112
Ramazan Pratiğinin Teorisini Yapmak jg g düşünce • kültür • sivasei ümran Sahibi Ümran Yayıncılık Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Abdullah Yıldız Yayın Danışmanı Yusuf Kaplan Yazı İşleri Müdürü Veli Kahraman Yayın Kurulu Uğur Altım, Yusuf Kaplan, Cevat Özkaya, Abdullah Yıldız Bu Sayıya Katkıda Bulunanlar Mehmet Akif Ak, Abdurrahman Arslan, Kerim Buladı, D. Mehmet Doğan, Havva Giiney, İhsan Kabil, İbrahim Karagül, Ahmet Mercan, Atasoy Miiftüoğlu, Hayrettin Oğuz, Mustafa Ozcan, Nurettin Ozcan, Zafer Özdemir, Rasim Özdenören, Mustafa Tekin, Ömer M. Yaman, Ahmet Yaşar Hocaefendi, Ali Ural İdare Merkezi Kıztaşı Cad. No: 56/1 Fatih-İstanbul Tel: (0212) 533 72 02-631 13 85 Fax: 534 88 88 www.umran.org [email protected] Temsilcilikler Ankara: (0312) 435 94 48 İzmit: (0542) 250 75 77 Trabzon: (0462) 321 95 44 Abone Şartları Yıllık (12 sayı): 24.000.000 TL. Yurtdışı Yıllık: 100 D M - 5 0 $ Ümran Yayıncılık Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Posta Çeki No: 1605252 Hasan Ah Türkiye İş Bankası Fatih Şb. Hesap No: 1020 138 6804 Avrupa İçin Hesap No Sedat Yıldız epmmerz Bank BLZ: 10040000 Konto No: 8082596 Fiyatı: 2.000.000 TL. Dizgi, İçdüzen: Umıan Kapak Tasarım: Sezer Erdoğan Uygulama: Umıan Film Çıkış: Saydam Grafik Baskı-Cilt: Tavaslı Matbaacılık Ltd. Şti. Ayda bir yayımlanır. Ö "O S Bu sayımızda Ramazan konusunda bugüne kadar Türkiye’de yapıl- mamış bir şeyi yapıyoruz: Ramazan’m ruhu, anlamları ve imkanla- rına dair bir üst-dil geliştirerek Ramazan pratiğinin teorisini yap - maya çalışıyoruz. Kapağa taşıdığımız “Ramazan, meydan okuyor” aforizması, bu sayıda yapmak istediğimiz teorik anlamlandırma çabası konusunda yeteri kadar fikir veriyor diye düşünüyoruz. Ramazan, neye meydan okuyor? Elbette ki sekülerliğe meydan okuyor. Sekiilerliğin yani dünyevîleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak zuhur eden ve çağdaş toplumların en temel bunalımlarının, handikaplarının, sorunlarının kaynağını teşkil eden açgözlülüğe, sefihliğe, bayağılığa, bencilliğe, çıkarcılığa, tüketim köleliliğine, adaletsizliklere, haksızlıklara meydan okuyor. Dahası, Ramazan, sadece müslüman toplumlara değil tüm insanlığa örnek olabilecek insan’la Yaratıcı, doğa, bitkiler, hayvanlar ve tüm varlıklar arasın- da ulvî bir iletişim ağı gererek, büyük bir denge kuruyor. Ve Ra- mazan, eşsiz bir anlam, coşku, kardeşlik, dayanışma, yardımlaşma, diyalojik konuşma temeline dayalı zengin bir anlam haritası ve anlamlandırma pratiği geliştirerek bütün insanlık için muhteşem bir insan, toplum ve dünya tasavvuru modeli sunuyor. Bundan da- ha büyük meydan okuma olamaz, herhalde. Miislümanlara düşen en hayatî ve acil görev, Ramazan’ın sunduğu bu muhkem ve muhteşem insan, toplum, dünya tasavvuru ve ta- sarımı modelini önce hayatlarının tüm bölmelerine yaymanın yol- larını araştırmak, sonra da Kutlu Kitabımız’ın altını çizdiği gibi “tüm insanlığa örnek olabilecek bir ümmet” olma gayreti ile bu modeli tam da dünyamızın İslam’ın mesajına en fazla ihtiyaç his- settiği bir zaman diliminde tüm insanlığa takdim etmek. Ve tabii, Ramazan’m somut olarak sunduğu bu imkanları yeni bir dilin ve söylemin geliştirilmesinde kalkış noktası olarak yeni şekillerde ve yepyeni bir ruhla keşfedebilmenin ve kullanabilmenin yollarını araştırmak. Yazılarımızda ve açıkoturumumuzda geliştirmeye çalış- tığımız üst-dil’in sizi de heyecanlandıracağını umuyoruz. Bu sayımızda Gündem sayfalarında, Kıbrıs sorunundan, AB mese- lesine, Afganisan’daki savaşın ne(re)ye evrilebileceği meselesin- den Türkiye’nin iç siyaset dünyasındaki dalgalanma ve çalkalan- malara kadar ülke ve dünya gündemine ilişkin yetkin analiz ve yorum yazıları bulacaksınız. Kültür-sanat sayfalarımızda özgün şiir okumaları, film, kitap ve te - levizyon eleştirileri metinleri yer alıyor. Bu sayımızda, Hayrettin Oğuz’un televizyonlarda Kur’an tartışmalarını tartıştığı anlamlı bir yazısı ve 11 Eylül olayının Amerika’da yarattığı tartışmaları konu alan ilginç bir “Amerika Mektubu”muz var. Burada ayrıca Seyyid H. Nasr ve Ahmet Y. Özemre ile yaptığımız röportajların ikinci bölümlerini yer darlığı nedeniyle sonraki sayılarımıza kaydırmak zorunda kaldığımızı hatırlatmak istiyorum. Ümran, Ocak sayısından itibaren yepyeni atılım ve açılımlara im- za atacak: Baudrillard, Virilio, Gellner, W allerstein gibi dünyanın birinci sınıf düşünürlerinin metinlerini sizlere müstakil yazılar ha- linde sıcağı sıcağına ulaştıracağız. Yeni, özgün ve heyecan dolu Umran’larda buluşmak dileğiyle Ramazan Bayramınızı kutlar hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz...

ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

Ramazan Pratiğinin Teorisini Yapmakjg g düşünce • kültür • sivasei

ü m r a nSahibi

Ü m ran YayıncılıkTurizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına

Abdullah Yıldız

Yayın Danışm anıYusuf Kaplan

Yazı İşleri M üdürüVeli Kahraman

Yayın K urulu Uğur Altım , Yusuf Kaplan,

Cevat Özkaya, Abdullah Yıldız

B u Sayıya Katkıda B ulunanlarMehmet Akif Ak, Abdurrahman Arslan, Kerim Buladı,

D. Mehmet Doğan, Havva Giiney, İhsan Kabil, İbrahim Karagül, Ahmet Mercan, Atasoy Miiftüoğlu,

Hayrettin Oğuz, Mustafa Ozcan, Nurettin Ozcan, Zafer Özdemir, Rasim Özdenören, Mustafa Tekin,

Ömer M. Yaman, Ahm et Yaşar Hocaefendi, Ali Ural

İdare MerkeziKıztaşı Cad. No: 56/1 Fatih-İstanbul

Tel: (0212) 533 72 02-631 13 85 Fax: 534 88 88

[email protected]

Tem silciliklerAnkara: (0312) 435 94 48 İzmit: (0542)

250 75 77 Trabzon: (0462) 321 95 44

A bone ŞartlarıYıllık (12 sayı): 24.000.000 TL. Yurtdışı Yıllık: 100 D M - 5 0 $

Ümran YayıncılıkTurizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Posta Çeki

No: 1605252 Hasan Ah

Türkiye İş Bankası Fatih Şb. Hesap No: 1020 138 6804

A vrupa İçin H esap N o Sedat Yıldız

epm m erz Bank BLZ: 10040000 K onto No: 8082596 Fiyatı: 2.000.000 TL.

Dizgi, İçdüzen: U m ıan Kapak T asarım : Sezer Erdoğan

U ygulam a: U m ıan Film Çıkış: Saydam Grafik

Baskı-Cilt: Tavaslı Matbaacılık Ltd. Şti.

Ayda bir yayımlanır.

Ö

" OS

B u say ım ızd a R a m a z a n k o n u s u n d a b u g ü n e k a d a r T ü rk iy e ’d e y a p ıl ­

m a m ış b ir şeyi yap ıyo ruz: R a m a z a n ’m ru h u , a n la m la r ı v e im k a n la ­

r ın a d a ir b ir ü s t-d il g e liş t ire re k R a m a z a n p ra t iğ in in te o r is in i y a p ­

m ay a ça lış ıy o ru z . K a p ağ a ta ş ıd ığ ım ız “R a m a z a n , m e y d a n o k u y o r”

a fo rizm ası, b u sa y ıd a y a p m a k is ted iğ im iz t e o r ik a n la m la n d ırm a

ç ab a s ı k o n u s u n d a y e te r i k a d a r f ik ir v e r iy o r d iy e d ü şü n ü y o ru z .

R a m a z a n , n e y e m e y d a n o k u y o r? E lb e t te k i se k ü le r liğ e m e y d a n

o k u y o r. S e k iile r liğ in y an i d ü n y e v île ş m e n in k a ç ın ılm a z so n u c u

o la ra k z u h u r e d e n v e çağdaş to p lu m la r ın e n te m e l b u n a lım la r ın ın ,

h a n d ik a p la r ın ın , s o ru n la r ın ın k a y n a ğ ın ı te ş k il e d e n açg ö z lü lü ğ e ,

se fih liğ e , b a y ağ ılığ a , b e n c illiğ e , ç ık a rc ıl ığ a , tü k e t im k ö le li l iğ in e ,

a d a le ts iz lik le re , h a k s ız lık la ra m e y d a n o k u y o r . D a h a s ı, R a m a z a n ,

sa d e c e m ü s lü m a n to p lu m la ra d e ğ il tü m in sa n lığ a ö rn e k o la b i le c e k

in s a n ’la Y a ra tıc ı, d o ğ a , b i tk i le r , h a y v a n la r v e tü m v a r lık la r a r a s ın ­

d a u lv î b ir i le t iş im ağı g e re re k , b ü y ü k b ir d e n g e k u ru y o r. V e R a ­

m az an , eşsiz b ir a n la m , c o şk u , k a rd e ş lik , d a y a n ışm a , y a rd ım la şm a ,

d iy a lo jik k o n u ş m a te m e lin e d a y a lı z e n g in b ir a n la m h a r i ta s ı v e

a n la m la n d ırm a p ra tiğ i g e liş tire re k b ü tü n in s a n lık iç in m u h te ş e m

b ir in sa n , to p lu m v e d ü n y a ta s a v v u ru m o d e l i su n u y o r. B u n d a n d a ­

h a b ü y ü k m e y d a n o k u m a o lam a z , h e rh a ld e .

M iis lü m a n la ra d ü ş e n e n h a y a t î ve a c il g ö re v , R a m a z a n ’ın su n d u ğ u

bu m u h k e m ve m u h te şe m in sa n , to p lu m , d ü n y a ta s a v v u ru v e t a ­

sa r ım ı m o d e l in i ö n c e h a y a t la r ın ın tü m b ö lm e le r in e y a y m a n ın y o l­

la r ın ı a ra ş t ırm a k , so n ra d a K u tlu K ita b ım ız ’ın a l t ın ı ç izd iğ i g ib i

“ tü m in sa n lığ a ö rn e k o la b ile c e k b ir ü m m e t” o lm a g a y re ti i le bu

m o d e li ta m d a d ü n y a m ız ın İ s la m ’ın m e s a jın a e n fazla ih t iy a ç h is ­

s e ttiğ i b ir z a m a n d i lim in d e tü m in sa n lığ a ta k d im e tm e k . V e ta b ii ,

R a m a z a n ’m so m u t o la ra k su n d u ğ u bu im k a n la r ı y e n i b ir d i l in ve

sö y le m in g e liş t ir ilm e s in d e k a lk ış n o k ta s ı o la ra k y e n i ş e k ille rd e ve

y e p y e n i b ir r u h la k e ş fe d e b ilm e n in v e k u l la n a b ilm e n in y o l la r ın ı

a ra ş t ırm a k . Y azılarım ızda v e a ç ık o tu ru m u m u z d a g e liş tirm e y e ç a l ış ­

tığ ım ız ü s t-d i l ’in sizi d e h e y e c a n la n d ır a c a ğ ın ı u m uyoruz .

B u say ım ızd a G ü n d e m sa y fa la rın d a , K ıb rıs s o ru n u n d a n , A B m e s e ­

le s in e , A fg a n is a n ’d a k i sa v a şın n e ( re )y e e v r ile b ile c e ğ i m e s e le s in ­

d e n T ü rk iy e ’n in iç siyase t d ü n y a s ın d a k i d a lg a la n m a ve ç a lk a la n ­

m a la ra k a d a r ü lk e v e d ü n y a g ü n d e m in e i lişk in y e tk in a n a liz v e

y o ru m yazıları b u lacak s ın ız .

K ü l tü r - s a n a t say fa la rım ızd a ö z g ü n şiir o k u m a la r ı , film , k i ta p v e t e ­

lev iz y o n e le ş t ir ile r i m e tin le r i y e r a lıy o r. B u say ım ızd a , H a y r e t t in

O ğ u z ’u n te le v iz y o n la rd a K u r’a n ta r t ış m a la r ın ı ta r tış tığ ı a n la m lı b ir

yazısı v e 11 E y lü l o la y ın ın A m e r ik a ’d a y a ra ttığ ı ta r t ışm a la r ı k o n u

a la n ilg in ç b ir “A m e r ik a M e k tu b u ”m uz v a r . B u ra d a ay rıc a S e y y id

H . N a s r ve A h m e t Y. Ö z em re ile y a p tığ ım ız rö p o r ta j la r ın ik in c i

b ö lü m le r in i yer d a r lığ ı n e d e n iy le so n ra k i sa y ıla r ım ıza k a y d ırm a k

z o ru n d a k a ld ığ ım ız ı h a tı r la tm a k is tiy o ru m .

Ü m ra n , O c a k s a y ıs ın d a n i t ib a re n y e p y e n i a t ı l ım v e a ç ıl ım la ra im ­

za a ta c a k : B a u d rilla rd , V ir ilio , G e l ln e r , W a l le r s te in g ib i d ü n y a n ın

b i r in c i s ın ı f d ü ş ü n ü r le r in in m e t in le r in i s iz le re m ü s ta k il y a z ıla r h a ­

lin d e sıcağ ı s ıc a ğ ın a u laş tıracağ ız .

Y e n i, ö z g ü n ve h e y e c a n d o lu U m r a n ’la rd a b u lu şm a k d ile ğ iy le

R a m a z a n B a y ram ın ız ı k u tla r h a y ır la ra v e s ile o lm a s ın ı

n iy az ed eriz ...

Page 2: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TÜRKİYE GÜNDEMİ4İç v e D ış P o l it ik a d a B i r A n a h ta r : O s m a n lı M is y o n u Y U S U F K A P L A N

içindekiler9K ıb r ıs ’ta S o n a Y a k la ş ırk e n .. . D . M E H M E T D O Ğ A N

1 1‘S iyase ts iz D e m o k ra s i’n inS e rü v e n i C E V A T Ö Z K A Y A

13B a ş ı G ö ğ e E r e n le r A H M E T M E R C A N

14T e rö rü n K ü ç ü k L o d la r ı SA L İH B A Y K A R A

DÜNYA GÜNDEMİ

17İn c ir l ik U s s ü ’nde E le k t r ik l i S a n d a ly e le r K u r u la c a k m ı? İB R A H İM K A R A G Ü L

22A fg a n is ta n ’da Y e n i D ö n e m v e Y e n i A r a y ış la r M U S T A F A Ö Z C A N

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

28AÇIKOTURUM“ R am azan Ö rn e k B i r M o d e l S u n u y o r ’’

K a t ı la n la r : M e h m e t A k i f A k ,

A b d u rra h m a n A rs la n , Y u su f

K a p la n , Ş em sed d in Ö zdem ir

38Bir Ramazan ve Bayram Semiyolojisi R a m a z a n ’ın R u h u ve A n la m la r ı Y U S U F K A PL A N

47O r u c u n O n t ik M a h iy e t i R A S İM Ö Z D E N Ö R E N

50R a m a z a n ’ ı M ih v e r E d in m e k Ş E M S E T T İN Ö Z D E M İR

54R a m a z a n ’ı K u r ’a n ’la Y a şa m a k K E R İM B U L A D I

42R a m a z a n : Y e n i B i r B a ş la n g ıc ın S ü re k lil iğ e D ö n ü ş tü rü lm e s in in İm k a n ı

M U S T A F A T E K İN

KUR’AN VE HAYAT

62T o p lu m u n İn şa s ın d a P e y g a m b e r le r in M e to d u C E V D E T SA İD

66K u l la r ve İ la h la r N U R E T T İN Ö ZC A N

70G ü z e l İ l im , G ü z e l İn a n ç , G ü z e l A m e l, G ü z e l A h la k A H M E T Y A Ş A R H O C A E F E N D İ

2 Ümran -Aralık - 2001

Page 3: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KAPAK

İ *M OT -♦

• *

* < & ' •

*4 v< ••

EK

YOK DOSYASI

Hazırlayanlar: Sezgin Tunç

Cafer Tanrıkulıı Selda Karakıışoğlu

Ali Karakuş

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

yeni bir insan - yeni bir toplum - yeni bir dünya tasavvuru

Mehmet Akif Ak Abdurrahman Arslan

Yusuf Kaplan Şemsettin Özdemir

Mustafa Tekin Rasim Özdenören

Kerim Buladı

KÜLTÜR SANAT

Y A Z A R L A R

M ehmet A k if A k : Ö yk ü cü , yazar.A bdunahm an Arslan: T eo risyen ;

İs lam ve B a t ı düşüncesi, üzerin­

de yoğun laş ıyo r

Salih Baykara: İn san h ak la n ve to-

ta lite rizm so runuy la uğraşıyor.

Ertuğrul Bayramoğlu: E ğ it im c i, ta ­

r ih a raştırm acısı.

Kerim Buladı: T e fs ir doktoru , ya ­

zar.

D . M ehm et Doğan: T ü rk iy e Yazar­

lar B ir l iğ i K u ru c u B a ş k a n ı;

R T U K üyesi, d ilc i, yazar.

Ihsan Kabil: F i lm e leş tirm en i, f ilm

teorisi üzerinde yoğun laşıyor.

Yusuf Kaplan: İle t iş im c i, ya y ın c ı,

yazar, ç e v irm en .

İbrahim Karagül: Y e n i Şa fak gazete­

si dış p o litik a editörü ve yazarı.

Ahmet M ercan: Ş a ir , yazar.A tasoy M üftüoğlu: D üşünce ada-

Ş İ İ R O K U M A L A R I

89Ve Monna Rosa ALİ URAL

D E N E M E

92Tarihin Yeni BoyutuATASOY MÜFTÜOĞLU

T V E L E Ş T İ R İ94‘Kur’an Tartışmaları’ Üzerine HAYRETTİN OĞUZ

F İ L M

97Türk Dünyası Sinemasına Dair İHSAN KABİL

İ Z L E N İM9 8Amerika MektubuHAVVA GÜNEY

Y A N S I M A L A R1 0 0ÖğütlerERTUĞRUL BAYRAMOĞLU

K İ T A P102Tanzimatın ve Meşrutiyetin BirikimiÖMER M. YAMAN - ZAFER ÖZDEMİR

m ı, yazar.

Hayrettin Oğuz: İs lam düşüncesi

so run la rı ile uğraşıyor.

Mustafa Ö zcan: Y e n i A s y a ’da dış

p o lit ik a yazarı.

Nurettin Ö zcan: E ğ it im c i, yazar.

Şemsettin Özdemir: Y a y ın c ı.

Zafer Özdemir: E d eb iya tç ı, yazar.Rasim Özdenören: Ö ykücü , düşünür

C evat Özltaya: S iy a se t yo ru m cu ­

su, ya y ın c ı.

Cevdet Said: S u r iy e l i, b ireysel ve

top lum sal değ işim üzerine yazı­

yor.

M ustafa T ekin : So sya l b ilim le r in

İs lâm î im k a n la r ın ı araştırıyor.Ali Ural: Ş u le Y a y ın la r ı sah ib i ve

ed itö rü ; öykücü , şair.

Ö m er M . Yam an: So syo lo ji o k u ­

m a la rı yap ıyo r.

Ahmet Yaşar H ocaefendi: G ö n ü l

adam ı, yazar.

Abdullah Yıldız: A ra ş t ırm a c ı, ya ­

zar.

Ü m r a n - A r a l ı k > 2 0 0 1 3

Page 4: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

G Ü N D E M

İÇ VE DIŞ POLİTİKADA BİR ANAHTAR: OSMANLI MİSYONU

Y U S U F K A P L A N

T ü rk iye , Ö za l sonrası veya

Soğ uk S a va ş sonrası d ö n e ­

m in b a ş la n g ıc ın d a n it ib a ­

ren ad ım ad ım paranteze a lın ıyo r,

h a rek e t ve m an e vra a lan ı sürekli

o la rak d a ra lt ılıyo r , k u şa tılıyo r ve kö ­

seye s ık ış tır ılıyo r. (B ö y le söylem ek-11» K ı r rv ır 'ır iM U M ı ı i ' l K 'i irM 'ipW iJ u ı t

m ıyo rum ; aksine , son on y ıld a n bu

yan a f i ile n yaşad ığ ım ız b ir rea liteye

d ik k a t çekm iş o lu yo ru m ).

28 Şu b a t süreci, T ü r k iy e ’n in k ıs ­

kaca a lın m a, ku şa tılm a ve köşeye sı­

k ış tır ılm a g ir iş im le r in in en sarsıcı

ilk büyük denem esiyd i. B u denem e

b ek len en sonucu ve rm iş o lm a lı ki,

T ü rk iy e , son ü ç d ö rt y ıld a n bu yana

ö n ce siyasi aç ıd an , sonra eko n o m ik

ve n ih a y e t u lus lararası iliş k ile r açı-

şan, ö n c e A fg a n is ta n ’ın işg a liy le

baş layan , ş im d ile rde ise Ir a k ’a y a p ı­

la cak o perasyon lar T ü rk iy e ’n in başı­

n ı b ir h a y li ağ rıtab ilecek ve adeta

f i lm şerid i g ib i ce reyan eden had ise ­

ler, T ü r k iy e ’y i zor am a ta r ih î ka ra r­

la r a lm aya iteb ilir .

Türkiye, İmkanlarının Farkında Değil

B u rad a k a ra n lık b ir tab lo ç izd iğ im in

fa rk ın d ay ım . A m a şu an d u rum bu.

T ü rk iy e , m odern ta r ih i b o yu n ca be­

n im sed iğ i pas if ve özgüvenden y o k ­

sun iç ve dış p o lit ik a ge liş tirm e a n la ­

y ış ın ı sü rdürdüğü sü rece , T ü r k i ­

y e ’n in bu tablosu, k a ra n lık o la rak

k a lm a y ı sürdürecektir. A n c a k b u ­

Türkiye Batı-yörüngesinden çıkacak ya da yeni bir yö­rüngenin kurulmasına öncülük edecek olursa tüm kü­resel dengeler A BD ve Avrupa aleyhine değişmeye başlayacaktır.

sm d an k ıskaca a l ın d ı ve art arda bü­

yü k “ öncü ve a r tç ı d ep rem le r” le sar­

s ıld ı. B u “ d ep rem ” le r in , T ü rk iy e ’ye

ne kad a r büyük fa tu ra la r öde teb ile ­

ceğ im k es tireb ilm ek pek k o la y değil.

A m a tam b ir ç ıkm aza g ird iğ i gözle­

n en K ıb r ıs m eselesi, y ı la n h ik aye s i­

ne d ö n en ve y a d ö n d ü rü len A v ru p a

B ir l iğ i üye liğ i sorunu konusunda ya ­

şanan ve h iç de iç a ç ıc ı o lm ayan ge­

lişm eler; v e 11 E y lü l son rasında o lu ­

n u n la b ir lik te , ben bu ta b lo ’n u n ,

T ü r k iy e ’y i, ta r ih î k a ra rla r a lm aya

ite b ile c e ğ i ih t im a l in i de c id d iy e

a lm a lıy ız d iye düşünüyorum . Eğer

A v ru p a , A B D v e bölge ü lk e le r iy le

bugüne kadar kurduğum uz iliş k ile r i

s ilbaştan ye n id e n gözden geç irip , ü l­

kem iz in iç ve dış p o lit ik a s ın d ak i d i­

n am ik le r i, h a rek e t ve m an e vra a la n ­

la rım ız ı gen iş le teb ilecek b ir düzlem e

taş ıyarak ye n id e n tan ım la yab ilirsek ,

bu karam sar tab lo n u n o zaman h iç

de böyle gö rünem eyeb ileceğ in i de

göreb ileceğ im ize inan ıyo rum .

B u n u n iç in yaz ın ın baş ındayken

burada g e liş tireceğ im argüm an ve

ö n e rile re tem e l teşk il etm esi b ak ı­

m ın d an ö n e m li o lduğunu düşündü­

ğüm b irk aç n o k ta n ın a lt ın ı çizm em

gerekiyor.

B ir in c is i şu: T ü r k iy e ’n in A B D

ve A v ru p a ’ya duyduğu ih t iy a ç ta n

çok, A B D ve A v ru p a , T ü rk iy e ’ye ih ­

tiyaç duyuyor.

İk in c is i, A v ru p a ’n ın da A B D ’

n in de küresel stra te ji, p o lit ik a ve

p ro je le r in in t ık ır t ık ır iş le ( tile-

b illm es i T ü r k iy e ’n in desteği o lm a ­

dan te h lik e ye düşecektir: T ü rk iy e

Ba tı-yö rünges ind en ç ıkacak ya da

y e n i b ir yö rü n g e n in ku ru lm as ın a

ö n cü lü k (v e y a en az ından o rta k lık )

edecek o lursa tüm küresel dengeler

A B D ve A v ru p a a le yh in e değişm eye

b aş layacak tır. ( A y n ı durum , İs ra il’le

o la n ilişk ile r im iz iç in de, b e lk i de

ço k d ah a fazla g eçerlid ir: T ü r k i ­

y e ’n in desteğ i o lm ad an İsra il, ge le ­

ceğe d ö n ü k h iç b ir şey yapam az).

Sö y le m e k isted iğ im şey şu: B a t ık la r ,

İr a n ’d an sonra b ir de T ü rk iy e ’y i k a y ­

betm ey i asla göze a lam ayacak la rın ı

ço k iy i b iliyo r la r .

Ü ç ü n c ü s ü de, T ü rk iy e , bu ik i

önerm ede d ile ge tird iğ im gerçek ler

üzerinde esaslı b ir m uhasebe yap ıp

k en d i ç ık a r la r ın ı ön e a lan , d ünyaya

d ü n o lduğu gibi y a r ın da ö n em li söz

ve id d ia la ra sah ip o lab ile ceğ in i gös­

te ren a k t if p o lit ik a , stra te ji ve p ro je ­

le r g e liş t ire b ilirs e , işte o zam an

önünde, o rta ve uzun vadede haya ta

geç ireb ileceğ i v e h iç de hafife a l ın ­

m am ası g e reken im kan lara , d in a ­

m ik le re ve en trü m an la ra sahip o ld u ­

ğunu fa rkedecektir.

A v ru p a lı la r ın da, A m e r ik a lıla r ın

4 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 5: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

OSMANLI MİSYONU / KAPLAN

da T ü rk iy e p o lit ik a la r ın ın a ç ık la n ­

m ayan , a ç ık ça telaffuz ed ilm eyen

ço k esaslı ve ö rtü k b ir h ed e fi var:

T ü r k iy e ’n in b ir gün O s m a n lı m isyo ­

n u n u üstlenm eye ve y e n id e n bölge-

cle söz ve_idd iâ"sâh ib i o la ca k a k t i f b ir

güç h a lin e gelm eye ka lk ışab ileceğ i

ih t im a l in i h içb ir zam an gözardı e t­

m eyen A v ru p a lı la r v e A m e r ik a lıla r ,

T ü r k iy e ’n in böyle b ir m isyonu h a ya ­

ta geç irm eye k a lk ışm as ın ı h e r n e su­

re tle olursa o lsun ö n lem eye ç a lış ı­

yo rlar. H e d e f bu. A m e r ik a l ı la r ın ö n ­

ce B a lk a n la ra , a rd ın d an Kö rfez ’e ve

son o la rak A fg a n is tan operasyonu

d o la y ıs ıy la O r ta A s y a ’ya yerleşm esi­

n in en ö n em li n ed e n le r in d e n b iri,

uzun vadede, T ü r k iy e ’n in O s m a n ­

l ı ’n ın m isyonunu üstlenm eye k a lk ış ­

m as ın ı m ü m k ü n k ıla b i le c e k tüm

yo lla r ı tıkam ak ve geç o lm ad an T ü r ­

k iy e ’y i k ıskaca a larak , h a rek e t ve

m an e vra a la n ın ı ş im d iden o lab ild iğ i

ö lçü d e dara ltm ak .

B e n im haya l gördüğüm ü düşü­

n e n le r ç ık ab ilir . H a y ır , b en h a ya l f i ­

lan görm üyorum . Ş u an , T ü r k iy e ’n in

b ö y le s i b ir m isyo n u ü s t len m es in i

m ü m k ü n k ılab ile cek im k an la ra , d i­

n am ik le re , en strü m an la ra ve h a tta

en az ından g ö reb ild iğ im k ad a rıy la

b öy les ine uzun so luk lu b ir s tra te jiye

ve bu s tra te jiy i h aya ta g eç ireb ile cek

çok-seçenek li p o lit ik a la ra ve y a p ro ­

je le re sah ip o lm ad ığ ın ın da; böylesi

b ir m isyonu b en im sem esine im kan

ta n ıy a c a k siyasi, e k o n o m ik , kü ltü re l

ve s tra te jik g ü cü n ü n ve h ep s in d en

de ö n em lis i bu k o n u d a a t ıla b ile c e k

uzun va d e li ad ım la r iç in o lm azsa o l­

maz şart o la n ö zg ü ven in in o lm a d ığ ı­

n ın da fa rk ın d ay ım .

“Osmanlı Misyonu” Korkusu

B e n im burada d ik k a t ç ek m ek is ted i­

ğ im n o k ta şu: T ü rk iy e , şu an , bö lge­

de y e n id e n söz ve idd ia sa h ib i o lm a ­

s ın ın tek esaslı yo lu o la n O s m a n ­

l ı ’n m m is yo n u n u ü s t le n e b ile c e k

stra te ji, p o lit ik a , proje g e liş tireb ile ­

cek özgüvene sah ip değil; am a A v ­

ru p a lıla r ve A m e r ik a l ı la r , T ü r k i ­

y e ’n in ya r ın böylesi b ir m isyonu üst­

le n m eye Eâ lk ışa cag în d an h içb ir za­

m an kuşku duym uyorla r. B u n u b ir

tarafa k a lın harfle r le yazın d e m iyo ­

rum ; kaz ıy ın d iyorum .

P e k i bunu nereden b iliy o r veya

gerçeğ in A m e r ik a ta ra f ın d a n da,

A v ru p a ta ra fın d an da, R usya , Ç in

ve Jap o n ya ta ra fın d an da ço k iy i b i­

lin d iğ in i, bu n la rd an ö tü rü de, he r ne

suretle o lu rsa o lsun bu va k u m u n

"bölge ü lke le ri ta ra fın d an doldürül-

m am ası iç in h e r tür ç a b an ın göste­

r ild iğ in i b ir san iye b ile o lsun u n u t­

m am ak, gözardı e tm em ek gerektiğ i

gerçeğ in i b ir yere k a lın h arfle rle ka ­

Avrupalılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortadan kal­dırılmasından itibaren, Türkiye’nin ilerde Osman­lI’nın misyonunu ve rolünü oynamaya kalkışmasını önleyecek gerekli tüm adımları attılar.

ç ık a r ıyo ru m ? Şu rad an : B u lu n d u ğ u ­

muz n o k tad an geriye doğru izsürüp

yaşanan o la y la r ı b ir m ed en iye t pers­

p ek tif in e o tu rta rak yen iden-okuyup

analiz e tm eye ve an lam lan d ırm aya

başlad ığ ım zam an karş ım a şöylesi b ir

tab lo ç ık ıyo r: A v ru p a lIla r ın , ö ze llik ­

le de A m e r ik a lı la r ın yeryüzü üzerin ­

de ku rduk la rı h eg em o n yan ın m er­

kez üssünde O sm a n lı coğrafyası ve

h in te r la n d ı va r . B u g ü n O s m a n lı

coğrafyasında 35, h in te r la n d ın d a da

41 ü lk e n in bu lunduğunu , A m e r i ­

k a ’n ın küresel heg em on yas ın ı sür­

d ü rm e s in i m ü m k ü n k ıla n siyas î,

eko n o m ik , askerî, kü ltü re l ve strate ­

j ik coğ ra fyan ın , B a lk a n la r , Kafkas-

lar, O rtad o ğ u ve Y a k ın A s y a ’dan

o luşan O sm a n lı coğrafyası o lduğunu

ve dah a da ö n em lis i O s m a n lı’n ın ta ­

rih e karışm asından sonra o lu şan v a ­

k u m u n (boş luğ un ) bö lgedek i güçler

ve ak tö rle r ta ra fın d an değ il bizzat

A m e r ik a ta ra fın d an do ldu ru lduğu ­

nu; bu boşluğun bölge ü lk e le r i ta ra ­

fın d an do ldu ru lm aya başland ığ ı a n ­

d an it ib a re n A m e r ik a ’n ın sadece

bö lgedek i değil, a yn ı zam anda d ü n ­

ya üzerindek i h eg em o n yas ın ın te h li­

keye düşeceğ in i ve zam anla sarsıla ­

cağ ın ı T ü rk iy e ’n in ayd ın la r ı ve e l i t ­

le ri henüz k av ra ya m ıyo r olsa b ile , bu

zıyın.

İşte T ü r k iy e ’n in O s m a n lı m isyo ­

nunu ü stleneb ileceğ i korkusu n ede ­

n iy led ir k i O za l sonrası (v e y a Soğ uk

Savaş sonras ı) dönem de T ü rk iy e si­

yasi o la rak , e k o n o m ik o la rak ve te k ­

n o lo jik o la rak k ıskaca a lın m aya ve

kuşatılarak köşeye s ık ış t ır ılm aya ç a ­

lış ılm aktad ır.

B u süreci iy i an layab ilm em iz iç in

biraz ge rile re g itm em iz gerekiyor:

A v ru p a lı la r ın , ik in c i V iy a n a Kuşat-

m ası’n d an B ir in c i D ü n ya S a v a ş ı’na

kadark i süreçte iz led ik le ri O sm a n lı

p o lit ik a la r ın ın tem e lin d e , O sm a n ­

l ı ’n ın O r ta v e D oğu A v r u p a ’da, O r ­

tadoğu’da, K a fkas la r ve O r ta A s ­

y a ’da söz ve idd ia sah ib i o lm as ın ı

enge llem e kayg ısı va rd ı. S o n u n d a

A v ru p a lıla r , O s m a n lı im p a ra to r lu ­

ğu ’n u n o rtad an k a ld ır ılm as ın d a n it i ­

baren , T ü r k iy e ’n in ile rde O sm an ­

l I ’n ın m isyonunu ve ro lü n ü o yn am a­

ya k a lk ışm as ın ı ö n le ye cek gerekli

tüm ad ım la r ı a ttıla r.

A y n ı p o lit ik a , I I . D ü n y a Sava-

ş ı’n dan A m e r ik a ’n ın en b üyük galip

güç o la rak ç ık m as ın d an sonra A m e ­

rika ta ra fın d an da ben im senm iştir.

Bu rad a T ü rk iy e o la rak bizim a ç ı­

m ızdan tra ji-kom ik o la n n o k ta şu:

T ü rk iy e de C u m h u r iy e t ’ten sonra,

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 5

Page 6: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÜNDEM

ö n ce A v r u p a l ı la r a , a rd ın d a n da

A m e r ik a ’ya T ü r k iy e 'n in h e r ne su­

re tle o lu rsa o lsun O s m a n lı m isyon u ­

nu ve ro lü n ü o yn am aya k a lk ışm aya ­

cağ ı konusunda ço k k es in ad ım lar

a ttı ve g a ran tile r ve rd i.

P ek i, n as ıl y a p tı b u n la r ı T ü r k i ­

ye ? O s m a n lı’y la h e r tü rlü siyasi, k ü l­

tü re l ve top lum sa l b ağ la rın ı kesin

o la rak k o p a rd ığ ın ı resm i an laşm a­

la rla ilan ederek yap tı: T a n z im a t’la

b aş la tılan çağdaşlaşm a ve yen ileşm e

p ro jes in i C u m h u .r iye t’lc b ir lik te -

T o y n b e e ’n in ve Ş e r if M a rd in ’in ifa ­

d e le r iy le söylersek- “ k ü ltü r ve m ede­

n iy e t d eğ iştirm e” p ro jes ine dönüş­

türdü.

T a n z im a t pro jesi, d ü n ya n ın stra­

te jik b ö lg e le r in in tü m ü n ü söm ürge­

leş tiren A v ru p a d e v le t le r in in O s ­

m a n lI’n ın v a r l ığ ın ı da teh d it e tm eye

baş lam asına karşı g e liş tir ilen b ir d i­

renm e çabas ıyd ı. O sm a n lıla r , sa vu n ­

m a ps iko lo jis i ile h a rek e t ed iyo rla r­

dı; am a sa vu n m a psiko lo jis i, O s ­

m a n lı’n ın d ah a fazla d iren m es in i

m ü m kü n k ıla b ile c e k ku rucu irade­

d en yoksun b ir p s ik o lo ji o lduğu iç in

O s m a n lı’n ın d ah a fazla d ireneb il-

m eşin i sağ layam ad ı ve O s m a n lı 20.

yü zy ılın i lk çeyreğ inde ta r ih sahne ­

s inden çek ild i.

C u m h u r iy e t ’i ku ran kadro, h iç

olmazsa, A n a d o lu coğrafyasın ı A v ­

ru p a lIla r ın sa ld ırı ve işga lle rinden

k o ru yab ilm ek iç in tek ça rey i O s ­

m a n lI’n ın m isyo n un u (v e m ira s ın ı)

te rke tm ek te ve d o lay ıs ıy la k ü ltü r ve

m ed en iye t değ iştirm e pro jesine so­

yu n m ak ta bu ldu. C u m h u r iy e t ’i k u ­

ran k ad ro ’n u n , A n a d o lu ’da yeşeren

d iren iş ru h u n u arkas ına a la rak A n a ­

do lu coğrafyasın ı A v ru p a lı la r ın is ti­

la ve işga linden ku rta rm ası büyük

b ir başarıyd ı.

Milletsiz Devlet Yaşayamaz

A n c a k “ k ü ltü r ve m ed en iye t değiş­

tirm e ” pro jesi, son derece r isk li ve

te h lik e li b ir karard ı. B u kez iş, M İ L ­

L E T ’i k en d i e lle rin iz le o rtad an k a l­

d ırm ak (m il le t i m ille t yap an bu ü l­

k e n in tem e l d eğerle rin i, d in a m ik le ­

r in i, an lam h a r ita la r ın ı •bn-unir!.-

m ek ) g ib i ço k dah a te h lik e li b ir h a l

a lab ilird i. B u g ü n 28 Ş u b a t ’tan bu

yan a tam d a böyle b ir te h lik e n in be ­

lirg in leşm eye b aş lad ığ ın ı göz lem li­

yoruz. M i l le t i yo k e ttiğ in iz zam an

d e v le t in b ir an lam ı olm az. B ir m il le ­

t in söz ve id d ia s a h ib i o lm a s ın ı

m ü m k ü n k ıla n d in a m ik le r i sunan

k ü ltü rü n ü (y a n i d in in in sunduğu ve

şek illen d ird iğ i d eğerle rin i, d in a m ik ­

le r in i ) yo k e ttiğ in iz zam an, o rtada

m ille t kalm az. M il le t i o lm ayan b ir

d e v le t in yaşam ası im kansızd ır. V e

y o k ta n ( y a n i ta rihs iz , k ü ltü r ’süz,

d in ’siz) b ir m ille t y a ra tm ak o lm a y a ­

cak b ir şeydir. B i r m il le t i m il le t y a ­

p a n ve a yak ta tu tan şey, ta r ih i, k ü l­

türü, düşüncesi, sanatı, b ir ik im i ve

tecrübesi, d o lay ıs ıy la b u n la r ın h e p ­

s in in tem el kaynağ ı o la n d in ’id ir.

“ K ü ltü r ve m ed en iye t değ iştirm e

pro jesi, y e n ilg i ps iko lo jis i ile h aya ta

g eç ir ilm eye ç a lış ıla n b ir p ro jeyd i.

C u m h u r iy e t e lit le r i , O s m a n lı ’n ın

tem sil e tt iğ i İs lam m e d e n iye t i’n in

yen ild iğ i, h iç b ir d irenm e gücü k a l­

m ad ığ ı va rsa y ım ın d an yo la ç ıka rak ,

T ü r k iy e ’n in yö rünges in i B a t ı yö rü n ­

gesine o tu rttu la r. T ü r k iy e ’n in y ö ­

rünge değiştirm esi, T ü rk iy e ’n in e l i t ­

le r in in tes lim bayrağ ı çekm e le ri a n ­

la m ın a geliyordu: T ü rk iy e , A v ru p a lı

güçlere tes lim o lm am ış tı am a A v r u ­

pa m ed en iye t in i ve yö rünges in i be ­

n im sem ek le k e n d in e a it idd ia ve

söz lerden de va zg eç tiğ in i resm en

ilan e tm işti. T ü rk iy e A v ru p a söm ür­

g e c iliğ in e d iren m iş t i fakat bu kez

k en d i-k en d in i söm ürgeleştirm e yo ­

lu n u te rc ih e tm işti: A v ru p a lı la r O s ­

m a n lı ’y ı yo k e tm e k is tiyo r la rd ı.

A m a T ü rk iy e de O sm a n lı ile o la n

tüm ir t ib a t ın ı keserek va r lığ ın ı sür­

dü rm eye ça lış ıyo rdu . C u m h u r iy e t ’i

ku ran kad ro ’ya O s m a n lı’m n idd ia

ve söz lerinden vazgeçm esi d a y a tıl­

m ış tı. C u h m u r iy e t ’i k u ran kad-rn 'nun T i İrtjivf-’n in O sm an lı İ İr

. . - 1 ı , .m ucit esasa uagıauuıaı Kuiu iam auçek in m e s in in n ed en i, böylesi b ir şe­

ye ka lk ışm ası du ru m u n d a A v ru p a ve

A m e r ik a ’n ın T ü r k iy e ’de o la n b ite n ­

lere asla sey irc i ka lam ayacağ ı k o rk u ­

suydu.

Batı’nm Baskısı, Türkiye’yi YolAyrımının Eşiğine Getiriyor

B u ko rku e lb e tte k i yersiz b ir ko rku

değil. A m a T ü r k iy e ’n in h a la bolü-

neb ileceğ i, yo k ed ileb ileceğ i k o rk u ­

sundan k en d is in i kurtarm ası, bun u n

iç in de ta r ih î k a ra r la r alm ası ge rek i­

yor. K ıb r ıs , A B v e A v ru p a ordusu

m e se le le r i ile A B D ’n in A fg a n is ­

ta n ’da başlayan ve nerede duracağ ı

henüz b ilin e m e y e n o p e ra syo n la rı­

n ın Ira k a ya ğ ın ın T ü rk iy e 'y i köşeye

s ık ış t ıra c a k b o y u t la r kazanm ası,

T ü r k iy e ’y i, o rta ve uzun vadede, Os-

m a n ii m isyo n u n u ad ım ad ım ü stlen ­

m eye v e h aya ta geçirm eye m ecb ur

k ıla cak tır .

Bu rad a d ik k a t ed ilm esi gereken

in ce am a h a y a t î n o k ta şu: T ü rk iy e ,

A v ru p a lı la ra O s m a n lı’y la ir t ib a t ın ı

k es tiğ in i k a n ıt la m ış tı; fakat A vru p a-

Türkiye Avrupa sömürgeciliğine direnmişti fakat bu kez kendi-kendini sömürgeleştirme yolunu tercih et­mişti: Türkiye de Osmanlı ile olan tüm irtibatını ke­serek varlığını sürdürmeye çalışıyordu.

6 Ümran‘ Aralık -2001

Page 7: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

OSMANLI MİSYONU / KAPLAN

l ı la r (v e İk in c i D ü n ya Sa v a ş ı arefe-

s in d en ve sonrasından it ib a ren de

A m e r ik a l ı la r ) b u n u n g e rçe k te n

m ü m kü n o lab ileceğ in e pek fazla ih ­

t im a l ve rm iyo rla rd ı. N i t e k im bu n e ­

d en led ir k i, A v ru p a lı la r da, A m e r i ­

k a lıla r da, günüm üze g e lin ceye k a ­

dar T ü r k iy e 'n in içerde ve d ışarda a t ­

tığ ı h e r ad ım ı yak ın tak ibe a ld ıla r ve

y a k ın d a n iz lediler: T ü rk iy e ’n in , O s ­

m a n lI ’n ın m isyo n un u ü s t len m eye

ka lk ışm am as ı iç in T ü rk iy e ’ye yoğun

baskı yap tıla r. Burada T ü r k iy e ’dek i

siv il-asker bü rokras is in in B a t ık la r ın

T ü rk iy e üzerinde ku rduk la rı b ask ıla ­

rı bugüne kadar ilik le r in e kadar h is ­

se ttiğ in i am a bunu h em B a t ık la ra ,

h e m de ö ze llik le de T ü rk k am u o yu ­

n a a ç ık ça h isse ttirm em eye özen gös­

te rd iğ in i, bu konuda ak la k a ra y ı se­

çecek kad a r zo rland ığ ın ı a lt ın ı ç ize ­

rek vu rg u lam ak gerekiyor.

T ü r k iy e ’y i O s m a n lı’d an bu yana

s iv i l siyasi kad ro la r ın yö n e tm ed iğ i­

n i, siv il-asker bü rok ras is in in y ö n e t­

t iğ in i; T ü r k iy e ’de s iv il siyasi kad ro ­

la r ın ü lk e n in yö n ü n ü n b e lir le n m e ­

sinde başat ro l oynayacak b ir k o n u ­

m a g e lm e le r in in A v ru p a lı la r ta ra ­

fın d an da, A m e r ik a lıla r ta ra fın d an

da sü rek li o la rak en g e lled iğ in i asla

u n u tm am ak zorundayız. B u gerçek,

T ü r k iy e ’d e k i sivil-asker b ü ro k ra s i­

n in de iş ine ge len b ir g e rçek tir am a

y a k ın ta r ih e b irazcık y a k ın d a n b a ­

k ıld ığ ın d a sivil-asker b ü ro k ra s in in

b u n d an zam an zaman rahatsız o ld u ­

ğunu, o yüzden T ü rk iy e ’de s iv i l s iya ­

si ira d e n in ü lke yö n e tim in d e T ü r k i ­

y e ’n in yö rü n g es in i değ iş tirm em ek

kaydu şa rtıy la söz sah ib i o lm as ın ın

y o lla r ın ı a çm ay ı d e n e d ik le r in i am a

bu d e n e m e le r in B a t ı l ı h eg em o n ik

güç le r ta ra f ın d a n ya b ir şek ilde e n ­

g e lle n d iğ in i ya da kend i ç ık a r la r ın ın

zarar gö rm em esin i sağ layacak şek il­

de m an ip ü le ed ild iğ in i görüyoruz.

“ T a v ş a n K a ç , T a z ı T u t ” ya, bu o yu n a çom ak sokm aya çalış-

O y u n u n u B o z m a k t ık la r ı ç o k ö n e m li den em e le r de o l­

m ad ı değil. Ö rn e ğ in M end eres , böy-

Ö ze tlem ek gerekirse... B a t ı l ı hege- le b ir işe soyundu ve b ed e lin i haya-

m o n ik güç le r, O s m a n lı ’n ın ta r ih t ıy la öded i. Ö za l böyle b ir işe soyun-

sa h n es in d en ç e k ilm e s iy le b ir lik te

B a lk a n la r , K a fkas la r ve O rtadoğu

coğrafyası dem ek o la n O sm a n lı coğ ­

rafyasında o luşan va k u m u n (b o ş lu ­

ğ u n ) asla bölge ü lk e le ri ta ra fın d an

d o ld u ru lm a s ın ı is te m iy o rla r . V e

du ve b e d e lin i u s ta lık lı b ir şek ilde

tezgah lanan ve sah n e len en b ir ope ­

rasyona k u rb an g iderek h a y a tıy la

ödedi. E rb a k a n böyle b ir işe soyundu

ve b e d e lin i siyasi h a ya tın a p ıranga

vu ru lm ak suretiy le ödedi. T a y y ip E r ­

Bölgedeki vakumun sorumlusu Türkiye’dir. Osmanlı çökmeseydi böyle bir vakum olmayacaktı. O yüzden Türkiye, bu vakumu doldurmak konusunda üzerine düşeni bugün olmasa bile yarın yapmak zorundadır.

T ü rk iy e ’n in bu vak u m u do ldu rm aya

k a lk ışab ile ceğ in d en fena ha lde k o r ­

kuyo r ve iirküyo rla r. O n u n iç in en

az ından İk in c i D ü n y a Sa v a ş ı’n d an

it ib a ren genelde bölge ü lke le riy le ,

özelde ise T ü r k iy e ’n in e li t le r iy le

tavşan kaç, tazı tu t o yu n u o yn u yo r­

lar. B u o yu n sadece b u n d an ibaret

değil: T ü rk iy e ’dek i e lit le r (y a n i si-

vil-asker bürokrasi) de, ü lke iç in d e ­

k i s iv i l siyasi güç o d ak la r ıy la tavşan

k aç tazı tu t o yunu o yn u yo rla r ve

T ü rk iy e ’dek i s iv i l siyasi güç o d ak la ­

r ın ın T ü rk iy e ’n in B a t ı l ı h eg em on ik

g ü ç le r in T ü rk iy e üzerinde çok c id d i

operasyon lara g irişm elerine yo l a ça ­

cak işlere so yun m aya k a lk ışa b ile ­

cek le r in d en fena ha lde ü rküyo rla r

ve o yüzden h er ne suretle olursa o l ­

sun k o n tro lü h e r b ak ım d an ken d i

e lle rin d e tu tm aya hassasiyet gösteri­

yorlar.

A n c a k ço k p a r tili siyasi h aya ta

geçtiğ im iz ta r ih te n bu yana T ü r k i ­

y e ’dek i bazı s iv i l siyasi g ü ç le r in veya

ak tö rle r in , hem B a t ı l ı h eg em o n ik

güç le r in T ü r k iy e ’d ek i sivil-asker bü ­

rokrasi ile, h em de T ü rk iy e ’dek i si-

v il-asker b ü ro k ra s in in ü lke iç in d ek i

s iv i l siyasi güç le rle o yn ayag e ld ik le r i

tavşan kaç , tazı tu t o yu n u n u bozma-

doğan ’ın böyle b ir o yu n a soyunab i­

lecek irade ve cesarete sah ip o lup o l­

m ad ığ ın ı ise zam an gösterecek.

T o p a r la rs a k ... B ö lg em iz d e b ir

va k u m var. B u va k u m bö lge dışı

g ü ç le r ta ra f ın d a n d o ld u ru lu yo r .

A m a bu durum sonsuza kadar böyle

gidem ez ve g itm eyecek de.

Bazen en tem el soru ları k a ç ır ıy o ­

ruz. M ese la : A B D ’n in ne işi v a r bu

bö lgede? T ü rk iy e , A B D ’n in g ü n ey i­

ne , M e k s ik a ’ya yerleşse n as ıl o lu r?

A m e r ik a lı la r nas ıl bakar bu işe? T ü r ­

k iy e ’n in A B D ’n in g ü n ey in e f i la n

ye rle şm es i n e k a d a r h aya lse ,

A B D ’n in bu bö lgeden çek ip g itm esi

gerektiğ i gerçeği de o d e n li h a ya ld en

uzak b ir gerçektir.

T ü r k iy e B ü y ü k O y n a m a k

Z o ru n d a

E v e t bö lgedek i v a k u m u n sorum lusu

T ü r k iy e ’d ir. O s m a n lı çö k m eseyd i

b öyle b ir v a k u m o lm a y a ca k tı. O

yüzden T ü rk iy e , bu vak u m u d o ld u r­

m ak konusunda üzerine düşen i bu­

gün o lm asa b ile ya r ın yap acak tır;

yap m ak zorundadır. A k s i takd irde,

va k u m u n büyüklüğü ile o ra n t ıl ı b ir

şek ilde karş ılaştığ ı so run lar da bü-'

ümran .Aralık .2001 7

Page 8: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÜNDEM

yük o la ca k tır . Ş u an T ü r k iy e ’n in iç

v e d ış p o lit ik a ’da yaşadığı sorun lar,

b u n a lım la r , bu vakum u dolduran la-

m a s ın d a n k a y n a k la n ıy o r . T ü r k i ­

y e ’n in , y e n id e n söz ve id d ia sah ib i

b ir ü lke o lm as ın ı sağ layacak o la n

O s m a n lı m is yo n u n u b e n im s e y ip

ad ım ad ım h aya ta g eç irm en in y o lla ­

r ın ı araştırm ası gerek iyor. E lb e t te k i

b öy les i b ir yö n e lim A v ru p a lı la r ı ve

A m e r ik a l ı la r ı ü rk ü te c e k t ir . A m a

T ü r k iy e ’n in k en d i ç ık a r la r ın ı b ile

k o ru m ak ta son derece başarısız o ld u ­

ğu b ir zam an d ilim in d e , T ü r k iy e ’de ­

k i siv il-asker b ü rok ras in in b ir y e r le r­

de gizli sak lad ığ ın ı h isse ttiğ im O s ­

m a n lı m isyo n un a g iden k a p ıla r ı a ra ­

la ya cak k a rt la r ı a r tık teker teke r d e r­

h a l m asaya sürm esi gerekiyor.

T ü rk iy e , K ıb r ıs m ese lesinde de,

A B m ese le s in d e de, “ K ü r t soru-

n u ” n d a da köşeye s ık ış tır ılm ak tad ır.

B u gerçeğ i g iz lem en in h iç b ir an lam ı

ve ya ra r ı yok. T ü r k iy e ’d ek i siv il-as­

ke r tüm e lit le r in bu gerçeğ i a r tık

k a v ra d ık la r ı gözlen iyor. A m a b u n ­

d an sonrası iç in ne yap ab ile cek le ri

konusunda k a fa la r ın ın b ir h a y li k a r ı­

ş ık o lduğu an laş ılıyo r.

B irk a ç ö n e riy le yaz ıyı b itirm ek

istiyorum :

B ir in c is i , K ıb r ıs m eselesi, T ü r k ­

lerle R u m la r ve y a T ü rk iy e ile Y u n a ­

n is ta n arasında b ir m esele değid ir;

T ü rk iy e ile A v ru p a ve A B D a ras ın ­

d ak i b ir m eseled ir. Z a te n bu n ed en ­

led ir k i, K ıb r ıs sorunu, şu an A B ’n in

g ü n d em in e a ld ığ ı en ö n e m li sorun.

İk in c is i, T ü r k iy e ’n in A v ru p a ve

A B D ile o la n iliş k ile r in i T ü r k iy e ’n in

ç ık a r la r ın ı eksene a la cak şek ilde y e ­

n id en gözden geçirm esi gerekiyor.

Ş u ana k ad a r A B ve A B D ile ku rdu ­

ğumuz iliş k ile r , T ü r k iy e ’n in pasif,

A B ve A B D ’n in a k t if o lduğu denge­

siz ve T ü rk iy e a le yh in e iş leyen b ir

eksene o tu rm aktad ır.

Ü ç tin cü sü , T ü rk iy e , b üyük o yn a ­

m alı. T a r ih i , siyasi, kü ltü re l, ek o n o ­

m ik ve k ü ltü re l şartlar, T ü rk iy e ’ye

büyük oynam as ı gerektiğ i gerçeğ in i

d aya tıyo r. Ş u n u asla u n u tm aya lım :

B iz ne kadar büyük o yn am ak tan k a ­

ç ın ırsak k a ç ın a lım , A B D ve A v r u ­

pa lIla r, T ü r k iy e ’ye he r zam an, eve t

he r zam an, T ü r k iy e ’n in biiytik o yn a ­

yab ileceğ i gerçeğ i ile b ak ıyo rla r. O

yüzden T ü r k iy e ’n in A B ’ye d iğer ü l­

ke le r g ib i a lın m a s ın ı is tem iyorla r.

H e r b ak ım d an ç e k in iy o r la r T ü r k i ­

y e ’den.

D ö rd ü n cü sü , T ü r k iy e ’n in hem

ken d i kü ltü re l, ta rihse l v e top lum sal

g e rçek le riy le h em de B a t ı kü ltü rü ve

m ed en iye t i ile özne / a k t if o la rak

yüzleşm esi, tem asa geçm esi g erek i­

yor. T em a ss ız lık ve yüz leşm ekten

k a ç ın m ak T ü r k iy e ’y i iy ice iç in e ka ­

p an m aya ve k e n d i h a lk ıy la kavga

e tm eye itecek tir.

B eş in c is i, T ü rk iy e , bu ü lkeye pa ­

h a lıy a m a l o la n la ik liğ i tabu laştırm a

aym az lığ ına son v e rm e li v e müşiri-

m an lığ ın , in san ım ız ın iç ve dış d ü n ­

yas ında d en g en in sağlanm ası, ü lk e ­

m iz in e tn ik , ırk î k im lik le re d aya lı

a to m iz asyo n la ra sü rü k len m em es i

iç in h e m b ir tu tka l, h em de top lum a

d inam izm , h e ye can ve coşku ve reb i­

le cek te k k a y n a k o ld uğ u gerçeğ i

k a v ra n m a k ve d o la y ıs ıy la top lum ile

d e v le t a ras ın d ak i d ış la y ıc ı ta v ır la r

sona e rm e li; d ev le t, top lum la b ü tü n ­

leşm en in , k u ca k la şm a n ın v e yen i b ir

yo lcu luğa ç ık m a n ın h a y a lle r in i k u r­

m alı.

K ıb r ıs ’tak i T ü r k le r i T ü r k iy e ’ye

v e y a K K T C ’ye b ağ la yan d in a m ik

n ed ir? Eğ e r bu soruya la ik lik , çağdaş­

lık vesa ire g ib i c e va p la r verirsen iz

K ıb r ıs ’ı k aybed eceğ in iz i ak lın ız ın b ir

köşesine iy ice yazın. N e d e n ? Ç ü n k ü

la ik l ik / çağdaşlık d e n ile n şey, T ü r ­

k iy e ’de değ il, A B ’de va r; o n la r ın te ­

m e l ku rucu d inam iğ i.

O ysa la ik lik b iz im iç in b ir ku ru ­

cu d in a m ik değil, K ıb r ıs ö rneğ inde

ço k n e t b ir şek ilde gördüğümüz g ib i

e lit le r le top lum aras ında gerilim ve

kavga ya ra tıc ı tah rip ed ic i, b ir d in a ­

m it. K ıb r ıs ’lı b ir ü n ive rs ite öğrencis i

o rtak b ir K ıb r ıslı k im liğ in d e n sözedi-

yorsa T ü rk iy e , bu oyu n u , sadece ve

sadece la ik l ik / B a t ıc ı l ık yüzünden

kaybe tm iş d em ektir. Eğ e r K ıb r ıs ’lı

öğ renc i o rtak b ir K ıb r ıs k im liğ in d en

değ il de o rtak b ir m üslüm an k im li­

ğ in d en sözetm iş o lsayd ı, n e o lu rdu?

O K ıb r ıs ’l ıy ı o rad an atsanız b ile g it­

mezdi. A m a şim di atm an ıza gerek

b ile yok ; zaten g itm iş; onu b ir dah a

durduram azsınız; g itm iş ve b itm iş iş.

O h a ld e son sözümüz şu o lsun.

Bö lgem izdek i vakum ergeç bölge ü l­

k e le r i ta ra f ın d a n d o ld u ru la ca k t ır .

T ü r k iy e , b u rada üzerine düşen

so ru m lu lu k tan kaçam az; ne kadar

kaçarsa o kadar boca lar. O yüzden

T ü r k iy e ’de e l i t le r le to p lu m u n

b ü tü n le şm es i de, T ü r k iy e ’n in dış

p o lit ik a d a d ü n o lduğu g ib i y a r ın da

b a t ık la r ın sö y le d ik le r in i yapan değ il

de, ak tif, b e lir le y ic i, k en d in e özgü

idd ia ve söz sah ib i s tra te ji ve p ro je l­

e r ge liş tireb ilm es i de T ü r k iy e ’n in

O s m a n lı m is yo n u n a so yun m as ın a

bağ lıd ır. ■

Kıbrıs’taki Türkleri Türkiye’ye veya K K TC ’ye bağla­yan dinamik nedir? Eğer bu soruya laiklik, çağdaşlık vesaire gibi cevaplar verirseniz Kıbrıs’ı kaybedeceğinizi aklınızın bir kösesine ivice vazın.

8 U m r c m - A r a h k • 2 0 0 1

Page 9: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

K ıb rıs m eselesi, O sm a n lı ba-

k ıyyes i m esele lerden C u m ­

h u r iy e t in o m u z la yab ild iğ i

tek dış m ese led ir b e lk i de. O n u ne

kadar ve y a n ereye kadar om uzlad ığ ı­

n ı rest e tm e a m a m R e lrn ijc b e n z i­

yor. “ Y a taksim ya ö li im ” den sen te ­

t ik K ıb r ıs C u m h u r iy e t in e , K a n l ı

N o e l’e, B a r ış h a rek a tın a ve o radan

bitm ez tükenm ez "to p lu m la r arası

görüşm eler” e kadar K ıb r ıs h ak k ın d a

T ü rk iy e kam uoyu b ir h ay li m a lum at

sah ib id ir. M a lu m a t la tepk i p a ra le lli­

ği hususunda u ya ran la r ın tek mer-

kez liliğ in i de u nu tm am ak lazım dır.

T ü rk iy e , C u m h u r iy e t ta rih in d e

u luslararası sistem i de lm eye b it defa

teşebbüs e tt i. İsk en d e ru n - A n tak ya

konusu ayrı b ir fasıld ır. M usu l m ese­

lesinde işi k en d i leh in e h a lled en İn ­

g iltere, yükse len A lm a n gücü karş ı­

sında te h d it a lt ın d a o lan F tansız ’ın

ceb in d en H a ta y ’ı T ü rk iy e ’ye verd i.

T ü rk iy e , gerçek ad ıy la Yak ın -

şarak İş le ri K o n fe ran s ı, T ü rk iy e ’dek i

a d la n d ır ıl ış ıy la Lo zan “ zaferi” nde

İn g ilte re ’ye, uluslararası sisteme ta ­

m am ıy la râm oldu . Y a ln ız dış siyaset­

te değil, iç siyasette de (aç ık-g iz li)

ta ah h ü tle rd e bu lundu ! A s la O s m a n ­

lIn ın va ris i o lm ayacak tı. O n u n h a k ­

la rın ı ta lep e tm eyecek ti. B a t ı siste­

m i iç in te h d it o luştu ran m an ev i y a ­

p ıs ın ı d eğ iştirecek ti. G id e n g itm işti,

k a la n ın n as ıl o lacağ ı konusunda da

m utabakat sağ lanm ıştı.

K ıb r ıs ad as ın ın kesin o la rak İn-

giliz lere ve r ilm es i Lozan anlaşm asıy-

lad ır. T ü rk iy e C u m h u r iy e t i gözden

ç ıka rd ığ ı b ü tü n yerle r gibi, K ıb r ıs ile

de Lo zan ’d an sonra h iç ilg ilenm ed i.

1950’lerde konu gündem e g e ld iğ in ­

de, T C ’n in d ış iş leri b akan ı "bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur" d e ­

d i . . . B u o n u n şahsi görüşü değ ild i,

Lozan ’da b e lir len m iş dış p o lit ik a m ı­

zın görüşü id i, y a n i iş in doğrusuydu.

Fakat, b ir kere konu h a lka m al o l­

muştu, İn g ilte re ’n in A d a ’y ı te rk e t ­

mesi sözkonusu id i, k a lan T ü rk le r

R u m la r ın teh d id i a lt ın d a idi.

KIBRIS’TA SONA YAKLAŞIRKEN...

D . M E H M E T D O Ğ A N

T ü rk iy e sonunda işe d ah il oldu.

B e lk i de, Y u n a n is ta n ’da güçlü ko ­m ü n ist hareke tten , yah u t da A k d e ­

n iz ’in en büyük k o m ün is t partis ine

K ıb r ıs R u m la r ın ın sah ip o lm as ından

ö türü , T ü rk iy e ’ye göz k ırp ıld ı.

B ü tü n b u n la r S o v y e t B lo k u n u n

B a t ı s istem in i teh d it e tt iğ i b ir d ö ­

nem de o lup b itiyo rdu .

K ıb r ıs m eselesi, T i i t k dış siyase­

tin e b e lli ö lçüde k im lik kazandırd ı.

K ıb r ıs yüzünden b a tılı m üttefekleri-

m iz in d e fo la r ın ı araştırm aya başla­

d ık . K ıb r ıs yüzünden B irleşm iş M il-

le t le r ’de yaln ız ka lm am ak iç in müs-

tem i iç in ra co n kesen A B D ’n in o

günkü B a ş k a n ı Jo h n s o n , “ N A -

T O ’n un s ila h la r ın ı, g ü ç le r in i K ıb ­

rıs ’ta ku llanam azs ın ız ” b ab ın d a T ü r ­

k iye ’n in o zam ank i başbakan ına b ir

m ektup yazdı. İşe b ak ın k i, o sıra lar

T ü rk iy e ’n in başbakan ı Lo zan ’ın a n lı

şan lı k ah ra m a n ı İsm et Paşayd ı! Y a ­

n i, bu m ek tu b u n m azm ununu en iyi

b ilecek k iş i!

Paşam ız, b ir ta raftan , m azm unu

ço k iy i b ild iğ i iç in "başüstüne” dedi,

d iğer ta ra ftan da, bazı sözler m ır ı l­

dandı. “ Y e n i b ir d ünya ku ru lu r, T ü r ­

k iye de bu d ü n yad a ye r in i b u lu r” ka-

Kıbns “Türk kimliği”nin asıl yapıcısı, ahlâk kriterleri­mizin, değerlerimizin asıl belirleyicisi “din” konusun­da Türkiye’den daha problemli bir coğrafya haline ge­tirildi. Son yarım asırda Kıbrıs Türk kesimi maneviyatilgilerini asgariye indirdi.

lü m an kardeşlerim izi h a t ır lad ık . İs ­

lam dünyas ıy la kopard ığ ım ız bağları

bu k ü çü k ada tekra r ku rm am ız ı sağ­

lad ı. Y a n i T ü rk iy e , K ıb r ıs sayesinde

dar a lan d a da o lsa dış p o lit ik a yap ­

m aya başladı.

S o n ra K ıb r ıs C u m h u r iy e t i k u ru l­

du. S o n u b e lli b ir işti bu. N ite k im

b ir kaç y ıl sonra, K ıb r ıs lı R um la r, Y u n a n is ta n ’dan ge len kom utan la rı

ile bu sonu g e tirm eye yürüdü ler: “Akritas planı" d e n ile n so yk ır ım ı u y ­

gu layarak . N eyse k i b unu fazla ile ri

gö tü rem ed iler. T ü rk iy e uçak la rla f i ­

la n ko rku ve rd i. D a h a ö tes in i de

yap m ak istedi aslında. İş te o zaman

a r t ık İn g ilte re ’n in ye rin e dünya sis­

b ilin d en !

Y a n i A B D ’ye -güya- aba a lt ın ­

dan sopa gösterd i! O zam an T ü rk iy e

g ib i ü lk e le r in ik i b lok lu d ünyada be ­

lir l i b ir h a re k e t a lan la r ı va rd ı. “ S e ­

n in b lo ku n d a n ç ıkar, ö tek i b lo ku n

üyesi o lu ru m ." V e y a en az ından “ se­

n in b lo ku n d an ç ıkar, ü çüncü d ü n ya ­

c ı o lu ru m " dem ek m üm kündü. İn ö ­

nü bunu dem ek istem işti. F a k a t T ü r ­

k iye o kad a r B a t ı bağ ım lıs ı o lm uştu k i, b ü tü n ordusu N A T O ’n u n e m r i­

ne ve r ilm iş t i. N A T O ’n u n em rin d e

o lan bu k u vv e tle r , düşm an ı sadece

ü lk en in o rta la r ın d a karş ılay ıp o ya la ­m akla vaz ife liyd i, büyük m ü tte fik le r

T o ro s la rd a m evz ilen en e kadar! O

U m r a n - A r a l ı k .2 0 0 1 9

Page 10: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÜNDEM

yüzden, sa ld ırı am aç lı h iç b ir enstrü ­

m ana sah ip değ ild i T ü r k ordusu.

O y ılla rd a K ıb r ıs ’a b ir kaç kere

ç ık a rm a yap ılm a k istedi. H a re k a ta

ka lk ış ıld ığ ı anda gö rü ldü k i, n e de ­

niz gücü buna m ü sa itti, n e de kara

gücü. D e m ire l bu du rum u çok iy i a n ­

la tır. G e m ile r yo la ç ık t ığ ın d a a n la ­

ş ılm ış tır k i, T ü rk o rdusunun ateş gü­

cü, K ıb r ıs ’ı tehd ide m üsait değ ild ir!

B u n u n üzerine, N A T O ’dan b a ­

ğımsız “ Ege O rd u su ” ku ru lu r. Ç ık a r ­ma perm leri yan ılır . H ısa yöne lik m ır ' . t i .. , ı r , t ı 1- - a ................1 .V U 1 İU 1 .1 U C U IV ' J U 1 U U CJCl V JIO U ." U 1 t i 111CI

g e lin ir. B u n u n iç in 1974 y ı l ın a k a ­

dar bek len m ek zorunda k a lın m ıştır .

N ih a y e t , R u m la r b ir h a ta daha y a ­

parlar: M a k a r io s ’u d e v ir ir le r v e ada­

y ı tam k o n tro lle r in e a lm ak , Y u n a ­

n is ta n ’a ilh a k e tm ek isterler.

B i r ta ra ftan Y u n a n is ta n ’da dar­

b ec i askerler ik tid a rd ad ır, d iğer ta ­

ra fta n K ıb r ıs 't a d a rb e o lm u ştu r.

Ş a r t la r T ü r k iy e ’n in m ü d ah e le s in e

fe vka lad e m üsaittir. “ B a r ış h a re k a tı”

b ö y le yap ılır, B i r de önem siz o lm a ­

yan b ir a y r ın tı: K a b in e d e N ecm ed-

d in H o c a ’n ın M i l l i S e la m e t Pa rtis i

de va rd ır, iş ya ln ız ca E c e v i t ’in u lus­

lararası sistem e o y n a y a n C H P ’sine

k a lm a m a k tad ır yan i.

A B D ’n in ve T ü r k iy e ’n in m ü tte ­

f ik le r in in hesabı, b ir taşla ik i kuş

vu rm ak , yan i K ıb r ıs ’tak i d a rb ec ile r i

tem iz lem ek, a yn ı zam anda Y u n a n cu n ta s ın ı y ıkm ak tır . N a s ı l olsa T ü rk

askerle ri b ir gün tıp ış tıp ış geld iğ i

yere dön ecek tir .

T ü rk iy e K ıb r ıs k o n u su n d a bü tün

e fe len m esin e , R a u f D e n ta ş ’a “ ba ­

ğımsız” d e v le t ila n e ttirm es in e rağ­

m en , işi h iç b ir zam an fazla ile riye

götürm ez. T ü rk iy e ’d e n başka ta n ıy a ­

n ı o lm ay an “ Bağ ım sız ” Kuzey K ıb r ıs

T ü r k C u m h u r iy e t in i m esela P a k is ­

ta n ’ın ta n ım a teşebbüsüne d ah i m a­

n i o lunu r. S o n ra d a n T ü rk c u m h u ri­

y e t le r in in tan ım as ı iç in h iç b ir çaba

da harcam az.

İs lam dünyası iç in “ 11 E y lü l ”

S o v y e t İm p ara to r lu ğ u ’n u n y ık ı lm a ­

s ın d an it ib a ren geçerli k ıl ın m ış b ir

konsep ttir .

İk i ku tup lu dünya sistem i çö k ­

tü k ten sonra, T ü rk iy e ’n in K ıb r ıs ’ta

işi d ah a da zorlaşm ıştır. T ü rk iy e ’n in

. ! e fe len m es i, te iTm iiicn .-. b iu k iu iu k ta fras ıd ır. Y ü rü r lü k te n

ç o k ta n k a lkm ış b ir ta frad ır bu.

T ü rk iy e , K ıb r ıs ’ta m eydana ge­

tird iğ i f i i l i durum u, geçen zam an

iç in d e asker ve para zoruyla sürdür­

m e k te n başka b ir şey yapm am ıştır.B e lk i de yapm ıştır!

