22
Kürtler Kürtler Kurd ﮐوردMustafa Yamulki Şeref Han Said Nursi Yusuf Ziya Koçzade Cibranlı Halit Haco Ağa Kadri Cemilpaşa İhsan Nuri Simko Kadı Muhammed Mustafa Barzani Celal Talabani Mesud Barzani Salih Müslim Leyla Zana Widad Akrawi Bahman Ghobadi Ahmet Kaya Aynur Doğan Zaro Ağa Dilsa Demirbag Sten Muhammed Bagır Galibaf Zuhal Demir Soad Hosny Şeyhmus Dağtekin Toplam nüfus 23 - 28.5 milyon [1][2] Önemli nüfusa sahip bölgeler Türkiye 11.445.000 Bazı kaynaklarda hatalı olarak [1] Zazalar da dahil edilir. Bu şekilde - 15.000.000 İran 4.119.000 Irak 4.347.000 Suriye 1.411.000 Asya /Kafkasya Afganistan 200.000 Azerbaycan 6.100 [10] İsrail 100.000 Lübnan 75.000-100.000 Gürcistan 40.000 Ermenistan 45.000 Türkmenistan 50.000 Vikipedi, özgür ansiklopedi Kürtler (Kürtçe: Kurd, ﮐﻮرد), Orta Doğu'nun yerlilerinden olup doğudaZagros Dağları'ndan batıda Toros Dağları'na, güneyde Hemrin Dağları'ndan kuzeyde Kars-Erzurum platolarına kadar uzanan, Kürdistanadıyla da anılan coğrafi bölgede yoğun şekilde yaşayan tahminen yaklaşık 20– 25 [14] veya 20–30 [15] milyon nüfusa sahip bir İran halkıdır. Bugün en büyük Kürt nüfusuTürkiye'de bulunurken (11-15 milyon kişi), [16] İran, Irak ve Suriye'de de kayda değer Kürt nüfusları bulunmaktadır. Gerek bölgedeki siyasi ve sosyal karmaşa ve sorunlar gerekse diğer sebepler dolayısıyla, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında oluşan göçlerle Batı Avrupa başta olmak üzere Kuzey Amerika ve Orta Asya gibi farklı coğrafî bölgelerde yerleşmiş bir Kürt diasporası da mevcuttur. [15] Kürt kültürü yüzyıllarca süren etkileşimin de sonucuyla diğer Orta Doğu kültürleriyle çeşitli benzerlikler barındırırken, Kürt dinî inancı oldukça senkretik bir biçimde gelişmiştir. [17] Bugün Kürtlerin çoğunluğu Şafii mezhebine bağlıSünni Müslümanken, birçok farklı din ve inancın da mensuplarına rastlanır. Bunlara ek olarak Ezidilik ve Ehl-i Hakk gibi Kürtler arasında ortaya çıkan ve Kürt kültür ve dinî anlayışıyla karakterize çeşitli dinî mezhep, akım ve inançlar da mevcuttur. [17] Konu başlıkları [gizle] 1 Kökenbilim 2 Tarihçe 2.1 Köken ve Antik çağlardan Orta Çağ sonlarına Kürtler 2.2 Orta Çağ sonlarından 20. yüzyıla Kürtler 3 Çağdaş Orta Doğu'da Kürtler ve Kürdistan 3.1 Kürdistan 3.2 Türkiye 3.3 İran 3.4 Suriye 3.5 Irak 3.6 Ermenistan 3.7 Afganistan 4 Kürt diasporası 4.1 Avrupa 4.2 Kuzey Amerika 4.3 Orta Asya 4.4 Uzak Doğu 5 Dil 5.1 Kürt edebiyatı 6 Kültür, sanat ve toplumsal yapı 6.1 Kürt müziği ve dansı [3][4][5] [6] [7] [8] [9] [9] [11] [9][12] [13] [9] [13]

Kürtler - Vikipedi

  • Upload
    mstfokn

  • View
    24

  • Download
    4

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kürtler - Vikipedi

Citation preview

Page 1: Kürtler - Vikipedi

Kürtler

KürtlerKurd کورد

MustafaYamulki

Şeref Han Said Nursi Yusuf ZiyaKoçzade

Cibranlı Halit

Haco Ağa KadriCemilpaşa

İhsan Nuri Simko KadıMuhammed

MustafaBarzani

CelalTalabani

MesudBarzani

Salih Müslim Leyla Zana

WidadAkrawi

BahmanGhobadi

Ahmet Kaya AynurDoğan

Zaro Ağa

DilsaDemirbag

Sten

MuhammedBagır

Galibaf

Zuhal Demir Soad Hosny ŞeyhmusDağtekin

Toplam nüfus

23 - 28.5 milyon[1][2]

Önemli nüfusa sahip bölgeler

Türkiye 11.445.000Bazı kaynaklarda hatalı

olarak[1]Zazalar da dahil edilir.Bu şekilde - 15.000.000

İran 4.119.000

Irak 4.347.000

Suriye 1.411.000

Asya /KafkasyaAfganistan 200.000

Azerbaycan 6.100 [10]

İsrail 100.000

Lübnan 75.000-100.000

Gürcistan 40.000

Ermenistan 45.000

Türkmenistan 50.000

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Kürtler (Kürtçe: Kurd, کورد), Orta Doğu'nun yerlilerinden olupdoğudaZagros Dağları'ndan batıda Toros Dağları'na,güneyde Hemrin Dağları'ndan kuzeyde Kars-Erzurumplatolarına kadar uzanan, Kürdistanadıyla da anılan coğrafibölgede yoğun şekilde yaşayan tahminen yaklaşık 20–25[14] veya 20–30[15]milyon nüfusa sahip bir İran halkıdır.

Bugün en büyük Kürt nüfusuTürkiye'de bulunurken (11-15milyon kişi),[16] İran, Irak ve Suriye'de de kayda değer Kürtnüfusları bulunmaktadır. Gerek bölgedeki siyasi ve sosyalkarmaşa ve sorunlar gerekse diğer sebepler dolayısıyla,özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında oluşan göçlerle BatıAvrupa başta olmak üzere Kuzey Amerika ve Orta Asya gibifarklı coğrafî bölgelerde yerleşmiş bir Kürt diasporası damevcuttur.[15] Kürt kültürü yüzyıllarca süren etkileşimin desonucuyla diğer Orta Doğu kültürleriyle çeşitli benzerliklerbarındırırken, Kürt dinî inancı oldukça senkretik bir biçimdegelişmiştir.[17] Bugün Kürtlerin çoğunluğu Şafiimezhebine bağlıSünni Müslümanken, birçok farklı din veinancın da mensuplarına rastlanır. Bunlara ekolarak Ezidilik ve Ehl-i Hakk gibi Kürtler arasında ortaya çıkanve Kürt kültür ve dinî anlayışıyla karakterize çeşitli dinîmezhep, akım ve inançlar da mevcuttur.[17]

Konu başlıkları [gizle]

1 Kökenbilim2 Tarihçe

2.1 Köken ve Antik çağlardan Orta Çağ sonlarına Kürtler2.2 Orta Çağ sonlarından 20. yüzyıla Kürtler

3 Çağdaş Orta Doğu'da Kürtler ve Kürdistan3.1 Kürdistan3.2 Türkiye3.3 İran3.4 Suriye3.5 Irak3.6 Ermenistan3.7 Afganistan

4 Kürt diasporası4.1 Avrupa4.2 Kuzey Amerika4.3 Orta Asya4.4 Uzak Doğu

5 Dil5.1 Kürt edebiyatı

6 Kültür, sanat ve toplumsal yapı6.1 Kürt müziği ve dansı

[3][4][5]

[6]

[7]

[8]

[9]

[9]

[11]

[9][12]

[13]

[9]

[13]

Page 2: Kürtler - Vikipedi

AvrupaAlmanya 500.000-600.000

Fransa 100.000-120.000

İsveç 25.000-30.000

Hollanda 70.000-80.000

İsviçre 60.000-70.000

Avusturya 50.000-60.000

BirleşikKrallık

25.000-80.000

Danimarka 8.000-10.000

Yunanistan 20.000-25.000

Amerika ABD 15.000-20.000

Kanada 6.000

Diller

Kürtçebunun yanında Türkçe, Farsça ve Arapça geniş bir kesim

tarafından konuşulur.

Din

Ağırlıklı olarak İslam (Şafii, Hanefi, Alevi); küçük azınlıklarhâlinde Ezidilik, Hıristiyanlık, Zerdüştlük,Yahudilik

6.2 Kürt kilim ve halıları6.3 Kürt sineması

7 Din7.1 Ehl-i Hakk7.2 Ezidilik

8 Kaynakça9 Ek okumalar10 Dış bağlantılar

KökenbilimKürt (veya Kürd) sözcüğünün etimolojisi oldukça tartışmalı birkonudur ve tam olarak nasıl türediği kesin olarakbilinmemektedir.[18] Bazı bilim insanları Kürt sözcüğünü, MÖ24. yüzyıldan kalma antik Sümer tabletlerinde geçen ve yinebir halkı tanımlamakta kullanılmış olan Guti sözcüğü ileilişkilendirmiş, bazıları ise Kürt sözcüğünü, Xenophon'unyazılarında, bugün Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerdebulunan bazı kabileleri tanımlamakta kullanılan Kardukhoi (kibu Kardu sözcüğünün çoğulu sayılır zira sonekteki khkısmı Ermenice çoğul ekinden gelmektedir veXenophon bu kabilelerin isimlerini Ermenilerden öğrendiğinibelirtmektedir) sözcüğü ile ilişkilendirmektedir.[18][19] Dahasonraları Livy, Polybius ve Strabo'nun eserlerinde de Kyrtiae olarak anılan ve Kürtlerle ilişkilendirilen bir topluluk gözeçarpmaktadır.[18] Bununla birlikte, çağdaş bağlamdaki Kürtsözcüğü İranîdir; nitekim Sasaniler dönemindeyazılan Kârnâmag î Ardashîr î Babagândestanında da bu sözcüğe rastlanır.[18] Kürd ismi büyük ihtimalleFarsça Gord yani "kahraman" isminden türemiştir.[18]

Özellikle erken dönem araştırmacılar Kürtleri Xenophon'un bahsettiği Kardukhoi ile ilişkilendirseler de 20. yüzyılınbaşından itibaren bu görüşler tartışılmış ve önemini yitirmiştir.[18] Xenophon'un Kardukhoi olarak adlandırdığı halkınKürtlerle özdeşleştirilmesinin nedenleri, yaşadıkları bölgenin bugün Kürdistan'ın içinde yer alıyor olması, alışkanlıklarve çeşitli dış özelliklerdir. Bununla birlikte, bu sonuç bugün Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Kürdistan'da her daimKürtlerin yaşamış olduğu ve tarih içinde bölgede gerçekleşen göçlerin göz önünde bulundurulmaması gibi sorunluöncüllere dayanmaktaydı. Aynı zamanda belirli bir bölgede yaşayan toplulukların zaman içinde etnik kökenleri gibiözellikleri haricinde benzer yaşama şekilleri göstermeleri beklenen bir gelişmedir.[18]

Genel olarak eski kaynaklarda geçen ve tarihte zaman zaman Kürtlerle ilişkilendirilmiş olanKardu, Kyrtiae gibihalkların konumu da tartışma konusudur ve dilbilimcilerin genel kanısı bu isimlerin Kürt isminden farklı olduklarıyönündedir. Bu görüşün en büyük sebebi bu sözcüklerin sonunda yer alan ve sözcüklerin kökünün de bir parçasıolan kısa ünlü harfidir. Özellikle Kardu sözcüğü çok tartışmalıdır; bu sözcüğün ilk harfinin K harfinden ziyade Q harfinitarif etmesi olasıdır ki bu olasılık da Semitik "QRD" ("cesur" veya "güçlü" anlamında) kökünü işaret eder;[18] bunusavunan dilbilimciler olduğu gibi eleştiren ve reddedenler de olmuştur.[20] Bunun dışında Kardu sözcüğünün Gürcüleriçin kullanılan özgün bir isim olanKart'veli ile ilişkili olabileceği ortaya atılmıştır. Ayrıca, eğer Kürd sözcüğününFarsça Gordsözcüğünden türediği kabul edilirse, Gord sözcüğünün yöresel Kardu (veya Qardu) gibi bir isminİranîleştirilmiş bir formu gibi görülmesi de mümkündür.[18]

Tarihçe

Köken ve Antik çağlardan Orta Çağ sonlarına Kürtler

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

[9]

Page 3: Kürtler - Vikipedi

Zagros Dağlarının uzaydan görünümü.

Kürtlerin kökenine dair birçok sav ortaya atılmıştır. Bazısı bilimsel bazısı ise bilimsel olmayan dayanakları kaynakgösteren bu savlar oldukça çeşitlidir ve Kürtlerin kökeni AsurlulardanGürcülere kadar birçok farklı topluluk vemedeniyete atfedilmiştir.[18] Genel kabul gören köken İranî olsa da Kürt topluluklarının homojen bir yapıdan uzakolduğu ve linguistik bütünlüklerinin ötesinde, etnik anlamda çok çeşitli olduğu, tanınmış Kürdolog VladimirMinorsky dahil birçok bilim insanı tarafından kabul edilmektedir.[18] Bununla birlikte tarihte kökenlerinin Arabîolduğunu savunan Kürt toplulukları da olmuştur.[18][20] Müslüman bazı tarihçiler Kürtlerin kökenini Persleredayandırırlar; bundaki en büyük dayanaklardan biriŞahname'de de geçen Demirci Kawa Efsanesidir.[20] Birçok Kürt,kökenlerini Medlere atfetmiştir;[19] nitekim Medler ile Kürtler arasında ne coğrafî ne de dilbilimsel bir ayrımdan sözedebilmeyi olanaklı kılacak kanıt ve temel bulunmamakta, aksine olası bir ilişkiye dair dilbilimsel ve coğrafî kanıtlarbulunmaktadır; örneğin her ne kadar Med dili örneği sayısı az olsa da eldeki bulgularla yapılan araştırmalar Meddilinin antik Pers dili ile olan ilişkisinin çağdaş Kürtçenin çağdaş Pers dili ile olan ilişkisiyle aynı olduğunu ortayakoymuştur.[18]Bununla birlikte Medler hakkında pek az şey bilinmektedir[18] ve akademik anlamda Medler-Kürtlerbağlantısının genel kabul gördüğü söylenemez.[19] Kürtler, Medlerin dışında kendilerini Urartular ve Neo-Babilliler ilede ilişkilendirmişlerdir.[19]

Kürt sözcüğü tarih boyunca Persler ve Araplar tarafından sıklıklaherhangi bir etnik vurgu veya anlam içermeksizin göçebe anlamındakullanılmıştır ve bunun bir sonucu olarak tarihte Kürt olarak anılmış bazıtoplulukların etnik anlamda Kürt olup olmadıkları tartışılmıştır; örneğinİslam tarihçilerinin eserlerinde söz edilen ve Fars Kürtleri olarak anılan,güney ve güneybatı İran'da yaşamış olan bazı toplulukların Kürtolmadığı, bu bölgelerde yaşayan göçebe topluluklar olduğu çeşitlidilbilimsel kanıtlar eşliğinde ortaya atılmıştır.[18]

