20
EKEV 8 19 (Bahar 2004)------ 245 KLASiK EDEBI Süleyman ÇALDAK (*) Özet Bu edebf ilimierin klasik ilimler tasnifindeki yerini belirlemektir. tespit edilen yedi tasnif bilgi Bu tasnifler lendirilerek sonuçlara Edebf ilim/er, ilimler için araç dan alet ilimler (el-ulumu'l-ô.liye); etkisiyle birer disiplin hali- ne nedeniyle ilimler veya nakli ilimler (el- dahil ve veya mevzularz olan dereceleri göz önünde bulundurularak ise ilimler daki düzenin dikey boyutunda birinci Anahtar Kelimeler: Edeht Tasnifi, Edebiyat. The Place of the Literary Sciences in the Traditional of the Sciences Abstract The aim oj this study is to detetmine the place oj the literary sciences in the classifi- cation oj the sciences applied by Muslim scien.tists up to the modern age. Through the study, the reader is given information about seven different types oj classification estab- lished. by the author. The results of the evaluation oj these classification types are as jol- low: Firstly, literary sciences are classified as "medium sciences" because they are con- cidered as means oj other sciences. literary sciences are çlassified as "cano- nical sciences" for they have turned into a "discipline" through a development affected by Islam. Thirdly and lastly, the sciences are classified according to education or to the . degree of beings which are the subjects of these sciences. In this literary sciences are placed on top oj the verticai dimensfon oj hierarchical order among scien- ces. K ey Words: Literary Sciences, Classification oj Sciences, Literature. *) Dr., Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili Bölümü Farsça (e-posta: ,,

İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 126 (1, 2)

EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 8 Sayı: 19 (Bahar 2004)------ 245

KLASiK İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİ

Süleyman ÇALDAK (*)

Özet

Bu çalışmanın amacı, edebf ilimierin klasik ilimler tasnifindeki yerini belirlemektir. Çalışmada, tespit edilen farklı yedi tasnif hakkında bilgi verilmiştir. Bu tasnifler değer­lendirilerek şu sonuçlara ulaşılmıştır: Edebf ilim/er, başka ilimler için araç oldukların­dan dolayı alet ilimler (el-ulumu'l-ô.liye); İslam'ın etkisiyle gelişerek birer disiplin hali­ne gelmiş olmaları nedeniyle şer'f ilimler (el-ulumu'ş-şer'iyye) veya nakli ilimler (el­ultmıu'n-nakliye) sınıfina dahil ed!lmiş; eğitim ve öğretim veya mevzularz olan varlıkla­rın dereceleri göz önünde bulundurularak yapılan sınıflandırmalarda ise ilimler arasın­daki hiyerarşik düzenin dikey boyutunda birinci sıraya yerleştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Edeht İlimler, İlimler Tasnifi, Edebiyat.

The Place of the Literary Sciences in the Traditional Classifıcation of the Sciences

Abstract

The aim oj this study is to detetmine the place oj the literary sciences in the classifi­cation oj the sciences applied by Muslim scien.tists up to the modern age. Through the study, the reader is given information about seven different types oj classification estab­lished. by the author. The results of the evaluation oj these classification types are as jol­low: Firstly, literary sciences are classified as "medium sciences" because they are con­cidered as means oj other sciences. Sec~ndly, literary sciences are çlassified as "cano­nical sciences" for they have turned into a "discipline" through a development affected by Islam. Thirdly and lastly, the sciences are classified according to education or to the . degree of be ing s which are the subjects of these sciences. In this ci~sification, literary sciences are placed on top oj the verticai dimensfon oj hierarchical order among scien­ces.

K ey Words: Literary Sciences, Classification oj Sciences, Literature.

*) Dr., İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili Bölümü Farsça Okutınanı (e-posta: suleyn.ı[email protected]) ,,

Page 2: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 1)

246 1 Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Giriş

Tarih boyunca ilimierin tasnifi pek çok düşünürün ve ilim adamının ilgisini çekmiş­tir. Bir sistem geliştiren her düşünür ve bilgin dalaylı veya dolaysız bir şekilde ilimierin sınıflandınlmasıyla ilgili birtakım düşünceler ortaya'koymaya kendini mecbur bilmiştir. Bu mecburiyet, geliştirdikleri sistemin sağlam bir temele oturtulabilmesi için bilimiere ait alan ve sınırların gösterilmesi, aralarındaki hiyerarşik düzenin belirlenmesi zorunlu­luğundan kaynaklanmaktadır. Çünkü ortaya konan tasnif, düşünürün veya ilim adamının bütün fikri ve ilmi faaliyetlerinin yönünü belirleyecek bir yol haritası olacaktır. Aynı za­manda her tasnifiii de üzerinde kurulduğu bir zemin bulunmaktadır. Bu zemini, sınıflan­dırmayı yapanın bilim felsefesinde benimsemiş olduğu kriterler belirler. İşte, bu kriter­lerin farklılaşması oranında farklı sınıflandırmaların ortaya çıktığı görülür. Bundan do­layıdır ki, İslam ilim ve düşünce tarihinin en erken dönemlerinden beri büyük bir ilgiy­'le karşıianmış olan ilimierin ayınını ile ilgili pek farklı tasnifler oluşturulmuş, birçok müstakil eser de vücuda getirilmiştir. İliınierin tasnifine girmeden "ilim" kelimesinin ne anlama geldiği, ne tür bilginin ilim diye adlandınlacağı ve "edeb" kelimesinin anlam ve kapsamının ne olduğu, hangi bilim dallarının edebi ilimler sayıldığı hususunu açıklığa kavuşturmamız yararlı olacaktır.

I. İlim ve bir bilimsel bilgi olan ilim:

Sözlük anlamıyla, idrak, bilme, biliş ve bilgi anlamlarında kullanılan "ilim" kelime­si, lcriııı olarak fizik, kimya, bıyoloji vb. bıiim dallarını oluşturan bilimsel bilgiyi ifade etmek için kullanılır. Bu tür bilginin günümüz Türkçe'sindeki karşılığı "bilim" kelime­sidir. Katip Çelebi "ilim" kelimesinin on beş farklı tarifi olduğunu belirtir. "İlim" keli­mesinin zikredilen bu tanımlardan her biri için kullanılabildiği gibi bilimsel bilgiyi ifa­de için de kullanıldığını, ve bu tür bilgiye "el-ilmu'l-müdevven" adı verildiğini ifade eder!. Ne tür bilginin bilimsel bilgi olduğu tarih boyunca tartışma konusu olagelmiştir. Biz bu tür tartışmalara girmeden bilim felsefecilerinin genellikle kabul ettiği şu tanımla iktifa edelim: Belli bir yöntemle elde edilen bilgiye bilimsel bilgi denir. Ancak yöntem, bilimin konusuna ve türüne göre değişebilir. Sözgelimi, fizik ile matematİğİn ve bu her ikisiyle de felsefenin yöntemi, bazı benzerlikler arz etse de aynı olmak zorunda değildir. Yine de her bilirnde takip edilmesi gereken külli veya evrensel bir takım ilkelerin bulun­ması gerekir. Bu ilkelerin sistem haline getirilmesiyle bilirnin "yöntemi" oluşturulur. Bu durumda her bilirnde şu dört unsurun bulunması zorunludur: Konu, bilgi birikimi, yön­tem ve nazariye2. Klasik adı edebi ilimler olan, dil ve edebiyat ilimlerinin de bu dört öğeyi bünyesinde barın dırdıkları inkar edilemez. Bu nedenle bu bilimsel bilgiler birer bi­lim kabul edilmiş ve tarih boyunca ilim tasnifterindeki yerini almıştır.

1) "İlim" kelimesi hakkında daha geniş bilgi için Bkz. Katib Çelebi, Keşfu'z-Zunun, İstanbul, 1971, c. I, s. 6.

2) Alparslan Açıkgenç, Bilgi Felsefesi, Ankara, 1991, s. 14, 149.

Page 3: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ·----- 247

II. Edeb kelimesinin anlamı ve ,kapsamı:

Sözlüklere bakıldığında "edeb" kelimesinin birkaç anlamı olduğu görülür:

a. Bir kimseyi yemek ve ziyafete davet etmek manasındadır. Kelimenin asıl anlamı budur. Lisanü'l-Arab, edeb kelimesinin asıl anlamının davet olduğu"nu belirtir3. Bu du­rum Kamus Tercümesi'nde şöyle ifade edilir: "İşbu edeb kelimesi edb lafzından isim­dir; bir kimseyi taam ve ziy1ifete da'vet eylemek manasma olmağla ahlak-ı mezkure sa­hibini hayrat ve hasenata da'i olmak münasebetiyle edeb ıtlak olunmuştur."

b. İffet, zarafet, nezaket, adil olma, insanlara karşı iyi davranma, güzel ahlak sahibi ve insaflı olma; insanın her türlü hatadan sakınmasını sağlayacak şeyleri bilme anlarnla­rından başka; ona sahip olan kişiyi kusur ve ayıp kabul edilen şeylerden koruyan sağlam karakter yapısı manalarını ifade eder. Kamus'ta bu anlamla ilgili üç açıklama bulunmak­tadır: Birincisi; "Zar1ifet, usluluk ki nas ile kavlen ve fi'len lutf-ı mu'amele ve hüsn-i münavele eylemekten ibaretdir. Farsi'de ferheng din ür." İkincisi; "Cemi' en va' -ı hatadan ma-bihi'l-ihtiraz olan nesneyi bilmekden ibaretdir." Üçüncüsü; "Edeb bir kuvvet-i rasİ­ha-i nefsiyedür ki muttasıf olan kirnesneyi mucib-i şeyn ü ayb olan nesnelerden hıfz ider .... Hülasa edeb'in. tahtında ahlak-ı marziyye-i zahireden ma-ada bi'l-cümle şer'in is­t!cab ve aklın istihsan eylediği etvar ve akval mündericdir. İffet ve zarafet ve nezaket ve izhar-ı adi ve lutf-ı mu'amele ve ins1if ve sair rnekarim-i ahlak ve meh1isin-i evs1if gibi."

c. Ulı1m-ı Arabiyye, ilmu'l-edeb veya el-ulumu'l-edebiyye adlarıyla anılan dil ve edebiyada ilgili ilim dallarının tümüne birden verilen ad. Kamus'ta bu husus şöyle dile getirilir: "Bazı, i'lam-ı ahlak-ı hasene-i zahire ile tefsir eylemişlerdir ve devlet-i İslamiy­ye'den bir müddet mürurunda ulum-ı arabiyye ve eş'ara edeb ıtlak eylediler, bilis-i te'dib oldığı içün"4. Edeb kelimesinin ikinci tanımında belirtilen ahiili değerlerin, başkalarına bildirilmesine edeb dendiği ve bu faaliyet için bir araç olan dil ve edebiyatla ilgili ilim­lerin de İslamiyet'ten sonra zamanla edeb adını aldığı bu ifadelerden anlaşılmaktadır.