R u m k es im in d ek i k ilise le re k a r ­

şı, d in eksen li k im liğ e karşı, h e y k e l­

le r ve büstler d ikm iş tir m esela!

T ü rk iy e kam uoyu , geçen lerde b ir

te le v iz yo n d a konuştu ru lan “ K ıb r ıs l ı

( T ü r k ) ’le r i h ayre tle , h a tta dehşetle

seyretm iş o lm a lıd ır. B ir çoğu da, iş in

te m e lle r in i araştırm adan , k ızg ın lığ ı­

n ı bu K ıb r ıs l ı la ıa te v c ih etti. P ek i,

bu “ R u m ağzıyla” konuşan “ K ıb r ıs lı

g en ç T ü rk le r ” nereden ç ık m ış t ı?

T ü rk iy e , sakar la ik l ik i lk e s in i

T ü r k iy e ’de tam m anas ıy la u yg u laya ­m ad ı, uygu lasa b ile , tam sonuca

u la ştıram ad ı. Faka t, K ıb r ıs ’ta uygu­

la m a k ta d ah a fazla b aşarılı o ldu.

K ıb r ıs “ T ü r k k im liğ i” n in asıl y a p ıc ı­sı, a h lâ k k r ite rle rim iz in , değerle ri­

m iz in asıl b e lir le y ic is i “ d in ” k o n u ­

sunda T ü r k iy e ’d en daha p ro b lem li

b ir coğra fya h a lin e ge tirild i. S o n ya ­r ım asırda K ıb r ıs T ü rk kesim i m an e ­

v iy a t ilg ile r in i asgariye ind ird i.

K ıb r ıs , “ d in e ğ it im i” ile h iç ta n ı­

şam adı, b ir tan e b ile “ im am hatip

o k u lu ” a ç ıla m a d ı, “ K u r ’an kursu”

n e d ir b ilm ed i.

K ıb rıs , in san ye tiş tirm e projesi

o la ra k “ A ta t ü r k ç ü lü k ”ü n T ü r k i ­

y e ’den dah a fazla başarıy la uygu lan ­

d ığ ı b ir coğra fya o lm uştur. K ıb rıs

T ü rk kes im i a h a lis in in m uhtem elen

yüzde doksandokuzu , T ü r k iy e ’n in

resm i la ik lik , a ta tü rkçü lü k k r ite r le ­

r in e uygun b ir h a ya t yaşam aktadır.

T ü rk kam u oyu n u rahatsız eden k o ­

n u şm a la r ı y a p a n la r ın “ ir t ic a ” y la ,

“ d in c i l ik ” le h iç b ir a lak a la rı yok tu r

yan i!

Kıbns’ta insan unsurunun yozlaş­masından şikayet edenler bu tab lo n u n

n as ıl v e k im ta ra f ın d a n resm ed ild i­

ğ ine b ak m a lıd ır. K ıb r ıs ’ta R u m la r ın

d in le , k ilisey le b ir prob lem i yoktur.

K ıb r ıs ’ta R u m k im liğ in e karşı, k i l i ­

sen in ağ ır lığ ın a karş ı T ü rk iy e h iç b it

şey yapam ad ı (y ap m ad ı? ). H a lk ı d in î

(a y n ı zam anda m il l î ) b ak ım d an te ç ­

h iz edem edi. R u m la r k ilise yap tıkça,

T ü rk iy e tarafı, k ö y le re büst d ik ti.

H e r ye r A ta tü rk büst ve h e yk e lle r iy ­

le do ldu. T ü r k iy e ’de A ta tü rk büst ve

h e y k e lc i l iğ in in id e o lo jik bağ lam ı,

asla dış düşm an la ra karşı ta y in e d il­

m em iştir.

R u m la r k im lik le r i iç in , kom ün ist

de olsa, k iliseye m u h taç o ld u k la r ın ı

b iliyo r la rd ı. Başp iskopos M aka rio s

ya ln ız m ü ted eyy in R u m la r ın değil,

k o m ü n is t R u m la r ın da lid e r i idi.

K ıb r ıs T ü rk ü ise b ıra k ın sosyalistle ­

r in i, k o m ü n is tle r in i, en aşırı m il l i ­

ye tç is i b ile k im liğ i içiıa d ine m uhtaç

o lduğunu pek a k lın d a n geçirm iyor.

K ıb r ıs ta zaten zay ıf o lan m an ev î

h a ya t b itt i/b it ir ild i. K ısa dönem li,

ak tü a lite ye bağ lı “ m il l iy e tç il ik gazı”

da g iderek te s ir in i kaybed iyor. İn ­

san la r ı b ir arada tu tan ve T ü rk iy e ’ye

b ağ layan bağ lar kopuyor. Eğer bağ

ku ru m il l iy e tç i l ik bağ ı ise, K ıb r ıs ’ta

m ik ro - m illiy e tç ilik idd ias ıy la o rtaya

ç ık a n la ra v e r ile c e k cevap ne o la ­

b il ir ? ■

İki kutuplu dünya sistemi çöktükten sonra, Türki­ye’nin Kıbrıs’ta işi daha da zorlaşmıştır. Türkiye’nin Kıbrıs efelenmesi, tamamen iki blokluluk tafrasıdır. Yürürlükten çoktan kalkmış bir tafradır bu.

10 Ümran-Aral ıh -2001

Page 11: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

T ü rk iy e , y ılb a ş ın d a n bu y a ­

na , iç in d e n n a s ıl ç ık ıla c a ğ ı

b e lli o lm a y a n b ir kriz d u ­

ru m u n u yaş ıyo r. Ü lk e n in kaynak-

la rın i- tüke ten ,-ü lke- in san ın ın k aza-

n ım la r ın ı e r ite n , e k o n o m ik , siyasi,

k ü ltü re l v e a h la k i b ü tü n v a r l ık ve

değerle ri ta h r ip ed en bu k riz in sa lt

b ir ik tisad i kriz o lm a d ığ ı a r tık n e re ­

deyse h e rk e s in o r ta k kabu lü . E k o ­

n o m ik g ö rü n ü m lü bu k riz in , c id d i

b ir s iyasi kriz o ld uğ u v e k riz in sebe­

b in in , en gen iş a n la m ıy la siyasi v a ­

sa tta a ran m as ı g e rek tiğ i b ilin iyo r .

B ü tü n bu b i lin e n le re rağm en,

k riz in e k o n o m ik g ö rü n ü m ü n ü h a l­

le tm ek iç in g ö s te r ilen ç a b a n ın , ço k

k ü çü k b ir k ısm ı b ile , e k o n o m ik k r i ­

zin sebeb i o la n siyas i k r iz in çözüm ü

iç in h a rc a n m a m a k ta d ır . O ysa , k r i ­

zin tem e l seb eb in i o rtad an k a ld ır ­

m aya ç a lışm a d a n so n u ç üzerinde

çaba h a rc a m a k b ir başarı getirse b i­

le , bu başarı k ısa v e g e ç ic i o la c a k ­

tır. K a ld ı k i, o g e ç ic i o la n e k o n o ­

m ik b aşarıya il iş k in b ir um ut ışığı

b ile henüz o rtad a g özükm em ekte ­

d ir.

Ü lk e y i , s iv i l s iya se tin e tk in liğ i­

n i iy ic e aza lta rak y ö n e tm e k , T ü r k i ­

y e ’de aş in a o lduğum uz b ir tarzdır.

A n c a k , son dört-beş y ıld ır , s iv il s i­

yaset ne redeyse dekor h a lin e g e t ir i l­

m iş, y ö n e t im d e k i ağ ır lığ ı iy ice azal­

tılm ış tır . N i t e k im , b u n u n sonucu

o la rak , m e v c u t h ü k ü m e t in başba­

k a n ı S a y ın E c e v i t , ‘bazı ku ru m la ra

söz g e ç ire m e d iğ in d e n ’ ş ikaye t e t ­

m ek ted ir . B u , azaltılm ış b ir siyasetle

ü lk e y i y ö n e tm e y e ç a lış m a n ın so n u ­

cudur. E lb e t te , siyasetsiz d em o k ra ­

s in in y ü rü tü lm e s in d e ta şe ro n lu k

g ö rev i ü s t len m iş s a y ın B a şb a k a n da

bu du ru m a m ü sta h ak tır .

‘SİYASETSİZ DEMOKRASI’NIN SERÜVENİ

CEVAT ÖZKAYA

Türkiye’nin Siyasi Krizine İlişkin Yorumlar

I . Siyasi kriz, T ü r k iy e ’de bug ü n o r ­

ta ya ç ık m ış b ir d u ru m d eğ ild ir. Ç o k

p a r t i l i s iyasi h a y a ta g ird iğ im iz d ö ­

n e m i esas a la ra k d u ru m a b a k t ığ ı­

m ızda b ile , ü lk e n in n o rm a l u su lle r ­

le y ö n e t ilm e d iğ in i, s ık s ık m tidaha- •

le le re m aruz k a ld ığ ın ı görüyoruz.

S iy a s i s is tem in kriz iç in d e o lu şu ­

n u n te k sebeb i, e lb e tte bu m ü d a h a ­

le le r değ ild ir. ‘G e rç e k te n de T ü r k i ­

y e ’de h ü k ü m e t s istem i iy i iş lem e ­

m ek ted ir ; yasam a v e yü rü tm e o r ­

g a n la r ı k e n d in d e n b e k le n e n i v e re ­

m e d ik le r i g ib i, b u n la r ın b a h ir le r iy ­

le o la n il iş k ile r i de sağ lık lı o lm a k ­

ta n uzaktır, h a t ta bu il iş k ile r in k e n ­

d is i y e n i so ru n la r d o ğ u rm a k tad ır .’1

S iy a s i h a y a t ın tem e l a k tö r le r i

o la n siyas i p a rtile r , yap ı it ib a r iy le

yozlaşm ış, h a lk la k u rd u k la r ı bağ lar

gevşem iş , p arti m e n s u p la r ın ın k e n ­

d i le r in i h a lk ta n ço k lid e re karş ı so­

ru m lu h is se tt ik le r i b ir lid e r su ltas ı­

n ın h ü k ü m sürdüğü s ırad an o rg an ­

la r h a l in e ge lm iş le rd ir. B u n la r , tu ­

ta r lı siyasa l p ro g ram la rı o la n ve

p ro g ram la r e tra fın d a ü lke g e le ceğ i­

n e i l iş k in çözüm ler ü re ten s iyas i ö r­

g ü tle r o lm a k ta n ziyade popü lizm e

v e ç ık a r il iş k ile r in e d a y a lı ç ık a r te ­

m e ll i m ek an izm a la r n ite l iğ inded ir-

ler.

A n c a k , siyasa l a k tö r le r in m ü ­

k e m m e l o ld u k la r ın ı va rsaysak b ile ,

T ü r k iy e ’de siyasa l s is tem in n o rm a l

b ir b iç im d e iş le yeceğ in i sö y lem ek

m ü m k ü n o lam azd ı. ‘Ç ü n k ü T ü r k i ­

ye ’n in c a r i siyasa l s is te m in in asıl

e tk i l i a k tö r le r i d ah a başkad ır v e

b u n la r d e m o k ra t ik m eşru luğa da

d aya n m a m a k ta d ır la r . A k s in e m eş­

ru lu k la r ın ı f i i l i g ü ç te n a la n bu d i ­

ğer ak tö r le r , m eşru siyasa l a k tö r le ­

r in o y u n a la n ın ı son d erece d a ra l­

ta b ilm e k te v e s iyasi a la n ı kayg an

b ir zem ine ç e v ire b ilm e k te d ir . ’2

S iy a s a l s is tem i t ık a yan , s istem e

m ü d ah a le m e ş ru iy e t in i f i i l i g ü cü n ­

d en a la n a k tö r le r in s iyasi a la n a

an o rm a l m ü d a h a le le r i ü lked e s iy a ­

set k u ru m u n u n g e liş im in i m e n fi

yö n d e e tk ile m iş t ir . N e siyas i k u ­

rum la r, n e de k iş ile r , n o rm a l o r ­

tam la rd a y e te r li te c rü b ey i e ld e ed e ­

cek im k a n ı b u la m a d a n siyas i h a y a ­

t ın d ış ın a it ilm iş le rd ir . Y e n i o lu şan

siyasal k u ru m la r v e s iyasete y e n i g i­

ren k iş ile r de b ir s o n rak i m ü d a h a le ­

de a y n ı ak ıb e te m aruz k a lm ış la rd ır .

E sk i d ö n e m d e n y e n i d ö n em e in t i ­

k a l ed en s iyas i k iş ile r ise, a n o rm a l

s iyase tin g e tird iğ i te c rü b e le r le sa­

dece a y a k ta k a lm a y ı sağ layan ‘p e r­

d e li s iyase t’ yap m a lüzum unu h is ­

se tm iş le rd ir k i, bu da siyaseti, to p ­

lu m ya ra r ın a b ir fa a liy e t a la n ı o lm a

k o n u m u n u n d ış ın a ç ık a rm ış t ır .

I I . K i t le le r i c a h il v e ga fil gö ren

v e o n la r ı, k e n d ile r in i y ö n e te c e k

in s a n la r ı seçm eye e h il g ö rm eyen

e tk i l i ç e v r e le r in o lu ş tu rd u ğ u b ir

an lay ış v a rd ır günüm üzde. G e n e l

o yu n b e l ir le y ic i o ld uğ u b ir s is tem in

Umraıı-Aralık . 2 0 0 1 11

Page 12: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÜNDEM

v a ro ld u ğ u sö y le n m e s in e rağ m en ,

h a lk ta n o n a y a la n s iyasa l p a r t ile r in

ik t id a ra g e lm ek v e y a o r ta k o lm ak

iç in g en e l oyu da aşan o n a y m e k a ­

n iz m a la r ın a k e n d ile r in i b eğ en d ir ­

m e m ecb u r iye t i g ib i b ir ga rabe t y a ­

şa n m a k ta d ır ü lkem izd e . B ö y le b ir

g a rab e t in yaşan d ığ ı o rta m d a ‘eşit

o y h a k k ı’n ın v a r l ığ ın d a n n a s ıl söz

e d ile b ilir . E ş it oy h a k k ın ın ta rtışm a

konusu y a p ıld ığ ı b ir o rtam d a s iya ­

set n a s ıl g e liş eb ilir?

I I I . S o n zam an la rd a , s iyase tin

s ırad an b ir iş g ib i y a p ılm a s ı g e re k t i­

ğ in e il iş k in , ilk e ld e doğru iz len im i

v e re n b ir görüş y a y g ın la şm ak tad ır .

S iy a s e t in b ir uğraş a la n ı o la rak h e r ­

h a n g i b ir işle benzer y a n la r ın ın o l ­

duğu doğrudur. A m a o n u n sadece

b ir iş ten ib a re t o ld u ğ u n u dü şü n m ek

v e o n u b ir a l-ver i l iş k is in e in d irg e ­

m ek , ç o k y an lış so n u ç la ra sebep

o la ca k b ir d ü şü n ced ir .

‘S iy a s e t sadece b ir id a re fa a liy e ­

t i d eğ il, in sana , h a y a ta il iş k in d e ­

ğ e r le r in ta rtışm a a la n ı o lm a lıd ır .

M o d e m d em o k ras ile r in san lığ a bu

sözü ve rm iş le rd i. İ l e r i sa n ay i top-

lu m la r ı g id e rek bu v a a t te n uzaklaş­

m aya , s iyase ti b ir te k n o k ra t ik mut-

la k iy e tç ili lc ç e rç e v e s in d e ta n ım la ­

m aya m e y le d iyo r la r . T ü m d ü n yad a

o la n bu. B izd ek i yoz laşm ış ta b lo bu

eğ ilim e iy i b ir zem in te şk il e d iy o r o

kadar. S iy a s e t i iç in d e b u lu n d u ğ u

yoz laşm ad an k u rta rm a n ın yo lu bu

d eğ il, bu o lm a m a lı. Iş g ib i a lg ıla ­

n a n siyaset, siyaset o lm a k ta n ç ı ­

k a r t

IV . Y in e son zam an larda s iy a ­

se tle e k o n o m i aras ın d ak i bağ ın k e ­

s ilm es i g e rek tiğ in e iliş irin , zah iren

doğru gözüken b ir d üşünce d illen -

d ir ilm e k te d ir . Z a h ire n doğru d iy o ­

ruz, çü n k ü bugünkü yozlaşm ış siya-

se t-ek o no m i iliş k is in i d ik k a te a ld ı­

ğ ım ızda ifade e d ile n d ü şü n c e n in

doğru o lduğu iz le n im in i ed in iriz .

O y s a iş in gerçeğ i, e k o n o m i ile s iya ­

set a ra s ın d ak i bağ h iç b ir d ö n em d e

k e s ilm em iş t ir , b u n d a n sonra da k e ­

s ilm e y e c e k t ir . Y a p ılm a s ı g e reken

bu iş in düzgün, doğru v e şeffaf iş le ­

m e s in i sağ la yacak m ek an iz m a la r ı

d e v re ye k o ym ak tır .

B u d ü şü n ce y i d i l le n d ire n le r in

n iy e t i, k an aa tim iz ce bugünkü s iy a ­

si k u ru lu la r la e k o n o m i a ra s ın d ak i

bağ ı kese rek y ıp ran m ış , güç k a y b e t­

m iş s iyasi m ek an izm ay ı b iraz d ah a

za y ıf la tm a k v e o n u d ev re d ış ı b ıra k ­

m a k tır . E lb e t te y e n i g e le cek siyasi

a k tö r le r le e k o n o m i aras ın d a y e n i

b ağ la r m u tla k a k u ru la ca k tır .

E ğ e r b ugünkü siyasi p a r t i le r ve

k u ru m la r k e n d ile r in i g e liş tirm ek ,

to p lu m la b ağ la r ın ı y e n ile m e k k o ­

n u su n d a g e re k li m a h a re t i a c i le n

gösterem ezlerse, k o rk a r ım k i k ü re ­

sel k a p ita l iz m in sözcü lüğüne so ­

yu n m u ş b ir s iyasa l grup, a lt la r ın d a ­

k i z em in i k a y d ıra c a k ve boşluğa d ü ­

şecek le rd ir.

V . T ü r k iy e ’de bü rokrat-yöneti-

c i e lit te , s iv i l s iyase tin is tik ra rı boz­

duğu g ib i b ir gen e l kabu l va rd ır.

O n u n iç in m ü m k ü n o lduğu kadar

s iyas i a la n d a ra lt ıla ra k ü lke idare

ed ilm e ye ç a lış ılır . B ilh a ssa son y ı l ­

la rd a k im s e n in itiraz e tm em esi ge­

rek tiğ i d ü şü n ü len te k n o k ra t ik çö ­

züm ler u ğ runa p o lit ik fa rk lı lık la r

feda ed ild i. O d ö n em d e pek e tk il i

o la n serm aye ç e v re le r i bu an lay ış

ve u yg u lam aya o lağ an ü stü destek

ve rd ile r .

A n c a k , s iyaset paran teze a l ın a ­

ra k ve s ığ la ş t ır ıla rak ü re t ile n is t ik ­

ra r ın bug ü n u la ş tığ ı tab lo , ö y le zan­

n e d iy o ru m k i, bu görüşe destek v e ­

ren iş a d a m la r ın ı da m u tlu ed ecek

b ir ta b lo değ ild ir.

P a r t i le r in s iyaset yapam az h a le

g e t ir ilm e s i ve d o la y ıs ıy la p a r lam e n ­

to n u n d e v re d ış ı b ıra k ılm a s ı y o lu y ­

la o lu ş tu ru la n v e ‘kuvözd e y a şa tıl­

m aya ç a lış ı la n h o rm o n lu is tik ra r’

v e b u n u n ü re tt iğ i ü lk e m anzarası,

‘s iyasetsiz d em o k ras i’n in b ir şahese­

r i o la ra k önüm üzde d u rm ak tad ır . ■

Dipnotlar1- M ustafa E rd o ğ an , “T ü rk iy e ’de S iya­

sal S is tem ve D em o k rasi” , Yem Tür­kiye, s.813 , sayı 23-24 , A ra lık 1999.

2- a.g.e. s.814

3- N u ra y M ert, Radil<al gazetesi

12 Ü m r a n . A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 13: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

hasılasız mekanın ortasında doğmam ak binbir renkle naşı! anlatılırsa anlatsın bir ehli dil anlatsın ızdırabınkr.vapn^aftn.m ı ı ---- i

vursun dağın sırtına baksın çeker mi bu tadın sancısını

Y a lam a o lan sözden; ha le , h a li “ v a r”

edene s ığ ınm ak gerek. A lış k a n lığ a

dönüşenden , k an ık san an d a n beri

durm ak, gerek. H e le kan ık san an hu-

kukluksLizluksa h ak ih la liyse ve unu-

tutuyorsa zorbalığ ın illüzyona dönen

m arifeti...

B e r i gel; beri dur.

İn s a n lığ ın ö ldüğü yer; çe lişk id en

uyum elde ed ile n postm odern d ö n e ­

m in stabilize güzergahıdır.

G ü r b ir şada o la rak , çe lişk id en

uyum ç ıka rm aya itirazı o lm a lı yü rü r­

lük te yüreği o la n la r ın .

Ö nüm üze, çek iç , du va r, k il i t ve

n am lu koyup, terazileri sak layan la r ı kan ıksarsak ta rih bizi yok sayar. O n-

b in le rce başörtü lü ö ğ re n c in in vakur

başkald ırısı, siyasette, h u k u k ta k a r­

ş ılık bu lam ad ı. S a ğ ır d u va rla r a ra ­

s ında g itt i ge ld i ses. İh la l kesintisiz

sürüyor. Z o rb a la r zorun arkasında,

fiz iğ in güvences inde , yüreksiz, an ­

cak şen-şakrak

Başö rtü lü le r, h a la baş lan d ik.

Y a ln ız lık ta , yasak larda, k ıskaç larda va r o luyo rla r.

H e r dem ye n id e n doğuyorlar.

V a k a r sö y lem le rin i taze b ir soluğa

b ü ründü rüp ye ryüzü nü n örtüsünü

ırga lıyorla r. S ın a n ıy o r herkes. Yüzü­

nü çe v iren , görm ezden gelen , sus­

k u n ka lan , duas ın ı esirgeyen... S ın a ­

n ıy o r herkes. İn san o lm a çabasıy la

n e sn e le şm e n in m ü ca d e le s id ir bu

koşu.

B u koşu bitmez.Y a ln ız la ş tık ça d ev leşen le r, her

dem , daha taze b ir so luk la , daha

coşku lu şartlıyo rlarsa şa rk ıla r ın a ve k a lk a n b ild ik le r i h a k lılık la r ın a ...

BAŞI GOGE ERENLER

AHMET MEKCAN ==

B u koşu h iç b itm eyecek .

B a r ik a t la r ı aşıp g e len le ri a l y a n ı­

na. K ü ç ü k b ir poyrazla y e lk e n i y ır t ı ­

lan la ra da dua e tm ek sana ka ld ı.

G ü n le r tak v im le rd en akm az bunu

b ilm ez le r. G ü n le r d eğ irm en taşı,

arada darı biz ve o radan derleriz za­

m an ı. D aras ı a lınm ış , bedeli ö d en ­

m iş ta rihe k ay ıt la n a ca k zam anı, ge­

ç ir ir iz ç e liğ in iliğ inden . B ö y le a r ın ır

v a k it. B ö y le gülüm ser h ila l ve d ö n ü ­

şür d o lunaya .B ir bayrak g ib i bu rüzgar, ç a rp ı­

yo r he r yüze. D üşürüyor m askeyi.

Y ü z le r a rk a s ın d ak i yüz leri a rıyo r.

Sessiz m u tab akat yap an çe v re le r ,

od ak la r, z irve le r, ü lke ler, insan h a k ­

la rı m ah kem e le ri:

N e güzel susuyorsunuz!

H a n i h a k k ı va rd ı, h e r in san ın is­

ted iğ i in a n c ı seçm eye, yaşam aya ,

an la tm aya , ö rgütlenm eye. B i ld ir i le r

b öy le derd i, size b ir s ık ın t ı d o k u n d u ­

ğunda. N iy e b ild irm iyo r la r şim d i?

O n la r da m ı t itr iyo r?

H e rkese rağm en; herşeye rağ ­

m en va ro lm ak va r ya!

H erkese , herşeye rağm en, bağ­

lan m ak “kopm az h a lk a y a .” Ye ise

çehre ç e v ir ip , b ir y ıld ız la k o n u ş­

m ak... A y ış ığ ıy la ıs lık ça lm ak , uzun

yaz gecesi sah il boyu.

A n la r bizi, k ıy ıs ın ı yo la verm iş

yanardağ. Y ana rd ağ k i, h iç la v ç a l­

m am ış boşluğa ö y le uysal görünür

bakanlara.

S e n in b itt iğ in yerde; tam te ç h i­

zat sustuğun, herşey i k an ıksad ığ ın

yerde biz varız.

Y a ln ız lık sırdaşım ız; an cak öyle

kalabalığ ız ki...

S e n an lam asan da o lur.

S e n an lasayd ın , durm azdın gü­

rü ltü n ü n m eta l k u yu la rın d a . A n la -

sayd ın yatm azd ın m akam k o ltu ğ u n ­

la. A n la y a b ils e y d in ko rkudan titre-

Ümran-Aralık-2001 13

Page 14: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TERÖRÜN KÜÇÜK LORDLARI

S A L İH B A Y K A R A

m ezdin ıozetsiz ka ld ığ ın d a . İnsansız

k a lm a s ın d iy e zam an; tebessüm -

m evs im in e geçsin d iye yeryüzü, iç i ­

yoruz a c ıy ı; isterse b ilin m e s in düşle ­

rim izde kuğu la r g ib i süzülen ülke.

B u n d a n ö tü rüd ür m ü lte c i o la ­

mayız biz. Çağrıs ız , sorgusuz biz ü l ­

kem ize göçeriz. V a k u r b ir yürüyüş,

du rm ak b ilm e ye n koşuda buluruz

bereketi.

H a b ire em ek.

T o p ra k a n la t ır sana, em ek, alın-

teri, göl v e s ırtı ac ıya d ayayarak dost

o lm ak .

K im sesiz k a lab a lık la r . V e tek b a ­

şına, ya ln ız ka lm a yan la r.

Ç ey iz im iz , zam an ın b o h ças ın a

d iren iş ö rn ek le r iy le k ay ıt lan ıyo r . İl-m L llıV ı/J - i l . ( Ib M m w t V .lU tW l 'v • ■ • ■ I İ U l '

n ız iık ve e b ab ille r le om uz omuza...

A n la d ın m ı ş im d i biz n iç in a n la ­

ş ılm a lıy ız ?

H esa p la rd an ö teye , sü tre lerden

arkaya yo l b u lu r da aşarız. M a v e ra

d iya rın d a bağ ım ız bağlarım ız... H e r

yağm ur yağ d ığ ınd a h ab e rle ıslanırız.

Y a n ılg ı yo k ; y e n ilg i yok.

İs te r a l g it ta n k ın ı, ister göklere

doğru yükse lt d u v a r ın ı. B u va ro luş

şa rk ıs ın ın adresi gönü l ev i. H e r b a ­

h a r arza düşen cem re; düştükçe gö ­

n ü lle re , b itm e ye cek bu koşu, geze­

cek yeryüzünde.

G ü c ü a d a le tten koparm ak, ve y a

güçlüye y a lta k la n m a k la kara rır in ­

san ın özündek i ce vh e r. K e n d is iy le

yüz leşm em ek iç in sonra kaçar k e n ­

d in d en sokak sokak.

Ö lü le r b ile bek lem ez başucunda,

özünü k a ra rta n ın . H e r yağm ur boşa

yağar.

Is lanm az özükaıa.

Bakam az gökyüzüne doyasıya

gard iyan .

M a v id e n k a ça n ın , yeşilde d e li­

le n in çare yo k b u rh an ın a .

Ç ü n k ü , yeşile en g e l konm az;

gökyüzü ke fene sığmaz.

E .Ö . ve E . S . T ü r k E n te l le k tü e l i

A B D ’n in karşı karş ıya ka ld ığ ı 11

E y lü l terörist sa ld ır ıla r ı sadece bu

ü lk en in dış p o lit ik as ı ve uluslararası

y e n i s tra te jik o luşum lar bağ lam ında

b ir d önüm n o k ta s ın ı ifade e tm iyo r

artık . E y lü l Ö n ce s i v e E y lü l So n ras ı

dey iş leri, 1980 A sk e ri D arbesi ile

uyum lu k a lab ilm ek iç in ka lem iy le

k ıv ra k m an evra la r yap m a ye teneğ i­

n i gösteren “ T ü r k a y d ın ı” n ı n ite le-

Bu insanlar için ölüm cennet, yani ödül olduğu­na göre, Amerikan uçak­ları onlara bomba yerine inançları açısından eziyet verecek şeyler, Bourbon Whisky ya da Kaliforniya şarabı yağdırmalıydı.

m ek le k a lm ayacak b u n d an böyle;

11 E y lü l h ad ise le r in i b ah an e ederek

A fg a n is ta n ’a sa ld ıran A B D ’y i, h a re ­

k e t in in m eşruluğu konusunda önce

kuşkuyla ka rş ılayan , am a sonra b ir ­

denb ire tam b ir “ U ” dönüşüyle sa­

vu n m a te laş ına düşen günüm üz e n ­

te le k tü e lin i de iç in e a lacak .

B u b ak ım d an had ise , sözkonusu

ayd ın la rım ız iç in k e lim e n in tam a n ­

la m ıy la b ir d ö n ü m (d ö n e k lik de ay ­

n ı k ö k te n m üştak ) no k tas ı teşk il e t­

ti. B i r k ıs ım kalbu rüstü ka lem ve f i ­

k ir erbab ı 11 E y lü l ’d en bu yan a d ü n ­

yad a eşi benzeri g ö rü lm eyen b ir

a t ik lik ve a ta k lık gösterdi. A B D ’n in

şa h s ın d a d ü n ya e m p e ry a liz m in in

h izm etin e su n u lan argüm an lar, m ü ­

lahazalar, ç ıkarsam alar, öngörü ler,

görüş ve ö n e rile r, fa rk lı sev iye ve

tarzlarda te ce lli e tt i. B a t ı ’d ak i h e m ­p a la rın d an daha ç irk in b ir ta v ır la ,

işi tam am en h akare t ve aşağılam aya

d ö k en le r o lduğu gib i, a rgüm an la r ın ı

u lus lararası real p o lit ik ’in sofistike

çözüm lem e le riy le sarm alayıp paket-

le y e n le r in va ro lduğu görüldü.

Terörün Çirkin Lordları

M in e K ır ık k a n a t , yargısız infaz g ir i­

ş im iy le u yum lu şek ilde “ suçlu ” d iye

n ite led iğ i, “ d in m an yak la r ı” o la rak

ta n ım la d ığ ı B in L a d in ve T a li-

b an ’m , “ m asum h a lk a ilişm ed en ”

( ! ) ve en uygun şek ilde nas ıl ceza­

la n d ır a b i le c e ğ in e h asre tm iş ti zi­

h in s e l e fo runu . B u in san la r iç in

ö lü m cen n e t, y a n i ödü l o lduğuna

göre, A m e r ik a n u ç a k la r ı o n la ra

bom ba ye r in e in a n ç la r ı aç ıs ın d an

ez iye t v e re c e k şey le r, B o u rb o n

W h is k y y a da K a lifo rn iy a şarabı

yağ d ırm a lıyd ı. “ H a t ta , hatta , to n la r ­

ca dom uz e t i a ts ın la r. A ç m asum la­

r ın k a rn ı doyar, T a lib a n la r ka fay ı

yer. Y a k a la d ık la r ı terö ristler ise, k a ­

d ın e li s ık tır ıla ra k , çarşafsız k ad ın la r

ta ra fın d an göz lerin in iç in e b a k t ır ı l­

m ak ve gü lüm setilm ek suretiy le c e ­

z a la n d ır ı la b i l i r d i (R a d ik a l , 3 .11.

2 0 0 H . K ır ık k a n a t , k im b ilir, b e lk i

de g ü n d e lik h aya tta iç inde yaşadığı

14 Ümran-Aralık -2001

Page 15: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TERÖRÜN KÜÇÜK IORDLARI / BAYKARA

to p lu m u n b ir b ö lü m ü n d e n yan a

duyduğu raha ts ız lık la rı, e lin e geç ir­

d iğ inde ta tb ik edeb ileceğ i eziyet ve

işkence yö n te m le r in i aksettirm işti

yazısına.

— Serdar Turgut, otaym~stcak saat­lerinde, terörist s a ld ır ın ın A ra p k ö ­

k e n li b ir ile r in d e n ge ld iğ in i gösterir

“ k a n ıt ” la r ın c id d iy e a lın am ayacak

d e n li tutarsız şeyler o lduğunu yazıp

ç izm işken , son ra a n id e n b u n la r ı

unu ttu , m ese len in bu yönüy le h e ­

m en h em en h iç ilg ilenm ez o ldu;

A B D p o lit ik a s ı “ d o ğ ru ” ltu su n d a

T ü rk iy e C u m h u r iy e t i h ü k ü m e tin in

tak ınm ası gereken “ doğru ” tu tum u

sa lık ve rd i; arada b ir de, nas ıl olsa

bom b a lan acak o la n insan la ra ilişk in

duyu lm ası m u h tem e l ac ım a ve m er­

ham et h is le r in i, b u n la r ın yo laçacağ ı

ızdırabı aza ltm ak istercesine, ta r if

o lu n am ayacak tarzda aşağ ılay ıc ı ve

in s a n lık d ışı b ir tu tu m serg iled i.

“ G a y e t ta b ii k i ırk ç ı yazı” d iye başla­

d ığ ı H iir r iy e t ’tek i 11 E k im ta r ih li

yazısında, önce , “ h aya tta en az sev ­

d iğ im m ille t le r listesinde b ir in c i s ı­

rada b u lu n a n P a k is ta n ’da ilg ili h e r

gün b ir sürü hab er okum ak zorunda

k a lm a k ta n ş ik a ye t e t t i; P a k i ’ler,

H in t l i le r v e B an g la d eş lile r i b irb ir in ­

den a y ırte tm ek iç in an cak baharat

kokusuna du yarlı, bu kokuya s in ir le ­

n en b ir köpeğe k o k la t ılm a la r ın ın işe

ya rayacağ ın ı, (ü s te lik ) “ bugüne k a ­

dar H in t , B ang ladeş v e P a k i m il le t ­

le r in d en b ir tane b ile e li yüzü düz­

gün e rkek ç ık m am ış ” o lduğunu ak ­

len ve ru h en son derece sağ lık lı b ir i­

s in in gö rüş le ri o la rak b e lir t t ik te n

sonra bö lgedek i k ad ın e rkek eşitsiz­

liğ in i sona e rd irecek ö n e ris in i istifra

e tti: T a lib a n da d a h il bura larda er­

k ek le r hep ç irk in , k a d ın la r ise N a ­

o m i C a m p b e ll g ib i güzel o lduğuna

göre “ eğer B a t ı it t ifa k ı bu tür ü lk e le ­

r i il la vu racaksa , am an d ikk a t e ts in ­

ler de sadece e rkek le r vu ru lsu n .”

Fazla söze n e h ace t. B ö y le s i k im ­

selerle a y n ı güneşin a ltın d a , in san i

has le tle rd en böytesine yoksun yazar­

la r ın h e r gün yiizb in lere h itap e ttiğ i

b ir top lum da yaşıyoruz.

Cengiz Çandar’ın Performansı

A yd ın la r ım ız iç in A B D 'n in yoksul

h a lk la r la savaşına m eşru laştırıc ı ge­

rek çe le r üretm e yo lun d a d önü lm esi

en zor eşik b e lk i de 11 E y l i i l ’e ilişk in

k a n ıt la r sorunuydu. B u , U sa m e B in

li/yabancı s iyaset ve m edya d ü n ya ­

s ında İs la m ’ın im a jın ı ku rta rm a-

ya/düzeltm eye yö n e lik ö y le yoğun

çaba lar göz len iyor, ö y les ine in san ı

du yg u lan d ıran b ir hassasiyet ( ! ) ser-

g ılen ıyo rdu k ı, in san ın in anası g e l­

m iyor, h e le N o a m C h o m sk y ve E d ­

ward S a id ’i o k u d u k tan sonra büsbü­

tün h ü sn ü te lak k id en uzaklaşıyordu.

C e n g iz Ç a n d a r ’m a k ta r ım ıy la

W a s h in g to n Po st yazarı E r ic Hoag-

Gözü kapalı biçimde hep imparatorun tarafını tutmak, Batı başkentlerindeki lordların işaretiyle uygunadım yürüyüşe geçmek, Batı’nın yeniçerileri rolüne soyun­mak hiç kimsenin itibarını arttırmaz.

L a d in ’in E l-C ez ire te le v izyo n u n d a

yap tığ ı konuşm ada “ A B D bu terör

o la y ıy la İs ra il’e ve rd iğ i desteğ in c e ­

zasını çek iyo r” m ea lin d ek i, pekala

sokaktak i k im sen in d ah i sarfedebi-

leceğ i, it ira ftan ziyade basit b ir tes-

b it g ib i görünen ifadesiy le k o la yca

aş ıld ı. B in L a d in ’in sözlerine, m al

bu lm uş M ağ rib i g ib i a t la yan la r h iç

de az ın lık ta değild i.

C eng iz Ç a n d a r da d e lil eşiğ in i

d ö n erken “ U s a m e ’n in söz le rin in ‘ru-

h u ’n a ” bakm ıştı. B i r kez bu h a n d i­

kap aş ılın ca gerisi ko layd ı. Peşpeşe

y a y ın la n a n ve “ İs lam c ıla r la içerden

kon u şm ak ” g a y re tin in ü rünü o ld u ­

ğunu b e lirttiğ i yaz ıla rında son dere ­

ce d ışarıdan gözüken m ü ta laa la ra

yer ve rd i. “ İs lam c ıla r! S iz i K ız ıld e r ili

y ap acak la r, sonunuz a y n ı o la ca k ”

yo lun d a dostça uyarı m ı, yoksa aba

a lt ın d a n sopa gösterm ek m i olduğu

pek k es tir ilem eyen öngörü lerde bu­

lundu.

B ir W a s h in g to n Po st yazarından

a lın t ıla d ığ ı, İs lam m e d e n iy e t in in ge­

leceğ ine ilişk in end işe ve k ayg ıla r ve

b öyle v a h im b ir g e lişm en in önüne

g eçeb ilm en in tek yo lu o la rak su n u ­

la n reçete d ah i pek g ü ven te lk in e t­

m iyo rd u aslında. Z ira B u s h ’un H a ç lı

S e fe r i b ilin ç li-g a fınd an bu yana ye r ­

land önce içe rd en b ir i g ib i u ya r ıyo r­

du: “ İs la m 'ın en yüksek d in i o to r ite ­

leri, b in L a d e n ’in d in le r in e yap tığ ı

muazzam ta h rib a t karş ıs ında sessiz

k a lm ay ı ve o n u b ir h a in o la rak la-

n e tlem ek ten k aç ın m ay ı sü rdüreb i­

lir le r m i?” S o n ra daha fütursuz b ir

ta v ır la başım ıza g e lecek le rden yana

k e h a n e tin i b ild ir iyo rd u : “ B u ça tış ­

m ada kaybetm e r isk in i en fazla taş ı­

yan m ed en iye t B a t ı la ik liğ in e a it

o la n ı değ il, İs la m ’a a it o la n ıd ır .”

(11 .10 .2001, Y e n i Ş a fa k )

Ö y le y s e m ü s lü m a n la r o la ra k

ken d i hesab ım ıza ç ıkarm am ız gere­

ken sonuç o rtad a id i: K ad ir- i M u t la k

kon u m u n a o tu rtu la n b ir A B D ’ye k a ­

yıtsız şartsız tes lim iye t! A B D ’n in ve

o n u n şa h s ın d a d em o k ras i, in san

h ak la r ı v e özgürlük g ib i B a t ı ’y ı d a ­

im a im ren ile cek b ir coğrafya h a lin e

g e tiren k a v ra m ve fe n o m e n le r in

derha l c id d i b ir aş ınm a sü recine g ir i­

şiyle, A m e r ik a n rüyas ın ın sona e r­

m eye yüz tu tuşuyla ge len gerçek k a ­

y ıp tan nedense pek b ah sed ilm iyo r­

du.

C eng iz Ç a n d a r m üslüm an la rdan

te s lim iye t b ek leyen başka ecn eb i v e ­

ya y e r li yazarlar g ib i k o n u yu m üp ­

hem ve m uğ lak b ir ha lde b ırakam az­

dı. C ü re tk a r ö n e rile rle , d i l in in dön-

düğünce, h avsa las ı a ld tğ ınca , bu k o ­

U m r a n - A r a l ı k • 2 0 0 1 15

Page 16: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÜNDEM

nuda da yo l gösterm eye gayret e tti:

İs lam c ıla r K ız ıld e r ili o lm ak is tem i­

yo rlarsa S e le f i re fe rans lardan k u rtu l­

m a lı, “ Se yy id K u tu b ’la , M e v d u d i ile

ve h a tta İb n T e y m iy y e ’y le ‘id eo lo jik

a k ra b a lık ’tan vazg eçm e le ri” lazım dı.

(Y e n i Şa fak , 16 .10.2001) K e n d is i­

n in y in e de eksik b ırak tığ ı ye ri biz

ta m a m la ya lım : D e m e k k i müslü-

m an la r H u n t in g to n v e F u k u yam a ’yı

o k u m a lıy d ı S o ğ u k S a v a ş sonrası

dünyada ye r le r in i, yö n le r in i, k e n d i­

le r in e düşen ro l ve gö rev i ta y in ede­

b ilm e k iç in ! B a şk a k a y n a k la r ın em ­

perya lizm e karş ı bağ ım sız ta v ır la r

te lk in etm esi r isk i h e r zam an m e v ­

cu ttu r.

Laik Tecdid-i İman Talepleri

K im ile r in e göre 11 E y lü l ge lişm eleri,

İs lam c ı kesim dek i y e n i siyasal o luşu ­

m u s ınam ak -ki bu s ınam a aralıksız

d evam eden b ir sü reçtir, sonu ve so­

nucu pek ko lay k o la y teb e llü r edece ­

ğe benzem em ekted ir- y e n i engizis­

yo n soru larına m u h a tap k ılm a k iç in

bu lunm az b ir fırsat o rtaya ç ık a rm ış ­

tı. Sa ad e t Pa rtis i neyse, A K P a r t i de

A fg a n is ta n ’a asker g önderilm es ine

soğuk bak ıyordu . H ü r r iy e t ’te yazan

M u h a r re m S a r ık a y a ’ya göre

(4 .1 1 .20 01 ), Kuzey İt t i f a k ı’n ın bo­

zuk s ic ilin e d ik k a t çek e rek T ü rk as­

ke riy le d estek lenm esine ç e k in ce k o ­

yan “ A K P , kam u o yu ön ü n d e aç ık ça

ifade etm ese de k o n u ya , Peş tu n ve

T a lib a n gözlüğüyle bak ıyo r. Kuzey

İt t i fa k ı’n ı o lu ş tu ran g rup la r ın T ü rk

k ö k e n li o lm a la r ı, A K P ’y i ilg ile n d ir ­

m iyo r. D in i m otif, y in e e tn ik k ö k e ­

n in ö n ü n e ç ık ıy o r ” du. Kuzey İt t ifa k ı

a s k e r le r in in g e çm iş te iş le d ik le r i,

e la n d evam eden şen aa tle rin e , te ca ­

vüz ve yağm a e y lem le r i d o lay ıs ıy la

kazand ık la rı kö tü şöhrete a tıfta b u ­

lu n m a n ın h iç sırası değ ild i. Bu k o ­

n u ya yaz ıs ın ı hasreden sadece U m u r

T a lu o lm uştu b ild iğ im iz kadarıy la

(S ta r , 17.11.2001)

H a t ta T ü rk iy e h a lk ın ın yüzde

8 0 ’in in asker gönderm eye karşı o l ­

duğunu söy leyen A K P a r t i G e n e l

B a şk a n ı R e ce p T a y y ip E rd o ğ an ’ın,

bu görüşüne d ayan ak gösterd iğ i a n ­

k e t “ ken d is in e y a k ın lığ ıy la b i l in e n ”

b ir ku ru lu ş tan ge lm işti. S a r ık a y a ’n ın

izah ın ı m a n tık i sonucuna götü recek

o lursak , dem ek k i, tarafsız b ir an ke t

T ü r k iy e ’de savaşa susam ış, A fg a n

dağ la rın d a m acera aram aya pek is­

tek li, in san i d u ya r lılığ ın ı y it irm iş , bu

savaş ın -savaş deneb ilirse!- m eşru lu ­

ğundan kuşku d u ym ayan insan say ı­

s ın ın dehşetengiz o ra n ın ı o rtaya k o ­

yacak tı.

So n u ç : “ M i l l i G ö rü ş ’ün ü m m etç i

b ak ış ı A K P ’de d evam e d iy o r ” du.

D eğ işm em iş ti; la ik e n g iz isyo n d an başarıyla geçemezdi. Batılı efendi-ulu hikm zdndca suni obausns e d im le r in d en yan a is tifh am la r taş ı­

yor, kuşku lar uyanm asına yo laç ıyo ı-

du.

Şu İttifak Meselesi ya da Entelektüelimizin Kimlik Çıkmazı

A y d ın ım ız ın E .O . ve E .S . tu tum de ­

ğ iş ik liğ in i ta ç lan d ıran had ise , C ü ­

n e y t Ü ls e v e r ’in sözcülüğüyle, libe-

ra l- İs lam cı it t ifa k ın ın sona e rd ir i ld i­

ğ in in tek ta raflı ila n ı o ldu; b ir gece

İs la m c ıla r b ir “ it t ifa k ” iç in d e yeral-

d ık la r ın ı, fakat ş im d i b u n d an y o k ­

sun k a ld ık la r ın ı ö ğ ren ive rd ile r: 28

Ş u b a t sü recinde İs la m c ıla r ın y a n ın ­

da yer a lan , desteğ in i esirgem eyen

lib e ra lle r, a ttık bundan b öy le o n la r ı

k e n d i k ad e rle riy le başbaşa b ıra k ı­

yo rla rd ı. G lo b a l 28 Şu b a t sü re c in in

rüzgarı e lb e tte ço k daha k u v v e t li

esiyor, o n a m ukavem et, neredeyse

a k ıll ıc a b ir tu tum o lm ak tan ç ık ıy o r ­

du. L ib e ra lle r İs lam c ıla r ı m ecb uren

ya ln ız b ırak tı; tab ii, ak ılla rd a pek

ço k is tifham a yo laçarak .

M ezku r ve m eşhur it t ifa k a ne za­

m an ve k im le r ta ra fın d an k a ra r v e ­

r i lm iş t i? L ib e ra l d e n ile n k im se le r

m ü s lü m an la rın uğradığı baskı ve zul­

m e b ir an laşm a icab ı o la rak m ı itiraz

sesini yü kse ltm iş le rd i? Bug ünkü ye ­

n i ta v ır la r ı da m ı b ir başka itt ifa k ın

sonucudur? M ese le ittifak çe rçe ve ­

s inde dönüyorsa ta v ır la r ın d a hasbi

v e sam im i o lm a d ık la r ın a ilişk in kuş­

k u la r n e ö lçü d e haksız say ılab ilir?

Fransız L ib e ra t io n gazetesinden b ir

yazar ta ra fın d an d illen d ir ils e pekala

n o rm a l k a rş ılan acak o la n “ M üslü-

m an la r! Ş ö y le şöyle d av ra n ın ...” h i ­

ta b ın ı ses lend iren lib e ra l yazarları­

m ız k e n d ile r in i son tah lild e müşiri-

m an o la rak ta n ım la m ıyo rla r m ı?

H iç kuşkusuz terör hukuksuzluk­

tu r; so rg u lan m as ı, k ın a n m a s ı ve

te l’in ed ilm esi gereken b ir eylem b i­

ç im id ir . A n c a k d e lil yo k k en bugün

A fg a n is ta n ’da y a r ın d ah a k im h ilir

nerede ve h an g i yoksul ve çaresiz

h a lk ın üzerine bom balar yağd ırm ak

da öyle . Y ağ m a çap u l ve Lalam , b iri

güçlü ve ö rgütlü , d iğeri b ireysel o la ­

rak yap an ün lü im parato r ve korsan

h ik a y e s in d e o ld u ğ u g ib i, sadece

İk in c is in in e y le m in i terörle n ite le ­

m ek, ne kadar hukuksuzca o lursa o l­

sun ilk in i p eş in en m eşru saym ak

ada le t ve insafla , h a k k an iye t ve in ­

s a n lık la bağdaşmaz.

G özü k ap a lı b iç im d e hep im pa­

ra to ru n ta ra fın ı 'tu tm ak , s ilah ü retip

aç insan la ra pazarlayarak büyük k â r­

la r elde eden B a t ı başken tle rindek i

lo rd la r ın işa re tiy le uygunad ım yü rü ­

yüşe geçm ek, y a k ın ta rih im ize m a ­

lû lm üş tab ir le B a t ı ’n m yen içe rile r i

ro lüne so yun m ak h iç k im sen in it i ­

b a r ın ı arttırm az. B u ü lk en in aydı-

n ı/en te llek tü e li, asıl sorunun B a t ı l ı ­

laşm a süreci b o yu n ca muzdarip o l­

duğu k im lik s iz lik te ya ttığ ı gerçeğ in i

görm eli, v ic d a n ın ın ses in i bastırarak

serg iled iğ i ve bu yüzden kend is ine

de to p lıım u n a da ac ı ve ızdırap v e ­

ren tu tum lar ye r in e h a k k ı ve ada le ­

ti, on u r ve h ays iye t i, k iş ilik ve k im ­

liğ i ö n ce le yen b ir duruşa sah ip o l ­

m a lıd ır. ■

16 Ümran-Aralık -2001

Page 17: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

İNCİRLİK USSU’NDE e l e k t r ik l i SANDALYELER KURULACAK MI?

İB R A H İM K A R A G Ü L

A m erika ve İn g ilte re ’n in A ng lo sakso n küresel

h egem onyaya ye n id e n b iç im ve r ip g ü ç le n d ir '

m ek iç in baş la ttığ ı y e n i savaş, in san lığ ın d e ­

ğer ya rg ıla r ın a , o rtak kü ltü re l b ir ik im in e , u luslararası s i­

yasi geleneğe, u lus lararası h u kuka , in san lık o nu runa,

ad a le t ve özgürlük an la y ış ın a ağ ır darbeler ind ire rek d e ­

vam ed iyor. A B D B aşk an ı G eo rg e W . Bush , 1 1 Ey-

lü l’d en bu yana h e m e n h e r p la tfo rm da A m e r ik a n h a lk ı­

n ı kürese l b ir seferberliğe h az ır layan sözler sarfed iyor.

A m e r ik a n h a lk ın ın k en d is in i “ zor gün lere ” a lış tırm as ı­

n ı is te yen Bush “ savaş ın çab u cak ve ko layca b itm eyece ­

ğ in i” b e lirte rek , “ d ü şm an la rın b irçok ü lkede sa k lan d ığ ı­

n ı v e ko m p lo ku rduğunu ” idd ia ed iyor, “ terörizm i” des­

te k le d iğ in i idd ia e tt iğ i ü lk e le re teh d itle r savurarak , A f ­

g a n is ta n ’dan sonra s ıran ın h an g i top lu luğa veya ü lkeye

g e le ce ğ in in ip u ç la r ın ı ve r iyo r. K en d is i en büyük b iy o lo ­

j ik v e k im yasa l s ilah ü re ten ü lke o lan ve bu kon u d ak i

h iç b ir u luslararası s ın ır lam aya imza a tm ayan A m e r ik a n

y ö n e t im i Ir a k ’ı, İr a n ’ı, L ib y a ’y ı ve S u r iy e 'y i b iyo lo jik s i­

la h ü re tm ek le suç lu yo r ve d ü n ya kam uoyunu bu ü lk e le ­

re yö n e le cek askeri m ü d ah a le le re hazırlıyor.

A m e r ik a n m en faa tle rin e uym ayan h er k iş iy i, d e v le ­

t i v e y a o la y ı “ terö rizm ” k av ram ı iç inde d eğerlend iren

W a s h in g to n y ö n e tim i, b ir ta ra ftan yen i teh d itle re e k o ­

n o m ik , siyasal ve askeri a lan d a savaş açarken değer ta ­

ra fta n rad ika l h u k u k i düzen lem elere g iriş iyor ve o lağa­

nüstü yasaları d evreye sokuyor. Bush yö n e tim i, yen i k ü ­

resel savaş ın “ seyyar m a h k e m e le r i” n i o luşturarak , “ te rö ­

r is t” o la rak n ite led eğ i h e r k iş iy i bulunduğu yerde doğru

dürüst yarg ılam adan idam e tm e kararı a ld ı. A B D Başka-

n ı ’n a o lağanüstü y e tk ile r v e re n bu karara göre, gerek

resm i soruşturm a sü reciy le , gerek savaş esnasında ve ge­

rekse A B D is tih b a ra tın ın d ü n y a n ın her köşesinde uygu­

la yacağ ı terör y ö n te m le r iy le e le g eç ir ile cek k iş ile r, en

y ak ın A m e r ik a n üssünde, b ir A m e r ik a n savaş gem is in ­

de, ıssız b ir adada ya da b ir dağbaşında ya rg ılan ıp ( ! )

idam ed ilecek . B u k iş ile rin id am ın a kara r ve recek o la ­

ğanüstü m ah k em en in kara rına ne A m e r ik a n yasa larına

göre ne de uluslararası yargı m erc ile ri nezd inde h iç b ir

şek ilde tem yiz h a k k ı bu lunm ayacak .

21. Yüzyılı M eşruiyet ile

Terörün İçiçe Geçtiği Çağ

B ug ü nd en sonra s iv i l m ah k em e le rin o lm ayacağ ı, askeri

m ah kem e le r ta ra fınd an ada let ( ! ) dağ ıtıla cağ ı, k im le r in

bu m ah kem e le re ç ık a r ıla cağ ın ı bizzat A B D ’n in ulusal

m en faa t ö lç ü t le r in in be lirleyeceğ i, iş k en cen in ve insan

h a k la n ih la l le r in in sorgu lanam ayacağ ı, ad il ya rg ın ın ,

savunm a h a k k ın ın , temyiz h a k k ın ın ve u lus lararası söz­

leşm e le rin b ire y le r in ko runm asına y ö n e lik güvnce leri-

n in yo k ed ild iğ i b ir dünyada yaş ıyor olacağız. Ü s te lik bu

askeri m ah k em e le r in ö nüne k im le r in ç ık a r ıla cağ ın a

bizzat A m e r ik a n başkanı kara r ve recek . A s k e r i m ah k e ­

m e le r a ra c ılığ ıy la A B D h ü küm eti, istediğ i yab an c ıy ı

yarg ılam a, m ah k u m etm e ve idam e tm e ye tk is in e sah ip

artık .

B u kişi ve y a k iş ile rin sadece sistem dışı ka lm ış, k en ­

d i ü lk e le r i ta ra fın d an da d ış lanm ış in san la r ın değil, ege­

m en b ir ü lk e n in yö n e tic ile r i de o la ca ğ ın ı göreceğiz.

Ş im d il ik İs lam i hareketle re yö n e lik b ir savaş sürdürü lü ­

yor, an cak b u n d an sonraki aşam ada bu h a rek e tle re lo ­

j is t ik destek ve re n veya k ü ltü re l zem in teşkil eden ü lk e ­

le r in h ed e f a lın a cağ ın ı, o zam an da hu ü lk e le r in yö n e ­

t ic ile r in in a yn ı askeri m ah k em e le r in m ağdu rla rı o la ca ­

ğ ın ı hep b ir lik te göreceğiz.

B ire yse l te rö r ile d ev le t te rö rü n ü n iç içe geçtiğ i, te ­

rör, m eşru iyet, ada let, özgürlük ve y a tem e l h a k la r ın ol-

Umran-Aralık •2001 17

Page 18: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

DÜNYA GÜNDEMİ

m adiğ i, b ü tü n in san lığ ın A m e r ik a n iç yasa larına göre

yö n e tilm ek istediğ i, A m e r ik a n h eg em o n yas ın ın düşün-1 . t . ..............._ ı „ . . . . . ı . ı . i -î . . . . . .

U L IC I L L İL U U U L U U U lÇ ic U • I • • ‘ - V C y d tC V ivLCl l l l I U C ıv a u t a İ1 I U '

d aha le e ttiğ i b ir terör ve kaos çağm a doğru sü rük len iyo ­

ruz.

“ ls la m i H a re k e t le r - K a y n a k la r ” İ l iş k is i

v e A t la n t ik ’ten P a s i f ik ’e K a d a r Sa vaş

A m e r ik a ve İn g ilte re ’n in 7 E k itn ’de A fg a n is ta n ’ı b o m ­

b a lam aya başladığ ı günden bu yan a M ü s lü m an dünya,

o la y ı b ir T a lib a n ve y a U sam e b in L a d in m eselesi o la rak

a lg ılad ı ve ö fkey i üzerlerine çekm em ek iç in h em T a li-

b a n ’ı h em de U sa m e b in L a d in ’i so rgu layıp k en d i v ic ­

d an la r ın d a m ah k u m e tti. O la y la ra bu çe rçeved en ba ­

kan la r, ile rle yen gün lerde sa ld ır ıla r ın y a y ılm a h a rita s ı­

n a göre M ü s lü m a n d ü n yad a sorgu layacak h iç b ir M ü s lü ­

m an siyasi/sosya l/kü ltüre l/ekonom ik yap ı b u lam ayacak

ve ö fk e n in sonunda k e n d ile r in e kadar d ayan d ığ ın ı far-

kedecek ler.

Y e n i kürese l savaş ın h ed e fle rin i “ ls lam i hareketler-

e k o n o m ik k a y n a k la r ” ilişk is i iç in d e g ö rem eyen le r,

A m e r ik a ’n ın ve İs lam dünyas ınd ak i yere l ik t id a r la r ın

“ B u îs la m ’a karşı savaş değil. B u teröre karşı b ir savaş­

t ır ” id d ia la r ın a in a n an la r, dünya m ü s lü m an la r ın ın e lle ­

r in d en siyasi, sosyal, k ü ltü re l ve e k o n o m ik y a p ıla r ın v e ­

ya g ü ç le r in b ir b ir a lın d ığ ın ı gö rdükleri zam an ne büyük

b ir gaflet iç in d e o ld u k la r ın ı an layacak la rd ır.

K u l la n ı la n yö n tem le r, ç iz ilen hede fle r harita s ı her

şeyi apaç ık gösteriyo r aslında. Y e n i küresel savaşın A f ­

gan is tan ’d an son rak i h ed e fle ri h e r g eçen gün daha da

be lirg in leş iyo r.

Bu hedeflerin hepsinin dıinva sisteminin veniden11! 1 “ 11 ı • . ■

ş e K U i e ı n ı ı e a u ı u c d g ı n i K ı ı ı c ı ı r u ı ı ı ı y ı u cc u c ıı y

küresel serm aye ik t id a r ın ın ih t iy a c ı o lan k ayn ak la r iç in

c a n dam arı o la n P a s if ik ’ten A t la n t ik O k y a n u su n a , G ü ­

neydoğu A s y a ’dan Fas’a ve O r ta A f r ik a ’ya kadar uzanan

İs lam coğrafyasında o lm as ı d ü n ya M ü s lü m a n la r ın ın

a k ılla r ın ı baş la rına g etirm eye ye tm iyo r m u? O r ta A s ­

y a ’n ın kap ısı o la n A fg a n is ta n ’a yap ılan m üdahale , H a ­

zar çevres i p e tro l ve doğalgazı ile R u s en e rji k a y n a k la r ı­

n ın ve D o ğ u T ü rk is ta n 'd a k i p e tro l ve dogalgaz k a y n a k ­

la rı arasında A v ru p a B ir l iğ i (F ransa ve A lm a n y a ) , R u s ­

ya, Ç in v e İran ta ra f ın d a n o lu ş tu ru lan ve b ir ta ra ftan

Basra K ö rfez i’ne kadar uzatılarak O rtad o ğ u en e rji k a y ­

n a k la r ın a bağ lanm ası p la n la n a n büyük p ro jey i işe ya ra ­

maz h a le getird i.

A B D A fg a n is ta n m ü d ah a le s iy le A v ru p a B ir l iğ i,

R usya , İra n ve Ç in ’in 21. yü zy ılın en büyük p ro jes in i sa­

bote etti. B ö y le c e A B D h em O r ta A sy a 'y a dam gasın ı

vu rdu , h em Ç in ’in ö n ü n ü kapad ı, h em de D oğu v e G ü ­

n ey A s y a ’ya yö n e lik a ç ıl ım yo lun u dene tim e a lm a yo ­

lunda ö n e m li b ir askeri üs e lde e tti. R usya , Ç in , A B ve

İr a n ’ın A B D ve İn g ilte re ’n in bu y e n i ç ık ış ın a karşı c id ­

d i b ir karşı koyuşları bu aşam ada m ü m k ü n değil. W as-

h in g to n ’m en kö tü sena ryo la rı b ile göze alarak b aş la ttı­

ğı yen i serüvene bu ü lk e le r son derece tem k in li b ir p o ­

lit ik a ile yak laş ıyo rla r. Ç ü n k ü h er b ir i A B D ’n in ço k şe­

y i feda ed eb ile ceğ in in fa rk ın d a la r ve buna karşı ç ık m a ­

n ın b ü tün d ü n yay ı ve k e n d ile r in i büyük b ir fe lake te sü­

rü k le ye ceğ in in de fa rk ında la r.

18 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 19: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

ELEKTRİKLİ SANDALYELER KURULACAK MI? / KARAGÜL

Afganistan’dan Sonraki Hedeflerin Ortak Özellikleri

A fg a n is ta n ’d an son rak i m u h tem e l ü lk e le rin hem en

hepsi ya en e r ji k a yn a k la n o la rak zengin ü lke le r ya A B D

ya, F i l ip in , H in d is ta n ve Ç in 'in g önü llü işb ir liğ i ile

kon tro l a lt ın a a lın a cak tır .

Y u k a r ıd a sa y ılan ü lk e le r in hepsi ya en e rji k a yn a k la ­

r ı aç ıs ın d an son derece zengin ü lke ler: İrak , Endonezya ,

M a lezya , S u d a n gib i, ya A B D ’rtin küresel hegem onyave In g ılte re 'n in 'k u re s e l hegem onyas ı için- B ire r askeri

ve e k o n o m ik üs o la rak çok ö n e m li stra te jik bölgeler.

H e d e f a lın a ca k m u h tem e l ö rgüt veya o luşum ların , Is la ­

nd h a re k e t le r in n ite liğ in e veya o ld uk la rı bölgelere ba­

k ıld ığ ın d a ise şu o rtaya ç ık ıy o r : A m e r ik a yen i küresel

se rü ven in d e m ü tte fik ü lk e le r in veya kend is ine taşeron­

lu k yap acak yere l ik t id a r la r ın ö m ü rle r in i uzatmak iç in

bu b ask ıc ı ve an tid em o k ra tik y ö n e tim le r in iş in i kolaş-

la ş tırm ay ı p lan lıyo r.

A B D , ye re l ik tid a rla rı te h d it eden, M üs lü m an h a lk ­

la r ın ö n ü n ü açan , o n la ra h a k la r ın ı ve sah ip o ld uk la rı

d iğ e rle ri h a t ır la ta n , ad il b ir yö n e tim ta lep le r in in sözcü­

lüğünü yap an Is lam i h a rek e tle r i bu yere l ik tid a rla r ad ı­

n a ken d is i yap ıyor. D o la y ıs ıy la Fas’tan En d on ezya ’ya

kadar h e m yere l ik tid a r la r ı teh d it eden hem de küresel

h eg em o n yaya karşı o la n İs lam i h a rek e tle r in üzerine h ı­

ş ım la g id ile cek tir. B ö y le c e A B D ik i işi ayn ı anda yap ­

m ış o la cak ; hem B a t ı iç in te h d it o la rak görü len İs lam i

h a re k e t le r o rtadan k a ld ır ılm ış o la ca k h em de yerel/taşe-

ron ik t id a r la r ın öm ürle r i d ah a da uzatılm ış o lacak . B u ­

radan h a rek e tle , A fg a n is ta n ’da baş layan küresel savaşın

h ed e fle r in i analiz ederken d e v le t le r ve ö rgütler ayr ım ı

göz ö n ü n d e bu lund u ru lm a lıd ır .

A fg a n is ta n ’dan so n rak i h ed e fle r arasında en başta

Irak , dah a sonra Su r iye , L ib y a , S o m a li, Sudan , Y em en ,

En d o n ezya , M a lezya ’n ın ad ı geçiyor. A s lın d a T ü rk iy e ,

Ü rd ü n v e S u u d i A ra b is ta n d ış ın ­

d ak i b ü tü n M ü s lü m an ü lk e le r y e ­

n i savaş ın ile rleyen d ö n em le rin d e

A B D s ila h la r ın ın h ed e fi o la b ilir .

H a t ta İr a n ’ın n ük leer ça lışm a la rı

bu y e n i sü reçten k u rtu lam aya ca k ­

tır. P a k is ta n ’ın n ü k le e r gücü ise

tam a n la m ıy la dem etim a lt ın a a l ı ­

n a ca k tır . Ir a n ve P a k is ta n ’ın b ü ­

tü n işb ir liğ i çab a la r ı o n la r ın n ü k ­

leer gücünü h ed e f o lm a k ta n çıka-

ıa m a ya ca t ır . D e v le t le r in d ış ında

M in d a n a o ’d ak i özgürlük savaş ı,

Ç e ç e n is ta n ’d ak i bağ ım sız lık sa va ­

şı, K e ş m ir m ü cah itle ri, D oğu T ü r ­

k is ta n ’ın özgürlük h a re k e t i, R u s ­

savaş ında askeri üs o la rak k u lla n ıla c a k derece stra te jik

önem e sah ip ü lke ler: So m a li g ib i, ya da h em en e rji k a y ­

n ak la rı hem de s tra te jik k onum u it ib a riy le ço k ö n em li

ü lke ler: En d o n ezya g ib i... B u rad an sözü e d ile n ve ö n ü ­

m üzdeki gün lerde h ed e f o la rak gösterilecek y e n i ü lk e le ­

r in hepsi m u h tem e l b ir A m e r ik a n askeri, siyasi ve eko ­

n o m ik m üdaha les i iç in b ir ço k gerekçe leri b ar ın d ırıyo r.

Arap Yöneticilerin Fırsatçılığı ve Irak’a Askeri Müdahale

A B D ve İn g ilte re 'n in d ü n yay ı yen id en yap ılan d ırm aya

ça lış tığ ı e k o n o m ik ve siyasi h eg em o n yas ın ın dünya

M ü s lü m a n la r ın ın yaşadığı o rta kuşakta tesis ed ilm esi

sü recinde en g e l o lan ve süreç iç inde engel o lu ş tu rab ile ­

c ek he r ü lk en in , h e r sosyal, siyasal ve e k o n o m ik o luşu ­

m un te h d it o la rak a lg ılanacağ ına ve tasfiye ed ilm esi

iç in h ed e f gsöteı ileceğ ine şah it olacağız.

A fg a n is ta n ’dan sonra s ıran ın Ir a k ’a geld iğ i b ir ger­

çek . D e v le t o la rak Ir a k ’ın Sad d am H ü se y in y ö n e tim i

öne ç ık a rk e n örgüt veya o luşum o la rak M in d a n a o 'd a

savaş başlad ı b ile . B ağ d a t’a yö n e lik baskı ve s in ir h a rb i­

n i ço k tan baş la tan A m e r ik a n yö n e tim i, A fg a n is ta n ’da ­

k i iş le r in in h afiflem esiy le b ir lik te yüzünü Ir a k ’a ç e v ire ­

cek tir . T ü r k iy e ’n in ve A ra p la r ın ç e k in ce le r i bu konud a

ço k şey ifade e tm iyo r. T ü rk iy e ’n in W a s h in g to n Büyü-

Umran-Aralık - 2001 19

Page 20: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

DÜNYA GÜNDEMİ

ke lis i Fa ru k Loğoğ lu , zaten g e lişm e le rin seyrine göre

A n k a ra ’n ın Irak p o lit ik a s ın ın değ işeb ileceğ in i, T ü r k i ­

y e ’n in Ir a k ’a y ö n e lik operasyona destek ve receğ in i

a ç ık ça d ile getird i.

A ra p y ö n e t im le r in in h em en hepsi y e n i küresel sa­

vaşta A m e r ik a ’n ın y a n ın d a yer a lıyo r. Ü rd ü n kadar aç ık

olıUctüct uiifc utı çoğu k-uüıuuyu ıcp k ib u ıu cn ^ cL îu u iğ i

iç in gizli destek ve riyo r. O r ta k b ir A ra p siyasal duruşun ­

dan sözed i İçm eyeceğ i iç in frak ’a y ö n e lik operasyon

A ra p kam uoyu d ış ın d ak i yö n e tim le rd e gösterm elik tep ­

k ile r in ö tes inde b ir rahats ız lığ ı sebep o lm ayacak . A ra p

kam u o yu n u m ob ilize ed en le r Is lam i h a rek e tle r o la ca k ­

tır. O n la r da yen i küresel savaş ın ana h ed e fle rin d en b i­

ri o lduğu iç in A m e r ik a - In g lite re ve A ra p yö n e tim le r

om uz om uza ve re rek bu iş in üstesinden gelm e yo lun a g i­

decek tir . Z ira bu savaş, m u h a lif le r i yok ederek İs lam

d ü n yas ın d ak i taşeron, b ask ıc ı ve gayri in san i y ö n e tim ­

le r in ö m ü rle r in i dah a da uzatm a savaşıd ır. H a l b öyle

o lu n ca A ra p y ö n e tim le r i n ed en destek ve rm es in le r k i?

A m e r ik a n ve İng iliz g üç le ri h em D oğu A k d e n iz ’e

askeri güç y ığ ıyo r h e m de Basra K ö rfez i’ndek i g ü ç le r in i

ta k v iy e ed iyor. Sad ece U m m a n ’da 20 b in İng iliz askeri

bu lunuyo r. Körfez S a v a ş ı’n ın sona erm esinden bu yan a

bö lgede tu tu la n A B D k u v v e tle r in e , en son 2 b in yen i

asker ek len d i. K u v e y t ’in Ir a k s ın ır ın d a k i A m e r ik a n b ir ­

l ik le r in in sa y ıs ın ın a rtır ılm as ı Ir a k ’a sa ld ır ı haz ırlığ ın ı

doğru luyor. D oğu A k d e n iz ’de ve K ö ıfe z ’dek i güç le r sa­

dece Iralc’ı değ il, H iz b u lla h ’ın b ir terör örgütü o lm ay ıp ,

özgürlük h a re k e t i o lduğu ıs ra r ın ı sürdüren S u r iy e ’y i de

h ed e f a lıyo r. Y a k ın d a S u r iy e ’ye y ö n e lik sa ld ırgan a ç ık ­

la m a la r ın ve sa ld ırıya zem in teşk il edecek id d ia la r ın da ­

ha da a rtt ığ ın ı göreceğiz.

“25 Bin İslamcı Savaşçı” Odürülecek mi?

A fg a n is ta n ’da b u lunduğ u sö y len en F i l ip in l i , U y g u r

(D o ğ u T ü rk is ta n lı ) , En d o n ezya lI, M a la y , Ç e ­

çen , B o sn a lı, A ra p savaşç ıla rın vc U sa m e b in

L a d in ’in bu kaçış yo lla r ı üzerinde d en e tim in i

a r tıran A m e r ik a n askeri gücü, s a y ıla r ın ı 10

b in ile 25 b in arasında gösterdiği bu savaşçı­

la rı y ak a lam ak iç in bü tün dünyada geniş b ir

seferberlik baş la ttı. Fas, C ezay ir, M ıs ır , Su u d i

A rab is tan , Körfez ü lke le ri, L ü b n an , T ü rk iy e ,

R usya , Y em en , Pak is tan , Ö zbek is tan , E n d o ­

nezya, Bo sn a , Su d a n ve S o m a li M ü s lü m an sa­

va şç ıla r ın g id eb ile cek le ri ü lke le r arasında sa­

y ılıy o r v e bu ü lke le rde çok s ık ı tedb irle r a lın ı-

C IA ' in , A fg a n is tan 'd a veya başka ü lke le rde ele ge­

ç ireceğ i İs lam c ı g üç le ri P a s if ik ’tek i G u a m adasında b u ­

lu n a n askeri üsse götürerek idam edeceği o rtaya söy le ­

n iyo r. G u a m adası, F i l ip in le r ’in doğusunda A B D ’ye a it

b ir Pa s if ik adası. G u a m ism i dah a önce de Körfez Sava-

ş ı'ndan sonra Kuzey Irak 'ra ( J I A l ’cşm crgclcri o lay ı ile

gündem e geldi. C IA 'n m Kuzey Ir a k ’ta 400 kadar K ü r t

Peşm ergeyi a jan o la rak k u llan d ığ ı ve a ile le r iy le b ir lik te

G u a m ’a götürdüğü b ilin iyo r . Sad ece A fg a n is ta n ’da d e ­

ğil, F i l ip in le r ’in m üsltim an bölgesi M in d a n a o ’dak i öz­

gürlük savaşçıla rı da m u h tem e len bu ıssız adaya gö tü rü ­

lecek ve yo k ed ilecek . Ö y le görünüyor k i, sadece G u a m

değil, d ü n ya n ın dö rt b ir yan ın a dağ ılan A m e r ik a n aske­

r i üslerinde M ü s lü m an genç le r iç in darağaçları veya

e le k r ik li sanda lye le r ku ru lacak . Bu ö lüm m a h k e m e le r i­

n in İn c ir l ik Ü ss ü ’nde de k u ru lm ayacağ ın ı k im b iliyo r?

