124

Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Citation preview

Page 1: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

MARKS�ZM'DE TEMELKAVRAMLAR

�lhan Akdere

Page 2: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

�çindekiler

Önsöz 2

I TEMEL B�LG�LER 4

1 Toplumu anlaman�n, yorumlaman�n ve de§i³tirmenin ba³l�caaraçlar�: Tarihsel materyalizmin temel kavramlar� 5

2 Devrim 11

3 S�n��ar ve s�n�f mücadelesi 17

4 Proletaryan�n s�n�f mücadelesinin üç temel biçimi 20

5 S�n�f mücadelesinde devrimci proletaryan�n sosyalist ve de-mokratik görevleri 31

6 Proletarya Partisi 36

7 Strateji ve taktik 45

8 Taktik 47

9 Kuvvet Analizi 49

10 Hedef Analizi 53

1

Page 3: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

11 Araç Analizi 55

12 Sosyalizm 57

II D�YALEKT�K MATERYAL�ZM 65

13 Felsefede partizanl�k ilkesi 66

14 Diyalektik materyalizmin do§u³u 74

15 Niceli§in niteli§e, niteli§in niceli§e dönü³me yasas� 78

16 Evrim ve devrim 83

17 Kar³�tlar�n birli§i ve mücadelesi 86

18 Antagonist ve antagonist olmayan çeli³meler 90

19 Objektif ve sübjektif 94

20 Özgürlük ve zorunluluk 99

21 Zaman, mekan ve hareket 102

22 �mkan ve gerçeklik 107

23 Sonsöz 113

Küçük Sözlük 119

2

Page 4: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ÖNSÖZ

Bu bro³ür, Marksizm-Leninizmin temel kavramlar� ve temel sorunlar� hakk-�ndaki ilk bilgileri ana çizgileriyle özetleyerek, hem bilimsel sosyalizmin teor-isine giri³ için bir imkan sa§lamay� hem de ara³t�r�l�p ö§renilecek konular�ngenel bir ³emas�n� vermeyi amaçlamaktad�r.

Bro³ürün ele ald�§� ve özetledi§i her konuda, Marks, Engels, Lenin veStalin'in temel eserlerine ba³vuruldu.

Stalin'in, temel e§itim kitaplar�n�n en mükemmeli ve bu alandaki en ko-lay kavran�r ve aç�k bir dille yaz�lm�³ eseri olan �LEN�N�ZM�N �LKELER��,bro³ürün plan�n�n kurulmas�nda ve temel konular�n�n tespit edilmesinde esasal�nm�³t�r. Onun ortaya koydu§u problemler ve bu problemlere gösterdi§i çö-züm yollar�, y�llar boyunca komünistlerin kendilerini geli³tirmeleri ve yenikomünist militan ku³aklar yeti³tirmeleri s�ras�nda kar³�la³t�klar� her engelia³maya yeteneklidir ve bugün de bu özelli§ini korumaktad�r.

Bunun yan� s�ra, sosyalizmin ilk anavatan�, sosyalist in³an�n büyük zaferülkesi olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birli§i'nin revizyonist kar³�devr-imciler taraf�ndan ele geçirilmeden önceki dönemlerinde yay�nlanm�³ bulunane§itim kitaplar�ndan, ekonomi, felsefe ve politika alan�nda yaz�lm�³ eserlerdende yararlan�ld�.

Arnavutluk Emek Partisi'nin ve büyük komünist önder Enver Hoca'n�neserleri, bu bro³ürün yaz�l�³� s�ras�nda yol gösterici oldu.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin çe³itli belgeleri, teorik birikimi,deneyleri ve günümüzde yürüttü§ü mücadelenin ihtiyaçlar� da bro³ürün yaz-�lmas�na �³�k tuttu.

Bu bro³ür, temel konulara yaln�zca bir giri³ niteli§indedir. Ele ald�§� veaç�klad�§� her konu, Marksizm-Leninizmin büyük teorik cephaneli§inin çokküçük bir bölümünü olu³turur.

3

Page 5: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

K�s�m I

TEMEL B�LG�LER

4

Page 6: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 1

Toplumu anlaman�n,yorumlaman�n ve de§i³tirmeninba³l�ca araçlar�: Tarihselmateryalizmin temel kavramlar�

�³çi s�n�f�, de§i³tirmek ve eme§e göre örgütlenmi³ olarak yeniden kurmak is-tedi§i dünyan�n bugünkü durumunu anlamak, de§i³tirilmesinin ko³ullar�n�ve imkanlar�n� görebilmek için her³eyden önce dünyaya �materyalist aç�dan�bakmas�n� ö§renmelidir. Bu yüzden, ya³ad�§�m�z toplumu de§i³tirmeye gir-i³irken, toplumun hareketinin nas�l kavranaca§�n�, s�n�f�n örgütlü eylemininyönelece§i temellerin neler oldu§unu görmemiz gerekir.

�lk bak�³ta toplumlar�n hayat�, say�s�z olay ve nesnenin rasgele birarayagelmesi gibi görünür. Gündelik hayat�n karma³as� içinde, ticaretin, sanatla-r�n, siyasetin, üretimin ve tüketimin küçük küçük parçalar�na tek tek bel-irtilerine hepimiz bir ucundan kat�l�r�z ve hayat�n kendimize dü³en parças�üzerinde, ço§u zaman milyonlarca insanla olan ba§lar�m�z�n fark�na varma-dan �kendi hayat�m�z�� ya³ar gideriz. Devrimci siyasi çal�³ma, toplumun bugörünürdeki karma³as�n�n, rastlant�sal gibi görünen ili³kilerin ve ba§�nt�lar�nözünü aç�§a ç�karmaya ve ya³anan toplumsal ili³kilerin gerçek yap�s�n� anla-yarak onun nas�l dönü³türülece§ini bulmaya dayan�r. Planl� ve programl� birdevrimci faaliyet, rasgele ve düzensiz ili³kilerin nereye varaca§� belli olmayangeli³melerinin pe³inden gitmez, aksine, bütün bu karma³a alt�ndaki düzenli,az çok tekrarlanabilir ve kontrol edilebilir olan� bularak onun üzerinde iler-ler. Böylece eylemlerimizle sonuçlar� aras�nda, geçmi³ ile gelecek aras�nda birba§ kurmak, neyi nas�l yaparsak hangi sonucu elde edece§imizi hesaplayarak

5

Page 7: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ilerlememizi sa§layacak bir dayanak noktas� bulmak zorunday�z. Bu yüzden,devrimci faaliyetin ba³lang�c�nda, ya³anan toplumun niteli§inin anla³�lmas�çabas� bulunur.

De§i³tirmeye, dönü³türmeye çal�³t�§�m�z toplumsal ili³kilerin kayna§�,ba³lang�ç noktas� ve üzerinde ³ekillendi§i temel nedir? Bir toplumu dahaileri, daha iyi, daha yüksek bir düzeye ç�karmak için nelerin de§i³tirilmesigerekir? Her insan toplulu§unun ilk göze çarpan özelli§i, belli bir toprak par-ças� üzerinde, belli bir nüfusa sahip olarak ya³amakt�r. Özetle, do§al-co§ra�ko³ullar ve nüfus, her insan toplulu§unun olmazsa olmaz ilk ko³uludur. Nevar ki, toplum halinde ya³amak için bunlar yetmez. �nsanlar sanatla, dinle,siyasetle u§ra³madan önce, yemek, içmek, bar�nmak ve do§an�n zorlu ko³ul-lar�na kar³� koymak için kendilerini korumak, k�sacas� üretimde bulunmakzorundad�rlar. Besin maddelerinin, bar�naklar�n ve giyim e³yalar�n�n sa§lan-mas� için giri³ilen i³ler, sarfedilen emek, tek kelimeyle zorunlu ihtiyaçlar içinüretim, insanlar�n toplum halinde ya³amalar�n� gerektirir. Böylece üretiminbiçim ve ko³ullar�, yaln�zca toplumun olu³mas�n� sa§lamakla kalmaz, ayn�zamanda her toplumu di§erlerinden ay�ran, onun özelliklerinin olu³mas�n�haz�rlayan ve di§er toplumlarla ili³kisinin biçimini tayin eden bir etki de ya-rat�r. Üretimin biçim ve ko³ullar�, bir toplumun içindeki ili³kileri, insanlar�nbirbirleriyle olan ili³kilerinin kurallar�n� ve di§er toplumlarla olan ili³kileriniçeri§ini de do§urur ve bunlar�n tarih içinde hangi yeni ve de§i³ik biçimlerialaca§�n� belirler. Bir toplumu bütün yönleriyle anlamak için ç�k�³ noktas�,onun maddi hayat ko³ullar�n�n incelenmesidir.. Toplumlar�n anla³�lmas� ka-dar onlar�n de§i³tirilmesinin de ba³lang�ç noktas� ve sonunda ula³aca§� hedef,maddi hayat�n üretimi ve yeniden üretimidir. Bunu, �ya³am için gerekli geçimaraçlar�n�n elde edili³ biçimi� olarak da adland�rabiliriz.

ÜRET�M TARZI, toplumsal hayat�n maddi temelidir. �nsanlar�n temel ih-tiyaçlar�n� üretmek için kulland�klar� araçlar�n, bilgi ve tecrübenin ve üretimsürecinde birbirleriyle kurduklar� bütün ili³kilerin, üretim ve ya³ama yön-temlerinin tümüne birden �üretim tarz�� denir. Üretim tarz�, daima tarihselolarak belirlenmi³tir, yani bir yandan kendisinden önceki üretim tarzlar�n�nhaz�r olarak b�rakt�klar� ili³kilerin bir bölümünü, onlar�n yeniden üretilmi³ya da dönü³türülmü³ biçimlerini içerir, di§er yandan kendisine özgü yenibiçimler yaratarak kendi niteli§inin tamamlanmas�na yönelik yeni ili³kiler,yeni kurumlar ve nesneler olu³turur. Üretim tarz�, toplumun manevi, siyasi,dü³ünsel, ya³am�n�n da temelidir. Üretim tarz�n�n de§i³mesi, bütün toplumsalsistemin de§i³mesi demektir. Toplumlar�n ilerlemesinin tarihi, üretim tarzla-r�n�n ilerlemesinin tarihidir. Ba³lang�c�ndan bu yana, insan toplumu, ardardagelen ve her biri kendisinden daha ileri bir üretim tarz� taraf�ndan a³�lan belliba³l� be³ toplumsal sistem tan�m�³t�r: Bunlar, s�ras�yla, ilkel komünal toplum,

6

Page 8: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum ve sosyalist toplumdur.

�gure

Hangi tarihsel geli³me düzeyinde olursa olsun, bütün toplumlar�n kurulu³³emas�, ana hatlar�yla yukar�daki gibidir. Bu ³emada görüldü§ü gibi, üretimili³kileri ve üretici güçler, üretim tarz�n�n iki yan�n�, iki esas unsurunu olu³-turur.

ÜRET�M �L��K�LER�, bir toplumda insan bilincinden ba§�ms�z olarakvarolan maddi ili³kilerdir. Bu ili³kiler, insanlar aras�nda, sosyal üretim, mü-badele ve zenginli§in da§�l�m� sürecinde meydana gelir. Üretim ili³kileri, üre-tim tarz�n�n asli yanlar�ndan birisidir. �nsanlar birlikte faaliyet göstermek vebu faaliyetlerini kar³�l�kl� mübadele etmek için biraraya gelmeksizin üretimdebulunamazlar. Bu süreçte insanlar aras�nda kurulan ili³kilerin tümüne üretimili³kileri ad� verilir.

ÜRET�C� GÜÇLER, üretim tarz�n�n belirleyici, en hareketli, en devr-imci ve en h�zl� geli³en yan�d�r. Üretici güçlerin ba³l�ca unsurlar� ise, insanbilgi-becerisi, teknoloji, bilim ve üretici s�n�f�n kendisi ile üretim araçlar�d�r.Yani üretici güçler, insanlar�n hem do§a üzerindeki etkinliklerinin tüm araçve nesnelerini, bunlar�n kullan�l�³ bilgisini ve do§rudan do§ruya insan eme-§ini içerir. Üretici güçlerin geli³mesinin düzeyi, bir toplumun do§a üzerindekiegemenli§inin ve kendi içinde örgütlenmesinin derecesini gösterir.

Üretici güçlerin bir yan�n�, maddi üretimde kullan�lan üretim aletleri veemek nesneleri olu³turur. EMEK NESNELER�, üretim sürecine sokulmu³bulunan ve üzerinde insan eme§i uygulanan varl�klard�r. Emek nesnelerinii³lemek ve bir ürün haline getirmek için çe³itli araçlar kullan�r�z. Bu araç-lar�n bir k�sm�, nesnenin-hammaddenin üzerinde do§rudan do§ruya etkidebulunarak onun ürün haline gelmesini sa§lar, baz�lar� da, dolayl� yollardanonun de§i³tirilmesine kat�larak ürün haline gelmesini sa§lar. Hammadde üze-rinde do§rudan do§ruya etkide bulunan araçlara, �dolays�z üretim aletleri�ad� verilir. Bunlar, duvarc�n�n malas�, demircinin çekici, fabrikada makinalar,tezgahlar, gibi aletlerdir. Dolayl� üretim aletleri ise, ürünün elde edilmesindekendisinden dolayl� olarak yararland�§�m�z, ürünün üzerinde i³ yaparken et-kisi görülmeyen ama onlar�n ortaya ç�k�³� için gerekli olan aletlerdir. Fabr-ika binalar�, yollar, köprüler, limanlar, demiryollar�, depolar, ula³�m araçlar�gibi...

Emek nesneleri ile, üretim aletleri, topluca ÜRET�M ARAÇLARI'n� mey-dana getirirler. Üretim araçlar�, toplumda en çabuk de§i³en, ve de§i³mesiyle

7

Page 9: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

birlikte, kendisine ba§l� ili³kilerde de de§i³iklikler meydana getiren bir un-surdur ve üretici güçlerin en dinamik, en hareketli, en çabuk geli³en yan�d�r.Üretim araçlar� üzerinde kimin mülk sahibi oldu§u ise, toplumdaki bütündi§er ili³kilerin meydana ç�k�³�nda önemli bir rol oynar. Kapitalist toplumda,üretim araçlar�n�n mülkiyetini, kapitalistler ellerinde bulundururlar. Böyleceüretim araçlar�, kapitalizmde i³çilerin sömürülmesinin bir arac�na dönü³ür-ler. Oysa kapitalizm, di§er yandan, üretim araçlar�n�n kullan�m�n�, büyükölçüde toplumsal bir i³ haline getirmi³tir. Büyük ölçekli üretim birimlerindeolsun, ürünlerin ta³�nmas� ve korunmas� için kullan�lan araçlarda olsun, el-birli§i içinde i³çi ve emekçi y�§�nlar� çal�³�r. Üretimin bütün yükünü emekgücü kald�r�rken, üretim araçlar�n�n sahipli§inin özel mülkiyet alt�nda tutul-mas� kapitalizmin temel çeli³mesini olu³turur. Böylece üretim ili³kileri, üret-ici güçlerin geli³mesinin gerisinde kalarak üretici güçlerin bir geli³me biçimiolmaktan ç�kar, onun engeli ve köstekleyicisi durumuna gelir. Üretim araç-lar�n�n geli³mesi, teknolojinin ve üretici s�n�f�n ilerlemesi, bu çeli³meyi dahada keskinle³tirir ve üretimin toplumsalla³mas�na denk dü³ecek ³ekilde, üre-tim araçlar�n�n da toplumsalla³t�r�lmas� gere§i do§ar. Üretim araçlar�n�n vebir bütün olarak üretim güçlerinin geli³mesinin düzeyi ile, mülkiyetin özelbiçimi yani �üretim ili³kileri� aras�ndaki çeli³me, devrimin do§mas�na yolaçar. Üretici güçlerin geli³me düzeyiyle uyumlu bir üretim ili³kilerinin kurul-mas�na devrim denir. Bütün devrimlerin tarihsel temelini olu³turan bu çel-i³me, Marksizm taraf�ndan, �üretim ili³kilerinin üretici güçlerin karakterineuygunlu§u yasas��nda gösterilmi³tir. Bu yasa, bütün sosyo-ekonomik yap�-larda, üretici güçlerle üretim ili³kileri aras�ndaki kar³�l�kl� etkile³meyi aç�§aç�kar�r. Bu yasaya göre, s�n��� toplumlarda üretim tarz�n�n bu iki unsuru,yani üretici güçlerle üretim ili³kileri, hem birlik hem de çat�³ma halinde bu-lunurlar.

2 Altyap� ve üstyap�

Toplumsal kurulu³un bütün elemanlar�, ba³l�ca iki ana grupta toplanabilir.Ekonomik ili³kileri ve bunlar etraf�nda biçimlenen üretim ili³kilerini olu³turanmaddi unsurlar�n grubuna �TEMEL� ya da �ALTYAPI� diyoruz. Toplumun,manevi, siyasi, dü³ünsel olaylar�n�n ve kurumlann�n olu³turdu§u ikinci grupunsurlara ise �ÜSTYAPI� ad�n� veriyoruz.

Üstyap�, toplumun altyap�s�n�n bir yans�mas�d�r. Her toplum, üretimi netarzda gerçekle³tiriyor, hayat�n yeniden üretimi sürecinde ne türden ili³kileregiriyorsa ve bu ili³kilerde hangi s�n�f egemen durumdaysa, üstyap�y� olu³turanelemanlar da bunlar�n özelliklerini gösterirler. Her toplumda egemen �kirler,

8

Page 10: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

bu yüzden egemen s�n��ar�n �kirleridir. Gene her toplumun, dinsel, ahlaki,felse�, hukuki yap�lar�, yani üstyap�s�, temele siyaset arac�l�§�yla ba§lan�r veböylece üstyap�n�n altyap� üzerinde etkili olmas� sa§lan�r. Fakat genel olarakve tarihi bak�mdan, daima belirleyici olan altyap�d�r.

S�n��� toplumlarda altyap� ile üstyap� aras�nda uzla³maz çeli³meler bu-lunur. Özellikle mülkiyet ve siyasi üstyap�, altyap�da geli³en üretici güçleringerisinde ve onun üzerinde geli³meyi engelleyici bir rol oynamas�ndan dolay�da kar³�s�nda bir durum gösterir. Di§er yandan egemen üstyap�, üretici güçle-rin geli³mesini yans�tan ba³ka ideolojik ve siyasi �kirlerle, ahlaki tutumlarlave kültür unsurlanyla da çat�³ma halindedir. Ezilen s�n��ar�n mücadelesininyaratt�§� yeni dü³ünceler, yeni siyasi örgütlenmeler, yeni toplumsal al�³kan-l�klar ve gelenekler, egemen üstyap�n�n yerle³ik ve gerici unsurlar�yla kar³�kar³�yad�r. Toplumun temel çeli³mesinden kaynaklanan bu kar³�tl�k, i³çi s�n�-f�n�n ideolojisi ve örgütleri arac�l�§�yla en keskin ve uzla³maz biçimini kazan�r.

2 Devlet

Egemen siyasi üstyap�n�n en örgütlü, en belirgin yan�n� DEVLET temsil eder.Devlet, egemen s�n��ar�n hakimiyetinin bir arac�d�r ve s�n�f mücadelesininyürütülmesinde egemen s�n��ann en örgütlü gücünü olu³turur.

Devlet, insanl�k tarihinin belli bir a³amas�nda, yani toplumlar�n s�n��arabölünmü³ halde ya³amaya ba³lad�klar� bir dönemin ürünüdür. Çok eski ça§-larda, insanlar�n henüz s�n��ara bölünmeden ya³ayabildikleri ça§larda, top-lumlar devlet diye bir örgütlenmeye ihtiyaç duymazlard�. Kamu i³leri, toplu-mun bütünü taraf�ndan ve herhangi bir gruba egemenlik tan�madan yürütü-lürdü. Özel mülkiyetin ortaya ç�kmas�yla toplum uzla³maz s�n��ara bölündüve mülk sahibi s�n��ar�n ç�karlar�n� mülksüz s�n��ara kar³� korumak için silahl�güce, hapishanelere sahip olan, özel olarak devlet i³lerini yürütmekle görevlibir bürokratlar kadrosu kullanan bir örgüte ihtiyaç duyuldu. Devlet, halk�nkamu i³lerine do§rudan kat�lmas�n� ortadan kald�rarak toplumu yönetenler veyönetilenler olarak ay�ran bir i³bölümünün sonucunda do§du. Günümüzdekibütün devletlerin temel özelli§i, daha ilk ba³ta kurulan devletlerde de anaçizgileriyle bulunur. De§i³en toplumsal düzenlere ra§men, devletlerin temeli³levi de§i³mez: Bir yanda egemen s�n��ar vard�r, di§er yanda da egemenlikalt�nda tutulmas� gereken s�n��ar. Bir ba³ka deyi³le, s�n��ara bölünmü³ hertoplum, s�n�f mücadelesiyle içice ya³amak zorunda kalan her toplum, mutlakolarak devlet örgütlenmesine de ihtiyaç duymaktad�r. Bu bak�mdan Lenin,�Devlet, nesnel olarak s�n�f çeli³kilerinin uzla³amaz oldu§u zaman ortaya ç�-kar ve bu çeli³kiler uzla³amaz olarak kald�§� sürece devam eder� demi³tir.

9

Page 11: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

2 Devlet tipleri ve biçimleri:

Devlet bir siyasal üstyap� kurumu olarak, kendisini yaratan toplumun özell-iklerini ve çeli³kilerini yans�t�r. Her tarihsel a³amada, farkl� devlet biçimlerive devlet tiplerinin görülmesinin sebebi, devletin üzerinde yükseldi§i toplum-lar�n üretim tarzlar�n�n birbirinden farkl� olmas�d�r. Devletin tipi denilince,onun içeri§ini olu³turan s�n�f yap�s�n� kastediyoruz. Devletin biçimi ise, ikti-dar ve yönetim organlar�n�n düzenleni³ini, onun politik yap�s�n� dile getirir.Böylece tarihte, ba³l�ca köleci, feodal, burjuva-kapitalist ve sosyalist devlettiplerinden sözetmek mümkündür. Bunlar�n her birinde, tarihin belli bir an-�nda egemen s�n�f olarak örgütlenmi³ ayr� ayr� s�n��ar�n siyasal örgütlenmesinigörürüz.

Ayn� s�n�f taraf�ndan örgütlenmi³ olmakla beraber, yani belirli bir tarihseltipe girmekle beraber, devletler farkl� biçimler gösterebilir. Örne§in, kölecitipte bir devlet, cumhuriyetçi ya da otokratik biçimler alabilece§i gibi, bur-juva kapitalist tipte bir devlet de, demokratik ya da fa³ist olabilir. Bugünbaz� Avrupa ülkelerinde hâlâ anayasal mutlakiyetler biçiminde burjuva tiptedevletler vard�r.

10

Page 12: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 2

Devrim

Devrimin zorunlulu§u

2 Tarihsel zorunluluk ve sosyal devrim:

Üretim araçlar�n�n özel mülkiyet alt�nda bulundurulmas� ile üretimin top-lumsalla³mas� aras�ndaki çeli³me, kapitalist toplumda devrimin tarihsel birzorunluluk halini almas�n�n temelidir. Kapitalizm öncesinde de, üretim araç-lar� üzerindeki mülkiyetin biçimi ile, üretici güçlerin geli³me düzeyi aras�ndakiçat�³ma ve uyu³mazl�k, o üretim tarzlar�n�n y�k�l�³�na yol açm�³t�.Toplumsaldevrimin temelini olu³turan üretim güçleriyle üretim tarz�n�n ili³kileri aras-�ndaki çat�³ma, eski üretim tarz�n�n evrimi s�ras�nda, yava³ yava³ fakat ilericibir tarzda olgunla³�r. Fakat bu çat�³ma, egemen üretim tarz� tamamen or-tadan kalkmad�kça çözülemez, ortadan kalkamaz. Kapitalizmin y�k�lmas�n�nkaç�n�lmazl�§�, bu çeli³meyi çözmesinin imkans�zl�§�ndan, bir ba³ka deyi³le,üretici güçlerle üretim ili³kileri aras�nda uyum yasas�n�n nesnelli§inden kay-naklan�r. Üretici güçlerin geli³mesini yans�tan ve bunlarla üretim ili³kileriaras�ndaki çat�³man�n sonucunda ortaya ç�kan s�çramaya SOSYAL DEVR�Mdenir.

2 Siyasal zorunluluk ve siyasal devrim:

Her sosyal devrim, bir siyasal devrimle tamamlanmak zorundad�r.

Üretici güçlerin geli³mesinin belli bir a³amas�nda kendisini gösterentarihsel-sosyal devrim, yeni üretim ili³kilerini ve yeni üretim ili³kilerine uygunyeni siyasal bir yap�n�n do§mas�n� da gerektirir. Çünkü, her siyasal iktidar,

11

Page 13: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

üretim ili³kileri içinde egemen olan s�n�f�n yüksek bir örgütlenmesini temsileder ve üretim ili³kileri ile egemen s�n��ar de§i³tikçe, bu siyasal yap�n�n dade§i³mesi gerekir. Bu yüzden, her devrimin temel sorunu iktidard�r; yani ikti-dar�n yeni üretim ili³kilerini cisimle³tiren s�n�fa geçi³idir. Yeni siyasal iktidar,ekonomik ve toplumsal ili³kilerde zorunlu olan de§i³iklikleri gerçekle³tirecekve üretici güçlerdeki geli³meyi, toplumun bütün alanlar�nda yans�tacakt�r.Böylece, a³a§�dan, temelden ba³layan de§i³iklikler, yukar�dan da destekle-necek ve devletin s�n�fsal karakteri, ba³l�ca üretici güç durumunda bulunandevrimci s�n�f�n karakterine uygun hale getirilecektir. Bu, tarihteki burjuvadevrimlerinde de, i³çi ve halk devrimlerinde de böyle olmu³tur. Bundan sonrada, tarihsel geli³me, kendisine yön veren s�n�f�n siyasal iktidar� ele geçirmes-iyle kendi yolunun aç�lmas�n�n ko³ullar�n� daima yeniden haz�rlayacakt�r.

Sosyal devrim, ço§u kez, derinden i³ler ve kendisini toplumsal hayat içindeapaç�k belirtiler halinde göstermeyen uzun bir evrim sürecinde gerçekle³ir.Ama siyasal devrimler, daima, çalkant�l� bir siyasi ve ekonomik altüst olu³halinde, keskin s�n�f mücadeleleri içinde, bazan büyük çapta bir iç sava³� ge-rektirerek ilerler. Bu yüzden, egemen s�n��ar�n gözüne devrim, bir barbarl�k,y�k�c�l�k ve kan dökücülük olarak görünür. Kan ve felaket, barbarl�k ve vah³etsözkonusu olunca, burjuvazinin konu³maya hiç hakk� yoktur. Emekçi kitlele-rin sömürülmesi üzerine kurulmu³ bulunan kapitalist toplum, sözde bar�³ç�geli³me dönemlerinde bile, milyonlarca i³çi ve emekçinin kan� ve teri pahas�naayakta kalmaktad�r. Geli³mesinin her ad�m�nda milyonlarca insan�n sömür-ülen ve tüketilen teri, kapitalistler aras�ndaki rekabetteki sava³larda dökü-len kan� vard�r. Burjuvazi, sömürü düzenini daima kur³una dizilmi³ i³çilerin,kitleler halinde k�r�lm�³ köylülerin kan�yla beslemi³tir. Fa³izmin söndürdü§ümilyonlarca insan hayat�n�n, emperyalist sava³lar�n k�r�p döktü§ü uygarl�kla-r�n, sava³lar�n yol açt�§� barbarca vah³etin tek sorumlusu, her zaman yaln�zba³�na burjuvazidir. Ve devrim, bütün bu hayvanca sald�rganl�klara kar³� ger-çek insanlar�n, eme§iyle dünyay� yaratm�³ bulunan insanlar�n bir kar³� koyu³uve bunlara son verme sava³�d�r. Kandan, terörden, vah³et ve barbarl�ktansözeden burjuvazi, emekçilerin devrimci kalk�³mas�n� ne zaman gülle çiçekledurdurmu³tur da devrimin gülle çiçekle yap�lmas�n� istiyor? Dünya i³çilerininburjuvalar taraf�ndan yüz y�llard�r dökülen kan� kadar kan hangi devrimdei³çiler taraf�ndan dökülmü³tür? �³çi ve emekçi kitleler ne sava³tan ne de kandökmeden yanad�rlar. Biz, her ³eyin tarihin ak�³�na uygun olarak mümkünseen bar�³ç� yoldan gerçekle³mesini istiyoruz. �stedi§imiz ³ey çok basittir: bur-juvazi, üretim araçlar� üzerindeki özel mülkiyetinden vazgeçsin, düzenli ordu,polis ve bürokrasiye dayal� devletini la§vetsin, bütün iktidar� i³çilerin iktidarorganlar�na devretsin. Hepsi bu! Burjuvazi, bizim bu taleplerimiz kar³�s�nda³iddete ba³vuruyor. Bizim isteklerimize, gönül r�zas�yla boyun e§miyor. Bir

12

Page 14: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

an için burjuvaziye, kendisinin kurdu§u �demokratik sistem içinde� kendisininkurallar�na uygun olarak seçimlerle i³ba³�na gelmeyi ve devrimimizi bu an-lamda �demokratik� biçimde yapmay� kabul etti§imizi bildirdi§imizi dü³üne-lim. Burjuvazi bizim bu tekli�mize ne cevap verecektir acaba? Farzedelim ki,burjuvazinin koydu§u kurallara uyarak, seçimler yoluyla onlar�n parlamen-tosunda ço§unlu§u ele geçirdik ve kendi program�m�z� uygulamak istiyoruz;yani, burjuvazinin elinden üretim araçlar� üzerindeki mülkiyeti almay�, yerineve ihtiyaca göre topraklar� köylülere da§�tmay� veya büyük çiftlikleri kollek-tif mülkiyete geçirmeyi, iktidar� parlamentonun sözde temsilcili§inin elindenalarak i³çi-köylü konseylerinin eline vermeyi, orduyu ortadan kald�r�p onunyerine bütün halk�n silahlanmas�na dayanan bir halk ordusunu kurmay�, po-lis örgütünü da§�t�p silahl� i³çi milislerinin gücünü bunun yerine geçirmeyidenedik! Bunun için parlamentoya kanun tekli�eri sunduk ve bizim ço§un-lukta oldu§umuz meclis, bunlar� kabul etti! Burjuvazi, bizim ç�kard�§�m�zbu yasalarla mülkiyetini toplumsal mülkiyete devredecek mi, ordu, polis vebürokrasi kendilerinin ortadan kald�r�lmas�n� kabul edecek mi? Yani, �halk�temsil etti§i� ileri sürülen parlamentodan halk oyuyla seçilerek gelmi³ i³çimilletvekillerinin ald�§� bu kararlar, ç�kard�klar� bu yasalar, kolayca ve gönülr�zas�yla yürürlü§e girebilecek mi? Yoksa, parlamento daha bu kararlar� veyasalar� tart�³�rken, tanklar�yla ve polis gücüyle burjuvazi meclisi sar�p bütüni³çi milletvekillerini tutuklayacak m�? Hangi yolu seçecek burjuvazi? Sorununcevab�n� uzun boylu dü³ünmeye gerek yok. Burjuvazi, seçimle i³ ba³�na gelmi³ve burjuvazinin �demokratik� görünü³üne aldanarak i³çileri ve halk� silahlan-d�rmadan i³leri yürütebilece§ini ummu³ nice sosyalist hükümeti, darbeyle,entrikayla ve emperyalistlerin yard�m�yla ala³a§� etmi³tir. Tarihte bunun pekçok örne§i vard�r. Burjuvazi, kendisine en küçük bir zarar getirecek hiç birhükümeti, bir an bile ayakta b�rakmaz. �iddet kullanarak, kan dökerek, iler-ici hükümetleri, i³çi-köylü koalisyonlar�n� bir gecede bast�rmak için hiç vakitkaybetmez. Bunun için, biz, burjuvazinin kar³�s�na i³çilerin ve halk�n silahl�gücüyle, kendi iktidar organlar�m�zla ç�kaca§�z. Onlar�n parlamentosu içinegirerek i³çilerin ve köylülerin lehine kanunlar ç�kararak sosyalizmi kurabile-ce§imiz gibi bir hayalin, bir aldanman�n pe³inde olmayaca§�z. �steklerimizin³iddetli bir kavgay� gerektirdi§ini ve bu kavgan�n sorumlusunun burjuvazioldu§unu biliyoruz.

13

Page 15: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Emperyalizm ça§�nda devrim

2 Devrim: Emperyalist zincirin, zay�f halkas�nda k�r�lmas�.

Emperyalizm, bütün kapitalist ülkelerin kendisine ba§�ml� oldu§u dünya ça-p�nda bir sistem yaratm�³t�r. Bunun sonucu olarak, devrim, bir ülkenin yaln-�zca kendi iç sorunu, yaln�zca kendi iç geli³melerine ba§l� olarak ortaya ç�ka-cak bir toplumsal olay de§ildir. Kapitalizmin, dünya çap�nda bir sistem ola-rak emperyalist a³amaya ula³m�³ olmas�n�n devrim konusunu ilgilendiren enönemli yan�n� Lenin, �e³itsiz ve s�çramal� geli³me yasas��nda göstermi³tir. Buyasa gere§ince, kapitalizm ardarda gelen ve belli aral�klarla tekrarlanan buna-l�mlar ve sars�nt�lardan geçmektedir. Bu sars�nt�lar ve bunal�mlar bir yandandevrimin olgunla³mas� için ko³ullar� haz�rlarken, di§er yandan da devrimlerinyaratt�§� etki ile derinle³mekte, gittikçe daha s�k ve daha zor alt�ndan kalk�l�rhale gelmektedir. Emperyalizm, bunal�m�n� a³mak ve devrimleri engellemekiçin günümüzde çok çe³itli taktikler geli³tirmi³tir. Buna ra§men, emperyalistsistem zincirinin her halkas�n�n ayn� olmamas�, her halkan�n kuvvet ve da-yan�kl�l�k derecesini belirleyen çeli³kilerinin farkl� olmas� nedeniyle, �en zay�fhalkas�nda� halk ve i³çi devrimlerinin ortaya ç�k�³�n� engelleyememektedir.Emperyalizm, sosyalist devrimin tek ülkede zafer kazanmas� olas�l�§�n� ar-t�rm�³ ve kapitalizmin önceki dönemlerinde teorinin tespit etti§i tek ülkedesosyalizmin imkans�zl�§� görü³ünün eskimesine yol açm�³t�r. Stalin bu konuyu³öyle aç�klar: �Eskiden devrimin tek bir ülkede ba³ar�ya ula³mas� olanaks�zsay�lmaktayd�. Çünkü burjuvaziyi yenmek için ileri ülkelerin hiç de§ilse, buülkelerin ço§unlu§unun proletaryas�n�n ortak eyleminin gerekli oldu§una ina-n�l�rd�. �imdi bu görü³ art�k gerçe§e uymamaktad�r. �imdi devrimin bir tekülkede zaferini olanak dahilinde görmek gerekir. Çünkü emperyalizmin ba§-r�nda kaç�n�lmaz sava³lara neden olan felaketli çeli³kilerin geli³mesi, bütündünya ülkelerinde devrimci hareketin büyümesi, bütün bunlar, proletaryan�ntek tek ülkelerde zaferini yaln�z olanakl� de§il, hatta zorunlu k�lmaktad�r.�(Leninizmin Sorunlar� v�. bölüm)

�Emperyalist sistemin zay�f halkas�� ne demektir?

Emperyalist ya da emperyalizme ba§�ml� ülkeler toplulu§u içinde, ³iddetliekonomik ve siyasi çeli³melere, örgütlü i³çi ve halk hareketlerine ve bununkar³�s�nda egemen s�n��ar�n çaresizli§ine, bölünmü³lü§üne ve yönetim buna-l�m�na sahne olan, kapitalizme son vermek için elveri³li ko³ullar�n birarayageldi§i ülke ya da ülkeler, �zay�f halka� özelli§i gösterirler. Bugün, hemen he-men bütün ülkelerde, bunal�m�n az ya da çok, geçici ya da kal�c�, derin etkileriya³an�yor. Ancak bunlardan hangisinin gerçekten �zay�f halka� özelli§i göster-

14

Page 16: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

di§ine karar vermek için dikkate al�nacak en önemli unsur, �örgütlü ve güçlüi³çi ve halk hareketi�dir. Bu olmaks�z�n, emperyalist kapitalizm, kendi içindebir ç�k�³ yolunu bulmakta güçlük çekmemekte, ülkeler, bir devrim olmaks-�z�n bunal�mlar�n pençesinde uzun süre k�vranarak, sanc�lar�n� bir biçimdegeçici de olsa ha��etebilmekte ve gene ayn� krizin gelmesini bekleyerek ya³a-maya devam edebilmektedir. �Zay�f halka� nitelemesinin yerine oturmas� içinbelirleyici ko³ul, devrimci y�§�n hareketinin bulunmas�d�r.

2 Devrimci Durum:

Lenin bir devrimin olgunla³m�³ say�labilmesi için, egemen s�n��ar�n, ara s�n-��ar�n ve devrimci proletarya ve emekçi halk s�n��ar�n�n durumunda ³u özel-liklerin bulunmas�n� öngörüyor:

�1. Bize kar³� olan bütün s�n�f güçlerinin, kendi güçlerinin üst-ünde olan bir mücadeleyle, yeteri kadar zor durumda, yeteri kadarbirbirine dala³m�³ ve zay��am�³ durumda olup olmad�klar�n�,

2. Ara unsurlar�n, duraksayan ve sallanan tutars�z unsurlar�nhalk�n gözündeki itibarlar�n� yeteri kadar kaybedip kaybetmedikle-rini,

3. Proletaryan�n sa�ar�nda burjuvaziye kar³� en kesin eylem-den yana güçlü bir bilincin ortaya ç�k�p ç�kmad�§�n� bilmemiz ge-rekir. �³te ancak bu zaman devrim olgunla³m�³t�r. Özetledi§imizbütün bu ³artlar� do§ru olarak hesaba katm�³sak ve zaman� do§ruseçmi³sek, zafer kesindir.�

Lenin, bir ba³ka yerde, bu ko³ullar�, bir ba³ka biçimde ³öyle ifade eder:

�Devrimin temel yasas�, bütün devrimler taraf�ndan do§rula-nan ve özellikle 20. yüzy�ldaki üç Rus devrimi taraf�ndan do§rula-nan devrimin temel yasas� ³udur: devrim olabilmesi için, sömür-ülen ve ezilen y�§�nlar�n, eskiden oldu§u gibi ya³aman�n olanaks�zoldu§u bilincine varmalar� ve de§i³iklik istemeleri yetmez; devr-imin olabilmesi için, sömürücülerin de eskiden oldu§u gibi ya-³ayamaz ve hükümeti yürütemez duruma dü³meleri gerekir. An-cak �a³a§�dakilerin� eski tarzda ya³amak istemedikleri ve yukar-�dakilerin de eski tarzda ya³ayamad�klar� durumdad�r ki, ancakbu durumdad�r ki, devrim ba³ar�ya ula³abilir. Bu gerçe§i ba³kabiçimde ³öyle ifade edebiliriz: (Sömürüleni de sömüreni de etki-leyen) bir ulusal bunal�m olmaks�z�n devrim olanaks�zd�r. Böyle

15

Page 17: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

bir devrimin olabilmesi için ilkin i³çilerin ço§unlu§unun (hiç de-§ilse, bilinçlenmi³ olan ve akl� eren, siyasal bak�mdan etkin i³çile-rin ço§unlu§unun) devrimin gere§ini tam olarak anlam�³ olmalar�ve devrim u§runa ya³amlar�n� feda etmeye haz�r olmalar� gerek-mektedir. Bundan ba³ka, yönetici s�n��ar�n en geri y�§�nlar� bilesiyasal ya³ama sürükleyen, hükümeti zay�f dü³üren ve devrimc-ilerin onu devirmesini olanakl� k�lan bir hükümet bunal�m�ndangeçmekte olmas� gerekir.�

Konuyu ele ald�§� bir çok yaz�dan bir di§erinde ise, bu söylediklerini ³öy-lece özetler:

�1. Egemen s�n��ar�n egemenliklerini sürdürmelerinin olanak-s�z hale gelmesi; `zirvedeki bunal�m', egemen s�n��ar�n politik bu-nal�m�, bununla ezilen s�n��ar�n ho³nutsuzluk ve öfkesinin kend-isine bir yol bulabilmesi için gerekli gedik aç�lm�³ olur. Devriminpatlak vermesi için genellikle �a³a§�dakilerin eskisi gibi ya³amakistememeleri� yetmez, `zirvedekilerin de art�k yönetemez olmas�'gereklidir.

2. Ezilen s�n��ar�n yoksulluk ve �st�raplar�n�n özellikle art-mas�.

3. Yukar�da belirtilen sebepler yüzünden, bar�³ç� zamanlardasoyulmaya pek ses ç�karmayan fakat f�rt�nal� dönemlerde, tümüylebunal�m yüzünden oldu§u kadar zirvenin ta kendisi taraf�ndan daba§�ms�z tarihi eyleme itilen kitlelerin etkinli§indeki belirgin art�³.

Yaln�z ³u ya da bu gruplar�n, partilerin de§il, ³u ya da bu s�-n��ar�n iradesine ba§l� olmayan bu nesnel de§i³imler olmaks�z�n,genellikle devrim olanaks�zd�r.�

Bütün bu ko³ullar, e§er devrimci proletarya partisi yoksa, ya da yeter-ince güçlü ve etkili de§ilse, gene de bir bunal�m�n devrimle sonuçlanmas�nayetmezler. Bu, partinin ko³ullar olgunla³mad�kça kendi iradesi ile devrimiyapamayaca§� anlam�na geldi§i gibi, tarihsel süreçte partiye dü³en görevinbelirleyici oldu§unu da gösterir.

Her devrimci durum, sonuçta mutlaka devrimi do§urmayaca§� gibi, farkl�ko³ullarda ve farkl� tarihsel temeller üzerinde gerçekle³en bunal�mlardan dafarkl� tipte ve farkl� biçimlerde devrimler do§ar. Proletarya partisinin görevi,devrimin tarihsel ve güncel geli³me ko³ullar�n� iyi izleyerek, döneme uygundevrimci strateji ve taktikler in³a etmektir.

16

Page 18: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 3

S�n��ar ve s�n�f mücadelesi

�Tarihsel olarak belirlenmi³ bir üretim sistemi içindeki yerlerine ve üretimaraçlar� ile olan ili³kilerine, toplum içindeki i³ örgütlenmesinde oynad�klar�rollere ve dolay�s�yla toplumsal zenginlikten paylar�n� almakta ba³vurduklar�yollara ve elde ettikleri pay�n büyüklü§üne göre, birbirinden ayr�lan geni³insan gruplar�na s�n�f denir. S�n��ar, öyle insan gruplar�d�r ki, bir grup, belirlibir sosyal ekonomi düzeni içinde ald�§� farkl� yer sebebiyle, di§er grubuneme§ine sahip ç�kabilir.� Lenin, toplumsal s�n��ar� böyle tan�ml�yor.

Her s�n��� toplumda, birbirinden farkl� ya da kar³�t ç�karlara sahip gruplarbulunur. Bunlar aras�nda, ba³l�ca iki ana grubu, TEMEL SINIFLAR olu³tu-rur. Bunlar bu üretim tarz� taraf�ndan ortaya ç�kar�lm�³lard�r. Köle rejimindeköle sahipleri ve köleler, feodal rejimde derebeyleri ve ser�er, burjuva toplu-munda kapitalistler ve i³çiler... O halde biri ba³l�ca üretim araçlar�na sahipolan ve iktidar� elinde tutan, di§eri ise sömürülenlerden veya üretim arac�olarak kullan�lan, ya da üretim araçlar�n�n mülkiyetinden tecrit edilmi³ olaniki kar³�t temel s�n�f tarihteki her üretim tarz�nda görülmektedir. Temel s�n-��ar�n ili³kileri her zaman birbirine ters dü³en ç�karlar üzerine kurulmu³tur,uzla³mazd�r...

Toplum yaln�zca temel s�n��ardan olu³maz. Bunlar aras�nda, ya birine yada ötekine daha yak�n durumda bulunan ara s�n��ar da bulunur. Kapitalisttoplumda, burjuvazi ve i³çi s�n�f�ndan ba³ka, yan s�n��ar olarak, emekçi köyl-ülük, ³ehir küçük burjuvazisi, sözü edilmeye de§er güçlü ara s�n��ard�r. Bun-lar�n üretim araçlar� üzerindeki mülk sahipli§i, daima pamuk ipli§ine ba§l�d�rve süreç içinde binlercesi i�as ederek, ya da topraktan, daha büyük topraksahipleri taraf�ndan sürülüp ç�kar�larak mülksüzle³tirilirler ve proleterle³irler.Bir k�sm� ise, sermayesini art�rma imkan�n� bularak büyük burjuvalar haline

17

Page 19: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

dönü³ebilir. Demek ki, ara s�n��ar, oldukça hareketli ve kaygan bir ekonomikve sosyal temel üzerinde bulunurlar.

Toplumun öncüsü i³çi s�n�f�

Her tarihsel dönemde, geli³en üretici güçleri temsil eden s�n�f, toplumun di§erara s�n��ar�na ve toplumsal ili³kilerin halihaz�r biçiminden zarar gören ve ege-men s�n��arla çat�³ma içinde olan di§er s�n��ara mücadelede önderlik etmeyezorunludur. Bunu kendisi bilerek ve isteyerek yapmasa dahi, toplumsal il-i³kilerin gerilimi ve toplumsal de§i³ikli§in tarihsel yönelimi, öncülü§ün bus�n�fa geçmesini zorunlu k�lar. Soylulara kar³� mücadelesi s�ras�nda burjuvazi,devrimci at�l�mlar�yla ve toplumsal de§i³imin ihtiyaçlar�n�n yönünde hareketetmesi sonucunda, ba³ta i³çi s�n�f� olmak üzere, bütün ezilenlerin ve soylu-lar s�n�f� taraf�ndan sömürü ve bask� alt�nda tutulanlar�n öncüsü olarak roloynam�³t�.

Bugün durum tamamen farkl�d�r. Her³eyden önce, toplumda en kaba sö-mürü ve bask� mekanizmas�n�n ba³�nda art�k burjuvazi bulunuyor. Üretimaraçlar� üzerindeki özel mülkiyeti, yani üretici güçlerin geli³mesinin önün-deki ba³l�ca engeli o temsil ediyor. Ça§�m�zda art�k burjuvazinin herhangibir devrimci at�l�ma önderlik etmesi sözkonusu olamaz.

Ça§�m�zda, üretici güçlerin geli³mesini temsil eden temel s�n�f i³çi s�n�f�d�r.Lenin ³öyle demi³tir: �Bütün devrimlerin ve bütün ezilen s�n��ar hareketinindeneyimi, dünya sosyalist hareketinin deneyimi, bize, yaln�zca proletaryan�nemekçi ve sömürülen nüfusun geri ve da§�n�k katmanlar�n� bir araya getirecekve ard�ndan sürükleyecek durumda oldu§unu gösterir.�

Çünkü i³çi s�n�f� yaln�zca en ileri üretici güç olmakla kalmaz, ayn� za-manda mülkiyeti burjuvazinin elinde bulunan üretim araçlar�n�n �ili kont-rolünü, yani onlar�n çal�³t�r�lmas�, üretilmesi ve yeniden üretilmesi sürecininde kayna§�nda bulunur. �³çi s�n�f�, toplumsal ili³kilerin temel mekanizmala-r�n� üretimden gelen gücünün eli alt�nda bulundurur. Bu büyük güç, onaparçalanm�³, etkisiz ara s�n��ar�n sözcüsü olma imkan�n� sa§lar.

