6
36      M      U      H      A      V      E      R      E  Bu söyleşi Hakan Ş arkdemir ve Oğuz Karakaş taraf ından 20 Ağustos 2007 tarihinde  İ lhan  Berk’le Bodrum’daki evinde gerçekle ştirilmi ştir.  Bizi  İ lhan Berk’le ileti şime geçiren Ahmet Güntan’a teşekkür ederiz. Karagöz İlhan Berk’le Son Söyleşi Hakan Şarkdemir, İlhan Berk’in iste ği üzerine Yerçekimi Bilgisi ’nden “A nti Trac k 01” adlı şiiri- ni okuyor:  ANTI-TRACK 01  Benimle dü şmedi toprağa cemre  Açmad ı gülleri fasl ın yok sayarak kendini benle  Ad ımlarını saklar benden müş  fik bahar Taşları yara yara akan sağı r sular  Kavu şurlar elbet bir denizin le şine  Kavu şmaz ellerim elleriyle  Sevgilinin saçlar ı nı tarayan rüzgâr  Aşık atmaz art ık benim sevincimle  Benimle çekilmiyor k ı l ıçlar  Dövüş başlamıyor ismim benim söylenince  Karnı burnunda tez gemiler  Ne barut ne ipek getirirler  Benimle, bu hudutlar zorbaca çekilmi ş  Bekletilmi ş bekleyenler yı llarca kapılarda Gazeller ağıl ı nakışlar soluk Terkedilmi ş benimle vazgeçilmez kıyılar  Benimle ya da bensiz  Muhtemel değil her iki durumun ortasında bir sen  Muhtemel değil bir sen bir ben  Muhtemel değiliz biz ikimiz  Benimle gelen gelmi ş değil Geçen geçmi ş değil gerçekte  Ne geçmi ş beni benle benim  Ne gelecek bana benden  Bir şimdinin içindeki  Bensiz bir bende ben

Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

Embed Size (px)

Citation preview

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 1/6

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 2/6

37

İlhan Berk: Unti-track ne demek?

 Ş arkdemir: Müzik parçalarınaverilen isim. Track deniyor, iz anla-mında, meselâ plâktaki parçalar-

dan her biri bir iz , bir parça.

İlhan Berk: Yeni mi çıktı bu kitabı-nız?

 Ş arkdemir: Evet . Bu üçüncü kita-bım.

İlhan Berk: Daha önce bir kitabınız yoktu?

 Ş arkdemir: Daha önce iki kitabımvar, biri Tadat .

İlhan Berk: Siz nerelerde yazı yorsu-nuz?

 Ş arkdemir: Kendi dergimizi çıkarı-yorduk. İ smi  Ş ehrengiz’di .

İlhan Berk: Çıkartı yorsunuz?

 Ş arkdemir: Ç ıkart ıyorduk 1997’de.

İlhan Berk: Ankara’da mı, nerde?

 Ş arkdemir: Yok, İ stanbul’da. Onunard ından Atl ılar diye bir dergi 

çıkard ık.

İlhan Berk: Bunlardan hiç haberimolmadı. Sonra kapattınız?

 Ş arkdemir: Evet , Ankara’da Köklerdiye bir dergimiz vard ı. Ş imdi  Karagöz ad ında…

İlhan Berk: Kara?

 Ş arkdemir: Karagöz ad ında birdergi , Hacivat Karagöz gibi .

İlhan Berk: Evet… Ankara’da mıoturuyorsunuz?

 Ş arkdemir: Ankara’da oturuyoruz .

İlhan Berk: Siz?

 Karakaş: Ben de Ankara’da oturu-yorum.

İlhan Berk: Dergi çıkarmak nerdenaklınıza geldi?

 Ş arkdemir: Zaten içindeyiz , yani sürekli yaz ıyoruz . Hem şiir, hemşiir üzerine yaz ıyoruz .

İlhan Berk: Dergiler var o kadar,oralarda yazın.

 Ş arkdemir: Dergilerde yaz ıyorum zaten, meselâ Heves.

İlhan Berk: Nerde?

 Ş arkdemir: Heves. Başka dergiler-de de yaz ıyorum. Hece var.

İlhan Berk: Evet, Hece.

 Ş arkdemir: Hece de var.

İlhan Berk: Dergi çıkarmak paralı bir iş.

 Ş arkdemir: Evet , ama biz seviyo-

ruz . Daha önce de çıkarmışt ık.