Sad ece b u n la r iç in değil, mazlum top lum lara yö n e ­

l ik ek o n o m ik ve top lum sal desteğ in de önü kesild i. Ö y ­

le k i T ü r k iy e ’de ytizb in lerce in san ı m ü lte c i o la n Çeçe-

n is tan iç in in san i ya rd ım top lam ak b ile yasak land ı.

T ü rk iy e dah a ö n ce a y n ı yasağı Doğu T ü rk is ta n ’ın maz­

lum e v la t la r ın ı satarak yap m ıştı ve h em U y g u r la r ’ı h em

de Ç e ç e n le r i A m e r ik a ’dan ö n ce terörist ilan etm işti.

A y n ı yasak lam a la r bü tün dünyada yap ılıyo r artık .

ik in c i C e p h e M in d a n a o ’da A ç ı ld ı

T ü m b u n la r o lu rken beş y ıld ır ateşkes h a lin d e k ısm en

b ir sükunet yaşayan F i l ip in le r ’in g ü n ey in d ek i M ü s lü ­

m an M in d a n a o bölgesi b ir anda patlad ı.

1970’de kurduğu M o ro U lu s a l K u rtu lu ş C ep h es i

( M N L F ) ile 24 y ıl bağ ım sızlık savaşı ve ren , 1996’da

M a n ila ile barış an laşm ası yap an ve M ü s lü m an M in d a ­

n ao bö lgesine v a li o la rak seç ilen N u r M isu a r i lcomuta-

20 Umran-Aralıh •2001

Page 21: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

ELEKTRİK!.! SANDALYELER KURULACAK MI' / KARAGÜL

;

s ındak i M ü s lü m a n askerler a ya k lan d ı ve savaş yen id en

başladı. Bö lg ed e S e la m e t H a ş im i lid e r liğ in d ek i M o ro

Islam i K u rtu lu ş C ep h es i ( M I L F ) ile Eb u S a y y a f grubu

ise F i l ip in yö n e tim iy le sa vaş la rın ı sürdürüyorlard ı. A n ­

laşma sonrası bölgesel po lis gücüne k a t ıla n M üs lüm an

askerler, e sk in in m ü ca h itle r i b ir anda o ld uk la rı g a rn i­

zonları e le g eç ird ile r ve F i l ip in ordusuyla savaşa tutuş­

tular.

B u an i d eğ iş ik liğ in sebebi a ç ık ça ortada. A m e r i­

ka ’n ın İs la m ’la savaş ına en a ç ık desteği ve ren lid e rle r­

den b ir i o la n F i lip in le r D e v le t B aşkan ı G lo r ia M acapa-

gal A ro y o ’n u n b ir h a fta lık W a s h in g to n ziyareti ve A B D

B aşkan ı G eo rg e B u sh ’la yap tığ ı görüşm eden hem en

sonra bö lgedek i ateşkesin bozulm ası d ik k a t çek ic i. B u n ­

dan da ötesi yak laş ık b ir ay ö n ce 20 A m e r ik a lı subay Fi-

lip in le r ’e gö n d erild i ve M in d a n a o bö lgesindek i m üca­

h it le r in yok ed ilm esi iç in F i l ip in ordusuna dan ışm an lık

yapm aya başlad ı. A m e r ik a İs lam c ı g rup lara yö n e lik sa­

va ş ın ın ik in c i cep h es in i b ö y le ce M in d a n a o ’da başlattı.

F i l ip in h a v a k u vv e tle r i M o ro m ü ca h it le r in in kara r­

gah la r ın ı ve M ü s lü m an k ö y le r i yoğun bom bard ım ana

tabi tu ttu . M N L F lid eri M is u a r i ise, b ir zam anlar bölge

barışı iç in a ra c ıl ık yapan M a le z ya ’ya g itti. A n c a k M a ­

lezya s ın ır ın d a yaka land ığ ı a ç ık lan d ı. B u aç ık lam a çok

önem li, çü n k ü M a lezya da A B D ’n in h ed e f a ld ığ ı ü lk e ­

lerden b iri. M o ro m ü ca h itle r in e lo jis tik destek veren

M alezya, yen i savaşta başına ço rap ö rü lm es inden ç e k in ­

diği iç in M is u a r i’n in “ y ak a la n d ığ ın ı” a ç ık lam ış o lab ilir .

B u n la r ın y a n ı sıra A m e r ik a n y ö n e tim i U sam e b in La-

d in ’in A fg a n is ta n ’dan an cak deniz yo lu y la k açab ilece ­

ğine ih t im a l v e r iyo r ve g ideb ileceğ i bö lgeler arasında

M in d a n a o ve En d o n ezya ’y ı gösteriyor.

B ü tü n b u n la r sa­

vaş ın y e n i c ep h es i­

n in O r ta d o ğ u ’d a n

ö n ce G ü n e y d o ğ u

A s y a ’da baş lad ığ ın ı,

y ı l la rd ır özgürlük

iç in destansı b ir m ü ­

cadele ve ren M o ro

m ü c a h it le r in i k a ­

ra n lık g ü n le r in bek ­

le d iğ in i, M a le z ­

y a ’n ın v e ö z e llik le

E n d o n e z y a ’n ın ço k

c id d i k a r ış ık l ık la r

y a ş a y a b i l e c e ğ i n i

gösteriyor.

İslam’ın Kayıp Savaşçıları ve Susturulan Adalet Çığlığı

B u g ü n A fg a n is ta n ’ı ve ge leceğ in i tartıştığ ım ız g ib i ya r ın

b ir çok M ü s lü m an ü lk e n in ge leceğ in i, ta r ih in i, iç in e sü­

rük le rid iğ ı kaosu tart ış ı yo r ö lacağ ız. Ç e ç e n is ta ri, D oğu

T ü rk is ta n , Keşm ir, M o ro d iren iş le ri yep yen i b ir aşam a­

ya g iriyor. B u ra la r ve daha b ir çok M ü s lü m an bölge ye ­

n i d ünya s istem in in k an lı denem e a la n la r ın ı o luştu ra ­

cak . D ü n y a n ın b ir kenara a tılm ış , ezilen, basla a lt ın d a

tu tu lan , ka t led ilen , soyk ırım a uğ ra tılan M ü s lü m an top ­

lu lu k la r ı iç in um ut o la rak görü len “ İs lam cı savaşçıla r

n e s li” yok ed ilm e aşam asında. Bo sn a ’d an K e ş m ir ’e, F i ­

l is t in ’den O r ta A f r ik a ’ya, D oğu T ü rk is ta n ’dan Ç eçen is-

ta n ’a ve M o ro ’ya kadar, M ü s lü m an to p lu lu k la r ın özgür­

lüğü iç in m ücadele eden “ b ir kuşak ta rihe geçm ek üze­

re .” H e r ne kadar b irer b irer ve k it le le r h a lin d e öldürül-

se ler ve yok ed ilse ler de “ on la r, özgürlük savaşı ve ren

h e r M ü s lü m an top lu m un hafızasında İs lam ’ın kay ıp sa­

va şç ıla r ı o la rak a n ıla c a k ” ve h iç b ir zam an u n u tu lm aya ­

cak tır.

A s lın d a b ü tü n bu o la n la r b ir “ ada let v e özgürlük”

ta leb iy le başladı. A n c a k m ilya rla rca in san ın “ ad a le t”

ç ığ lık la r ı h iç b ir zaman duyu lm ad ı. D ü n ya sistem i, k ü ­

resel serm aye ve d ü n yay ı a v u ç la r ın ın iç in e a lıp istediği

g ib i k u lla n a n la r dünya n ü fusunun beşte d ö rd ün ü n sesi­

n i kesm ek iç in bü tün d ü n yay ı savaş a la n ın a çev ird ile r .

B u savaş, İs lam coğrafyasında d evam etse de in san lığ ın

sessiz çoğun luğunu yen id en kö le leştirm e savaş ından

başka b ir şey değil. B u savaş başarılı o lursa sadece M ü s ­

lü m an top lum lar değil, in san lık en az b ir e ll i y ıl daha

ko nuşam ayacak h a le gelecek. ■

Ü m r a n - A ı a h k - 2 0 0 1 21

Page 22: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

AFGANİSTAN’DA YENİ DONEM VE YENİ ARAYIŞLAR

M U S T A F A Ö Z C A N

C e la la b a d ’ın f i i l i l id e r i H a c ı A b d u lk a d ir g ib i

A fg a n lı la r , g e çm iş te d ü n y a n ın e n b ü y ü k gü ­

cü v e ik i sü p e rd e n b ir i o la n S S C B ’y i d e v ir ­

d ik le r in i sö y lü yo r, a m a a rd ın d a n u lu s la ra ra s ı to p lu ­

m u n k e n d ile r in i yüzüstü b ıra k a ra k A fg a n is t a n ’ı te r ­

le t t ik le r in d e n y a k ın ıy o r . B ö y le b ir ş ik a ye t y ı l la rd a n

b e r i va r. B u n u n da m e v c u t b a ta k lığ ı ü re tt iğ i i le r i sü ­

rü lü yo r . H a t t a A fg a n lı la r , 1992 so n ra s ın d a başgöste-

re n k a n l ı içsavaş g ü n le r in d e İs la m d ü n y a s ın ın da

k e n d ile r in e s ırt ç e v irm e s in d e n y a k m ıy o r la r v e y e n i­

d e n y a p ıla n m a iç in k e n d ile r in e y a rd ım e d ilm e d iğ in i

i le r i sü rü yo rla rd ı. B u n a m u k a b il İs la m d ü n y a s ın ın

te p k is i de şö y le ö z e t le n e b i l i r d i : ‘S iz k e n d i e v in iz i b a ­

ş ın ız a y ık ıyo rs u n u z so n ra da b izd en y e n is in i k u rm a ­

m ız ı is tiyo rsunuz . Ö n c e ta h r ib a t ı b it ir in , a ran ızd a a n ­

la ş ın v e so n ra g e l in .. . ’

M ü c a h id le r a ra s ın d a m ü k e r re r a ra b u lu c u lu k g ir i ­

ş im le r i de ç ık m aza g ir in c e , İs la m d ü n yas ı A fg a n is ­

t a n ’d a n e l in i e te ğ in i ç e k m iş t i. V e son ra b u ra s ı b ir ta ­

ra fta n B in L a d in g ib i d ış la n a n la r ın d iy a r ı o ld u , d iğe r

ta ra f ta n d a g ü n e yd e n P a k is ta n P e ş tu n la r ı ö rg ü t lü yo r

v e H ik m e t y a r ’ın a rd ın d a n d e v re y e T a l ib a n ’ı so ku yo r,

K u z e y İ t t i f a k ı da k e n d is in e İs la m d ü n y a s ın ın d ış ın ­

d a n m ü tte f ik le r a r ıy o r v e b u lu yo rd u . Y e n i d ö n e m d e

e sk i d o s t la r d ü şm an , d ü ş m a n la r d o st o lm u ştu . İ r a n ’ı

saym azsan ız R a b b a n i- D o s tu m ’u n y e n i m ü tte f ik le r i

R u s y a v e H in d is t a n id i. Ş im d i B a t ık la r g e çm iş te n

d ers ç ık a ra ra k A fg a n is t a n ’da b o ş lu k b ıra k m a k is te m i­

yo r la r . E n az ın d an ş im d il ik sö y le m d e b ö y le . A m e r i ­

k a n D ış iş le r i B a k a n ı C o l i n P o w e l l , 1989 y ı l ın d a n

so n ra u lu s la ra ra s ı to p lu m u n ta s ın ı ta ra ğ ın ı to p la y a ­

ra k A fg a n is t a n ’ı te r k e tm e le r in d e k i g ib i bu d e fa a y n ı

şe y i y a p m a y a c a k la r ın ı ta a h h ü t e tm e k te y d i. A n c a k

A B D ’n in ilg is i, g e rç e k te n de bizzat A fg a n is t a n ’a m ı,

yo ksa y e ra lt ı k a y n a k la r ın a m ı ya da ö te d e n b e r i Y u ­

g o s la v y a ’n ın B a lk a n k o r id o ru o lm a s ı g ib i b u ra s ın ın

da A s y a k o r id o ru o lm a s ın a v e p e tro l h a t t ı o lm a s ın a

m ıy d ı ? Y in e de B la i r , B u s h ’u n b u rad a sadece B in L a ­

d in fa k tö rü n e k i l i t le n d iğ in i v e iş in i b it ir d ik te n son ra

A fg a n is t a n ’ı b ir şek ild e te rk e d e ce ğ ın ı o n g o ıu y o r . E l ­

b e tte b ir ş e k ild e de te r lce tm eyeceğ i b ir gerçek . A n c a k

A fg a n is t a n ’ın y e n id e n im a r ı iç in d ü şü n ü le n m e b la ğ ­

la r d e v e d e k u la k . 6.5 m ily a r ile 10 m ily a r a ras ın d a b ir

m eb lağ , b ir ra k a m te laffuz e d i l iy o r k i bu ra k a m A fg a ­

n is ta n ş a r t la r ın d a b ile ç o k ç o k m ü te va z i b ir rakam .

U lu s la ra ra s ı c a m ia n ın A fg a n is t a n ’ı te rk e tm e m e s in in

yeg a n e göstergesi g en iş ç a p l ı b ir y a rd ım o la ca k .

Ü lk e n in fiz ik i y a p ıla n m a s ı b ir ih t iy a ç am a siyas i

y a p ıla n m a y a d a ih t iy a ç v a r . B M iv e d i o la ra k b ir g e ç i­

c i y ö n e t im o lu ş tu rm a k is tiyo r. B u h e rk e s i ta tm in

ed e ce k m i v e y e r le ş t ir i le n düzen k a l ıc ı o la c a k m ı,

m u am m a . G e ç ic i s iyas i o to r ite ( a n in te r im p o l it ic a l

a u th o r it y ) v e y a g eç iş h ü k ü m e t i ( in t e r im g o v e rm e n t)

v e y a geçiş y ö n e t im i ( t r a n s it io n ru le ) ş ık la r ın d a n ve

s e ç e n e k le r in d e n b a h s e d iliyo r .

Bonn Toplantısı ve Yeni Düzen Arayışı

B M ’n in K a b i l Ö z e l T e m s ilc is i F ra n c e s V e n d r e l l , İtti-

fa k ’ın K a s ım a y ın ın son g ü n le r in d e b aş la yan B o n n

to p la n t ıs ın a k a t ılm a k a ra r ın ı ‘i lk v e ö n e m li b ir a d ım ’

o la ra k d e ğ e r le n d ir iy o r . V e şö y le d e v a m ed iyo r: “ O n ­

la r ın g ö rü şm e le re g itm e le r i, e s n e k l ik le r in in b ir a la ­

m e t id ir . Y e n i b ir d ö n e m d e y iz . . . ” B i l i n d iğ i g ib i

B o n n ’d a n ö n c e , Z a h ir Ş a h y a n lıs ı S e y y id A h m e t

G e y la n i ’n in ö n d e r liğ in d e v e P a k is t a n ’ın e l a lt ın d a n

d es teğ iy le 1500 k iş i l ik b ir k a b ile d e leg asyo n u Peşa-

v e r ’de b ira ra y a g e ld i. A m a gerek Z a h ir Ş a h ’ın gerek-

22 U n v a n ■ A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 23: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

AnMNIîT.ANn\A VIN! fOHIMfdtCAN

se B a t ı l ı ü lk e le r in g ö rm e z lik te n g e le rek a k t if destek

v e rm e d ik le r i to p la n t ıd a n b ir so n u ç ç ık m a d ı. B u to p ­

la n t ı ü s te lik , g e n d e r/c in s iye t m ese le s in i savaş n e d e n i

o la ra k g ö re n fe m in is t a k ım la r ın da yo ğ u n te p k is in i

ç e k ti. T o p la n t ıd a A fg a n is t a n ’ı b ir te k k a d ın b ile

tem s il e tm e m iş t i. B o n n T o p la n t ıs ı se m b o lik düzeyde

de o lsa b u e k s ik liğ i te la f i e tt i. B o n n ’a g id en v e Kuzey

İ t t i f a k ın ı te m s il ed en A m in a A fz a li, g rub un 11 d e le ­

g es in d en b ir i. F e m in is t le r in P e ş a ve r to p la n t ıs ın a tep ­

k ile r i , K a b i l ’in d ü şm e s in d e n son ra y e n i d ö n e m d e A f ­

g a n is ta n ’da yü k se le n d eğ e r le r le de p a ra le l l ik aızet-

in e k te y d i. P e ş tu n a ğ ır l ık ta o ld u ğ u n d a n ö n c e k i to p ­

la n t ı A B D g ib i ü lk e le r in p ek ta s v ib in e m azh ar o la ­

m a m ış t ı. B o n n T o p la n t ıs ı iç in Z a h ir Ş a h y a n l ı la r ı da

te m s ilc i o la ra k s e m b o lik düzeyde k a d ın de lege g ö n ­

d e re c e k le r in i d e k la re e tm iş le rd i.

T o p la m 21 d e le g e n in k a t ıld ığ ı B o n n T o p la n t ıs ı ­

n a , M u h a m m e d Z a h it Ş a h ’ı te m s ile n R o m a Ş u ra s ı 4

de lege , P e ş a v e r Ş u ra s ı 3 de lege , Ş i i H az a ra to p lu lu ğ u ­

n u te m s ile n de K ıb r ıs Ş u ra s ı da 3 de lege gö n d erd i.

T e m s ild e a s lan p ay ı 11 de lege ile K u z e y İt t i fa k ın ın .

B o n n T o p la n t ıs ıy la a la k a lı o la ra k B u rh a n e d d in

R a b b a n i ile B M a ra s ın d a b ir sü rtüşm e yaşan d ı. Bur-

h a n e d d in R a b b a n i B o n n T o p la n t ıs ın a k e rh e n destek

v e rd i v e bu to p la n t ın ın sem b o lik d ü z lem d e o la ca ğ ın ı

v e y e n i to p la n t ı la r ın A fg a n is ta n ’d a o lm a s ı g e re k t iğ i­

n i b e lir t t i. B u a ç ık la m a B M y e t k i l i le r in i raha ts ız e tti.

L a h d a r İb r a h im i, B o n n T o p la n t ıs ın d a so m u t k a ra r la r

a l ın a b ile c e ğ in i sö y led i. B o n n T o p la n t ıs ın d a ile r le ­

m e le r o la b ile c e ğ i y ö n ü n d e şü p h e le re ra ğ m en B M b u ­

n a m a h a l v e rm e k is tem iyo r. B M B o n n to p la n t ıs ın ın

se m b o lik b ir s e re m o n in in ö te s in e g e çm e s in i is tiyo r.

A s l ın d a A B D ’de de y a n k ı b u la n b ir y a k la ş ım a göre,

B u rh a n e d d in R a b b a n i g ib i esk i tü fe k le re A fg a n is ­

t a n ’da y e n i d ö n em d e p ek ye r ö n g ö rü lm ü y o r. G e r ç e k ­

te n de k im i d u yu m la ra gö re A B D , R a b b a n i v e Hile-

m e ty a r g ib i esk i lid e r le r i gözden ç ık a rm ış du rum da.

H ik m e ty a r za ten d a v e t b ile a lm a d ı. B u n d a n d o lay ı

t o p la n t ın ın B M ad ın a y a p ıld ığ ın ı am a a rka s ın d a

A B D ’n in o ld u ğ u n u ifade ed iyo r. H a k s ız d a say ılm az.

A B D ‘İs la m c ı ra d ik a lle r i’ d e v ird ik te n son ra y e n id e n

sa h n e a lm a la r ın ı is tem iyo r. A B D ’n in de rd i, h e r ik i

ta ra fı d a to k u ş tu ra rak ik i ta ra fta n d a k u rtu lm a k . D a ­

h a z iyade B a t ı y a n lıs ı ı l ım l ı la r ın ö n d e v e gözde o la c a ­

ğ ı gevşek b ir s iyas i- idari y a p ı ö n g ö rü lü yo r . B u n d a n

d o la y ı Z a h ir Ş a h y a n l ı la r ı p az a rlık p a y ı o la ra k g ü n e y ­

d e P e ş t ı ın la r ın b ö lges ind e T a l ib a n ’d a n m e vz ile r k a ­

zanm aya ç a lış ıy o r . A b d u lh a lc ’d a n so n ra b u n u n iç in

K a rz a i g ü n eyd e bu yö n d e ç a lış m a la rd a b u lu n u yo r.

E s k i tü fe k le rd e n k u r tu lm a f ik r i , K u z ey I t t i f a la ’n ın

iç in d e de m akes b u lu yo r. K a b i l ’i k o n t ro l ed en D ış iş ­

le r i B a k a n ı A b d u lla h A b d u l la h v e M u h a m m e d Fe-

h im ’in tem s il ed ild iğ i 6 k iş i l ik k o m ite o rta k b ir ş e k il­

de a r t ık B u rh a n e d d in R a b b a n i’n in g ö re v in i b ıra k m a ­

s ın ın z a m a n ın ın g e ld iğ in i s ö y lü yo r la r . R a b b a n i iç te n

ve d ış ta n g e le n bu tazy ik le re ka rş ı uzun süre d a y a n a ­

maz. K e n d is i de pes e tm e iş a re t le r i v e r iy o r . S o m u t

ka ra r ç ık m a s ın ı b ek lem ed iğ i B o n n T o p la n t ıs ın d a ye-

U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 23

Page 24: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

DÜNYA GÜNDEMİ

n i b ir l id e r l iğ in ş e k ille n m e s i h a l in d e o, v e A b d u lla h

A b d u l la h g ö re v le r in d e n fe rag a t e d e c e k le r in i a ç ık la ­

d ı. B u şek ild e esk i ru m u z la r ın ta sfiyes i p la n la n ıy o r .

B u n o k ta d a p a z a r lık la r d ü ğ ü m le n iy o r . H ik m e ty a r

b aş tan b e r i v e e l ’a n d ış ta n d a y a tm a la ra k a rş ı ç ık ıy o r

v e aks i h a ld e y e n i y ö n e t im i ta n ım a y a c a k la r ı m e sa jı­

n ı v e r iy o r . Z a h ir Ş a h g ib i ş a h s iy e t le r in s e ç im le r in d ı­

ş ın d a u lu s la ra ra s ı c a m ia n ın y ö n le n d irm e s iy le ik t id a ­

ra g e lm e le r i h a l in d e b u n u n y e n i b ir B a b ra k K a rm a l

m o d e lin e d ö n ü ş e c e ğ in i i le r i sü rü yo r v e A fg a n h a lk ı ­

n ın d ış a r ıd a n em poze k u k la y ö n e t im le r i ta n ım a y a c a ­

ğ ın ı sö y lü yo r. İ r a n C u m h u rb a ş k a n ı H a t e m i g ib i o da

s e ç im i ö n e r iy o r . A n c a k s e ç im in b ir y ı l ile azam i üç

y ı l a ra s ın d a b ir sü rey i k ap sam as ı ö n g ö rü lü yo r . B u sü­

re d e n ö n c e ta h m in e d ile b ile c e ğ i g ib i s e ç im le r in iv e ­

d i l ik le y a p ılm a s ı ç o k zor. H ik m e ty a r b u n u sö y lü yo r

am a, re a lite d e se ç im y a p m a k A fg a n is t a n ’da savaş

y a p m a k ta n farksız. D ış a r ıd a ç o k fazla A fg a n d iaspora-

sı o ld u ğ u n d a n s o n u ç la r ın e tn ik d a ğ ıl ım a ç ıs ın d a n

a d il o lu p o lm a y a c a ğ ı da a y r ıc a su g ö tü re c e k v e ç o k

ta r t ış ı la c a k t ır .

M e s e la , İr a n y a n l ıs ı İs m a il H a n ’ın k o n tro lü n d e k i

H e r a t ’ta b e le d iy e b a ş k a n ı s e ç im i f iya sk o ile n e t ic e ­

le n d i. Z i r a Z a h ir Ş a h y a n l ıs ı P e ş tu n la r la İ r a n y a n lıs ı

ş i i le r a ras ın d a g e rg in lik v e sürtüşm e a n c a k to p la n t ı­

n ın d a ğ ıt ılm a s ıy la g id e r i le b ild i. B ö y le c e T a l ib a n ’ın

sağ lad ığ ı g ö rece o to r ite v e is t ik ra r be lirs iz liğ e d ö n ü ş ­

tü . R a b b a n i A fg a n is ta n s o ru n u n u n A fg a n l ı la r ın iç iş i

o ld u ğ u n u v e d o la y ıs ıy la k e n d i a ra la r ın d a çö zm e le r i

g e re k t iğ in i sö y lü yo r. İ l k a n d a d o ğ ru g ib i g ö rü n en bu

y a k la ş ım , so n ra 'b u g ü n e k a d a r n iy e a n la ş a m a d ıla r ’

so ru su y la b e r ta ra f o lu yo r .

“Yeniden Sömürgecilik”

A n c a k b u rada b ir d iğ e r n o k ta da A fg a n l ı la r a ras ın d a

in s ic a m ın , u yu şm a v e u z la şm a n ın b o z u lm a s ın ın n e ­

d e n in in de b ir ye rd e , y in e k o m şu v e y a b a n c ı p a rm a ­

ğ ı o lm as ıd ır . D o la y ıs ıy la A fg a n is t a n m ese lesi epey

ka rm aş ık . T a c ik le r le u lu s la ra ra s ı k o a lis y o n u n a n la ş ­

m a z lık n e d e n le r in d e n b ir is i de , y e n i y ö n e t im in te ş k i­

l in e y a b a n c ı barış g ü c ü n ü n e ş lik e tm es i. B u hususta

da h e r k a fad an b ir ses ç ık ıy o r . R a b b a n i v e Kuzey Itti-

ta k ı’n ın b ir b ö lü m ü bu tilere te m e ld e n karş ı. P a k is ta n

ise İs la m ü lk e le r in d e n o lu ş a ca k b ir barış gücü is tiyo r.

K u z e y İ t t i f a k ı y a b a n c ı n ü fu zu n u s ın ır la n d ı!m a k iç in

bu te k life m esa fe li y a k la ş ıy o r . H a t t a B a g ra m Ü s s ü n e

y e r le şe n İn g iliz a s k e r le r in in g e le ce ğ i de belirs iz . H e m

İ t t i f a k h e m de A B D b u rad a İn g iliz askeri is tem iyo r.

İn g iliz G e n e lk u r m a y ı da ‘y a s a y ıy ı a r t ır a l ım ya da ç e ­

k i le l im ’ d iy e re k te n B la i r ’i s ık ış t ır ıy o r . T a a rru z u n a r ­

d ın d a n B la i r ile B u s h ’u n y o l la r ı d a a y r ıld ı. B u , ‘iste-

m ezü k ’ n id a la r ı İn g iliz le re a k s e t t ir i ld i v e ih ta r ed ild i.

A m a y in e de p azardan p a y k a p m a y a r ış ın d a h e rkes

b ir b ir in in a y a k la r ın a b asm aya ç a lış ıy o r . İn g iliz le r in

is tisk a le m aruz k a lm a la r ın a ra ğ m e n F ra n s ız la r sa y ıy ı

a r t ırm a y a v e T a c ik is t a n ’a v e A fg a n is t a n ’a asker sev-

k e tm e y e ç a lış ıy o r la r . M it t e r r a n d ’ın K ö rfez S a v a ş ı s ı­

ra s ın d a y a p tığ ı so n a n l ık h a m le le r i h a t ır la t ır c a s ın a

C h ir a c da son an d a p as ta d a n p a y k a p m a k iç in m a ­

n e v ra la r yap ıyo r. K a z a n a n ta ra f ta n e m in o lu n c a h e ­

m e n o ta ra fa y a t ır ım y a p ıy o r . P a z a rd a n p ay k a p m a

y a r ış ın d a h e rkes k e n d i h is se s in i a r t ırm a y a ça lış ıyo r.

İş te bu ya r ışa b u g ü n le rd e m o d a ta b ir le , yeniden sö­

m ürgecilik d iyo r la r .

A B D ’n in y a n ın d a b ö lg e ye ask e r se v k e tm e k is te ­

y e n ü lk e le r İn g ilte re , F ra n s a v e T ü r k iy e id i. A lm a n ­

ya , K a n a d a g ib i ü lk e le r d e bu y ö n d e e ğ ilim b e l ir t iy o r ­

la rd ı. F ra n sa v e T ü r k iy e ö z e llik le kuzeye v e M ezar- ı

Ş e r i f e asker g ö n d e rm e f ik r in d e le r . A n c a k M ezar- ı

Ş e r i f t e yaşan m as ı m u h te m e l g e rg in lik le r v e frak s i­

y o n ç a t ış m a la r ı n e d e n iy le T ü r k iy e ’n in T a c ik le ı in

24 Ümran-Aralık -2001

Page 25: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

AFGANİSTAN'DA YENİ DONEM /ÖZCAN

k o n tro lü n d e k i K a b i l ’i d e te r c ih e d e b ile c e ğ i s ö y le n i­

yo r. A n c a k R a b b a n i y a rd ım is tem ek le b ir l ik te sürpriz

b ir ş e k ild e C N N T ü r k ’e y a p t ığ ı k o n u şm as ın d a , T ü r k

askeri is te m e d ik le r in i a k ta rd ı. D o la y ıs ıy la y a b a n c ı

b ar ışg iicü a sk e ri f ik r i h en ü z o lg u n la ş m ış değ il.

A s t ın d a T a l ib â n T n 'K a b i l ’d e n am ç e k ilm e s i ite

K u z ey İ t t i f a k ı ’n ın ‘yasak ş e h ir ’ ila n e d ile n K a b i l ’e

izinsiz g ir iş i A B D ’n in p la n la r ın ı a ltü s t e tt i. K u z ey İ t ­

t i fa k ın ı K a b i l ’e g irm eye it e n in R u s y a o ld uğ u in a n c ı

H ilc m e ty a r ta ra f ın d a n da p a y la ş ılm a k ta d ır . T a l ib a n

bu a d ım ıy la b ir ye rd e k o a lis y o n u n ç e k ird e ğ in i ç a t la t ­

tı. K o a lis y o n iç in d e k i ih t ila f la r ı d a g ü n y iizü n e taş ım ış

o ld u . İh t i l a f ın yap ıs ı v e m a h iy e t i değ iş ti. İ t t i f a k ın

K a b i l ’e g ir iş i Y e lts in z a m a n ın d a R u s a s k e r le r in in Ko-

so v a ’y a g irm e k a ra r ı a la n A m e r ik a n v e İn g iliz a sk e r­

le r in d e n e rk e n d a v ra n a ra k ‘i lk h a m le ’ ile o n la ra te-

k ad d tim e tm e s in e b en ze tild i. R u s la r ın K o s o v a h a v a ­

a la n ın a ö n c e d a v ra n a ra k g irm e le r i de I I . D ü n y a S a ­

va ş ı a k a b in d e R u s la r ın B o n n ’u işg a lle r in e b e n z e t il­

m iş ti.

A b d u l la h A b d u lla h y a b a n c ı barış g ücü a s k e r le r i­

n in A fg a n is t a n ’da k o n u ş la n d ır ı lm a s ı m e s e le s in in

k e n d ile r iy le k o n u ş u lm a d ığ ın ı sö y led i. R a b b a n i’n in

L o n d r a ’d a m u k im esk i m ü t te f ik le r in d e n A h m e t Ş a h

Z e y ’in ‘p ek de te k in ad am d e ğ il’ d ed iğ i A b d u l la h A b ­

d u lla h , k e n d ile r in e d a n ış ı lm a d ıg ı g e rek çes iy le y a ­

b a n c ı güç g e t ir i lm e s i f ik r in in ö n ü n e takoz k o ym a ya

ç a lış ıy o r . B o n n T o p la n t ıs ıy la a la k a lı c e v a b ı v e r i le ­

m e y e n s o ru la rd a n b ir is i de P e ş tu n la r ı k im in tem sil

ed eceğ i so ru nu d u r. B u h u su sta R a b b a n i P e ş tu n la r ı

a to m ize e tm e y e ç a lış ıy o r k i k e n d i c e p h e s in d e n azam i

d e re ced e y a ra r sağ la yab ils in . B u it ib a r la sürpriz b ir şe ­

k ild e e sk i T a l ib a n y ö n e t ic i le r in in de m üzakere le re

k a t ı la b ile c e k le r in i a ç ık la d ı. R a b b a n i a s lın d a sadece

T a l ib a n ’la d eğ il P a k is ta n ’la da tem as im k a n ı a r ıyo r.

P a k is t a n ’ın T a l ib a n ’d a n d e s te ğ in i ç e k m e s i İ r a n ’ı bu

ü lk e y e y a k ın la ş t ırd ı. B u v e s ile ile Is lam a b ad y ö n e t i ­

m i de , K u z e y İ t t i f a k ı ile esk i h e s a p la r ın ve k ır g ın l ık ­

la r ın izalesi v e tasfiyes i iç in o n la r n ezd in d e e tk il i

o la n T ü r k iy e v e İ r a n ’d a n a ra b u lu c u lu k y a rd ım ı is t i­

yo r. A s l ın d a T a l ib a n ’ın y e n i h ü k ü m e te o r ta k lığ ı f ik ­

r i A B D ta ra f ın d a n da p a y la ş ıl ıy o r . T a l ib a n ’ı d ış ta tu t ­

m ak y e r in e iç e r iy e a lm a n ın b e lk i de d a h a fa yd a lı o la ­

c a ğ ın ı d ü şü n ü yo r la r . A n c a k R u s y a so n an a k ad a r b u ­

n a m u h a le fe t e tm e k te y d i. D a h a ö n c e h iç b ir T a l ib a n

y e t k i l i s in in y e n i y ö n e t im e d a h i l e d ilm e m e s i o rta k b ir

d i le k t i . Z a h ir Ş a h fo rm ü lü n ü n a rd ın d a sadece B a t ı

öze lde de İn g ilte re ve A B D va r. A n c a k o n u y e n i b ir

k ra ld a n ziyade geç iş d ö n e m in in lid e r i fo rm ü lü y le be ­

n im s iy o r la r . A m a o n u n A fg a n is t a n ’da h a t ır ı s a y ıl ır

b ir destek ta b a n ı yo k . Y in e de P a k is ta n lI la r ın re d d e t­

m e ye ce k le r i b ir fo rm ü l. P a k is ta n a ç ıs ın d a n Z a h ir Ş a h

fo rm ü lü g ü ç le n d iğ i o ra n d a R a b b a n i fo rm ü lü d e n g e le ­

n e ce k .

S a v a ş Bitti mi?

A B D ’d ek i d ü şü n ce ü re t im m e rk e z le r in d e n b ir i o la n

F o re ig n P o l ic y R e s e a rc h u z m a n la r ın d a n M ic h e l R a ­

d ii: “ H a y ı r b e y le r savaş b it t i , d ah a h a la fa rk ın d a d e ­

ğ ils in iz ...” d iyo r . R a d u , b a ş ın d a n beri, s a va ş ın uzun

sü rm eyeceğ in i, K u z ey î t t i f a k ı ’n ın A B D ’n in askeri

desteğ iy le k ır ı lg a n güç d en g es in d e k ısa sü rede sonuç

a la c a ğ ın ı, d ış d e s te k le r in in k e s ilm e s iy le b ir l ik te T a l i ­

b a n it t i fa k ın ın ç ö k e c e ğ in i sö y le yeg e lm iş t i. O l i v i e r

R o y ’a d a y a n a ra k T a l ib a n ’m K a n d a h a ı ’ı k a yb e tm es i

h a l in d e ta m a m e n b ite c e ğ in i v e so s yo lo jik ö z e llik le ­

r in d e n d o la y ı; ş e h ir li o la n T a l ib a n ’m g e r il la sa va ş ın a

da g ire m e y e ce ğ in i ö n g ö rü yo r . P e ş tu n k ö k e n li a ş ire t­

le r in T a l ib a n ’d a n k o p tu k la r ın ı ile r i sü rüyor.

T a l ib a n v a r l ığ ın ı b ir ş e k ild e d e v a m e t t ir i r v e m ü ­

zakere le re de k a tılm azsa A fg a n is t a n ’ ın y e n id e n yapı-

Umran - Aralık - 2001 25

Page 26: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

DUNYA GÜNDEMİ

la n d ır ılm a s ı ç e rç e v e s in d e bu b ö lg e le re u z a n ılm a y a ­

c a k m ı? B u ta k t ird e A fg a n is t a n ’d a ik i baş lı v e y a ç o k

b aş lı y ö n e t im d e v a m e d e c e k d e m e k t ir . S a d e c e pozis­

y o n d eğ işm iş o la c a k t ır . A n c a k A B D T a l ib a n ’ ı b ü tü n

A fg a n is t a n ’d a n söküp a tm a y a k a ra r lı g ö rü n ü yo r.A . .••icr'ir* en 'inrlü • ! • • • ıır. • ı • |#>■ ı • • •

ulmuş duııuuuauu. ivie-.u i ^ c ı îf ıe O^uckicı ULtiauu-- yo r. B a m y a n v e ç e v re s in d e H a z a ra la r . K a b i l ’d e T a-

c ik le r v e K a n d a h a r v e c iv a r ın d a da T a l ib a n v e P e ş ­

t im a ş ire t le r h a k im . Ö z e ll ik le K a b i l h e rk e s i te m s il e t ­

m e li v e bu a n la m d a s i la h ta n a r ın d ır ılm a lıd ır . P a k is ­

ta n ö n c e l ik le b u n u sa v u n u y o r. A y r ıc a C e la la b a d v e

H e r a t g ib i ş e h ir le rd e ise bağ ım sız m e y d a n k o m u ta n ­

la r ı v e y a savaş b e y le r i ip le r i e lle r in e g e ç irm iş v a z iy e t ­

te ic ra a t ı te d v ir e tm e k te le r . M o l la Ö m e r so n a n d a

K a n d a h a r ’ı b o ş a ltm a k ta n vazg eçm iş ti. K u n d u z ise

so n a n a k a d a r k u şa tm a a lt ın d a y d ı v e b u ra d a n ç e l iş k i ­

l i h a b e r le r g e liyo rd u . K u n d u z ’d a b ir k a n b a n y o s ın d a n

k o rk u lu rk e n B a t ık la r h iç is t if le r in i b o zm ad ıla r. A n ­

c a k R a b b a n i k a t lia m y a p m a y a c a k la r ın a d a ir t a a h h ü t ­

te b u lu n d u . 25-26 K a s ım 2001 ta r ih i it ib a r ıy la da

K u n d u z ’u n e le g e ç ir ild iğ i v e b u ra d a k i g ü ç le r in Reg is-

ta n Ç ö lü ’n e doğru ç e k ild ik le r i b i ld ir i ld i. M eza r- ı Ş e ­

r i f t e y a p ıla n ç a rp ış m a la r e sn a s ın d a Ö z b e k Is la m i H a-

r e k e t ’in lid e r i k o n u m u n d a k i C u m a N a m a n g a n i’n in

v e fa t e t t iğ i İ t t i f a k sö zcü le ri ta ra f ın d a n da d o ğ ru la n d ı.

B ö y le c e İs la m K e r im o v da k o a lis y o n a k a t ı lm a s ın ın

m ü k a fa t ın ı b ir m u h a li f in d e n k u r tu la ra k a lm ış o ld u .

Ö z e ll ik le B a t ık la r ın ‘le jy o n e r le r ’ o la ra k a d la n d ırd ığ ı

y a b a n c ı g ü ç le r , k e n d ile r in i b e k le y e n a k ib e t in yaka-

la n s a la r da d ire n s e le r de ; in faz v e ö lü m o ld u ğ u n u b i l ­

d ik le r in d e n , ö lü m ü n e sa vaş ıyo r la r . B u n a m u k a b il

T a l ib a n k o a lis y o n u iç in d e y e r a la n y e re l g ü ç le r ise

ç o k ç a b u k sa f d e ğ iş t ire b iliy o r la r . O n la r K u z ey Itt ifa -

k ı ’n d a n k u rtu ls a la r da A B D ’d e n k u r tu la m a y a c a k ­

la r ın ı g ö re rek d ire n iş i y e ğ liy o r la r . A B D o n la r ı, K u ­

zey Ir a k lı K i ir t le r i b a r ın d ırd ığ ı v e le jy o n e r o la ra k

y e t iş t ird iğ i G u a m A d a s ın d a y a rg ıla m a k v e in faz e t ­

m e k is tiyo r. T a l ib a n ’ın çözü ldüğ ü y ö n ü n d e k i v e r i ­

le re m u k a b il, M o l l a Ö m e r ’in K a n d a h a r ’da D iyo -

b e n d i A fg a n u lem as ı v e b in le rc e y a b a n c ı M ü s lü ­

m a n u n su rla r ta ra f ın d a n d e s te k le n d iğ i sa n ılıy o r .

A B D ’n in de K u z e y ’de m iz a c ın a u y g u n b ir y ö n e t im

şem ası ta m b e lirm e d e n g ü n eye p e k fazla tazy ik te

b u lu n m a y a ca ğ ı ta h m in e d iliy o r . A y r ı c a k ış la b ir ­

l ik te savaş m e v s im i de k a p a n m ış o ld u . Ö n c e d e n

k a ra r la ş t ır ı ld ığ ı h a ld e T a l ib a n , K a n d a h a r ’ı, e sk i

m ü tte f ik le r in d e n H a c ı B e ş ir v e N e c ib u l la h A lo k o z a i

k o m u ta s ın d a k i id a re ye d e v re tm e d i.

B e k le n d iğ i g ib i, T a l ib a n K a n d a h a r m erkez li o la ­

ra k y e n id e n y a p ıla n m a y a v e to p a r la n m a y a ça lış ıyo r .

B u ç e rç e v e d e ‘n e o lu r n e o lm az ’ d iy e re k o r ta lık ta h iç-V »*** » t * M r* l ! , î ^ •>I • ►<*•*«»• •»f

.4 w u t o u i t f t u t t a V IU 4 İV 1 M U M t 4 i

tı. T a i ıb a n 'm g ü n e yd e d e n e t im i a l t ın d a tu ttu ğ u beş

v i la y e t in de k o m u ta n ı o la n M o l la A h t a r O s m a n i,

M o l la Ö m e r ’in h a le f i o la ra k b e lir le n d i. K a n d a h a r l ı

v e M o l la Ö m e r ’in m ed rese a rkad aş ı o la n O s m a n i,

M o l la R a b b a n i g ib i f i i l i b a ş b a k a n lık ya p m a ya ca k .

Ş u a n k i g ö re v in i y ü rü te c e k v e M o l la Ö m e r ’in g ıy a ­

b ın d a T a l ib a n ’ın y ö n e t im in i d e v ra la c a k . A fg a n s a v a ­

ş ın ın b e k le n m e y e n y a n la r ın d a n b ir is i de T a l ib a n ’ın

c ih a d ç ağ r ıs ıy la P a k is t a n ’d a n v e ç e ş it l i y ö re le rd e n

y u r t la rd a n a k ın e d e rek g e le n le r in a k ib e t le r i. O r g a n i­

zasyon e k s ik l iğ in d e n d o la y ı o rtad a b aş ıboş b ir va z i­

y e t te k a lm ış la r . B i r k ısm ı K a b i l ’e y a l ın k ı l ı ç s i la h la r ıy ­

la g id e rk e n K u z ey I t t i f a k ı ’n a esir düşm üş v e k e n d is i­

n i c ih a d m e y d a n ın d a d eğ il de h a p is h a n e d e b u lm uş.

B u n la r ın y a k ın b ir zam and a s a lıv e r i le c e k le r i ta h m in

e d iliy o r . K a r a ç i ’li o la n T o r lc i B e n H a m a d h a y a l k ı r ık ­

l ığ ın ı şöy le te re n n ü m ed iyo r: “ A m e r ik a ’y ı m a h v e t ­

m e k is tiyo ru m . L id e r le r im , bize, ‘g id in v e A l l a h a d ı­

n a k e n d in iz i fed a e d in ’ d e d ile r . B e n d e E y lü l ’d e s ın ı­

r ı g e çe rek b u ra la ra k a d a r g e ld im . A m a A m e r ik a l ı la r

as la r a n d e v u la r ın a g e lm e d ile r (I. H erald T ribune ga-

zetesi-22 k as ım 2 0 0 1 )...”

Kazananlar ve Kaybedenler

Ş im d i l ik lc ayd ıy la sa v a ş ın k a z a n a n la r ı a ras ın d a İs la m

K e r im o v , M ü ş e r re f g ib i d ik ta tö r le r v a r . A m a sa va ş ın

e n b ü yü k k a y b e d e n i T a l ib a n ’d a n so n ra P a k is t a n ’d ır.

26 Ümran'Aralık -2001

Page 27: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

B i r dost r e j im i k a y b e tt i. P a k is ta n lI la ra gö re B M ve

K u z ey İt t ifa k ı, k e n d ile r in e te la f is i zor b ir k az ık a t t ı ve

A fg a n is t a n ’d a söz sa h ib i o lm a h a k la r ın ı e lle r in d e n

a ld ı. G a l ib a m ü t te f ik le r in i k a y b e tm e k P a k is ta n 'ın

k ad e r i. D a h a ö n c e B a n g la d e ş ’i k a y b e tm iş t i ş im d i de

T a l ib a n v e A fg a n is t a n ’ı. B u n u n s o n u c u n d a ş im d i P a ­

k is ta n ik i d ü şm a n d e v le t le s a n d e v iç b iç im i k u ş a t ıl­

m ış d u rum d a. G ü n e y d e H in d is t a n kuzeyde ise A fg a ­

n is ta n 'ın y e n i e fe n d ile r i. Ş im d i k a ra k a ra 2 400 k m ’-

lik kuzey s ın ır ın ı başarısız b ir b iç im d e n a s ıl k o ru y a ­

c a k la r ın ı d ü şü n ü yo r la r . K a b i l ’in e l d e ğ iş t irm e s in d e n

so n ra b a z ıla r ın ın ‘P a k is t a n ’a ö lü m ’ s lo g a n la r ı Is la m a ­

bad y ö n e t im in in y ü re ğ in i ağz ına g e tird i. İ le r id e Peşa-

v e r ’e i l iş k in to p ra k ta le b i de g ü n d em e g e le b ilir . P a ­

k is ta n A fg a n is t a n ’ı k o n t ro l e tm e k is te rk e n A fg a n is ­

ta n P a k is ta n ’d a n to p ra k v e p ay is te ye b ilir . E n az ın ­

d a n H in d is t a n v e R u s y a g ib i ü lk e le r , bu k o n u d a A f ­

g a n is ta n ’ı y i irü k le n d ire b ilir le r . P a k is t a n ’ın d ış iş le ri

y e tk i l i le r i d u ru m u ‘stratejik yenilgi/a strategic debacle'

şe k lin d e ta r if e d iyo r la r . A s k e r i y e tk i l i le r de k e n d ile r i

iç in d u rum u , ‘b a ta k lık ’ n ite le n d irm e s in d e n k a ç ın m ı­

yo r la r . A B D ’n in sözünde d u rm a m a s ın a iç e r liy o r la r .

K u z e y İ t t i f a k ın ı K a b i l d ış ın d a tu tm a s ı g e re k irk e n b u ­

n a r ia ye t e tm e m iş t ir . P a k is ta n da gen iş ta b a n lı b ir

h ü k ü m e t te n y a n a . Ş u an d a ne T a l ib a n ’ı n e de K u zey

it t i fa k ın ı yasa l b ir y ö n e t im o la rak ta n ıyo r .

N o M e n ’s L a n d

A fg a n is ta n v e İs v iç r e b ir ta k ım o rta k ö z e llik le r ta ş ı­

yo r la r . C o ğ ra f i v e e tn ik ö z e llik le r b irb ir in i a n d ır ıyo r .

İs v iç re , iç e r iy le p ro b le m in i k a n to n a l y a p ıs ıy la , d ışa ­

r ıy la p ro b le m in i de ta ra fs ız lığ ıy la çözm üş. B M üyesi

b i le değ il. D o la y ıs ıy la s ü re k li k o m ş u la r ın ın m ü d a h a ­

le le r iy le o n la r ın k u rb a n ı h a l in e g e le n A fg a n is ta n

iç in tarafsız b ir ü lk e (n o men's lan d ) fo rm ü lü , e n u y ­

g u n te k l if o lm a l ıd ır . A n c a k O l i v ie r R o y ’n u n d a be ­

lir t t iğ i g ib i to p ra k esa s ına göre p a y la ş ım y e n i k a v g a ­

la r ın d o ğ m as ın a zem in h a z ır la y a b ilir , ç a t ış m a la r ı az-

d ıra b ilir . E n iy is i to p ra k esasına göre d e ğ il de, ik t id a r

p a y la ş ım ı e sa s ına göre b ir fo rm ü l ü re tm e k v e u yg u la ­

m ak .

T o p ra k d e ğ il ik t id a r p a y la ş ım ı d a b iz i, L ü b n a n

fo rm ü lü n e g ö tü rm e k te d ir . 1932-33 a a n a ya s a s ıy la b ir ­

l ik te e tn ik te m e le d a y a lı b ir ik t id a r p a y la ş ım ın a gi-

AFGANİSTAN'DA YHNİ DONEM / ÖZCAN

d ilm iş t ir . C u m h u rb a ş k a n ı ç o ğ u n lu k k it le s in i te şk il

ed en M a ru n ile rd e n , b a şb ak an s ü n n i, m e c lis b aşk an ı

ise ş i ile rd e n se ç ilm e k te y d i. M i l l e t v e k i l i sayıs ı d a n ü ­

fus y a p ıs ın a göre ta a y y ü n e tm iş t i. 1932-33 y ı l ın d a

k u ru la n b ir yap ı, nü fus h a re k e t le r i v e y a b a n c ı ü lk e le ­

r in m ü d a h a le le r i so n u cu g e lişm e le re c e va p ve rem ez

h a le g e ld iğ in d e n T a i f A n la ş m a s ıy la y e n ile n d i v e ta ­

d ila ta uğ rad ı. Ö n c e k i e lb ise d a r g e lm iş t i. L ü b n a n bu

ö z e llik le r i a ç ıs ın d a n A fg a n is t a n ’a m o d e l o la b il ir . T a ­

b ii g ü n ü n ş a r t la r ın a göre bazı fa rk v e a y r ın t ı la r la b ir ­

lik te . S iy a s i d a ğ ılım d a d e m o g ra fik d en g e ko ru n m azsa

A fg a n is ta n 'd a y e n id e n ç ın g a r ç ık a b i li r , f ı r t ın a k o p a ­

b ilir . B o s n a ’n ın d a ğ ılm a sü re c in d e Y u g o s la v y a ’d an

a y r ılm a s ı, S ı r p - H ır v a t d e n g e s in in sa rs ılm as ıy la g ü n ­

d em e g e lm iş t i. H ır v a t la r ın fed e rasyo n ç a t ıs ı a lt ın d a n

a y r ılm a la r ı d en g ey i bozm uştu . D o la y ıs ıy la A fg a n is ­

ta n ’d a da P e ş tu n la ı ın a d il b ir şe k ild e ye r a lm a d ığ ı b ir

y a p ıd a T a c ik ve Ö z b e k le r d a h a zor an la ş ır la r . Peş tu n -

la r d e n k le m d ış ı k a ld ığ ın d a T a c ik v e Ö z b e k le r i d e b i­

ra m d a tu tam azs ın ız . D o la y ıs ıy la k im s e n in d ış la n m a ­

ya cağ ı v e H a z a ra la r ın d a g ö ze tileceğ i to p la y ıc ı v e to ­

p a r la y ıc ı b ir y a p ın ın inşası g e rek iyo r.

N e t ic e it ib a r ıy la , B a t ık la r ın A fg a n is ta n 'd a a d il ve

d a im i b ir barış ve huzur a ra y ış ı iç in k o ş u ş tu rd u k la r ı­

n ı s ö y le m e k e şy a n ın ta b ia t ın a a y k ır ı o lu ve abestir.

O n la r d a , A fg a n is t a n ’ı k e n d i le r in e b a ğ la m a n ın

p e ş in d e le r . A k s i h a ld e , n iy e t le r i te m s ili s is tem ise

A fg a n is ta n şa rt la r ın d a B a t ık la r ın p a y ın a y o ru lm a k

d ü şeb ilir . E ğ e r B a t ık la r ın b ö y le b ir n iy e t le r i va rsa

b ile , A fg a n is t a n ’a te m s ili s is te m i o tu r tm a k ç o k zor.

Y ık t ık la r ın ın y e r in e d a h a iy is in i k o y a m a d a n esk i

o to r ite y i y ık m a k la k a la b i lir le r . N ation building h e sa p ­

la n k u rs a k la r ın d a k a la b ilir . ■

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 27

Page 28: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

“RAMAZAN ÖRNEK BİR MODEL SUNUYOR”açıkoturum

K a t ı l a n l a r : Mehmet Akif Ak, Abdurrahman Arslan,Yusuf Kaplan, Şemseddin Özdemir

Yusuf Kaplan: B u o tu ­

ru m d a , 5u an b i it i in g ü ­

z e ll ik le r in i ten e ffü s e t ­

m ek te o ld uğ u m u z R a ­

m azan ik l im in i k o n u ­

şacağız. A s l ın d a R a m a ­

zan a y ı beşeri o la n la

i la h i o la n ın so m u tla ş ­

t ığ ı b ir ik lim . D i le r s e ­

niz, ö n c e şu so ru ya c e ­

v a p a ra ya lım : R a m a z a n

n e d ir v e M t is lü m a n la r

iç in n e a n la m ifad e e tm e k te d ir ? Ş e m s e t t in B e y , ö n ce

s izden b a ş la ya lım , istersen iz:

Şemsettin Özdemir: R a m a z a n a y ı A r a b i a y la rd a n

b ir a yd ı. F a k a t H z . P e y g a m b c r ’e K u ı ’a n bu ayd a vah-

y e d ilm e y e b a ş la y ın c a R a m a z a n a y ı b ird e n fa rk lı b ir

a n la m kazan d ı. B i l in d iğ i g ib i, B a k a ra s û re s in in 185.

a y e t in d e “K u r’ân bir hidayet, bu hidayetin apaçık delil­

leri ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü o larak insa­

noğluna bu R am azan ayında indirilmiştir." b u y u ru lu ­

yo r. H e n ü z o ru ç söz k o n u su d eğ il bu ayd a . D o la y ıs ıy ­

la ö n c e l ik l i o la ra k sö y le n m e s i g e reken şey şudur: R a-

m azan ’a a n la m k a z a n d ıra n o la y , en b ü yü k m ucize

o la n K u r ’ân- ı K e r im ’in bu ayd a H z .P e y g a m b e r ’e vah-

y e d ilm iş o lm as ıd ır .

Kaplan: O r u ç n e d e n d ah a son ra?

Özdemir: B iliy o rs u n u z , İs la m ’da e m ir le r v e y a sak ­

la r te d r ic i o la rak , a ş a m a lı o la ra k g e liyo r . O r u ç - A ra ­

b is ta n ’ın ik l im ş a r t la r ın ı da hesaba katarsak- d ah a

m e ş a k k a t li b ir ib a d e t o la ra k g ö rü le b ilir . D o la y ıs ıy la

d a h a so n ra farz k ı l ın m a s ın ın h ik m e t i b u rad a a ra n a b i­

lir . A m a başka h ik m e t le r i de o la b il ir tab i...

A b d u r r a h m a n A r s la n : F a k a t , K u ı ’â n ’

m R a m a z a n a y ın d a in ­

d ir i ld iğ in i b ild ire n B a ­

k a ra sû res in d ek i aye t

d a n a so n ra , M e d in e

d ö n e m in d e inza l o lu n ­

du . D o la y ıs ıy la M üs lü -

m a n la r v a h y in bu ayd a

in d iğ in i d a h a so n ra

ö ğ ren m iş o ld u la r .

Özdemir: E v e t ,

doğru . A m a k e s in o la n şu k i, K u ra n - ı K e r im ’in vah-

y e d ilm e y e b aş la m a s ıy la o ru c u n farz k ıl ın m a s ı a ra s ın ­

da uzun b ir zam an g eçm iş t ir . B e n im b u rada v u rg u la ­

m a k is ted iğ im husus ise R a m a z a n a y ın ın y a ln ız o ru ç

a y ı o lm a d ığ ıd ır . R a m a z a n a y n ı zam and a v e ö n c e lik le

in s a n lığ ın k a d e r in i d e ğ iş t ire n b ir k it a b ın inza l sü re c i­

n in b a ş la n g ıc ıd ır . B u y ö n ü y le , R a m a z a n d a ç o k a n ­

la m l ı b ir d ö n e m e g ir iliy o r . A y r ı c a bu ayd a , d ah a ö n ­

ce tü m ü m m e t le re farz k ı lm a n b ir ib a d e tin , o ru cu n

te k e rrü rü söz ko n u su . İş te bu , R a m a z a n a y n ın ın bir-

b ir iy le iç içe o la n ik i fa rk lı b o yu tu d u r: B ir , K u r ’a n ’ın

v a h y e d ilm e y e b aş lanm as ı; ik i, o ru ç ib a d e t in in farz

k ıl ın m a s ı.

Kaplan: R a m a z a n a lg ıs ı o ru ç la ö zd eş le ş t ir ilen b ir

a lg ı. K u r ’a n ’m o ru ç la h a y a ta a k ta r ılm a s ı, h a n g i a ç ı ­

d a n b aka rsak b a k a lım , b ü tü n K u r ’a n m e s a jın ın o ru ç

ib a d e tiy le so syo lo jik , düşü n se l, p s ik o lo j ik b ü tü n b o ­

y u t la r ıy la te c rü b e ed ilm es i. M ü s lü m a n in san v e to p ­

lu m t ip in in inşası, beşeri o la n la i la h i o la n ın iliş k is i­

n in k u ru lm a s ı a ç ıs ın d a n ö n e m li b ir p ra t ik .

Özdemir: E v e t , ç o k ö n e m li b ir p ra t ik . T ü r k iy e ’de

28 Ümran‘Aralık -2001

Page 29: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

iu m m a m oust* m* vn re i sum ivc*> > ackow uaw

o ru ç tu tm a o ram d iğ e r ib ad e tle re o ra n la o ld u k ç a (az­

la. D iğ e r ib ad e tle re bu o ra n d a k a t ı l ım o lm u y o r. K ıı-

r a n ’ın o ru ç la te c rü b e e d ilm e s i ç o k ö n e m li. M ı i s l

m a n la r bu p ra tiğ i g eçm işte te c rü b e e tt ile r . R am a-

z a n ’d a o ru ç la b ir l ik te b ir m u k a b e le k ü ltü rü v a r ve bu

ç o k güzel b ir u yg u lam a. D o la y ıs ıy la b iz im h e r ik i TEa-

d e t i de b ir l ik te y e n id e n inşa e tm e n in ; o ru ç la be rab e r

K u r a n ’ ı K e r im üzerinde d ü şü n m e n in , k a fa y o rm a n ın ,

o n u a n la m a n ın , o n u ya ş a m a n ın p ra t ik le r in i y e n id e n

g e liş t irm e m iz gerek ir.

Kaplan: S e k t ile r y a k la ş ım la rd a n k u r tu lm a k iç in

a s lın d a b ir M ü s lü m a n ın yaşam ası g e rek en h a y a t ın

m in y a tü rü n ü su n u yo r R am a z a n . M ü s lü m a n k im liğ i

ta ş ıy a n in s a n la r ın M ü s lt im a n c a h a y a t ta n k o p m a m a ­

la r ın ı sa ğ la yan b ir z em in o lu ş tu ru yo r. B u ra d a , M üş iri-

m a n c a h a y a t y a ln ız ca R a m a z a n ’d a ya ş a n ır g ib i se ld i­

le r b ir a n la y ış ta n in s a n la r ım ız ı k u r ta rm a n ın im k a n la ­

r ın ı da a raş tırm am ız ge rek ir.

Aslan: A s lın d a R a m a z a n , m ü b a rek k ıl ın m ış o la n

üç a y ın , İs la m ’ı yaşam a a n la m ın d a d a h a d a yo ğ u n la ş ­

t ır ı lm ış o la n ı. A m a ta b ii k i bu, b ir s e n e n in d iğ e r a y ­

la r ın d a y a p ılm a y a n ib a d e t le r in in ya ln ız R a m a z a n ’da

y a da bu üç ayd a y a p ılm a s ı a n la m ın a ge lm ez; fa k a t

b u ra d a b ir yo ğ u n laşm a v a rd ır , b ir a y r ışm a y o k tu r . Y a ­

n i H ır is t iy a n l ık t a k i g ib i ib a d e t in b e lli b ir g ü n e b ır a ­

k ı la r a k d iğ e r g ü n le rd e n a y r ış t ır ılm a s ı sözkonusu d e ­

ğ ild ir . G e n e l o la ra k ö y le g ib i gözükm esi y a n lış b ir a l ­

g ıd ır . F a k a t , R a m a z a n ’d a ib a d e tle re d ah a y e n ile r i e k ­

le n ir . M e s e la ; biz o ru cu -farz o la n ı tabi- sad ece R a ­

m azan a y ın d a tu tuyo ruz ; geri k a la n o n b ir a yd a tu t ­

m u yo ru z . Y in e m ese la , ö b ü r a y la rd a da in fa k y a p a b i­

lir iz , am a g e n e l o la ra k o ru ç la b ir l ik te in fa k ı d a h a iy i

te c rü b e e tm e , yaşam a im k a n ın a sa h ip o lu yo ruz . B u

d a ru h sa l b ir z e n g in lik , b ir y o ğ u n lu k g e t ir iy o r m ü m i­

ne .

Kaplan: B e n im d ik k a t ç e k m e k is ted iğ im b ir h u ­

sus d a şuydu : R a m a z a n , M ü s lü m a n la r ın İs la m ’la v e

M ü s lü m a n c a b ir h a y a t la i l iş k ile r in i h e r ne su re tle

o lu rsa o lsu n k o p a rm a m a la r ın ı sağ la yan ç o k e n te re ­

san b ir p ra t ik a y n ı zam and a.

Aslan: E v e t . D a h a doğrusu M ü s lü m a n l ık la i l iş k i­

le r in i k o p a rm a la r ın a m a n i o la n b ir p ra tik . G e n e l o la ­

ra k in s a n o ğ lu n u n bu il iş k iy i b e l ir l i z am an la ra a y ır a ­

rak , d a h a yo ğ u n yaşam ak a d ın a k o p a rd ığ ın ı g ö rü y o ­

ruz. M e s e la H ır is t iy a n l ık ’ta k i Pazar a y in i g ib i. A m a

İs la m g en e l o la ra k b ö y le b ir a y r ış m a ya iz in v e rm iy o r .

Ç ü n k ü ib ad e t h a y a t ın b ü tü n a la n la r ı iç in söz k o n u ­

sudur.

O z d e m ir : A ffe d e rs in iz , Pazar a y in in e b ir e le ş t ir i

m u h a le fe t g e t ird in iz am a, İs la m ’da da bazı a y la r v e

g ü n le r v a r ; m ese la y ıld a b ir R a m a z a n , h e r h a f ta C u ­

m a. B i r ç o k n am az k ılm a y a n C u m a nam az ı k ı la r m e ­

sela. B e lk i de H ır is t iy a n l ık t a b ir yo z laşm ad an b ah se ­

d ile b ilir . T e v r a t ’ta n fa rk lı o la ra k C um artes i/seb t gü ­

n ü n ü ih la lc n P a z a r ’ı ih y a e tm e le r i ta r t ış ı la b il ir . A m a

o rada da y in e ib a d e t in b ir g ü n e yo ğ u n la şm as ı v e ib a ­

de te k o n sa n tre o lm a va r. Y a n i R a m a z a n o n b ir ayd a

b ir şok ya p ıyo r . C u m a h a ftad a b ir d e fa şok yap ıyo r.

D e m e k k i in s a n ın e ğ it im in d e v e k e n d in i d ü z e ltm e ­

s inde , y a n i k e n d i iç d ü n y a s ın ı ih y a e tm esi a ç ıs ın d a n

b ö y le şo k la ra v e y a m ü d a h a le le re ih t iy a ç va r.

A s la n : İn s a n ta b ia t ın ın d oğa l b ir n e t ic e s i bu.

A m a İs la m ’ın k e n d is i ve o n u n to p lu m sa l k ü ltü rd e k i

ö rg ü t le n m e b iç im i, H ır is t iy a n l ık t a k i g ib i b ir a y r ış m a ­

ya izin v e rm iy o r . A y la r iç in d e R a m a z a n , h a f ta n ın

g ü n le r i iç in d e C u m a , h a t ta g ü n iç in d e beş v a k it te

k e n d in i b ir b a k ım a ö rg ü tlü yo r . Y a n i İs la m ’ı yaşam ası

iç in k u lu n h a y a t ın ı d ü z en liyo r b ir b ak ım a . R a m a z a n

b u n u n en yo ğ u n o ld uğ u zam an ta b ii.

R a m a z a n ’ın b e n ce d a h a ö n e m li b ir b o yu tu va r:

D iğ e r ib a d e t le r in iç in d e o ru ç ; in s a n ın im a n ıy la a m e ­

li a ra s ın d ak i i l iş k iy i en az ın d an sa h u rd a n ifta ra k ad a r

b ü tü n le ş t ir iy o r . S iz im an - am e l il iş k is in i n am az k ı la r ­

k e n de ç o k m ü k e m m e l b ir ş e k ild e y a şaya b ilirs in iz ,

am a bu n ih a y e t te s ın ır l ı b ir z a m a n la m a d ır . G e r ç i

U m r e n i - A r a l ı k - 2 0 0 1 29

Page 30: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

o ru ç d a zam an o la ra k s ın ır l ıd ır , am a d a h a uzun sü re ­

li b ir y o lc u lu k tu r . O r u ç a y ın d a in s a n ın im a n ıy la

j-ıineli nrnsm rlfl hir VnnııVlııV nlmııunri ■ *" ■ ■ i

K a p ıa ı ı : A b u u u a iu n a i ı B e y ’in s ö y le m e k is le d iğ in i

b ir başka şe k ild e şö y le fo rm ü le ed eb ilir iz : R a m a z a n d a

d in i o la n la d ü n y e v i o la n ın a y r ıla m a y a c a ğ ı k o n u s u n ­

da ç o k c id d i b ir p r a t ik ç ık ıy o r o rta ya . A m a o Pazar

a y in in d e ta r ih s e l o la ra k o rta y a ç ık a n şey ise şu; dün­

ya merleezli bir dünya k u ru lu yo r . D ü n y a m erk ez li d ü n ­

yad a d a d in i o la n a b ir zam an a y r ıl ıy o r .

A s la n : K o n u m u z o o lm a d ığ ı iç in d e ta y a g irm e k

is tem ed im . B u m ese le zam an k a v ra m ı ile a la k a lı. Z a ­

m a n ın y e n id e n k a v ra m s a lla ş t ır ı l ıp bu a n la m d a da

kutsal v e kutsal dışı zam an k a v ra m la r ın ın H ır is t iy a n ­

lık ta o r ta y a ç ık a r t ılm a s ı, a s lın d a d ü n y e v i o la n a b ir

y e r a ç m a n ın d a im k a n ıd ır . İs la m b ö y le b ir zam an ö r ­

g ü tlem es i, z a m a n k a v ra m s a lla ş t ırm a s ı y a p m ıyo r . H ı ­

r is t iy a n lığ ı se ld ile r k ı la n v e de ra syo n e l b ir şek ild e y a ­

şam aya im k a n v e re n b u a y r ış t ırm a la rd ır .

K a p la n : A k i f B e y , siz bu k o n u d a n e d ü şü n ü yo rsu ­

nuz?

M e h m e t A k i f A k : B e n c e , H ır is t iy a n l ığ ın d in i sa ­

d ece P a z a r g ü n ü n e h a p s e tt iğ in i s ö y le m e k b iraz h a k ­

s ız lık o lu r . B ö y le b ir a lg ıla m a tarzı o n la rd a yo k . O n ­

la rd a d a d iğ e r ib ad e tle r , d u a la r -m esela y e m e k y e r ­

ken- v a r . Y a ln ız c a p ra t iğ i s iz in d e d iğ in iz le u yuşuyor.

Z a m a n ın k a v ra m s a lla ş t ır ı lm a s ı v e b ö y le b ir zam an

b ö lü m le m e s i İs la m 'd a n ç ık a r ıla m a z . A m a A b d u r r a h ­

m a n B e y ’in b e l ir t t iğ i g ib i, beş v a k i t n am az g ü n ü n ö r ­

g ü t le n m e s i, C u m a h a f ta n ın ö rg ü t le n m e s id ir .

B i r de R a m a z a n o ru c u n d a şö y le b ir ö z e llik var;

A r a b i a y la r ın d ö n m e s i seb eb iy le y ı l ın b ü tü n m e v s im ­

le r in e isab e t e d e n b ir ib a d e t ta rz ıy la k a rş ı karş ıyay ız .

K a p la n : B ü tü n ib a d e tle r ö y le d eğ il m i? Ş u an n a ­

m az k ı la n b ir in i 2 d a k ik a so n ra başkası, 5-10 d a k ik a

so n ra b ir başkası ta k ip ed iyo r. B u ra d a zam an k a y b o ­

lu yo r .

A k : E v e t , ö m rü n ü z va rsa , yaş ıyo rsan ız , k ış günü

de tu tuyo rsu n u z , yaz g ü n ü de. A s l ın d a bu ç o k ö n e m ­

li; A l l a h ’ın 365 g ü n ü n ü n h e r g ü n ü o ru ç la ş e re f le n i­

yo r. Y a h u d i l ik te de a s lın d a o ru ç ç e v r im s e ld i. B ü tü n

za m a n la ra d e n k g e liyo rd u . G e le n e k s e l Y a h u d i l ik te

b ö y le y d i. D a h a so n ra Y a h u d ile r yaz g ü n le r i o ru ç tu t ­

m a k is tem ed ile r , ib a d e t le r in i m uha faza e tm e k le b ir ­

l ik te z a m a n ın ı k e n d i t a k v im le r in e göre a ya r la d ıla r .

K a p la n : B i r sosya l teo r isyen , se k ü le r liğ in doğuşu ­

n u v e y a y g ın la şm a s ın ı a ç ık la rk e n ‘b e l l i b ir z am an d an

son ra H ır is t iy a n la r ın s e k ü le r liğ in d o ğ m as ın ı te tik le-

d iğ in i ’ sö y lü yo r K utsal o lan ia kutsal olm ayan a la n la r ı

y a ra tt ıla r . K u ts a l ı ö ze rk le ş tird ile r . S e k ü le r le ş m e n in

te rs in d e n b ir başka g ö rü n ü m ü de budur; k u tsa l zam a­

n ın ö z e rk le ş tir ilm es i, k u tsa l o la n ın özerk a la n a h a p ­

sed ilm es i, d o la y ıs ıy la b ir k u tu iç in e a lın m as ı.

A s la n : K utsal ile kutsal dışı a y r ım ın ı , b ir de zam a­

n ın s a b it le ş t ir ilm e s in i H ır is t iy a n l ık , is tem eye rek de

o lsa G r e k k ü ltü rü n d e n d e v ra ld ı. Ö n c e k u tsa l v e k u t ­

sa l d ış ı k a v r a m la r ın ı ka tego rize e tm e y i k a b u l e tm ek

zo run d a k a ld ı. İ k in c i o la ra k da z a m a n ı ö zerk leştire rek

k u tsa l v e k u ts a l d ış ı a y r ım ın ı z am ana u yg u lad ı. B u r a ­

da z a m a n ın ö ze rk liğ i y a n i sa b ite liğ i söz k o n u su d u r.

E ğ e r zam an sa b it le ş iyo rsa b ir ç o k şe y i siz kutsal v e

kutsal dışı şe k lin d e a y r ış t ıra b ilirs in iz . A s l ın d a bu d in ­

se l ib a d e ti y o ğ u n şe k ild e y a ş a m a n ın da ra syo n e l im ­

k a n ıd ır . E ğ e r siz kutsal ile kutsal dışını a y ır ıyo rsa n ız ya

d a z a m a n b a ğ la m ın d a ib a d e tle r i a y ır ıyo rsan ız , ib ad e ­

te has z am an ı ç o k y o ğ u n şe k ild e d in d a r yaşay ıp o n ­

d a n so n ra k i d iğ e r zam an k a te g o r is in i de ç o k yo ğ u n

şe k ild e d ü n y a y a a y ıra b ilirs in iz . Y a n i bu rada , a s lın d a

d ü n y a ile a h ir e t in a y r ış t ır ıld ığ ı b ir z ih in y a p ıs ıy la da

k a rş ı k a rş ıyay ız . D o la y ıs ıy la bu, g id e re k y o ğ u n şek ild e

y a şan m ış d in d a r l ığ ın a le y h in e g e liş en b ir sü re c i de

doğu rdu . T a b i k i İs la m za ten za m a n ı da, m e k a n ı da

b ö y le ö rg ü t le m iy o r . D o la y ıs ıy la is tesen iz de zam an ı

s a b it h a le g e tirem iyo rsu n u z . Ç ü n k ü s iz in d in e m ü d a ­

h a le e tm en iz zam an ı s a b it le ş t irm e k le baş lar. Sek ü le r-

l iğ in / la ik l iğ in te m e li d e b u n a d a y a n ıy o r .