Ayr�ca, büyük i³letmelerde ve büyük sanayi ve üretim bölgelerinde mil-yonlarcas� biraraya gelmi³ bulunan ve toplumun en örgütlü gücü olan i³çis�n�f�, bu bak�mdan da di§er emekçilerin önünde yürümeyi ba³arabilecek teks�n�ft�r.

�³çi s�n�f�n�n toplumun di§er ezilen s�n��ar�na önderlik etmek için sahipoldu§u bir di§er avantaj, ba§�ms�z bir ideolojiye, bilimsel bir dünya görü³üne

18

Page 20: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ve en önemlisi, ba§�ms�z bir siyasi partiye sahip olmas�d�r. Toplumun di§erara s�n��ar�, burjuvaziyle bir çok çeli³me ta³�malar�na ra§men, onun dünyagörü³ünden, siyasi ve ideolojik etkisinden kurtulamaz ve toplumu köktendönü³türecek bir devrimci siyaset in³a edemez.

�³çi s�n�f�, mücadele etmek ve örgütlenmek bak�m�ndan da ara s�n��ar-dan kat kat üstündür. Bu alanda çok geni³ ve zengin bir deney birikiminesahiptir. Hiç bir ara s�n�f, uzun süreli bir grevin ne oldu§unu bilemez; birfabrikaya, bir i³letmeye el koyarak onu kendi imkanlar�yla, kendi bilgi ve gör-güsüyle yönetmenin ne demek oldu§unu, hiç bir köylü bilemez. Hiç bir küçükesnaf, binlerce i³çinin biraraya gelerek olu³turdu§u örgütlü gücün imkanlar�n�kendisi ya³ayarak tan�m�³ de§ildir.

�³çi s�n�f�, ara s�n��ar�n büyük bir ihtiyac� olan demokratik ili³kilerin ger-çek anlamda sahibidir ve onun her günlük ili³kisinde bir i³çi demokrasisininizleri vard�r. Ama esnaf ve köylülük gibi ara s�n��ar, kendi aralar�nda bu türoylama, birlikte karar alma ve bir davay� sonuna kadar birlikte götürme gibial�³kanl�klara sahip de§ildir.

�³te bu sebeplerden dolay�, toplumdaki her de§i³ikli§in ve ilerlemenin ön-cüsü olma görevi, i³çi s�n�f�n�n omuzlar�ndad�r.

19

Page 21: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 4

Proletaryan�n s�n�f mücadelesininüç temel biçimi

S�n��ar aras�ndaki mücadele, toplumsal hayat�n her parças�nda ve çok çe³itlibiçimler alarak devam eder. �ki ayr� dünyay�, iki ayr� hayat biçimini ve iki ayr�ç�karlar bütünlü§ünü temsil eden ve toplumdaki di§er bütün ara s�n��ar�n ha-reketini yönlendirip kendi eksenleri etraf�nda harekete zorlayan burjuvazi veproletarya, iki ana s�n�ft�rlar ve bunlar aras�ndaki (emek ve sermaye aras�n-daki) mücadele, toplumsal hareketlili§in bütün di§er unsurlar�n� etkileyerekkapitalist toplumdaki hayat� bu çeli³me etraf�nda yönlendirir. Burjuvazi ileproletarya aras�ndaki s�n�f mücadelesinin, bir çok görünü³ü vard�r ve bunlar,toplum hayat�ndan ki³isel ya³am özelliklerine kadar bir çok alanda kendinide§i³ik biçimlerde gösterebilir. Ama sonuç olarak bütün mücadele çe³itlili§i,esas olarak üç ana biçim içinde özetlenebilir:

1 - Ekonomik (sendikal) mücadele

Ekonomik mücadelenin amac�, i³çilerin i³ ve ya³am ko³ullar�n�n düzeltilmes-idir. Ücretlerin art�r�lmas�, i³günü süresinin azalt�lmas�, gibi.. Bu sava³ biçi-minin en yayg�n türü i³çilerin hakl� davalar�n� ileri sürmesi ve çözüm bulun-mazsa grev yapmalar�d�r. Örgüt biçimi ise, sendikalar, yard�mla³ma sand�k-lar�, tüketim kooperati�eri vb.dir. Bütün i³çiler, hatta kendi durumlar�n�nfazlaca fark�nda olmayan bilinçsiz i³çiler bile, kendi ekonomik ç�karlar�n�ndolays�z savunulmas�na kat�lmakta tereddüt göstermezler. Böylece i³çi hare-keti, ekonomik mücadele ile ba³lar. �³çi hareketinin ba³lang�c�nda ekonomikmücadelenin bulunmas�, bugün art�k ekonomik mücadele günlerinin geridekald�§� ya da ekonomik mücadelenin i³çi s�n�f� mücadelesinin geride kalm�³

20

Page 22: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

bir a³amas� oldu§u anlam�na gelmez. Ekonomik ç�karlar�n savunulmas� içinmücadele, bugün oldukça iyi haklar elde etmi³ ülkelerdeki i³çi s�n��ar� içinbile önemini koruyan bir mücadeledir.

Ekonomik mücadelenin i³çi s�n�f� ve komünistler bak�m�ndan ba³l�ca ikiönemi vard�r:

Birinci olarak, ekonomik mücadele, kapitalist toplum ko³ullar�n�n devametti§i ³artlarda bile, i³çilerin hayatlar�n�n bir ölçüde düzeltilebilmesini sa§-layabilir. �³çi s�n�f�, bu mücadelesiyle kapitalistlerden önemli tavizler kopa-rarak hayat�n� ya³anabilir ko³ullar alt�nda sürdürme imkan�n� yakalayabilir.Bu yüzden her komünist, ekonomik mücadelenin i³çi hayat�ndaki önemini iyikavramal�d�r. Ona önem vermeli ve i³çilerin hayat ko³ullar�ndaki en küçükbir ilerlemeyi bile sa§layacak olsa, ekonomik mücadeleye gerekli a§�rl�§� ver-melidir.

�kinci olarak, ekonomik ç�karlar için mücadele, kitlelerce en çabuk benim-senen mücadele biçimi oldu§u için, en geni³ i³çi kesimlerini kavgaya sokar veonlar�n kapitalizme kar³� mücadelede s�n�f bilinçlerinin geli³mesi için imkan-lar haz�rlar. �yi bir mücadele okuludur. Daha yüksek mücadele biçimlerinegeçebilmek için f�rsatlar yarat�r.

Ekonomik mücadele, s�n�f mücadelesinin ilk do§an biçimidir ve do§rudando§ruya i³çilerle patronlar� üretim alan�nda kar³� kar³�ya getiren sorunlaretraf�nda ç�kar, i³yeri ko³ullar�, ücretler, sosyal hak ve güvenceler, sendika-la³ma hakk�, sendikalar�n burjuvaziyle ili³kilerde oynayaca§� rolün tespiti vs.gibi. Bu mücadele, i³çiler ve patronlar aras�ndaki hukukun, ekonomik alandatayin edilmesinden öte bir içerik ta³�maz. Ve esas olarak, bu mücadelede,patronlar, kendi varl�klar�n�n kaç�n�lmaz oldu§unu, i³çilerle burjuvalar ara-s�ndaki ili³kinin iki taraf�n da varl�§� ko³uluna ba§l� olarak kurulabilece§igüvenini elde ederler. Bu alandaki mücadelesi içinde i³çi s�n�f�, ancak kapita-list düzen ko³ullar�nda ve burjuvazinin varl�§�n� tan�yarak mücadele edebilir.Burjuvazinin ekonomik varl�§� ile kendi varl�§� aras�nda kopmaz bir ili³ki var-sayar ve bu mücadele burjuvazinin varl�§�n� ortadan kald�rmaya de§il, onunladaha elveri³li ko³ullarda kar³�l�kl� ve hak e³itli§i isteyerek bulunmay� içerir.�Hak� kavram�, bu mücadele [mücadelede] esast�r ve böylece, kar³�l�kl� hak-lar�n dengelenmesinin sözkonusu oldu§u bir ortamda, burjuvazinin haklar�pe³inen kabul edilmi³ ve bunun kar³�s�nda i³çilerin haklar�n�n pazarl�§�na gi-ri³ilmi³ demektir. Ekonomik mücadele s�n�rl�d�r. Bu mücadelede, i³çi s�n�f�,kendisinin iktidar olarak burjuvaziyi mülkiyetten ay�rma program�ndan he-nüz yoksundur ve mülkiyet üzerine bir tart�³ma bu mücadelenin içeri§indeyoktur. Bu mücadelede, esas olarak güçlü olan ve kendi iktidar�n� kabul et-tirerek, bunun s�n�rlar� içinde i³çileri kendi haklar�n�n düzeyini tart�³maya

21

Page 23: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

oturtan burjuvazidir ve bundan dolay� da, en elveri³li ko³ullarda elde edilmi³bir toplu i³ sözle³mesinde bile, kazançl� ve kârl� ç�kan daima burjuvazi olur.Kapitalist düzenin temellerine dokunmad�§�ndan, i³çilerin as�l ekonomik ç�ka-r�n�, yani, sömürünün tümden kald�r�lmas�n� sa§layamaz. Lenin, i³çi s�n�f�n�nekonomik mücadelesinin yüceltilmesi ve siyasi mücadelesinin küçümsenmesie§ilimlerine kar³� ³unlar� söylemi³tir: �Kendili§inden yani salt ekonomik ç�-karlar ve haklar için mücadele, i³çilerle i³verenler aras�ndaki antagonizman�nuyanmaya ba³lamas�n� gösterirler ama i³çilerde kendi ç�karlar�n�n ³imdiki si-yasal ve sosyal rejimin tümüyle uzla³maz bir kar³�tl�k içinde oldu§unun bil-gisini ta³�mazlar. Yani böyle bir hareket, i³çilerin kendileri için zorunlu vegerekli ya³ama biçiminin sosyalizm oldu§u bilincini ta³�maz. Hareketin ken-dili§indenli§i, onu burjuva ideolojisine boyun e§meye götürür. Kendili§indenhareket, yani en az direnme çizgisindeki hareket, burjuva ideolojisinin dahaköklü ve daha eski ve çok daha geli³kin olmas�ndan ötürü, ve k�yaslanamaya-cak ölçüde yay�lma araçlar�na sahip olmas�ndan dolay�, burjuva ideolojisininegemenli§ine yol açar. Bundan dolay�, bir ülkede sosyalist hareket ne kadargençse, sosyalist olmayan bir ideolojiye kar³� mücadele de o kadar enerjik ola-rak yürütülmelidir. Kendili§indenli§in yüceltilmesi, i³çi hareketinin devrimcikarakterine tamamen kar³�d�r. Bu harekete, bilinçli planl� bir nitelik verilme-sine kar³�d�r. Partinin i³çi s�n�f�n�n ba³�nda yürümesine, partinin kitlelerinsiyasi bilincinin yükseltmesine, partinin kendili§inden hareketi yaln�zca dinle-mesinden ve onun kuyru§undan gitmesinden yanad�r. Hareketin kapitalizmintemellerine kar³� mücadele yoluna sokulmas�na kar³�d�r.�

Üstelik ekonomik mücadelenin kazan�mlar�, politik mücadelenin kaza-n�mlar�yla desteklenmedikçe, kal�c� ve sa§lam olamazlar. Burjuvazi uzunekonomik-sendikal mücadelelerle elde edilmi³ haklar�, siyasal iktidar�n� veonun bask� araçlar�n� kullanarak, bir gecede geri alabilir. Bir anda, bütünsendikalar� kapatabilir, bütün ücretleri üç-be³ puan geriye çekebilir, ücret-leri dondurabilir. Bu bak�mdan ekonomik-sendikal mücadele ile elde edilmi³haklar�n, gene ekonomik araçlarla yani en�asyon, kesinti vs. gibi yollarla ge-riye al�nmas�n�n yan� s�ra, siyasi yollarla da geriye al�nmas� mümkündür veburjuvazi bunu özellikle ülkemizde çok s�k uygulamaktad�r. Ekonomik müca-delenin ba³l�ca zay���§�, onun bölgesel olarak ve kapitalistlere kar³� teke tekyap�lan bir mücadele olmas�ndad�r. Siyasal mücadele gibi, tümsel bir s�n�fsava³� de§ildir.

22

Page 24: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

2 - Teorik (ideolojik-felse�) mücadele

Bütün di§er s�n��ar gibi, i³çi s�n�f�n�n da mücadelesindeki itici güç, kapitalisttoplumun çeli³kileridir. �³çi s�n�f�, kendisini sömürülmeye, ezilmeye, dayan�l-maz ya³ama ko³ullar�na mahkum eden kapitalist toplumun ekonomik ili³kilerikar³�s�nda kendi öz ç�karlar�n� anlamak ve korumak zorundad�r. Fakat bu, i³çis�n�f�n�n bir anda ve kendili§inden kendi durumunun bilincine varaca§� an-lam�na gelmez. Bu bilinç i³çilerde kendili§inden olu³maz. S�n�f bilinci, çe³itliunsurlardan olu³ur ve bunlar�n edinilmesi için mücadele içindeki bir i³çininayr�ca bilgisini geli³tirecek ili³kilerde de bulunmas� gerekir.

S�n�f bilincinin önde gelen unsuru, her bir i³çinin özel bir s�n�f�n temsil-cisi oldu§unu anlamas�d�r. Bu o kadar kolay de§ildir. Duvarc�, demiryolcu,tornac�, düz i³çi, madenci, in³aat i³çisi vs. aras�nda i³ ko³ullar�, ya³ama ko³ul-lar� bak�m�ndan farkl�l�klar vard�r ve bu i³kollar�nda çal�³an her bir bilinçsizi³çi, di§er i³kollar�nda çal�³an i³çilerle aras�nda bir ba§ bulundu§unu, heps-iyle ayn� s�n�f�n üyesi oldu§unu kendili§inden göremez. Ço§u kez, kendisinibir i³çi olarak de§il, bir duvarc�, bir demiryolcu, bir madenci olarak tan�mlar.Çok de§il, bundan 20-30 y�l öncesinde, Türkiye'de, her Anadolu kentinde,ayr� ayr� meslek ve i³kollar�nda çal�³an esnaf, ayr� ayr� çar³�larda toplan�rd�.Bugün de baz� yerlerde, �bak�rc�lar çar³�s��, �terziler çar³�s�� vs. olarak adlan-d�r�lan özel olarak bir belli i³ s�n�f�na göre ayr�lm�³ pazarlar, dükkan yerleribulunur. Bu, eski feodal-lonca geleneklerinin bir devam�d�r. �³çilerin de kend-ilerini i³kollar�na göre ayr� ayr� mesleklerin mensubu gibi tan�mlamalar�, geribir toplumsal düzenin, eskiye ait bir üretim tarz�n�n bilinç ve kavray�³ düze-yine i³aret eder ve bugünkü modern kapitalist toplumun gerçeklerinden uzakkalm�³ olmay� gösterir. Bu, i³çilerin kapitalistlere kar³� tek bir vücut halindebirle³melerini, madenci, demiryolcu, in³aat i³çisi vs. ayr�m� yapmadan s�n�f�nbütün üyelerinin tek bir bütün olarak mücadeleye girmelerini engelleyen geribir durumdur. Ço§u kez, büyük bir entegre tesiste çal�³an bir i³çi, ald�§� ücre-tin yüksekli§ine aldanarak, örne§in bir maden i³çisi ile ayn� s�n�ftan oldu§unugöremeyebilir. �³ko³ullar�n�n görece iyili§i, ücretlerin yüksekli§i ya da sosyalhak denilen baz� ek ç�karlar�n elde edilmi³ olmas�, ücretli köleli§in ortadankalkt�§�n�, ç�karlar�n farkl� oldu§unu göstermez. S�n�f bilincinin ba³lang�ç nok-tas�, hangi i³kolunda olursa olsun, bütün i³çilerin ayn� s�n�ftan olduklar�n�nve ortak ç�karlara sahip bir bütün olu³turduklar�n�n bilinmesidir.

Di§er yandan, i³çinin kendisini bir s�n�f�n üyesi olarak görmesi de ço§u kez,s�n�f bilincinin yeterince olgunla³mas�na yetmeyebilir. �³çi, kapitalist toplumiçinde ezilmesinin nedenlerini ve sömürünün nas�l gerçekle³ti§ini iyice belle-melidir. Bir çok i³çi, sömürünün ki³isel bir ³anss�zl�k yüzünden ba³�na gel-mi³ ³ahsi bir mesele oldu§unu dü³ünür. Ücreti dü³ük, hayat ³artlar� kötü

23

Page 25: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

olan�n yaln�zca kendisi oldu§unu, kendisinden ba³ka herkesin az çok �hayat-�n� kurtarm�³� oldu§unu zannedebilir. Böyle olunca da, kurtulu³unun kendiçabas�yla, sa§dan soldan bir ³eyler ekleyerek, �kö³eyi dönmekte� oldu§unudü³ünebilir. Hatta bu durumdan kurtulmak için kendi arkada³lar�na zararvermeyi bile kabul edebilir. Tek ba³�na bir ç�k�³ yolu, tek ba³�na kurtulmadü³leri kurabilir. Baz�lar� bunu ba³arabilir de. Ama, tek tek i³çinin rastlant-�sal olarak küçük mülk sahibi burjuva k�r�nt�lar�na dönü³ebilmesi, bir küçükburjuva haline gelmesi, bir çok rastlant�ya ba§l�d�r ve milyonlarca i³çi içindeancak birkaç i³çi böyle bir f�rsat� yakalayabilir. Her i³çi, kendisinin s�n�f�n birüyesi oldu§unu bildi§i gibi, kurtulu³unun da ancak s�n�f�yla birlikte ve kapi-talizmin y�k�l�³� ile mümkün olaca§�n� bilmelidir. Kapitalizm ayakta kald�kça,i³çi s�n�f�n�n kendine yara³�r hayat ³artlar� bulmas� sadece bir hayalden ibaret-tir. �³çiler mücadelenin, burjuva s�n�f�n�n tümüne kar³�, i³çi s�n�f�n�n tümününmücadelesi oldu§unu bilmelidirler.

S�n�f bilincinin di§er bir özelli§i, i³çi s�n�f�n�n gerçek dü³manlar�n� tamolarak tan�mas�d�r. Bazan i³çilerin kendili§inden ba³kald�r�lar�, mücadeleleri,yanl�³ hede�ere yönelmi³ olmaktan dolay� kay�plarla ve yenilgilerle sonuç-lan�r. �³çi s�n�f�n�n mücadele tarihinin bir döneminde, Avrupa'daki sanayidevrimi s�ras�nda, i³çiler aras�nda makine k�r�c�lar hareketi yay�lm�³t�. Maki-nelerin kullan�lmas�n�n durumlar�n� a§�rla³t�rd�§�n�, ücretlerini dü³ürdü§ünüve i³sizli§in artt�§�n� gören i³çiler, makinalar� k�rmaya ba³lam�³lard�. Amadurumlar�n�n kötüle³mesinin sebebi makinalar�n varl�§� de§ildi. Makinalar�nard�nda duran, burjuva özel mülkiyet düzenini görememi³lerdi. Bu, günüm-üzde pek az yerde görülen bir yan�lmad�r. Ama bunun gibi ba³ka �yanl�³ dü³-man tespit etme� bilinçsizli§inin örnekleri vard�r. Baz� i³çiler, örne§in ekmek�yatlar�n�n artmas�ndan �rmalar�n, ya da bu§day taban �yatlar�n�n artma-s�n� isteyen köylülerin sorumlu oldu§unu san�r; burjuvazi, böyle yan�lg�lar�propaganda malzemesi olarak kullanarak, köylülere ve di§er emekçilere de,pahal�l�§�n sebebi olarak i³çi ücretlerinin yüksek olmas�n� gösterir. Böylecei³çilerle di§er emekçiler aras�nda asl� olmayan bir z�tla³maya, güvensizli§eyol açmaya çal�³�r.

Teorik ve ideolojik mücadelenin kapsam�, yaln�zca i³çi s�n�f�n�n bilincininyükseltilmesine yönelik çal�³malardan ibaret de§ildir. �³çi s�n�f�n�n bilimselsosyalizm teorisi, sürekli de§i³en ve geli³en toplumsal ko³ullar� izlemek, s�n�fmücadelesinin yeni ihtiyaçlar�n� tespit ederek bunlar�n kar³�lanmas� için yenigörü³ler, yeni çözüm yollar� geli³tirmek zorundad�r. Böylece teorik mücadele-nin çok önemli bir di§er yan�n�, bilimsel sosyalizmin teorisinin geli³tirilmesi,daha da derinle³tirilmesi ve sa��§�n�n korunmas� çabas� olu³turur.

Teori, bütün ülkelerin i³çi hareketinin genel biçimde ele al�nm�³ deneyimi-

24

Page 26: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

dir. Yani tek bir ülkede, geçmi³teki bir zamanda olup bitmi³ bir s�n�f mücade-lesinin de§il, bütün ülkelerin i³çilerinin bütün zamanlar boyunca yürüttüklerimücadelenin en genel ve en temel özelliklerinin bilgisini içerir. Bu yüzden de,burjuvazinin dünya çap�ndaki varl�§�na kar³�l�k, i³çi s�n�f�n�n dünya çap�n-daki mücadelesine yol gösterebilme yetene§ine sahiptir. Bu ayn� zamandadünyan�n çe³itli ülkelerinde de§i³ik zamanlarda i³çi s�n�f�n�n bilimsel dünyagörü³üne kar³� ileri sürülmü³ çe³itli burjuva, revizyonist ya da oportünistgörü³lere kar³� mücadele etmek, onlar�n tezlerini çürütmek ve mücadeleninönünde engel te³kil etmelerine son vermek görevlerini de teorik mücadeleninkapsam�na sokar.

Böylece özet olarak, teorik-ideolojik mücadelenin kapsam�n�n, i³çi s�n�f�bilincini geli³tirmek, burjuvazinin i³çi s�n�f� üzerindeki siyasi ve dü³ünsel et-kisini yoketmek, proleter olmayan emekçi kitleleri burjuvazinin etkisine kar³�silahland�rmak, bilimsel sosyalizmin teorik cephaneli§ini geli³tirmek ve rev-izyonizme kar³� korumak oldu§unu söyleyebiliriz.

��³çi S�n�f�na Sosyalist Siyasal Bilinç D�³ar�dan Verilir�

Bu, Marksizm-Leninizmin en önemli siyasi ilkelerinden birisidir. Ne var ki,bu önemli ilke, özellikle bizim ülkemizde çok yanl�³ biçimlerde anla³�lm�³ve bir çok sa§ ve �sol� oportünist görü³lerin kayna§� haline getirilebilmi³tir.Marksist-Leninistler, küçük burjuva sol ve sa§ oportünizme kar³� mücade-lesinde, bir çok kez bu ilkenin nas�l anla³�lmas� ve uygulanmas� gerekti§iniaç�klad�lar ve kendi mücadelelerini bu ilkenin Leninist tarzda kavranmas�üzerinde yükseltmeye büyük önem verdiler. Lenin, devrimci proletaryan�n si-yasal örgütünün kurulu³ y�llar�nda, siyasi ilkelerin netle³tirilmesi ve evrenselboyutlar kazanmas� için mücadele ederken bu konuya e§ildi. �Ne Yapmal�?�adl� eserinde, parti, bilinç ve i³çi s�n�f� aras�ndaki ili³kileri çözümlerken, bil-incin d�³ar�dan verilmesi ilkesinin üç temel unsurunu aç�klad�. Özetle bu üçtemel unsur ³unlard�r:

1. �³çi s�n�f�n�n bilimsel teorisi, i³çi s�n�f� d�³�nda, mülk sahibi s�n��ar için-den gelen ayd�nlar arac�l�§�yla in³a edilmi³tir. Bilimsel sosyalizmin teorisi,ba³l�ca üç kaynaktan do§mu³tur. Bunlar, Klasik �ngiliz iktisad�, Alman kla-sik felsefesi ve Frans�z sosyalizmidir. Marks ve Engels, kendi ça§lar�nda herbiri ayd�nlar ve i³çi hareketi üzerinde de§i³ik biçimlerde etkili olan bu büyükdü³ünce ve eylem ak�mlar�n�n tam bir ele³tirisini yaparak her birinin burjuvadünyas� ile olan ili³kilerini aç�§a ç�kard�lar. Bunun yan� s�ra onlar�n içerdi§idevrimci-demokratik ve sosyalist ö§eleri ay�klad�lar, onlarda ilerici olan nevarsa daha da ileri götürdüler ve tamamlad�lar. Böylece, bütün geçmi³ s�n�f

25

Page 27: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

mücadelelerinin deney ve bilgisini en geli³mi³ biçimiyle kendi içine alan amabunlar�n hepsinden farkl�, hepsinden daha kapsaml� ve daha yüksek bir bilim-sel de§er ta³�yan Marksizm do§du. Bu büyük bilimsel çaba, günde on bazanon alt� saat çal�³an, gündelik ekme§i pe³inde ko³turarak yorulan ve insanl�§�nbüyük kültürel bilimsel bilgi birikimini elde etmek, kavramak ve geli³tirmekiçin hiç bir zaman yeterli çabay� gösteremeyecek olan i³çiler eliyle gerçekle³-tirilemezdi. Bu büyük görev, kaç�n�lmaz olarak, i³çilerin kurtulu³unu kendikurtulu³lar� olarak kavrayan ve bu yüzden de kendileriyle i³çi s�n�f� aras�ndabir �kader birli§i� gören ayd�nlar arac�l�§�yla yerine getirilebilirdi. Sosyalistteorinin i³çi s�n�f� d�³�nda in³a edilmesinin zorunlulu§u, onun i³çilerin haya-t�ndan ayr�, bamba³ka bir ortamda in³a edildi§i anlam�na gelmez. Çünküba³ta Marks ve Engels olmak üzere, ça§�n bütün sosyalist ayd�nlar�, Avrupai³çi s�n�f�n�n devrimci mücadelesinin içinde yer alm�³lar, onun çe³itli düzeyler-deki örgütlerinde görev üstlenmi³ler ve i³çilerle birlikte defalarca yarg�lanm�³,sürgüne gönderilmi³lerdi. Teori, gerçi �i³çi s�n�f� d�³�ndan� gelmi³ olan ayd�n-lar�n i³i olarak gerçekle³iyordu ama bu ayd�nlar�n hayat� ile i³çilerin hayat�aras�nda kopmaz bir ili³ki vard�. �³çiler aras�nda da sosyalizmin teorisi ileilgilenen [,] ona ciddi ve ilginç katk�larda bulunan bir çok teorisyen ç�km�³-t�r. Ama Lenin, onlar�n i³çiler olarak de§il, hayatlar�n� ücretli i³çi olman�nd�³�nda bir yoldan kazanmaya ba³lam�³ ayd�nlar olarak bu katk�y� yapaklar-�n� belirtir. K�sacas� �d�³tan� kavram�n�n birinci unsuru, sosyalist teorinin i³çis�n�f� d�³�nda in³a edildi§i gerçe§idir.

2. Lenin, �i³çi s�n�f�na sosyalist siyasal bilinç, d�³ar�dan, yani ekonomikmücadelenin d�³�nda kalan bir alandan, i³çilerle i³verenler aras�ndaki ili³kinind�³�ndan getirilebilir. Bu bilginin sa§lanabildi§i biricik alan, tüm s�n��ar�n vekatmanlar�n devletle ve hükümetle olan ili³kileridir, tüm s�n��ar aras�ndakikar³�l�kl� ili³kilerdir� der. �³te �bilincin d�³tan verilmesi� ilkesinin en önemli vetemel unsuru budur. Yukar�daki bölümlerde, i³çi s�n�f�n�n ekonomik mücade-lesinin darl�§�n� ve tam kurtulu³ için yeterli imkanlar� ta³�mad�§�n� aç�klad�k.Lenin, ekonomik-sendikal mücadele içinde, i³çi s�n�f�n�n ancak s�n�rl� ekono-mik türden bir bilinç elde edebilece§ini ve bunun da onun kendi iktidar�n�kurmas� için yetmeyece§ini bir çok defa belirtmi³tir. O ö§retmektedir ki, si-yasal bilinç, ancak siyasal mücadele içinde ve do§rudan do§ruya i³çi s�n�f�n�nbir bütün olarak burjuva s�n�f�na kar³� mücadelesi içinde edinilebilecek bir³eydir. Ekonomik mücadele alan�nda ve sendikal örgütlenmenin dar s�n�rlar�içinde kal�nd�kça, i³çi s�n�f�, burjuva toplum ve devlet ili³kilerini bir bütünolarak görmek imkan�n� bulamaz. Ekonomik mücadelenin yayg�n, s�k rastla-n�r bir ³ey olmas�, bu geri mücadele biçiminin d�³�nda bir ba³ka yol olmad�§�dü³üncesini geli³tirir ve kolayc� ayd�nlar, �i³çi s�n�f�n�n ekonomik mücade-lesini siyasi mücadeleye çevirmekten� sözederler. Bir mücadele biçiminden

26

Page 28: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

daha yüksek mücadele biçimlerine geçi³ imkanlar� elbette vard�r ama, ekono-mik mücadelenin siyasi mücadeleye çevrilmesi kavram�, Lenin'in ele³tirdi§ibir ³eydir. O, ekonomistlere kar³� mücadelesinde bunu aç�kl�kla belirtmi³tir.Men³evikler aynen ³öyle diyorlard�: �Partimiz, hükümetin kar³�s�na, iktisadisömürüye, i³sizli§e, açl�§a vb. kar³� somut yasal ve idari önlem istemleriyleç�kmal�yd�...� Yani, ekonomik talepleri, siyasi bir niteli§e kavu³turmal�yd�!.Ya da, bir ba³ka deyi³le, ekonomik talepleri, hükümeti yasalarda de§i³ik-lik yapmaya zorlayacak bir eylemin kalk�³ noktas� yapmal�yd�! �Hükümetekar³�� ve �ekonomik talepler� kavramlar� birarada kullan�l�nca bunun �eko-nomik mücadelenin siyasi mücadeleye çevrilmesi�ni ifade etti§ini zannedenmen³eviklere kar³� Lenin, bunun yaln�zca siyasi mücadele kavram�n�n yozla³-t�r�lmas� anlam�na gelece§ini tespit etmi³tir. Ekonomik mücadelenin �i³çilerlei³verenler aras�nda� cereyan eden dar kapsam�n�n baz� siyasi taleplerle dol-durulmas� ve siyasi sloganlarla süslenmesi onu �siyasi mücadele� haline get-iremez. Siyasal bilinç, i³çi s�n�f�n�n kendi deneyleriyle ve do§rudan do§ruyadevletle bütün i³çi ve halk y�§�nlar� aras�ndaki mücadele alan�n�n içinde yü-rütülen mücadele s�ras�nda elde edilebilir. Bu konunun anla³�lmam�³ olmas�,ülkemizde bir çok yanl�³ de§erlendirmenin teori yerine geçmesine yol açm�³-t�r. Örne§in, s�radan bir ekonomik grevde, e§er i³çilere bir kaç siyasi sloganatt�r�labilmi³se, mücadelenin �siyasi mücadeleye dönü³tü§ü� ileri sürülebil-mi³tir. Siyasi mücadele, do§rudan do§ruya iktidar için mücadeledir. Ve bireylem, e§er, �s�n�fa kar³� s�n�f� niteli§ini ta³�m�yor, yani i³çilerin burjuvaziyekar³� topyekün mücadelesinin bir parças�n� olu³turmuyorsa, ya da görünürdesalt ekonomik talepler içermesine ra§men, i³çi s�n�f�n�n partisi öncülü§ündekisiyasi mücadelesinin bir parças� olarak yerini almam�³sa, �siyasi mücadele� sa-y�lamaz. Bazan burjuva anlamda, reformcu ya da hükümetin gündelik uygu-lamalar�na kar³� bir mücadele sözkonusu oldu§unda, baz�lar� bunun da �siyasimücadele� say�laca§�n� söylüyorlar. Biz, i³çilerin sosyalist siyasal mücadeles-inden sözediyoruz. Yoksa, i³çilerin �burjuva anlamda� siyaset yapmalar�ndande§il. Geri i³çi y�§�nlar�, kendi ba§�ms�z hede�erini formüle etmekten aciz kal-d�klar� her durumda, burjuvazinin siyasi eyleminin bir parças� haline gelirlerve böyle �siyasi eylemler� i³çi s�n�f�m�z�n geçmi³inde pek çok kez görülm-ü³tür. Gerici sendikalar, binlerce i³çiyi meydanlarda toplayarak, komünizmilanetleme mitingleri yapt�rabilmi³lerdir, gene gerici sendikalar, hükümetinK�br�s konusundaki gerici-³öven politikas�n� desteklemek için i³çi gösterileridüzenlemi³lerdir. Bunlar�n hepsi �siyasi� gösterilerdir. Ama acaba i³çi s�n�-f�n�n siyasi mücadelesinin örnekleri midir? Bir i³çi eyleminin �i³çi s�n�f�n�nsiyasi eylemi� say�labilmesi için o hareketin kesin olarak i³çi s�n�f�n�n �kendisiiçin� yap�lm�³ olmas� ³art� aranmal�d�r. Yani, kendisini egemen s�n�f olarakörgütleme sava³�n�n, iktidara gelme mücadelesinin bir parças�n� olu³turmas�gerekmektedir. Ba§�ms�z s�n�f hede�eri aç�kça tan�mlanm�³, kendi iktidar�n�

27

Page 29: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

kurmay� hede�eyen bir programla donat�lm�³ olmas� ³artt�r. Biz, i³çi s�n�f�n�nproleter sosyalist politikas�n�n hede�erini i³çi eyleminin siyasi mücadelesininiçeri§i olarak görürüz. Yoksa, burjuvazinin herhangi bir fraksiyonunun birba³ka burjuva fraksiyona kar³� yürüttü§ü politikalar�n arac� olarak hareketeden i³çi y�§�nlar�n�, siyasi eylem içine girmi³ olarak göremeyiz.

3. �Bilincin d�³tan verilmesi� ilkesinin üçüncü unsuru, i³çi s�n�f�n�n siyasieyleminin ve sosyalist bilincin i³çi s�n�f� d�³�ndaki bütün emekçi halk taba-kalar�na, bütün ezilen ve sömürülenlere yöneltilmesidir. Bu, bir yandan i³çis�n�f�n�n kendi içine kapanmas�n�n yanl�³ oldu§unu ve i³çi s�n�f�n�n di§er ezilens�n��ara ve ezilen uluslara kar³� da toplumsal yükümlülükleri bulundu§unugösterir; di§er yandan, sosyalizmin biliminin bütün emekçi halka iletilmesininbir görev oldu§unu ö§retir.

Böylece görülüyor ki, �bilincin d�³tan verilmesi� ilkesi, basitçe baz� ay-d�nlar�n, ya da sosyalizmin bilimini ö§renmi³ birkaç ki³inin i³çilere bunuaktarmas�ndan ibaret de§ildir. Leninizmin bu ilkesini bu ³ekilde basite in-dirgemek, onun oportünist tarzda yorumlanmas�na ve oportünist siyasetlerinhakl� ç�kar�lmas� için araç olarak kullan�lmas�na yol açar. Küçük burjuva�sol� oportünizm, bu ilkeyi çarp�tarak, siyasi mücadelede i³çilerin bizzat bu-lunmas� gerekmedi§ini, onun yerine sosyalizmin bilincini ta³�yan ayd�nlar�nsiyasi mücadeleyi yürütmesinin yetece§ini ileri sürmü³lerdir. Böylece, yük-sek bilinçle donat�lm�³ aktif eylemci bir az�nl�§�n �bilinçsiz i³çi y�§�nlar�n�n�yerine ve onlar�n ad�na eylem yapmas�n�n Leninizm'e uygun oldu§unu iddiaetmi³lerdir. Gene ayn� küçük burjuva gruplar, �i³çi s�n�f�n�n d�³�nda� siyasieylemler yaparak, i³çi s�n�f�na sosyalist siyasal bilincin �d�³ar�dan� verilebi-lece§ine inanm�³lard�r. Sa§ liberal �sosyalist� maskeli ayd�nlar�n baz�lar� da,Leninizm'in bu ilkesinin yanl�³ oldu§unu, çünkü i³çi s�n�f�n�n içine gitmedenona sosyalist bilincin götürülemeyece§ini ileri sürmü³lerdir. Görülüyor ki, sa§ve �sol� oportünizm, ayn� noktada bulu³uyor: Onlar Lenin'in bu ilkesini, i³çis�n�f�n�n içinden mi, yoksa i³çi s�n�f�n�n d�³�ndan m� diye tart�³�yorlar. OysaLenin, daima, bilinç sorununu, �ekonomik mücadelenin içinden mi, yoksa si-yasi mücadelenin içinden mi� biçiminde tart�³m�³t�r ve bu sorunun cevab�n�aç�k olarak vermi³tir. Lenin'in, i³çi s�n�f�n�n d�³�nda ya da i³çi s�n�f�n�n içindediye bir sorunu tart�³mad�§� çok aç�kt�r.

Sonuç olarak, sosyalist siyasal bilincin �d�³tan verilmesi� ilkesinin üç temelunsuru vard�r:

� �³çi s�n�f�n�n bilimsel teorisi, i³çi s�n�f� d�³�nda in³a edilmi³tir

� �³çi s�n�f�na sosyalist siyasal bilinç, ekonomik mücadele alan�n�n d�³�n-dan verilir

28

Page 30: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

� �³çi s�n�f�, sosyalist bilinci kendi d�³�ndaki emekçi s�n�f ve tabakalara dailetmeli, kendi sosyalist mücadelesine onlar�n demokratik mücadelesinikatmal�d�r.

Bu unsurlardan hiçbirisi, tek ba³�na ilkenin tümünü ifade etmeye ve do§ruanla³�lmas�na yetmez. Özellikle, �bilincin d�³tan verilmesi� denilince, bununyaln�z ba³�na ayd�nlar�n önemini anlatan bir ilke oldu§unun san�lmas� çokyanl�³t�r.

3 - Siyasi mücadele

Emekçi s�n�f�n�n burjuva egemenli§ine son verip kendi egemenli§ini kurmakiçin verdi§i mücadeleye siyasi mücadele denir. Bu s�n�fsal sava³, emekçi s�n�fsava³lar�n�n en temel biçimidir. Tüm emekçi s�n�f taraf�ndan tüm burjuvas�n�f�na kar³� yap�l�r. S�n��ar sava³�n�n en yüksek biçimidir. �³çi s�n�f�n�n birbütün olarak, tüm maddi ve manevi güçlerini burjuvazinin kar³�s�na dikti§itek mücadele biçimidir. �³çilerin yaln�zca �kendi kapitalistine� kar³� yürüttü§üekonomik mücadeleden farkl� olarak, bütünüyle kapitalist s�n�f�n ç�karlar�n�koruyan devlete kar³� mücadeleye giri³tikleri bir sava³ biçimidir.

Lenin, bu mücadelenin önem ve gereklili§ini ³öyle anlatm�³t�r: �S�n�f sa-va³�n�n ancak politik alan� içine ald�§� zaman gerçek, kararl�, yayg�n bir mü-cadele halini alaca§�n� söylemek yetmez. Marksizm için s�n�f mücadelesi an-cak, politik alan� da içine almakla kalmay�p bu alanda esas olan ³eye, devletiktidar� yap�s�na yöneldi§i zaman `tüm ulusun' tamamen yayg�nla³m�³ müca-delesi biçimini al�r.�

�³te, bir marksistle, i³çilerin iktidar� ele geçirmek için eylemde bulunma-malar� ³art�yla politik zeminde mücadeleyi kabul etmeye haz�r bir liberalaras�ndaki fark�n ortaya ç�kt�§� temel buras�d�r.

Siyasal mücadelenin �temel mücadele biçimi� olmas�, her türden mücadeleve örgütlenme biçiminin, onun ihtiyaçlar�na, onun stratejisine ve takti§ineba§l� olarak yürütülmesi gerekti§i anlam�na gelir. Kendi ba³�na bir ekonomikmücadele, ya da siyasi hede�erden kopuk olarak sürdürülen, i³çilerin ikti-dar mücadelesinin ihtiyaçlar�n� gözetmeyen bir teorik mücadele, �kendili§in-den�dir ve kendi ba³�na kalm�³ haliyle hiç bir biçimde, iktidar mücadelesinehizmet edemez. Ekonomik mücadelenin siyasi mücadeleye ba§lanmas�, teorikmücadelenin de siyasi mücadelenin bir yan� haline getirilmesi zorunludur.Bunlar�n hiçbirisi, kendi ba³lar�na ve kendi tabiatlar� gere§i sosyalist siyasiiçerik ta³�yamazlar. Ancak i³çilerin siyasi partisinin öncülü§ünde yürütüld-üklerinde ve i³çi s�n�f�n�n genel iktidar mücadelesinin stratejisi ve takti§ine

29

Page 31: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

uygun bir i³bölümü ve i³birli§i içinde ³ekillendiklerinde siyasi bir anlam kaza-nabilirler. Kendili§inden mücadelenin her biçiminin kendili§inden bir siyasikarakter ta³�yaca§�n�n söylenmesi, onlar�n bir ba³ka siyasi gücün, yani burju-vazinin siyasi mücadelesinin bir parças� haline gelmelerinin kaç�n�lmaz oldu§uanlam�nda do§rudur. Kesin ve aç�k olarak bilinmelidir ki, i³çi s�n�f�n�n devr-imci komünist partisinin çizdi§i siyasi plana uygun olmayan, onun gerekleriniyerine getirmeyen ve onun bütünle³tirici etkisini ta³�mayan hiçbir mücadelei³çi s�n�f�n�n sosyalist siyasi mücadelesinin kapsam� içinde de§ildir. Böylesi bir�siyasi mücadele�, i³çi y�§�nlar�n� kucaklam�³ olsa bile, sonuçta �i³çi s�n�f�n�nburjuvazinin arac� olarak mücadelesi�, ya da �i³çi s�n�f�n�n burjuva içerikli po-litikas�� olman�n ötesine geçemez. Ça§�m�zda, hiçbir kapitalist toplumda, ikiana s�n�f�n yani burjuvazinin ve proletaryan�n ikisinden birinin d�³�nda ger-çekle³mi³ hiçbir ekonomik, teorik, siyasi olay yoktur, olamaz. Genel ve etkiliolan bugün burjuvazidir ve onun etkisindeki ara s�n��ard�r. Bu, proletaryan�nhenüz etkili olamad�§� ko³ullarda, burjuvazinin alt kesimlerinin hareketlerinin�proletaryan�n hareketi� gibi kendisini gösterebilmesinin sebebini de aç�klar.

Baz� küçük burjuva hareketler, �silahl� mücadele temeldir� slogan�n� kul-lan�yorlar. Bu, silahl� mücadele ile siyasi mücadele aras�ndaki ili³kiyi gör-memektir ve siyasi mücadelenin temel al�nmas� �krinin de bir tahrifat�d�r.Proletaryan�n temel mücadele biçimi, sosyalist siyasal mücadeledir ve bununherhangi bir biçimde çarp�t�larak kullan�lmas�, yanl�³ sonuçlar do§urur. Si-lahl� mücadele, yaln�zca, sosyalist siyasal mücadelenin araçlar�ndan birisidir.

30

Page 32: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 5

S�n�f mücadelesinde devrimciproletaryan�n sosyalist vedemokratik görevleri

Sosyalist görevler

�³çi s�n�f�n�n mücadelesi, devrimci komünistler taraf�ndan esas olarak iki te-mel eksen etraf�nda örgütlenir. Bunlardan birincisi, sosyalizm için, yani kapi-talist s�n�fa kar³�, s�n��� toplumu yoketmeye ve sosyalist bir toplumu kurmaya;di§eri ise, ülkedeki siyasal ve toplumsal hayat� demokratikle³tirmeye, siyasalözgürlükleri elde etmeye, emekçi kitlelerin mücadelesini i³çi s�n�f�n�n sosya-lizm için mücadelesinin bir parças� halinde örgütlemeye yönelmi³tir. Bun-lardan sosyalist mücadele temeldir. Di§eri, yani ekonomik mücadele, onunetraf�nda ³ekillenir ve esas olarak sosyalizm için mücadelenin geli³tirilmes-ine, tamamlanmas�na, daha iletletilmesine ve daha y�§�nsal hale getirilmesinehizmet edecek biçimde yürütülür.

Devrimde proletaryan�n sosyalist çal�³mas�n�n ana biçimlerini esas olaraküç ba³l�k alt�nda toplayabiliriz: Propaganda, ajitasyon ve örgütlenme.

A. Propaganda

Propagandan�n içeri§ini sosyalistçe doldurmak, yani ülke, dünya, toplum vedo§a olaylar�na sosyalistçe bir bak�³ aç�s� geli³tirecek propaganda çal�³mas�yapmak, sosyalist ahlak�n yerle³tirilmesine, sosyalist kültür unsurlar�n�n gel-

31

Page 33: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

i³tirilmesine çal�³mak. Propagandan�n önde gelen ba³l�ca konular� ³unlard�r:

- Bilimsel sosyalizm teorisi ve tarih içindeki geli³mesi, dünya s�n�f müca-delesi ile ili³kisi,

- Toplumun ekonomik ve toplumsal düzeni, onun temelleri, ve geli³mesi-nin yönü ile bu düzen içinde yer alan çe³itli s�n��ar�n kar³�l�kl� ili³kilerive aralar�ndaki mücadele,

- Bu mücadelede i³çi s�n�f�n�n rolü ve bu s�n�f�n batmakta ve geli³mekteolan s�n��arla ili³kisi,

- Dünya olaylar�, emperyalizm, uluslararas� komünist hareket, ulusal kur-tulu³ hareketleri,

- Uluslararas� i³çi hareketinin tarihi, i³çi ve halk devrimlerinin tarihi,

- Proletaryan�n dünya ordusunun bir parças� olan birle³ik bir i³çi s�n�f�olarak ülkemizin bütün i³çilerinin ç�karlar� ve ortak davas�,

- Enternasyonalizm, uluslararas� çapta i³çi dayan�³mas�n�n zorunlulu§u,uluslararas� i³çi hareketiyle olan ba§lar, karde³ partiler, sosyalist ülkeile dayan�³ma, ulusal kurtulu³ hareketleriyle dayan�³ma, kendi ülkesindedevrim yapma sorumlulu§u,

- �³çilerin komünist tarzda örgütlenmesinin zorunlulu§u,

- Sosyalizmin ideolojisi ve sosyalist toplumun in³as�...

B. Ajitasyon

�³çilerin bulundu§u bütün alanlarda, gündelik sorunlar�n ve mücadeleningündelik taleplerinin sosyalist tarzda ele al�n�p i³lenmesi; sosyalist ajitasyon,

- �³ süresi, ücretler, çal�³ma ko³ullar� vs. vs. yüzünden i³çilerle kapital-istler aras�nda ç�kan tüm çat�³malara kat�lmak,

- �³çilerin dikkatini en kaba suistimallere çekmek.

32

Page 34: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

C. Örgütlenme

Hayat�n her alan�nda i³çilerin ve halk�n örgütlenmesinin sosyalistçe ba³ar�l-mas�,

- Sendikalarda, kitle örgütlerinde, kitle inisiyati�nin geli³tirilmesi, kitlele-rin kendi kendilerini yönetme al�³kanl�klar�n� edinebilmesi için tedbirleral�nmas�,

- �³çi topluluklar�n�n örgütlendirilmesi, bu gruplarla proletaryan�n devr-imci komünist partisi aras�nda düzenli ve s�k� ili³kilerin kurulmas�,

- �³çi hareketinin tüm merkezleri ile haberle³melerin düzenlenmesi, bild-irilerin, ça§r�lar�n ç�kar�lmas� ve da§�t�lmas�,

- Deneyimli ajitatörlerin yeti³tirilmesi vs.