Taşköprülüzade'nin söyledikleri de bundan farklı değildir: "Kişinin doğrudan doğru­ya (bi'z-zat) öğretimi ve öğrenimi(edebu'd-ders) ve netice itibarı ile (bi'l-vasıta) de ru­hi ve ahlaki terbiyesi(edebu'n-nefs) bu ilimlerle gerçekleştiği için ilmu'l-edeb5 veya el­ulOmu'l-edebiyye; Arap diline ait sözleri inceleme konusu ettiği için de el-ulumu'l-Ara­biyye diye adlandınlrnıştır"6.

İnsanlar arasındaki iletişimin en önemli ve en kapsamlı olanı dildir. Dil ile sağlanan bu iletişiminde -ki Arapça'da mükaleme, muh1ivere, muh1itebe, mükatebe gibi kelime-

3) İbn Manzfir, Lisiinü'l-Arab, Beyrut, 1990, I, 206.

4) Kamus'tan alınan bilgiler için bkz. Ahmed Asım, "e.d.b." maddesi, Of..:yanusü'l-Basitfi-Tercemeti'l­Mulıit, İstanbul, 1304, 1,134.

5) Bu ilmu'l-edeb'i çoğu zaman ilmu'l-adab diye bilinen ve aslında ilmu adiibi'I-bahs olan bilim da­lıyla kanştırmamak gerekir. İl mu '1-adab, mantık ilminin bir alt dalı olup, ilmi bir meseleni n nasıl tar­tışılacağından ve bunun kurallardan bahseden ilimdir. Bkz. Katip Çelebi, a.g.e., I, 38.

6) Taşköprülüzade, Mevzuatu'l-Ulum, (Sadeleştiren: Mürnin Çevik), İstanbul, 1975, I, 98; Aynca "edeb" kelimesi hakkında daha geniş bilgi için bkz. Mustafa Çağıncı, "edep", DİA, İstanbul, 1994, X, 412-414.

\;.

Page 4: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 128 (1, 1)

248 1 Dr. Süleyman ÇALDAK--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

lerle ifade edilir- sağlıklı bir şekilde temin edilebilmesi için, konuşma ve yazışmalarda kişiyi hatadan koruyacak ve iletilen mesajın tam ve doğru olmasını, alıcının da verilmek isteneni tam ve doğru olarak alabilmesini sağlayacak birtakım ilimler geliştirilmiştir. Bu ilimler ilmü '1-edeb veya el-ulfimu '1-edebiyye diye adlandınlırlar. Klasik İslfunl kaynak-· larda, bu disiplinlerin, özellikleArapça'ya (kelamu'l-Arab) ait olduğu vurgulanmaktadır. D inin asli kaynaklannın Arapça olması ve vahyin Arapça olarak gelmesi gibi sebeplerle Arapça'ya bir dereceye kadar kutsallık atfedilmiş olmasından başka, İslam dünyasında modem çağa kadar Arapça'nın bilim dili kabul edilmesi bu disiplinlerin Arapça'ya has olduğu görüşünü -güçlendirmiştir. Yoksa bunlann bütün diller için geçerli bilim dallan olduklan zaman zaman dile getirilmiştir.

İlmu'l-edeb'i, içinde lügat, nahiv ve beyan ilimleri de bulunan dile ait ilimler (ulfi­mu'l-lisan)'in bir alt dalı kabul eden İbn Haldun ise şöyle bir tespitte bulunmaktadır: h­mu'l-edeb'in belli bir konusu yoktur. Dilcilere göre bu ilmin gayesi onun ürünleridir, ya­ni manzum ve mensur sözlerinArapça'nın ifade şekline (esal!bü'l-Arab) uygun bir mü­kemmellikte olmasıdır. Bu nedenle; kelime ve cümle yapılannın sözlük, dilbilgisi ve dil­bilimi açısından incelenmesi için, şiir, nesir, emsal (deyim ve atasözü), fıkra ve Arap ka­hilelerine ait tarihi olaylan konu alan hikayeler (eyyamu'l-Arab) toplanmıştır. İşte top­lanan bu malzemenin tümüne edebiyat adı verilmektedir?. Dikkat edilirse İbn Haldun, il­mu'l-edebi sadece şiir, nesir, emsal ve hikaye gibi edebi ürünlerle sınırlı tutmaktadır. Halbuki, kabul gören en yaygın tanıma göre, ilmu'l-edeb, dil ve edebiyata ait bütün di­:,i pliıılcri içine alan bir ilim dalıdır.

İl mu '1-edeb'i oluşturan ilim dallannın sayısı hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Mesela, ilmu'l-edeb, İbnü'l-Enbaıi'ye göre sekiz; Zemahşeıi'ye göre on iki, Beyzavi'ye göre ise on dört bilim dalından oluşmaktadır&. Bu ilimler kaynaklarda _şu şekilde sırala­nır:

I. UsUl (temel ilimler): a. İlmu'I-luğa, b. ilmu's-sarf, c. ilmu'l-iştikftk9, d. ilmu'n­nahv, e. ilmu'l-me'ani, f. ilmu'l-beyan, g. ilmu'l-bedrıo, h. ilmu'l-arfiz, i. ilmu'l-kava­fi,

II. Furfi' (tali ilimler): a. İlmu'l-hatt, b. ilmu karzi'ş-şi'r, c. ilmu'l-inşa, d. ilmu'l- mu­hadarat, e. ilmu't-tevarih.

Görüldüğü gibi, "edeb" baştan beri ahlaki-dini kurallar, gelenek ve görenek, muaşe­ret kurallan gibi manalannın yanı sıra, aydın olmak için gerekli bilgileri ve genel kültü­rü ifade eden bir terim olarak kullanıla gelmiştir. Bir bilim adı olarak ilm u '1-edeb veya

7) İbn Haldun, Mukaddime, Beyrut, 1996, s. 507.

8) Kati b Çelebi, Keşfu 'z-Zunun, I, 44.

9) Cürciıııl, ilmu'l-iştikak'ın müstakil bir ilim olduğunu, Tafta.ziıııi ise ilmu's-sarf'ın bir alt disiplini ol­duğunu söyler. Bkz. Katip Çelebi, a.g.e., ı, 44

lO) B edi'in ilmu'l-beyiııı'ın bir tetimmesi olduğunu kabul edenler olduğu gibi, ilmu'ı-me'iıııl ve ilmu'l­beyiin'ın zeyli olduğunu kabul edenler de vardır. Bu nedenle yaygın olan taksirnde bedi' ilmi Us.ul'e dahil edilmez. (Bkz. Katip Çelebi, tı.g.e., ı, 44; Ahmed Cevdet Paşa,· Belagat-1 Osmaniye, İstanbul, 1299, s.6.)

i .ı. "'ı ,,...

Page 5: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 128 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 249

ulilmu'l-edebiyye şeklinde kullanılan bu terim Türkçe'de XIX. yüzyıldan sonra yerini Batı' daki "literatür" kelimesinin karşılığı olan "edebiyat" kelimesine bırakmıştır ll.

III. İlimler Tasnifi :

ilim dalları, konuları ve ilimierin tasnifi hakkında, Falır-ı Razi (ö.l209), Kutb-ı Şira­zi (ö.l340), Devvan! (ö.1502), Abdurrahman Bestarnl (ö.l454), Mısırlı Suyilti (ö.1505), Sadru'd-din Şirvan! (ö.l626) vb. bir çok düşünür ve bilgin farklı teklifler ileri sürdükle­ri gibi; Ca bir b. Hayyan (ö.815): Kitabu '1-Hudud, Ki ndi (ö.870): Kitabu Aksam i' l-İ/mi' 1-İnsf, Farabi (ö.950): İhsau'I-Ulilm, Amiri (ö.992): el-İ'lam bi-Menakibi'l-İsltim, Harez­mi (ö.997): Mefatihu'l-Ulum, Ebu Hayyan et-Tevhid! (ö.1023): Risalefi'l-Ulum, İbn Si­na (ö.1036): Aksamu'l-Ulumi'l-Akliyye, İbn Hazm (1063): Meratibu'l-U!Um, Beyzavi (ö. 1 286): Risale fi-Mevzuati' 1-Ulum ve Tarifılıti, Molla Lutfi (ö.l494): Risale fi-Ulumi'ş­Şer'iyye ve'l-Arabiyye, Nev'! (ö.l598): Netayicu'l-Fünun, Taşköprülüzade (ö.l560): Miftahu 's-Sa' ade, Saçaklızade (ö.l742): Tertfbu '1-Ulum, vb. bazı filozof ve bilginler de müstakil eserler vücuda getirmişlerdir.

ilmin, mana ve ha1<.ikat bakımından bir olduğunu, ancak farklı yönlerden ele alının­ca farklı tasniflerle ortaya çıktığını ifade eden Katip Çelebi (ö.l656), ilimlerin, insanlık tarihi boyunca meydana geldikleri zaman sıralaması(kronoloji) bakırnından Kadim (es­ki) ve Muhdes (yeni); ilgilendiği şeyler bakımından Tasavvur (tanım yoluyla kavranan) •~ Ta.sdik lburlıan .> uluyla üğrı;ııikıı); d uc ı::Jilmı:: yolları balununuan Ja, ruhı.a ~·ar olan, duyularla algılanan ve kıyaslama ile öğrenilen ilimler diye sınıflandınldıklan­nı, konuları bakırnından ise pek çok farklı şekillerde tasnif edildiklerini ve bunlardan bir kısmının ilim, bir kısmının da sanat diye adlandınldığını belirtir12.

İslam dünyasında tarih boyunca genel olarak kabul gören tasnifler şunlardır:

BİRİNCİ TASNİF: İslam'ın klasik dönemlerinden günümüze ulaşan ilim tasnifleri­ne dair ilk orijinal ve sistematik eser Farabi'nin İhsau'l-U!Um'u olduğu bilinmektedir. Bu eserinde Farab!, her ilim dalını nazari( teorik) ve ameli(pratik) diye iki kategoriye ayı­rarak, onları alan ve sınırları bakırnından tek tek ele almıştır. Farabi'nin bu eserini uygu­lamaya yönelik bir amaç için yazdığı görülmektedir. Eser, öğrenime başlayan bir kişiye, nereden başlaması ve neyi ne kadar öğrenmesi gerektiğini bildirrnek üzere düzenlenmiş­tir. Soyuttan somuta doğru bir yol takip eden Farabi'nin, ilimleri tasnif ederken, onların gayelerini, konulannın basitliğini ve bizi ulaştırdıkları vuzuh derecesini göz önünde bu­lundurduğu dikkati çekmektedir.