İlhan Berk: Hiç ak ıllı işi değil.

 Karakaş: Akıl kârı değil .

İlhan Berk: Öyle, ayrıca harcayacak paranız var mı?

 Ş arkdemir: Onun için de biz nasıl söyleyeyim, biriktiriyoruz .

İlhan Berk: Hiç o işlere girmeyin, batırırsınız. Zaten dergiler okunmu-

 yor.

 Ş arkdemir: Yayınevi bünyesindeçıkaracağı z . Onların desteği olacak.

İlhan Berk: Ankara’da değil mi?

 Ş arkdemir: Evet .

İlhan Berk: Ankara’nın talihi kapalı-dır. Ankara’da dergiler dışarı çıkmazorda kalır.

 Ş arkdemir: Evet , öyle bir sorun

var.İlhan Berk: Bütün yenilik hareketle-ri de orda olmuştur.

 Ş arkdemir: İ kinci Yeni oradan,Garip oradan.

İlhan Berk: Tabiî, Orhan (VeliKanık). İ yi taraf ı orasıdır. Koca birkent olmuş, gördüm. Son olarak birkitabevinde konuşma yaptım. Ozaman gördüm. Uzun y ıllar orda yaşadım; ama bir baktım, artık kos-kocaman bir şehir olmuş… Siz birdergi çıkarma kararı mı verdiniz?

Kaç sayfa olacak?

 Ş arkdemir: Kaç sayfa olacak diyemi soruyorsunuz ?

İlhan Berk: Evet.

 Ş arkdemir: Yani şu an için 36.

İlhan Berk: Yay ınevi finanse ede-cek?

 Ş arkdemir: Evet .

İlhan Berk: Ne zaman düşünüyorsu-nuz çıkarmay ı?

 Ş arkdemir: Bu senenin bitiminde,2008’de kısmetse.

İlhan Berk: Heves’te yay ımlı yorsu-nuz?

 Ş arkdemir: Ş iirlerim yayımlanıyor.

İlhan Berk: Heves’te bir hareket başladı. Çocuklar öyle bir şey hazır-lamışlardı; ama olmadı… Sorularıokur musun?

 Ş arkdemir: On beş soru var. Siz kendinizi iyi hissedersiniz hepsini sorarı z ; ama dersenizki başka

 zaman devam edelim, başka zamandevam ederiz .

(Şarkdemir, İlhan Berk için hazırla-dıkları soruları okuyor.)

İlhan Berk: Kaç tane soru?

 Ş arkdemir: Sanırım on dört tane. İ kinci Yeniyle ilgili sorular var,sonraki döneminizle ilgili sorularvar.

İlhan Berk: Ama benim durumum o

kadar parlak değil. Gördünüz. Zaman gazetesi var ya, gördünüzmü?

 Ş arkdemir: Evet , Gonca Özmen’le.

İlhan Berk: O oğlumun tanıdığı ydı.O şairi tanır mısınız?

 Ş arkdemir: Ki şisel olarak tanımıyo-rum. Ş iirlerini de çok okumad ımaçıkçası.

İlhan Berk: Neyse, onunla konuş-muştum. Baktı ki yorulmuşum.Çünkü birkaç günde hazırladı.

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 3/6

3 8

Ondan sonra menajer el attı. Önünegelen şeyleri toplamış. Söylemek istediğim, benim bu işlerle uğraşa-cak hâlim yok. Bunlar çok ciddisorular. Belki bazı soruları aralarda

 bırak ırsınız yazmaya çalışırım.Dergiyi ne zaman çıkarmak istiyor-sunuz?

 Ş arkdemir: 2008’de.

İlhan Berk: Şu arada size cevap ver-mem çok zor.

 Ş arkdemir: Böyle bir acelemiz yok.

İlhan Berk: İ yi sorular hazırlamışsı-nız… Ankara da sanı yorum sıcak,öyle değil mi?

 Karakaş: Bu sene zaten sıcak var.

İlhan Berk: Şiirle uğraşmak… Artık siz bulaşmışsınız. Senin de kitabın var öyle değil mi?

 Karakaş: Benimki çıkacak.

İlhan Berk: Ben kimsenin bulaşma-sını istemem. Çok bok bir iş.