Tüm bunlar sebebiyle Kürtlerin kökeni ve ilk dönemlerine dair kesinbilgilerden ve net bir tarihten söz etmek mümkün değildir; genel kanıKürtlerin Doğu'dan Batı'ya Zagros dağlarına doğru göçen kuzeybatıİranlı toplulukların bölgedeki İranî olmayan yerli halklarla birleşmesi ileoluştuğudur.[18] Böylece, Arapların ve İslam ordularının bölgenin fethine başladığı dönemde, Kürt olarak anılantopluluk oldukça heterojendi; yerli halklardan, Sami halklara ve bazı Ermeni topluluklarına kadar, İranîleştirilmiş birçokfarklı halktan oluşuyordu.[20]

Bölgeye yapılan İslam akınları ve bölgenin İslam devletine dahil olmasından sonraki dönemde, Kürtlerin rolü ve yerihakkında ayrıntılı bilgiler mevcuttur. İslam akınları sonrası Kürtler özellikle siyasi ve sosyal arenada yükselişegeçmişler ve dönemin siyasi olaylarında önemli bir rol oynamışlardır. Bu dönemde ilk kez Kürtler üzerine araştırmayapan ve ayrıntılı bilgiler veren iki önemli yazar Mesûdî ve İstahrî'dir. İki yazar da farklı Kürt aşiretlerinin bulunduklarışehirlere göre çetelesini çıkarmışlardır ki bu Kürt tarihi için önemli bir bilgidir. İstahrî, Fars'taki Kürt bölgelerinden veaşiretlerinden ayrıntılı bir biçimde bahsetmiştir; yaklaşık olarak 1107 tarihli olan Farsname'de ise Fars'taki en büyükKürt topluluğunun Fars ordusuyla birlikte İslam akınlarına karşı savaştığını, büyük oranda yok olduğunu, kalanlarınise Müslüman olduğunu belirtir.[20] Sayılarının 500.000'i bulduğuna inanılan bu büyük topluluğun tamamının yokolduğu çağdaş kaynaklarca olası bulunmasa da bu büyük topluluğun (ve kalanların) diğer gruplarla birleşmesi vb.sosyal değişikliklerin olası olduğu düşünülmektedir. Nitekim Fars'taki bu toplulukların Kürt olup olmadıkları datartışmalıdır.[18]

Kürtlerin o dönemde çoğunlukta yaşadığı bölgelerin istilası ve ele geçirilmesi sonrasında, el-Zavzan'daki Kürtyönetimi 640 yılında haraç karşılığında özerk bir yönetim olmayı garanti altına almış, diğer birçok bölgelerde,örneğin Fars'ta, Kürtler Perslerle birlikte Arap ordularına karşı savaşmış, bu dönem içerisinde İslam Devletikontrolündeki birçok farklı merkezde de, örneğin Basra gibi, ayaklanmışlardır.[20]

Kürtlerin yönetim karşıtı tutumları Emeviler ve Abbasiler döneminde de devam etmiş, örneğin 685 yılında Emevilerdöneminde, Kürtlere karşı savaşması amacıyla bir vali atanmış, fakat atamayı yapan dönemin Emevi liderinin kısa bir

Page 4: Kürtler - Vikipedi

Diyarbakır merkezli bir Kürthanedanı olan Mervanilertarafından11. yüzyılda, Dicle NehriüzerineyapılmışköprüDiyarbakır'ın Silvan yoluüzerindedir.

Suriye, Halep'te bulunanbir Eyyubisarayının kalıntıları.

zaman dilimi içerisindeki ölümü, bu hedefin gerçekleşmesine mani olmuş, bir başka seferde Kürtlerin 708 yılındaFars'ı talan etmeleri sonucu Haccac tarafından cezalandırıldıkları kaydedilmiştir; Abbasiler dönemindeyse, 764'teErmenistan'ın Hazarlarca istilası çeşitli ayaklanmalara yol açmış, Kürt ayaklanmaları artan şiddetlerde devam etmiş,birçok Kürt Azerbaycan taraflarına göçmüştür, bu nedenle de, bu dönem bazı büyük Kürt aşiretlerinin yükselişinesahne olmuştur.[20] Örneğin daha sonra Eyyubîlerin çıkacağı aile soyu olan Ravvadîlerden Muhammed Şaddad binKartu Tebriz ve çevresinde bağımsız vali olmuştur ki o dönemde bu bölgelerde (kuzey batı İran) çeşitli bağımsızvalilikler ortaya çıkmıştır.

Zaman içinde büyük Kürt aşiretleriyle yönetim arasında çeşitli yakınlaşmalar da olmuştur; örneğin Hasnavilerin başıolan, Kürt liderlerinden Bedir bin Hasanveyh dönemin Abbasi halifesi tarafından Nasrüddin unvanına lâyıkgörülmüştür; nitekim Bedir bin Hasanveyh halkın eğitimine verdiği önem gibi hususlardan dolayı genel olarak sevilmişve övülmüş liderlerden olmuştur.[20]

Bölgedeki güçlü Büveyhoğulları'nın emirlerindenRuknüddevle'ninhükumdarlığında Kürtlerle gelişen ilişkiler, halefi Adudüddevle dönemindedeğişmiş,Adudüddevle'nin hükümdarlığındaki ayaklanmalar şiddetli bir şekildebastırılmış, Kürtlere karşı çeşitli seferler düzenlenmiştir. Büveyhoğulları ileilişkisi bulunan Mervaniler de bu çağın önemli Kürt güçlerindendir; DoğuAnadolu'da önemli fetihler yapmış olan Mervaniler Diyarbakır merkezliydiler.

Kürtler bölgedeki önemlerini 6. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzun bir sürekorumuşlardır. Öyle ki 11. yüzyılın başlarında hâlâ Kürtlere karşı seferler vs.rastlanır. Bununla birlikte, bölgedeki Kürt grupların rolü veönemi Türk ve Moğol istilalarıyla zayıflamıştır; nitekim bu istilalar başladığındaKürt kuvvetleri yıllardır süregelen iç ve dış çatışmalardan büyük oranda zarargörmüş bir haldeydiler.[20]

Oğuzların bölgeye girişiyle birlikte, Oğuzlar ile bölgedeki, arasında Kürtlerin de bulunduğu diğer halklar arasındaçatışmalar meydana gelmiştir. Oğuzlar bölgede ilerlerken, Hasnavilerin de çöküşü gerçekleşmiş, Annaziler yükselişegeçmiştir. Selçuk Beyi Tuğrul'un bölgeye saldırmasıyla Annaziler de sonunda Selçukluların hâkimiyetine girmiştir.Selçukluların yükselişi, Malazgirt'teki başarıları sonrası Ermenistan'ın da hâkimiyetlerine açılması, bölgedeki Kürttopluluklarının ve hanedanların çöküşüne yol açmış, Kürt toplulukların yerini Türk toplulukları almayabaşlamıştır.[20] Sonraki dönemlerde Selçukluların Kürt topluluklara karşı çeşitli saldırıları olsa da, Kürt ve Araplarınzaman zaman Selçuklu ordusuyla askerî harekâtlarda yer aldıkları da bilinmektedir.[20] Tarihî kaynaklarda budönemlerde Kürtlerin adı sıklıkla Suriye ve çevresindeki bölgede geçmektedir; nitekim Selçuklu döneminin en önemliolaylarından birisi de Kürdistan isminin ilk kez Selçuklularca ortaya atılması, Selçuklu sultanıSencer'in hâkimiyetinderesmî Kürdistan eyaletinin ortaya çıkmasıdır.[20][21][22][23]

Bazı Atabeylerin, özellikle de Atabeyİmameddin Zengi'nin fetihleri vegerek Kürtlere karşı gerek Kürtlerle birlikte giriştiği çatışmalar Kürt tarihive coğrafyanın şekillenmesinde önemli bir yer tutmuş, genel olarakbölgedeki Türkler ile Kürtlerin ilişkileri gelecek dönemlerde sıcaklığını veönemini korumuştur.[20] Nitekim, Kürt kökenli olduğu sağlam kanıtlaradayananEyyûbî hanedanlığı ortaya çıktığında ve zaman içerisinde köklüTürk toplulukları Eyyûbî tebasına dahil olsalar da kendi topraklarındahükmetmeye devam etmişlerdir; ZengîlerinMusul'daki hâkimiyeti bunaörnek gösterilebilir. Özellikle Mısır ve Suriye'de aktif olan Eyyûbîlerinordusunun çoğunluğu Türklerden oluşmaktaydı. Bu durum hanedanlığınKürt kimliğini azaltmasa da hanedanlıkla Kürt grupların her daim ortakyolda yürüdükleri de söylenemez, hanedanın tarihi boyunca çeşitliönemli noktalarda bazı Kürt gruplarının hanedana karşı çıktığı da bilinmektedir; örneğin kendisi de Kürt kökenli

Page 5: Kürtler - Vikipedi

19. yüzyılın ikinci yarısında farklıbölgelerden geleneksel kostümleriyle Kürtler:sağdaki el-Cezire yaniMezopotamya'dan birKürt, ortadakiMardin'den bir Kürt, ve soldakide Diyarbakır'dan bir Kürt çoban.

olan[24][25][26]Selahaddin'in tahta çıkmasına çeşitli Kürt gruplar karşı çıkmıştı.[20] Kuzey Afrika, Arabistan, Suriye veMezopotamya'daki önemli ve birçoğu başarılı fetihler sonrasında hâkimiyetini genişleten Eyyûbîler, Selahaddin'inölümünden sonra hanedanlığın merkezî bir yönetimden uzak olan farklı özerk bölgeleri tek bir sultanlık altındabirleştiren sistemi[27] sonucu sorunlar yaşanmış, saltanat kavgaları baş göstermiş, farklı güçlerin ortaya çıkışı,örneğinHarezmşahların doğudaki yükselişi, daha sonra Yemen'in kaybedilmesi, Mısır-Suriye yönetimsel ihtilafı veayrışması gibi durumlar sonucu hanedanlığın gücü ve etkisi gittikçe azalmış, Memlüklerin yükselişi ve Mısır'ındüşmesiyle hanedanlık çöküşe geçmiştir.

13. yüzyıl boyunca Kürt toplulukları açısından en önemli gelişme, Orta Doğu'daki diğer topluluklar için olduğu gibi,Moğol istilalarıydı. Nitekim Harezmşahların lideri Celaleddin Harezmşah'ın Moğollardan kaçtığı Diyarbakır'da,tahminlere göre büyük olasılıkla bir Kürt tarafından 1231'de öldürülmesinden sonra Moğollar Diyarbakır ve Ahlat'ıtalan edip yıkmışlardır.[20] Diyarbakır daha sonra 1252'de tekrar talan edilirken, Şahrizur 1245'te istila edilerekyıkılmış, Erbil ise bu dönem boyunca üç kez istila edilmiştir.[20] Kürtler genel olarak Moğollara karşı durmuş, sıklıklaMemlüklerin yanında yer almış, Moğollara karşı direniş hareketinde rol almışlardır. Nitekim Memlük sultanı Baybars'ınordusunda Türk ve Arapların yanı sıra Kürtlerin olduğu da bilinmektedir.[20][28] Her ne kadar Moğol İlhanlılar yönetimialtında Kürtlerden pek bahsedilmese de, Moğolların Kürdistan bölgesini 13. yüzyılın ilk yarısında fethettikleri veyönetimleri altına aldıkları, özellikle Erbil'de yıllar boyu ihtilafın sürdüğü ve sık sık Kürtler dahil olmak üzere şehirdekietnik grupları da içine alan ayaklanmaların, katliamların ve genel olarak sorunların yaşandığı, bölgenin geneldurumunun Selçuklu yönetimindeki durumuna göre gerilediği bilinmektedir. Yine bu dönemde bölgeninbaşkenti Bahar'dan Çemçemal'e taşınmıştır.[20]

Moğollar sonrasında Kürtlerin yaşadığı bölgeler farklı Türk toplulukları, beylikleri arasında ihtilaf meselesi olmuş, butopluluklar zaman zaman Kürtlerle birlikte çalışırken, zaman zaman Kürtlere karşı politikalar izlemişlerdir. Butoplulukların içerisinde Kürtlerin özellikle Diyarbakır merkezli Akkoyunlular ile olumsuz ilişkileri olmuş, birçok kaynağagöre "Akkoyunlular sistematik bir şekilde önemli Kürt aşiretlerini ortadan kaldırmışlardır."[20]

Orta Çağ sonlarından 20. yüzyıla Kürtler

16. yüzyılda kaleme alınmış olan ŞerefnameKürt tarihi açısından önemlibir belgedir ve gerek o dönemin gerekse öncesinin olaylarına vegelişmelerine dair birçok bilgi sunmaktadır. Bilinen o ki 16. yüzyıl ilebirlikte bölgedeki iki ana güç olan Safeviler ve Osmanlılarınarasındakiihtilaflar Kürt topluluklarının tarihi açısından çok büyük önem arzetmiştir. Özellikle Şah İsmail'in başarılı askerî politikalarıyla birliktebirçok Kürt topluluğu Safeviler hükumdarlığı altına girmiştir; bununlabirlikte Safevi Devleti'nin bu topluluklarla ilişkisi genellikle olumsuzolmuş, Şii olan Safeviler diğer Şii Türk liderleri, Sünni olan Kürtliderlerine değişmişlerdir.[20]

Buna karşılık, Sünni Türklerin başta olduğu Osmanlılar ise, Kürtlerekarşı daha yapıcı bir politika izlemiş, bölgedeki Kürt liderleriyleanlaşmalar yapmış, daha sonra Safevilere karşı gerçekleşen savaşlardave sonrasında bölgedeki Kürt topluluklarının çoğunluğunun desteğinialmışlardır. Nitekim bu desteğin alınmasında ve Kürtlerin Safevilerekarşı Osmanlı saflarına dahil edilmesinde kendisi de Kürt olan Osmanlısiyasetçilerinden İdris-i Bitlisi önemli bir rol oynamıştır.[20] Safevilerdenalınan bölgelerde kurulan vilayetlerde Türklerin yanı sıra Kürtlere deönemli liderlikler verilmiş, birçoğu babadan oğula geçen bu önemliderebeylik benzeri pozisyonlar daha sonra da devam etmiştir.[20] 17. yüzyılın sonuna kadar Kürtlerin bölgedekikonumu bu iki devletin ihtilaflarıyla belirlenmiş, sonunda Safevilerin tamamen mağlup olup Zagros Dağları'nın

Page 6: Kürtler - Vikipedi

CIA verilerine göre Kürtlerin yoğun olarakbulunduğu bölgeler (1992) Kaynak: Teksas ÜniversitesiKütüphanesi

ötesinde kalacak şekilde bölgeden çekilmesiyle gerek Kürtler için gerek bölge için yeni bir dönem başlamıştır. 17.yüzyıldan itibaren zaman zaman geçici sürelerle bölgede İran etkisi ve saldırıları görülse de, Kürdistan bölgesibarındırdığı Kürt halklar ile birlikte genel olarak Osmanlı kontrolünde kalmıştır. Genel olarak Kürtler Osmanlıhimayesinde Osmanlı ile birlikte dış etmenlere karşı koymuşlarsa da, İranlıların Kürtlerle ilişkisinin olmadığınısöylemek yanlış olur; örneğin Nadir Şah'ın ölümünden sonra kısa süreliğine de olsa ülkeyi yöneten, Zendhanedanına mensup Kerim Han olmuştur.

