Upload
others
View
7
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
B HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye B ö l ü m ü
Türkiye Maliye
• Sempozyumu 7-11 Mayıs 2 0 0 8
* Türk Vergi Sisteminin
Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi
Bildiriler, Tartışmalar
H A C E T T E P E ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü
Türkiye Maliye Sempozyumu 7-11 Mayıs 2008
Türk Vergi Sisteminin
Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi
Bildiriler, Tartışmalar
İçindekiler
Önsöz 5
I. 23. Maliye Sempozyumu Bilim Kurulu 7
II. 23. Maliye Sempozyumu Düzenleme Kurulu 9
III. 23. Maliye Sempozyumu Programı 11
IV. Açılış Konuşmaları 15
V. Oturumlar 27
E k l e r
Ek 1:23. Maliye Sempozyumu Katılımcılar Listesi 429
Ek 2: Daha Önce Düzenlenen Maliye Sempozyumları 437
Ek 3: Fotoğraflar 441
Önsöz
7-11 Mayıs 2008 tarihlerinde Antalya'da gerçekleştirilen 23. Maliye Sempozyumu bildirileri ve
tartışmalarının kitaplaştırılması süreci bir hayli uzadı. Meslektaşlarımızdan gelen "kitap ne zaman
çıkıyor" soruları artmaya başladı. "Eskişehir Osmangazi Üniversitesi neredeyse 24. Maliye Sem
pozyumunu gerçekleştirecek, kitap nerede" diyenler de oluyor. Kitabın çıkmasının bu tarihe kadar
sarkması bizim dışımızdaki nedenlerden, özellikle bant kayıtlarının çözümünde yaşanan sıkıntı
lardan kaynaklanmıştır. Gecikme için özür diliyoruz.
Bölüm arkadaşlarım her türlü sıkıntıya rağmen, sempozyumu kitaplaştırmak için canla baş
la çalıştılar. Bildirilerin ve tartışmaların yayıma hazır hale gelmesinde Bölümdeki tüm öğretim
üyesi ve asistan arkadaşlarımın yoğun çabası ve katkısı oldu. Hepsine fedakârlıkları için teşek
kür ediyorum. Sempozyumun başarıyla gerçekleştirilmesi, Rektörümüz Prof.Dr. Uğur Erdener ve
Rektör Yardımcımız Prof.Dr. Hasan Kazdağlı'nın katkıları ve yardımları sayesinde mümkün ol
muştur. Kendilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca Sempozyum Bilim Kurulu başkanı Prof.Dr. Aykut
Herekman'nın nezdinde tüm Bilim Kurulu üyelerine organizasyonun gerçekleştirilmesinde ver
dikleri emek için teşekkür ediyorum.
Tüm titizliğimize rağmen basımda bazı eksiklik ve hataların ortaya çıkması muhtemeldir. Bu
kusurlar için şimdiden meslektaşlarımızın hoşgörüsüne sığınıyoruz.
Da hanice başarılı Türkiye Maliye Sempozyumlarında buluşmak dileğiyle "Maliye Topluluğu "nun
tüm üyelerine Hacettepe Üniversitesi Maliye Bölümü adına saygılar sunuyorum.
Prof.Dr. Nurettin Bilici
Hacettepe Üniversitesi
Maliye Bölümü Başkanı
I. 23. Maliye S e m p o z y u m u Bilim Kurulu
Unvan Ad Soyad Kurum Prof.Dr. Aykut H E R E K M A N Anadolu Üniversitesi
Prof.Dr. Nihat FALAY İstanbul Üniversitesi
Prof.Dr. Beyhan ATAÇ Anadolu Üniversitesi
Prof.Dr. Naci M U T E R Celal Bayar Üniversitesi
Prof.Dr. Turgay BERKSOY Marmara Üniversitesi
Prof.Dr. Mehmet T O S U N E R Dokuz Eylül Üniversitesi
Prof.Dr. Ahmet K I R M A N Galatasaray Üniversitesi
Prof.Dr. Metin TAŞ Uludağ Üniversitesi
Prof.Dr. Nurettin BİLİCİ Hacettepe Üniversitesi
Prof.Dr. Yusuf KARAKOÇ Dokuz Eylül Üniversitesi
Doç.Dr. Abuzer PINAR Ankara Üniversitesi
Doç. Dr. Selami SEZGİN Pamukkale Üniversitesi
Doç.Dr. Ahmet KESİK Maliye Bakanlığı
Doç.Dr. Mustafa D U R M U Ş Gazi Üniversitesi
Yrd.Doç.Dr. Ahmet T E K İ N Dumlupınar Üniversitesi
Yrd.Doç.Dr. Fatih SAVAŞAN Uşak Üniversitesi
Dr. Hüseyin IŞIK Maliye Bakanlığı
II. 23.Türkiye Maliye S e m p o z y u m u Düzenleme Kurulu
Kurul Başkanı: Prof.Dr. Mehmet TOKAT (Dekan)
Organizasyon Kurulu
Prof.Dr. Nurettin BİLİCİ (Bölüm Başkanı)
Doç.Dr. Necmiddin BAĞDADİOĞLU
Doç.Dr. M.Cahit GÜRAN
Yrd.Doç.Dr. M.Umur T O S U N
Öğr.Gör. Mustafa KAYA
Danışma Kurulu
Prof.Dr. Orhan MORGİL
Doç.Dr. A. Burçin YERELİ
Yrd.Doç.Dr. A. Tarkan ÇAVUŞOĞLU
Yrd.Doç.Dr. A. Nil T O S U N
III. 2 3 . Türkiye Maliye S e m p o z y u m u Programı
Konu: Türk Vergi Sisteminin Küresel Gelişmeler Bağlamında Değerlendirilmesi (Teori, Uygulama, Denetim) Yer: Xanadu Resort Hotel, Acısu Mevkii, Belek, Antalya
Tarih: 7-11 Mayıs 2008
7 M a y ı s Ç a r ş a m b a
12.00'den İtibaren: Otele Giriş
19.30: Rektörlük Gala Yemeği
8 M a y ı s P e r ş e m b e S a b a h
Açılış Konuşmalar ı ( 9 . 3 0 - 1 0 . 3 0 ) 15
Prof.Dr.Nurettin Bilici 16
Hacettepe Üniversitesi Maliye Bölüm Başkanı
Prof.Dr. Uğur Erdener 17
Hacettepe Üniversitesi Rektörü
Kemal Unakıtan 19
Maliye Bakanı
1. Oturum: 10.30-12.30 27 V e r g i l e n d i r m e d e U l u s l a r a r a s ı G e l i ş m e l e r
( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. H a s a n Kazdağh, H a c e t t e p e Üniversitesi Rektör Y.)
Ana Cebreiro, OECD, Tax Economist, Mena-OECD Investment Programme, 29
Centre For Tax Policy And Admisnitration
"International Fiscal Trends: An OECD Perspective"
Dale Hart, I M F Fiscal Affairs Department 35
"Recent Developments In Tax Administration Around The World"
1. Oturum Soru Cevap 39
12 23. Maliye Sempozyumu
8 M a y ı s Perşembe Öğleden Sonra 2. Oturum 14.00-16.30 43 Globalleşmenin Türk Vergi Sistemine Etkileri ( O t u r u m Başkanı : Prof.Dr. Sadık Kırbaş, O k a n Üniversitesi Rektörü)
Doç.Dr. Abuzer Ptnar (AÜ, SBF) - Yrd.Doç.Dr. H. Yasemin Özuğurlu (Mersin Ün.) ...45
Küreselleşme Sürecinde Vergi kapılarındaki Dönüşüm: Türkiye Küresel Yapının Neresinde?
Yrd.Doç.Dr. Binhan Elif Yılmaz - Dr. Murat Şeker - Arş. Gör. Murat Çak (istanbul Ün.).. ...71
Uluslararası Vergi Rekabetinin Doğrudan Yabancı Sermaye Üzerindeki Etkileri:
Türkiye Açısından Karşılaştırmalı Bir Analiz
Yrd.Doç.Dr. Mustafa Yıldıran - Yrd.Doç.Dr. Serdar Öztürk - 105
Arş.Gör. Süleyman Bolat (Sivas Cumhuriyet Ün.)
Uluslararası Yatırımların Vergi Yönlü Mali Bozulma Etkileri: Kore, Türkiye ve Meksika Üzerine
Karşılaştırmalı Analiz
2. Oturum Soru Cevap... „ 121
9 M a y ı s C u m a S a b a h
3. Oturum 9.30-12.00 127 Türk Vergi Sisteminin Avrupa Birliği'ne Uyumu ( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. Fazı l Tekin, Eskişehir O s m a n g a z i Üniversitesi Rektörü)
İsa Coşkun (Maliye Bakanlığı Müsteşar Yrd.).. _ _ „ „ 129
Avrupa Birliği Müzakere Sürecinde Vergilendirme
Mehmet Erkan {Maliye Bakanlığı, Daire Başkanı)..... „ 143
Türkiye'de Dolaylı Vergilerin Yapısı ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum
^tfrof.Dr. Nurettin Bilici (Hacettepe Üniversitesi): 233
\[ Ifllkeler Karşılaştırması)
3. Oturum Soru Cevap 245
*9 Mayıs Cuma Öğleden Sonra 4. Oturum 13.30-16.00 „ „ 249 Vergi Kaçakçılığına Karşı Mücadele ( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. Şerafett in Aksoy, İstanbul Üniversitesi)
Vedat Gürbüz (Maliye Bakanlığı, Hesap Uzmanı) 251
Kayıt Dışı Ekonomi, Vergi Kaçırma ve Vergi Denetimi
Prof.Dr. Fethi Heper - Dr. Ahmet Ak (Anadolu Üniversitesi) 271
Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Sosyolojisinin Kayıt Dişiliği Belirlemedeki Önemi
(Kanada ve Türkiye'den Sosyolojik Çalışma Örnekleri)
III. 2 3 . Türkiye Maliye S e m p o z y u m u Programı
Konu: Türk Vergi Sisteminin Küresel Gelişmeler Bağlamında Değerlendirilmesi (Teori, Uygulama, Denetim) Yer: Xanadu Resort Hotel, Acısu Mevkii, Belek, Antalya
Tarih: 7-11 Mayıs 2008
7 M a y ı s Ç a r ş a m b a
12.00'den İtibaren: Otele Giriş
19.30: Rektörlük Gala Yemeği
8 M a y ı s P e r ş e m b e S a b a h
Açılış Konuşmalar ı ( 9 . 3 0 - 1 0 . 3 0 ) 15
Prof.Dr.Nurettin Bilici 16
Hacettepe Üniversitesi Maliye Bölüm Başkanı
Prof.Dr. Uğur Erdener 17
Hacettepe Üniversitesi Rektörü
Kemal Unakıtan 19
Maliye Bakanı
1. Oturum: 10.30-12.30 27 V e r g i l e n d i r m e d e U l u s l a r a r a s ı G e l i ş m e l e r
( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. H a s a n Kazdağlı, H a c e t t e p e Üniversitesi Rektör Y.)