Demokratik görevler

Devrimin geli³me düzeyinin henüz bir demokratik devrim a³amas� oldu§uülkelerde, proletaryan�n s�n�f mücadelesi, sosyalist görevlerin yan�s�ra önemlidemokratik devrim görevleri de içerir. Her³eyden önce, proletarya, içinde bu-lunulan devrim a³amas�n�n düzeyine bakmaks�z�n, kendi bildi§i yolda, sosya-list görevlerini eksiksiz ve aksatmadan yerine getirmeye devam edecek, fakatbunun yan�s�ra, di§er ezilen ve sömürülen s�n�f ve tabakalar�n sorunlar�na veihtiyaçlar�na da çözüm yollar� göstererek onlar�n mücadelesinin ilerlemesineve kendi mücadelesinin bir mütte�ki haline gelmesine çal�³acakt�r. �³çiler, buyüzden emekçi köylülü§ün, küçük burjuvazinin ve genel olarak demokrasidenç�karlar� bulunan bütün s�n��ar�n öncüsü olmak ve devrimi bir demokratikdevrim a³amas�nda b�rakmayarak daha ileriye, sosyalist devrime götürebil-mek için demokratik devrimci geli³melere de kat�lmak ve onun yol göstericisiolmak zorundad�r.

Bu çal�³man�n sosyalist çal�³ma ile ayr�lmaz bir biçimde ba§l� oldu§unutekrarlayarak, s�n�f mücadelesinin demokratik görevlerini özetleyelim.

� Bugün tekelci burjuvazi, ba³ta fa³izm olmak üzere, feodal gericilik-lerin, ³eyhlik, a§al�k kurumlar�n�n koruyucusu ve destekçisidir. Toplumsalili³kilerin geli³mesinin ve demokratikle³mesinin önündeki en önemli engel,tekelci burjuvazidir. Çünkü, tekelci burjuvazi, geçmi³ zamanlarda burjuvaz-inin devirdi§i ne kadar gerici kurum ve toplumsal ili³ki biçimi varsa, onlar�

33

Page 35: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

i³çi s�n�f�n�n devrimci mücadelesine ve sosyalizme kar³� kendi etraf�nda ye-niden canland�r�p tutmaya çal�³maktad�r. Böylece, kendi gücünü art�rmayaçal�³�rken, asl�nda proletaryaya da yeni mütte�kler kazanmak için f�rsat ya-ratmaktad�r. Çünkü, tekelci burjuvazinin gericilikle olan ba§lar�, onu di§eremekçi s�n��ardan ay�rmakta ve gittikçe daha dar bir ittifaka mecbur b�rak-makta ve i³çi s�n�f�n�n di§er ezilen s�n��arla, köylülükle birle³mesi için yenialanlar açmaktad�r. �³çiler, fa³ist diktatörlü§ün tekelci burjuvazi ile gericidi§er s�n�f ve kurumlar aras�ndaki bu ittifak�n� görmeli, ayn� zamanda kendiittifaklar�n�n çerçevesini de anlamal�d�r. Bu çerçevede, demokratik hak veç�karlar için mücadelenin önemini gösteren pek çok ³ey vard�r.

� Sosyalizm için mücadele eden i³çi s�n�f�, ³u anda fa³ist diktatörlük ta-raf�ndan tamamiyle k�s�lm�³ bulunan demokratik hak ve özgürlüklerin eldeedilmesi için, mücadelede de en önde ilerlemek zorundad�r. Siyasal özgürlük-leri elde etmeye çal�³madan, ülkenin siyasal ve toplumsal düzeninin demokra-tikle³tirilmesi mücadelesinin en önünde yürümeden, i³çiler sosyalizm davas�yolunda ba³ar�l� bir mücadelenin yürütülemeyece§ini kavramal�d�rlar. �³çilerhem kendileri ve hem de di§er emekçi s�n��ar için, örgütlenme, söz, toplant�,bas�n özgürlü§ü talep ederler ve bunlar için mücadelenin öncülü§ünü yapar-lar. Çünkü bu özgürlükler ve haklar, herkesten çok i³çi s�n�f� için yasaklan-m�³t�r ve elde edilmeleri halinde herkesten çok i³çi s�n�f� yararlanacakt�r. �unokta unutulmamal�d�r ki, siyasal özgürlükler, özellikle bizimki gibi ülkelerde,devrimci at�l�mlar olmaks�z�n, egemen s�n��arla uzun soluklu bir bo§u³mayagiri³ilmeksizin ve devrimci-demokratik bir dönü³üm için gerekli toplumsalve siyasal de§i³iklikler gerçekle³tirilmeksizin kal�c� olarak kazan�lamazlar. Nevar ki, mücadelenin egemen s�n��ar� s�k�³t�rd�§�, onlar� derin çeli³kiler içinesürükledi§i ve egemenliklerini kolayca yürütemez hale soktu§u dönemlerde,�ili olarak kullan�labilir hale gelirler. Egemen s�n��ar, henüz yasalar bütünyasaklar� devam ettirdi§i halde, devrimci komünizmin meydanlara ç�kmas-�n�, kendi bas�n�n� yaratmas�n� ve kitleler içinde örgütlenmesini engelleyemezduruma gelebilir. Bu, köklü bir demokratik dönü³ümün sonucu de§il, �sökesöke� al�nm�³ demokratik siyasal kazan�mlar olarak görülmelidir.

Di§er yandan, siyasal özgürlükler, hiçbir zaman tek ba³�na, bir demokra-tik devrimin tek ve temel içeri§i olamaz. Kapsaml� bir demokratik devrim,siyasal özgürlük sorununun köklü olarak çözümünü getirecek olan bütün, te-kelci siyasal uygulamalar�n kayna§� olan tekelci burjuva egemenli§inin, feodalve yar�-feodal kurum ve ili³kilerin tas�yesini gerçekle³tirir.

Devrimci proletaryan�n demokratik görevlerinden en önemlisi, ku³kusuzezilen uluslar�n kendi kaderlerini tayin hakk�n� savunmak ve bunun gerçekle³-mesinin siyasal ko³ullar�n�n yarat�lmas� için mücadele etmektir. Bu konuda

34

Page 36: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Lenin ³unlar� söyler: �Ezen ülkelerin i³çilerinin enternasyonalist e§itimi, zo-runlu olarak, her ³eyden önce, ezilen ülkelerin özgürlü§ü ve ayr�lmas� ilkesininsavunulmas�n� içermelidir. Yoksa ortada enternasyonalizm diye bir ³ey kal-maz. Bu propaganday� yapmayan ezen bir ulusun sosyalistini, emperyalist vealçak saymak hakk�m�z ve görevimizdir. Sosyalizmin gerçekle³mesinden önceayr�lma olas�l�§�n�n binde-bir olmas� durumunda bile, bu istem, mutlak biristemdir.� Ku³kusuz bu konuda devrimci proletarya, ezilen ulusun mücadele-sinin do§ru hede�ere yönlendirilmesine, ezilen ulusa kendi devrimci proletar-yas�n�n önderlik etmesi için yard�mc� olmaya ve mücadelenin emperyalizmeve yerli gericili§i olu³turan bütün s�n��ara yönelmesine dikkat edecektir. Em-peryalizmi devam ettiren ve sa§lamla³t�ran hareketler de§il, emperyalizmizay��atan ve devrimi güçlendiren hareketler desteklenecek ve savunulacak-t�r. Bu konuda Stalin ³u önemli noktaya dikkat çekmi³tir: �Öyle durumlarolabilir ki, ezilen belirli bir ülkenin ulusal hareketi, proletarya hereketiningeli³mesinin ç�karlar�na ayk�r� dü³ebilir. Böyle bir durumda deste§in hiç söz-konusu olmad�§� aç�kt�r.. Uluslar�n kaderlerini kendi tayin etmeleri sorunu,tecrit edilmi³, kendi kendine yeten bir sorun de§ildir. Bütün içinde ele al�n-mas� gereken, proletarya devrimi genel sorununun bir parças�d�r.�

Yaln�zca uluslar�n kaderlerini tayin hakk� de§il, demokrasi mücadelesi-nin di§er çe³itli talepleri de mutlak ³eyler de§ildir. Bunlar, dünya sosyalisthareketinin, uluslararas� i³çi s�n�f� mücadelesinin bir parças� olarak görülüpde§erlendirilmelidir. Bu özellik, di§er bütün konularda da gözönünde bulun-durulmal� ve uluslararas� proleter hareketinin genel ç�karlar�yla çeli³en, onunilerlemesine de§il de burjuvazinin kazan�mlar�n�n artmas�na, mevzilerinin sa§-lamla³mas�na yol açan hiç bir �demokratik talep� desteklenmemelidir. �Baz�somut durumlarda, parçan�n bütün ile çeli³kiye dü³mesi olana§� vard�r, ozaman parça at�l�r.� (Stalin)

35

Page 37: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 6

Proletarya Partisi

1. Parti i³çi s�n�f�n�n öncü müfrezesidir

Parti, i³çi s�n�f�n�n en ileri, en nitelikli unsurlar�n�, bu unsurlar�n deneyimini,devrimci ruhunu, proletarya davas� u§runa sonsuz özverisini kendisinde topla-mal�d�r. Ancak böyle bir parti, s�n�f mücadelesinin zor ko³ullar�nda, proletar-yan�n burjuvaziye kar³� sava³�n�n güçlükleriyle ba³edebilir. S�n�f mücadelesi,toplumsal hayat�n bütün alanlar�nda kendisini gösteren çok geni³ kapsaml�ve de§i³ik biçimlerde kendisini gösteren çe³itlilikleri olan bir sava³t�r. Bu-rada mücadele, dü³man ordular�n birbirleriyle yapt�klar� sava³lardan dahakarma³�k ve çetre�llidir. Proletarya ne zaman ve hangi araçlarla, nerede,burjuvaziye kar³� hangi mücadele biçimleriyle sald�racakt�r? Hangi mevzileriele geçirecek, hangi mevzilerin üzerinden atlayacak ya da baz�lar�n� ertele-mek zorunda kalacakt�r? Hangi alanda hangi di§er emekçi s�n��arla hangiesaslara göre ittifak yapacak, onlar�n örgütleriyle, temsilcileriyle nas�l birle-³ecek ve onlar� yönetirken hangi bilimsel, siyasi, teorik esaslara dayanacak-t�r? Mücadelenin kimi dönemlerinde daha ileri at�lmak, kimi dönemlerindede düzenli bir biçimde geri çekilmek için nas�l davranacak, milyonlarca pro-leterden olu³an ordusunu nas�l yönetecektir? Bütün bunlar, proletaryan�nherhangi bir örgütü taraf�ndan yerine getirilemeyecek kadar çetin görevler,s�radan bir örgüt taraf�ndan çözülemeyecek çetin problemlerdir. Bir orduyuyönetmek, ancak bu konuda uzmanla³m�³ bulunan kurmay heyetinin i³idir.Nas�l ki sava³man�n inceliklerini, harekat�n yönetilmesini, silahlar�n mevzi-lendirilmesini, taktik ve strateji kurman�n bilgisini ta³�mayan herhangi birs�radan asker ya da askerler grubu bir sava³ta ordular� yönetemezlerse, pro-letaryan�n herhangi bir örgütü, örne§in sendikalar veya yerel i³çi örgütleri deproletaryan�n burjuvaziye kar³� giri³ti§i iktidar� ele geçirme sava³�nda yönet-

36

Page 38: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ici rol oynayamazlar. Proletaryan�n kendisini yönetecek iyi donat�lm�³, bilgilive sava³ sanat�n�n inceliklerini kullanabilen bir öndere ihtiyac� vard�r. Buönder, yaln�zca proletaryan�n siyasi partisi olabilir.

2. Parti i³çi s�n�f�n�n örgütlü öncüsüdür

Parti, yaln�zca i³çi s�n�f�n�n öncü müfrezesi de§ildir. Ayn� zamanda �örgütlü-öncü müfrezesidir�.

En iyi, en ileri, en militan i³çi önderlerinin ve en ihtilalci ayd�nlar�n rast-gele biraraya gelmi³ olmas�, onlar�n devrimci proletarya partisi gibi hareketetmelerine yetmez. Toplumun en devrimci unsurlar�n�n biraraya geli³inde birparti niteli§inin bulunabilmesi için, bu biraraya geli³in gerçek anlamda örg-ütlü bir birli§i temsil etmesi gerekir. Örgütlü olmak demek, tepeden t�rna§a,bütün birimlerinde hareketini uyumlu ve birbirine tutarl� k�lmak demektir.Biraraya gelmi³ i³çi önderleri ve ayd�nlar�n her biri kendi havas�nda ya³�yor veçal�³�yorsa, her birinin dü³üncesi farkl� farkl� ve izledi§i yollar birbirine özde³durumda de§ilse, mücadelenin yürütülmesi için nas�l karar al�naca§� ve al�nankararlara nas�l uyulaca§� belli de§ilse, herkes kendince �özgür dü³üncesini�ve �özgür iradesini� gerçekle³tirmek için bildi§i gibi hareket ediyor, bundandolay� da partide uyumlu bir çal�³ma ortam� ve etkili mücadele yöntemlerigeli³tirilemiyorsa, burada örgütlülükten sözedilemez. Parti, en alt kademedenen yukar�daki merkez komitesine kadar, her militan�n�n ortak bir dünya gör-ü³üne, birlikte mücadele etme azim ve kararl�l�§�na sahip olmalar�n� ve bütünüyelerinin birbirine demirden bir disiplinle ba§lanmalar�n� gerektirir. Ancakböyle bir parti, proletaryan�n devrimci mücadelesinin karma³�k sorunlar�n�çözebilir ve i³çilere önderlik edebilir. Ama parti, yaln�zca öncü bir müfrezeolarak kald�§� sürece de bu görevi yerine getiremez. Parti, öncü rolünü, an-cak s�n�f�n bütünü içinde, varl�§�n�n bütün kökleriyle ona s�k� s�k�ya ba§l�bir parça olabildi§i zaman yerine getirebilir. Bu, elbette partinin kendisinii³çi s�n�f�yla bütünle³tirmek ad�na onun geri ve burjuva ideolojisinin etkis-inden kurtulamam�³ y�§�nlar�n�n pe³inden gitmesi, onlar�n kabul edebilece§igeri bir çizgi izlemesi demek de§ildir. Daima ondan daha ileriyi görebilmeli,mücadelenin ileriki a³amalar�n�n bilgisini ve geli³menin getirece§i sonuçlar�önceden görebilmeli, geri burjuva ideolojisinin etkilerinden tümüyle kurtul-mal� ve i³çi s�n�f� üzerinde etkili olan burjuva siyaseti ile bütün ba§lar�n�tamamen koparm�³ olmal�d�r. Örne§in, i³çilerin ço§unlu§u herhangi bir bur-juva partisinin demogojik propagandas�na aldanarak, ya da ³u anda ba³kabir alternatif bulamad�§� için burjuva partisinin pe³inden giderek siyasi ta-v�r tak�n�yorsa, parti, i³çi s�n�f�ndan kopmamak ad�na bu ço§unlu§un yanl�³

37

Page 39: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

e§ilimlerine boyun e§ecek de§ildir. Parti, i³çi kitlelerinden özellikle bu bak-�mdan ileri olmal�d�r, bu bak�mdan i³çi s�n�f�n�n kalabal�k kitlelerinin izledi§ibilinçsiz yoldan ayr� bir yol izlemelidir. Böyle bir farkl�l�k, uzun bir süre de-vam edebilir. �³çi s�n�f�, bütünüyle öncüsünün düzeyine yükselmedikçe, öncüile y�§�nlar aras�ndaki bu fark bulunmaya devam edecektir. Devrimci hare-ketin yükselme dönemlerinde düzene kar³� muhalif duygular besleyen pekçok ö§renci, memur, küçük esnaf, devrimci i³çi hareketinin etkisinde kalarak,devrimci komünist partisinin içinde yer almak isteyebilir. E§er bu durumdaparti, y�§�nlarla birle³mek, y�§�nlardan kopmamak ad�na, her ö§renciye, hermuhalif ayd�na, küçük esna�ara ve her grevci i³çiye kap�s�n� açarsa, kend-isi ile y�§�nlar aras�nda bulunmas� gereken s�n�r� silerse, yak�n zamanda buy�§�nlar�n geri politik e§ilimleri, kapitalizme yaln�zca geçici bir an için ve dö-nemin gere§i olarak duyduklar� muhalefetin arkas�na gizlenmi³ bulunan mül-kiyet tutkunu dü³üncelerine kendisini teslim etme tehlikesiyle kar³�la³abilir.Bu durumda partiden art�k �i³çi s�n�f�n�n devrimci çekirde§i� olma özelli§inita³�mas� beklenemez.

3. Parti proletaryan�n örgütlenmesinin en yüksek biçim-idir

Parti, i³çi s�n�f�n�n örgütlü müfrezesidir ama s�n�f�n tek örgütü de§ildir. �³çis�n�f�, sendikalar, kooperati�er, fabrika örgütleri, kad�n ve gençlik örgütleri,kültür-e§itim gruplar�, devrimci sava³�n çe³itli biçimlerini yürüten gizli-aç�körgütler, ve iktidarda ise e§er devlet örgütü gibi bir çok örgüte sahip olabilir.Bu örgütlerin hepsinin partiye ba§l� olmas� ya da do§rudan do§ruya parti-nin yönlendirmesi alt�nda bulunmas� gerekmez ve ço§u durumda da parti ilebu çe³itli örgütler aras�ndaki ba§lar zay�f ya da henüz kurulmam�³ durumdabulunabilir. Fakat ister partiyle ili³kili olsun, isterse partinin ad�n� bile duy-mam�³ olsun, bu örgütlerin hepsi, i³çi s�n�f�n�n bir ihtiyac�ndan do§mu³tur ves�n�f�n kendisini yeti³tirmesi, haklar�n� korumas� ve geli³tirmesi için gerekli veyararl� örgütlerdir. Ne var ki, bu örgütler, birbirinden kopuk olarak kald�kça,s�n�f�n yerel bir sorununu çözmek, bölgesel ya da belli bir üretim birimindekihaklar�n� korumak ve geli³tirmek için yararl� olabildikleri halde, i³çi s�n�f�n�nburjuvaziye kar³� mücadelesinde topyekün ve birle³ik bir mücadeleyi kendi s�-n�rlar�n� a³arak gerçekle³tiremezler. Zonguldak'taki bir i³çi okuma grubunu,Bursa'daki bir sendikaya; �zmir'deki bir i³çi okuma grubunu, Adana'daki birba³ka i³çi kad�n örgütüne ba§layan, onlar�n mücadelesini birle³tiren ve ara-lar�nda deney ve bilgi al�³-veri³ini sa§layan, onlar�n mücadelesinin çe³itli ek-sikliklerini birbirleriyle dayan�³arak gidermelerini sa§layan ba§�nt�lar kimin

38

Page 40: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

arac�l�§�yla ve hangi temeller üzerinde kurulacakt�r? Farzedelim ki, bu ba§�nt-�lar, merkezi bir kad�n örgütü taraf�ndan, ama burjuvazinin isteklerine uygunolarak kurulmu³ olsun, ya da i³çilerin kendi aralar�nda geli³tirdikleri kültürderneklerini, merkezi bir ��³çi Kültür Dernekleri Federasyonu� ama hükü-metin ve burjuvazinin görü³leri do§rultusunda birle³tirmeye çal�³s�n. Böylebirlikler, i³çilerin kapitalizm kar³�s�ndaki birliklerinin sa§lanmas�na hizmetedebilecek midir? Bu bir yana, bu örgütlerin kendi kurulu³ amaçlar�na ula³-malar� sa§lanabilecek midir? �³çiler, kendilerini burjuvaziden ay�ran üstün vesa§lam nitelikleri tan�mak, daha da geli³tirmek için kendi s�n�f ihtiyaçlar�-n�n do§rultusunda kurduklar� bu örgütleri, kendi elleriyle gene burjuvaziyeteslim etmi³ olmazlar m�? Oysa bu örgütlerin kendi ba§�ms�z amaçlar�n�nbulunmas� ne kadar do§ruysa, tek bir büyük amaca ba§lanmalar� ve bunungerçekle³mesi için de ayn� temel do§rultuda yürümeleri gerekti§i de o kadardo§rudur. �³te bu noktada, bu temel do§rultunun, bu ortak hede�n ne ola-ca§� ve onun kim taraf�ndan belirlenece§i sorulmal�d�r. Bu sorunun cevab�tek kelimeyle �Parti�dir. Parti, ülkedeki i³çi s�n�f�n�n en iyi, en ileri unsurlar-�n�, örgütçülükte ve mücadelede öne ç�km�³ en yetenekli ve bilgili unsurlar�n�kendi bünyesinde toplamay� ba³arabilmi³se e§er, i³çi s�n�f�n�n parti d�³�ndakiörgütlerini de tek bir temel do§rultuda, i³çi s�n�f�n�n burjuvaziye kar³� s�n�fsava³�n�n do§rultusunda toplamay� da ba³arabilecektir. Böylece, parti, pro-letaryan�n de§i³ik alanlardaki birliklerini ve mücadelesini merkezile³tirirken,i³çi s�n�f�n�n çe³itli örgütlerini de, partiyi i³çi s�n�f�n�n çe³itli kesimlerine ba§-layan araçlar halinde yeniden yaratm�³ olacakt�r.

4. Parti ayn� zamanda proletarya diktatörlü§ünün ayg�t-�d�r

Parti, i³çi s�n�f�n�n yaln�zca iktidar� ele geçirme mücadelesinin bir arac� de§il-dir; ayn� zamanda iktidar� elde tutma ve komünist topluma kadar ilerletmemücadelesinin de en temel arac�d�r. Baz� revizyonist ve anar³ist teorisyenler,i³çi s�n�f�n�n siyasi bir örgüte sahip olmaks�z�n da iktidara gelebilece§ini veiktidar�n� sürdürebilece§ini söylerler. Hatta daha da ileri giderek, i³çi s�n�f�n�npartisinin i³çilerin iktidara gelmesini önleyen, onun yerine bir avuç bürokrat�iktidara getiren bir ayg�t oldu§unu iddia ederler. Burjuvazi, ülke ve dünya ça-p�nda iktidar�n�, daima örgütlü bir gücün arac�l�§�yla yürütür ve onun siyasiörgütleri, daima burjuvazinin profesyonel politikac�lar�n� birarada toplayarakdevletlerin yönetimini üstlenir. Kar³�m�zdaki güç böylesine tepeden t�rna§aörgütlüyken, ve bu örgütlülü§ünü biz sosyalizmi kurmaya ba³lad�ktan sonrada uzun süre devam ettirmek için elinden gelen çabay� harcamaya haz�r ve

39

Page 41: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

yeminliyken, bizim güçlü siyasi örgütlerden yoksun kalmam�z�n ne anlamagelece§i dü³ünülmelidir. Proletarya diktatörlü§ünü kurmak ve devam ettir-mek için partiye ihtiyac�m�z vard�r. Proletarya diktatörlü§ü, milyonlarca i³çive emekçiye sosyalizmin in³as� için gerekli bilinç ve disiplini a³�lamak, küçükburjuva al�³kanl�klara, mülkiyet dü³künlü§üne kar³� mücadele etmek, küçükburjuva s�n�f� e§itmek ve de§i³tirmek için proleterlerin sa§lam ve çelikten birörgüte sahip olmalar� gerekir.

5. Parti, hiziplerin varl�§� ile ba§da³mayan bir irade bir-li§idir

Proletarya partisinin önemli özelliklerinden biri de, onun iç birli§i ve demir-den disiplinidir. Bu birlik ve disiplin, tek bir kaynaktan do§ar: parti üyeleriningönüllü irade birli§inden. Proletarya partisinin demir disiplininden sözedil-di§inde, baz�lar� onu burjuvazinin disiplin anlay�³� ile yönetilen bir komploörgütü zannederler. Proletarya partisinde disiplin, yaln�zca eme§in ahlak ilke-lerini benimsemi³ parti i³çilerinin çal�³kanl�§�, fedakarl�§�, devrime, s�n�fa vekomünizm idealine ba§l�l�§�n�n sonucudur. Her parti üyesi, bütün bu yüksekde§erlerin anlam�n� bilir ve onlar� koruyup geli³tirmenin bir görev oldu§unainan�r. Kimse, bir i³çiyi, bir ayd�n� zorla parti üyesi yapmaz. Partiye üyeolmak isteyen herkes, onun mücadelesine bütün hayat�n� adamaya haz�r ol-du§unu kabul ederek, kendi iradesiyle üye olur. Bir parti üyesi, kendisi için enbüyük özgürlü§ün, parti disiplinine uymak oldu§unu, çünkü parti disiplininiyaratan ³eyin kendi iradesi oldu§unu bilir.

Proletarya partisinin iç birli§inin sa§lam ve disiplininin �demirden� ol-mas�, onun hiç bir konuda tart�³ma yapmad�§�, her karar�n tepeden indi§i,parti içinde dü³ünce özgürlü§üne yer olmad�§� anlam�na gelmez. Tam tersine,proletarya partisi, ele³tirinin, �kir çe³itlili§inin bulunmad�§� yerde disiplininde bulunmayaca§�n� bilir. Çünkü, ele³tirinin ve de§i³ik �kirlerin mücadele-sinin bulunmad�§� yerde bilinç bulunmaz. Bilincin olmad�§� yerde, devrimciruh, devrimci at�lganl�k, kararl�l�k ve mücadele azmi de bulunmaz. Stalin'in³u sözü çok önemlidir: �Ancak bilinçli bir disiplin demir bir disiplin olabilir.�

Proletarya partisinin bir tart�³ma kulübünden fark� vard�r. Elbette tart-�³malar�n bir yerde tamamlanmas� ve ele³tirilerin sonucunun al�nmas� gere-ken bir an gelecektir. Çünkü proletarya partisi, her ³eyden önce, proletarya-n�n eylemci örgütüdür ve laftan çok i³ yapmak zorundad�r. Tart�³malar�n veele³tirilerin sonunda parti, karar a³amas�na gelir. Kararlar, parti tüzü§ündebelirtildi§i gibi, az�nl�§�n ço§unlu§a uymas� biçiminde al�n�r ve bir kez al�n-d�ktan sonra, art�k yaln�zca onun uygulanmas�, en iyi, en do§ru, en kararl�

40

Page 42: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

biçimde yerine getirilmesi gerekir. Bu noktadan sonra tart�³ma, ele³tirileredevam etme, karara muhalif görü³lerde �srar etme, proletaryan�n disiplini ileba§da³maz. Proletarya partisi, tart�³malar ve ele³tiriler s�ras�nda son dereceesnektir ve tart�³malar�n zengin geçmesi için gerekli bütün kap�lar� açm�³-t�r. Ama kararlar�n uygulanmas� s�ras�nda, art�k yaln�zca parti organlar�n�nve parti militanlar�n�n ço§unlu§unun ald�§� kararlar tam bir kesinlikle uy-gulan�r. Hizipçilik, i³te bu noktada ortaya ç�kar. Tart�³malar ve ele³tirilers�ras�nda farkl� görü³ler ileri sürmü³ olanlar, bu ele³tiri ve farkl� görü³lerini,kararlar�n uygulanmas�n�n önünde engel haline getirmeye ve partinin kararla-r�n� bo§untuya getirmeye çal�³�rlar. Di§er yandan hizipçilik, partinin tüzükselorganlar�n�n d�³�nda, özel grup ili³kileri olarak kendisini gösterir ve partininaçt�§� ele³tiri ve tart�³ma yollar�n� görmezden gelerek kendisine özgü tart-�³ma platformlar�, partiden ayr� ve gizli görü³ geli³tirme çabalar� olu³turur.Proletarya partisi, hizipleri ve hizipçi çal�³ma tarz�n� kendi bünyesini kemi-ren zararl� bir kurt olarak görür ve bunlar�n derhal giderilmesi için en serttedbirlere ba³vurur.

6. Parti kendisini oportünist unsurlardan ar�nd�rarakgüçlendirir

Partideki hizipçili§in kayna§�, daima oportünist ve revizyonist görü³lere yat-k�n küçük burjuva ruh halinden ve s�n�f al�³kanl�klar�ndan kurtulamam�³ un-surlard�r. Ço§u zaman, üyeler aras�nda hangi görü³leri savundu§u aç�k ol-mayan, partinin görü³ ve kararlar�ndan hangilerine muhalefet etti§i belli ol-mayan, itirazc�, pasif, tembel unsurlar, sa§a ya da �sol�a e§ilimli görü³lerinigizleyerek, f�rsat kollarlar. Kendi görü³lerini gizleyip ço§unlu§un kararlar�nakat�l�yormu³ gibi görünerek �i³i idare etmeye� çal�³�rlar. Partinin kendiler-ine sundu§u aç�k tart�³ma ve görü³lerini savunma imkanlar�n�n üstünden at-layarak, her³eyin yolunda gitti§i izlenimini vermeye çal�³�rlar. Uluslararas�komünist hareketin tarihi, bu türden sözde �komünistlerin� verdi§i zararlar�saymakla bitirilemez. Komünist partisinin bu türden unsurlara kar³� müca-deledeki en güçlü silah� ele³tiri ve özele³tiridir.

Mücadele süreci içinde, her komünist partisinin büyük ya da küçük ha-talar� olmu³tur ve bundan sonra da hiç bir ülkenin komünist partisi hatayapmaktan kaç�namayacakt�r. Geçmi³te, Büyük Ekim Sosyalist Devrimininönderi Bol³evik Partisi de bir çok hatalar yapm�³, ama hatalar�n�n düzeltil-mesi ve tekrarlanmamas� için büyük bir devrimci enerjiyle mücadele ederekproletaryan�n iktidar mücadelesini ba³ar�ya ula³t�ran en önemli faktör olmu³-tur. Bütün devrimci komünist partiler, hatalar�na kar³� daima ilkeli, aç�k ve

41

Page 43: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

dürüst bir tav�r tak�nmak, hatalar�n üstünü örtmemek ve ileriye bakmak zo-rundad�rlar. Hatalar� gizlemek, hatalar� ba³ar�ym�³ gibi göstermek veya hiçhata yapmam�³ gibi davranarak kendisini yenilemeye çal�³mamak, küçük bur-juvaziye özgü bir davran�³ ve ahlak özelli§idir. �³çilerin komünist partisi ise,hatalar� konusunda da eme§in dürüstlük ve ahlak prensiplerine sahiptir. �yibir i³çi, iyi bir emekçi, nas�l ürünün niteli§ini daima yükseltmek, daha iyi,daha üstün özellikler ta³�yan ürünler ç�karmak için geçmi³teki yanl�³lar�n� dü-zeltmeye, eksikliklerini gidermeye gayret gösterirse, dünyay� de§i³tirmek içinyola ç�km�³ komünist partisi de, att�§� her ad�mdan sonra geriye dönüp baka-rak ilerlemesini sa§layacak daha ba³ar�l�, daha üstün nitelikli i³ler yapmas�için kendisine yolu açacak olan de§erlendirmeler yapar. Parti gibi, partililerde, kendileriyle i³leri s�ras�nda daha ileriye, daha do§ruya ve daha yüksek ni-telikte i³lere ula³mak için kendi geçmi³ini ele³tirici bir gözle de§erlendirmekzorundad�r.

Ele³tiri ve özele³tirinin ba³l�ca özellikleri:

2 Ele³tiri ve Özele³tiri, Devrimci ve De§i³tirici Olmal�d�r:

Günlük dilde ele³tiri kelimesi, herhangi bir sanat eserinin, bir insan�ndavran�³�n�n, bir politik olay�n vs. eksi§ini, fazlas�n� göstermek, yanl�³lar�n�,do§rular�n�, güzelli§ini çirkinli§ini bulup aç�§a ç�karmak için yap�lan i³ anla-m�nda kullan�l�r. Yeryüzünde insan�n tarihsel eylemini Marks, de§i³tirici vedönü³türücü özelli§ini, gözönünde tutarak �devrimci bir ele³tiri� olarak ad-land�rm�³t�. Ele³tiri'nin bu kök anlam�na ba§l� olarak onun temel niteli§ininolumlu geli³menin yolunu aç�c� bir de§i³tirme eylemi oldu§unu söyleyebiliriz.K�saca, Marksizmin dilinde ele³tiri, genel olarak devrimci tarzda de§i³tirmekdemektir. Özel olarak Marksist partilerin ve öteki i³çi organizasyonlar�n�n fa-aliyetlerinde kusurlar� ortadan kald�rma, hatalar� bulup ç�karma ve düzeltmeyöntemidir. Proletarya idealinin ba³ar�ya ula³mas�n�n özele³tiriye ba§l� oldu-§unu ve özele³tirinin proletarya faaliyetinin bir karakteristi§i oldu§unu ilkdefa belirten Marks't�r.

Ele³tiri ve özele³tirinin Marksist parti içinde ve bir Marksist-Leninistinbütün hayat� bak�m�ndan anlam� ve de§eri çok büyüktür. Çevresinin yoz, adilolmayan, e³itsizli§i kendi varl�§�n�n ko³ulu olarak gören geri özellikleri kar³�-s�nda bunun de§i³mesini dü³ünen ki³inin tavr� ilk anda bir �ele³tiri� tavr�d�r.Burjuvaziye kar³� mücadele, önce bir ele³tiri biçiminde, bir ba³ka deyi³le ele³-tirinin burjuvaziye kar³� bir silah olarak kullan�lmas�yla ba³lar. Sonra, bur-juvazinin dünyas�n�n yaln�zca iyi dü³ünceler, do§ru öneriler, parlak ideallergetirmekle y�k�lamayaca§� görüldü§ünde art�k ele³tiri silah�n�n yerini, silah-larla yap�lan pratik ele³tiri al�r. Dü³üncenin eylem halini almas�, ele³tirininen yüksek noktas�d�r.

42

Page 44: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bu bak�mdan ele³tiri ve özele³tiri, eski ile yeni aras�ndaki mücadeleninözel bir biçimidir. Öyleyse, devrimci olmayan bir tutumun, devrimci olmayanbir dü³üncenin �ele³tiri� özelli§i ta³�d�§� bile söylenemez. Bu ele³tirinin ilkve temel özelli§idir: Ele³tirici, devrimci ve ilerletici olmal�d�r. Durumu dahada geriye götüren, y�k�lmakta olan�n ve y�k�lmas� gerekenin güçlenmesine veilerlemenin önünün t�kanmas�na yol açan dü³ünce ve tav�rlar, �ele³tiri� niteli§ita³�mazlar.

2 Gerçe§in bulunmas�na hizmet etmelidir:

Ele³tirinin içermesi gereken ikinci temel özellik nesnel ve gerçe§e dayal� ol-mas�d�r. Marksist-Leninist parti, bütün eylem ve dü³üncelerinde, gerçe§i yal-n�zca gerçe§i kendisine ç�k�³ noktas� olarak al�r. Onun bütün hayat�, somut vegerçek olan� yakalamaya, de§i³tirmeye ve i³çi ve emekçi kitlelere, yalana bo-§ulmu³ burjuva dünyas�n�n gerçek yüzünü göstermeye adanm�³t�r. Yaln�z buözellik bile, gerek partinin dünya kar³�s�ndaki devrimci-ele³tirel tavr�nda, ge-rekse kendi hatalar�na kar³� ele³tirisinde gerçekten ayr�lmamas�n� ³art ko³ar.Ele³tiri, yaln�zca gerçe§e dayanmakla kalmamal�, ayn� zamanda üstü örtülükalm�³, görülememi³ gerçekleri de aç�§a ç�karmaya yard�mc� olmal�d�r.

2 Aç�k, Dürüst ve Do§ru Olmal�d�r:

Ele³tiri, üstü örtük, imal� ve dolambaçl� olmamal�d�r. Komünizmin ilk bü-yük bildirgesi olan �Komünist Manifesto�, komünistlerin hiç bir ko³ul alt�ndagörü³lerini aç�kça ortaya koymaktan çekinmeyeceklerini söyleyerek, hem bur-juva ikiyüzlülü§üne kar³� proleter aç�kl�k ve cesaretin ilkesini dile getirmi³tir,hem de komünist dü³üncelerin sa§laml�§� hakk�nda aç�k bir güven ortaya koy-mu³tur. Bu ayn� zamanda, aç�kça savunulamayan, ba³ka görü³lerin arkas�nasaklanarak ifade edilen görü³lerin komünist nitelikte olamayaca§� anlam�nada gelir.

2 Ba³l�ca amac� hatalar�, eksiklikleri ve zay�f noktalar� ortaya ç�karmakve yok etmek olmal�d�r:

�...Parti ruhunun y�k�lmas�na, sovyet iktidar�n�n gözden dü³mesine, i³çis�n�f�n�n silahs�zland�r�lmas�na, kadrolar�m�z�n harap edilmesine, yozla³maüzerine lafazanl�§a götüren bir �özele³tiri� istemiyoruz. Bize yabanc�, y�k-�c�, anti-bol³evik �özele³tiri� ile, Parti ruhunu geli³tirme, Sovyet iktidar�n�sa§lamla³t�rma, in³a çal�³mam�z� iyile³tirme, ekonomi kadrolar�m�z� güçlen-dirme, i³çi s�n�f�n� silahland�rma hede�ni güden bizim, bol³evik özele³tirimizaras�nda kesinlikle ay�r�m yap�lmal�d�r.� � Stalin

2 Hata ve yan�lg�lar� nedenleriyle, ba§�nt�lar�yla ve sonuçlar�yla birlikteele almal�, nas�l düzeltilece§ine dair iyi dü³ünülmü³, do§ru ölçütlerle kurul-

43

Page 45: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

mu³ bir plan� da beraberinde getirmelidir.

2 Engelleyici ve da§�t�c� de§il, yol aç�c�, birle³tirici ve ilerletici olmal�d�r.

2 Hizipçili§e kapal� olmal�d�r:

Parti, kendisini hiziplerin varl�§� ile ba§da³mayan bir bütün olarak ta-n�mlam�³t�r. Ele³tiri ve özele³tirinin proleter demokrasinin ilkelerine uyguntarzda yürütülmesi, hizipçi faaliyetlerin önüne geçmekte en güvenli silah-lardan birisidir. Hizipçilik, proletaryan�n öncü örgütü içinde, ayr� bir örgütyaratmak, merkezi i³leyi³i bo§untuya u§ratmak ve parti kararlar�n� geçersizk�lmak, örgütü ve kadrolar� zay��atmak için ele³tiri-özele³tiri silah�n� yozla³-t�rmakla i³e ba³lar. Hizipçili§in ele³tiri özele³tiri silah�n� partiye kar³� kulla-n�lan bir araç haline çevirmesini önlemenin yolunu Lenin ³öyle göstermi³tir:�Partinin eksikliklerinin kesinkes gerekli olan ele³tirisi öyle ele al�nmal�d�rki, getirilen her pratik öneri, mümkün oldu§u kadar aç�k bir biçimde derhal,sürüncemede b�rak�lmaks�z�n, görü³ülmek ve karara ba§lanmak üzere Parti-nin ilgili yerel ya da merkezi yönetici organ�na sunulmal�d�r. Ele³tiri getirenherkes, ayr�ca, ele³tirinin biçiminde, dü³manlarla çevrili Partinin durumunugözönüne almak zorundad�r. Partinin genel çizgisinin tahlili, ya da pratikdeneyimlerinin özetlenmesi, kararlar�n uygulanmas�n�n denetimi, hatalar�ndüzeltilmesinin yöntemlerinin incelenmesi, vb. herhangi bir 'platform' teme-linde olu³an gruplar�n ön toplant�lar�n�n konusu haline gelemez; tam tersinebunlar, yaln�zca do§rudan do§ruya bütün partili yolda³lar�n tart�³mas�na su-nulmal�d�r. ... ele³tirilerin, proletaryan�n s�n�f dü³manlar�na yard�m edecekbiçimler almas�na izin vermeksizin somut yap�lmas� için sürekli çaba sarfed-ilmelidir.�

44

Page 46: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 7

Strateji ve taktik

Her i³çi, her emekçi, ürünüyle kendisi aras�nda bir çok alet, edavat bulun-du§unu bilir. Demiri dövmek, ta³� oymak, tarlay� ekip biçmek için, elimiz-den, gövdemizden ba³ka araçlar kullan�r�z; üzerinde i³ yapt�§�m�z, de§i³tiripdönü³türdü§ümüz bir ürün haline getirdi§imiz nesneleri kendi amac�m�za,iste§imize uygun hale getirmek için, araçlarla, aletlerle çal�³�r�z.

Hayvanlar ve böcekler de bazen bize birer üretici gibi görünürler. Kös-tebek tüneller kazar, ar� petek yapar, örümcek a§ örer. Ama üretici insanlaböcek aras�nda bir fark vard�r: üretici ürüne son biçimini vermeden önce, onukafas�nda son ³ekliyle tasarlar ve i³ daha elde ba³lamadan önce, kafada bi-ter. Köstebek, ar�, örümcek, yapt�klar� i³in sonunda ne ç�kaca§�n� bilmeden,içgüdüleri onlara neyi emrediyorsa onu yaparlar. Oysa insanlar ba³ka türlüçal�³�rlar. Mimarlar, en büyük binalar�n, devasa ³ehirlerin yap�lmas�na giri³-meden önce, planlar, maketler yaparlar. Ortada daha tek bir kaz�lm�³ toprakparças� yokken, binalar�n, yollar�n bitmi³ hali mimar�n projelerinde görü-nür. Makina mühendisleri, yapacaklar� makinalar�n önce bir modelini yaparve onun i³leyi³ine bakarak henüz makina ortada yokken onun bitti§i zamannas�l çal�³aca§�n� ve hangi i³levleri yerine getirece§ini tam olarak görürler. Ta-sarlayarak i³ yapmak, insan�n bir özelli§idir. Bir ihtiyac�n kar³�lanmas� içinhangi maddeyi hangi araçlarla i³leyerek hangi biçime sokaca§�m�z� dü³ünürsonra belli bir s�raya göre i³i yürütür, maddeyi i³ler, de§i³tirir ve kendi ama-c�m�za uygun ve amac�m�za elveri³li hale getiririz. �³i, dü³ünülmü³, bir bütünolarak tasarlanm�³ olarak ele al�p aç�kça tan�mlanm�³ hede�er do§rultusundaardarda gelen ve birbirini tamamlayarak ilerleyen i³ler, i³lemler dizisi halindeyürütmeye, her ad�mda kullan�lacak uygun araçlar� seçmeye planl� çal�³madenir.

45

Page 47: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Devrimci Komünist Partisi, toplumsal hareket üzerinde i³ yapan, toplu-mun de§i³tirilmesi için bu hareketi bir hammadde olarak ele alan ve proletar-yan�n son amac�na ula³mas� için çe³itli araçlar yaratan ve kullanan özel türdebir i³çidir. Toplumsal hareket de, basit de§il, özel türde bir hammaddedir.Çok karma³�k ve çe³itli unsurlardan olu³mu³tur ve bu unsurlar�n herbiri ço§uzaman birbirleriyle çeli³ir, birbiri üzerinde beklenmedik etkiler yaparak bir-birinin hareketini de§i³tirir, ya da sapt�r�r. Demircinin dövdü§ü demir gibi,örsün üzerinde sakin sakin durmaz. Canl�, hareketli ve de§i³kendir. Partiyi,sürekli kendi hareketini izlemeye, de§i³ikliklere göre yeni araçlar bulmaya vevuru³lar�n� de§i³tirmeye zorlar. Parti i³çi s�n�f�n�n iktidara gelebilmesi, sos-yalizmi kurabilmesi için toplumun hareket halindeki bütün güçleri üzerindeetkili olmaya, onlar� yönlendirmeye ve kendi amaçlar�na uygun olarak hareketetmelerini sa§lamaya çal�³�r. �³çi hareketinin d�³�nda, ona mütte�k olabilecekunsurlar� seçmek ve her birini kendi amaçlar�yla bütünle³ecek biçimde ili³kiyesokmak, ba³l�ca sorunudur. Örne§in, köylülük, ulusal sorun, uluslararas� i³çihareketi ve küçük burjuva hareket, gençlik ve kad�n hareketleri, ayd�n muha-lefeti vs. vs. her biri ço§u zaman birbirinden kopuk olarak hareket eden vebirbirleriyle tek bir hedef do§rultusunda birle³tirilmeleri gereken toplumsalunsurlar, i³çi s�n�f� partisinin eylemiyle düzenlenmeyi, birle³tirilmeyi bekler.Parti, ancak uygun güçleri, uygun zamanda do§ru hedefe yöneltmekle zafer-ler elde edebilir. Demek ki, yaln�zca hede�n do§ru seçilmi³ olmas� yetmez,o hedefe vurmaya yetecek bir güç toplam�³ olmak, ya da az kuvvetle zay�fnoktaya vurarak üstünlük sa§layabilecek yollar� da bulmak gerekir. Vurucugücün elveri³li araçlarla donat�lm�³ olmas�, vuru³ zaman�n� ve yerini iyi vedo§ru seçmi³ olmas� gerekir. �³te proletarya partisinin bütün bu planl� çal�³-mas�n�n iki temel yan�n� strateji ve taktik olu³turur.

Strateji, bir partinin teorisinde ve program�nda dile gelir. Bu anlamda eleal�nd�§�nda, program, temel bir amac� ortaya koyar ve bu amaca ula³makiçin mevcut hammaddeyi ve onu i³leyecek araçlar�, tespit edilmi³ hede�eregöre örgütlemek ve seferber etmek için gerekli süreçleri çözümler. Ancak bu,elbette burada söylendi§i kadar basit ve dar bir i³ de§ildir. Her program, önceamac�n üzerinde gerçekle³ece§i maddi zeminin özelliklerini tan�mak zorunda-d�r. Proletarya partisinin temel amac� sosyalizmi kurmak, yani bir toplum-sal ve siyasal devrimi gerçekle³tirmek oldu§una göre, bunun maddi zemini,ülkenin üretim tarz�d�r. Üretim tarz� üzerinde ³ekillenmi³ s�n�f ili³kileri, s�n-��ar�n birbirine göre durumu, çeli³melerin içeri§i ve bunlardan kaynaklanantoplumsal hareket biçimleri ve toplumsal hareketlerin geli³me do§rultusu,partinin strateji ve takti§inin do§ru tespit edilmesi için elde edilmesi gere-ken ilk maddi bilgilerdir. Parti, bu çözümlemelere dayanarak, her alandakimücadelesini birbirine ba§layan ve ... (eksik) !!! (sayfa 68,69)

46

Page 48: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 8

Taktik

Stratejiyi Gerçekle³tirmek �çin Kavranacak ÖzelHalka

Bir sava³ta, temel hedef, dü³man kuvvetlerinin ortadan kald�r�lmas� ve sava³ayön veren siyasetlerin koyduklar� amaçlar�n gerçekle³tirilmesidir. Örne§in birülke, bir ba³ka ülkeden toprak talep ediyorsa, talep etti§i topraklar� ele geçir-di§inde stratejik hedef gerçekle³mi³ demektir. Fakat, topra§�n elde edilmesiiçin bir ülkeyle girilen mücadele, bir çok a³amadan geçer ve birçok ba³ka yançal�³mayla desteklenerek yürütülür. Önce ülkeler aras�nda diplomatik görü³-meler yap�l�r. Sava³ arac�na ba³vurulmadan önce ba³ka yollar denenir: dev-letler, birbirlerini ba³ka araçlarla s�k�³t�rmaya, birbirlerine kar³� ba³ka eko-nomik ve siyasi kozlar� kullanmaya, uluslararas� planda birbirlerine kar³� güçtoplamaya, kendilerine destek verecek ya da kar³� koyacak ba³ka ülkelerin du-rumlar�n� de§i³tirmeye, onlar�n bir k�sm�n� yanlar�na çekmeye çal�³�rlar, kendihalklar�n� böyle bir talebin hakl�l�§� ya da haks�zl�§� konusunda ikna etmekiçin propaganda yaparlar, sürekli olarak son hede�n gerçekle³tirilmesi içinkuvvet biriktirirler. Kabaca, temel hede�n gerçekle³tirilmesi u§runa bir çok�ara i³� yaparlar, ara a³amalardan geçerler. �³te stratejinin gerçekle³tirilmesiiçin yap�lan bu ara i³lerin, geçilen ara süreçlerin her birine; ya da birkaç�-n�n toplam�ndan meydana gelen tutarl� bütüne, �TAKT�K� denir. Taktikler,stratejinin genel amac�na, genel yap�s�na uygun olarak seçilmeli, her yerinegetirilen taktik, stratejik hede�n gerçekle³mesi yolunda at�lm�³ bir ad�m ol-mal�d�r. Yanl�³ seçilmi³ bir taktik, stratejik hedefe giden yolu uzatabilir, yada ciddi engeller ç�kararak yenilgiye yol açabilir. �yi planlanm�³ bir stratejiyesahip olmak demek, onu gerçekle³tirecek bütün ara i³lerin, ara araçlar�n, yani

47

Page 49: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

taktiklerin de inceden inceye planlanmas� demektir. Bu yüzden, her taktik,kendi içinde bir �strateji� özelli§i ta³�r. Yukar�daki örne§e dönelim. Bir ülke,di§erinden toprak talep ediyor: Bunun için kom³u di§er ülkelerin deste§inisa§lamak, baz�lar�n� tarafs�zla³t�rmak, ya da di§er ülkelerden dü³man ülkeyegelecek yard�mlar� önlemek istiyor. Bu bir taktiktir. Çünkü stratejinin, yanitemel çeli³menin çözülmesine yönelik genel program�n bir parças�n� gerçek-le³tirmeye yöneliktir. Ba§�ms�z bir amac� yoktur, genel bir amaca ba§�ml�d�r.Ama kendisi de ayr� bir bütünlü§e, kendisine göre özel araçlara ve süreçleresahiptir. Dolay�s�yla onun da kendisine özgü bir temel çeli³mesi, bir temelhede� vard�r. Bu bak�mdan her taktik, ayn� zamanda genel stratejiden ayr�olarak kendi içinde bir �strateji�nin sahip oldu§u bütün özellikleri gösterir.Bir strateji nas�l genel, kapsaml� bir planlamaya dayan�rsa, ayn� ³ekilde taktikde, kendisinin gerçekle³mesi için gerekli araçlar�n, nesnelerin, insan gücünün,düzenli ve sistemli kullan�lmas�n� sa§layacak bir planlamaya ihtiyaç göste-rir. Bu, takti§in küçümsenmemesi gerekti§ini, onun gerçekle³tirilmesinin de�stratejik bir titizli§in� ve ayr�nt�l� çal�³man�n yerine getirilmesine ba§l� ol-du§unu görebilmemiz için önemlidir.