30 U m r e m - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 31: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN ÖRNEK BİR MODEL SUNUYOR / AÇIKOTURUM

Özdemir: B u ra d a b ir ge rçeğ i de te sp it e tm e k la ­

z ım : B e n z e r a y r ış t ırm a la r ı b iz im k ile r de y a p m a k is te ­

d ile r . Ş im d i , m ese la ; K a d ir g e ce s in in zam an ı as la b e l­

l i d e ğ ild ir . R a m a z a n a y ın d a d ır , am a H z . P e y g a m b e r

as la n e t b ir g ü n sö y lem em iş t ir . K a d ir g e ce s in d en baş­

k a da h iç b i r g e c e n in k u ts a ll iğ ıy o k tu r . A m a b iz im k i­

le r de s a n k i o n la r ı ta k lit e d e rce s in e ç e ş it l i özel g e ce ­

le r ç ık a rd ıla r . H z . P e y g a m b e r in d o ğ u m g ü n ü n ü ihdas

e t t i le r , k u ts a l gece y a p tıla r . M ir a ç g e ce s in i, B e ra a t

g e ce s in i de k u t la d ıla r . İn s a n la r b ir gecede y a p t ık la r ı

özel ib a d e t le r le g ü n a h la rd a n a r ın d ık la r ın ı d ü şü n ü ­

y o r la r . T a b i , b u p s ik o lo jik b ir şey. M e s e la R a m a z a n

a y ı g e ld iğ in d e ad a m m e y h a n e y i k a p a t ıy o r , ib a d e tle r i

ç o ğ a lt ıy o r , T e r a v ih 'e g id iyo r; o n d a n son ra o n b ir ay

y a t ıy o r v e ‘k u r ta rd ık ’ d iyo r. İn s a n la r b ö y le ihdas e d i­

le n özel a f g e ce le r in d e ib a d e tle r i ç o ğ a lta ra k - o rta la ­

m a in s a n a ç ıs ın d a n söy lü yo rum - p s ik o lo jik o la ra k beş

a lt ı a y ı k u r ta rd ığ ın ı z ann ed iyo r.

A s la n : A s l ın d a bu p s ik o lo ji ç o k in s a n i b ir şey.

S a d e c e H ır is t iy a n l ık la ilg i li d eğ il. B e lk i de in s a n i

o la n ın H ır is t iy a n l ık t a k i so m u t b ir tezah ü rü n ü g ö rü ­

yoruz. B u a ç ıd a n b ak tığ ım ız d a benzer şe y le r i M üs lü -

m a n la rd a da b u lm a k m ü m k ü n . A m a İs la m ’ın te o r ik

a lt y a p ıs ı b u n a im k a n v e rm iy o r . F a k a t in s a n la r bu tü r

şe y le re e ğ ilim gösteriyo r. M e s e la h a f ta iç in d e C u m a

y o ğ u n lu ğ u v a r . Y ı l iç in d e de R a m a z a n yo ğ u n lu ğ u va r.

A d a m n am az k ılm ıy o r , am a b a y ra m sa b ah ı nam aza

g id iyo r . D e m e k k i b ö y le b ir e ğ ilim va r . F a k a t İs lam ,

bu a n la m d a ç o k b e lirg in k u ra lla r ı o ld uğ u iç in ö y le b ir

şeye im k a n ve rm iy o r .

Ak: Y a ln ız b u rad a şö y le b ir şey v a r . İs la m zam an ı

s o m u tla ş t ırm ıy o r . A m a İs lam , baz ı z a m a n la r ı, a n la r ı

k e s in b e l l i e tm e d e n - K a d ir g e ces in d e o ld uğ u gibi- so ­

y u t b ıra k a ra k o a n ın sü rek li a ra n m a s ın ı da is tiyo r.

Özdemir: B ö y le c e b ü tü n b ir a y ın v e r im li k ı l ı n ­

m a s ın ı sağ lıyo r.

A k : B u ra d a m e k an sa l a n la m d a da ö n e m li b ir

n o k ta v a r : M e s e la ; A b d u r ra h m a n B e y ’in de b e lir t t iğ i

g ib i, kutsal o lan la olm ayan a y r ım ın a g ird iğ in izd e zaten

te m e l p a ra d ig m a y ı b e rh a v a ed iyo rsunuz , y o k e d iy o r ­

sunuz. B iliy o rs u n u z , şöy le b ir h ad is va r : “A llah’ı görü­

yor gibi ibadet ed in iz . H er ne kadar siz onu görm üyorsa­

nız da o sizi görüyor ” İb a d e t h a l in in zam an iç in d e k i

s ü r e k l i l iğ in i A l l a h sü rek li g ö rd ü ğ ü n e göre, za m a n ı ve

m e k a n ı p a rç a la m a y a n sü rek li b ir ib ad e t h a l in i de A l ­

la h b izd en is tiyo r.

Şemsettin Özdemir

K a p la n : B ü tü n M ü s lı im a n la r şu d u ru m d a b ile bu

h a le t i ru h iy e y e sah ip le r. B a t ıd a ise b ö y le b ir şey yok .

A k : B u ç o k ö n e m li b ir şey; m e k a n a n la m ın d a da

k u tsa l o la n la o lm a y a n ı ay ıram ıyo ru z . M e s e la h e r şeye

b esm e le ile b a ş la m a n ın a n la m ı da bu. B e s m e le ile

b a ş la n m a y a n iş le r a s lın d a A l l a h ta ra f ın d a n b e n im ­

se n m e y e n iş ler. Y a n i h e r iş n e o lu rsa o ls u n h a y ı r l ı h e r

işe besm e le ile b aş lanm as ı v e sağ a ya k la , sağ e lle baş­

la n m a s ı a s lın d a b ü tü n bu a la n la r ı da i la h i o la n ın iç i ­

n e a lıy o r . M ü s lü m a n h e r iş in e b e sm e le y le b a ş la m a k

zo runda . B e s m e le ile b aş lad ığ ı iş i de b e s m e le n in ru ­

h u n a u yg u n yap m a k zo runda . O zam an k ö tü iş le re

baş lam am ası g e re k t iğ in in d e b i l in c in e v a r ır .

A s la n : B u ra d a in san n e fs in e y ö n e lik b ir u y a r ı va r.

Bism illah ya d a inşaallah ifa d e le r in i te k ra r lad ığ ın ız d a ,

h e r şeye ra ğ m en yap acağ ın ız b ir e y le m in , b ir fa a l iy e ­

t in b ir b aşkasına b ağ ım lı, O ’n d a n m ü saa d ey i iç e re n

b o yu tu n u h a tır la rs ın ız . S ü r e c i b a ş la ta n b ir b a ş k a s ın ın

m ü saad es in i d ile y e re k b aş lam ak . D o la y ıs ıy la b u rad a

i la h i o la n d e m iy o ru m b en o n a ; ç ü n k ü İs la m 'd a k u t ­

sa l, k u tsa l d ış ı a la n la r yo k . B e n im k a n a a t im e göre İs ­

la m 'd a bu a n la m d a k u ts a ll ık yo k tu r . M e s e la , işte

M e k k e ’d e k i h a ra m m ın t ık a y a kutsal m ıntıka d iyo ruz .

H a y ı r , İs la m ’d a yasak edilmiş şeyler v a rd ır , y a d a yasak

edilm em işler v a rd ır . A m a bu kutsal v e kutsal dışı k a v ­

r a m la r ın ın k a rş ıl ığ ı d eğ ild ir . B u k a v ra m la r sadece H ı-

r is t iy a n la ra özgü b ir şeyd ir. D a h a doğrusu H ır is t iy a n ­

la r ın ta r ih se l tecrü b es i iç in d e o rta ya ç ık m ış t ır . B u ­

n u n bizde as la k a rş ıl ığ ı y o k tu r . B ö y le b ir k a te g o r id e n

h a re k e t e tm e k o ld u k ç a y a n lış b ir şeyd ir.

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 31

Page 32: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

K a p la n : R a m a z a n p ra t iğ in d e n y o la ç ık a ra k bu za-

m a n - m e k a n ilişk is i b a ğ la m ın d a n e le r sö y le ye b ilir iz ?

A s la n : R a m a z a n ’da b ir k e re im a n la a m e lin o b iç

a v r ıs ık o lm a y a n b ir b ü tü n lü ğ ü v a r B u ra d a e lb e tte d i ­

ğer ib a d e tle rd e im an - a m e l k o p u k lu ğ u n d a n b a h s e tm i­

yoruz ; b ir y o ğ u n la şm a d a n bahsed iyo ruz . D o la y ıs ıy la

bu ik is i a ra s ın d a k i il iş k i b e n ce o ru ç la te c rü b e e d i l i ­

yo r. R a m a z a n ’ın tab i k i z a m a n la da b ir i l iş k i b o yu tu

va r . D ü n y a n ın ya şa m a k ta o ld u ğ u a n la r iç e r is in d e k i

b e lli b ir zam an k e s it in i k u lla n ıyo rsu n u z .

K a p la n : Z a m a n ın fa rk ın a va rıyo rsu n u z . B i l in c in e

e riyo rsunuz .

A s la n : B u zam an ı te c rü b e e tm e k t ir . A m a h e r an

g e ç m e k te o la n b ir z a m a n ı da te c rü b e e tm e k tir . Ç ü n ­

kü sab it b ir zam an k a te g o r in iz yok .

K a p la n : ib a d e t yap ıyo rsu n u z , am a o ib ad e tte

d ü n y e v i o la n ı d a te c rü b e ed iyo rsu n u z a yn ı zam and a.

A s la n : A s l ın d a b en b ö y le b ir a y ır ım da y ap m a k

is te m iy o ru m .

K a p la n : O şam arı m ese le s i bu m ese led ir de o n u n

iç in .

A s la n : E v e t , y a n i zam ansal iç in d e a s lın d a m ekan

da d a h ild ir .

A k : A s l ın d a ilahi o la n la beşeri olan a y ır ım ı bu ifa ­

d e y le ç e liş m e y e b il ir . N i y e ? Ç ü n k ü n e t ic e d e beşeri

o la n a in iy o r v a h iy . B u ra d a d iyo ru z k i R a m a z a n a rab i

a y la rd a n b ir is id ir v e n e t ic e d e beşeri b ir o lg udu r. B u

İs la m 'd a n ö n c e o ld u ğ u n a gö re v a h y i b ir k ayn ağ ı da

yo k tu r . F a k a t K u r a n ’d a şö y le b ir ifade va r. “A llah in­

dinde aylar oniki aydır, dördü de haram aydır." E v e t

A r a p la r ın a y ın a tahsis e d ile n b ir ib a d e tte n b a h s e d i­

yoruz. B u ra d a beşe ri o la n ı a s lın d a b ir m an ad a i la h i

o la n la b ü tü n le ş t ir iy o r . İn s a n n e t ic e d e d ü n y a y a b ir

y a b a n c ı o la ra k g e ld i; eğer k e n d is in e b ir re çe te v e r i l ­

m em işse v e y a o re ç e te y i yo k saym ışsa k e n d i s is te m i­

n i k e n d is i k u ra c a k t ır . K e n d i zam an v e m e k a n kav-

ra m s a lla ş t ırm a la r ın ı k e n d is i y a p a c a k t ır . B u da ta b ii

b ir şey. İ l a h i o la n , b u n u n özüne y e n i b ir a n la m k a t ­

m a k ta d ır . Y a n i beşeri/arab i a y la rd a n b ir i o la n R a m a -

zan ’m o ru ç ib a d e t iy le A l l a h ’a b a ğ la n m as ı söz k onusu .

A s la n : B u ra d a h e r şey b eşe rid ir. İ l a h i o la n ın ge liş

a m a c ı da b eşe ri o la n d ır . D o la y ıs ıy la i la h i o la n d e d i­

ğ im iz v a h iy , g e ld iğ i a n d a n it ib a re n , P e y g a m b e rd e ifa ­

d e s in i b u ld uğ u a n d a n it ib a re n b eşe rid ir. Ç ü n k ü b ir

b a k ım a P e y g a m b e r v a h y in b e şe r ile ş t ir i lm e s i iç in g e l­

m iş b ir g ö re v lid ir . Y a n i h e m p ra t ik h e m de te o r ik

o la ra k ilk d e fa v a h y in b eşe ri o lm u ş b iç im in i Peygam -

b e r ’de k a v r ıy o ru z , a n lıyo ru z , gö rüyoruz. D o la y ıs ıy la ,

bu a n la m d a i la h i o la n ın sa h ib i, lü tu f o la ra k bize v a h ­

y i g ö n d e rm iş t ir v e biz b u n u P e y g a m b e r ’d en a lıyo ruz .

B u n d a n so n ra h e r şey b eşe ri o la n d ır . B u ra d a k i so run

şudur: B u n u o o ta n t ik k a y n a ğ ın g ö ste rd iğ i ş ek ild e ne

k ad a r d a h a iy i y a p a b iliy o ru z ? Y a da o o ta n t ik k a y n a ­

ğ ın k e n d is in e n e k a d a r sad ık k a la ra k yap ab iliyo ru z .

Ç ü n k ü b iz im tek k a y n a ğ ım ız od u r; y a n i v a h y i bize

b e şe r ile ş tiren k a y n a k t ır o. D o la y ıs ıy la b ü tü n s o ru n u ­

muz o n u n y a p t ığ ın ın b ir b a k ım a a y n ıs ın ı ta k lit e t ­

m e k te d ir . G ö rü n ü ş te bu b ir ta k lit t i r . A m a özüne

b ak t ığ ım ız d a as la b ir t a k lit d eğ ild ir . N e d e n ? B u m e ­

sa jı P e y g a m b e r d e n e n b eşe r/ in san d an a ld ığ ım ız d a

k e n d i f ıt r i y ap ım ıza , d ü n yam ız a i l iş k in o la ra k da k e n ­

d im ize gö re d e n e y liyo ru z . A m a n ih a y e t in d e , b ü tü n

bu d e n e m e le r in P e y g a m b e r ö rn e ğ in d e a n la m ın ı, ö l ­

çü sü n ü , so m u tla şm ış ifad es in i gö rüyoruz. B u a n la ­

m ıy la da co ğ ra fya ya da ik t is a d i fa a liy e t b iz im bu y a ­

şa n tım ızd a e tk i l i d e ğ ild ir b ü yü k o ra n d a . O la m a z da

zaten ; eğer o lu rsa , o zam an biz, in s a n ira d es in d en

b a h s e tm e m e k d u ru m u y la karş ı k a rş ıy a geliriz .

D o la y ıs ıy la biz b u ra d an b ir başka so ru na g e liy o ­

ruz. İn s a n ı, b ü tü n bu fa a liy e t le rd e b u lu n u rk e n b a t ıl ı

a n la m d a id e a lis t y a da m a te ry a lis t k a te g o r ile r i iç e r i­

s in d e m i d e ğ e r len d ire ceğ iz ? O y s a İs lâ m bu ik i k a te g o ­

r in in de d ış ın d a d ır . Ç ü n k ü in san b e şe r ile ş t iım e y i,

b ilg i v e fa a liy e t o la ra k k e n d i te c rü b e s iy le e ld e e tm iş

d e ğ ild ir ; P e y g a m b e r ’d e n a lm a k ta d ır . B i lg in in k a y n a ­

ğı b a ş ın d a n it ib a re n i la h i o lu p P e y g a m b e r k a n a l ıy la

k e n d is in e g e ld iğ in d e n , bu e y le m i n e m a te ry a lis t n e

32 Umrem-Aralılı ■2001

Page 33: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN ÖRNEK BİR MODEL SUNUYOR / AÇIKOTURUM

de id ea lis t k a te g o r i le r in e so k ab iliyo ru z . İs lam dünye­

vi ve uhrevi ya d a bu diinya v e öbür dünya d iy e b ir a y ­

r ım y a p m a d ığ ın d a n , o n u n d ü n y e v i o la n b ü tü n fa a li­

ye t le r i, e y le m b iç im le r i a s lın d a n ih a i o la ra k öbür

d ü n ya ya y ö n e l ik e y le m b iç im le r id ir . D o la y ıs ıy la b u ­

rada m ü m in in ib ad e t o la rak , b ir fa a l iy e t o la ra k ger­

ç e k le ş t ird iğ i h e r şey, a s lın d a k a rş ıl ığ ın ı ö b ü r d ü n yad a

b u lm a k üzere y a p t ığ ı e y le m b iç im le r id ir . V e bugün,

b u rada b ite n , so n b u la n b ir şey d e ğ ild ir . O an lam d a

da m ü m in in e y le m i b ir b a k ım a a ç ık u ç lu b ir e y le m ­

d ir. K a r ş ı l ığ ın ı ö b ü r d ü n ya d a b u lm a k üzere y a ra t ılm ış

e y le m le rd ir , fa a l iy e t le rd ir ya d a a m e lle rd ir . D o la y ı ­

s ıy la b ö y le b ir a y r ım söz ko n u su d e ğ ild ir . E ğ e r siz ahi-

re t i d ü n y a d a n ay ırd ıy san ız , o zam an s iz in e y le m le r i­

n iz k a p a lı u ç lu b ir e y le m b iç im id ir . B e ş e r i fa a liy e t le r

bu d ü n ya d a n e t ic e y e v a rm a k ister. N i h a i am ac ı bu

d ü n yad a h e rh a n g i b ir h ed e fe v a rm a k t ır . H a lb u k i m ü ­

m in in fa a l iy e t le r i hu d ü n y a y ı aşan fa a liy e t le rd ir .

Ç ü n k ü o n u n e y le m in in , a m e lin in k a y n a ğ ın d a A l ­

la h 'ın r ız a s ın ı k az a n m a k va rd ır . İş te R a m a z a n bu rıza­

y ı k az a n m a k iç in y a p ıla n a m e lle r in y o ğ u n la ş t ır ı ld ığ ı

b ir ay ıd ır .

K a p la n : B u ra d a beşeri o la n la u h re v i o la n a ra s ın ­

da k e n d i iç e r is in d e tu ta r l ı o la n b ir d iy a le k t ik va r. Y a ­

n i b ir R a m a z a n b o y u n c a m ese la o ru ç ta tezahü r ed en ,

so m u tla şa n b ü tü n e y le m le r a s lın d a so n d e rece beşeri

e y le m le r. A m a o beşeri o la n a u h re v i o la n ın y ü k le n ­

m esi, o a la n ın iç e r is in e ç e k ilm e s i söz k o n u su . İş te bu ­

rada M ü s lü m a n l ığ ın k e n d in e özgü d in a m ik b ir y a n ı

o rta ya ç ık ıy o r . B u b ağ lam d a R a m a z a n ’ın M ü s lü m an -

la r iç in ifade e t t iğ i a n la m n e d ir ? A k i f B e y sizi d in le ­

y e lim istersen iz :

A k : O r u ç la b ir l ik te in san o ğ lu v a r l ığ ın ın b i l in c in i

y a n i varlık içinde varlık o ld u ğ u n u n b i l in c in i yak a la r;

b ir ile t iş im ku ra r. B u ile t iş im i n a s ıl k u ra r? Ş im d i, in ­

san o ru ç sa ye s in d e d ış d ü n ya ile b ir ile t iş im e geçer.

B u n u zo rla r ad e ta , y a n i o n a doğ ru gö tü rü r. İn san

o ru ç la d ışa d ö n e r. Y a n i a s lın d a iç in d e yaşad ığ ı b ü yü k

te c rü b e y i iç in d e b ıra k m a m a k üzere d ışa d ö n e r. O ru ç

d ış a r ıy la b ir ile t iş im e zo rlar in s a n la r ı v e dışsallaşır.

D ışsa lla şm ak zo run d a o la n b ir ib a d e tt ir o ruç .

A s la n : Y a n i bu k u v v e d e o la n ın f i i le ç ık m as ı.

A k : E v e t , b u ile t iş im a şam as ın d a in san , d ış d ü n ­

y a n ın b ir savaş a la n ı o lm a d ığ ın ı an la r . O y s a n o rm a l

h a y a t ın h e n g a m e s in d e h a y a t a la n la r ı b ire r savaş a la ­

n ıd ır .

A s la n : Ö z ü r d ile r im . S a v a ş a la n ı m ıd ır , yo k sa sa ­

vaş a la n ı h a l in e g e t ir i lm iş m id ir ?

A k : G e t ir i lm iş t i r . A y n e n ö y le d em ek is tiyo ru m .

E v e t , bu savaş a la n ın d a o lm a d ığ ın ı, o lm a m a s ı g e ­

re k t iğ in i id rak eder insan . Ş im d i o ru ç a n ın d a k u ru la n

bu ile t iş im aşam asın d a in san , b a ş k a la r ın ı o ld u k la r ı

g ib i k a b u l eder. B u o n a a d e ta d a y a t ı l ır ; ç ü n k ü o ru ç ­

lu d u r v e o ru cu n u bozamaz. B u yüzden de d ış d ü n y a y ı

a n la m a , a lg ıla m a , o n la r la b ir tü r ile t iş im k u rm a v e

b ü tü n le şm e m e cb u r iy e t i h is sed e r in san . O r u ç lu in ­

s a n la r a ra s ın d a b ir e le k t r ik o lu şu r. O to b ü s te , v a p u r ­

d a , so k a k ta o ru ç lu in s a n la r b irb ir le r in i yü z le r in d e n

ta n ır la r v e b u n u p a y la ş ır la r ve b irb ir le r in e s e m p a t iy ­

le b a k a r la r . Ç ü n k ü o rta k b ir d u ru m u p a y la ş m a k ta d ır ­

lar. B u in s a n ın va ro lu şu iç in k a ç ın ılm a z o la n d ış d ü n ­

ya ile sa vaşm a ya d eğ il, a n la ş m a y a d a y a n a n b ir i le t iş i ­

m in de te m e lin i o lu ştu ru r.

A s la n : Ş ö y le d iy e b il ir m iy iz : B iz im bu o ru ç lu o l ­

m a h a lim iz a y n ı zam and a d ü n y a y ı değersizieştirme h u ­

susund a bize d ah a ço k im k a n v e r ir .

A k : K e s in l ik le öy le .

K a p la n : A s lın d a R a m a z a n , is te r p s ik o lo j ik o la ­

rak , isterse so syo lo jik ya da e k o n o m ik o la ra k b a k a ­

lım ; d ü n y a n ın m e v c u t o la n d a n d a h a a d il b ir şek ild e

p a y la ş ılm a s ın ı da m ü m k ü n k ı la n b ir te c rü b e a y n ı za­

m an d a . M ü th iş b ir şey bu.

A k : İn s a n la r o ru ç la b e rab e r, d ış d ü n y a n ın b ö y le

k a p a n ın e lin d e k a la n b ir k a v g a a la n ı o lm a d ığ ın ı a n ­

la r la r . B u a rad a m ad d i re fa h d ü z e y in d e k i b ü yü k u ç u ­

ru m la r , sosya l statü f a r k l ı l ık la r ın ın k ış k ır t t ığ ı h u s u ­

m e t d u yg u la r ı, y e r in i k e s in lik le v e k a ç m ılm a z o la ra k

U m r c ı n - A r a l ı k ■2 0 0 1 33

Page 34: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

m ü sa m a h a y a b ıra k ır . Y a n i m uazzam b ir m ü sam aha ik ­

limidir R a m a z a n G e r ç e k le n bu m ü sam ah ay ı so k a k ­

la rd a g ö reb ilirs in iz . D a la ş m a la r , k a v g a la r , sü rtü şm e ­

le r asgari düzeye ine.r. M e s e la h e rh a n g i b ir ye rd e b ir

ta r t ışm a o ld u ğ u n d a , b ird e n k o le k t i f o r ta m o n la r ı c e ­

z a lan d ır ır . Ç ü n k ü o ru ç lu d u r la r .

A s l ın d a o ru ç la b e ra b e r in s a n ın eşyaya , ç e v re y e ,

b itk ile re v e h a y v a n la r a da h ü rm e t o r ta m ı doğar. R a ­

m azan b ö y le b ir h ü rm e t a y ıd ır . O ru ç lu in s a n la r b i t k i ­

le re , h a y v a n la ra d a h a iy i d a v ra n ır la r . B ı r a k ın in s a n ­

la r ı, h a y v a n la r ın da h a k la r ın ın o ld u ğ u n u R a m a ­

zanda, o ru ç la b ir l ik te d a h a iy i an la r, te c rü b e ed erle r.

Ç e v r e y le de, e ş ya y la d a sa ğ lık lı b ir ile t iş im k u ra r la r .

M o d e r n h a y a t ın d a y a t t ığ ı şey le re d ire n ir le r ; m o d e rn

d a y a tm a la ra karşı o n la rd a b ir re fleks de o luşu r.

K a p la n : Y a n i a s lın d a , n o rm a l h a y a tta y a ş a n a n o

ile t iş im s iz liğ in b ir şe k ild e o r ta d a n k a lk t ığ ı, ta m a n la ­

m ıy la y a r a t ıc ıy la , in s a n la , d ip e r v a r l ık la r la ile tiş im___ ı ı ı .. ı . ı .___ .. 'Cli ili id g u ıı kUlg» UiL us. L ime; ğuuu .

A s la n : A s l ın d a h e r zam an o lm as ı g e re k e n i bu a y ­

d a h a t ır lıy o ru z .

A k : B u ç o k d oğ ru ; ‘her zam an olm ası gereken' ifa ­

d e s in in a l t ın ı ç iz e lim . M e s e la h a c ib a d e t in d e k i h a ­

ra m la r ç o k s e m b o lik t ir ; b i tk i le r in k o p a r ılm a m a s ı g i­

b i. B u ra d a n ço k m ü th iş b ir d ü n ya a lg ılam as ı ç ık a r a ­

b ilir iz . O h a ra m a y la rd a k i h a c s ıra s ın d a k i y a s a k la r ­

d a n b ah sed iyo ru m . B u ortak bir dil o lu ş tu rm a m ese le ­

si de o ru ç la b e rab e r g e liş ir . O ru ç d iğ e r to p la m ib a d e t­

le r in h e p s in d e o ld u ğ u g ib i v e h e p s in d e n d a h a fazla

o r ta k b ir d i l o lu ş m a s ın a y a rd ım c ı o lu yo r . B u a s lın d a

R a m a z a n ’a m ahsus b ir d ild ir . D iy e l im k i R a m a z a n d ı ­

ş ın d a h e r h a n g i b ir ayda, in s a n la r ın h e p s in i b ird e n

a y n ı a n d a aç b ıraksan ız , b ö y le b ir d i l yak a la yam azs ı­

nız. A m a o ru ç la , R a m a z a n d a b e ra b e r b u n u y a k a la rs ı­

n ız. R a m a z a n ’d a n ö n c e k i ik i a y da; b u n a b ir h a z ır lık ­

tır. B u o rta k d i l i , u n u tu lm u ş d i l i y e n id e n h a t ır l ıy o r ­

sunuz. D iy e l im k i ad am k e n d i d i l in i unu tm u ş, fa k a t

k a rş ıs ın a o d i l i ç a t p a t b i le n b ir is i ç ık ıy o r , te k ra r o d i ­

l i k o n u şm a y a b a ş lıyo r la r v e a n la ş ıy o r la r . O r u ç b u n u

sağ lıyo r, in s a n la r b irb ir le r iy le k o n u şu y o r la r bu lis a n ­

la. T a m a m e n başka b ir şey y a n i anlaşm a d iy e lim b u ­

na . O r t a k şey le re in a n m a k , a y n ı saa tte ifta r yap m ak ,

b ü tü n b u n la r in s a n la r a ras ın d a lis a n a d ö k ü lm e y e n fa ­

k a t k e s in lik le ortak bir dil h a s ıl ed iyo r.

K a p la n : İ lg in ç b ir şey, y a n i o sessiz ile tiş im .

A k : Sessiz b ir d il. M ü th iş b ir şey.

K a p la n : Ş im d i k e n d ile r iy le k o n u şm asa la r da n o r ­

m al k o n u şm a d i l in e co k v a k ın b ir d il. İn s a n la r ın o

U l Uij. i - a u m u u ı u u , İ ı t U L ı^iciiT y â i m ı ü â c a , > .1 ü «.V<al i ,

s inde , z a m a n la il iş k ile r i, m e k a n la i l iş k ile r i b ü tü n ü y le

fa rk lı v e iş te o ra d a ge lişen o r ta k b ir d i l va r. D o ğ aya

karş ı, y a r a t ıc ıy a ka rş ı, eşyaya karş ı, d iğ e r v a r l ık la ra

ka rş ı g e liş t ir i le n , a y n ı zam and a i le t iş im i m ü m k ü n k ı ­

lan , a m a h e rk e s in fa rk lı b ir ş e k ild e b irb ir le r iy le gö ­

rü şm ed en , k o n u şm a d a n , k a rş ıla şm a d a n a yn ı te c rü b e ­

y i yaşaya rak ü re t t ik le r i b ir d il. M ü th iş b ir şey bu.

A k : L is a n a d ö k ü lm e y e n , b e lk i lisan a d ö k ü ld ü ­

ğ ü n d e a n la m ın ı da y it ir e c e k o la n ç o k üst düzeyde b il­

d ik B u ö y le b ir d i ld ir k i, b itk ile r le de k o n u şm a im k a ­

n ı v e r ir . B u ra d a n e sn e le r a n la m k azan ır. M e s e la h u r ­

m a y la , z e y t in le , su y la konuşursunuz. D iğ e r a y la rd a da

v a r o la n b ir şey, m ese la h u rm a bu a yd a başka b ir a n ­

la m kazan ır. O h u rm a y la s iz in ku rduğunuz ile t iş im ­

d ir.

K a p la n : Y a n i g e rçe k lik le de il iş k i k u ra b iliy o rs u ­

nuz.

A k : O ru ç , cansız d ü n y a y ı; b i tk i le r i ve h a y v a n la r ı

da k ap s a m ı iç in e a lır . Y a n i o ru ç lu in s a n e şya n ın , b i t ­

k i le r in v e h a y v a n la r ın k o n u ş m a la r ın ı a n la r. B ü tü n

h a y v a n la r m e d e n id ir . B u b iy o lo j in in b ir te sp itid ir.

M e d e n iy e t te n n e a n l ıy o r isek o a n la m d a m ed en id ir .

Ö z d e m ir : A ffe d e rs in iz , a ra ya g ir iy o ru m am a; Ku-

ra n ’ı K e r im o n la r ı da b ir üm m et say ıyo r. Y a n i Ku-

r a n ’ın ifad es iy le o n la r d a ü m m e ttir .

A k : Ç o k güzel ifade b u yu rd unuz . İn s a n ın v a h ş e t ­

te n k u rta r ılm a s ı v e d o la y ıs ıy la v a h ş i o lm a y a n d iğer

34 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 35: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN ÖRNEK RİR MODEL SUNUYOR / AÇIKOTURUM

d ü n ya ile ile t iş im k u rm a s ın ın yo lu da ib ad e tle rd ir .

Ö z e ll ik le de o ru ç tu r. O ru ç , d iğe r ib a d e tle rd e n ço k

d a h a fazla, in s a n ın d ış d ü n y a ile , başka m e d e n i to p ­

lu lu k la r ile - h a y v a n la r d ah il- ile t iş im k u rm a s ın ı sağ­

la r. D o la y ıs ıy la in san m e d e n ile ş ir. İn s a n , o ru ç g a y e ­

s in d e m e d e n i o lm a n ın n e o ld u ğ u n u a n la r , a lg ıla r ve

d o la y ıs ıy la e v re n s e l m e d e n iy e t le b ir bağ k u ra rak

o n u n b ir p arça s ı h a l in e g e lir . K ozm ik m eden iyetle b ir

il iş k i k u ra r ve o n u n b ir p a rça s ı h a l in e g e lir . İbadets iz

b ir h a y a t k a ç ın ılm a z o la ra k va h ş i b ir h a y a t t ır . A n c a k

ib ad e t ve o ru ç la b e rab e r in san o ğ lu m ed en ile ş ir .

K a p la n : M e d e n ile ş m e ile n e y i k as ted iyo rsu n u z?

A k : B e n , m e d e n iy e t i şö y le a n lıy o ru m : Ö n c e l ik le

in s a n ın ta b ia t ın d a h e r ş e y in y e r li y e r in d e y a ra t ı ld ığ ı­

n ı sö y le m e liy im . V e b e n her şeyin yerli yerinde olması

medeniyettir d iy e ç o k k ısa b ir ta r if y a p ıyo ru m . D e m in

Ş e m s e t t in B e y ’in b a h s e tt iğ i üm m et e sp ir is in d en ; dış

d ü n y a n ın ve e v r e n in b ir üm m et o ld uğ u , d iğe r c a n l ı ­

la r ın da b ir üm m et o ld u ğ u h a k ik a t in d e n y o la ç ık a ra k

söy le rsek , k o z m ik â le m d e in s a n o ğ lu n u n k e n d i y e r in i

b e lir le m e s id ir m e d e n iy e t . Y a n i o n la r biz y a r a t ı lm a ­

d a n ö n ce de v a rd ı; ö n c e d ü n y a y a ra t ı ld ı, son ra in san

d ü n y a y a g ö n d e r ild i. B u ç o k e n te re san b ir şey. D ü n y a

in san iç in h a z ır la n d ı v e o ra y a ta b ia t ın in s a n i k u ra l la ­

rı ş ifre len d i. H e r şey h a z ır la n d ı v e in san o ra ya ge ld i.

İn s a n d o ğ ru d an d o ğ ru ya m e d e n i b ir o rta m a in d i. M e ­

d e n i d e rk e n işte b u n u k as t ed iyo ru m : K e n d i iç in d e

kaosa yo l a çm a d a n , b ir d üzen iç in d e , h e rk e s in k e n d i

h a k k ın a - h u k u k u n a r ia y e t e d e rek b ir h a y a t ı sü rd ü rd ü ­

ğü b ir o rtam ...

Ş im d i, b ö y le s in e g a ye t d ü zen li, h e r ş e y in y e r li y e ­

r in e kon d u ğ u b ir d ü n y a y a , y a b a n c ı o la ra k ge lm iş b ir

v a r l ık , b ir in san , A d e m düşüyor. V e A l l a h A d e m ’e

is im le r i ö ğ re t iy o r ; b ö y le ce o n u dış d ü n y a ile ta n ış t ı­

r ıp yü z le ş tir iyo r; y a b a n c ı ik i v a r l ığ ı b irb ir in e ta n ış t ı­

r ır g ib i ta n ış t ır ıy o r . Y a n i , H z . A d e m ’in d ü n y a y a y a ­

b a n c ıl ığ ın ı v a h iy o r ta d a n k a ld ır ıy o r , bu sayede d ış

d ü n ya ile ile t iş im sa ğ lıyo r, o n la r la be rab e r y a ş a m a n ın

k u ra lla r ın ı ö ğ re n iyo r . D a h a so n ra v a h y e u y m a y a n la r

v a r o la n b ü tü n m e d e n iy e t i ta h r ip e tm e y e baş lıyo r.

B a lc ın , İs lam m e d e n iy e t in in n e d e n ta h r ip k a r o lm a d ı­

ğ ın ı b u ra d an a n la y a b ilir iz . Ç ü n k ü M t is lü m a n la r dış

d ü n y a ile il iş k i k u ra rk e n , A d e m 'in k e n d is in e v a h iy le

ö ğ re t ile n is im le r v a s ıta s ıy la ile t iş im k u rm a s ın ı ö rn e k

a l ıyo r la r . Ş im d i size ço k ilg in ç b ir ö rn e k v e re y im : O s ­

m a n lI c a m ile r in in b a z ıla r ın d a , k a ıd a - k ış ta ku ş la r s ı­

ğ ın s ın d iy e y a p ıla n kuş saraylan v a rd ır . M ü s lt im a n ın

z ih n in d e a ğ aç la r ı k e s m e n in b ir ta h r ib a t o la ra k a lg ı­

la n m a s ın ın n e d e n le r in d e n b ir i de ağaç d a lla r ın d a k i

kuş y u v a la r ın ın ta h r ip o lm a s ıd ır . B u ba lc ım dan M ü s ­

lü m a n in s a n la r ş e h ir le r k u ra rk e n , sosya l h a y a t inşa

e d e rk e n k o z m ik d engeye u yg u n b iç im d e şeh ir le r , sis­

te m le r ve m üessese ler k u rm u ş la rd ır . Ç ü n k ü M üs lü -

m a n la r h e r şe y iy le medeni b ir d ü n y a y a m isa fir g e ld ik ­

le r in in fa rk ın d a d ır la r . B i r ye re y e r le ş irk e n , c a m i y a ­

p a rk e n a d e ta k u ş la rd an , ağ a ç la rd a n , h a y v a n la rd a n

iz in is te rle r. T a h r ip e tm ez le r, in şa ederle r. Ç ü n k ü bu

d ü n ya d a , fa n i d ü n yad a m is a fir o ld u k la r ın ın , g e ç ic i

o ld u k la r ın ın b i l in c in d e d ir le r .

K a p la n : B u a n la t t ık la r ın ız ı R a m a z a n d a ilişk ilen -

d ir irsek ...

A k : İş te R a m a z a n o ru cu ta m a m e n , b iz im d ış d ü n ­

y a ile s a ğ lık lı, doğru b ir d iy a lo g k u rm am ız ın , ile t iş im

k u rm a m ız ın , o rta k b ir d i le k a v u ş m a m ız ın c id d i v e en

ö n e m li b ir v a s ıta s ıd ır . R a m a z a n a y ın d a o ru ç lu insan-

U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 35

Page 36: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

la r ın b e lirg in b ir şek ild e , sadece in s a n la ra d e ğ il in ­

s a n la r ın d ış ın d a k i b ü tü n v a r l ık la ra da fa rk lı b ir tarz­

d a d a v ra n d ık la r ın ı görürüz. Y a n i R a m a z a n ’da in s a n

y a r a t ı l ış ın d a k i h a d d in i v e h u d u d u n u k a v ra r . O ru ç lu

in s a n yem e iç m e y le il iş k is in i k e s t iğ in d e to p lu m d a

y o k lu k iç in d e o la n la r ın , im k a n ı o lm a y a n la r ın n a s ıl

b ir d u yg u iç in d e o ld u k la r ın ı, n e le r h is s e t t ik le r in i d a ­

h a iy i an la r. B ö y le c e , R a m a z a n ’da d a h a ç o k y a rd ım a

y a tk ın h a le g e lir , y a rd ım a koşar.

A y r ıc a R a m a z a n in s a n n e fs i üze rin d e m ü th iş b ir

e tk iy e sa h ip t ir . O r u ç in s a n a h a d d in i b i ld ir ir ; n e fs in

arzu v e is te k le r in e k e t vu ru r . E ğ e r n e fis le b ir m ü ca d e ­

le o lm azsa h a y a t va h ş ile ş ir . İn s a n n e fs in e m ü d a h a le

edem ezse h iç b i r şeye m ü d a h a le edem ez. T o p lu m u da

e tk ile yem ez , k ö tü lü ğ ü de en g e lle yem ez . K e n d i arzu

v e is te k le r in i e n g e lle m e d e n , h iç k im s e n in is te k le r in i

en g e lle yem ez .

K a p la n : R a m a z a n ’da M ü s lü m a n la r başka n e le r

y a p m a lı? K u r ’a n ’la n a s ıl b ir il iş k i k u rm a lı? Ş e m s e t t in

B e y , sizden b a ş la y a lım isterseniz:

Ö z d e m ir : K u r a n ’ı K e r im ’de “A llah ’ın dinini haya­

tını za hakim kılın, on da ihtilafa düşm eyin ” m e a lin d e b ir

â ye t v a rd ır . B u ç o k te m e l b ir ilk e d ir . R a m a z a n , Ku-

ı a n ’ın in d ir i ld iğ i ay o lm a s ı it ib a r iy le d in in k e n d i h a ­

y a t ım ız d a b ü tü n i lk e le r iy le eg em en k ıl ın m a s ı iç in

ç o k iy i b ir fırsa t. B u a n la m d a M ü s lü m a n la r R a m a -

zan ’m im k a n la r ın d a n , e n e r j ik v e b e re k e t li ik l im in ­

d e n is tifa e tm e lid ir le r . M a a le se f , M ü s lü m a n la r Ku-

r a n ’ı az o k u yo r la r ; A l l a h ’ın k it a b ın ı baştan "aşağ ı o k u ­

y a n in s a n say ıs ı ç o k azdır. K u r a n h a k k ın d a k o n u ş u ­

yoruz, to p lu m a şe k il v e rm e k te n b ah sed iyo ru z am a

K u r ’a n ’ı b ilm iyo ru z . R a m a z a n a y ın ı f ırs a t b i l ip K u-

ran- ı K e r im ’in huşu ile , te fe k k ü r e d ile re k , b ir l ik te

o k u n m a s ı ge rek ir. K u r ’a n ’ı gereğ i g ib i o k u yu p a n la y a ­

m azsak, n a s ıl h a y a t ım ız a h a k im k ıla cağ ız ?

A s la n : R a m a z a n a y ı d a h a ç o k ne fs im iz i te rb iy e

e tm e y e ç a lış t ığ ım ız b ir a yd ır . B u a n la tt ığ ım ız o la y la ­

r ın h ep s i, in s a n ın n e fs in i te rb iy e e tm e y e y ö n e lik t ir .

B u a n la m d a , y e m e k y e m e m e k ö n e m li b ir ne fs i te rb i­

ye m e to d u d u r. D o la y ıs ıy la n e fs in e n ç o k te rb iye e d i l ­

d iğ i a y d ır R a m a z a n . A n c a k , n e fis le m ü ca d e le m e se le ­

si, bu a ya b ağ lı k a lm a m a s ı g e rek en , h a y a t b o yu sü rd ü ­

rü lm e s i g e rek en b ir fa a liy e t t ir .

K a p la n : O r u ç b u rad a in s a n la r ı o r ta k b ir am e l b ir ­

liğ i iç in e so k u yo r. Z a n n e d iy o ru m h e r in s a n ın bu a n ­I___ ! I.-; .......................... t.; 13.. I .1 1 1 -------1ı.M.r.ı.i'-ıcı. - • • , <riiiK-.il t»1, * ■ • • yuı • **“ cm ŞuıuüClv u rs a n ın y a r a t ıc ıy la a ra s ın d a k i i l iş k iy i ç o k d a h a faz la

g ü ç le n d ir iy o r . İm a n b o y u tu ç o k d a h a faz la g ü ç le n i­

yor.

A s la n : E m re d ile n b ir şey i s iz in g ib i M ü s lü m a n la r ­

la b ir a rad a , o rta k b ir şek ild e , zam an v e m e k a n a k a ­

y ı t l ı b ir ş e k ild e ya ş ıyo r o lm ak , ta h a y y ü l e tm ek , bu in ­

san a g ü ç v e r iy o r . D o la y ıs ıy la bu h a l in s a n ı o k e n d in e

a it d ü n y a s ın ın d ış ın a ç ık a r t ıy o r . B u , in san n e fs in in

te rb iy e s iy le a la k a lıd ır . V e k a n a a t im c e M ü s lü m a n la r ,

son za m a n la rd a b ü yü k o ra n d a n e fis te rb iy e s in i sa d e ­

ce R a m a z a n a y ın d a v e baz ı ö n e m li g e ce le rd e y a p m a ­

ya ç a lış ıy o r la r . O ysa , M ü s lü m a n la r ın k e n d i n e f is le r i­

n i te rb iy e e tm e y e y ö n e lik fa a l iy e t le r i b u tü r z a m a n ­

la r la s ın ır l ı o lm a y a n , s ü re k li v e ıs ra r lı o lm a s ı g e rek en

b ir d u ru m . Ç ü n k ü b iz im iç in d e yaşad ığ ım ız a tm o s fe r

ç o ğ u n lu k la in san n e fs in i ö n p la n a ç ık a r a n , o n a p r im

v e re n , o n u b ir b a k ım a ö rg ü t le n d ire n b ir k ü ltü r . M ü s ­

lü m a n la r ın b u n a d ik k a t e tm es i v e b u n a güre h a re k e t

a la n ın ı b e lir le m e s i g e rek iyo r. İn s a n ın n e fis te rb iye s i

İs la m ’ın b a ş lıca a m a c ıd ır . Z ir a in s a n o n e fis te rb iy e s i­

n i y a p m a d ık ç a ta b ia t la o la n il iş k is in i d üzen leyem ez .

A s la n : N e f is te rb iye s i ü ze rin d e y e te r in c e d u rm a ­

d ığ ım ız d a n b u g ü n ra m a z a n la r ım ız ı y e te r in c e d e r in

yaşayam ıyo ru z . İn s a n ın k e n d is in i en fü s i v e b a t in i

o la ra k z en g in le ş tirm es i iç in n e fis te rb iy e s i v e s a k ın ­

m a b o y u tu n u h a y a tım ız a ik a m e e tm em iz ge rek ir. İs ­

la m b u n a a ğ ır lık v e rm iş t ir v e R a m a z a n da b ö y le b ir

36 Ü m r a n ’ A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 37: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN ÖRNEK BİR MODEL SUNUYOR / AÇIKOTURUM

o la y d ır . A l l a h ile k u l a ra s ın d a k i b ir o la yd ır . B aşkas ı

b u n u b ilem ez .

Ö z d e m ir : K u r ’a n ’ın b e y a n ın a göre, n e fs in i a r ın d ı­

ra n k u rtu lm u ş tu r ; n e fs in i k ir le te n de m a h vo lm u ş tu r .

B u K u r ’a n ’da çok v u rg u la y ıc ı b iç im d e g eç iyo r. B u r a ­

da ta k v a y ı v e nefis te z k iy e s in i ç o k iy i a n la m a k gere ­

k ir . Z ira , m ü tevaz ı o lm a k da, m a lı b ir ik t irm e y ip in fa k

e tm e k d e , sözünde d u rm a k da, y a la n k o n u şm am ak

da, g ü v e n il i r l iğ i in şa e tm e k d e b u n a b ağ lıd ır . M üs lii-

m a n la r d in i yaşam ak v e y a ş a tm a k iç in ö n c e n e f is le r i­

n i te rb iy e e tm e lid ir le r . B u k o la y b ir şey d eğ ild ir . R a-

m az a n ’ın n e fis tezk iyes i b o y u tu n u k e n d i y a k ın la r ım ı­

za, a ile m iz e , ç o cu k la r ım ız a , ta ş ım a lı ve R a m a z a n ’ı

m ü m in şa h s iy e t in v e to p lu m u n y e n id e n inşası fa a l i­

y e t in e d ö n ü ş tü re b ilm e liy iz . B u da b iz im e lim izd e

o la n b ir im k a n d ır . A l l a h ’a te s lim o lu rsak , A l l a h bize

se la m e t y o l la r ın ı açar. O zam an o n ik i a y ı da R a m a ­

zan a y ı g ib i g e ç ire b ilm e im k a n ın a sah ip o luruz.

K a p la n : R a m a z a n ’ın h e m k e n d is i b ir va s ıta , h e m

h a y a t ım ız ı yaşam am ızda d a b ir v a s ıtad ır . B u v a s ıta la ­

rı b ir n e v i ı i tü e l le r o la ra k a lg ıla rsak , h a y a t ın sekü le r

o la ra k y a ş a n m a s ın ın diz b o yu g itt iğ i bu zam an la rd a

bu r i t ü e l le ı i h a y a t ın d iğ e r b ö lü m le r in e n as ıl ta ş ıy a b i­

liriz/ O r ta d a ç o k ö n e m li b ir d in a m ik v a r ; M ü s lü m a n ­

la r ın d a ç o k ö n e m s e d ik le r i iç in fa rk ın a v a ra m a d ık la ­

r ı b ir d in a m ik . İn s a n ın y e n id e n in ş a s ın d a n b a h s e d i­

yoruz. B u n u n as ıl g e ıç e k le ş t ire b ilir iz ?

A s la n : M ü s li im a n la r , b a h s e tt iğ in iz ı i tü e l le r in ya

da g e le n e k le r in m o d e rn lik le b ir l ik te te rk ed ilm es i

g e re k lil iğ i ile karş ı k a rş ıy a g e t ir i ld i. B iz im , H z . P e y ­

g a m b e r in y a p ıp e t t ik le r in i y a p m a k ta n başka b ir ga­

yem iz o lam az. B u b ağ la m d a g e le n e k h e r n e k ad a r b o ­

zulm uş, p e k ç o k ih t i la f bu laşm ış desek de te k ra r e t ­

m e k te n başka b ir a lte rn a t if im iz o lam az. A lt e r n a t i f i

m o d e rn d ü şü n ced ir . B u n la r ın , k a y n a k la r b a ğ la m ın d a

y e n id e n in şa s ıy la to p lu m u n h a y a t ın a g e ç ir ilm e s i ge­

rek ir. H a y a t ım ız ın d ü s tu rla r ı h a l in e g e t ir i lm e s i ge re ­

k ir . Ç o k b as it a n la m d a ç o c u k la r ım ız ın sü n n e t e d i l ­

m es in d en d ü ğ ü n le r im iz e k a d a r o r i tü e lle r in y e n id e n

d ü z en len ip h a y a tım ız a g e ç ir ilm e s i g e rek ir. S iz eğer

b ir ta k ım şey le re bağ lı k a lm a k is tiyo rsan ız , e sk ile r in

y e r in e y e n i b ir d u ru m u ç o k fa rk lı in şa edem ezsin iz .

E ğ e r sab it b ir b ilg i üze rine ku ru lm u şsa , o n u n la b ü yü k

b ir b en ze r lik ta ş ım as ı k a ç ın ılm a z d ır . E ğ e r d ü ğ ü n le r ­

de, m ese la e ğ le n c e y i d in in b ir gereğ i o la n m a h re m i­

y e t üzerine ku ru yo rsan ız , siz b u n u n y e n is in i in şa ed e ­

m ezsiniz. A n c a k o ra d ak i bazı a ra ç la r ı d e ğ iş t ire b ilirs i­

n iz. Ş im d i b iz bu r i t ü e l le ı i te rk e tt ik . B a k tığ ım ız d a

ç o k k ü çü k a y r ın t ı la r o la rak g ö rü lü yo r a m a ö y le değ il.

E ğ e r bu r itü e lle r in , g e le n e k le r in d in d e k a y n a ğ ı

b u lu n m u yo rsa , za ten n e o n u y a ş a tm a k m ü m k ü n d ü r

n e de o n u n s a h ih o ld u ğ u n a h ü k m e tm e k m ü m k ü n ­

dür. T e o r ik o la ra k k a lır . B u a n la m d a g e le n e k d e d i­

ğ im ş e y le r in y e n id e n h a y a tım ız a so k u lm a s ı gerek ir.

A s l ın d a M ü s lü m a n la r ın b ir ilk e y e d ik k a t e tm es i

g e rek ir: H a ra m o lm a y a n h e r şey in t ib a h tır .

K a p la n : H e p in iz e te şek k ü r e d iyo ru m . ■

U m r e m ‘ A r a l ı k - 2 0 0 1 37

Page 38: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

Bir Ramazan ve Bayram Semiyolojisi RAMAZANIN RUHU VE ANLAMLARI

YUSUF KAPLAN

B iz, g ö rü n d ü ğ ü n ü n v e y a s a n ıld ığ ın ın aks in e

ç a lış k a n , d in a m ik , k a b ın a s ığ m aya n b ir to p ­

lum uz. A m a b iz im bu ç a lış k a n lığ ım ız ı, d in a ­

m izm im iz i, k a b ın a sığm az lığ ım ız ı h a y a ta g e ç irm e ve

b u ra d an h u su s î v e y a u m u m î b ir h a s ıla ta h s il e d e b il­

m e k o n u su n d a pek b aşa rılı o ld uğ u m u z söy len em ez .

B u n u n n e d e n le r i ü ze rin d e k a fa yo rm a m ız g e rek iyo r:

İm k a n la r ım ız ı zaa fla ra d ö n ü ş tü re n ; z a a fla rım ız ı ise

s a n k i b ir im k a n m ış g ib i su n a n b ir “ k an m aca- k an d ır-

m a ca o y u n u ” o y n a d ığ ım ız ın n e k a d a r fa rk ın d a y ız ,

ü ze rin d e k a fa y o rm a y a değer, doğrusu.

O h a ld e soru şu: B iz i, im k a n la r ım ız la zaa fla rım ız ı

b irb ir in e k a r ış t ırm a y a iten şey n e o la b il ir a cab a ?

Ramazan, “Simülasyona Hayır!” Diyor

In g iliz le r , te m b e l g ib i g ö zük ü rle r am a a s lın d a n e y a p ­

t ığ ın ı iy i b i le n v e ç a lış k a n in s a n la rd ır . K ü ltü r , sanat,

d ü şü n ce , a k a d e m i h a y a t ı v e iş d ü n y a s ın d a d ü n y a n ın

d ö rt b ir y a n ın d a ç a lış a n b ir In g il iz ’e ra s tlam an ız h e r

zam an m ü m k ü n d ü r ve bu y a ln ız ca İn g iliz c e ’n in d ü n ­

y a d i l i o lm a s ıy la f i la n a ç ık la n a m a z .

K e v in R o b in s , iş te bu ç o k ç a lış a n İn g iliz le rd e n b i ­

r id ir . A ra ş t ırm a d ığ ı m ese le , in c e le m e d iğ i k o n u , üze­

r in d e k a fa y o rm a d ığ ı b ir p ro b le m h a n d iy s e yo k g ib i­

d ir. U lu s la ra ra s ı ile t iş im , f i lm teo ris i, m e d y a a ra ş t ır ­

m a la r ı, k ü ltü r e l a ra ş t ırm a la r v e k e n t p la n la m a c ı l ığ ı

v e ta s a r ım ı teo r is i g ib i b irb ir in d e n fa rk lı d is ip l in le r ­

de y ığ ın la m a k a le v e k ita p yazm ış, sayısız k o n fe ran s ,

a tö ly e ça lışm as ı v e sem pozyum d ü z e n le m iş tir . P ro fe ­

sö rdü r a m a iy i b ir as is tana taş ç ık a r ta c a k k ad a r da

o ra ya b u ra ya k o şu ş tu rm a k ta n üşenm ez; k e n d i iş in i

k e n d is i y a p a r v e d e iy i yap ar.

T ü r k m o d e rn le ş m e s i k o n u s u n d a b ir l ik te F re n k ç e

k ita p la ş t ırm a y ı d üşünd üğüm üz m a k a le le r in d e n b i­

r in d e b iraz ö n c e sözünü e tt iğ im so ru n u ç o k güzel

a ç ık la y a n b ir sap tam as ı v a rd ır K e v in ’in : T ü r k m o ­

d e rn le şm e s i, “ s im ii la t i f b ir m o d e rn le ş m e d en ey i-

m i” d ir. ( K e v i n ’in sap tam as ı, a s lın d a T ü r k le r le , ö rn e ­

ğ in , in g ıl ız le r a ra s ın d a k i ia rk ı da az ç o k izah ed en b ir

sa p ta m a d ır )

P e k i, n e d e m e k “ s im ii la t if m o d e rn le şm e d e n e y i­

m i” ? G ib i le r i o y n a m a k ; m ış/m iş g ib i y a p m a k d em ek .

Y a n i “ m o d e rn le ş m e k ” d eğ il, “ m o d e rn le ş iyo rm u ş g i­

b i ” yap m a k ; “ m ııs lü m a n o lm a k ” d eğ il, “ m ü s lü m an m ış

g ib i” y a p m a k d em ek .

B u ra d a b ir “ n u m a ra ” y a p ıy o r v e y a b ir “ o y u n ” o y ­

n u y o r f i la n değ iliz : “ G i b i ” le r i o yn u yo ru z resm en . F i i l i

d u ru m u m u z bu. R o l k e s iyo r g ib i yap m ıyo ru z : F i i le n

ro l k e sen b ir in s a n ı c a n la n d ır ıy o r g ib iy iz . Y a n i , sözün

özü, ro l kesm ek , k a ra k te r im iz o lm u ş sa n k i. M ü s lü ­

m a n lık la iliş k im izd e de, B a t ı y l a iliş k im iz d e d e h ep

g ib ile r i o yn u yo ru z ; m ış/m iş g ib i yap ıyo ru z : E v e t res­

m e n v e f i i le n ro l kes iyo ruz y a n i.

A n c a k bu “ g ib ile r i o y n a m a ” fa s lı, R a m a z a n g e l in ­

ce f i i le n b it iy o r : R a m a z a n ’da g ib ile r i o y n a m a şans ı­

m ız y o k : O lm a k ya da o lm a m a k a ra s ın d a se ç im y a p ­

m ak zorundayız . Y a o ru ç lu o lacağ ız ; ya da değ il. Y a n i

a y n ı an d a h e m o ru ç lu o lm am ız ; h e m de o lm am a m ız

m ü m k ü n değ il.

R a m a z a n , tam b ir v a ro lu ş m e v s im i. İn s a n ın , h e m

k e n d is in in , h e m de k e n d is i d ış ın d a k i le r in fa rk ın a

v a rm a s ın a im k a n ta n ıy a n f i i l i b ir d u ru m ; b ir o luş,

g e rç e k le r le fe n o m e n o lo j ik o la ra k b i l f i i l yüz leşm e h a ­

li v e m e vs im i.

R a m a z a n ’d a A l l a h ’ın h a y a t ım ız a d o ğ ru d an m ü d a ­

h a le s in e bizzat ta n ık o lu yo ruz : İm sa lc ’le b ir l ik te “ şak ”

d iy e y e m e y i, iç m e y i k e s iyo r; if ta r a n ı g e lin c e de bu

38 U m r e m - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 39: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN'IN RUHU VE ANLAMLARI / KAPLAN

e y le m im iz e h e p b ir l ik te so n ve r iyo ru z . B u ra d a isteğe

bağ lı b ir d u ru m yo k . A y r ıc a l ık sa h ib i o lm a k , zam an ­

d a n ç a lm a k g ib i n u m a ra la r sö k m ü yo r. S ö k m ü y o r ;

ç ü n k ü bu tü r n u m a ra la ra b a ş v u ra n k iş i, sadece v e sa ­

d e ce k e n d is in i k a n d ırm ış o la c a ğ ın ı ç o k iy i b iliy o r . O

yüzden o ru ç lu k iş i, bu tü r s im li la t if y o lla ra b a şvu rm a ­

s ın ın so n d e re ce an lam sız v e iş levsiz o ld u ğ u n u n fa r ­

k ın d a d ır .

Y a n i d em em o k i, R a m a z a n 'ın k e n d in e özgü co ş ­

k u lu , kudsî, k u şa t ıc ı v e k u c a k la y ıc ı, k a n a t la n d ıra n ve

g ö n e n d ir ic i as il b ir ruhu va r . İş te bu a s il ru h n e d e n iy ­

le d ir k i, R a m a z a n , “ s im iila s yo n a h a y ı r ! ” d iyo r; g ib ile ­

r i o yn a m a m ız a as la iz in v e rm iy o r : N e ’ysen iz O 's ıın u z .

Y o k sa , y o k ’sunuz. R a m a z a n g ib i h e r ş e y in ru h u n u n

te c e l l î e tt iğ i, ruhsuz luğun o r ta d a n k a lk t ığ ı b ir o r ta m ­

da in s a n n e ’yse o o la b il ir , n a s ıl is tiyo rsa ö y le ce v a r o ­

la b ilir .

İş te bu ru h u ç o k iy i k a v ra m a k ; y ı l ın v e z a m a n ın

v e ta r ih in tü m d iğ e r a n la r ın a , m e v s im le r in e ta ş ım ak

g e rek iyo r.

Ulvî Bir İletişim Vasatı ve Vasıtası

R a m a z a n s im ü la s yo n a h a y ır d e rk e n , in s a n ı bam başka

b ir d ü z lem e taş ıyo r: G e rç e k liğ i , h a y a t ı, h a y a t ın s ık ın ­

t ı la r ın ı , c o ş k u la r ın ı b ü tü n m tis lü m a n la r ın a y n ı a n d a

am a fa rk lı şe k ille rd e h is s e tt ik le r i, te c rü b e e t t ik le r i,

y a ş a d ık la r ı; g e rçe k liğ in , h a y a t ın , d o ğ a n ın , tü m v a r ­

l ık la r ın v e Y a r a t ıc ı ’n ın h a k ik a t in i ta h k ik e t t ik le r i ve

ru h u n u ta h a k k u k e t t ird ik le r i b ir düz lem e. İş te bu,

R a m a z a n ’ın , k o z m ik düz lem d e b ir ile t iş im va sa tı ve

va s ıta s ı o ld u ğ u n u gösteren b o yu tu .

R a m a z a n , h e r şey in h a k ik a t in in h a k k ın c a tahak-

kule e tt iğ i m u h te şem b ir v a ro lu ş , b ir ru h ik l im i yeşe r­

t iyo r . A ç l ığ ın h a k ik a t in i de , to k lu ğ u n h a k ik a t in i de,

susuzluğun h a k ik a t in i de; a r ın m a n ın v e d ir i lm e n in ,

s e v m e n in ve s e v in m e n in , c o ş k u n u n v e aşk ın , k a lb in ,

z ik r in v e şü k rü n , z a m a n ın v e m e k a n ın h a k ik a t in i

h a k k ın c a v e b ih a k k ın ta h k ik , te c rü b e v e tasd ik ed e ­

b ilm e m iz i m ü m k ü n k ı la n as il b ir ile t iş im va sa tı v e

va s ıta s ı. B i r ş e y in a s lın a , ru h u n a , özüne v e h a k ik a t i ­

n e v a k ı f o lu n a b ile n te k an , te k zam an R a m a z a n . İş te

bu d a R a m a z a n 'ın o n to lo jik düz lem d e b ir ile t iş im v a ­

sa tı v e va s ıta s ı o ld u ğ u n u g ö s te ren b o yu tu .

R a m a z a n ’d a g e rçe k lik le , h a y a t la , d o ğ a y la ve Y a ­

r a t ı c ı y la k u rd uğum uz i l iş k in in , i le t iş im in ve e tk ile ş i­

m in h a d sa fh aya t ırm a n m a s ı, b iz im , g e rçe k liğ in ve

h e r şe y in b ilg is in i y e n id e n gözden g e ç irm e m iz i ve

fo rm ü le e tm em iz i m ü m k ü n k ıl ıy o r : B i lg i tü r le r im iz

R a m a z a n ’da k e s in k es d eğ iş iyo r, ç e ş it le n iy o r , z e n g in ­

le ş iyo r ve h a t ta m a h iy e t d eğ iş t ir iyo r: K a rş ım ız d a e l ­

m a v a r ve biz o ruç lu yuz . E lm a y a d o k u n a b iliy o ru z am a

y iyem iyo ru z . B u ra d a o ru ç lu o lm a d ığ ım ız z am an la rd a

e lm a y la k u ram ad ığ ım ız b ir iliş k i, ile t iş im v e e tk ile ş im

kuruyo ruz . E lm a y ı y iy e m iyo ru z ; am a k o k la y a b il iy o ­

ruz; k o k u su n u n re n g in i v e ru h u n u b ile o k u y a b i l iy o ­

ruz. E ğ e r e lm a y ı yem iş o ls a k bu te c rü b e y i y a ş a y a m a ­

yacağ ız . A y r ıc a iş in iç in e R a m a z a n m e v s im in in o ru ç

e y le m i g ir in c e , o la y d a h a da a ş k ın b ir b o yu t k a z a n ı­

yo r: E lm a y a d o k u n u yo rsu n u z ; am a e lm a y ı y iy e m iyo r-

sunuz. N e d e n ? B i r ib ad e te b in a e n y iyem iyo rsu n u z .

Y a ra t ıc ı , b ir e lm a v a s ıta s ıy la b ile bize u lv î v e k u d s î

b ir an ya şa tıyo r. İş te b u ra d a e lm a y a i l iş k in b ilg i ve

te c rü b em iz b izi a ş k ın o la n ’la , a şk ın o la n ’ın b ilg is i v e

m a h iy e t i ile d o ğ ru d an tem asa g e ç ir iyo r . Y a n i R a m a ­

zan bize bizzat te c rü b e e tt ire re k v e ru h u n a e rd ire re k

b i lg in in tü m tü r le r in i v e n e s n e le r in tü m m a h iy e t le r i­

n i b irb ir in d e n fa rk lı ş e k ille rd e ö ğ re tiyo r. B u da, R a-

m aza n ’ın ep is tem o lo jilc düz lem d e b ir ile t iş im va sa t ı

v e va s ıta s ı o ld u ğ u n a işare t e d e n b o yu tu .

R a m a z a n b ir a r ın m a , te rb iy e , tezk iye v e te k a m ü le

e rm e im k a n ı su n u yo r h ep im ize . A m a d ik k a t e d in ;

R a m a z a n , tü m bu aşk ın e y le m le r i g ü n d e lik , d o k u n a ­

b ild iğ im iz , k o k la y a b ild iğ im iz n e s n e le r le v e d a h a da

ö n e m lis i bu n e sn e le re d o k u n m a m ız ı, k o k la m a m ız ı

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 39

Page 40: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

sa ğ la ya rak ya p ıyo r : F iz ik g e r ç e k lik te n y o la ç ık ıy o r

am a o ra d a k a lm ıy o r ; a k s in e o ra d a n fiz ikö tcs i d ü z lem ­

le re ta ş ıyo r b izi. Y a n i R a m a z a n k e lim e n in ta m a n la ­

m ıy la b ir tem as m e v s im i. F iz iğ in fiz ik ö te s i i le , in sa ­

n ın Y a ra t ıc ıs ı ile , z e n g in in fa k ir le , tü m v a r l ık la r ın

b irb ir le r i ile tem as k u rd u k la r ı, y e k d iğ e r le r in in “ ha-

n e ” le r in e , “ d ü n y a ” la r ın a m is a f ir o ld u k la r ı , g e r ç e k l ik ­

le r in e v a k ı f o ld u k la r ı y o ğ u n a m a o yo ğ u n lu ğ a ra ğ m en

d in g in , e n g in v e zen g in b ir tem as tr a f iğ in in y a ş a n d ı­

ğ ı b ir m e vs im . T e m a s , b e ra b e r in d e d en g ey i g e t ir iy o r :

T e m a s k u ru ld u ğ u zam an o n to lo jik , k o z m o lo jik , epis-

te m o lo jik , s o s yo lo jik d en g e sağ lan m ış , sağ lam a a l ın ­

m ış o lu n u y o r . T e m a s ; a n la m a y ı, a n la şm a y ı, b ilg iy i,

gö rgüyü , ta n ık lığ ı, aşk ı, co şk u yu , a c ıy ı, hü zn ü , lü tfü ,

k e re m i, yo k lu ğ u , y o k su llu ğ u , yo k su n lu ğ u , in fa k ı, im ­

sak i, ra h m e t i, m a ğ fire ti

ile t iş im k a y n a ğ ı ile R a m a z a n ’da ku rduğum uz tem ası,

R a m a z a n ö n c e s i v e ö te s i z am an la ra d a ta ş ıy a b ilir ve

R a m a z a n ’ın g e rçe k le ş t ird iğ i m e y d a n o k u m a y ı h a y a t ı­

m ız ın tü m d iğ e r a la n la r ın a da y a y a b ilir s e k iş te o za­

m a n b u d ü n y a b iz im iç in “ c e h e n n e m ” o lm a k ta n ç ı ­

kar; b ir a n d a “ c e n n e t ” o lu v e r ir . A ş k ’ın , co şk u n u n ,

k a rd e ş liğ in , te san ü d iin , y a rd ım la ş m a n ın v e a n la m ın

p a y la ş ıld ığ ı eşsiz b ir s e n fo n i h e r d a im ç a lm a y a v e ru ­

h u m u zu a y d ın la tm a y a başlar:

Eşsiz Bir Anlam, Aşk ve Coşku Senfonisi

R a m a z a n v e B a y ra m : O lm az sa o lm az b ir ik i l i : B i r i d i ­

ğ e r in in v a r l ık n e d e n i, d iğ e r i de y e k d iğ e r in in m ü te m ­

m im cüz'ü (= ta m a m la y ıc ıs ı , a y r ılm a z b ir p a rça s ı).

R a m a z a n s ız B a y r a m

c n l i f l d t o

v e b e re k e t i ta t t ı r ıy o r ,

y a ş a tt ır ıy o r v e ö ğ re t iy o r

h e p im iz e . A ı ı ı a te k e r

tek e r, an be an , a c e le

e tm e d e n , h a z m e t t ir e

h a z m e tt ire . E lb e t te k i

ya şa ta rak , te c rü b e e t t i ­

re r e k y a p ıy o r b ü tü n

b u n la r ı. İş te bu da s o s y o lo jik v e p s ik o lo jik düz lem d e

R a m a z a n ’m n e d e n li m ü k e m m e l b ir ile t iş im v a s a t ı v e

va s ıta s ı o ld u ğ u n u o r ta y a k o yu yo r .

R a m a z a n sadece s im ü la s y o n a m e yd a n o k u m a k la

k a lm ıy o r ; u h re v î o la n la tem assız lığa v e d enges iz liğ e

de; g ü n d e lik h a y a t ım ız d a k i a d a le ts iz lik le re , h a k s ız l ık ­

la ra , b e n c il l ik le re , a çg ö z lü lü k le re de; d ü n y e v î o la n

şe y le r i p u tla ş t ırm a m ız a d a so n d e re ce e s te tik , in c e l ik ­

l i v e d e n g e li b ir ş e k ild e v e k e n d in e özgü b ir d i l le

m e y d a n o k u yo r.

E v e t g ö rü ld ü ğ ü g ib i R a m a z a n sadece b ir ile t iş im

va sa t ı d eğ il; a y n ı zam and a k e n d in e özgü, d e r in l ik l i ,

e n g in ve a ş k ın b ir i le t iş im va s ıta s ı. V a s a t ’la v a s ıta

a ra s ın d a bu k a d a r r a b ıta n ın , bu k a d a r y a k ın v e k o p ­

m az ir t ib a t ın , k ısacas ı te m a s ın o ld u ğ u başka b ir i le t i ­

ş im v a s a t ı da, b aşka b ir i le t iş im va s ıta s ı da ta n ım ıy o ­

ru m v e b ilm iy o ru m . H a c c iç in de benzer ş e y le r s ö y le ­

n e b il ir . H a t t a İs la m ’ın b ü tü n ib ad e t v e ta a t le r i iç in

a y n ı şe y le r i sö y le m e k m ü m k ü n d ü r . Ö r n e ğ in n a m a z ’ı

d ü şü n ü n . N a m a z d a t ıp k ı o ru ç , t ıp k ı h a c c , t ıp k ı zekat

g ib i v a s a t ı d a v a s ıta s ı da k e n d is i o la n u lv î b ir ile t iş im

k a yn a ğ ı.

E ğ e r biz bu zeng in , d e rû n î, k a p s a m lı v e k u ş a t ıc ı

Ramazan gündelik hayatımızdaki adalet-• • I • l • ! r | . * t 1------ : 11: 1.! . . .

» Ö C -J . I V / J L İ J - l i V l C i t

gözlülüklere de; dünyevî olan şeyleri put­laştırmamıza da son derece estetik, incelik­li ve dengeli bir şekilde meydan okuyor.

ru h su z d u r; B a y ra m s ız

R a m a z a n ise ö lü d ü r ,

e k s ik t ir , t a m a m la n ­

m aya ih t iy a c ı o la n b ir

e y le m d ir . R am az an d a ,

i lk o ru ç la b aş la yan n e ­

şe, h e y e c a n v e coşku ,

B a y r a m 'la b ir l ik te d o ­

ru k n o k ta s ın a u laş ır . R a m a z a n B a y r a m ı’n ı co şk u lu k ı ­

la n , d u yg u la r ım ız ı, d ü şü n ce le r im iz i, b irb ir im iz le k u r ­

duğum uz il iş k i v e i le t iş im i ta t la n d ır a n , ta ç la n d ıra n

şey, b ir a y b o y u n c a h a y a t ım ız ı k e n d i k u ra l la r ın a göre

d e ğ iş t ire n R a m a z a n ’ın k en d is i.

D o ğ a y la , to p ra k la , h a v a y la , h a y v a n a t , n e b a ta t v e

tü m m a h lu k a t la ku rd u ğ u m u z il iş k i b iç im le r in i y e n i­

d e n ta n ım la y a n v e d ü z e n le ye n b ir a y l ık R a m a z a n 'ı

y a şam am ış o lsak , R a m a z a n ’ın h e d iy e s i, ik ram iye s i

o la n B a y r a m ı bu d e n li h e y e c a n la , c o ş k u y la k a rş ıla y a ­

m a y a c a k v e bu k a d a r n eşey le d o lu p ta ş ıy o r o la m a y a ­

cağız.

