54

KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kuşu Eğitim Kültür Derneği Bünyesinde yayınlanan eğitim kültür haber ve yaşam dergisidir

Citation preview

Page 1: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI
Page 2: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

(ön kapak içi) TARİHİ OSMANLI KÖPRÜSÜ

REKLAMLARINIZ İÇİN İRTİBAT : [email protected]

KUŞU NURULLAH BAYRAM İLKÖĞRETİM OKULU ERKEK HALK OYUNLARI EKİBİ -2008

REKLAMLARINIZ İÇİN İRTİBAT :

[email protected]

Page 3: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

KUŞU EĞİTİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

AYLIK EĞİTİM KÜLTÜR HABER VE YAŞAM DERGİSİ

Dernek Adına İmtiyaz Sahibi:ŞÜKRÜ AYDOĞDU

Yayın Danışmanı:Prof.Dr NURULLAH ÇETİN

Editör ve Yazı İşleri :MUAMMER GÖKALP

Grafik Tasarım & İnternet Sitesi: İRFAN ŞAHİN

İstihbarat Ve Haber Bölümü:MURAT GÖKALP

Yayın Kurulu:ERDOĞAN AKTAŞ-İBRAHİM ARI

Yazı İnceleme:MUTLU AKTEKE-HALİL KIYMAZ

Danışma Kurulu : TÜM KUŞULULAR

Baskı:…………………………………………………

TANITIM: Kuşu Liva Dergisi Eğitim Kültür Haber ve Yaşam Dergisidir.Para ile Satılamaz. Siyasi Ve İdeolojik bir yapısı ve amacı yoktur. Türkiye’nin değişik yerlerinde yaşayan kuşulular arasında irtibatı, iletişimi, dayanışmayı sağlamak, Kuşulular arası bilgi ve bilinç akışını ve dolaşımını gerçekleştirmek olan dergimizin Yayın Merkezi Kuşu Kasabasıdır.

İLETİŞİM:Kuşu Kasabası Simav Kütahya www.kusulular.com

[email protected]

Gönderilen yazılarda editör ve yayın kurulu değişiklik yapabilir. Gönderilen

yazılar iade edilmez.Yazıların yayınına

yayın kurulu karar verir. Yayınlanmayan yazılar iade edilmez. Yazıların bilim, dil ve hukuk açısından sorumluluğu yazarlarına aittir.

EDİTÖRDEN

Meşhur hattatlardan Şevki Efendi’ye, resmi bir binanın kapısına bir kitabe yazdırmışlardı. Ünlü hattata bu yazıdan dolayı on altın verdiler. Şevki Efendi, bu parayı kabul etmedi. Saray Ağası, Şevki Efendi’ye: “Bu yazıyı on dakikada yazıverdin, on altın yeter”, deyince Hattat Şevki efendi gülerek: “Hayır, Ağa hazretleri ben bu yazıyı on dakikada değil, tam elli senede yazdım. Elli altın isterim.” dedi. Saray Ağası isteği Padişah’a iletince, Padişah: “Üstad dileğinde haklıdır. O elli senede yetişmiştir. Elli altın veriniz.” diye emir buyurdu.

İbretlik bu küçük hikaye meşhurdur.Okumakta olduğunuz dergimiz Kuşu Liva ‘nın kısa süreli bir çalışma sonucu meydana gelmiş bir çalışma olmadığını içeriğindeki yazıları okuyunca göreceksiniz. Kuşulularca oluşturulan bu dergiye emek veren insanların mevcut durumlarına gelme sürelerini düşünürseniz teknik planlama veri toplama ve yaklaşık 2 yıldır devam eden ön çalışmalarımızı da hesaba katarsanız en önemlisi Kuşu Liva dergisinin açılımını ve hedeflerini doğru anlayıp belirlenen noktalara geldiğini hayal ederseniz bu uğraşıların bedelinin 50 altınla bile ödenemeyeceğini görürüz.

Kuşu Liva Dergisi çalışmasına bir şekilde katılan, okuyan, okunmasını sağlayan herkesin ortak paydası özetle Kuşuluların birlik ve beraberlik içinde olması, tanışması kaynaşması, birbirinden kopmaması, uzaklaşmaması yabancılaşmaması, unutmaması için gayret sarf etmektedirler. Bu hedefe dair hepimizin içinde güzel temennilerimiz mevcuttur. Geleneksel hale gelmiş bezme ve gözleme festivalimiz kurulan derneklerimiz bunun somut örnekleridir. Bu dergi ise bu çalışmanın iletişim merkezli yazılı yansımasıdır. Çağımızdaki teknolojik gelişmelerle 2 yıldır internette yayınlanmakta olan www.kusulular.com sitemizle başlayan ve devam etmekte olan bu çalışmaların dergileşmiş halidir. Emeği geçen Kuşuluların hepsine en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Derginin ilk sayısı olması itibari ile eksiklikleri olabilir. Ancak Kuşuluların Kuşululara bir armağanı olan bu çalışma gene hepimizin katılımı ile her sayıda daha da gelişecek ve eksikliklerini giderecektir.Kuru temennilerden öte ilk sayıdan itibaren düşünülecek ifade edilecek olası bütün olumsuz öngörü,önyargı ve negatif düşüncelere karşı pozitif yaklaşımlı çözüm yollarımızı da hazırladık. Kuşulular Kuşuluların Livasına sahip çıkacak ve bu çalışma birçok, çok katılımlı projenin uygulanmasına vesile olacaktır. Şu ana kadar desteği olan herkese (Kuşu- Simav ve İzmir’de ki Dernek çalışanlarımıza) tekrar teşekkür ederiz. Bilhassa teknik bilgi ve desteği, baskı ve dağıtım sponsorluğu ile desteklerini hiç esirgemeyen ve 1.sayımızın çıkmasını sağlayan Prof. Dr. Nurullah Çetin Hocamıza teşekkürü bir borç biliriz.

2.sayımızda görüşmek üzere. Selam Sevgi Saygı ve Baki Muhabbetlerimizi Sunarız.

Page 4: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

PROF.DR NURULLAH ÇETİN’LE SÖYLEŞİ PROF.DR NURULLAH ÇETİN

Hocam kasabamıza tatiliniz sebebi ile gelmiş bulunmaktasınız öncelikle hoş geldiniz. Bu söyleşi içinde şimdiden teşekkür ederiz. Başlangıç olarak özgeçmişinizde 02.03.1964 tarihinde Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı Kuşu kasabasında doğduğunuz , İlk öğrenimimi 1974 yılında Kuşu kasabasında tamamladığınız belirtilmekte öncelikle o yıllardaki Kuşu Kasabası ve Nurullah Çetin’den bahseder misiniz?

Günümüzde çocuk ve gençlerimiz sıkıntılı bir ortaöğretim ve yüksek öğretim süreci geçirmekteler Kuşu’ lu çocuk ve gençlerimize model olması bakımından öğrenim hayatınızdan kısaca bahseder misiniz? 1998-2002 yılarında Londra Üniversitesine bağlı School of Oriental and African Studies (SOAS)'de “Mustafa Kemâl ATATÜRK Fellowship” Programları çerçevesinde Türk dili ve edebiyatı dersleri vermek üzere misafir öğretim üyesi olarak görev yapmışsınız.bu görevinizle ilgili gözlemlerinizden bazılarını bizimle paylaşır mısınız? Hocam yaptığımız araştırmalara göre yayınlanmış bir çok eseriniz var.Örneğin 25 kitabınız yayınlanmış bize ilk kitabınızdan başlayarak yayınlanmış eserlerinizden bahseder misiniz?

Page 5: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Hocam kuşu diasporası nedir?

Hocam Kuşu’ daki çocuk ve gençlerimiz malumunuz çok çalışkan ve zekiler ancak okuma alışkanlığı ve geleceğe dair hedef belirlemede kendilerine yön verecek ışık tutacak tavsiyeleriniz nelerdir? Gözlemleriniz ve duyumlarınız doğrultusunda Kasabamızdaki gelişime ve değişiklikleri özetle izlenimlerinizi alabilir miyiz? Bu Söyleşimizi dergimizde yayınladıktan belli bir süre sonra www.kusulular.com adlı sitemizde yayınlayacağız bir forum ve paylaşım sitesi, tanışmayı kaynaşmayı ve bazı haberleri ihtiva eden sitemizi ziyaret ettiniz mi? sitemizin açılımı hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz.? İletişim önemli bir kavram iletişim araçlarından yazılı iletişim kaynaklarından gazete ve dergide günümüzde çok etkinler sizin yayınlanmakta olan bir derginiz olduğunu biliyoruz.derginizin içeriği ve yayın hayatından bahseder misiniz? Hocam söyleşi için çok teşekkür ediyoruz. .

Page 6: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

MUAMMER GÖKALP

Merhaba Kuşulular….

Öncelikle Kuşu Liva Dergisinde yazmanın mutluluğunu,gururunu ve haklı onurunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse; 1975 kuşu doğumlu olup ilk ve orta öğretimini Kuşu’ da tamamladım. Simav Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü’nden sonra Gazi Ün. Kastamonu Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. İstanbul’da 6 yıl öğretmen 2 yıl idareci olarak görev yaptım. Halen Kütahya Simav Yaykın İlköğretim Okulu’nda görevime devam etmekteyim. Kuşu’ da ikamet ediyorum. Evli ve iki çocuk sahibiyim. Bir eğitimci olarak dergimizin ilk sayısından itibaren eğitim, insan ilişkileri güncel yaşantımızdaki yaşayarak aşina olduğunuz konuları paylaşmayı umuyorum. Eğitimimizle ilgili gurur verici güzel gelişmeler olduğu gibi yaralarımız, eksikliklerimiz,isteklerimiz ve şikayetlerimizde fert ve toplum olarak mecvut olduğundan objektif bir yaklaşımla içinde bulunduğumuz eğitim sorunlarını aktarmaya çalışıp çözüm önerileri sunmaya çalışacağım.

2008-2009 öğretim yılı başladı. Milli Eğitim Bakanlığının İlköğretim 1.sınıflarına başlayacak olan öğrencilerin Okul korkularını yenmeleri, okullarına uyumluluk sağlamalarını kolaylaştırmak için 1-5 eylül arasında okula başladılar. İlköğretim 1.sınıfa yaklaşık 1 milyon, okul öncesi öğretimi de 900. 000 civarında kayıt yapıldı. 2008-2009 diğer öğrenciler için 8 eylül pazartesi günü başladı. İlköğretim Okullarındaki 10 milyon 870 bin ve liselerdeki 3 milyon 245 bin olmak üzere toplam 14 milyon 150 bin öğrenci ve 600 bin öğretmenimize okullarımızda ders başı yapıldı.İlk yarı 23 Ocak 2009 tarihinde sona ererken 2.yarı yıl 6 Şubat-12 Haziran 2009 tarihleri arasında yapılacak. Eğitim Öğretim yuvası okullarımızda Sene başında sıklıkla yaşanılan sıkıntıların tekrarlandığı gözlemlense de kimilerinde teknolojik gelişmelere ayak uydurulurken hala bir çok eksiği olan okullarımızda mevcut olsa da en kısa zamanda bu eksikliklerin giderilmesini temenni ediyor ve eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize başarılar diliyorum.

Page 7: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Bu yazımda bilgi ve bilinç kavramlardan ve insanlar üzerinde ki

etkisinden söz etmek ve İlk sayımız olması sebebi ile Kuşu Liva dergisi hakkındaki düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum.

Bilgi nedir? Bilginin bir çok tanımı vardır ama özetle Bilgi Öğrenme,araştırma veya gözlem sonucu elde edilen gerçek ve ilkelerin bütününe verilen isimdir.

Bilinç nedir? Bilinç,en genel anlamda “farkındalık” demektir.Canlı varlıkların kendilerinin ve çevrelerinde olan olayların farkında olması. Kısmen bilgili olma,uyanık olma anlamındadır.

İnsan bilincini göz önüne alırsak,kişinin kendisinin ve çevresindekilerin farkında olması hali. Bilinçli olmak,daha önce farkında olmadığı şeylerin bilgi edinme sonrası farkına varması.Bu bilinçlenme sonrasında pozitif yönde davranış değiştirmesi. Bilinçli olmayı bazı alanlar meydana getirmektedir Bu alanlar, duygu, düşünce, fikir,bilinçaltı,derin düşünce ve ruh’tur.

Bilgi eğer bilinç haline getirilmemişse çoğu zaman beklenmedik anlarda kişinin donup kalmasına kaçmasına veya kavgaya tutuşmasına engel olamamaktadır.

Örneğin bir trafik kazasını düşünelim.Temennimiz hiç kaza olmaması ama mutlaka başınıza gelmiş veya gözleminiz vardır. Kazadan evvel bilgi olarak donanımı olan bir insanın eğer bu bilgileri bilinç haline getirememişse kaza anında ve sonrası donup kalma ,kaçma veya kavga etme davranışları gösterecektir.Oysa ki Bilinçli bireylerin oluşturduğu

Page 8: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

toplumlarda modern ve çağdaş yaşam standartları gelişecektir.En ilkel insan bilinç altının verdiği bu 3 temel davranıştan farklı ve gelişmiş davranışlar gözlenebilecektir. Bilgi ve bilinçlenmekte elbette ki Eğitimle olacaktır.Bir çok alanda karşılaşılan bütün sorunların çözüm yollarının başında Eğitim gelmektedir. Bu yaklaşımın gerçekleşebilmesi içinde Eğitimimizde ki mevcut sorunların acilen giderilmesi gerekmektedir. Geçmiş yıllarda çok tutulan ve genelde güldüğümüz hatta gülüp geçtiğimiz Bir reklamda “EĞİTİM ŞART” Sloganı vardı. Eğitim gerçekten şart … Toplumsal bilinçlenme projelerinden en başarılı olan aşı kampanyalarıdır. Sağlık çalışanlarının 25 yıldır kapı kapı dolaşarak toplumumuza yerleştirdikleri aşı ve faydaları bilgisi ile artık her anne öyle bir bilince ulaşmıştır ki şehirde de olsa köyde de olsa çocuğunu dünyaya getirdikten sonra ilk önce bebeğinin aşı kartını almakta ve takibini yapmaktadır. Bu çalışmalar hala da devam etmektedir.

Aynı güzel gelişmeleri görmek isteyip te göremediğimiz bir çok sorunumuz var ve devam etmektedir mesela İlkyardım bilgisini almayan hemen hemen hiçbir ferdimiz yokken hala televizyonlarda ilkyardım ile ilgili yanlışlıkları izlemekteyiz.üstelik televizyonların bu yanlışlıkları giderici eğitsel içerikli bilinçlendirme programları yerine Haber olarak bırakmaları ve abartılı anlatımlarıyla insanlarımızda yardım etme duygusu giderek azaltılmaktadırlar. İlkyardımı bilinçsizce yapan insanlarımızın yaptıkları, haber olarak aktarılırken de bilinçsizlik devam etmektedir. Yani Bilinçsizlik üstüne bilinçsizlik tablosu.