Ana Cebreiro, OECD, Tax Economist, Mena-OECD Investment Programme, 29
Centre For Tax Policy And Admisnitration
"International Fiscal Trends: An OECD Perspective"
Dale Hart, IMF Fiscal Affairs Department 35
"Recent Developments In Tax Administration Around The World"
1. Oturum Soru Cevap 39
Sempozyum Programı 13
4. Oturum Soru Cevap 295
5. Oturum 16.15-18.00 299 V e r g i H u k u k u v e V e r g i Y a r g ı l a m a s ı A l a n ı n d a B a z ı S o r u n l a r
( O t u r u m Başkanı : Prof.Dr. Yı lmaz Büyükerşen,
Es laşeh ir Büyükşehir Belediye Başkanı )
f.Dr. Yusuf Karakoç (Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fak.) 301
i (Hukuku) Alanının Düzenleme, Uygulama ve Yargılama Sorunları
Yrd.Doç.Dr. Emrah Ferhatoğlu (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hukuk Fak.) 315
Uluslararası Vergi Uyuşmazlıklarının Giderilmesi: Avrupa Birliği Tahkim Anlaşması
5. Oturum Soru Cevap 335
1 0 Mayıs C u m a r t e s i S a b a h
6. Oturum 9.30-11.30 337 Ç e v r e V e r g i l e r i v e E l e k t r o n i k T i c a r e t i n V e r g i l e n d i r i l m e s i K o n u l a r ı n d a
G l o b a l G e l i ş m e l e r e U y u m
( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. O r h a n Morgi l ,
Hacet tepe Üniversitesi, İ İ B F İktisat Bö lüm Başkanı)
Dr. Biltekin Özdemir (E. Maliye Bakanlığı Müsteşarı) 339
Küresel Kirlenme, Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme ve Çevre Vergileri
Yrd.Doç.Dr. Neslihan Coşkun Karadağ (Çukurova Üniversitesi) 373
Dünya'da Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesi ve Türkiye Açısından Değerlendirilme
6. Oturum Soru Cevap 405
1 1 . 3 0 S e m p o z y u m Genel Kurulu
11 Mayıs P a z a r
7. Oturum 9.30-11.00 407 T ü r k Y ü k s e k Ö ğ r e t i m S i s t e m i n d e M a l i y e E ğ i t i m i n i n Yer i v e S o r u n l a r ı
( O t u r u m Başkanı: Prof.Dr. Nihat Falay, İstanbul Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. İbrahim Organ (Pamukkale Üniversitesi) 409
Yrd.Doç.Dr. Ersan Öz (Pamukkale Üniversitesi) 409
7. Oturum Soru Cevap 427
1 2 . 0 0 Otelden Ayrılış
oç.Dr. Hakan Uzeltürk (Galatasaray Üniversitesi) 289
gi Konseyi
I
Açılış Konuşmaları
Sunucu Açılış törenine başlamadan önce, sizleri Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk ve si
lah arkadaşlarının anısına bir dakikalık saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşımızı birlikte söy
lemeye davet ediyorum.
Saygı Duruşu
İstiklal Marşı
S u n u c u Şimdi açılış konuşmalarını yapmak üzere Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fa
kültesi Maliye Bölüm Başkanı Prof.Dr. Sayın Nurettin Bilici hocamı kürsüye davet ediyorum.
16 23. Maliye Sempozyumu
Prof.Dr. Nurettin BİLİCİ Değerli bakanım, değerli rektörüm, değerli rektörler, Maliye Bakanhğı'nın üst düzey temsilcileri,
değerli hocalarım, değerli meslektaşlarım ve değerli basın mensupları maliye sempozyumlarının
23'üncüsünü bu yıl gerçekleştirmekteyiz. 1985 yılında düzenlenen ilk sempozyumda ben vardım.
1984 yılında ben yurtdışından dönmüştüm ve aynı yıl Kamil Mutluer hoca, Hacettepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini kurmuştu. Kendisinin yanında çalışırken, Eskişehir'den Mali
ye Eğitimi Sempozyum'u düzenleneceğine ilişkin bir haber geldi. Bu haberi gönderen hocalarımız
dan Yılmaz Büyükerşen, Engin Ataç ve Aykut Herekman şu an aramızda bulunuyorlar. O zamanın
çok kıt imkânlarıyla Anadolu Üniversitesi'nin Uludağ'daki, Kirazlı Yayla'daki tesislerine gitmiştik
ve ilk Maliye Sempozyum'unu gerçekleştirmiştik. Anadolu Üniversitesi mensubu arkadaşların çok
büyük katkıları olmuştu ve bende onlara yardımcı olmaya çalışmıştım. Yemekleri bile kendimiz
yapmıştık. Su falan taşıdığımızı hatırlıyorum. O zamandan bu günlere geldik. Şimdiki arkadaşları
mız bu konuda elbette daha şanslılar.
Zaman içerisindeki tek değişiklik sadece fiziki şartlarda olmadı. Maliye Sempozyumu adı altın
da gerçekleştirilen ilk 9 sempozyumdan sonra, Türkiye Maliye Sempozyumu adını aldık. Geçen yıl
22. Türkiye Maliye Sempozyumu'nu düzenleyen Ispartalı arkadaşlarımızdan bayrağı biz devraldık
ve geçen bir yıl içerisinde çok yoğun ama zevkli bir çalışma dönemi geçirdik. Her şeyden önce rek
törümüz Sayın Prof.Dr. Uğur Erdener, rektör yardımcımız Prof.Dr. Hasan Kazdağh konuyu ilk el
den takip ettiler ve bize her türlü desteği verdiler. Bu bizim için çok büyük bir güç oldu. Kendilerine
içtenlikle teşekkür ediyorum. Bölüm arkadaşlarım geceli gündüzlü fedakârca çalıştılar. Başta bö
lüm başkan yardımcılarımız Yrd.Doç.Dr. Umur Tosun ve Doç.Dr. Necmiddin Bağdadioğlu hakika
ten büyük özveriyle çalıştılar. Hepsine tek tek emekleri için teşekkür ediyorum. Müsteşarımız Sa
yın Hasan Basri Aktan bizi kabul etti ve konuyu o da ilk elden takip etti. Gerek tebliğlerin verilme
si konusunda, gerekse diğer konularda Maliye Bakanhğı'nın tüm desteğini bize sundu. Gelir İdaresi
Başkanlığı da bize özel yardımda bulundu. Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Bülent Taş arkadaşımı
zın bu toplantının hazırlanmasında büyük katkısı oldu. Yurt dışından gelen konuklarımızın çağrıl
ması ve Maliye Bakanlığından katılan diğer konuşmacılarımızın çağırılması konusundaki yardım
larından ötürü Bülent Taş arkadaşımıza ve Maliye Bakanlığına çok teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz üzere bu yılki sempozyum konusu uluslararası nitelikler taşıyor. Türk Vergi Sistemi'ni
global gelişmeler bağlamında değerlendirmek için masaya yatıracağız.
Katılımın oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. 65'i araştırma görevlisi, 16'sı öğretim görevlisi,
63'ü yardımcı doçent, 16'sı doçent ve 47'si profesör olmak üzere toplamda 207 akademisyen sem
pozyum boyunca aramızda olacak. Programda 7 oturum bulunuyor. Bu 7 oturumda 16 tane tebliğ
sunulacak. Yurtdışından gelen iki misafirimiz var. Sempozyum onların tebliğleriyle başlayacak.
23. Türkiye Maliye Sempozyumunun yeni bilgiler, dostluklar edinmemize ve mevcut dostlukla
rımızı pekiştirmemize vesile olacağını biliyor, bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sunucu Teşekkürler hocam. Açılış konuşmalarını yapmak üzere rektörümüz sayın Prof.Dr. Uğur
Erdener'i kürsüye davet ediyorum.
Açılış Konuşmaları 17
Türkiye Maliye Sempozyun
yergi Sisteminin
el Bağlamda Değe
Prof.Dr. Uğur ERDENER Sayın bakanım, sayın müsteşarım, değerli rektörler, sayın vali yardımcımız, üniversite ve maliye
camiamızın çok değerli mensupları, değerli konuklar, yazılı ve görsel medyanın değerli temsilcileri
Hacettepe Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı 23. Maliye Sempozyumuna hoş geldiniz.
Türkiye'nin en eski ve yerleşik üniversitelerinden olan Hacettepe Üniversitesi evrensel değerler
ışığında bilim, teknoloji ve sanat birikiminden yararlanarak ülkemizin geleceği için üstün nitelik
li bireyler yetiştirmeyi, araştırma, eğitim ve hizmet alanlarındaki üretimini toplum yararına sun
mayı görev edinmiştir. Hacettepe Üniversitesi ulusal ve uluslararası ortamlarda mensubu olmak
tan övünç duyulan, verdiği eğitim öğretim, ürettiği bilgi, teknoloji ve sanatla ülkemizin çağdaş uy
garlık düzeyinin üzerine çıkmasına katkıda bulunan lider bir üniversitemizdir. Kaliteli eğitim ve
hizmet alanlarındaki bu önderliğin temelinde bilimsel toplantılara verilen önem yatmakta. Her yıl
Hacettepe Üniversitesi'nin değişik fakülteleri ve bölümlerinde çok sayıda bilimsel toplantı organi
ze edilmektedir. Şu anda sadece İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemiz iki farklı toplantıya ev sahip
liği yapmaktadır. Biri Ankara'da Uluslararası Kredi Riski ve Derecelendirme Konferansı, o da bu
gün başladı, diğeri de yine bugün burada başlayan 23. Maliye Sempozyumu'dur.
Maliye Sempozyumları maliye camiasını yılda bir kez geniş bir katılımla bir araya gelmesini
sağlayarak maliye alanında dünyada ve Türkiye'de ortaya çıkan gelişmelerin, sorunların ve muh
temel çözüm yollarının tartışılması ve değerlendirilmesi imkânını vermektedir. Böylesine önem-
18 23. Maliye Sempozyumu
li bir olanağı sağladıkları için Maliye Sempozyumlarını başlatanlara ve sürdürenlere teşekkürü bir
borç biliyorum. Sempozyumun her yıl giderek artan bir ilgiyle sürdürülmesi ve gelenekselleşmesi
konusundaki önemli destekleri için Maliye Bakanlığımıza ve değerli mensuplarına ayrıca teşekkür
ediyoruz. Bu yılki Maliye Sempozyumunun oldukça önemli bir konusu var. Sempozyuma katılan
çok değerli konuklar ve konuşmacılar Türk Vergi Sistemini küresel bağlamda değerlendirecekler
dir. Sayın Maliye Bakanımızın yoğun mesaisinde zaman ayırarak sempozyumumuza katılması ko
nunun önemini de ayrıca teyit etmektedir. Sayın Maliye Bakanımıza sempozyumumuza katıldık
ları ve bizlerle birlikte oldukları için ayrıca teşekkür ediyorum.
Sempozyumun organizasyonunda başta rektör yardımcısı Prof.Dr. Hasan Kazdağlı olmak üze
re Maliye Bölüm başkanımız sayın Prof.Dr. Nurettin Bilici ve Maliye Bölümümüzün öğretim ele
manları özveriyle görev yapmışlardır. Maliye Bölümümüz kurulduğu 1983 yılından bu yana öğre
tim üyeleri aracılığıyla maliye konularında gerek siyasi hayatta gerek Maliye Bakanlığının çeşitli
komisyon ve kademelerinde gerekse akademik ortamda değerli hizmetler vermiştir. Mezunlarımız
kamu ve özel kesimin güzide kurum ve kuruluşlarından talep görmektedirler. Maliye Bölümümüz
1990 yılında 6. Maliye Sempozyumunun da organizasyonunu üstlenmiş, o günlerde gelen dene
yim ve birikimi 23. Maliye Sempozyumunun organizasyonunda büyük yarar sağlamıştır. Sempoz
yumun düzenlenmesinde emeği geçen üniversitemiz mensuplarına ve Maliye Bölümü öğretim ele
manlarına çok teşekkür ediyorum.
Böylesine önemli bir konunun ülkemizin en güzide yörelerinden biri olan Antalya'da ve hizmet
te rakip tanımayan tesislerinden biri olan Xanadu Resort Otel'de ele alınmasını arzu ettik. Sem
pozyumumuzun başarılı geçmesini ve sempozyum boyunca rahat, huzurlu ve eğlenceli bir hizmet
alabilmeniz için Xanadu Resort Otel'in Genel Müdürü Sayın Yusuf Hacı Süleyman ve ekibi her
türlü hazırlığı yaptılar. Yusuf Hacı Süleyman ve tüm Xanadu çalışanlarına gösterdikleri yakın ilgi
ve konukseverlik için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Şu anda Antalya'nın en güzel yörelerinden birisinde bulunmaktayız. Sempozyumdan fırsat bul
dukça bu güzel tesisin ve çevrenin tadını çıkarmanızı da ayrıca öneriyorum. Başarı dileklerimle
saygılar sunuyorum.
S u n u c u
Teşekkürler hocam. Şimdi konuşmalarını yapmak üzere Maliye Bakanımız Sayın Kemal
Unakıtan'ı kürsüye davet ediyorum.
Açılış Konuşmaları 19
K e m a l U N A K I T A N
Değerli rektörler, değerli öğretim üyeleri Maliye Bakanlığının değerli mensupları, değerli katı
lımcılar, değerli maliyeciler, hanımefendiler, beyefendiler; sözlerime başlamadan önce hepinizi say
gıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar Maliye Sempozyumlarının gerçekten oldukça faydalı organizasyonlar oldu
ğunu ifade etmek isterim. Bu gün burada Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen 23. Maliye
Sempozyumunu başlatıyoruz. Dolayısıyla ben, başta sayın rektör olmak üzere emeği geçen bütün
arkadaşlara teşekkür ediyorum. Böylesine güzel bir ortamda, bizleri tekrar buluşturmaları fevkala
de iyi oldu. Yıllardan beri bu sempozyumlarda akademisyenlerle uygulayıcılar bir araya geliyorlar.
