Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Temel amacı vücut ağılığını bir noktadan başka bir noktaya güvenli bir şekilde hareket ettirme olan yürüyüş,
vücudun ileriye transferini sağlamayı amaçlayan bir dizi tekrarlı ekstremite hareketinin, vücut dengesi korunarak
gerçekleştirilmesiyle mümkündür. Güvenli bir yürüyüş, dik postürü koruyabilme ve vücut ağırlığını hareket eden
stabilite limitleri içinde tutulabilmeyi mümkün kılan denge becerilerini gerektirir. Yürüyüş siklusunun %60’ını
oluşturan duruş fazı boyunca yerle temasta olan ekstremitede kapalı kinetik halka hareketleri meydana gelirken
%40’ını oluşturan sallanma fazında hareketlerin çoğu açık kinetik halka prensipleriyle gerçekleşir.
Yürüyüş sırasında çok sayıda kompleks nöral bağlantı aktif olduğu için nörolojik problemlerde yürüyüş
bozuklukları görülmesi olağandır. Normal nöral bağlantıla bozulduğunda alternatif bağlantıların kurulması ve
alternatif yolakların aktifleşmesi gerekir ve sonucunda anormal paternde bir yürüme gelişir. Gelişen patern,
vücudun, kalan kapasiteyi kullanarak yürüyüşün temel amacını başarabilmeyi hedefleyen çabasının sonucudur.
Normal yürüyüş paterninin bireysel farklılıklar içeren sterotipik karakteristikleri olması gibi aynı nörolojik
teşhisi alan bireylerin yürüyüş paternlerinde de farklılıklar görülmektedir, ancak yürüyüş bozukluğunun teşhise
göre genel bir sınıflaması yapılabilmektedir. Bu yazıda inme hastalarında görülen yürüyüş paternleri zaman-mesafe
karakteristikleri, kinetik, kinematik ve elektromiyografik (EMG) deviasyonlar açısından incelenecektir.
KRONİK İNMEDE GÖRÜLEN YÜRÜME BOZUKLUKLARI
Primer nörolojik defisitin düzeltilemeyeceği durumlarda klinik yürüyüş değerlendirmesi ve tedavisinin
temel amacı etkili ve güvenli bir mobilite için va olan kapasitenin en iyi şekilde kullanılmasıdır.
TFD Nörolojik Fizyoterapi
Grubu Bülteni
Cilt/Vol:4
Sayı/Issue:2
Şubat/February
2018
www.norofzt.org
Üst motor nöron (ÜMN) lezyonları; kas parezisi, kas aşırı aktivitesi (spastisite, kokontaksiyon, klonus),
selektif motor kontrolün bozulması ve prorioseptif defisiti içeren sensorimotor bozukluklar nedeniyle anormal
yürüyüş paterni oluşumuna neden olmaktadır. Bu anormal patern düşme riski ve fiziksel yetersizlik ile ilişkilidir.
Hastaların inme sonrası mevcut yürüyüş becerileri, sensorimotor bozukluğun derecesine bağlıdır ve bu becerinin
iyileştirilmesi, inme sonrası rehabilitasyonun majör hedeflerindendir.
İnmede ortaya çıkan asimetrik duruş ve yürüyüşün nedenleri;
- Zayıf motor kontrol,
- Gecikmiş ve bozulmuş denge reaksiyonları,
- Paretik ekstremitede azalmış ağırlık taşıma,
- Vücudun düzgün ve simetrik ileri progresyonunda bozulmanın sonucunda asimetrik bir yürüyüş paterni
gelişmektedir. Ayrıca ekstremitelerin koordineli kinetik halka hareketlerinin yerini, non-paretik ekstremite ve
pelviste kompansatuar ayarlamalar gerektiren paretik ekstremite ekstansör sinerjist patern hareketleri almaktadır.
Normal resiprokal kol salınımları ise erken dönemde hemiplejik kolun flask olması, kronik dönemde ise fleksör
sinerjistik paternde stif olarak hareket etmesi nedeniyle bozulmuştur.
Yürüyüş simetrisinin değerlendirilmesinde en yaygın olarak zaman-mesafe parametreleri analiz edilmektedir.
Hemiplejik yürüyüşte görülen zamansal asimetri genellikle paretik ekstremitede uzamış sallanma fazı ve/veya non-
paretik ekstremitede uzamış duruş fazı olarak tanımlanmaktadır.
Adım uzunluklarındaki mesafesel asimetri, zamansal asimetri kadar yaygın değildir. Bazı hastalar paretik
tarafta daha uzun adım atarken bazılarında non-paretik taraf adım uzunluğu daha fazladır.
Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2
2
İnmeli hastalardaki asimetrik patern, çift detsek periyodunun süresini ve sağlam ekstemitede ağırlık taşıma
süresini artırarak stabilitenin korunmasını sağlar.
