7
Temel amacı vücut ağılığını bir noktadan başka bir noktaya güvenli bir şekilde hareket ettirme olan yürüyüş, vücudun ileriye transferini sağlamayı amaçlayan bir dizi tekrarlı ekstremite hareketinin, vücut dengesi korunarak gerçekleştirilmesiyle mümkündür . Güvenli bir yürüyüş, dik postürü koruyabilme ve vücut ağırlığını hareket eden stabilite limitleri içinde tutulabilmeyi mümkün kılan denge becerilerini gerektirir. Yürüyüş siklusunun %60’ını oluşturan duruş fazı boyunca yerle temasta olan ekstremitede kapalı kinetik halka hareketleri meydana gelirken %40’ını oluşturan sallanma fazında hareketlerin çoğu açık kinetik halka prensipleriyle gerçekleşir . Yürüyüş sırasında çok sayıda kompleks nöral bağlantı aktif olduğu için nörolojik problemlerde yürüyüş bozuklukları görülmesi olağandır . Normal nöral bağlantıla bozulduğunda alternatif bağlantıların kurulması ve alternatif yolakların aktifleşmesi gerekir ve sonucunda anormal paternde bir yürüme gelişir . Gelişen patern, vücudun, kalan kapasiteyi kullanarak yürüyüşün temel amacını başarabilmeyi hedefleyen çabasının sonucudur. Normal yürüyüş paterninin bireysel farklılıklar içeren sterotipik karakteristikleri olması gibi aynı nörolojik teşhisi alan bireylerin yürüyüş paternlerinde de farklılıklar görülmektedir, ancak yürüyüş bozukluğunun teşhise göre genel bir sınıflaması yapılabilmektedir . Bu yazıda inme hastalarında görülen yürüyüş paternleri zaman-mesafe karakteristikleri, kinetik, kinematik ve elektromiyografik (EMG) deviasyonlar açısından incelenecektir. KRONİK İNMEDE GÖRÜLEN YÜRÜME BOZUKLUKLARI Primer nörolojik defisitin düzeltilemeyeceği durumlarda klinik yürüyüş değerlendirmesi ve tedavisinin temel amacı etkili ve güvenli bir mobilite için va olan kapasitenin en iyi şekilde kullanılmasıdır . TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol:4 Sayı/Issue:2 Şubat/February 2018 www.norofzt.org

KRONİK İNMEDE GÖRÜLEN YÜRÜME BOZUKLUKLARInorofzt.org/wp-content/uploads/2018/02/2018-Şubat-Bülten.pdfÜst motor nöron (ÜMN) lezyonları; kas parezisi, kas aırı aktivitesi

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • Temel amacı vücut ağılığını bir noktadan başka bir noktaya güvenli bir şekilde hareket ettirme olan yürüyüş,

    vücudun ileriye transferini sağlamayı amaçlayan bir dizi tekrarlı ekstremite hareketinin, vücut dengesi korunarak

    gerçekleştirilmesiyle mümkündür. Güvenli bir yürüyüş, dik postürü koruyabilme ve vücut ağırlığını hareket eden

    stabilite limitleri içinde tutulabilmeyi mümkün kılan denge becerilerini gerektirir. Yürüyüş siklusunun %60’ını

    oluşturan duruş fazı boyunca yerle temasta olan ekstremitede kapalı kinetik halka hareketleri meydana gelirken

    %40’ını oluşturan sallanma fazında hareketlerin çoğu açık kinetik halka prensipleriyle gerçekleşir.

    Yürüyüş sırasında çok sayıda kompleks nöral bağlantı aktif olduğu için nörolojik problemlerde yürüyüş

    bozuklukları görülmesi olağandır. Normal nöral bağlantıla bozulduğunda alternatif bağlantıların kurulması ve

    alternatif yolakların aktifleşmesi gerekir ve sonucunda anormal paternde bir yürüme gelişir. Gelişen patern,

    vücudun, kalan kapasiteyi kullanarak yürüyüşün temel amacını başarabilmeyi hedefleyen çabasının sonucudur.

    Normal yürüyüş paterninin bireysel farklılıklar içeren sterotipik karakteristikleri olması gibi aynı nörolojik

    teşhisi alan bireylerin yürüyüş paternlerinde de farklılıklar görülmektedir, ancak yürüyüş bozukluğunun teşhise

    göre genel bir sınıflaması yapılabilmektedir. Bu yazıda inme hastalarında görülen yürüyüş paternleri zaman-mesafe

    karakteristikleri, kinetik, kinematik ve elektromiyografik (EMG) deviasyonlar açısından incelenecektir.