Buradaki herkes gerek panellerde gerekse ayaküstü konuşmalarda birbirlerine fikirlerini anlatıyor
lar. Bu oldukça faydalı oluyor. Bir defa Maliye Bakanlığı açısından bu fikir paylaşımının fevkalade
önemli olduğunu vurgulayayım. Maliye Bakanlığı dediğiniz zaman, maliyenin uygulayıcılarının bu
rada olduğu ortaya çıkıyor. Onların, sayın hocalardan, akademisyenlerden aldıkları fikirleri tatbika
ta geçirme imkânı var. Bu durum bizim pek çok çalışmamızda ortaya çıkıyor. Biz bundan çok fayda
lanıyoruz. Bizim kapımız her zaman hocalarımıza açık, hocalarla bireysel olarak da fikir alışverişin
de bulunuyoruz. Bazen doğrudan hocalarımız geliyor ve çalışmalarını tanıtıyorlar. Onlardan büyük
ölçüde istifade etmeye gayret ediyoruz. Onun için bu sempozyumların giderek daha da fazla katı
lımcılarla devam etmesini diliyorum.. Türk Maliyesi için, Türk Vergi Sistemi için bu çok faydalı.
20 23. Maliye Sempozyumu
Bugün buradaki konunun Türk Vergi Sisteminin Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi olduğunu
görüyoruz. Çok güzel bir konu seçilmiş. Çünkü küreselleşme bugün bir olgu haline gelmiş durumda.
Nasıl yağmur veya kar yağarken, yağmasın diyemezseniz veya güneş açsın ya da açmasın diyemezse-
niz, küreselleşmeden de kaçamazsınız. Peki, küreselleşme böyle bir olgu olduğuna göre ne yapmamız
lazım? Küreselleşme olgusu karşısında nasıl hareket etmemiz lazım? Maliyeciler olarak da bizim ver
gi sistemimizi, maliye politikalarımızı ne şekilde ayarlamamız lazım?
Biliyorsunuz bir bilim olarak maliyenin önemi, özellikle 1929 dünya buhranından sonra çok faz
la arttı. Maliye sadece vergi alma ya da harcama yapma anlamını taşımıyor. Ekonominin yönlendi
rilmesine de imkân tanıyan bir bilim dalı. Gelir dağılımını, sosyal yapıyı, bölgesel gelişmişliği, kal
kınmayı etkileme gücüne sahip bir bilim dalı. Türkiye'nin veya ilgili memleketin rekabet gücüne kat
kı yapacak bir bilim dalı. Bu bakımdan maliye politikaları ülke için iyi şekilde kullanılırsa ve küresel
leşmenin gerektirdiği kriterler yakalanabilirse ülke olarak küreselleşmeden olumlu yönde etkileniriz.
Ne var ki, şayet küreselleşmenin getirdiği kriterlere sırtımızı dönüp kendi bildiğimizi yaparsak, ol
dukça zor toparlanırız. Bu çerçevede küreselleşme olgusu ve onun getirmiş olduğu standartların fev
kalade önemli olduğunu vurgulamamız gerekir. Bunlara baktığımızda ilk olarak küreselleşmenin ni
metlerinden istifade etmemiz gerekmektedir. Bunun için küresel ekonomi ile daha fazla uyum sağ
lamak ve şeffaflaşmak mecburiyetindeyiz. Bütün ekonomimizi ve maliyemizi hesap verebilir bir hale
getirmemiz gerekmektedir. Aynı şekilde öngörülebilir bir maliye politikasını takip etmek, borç yapı
mızı düzeltmek, bütçe disiplinine ve mali disipline riayet etmek mecburiyetindeyiz. Bununla birlikte
yatırım ortamını iyileştirmemiz icap ediyor. Bir taraftan rekabet gücümüzü arttırmamız ve maliyet
lerimizi düşürmemiz lazım. Ülkenin kendi ayakları üzerinde durması bunu gerektiriyor. Diğer yan
dan harcamalara ait en sağlıklı kaynak vergiler olduğuna göre, vergiyi tabana yaymamız ve vergi ada
letini sağlamamız gerekmektedir. Vergiyi alırken, üretime mani olucu vergilerden daha ziyade, tüke
tim ile ilgili vergiler almaya gayret etmemiz ve üretimin önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor.
Hükümet olarak geldiğimiz 2002 yılından bugüne kadar sürekli olarak bu saydıklarımızı takip
ettik. Eskinin yanlış politikası olan, "vergi alma borç al" devrini kapattık. Vergi yerine borç alınması
popülizmdir ve siyasiler popülizmi severler. Ne var ki, ülke olarak öyle zor günler, krizler yaşadık ki,
Türkiye tarihin en büyük küçülmesi ile karşı karşıya kaldık. Oysa, ekonomi yönetimlerinin birinci ga
yesi ekonomik büyüme sağlamaktır. Maliye politikalarının esas gayesi de ekonomik büyümeyi sağla
maya yardımcı olmaktır. Seçilen politikalarla ekonomik büyümeyi sağlama hedefimiz, bugün bütün
dünya ülkeleri tarafından uygulanmaktadır. Örneğin, ABD'de sub-prime riskleri nedeniyle ekono
mik dalgalanma yaşanmaya başladığında, ABD ekonomi yönetimi ciddi biçimde bir resesyona veya
ekonomik küçülmeye gidilmemesi yönünde adımlar attı. Açıkçası, ekonomik büyümeden taviz ver
mek kimsenin işine gelmiyor. Bu durumda bizimde tüm vergi yapısını da bu yönde ayarlamanız icap
ediyor. Bildiğiniz üzere, Türkiye olarak kurumlar vergisini %30'dan %20'ye çekerek bu yönde önem
li bir adım attık. Oran düşüşü gerçekleştiği zaman bilhassa dışarıdaki yatırımcılar vergi avantajından
istifade etmek istiyorlar. Bu avantaja çeşitli kurumsal faktörler eşlik ediyorsa; örneğin, enflasyon ve
ülke riski düşüyorsa yatırımlarını hemen kaydırıyorlar. Bu çerçevede söz konusu politika değişikliği
nin, Türkiye'ye yabancı sermaye gelmesinde çok önemli bir faktör olduğunu vurgulayabiliriz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye her yıl aldığı farklı önlemlerle küresel ekonomiyle daha fazla uyum
sağlamaya başladı. Nitekim, küreselleşmenin faydalarından da istifade etmemiz söz konusu oldu.
Örneğin, eskiden 1 milyar dolar civarında olan yabancı sermaye girişi, 20-22 milyar dolar seviyesi-
Açılış Konuşmaları 21
ne çıktı. Bu fevkalade önemlidir. Bir ülke, doğrudan yabancı sermayeyi 1 milyar dolardan 22 mil
yar dolara çıkarıyorsa doğru yoldadır. Ayrıca Türkiye'de ikinci bir dönem daha başladı. Artık Tür
kiye mikro ekonomik tedbirler alıyor. Bunlar ülkenin rekabet gücünü ve yabancı yatırım çekme
gücünü arttırıcı bir takım önlemlerden oluşuyor. Bunların başında olan AR-GE Kanunu fevkalade
önemli. Bir ülke geleceğini kazanmak istiyorsa, araştırma geliştirmeye çok kaynak ayırması lazım.
Avrupa ortalamalarına bakıldığı zaman gayri safi milli hâsılanın %2'si civarında olan AR-GE yatı
rımları, Türkiye'de eskiden çok çok azdı. Bugün %0,7'ye çıktı ve bire doğru yaklaşıyor. AR-GE Ka
nunu ile bizim sağladığımız teşviklerin bunda rolü büyük. Nedir bu teşvikler kısaca sayalım? AR-
GE işiyle uğraşan adam vergi dairesi ile çok fazla haşır neşir olmayacak. Çalışanından vergi alma
yacağız, sigortasının bir kısmını devlet olarak ödeyeceğiz ve amortismanlarını iki kat fazla kabul
edeceğiz. Türkiye'ye hakikaten çok büyük adım attıracak bu teşvikler ile ülkeyi bir AR-GE cenne
tine çevireceğiz.
Sadece bunlar yapılmıyor elbette. Türkiye 2002'nin sonunda, 2003'ün başında aldığı önlemle
rin neticesinde oldukça önemli adımlar attı. Örneğin, gayri safi milli hâsılanın l l ' i , 12'si kadar büt
çe açığı veren Türkiye otomatik olarak borçlanıyordu. Borç al, borç al, borç al... Devamlı borç alan
bireyin bile prestiji sarsılır. Türkiye'de bütçe açığını karşılamak için yüksek maliyetli borçlanmala
ra gitti. Faizler hepinizin hatırlayacağı gibi %60'lar seviyesindeydi. Biz ise, gerek vergiyi daha fazla
tabana yayarak gerekse ekonominin gelişmesinden istifade ederek topladığımız vergileri arttırdık.
Bir de kayıt dışı meselesi var. En önemli meselelerimizden birisi olan kayıt altına girme konu
sunda önemli tedbirler alındı. Maliye Bakanı olduğumda toplanan vergi gelirleri net olarak 60 mil
yar Y T L idi. Bu sene toplayacağımız vergiler 171 milyar Y T L oluyor. Aşağı yukarı %300 bir artış
yakaladık. Bu artışı sadece vergileri arttırarak yapmadık. Hatta kurumlar vergisi gibi bazı vergile
ri indirdik. Gelir vergisinin üst seviyesini %45'lerden %35'lere indirdik. Onun yanında gıda mad
desinde, eğitimde ve sağlıkta KDV'yi indirdik. Turizmde de KDV'yi indirdik. Sanılanın aksine sek-
törel indirim yapmadık; sadece fırsat eşitliğini meydana getirmek ve Türkiye'nin rekabet gücünü
arttırmak istedik. Akdeniz havzasındaki bütün ülkeler turizmde bizim rakiplerimiz ve o ülkelerin
hiç birisinde KDV %18 değil. Aynı turist oraya da gittiğine göre, fırsat eşitliğini meydana getire
bilmek turizmde KDV'yi indirmemiz gerekiyordu. Vergileri indirdik ama vergi hâsılatımızı arttır
dık. Şimdi dört aylık neticeleri aldık, buna göre vergi gelirlerimiz hedeflerimizin üzerinde gerçek
leşmiş durumda. Şimdi bazı arkadaşlarımız vergiler düştü diye bizleri eleştiriyorlar. Değerli arka
daşlar bir kimseye siyaseten karşı çıkabilirsiniz, kendisini sevmeyebilirsiniz veyahut da siyasi yel
pazenin başka tarafında olabilirsiniz. Ancak, ekonomik olaylara bakarken siyaset gözlüğünü çıkar
manız gereklidir. Ekonomik olayları değerlendirirken siyaset gözlüğü ile bakarsanız, o zaman ob
jektif değerlendirmekten uzaklaşırsınız. Bugün bizim birçok yazarımız objektif değerlendirmeden
uzaklaşmış durumda.
Şimdi ekonomide öngörülebilir bir politika götürmemiz gerekiyor. Eskiden yıllık olarak hazırla
nan bütçeleri üç yıllık hazırlıyoruz. Geçenlerde orta vadeli mali çerçeveyi açıkladık. 2012'ye kadar
Türkiye'nin hedeflerinin neler olduğunu açıkladık. Eskiden bunlar yapılamazdı. Bir yıllık bütçeler
yılsonuna getirilemezdi. Tüm gelir öngörüleri daha az olurken, tüm harcama öngörüleri daha fazla
olurdu. Ama bizim zamanımızda bütçe performansları hep daha iyi gerçekleşti. Yılbaşında ne he
def koymuşsak, yılsonunda ondan daha iyisi gerçekleşti. Geçen sene, bütçe disiplini, mali disiplin
bozuldu diye bir sürü yazılar yazıldı. Değerli arkadaşlar biz koskoca bir seçimi mali disiplinden ta-
22 23. Maliye Sempozyumu
viz vermeden geçtik. Seçim sözünün ağza dahi alınmadığı yılbaşında TBMM'den kanun geçti, biz
öngörülenden daha az bir açık verdik. Bu mali disiplinde bozulma olarak tanımlanabilir mi?