19. yüzyıl ile birlikte İran - Osmanlı gerginliği tekrar yükselmiş, Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerden Zuhabve Süleymaniye bu gerilimin odak noktaları olmuştur. 19. yüzyıldaki bir diğer önemli gelişme de Osmanlıtopraklarındaki çeşitli Kürt beylerinin ayaklanmasıdır. 1830'lu yıllarda Bedirhan Bey, Said Bey, İsmailBey ve Revanduzlu Muhammed gibi isimler ayaklanmış, bölgede önemli bir güce ulaşmış, aldıkları çeşitliyerlerde Hristiyan topluluklar ve Ezidî Kürt topluluklar katledilmiştir.[20] Aynı dönemdeeski sadrazamlardan Sivas valisi Reşid Mehmed Paşa ayaklanan Kürtlerin üzerine, bölgeyi yatıştırması içingönderilmiştir. Uğraşlar sonucu ayaklanmaların önder ismi Muhammed Paşa 1836 yılında yakalanmıştır. Bununlabirlikte bölgedeki gerilim dağılmamış, aksine 1839'daki Nizip Muharebesi'nde Osmanlı Devleti'nin yenilmesi sonrasıbölgede ayaklanmalar tekrar baş göstermiş, 1843 yılı dolaylarında Cizre emiri Bedirhan Bey ile Hakkâri emiri NurullahBey ayaklanmıştır. Bu dönemdeki önemli olaylardan biri de kendilerine uygulanan baskıdan şikâyetlenmiş olanHakkârili Nasturilerin Nurullah Bey tarafından katledilmeleridir.[20] 1840'ların sonuna doğru Osmanlı bunların üzerinebir ordu yollamış, yenilen liderler sürgün edilmiştir. Kürt ayaklanmalarıyla ilgili önemli bir husus da, 19. yüzyıldaOsmanlı ile savaş içerisinde olan Rus ordularında bir Kürt alayının tertip edilmesidir ki nitekim Kırım Savaşı'ndaRusların iki Kürt alayı seferber ettikleri bilinmektedir.[20] 1800'lü yılların sonunda Hakkâri ve çevresindeki bölgedetekrar Kürt ayaklanmaları olmuş, bu ayaklanmalar Osmanlı tarafından belirli bir süre içerisinde yatıştırılmış, budönemde ayrıca Osmanlı tarafından Hamidiye Alayları olarak anılan Kürt alayları kurulmuştur ki bu alaylarınkurulması Kürt aşiretleri arasında ihtilafa ve hatta çatışmalara yol açmıştır.[20] Ayrıca 1800'lerin başında Osmanlıtopraklarında bağımsızlık hareketinin güçlendiği bir başka topluluk olan Ermeniler ile Kürtler arasında gelişen iyiilişkiler, 1800'lerin son yıllarında düşüşe geçmiş, çeşitli yerlerde Ermeni ayaklanmalarının bastırılmasında Kürtler aktifrol oynamışlardır.[20]

Çağdaş Orta Doğu'da Kürtler ve Kürdistan

KürdistanAna madde: Kürdistan

Orta Doğu'da Kürtlerin tarih boyunca yaşadığı coğrafî ve etnikbölge için kullanılan Kürdistan terimine ilkkezSelçuklular döneminde rastlanır;[29] 12. yüzyıldan itibarenSelçuklular, kendi hâkimiyetlerinde olan, bugün güney Kürdistanolarak görülen ve o dönemde bir yönetim birimi olanbölgeyiKürdistan olarak anmaya başlamışlar ve bilinenliteratürde ilk kez Kürdistanterimini kullananlar da onlarolmuşlardır.[22][30] Selçukluların hâkimiyetindeki Kürdistanyönetim bölümünün tam olarak sınırlarının ne olduğu, bubölümün yönetimsel özelliklerinin ayrıntıları gibi konular çok netbilinmemektedir. Bununla birlikte bu hususlarda çeşitli kanıtlarve bilgiler de bulunmaktadır; örneğin 1340 yılında yazılmış

olan Nezhetü'l Kulub isimli eserde Kürdistan vilayetine dair bilgiler yer almakta, vilayetin sınırları Arap Irak'ı, Huzistan,Pers Irak'ı, Azerbaycan ve Diyarbakır olarak verilmiştir.[31]

Selçuklulardan önce bölgede hâkim olmuş olan Arapların bölgeyi Kürdistan olarak adlandırmadıkları

Page 7: Kürtler - Vikipedi

Ağrı dağının önünde bir Kürt kızı.

bilinmektedir.[31] Kürdistan teriminin Selçuklularca ortaya atılmasından önce Kürtlerin yaşadığı bölgelere farklı adlarverilmekteydi. Örneğin, Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bölgelerden olan ve bugünkü orta Kürdistan'a denk gelenbölgeye el-Zavzandenmekteydi.[20] Bununla birlikte bu bölgenin tanımı pek kesin değildir; tam olarak neredenbaşlayarak nereye kadar uzandığı çok net değildir.

Bugün Kürtler yoğun olarak Toros ve Zagros dağlarının kesiştiği, Mezopotamya'yı da içine alan, Türkiye'nin DoğuAnadolu, Güneydoğu bölgeleri, Irak'ın kuzeyi, İran'ın Kürdistan, BatıAzerbaycan, Kermanşah ve Loristan eyaletlerinde yaşarlar. Kürtlerin yoğunlukta yaşadıkları Orta Doğu'daki bu bölgeiçin hâlen Kürdistan terimi de kullanılmaktadır. Azerbaycan'ınZengilan, Laçın, Kubadlı ve Kelbecer rayonlarındayaşayan Kürt nüfusu bölge Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından ele geçirildikten sonra Azerbaycan’ın içlerinegöçmek durumunda kalmışlardır.[32] Ayrıca göçlerle oluşmuş bir Kürt diasporası mevcutsa da, Kürt nüfusunun eziciçoğunluğu bu coğrafyada yaşamaktadır; bazı tahminler coğrafyadaki Kürt nüfusunu 22 milyon olarak telaffuzetmiştir.[33] Bununla birlikte birçok kaynağa göre verilen rakamlar genellikle tahminîdir; sonuçta farklı tahminler bazalınarak Orta Doğu'da Türkiye, İran, Irak ve Suriye ile bunlara ek olarak Ermenistan'da bulunan Kürt topluluğununtoplam nüfusunun 20 milyonun üzerinde olduğu söylenebilir.[16]

Kürtlerin diyarı anlamında olan Kürdistan teriminin ilgili coğrafî bölgeyi tanımlamaktaki önemi ve kullanımınınötesinde, belirli bir etnik grubun ve kültürün yayıldığı bölgeyi tanımladığını ve bu sebeple sosyal ve siyasal bir kavramteşkil ettiğini ortaya atanlar da olmuştur.[34] NitekimKürdistan terimi (Kürt terimiyle birlikte) siyasal olarak 20. yüzyılakadar kullanılmamıştır.[31]Çağdaş bağlamda Kürdistan isminin kullanımı çeşitli siyasi ihtilafları beraberindegetirmektedir; örneğin Türkiye devleti geleneksel olarak Kürdistan teriminin kullanımının bölücü bir ima taşıdığını önesürmektedir.[35]

TürkiyeAna madde: Türkiye Kürtleri

Orta Doğu'daki Kürt topluluklarının çoğunluğunun Türkiye'de yaşamasındandırki Türkiye Orta Doğu'daki ülkeler arasında en büyük Kürt nüfusu barındıran ülkekonumundadır.[16] Bununla birlikte Türkiye'deki Kürt nüfusun kesin sayısı dabelirli değildir[16] ve çeşitli tahminler bulunmaktadır.[36] Devlet İstatistikEnstitüsü(2005'ten sonra 'Türkiye İstatistik Kurumu') tarafından 1965'teyapılan Genel Nüfus Sayımına göre 'te 31.391.421 olan Türkiye nüfusunun2.370.233'ünün anadilinin Kürtçe olduğunu, ikinci dili dahil Kürtçe bilen toplamkişi sayısının ise 2.820.231 olduğu belirlenmiştir.[37] Buna göre nüfus kaydındaKürtçenin anadil ve ikinci dili olarak geçtiği kişi sayısı toplam nüfusun yüzde8,98'ine tekabül etmektedir. Bununla birlikte 1965 sonrası nüfus sayımlarındaana dil mevzu bahis edilmediği için daha güncel verilere nüfus sayımlarıdoğrultusunda ulaşmak mümkün değildir.[36][38]

Ancak genelde sayımlarda Zazaların da bu gruba dahil edilmesi karşıklara yolaçmaktadır.[1]

2000'li yılların verilerine bakıldığında, CIA'ye göre, Türkiye'de yaklaşık 14-15 milyon[5] Kürt asıllı Türkiye Cumhuriyetivatandaşı yaşamaktadır. Etnik gruplarla ilgili bir proje olan Joshua Project ise Türkiye'deki, Türkçe konuşanlar dahiltoplam Kürt nüfusunun 14 milyon civarında olduğunu belirtmektedir.[4]

2007'de Milliyet gazetesinin KONDA'ya yaptırdığı ankette yüz yüze görüşme yapılan yaklaşık 50 bin kişinin %13,4'ikendisini Kürt olarak tanımlamış ve 18 yaş altındaki nüfusun eklenmesiyle bu oranın %15,68'e çıkıp, toplam nüfusaadapte edildiğinde Kürt nüfusunun 11 milyon 445 bin kişi olabileceği tahmin edilmiştir.[3]

Türkiye'deki Kürtler Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesine yayılmış halde bulunur. Osmanlıdöneminde Konya, Ankara, Kırşehir ve Aksaray gibi İç Anadolu'nun köylerine sürülmüş (Orta Anadolu Kürtleri Kürtçe:

Page 8: Kürtler - Vikipedi

Gelenekselkıyafetleriyle VanlıKürt kadınlar,1973.

Kurdên Anatoliya Navîn) ve Cumhuriyetdönemindeİstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Mersin, Gaziantep, Antalya, Samsun ve Bursa gibi Türkiye'nin büyükkentlerine ve diğer ülkelere göç etmişlerdir. Ekonomik ve sosyal sebeplerle, ülkenin görece daha gelişmiş olanmetropollerine yaşanan göçlerin dışında, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşanan isyanlar sonucu birçok zorunlu göçde yaşanmış, 1990'larda bölgedeki gerilimin artması ve sıklıkla çatışmaların yaşanması sebebiyle birçok köyboşaltılmıştır.[38]

Bu nedenle, özellikle Anadolu'nun batısında yaşayan Kürt kökenli nüfusun,Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya göre çok daha fazla olduğu tahminedilmektedir; ancak yukarıda belirtildiği gibi, nüfus sayımlarında vatandaşlıkesas alındığı ve etnik köken sorulmadığı için, Kürt kökenli nüfusun nerede dahayoğun olduğu konusunda kesin bir şey söylemek olanaksızdır.[36] Ayrıcaevlenmeler sonucu da nüfus karışmıştır. Bir kısım Kürt kökenli Türkiyevatandaşı ise başta Almanya olmak üzere, çeşitli Batı Avrupa ülkelerine göçetmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde de, Suriye ve İran'daki gibi Kürt azınlığa yönelik çeşitliyasaklar konulmuş, resmî bir asimilasyon politikasıyürütülmüştür.[20][31][38][39][40][41]Bazı sosyal bilimcilere göre asimilasyonpolitikaları daha sonra ortaya çıkan, özellikle 1970'ler ve 1980'lerde ivmekazanan Kürt etnik kimliği bazlı Kürt milliyetçisi akımları beslemiş, bunlarınortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur.[31] Cumhuriyetin ilanından sonra Kürtkimliği reddedilmiş,[36] özellikle 1930'lar ve 1960'larda Kürtlerin yoğunlukta

yaşadığı bölgelerde bulunan Kürtçe isimli birçok yerleşim birimi ve coğrafî öğenin ismi değiştirilmiş, Kürtçe isimlerinyerini Türkçe isimler almıştır.[38] Bunun dışında kültürel alanda da değişiklikler yapılmış, örneğin Osmanlı metinleriçağdaş Türkçeye çevrilirken veya kullanılırken bu metinlerde geçen Kürdistan, Kürd gibi sözcükler yok sayılmış,metinden çıkarılmış, Kürt kökenli birçok tanınmış Osmanlı vatandaşının kökeninin Türk olduğu önesürülmüştür.[38]Kürt dilinden, Kürtçe isimlere, Kürt folklorüne kadar kültürün birçok alanında yasaklarkonulmuştur.[36][41] Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki sıkılık Menderes döneminde bir miktar rahatlasa, asimilasyonçabaları azalsa ve çeşitli alanlarda özgürlükler artsa da, özellikle 27 Mayıs Darbesi sonrası, yeni anayasanın dahageniş haklar tanımasına rağmen bu özgürlükler pratikte azalmış, asimilasyon politikaları güçlenmiştir.[41] Kürtkimliğine yönelik hareket özellikle, 12 Eylül Darbesi sonrasında artmış; açık yerlerde Kürtçe konuşulması sıkı birşekilde yasaklanmış ve Kürtlerin "Dağ Türkleri" olduğu iddia edilmiştir.[36][38][42]Asimilasyona yönelik olan ve bilimseltemeli bulunmayan bu iddia[43][44][45][46] T.C. Genelkurmay Başkanlığı tarafından desteklenmiş, bu kurum tarafındanbastırılan "Beyaz Kitap"'ta şu açıklama yer almıştır:[42]

« Dağların yüksek kısımlarında, tepelerde yaz kış erimeyen karlar vardı. Güneş açınca üzerleri buzlaşan camsıparlak bir tabaka ile örtülürdü karın yüzü. Üstü sert altı yumuşak olurdu. Bu karın üstünde yürününce, ayağın bastığıyer içeriye çöker, 'kırt-kürt' diye ses çıkarırdı. Doğulu Türkmenlere, Kürt denmesinin nedeni buydu. Bölücülerin Kürtdedikleri, yüksek yaylalarda, karlık bölgelerde yaşayan Türklerin karda yürürken ayaklarından çıkardıkları sesinadıydı aslında. »

Benzeri bir iddia da Kürtçe için ortaya atılmış, Kürtçenin aslının Türkçe olduğu ve bu çeşitliliğin coğrafi şartlarlayaşam tarzının (dışarı ile temaslarının az olması) değişikliğinden meydana geldiği[47][48] ve Kürtçedeki çoğukelimenin Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli olduğu ileri sürülmüştür.[47][48] 12 Eylül'den sonra da Kürtler Kürt kimliğiile ortaya çıkamamışlardır; örneğin 1991'deki Körfez Savaşı sırasında devletin resmî televizyon kanalıTRT KürtlereKürt demektense, haberlerde "Irak'lı etnik gruplar" deyimini kullanıyordu.[49]1970'ler ve sonrasında özellikle1980'lerde yoğunluk kazanan ve 1990'larda devam eden Kürt ayrılıkçı hareketi ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaçatışmalar yaşanmış, Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı ve bu grupların faaliyetlerini yoğunlaştırdığı Türkiye'ningüneydoğusunda kalan bölgelerde olağanüstü hal ilan edilmiştir.[36][41] 1990'larda "Kürt meselesi" fikri reddedilmiş,örneğin TOBB için hazırlanan ve bu meseleyi ele alan 1995 tarihli rapor Doğu Sorunu olarak

Page 9: Kürtler - Vikipedi

İran'dan bir Kürt kadını portresi;19. yüzyılın sonları veya 20. yüzyılınbaşları.