Başka bir sorunumuz olan Deprem ve doğal afetler konusuna bakalım. Deprem ve afetlerle ilgili yazılı ve görsel basından hepimiz bilgiler aldık almaktayız Okullarımızda Sivil Savunma Eğitici Kulüplerince tatbikatlar planlayıp yapmaktayız. Ancak afet bilinci kapsamında afete hazırlıklı olma bilincimiz bütün olarak bakıldığında ailelerde ve Toplumumuzda yok denecek kadar az. Bu bilincin yerleşmesi için kaç yılın geçmesi gerektiğini bilmiyoruz ama Ülkemizin Deprem kuşağında olduğunu ve her an bizi derin acılara sürükleyecek bir depremin olabileceğini biliyoruz.

Örnekler çok son bir örnek olarak Trafik sorunumuza değinmek istiyorum.Trafik kuralları ile ilgili devamlı bilgi almaktayız ancak hala trafik canavarları dediğimiz insanlarımız var. ”Trafik canavarı olmayınız” demelerimiz de sorunun çözümünde etkin rol oynamamaktadır.

2008-2009 öğretim yılında eğitim öğretim yuvalarımız okullarımızda öğrencilerimize velilerimize bıkmadan usanmadan aktardığımız bilgileri bilinç haline getirmeleri için gayret etmeliyiz diye düşünmekteyim. Duygusal bir milletiz üst üste gördüğümüz,yaşadığımız, duyduğumuz birkaç olumsuz örnekten sonra hemen vazgeçme davranışı göstermekteyiz.

Oysa ki asla umudumuzu yitirmemeli ve asla vazgeçmemeliyiz.

Page 9: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Basın yayın araçlarından yazılı basın kapsamındaki dergi kavramı

ile ilgili hepimizde az yada çok bilgisinin mevcut olduğunu biliyoruz. En temel de misyonu ve amaçları belli olan ve Kuşu Kasabası için önemli bir ilk olan dergimize karşı da bilinçli yaklaşımların olması gerekmektedir. Bu bilinçli yaklaşımların artarak devam etmesi Dergimizin belirlenen amacına ulaşmasını sağlayacaktır. Derginin çıkması için gerekli altyapı çalışmaları sırasında gördüğümüz,yaşadığımız,duyduğumuz olumsuz öngörüler ve önyargılar oldu. 2 yıl boyunca devam eden sürecin sonunda Yer yer ümitsizliğe kapılsak ta umudumuzu yitirmeden çalışmalarımıza devam ettik ve okumakta olduğunuz dergiyi sizlerle kavuşturduk. “Başlamak Bitirmenin Yarısıdır” başlığından da anlayacağınız üzere bu satırları okuyor iseniz eğer başlanmış bir şeyler de var demektir. Bu dergi bir semboldür. Birlik ve Beraberlik adına beslenen bütün güzel duyguların tercümanıdır. Kuşu’ da ki açan bir çiçeğidir, gülüdür. Kuşulularca Kuşulular için yapılmış bir imecedir. Bundan sonra yapılacak bir çok çalışmaya rehberdir .

Bitirmek izafi bir kavram ;daha ilk sayısında yarısına geldiğimiz çalışmanın diğer yarısı içinde hepimizin elimizden gelen gayreti göstererek tamamlanacağını ümit etmekteyim. Dergimiz, Gönül desteğiniz, hayır dualarınız, göndereceğiniz yazılarınız, dergimizi okumanız ve okutmanız, dağıtımında ve yayınının devam etmesinde sorumluluk almanızla ; belirlediğimiz hedeflere daha çabuk ulaşıp daha da ilerisine doğru mesafe alarak geleceğimize ışık tutacaktır.

Çünkü Hepimiz aynı takımdayız.

Çok yüksek beklentilerimiz yok ama çok küçük beklentiler

içinde de değiliz. Netice itibariyle olası bütün olumsuz öngörü ve eleştirilere karşı

alabildiğimiz tedbirleri aldık, almaya çalıştık.Bu çalışmayı her geçen

Page 10: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

sayıda daha iyi noktalara getirmek içinde elbirliği içinde gayret göstereceğiz. Bu bilinçle hareket etmekteyiz.

Dergimizin İlk sayısı belki tüm Kuşululara ulaşmamış olabilir. Ancak zamanla gerekli iletişim sağlanarak dergimizin yayınlandığı sürece Kuşu’lunun bulunduğu her yere gönderilmesi için dağıtım ekibinde görev alan arkadaşlar ellerinden gelen çalışmaları yapacaktır. Dergimizin ilk sayısında bir çok konuda farklı yazılar okuyacaksınız. Sonraki sayılarda değişik konularda bölümlerde birçok Kuşu’lu arkadaş kardeş ve büyüklerimizin yazılarını size ulaştıracağız. Yazı yazmak isteyenlere sitemizde duyuru yaptık. Buradan da belirtmek gerekirse yazılarınızı bize [email protected] adresiyle ulaştırabilirsiniz. Ben bu derginin ilk sayısında yazı yazacakken maalesef şuan aramızda bulunmayan Eğitimci büyüğümüz merhum Yılmaz Gökmen Hocamızı ve Üniversite öğrencisi iken 25 yaşında kaybettiğimiz Mehmet Altınkaya kardeşimizi rahmetle anıyorum ve bu yazımı onlara ithaf ediyorum. Allah Rahmet eylesin. Ruhları şad olsun.

Biz duygularımızla, düşüncelerimizle, fikirlerimizle, aklımızla ve ruhumuzla bu bilinçteyiz…. Kuşu’lu olma bilincinde buluşmak ve 2.sayımızda görüşmek üzere… Sevgi Saygı Ve Baki Muhabbetlerimle…

İRFAN ŞAHİN

TEKNOLOJİ ve GELECEKLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER Uzmanlara göre bilgi birikimimiz her beş yılda bir ikiye katlanıyor. Dolayısıyla, Ingilizce konuşulan ülkelerde, her konuda (uzmanlar kadar olmasa bile), bilgili kişiler için kullanılan Renaissance Man (Rönesans Adamı) sözünün artık geçerli olmadığını savunanlar vardır. Bunlara göre, değil kişilerin her konuda bilgili olması, fizikçilerin bile ancak küçük bir kısmı Einstein’in meşhur İzafiyet Teorisini kavramışlardır. Bu nedenle Teknolojik gelişmelerin hiç bir şekilde önüne geçilemeyeceğine inananlar çok.

Page 11: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Rönenans Adamlarının az olmadığı dönemlerde bile teknolojinin gelişmesinde bilim adamı veya eğitimli olmayanların fazla bir katkısı olmuş mudur? ilginç sorular arasındadır. Bir ara kilise, dini kalıplara uymuyor diye, bilimin ilerlemesini önlemeye çalışmışsa da, bu engel zamanla aşılmış ve bilim (ve onun yarattığı teknoloji) yoluna devam etmiştir. Zamanın Kısa Bir Özeti kitabında, fizikçi Stephen Hawking, Vatikan’da yapılan fizikçiler kongresinde kendilerine gösterilen misafirperverliğin, kilesinin Galileo’ya yaptığını aklamakla ilgili olabileceğine değinir. Böylece kilise bilimle ateşkese girmiş görünse bile, son yıllardaki gelişmeler, bu ateşkesin artık bittiğini göstermektedir. Bunun nedenlerinden biri felsefeyle bilimin yollarının ayrılmasıdır. Örneğin, hem Pascal hem de Descartes matematikçi ve filozoftular. Günümüzde birden fazla “şapka” giyen bilim adamı görmek hemen hemen olanaksızdır. Dolayısıyla, bilim felsefeden yoksun, kendi yolunda yürümektedir. Felsefe, bilimle iç içe olduğu günlerde bile bilimi yönlendirmeyi başarabilmiş midir diye sorulabilir. Fakat bilim ve teknolojinin insan yaşamına etkisini belirlemeye çalışan tartışmalarda, filozoflar önemli söz sahibi olmuşlardı. Felsefenin bu tür konularda devre dışı kalmasından oluşan boşluğu son zamanlarda din doldurmaya çalışmaktadır. Belki de son zamanlarda sık sık dile getirilen “dine dönüşün” nedeni de budur. İnanılmaz bir hızla gelişen ve gittikçe kompleks bir durum alan teknolojiye karşı, din, binlerce yıllık törelere dayanan ve herkesin anlayabileceği şekilde basit görüşler sunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, dinin öneminin neden arttığını anlamak kolaydır. Din, bilime alternatif olarak yerini almaya çalışa dursun, diğerleri bilim ve teknolojinin insan yaşamına etkisini değişik açılardan yorumlamaya devam ediyorlar. Bunlar genelde teknolojiye olumlu veya olumsuz bakanlar olarak ikiye ayrılabilirler. Örneğin Aldus Huxley “Brave New World” (Kahraman Yeni Dünya) kitabında insanların laboratuarlarda üç sınıfa ayrılarak (alfa –yöneticiler, beta-bürokratlar, gama-işçiler) üretileceğini yazar. Teknolojiye olumsuz bakan eserler arasında Ray Bradbury’nin “Fahrenheit 451” kitabı da vardır. Bradbury, teknolojiyi kullanan otoriter yöneticilerin, kitapları (kağıt Fahrenheit 451 derecede yanmaya başlarmış) nasıl yaktıklarını ve aynı teknolojiyi kullanarak toplumu nasıl kontrol ettiklerini anlatır. Öbür yandan son zamanlarda çok popüler olan ve İngilizce’de “Futurist” (Gelecekçiler) olarak adlandırılan kişiler, teknolojinin gelecekteki “harikalarını” yazarlar. Bunların yazdıklarına Türk gazetelerinde de sık sık rastlanır. Yaşamın onlarca yıl uzayacağı, bütün hastalıkların yok edileceği, insanların diğer gezegenlerde yaşayacağı ve hatta elektronikle insan beyninin birleşiminden, her kişinin her şeyi, hiç çaba göstermeden, otomatikman bileceğinden söz edilir. Her gün daha da hızla gelişmekte olan teknolojinin genelde teknolojiyi iyi bilenlerin dışında kimseye yaramadığını, açlığın ve fakirliğin gittikçe arttığını, ve teknolojinin bir gün dünyayı yaşanmaz hale getireceği “Gelecekçileri” pek ilgilendirmez. Bu konulara değinenler de genelde “gerici” veya “korkutucular” olarak adlandırıp toplumun dışına itilmeye çalışılır. Bir taraftan bilime karşı güç olarak gördükleri dine daha da önem veren Amerikan toplumu, öbür yandan teknolojinin getirdiği her türlü kolaylıklara kucak açıp, teknolojiyi yönlendirme çabalarını hükümete bırakmıştır. Cumhuriyetçilerin elinde olan Amerikan yönetiminde hatırı sayılır ağırlığı olan dinciler, son bir iki yılda bazı “başarılar” elde etmiştir. Amerikan meclisinin kısıtladığı “stem cell” (kök hücre) araştırmaları ve insan kopyalama (cloning) yasağı bunların arasındadır. Bu iki kararın temeli dinsel nedenlere dayanmaktadır. Amerika’dan daha laik Avrupa yönetimlerinin bile bilimin uygulanmasını kısıtlayan kararları vardır. Gıda maddeleri üretiminde hormon kullanılmaması bunların arasındadır.

Page 12: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Din ve devlet dışı örgütler (Örneğin Yeşiller gibi), genelde çevreyle ilgili girişimlerde bulunmuştur. DDT yasaklanmış, Kiyoto (Amerika’nın henüz imzalamadığı) anlaşmayla karbon dioksit emisyonları kısıtlanmaya çalışılmış ve klima sistemlerinde kullanılan CFC gazlarının yerine, ozon tabakasına zarar vermeyen maddeler devreye girmiştir. Doğayla ilgili bu girişimler, teknolojinin kişilerin yaşamını nasıl etkiliyeceği konusunda sessiz kalmıştır. Teknolojinin hızla ilerlemesi, insanlığın her zaman yararına mıdır? Eğer değilse, bilim ve teknoloji, genelde onlardan anlamayan insanlarca yönlendirebilir mi? Bunlar yanıt verilmesi zor, fakat mutlaka sorulması gereken sorulardır. Teknolojinin hem iyiye hem de kötüye kullanabileceği herkesin bildiği bir gerçektir. Kuzey Kore, teknolojinin de yardımıyla otoriter bir devlet kurmuştur. Fakat demokrasisiyle övünen Amerika bile, teknolojiyi kullanarak vatandaşlarının hürriyetini kısıtlamaya başlamıştır. Örneğin, Amerika içinde yazılan her elektronik posta, Amerikan Milli Güvenlik Kurulu’nun bilgisayarlarınca taranmaktadır. İnsanlığın elinde teknolojinin ilerlemesini hayretlerle izleyip “vay anasına” demekten başka bir şey yok mudur? Daniel Quinn’e göre vardır ve buda “kavimsel - ilkel” yaşama geri dönmektir. Beyond Civilization (Medeniyetin Ötesinde), Harmony Books, New York 1999, bay Quinn çoktan çökmüş birkaç devletten söz eder. Bunların arasında Maya ve Olmek te vardır. Daniel Quinn’e göre, bu medeniyetlerin yok olmasında, savaş, hastalık, doğal afetler, ve iç savaş gibi klasik bir neden yoktur. Yazara göre bu devletlerin vatandaşları medeniyete sırtlarını çevirip ormana, ilkel hayata geri dönmüşlerdir! Quinn’ in tezinin doğru veya yanlışlığını saptayacak kadar bilgili değilim. Fakat olan bitenlerle ilgilenmenin ve onlar hakkında bilgi edinmenin büyük önemine inanan biriyim. Bilimin yarattığı teknoloji, büyük çapta insanların benimsemesiyle gelişir. Teknolojiyi yönlendirmede, din, devlet ve devlet dışı örgütler para kadar etkili değillerdir. Bay Quinn’e göre bu teknoloji çağında bile “kavimsel” bir yaşam kurmak mümkündür. Bunu yapabilmek aklımızı ve paramızı iyi kullanmaya bağlıdır (Yazara göre insanlığın kurtuluşu kavimsel-ilkel çağa geri dönüşle mümkündür). Dikkat ederseniz bu konu tartışmaya ve saatlerce konuşulmaya açık bir alandır. Önemli olan herkesin konu üzerine düşünmesi ve düşüncelerini açıklamasıdır. Peki siz ne düşünüyorsunuz?