    KRONİK İNMEDE GÖRÜLEN YÜRÜME BOZUKLUKLARI

    Primer nörolojik defisitin düzeltilemeyeceği durumlarda klinik yürüyüş değerlendirmesi ve tedavisinin

    temel amacı etkili ve güvenli bir mobilite için va olan kapasitenin en iyi şekilde kullanılmasıdır.

    TFD Nörolojik Fizyoterapi

    Grubu Bülteni

    Cilt/Vol:4

    Sayı/Issue:2

    Şubat/February

    2018

    www.norofzt.org

  • Üst motor nöron (ÜMN) lezyonları; kas parezisi, kas aşırı aktivitesi (spastisite, kokontaksiyon, klonus),

    selektif motor kontrolün bozulması ve prorioseptif defisiti içeren sensorimotor bozukluklar nedeniyle anormal

    yürüyüş paterni oluşumuna neden olmaktadır. Bu anormal patern düşme riski ve fiziksel yetersizlik ile ilişkilidir.

    Hastaların inme sonrası mevcut yürüyüş becerileri, sensorimotor bozukluğun derecesine bağlıdır ve bu becerinin

    iyileştirilmesi, inme sonrası rehabilitasyonun majör hedeflerindendir.

    İnmede ortaya çıkan asimetrik duruş ve yürüyüşün nedenleri;

    - Zayıf motor kontrol,

    - Gecikmiş ve bozulmuş denge reaksiyonları,

    - Paretik ekstremitede azalmış ağırlık taşıma,

    - Vücudun düzgün ve simetrik ileri progresyonunda bozulmanın sonucunda asimetrik bir yürüyüş paterni

    gelişmektedir. Ayrıca ekstremitelerin koordineli kinetik halka hareketlerinin yerini, non-paretik ekstremite ve

    pelviste kompansatuar ayarlamalar gerektiren paretik ekstremite ekstansör sinerjist patern hareketleri almaktadır.

    Normal resiprokal kol salınımları ise erken dönemde hemiplejik kolun flask olması, kronik dönemde ise fleksör

    sinerjistik paternde stif olarak hareket etmesi nedeniyle bozulmuştur.

    Yürüyüş simetrisinin değerlendirilmesinde en yaygın olarak zaman-mesafe parametreleri analiz edilmektedir.

    Hemiplejik yürüyüşte görülen zamansal asimetri genellikle paretik ekstremitede uzamış sallanma fazı ve/veya non-

    paretik ekstremitede uzamış duruş fazı olarak tanımlanmaktadır.

    Adım uzunluklarındaki mesafesel asimetri, zamansal asimetri kadar yaygın değildir. Bazı hastalar paretik

    tarafta daha uzun adım atarken bazılarında non-paretik taraf adım uzunluğu daha fazladır.

    Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2

    2

  • İnmeli hastalardaki asimetrik patern, çift detsek periyodunun süresini ve sağlam ekstemitede ağırlık taşıma

    süresini artırarak stabilitenin korunmasını sağlar.

    Yürüyüşteki asimetrinin derecesini azaltmak inme sonrası rehabilitasyonun yaygın hedefleri arasındadır ancak

    özellikle kronik dönemde yürüyüş asimetrisinin değiştirilmemesini öneren yayınlar da mevcuttur. Yürüyüş

    asimetrisi, hastaların yürüme fonksiyonunu gerçekleştirmelerini sağlama amacıyla nörolojik defisite

    geliştirilen pozitif bir adaptasyon olarak yorumlanmaktadır. Stabil bir patern geliştirmiş kronik bir inme

    hastasında biomekanik simetriyi yerleştirmeyi amaçlamanın optimal performansla sonuçlanması muhtemel

    değildir. Hastanın kas kuvveti ve motor kontrolü iyileştikçe yürüyüş asimetrisinde de iyileşmeler

    görülebilmektedir.

    İnmede yürüyüşün zaman- mesafe karakteristiklerinde görülen değişimler

    İnme hastalarının normal ve maksimum yürüyüş hızında sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında azalma

    görülmektedir. Yürüyüş hızındaki azalma diğer zaman-mesafe karakteristiklerinde meydana gelen değişimlerle

    ilişkilidir.