Mali disiplin tuttuğu için Avrupa'da yılın maliye bakanı olarak mükâfat aldım. Ülke içinde
mükâfat almak şöyle dursun, eleştiri üstüne eleştiri aldım. Ya Avrupalılar anlamıyor bu işi ya sizler
anlamıyorsunuz. İki şıktan başkası söz konusu değil. Herhalde oradaki adamlar sizden daha iyi an
lıyorlar. Onlar beni ne tanırlar, ne bilirler. O zaman buradaki yanlışınızı düzeltin. Medyada köşe ka
dıları var, her biri ne bütçeden anlıyor ne de yazılanı anlıyor. Bir de maliye bakanı gibi yazıyor. Evet
faiz dışı fazlayı %3,5 olarak açıkladık. Türkiye'yi yıllardır rüyasını gördüğümüz yerlere getirdik. Her
sene, %6,5 faiz dışı fazla vermek mümkün değil. Açın bütün ekonomi ve maliye kitaplarına bakın.
Faiz dışı fazla hesaplanırken öncelikle, borç yapısının, kalkınma hızının ve diğer parametrelerin ge
rektirdiklerine dikkat edilir.
Eskiden gerek kamu net borç stokumuz, gerekse kamu brüt borç stokumuz Avrupa Birliği stan
dartlarına göre yüksekti. Ülke riskini düşürebilmek için yüksek faiz dışı fazla vermeye mecbur kal
dık. Bunu sürekli sürdürmek zorunda değiliz artık. Bugün gayri safi yurt içi hesaplamanın yeni se
risine geçildiğine göre, artık borç yapımızı yeniden hesaplamak zorundayız. Nasıl ki, küreselleşme
bağlamında değişen şartlara göre hareket ettiysek; artık yazılarımızı, incelemelerimizi ve teorileri
mizi de Türkiye'nin yeni durumuna göre değiştirmemiz lazım.
Dün bazı çalışmalara baktım. O E C D kaynaklı bir takım istatistiklerin alındığını gördüm. Onla
rın hepsi artık değişiyor. Akademisyenler olarak bu hesaplar üzerinden değerlendirmeye devam et
meniz artık anlamsız. Türkiye'ye faydalı bir çalışma yapmak isteniyorsa, bütün hesaplarınızı yeni
duruma göre yenilemeniz lazım. Aksi takdirde yazdıklarınızın Türkiye'de tatbik edilmeme olasılı
ğı artar.
%3,5'luk faiz dışı fazlasını maliyede gevşeme olarak ifade eden arkadaşlar hesap bilmiyorlar. Ba
kılırsa, Türkiye'nin borcunun AB standartlarına göre %39'a düştüğü görülecektir. Bu senenin so
nunda bu oran daha da düşecek. Fransa'da bu rakam %60'ın üzerinde, İtalya'da % 100 un üzerin
de, Belçika'da çok daha fazla, Yunanistan'da ise %100'lere yakın. Türkiye'deki %39'luk oran bizim
de borcumuzun düştüğünü gösteriyor, ve bunu yorumlarken bilimsel davranmak icap ediyor. Bu
oran düştükçe faiz dışı fazla da düşecektir. Zaten faiz dışı fazla da, sihirli bir rakam değildir. Bugün
Türkiye'nin şartları %3,5 faiz dışı fazlayı gerektiriyor. Her koşulda fazla miktarına bakacaksak, günü
müz şartlarında diğer ülkelere kıyasla en yüksek faiz dışı fazla gene bizde. Örneğin, İngiltere'de faiz
dışı fazla -1,3, Fransa'da 0, Japonya'da -2,4, Yunanistan'da 2,6, Portekiz'de 0,5, Hindistan'da 0,6, Gü
ney Kore'de -0,1, Arjantin'de 3, Brezilya'da 3,2, Meksika'da 3,2. Bu ülkelerin hiç biri gelişmiyor mu?
Bu ülkelerde faiz dışı fazla bu kadar, bizde de 3,5 olmuş yer yerinden oynuyor. Neden? Takmış siya
set gözlüğünü çamur atıyor. Bu çok yanlıştır ve ne maliye ilmine ne de ekonomi ilmine sığmamak
tadır. Onun için herkese, bu bilgiler ışığında değerlendirme yapmayı öneriyorum.
Özetle, artık küreselleşmenin getirdiği bir takım hususlar bizimle çok yakından ilgili. Dünya
ekonomik bir dalgalanmanın, krizin içerisine girdiği için Türkiye'nin bundan etkilenmemesi müm
kün değil. Marmara Üniversitesinde yaptığım konuşmada yüksek büyüme olmayacağını ifade et
tim. Yüksek büyüme derken geçmişte ortalama %7,5 büyüdüğümüzü kastettim. Bu rakamlar çok
iyiydi. Ne var ki, gerçekçi bir yaklaşım, dünya bu durumda iken böylesi bir büyümenin olmayacağı
nı söylemeyi gerektirir. Şimdi her yerde küçülmeler yaşanıyor. Bütün dünya ülkelerindeki büyüme
tahminleri azaldı, azaltıldı. Dünya Bankasının, IMF'nin çalışmaları %4,8 yerine %3,5'luk bir büyü-
Açılış Konuşmaları 23
menin olacağını ifade ediyorlar. Amerika'ya baktığımızda geçen sene %2,2 olan oran bu sene %0,5.
Keza büyüme rakamları İngiltere'de %3,1'den %1,6'ya, Rusya'da %8,1'den %6,8'e, İtalya'da %1,5'ten
%0,3'e, Yunanistan'da %4'ten %3,5'e düşmüş durumda. Bütün dünyada gidişat buyken ve bizim eko
nomimizde küresel ekonomiye daha fazla entegre olmuşken, ülkemizdeki büyümenin iki misli ar
tacağını söyleyebilir miyiz? Bizde de yüksek büyüme olmayacaktır, %4.5'luk bir büyüme olabilir ve
bu oran diğer ülkelere kıyasla oldukça iyidir.
Bizim ekonomimiz dinamik bir yapıya sahip. İlk defa faiz dışı fazlayı düşürebilme imkânına
kavuştuk. Türkiye %3.5'luk faiz dışı fazlaya uzun yıllardan sonra ilk defa düşüyor. Harcama
imkânımızın biraz daha artması söz konusu. Artan harcamayı, maaş zamlarına aktarma konu
sunda hepimizin isteksiz olması gerekmektedir. Yatırıma ve Türkiye'nin rekabet gücünün arttırıl
masına yapılacak harcamaları ise desteklememiz gerekmektedir. Biz, bu parayı GAP yatırımların
da kullanacağız. Bütün dünyada gıda fiyatları artarken, bunun önüne başka şekilde geçmek müm
kün değil. Zira, gıda ürünlerinde bir artış olmadığı halde, gıda bio-dizel akaryakıt olarak kullanıl
maya başlandı. Kuraklık da buna eşlik ettiği için gıda fiyatlarındaki artış Türkiye'yi de etkileyecek.
Biz GAP'a, GAP sulamalarına yatırımları arttıracağız. Bunu yaparsak gıda ürünümüz artacak ve
gıda fiyatlarının hızlı bir şekilde artmasının önüne geçilecek. Türkiye önlemini şimdiden alıyor.
Başka harcamalar yapsaydık eleştirebilirdiniz. Ama biz altyapı yatırımlarımıza, yollarımıza harca
ma yapıyoruz. Türkiye'nin altyapı yatırımlarını daha iyi hale getirmenin, refah seviyesini yükselt
menin, ekonomisini canlandırmanın iyi politikalar olduğu bilinmelidir. İkincisi, bunlar enflasyo
nu tetiklemeyecek harcamalardır. Enflasyonu tetiklese, mali disiplinde bir gevşeme var diyebilirsi
niz. Ama öyle bir durum yok. Harcanan paralar yatırıma, üretime harcandığı için enflasyon üze
rinde menfi bir tesirin olmayacağı, hatta müspet tesirin olabileceği ifade edilebilir. Öğretim üyele
ri olarak sizler bunları en iyi değerlendirecek kişiler arasındasınız. Türkiye'de bir karmaşadır gidi
yor ve kimse gerçekleri söylemek istemiyor. Sanırım, gerçeklerin AK parti hükümetine katkı yap
masından korkuluyor. Korkmayın gerçekleri söyleyin? Makamlar ve bizim oturduğumuz koltuk
lar gibi, herkesin oturduğu yerler de geçici. Türk milletine iyilik yapmak istiyorsak, gerçekleri söy
lemekten korkmamız gerekiyor.
Diğer yandan, akaryakıt fiyatlarının ve gıda fiyatlarının artması enflasyonu bütün dünyada art
tıracaktır. Enerji fiyatlarındaki 1 dolarlık artış, Türkiye'ye 530 milyon dolara mal oluyor. Türki
ye enerji ithal eden bir ülke olduğu için, petrolü, doğalgazı, enerjiyi ithal ediyor. Türkiye'nin ya
pısı böyle olduğu için, enerji fiyatlarındaki artışlar enflasyona haliyle yansıyor. Onun için enflas
yonun %4'lere falan düşmeyeceğini açıkça söyledim. "Maliye Bakanı başarısızlığı itiraf etti" dedi
ler. Ne başarısızlığı, bak fiyatlar bütün dünyada artmış. Petrol 20 dolardan 120 dolara çıkmış. Es
kiden, petrol fiyatı çok daha düşükken, Türkiye'nin ekonomisi iyi yönetilemediği için bir sürü ben
zin kuyrukları vardı. Benzin bulamadığım için gittiğim yerden dönemediğimi hatırlıyorum. Bu
lunduğum yerin valisine benzin bulabilmek için gittim. Bana şunu dedi: "Ben kendime bulamı
yorum ki sana bulayım". Hatırlayanlar olacaktır, tüp kuyrukları yaşadık, dışarıdan LPG getireme
dik. O kadar parayı bulmak ve vermek kolay değil. Türkiye yokluğu yaşadı. Şimdi pirincin fiyatı
nın arttığı söyleniyor; ama hiçbir yerde pirinç yok denmiyor. Geçici olarak fiyat artışı veya düşü
şü olabilir. Ama ülkede her şeyin bulunduğunu takdir etmek gereklidir. Petrol kuyularımız maale
sef yok. Başkaları su arıyor petrol çıkıyor; ama bizdeki durum böyle değil. Enerji Bakanlığına şunu
dedim: "Azerbaycan'da petrol var, İran'da petrol var, Irak'ta petrol var, Suriye'de petrol var hatta
24 23. Maliye Sempozyumu
Romanya'da petrol var. Bizde ise yok. Burada bir gariplik var. Hiç bir şey yapamazsanız sınırlar
da yeri yamuk delin." Varili, 200 dolara çıkar diye yapılan tahminlerden fevkalade rahatsız oluyo
rum. Enerji fiyatlarının artması Türkiye'yi çok kötü etkiliyor. 40 milyar dolarlara yaklaşan bir fatu
ramız var. Evet, cari açık var; ama finanse ediyoruz. Cari açığa kalıcı bir çözüm getirmek için ted
birler alıyoruz. Faiz dışı fazlanın azalmasından dolayı elde ettiğimiz kaynağın bir kısmı ile, ücret
ler üzerinden alınan vergiyi azaltacağız. Bunu sosyal sigorta primlerini azaltarak yapacağız. Bunu
yaptığımızda, bütün Türk sanayisinin rekabet gücü artacak. Hem kayıtlı ekonomiye geçiş hızlan
ması, hem de rekabet gücümüzün artması ihracatımızı arttıracaktır. Artık katma değeri daha yük
sek ürünler elde etmek mecburiyetindeyiz. Böyle ürünlere yönelerek ihracatımızı arttıracağız. Bü
tün ülkelerin birbiriyle rekabet ettiğini bilmemiz gerekiyor. Kıyasıya bir rekabet olduğu için, daha
fazla yabancı sermayeyi ülkemize getirmenin ve ihracatımı arttırmanın yollarını bulmamız gere
kiyor. Herkes bunlara odaklanmış durumda. Türk vergi sisteminin de bunlara göre düzenlenmesi
gerekiyor. Birçok maliye bakanıyla çeşitli vesilelerle oturuyorum, konuşuyorum. Bütün ülkeler kor
kunç bir rekabetin içerisinde bunu açıkça görüyorum.