Strateji, genel ve temel bir sorunun çözümünü kendisine esas ald�§� için,bir ba³ka deyi³le temel bir çeli³menin çözümünü esas ald�§� için, toplumsalsüreçte o temel çeli³me de§i³medikçe de§i³mez. Ne var ki taktikler böyles-ine kat� de§ildir. Taktikler, her an de§i³en duruma uygun olarak de§i³ebilmeesnekli§ine sahip olmal�d�r. Stratejinin temel ald�§� çeli³me, binlerce küçük,de§i³ken ve hareketli çeli³meden örülmü³tür ve bunlar, stratejik temel çeli³-menin de§i³mesine yol açmayacak biçimde s�k s�k de§i³iklik gösterebilirler. Bubak�mdan taktik, kendisinin çözmekle yükümlü oldu§u çeli³melerin hareket-ini izlemeli ve onlar�n de§i³melerine uygun olarak de§i³iklikler göstermelidir.

Strateji ve taktik sorunlar�, ba³l�ca üç temel problemin çözümlenmesi üze-rinde incelenirler. Bunlar, kuvvet, hedef ve araç't�r.

Bir stratejinin ya da takti§in uygulanabilmesi için, her ³eyden önce, hede-�n do§ru seçilmesi, hede� vurmak için gerekli araç ve gereçlerin sa§lanmas�ve bu araçlar� kullanabilecek, yönetebilecek bir kuvvetin elde tutulmas� ge-rekir. �yi bir program ve plan, bu üç unsur hakk�nda sa§lam ve gerçekçi birde§erlendirme yap�larak kurulabilir.

48

Page 50: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 9

Kuvvet Analizi

Bir eylemin gerçekle³tirilebilmesi, toplumsal bir etkinin yarat�labilmesi veyaherhangi bir alanda bir örgütlenmenin sa§lanabilmesi, daima küçük ya dabüyük çapta bir çat�³man�n ortaya ç�kmas�, birçok çeli³menin çözülmesi de-mektir. Her çat�³ma, her çeli³me, en az iki kar³�t kutup aras�nda özel türdenbir ili³kidir ve daima kutuplar aras�nda, bir kuvvetler kavgas� olarak kendis-ini gösterir. Öyleyse, toplumsal çal�³maya ba³laman�n ilk ko³ulu, çal�³man�nyap�laca§� alan üzerindeki kar³�t (ana) s�n��ar�n genel kuvvet durumununbilinmesidir. �ster küçük bir mahallede, bir köyde olsun, isterse, ülke ya dadünya çap�nda olsun, her siyasi toplumsal etki, insan topluluklar� üzerinde biretki olarak gerçekle³ir. Bir s�n�f�n siyasetinin kuvvetinin, ilk olarak nüfusunne kadar�n�, hangi derecede etkileyip yönlendirdi§i ile ölçülmesinin nedeni bu-dur. Bu bak�mdan, kendisini gelecekteki bir çat�³maya göre düzenleyen herçal�³ma, kendi kuvvetleriyle kar³�t kuvvetler aras�nda bir k�yaslamayla i³eba³lar ve bütün çal�³mas� boyunca, kendi kuvvetlerini art�rmaya çal�³�rken,kar³�t s�n��ar�n kuvvetlerini s�n�rlamaya, eksiltmeye ve ortadan kald�rmayagayret gösterir. Strateji ve takti§in ilk ad�m� kuvvet analizidir.

2 Kuvvetlerin Niceli§i:

Her kuvvet, her ³eyden önce, bir nicelik de§eri ta³�r. Seferber edilen ya daedilecek olan insanlar�n ve araçlar�n say�sal durumu, klasik sava³larda oldu§ugibi, modern sava³ taktiklerinde de, politik sava³larda da önemli olagelmi³tirve bugün de önemini korumaktad�r. Burjuvaziyle bizim aram�zdaki sava³�n daen önemli yanlar�ndan birisini, toplumsal güçlerin ne kadar�n� burjuvazinin,ne kadar�n� bizim denetledi§imiz ve yönlendirdi§imiz sorunu te³kil etmek-tedir. Somut olarak meseleyi ³öyle koyabiliriz: Gerçekte proletarya ve di§er

49

Page 51: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

emekçi s�n��ar, her toplumda nüfusun büyük bir ço§unlu§unu olu³tururlar.Her toplumda sömürücü s�n��ar mutlak olarak az�nl�ktad�r. Fakat buna ra§-men onlar, bütün ekonomik zenginli§in ve siyasi iktidar�n sahibidirler. Bununbir çok nedeni vard�r. Konumuzla ilgili olan yan� bak�m�ndan, burjuvazininbüyük bir nicelik gücünü kendi denetimi ve yönlendirmesi alt�nda tutu³ununedenlerden birisi olarak sayabiliriz. Bir avuç burjuva milyonlarca i³çi veemekçiyi, ba³ta devlet olmak üzere, yüzlerce ve binlerce örgütü arac�l�§�yla,denetliyor ve yönlendiriyor. Bu örgütler aras�nda, burjuvazinin siyasi parti-leri, sar� sendikalar, esnaf dernekleri, irili ufakl� binlerce ba³ka türden dernek,burjuvazinin egemenli§inin sa§lamla³mas� ve devam etmesi için faaliyet gös-teriyor.

Di§er yandan burjuvazi, nüfusun büyük ço§unlu§unu, kendi dünya gör-ü³ünün etkisi alt�nda tutmak, onlar�n kendileri için dü³ünmelerini ve dav-ranmalar�n�, engellemek için, bas�n ve yay�n organlar�n� kullan�yor. Radyo,televizyon, gazeteler, her gün, her saat, burjuvazinin görü³lerini halka ve i³çi-lere dayat�yor, onlar�n burjuvalar gibi dü³ünmesine, burjuvalar gibi hareketetmesine yol açacak etkiler yay�yor. Böylece, az say�da burjuva, çok say�dai³çi ve emekçiyi, kendilerinin bir eklentisi, kendi dünyalar�n�n bir parças� ha-linde elinde tutabiliyor. Asl�nda farkl� bir dünyan�n insanlar� olan i³çiler veemekçiler, burjuva dünyas�n�n nicelik unsuru olarak tutsak edilmi³ bulunu-yor. Ve s�n�f mücadelesinin önemli bir yan�n�, bu yüzden bu niceli§in tersineçevrilmesi, asl�na, özüne uygun hale getirilmesi olu³turuyor.

Kuvvetlerin niceli§i kavram�, yaln�zca insanlar�n say�s�n� de§il, araçlar�nsay�s�n� da içerir. Örgütler, silahlar, mücadelenin çe³itli di§er araçlar� bak�-m�ndan da çal�³ma alan�n�n durumu çözümlenmelidir.

Nicelik bak�m�ndan de§erlendirilecek unsurlar�n büyük bölümü �maddigüçler ve maddi imkanlar� s�n�f�na girerler.

Kuvvetlerin Niteli§i:

E§er devrim ve kar³�devrim güçleri aras�ndaki k�yaslamada önemli ve etkiliolan unsur, nicelik olsayd�, büyük bir ihtimalle, devrim hiçbir zaman zafer ka-zanamazd�. Çünkü burjuvazi, çat�³man�n esas unsurlar� üzerinde, yani, silah,örgüt, denetlenen ve yönlendirilen insan say�s� bak�m�ndan, devrimin güçlerikar³�s�nda hemen hemen her zaman üstün durumdad�r. Çünkü burjuvaziningücü, yaln�zca tek bir ülkedeki sermayesiyle, tek bir ülkedeki ordusuyla vetek bir ülkedeki devlet örgütlerinin imkanlar�yla s�n�rl� de§ildir. Burjuvaziningücü uluslararas� niteliktedir. Bir ülkedeki i³çi devrimi dünyadaki bütün bur-

50

Page 52: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

juva devletlerini ilgilendirir ve uluslararas� bir kuvvet kullan�m�yla bu devrimibast�rmak için ellerinden geleni yaparlar. Sermayenin uluslararas� bir gücü,uluslararas� ba§lant�lar� ve uluslararas� direnme gücü vard�r ve bu bir dev-rimle bir ülkede yenilgiye u§rat�lan burjuvazinin direnme gücünü �on kat�art�ran kaynaklar� olu³turur. Demek ki, her ülkedeki tek tek burjuva devlet-lerin, tek tek sermaye miktarlar�n�n ötesinde, burjuvazinin maddi kuvveti,devletlerin ve sermayelerin uluslararas� nitelikteki birli§inden de beslenmek-tedir. Bir devrimci kalk�³ma s�ras�nda, burjuvazinin ulusal ve uluslararas�çaptaki kuvvetini hesaplarken gözönünde bulundurulmas� gereken en önemliözelliklerden birisi, onun kuvvet kaynaklar�n� olu³turan ba§lant�lar�n yerindedurup durmad�§�d�r. Ekim Devrimi s�ras�nda, Lenin, burjuvazinin uluslara-ras� gücünün bölünmü³, birbirine dü³mü³ ve birbirine kar³�t ç�karlar etraf�ndakutupla³m�³ olmas�n�, devrimin ba³ar� ko³ullar�ndan birisi olarak de§erlend-irmi³tir.

Burjuvazinin gücünün bir di§er kayna§�, toplumun üretim tarz�n�n yarat-t�§� toplumsal al�³kanl�klard�r. Bunlar, kapitalizmin ili³kilerinden do§arlar veyukar�da da de§indi§imiz gibi, burjuvazinin bütün propaganda olanaklar�ylatoplum içinde yerle³ik ve sa§lam kaleler durumuna getirilirler. Kapitalizminba³l�ca yap� ta³lar�ndan birisi olan küçük üretim, yayg�n ve etkili bir �bur-juva üretme� kayna§�d�r. Lenin'in deyi³iyle, �küçük üretim, her gün, her saatkendili§inden ve y�§�n halinde kapitalizmi ve burjuvaziyi do§urmaktad�r.�

Bütün bunlar kar³�s�nda, proletaryan�n zafer kazanmas�n�n imkanlar� ne-lerdir? Bu büyük �dünya burjuva ordusu�na kar³�, proletaryan�n nitel güçlerinelerdir? Proletaryan�n nitel güçleri, hiç bir ülkede haz�r biçimde ve kendil-i§inden do§mu³ olarak bulunmaz. Bu uzun ve zahmetli bir s�n�f mücadelesiiçinde ad�m ad�m in³a edilecek, ad�m ad�m yarat�lacak bir ³eydir. Bunlar�nba³�nda, proletaryan�n öncüsünün s�n�f bilinci, kendini devrime adama azmi,sa§laml�§�, özverisi ve kahramanl�§� gelir.

Proletarya partisinin kuvvetinin ikinci kayna§�, en geni³ emekçi y�§�nlarla,i³çi s�n�f�n�n milyonlarca kitlesiyle kurdu§u ba§, sa§lam ili³kiler ve y�§�nlariçinde erimi³ olmas�d�r.

Üçüncüsü, öncü taraf�ndan uygulanan siyasetlerin, strateji ve taktiklerindo§rulu§u ve bunlar�n do§rulu§unun y�§�nlar�n kendi deneyleri içinde s�nan-m�³ ve kabul edilmi³ olmas�d�r.

Ve nihayet, proletarya da, burjuvazi gibi, henüz geli³memi³ ve birle³memi³de olsa, uluslararas� bir orduya sahiptir. Hangi ulustan olursa olsun, bütündünya i³çilerinin ortak bir davaya, sosyalizm davas�na ba§lanm�³ olmas�, ulus-lararas� burjuvazinin emperyalist sömürüsüne kar³� koyan ve ç�karlar� ve he-

51

Page 53: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

de� ayn� olan bir i³çiler ordusu yaratacakt�r. Ve bu dünya çap�ndaki proletergüç, gerek tek bir ülkedeki i³çi devriminin gerekse bütün dünya çap�ndakii³çi devriminin gerçekle³mesinin öz gücüdür. Günümüzde, dünya komünisthareketi taraf�ndan ve pek çok ülkedeki karde³ devrimci komünist partileritaraf�ndan temsil edilen de§i³ik uluslardan proleterlerin birle³ik ve tek biri³çi dünyas�na yönelmi³ bulunan mücadelesi, her ülkedeki i³çi devriminin ensa§lam dayanaklar�ndan birisidir.

Bütün bunlar, proletarya partisinin devrimci deney zenginli§iyle, teoriksa§laml�§�yla, uluslararas� komünist hareketin deneylerini özümsemi³ olmas-�yla da ba§l�d�r. Bunlar�n tümünün üzerinde de proletarya partisinin sa§lambir proleter çekirdek halinde, eksiksiz bir disipline ve çal�³ma gücüne sa-hip olarak kurulmu³ olmas�, proletaryan�n nitel kuvvetlerini olu³tururlar veproletaryan�n as�l üstünlü§ü buradad�r. Proletaryan�n zaferinin garantisi buunsurlar�n yeterince sa§lam, dayan�kl� ve soluklu olmas�na ba§l�d�r.

52

Page 54: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 10

Hedef Analizi

Bir strateji ve takti§in ba³ar�s�n�n en önemli ko³ullar�ndan bir di§eri, vuru³yönünün do§ru seçilmesidir. Vuru³un nereye yap�laca§�, kendili§inden i³çi veemekçi halk hareketlerinde ço§u kez do§ru seçilemez. Ayr�ca burjuvazi i³çive emekçi y�§�nlar�n�n, muhalefetini, ³iddetini ve öfkesini kendi üzerindenuzakla³t�rmakta, ba³ka yönlere çekmekte, tek kelimeyle �hedef ³a³�rtmakta�çok ustad�r. Devrimci proletaryan�n eyleminin ba³l�ca hede�eri, burjuvazininkar³�devrimci kurumlar�, ili³kileri ve etkileridir. Bunlar aras�nda hangileri-nin o andaki vuru³un gerçek hede� olaca§�na karar vermek için, uluslararas�proleter eylemin yüz y�ll�k deneyleri baz� k�staslar ortaya ç�karm�³t�r. Bunlarözetle ³unlard�r:

2 Seçilen hedef, en çok say�da i³çi ve köylüyü, gençli§in büyük k�sm�n�,halk�n büyük bölümünü kendine çekebilmelidir.

2 Seçilen hedef, egemen s�n��ar aras�nda bölünmeler ve çat�³malar yara-tabilmeli, onlar�n birli§ini parçalayabilmelidir.

2 Seçilen hedef, sosyalizme ilerleyen i³çi s�n�f�n�n yolunu açmal�, sa�ar�n�geni³letmeli, ve en geri i³çi tabakalar�n� da ileri i³çilerin sa�ar�nda yeralmaya çekmelidir.

2 Seçilen hedefe yap�lan her vuru³, elle tutulur sonuçlar do§urmal�, hare-ketin ilerlemesine, yeni mevzilerin ele geçirilmesine, i³çilerin ve halk�ngüven ve azminin artmas�na yard�m etmelidir. �³çilerle halk�n, partiyleolan ba§lar�n� ve ili³kilerini geli³tirmelidir.

2 Seçilen hedef, az say�da kuvvetle en fazla say�da etkinin do§mas�n� sa§-layacak yap�da olmal�d�r.

53

Page 55: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bir eylemin kendisine seçti§i bir hedef, her zaman bu özelliklerin hepsinimutlak olarak ta³�mayabilir. Baz� özellikler ya hiç bulunmaz ya da istedi§imizölçüde bulunmaz. Ama bir eylemin, takti§in, ya da stratejinin ba³ar�l� say�la-bilmesi için, bu ko³ullardan en az bir kaç tanesini, zararlar�m�z� kar³�layacakölçüde yerine getirmi³ olmas� ³artt�r. Ne var ki proletarya eyleminin vuru³yönünü, hede�ni her zaman kendisi seçmek ³ans�na sahip de§ildir. Ço§u keres�n�f dü³man�, proletaryay� ve emekçi halk�, kendi dayatt�§� hede�ere kar³�sava³maya zorlayabilir. Bu noktada, proletaryan�n öncüsü, eylemini gene buko³ullar� sa§layacak biçimde düzenlemeye, kar³�s�na dikilmi³ hede�n zay�f vekuvvetli yanlar�n� ay�rarak güçlerini en zay�f noktaya toplamaya ve onu yatümüyle ku³at�p imha ederek, ya da mevzi mevzi gerileterek yenilgiye u§rat-maya çal�³�r. Burada görülen özellik, strateji ve takti§in, bütün unsurlar�n�nbize ba§l� olmad�§�d�r. Devrimci proletarya, her³eyi, her unsuru, dövü³mezaman�n�, dövü³me imkanlar�n� ve hede�erini her zaman kendi istedi§i gibidüzenleyemez. Bu yüzden, strateji ve taktiklerin mümkün oldu§unca esnekve çok yönlü düzenlenmesi gerekir ama, bütün olasd�klar� hesap ederek ayr�n-t�l� bir biçimde önceden haz�rlanmas� imkan� da yoktur. Bu durumda gerekliolan, her ko³ulda kuvvetlerini ve kuvvetlerin vuru³ yönünü yeniden ayarlaya-bilecek esneklikte ve devrimci insiyati�e donanm�³ bir öncüye sahip olmakt�r.

54

Page 56: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 11

Araç Analizi

Her strateji ve takti§in ta³�mas� gereken temel özellik, yeterli kuvvetlerindo§ru seçilmi³ hede�ere uygun araçlarla seferber edilmesidir. Strateji ve tak-ti§in üçüncü önemli unsuru, araç't�r. Her mücadele biçimi, ancak kendisineuygun araçlarla yürütülebilir. Ekonomik mücadele sendikalar�, grevleri ken-disine uygun araçlar olarak geli³tirmi³tir. Siyasi mücadele, parti olmaks�z�nyürütülemez vs. �u halde, bir eylemin, bir mücadele sürecinin hangi kuvvet-lerle hangi hede�ere kar³� yürütülece§i kadar, bu kuvvetlerin hangi araçlar�kullanaca§� da önemlidir. S�n�f mücadelesinin kullanaca§� araçlar çok çe³itlive zengindir. Bunlar�n belli ba³l�lar�, örgütler, silahlar, propaganda ve ajitas-yon araçlar� (söz ve yaz�), vs. gibi, gerek kendi kurup yaratt�§�m�z, gereksetoplumsal hayat içinde kullan�lan her türden nesnedir. Bazan mükemmel birpartiye ihtiyac�m�z vard�r, yarat�r�z, bazan rasgele elimize geçmi³ küçük birçiviyi bile mücadele arac� haline getirebiliriz. Burada s�n�f mücadelesinde kul-lan�lacak araçlar�n en temel özellikleri üzerinde duraca§�z.

2 Araç, onu kullanacak olan�n özelliklerine uygun olmal�d�r. Her ülkenini³çi s�n�f�n�n kendine özgü geli³me ko³ullar�, tarihsel al�³kanl�klar� ve mücadelegelenekleri vard�r. Mücadelede geli³tirilecek biçimler ve araçlar, bu özelliklereuygun olmal�, proletaryan�n kolayca kullanabilece§i ve daha da geli³tirmeyikendi kendine becerebilece§i nitelikte olmal�d�r.

2 �kinci olarak, arac�n yönelece§i hede�n temel özellikleri, araçta kend-isini göstermelidir. Basitçe, e§er ta³ k�rmak istiyorsak, kullanaca§�m�z araçta³tan daha sert olmal�d�r. Burada ta³�n bir özelli§inin araçta daha yüksekdüzeyde bulunmas� gerekti§ini görebiliyoruz. Proletaryan�n s�n�f mücadele-sinde ise, kar³� kar³�ya gelen araçlar, özellikle baz� mücadele biçimlerindee³itsiz ve dengesiz kurulmu³tur. Burjuvazinin araçlar�, i³çi hareketi kendil-

55

Page 57: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

i§inden geli³ti§i ve ekonomik mücadelenin boyutlar�n� a³amad�§� zamanlarda,proletaryan�n araçlar�ndan daha etkilidir ve daha fazla geli³mi³tir. Ekonomiktalepler u§runa mücadelesinde proletaryan�n sendikalardan ve grevden ba³kaarac� yoktur. Kendi durumunu iyile³tirmek ama burjuvazinin siyasi iktidar-�na da kar³� olmamak ko³uluyla giri³ti§i her mücadelede, bu araçlarla s�n�rl�kalmak ve kazançlar�n� onunla s�n�rl� tutmak zorundad�r. Ama proletarya,siyasi hede�er koymu³sa bu hede�ere ula³mak için yeni ve yüksek düzeydeba³ka araçlar kullanacakt�r. Sendika örgütüyle, grev silah�n� kullanarak bur-juvazinin iktidar�n� devirmek imkan� yoktur. �ktidar mücadelesi, ancak bur-juvazinin iktidar ayg�t�ndan daha üstün nitelikler ta³�yan bir ba³ka iktidarorgan� arac�l�§�yla ve proletaryan�n siyasi örgütünün öncülü§ünde yürütüle-bilir. Ta³a kar³� çelik!

2 Her araç, mücadelenin di§er alanlar�nda kullan�lan araçlarla ba§lanab-ilme özelli§ini ta³�mal�d�r. Böylece mücadelenin de§i³ik alanlar�nda kullan�lançe³itli araçlar�n birle³ik ve sistemli bir etki yaratmas� sa§lanabilir. Biz, ka-baca ve tek araçla her i³i yapmaya çal�³an eski zaman i³çilerinden farkl� olarak�entegre tesisler� kurmal�y�z. Burjuvazinin araçlar� çok çe³itli ve çok boyut-ludur. Bunlarla ba³edebilmek için i³çilerin yarat�c� gücünün seferber edilmesizorunludur. Örne§in, bir iktidar biçimi ve mücadele arac� olarak �Sovyet ör-gütü�nü, yaratan ve burjuvazinin devletine kar³� kullanarak onu y�kan i³çiy�§�nlar�n�n ortak yarat�c�l�§�d�r.

Özetle, araçlar�m�z, bizim özelliklerimize ve hede�n özelliklerine uygun ol-mal�, yani kolayca kullan�labilir ve etkili sonuçlar elde etmeye elveri³li olmal-�d�r; ba³ka araçlarla kolayca birle³tirilebilir ve etki gücü art�r�labilir nitelikteolmal�d�r.

Bununla birlikte, t�pk� hede�n seçilmesinde oldu§u gibi, araçlar�n seçilme-sinde de bizim tercihlerimiz, bizim irademiz belirleyici olmayabilir. Elveri³sizaraçlarla sava³mak, eksik, tamamlanmam�³ örgütlerle yola ç�kmak zorundakalabiliriz ve ço§unlukla da böyle olmaktad�r. Hat�rlamak gerekir ki, insanl�kbundan yüzbinlerce y�l önce, bir ta³ baltayla yola ç�km�³t�. Mücadele biçimlerive araçlar, ancak mücadele içinde geli³tirilir ve mükemmel hale getirilirler.

56

Page 58: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 12

Sosyalizm

Sosyalist toplum

Tarihteki bütün toplumlar, üretim araçlar� üzerindeki mülkiyetin biçiminegöre karakter kazan�rlar. Sosyalist topluma bütün karakterini veren temelözellik, üretim araçlar� üzerindeki mülkiyetin toplumsalla³t�r�lm�³ olmas�d�r.Bu yüzden, toplumsal hayat�n çe³itli kurumlar�nda ve ili³kilerinde, sosyal-ist toplum, di§er toplum biçimlerinden tamamen farkl� bir nitelik gösterir.Bunlar�n belli ba³l�lar�n� ³öylece özetleyebiliriz:

2 Sosyalist toplum, özel mülkiyet esas�na göre örgütlenmi³ kendisindenönceki bütün toplumlardan farkl� olarak, eme§e göre örgütlenmi³ oldu§u için,bütün yabanc�la³ma biçimlerini ortadan kald�rarak, insan�n tam özgürle³me-sini sa§lar. Yeni bir kültür, ve en önemlisi, yeni bir insan yarat�r.

2 Sosyalist toplum, toplumda yer alan bütün farkl� milliyetlerden halklararas�nda tam bir karde³lik ve e³itlik sa§lar. S�n�f çat�³malar�na son verdi§igibi, uluslar aras�ndaki çeli³melere de son verir.

2 Sosyalist toplum, üretici güçlerin önündeki bütün engelleri kald�rarak,toplumun s�n�rs�zca geli³mesinin imkanlar�n� yarat�r.

Sosyalist ekonomi

Sosyalizm öncesi bütün toplumlarda ekonominin tek amac�, üretim ve tü-ketimin ihtiyaçlar�n�n düzenlenmesi ve özel olarak da kapitalist toplumdakapitalistlerin art�-de§er sömürüsünün devam�n� sa§layacak ko³ullar�n yarat-

57

Page 59: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

�lmas�d�r. Sosyalist ekonomin temel amac� ise, insanlar�n gerçek ihtiyaçlar�n�nkar³�lanmas� ve genel olarak insanl�§�n geli³tirilmesidir. Kapitalist ekonomi,insanlar�n ihtiyaçlar�n�n sonsuz fakat ihtiyaçlar�n kar³�lanmas� için gereklikaynaklar�n k�t oldu§unu ileri süren bir burjuva teorinin ifade etti§i ili³ki-lere göre örgütlenmi³tir ve bununla kapitalist ekonominin as�l amac�n�n kâroldu§u gizlenmeye çal�³�l�r. Sosyalist ekonomi ise, insanlar�n gerçek ihtiyaç-lar�n�n sonsuz olmad�§�n� ve bunlar� kar³�layacak imkanlar�n daima gene top-lumun üretim sistemi içinde bulunabilece§ini göstermi³tir.

Sosyalist ekonominin temel slogan�, �herkesten yetene§i kadar, herkeseeme§ine göre�dir. Kapitalizmden sosyalizme geçi³ evresinde, toplumsal üre-timin payla³�lmas�, bu sloganda dile getirilen ilkeye göre düzenlenir. Marks-izmin toplumsal payla³�m� düzenlemek için öne sürdü§ü as�l slogan, komün-izmde gerçekle³ecek olan, �herkesten yetene§ine göre, herkese ihtiyac�na göre�biçimidir. Bu herkesin yetene§ine göre elinden gelen i³i yapaca§� fakat bunakar³�l�k, bütün ihtiyaçlar�n� e³itçe giderece§i anlam�ndad�r. Yani komünisttoplumda, en a§�r ya da üstün i³i yapanla, en ha�f veya en a³a§� i³i yapanaras�nda hiç bir fark gözetmeksizin toplum üyelerinden her birinin ihtiyac�bütünüyle kar³�lanacakt�r. Ama böyle bir payla³ma düzeyine geçebilmek için,kapitalizmden sosyalizme bir geçi³ evresi gerekmektedir. Bu geçi³ evresinde,toplumsal ürünün payla³�lmas�, �herkese eme§ine göre� ilkesiyle düzenlenir.Buna göre, ürün, herkesin yapt�§� i³in niceli§ine ve niteli§ine göre payla³t-�r�lacak demektir. Sosyalizmde, çocuklar, ya³l�lar ve hastalar d�³�nda, gücüyeten herkes, gücünün yetti§i ölçüde topluma bir³eyler katmaya mecburdur.Bunu yapmayanlar, tembeller, ba³kas�n�n eme§i ile geçinmek isteyenler, top-lumsal üründen kendilerine bir pay dü³mesini beklememelidirler. Lenin, buevreyi �Devlet Ve �htilal� adl� eserinde ³öyle anlat�r: � `Toplum, herkestenyeteneklerine göre herkese gereksinimlerine göre' ilkesini gerçeklekle³tirmi³olaca§� zaman, yani insanlar yeteneklerine göre isteye isteye çal�³acak kadartoplum halinde ya³aman�n temel kurallar�na uymaya al�³acaklar�, ve emekle-rinin bunu sa§layacak kadar üretken bir hale gelece§i zaman devlet büsbütünsönebilecektir... Açgözlülükle, `sak�n kom³umdan yar�m saat fazla çal�³m�³olmayay�m? Sak�n ondan dü³ük ücret alm�³ olmayay�m?' biçiminde hesap-lamaya zorlayan burjuva hukukunun s�n�rl� ufku o zaman a³�lm�³ olacakt�r.Ürünlerin bölü³ümü, herkese verilen ürünün toplum taraf�ndan tay�na ba§-lanmas�n� art�k gerektirmeyecek, herkes `gereksinimlerine göre' özgürce ala-cakt�r.� ... Burjuva aç�s�ndan böylesine bir toplumsal rejimi �ütopyan�n dika-las�� gözüyle görmek, ve her yurtta³a çal�³mas�na bak�lmaks�z�n, toplumdanistedi§i kadar yer mantar�, otomobil, piyano vb. alma hakk� vaadeden sos-yalistlerle alay etmek kolayd�r. Bugün de burjuva �alim�lerinin ço§u, bu gibialaylarla yetinir. Böylece bilgisizliklerini ve kapitalizmin ç�karc� savunucusu

58

Page 60: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

olduklar�n� ortaya koyarlar. Cehaletlerini ortaya koyarlar. Çünkü komünizminüst evresinin hemen gerçekle³ece§ini vaat etmek, hiç bir sosyalistin akl�ndangeçmemi³tir. Büyük sosyalistler taraf�ndan bu evrenin önceden sezilmesinegelince, bu sezgi, bugünkünden farkl� bir emek üretkenli§i ve bugünün kamuservetlerini yok yere çarçur eden ve imkans�z� istemeye yetenekli ortalamainsan�n yokolmas�n� öngerektirir.� [t�rnak?]

Sosyalist �Devlet�

Tarih, s�n��ara bölünmü³ toplumlar�n ba³l�ca üç devlet tipi ya³ad�klar�n� kay-deder. Bunlar, köleci, feodal ve kapitalist devlet tipleridir. Bu üç devlet tipide, sömürücü az�nl�§�n, sömürülen ve eme§i ile geçinen ço§unluk üzerindekihakimiyetlerini temsil eder. Sosyalist devlet, ilk önce, i³çi ve emekçi ço§unlu-§un sömürücü az�nl�k üzerindeki bask� ayg�t� olmak bak�m�ndan kendisindenönceki devlet tiplerinden ayr�l�r.

Sosyalist devleti, di§er devlet tiplerinden ay�ran ikinci önemli özellik,onun, geçici bir özellik ta³�mas�d�r. Önceki bütün devlet tiplerinde, iktidar�elinde bulunduran s�n��ar, daima kendilerinden daha altta bulunan ve üretimaraçlar� üzerindeki mülkiyetten tecrit edilmi³ s�n��ar üzerinde egemenlik kur-mak ve onlar� bask� alt�nda tutmak zorunda olan s�n��ard�. Sosyalist devlet,i³çi s�n�f�n�n egemen s�n�f olarak örgütlenmesine dayan�r. �³çi s�n�f�, kendisin-den daha altta herhangi bir s�n�f bulunmayan, kimsenin eme§ini sömürmeyeihtiyac� olmayan, ve yaln�zca bir avuç kapitalisti bask� alt�na almay� isteyenbir s�n�ft�r. Bu yüzden, i³çi s�n�f� kendisinin elinde tuttu§u devlet ayg�t�n�n�sonsuza kadar ya³amas�na ve ayakta kalmas�na� ihtiyaç duymaz. Sömürücüs�n��ar�n ortadan kald�r�lmas�ndan sonra, proletarya ezen ve ezilen bölün-mesinin olmad�§� bir toplumda bir bask� arac�na da ihtiyaç duymayacakt�r.Sosyalist devlet, kapitalizmle sosyalizm aras�ndaki geçi³ dönemi boyunca zo-runlu olarak ba³vurulan bir araçt�r. Sosyalizmin son amac�na ula³mas�, bugeçici dönemin sona erdi§i anlam�na gelir ve devlet, bu a³amada ortadan kal-kar, söner... Ancak, toplumun, tek bir ülkede ve henüz kapitalist-emperyalistdünyan�n varolmaya devam etti§i ko³ullarda gerçekle³mesi halinde, sosyalisttoplumun d�³ sald�r�lara kar³� korunmas� için de dünya devrimi tamamlananakadar devletin varl�§� devam etmek zorundad�r.

Sosyalist devlet, s�n�f özü bak�m�ndan burjuva devletten farkl� olmas�n�nyan� s�ra, biçim olarak da burjuva devletten tamamen farkl�d�r.

2 Proletarya Diktatörlü§ünün Devlet Biçimi Olarak Sovyet �ktidar�:

59

Page 61: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Sosyalist devlet, yani proletarya diktatörlü§ünün özel ayg�t�, her ³eydenönce, burjuvazinin devletinin temel özelliklerinin tamamen ortadan kald�r�l-mas�na dayan�r.

Devrimin ba³ar�ya ula³mas� için proletaryan�n yönetici s�n�f�n arac� olandevlet mekanizmas�n� oldu§u gibi ele geçirmesi ve bunu kendi amaçlar�nauygun olarak kullanmas� yetmez. Amaçlar�na ula³abilmesi için, proletaryan�nburjuvazinin devlet ayg�t�n� tümüyle parçalamas� ve onun yerine yeni tiptebir devlet kurmas� gerekir.

Bu yeni devletin ba³l�ca özelli§i, burjuvazinin devletiyle k�yasland�§�ndabir devlete benzememesidir. Proletarya, kendi öz hede�ni gerçekle³tirmekiçin, ko³ullar�n elverdi§i ölçüde, orduyu, polisi ve bürokrasiyi kald�r�r ve on-lar�n yerine silahl� bir halk milisini; görevden al�nabilir, denetlenebilir, tümüher an hesap vermeye haz�r olan temsilciler arac�l�§�yla emekçi kitlelerin uy-gulayaca§� bir yönetim biçimini geçirir.

Burjuva devletin as�l özelliklerinden birisi, �kuvvetler ayr�l�§�� prensibineve parlamenter rejime dayanmas�d�r. Proleter devletin temel özellikleri buiki biçimin de ortadan kald�r�lmas�n� ifade eder. Proleter devlet biçiminde,bunlar�n yerini, ayn� zamanda, hem yasama, hem yürütme, hem yarg�lamai³levlerini yerine getiren tek bir i³çi ve halk iktidar organlar� birli§i alacakt�r.Burjuva devlet biçiminde parlamentolar, üç be³ y�lda yönetici s�n�f�n hangiüyesinin halk� `temsil edece§ine' ve ezece§ine karar vermek üzere yap�lan se-çimlerle olu³turulur. Proletaryan�n iktidar organlar� da seçimle olu³turulur.Ama bu seçimler, yaln�zca belli bir süre için temsilcilik görevinin kimin taraf-�ndan yap�laca§�na karar vermekle yetinmez. Ayn� zamanda bütün çal�³malarboyunca i³çi-köylü temsilcileri konseylerinin hem yürütme, hem de yasamai³levlerini yürütmesini etkin bir biçimde denetleyen ve yönlendiren mekaniz-malar olarak i³ görür.

Sovyet tipi devletin temelinde, her biri kendi çok geni³ yönetim ve denetimözerkliklerine sahip olan yerel Sovyetler bulunur. Sendikalar, kollektif çiftlikçal�³anlar�n�n örgütleri, kooperati�er, derece derece sovyet örgütlenmesinekat�larak, i³çilere ve emekçilere yönetme, söz ve karar sahibi olma haklar�n�en etkili biçimde kullanma imkan�n� tan�r.

Böylece, proletarya diktatörlü§ü, tam anlam�yla y�§�nlar�n az�nl�k üzer-indeki diktatörlü§ü olarak ³ekillenir. Karar alma, yasa ç�karma ve yasalar�uygulama, her biri ayr� ayr� kurumla³m�³ devlet bürokratik organlar� arac�l-�§�yla de§il, bizzat o kararlar� alan, o yasalar� ç�karan, söz ve karar haklar�n�aç�k bir biçimde kullanarak gerçek yöneticiler durumuna gelmi³ bulunan i³çive emekçi kitleleri taraf�ndan kullan�l�r.

60

Page 62: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Proletarya diktatörlü§ü denilince, bugünkü devlet biçimini aynen kulla-narak onun ba³�na proletaryay� temsil eden birilerinin geçmesiyle kurulmu³bir devleti göreceklerini sananlar, proletarya diktatörlü§ünün bu özelli§ini ko-lay kolay anlayamazlar. Her komünistin, mutlaka anlamas� gereken en önemlinokta, proletarya diktatörlü§ünün, gerçek anlamda proleter kitlelerinin dik-tatörlü§ü oldu§udur.

A³a§�da özellikle Lenin ve Stalin'in proletarya diktatörlü§ünün temel özel-liklerini anlatan sözleri aktar�lm�³t�r. Proletarya diktatörlü§ü elbette her ül-kenin özgül ko³ullar�na göre de§i³ik biçimler gösterebilir. Ancak Lenin veStalin'in özetledi§imiz sözleri, her ülkede, her zaman daima geçerli olacaktemel nitelikleri göstermektedir.

�Proletarya diktatörlü§ü, burjuva düzeninden temelinden f�³k�rmaz, ...zorlu proletarya devrimi s�ras�nda ortaya ç�kar. Proletarya diktatörlü§ü, bur-juvaziye kar³� zor kullanmaya dayanan devrimci bir iktidard�r.� (Stalin)

�Proletarya diktatörlü§ünün ba³ar�s�, burjuvazinin bask� alt�na al�nmas�,burjuva devlet ayg�t�n�n y�k�lmas�, burjuva demokrasisinin yerini proleter de-mokrasisinin almas� demektir... Ama bu muazzam i³, hangi örgütle ba³ar�-lacakt�r? Burjuva parlamentarizmi temeli üzerinde geli³mi³ olan proletarya-n�n eski örgütlerinin bu i³e yetmeyece§i ku³kusuzdur. O halde, proletarya-n�n burjuva devlet ayg�t�n�n mezar kaz�c�l�§�n� yapabilecek, yaln�z bu ayg�t�tahribe de§il, yaln�z burjuva demokrasisinin yerine proleter demokrasiyi koy-maya de§il, ama proleter devlet iktidar�n�n temeli olmaya yetenekli yeni ör-güt biçimleri... yaln�zca sovyetlerdir. Çünkü, sovyetler, proletaryan�n en geni³kitle örgütleridir. Çünkü sovyetler, ve yaln�z sovyetler, istisnas�z bütün i³çi-leri kucaklayan örgütlerdir... Çünkü sovyetler, bütün ezilen ve sömürülenleri,i³çileri ve köylüleri, ve denizcileri kucaklayan biricik kitle örgütleridir. Ve bunedenle kitlelerin sava³�m�n�n siyasal sevk ve yönetimi en kolay biçimde bukitlelerin öncüsü taraf�ndan, proletarya taraf�ndan, bu örgüt içinde eksiksizgerçekle³tirilebilir... Çünkü sovyetler, kitlelerin devrimci sava³�m�n�n, siyasalfaaliyetinin, kitleleri ayakland�rman�n en güçlü organlar�, mali sermayeninve siyasal uzant�lar�n�n sonsuz erkini k�racak en güçlü organlar�d�r. Çünkü,sovyetler kitleleri do§rudan do§ruya örgütlendirirler, yani en demokratik örg-ütlerdir... ve bu yüzden de kitleler aras�nda en çok otoritesi olan, yeni devletinörgütlerine ve yönetimine kitlelerin kat�lmas�n� kolayla³t�ran ve eski sistemiy�kmak için, yeni proleter sistemini kurmak için sava³�m halinde olan kit-lelerin devrimci enerjisinin inisiyati�nin, yarat�c� yeteneklerinin geli³mesinien büyük ölçüde kolayla³t�ran örgütlerdir... Sovyetler iktidar�, yerel sovyetle-rin bir tek genel devlet örgütü içinde, ezilen ve sömürülen kitlelerin öncüsü veegemen s�n�f olan proletaryan�n devlet örgütü içinde bir sovyetler cumhuriyeti

61

Page 63: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

olarak birle³mesidir.� (Stalin)

�Tüm devlet ayg�t�n�n tek ve sürekli temeli sovyetlerdir�... �En demokra-tik burjuva cumhuriyetlerinde bile yasa kar³�s�nda e³it haklara sahip olmaklabirlikte, siyasal ya³ama kat�lma ve demokratik hak ve özgürlüklerden yararlan-madan, binlerce yol ve kurnazl�kla uzak tutulmu³ bulunan y�§�nlar�n, ³imdi,devletin demokratik yönetimine durmadan ve zorunlu olarak ve üstelik kesinbir biçimde kat�lmalar�d�r.� (Lenin)

�Sovyet iktidar�, s�n��� toplumun bütün devlet örgütlerinin en enternasyo-nalist olan�d�r. Çünkü, her türlü ulusal bask�y� yokederek ve ayr� ayr� uluslar�nemekçilerinin i³birli§ine dayanarak bu kitlelerin bir tek devlet içinde toplan-malar�n� kolayla³t�r�r. Sovyet iktidar�, bünyesinin tümü bak�m�ndan, ezilenve sömürülen kitlelerin, bu kitlelerin öncüsü, Sovyetlerin en tutarl� ve bilinçliçekirde§i olan proletarya taraf�ndan yönetilmesini ödevini kolayla³t�r�r.�

�Sovyet devlet biçimi, çal�³an ve sömürülen kitlelerin devlet yönetiminesürekli olarak ve kay�ts�z ko³ulsuz kat�lmalar�n� sa§layarak, devletin yava³yava³ yokolmas�n� haz�rlayabilir. Ve devletin yokolmas�, gelecek devletsiz ko-münist toplumun temel ö§elerinden biridir.� (Stalin)

�(burjuva) hükümetin yan� s�ra, proletarya ile kentler ve k�rlar nüfusununbütün yoksul katmanlar�n�n ç�karlar�n� temsil eden, resmi olmayan, henüzgeli³mesinin ba³lang�c�nda, görece güçsüz ve köylüler ile özellikle tar�m i³çileriile, elbette en ba³ta köylülerden çok bu sonuncularla ba§ kurmaya çal�³anPetrograd �³çi Temsilcileri Sovyetiydi bu... Yoksul y�§�nlar�n hepsinin, yaninüfusun onda dokuzunun ç�karlar�n� temsil eden, i³çilerin örgütü ve bir i³çihükümetinin embriyonu olan i³çi temsilcileri sovyeti, bar�³, ekmek, özgürlükiçin sava³�yor.� (Lenin)

�Proletarya diktatörlü§ü, emekçilerin öncüsü proletarya ile, emekçilerinproleter olmayan çok say�daki katmanlar� (küçük burjuvazi, küçük mülk sa-hipleri, köylülük, ayd�nlar, vs.) aras�ndaki ya da bunlar�n ço§unlu§u aras-�ndaki s�n�f ittifak�n�n, sermayeye kar³� ittifak�n, sermayeyi tamamen de-virmek, burjuvazinin direncini ve onun restorasyon giri³imlerini tamamenbast�rmak amac�yla bir ittifak�n özel biçimidir.� (Lenin)

2 �Demokratik halk diktatörlü§ü, proletarya diktatörlü§ününözgül bir biçimidir� Sözü Ne Anlama Gelir?