D ü ş ü n d ü k m ü h iç : R a m a z a n v e B a y r a m la r ı sad e ­

ce in s a n la r m ı n e şe y le , co şk u y la k a rş ıla r , so lu r v e y a ­

şar? B e n c e h a y ır . İs la m ’ın h e d iy e s i o la n ra h m e t, b e ­

rek e t, m a ğ fire t v e k a rd e ş lik ik l im i ra m a z a n la r ı ve

b a y ra m la r ı sad ece in s a n la r d eğ il, b ü tü n v a r l ık la r a y ­

n ı coşku , şö le n v e tö re n le ka rş ıla r; a y ın h e y e c a n la so ­

lu r, k u t la r v e yaşarla r.

R a m a z a n v e B a y ra m , tü m in s a n la r ın , h a y v a n la ­

r ın , b itk i le r in y a n i k a in a t t a k i b ü tü n v a r l ık la r ın h e m

k e n d ile r iy le , h e m de b irb ir le r iy le “ k e n d ile r in c e k o ­

n u ş tu k la r ı” , d i le g e ld ik le r i, h e rk e s in , h e r v a r l ığ ın ay-

40 Ümran-Aralık •2001

Page 41: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

m ko zm ik dansa , m üziğe k e n d i d i l iy le ve k e n d i şarkı-

s iy la k a t ıld ığ ı b ir s e n fo n i’d ir; b ü yü k b ir aşk ve b ü tü n ­

le şm e sen fo n is i: B ü tü n v a r l ık la r ın b irb ir le r in in v a r ­

l ık la r ın ı , k o lcu la r ın ı, r e n k le r in i h is s e tt ik le r i; R am a-

zan ’a k ad a r fa rk e d e m e d ik le r i g e r ç e k l ik le r in i farket-

la , d o ğ ay la , h a v a y la , Y a r a t ıc ı ’y la ve b ü tü n v a r l ık la r la

b ü tü n le ş tiğ im iz i h issed iyoruz. O r u ç lu h a lim iz le to p ­

rağ ı, d o ğ a y ı, h a v a y ı başka tü r lü so lu ya ra k ve k o k la y a ­

ra k v a r l ığ ın ı fa ıked iyo ru z . M ü th iş b ir şey bu!

İf ta r a n ı y a k la ş t ık ç a to p rak , su, doğa v e h a v a y la

RAMAZAN'IN RUIIU VE ANLAMLARI / KAPLAN

t ik le r i ; b ü tü n v a r l ık la r ın k e n d i d i l le r iy le Y a ra t ic ı ’ya

y ö n e ld ik le r i k tıd s î b ir aşk, h ü r r iy e t v e coşku s e n fo n i­

si.

İn s a n a n c a k A l l a h ’a b ağ land ığ ı zam an h ü r o ld u ­

ğunu , v a ro la b ild iğ im , d iğ e r in s a n la r ı, v a r l ık la r ı h a t ır ­

la y a b ild iğ in i, o n la r la a y n ı d i l i k o n u ş a b ild iğ in i, so ­

ru n la r ın ı p a y la ş a b ild iğ im , s o ru n la r ın a sa h ip ç ık ı ld ı ­

ğ ın ı, A l l a h ’ın ra h m e t, m ağ fire t, b e rek e t ve sevg is in e

m azh ar o la b ild iğ in i f i i le n v e de en ço k bu İ lâ h î s e n ­

fo n in in g ö rk e m li b ir şek ild e “ s a h n e le n d iğ i” R am a-

zan ’da a n l a y a b i l i y o r . __________________________________

R a m a z a n ve B a y ­

ram , h e m in s a n la r ın ,

h e m de b ü tü n v a r l ık ­

la r ın b ir a n d a h a re k e te

g e ç t ik le r i; neşe , coşku ,

aşk ve h e y e c a n la d o l­

d u k la r ı, d o n a n d ık la r ı;

y a r a t ıc ıy la b ü tü n le ş ­

t ik le r i , sadece O ’n a b o y u n eğerek ö zg ü r le ş t ik le ri b ü ­

yü k b ir se n fo n i a rm a ğ a n e d iyo r bize.

E v e t B a y ra m d a d o ru k n o k ta s ın a u la şan bu m a n e ­

v i ik lim d e sad ece in s a n değ il, b ü tü n n e b a ta t , h a y v a ­

n a t v e m a h lu k a t a y n ı n eşey i, a y n ı co şk u yu yaş ıyo r,

a y n ı se n fo n iy e e ş lik e d iyo r : R a m a z a n ’ın i lk g ü n ü n d e ,

ifta r-ö n ces in d e , a n ın d a v e so n ra s ın d a f i i le n h is se t­

m eye , so lu m a ya , yaşam aya baş lad ığ ım ız v e B a y r a m ’la

b ir l ik te e n g in co şk u su n a , h e y e c a n ın a ; ru h i, siyasi,

so syo lo jik o la ra k ş a h la n ış ın a , şa h a k a lk ış ın a ta n ık o l ­

duğum uz se n fo n iye .

O ru ç lu in s a n ın o n to lo j ik o la ra k sadece k e n d i h a ­

y a t ı, k e n d i h a y a t ın ın a k ış ı d eğ il; a y n ı zam and a d iğer

in san la r la , d o ğ a y la , n e s n e le r le v e Y a ıa t ı c ı ’y la k u rd u ­

ğu ilişk is i, i le t iş im i v e e tk ile ş im i - ilk o ru ç la b ir lik te-

ç o k aç ık , n e t, g ö rü n ü r v e h is se d ilir b iç im d e değ iş iyo r.

İ l k o ru ç la b ir l ik te R a m a z a n , h a y a t ın k o o rd in a t la ­

r ın a m ü d a h a le e d iy o r v e k e n d i k u ra lla r ın a göre y e ­

n id e n b e l ir l iy o r h a y a t ım ız ın k o o rd in a t la r ın ı. D ü n ­

y a y la , in s a n la r la v e Y a r a t ıc ı ile ku rduğum uz il iş k i b i­

ç im i b ir a n d a d eğ iş iyo r: M e k a n ı v e zam an ı fa rk lı şe ­

k il le rd e a lg ıla m a y a , so lu m a ya v e yaşam aya b a ş lıy o ­

ruz: T o p ra k ta n b ir k u ts a ll ık f ış k ır ıy o r sa n k i: T o p r a k ­

ku rduğum uz bu y e n i iliş k i b iç im i g ö k k u şa ğ ın ın tü m

re n k le r in i , k o k u la r ın ı y a ş a t ıyo r bize: M u t fa k ta n ge ­

le n y e m e k ko lcu la rı, te le v iz y o n la rd a n g e le n K u ı ’an

o k u m a la r ı v e so h b e tle r, f ı r ın d a n g e t ir i le n R a m a z a n

p id e s in in m is g ib i yayd ığ ı re n g a re n k k o k u la r , top

a t ı lm a sa a tin i v e a n ın ı ip le ç e k e n ç o c u k la r ın a v lu d a n

v e y a s o k a k ta n y a y d ık la r ı o c ı v ı l c ı v ı l neşe, o c a p c a n ­

l ı h a y a t d o ğ ay la , h a v a y la ku rduğum uz il iş k ile r i d eğ iş ­

t ir iy o r : V e b ö y le lik le h a v a y ı , to p rağ ı, do ğ ay ı, y a n i

g e rçe k liğ i f i i le n yaş ıyo r, k o k lu y o r v e d uyum suyoruz .

O r u ç , in s a n ın

eg o su n u , a r z u la r ın ı,

iş t ih a la ı ın ı , d ü r tü le ­

r in i b a ş k a la r ın ın zor

k u lla n m a s ıy la d e ğ il,

sa d ece k e n d is in e

k o n t r o l e t t ir e n v e

b ö y le lik le in s a n ı öz­

g ü r le ş t ire n , in s a n ı

ö z e llik le r in i, im k a n la r ın ı v e zaa fla r ın ı k e ş fe tt ire n ;

o ru ç lu o ld uğ u h e r an k e n d is iy le , a rzu la r ıy la h e sa p la ş ­

m a s ın ı sa ğ la yan ve so n u n d a in s a n ı h e r b a k ım d a n

a r ın d ıra n , o lg u n la ş tıran ; d ü n y a y a , in s a n la ra v e tü m

v a r l ık la r a bam başka b ir gözle b a k m a s ın ı m ü m k ü n k ı ­

la n eşsiz b ir a n la m , aşk, coşku v e k a rd e ş lik m e v s im i.

İş te as ıl v e as ıl sen fo n i bu.

İn s a n g e rçe k te n de k a rd e ş liğ in , s e v g in in , d a y a n ış ­

m a n ın , b a r ış ın , k a lb in , a şk ın , c o şk u n u n , fe th in , i lh a ­

m ın , ih s a n ın , h ü la sa İs la m ’ ın k a d r in i, k ıy m e t in i v e

a n la m ın ı a n c a k b ile k m e v s im in in y e r in e y ü re k m e v ­

s im in i h a y a ta g e ç ire n R a m a z a n ’d a a n l ıy o r ve f i i le n

yaş ıyo r.

E v e t R a m a z a n ve B a y ra m , eşsiz b ir a n la m v e co ş ­

k u s e n fo n is in in ta k en d is i. B u s e n fo n iy i tü m iç t e n l ik ­

le s o lu y a n la ra , d in le y e n le re se lam o lsun . B a y ra m ın ız

A l l a h ’ın bu k u t lu s e n fo n is in in b ah şe ttiğ i co şku , k a r ­

d e ş lik ve h e y e c a n la do lsu n . V e bu s e n fo n in in tü m

m ü m in le r in k a lp te n k a lb e b irb ir le r in e b a ğ la n m a s ın ı

sa ğ la yan o u lv i ile t iş im a ğ ıy la y a y d ığ ı a n la m , aşk, c o ş ­

ku , k a rd e ş lik , d ayan ışm a , b a r ış v e e se n lik tü m in s a n ­

lığ ı k u şa ts ın , sarsın , sa rm a la s ın ve sarssın ! V e sse la m .

Umrcııı-Aralık-2001 41

İnsan ancak Allah’a bağlandığı zaman hür olduğunu, varolabildiğini, Allah’ın rahmet, mağfiret, bereket ve sevgisine mazhar olabih diğini ilâhı senfoninin görkemli bir şekilde “sahnelendiği” Ramazan’da anlayabiliyor.

Page 42: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN:YENİ BİR BAŞLANGICIN SÜREKLİLİĞE

DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİN İMKANI

M U S T A F A T E K İN

O ru ç ile ö z d eş le ş t ir ilen R a m a z a n a y ı, şü p h e ­

siz to p lu m d a d iğ e r a y la rd a n ç o k d a h a fa rk ­

lı b ir k o n u m d a a lg ıla n m a k ta d ır . Ö y le k i,

m ila d i a y la ra a l ış k ın b ir k ü ltü r d ü n y a s ın d a k am eri

a y la ra y a b a n c ı b e l le k le r b ile “ R a m a z a n ” k a v r a m ın ı

k o la y c a l ıa ı ı ı ıa ıu a K L a u ır la ı. T a b i i bu, otı y a ııu a ıı R a ­

m a z a n d a ic ra e d i le n ib a d e t in k ü ll i o la ra k b ir a tm o s ­

fe r o lu ş tu rm as ı, d iğ e r y a n d a n bu a tm o s fe r in n e s ille re

y e n id e n a k ta r ı lm a s ı ile m ü m k ü n o lm a k ta d ır .

R a m a z a n , b ir ç o k d e ğ e r in so m u t v e d e r in lik le r le

b u lu ş a n te z a h ü r le r in in b ir a ç ı l ım ı o la ra k o rta y a ç ık ­

m a k ta d ır . B u a n la m d a g e le n e k se l fo rm la r la o rta ya ç ı ­

k a n b ir ç o k y a p ın ın a l t ı k a z ın d ık ça , b ir re fe ran s ç e r ­

ç e v e s in in te m e l ö ğ e le r i g ö rü n e c e k tir . T ü m b u n la r

to p lu m sa l h a f ız a n ın b ir ik t ire re k , d ü ze lte rek , e k le y e ­

rek , ç ık a ra ra k b u g ü n e g e t ird iğ i R a m a z a n o lg u su n u n

d e n k g e ld iğ i ta r ih s e l v e m e k a n sa l u z a n ım la ra da işa ­

re t e tm e k te d ir .

R a m a z a n ’d a ö z e llik le b e l ir l i d in s e l ö ğ e le r in d ah a

ç o k g ö rü n ü r o lm a s ı, ik i düzeyde a n la ş ı l ır o la b ilir : î l ­

k in , R a m a z a n ’a m ah su s b ir d in d a r l ığ ın im a e t t iğ i b i ­

ç im d e sek tile r d üzeyd e a lg ıla m a . İk in c is i de, h a y a t ı

y e n i b ir b i l in ç le k a v ra y a n b ir “ b a ş la n g ıç ” v e “ sürek-

l i l i k ” e vu rgu y a p a n düzey. F a k a t, a s lın d a bu ik i düze­

y i d ik o to m ik a y r ım la r b iç im in d e ifad e e tm e k , to p ­

lu m sa l re a lite y e d e n k d ü şm em ek ted ir . Ç ü n k ü tam

o la ra k s e k t ile r liğ in iç s e lle ş t ir ile re k p ra t ik le rd e k a rş ı­

l ığ ın ı b u ld u ğ u n u sö y le m e k zordur. B u n o k ta d a to p ­

lu m sa l yaşam b iç im in in ö n c e lik le z ih in se l düzeyde

ik i r c ik l i h a le g e lm es i, ç o k k o m p le k s b ir re fe ran s la r

ç e r ç e v e s in in o lu ş a n p ra t ik le rd e a y r ım ın ı gü ç len d ir-

m e k te d ir . B u d u ru m , to p lu m sa l ic ra a la n la r ın d a göz­

le n e n d a v ra n ış la r ın a rk a s ın d a k i s a ik le ı in o r ta y a ç ık ­

m a s ın a hazan im k a n v e rm e m e k te d ir . B u ra d a b e lk i

T ü r k to p lu m u iç in şu te şh is i yap m a m ız m ü m k ü n o la ­

b il ir ; m o d e rn d ü şü n ü p g e len ek se l yaşam ak , B i r başka

d ey iş le , m o d e rn i a m a ç la y ıp , z ih in se l sü reçte re ferans

ç e rç e v e le r iy le ç a t ış m a n ın p ro b le m li a la n la r ın d a d o ­

la ş ıp re fleks h a l in e g e lm iş g e le n e k s e l p ra t ik le re gerii . D , ........... I- . -I- Io o o t t i v m ı ı > .........................> i v a r u t u - c u i U U g u i ı , U a y c l L t t c l ü

p a ra d ig m a ! d eğ iş im le re karş ı b ir d ir e n ç n o k ta s ı o lu ş ­

tu rm a k b a k ım ın d a n da b ir a n la m ta ş ım ak tad ır . Ç ü n ­

kü O , b ü tü n y a ta y ve d ik e y i l iş k i le r in k ıs m e n değ iş ­

se de, z ip le n m iş k a y ıt la r ın ı v a r l ığ ın tezahü r e tt iğ i h e r

b o y u tta aç ığ a ç ık a r a n v e b u b o y u t la r ı h e r b ir fe rt iç in

tu ta m a k n o k ta s ı k ı la n b ir o lg u o la ra k g ö rü n m e k te ­

d ir . R a m a z a n ’d a , “ k e n d i a y a k la r ı ü ze rin d e d u r ­

m a k s a n a k ra b a l ık v e k o m ş u lu k y a k ın la ş m a s ın a ,

k e n d i b a ş ın a (b u tek a ile de o la b i l i r ) y e m e k le rd e n

d a v e t le re , fe r t te n c e m a a te , a ile iç i e rz ak la rd an y a r ­

d ım p a k e t le r in e , k ıs a ca y a d s ın m ış b ire y s e ll ik te n te k ­

ra r k o l le k t iv it e y e g eç iş o la ra k g e len ekse l b ir re f lek s ­

le r b ü tü n ü o r ta y a ç ık m a k ta d ır .

S o n b irk a ç y ü z y ıll ık m o d e rn le ş m e tecrübem izde ,

zam an v e m e k a n la r ın z ih in se l düzeyde d in ve d in-d ı-

şı a y r ım la r ı, to p lu m d a y in e a y n ı ş e k ild e p ro p ag an d a ­

c ı v e ezb erc i s ö y le m le r le y e r e d in m iş gö rünse de, b u ­

n u n h a n g i d ü n y a la r ı im a e t t iğ in i ç o k fa rk lı to p lu m ­

sa l k a tm a n la r ın sağ lık lı o la ra k a lg ıla d ığ ın a d a ir n e t

v e r i le r e lim iz d e b u lu n m a m a k ta d ır , F a k a t “ z ih in k ir ­

le n m e s i” d ü zey in d e g e rçek le şen sek tile r an la y ış , b ir

y a n d a n bu to p lu m iç in a n la m lı b ir o lgu o lm a k ta n

u z a k lığ ın ı te b e llü r e tt irm e k te , d iğ e r y a n d a n k e la m i

düzeyde D e sc a r te s ’m v e İs la m ’ın A l l a h ’ı a ras ın d a g i­

d ip g e lm e le r in m e y d a n a g e t ird iğ i ç a p ra ş ık lık , k o m p ­

leks b ir d eğ e r le r a la n ı o lu ş tu rm a k ta d ır . T ü m b u n la r

to p lu m u n , R a m a z a n ö z e lin d e de son ta h li ld e e n az ın ­

d a n as li re fe ran s ç e rç e v e s in i u n u tm a d ığ ın ı iş a re t le ­

m e k te d ir .

42 Ümran-Aralık -2001

Page 43: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN: YENİ BİR BAŞLANGIÇ/TEKİN

Ramazan Geleneği

R a m a z a n a y ın d a d in d a r l ık ta k i yo ğ u n laşm a , m e d y a ­

d a n en a lt düzeyde fe r t le re kad a r uzanan b ir g ö rü n ü m

a la n ın a sa h ip t ir . R a m a z a n d ış ın d a C u m a n am az ı ve

le r g ö rm ek ted ir .

W e b e r ’in ifades iy le , d ü n y a d a k u tsa lı sa f (p u re ) b ir

b iç im d e b u lm a k m ü m k ü n d eğ ild ir . T o p lu m la b u lu ­

şan ila h i m esaj, h e m y a ta y h e m de d ik e y il iş k ile r iç e ­

r is in d e fa rk lı te z ah ü rle r iy le o rta y a ç ık a r . B u so m u t te-

bazı v a k it le r i k ı lm a k la k a ra k te ıiz e o lu n a n ib ad e t h a ­

y a t ın ın R a m a z a n ’da te r a v ih ile g ö rü n ü r o lm as ı, y in e

m e d y a n ın R a m a z a n la b ir l ik te d in s e l ö ğ e le r i iç e re n

iç e r ik ve p ro m o s y o n la r la o rta ya ç ık m a s ı, ifade e tm e ­

ye ç a lış t ığ ım ız o lg u n u n som ut te z ah ü rle r id ir . F a k a t

bu d u ru m , ya ş a n a n b u n c a z ih in se l a lt-üst o lu ş la ra

rağm en , to p lu m u n m e şru iy e t z e m in in in v e a n la m h a ­

r i t a la r ın ın h a la s e k ü le r

o la ra k tezah ü r e tm e d iğ in i

g ö s te rm e k te d ir . Ç ü n k ü

bu to p lu m u n “ a k l ı ” v e

“ h a fıza ” s ın ın , tü m m a n t ı ­

k i s o n u ç la r ın a v e yaşam

b iç im le r in e k a d a r sek ü le r

z ih n iy e t i a n la m la n d ırm a ­

s ın ın zo rlu ğ u , y a ş a n a n

to p lu m sa l g e r il im a la n la r ın d a k e n d is in i g ö s te rm iş tir .

R a m a z a n a y ın d a d in d a r l ık ta k i y o ğ u n la ş m a n ın ,

k im ile r in c e “ ib a d e t le r i b e lir l i d ö n e m le re has k ı lm a k ”

g ib i b ir su ç la m a iç e r iğ iy le k u lla n ılm a s ın a k a rş ıl ık ,

“ y a p ıla n ib a d e tle r i e n g e lle m e k d eğ il te ş v ik e tm e k ge ­

re k ” ş e k lin d e k i c e v a p , d a h a ço k R a m a z a n ’ı y e n i b ir

b aş lang ıç , im k a n v e s ü re k lil ik o la ra k g ö rm e a n la y ış ı­

n ı to p lu m sa l h a f ız a n ın tek ra r h a t ır la d ığ ın ı gös te r­

m e k te d ir . Ç ü n k ü R a m a z a n y e n i b ir b a ş lan g ıç , b ir b i ­

l in ç y e n ile n m e s i v e b u n u n s ü re k lil iğ in i im a eder

tarzda a lg ıla n m a k ta d ır . H a y ı r l ı b a ş la n g ıç la r h e p R a ­

m azanda ö zd e ş le ş t ir ile re k b ir p ra tiğ e d ö n ü ş tü rü lm e k ­

ted ir. S ö z g e lim i; n am az k ı lm a y a n ın v e y a a k s a ta n ın

n am aza b aş lam ası, iç k i v e s ig aray ı R a m a z a n d a b i r l ik ­

te b ıra k m a vs. h a lk n ezd in d e bu b a ş la n g ıç la r ın sü rek ­

li l iğ i a n c a k R a m a z a n d a sa ğ la n m a k tad ır . D iğ e r za­

m a n la rd a n fa rk lı o la ra k R a m a z a n , h e r şeyd en ö n ce

b ir a tm o s fe r o la ra k bu im k a n ı v e rm e k te d ir . A y r ıc a

b a ş la n g ıç la r ın a l ış k a n lık h a l in e g e lm es i v e g it t ik ç e

to p lu m n e z d in d e yayg ın la şm as ı iç in g e re k e n zam an

sü re c in i a n c a k R a m a z a n ay ı m ü m k ü n k ılm a k ta d ır .

D a h a ile r i düzeyde, s ü re k lil iğ in to p lu m sa l h a f ız a n ın

k o d la r ın a ye r le şm es i, g e len ek le şm e ile m ü m k ü n o l ­

m ak ta d ır . B u n a gö re d e ğ e r le r in s ü re k l il iğ in i sağ la ­

m ak a ç ıs ın d a n “ g e le n e k ” , b ir to p lu m d a ö n e m li iş le v ­

Bu durum, yaşanan bunca zihinsel alt­üst oluşlara rağmen, toplumun meşru­iyet zemininin ve anlam haritalarının hala seküler olarak tezahür etmediğini göstermektedir.

zah iir le r , gö ründüğ ü ta rîh seT v e m e k a n sa l a la n la rd a -

b ir n o k ta d a n sonra g e le n e k le şe re k d e v a m e tm e k te ­

d ir . Şü p h es iz b u n la r ın da z am an la d eğ işm esi söz k o ­

nu su d u r. F a k a t bu g e len ek , o n la r ı ya ş a ta n to p lu m la-

r ın h e rh a n g i b ir o lg u yu k a v ra y ış ın ı, o o lg u y la ile i lg i­

li im k a n ve d i l in i e le v e r ir . “ B i l i n ç ” , “ y e n i b ir b a ş la n ­

g ıç ” v e “ s ü re k lil ik ” g ib i a n a h ta r k a v ra m la r üzerinde

o d a k la n d ığ ın ı ifade e t t i ­

ğ im iz R a m a z a n ’m to p lu ­

m lunuzda , şu F lad is- i Ş e ­

r i f ç e rç e v e s in d e a lg ı la n d ı­

ğ ın ı s ö y le m e m iz m ü m ­

k ü n d ü r; "R am azan ayı gir­

diği zam an C en n et kapıları

______________________________ açılır, C ehen n em kapıları

kilitlenir; Şeytanlar zincire

vurulur." H a d is iy i o k u n d u ğ u n d a R a m a z a n a y ın ın y e ­

n i b ir b a ş la n g ıç v e im k a n o ld u ğ u n u b e lir tm e k te d ir ,

ti b e l ir t i le n h u su s la rın R a m a z a n a y ın a m ahsus-

luğu , h e r R a m a z a n ’ın y e n i b ir b a ş la n g ıç o ld u ğ u n u b e ­

l ir t irk e n , C e n n e t k a p ıs ın ın a ç ılm a s ı, C e h e n n e m k a ­

p ıs ın ın k il it le n m e s i v e ş e y ta n la r ın z in c ire vu ru lm a s ı

ifad e le r i, d a h a ç o k g a ra n t ile n m iş b ir m ü m k ü n ü d eğ il

y e n i im k a n la r ın s a l ın a n ın ı o rta ya k o y m a k ta d ır .

R a m a z a n a y ın d a b ir ç o k g ü n a h te la k k i e d ile n şe y ­

le re ara ve r ilm e s i, R a m a z a n ile i lg i l i y a p ıla n fa a l iy e t ­

le rd e n b ir is id ir . B i r ço k in s a n R a m a z a n ’da ö z e llik le

iç k i, k u m a r, z ina v e d a h a b ir ç o k b e lk i a l ış k a n lık h a ­

l in e g e t ir i lm iş g ü n a h la ra ara v e rm e k te d ir . B u ra d a

“ a ra v e rm e k ” ifades in i ö z e llik le k u lla n d ık . T a b i i ara

v e rm e d ö n em se l b ir b ırak ış ı ifade eder. H e r n e k a d a r

bu d u ru m b i l in ç a lt ın d a sek ü le r b ir im a y ı y a n s ıt ıy o rs a

da, tam bu n o k ta d a g e rek fe rd i gerekse d a h a gen iş

düzeyde R a m a z a n ’ın y e n i b ir b a ş la n g ıç o lm a im k a n ı

o la ra k d e v re y e g ird iğ in i görürüz. B a ş ta k e n d is i o lm a k

üzere, bu g ü n a h la r la il iş k is in i b i le n h e rkes o n a t e l ­

k in d e b u lu n m a y a baş la rla r.

Sö z g e lim i, “ R a m a z a n ’da y a p m ıy o rs u n am a bu gü ­

n a h ı a r t ık sürdürm e. B u m ü b a re k a yd a te v b e e t v e a r ­

t ık k u r tu l” m e a lin d e k i sözler h e p “ y e n i b ir b a ş la n g ıç ”

o lm a im k a n ı o la rak R a m a z a n ’m , o k iş i iç in b ir m iim -

Ümran 'Aralık -2001 43

Page 44: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

k ü n e d ö n ü ş tü rü lm e çab as ı b iç i ­

m in d e g ö rü lm e k te d ir . K iş in in k a ­

fa s ın d a , R a m a z a n ’a g ire rk e n R a ­

m azan a y ın d a n so n ra o g ü n a h a

d e v a m e tm e d ü şü n ce s i b u lu n sa

b ile , bu tü r t e lk in le r is te r istem ez

o in s a n ı b ir iç so rg u la m a sü re c in e

itm e k te v e R a m a z a n a tm o s fe r i bu

iç so rg u la m a s ü re c in in s ü re k li ve

y o ğ u n o lm a s ın ı sa ğ la m a k ta d ır . B i r

başka d e y iş le fo rm ü le e tm e k gere ­

k irse , “ R a m a z a n y e n i b ir b a ş la n g ı­

c ın s ü re k lil iğ e d ö n ü ş tü rü lm e s in in

im k a n ı” o lm a k ta d ır .

Ramazan’m Dili

11.. t ........ • ■ »,-> , 4 -i-, o '-.»'•• • O . .■ ■ ■ - , ■ ■ U W iliiA i - -• •

m azan a a i t D ır ta k ım o lg u la rd a n

y o la ç ık a r a k “ R a m a z a n ’ın d i l i ” n i o r ta y a k o y m a y a ç a ­

lışacağ ız . R a m a z a n a y ı, d iğ e r a y la rd a n d a h a yo ğ u n

o la ra k k ö tü lü k le r i b e r ta ra f e tm e çab as ı ş e k lin d e göze

ç a rp m a k ta d ır . “ M ü b a re k R a m a z a n a d a m ı g ü n a h a

s o k m a y ın ” , “ a ğ z ım ın o ru c u y la sana n iy e y a la n s ö y le ­

y e y im ” g ib i s ö y le m le r , in s a n la r ın ö z e llik le R am a-

zan ’da k ö tü lü k iş le m e m e ye d a h a d u y a r lı h a le g e ld ik ­

le r in i g ö s te rm e k te d ir . Şü p h e s iz b u n d a H z . Peygam -

b e r ’in ( s a v ) b ir h a d is in in de e tk i l i o ld u ğ u n u d ü şü n ­

m e k m ü m k ü n : “O ru ç bir kalltandır; oruçlu kem söz söy­

lem esin. O ruçlu kendisiyle itişm ek ve dalaşm ak isteyene

iki d e fa : ‘B en oruçluyum ’ d es in .” Y in e ik i k iş i a ra s ın ­

d a k i k a v g a v e n iz a la ra so n v e rm e k iç in “ R a m a z a n ”

g e rek çe g ö s te r ilm e k te d ir . B ü tü n b u n la r , R a m a z a n ’da

k ö tü lü ğ e k a rş ı d a h a d u y a r lı v e b a r ış ç ıl b ir d i l g e liş t i­

r i ld iğ in i iş a re t le m e k te d ir .

R a m a z a n a y ın ın a y n ı z am and a zeka t a y ı o la ra k a l ­

g ıla n m a s ı v e to p lu m n e z d in d e h ep bu tü r p ra t ik le r in

g e liş t ir ilm e s i, R a m a z a n ’ın a y r ıc a b ir “ y a rd ım la ş m a ”

d i l i g e liş t ird iğ in i de o r ta y a k o y m a k ta d ır . B u n u n to p ­

lu m d a b ir ç o k p ra t ik y a n s ım a la r ın ı b u lm a k m ü m k ü n ­

dür. S ö z g e lim i, R a m a z a n la r ’d a m u h te l i f v a k ı f v e k u ­

ru m la r iç in zekat, sad aka v e f itre to p la m a fa a liy e t le r i

g e rç e k le ş t ir il ir . B i r ç o k y a rd ım to p la m a y a y e tk i l i k ı ­

l ın m ış k iş ile r , d ü k k a n la r ı gezerek bu y a rd ım la r ı to p ­

la r la r . Y in e bu k o n u y la i lg i l i resm i m a k a m la r ın zekat

k o n u s u n d a k i v e rd iğ i b i lg i le r v e z ek a tın b ir an ö n c e

v e r i lm e s i g e r e k t iğ in i b e l ir t e n

a ç ık la m a la r ı, a s lın d a R a m a z a n d a

d ire k b ir b a ğ la n t ıs ı o lm a y a n zekat

o lg u su n u p ra t ik le rd e h ep R a m a ­

z a n ’a b a ğ la m ış t ır . G ö z le m le d iğ i­

m iz k a d a r ıy la to p lu m u n yüzde o la ­

ra k b ü yü k b ir k e s im i z ek a tın ı R a ­

m azan a y ın d a ve rm e k te d ir . Z e k a t

d ış ın d a y a rd ım la ş m a n ın ço k fa rk lı

b o y u t la r ın ı R a m a z a n ’d a g ö rm ek

m ü m k ü n d ü r . E s k id e n b e r i to p ­

lu m d a fa k ir le r iç in y a rd ım p ak e ti

h a z ır la n m a k ta ve bu p a k e t le r R a ­

m azan g irm e d e n v e y a R a m a z a n

a y ın ın ilk b a ş la r ın d a fa k ir le re v e ­

r i lm e k te d ir . B u ya rd ım p a k e t i p ra ­

t ik le r in i R a m a z a n v e R am azan-d ı-

şı a y la r o la ra k k ıya s lad ığ ım ız d a , bu

o lg u n u n n e re d e y s e R a m a z a n a

m ah su s iu ğ u o r ta y a ç ık m a k ta d ır .

Y in e y a rd ım la ş m a n ın b ir b a şk a b o yu tu o la ra k d a v e t ­

le r i g ö rm ek tey iz . H e r n e k a d a r d a v e t le r fa k ir le r i g ö ­

zetm em e v e is ra f b o y u t la r ıy la e le ş tir ilse b ile , g e rçek ­

te n y o ğ u n o la ra k R a m a z a n ’d a o rta y a ç ık m a k ta d ır .

D a h a ö n c e le r i ç o ğ u n lu k la e v le rd e g e rçek le şen v e fa ­

k ir le r i göze tm eye ç a lış a n d a v e t le r , ö z e llik le 90 so n ra ­

s ın d a “ beş y ı ld ız lı o te l le rd e if ta r ” sö y le m iy le d ah a

d ra m a tik a n la t ım la r ın k o n u su o lsa da, A n a d o lu ’d ak i

d a v e t le rd e esk i g e le n e ğ in iz le r in i b u lm a k h a la m ü m ­

k ü n d ü r. B u d a v e t le r in k la s ik le ş e n y e m e k le r i, R am a-

zan ’a d a ir y e m e k k ü ltü r ü n ü n iz le r in i d e v a m e t t ir ­

m e k te d ir .

Y a rd ım la ş m a n ın b ir başka b o yu tu da, ş im d ile rd e

b ü yü k şe h ir le rd e “ if ta ra e v e y e t iş e m e m e ” g e rekçes iy ­

le k u ru ld u ğ u ifad e e d ile n , a m a g e rçek te g e len ekse l

b ir o lg u yu to p lu m sa l h a f ız a n ın te k ra r h a t ır la m a s ı ile

tezahü r e d e n “R am azan çadırları"dit. R a m a z a n ç a d ır ­

la rı y a rd ım a m a c ın ı ta ş ım a k ta d ır la r . Ç ü n k ü o ra ya g i­

d e n in s a n la r g e n e l o la ra k e k o n o m ik a n la m d a a lt ta ­

b a k a d a n in s a n la rd ır . B u g ü n le rd e m ed yad a R a m a z a n

ç a d ır la r ı ö n ü n d e k i in s a n la r la y a p ıla n k o n u şm a la r, bu

h u su su n ö n e m le a l t ın ı ç iz m e k te d ir le r .

R a m a z a n a y ın d a R a m a z a n la i lg i l i k a v ra m la r ın

te k ra r g ü n d e m e g e lm e s iy le k e n d is in e m ahsus b ir ile ­

t iş im d i l i k u rm a k ta , h a y a t ı yaşay ış v e d izayn b iç im i

d eğ işm ek te v e tü m bu ö z e llik le r k e n d in e u ym aya zor-

la y ıc ı ltğ ı b e ra b e r in d e g e t irm e k te d ir . S ö z g e lim i, ifta r,

44 U m r e m - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 45: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN: YENİ BİR BAŞLANGIÇ / TEKİN

imsalc, im sak iye , sahur, o ruç , te ra ­

v ih , m a h y a , ram azan p idesi, ta-

K ir i l i p id e , k a d ir gecesi, h i l a l in

g ö z le n m e s i, h u rm a , i t ik a f g ib i

k a v ra m la r R a m a z a n d o la y ım ıy la

g ü n d e m e g e lm e k te d ir . B u n la r ın

h ep s i a y r ı a y r ı R a m a z a n a y m a a it,

o n u n b ir y ö n ü n ü sem b o lle ş t iren

k a v ra m la r o la ra k R a m a z a n ’d a s ık ­

l ı k la z ik re d ilm e k te d ir . G ü n lü k

h a y a t iç in d e “ if ta ra y e t iş m e k ” ,

“ s a h u ra k a lk m a k ” , “ im sak v a k t i ” ,

“ im s a k iy e d a ğ ıtm a k ” , “ o ru ç tu t ­

m a k ” , “ te r a v ih k ı lm a k ” , “ p id e a l ­

m a k ” , “ k a d ir g e ce s in i a ra m a k ” ,

“ h i l a l i g ö rm e k ” , “ ifta r ı h u rm a y la

a ç m a k ” , “ it ik a fa g irm e k ” g ib i d e ­

y im le r a r t ık R a m a z a n ’da o r ta la m a

in s a n ın i le t iş im d i l in i o lu ş tu r ­

m a k ta d ır . M e s e la , m ed yad a s ık ­

l ık la R a m a z a n g ire rk e n h u rm a ve R a m a z a n p id e s in e

d ik k a t ç e k il i r . H u rm a if ta r ın sem b o lle şm iş b ir a ra c ı

h a l in e g e lm iş t ir . T a b i i k i h u rm a n ın if ta r la b ir l ik te a l ­

g ıla n m a s ı te sad ü f d eğ ild ir. Ç ü n k ü H z . P e y g a m b e r

( s a v ) , “K im hurm a bulursa iftarını hurm a ile açsın , kim

bu lam azsa orucunu su ile açsın . Ç ü n kü su temizdir."

b u yu rm u ş tu r . Y in e R a m a z a n p id es i de , R a m a z a n ’m

so m u t o la ra k in san a lg ıla y ış ın a a ç ılm a s ı v e g ö rü n ü r

o lm a s ı ile i lg i l id ir . Ç ü n k ü en ç o k tü k e t i le n g ıd a m a d ­

desi o lm a k b a k ım ın d a n ek m e k , p id e b iç im in e d ö n ü ­

şe rek R a m a z a n v e o ru cu b ü tü n e v le rd e h is s e tt irm e k ­

ted ir .

Y u k a r ıd a z ik re ttiğ im iz k a v ra m la r iç e r is in d e if ta r

v e im sak k a v ra m la r ı, g e n e l o la ra k s ıra s ıy la y e m e k

(o ru ç tu tm a m a k ) v e o ru ç tu tm a k a n la m la r ın a g e lir .

F a k a t to p lu m n ezd in d e bu k e lim e le r sad ece R a m a -

zan ’a m ahsus k ıl ın m a k ta , if ta r k e lim e s i akşam ezan ı

o k u n u n c a y e m e k yem e y i v e im sak k e lim e s i de g e ce ­

le y in sa h u r y e m e ğ in in b it t iğ i v a k t i gö s te rm ek b a k ı­

m ın d a n ö z e lle ş t ir ilm e k te d ir . T e le v iz y o n la rd a ifta r ve

sa h u r p ro g ra m la r ı, d ah a d in i iç e r ik l i f i lm le r , gaze te le ­

r in R a m a z a n sa y fa la r ı ve d in i iç e r ik li p ro m o sy o n la r ,

R a m a z a n ’ın ile t iş im d i l in e e t k is in i g ö s te re n e n

ö n e m li gös te rg e le rd ir. A s l ın d a te le v iz y o n d a k i b ir ç o k

p ro g ra m la ra d a ram azan a ğ ır l ığ ın ı k o y m a k ta , h a n g i

k o n u ile i lg i l i o lu rsa o lsu n R a m a z a n k o n u ş m a la r ın ın

an a m ih v e r in i o lu ş tu rm a k ta d ır .

E sa sen R a m a z a n sadece k a v ­

ra m la r ın d e ğ il, yaşam b iç im in in de

özel b ir d i le d ö n ü ş tü rü lm e s in i iç e ­

rir. İm s a k iy e le r a s lın d a y e n i b ir v a ­

k it a ya r la h ış in T n g ö s te rg e le r id ir le r .

Ç ü n k ü im s a k iy e n in v e rd iğ i b i lg i­

le r n o rm a ld e ta k v im le rd e v e r i l ­

m ek ted ir . F a k a t im s a k iye le r , “ im ­

sak ” v e “ if ta r ” v a k it le r in in a l t ın ı

ç iz e re k d ü z e n le n m iş ra m a z a n a

m ahsus ç iz e lg e le rd ir . B ö y le c e y a t ­

m a, k a lk m a v a k it le r i y e n id e n d ü ­

z en len ir. F ı r ın la r iş le r in i if ta r v a ­

k i t le r in in y o ğ u n lu ğ u n a göre y e n i ­

d en d ü zen le r le r . B i r ç o k lo k a n ta la r

iş y e r le r in in c a m ın a “ ifta r v e sa­

h u rd a a ç ığ ız ” i la n ın ı asarak y e n i

ç a lışm a d ü zen i o lu ş tu ru r la rk e n , p i ­

d e c ile r p id e ve t a h in l i p id e y a p a ­

ra k R a m a z a n ’a m ahsus luğu d a h a yo ğ u n o la ra k g ö s te ­

r ir le r . T ü m b u n la r k e n d il iğ in d e n R a m a z a n re n g i k a ­

z a n ırk e n , b ü tü n to p lu m sa l k a tm a n la rd a R a m a z a n ’m

g e t ird iğ i değ iş im le r, b ir d a y a tm a o la ra k a lg ılan m ak s ı-

z ın b e n im s e n ir le r .

R a m a z a n a m ahsus k e n d il iğ in d e n o lu ş u m la r , R a ­

m azan v e b ay ram h a z ır l ık la r ın d a da k e n d is in i gös te ­

rir. R a m a z a n a g irm e d e n e v le rd e k a d ın la r e riş te k e se r­

le r v e yu fka e k m e k y a p a rla r . E r iş te ism i v e r i le n m a ­

k a rn a , A n a d o lu ’da R a m a z a n a y ı ile özdeşleşm iş b ir

h a z ır lık h ü v iy e t in i ta ş ım a k ta d ır . M e k a n s a l o la ra k k ö ­

ye m ahsus luğu ile b i l in e n y u fk a e k m e k le r , T ü r k i ­

y e ’n in b ir g e rçeğ i o la n şeh re g ö ç le r le b ir l ik te şeh re

ta ş ın a n , ö z e llik le va ro ş la rd a g ö rü n ü r o la n R a m a z a n

h a z ır l ık la r ın d a n d ır . B u h a z ır l ık la r ın e n ö n e m li ö z e lli­

ğ i, c iv a rd a k i k o m şu la r la b ir l ik te y a rd ım la şa ra k y a p ı l ­

m as ıd ır . D o la y ıs ıy la d a h a R a m a z a n g irm e d e n b ir ta ­

k ım tezahü rle r, in s a n la r ın h e p b ir l ik te o n a ru h e n h a ­

z ır la n m a s ın ı sa ğ la m a k tad ır . A y n ı şek ild e b a y ra m h a ­

z ır lık la r ı d a (b a y ra m a özel y e m e k le r ) bu şe k ild e b ir

h a z ır l ık sü re c in d e n geçer.

R a m a z a n sadece b ü y ü k le r in değ il, ç o c u k la r ın da

o n u n “ d i l ” in e u y a r la n d ık la r ı b ir sü rec i a n la t ır . B ü ­

y ü k le r in zam an zam an "k ü ç ü k s ü n ” it ira z la r ın a rağ ­

m e n ç o c u k la r ın o ru ç tu tm a is te k le r i, R a m a z a n ’da a i ­

le iç i d iy a lo g la r ın a n a m ih v e r in i o lu ş tu rm a k ta d ır .

Unvan •Aralık -2001 45

Page 46: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

Ö te y a n d a n ç o c u k la r a ra s ın d a k i d iy a lo g ise "b u sene

R a m a z a n d a e n ço k o ru ç tu ta n k im ? ” m e rk ez lid ir . İ l ­

g in ç t ir k i, ç o c u k la r ib a d e tle r iç in d e en fazla o ru ç ile

a i le v e a rk a d a ş la r ı a ra s ın d a ıi iş d ü n ü isp a tlam a ya r ış ı

iç in d e d ir le r . A y r ıc a ç o c u k la r ın g ü nd üzd en h a z ır la ­

d ık la r ı if ta r iy e le r , a n n e - b a b a la r ın a o ru ç tu t tu k la r ın a

d a ir g ö s te rd ik le r i b ir d e l i l n it e l iğ in e b ü rü n m e k te d ir .

E b e v e y n le r in k ü çü k ç o c u k la r ın a o ru ç tu tm a g ü n ü

iç in üst l im it üç g ü n d ü r. B u g ü n le r R a m a z a n ’ın ilk

g ü n ü , o rtas ı v e so n g ü n ü d ü r. Ö z e ll ik le so n g ü n “ k u r t ­

la r k u ş la r b ile tu ta r ” sö y le m iy le e n ç o k ö n e m v e r i le n

b ir g ü n d ü r. B u n u n ü ç g ü n o la ra k b e lir le n m e s in in a l ­

t ın d a , İs la m ’da y a p ıla n ib a d e tle re e n az o n k a t ı k a rş ı­

lık v e r ile c e ğ i ş e k lin d e k i b ir h a d is in o ld u ğ u n u s ö y le ­

m e k m ü m k ü n d ü r. B ö y le c e y a p ıla n h e sa p la ra göre , üç

g ü n o n ile ç a rp ıld ığ ın d a o tuz g ü n e d e n k o lm a k ta d ır .

D iğ e r y a n d a n e n ö n e m li g e le n e k le rd e n b ir is i de, ç o ­

c u k la r ın tu t tu k la r ı i lk o ru ç la r ı b a b a la r ın a s a tm a la r ı­

d ır. Ç o c u k la r ın tu t tu k la r ı ilk o ru ç , o n la r ın h a y a t la ­

r ın d a u n u ta m a d ık la r ı b ir g ü n o lm a k ta v e b u n u n b a ­

b ay a se m b o lik b ir k a rş ıl ık la s a tılm as ı ile de ad e ta m i­

la d a d ö n ü şm ek ted ir .

Y in e R a m a z a n ’da h e r k e s im d e v e ö z e llik le k a d ın ­

la r a ra s ın d a K u r ’a n m u k a b e le le r i a r tm a k ta d ır . B u

m u k a b e le le r in R a m a z a n a y ın d a vazg eç ilm ez b ir o lg u

o ld u ğ u n u b e lir tm e liy iz . T a b i i k i b u n u n b irk a ç y ö n lü

b ir a n la m ı b u lu n m a k ta d ır . Ö n c e l ik le R a m a z a n ay ı,

b ir başka a ç ıd a n “ K u r ’a n a y ı” o la ra k n it e le n d ir i lm e k ­

ted ir . Ç ü n k ü K u r ’an- ı K e r im , R a m a z a n a y ı iç e r is in d e

b u lu n a n K a d ir g e ce s in d e in m e y e b aş la m ış tır . B u y ö n ­

d e n R a m a z a n ’da K u r ’a n o k u m a la r ın ın ö n e m li b ir a n ­

la m ı v a rd ır . D a h a d a ö n e m lis i, h e r sene R a m a z a n

a y ın d a o z am ana k a d a r in e n a y e t le r i H z. P e y g a m b e r

(s a v ) v e C e b r a i l (a s ) m u k a b e le ed e rle rd i.

R a m a z a n ’da K u r ’a n m u k a b e le le r in in bu b a lc ım ­

d a n s e m b o lik b ir a n la m ı, v e “ a n ” ın y e n id e n y a ş a t ı l­

m ası ç ab as ı v a rd ır . B u ra d a b e lk i R a m a z a n ’d a ç o c u k ­

la r ın e n ç o k so rd u k la r ı b ir so ruyu da a çm am ız g e re ­

k ir : “ R a m a z a n ’d a ö le n k im se C e n n e te m i g ire r? ” B u

soru a d e ta te rs i b ir d u ru m u n ram azan a y ın d a as la be-

c e ıi le m e y e c e ğ i g ib i b ir im a y ı da b e ra b e r in d e ta ş ı­

m a k ta d ır . B u so ru n u n d ire k t o la ra k o lu m lu ve y a

o lum suz y a n ıt la r ın d a n z iyade , z ih in le rd e b ir im k a n

o la ra k R a m a z a n iç in o lu ş tu rd u ğ u o lu m lu im a j ö n e m ­

lid ir . S o n ta h li ld e bu soru , y u k a r ıd a z ik re tt iğ im iz

“ R a m a z a n a y ı g ird iğ in d e C e n n e t in k a p ıla r ı a ç ı l ır . . . ”

ş e k lin d e k i h a d is in d o ğ ru d a n b e lle k le re k az ıd ığ ı b ir

soru o la ra k g ö rü n m e k le b e rab er, c e n n e t i im a ed en

“ iy i l ik , gü ze llik , h a y ı r l ı l ık " g ib i o lg u la r ı te k ra r g ü n d e ­

m e taş ım as ı b a k ım ın d a n ö n e m lid ir .

Y in e bu a ya m ahsus “ R a m a z a n u m re le r i” dü zen ­

len m es i de, R a m a z a n ’d a k i ib ad e t y o ğ u n lu ğ u n u n b ir

b aşka ib ad e t a ç ıs ın d a n tezahü rü o la ra k g ö rü n m e k te ­

d ir. A s l ın d a h a c m e v s im in in d ış ın d a k i tü m zam an ­

la rd a um re ib a d e t i m ü m k ü n o lm a s ın a rağm en , “ R a ­

m azan U m r e s i” d e y im in in k a v ram sa lla şm as ı, to p ­

lu m sa l a ç ıd a n o ld u k ç a ö n e m lid ir . B u şek ild e g ö rü l­

m e k te d ir k i R a m a z a n , b ir ç o k ib a d e t in b ir a rada y a ­

şan d ığ ı b ir y o ğ u n lu k arz e tm e k te d ir . T e r a v ih v e n a f i­

le le r ile n am az la rd a a rtış , z e k a t la r ın b u ayd a v e r il iş i ,

R a m a z a n a m ahsus u m re le r vs. bu yo ğ u n lu ğ u n to p lu m

ü ze rin d ek i gö s te rg e le ri o lm a k ta d ır . B u ba lc ım dan şu­

n u s ö y le m e k m ü m k ü n d ü r: R a m a z a n , ku rtu lu ş iç in

im k a n la r ın b ed en üzerin d e iş le t ild iğ i en yn ğ ıın ve sn-

i u u l Lcz a lıü ıu ü ı.

A n la t t ık la r ım ız d a n a n la ş ı ld ığ ı k a d a r ıy la , b ir çok

şey g ib i R a m a z a n da g e le n e k le r le iç iç e fa k a t b i l in ç a l ­

t ın d a d in i öz le ri m u ha faza ed en b ir d i le sa h ip t ir . B i r

d in i b i l in ç d ü z e y in d e n yo k su n sa lt g e len ek se l yaşa ­

m ak , o lu m lu o la ra k z ik re d ile c e k b ir n i t e l ik d eğ ild ir .

F a k a t b u ra d a n y o la ç ık a ra k , g e le n e k le şm iş o la n h e r

şey i o lu m su z la n ın da ta r ih i v e so s y o lo jik o la rak o d i­

n e b ir yaşam a im k a n ı v e rm e y e c e ğ i a ç ık t ır . B u ba lc ım ­

d a n h e r k o n u d a o ld u ğ u g ib i g e le n e k le r k o n u su n d a

da, s a v ru lm a y a m aruz k a lm a y a c a k b ir t a v ır tu ttu rm a k

ge rek ir. S a l t g e le n e k s e l b ir t a v ır g e liş t irm e k , iş le n e n

şey i ad e t v e a l ış k a n lık ta n ö te b ir y e re taşım az. F a k a t

g e le n e k le r o lm a d a n h iç b ir d in s e l ö ğ e y i de g e le cek

n e s ille re ta ş ım a k m ü m k ü n d e ğ ild ir . K u r ’an- ı K e r im ,

y a p t ık la r ı y a n lış iş le re d e d e le r in i g e rek çe göstererek

sa lt g e le n e k ç iliğ e k a y a n la r ı g e le n e k le r i so rg u lam aya

ç a ğ ır ı r k e n , İs la m ’ın tü re d i o lm a d ığ ın ı v e H z .

A d e m ’d en ( A S ) b a ş la ya n b ir g e le n e ğ in in o ld u ğ u n u

b e lir t ir . D o la y ıs ıy la K u r ’an , T e v r a t , Z e b u r v e İn c i l i

red d ed en d eğ il, ta s h ih ed ip d ü z e lten b ir k ita p t ır . B u

a ç ıd a n k ö k le r i ç o k d e r in ta r ih s e l v e m e k a n sa l uza­

n ım la ra sa h ip o la n R a m a z a n , g e le n e k le ş t iğ i o ra n d a

sağ lam laşacak , fa k a t g e len ek se l y ö n ü y e n id e n ve sü ­

re k li so rg u la n d ığ ı o ra n d a d a sa lt g e le n e k s e l o lm a k ta n

k u r tu la c a k t ır . ■

46 U n v a n - A r a l ı k • 2 0 0 1

Page 47: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

ORUCUN ONTIK MAHİYETİ

R A .S f M Ö Z D E N Ö R E N

"Ey iman edenler! Simden önce geçen ümmetlere olduğu gibi, günahlardan sakın­manız için sizin üzerinize de oruç farz kılındı." (Kur an, Bakara: 183).*

B ü tü n ib a d e t le r in n ih a i a m a c ı a s lın d a in s a n ı

g ü n a h ta n s a k ın d ırm a k h ik m e t in e m e b n i b u l­

m ası g e re k irk e n , o ru c u n , im a n e d e n le r i gü ­

n a h ta n s a k ın d ırm a g a yes in e y ö n e lik b u lu n d u ğ u n u n

ö z e llik le a ç ık la n m a s ın ın b ir sebeb i o lm a k g e rek ir. B u

seb eb i, o ru cu n v a r l ık ta rz ın d a k i ö z e llik te a rayab ilir iz .

Ş ö y le k i, ö te k i ib a d e tle r ic ra i b ir f i i l ile eda e d ilirk e n ,

o ru ç ih m a li b ir f i i l in (y e m e , içm e vb . f i i l le r in d e n

uzak d u rm a s u re t iy le ) edas ı ile g e rçek le ş iyo r . Ö t e k i

ib a d e t le r (n a m a z , zekat, h a c ) i l la b ir f i i l in e d a s ın ı ge ­

re k t ir iy o r . O ru ç ta y s a tam te rs in e b ir f i i l in ed as ın d a n

k a ç ın m a k la ib ad e t g e rçek le ş iyo r . B u b a k ım d a n , o ru ç ­

ta in s a n ın g ü n a h ta n s a k ın d ır ılm a s ıy la i lg ili d o ğ ru d an

b ir h ik m e t in , b ir ö z e lliğ in v a r b u lu n d u ğ u n u i le r i sü­

reb iliyo ru z . Ö y le y s e g ü n a h ın m a h iy e t in i k a v ra m a m ız

g e rek iyo r. N e d ir g ü n a h ? O da, son çö zü m lem ed e ,

o ra d a b ir im k a n o la ra k v a rb u lu n u rk e n , in san a s a k ın ­

m as ı g e reken b ir o lg u ( v e m ese la b ir “ a ğ a ç " ) o la rak

işa re t e d ilm iş tir .

H z . A d e m , C e n n e t h a y a t ın ı y aşa rk en e ş iy le b ir ­

l ik te , b ü tü n h a re k e t le r in d e serbest b ıra k ılm ış , a n ca k

b ir ağ aca y a k la ş m a m a la r ı h ususunda u y a r ılm ış t ı: ‘"Ey

A d em .1 Sen ve eşin cennete yerleşin. V e ondan istediğiniz

şeyi bol bol yiyin. F akat şu ağ aca yaklaşm ayın; yaklaşır­

sanız zalimlerden olursunuz dedik." Y a k la ş ı lm a m a s ı

h u su su n d a te b liğ d e b u lu n u la n ağaç, h e r ş e y in serbest

b ıra k ıld ığ ı C e n n e t h a y a t ı şa rtın d a , in s a n iç in g ü n a ­

h ın s im gesi o la ra k a lg ıla m a y a u ygundu r. Ç ü n k ü in ­

s a n d a n başka v a r l ık la r (m e le k ve h a y v a n ) , g ü n a h la

s ın a n m a f ı t r a t ıy la h a lk e d ilm iş d eğ ild ir. Y a ln ız c a in ­

san , ö n ü n e y a k la ş ıp y a k la şm a m a h u su su n d a b ir a lm a ­

ş ık k o n u lm a k la s ın a n ıy o r . V e y a k la ş ıp y a k la şm a m a k

o n u n ih t iy a r ın a b ıra k ıl ıy o r . İn s a n h e rşe yd en y iy e ce k ,

fa k a t bazı ş e y le r i ye m e k te n uzak d u rm a s ın ı da b aşa ra ­

b ile c e k ! Y e m e s i m ü m k ü n o la n şeyd en , k e n d in i, k e n ­

d i ih t iy a r ıy la v e faka t A l l a h ’ın r ızas ın ı gözeterek uzak

tu ta c a k ! bu a ç ıd a n b a k ıld ığ ın d a , A d e m a le y h isse-

la m ın C e n n e t h a y a t ın ı o ra n ın ş a rt la r ı ile m u k a yye t

o la rak tü m ü y le o ru ç lu g e ç ird iğ in i i le r i sü reb iliriz .

N e v a r k i, A d e m a le yh is se la m , h e r n e su re tle

o lu rsa o lsun , ya sak la n m ış ağ aca y a k la ş t ığ ın d a , bu d e ­

m e k t ir k i, ö n g ö rü lm ü ş h a ra m ı ir t ik a p e tt iğ in d e , o n u n

n e t ic e s in e (m ü e y y id e s in e ) de k a t la n m a k zo runda b ı ­

ra k ılm ış t ır . O n u n m ü eyy id e s i, C e n n e t h a y a t ın d a n

m a h ru m b ıra k ılm a k o lm u ştu r. C e n n e t h a y a t ın d a

A d e m a le y h is se la m ın y a k la ş m a k ta n m e n e d ild iğ i

a ğ a c ın sayıs ı b ir ik en , bu d ü n ya h a y a t ın d a y a k la ş m a ­

m ası g e rek en ağ a ç la r ın say ıs ı d a ç o ğ a lt ı lm ış t ır : adam

ö ld ü rm e k , h ırs ız lık e tm ek , i la a h ir . F a k a t in s a n ın

C e n n e t h a y a t ın d a k i şartı, bu d ü n y a d a a y n ıy la b ir d a ­

h a te k ra r la n m a m a k üzere o n u n e lin d e n a lın m ış t ır .

N e v a r k i, A d e m a le y h is se la m ın C e n n e t ’te yaşa r­

k e n , ş e y ta n ın iğ va s ıy la b ile o lsa , yasak ağaca karş ı

d uyd uğu ta m a ı a n lam ak , d e ğ e r le n d ire b ilm e k g e re k i­

yo r. İş te o ru ç , b ir b ak ım a , A d e m a le y h is se la m ın

C e n n e t t e m a h ru m b ıra k ıld ığ ı ağ aca karş ı duyduğu iş­

t iy a k ın , iç in d e bu lunduğ um uz d ü n y a d a b ir d ah a y a ­

ş a n m a s ın ın ta l im i g ib id ir. Ş u fa rk la k i, C e n n e t h a y a ­

t ın ın ş a rt ın d a ya k la ş ılm a m a s ı ö n g ö rü le n ağaç b ir ta ­

n e ik e n v e o n a yak la şm ak m u tla k h a ra m k ıl ın m ış

ik e n ; bu d ü n y a h a y a t ın d a k i o ru ç ta o n a y a k la ş ı lm a ­

m ası g e rek en a ğ ac ın sayısı ç o ğ a lt ı lm ış o ld uğ u g ib i, sa ­

ir z a m a n la rd a yak la ş ılm as ı h e la l k ı l ın m ış o la n ağ a ç la ­

ra y a k la şm a k da h a ra m k ıl ın m ış t ır . B u d e m e k t ir k i,

b u d ü n y a h a y a t ın d a k i o ru c u n ş a r t la r ı a ğ ır la ş t ır ılm ış ­

tır . C e n n e t ’te y a ln ız h a ra m a y a k la ş m a k yasak lanm ış-

U m r a n • A r a l ı k - 2 0 0 1 47

Page 48: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

k e n , bu d ü n y a h a y a t ı o ru cu n d a , h iç o lm azsa o ru ç sü ­

re s in ce , h e la la y a k la şm a da y a s a k la n m ış t ır .f'ıiinah rİAmpl.' 1<-i in a n ın »îıcır**!*-» ıL ro n »»«

yak la şm a m a s ı g e re k e n b ir ağaç h ü k m ü n d e b u lu n u ­

yo r. A m a o , ge liş ig ü ze l b ir ağaç d e ğ ild ir : in san ı cezbe ­

d en , k e n d in e y a k la ş m a y a ça ğ ıra n , k e n d in e ta m a h e t ­

t ire n , iş t iyak d u y u ra n b ir ağaç! G ü n a h , o ağaca

y ö n e lm e n in , o ağ aç la tem as k u rm a n ın iş le m i o lu yo r .

G ü n a h , in s a n ın k e n d i d ış ın d a k i b ir o lg u ya (iş le n m e s i

y a s a k la n m ış o lg u y a ) o n u ih la l e tm e n iy e t i ta ş ıy a ra k

yö n e lm e s id ir . Sö z k o n u su ih la l n iy e t i v a ıb u lu n m a k -

sızm ir t ik a p e d i le n ih la l h a ra m say ılm az , ç ü n k ü in s a n

b ilm e d e n iş le d iğ i f i i ld e n so ru m lu tu tu lm u y o r . A y n ı

ş e k ild e f i i l h a l in e g e çm em iş (k u v v e d e n f i i le in t ik a l

e tm e m iş ) n iy e t in d e n de so ru m lu tu tu lm u y o r . O k a ­

d a r k i, iy iy e y ö n e lm iş o lm a k la b ir l ik te f i i l iy a ta in t ik a l

e tm e m iş b ir n iy e te se v a p va rk e n ; k ö tü lü ğ e y ö n e lm iş

b ir n iy e t f i i l iy a ta in t ik a l e tm em işse g ü n a h yo k tu r . B u

A l l a h ’ın k u lla r ın a a c ım a s ın d a n v e o n la r ı iy il iğ e teş­

v ik e tm e s in d e n k a y n a k la n a n b ir h ik m e t i işare t e d i­

yo r.

G ü n a h y a r a t ı lm ış la r a ra s ın d a y a ln ız c a in s a n a

m ah su s tu r v e in s a n ı ö te k i y a ra t ı lm ış la ra göre y ü c e l­

te n husus da, o n u n bu ö z e lliğ in d e m eknu zd u r. İn s a n ,

h a y a t ın ın h e r a n ın d a , k e n d i d ış ın d a d u ra n v e k e n d i­

n i iğ va e tm e k iç in d u ra n b ir ağ aç la k a rş ı k a rş ıy a b ıra ­

k ılm ış t ır . A n c a k A l l a h ’ın a d a le t i ic a b ı, in san , bu

ağ aca karş ı d o n a t ım s ız da d eğ ild ir . O , o ağ aca y a k la ş ­

m a m a k h u şu n d a b ir ira d e y le te çh iz e d ilm iş t ir . İr a d e ­

si g a leb e ç a ld ığ ı sü rece o n a y ü c e lm e n in , y e n ik düş­

tü k çe de d üşüşün yo lu a ç ık tu ­

tu lm u ş tu r. G ü n a h , in s a n ın d ışa

y ö n e lm e s in i te r v iç ed iyo r. O ru ç

in s a n ın k e n d i iç in e y ö n e lm e s i­

n in y o lu n u a ç ıy o r . Y e m e k te n ,

iç m e k te n n e fs in i m a h ru m b ır a ­

k a n in s a n , y e y ip iç e rk e n k e n d i

b e d e n in in f a rk ın d a d e ğ i lk e n ,

o ru ç lu h a ld e y k e n b ir b e d e n in in

o ld u ğ u n u ,o b e d e n in ih t iy a ç la r ı

b u lu n d u ğ u n u v e e n ilg in c i o ih ­

t iy a ç la r g id e r ilm e d iğ i ta k d ird e

b ir z a v a ll ıd a n başka b ir şey o l ­

m a d ığ ın ı k a v r a m a y a b a ş lıy o r .

A m a b u rad a in s a n b i lin c i iç in

d iy a le k t ik b ir i l iş k in in varbu-

lu n d u ğ ıın u da b e lir tm e liy iz . İn s a n , b ir y a n d a n , b ir b e ­

d e n e sa h ip b u lu n m a k la z a v a l l ı l ığ ın ı (a c z in i) k av ra r-

P i . ı » h ü * ” 1 ' ' 1 •' ' T' 'J '* . J _ . . . x l S t i l ” LL y I y

le ş i b ir acz in ü stü ne ç ık a b i le c e ğ in i, y ü c e le c e ğ in i de

h is se tm e ye v e k a v ra m a y a b aş lıyo r.

B i l iy o ru z k i, nam az da in s a n ı g ü n a h ta n sa k ın d ır ır .

A n c a k o ru c u n g ü n a h ta n s a k ın d ırm a s ı zo run lu o la ra k

g e rçek le ş ir . İn s a n ın g ü n d e lik h a y a t ın d a h e la ld a n sa ­

k ın m a s ın ın “ a n la m ı” yo k tu r . İn s a n ın , y a ln ız ca h a ­

ra m d a n d eğ il, h e la ld e n de vazg eçm esi a n ca k ta k v a

m e rte b e s in i y a ş a y a n la r iç in söz k o n u su d u r. T a k v a

ta v s iy e e d ilm iş o lm a k la b ir l ik te , şer’a n m ecb u r tu tu l­

m a m ış t ır . İş te o ru ç in s a n ı, o ru ç lu h a l in d e y k e n ta k v a

s a h ip le r in in h a l in d e n de h a b e r l i k ıl ıy o r . B ö y le o lu ­

yo r, ç ü n k ü h e la l o rad a d u ru rk e n , o n a yak la şm a im ­

k a n ı m e v c u tk e n , in s a n k e n d in i , A l l a h ’ın rızas ın ı y e ­

r in e g e t irm e u ğ ru n a o n d a n m a h ru m b ıra k m a k ta d ır .

B u d u ru m , a n c a k o ru ç şa rtı iç in d e y e r in e g e t ir i le b ilir .

O r u ç , bu b a k ım d a n , z o ru n lu b ir ta k v a ta lim i m esab e ­

s in d e d ir . O ru c u n , in s a n ı g ü n a h ta n s iy a n e t e tm es i de,

o ru ç lu k im s e n in , g ü n d e lik h a y a t ın d a o lm ad ığ ı v e

o la m a y a c a ğ ı ö lçü d e , k e n d i ü s tü n e k a t la n m ış v e k e n ­

d i b e d e n in i sü rek li d e n e t im a l t ın d a b u lu n d u rm a k zo­

ru n d a k a lm ış o lm as ı y ü z t in d e n d ir ( v e y a sa ye s in d e d ir )

d iy e b ilir iz . ,

O r u ç fe rd i b ir ib a d e tt ir . O r u ç lu o lu p o lm a d ığ ın ı

k iş in in b i l in c i b i lir , başkası d eğ il. B u y a n ıy la o ru ç n a ­

m azdan , h a c d a n , z ek a ttan a y r ıl ır . N a m a z aş ik a rd ır.

D a h a s ı farz nam az a ş ik a r o lm a k zo rundad ır. Farz n a ­

m a z ın g iz len m es i r iy a k a r lık iş a re t i o la ra k k a b u l ed il-

48 Ü m r a n ’ A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 49: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

o r u u . n v w « MAitnFiı t omuotan

F

5

m az la r ın d a a n c a k b e lli y e r le rd e (se cd e e d i le n yer

a n la m ın d a m e s c it le rd e ) to p la n m a la r ın a m u k a b il,

o ru cu n tu tu ld u ğ u m ahsus m e k a n la r m e v c u t d eğ ild ir.

K e r ih s a y ıla n y e r le rd e n am az k ıl ın m a m a s ın a rağ m en ,

o ru ç h e r ye rd e tu tu lu r; o ru ç lu h e r ye rd e o ru ç lu o lm a ­

ya d e v a m eder; h a t ta u y a n ık k e n o ld uğ u g ib i, u yu rk e n

de...

N e t ic e it ib a r iy le o ru ç , sa h u r v e if ta r ( im s a k ve

akşam v a k it le r i ) a ras ın d a , ö m ü r y o lc u lu ğ u n u n b ir

g ü n iç in e a l ın m ış b ir k e s it id ir . A ğ z ı o lm a k fa n il iğ e ve

acze d e la le t ed iyo rsa v e in s a n ağzı o lm a s ın a rağm en

o n a k i l i t v u r m a n ın ü s te s in d en g e le b iliyo rsa , C e n a b ı

A l l a h da, k e n d i izn i v e rızası iç in bu işte m u va ffa k

o la n ı ik i ö d ü lle m ü jd e liy o r . B i r i h e r o ru c u n so n u n d a

u la ş ıla n ifta r, ö te k i a h ire tte v e r ile c e ğ i v a d e d ile n ve

m a h iy e t in i A l l a h ’ta n başka k im s e n in b ile m e ye ce ğ i

ö te d ü n y a ö d ü lü . O ’n u n m u tla k a d a le t in in ö y le te ­

c e l l i e tm es i de g e re k m iy o r m u ? Ç ü n k ü o rucu ya ln ız

in san tu tu yo r: m e le k b ö y le b ir s ın a n m a y a m u h a ta p

d eğ il; h a y v a n s a a n c a k aç k a la b i lir , o ru ç lu d eğ il! O ru ç

ya ln ız in san a m ahsustu r, d o la y ıs ıy la o n u n ö d ü lü de...

( * ) K u ı’a ıv ı K erim M eali -T ü rk çe A n lam ı-, H az: D r. Z.Kazıcı, Dr. N . T a y la n , Ç ağ rı Yay. 1st. 1 9 9 3

in iş t ir . H a c , zaten to p lu o la ra k ifa e d ile n b ir ib a ­

d e tt ir . Z e k a t ın da g iz li k a lm a s ı söz ko n u su d e ğ il­

d ir, ç ü n k ü on u , b ir v e r e n va rsa , b ir de a la n va rd ır ,

b aşka tü r lü sü söz k o n u su o lm az. O ru ç , ö te k i ibe-

d e t le re n isb e tle , işte bu b a k ım la rd a n fe rd i b ir

ö z e llik ta ş ıyo r. B u ra d a n , o ru c u n fa rk lı b ir ö z e lliğ i­

ne u laşıyo ruz . O ru ç b e d e n e n ed a e d ile n b ir ib a ­

d e t o lm a s ın a , y a n i m ad d i y a n ıy la so m u tlaşm as ın a

ra ğ m en , o n u n son çö z ü m le m e d e fe rd i b ir ib ad e t

h a l in d e eda e d iliy o r o lm a s ı b a t ın ı y a n ın ı ö n e ç ı ­

k a r ıy o r . O n u n m ü k a fa t ın ın a n c a k C e n a b ı A l ­

la h ’ın ta k d ir in d e b u lu n m a s ın ın h ik m e t i de, o ru ­

c u n d e ğ in ile n ö ze lliğ in d e g iz li b u lu n sa g e rek tir .

B i r k im s e n in o ru ç lu o lu p o lm a d ığ ın ın k iş in in

k e n d i b i l in c in d e n v e A l l a h ’ta n başka k im se ta ra ­

f ın d a n b ilin m e m e s i d u ru m u ...

B u so n d u rum , o ru c u n ih la l e d ilm e s in in ağ ır

b ir m ü e y y id e y le b ağ la n m ış o lm a s ın ın seb eb in i de

a ç ık l ıy o r . Ü s te l ik bu m ü e y y id e , k iş in in bizzat

k e n d in e u y g u la n m a s ıy la t e c e l l i ed iyo r. Ş ö y le k i,

o ru c u n u b ile re k bozm uş o ld u ğ u n u k iş in in k e n ­

d in d e n başka b ile b ile c e k y o k tu r o rtada . K iş i, b ile b i ­

le o ru c u n u bozduğunda, b u n u n k e fa re t i o la n m ü e y y i­

d e y i (b o z u la n h e r o ru ç y e r in e a ltm ış o ru ç v e y a o n u n

y e r in e g eçm ek üzere ö d e n e n d iy e t i ) k iş i k e n d i k e n d i­

n e u yg u la m a k zo run d ad ır . İş te bu rada , in s a n ın a d a le t

h is s in in u y a r ılm a s ıy la tem as k u rab iliyo ru z . K iş i , k e n ­

d i a le y h in d e b ile t e c e l l i etse, ö n g ö rü lm ü ş o la n ağ ır

b ir m ü e y y id e y i bizzat k e n d i n e fs in e u yg u la ya b ilm e

g e rçe ğ i ile karş ı k a rş ıy a g e liy o r v e ad a le te b o y u n eğ ­

m es i g e re k t iğ in i b i l ip ö ğ re n iy o r . B i r te k bu özel d u ­

ru m d a k i insan , k e n d in e karş ı h e m sa vc ı, h e m yarg ıç ,

h e m de in faz m em u ru m e v k iin d e ye r a lıyo r .