Kürtlerin ostanlardaki (eyaletler)yerleşimleri ve genel nüfus içindekioranları, 2010

adlandırılmıştır.[38] Nitekim sorunun "Doğu Sorunu", "Güneydoğu Sorunu" veya "Terör Sorunu" olarak adlandırılmasıyaygınlık kazanmış, askeriye tarafından desteklenmiş, 2000'li yıllarda Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilkkez "Kürt Sorunu" ifadesini kullanması da özellikle başlarda bu kesimlerde olumsuz tepkilere yol açmıştır.[50]

1996'da TRT, Kürtlerin bir Türk boyu olduğunu ve Kürtçenin uyduruk bir dil olduğunu savunan bir programyayımladı.[51] Bununla birlikte 1990'larda genel olarak Türkiye'de yaşayan Kürt azınlığın durumunda 80'lere veöncesine oranla rahatlama kaydedildi, Turgut Özal Türkiye'de ilk defa resmen Kürt kelimesini telaffuz etti ve Kürtçekonuşma ve yayın yasağı kısmen kaldırıldı.[52][53] 2000'li yıllarla birlikte diğer bazı yasaklar da kısmen kaldırıldı, Kürtsorunu açık bir şekilde tartışılmaya başlandı ve gerek Türkiye Cumhuriyeti devleti gerekse sivil toplum kuruluşları gibikurumlarca çeşitli açılımlar gerçekleştirildi;[39] örneğin, 1 Ocak 2009 tarihinde, ağırlıklı olarak Kürtçenin Kurmancilehçesi ile yayın yapan TRT 6 yayın hayatına başladı.[54][55] Kanalın açılışında dönemin Başbakanı Erdoğan Kürtçebaşarı dileğinde bulunarak ilk kez kamuya açık olarak Kürtçe konuşan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu.[56][57]

Türkiye'deki en büyük Kürt ayrılıkçı hareketi Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Türkiye başta olmak üzere, Avrupa Birliği[58],ABD[59] ve NATO[60] da dahil olmak üzere 31 ülke ve bazı kuruluşlar tarafından terör örgütü kabul edilmektedir.Ayrılıkçı ve militan örgütlenmenin yanı sıra parlamenter seçimlere katılan çeşitli Kürt partileri de olmuş, bunlarınbirçoğu PKK ile ilişkileri olduğu gerekçesiyle kapatılmış, bu siyasi geleneğin son partisi olan ve 2009 yılı itibarıyla aktifolan Demokratik Toplum Partisi (DTP)ne de aynı gerekçeyle kapatma davası açılmıştır.[61]

İran

İran'da yaşayan Kürtler çoğunlukla İran-Irak ve İran-Türkiye sınırındayaşamaktadırlar. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı, İran Kürdistanı (Kürtçe: کوردستانیKurdistanî Iran) olarak da adlandırılan bölge[62] Batı Azerbaycan, Kürdistanئرانve İlam eyaletlerinin büyük bölümünü kapsamaktadır. Gerek çeşitli Kürthareketleri gerekse İran Irak Savaşı dolayısıyla kırsal kesimlerdeki Kürtnüfusunun azaldığı gözlemlense de, ayrıntılı araştırmalar yapılmadığı için netveya ayrıntılı bilgi mevcut değildir.[33]

Amerikan istihbarat kurumu CIA tarafından İran'da Kürt nüfusunun toplamnüfusun %7'sini bulduğu iddia edilmektedir. Aynı kuruma göre İran nüfusunun66.429.284 olduğu göz önünde bulundurulursa bu oran (%7) 4 milyon 650 bincivarı bir sayı vermektedir.[63]Bazı tahminlerse 8 milyon civarındadır.[33]

İran'da, başka ülkelerden, örneğin Türkiye'den farklı olarak Kürt kimliğireddedilmemiş, bununla birlikte Farsî kimlik üst kimlik olarak vurgulanmış veKürt kimliği Fars kimliğine oranla daha alt bir kimlik olaraksunulmuştur.[64] Örneğin üst İranî kimliği vurgulamak adına Kürtçe sıklıklaFarsçanın bir lehçesi olarak sunulmaktadır.[64] Kürtlerin yoğunlukta yaşadığıdiğer bölgelerden farklı olarak İran'daki Kürtlerin bir özelliği de, İranlılar Şiiyken,Kürtlerin genelinin Sünni olmasıdır. Bu farklılık İran'daki Kürt kimliği açısındanönemli bir yer tutar.[64] Bununla birlikte özellikle Kermanşah'ta yaşayan Kürtnüfusun önemli bir kesimi Şiidir; yine de bunlar genel Kürt nüfusta azınlık teşkilederler ve Sünni Kürtler Kürt nüfusun yaklaşık %75'ini oluşturur.[65]

İran'daki Kürtler ve özellikle Irak'taki Kürtler arasında önemli bir etkileşim olmuş,bu da edebiyat ve dil alanında kendisini göstermiştir.[65] Benzeri bir etkileşimTürkiye'deki Kürtler ile mümkün olmamıştır; bunun en büyük sebebi İran'daki veIrak'taki Kürtlerin büyük kısmının aynı güney Kürtçe lehçesini konuşmaları veKürtçeyi Arap alfabesiyle yazmalarıdır; Türkiye'deki Kürtlerde ise farklı bir kuzeylehçesi yaygındır ve Latin harfleriyle yazılmaktadır.[65] 1940'lardan bu yanaKürtçe İran'da resmî olarak yasak olsa da, özellikle bazı İranlı radyoların kısmen Kürtçe yayın yapmaları gibi etkenler

Page 10: Kürtler - Vikipedi

sebebiyle gelişimini sürdürmüş, çeşitli Kürtçe yayınlar gizlice yayımlanmıştır.[65]

İranlı Kürtler ve İran'da Kürt kültürünün gelişimi açısından önemli bir nokta da, 1946–1947 yılları arasında varlığınısürdüren ve Mahabad Cumhuriyeti veya Kürdistan Cumhuriyetiolarak anılan kısa süreli Kürt devletidir. CumhuriyetOcak 1946'da ilan edilmiş[65] olsa da bölge 1942 yılından beri Kürtlerin etkisi altındaydı ve Kürt komiteler çeşitliyönetimsel işlevleri bir süredir karşılamaktaydı.[64]

1970'lerdeki devrimci hareketlerin birçoğu, Kürtlere ve Kürtlerin hak taleplerine olumlu yaklaşmış[65], Kürtler budevrimci hareketlere destek vermiş ve bazı aşiret liderlerinin dışında Kürtlerin çoğunluğu 1979'daki devrimini dedesteklemişlerdir.[66] Bununla birlikte devrim sonrasında Kürtlerin hak ve özgürlüklerinde olumlu yönde bir değişiklikolmamıştır.[66]

İran'daki aktif ana Kürt partileri, federal bir İran'ı ve bu bağlamda Kürt ulusu haklarının ve kimliğinin tanınmasınısavunan İran Kürdistan Demokrat Partisi (İKDP) ve Marksist Kürt İşçileri Devrimci Örgütü (KOMALA)dır. İki partiningörüşleri birbirinden farklı olsa da, ikisi de mevcut rejimin karşıtıdır.[67][68] İran dahil bölgede Kürtlerin yaşadığı birçokülkede aktif faaliyet gösteren bir başka Kürt örgütlenme ise, özellikle Türkiye'de aktif olan PKK ile yakınlığıyla bilinen,ayrılıkçı Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK)dir. Bu örgüt 2009 yılındaABD'deki Obama yönetimi tarafından teröristörgüt olarak adlandırılmış ve terör örgütlerine uygulanan yaptırımlar kapsamına alınmıştır.[69]

Suriye

Suriye'deki Kürt nüfusu genellikle Suriye-Türkiye ve Suriye-Irak sınırlarına yakın bölgelerde, örneğin Kürtçe SereKaniye olarak anılan Ayn el-Arab ve Kürtçe Çiyayê Kurmênc olarak anılan Cebel el-Ekrad ("Kürtlerin Dağı")bölgelerinde, yaşamaktadır.[33][64] Birçok farklı kurum ve uzmanın tahminine göre nüfus 1 ila 2 milyonarasındadır.[33][64][70]

Suriye hükûmeti yaklaşık 120.000 kadar Kürdü, Kasım 1962'de yapılan özel bir nüfus sayımında "Türkiye'den ülkeyeyeni girmiş yabancılar" olduklarını öne sürerek sayım dışı tutmuş ve Suriye vatandaşlığından ayırmıştır ki ozamandan beri birçok Suriyeli Kürt vatandaş haklarına sahip değildir ve Suriyeli kimliği, vatandaşlığı kendilerineverilmemektedir.[64][71][72] Vatandaşlık haklarına sahip olmayan, sayılarının yaklaşık olarak çeyrek milyon civarındaolduğu düşünülen bu Kürt nüfusun yasal olarak evlenme, mülk edinme veya eğitim görme gibi haklarıbulunmamaktadır.[72] Aynı zamanda Kürt bölgesini Araplaştırmak için bir Arap Kuşağı inşa edilmeye çalışılmış,1963'te Baas Partisi hükûmeti "Cezire'nin Araplığını koruma" sloganını kullanarak Araplaştırma politikasınısürdürmüştür.[64][73] Örneğin; 1975 yılına gelindiğinde Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Cezirebölgesinden 300.000kadarlık bir Kürt nüfus yerlerinden olmuştur.[72] Bunların dışında Kürt kültürüne yönelik de birçok devlet müdahalesive yasak söz konusudur; Kürtçenin yayınlarda kullanılması, resmi olarak konuşulması veya yazılması, öğrenim diliolması veya iş mekanlarında konuşulması yasaktır.[64] Her ne kadar uygulamada aksaklıklar yaşansa da, 1988yılında düğünlerde Arapça olmayan şarkıların söylenmesini ve çalınmasını yasaklayan bir yasa çıkmıştır.[64]

Her ne kadar Suriye'deki ilk Kürt partisi olan Suriye Kürdistan Demokrat Partisi 1957 yılında kurulmuş olsa ve yasalolmamalarına, tanınmamalarına rağmen bugün birçok parti varlığını sürdürüyor olsa da Suriye'deki Kürt hareket ileTürkiye ve Irak'taki arasında büyük fark vardır.[64][71] Suriye'deki hareketin çoğunluğu Suriye devletinin baskısıylaayrılıkçı bir tondan özellikle uzak durmuşlardır;[71] Türkiye ve Irak'taki Kürt hareketlerinin daha güçlü olması da Kürthalkından desteğin Suriye'dekilerden ziyade komşu ülkelerdeki Kürt hareketlerine kaymasına sebepolmuştur.[71] Türkiye ve Irak ile karşılaştırıldığında Suriye'deki Kürt siyasal hareketinin oldukça zayıf olduğu ve diğeriki ülkeye oranla çok daha az ayrılıkçı unsur çıkardığı söylenebilir.[72]

Irak

Özerk bölgeyle beraber Irak genelinde Kürt nüfusu Amerikan istihbaratı CIA'ye göre toplam nüfusun %15-20'lik birkısmını oluşturur ki bu da, aynı kaynağın 2009 yılı için verdiği toplam Irak nüfusu (28.945.657) ile karşılaştırıldığında4.341.848 - 5.789.131 arası bir Kürt nüfusa işaret eder.[74] Bazı tahminlerse yaklaşık 5,2 milyon civarındadır.[33]

Page 11: Kürtler - Vikipedi

Bir ABD askeri ileKürtpeşmerge; Kürt ÖzerkBölgesi başkenti Erbil'indışı, Ağustos 2005.

Türkiye sınırına yakınbir tarlada çalışan IraklıKürt köylüler.

Irak Kürt Ulusal Halk Dansı Topluluğu'nunbir dans gösterisi. 2007.

Kürt ÖzerkBölgesi'nden bir öğrenci.2007.

Irak'ta Kürt nüfusunun geneli Irak Kürdistan ÖzerkBölgesisınırları dahilinde yaşamaktadır; Irak'ın kuzeyindebulunan bu bölgede yaşayan Kürt nüfusun toplamda 3milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.[33] Geri kalanKürt nüfusun büyük bir kısmı Bağdat'tayaşamaktadır.[33] 1991 yılından beridir Bağdatlı Kürtler,2002 yılından beridirse süregelen savaştan ve savaşsonrası Sünni-Şii geriliminden zarar gören Arapların önemlibir kısmı tehlikeden uzaklaşmak için Özerk bölgeye göçetmiş, bu sebeple Özerk bölgenin nüfusunda değişikliklermeydana gelmiştir.[75][76]

Kürtler 20. yüzyıl boyunca Irak'taki önemli bir siyasi vesosyal güç olmuş, I. Dünya Savaşındayenilen Osmanlı Devleti'nin çekilişinden sorna1919'da Mahmut Berzenci önderliğinde ayaklanmış, Irak'ın Birleşik Krallık MezopotamyaMandası yönetim altındayken 1920'da Berzenci kendini "Kürdistan Şahı" ilan etmiş vebirkaç kez ayaklanmış (1923 ve 1932'de), bu ayaklanmalar güç kullanılarak bastırılmıştır. Bu ilk dönemle birlikte IrakKürtleri arasında özellikle Barzani aşireti öne çıkmış ve Irak'taki Kürt halkının hakları ve bağımsızlığı için çalışmıştır.Nitekim bu çalışmaları yüzünden aşiretin etkili lideri Mustafa Barzani 1945'te sürgüne gönderilmiş, Barzani bir süreİran'daki Mahabad Cumhuriyeti'nde kalmış, bu devletin 1946'da son bulmasıyla SSCB'ye geçmiştir. 1958'de Irak'tayaşanan darbe sonrası darbeyi gerçekleştiren Abdülkerim Kasım Kürtlerin siyasi gücünü kullanmak amacıyla, belirlibir oranda otonomi sözü vererek Barzani'yi Irak'a geri davet etmiş, fakat sonrasında otonomi sözününgerçekleştirilmemesi üzerine Kürtler ile Irak yönetimi arasında yeni çatışmalar patlak vermişti. Her ne kadar bu aradabaşka darbeler yaşansa ve zaman zaman çeşitli ateşkesler imzalansa da genel olarak anlaşmazlık ve çatışmalardevam etmiştir. 1968'de Baas Partisi'nin darbeyle iktidara gelmiş, bir süre Kürt hareketi ile olan çatışmalarısürdürseler de sonunda barış imzalamayı seçmişlerdir. 1974'te Irak yönetimi Kürtlere karşı yeni bir saldırıya geçmiş,bu sefer İran ile anlaşarak İran'ın daha önceden Kürtlere yapmakta olduğu yardımı da sonlandırmıştır. Bununkarşısında Barzani birçok yandaşıyla birlikte İran'a kaçarken Kürt hareketinden birçok kişi de toplu olarak teslimolmuştur. Bu dönemde Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı birçok bölge, özellikle de petrol zengini olan bölgeler, devleteliyle Araplaştırılmıştır. Örneğin 1978-1979'da 200.000 kadar Kürt zorla ülkenin başka yerlerine sürülmüşlerdir.[77]