 Ş arkdemir: Kesinlikle, yani , bayağıbir…

İlhan Berk: Bulaşmışsınız. Bir haya-

tı göze almanız lâzım. Şey diyor, bu

da yetmeyebilir diyor, yani otuz y ıl-dır, k ırk y ıldır şiir yazanlar var.Kitapları var, adları yok. Meslek öğrenilir. En zor meslek tıp mıdır,matematik midir, öğrenilir. Ama bu,

öğrenilen bir şey değil. Önü açık,arkası belli değildir. Şair olacağınızıkestiremezsiniz. Çok zor bir iş. Öyle bok bir şeydir. Karışamam ben size,siz girmişsiniz bir kere. Bütün birhayat ister şairlik. Bir oğlum var benim. İkimiz Fransızca öğretmeniçıktık, Zonguldak’a tayin olduk.Baktım ki ben bu iş çocukla olabile-cek bir şey değil. Karar verdimçocuk yapmayacağım diye. Çok zah-metli bir iş. Sonunu kestiremiyorsu-nuz. Ben şimdi kendimi görüyorum.Benim şiirlerim kalabilir. Ama bu

kadar uğraşmışım.

 Ş arkdemir: Neredeyse modern şiirtarihi .

İlhan Berk: Dediğim gibi, her mes-lek öğrenilir bu öğrenilmez. Şiire birömür veriyorsun bu bile yetmeyebi-lir. Bir bak ı yorsun adın yok ortada.Böyle dünya kadar şair sayabilirsin.

 Ş arkdemir: Metin Eloğlu bile yeni yeni konuşuluyor. Ergin Günçe,keza.

İlhan Berk: Ergün’ü tanırdım mese-lâ. Bunlar bayağı iyi şairlerdir.Kaybolmuşlardır. Daha böyle şairler var... Burada ne kadar kalı yorsu-nuz? Gezmeye geldiniz yani?

 Ş arkdemir: Sizi ziyaret etmeye gel-dik asl ında.

İlhan Berk: Ama işte benim hâlim…

 Karakaş: Olsun, görmüş olduk.

İlhan Berk: Ahmet (Güntan) sizi çok methettiği için… Soruları bana bıra-kacaksınız, başka çare yok.

 Karakaş: Biz de zaten öyle hesapla-mışt ık. Sizi yormayı düşünmüyor-duk.

İlhan Berk: Bana bir şey kazandır-mı yor sorular, müthiş yoruyor. Benzaten yeterince yazmışım. Ama böyle arkadaş ile giriyoruz işin içine.

 Ş arkdemir: Biz sizin Ece Ayhan’layapt ığını z söyleşilerden çok şeyler

öğrendik.

İlhan Berk: O kitap bir daha basıl-madı. Ece Ayhan’ın meselâ bir yeri vardır. Sonra kaldı öyle.

 Ş arkdemir: Ece Ayhan’ ın Dipyaz ılar adl ı kitabında var. Busizin yapt ığını z söyleşiler. Sizin Hürriyet Gösteri’de yapt ığını z söy-leşiler, Yazko Edebiyat’ta GülinTokat’la yapt ığını z söyleşi .

İlhan Berk: Daha yeni ameliyattankalktım. Daha yirmi gün oldu.Onlarla uğraşı yorum. Çok da sıcak,onun için pek de çalışamı yorum.

 Ş arkdemir: Son dönemde bayağıkitap yayımlad ını z .

İlhan Berk: Onlar daha önceden yazıldığı için… Tümceler’i karıştıra- bildiniz mi?

 Ş arkdemir: Tabiî okudum.

 Karakaş: Daha Adland ırılmayanYoktur.

İlhan Berk: Hangisi daha iyi sizce?

 Ş arkdemir: Adland ırılmayanYoktur’un belli bölümlerini çok sev-

dim.

İlhan Berk: Galiba Adland ırılmayan daha iyi bir kitapTümceler’e nazaran.

 Ş arkdemir: Asl ında Logos’ta da çokgüzel şeyler var.

İlhan Berk: Bu yaşa gelince öğreni- yor insan. Siz deniz kenarından yukarı ya mı çıktınız?

 Ş arkdemir: Sahile indik ve yukarıçıkt ık.

İlhan Berk: Dosdoğru gelseydiniz,neyse.

 Ş arkdemir: Biz müsaadenizi isteye-lim o zaman.

İlhan Berk: Çok teşekkür ederim.

 Ş arkdemir: Biz teşekkür ederiz . Soruları bırakal ım isterseniz . E ğercevaplamak isteseniz .