O r u ç , zam an k a rş ıs ın d a d a in s a n ın özel b ir b i l in ç

g e liş t irm e s in in y o lu n u a ç ıy o r .Ş ö y le k i; g e rek R a m a ­

zan a y ın ın b a ş la n g ıc ın ın v e b i t im in in tu tu la c a k o ru ­

c u n s ıh h a t i b a k ım ın d a n ö n e m taş ım as ı, g e rek tu tu l­

m a y a b aş la n m ış o la n o ru c u n g ü n lü k b a ş la n g ıç v e b i ­

tiş v a k t in in b e lir l i b u lu n m a s ı, in s a n ın bu v a k it le r h u ­

su su nd a u y a n ık b u lu n m a s ın ı zo run lu k ıl ıy o r . O ru c u n

R a m a z a n a y ın a m ahsus o lm a k üzere farz k ıl ın m ış o l ­

m ası, a y r ıc a , o ru cu n fe rd i o la n ö z e lliğ in i g e n e lle ş t ir ­

m e y e , y a n i in s a n la r ın a y n ı v a k i t d i l im i iç in d e o ru ç lu

b u lu n m a la r ı h a s e b iy le fe rd il iğ in c e m a a tle şm e ye d ö ­

n ü şm e s in e m edar o lu y o r . C e m a a t le k ı l ın a n farz n a ­

U n v a n - A n i l i k - 2 0 0 1 49

Page 50: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN’! MİHVER EDİNMEK

Ş E M S E T T İN Ö Z D E M İ R

B in a y d a n d a h a h a y ı r l ı o la ra k v a s ıf la n d ır ı la n

R a m a z a n , İs la m d ü n y a s ın d a ö n e m li v e o d ak

a y la rd a n b ir id ir . H a y a t ın h ız lı a k ış ın ın g ö rü ­

n ü r b iç im d e y a v a ş la d ığ ı, k o ş u ş tu rm a c a n ın y e r in i

d in g in l iğ in , sü k û n u n a ld ığ ı b ir a tm o s fe r o lu şu r R a-

m aznn ’la . M o d e rn v a şa m m h ız v e k a rm aşas ın d an

k a y n a k la n a n iç e , k e n d in e d ö n e m e m e , nefs m u h a se ­

bes i o la ra k is im le n d ir i le n k e n d in i k o n tro l, y e n ile m e ,

e k s ik l ik le r i g id e rm e g ib i h a y a t i fa a l iy e t le r in y e r in e

g e t ir i le m e m e s i R a m a z a n ’ı d a h a a n la m lı k ılm a k ta .

M ü m in le r iç in R a m a z a n , g eçm iş b ir y ı l l ı k sü re c in

d e n e t le n d iğ i, m u h a s e b e s in in y a p ıld ığ ı, K u r ’an t i la ­

v e t i, n am az , dua, y a rd ım la ş m a vs. ile n e fs in tezk iye

e d ilm e y e ç a lış ı ld ığ ı, h a y a t ın a n la m ın ın v e h e d e f in in

taze len d iğ i, ih y a e d ild iğ i h a y ır l ı b ir zam an d i lim i.

R a m a z a n ; o ru ç , K u r ’an , te r a v ih , gece ib a d e tle r i,

y a rd ım la ş m a vs. ile to p lu m sa l bağ ı v e d o k u yu Is la m i

b ir şu u rla y e n id e n c a n la n d ır a n v e y e n i b ir h e y e c a n

g e t ire n b ir ay . B u a yd a g e n e ld e İs la m d ü n y a s ın d a v e

öze lde ise T ü r k iy e ’d e g ü n a h iş le ye n b ir ç o k m ü s lü ­

m a n R a m a z a n ’a h as o la ra k bu f i i l le r in d e n geri d u ru ­

yo r v e y l l iç in d e y a p m a d ığ ı ib a d e t le r i y a p m a y a

ç a lış a ra k A l l a h ’a y a k la şm a ve s ile s i a r ıyo r.

R a m a z a n , k â in a t ın so n m esa jı K u r ’a n ’ın in m e y e

b aş la d ığ ı a y o ld u ğ u iç in de ö n e m lid ir b iz im iç in .

K u r ’a n ’ın R a m a z a n ’d a in m e y e baş lam ış o lm a s ın ın n e

a n la m a g e ld iğ i ge reğ i g ib i o r ta y a k o n u la b ilir s e R a-

m azan ’ın fo n k s iy o n u d a h a iy i a n la ş ı la b il ir .

K u r ’a n , ra h m e t , u ya r ı, öğü t, y o l g ö s te r ic i o la ra k

g ö n d e r ilm e s in in y a n ın d a , m üm in o la ra k is im le n d ir ­

d iğ i in s a n t ip in i in ş a ı iç in g e lir . K u r ’a n ’ın 23 y ı l l ık

inza l s ü re c in d e in şa e t t iğ i i lk n e s il d ü n y a n ın g id iş a t ı­

n ı d e ğ iş t ire c e k b ir h a m le y i g e rçe k le ş t ire b ilm iş le r ;

b e s le n d ik le r i k a y n a k ta n a ld ık la r ı g ü ç le z a m a n ın sü-

p e rg ü ç le r in i d ize g e t ire c e k b ir e n e r j i y a ra tm ış la rd ır .

K u r ’a n ’ın in m e y e b aş lad ığ ı z a m a n d an e n fazla 1 as ır

son ra , b ir k iş iy le b a ş la ya n b ir d eğ iş im /d önüşüm h a re ­

k e t i ü ç k ıta y a y a y ılm a y ı b aşa rm ıştı. B u n u başaran

- S e y y id K u t u b ( r a ) ’u n tab ir iy le - K u r ’a n ’la inşa o lm uş,

K u r ’a n ’la b es len en , ‘yaşayan K ı ı r ’a n ’la r o la n , ö n cü

K u r’an N esli id i.

D o la y ıs ıy la İs la m 'ın ik t id a r ın ı y e n id e n a rad ığ ı,

k r iz le r le boğuşan , h u zu ru n u y it irm iş in s a n lığ a y e n i ­

d e n ü m it o lm a y a b aş la d ığ ı b u za m a n la rd a K u r ’a n ’ı v e

O ’n u n m e s a jın ı sözle v e yaşaya rak a k ta ra c a k b ir

K u r’an N esli g e rek m ek ted ir .

H e r m ü s lü m a n ın bu K u r ’a n N e s l i ’n d e n o lm a y a

ç a lış m a k g ib i b ir so ru m lu lu ğ u o ld uğ u g e rçe ğ in d e n

h a re k e t le , R a m a z a n bu so ru m lu lu ğ u n h a t ır la n m a s ı,

ü s t le n ilm e s i iç in b ir m ih v e r e d in i lm e l id ir . B u n d a n

d o la y ı; K u r ’a n y e n id e n , gereğ i g ib i o k u n m a lı, te fe k ­

k ü r, tezekkür, te fa k k u h , ted eb b ü r e d i lm e li , y a ş a n m a ­

ya v e y a ş a tılm a y a ç a lış ı lm a lıd ır .

İçe Yönelme ya da Nefs’le Mücadele

K u r ’an- ı K e r im ’de ‘n ih a i b a ş a r ı’, ‘b ü y ü k k u rtu lu ş ve

m u t lu lu k ’ o la ra k is im le n d ir i le n u h re v i k u rtu lu şu k a ­

z a n a b ilm e k , n e fs in tezk iye e d ilm e s in e / a rın d ır ılm a s ı-

n a b a ğ la n m ış t ır .

“N efsin i arındıran kazanm ıştır .” (91 Ş e m s 9 )

R a m a z a n a y ı ile b ir l ik te iç e d ö n ü k o la ra k n e fs in

a r ın d ır ıld ığ ı, gözden g e ç ir ild iğ i v e hesaba ç e k ild iğ i,

b u n u n so n u cu o la ra k da y a n lış la rd a n vazg eç ilm eye

b a ş la n d ığ ı b ir sü rec i n a s ıl b a ş la ta b ilir iz ?

İn s a n ın h a y a t ı b o y u n c a k a rş ıla şa ca ğ ı ik i d ü şm an ı

v a rd ır . B ir is i i lk v e eze li d ü şm an o la n v e y a ra t ılış ta

in s a n a savaş a ç a n îb l is ’tir . İb l is v e ta ra f ta r la r ın ın in-

50 U m r a n - A r a l ı k • 2 0 0 1

Page 51: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZANI WIMVtR IlllK U EK I Ö M M !

san ı e tk i le m e y e v e tüm im k a n la r ın ı seferber ed e ­

re k A l l a h ’ın y o lu n d a n a l ık o y m a y a ça lışm as ı söz

k o n u su d u r k i bu ç o k d e ta y lı b ir tarzda K u r ’an-ı

K e r im ’de A l l a h ta ra f ın d a n bize s ık s ık h a t ır la t ı l-

m a k ta d ır—D o la y ıs ıy la-bu -erk e n uva n ’-h s is te iı iyl-.-___

A l l a h , m ü m in le r i İb l is ’e v e o n u n tezg ah la rın a

karş ı u ya rm ış tır :

“ G e rçe k te n şeytan , içki ve ku m arla aran ıza

düşm anlık ve kin düşürm ek, sizi, A llah ’ı anm aktan

ve nam azdan alıkoym ak ister. A rtık vazgeçtiniz değil

mi?" (5 M a id e 9 1 )

“K u llan m a söyle: En güzel sözü söylesinler.

Ç ü n kü şeytan aralarına girer. D oğrusu şeytan,

insanın ap aç ık düşm anıdır." (1 7 Is ra 53 )

“Gizli konuşm a şeytandandır. (Şeytan insanları bu

yola iletir k) inananlar üzülsün. O ysa o, A llah ’ın izni

o lm ad ık ça m üm in lere h içbir zarar v er em ez . ” (5 8

M ü c a d e le 10 ) vb . g ib i a ye t le r .

B i r d iğ e r d ü şm an ise; in s a n ın öz b e n liğ i, nefs d iye

is im le n d ir i le n , y a ra t ı lış ta f ı t r a t ın a k o d la n a n k e n d i

arzu v e is te k le r i, zaafla rıd ır. N efs, k iş i, c a n , nefes a lan

c a n l ı g ib i a n la m la ra g e lir . G a z z a li’ye göre nefs, in sa ­

n ın h a k ik a t i v e k e n d is id ir . N e fs k e lim e s i “Ç ünkü n e­

fis , daim a kötülüğü em redicidir." (1 2 Y u s u f 5 2 ) a ye t i

d e lil g ö s te r ile re k in s a n d a k i k ö tü lü ğ ü n m erkezi o la ­

ra k g ö s te r ilm iş t ir . H a lb u k i K u r ’a n ta ra n d ığ ın d a in ­

san b e d e n in d e k ö tü lü ğ ü n m erkez i o la ra k nefs d iy e

is im le n d ir i le b ile c e k b ir y e r in o lm a d ığ ı, n e fs in , in sa ­

n ın y a z ılım ı d iy e b ile ce ğ im iz bizzat k en d is in i/ şa h s ın ı

is im le m d ird iğ i v e h e m k ö tü lü ğ e h e m iy il iğ e m e yya l

o la ra k o lu ş tu ru ld u ğ u a n la t ı l ı r .

“N efse ve onu şekillendirene. O n a fücuru ve takvayı

ilham edene andolsun ki." (91 Ş e m s 7-8)

A y n ı zam and a K u r ’a n ’ı K e r im ’in değ iş ik a y e t le ­

r in d e n e fs im iz le i lg i l i şö y le h a t ır la tm a la r y a p ılıy o r :

“K im nefsinin cimriliğinden korunursa kurtulmuş­

tur." (5 9 H a ş r 9 )

Y in e b ir a i le p ro b le m i o r ta y a k o n u rk e n ;

“N efisler kıskançlığa devam lı eğilimlidir." (4 N is a

2 8 )

d iy e b ir u y a r ıd a b u lu n u r K u r ’an .

B i r başka a y e tte de A l l a h nefs ile i lg i l i ç o k n e t ve

k e s in b ir u y a r ıd a b u lu n u r;

“N efsin i arındıran kurtulmuştur, nefsini kirleten ise

m ahvolm uştur."

D e m e k k i nefs n ö tr b ir öze lliğe sa h ip ve k ir le tm e k

de, a r ın d ıra b i lm e k de söz ko n u su .

Y u k a r ıd a k i a y e t le rd e n özetle b ir g e rçek o rta ya ç ı ­

k ıy o r . O da n e fs i a r ın d ırm a v e k ir le tm e im k a n ın ın

k u lla n ılm a s ı d u ru m u d u r. B u a ç ıd a n b ak tığ ım ız d a h e r

m ü m in in k e n d is in i k ö tü lü k le rd e n a r ın d ırm a s ı iç in

g a y re t sa rf e tm es i ge rek ir. K u r ’a n ’ı K e r im ’de k ö tü lü k

a ) y a s a k la n a n la rd ır , b ) d o la y l ı y o ld a n ya s a k la r ı ç a ğ ­

r ış t ıra n y a s a k la rd ır k i b u n la rd a n h e r m ü m in k e n d is i­

n i n e k ad a r a r ın d ıra b ilirs e , o k ad a r fazla e c ir k a z a n a ­

c a k t ır . N e f s in in k ib r in d e n , b ü y ü k le n m e s in d e n , m a la

d ü ş k ü n lü ğ ü n d e n , h a ra m a m ü te m a y i l o lm a s ın d a n

k e n d is in i k o ru y a m a y a n v e y a b u n u n iç in g a y re t gös­

te rm e y e n m ü s lü m a n la r îb l is ’e te s lim o lu r la r . Ç ü n k ü

İb l is pusuda b e k le m e k te d ir v e k e n d i n e fs in in e m r i

a lt ın a g iren h e r k iş i fa rk ın d a o la ra k v e y a o lm a y a ra k

ib lis in de e m ri a lt ın a g irm iş o la c a k tır . B ö y le c e İb l is

v e ta ra f ta r la r ın ın ku şa tm as ı a lt ın a g ire n b ir in s a n ın

a r t ık k e n d in i a y a k ta tu tm a s ı m ü m k ü n d eğ ild ir . O n ­

d a n so n ra yaşad ığ ı h a y a t k e n d is i iç in caz ip de o lsa

g ü n a h k a p s a m ın d a k e n d is in i m a h v e tm iş o la c a k t ır .

İb l is ’in e m r in e g ir in n e fs in i k ir le tm iş t ir , n e fs in i k i r ­

le te n ise m a h vo lm u ş tu r . B u ve s ile ile k o n u y u b iraz

d a h a açarsak , ne fs ile m ü ca d e le ve o n u a r ın d ırm a

g e rçe k te n la f ile o la ca k b ir iş d eğ ild ir , k e n d im iz i h a ­

y a t ta n so y u t la ya ra k y a p ıla c a k b ir iş ise h iç d eğ ild ir .

B iz a t ih i bu, R a b b im iz in e m re t t ik le r in i h a y a tım ız a

h a k im k ılm a k iç in , o n u e n g e lle y e n duygu ve h e r tü r ­

lü şe y ta n i a rzu la rla m ü ca d e le /m ü cah ed e e tm e k t ir .

in s a n , ye ryüzü ne k o v u ld u ğ u c e n n e t i h a k e tm e k

iç in s ın a n m a k üzere g ö n d e r ilm iş b ir v a r l ık t ır . D o ğ u ­

m u n d a n ö lü m ü n e k ad a r o la n süre iç in d e y a p t ığ ı ‘zer­

re k a d a r h a y ır ’ v e ‘zerre k a d a r ş e ır ’in k a rş ıl ığ ın ı g ö re ­

ce ğ i sö y len m iş ; bu s ın a v ı g e çe b ilm e s i iç in g e re k li

o la n tü m b ilg i le r le d o n a t ılm ış t ır . B u s ın a v d a iş in i

zo rla ş tıra cak -daha ö n ce sözünü ettiğ im iz- b ir i d ış:

şeytan, d iğ e r i iç : nefs o lm a k üzere ik i d ü şm a n la k a rş ı

Ü m r a n - A r a l ı k • 2 0 0 1 51

Page 52: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

EĞİTİMİ MASAYA YATIRMAK

k a rş ıy a k a la ca ğ ı b i ld ir i lm iş t ir . ‘K u r tu lu ş ’a e rm e k is te ­

y e n in s a n h a y a t ı b o y u n c a bu d ü ş m a n la r la b ir m ü c a ­

d e le y ü rü tm e k zo run d ad ır . Ş e y t a n ’a k a rş ı s ü re k li z ih ­

n in i u y a n ık tu ta c a k , n e fs in i tezk iye e tm e g a y re t in i

ise h a y a t ı b o y u n c a sü rd ü re ce k t ir . N e f s in in k e n d is in e

e m re tt iğ i k ö tü lü k le r i y a p m a y a c a k , z a a fla r ın d a n k u r ­

tu lm a k iç in m ü m in c e ya şam a g a y re t i iç in d e o lacak-

t ır/ o lm a k zo run d ad ır .

İn s a n h a y a t ın ı b ir m ü ca d e le sah as ın a ç e v ir e n

K u r ’a n , b u n u n n as ıl y a p ılm a s ı g e re k t iğ in i de b ild ir ir .

Y ü c e R a b b im iz bize F u rk a n su re s in in 52. a y e t in d e

“ K u r'ar ıla c ih ad /m ü cah ed e’ e m r i v e re re k y o l gösterir.

K u r ’a n ’la c ih a d em ri, o n u n ö ğ re n ilm e s in d e n , y a ş a n ­

m a s ın a , o ra d a n a n la t ım ı v e m ü c a d e le s in in v e r i lm e s i­

n e k a d a r tü m sa h a y ı kapsar.

İb n K a y y ım e l- C e v z i, in s a n ın h a y a t b o y u n c a y ü ­

rü te ce ğ i m ü c a d e le n in d ö r t aşam ad a g e rçe k le şe ce ğ in i

söy le r:

Birinci A şam a : N e fs e K a rş ı M ü c a d e le

ik in ci A şam a : Ş e y t a n a K a rş ı M ü c a d e le

Ü çüncü A şam a: Z a lim le re , F a s ık la ra , K a f ir le r e

K a rş ı M ü c a d e le

D ördüncü A şam a: B id a t ç ı la r a K a rş ı M ü c a d e le

B u n la r ı s a y d ık ta n so n ra nefse k a rş ı m ü c a d e le n in

d ö rt a şam a lı o ld u ğ u n u sö y le r v e ne fse k a rş ı m ü c a d e ­

le e tm e y e n in d iğ e r m ü c a d e le le r i y a p a m a y a c a ğ ın ı

sö y le r.

İb n K a y y ım , n e fs le m ü c a d e le n in a ş a m a la r ın ı şö y ­

le s ıra la r :

1- K u r ’a n ’ı o k u m a k iç in n e fs le m ü ca d e le

2- K u r ’a n ’ı ya ş a m a k iç in n e fs le m ü ca d e le

3- K u r ’a n ’ı a n la tm a k iç in n e fs le m ü ca d e le

4- A n la t ım e sn a s ın d a k a rş ıla ş ı la c ık te p k ile re k a r ­

şı n e fs le m ü ca d e le

R a m a z a n v e K u r ’an İ k l im i

R a m a z a n o r ta m ı b ir k a lk ış , y e n i b ir b a ş la n g ıç n o k ta ­

sı, m ih v e r n o k ta o lm a y a e n m ü sa it a y o ld u ğ u n d a n

İb n K a y y ım ’ ın bu ta s n if in d e n k a lk a ra k tü m m ü m in ­

le r n e fs le r iy le yü z le şm e li v e a k s a tıla n , b ıra k ıla n , ter-

k e d ile n g e re k l i l ik le r i y e n id e n in şa e tm e lid ir le r .

R a b b im iz K u r ’a n ’ı b iz in s a n la ra y o l g ö s te r ic i v e

h id a y e t v e r ic i b ir n u r o la ra k g ö n d e rm iş tir . B iz i de

b u n d a n so ru m lu k ılm ış t ır . D o la y ıs ıy la K u r ’a n g ib i

ağ ır b ir so ru m lu lu ğ u R a s u lu l la h ’m şahs ın d a , o n a

im a n e t t iğ in i s ö y le ye n m ü m in in s a n la ra v e ü m m e t­

le re e m a n e t o la ra k g ö n d e re n A l l a h ’t ır . B u n u n gereğ i

o la ra k biz m ü m in le r ö n c e lik le şu so ru la r ı k e n d im iz e

te k ra r te k ra r so rm a lıy ız :

- B iz m ü m in le r in K u r ’a n ’la ir t ib a t ı h a n g i düzeyde

b u lu n u y o r?

- A c a b a O ’n u gereğ i g ib i o k u y o r m uyuz?

- O ’n u ö ğ ren m ek , h a y a ta a k ta rm a k ve a n la tm a k

iç in h a n g i g a y re t le r i sa rfed iyo ruz ?

H e m o k u m a k , h e m ö ğ re n m e k v e h e m de an la t-

m ak - ö ğ re tm ek b ir ç a b a is te r k i m ü m in iç in bu e n te ­

m e l e m ird ir . D o la y ıs ıy la A l l a h m ü m in le r i bu k o n u d a

so ru m lu v e g ö re v li k ıla r . D iğ e r ta ra f ta n İb l is v e n e f ­

s im iz b u n a k a rş ı ç ık m a k ta v e b ize ç o k değ iş ik g e re k ­

çe v e b a h a n e le r le y a k la şa ra k K u r ’a n ’ı okum a-öğren-

m e v e ö ğ re tm e fa a liy e t le r in d e n a l ık o y m a k is tiyo r.

Ç ü n k ü K u r ’a n ’ı o k u m a k , o n u ya şay ıp a n la tm a k b ir

zam an v e s o ru m lu lu k ister, y a n i fe d a k a r lık ister.

K u r ’a n , b ir m ü m in in sad ece K u r ’a n ’ı o k u yu p o n u n la

im a n e tm e s in i b ek lem ez . Y a n e y i b e k le r ? B u b ir ik im ir lio v ^ r « n e o n lc i r o o l / f o c m o i f i r m l o ı l o *ıo»r1 ■><;». »;»%*« *• •" ‘O - 1 ................ .. u ı j ı u u

u ğu rda k a rş ıla ş ı la n s ık ın t ı la ra da göğüs g e rm ey i ister.

B u u ğ u rd a u y k u s u n d a n fe rag a t e d ip ç a lış a n , iş m eşg a ­

le s in d e n v a k it a y ır ıp b i ld iğ in i p a y la ş a n b ir in s a n a r ­

zular, k i b u n la r ta m a m e n h e r m ü m in k e n d is i iç in

y a p t ığ ı y a t ır ım la r v e e ld e e d eceğ i c e n n e t iç in d ir .

B u zor k o şu lla rd a y e g a n e y a rd ım c ı d a A l l a h ’ın sa­

p asağ lam ip i K u r ’a n v e o n u h e r a n ok u m a- an la tm a-

yaşam a fa a liy e t id ir . B u g ü n n ic e in s a n unsu ru k e n d i­

le r in e göre sözde n ic e h a k l ı seb ep le r le ; K u r ’an- ı Ke-

r im ’in n e d e d iğ in i, n a s ıl b ir h a y a t ı ta n ım la d ığ ın ı, n e ­

le r i is te d iğ in i, n e le r i re d d e tt iğ in i b i lm e k iç in h a y a t ın

da b e lk i b ir kez K u r a n ’ı ta m a m ıy la o k u m a m ış t ır v e

o n u ders k o n u su h a l in e g e t ir ip ö n c e k e n d in e so n ra

d a e t r a f ın d a k ile r le p a y la ş m a ih t iy a c ı h is se tm e m iş tir .

İş te bu in s a n ın b o c a la m a s ın d a e n ö n e m li fa k tö r nefs-

t ir v e ço ğ u kez in san a ç e ş it l i m a k u l ( ! ) g e re k çe le r su­

n a r.

U n u tu lm a m a s ı g e re k e n e n ö n e m li husus to p lu m ­

sa l a n la m d a K u r a n ı b ir d ö n ü şü m ü n b e k le n t is i v e ç a ­

lışm as ı iç in d e o la n h e r m ü s lü m a n fe rd in ö n c e lik le

i lk d e ğ iş im i k e n d i n e fs iy le y a p t ığ ı h e sap laşm a n e t ic e ­

s in d e g e rçe k le şe ce k t ir . B u n u n aks i ise g e ç ic i b ir h e ­

ves o lu r . Z a te n b ö y le y a p a n la r ın ç o ğ u n u n b e lli b ir

d ö n e m h a ra re t le s a v u n d u k la r ın ı b ir d ö n e m so n ra

m aa le se f h iç h a t ır la m a y a ra k k e n d i le r in i e m e k li e t ­

t ik le r i g ö rü lm ü ştü r.

O k u m a- ö ğ ren m e- ö ğ re tm e sü re c in d e tü m m ü m in ­

le r in n e fis le r iy le m ü ca d e le e tm es i g e re k ir . H iç b i r ar-

52 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 53: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

zu v e is tek o n la r ı K u r ’a n ’ın b ah se ttiğ im iz s ü re c in d e n

a lıkoyam az . B u ü ç lü a şa m a n ın y a n ın d a b ir de b u n la ­

r ı h a ya ta a k ta rm a y a n i yaşam a s ü re c i v a rd ır . D o la y ı ­

s ıy la A l l a h ’ın K u r ’a n ’da ıs ra r la a n la t t ığ ı h a y a t ta rz ın ı

ya ş a m ın a h a k im k ılm a s ı gere k ir k i; as la y a la n sö y le ­

m em ek , doğ ru sözlü o lm a k , k ib ir le n m e m e ^ p araya

m ağru r o lm a m a k , m a k a m - m e v k iin i ö v ü n m e ko n u su

h a l in e g e t irm e m e k v e in s a n la ra te p e d e n b a k m a m a k

g ib i sa y a b ild ik le r im iz e asgari ö n e m g ö s te rm e lid ir .

Ö rn ek bir K u r’an nesli o la b ilm e k y a h u t d iğ e r b ir ifade

ile A iş e v a lid e m iz in H z . P e y g a m b e r in a h la k ı so ru l­

d uğund a b u n a v e rd iğ i c e v a p o la n “ O ’n u n ahlakı

K ur’an ahlakıydı" fo rm ü la s y o n u n u h a y a t ım ız a h a k im

k ı lm a k d u ru m u n d a y ız . B u d a y ü c e A l l a h ’ın

K u r ’a n ’da s ın ır la r ın ı ç izd iğ i tü m e m ir le r in ta rtışm asız

h a y a ta a k ta r ı lm a s ıy la o la c a k b ir iş tir. M e s e la b ilg im iz

a r t t ık ç a te vazu m u zu n da a rtm as ı g e re k lid ir . A m a d ö ­

n ü p b ak tığ ım ızd a k a ç ım ız b u n u y a ş a n ıl ır k ı la b i l iy o r

ve in san la ra te p e d e n b a k a n b ir k o n u m d a n k e n d in i

ç e k ip a lıyo r . K a ç ım ız acab a k e n d im iz iç in is te d iğ im i­

zi b ir başka m ü m in kard eş im iz iç in is tiyo ruz . N e t ic e ­

de eğer b iz k e n d i n e fs im iz le y a p tığ ım ız h esa p la şm a ­

d a n ga lip ç ık am az sak as la in s a n la ra u y a r ıd a b u lu n a ­

n lay ız v e “kendiniz yapm ayıp da başkalarını mı uyarı­

yorsunuz!’ m e a lin d e k i a y e t in m u h a ta b ı o lu ruz . B ö y le

b ir d u ru m d a ise A l l a h r a h m e t in i b iz m ü m in le r in üze­

r in e yağd ırm az.

A l l a h ’ın K u r ’a n ’da P e y g a m b e r in ağ z ın d an b ir k ı ­

ya m e t s a h n e s in d e ak ta rd ığ ı; “kavm im bu K u r’a n ’ı ter­

kedilmiş bıraktı” sözüne m u h a ta p o lm a m a k iç in n e fs i­

m iz le d e rh a l b ir h e sap laşm a iç in e g irm em iz laz ım d ır.

B i r başka a ç ıd a n n a s ıl n am az ı k ıl ıp , ram azan o ru ­

cu n u tu tu y o rsa k a y n ı şek ild e h e rg ü n v e h e r a n y a la n

sö y lem em em iz , d e v a m lı a d a le t li o la ra k d a v ra n m a m ız

gerek ir. Y a k ın b ir d ostum uz h a t ta a ile m iz d e n b ir is i

a le y h in e d a h i o ls a A l l a h a d ın a do ğ ru yu sö y le m e li v e

k e n d i n e fs i arzu v e is te k le r im iz i A l l a h ’ın e m ir le r in in

ö n ü n e g e ç irm e m e liy iz .

Kollektif Nefs

İn s a n ın bazen te k b aş ın a bu tü r lü f ıs ı lt ı la ra d ire n m e ­

si m ü m k ü n o la b il iy o r . A m a işte b u ra d a karş ım ıza y e ­

n i b ir ne fs ç ık ıy o r : ‘K o llek tif n efs ’. G e n e ld e an n e-b a ­

b a la r, y a k ın a k ra b a la r v e y a ta n ıd ık eş-dost çevre s i

şöy le d iy e b il iy o r : Y a ln ız sen m i d o ğ ru yu b iliyo rsu n ,

sen o lm azsan m ü s lü m a n la r p e r iş a n m ı o la c a k vs. ve-

y a s e n in a rk a d a ş la r ın ç o k p a ra k a z a n ırk e n sen sü rü ­

n ü yo rsu n , sen de bu iş le r i b ıra k ıp o n la r g ib i ç a lışsan a

şe k lin d e m ü m in fe rd i z o r la y ıc ı b a sk ıla r g e le b ilir . Ç o k

defa bu tü r lü ç a ğ r ıla r d ire k t h a ra m o lm a y a n m eşru

g e re k çe le r ö n e sü rerek iy i n iy e t le r le sö y len ir . B u ö y ­

le b ir ta k d im e d ilir k i s a n k i b ü tü n v a k t in iz i; eşin ize,

dostunuza a y ır ırsa n ız iy i b ir m ü s lü m a n o la cak s ın ız .

İş te ‘ko llektif n efs’ d ed iğ im iz bu duygu ile ka rş ı k a rş ı­

ya k a lır ız v e b ir ço k m ü s lü m a n arkadaş bu b ask ıd a n

k e n d is in i a lık o y a m a y a ra k , o n la r ın is ted iğ i ç izg iye

g e lm iş , d o la y ıs ıy la da g a y re t le r in i a z a ltm ış la rd ır. B u

b a k ım d a n ‘k o l le k t i f n e fs in ’ ta ra f ta r la r ın ın da n as ıl

b ir s o ru m lu lu k a lt ın d a o ld u k la r ın ı b i lm e le r i g e rek ir.

A n n e , b ab a la r, y a k ın la r , ç o c u k la r , e ş le r in bu iş le r le

u ğ ra şm a la r ın ı e n g e lle m e k te n z iyade b irb ir le r in i des­

te k le r tarzda y a rd ım e tm e le r i v e şey tan î- n e fs î a rzu la ­

r ın a o rta k b ir karş ı duruş s e rg ile m e le r i g e rek ir. B u

b a k ım d a n ‘k o l le k t i f n e fs ’ b i l in c i m ü m in in s a n la r ın

h a y a t ın a k ış ı iç e r is in d e İs la m ’a u yg u n b ir h a y a t ı y a ­

şam ak v e y a ş a n ıl ır k ı lm a k iç in v e rd ik le r i m ü ca d e le ­

de e n g e l le y ic i o la c a k t ır k i b u n a karş ı h e r m ü m in in

te yak ku z h a l in d e o lm as ı g e rek ir.

S o n o la ra k ; b ire y o ls u n to p lu m o lsu n k e n d i n e fs i­

m iz in arzu v e is te k le r in e v e ş e y ta n ın d ö rt b ir y a n ı ­

m ızd an b iz i k u şa tıp k e n d i y o lu n u n yo lcu su ya p m a is­

teğ in e k a rş ı sa b ır lı v e K u r ’a n ’la ir t ib a t ım ız ı a r t t ıra ra k

d ire n m e liy iz . U n u tm a m a lıy ız k i ib lis in h e d e fi b izi

A l l a h ’ın c e p h e s in d e n k e n d i ta ra f ın a a lm a k t ır . H z .

P e y g a m b e r ’e a t fe d ile n b ir h a d is te şö y le geçer: B irg ü n

A l l a h R a s u lü b ü yü k b ir s a va ş tan o rd u su y la b ir l ik te

d ö n e rk e n ‘k ü ç ü k sa vaş tan b ü y ü k savaşa d ö n ü yo ru z ’

der. S a h a b e ‘y a R a s u la l la h b u n d a n b ü yü k b ir savaş

m ı o lu r ? ’ d e y in c e , R a s u lu l la h ‘h a y ır , n e fs le m ü ca d e le

e n b ü yü k sa v a ş t ır ’ der. B u o la y ın s ıh h a t in i ta r t ışm a k

b ir ta ra fa , y a p ıla n ‘b ü yü k sa vaş ’ vu rgusu so n derece

doğrudur. E ğ e r m ü m in k e n d i iç in d e n e fs iy le yap tığ ı

m ü ca d e le d e g a lip gelem ezse za ten fiz ikse l a n la m d a

da savaş edem ez. B u n o k ta d a n e fs iy le ö m ü r b o yu sü ­

re ce k b ir m ü ca d e le y i göze a la m a y a n la r , to p lu m sa l b ir

d eğ iş im v e d ö n ü şü m ü n y ılm a z sa v u n u c u la r ı o lam az ­

lar.

S o n ta h li ld e R a m a z a n a y ın ı K u r ’a n ’la iliş k im iz i

y e n id e n gözden g eç ird iğ im iz v e te k tek v e to p lu h a l ­

de üzerine dü şü n ü p k a fa yo rd uğum uz, a y n ı n isb e tte

de h a y a t ım ız a g e ç ird iğ im iz b ir ik l im ‘K ur’an iklimi’

h a l in e g e t ire b ilir iz . ■

RAMAZAN'I MİHVER EDİNMEK / ÖZDEMİR

U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 53

Page 54: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN’! KUR’AN’LA YAŞAMAK

K ER İM B U L A D I

B ü tü n in s a n la ra h id a y e t re h b e r i o la n K u r ’ân-

ı K e r im , R a m a z a n a y ın ın son o n g ü n ü n d e

sa k lı b u lu n a n v e b in a yd a n d a h a h a y ı r l ı o la n

K a d ir g eces in d e in d ir i lm e y e b a ş la n m ış t ır . R a m a z a n

a y ın ı ö n e m li v e a n la m l ı k ı l a n h iç şü p h es iz

K u ıV m 'u u . K ı ı ı ’ân , eb ed i, eze li ve d eğ işm eyen hu icum

v e p re n s ip le r iy le b ü tü n in s a n lığ ın m u tlu lu ğ u n u sağ­

la y a n v e en p ra t ik y o ld a n in s a n la r ı h id a y e te , d o ğ ru ­

ya , h a k k a u la ş t ıra n b ir k ita p t ır .

P e k i , biz eşsiz v e em salsiz o la n k e lâm - ı İ la h îy i n a ­

s ıl a n la r v e o n d a n n a s ıl is tifad e ed eb ilir iz ? R a m a z a n

a y ın ı b ir fırsa t v e b a ş la n g ıç k a b u l ed e rek o n u n fey iz li

v e b e re k e t li p ın a r la r ın d a n k a n a k a n a n a s ıl iç e b ilir iz ?

B u n u n yo lu v e u sû lü n e d ir ? K la s ik R a m a z a n k u t la ­

m a la r ın d a n , g e le n e k s e l h a t im m e ra s im le r in d e n ,

ö z ü n d en uzak laşm ış te r a v ih v e if ta r p ro g ra m la r ın d a n

s ıy r ıla ra k , K u r ’â n ’ın v e R a m a z a n ’ın as ıl ru h u n u ve

özünü n a s ıl y ak a la r ız ? İş te biz, bu yaz ım ızda bu g ib i

so ru la ra c e v a p a ra m a y a ça lışacağ ız .

1- Tedebbür ve Tezekkür (Düşünme ve Öğüt Alma):

K u r ’ân- ı K e r im d ü n y a d a k i v a r l ık la r ın v e o la y la r ın

ço ğ u n d a in s a n la r iç in a l ın a c a k ders ve ib re t le r b u ­

lu n d u ğ u n u v e in s a n la r ın b u n la r üzerin d e d ü şü n m e ­

le r i g e re k t iğ in i b e l ir tm e k te d ir .

" B i * bu örnekleri insanlara veriyoruz; fa k a t onları

an cak bilenler düşünüp anlayabilir. A llah, gökleri ve ye­

ri h ak o larak (yerli yerince) y a ra ttı. Şüphesiz bunda,

im an eden ler için (A llah ’ın varlık ve kudretine) bir nişâ-

ne bu lunm aktadır."1

B i r ç o k â y e tte y ü c e A l l a h , “ düşünm ez m is in iz ? ” ,

“ a k le tm ez m is in iz ” , “ b e lk i a r t ık d ü şü n ü rsün ü z ” , n e az

d ü şü n ü yo rsu n u z ” b u y u ra ra k 2 in s a n la r ı d ü şü n m eye

d a v e t e tm e k te , d ü ş ü n m e y e n le r i ise (5 2 /1 7 1 ) k ın a ­

m a k ta d ır .

“ A ilah size böylece âyetlerini açık lar k i, düşünüp ha­

kikati an layasın ız :”3 * “Doğrusu bunda iyi düşünen, işiten

ve akim ı kullanan bir icavım için ibretler vardır.

D ü ş ü n c e in san a m ahsus b ir ö z e llik t ir . H e r in s a n ­

d a d ü şü n m e k a b i l iy e t i va rd ır , in s a n , d ü şü n ce ve mu-

h â k e m e y e te n e ğ iy le d iğe r v a r l ık la rd a n a y r ıl ır . M ü ­

k e l le f v e m e s ııliy e te s a h ip o lm a s ı m u kad d es e m a n e ­

ti y ü k le n m e s i de bu yü zd en d ir.

M e v lâ n â , in s a n ın f ik ir v e d ü ş ü n c e d e n ib are t o l ­

d u ğ u n u , g e r i k a la n k ıs m ın ise k e m ik v e s in ir le r o ld u ­

ğ u n u söy le r. İn s a n la r ın d ü şü n ce ile d ir i ld iğ in i b e l ir ­

tir . O n a gö re n a s ıl h e r şey güneş sa yes in d e s ıc a k o lu r

v e ıs ın ırsa , in s a n da d ü şü n ce sa yes in d e d ir i o lu r .5

in s a n , ö n c e lik le n e y i d ü şü n m e li; te fe k k ü r e tm e ­

l id ir ? K u l lu k iç in y a r a t ı la n v e b u a m a ç la d ü n ya ya

g ö n d e r ile n in san o ğ lu , h e r şe yd e n e v v e l o n u ya ra ta n ,

k â in a t ın v e b ü tü n v a r l ık la r ın sa h ib i v e h a l ik ı o la n

A l l a h ’ın k u d re t in i, s a n a t ın ı, k a in a t ın y a r a t ı l ış ın ı ve

k ü çü k b ir k â in a t ı a n d ıra n in s a n ın m a n a v e m a h iy e t i­

n i d ü şü n m e li, te fe k k ü r e tm e lid ir , in s a n ın d ü şü n ce fa ­

a l iy e t in i sü rd ü reb ilm es i iç in b ir re h b e re , k ıla vu z a ,

b ir d ü stû ra v e b ir ta lim a tn a m e y e ih t iy a c ı v a rd ır , i n ­

san ı m tik e rre m o la ra k y a ra ta n , o n a m e sû liy e t v e m ü ­

k e lle f iy e t ç e rç e v e s in d e d a ğ la r ın ta ş la r ın ta ş ıy a m a ya ­

c ağ ı k u ts a l e m â n e t i y ü k le y e n A l l a h T e â lâ , o n a k u llu ­

ğu ta lim ed e ce k v e o n u irşad e d e re k h id â y e t y o lu n u

g ö s te ren K e lâ m - ı K a d îm in i g ö n d e rm iş t ir . D ü n y a v e

â h ire t s a a d e t in i te m in ed ecek , in s a n a in s a n lığ ın ı ö ğ ­

re te c e k o la n bu İ l â h î k e lâ m , in s a n ı d ü şü n m eye v e

k e n d is in i ted eb b ü r e tm e y e d a v e t e tm e k te d ir . B ö y le

5 4 Ümran •Aralık -200]

Page 55: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZANI KUR'ANLA YAŞAMAK / BULADI

b ir te fe k k ü r v e ted eb b ü r a tm o s fe r in e g irm e d e n o n u n

İ la h î ra h m e t ve m ü jd e s in d e n h isseyâb o lm a k m ü m ­

k ü n d eğ ild ir . O n u n üzerin d e gereğ i g ib i d ü şü n m ek ,

k a fa yo rm a k , o n u a n la m a n ın v e o n d a n is tifad e e tm e ­

n in vazgeç ilm ez şa rtıd ır .

"Sana bu m ü barek kitabı, âyetlerini düşünsünler ve

aklı olan lar öğüt alsınlar diye indirdik.”6

A y e t t e g eçen “ te d b îr ” k e lim e s i, b ir iş in so n u n u ,

h a k ik a t in i , v a ra c a ğ ı n o k ta y ı d ü şü n m ek , a n la m ın d a ­

d ır .7 A y e t te , A l l a h T e â lâ ’n ın K u r ’â n ’ı d ü şü n m e k s i­

z in s ır f o k u n m a s ı iç in d e ğ il de te fe k k ü r v e ted eb b ü r

e d ilm e s i iç in g ö n d e rd iğ in e d e l i l v a rd ır .8 Z ik r e t t iğ i ­

m iz â ye te ç e ş it li m a n a la r v e r ilm iş t ir . “ K u r ’â n ’ın iç in ­

de b u lu n a n la r ı d ü şü n sü n le r, a n la s ın la r v e o n u n la

a m e l e ts in le r .” 9, “ iç in d e n ç ık a r ı la c a k m a n a la r ı , sa ­

h ih te ’v i l le r i , z a h iren d ü ş ü n ü le b ile c e k şe y le r i a n la ­

m a la r ı iç in in d ird ik ” 10, “ L a t i f m a n a la r ı v e a c a y ip s ır ­

la rı h a k k ın d a d ü şü n sü n le r v e ted eb b ü r e ts in le r , d iy e

in d i r d ik . "11 “Ayetlerini düşünm ek ” cü m le s i e m ir ve

y a s a k la r ın a ta b i o lm a k ş e k lin d e de a n la ş ı lm ış t ır .12

F a h ru d d in R â z î’ye göre , d ü şü n m e ye n , te d eb b ü r e t ­

m e y e n ve te v f ik - î İ lâ h în in y a rd ım e tm e d iğ i k im se ,

K u r ’ân- ı A z îm ’de z ik re d ile n a c a y ip s ır la ra v a k ı f o la ­

maz. ’ '

B u a ç ık la m a la r ın ış ığ ı a lt ın d a şu n u sö y le ye b ilir iz :

K u r ’â n , sad ece o k u n m a k iç in g ö n d e r ilm e m iş t ir .

K u r ’ân , m an a y ö n ü n d e n m u cize o ld uğ u g ib i la fız y ö ­

n ü n d e n de m ucized ir, A n c a k o n u n h e d e fi v e nüzu l

seb eb i, la fz ın ih t iv â e t t iğ i m a n a la r ın p ra tiğ e y a n i,

am e le yan s ım as ıd ır . D a h a öz v e k ısa b ir ifade ile o,

a n la ş ılm a s ı v e h ü k ü m le r in in ta tb ik e d ilm e s i v e h a y a ­

ta h a k im k ıl ın m a s ı iç in g ö n d e r ilm iş t ir . B u m ü b a rek ,

b e re k e t li v e fe y iz li k it a b ın a n la ş ılm a s ı, la fz ın ın ih t iv â

e t t iğ i m a n a la r ın ın v e b u m a n a la r ın ta h t ın d a m ü n d e ­

m iç o la n h ik m e t le r in in k a v r a n a b ilm e s i iç in e n

ö n e m li m e to t ise ted eb b ü r, te fe k k ü r , a k le tm e v e m u ­

h a k e m e d ir . O n u n â y e t le r in i d e r in d e n d e r in e , in c e ­

d e n in c e y e d ü şü n m e d e n K u ı ’â n ’d an is tifad e e tm e k

ve o n u b ir h a y a t k it a b ı h a l in e g e t irm e k zordur.

B u g ü n M ü s lü m a n la r ın a n a p ro b le m le r in d e n b ir i

de bu n o k ta d a d ü ğ ü m le n m e k te d ir . K u r ’â n ’ın sadece

la fz ın ı ezberlem ek , te re n n ü m e tm ek , o n u b e l ir l i m e ­

ra s im le rd e o k u m a k ş e k lin d e k i u y g u lam a v e g a y re tle r ,

K u r ’â n ’ın as ıl g ö n d e r il iş a m a c ın ın a n la ş ı lm a m a s ın a

y o l a çm a k ta d ır . B u y a n lış t e la k k ile r in n e t ic e s in d e

K u r 'â n , M ü s lü m a n la r ın b ire y , a ile , m il le t , d e v le t h a ­

y a t ın d a n , t ic a re t , e ğ it im , ö ğ re t im v e a h la k a la n ın d a n

uzak laşm ıştır. M i l l i şa ir im iz M e r h u m M e h m e d A k i f

E rs o y ’u n aşağ ıda su n acağ ım ız tesp it, serzen iş v e u y a ­

r ıs ın ı bu k o n u d a ço k a n la m lı b u lm ak tay ız . Z ir a b u ­

gün d ü n ya ü ze rin d ek i M ü s lü m a n la r ın d u ru m u , ş iird e

ö ze tlen m iş g ib id ir .

Ç ü n kü biz bilm iyoruz dini. E vet bilseydik,

Ç are yok, gösterm ezdik bu kadar sersem lik.

İbret olm az bize, her gün okuruz ezber de!

Y oksa, bir m aksat aranm az m ı bu âyetlerde!

Lâfzı m uhkem yalnız, anlaşılan, K u r’â n ’ın,

Ç ü n kü kaydında değil, hiçbirimiz m an an ın :

Y a açar n azm -ı çelilin , bakarız yaprağına ;

Yahut üfler, geçeriz bir ölünün toprağına,

inm em iştir hele K u r’ân , bunu hakkıyla bilin,

N e m ezarlıkta oku n m ak ne de fa l b akm ak için!1*

Y o ru m a v e başka b ir izaha m a h a l b ıra k m a y a c a k

k ad a r a ç ık v e n e t o la n bu ifad e le re e k le n e c e k b ir şey

yo k tu r . G e r ç e k te n K u r ’â n , M iis lü m a n la r n ezd inde

ç o k ezb e rlen en , ço k o k u n a n , ç o k ç a h a tm e d ile n ve

m u k a b e le e d i le n b ir k it a p t ır . C a m ile rd e , e v le rd e ,

to p la n t ıla rd a e ld e n e le , d i ld e n d ile , g ö n ü ld e n g ö n iile

d o la ş ıp d u rm a k ta d ır . B u a s lın d a güzel v e ö v ü n ü le c e k

b ir d u ru m d u r. A n c a k K u r ’â n , b u m a k sa tla in d ir ilm e-

m iş t ir . S a d e c e ezb e rlem ek , sadece o k u m a k , sadece

süslü k ı l ı f la r la d u v a r la ra asm ak , sadece ra fla ra , v i t r in ­

le re güzel güzel d izm ek v e se rg ilem ek , sad ece h a t sa­

n a t ın ı ic ra ed e rek , te z h ip le ye rek , sü s le ye rek gösterişe

v e sa tışa s u n m a k iç in in m e m iş t ir , Y u k a r ıd a da b e l ir t ­

t iğ im iz g ib i a s ıl v e te m e l a m a ç “ la fz ın ” ile r is in e g e çe ­

rek “ m a n a y a ” v e m a n a n ın d a ö te s in e u zan a rak “ a m e ­

le ” e r işm e k tir . Ç o k hafız y e t iş t irm e k , ç o k h a t im y a p ­

m ak , K u r ’â n m e t in le r in i it in a ile yaz a rak h a t s a n a t ı­

n ın ic ra s ı ile ö v ü n m e k , M ü s lü m a n la r ın h a y a t ın ı

y ö n le n d ire m e m iş v e yüzünü de p e k g ü ld ü ıe m e m iş t ir .

M a n a v e m a n a n ın gereğ i o la n a m e ld e n , p ra t ik te n

uzak laşan K u ı ’â n ’m m ü n te s ip le r i, k â ld e n (sözden )

h â le (u y g u la m a y a ) v e iç e r iğ e g e ç e m e d ik le r i iç in ,

K u r ’â n ’ın ö n g ö rd üğ ü h a y a t ın n e z e v k in e n e de ta d ı­

n a v a ıa b ilm iş le rd ir . B u sa k îm (h a s ta ) d u ru m d a n k u r ­

tu lm a k iç in K u r ’â n â y e t le r in i in c e d e n in c e y e d ü şü n ­

m e k şa rtt ır . A r t ı k lâ fızdan m e fh û m a , k a v ra m d a n p ra ­

tiğe g e ç m e n in za m a n ıd ır . B u y a p ıla m a d ığ ı ta k t ird e

“ sözde M ü s lü m a n l ık ” id d ias ı v e a v u n tu s u n d a n k u r ­

tu lm a k v e K u r ’â n ’ın e m ir v e ta v s iy e e t t iğ i h a y a ta

d ö n m e k m ü m k ü n d eğ ild ir.

Umrcın-Aralık .2 0 0 i 5 5

Page 56: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

A ş a ğ ıd a su n acağ ım ız m a lu m a t, i lk M ü s lü m a n la ­

r ın Km ’a n ’ ı a n la m a d a g ö s te rd ik le r i, ta k ip e t t ik le r i v e

ö n c e lik v e r d ik le r i m e to t la r ı gö s te rm esi a ç ıs ın d a n

ö n e m lid ir v e a y r ıc a ış ık tu tu cu ve u fu k a ç ıc ıd ır .

îb n M e s û d v e O b e y ( r .a ) in r iv a y e t le r in e göre

R e s ıı lu l la h (s .a .v . ) , o n la ra o n â y e t o k u tu rd u . O n la r ,

b u o n â y e t in iç in d e b u lu n a n h ü k ü m le r le a m e l e tm e ­

y i ö ğ re n m e d e n d iğ e r o n âye te g eçm ez le rd i. R esû lu l-

la h (s .a .v . ) , o n la ra K u r ’â n ’ı v e K u r ’â n ’la a m e l e tm e ­

y i b ir l ik te ö ğ re tird i. A b d u r r a h m a n es- S tilem î şöy le

b ild ir ir : “ B iz K u r ’â n ’d a n o n â y e t ö ğ re n in c e , bu â y e t ­

le r in ih t iv a e t t iğ i e m ir , yasak , h e la l v e h a ra m ı b i t in ­

ce y e k ad a r d iğ e r o n â y e t i ö ğ re n m e z d ik .” İm a m M a l ik

M u v a t t a ’ın d a şö y le d e m e k te d ir . “ B a n a u la şan h a b e ­

re göre A b d u l la h b. A m r , ö ğ re n m e k a m a c ıy la B a k a ­

ra S û r e s in in üzerin d e sekiz sene d u rm u ş tu r .” Y in e

İm a m M a l i k ’in r iv a y e t in e göre İb n A m r , B a k a ra S û ­

re s in i o n ik i sen ed e ö ğ renm iş , b it ir in c e de b ir d e ve

k esm iş tir . A b d u l la h b. M e s u d ise şö y le d em iş tir :

“ K u r ’â n ’m la f ız la r ın ı ezb e rlem ek zor, o n u n la am e l e t ­

m e k ise b ize k o la y g e liyo rd u . B iz d e n so n ra g e le n le re

ise, K u r ’â n ’ı e zb e r lem ek k o la y , o n u n la a m e l e tm ek

ise zor g e lir .” M i ic a h id , İb n A m r ’d a n şö y le r iv â y e t

eder: “ B u ü m m e t in b a ş la n g ıc ın d a R e s û lu l la h (s .a .v . )

in a s h a b ın d a n fâ d ıl k im se le r , K u r 'â n ’ın a n c a k b ir sû ­

re v e y a b e n z e r in i ezberle rd i. A m a o n la r , K u r ’â n la

a m e l e tm e ye m u v a ffa k k ı l ın ır la rd ı . Ö m e r b. H a t-

ta b ’m da B a k a ra S û re s in i o n sene iç in d e ezb erled iğ i

v e ezb e r lem ey i b i t ir in c e de A l l a h ’a ş ü k re tm e k iç in

b ir d e v e kes t iğ i sö y le n ir . :

B u r iv a y e t le r i v e d e ğ e r le n d irm e le r i göz ö n ü n e

a la ra k , İs la m ’ın i lk y ı l la r ın d a s a h â b e le r in , K u r ’â n ’ı

a m e lle b ir l ik te ö ğ re n d ik le r in i görürüz. S a h a b e le r , la ­

fız v e m a n a y ı ö ğ re n m iş le r v e a m e lle b ü tiin le ş tirm iş-

le rd ir . H a t t a ö ğ re n d ik le r in i h e m e n p ra tiğ e d ö k m ü ş ­

le r v e a m e li h a y a t ı g ü ç le n d irm e d e n , başka â y e t le r i

v e sû re le r i ö ğ ren m em iş v e ez b e r lem em iş le rd ir . O n la r

p ra tiğ e d a h a fazla a ğ ır l ık v e rm iş le r v e bu fa a liy e t i,

K u r ’ân la f ız la r ın ı ö ğ re n m e k te n d a h a k o la y ve h a f i f

b u lm u ş la rd ır . B u sayede de K u r ’â n ’m a m e l y ö n ü n ü

iç in e s in d ire re k o n u n as ıl ru h u n u k a v ra m ış la rd ır .

A n c a k d a h a so n rak i v e g ü n ü m ü zd ek i M ü s li im a n la r ,

y u k a r ıd a n is p e te n tem as e tt iğ im iz g ib i, h ep lafza, ez­

b e r le m e y e v e o k u m a ya a ğ ır l ık ve rm iş le rd ir . T a b i î k i

b u n u n so n u cu K u r ’â n ’ın as ıl is ted iğ i a m e l (p r a t ik )

h e r a la n d a n uzak laşm ıştır . M ü s lü m a n la r , sesi, sedası,_ - . ■ I I I I ) , t . . . . •• •liilg lUCüİ ğUZci UlcUi JJÜ iULll 6C611 Udi UUHIH U V LLUllUlŞiet'

am a , a y n ı h a fız la ra K u r ’â n ’ın m a n a v e m e fh u m u n u

k a v ra tm a d a b a ş a r ılı o la m a m ış la rd ır . B u n u n a k a b in d e

K u r ’â n , b ire y , a ile , v e m il le t h a y a t ın a y ö n v e rm e

y e r in e m eza r lık la rd a , ç e ş it l i ra n t k a y g ıs ıy la u y d u ru ­

la n y e d ile r , k ırk la r , e l l i ik i le r g ib i h u ra fe m e c l is le r i­

n d e o k u n u r o lm u ş sû-i is t im a le uğ ram ış s ır f yü z ü n ­

d e n o k u m a a ra c ı k ıl ın m ış , h a t ta bazı k im se le rc e b ir

m e ta h a l in e ç e v r i lm iş t ir .

K u r ’â n ’m , in s a n lığ ın h e m d ü n y a v e h e m de âh i-

re t m u tlu ğ u n u te m in e tm e k iç in i la n e t t iğ i h ü k ü m le ­

ri, ta lim a t la r ı , i lk e le r i v e ö ğ re t ile r i te fe k k ü r v e tezek ­

k ü r e d e rek u yg u lam ak , yaşam ak , h a y a ta a k ta rm a k ,

tü m in s a n lığ ı o n u n d i r i l t i c i n e fes i ile c a n la n d ırm a k ,

o n u n d a h a da iy i a n la ş ı lm a s ın ı v e k a v ra n m a s ın ı sağ­

la y a c a k t ır . B i r e y ve to p lu m h a y a t ın d a y ü rü r lü k te o l ­

m a y a n K u r ’â n ’ın m u h te v a s ın ı in s a n la r n a s ıl a n la y a ­

b i l i r le r ? B u n u n iç in in s a n lığ ı d ü şü n ceye , a k le tm e ye ,

ö z e llik le k e n d i üzerin d e y o ğ u n la şm a ya d â v e t e d e n

K u ı ’â n ’ın sedasına k u la k v e rm e k g erek ir.

2- Hakkını Vererek Okumak: Hakîkî TilâvetH a k k ın ı v e re re k v e g öze te rek o k u m a k , K u r ’â n ’ in

a n la ş ı lm a s ın d a en m ü h im b ir u sû ldü r. K u r ’â n ’ın a n ­

la ş ılm a s ın d a ih las , s a m im iy e t v e n iy e t kada r, h a k k ı ­

n ı v e re re k o k u m a k ta o d e re ce ö n e m lid ir .

"Biz onu , K u r’ân o larak , insanlara dura dura o k u ­

yasın diye ( âyet âyet, sûre sûre) ayırdık ve onu peyder­

56 U n v a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 57: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZANA Kİ fR* ANLA 1 AŞAMAK 1 RUIAM

pey indirdik . " 16

B e y d â v î ’n in izah ın a göre K u r ’â n ’ ın , ağ ır ağ ır, y a ­

va ş y a v a ş in d ir ilm e s i, o n u n ezb e rlen m esi v e a n la ş ı l­

m ası iç in d a h a fazla b ir k o la y lığ ı v e y a rd ım ı sağ lam ış ­

tır . H z . P e y g a m b er ’in d u ra d u ra , ya v a ş yavaş o k u m a ­

sı iç in K u ı ’â n , â ye t âye t, sûre sûre in d ir i lm iş o lupTT ir

d e fad a in d ir i lm e m iş t ir . E ğ e r in s a n la r , a y n ı an d a

o n u n e m ir v e y a sak la n ile m ü k e l le f o lsayd ı, b u n d a n

k a ç a r la r v e bu n u yap m a ya g iiç y e t ire m e z le rd i.17

E lm a l ı l ı ’n ın b e y a n ın a göre K u r ’a n ’ın h ü k ü m le r i,

h ep s i b ird e n değ il, a s ıl la rd a n a y r ın t ı la ra doğru , in ­

s a n la r ın h e r tü r lü m e n fa a t ve ih t iy a ç la r ın a v e d u ­

r u m la r ın ın g ereğ ine u yg u n o lm a k üzere ya vaş yavaş

in d ir i lm iş t ir . O n u n iç in K u r ’â n ’d a n b ir h iz ip (cü z ’ün

d ö rt te b i r i ) v e y a b ir aş ır (o n â y e t ) v e h a t ta bazen b ir

â ye t, bağ ım sız b ir k ita p g ib i, baş lı b aş ın a m ü jd e le m e

v e u y a rm a y ı k ap sayan b ir d e rs t ir .18

B u a ç ık la m a la r bize g ö s te r iyo r k i, K u r ’â n ’ın d eğ i­

ş ik z a m a n a ra lık la r ın d a azar azar in m e s in in h ik m e t i

o n a m u h a ta p o la n in s a n la r , o n u n h ü k ü m le r in i; e m ir

v e y a s a k la r ın ı iç in e s in d ire s in d ire , b e lle ye b e lle ye ,

a m e l ede ede k av ram as ı v e a n la m ış iç in d ir . K u r ’â n ’ı

a n la m a n ın y o lu , o n u ağ ır ağ ır, d u ra du ra , a n la y a an-

la ya , a h e s te aheste o k u m a k ta n , m üzakere v e ta lim

e tm e k te n geçer. K u r ’â n ’ı a n la m a k o n u su n d a M e v -

d û d î’n in şu d eğ e r len d irm es i o ld u k ç a ö n e m lid ir :

“ Ç o k fa rk lı k iş ile r , fa rk lı a m a ç la r la K t ır ’â n ’a y a k ­

la ş t ık la r ı iç in b ü tü n h e rk e s in , ih t iy a c ın a c e v a p v e re ­

b ile c e k g ene l-geçer b ir K u r ’â n o k u m a ta vs iyes i su n ­

m a k im k a n s ız d ır . F a k a t b en , sadece K u ı ’â n ’ı a n la ­

m a k v e İn s a n î p ro b le m le r in in çö zü m ün d e o n u re h ­

b e r e d in m e k is te y e n k im s e le r le i lg i le n iy o ru m .

K u r ’â n ’ı a n la m a n ın b ir in c i şa rtı, o n u a ç ık v e tarafsız

k a fa i le o k u m a k t ır . K u ı ’â n ’ın v a h iy o ld u ğ u n a in a n s ın

y a da in a n m a s ın , b ir k im se m ü m k ü n o ld uğ u kad a r,

o n u n le h in d e ve y a a le y h in d e sa h ip o lduğu ö n ya rg ı­

la r ın tü m ü n d e n z ih n i te m iz le m e li, ö n c e d e n e d in d iğ i

tü m f ik ir le r i yo k e tm e li v e b u n d a n son ra sadece a n ­

la m a k a m a c ıy la o n a y a k la şm a lıd ır . K e n d i ö n y a rg ıla ­

rı ile K u r ’â n ’a y ak la şa n k im se le r, s a t ır la r a ra s ın d a k i

d ü ş ü n c e le r in i o k u r la r v e bu n e d e n le K u ı ’â n ’ın i le t ­

m e k is te d iğ i m esajı k a v ıa y a m a z la r .” 19

B u te s p it v e yo ru m a k a t ıld ığ ım ız ı ifade e tm e k is­

teriz . B u g ü n b ıra k a lım o ry a n ta lis t le r i, m is yo n e r le r i

v e b e n z e r le r in i, M ü s lü m a n ’ım d iy e n bazı in s a n la r b i ­

le K u r a n ’a ö n yarg ı ile y a k la şm a k ta d ır la r . K iş is e l, s i­

y a s î, id e o lo j ik , fe ls e f î v e d ü n y e v î g ö r ü ş le r in i

K u r ’â n ’ın ö n ü n e g eç irm e g a y re t le r i iç e r is in d e o la n ­

la r, bu d u ru m d a n k u rtu lm a d a n K u r ’â n ’ı a n la y a m a z ­

lar. Y in e M e v d u d i’ye k u la k v e re lim :

“ E ğ e r b ir k im se , K u r ’â n ’ın iç e r iğ i h a k k ın d a şu v e ­

ya bu şek ild e b ir f ik re sa h ip o lm a k is tiyo rsa , o zam an

b ir kez o k u m a k y e te ıl id ir . F a k a t eğer k iş i, o n u d e r in ­

lem es in e a n la m a k istiyo rsa , b ir ç o k kez v e h e r sefe ­

r in d e başka b ir bak ış a ç ıs ı ile o k u m a lıd ır . K u ı ’â n ’ı,

iy ic e in c e le m e k is te yen le r, h e r şeyd en ö n c e , o n u n

o rta y a ko yduğu h a y a t ta rz ın ı a n la y a b ilm e k iç in tü m

K u r ’â n ’ı e n az ik i kez o k u m a lıd ır . B u ö n ç a lış m a s ıra ­

s ın d a z ih n in d e bazı so ru lar b e lir irs e b u n la r ı n o t e t ­

m e li v e o k u m a y a d e v a m e tm e lid ir . K e n d i te c rü b e m e

d a y a n a ra k d iy e b il ir im k i, ik in c i kez o k u yu ş ta h e m e n

h e m e n h iç c e v a p la n d ır ı lm a m ış soru k a lm a z .” 20

K u ı ’â n ’ın , h a k k ı ile t i lâ v e t i h u su su n d a şu â ye t

ö n e m li b ir m esaj su n m ak ta d ır . “K endilerine kitap ver­

diğimiz kim seler (den bazısı) onu , hakkım gözeterek

okurlar. Ç ü n kü onlar, on a iman ederler. O n u inltar

edenlere gelince, işte gerçekten zarara uğrayanlar an lar­

d ır .”21

G ö rü ld ü ğ ü g ib i â ye tte “ h a k îk î t i lâ v e t ” y a n i, h a k ­

k ın a r iâ y e t ed e rek K u r ’â n ’ı o k u m a k , im a n a rab ted il-

m iş t ir . K u r ’â n ’ın A l l a h ’ın k e la m ı o ld u ğ u n a in a n a n ­

la r, o n u h a k k ıy la o k u rla r . Z a te n , o n a im a n , o n u n

h a k k ın ı g ö ze tm ey i g e rek li k ılm a k ta d ır . Â y e t t e , in k a r

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 57

Page 58: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

e d e n le r in , K ı ı r ’â n ’tn h a k k ım v e r e r e k o k u y a n

m ü ’m in le r in h e m e n p e ş in d e n z ik re d ilm e s i, in k a r

e d e n le r in o n u h a k k ıy la o k u m a d ık la r ın ı v e bu yüzden

de o n la r ın zarara u ğ ra d ık la r ın ı v e u ğ ra y a c a k la r ın ı

a ç ık ç a g ö s te rm ek ted ir . İn k a r c ı la r , o n u n n e la fz ın ın ,

n e de m a n a s ın ın k ıy m e t in i b ilir .

B u ra d a K u r ’â n ’ı s a m im iy e t le o k u yu p in c e le y e n ve

o n u doğru b u ld u k la r ı iç in k a b u l e d e n “ k ita p eh-

l i ” n d e n söz e d ilm iş t ir .22 K a tâ d e , k e n d ile r in e k ita p

v e r i le n le rd e n m a k sa d ın , N e b î (s .a .v . ) in a rkad aş la r ı

(a s h a p ) o ld u ğ u n u s ö y le m iş t ir k i, bu te ’v î le göre â y e t ­

te g e ç e n “ k it a p ta n ” m ak sa t K u r ’â n ’d ır. îb n Z eyd , İs-

ıa i lo ğ u lla r ın d a n M ü s lü m a n o la n k im se le rd ir , d e m iş ­

t ir k i, bu te ’v î le göre â y e t te g e çen k ita p ta n m aksa t,

T e v r a t ’t ır . A y e t u m u m ifad e ed e r y a n i h e r ik is in i de

kapsar. “O nu hakkıyla tilâvet ederler" c ü m le s in in m a ­

n a s ın d a ih t i la f e d ilm iş t ir . O n u n h a ra m k ıld ığ ın ı h a ­

ram , h e la l k ıld ığ ın ı h e la l k ıla r la r , e m ir v e y a s a k la r ı­

n a u vm n k s ııre t iv le o n a h a k k ıv la tabi o lu r la r v e o n u n

ih t iv a e tt iğ i ş e y le r le a m e l ed e rle r , d e n ilm iş t ir k i, İb n

A b b â s v e İb n M e s û d bu gö rüş ted ir. Ö m e r b. H a t-

ta p ’ta n r iv a y e t e d ild iğ in e gö re , “ O n u h a k k ıy la t i lâ v e t

e d e n le r ” d e n m ak sa t, ra h m e t â y e t in e ra s t la d ık la r ı za­

m a n A l l a h ’ta n is te yen , azap â y e t in e ra s t la d ık la r ı za­

m a n , o n d a n A l l a h ’a s ığ ın a n k im se le rd ir . H a s a n B a s ­

tı, o n la r ın , K u r ’â n ’m m u h k e m â y e t le r i ile a m e l ve

m ü te şâ b ih â y e t le r in e ise im a n ed en , k e n d ile r in e

m ü şk ü l g e le n şe y le r i b i le n le r e so ran k im s e le r o ld u ğ u ­

n u s ö y le m iş t ir .23

B u a ç ık la m a la r bize g ö s te r iyo r k i, K u ı ’â n ’ı h a k ­

k ıy la o k u m a k , sad ece t e c v it k a id e le r in e r iâ y e t ed e rek

o k u m a k d e ğ ild ir . B u da ö n e m lid ir am a , d ah a ö n e m ­

lis i o n u n m a n a s ın ı k a v ra y a ra k o k u m a k , d ü şü n ce ve

te fe k k ü r le o n u t i lâ v e t e tm e k , e m ir v e y a s a k la r ın a ta ­

b i o lm a k , o n u n h e la l v e h a ra m k ı ld ık la r ın ı a y n e n k a ­

bu l e tm e k v e u yg u la m a k tır . K u r ’â n ’m p re n s ip le r in i

dosdoğru a n la m a k , a n la tm a k , eğ m ed en , b ü k m ed en ,

y a n lış te ’v î le , te fs ire , yo ru m a , h e v â v e h e ve se k a p ı l ­

m a d a n o n u n h ü k ü m le r in i a k ta rm a k , K u r ’â n ’ı h a k ­

k ıy la o k u m a k t ır . K u r ’â n ’m lafz ı ile y e t in m e k , sadece

la fz ın ı e z b e r lem ek h a k k ıy la t i lâ v e t d eğ ild ir .

Resûlullah ( s . a . v . ) , bir rahm et ve m üjde âyetine

rastlarsa, A llah ’tan isterdi. B ir azabı haber veren ve kor­

kutan âyete rastlarsa ondan A llah'a sığınırdı.-’'1

K u ı ’â n ’ın ya v a ş yavaş , ta n e ta n e o k u n m a s ı h u su ­

su n d a H z . P e y g a m b e re v e r i le n e m ir de bu k o n u y a ış ık

tu tm a k ta d ır . K u r ’â n ’m b e y a n ın a k u la k v e re lim : “ B i­

razı hariç, gecelen kalk n am az kıl. (G ecen in ) yansın

da.Y ahut bunu biraz azalt, y a d a çoğalt ve K u r’â n ’ı tane

tane oku ." 25

“ K u r ’â n ’ı ta n a ta n e o k u ” â y e t in d e g eçen “tertîl"

k e lim e s i, b ir şey i güzel, düzgün v e te r t ip ile kusursuz

b ir ş ek ild e a ç ık a ç ık , h a k k ın ı v e re re k a ç ık la m a k t ır .

Sözü ta n e tan e , y a v a ş yavaş , a ra v e re re k v e güzel s ı­

ra la m a v e ifad e y le sö y le m e ye de “tertîl-i kelâm " de rle r.

K u r ’â n ’m te r t î l i d e b ö y le h e r h a r f in in , e d as ın ın , te r ­

t ib in in , m a n a s ın ın h a k k ın ı d o yu ra d o yu ra v e re re k

o k u n m a s ıd ır . B i r söz a s lın d a n e k a d a r güzel o lu rsa o l ­

sun gereğ i g ib i güzel o k u n m a y ın c a güze lliğ i ka lm az.

G ü z e l o k u m a s ın ı b i lm e y e n le r , güzel söz leri b e rb a t

ed e rle r. S ö z ü n te r t î l ile güzel sö y le n m e s i v e o k u n m a ­

sı ise sade g e liş i güzel eze büze o k u m a k , saz te l i g ib i

sade ses üzerinde y ü rü m e k k a b i l in d e n b ir m û s îk î iş i

d eğ ild ir . B ü tü n m aksa t, m a n a y ı d u v m a k ve m ü m k ü n

o ld uğ u kada ı d u y u rm a k o lm a k üzere t e c v it ile o k u ­

m a k t ır . B u n u n iç in K u r ’â n o k u rk e n te r t î l v e te c v it

g e rek ir. T e c v i t d e , k a fa ç a t la tm a k d e rd iy le , m a n a y ı

k a y b e tm e k d e ğ ild ir . 26

B u a ç ık la m a la r g ö s te r iyo r k i, K u r ’â n ’ı ta n e tan e ,

y a v a ş yavaş , d ü şü n e d ü şü n e , h a k k ın a r ia y e t ed e rek v e

t e c v it k a id e le r in i g öze te rek o k u m a k , K u r ’â n ’ın m a ­

n a s ın ı a n la m a y ı, â y e t le r in in c e l ik le r in e v a k ıf o lm a y ı

s a ğ la m a k tad ır . A c e le o k u m a esn as ın d a , te e m m ü l ve

te d e b b iir ( in c e d e n in c e y e , d e r in d e n d e r in e d ü şü n ­

m e ) im k a n ı b u lu n m a m a k ta d ır . Y u k a r ıd a da b e l ir t t i ­

ğ im iz g ib i, K u r ’â n ’m a n la ş ı lm a s ın ın ö n e m li b ir esası

da esaslı, d e r in v e in c e d ü şü n ceye b ağ lıd ır . A c e le y a ­

p ıla n k ır a a t te bu a n a esaslar k a y b o lm a k ta d ır . D e m e k

k i, “ te r t î l üzere o k u m a ” y a n i, ta n e ta n e , yavaş yavaş

o k u m a k , K u r ’â n ’ı d ü şü n e d ü şü n e , d u ra d u ra t i lâ v e t

e tm ek , o n u n a n la ş ı lm a s ın ı sağ la m a k tad ır .

K u r tu b i’n in de b e lir t t iğ i g ib i ya va ş yavaş , ta n e ta ­

n e , ağ ır ağ ır o n u o k u m a k , K u r ’â n ’a h ü rm e tte n d ir .

R a h m e t v a ’d e d ile n â y e t le rd e d u ru p A l l a h ’ın lü tfün-

d a n is tem ek , v a îd ( t e h d it ) â y e t le r in d e de d u ra rak ,

A l l a h ’ta n e m a n v e y a rd ım ta le p e tm ek , K ı ı r ’â n ’a h ü r ­

m e tte n d ir . H e r h a r f in h a k k ın ı v e re re k o k u m a k , o n a

h ü rm e tte n d ir . K u r ’ân o k u y a n k im s e n in o k u m a s ın ı

b it ird iğ in d e , R a b b in i ta sd ik e tm es i, H z . P e y g a m b e r in

te b liğ g ö re v in i y a p t ığ ın a h a k k ıy la ş a h it l ik e tm es i v e

b ü tü n b u n la r ın h a k o ld u ğ u n a t a n ık l ı k e tm e s i,

K u r ’â n ’a h ü rm e tte n d ir . G ö z v e k u la ğ ın K u r ’ân okur-

58 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 59: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

k e n o k u m a y a iş t ira k e tm e le r i d a h a e lv e r iş li o lu r .27

A l l a h ’ın k e lâ m ı h e r şeyd en d a h a fazla h ü rm e te ve

tâz im ed a y ık t’Tri

3- Dinlemeye Hazır OlmakK u r ’â n ’m h e m lafız ve h e m de m an a y ö n ü n d e n

m uciz b ir k e la m o ld u ğ u n u y u k a r ıd a b e lir tm iş t ik .