Aslında Farabi, Kilabii Tahsfli's-Sa'tide adlı eserinde ilimleri: !.Nazari ilimler: a. Ta­Iimi (riyaziyat), b. Tabii (fizik, kimya, botanik, zooloji, mineraloji, astronomi, anatomi vb. tabiatla ilgili ilimlerdir) ~· ilahiyat (metafizik, yani mantık, tabii ve talirnl ilimierin

ll) Bkz. Çağıncı, a.g.m., X, 414.

12) Kati b Çelebi, a.g.e., I, I I. Katip Çelebi, Keşfü'z-Zünun adlı eserine yazdığı mukaddimede ilimierin tanım ve tasnifi ve bu tasniflerden en tanınmış beşi hakkında geniş bilgi verir. Bunlardan el-Kud­si'ye ait olanı hıı.riç diğerlerini asıl kaynaklanndan inceleme imkanını bulabii dik.

ı

/.

Page 6: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 129 (1, 1)

250 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEW DERCİSİ

nokta, çizgi, yüzey gibi ilkelerini; cismi olmayan varlıklan inceleyen ilimlerdir.); 2. Arneli ve Felsefi İlimler: a.Ahl§k, b. Siyaset, şeklinde farklı bir tasnife tabi tutar. Ancak bu tasnifte dil ve mantık ilmine ayrıca yer verilmediği görülür. Bunlardan mantık ilmi­nin, en soyut varlıklan incelemesi bakımından ilahiyiit(ma-bade't-tabia)'ın bir alt dalı kabul edildiği İhsau'l-U!Um'daki açıklamalardan anlaşılmaktadır13.

Duygu ve düşüncelerin oluşması ve onların başkalanna aktanlması için en önemli araç dildir. Çünkü insan dil sayesinde kavramlan anlar, eşyayı tanır ve bunlan bir baş­kasıyla paylaşma i.mkanına kavuşur. Dilin en küçük parçası da zihinde mevcut kavram, düşünce ve duyguların birer sembolü olan kelimelerdir. Mantık ise, zihnin her türlü fa­aliyetini düzenleyen, sağlıklı düşünmenin yollannı gösteren bir ilim dalıdır. Bu her iki iliriı bütün ilimler için birer araç olduklan gibi, bu ilimle!in bir bireyden bir diğerine, doğru bir şekilde aktanlmasında vazgeçilmez araçlardır. Bu nedenle Farabi, bu bilimle­ri, tasnifinin en başına yerleştirmiştir. Farabi'nin İhsau'l-Ulum'daki tasnifi şöyledir:

1. Dil İlmi: Farabi, edebi ilimierin hemen hemen tamamını bu bölümde sayar. Bu ilimierin adlarından değil de, konulanndan bahsederek onların genel çerçevesini çizer. Böylece öğrenime başlayan kişinin bu ilimlerden ne kadarını öğrenmek zorunda olduğu­nu ortaya koyar. Dil ilmi'nin yedi bölümünden altısının dilbilgisi ve dilbilimi'ne ayrıl­ması ayrıca dikkate değer bir husustur.

a. Tek kelimelerin ilmi:Lügat ilmi. b. Toplu kdiınclt:rin ilmi:Dcyim, atasözi.i, vecizelerin ilmi. c. Kelimeler tek olduklan zamanki kanunlan: Sarf (morfoloji), iştikak (etimoloji),

vaz' ilimleri bu gruba girer. :

d. Kelimeler toplu olduklan zamanki kanunlan: Nahiv (sentaks:dilbilgisi) ilmi. e. Doğru yazma kanunlan:İmla ve güzel yazı kurallarını konu edinen ilim. f. Doğru okuma kanunları: Dildeki fonetik hadiseleri inceleyen ilimdir. g. Doğru şiir okuma kanunlan:Aruz, kafiye, şiir eleştirisi ilmi. 2. Mantık İlmi: 3. Talimi İlimler: Aded(sayı), hendese (geometri), menazır, nücum, musikl, ilm-i

cerri'l-eskal (ağırlıklar), ilmu'I-hiyel (tedbirler). 4. İlahiyat:Tabiat, ilahiyat ilimleri. 5. Medeni İlimler: Fıkıh, keliim ilimleri 14.

13) Farabi, İhsau'l-Ulum, (Çev. Ahmet Ateş), İstanbul, 1990, s. 48-49, 121. Farabi'nin bu tasnifı Aris­to'dan alınmadır. Ancak Aristo'nun üçlü tasnifinin onda nazari ve arneli diye ikiye indirgendi ği gö­rülür. Aslında Aristo'nun bu tasnifı İslil.m dünyasında ortaya konan sınıflandırmalardan bir çoğu için ilham kaynağı olmuştur. Aristo'nun en çok kabul gören bu tasnifi şöyledir: I. Kuramsal (nazari) fel­sefe ki buradan amaç bizzat bilgidir. Bu da fizik, matematik ve metafizik olarak üç bilgi dalını içe­rir. 2. Pratik (ameli) felsefe ki, burada amaç pratik olup ekonomi, ahlak ve siyasal bilgiler yer almak­tadır. 3. Üretken felsefe denebilecek sanat felsefesidir ki, poetika ve estetikten ibarettir. Aristo da bu taksiminde dil ve mantığa yer vermez. Ancak bütün bu bHimlerin elde edilmesinde yöntemi oluştu­ran mantık ilmini ayn bir değerlendirmeye tabi tutar. (bkz. Alparslan Açıkgenç, Bilgi Felsefesi, An­kara, 1991, s. 151; Farabi, a.g.e., s. 49-50).

14) Daha geniş bilgi için bkz. Farabl, İhsa 'u 'l-Ulum, (Çev. Ahmet Ateş), İst., 1990.

Page 7: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 129 (1, 2)

"·.

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEBi İLİMLERİN YERİ----- 251

İKİNCİ TASNİF: Bu tasnif, Sa'du't-Taftazanl'nin torunlanndan olduğu için Alla­me el-Hafid diye adlandınlan Ahmed b. Yahya b. Muhammed b. Sa'du't-Taftazanl'ye aittir. O, bilimsel bilgiyi (el-ulO.mu'l-müdevvene) iki gruba ayınr:

1- Şer'i İlimler : Kur'an ve hadislerin anlaşılması, rivayet halkasını oluşturan kişi­lerin tanınması, Kur'an ile verilen mesajın tefsir veya te'vil ile ortaya konması; aynca bunlardan çıkanlan itikada ait asli hükümler ile uygulamaya ait fer'i hükümlerin açıklı­ğa kavuşturulması için ortaya konmuş olan ilimlerdir. Bu ilimler Kur'an'dan sonra ve onun etkisi ile oluşturulmuş ilimler olduğundan bu ad ile anılmışlardır: İlmu '1-kıra'at, il­mu'l-hadis, ilmu usUli'l-hadis, ilmu't-tefsir, ilmu usfili't-tefsir, ilmu'l-kelam, ilmu'l-fı­kıh, ilmu usfili'l-fıkıh, ilmu'l-edeb, ilmu't-tasavvuf, ilmu'l-münazara, ilmu'l-hiliif, il­mu'l-cedel vb. ilimler şer'i ilimler grubuna girer.

II- Felsefi İlimler : Fikir yoluyla eşyanın mahiyetini kavramak ve insanın nasıl dav­ranacağını araştırmak maksadıyla felsefeciler tarafından ortaya konan ilimlerdir. Yazar bunlann hangileri olduğundan söz etmez15.

Bu ayının aynı zamanda Kindl'nin, dini (vahiy kaynaklı) ve insani (felsefenin şem­siyesi altında toplanan) ilimler şeklindeki taksimini andırmaktadır. Kindi, insani ilimle­ri de amaç olan ve araç olan ilimler diye iki sınıfa ayınr. Amaç olan ilimierin nazari kıs­mında fizik, psikoloji ve metafizik; arneli kısmında da ahlak ve siyaset yer alır. Araç n lan ilimler de mantık(retorik. ~i ir) ve tali m! ilimler(aritmetik. geometri. astronomi. mu­siki)den meydana gelirl6.

Dikkat edilirse edebi ilimler (ilmu'l-edeb) şer'! ilimierin bir bölümü kabul edilmiş­tir. Çünkü bu ilimler dinintemel kaynaklannın, yani Kur'an ve hadisin daha iyi anlaşıl­ması için vücuda getirilmişlerdir. Ayetlerin ve hadislerin kendilerine özgü anlamlan var­dır. Bu anlamlar insanlığa ulaştınlmak istenen mesajlardır. Vahye ilk muhatap olaniann hemen hemen hepsi Arap olduklanndan onu büyük ölç~de anlıyorlardı, anlamakta zor­luk çektikleri hususlan da Peygamber' e sorarak öğreniyorlardı. Ancak daha sonra fark­lı dil ve kültüre mensup insaniann da İslam dairesine dahil olmalanyla dinin temel kay­naklannın sağlıklı bir şekilde okunınası ve anlaşılmasında ciddi problemler yaşanınaya başlandı. Bu farklı dil ve kültüre mensup insaniann ayet ve hadisiere yüklediği anlam ile Allah ve Peygamberinin onlarla kastettiği şey arasında tam bir mutabakatın olması ge­rekirdi. Bu mutabakat ise büyük ölçüde, o metinlerio vücut bulduğu sırada o dili kulla­nan insanların, dile ait göstergelerin neyi gösterdiğini tespit etmekle mümkündür. Yani dilin ve dile ait ürünlerin eşzamanlı bir incelemeye tabi tutulması gerekirdi. İŞte bunu gerçekleştirmek için daha İslam'ın birinci yüzyılından itibaren lımnınalı bir faaliyetle edebiyat, kültür, dil ve folklora ait ürünlerin derlenerek tabiile tabi turulduğunu ve onlar­dan dil ve edebiyata ait kurallann çıkanldığını görmekteyiz. Bu ilimler, bütün bu gayret­Ierin sonucunda birer disiplin halinde ortaya konmuş olduklanndan şer'i ilimlerden sa­yılmaktadır.