Proletarya diktatörlü§ü denilince bunu yaln�zca devlet ayg�t�ndan ibaretzannedenler, demokratik halk diktatörlü§ünde de i³çi s�n�f� d�³�ndaki halkkesimlerinin iktidarda söz sahibi olmas�na bakarak, halk diktatörlü§ünün birburjuva diktatörlü§ü olaca§�n� san�yorlar. Meselenin esas�, devlet ve dikta-

62

Page 64: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

törlük kavramlar�n�n özde³ ve ayn� ³eyler olmad�§�n� anlamakla kavranabi-lir. Proletarya diktatörlü§ü, yaln�zca devlet ayg�t�ndan ibaret de§ildir. Tekba³�na devlet yönetimi düzeyinde örgütlenmi³ ama proletarya döktatörlü§ükavram�n�n içerdi§i di§er unsurlar� yerine getirememi³ bir i³çi s�n�f�n�n, kendiülkesinde proletarya diktatörlü§ünü kurdu§undan sözedilemez. Proletaryadiktatörlü§ünün özü, �sovyet iktidar�d�r�. Bu, devletle diktatörlü§ün ayn� ³eyolmad�§�n� hatta proletarya diktatörlü§ünde devletin geçici ve zorunlu olarakba³vurulmu³ proletaryaya yabanc� bir araç oldu§unu söyleyen di§er marksist-leninist önermelerle birlikte dü³ünülmelidir. T�pk� proletaryan�n partisinin,onu çevreleyen kitle örgütlerinin bir bütünlü§ü olmas� gibi, proletarya devletide, halk�n ve i³çilerin kendi iktidarlar�n� gerçekle³tirdikleri, milyonlarca i³çive emekçiyi seferber ettikleri ve herkesi gündelik devlet i³lerinin yönetimineve dolay�s�yla politikaya soktuklar� sovyet organlar�n�n üzerinde yükselir vebunlar olmaks�z�n proletarya diktatörlü§ünden sözedilemez. Proletarya ad�nave onun kitlesel iktidar organlar�na dayanmaks�z�n bir avuç adam�n iktidaragelmi³ olmas� proletarya diktatörlü§ü de§ildir. Bu gerçekten burjuva özdebir diktatörlük olur. Proletarya diktatörlü§ü, bununla birlikte, bir süre daha�burjuvazisiz� bir burjuva devlet tipini sürdürmek, yani belli ölçüde bürok-rasisi, belli ölçüde düzenli ordusu olan bir kurum olarak i³ görmek zorundakalacakt�r. Ancak bu durumda da bütün iktidar, gerçek anlamda yaln�zca�sovyet� örgütlerinin elinde bulunacakt�r. Demokratik halk diktatörlü§ündede iktidar�n as�l sahibi i³çi ve köylü sovyetleridir. Ekonominin ve politika-n�n düzenlenmesi ve yürütülmesi için halk�n di§er emekçi kesimlerinin deproletarya ve k�r proletaryas�n�n yan� s�ra iktidar organlar�nda örgütlenmesive halk�n tümünün sesini duyurabilece§i imkanlar� bütün halk�n kullanmas�anlam�nda iktidar�n özü sovyet oldu§u için, halk demokrasilerinde de, ikti-dar özünde bir proletarya diktatörlü§üdür. Proletarya döktatörlü§ü, halk�nkendisinin d�³�nda kendisinin üstünde herhangi bir ba³ka gücü tan�maks�z�n,yasama, yürütme ve yarg� gücünü tek bir iktidar alt�nda birle³tirmesi de-mektir. Burjuva devlet biçiminde, bütün bu görevleri ayr� ayr� yerine getirenve birbirlerinin i³ine kar³�mayaca§� ilke edinilmi³ bulunan bir yönetim biçimisözkonusudur. Ama hiç bir burjuva devlette, bu güçler gerçek anlamda birb-irinden ayr�lmazlar ve yasamay� da, yürütmeyi de, yarg�y� da sermaye sahibis�n��ar yönlendirirler. Burjuvazinin devrimci döneminde, daha do§rusu bur-juva ihtilallerinin ilk anlar�nda, halk�n ve emekçilerin silahl� y�§�nsal gücünedayanarak aristokrasiye, monar³ik krallara kar³� mücadele eden burjuvazi, he-nüz devlet iktidar�n� ele geçirmedi§i anlarda, cumhuriyetçi bir çözüm yolunuararken, iktidar�n �ili olarak bütün halk�n elinde bulundu§u bir dönemdengeçerler. Meclisler, t�pk� sonradan sovyetlerde oldu§u gibi, geçici bir süre si-lah� elde tutan halk�n temsil edildi§i iktidar mevkii olarak i³ görür. Yasalarve yarg�lamalar, halk�n aç�k oyu ile seçilmi³ temsilciler taraf�ndan ve her ka-

63

Page 65: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

demede halk taraf�ndan denetlenenen bir biçimde yap�lmaktad�r. Düzenli birordu, polis ve bürokrasi te³ekkül etmemi³tir. �³te bu devrimci anda, burjuvacumhuriyet de özünde bir proletarya diktatörlü§ü özelli§i ta³�r. Engels, cum-huriyetin bu an�nda, �bütün iktidar�n halk temsilcilerinin elinde bulunmas��özelli§ini görür ki bu sonradan tarihsel deneyin gösterece§i gibi, �sovyet ik-tidar��n�n ba³l�ca özelli§idir. Ancak burjuvazi, kendisini bir s�n�f olarak i³çive di§er emekçi s�n��ar�n üzerinde yönetici-egemen s�n�f olarak örgütlemekzorundad�r ve kendi alt�nda bir s�n�f bulundurmak zorundad�r. Bu yüzdende devrim döneminde ortaya ç�km�³ bulunan bu iktidar biçimine en k�sa za-manda son vermek, halk�n silahlar�n� toplayarak düzenli ve kendisine ba§l�bir ordu kurmak, polisi ve bürokrasiyi canland�rarak devleti halk�n d�³�ndave üstünde bir kurum olarak yeniden merkezi bir kuvvet halinde örgütlemekzorundad�r. Dolay�s�yla, devrimci haliyle ve ilk anda özünde proleter özellik-ler ta³�yan burjuva cumhuriyet, bir an gelir kat�ks�z burjuva diktatörlü§ünedönü³ür. Halk�n silah� elde tutmas�na, devrimci ve demokratik inisiyati�ni so-nuna kadar sürdürmesine olanak veren tek s�n�f proletaryad�r. Proletarya hiçbir alt s�n�f tan�maz, çünkü zaten kendisi en alttaki s�n�ft�r. Kendisi için çal�³-t�rarak sömürüsüne konu yapaca§� bir yeni s�n�fa da ihtiyaç duymaz. Bundandolay� da halk�n silah�n� toplamak, iktidar� kitlelere yabanc�la³t�rmak ve bü-tün halk�n üzerinde ve halk�n iktidar�n�n d�³�nda bir merkezi devlet iktidar�n�sürdürmek zorunda de§ildir. Aksine o geçici olarak ba³vurdu§u merkezi dev-let ayg�t�n� en k�sa zamanda ortadan kald�rmaya yönelik tedbirler almayagiri³ir, sosyalizmin in³as�n� ve halk�n bütün kesimlerinin devlet olmaks�z�nda ya³ayabilece§i bir olgunluk düzeyine gelmesini sa§layacak ko³ullar� yarat-maya çal�³�r.

64

Page 66: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

K�s�m II

D�YALEKT�K MATERYAL�ZM

65

Page 67: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 13

Felsefede partizanl�k ilkesi

Burjuva dünya görü³ü, bilimde, sanatta, felsefede sözde bir tarafs�zl�k ilkes-ini savunur. Olaylara ve ili³kilere sözde �objektif� olarak bakmak ve yans�zyorumlamak ad�na, burjuvazi, asl�nda bütün bu alanlarda kendi dünya gör-ü³ünün propagandas�n� yaparken, kendisi ad�na s�n�f mücadelesini sürdürür.S�n��ara bölünmü³ toplumsal yap� içinde, her olay, her nesne ve insanlararas�nda ya da insanlarla do§a aras�ndaki her ili³ki, eninde sonunda ana s�n-��ardan birinin ya da ötekinin s�n�f mücadelesinin araçlar�ndan birisi olarakanlam ve de§er kazanmaktan kaç�namaz. Kald� ki felsefe, bütün olaylar veili³kiler hakk�ndaki en genel yarg�lar�, en genel de§erlendirmeleri içerdi§ine,dünyay� bir biçimde yorumlaman�n ve dünya üzerinde i³ yapan insan�n onude§i³tirmesinin bir arac� olarak rol oynad�§� için, s�n��ar aras�nda bir tarafs-�zl�k konumuna hiç giremez.

Felsefe tarihinin bütün tart�³malar�, sonuç olarak iki ba³l�ca felse� ak�m�ndo§mas�na yol açm�³t�r: �dealizm ve materyalizm. �dealizm, daima, egemens�n��ar�n, yani toplumsal i³bölümünde daha incelmi³, daha �temiz� i³leri üst-lenmi³ olanlar�n, ayd�nlar�n, yönetici durumunda bulunanlar�n ve egemenideolojiyi temsil eden tara�ar�n dünya görü³ünü ve felsefesini temsil ederken,materyalizm, bu dünyay� emekleriyle de§i³tirdiklerini ve her gün maddeyeyeni bir biçim vererek onu yeniden ve yeniden yaratt�klar�n� bilen çal�³aninsanlar�n, kölelerin, k�r yoksullar�n�n ve i³çilerin felsefesi olarak kendini gös-termi³tir. Felsefenin ayr�lmas�nda, s�n��ar�n ayr�lmas�n�n izleri vard�r ve butarihin en eski dönemlerinden bugüne kadar böyle devam edip gelmi³tir. Gü-nümüzde de burjuvazinin ve proletaryan�n dünya görü³leri, felse� tutumlar�ve bunlar�n yans�tt�§� dünya ile olan ili³kileri, birbirinden tamamen farkl� vebirbirine kar³�t niteliktedir. Günümüzün bütün felse� ak�mlar� da bu çat-�³may� yans�tmaktan geri durmaz. Burjuvazi, materyalizmin ve diyalekti§in

66

Page 68: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ya hiç bir zaman do§ruyu göstermedi§ini, ya da bir zamanlar moda olmu³olsa bile ³imdi art�k öldü§ünü iddia ediyor ve bunu sözde kan�tlamak içinyeni felsefeler, yeni tezler ileri sürüyor. Bunu yaln�zca felsefe alan�nda de§il,kültürün bütün alanlar�nda sürdürdü§ü bütünsel bir mücadelenin parças� ola-rak yürütüyor. Diyalektik öldü ise, materyalizm yanl�³ ise, bunca mücadeleneden veriliyor? Neden burjuvazi ölmü³ bir felsefe için bunca yazar çizer bes-leyip para döküyor? Gerçek ³u ki, onlar, diyalektik materyalizmle i³çi s�n�f�aras�ndaki ili³kiyi biliyorlar. Diyalektik materyalizmin bir dü³ünce sistemin-den ibaret olmad�§�n�, onun arkas�nda bütün dünyan�n i³çilerinin hayat�n�nbulundu§unu görüyorlar. Felsefe alan�nda yürütülen her mücadelenin kendivarl�k yokluk mücadelesine kar³�l�k dü³tü§ünü, onun bir parças�n� olu³tur-du§unu biliyorlar. Herkese felsefede, sanatta, bilimde tarafs�zl�k önerirken,asl�nda kendi tara�ar�nda yer alma ça§r�s� yap�yorlar.

Marksizm, bu konuda da burjuvazinin iki yüzlü propagandalar�na ald�r-madan kendi tavr�n� aç�kça ortaya koyar. Evet, bizim felsefemiz tara��d�r.Bizim felsefemiz, dünya çap�ndaki büyük s�n�f mücadelesi içinde i³çi s�n�f�n�nsa�ar�nda yer almay� kendisinin varl�k ko³ulu sayar. Bu onun vazgeçilmez ni-teli§idir. Bu bak�mdan felsefenin partizanl�§�, aç�kça marksizm-leninizmin birilkesi olarak kendisini ifade eder. Tarafs�zl�k, olaylar�n objektif olarak kavran-mas�, yans�z yorumlanmas� gibi palavralara itibar etmez. Marksist-Leninistfelsefe, idealizme, meta�zik dü³ünce tarzlar�na, revizyonizme kaynakl�k edenburjuva görü³lerin tümüne kar³� i³çi s�n�f�n�n devrim davas�n�n yan�nda dur-maya ve onun �³�§� olarak yanmaya devam etmeye kararl�d�r. Çok y�llar önce,Marks, felsefeyi, proleter s�n�f mücadelesinin beyni, proletaryay� da felsefeninkalbi olarak tan�mlam�³t�. Felsefenin yeryüzünde gerçekle³mesi olarak komü-nizm, ancak ve ancak proletaryan�n dünya çap�ndaki mücadelesinin zaferiylegerçekle³ecektir ve bu ili³ki, felsefenin tara��-partizan olmas�n�n ba³l�ca se-bebidir. Teori ve pratik, felsefe ile politika aras�ndaki ba§lar� biz kurmad�k.Bunlar, i³çi s�n�f� henüz tarih sahnesine ç�kmadan önce, eski egemen s�n��artaraf�ndan kurulmu³tu ve bugün de böyle devam ediyor. Burjuvazinin aksine,biz, yapt�§�m�z i³i aç�kça söylüyor ve savunuyoruz: Bizim felsefemiz, parti ves�n�f taraftar�d�r ve öyle kalacakt�r.

Felsefenin üzerine konu³tu§u dünya ba§�nt�l� vebütünseldir

Günümüzde her ürün, ba³ka ürün ya da hammaddelerin biraraya getirilmes-inden, ba³ka ba³ka sermayelerin, emekçilerin i³ ve elbirli§i yapmas�ndan do-

67

Page 69: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

§ar. Hiç bir ürün yoktur ki, bir ucundan ba³ka bir i³kolunda, ba³ka bir üretimsektöründe yarat�lm�³ bulunan ba³ka bir ürüne ba§lanmas�n. Bir buzdolab�fabrikas�nda çal�³an s�radan bir i³çi, yaratt�§� ürünün, yaln�zca kendisinin vearkada³lar�n�n elbirli§inin sonucu do§du§unu, bir buzdolab� üretmekle yaln-�zca bir buzdolab� üretmi³ oldu§unu sanabilir. Oysa bilinçli bir i³çi, buzdolab�üzerinde biraraya getirdi§i her parçan�n üretimi için, demir madenlerinde,ta³�mac�l�kta, petro-kimya tesislerinde, çelik, elektronik, motor endüstrisindeçal�³an, ter döken binlerce insan�n geçmi³te ve ³imdi devam eden eme§inin bu-lundu§unu bilir. Plastik atölyesinde çal�³an bir i³çi, önüne gelen hammadde-nin derin petrol kuyular�ndan ç�kar�l�p ra�nelerde ar�nd�r�ld�ktan sonra çe³itliaraçlarla ta³�narak önüne geldi§ini, bu arada binlerce insan�n hammaddeninortaya ç�k�³� sürecinde eme§ini ve zaman�n� harcad�§�n�, tek bir hammadde-nin etraf�nda binlerce insan�n ç�kar�n�n, rekabetinin döndü§ünü ve kimbilirbu bir parça plastik hammadde ya da bir çelik levha için nice canlar�n yand-�§�n� dü³ünebilir. O bir parça hammaddede, bankalar�n, ta³�ma ³irketlerinin,petrol tekellerinin, ticaret ³irketlerinin bir çok biçimde birbirine ba§lan�p ay-r�lmas�n�, ter döken, emek harcayan, sendika kurup mücadele eden i³çilerinhayat�ndan bir parçay�, hammadde kaynaklar� üzerinde birbiriyle didi³en,sava³an burjuva hükümetlerin politikalar�n� ve u§runa sava³lara gönderilenbinlerce askerin kan�n� görebiliriz. S�radan pek çok i³çi için, yaln�zca kendiçal�³t�§� fabrikada yaln�zca kendi k�sm�n�n ili³kileri ve oradan alaca§� ücret ileevindeki sorunlar, mahalledeki ak³am üstü saatleri önemlidir ve onu bununötesinde de koskoca ve kendisini binlerce ba§la ba³kalar�na ba§lam�³ bulunanbir ili³kiler a§� bulunmas� ilgilendirmez. Dünya s�radan insana, birbirindenkopuk nesnelerin ve olaylar�n dünyas� gibi görünür. Bugün burada olup bitenolayla, dün olup bitenler aras�nda, yar�n yap�lacak i³lerle dün ya da bugünyapt�§�m�z i³ler aras�nda hiç bir ba§�nt� yokmu³, her ³ey tek ba³�na ve geç-mi³siz ve geleceksiz olup bitiyormu³ gibi görünür. S�radan insan, bu yüzdenparça parça olmu³ bir dünyada ya³ad�§�n� san�r. Yaln�z ba³�na gerçekle³ti§inisand�§� her olay, ona, bir rastlant� olarak görünür. Oysa ya³ad�§�m�z dün-yada, üretti§imiz her nesne, tüketti§imiz maddeler, ya³ad�§�m�z olaylar, herili³ki ve her nesne birbirine ba§lanm�³t�r ve her birinde meydana gelen birde§i³iklik, di§erlerinde de de§i³ikliklerin meydana gelmesine sebep olabilir.

Kimdir dünyay� böylesine birbirine ba§l� parçalar�n bütünsel dünyas� hal-ine getiren? Kim, yeryüzündeki bütün insanlar�n kaderini birbirine ba§l�yor?Nas�l oluyor da, Tokyo Borsas�ndaki alt�n �yatlar�, �stanbul'daki dolar pi-yasas�n� etkiliyor? Aradaki okyanuslar� ve da§lar� a³arak her ³eyi birbirineba§layan nedir?

Her felsefenin, her dinin, her ideoloji ve politikan�n dünya hakk�ndakigörü³ü az çok birbirinden farkl�d�r ve dünyan�n ne oldu§u [,] nas�l kurul-

68

Page 70: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

du§u ve nereye gitti§i sorular�na verilen cevaplar, bu dinlerin, ideolojilerin,felsefelerin veya politikalar�n savunucusu olan s�n��ar�n toplumsal amaçlar�n-dan ba§�ms�z de§ildir. Daha özet bir deyi³le, insanlar, s�n��ara bölünmü³ birdünyada ya³amaya ba³lad�klar�ndan bu yana, kendi toplumsal-s�n�fsal amaç-lar�yla uyumlu olarak dünya görü³lerini olu³turmu³lard�r ve dünya hakk�ndaileri sürülen her �kir, asl�nda bu dünya üzerinde nas�l ve neye dayanarakya³amak istediklerinin bir i³areti olmu³tur. Dünyan�n birbirini etkileyen vebirbirine ba§l� parçalardan olu³tu§unu söylemek, kendi ba³�na bir ³ey ifadeetmez: Önemli olan bu bütünlü§ün nas�l sa§land�§� sorusuna verilen cevapt�r.

Diyalektik materyalistler, dünyan�n bütünlü§ünü sa§layan ³eyin insan�ntarihsel-toplumsal dönü³türücü eme§i oldu§u görü³ündedirler. Bu tarihseldönemin özelliklerine ba§l� olarak farkl� biçimler kazansa da sonuçta, bu dün-yay� birlik-bütünlük haline getirenler, insanlard�r. Çok eski zamanlarda, he-nüz insanlar�n en basit ta³ araçlardan ötesini yapamad�klar� zamanlarda, s�-n�rl� bir alanda ya³ad�klar� ça§larda, ya³anan toprak parças�n�n bütün dünyazannedildi§i dönemlerde bile, insanlar emeklerinin ve do§a ile mücadele ye-teneklerinin elverdi§i ölçüde, ya³ad�klar� s�n�rl� toprak parças� üzerinde büt-ünsel bir dünya yaratm�³lard�. Vah³i hayvanlar� avlayarak kendilerine gerekliolan eti, deriyi, kemikleri ele geçirdiklerinde, asl�nda insanlar�n dünyas� ilehayvanlar�n dünyas�n� biraraya getirerek, kendi çap�nda �bütünsel� bir dünyakurmu³ oluyorlard�. Suyu ve topra§� nas�l bir araya getireceklerini ö§rendik-lerinde, tar�ma dayal� bir toplumu yaratt�lar. Kendileri d�³�nda tohum veren,ye³erip sonra da solan otlar�, meyveleri kendi elleriyle yeti³tirmeye ba³lad�k-lar�nda, suyu, topra§�, tohumu ve insan�n do§as�n� biraraya getirdiler. O ça§-larda ve günümüzde hala o dönemlere benzer ili³kiler içinde ya³ayan baz� geriAfrika, Avustralya yerli topluluklar�nda, bu s�n�rl�, küçük ve do§aya ba§�ml�dünyada, her³eyin birbirine her³eyde bulunan ayr� bir ruh arac�l�§�yla ba§-land�§� san�l�r. Oysa, e§er bir hayvan�n evcille³tirilebilece§ini kendi deneyerekve yaratarak görmemi³ olsayd�, bitkileri ekip biçerek sürekli kullan�labilir ür-ünler halinde kendi ellerine geçilmemi³ olsalard�, hala her hayvan ve bitki,do§a kendilerine hangi ko³ullar� sa§l�yorsa onun içinde do§up ölüyor olsayd�,insanlar�n onlar�n kendi aralar�nda bir ba§�nt� bulundu§unu ke³fetmeleri veonlar� kendi toplumsal ihtiyaçlar� do§rultusunda birbirine ba§layarak yararl�hale getirmeleri mümkün olabilir miydi? Ku³kusuz, do§ada kendi içinde veinsanlar ona müdahale etmeden önce de her ³ey aras�nda bir kar³�l�kl� ili³kivard�; ama bunlar�n toplum taraf�ndan ve hangi ihtiyaç do§rultusunda yeni-den birle³tirilip kar³�l�kl� ili³kiye sokulaca§�na karar veren do§rudan do§ruyainsanlar�n toplumsal örgütlenme düzeyleri ve ihtiyaçlar�d�r. �nsanlar ve onla-r�n toplum olarak ya³amalar� ve bu toplulu§un toplam ihtiyaçlar� olmasayd�,do§a olaylar� aras�nda ancak uzak ili³kiler ve kendili§inden sonuçlar do§uran

69

Page 71: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

etkile³meler bulunabilecek ve bunlara anlam veren, yorumlayan, de§i³tirenbir etkinlik olmaks�z�n kendileri yaln�zca do§a yasalar�n�n gerektirdi§i gibibirle³ip ayr�lacaklard�. Oysa insan, do§a yasalar� kar³�s�nda kendi etkili güc-ünü göstererek bu ili³kileri ve kendili§inden varolan ba§�nt�lar� de§i³tiriyor.Do§ada bulunmayan yeni ba§�nt�lar yarat�yor ve her yeni ba§�nt�y� do§ayaekliyor. Kendi hayat�n� de§i³tirirken, do§ay� da de§i³tiriyor. Yeni nesneleryarat�yor ve dünyan�n bir ucunda kendisinden habersiz varolup ya³ayan, so-lup çürüyen ve kendi kendine yeniden üreyen her hayvan�, her bitkiyi [,] hermadeni, kendi toplumsal hayat�na sokarak, ya ticaretin, ya sanayinin ya dayeniden üretimin bir nesnesi haline getiriyor. Bir otomobil üretmekle Brez-ilya'n�n kauçuk a§açlar�n�, Arabistan'�n petrol kuyular�na ba§l�yor. Üretti§ive sonra tüketip art�k madde olarak do§aya tekrar sal�verdi§i her madde iledünyan�n do§al tarihini de§i³tiriyor. Milyarlarca y�l önce kendi hareketi ilebelli bir biçim kazanm�³ olan dünyaya yeni bir biçim veriyor. Böylece toplum-sal hayat bak�m�ndan anlaml� olmayan do§al ve kendili§inden ba§lant�lar�,toplum üzerinde etkili k�lan ba§lant�lara çeviriyor. Hiç bir �ngiliz i³çisi, dün-yan�n bu ölçüde birle³tirilmesinden önce Araplar�n petrol �yatlar� üzerindeoynamas�n�n kendi ücretini etkileyece§ini, Türkiyeli hiç bir i³çi, Pakistan'dakipamuk üretiminin artmas�n�n ya da eksilmesinin kendi üretti§i fanilan�n pa-zar bulamamas�ndan dolay� kendisini i³siz b�rakabilece§ini dü³ünemezdi.

Tarih boyunca insano§lu, dünyay� çe³itli etkilerle de§i³tirdi ve kendi ih-tiyaçlar�na ve içinde ya³ad�§� toplumsal ili³kilere, üretim tarz�n�n niteli§ineba§l� olarak onu de§i³ik biçimlerde birbirine ba§l� parçalar�n bütünsel dün-yas� haline getirdi. �nsan toplumunun bugün içinde ya³ad�§� genel üretimbiçimi halinde olan (ve ³imdi yaln�zca Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhur-iyeti d�³�nda) kapitalizm alt�nda, dünyay� birle³tiren temel güç sermayeninve kapitalist toplumun genel ihtiyaçlar�d�r. Bu bütünle³tirme, sermayeninilkeleri do§rultusunda ve onun ç�karlar�n�n emretti§i politikalar arac�l�§�ylayürütülüyor ve her gün dünyan�n yeni bir bölgesi bu genel bütünün parças�haline getiriliyor. Kapitalist sistem, kendi elinin ermedi§i, gücünün yetmedi§itek bir kar�³ dünya parças� kalmas�n istiyor.Bu bütünlü§ün son ve en geli³mi³bütünlük oldu§unu, bundan ba³ka bir dünyan�n mümkün olmad�§�n�, kendidüzeninin t�pk� do§an�n ya da Allah'�n düzeni gibi ölümsüz oldu§unu ilerisürüyor.

Yeryüzünde ya³ayan, mücadele eden, i³ yapan, günlük ya³am�n� sürdür-meye çal�³an her insan, her s�n�f, her kurum, kendi etkisini ortaya koyar yada ba³kalar� kar³�s�nda bir tav�r geli³tirirken, yapt�§� i³in di§er hangi i³ veolaylarla, hangi ki³ilerle ve etkilerle ba§l� oldu§unu dü³ünmek zorundad�r.Birbirine ba§l� her olay, birbirini etkiler ve birinde meydana gelen de§i³iklikdi§erlerinde de de§i³ikliklerin do§mas�na yol açar. Örne§in, gene buzdolab�

70

Page 72: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

fabrikas�n� ele alal�m. E§er çelik üretim i³kolunda bir grev varsa, buzdolab�üretimi bundan etkilenir. Ya üretim durur, ya da eldeki stoklar�n tüketil-mesi için çelik i³kolundaki grevi f�rsat bilen patron kendi sektöründe de birüretim h�z ayarlamas� yapma yoluna gider. Ya da, daha uzak bir ili³ki gibigörünse de, kömür madenlerinde çal�³an i³çilerin bir direni³inin gene buzdo-lab� üretim sektörünü etkiledi§ini, orada çal�³an ya da o alana para yat�rm�³bulunan kapitalistin kendi i³lerinde bir de§i³iklik yapmas�n� gerektirdi§inigörürüz. �ster kapitalist olsun, ister politikac�, herkes, yapt�§� i³in bir di§eri³e, yeryüzünde yap�lan tüm di§er i³lere ba§l� olarak gerçekle³ti§ini kendisineö§reten bir �dünya görü³ü�ne göre hareket eder. Herkesin olaylar, insanlar,ili³kiler ve do§a kar³�s�ndaki tutumunu belirleyen, farkl� yer ve zamanlardakitutum ve davran�³lar�n� birbirine benzer k�lan ³ey, dünyay� nas�l bir bütünolarak kavrad�§�n� gösteren dünya görü³ünün niteli§idir.

Kimi zaman, dünyan�n birbirini etkileyen binlerce ve birbirine ba§l� ola-y�n bir bütünü oldu§unu dü³ünmemize f�rsat verecek olaylar ya³ar�z. Amabu bütünlü§ün niteli§inin ne oldu§unu, bu bütünlü§ün nas�l gerçekle³ti§ini,kökünün ve sebebinin ne oldu§unu, nereye do§ru gitti§ini ve gelecekte nas�lbir biçim alabilece§ini dü³ünmeye ba³lad�§�m�zda, kendimize binlerce sorusordu§umuzda, ya her zaman do§ru bir cevap veremeyiz, ya da verdi§imizcevaplar� kendimiz de be§enmeyiz. Ama ister müslüman olsun ister h�risti-yan, ister az çok okumu³ ya da okumam�³ olsun, her insan�n mutlaka ken-disine göre bir cevab� vard�r ve gerçekte herkesin bütün hayat�, dünyan�nbütünlü§ü kar³�s�nda nas�l bir cevap verdi§iyle yak�ndan ilgilidir. Cevaplar�-m�z nereden gelir? S�radan insan�n dünya hakk�ndaki görü³ünü belirleyen ³ey,küçüklü§ünden beri ya³ad�§� çevreden edindi§i görü³lerin, anlat�lan hikayele-rin, ba³kalar� taraf�ndan farkl� farkl� yap�lm�³ yorumlar�n ve de§erlendirme-lerin, kendi ya³ad�klar� hakk�nda kendisinin gene geleneksel, dinsel, ulusal,pek çok renkle alaca bulaca hale gelmi³ görü³lerinin bir karma³as�d�r. Sam-imi ve az çok kula§� bükülmü³ bir müslüman�n dünyaya bak�³�nda kendinegöre bir tutarl�l�k vard�r. Ona göre, bu dünyay� Allah yaratm�³t�r, her ³eyönceden ve yaln�zca onun bildi§i bir biçimde kararla³t�r�lm�³t�r ve olup bi-ten her ³ey onun iradesinin ürünüdür. �nsanlara yapabilecekleri çok az ³eykalm�³t�r. Yol önceden çizilmi³tir ve kim ne yaparsa yaps�n bunu de§i³tire-mez diye dü³ünür. Müslüman, kendisine göre, dünyay� bir bütün olarak, yaniparçalanamaz, parçalar�nda bile bütüne ba§lanan bir hareket görür ve bubütünlü§ün kayna§�nda Allah'�n iradesinin yatt�§�n� dü³ünür. Bir kapitalistegöre, dünyay� bütünle³tiren ³ey sermayedir! Yeryüzü paran�n hakimiyeti alt-�ndad�r ve Amerika'dan Japonya'ya kadar her ülkede, her ³ehirde, kasabadave köyde, da§lar�n ba³�nda ve denizlerin dibinde her ³ey paran�n dünyas�n�nbir parças�d�r. Topra§�n alt�ndaki madeni, gökyüzünde bir uçak haline getiren

71

Page 73: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

³ey ona göre sermayedir. Kendi varl�§�n�n sebebi hikmeti, kar�s�n�n çocu§u-nun varl�§�, her ili³kisi ve her i³i sermayesinin düzgün dola³mas� ve daha çokbirikip daha çok kar getirmesi içindir. Bir emekçi ise, varolan her ³eyin insaneme§inin ürünü oldu§unu bilir. Dünyaya eme§in bir eseri olarak bakar. Birta³ç� ustas�, yeryüzündeki her ³eyin kendi kalemi ve çekicinin yaratt�§� biri³leme gibi i³lenerek ortaya ç�kt�§�n� dü³ünür.

Geçmi³te de, baz� dü³ünürler, dünyan�n bir bütün oldu§unu, her parçan�nbir di§erine ba§l� oldu§unu ve parçalardaki her hareketin ve de§i³menin di§erparçalar� da etkiledi§ini ve böylece dünyan�n de§i³mesinin her parças�nda birde§i³iklik anlam�na gelece§ini söylemi³lerdi. Ama dünyay� birle³tiren ³eyin neoldu§u sorusuna verdikleri cevaplar birbirinden farkl�yd�. Baz�lar� bunun bir�ilk maddeden� kaynakland�§�n� dü³ünüyorlard�. Dünyadaki her ³eyin içindebu ayn� �ilk madde� bulunuyordu ve bu, bütün dünyan�n birli§inin de se-bebiydi. Sonradan ba³ka bir grup �lozof ise, bütün evrenin kayna§�nda birdü³üncenin bulundu§unu, bu dü³üncenin de§i³mez ve de§i³tirilemez olu³unedeniyle dünyan�n tutarl� bir bütünlük olu³turdu§unu ileri sürdü. Özetle,çok eski zamanlardan beri, çok farkl� görü³lere sahip olsalar da insanlar�nortakla³a üzerinde anla³t�klar� bir nokta vard�: Bu dünya bir bütün olu³-turuyordu ve bütüne ait parçalar aras�ndaki ba§�nt�l�l�k tutarl�yd�.. Buncafarkl� görü³ten hangisinin daha do§ru oldu§unu burada tart�³mak imkans�z.Ama konumuz bak�m�ndan ³una i³aret etmemiz gerekiyor: Dünya hakk�ndakibu görü³lerin her biri, yani müslüman�n, h�ristiyan�n, ya da eski �lozo�ar�n,her birinin bu bütünlük hakk�ndaki dü³üncesi, bir �dünya görü³ü�nü yans�t�r.Tek bir dünya görü³üne ba§lanm�³ bulunan insanlar, kendi hayatlar�n�n hernoktas�nda dünya hakk�ndaki görü³lerinin bütünlü§ü ölçüsünde ve do§rultu-sunda hareket ederler.

�nsanlar�n, olaylara, insanlara, ili³kilere, do§aya ya da topluma bak�³�-n�n her noktada birbiriyle tutarl� ve ba§�nt�l� olmas�n� sa§layan ³ey �dünyagörü³ü�dür. S�radan insan�n dünya görü³ü, gündelik al�³kanl�klar�ndan, çev-resinden edindi§i görü³lerden, dinsel ya da ulusal inançlar�ndan olu³an birkarma³ad�r. Ahlaki tutumu, siyasi tercihleri, aile ili³kileri, i³ yerindeki, ma-hallesindeki ya³ay�³ ve davran�³ biçimleri, daima bu karma³ay� yans�t�r. Bazendinsel-ahlaki görü³lerinin etkisiyle bir �ermi³� gibi davran�rken, bir ba³ka za-man gördü§ü bir �lmin etkisiyle bir züppe gibi hareket etmeye ba³layabilir.Bir gün kar�s�n� döverken, ertesi gün kar�s�n� dövmü³ bir arkada³�n� ele³tire-bilir. �Tutars�zl�k� denilen bu çeli³meli davran�³ biçimleri, ki³inin toplumsalçevresinden, geleneklerinden, geçmi³e ait al�³kanl�klar�ndan yani farkl� farkl�kaynaklardan gelen görü³lerinin birbirini tutmamas�ndan, birbirleriyle çeli³ikhalde bulunmas�ndan kaynaklan�r. Yaln�zca s�radan insanlar de§il, ileri devr-imci i³çiler, az çok tecrübeli devrimci militanlar da, günlük olaylar kar³�s�nda

72

Page 74: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ve ili³kilerinde, tutum ve davran�³lar�nda, bazan birbirini tutmayan çe³itlil-ikler gösterebilirler. Burjuva dünya görü³ünün ve ideolojisinin fark�na var�l-mayan etkisiyle dü³üncelerinde kaymalar, etkilenmeler meydana gelebilir, yada geçmi³ ili³kilerinden devrald�klar� al�³kanl�klar� devrimci hayatlar�nda daister istemez sürdürebilirler. Davran�³ ve dü³ünü³ aras�nda tutarl�, düzenlibir ili³kinin bulunmas�, ancak bilimsel bir dünya görü³üne sahip olmaya vebu dünya görü³ünü hayat�n�n her alan�nda sadakatle uygulamaya ba§l�d�r.

�nsanlar gibi, partiler de bir �dünya görü³ü� ile hareket ederler. Program-lar�n� ve eylemlerini tutarl� k�lan sözleriyle davran�³lar�n� birbirine uyumluyapan budur.

�³çilerin devrimci komünist partisinin dünya görü³ü, �diyalektik materyal-izm� ad�yla an�l�r, ve bütün dünyada hep ayn� bak�³ aç�s�yla olaylar� yorumla-mak ve dünyay� de§i³tirme eylemini yürütürken hep ayn� tutarl� davran�³lardizisini sürdürmek bu dünya görü³ü sayesinde mümkün olur. Söyledikleriyleyapt�klar� aras�nda, söyledi§i sözlerin kendi aralar�nda tutarl�§�n sa§lanmas�,yaln�zca o partiye ba§lanan insanlar�n güvenlerini ayakta tutmak için gereklide§ildir. Bu, partinin mücadele çizgisini ba³�ndan sonuna kadar sa§lam, yal-palamadan, sapmadan sürdürebilmesi için de gereklidir. Öyleyse, diyalektikmateryalizm, partinin yaln�zca �özü sözü bir� olmas�n� sa§lamakla kalmaz,ayn� zamanda çal�³malar�nda sistemli ve tutarl�, planlar�nda güvenilir, polit-ikalar�nda do§ru olmas�n� da sa§lar.

Bilimsel bir dünya görü³üne sahip olmak, her zaman onun yol göstericil-i§inde, olaylar aras�ndaki ili³kiyi bir bütün olarak kavramak ve olaylar üzer-inde etkide bulunmaya çal�³�rken daima birbirine ba§�nt�l� ve birbiriyle tutarl�eylemler dizisi ortaya koymakla gösterilebilir. S�radan inanlar gibi, bilimselbir dünya görü³üne sahip olmayan bir parti de, gündelik mücadelesinde pekçok tutars�zl�k, devrim program�n� gerçekle³tirmek için giri³ti§i uzun erimlisava³ta da pek çok yanl�³ yapabilir. Marksist-Leninist partinin bütün eyle-mini yönlendiren, her türden mücadele biçim ve arac�n� birbirine ba§layarakonlar� tutarl�, düzenli, sürekli ve di§er partilerin eylem program�ndan üstünhale getiren bu bilimsel dünya görü³ünün ad� Diyalektik Materyalizm'dir.

Bu küçük bro³ürde, diyalektik materyalizmi en kal�n çizgileriyle ve özetolarak inceleyece§iz. Diyalektik materyalizm, yaln�zca bir dünya görü³ü de-§il, ayn� zamanda güçlü ve uzun bir tarihi birikime dayanan bir bilim olarakzengin ve derin bir içeri§e sahiptir. Her komünist militan�n yol göstericisi vedü³üncesini düzenleyen bu sistemin ö§renilmesi için bu bro³ürde anlat�lanlar-dan çok daha fazlas�na ihtiyaç vard�r ve bunun e§itimi için zaman ay�rmak,her devrimcinin görevlerinden biri olmal�d�r.

73

Page 75: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 14

Diyalektik materyalizmin do§u³u

Diyalektik kelimesi, eski Yunanca'da kar³�l�kl� tart�³ma anlam�na gelen �di-agelasthai� den türemi³tir. Gene eski Yunan toplumundaki dü³ünürler ara-s�ndaki tart�³malarda çeli³meleri aç�§a ç�kararak gerçe§i bulma sanat�na da�diyalektik sanat�� denirdi. Kelimenin bu ilk kullan�l�³ biçiminde, �kar³�l�kl�-l�k� ve �çeli³melerin aç�§a ç�kar�lmas�� anlamlar�, bugün bizim kulland�§�m�z�diyalektik� kavram�n�n da içeri§inde vard�r. Günümüzde diyalektik, do§a,toplum ve bilinç olaylar� kar³�s�nda, onlar� anlamak, üzerlerinde etkide bu-lunmak ve yönlendirmek için her birinin kendi iç hareketlerini bilmek, içer-dikleri çeli³meleri bulup yakalamak ve birbirleriyle olan ba§lant�s�n� bularakçözmek ya da yeniden ba§lamak için kulland�§�m�z yönteme, verdi§imiz ad-d�r. Böylece Diyalektik, olaylar�n ili³kilerin, tek yanl�, tek yönlü olarak de§il,birbiriyle ba§�nt�l� ve birbirini kar³�l�kl� etkiledikleri bir hareket içinde kavra-n�p anla³�lmalar� anlam�na gelir. Eski dü³ünce biçimleri içinde ve günümüzbilimsel olmayan dü³ünme yollar� aras�nda, olaylara tek yönlü, de§i³mez,hareket etmez bir halde bakmak al�³kanl�§� ve bunun bir sistem haline ge-tirilmesinin pek çok biçimi vard�r ve bu tarz dü³ünme biçimlerinin tümünebirden �Meta�zik Dü³ünce� ad� verilir.

Meta�zik dü³ünce, tek yönlü ve tek tara�� etki anlay�³�n�n yan� s�ra, olay-lar� ve nesneleri hareketsiz olarak dü³ünmesiyle de diyalektikten farkl�d�r.Meta�zik biçimde dü³ünen birisine, olaylar, o anda ne iseler, o durgun ve ha-reketsiz halleri içinde nas�lsalar öyle görünürler. Ayn� olaya, diyalektik tarzdabakan birisi ise, durgunluk ve de§i³mezli§in aldat�c� görüntüsü ard�ndaki ha-reketi ve de§i³meyi görür. Nesnenin, olaylar�n, ili³kilerin bir geçmi³i ve bir degelece§i bulundu§unu dü³ünür. Durgunlu§un, donmu³lu§un aldat�c�, hareketve de§i³menin gerçek oldu§unu bilir.

74

Page 76: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Diyalektikçinin bak�³ aç�s�, ele³tiricidir. Yaln�zca de§i³meyi ve hareketide§il, de§i³tirme imkan�n� ve harekete geçirme iradesini de temsil eder. Diya-lektikçi, de§i³ikli§in ve hareketin seyircisi de§il, de§i³tirici ve hareket ettiricigücün de temsilcisidir. Bu yüzden, varolan hareket ve de§i³me kar³�s�nda,ele³tirici bir tutum tak�n�r.

De§i³me, geli³me ve hareket, diyalektik dü³ünme tarz�n�n vageçilmez kav-ramlar�d�r ve bir diyalektikçi için durgunluk, ayn�l�k, de§i³mezlik sözkonusuolamaz. Her olay ve her nesne, daima bir önceki haline göre ba³kad�r ve buanlamda hiçbir ³ey kendisiyle dahi özde³ de§ildir.

Proletaryan�n büyük ö§retmenleri Marks, Engels, Lenin ve Stalin taraf-�ndan yap�lan çal�³malar sonucunda en geli³mi³ biçimine ula³an diyalektik,bu son haliyle �Diyalektik Materyalizm� olarak adland�r�l�r.

Marks'tan önceki baz� idealist dü³ünürler, diyalekti§i, yaln�zca dü³ünce-nin bir hareketi olarak tan�mlam�³lar, do§a ve toplum olaylar�n� dü³ünceninhareketinin bir sonucu olarak gördükleri için de diyalekti§i yaln�zca dü³ünce-nin hareketini aç�klayan, onu yönlendiren bir hareket biçimi ve sanat� olarakadland�rm�³lard�. ��dealist �lozo�ar�a göre, dünyan�n varl�§�n�n öncesinde,dü³üncenin hareketi vard�. Onlar, dü³üncenin kendi iç hareketi sonucundamaddi dünyay� yaratt�§�n�, dü³üncenin böylece maddi dünya haline geldi§iniileri sürüyorlard�. Ya³ad�§�m�z dünyan�n kökeninde, kendi kendini dü³ünendü³ünce vard�! Dü³üncenin kendini tan�ma, kendini anlama çabas�n�n bir so-nucu olarak da bu dünya do§mu³tu. Bu dünyada kendini tan�yan dü³ünce,insan zihninde kendi bilincini bulacak ve kendisi için bir dü³ünce olarak genekendisine dönecekti! Böylece bütün evren, varolan her³ey, ya³anan her ili³kive de§i³iklik, eninde sonunda dü³üncenin hareketi olarak yorumlan�yordu.

Buna kar³�l�k olarak, tarihin çok eski zamanlar�ndan beri evrenin anayap�s�n�n madde oldu§unu söyleyen ve idealist �lozo�ara kar³� kendi görü³le-riyle mücadele veren ve �materyalist �lozo�ar� olarak adland�r�lan bir ba³ka�lozo�ar grubu bulunuyordu. Materyalizm, dünyan�n temelinin madde ol-du§unu, maddenin öncesiz ve sonras�z olarak varoldu§unu ve varolmak içinmaddenin kendisinden ba³ka, kendisinin d�³�nda herhangi güce ihtiyac� olma-d�§�n� savunan dü³üncelerin tümüne birden verilen genel bir add�r. Materyal-ist �lozo�ar içinde, maddenin varolu³ ve hareket biçiminin farkl� yorumlan�³�temelinde ortaya ç�km�³ farkl�l�klar bulunsa da, hepsinin ortak görü³ü, budünyan�n maddi varl�§� ve maddenin hareketinin sonsuzlu§udur. Ne var ki,eski materyalist �lozo�ar�n da genel olarak, bu dünyay� yorumlamak ve aç�k-lamak bak�m�ndan idealist �lozo�ardan daha ba³ar�l� olduklar�n� söylemekmümkün de§ildir. Onlar�n çizdi§i dünya tablosunda, insan�n dünya üzerin-deki de§i³tirici, dönü³türücü devrimci etkisinin rolünü göremeyiz. Maddenin

75

Page 77: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

kendi ba³�na hareketinin her ³eyi yapmaya gücünün yetti§ini söylüyorlar, amabu gücü aç�§a ç�karan ve ya³anan dünyay� her gün yeniden yaratarak mad-deye ³ekil veren insan etkinli§ini görmüyorlard�. Onlara göre insan dü³üncesidenilen ³ey, maddenin bir salg�s�ndan ba³ka bir ³ey de§ildi ve madde kendiba³�na bilincin yarat�lmas�na yeterdi. Bu görü³, toplumlar�n hareketini, s�n�f-lar�n mücadelesini, teknolojinin ve bilimin geli³mesini, sanattaki ilerlemeleri,k�sacas� insan�n maddi hayat üzerindeki etkisini ve maddenin insan hayat�içindeki yerini aç�klamakta eksik ve yetersiz kal�yordu.

Karl Marks, idealist �lozo�ar�n ku³kusuz en büyü§ü olan Hegel'in bir ö§-rencisiydi ve onun idealist tarzda kurmu³ bulundu§u diyalektik mant�§�n yük-sek niteliklerini çok yak�ndan tan�yordu. Bununla birlikte idealist diyalekti§inyetersizliklerini ve özellikle maddi dünyan�n de§erini küçülten, insan�n etkin-li§ini ve s�n��ar mücadelesinin yerini karartan yönünü de görüyordu. Ça§�n�ndi§er bir büyük �lozofu olan ve materyalist sa�arda yer alan Feuerbach ise,diyalekti§i ihmal eden, kar³�l�kl� ba§�nt�l�k ilkesini gözard� eden tek yönlü birdü³ünce sistemine sahip olmakla birlikte, insan�n ve dünyan�n maddi birli§ikonusunda önemli görü³lere sahipti. Feuerbach materyalizmi s�n�rl� ve tutar-s�z olmas�na ra§men ilerici felsefeyi geli³tirmekte de§erli ba³ar�lar sa§lam�³t�.Karl Marks, 1845 y�l�nda, Feuerbach'�n temel tezlerini ele³tiren ve onlar�nbelli ba³l� eksiklikleri ile bunlar�n a³�lmas�n�n yollar�n� gösteren dü³ünceler-ini ifade eden �onbir tez� yazd�. Tezlerin ana �kri, devrimci maddi prati§intoplumsal hayatta oynad�§� rolün belirleyici oldu§uydu. Bir kez bu noktay�aç�§a ç�kard�ktan sonra, Marks, bütün eski materyalizmleri zihinde yarat�l-m�³ materyalizmler olduklar� için, idealizmi de maddi etkinli§i dü³ünceninkavramlar�na indirgedi§i için ele³tirmeye koyuldu.

Marks'�n idealizme kar³� ba³l�ca ele³tirisi, saf dü³üncenin dünyay� de§i³t-irmeye yetece§inin ileri sürülmesi noktas�ndayd�. �dealistler, teorik ele³tirinintoplumdaki e³itsizlik ve adaletsizli§i ortadan kald�rmaya yetece§i inanc�nday-d�lar. Buna kar³�l�k, Marks, aç�kça ³unu bildirdi: As�l olan devrimci pratik-ele³tiri'dir. Bu da yaln�zca devrimci faaliyet içinde bulunmakla gerçekle³ti-rilebilir. Çünkü önemli ve gerekli olan, insanlar�n dü³üncelerini de§i³tirmekde§il, bütünüyle, insanlar�n içinde ya³ad�klar� maddi varl�k ko³ullar�n� de§i³-tirmektir. Yaln�zca devrimci pratik süreç içinde insan hem kendisini, hem deçevresini de§i³tirebilir. Bu tezlerde, geçmi³ materyalizmlerin temel yan�lg�s�durumunda olan maddenin kendi ba³�na etkinli§i ve insan�n dönü³türücü fa-aliyeti d�³�nda bir nesnelli§in etkili oldu§u dünya tasar�m� y�k�l�yordu. �nsanile onun üzerinde çal�³t�§�, i³ yapt�§�, de§i³tirdi§i dünya aras�ndaki bütün du-varlar, yani ya dü³üncenin egemenli§i ya da insans�z maddenin belirleyicili§ibiçimindeki ay�r�c� ve yabanc�la³t�r�c� duvarlar y�k�l�yordu. Ya³ayan, dövü³enve de§i³tiren insan ile onun üzerinde faaliyette bulundu§u dünya bir ve ayn�

76

Page 78: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

maddi dünya olarak birle³tiriliyordu.