Page 13: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

DİVAN:Sayın Kuşu Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanımız.Elbette ki derneğimiz ve dergimiz ile ilgili sorulara yönelteceğiz size ama öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? ŞÜKRÜ AYDOĞDU:Öncelikle sizi, dergi çalışanları vesilesi ile tüm Kuşuluları sevgi ve saygı ile selamlıyorum.ve teşekkür ediyorum.1974 Kuşu kasabası doğumluyum. İlköğrenimimi Kuşu’da tamamladım.Simav Endüstri Meslek Lisesi Mezunuyum. 10 yıldır süt toplama birliğinin kasabamızda çalışanıyım. 2005 yılında kasabamızda 2 olan mahallenin 4’e çıkmasından sonra Kaya mahallesi Muhtarlık seçimlerinde Kaya mahallesi Muhtarı seçildim.Aynı zamanda 2006 Yılında açılmış olan derneğimizin kurucu üyelerinde olup dernek başkanlığı görevini yerine getirmeye çalışıyorum.Evli ve 3 çocuk babasıyım.

DİVAN: Kuşu Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği” hakkında bilgi verir misiniz.? ŞÜKRÜ AYDOĞDU:Derneklerin ve sivil toplum Kuruluşları tartışmasız çok önemli kuruluşlardır.Kuşu Kasabasında genelde koruma dernekleri cami yaptırma ve yaşatma derneklerinin çalışmalarına şahit olduk.1997 yılında açılan Kuşu Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneğimizin çalışmalarına da şahit olmaktayız. Mesela 12.ni kutladığımız Bezme festivalinin başlaması ve devam etmesindeki ve diğer bir çok husustaki çalışmaları takdire şayan olup hepimizin malumudur.Yardımlaşma ve Dayanışma derneği tüzüğünde özetle belirtilen faaliyet alanları çok geniş olup Kasabamızın da yerleşim birimi olarak çok geniş bir coğrafyaya göç verdiğini bilmeyenimiz yoktur. Bizde 2005 yılında bir görev paylaşımı olarak ifade edilebilecek olan isminden de anlayacağımız üzere daha çok eğitim kültür ve dayanışma içerikli çalışma yürütecek olan derneğimizi açtık ve çalışmalarımıza imkanlarımız dahilinde

Page 14: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

devam etmekteyiz. Bu çalışmalara benze çalışmalar diğer derneklerimizde de göze çarpmaktadır. Bütün bu çalışmalar birlik ve beraberlik adına geleceğe daha ümitli bakmamızı sağlamaktadır. Kuşu Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği kurulduktan sonra ki süreçte Simav’ da ve İzmir’de de dernek çalışmaları başlamıştır. Simav’da açılan derneğimiz değerini zamanla daha çok anladığımız bir dernek lokali ve artarak çoğalan diğer çalışmaları ile çok önemli bir eksiğimizi gidermiştir. Aynı şekilde İzmir’de açılan derneğimizde bir çok alanda çalışmalarını devam ettirmekte olup İzmir’de herhangi bir işimiz sıkıntımız olduğunda İlk önce aklımıza İzmir’deki derneğimiz gelmektedir.Derneklerimizin tüzüklerinde genelde aynı hedef ve amaçlar olup en büyük ortak paydamız Kuşu ve Kuşululara hizmet vermektir. Bu vesile ile Kuşu’da Simav’da ve İzmir ‘de dernek faaliyetleri ile uğraşan destek veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum. DİVAN:Dernek tüzüğü dediniz “Kuşu Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği ‘nin amaçları nelerdir? ve bu amaçların ne kadarına ulaştınız? ŞÜKRÜ AYDOĞDU:Kasabamızı kültürel ekonomik ve sosyal yapısı bakımından ele alırsak imkansızlıklar içersinde mevcut öz potansiyelimizi harekete geçirerek ulaşmayı hedeflediğimiz amaçlarımız elbette ki var bu derneğimizin tüzüğünde de yazılı olarak ifade edilmiştir.bu bir süreç bayrak yarışı zaman içerisinde belirilen hedeflere yeni hedefler eklenerek bu hizmet anlayışımız devam edecektir. Derneğimiz sosyal faaliyetler kapsamında şuana kadar ihtiyaç sahiplerine gıda, giyim, temizlik malzemesi, yakacak, kira, barınma, ev eşyası v.b yardımlar yapmıştır. Toplumun ihtiyaç duyduğu zamanlarda (Doğal afet, yangın v.b.) sosyal yardımlaşmayı teşvik etmek ve sağlamak için yardımlaşma faaliyetlerini organize etmekte ve destek olmaktadır. Bunun yanında Sağlık Hizmetleri olarak Sağlık yardımına ihtiyacı olan fakir hastaları tedavi ettirme ve Engellilere ve ihtiyaç sahipleri insanlarımıza cihaz ve malzeme yardımında bulunmaya çalışmaktayız.

DİVAN:Eğitim Bakımından başlatmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? ve hangi noktaya ulaştığınız? ŞÜKRÜ AYDOĞDU: Malumunuz kasabamızdan yetişmiş insanımız çok bir çoğu ilkemizin değişik yerlerinde başarı ile görevlerini yapmaktalar ve bizlere de rehberlik etmektedirler.Gerek kasabamızda ikamet eden gerekse kasaba dışında yaşayan eğitimcilerimiz bu konu ile ilgili özverili bir yaklaşım sergilemektedirler.Derneğimiz kiralamış olduğu binasının birinci katını öğrencilerimizin ders çalışması ve etüt yapmasına uygun şekilde dizayn ederek ve düzenlediğimiz kitap toplama kampanyası ile bir kütüphane ve ders çalışma ortamı oluşturmuştur. Bu ders çalışma ortamında

Page 15: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

gönüllü kaynak kişiler tarafından sömestri tatillerinde ve yaz tatillerinde ders çalışma uygulaması yapmaktayız. Bu çalışmalarımızı daha sistemli hale getirmek için gayret sarf etmekteyiz. Eğitim bir süreç bizlerde eğitimci arkadaşlarımızın destekleri ile kasabadaki çocuk ve gençlerimizin eğitimine olumlu katkılar bulunmaya çalışmaktayız.

DİVAN: Kültürel Bakımdan genel anlamda ülkemizde bazı sorunları yaşamaktayız.Kültürümüzden uzaklaştıkça insanlarımız da birbirinden uzaklaşıyor bu açıdan bakarsak derneğinizin isminde de yer alan kültürel çalışmalarınız nelerdir? ŞÜKRÜ AYDOĞDU: Evet doğrudur. Maalesef ülkemizde genel anlamda da kültür erozyonu vardır ve devam etmektedir. Hayat şartları ve geçim sıkıntısı da buna eklenince insanlarımız birbirinden uzaklaşmakta ve hatta yabancılaşmaktadır. Hatta akraba olan yeni kuşaklar birbirlerini tanıyamaz hale gelmektedir. Bununla ilgili daha öncede kasabamızda bir çok çalışma yapıldı ve yapılmaya da devam etmektedir. En önemli örnek gözleme ve bezme günü kutlamalarımızdır.Zamanında az önce ifade ettiğimiz duygu ve düşüncelerle hareket eden insanlarımız olmasaydı belki bu gün Kuşulular iletişim ve görüşme noktasında gerçekten çok uzak olacaktı. İletişim günümüzde teknoloji ile internet gerçeği ile aldı başını gidiyor malumunuz bu bakımdan Kuşuluların sanal alem dedikleri alanda da birbirleri ile buluşabilmelerine zemin hazırlaması amacında www.kusulular.com ve www.kusulular.net isimli iki site kurulması için gençlerimize destek olduk. Bu iki siteden biri şuan da çok aktiftir. 500 ün üzerinde üyesi olan forum ve paylaşım sitesinde görüşen konuşan insanlarca atılan dergi fikrine de tüzüğümüz uygun olduğu ve henüz herkesin aktif internet kullanım oranı düşük olduğundan bu dergi ile bir çok kuşuluya ulaşılabileceği fikrinden hareketle bu derginin çıkarılması için resmi boyutta destek verdik.Umarım Kuşulular Kuşuluların emek verip hazırladıkları bu dergiye sahip çıkarlar.içerisinde eğitimimizin kültürümüzün haberlerimizin ve bizim yaşantımızla ilgili birçok şey bulacakları bu dergiyi okurlar.okuturlar böylelikle birbirimizden kopmamamıza uzaklaşmamamıza aksine birbirimizi tanımamıza kaynaşmamıza vesile oluruz diye ümit etmekteyim.

Page 16: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

DİVAN: Kuşu Kasabasının Mevcut Durumunu Nasıl Görüyorsunuz? ŞÜKRÜ AYDOĞDU:Kasabamızda herkesin açık ve net olarak bildiği en önemli gerçek ekonomik bakımdan yeterli iş imkanı olmadığından dolayı insanlarımız göç etmekte veya mevcut durumda eğitimine çok önem vererek tahsil hayatına atılmaktadır. Ancak zeki ve çalışkan olan insanımız bu olumsuzlukları da zaman içersinde aşabilmek için çok katılımlı fikirlerin görüşlerin belirleyeceği projeler ile bu sorunların üstesinden gelecektir.Biz umutluyuz. Umudumuzu asla kaybetmemek zorundayız. Bu dergi de bir umuttur. Bu dergi bir çok insanımızın eline ulaşacak nasipse bu vesile ile bir çok insanımızın fikir ve görüşleri de kasabamıza ulaşacak bu fikir görüş ve düşüncelerden bazıları kasabamızda çok önemli projelerin temelini atarak katkıda bulunacağını düşünmekte ve beklemekteyim. DİVAN:Söyleşi ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. ŞÜKRÜ AYDOĞDU:Ben Teşekkür Ederim.Bu Vesile İle son olarak 12 ayın sultanı Ramazan Ayının tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diler ve şimdiden herkesin ramazan bayramını kutlarım .

Page 17: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI
Page 18: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Ali DİNÇAY

Simav İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri öğretmeni

[email protected]

Değerli Hemşerilerim! Üç aylar içindeyiz. Recep,

Şaban, Ramazan. Bu günler maneviyat bakımından yenilenme, değişim, kendimizi düzeltme günleridir.

Şaban ayının son on gününe girdik. Oruç ayını bekliyoruz,teravih heyacanı içimizi bir hoş etmeye başladı, oruç tutma sıkıntısı nefsimize bir ateş gibi sıkıntı vermeye ve yakmaya başladı. Çünkü oruç nefsin en sıkıntı duyduğu bir ibadettir. Nefsin terbiye kılıfına sokulduğu, yerleştirildiği bir ibadettir. Ben size bir kudsi hadis açıklası ile oruç ibadetinin faziletinden bahsedeceğim.

Bir kudsi hadiste “Adem

oğlunun yaptığı ibadetler kendisi içindir dünyada sevabı verilir oruç hariç,oruç benim içindir, orucun sevabını ahirette ben vereceğim…” oruç nefsin kıpırdayamadığı sade ve gizli bir ibadettir, oruç riyadan uzak bir ibadettir.

“…oruçlu kulun ağız kokusu Allah yanında miski anberden daha güzeldir…” Oruçlunun ağzı açlıktan kokar, hem de kötü kokar, Allah yanında misk ve amber den daha güzel kokuya döner. Oruçlu bir insan kokuşmuşluktan güzelliklere yükselir, bir kul kokuşmuş kötü amelleri ile leş gibidir, oruçla temizlenir güzel bir hale gelir. “…oruç kalkandır..” oruç kalkan gibi kulu günahlardan korur,cehennem ateşinden korur,elbisenin bedeni çıplaklıktan, çirkinliklerin görünmesinden, koruduğu gibi oruçta kulun iyi ve kötü amellerini gizler,kötüleri temizler,iyileri parlatır ve korur.

“…oruçluya iki sevap vardır,

biri iftar edince ikincisi Rabbine mülaki olunca..” İftar edince oruç sıkıntısı biter sevince dönüşür, içi ferahlar insanın, içi içine sevinçten sığmaz, bu dünyada duyulan az sevinçli yanı, bunu hepimiz yaşayarak hissederiz, ahirette olan sevinç, kul Rabbine kavuşunca, iyiki oruç tutmuşum diyecek, onun sevincini ben şimdi size anlatamam, inşallah biz onu oruç tutanlarla beraber ahirette yaşayınca göreceğiz. Dünyadaki sevinç iyi olduğuna göre , ahiretteki daha zevkli olsa gerek.

Ramazan ayı mü’minlerin ayı.

Mü’minlerin rahmete, berekete ve cehennemden kurtulma beratının alındığı bir aydır.

Ramazan bir imtihandır, imtihanı kazanmanız için bu ayda bir hadiste ifade edildiği gibi” Cennet kapıları sonuna kadar açılır,cehennem kapıları kapatılır, şeytanlar zincire vurulur.” Engin Rahmetiyle Rabbimiz haydi kulum cennete, oruca, oruçla bana yaklaşmaya bakın …dediği, rahmetinin coştuğu bu ayda imtihanınızda başarılar dilerim.

Haydi hayırlı Ramazanlar…

Page 19: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Kasabamızın tarihçesi kesin olarak bilinmemekle beraber kuruluşu ve tarihi ile ilgili halk arasında değişik rivayetler ve kanaatler hakimdir.Kuşu kabristanındaki Çalıkuşu denilen yerdeki bir mezar taşındaki tarih,yaklaşık 220 yıllıktır. Buradan yola çıkarak,ölen kişinin yaşınıda buna ilave edersek,Kuşu'nun yaklaşık 300 yıllık bir geçmişi olduğu kabul edilebilir.Kasabamızda bulunan ve şimdi yerine yenisi yapılan Koca Cami'nin yerine ilk yapılan caminin 600 yıllık bir cami olduğunu şimdiki yaşlılarımızın,kendilerinden önceki yaşlılara dayanarak ifade etmektedirler. Kuşu'nun kesin tarihçesi bilinmemekle yaklaşık olarak 1400 ile 1500 yıları arasında kurulduğu ve yine yaklaşık olarak 600 yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır. Kasabaya ilk yerleşenlerin Yörüklerden olduğu ve rivayetlere göre Kuşu ismini alması ise Yörüklerin yerleşmesi sırasında kuşların uçtuğu yerde su bulmalarının sebep olduğu sanılmaktadır. KUŞU İSMİNİN NERDEN GELDİĞİ Yaygın olarak bildiğimiz rivayete göre çok eski zamanlarda yerleşecek bir yer arayan bir yörük şimdiki kadılar mahallesi kadı sokaktaki olduğu belirtilen kürlere doğru yaklaşınca kürlerin içinden uçan kuşları görünce buradan kuş uçtu öyleyse su vardır diyerek suyu bulması ve zaman içersinde kuşun uçtuğu yer kuş uçtu kuşu şeklinde söylene söylene KUŞU isminin oluştuğuna dair rivayetidir. Ancak burada öncelikli unsur suyun olmasımı kuşun uçmasımı kesin olarak belli değildir.Türk dil bilimcilerine göre ismin hal eki –i,u yapım eki olmayıp isimden isim türeten bir ek değildir. bunun yanında kuşu osmanlıcada koşu şeklindede okunabilir.dolayısıyla tarihte bir boy ismi olup olmadığı ve boy ismine dayanıp dayanmadığna dair kesin bir araştırma sonucu da mevcut değildir.Mezartaşlarındaki yazılar taşların aşınması sebebi ile okunamamaktadir. kuşu isminin nereden geldiğine dair bilimsel bir belge henüz mevcut değildir. KUŞU KASABASI NEREDE?