15) el-HafidAhmed b. Yahya b. Muhammed b. Sa'du't-Taftazfuıi, Mecmiiiitu'l-Uliim, Süleymaniye Ktb. Esad Ef. No: 3757, vrk. 2b-4b.

16) Bkz. Mahıhut Kaya, Kindi, İst., 2002, s. 17-18.

Page 8: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 130 (1, 1)

252 /Dr. Süleyman ÇALDAK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

ÜÇÜNCÜ TASNİF: Muhammed Emin b. Sadru'd-din eş-Şirvanl (ö.l626)'nin el-, Fevii'idu'l-Hiikiiniye adlı kitabındaki tasniftir. Ona göre ilimierin meşhur iki tasnifi bu­lunmaktadır17:

Birinci Tasnif:

a. Nazaıi (kuramsal, teorik) İlimler:Uygulama ile ilişiği bulunmayan, sırfbilgi olduk­ları için öğrenilen ilimlerdir.

b. Arneli (üygulamalı, pratik)İlimler : Dünya hayatında uygulamak üzere öğrenilen ilimlerdir18.

ilimiere ait bu ayırım İbn Rüşd'ün tasnifini hatırlatmaktadır. Ancak o, tasnifine üçün­cü bir şık olarak mantık ilmini eklemiştir. Aynca, nazari ilimlerden metafizik, cedel(di­yalektik) ve safsata(sofistik)yı külli; tabil(fizik) ve taliml(matematik) ilimleri de cüz'i ilimler diye iki kategoride ele alır. Fıkıh, ahlak, siyaset, tıp ve dil( edebi ilimler)i de arne-li ilimler sınıfına dahil eder19. ·

İkinci Tasnif:

a. Alet Olmayan İlimler: aslında başka bir şeyi elde etmek için bir araç olmayıp biz­zat kendileri amaç olan ilimlerdir; yani öğrenilmelerinin tek sebebi yine kendileridir.

b. Alet İlimler: Başka bir ~ey i elde etmek için birer araç olup öğrenilmelerinin mak­sadı bizzat kendileri olmayan ilimlerdir.

17) Bkz. Muhammed Emin b. Sadru'd-din Şirvani, el-Fevaidu'l-Hakiiniyye, Süleymaniye Ktb., Amca­zade Hüseyin Ef. No: 321, yk. 2a.

18) Arneli (pratik) ve nazari (teorik) terimleri bilim felsefecileri tarafından üç farklı İnanada kullanılmış­tır:

a. Bu terimler bazen genel ilimler tasnifinde kullanılmışlardır. Nitekim yukarıda genel olarak ilim­lerin nazari ve arneli diye iki gruba aynidıkları belirtilmişti. Mantık, el-hikmetü'l-ameliye (uygula­malı felsefe), et-tıbbu'l-amell (uygulamalı tıp), terzilik vb. ilimler adı geçen arneli (pratik) grubuna dahildir. Bunlann tümü de arneli (uygulamaya dayalı) olup, ya zihnldir, mantık ilmi gibi düşünce­nin işleyişinde kullarulır; ya da haricidir, tıp ilmi gibi fiziki alemde pratik olarak kullanılır.

b. Felsefi (hikmet) ilimierin taksiminde de bu iki teri m kullanılır. Hikmet, varlıklann ayniarının hal­lerini insan gücünün yettiği ölçüde, gerçekte nasılsa öyle bilmektir diye tanımlanır. Bu aynlar (a'yil.n) var olriıaları ya irade ve gücümüze bağlı olan eylemler (ef'al) ve işler (a'm1l.l)dir; ya da- İlah gibi - irade ve gücümüzün dışındaki şeylerdi~. Birincilerin, yani irade ve gücümüz dahilindeki ey­lemlerin ve işlerin hallerini bilmek, dünya (me'il.ş) ve ahiret (ma'ad) işlerinin bir düzene girmesine sebeb olacağı için el-lıikmetu'l-ameliye (uygulamalı felsefe); ikincilerini bilmek, sırf düşüncede olu­şan şeyler olduğundan el-lıikmetü'-nazariyye (teorik felsefe) diye adlandırılmıştır.

c. Sanatiann sınıflandırılmasında da nazari ve arneli terimleri kullarulır. Sanatlardan uygulamaya dayalı olanlan arneli olup, öğrenilmesi ve elde edilmesi o sanatta meleke kazanmakla mümkün olur. Meleke ise zihinde tamamen yerieşineeye kadar bir işi tekrar tekrar yapmak suretiyle o işe alışmak­tan ibarettir. Sanatın bir kısmı ise nazari olup, öğrenilmesi sürekli tekratlanarak meleke haline gel­mesine bağlı değildir. Fıkıh, mantik; nahiv vb. ilimler bu• yönüyle nazari kabul edilirler. Çünkü on­lann öğrenilmesi sürekli yapıldığından meleke haline gelen terzilik, oymacılık ve haccamlık gibi pratikle ilgili değildir. (bkz. Katip Çelebi, a.g.e., I, 12, 676)

19) Daha geniş bilgi için bkz. Hüseyin Sanoğlu, ibn Rüşd Felsefesi, İst, 2003, s. 29-32.

+

Page 9: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 130 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 253

Hangi ilimierin bu gruplara dahil olduğu eserde belirtilmez. Mevcut tasnifler göz önünde bulundurolduğunda farklı bakış açılanna göre farklı ilimierin bu sınıflandırma­larda yer aldığı görülür.

Katip Çelebi, bu iki tasnifin son tahlilde aynı kapıya çıktığını belirtir : Çünkü bir il­min başka bir şeye ulaşmak için araç oluşu, onun arneli oluşundan farklı değildir. Demek ki bir ilmin alet ilmi olmasıyla arneli ilim olması aynı şeydir. Yine başkasına araç .olma­mak, uygulama ile ilgisi bulunmamak anlamına geldiği gibi, bir ilmin teorik olması da kendi zatındl). başkasına araç olmadığı manasını ifade eder. Şıi halde nazari (teorik) ke­limesinin anlamı gayr-ı ali (alet olmama) manası ile bire bir örtüşür20.

DÖRDÜNCÜ TASNİF : Bu tasnif de yine eş-Şirvani'nin el-Fevfi'idü'l-hakiiniye adlı eserinde bulunmaktadır. Bu tasnife göre ilimler mahiyetleri bakıırundan iki gruba ayrılıriar21:

A- Felsefi İlimler (el-ulfimu'l-hikmiyye): Yer ve zamana göre değişmeyip asırlarca devam eden, din ve devletlere bağlı olarak değişikliğe uğramayan ilimlerdir. Bunlar ay­nı zamanda el-ulfimu'l-haklkiye diye anılan, astronomi vb. gibi her dönemde, her me­kanda herkesçe kabul edilen ilimlerdir.

B- Felsefi Olmayan İlimler (el-ulfimu'l-gaynı'l-hikmiyye) : Zaman, mekan, toplum ve kiiltiire göre değişen ilimlerdir. Bunlar d::ı iki ::ıyn grupt::ı incelenir:

I. Dini İlimler (el-ulfimu'd-diniyye) : Peygamberlerin vahiy yoluyla Allah'tan alıp. insanlara bildirdikleri ilimlerdir. Bunların öğrenilmesinde deney, gözlem, anane vb. me­totlar geçerli değildir. Bu ilimleri diğer bir adı da el-ulfimu'ş-şer'iyye'dir.

2. Dini Olmayan İlimler (el-ulfimu'l-gayru'd-diniyye):Vahiy kaynaklı olmayıp tecrü­be ve anane yoluyla kazanılan ilimlerdir. İnsan sağlığının devamı için gerekli olan tıp, ticari işlerde ve mirasın paylaşımında başvurulması zorunlu olan hesap vb. ilimler bu gruba girerler. Bu ilimler de gaye ve neticeleri bakımından üçe ayrılırlar:

a. Mahmud (övülen ve övgüye layık, faydalı ilimler): Yukanda adı geçen tıp, hende­se, hesap vb. ilimler olup gayeleri insanlara yarar sağlamaktır.

b. Mezmfim (yerilen, zararlı ilimler) : Netice itibanyla insanlara faydalı olmayan, hatta zararlı olan sihir, tılsım, göz bağcılık (şa'beze), hakkabazlık vb. ilimlerdir.

c. Mübah (hoş görülen ilimler) : İnsanlara faydası olup zararı bulunmayan ilimlerdir. Saçma olmayan ve edep dışı unsurlar içermeyen şiirler, peygamberler tarihi vb. ilimler bu gruba dahildir.

Bu üçlü ayırııru ilimierin amaç ve sonuçlan üzerine temeliendiren eş-Şirviini, "mü­bah" olan ilimler sınıfına örnek olarak şiir ve peygamberler tarihini verir, dil ve edebi­yat ile ilgili disiplinlerin hangi gruba ait olduğunu belirtmez. Yazann verdiği örnekler-

20) Katip Çelebi, a.g.e., l, 12.

21) Bkz. MuliFmed Emin b. Sadru'd-din Şirvani, a.g.e., vrk. 2b.

/.

Page 10: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 131 (1, 1)

254 /Dr. Süleyman ÇALDAK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

den hareketle toplum hayatındaki işlevi bakımından dil biliminin tip ve hesap ilmine , benzediği görülmektedir. Toplum hayatında iletişimin sağlanması, kültüre ait birikimin ve ilimierin nesilden nesle aktanlması ancak dil sayesinde mümkün olabilir. Dolayısıy­la edebi ilimler, tıp ve hesap gibi zaruri olan ilimlerden sayılabilir. Şu halde dil ve ede­biyata, ait disiplinlerin "mahmud" ilimler sınıfına dahil olduğunu düşünmek yanlış ol­maz.

BEŞİNCi TASNİF: Bu tasnif Abdü'l-latifb. Abdu'r-rahman el-Kudsi (ö.l452)'nin Şifa u' l-Müte 'elli m fi-Adô.bi 'I-Mu' allim ve' l-Müta 'allim adlı eserinde bulunmaktadır22. ilimleri temelde iki gruba ayıran el-Kudsi, tasnifini ilimierin öğrenilmes'indeki gaye esa­sı üzerine kurmuştur. Yani ilimler sırf ilim olduklan içim mi öğrenilir? Yoksa başka bir şeyi elde etmeye araç oldukları için mi öğrenilir ? Aslında bu sınıflandırma ikinci tasnif­teki Alet Olan İlimler ve Alet Olmayan İlimler diye yapılan tasnife çok benzemektedir.