Irak yönetiminin Kürt karşıtı politikaları1980'lerle birlikte hız kazanmış, İran IrakSavaşı sırasında da şiddetli bir şekildedevam etmiş, 1986'da başlayan ve1989'da son bulan EnfalOperasyonu dahilinde 100.000 ile 150.000(ve daha fazlası) civarında Kürdünkatledildiği tahmin edilmiş,[64][78] Kürthalka karşı kimyasalsilahlar kullanılmıştır;[79] örneğin HalepçeKatliamı olarak da anılan ve Mart 1988'degerçekleşenHalepçe'ye zehirli gaz saldırısında 3200-5000 kişi olay anında ölmüş, 7000-10000 kişi yaralanmıştır.[78] Birinci Körfez Savaşı sonrasın 1991'deki ayaklanmalarlabirlikte, 1970'den beri kâğıt üzerinde geçerli olan Kürt Özerk Bölgesi de facto olarak da

özerklik kazanmış, BM'nin koruması altına girmiştir. Bununla birlikte 1990'larda bölgedeki güçlü iki KürtpartisiKürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği arasındaki gerginlikler tırmanmış ve iç çatışmagerçekleşmiştir. Bu çatışmalar gerek çeşitli programların olumlu etkileri gerekse ABD'nin doğrudan müdahaleleri vearabuluculuğu ile birlikte 1998'de sona ererken,[80]petrolden gelen kazanç bölgenin refah düzeyinin artmasına sebep

Page 12: Kürtler - Vikipedi

Kafkas Dağlarında Kürtsüvariler,1915.

olmuştur.[81]

Bahar 2003'de başlayan İkinci Körfez Savaşı'nda Kürt peşmergeler Çokuluslu Koalisyon Güçleriyle birlikte yer almış,savaş sonrası oluşan Irak hükûmetinde Kürtler önemli bir rol oynamış ve müdehâle sonrası ilk Irak Başkanı öndegelen Kürt politikacı Celal Talabani olmuştur. Savaş sonrasında Kürdistan Özerk Bölgesi ülkenin kalanına oranlaoldukça sakin bir siyasi ve sosyal atmosfere sahip olmuş ve bazılarınca "Irak'ın İsviçresi" olarak anılmıştır.[82] Gerekbölge gerekse bölgenin başkenti Erbil birçok sosyal ve ekonomik gelişmeye konu olmuş, örneğin inşaat sektöründepatlama yaşanmıştır.[82][83][84] Bölgede 2003'den beri birçok üniversite açılırken, başta Kürtçe olmak üzere Kürtkültürünün çoğu unsuru üzerine birçok gelişme kaydedilmiş, sayısız etkinlik yapılmıştır örneğin 2005 yılı itibarıylabölgedeki beş devlet üniversitesi Kürtçe eğitim vermektedir.[85]

Ermenistan

Ermenistan'da Amerikan istihbaratı CIA'ye göre Ermenistan nüfusu 2009itibarıyla tahminen 2.967.004 iken, Kürt nüfûs bunun %1,3'ünü oluşturur ki bu da38.571 gibi bir sayıya tekabül eder. Ermenistan'daki Kürt halkınınçoğunluğu Ezidilerden oluşmaktadır. [86]Bununla birlikte, Sovyetler Birliği'nindağılımı sonrası Ermenistan'daki Kürtlerin kültürel imtiyazlarının ellerindenalınması sonucu bölgede süregelen bir göç eğilimi gözlemlenmiştir ve yıllariçerisinde Ermeni Kürtlerinin büyük bir bölümü Ermenistan'ı terk etmiş,özellikle Rusya ve Batı Avrupa'ya göç etmiştir.[33][87]

Afganistan

Kürtler, zamanında Safevi hükûmdarı Şah Abbas tarafından binlerce Kürdünsürgüne gönderildiği İran'ın kuzeydoğusunda kalan bölge başta olmak üzere,günümüz Afganistansınırlarındaki bölgelerde 1500'lerden beri yaşamaktadırlar.[88] Zamanında sürgünegönderilmişlerin çoğunluğu nihayetinde Afganistan'ın içlerine ilerlemiş, Herat ve diğer batı Afganistan şehirlerineyerleşmişlerdir. 16. yüzyılda Afganistan'daki Kürt kolonilerinin nüfusu on binleri bulmaktaydı.[65] Bazı KürtlerAfganistan içerisinde yüksek siyasi makamlara erişmişlerdir; örneğin Ali Mardan Han 1641 yılında Kabil valisiolmuştur.[89] Bölgedeki Kürtler, Afganlıların Safevi hükûmdarlarıyla olan ihtilaflarında Afganlıların yanında almış, dahasonraları diğer bölgesel güçlerle olan ihtilaflarda da bu tutumu devam ettirmişlerdir.[90]Günümüzde Afganistan'dayaşayan Kürtlerin sayılarına dair kesin bir rakam söz konusu değildir; bununla birlikte Paris Kürt Enstitüsü takriben200.000 civarında Kürt bulunduğunu iddia etmektedir.[9] Afganistan Kürtlerinin Kürtçeyi muhafaza edip etmedikleri isebilinmemektedir.

Kürt diasporasıKürt diasporası Kürdistan olarak anılan ve Orta Doğu'da bulunan coğrafî bölge dışındaki Kürt topluluklarınıtanımlamaktadır ve genel olarak Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırlarında kalan coğrafî bölgedeki özellikle 20. yüzyılınsonlarına doğru gelişen siyasî çatışmalar ve ihtilaflar sebebiyle gerçekleşen göçlerin bir sonucudur.[15]

Göçler sonucu oluşan Kürt diasporası özellikle Batı Avrupa'da yoğunluktadır; Batı Avrupa dışında özellikle OrtaDoğu'nun farklı bölgelerinde (Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Kürdistan bölgesi hariç), Orta Asya ve Kuzey Amerika'dakayda değer Kürt toplulukları bulunmaktadır.[15][33]

Paris Kürt Enstitüsü'nün verdiği verilere göre Almanya'da 500.000 - 600.000, Fransa'da 100.000 - 120.000,Hollanda'da 70.000 - 80.000, İsviçre'de 60.000 - 70.000, Belçika'da 50.000 - 60.000, Avusturya'da 50.000 - 60.000,İsveç'te 25.000 - 30.000, Birleşik Krallık'ta 20.000 - 25.000, Yunanistan'da 20.000 - 25.000, Danimarka'da 8.000 -10.000, Norveç'te 4.000 - 5.000, İtalya'da 3.000 - 4.000,Finlandiya'da 2.000 - 3.000, Amerika Birleşik Devletleri'ndeyaklaşık 15.000 - 20.000 ve Kanada'da 6.000'i aşkın Kürt yaşamaktadır.[9] Diasporalar Ansiklopedisi (Encyclopedia of

Page 13: Kürtler - Vikipedi

Almanya'nın Hamburg kentindeki bir Kürtmitinginden görüntü; 1996.

Diasporas) de diaspora dağılımını, Paris Kürt Enstitüsü'nünsayılarına benzer sayılarla ifade etmiştir.[15] Orta Doğu'da,Lübnan ve İsrail'de de kayda değer Kürt topluluklarıyaşamakta[33], Lübnan'daki Kürtlerin sayısının 75.000 - 100.000arasında olduğu,[15] İsrail'deki Kürt Yahudilerin sayısınınsayaklaşık olarak 100.000 civarında olduğu tahminedilmektedir.[33] Ayrıca 20. yüzyılın ikinci yarısında SovyetlerBirliği sayıları 500.000 olduğu sanılan bir Kürt topluluğuna evsahipliği yapmaktaydı; bununla birlikte Sovyetler Birliği'nindağılması sonrası bölgedeki Kürt toplulukları, gerek bölge içindegerekse bölge dışında, farklı yerlere göç etmişlerdir. Bununbaşlıca sebepleri arasında Sovyetler Birliği'nin dağılmasısonrası yaşanan Kafkaslarda oluşan bağımsız cumhuriyetlerdeki, özellikle de etnik temellere dayanan, silahlıçatışmalar büyük bir rol oynamıştır.[33] Bugün büyük bölümü göçmüş olan Ermenistan Kürtleri'nin yanı sıraAzerbaycan, Kırgızistan, Gürcistan gibi ülkelerdeki Kürtler de büyük oranda göçme eğilimindedirler; bölgede göç alanülkelere örnek olaraksa Kazakistan ve Rusya verilebilir.[33] Bölgedeki Kürt toplulukları hakkında az sayıda güvenilirbilgi bulunmaktadır.[33]

Özellikle Avrupa'daki ilk Kürt topluluklarının geçmişi daha erken dönemlere dayandırılabilse de, genel olarak Kürtdiasporası özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşayan birçok siyasî gelişme, silahlı ihtilaf, savaş, şiddet olayı veyıkım sebebiyle olmuştur. Örneğin, 1946'da Kürt Cumhuriyeti'nin İran tarafından mağlup edilmesi sonrasındabölgedeki birçok Kürt Irak'a ve Sovyetler Birliği'ne kaçmıştır. 1950'lerde gerçekleşen, 1953 tarihli İran'daki darbe ile1958 tarihli Bağdat'ta gerçekleşen durumlar mültecilere yol açmış; İran'daki sonrasında bazı Kürtler SovyetlerBirliği'ne ve Doğru Avrupa'ya kaçarken, Bağdat'taki sebebiyle bazı Kürtler Birleşik Krallık'a ve İran'a kaçmıştır.Sonrasında özellikle bağımsız bir Kürt devletini hedefleyen hareketlerin yenilgisi sonucu birçok Kürt Avrupa ve KuzeyAmerika gibi bölgelere, Batı'ya iltica etmiştir. Sayılarının 200.000 civarı olduğu tahmin edilen bu mülteci gruplarınınBatı'daki Kürt diasporasının temelini oluşturduğu ve ilk kalıcı Kürt toplulukları olduğu düşünülmektedir.[15] 1990'laradoğru Irak'taki Kürt köylerinin yıkımı da Kürt diasporasının gelişiminde önemli bir rol oynamış birçok Kürt ülke dışınaçıkmıştır. Türkiye'de 1980 Askerî Darbesi ve sonrasında ortaya çıkan ve etkinliğini hâlen koruyan Kürt ayrılıkçıhareketi ve bu ortaya çıkan çatışmalar ve şiddet olayları sonucu birçok Kürt başta Avrupa olmak üzere Batı'ya göçetmiştir.[15] Aynı zamanda gerek zorunlu şehirleşme gerekse şiddet olayları sebebiyle ülkesi içinde yerinden edilenkişilerin sayılarının 1.7 milyon[91] ile 2,5 - 3 milyon[92]arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Genel olarak Kürt topluluklarının yaşadıkları ülkelerdeki asimilasyonuna yönelik çabalar Kürt topluluklarında birçokkarşıt hareketin doğmasına sebep olmuş, meydana gelen şiddet olayları ve çatışmalar, İran'da 1979'dan, Türkiye'deise 1984'ten bugüne kadar varlığını korumuş ve korumaya devam etmekteyken Irak'ta 1961'den 2003'e kadarvarlığını sürdürmüştür.[15]

Bununla birlikte Kürt diasporasının oluşumundaki tek faktör tarihî coğrafî bölgelerindeki ihtilaflar ve siyasi gelişmelerdeğildir: özellikle ekonomik sıkıntılar ve dünya ekonomisindeki çeşitli olaylar Kürt diasporasının oluşumunda önemlibir yere sahip olmuş; örneğin 1960'larda Batı Avrupa'da gerçekleşen ekonomik patlama bölgeye birçok Kürttopluluğun göçmesine sebep olmuştur.[15]

Kürt diasporası Kürt kültürüne önemli katkılarda bulunmuş, özellikle 1990'larla birlikte açılan Kürt yayın kuruluşlarıylabirlikte Kürt medya kültürünün temellerini atmıştır. Bununla birlikte Kürt diasporasındaki farklı yayınlar ve etkinliklersıklıkla bu yayın ve etkinliklerin başındaki Kürt gruplardan etkilenmiştir. Kürt kültürünün farklı ülkelerin sınırlarındakiKürt topluluklarının o ülkedeki eğilimler sebebiyle farklı birçok eğilimi içinde barındırması bu açıdan önemlidir; örneğinbirçok Kürt dili lehçesinin mevcut olmasının yanı sıra Kürt dilleri, farklı ülkelerde, farklı alfabeler tercih edilerekyazılmaktadır. Latin harflerini kabul etmiş ve resmî dili olan Türkçe için Latin harflerinin kullanan Türkiye'deki Kürtlerde Kürt dili için Latin harflerini kullanma eğilimindeyken, tam tersinin söz konusu olduğu İran ve Irak'taki Kürtler daha

Page 14: Kürtler - Vikipedi

Kürt müzisyen Şivan Perwer'in İsveç'teki birkonserinden görüntü.

Kürt asıllı Alman gazeteci-yazarMely Kiyak

ziyade Arap harflerinikullanırlar. Bunun Kürtdiasporasınınetkinliklerindeki birdışavurumuna şu örnekverilebilir: BirleşikKrallık'ta, 1995'te kurulmuşolan Med-TV, büyükoranda Türkiye kökenliKürtlerin yönetimindeolmasının bir sonucuolarak, Kurmanci lehçesini

ve Latin harflerinin kullanımını benimsemiştir.[15] Diasporanınbölündüğü devletlerin de yardımlarıyla Kürt diasporası birçok kültürel yayının kaynağı olmuş, bu hususta genellikleOrta Doğu'daki ana Kürt topluluklarını geçmiştir. Örneğin İsveç'te 1971 ile 1997 tarihleri arasında Kurmanci dilinde402 eser basılmıştır.[93] Bunda Orta Doğu'daki ana Kürt toplulukları üzerindeki çeşitli kültürel baskıların da etkisiolmuştur; örneğin Kürt diline dair çeşitli yasaklar Türkiye ve Irak gibi ülkelerdeki Kürt dilindeki yayınların önünükesmiştir. Bununla birlikte 1990'lardan itibaren bu yasakların bertaraf edilmesi tersi yönde etki etmiş ve Türkiye veIrak'ta Kürt dilindeki yayınların sayıları artarken, diasporanın bazı yayınlarının düştüğü veya yayın merkezlerinin OrtaDoğu'ya taşındığı bile gözlemlenmiştir.[15]

Kürt sosyal yapısı Kürt diasporasında da etkinliğini sürdürmüştür. Ayrıca Kürt diasporasının oluşum sürecinde, farklızamanlarda farklı sosyal gruplardan Kürtlerin ülkelere gelmesi önemli bir konudur. Örneğin 1970'lerin ortalarına kadarBatı'daki Kürt diasporasının çoğunluğu ya işçi statüsüyle gelmiş kişilerdi (Almanya'daki "konuk işçi" olgusu) ya dasiyasi mültecilerdi ki bu ikinci grup, yani siyasi mülteciler, sıklıkla orta sınıf mensubu kimselerdi. Bununla birlikte1970'lerin ortalarından itibaren bir değişim başlamış, örneğin çiftçiler ve bunların yanı sıra bir dönem gerilla olaraksavaşmış kişiler de bölgeye gelmiş ve büyük ölçüde diasporanın oluşum sürecine katılmıştır.[15] Batı medyasındadikkat çekmiş ve birçok kere konu edilmiş bir başka konu da ataerkil Kürt sosyal yapısının Kürt diasporasındaki çeşitlisonuçlarıdır; örneğin özellikle kadına karşı şiddet ve namus cinayetleri Batı'da tartışma konusu olmuştur.[15] Benzerisosyal yapıya sahip diğer azınlıklarda da[94], örneğin Türklerde[95][96], benzeri namus cinayetleri gerçekleşmiş vebunlar da Batı medyasında yankı bulmuştur.