Page 20: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Kasabanın ulaşım durumu, İlçeye uzaklığı 18 km mesafe olup, yolu asfalt kaplamadır. Ayrıca Kasaba içerisinden geçen Simav Selendi yolu olması nedeni ile halkın büyük bir çoğunluğu resmi işler hariç İzmir ve Manisa ya daha çok bağlıdır. Kasabaya ulaşmak için Selendi, Simav ve Pazarlar ilçelerinden olmak üzere bu üç ilçeye bağlı yolları mevcuttur. Kuşu nüfusunun üçte ikisi çevre il ve ilçelere göç etmiştir. Buna rağmen 2000 yılı sayımlarına göre nüfusu 6209 iken Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden elde edilen verilere göre nüfusu 2451 olarak açıkladı.

2007 2.451 2000 6.209 1997 4.151 1990 4.293 1985 3.510 1980 4.387 1975 5.113 1970 2.562 1965 3.340 1960 2.248

Page 21: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

YAŞADIĞI İL

ADI SOYADI

SÜLALE

MESLEK

ADRES

E-POSTA

TEL

HASAN ALTINBAŞ HACIHASANE MAKİNE ÖĞRETMENİ İsmet Sezgin An.Tek. Lise,

Mes. ve Tek. Eğt..Merkezi [email protected] Aydın-Bozdoğan

AYDIN

AYDIN ALİ YILMAZ UZ.CVŞ. AYDIN ADIYAMAN MUSTAFA PINAR MEB MÜFETTİŞ ADIYAMAN

AĞRI İSMAİL GÜRAKAN TÜRKÇE ÖĞRT. AĞRI AĞRI MEHMET YÜKSEL SINIF ÖĞRT AĞRI ANTALYA HALİL DİNÇAY FAZLE İMAM HATİP -ANTALYA ARTVİN UĞUR DEMİRTAŞ ZABİDE UZM ÇVŞ ARTVİN BURSA KADRİYE

DUMLUPINAR HEMŞİRE - - İNEGÖL

BURSA KEZBAN ERGENÇ -HEMŞİRE -BURSA

BURSA HAMİDE TÜRK İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ BURSA

DENİZLİ AHMET DUMLUPINAR DENİZLİ İL MÜFTÜLÜĞÜ DENİZLİ TUNCAY TÜRK İMAM HATİP DENİZLİ ESKİŞEHİR BÜNYAMİN TUNCER HATIBE ESKİŞEHİR İL

MÜFTÜLÜĞÜ

ESKİŞEHİR MÜRŞİDE ŞAHİN HEMŞİRE ESKİŞEHİR DEVLET HASTANESİ

EDİRNE SADIK AYDOĞDU POLİS KEŞAN EDİRNE ERZURUM KAZIM KIYMAZ ÜROLOG EZURUM ERZURUM TUĞBA KILIÇ TÜRKÇE ÖĞRT. ERZURUM GEBZE YÜKSEL YILMAZ DİN KÜLTÜRÜ GEBZE ISPARTA ÖZLEM ÖZSOY PEDİATRİ SDÜ TIP

FAKÜLTESİ(ASİSTAN)ISPARTA

ISPARTA LÜTFULLAH GÜNDÜZ AKADEMİSYEN SDÜ ISPARTA

IĞDIR HALİL DUMLUPINAR İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRT

IĞDIR/TUZLUCA

İSTANBUL MURAT DİNÇAY DELLE EDEBİYAT ÖĞR. İSTANBUL İSTANBUL HUZEYFE GÜNDÜZ SINIF ÖĞRETMENİ İSTANBUL

KAYSERİ HÜSEYİN DEMİRCİ İMAM HATİP KAYSERİ KIRKLARELİ MÜCAHİT IŞIK BİLGİSAYAR ÖĞRETMENİ KIRKLARELİ ANADOLU

MESLEK LİSESİ

MANİSA ALİ KAHRAMAN POLİS MANİSA MANİSA YILMAZ GÜRAKAN TÜRKÇE ÖĞRT. MANİSA MANİSA HASAN KARACA HATEŞ

MEMEDE DİN KÜLTÜRÜ TURGUTLU

MANİSA TURGUT TÜRE KULALE DİN KÜLTÜRÜ AHMETLİ MANİSA HALİME TÜRE PSİKİYATRİS MANİSA TIP FAKÜLTESİ

(ASİSTAN)

MANİSA CUMHUR ÇETİN POLİS SOMA MANİSA HALİL DOĞRU GALIZGIZE POLİS MANİSA MANİSA HALİL ALTINKAYA KADİFE POLİS MANİSA MARDİN MEHMET ÜNAL KELLE BEDEN EĞİTİMİ MARDİN

MUŞ YILMAZ GÖKALP GADE SINIF ÖĞRT. Elmakaya İlköğretim Okulu Bulanık/Muş

[email protected]

MUŞ ÖMER AYDINALP MATEMATİK ÖĞRT. MUŞ RİZE CENGİZ GÜLTEKİN İMAM HATİP RİZE SAMSUN MESUT PINAR KARDİYOLOG SAMSUN SİNOP RAMAZAN YILMAZ İMAM HATİP SİNOP SİVAS CEMİL ÜNLÜ SAĞLIK MEMURU SİVAS KANGAL SİİRT ALİ YILMAZ CİMMEMEDE DİN KÜLTÜRÜ SİİRT-ERUH ŞANLI URFA YAŞAR AKTAŞ SAG MEMURU SİVEREK

NURULLAH KILIÇ DELALLE ESNAF UŞAK [email protected]

UŞAK

UŞAK ERKAN TÜRKER ÖĞRETİM GÖREVLİSİ UŞAK UŞAK HASAN YURDAY HASANE MEMUR UŞAK ÜN.KARAHALLI

MYO [email protected]

Page 22: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

UŞAK MUHİTTİN KIYMAZ EKREM HOCE

POLİS UŞAK

UŞAK İSMAİL AKARSU GADENE POLİS UŞAK UŞAK ADEM AKTEKE DEKELE POLİS UŞAK UŞAK ESMA ERSOY TÜYSÜZE HEMŞİRE UŞAK DEVLET

HASTANESİ

UŞAK YASİN YURDAY HASANE SINIF ÖĞRT. UŞAK

UŞAK ERCAN AKARSU GADENE DİN KÜLT.ÖĞRT. BANAZ UŞAK MEHMET ERSOY TÜYSÜZE MESLEK ÖĞRETMENİ UŞAK UŞAK RECAİ AKKUŞ YALINAYE SIN.ÖĞRT. BANAZ UŞAK ABDURRAHMAN

COŞKUN TOSBİLE SINIF ÖĞRT. EŞME-UŞAK

UŞAK ABDURRAHMAN COŞKUN

TOSBİLE SINIF ÖĞRT. EŞME-UŞAK

YOZGAT MEHMET AKARSU CİME İMAM HATİP YOZGAT ZONGULDAK MUSTAFA AKIN TÜRKÇE ÖĞR. ZONGULDAK

Listelemeye her geçen sayıda devam edilecektir. İlk sayımızda Kuşuluların yoğunlukla yaşadıkları İzmir, Kütahya Merkez ve ilçeleri,Salihli Ve Ankara dışında yaşayan ve bilgilerine ulaşabildiğimiz kuşulular listelenmiştir.Açık Adres ve telefon kişilerin izni ile verilecektir. Listedeki eksik olan kişi ve bilgiler her geçen sayıda eklenecek ve tamamlanacaktır. İsmi yazılı olmayan kuşululardan özür diliyoruz. Bilgilerini www.kusulular.com yada [email protected] adresine bildirmelerini önemle rica ediyoruz.

Page 23: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

MUSTAFA ALLITEKİN OKUL MÜDÜRÜ

KUŞU NURULLAH BAYRAM İLKÖĞRETİM OKULU

“Kuşu Liva” adlı dergimizin yayın hayatına başladığı bu sayının öncelikle hayırlı

uğurlu ve devamlı olması dileğiyle; Dergimizin yayınlanmasında önderlik eden ve emeği geçen maddi manevi desteği olan herkese teşekkür eder, selam ve saygılarımı sunarım.

Dergimizin bu sayısının okulumuzun tanıtımına ayrıldığını öğrendiğimde çok sevindim. Bu nedenle bir iki kelam etmek de bize düştü. Bende kısaca okulumuz ve tarihçesi hakkında bilgi vermeye çalışacağım.

Okulumuz Kuşu İlk Mektebi olarak 1926 yılında eğitim ve Öğretime başlamış. Bu tarih aynı zamanda okulumuzun açılış tarihidir. Yıllarca Medreselerde Osmanlıca eğitim öğretim gören Kuşu kasabası halkı bu tarihten sonra TC damgalı Diploma (Şehadetname) almaya başlamıştır.Bu nedenle çevredeki bir çok yerleşim biriminden daha şanslı hale gelmiştir.

Kasaba tarihi açısından önemli bir tarih de Kuşu Kasabasının belediye yönetimine girdiği 1952 yılıdır. Bu dönüm noktasıyla birlikte kasabamız bir çok hizmeti daha iyi almaya başlamış ve köy görünümünden yavaş yavaş kurtularak şimdiki modern görünümüne gelmiştir.

Eğitim öğretim açısından ikinci ön önemli tarih bana göre 1966 yılı dır bu tarihte kasabamız Orta okula Kavuşmuş ve ilkokulu bitiren binlerce öğrencimiz Orta okula kayıt yaptırarak bu okulu bitirmiş ve bir üst öğrenime gitmişlerdir. Bir Üst Öğrenime Devam edemeyenler ise Değişik kurum ve kuruluşlarda resmi görev almışlardır. Bu yılları şöyle bir incelersek bir kasabada Ortaokulun ne denli önemli olduğu ortaya çıkar.

Günümüzdeki Belediye Binasının olduğu yer

Page 24: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

KUŞU NURULLAH BAYRAM İLKÖĞRETİM OKULU

Yıllarca bu şekilde eğitim öğretime devam eden okulumuz,1993 /1994 eğitim öğretim yılında Pilot okul olarak 8 Yıllık İlköğretim Okuluna dönüştürülmüş, aynı yıl eski binalardan şimdiki binamız olan 21 derslikli okulumuza taşınarak modern bir görünüm almaya başlamıştır.

Bu vesile ile Kuşu Orta Okulu nun açılışında, okulumuzun binasının yapımında emeği geçen büyüklerimizi ve zamanın okul müdürlerini de şükranla anmadan geçemeyeceğim. Sağ olanlara C.Allahtan sağlık, sıhhat, afiyet vefat edenlere de rahmet diliyorum. Kuşu Kasabası halkı onları unutmayacaktır.

2003 yılının eylül ayında bu okula İdareci olarak atanana kadar Kuşu kasabasını uzaktan uzağa duyar görürdüm.

http://okulweb.meb.gov.tr/43/09/179493

Asıl yüzünü görmek bu yıldan sonra nasip oldu. Kuşu Kasabasının halkının Milli Manevi

Değerlere ne kadar bağlı olduğunu, ne kadar hayırsever olduğunu bizatihi tecrübe ve yaşadıklarımla öğrendim.

6 ay içinde okulumuzun bütün pencerelerini PVC yaptırıp okulumuzun bahçesini beton

parke taşla kaplattık bu tamamen Kuşu Kasabasının halkının yardımı ve Belediye Başkanımızın gayretleriyle yapıldı. Önümüzdeki günlerde İl Özel İdaresinden Okulumuza ayrılan parayla, yine Belediye Başkanımızın ve Belediyenin imkanlarıyla Okulumuzun tuvaletleri yenilenecek ,kapıların tamamı tekrar yapılacak ve 1800 metrekare alanın tamamı Seramikle kaplanacak ve okulumuz daha modern ve nezih bir hale gelecektir.

Okulumuz15 sınıf,3 özel sınıf, 1Bilgisayar laboratuarı, 1Sunum sınıfı, 1 Fen Teknoloji

Laboratuarı ile modern eğitim anlayışının en güzel örnekleriyle sunmaya çalışan 17 personeliyle hizmet vermeye çalışmaktadır. Bunu OKS ve SBS başarılarıyla da göstermektedir. Örnekleyecek olursak: 2003-2004 Eğitim Öğretim Yılında: 2 Anadolu Öğretmen Lisesi 6 Anadolu Lisesi 2004-2005 Eğitim Öğretim Yılında: 6 Anadolu Lisesi 2005-2006 Eğitim Öğretim Yılında: 4 Anadolu Lisesi 2006-2007 Eğitim Öğretim Yılında:1 Fen Lisesi 2 Anadolu Öğretmen Lisesi 1 Anadolu Lisesi 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılında: 2 Anadolu Öğretmen Lisesi 4 Anadolu Lisesi

Page 25: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Ve onlarca da Anadolu meslek liselerine öğrenci yerleştirerek gösterdik. Fakat öncelik Kuşu Kasabası olduğu için Anadolu Meslek Liselerini Kazanan öğrencilerimizi Kuşu Çok Programlı Lisesine yönlendirdik. Bunun da semeresini hep beraber görüyoruz.

Artık Kuşu Çok Programlı Lisesi’ nden de öğrencilerimiz bir yüksek okulu yada fakülteyi kazanıp buralarda okuyabiliyor. Bu da bizleri ve öğretmen arkadaşlarımızı mutlu ediyor. Ki biz öğretmenlerin en büyük mutluluğunun bu başarılar olduğunu unutmamak gerekir.

Bu duygu ve düşüncelerle Dergimizin Hepimize Türk Milletine ve Kuşululara Hayırlı

olması dileğiyle; Yayın Hayatınızda Başarılar Dilerim. ================================================================== (MERHUM) NURULLAH BAYRAM KİMDİR?