I- Felsefi İlimler ( el-ulGmu'l-hikmiyye): Bizzat gaye ve maksat olan bu ilimler, salt ilim olduklan için öğrenilirler:

A- Teorik İlimler ( el-hikmetu'n-nazariyye) : Bir itikat veya düşünce olarak kabul etmek ve inanmak için öğrenilen ilimler olup Qç grupta toplanıdar :

1. Yüce İlimler (el-ilmu'l-a'Hl.): ilah gibi harici ve zihni vücutlannda maddeye muh­taç olmayan şeylerin ahvalini bilmek maksadıyla öğrenilen ilim olup, el-ilmu'l-ilahl di­ye de adlandınlırlarJFelsefe. kelam vb.)

2. Aşağı İlimler (el-ilmu'l-edna) : İnsan gibi, zihni ve harici vücutta maddeye ihti­yaç duyan şeylerin hallerini bilmek için öğrenilen ilimlerdir. Sözgelimi, "insan" kavra­mı idrak edilirken onun maddesinin et ve kemik olduğunu bilmek bir zarurettir. Bu bi­lim dalı daha çok el-ilmu't-tabl'l adıyla bilinir. (Fizik, tıp, astronomi vb.)

3. Orta İ/im (el-ilmu'l-evsat) : Küre gibi zihnl vücutta değil de haı;ici vücudunda maddeye muhtaç olan şeylerin hallerini bilmek gayesiyle öğrenilen ilimlerdir. Nitekim "küre" kavramını, maddesinin demirden mi, altından mı, yoksa ağaçtan mı, olduğunu düşünmeye ihtiyaç duymaksızın idrak ederiz. Bu ilimler el-ilmu'r-riyazl veya el-ilmu't­ta'liml adlarıyla da anılmaktadır. Bu ilmin de dört alt dalı vardır:

a .. Geometri (el-ilmu'l-hendese)

b. Astronomi (el-ilmu'l-hey'et)

c. Sayılar (el-ilmu'l-aded)

c. Müzik (el-ilmu'l-musiki)

B- Uygulamalı Felsefi İlimler (el-hikmetu'l-ameliyye) : Uygulamaya dayalı hikml ilimler de iki kısma aynlır.

1. İlmu'l-Ahlak: Kötülüklerden arınıp erdem sahibi olması için bireyin faaliyetlerini düzenlemeyi konu edinen ilimdir. Aynı zamanda tehzibu'l-ahlak'adıyla da anılır.

22) Bütün çabalarımıza rağmen Keşfü'z-Zünun'da adı ei-Makdisi diye kıı_ydedilen ei-Kudsi'nin· bu ese­rine ulaşamadık. Dolayısıyla Katip Çelebi'den aldığımız bu bilgilerle iktifa etme durumunda kaldık. Bkz. Katip Çelebi, a.g.e., I, 13, 676-678, 707.

Page 11: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 131 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 255

2. İ/mu 's-Siyaset: (politika): Dünya (me§ş) ve ahiret (mead) işlerinde bütün halkın ıslah ve idaresini konu alan ilim olup ilmu'ş-şeri'at'a dayanır. Bunun da iki alt bilim dalı vardır.

a. el-Ahkamu's-Sultaniye: Halkı idare etmek ve toplumun düzenini sağlamak mak­sadıyla toplumsal sözleşmeyi konu alan bir bilimdir. Bu bilim dalı daha çok "siyaset" olarak bilinmektedir.

b. Tedblru'l-Menzil :Ana, baba, çocuk, efendi ve hizmetçi gibi, bir meskeni payla­şan muayyen bir grubun işlerini düzenlemeyi amaç edinen bir bilim dalıdır.

II. Felsefi Olmayan İlimler (el-uh1mu'l-gayru'I-hikmiyye): Bizzat kendileri amaç olmayıp başka ilimlerde düşülebilecek hatalardan korunmak için birer alet ve araç olan bilim dallarıdır. Bunlar da temelde ikiye aynlırlar.

A. İlmu'I-Mantık : Düşüncelerde oluşan yanlış anlamları tespit edip bunlann doğ­rusunu gösteren ilimdir.

B. İlmu'l-Edeb : Sözlerin ve yazıların taşıdığı anlamlara ulaşmayı sağlayan bilim dalıdır.

I. ed-Delaletü'l-Beyaniyye: Seslerin bir takım işaretler ile karşılanmasına ve bu yol­la yazıya aktanlmasına e'd-dela/etü'l-beyaniyye denir. İlmu'l-hat bu delaleti konu alan bir bilim dalıdır. Bu ilim ağızdan çıkan lafızların, yani seslerin harf denen işaretlerle na­::.ıl güstcrik..:cğini öğrelir.

2. ed-Delaletü'I-Lisaniyye: Dilde eşya ve milnaların birer sembolü ve işareti olan ke­Iimeler ve kelimelerden oluşan cümleler tarafından ifa edilen iletişime e' d-deltiletü '1-/i­saniyye denir. Bu delalet üç bölüme aynlır:

a. ed-Delaletü'I-İfradiyye: Dillerde anlam taşıyan sembollerin kelime düzeyinde in­celenmesidir. Kelimeleri, sadece ifade ettikleri anlamlar bakırnından inceleyen bilim da­lına i/mu'l-lugat (sözlük bilimi, lexsikoloji) denir. Kelimelerin kökleri, bu köklerden tü­

retilmeleri ve girdikleri her bir kalıpta kazandıkları anlamları bakırnından inceleyen bi­lime i/mu 's-sarf (kelime bilgisi, etimoloji, morfoloji) denir.

b. ed-Delaletu't-Terkibiyye: Kelimelerin bir araya gelmesinden oluşan cümlelerin ve bu cümlelere ait anlamların incelenmesidir. Sırf vezinli (mevzun) sözlere mahsus olup, beyitlerin sonlanndaki kelime ve harflerin birbiriyle uyumunu incelerse buna İlmu 'l-ka­fiye (uyak bilgisi) deniı;. Beyitlerde hece dizilişlerinin belli bir düzen ve ölçüde olmala­nnı konu alırsa İ/mu' l-aruz adı verilir. Sadece vezinli (mevzun) kelama mahsus olmayıp da, mevzun ve mensur sözlerin asıl manalarının hatasız ve doğru bir şekilde ifade edil­mesini amaç edinen bilim dalına da i/mu'n-nahv (cümle bilgisi,sentaks) denir. Sözü, sentaks değil de sernantİk bakırnından inceleyen bilim dalına da i/mu' l-beltiğat denir. Belagat ilminin, yer ve zaman göz önünde bulundurularak adarnma göre, yani mukteza­yı hale mutabık bir şekilde söz söylemeyi amaçlayan bir alt dalına da ilmu'l-ma'aru; bir sözün kaç manaya geldiğini ve bumanaların açık (celi) ve kapalı (hafi) olanlarını tanı­mayı amaç ~inen bilim dalına da i/mu'l-beyan denir.

ı

/.

Page 12: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 132 (1, 1)

256 1 Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

c. e'd-D~Hiletü'l Müştereke Beyne'l-İfriidiyye ve't-Terlôbiyye: Hem kelime hem de · cümlenin dil kurallarına uygun olup olmadığını, anlaşılırlığını, söyleyişteki kolaylığını ve akıcılığını inceleyen ilme ilmu'l-fesahat denir. Yine kelimelerin bir araya getirilişin­de sözün sağlam oluşunu temin eden, aynca söze bit takım anzi güzellikler katınayı he­def edinen bilime de ilmu'l-bedi' denir.

Dikkat edilirse edebi ilimierin bu tasnife göre Felsefi Olmayan İlimler grubuna dahil edildiği görülür. Yani bizzat bir amaç olmayıp başka şeylere ulaşmak için bir araç olan alet ilimlerinden sayılmıştır. Bu anlayışa göre en geniş anlamıyla edebi ilimler -buna dil ile ilgili disiplinler de dahildir- bir amaç değil, bir araçtır.

ALTINCI TASNİF: İbn Haldun'a ait bir tasniftir. O Mukaddime adlı eserinde ilim ile sanatları birbirinden ayn ele alır. Bu aynm aslında her ilmin hem teorik(nazari) hem de pratik(amell) bir yönünün bulunmasından kaynaklanmaktadır. O'na göre sanat, bir fi­ilin tekrar edilmesi sonucu insanda oluşan meleke ile kazanılır. Çeşitli yollarla kazanılan bilgiler fikri veya arneli uygulama sonucu meleke haline gelir. Ondandır ki sanatta bir­den bire mükemmellik görülmez, bir sanat uygulama ve tecrübeler sonucu zamanla ge­lişerek mükemmelleşir. Bu kural, sanatta olduğu gibi, kişilerin o sanatı öğrenmesinde de geçerlidir. Sanatları iki ana gruba ayıran İbn Haldun, dünya dirliği(maaş)ne mahsus bi­rinci grubun zaruri sanatıarına dokumacılık, kasaplık, marangozluk, demircilik vb. sa­natları; bu grubun zaruri olmayan sanatıarına ise kağıtçılık, şarkıcılık, şiir ve öğretmen­lig i örnek \erdiği gibi, iıı::.ana özgj olan Jü~ün;;cyc l,dkru) mahsus ikinci gruptaki sanat­lara da ilimler(ulfim), sanatlar(sanayi) ve siyaseti örnek verir23. İbn Haldun ilimleri de öncelikle ikili bir tasnife tabi tutar:

I- el-Ulfimu'l-Hikmiyyetu'l-Felsefiyye: el-ulfimu'l-akliyye diye de adlandınlan bu grup ilimler, insanın tabii olarak aklıyla elde ettiği ilimlerdir. Her millet için ortak ilim­lerdir.

a. Mantık, b.Tabiiyat (tıp, zıraat, sihr, tılsım, kimya), c.İlahiyat, d.Tealim (Hendese [küre ve koniler, mesaha, kırılma], aritmetik[aded, hisab, cebr ve mukabele, muamelat, feraiz], musiki, hey'et[Ezyac])

II- el-Ulfimu'n-Nakliyyetu'l-Vaz'iyye: Bu ilimierin tamamı nakil verivayete daya­nır; insan aklının bu ilimiere katkısı bir takım yorum ve içtihatlardan öteye geçmez. Ya­ni insan aklı bu ilimierin asli olmayan meselelerine kıyas yoluyla bazı ilavelerde bulu­nur.