Avrupa

Kürt diasporasının en büyük bölümünü Avrupa'daki Kürt toplulukları oluşturmaktadırlar. Kıta Avrupası'ndaki Kürtdiasporasının yaklaşık %55'nin Türkiye'den gelmiş göçmen ve mültecilerden oluştuğu tahmin edilmektedir.[33] KıtaAvrupası'ndaki Kürt diasporasında Türkiye kökenliler yaygınken, Birleşik Krallık'taki Kürt topluluğu büyük oranda IraklıKürtlerden oluşmaktadır.[33]

Avrupa'daki Kürt topluluklarının kökeni 19. yüzyılın sonlarına kadar sürülebilir; örneğin başlangıçta 1898'de Kahire'dekurulmuş olan ilk Kürt gazetesi, Kürdistan, çeşitli baskılar sonucu Cenevre'ye daha sonra da Birleşik Krallık'ataşınmıştır.[15] Bununla birlikte Avrupa'daki Kürt varlığı küçük sayılarda kalmış, 20. yüzyılın ilk dönemlerinde de etkinbir sayıya ulaşılmamıştır. Bununla birlikte zamanla Avrupa'daki sayıları artan Kürt topluluğu özellikle 20. yüzyılın ikinciyarısında bölgede etkin bir azınlık haline gelmiş örneğin 1948'ten itibaren bir süre boyunca Paris'te Bulletin du Centred'Études Kurdes isimli yayını yayımlamıştırlar.[15] 1960'lardaki Avrupa ekonomisinin büyümesiyle birlikte baştaAlmanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine birçok Kürt işçi olarak gitmiş ve yerleşmiştir. Avrupa'daki Kürtlerinsayısı, diğer yerlerdeki Kürt diasporası gibi, Orta Doğu'daki çeşitli sebeplere dayanan, birbiriyle bağıntılı veyabağıntısız birçok şiddet olayı, savaş ve yıkım sebebiyle sonraki yıllarda giderek artmıştır. Zaman içinde Avrupa'dakiKürt diasporası birçok kültürel ve siyasi faaliyette bulunmuş, örneğin çeşitli TV kanalları kurmuş, büyük konserler gibi

Page 15: Kürtler - Vikipedi

sanatsal etkinlikler tertip etmiş ve Avrupa siyasi arenasında yer almışlardır. Örneğin Kürt siyasetçiFeleknasUca Almanya'dan Avrupa Parlamentosu milletvekili olmuştur.

Kuzey Amerika

ABD ve Kanada'da 22-27 bin dolaylarında Kürt yaşamaktadır; bunların çoğunluğu (yaklaşık 15-20 bini) ABD'deikâmet etmektedir.[15] Kuzey Amerika'da yaşayan Kürtler kendilerini bu bölgede temsil etmek adına, 1988 yılında, kâramacı gütmeyen bir kuruluş olarak Kuzey Amerika Ulusal Kürt Kongresi'ni (Kurdish National Congress of NorthAmerica) kurmuşlardır.[97] Benzeri bir şekilde Kuzey Amerika'da yaşayan genç Kürtleri temsil etmek ve bu gençlereyönelik faaliyetlerde bulunmak adına kâr amacı gütmeyen bir başka örgüt, Kürt Amerikan Gençliği (Kurdish AmericanYouth) kurulmuştur.[98] Bunların dışında Kuzey Amerika'da bulunan Kürtler, Avrupa'dakiler gibi, çeşitli medyaorganları, örneğin Kürt bakış açısını ve haberlerini yansıtan çeşitli internet siteleri gibi, kurmuşlardır.

Orta Asya

Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında Kafkaslardaki Kürtlerden bir kısmı Orta Asya'daki devletlere göç etmiş, OrtaAsya'daki devletlerde hâli hazırda bulunan Kürtlerde de çeşitli göç eğilimleri gözlenmiştir.[33] Bugün Orta Asya'dakiçeşitli devletlerde bulunan Kürtlerin toplam nüfusunun 100 bini aştığı tahmin edilmektedir; Kazakistan'da 30 bin civarı,Türkmenistan'da 50 bin civarı, Kırgızistan'da 20 bin civarı, Özbekistan'da 10 bin civarı, Tacikistan'da ise 3 bin civarıKürt nüfusun bulunduğu düşünülmektedir.[15] Bununla birlikte net sayılar tartışmalıdır; örneğin Kazakistan'da resmîolarak 46 bin civarında Kürdün yaşadığı belirtilir, fakat ülkedeki Kürt topluluğu sayılarının bunun çok üzerindeolduğunu iddia etmiştir.[99]

Uzak Doğu

Bazı Kürtler Türkiye'deki şiddet olaylarından dolayı[100] Japonya'ya sığınmışlardır. Ancak şimdiye kadar Japonyahükûmeti tarafından siyasi mülteci olarak kabul edilen Türkiye kökenli Kürt yoktur.[101] "Warabistan" olarakanılan Saitama İli (埼玉県 Saitama-ken) Warabi kenti (蕨市 Warabi-shi)nde yoğun olarakoturmaktadırlar.[102][kaynak belirtilmeli]

DilAna madde: Kürtçe

Kürtçe, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İrani kolunun kuzey-batı İrani grubuna ait bir dildir. Her ne kadar çeşitli biliminsanları ve Kürt milliyetçileri çağdaş Kürtçenin, İran-öncesi öncesi kalıntılara sahip olacağını umut etmiş veya iddiaetmiş olsalar da, bilimsel olarak bunu gösteren hiçbir kanıt bulunmamaktadır.[103] İranî diller, özellikle de Kürtçeuzmanı olan David MacKenzie, çeşitli fonolojik tahliller sonrasında, Kürtçeyi köken açısından proto-Beluci ve Farsçaarasına koyar ve Kürtçe ile Beluci dili arasında yaptığı karşılaştırmalarla, proto-Kürtçenin Güney Farsçası ile oldukçayakın temas halinde olduğunu ileri sürer[103]

Kürtçe, dünyada tahminen 16[104][105][106]-26 milyon[107] insan tarafından konuşulmaktadır.EncyclopaediaBritannica'ya göre Kürtçenin iki ana lehçesi vardır: kuzey lehçesi olarak Kurmanci ve merkez lehçesi olarakSorani.[108] Oxford'un yayımladığı Uluslararası Dilbilim Ansiklopedisi (International Encyclopedia of Linguistics) de buşekilde bir ayrıma gitmiştir.[109] Kurmanci özellikle Musul'dan Kafkaslara doğru olan bölgede yerleşmiş Kürt halklarıtarafından konuşulurken, Sorani Urmiye'den Kürdistan coğrafî bölgesinin daha güneyde kalan bölgelerine kadaruzanan bir coğrafyada yoğunluktadır. Aynı kaynağa göre,Zazaca ve Goranice de Kürtçenin alt-lehçelerisayılmaktadır.[108] Bununla birlikte, hangi dillerin Kürtçenin lehçesi kabul edilip edilemeyeceği tartışma konusuolmuştur. Örneğin, bazı kaynaklara göre Zazaca bir lehçe değildir.[110] Oskar Mann Zazacanın başlı başına bir dilolduğunu yaptığı derleme,araştırma ve incelemelerle kanıtlamıştır.Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığıaraştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, “Die Mundarten der Zâzâ” adlı bilimsel eseri 1932 yılındakitaplaştırmıştır. Böylece İranolojidilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına bir dil

Page 16: Kürtler - Vikipedi

olarak tanınma durumunu korumakta.[111] Zazacayı Kürtçe lehçesi olarak ele alanlar genelde Goranice ile birlikteüçüncü bir lehçe kolu, güney lehçe kolu gibi görürler.[112] Ortaya atılmış Güney Kürtçe lehçeleri gruplandırmalarındanbiri de şöyledir: Kelhuri, Feyli ve Goranice. Zazacadaki durumun bir benzeri Goranice için de geçerlidir; GoraniceyiKürtçenin bir lehçesi olarak değil de ayrı bir dil olarak gören dilbilimci mevcuttur.[103]

Kürtçenin en yaygın konuşulan lehçesi olan Kurmancinin yaklaşık olarak 15-17 milyon kişi tarafından konuşulduğutahmin edilmektedir.[113] Türkiye başta olmak üzere Suriye, Ermenistan ve Azerbaycan gibi ülkelerde yaşayanKürtlerin ve bu ülkelerden göçmüş olan Kürt diasporasının çoğunluğu Kurmanci konuşur. Kurmanci ayrıca İran veIrak'taki Kürt topluluklarında nadiren konuşulur; Irak ve İran'daki Kürtlerin çoğunluğu Sorani lehçesini konuşmaktadır.Sorani lehçesinin Irak'ta yaklaşık olarak 4-6 milyon kişi tarafından, İran'da ise yaklaşık olarak 5-6 milyon kişitarafından konuşulduğu düşünülmektedir.[113]

Kürtçe, Irak'ta resmî dil statüsü kazanmıştır.[74] Suriye'de ise Kürtçe yasaklanmıştır ve örneğin Kürtçe yayınyapılması yasaktır.[114] İran'da resmî dil statüsüne sahip olmasa da yasaklı değildir; Kürtçe yayın üretilmesiserbesttir. Her ne kadar Kürtçe yerel gazete ve benzeri yayınlarda kullanılsa da, okullardakullanılmamaktadır.[115][116] Bunun da etkisiyle, İran'daki bazı Kürtler ana dillerinde eğitim görmek amacıyla Irak'agitmişlerdir.[117] Türkiye'de Kürtçe uzun yıllar yasaklı kaldıktan sonra 90'lı yıllarla birlikte yasaklar çok az da olsagevşemiştir. Kürtçe Türkiye'de resmî dil statüsünde olmamasına[5] ve ülkenin ana yasasına göre Türkçe dışındaherhangi dilin eğitimde kullanılmasının yasak olmasına[118] karşın, özel televizyonlarda çeşitli birçok sınırlamalardahilinde Kürtçe yayın yapılmasına 2006 yılından itibaren izin verilmiş, 2009 yılında ise devletin resmî televizyonuolan TRT, 24 saat Kürtçe yayın yapan bir kanal (TRT 6) açmıştır.

Kürt edebiyatıAna madde: Kürt edebiyatı

Kürt edebiyatının başlangıcı tartışmalı ve muğlaktır zira İslam öncesi Kürt edebiyatına dair hiçbir bilimsel bulgu vebilgi yoktur.[52] Bunun sebebi olarak akademisyenler çeşitli fikirler öne sürmüşlerdir. Üzerinde fikir birliği olansebeplerden biri: Kürtlerin yaşadığı bölgenin coğrafî konumu sebebiyle Doğu ve Batı arasında kalması, sıklıklaistilalara ve istilacılara sahne olması ve bunun sonucu olarak birçok yıkım yaşamış olmasıdır.[52] Bununla birlikte,özellikle İslam sonrasındaki döneme dair bilgiler bu dönemde yaşamış birçok Kürt yazarının varlığına işaret eder. Buyazarların hepsi Kürtçe eserler vermemişlerdir; bölgenin kültürel çeşitliliğinin bir sonucu olarak diğer farklı etnikgrupların yazarları gibi Farsça, Arapça ve zaman içerisinde Türkçe çeşitli eserler kaleme almışlardır.[119] Bunlara birörnek, 13. yüzyılda yaşamış ve eserlerini Arapça kaleme almış olan Kürt tarihçi ve biyografi yazarı İbn el-Esir'dir.[52] Kürt edebiyatının erken dönemlerinde Kürtçeye ağırlık vermiş edebiyatçılara dair pek fazla bilgi bugüneulaşmamıştır ve bu kişilere Kürtler hakkında yazılmış olan eski eserlerde pek rastlanmaz; örneğin Bitlisli Şeref Han'ınKürt tarihini anlattığı Şerefname isimli eserinde herhangi bir Kürt şairine rastlanmaz.[120] Bazılarına göre Kürtedebiyatının ilk tanınmış şairi olan[116] ve 15. yüzyılda yaşamış olduğu düşünülen Ali Hariri'den Şerefname'debahsedilmez; bununla birlikte 17. yüzyılda yaşamış olan tanınmış Kürt şairi Ahmed-i Hani kendisinden bahseder.Ahmed-i Hani'nin bahsetmiş olduğu diğer iki şair deMolla Ahmed-i Cezirî (Melayê Cizîrî; 1570-1640) ve FakiTayran'dır (Feqîyê Teyran; 1590-1660). Sufi olan Ahmed Cezirî ismini memleketi olan Cizre'den almaktadır; nitekimyıllarca Cizre'deki Kızıl Medrese'de (Medresa Sor) ders vermiştir.[119] Divanı, Dîwanî Melayê Cezîrî, bugün hâlâokunmaktadır ve 100'den fazla şiir, birkaç tane de rubai barındırır. Bugüne ulaşmış tek eseri olan divanı, yoğun Sufiimgeler taşır ve oldukça metafiziksel bir şiir örneği sunar ki şiirleri bu tür (metafiziksel konulu) yazında ünlü olan İranlışair Hafız'ın eserleriyle karşılaştırılmıştır.[119] Ahmed-i Hani'nin zikrettiği bir diğer isim olan Faki Tayran Ahmed Cezirîile aynı dönemde yaşamıştır ki bu iki şairin birbirleriyle tanıştığı bilinmekte, Hakkarili olan Faki Tayran'ın Cizre'deAhmed Cezirî'den ders aldığı düşünülmektedir.[121] Eserlerinde özellikle Kürt folkloründen öğeler ağırlıkta olan FakiTayran'ın Qewlê Hespê Reş (Siyah Atın Ölümü), Şêxê Senan (Senan Şeyhi) ve Qiseya Bersiyayî (Bersiyay'ınÖyküsü) adındaki eserleri en önemli yapıtlarıdır.[122] Faki Tayran'ın 17. yüzyılda Kürtler ile Safeviler arasındagerçekleşmiş olan Dimdim Savaşı'na dair eseri ise birçoğuna göre bu savaşın ilk edebî anlatısıdır ve bugün hâlen

Page 17: Kürtler - Vikipedi

Çağdaş KürtşairlerindenŞeyhmus Dağtekin.

okunan epik bir eserdir.[123] Ahmed Hariri, Cezirî ve Tayran gibi isimleri, Kürt edebiyatının en ünlü eserlerindenolan,[124] Mem ü Zîn ("Mem ve Zin") isimli klasik, epik şiirinin önsözünde zikreden Ahmed-i Hani veya Ehmedê Xanî,Kürt edebiyatı açısından çok önemli bir rol oynamış ve genel kanıya göre eserlerinde Kürt bağımsızlığındanbahseden ilk Kürt şairi olmuştur.[116] Şairin ünlü eseri Mem ü Zîn, Mem ile Zîn isimlerindeki iki aşığı konu edenbir mesnevidir ki Sufi öğeler de taşır.[125]