NURULLAH BAYRAM 1952 Yılında Kuşu Kasabasında Hayata Gözlerini açan Nurullah BAYRAM ; ilköğrenimini Kuşu ilkokulunda, Orta Okulu ise Kuşu Ortaokulunda, orta öğrenimini ise İstanbul Ortaköy Öğretmen Lisesinde tamamladı. Daha Sonra Yüksek öğrenimini,Konya Selçuk Üniversitesi Matematik Bölümünü bitirerek tamamladı. ilk Görevine 17/10/1973 yılında Balıkesir ili ,Sındırgı İlçesi, Düvertepe Orta Okulu'nda başladı.1975-1980 yılları arasında Simav Endüstri Meslek Lisesinde,1980-1989 yılları arasında Simav imam Hatip Lisesinde Matematik Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 1989 yılında Kütahya Lisesi’ne atanan Nurullah BAYRAM, Hüsnü Kirişoğlu İlköğretim Okulu’na Okul Müdürü olarak atandı.Bir Süre sonrada İI Milli Eğitim Müdürlüğü' ne Şube Müdürü olarak atandı.26 Ağustos 1995 yılında görevi başında hayata gözlerini yumdu. Simav Yeni Mahalle Mezarlığı’na defnedildi. Aynı Yıl Okulumuza İI Milli Eğitim Müdürlüğü’nce adı verildi.

======================================================================

Page 26: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

[email protected]

Merhaba Kuşu Liva okuyucuları; Öncelikle Kuşu Liva dergisinde yazı yazmanın mutluluğunu gururunu ve onurunu

sizlerle paylaşmak istiyorum. Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse 1961 Kuşu doğumlu olup ilk ve orta

öğretimini Kuşu'da, lise eğitimimi Kütahya Lisesinde tamamladım. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kültürteknik Bölümünden mezun olduktan sonra Harran Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Eğitimi yaptım.

TİGEM Koçaş Tarım İşletmesinde başladığım meslek hayatıma, Şanlıurfa Köy Hizmetleri Şanlıurfa Araştırma Enstitüsünde devam ettim. 1996 yılından itibaren Köy Hizmetleri Menemen Araştırma Enstitüsünde sırasıyla Araştırma Mühendisi, Su Yönetimi Bölüm Başkanlığı ve Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatıldıktan sonra 2006 yılından itibaren Çanakkale’den Muğla’ya kadar 8 ili içine alan geniş bir görev alanı bulunan Toprak ve Su Kaynakları Menemen Araştırma Enstitüsünde, Araştırma Mühendisi olarak çalışmaktayım.

Çalışma hayatım süresince ikisi yurtdışında olmak üzere çok sayıda kurs ve seminere katıldım. Genel olarak sulama amaçlı olmak üzere sonuçlanmış 17 adet Araştırma Projesinde çalıştım ve bu projelerin 8 inde proje lideri olarak görev aldım. Ulusal düzeyde yayınlanan Hakemli Dergi, Sempozyum, ve diğer dergilerde hazırlamış olduğum 22 adet makale yayınlanmıştır.

“Tarıma Dair” köşemizde ülkemizin mevcut tarımsal durumu, olanakları ve sorunları ve çözüm yolları üzerinde duracağız. Bu amaçla bazen genel, bazen özel konulara bazen de kuraklık, çevre ve küresel ısınma gibi güncel konulara değineceğiz. İlk sayımızda ülkemizin arazi ve su kaynaklarının durumunu ele alacağız

.

Page 27: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

ARAZİ VE SU VARLIĞIMIZ

Arazi Varlığı

Türkiye’nin toplam yüzölçümü, 77,9 milyon hektar olup, bunun yaklaşık 1,4 milyon

hektarını yüzey suları oluşturmaktadır. Toplam alanın yaklaşık üçte birini oluşturan 28 milyon hektarı tarım yapılan arazidir. Yapılan etütlere göre; mevcut su potansiyeli ile teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazi miktarı 8,5 milyon hektar olarak hesaplanmıştır. Bu alanın 5,1 milyon hektarlık kısmı sulamaya açılmıştır. Son yıllarda sulama teknolojilerinin gelişmesi nedeniyle %30 eğime sahip arazilerin de sulanabileceği ve bu durumda sulanabilir alan 25 milyon hektar civarında olduğu belirtilmektedir.

Arazi kullanım yetenek sınıflarına ve arazi kullanım şekline ait genel bir

değerlendirme çizelge de topluca sunulmuştur. Arazi kullanım şekline göre ülke arazi varlığının %36,6’sı işlenen tarım arazisi; %26,6’sı ormandır. Türkiye’nin %27,2 sinde kuru tarım ve %6,5’lık bölümünde sulu tarım yapılmaktadır

Page 28: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Türkiye'de Arazi Varlığı ve Kullanılışı (DSİ 2008, DİE 2004, DİE 2001 sayımı)

Arazi Kullanım Şekli Miktarı (milyon ha) % Tarım Arazisi 28,0 36,6

Kuru tarım arazisi 21,2 27,2 Sulanan tarım arazisi 5,1 6,5

Ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi

8,5 10,9

Toplam sulanabilir tarım arazisi 25,6 32,9 Nadas 5,0 6,4

Orman 20,7 26,6 TOPLAM 77,9 100

Yağış

Türkiye'nin özellikle dağlık olan bazı kıyı bölgelerinde yağış diğer yerlere göre daha fazladır (1000-2300 mm/yıl). Kıyılardan iç bölgelere gidildikçe yağış miktarı da azalır. Marmara ve Ege bölgelerinde, Doğu Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yağış 500-1000 mm/yıl’dır. İç Anadolu’nun bir çok yerinde ve Güneydoğu Anadolu'da yağış 350 - 500 mm/yıl.dır. Tuz Gölü çevresi Türkiye’nin en az yağış alan yerlerinden biridir (300 mm/yıl). Ancak son yıllarda genel olarak yağışta azalma gözlenmektedir. Yağışta meydana gelen azalmanın yanı sıra sıcaklıkta meydana gelen artışlar ise yağış azlığının olumsuz etkisini artırmaktadır.

Su varlığı

Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3’tür. Bu suların % 97,5’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su olarak, % 2,5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan tatlı su kaynaklarının da % 90’ının kutuplarda ve yeraltında bulunması sebebiyle insanoğlunun yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır. Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır;

o Su fakiri: yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1 000 m3 ten daha az o Su azlığı: yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2 000 m3 ten daha az o Su zengini: yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8 000- 10 000 m3 ten

daha fazla Türkiye’nin 643 mm olan ortalama yağış verilerine dayanarak hesaplanan yıllık

yağış miktarı 501 milyar m3 olup mevcut şartlarda bunun 98 milyar m3’ ü kullanılabilir yüzey suyu miktarıdır. Yeraltından yıllık olarak çekilebilecek su miktarı ise 14 milyar m3’

tür. Kullanılabilir yüzey ve yeraltı su miktarımız ise toplam 112 milyar m3’ tür.

Türkiye’nin ortalama yıllık su potansiyeli ( DMİ 2008, DSİ 2008)

Türkiye’nin Su Potansiyeli

Yıllık ortalama yağış 643 mm/m2Yıllık yağış miktarı 509 milyar m3 Buharlaşma 274 milyar m3 Yeraltına sızma 41 milyar m3Yüzey Suyu Yıllık yüzey akışı 186 milyar m3

Page 29: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Kullanılabilir yüzey suyu 98 milyar m3Yeraltı suyu

Yıllık çekilebilir su miktarı 14 milyar m3 Toplam kullanılabilir su 112 milyar m3

Türkiye, 70 milyon nüfusa sahip olduğuna göre ülkemizde kişi başına düşen yıllık

kullanılabilir su miktarı 1600 m 3 civarındadır. Bu da göstermektedir ki Türkiye su zengini bir ülke değil, su azlığı çeken bir ülkedir. Yararlanılan kaynaklar DİE, 2001. Devlet İstatistik Enstitüsü Web sayfası

DİE, 2004. Tarımsal yapı ve üretim 2002. Devlet İstatistik Enstitüsü. Ankara

DSİ, 2004. 1995-2004 50.Yılında DSİ. T.C. Enerji ve Tabi Kaynakları Bakanlığı. DSİ Genel

Müdürlüğü , İdari ve Mali işler Daire Başkanlığı, 84s. Ankara

DMİ, 2008. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Web sayfası

Page 30: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

• Dünyaya her yıl düşen yağış miktarının eşit olduğunu... • Ortalama bir buzdağının ağırlığı 20 milyon ton. • Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı 200 mil uzunluğunda ve 60 mil

genişliğindedir ve Belçika’dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir. • Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır. • Tüm Avrupa’da 12 bin tür bitki var. Türkiye’de ise 9000. • Dünyada her yıl 16 milyon hektar orman alanı yanmaktadır. (82 nijerya kadar) • Son 30 yılda dünya orman örtüsünün beşte biri yok oldu. • Yetişmiş bir ağaç günde 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor ve 22.5

kilogram karbondioksiti yok ediyor. • Dünyadaki kağıt tüketiminin yarısı geri kazanılsa, Her yıl 8 milyon hektar orman alanı korunabilir.

"Millî ekonominin temeli tarımdır. " ATATÜRK

NURULLAH ÇAKAN

VETERİNER HEKİM

HAYVANCILIK

Page 31: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Hayvancılık, verimlerinden yararlanılan hayvanların daha kısa sürede daha fazla verim vermesini sağlamaya yönelik, önemli bir zirai faaliyettir.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda sığırcılıkta hayvan başına verim düşüktür. Buna karşın gelişmiş ülkelerde bakım, besleme ve ıslah konularındaki sürekli gelişim sayesinde hayvan başına alınan verim sürekli artmaktadır.

Süt ve besi sığırcılığı çeşitli ürünleri ile gerek insan beslenmesi ve sağlığı gerekse çeşitli endüstrilerini temin etmesiyle ülke ekonomilerinde önemli rol alır.

Hayvancılık ülkemiz için sosyal ve ekonomik açıdan önemli bir sektördür.İnsanların daha sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi, hayvancılığa bağlı sanayinin gelişmesi, kırsal alanda kısa zamanda ve diğer sektörlere oranla daha az yatırımlarla istihdam oluşturulması, kalkınmada öncelikli yörelerin gelişmesi, tarımda verimliliğin artırılması, dış ticaret dengelerinin sağlanması ve AB'ye girişte en kritik alt sektör olması nedeniyle hayati öneme sahiptir.

Ülkemiz sütçülüğü populasyon olarak 3.9 milyon baş hayvan kapasitesinde olmasına rağmen Dünya süt üretiminde maalesef 15. sırada yer almaktadır. Yani hayvan sayısı olarak hiç te azımsanmayacak bir rakama sahip olsakta hayvan başına aldığımız süt olarak AB ortalamasının yarısını dahi üretememekteyiz. AB' de en genç nüfus bizim ülkemize ait olduğunu düşünürsek genç nesillerin ihtiyaç duyduğu hayvansal proteini en ucuz ve en sağlıklı temin etmenin yollarını iyi tahlil etmeliyiz.

Page 32: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

UNUTMAYIN Kİ ; Hayvan beslemede verdiğinizden çok daha fazlasını alırsınız.

Neden süt sığırcılığı ?

Aynı yatırım maliyetleri ile benzer bir yatırım kendini 4 yıl gibi kısa bir sürede amorti edemez. Ekonomik açıdan kısa zamanda geri dönüşümü olan bir yatırımdır. Başka bir yatırımda daha fazla teknik bilgi ve mesleki yeterlilik istenecektir; ama özellikle büyükbaş işletmelerinde kalifiye eleman sıkıntısı asla yaşamazsınız. Tarımsal inşaatlarda verimsiz arazileri daha iyi değerlendirmiş olursunuz.Bu sektörün en çekici yanı ise sığırcılık işletmeleri gelecekte de arzı kaybolmayacak bir yatırımdır.

Son yıllarda yatırımcı firmaların büyük kapasitelerle işletmeler kurmakta olduğu gerçeği bu sektörün ne kadar ciddi önem ihtiva ettiğini göstermektedir.

Yetiştirme işlerini 3 ana başlık altında toplamak mümkündür.

• Bakım • Besleme • Hayvan sağlığı

Sonraki yazımızda bu üç bölümü daha detaylı olarak inceleyeceğiz.

Page 33: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Şahap Aydoğdu EMEKLİ ÖĞRETMEN KUŞU KASABASI EĞİTİMİNDE ÖNCÜLER 1955 yılında Belediye Başkanı Nurullah karaca,Belediye encümeni Selim Aydoğdu’nun ileri görüşleri,Öğretmenlerimiz Mehmet Akbulut,Süleyman Bilgin,Ahmet Balta,Ahmet Ümitli lerin teşvikleriyle yedi öğrenci arkadaşımla birlikte Simav Ortaokuluna gittik. Ortaokul Müdürü Abdullah Demirel bizden çok memnun oldu.çünkü okulun mevcudu 90 öğrenciye çıkmıştı.böylece okulun öğrenci azlığından kapanma tehlikesini atlattı kapanmaktan kurtuldu,dedi. Bu yedi öğrenci gerçekten ellerinden geldiğince derslerine çalışarak okulu başarı ile tamamladılar.Şimdi sizlere bu yedi öğrencinin isimlerini aktarmak istiyorum. Şahap Aydoğdu (Emekli Öğretmen) Battal Güner (öğretmen-rahmetli oldu) Tahsin Dinçay (öğretmen) Nizamettin Karaca (öğretmen) Mümin Çetin (veteriner-Belediye Başkanı-rahmetli oldu) İbrahim Aydoğdu (postacı-muhtar-rahmetli oldu) Halil Çetin (çiftçi-rahmetli oldu) Bu yedi öğrenci tatil günlerinde kasabaya geldiklerinde bedirgaşında hep birlikte gezerlerdi ve halkın gıpta ile bakışları arasında dolaşırlardı.burada esas vurgulamak istediğim husus bu öğrencileri gören vatandaşın çocuklarını okutma hevesine kapılmaları ve bu süreçten sonra Kuşu Kasabasında çocuğunu okutmak için elinden gelen gayreti herkesiz göstermeye başlamasıdır. Bu gayret meyvalarını zamanla vermiştir.Kasabamızdan yetişmiş insanların bulundukları konumları görünce bunu çok kolay anlamaktayız. Temennimiz bu yedi öğrenci ile başlayıp yıllardır devam eden bu gurur verici başarı tablosunun devam etmesidir.bu sene 30 un üzerinde gencimizin üniversitelere yerleşmesi hepimizi gururlandırmıştır.Bu başarılarımızın artarak devam etmesini temenni ediyorum. 07/12/1970 tarihinde kasabamız ilkokulunda müdür olarak görev yaptığım yıllarda yaptığım araştırmalar sonunda hazırladığım belgeyi ki hala aslını saklamaktayım sizlerle paylaşmak istiyorum.