Bununla beraber, biz yabancı sermayeyi getirmek için gayret sarf ederken ve bir ölçüde başarılı
olurken, birileri "bu yabancı sermaye niye geliyor Türkiye'ye" diye soruyor. Türkiye'nin gerçekleri
ni bilmediklerini düşünüyorum. Ülkemizin sermaye birikimi az olduğu için muhakkak suretle ya
bancı sermayeye ihtiyacımız var. Yabancı sermaye geldiği zaman, teknoloji geliyor, rekabet ve kali
te artıyor. Başka bir ifadeyle, Türkiye'nin ihracat gücü artıyor. Bugün, Türkiye'deki ihracatın büyük
bir kısmı yabancı sermayeye tarafından yapılıyor. Örneğin, tamamı yabancı sermaye olan otomotiv
sektörü bugün 22 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 15 gün önce İrlanda'ya gittim ve ülkenin
maliye bakanıyla, diğer bakanlarıyla ve işadamlarıyla görüştüm. 4,5 milyon nüfuslu küçük bir ada
nın ihracatını 150 milyar avro, yani yaklaşık 230 milyar dolar. Biz 110 milyar dolara çıktık diye se
vinirken, 4,5 milyon nüfuslu ülke 230 milyar dolar ihracat yapıyor. Bundan ders almamız gerekiyor.
Ama şunu vurgulamak zorundayız. İrlanda'nın ihracatının %90'ını yabancı sermaye yapıyor. Ya
bancı sermaye sayesinde kişi başına düşen milli gelir 55 bin dolar. 20 sene önce bizden kötüydüler.
Kalkınmanın gerçekleşmesi ve refah seviyesinin yükselmesi ne kadar isteniyorsa, o kadar yabancı
sermayeye ihtiyaç var. Yabancı sermaye geldiği zaman hiçbir şeyi alıp götürmüyor. Türkiye'nin iyi
liğini düşünenler, yabancı sermayeyi çekmenin yollarını bulmak zorunda. Türkiye olarak bugüne
kadar 44,5 milyar dolar özelleştirme yaptık. Bugünlere kolay gelmedik. Kimsenin elinde sihirli çu
buk yok. Zamanında, o yabancı yatırımcıları tek tek dolaşarak buraya davet ettik. Çok şükür ço
ğunu da getirmeye muvaffak olduk. Bana "falancayla görüştün mü?" diye sorduklarında, görüştüm
dedim. Otel odasında görüşmüşüm diye eleştiriyorlar. Davos'ta adamın burnu düşüyor soğuktan,
her yer eksi 20 derece iken otel bahçesinde mi görüşeceğim? Görüşmede dediğimiz tek şey: "Gelin
Türkiye'ye yatırım yapın". Bundan dolayı tenkit edenler önce kendi işlerine baksınlar, bizler ne yap
tığımızı bilen insanlarız. Ne yapacağımızı da biliyoruz. Türkiye'yi nerelerden nerelere getirdik.
Sizlerin fazlaca vaktinizi aldım. Hepimizin maliyeci olmasında istifade ederek ve biraz da hoşgö
rünüze sığınarak sizlerle dertleşmek istedim. Bütün bunları bu nedenle anlattım. Burada çok güzel
bildiriler sunulacak, çok güzel sunumlar yapılacak ve bunlardan hepimiz istifade edeceğiz. Bunla
rın esas gayesi Türk maliye sistemini, ekonomi sistemini daha ileri noktalara götürmek, Türkiye'yi
buradan kazançlı çıkarmaktır. Dediğim gibi makamlar geçicidir. Kalıcı olan ise T.C. Devleti ve mil
letidir. Devletin ve milletin kazançlı çıkması gereklidir. Çok büyük bir yarış içerisindeyiz ve bu ya-
Açılış Konuşmaları 25
rışta onurlu yerimizi almak mecburiyetindeyiz. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Paran ne kadar
sa o kadar konuşuyorsun. Bu toplantıyı düzenlemek için birinci şart para. Paran varsa burayı kira
lıyorsun, bu organizasyonu yapıyorsun. Paramız kadar konuşacağımıza göre önce Türkiye'nin re
fah seviyesini, ekonomik durumunu yükseltmek mecburiyetindeyiz. Katıldığım toplantılarda, zen
gin ülkelerin bakanları geldiği zaman herkes onlara başka türlü bakıyor. Garip ülkelerin bakanla
rı geldiği zaman ise kimse kafasını bile çevirmiyor. Hayatın gerçekleri bunlar. Artık ne yazarsınız,
çizerseniz bilmem, ama ülkenin ekonomik durumunu zengin ülkelerin seviyesine getirmemiz ar
tık çok gerekli. Türk milleti 10.000 dolarları yeni konuşuyor. Çok şükür bu noktaya ulaştık. Ama
bu yeterli değil. Burnumuzun dibindeki Yunanistan 25.000 dolardan bahsederken, bizim 10.000
dolardan bahsetmemiz iç açıcı değil. Daha ileri gitmek, vergi sistemimizi, ekonomimizi, hukuk ya
pımızı ve diğer sistemlerimizi buna göre ayarlamak zorundayız, lazım. Yapısal reformları yapma
ya ve mali disipline riayet etmeye devam etmemiz çok önemli. Türkiye'nin başka bir yolu, seçene
ği yok. Türkiye'de rekabet düzenini sağlamlaştırmamız, ülkeyi şeffaf bir hale getirmemiz, ülkede
ki yatırım ortamını daha iyi hale getirmemiz şart değerli arkadaşlarım. Bu duygu ve düşünceler
le, beni de sabırla dinlediğiniz için, hepinize teşekkür ederek saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağ
olun, var olun.
Sunucu Teşekkürler Sayın Bakanım. Sayın misafirlerimiz 15 dakikalık kahve ve çay arasından sonra bi
rinci oturuma geçeceğiz.
1. Oturum
Vergilendirmede Uluslararası Gelişmeler ( O t u r u m B a ş k a n ı : Prof .Dr . H a s a n K a z d a ğ l ı , H a c e t t e p e Ü n i v e r s i t e s i R e k t ö r Y.)
Ana CEBREIRO O E C D , T a x E c o n o m i s t , M e n a - O E C D I n v e s t m e n t P r o g r a m m e ,
C e n t r e F o r T a x P o l i c y A n d A d m i s n i t r a t i o n
"International Fiscal Trends: An OECD Perspective"
Dale HART I M F , F i s c a l A f f a i r s D e p a r t m e n t
"Recent Developments In Tax Administration Around The World"
28 23. Maliye Sempozyumu
SUNUCU Birinci oturumu yönetmek üzere oturum başkanı Prof.Dr. Hasan Kazdağlı'yı yerlerine davet
ediyorum.
Prof.Dr. Hasan KAZDAĞLI Değerli konuklar birinci oturumumuzu başlatmak üzereyiz. Sabahki açılış konuşmalarının bi
raz uzaması nedeniyle programın biraz gerisinde kaldık, ama sanıyorum gün içerisinde bunu ka
patabiliriz. Bildiğiniz üzere, 23. Maliye Sempozyumunun bu seneki konusu Türk Vergi Sisteminin
Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi. îlk oturumda vergilendirmedeki uluslararası gelişmeleri ele
alacağız. İki değerli yabancı konuğumuz var. Ben konuklarımızı davet ediyorum.
Değerli konuklar konuşmalar simültane çeviriyle Türkçeye çevrilecek. İsteyenler dışarıdan ku
laklık temin edebilir. Konuşmacılar konuşmalarını İngilizce yapacak dolayısıyla tercümemiz var.
Konuşmalar bittikten sonra da soruları ve yorumları alacağız. Birinci konuşmacımız Bayan Ana
Cebreiro. Kendisi üç yıldan daha fazla bir süredir OECD'de çalışıyor. Oradaki vergi politikası ve
yönetimi merkezinde görev yapıyor. Bize uluslararası mali trendleri O E C D perspektifinden ele ala
cak. Bayan Cebreiro sunuşunu bir saatten biraz daha az bir sürede tamamlayacak. Bir saate göre
ayarlamış ama sorularınız için bazı kısımları atlayacak.
Buyurun Bayan Cebreiro.
International Fiscal Trends An O E C D Perspective
Ana CEBREİRO T a x E c o n o m i s t
C e n t r e F o r T a x P o l i c y & A d m i n i s t r a t i o n , O E C D
I N T E R N A T I O N A L F İ S C A L T R E N D S :
An O E C D Perspective
Dr. Ana Cebreiro (Ana.Cabrs iroeoMd.org)
Ta» Economist
Conlro for Tax Policy & Administration, OECD
Antalya, 8 May 2008
PART I:
Tax-to-GDP ratios
Overvlevv presentation
Part i : Tax-to-GDP ratios
Part II: The tax-mix
Part III: Consumption taxes
Part IV: Capital income taxation at corporate and personal level
Part V: Labour income taxation
Part VI: Other taxes on consumption
Part VII: Overall conclusion
( t p a
Tax revenue as % G D P (2006)
oecDwMaıaM) » m
i! s İ î î e İ i 3 * ı S $ S 1 5 î >si£f ş i s * s fc§ $ Data from natlonal authorltlaa OECD aatlmata toc »00» 2006 vakıa Sourea: Ravanua Btatlatlca ( O K D )
> » ! W ! S W l V . > w » « ^ S ^ A ^ . U t s a » M j
http://Ana.CabrsiroeoMd.org
30 23. Maliye Sempozyumu
Change in tax as % of G D P (1975 to 2006)
D ı n n arlı l « ı d t n F .ni*nd • f lglum
» u ı i ' l ı
48.fl (40. lop) 48 1 41.7 4 M « a * 41 .S
0 « n m n k 8 alg lum P r t n e » Pinland
a° 'T
T s o T ] 80.» 48.4 44 t 44.0 43.7 42.1
u-
International Fiscal Trends: An OECD Perspective 31
V A T revenues (2005) and rates (2007) s 12005) • VAİ Standard raltf (2007)
O E C D
O E C D avetaoa (2005i 18 8%
* * gI f İW g 2 a 8 3 3 5 s i S S i i i I e i Ş § I s
PART IV
Capital income taxation at corporate and personal level
W O E C D
Corporate tax rates and G D P across the O E C D
Stet ut ory oorporate income tax rata
2000 2004 2007
Largo-azed OECD oountriee USgFf+Ge+UK-mA-ITA
Medlum-sızed OECD oourtrla»
CAN-SPA*C»>N€X-AUS.NLD
Small-azed OECD countr im
EEL-SW4\>»VVE-AUTPa. N3+G«aCW-IRL-»*Wr C3E-HUKNZL-SV» •» ü o u. ü i | C j o. u>
Source: OECD T«x Datsbase: www oAcdorg/cip^avdalabaafl
Low statutory C I T rate and relative low A E T R and M E T R in Turkey (2005)
• AETR : Sututory topCIT
Taxes on corporate income as % of total tax revenue (2) — O I C D —Turkey Small-tlredOCCDcountrleı
g ş ş § ş ş ş ş ş ş ş § ş ş $
32 23. Maliye Sempozyumu
....
T o p statutory marginal tax rates on o e c d I dividend income
• Part of CIT İn overall taı rate on dtvıdends • Part of PIT in overall: > • rate on drvtdends
Overall statutory ta« rate on dividend income ın 2000 cnd 2007: CIT part ın 2000 and 2007
i S S 3 1 3 S 5 a Source: OECD TBX Detabase: wwvr.c-Bcd orgA^p
, [" 01961 »2008 «1984" [
'
Tl.'R": 2006 and 201»
Tax vvedge - income tax and social security o e c d j contributions as % of labour costs (2007)
• Personal income tax •EmployeeSSC K Employer SSC
OECD average tax wedge single tax payer at 100% c theAW(0 childıen) in 2007
0
Source: OECD Database / TanJno Weoe» (2007)
T a x mix: İ n c o m e tax as % g r o s s earn ings, 2000-2006 O E C D
45% ••2Û00 BBJOÜb —-OCU). J000 - - OCCO. 200b
International Fiscal Trends: An OECD Perspective 33
Tax mix: Employee's SSC a s % gross earnings, w l 2000-2006 O E ? D l
• U M OKO, M0O —OICU » M
İti l l l l l l l l l IİİII.I l l l l l l l l l l l.l ılılııilü
Tax revenues from S S C as % total revenues
« t i
Tax mix: Employer's SSC as % gross earnings, ((V 2000-2006 < X C D
w , ••2000 B» »Ot —-OKO. 1000 OKO. 100*
OCCOavajas»
/ 1 « r »
II I j * » • 1 1 ,1 i ı l l ı l l l lı
Tax vvedge for lone parent at 67% of the AW
• 2000 B2O07
O E C D average tax vvedge lone parent at 87% of A W ( 2 crnktren) ın2007(reductionof 19pct potnt» «ine* 2000)
PART VI:
Other consumption taxes
I İ l H 5 s
( Ş a ;
W ' *
UM Property taxes i n Turkey compared t o o k d the O E C D average (2005) as % of G D P
TURKEY OECD average
Property taxes 1.06% 1.94%
Recurrent taxes on immovable property
0.24% 0.95%
Recurrent taxes on net vveallh (individuals)
0.18%
Estate, inheritance and gift taxes
0.02% 0.14%
Taxes on llnanciai and capital transactıons
0.82%
'MMMMMaâaâTaâââTJI'111
0.54% ( T İ M
34 23. Maliye Sempozyumu
Environmentally related taxes: tax revenue as % of G D P
I199S »2000 « 200S
How does the Tax System in T U R K E Y $S| compare to other economies?