· a. Tefsir, b. Kıraat, c.Hadis, d. Usulu'l-Fıkıh(cedel, hilaf) e. Fıkıh(feraiz) f. Kelam g.Tasavvuf ilimleri doğrudan doğruya din ile ilgilidir. Bir de, Kur'an ve hadisi anlamak için bilinmesi gereken ilimler vardır ki onlar el-ulfimu'l-lisaniyye adıyla bilinmektedir: Lugat, nahiv, beyan24, edeb. Bunların hepsi de İslam milletine has ilimlerdir. Başka mil­letlerde de bunlaramuadil bir takım ilimierin bulunması gayet n9rmaldir25.

23) İbn Haldun, İbn Haldun, Mukaddime, (Nşr: Muhammed ei-İskenderani) Beyrut, 1996, s. 371.

24) İbn Haldun, bu ilmin de üç anabilim dalına aynldığını ifade eder: a. Sözün şekil ve yapısının muk­teza-yı hale mutabık bir şekilde düzenlenmesiyle ilgilenen dalına belagat; b. İstiare ve kinaye gibi sözün lafzt lazım ve melzumuna delaletini inceleyen dalına da beyan; c. Seci, cinas, tersi, tevriye gi-

Page 13: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 132 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEBi İLİMLERİN YERİ·----- 257

Bu tasnifini bilginin kaynağına, yani elde edilme (epistemolojik) esasına dayandıran İbn Haldun'un, ilimleri, mahiyet ve fonksiyonlannı göz önünde bulundurarak farklı bir sınıflandırmaya tabi tuttuğu görülür. MeseHi, ilimlerin; tefsir, hadis, fıkıh ve kelfun gibi ilimlerden oluşan şer'iyyat; felsefeden olan tabiyyat ve ilahiyat gibi bizzat maksut olan (maksudetün bi'z-zat) ilimler ve adı geçen ilimiere ulaşmak için Arapça, hesap, mantık gibi, birer araç ve alet olan ilimler (ulfimun aliyyetün ve veslletün) diye iki grupta ince­lenebileceğini de belirtir. Arapça şer'! ilimler için, mantık ise felsefe, hatta kelam ve usfi­lu'l-fıkh ilimleri için birer araç ve vesiledir26. Bu duruma göre birinci tasnifte nakl! ilim­lerden sayılan edebi ilimler, ikinci tasnifte ise alet ve araç olan (ulfimu'l-aliye) ilimler grubuna dahil edilmiştir.

YEDİNCİ TASNİF: Miftahu's-Sa'ade ve Misbtilıu's-Siytide'nin yazan Taşköprülü­zade, ilimleri, bu ilimiere konu olan şeylerin mahiyetine göre tasnif etmiştir. Vücut mer­tebe!eri (ontolojik) bakımından yapılan bu sınıflandırmanın mevcut tasnifler içinde en iyisi olduğu belirtilir. Yazar, her şeyin bir varlığa sahip olduğunu ve bu varlıklann dört halde bulunabileçeğini ifade eder:

A- Kitabet : Harf, yazı ve hat gibi kitabi vücuda sahip olanlar.

B- İbiire : Söz ve telaffuz gibi sesle ilgili varlığı bulunan şeyler.

C-E7htln: KaHarnlar gibi zihinde suretleri bulunan soyut varlıklar.

D- A'yan : Harici dünyada, güneş ve ağaç gibi somut vücutlan bulunan varlıklar.

Bütün bu varlıklar birbiriyle ilgili şeyler olup her biri bir sonrakini göstermek için bir araçtır. Çünkü kitabet (yazı) ibare (lafz)ye delalet eder; ibare ise zihinde soyut varlıkla­n bulunan anlam ve kavramlan gösterir. Bu zihn! varlıklar da a'yiina, yani somut varlı­ğı bulunan şeylere delalet ederler. Asıl hakiki varlık ayni alanıdır. Zihn! vücutlan bulu­nan anlam ve kavramiann vücutlannın hakiki mi, yoksa mecaz! mi olduklan tartışmalı­dır. Fakat kitabi ve ibiiri vücudlann mecaz! olduklan muhakkaktır. Bu ilk üç vücutla il-gili ilimler alt, yani alet olan ilimlerdir. .

Ayni vücutlan konu alan ilimler temelde ikiye aynlırlar. Kendileri bizzat amaç olma­yıp da, başkasının elde edilmesi için birer araç olan ilimler amelf; bizzat kendileri amaç olanlar ise nazarf ilimler diye adlandınlırlar. Aynca bu arnelf ve nazarf ilimlerden her bi­ri de iki gruba aynlır. Vahiy kaynaklı olanlar el-ilmu'ş-şer'f, akıl yoluyla elde edilen ve tecrübeye dayalı olanlar da el-ilmu'l-hikmf adıyla anılırlar. İşte bunlar el-usulu's-seb'a (yedi temel bilim) olup, bu temel bilimlerden her birinin anabilim dallan (enva'), anabi-

bi söze güzellik ve parlaklık kazandıran hususları konu alan dalına da bed i' denir. Aslında ilk dönem bilginleri sadece beyan ilminden bahsetmişler. Ancak bu ilim zamanla geliştirilerek kapsamı geniş­letilmiş, belagat, beyan ve bedi diye ayn birer disiplin kabul edilmiştir. Müt~ahhirin diye adiandın­Ian sonraki dönemlerde yetişen bilginler her üçüne birden beyan adını vermişlerdir. Bkz. İbn Hal­dun, a.g.e., s. 505-506.

25) İbn Haldıı.n, a.g.e., s. 403-404.

26) İbn HaldİJiı, a.g.e., s. 493.

/.

Page 14: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 133 (1, 1)

258 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEV AKADEMi DERCİSİ

limin de alt dallan (fürı1') vardır. Taşköprülüzade, bu ilim dallannın sayı olarak yüz el­liye ulaştığını ve kendisinin de yapacağı ilavelerle daha da artacağını ifade eder27.

Taşköprülüzade eserini yedi devha (büyük ağaç)ya ayırmış; bu devhalardan her biri­ni bir asi (kök, temel bilim)a tahsis etmiş; her aslı da bu temel bilimlerin (usUl) alt bilim dallannı (fürı1 ') açıklamak için şu belere (branş, bilim alan) ayırmıştır.

I. Kitabi Vücutları inceleyen İlimler :

1. İlmu edevati'l-hat, 2. İlmu kavanlni'l-kitabet, 3. İlmu tahslni'l-hat, 4. İlmu keyfi­yeti tevvelüdi'l:hutı1ti 'an-usı1liha, 5. İlmu tertlbi'l-hurı1f, 6. İlmu terkibi eşkali besa'iti'l­hurı1f, 7. İlmu imla'il-hatti'l-Arabl, 8. İlmu hatti'l-mushaf, 9. İlmu hatti'l-arGz

II. İbari (Lafzi) Vücudu Bulunan Varlıkları inceleyen İlimdir:

l.İlmu Mehiiricu'l-Hurı1f :Harflerin dil, diş, damak ve boğaza göre ağızdaki teşekkü-lünü fonetik açıdan inceleyen ilimdir28. ·

2. İlmu'l-Lugat :Kelime köklerinin gerçek anlamlarını ve sırf o anlamlan göstermek için oluşturulan bu köklere ait özel şekilleri inceleyen bir ilimdir29. .

3. İlmu'l-Vaz' : Her hangi bir lafzı bir anlama tahsis etmek manasında kullanılan vaz'ın mahiyetinden, onun şahsi ve nev'!, umumi ve husus! diye kısırnlara ayrılışından, kelimelerin asıllan ve yapılanyla ilgili durumlardan bahseden bir ilimdir. Bu konuda müstakil bir eserin kaleme alınınadı ğı kaynaklarda belirtilmektedir30.

4.İlmu'l-İştikiik: Kelimenin temel taşı olan harflerin dizilişinden hareketle hangi ke­limenin hangi kökten ve nasıl türetildiğini ve bu türemiş olan kelimenin asıl kökle ilgi­sinin ne olduğunu inceleyen bilim dalıdır. Sözgelimi, "ne'aka: bağırmak" ile "nelıeka: anırmak".; "cezebe :çekmek" ile "cebeze :çekmek" kelimeleri arasındaki bağiantıyı bu ilim dalı inceler. Aynı zamanda iştikak-ı kebir diye bilinen bu işlem etimoloji terimiyle karşılanabilir3I.

S.İlmu't-Tasrif: Kelimelerin zat! arazlannı şekil ve yapı bakımından inceleyen ilim­dir. İsim ve fiilierin türleri, anlamlan, asli yapılan, i'lal ve türetimden sonraki şekilleri, türetme ve şekil kurallan aynı zamanda ilmu's-sarjadıyla da anılan bu ilmin konusudur. Bugün morfoloji diye adlandırılan bu ilimdeki kelime türetme işlemine iştikô.k-ı sağfr denir32.

6.İlmu'n-Nahv :Cümle çeşitlerini ve yapılarını, cürnlede kelimelerin dizilişini ve bu dizilişten meydana gelen anlam farklannı inceleyen ilimdir. Cümle bilgisi ve sentaks da denir33.

27) Taşköprülüzade, Mevzıiatu'/-U/um, I, 93-94; Katip Çelebi, a.g.e., I, 14.

28)Taşköprülüzade, a.g.e., c.l, s. lll.

29) Katip Çelebi, a.g.e., c.l, s.l556.

30) Butrusu'l-Bilstfuıl, Mulıitu'l-Muhit, Beyrut, 1987, s. 974; Taşköprülüzade, a.g.e., I, 130.

31) Katip Çelebi, a.g.e., I, 101.

32) Katip Çelebi, a.g.e., I, 101,412.

33) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 139.

Page 15: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 133 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 259

7.İlmu'l-Me'ani: Cümle bilgisi temeline dayalı olarak ~ksiksiz ve yeterli bir anlam ifade etmek amacıyla, içinde bulunulan şartlar gereğince sözün uzatılınası (ıtnab) veya kısa tutulması (icaz), cümle öğelerinin öne veya sona alınması (takdim ve te.'hir) gibi hu­suslar göz önünde bulundrularak, sözün, durum ve ortamın icap ettirdiği ifade kalıbına uyup uymadığını öğreten bir bilim dalıdır. Bu ilim haber ve istek kiplerini inceler; teşek­kür-şikayet, taziye-tebrik, emir-rica, tekdir-teşvik gibi makamlarda kullanılacak bu cüm­lelerin nasıl olması gerektiğini; cümle bitirildiği zaman dinleyici veya okuyucunun zih­ninde soru işaretine yer bırakmayacak bir anlam bütünlüğünün nasıl sağlanacağını öğre­tir34.