İlhan Berk: Daha vaktiniz var, yapa-

 biliriz… Teşekkür ederim.

     M     U     H     A     V     E     R     E

“Dağlarca’nınşimdi çıkardığıbu kitaplar

meğer vaktiyle

yazılmış.

Haberimiz yok-

muş. O zamanlar

bankaya yatır-mış bunları.Bankada kilitle-

miş. Şimdi birer

birer çıkıyorlar.”

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 4/6

3 9

 Ş arkdemir: Kitabımı bırakmaktabir sakınca var mı?

İlhan Berk: Ama bir şey söylememçok zor.

 Ş arkdemir: Sadece okumanı z bileönemli bir şey. Ben her ikisini de

bırakayım.

İlhan Berk: Üç kitabınız vardı sizin,değil mi... Bayağı uğraşmışsınız.

 Ş arkdemir: Bir de sizi yormayacak-sa, bizim için imzalarsanı z .

İlhan Berk: Evet, evet. Adlarınızı yazar mısınız?

 Ş arkdemir: Çok teşekkürler.

İlhan Berk: Buralara kadar gelmişsi-

niz zahmet etmişsiniz. Ne yazık ki ben kalk ıp yürüyebilen bir adam

olmadığım için, şimdi gel de… Buhâlime de seviniyorum. Çünkü has-tanede yattım on beş gün. Benimşeyim bitti diyerekten bakmıştım.Sonra baktım, yavaş yavaş diriliyo-rum. Yalnızım, aşağıda oğlumla geli-nim var. Onlar bak ı yorlar. Beş altı y ıl oldu karımı bırakalı. Tabiî zoroldu. (Gülüyor…) Şairlik işi gerçek-

ten şey... Dağlarca’nın son şiirlerininasıl buluyorsunuz?

 Karakaş: Bir şey bulunmuyor.

 Ş arkdemir: Modern Türk şiirinindamarı içinden akan, ana damar-larından gelmiyor. Biraz daha farkl ı bir yerden geliyor.

İlhan Berk: Şimdi, yalnız, bu kitap-lar vaktiyle yazılmış, haberimiz yok  bizim. İ yi şiirleri bunlar. O zamanlar bankaya yatırmış bunları. Bankada

kilitlemiş. (Hep beraber gülünü- yor…) Bunları yazı yor diyorlar, hâl-

 buki şimdi yazdıkları Cumhuriyet ’teçık ı yor. Felâket şeyler. Bana Oktay  Akbal söylemişti, yak ın arkadaşı ydıo zamanlar Dağlarca’nın. O şiirlerien son yay ımlayacağını söylemişti.Şimdi birer birer çık ı yor.

 Karakaş: Demek uzun yaşayacağı-nı da hesaplamış da kasada sakla-

mış şiirlerini .

İlhan Berk: İlginç bir şey. Ben deişte bir kitap hazırlı yorum. Şimdiyekadar dergilerde, üç dört y ıldır çık-mış olanlara, bugüne kadar ne yaz-dı ysam onu yay ımlayacağım. Yazı yorum arada; ya okuyorum, ya yazı yorum. Şiir işi okumakla çok ilgili; çok okumak, her şeyi okumak.Okuma başlay ınca bak ı yorumhemen bir şiir çık ı yor. Tabiî bu şey meselesi, adamlarını seçeceksin,şairlerini seçeceksin. Bedri Rahmi

(Eyüboğlu) ressam bildiğiniz gibi, bir ressam, yeni ressam olmak iste-

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 5/6

4 0

 yen biri geldiği zaman, “Ustan kim-dir?” diye sorardı. Bu şairlikte de vardır. Ustanızı seçmeniz lâzım.

 Ş arkdemir: Ama sizin çok ustanı z var galiba. Sevdi ğiniz şairlerdençok bahsediyorsunuz , Mallarmé’den meselâ.