    Çift adım süresi Kadans Yürüyüş hızı

    Duruş fazı süresinde (paretik ekstremite duruş fazı süresi non-paretiğe göre daha kısa

    olmasına rağmen sağlıklı kontrollere göre her iki ekstremitede de duruş fazı süresi

    artmıştır.)

    Çift destek periyodunun süresinde

    Yürüyüş hızındaki azalmanın birçok nedeni vardır:

    Zayıf motor kontol Yetersiz denge becerileri Azalmış kas kuvveti (özellikle kalça fleksörleri, diz

    ekstansörleri, ayak bileği plantar fleksörlerindeki zayıflık yürüyüş hızı artırma kapasitesini limitler.)

    Koordineli bilateral kol salınımındaki azalma.

    Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2

    3

  • Çoğu çalışma paretik ekstremite adım uzunluğunun, non-paretik ekstremite adım uzunluğundan daha fazla

    olduğunu öne sürmektedir ancak non-paremetrik ekstremite adım uzunluğunun kendi içindeki asimetrisinden dolayı

    zamansal asimetri kadar yaygın değildir.

    Zamansal yürüyüş asimetri inme hastalarının %55.5’inde görülürken mesafesel asimetri %33.3’ünde

    görülmektedir.

    Paretik ekstremite adım uzunluğunun daha fazla olması, paretik taraf sallanma fazı süresinin artmasından çok

    paretik ekstremitenin non-paretik ekstremiteye kıyasla itme fazında daha az propulsif kuvvet üretmesinden

    kaynaklanmaktadır.

    İnmede yürüyüşün kinematik özelliklerinde meydana gelen değişimler

    - Duruş Fazı

    Kalça Eklemi: Topuk vuruşunda 15° fleksiyonda olan kalça duruş fazı süresince 10° ekstansiyona ulaşır ve

    ekstansiyona gelirken gövde segmentinin yerdeki ayak üzerinde ileri doğru taşınmasını sağlar. Kalça

    ekstansiyonunda azalma hemiplejik yürüyüşte sıklıkla rapor edilmektedir.

    Diz Eklemi: Bazı vakalarda diz fleksiyonunda artış görülebilmesine rağmen çoğunlukla aşırı diz ekstansiyonu

    görülmektedir.

    Ayak Bileği: Topuk vuruşu, dorsi fleksiyon yetersizliği nedeniyle taban teması şeklinde gerçekleştirilmektedir

    ve parmak kalkışı sırasında plantar fleksiyonda azalma görülmektedir.

    Kalça Eklemi Diz Eklemi Ayak bileği

    Açık renk: Non-paretik ekstremite/ Koyu renk: Paretik ekstremite/ Kesikli: Normativ veriler

    Nedenleri arasında kalça ekstansörlerinde adaptif kısalma ve aşırı kalça fleksör aktivitesi de olmasına rağmen

    en önemli neden duruş fazındaki kalça ekstansiyonu ve gövdenin ileri taşınması için gerekli olan dorsi

    fleksiyonu limitleyen plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi, stifnısında artış olması ve eksentrik

    kontraksiyonunda kayıp olmasıdır.

    Nedenleri arasında plantar fleksörlerin erken aktivitesinin bacağı posteriora çekmesi ve stabil bir ağırlık taşıma

    fonksiyonu için diz ekstansiyonunu kompansatuar olarak artırılması vardır.

    Plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi ve/veya stifnısında artış olması topuk vuruşunun gerçekleştirilememesine

    neden olur. İtme fazında ise plantar fleksörlerin konsantrik olarak yeterli kuvvet üretememesi sonucunda vücut

    ağırlığının öne aktarılmasında yetersizlik görülür.

    Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2

    4

  • - Sallanma Fazı

    Kalça Eklemi: Sallanma fazındaki ekstremitenin kalça fleksiyonu normal adım uzunluğu için gereklidir.

    Ancak hemiplejik bireylerde kalça fleksiyonunda azalma ve kalça fleksiyonunun erken veya geç başlaması yaygın

    olarak görülmektedir. Nedenleri arasında kalça fleksörlerinin aktivasyonunun kontrolünde yetersizlik, kalça

    ekstansörlerinin aşırı aktivitesi ve/ veya stifnısında artış bulunmaktadır.