Page 34: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

OKULUMUZUN TARİHÇESİ Tahminen bundan 600 yıl kadar önce bir kadı vazife yaptığı şehrin idari amiri tarafından vazifesine son verilince ailecek o yeri terk etmiş. O gün tamamen ormanlık olan bu gün kü kuşunun olduğu yere gelmiş ağaçların arasından bir kuş uçmuş kadı hemen oradaki suyun kenarına bir kulübe yapmış ve yerleşmiş.zamanla böylece bir köy meydana gelmiş. Bu günkü o eski çeşmenin bulunduğu yere kadılar mahallesi denmektedir. O Uçan Kuştan Dolayı kasabanın adına kuşu verildiği rivayet edilmektedir. Kuşuda ilk medrese eğitimi KONYA’nın Çumra ilçesinin APA köyünden gelen Hoca Hüseyin gündüz tarafından 1884-1912 yılları arasında yapılmıştır.1.dünya savaşı ve işgal yıllarında bir süre ara verilmiş,Kurtuluş Şavaşından sonra 1926 da köyün yukarı (KAYA MAHALLESİ) Hoca Hüseyin Gündüz Efendinin medresesinde resmen ilkokulumuz açılmıştır. İlköğretmeni Gedizli Osman Tabak Efendidir. 1928 yılında Yozgatlı Nusret efendi zamanında yeni yazıya geçilmiştir. 1929 yılında Muhtar Merhem oğlu Halil Ağa Halil Çetinin de çalışmalarıyla DİBEK Yanında(Kadılar mahallesi) ilkokul yapılmaya başlamış ve 1931 de öğretmen SİVEREKLİ Vehpi zamanında öğretime açılmıştır.bu okul hasar görünce geçici olarak Koca cami yanındaki Halk evi (KÖY ODASI) ve Kaya Mahallesindeki eski karakol binasında 1957-1959 yılları arasında öğretime devam edilmiştir. Bu günkü yeni ilkokul zamanını Beledidiye Başkanı Nurullah Karaca’nın büyük gayreti ile köylüler tarafından yapılmıştır. 1959 yılında öğretmen Yenice köylü Ahmet Öztürk tarafından öğretime açılmıştır. OKULUMUZDA SIRA İLE GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLER ÖĞRETMENİN ADI GÖREV YILLARI 1-GEDİZLİ OSMAN TABAK EFENDİ 1926-27 2-RODOSLU NİHAT EFENDİ 1927-28 3-YOZGATLI NUSRET EFENDİ 1928-30 4-SİVAREKLİ VEHPİ EFENDİ 1931-34 5-ULUBEYLİ HULİSİ YASA-KAMBUR MUA. 1934-37 6-TAHSİN TOKTAMIŞ EFENDİ 1937-41 BİR SÜRE ARA VEİRLMİŞTİR……………......... 1942-44 7-ŞAPHANELİ AHMET KALAY 1944-45 8-MUZAFFER ALYANAK(BAYAN) 1945 9-SARIÇAMLI MEHMET SARI 1947-52 10-SİMAVLI YUSUF AYDIN 1946-52 11-DEMİRCİKÖYLÜ MEHMET AKBULUT 1948-52 12- DEMİRCİKÖYLÜ SÜLEYMAN BİLGİN 1948-55 13-KALKANLI AHMET BALTA 1952-54 14-BAYINDIRLI AHMET BİLGİN 1954-57 15-YENİCEKÖYLÜ AHMET TÜRK 1957-64

Page 35: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

16-DEMİRCİKÖYLÜ MEHMET AKBULUT 2. KEZ 1958-61 17-TROBZONLU CAFER UZUN YEDEK SUBAY 1960-62 18- TROBZONLU MUSTAFA AYDIN 1960-62 19-EMETLİ RIZA ARSLAN 1961-64 20-KUŞULU ŞAHAP AYDOĞDU 1962-64 21- LÜLEBURGAZLI MUSTAFA AKTER 1962-64 22-SAMSUNLU H.İBRAHİM SALLI Y.SB 1962-64 23-SİMAVLI MEHMET EMİN TANRIÖVEN 1964-65 24-İSTANBULLU ERGUN DAVUTOĞLU 1964-65 25-KUŞULU NURULLAH YALÇIN 1968-68 26-GEDİZLİ İBRAHİM KARAMETRE 1964-66 27-SİMAVLI RAFİYE AKTAN 1966-67 28-GEDİZLİ AYŞE ELİBOL 1966-68 29-SİMAVLI NURTEN ÇERİ 1967-68 30-SİMAVLI ÜLKER ATABAY 1967-70 31-SİMAVLI ÜLKÜ KARAHAN 1967-70 32-KÜTAHYALI SERPİL ÇETİNKAYA 1967-70 33-SİMAVLI CANSEL ÇELİK-AŞTINAY 1968-70 34-SİMAVLI HAFİZE KOZAN 1968-70 35-YEŞİLKÖYLÜ KADRİYE TÜRE-İNCE 1968-70 36-SİMAVLI H.TAHSİN GİRİT 1969-70 37-KUŞULU NURULLAH TÜRE 1970- 38-YEŞİLKÖYLÜ AZİME ÖZMEN 1970- 39-SİMAVLI NURHAN KARAHAN 1970- 40-LÜLEBURGAZLI HASAN TOPRAKKIRAN 1970- 41-PAZARKÖYLÜ İSMAİL DİNDAR 1967-68 42-KUŞULU ŞAHAP AYDOĞDU 1968-72 NOT:KÖY VE BU OKULUN TARİHİ VE SIRAYLA OKULUMUZDA ÇALIŞAN ÖĞRETMENELRİN LİSTESİ 8 YILLIK İNCELEME VE ARAŞTIRMALAR SONUNDA OKUL MÜDÜRÜ KUŞULU ŞAHAP AYDOĞDU TARAFINDAN 07/12/1970 TARİHİNDE YAZILMIŞTIR. FAYDALANILAN YAZILI KAYNAKLAR:DİPLOMA DEFTERLERİ FAYDALANILAN CANLI KAYNAKLAR:1946 DAN BERİ OKULUMUZDA VAZİFE YAPMIŞ İLKOKUL ÖĞRETMENELRİNİN BAZILARI,1926 YILINDAKİ İLK HADEME 1906 DOĞUMLU HACI EMİN GÜNDÜZ EFENDİ VE MİLLİ EĞİTİMİ ÇOK SEVEN ESKİ MUHTARLARDAN 1912 DOĞUMLU KÜRT EMİN NAMI İLE EMİN KAHRAMANDIR. OKUL MÜDÜRÜ ŞAHAP AYDOĞDU 07/12/1970

Page 36: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

NURULLAH TÜRE

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÇAPA TIP FAKİLTESİ 4.SINIF ÖĞRENCİSİ

LÂL OLMAK ASRİ ZAMANLARDA…… Lâl olmak ne kadar kolay modern hayatta … Hep kaybedercesine bir şeyleri daha ehemmiyetsiz olanı dile getirmenin ilk şıkkı…Zamanın dayattığı davranış ve başka seçenek olmadığı konusunda hem fikir olmamız...Başka bir seçenek var mı diye yola çıkmaktan ürken halimiz…Zihinlerimiz salt değerlere ayarlı olduğu için tahayyül bile edemiyordu şahısların farklı temayüllerini veya konforu bozulacağını bildiği için belki de zor geliyordu… Niçin lerden hep kaçar olduk...hayat tasavvurumuzun yerine algimizi koyma acelesinde yaşanılıyor bütün olaylar..…Hep farklı bakışları görebiliyor velakin kendimizin nazarını yok sayıyorduk…Yok saymaktan ziyade başkası olma adına bir nevi harcıyorduk..Çünkü zor bu idi…Kendin olmak kendi şahsiyetini teşekkül ettirmek…Modern hayat şahsiyetten daha ziyade bireyi önemsiyordu…Ve yaşanılan bir gerçeklik olarak ta bir şeye atfedilen önem büyükse o nispette hakikate yakınlığı artmakta idi… En nihayetinde kendimizle olan bağımız kopmuş idi..Çünkü benim ben olabilmem için bize ihtiyaç duyması zaruri idi..’’Biz’’ kaybolunca bende yitiriyordum değerlerimizi… Biz içinde eriyemediğim için şahsiyetimiz tam anlamıyla kemale ermiyordu…bir nevi pişmiyorduk hep ham kalmaya ram olmuş idik ..Ve bu halimizden gayet memnun idik ... Fikrimiz sağlam temeller üzerine teşekkül etmediği için en ufak bir sarsıntı bile bizim hayat algımızı değiştiriyordu.Lakin hakikat değişmiyordu algılanan gerçek değişiyordu… bunun farkına varmak ilkinden daha zor olmalıydı ki kendimize sormaya dahi çekiniyorduk bunu … Lal olmak asri zamanlarda yaşayabilmenin en kolay yolu idi. Bir fikrin tellağını üstlenebilmek, derdin ıstırabını çekebilmek, akledebilmek,,aksettirebilmek. düşüncenin girdaplı yollarında kaybolma tehlikesiyle karşılaşmayı göze alabilmek , görselliğe ayarlı zihinlerimiz için zor olmalıydı…en zor olanı da bunu hayata karşı zikredebilmek…. Yokluklarına alışmıştık..Ve dahi hasret duyamıyorduk yitirdiğimiz değerlerimize… Acaba diyorum vasfı mümeyyizimiz ne olmalıdıy ki bu hale düşmemeliydik?

Page 37: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Mutlu AKTEKE

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Tarihin en eski dönemlerinden beri var olan bir milletiz.Bu yüzden dilimiz hem konuşma dili hem de yazı dili olarak gelişmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Türkçe yeryüzünün bir çok yerinde yaygın olarak konuşulmaktadır.Türkçemiz, dünyada en çok konuşulan beş dilden biridir. Türkçenin konuşulduğu yerler; doğuda Moğolistan ve Çin içlerinden batıda Sırbistan’a ,kuzeyde Sibirya’dan güneyde Irak’a Lüblan sınırına ve Kıbrıs içlerine kadar uzanır.

Dilimizin, milletimiz için çok önemi bir yeri vardır. Bu yüzden her insanımızda milli bir dil bilinci olması gerekir. Dil bilinci dile sahip çıkmakla başlar.Çünkü dil fertler arasında ortak duygular, düşünceler oluşturarak milli l birliği kuran en önemli öğedir. Dil ortak kültür değerlerini kuşaktan kuşağa aktararak geçmişle bugün arasında bağ kurar. Bu bağ ,fertlerde tarih bilinci oluşturarak onların geleceğe güvenle bakmalarını sağlar. Dilimizin, milletimizin geleceği için önemi ortadayken bize düşen görev, dilimizde meydana gelen bozulmaları ve kirlenmeleri engellemeye çalışmaktır. Günümüzde eski ve yeni Türkçeleri bilinen bazı sözcüklerin yabancılaşıverdi-ğini görüyoruz. Bunlarda bazıları:

fastfood>tez yemek, center>merkez, shoopping center>alışveriş merkezi, star>yıldız, trend>gidişgidişat, parlemento>meclis, parlementer>milletvekili,

kabine>bakanlar kurulu, miting>toplanım, dizayn>tasarım, radikal>aşırı…

örnekleri çoğaltmak mümkün. Çnkü her geçen gün artmaktadır. Bu tür değişimler Türkçemizi yozlaştırmaktadır. Bunun için dilimizi yabancı dillerin tesirinden korumalıyız. Atatürk’ün dil ile ilgili şu sözleri bu durumun önemini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır: ’’Ülkelerini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.’’

Unutmayalım ki dil birliğini yitiren bir millet kolayca çözülüp dağılarak başka milletlerin egemenliği altına girer.

Kısacası bir toplumu millet yapan ögelerin en önemlisi dildir. Çünkü dil toplumun tüm ortak değerlerini oluşturan yaşatan kurumdur.

Page 38: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

MURAT GÖKALP

1988/3 TERTİP ASKERLERİMİZİ UĞURLADIK…

Kasabamızda bu celp döneminde silah altına alınan gençlerimizi acemi birliklerine

uğurladık. Davullu zurnalı düğün havasında evlatlarını vatan borcunu ödemeye gönderen Türk Millet bu görevi en iyi şekilde yapmayı kendisi için şeref bilmektedir.

Adetleşmiş asker uğurlama etkinliklerinde askere gidecek olan gençlerimiz kendi aralarında toplanırlar ve belirlenen proğram dahilinde her gün bir gencin evinde yemek verilir.Yemekten sonrada gençler ve yakınları eğlenirler. Kasabamızda bu celp döneminde askere gidecek olan gençlerimizde 11’i aynı şekilde bu geleneği yerine getirdiler. Son akşam ise tüm kasaba halkı gençlerin evini tek tek ziyaret ederler.

En son kasaba meydanında yapılan toplu dua ile kasaba halkı ile helalleşen gençlerimiz öyle bir bilinç ile yetiştirlip askere gönderilmektedir ki yer yer duygular sel olmaktadır. Topluca yapılan duadan sonra askere gidecek olan gençlerin mezarlığı ve şehitliğimizi ziyaret etmeleri ise du duygu selinin zirveye çıktığı anlardandır.Kuşulu olup şartlar gereği İzmir ilinde ikamet eden Kuşululardan evlatları askere gidecek olan vatandaşlarımızda Derneğin düzenlediği bir organizasyonla düğün salonunda bir proğram düzenlediler. Bu celp döneminde silah altına alınan bütün askerlerimize vatani görevlerini en güzel şekilde yapmalarını ve sağ salim geri dönmelerini diliyoruz.

Kasaba meydanında topluca yapılan duadan sonra asker baabları ve askerlerimiz

Page 39: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

88/3 TERTİP ASKERLERİMİZ VE ACEMİ BİRLİKLERİ

1- MEHMET GÜNTAŞ (CİBETLE) ISPARTA EĞİRDİR 2- EMİN BODUR (BODURLA) MANİSA 3- HİKMET YILDIRIM (İNCEMEMEDE) KÜTAHYA 4- VELİ ÖZDEN (PALAZE) MANİSA 5- HARUN ÖZYURT (GEBEŞLE) AMASYA 6- ABDULLAH ERGENÇ (KÜREGE) İSKENDERUN HATAY 7- MEVLÜD ERGENÇ (KÜREGE) TOKAT 8- NURULLAH GÖKKAYA(GARALE) KÜTAHYA 9- FATİH GÜRAKAN (MISTANE) KÜÇÜKYALI İSTANBUL

10- EMİN DURAK (DURALE) KÜÇÜKYALI İSTANBUL 11- HÜSEYİN GÜRAKAN (TİLKİHÜSEYİNE) İSKENDERUN HATAY 12-BİLAL ÇETİN (SARIBİŞE) ANKARA 13-YUSUF ÇETİN (SARIBİŞE) ANKARA 14-ERDİ COŞKUN (VERENE) ANKARA 15-VOLKAN KARAKAŞ 16- İLYAS ALTINBAŞ

Kasaba mezarlığını ziyaret eden gençlerimiz Şehitlerimiz ; Şehit Piyade Uzman Çavuş

Sabit Demirtaş ve Şehit J.Komd.Er Şenayi AKDAĞ ‘ın şehitliklerini ziyaret ettiler. Milli varlığımızın teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan bu gençlerimiz, üstün seciyeyi, kişilik ve ahlak özelliklerini de büyük bir gurur ve liyakatla üzerinde taşımaktadırlar. Bu değerli emaneti gelecek nesillere aktarmayı şerefli bir görev kabul etmektedirler. Askerlik görevini kutsal bilen, Vatan Borcu, namus Borcudur diyen gençlerimize bu görevlerinde başarılar diliyoruz.