İlhan Berk: Çünkü onlar hep besle-mişlerdir. Beni hâlâ besliyorlar.Şimdi meselâ bak ın üç dilde kitap-larım çık ı yor. Şimdiye kadar ancak çıkabildi, bu yaşta. İngiltere’degeçen y ıl kitabım çıktı. Şimdi önü-müzdeki martta bir kitap dahaçıkacak. Haber verdiler, yay ınevi broşür yapmış. Daha önce Amerika’da çıktı. Dört kitabımİspanyolcada, bir kitabımFransızcada. Bu yaştan sonra olu- yor bunlar, tabiî olmayabiliyor da.Şairlik işte böyle bir iş... Karımlameselâ yedi sekiz y ıl önce, ak şamü-zerleri yürümeğe başlardık, k ırlara

falan giderdik. Onun için giderdik, yollara çıkardık. O da sevinirdi.Sonra bir bak ı yorum ki...Unuturdum ben onu. Ben önde yürüyorum. O da seslenmezdi.Böyle bir işti. Şu oda, onu açın,oraya gidin, çalışma odam, giriniçeriye, bak ın. Anahtarı üzerinde, bir kere çevirin…

İlhan Berk: (Şarkdemir’e) Rahatsınsen şiirde. İlgiyle okudum. Lebidkimdir?

 Ş arkdemir: Arap şairi , yani , mual-lâka şairi .

İlhan Berk: Kimin kantosu bu?

 Ş arkdemir: Ezra Pound’un 81. Kantosu.

İlhan Berk: Onları okudun öyledeğil mi?

 Ş arkdemir: Evet .

İlhan Berk: İ yi bir eğitimin varöyleyse. Eğitim diyorum, yani şiirleuğraşmışsın. (Karakaş’a) Ne yazık ki senin için bir şey söyleyemiyo-rum. (Gülüyor…)

 Ş arkdemir: O benden genç.

İlhan Berk: Sevindim sizi tanıdığı-ma.

 Ş arkdemir: Biz de çok sevindik.

 Karakaş: Biz de çok sevindik.

İlhan Berk: Çok teşekkür ediyo-rum.

     M     U     H     A     V     E     R     E

8/9/2019 Karagoz5 Ilhan Berk Soylesisi

http://slidepdf.com/reader/full/karagoz5-ilhan-berk-soylesisi 6/6

4 1

25 Ekim 2008 Cumartesi günü Türkiye Yazarlar Birli ği genel merkezi ,   Ankara ve Konya şubelerinin kat ıl ımıyla,Türkiye Yazarlar Birli ği Bursa şubesinin açıl ışı yapıld ı.

 Açıl ıştan sonra Bursa şubesinin yeni binasında “ Ş iirimizin Son Otuz Y ıl ı” başl ıkl ı bir panel gerçekleştirildi . Panele Enis

 Akın,  Hakan  Ş arkdemir ve Murat Üstübal kat ıld ı.  Paneli Osman Özbahçe yönetti . Bu sayıda sizlere günümüz şiirinin

tart ışıld ığı panelde yapılan konuşmalardan Enis Akın’ ınkonuşmasını sunuyoruz .

Karagöz

Bugün burada, Türkiye Yazarlar Birliği’nin 30.kuruluş y ıldönümü dolay ısı  yla, Türkiye’de yazılanşiirin son 30 y ılı hakk ında konuşmam istendi. Şiir,her şeyden önce bir söz yeteneğidir. Herkes söz söy-ler; ama şair henüz ifade edilmemişi ifade eden sözü  bulana denir. Kulaktan kulağa, türküler yoluyla, basılı ortamlarla veya ticaret hayatının içine sızan biçimleriyle, şiir, değişen ölçülerde her insan için

 bir ihtiyacı giderir. Nedir bu ihtiyaç? Bu ihtiyacınniteliği insanın hayat evresine, içinde yaşadığı çağınözelliklerine, ruh hâline göre değişir. Çok genel birtanımla yatışmaya ihtiyacı olanı yatıştırır, coşmayaihtiyacı olanı coşturur; sevmek, efkârlanmak istedi-ğimizde ona gideriz; bazen yaralı ruhumuzu tedavietmesini, bazense hiçbir işe yaramamasını bekleriz.Resimden, romandan, heykelden beklemediğimiz yoğunluktaki duyguları  şiirden bekliyoruz.Beklentimiz çok yüksek. Gün geçmiyor ki biri “şiirokunmuyor”, “şiir öldü”, “şiir bitti” gibi yorumlar yapmasın. Oysa “her iki Türk’ten üçünün şair”oldu-ğu şeklindeki şakaların da işaret ettiği gibi şair deçok. Şiir sanatı üzerine düşünmüş antik Romalı şair

Horace’a göre şiirin iki işlevi var: Eğlendirmeli veöğretmeli. İhtiyaçlardan olumsuz yorumlara kestir-meden geçmeden şu soru sorulabilir, son 30 y ıldırşiirden bir şey öğrendik mi ve herhangi bir keyif aldık mı? Ben kendime adıma birçok şey öğrendim ve çok zaman keyif de aldım. Ama bu öğrenme vekeyif, daha fazla olamaz mı ydı? Belki olabilirdi.Beklenti iyidir; ama her şiir içinde bulunduğuzamanla değerlendirilmek durumunda. Dolay ısı yla bugün son 30 y ılı konuşmamız önem kazanı yor.