Yürüyüşteki asimetrinin derecesini azaltmak inme sonrası rehabilitasyonun yaygın hedefleri arasındadır ancak
özellikle kronik dönemde yürüyüş asimetrisinin değiştirilmemesini öneren yayınlar da mevcuttur. Yürüyüş
asimetrisi, hastaların yürüme fonksiyonunu gerçekleştirmelerini sağlama amacıyla nörolojik defisite
geliştirilen pozitif bir adaptasyon olarak yorumlanmaktadır. Stabil bir patern geliştirmiş kronik bir inme
hastasında biomekanik simetriyi yerleştirmeyi amaçlamanın optimal performansla sonuçlanması muhtemel
değildir. Hastanın kas kuvveti ve motor kontrolü iyileştikçe yürüyüş asimetrisinde de iyileşmeler
görülebilmektedir.
İnmede yürüyüşün zaman- mesafe karakteristiklerinde görülen değişimler
İnme hastalarının normal ve maksimum yürüyüş hızında sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında azalma
görülmektedir. Yürüyüş hızındaki azalma diğer zaman-mesafe karakteristiklerinde meydana gelen değişimlerle
ilişkilidir.
Çift adım süresi Kadans Yürüyüş hızı
Duruş fazı süresinde (paretik ekstremite duruş fazı süresi non-paretiğe göre daha kısa
olmasına rağmen sağlıklı kontrollere göre her iki ekstremitede de duruş fazı süresi
artmıştır.)
Çift destek periyodunun süresinde
Yürüyüş hızındaki azalmanın birçok nedeni vardır:
Zayıf motor kontol Yetersiz denge becerileri Azalmış kas kuvveti (özellikle kalça fleksörleri, diz
ekstansörleri, ayak bileği plantar fleksörlerindeki zayıflık yürüyüş hızı artırma kapasitesini limitler.)
Koordineli bilateral kol salınımındaki azalma.
Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2
3
Çoğu çalışma paretik ekstremite adım uzunluğunun, non-paretik ekstremite adım uzunluğundan daha fazla
olduğunu öne sürmektedir ancak non-paremetrik ekstremite adım uzunluğunun kendi içindeki asimetrisinden dolayı
zamansal asimetri kadar yaygın değildir.
Zamansal yürüyüş asimetri inme hastalarının %55.5’inde görülürken mesafesel asimetri %33.3’ünde
görülmektedir.
Paretik ekstremite adım uzunluğunun daha fazla olması, paretik taraf sallanma fazı süresinin artmasından çok
paretik ekstremitenin non-paretik ekstremiteye kıyasla itme fazında daha az propulsif kuvvet üretmesinden
kaynaklanmaktadır.
İnmede yürüyüşün kinematik özelliklerinde meydana gelen değişimler
- Duruş Fazı
Kalça Eklemi: Topuk vuruşunda 15° fleksiyonda olan kalça duruş fazı süresince 10° ekstansiyona ulaşır ve
ekstansiyona gelirken gövde segmentinin yerdeki ayak üzerinde ileri doğru taşınmasını sağlar. Kalça
ekstansiyonunda azalma hemiplejik yürüyüşte sıklıkla rapor edilmektedir.
Diz Eklemi: Bazı vakalarda diz fleksiyonunda artış görülebilmesine rağmen çoğunlukla aşırı diz ekstansiyonu
görülmektedir.
Ayak Bileği: Topuk vuruşu, dorsi fleksiyon yetersizliği nedeniyle taban teması şeklinde gerçekleştirilmektedir
ve parmak kalkışı sırasında plantar fleksiyonda azalma görülmektedir.
Kalça Eklemi Diz Eklemi Ayak bileği
Açık renk: Non-paretik ekstremite/ Koyu renk: Paretik ekstremite/ Kesikli: Normativ veriler
Nedenleri arasında kalça ekstansörlerinde adaptif kısalma ve aşırı kalça fleksör aktivitesi de olmasına rağmen
en önemli neden duruş fazındaki kalça ekstansiyonu ve gövdenin ileri taşınması için gerekli olan dorsi
fleksiyonu limitleyen plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi, stifnısında artış olması ve eksentrik
kontraksiyonunda kayıp olmasıdır.
Nedenleri arasında plantar fleksörlerin erken aktivitesinin bacağı posteriora çekmesi ve stabil bir ağırlık taşıma
fonksiyonu için diz ekstansiyonunu kompansatuar olarak artırılması vardır.
Plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi ve/veya stifnısında artış olması topuk vuruşunun gerçekleştirilememesine
neden olur. İtme fazında ise plantar fleksörlerin konsantrik olarak yeterli kuvvet üretememesi sonucunda vücut
ağırlığının öne aktarılmasında yetersizlik görülür.
Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2
4
- Sallanma Fazı
Kalça Eklemi: Sallanma fazındaki ekstremitenin kalça fleksiyonu normal adım uzunluğu için gereklidir.
Ancak hemiplejik bireylerde kalça fleksiyonunda azalma ve kalça fleksiyonunun erken veya geç başlaması yaygın
olarak görülmektedir. Nedenleri arasında kalça fleksörlerinin aktivasyonunun kontrolünde yetersizlik, kalça
ekstansörlerinin aşırı aktivitesi ve/ veya stifnısında artış bulunmaktadır.
Diz Eklemi:
Sallanma fazında diz fleksiyonunda azalma, hemiplejik yürüyüşte en sık görülen problemdir ve diz ekleminin
stif hareket paterni ile karakterizedir.
Diz fleksyon yetersizliğinin en yaygın nedenleri rektus femoris kasının aşırı aktivitesi ve yetersiz itme fazıdır.
Ayak Bileği: Diğer yaygın problemlerden biri de azalmış dorsi fleksiyondur. Normalde ayak bileği sallanma
fazının ortasında ulaştığı nötral pozisyonu topuk vuruşuna kadar sürdürür. Bu pozisyon sallanma fazındaki
ekstremitenin parmaklarının zeminle temasını önlediği için önemlidir. Plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi ve/veya
stifnısında artış olması ve yeterli dorsi fleksiyon momenti üretememesi yetersiz dorsi fleksiyonun nedenleridir.
Kalça ve diz fleksiyonunda
Ayak bileğinde dorsi fleksiyon veya plantar fleksiyonun devamlı olması
Ekstremite boyunda uzama
Uzamış ekstremite boyunu kısaltabilmek için sallanma
fazında paretik taraf pelvik elevasyonun artırıldığı hip-
hiking yürüyüşü veya sallanma fazında paretik
ekstremitede sirkümdüksiyon hareketinin yapıldığı
oraklama yürüyüşü görülmektedir.
Hip-hiking Yürüyüşü
Oraklama Yürüyüşü
Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2
5
İnmede yürüyüşün kinetik özelliklerinde meydana gelen değişimler
Normal yürüyüş paterninde yer reakiyon kuvveti topuk vuruşu ve itme fazı olmak üzere iki yerde pik yapar.
Ancak bazı hemiplejik bireylerin üç veya daha fazla yerde küçük ve düzensiz pikler olan devamlı bir yer
reaksiyon kuvveti sergiledikleri görülmektedir. Non-paretik ekstremitede ise topuk vuruşunu takiben ve itme
fazında, paratik ekstremiteye kıyasla daha yüksek vertikal yer reaksiyon kuvvveti meydana gelmektedir.
Duruş fazında artmış inversiyon momentinde dolayı lateral plantar destek görülür. Ayrıca topuk vuruşundan
taban temasına geçerken ayakta gerçekleşen yuvarlanma hareketinde azalma ve arka ayaktan öne ayağa ağırlık
transferinde anormallikler görülmektedir.
İnmede yürüyüşün elektromiyografik özelliklerinde meydana gelen değişimler
Hemiparetik ekstremite kaslarının aktivasyon amplitüdünde azalma, gecikmiş aktivasyon, yürüyüş siklusu
boyunca uzamış ateşleme süresi, normal paternden farklı aktivasyon pikleri inmeli bireylerde ortak görülen EMG
karakteristikleridir.
Duruş fazında her iki ekstremitede de hamsting ve kuadriseps kaslarının uzamış koaktivasyonu yaygın olarak
görülmektedir. Duruş fazında ekstremitenin stabilitesini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen kompansasyon
stratejisinin sonucu olduğu düşünülmektedir.
İnme hastalarında duruş fazının erken dönemindeki negatif fleksiyon momentini yürüyüş siklusu boyunca
artmış pozitif ekstansör moment izlemektedir. Bu durum, inmeli hastalarda en sık görülen yürüyüş problemi
olan sallanma fazında azalmış diz fleksiyonuna neden olmaktadır.
SONUÇ
İnme sonrası yürüyüş paterninde meydana gelen değişimler, deviasyonlar ve vücudun kalan kapasitesi
tarafından gerçekleştirilen kompansatuar hareketlerin karışımının sonucudur. Yürüyüşün klinik
değerlendirmesinde her hastanın eşsiz zaman-mesafe, kinetik, kinematik ve EMG karakteristikleri incelenerek
tedavi programı planlanmalıdır.
Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2
6
TFD NÖROLOJİK FİZYOTERAPİ GRUBU adına
Uzm. Fzt. Müge KIRMIZI
tarafından hazırlanmıştır.
Uzm. Fzt. Kartal SELİCİ
Dokuz Eylül Üniversitesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu
www.norofzt.org