Page 40: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Bu Sene Kuşu Çok Proğramlı Lisesi Ve Diğer Kuşulu Üniversiteye Hazırlanan Gençlerimiz Havasından mı? Suyundan mı? dedirten ve herkezin haklı olarak gurur duymasına sebep olanmuaazzam bir başarıya imza ettiler.Elbetteki düzenli çalışma ,proğramlı ve azimli olma,maddi katkısı ve kandi çalışmaları ile bu başarıyı yakalayan gençlerimize bundan sonraki öğretim hayatlarında başarılar diliyoruz. Kuşu Belediye’si tarafından bu yıl üniversiteye yerleşmiş gençlerimize bu gururu bize yaşattıkları için 23 Ağustosta gece düzenlendi..Kuşu belediyesinin organize ettiği gecedeKuşu belediye başkanı Halil Egenç ve misafirler konuşmalar yaptılar.gençlerimizin başarısından dolayı kendilerine teşekkür eden konuşmacılar başarıların devam ederek artması için tavisyelerde bulunup bu gençlerimizin ve bunlardan sonraki gençlerimizin başarılı haberlerini duymak istediklerini ifade ettiler Öğrencilere hediyelik altın ve çeşitli hediyeler verildi. Halk Oyunları gösterileri ile program sonlandrıldı.

KUŞUNUN 2008 yılı OSS GURUR TABLOSU 1 Ramazan TÜRK Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bil.veUlus.İlişkiler 2 Nevruz YILDIRIM Uludağ Üniversitesi TIP Fakültesi 3 Murat AKDAĞ Süleyman Demirel Üniv. TIP Fakültesi 4 Nurullah ÇETİN Antakya Üniversitesi TIP Fakültesi 5 Ali DİNÇER İstanbul Üniversitesi TIP Fakültesi 6 Nuray GÖKMEN Uludağ Üniversitesi Matematik Öğret. 7 İbrahim YURDAY Uşak Üniversitesi Türkçe Öğret. 8 Hüseyin IŞIK Fırat Üniversitesi Bilgisayar Öğret. 9 Dudu CANYURT Selçuk Üniversitesi Okul Öncesi Öğret,

Page 41: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

10 Merve YALÇIN Ankara Üniversitesi Din Kültürü Öğret. 11 Mücahit AYDOĞDU Atatürk Üniversitesi Türkdili ve Edebiyat Öğr, 12 Selma AKIN Selçuk Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğret 13 İbrahim GÜLEÇ Giresun Üniversitesi Sınıf Öğret. 14 Zeliha GÜLTEKİN Gazi Üniversiresi Ekonometri 15 Hanife DUMLUPINAR Dumlupınar Üniversitesi Kamu Yönetimi 16 Hatice GÖKSU Marmara Üniversitesi Reh.ve pisiko. Danışmanlık 17 Melek AKBAŞ Karaman Üniversitesi İktisat 18 Fatmagül KURAL Karaman Üniversitesi İktisat 19 Cumali COŞKUN Uludağ Üniversitesi İktisat 20 Arif ŞAHİN Celal Bayar Üniversitesi İktisat 21 Halit ÇAKAN Pamukkale Üniversitesi Muhasebe 22 Celalettin KARAKUŞ Dokuzeylül Üniveristesi İngilizce - Muhasebe 23 Nurullah KARACA Dokuzeylül Üniveristesi Hemşirelik 24 Sibel KARAKAYA Bilecik Üniversitesi MYO - İklimlim.ve Soğutma 25 Fadime DURAK Adnan Menderes Üniv. MYO - İşletme 26 Mehmet BODUR Anadolu Üniversitesi A.Ö. İlahiyat 27 Hikmet YILDIRIM Anadolu Üniversitesi A.Ö. İktisat 28 İRFAN ŞAHİN İZMİR ÜNİVERSİTESİ HABERLEŞME 29 Habibe AKTAY UŞAK ÜN. SINIF ÖĞRETMENLİĞİ 30 KÜBRA GÖKALP 9 EYLÜL ÜN. . ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ 31-DİLEK KARACA C.B.Ü MUHASEBE

=========================================================

Page 42: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Kuşu'da bir ilk daha.............. Kuşu'da olmaz olmaz demeyin çünkü Kuşu'da olmaz olmaz

2008 Mart ayında Kuşu Kasabasında sulanabilir arazilerin bir bölümünde Turgutlu’ da faaliyet göteren Naturel isimli firma ile yapılan sözleşme doğrultusunda yaklaşık 30 vatandaşımızın 50 dönüme yakın sulanabilir araziye yapılan biber ekimleri hasat edilmeye başlandı...

Haftada yaklaşık 10 ton toplandığı belirtilen biberlerin hasat süresinin 8 hafta sürmesi beklenmekte olup sezon sonuna yaklaşık 80 ton biber kaldırılacağı hesaplanmaktadır. Kilosunun 0,40 ytl(400 lira)olarak alınan biberler kasabada toplandıktan sonra sap kısımları kesilerek firma tarafından nakil ediliyor. Sap kısımlarının kesilmesi için ve kilo başına 0,1 ytl(100 lira)ücret karşılığında yaklaşık 40 işçinin çalıştığı bu işleyişin sonunda biberlerle 32.000 ytl kesim ücreti ile 8.000 ytl olmak üzere matematiksel olarak 40.000 ytl (40 milyarlık) bir girdi beklenmektedir.Kasabamızın işsizlik ve göç sorunu ile devamlı nüfusunun azaldığını biliyoruz.deneme sürecinde olan bu biber ve tarım ile ilgili gelişmelerin artmasını temenni ederiz.Ancak sulu tarım kültürünün bilinçlenmesi için çalışmalar yapılmalı zaten az olan su ve sulu tarım alanlarımızın en verimli şekilde kullanılabilmesi içn üreticilerimize gerekli rehberliğin yapılması gerekmektedir.

Page 43: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

SICAKLAR BİBERLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ. Kasabamızda bu yıl ilk kez sulanabilir 50 dönüm araziye yapılan turşuluk biber ekimi

yapıldı. Mart 2008 tarihinde Turgutlu merkezli Naturel firması ile yapılan sözleşme gereği 30 çiftçimizin turşuluk biber ekimi yaptı. Yetiştirilen biberler Ağustos ayı başında hasat edilmeye başlandı. İlk hafta 10 ton mahsül toplanması üreticilerimize ümit vermişti.

Ayrıca biberlerin sap kısımların kasabada kesilerek fabrikaya gönderiliyor olması ile

sezon sonu yaklaşık 80 ton ürünün ve kilosunun 0,40 ytl ücret ile alınan biberlerin sap kısmının kesim işçilik bedeli ile kasabaya yaklaşık toplamda 40 .000 ytl bir rakamın ele geçeceğinin hesaplandığı belirtildi.

Yetkililer bu rakamın başlangıç için olumlu olduğunu ancak sıcakların artması ile 3

haftadan itibaren biberlerin olumsuz etkilendiğini 8 hafta sürmesini bekledikleri hasat döneminin daha kısa sürebileceğini belirttiler. Sıcakların sadece biberleri değil bir çok ürrünü olumsuz etkilediğini hatta yıllardır kendi doğal ortamında yetişen meşe ağaçlarınıda bu yılki sıcaklardan dolayı kurumalarının çok dikkat çektiğini ifade eden yetkililer ilk kez ekimi gerçekleştirilen biberlerin beklenenin altında ürün alınmasına rağmen 60 ton civarında ürün alınacağını beklemekte olduklarını ve hasat sonunda yapılacak eğerlendirmelerle önümüzdeki yıl için daha net fikir edinebileceklerini belirten yetkililer ve üreticilerimizin önümüzdeki yıl daha kapsamlı ürün yetiştireceklerini düşündüklerini vurguladılar. Üreticilerimiz ise biber ve diğer ürünleirn daha verimli yetiştirilebilmesi için kuşu sulama göleti sulama kanalının kapalı sisteme geçmesinin gerektiğini söylediler.

Küresel ısınma ve hava sıcaklarının etkisi ile geçen yıl yeterli miktarda su birikmeyen Kuşu sulama göletimizde bu sene su birkti.kendi imkanlarımızla sulanabilir arazimizde sulu tarım için emek veriyoruz ancak su kanalları açık ve Sistemli bir sulama planı olmaması sebebi ile 1500-2000 dönüm arazi sulanabilecekken 150 dönüm arazide sulu tarım yapabildiklerini belirteen üreticilerimiz Sistemli bir sulama planı ile kısıtlı olan sulu tarım arazilerinin daha verimli kullanabileceği noktasında hemfikir olduklarını belirttiler. Üreticilerimiz yetkililerden seslerini duymalarını yardım değil yatırım istediklerini söylediler.

Page 44: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Biberlerin Saplarının Kesilerek Nakledilmeye Hazır Hale Getirilme Çalışması BEDİRGAŞININ ÇEHRESİ DEĞİŞTİ… Kasabamız meydanında ki değişiklikler devam ediyor.önceki yıllar kaldırılan park ve geri çekilen çarşı cami bahçesi ile oluşan meydana üzerinde Kartal heykelinin bulunduğu şelale den sonra meydanın düzenlemesinine devam edilerek yapılan çalışmalar sonucu Eki karakol binası bahçesine şehitlik abide ve park çalışması başlatan belediyemiz çalışmalarını tamamladı. Şehitlerimize ithafen yapılan abidenin bulunduğu alandaki diğer bölümler park olarak dizayn edildi ve ağaçlandırıldı.

Page 45: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

ŞÜKRÜ TÜRE

HESAP

Resul-ü Ekrem (SAV) Efendimiz buyururlar; “İnsanoğlu Kıyamet gününde dört soruya cevap vermedikçe Rabbinin huzurundan

ayrılamaz. 1-ömrünü nerede çürüttüğü 2-Gençliğini ne surette yok ettiğini 3-Servetini nereden kazanıp ,nereye sarf ettiğini 4-Bilgisi ile harekette bulunduğu,ilmi ile amel edip etmediği İnsanların en çetin imtihanı budur.Bu sorulara cevap verebilen insan, diğer yaptıklarının

hesabını vermeye başlar Daha soru kabirde başlıyor. “Rabbin kim ?” “Peygamberin kim?” “Kitabın nedir?” Varlık miktarınca hesap… Resul-ü Ekrem (SAV) Efendimiz , Hz.Süleyman’ın en son cennete girecek peygamber

olduğunu söyler. O servet ve varlık yönünden diğer peygamberlerden önde idi.Servetinin,malının hesabını verirken onu oyalar ve cennete en son girmek zorunda kalır.

Ashap arasında da Abdurrahman Bin Avf’ ın cennete girecek en son sahabe olduğunu söyler ve aralarında şöyle bir konuşma geçer.

“-Ey Abdurrahman niçin benden geri kaldın?” “-Vallahi Ya Resulullah insanı ihtiyarlatacak şeylerle meşgul oldum. Ancak sana

yetişebildim,Hatta seni göremeyeceğimden korktum.” “-Niçin böyle oldu?” “Servetimin hesabını veriyordum.” Der. Halbuki Abdurrahman Bin Avf’ Aşere-i Mübeşşere’den (yaşarken cennetle müjdelenen)

birisidir.Buna rağmen yine hesap verecek ve bu hesabı nedeniyle cennete geç girecektir. Abdurrahman Bin Avf’; Yine bir gün Hz. Ömer ‘e 80 devesini karşılayıp onları yükleri ile

birlikte Beytül-mal’a katmasını söyler.sebeb sorulduğunda der ki; “-Onlar teheccüt Namazında aklıma geldi de…” Böyleyken hesap verecek… Hesaptan kurtuluş yok. Bu bakımdan dünyada iken helalleşmek gerekir.ötede hesaplaşmak

çok zordur.Bilhassa kul hakkının ödenmesi ,hesabı çok zordur. Hz. Enes (r.a.) anlatıyor:

'Resûlüllah (s.a.v.) ile beraber bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek şekilde gülümsedi.

Page 46: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Sebebini sorduğumuzda şöyle buyurdular: 'Ümmetimden iki kişi Allâh'ın huzuruna gelirler. Birisi, -Yâ Rab, benim bunda hakkım var; hakkımı bundan al, bana ver, der. Allah Teâlâ da ötekine, -Hakkını ver, buyurur. Adam, -Yâ Rab, bende sevap nâmına bir şey kalmadı, der. Cenâb-ı Hakk, -Baksana, bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? buyurur. Adamcağız, - O halde benim günahlarımdan alsın, der. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bunu anlatırken gözleri yaşardı ve, 'O gün büyük bir gündür. İnsan; günâhının alınmasını ister' dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ hak sahibine, -Başını kaldır ve cennete bak, buyurur. Adamcağız, - Yâ Rab, inci ile işlenmiş, gümüşten apartmanlar ve altından köşkler görüyorum. Bunlar hangi peygamber, hangi sıddîk veya hangi şehitler içindir? der. Allah Teâlâ, -Bunlar, bana ücretini verenler içindir, buyurur. Adamcağız, -Bunların hakkını kim ödeyebilir? der. Hz. Allah, -Sen istersen bunlara sahip olabilirsin, buyurur. Adam, -Nasıl olur, yâ Rab? deyince, Cenâb-ı Hakk, -Hakkını bu adama bağışlamakla, buyurur. Adam, -O halde ben bunu affettim, der. Allahü zû'l-Celâl hazretleri de, -Arkadaşını al, beraberce cennete girin, buyurur. Sonra Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, 'Allah'tan korkun, Allah'tan korkun ve siz de kendi aranızı düzeltin. Bakınız, bizzat Hazret-i Allah mü'minlerin arasını buluyor' buyurmuşlardır.

Cenab-u hak cümlemizi hesabını kolayca veren mü’min kullarından eylesin. AMİN

Page 47: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

CENAZE DUALARI Allahümmağfirlihayyina ve meyyitina ve şaahidina ve ğaaibina ve zekerina ve ünsaana ve sağiirina ve kebiirina. Allahümme men ahyeytehü minna feahyihi alel islaam ve men teveffeytehü minna feteveffehü alel iman.