O n u n la fz ın ın o k u n m a s ı v e m a n a s ın ın a n la t ılm a s ı,

a k le d e n , d ü şü n e n , sayg ı v e h ü rm e t e tm e s in i v e d in ­

le m e s in i b i le n h e rk e se tes ir eder. Ç ü n k ü o, n e lafız

y ö n ü n d e n n e de m a n a y ö n ü n d e n b ir beşer sözüne

b en z e m e m e k te d ir . O h e r y ö n ü y le in san sözünd en k ı ­

yas ı b ile m ü m k ü n o lm a y a c a k d e re ced e üstün v e fa rk ­

lıd ır. B u a ç ıd a n h e r şeyd en ö n c e o n d a n is tifad e ed e ­

b ilm e k iç in bazı husus la ra d ik k a t e tm ek , K u r ’â n ’ın

a n la ş ılm a s ın d a m ü h im b ir ye r te ş k il eder.

K u r ’â n ’ı d in le m e y e b aş la m a d an ö n ce , o n u n d iğer

k ita p la rd a n fa rk lı b ir k ita p o ld u ğ u n u , o k u n a n la fız la ­

r ın ın b ir b eşe r sözü o lm a d ığ ın ı h iç a k ıld a n ç ık a rm a ­

m ak g e rek ir . A y r ıc a z ih n e n , v e k a lb e n d in le m e y e n i ­

ye t e tm e li v e h az ır o lu n m a lıd ır . O k u y a n k im s e n in

ses ve sed a s ın a b a k m a d a n , o k u n a n k e la m ın , te re n ­

n ü m e d i le n la fz ın A l l a h ’ın sözü o ld u ğ u n u , as ıl h a t ır

v e s a y g ın ın k e la m ın s a h ib in d e n d o la y ı y a p ılm a s ı ge­

rek tiğ i f ik r in e , d ü şü n ces in e sa h ip o lu n m a lıd ır . O k u ­

yan b ir k im s e sad ece b ir e lç id ir . Sözde, m a n a da o n a

a it d e ğ ild ir . A s ı l sözün, m a n a n ın v e m e sa jın sah ib i,

â le m le r in R a b b i o la n A l l a h ’t ır . B u d u ru m , h iç a k ı l ­

d a n ç ık a r t ı lm a m a l ıd ır . B u s a ğ la n d ığ ı ta k d ird e

K u r ’â n ’ı a n la m a k , o n d a n feyiz v e i lh a m a lm a k dah a

k o la y la şa c a k , i la h ı k e la m la ile t iş im d ah a g ü v e n li, sü ­

r a t li v e sağ lam o la ca k t ır .

D in le y ic i , eşsiz b ir k ita b ı d in le d iğ in i v e ye ryüz ü n ­

de k e n d i tü rü n d e te k k ita p o ld u ğ u n u , o n a sa yg ın ın

A l l a h ’a sayg ı o ld u ğ u n u b i lm e li v e bu şu u rla k u la ğ ın ı,

g ö n lü n ü o n a a ç m a lı, h is v e o rg a n la r ın ı o n a y ö n e lte ­

rek a k t if b ir d in le m e fa a liy e t in e g ir işm e lid ir . D in le y i ­

c i, m ü m k ü n o ld u ğ u v e güç y e t ire b ild iğ i k ad a r, k e n d i

z ih n in i v e g ö n lü n ü K u r ’â n ’ı d in le m e y e y o ğ u n la ş t ır ­

m a lı v e d ü n y e v î m eşg a le le rd en u z a k la ş t ır ılm a lıd ır .

D in le y ic i , h e r şeyd en e v v e l, K u ı ’â n ’ın m a h iy e t in i

ve h e d e f in i k a v ra m a y a ç a lış m a lıd ır . B a ş la n g ıç ta A l ­

la h ta ra f ın d a n v a h y e d ilm iş b ir k it a b ın sö z le rin i d in ­

le d iğ in i v e b u k it a b ın i la h i b ir re h b e r o ld u ğ u n u v e

d in le m e fa a l iy e t i ile k it a b ın sa h ib i ile ir t ib a ta g e ç t i­

ğ in in id ra k i iç in d e o lm a lıd ır .

K u r ’â n ’ın , lafız y ö n ü n d e n in s a n la r ı tes ir a lt ın d a

b ı r a k t ığ ın ı v e e tk i le d iğ in i fa rk e d e n in k a r c ı la r ,

K u r ’â n ’m d in le n m e s in e m üsaade e tm em iş le r, ç e ş it l i

fa a l iy e t v e p ro p ag an d a la r la b u n a m a n i o lm a y a ç a lış ­

m ış la rd ır . K u r ’ân 'm ~ ş trifad es i bu k o t ıu y a rö n e u ıle işa ­

re t e tm e k te d ir : "İnlıar edenler: B u K ur’ân ’ı d in lem e­

yin, okurken gürültü yapın. U m ulur ki bastırırsınız, d e ­

diler

İn k a r c ı la r , K u r ’â n ’a ita a t v e o n u n e m ir le r in e b o ­

y u n eğ m em e hususunda b irb ir le r in e ta vs iyed e b u lu ­

n u r la rd ı. K u r ’â n o k u n d u ğ u zam an, ıs lık ç a la ra k , b a ğ ı­

ra rak , e l ç ırp a ra k v e R e s û lu l la h (s .a .v . ) k o n u ş m a s ın ­

da k a r ış ık l ık ç ık a r ta ra k K u r ’â n ’ın d in le n m e s in e m a n i

o lu r la r v e bu k o n u d a b irb ir le r in i te ş v ik e d e rle rd i. K u-

re y ş li le r de bu ta vs iy e ye u ya ra k b ö y le y a p a r la rd ı.

“ K u ı ’â n a o k u n u rk e n , o n u iş itm e m e n iz iç in k o n u şu n ,

b a ğ ır ın , ç a ğ ır ın . B ö y le yap arsan ız , K u r ’ân d in le m e k

is te ye n b ir k im s e n in d in le m e s in e m a n i o lu r v e bu sa ­

yed e o, o n u d in le yem ez . O n u d in le m e d iğ i v e a n la ­

m ad ığ ı zam an da o n a (o n u n e m ir ve h ü k ü m le r in e )

ta b i o lam az. B u y ap tığ ın ız f i i l in iz le de M u h a m m e d ’ e

u m u lu r k i g a lip g e lirs in iz ” 29 ta rz ın d a k i in k a r c ı la r ın

y a p t ığ ı p ro p ag an d a v e iz led iğ i s t ra te jin in te m e lin d e

K u r ’â n ’ın caz ibesi g e lm ek ted ir .

Y u k a r ıd a k i iz ah tan in k a r c ı la r ın en ö n e m li t a k t i ­

ğ in in , “ K u r ’â n ’t d in le m e y in ” y a n i, o n u n la fz ın ı d in le ­

m e y in , iş itm e y in ve la fz ın ın d in le n m e s in e m a n i

o lu n , bu k o n u d a kargaşa ç ık a r ın , ka fa k a r ış t ır ın şe k ­

lin d e o ld uğ u a n la ş ılm a k ta d ır . P e k i n iç in bu usû le

b a ş v u rm a k ta d ır la r ? Ç ü n k ü K u r ’â n ’m la fz ın ı d in le m e ­

d e n m a n a y a v a k ı f o lunm az . Sö z o lm a d a n m a n a y la ir ­

t ib a ta g eç ilm ez . A n la m a fa a liy e t i, sözden so n ra , söze

m u t ta li o ld u k ta n so n ra baş lar. B u a ç ıd a n K u r ’â n ’ın

la fz ı ile b a ğ la n t ı k u rd u k ta n so n ra , m an aya , m a n a ile

i lg i l i a la n la ra g e ç ile b ilir . D e r in le m e s in e a ra ş t ırm a ,

sözle b ir b a ğ la n t ı k u rd u k ta n so n ra o lu r. K u r ’â n la fz ı­

n ın ay r ı b ir caz ibesi, ç e k ic i l iğ i v e k e n d in e ra p te d ic i

b ir ö ze lliğ i v a rd ır . K u r ’â n ’ın lafzı, h iç b ir şek ild e in san

la fz ın a b en z em em ek ted ir . O n u n a y r ı b ir a k ıc ı l ığ ı v e

le ta fe t i b u lu n m a k ta d ır . İş te in k a rc ı la r , K u ı ’â n ’m bu

ö z e lliğ in i b i ld ik le r i iç in , o n u n a s ıl özüne v e m a n a s ı­

n a e r iş ilm e m e s in i sağ lam ak iç in o la n c a g a y re t le r in i

o r ta y a se rm iş le rd ir . D ü n o ld u ğ u g ib i bugün , y a r ın v e

k ıy a m e te k a d a r bu in k a rc ı, s t ra te ji v e fa a liy e t d e v a m

e d e ce k tir . K u r ’â n ’ın özüne, ru h u n a , gaye v e h e d e f in e

RAMAZAN'I KUR'ANLA YAŞAMAK / BULADI

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 59

Page 60: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

b e tte özel b ir ta h s il i , ilm i, ir fa n ı g e re k t ire n h u su s la r­

d ır. Ö t e y a n d a n b ra n ş la şm a , b ir d a ld a , b ir k o n u d a ,

b ir m e s le k te y o ğ u n la şm a a n c a k o a la n v e d a ld a y a p ı­

la n ta h s il v e ted ris ile m ü m k ü n o lu r. B iz bu a ra ş t ır ­

m am ızd a , b u n la r ı k a s te tm iy o r v e e le a lm a k is te m iy o ­

ruz. “ M ü s lü m a n ım e lh a m d ii l i l l â h ” d iy e n h e rk e s in

K u r ’â n ’ın la fz ıy la k u ca k la ş m a s ın ı, b u lu şm a s ın ı, i r t i ­

b a t k u rm a s ın ı ö n c e l ik le a n la tm a k v e g e re k lil iğ in e

işare t e tm e k is te d ik . Z ir a K u r ’â n ’m la fz ın ı ö ğ re n m e ­

n in y a n ın d a , o n u n la fz ın ı d in le m e y e h az ır o lm a k da

K u r ’â n ’ı a n la m a n ın e n başta g e le n y o lu d u r k i, biz

ö z e l l ik le b u n u v u r g u la m a y a , b ir M ü s lü m a n ın

K u r ’â n ’d a n azam î d e re ced e n a s ıl is tifad e e d e c e ğ in i

g ö s te rm eye g ay re t e t t ik . M ü s lü m a n la r ın b ile , K u r ’â n ’

ın lafz ı ile b u lu ş m a s ın ın ö n ü n d e ç e ş it li s ın ır la m a la r

v e c id d î s ık ın t ı la r b u lu n m a k ta d ır . İş te b u n u n seb eb i­

n i k a n a a tim iz e gö re F u ss ile t S û re s in in 26. â y e t in in

m u h te v a s ın d a a ra m a lıy ız . B u â y e t in v e rd iğ i m esaj v e

işa re tle h e r M ü s lü m a n ın K ı ı r ’n n ’ın d in le m e y e ,

m a n a s ın ı ö ğ re n m e y e v e a n la m a y a g ay re t e tm es i,

M ü s lü m a n a y ü k le n e n k u tsa l v e eb e d î b ir g ö re vd ir .

M ü ş r ik le r in ö n d e g e le n le r in d e n E b u C e h l , E b û

S ü fy a n v e A h n e s b. Ş u r a y k ’ın R e s û lu l la h ’ın oku d u ğ u

K u r ’â n ’ı d in le m e k iç in a r t a rd a ü ç g ece b irb ir le r in ­

d e n h abers iz o la ra k e v le r in d e n ç ık t ık la r ı r iv a y e t e d i l ­

m e k te d ir . B u ü ç m ü ş r ik lid e r i, K u r ’â n ’m fe sah a t ve

b e la g a tın a , h a lâ v e t v e caz ib es in e ö y le m e tfû n o lm u ş ­

la rd ır k i, R e s û lu l l la h (s .a .v . ) in e v in d e n am az k ı la r ­

k e n oku d u ğ u K u r ’â n ’ı d in le m e k iç in g e ce y i h an e- i

s a a d e tin ç e v re s in d e g e ç irm iş le r , ş irk , k ü fü r v e k ib r in

k a r a n lık la r ın d a b o c a la y a n bu ad am la r , h a lk ın k e n d i­

le r in i g ö rm e s in d e n ç e k in d ik le r i iç in ta n y e r i a ğ ır ın ca

o ra d a n a y r ıl ıp e v le r in e d ö n m ü ş le rd ir .30 T a n ye r i

ağ a rm as ın a ağ arm ış am a , m ü ş r ik l id e r le r in in öz b e n ­

l ik le r in d e k i ta n y e r i k a ra n lık la rd a n k u rtu la m a m ış ,

ş irk v e in k a r ın z if ir i k a r a n lık la r ı a ra s ın d a k a la ra k

K u r ’â n ’ın a y d ın lığ ın d a n n a s ip le n e m e m iş le rd ir .

K u r ’â n ’ın h e m lafz ı, h e m de la fız la b ü tü n le şe n

m a n a s ı b ir caz ibe m e rk ez id ir . E n ş id d e tli m ii lh id i, in ­

k a r c ıy ı v e m ü s te k b ir i b i le ç e k im a la n ın a a la b i lm e k ­

ted ir . B u a ç ıd a n K u r ’â n ’ı, b eşe r î b ir söz, m e t in v e k i ­

ta p g ib i d eğ il, b ü tü n v a r l ık la r ı y a ra ta n , v a r l ık la r ın

a ra s ın d a a n la şm a , k o n u ş m a v e h a b e r le şm e va s ıta s ı

o la n d il le r i , lis a n la r ı, d u y g u la n y a ra ta n A l l a h ’ın k e ­

la m ı o la ra k d in le m e k v e d in le m e y e haz ır o lm a k g e re ­

k ir .

K u r ’â n ’m şu e m r i gaye t a ç ık v e k e s in d ir : "Kur'ân

okunduğu zam an onu dinleyin ve susun ki, size m erha­

m et edilsin.' %l

E lm a l ı l ı , b u â y e t i şöy le a ç ık la m a k ta d ır : K u r ’ân

o k u n d u ğ u v a k it , h u tb e d e v e y a h e rh a n g i b ir ye rd e v e

m e c lis te h e m e n k u la k v e r ip o n u d in le y in ve ağzınızı

tu tu p susun k i, ra h m e te e rd ir ile s in iz , ra h m e te erd iril-

m en iz arzu e d ils in . Z ir a susm ak, iy ic e d in le m e y e , iy i

d in le m e k de b as ire te , o da im a n v e s a lih am e lle re ,

im a n v e a m e lle r de i la h î ra h m e te ve n im e te e rm eye

sebep v e y o ld u r .32

B u âye t, K u r ’â n ’ı d in le y e n le r e su sm a la r ın ı v e A l ­

la h ’ın k it a b ın a la y ık b ir h ü rm e t v e huşu ile d in le m e ­

le r in i sö y le m e k te d ir . K u r ’â n ’ın d ik k a t le d in le m e k ve

ih t iv a e tt iğ i ö ğ re t ile r üzerin d e d ü şü n m e k n e tice s in d e

K u r ’â n ’la ta n ış ık l ık a r ta c a k v e o o ra n d a da k a lp le r

a y d ın la n a c a k t ır .33

A n la m ın ı sunduğum uz hu â y e t te K u r ’â n ’ı a n la ­

m a n ın v e o n d a n is tifad e etm enin ik i temel p ren s ib i

a ç ık la n m a k ta d ır . D inlem ek ve susm ak. K u r ’â n ’ın la fız ­

la r ın d a n a n c a k b ö y le b ir p ren s ip v e hassas iye tle is t i­

fade e d ile b ilir . A y e t t e , b ü tü n sö z le rin ve ses le rin

K u r ’â n o k u n u rk e n k es ilm es i v e k ıs ılm a s ın ın gayet

n e t o la ra k b ild ir i lm e s i, K u r ’â n ’ ı a n la m a n ın ip u ç la r ı­

n ı v e vazg eç ilm ez k u ra l la r ın ı v e rm e s i a ç ıs ın d a n gayet

m ü h im d ir . A y r ıc a â y e tte m e rh a m e te e rm e n in , ra h ­

m e te k a v u ş m a n ın v e e s irg e m e n in bu ik i k u ra la bağ­

la n m a s ı, K u r ’â n la fz ın ın sayg ı v e h ü rm e tle d in le n m e ­

s in in ö n e m in i o r ta y a k o y m a k ta d ır .

K u r ’ân , k e n d is in i d in le m e y i b i le n ve d in le m e y e

h a z ır o la n m ü ’m in le r i şö y le v a s ıf la n d ırm a k ta d ır :

M ü ’m inler an cak , A llah anıldığı zam an yüreklen titre­

yen , kendilerine A llah ’ın âyetleri okunduğu zam an

im anlannı artıran ve yalnız R ablerine dayanıp güvenen

kim selerd ir .”34 “A llah sözün en güzelini, birbiriyle

uyumlu ve bıkılm adan tekrar tekrar oku n an bir kitap ola­

rak indirdi. R ablerinden Icorkanlann, bu kitab’m etkisin­

den tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de g ö ­

nülleri A llah ’ın zikrine ısınıp yu m u şar___ ” 35 “ Kendileri­

ne Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında, on lara karşı sağır

ve kör davran m azlar .”36

İm a n ın a rtm as ı, tü y le r in d ik e n d ik e n o lm as ı, g ö ­

n ü l le r in A l l a h ’ın z ik r in e karş ı h az ır o lm as ı v e m u ­

h a b b e t bes lem esi, K u r ’â n ’ın la fz ın a iç te n l ik le y ö n e l­

m eye v e s a m im i ir t ib a t k u rm a y a b ağ lıd ır . B u s a m im i­

y e t sa ğ la n d ığ ın d a , bu ir t ib a t k u ru ld u ğ u n d a a r t ık

60 U n v a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 61: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN’I KUR'ANLA YAŞAMAK / BULADI

K u r ’ân la fz ın ın feyzi, g ö n ü le ak m ağ a baş lar. D e b is i

b o l n e h ir le r g ib i, k iş in in a la cağ ı v e ta k ın a c a ğ ı ta v ra

göre ila h ı fey iz g ü rü l g ü rü l a k m aya baş la r. E tk i le n m e ,

h is le n m e , d u y g u la n m a g ib i b e d e n in f iz y o lo jik v e m a ­

n e v î y a p ıs ın d a h a r e k e t l i l ik başlar. B ü tü n b u n la r ın o h

m ası da, K u r ’â n ’ı d in le m e y le d o ğ ru d an b a ğ la n t ıl ıd ır .

B i l i n ç l i v e d u y a r lı o la n k im se le r, A l l a h T e â lâ ’n ın

â y e t le r in d e sunduğu İ l a h î m esa jı a n la m a k iç in d e r in

b ir iş t iyak v e is tek g ö s te rir le r. O n la r , A l l a h Te-

â lâ ’n ın â y e t le r in i c a n k u la ğ ı ile p ü r d ik k a t d in le r , sa­

m im i b ir k a lp v e a r ı d u ru b ir z ih in ile İ la h î b i ld ir iy i

a n la m a y a ç a lış ır la r . B u d a a n c a k ilk p la n d a K u r ’â n ’m

lafz ı ile ir t ib a t k u ru la ra k sağ lan ır. Y u k a r ıd a k i â y e t le ­

r in m u h te v a s ın d a n bu a n la ş ılm a k ta d ır .

İm a m ı G a z a l i ’n in şu ta vs iye s i de o ld u k ç a d ik k a t

ç e k ic id ir : “ E y oğu l! U ç ye rd e g ü n lü n ü h az ır e y le k i,

üzerine ra h m e t k a p ı la r ı a ç ıls ın . İb r a h im b. E d h e m

d e d i k i: H e r k im ü ç ye rd e g ö n lü n ü h az ır etm ezse, o

k iş iye ra h m e t k a p ı la r ı aç ılm az . B ir in c is i , K u r ’ân- ı K e ­

r im o k u n u rk e n , İk in c is i , z ik ir y a p ıl ırk e n , ü çün cü sü ,

nam az k ıla r k e n .” 37

K u r ’â n o k u n u rk e n k a lb in a ç ık tu tu lm a s ı v e g ö n ­

lü n haz ır h a le g e t ir i lm e s i, b i l in ç l i , şuu rlu , sa yg ılı v e

h ü rm e t l i b ir ş ek ild e K u r ’â n ’m d in le n ilm e s i d em ek tir .

G a z a l i ’n in b e y a n ı, bu b ö lü m d e k i yaz ım ız ın h ü la sa s ı­

n ı o lu ş tu rm a k ta d ır . G ö n ü l h a v z a s ın ın k a n a lla r ın ı,

v a n a la r ın ı v e m u s lu k la r ın ı a ç ık tu ta ra k , K u ı ’â n 'm

eze ld en eb ed e doğru a k a n d ir i l t ic i v e h a y a t bahşed i-

c i p ın a r la r ın d a n is tifad e e tm ek , h e r M ü s lü m a n ın id e ­

a l i v e h e d e f i o lm a lıd ır . B u h e d e f v e id ea le u la şm ak

ise, K u r ’â n ’ı d in le m e y i ö ğ re n m e k v e g ö n ü l d ü n y a s ın ı

ih la s la o n a h a z ır la m a k t ır .

K u r ’â n a y ı o la n R a m a z a n ’d a n m ü m k ü n o ld uğ u

k a d a r e n v e r im l i b ir ş e k ild e is tifad e e tm ek , K u r ’â n ’ı

a n la m a y a b ağ lıd ır . B u n u n ta h a k k u k u iç in d e z ih n en ,

k a lb e n , m a n e n v e m a d d e n e ld e n g e le n ç a b a y ı sa rf e t ­

m ek g erek ir. E n ö n e m lis i, ih las , s a m im iy e t v e g a y re t­

le A l l a h ’ın k e la m ın a y a k la ş ı l ı r v e bu k o n u d a A l ­

la h ’ta n m u v a ffa k iy e t is ten irse K u r ’â n ’d a n fey iz ve i l ­

h a m a l ın ır , in a n c ın d a v e k a n a a tin d e y iz . A l l a h T e â lâ

e n iy is in i b i lir . ■

Dipnotlar1 Kuran-ı Kerim, Ankebût, 29/43-442 Mü'minÛn, 23/80; Nemi, 27/62; Kasas, 28/60; Ankebût, 29/63

vb.3 Bakara, 2/242, Nur, 24/61; Rûm, 30/284 Bakara, 2/164; Rûm, 30/21, 23, 24; Câsiye, 45/5; Hadîd, 57/17

5 Mevlânâ Celâlüddin Rûmî, Fîhimâ Fîh, çev. Meliha Ülker Ta-rıkahya, 1st. 1985, s. 299

6 Kur’ân-ı-Kerim, Sâd, 38/297 Rağıb el-lsfehânî, el-Mıifredât fî Garîbi’l-Kur’ân, Beyrut, ts. s.

165n .Şevkânî. Alrit Muhammed, Fethu'l-Kadîr Beyrut 4MN FV -

5379 Nesefî, Ebu'l-Berekât Abdullah b. Muhammed, Medârikü’t-

Tenzıl ve Hakâiku’t-Te’vîl, Beyrut, ts. V, 27810 Beydâvî, Abdullah b. Ömer, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru't-

Te’vîl, Beyrut, ts. , V, 27811 Hazin, Ali b. Muhammed b. İbrahim, Lübâbu’t-Te’vîl fî Me-

âni’t-Tenzîl, Beyrut, ts. V, 27812 Hazin, a.g.e., V, 27813 Râzî, Fahrııddin Muhemmed b. Ömer, Mefâlîhu'l-Gayb, Bey­

rut, 1990, XXVI, 17714 Mehmed Akif Ersoy, Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde (İkin­

ci Kitap), İstanbul, 1977, s. 17015 Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmcd , el-Camiu li

Ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut, 1993, I, 44-4516 Kur’ân-ı Kerim, İsrâ, 17/10617 Beydâvî, a.g.e., IV, 77; Şevkânî, a.g.e., III, 32718 Elmalııl, Muhammed Haindi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, İs­

tanbul, 1971, V, 321319 Mevdîdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, trc. Komisyon, İstanbul, 1996, I,

3520 Mevdûdî, a.g.e., I, 35-3621 Kıır’ân-ı Kerim, Bakara, 2/12122 Mevdûdî, a.g.e., I, 11023 Kurtubî, a.g.e., I, 91-92; Şevkânî, a.g.e., I, 17124 Ebû Dâvûd, Sünen, Salât, 150; Tirmizî, Sünen, Mevâkît, 79;

Nesâî, Sünen, İftitah, 77, 78, Tatbîk, 73; İbn Mâce, Sünen, İkâmet, 179; Dârimî, Sünen, Salât, 69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 382, 384, VI, 24, 92, 119

25 Kur’ân-ı Kerim, Müzzemmil, 73/2-426 Elmahlı, a.g.e., VIII, 5426-542727 Geniş bilgi çin bkz. Kurtubî, a.g.e., I, 34-3828 Kur’ân-ı Kerim, Fussilet, 41/2629 Muhammed b Cerî et-Taberî, Câmiu’l-Beyân fî Tefsîıi’l-

Kur’ân, Kahire, 1987, c. II, cz. XXIV, 71-72; İbn Kesîr, İsma­il b. Ömer, Tcfsîru’l-Kur’ân’iî-Azîm. İstanbul, 1984, VII, 163

30 İbn Kesir, el-Bidâye ve’n-Nihâye (Büyük İslam Tarihi), trc. Mehmet Keskin, İstanbul, 1994, III, 94-95

31 Kur’ân-ı Kerim, A’raf, 7/20432 Elmahlı, a.g.e., IV, 236033 Bkz. Mevdûdî, a.g.e., II, 13334 Kur'ân-ı Kerim, Enfâl, 8/235 Kur'ân-ı Kerim, Zümer, 39/2336 Kur’ân-ı Kerim, Fıırkân, 25/7337 İmamı Gazali, Eyyühe’l-Veled ( Ey Oğul), trc. Hasan Küçük,

1st. 1984, s. 125-126

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 61

Page 62: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TOPLUMUN İNŞASINDA PEYGAMBERLERİN METODU

CEVDET SAID

B ü tü n p e y g a m b e r le r in h a re k e t e t t ik le r i ilk e

şudur: İm a n , ik ra h (b ask ı, zo rlam a, d a y a tm a )

ile m e y d a n a gelm ez. B u a n la y ış ın te m e li, in ­

s a n ın d oğas ına ; in s a n ı A l l a h ’ın y a ra tt ığ ı d iğ e r v a r l ık ­

la rd a n a y ır t ed e n ö z e llik le r in e has b ir d ü şü n m e b iç i ­

m in e ( t a s a v v u ra ) d a y a n m a k ta d ır . İn s a n ın h a y r ı v e

şe rr i a n la m a k u d re t i v a rd ır ; h a y r ı v e şerri a n la m a

k u d re t in e sa h ip o lm a d e l i l i , uzun zam an o la y la r ın ,

g e liş m e le r in a k ıb e t in e , in s a n la r ın bazısı v e y a az b ir

k e s im i iç in d eğ il, tü m ü iç in y a ra r lı o la n h a y r ın so ­

n u ç la r ın a b a k a ra k h a y r ı v e şerri a y ık la y a b ilm e y e te ­

n e ğ in i de iç e r ir . B u ra d a n h a re k e t le tb n T e y m iy e şu

i lk e y i tesb it e tm iş t i: H a k , A l l a h ’ın ş e r ia t ı v e farz

o la n la r h e r zam an y a da g e n e llik le fa y d a lı o la n şey ­

le rd ir . B a t ı l y a da h a ra m k ı lm a n şe y le r ise, h e r zam an

ya d a ç o ğ u n lu k la za ra rlı o la n şey le rd ir.

B u d ü şü n m e b iç im i ö n e m lid ir ; y ü c e A l l a h ' ın ah i-

re t le i lg i l i “ en h a y ı r l ı v e e n k a l ıc ı o la n ” ta n ım la m a s ı­

n a uyg u n d u r.

H ayır: b ü tü n in s a n la r v e e n uzun zam an iç in d ir .

D ü n y a d a ve a h ire t te k a l ıc ı o la n da budur.

Z am an : h a y ır v e şe rr in , fa y d a lı v e z a ra r l ın ın k a v ­

ra n m a s ın d a m e y d a n a g e le n k a rm a ş ık lığ ı, b e lirs iz liğ i

g id e r ir . Z a m a n ın a n la m ı, in s a n la rd a k i ta sa v vu r la ra ,

k a v ra m la ra v e in a n ç la ra u yg u n o la ra k g e rçek le şen

in s a n i h a re k e t le r in , d a v ra n ış la r ı, h a y a t ta rz la r ın ın

v e s o n u ç la r ın ın o ld u ğ u g ib i o rta y a ç ık m a s ın d a n ib a ­

re t t ir . B u yaşam a b iç im le r i, h a re k e t v e d a v ra n ış la r ,

in s a n la r ın d ü şü n m e b iç im le r in in s o n u ç la r ın ı y o ğ u n

v e t it iz b ir b iç im d e g ö ze tle- ıu e le ri v e d e n e t le m e le r i

so n u c u n d a d e ğ iş t ir i le b il ir ; bu d e ğ iş im in A l l a h ’ın d e ­

ğişm ez k a n u n u v e s ü n n e t in u yg u la n m a s ı o ld u ğ u n a

in a n a n la r . B u n a gö re zam an b u z ih n iy e t le r in d ü şü n ­

m e b iç im le r in in d o ğ ru lu ğ u n u , g e rç e k liğ in i s o n u ç la ­

r ıy la b ir l ik te aç ığ a ç ık a r ır : O n la r ın d oğ ru lu ğ u n a v e

g e rçe k liğ in e t a n ık l ık eder.

Z a m a n a y n ı şek ild e h a k k ı b a t ıld a n a y ır t e d e c e k ­

tir . B u n d a n d o la y ı yü ce A l l a h şö y le b u yu rm ak tad ır :

“ Kur'an'ın H ak okluğu nnl/ıra iyice helli olsun diye,

ayetlerim izi a fa k ve erıfüste on lara göstereceğiz (41153)

B u r a d a k i o n la ra göstereceğ iz ifad es iy le a n la t ı lm a k is­

te n e n şudur: o n la r bu a y e t le r i g e le ce k te g ö re ce k le r ­

d ir.

B u ra d a zam an d a ö n e m li b ir fa k tö r o la ra k o r ta y a

ç ık ıy o r . Sö z ü e d i le n a y e t le r in s a n la r ın â fâk ve enftis-

te g ö rm e le r i, g ö z lem lem e le r i m ü m k ü n o la n b u h ra n

v e d e l il le rd ir . Â f â k k a v ra m ın d a n in s a n ın d ış ın d a k a ­

la n b ü tü n v a r l ık la r ı , en füs k a v r a m ın d a n da in s a n ın

k e n d i ö zn es in i a n lam a lıy ız .

Y ü c e A l l a h şö y le b u y u rm a k ta d ır : “G öklerde ve

yerde olanları size boyun eğdirdi (teshir ettirdi)" (4 5 /1 3 ).

B u ra d a m u h a ta p in san d ır ; g ö k le rd e v e ye rd e o la n la ­

r ın h e p s in in in s a n a b o yu n e ğ d ir ilm iş o ld u ğ u n a d a ir

h it a p b e n lik le r e y ö n e lt i lm iş t ir . B a z ı a ra ş t ırm a c ıla r bu

k o n u d a şö y le dem iş : T e s h ir , d i l ( lü g a t ) , oku m a , yaz ­

m a, ö ğ re n m e y e te n e ğ i g ib i a ç ığ a ç ık a r ılm a y a m ü sa it

p o ta n s iy e l k u d re t a n la m ın d a , p o ta n s iy e l g ü ç ten ib a ­

re t t ir . B u p o ta n s iy e l güç le r, y e n i d o ğ an b ü tü n ç o c u k ­

la rd a e ş it m ik ta rd a va rd ır . A n c a k d i l in o k u m a , yaz­

m a n ın ö ğ re n ilm e s i; o k u m a y ı, yaz m a y ı ö ğ re ten v e b u ­

n u n iç in ç a lış a n b ir to p lu m a ra c ıl ığ ı o lm a d a n g e rçe k ­

leşem ez.

in s a n la r uzun süre y a ş a m a la r ın a rağ m en , o k u m a ­

y ı, yaz m a y ı h a la gereğ i g ib i ö ğ re n e b ilm iş d eğ ille r. Sö z

g e liş i in s a n la r a ra s ın d a barış v e e s e n lik iç in d e y aşa ­

m ak , p o ta n s iy e l b ir güç o la ra k b u lu n d u ğ u h a ld e , in-

62 U m r e m - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 63: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

i t t a u w i t O K m it c x x '/ m ®

s a n la r hen ü z b u n u g e rçe k le ş t ire m e m iş t ir le r . B u n u n

g ib i fesad , ç a tışm a , ç e k işm e v e sa vaş la rla yaşam ak da

p o ta n s iy e l b ir güç o la ra k v a rd ır .

Z a m a n , fa yd a lı o la n ın y a ra r ın a ça lış ır . Ç ü n k ü bu

k o n u d a A l l a h ’ın değ işm ez k a n u n u şudur: fa yd a lı

o la n ye ryüzü nd e k a la c a k v e k a l ıc ı l ığ ın ı sü rd ü re cek tir .

Z a r a r l ı v e faydasız o la n da k ö p ü k g ib i yo k o lu p g id e ­

c e k t ir .

B u f ik r î ilk e le r , in s a n la ra ö ğ re ttiğ im iz h a r f le r g ib i

in s a n la r ın b e n lik le r in e y e r le şm e d iğ i v e k ö k le şm e d iğ i

sü rece h i le v e tuzak k u ru lm a y a m üsa it k im se le r o la ­

c a k la rd ır .

O k u m a y ı ö ğ ren m e , ta r ih t e n g eçen o la y la r h a k ­

k ın d a b ilg i e ld e e tm e n in ta r ih i h a d is e le r in s o n u ç la r ı­

n ı g ö z lem lem e v e a n la m a n ın ves ile s id ir . Z a m a n saye ­

s in d e d e n e n m iş d o ğ ru lu ğ u k es in le şm iş v e r ile rd e n

y a rg ıla rd a n h a re k e t e tm e y e n in san , h ile ve tuzak k u ­

ru lm a y a , k a n d ır ılm a y a son d e re ce m ü sa itt ir . B ü tü n

iş le r , m ese le le r k a rm a ş ık , be lirs iz v e b irb ir in e benzer

gözükü r ona . O n a gö re h a k ile b a t ıl b irb ir in e k a r ış ­

m ış ; o n u n ö n ü n d e h a y ır ile şer be lirs iz v e b u la n ık h a ­

le g e lm iş t ir . B ö y le b ir aşam ad a b u lu n a n in san , h iç b ir

g ü v e n c e s i o lm a d a n ta m b ir te red d ü t, kuşku v e k ayg ı

iç e r is in d e yaşar. D a im a ç e liş k ile r i, o lu m su z lu k la r ı,

k a rm a ş ık la r ı, y a la n la r ı , o y u n la r ı v e e v h a m la r ı duyar,

fa k a t b u n la r ı b irb ir in d e n a y ır t ed e ce k k u d re t i yok tu r.

İn s a n ın h a y a t ı b o yu n ca , b u g ü n ü n d e v e g e le ce ğ in ­

de m u g a la ta la rd a n (y a n ıl tm a k , s a p tırm ak iç in sö y le ­

n e n söz ler) k e n d in i k o ru ya b ilm e s i, g e rç e k te n b ü yü k

b ir iş tir. A n c a k biz “Yok olan bir delil ile yok olsun; va­

rolanda bir delil ile varolsun” ş e k lin d e b iç im le n e n i lk e ­

le rd e n h a re k e t e tm ed iğ im iz sü rece , bu tü r m u g a la ta ­

la rd a n (ağ ız k a la b a l ık la r ın d a n ) k e n d im iz i as la k u r ta ­

ran lay ız . B u i lk e y i y e r le ş t irm e k iç in p eyg am b e rle r

ge lm iş , k ita p la r in d ir ilm iş t ir .

R is a le t k u ru m u sona e rd iğ i iç in , A l l a h ’ın e lç i le r i ­

n in ve k it a p la r ın ın h a k o ld u k la r ın a şe h ad e t e tm ek ,

b u n la r ın d o ğ ru lu ğ u n u k a n ıt la m a k a r t ık i l im e h l in in

g ö re v i h a l in e ge lm iştir .

Ş u an iç in d e yaşad ığ ım ız İs la m a le m in d e m e y d a ­

n a g e le n o la y la r ın so n u ç la r ı so n d e re ce be lirs iz ve

k a rm aş ık b ir d ü n yad a yaşad ığ ım ız ı g ö s te rm ek ted ir.

B ü tü n d ü n y a n ın yaşad ığ ı o la y la r ın s o n u ç la r ı d a b u n a

işare t e tm e k te d ir . B u fe sad ın v e k a n d ö k m e n in yeg a ­

ne sebeb i k a in a t v e in san h a k k ın d a k i y a n lış z ih n iy e t ­

tir. B u z ih n iy e t , A l l a h h a k k ın d a da y a n lış ta s a v v u r la ­

r ın o lu şm a s ın a n ed en o lm a k ta d ır . B e n b u n u n b ö y le

o ld u ğ u n u , şuna d a y a n a ra k sö y lü yo ru m ; in s a n la r ın el-

U m m n - A m h k - 2 0 0 1 63

Page 64: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KUR’AN VE HAYAT

le r iy le y a p t ık la r ı yü zü n d en ye ryü z ü n d e fe sad ın y a y ­

g ın lık k az a n m a s ı ve k a n d ö k ü lm e s i, o n la r ın k a in a t ve

in s a n h a k k ın d a y a n lış ta s a v v u r la r ı, bozuk it ik a t la r ı

y tizü n d en d ir.

İn s a n , iç in d e yaşad ığ ı şu k a in a t ın k e n d i h iz m e t i­

ne su n u ld u ğ u n u b ir tü r lü k a v ra y a m a d ı g itt i. B u yüz­

d e n o n u h e p y e n ilg iy e u ğ ra tılm as ı g e re k e n b ir düş­

m an , m e y d a n o k u n m a s ı g e reken b ir ra k ip o la ra k g ö r­

dü. O y s a iş h iç de ö y le d eğ ild i. K â in a t , A l l a h ’ın in sa ­

n a b a h ş e tt iğ i eşyay ı te s h ir e tm e , d ile d iğ i g ib i h iz m e ­

t in e b o yu n eğ d irm e k u d re t i sayes in d e , o n u n h iz m e t­

ç is id ir . K a in a t v e in s a n h a k k m d a k i y a n lış a n la m a in ­

san ı, k a in a ta v e in san a k ö tü d u yg u la r b e s le ye n b ir is i

h a l in e g e lm iş t ir . D ü n y a sa n k i iç in d e y a ş a ya n h e rkese

ye tm ezm iş g ib i, in san tek b aş ın a b ü tü n d ü n y a y a sa­

h ip o lm a y ı is ter. T o p la tm a , b ir ik t irm e v e y ığ m a yaşa ­

m ın d a b ir ic ik a m a çm ış g ib i s ü re k li to p la r b ir ik t ir ir ve

yığar.

İn s a n ın (g e ç m iş d ö n e m le rd e v e ş im d i) a ç k a lm a ­

sı, o n u n c e h a le t i v e te s h ir k a n u n u n u b ilm e m e s i yü-

z iin d en d i. Z ir a o d ö n e m le rd e ye ryüzü so n d e rece c im ­

r iy d i h a la ta m k o n tro l a lt ın a a l ın m a m ış t ı. İn s a n ın sa­

h ip o lm a tu tku su , ö z e llik le bu yü z y ıld a e ld e e tt iğ i

k u d re t o ra n ın d a , tam h a k im iy e t in i k u rm a m ış t ı.

B u g ü n in s a n ın k a rd e ş in d e n k u ş k u la n m a , k o rk m a

duygusu , h e r ye rd e eg em en d ir . Ç ü n k ü o n a gö re k a r ­

d eş i b ir başkası, y a n i ö te k id ir ; a ç k a lm a k ta n k o rk a r ,

k e n d is i’g ib i K o rk u v e kayg ı iç in d e B u lu n a n d iğe r in ­

s a n la ra ka rş ı k in , ö fk e v e n e fre t d u yar. A s l ın d a in s a n ­

la r ın h ep s i e g e m e n lik le r in i, ü s tü n lü k le r in i v e m ad d i

g ü ç le r in i y it irm e k te n k o rk a r .

İn s a n şu a n a k ad a r b u k a in a t ın n e kad a r g en iş im ­

k a n la r b a k ım ın d a n ne k a d a r zen g in c ö m e rt o ld u ğ u n u

b ir tü r lü keşfedem ed i. B u n d a n d o la y ı c im r i l iğ i te rc ih

ed e r v e b en im se r, c im r i l iğ in a s lın d a k a in a t ta v a r o l ­

d u ğ u n u zanneder. K a in a t ın e n e r j id e n ib a re t o ld u ğ u ­

n u , o n u n iç in c im r i l ik d iy e b ir ş e y in söz k o n u su o l ­

m a d ığ ın ı b ilm ez. O y s a k a in a t s ü re k li k e n d in d e n v e ­

re n b ir e n e r j i v e z e n g in lik le r k a y n a ğ ıd ır ; ih s a n la r ın ın

lü tu f la r ın ın tü k e n m e s i söz k o n u su d eğ ild ir. H a lb u k i

c im r i l ik k a in a ta d eğ il k a in a ta y a n lış b ak an , o n u y a n ­

lış a lg ı la y a n v e y o ru m la y a n in s a n ın b e n liğ in d e d ir .

“K im benliğinin cimriliğinden kurtulursa; işte on lar kur- lulu</ı rravlunlir’’ i ’sO/Oİ

A ı ı ı c ı i k a i ı şa iı İv ia y a A ı ıg iu şo y ie der: “ E ğ e r in s a n

k a in a t ta b u lu n a n iy i l iğ in h e rk e se y e te r li o ld u ğ u n a

in a n a b ils e d ah a fa rk lı ta sa rru fta b u lu n a c a k t ır .”

İn s a n in s a n ı k eş fed em ed i henüz ; ö te k i in s a n h a ­

b is ‘k ir l i v e ş a ib e li’ o ld u ğ u n u z a n n ed iyo r. B u n d a n d o ­

la y ı e lin e b ir güç g e ç t iğ i zam an, o n a h ak s ız lık e d iy o r

v a r l ığ ın ı o rta d a n k a ld ırm a y a ç a lış ıy o r . İn s a n ın ik n a ,

d o ğ ru lu k , sadakat, sevg i v e ih s a n ile m a lın ı c a n ın ı

d a h i ç e k in m e d e n b a ğ ış la ya ca k d e re ced e fed ak a r b ir

ş a h s iye t h a l in e g e le b ile c e ğ in i h en ü z k eş fed em ed i. B iz

d a h i h a la in s a n ın as la g ü v e n ilm e y e n hab is , k ir l i , b o ­

zuk, şa ib e li b ir v a r l ık o ld u ğ u n u zanned iyo ruz , bu yüz­

d e n o n a in a n m ıy o r v e g ü v e n m iyo ru z ; sadece g ü ç ’e

in a n ıy o r ve g ü ven iyo ru z . B e d e n s e l gücü b a k ım ın d a n

in s a n z a y ıf b ir v a r l ık t ır ; k a in a t ı d a h a iy i d ah a v e r im ­

l i b ir b iç im d e te sh ir e tm e k u d re t in e sah ip o lm as ı b a ­

k ım ın d a n A l l a h ’ın h a life s id ir . B u n d a n d o la y ı o k â ­

in a t ın g ü ç le r in i te s h ir e tm e k u d re t i sayesinde zaa fın ı

güce d ö n ü ş tü reb ilm e lc ted ir .

K a in a t in san a b e d a v a h iz m e t iç in y a ra t ılm ış t ır .

K a in a t ın in s a n ın h iz m e t in e b o y u n e ğ d ir ilm e s i o lgusu

şu an d a o rta y a ç ık t ığ ı a ç ık l ık ta , h iç b ir zam an ç ık m a ­

m ış t ır . A y n ı şek ild e in s a n la r ın b i lg i v e d e n e y im le

e ğ it i lm e s i, a y d ın la t ı lm a s ı, şu a n d a o ld uğ u kad a r, g e ç ­

m iş te h iç b ir zam an o lm a m ış t ı. P s ik o lo g H e t f ie ld Ya­

ratılışın P sikolojik A nalizi a d lı k it a b ın d a şunu yazm ış:

“ Y a r a t ı l ış ın b ilg is in e u la şan , o n u n k ita b ın ı b i l in ç l i

b ir ş e k ild e in c e le y e n v e k a v ra y a n k im s e n in c ü rü m iş-

6 4 Ümran-Aralık -200]

Page 65: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

PEYGAMBERLERİN METODU / SAID

lem es i m ü m k ü n d e ğ ild ir .”

Ç o c u k , ç irk in , pis, iğ re n ç k e lim e le r in , söz lerin

a r ın m ış sağ lam b ir im a n e ld e e tm iş le r d e m e k tir .

E ş y a n ın k a n u n la r ın ın b ilg is i in san d a te ş e k k ü l et-

k u lla n ılm a d ığ a tem iz v e d ü rü s t b ir to p lu m u n iç in d e

d o ğ m as ı h a lin d e , h a n ç e ıe s in d e bu k e lim e le r in , söz le­

r in ç ık m a s ın ı k o n tro l e d e n , o n u n la k e lim e le r a ras ın a

tiğ i v e in san b ü tü n e ş y a n ın k e n d is in e b o yu n eğer n i ­

te l ik te o ld u ğ u n u id rak e t t iğ i zam an, a r t ık o n u n k a l ­

b in d e en u fak b ir k in , n e fre t, zo rb a lık t ik s in t i d ııygu-

g ire n en g eT ved â îr d izg in v a rm ış g ib i, ağ z ından asla

ç ir k in ve iğ ren ç b ir k e lim e ç ık m az . A l l a h rasu lu b ir

h a d is in d e şö y le b u yu rm u ştu : “ O n u (çirkin kelim eyi,

sözü) bırakın , çünkü o çürüm üş kokuşm uştur."

P s ik o lo ji , K u r ’a n i k e lim e ile ifade e d ile c e k o lu rsa,

s a n k i b e n lik te o la n ı d e ğ iş t irm e b i l in c id ir ; k e lim e ye ­

n i b ir to p lu m inşa im k a n ın ın k a p s a m ın ı in san a a ç ­

m ış t ır . ik in c i aşa- ____________________________________

m ad a b ö y le b ir to p ­

lu m u inşa ed ecek

in s a n ı in şa e tm iş ­

tir. K e l im e sa ye s in ­

de in s a n in s a n ın

b e n l iğ in d e o la n ı

d e ğ iş t irm e k u d re t i­

n i e ld e e tm iş t ir .

C e n n e t k a p ıs ın ın a ç ılm a s ı da a n c a k k e lim e a r a c ıl ı ­

ğ ıy la g e rçe k le şe ce k t ir ; k e lim e sa yes in d e in s a n ın b e n ­

lik te o la n ı d eğ iş tirm e k u d re t in e sa h ip o lm as ı o n u n

d a h a d ü n y a d a ik e n b ir c e n n e t in şa e tm e s in i m ü m k ü n

k ılm a k ta d ır .

“O rada lüzumsuz söz ve günah niteliği taşıyan ifade­

ler duymazlar". B u a ye t K u ı ’a n ’d a üç kez te k ra r la n ­

m ış t ır . M e s e la b ir k e re s in d e y ü c e A l l a h şöy le b u y u r ­

m uştu r: "Boş söz ve günahkar ed ecek ifa d e .” (56 /2 5 )

İk in c i a y e t te a y n ı m an a şö y le ifad e e d ilm iş tir : “ O r a ­

da luzum suz boş söz duym azlar: sadece selam esenlik di­

lekleri işitirler." (1 9 /6 2 ): ü ç ü n c ü a ye tte şöyle den il-

m iş :” O ra d a ne boş söz ne d e yalan söz du y ar­

la r .” (7 8/35)

B a z ı a l im le r şöy le d e m iş :d iin y a d a da c e n n e t v a r ­

d ır , (d ü n y a d a ik e n ) o ra y a g ire m e y e n a h i ıe t te k i c e n ­

n e te de g ire m e ye ce k t ir . B u n d a n d o la y ı, d a h a d ü n y a ­

da ik e n , in s a n ın k a lb in d e h iç b ir şey v e h iç k im se

h a k k ın d a en u fak b ir k in , n e fre t duygusu k a lm a y a c a k

şe k ild e k a lp se la m e tin i k az a n m a s ı m ü m k ü n d ü r; ç ü n ­

kü k a in a t ın v e iç in d e y a ş a y a n in s a n ın teşsh ir e d ilm e

k a n u n la r ı v a rd ır ; k im o k a n u n la r ı keşfederse, b ü tü n

v a r l ık la r o n u n h iz m e tin e b o y u n eğerle r. B u esp riy i

k a v ra y a n v e bu n u g e rçe k le ş t ire b ile n se lam e te e rm iş

k a lb e sa h ip o la n la r h e r tü r lü ş a ib e d e n v e te h lik e d e n

su ka lm az . B u n d a n d o la y ı d in in ö n e rd iğ i in a n m a b i ­

ç im in d e zo rb a lık , hoşgörüsüzlük söz ko n u su d eğ ild ir .

B u n la r in s a n ın bu h u su s la r h a k k ın d a b ilg is iz o lm as ı

d u ru m u n d a söz ko n u su d u r. İ l im , zo rb a lık v e h o şg ö rü ­

süzlüğü izale eder; in s a n ın d ü z ey in i s a y g ın lığ ın ı y ü k ­

se lt ir . “ Z İra bilenlerle bilm eyenler aynı düzeyde değildir;

an cak arınmış bilinç sahibi hatırlayıp kav ra r .”

_______________________________________ B u hususu ç o k

iy i k a v ra m a m ız ge ­

rek ir . H e rh a n g i b ir

şey b iz im iç in b e ­

lirs iz , k a v ra n a m a z

h a le g e ld iğ i zam an,

h e m e n ‘te s h ir ’ a y e ­

t in i h a t ır la m a m ız

ge rek ir. B u k o n u d a

b ilg im iz in ye ters iz o lm as ı so ru n d eğ ild ir; ç ü n k ü h e r

zam an b ir b i lg in in üzerinde , d ah a ü stü n b ir b ilg i v a r ­

d ır. “ H e r ilim sahibinin üzerinde, daha iyi bilen vardır."

(12 /7 6 )

A s ı l so ru n , i l im ve te sh ir i im kan s ız k ı la n b ilin -

m e z (m e ç h u l) ile i lg i l i tu tu m d a n k a y n a k la n ır ; k in , ö f ­

ke , n e fre t, hoşgörüsüz lük , iğ ren m e , t ik s in m e ve ik ra h

g ib i d u yg u la r la da bu tu tu m d a n m e yd a n a g e lir ; oysa

bu u n su r la r ın d in d e ve s a lih im a n d a b u lu n m a m a la r ı

g e rek ir. G ö k le r d e ve ye rd e b u lu n a n şe y le rd e n h e r ­

h a n g i b ir is i in san a b o yu n eğ m ed iğ i zam an , k in d u y ­

m aya , ö fk e le n m e y e , n e fre t e tm eye , t ik s in m e y e , zor­

b aca b ir tu tu m ta k ın m a y a lüzum yo k tu r . S a d e c e tes­

h ir iç in lüzum lu k a n u n la r ı k e ş fe tm ek u ğ ru n a c a n la

başla , az im ve k a ra r lı l ık la çab a h a rc a m a k , a rd ın d a n

u m u t e tm ek g e rek ir. B u ra d a eğer k ın a n a c a k , e le ş t ir i­

le c e k b ir is i va rsa başkası d eğ il, ken d im iz iz . P e y g a m ­

ber e fe n d im iz in şu h a d is in i k a v ra m a k n e b ü yü k m e ­

z iye tt ir : “K im bir iyilik bulursa A llah ’a ham detsin, kim

bundan başka bir şey bulursa, (başkasın ı değil) sadece

kendisini eleştirsin, kınasın."

D e m e k k i b ü tü n im k a n la r b iz im e lim izd e , o h a ld e

b ü tü n so ru m lu lu k da bize a it. E ğ e r b ir so ru n va rsa o

b aşk as ın d an değ il, ta m a m e n b izden k a y n a k la n m a k ­

tad ır. B ü tü n ö v g ü le r a le m le r in R a b b i A l l a h ’ad ır. ■

Ümran ‘Aralık •200i 65

Bedensel gücü bakımından insan zayıf bir varlık­tır; kainatı iyi ve verimli bir biçimde teshir etme kudretine sahip olması bakımından Allah’ın ha­lifesidir. Bundan dolayı teshir etme kudreti saye­sinde zaafını güce dönüştürebilmektedir.

Page 66: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KULLAR VE İLAHLAR

N U R E T T İN Ö Z C A N

O müşriklerden (olmayın) ki onlar dinlerini ayırıp öbek ö­

bek olmuşlardır. Her grup ken- dilerininmine güvenmektedir.

Rum/32

o p lu m la rm k ü ltü r d o k u la r ın d a şunu b iliyo ru z

k i en te m e l y a p ıla n d ır ıc ı unsu r d in fa k tö rü ­

dür.

H e r n e kadar pek ço k sosyal v e siyasal sö y lem le r b u ­

n u n d ış ın d a b ir o luşum u d illcn d iıs e de, son d c rccc h a ­. I . ..J : S . : .___ _ I1L .,1—...

yatı uıu^u ı u t c & i u i i ı m c*on k j l l uuum uttuats. ıu\ ıcı».tu

ç ık t ığ ın ı görüyoruz. G e o rg e W . B u sh u n bu son o la y la r ­

da h a ç lı seferi ru h u n u d ile getirm esi ise bun u n en d ir i

ö rn eğ in i teşk il eder.

B u n u n m u tlak a ila h i o r i j in l i b ir d in o lm as ı g e rekm i­

yor. M e se lâ F ira v u n , H z. M u s a ’ya karşı savaş a ç tığ ı za­

m an as lında ila h ın ın da bizzat kend is i o lduğu b ir d in in

tem silc is i o la rak savaş ıyordu . S ih irb a z la r ın , M u s a ’n ın

gösterd iğ i m ucize ler karş ıs ında im an e tm esin d en k it le ­

sel b ir b aşka ld ırıya yo l a çab ileceğ i ko rkusuyla en d işe le ­

n ir v e o n la ra h ita b e n te h d it ed ic i şu n la rı söyler: “ Fira­

vun ded i k i: B en size izin verm eden on a im an mı etti­

niz? B u hiç şüphesiz şehirde, halkını oradan çıkarm ak

için bir tuzaktır. A m a yakın da (başın ıza gelecekler) gö­

receksiniz!"1 B u ra d a a ç ık ça g ö rü lm ek ted ir k i, F ira v u n ;

k a n u n la r koyan , in s a n la r ın sosyal s ın ır la r ın ı ç izen ve

h a tta o n la r ın n eye in a n ıp in a n m a y a ca k la r ın ı ta y in

eden k u d re tli b ir ila h g ib i d av ran m ak tad ır , çü n k ü id d i­

ası da zaten budur. B u sahte ila h karşım ıza y e n i k u llu k

g ib i in san ın tah ak k ü m a lt ın a a lın m a s ın ı k o la y la ş tır ıc ı

ve esa re tin d e v a m lılığ ın ı sağ lay ıc ı b ir an lay ış ı da y a y g ın ­

laştırır.

S iz , A l l a h ’ın em ri ve yasağı şurada d u ru rken b ir baş­

k a s ın ın em ri v e yasağ ına uyar, g ö n ü ld en bağ lanırsan ız,

o k o n u d a o sözün, o em rin , o yasağ ın sa h ib in i ilah e d in ­

m iş o lursunuz. A l la h buna razı değ il, b una rıza gösterm i­

yor. B u hususta ya ln ız b en va r ım başkası yo k d iyo r. A l-

lah ü T e a la b ir a ye tin d e “ size ne ind irilm işse o n u izle­

y in ” d iyo r. Y a n i; A l l a h ’a tab i o lu n , A l l a h ’ta n başkasın ı

dostla r ve ahbab la r ed in m ey in , an cak ve an cak b en i ta ­

n ıyacaks ın ız d iye em red iyo r. B u g ü n ü n in san la rına , b u ­

gün ü n M ü s lü m a n la r ın a b ak ın , k im in a rkasınd an k u llu k

ederek g id iyo rla r. Ö n c e ken d in iz i bu çizg iye çekeceks i­

niz. M ü s lü m a n ’ın İs lam d a ires ine g ird ik ten sonra en' jo H e frt lıJ ■ • | j n y j r

K u lluğunuzu ya ln ız ca A l l a h ’a yapacaksın ız , başka

h iç k im seye ku l o lm ayacaksın ız , i la h ın ne dem ek o ld u ­

ğunu iy i tan ıyacak , ila h ın ız ın n ite lik le r in i ve va s ıfla rın ı

ço k seçk in b ir tarzda ka lb in ize nak led eceks in iz .2

Pro f. D r. R u h i Ö zcan yu karıd ak i b eyan ın d a k im liğ i­

n i bu lm uş ve bu m anada da sosyal ko n u m u n u k u v v e t ­

lend irm iş m üslüm an insan t ip in in resm in i ç izerken ay ­

n ı zam anda o n u n yaşad ığ ı süreçte karşı karş ıya ka lacağ ı

en h a y a ti m eseleye de işaret ed iyor; k u llu k meselesi...

B u ko n u bugün in san ım ız ın gündem inde o lm ayan k a fa ­

s ın ı h iç m eşgul e tm eyen ve d o lay ıs ıy la h iç b ir iç ra h a t­

sızlık h issetm ed iğ i am a g erçekte ise fa rk ın a b ile va ram a ­

d ığ ı çepeçevre kuşatm a a lt ın a a lın d ığ ı b ir o lgudur m a ­

alesef.

B u g ü n m ü slü m an la rm fa rk lı fa rk lı cem aatle re a y r ıl­

m as ın ın ve h e p s in in de ço k güçlü b ir m a n e v i o to r ite y le

b ağ land ık la rı e fe n d ile r in in ön ü n d e saf tu tu ş la rın ın te ­

m e lin d e e ğ it im in eksik k a lış ın ın büyük pay ı vard ır. M e ­

sela, H in t m ü slü m an la rı gerçek ten ya k ın zam ana kadar,

İs lam d üşüncesin i e n iy i tem sil eden ayd ın la r ç ık a rm ış ­

la rd ır. O ra d a düşünce a la n ın d a k i bu p a r lak lığ ın baş lıca

sebeb le rinden b ir i h iç şüphesiz H in t m ü s lü m an la rın ın

m o d em il im v e te fekkü rü öğrenm ek b ak ım ın d an öbür

m üslüm an ü lk e le r a y d ın la r ın d a n dah a şanslı o lm a la r ı­

d ır. İn g iliz eğ it im i bu m em leke tte gayri m üslim H in t l i ­

le r g ib i m üslüm an unsurun da z ihn i fonks iyonu üstünde

çok o lu m lu tes irler yap m ıştır.

F ak a t bu e ğ it im in tes irli o lu şu nu n b ir başka ö n em li

6 6 U m r a n - A r a l ı k • 2 0 0 1

Page 67: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KULLAR VK İLAHLAR / ÖZCAN

sebebi, m üstem leke id a res in in m ah a lli k iih

tü rlere karşı son derece m üsam ahakar b ir

ta v ır tak ınm asıd ır. H in t m iis lü m an la rı sö­

m ürge idaresine karşı çe ş it li p ro testo ları d o ­

la y ıs ıy la ta k ib a ta u ğ ram ış la r, a ra la r ın d a

ö n e m li hap is cezalan a la n la r o lm uştu ; fakat

b u n la rd an h içb ir i oku m ak tan o k u n m a k tan

ve yazm aktan a lıkonm am ış , İs lam c e m a a ti­

n in bü tün m üesseseleri dış m üdaha leye uğ­

ram adan faa liye te d evam ed eb ilm iş ti.3

T ü rk top lum unda T an z im a t y ılla r ın d a n

bu yana b a tılılaşm a ad ın a ve tak ip eden y ı l ­

la rda da m odernizm ad ın a pek ço k değer

ö y les in e gözden ç ık a r ılm ış ve istism ar e d il­

m iştir k i, kayb ed ilen d eğerle rin tek ra r y e r i­

n e konm ası o ld ukça zorlaştır ılm ıştır. T o p ­

lum , ilk vurgLinu sa ray ın soğuk la b ire n tle ­

rinde yer. O sm an lı sarayında, yü rek le ri se­

m ada k an a t ç ırp acak cen g aver k a lm a y ın ca

sokaktak i in san ın da d ille re destan o gönü l

se rü ven le r i yavaş yavaş tü ken m eye başlar.

Y a ln ız h ır is tiyan reaya ve L ö v a n te n m ah a lle le ri de­

ğ il, S a ra y da değişm iştir. S a ra y k ad ın la r ı b atılılaşm aya

ayak uydurm uştur. P a r is ’ten ve V iy a n a ’dan g e tirt ilen

d ek o lte e lb ise leri g iyen su ltan lar, keza A v ru p a m o b ilya ­

la r ıy la do lu sa lon larda alafranga yem ek y iyo rla r, en son

yaz ılan Fransız ro m an la r ın d an ve y a d ip lo m a tik skandal-

la rdan bahsed iyorlard ı. A d e t h a lin e gelm iş A v ru p a m o ­

das ına uym ak arzusu, k a d ın la r ın para sarfetm ek k o n u ­

sundak i g ay re tle rin i büsbütün k am ç ılıyo rd u . E sk i k ıy a ­

fe t le r in i tam am en terk etm işler, ş im d i İm p a ıa to r iç e E u ­

gen ie g ib i p arlak ayakkab ıla r, Pa ris m ode li d an te lle r,

sun i ç iç e k le r k u lla n ıyo r la rd ı.4

M a d a m M o n teg ü , ik in c i M u s ta fa ’n ın eski zevcesi

H a fsa S u l ta n ’ın elb ise ve m ü cevh e ra t ın d an bahseder­

k en “ S ı ı l t a n ’ın yaln ız üzerindek i z iyn e tle rin y iizb in İn g i­

liz lirası değerinde o lup A v ru p a ’da bu z iyne tle rin yarıs ı

k ıym e tin d e ziynete m a lik b ir k ra liçe b u lu n m ad ığ ın ı ve

İn g iliz K ra liç e s in in m ü cevh e ra t ı gayet zarif ise de Hafsa

S u lta n ’ın k in in y an ın d a bayağı k a ld ığ ın ı” beyan e tm ek ­

ted ir.5

T o p lu m sa l ku rum lar ve öze llik le bürokrasi eski b ir

a lış k a n lığ ın d evam ı o la rak top lum un geleneksel değer­

le ri v e m a n e v i d in a m ik le r iy le pek örtiişm em ekted irle r.

Esasen bu husus, b ü rok ras in in ve h a lk k a tm a n la r ın taşı­

d ık la r ı ve önem sed ik le ri k ıym e t u nsu rla rın fa rk lı lığ ın ­

d an doğm aktad ır. Y ü k sek tab aka la rın , k a lab a lık iç in

çizdiği sert ve aşılmaz s ın ır la r zaman zam an zapted ici ye ­

n i strate ji ve n o rm la r ın gerektird iğ i yu m u şak lık ta esen ­

lik le r gösterir.

C H P ’n in ik t id a r o lduğu 1945-1950 d ö n em in d e , ilk

defa 1948 y ılın d a h a c ca g idecek lere döviz m üsadesi v e ­

r ilm iş tir . 1 Şu b a t 1949’da ilk oku l p rog ram la rına isteğe

bağ lı d in dersleri konu lm uştu r. 1949 y ı lı baş ında , İm am

H a t ip kursları a ç ılm ış ve d ah a sonra bu ku rs lar İm am

H a t ip O k u lla r ın a dönüştürü lm üştür. A n k a ra Ü n iv e r s i ­

tesi senatosu, 7 O c a k 1949’da İla h iy a t F a k ü lte le r in in

a ç ılm a la r ın a kara r verm iş, M a r t 1950’de ç ık a r ıla n b ir

k a ra rnam e ile 1952 ta r ih li T e k k e ve Z a v iy e le r in K a p a ­

tılm as ın a D a ir K a n u n çerçeves inde k a p a tıla n 19 türbe

aç ılm ıştır . A y r ıc a , 1949’da m edrese k ö k en li b ir Pro fesör

o la n Şem sed d in G i in a lta y ’ın Başbakan lığa g e tirilm esi

de C H P ’n in d in konusunda tavizkar tu tum u n u ve şeç-

m ene yö n e lik b ir je s tin i gösterir.6

Ç o k uzun b ir süreçte, gerçekte hassasiyet arzeden d i­

n i k o n u la ra karşı g erek li d u ya r lılığ ı h iç b ir zam an göster­

m em iş o lan siyasetin h a lk üzerindek i oy a v c ılığ ı ve da ­

h a ö n em lis i o nu ab luka a lt ın d a tu tucu e tk in liğ in i sür­

düreb ilm esi iç in gerekli o la n ik iyüz lü lük h em C H P ve

h e m de D em o kra t P a r t i ta ra fın d an gösterilir. S o n ra k i

y ılla rd a ku ru lan sayısız siyasi o luşum lar da It t ih a ç ç ı la r ın

baş la ttığ ı bu sam im iyetsiz ik iyüzlü ge leneğ i ayn ı üslup la

sürdürm üş v e k it le le r üzerinde o lağanüstü zapted ici ba ­

şa rıla r sağ lam ışlard ır. V e sonuçta öy le b ir uç n o k taya

Um ran-Aralık -2001 67

Page 68: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KUR'AN VE HAYAT

g e lin m iş tir k i, siyasetle biraz ilg ili o la n la r bağ lı o ld u k la ­

rı p a r t in in s log an la rın d a ya da lid e r in in sözlerinde bü­

yü k doğru lar b u lm aya ça lış ır la rk en , biraz daha m u ha fa ­

zakar o la n la r ise o laya k e n d ile r in i ra h a tla tıc ı m is tik b ir

boyu t ka ta rak h o ca e fen d ile r in söz lerinde d e rin h ik m e t­

le r aram aya başlam ışla rd ır. A r t ı k va h iy , ye r in i e fen d ile ­

r in in k u tlu söz lerine b ırak m ış tır ; ku tsanm ış ve üzerine

toz k o n d u ru lm ayan e fen d ile r de e tra fın d a küm e len en

bu m ü th iş k a lab a lık la ra yen i m ih rap la r gösterir... E ve t ,

duygu yü k lü bu k u llu k se rü ven in d e c e h a le t in bütün

ve rs iyo n la r ın ı görürsünüz; zay ıf p s iko lo jile r, önü a l ın ­

maz ceh a le t le r , n e b ile r in y e r in i a la n çe leb ile r , v a h iy öğ­

re t is in in y e r in i a la n efsunlu sözler ve dah a n e le r neler..

H e r derde d eva h ik m e tli şifa reçe te le ri.... Y ık ım büyük

k en tle rd e o lm am ıştır. B ir e y k en d is in i yere seren o

ö lü m cü l y ık ım ı, en m ah rem ta ra fla rında , ru h u n u n ve

b e y n in in k ıv r ım la r ın d a yaşar. İb ra h im o n u n iç in oğ lu ­

nu k u rb an edeceğ i rüyay ı gören b ir m asal k ah ram an ıd ır,

S ü le y m a n ise m uhteşem b ir kra l.... O ysa İb ra h im yaşa­

d ığ ı h a y a tıy la ve verd iğ i m esa jla rla R a b b in i en o lgun

şek liy le a n la t ır ve insana, sah ib i o lduğu in san lık , vakar

ve h ays iye t in i, in san lık on u ru n u ve şa h s iye t in i n as ıl k o ­

ru ya ca ğ ın ın u fkunu açar. Hz. İb ra h im in san ın insana

k u llu ğ u n u n ta rih se l se rü ven i iç in d e tu tk u la r ın ın , esare­

t in in ve ku rtu lu şunun ro tas ın ı gösterir. O n la r ı, y an i İb ­

r a h im ’i, S a l ih ’i, S ü le y m a n ’ı ve daha n ic e le r i gerçek

k im lik le r iy le kav raya m a y ıp , B a tta l G az i ve Za loğ lu Riis-

tem ile b ir lik te ö vgü v e h a y ra n lık do lu m asa lla rdan ç ı ­

karıp a it o ld u k la rı yere koyam azsak kaybettiğ im iz ışığı

b ir kez daha k o la y k o la y bu lam ayacağ ız

"Onlar, A llah’ı bırakıp bilginlerini, rahipleri, M er­

yem'in oğlu Mesih/ tanrı edindiler, Halbuki bunlarda ancak

bir olan Allah'a ibadet etmelerinden başkası ile emrolunma-

mışlardır." '

N e t ic e d e in san la r K u r ’a n ’ın d a v e tin d e k i h a k ik i ga­

yey i, k asd ed ilen in c e v h e r in i id rak edem ez o ld u lar.

K u r ’an o n la rı A l l a h ’ta n başkasın ı ilah ed inm em eye ç a ­

ğ ırd ığ ı zam an p u tla rı terk e tm ek le K u r ’a n ’m is tek le r in i

ye te rin ce ye rin e g e t ird ik le r in i zannettile r. G e rç e k te ise

ilah k a v ra m ın ın iç in e a ld ığ ı d iğer bü tün unsurlara y ö ­

n e lm ek te d evam e tt ile r. B u an lay ış la rı ile A l l a h ’tan

başkasın ı ila h e d in d ik le r in i an layam ad ıla r. K u r ’an-ı K e ­

rim : “ A l la h gerçek R ab b in izd ir. O n d a n başkasın ı R a b

e d in m e y in ” d ey in ce : “ B iz o k im seleriz k i, A l l a h ’tan baş­

kası R ab b im iz d eğ ild ir” derler. Y a ln ız o n la rd an b ir çoğu

R a b k a v ra m ın ın içerd iğ i geniş m ana iç in d e A l l a h ’tan

başka k im in R a b lığ ın a boyun eğm em iştir k i?!....

K u r ’an o n la ra : “ A l l a h ’a ibadet ed in , tağuttan sak ı­

n ın ” d iye h itap e tt iğ i zam an: “ P u t la ra tapm ayız A l ­

la h ’tan başkasına huşu duym ay ız ” derler. H a lb u k i taş­

la rdan yo n tu lm u ş p u tla r h a r ic in d e n ice tağ u tlan n e tek ­

le r in e sım sık ı yap ışm ak ta d evam ed ip du ru rlar. 8

68 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 69: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

H a n g i şart ve statü a ltın d a bu lunursa bu lunsun in ­

sanoğ lunun va r lığ ın ın özgürce d evam edeb ilm esi; kafa

bağ ım sızlığ ın ı h e r türlü p s iko lo jik ve fik ir esaretinden

ko ruyab ilm es i ilk şartına bağ lıd ır. N e va r k i geleneksel

tarzda b ir im an ve am el a n la y ış ın ın y ap ıla ştırıld ığ ı top-

lum um uzda K ı ı r ’an-ı K e r im ’in uyarı ve ikazları b irey in

ruhunda gerektiğ i şekilde ürperti b ırakm am aktad ır.

“Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kö ­

tülüklerden arındıran, size kitabı ve hikmeti öğreten bir R e­

sul gönderdik’’9, “Müminler ancak, Allah anıldığı zaman

yüreklen titreyen, kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğu

zaman imanlarını arttıran ve yalnız R ablenne dayanıl) gü­

venen kimselerdir.”10 A l la h ’ın insan la ra uyarı ve ikazı

btıdur, fakat ne yazık ki, m üslüm an lartn gerçekte iç le r i­

ne s ind ire rek am el e ttik le r i ru h la rın d a yans ım as ın ı b u l­

d uk la rı ve gereğ in i yaşad ık ları h aya t bu haya t değild ir.

B ize ne o k lu ? A l l a h ’ın ya ln ızca hafıza la rım ız ın b ir y e r­

le rinde sık ış ıp ka lm ış m ito lo jik b ir k a v ram o larak k a l­

m ası dah a ne kadar sürecek?!.. M ü s lü m an R a b b in i,

R a b b in in k e n d is in i b ilm es in i is ted iğ i ruh ve fik ir

u yan ık lığ ı iç in d e ne zaman k av rayacak ? G ü n ü m üz in ­

san ı, am a öze llik le m tisi lim an olduğu konusunda sam i­

m i iddiası b u lu n an la r ın kend i bu lu n d u k la rı konum ları

en kesk in b iç im d e sorgulam aları gerekm ekted ir.