8.İlmu'I-Beyan : Sözle verilmek istenen mesajı, daha açık ve daha güçlü bir şekilde ifade etmek için gerekli melekeyi kazandıran; duygu ve düşüncelerin mecaz, hakikat, teşbih, istiare ve kinaye gibi farklı yollarla ortaya konmasının kurallarını inceleyen ilim­dir. Her dilde, aniatılmak istenen manayı birbirinden farklı açıklık ve nitelikte ifade eden sözler bulunur. Mesela, bir kimsenin cesur olduğu "O cesurdur"," O cesarette aslan gi­bidir"," O aslan gibidir", "O aslandır" sözleriyle anlatılabilir. Birincisi diğerlerinden da­ha açık ve herkesin kolayca anlayabileceği bir ifade şekli olmakla beraber anlarnca hep­sinin en zayıfıdır. Sonuncusu ise hepsinden kuvvetli, ancak diğerlerine göre açıklık de­recesi en az alanıdır. İşte beyan, kişiye maksat ve niyetiyle birlikte, içinde bulunduğu du­mm u ve ortamı da göz önünde bulundurmak şartıyla farklı söz ve usullerle meramını iyi ifade edebilme melekesini kazandıran bir ilimdir35.

9.İimu'l- Bed!' : Bed! ilmi, edebi sanatlarla örülü ifadenin Iafız bakımından kusur­suz, anlam bakımından makul ve aynı zamanda bir ahenge sahip olmasının kurallarını inceleyen ve sözü arızi güzellikler ile süsleme melekesini kazandıran ilimdir. Bed!' te­zat, telvih, teşhis, in tak, büsn-i ta'Iil, mübalağa, terdid, rücu'' ihtilaf, tecrid, istiflıam, ik­tibas, tazmin, cinas, seci, iştikak vb. söze asli veya zat! değil, arızi bir güzellik kazandı­ran" vücfih-ı tahsin-i kelam" veya "sanayi-i bedi'iyye" diye adlandınlan edebi sanatla­n inceleyen bir ilimdir. Bedl ilmi bu yönüyle sözün ifade şekillerine dair özellikleriyle ilgilenen me'iiniden ve delalete (anlam gösterme) ait hususiyetleriyle ilgilenen beyandan aynlır. Arap ediplerinden bazısı her üç ilme birden beyan adını vermiş; bazısı da ilkine me'iinf, son ikisine yani beyan ile bedf'e beyan adını vermiştir. Üçüne birden bed!' ilmi diyenler de olmuştur36.

IO.İlmu'i-Arfiz : Şiirde kelimelerin belli ritimlerde ahenk ve ölçü ile söylenınesini sağlayan kalıplann çeşitlerinden, yapılarından ve uygulanmasında gözetilen kurallardan bahseden bir ilimdir37.

34) Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teori/eri, İst., 1989, s.44; Ahmed Cevdet Paşa, Belağat-i Osmani­ye, İst., 1299, s.24.

35) Nasrullah Hacımüftüoğlu, "Beyan", DİA, İst., 1992, VI, 22; K. Bilgegil, a.g.e., s.125-126.

36) K. Bilgegil, a.g.e., 181-182; A. Cevdet Paşa, a.g.e., s.5; N. Hacımüftüoğlu, "Bedi", DlA, İstanbul 1992, V, 3.21; Taşköprülüzade, a.g.e., I, 173. ·

37) Taşköprüİ~zade, a.g.e., I, 181.

1-

Page 16: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 134 (1, 1)

260 /Dr. Süleyman ÇALDAK-------EKEVAKADEMİ DERCİSİ

ll.İlmu'l-Kavafi: Beyitlerin, bazen de mısralann son kelime ve harflerinin birbirine. uygun bir tarzda kulağa hoş gelen bir ahenk oluşturacak şekilde dizilmesinden, yani ka­fıyeden bahseden ilimdir38.

12.İlmu Karzi'ş-Şi'r: Karz, şiir söylemek veya ezbere şiir okumaktır. Ancak bu ilim, şiirde kullanılan kelimeleri estetik açıdan inceleyerek, onların şiirde kullanılmalarının uygun olup olmadığını ve nedenlerini açıklar. Bu ilim kelimelerin vezin ve kafıye yö­nüyle ilgilenmez39.

13.İlmu Mebadii'ş-Şi'r: Dinleyiciyi olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyecek ha­yal unsurlanndan oluşturulan önermelen inceleyen bir ilimdir. "Mukaddemat-ı tahylli­ye" diye adlandınlan bu önermeler sevgilinin selvi boylu, şarabın erimiş yakut olduğu­nu söylemek gibi benzetme esasına dayalı hayal unsurlanndan oluşur. Bu önermeler ait olduklan kültürlere göre değişiklik arz ederleı.-40.

14:İlmu'l- İnşa : sözü, fasih ve beliğ olması yanı sıra, makam ve mevzua, niyet ve maksada uygun düşecek bir şekilde düz yazı (n esir). ile ifade etme melekesini kazandı­ran ve bu tür mensur yazı çeşitlerini inceleyen bilim dalıdıı.-41.

15.İlmu'l-Mebadi'l- İnşa ve Edevatihi: Bu ilim dalı bir münşinin sanatını İcra eder­ken muhtaç olduğu hat, yazı, arab! ilimler, şer'! ilimler, tarih ve bunlarla ilgili şeyleri araştınr42.

16.İlmu·l-Muhiidara; Anlam ve yapı bakım.ından bdii bir özelliğe sahip olan sözle­ri, yerinde ve zamanında kullanma melekesini kazandıran ve bu tür manzum, mensur sözleri inceleyen bir ilimdir. Bu ilim, ortam ve şartlara uygun düşecek bir şekilde kulla­nılan, belli bir özelliğiyle temayüz etmiş olan bu sözlerin bir başkasına ait olması bakı­mından nie'i'ınfilminden ayrılır. Halbuki me' linfilmi bu şartlan konuşanın veya yazanın sözlerinde arar. Bu, zamanla kültürel değeri bulunan edebi, tarih! fıkralar ve hikayeler aniatmayı gaye edinen bir ilim haline dönüşmüştüı.-43.

17 .İlmu' d- Devav!n : Şairlerin kaside, kıt' a, gazel vb manzumelerini ihtiva eden mecmualara divan denir. Genelde bir divan sadece bir şairin manzumelerine tahsis edi­lir. Farklı şairlere ait manzumeleri içeren divanlar da bulunmaktadır. İşte İlmu'd-Devii­vfn bu divanlan inceleyen, divanlann tertip ve tanzimini, içeriğini araştıran bir ilimdiJ:44.

18.ilmu't-Teviirih : Vakti belirlemek anlamına gelen tarih, terim olarak, gelecekte benzeri zararlı olaylardan sakınmak, bunların faydalılanndan yararlanmak için geçmiş zamanlara ait olaylardaki sebep-sonuç ilişkilerini kavrama melekesini kazandırmayı ga-

38) Katip Çelebi, a.g.e., I, 1305.

39) A.g.e., II, 1325.

40) A.g.e., II, 1578; Taşköprülüzade, a.g.e., c.1, s. 186.

41) Katip Çelebi, a.g.e., I, 181.

42) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 189.

43) Katip Çelebi, a.g.e., Il, 1609.

44) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 195.

Page 17: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 134 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 261

ye edinen ilmin adıdır. Bu nedenle tarih, eski çağlarda meydana gelen tabi'i ve sosyal olay ve oluşumlan kronolojik olarak inceler45.

19.el-Ulı1mu '1-Arabiyye :Bu ilimler ilk olarak Araplar tarafından meydana getirildik­lerinden bu adla anılırlar. Arabt ilimler şunlardır :

İlmu'l-Emslil : Araplara ait atasözü, deyim ve vecizelerin şekil ve yapılarını konu alan ve onların ne manaya geldiklerini ve ilk defa kim tarafından ve nasıl kullanıldıkla­rını ineeleyeri bir bilim dalı olup ilmu'l-lugat'ın bir alt dalıdır46.

İlmu'l-Vakliyi'i'l-Ümem ve Riisumihim: Belirli kavim ve kabilelerin yurtlarını, gele­nek ve göreneklerini ve bazı meşhur şahsiyetlerin hayat hikayelerini, yine onların şiir, mektup ve kitaplanndan çıkararak inceleyen bir bilim dalıdır. Tarih ve muhadara ilmi­nin bir alt bölümü olan bu ilmin yerini bugün folklor araştırmaları almıştır47.

İl mu' l-İsti 'mlilliti 'l- Elf/iz : Beyan ilminin bir bölümü olan bu bilim dalı, kelimelerin teşbih, mecaz, kinaye ve isti'are manalarında en güzel nasıl kullanılacağını inceler. Be­yan ilminin konusu daha geneldir. Bu ilirnde ise kelimeler sernantİk yönünden ele alınır ve bu kelimelerden en güzel şekilde nasıl yararlanılacağı araştıniıf48.

İlmu't-Teressiil: Mektuplaşma ve yazışmalarda göz önünde bulundurulması gereken kurallardan bahseden bir ilim olup ilmu'l-inşli'nın bir alt dalıdır. Bu ilim, yazanın ve kendisine yazıbn ın içinde bulundukları küJt[iref yapı, sosyal konu nı ve arz edilecek şe­yin keyfiyeti gibi hususlara göre yazının nasıl olması gerektiğini araştırır ve kurallarını belirler49.

İlmu'ş-Şurut ve's-Sicilllit: Şahitler dinlendikten sonra kadılar tarafından verilen hü­kümlerin kİtapiara veya mahkeme tutanakları (şer'iye sicilleri)na, başka davalarda örnek olabilecek bir karar halinde nasıl yazılacağını öğreten ilimdir. Kurulan cümlelerin ka­nunlara uygunluğu, yani anlam bakımındanfikzh ilrninin, ibarenin güzel ve doğru bir şe­kilde yazılması, yani lafız bakımından İnşa ilminin bir alt dalıdır50.

İlmu 'l-Ehlicf ve' l-Uğlutlit: Görünürde dilbilgisi kurallarına uymayan ve bu kurallar­la izahı mümkün görünmeyen kelimeleri inceleyerek onların anlarnlarını bulmayı amaç edinen bir ilimdir. Ühciivve'nin çoğulu olan ehlicf bilmece; uğluta'nın çoğulu olan uğ­lı1tat yanıltmaca anlamındadır. Bu özellikle muhatabı zor durumda bırakmak niyetiyle kelime oyunları şeklinde ortaya konan ve Türkçede "yanıltmaç" denilen bir tür bilmece­dir. Liigat, sarf ve nahiv ilimlerinin bir dalıdır51.