    Diz Eklemi:

    Sallanma fazında diz fleksiyonunda azalma, hemiplejik yürüyüşte en sık görülen problemdir ve diz ekleminin

    stif hareket paterni ile karakterizedir.

    Diz fleksyon yetersizliğinin en yaygın nedenleri rektus femoris kasının aşırı aktivitesi ve yetersiz itme fazıdır.

    Ayak Bileği: Diğer yaygın problemlerden biri de azalmış dorsi fleksiyondur. Normalde ayak bileği sallanma

    fazının ortasında ulaştığı nötral pozisyonu topuk vuruşuna kadar sürdürür. Bu pozisyon sallanma fazındaki

    ekstremitenin parmaklarının zeminle temasını önlediği için önemlidir. Plantar fleksörlerin aşırı aktivitesi ve/veya

    stifnısında artış olması ve yeterli dorsi fleksiyon momenti üretememesi yetersiz dorsi fleksiyonun nedenleridir.

    Kalça ve diz fleksiyonunda

    Ayak bileğinde dorsi fleksiyon veya plantar fleksiyonun devamlı olması

    Ekstremite boyunda uzama

    Uzamış ekstremite boyunu kısaltabilmek için sallanma

    fazında paretik taraf pelvik elevasyonun artırıldığı hip-

    hiking yürüyüşü veya sallanma fazında paretik

    ekstremitede sirkümdüksiyon hareketinin yapıldığı

    oraklama yürüyüşü görülmektedir.

    Hip-hiking Yürüyüşü

    Oraklama Yürüyüşü

    Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2

    5

  • İnmede yürüyüşün kinetik özelliklerinde meydana gelen değişimler

    Normal yürüyüş paterninde yer reakiyon kuvveti topuk vuruşu ve itme fazı olmak üzere iki yerde pik yapar.

    Ancak bazı hemiplejik bireylerin üç veya daha fazla yerde küçük ve düzensiz pikler olan devamlı bir yer

    reaksiyon kuvveti sergiledikleri görülmektedir. Non-paretik ekstremitede ise topuk vuruşunu takiben ve itme

    fazında, paratik ekstremiteye kıyasla daha yüksek vertikal yer reaksiyon kuvvveti meydana gelmektedir.

    Duruş fazında artmış inversiyon momentinde dolayı lateral plantar destek görülür. Ayrıca topuk vuruşundan

    taban temasına geçerken ayakta gerçekleşen yuvarlanma hareketinde azalma ve arka ayaktan öne ayağa ağırlık

    transferinde anormallikler görülmektedir.

    İnmede yürüyüşün elektromiyografik özelliklerinde meydana gelen değişimler

    Hemiparetik ekstremite kaslarının aktivasyon amplitüdünde azalma, gecikmiş aktivasyon, yürüyüş siklusu

    boyunca uzamış ateşleme süresi, normal paternden farklı aktivasyon pikleri inmeli bireylerde ortak görülen EMG

    karakteristikleridir.

    Duruş fazında her iki ekstremitede de hamsting ve kuadriseps kaslarının uzamış koaktivasyonu yaygın olarak

    görülmektedir. Duruş fazında ekstremitenin stabilitesini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen kompansasyon

    stratejisinin sonucu olduğu düşünülmektedir.

    İnme hastalarında duruş fazının erken dönemindeki negatif fleksiyon momentini yürüyüş siklusu boyunca

    artmış pozitif ekstansör moment izlemektedir. Bu durum, inmeli hastalarda en sık görülen yürüyüş problemi

    olan sallanma fazında azalmış diz fleksiyonuna neden olmaktadır.

    SONUÇ

    İnme sonrası yürüyüş paterninde meydana gelen değişimler, deviasyonlar ve vücudun kalan kapasitesi

    tarafından gerçekleştirilen kompansatuar hareketlerin karışımının sonucudur. Yürüyüşün klinik

    değerlendirmesinde her hastanın eşsiz zaman-mesafe, kinetik, kinematik ve EMG karakteristikleri incelenerek

    tedavi programı planlanmalıdır.

    Şubat 2018 TFD Nörolojik Fizyoterapi Bülteni Cilt:4 / Sayı:2

    6

  • TFD NÖROLOJİK FİZYOTERAPİ GRUBU adına

    Uzm. Fzt. Müge KIRMIZI

    tarafından hazırlanmıştır.

    Uzm. Fzt. Kartal SELİCİ

    Dokuz Eylül Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu

    www.norofzt.org