Son 30 y ıl, yani 1978’den sonrası, benim hayatı-mın yaklaşık dörtte üçe yak ınını oluşturan bu 30 y ıl,Türk  Şiiri açısından bak ıldığında çok da önemli

değildir; ancak önemli olmaması bu dönemin ken-dine özgü potansiyelinden çok, ondan önceki 20

 y ılın çok önemli olması yla ilgilidir. 1958’den sonra-sının büyük önemi, son 30 y ılın önemini gölge altın-da bıraktı. 1955 ile 1965 arasında, Türkçede sadeceTürk Şiiri için değil, dünya şiiri için de çok önemliişler yapıldığına inananlardan biriyim. Dolay ısı yla,son 30 y ılı anlamak için son 50 y ıla k ısaca bakmak istiyorum; ancak önce, bir noktay ı belirtmek iste-

rim. Bu konuşmamda, 70’ler, 80’ler, vb. birtak ımisimlendirmeler kullanacağım; ancak, 10’ar y ıllık dilimler hâlinde, 80 kuşağı, 90 kuşağı, 2000 kuşağıgibisinden bütünlükler olduğuna inanmı yorum;ancak 80’lerde yazılan şiir ile 90’larda yazılan şiir belirgin biçimde farklıdır, bu fark ı görmeye ihtiyacı-mız var.

1950’ler dünya için bir kopma noktası; İkinciDünya Savaşı 1945’te bitmedi, belki silâhlar sus-muştu; ancak nükleer silâhlanma, toplu katliam ola-sılığını canlı tuttukça, toplama kamplarının, geçmi-şe ait bir anı  ya dönüşmesine engel olmaktaydı.İnsanın yapabileceği kötülüklerin bir sınırı olmadı-

ğının herkesçe görülmesi, toplum hayatında ve buarada elbette sanatta da geri dönülemez bir sorgula-ma dönemi başlattı. Şiir de, dünya gibi, bu sorgula-ma döneminde çok sert bir biçimde değişti. 1950’lerdünyada ve Türkiye’de, şiirde ve kültürel yaşantıda  bir kopma noktası. Kopma noktası nedir? Dahaönceki bilgilerimizle öngöremeyeceğimiz, dahaönceki yaşantımızla bütünlüklü bir anlatı içinde elealamayacağımız bir dönüşüm anıdır. Bugün yaşadı-ğımız kadın-erkek ilişkileri, bugünün çalışma veşehir hayatı alışkanlıklarımız, yeni dünya düzeni1950’lerde plânlandı ve hayata geçirildi. Savaş son-rası dönemin yarattığı “belirsizlik” ve “umutsuzluk”,eski bask ıcı gelecek tasarımlarının kredisini yok ederek, açığa ciddi miktarda bir boşluk ve bir enerjiçıkarttı. Camus’nün  İ syankâr:  Ayaklanan  İ nsanÜzerine Bir Deneme adlı eserinin başını çektiği Varoluşçu Felsefe’nin bu dönemde doğması bir rast-lantı değil. O günlerde ortaya çıkan isyancırock’n’roll müziği, biçim değiştirse de hâlâ sonaermiş değil. Anarşizm, uyuşturucu ve cinsel tercih-ler üçgeninde bir reddedişi başlatan Jack Kerouacile Allen Ginsberg’ün başlattığı “Beat Şiiri” ciddi biretki yarattı. “Hızlı yaşay ıp genç ölen” James Dean’in başrol oynadığı film   Rebel with No Cause (BirNedeni Olmayan İsyankâr) bu dönemin sembolle-rinden biri oldu. Cinsel hayat, doğum kontrol hapı-

nın keşfiyle bir daha geri döndürülemez bir biçimdedeğişti. “Cehennem Melekleri” isimli “çirkinliğin

Şiirimizin Serüveninde Son 30 Yıl

 Enis Akın

T  E  MA   Ş  A