TAX / OOP
•W?
OF TOTAL TAK R£Vl *mtts Top Sunnofy Pantcna.
hOMNTflB nata 2006
T « COfPO»M»
•teome TnıRiN
2007
T »
5007
Top Rata
OvaMnda
S007
VAT Rate
SO07
TAX / OOP
•W?
PflfBCMl hecene
Tw
2005
Coıpc«a'e Tta
2009
6«MI Öecurty Ccnnb.
aoos
Ccnsumpftcn T u n
2005
Top Sunnofy Pantcna.
hOMNTflB nata 2006
T « COfPO»M»
•teome TnıRiN
2007
T »
5007
Top Rata
OvaMnda
S007
VAT Rate
SO07 Canada
Czteh R«pu»c Fren»
Q*tTr>any r*no«ry
Hat* Jtçm
Poland StovaK RapuUlc
334 36,6 105 37 8 122 12.0 44.1 17.3 62 34 8 233 4 0 37 2 180 S 7 41.0 26 6 88 274 183 166 343 12.6 81 316 84 87
148 2S4 42.0 31 3 370 283 30.0 20.0 31 3 30.7 30 8 284 366 104 30 7 387 404 30 7
464 361 3 1 3 61 6 60 320 240 420 384 18.0 660 344 402 669 106 464 369 622 634 10.0 300 200 644 480 200 441 330 469 460 20.0 500 306 203 486 6.0 400 19.0 426 344 220 190 190 365 190 180 ir. m tftrt At 7 i lc i ECD avw(*)
Recent Developments İn T h e Tax Administration Around T h e World
Dale HART I n t e r n a t i o n a l M o n e t a r y F u n d
F i s c a l A f f a i r s D e p a r t m e n t
Recent Developments in T a x
Administration Around the
World
Dale Hart International Monetary Fund
Fiscal affairs Department
Agenda
ı ioal ol las administration reforms
Pası trends in las administration
Modernization strategies
Focus on taxpayer segments
Preventing non-compliance
I jıforced compliance
Role of technology
Results
I hı-ıl'iü .Ur I h«Lft«- ı>T ılıt .ıııtli'.r ıihl IK.IIM I- .HtribuU.I l«ıh< İMİ
Goal of Revenue Administration
Reform
To - Integratecl and Functional
nifcctivc ta\ administration makcs a
difl erence
*• Tax administration s sc
36 23. Maliye Sempozyumu
Past approaches to ta\
administration
'- Adrniuistrative assessments '
>• ln-person filing, payment, and registration requirements
' Audit and enforcemenl bias
' 1 c\\ service options
Standardized approach tovvards ali taxpayers
>• Often organized İn tax-type
I a\ Administration Moderni zati on
Strateg}
- [ritroduce setf-assessment system
Strengthen laxpayer idcntil'ication and registration systems
» Moderni/e retunı processing and payment systems ' [ritroduce risk-based approaches to audit and
collection
' Enhance taxpâyer Services reduce taxpayer hürden «• Impro\ e organi/ational strııcture of ta.\
administration • Functional alignment • Taxpayer-segmen(
- Independent appeals funetion
Phased approach to reform ıs the
praetiçal w ay forvvard: Typical phase 1 - Early focıış on kej structural reförms and large
taxpayers
Functional alignment (e.g., by service, filing and payment, audit and a ırtars collection)
»- Large iaxpayers
• Tö secııre revenue and unprove niatıagement of arrears
• To reduce ılıe level ol" noıı I'ilıng and non payment atııong ımportant ta\payers
• To pilot ne\v organi/ational structııre systems and procedııres
and to introdtıee VAT
• To enhance service
- To improve audit
Conceritration of ta\ ıc\ enues in largest cnıcrpriscs for sclcctcd coııntries
C'otınlıv ol' la.vpavcrs ''< ol ıcvcıuıc
Braziİ 0 .35 8 0 . 0
Argcııliııa 0.1 4 9 . 0
Benin 1.0 9 0 . 0
Bulgarin 0.1 5 1 . 4
Kenya 0.4 6 1 . 0
Spain 0.1 40 .2
Turke) 0 .06 (6.0
High vvealth individuals (HWI) are
often ineluded in the L T O
x* (loncentration of ta\ revenue
• Aııstralia estimates tirat 2 0 ^ of individuals pa\ s c . ol' the personal income ta\
Financial flexibility and global reach
facilitates use öf ta\ shelters and other ta\
avoidance techniqueş
• l S estimates that M' i pf individual ta.\ gap is attribııtahle to this market seğmeni ( 2 0 0 1 ta\ gap anal\ sis)
Large ta\paver office structııre
- Typically organized as a "full-service"
office:
• l nits are responsible for ali kej ta\
administration funetions
Retum filing and payment
('olleetion enforcemenl
- Audit
• Taxpayer services
L T O s can have nıajor benefits:
[ntroductiön of nevv ia\ administration systems
and procedures significântly jrnpröyes ta.\
collection performance and reduced ta\ arrears
[nereases compliance vvith the majör taxes
Facilitates implementation of majör ia\
administration modernization pıojects
Signa| tothe taxpaying public of government's
commitment to enforcing tax laws
Recent Developments In The Tax Administration Around The World 37
But the f o c u s o n large taxpayers
also has risks
> May create a "paraHel" ia\ administration
' Modernization of procedııres for tnedium
and snıall taxpayers delayed
- Potential över control on the largest
taxpayers and lack of attention to resi of
taxpayer population
Increased focus on sınai 1 and medium enterprises (SME) is a natural nc\i step
•Share ol S M E s in employment is suhstuntial
Represent 9 5 ' V öf businesses in the < »IX T)
and account for two-thirds of ihe
emploj meni
y S h a r e of iax revenue is low
• Micro snıall, 8 0 p e r c e n t of taxpayers, but
remil only 5 - 1 0 percent of revenue
Snıall and miero businesses havc
high rates of informality
Estimates vary, projeetions:
I S ' , in \\ 'estem Europe, 4 1 ' " ; in South America and Africa
•Pereeived faimess of ta.\ system is at risk
\ \ h \ shouid I pay, il ne does not?
ri "ompetiti\ eness ol businesses operatrilg in the
foiTrıal sector is undercut
l ııta\ıd businesses can under-price forma! sector
Medium-sized businesses less problfcmatic: less
öpportunity to atvoid or evade (avıiion
Snıall and miero businesses create significanl
challenges for ia\ administrators
>Large number of taxpayers
3*'Very heterogeneous population
>*Low revenue potential
f \ [igh cost of administration
r \ Hgh raic of informalitj
^Large number of cash-based businesses
>Rapid business formation and dissolution
Ta\ administration responseş are
evolving and range along a continuum Beginning in the 1990s, several coııntries
moved to a customer seğmeni structuıe
' Aııslralia, Denmark, 1 inlaııd. Svvcdcn and the l ' S
ıs - 4 segmehts
-1 İarge and mid-sized
- Snıall business anıl sçlf-employed individuals
- \\ age and im estnıenl
- Ta\ exempt a n d governmenl entities
- F'iniand has retuı ııed ı a functional alignmenl and Ihe ı s hav reintroduced sonu- functional elemenls for cosl and consistenc) reasoris.
Prevenling non c o m p l i a n c e is the
first and besi s tep
• \ssıınıptıon: mosl takpayers want tocomply
• Makc iteasj locomply • Is the VAT ılııvsh.ıKi too İ d *
Moııthk venÜB vjiı.ırlcıly lihıiü ıv^ııııvıiK-ııts
• Provide self-help options throughe services • iniıutıvcly detâgned n o t t u s t a c c e s s ıfrtax laws
• Telephone services
• < lutreach and cdücation • Tlınmgh ııulııstry groups, chambers and on koy t o p i c s
• Life-cycle approaches • rocus on troublöa spots (starjing and dosing .ı buainess, hırı
.m oıııploycL'
To Farm Fmtina Faraı Tujavar Facı»
Othcrs havc developed integrated clienl
segmentation and ia\ polic) rcfoıms
% - Particulaıij m Africa and the Middle-1 iaşl
- Building on funetion based headquarters and large
taxpayer office model:
• Mrdiunı ia\ offices - handle enterprises »illi tumover
above the \ \ l threshold
• Small ı.ı\ offices handle snıall anıl miero businesses with tumover b e l o M ılu \ \T threshold
• "l'unnncr. pıvsunıptıvc Öf pateni taxcs
38 23. Maliye Sempozyumu
Third-party dala and reporting ıs very effective
L'S i n d i v i d u a l N e l income M i s ı e p o ı t i ı ı g , Tav Year 2001
Othcr lovv-cost approaches are also
effective
• Reejuiring a iaxpayer identification number to open
a bank açanını
•Establishing proof of compliance for government
>Tying issııaııee of business lieeııses and olher
pennits, such as constmetion. to tax registration
r\ \ I invojce matehing
^Easy validation of VAT registration for business
to-business and business-to-customer transactions
Audit and other enforcement tools
w ili stili be necessary
- Industry-based compliance projeCts
- Risk-scoring systems thal prioritize audit and
collection vvorkload based on highesl risks
- Adequate legal authorities (use of indirect
methods)
- SıılTicicnl audit and collection stalf
- I le\ ıhle penalty reyime
Information technology creates
many ne w opportunities
>• Technology is changing ali aspects of ta\
administration
• Cali centers (service and debi collection)
• I '-filing and service delivery
• Risk scoring and case identification
• Employee suppori tools
' Creates need forehanges ın vvorkforce
(locations, numbers and skills)
Resul ts
- Allocntioıı ol stalf to identified (dala driven)
risks
r Improved voluntarj compliance
Increased revenue
r- Increased conlidence in (he faimess of the
1. Oturum Soru Cevap
( O t u r u m B a ş k a n ı Prof .Dr . H a s a n K A Z D A Ğ L I )
Prof.Dr. Hasan KAZDAĞLI Sorular için biraz zamanımız var her iki konuşmacıya da soru sormak isteyenler için mikrofon
larımız dolaşıyor. Sorular tercüme edilecek.
Buyrun Üstün Bey.
Soru: Prof.Dr. Üstün DİKEÇ (Çankaya Üniversitesi) Değerli konuşmacılara vergi sistemleri ve verginin uluslararası boyutu hakkında bilgi verdikle
ri için kendi adıma teşekkür ederim. Bayan Cebreiro'dan bir konuyu öğrenmek istiyorum. Bilindi
ği üzere Türkiye'de zorunlu sosyal yardımlar toplam vergiye dâhil edilmiyor. Bu yardımları doğ
rudan doğruya sosyal güvenlik kurumları topluyorlar ve kendi harcamaları için kullanıyorlar. Baş
ka bir ifadeyle bu yardımlar hiçbir zaman merkezi hükümete veya hazineye gönderilmiyor. Ayrı
ca bildiğim kadarıyla hazine hesaplarına eklenmeyen yedi farklı vergi daha mevcut. Bu yedi çeşitli
vergi belediyelerce toplanmakta ve kendi harcamaları için kullanılmaktadır. Çalışmanızı hazırlar
ken acaba bu tür durumları dikkate aldınız mı? İkinci olarak ise, Türkiye ile ilgili olarak genel gö
rüşünüzü öğrenmek istiyorum.