Anlamı:"Allahım! Dirilerimizi, ölülerimizi, mevcut olanlarımızı, kayıp olanlarımızı,erkeğimizi-kadınımızı, çocuklarımızı ve büyüklerimizi bağışla.Allahım! Bizden yaşattıklarını İslam üzere yaşat, bizden öldürdüklerini de iman üzere öldür."

CENAZE ERKEK İSE ŞU DUA OKUNUR: Ve hussa hazel meyyite birravhi verraahati velmağfirati verridvaan. Allahümme in kane muhsinen fezid fii ihsanih. Ve in kane müsiien fetecavez anhü veleggıhil emne vel büşra vel keramete vezzülfa. Birahmetike ya erhamerrahımiin.

Anlamı:"Özellikle bu vefat etmiş

olan erkeği kolaylığa, rahata, mağfirete ve rızana erdir.Allahım!Eğer bu muhsin ise(iyilik etmiş kimselerden ise)ihsanını artır.Eğer günahkar ise, onu bağışla, ona güven ile sevinç ve iyilik ver, onu rahmetine yakın kıl,Ey merhamet edenlerin en merhametlisi Yüce Allahım!"

CENAZE KADIN İSE ŞU DUA OKUNUR:

Ve hussa hazihil meyyitete birravhi verraahati velmağfirati verridvaan.Allahümme in kanet muhsineten fezid fii ihsaniha. Ve in kanet müsiieten fetecavez anha veleggıhal emne vel büşra vel keramete vezzülfa. Birahmetike ya erhamerrahımiin. Anlamı:"Özellikle bu vefat etmiş olan kadını kolaylığa, rahata, mağfirete ve rızana erdir.Allahım!Eğer bu muhsine ise(iyilik etmiş kimselerden ise)ihsanını artır.Eğer günahkar ise, onu bağışla, ona güven ile sevinç ve iyilik ver, onu rahmetine yakın kıl,Ey merhamet edenlerin en merhametlisi Yüce Allahım!"

CENAZE ERKEK ÇOCUĞU İSE: Allahümmecalhü lena ferataa.Allahümmecalhü

na ecravvezühra.Allahümmecalhü lena şaafiammüşeffeaa. Anlamı:"Allahım!Onu bize, önden gönderilmiş bir sevap sebebi kıl, onu bizlere bir şefaatçi ve şefaatı kabul edilmiş yap."

le

CENAZE KIZ ÇOCUĞU İSE:

Allahümmecalha lena ferataa.Allahümmecalha lena ecravvezühra.Allahümmecalha lena şaafiammüşeffeah. Anlamı:"Allahım!Onu bize, önden gönderilmiş bir sevap sebebi kıl, onu bizlere bir şefaatçi ve şefaatı kabul edilmiş yap."

Page 48: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

2008 YILINDA KASABAMIZ HALKINDAN VEFAT EDENLERİN LİSTESİ“ Allahım! Özellikle bu vefat

etmiş olan kardeşlerimizi , rahata, mağfirete ve rızana erdir. Allahım! Eğer bu kardeşlerimiz muhsin ise (iyilik etmiş kimselerden ise)ihsanını

artır.Eğer günahkar ise, onu bağışla, onlaraa güven ile sevinç ve iyilik ver, onları rahmetine yakın kıl,

Ey merhamet edenlerin en merhametlisi Yüce Allahım!"

ADI-SOYADI TARİH 1 İBRAHİM GÜRAKAN (HACCAGARE) 28/08/2008 2 NURULLAH ÜNLÜ (HACI ARAP&TEKTEĞE) 21/08/2008 3 FADİME ÜNAL (BADİŞ ABA) 16/08/2008 4 ABDULLAH AKTAŞ 10/08/2008 5 REFİK DEMİRTAŞ 02/08/2008 6 ABBAS ŞAHİN (MİSİRCE) 12/07/2008 7 HALİME GÜLER (CÜCÜRE) 12/07/2008 8 RAHİME AKTAN 09/07/2008 9 NECİP AKIN (BEKÇİ NACİP) 04/07/2008 10 MUHARREM VURAL 30/06/2008 11 HASAN KARAKAŞ 29/06/2008 12 AYŞE GÜLER (SARIAŞE) 29/06/2008 13 İRFAN AKSOY ÇAVLU 11/06/2008

14 DURMUŞ ERGENÇ 30/05/2008 15 HANİFE KARAKAŞ 28/05/2008 16 HANİFE ÇETİN ( DURMUŞ USTA'NIN EŞİ) 05/05/2008 17 FADİME TÜRK (ÇADIRLEN NECATİNİN EŞİ) 02/04/2008 18 19

CEMAL AYDOĞDU (ÇİLAHMEDE) CEMİLE GÖKKAYA (KARALE)

26/03/2008 17.03.2008

20 FATMA GÜRAKAN (HACCAGARE İBRAHİM EŞİ) 02/03/2008 21 HATİCE COŞKUN (VERENE) 01/03/2008 22 23

HANİFE ŞAHİN (MİSİRCE) KAMİL ERSOY(TERZİ KAMİL)

29/02/2008 02/02/ 2008

24 CEMAL AKTEKE (DEKELE) 01 /01/2008

Bu bölümde fani dünyadaki imtihanını tamamlamış ve aramızdan ayrılmış

Kuşuluların taziyesi yayınlanacak olup amacımız kimsenin elinden hiç bir şey gelmeyen ölüm gerçeği ile yüzleşmiş insanlarımızın arkasından bir fatiha okunmasına vesile olmaktır. Aramızdan Ayrılan Kardeşlerimize Allahtan Rahmet, Yakınlarına Ve Sevenlerine Başsağlığı Diliyoruz… Allah Rahmet Eylesin …

Page 49: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

KUŞU ŞİVE VE AĞZI Aa: Ağa, İbiram: İbrahim ağa aa. a'sı: başka, gayrı. Senden aa (senden ası) bunu bilen yok mu? Senden başka bunu bilen yok mu? Abey: ağabey, abeyimen: abimlerin aboo, abu: hayret,

ya da bazen farklı bir vurguyla alay anlamında ünlem………. accık: azıcık Adam Hasan: bir işe yaramadığı halde kendini önemli gören. Aga: ağabey; agamen, abimlerin. agıbat: avukat; çok konuşkan, sözleriyle çevresini etkileyen. "O pek agıbattır" Ağı: zehir ağılamak: zehirlemek ağına yivine bakmak: bir şeyi uzun uzun incelemek ağızı babıç gibi : Çok övünen, kendini beğenmiş. ağızı yırık: çok şımarık, övüngen (özellikle kadınlar arasında) ağızına gılıına bakmamak: haddini bilmemek ağızını dakmak: çok oyalanmak, her gördüğüyle konuşarak za¬man harcamak ağzınna barba: ağzına kadar Ağustos gabağı: Usturadan geçirilmiş (kel) baş aha: işte, aha bakana: İşte şurada

ahar: ahır, çeşme……………………………………………. Akbaşlı: Bir yabani ot,

suyunun soğuk algınlığına iyi geldiğine inanılır…………….…… Akser: Akhisar Alemiyon: Alüminyum alengirli: karmaşık Alentirik: (bazı köylerde) elektrik

Page 50: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Alıç: Yaban eriği …. ……………………………………..……….. Amcame, babame, amcamlar, babamlar . amel olmak: ishal olmak

Ananat: Çift çatallı dirgen. ………………………………….….. Anası gılıklı, babası gılıklı: anasına, babasına çeken Anine: (Simav merkezde) anneanne

Angara babıcı: Lastik ayakkabı … ……………………..……. annanmak: Boş boş yatmak, uzanıp durmak

Aparlo: Hoparlör ……………………. …………………………. appa: abla (Simav merkezde (apla) appak: beyaz, temiz Apturaman: Abdurrahman Arafet: Rafet Arap: zenci ardaradan gonuşmak: birinin arkasından konuşmak artıkla çeneli: lüzumsuz yere konuşan Asar: Hisar Aşam: Akşam, aşam oltu, akşam akşam, akşam vakti, aşam ezeri: akşam üzeri

avcıklamak: avuçlamak ……………… ……………………… Avdan: Pazar günü Avdan ertesi: Pazartesi avkannamak: birini alaya almak, küçük düşürmek. Avla: Avlu

Page 51: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Avurt: yanak ……………….. …………………………………. Ayaklık: Seyyar merdiven ayı gibi olmak: gayet sağlam, sağlıklı olmak ayran olmak: sallantıdan başı dönmek

==========================================================

Murat ÇETİNER

[email protected]

KUŞU’DA ESNAF OLMAK….

İşin açığı yıllardır hep duyarım Kuşu’ dan bir şey olmaz …. Artık Kuşu; bu klişeleşmiş kavramdan yavaş yavaş kurtuluyor. Ne o efendim … Kuşu’ da hiç bir iş yapılmaz yada daha da açalım yaygın görüş “Kuşu’ dan hiç bir şey olmaz “ (!) Evet…. Sen yapma ben yapma kim yapacak? Sen durma ben durma kim duracak? Zamanla insanlar buraları terk etmiş. Evet evet terk etmiş….. İzmir’de bir düğüne katıldığınızda Kuşu’ da kimse kalmamış hissine kapılıyoruz… Maalesef ki çoğu insanımız sıla -i rahim için bile gelmez olmuş… Nüfus nerede ise 2000 altına inecek… Kuşu’ da yaşayan insanların da bir çoğu alış veriş için Simav ‘a gider olmuş …. veresiye haricinde Kuşu’ da ki esnaflardan mal almaz olmuş … veresiye alan ise ödemez olmuş … Aslında gerçek tablo bu kadar karamsar değil elbette..

Yok yok bu kadar karamsar değil. İnsanlarda Simav’daki esnaflardan ve büyük marketlerden alış veriş yapma özentisi elbetteki olacak ve doğal hakkı bunun dışında tablo o kadarda karamsar değil.

Ben 2002 yılında Beden Eğitimi Ve Spor Öğretmenliği Bölümünü bitirdiğim de aklımda hiç yoktu bir iş yeri işletmek… Hele hele Kuşu’da…. Ve bende aynı düşünüyordum… Çünkü nedense yıllarca ben hep bunu duydum. “Aman buralardan git”, “Aman Başını Kurtar.”

Evet gelelim buradan gidip oralarda iş kurma ve çalışma aşamasın da olan kişilere maalesef birçok Kuşulunun büyük şehirlerde ekonomik sıkıntı ve burada olabileceğinden daha kötü şartlarda yaşadıklarına dair duyumlar alıyoruz…Belki Kuşu’ dan ayrılsaydım Bende aynı durumlarla yaşayacaktım.

Page 52: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Dedik ki biz buralarda kalalım… Kendimize göre iş bakalım bir iş ile uğraşalım.Bu ne olsun Kuşu’ da ne olur ki ya bakkal yada kahvehane işletme

Biz de onu yaptık. Aslında bakıyorum daha geniş ve farklı iş imkanları oluşturulabilir mi diye ama gele gele konu nüfus olayına dayanıyor.Bu noktadan bakarsak Kuşu Kasabasını seviyorsak,düşünüyorsak konuşuyorsak Kuşu’ya yardım değil YATIRIM yapılması gerekmektedir. Ferdi girişimler ve yatırımlar bu nüfus akışını durdurmaya yetmeyecek. Köklü, büyük hatta Devlet gücü ile yapılan Yatırım ve yatırımlar şart. Bu koşullarda bizlerin yapmaya çalıştığı iş aslına bakarsak sadece günü kurtarmak kredi kartları ile banka kredileri ile uğraşıp boğulmamak. ve aslına bakarsanız ben Kuşu dışında bir yerde yaşadığımdan buradan daha rahat olamayacağım için Kuşu’ da esnaflığı ve Kuşu’ yu Seviyorum.

Page 53: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

Op.DR. Abdullah KARACA

GÖZ SAĞLIĞIMIZ Merhabalar…

Bir ilk olan Kuşu Liva Dergisi ile siz hemşerilerime sağlığımızla ilgili bazı hususlara değinmek çok heyecan verici. Öncelikle böyle bir çalışmaya emeği geçen herkese en içten sevgi saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

1976 yılında Kuşu Kasabasında dünyaya geldim. İlk ve Orta öğrenimini Kuşu Kasabasında, Liseyi Kütahya da tamamladım. 2000 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2004 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Göz Hastalıkları Bölümü'nde Göz Hastalıkları Uzmanlığı ihtisasını tamamladım. Kurucusu olduğum İzmir Özel Alfagöz Merkezinde serbest hekim olarak çalışmayım.

Bende sağlık konulu yazılarımı sizlerle paylaşacağım. Dergimize yayın hayatında başarılar diliyorum. İlk sayıdaki konumuz göz sağlığımız için muayene olma aralığıdır.

Normal göz muayenesi hangi aralıklarla yapılmalıdır?

1- Bebeklik dönemi: a- Bebekleri ilk doğduğunda: Doğum travmasının hasarının tespiti göz yapılarının kontrolü için. Eğer erken doğum (prematür doğum) söz konusu ise doğumdan 6 hafta sonra gözün retina tabakası mutlaka kontrol edilmelidir. b- 2-3 yaş arasında kırılma kusurunun (gözlük ihtiyacının) belirlenmesi ve göz tembelliği olup olmadığının ortaya çıkarılması için Eğer gözbebeğinde beyazlık, gözde kayma şüphesi veya iki göz arasında görmede farklılık tespit edilirse vakit kaybetmeden göz hekimine müracaat edilmelidir.

2- Çocukluk dönemi: a- Okul öncesi: Görme kusuru ders başarısını etkileyeceği için göz kontrolünün yapılması gereklidir. b- Miyop ve Hipermetrop' un ortaya çıkma dönemi olan 10-12 yaş civarında (ortaokula başlarken)

Page 54: KUŞU LİVA DERGİSİ 1.SAYI

c- 18-20 yaş aralığında: Kırılma kusurunun ilerlemesinin durduğunun tespiti ve gerekirse Ekzimer Lazer' e uygunluğunun belirlenmesi amacıyla

3- Erişkin dönemi a- 20-40 yaş arasında gözlüğü olan kimselerin kontrolleri ortalama 2-3 yıl ara ile yapılabilir. Gözlük kullanmayan kimselerin, bu dönemde 1-2 ya da iki defa muayene olmaları yeterlidir. b- 40 yaş civarında yakın okuma gözlüğü, göz tansiyonu (glokom) ve gözdibi taraması yönünden mutlaka değerlendirilmelidir. c- 40-60 yaş aralığında 3-5 yıl aralıklarla kontrol yeterlidir. Özellikle yakın gözlüklerinde 3-4 yılda bir değişiklik gerekebilir.

Bunların yanında göz tansiyonu açısından risk altında olan kişilerin ve şeker hastalığı olanların daha yakından takibi uygundur.

2.sayımızda görüşmek üzere ….Sağlık ve Esenlikler Dilerim.

=================================================================