�³te diyalektik materyalizmi, di§er idealist diyalektik dü³ünce ak�mlar�n-dan ve meta�zik materyalist felsefelerden ay�ran ba³l�ca özellik buradad�r.Marks, idealist diyalekti§in büyük ustas� Hegel'in diyalekti§ini ele³tirir vekendi diyalektik yönteminin fark�n� aç�klarken ³öyle diyordu: �Benim diya-lektik yöntemim, Hegelci yöntemden yaln�zca farkl� de§il, onun tamkar³�t�d�r da. Hegel için insan beyninin ya³am süresi �ki Hegelbunu �Fikir�(�idea�) ad� alt�nda ba§�ms�z bir özneye dönü³türür�gerçek dünyan�n yarat�c�s� ve mimar� olup gerçek dünya, yaln�zca�Fikir�in d�³sal ve görüngüsel biçimidir. Benim için ise, tersine,�kir, maddi dünyan�n insan akl�nda yans�mas�ndan ve dü³üncebiçimlerine dönü³mesinden ba³ka bir ³ey de§ildir... Hegel'in elindediyalekti§in mistisizmle bozulmas�, ayr�nt�l� ve bilinçli bir biçimdediyalekti§in genel i³leyi³ biçimini ilk kez onun sunmu³ oldu§u ger-çe§ini örtmez. Mistik kabuk içerisindeki akla uygun özü bulmakistiyorsan�z, onun yeniden ayaklar� üzerine oturtulmas� gerekir.�[KAP�TAL, Almanca �kinci Bask�ya Önsöz: I. Cilt, sayfa 28. Sol Yay�nlar�]

�³te Marks, Hegel diyalekti§i ile olan ili³kisini böyle aç�klarken, Hegelcidiyalekti§in ayaklar� üzerine dikilmesi gere§ini ileri sürüyor ve oturtulaca§�taban olarak da insan�n maddi hayat dünyas�n� gösteriyordu. Böylece hemidealist (dü³ünceci) diyalektikten hem de meta�zik materyalizmden ayr�, on-lar�n bir birle³tirilmesi olmayan, her ikisinin de ele³tirisi üzerinde yükselmi³yeni bir �dünya görü³ü� kurulmu³ oluyordu.

Diyalektik materyalizm, do§ada, toplumda ve dü³üncede olup biten, de-vam eden bütün ili³kilerin, olaylar�n ve nesnelerin genel hareket yasalar�-n�n bilimi olarak, �evrensel iç ba§�nt�lar�n bilimi� olarak do§du ve karma³�k,düzensiz, hareketsiz gibi görünen dünyan�n ba§�nt�l� bir bütün halinde, çe-li³melerin çat�³mas� ve çözülmesi ile geli³en, hareket eden bir dünya olarakkavranmas�n� sa§lad�. Evrensel iç ba§�nt�l�§�n yasalar�n� ke³fetti, dü³ünce iledünya aras�nda bütün eski �lozo�ar taraf�ndan konulmu³ ayr�l�§a ve kar³�tl�§ason verdi. Dü³ünce ile varl�§�n maddi birli§inin temellerini gösterdi. Bütünbu ili³kileri, en genel ve temel yasalar halinde ifade etti.

77

Page 79: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 15

Niceli§in niteli§e, niteli§inniceli§e dönü³me yasas�

Her nesnenin, her olay�n kaplad�§� yer ve içerdi§i ö§eler bak�m�ndan bir bü-yüklü§ü, hacmi, yani ölçülebilir, say�labilir bir özelli§i vard�r. Ülkelerin nü-fuslar�, devlet bütçelerinin miktar�, insanlar�n boyu, ya³�, bir yolun saat yada kilometre olarak uzunlu§u, bir otobüsün h�z�, havan�n, suyun s�cakl�§�partinin üye say�s�, bir fabrikan�n i³ hacmi, üretim miktar�, çal�³ma saatleri-nin uzunlu§u-k�sal�§�, ücretler, sigorta kesintileri vs. Bu türden say�labilir veölçülebilir özelliklerdir ve her birine ait oldu§u olay�n ya da nesnenin nicel-i§i ad� verilir. Nicelik, olay�n ya da nesnenin incelenebilecek say�s�z yan�ndanyaln�zca bir tanesidir ve tek ba³�na ele al�nd�§�nda nesneyi ya da olay� tan�ma-m�za yetmez. Herhangi bir insan� tan�mak için boyunun kaç santim oldu§unubilmemizin yetmedi§i gibi... Bir nesneyi tan�mak demek, her ³eyden önce, onesnenin hangi niteliklere sahip oldu§unu, yani onu ne ise o yapan esas özel-likleri bilmemiz demektir. Genellikle nitelik özellikleri olarak adland�rd�§�m�zyanlar, say�larak ya da ölçülerek de§erlendirilemeyecek olan özelliklerdir. Ör-ne§in bir insan�n onurunu, sahip oldu§u namus duygusunu, kilo ile ya dametre ile ölçemeyiz. Bunun gibi, proletarya partisinin yaratt�§� gelenekleri,mücadelesinin de§erini ve etkisini de nicelik ölçüleriyle tan�mlayamay�z. Yal-n�zca etkiledi§i veya örgütledi§i insanlar�n say�s�na, yani niceli§ine bakarakda onun gücü ve temsil etti§i de§erleri tan�mlayamay�z. Böyle de§erlendir-melerde, nitelik özellikler önem kazan�r.

Fakat bir nesne ya da olay�n niceli§i ile niteli§i aras�nda daima s�k� birili³ki, birbirine dönü³me ve birbirini etkileme ili³kisi vard�r. Belli bir niceliks�n�r�n�n a³�lmas�, daima nitelikteki bir de§i³ikli§e yol açar ve nicelikle ifadeedilen özelliklerin bir nitelik dönü³ümünün unsurlar� haline geldi§i görüleb-

78

Page 80: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ilir. Örne§in çal�³t�§�m�z fabrika, bir zamanlar be³ yüz i³çinin eme§i ile üre-timi gerçekle³tirebilirken, ³imdi bu say� bine ç�km�³sa, fabrikan�n niteli§indebir de§i³ikli§in meydana geldi§ini dü³ünmemiz gerekir. Çok say�da i³çininayn� zamanda çal�³t�r�lmalar�, çal�³ma sisteminde bir de§i³iklik olmadan bile,emek-sürecinin maddi ko³ullar�nda bir devrime yol açar. Ya teknolojideki birgeli³me, ya da fabrikaya yeni bölümlerin eklenmi³ olmas�, fabrikan�n nice-lik özelliklerinde bir de§i³meye i³aret eder. Fabrikan�n de§i³ik bölümlerindeçal�³an arkada³lar�m�z aras�nda daha kali�ye olanlar�n say�s�n�n artmas� sonu-cunda, fabrika üretiminde nitelikçe �yani kalitece� bir de§i³iklik meydanageldi§inde, kaliteli i³çi say�s� ile kaliteli üretimin niteli§i aras�ndaki bu ili³kiyinicelikle nitelik aras�ndaki ili³ki olarak tan�mlayabiliriz.

Bir nesnenin ya da olay�n ta³�d�§� niceliksel özelliklerin artmas�n�n ya daazalmas�n�n olay�n yap�s�nda bir de§i³ikli§e yol açt�§�, böylece bir nesne yada olay�n bu iki yan� aras�nda bir ili³ki bulundu§u insanl�§�n çok eski za-manlar�ndan beri biliniyordu. Ne var ki, meta�zik tarzda dü³ünenler için buili³ki, yaln�zca yava³ yava³ büyüme veya uzun sürede evrilerek de§i³me olarakyorumlan�yordu. Nicelikteki de§i³melerin, ani ve h�zl� bir s�çrama ile de§i³ik-liklere yolaçabilece§i, bir ba³ka deyi³le, nicelikteki de§i³ikliklerin bir devrimile nitelik dönü³ümlerine yol açabilece§i ancak diyalektik tarzda dü³ünebilen-ler taraf�ndan görülebiliyordu. Meta�zik dü³üncede, do§ada ya da toplumdadevrimci tarzda dönü³ümlerin olabilece§i kabul edilmez. Her ³ey yava³ yava³ve kim bilir ne zaman de§i³ir!

Bin y�llard�r, insan toplumu bir çok defa bir üretim biçiminden di§erinegeçerek, bazan bu de§i³ikli§i zaman içinde ve evrimci tarzda, bazan da devr-imci tarzda de§i³ip dönü³erek ya³ad�. Günümüzün hakim biçimi olan kapital-izm de kendi içinde birçok evrim geçirdi, bazan içinde ta³�d�§� unsurlar�n nicelbirikiminin yolaçt�§� ³iddetli patlamalarla devrimci dönü³ümlere de u§rad�.Kapitalizm, kendine özgü çeli³meleriyle bo§u³arak, ³imdi de ya³amaya devamediyor. Bir yandan, onun en temel ve i�ah olmaz çeli³mesi olan, üretimin top-lumsal niteli§i ile üretim araçlar� üzerindeki mülkiyetin özel biçimi aras�ndakitemel çeli³me büyüyerek sürüyor, di§er yandan kapitalizmin bu çeli³meninyol açt�§� toplumsal patlamalar� ve muhalefeti bast�rmak için kulland�§� zoraraçlar�n�n, siyasi bask�n�n hacmi ve alan� geni³liyor. Gittikçe daha çok in-san i³siz, daha çok aile yoksul, daha çok i³letme harap hale geliyor. Di§eryandan kapitalist tekellerin karlar� günden güne büyüyor ve dünya üzerindeegemenlikleri alt�na ald�klar� ülke say�s� ve insan nüfusu art�yor. Her geçengün daha çok insan kapitalizmin çarklar� aras�nda sömürünün ve bask�n�nkurban� haline geliyor ve kapitalizmin bir yan�nda meydana gelen bu bü-yüme ve art�³, kapitalizmin güçlüklerini, çeli³melerini keskinle³tiriyor. Di§eryandan, kapitalistlerin kendi aralar�ndaki siyasi ve ekonomik çeli³me ve çat�³-

79

Page 81: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

malar da büyüyor ve keskinle³iyor. Büyüyen kar� bölü³me h�rs� ve rakipleriniyok ederek kendi büyümesini sa§lama sava³�, kapitalistleri birbirine dü³ürü-yor. Kapitalizm, yaln�zca kendi iç çeli³melerini art�r�p tehlikeli hale gelmeklekalm�yor, di§er yandan �kendi mezar kaz�c�s� olan� proletaryan�n sa�ar�ndada olumlu büyümeler ve art�³lar meydana getiriyor. Her ³eyden önce binlercei³çinin birarada çal�³t�§� büyük i³letmeler yaratmak, kapitalizmin kendi iste§id�³�nda büyük bir devrimci enerji birikimine ve yo§unla³mas�na yol aç�yor.Kapitalizm, tarihte ba³ka hiç bir üretim biçiminin sa§lamad�§� ölçüde, çoksay�da çal�³an insan�n örgütlü olarak biraraya gelmesini sa§lad�. Böylece top-lumun di§er bütün çal�³an insanlar�n� etkilemeye, kendi çevresinde hareketettirmeye yetenekli bir s�n�f�n do§mas� mümkün oldu. Kapitalizm, i³çilerinsay�s�n� art�rmakla da kalmad�, onlar�n birlikte i³ yapmas�n�n ve toplumsalüretimin en büyük parças�n�n onlar�n ellerinde toplanmas�n�n da yolunu açt�.Üretimi büyük çapl� toplumsal üretim haline getirerek, her emekçiyi kendiba³�na i³ yapar olmaktan ç�kar�p di§er bütün emekçilere ve toplumun herö§esini birbirine ba§lad�. Bu geli³meler, hem kapitalizmin bir toplumsal sis-tem olarak yerle³mesini sa§lad�, hem de onu y�karak yerine kendileri için yenibir toplumsal hayat biçimini, yani sosyalizmi kurabilecek y�§�nlar yaratt�. �uanda kapitalizm, biriktirip y�§d�§� bunca sorunun ve devrimci birikimin so-nu³lar�n� korkuyla bekliyor ve tedbirler al�yor. Çünkü, bütün bu sayd�§�m�zbirikimler ve büyümeler, yani kapitalizmin bünyesinde meydana gelen nicelikde§i³iklikleri, onun niteliksel olarak dönü³ebilmesinin ko³ullar�n� da yarat�-yor.

Ortaya ç�kard�§�, büyümesine ve ço§almas�na sebep oldu§u heryeni unsur,kapitalizmin içinde büyüyen ve onun dönü³mesi-y�k�lmas� için dayanak ola-cak olan hareketli ve canl� devrim sebepleri haline geliyor. Yaln�zca toplum-sal çapta de§il, bütün dünya çap�nda ve do§a üzerinde de kapitalizm, y�k�c�etkilerini art�rarak sürdürüyor. Denizleri, topra§� ve havay� her gün artanölçülerde kirleten, kapitalizmin bast�r�lmaz kar h�rs�d�r. �nsanlar, ya³ayabil-mek için ihtiyaç duyduklar� her³eye kapitalizm taraf�ndan el konuldu§unu,art�k kullan�lamaz ve yeniden yarat�lamaz bir biçimde tahrip edildi§ini, tü-ketildi§ini görüyor ve bunun ac�s�n� ve korkusunu ya³�yorlar. �imdi ³u soruyusorman�n zaman� gelmi³tir: Bütün bu y�k�ma, tüketime ve geri getirilemez ka-y�plara ne zaman ve kim taraf�ndan son verilecek? Kapitalizm, kendi kendinidenetleyebilir ve insanlar� sömürmeden, kendi kendini yemeden, dünyay� kir-letmeden, sular�, topra§� ve havay� kullan�lamaz hale getirmeden ya³ayabilirmi, yoksa onun bu canavarca sald�rganl�§� bir yerde kendi ba³�n� da belaya so-kacak m�d�r? Olumsuz anlam�nda bile, burada görülen gerçek, nicelikteki de-§i³melerin, bir nitelik dönü³ümüne yolaçmaya haz�rland�§� yolundad�r. Dün-yan�n bu h�zla kirletilmeye ve tüketilmeye devam etti§ini dü³ünürsek bir süre

80

Page 82: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

sonra art�k bugün elimizdeki nitelikleriyle henüz ya³anabilir durumda bulu-nan dünyan�n gelecekte bir gün ya³anamaz hale gelece§ini söyleyebiliyoruz.Olumsuz nicelik de§i³meleri, eninde sonunda dünyan�n niteli§inin olumsuzolarak de§i³mesine yol açacakt�r.

Kapitalizm, kendi varl�§�n� da bir niceli§in art�³�n�n sonucunda meydanagelen devrimci bir s�çramaya, devrimci bir nitelik dönü³ümüne borçludur.Para, bir mübadele arac� olarak insanlar taraf�ndan yakla³�k üç bin y�ld�rkullan�l�yor. Eskiden de elinde çok miktarda alt�n, gümü³ ya da bronzdan ya-p�lm�³ para bulunan zenginler vard�. Ama bunlar, ellerindeki paray� sermayeolarak kullanmak için gerekli tarihsel ko³ullarda ya³am�yorlard�. Deniza³�r�ticaret yapan tüccarlar, derebeyleri, krallar, padi³ahlar, ellerinde büyük mik-tarda para tutmalar�na ra§men, bugünkü kapitalistler gibi, bu paray� sermayeolarak de§erlendiremiyorlard�. Paran�n, ya da de§erli maddenin �alt�n�n,gümü³ün� sermaye haline gelebilmesi için, onu önce bir mala, bir ürüne çev-irecek olan ücretli eme§in gücüne ve eme§in sömürülmesinden ortaya ç�kacakolan art�-de§er üretimine ihtiyaç vard�r; sonra bu mal�n sat�lmas�yla tekrardaha çok paraya ya da k�ymetli madene çevirecek toplumsal ihtiyaçlar�n veili³kilerin bulunmas� gerekir. Paran�n üretim ve yeniden üretim arac�l�§�ylade§il de, sava³la, tefecilikle, ya§ma veya a³�r� vergiyle ço§alt�lmas�, onun ser-maye olarak kullan�lmas� demek de§ildir. Çünkü sermaye, derebeyinin ya daeski zaman tüccar�n�n paras�ndan farkl� olarak yaln�zca paradan ibaret de§il-dir. Makinalar, hammaddeler, üretim ya da depolama için kullan�lan binalar,yani k�sacas� üretim araçlar�n�n tümü sermayenin bir bölümünü te³kil eder.Sermayenin di§er bir bölümünü ise, emek gücünün sat�n al�nmas�nda kullan�-lan, yani i³çiye ücret olarak ödenen bölümü te³kil eder. Böylece, görülüyor ki,küpe t�k�l�p samanl�kta saklanan çok miktarda para ile, üretimde kullan�lanpara aras�nda önemli bir fark vard�r ve bu fark, paray� sermaye yapan farkt�r.Sermayenin özelli§i, kendisini sürekli olarak art�rabilmesindedir. Onu yaratan³ey, paran�n kendi niceli§ini sürekli art�rabilece§i ko³ullar� bulmu³ olmas�d�r.Bir ba³ka deyi³le, kendi niceli§inde bir birikim sa§layarak nitelikçe dönü³enpara sermaye halini al�r.

Nicelik birikimlerinin nitelik dönü³melerine yolaçmas�n�n pek çok örne-§ini, bilincimizde meydana gelen de§i³ikliklerde de görebiliriz. Bir zamanlaryaln�zca az ücret almaktan, hayat pahal�l�§�ndan yak�n�p duran bir i³çinin, ar-tan yoksulluk ve s�k�nt�lar içindeyken dü³üncelerinde de parça parça de§i³ikl-ikler meydana gelir. Kendisi gibi yüzbinlerce, milyonlarca insan�n yoksullu§uile az say�da burjuvan�n büyük zenginli§i aras�ndaki uçurumu sorgulamayabalad�§�nda, bunun önce �kaderin bir oyunu� oldu§unu dü³ünebilir. Kafas-�ndaki sorular ve kendince verdi§i cevaplar�n yetersizli§i ço§ald�kça, gerçe§ibulmak iste§i de ço§al�r. Bir gün küçük bir k�v�lc�m, kat�ld�§� bir mitingde

81

Page 83: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

duydu§u bir slogan, 1 May�s eylemi s�ras�nda omuz verdi§i bir arkada³�n�nküçük bir sözü, sorular�n�n ve çeli³melerinin ans�z�n ortadan kalkmas�na vekafas�n�n ayd�nlanmas�na yol açabilir. Bu t�pk�, güne³in alt�nda yava³ yava³�s�nan bir gaz tüpünün birazc�k daha �s�n�nca ans�z�n patlamas�na benzer. Is�-n�n niceli§i azar azar artm�³, sonunda öyle bir s�n�ra gelmi³tir ki, bir birimlikbir art�³ art�k patlay�p dönü³menin sebebi olmu³tur. Ama bu bir birimlikart�³tan önce, biriken ve yo§unla³an binlerce birimlik bir birikim gerekli-dir. Öyleyse, kafas�nda sorular�n ve çeli³melerin birikimine sahip olmayanbir s�radan i³çinin bilincinde de hiçbir k�v�lc�m hiçbir patlamaya-dönü³meyeyol açmayacakt�r. Demek ki, çeli³meleri yeterince olgunla³mam�³, birikimi vebüyümesi son s�n�r�na varmam�³ hiç bir geli³me, yani niceli§i yeterince vegerekti§i kadar artmam�³ hiç bir olay, nitelikçe s�çramaya u§rayamaz.

82

Page 84: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 16

Evrim ve devrim

Nicelik birikimlerinin a§�r a§�r ve zaman içinde gerçekle³mesi yoluyla mey-dana gelen de§i³ikliklere, diyalektik dilde �evrim� denir. De§i³menin birdenbire ve nitelikçe meydana gelmesine ise �devrim� denir. Meta�zikçiler ve ide-alistler, do§ada, toplumda ya da bilinçte, bu iki ayr� hareket biçiminin mut-lak olarak ayr� ayr� gerçekle³ti§ini ve birinin bulundu§u yerde di§erinin bu-lunmayaca§�n� dü³ünmü³lerdir. Bir ço§u da, bütün ilerleme ve de§i³meninyaln�zca nicelik birikimi yoluyla, yani yaln�zca evrim yoluyla gerçekle³ti§ini,do§ada, toplumda, bilinçte hiç bir zaman devrimci dönü³ümlerin bulunmad-�§�n� ileri sürmü³lerdir. Diyalektik, hareket içinde, hem nicelik de§i³imlerininhem de nitelik s�çramalar�n�n birlikte ve birbirlerini tamamlayarak gerçek-le³ti§ini ke³fetmi³tir. Diyalektik aç�s�ndan bu iki hareket biçimi aras�ndaki³u ili³ki kesindir: Evrim olmaks�z�n bir devrimin olabilmesi imkan� olmad�§�gibi, bir devrime yol açmaks�z�n evrimin devam edip gitmesi de imkans�zd�r.Ancak görünü³te bunlar birbirlerinden farkl� yap�lar ve farkl� zamanlarda ger-çekle³en özellikler gösterse de, aralar�nda olu³ ve gerçekle³me bak�m�ndan birayr�l�k da yoktur. Yani geli³me ve hareket, önce uzun bir evrim sürecindengeçer sonra da bir devrimle nitelik dönü³ümüne u§rar denilemez. Geli³meninve hareketin her noktas�nda, devrim ve evrim birarada ya³an�r. Yaln�z hare-ketin o andaki karakterinin bir devrimci dönü³me mi, yoksa evrimci birikimdönemi mi oldu§u, bu hareketin sürecin ya da nesnenin niteli§ini de§i³ti-rip de§i³tirmedi§ine, ya da hangisi için gerçek imkanlar ta³�d�§�na bak�laraksöylenir.

Dünya i³çi hareketi, birçok evreden geçerek bugünkü durumuna geldi.Ba³lang�çta, basit i³çi birlikleri halinde ve eski dönemlerden kalma lonca ör-gütlerinin bir devam� biçiminde olan i³çi dayan�³ma birlikleri, ³ekilsiz daya-n�³ma sand�klar� arac�l�§�yla mücadelelerini destekleyecek güçler bulabiliyor-

83

Page 85: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

lard�. Sonra sanayinin ilerlemesiyle, büyük ölçekli i³bölümünü ayn� zamandabüyük ölçekli elbirli§ine çeviren üretim birimleri kuruldu. Bu birikim, bugeli³me, i³çi s�n�f� örgütlenmelerinde ve onlar�n mücadelelerinde, nitelikçe ge-li³melere yol açan devrimci s�çramalara sebep oldu. �³çiler, önce sendikalar�yaratt�lar. Sendikalar, hiç ku³kusuz, eski dönemden kalma, basit ve ko³ullarauygun dü³meyen örgüt biçimlerinde göre devrimci bir s�çrama, bir nitelikdönü³ümüydü. Uzun y�llar, i³çiler, sendikalar etraf�nda örgütlenmenin kar-³�la³t�klar� her sorunu çözmeye yetece§ini sand�lar. Ancak mücadelenin yal-n�zca düzen içinde baz� düzeltmeler yapmakla s�n�rl� kalamayaca§�n� ve i³çis�n�f�n�n siyasi iktidar� ele geçirerek toplumu yeni ba³tan bütünüyle yenidenörgütlemeleri gerekti§i anla³�lmaya ba³lay�nca i³çilerin sosyalist, komünistpartilerinde birle³meleri ve yeni örgüt biçimleri bulmalar� gerekti ve bu yenibir devrimci s�çrama noktas� olu³turdu. Ancak i³çi s�n�f�n�n içinde bulundu§utoplam toplumsal ko³ullarda henüz bir nitelik de§i³ikli§i söz konusu de§ildi vekapitalizm kendi içinde geli³meye, kendi niteli§ini bulmaya çal�³�yordu. Yani,genel bir evrim karakteri gösteren geli³menin içinde, küçük küçük devrimcis�çramalar ya³an�yor ve bunlar toplam niteli§in de§i³mesi için yeterli olmasabile, birikimin ve geli³menin h�z�n� artt�r�yordu. Yaln�zca i³çiler de§il, kapi-talistler de ayn� dönem boyunca, birçok devrimci geli³me ya³ad�lar. Buharlaçal�³an makinalar�n büyük ölçekli sanayide sermaye haline gelmesi, bankac-�l�k sistemlerinin do§mas� ve kredi kurumlar�n�n tefeci banker kurumlar�n�nyerini almas�, sonra da banka ve sanayi sermayelerinin birle³erek �nans kap-ital biçimin almas�, kapitalizmin kendi içinde ya³ad�§� s�çramalard�r. Böylecegörülür ki, her evrimci geli³menin içinde, bu geli³meyi sürekli güçlü ve iler-letici k�lan devrimci s�çrama anlar� vard�r ve bunlar olmaks�z�n, kendi ba³�nanicelik birikimleriyle hiç bir gerçek ilerleme sa§lanamaz. E§er evrimci geli³mebiçimi, kendi içinde kendisinin bu niteli§ini de§i³tirmeyen küçük devrimci an-lar ya³amam�³ olsayd�, nicelik birikimi bir ilerlemeye ve evrime de§il, yaln�zcabüyümeye, hacimce ³i³meye ve say�ca ço§almaya yolaçard� ki, bu da hiç birzaman bir evrimin nas�l olup da bir devrimle tamamland�§�n� aç�klayamazd�.Bu, gerçek anlam�yla, evrim ve devrim süreçlerinin içiçe ya³anmas� demektir.

Ancak s�n��ar aras�ndaki politik mücadele, evrim ve devrim dönemlerinibirbirinden ay�rt etmek, evrimci birikim ve a§�r de§i³im ko³ullar�yla, devr-imci s�çrama anlar�n� birbirine kar�³t�rmamak ve birinde geçerli olan taktikve örgütlenme biçimlerini, plan ve programlar� di§erinde uygulamaktan sa-k�nmak gerekir. Yani evrim süreçlerinin içinde devrimci s�çrama anlar�n�nbulunmas�, evrim ve devrim süreçlerinin bir ve ayn� ³eyler oldu§u anlam�nagelmez. Evrimci ve devrimci geli³me dönemlerinin birbirinden ayr�lmas�, bi-zim iste§imiz, bizim irademiz içinde olan bir ³ey de§ildir. Bir toplumsal süreç,içinde devrimci geli³me anlar�n� ve küçük çapl� patlamal�-s�çramal� ilerleme

84

Page 86: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

biçimlerini gösterse de, esas karateri bak�m�ndan henüz nicel birikim, evr-imci geli³im a³amas�nda ise, burada o küçük devrimci s�çramalara bak�larakbir devrim döneminin geldi§ine hükmedilemez. Ne var ki, devrimci bir parti,evrimci geli³me a³amas�nda da, ilerlemeyi h�zland�ran, geli³menin do§as�nauygun ve y�§�nlar taraf�ndan benimsenip tekrarlanabilen devrimci eylemlerkoymaktan geri durmaz. Bizim ülkemizde çok yozla³t�r�lm�³ bulunan �devr-imci eylem� kavram�, yerinde ve do§ru kullan�ld�§�nda, toplumsal geli³meninönünü açan, ona yeni imkanlar sunan ve kitlelerin birikmi³, bilinçlilik ve ör-gütlenme sorunlar�na çözümler getiren bir rol oynayabilir. Böylece devrimciparti, henüz bir evrim dönemi ya³ad�§� gerçe§ini bir an bile gözard� etmeden,ama böyle bir süreç içinde de devrimci s�çrama imkanlar�n�n bulunabilece§igerçe§ine dayanarak kendi yolunu çizer. Çünkü o ³unu bilir: evrimci birikimdenilen ³ey, niteli§i hiç de§i³meyen birimlerin say�ca art�³� demek de§ildir.Aksine, niteli§i farkl�la³an birimlerin niceli§inin, toplam niteli§in de§i³mes-ine elverecek ölçüde artmas� demektir. Bir toplumda, devrimci i³çi örgütleri,yani s�radan i³çi örgütlerinden nitelikçe farkl� yeni tipte örgütler ne kadarço§al�rsa, devrimin imkanlar� o kadar artm�³ demektir. Gene bir toplumda,sosyalizmin ön biçimlerini az çok içinde ta³�yan büyük sanayi kurulu³lar� vebüyük toprak i³letmelerinin say�s� ne kadar çoksa, yani niteli§i farkl�la³m�³birimlerin niceli§i ne kadar ço§alm�³sa, toplam nitelik dönü³ümü için o ka-dar fazla imkan var demektir. Bir de tersini dü³ünelim. Niteli§i ayn� kalanörgüt ya da i³letme birimlerinin say�s�n�n kat kat artmas�, hangi de§i³iklikiçin zemin haz�rlar? Niteli§i ayn� kald�kça, birimlerin say�s�n�n ço§almas�n�nnicelikten niteli§e geçi³ için bir manas� yoktur. Bir i³letmedeki i³çilerin sa-y�s�n�n artmas�, tek ba³�na o i³letmenin niteli§ini de§i³tirmez. �³çi say�s� ilebirlikte, fabrikan�n i³letme sisteminde, makinalar�n�n kalitesinde ve teknolo-jinin derecesinde de bir yükselme varsa, yani artan ³eylerin niteliklerinde debir de§i³iklik varsa, i³letmenin niteli§i �kalitesi� de§i³ir. Niteli§i ayn� kalanunsurlar�n say�ca artmas�, büyümesi ya da geni³lemesi, tek ba³�na ne kadarbüyük olursa olsun, nitelikçe bir s�çrama için yeterli de§ildir ve asl�nda hiçbir zaman yaln�zca nicelik art�³� diye bir ³ey sözkonusu olamaz.

85

Page 87: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 17

Kar³�tlar�n birli§i ve mücadelesi

Geli³me ve ilerlemenin bir nitelikten bir ba³ka niteli§e geçi³ anlam�na gel-di§ini gördük. Ama bu s�çramal� ilerleme hareketinin yaln�zca nicelik bir-ikimlerinin bir sonucu oldu§u anlam�na gelmez. Devrimci s�çrama yoluylailerlemede rol oynayan bir ba³ka fakat temel hareket biçimi, kar³�tlar aras�n-daki mücadeledir. Toplumsal geli³me, bir yandan kendi unsurlar�n�n nicelikçeart�³ ve nitelikçe zenginle³melerine sahne olurken, bir yandan da artan ve de-§i³en unsurlar�n birbirlerine kar³�t geli³en e§ilimleri aras�ndaki mücadeleyi deya³ar. Ve kar³�t e§ilimlere, kendilerine ait ve birbirine kar³�t programlara vetoplumsal hede�ere sahip olan bu unsurlar aras�ndaki mücadele, yani s�n�fmücadelesi, toplumun devrimci tarzda dönü³mesinin ve nitelik s�çramas�nau§ramas�n�n esas sebebidir ve esas kayna§�d�r.

Ya³ad�§�m�z her olay, tan�k oldu§umuz her geli³me ya da üzerinde i³ yap-t�§�m�z, de§i³tirmeye bir ba³ka ³ey haline sokmaya çal�³t�§�m�z her nesne,bize önce bir kar³�tl�§�n birli§i olarak görünür. Her olayda, her nesnede, herdü³üncede, o olay�n, nesnenin, ya da dü³üncenin geli³mesine, daha ileri vedaha de§i³ik bir nitelik kazanmas�na yol açan bir mücadele, bir iç çeki³me vefarkl�la³ma vard�r. Bir dü³ünceden bir ba³ka dü³ünceye, kendi içinde çat�³-madan, farkl� dü³ünceler aras�nda bir mücadele ya³amadan geçmek mümkünde§ildir. Bir nesneyi de§i³tirmeye koyuldu§umuzda, kendisinden yeni bir ürünç�karmak üzere bir hammaddeyi elimize ald�§�m�zda onunla bir çat�³maya gi-reriz. Nesnenin bize direnen, bizim isteklerimize ve amaçlar�m�za kar³� koyanbir yan� vard�r ve onun direni³ini k�rmak ve istedi§imiz biçime sokmak içinkol gücümüzden ba³ka araçlar� da kullanmak zorunda kal�r�z. Odunu testereile keser, demiri çekiçle döveriz. Pamu§u iplik haline getirmek için birçoka³amadan geçerek ad�m ad�m ilerleriz ve her ad�mda pamu§un isteklerimizdo§rultusunda de§i³mesi için yeni i³lemler yapar, yani onunla bizim hede�e-

86

Page 88: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

rimiz aras�ndaki bir çeli³meyi çözeriz.

Toplumun hayat�n�n da çeli³melerle ve birbiriyle çat�³an güçlerle örüld-ü§ünü görürüz. Birbirine kar³� duran ve kendi amaçlar�n� kendileri için ger-çekle³tirmek isteyen farkl� toplumsal s�n��ar aras�nda her biri kendi amac�n�gerçekle³tirmek üzere di§erinin üzerinde egemenlik kurmak için sava³t�klar�bir mücadele ya³and�§�na tan�k oluruz. Diyalektik, geli³menin ve ilerlemeninkayna§�nda nesnelerin, olaylar�n ve dü³üncelerin içindeki çeli³menin belirle-yici bir rol oynad�§�n� ke³fetmi³ ve böylece, meta�zik dü³ünce sistemlerindenfarkl� olarak olaylar�n ve nesnelerin kendi hallerinde ve çat�³mas�z bir biçimdede§il, içlerinde ta³�d�klar� çeli³melerin ve d�³lar�nda kendilerine kar³� duran,onlarla çat�³an ba³ka çeli³melerin çat�³arak ve �sava³arak� etkili oldu§u birsüreçte de§i³ti§ini ve dönü³tü§ünü göstermi³tir. Her canl�, kendi ölümünüiçinde ta³�r. Bebek, daha do§du§u andan itibaren ölmeye, ölümün unsurlar-�n� içinde ta³�maya ba³lar. Eski ile yeni aras�nda, yeninin kendi içinde eskininunsurlar�yla yeninin özellikleri aras�nda, varolan her ³eyin kendi içinde vebütün varl�klar�n kendi aralar�nda bitmez tükenmez bir çeli³me ya³an�r. Veilerleme, daima bir çeli³menin yeni olan�n lehine ve eskinin zarar�na çözülmesiile olur. Bu bak�mdan, büyük devrimci ve diyalekti§in ustas� Lenin, �geli³mekar³�tlar�n mücadelesidir� demi³tir. Kar³�tl�k, yani birbirine kar³� geli³me veilerleme do§rultular� bulunan unsurlar aras�ndaki çeli³me, hayat�n her belir-tisinde, ya³ad�§�m�z her olayda ve tan�d�§�m�z bütün insanlarda vard�r. Amaçeli³enlerin bu birarada bulunmalar� ve birbirlerini yok etmeden birlikte ya-³ayabilmeleri uzun sürmez. Kar³�tlar�n birli§i geçici, mücadelesi ise süreklidir.

Toplumu devrimci tarzda de§i³tirmek isteyen i³çi s�n�f�n�n ve onun dev-rimci komünist partisinin, kar³�tlar�n mücadelesi yasas�ndan yararlanmas�esast�r. Toplum hangi unsurlardan olu³maktad�r, bunlar aras�ndaki çeli³melernelerdir ve çeli³en bu unsurlardan hangisi ilerlemeyi, geli³meyi temsil ediyor,hangisi geri olan� ve ölmekte olan� temsil ediyor? �leriyi temsil eden unsur-larla yak�n duran ve eskiye, çürümekte, y�k�lmakta olana kar³� olan, onunlaçeli³en ba³ka hangi güçler ve unsurlar vard�r? Bu de§i³ik unsurlarla i³çi s�n�f�aras�nda ayr�ca bir çeli³me var m�d�r, varsa bu çeli³me hangi yöntemlerle vehangi araçlarla ne biçimde çözülmelidir? Bütün bu sorular�n cevab�n� do§ruveren bir devrimci parti, toplumsal devrimin bir plan�n� kolayca ve ba³ar�l�bir ³ekilde yapmaya haz�r demektir. E§er toplumsal hayat� çeli³mesiz, birbir-ine kar³� duran ve birbirleriyle ç�karlar� çat�³mayan unsurlar�n uyumlu birli§iolarak görürsek, devrimi hangi gücün hangi di§er güçlerle ne tarzda birle³erekgerçekle³tirece§i gibi bir soru da akl�m�za gelmez. Bundan dolay�, toplumadevrimci bir tarzda bakmak demek, onu kaç�n�lmaz olarak bir de§i³ime göt-ürecek olan çeli³meleri bulmak demektir.

87

Page 89: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bu yüzden burjuvazi, sürekli olarak ya³ad�§�m�z toplumda �s�n�f çeli³mele-rinin� bulunmad�§�n�, birlik ve beraberlik içinde ya³ayan bir ulus oldu§umuzupropraganda eder. E§er i³çilerle burjuvalar aras�nda ufak tefek sürtü³meleroluyorsa, bunlar �aile içindeki normal tats�zl�klar� olarak tan�t�l�r. Ya³anançeli³menin emekle sermaye aras�nda bir çeli³me oldu§unu ve bu çeli³meninkutuplar� aras�ndaki mücadelenin geçici ve gündelik bir mücadele olmay�pdünyay� de§i³tirecek güce sahip temel ve kal�c� bir çeli³me oldu§unu gizle-meye çal�³�r. Oysa, bilinçli her i³çi, diyalekti§in evrensel yasalar�ndan biriolan �kar³�tlar�n birli§i ve mücadelesi� yasas�n�n, kar³�tlar�n birli§inin geçici,mücadelesinin esas oldu§unu bildiren hükmüne dayanarak, burjuvazi ile ara-s�ndaki mücadelenin, �aile içindeki bir tats�zl�k de§il, de§i³mez, kaç�n�lmaz,zorunlu bir kavga oldu§unu bilir. [t�rnak?] Bugün ücretler, sigorta primleri,fabrikada i³ ko³ullar�n�n düzeltilmesi, daha çok sosyal hak, daha çok i³ güven-cesi gibi taleplerle kendisini gösteren bu mücadelenin, özünde emekle sermayearas�ndaki uzla³t�r�lamaz, bast�r�lamaz çeli³menin bir belirtisi oldu§unu bilir.Bu çeli³menin, kapitalizmin üretim araçlar� üzerindeki özel mülkiyeti kuranve böylece de kendi yaratt�§� toplumsal üretimle çeli³en düzeninin bir sonucuoldu§unu görür ve çeli³menin ortadan kald�r�lmas� için yaln�zca ücretlerinyükseltilmesinin, çal�³ma ko³ullar�n�n iyile³tirilmesinin yetmeyece§ini görür.Temeldeki çeli³menin ortadan kald�r�lmas� ve s�n��ar aras�ndaki kavgan�n sonbulmas� için, i³çi s�n�f� burjuvazinin s�n�f iktidar�na, üretim araçlar� üzerin-deki özel mülk sahipli§ine yani burjuvazinin bir s�n�f olarak varl�§�na sonvermek ve üretimin toplumsal yap�s�na uygun olarak mülkiyet üzerinde detoplumsal bir sistem kurmak zorundad�r.

Çeli³melerin do§as� hakk�ndaki diyalektik bilimi, burjuvazinin çok eskizamanlardan beri ileri sürdü§ü, uyum içinde birarada ya³ama ve çeli³me-siz varolu³ görü³lerine tam anlam�nda kar³�t oldu§u için devrimcidir. Çünküde§i³tirici eylemin, toplumu dönü³türme faaliyetinin ana halkas�n�n neredebulundu§unu, içinde ya³anan toplumun zay�f ve çürüyen noktalar�n�n neleroldu§unu ve hangi güçleri bu zay�f noktaya sevkedece§ini devrimci i³çi s�n-�f�na gösterecek olan bu bilimdir. E§er çeli³me yoksa, yani e§er yap� kendiiçinde uyumlu, birle³ik ve mücadelesiz ya³amaya yetenekliyse, aç�kt�r ki onude§i³tirmek de imkans�zd�r. Fakat gerçek böyle midir? Toplumun bütünüyleç�karlar� birbirine kar³�t s�n��ara bölündü§ünü ve ³imdiki ili³kiler devam et-tikçe bu çeli³melerin çözülmesinin imkans�z oldu§unu herkes görüyor. Ücret-lerde bir parça art�³ sa§lamakla, ya da sosyal konutlar yapmakla i³çi s�n�f�n�n,emekçi köylülü§ün yoksullu§una son vermek mümkün mü? Farzedelim ki, budüzen her i³çiye bir ev, bütün çocuklara okuma imkan� ve herkese sa§l�kl� ya-³ama ko³ulu sa§lad�: o durumda bile, bütün bu sa§lanan imkanlar i³çi s�n�f�-n�n eme§inin sömürülmesine dayanmayacak m�? Harcanan her kuru³ i³çilerin

88

Page 90: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

s�rt�ndan ç�kar�lan art�-de§erin bir k�sm� olmayacak m�? �u halde, kapitalisttoplumun varolmaya devam etti§i ko³ullarda, yani i³çilerin art� de§er sömü-rüsünden kurtulmad�klar� bütün ko³ullar alt�nda, ya³ama ko³ullar� ne kadaryüksek olursa olsun, i³sizlik tehlikesi ne kadar giderilmi³ bulunursa bulunsun,kavgan�n, s�n�f mücadelesinin kayna§� kurutulmu³ olamaz. Çeli³ki, çeli³en ku-tuplar varolmaya devam etti§i sürece varl�§�n� korumaya ve toplumsal hayatiçinde etkili olmaya devam edecektir. Bu kuraldan ³u sonuç ç�kar: s�n��ara bö-lünmü³ bütün toplumsal sistemlerde, birbiriyle mücadele eden güçler aras�n-daki kavgan�n nihai bir tek çözümü vard�r; o da s�n��ar�n ortadan kald�r�ld�§�yeni bir toplumsal sisteme geçmek. Burjuvazi, i³çi s�n�f� olmadan ya³ayamaz.Çünkü onun varl�§�, ba³ka hiç bir ³eye de§il, i³çilerin sömürülmesine ba§l-�d�r. Canl� emek sömürüsü olmadan kapitalistlerin varl�klar�n� sürdürmeleriimkans�zd�r. Ama i³çiler, burjuvalar olmadan ya³ayabilirler. Üretim araçlar-�n�n mülkiyetini toplumsal mülkiyet haline getirdiklerinde, art�k ba³lar�ndabir patron olmaks�z�n, üretimi kendileri ba³arabilirler ve bunun yak�n tarihteya³anm�³ pek çok örne§i vard�r. Hatta sosyalist bir düzene geçmeden öncebile, devrimci kalk�³ma dönemlerinde, i³çiler fabrikalara, ocaklara elkoyarakkendi ba³lar�na üretimi planlayabileceklerini, hammadde temini için kendianla³malar�n� yapabileceklerini göstermi³lerdir. Bunlar, k�sa süreli ve ancakdevrimci dönemlerde gerçekle³en olaylar olsa da �patronsuz bir dünya�n�nmümkün ve ba³ar�labilir oldu§unu kan�tlayan olaylard�r.

89

Page 91: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 18

Antagonist ve antagonist olmayançeli³meler

Çeli³melerin farkl� yap�larda olmas� onlar�n çözümü için kullan�lan yöntemle-rin ve araçlar�n da farkl� olmas� sonucunu do§urur. Bu bak�mdan farkl� türdençeli³melerin çözülmesinde ayn� araçlar kullan�lmaz ve böyle bir yanl�³l�k, çel-i³menin çözülmesinden ziyade bozulmas�na veya yap�n�n de§i³tirilmek istenentürden daha farkl� bir biçimde ve istedi§imiz ³ekilde de§i³mesine yol açabilir.Bu yüzden bir çeli³menin hangi türden oldu§unu saptamak son derece önem-lidir. Diyalekti§in büyük ö§retmenleri, çeli³melerin esas olarak iki ana türdenolabilece§ini söylemi³lerdir. Bu türler ³unlard�r: Uzla³t�r�labilir çeli³meler veuzla³maz çeli³meler. Uzla³maz çeli³melere, bilim dilinde �antagonist çeli³me�denir.

�Antagonist� yani uzla³t�r�lamaz çeli³meler, ancak çat�³ma yoluyla ve herkutuptan birinin ortadan kald�r�lmas�yla çözülebilecek türden çeli³melerdir.Örne§in burjuvazi ile i³çi s�n�f� aras�ndaki çeli³me böyle bir çeli³medir ve çat-�³mal� biçimler almaks�z�n çözülebilir olmaktan uzakt�r. �³çi s�n�f� ile burjuvaziaras�ndaki çeli³me, ancak kapitalist s�n�f�n siyasi iktidardan uzakla³t�r�lmas�ve üretim araçlar� üzerindeki özel mülkiyetine son verilmesiyle çözülebilir.Bu, burjuva s�n�f�n�n varl�k ko³ullar�na son vermek, bu anlamda da onu s�-n�f olarak ortadan kald�rmak demektir. Ba³ka türlü çözülemeyecek olan butürden çeli³melere uzla³t�r�lamaz, ya da antagonist çeli³meler denir. Siyasimücadelede, art�-de§er sömürüsü üzerine kurulmu³ toplumsal yap�n�n anas�n��ar� aras�ndaki çeli³menin �antagonist� oldu§unu tespit etmek çok önem-lidir. Çünkü, bu gerçe§in inkar�, reformcu görü³lerin geli³mesine yol açar.Oportünistler ve revizyonistler, özellikle günümüzde olup bitenlere bakarak,dünya çap�nda burjuvazi ile i³çi s�n�f� aras�ndaki çeli³menin art�k yumu³a-

90

Page 92: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

d�§�n�, burjuvazinin i³çi s�n�f�yla gittikçe yak�nla³t�§�n� ve sömürü mekan-izmas�n�n kapitalizmin ilk dönemlerindeki gibii³lemedi§ini ileri sürüyorlar.Antagonizman�n yok oldu§unu ileri sürerek, s�n��ar aras�nda bir uzla³ma po-litikas�n�n izlenmesini ve i³çi s�n�f� ile burjuvazinin bar�³ içinde ya³amas�n�ö§ütlüyorlar. Sömürünün inkar edilmesi demek olan bu politikalar tamameni³çi s�n�f�na ve emekçi s�n��ara kar³�d�r. Diyalekti§in bu kural�n�n iyice bil-inmesi ve sosyal ve siyasi hayatta uygulanmas� i³çi s�n�f�n�n kendi durumu-nun bilincinde olmas�n� sa§layacak ve di§er emekçi s�n��ara kurtulu³ yolunugöstermesi için kuvvet verecektir. Antagonist çeli³meler, s�n��ara bölünmü³olman�n bir sonucudur ve ç�karlar� kar³�t s�n��ar varoldukça toplumsal yap�y�belirlemeye devam edeceklerdir.

Fakat küçük mülk sahibi köylülük ya da küçük emekçi zanaatkarlarlai³çiler aras�ndaki çeli³me, antagonist de§il, uzla³t�r�labilir ve çat�³mas�z olarakçözümlenebilir çeli³melerdir.