Cevap: Ana CEBREİRO Teşekkür ederim. Sosyal güvenlik yardımlarını sunduğum zaman, gelir vergisinden sosyal gü
venlik yardımlarına kadar bütün değerler bizim gelir istatistiklerimizde toplanmaktaydı. Bizim ba
kış açımıza göre, sosyal güvenlik yardımları, hükümete ödenen vergilerdir. Türkiye'de neler yapabi
leceği konusunda ise O E C D adına bir görüş vermem doğru olmayacaktır. Kişisel olarak, Türkiye'de
en yüksek dilimden vergi ödeyenlerin sayılarının oldukça fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu aslın
da endişe edilmesi gerekilen bir durum; zira kurumsal nitelikte olan vergiler ile ve kişisel nitelikte
olan vergiler arasındaki farka her zaman önem verilmeli. Gelirlerin kişisel mi yoksa kurumsal mı
olduğuna dikkat edilmesi gerekmekte. Bu çok önemli bir nokta. Bana göre ikinci önemli nokta, res
mi kurumlara ayrılan kaynaklarla ilgili. Bu bağlamda, daha fazla kaynağın resmi kurumları geliş
tirmek için kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Şayet bu sağlanırsa, kurumlar vergisinin de da
hil olduğu vergi gelirlerinin oldukça yükselmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca vergi tabanında mey
dana gelecek büyümenin, teşvikleri de olumlu yönde etkilediğini görebilirsiniz. 2006 yılının verile
ri yanımda yok, ama hatırladığım kadarıyla teşvikler yükselme eğilimindeler.
Vergi gelirlerinin büyümesiyle ilgili olarak esas hedef toplanması daha kolay uygulanabilir olan
vergilerin kullanılmasıdır. Bunlar tüketim üzerinde alınan vergiler, gelir ve kurumlar vergileri
dir. Teori çok güzel ancak vergi politikası hazırlayıcıları ve nihai kararı belirleyenler açısıdan biraz
40 23. Maliye Sempozyumu
karmaşık. Emlak vergisinin Türkiye'deki kadar popüler olduğu bir OECD ülkesi daha var. Açıkçası em
lak vergilerini daha artması şaşırtıcı olur; zira, daha pratik araçların tercih edilmesi gerekiyor. Özetle,
Türkiye'nin verimlilik ve yeniden dağıtım arasındaki değişim yapması gerektiği ifade edilebilir.
Prof.Dr. Hasan KAZDAĞLI Başka soru? Buyrun.
Soru: Doç.Dr. Fatih SAVAŞAN (Uşak Üniversitesi) Bayan Cebreiro'ya ve Bayan Hart'a sunumları için teşekkür etmek istiyorum. Sorum Sayın
Cebreiro'ya olacak. Mevcut durumu net bir biçimde ortaya koydunuz ve vergilendirme üzerine bir
çok rakamlar verdiniz. Ayrıca, vergi teşviki ile ilgili olarak da bazı rakamları dile getirdiniz. Dünya
daki kurumlar vergisi rekabeti ile ilgili olarak görüşünüzü öğrenmek istiyorum. Bu rekabet iyi midir
yoksa kötü müdür? Bu çerçevede Türkiye'nin konumu nedir? Türkiye'nin vergi sistemi yabancı yatı
rımları çekebilecek kadar rekabetçi midir? Bir de, aynı konumda bulunan diğer ülkelerle karşılaştırdı
ğınızda Türkiye'nin vergi sisteminin genel olarak özel sektör yanlısı olduğunu söyleyebilir misiniz?
Cevap: Ana CEBREİRO Kurumlar vergisindeki rekabet O E C D tarafından kötü olarak nitelendirilmemektedir. Bazı
oranların çok düşük olduğuna yönelik bir dizi tartışma mevcut. Bize göre Türkiye'deki vergi ora
nı yüksek; zira vergi oranlarındaki dünya trendi, düşük vergi oranlarından ve büyük vergi tabanın
dan yana. Bunu şöyle açıklayabilirim. Headline tax'in yüksek olması olumludur ve önemlidir.1 Bu,
pek çok ülkede O E C D politikalarını hazırlayan ekip için çok önemlidir. Çünkü yabancılar yatırım
yapmaya karar verdiklerinde bu orana dikkat ediyorlar. Yani, temel ücretlerinizin yüksek olması
problem teşkil etmemektedir. Ancak, vergi teşvikleri ve vergi aflarının varlığı iyi değildir. Yaban
cı yatırımcı ilk olarak en iyi nerede yatırım yapabileceğine bakar. Bundan ayrı olarak ise vergi sis
teminin basit, dengeli ve şeffaf olmasını tercih eder. Ama bu söylediklerim headline tax oranında,
genel olarak düşük bir oran tercih edilmesinin daha çok yabancı yatırım çektiği gerçeğini ortadan
kaldırmamaktadır.
Bununla beraber, bir yandan doğrudan yabancı yatırımlara cazip bir ortam yaratılması istenir
ken, diğer yandan bu yatırımlar üzerinden alınan bir gelir vergisi payı hedefleniyor. Ne var ki, çok
uluslu şirketlerin vergi konusunda küçük ölçekli işletmelerden daha fazla söz hakkına sahip olduk
ları da bir başka gerçeği oluşturuyor. Bu çerçevede, ülkenizde geçerli olan oran yüksek olsa bile, bu
şirketler mutlaka daha az vergi ödemenin bir yolunu buluyorlar. Bu nedenle OECD çok uluslu şir
ketlere yönelik vergi teşviklerini pek fazla desteklemiyor. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak vergi pla
nında dikkate alınması gereken bir husus daha var. Vergi ödemesine ilişkin etkin oran hesaplanır
ken, çok uluslu şirketlere doğrudan verdiğiniz vergi indiriminin de eklenmesi gerekiyor.
Türkiye'nin vergi sisteminin özel sektör yanlısı olduğu sorusuna gelince; bence vergi dairesi
bunu destekliyor. Bu kapsamda, vergi idaresi masraf ve yükleri azaltmak için birçok önlem alıyor
ki, bu masrafların vergi mükelleflerini bazen oldukça zor durumda bıraktığı biliniyor. Ayrıca, ver
gi dairesi mükelleflere yönelik başka hizmetler bulabilmek için de çalışıyor. E-dosyalama konusun
da çok önemli bir ilerleme kaydetmişler, %90'ın üzerindeki e-dosyalama oranı inanılmaz derecede
1 Headline tax: Yurtdışından elde edilen kazançlar üzerinden ödenecek en yüksek kurumlar vergisi oranı.
1. Oturum - Soru Cevap 41
yüksek. Sadece e-dosyalama değil, internet kullanım oranları da memnun edici derecede yüksel
miş durumda. Vergi dairesine gitmeden sadece internet üzerinde vergi konusunda birçok bilgiye
ulaşılmasının yanı sıra, birinci ayda vergi mükellefleri için başlatılan yeni telefon hizmetinin de çok
önemli olduğu ifade edilebilir. Bu hizmetle vergi mükellefleri eğitimli ve tecrübeli kişilerden genel
bilgi alabildikleri gibi, kişisel sorularına da cevap alabileceklerdir. Yüksek miktarda vergi ödeyen
kişiler için verilen hizmetler daha da ileriye gitmiş durumda. Büyük çaptaki işlere ve işyerlerine ih
tiyaçlarını karşılamak için profesyonel bir yaklaşımla yardım edilmesi ve son zamanlarda ihracat
çılar için olan gerekliliklerin kolaylaştırılması çok önemli ilerlemeler olarak sayılabilir. Özetle, Tür
kiye ile ilgilendiğim bu son iki, üç yılda vergi mükelleflerinin uyacağı düşük maliyetli bir organizas
yon kurmak için önemli adımların atıldığını söyleyebilirim.
O E C D açısından vergi sisteminin şeffaf ve öngörülebilir olması büyük önem taşımaktadır. Aynı
zamanda vergiler kolay anlaşılabilir nitelikte olmalıdır. Çok sayıda vergi oranı yerine sadeleştirme
yapılarak oran sayısı azaltılmalıdır. Öngörülebilir bir vergi sisteminde şirketler sadece bugün ne
ödeyeceklerini değil önlerindeki birkaç yıl süresince ne kadar ödeyeceklerini de bilirler.
Prof.Dr. Hasan KAZDAĞLI Başka soru yok galiba. Buyrun.
Soru: Yrd.Doç.Dr. Hakan YILMAZ (Ankara Üniversitesi) Öncelikle iki konuşmacıya da teşekkür etmek istiyorum. Sunumlarda hem analitik, hem de bir
kısım dünya uygulamalarını yansıtan bilgiler vardı. îlk sorumu Sayın Cebreiro'ya yöneltmek istiyo
rum. Öncelikle bazı noktaların yeniden gözden geçirilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Ör
neğin, 2006 yılına ait vergi yükü, yeni milli gelir seviyesine göre yeniden ele alınabilir ve bu karşı
laştırma açısından daha iyi olabilir. Sonuçlar çok değişmese de, söz konusu orana bu şekilde bak
makta fayda olduğunu düşünüyorum. Sorum ise kurumlar vergisiyle ilgili. Kurumlar vergisi açı
sından, kurum kazançlarının, finansal ya da finansal olmayan kazançlara göre belirlenmesi, Tür
kiye gibi ülkeler açısından daha faydalı olabilir mi? Zira, yüksek bir borç stokumuz var. Ayrıca fa
izler sürekli biçimde dönemsel olarak değişiyor. Bu da ister istemez kurumlar vergisindeki yapı
nın değişmesine yol açıyor. Kurumlar vergisini bu anlamda yeniden ele almak analitik açıdan et
kili olabilir mi?
Sayın Cebreiro'ya yönelik ikinci sorum ise bugünün konusuyla ilgili. Şayet, dünyada iki yıl için
de toplam talebin yapısında bir daralma olması bekleniyorsa ve toplam talebin yapısında önceki
yıllara göre çeşitli değişmeler bulunuyorsa, Türkiye'ye ve benzeri ülkeler ile O E C D kapsamındaki
diğer gelişmiş ülkeler bu daralmadan hangi düzeyde etkileneceklerdir? Bu konuda kendisine veya
OECD'ye ait bir görüş, yaklaşım var mı?
Son sorumu ise Sayın Harta yöneltmek istiyorum. Vergi daireleri açısından bakıldığında,
Türkiye'deki temel problem, politika oluşturma ile politikayı uygulama sorumluluğunun birbirin
den ayrılması ile ilgiliydi. Türkiye, Gelir İdaresinin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili reformda as
lında bunu yaptı. Bu çerçevede, vergi dairesi ile siyasi sorumluluğa sahip aktörlerin rol ve sorumlu
luklarını birbirinden ayırmaya çalışırken, özellikle gelişmekte olan ülkelerde nelere daha fazla dik
kat edilmesi gerekir?
42 23. Maliye Sempozyumu
Cevap: Dale HART İlk olarak ben cevap vermek istiyorum. Soru vergi politikasının vergi dairesinden ayrılması ve
bunun getirdikleri ile ilgilidir. Bu ayrılma, Türkiye'yi diğer ülkelerle aynı çizgiye getiriyor. Türki
ye ile beraber dünyadaki pek çok ülke, vergi politikalarını Maliye Bakanlığı içinde yürütüyor. Yine
bu ülkelerin vergi dairelerinde ise, idareciler sadece vergi konusundaki sorumluluklarına yoğunlaş
makta ve vergi politikalarıyla ilgilenmemektedirler. Bu çerçevede yeni düzenlemenin Türkiye'yi yu
karıya taşıyıp taşımayacağı sorusu, yeni oluşumda başarılı olmak için nasıl iş çıkardığınızla ilgilidir.
Yeni uygulama, vergi politikasının belirlenme sürecinde Gelir İdaresiyle yakın bir çalışma yapıl
masını gerektirmektedir. Başka bir anlatımla, yeni uygulama, Gelir İdaresi ile Maliye Bakanlığının
açık iletişimde ve yakın olmasını gerektirmektedir. Bu çerçevede, vergi politikasına ilişkin yeni
mevzuatın Maliye Bakanlığı içinde tasarlanmasını takiben, vergi politikasının değişimi, vergi dai
resi içerisinde görüşülmeli, paylaşılmalı ve tartışılmalıdır.
Ayrıca Gelir İdaresinin görüşleri de dikkate alınmalıdır. Zira, onlar vergi mükellefleri ve ken
dileri için problem yaratacak konuları önceden görecek tecrübeye sahiptirler. Diğer yandan ver
gi borçlanması yönetiminde ise Gelir İdaresinin, vergi politikası birimine ve Maliye Bakanlığına
farklılık yaratacak değişiklikleri tavsiye etmeleri için açık kapı bırakması gereklidir. Özetle, bu ya
kın iletişim, sorumlulukları klasik bir formata sokar ve her bir karar birimini ilgilenilmesi gereken
konuya yoğunlaştırır.