Bunların dışında, dinî bir akım olan Ehl-i Hakk tarafından tercih edilen Goranidilinde (Goranicede) Kürt edebiyatı açısından önemli birçok eser kalemealınmıştır. Özellikle bugünkü İran Kürdistanı'nda kalan bölgede etkin olmuşbağımsız Kürt liderleri Goraniceyi öncelemiştirler ki bu da bu dilde edebîeserlerin verilmesine ve bu dilde yazmayı tercih eden şairlerin türemesi yardımcıolmuştur; örnek olarak 14. yüzyılda yaşamış ve bu dilde eserler vermiş MollaPerişan (Mele Perîşan) zikredilebilir.[52] Nitekim bu dil etkinliğini uzun bir süredevam ettirmiş ve örneğin 19. yüzyılda yaşamış olan bir başka şairMolla Abdürrahim Mevlevi (1806–1881) de bu dilde eserler vermiştir.Ayrıca, Batı'da Süleymaniye ve çevresinde de 18. yüzyılla birlikte bölgedekiegemen Kürt siyasi isimlerin teşvikiyle Sorani dilinde edebî bir gelişim ortayaçıkmıştır.[52]

19. ve 20. yüzyıllarda Kürt edebiyatı, Kürt dili ile birlikte, özellikle yazılı Kürtedebiyatı, çok büyük bir ilgi ve gelişmeye sahne olmuştur. Bunda 19. yüzyıldatemelleri atılan Kürt basınının önemli bir payı vardır.[52] İlk Kürt basın yayını,dergisi,Kürdistan Kahire'de 1898 yılında yayımlanmıştır.[52] Birinci DünyaSavaşı sonrasında Kürtlerin yaşadığı toprakların Türkiye, İran, Irak ve Suriyesınırları içerisinde kalmasıyla birlikte Kürt dili ve edebiyatı farklı bir döneme girmiş ve her Kürt topluluğu içindebulunduğu ülkedeki eğilimlerden etkilenmiş ve bu etkileşim dile ve edebiyata da yansımıştır. Örneğin Kürtçeninyazımında 1920'lere kadar Arap harfleri tercih edilmişken, 1920'lerle birlikte bölgedeki ülkeler Batıcı politikalarıbenimsemeye başlayınca, birçok Kürt topluluğu Latin harfleriyle Kürtçeyi yazmaya başlamışlardır.[15][52] Bunaverilebilecek bir örnek ise, Celadet Ali Bedirhan tarafından yayımlanmış ve 1932 yılından 1943 yılına kadar toplam 57adet basılmış olan basılı ilk Kürtçe edebiyat dergisi olarak görülen Hawar dergisinin ilk 23 sayısının hem Latin, hemArapça harflerle basılıp daha sonra sadece Latin harflerle basılmasıdır.[126] Ek olarak, Kürt edebiyatının butopraklardaki gelişim süreci ve Kürt edebî eserlerinin ortaya çıkması sıklıkla bu ülkelerdeki azınlık politikalarıyladoğrudan ilgili olmuş; örneğin zaman zaman bu ülkelerde Kürtçenin yasaklanmasıyla birlikte Kürt edebiyatınınyavaşladığı, bu tip yasaklamaların kalktığı veya rahatladığı zamanlarda ise hızlı bir şekilde geliştiği ve yeni eserlerinortaya çıktığı gözlemlenmiştir.[33][52][121] 20. yüzyılda Irak'ta Abdullah Süleyman (1904-1962) ve İbrahim Ahmed gibiisimler öne çıkarken, Suriye'de İkinci Dünya Savaşı sonrasında Suriye'nin bağımsızlığını almasına dek, baştaEmir Celadet Bedirhan ve kardeşi Emir Kâmuran'ın gayretlerinin etkisiyle Kürt edebî faaliyetleri yoğunluğunukorumuştur.[52] İkinci Dünya Savaşı sonrası Suriye'de Kürtlerin haklarının birçoğunu kaybetmesiyle edebî faaliyetlerde durma noktasına gelmiştir.[52] Türkiye'de Kürtçe yasağı sebebiyle uzun yıllar Kürt edebiyatında fazla çalışmayapılamamış olsa da, özellikle 90'larda siyasi iradenin Kürtçe üzerindeki yasakları kaldırması ve Kürtçe yayıncılığınrahatlamasıyla birlikte Kürt edebiyatı hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır.[15] Ayrıca çeşitli baskılar ve ihtilaflarsebebiyle Kürdistan bölgesinden ayrılıp başta Avrupa olmak üzere farklı yerlere göç eden Kürtlerden oluşan Kürtdiasporası Kürt edebiyatı açısından 20. yüzyılda birçok önemli başarıya imza atmıştır.[15][52][116] Başta devletinazınlıklara basın ve yayın alanında maddi yardımlarda bulunduğu İsveç olmak üzere birçok Avrupa ve KuzeyAmerika ülkelerinde yaşayan Kürt toplulukları kendi basın yayın kuruluşlarını kurmuşlardır.[15][52]ZarokenIhsan ("İhsan'ın Çocukları"), Helin ("Yuva"), Gundike Dono ("Dono Köyü") gibi eserleriyle tanınan MahmutBaksi ve Tu ("Sen"), Mirina Kaleki Rind ("Yaşlı Rind'in Ölümü"),Siya Evine ("Yitik Bir Aşkın Gölgesinde") gibieserleriyle tanınan Mehmed Uzun gibi tanınmış Kürt yazarları ortaya çıkmış ve örneğin bu iki yazar da İsveç YazarlarBirliği Yönetim Kurulu'nda yer almışlardır.[52] Çağdaş dönemdeki diğer bazı Kürt yazarlar ise

Page 18: Kürtler - Vikipedi

şunlardır:Pîremêrd, Abdulla Goran, Osman Sabri, Şêrko Bêkes, Şeyhmus Dağtekin.

Kültür, sanat ve toplumsal yapıKürt kültürü ve sanatı Orta Doğu'da yüzyıllar boyunca gelişimini sürdürmüş, diğer millî kültür ve sanat anlayışlarıylaetkileşime girmiş, bununla birlikte asimile olmamış ve ayrı bir karakter ile kendisini bugüne kadar muhafaza etmiştir.Özellikle modern çağlarda herhangi bir ulusal veya devlet-destekli sanat projelerinin siyasi belirsizlikler sebebiylemümkün olmaması, Kürt sanatının daha ziyade bireyler ve topluluklar eliyle yürümesine yol açmıştır.[127]

Kürt müziği ve dansı

Kürt kültüründe müzik ve dans çok önemli bir yer teşkil etmekte, özellikle Kürtler arasında yaygın olan dinî inançlarınibadet ve kutlama şekillerinde müzik ve dans temel bir rol oynamaktadır. Örneğin Kürt kökenli bir inanç olan Ehl-iHakk'ın temel ibadeti olan cemsırasında müzik ve yüksek sesle söylenen dua ve ilahîler çok önemli bir yertutarken,[128]zikirleri sırasında da müzik ve dans temeldir.[129] Kürt dinî müziğindeözellikle def vetamburun enstrüman olarak önemli bir yer tutar.[127]

Kürt kültüründe dinî karakterde olmayan dans ve müzik de mevcut ve yaygındır. Bayramlar,düğünler gibi her türlükutlama ve şenlikte Kürtler dans eder ve şarkı söylerler. Kürtlerin bufolklorik danslarının onları komşuları olan diğeretnik kökenlere sahip Müslüman topluluklardan ayırt edebilmekte önemli bir etken olduğu belirtilmiştir.[20] GelenekselKürt danslarını birçoğu halk oyunu/halay tarzı olup, Balkanlar ve Orta Doğu'daki geleneksel halk oyunlarıyla benzerlikarz eder. Bunlardan bazıları dilan, sepe, geryandır.

Kürt müziği de, genel olarak Kürt kültürü gibi, bölgedeki komşu etnik grupların müzik kültürüyle etkileşime girmiş olsada, Arap ve İran müziğinden farklı karakterini korumuş, etkileşimler sonucu, temelde Dorian gamı olan,Kürt gamı gerek Arap gerekse İran müzik kültürüne girmiştir.[130][131] Bölgedeki yaygın diğer müzik kültürlerininetkisinden büyük ölçüde kendisini korumuş olan Kürt müziği,[130] özellikle İran müziğine benzer gibi dursa da, İranmüziğine oranla çok daha içgüdüsel olup, birçoğuna göre ne tam olarak halk müziği ne de tam olarak eğitilmiş müzikolarak sınıflandırılabilir.[131] Bununla birlikte halk müziği (folk müzik) kapsamında ele alınması gerektiğini savunanlarda mevcuttur.[130] Kürt müziğinin özellikle Batı müzik kültüründen farklı bir yönü de tamamen müziğe özel bir müzikterminolojisinden ziyade, müziğe dair olgu ve kavramların gündelik hayattaki isimlerle ifade edilmesi, müzikterminolojisinin bu tip bir adlandırmadan oluşmasıdır.[131] Makam isimleri de bu yöndedir ve çok çeşitlidir; dini veaşiret isimlerinden kadın isimlerine kadar birçok isim makam ismi olarak kullanılmıştır.[131]

Geleneksel Kürt müziği icra edenler üçe ayrılırlar: çîrokbêj yani hikâyeciler, stranbêj yani şarkıcılar,ve dengbêj yani aşıklar (halk ozanları). Kürt hükûmdar meclislerinde çalınan resmî, özel bir müzik türü olmamasısebebiyle genellikle akşam ve gece meclislerinde (toplantı ve sohbetlerinde) çalınan müzikler klasik müzik olarakkabul edilirler; bu türeşevbihêrk denir. Birçok şarkı epik motiflere ve temele sahiptir, ince bir melankoliye Kürtşarkılarında, özellikle heyran olarak adlandırılan (sevgili) türkülerinde, sıklıkla rastlanır.[127][131] Bunlarındışında lawje olarak adlandırılan dinî müzik ve özellikle sonbaharda seslendirilen ve payizok olarak anılan şarkılar davardır. Kürt müziği çok çeşitli enstrümanlar barındırır ki bunlardan birkaçı şunlardır:tambur, buzuk, ud, qernête, şimşal,dahol, def...[127]

Bilinen en büyük Kürt müzisyen[132][133][134] olarak genellikle Ziryab zikredilir.[127] Bununla birlikte 9.yüzyılda İspanya'ya göç etmiş ve Endülüs müzik geleneğinin kurucusu olmuş olan[127] Ziryab'ın etnik kökenitartışmalıdır; zira İranlı olduğunu iddia edenler de mevcuttur.[135][136][137][138][139] Kürt müziğinin bugünkü kaydadeğer temsilcilerinden bazıları ise şunlardır: Şivan Perwer, Bijan Kamkar, Hasan Zirak, Mihemed Arif Cizîrî, KayhanKalhor,Aram Tigran, Nizamettin Ariç, Dilşad Said, Tahsin Taha, Ciwan Haco, Şahram Nazeri...[127]

Kürt kilim ve halıları

Kürt kilim ve halıları, Kürt kültürü ve sanatında önemli bir yer teşkil etmiştir ki Kürtlerin birçok yüzyıldır kilim ve halı

Page 19: Kürtler - Vikipedi

Bir Kürt halısı.

üretmekte olduğu tahmin edilmektedir.[140] Bununla birlikte,eldeki örnek sayısı oldukça azdır ve çoğu koleksiyondaki eskiKürt halıları 18. yüzyıldan kalmadır.[140]

Araştırmalara göre Kürt kilim ve halılarını yapanların çoğunluğukadınlardır ve halıcılık özellikle göçebe Kürtlerde çok yaygındır.Geleneksel olarak, özellikle göçebe Kürtlerde, kadınlar halı vekilim üretimini boş zamanlarını değerlendirmektekullanmışlardır.[140] Nitekim bazı araştırmacılar, Kürthalıcılığında son dönemde yaşanan gerilemenin ve üretimazlığının sebeplerinin, bölgedeki siyasi belirsizlik ve sorunlarınyanı sıra, kadınların boş zamanlarında diğer faaliyetlere dahaçok zaman ayırmaya başlaması olduğunu öne sürmüştürler.[140]

Kürt halıları, bölgedeki diğer halıcılık kültürlerinden etkilenmişse de, kendine has birçok özelliği vardır. Örneğin, İranve Türk halıcılığında üç kenar bordürü barındırırken, Kürt halıları genelde bir veya iki kenar bordürübarındırır.[140] Kürt halılarında sıklıkla simetrik düğüm sıraları arasında iki veya daha çok argaç mevcuttur, çok renklikenar şeritleri yaygındır.[23][140] Çok renkli bu kenarlar, diğer halıcılık kültürlerinden farklılık arz ettikleri gibi, motifselaçıdan Kürt halılarının üretildiği bölgelere göre de farklılık arz eder: Türkiye'de yapılmış Kürt halılarında balıksırtıoluşturacak şekilde farklı renklerden örülmüş kenarlar yaygınken, İran'da 13 cm veya daha büyük uzunluklarda renkşeritleri daha yaygındır.[140]Kenarların dışında, genel olarak Kürt halılarında motif olarak sekiz köşeli yıldızlar vebenzeri sekiz köşeli şekiller başta olmak üzere çeşitli geometrik şekiller ve kaplumbağa, kuş gibi hayvanların figürleriyaygındır.[23][140]

Kürt sinemasıAna madde: Kürt sineması

20. yüzyılın sonlarında ilk eserlerini vermeye başlayan Kürt sineması için tanınmış Kürt yönetmen vesinemacı Bahman Ghobadi "doğum yapmasına yardımcı olunması gerekilen..." "hamile bir kadın" benzetmesiyapmıştır.[141] Kürt sinemasının başlangıcı, özellikle Kürt kültürünün Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı birçok ülkedeçeşitli yasaklara tabii olmasından dolayı, tam olarak belirlenemese de genel olarak 1980'lere dayandırılır; bazıkritiklere göre sinemacı Yılmaz Güney ile olmuştur.[142] Yılmaz Güney'in 1982'de Cannes Film Festivali'nde ödülalmış Yol[143] ve Sürü gibi filmleri, her ne kadar Kürtçe olmasalar da, gerek barındırdıkları görsel öğeler, müzik vekarakterler gerekse Kürt kimliğini ve deneyimini yansıtan daha konseptsel ve tematik unsurlar dolayısıyla Kürtsinemasının önemli ilk örneklerinden sayılmıştırlar.[142][144] Kürt sinemasının başlangıcı olarak 1980'leringösterilmesine sebep olarak gerek bu dönemde Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde sinema alanındakiteknolojinin gelişmesi gerekse bu dönemde Kürt diasporasının sinema dahil sanat ve kültürle daha yakından,akademik ve profesyönel bir şekilde ilgilenmeye başlaması gösterilmiştir.[144]

21. yüzyılla birlikte önemli bir hareketlilik kazanan Kürt sineması, Bahman Ghobadi'nin 2000 yılında Cannes FilmFestivali'nden Altın Kamera Ödülü alan Sarhoş Atlar Zamanı[145], 2004yapımı ve Berlin Film Festivali ve SanSebastián Uluslararası Film Festivali gibi birçok festivalde ödül kazanmış olan Kaplumbağalar da Uçar[146][147] gibifilmleri ve Hüner Salim'inVenedik Film Festivali'nden En İyi Film Ödülü dahil birçok festivalde ödülkazanmış 2003yapımı Votka Limon[148] filmi gibi çeşitli filmlerle uluslararası birçok festivalde kendini göstermiştir.Yapımlarıyla ödül kazanmış ve Kürt sinemasını temsil etmiş olan diğer bazı kayda değer sinemacılara ise JalalJonroy, Jano Rosebiani, Jamil Rostami, Ayşe Polat,Yüksel Yavuz, Nazmi Kırık gibi isimler örnek olarak verilebilir...