Mülk sahibi s�n��arla i³çi s�n�f� aras�nda, yani mülksüz, üretim araçlar�üzerinde mülkiyet hakk� bulunmayan i³çi s�n�f� aras�ndaki çeli³me, genel ola-rak uzla³maz bir çeli³me olu³turmas�na kar³�l�k, özellikle sosyalist devrim-den önceki dönemlerde, küçük mülk sahiplerine i³çi s�n�f�n�n bak�³� farkl�-d�r. Küçük mülk sahipleriyle büyük mülk sahipleri, uluslararas� kapitalist-ler, i³çi s�n�f�n�n gözünde ayn� olamazlar. �³çilerin önderlik edece§i bir devr-imde, küçük mülk sahibi olmakla birlikte kendi eme§iyle geçinen insanlar�nolu³turdu§u s�n��ar, i³çilerin toplumsal gücünün bir parças�n� olu³tururlarve büyük kapitalistlerin az�nl�k iktidar�na kar³�, i³çi s�n�f�, emekçi köylülükve zanaatkarlarla birlikte hareket eder. Onlar�n da kapitalizmin tekelci biçi-minden zarar gördüklerini, gittikçe yoksulla³t�klar�n� ve tekelci kapitalistlertaraf�ndan yokolma, mülklerini kaybetme tehlikesi ile kar³� kar³�ya b�rak�ld-�klar� için i³çilerin devrimci at�l�mlar�n� desteklemeye istekli olduklar�n� bilir.1989 Mart-Nisan i³çi eylemleri s�ras�nda, gerek küçük esnaf, gerekse üreticiköylülük, i³çilerin eylemlerini kendi sorunlar�na da bir çözüm getirebilece§iumuduyla çe³itli biçimlerde desteklediler. A³�r� kar h�rs�yla hareket eden vebu yüzden halk�n büyük ço§unlu§unu hem ekonomik bak�mdan ezen, hemde karlar�n�n devam� için siyasi iktidarlar�n� bask� arac� olarak kullanarakkar³� ç�k�³lar� engellemeye çal�³an tekelci kapitalistler kar³�s�nda, yaln�zca busömürünün en yak�n muhatab� olan i³çi s�n�f� de§il, çal�³an halk�n tamam�mücadele iste§i içindedir. Bu da göstermektedir ki, halk ile tekelci burjuvazive onun ekonomik ve siyasi destekçisi olan uluslararas� emperyalizm aras-�nda derin bir çeli³me bulunmaktad�r. Fakat, küçük mülk sahibi köylülük veküçük esnaf, kendi s�n�f tabiat� gere§i özel mülkiyetin ilgas� demek olan sos-yalizm kar³�s�nda çekingendir ve bu yüzden hede� sosyalizm olan i³çi s�n�f�ile onlar aras�nda da bir çeli³me vard�r. Buna ra§men, i³çi s�n�f�, kendi kur-

91

Page 93: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

tulu³u için mücadele ederken, hasm�n�n kar³�s�nda bulunan bu büyük kitleyihesaba katmal�, kendi kurtulu³lar�n� i³çilerin kurtulu³una ba§lamak isteyen,ya da en az�ndan kurtulurlarsa i³çilerle birlikte kurtulacaklar�n� dü³ünen halkkitlesinin taleplerini do§ru de§erlendirmelidir. Çünkü sözkonusu çeli³me, bua³amada antagonist bir çeli³me de§ildir.

�³çilerin devrimci komünist partisi, devrim program� yaparken, bu çeli³-meyi gözönüne al�r. Yani kimler aras�nda uzla³maz bir çeli³me vard�r, kimleraras�ndaki çeli³meler uzla³abilir niteliktedir, bunlar� ay�rt eder. Birle³ebilecekolanlar� en geni³ bir cephede birle³tirip kar³�s�ndaki hede�n gücünü küçült-ürken kendi gücünü artt�r�r.

Sosyalizmde, s�n��ar aras�ndaki uzla³maz kar³�tl�klar yok edilmi³ olacak-t�r. Bu yüzden Lenin, �Antagonizma ile çeli³me asla ayn� ³ey de§ildir; bunlar-dan birincisi sosyalist toplumda kaybolacak, ikincisi ise kalacakt�r� demi³tir.Çünkü antagonist olmayan çeli³meler, yaln�zca toplumsal s�n��ar aras�nda de-§il, örne§in üretim ile tüketim aras�nda, ekonominin çe³itli i³kollar� aras�nda,üretici güçlerin çe³itli geli³me ihtiyaçlar� ile eldeki imkanlar ve yönetim ³ekil-leri aras�nda vs. vs. varolmaya ve çözüm bekleyen çeli³meler olarak toplumsalhayat� etkilemeye devam edeceklerdir. Halk�n çe³itli tabakalar� aras�nda, i³çi-lerle köylüler aras�nda, k�r ve kent aras�nda, kafa eme§i ile kol eme§i aras�ndabir çeli³me varolmaya devam edecektir. Fakat bu çeli³melerin hiçbiri, çeli³en-lerden bir taraf kar³� devrim ya da uluslararas� emperyalist burjuvazi taraf-�ndan örgütlenip politik bir araç olarak kullan�lmad�kça, antagonist çeli³mehalini almayacakt�r.

Önceki bölümde, yeryüzündeki her olay ve nesnenin birbirine ba§l� ol-du§unu, böylece dünyan�n bir bütün olu³turdu§unu söylemi³tik. Çeli³kilerinvarl�§�, bütünlü§ün ortadan kalkmas� demek de§ildir. Bütün, kendi içindeçeli³meli olabilir ve bu onun hareket etmesini sa§lar. Ancak çeli³me bütüneyaln�zca hareket kazand�rmaz: onun ne yönde hareket edece§ini ve ileride na-s�l bir biçim alabilece§ini de tayin eder. Önemli olan, dünyay� ³imdi varoldu§ubiçimden bir ba³ka biçime, toplumsal ili³kileri bir ba³ka ili³ki biçimine dön-ü³türmek için hareket eden s�n�f�n, bu bütünlü§ün do§as�n� kavrayabilmesi,içindeki çeli³meleri do§ru de§erlendirerek bunlar üzerinde i³lem yapabilmes-idir. Ba§�nt�l� bir bütün oldu§unu bildi§imiz dünya üzerinde çeli³en kutuplararas�nda do§ru bir de§erlendirme yaparak etkisini ve gücünü çeli³melerindevrimci ve ilerletici tarzda çözülmesine yöneltmi³ bulunan s�n�f, dünya üze-rindeki bütün ili³kileri etkileyecek sonuçlar elde etmeyi de ba³aracakt�r. Her³ey birbirine ba§l�ysa ve her de§i³iklik bütünün di§er parçalar�nda da de-§i³iklik meydana getiriyorsa, i³çi s�n�f� elindeki diyalektik bilimini kullanarakdo§ru politikalar in³a etmeyi ve bütün dünyada burjuvazinin egemenli§ine

92

Page 94: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

son vererek, dünyay� i³çilerin bütünsel dünyas� haline getirmeyi ba³aracak-t�r.

93

Page 95: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 19

Objektif ve sübjektif

Ancak, yeryüzünde her ³ey insanlar�n iradesine ve iste§ine ba§l� de§ildir.Kar³�l�kl� mücadele eden ve birbirlerine kar³� hareket eden çeli³ik kuvvetlerinhiçbiri, e§er isteklerini gerçekle³tirmek için elveri³li nesnel-maddi imkanlarbulam�yorlarsa, yani bilimin diliyle söyleyecek olursak, �objektif ko³ullar� uy-gun de§ilse, kendi hede�ne ula³amazlar. Dünya, insanlar�n iradelerine görede§il, kendi maddi varolu³ yasalar�n�n ak�³�na göre hareket eder.

Yaln�z do§a de§il, içinde ya³ad�§�m�z toplumun kurulu³ ve i³leyi³ biçimide hem bireylerin hem de s�n��ar�n kendileri için bir ³eyler yapabilmesini s�-n�rlar, engeller. �nsanlar, do§an�n kendilerini s�n�rlamas�n�n ve kendilerinindenetleyemedi§i olaylarla kar³�s�na dikilip kendisine zarar vermesinin önünegeçebilmek için birçok çabaya giri³mi³lerdir ve bunlar�n bir k�sm�nda bugüniçin önemli ba³ar�lar da elde etmi³lerdir. Örne§in susuzluktan kavrulmamakiçin ya da selleri engellemek için barajlar yapm�³lard�r. Ate³i sönmeden tu-tabilmek için bin y�llarca u§ra³t�ktan sonra, bugün istedi§i her yerde birtek dü§meye basmakla, ya da bir çöpü kimyevi bir maddeye sürtmekle sü-rekli olarak ate³ elde edebilecek duruma gelmi³lerdir. Karanl�§� yenmek içinelektrikten, da§lar� a³abilmek için karayollar�ndan, tünellerden, okyanuslar�a³abilmek için gemilerden uçaklardan yararlanacak duruma gelmi³lerdir. Do-§an�n kendi istek ve hede�eri önünde engel te³kil eden pek çok zorlu§unubir biçimde a³abilmeyi ba³arabilmi³lerdir. Do§a gibi, içinde ya³an�lan top-lum da insanlar�n önüne engeller diker. Yoksullu§u, hastal�§� yenmek içinkapitalizm, insana para sahibi olma yolunu gösterir ama para sahibi olmakiçin kapitalizm ko³ullar�nda namuslu emek harcamak yetmez ve çal�³an in-sanlar ne kadar çok çal�³�rlarsa çal�³s�nlar gene de kapat�ld�klar� toplumsalduvarlar� a³amazlar ve kendilerini k�t kanaat geçindirecek bir yoksulluktankurtulamazlar. Do§a kar³�s�nda birçok zafer kazanan insan, toplumun önüne

94

Page 96: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

dikti§i engelleri a³mada o kadar ba³ar�l� de§ildir. Ama bunun da bir yoluoldu§u, toplumun dönü³türülmesinin ve çal�³an insanlar�n iradelerine kar³�koymayan, her ³eyin eme§e göre ve emek için düzenlenebilece§i toplumsalko³ullar�n yarat�labilece§i bugün art�k biliniyor.

Ancak s�n�f olarak, isteklerimizin ve özlemlerimizin ne kadar�n� ne zamanba³arabiliriz? Yeryüzünde istedi§imiz her ³eyi yapabilir miyiz? �rademiz, yal-n�zca kendi iradi gücümüz, yapmak istedi§imiz her ³eyi gerçekle³tirmeye ye-terli midir? Bizi s�n�rlayan, önümüzde engel te³kil eden nedir?

�nsanlar�n iradesi ile onlar�n d�³�ndaki maddi ko³ullar aras�nda bir çat�³mabulundu§u ve toplumlar�n ya da tek tek insanlar�n kendi hede�erini gerçekle³-tirmek için ileri at�ld�klar� her zaman bunu ba³aramad�klar� ya da ancak belliko³ullar elveri³liyse ba³arabildikleri bilinir. Bireyler gibi toplumlar, s�n��ar daisteklerini gerçekle³tirebilmek, kendilerine tarihte diledikleri biçimde bir yeraçabilmek için sava³�rlar. Toplumlar�n, yaratma ve kendi d�³�ndaki olaylar�denetleme iradesi önündeki engelleri temizlemek için giri³tikleri ve bütün birinsanl�k geçmi³i boyunca ve bugün devam eden bu mücadeleye �tarihsel ey-lem� denir. �nsanlar�n toplumsal alandaki tarihsel eylemlerinin kar³�s�ndatoplumun tarihsel ko³ullar� bulunur. Tarihsel ko³ullar, toplumun bir k�sm�geçmi³ten devral�nan üretim ko³ullar�d�r; makinalar, de§i³im tarzlar�, s�n�f-lar�n olgunluk düzeyi, kültür ortam�, üretici güçlerin geli³mi³lik düzeyi, vedevlet biçimi, siyaset tarz�, hepsi birden hareket halindeki toplumun �tarih-sel ko³ullar��n� olu³tururlar. Ve insanlar, toplumsal-tarihsel eylemlerini, hembunlara kar³� ve ayn� zamanda da bunlar�n içinde gerçekle³tirmeye çal�³�rlar.�nsanlar�n tarihsel-toplumsal eylemi, kendi d�³�ndaki bu tarihsel çerçeve iles�n�rlanm�³t�r. Onlar�n yaratma ve denetleme istekleri, denetlemek istedik-lerinin tarihten gelen gücü ile, kal�c�l�§� ile s�n�rlanm�³t�r. Çorak ve kayal�kbir araziye bu§day ekmeye çal�³an köylüye herkes gülüp geçer: çünkü bilinirki, ürün alabilmek için topra§�n elveri³li ko³ullara sahip olmas�, su ve yeterlibesin maddesi ta³�mas� gereklidir ve çorak araziden ürün almak isteyen köy-lünün bu iste§i ve iradesi hiç bir zaman objektif ko³ullardaki bu yetersizli§ingiderilmesine yetmez. Topra§�n temizlenmesi, kanallar aç�lmas� ve gübrelen-mesi olmaks�z�n, bir ba³ka deyi³le, bu§day ekimine uygun objektif ko³ullarhaz�rlanmaks�z�n ya da kendili§inden bulunmaks�z�n köylünün çabas� bo³agidecektir.

Toplumsal devrimci eylemle tarihsel ko³ullar aras�ndaki ili³ki de böyledir.Ancak bu demek de§ildir ki, devrim yapmak için eli kolu ba§l� oturup ko³ul-lar�n olu³mas� beklenmelidir! Objektif, ya da nesnel ko³ullar, bizim istek veirademizin d�³�nda, kendi varolu³ yasalar�yla hareket eden ve bizim üzerler-inde etkide bulunmam�z ancak ³arta ba§l� ve göreceli olarak mümkün olan

95

Page 97: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ko³ullard�r. �nsan iradesi, eylemsiz olarak, saf dü³ünce ve istek düzeyinde,hiç bir zaman nesnel-maddi ko³ullar�n üzerine ç�kamaz ve onlar�n belirledi§iimkanlar�n d�³�nda hareket edemez. Bununla birlikte, insano§lu maddi-nesnelko³ullar�n kölesi ve bir ba§�ml�s� da de§ildir. Her iradi çaba ve istek, daimamaddi dünyada varolan baz� imkanlar�n ele geçirilmesi, do§ru kullan�lmas�ve de§i³tirilerek i³lenmesi ile hede�ne ula³�r. �nsan elinde bulunan ve ilk ba-k�³ta kendi amaçlar�yla çeli³meli gibi görünen, kendi amaçlar�na ula³mas�için elveri³li oldu§u izlenimini vermeyen pek çok maddeyi kendi ihtiyaçlar-�na uygun hale getirmeyi ba³ararak ilerlemi³tir. Öyleyse, ³u anda devriminmaddi-nesnel ko³ullar�n�n bulunmamas�, ne bizim oturup onun olgunla³ma-s�n� beklememizi gerektirir, ne de bundan böyle hiç bir zaman bir devrimeula³amayaca§�m�z�... Yukar�da, çeli³melerden sözederken, toplumun hareketettirici gücü olarak de§erlendirdik onlar�. Çeli³meler, ayn� zamanda devr-imin i³lenmeye haz�r imkanlar� ve malzemeleridir. Devrimin hammaddesi,toplumun içinde ya³ayan çeli³melerdir ve bunlar�n olgunla³�p keskinle³mesi,devrimin ko³ullar�n�n da olgunla³mas� anlam�na gelmektedir.

Fakat, devrim için yaln�zca objektif ko³ullar�n olgunla³m�³ olmas� yetmez.Bunun d�³�nda, fakat buna s�k�ca ba§l� olarak, devrim için gerekli �subjektifko³ullar��n da yeterince geli³mi³ olmas� gerekir. Sübjektif, yani öznel ko³uldenilen ³ey, i³çi s�n�f�n�n ve devrimden ç�kar� olan emekçi halk s�n�f ve ta-bakalar�n�n bilinç ve örgütlenme düzeyidir. �³çi s�n�f�, objektif ko³ullar�n birdevrim için olgun oldu§u anlarda bile, e§er sübjektif olarak buna haz�r de-§ilse, yani örgütlenme ve bilinç düzeyi böyle bir devrime önderlik edecek, onusonuna kadar götürecek kadar geli³memi³se, ve en önemlisi kendi ihtilalcipartisi etraf�nda birle³memi³se, devrim f�rsat�n� kaç�r�r. Yaln�z ba³�na süb-jektif etken bir devrimi gerçekle³tirmeye yetmez, ama o olmaks�z�n, devrimiçin olgunla³m�³ bulunsa da objektif ko³ullar�n içinden bir devrim ç�kmas�da mümkün de§ildir. Çünkü, toplumlar�n hareketinde ve toplumsal de§i³-mede, maddi-nesnel ko³ullar belirleyicidir ve devrimci bir parti, bu yüzdenpratik çal�³mas�n� toplumun maddi ihtiyaçlar�n�, geli³me düzeyini gözeterekyürütür. Bunlardan ba§�ms�z ya da bunlarla uyu³mayan planlar, yüksek �k-irler, bu maddi ko³ullar� gözetmeyen �kurtulu³ planlar�� yapmak idealistlere,ütopyac� (hayalci) küçük burjuva siyasetlerine mahsustur. Stalin'in dedi§igibi, Marksizm-Leninizmin gücü ve canl�l�§�, toplumun gerçek ya³am�ndankopmadan, pratik çal�³malar�n� toplumun maddi ya³am�n�n geli³me ihtiyaç-lar�na dayand�rmas�ndan gelmektedir. Devrimci komünizm, kendi kafas�ndangeçenlerin toplumun içinde bulundu§u maddi ya³am ko³ullar�ndan daha etk-ili oldu§unu iddia etmez. Bu �kirler ne kadar güçlü, ne kadar do§ru olurlarsaolsunlar, kendi ba³lar�na, toplumsal bir devrimi gerçekle³tirmeye yetemezler.Toplumsal devrim, o devrimi kendi hayat�n�n gerçek bir ihtiyac� olarak iste-

96

Page 98: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

yen milyonlarca i³çi ve emekçinin bizzat kendi kollar�yla ba³arabilecekleri birtarihsel eylemdir. �³te y�§�nlar�n iradesinin böylesine devasa bir eylem içinkendini ortaya koyu³udur ki, devrim için gerekli ko³ullar�n bulundu§unu gös-terir. Yaln�zca öncünün istek ve iradesi ya da i³çi s�n�f�n�n en ileri unsurlar�n�neylem ve iradesi, bütün bir toplumu ilgilendiren devrim için yeterli de§ildir.

Bununla birlikte, �kirlerin, teorilerin siyasal örgütlerin tarihte oynad�klar�çok önemli bir rol vard�r ve tarihsel materyalizm, hayat�n maddi ko³ullar�n�öne ç�kar�rken, bunlar�n önemini asla inkar etmez. �lerici devrimci �kirler,toplumun ilerlemesini ve geli³mesini kolayla³t�r�rlar. Ve bu �kirler, toplu-mun maddi geli³mesinin ihtiyaçlar�na ne kadar cevap verebiliyorlarsa o kadarbüyük önem ta³�rlar. Ne var ki, böyle dü³ünceler, �kirler, ancak toplumunmaddi ya³am�n�n ilerlemesinin topluma yükledi§i yeni görevlerin sonucundaortaya ç�karlar. Ancak belli bir geli³me düzeyine gelmi³ ve daha ilerisine geç-mek için kendisine bir yol arayan toplumlarda bu ihtiyaca cevap vermek üzereve do§rudan do§ruya o toplumun tarihsel birikiminin ve geli³mesinin bir ür-ünü olarak do§arlar. Bu andan sonraki görevleri de hayat�n çe³itli sorunlar�nayeni, do§ru ve tutarl� cevaplar geli³tirmektir. �³te yeni �kirlerin, yeni teorile-rin ve yeni siyasi görü³lerin toplumu örgütleyici, harekete geçirici ve de§i³tiriciönemi bu noktadan sonra ba³lar. Gene Stalin, bu konuda ³unlar� söylüyor:[t�rnak?] �Yeni toplumsal �kirler ve kuramlar, asl�nda toplum için gerekli ol-duklar�ndan toplumun maddi ya³am�n�n geli³mesinin olgunla³m�³ görevlerinibunlar�n örgütleyici, harekete geçirici ve de§i³tirici etkisi olmadan çözmekolanaks�z oldu§u için ortaya ç�karlar. Toplumun maddi ya³am�n�n geli³mesi-nin dayatt�§� yeni görevlerin temeli üzerinde ortaya ç�kan bu yeni toplumsal�kirler ve kuramlar, yeni bir ç�§�r açarlar ve y�§�nlar�n ortak mal� olurlar, on-lar� harekete geçirir ve toplumun can çeki³en güçlerine kar³� örgütler ve böy-lece toplumun maddi ya³am�n�n geli³mesi önünde bir engel olu³turan güçlerindevrilmesini kolayla³t�r�rlar. Daha çok önceleri, Marks ³öyle demi³ti �Teori,y�§�nlar� kucaklad�§� zaman maddi bir güç halini al�r�. Demek ki, yaln�zcaöncünün kafas�nda yer tutan, yaln�zca bir avuç fedakar sava³ç�n�n inand�§��kirler �maddi bir güç� te³kil edemezler. Bir partinin sloganlar�n�n, dü³ünce-lerinin ve toplumun gelece§i için haz�rlad�§� planlar�n do§rulu§una, ba³ta i³çis�n�f�n�n ve emekçi halk�n inanmas� ve onu kendi planlar�, kendi dü³üncelerive �kirleri olarak görmesi gerekmektedir. Bunu y�§�nlar ancak kendi deneyle-riyle ö§renebilirler. Partinin söylediklerinin do§rulu§unu kendi eylemi içindes�namadan, o görü³lerin kendi hayat�n� gerçekten de§i³tirece§ine güvenmedenve partinin sloganlar�n�n do§rulu§unu bizzat kendi hayat kavgas� içinde gör-meden, y�§�nlarla parti aras�nda bir �kir birli§i kurulamaz. Parti, i³çi s�n�f� vehalka kendi �kirlerini usanmadan anlat�yor. Sözlerinin do§rulu§u konusundas�n�f� ve halk� ikna etmeye çal�³�yor. Fakat onlar�n do§rulu§unu kitleler bizzat

97

Page 99: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

kendi hayat� içinde denemeden, kendi hayatlar�n�n bir parças� haline getirme-den, bu �kirler, �maddi güç� halini alamazlar. Yüz y�llard�r, halk y�§�nlar�,devletin ölümsüz oldu§una, devletsiz ya³anamayaca§�na inand�r�lm�³t�r vebu inanç zaman zaman y�k�nt�ya u§rasa da, zay��asa da hala büyük ölçüdeya³amaya devam etmektedir. Ve bir komünist, gelecekte insan olmaks�z�nya³ayacaklar�n� söyledi§inde, baz� insanlar�n buna inanmalar� çok zor olmak-tad�r. Bunun gibi bir çok yanl�³, temelsiz ve hayali �kir, hiçbir gerçeklikleriolmad�§� halde �y�§�nlar� kucaklam�³� bulunmaktad�r ve olumsuz anlamdabirer maddi güç halini alm�³lard�r. Bat�l inançlar, burjuva propagandas�n�nreklam�n� yapt�§� bir çok köhne �kir, dinsel ve felse� inanç, kendilerine kar³�ayr�ca mücadele edilmesi gereken güçler olarak devrimci s�n�f mücadelesininkar³�s�nda durmaktad�r. Bizler nas�l bu �kirleri kendi mücadelemizin önündecanl�, gerçek, maddi birer engel olarak buluyorsak, yani sadece milyonlarcainsan bu �kirlere inand�§� için onlar t�pk� di§er nesnel kuvvetler gibi bizim ön-ümüzde etkili engeller olarak duruyorsa, bizim �kirlerimizin de burjuvazininkar³�s�nda milyonlarca i³çi ve emekçinin ortak dü³üncesi olarak yani gerçek,nesnel, maddi bir güç olarak dikilmesi gerekmektedir. Bu anlamda, sübjektiffaktörün objektif bir karakterinin bulundu§unu söyleyebiliriz. Ama bu biraz�nl�§�n, yaln�zca öncü kesimin �kirleri olarak kald�kça asla objektif-nesnel,maddi bir karakter kazanamayaca§� gerçe§ini gözönünde tutarak söylenebilir.

98

Page 100: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 20

Özgürlük ve zorunluluk

Bu noktada, insan�n nereye kadar özgür oldu§u, yani neleri istedi§i kadar ya-pabilece§i ile kendisini ku³atan ve özgürlü§ü önünde engel te³kil eden �zorun-luluk�lar�n neler oldu§unu tart�³mak gerekir. Zorunluluk ve özgürlük, insanetkinli§i ile do§an�n ve toplumun objektif yasalar� aras�ndaki ili³kiyi anlatanbir kavram çiftidir. Her kavramda oldu§u gibi, bunda da meta�zikçiler, heriki kavram�n ifade etti§i ayr� ili³kileri birbiriyle tamamen kar³�t ili³kiler ola-rak yorumlam�³lar ve özgürlü§ün oldu§u yerde zorunlulu§un, zorunlulu§unoldu§u yerde de özgürlü§ün bulunamayaca§�n� ileri sürmü³lerdir. �dealistleregöre özgürlük, d�³ ³artlar taraf�ndan belirlenmeyen bir iradeye göre hareketetmek demektir. Bu noktada iki ayr� meta�zik ve idealist görü³ birbiriylekar³� kar³�ya gelir. Birinci görü³e göre, insan, yapt�§� her i³te kendi iradesiylehareket eden bir varl�kt�r ve onun özgür iradesi önünde herhangi bir engelancak bir ba³ka irade olabilir. �kinci meta�zik görü³e göre ise, insan iradesidenilen ³ey asl�nda d�³ zorunluluklar�n belirledi§i bir eylemden ba³ka bir ³eyde§ildir. Dolay�s�yla insan hiç bir zaman tam olarak özgür olamaz ve da-ima onun hareketlerini, isteklerini ve hede�erini belirleyen bir d�³ dünyan�nzorunlulu§una göre hareket eder. Bu görü³, eninde sonunda mutlak olarakkadercili§e var�r. Öyle ya, insan e§er kendi yolunu seçmek ve kendi gücüyleiçinde ya³ad�§� ³artlar� de§i³tirmek iradesine ve bunu gerçekle³tirme gücünesahip de§ilse, onu daima isteklerinin d�³�nda yollara sürükleyen d�³ kuvvet-ler varsa, bundan kurtulu³ da sözkonusu olamaz. Ya da bundan kurtulu³da gene o d�³ kuvvetlerin insaf�na kalm�³t�r. Bir diyalektikçi ise, özgürlü§ünve zorunlulu§un birinden birini mutlakla³t�rman�n yanl�³ oldu§u görü³ündenyola ç�kar. Her iki kavram�n ifade etti§i ili³kilerin de, birbiriyle çeli³en amabirarada ve birbiri üzerinde etkide bulunarak varoldu§unu bilir. Zorunluluk,do§ada ve toplumda, insan iradesinden ba§�ms�z yasalar olarak varolur. B�ra-

99

Page 101: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

k�lan her nesnenin kendi halinde yere dü³mesi, yer çekimi yasas�n�n zorunlubir sonucudur ve bunu insan yaln�zca bunun böyle olmamas�n� dileyerek, için-den böyle bir istek geçirerek önleyemez. Ne var ki, insan yer çekimi yasas�n�ni³leyi³ini bir kez ö§rendikten sonra, art�k onun kar³�s�nda nas�l özgürle³ebile-ce§ini ve onun kendisini s�n�rlayan ko³ullar�n� nas�l ortadan kald�raca§�n� dabilebilir. Bugün, yer çekimi yasas�n�n etkisini bo³a ç�karan, kendi istediklerigibi inip kalkabilen uçaklar yapmak, insan�n özgürlü§ünü zorunluluk kar³�-s�nda gerçekle³tirebilmesinin örne§idir. Ama e§er uçak, yerçekiminin i³leyi³kurallar�na kar³� olan yap� özelliklerini kaybederse, hava ak�mlar�yla kendisiaras�ndaki ili³kiyi do§ru kuran kanat, kuyruk, teknik özelliklerini kaybederse,yani insan�n zorunlu olan do§a yasas�na kar³� geli³tirdi§i özgürle³me araç-lar� i³lemez hale gelirse, gene yasa bildi§i gibi i³lemeye devam eder ve uçakdü³er. Madenlerde çal�³an arkada³lar�m�z, göçü§ü önlemenin, grizu patlama-s�n�n önüne geçmenin birçok yolunu bilirler. Ama bunlar� yapabilmek içingerekli ko³ullara sahip de§illerse, i³veren kendi para kazanma özgürlü§ünüonlar�n bu olaylar kar³�s�ndaki özgürlü§ünden daha de§erli görüyorsa, göçükolay� kar³�s�nda da, grizu patlamas� kar³�s�nda da özgür olabilmek için ba³kayollara ba³vurmalar� gerekti§ini görürler.

Toplumsal olaylarda da bu ili³kiler ayn� ³ekilde geçerlidir. Toplumsal il-i³kiler de kendine özgü yasalarla i³ler. Bu yasalar, insanlar�n birbirlerini de-netlemek, birbirleri üzerinde bask� kurmak için yapt�klar� hukuki yasalardanfarkl�d�r. Hukuki yasalar� gene, insanlar ihtiyaçlar� do§rultusunda de§i³tireb-ilirler. Ama do§a ve toplum yasalar�n�n i³leyi³leri insan iradesinden, insan�ndü³üncesinden ba§�ms�zd�r. Ve onlar� istedi§imiz gibi de§i³tirmek mümkünde§ildir. Yaln�z, do§a yasalar�yla toplumsal yasalar aras�nda ³öyle bir farkvard�r: Do§a yasalar�n�n geçerli oldu§u do§a, insan eliyle ne kadar de§i³tiri-lirse de§i³tirilsin, yasalar�n i³leyi³ biçimi özünde ayn� kal�r. Ve insan, do§ay�bir bütün olarak de§i³tirmeyi ba³aramad�§� sürece, onun temel yap�s� ayn�kald�kça, yasalar da de§i³meden i³ler. Ama toplum, insanlar�n eliyle ve onla-r�n tarihsel eylemiyle de§i³tirilebilir ve böylece bir toplum biçimine egemenolan yasalar, bir ba³ka toplum biçiminde geçerlili§ini yitirirler. Kapitalisttoplumun temel yasalar�, sosyalist toplum için geçerli de§ildir. S�n��ara bö-lünmü³ bütün toplum biçimlerinde toplumsal yasalar, do§al yasalar kadarkal�c� ve etkili görünürler. Bunlar�n üzerine ç�kmak ya da onlara ra§menhareket etmek imkan� yoktur. Sosyalist toplumda insanlar toplumsal s�n��a-raras� çeli³melere son vererek kendi ihtiyaçlar� do§rultusunda toplumu planl�bir geli³menin do§rultusuna sokarlar ve bu toplumda insan iradesinin en-gellenmesi, yarat�c�l�§�n�n s�n�rlanmas� sözkonusu olmaz. Toplumsal olaylar�nve geli³menin insanlar taraf�ndan denetlenebildi§i sosyalist toplumda, süb-jektif faktörler gittikçe daha belirleyici bir rol oynamaya ba³lar. Dolay�s�yla,

100

Page 102: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

toplumsal irade ile toplumun yasalar� aras�ndaki çali³me çözülmü³, insan�ntarihsel eylemiyle tarihsel çerçeve uyumlu hale getirilmi³ ve insan toplumuözgürlü§ün dünyas�na geçmi³ olur.

S�n��� toplumda insan, zorunluluklar�n kölesi durumundad�r ve do§a üze-rindeki hayvan�n do§aya tutsakl�§� ile onun toplumsal yasalara tutsakl�§� ara-s�nda esas bak�mdan bir fark yoktur. Zorunlulu§un dünyas�nda insan, henüzhayvanl�ktan tam kurtulmu³ say�lmaz. S�n��ara bölünmü³ bir toplumda in-sanlar�n hayat�, t�pk� do§a içindeki bir hayvan�nki gibi, hayat�n ezici yasa-lar�n�n kontrolü alt�ndad�r. Ancak üretim araçlar�n�n toplumsalla³t�r�lmas�sonucunda kapitalist üretimin anar³ik karakterinin yerini planl� ve eme§egöre örgütlenmi³ bir üretim al�r. Böylece insanlar� yabanc�la³t�ran, kölele³t-iren toplumsal ko³ullar�n yerini insanlar�n denetimi alt�ndaki toplumsal ko-³ullar alm�³ olur. Ayr�ca sürekli ve engelsiz geli³en üretici güçler, insanlar�ndo§a yasalar� kar³�s�nda da özgürlü§ünün s�n�rlar�n� geni³letir. Do§a yasala-r�n� bilerek ve onlara uygun çözümler üreterek insanlar, toplumsal yasalar�nboyunduru§undan kurtulduklar� gibi, do§a yasalar�n�n da bask�s�ndan kurtu-lurlar. Böylece zorunluluk özgürlü§e, özgürlük de bir zorunlulu§a dönü³mü³olur.

101

Page 103: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 21

Zaman, mekan ve hareket

Evrende varolan her ³ey, daima onu çevreleyen bir mekan içinde varolur. Birba³ka aç�dan bak�ld�§�nda ise, madde, varoldu§u her yeri bir mekana çevirir.Maddesiz bir mekan, ya da mekans�z bir madde bulunamaz. Dolay�s�yla, hervarl�k, bulundu§u çevre ile kar³�l�kl� etkile³ir ve çevresinin ona verdi§i özell-ikleri ta³�d�§� gibi, kendisi de çevresinin özelliklerini de§i³tirir ya da etkiler.Bu özellik, bizim herhangi bir nesneyi, herhangi bir olay� ya da dü³ünceyianlamam�z, do§ru de§erlendirmemiz için, onu ku³atan bütün mekan özellik-lerini, ayn� mekan� payla³an di§er nesne, olay ya da dü³üncelerin özelliklerinigözönünde tutmam�z gerekti§ini gösterir. Bir kutup ay�s�n�, Afrika orman-lar� içinde dü³ünemeyiz, kimse toprakta bal�k yeti³tirmeyi akl�na getirmez.Çünkü, her varl�k kendine özgü varolu³ ko³ullar� içinde ve onunla uyumluolarak ya³ayabilir. Toplumsal olaylar ise, daima bir �tarihsel çerçeve� içindegerçekle³irler. Her toplumsal kurulu³ a³amas�, her üretim biçimi, ya³anan il-i³kiler, belirli bir toplum içinde cereyan eden olaylar�n, yarat�lan nesnelerinve ortaya at�lan dü³üncelerin ³ekillenmesine etkide bulunur, onlar�n yap�lar-�n� belirler. Demek ki, tarihsel çerçevesinden soyutlanm�³ olarak herhangi birolay� anlamaya çal�³mak, asl�nda onu hiç anlayamamak demektir. Günüm-üzde, iki süper devletin ba³kanlar�n�n birbirleriyle ili³kisi, burjuva bas�n-yay�norganlar� taraf�ndan �insanl�§�n bar�³ ve refah� için giri³ilmi³ çabalar� olarakreklam ediliyor. Bar�³ ve refah kavramlar�, hangi ça§da, kimler aras�nda vene için gibi sorulardan soyutland�§� zaman, hiç kimsenin kar³� koyamayaca§�güzel ve çekici sloganlar olarak ortaya ç�karlar. Yani e§er bu kavramlar� kendi�tarihsel çerçevelerinden�, kendi varolu³ ortamlar�ndan, bir ba³ka deyi³le me-kanlar�ndan ayr� dü³ünmeye kalk�³�rsak, bu, saf �kirlerin gücüne maddi hayatko³ullar�ndan daha büyük ve maddi hayat ko³ullar�n�n üstünde onlar� belir-leyen bir önem verdi§imiz anlam�na gelir. Yani, ya³anan dönemin nesnel,

102

Page 104: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

maddi özellikleri, tarihsel ko³ullar� ne olursa olsun, e§er ortada parlak �k-irler ve süslü sözler varsa, bunlar�n gerçekle³ebilece§ine inanan saf insanlardurumuna dü³eriz. Olaylar, nesneler, dü³ünceler, daima kendilerine özgü birmekan�n �bir ba³ka deyi³le �uzay��n� içinde anlaml�d�r ve bugün, buradagüzel ve iyi olan, yar�n ba³ka bir yerde kötü ve zararl� hale gelebilir. Dünyay�de§i³tirmek isteyen proletarya, att�§� her ad�m�n, yapt�§� her eylemin zamanve mekan ko³ullar�na uyup uymad�§�na dikkat etmek zorundad�r. Bunun gibi,has�mlar�n�n her hareketini de zaman ve mekan ko³ullar� bak�m�ndan de§er-lendirmelidir.

1990 1 May�s'�nda, i³çilerin birlik, dayan�³ma ve mücadele gününün nas�lkutlanaca§�, hem gerici sendika a§alar� ve hükümet çevreleri aras�nda, hemde devrimci-demokratlarla komünistler aras�nda bir tart�³man�n konusu oldu.Burjuvazi ve onun yardakç�s� durumunda olan sendika a§alar�, 1 May�s'� engeri biçimde ve zevahiri kurtarmak amac�yla göstermelik törenlerle geçi³tir-mek istiyorlard�. Geçen y�llarda oldu§u gibi, 1 May�s'�n i³çi bayram� olarakkutlanmas�n�n kar³�s�na kaba kuvvetle ç�kam�yorlar, ama onu sapt�rmak veiçini bo³altmak için çaba gösteriyorlard�. Özetle söyleyecek olursak, de§i³enzaman ve mekan ko³ullar�nda, burjuvazi i³çilerin kar³�s�na en gerici ve enkaba kuvvet yanl�s� yüzüyle ç�kam�yordu. �³çilerin mücadele azmi artm�³, 1May�s her yerde hatta en geri i³çi çevrelerinde bile savunulur olmu³tu. Ta-bandan gelen bask�dan ürken Türk-�³ yönetimi, 1May�s'a do§rudan do§ruyakar³� ç�kamad�. Kendi haz�rlad�§� bildirilerin fabrikalarda, i³yerlerinde okun-mas� biçiminde bir �kutlama� önerdi. Muhalefet ve iktidar partileriyle bur-juvazi, bu karar� çok be§endi. Zamana ve mekana uygun bir kutlama biçimiolarak gördü. Ancak, dünya yaln�zca burjuvazinin zaman�n� ve mekan�n� ta-n�maz; ayn� dünya üzerinde, kar³�t s�n�f ç�karlar�yla duran proletaryan�n veemekçi halk�n da kendisine göre bir zaman ve mekan de§erlendirmesi vard�rve kendi eyleminin gerçekle³me ko³ullar�n� bu kendi zaman ve mekan� aç�s�n-dan yapmaya yeteneklidir. Nitekim öyle oldu. Burjuvazinin dayatt�§� biçimireddeden i³çi s�n�f�, TDKP'nin önerdi§i gibi, kendi bildi§i ve uygun gördü§üyoldan, gücünün elverdi§i ölçüde fabrika ve i³yerlerinde 1 May�s'� devrimcibir biçimde kutlad�ktan sonra, gene gücünün ve örgütlenmesinin kuvveti yet-ti§i ölçüde alanlara yürüdü. 1 May�s'�, burjuvaziye kar³� canl�, ilerletici birmücadele günü olarak kutlayarak, üretimden gelen gücünü gösterdi. Hemtoplumun di§er sömürülen kesimlerine, emekçilere güven verdi, hem de bur-juvaziye gittikçe daha da ilerleyen birlik ve kuvvetinin derecesini göstererekkorku sald�.

�³çi s�n�f�n�n büyük ölçüde benimsedi§i bu takti§i, baz� küçük burjuva ö§-renci kesimleri be§enmedi. �³çilerin eylemlerinin �pasif� hatta �teslimiyetçi�oldu§unu söylediler. Onlara göre, i³çiler, 1 May�s'�, 1 May�s Meydan�'nda

103

Page 105: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

kutlamak için sokaklara dökülmeliydi ve bunu gerçekle³tirmek için yapaca§�her ³ey, fabrika ve i³yerlerinde yapt�§� her i³ten daha önemli olacakt�. �³te bunoktada, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin diyalektik materyalizm bili-mini ne denli ba³ar�yla kulland�§�n� gösteren bir örnek ya³and�. O'nun i³çilereönerdi§i mücadele takti§i, hem burjuvazinin teslimiyete ve 1 May�s bayram-�n�n öneminin üstünü örtmeye hizmet eden ça§r�s�n�, hem de küçük burjuvairadeci, kendinden ba³kas�n� ve özellikle de yüzbinlerce i³çinin devrimci ener-jisini görmeyen küçük burjuvazinin sübjektivist önyarg�lar�n� bo³a ç�kard�.Zaman�n ve mekan�n özelliklerini, yani eylemin yap�laca§� tarihsel çerçeveyido§ru de§erlendirerek, i³çi kat�l�m� bak�m�ndan en yüksek say�y� bulan, i³çile-rin fabrika içi birli§ini ve fabrikalararas� ili³kiyi ve bütünlü§ü sa§layan, öncüile kitle aras�ndaki ba§lar� sa§lamla³t�ran bu taktik, ayn� zamanda, mevcutko³ullar� daha da ileri götürerek, bir ³eyi daha kan�tlad�: do§ru bir taktikizlenerek yürütülen eylemler, yaln�zca mekan ve zaman ko³ullar�na uygun ol-makla kalmazlar, ayn� zamanda mekan ve zaman ko³ullar�n� da de§i³tirirler.

1917 y�l�nda, bol³evikler Rusya'da devrim için ilerlerken, baz� küçük bur-juva ve burjuva sosyalistleri, Rusya'n�n devrim için elveri³li ko³ullara sahipolmad�§�n�, Rusya'n�n henüz ileri bir kapitalist ülke olmad�§� için orada sosya-lizm kurulamayaca§�n�, yani sosyalizm için Rusya'n�n zaman ve mekan ko³ul-lar�n�n, �tarihsel çerçeve�nin uygun olmad�§�n� ileri sürdüler. Bu bir bak�mado§ruydu. Rusya, geri bir Asya ülkesiydi, sanayisi ve tar�m�, Avrupa'dakiba³ka ülkelerle k�yasland�§�nda oldukça geriydi ve ekonomisi, di§er Avrupa'l�emperyalistlerin büyük ölçüde denetimi alt�ndayd�. Ancak bol³evikler, bü-tün bu eksik ko³ullara ra§men, bu eksikli§i ve gerili§i de gözönünde tutanbir taktik izleyerek sosyalist devrimi ba³ard�lar. Onlar�n ba³ar�s�, devrimingerçekle³ti§i ko³ullar� de§i³tirdi. Geri ve eksik unsurlarla örülmü³ bulunan ta-rihsel çerçeveyi parçalayarak, yeni ve güçlü bir i³çi toplumunun yarat�lmas�için gerekli ³artlar� sa§lad�. Devrim, kendi ko³ullar�n� kendi elleriyle yaratarakilerledi.

Zaman ve mekan, nesnelerin, olaylar�n ve dü³üncelerin varolu³lar�n�n ob-jektif bir ko³uludur ve bunlarla kar³�l�kl� etkile³me içindedir.

Her varl�k, bir zaman ve mekan içinde ancak hareketle varolabilir. Mad-denin en genel varolu³ biçimlerinden bir di§eri, harekettir. Bu hareketsiz birmaddenin ve maddesiz hareketin olamayaca§� anlam�na gelir. Diyalekti§indilinde hareket, basit yer de§i³tirme anlam�ndan ötede, genel olarak de§i³meanlam�na gelir. Bin y�llard�r ayn� yerde duran da§lar�n hareket etti§ini söy-ledi§imizde, bir meta�zikçi bunu saçma bulur. Çünkü meta�ziçiler hareketkavram�na yaln�zca �yer de§i³tirme� anlam� verirler. Oysa diyalektikçinin gö-zünde, hareket demek en genel anlam�yla �de§i³me� demektir ve bu yüzden,

104

Page 106: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

bin y�llard�r ayn� yerde duran da§lar da hareketlidir. Çünkü onun rüzgar-larla, ya§an ya§murla a³�nd�§�n�, kayalar�n�n so§uk k�³ günlerinde çatlay�pufaland�§�n�, biz onu hep ayn� kal�yor gibi görsek de, onun her gün, her saatde§i³ip ba³ka bir hale girdi§ini biliriz. Meta�zikçi, t�pk� da§lar gibi, devletin,toplumun, insanlar�n ve ko³ullar�n da de§i³meden kald�§�n�, hiç bir zamande§i³meyece§ini dü³ünür.

Modern bilim, maddenin varl�k özelli§ini kaybetmeyen en küçük birimininatom oldu§unu ke³fetti. Gözle görülmedi§i gibi en geli³mi³ ara³t�rma araç-lar�yla dahi yaln�zca varl�§�na dair izler bulunan atomlar, daimi bir harekethalindedirler ve en kat�, en hareketsiz görünen cisimlerin içinde, sonsuz birhareketin bulundu§unun kan�t�d�rlar. Donmu³ ve de§i³mez gibi görünen top-lumlar, ya zaman içinde yava³ yava³, ya da güçlü bir etkiyle ans�z�n ve büyükçapta de§i³iklikler ya³ar. Toplumlar da nesneler ve canl� varl�klar gibi, içteniçe hareketlidirler. Her toplumsal biçim, bir gün gelir eski halini terkeder vedaha ileri bir örgütlenmeye ula³�r. Hareketin mutlak, durgunlu§un geçici vegöreli oldu§unu bilmeden, toplumsal de§i³imin gerçekle³tirilmesi için yap�la-cak i³leri planlayabilmek imkans�zd�r. E§er toplumun de§i³meden kald�§�n�,hareket etmedi§ini dü³ünürsek, bugünkü program�m�z�n, eylem planlar�m�-z�n, takti§imizin hiç de§i³meden y�llarca ayn� kalmas�nda bir sak�nca görme-yiz. Oysa hareketli bir toplumsal yap�, onun üzerinde i³lem yapmaya çal�³andevrimcilerin, daima yeni eylem ve örgütlenme biçimleri geli³tirmelerini zo-runlu k�lar. Y�llarca ayn� sloganlar�, ayn� eylem biçimlerini tekrarlay�p duran,de§i³en toplumsal ihtiyaçlar� ve insanlar�n de§i³en ruh halini gözönüne alma-yan, dünyadaki hareketlili§i kendi eyleminin bir kerterizi olarak görmeyendevrimcinin ezberden Kur'an okuyan haf�zdan fark� kalmaz.

Hareket, zaman ve mekan maddenin birbirine ba§l� en genel üç özelli§idir.En genel üç özellik olarak tan�mlanmalar�n�n sebebi ³udur: Bunlardan birinita³�mayan, bunlardan biri içinde bulunmayan hiç bir madde olmad�§� gibi,zaman, mekan ve hareket de, maddesiz olamazlar.

Zaman, mekan ve hareketin birbirlerine ba§l� oldu§u, diyalektik materya-lizm taraf�ndan felse� olarak önceden bildirilmi³ ve modern bilim bu gerçe§ikendi ara³t�rmalar�yla sonradan kan�tlam�³t�r. Basit bir örnek üzerinde bukavramlar�n birbirine ba§�ml�l�§�n� görmeye çal�³al�m: Bir hava meydan�nda,uçu³ kulesinde çal�³an birisi, bir uça§�n telsizinden, alana do§ru geldi§i habe-rini als�n. Bu anda kule görevlisi, en az�ndan ³u üç bilgiyi bilmek zorundad�r:

1. Uçak ³u anda alandan kaç kilometre uzakl�kta ve ne kadar yükseklik-tedir ve hangi yönde ilerlemektedir?

2. �u anda bulundu§u yerde saat kaçt�r?

105

Page 107: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

3. Uça§�n h�z� ne kadard�r?

Özetle, uça§�n yeri (mekan�), zaman� ve hareketi hakk�nda tam bir bilgiyesahip olmadan onunla ilgili bir karar vermek imkan� yoktur. Uça§� tan�mla-yabilmek için, bu üç bilgi kesinlikle gereklidir. Ayn� bilgiler, bir toplumuntan�nmas� bak�m�ndan da gereklidir. Bir toplumun içinde ya³ad�§� üretimbiçimi, onun zaman�, di§er ülkelerle olan ili³kisi, di§er üretim biçimleriyleolan uzakl�§� ya da yak�nl�§�, politik konumu, co§ra� yeri onun mekan�n� bel-irler. Bir toplumun hareket özellikleri denilince, çok daha karma³�k, çok dahakapsaml� bir analiz gerekir. Onun hareketi, uçakta oldu§u gibi basit yer de§i³-tirme, bir çizgi üzerinde bir noktadan di§erine do§ru ilerleme demek de§ildir.Bir toplumun hareket özelliklerini tan�mak için her ³eyden önce onun içindecereyan eden s�n�f mücadelesini, s�n��ar aras�ndaki ili³kilerin ekonomik, siyasive ideolojik boyutlar�n� bilmek gerekir. O toplumun üretiminin niteli§ini, sa-hip oldu§u imkanlar� ne ³ekilde ve hangi araçlarla de§erlendirdi§ini, halk�nya³am ko³ullar�n� ve bu ko³ullar kar³�s�nda nas�l davrand�§�n� bilmek gerekir.Daha bir çok olay ve ö§e bir araya gelerek, bir toplumun bugünkü durumunuve hareketinin yönünü, yani nereden gelip ne tarafa do§ru gitti§ini anlama-m�z� sa§lar. Bunu anlayamayan bir siyasi hareket, ya da ayn� çözümlemelerikendi i³yerinde, fabrikas�nda yapmayan bir devrimci i³çi, uça§� ezbere mey-dana indirmeye çal�³an kule görevlisine benzer.