45) Nev'i Efendi, Netayicu'l-Fünun, (Haz. Ömer Tolgay), İst., 1995, s.85.

46) Katip Çelebi, a.g.e., II, 1086; Taşköprülüzade, a.g.e., I, 219.

47) A.g.e., I, 219.

48) A.g.e., I, 220.

49) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 219; Katip Çelebi, a.g.e., I, 395.

50) Katip Çel!!bi, a.g.e., II, 1045; Taşköprülüzade, a.g.e., I, 220.

51) Taşköprüİjizade, a.g.e., I, 220; Katip Çelebi, a.g.e., l, 13.

/.

Page 18: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 135 (1, 1)

262 /Dr. Süleyman ÇALDAK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

İlmu'l-Elgaz :Somut bir varlığa ait birtakım özellikler üstü kapalı bir şekilde söyle-. nerek o şeyin ne olduğu istenen bilrnece türünü konu alan bir ilimdir. Eğlenceli bir zeka oyunu olan lugazda esas olan delalettir. Bu yönüyle ilmu'l-beyan'ın bir dalıdır. Mesela, Ol nedür kim alem ana dolanur 1 Kulağın bükdükçe 'ağzı sulanur (Musluk)52. -+-\

İl mu' !-Mu' amma : M uarnma da el gaz (lu gaz) ilmi gibi beyan ilminin bir alt dalı o1up sözün delaletinin vuzuh oluşunu konu alır. Ancak muammada kast olunan şey (medlfil) başka varlığa delalet eden harfler veya sözler olmalıdır.* Mesela, Bende yok sabr u sü­kiln sende veffu:lan zerre 1 İki yoktan ne çıkar fikr edelim bir kerre (Nab1')53.

İlmu 't-Tashif: Belli maksatlarla, özellikle ima ile bir şeyi haber vermek için beliğ in­sanların, hareke ve noktalannı değiştirdikleri kelimeleri inceleyen ve bedf' ilminin bir dalı olan bilimdir. Kaynaklarda buna şu örnek verilir: Hz. Ali'nin "Harabu'l-Basra bi'r­r1h : Basra'nın yıkılışı rüzgar iledir" cümlesindeki "dh" kelimesinin "zenciler" manası­na gelen "zenc" olduğunun daha sonra anlaşılması gibi54.

İlmu 'l-Maklub :Bed/' veya mulıadara ilimlerinin bir dalı kabul edilen ilmu '1-maklılb, hem baştan sona doğru, hem de sondan başa doğru okunuşlan aynı olan cümle ve ibare­leri konu alır. "Anastas mum satsana" cümlesi gibi55.

İlmu'l-Cinas: Aslında bedf' ilminin bir konusu olan cinas, söylenişleri ve yazılışla­n bir, anlamlan farklı olan kelimelerin bir arada kullanılmasını konu alan bir ilimdir. Meşhur edipierin bazı cinaslı sözleri sık sık iktihas edildiklerinden dolayı cinas muha­dara ilmi içinde bağımsız bir dal olarak ele alınır56.

IV- Zihni Vücôtları Bulnnan Ma'kulat-ı Saniyi Konu Alan İlimler :* l.İlmu'l-mantık; 2.İlmu adabi'd-ders; 3.İlmu'n-nazar; 4.İlmu'l-cedel; 5.İlmu'l-hilaf

V- Ayni Vücutları Bulunan Şeyleri inceleyen İlhnler :

A-Uiômu'l-Hikmeti'n-Nazariyye : a.el-Ulümu '1-ilahiyye,

b.el-İlmu't-tabi 'i, c. el-Ulilmu 'r-riyaziyye.

52) Katip Çelebi, a.g.e., I, 149.

*) Beyan ilminde söylenmek istenen şey açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya konmalıdır. Halbuki e/gaz ve muamnui ilimlerinde kast olunan şeyin gizli ve kapalı olması esastır. Bu nedenle belagat alimle­rinin bu ilimiere pek iltifat etmediklerini görüyoruz.(Taşköprülüzade, I, 221)

53) Katip Çelebi, a.g.e., I, 149; Taşköprülüzade, a.g.e., I, 222.

54) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 224.

55) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 226.

56) Taşköprülüzade, a.g.e., I, 225. *) Ma'killat-ı siini, başka bir ma'kulun arazı olarak düşünülen a'yan (somut varlık sahibi olan şeyler)da

kendisine denk gelecek bir şey bulunmayan veya zihni vücutlam mahsus arazlar (ilintiler)dır.

·~.·

Page 19: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 135 (1, 2)

KLASİKİLİM TASNİFLERİNDE EDEB! İLİMLERİN YERİ----- 263

B- Ulômu'I-Hikmeti'l-Ameliyye: l.İlmu 'I-ahlak,

2.İlmu te d biri' 1-menzil,

3.İlmu 's-siyaset.

C- el-Uiômu'ş-Şer'iyye : l.İlmu usfili' d~din, 2.İlmu'l-kıra'at, 3.İlmu'l- hadis,

4.İlmu 't-tefsir.

Bu taksimin ilk iki sınıfı edebi ilimiere tahsis edilmiştir. Kitabi vücudu bulunan var­lıklan inceleyen ilimierin konusu iafzi varlıklara delalet eden yazı olması ve lafzi vücut­Iann da asıl mevzuu söz olması bu ilimierin en geniş anlamıyla edebi ilimler olması için

· yeterli bir sebeptir. Mevcutlann içinde en kapsamiısı olan bu aynma göre kitabi vücut­lan inceleyen ilimierin sayısı dokuz; lafzi vücutlan inceleyen ilimlerin sayısı ise anabi­lim dali olarak on· dokuz; onların da alt dallan ile birlikte otuz bilim dalı bulunmaktadır. Netice itibanyla toplam otuz dokuz bölümden oluşan bir edebi ilimler şemasıyla karşı karşıya olduğumuz görülür. Taşköprülüzade'nin, ilimler arasındaki hiyerarşik düzenin dikey boyutunda edebi ilimlere en üst mevkii vermesi dikkate değer bir noktadır.

Sonuç

İslam dünyasında yapılan ilimler tasnifı yukanda saydıklanrnızla sınırlı değildir. Bu hususta yapılacak bir araştırma farklı zamanlarda, farklı bakış açılanna göre ilimlere ait pek çok tasnifın yapıldığını ortaya koyacaktır. Ancak biz bu çalışmamızda en çok tanın­mış ve özellikle bizim maksadırnıza, yani edebi ilimierin klasik tasniflerdeki yerini gös­termeye hizmet eden yedi farklı ayınmla konuyu sınırlamayı uygun gördük. Bu tasnif­ler dikkatle incelenirse, dört husus göz önünde bulundurularak ortaya konmuş olduklan fark edilir:

a. Bu ilimierin ilgili olduklan mevzu;

b. Bu mevzulann varlık mertebelerine göre dizilişi;

c. Bu ilimierin elde edilme tarz ve yolları;

d. ilimierin amaç ve sonuçlan bakırnından biri biriyle olan ilişkileri.

Bu tasnifler yapılırken, bilgin ve düşünürlerden her birinin kendi anlayış ve bakış açısına göre ilimler arasında hiyerarşik bir düzen oluşturdukları göze çarpar. Bu düzenin dikey boyutu, ilimlerin önemine veya o ilimlerin mevzuu olan varlıkların varlık merte­belerine göre teşekkül ederken, yatay boyutunu ise o tasnifte esas alınan bakış açısı oluş­turmaktadır. Mesela, ilimleri şer'! ve felsefi diye iki ana kategoride ele alan el-Hafıd, kendince daha önemli olan şer'! ilimleri başa alırken, bir diğeri daha önemli gördüğü fel­sefi ilimleri·j>aşa almıştır.

ı

/.

Page 20: İLİM TASNİFLERİNDE EDEBI İLİMLERİN YERİisamveri.org/pdfdrg/D01777/2004_19/2004_19_CALDAKS.pdf · 2015. 9. 8. · D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 127 (1, 2) KLASİKİLİM

D01777c8s19y2004.pdf 24.02.2010 15:56:00 Page 136 (1, 1)

264 1 Dr. Süleyman ÇALDAK------EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Edebi ilimierin bu tasniflerdeki yerine gelince, edebi ilimi er, mevzulannın varlık , mertebelerine göre Farabi ve Taşköprülüzade'de olduğu gibi soyuttan somuta doğru sı­ralanan düzenin en başında yer alır. Aynca, bu tasniflerde ontolojik hiyerarşinin yanı sı-ra, eğitim ve öğretim programlannın müfredatına yönelik bir düzenin göz önünde bulun- -4, durolduğunu da unutmamak gerekir. İlınin kaynakları ve elde edilme metotlan bakırnın~ dan yapılan tasniflerde ise, bu disiplinler şer'! (el-Hafid'de olduğu gibi) veya nakli (İbn Haldun'da olduğu gibi) ilimler kategorisinde yer almaktadır. El-Hafid şer'i ilimleri tas-nifin başına yerleştirirken, İbn Haldun ise, onlan tefsir, hadis vb. ilimierin yanı sıra, ede-bi ilimleri de içeren nakli ilimlerden sayarak, felsefi ilimlerden sonraya bırakır. Amaç ve sonuçlan bakırnından da, Şirvani, onlan tasnifin ikinci kategorisinde bulunan felsefi olmayan ilimlerden dini olmayan grubun "mahmud" veya "mübah" olan ilimler sınıfına dahil eder; diğerleri ise, amaç olmayan, başka bilgilerin elde edilmesi için birer araç olan alet ilimlerden, yani arneli ilimlerden olduğunu kabul ederler. , ~r

Görüldüğü gibi, ontolojik sıralamada en üstte kendilerine yer bulan edebi ilimlerin, epistemolojik ayırırnda şer'i ve nakli ilimler; amaçlan bakırnından da alet veya arneli ilimler kategorisinde ele alındıklan görülür. Eskilerin şiir ve nesri ilim değil de birer Osanat kabul ettikleri ve günümüz Türkçesinde "edebiyat" kelimesinde karşılığını bulan ilmu'l-edeb, el-ulı1mu'l-edebiye veya ulum-ı edebiye terimleriyle ifade edilen edebi ilimlerden farklı bir kategoride ele almaya özen gösterdikleri ise dikkate değer bir husus­Lur.

ı ~i

ı