DinKürtler, dini bakımdan heterojen bir halk olup aralarında birçok farklı dine mensup gruplar vardır. Bununla birlikte Kürtkültüründeki baskın dinî yönelim Sünni İslamdır; nitekim bugün Kürtlerin

Page 20: Kürtler - Vikipedi

Sincar Dağında Ezidiler. Irak-Suriye sınırı,1920'ler.

çoğunluğu Sünni Müslümanlardır.[17]Özellikle, Türkiye ve İran sınırlarıiçinde yaşayan Kürtlerin çoğunluğu Sünni mezhebine bağlı (Şafiiağırlıklı) olup bir kısmı ise Alevidir. Ayrıca Şii, Ehl-i Hak, Ezidive Yahudi[149][150]Kürtleri de mevcuttur. Büyük sayılarda Zerdüşt veyaHristiyan Kürt gruplarına rastlanmaz; bununla birlikte Zerdüştlükten,Manihaizme veya Hristiyanlığa kadar birçok farklı dinî akım Kürttopluluklarının dinî anlayışını etkilemiştir ve çağdaş Kürtlerin dinîinanışlarında ve ibadetlerinde bu farklı dinlerin çeşitli imgelerinerastlamak mümkündür.[17]

İlk Kürtlerin dinî inançları üzerinde çok fazla bilgi bulunmamakta;diğer İranî halklarla birlikte,Hint-İran antik inançlarına inandığıdüşünülmektedir.[17] Bu ilk inancın belirgin bir elemanı dakozmogonisi,yani evrenin yaratılışına ilişkin anlayış, inanç ve anlatısıdır. Bukozmogoniye göre, tanrı evreni embriyonik bir formda yaratmıştır. Embriyonik haldeki evreni doğuran ise ateş tanrısıMithra (Hint kültüründe Mitra)dır ve bunu gerçekleştirmek için bir boğayı kurban etmiştir.[17] Daha sonraları İranîinanç sistemlerinin evrilmesiyle, bu halklarla yan yana yaşayan ilk Kürtlerin de bu inanç sistemlerine yöneldiğidüşünülmektedir. Özellikle Zerdüştlük Kürtlerin dinî inancını çok etkilemiştir; öyle ki bugünkü çoğu Kürt dinîakımlarında, örneğin Ehl-i Hakk ve Ezidilikte, Zerdüştlükteki çeşitli öğelere, liturjik (ibadetsel, ritüelle ilişkili)elemanlara rastlanmaktadır.[17] Dinî anlayışın yazılı değil de sözlü bir kültüre dayanıyor olması ve çeşitli diğeretkenler sebebiyle bugün genel kanı Kürtlerin dinî anlayışının oldukçasenkretik olduğuna yöneliktir; bu sebeple biliminsanları Zerdüştlüğün ilk Kürtlerin o dönemdeki inançlarına karışarak, senktretik bir şekilde Kürt kültürüne girdiğinidüşünmektedir.[17] Bunun tek taraflıdan ziyade çift taraflı bir etkileşim oluşturduğu düşünülmektedir; Zerdüşlüğün Batıİranî dinî akımlardan etkilenmiş olduğu bilinmektedir. Klasik Zerdüştlükten farklı olarak, Batı İranlılar arasındatüreyen Zurvanizmin de Kürt inancında çeşitli etkileri olmuş olabilir; örneğin bu dinde çok önemli ve temel bir anlamve değere sahip olan dört rakamı Ehl-i Hakk ve Ezidilikte de benzeri bir şekilde ele alınır.[17]

Erken dönemde Kürtleri özellikle etkilemiş bir başka din de Museviliktir. Yahudi Kürtlerin anlatılarında, İsrailve Yehuda'nın Asurlu krallarının döneminde Yahudilerin Filistin'den sürgün edildiği geçer. Bu dönem yaklaşık olarakMÖ 8. yüzyıla denk gelmektedir ki bilim insanları da genellikle bu tarihi onaylamaktadırlar.[151] Nitekim Kürdistan'dayüzyıllarca Yahudi toplulukları yaşamış, büyük sayılarda Kürt Yahudi toplulukları bulunmuştur. Bununla birlikte, İsraildevleti kurulduktan sonra Kürt Yahudilerin çoğu bu yeni devlete göç etmişlerdir.[17]

İslamın Kürtlerin bulunduğu coğrafyayı fethetmesiyle birlikte Kürt topluluklar arasında İslam yayılmaya başlamıştır.Bununla birlikte, bu yayılmanın ne şekilde ne ölçüde olduğu yönünde bilgi kısıtlıdır.[17] Çeşitli Kürt topluluklarınaİslamın yayılmasının senkretik bir şekilde gerçekleştiği düşünülmüştür; Kürtlerin antik inançlarını hemen terketmedikleri açıktır ki, örneğin, çeşitli kaynaklarda İslamın yayılışından yüzyıllar sonra, 13. yüzyılda dahi antik İranîdinleri devam ettiren Kürt kabilelerinin olduğundan bahsedilmektedir.[152]

Müslüman Kürtlerin çoğunluğu Sünnidirler ve amelde Şafiidirler. Özellikle amelî mezhepleri olan Şafiilik zamaniçerisinde Sünni Kürt kimliği açısından önemli bir yer edinmiştir; sonradan bölgede oluşan OsmanlıDevleti'nin Hanefi mezhebini benimsemesiyle Hanefilik bölgede yayılmış özellikle Kürt olmayan Sünni Müslümanlarınçoğunluğu Hanefi olmuşlardır.[17]Ayrıca Müslüman Kürtlerde tasavvuf oldukça yaygındır ve sufi kültürü ve inançlarıKürtlerin dinî anlayışlarını büyük ölçüde etkilemiştir.[17] Bugün Kürtler arasındaki enyaygın tarikatlarKadirilik ve Nakşibendiliktir. Her ne kadar birçok tarikat Kürtler arasında ve Kürtlerin yoğunluktayaşadığı Kürdistan bölgesinde aktif olmuşlarsa da, bugün özellikle bu iki tarikat öne çıkmakta, bu iki tarikat arasındada en yaygın ve güçlü olanı Nakşibendilik olmaktadır. Kadiriliğin Kürtlerin yaşadığı topraklara oldukça eski birzamanda, Nakşibendilikten önce, geldiği ve uzun bir süre çok güçlü kaldığı bilinmektedir. Kadiri Kürtler çileciliğe çokbüyük bir önem verdikleri gibi, bu Kadiri kolu özellikle de genelin dışına çıkan ateşte yürüme, cam yeme gibi çileeylemleriyle dikkat çekmiştir.[17] Gerek Kadirilik olsun gerekse Nakşibendilik, bölgedeki diğer dinî akımlarla, örneğin

Page 21: Kürtler - Vikipedi

Adi bin Misafir'in Laliş'teki kabri.

ve özellikle Ehl-i Hakk ve Ezidilikle etkileşime girmiştir.[17] Nitekim Ehl-i Hakk da Ezidilik de sıkı tasavvufî kökleresahiptirler; örneğin Ezidiliğin kökeni bir sufi şeyhi olan Adi bin Misafir'e dayanır.[17] Tasavvufun Kürt toplumundaki enönemli özelliklerinden birisi de birçok önemli Kürt Sufinin aynı zamanda önemli siyasi liderler olması, ve sufi liderlerile tasavvufun bazı siyasi düşünce ve akımlarda büyük rol oynamasıdır.[17] Her ne kadar çoğunluğu Sünni de olsaMüslüman Kürtlerin içinde Şiiler de mevcuttur. Başta İran olmak üzere, Irak sınırı, Kerkük ve Erbilbölgelerindeİsnaaşeriyye kolundan Şii Kürt gruplar mevcuttur ki İsnaaşeriyye 16. yüzyıldan itibaren İran'daki resmîdinî yönelimdir.[17] Birçok bilim insanına göre Şii Kürtler dahilinde ele alınabilecek diğer iki grup da Türkiye'deki KürtAleviler ve Ehl-i Hak grubudur; bununla birlikte bu dinî yönelimlerin ayrı bir din mi teşkil ettiği, İslam içinde birer Şiikolu olarak ele alınıp alınamayacağı tartışmalıdır. Bu topluluklarda temel çeşitli Şii unsurlar bulunmakla birlikte, antik,İslam-öncesi inançlardan da çeşitli imge ve öğeler bulunmaktadır.[17]

Ehl-i HakkAna madde: Ehl-i Hakk

Ehl-i Hakk veya Kürtçe ismiyle Yâresân, İslam kökenli ayrı bir din olup, Orta Çağ'da ortaya çıkmıştır. Genellikle dinbilimlerini inceleyen bilimsel kaynaklarda aşırı Şiilikleilişkilendirilen[20] Ehl-i Hakk, özellikle Kürtler arasında yaygın birdinî inançtır ve inanan sayısının bugün yaklaşık olarak 1 - 1,5 milyon civarında olduğu tahminedilmektedir.[153][154][155]

İslami kişiliklerden Ali'yi Tanrı'nın tecellisi olarak gören inanç,[156] Şii İslam başta olmak üzere tasavvuf, Zerdüştlükve gnostik çeşitli düşüncelerden etkilenmiştir.[17] Bazı bilim insanları, özellikle Batı İran ve genel olarak İran'da antikzamanlarda yaygın olan din vemitolojilerden gelen öğeleri sebebiyle Ehl-i Hakk'ın (Ezidilik ile birlikte) bir tür Batı İranîveya Kürt dini olarak sayılabileceğini dile getirirler.[17] Bu tip benzerliklere bir örnek Ehl-i Hakk (ve Ezidilik'te) varlığınısürdüren antik İran kozmogonilerinden köken alan kozmogonidir.[17] Ehl-i Hakk'taki temel ibadetlerden biride cemhane olarak adlandırılan ibadethanelerde yapılan cemdir. Alevilikteki cem ile aynı adı taşıyan ve liturjikbenzerlikler de barındıran bu ibadette inananlar bir araya gelirler ve dualarlar okurlar.[17] Bazı Ehl-i Hakk gelenekleriyılda en azından 17 kere cem yapılması gerektiğini savunurlar.[17] Ayrıca cem ayinini takiben hayvankurban edilmesi,kurban etinin hazırlanıp yenmesi de ritüel önemli bir kısmını oluşturur.[17]

EzidilikAna madde: Ezidilik

Bugün kendi başına bir inanç olarak kabul edilen[17][157]Ezidilik, İslam'dakitasavvuf akımından etkilenmiş olan bir dindir. Tanınmış bir tasavvuf şeyhi vemuhafazakâr bir Müslüman olan Adi bin Misafir, Orta Doğu'da birçok farklı yerdebulunduktan sonra 12. yüzyılda küçük Laliş vadisine yerleşmiş ve burada önemlibir kitleye hitap etmeye başlamıştır. Adi bin Misafir'in ölümünden sonra tarikatakrabaları tarafınca devam ettirilmiştir. Zamanla Adi bin Misafir'in kabrininbağlılar açısından dinî önemi artmış, sonunda bir tapınma odağı olmuş veşeyhin kendisi de ilahî olarak algılanmaya başlanmıştır ki bu sebeplerle grupklasik İslamî anlayıştan koparak, Müslümanlarca İslam dışı kabul edilmeyebaşlanmış; bugün anlaşılan şekliyle Ezidilik 14. - 15 yüzyıl civarlarında ayrı birdin olarak meydana gelmiştir.[17][158] Kürt topluluklarında yaygınlaşmış çeşitli İslam-öncesi inançlar Ezidiliktekendilerine yer bulmuşlar ve bu antik inanç ve imgelerin bir kısmı Adi bin Misafir'e atfedilmeye başlanmıştır.[17]

Bugün Ezidi topluluğun sayısı hakkında net bir rakam vermek mümkün değilken, bazı kaynaklar Kafkaslar'da 50.000,Kuzey Irak'ta 100.000-250.000 arasında, Suriye'de ise yaklaşık 5.000 civarında Ezidi olduğunuiletmişlerdir.[17] Avrupa'daki Kürt diasporasında da Ezidi topluluklara rastlamak mümkündür; örneğin Türkiye'de uzunyıllarca varlığını kurumuş 10.000 civarında olduğu tahmin edilen Ezidi topluluğun, 1980'lerle birlikte sosyal yaşamdakisıkıntılar ve çoğunluktaki Müslümanların tepkileri sebebiyle başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelere göç ettiği

Page 22: Kürtler - Vikipedi

bilinmektedir;[17] benzeri göçler Irak ve diğer bölge ülkelerindeki Ezidi topluluklarında da gözlemlenebilir.[159] Eziditoplumu sıkı bir kast yapısına sahiptir.[160][161][162] Senkretik yapısı sosyal çoğu ibadette de kendisine gösterir;örneğin çocuklara hem vaftiz hem de sünnet uygulanır.[160]

Ezidi inancında evreni Tanrı yaratmış olsa da evrenin kontrolünü yedi ilahî varlığın kontrolüne bırakmıştır. Genelolarak melek olarak anılan bu varlıklar, heft sirr yani "yedi sır" olarak da adlandırılırlar. Bunların en önemlisi TawûsêMelek yani Tavus Meleği/Melek Tavus'tur. Sıklıkla bir tavus kuşu olarak betimlenen Melek Tavus İslam'daki şeytan ileilişkilendirilir. Bunun en büyük sebepleri, çeşitli kaynaklara göre, Ezidilerin Melek Tavus'un (bir) diğerisminin şeytan olması[163] ve Ezidilik inancında Melek Tavus ile ilgili temel kıssanın İslam'ın kutsalkitabı Kur'an'daki Adem'e secde etmeyi reddeden iblis kıssası ile neredeyse aynı olmasıdır. Bununla birlikte, Ezidilerkıssada Melek Tavus/şeytan imgesinin Adem'e secde etmemesini olumlu karşılarken, bu Kur'an'da ve İslam'daolumsuz karşılanır.[164]Melek Tavus ile ilgili bu fark sebebiyle, Müslümanlar Ezidileri zaman zaman şeytan-tapıcılarolarak görmüş veya anmışlardır.[163] Bununla birlikte Ezidi inancında Melek Tavus bir tür kötülük ve şer simgesideğildir; genel olarak dünyada iyilik ve kötülüğün bulunduğuna inanılır. Bu açılardan, din bilimleri bağlamında Ezidilerşeytan-tapıcılar olarak görülmezler.[158] Yedi meleğin en önemlisi ve başı olan Melek Tavus Ezidi inancında Adi binMisafir ile birlikte çok önemli ve temel bir konumdadır.

Kaynakça