106

Page 108: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 22

�mkan ve gerçeklik

Toplumsal ihtiyaçlar, insanlar�n geli³me düzeyine ba§l� olarak geli³ir ve artar-lar. Dünya, her zaman belli ve s�n�rl� hammadde kaynaklar�yla, kullan�labilirmalzemenin k�tl�§� ile yararl� olarak görülmü³ ve insanlar�n ihtiyaçlar� ilebunlar�n kar³�lanabilmesinin imkanlar� aras�nda bir çeli³me bulundu§u ilerisürülmü³tür. Kapitalizm, insanlar�n ihtiyaçlar�n�n sonsuz, ama kaynaklar�ns�n�rl� olmas� teorisini ileri sürerek, yoksullu§un ve açl�§�n kaç�n�lmaz oldu-§una inan�lmas�n� istemi³tir. Oysa ne insanlar�n ihtiyaçlar� sonsuzdur, ne debunun kar³�s�nda do§an�n kaynaklar� s�n�rl� ve k�tt�r. Sonsuzluk duygusunuyaratan da, bunun kar³�s�nda her ³eyin s�n�rl� ve k�t oldu§u, az bulunur veele geçirilmez oldu§u san�s�n� yaratan da kapitalizmdir. �nsanlar, gerçek ihti-yaçlar�n� ancak ya³ad�klar� toplumun kendilerine dayatt�§� ve �zorunlu� imi³gibi gösterdi§i ihtiyaçlarla kar�³t�rd�klar� zaman (mesela, hiç bir gerçek iht-iyaca cevap vermedi§i halde, pahal� makyaj malzemeleri alamad�§� zaman,ama kapitalizmin kültürü bunun kullan�lmas�n�n zorunlu ve gerçek bir ih-tiyaç oldu§unu ona dayatm�³ bulundu§undan) ihtiyaçlar�n sonsuzlu§una vekaynaklar�n k�tl�§�na inan�r. Gerçek ³udur ki, ne insan ihtiyaçlar� gerçek an-lamda sonsuzdur, ne de gerçek ihtiyaçlar� kar³�layabilecek kaynaklar k�tt�r.�htiyaçlar�m�z ya³ad�§�m�z toplumsal örgütlenme düzeyi taraf�ndan belirlenirve bunlar�n kar³�lanmas� için gereken imkanlar gene ayn� toplumsal varl�kalan� içinde bulunurlar.

Bununla beraber, bu, insanlar�n her istediklerini her zaman ve her mal-zemeden yapabilecekleri anlam�na gelmez. Belli baz� ³eyler, ancak belli birhammadde ile yap�labilir. Bunu her i³çi, her emekçi bilir.

Bu kitapç�§� dizen emekçinin önünde, üzerinde har�er bulunan tu³lar var..Onlara bast�kça har�er kelimeleri, kelimeler sözleri, sözler de bütün kitab�

107

Page 109: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

meydana getiriyor. O, hangi harfe basarsa hangi kelimenin ç�kaca§�n� ve ke-limelerin, sözlerin birle³erek neyi meydana getirece§ini biliyor. Tu³lara ba-sarken, kafas�nda kitab�n bitmi³ halini tasarl�yor. �³te onun kulland�§� bütünmalzeme, kitab�n el yazmas� sayfalar�, önündeki makine, kulland�§� ka§�tlar vemürekkep, kafas�ndaki bas�m� tamamlanm�³ kitab�n imkanlar�d�r. Bu imkan-lar� do§ru bir biçimde kullanarak kafas�ndaki kitap tasar�m�n� bir �gereklik�eçevirece§ini bilerek çal�³�yor. Bütün tarih boyunca insanlar, tasarlad�klar�, yada daha önce ba³kas�n�n elinde kullan�l�r halde gördükleri, ve ihtiyaçlar�na ce-vap veren, bir güçlüklerini ortadan kald�ran nesneleri, henüz gerçek olmadanönce, imkanlar düzeyinde ele alm�³lard�r. Bir gerçekli§e ula³mak için kulla-n�lacak bütün nesneler, bütün araçlar, bilgi, beceri, tasar�m gücü, �MKANolarak adland�r�l�r. GERÇEKL�K ise, tamamlanm�³, üzerinde çal�³ma bitmi³ve gerekli, kullan�l�r ve ihtiyac� kar³�lar hale gelmi³ olan nesnedir. O henüzortada yokken, ondan bekledi§imiz bütün yararl� i³ler, ona sahip oldu§umuzzaman yapmay� tasarlad�§�m�z her ³ey yerine gelmi³se, bu bir gerçekliktir.Onu henüz ortada yokken tasarlayan kafam�z ve onun yerine getirilmesinibekleyen ihtiyaçlar�m�z, bütün bu varl�k çevresi ise, daha ba³�nda o gerçekl-i§in imkanlar�n� olu³tururlar.

Bir olanaklar toplulu§undan bir gerçekli§e geçi³, daima bir olu³ ve dön-ü³me sürecinde gerçekle³ir. �mkanlar, gerçekli§e ula³�ld�§�nda, eski yap�lar�n�korumazlar, de§i³mi³, yenilenmi³ ve bir k�sm� da elenip tüketilmi³ olurlar. Vebu a³amadan sonra her yeni gerçeklik, bir ba³ka gerçekli§in imkan� olarakönümüzde durur. T�pk�, bu gerçeklikten önce önümüzde imkan olarak bulu-nanlar�n bir ba³ka ve kendilerinden önceki bir tak�m imkanlar�n gerçekli§iolmalar� gibi.

�nsan�n yapt�§� bütün i³ler, daima bir ³eyi ba³ka bir ³ey yapmak, bir³eyin meydana gelmesini sa§lamak ya da istenmeyen bir olay�n gerçekle³-mesini önlemek olarak özetlenebilir. Fakat bütün faaliyetin esas�, nelerdennelerin yap�labilece§ini, nelerin nelerden yap�lamayaca§�n� bilmeye dayan�r.Üzerinde faaliyette bulundu§u nesne ile kendi amaçlar� aras�nda bir ili³kikuran insano§lu, tasarlad�§� i³le elindeki nesnelerin, araçlar�n, zaman ve me-kan ko³ullar�n�n elveri³li olup olmad�§�n� bilmek zorundad�r. Dünyan�n çokçe³itli zenginli§i, istedi§imiz her ³eyi yapabilece§imiz izlenimini verir. Oysa,bize imkan gibi görünen ve hede�erimizin gerçekle³mesi için kullan�labilece-§ini sand�§�m�z pek çok ³ey, asl�nda kendisine özgü ko³ullarla belirlenmi³tirve onlar� isteklerimiz, hede�erimiz do§rultusunda kullanabilmek için pek çokara i³lem yapmak zorunda kalabiliriz. Çünkü, her gerçeklik, ancak kendi ta-sarlanan yap�s�na uygun bir imkanlar toplulu§undan ç�kabilir. Kimse, ha�f,ucuz, kullan�³l� bir masa tasarlay�p sonra da bunu bronzdan dökmeye kalk-�³maz. Tasar� ile kullan�lacak madde aras�nda do§ru bir ili³ki kurulmal�d�r.

108

Page 110: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Toplumsal hareket içinde yer alan ve yeni bir toplumsal sistem in³a etmeyiplanlayan bir devrimci de, tasarlad�§�, gerçekle³tirmek istedi§i toplumsal il-i³kiler için, içinde ya³ad�§� toplumda bunu yapabilmeye elveri³li imkanlarbulunup bulunmad�§�n� ölçüp biçmek zorundad�r. Geri bir toplumsal yap�,zay�f ve yeterince örgütlenmemi³ ve biçimlenmemi³ bir i³çi s�n�f�, geni³ ve et-kili bir küçük burjuvalar katman�n�n bulundu§u bir ülkede henüz sosyalizmiçin imkanlar yeterince olgunla³m�³ say�lamaz. Bir ülkede devrimin karakteri-nin ne olaca§�na, yaln�zca devrimcilerin kafalar�ndaki tasar�lar karar veremez.T�pk� sa§lam tu§ladan ev yapmak isteyen ama elinde yaln�zca kerpiç ya dabriket bulunan birinin durumu gibidir bu. Yaln�zca ve ancak demokratik birdevrim için elveri³li imkanlar�n bulundu§u bir toplumsal yap� içinde, bunlar�görmezden gelerek sosyalist devrim planlar� yapt�§�n� ileri süren birinin akl-�ndan zoru oldu§u söylenebilir. �³çi s�n�f� ve onun komünist partisi, kendi he-de�ni aç�kça sosyalist devrim olarak ilan eder. Bunu gerçekle³tirmek için hertürlü imkan� kullanmak ve yeni imkanlar yaratmak için çal�³�r. Bu hede�ndenönündeki ad�m�n niteli§i ne olursa olsun hiç bir zaman vazgeçmez ve kendis-ini daima böyle bir devrimin gerçekle³tirilmesi için haz�rlar. Ama imkanlarlatasarlanan gerçekler aras�ndaki çeli³me, nesnel bir çeli³medir ve irade ile a³�-lamaz. Bunun yan� s�ra unutulmamal�d�r ki, toplum çok canl� ve de§i³ken biryap�d�r. Bugün imkan dahilinde görünmeyen bir çok geli³me, yar�n olgun-la³abilir. Tarih, çok k�sa zamanda toplumsal s�n�f ili³kilerinin yeni biçimlerve yeni çeli³meler kazanarak dönü³ümün niteli§inin yeniden hesap edilmes-ini dayatabildi§ini, ve devrimcilere, kendilerinin tasarlad�klar�ndan daha ilerigerçeklikleri elde edebilmeleri için yeni imkanlar sundu§unu pek çok defagöstermi³tir. �mkanlar da, bütün nesnel dünya gibi, hareketli ve de§i³kendir.Ve yeni imkanlar�n do§mas�, yeni gerçeklerin tasarlanmas� için daima yenif�rsatlar sunar.

Diyalektik materyalizm, imkanlar�n çe³itli biçimlerde insan�n önüne gele-bilece§ini ke³fetmi³, onlar� nitelikleri bak�m�ndan s�n��and�rm�³t�r.

Genel olarak imkan, gerçekli§in ortaya ç�k�³� için gerekli ko³ullar�n varl�§�,ya da gerçekli§in do§u³unu engelleyecek aksi ko³ullar�n yoklu§u demektir.Gerçekle³tirmeyi tasarlad�§�m�z i³ ya da nesne için gerekli imkanlar varsa,var bulunan bu imkanlara �somut imkan� denir. Fakat, elimizdeki imkanla-r�n, gerçekle³meyi sa§lay�p sa§lamayaca§� belli olmad�§� halde, en az�ndangerçekle³menin önünde bir engel te³kil etmedi§ini görüyorsak, bu imkan �so-yut imkan� olarak adland�r�l�r. �nsan eylemi, üretim faaliyeti ya da toplum-sal devrimci eylem, daima bir soyut imkan�, somut imkana çevirmeye daya-n�r. Yani, yaln�zca engel te³kil etmemek durumundan gerçeklik için kullan�l�rduruma sokabildi§imiz imkanlar, soyut imkandan somut imkana çevrilmi³olurlar. Ula³mak için çal�³t�§�m�z hedefe uygun unsurlar�n geli³tirilmesi, ya-

109

Page 111: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

rat�lmas�, hede�n gerçekle³mesini engelleyen unsurlar�n ortadan kald�r�lmas�veya ay�klanmas� ve etkisiz hale getirilmesi, imkandan gerçekli§e geçi³ içinyap�lmas� gereken bir dizi i³lemdir. Hevesli birinin, kendisi için iyi bir loko-motif yapmak istedi§ini dü³ünelim. E§er o adam�n ya³ad�§� ülkede, ki³ilerinkendileri için lokomotif yapmas�n� yasaklayan bir kanun yoksa, ya da kendiba³�na lokomotif sahibi olmak toplumca ay�p say�lm�yorsa, bu soyut olaraklokomotif yapman�n bir imkan�d�r. Ba³ka imkanlar� da bir araya getirirse,bir lokomotif sahibi olabilir. Ama adam�n elinde yeterli hammadde almak,bilgili mühendisler ve becerikli i³çiler tutmak için yeterli para yoksa, böylebir yokluk, art�k soyut imkan say�lamaz. E§er bunlar� da sa§larsa, elinde birlokomotif gerçekli§i için �somut imkanlar� da bulunmu³ olacakt�r. Demir veçelik, motor, yak�t kazan�, elektrik donan�m� için gerekli parçalar, hesaplar�yapacak, planlar� çizecek mühendisler ve tasar�mc�lar, ve nihayet bütün bumalzeme üzerinde çal�³acak i³çiler biraraya getirilince, lokomoti�n üzerindehareket edece§i raylar dö³enince adam kendisine bir lokomotif yap�lmas� içinimkanlara sahip olmu³ demektir. �imdi bütün mesele, bu imkanlar� birarayagetirerek lokomoti�n gerçekli§ini ortaya ç�karmaya gelmi³tir. Burada ³u sorusorulabilir: ki³isel bir lokomotif için bu kadar zahmete de§er mi? Gerçek-ten, toplumlar yaln�zca gerçek anlamda ihtiyaç olarak hissettikleri nesneleriçin imkan, zaman, emek ve madde harcarlar. Geçmi³te, eski zamanlarda,insanlar köle eme§ini kullanarak hemen hemen bedavaya malolan i³ler yapt�-rabildikleri bir zamanda, köle eme§i her sorunu çözmeye yetti§i zamanlarda,makinalara itibar etmezler ve eme§in yerini tutacak makinalar icad etmekiçin kafa patlatmazlard�. Ne zaman ki, toplumsal ilerleme, köle eme§inin ye-rine ücretli i³çi eme§ini koydu, emek ayr�ca bir sermaye yat�r�m�n� gerektirirhale geldi, toplumun ürün ihtiyac� büyüdü ve üretim tekniklerinin geli³tiril-mesi ve daha çok ürünün daha ucuza mal edilmesi kapitalistlerin bir ihtiyac�haline geldi, o zaman makinalar�n geli³tirilmesi ve üretim için yeni imkanlaryarat�lmas� zorunlu oldu. Bu yüzden Marks, ³öyle demi³tir: ��nsanlar yaln�zcaçözüm imkanlar� bulunan problemleri önlerine koyarlar ve her problem an-cak çözüm imkanlar� bulundu§unda do§ar.� E§er ya³anan toplumsal ko³ullar,yaln�zca baz� insanlar�n kafalar�nda �problem� olarak kalm�³ ama toplumsalbir problem halini almam�³sa, burada ciddi ve çözümü gereken bir proble-min bulundu§undan söz edilemez. Bir ba³ka deyi³le, insanlar�n çözümünüistedikleri her problem, o anda çözüm imkanlar� toplumsal olarak üretilmi³bulunan problemlerdir. Adaletsiz ve e³itsiz hayat ko³ullar�, çok eski zaman-lardan beri insanlar�n özellikle de baz� �lozo�ar�n kafas�nda ciddi bir problemolarak varolagelmi³tir. Ama bu ko³ullar�n tümüyle ortadan kald�r�lmas� içinzorunlu imkanlar biraraya gelmeden kald�r�lamazlard� ve bu toplumsal birproblem olarak tan�mlanamazd�. Bütün toplumsal adaletsizliklerin ve e³its-izliklerin ortadan kald�r�lmas� ancak sosyalizmde mümkün olmu³tur. Bundan

110

Page 112: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

önceki toplumsal ili³ki biçimlerinde, kendilerini adaletsizli§in ve e³itsizli§indü³man� olarak tan�tanlar ve bu u§urda toplumlar� aya§a kald�r�p isyanlara,ihtilallere sürükleyenler, sonunda kendileri de adaletsizlik düzeninin bir ba³kabiçimini kurmaktan öteye geçememi³lerdir.

Herhangi bir nesne üzerinde çal�³an bir emekçi gibi, toplumu dönü³türmefaaliyetine giri³mi³ bir devrimci de, önce ³u sorular�n bir cevab�n� aramakzorundad�r: Acaba, önüme koydu§um hede�e, ³imdi elimde bulunan araçlarve hammaddeler birbirine uyumlu mudur? Hede�edi§im gerçeklik, ³u andaönümde bulunan imkanlar aras�ndan ç�kart�labilir mi? Elbette böyle bir so-runun do§ru cevaplanabilmesi için, hede�n çok aç�k ve do§ru bir tari�nin ya-p�lmas� gerekir. �u andaki imkanlarla bir sosyalist devrimi hede�edi§ini ilerisüren birisi, ya sosyalizm diye bir ba³ka ³eyi tarif etmektedir ya da eldekiimkanlar�n gerçekten neler oldu§unu do§ru dürüst hesap etme yetene§indenyoksundur. Elinde koruk üzümle kurtlanm�³ un bulunan birinin �ben bundaniyi bir helva yapar�m� dedi§ini, ya da �³u deveyi kesip kebap yapal�m� diyenbirinin elinde yaln�zca t�rnak çak�s�n�n bulundu§unu dü³ünün!

Cevapland�r�lmas� zorunlu bir di§er soru ³udur: Hangi unsurlar�n birarayagetirilmesi, hangi geli³melerin ne biçimde etkilenmesi, hangi aksi nedenlerinortadan kald�r�lmas� ve elveri³li etkilerin yarat�lmas� gerekmektedir? Elim-izde bulunan imkanlar aras�nda nas�l bir etkile³im vard�r? Bunlar birbirlerinitamamlamaya ve bir bütün olu³turmaya yetenekli midir, yoksa aralar�ndaçeli³meler var m�d�r? Çeli³meler varsa bunlar hangi yöntemlerle nas�l çözüle-cektir?

Özellikle toplumsal de§i³tirme-devrim amac�n�n gerçekle³mesi sözkonusuoldu§unda, toplumsal imkanlar üzerinde kar³�t e§ilimlerin rol oynamaya ba³-lad�§�n� görürüz. Ayn� imkanlar toplulu§undan farkl� gerçeklikler ç�kar�lmas�mümkündür ve devrim ve kar³�devrim, bir ve ayn� toplumun ayn� s�n��ar�üzerinde faaliyet göstererek birbirlerine kar³� mücadele ederler. �³çi s�n�f� sos-yalizm hede�ne ilerlemek için, toplumun di§er emekçi s�n��ar�n� ve i³sizleri,tüm ezilenleri kendi etraf�nda toparlamak, ayn� hede�er do§rultusunda ken-disi ile birlikte hareket etmeye onlar� ikna etmek zorundad�r. Bu s�n��ar vetabakalar, devrimin imkanlar�d�r. Ama burjuvazi de, özellikle küçük mülksahibi s�n��ar� ve i³çi s�n�f�n�n geri kesimlerini kendi etraf�nda tutmaya veonlardan devrimi önleyen bir güç olarak yararlanmaya çal�³�r. �³sizleri i³çi-lere dü³man etmeye, i³çilerin davas�yla onlar�n kurtulu³unun ayn� oldu§ugerçe§ini gizlemeye çal�³�r. Bütün bu faaliyetin amac�, devrimin imkanlar�n�devrime kar³� imkanlar haline getirmektir. Görülüyor ki, toplumsal unsurlar,onlara belli politik hede�eri bulunan örgütlü öznelerin eli de§meden önce,kendili§inden devrimin ya da kar³�devrimin unsuru olmamakta, fakat bir kez

111

Page 113: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

siyasi örgütlenmesini tamamlam�³ ve toplumsal çapta etkili olmaya ba³lam�³bir devrimci öznenin (s�n�f bilinçli ve komünist partisi etraf�nda örgütlenmi³proletaryan�n) eli de§di§inde devrimci bir nitelik kazanabilmektedir. Do§adakendi ba³�na toprak alt�nda duran demir cevherini üretim süreçlerinde planl�eme§i ve becerisiyle makine haline getiren i³çi ile toplumun ara s�n��ar�n�devrimin etraf�nda birle³tiren güç ayn� i³i yapar: bir soyut imkan�, bir somutimkana ve onu da bir gerçekli§e dönü³türür.

112

Page 114: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bölüm 23

Sonsöz

Bu kitapç�k, diyalektik materyalizme yaln�zca bir giri³tir. Diyalektik mater-yalizm bilimini derinlemesine ö§renmek için Marksizm-Leninizmin büyük te-orik cephaneli§ini bütünüyle iyi incelemek ve yaln�zca �felse� anlamda� diya-lekti§i ö§renmekle kalmay�p, bu bilimin siyasette, sanatta, devrimci çal�³ma-n�n bütün alanlar�nda kullan�l�³�nda ustala³mak gerekmektedir. Bu yüzdenbu kitapç�k diyalektik materyalizmi bütün ayr�nt�lar�yla ve bütün yönleriyleö§retmek iddias�ndan hayli uzakt�r. Yaln�zca ilk bilgileri ve giri³ niteli§indebaz� kavramlar� aç�klamaktad�r. Kitab�n sonuna, diyalektik materyalizmi kav-ramak ve ayr�nt�l� olarak ö§renmek isteyenler için gerekli kaynaklar�n k�sa birdökümü konulmu³tur. Ayr�ca, son sayfalarda, gerek bu kitapta geçen, gereksediyalektik materyalizmin s�k kullan�lan baz� di§er kavramlar�n�n k�sa tan�m-lar�n� veren bir sözlük eklenmi³tir.

Diyalektik materyalizmin incelenmesi için ba³-vurulacak temel kaynaklar

A³a§�daki listede belirtilen kitaplar, diyalektik materyalizmin do§rudan kay-naklar� olarak ba³vurulacak eserlerdir. Kitaplar�n sunulu³ s�ras�, bir okumas�ras� de§ildir. Ara³t�rma yapmak isteyenler, kitaplar� kendisinin ve çal�³maalan�n�n ihtiyaçlar�na göre izleyecekleri yönteme uygun olarak seçmelidirler.Kitaplar�n içerikleri hakk�nda bu tarz bir çal�³may� kolayla³t�rmak amac�ylaözet bilgi verilmi³tir.

113

Page 115: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu

Friedrich Engels taraf�ndan 1866 y�l�nda yaz�lm�³t�r. Kitap dört bölümdenolu³maktad�r.

Birinci bölüm, �HEGEL'DEN FEUERBACH'A� ba³l�§�n� ta³�maktad�rve her iki �lozofun görü³lerinin ele³tirel bir incelenmesini içermektedir. Bubölüm, özellikle anla³�lmas� çok zor olarak bilinen Hegel felsefesinin temeltezleri ve Hegel mant�§�n�n temel ilkeleri hakk�nda aç�klay�c� ve tan�t�c� notlarbak�m�ndan dikkate de§erdir.

�kinci bölüm, ��DEAL�ZM VE MATERYAL�ZM� ba³l�§�n� ta³�r. Felsefe-nin temel sorunu olarak bilinen varl�k ile dü³ünce aras�ndaki ili³ki, bu bö-lümde incelenir ve bu konuda �lozo�ar�n ald�§� tavra göre iki büyük grubaayr�ld�klar� tezi bu bölümde i³lenir. Diyalektik materyalizmin en önemli tez-lerinden biri olan bu ayr�m ve ayr�m�n dayand�§� çözümleme, felsefeye giri³bak�m�ndan önem ve de§er ta³�maktad�r. Bu bölüm, tarihteki felsefe ak�mlar-�n�n bu iki ana görü³ aç�s�ndan s�n��and�r�lmas� ve kar³�la³t�r�lmas�n�n tarihselbir özetini vermesi bak�m�ndan da önemlidir.

Üçüncü bölümün ba³l�§�, �FEUERBACH,IN D�N FELSEFES� VE ET-����dir. Engels, bu konuyu, eski materyalizmin son büyük ustas� olarak tan�-nan Feuerbach'�n idealizminin aç�§a ç�kt�§� konu olarak ele al�r. Feuerbach'�ndin, sevgi vs. üzerine kurdu§u toplumsal ili³ki önerisini, �soyut insan� kav-ram� ekseninde ele³tirir. Onun materyalizm ad�na yeni bir din kurma çabas�n�aç�§a ç�kar�r.

Son bölüm, �D�YALEKT�K MATERYAL�ZM� ba³l�§�n� ta³�r. Hegel'densonra geli³en ve �sol Hegelcilik� diye adland�r�lan felse� ak�m�n yap�s�n�n çöz-ümlenmesiyle ba³layan bu bölüm, diyalektik materyalizm öncesinin bir özet-ini verir. Hegel'le diyalektik materyalizm aras�ndaki ili³ki aç�klan�r. Diyalek-tik materyalizmin temel ilkeleri, ba³l�ca yasalar� ve kategorileri özetlenir.

Bu eser, gerek diyalektik materyalizmin kurucular�ndan biri taraf�n-dan yaz�lm�³ olmas� bak�m�ndan, gerekse diyalekti§i herkesin anlayaca§� birtarzda özetlemi³ olmas� bak�m�ndan, küçük hacmine ra§men son dereceönemli bir eserdir. Lenin, bu eserin �Komünist Manifesto kadar önemli� ol-du§unu söylemi³tir.

114

Page 116: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Alman �deolojisi

Marks ve Engels taraf�ndan birlikte yaz�lan bir eserdir. 1845-46 y�llar� aras-�nda, birlikte çal�³maya ba³lad�klar�ndan bu yana geli³tirdikleri temel tezleriözetlemek ve Engels'in deyi³iyle, �kendi kafalar�n� açmak� amac�yla kalemeal�nm�³t�r. Eser, uzun y�llar sosyalizmin teorik cephaneli§inde yer almay� unu-tulmu³ olarak beklemi³ ve ilk kez 1932 y�l�nda Sovyetler Birli§i'nde yay�nlan-m�³t�r.

Bu eserlerinde iki büyük usta, sol Hegelcileri ve Feuerbach materyaliz-minin s�n�rl� içeri§ini ele³tirerek, diyalektik ve tarihsel materyalizmin temelilkelerini ve marksizmin bütün teorik birikimi boyunca kullan�l�p geli³tirilecekolan temel kavramlar� in³a ederler.

Eserin büyük önemi, sol Hegelcilik ve Feuerbach materyalizminin özündeidealist bir karakter ta³�d�§�n� göstermesidir. Özellikle Feuerbach materyaliz-minin, dünyay� �seyreden� ve onun kar³�s�nda edilgen konumda tasvir edileninsan anlay�³�n�n ele³tirilerek, bunun kar³�s�nda, eylemci, dönü³türücü, ta-rih yap�c� gücüyle maddi insan kavram�n�n konulmu³ olmas�, bütün dü³üncetarihinin en devrimci tezi olarak de§erlendirilmeye lay�kt�r. Çünkü bu tez,sonuçta, tarihin itici gücü olarak üretici güç konumundaki devrimci proletar-yan�n rolünün aç�§a ç�kar�lmas�n�n da temelinde bulunmaktad�r. Bunun yan�s�ra eser, preleter eylemle toplumsal geli³menin objektif yasalar� aras�ndakiili³kiyi göstererek, burjuvaziye kar³� mücadelesinde proletaryan�n tarihsel za-ferinin kaç�n�lmazl�§�n� da kan�tlamaktad�r.

Anti-Dühring

Tam ad�, �Bay Eugen Dühring Bilimi Alt Üst Ediyor� olan bu eser, Engels'in1876 ile 1878 y�llar� aras�ndaki yaz�lar�n�n biraraya getirilmesinden olu³mu³-tur. Görü³leri sosyal-demokrat çevrelerde yank� bulan bir bilim adam� olanEugen Dühring'in demagojik, çal�nt�larla dolu ve içi bo³ �kirlerinin ele³ti-rilmesinin bir zorunluluk halini almas� üzerine yaz�lm�³t�r ve onun cahilcesald�r�lar� kar³�s�nda marksizmin bir savunu³udur.

Anti-Dühring, felsefe, ekonomi politik ve sosyalizm ba³l�klar�n� ta³�yanüç ana bölümden olu³ur. Marksizmin üç temel alan�n�n, yani diyalektik vetarihsel materyalizmin, ekonomi politi§in ve bilimsel komünizm teorisininaç�klanmas�n� içerir.

Birinci bölüm, diyalektik ve tarihsel materyalizmin ana çizgilerini özet-ler. Felsefenin temel sorununa materyalizm aç�s�ndan verilen cevab� aç�klar

115

Page 117: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

ve savunur. Dünyan�n maddi yap�s�n�, bilmenin temel yasalar�n�, zaman, me-kan ve hareketin maddi birli§ini materyalizmin temel ilkeleri olarak inceler.Bilimlerin s�n��and�r�lmas� sorunu ile maddi dünyan�n hareket biçimleri ara-s�ndaki ili³kiyi gösterir. Ahlak, e³itlik, zorunluluk ve rastlant� gibi kavram vekategoriler hakk�ndaki diyalektik materyalist görü³leri aç�klar.

�kinci bölümde, Engels, Dühring'in ekonomi politik hakk�ndaki görü³leriniele³tirir. Ekonomi politi§in ana konusu ve yöntemine ili³kin de§erli bilgilerverir. Bu arada bu bölüm, özellikle, idealist ³iddet teorisinin ele³tirisini vetoplumun geli³mesinde ekonominin rolünü ortaya koymas� ve devrimci birdönemde devrimci ³iddetin rolünü göstermesi bak�m�ndan temel bir ba³vurukayna§� de§eri ta³�maktad�r. Bu bölümün ekonomi politi§in tarihine ili³kinonuncu k�sm�, eseri müsvette halindeyken okuyan Marks taraf�ndan yaz�lm-�³t�r.

Üçüncü bölüm, bilimsel sosyalizmin tarihsel köklerini aç�§a ç�kar�r. Ütop-yac� sosyalizmin önemini ve eksikliklerini göstererek onlar�n ele³tirisi temel-inde yükselen bilimsel sosyalizmin üstünlü§ünü kan�tlar.

Bu eser, yaln�zca bilim ve felsefe alan�nda devrimci komünist teorininsavunulmas� bak�m�ndan de§il, siyasette de, reformizmin, revizyonizmin veoportünizmin çe³itli biçimlerine kar³�, devrimci proletaryan�n dünya görü³ü-nün aç�klanmas�n� içermesi dolay�s�yla da, yaz�l�³�n�n üzerinden geçen bir bu-çuk yüzy�la yak�n zamana ra§men, temel bir ders kitab� ve önemli bir silaholarak de§erini korumaktad�r.

Do§an�n Diyalekti§i

Engels taraf�ndan daha kapsaml� bir çal�³ma için tutulan notlardan olu³anbu eser, 1873-1886 y�llar� aras�ndaki çal�³malar� kapsar. Engels hayattaykendüzenlenip bas�lamam�³, ilk kez 1925 y�l�nda Sovyetler Birli§i'nde yay�nlan-m�³t�r.

Eserin ba³l�ca amac�, diyalektik materyalizm ile do§a bilimleri aras�ndakiili³kiyi ortaya koymak ve bilimin ilerlemesinin diyalekti§e yapt�§� katk�lar�oldu§u kadar, diyalekti§in de bilimin geli³mesine katk�da bulunaca§�n� gös-termekti. Bu amaca uygun olarak Engels, birçok durumda idealist ve me-ta�zik dünya görü³lerinin bilimin geli³mesinin önünde engel te³kil etti§ini,ve bunlar�n a³�labilmesinin yolunun diyalektik ile bilim aras�nda dolays�z birili³ki kurulmas� olaca§�n� göstermi³tir. Seçti§i ileri örneklerde, bu ili³kininkuruldu§u hallerde, bilimin ald�§� yolu göstermi³tir.

116

Page 118: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Bu eser ayn� zamanda, diyalekti§in ba³l�ca yasalar� ve kategorileri hakk-�nda temel bilgileri de içermektedir.

Felsefe Defterleri

Bütün ça§lar�n en büyük devrimcisi Lenin'in, 1914 ile 1916 y�llar� aras�ndaokudu§u felsefe ile ilgili kitaplar hakk�nda tuttu§u notlar, 1933 y�l�nda Sov-yetler Birligi'nde bu adla yay�nland�.

Lenin bu çal�³malar� s�ras�nda, okudu§u birçok kitab�n özetini ç�karma-s�n�n yan� s�ra, onlar hakk�nda derin ele³tiriler de yazm�³, yaln�z kitap ya-zarlar�n�n �kirlerini ele³tirmek ve de§erlendirmekle kalmam�³, ele al�nan herkonu ile ilgili olarak kendi görü³lerini de yazm�³t�r. Böylece �Felsefe Defter-leri�, bir ara³t�rmac� bak�m�ndan iki önemli özellik gösterir. Birincisi, okuyupyazarak kendini geli³tirmek isteyen herkes için bu çal�³malar, örnek al�nacakbir yöntem kitab�d�r. En basitinden, bir kitab�n özetinin nas�l ç�kar�laca§�n�,nas�l ele³tirilece§ini ve kendi özgün görü³lerinin dile getirilmesi için bir eserinnas�l de§erlendirilece§ini göstermesi bak�m�ndan bu eser, temel bir e§itim ki-tab�d�r. Okuyucu, Lenin'in çal�³malar�n� de§erlendirir ve onlar�n içeri§indenö§renirken, O'nun çal�³ma yöntemini tan�mak için de çok de§erli bir mal-zeme bulacakt�r bu kitapta. �kinci olarak, Lenin'in bu çal�³malar�, diyalektikmateryalizmin bir ele³tiri ve dünyay� de§i³tirme silah� olarak ta³�d�§� büyükönemi ö§retmesi bak�m�ndan e³sizdir.

Defterlerde, otuzdan fazla bilim, felsefe ve sanat kitab�n�n ele³tirel özetibulunmakta, bunlar�n d�³�nda bu konulara ayr�lm�³ birçok makale ve yaz�da de§erlendirilip ele³tirilmektedir. �ncelenen kitaplar aras�nda, Marks veEngels'in ortak eserleri olan �Kutsal Aile�den, Feuerbach'�n �Dinin Özü�ne,Hegel'in �Mant�k Bilimi�, �Tarih Felsefesi Üzerine Dersler� ve �Felsefe TarihiÜzerine Dersler�inden, Aristoteles'in �Meta�zik�ine, Lassal'in �Herakleitos'unFelsefesi� adl� bro³üründen, Jean Perrin'in �Fiziksel Kimya �nceleme Kitab�- �lkeler� adl� eserine kadar pek çok ilgi çekici eser bulunmaktad�r. ElbetteLenin'in eserine ilgi çekicilik ve üstünlük sa§layan, yaln�zca inceledi§i eserlerde§ildir. Bundan daha önemli olarak, bütün bu eserler kar³�s�nda Lenin'inihtilalci dü³üncesinin geli³tiridi§i [?] ele³tiriler ve de§erlendirmelerdir.

Bu eseri okumak isteyenler, al�³�lm�³ kitap okuma biçimlerinden farkl�bir yol izlemelidirler. Her ³eyden önce, bu �Defterler�in yay�nlanmak üzereyaz�lmad�§�n� gözönünde tutmak gerekir. Birçok bölüm, okuyucuya, özensiz,rasgele yaz�lm�³ gibi görünecektir. Konular genellikle birbirini izleyen bir bü-tünlü§e sahip olmad�§� için, bir konudan di§erine, bir bilgi alan�ndan ötekine

117

Page 119: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

geçerken zorluk çekilmesi mümkündür. Kitab�n düzenleni³ s�ras�, bu yüz-den okunu³ s�ras� olarak görülmemelidir. Lenin'in bu eserinden en ekonomikbiçimde yararlanman�n yolu, onu bir ansiklopedi gibi ele almakla olur. Yani,Lenin'in düzenlemeden b�rakm�³ oldu§u bu notlar�, okuyucu kendi amaçlar-�na uygun olarak düzenleyip, birle³tirmeyi denemelidir. Örne§in, e§er ara³-t�rmac�, �soyutlama� ile ilgili bir çal�³ma yap�yorsa, bunu kitab�n belli birbölümünde okunmaya haz�r biçimde bulamayacakt�r, ama, kitab�n arkas�nakonulmu³ bulunan endeksten �soyutlama� kavram�n�n geçti§i sayfalar� ö§re-nerek eserin birçok bölümüne da§�lm�³ notlar� biraraya getirebilecektir.

Bu eserin en önemli parçalar�ndan birisi, �D�YALEKT�K SORUNU ÜZE-R�NE� ba³l�§�n� ta³�r ve Lenin'in daha kapsaml� bir yaz� için tuttu§u fakatsonradan tamamlama f�rsat� bulamad�§� notlar� içerir. Bu notlar, diyalektiküzerine bugüne kadar yaz�lm�³ bulunan en özlü, en derin bir içeri§e sahiptir.�Defterler�in kendi ba³�na incelenebilecek ender bölümlerinden birisi olan buk�sa yaz�, diyalekti§i ö§renmek isteyen herkes için sürekli olarak ba³vurulacakönem ve de§erdedir.

Materyalizm ve Ampriokritisizm

Lenin'in ba§�ms�z olarak felsefe konusuna ayr�lm�³ temel eseri, �Gerici BirFelsefe Üzerine Ele³tirel Notlar� ba³l�§�n� ta³�yan bu kitapt�r. Rusya'da 1905devriminin yenilgisinden sonra ba³layan gericilik döneminde, diyalektik vetarihsel materyalizme kar³�, revizyonist ve reformist cepheden ba³lat�lan veçok yönlü olarak sürdürülen sald�r�ya kar³�, onlar�n dayand�klar� �amprio-kritisizm� felsefesinin çürütülmesi amac�yla kaleme al�nm�³t�r. Gericilik dö-neminde ve devrimin yenilgiye u§ramas�ndan y�lg�nl�§a ve umutsuzlu§a kap-�lan bir k�s�m parti üyesi, sübjetif idealist bir felsefe olan amprio-kritisizmin,Marksizm'den daha üstün oldu§unu ileri sürmeye ba³lam�³t�. Onlara göre,Mach'c�l�k [ç�l�k] (yani ampriokiritisizm) [amprio-kritisizm] marksizmi dahada tamamlayacak ve geli³tirecekti. Lenin, bu iddialar�n kar³�s�na, do§a bil-imlerinin ve insanl�§�n tarihsel deney birikiminin bütün cephaneli§ini kulla-narak, bu eserinde kar³� ç�kt�.

Materyalizm ve Ampriokritisizm, Mach'ç� felsefeyi ele³tirirken, felsefedepartizanl�k-yan tutma ilkesini ve diyalektik materyalizmin temel kategorilerihakk�ndaki görü³ü geli³tirip ilerletmi³tir. Özellikle, madde, deney, zaman vemekan, nedensellik, özgürlük ve zorunluluk, bu eserde aç�kl�kla tan�mlanm�³ve güçlendirilmi³lerdir. Bilimle felsefe aras�ndaki ili³ki, ve o ça§da yeni ortayaç�kan bilimsel bulu³lar�n felsefe bak�m�ndan anlam�n�n çözümlenmesi de, genebu eserin büyük ba³ar�lar�ndan bir k�sm�d�r.

118

Page 120: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm

Stalin taraf�ndan Bol³evik Partisi Tarihi içine yaz�lm�³ ve sonradan ayr�cayay�nlanm�³ bu eser, diyalektik ve tarihsel materyalizmin temel ilkelerini vediyalektik yöntemin temellerini kusursuz bir aç�kl�k ve sadelikle anlat�r.

Eser üç ana bölümden olu³ur.

Birinci bölüm, Marksist Diyalektik yöntemin anahatlar�n� aç�klar. Ba§�nt-�l�l�k, hareket ve de§i³me, nicelikten niteli§e geçi³ ve iç çeli³meler bu bölümünkonular�d�r.

�kinci bölüm, Marksist felsefe� [felse�] materyalizmin ana hatlar�n� aç�k-lar. Bu bölümde dünyan�n maddi birli§ini, maddenin dü³ünceden ba§�ms�zl-�§�n�, maddi dünyan�n bilinebilir oldu§unu kan�tlayan marksist tezler anlat�l�rve bunlar kar³�s�ndaki idealizmin görü³leri ele³tirel bir tarzda özetlenir.

Üçüncü bölüm, tarihsel materyalizme ayr�lm�³t�r. Bu bölümde, toplumunmaddi ya³am ko³ullar�, üretici güçler ve üretim ili³kileri aras�ndaki çeli³me,tarihteki üretim ili³kilerinin ba³l�ca özellikleri, sosyalizm üe kapitalizm aras-�ndaki temel farkl�l�klar aç�klan�r.

119

Page 121: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

KÜÇÜK SÖZLÜK

Ampirizm: (Veya, Empirizm) Bilginin kayna§�n�n deney oldu§unu ileri sü-ren felse� ak�m. Ba³l�ca temsilcileri, F. Bacon, D. Hume, J.S. Mill.

Analiz: Bir bütünü kendisini meydana getiren unsurlara ay�rarak tan�ma.

Aposteriori: Sonsal. Deney sonunda elde edilen bilgi.

Apriori: Önsel. Deneyden önce varolan, deneyin ötesinde geçerlili§i olanbilgi.

A³ma: Herhangi bir ³eyin olumlu yan�n� esas alarak daha yüksek bir düzeyegeçme.

Belirlenim: S�n�rlama. Bir dü³üncenin, ele ald�§� nesnenin ya da olay�n,yap�s�n�n ve özelliklerinin s�n�rlar�n� tam olarak tan�mlamas�. Bir kav-ram�n anlam�n�n ve içeri§inin net olarak, bütün özellikleri ve içeri§i ilekonulmas�.

Biçim ve içerik: Nesne ve olaylar�n iç birli§ini, bütünlü§ünü ve geli³mekaynaklar�n� ortaya ç�karmaya yarayan felse� kategoriler. �çerik, nesneve olaylar�n temelini meydana getiren, onlar�n bir biçim kazanmas�n�sa§layan unsurlar�n ve süreçlerin tümüdür. Biçim ise, içerikte bulunanunsurlar�n birbiriyle ba§lant�s�n�, onlar�n örgütlenmi³ halini, ve bunla-r�n d�³ çevreyle ili³kisini ifade eder.

Bilgi: Nesnel dünyan�n hareketinin ve ili³kilerinin yasa düzeyinde ifade ed-ilmesi.

Bilinç: �nsan�n kendisini ve çevresini bilmesini sa§layan zihinsel, bilgisel,kültürel tüm unsurlar�n birli§i. Kendini ve çevresini ili³kileriyle birliktetan�ma yetene§i.

Bütünsellik: Bütün varl�klar�n birbirleriyle ili³kili olmas� ve her³eyin kar³�-l�kl� olarak birbirini etkilemesi sonucu do§an yap� özelli§i.

120

Page 122: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Çeli³me: Kar³�tlar�n hareketi.

D�³sal ve içsel: Bir varl�§�n bütünsel yap�s�n�n farkl� iki yan�. �çsel, d�³salarac�l�§�yla bilinen, do§rudan görünüp kavranamayan derindeki hare-keti dile getirir. D�³sal, ayn� varl�§�n içsel hareketinin görünü³üdür.

Dolay�m: Herhangi bir olay�, nesneyi, varl�§� kendisinin ba§l� oldu§u ba³kaolaylar, nesneler ve varl�klar arac�l�§�yla, onlarla olan ili³kilerini ortayakoyarak tan�mlamak.

Dünya görü³ü: Dünya hakk�ndaki felse�, sosyo-politik, etik, estetik, bilim-sel görü³lerin bütünlü§ü.

Estetik: 1◦ �nsan�n dünyay� dönü³türme faaliyetinin bir parças� olan sanat�nözü ve geli³me kanunlar� ile sanat�n sosyal dönü³ümde oynad�§� rolüara³t�ran bilim. 2◦ �nsanla d�³ dünya aras�nda özel olarak �güzel olan��temel alan ili³ki.

Etik: Ahlak bilimi. Esas olarak ikiye ayr�l�r. 1◦ Ahlak kurallar� koymaya çal-�³an normatif etik; 2◦ Ahlak�n özünü, kaynaklar�n� ve bunlar� belirleyentarihsel ko³ullar� ara³t�ran teorik etik.

Fenomen: Duyular yoluyla alg�lanan deney nesnesi. Kant felsefesinde no-umenon'un kar³�t�.

Genelleme: Tikel bilgiden tümel bilgiye geçme. Tek tek nesnelerin ve olayla-r�n bilgisinden kavramlara, bilimsel kanunlara, teorilere ula³ma. Olum-suz anlamda, bir tek olaydan yola ç�karak bütün olaylar hakk�nda biryarg�ya varma.

�nkar�n inkar�: (Veya, yads�man�n yads�mas�). Varl�§�n geli³mesinin sürekl-ili§i içinde, bir nitelik de§i³mesinin yerini bir ba³ka nitelik de§i³mesininalmas�n�, eski ile yeni aras�ndaki ba§lant�y�, geli³menin en alt basamak-lar�nda görülen kimi özelliklerin en yüksek a³amalarda da tekrarlan-mas�n� ifade eden diyalektik yasas�. Bu yasa, ilerleme ve geli³menin,çeli³melerin çözümü yoluyla oldu§unu ortaya koyar.

Kategori (Ulam): Gerçekli§in ve bilgi nesnelerinin en genel ve en temelözelliklerini ve ili³kilerini ifade eden ana kavramlar.

Kavram: D�³ dünyan�n zihinde yans�mas�n�n biçimlerinden biri. Nesnele-rin, olaylar�n, süreçlerin temel yanlar�n� genelle³tiren ve onlar�n özünüortaya koyan soyutlamalar.

121

Page 123: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Kendinde ³ey: �nsan�n bilincinin ve eyleminin etkisi d�³�ndaki ³ey.

Kendili§inden: Bilinçli bir etkiden ba§�ms�z olarak gerçekle³en hareket.

Madde: Bilinçten ba§�ms�z olarak varolan ve bilinçte yans�yan nesnel ger-çeklik.

Meta�zik: Diyalekti§in kar³�t� olan tüm dü³ünme biçimlerinin ve yöntem-lerin genel ad�. Bilmenin tek yanl�, ve sübjektif bir eylem olarak eleal�nmas�. Her³eyi olup bitmi³, hareketsiz ve de§i³mez ve birbirindenba§�ms�z olarak ele alan yöntemlerin ve felse� görü³lerin tümü.

Mutlak: Ebedi, sonsuz ve herhangi bir ³arta ba§l� olmayan. De§i³meyenve tamamlanm�³ en yüksek düzeye eri³mi³ bulunan. Diyalekti§e göre,mutlak olan hiç bir ³ey yoktur.

Nedensellik: Neden ile sonuç aras�ndaki ba§�nt�.

Tekil: Tek bir nesneyi, bireyi gösteren kavram.

Tikel: Bir türün bütün bireylerine ya da tek bir bireyine de§il de, bir k�sm�naili³kin olan. Baz�, birkaç, gibi sözlerle ay�rd�§�m�z grup.

Tümel: Belli bir s�n�fa mensup unsurlar�n tümünü içine alan. Bütün, her,hiç biri gibi sözlerle ay�rd�§�m�z grup.

Öz ve görünü³: Öz, üzerinde i³ yap�lan, de§i³tirilmeye çal�³�lan bir varl�§�n,kökünü, esas ve kal�c� niteliklerini, genel e§ilimlerini belirleyen ili³kilerintoplam�d�r. Öyle ki, bu ili³kiler ve nitelikler de§i³tirildi§inde varl�§�ntümü bir ba³ka varl�§a dönü³ür. Görünü³, varl�§�n de§i³ken ve hareketliözellikleridir ve bunlar�n de§i³meleriyle varl�§�n niteli§i de§i³mez.

122

Page 124: Marksizmde Temel Kavramlar - İlhan Akdere

Ayd�nlanma Kütüphanesi

http://www.1001001000.org