Cevap: Ana CEBREİRO Yeni oluşturulmuş olan kurumlar vergisini değerlendirirken, vergi gelirlerinde bir artış görme
diğinizi söylediniz. Buna pek çok farklı cevap verilebilir. Öncelikle, pek çok sektörde daha fazla uy
gulama yapılmasına ihtiyaç var. İkincisi, birçok özel imtiyazlar halen geçerli. Bu oranları düşürdü
ğünüz anlamına geliyor. Ayrıca kurumlar vergisinin yeniden düzenlendiği bazı ülkelerde, ilk yıllar
da herhangi bir artış olmadığını, ancak daha sonra yükselişin gerçekleştiğini görüyoruz.
Açıkçası ikinci soruyu çok iyi anlayamadım. Ancak, global krizle ilgili olarak bana göre her
kes baskı altında ve bize göre bazı ülkelerde bu baskı daha şiddetli olacak. Vergi politikası açısın
dan bakıldığında ise, baskı altında birçok ülkenin ekonomiye daha fazla para sürdüğü görülecek
tir. Bu şekilde, bir yandan durum analizi yaparlarken, diğer yandan krizi biraz olsun yavaşlatma
amacı taşıyacaklardır.
2. Oturum
Globalleşmenin 1
Türk Vergi Sistemine Etkileri ( O t u r u m B a ş k a n ı : Prof .Dr . S a d ı k K I R B A Ş , O k a n Ü n i v e r s i t e s i R e k t ö r ü )
D o ç . D r . A b u z e r P I N A R ( A Ü , S B F ) - Y r d . D o ç . D r . H . Y a s e m i n Ö Z U Ğ U R L U ( M e r s i n Ün.)
Küreselleşme Sürecinde Vergi Yapılarındaki Dönüşüm: Türkiye Küresel Yapının Neresinde?
Y r d . D o ç . D r . B i n h a n Elif Y ı l m a z - Dr. M u r a t Ş e k e r - A r ş . G ö r . M u r a t Ç a k ( İ s t a n b u l Ün.)
Uluslararası Vergi Rekabetinin Doğrudan Yabancı Sermaye Üzerindeki Etkileri:
Türkiye Açısından Karşılaştırmalı Bir Analiz
Y r d . D o ç . D r . M u s t a f a Y ı ld ıran - Y r d . D o ç . D r . S e r d a r Ö z t ü r k - A r ş . G ö r . S ü l e y m a n B o l a t
( S i v a s C u m h u r i y e t Ün.)
Uluslararası Yatırımların Vergi Yönlü Mali Bozulma Etkileri: Kore, Türkiye ve
Meksika Üzerine Karşılaştırmalı Analiz
I
Vergi Yçt^^ifKİaki D ö n ü ş ü m : Türkiye Küresel Yapının Neresinde?
Abuzer PINAR A n k a r a Ü n i v e r s i t e s i , S i y a s a l B i l g i l e r F a k ü l t e s i , M a l i y e B ö l ü m ü
Yasemin ÖZUĞURLU M e r s i n Ü n i v e r s i t e s i , İ k t i s a d i v e İ d a r i B i l i m l e r F a k ü l t e s i , M a l i y e B ö l ü m ü
Özet iyasamn sürüklediği bir gelişme olarak ortaya çıkan küreselleşme ulusal ekonomiler ve kamu
politikaları üzerinde dikkate değer etkiler yaratmaktadır. Ticari serbestleşme ve hızlı serma
ye hareketleri bir yandan kısıtların kaldırılmasını zorunlu hale getirirken, diğer yandan kamu fi
nansmanında ciddi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Kamu harcamalarının kontrol altına alınma
sı temel bir politika hedefi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmelerle bağlantılı olarak vergi yapı
ları etkinlik temelinde şekillenmekte ve sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği temel tar
tışma konularından birisi olarak gündeme gelmektedir. Bu çalışma, küreselleşme sürecinde orta
ya çıkan vergi yapılarındaki dönüşüm, uluslararası bir karşılaştırma ile ele alınacak ve Türkiye'nin
bu süreçteki dönüşümü tartışılacaktır. Bulgular özetle şu şekildedir: Gelişmiş ülkelerde dolaysız
vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı daha yüksek iken, gelişmekte olan ülkeler ağırlıklı ola
rak daha etkin olduğu kabul edilen dolaylı vergilere yönelmektedirler. Gelişmiş ülkeler, sahip ol
dukları güçlü ekonomiler ve demokratik yapılar sayesinde, etkinlik ile eşitlik arasında siyasal İstik
rarı sağlayacak bir maliye politikası uygulayabilmektedirler. Gelişmekte olan ülkeler ise uluslara
rası piyasalarda rekabet etmek için etkinlik ilkesi çerçevesinde vergi yapılarını yeniden düzenler
ken kamu açıkları sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Harcamaların kontrol altına alınması ise
talep daralmasına neden olmakta, işsizlik artmakta ve sosyal güvenlik sistemi sürdürülemez hale
gelmektedir. Büyüme sürecinde ortaya çıkan gelir dağılımına ilişkin sorunların bir ölçüde hafifle-
tilmemesi halinde ortaya çıkabilecek siyasal ve sosyal istikrarsızlıklar büyümenin de sürdürülebi
lirliğini olumsuz etkileyecektir.
}
46 23. Maliye Sempozyumu
1.Giriş Ulusal ekonomilerin uluslararası piyasalarla entegrasyonu olarak tanımlanabilecek küreselleş
menin teorik temeli ülkelerin refah artışını hızlandıracağı beklentisine dayanmaktadır. Ampirik ça
lışmalar bu yönde dikkate değer sonuçlar vermektedir. Ancak küresel ekonomik sistem ve küresel
leşmenin ulusal ekonomiler üzerindeki etkileri sanıldığından daha karmaşıktır. Küreselleşme bi
linçli politikalar doğrultusunda yönlendirilen bir süreç değil, piyasanın sürüklediği bir gelişmedir.
Dolayısıyla devlet bu süreçte büyük ölçüde edilgen konumdadır. Siyasal otoriteler kamu politikala
rını küreselleşmenin zorladığı uluslararası rekabet yönünde tasarlamak zorunda kalmaktadırlar.
Küreselleşmenin etkilerine ilişkin araştırmalar iki temel çizgide oluşmaktadır. Birincisi küresel
leşmenin birincil gelir bölüşümü (işgücü ve sermaye) üzerindeki etkisidir. Bu tartışma dış ticaret
ve ücretler üzerinden yapılmaktadır. İkincisi ise küreselleşmenin devlet faaliyetleri üzerindeki et
kisi yoluyla ortaya çıkan daha dolaylı bir etkidir. Dolaylı olmakla beraber bu etki en az işgücü piya
saları üzerindeki etki kadar önemlidir. Örneğin buna göre sermaye akışkanlığı vergi tabanının kay
bedilmesine yol açmakta ve devletlerin sosyal politikalar uygulamasını zorlaştırmaktadır. Çünkü
sermaye piyasalarının bütünleşmesi genellikle dış ticaret ile paralel gerçekleşmekte ve ülkeler dış
risklere daha açık hale gelmektedir. Bu durumda sosyal koruma programlarına olan talep artmak
ta ve ciddi bir ikilem ortaya çıkmaktadır. Sosyal sigortaya olan talep artarken, finansman kaynak
ları azalmaktadır.
Kamu finansmanının temel unsuru olan vergi sisteminin ekonomik analizi temel olarak etkinlik
(efficiency) ve eşitik (equity) çerçevesinde yapılmaktadır. Küreselleşme açısından bakıldığında et
kinlik uluslararası düzeyde ekonominin rekabet gücü, yurtiçinde ise kaynak dağılımı etkinliği ola
rak ele alınabilir. Eşitlik yatay ve dikey olmak üzere iki şekilde düşünülebilir. Vergi tabanı sermaye
ve işgücü gelirlerinden oluşmakta, sermaye ise uluslararası düzeyde hareketli olan ve olmayan un
surların bir bileşimi olarak ele alınmaktadır. Hareketli olan sermaye büyük ölçüde parasal serma
yeden oluşurken doğrudan yatırımların hareketliliği daha sınırlı kalmaktadır. İşgücü ise yüksek dü
zeyde kalifiye olan dar bir kesim ve göç dışında genellikle hareketli değildir. Bu çerçevede bakıldı
ğında vergilemenin etkinlik ve eşitlik hedeflerini bir arada gerçekleştirmek mümkün olmadığından,
siyasal otoriteler iktisat politikalarının öncelikli olarak belirledikleri hedefleri doğrultusunda vergi
sistemlerini yeniden düzenlemektedirler.
Bu çalışma yukarıda özetlenen teorik çerçevede küreselleşme ile vergi yapısı arasındaki ilişkiyi
uluslararası düzeyde karşılaştırmayı hedeflemektedir. Buradaki temel soru, küreselleşme ve mali
ye politikası arasındaki teorik ilişkiden hareketle, küreselleşmenin kamu sektörünün işlevlerini ver
gi yapısındaki değişim yolu ile nasıl etkilediğidir. Bu soru değişik ülke grupları itibariyle küreselleş
menin vergi politikaları üzerindeki etkileri çerçevesinde yanıtlanmaya çalışılacaktır. İkinci bölüm
küreselleşmenin vergi yapıları üzerindeki etkisine ilişkin teorik tartışmaları ele almaktadır. Üçüncü
bölümde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin vergi yapılarındaki dönüşüm küreselleşme ile bağ
lantılı olarak analiz edilmektedir. Dördüncü bölüm Türkiye'deki vergi yapısının dönüşümünü yapı
lan tartışmalar ışığında ele almaktadır. Son bölüm çalışmanın ulaştığı sonuçlara ayrılmıştır.
2. Küreselleşme ve Vergilendirmeye İlişkin Teorik Tartışmalar 2 . 1 . K ü r e s e l l e ş m e K a v r a m ı
Küreselleşme kavramı 20. yüzyılın sonlarında yoğun olarak siyaset bilimi, sosyoloji, işletme ve
ekonomi gibi sosyal bilimlerin değişik alanlarında literatüre girmiştir. Bu kavram değişik disip-
Küreselleşme Sürecinde Vergi Yapılarındaki Dönüşüm: Türkiye Küresel Yapının Neresinde? 47
Ünlerde tam olarak aynı anlamda kullanılmamakla beraber, genel bir iktisadi bakışla "mal ve fak
tör piyasalarının entegrasyonu" olarak tanımlanabilir. Küreselleşme sürecinde mallar, hizmetler,
üretim faktörleri, işgücü ve teknoloji uluslararası düzeyde daha hareketli hale gelmekte ve ulusal
düzeyde uygulanan politikalar bu hareketliliğin arttırılması için kısıtların kaldırılması biçiminde
gözden geçirilmektedir. İktisadi açıdan bakıldığında küreselleşme ile uluslararası arbitraj maliyet
leri düşürülmektedir. Aslında bu maliyetler zaman içerisinde özellikle mal piyasasında dış ticaret
hacminin artmasıyla düzenli olarak düşmüştür. Ancak özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya
çıkan bazı gelişmeler küresel ekonomik entegrasyonun farklı boyutlar kazanmasına neden olmuş
tur (Schulze ve Ursprung, 1999: 301-303). Bu gelişmeleri üç ana başlıkta toplamak mümkündür:
• İktisadi Gelişmeler: Uruguay görüşmeleri sonucunda Dünya Ticaret Örgütü (WTO)'nün kurul
ması ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi
« Teknolojik Gelişmeler: Ulaşım ve bilgi teknolojisindeki gelişmeler
« Siyasal Gelişmeler: Siyasal sistemlerin "liberal demokrasi" ve "hukuk devleti" temelinde yeniden
yapılandırılması
1980'lerde başlayan Uruguay görüşmeleri, özellikle uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi açı
sından farklı bir boyut kazanmıştır. Görüşmelerin kapsamı genişletilerek hizmetler ve fikri mülki
yet hakları konusunda yeni kurallar getirilmiş, anlaşma Dünya Ticaret Örgütü ( W T O ) çatısı altın
da kurumsallaştırılmış ve tarım ve tekstil ürünlerinin mevcut kurumsal çerçeveye eklenmesi için
bir perspektif konmuştur.
İktisadi açıdan ortaya çıkan bir başka gelişme, 1980'lerde ülkelerin çoğunun uluslararası serma
ye kontrollerini kısmen veya tamamen kaldırması ve bunun sonucunda sermayenin uluslararası
düzeyde çok dah