11Ey iman edenler! Allah’tan ona yaraşır şekilde korkun

ve ancak müslümanlar olarak can verin. 11 Bu ifadeden

alıyoruz k i; A lla h , m üslüm an lartn k en d is in d en A l ­

la h ’ın azam etine, kudret ve ih tişam ın a uygun o la rak

k o rk m a la r ın ı istiyor. G e len ek se l R a b an lay ış ı, birazda

e v liy a m en k ıb e le r i ile m o tiflen d irile rek ço k fark lı b ir

m izansen iç in d e sunulduğundan, A l la h ' ın ken d is in i ala­

la tt ığ ı ve n ite lik le r i ile ta n ıtt ığ ı gerçek R a b an la y ış ın ­

d an ço k fa rk lıd ır . “Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve bu­

günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez-

Ç ocuk da babasına hiçbir fayda sağlayacak değildir. Şüp­

hesiz A llah’ın vadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi al­

datmasın, sakın aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affına güven­

direrek aldatm asın. ” 1

V e k a la b a lık la r ın bu kü lçe leşm iş h a li, b ir gün k a y ıt ­

sız şartsız K ı ı r ’an la yüz yüze ge lm esine kadar kay ıp la rla

ve y e n ilg ile r le yük lü b ir h aya t o la rak siiriip g idecektir.

O ysa K u r ’an m ü ’m in in hafızasıdır.

S ö y le n e c e k daha fazla ne va r k i? T . S . E ll io t 'u n

ded iğ i g ib i c eh en n em i doğurm ak iç in top rak her geçen

gün biraz daha kabarıyor.

Sözün sonunu , uzun b ir süre e v v e l kaybettiğ im iz

değerli b ilim adam ım ız Pro f. D r. R u h i Ö z ca n 'ın b ir

ruu-Afl v r İla m la* / d ı c m i

kon feransındak i şimdi hatıras ı ya n k ıla n a n sözlerine

b ırak ıyorum :

A n la tm a k istediğ im odur k i; h aya tın ızd a K u r ’an ı

K e r im dam gası o lsun. K u r ’an kend in ize b iışey h isse ttir ­

s in . K u r ’an çoğunuza b ir ta k ım şey le r söy ler. S iz

K ı ı r ’a n ’ın verd iğ i bu ışık a lt ın d a b ir tak ım şeyler söy­

le y in . Kom şunuzla b ir ilg i ku ra rken K u r ’a n ’ın ve rd iğ i

ru h la hareket ediniz. B irb ir in iz le m ünakaşa ederken

size ve r ilen bu ila h i m esajdan ka lb in izde k a lan k ır ın ­

t ıla r la hareket ed in. A shab- ı K ir a m ’tn yap tığ ı buydu.

H e r şeyi ıslah etm iş değ ille rd i. A m a h is le ri, a lab ile cek ­

le ri neyse onu alm ışlard ı.

A l la h T e a la çok te ’k it ed ic i b ir ifadey le ö y le buyu ­

ruyor: "Biz zikri gerçekten kolaylaştırdık. Hani ibret alan

pay çıkaran nerede?" E v e t A l l a h k itab ın d a bunu söy­

lüyor: H a n i n e red e?.13 ■

Dipnotlar1- Kurân-ı Kerim/A'raf suresi, 1232- Prof Dr. Ruhi Özcan, Problemlerimiz ve Hal Çareleri, s.743- Prof. Dr. Erol Güngör, İslam'ın Bugünkü Meseleleri, s.2034- Doğan Avcıoğlu, Türkiyenin Düzeni, c.l s.1995- İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlıda Saray Teşkilatı, s. 1536- Doç. Dr. Bayram Kaçmazoğlu, Demokrat Parti Dönemi

Toplumsal Tartışmalan, s.317- Tevbe/318- Mevdudi, Kıır’an’a Göre Dön Terim, s.129- Kıır'an-ı Kerim/Bnkara, 15110- Kıır’an-ı Kerim/Enfal, 211- Kıır’an-ı Kerim/Al-i İınran, 10212- Kıır'an-ı Kerim/Lokman, 3313- Prof. Dr. Ruhi Ö z c a n , Gümüşhane Konferansı

U n v a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 69

Page 70: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

Q ö n ü l S o h b e t i

GÜZEL İLİM, GÜZEL İNANÇ, GÜZEL AMEL, GÜZEL AHLAK

A H M E T Y A Ş A R

A l la h u Z ü lc e lâ l H a z re t le r i ’n e c e lâ l i izzetine,

k e m â l s ıfa t la r ın a la y ık h am d - iı s e n a la r o l ­

sun k i sağ lık s ıh h a t v e a f iy e t le b ir a raya

to p la n m a f ır s a t ın ı b iz le re n as ip bu yu rm u ştu r.

B u fırs a tı b iz lere b a h ş e d e n A l la h t ı Z ü lc e lâ l v e l

K e m a l H a z re t le r i; k ıy a m e t g ü n ü n d e de A l l a h ’ın R e ­

su lü H z . M u h a m m e d M u s ta fa ’n ın sa n ca ğ ı a lt ın d a

to p la n m a y ı b iz le re n as ip v e m üyesser b u yu rsu n .

M u h a k k a k k i d ü n y a h a y a t ın d a ön ü m ü ze a ç ılm ış

o la n b ir k â in a t k it a b ı v a rd ır . B u k â in a t k it a b ın a b a k ­

t ığ ım ız d a o k it a b ın iç e r is in d e se ç ilm iş b ir v a r l ık o la ­

ra k ziibde-i k a in a t o la n in s a n ı b u lm ak tay ız .

İn ş a a l la h bu so h b e tim iz d e siz lere in s a n ın in s a n

o lm as ı, in s a n ca yaşam ası, in s a n o la ra k ö lm es i v e in ­

san o la ra k d ir ilm e s i üze rin e bazı h a t ır la tm a la rd a b u ­

lunacağ ız .

K a in a t k it a b ın a b a k t ığ ım ız zam an, b ü tü n m e v c u ­

d iy e t in , v a r l ığ ın te m e lin i te şk il ed e n d ö rt “ a s ıl” m a d ­

d e n in h a v a , su, to p rak v e ateş o ld u ğ u n u görürüz. B u

d u ru m y a ra t ı l ış ta n it ib a re n d e ğ işm e ye n b ir h a k ik a t ­

tir . B u d ö rt m ad d ed en b i r in i a rad an k a ld ır ırs an ız , d i ­

ğ e r le r i za rarlı h a le g e lir . B u a ç ıd a n b ak tığ ım ızd a ; k a ­

in a t ta m ü th iş b ir den g e/u yu m o ld u ğ u n u görürüz.

B iz , bu d ö rt te m e l e sas ın (an as ır- ı e rb a a ) k a rş ıs ın ­

a d ö rt te m e l h a k ik a t i y e r le ş t ire re k o n la r ın da b u n la r

g ib i u y u m u n u tesis e tm e li v e b ilm e liy iz k i bu d ö rt u n ­

su rd an b ir in in n o k sa n o lm a s ı h a lin d e , in s a n ın lcema-

la t m e r te b e le r in i ç ık m a s ı o ld u k ç a zordur. B irb ir in d e n

a y r ılm a m a s ı g e re k e n b u d ö rt unsur; güzel i l im , güzel

in a n ç , güzel a m e l v e güzel a h la k t ır . K iş id e b u n la r ın

b i r in in n o k s a n lığ ı d iğ e r le r in in za ra rlı h a le ge liş seb e ­

b id ir . B u d ö rt h a k ik a t i b ir a ra ya g e t irm e y in c e o rtad a

m a d d î v e m â n e v i huzu r v e s a a d e tin v a r l ığ ın d a n söz

ed ilem ez . B u h a k ik a t le r b ir a ra ya ge tir ilm ezse in s a n

g e rçek m â n â d a h ü r o la ra k yaşayam az.

O n u n iç in b u d ö rt te m e l h a k ik a t i b irb ir in d e n

a y ırm a m a n ın g a y re t in d e o lm a lıy ız . Il im s iz in a n ç ,

a m e l v e a h lâ k k iş iy e fa yd a sağ lam ad ığ ı g ib i ah lâksız

il im , am e l v c in a n ç da in s a n a b ir ta yd a sağlam az. K i ­

ş in in h a y a t ın d a güzel i l im , güzel in a n ç , güzel a m e l ve

güzel a h la k b ir le ş e ce k k i, o rta y a y a ra t ı l ış g ayes ine u y ­

g u n b ir in s a n ç ık s ın . B u n la r ın b ir is in i k a y b e d e n in ­

san a s lın d a v a r l ığ ın ı k a y b e d iy o r , sa h ip o ld uğ u d iğ e r

h a s le t le r o a n d a n it ib a re n gerek k e n d is i gerekse in ­

s a n lık iç in za rarlı h a le g e liyo r .

G ü z e l İ l im

B u d ö rt h a k ik a t te n k iş id e e n ö n c e b u lu n m a s ı g e re ­

k e n güzel il im d ir . Ç ü n k ü güzel i l im h e r ş e y in b a ş ın ­

da g e lir . Il im s iz güzel b ir im a n a , a m e le v e a h la k a sa­

h ip o lm a k as la m ü m k ü n d eğ ild ir . B u n d a n d o la y ı bu

so h b e tim izd e siz lere b u k o n u la r la i lg i l i baz ı h u su s la rı

im k a n la r ım ız n is p e t in d e izah e tm e y e g ay re t edeceğiz.

B i l in iz k i, i l im A l l a h ’ın s ıfa t la r ın d a n d ır . A l l a h

A l i m ’d ir, c a h i l le r i sevm ez. O n u n iç in C e n a b - ı H ak le

ye ryüz ü ne n e b i v e re s u lle r i c e h â le t le sa vaşm ak v e in ­

sa n la r ı y a ra t ılış g a ye s in e u la ş t ıra c a k o la n i l im le r i öğ ­

re tm e k iç in g ö n d e rm iş tir .

Y in e b il in iz k i, güzel i l im in s a n lığ ın ru h u v e in san

o lu şu n te m e lin i sa ğ la yan e n b ü yü k h a k ik a t t ir . Ç ü n ­

k ü in san , i l im s ıfa t ın a sa h ip o ld u ğ u n d a n d o la y ı m e ­

le k le r ü zerin e ü s tü n lü k k a z a n m ış t ır . B u n d a n d o la y ı

A l l a h u T e a la A d e m b ab am ız ı c e n n e t te y a ra t ıp h a ­

y a t la ş e re f le n d ird ik te n so n ra

"A lla h A d e m 'e bütün isimleri öğretti. Sonra onları

70 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 71: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

önce m elek lere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz,

şunlann isimlerini ban a bildirin. ” ( B alcara-31)

b u y u ra ra k in s a n ın m e le k le re ü s tü n lü ğ ü n ü b eya n

e tm iş t ir . B u n d a n d o la y ı A l l a h u T e a la ’n ın A d e m ’e

ö ğ re ttiğ i “ e sm a” n e d ir d iy e d ü şü n m e liy iz .

E sm â b aş lı b aş ına b ir â le m d ir . E s m a â le m i, b ir

p lan / p ro g ram â le m id ir . Y a n i k â in a t ın y a ra t ı l ış ın d a n

y ık ı l ış ın a k a d a r o la c a k o la n b ü tü n h a d is e le r in , y a ra ­

t ı la c a k o la n b ü tü n v a r l ık la r ın p la n v e p ro g ra m ın ın

va ro ld u ğ u b ir a le m d ir . B iz z ann ed eriz k i C e n a b ı- ı

H a k k A d e m ’i y a ra tm ış v e o n a y a ra t ı lm ış v a r l ık la r ın ;

bu a yd ır , g ü n eştir, y ıld ızd ır, in s a n d ır , a ğ a ç t ır v e y a şu­

du r, b u d u r d iy e sadece is im le r in i b i ld irm iş t ir . E sm a

b ö y le b as it ifa d e le r le g e ç iş t ir ile c e k b ir şey d eğ ild ir .

B i lm e l iy iz k i “ is im ” b ir v a r l ığ ı h e r y ö n ü y le ta n ı­

tan , o ism i d u y a n la r ta ra f ın d a n d a a n la t ı lm a k is ten en

ş e y in b ü tü n v a s ıf la r ıy la k a v ra n m a s ın ı sa ğ la yan b ir

h a k ik a t t ir . D o la y ıs ıy la A d e m ’in ö ğ ren d iğ i esm â in sa ­

n ın y e ry ü z ü n e g e ld iğ i a n d a n it ib a re n k ıy â m e te k ad a r

o lu p b ite c e k b ü tü n h a d ise le r in , y a r a t ı la n b ü tü n m ah-

lu k a t ın v e o r ta y a ç ık a c a k o la n b ü tü n s a n a t v e m es­

le k le r in A d e m ’in k a b i l iy e t in e y e r le ş t ir i lm e s id ir .

D e m e k o lu y o r k i “ is im ” b ir v a r l ığ ı o ld u ğ u g ib i ta ­

n ıt a n b ir şeyd ir. O n u n iç in C e n a b - ı Z ü lc e lâ l A d e m ’i

esm â â le m in d e ya ra ta ra k k a b i l iy e t in e de e sm â ’y ı k o y ­

m uştu r. iç in d e bu lu n d u ğ um u z d ü n y a ise A d e m ’in k a ­

b i l i y e t in d e k i t e c e l l iy a t ın a y n a s ı o ld u ğ u n d a n

A d e m ’in d ü n y a y a g e lm es i g e rek iyo rd u .

A l l a h h iç b ir zam an ö rn e k v e r ip h ü k m ü n ü b i ld ir ­

m ed en b irş e y i em red e rek y a p ılm a s ın ı istem ez. A lla -

h u T e a la b az ıla r ı g ib i “ B e n im is te d ik le r im i, a ra ş t ır ­

m ad an , s e b e b in i so rm ad an ya p a ca k s ın ız ,” d iy e e m ­

re tm iy o r . O h a ld e h iç k im s e n in h iç k im s e y i bu işi y a ­

p a c a k s ın v e y a y a p m a y a c a k s ın d iy e zo r lam aya ve y a

m u tla k ita a t is tem eye h a k k ı yo k tu r . Ç ü n k ü A l la h u

Z ü lc e lâ l v e T e k a d d e s H a z ıe t le r i ’n in K ita b - ı İ la h is in ­

de b ö y le b ir em r- i v a k i yo k tu r . O k it a b ın d a h a k k ve

b a t ı l ın ö lç ü le r in i in s a n la ra b i ld ird ik t e n so n ra “ B a k ın

bu h u k u k a r ia y e t e d e n le r in v e y a e tm e y e n le r in a k ı ­

b e t le r i şö y le o lu r ,” b u yu ru yo r. A l l a h u T e a la k it a b ın ­

da in s a n la r ın a k ıb e t le r i ile i lg i l i o la ra k ta r ih e iz b ıra ­

k a n h a d is e le r i gözüm üzün ö n ü n e sererek b iz le re “ is­

te d iğ in iz i s e ç in a l ın , ” d iyo r. Y a n i “ k e n d i k a d e r in i

k e n d in ta y in e t , ” b u yu ra ra k ita a t e tm e y e n le r in so n ­

la r ın ı b iz le re h a t ır la t ıy o r . İy i le r in de m ü k a fa t la r ın ı

k it a b ın d a b iz le re b ild ire re k te r c ih te b iz le r i serbest bı-

ra k ıy o r ; sah ip o ld uğ unuz a k ı l n im e t i ve güzel i l im le

b e rab e r k e n d i se ç im in iz i k e n d in iz y a p ın d iy e irad e

h ü rr iy e t im iz i b iz le re b ıra k ıy o r .

A l la h u T e a la ’n m A d e m ’e lü t fe t t iğ i k a b i l iy e t le r in

m e y d a n a ç ık m as ı iç in A d e m ’in d ü n y a y a g e lm es i la ­

z ım d ı. B u n d a n d o la y ı ATTahu T eâT â in s a n la r ın , zam a­

n a v e zem ine gö re h e r tü r lü ilm e , sa n a ta v e te k n ik

b ilg iy e o la n ih t iy a ç la r ın ı izh ar e tm es i iç in b u n la r ı

k e n d in d e b a r ın d ıra n A d e m ’i d ü n y a y a g ö n d e rd i.

A s la u n u tm am am ız g e re k e n husus: A d e m ’in d ü n ­

y a y a g e liş i, k e n d is in e lü t fe d ile n k a b i l iy e t le r in o rta y a

ç ık m a s ı iç in d ir . B u sebep le d ü n y a y a g e le n A d e m k a ­

b i l iy e t in d e sa k lı o la n ve in s a n lığ ı y a ra t ı lış g ayes in e

k a v u ş tu ra ca k o la n il im le va z ife s in e b aş lıyo r. O n la r a

ö ğ re tt iğ i i lk v e e n ö n e m li şey; in s a n ın , şe re f v e ü s tü n ­

lüğe, a n c a k sah ip o lu p h a y a t ın a a k ta rd ığ ı t e v h id il ­

m iy le u la şab ile ceğ id ir .

in s a n A d e m ’in k a b i l iy e t in d e o la n d iğ e r ö z e llik ­

le r le b ir n o k ta y a k a d a r b a ş a r ılı o la b ilir . F a k a t d ü n y a

h a y a t ım ız la i lg i l i b u başarı ile y a ra t ı lış gayem ize u la ş ­

m am ız m ü m k ü n d eğ ild ir. Ç ü n k ü in san ı k e m a lâ ta

u la ş t ıra c a k o la n husus k â in a t k it a b ın ı , sa h ip o lduğu

i l im n im e t iy le te fe k k ü r e tm e s id ir . E ğ e r k iş i te fe k k ü r

e d e rek k e n d is in i k e m a lâ ta u la ş t ıra c a k o la n te v h id i l ­

m in i ta h s il edem em işse A d e m ’d e k i d iğ e r k a b i l iy e t le ­

re sa h ip o lm as ı o n a b ir ü s tü n lü k sa ğ la m a yacak tır .

K e n d i k ıy m e t in i b i le m e y e n ve iç in d e k i c e v h e r i

h a k k ıy la ta k d ir e d e m e ye n in s a n ç o k iy i b i lm e lid ir k i

m a d d î ve m â n e v i b ü tü n i l im le r i b ü n ye s in d e to p lam ış

o la n te k v a r l ık sadece k e n d is id ir , in s a n ın ye ryüzü ne

g e liş i, iç in d e sa k lı o la n bu c e v h e r in o r ta y a ç ık ış ı i ç in ­

d ir . B u n u n iç in o n a a k ıl n im e t i lü tfe d ilm iş , h a k k ’ı

b a t ı ld a n a y ırm as ı iç in ilk g ü n d e n bu y a n a n e b i v e re ­

su lle r g ö n d e r ile re k işi k o la y la ş t ır ı lm a k is ten m iş tir ,

k e n d is in i e n ç o k se v e n R a b b ’ı ta ra f ın d a n .

K a in a t t a m ü k e m m e l ö rn e k le r k a rş ım ız d a d ır .M e ­

se la ; a r ıla r s e v iy e s in d e k i b ir k im y a g e r in , ip e k b ö ceğ i

s e v iy e s in d e k i b ir ip l ik ç in in , ö rü m c e k se v iy e s in d e k i

b ir ö rü c ü n ü n b u lu n m a d ığ ı d ü n yam ız d a b ir ç o k v a r l ı ­

ğ ın k a rş ıs ın d a in s a n la r ın ac iz k a ld ığ ın ı görürüz.

A r ı m u cizes in e d ik k a t e d e lim : O b a l yap a r, in s a n ­

la r ın o n u ta k lit ed e rek y a p t ık la r ı a n c a k b a l ın ü s tü n ­

lü ğ ü n ü ispat e tm eye yarar. K e n d i le r in i a ld a t t ık la r ı g i­

b i a r ıla r ı da a ld a ta ra k o n u n f ı t r a t ın a m ü d a h a le y e ç a ­

lışa n in s a n la r ın ü re t t ik le r i b a l la r ise y in e h a lis b a lın

d e ğ e r in i a r t ırm a k ta n başka b ir işe yaram az. Ş im d i dü-

GÖNÜL SOHBETLERİ / YAŞAR

U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 71

Page 72: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KUR'AN VE HAYAT

ş t in e lim ! B i r y a n d a a k ı l l ı b ir in san , d iğ e r y a n d a s in e k

c in s in d e n gö rün ü şte güçsüz v e z a v a llı b ir h a y v a n .

A m a sa h ip o ld u ğ u ö z e llik te in s a n o n u n la y a r ış a m ı­

yo r. Y e d iğ in i ku sa rak e n m ü k e m m e l g ıd a la r ı im a l

ed en , k o v a n la rd a k i d ü zen seb eb iy le b ir l ik te ya şam a ­

n ın e n güzel ö rn e ğ in i v e r e n m ucize b ir v a r l ık .

İp e k b ö c e ğ in e g e lirse k y e d iğ i y a p ra k la r ı ipeğe ç e ­

v i r e n v e y a ra t ı lış g a ye s in e u yg u n o la ra k in s a n a h iz ­

m e t e d e b ilm e k iç in k e n d i h a y a t ın ı fed a e d e n b ir c a n ­

lı. İn s a n o k a lite d e b ir m a m u l v e k ü ç ü c ü k b ir im a la t ­

h a n e k a rş ıs ın d a a n c a k b o y n u n u b ü k m e k te d ir . İn s a ­

n ın y a p a b ild iğ i sad ece b ir b ö c e ğ in im a l e t t iğ i ip e ğ in

i lk e l b ir t a k lid in i y a p m a k iç in e t ra f ın ı ta h r ip ed en

d e v fa b r ik a la r k u rm a k ta n ib a re tt ir . B ü tü n bu g a y re t­

le r in n e t ic e s i k a lite d e ü s tü n lü ğ ü b ir böceğe te s lim e t ­

m e k o lu yo r . B i r ö rü m c e ğ in örgü s a n a t ın ı aşan b ir sa­

n a tk a r a d a ra s t la m a n ız as la m ü m k ü n d e ğ ild ir .

O n u n a ğ ın ın h assas iye t i v e z e ıâ fe t i k a rş ıs ın d a d a in ­

san aciz k a lm a k ta d ır . B u n la r değişm ez h a k ik a t le rd ir .

İn s a n ın k a b i liy e t in e , b ü tü n sa h a la rd a m u v a f fa k i­

ye te u la şm a k a b i l iy e t i k o y a n R a b b ’ım ız, in s a n ı, sa h ip

o ld uğ u k a b i l iy e t le r i y a ra t ı l ış g a ye s in e e r işm ek iç in b i­

re r v a s ıta o la ra k g ö rm es i v e güzel ilm e sa h ip o la ra k

h e d e fin e u laşm ası iç in d ü n y a y a g ö n d e r m iş t ir .

“ Biz:, hakikaten insanoğlunu keram et sahibi laldık.

O nları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde ta­

şıdık. O nları güzel rm k lar la besledik ve onları yarattıkla­

rımızın birçoğundan üstün laldık." (ls ra- 7 0 )

E v e t R a b b ’ım ız “ B iz A d e m o ğ lu n a k e ra m e t v e r ­

d ik ,” b u yu ru yo r . M u h a k k a k k i k e ra m e t i k a b u l e d e n ­

le r v e e tm e y e n le r va r . M a d d i v e m a n e v i k e ra m e tle r

va r. K e ra m e t h a k t ır . K e ra m e t h a k k m d a k i d iğ e r id d i­

a la r ın ise boş söz o lm a k ta n ö te b ir d eğ e ri yo k tu r . C e-

nab- ı H a k k ’ın k e ra m e tte n gayesi; “ den izde gez inm ek

iç in v a s ıta y a p m a la r ı, h a v a d a u çu p , ateşte v e su üs­

tü n d e y ü rü m e le r i d eğ ild ir . Ç ü n k ü s e n in y a p t ığ ın ı b a ­

lık la r , k u ş la r y a p t ığ ı g ib i bu f i i l le r i izhar k u d re t in i de

sana b ah şed en y in e A l l a h ’tır.

B u a y e t te k i k e ra m e t, s e n in k a b i l iy e t in d e sa k lı

o la n il im n im e t in i k eş fed e rek o n u R a b b ’ın ın is ted iğ i

is t ik a m e tte k u lla n ıp k e m a la t m e rte b e le r in e yü k se l­

m e lid ir . Y a n i e n güzel il im , in a n ç , a h la k v e f i i l le r in

sende g ö rü n m es id ir .

B u n d a n d o la y ı güzel il im ta h s il e tm ek iç in ço k

ça lışm am ız g e rek iyo r. B i lm e l iy iz k i in s a n ı in s a n s e v i­

y e s in e g ö tü re ce k o la n güzel il im d ir . Ç ü n k ü in san C e ­

nah- ı H a k k ’ın i l im s ıfa t ın ın a yn a s ıd ır . Y e ryü zü n d e

ilm - i i la h in in te c e ll is i in san d a g ö rü lü r. B u t e c e l l in in

g ö rü n m e k a b i l iy e t i in san d ad ır . C e n a b ı Halele i la h i te ­

c e l l i le r in a yn a s ı o la n k e m a la t s a h ib i in s a n la r iç in bu

k a in a t ı e n güzel ş ek ild e tan z im e tm iş t ir . İn s a n ın ka ­

b i l iy e t in i izhar e tm es i iç in d a y a n ıp d ö şen m iş o la n

d ü n y a d a n e yaz ık k i, in s a n lığ ın ı u n u tu p isyan iç in d e

yaşam a g a y re t in d e o la n v a r l ık la r m e v c u ttu r . B u n u n

72 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 73: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÖNÜL SOHRHTI.LRİ / YAŞAR

iç in ve bize lü t fe d ile n ih s a n la ra la y ık o lm a n ın g ay re ­

t i p eş in d e koşm a lıy ız .

G ü n ü m ü z d ü n y a s ın d a beşeri il im le rd e te k a m ü l

e d e n le r i gö rüp um utsuzluğa k a p ılm a y ın ız . A d e m b a ­

bam ızdan günüm üze k ad a r il im in s a n la r a ras ın d a d ö ­

nüp d o la şm a k ta , hazan ya p ıc ı g ü z e llik le r iç in külhanı-

l irk e n baza ıı d e y ık ıc ı v e ta h r ip k â r ö z e llik le r i ile k u l­

la n ılm a k ta v e in s a n la r ilm i, gayesi d o ğ ru ltu su n d a

k u lla n a ra k y a ra t ılış gayesine u la ş m a n ın g a y re tin d e

o lm a d ık la r ın d a n k e n d ile r in e z u lm e t t ik le r in in de fa r­

k ın d a o lm a m a k ta d ır . Y in e in s a n la r ilm i y a n lış y ö n ­

lerde k u lla n d ık la r ı iç in y a r ın n e le r le k a rş ı k a rş ıya ge ­

le c e k le r in i de d ü şü n e m e m e k te d ir le r .

G ü n le r g e ç t ik çe beşer k a b i liy e t in d e sa k lı o la n

h a s le t le r tek y ö n lü o la ra k peşpeşe m e y d a n a ç ık m a y a

b aş lam ış tır . Z a h ir i o la ra k b ir a s ır l ık g e liş m e le r n e re ­

deyse a y la r h a t ta g ü n le r iç e r is in d e o rta y a ç ık m a k ta

ve in s a n ad e ta k e n d i e liy le y o k o lu ş u n a h ız la y ak la ş ­

m ak ta d ır . F a k a t b i it i in bu k e ş if v e ile r le y iş k a y n a ğ ın ­

d an , y a n i te v h id d e n uzak o ld uğ u iç in in s a n lığ a sü rek ­

li o la ra k zu lüm v e fe lâ k e tle r g e t irm e k te d ir .

İn s a n lık bu o y u n v e m eşga le d ü n y a s ın d a b ir ye re

doğru g it t iğ in i, b ir şe y le r k e ş fe tt iğ in i z a n n ed e rek o y a ­

la n ıy o r . Ç ü n k ü in san güzel il im sa h ib i o lm a d a n il im

sa h ib i o lm a n ın g a y re ti iç e r is in d e b u lu n m a g ib i b ir

g a fle te d a lm ış g id iyo r . A l l a h m uha faza buyu rsun .

,

ilimle Aklı Birleştirmek

B iz le r in s a n la ra ve to p lu m la ra z u lm e tm ek iç in il im

sa h ib i o lm a k is tem iyo rsak , k a b iliy e t im iz d e sak lı o la n

il im le a k lı b ir a ra ya g e tire rek i lm in k a y n a ğ ın d a n en

güzel şek ild e is tifad e e tm e liy iz . Ö n c e l ik le ilm im iz le

a k lım ız ın h iç b ir sah ad a z ıd d iye t iç e r is in d e o lm am ası

laz ım d ır. E ğ e r ilm im iz le a k lım ız ı b ir le ş tirem ezsek b ir ­

liğ im iz i tesis edem ez ve m u v a ffa k iy e te u laşam ayız .

N i ç in dersek , y a ilm im iz tam d eğ il, y a da a k lım ız ı

n e fs im iz in e sa re tin e b ııa k m ış ızd ır . Ç o k defa in san ,

a k l ın ı n e fs in in e sa re tin e b ırak ır . N e f s in in is ted iğ i g i­

b i h a re k e t ed e rek ç o k a k ı l l ıc a v e güzel iş y a p t ığ ın ı

zanneder. H a k ik â te e rm ek iç in ak lım ız la i lm im iz in

u yu m içe r is in d e o lm as ı laz ım d ır. B u ik i n im e t in

u yu m iç in d e o ld u ğ u n u tesp it e d e b ilm e m iz iç in d e C e-

nab-ı H a k k k â in a t ı y a ra tm ış t ır . A k ı l v e ilm im iz le k â ­

in a ta b a k t ığ ım ız zam an k â in a t k it a b ın d a k i h e r şe y in

b iz leri te v h id e y ö n le n d ird iğ in i görürüz. S e y re tt iğ im iz

bu g ü z e llik le r v a s ıta s ıy la te v h id in a n c ın a u la ş a m a d ı­

ğ ım ız iç in A le m le r in R a b b ’ı o la n A l la h in s a n la ra n e ­

b i v e resu lle r i v a s ıta s ıy la k it a p la r g ö n d e rm iş tir . B iz le-

re de H a t e m ii l E n b iy a o la n R esu l- ii E k re m v a s ıta s ıy ­

la son k itab ı o la n K u r ’an-ı K e r im ’i y o lla y a ra k te v h id

in a n c ı ile i lg i l i b ü tü n i l im le r i eksiks iz b ild irm iş t ir .

H a k ik a t le r in b iz lere bu d e re ce y a k ın la ş t ır ı ld ığ ı b ir

d ö n e m d e acab a beşer K u r ’a n ’ı reh b e r m i k a b u l e t ­

m iş t ir yo ksa o n a g ö z le rin i k a p a t ıp k u la k la r ın ı t ık a m ış

m ıd ır ?

İn s a n lık b u g ü n u la ş tığ ı i lm i s e v iy e le r in d a im a

ö n ü n d e o la n b ir il im le k a rş ıla ş ıyo r. B u n u , n e fs in esa ­

re t in e te s lim o lu p te v h id i d ü şü n ceye u la şam aya n k ıt

a k ı l la r d a ik ra r e tm e k m e cb u r iy e t in d e k a lıy o r la r .

K u r ’an-ı K e r im a y e t le r in i te fe k k ü r e tt iğ im iz v a k it

k â in a t ın düzen i h a k k ın d a b e y a n e tt iğ i h a k ik a t le r e

in s a n la r ın h a lâ a k le n v e ilm e n u laşam am ış o ld u ğ u n u

g ö rm ek tey iz . Eğ e r biz sa h ip o ld uğ u m u z güzel il im le

k â in a t k it a b ın ın s a t ır la r ın d a k i h ik m e t v e te c e l l i le r i

o k u y a b ilirs e k m ad d i v e m a n e v i b ü tü n p ro b le m le r i­

m iz in sona e rd iğ in i görürüz. G e ç m iş i v e k â in a t s a t ır ­

la r ın ı K u r ’a n ’ın re h b e r liğ in d e k i güzel i l im le te fe k k ü r

edersen iz a k ıb e tin iz i de seyre baş larsın ız .

B u d ü şü n ce iç e r is in d e te v h id e y ö n e le n in s a n sa ­

h ip o la ca ğ ı güzel in a n ç , a h lâ k v e f i i l le r i seb eb iy le

k e n d i ru h u n a sah ip o lm a y a baş lar, k e n d is in i g ayes ine

u la ş t ıra c a k o la n ru h u n u şe y ta n d a n , h e v a v e h e v e s in ­

d e n k o ru r. İ l im d e n m a h ru m o la n ru h la r ın v e bu ru h ­

la r ın s a h ip le r i ta ra f ın d a n o lu ş tu ru la n to p lu m la r ın

m a h v o lm a la r ı k a ç ın ılm a z b ir sondu r. O n u n iç in i lm i ­

n iz k a d a r yü k se lip c e h a le t in iz k a d a r b a ta cağ ın ız a h iç

Ü m r a n - A ı c t l ı k •2 0 0 1 73

Page 74: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR

tere* !d ü î. s t me y iniz.

G e n ç le r !

Ç o k u y a n ık o lunuz . S iz le r ö n c e te v h id in a n c ıy la

g ö n ü lle r in iz i sü s le d ik te n son ra m e s le ğ in iz in e rb a b ı

o lm a lıs ın ız . G a y e n iz b u lu n d u ğ u n u z m es leğ in e n üst

m a k a m la r ın a te v h id in a n c ı v e tevazu iç e r is in d e y ü k ­

se lm ek o lm a lıd ır . Ç ü n k ü k â in a t ı k a ra n lığ a s ü rü k le ­

y e n le r , te v h id d e n m a h ru m m ağ ru r il im s a h ip le r id ir .

S iz le r i lm in h a n g i s a h as ın d a o lu rsan ız o lu n m e s le ­

ğ in iz i v e i lm in iz i te k a m ü l e tt irm e y e m ecb ursunuz .

A n c a k o zam an sa h ip o ld uğ u n uz i l im d a l b u d a k sa lar,

m e y v e ve rm e y e b aş la r, in s a n la r ilm in iz d e n fa y d a la n ır

v e beşe ri d ü şü n ce s a h ip le r in in in a n c ın ız a y ö n e l ik a l­

d a tm a la r ın d a n k o ru n a b ilirs in iz .

E tra f ın ız a d ik k a t ed ersen iz to p lu m iç e r is in d e

m a d d î v e m a n e v î i l im sa h a la r ı n e yaz ık k i k ıs ırlaşm ış-

tır. İn s a n la r ım ız sa h ip o ld u k la r ı i l im le r in in k a rş ıl ı ­

ğ ın d a b e k le d ik le r i v e r im i a la m ıy o r la r . B u n u n sebeb i

m u h a k k a k k i k e n d ile r in d e k i m a d d î v e m a n e v î n o k ­

s a n lık t ır . Ç ü n k ü i l im İ l â h î b ir s ıfa t o lu p k e s in lik le b ir

s ın ır la m a y a ta b i o lm az v e so n u d a yo k tu r .

B u n d a n d o la y ı m a d d î v e m â n e v î sa h a la rd a sah ip

o la ca ğ ın ız i l im le r le R a b b ’m ız v e in s a n la r n ezd in d e

u n u tu lm a y a c a k iş le r iç in ça lışm a lıs ın ız . B a k ın ız b ir

ila c ı b u la n , b ir e le k t r iğ i v e in s a n la r ın h a y a t ın d a k i

d eğ iş ik k e ş if le r i y a p a n la r u n u tu lm a d ığ ı g ib i, in s a n la ­

r ın m a n e v i d ü n y a s ın ı a y d ın la tm a k iç in g a y re t ed en

n eb i, restil v e d iğ e r se çk in re h b e r in s a n la rd a asla

u n u tu lm a m a k ta d ır . B u k a ş if le r i v e e b e d i m ü k a fa t la ra

n a i l o lm a m ız iç in g ay re t g ö s te re n le r i h a y ır la yad e d i­

yoruz. F a k a t y a d e d ile n bu m a d d î i l im s a h a s ın d a k ile r

eğer te v h id i lm in d e n m a h ru m k a lm ış la rs a bu k e ş if le ­

r in in h esap g ü n ü n d e k e n d ile r in e b ir fa yd a sa ğ la m a ­

ya ca ğ ı da b ir h a k ik a t o la ra k ka rş ım ız d a o ld u ğ u n d an

s iz le rin ö n c e lik le in a n c ın ız ı ö ğ re n ip o n u n re h b e r li­

ğ in d e in s a n la r ın h e m m a d d î h e m de m â n e v î d ü n y a ­

la r ın ı im a r e tm e n in g a y re tin d e o lm a n ız ı bek liyo ruz .

T e v h id d e n m a h ru m o la n in s a n la r â le m le re ra h ­

m e t o la ra k g ö n d e r ile n R e s u lu l la h ’m arş-ı â l â y a ç ık ı ­

ş ın ı göz ard ı ed e rek , b ir in c i s e m â n ın a lt ın d a k i feza­

n ın s ın ır la r ı iç e r is in d e y ü k s e ld ik le r i y e r le r le öğünür-

k en , k e n d ile r in e o ra ya ç ık m a im k a n ın ı lü tfe d e n

R a b b ’le r in in b ü y ü k lü k v e a z a m e tin i, ç ık t ık la r ı o y e r ­

le rde d a h i te sp it ed e m e m e le r i a n c a k te v h id in a n c ın -

rtan m a h ru m o lu ş lm 'm rlap t'ayııaklsınm aktadır.

B u n d a n d o la y ı h a n g i i l im sa h as ın d a ta h s il y a p a r ­

sanız y a p ın sa k ın d ip lo m a s a h ib i o lm a k iç in i l im öğ ­

re n m e y in iz . E ğ e r bu n iy e t le oku rsan ız , b e lk i e lin iz e

b ir d ip lo m a , y a n i b ir e k m e k k a rn e s i a lırs ın ız . F a k a t

bu sa h ip o ld uğ u n uz be lge size h iç b i r fa yda v e huzur

sağlam az.

B i l in iz k i i l im ü re t ic i b ir m üessese v e A le m le r in

R a b b ’ı o la n A l l a h ’ın s ıfa t ı o lu p sa h ip o la b ile c e ğ im iz

e n b ü yü k n im e t le rd e n d ir . Ç ü n k ü ilim siz im a n b ile

in s a n ın te k a m ü lü n ü sağ lam aya y e te r li d eğ ild ir.

İ l im s a h ib i m a d d i v e m a n e v i b o y u t ta b ir şe y le ri

m e yd a n a g e t ire n d ir . A l l a h u T e â lâ bu k â in a t ı ilm iy le

tan z im e d ip te z y in e tm iş tir . B u n u n iç in b ilm e liy iz k i

b ir şey i m e y d a n a g e t ire b ilm e k , h a re k e te g e ç ir e b il­

m ek iç in m u tla k a ilm e ih t iy a c ım ız va rd ır . B u gerek

m â n e v î gerekse te k n ik s a h a la rd a o ls u n değişm ez b ir

k a id e d ir . B u n d a n d o la y ı siz ler d ip lo m a sa h ib i o lm a k

iç in d eğ il, ü re t ic i b ir i l im sa h ib i o lm a k iç in g ay re t

g ö s te rm e lis in iz . B u lu n d u ğ u n u z m e v k ile rd e k em a la tı-

n ız ı ta m a m la m a k iç in b ir d o k to rsan ız e n iy is i, b ir zi­

ra a tç ı isen iz e n güzeli, b ir te k n ik e la m a n isen iz en

m ü k e m m e li v e b ir i l im s a h ib i isen iz e n üst se v iy e d e ­

k i o lm a k m e cb u r iy e t in d e s in iz . İ lm i tek a m ü lü n ü zü

e n g e lle m e k iç in ö n ü n ü zd e sizden b aşka h iç b ir en g e l

o lm a d ığ ın ı v e i lm i te k a m ü lü n ü z ü n s ın ır ı o lm a d ığ ın ı

da as la u n u tm a m a lıs ın ız .

“A m a bizim uğrum uzda cihad edenleri elbette kendi

74 Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 75: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÖNÜL SOHBETLERİ / YAŞAR

yollarım ıza eriştireceğiz. H iç şüphe yok ki A llah muhsin-

lerle beraberdir. (A n k e b u t/ 6 9 )

A l la h t ı T e a la H a z re t le r i c ih a d e d e n le r in , i l im y o ­

lu n d a ç a lış a n la r ın ö n le r in d e k i e n g e lle r i a ç a c a ğ ın ı

b iz le re m ü jd e liyo r . O n u n iç in b ir şey le r y a p m a k iç in

g a y re t sa rf e tm en iz g e re k iyo r , t e m b e l te m b e l o tu r ­

m ak ve y a y a tm a k la h iç b ir şey e ld e e d ilm iy o r . B iraz

u n u tu lm az s im a la r ın h a y a t la r ın ı a raştır ırsan ız y o k lu k

v e s ık ın t ı la r iç e r is in d e b in le rc e k i lo m e t re l ik y o lla r ı

s ır f il im ta h s il e tm e k iç in y ü rü d ü k le r in i görürüsünüz,

i l im ço k c id d i v e k a ra r lı b i r şek ild e ç a lış m a y ı g e re k t i­

rir. Ö n ü m ü z e ç ık a n tü m s e k c ik le rd e n k o rk a ra k ç ık t ı ­

ğ ım ız y o ld a n g eri d ö n m e m e liy iz . B ilm e l is in iz k i h e r

ş e y in ö n ü n d e b ir en g e l v a rk e n i lm in ö n ü n d e b in e n ­

ge l v a rd ır . V e bu e n g e lle r k e n d ile r in i b ire r b ire r aşa­

c a k o la n k a ra r lı , sa b ır lı, ih la s lı, m ü te vâ z i v e m u tta k i

in s a n la r ı b e k liy o r . O n la r ın a ya k la r ı a lt ın d a b u lu n ­

m a k ta n b ü yü k b ir şe re f d u y a c a k la r ın ı h a l l is a n la r ı ile

h a y k ır ıy o r .

İs lam , b ü tü n m ü 'm in le r i te v h id in a n c ı d ış ın d a k i

i l im le r i ö ğ re n m e h u su su n d a m u h a y y e r b ıra k m ış t ır .

Y a ln ız k iş ile r in sa h ip o ld u ğ u m es lek le re a it i l im le r i

ö ğ re n m e le r i de farz-ı a y n il im le r a ra s ın d a z ik re d ilm iş ­

tir . B i r d o k to ru n , k im y a g e r in , tü c c a r ın , e sn a fın , z ira ­

a t ç ın ın , m a k in e m ü h e n d is in in v e y a d eğ iş ik iş sa h a la ­

r ın d a b u lu n a n la r ın k e n d i m e s le k le r i ile i lg i l i i l im le r i

e n güzel ş e k ild e ö ğ re n m e le r i k e n d ile r in e farzd ır. B u

b ize g ö s te riyo r k i in s a n lığ ın ö n ü h e r i l im sah as ın d a

sonsuzluğa doğ ru a ç ık t ır .

A U a l ıu Z i i lc e lâ l k â in a t ı ya ra tm ış v e o n d a k i h ik ­

m e t v e s ır la r ı k e ş fe tm e n in a n a h ta r ın ı i l im y a p m ış tır .

V e bu a n a h ta r ı k u lla n m a la r ı iç in i lm i in s a n la r ın h iz ­

m e t in e v e re re k y a ra t ı l ış g ayes ine u laşm ası iç in ö n ü n ­

d e k i k a p ıla r ı a çm a s ın ı o n la ra ta vs iye e tm iş t ir . N e y a ­

z ık k i b iz ler bu il im k a p ı la r ın ı b ir d ip lo m a ile kapatı-

ve r iyo ru z ve o n u e lim iz e a lm a k iç in se n e le r im iz i h a r ­

c ıyo ruz .

G e n ç le r ! H a n g i s a h ad a o lu rsa o ls u n güzel b ir il im

ta h s il in i a n g a rya v e fu z u li b ir şey o la ra k k a b u l e tm e ­

yeceks in iz . Ç ü n k ü A l l a h ’ın s ıfa t la r ın d a n o la n il im ,

in s a n ın şe re fid ir. İn s a n a n c a k ilm i sa yes in d e m e le k ­

le r i aşarak k e m a la t m e rte b e le r in e u la şab ilir .

İş te d ü n yam ız . İ lm i te k a m ü lü n ü z ü sağ lam an ız iç in

b ü tü n ih s a n la r , im k a n la r önünüze s e r ilm iş t ir . B az ı

za m a n la r b ir ç o k s ık ın t ı v e d a r lık la r la k a rş ı k a rş ıya

g e le b ile ce ğ im iz g ib i, f iz ik i, k ü ltü re l v e p s ik o lo j ik bas­

k ıla ra m u h a ta p o la ra k d a r lık la r la te c rü b e ve im t ih a n

e d ile b ilir iz .

B ü tü n b u n la r g e le cek in san n e s lin e ö rn e k o lm a ­

n ız iç in g e çm en iz g e reken m e rh a le le rd ir . V a k t iy le

b iz le re bu e m a n e t le r i te s lim e d e n le r de a y n ı s ık ın t ı ­

l a r l a im t ih a n e d i lm iş t l t e r r Ö n la r rm k a n d a r ır r ç o ird a ^

h a az o ld u ğ u g ü n le rd e bu im t ih a n la rd a n g eç tile r . F a ­

k a t o n la r o s ık ın t ı ve d a r lık g ü n le r in d e n fe d a k â r lık ta

b u lu n a ra k k u rtu ld u la r .

“Sözle Mesafe Alınmaz”

Ş u n u b ilin iz k i söz lerle m esa fe le r k a t ed ilm ez. S a d e c e

k o n u şm a y la b ir ye re g id ilm ez. S ö z le r im iz in değer k a ­

zanm ası iç in güzel b ir ilm e ih t iy a c ım ız o ld u ğ u n u

u n u tm a m a lıy ız . G ü z e l b ir ilm e sa h ip o la b ilm e m iz

iç in n e fs im iz in e sa re tin d en k u rta ra cağ ım ız a k lım ız ı

ilm im iz le b ir le ş t irm e liy iz . Sö z ü n ü z ü n ilm in iz e v e a k ­

lın ız a u yg u n o lm as ı, a n c a k k o n tışa cağ ın ız söz leri h a ­

lin iz le ta sd ik e tm en iz le m ü m k ü n d ü r. B u şe k il b ir il im

ta h s il edersen iz k a rş ın ızd ak i m u a r ız la r ın ız ın k o n u şa ­

c a k la r ı b ir şey ka lm az. în a d ç ı k ü fü r s a h ip le r i h a r iç .

O n la r iç in de yap a ca k b ir şey in iz yo k tu r .

D e m e k o lu y o r k i m ü ’m in boş söz lerle v a k it k a y ­

b e tm em es i g e reken , şa h s iye t s a h ib i b ir in s a n d ır .

M ü ’m in ; bazı k im se le r g ib i s e v in ç le r in d e gü lüp e ğ le ­

n e re k ta ş k ın l ık yap an , k e d e r li a n la r ın d a ise b ağ ır ıp

ç a ğ ıra rak n a n k ö r lü k yap an k im se d eğ ild ir .

M ü ’m in le r v a k u r , m iite va z i v e s a k in b ir şek ild e

Ümran-Aralık •2001 75

Page 76: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KUR'AN VK HAYAT

i l im le r i ile a k ı l la r ın ı b ir le ş t ire ­

re k h a k ik a t i h ıı l ı ıp k e m a lâ t

m e r te b e le r in e y ü k s e lm e n in

g a y re ti iç e r is in d e o lm a lıd ır la r .

Y in e o m t i’m in le r u la ş t ık la r ı

h a k ik a t i, in s a n la r ın k a rş ıs ın d a

H a k k o ld u ğ u n d a n e m in o la ra k

a n la t a c a k v e s a v u n a c a k la r .

K o n u ş tu ğ u sözün b ir d eğ e r i

o la ca k . H a y a t ı o n u n sözünün

şa h id i o la ca k . B u h u su s la r ı d ü ­

şü n ce v e y a ş a y ış ın d a b ir le ş t ir e ­

c e k tir .

E ğ e r i lm in iz a y r ı, a k lın ız

ay r ı, sözünüz a y r ı, h a r e k e t le r i­

n iz a y r ı o lu rsa b ü tü n h a y a t ın ız

b ir ç e liş k ile r y u m a ğ ı h a l in e ge ­

lir , h iç b ir h a l in iz s a m im i o l ­

maz. K e n d in iz e karşı d a h i d ü ­

rüst o lam azs ın ız . T e v h id i sağ­

la y a m a y a n la r k e n d i le r in e v e

in s a n lığ a k a rş ı m ü n a fık k a ra k ­

te r le r i ile m u a m e le e tm e y e b aş la rla r, iş te o zam an g ö ­

zünüzün ö n ü n d e d eğ iş ik b ir d ü n y a gö rürsünüz, d a r lık

v e s ık ın t ı la r la b o ğ u şm a ya baş la rs ın ız , ta tm in o lm a ­

y a n n e fs in iz in e sa re t in e g ire rek , d ü n y a n ız ı z in d an h a ­

lin e g e tir irs in iz . H a lb u k i bu d ü n y a h a y ır üzere k u l la ­

n ıld ığ ı m ü d d e t c e n n e t m is a li b ir m e k a n d ır , in s a n la r

sa h ip o ld u k la r ın a k a n a a t v e ad a le te r iâ y e t e t t ik le r i

zam an d a r lık o r ta d a n k a y b o la ra k o n u n y e r in i A l la h t ı

T e a la ’n ın lü tu f v e ih s a n la r ı a lır . B u lü tu f la r ın hepsi,

b iz im iç im izd e a ç ığ a ç ık a c a ğ ı g ü n le r i b e k le m e k üzere

h az ırd ır. E ğ e r h a z ırd a o la n b u lü tu fla r ı o rta y a ç ık a r a ­

b ilirs e k h e rh a n g i b ir e k s ik l ik v e d a r lığ ın m e v c u t o l ­

m a d ığ ın a ş a h it o lu ruz . İfa d e e tt iğ im iz üzere dar g ü n ­

le rd en ç ık ış y o l la r ın ı ö ğ re n e b ilm e m iz iç in zam an za­

m a n s ık ın t ı l ı g ü n le r le de im t ih a n e d ile b ilir iz . İş te o

g ü n le rd e k e n d in iz e b ir kard eş, s a m im i b ir dost b u l­

m ak iç in ayağ a k a lk ın ve a ra y ın . K e n d in iz e b ir kardeş

b u lu n . S ö z ü n ü n s a h ib i o la n , a d ım la r ın ı ye re sağ lam

basan sa m im i b ir kard eş. E se n y e le göre y ö n ü n ü a y a r ­

la m a y a n b ir kardeş. Ç ü n k ü b u g ü n düştüğü ç u k u r la r ­

d a n k u rtu lm a k iç in e l in i uza tacak o ld uğ u b ir kardeşe

h e rkes m u h ta ç t ır . A y n ı zam and a siz ler a i le le r in iz in ,

a ile le r in iz de siz le ı in k a rd eş i o lsu n k i a y a k la r ın ız k a y ­

d ığ ı zam an b irb ir in iz e y a rd ım c ı o las ın ız .

Ş u to p lu lu k ta k i b ir ç o k

k iş i g ü n ü n e ğ it im müessese-

le r in in d ip lo m a s ın ı taş ıyo r.

B e lk i de bu n o k ta d a n en ge ­

r i k a la n ın ız b en im . H e p in iz

b e l l i b ir z am an ın ız ı a y ıra ra k

e ğ it im k u ru m la n ın b i t ir d i ­

n iz am a d ip lo m a la ra sa h ip

o lm a n ın d ış ın d a b e lk i de

a ra n ız d a m es leğ i ile i lg i l i

o la ra k ke ş ifte b u lu n m u ş n u ­

m u n e l ik b ir k iş i b ile yo k tu r .

P e k i biz k a m il in san ı b u l­

m a k iç in n e re le re g itm e liy iz .

N i ç in h e rk e s sözden ö te sa­

n a t ıy la , k e n d in d e sa k lı o la n

k a b i l i y e t i y le ö n e ç ık m a k

iç in g a y re t gö ste rm iyo r. E ğ e r ■ ' , I......

r ıh o lu rsan ız b ir gün ç e v re ­

n iz d e k ile r ta ra f ın d a n k i ls e ­

n iz b i le d iğ e r in s a n la r ta ra ­

f ın d a n it ib a r görürsünüz. E l in iz d e n tu tu lu r ve u m m a ­

d ığ ın ız b ir k e m a la ta e riş irs in iz . B e lk i d ü n y a y ı te rk e t ­

t ik te n so n ra in s a n la r n ez d in d e la y ık o ld uğunuz y e r i

bu lu rsunuz .

B u n u n ö rn e k le r in i g ö rm ek iç in yaşad ığ ın ız d ü n ­

y a y a v e ta r ih in d e r in l ik le r in e doğru bak ın ız . İ lm in i

a m e liy le b iıd e ş t iren le r a n ı l ıp a ra n m ıy o r m u, i lm in i

a m e l ve a k l ıy la b iıd e ş t iren le r sem ad a k i y ıld ız la r g ib i

it ib a r g ö rm ü yo r m u , y o k lu k la r ı h is se d ilm iy o r m u ?

F e r t v e to p lu m o la ra k b ü tü n bu e k s ik lik le rd e n

k u rtu lm a m ız ın te m e li ilm im iz i a k lım ız ı, sözüm üzü ve

h a re k e t le r im iz i b ir le ş t irm e m iz le m ü m k ü n d ü r. B u n u

sa ğ la yan to p lu m la rd a fe r t le r a ra s ın d a b ir a y r ıl ık v e

ih t i l a f o lm az. B u d ü şü n ce y a p ıs ın a sa h ip o la n in s a n ­

la r ç e v re le r in d e k i in s a n lığ ın s e fa le t in e sey irc is i k a la ­

m azlar. Ç ü n k ü a k l ıy la i lm in i t e v h id in a n c ın d a b irleş-

t ire n le r “ S e n fa k ir k a l, a ç susuz b ir h a ld e p e rişan o l,

s ık ın t ı v e ız d ırap la rd a n d o la y ı uykusuz g eçen g e ce le r ­

de y a ta ğ ın d a sağa so la d ö n e re k s a b a h la ,” d iy e b il ir m i?

İ lm in iz v e a k lın ız b u n u size d e r m i? A k l ın ız v e i lm i ­

n iz bu p ro b le m le r i çö zm ek iç in size b ir yo l gösterm ez

m i?

M e rh a m e t i lm in o lm azsa o lm az ş a r t la r ın d a n b il i­

s id ir. İ lm in iz i g e rçek m ân âd a , a k lın ız la b ir le ş t ire re k

76 U n v a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 77: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

OÖNÜL SOHBETLERİ / YAŞAR

t e v h id i sağ lad ığ ın ız g ü n i ç i ­

n izd e in san la ra k a rş ı b ir şe f­

k a t v e m e rh a m e t h iss i doğar.

Ç ü n k ü il im A l l a h ’ın s ıfa tıd ır .

R a h m a n ve R a h îm de O ’n u n

s ıfa t ıd ır . O n u n iç in C e n a h -1

H a k k K ita b - ı İ l a h is in d e k e n ­

d is in i ö n c e lik le R a h m a n s ıfa ­

t ı y la t a n ıtm a k ta d ır . A l i m

o la n A l la h , b e n R a h m â n ’ım

d iy o r . S e n de o k u m a y a b aş la r­

k e n , o tu rup , k a lk a rk e n , gezer­

k e n , yem ek y e rk e n v e lh a s ıl

b ü tü n iş le r in i y a p a rk e n “ B is ­

m il la h ir r a h m a n ir r a h im ” d e ­

m e ye gayre t ed iyo rsu n . D e ­

m e k o lu yo r k i in s a n o lm a n ın ,

m ti’m in o lm a n ın şa rtı m e rh a ­

m e t d ü şü n ces in e d a y a lıd ır .

S iz de bu d ü şü n ce ile y o la

ç ık a r a k in s a n la ra , h a y v a n la ra

v e c a n lı cansız b ü tü n v a r l ık ­

la ra karşı m e rh a m e t li o lu rsan ız in s a n la r a ras ın d ak i

p ro b le m le r s o n a erer. D a r l ık la r y e r in i huzu r ve sü k u ­

n e te b ırak ır . K e n d in iz i k a rd e ş le r in iz le b ir ta ra ğ ın d iş ­

le r i g ib i m ü sa v i görürsünüz. F a k ire , düşm üşe, gence ,

ih t iy a ra , m az lu m a v e m ağ d u ra h iz m e ti b ir g ö re v b i l i r ­

sin iz .

G e n ç le r !

İlm in iz i a m e lin iz le b ir le ş t ire re k h ik m e t sah ib i

o lu n . Ö ğ re n d ik le r in iz i k a ğ ıt üzerinde y e t im b ıra k m a ­

y ın . O n la r ı ö lü m h a l in d e n k u rta rm a k iç in b ü tü n az­

m in iz i o rta ya k o y u n .

G e n ç le r bu d e re ce m e su liy e t a lt ın d a y k e n z en g in ­

le r in , iç in d e b u lu n d u ğ u m u z bu çö küş te m e s u liy e t le ­

r i yo k m u san ıyo rsu n uz . O n la r ’ın il im e h l in i b ir a ra ­

y a to p la ya ra k b u lu n d u k la r ı ye rd e y e n id e n d ir il iş e ö n

a y a k o lm a la r ı g e rek ir. Z e n g in le r im iz , A l l a h ’ın k e n ­

d i le r in e lü t fe t t iğ i s e rv e t i y in e A l l a h ’ın r ızas ın ı k aza n ­

m ak iç in sa rf e tm e li, i lm in ve a k l ın b ir le ş tiğ i s a h a la r ­

d a g e n ç le r in h a m is i ve y a rd ım c ıs ı o lm a lıd ır .

İş te o z a m a n ç ık ı la n y o ld a h ed e fe u la şm ak m ü m ­

k ü n o lu r. P r o b le m le r h a l le d i l i r , in s a n la r a ras ın d a

m u h a b b e t h a s ıl o lu r. B irb ir im iz e karş ı k ıs k a n ç l ık ve

h a s e t d u yg u la rı k a y b o lu r . İn s a n o lm a n ın im k a n la r ın a

s a h ip o luruz. B u h a s le t le re sa h ip o lm a d a n h iç b ir fa y ­

da m e y d a n a ge lm ez ve b ir y e ­

re de va ram ay ız .

in s a n sa h ip o ld u ğ u "îtim v e

h ik m e t in t e c e l l i le r in in g ö ­

ründ ü ğ ü b ir a yn a d ır . B a k ın ız

şu d ü n y a ü ze rin d ek i in s a n la ­

r ın k a b i l iy e t in d e n e le r g ö rü ­

n ü yo r, k e n d im d e n e le r g ö rü ­

yo ru m . B u n la r ı d ü şü n m em iz

laz ım d ır. E ğ e r ilm im iz le a k l ı ­

m ızı te v h id ed em em işsek , bu

a yn a d a h iç b ir şey g ö rm em iz

m ü m k ü n o lm az . A k l ım ız la i l ­

m im iz i t e v h id ed em em işsek

d ü n ya ya sad ece y iy ip içm e k ,

n e fs a n i a rz u la r ım ız ı t a tm in

e tm ek v e in s a n lığ a z u lm e t­

m ek iç in g e lm iş o luruz.

B u d ü n y a d a n , b iz im g ib i

b ü tü n d ü şü n ces i y iy ip iç ip , gezip to zm ak o la n b ir ç o k

in san g e lip g eçm iş t ir . F a k a t a rk a la r ın d a n h a y ır la yad

e d i le n le r yo k g ib id ir . S a h ip o ld u k la r ı d ü şü n ce ile b ir

ye re va ra m a m ış la rd ır . G e re k sa h ip o ld uğ um uz im ­

k a n la r d o la y ıs ıy la gerekse b izden ö n c e k i le r in y a n l ış ­

la r ın d a n ders a lm a im k a n ın a sa h ip o lu şu m u zd an e k ­

s ik lik le r im iz i tesp it ed ip b ir n o k ta d a n h a ta la r ım ız ın

te la f is in e baş layab ilir iz . İn s a n la r ı t e n k it e tm e k v e y a

m e th e tm e k le b ir şey le r in m e yd a n a g e le ce ğ in i d ü şü n ­

m e n in faydasız o ld u ğ u n u a r t ık a n la m a m ız laz ım d ır.

T e v h id i sağ lan an il im ve a k ıl: y a p ıc ı o lm a y a n

te n k it le v e la y ık o lm a y a n m eth-ü s e n a la r ile b ir ye re

g id ile m e y e c e ğ in i in san lığ a h a y k ır ıy o r . B u n u n z ıd d ın ı

a k ı l v e b as ire t s a h ib i h iç k im se söy leyem ez .

D e m e k o lu y o r k i, iç in izd e sa k lı o la n k a b i l iy e t in i ­

z in m e y d a n a ç ık m a s ı iç in ç a lışm a n ız , g ay re t e tm en iz ,

v a z ife le r in iz i ç o k iy i b ilm en iz , i l im ta h s il e tm en iz ve

ilm in iz le a k lın ız ı te v h id e tm en iz g e rek iyo r.

S iz le r y a r ın ın ız ı u n u tm a y ın . Y a r ın d e rk e n in s a n ­

la r ın a k l ın a h e m e n k ıy a m e t d ü şü n ces i g e lm ek ted ir .

H a lb u k i y a r ın şu an d a n so n ra k i a n ın ism id ir. E ğ e r

y u k a r ıd a k i y a n lış düşünce iç e r is in d e v a k it le r im iz i ge ­

ç irm e d e n d a h a ö n c e le r i y a r ın la r ım ız ı d ü ş iin seyd ik bu

g ü n in s a n lık bu perişan a k ıb e te düşm ezd i.

Umrem •Aralık -2001 77

Page 78: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

KUR'AN VE HAYAT

F a k a t şunu da u n u tm a y ın ız k i bu d a r lık la r d a h i

b iz le r in u y a n m a s ın a v e s ile o la n ra h m e t e s in t ile r id ir .

R ttn d n n d o la y ı d a r l ık la r zam an "a m a n ç o k fo ydah n e ­

t ic e le r m e y d a n a g e t irm e k te d ir . İn s a n la r ın y e n id e n

s i lk in ip to p a r la n m a s ın a ve iç in e düştüğü fe la k e tte n

k u rtu lm a k iç in ç a lış m a s ın a ve s ile o lm a k ta d ır .

B u n u n iç in b iz le r de h iç d u rm a d a n ça lışacağ ız .

G e le c e k n e s ille re ö rn e k o lacağ ız . V a k it le r im iz i baş­

k a la r ın ı te n k it le h e b a e tm eyeceğ iz . T e n k i t e tt iğ im iz

in s a n d a k i n o k s a n l ık la r ın v e y a d a h a başka e k s ik l ik le ­

r in k e n d im iz d e o lu p o lm a d ığ ın ı a ra ş t ıra rak o n la r ı d ü ­

z e ltm e n in g a y re t in d e o lacağ ız .

N e fs in iz i m u ra k a b e ed erek b a k ın ız ; s e rve t s a h ib i

o ld u k ta n so n ra , s ık ın t ı v e d a r lık iç e r is in d e fa k ir , aç

v e susuz k a ld ığ ın ız g ü n le rd e k i k a rd e ş le r in iz le sah ip

o ld uğ unuz im k a n la r ı b ö lü ş e b iliy o r m usunuz? O n la r a

y a rd ım c ı o lm a k iç in gayre t g ö s te r iyo r m usunuz? A ç ,

susuz, p e rişan , m u h ta ç fa k a t sesi ç ık m a d a n k o ş tu ra n

g e n ç le r i g ö re b il iy o r m usunuz? O n la r ın bu h a l le r i k a r ­

ş ıs ınd a lü k sü n ü zd en fe d a k a r lık e d e re k a lt ın d a k i v a s ı­

ta n ız d a n v a z g e ç e b iliy o r m usunuz?

H iç ç e v re n iz d e b ö y le b ir şa h s ın v a r l ığ ın ı d u y d u ­

nuz m u ? Ş u in s a n la ra h iz m e t iç in fe d a k a r lık ed e rek

s ıd d ık la ra k o m şu o lm a y a ko şan z e n g in le r i, fed ak a r

in s a n la r ı ç e v re n iz d e g ö re b ild in iz m i? Z e k i ta le b e le r i

a lıp h iç b ir b e k le n t i iç e r is in d e o lm a d a n “ k a rd eş im

sen b u ra ya k a d a r g e ld in , b u rad a k a lm a , sen i b iraz d a ­

h a ile r iy e g ö tü re lim , m es leğ in d e ç a lış , i lm in i te k a m ü l

e t t ir , ” d iy e n fe d a k a r in s a n la ra ra s t la d ık m ı?

B iz le r de b ir z a m a n la r o k a rd eş le r im iz g ib i s ık ın t ı

iç e r is in d e koşuştu rduğum uzu d ü şü n e rek sah ip o ld u ­

ğum uz im k a n la r ı A l l a h ’a ö d ü n ç v e re re k h a k ik a te er-

B u h a k ik a t le r e g ö z le rim iz i v e k u la k la r ım ız ı k a p a t ­

t ığ ım ız iç in y a r ın la r ım ız a k a ra m sa r v e gün g e ç tik çe

um ud um u zu k a yb e d e re k b ak ıyo ru z . B u n la r gayb d en

v e r i le n h a b e r le r d eğ ild ir. B u n la r a y n ı şek ild e yaşayan

in s a n la r ın ta r ih b o y u n c a k a rş ıla ş t ık la r ı a k ıb e tle rd ir .

V e biz bu h a lim iz i d e ğ iş t irm e d ik ç e te m b e llik te n k u r ­

tu lu p s i lk in e re k y e n id e n d in le m e d iğ im iz , ilm im iz le

a k lım ız ı te v h id ed ip h a re k e te g eçem ed iğ im iz m ü d ­

d e tç e d a h a iy i im k a n la ra g e rçek a n la m d a sah ip o la ­

m ayacağ ız . H a t t a sa h ip o ld uğ u m u z bu se rve t le r b ir

g ü n e lim iz d e n k a yb o lu p g itm e y e m ah k u m d u r. B u n u n

iç in ih t iy a ç s a h ip le r in i gözünüzün ö n ü n d e n a y ırm a ­

y ın ız . A k s i h a ld e n e s lin iz in a k ıb e t i o n la r ın y a n ıd ır .

“G eçm işinizle hiçbir zam an övünm eyin; geleceğinizle

öğünün. Ç ü n kü ; geleceğinizi siz yetiştiriyorsunuz” b u y u ­

ra n R e s u lu l la h ’ın b u had is- i ş e r if in e d ik k a t ed in iz ,

ç ü n k ü g e le ce ğ in k a p ı la r ın ı siz açacaks ın ız . O ra y a b ir

k a p ı a çm a k a k l ıy la i lm in i b ir le ş t ir e n b ir n e s il y e t iş t ir ­

m e k le m ü m k ü n o lu r. O zam an sen e n b a h t iy a r in s a n ­

la rd a n s ın . F a k a t bu y o lu te r c ih e tm e y e re k g e çm iş in le

if t ih a r e t t iğ in ta k d ird e h iç b ir şerefe u la şam aya n b e d ­

b a h t la rd a n s ın . İç in d e b u lu n d u ğ u m u z bu h a l b u d ü ­

ş ü n c e n in n e t ic e s i d eğ il m i? S e n e le r c e a ta la r ım ız la

ö ğ ü n e re k a k lım ız la ilm im iz in te v h id in e gayre t gös­

te rm e y e re k b ir ö m ü r tü k e tt ik .

D a im a in s a n la r ın ü re t ic i o lm a la r ın ı ta vs iye ed e ­

lim . O n la r ı te ş v ik e d ip y ö n le n d ire l im . H e rk e s in ya-

78 Ümran Aralık .200i

Page 79: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

GÖNÜL SOHBETLERİ / YAŞAR

H O S O E L • NY f l $ £ H R I

• • • •.»• <1

• 91* •%

***♦ ».. 1 • «f« M I * •

î#

•*lkil M

ra t ıl ış it ib a r iy le b iz im g ib i in s a n o ld uğ u n u u n u tm a y a '

b m . İn s a n ı, in s a n o la ra k g ö re lim . B i r işi y a p a n ı d in i

v e ır k ıy la k a ra la m a y a lım v e y a sa v u n m a y a lım . B i r i n '

san H ır is t iy a n da o lsa Y a h u d i de o lsa ya p tığ ı işi d o ğ ­

ru d e ğ e r le n d ir ip o n a göre h ü k ü m ve re lim .

N e yaz ık k i g ü nüm üz d ü n y a s ın d a d u n u n la r b ö y le

d e ğ e r le n d ir ilm iy o r . K iş i b ir iş i k en d is i y a p ın c a h a ta ­

l ı d a o lsa o iş iy i o lu yo r . A y n ı işi başkası yap sa k ö tü

o lu y o r . H a t a l ı b ir sözü k e n d is i konuşu rsa doğ ru o lu ­

yo r, başkası k o n u şu rsa y a n l ış o lu yo r. B u n la r doğru

d a v ra n ış v e d e ğ e r le n d irm e le r değ ild ir.

B u y a n lış lığ a d ü şm em ek iç in ak lım ız la i lm im iz in

te v h id in i sağ larsak o r ta y a ç ık a n h ü k ü m h e rk es iç in

a d il o lu r. D o ğ ru la r do ğ ru o la ra k b i l in i r k e n h a ta l ı

o la n la r k im e a it o lu rsa o lsu n red d ed ilir .

K o n u m u z u n b a ş ın d a “güzel ilim, inanç, ah lak ve

iş" t e n o lu şan d ö rt te m e l u n su ra d ik k a t in iz i ç e k m iş t ik .

B i lm e l iy iz k i in s a n lığ ın te m e li ilm e d a y a lıd ır . D ü n y a

i lm in te c e l l i a yn a s ıd ır . B u i l im a y n a s ın a b ü n y e m iz ­

d e n n e le r in a k s e tt iğ in i g ö rm e liy iz . B u a y n a n ın k a rş ı­

s ın a d ik i l ip de , b en d e b ir şey g ö rü n ü yo r m u d iy e d ü ­

şü n ü p a ra ş t ırm a lıy ız .

H e rk e s a y n a n ın k a rş ıs ın a g eçe rek n e g ö rü yo ru m

d iy e k e n d is in e b ir b ak s ın . K a rş ıs ın d a k i a y n a iy i l ik le ­

r i seb eb iy le g ü lü m s ü y o r m u , k ö tü lü k le r i seb eb iy le k a ­

ra r ıy o r m u d iy e b ir d ü şü n sü n . B u n u tesp it e tm em iz

g e rek ir. E ğ e r sa h ip o ld uğ u m u z il im a y n a y ı gü lüm set-

in iyo rsa se rv e t le re sa h ip o lu p , fa k ir fu ka ra ez ils in aç

k a ls ın m ü h im d e ğ il b e n k e n d i k o n u m u m la if t ih a r

e d iy o ru m d e m e n in k iş iy e m ad d î ve m a n e v î h iç b ir

fayd as ı yo k tu r .

O n u n iç in i l im ve a k l ı te v h id e d e re k k o n u ş m a lı­

yız. Sö z le r im iz i te v h id i lm in in ö lç ü le r in e göre sa rf e t ­

m e liy iz . H e r şe y i y e r li y e r in d e v e e n güzel şek ild e iza­

h a ç a lışm a lıy ız . “ H e r m a k a m d a b ir söz va rd ır , h e r m e ­

k a n d a k o n u şu lm az ” h ü k m ü n e d ik k a t ed e rek sö z le ri­

m iz i g e re k li y e r le rd e g e re k e n şek ild e k o n u şa ra k is ra f

e tm e m e ye g a y re t e tm e liy iz .

Y a ş a d ığ ın d ü n y a y ı v e zam an ı ç o k iy i d e ğ e r le n d i­

r ip R a b b ’m ın v e in s a n la r ın h u zu ru n d a m a h c u p o lm a ­

m a k iç in g ü n ü n şa rt la r ın a göre ilm i y ö n d e n te çh iz a ­

t ın ı ta m a m la m a lıs ın .

A k l ın ı v e i lm in i te v h id ed e rek R a b b ’ın ı te fe k k ü r

e d e r v e O ’n a te v e k k ü l ed ersen C e n a b ı A l l a h b ü tü n

iş le r in d e u fk u n u açar, b a s ir e t in in ö n ü n d e k i p e rd e le r i

k a ld ır ır , b eşe ri i l im sa h ip le r i k a rş ıs ın d a la y ık o ld u ğ u n

v a s ıf la r ı sana ik ram v e ih san eder. B ü tü n b u n la r

in a n c ın ın k e m a la ta doğ ru yü k se lm e s in e v e s ile o lu r.

Ç e v re m iz d e k i sosyal v e ta b ii h a d is e le r i en güzel

şe k ild e ta k ip ed ip te fek k ü r ed e rek d e ğ e r le n d irm e li­

yiz. B u ç e v re d e ya şaya b ilm ek iç in g e re k li ş a rt la r ın te ­

sisi iç in g ay re t sa rf e tm e liy iz . K ü f rü n g ece gündüz ç a ­

lış t ığ ı b ir d e v ird e b ir köşeye ç e k il ip o tu rm a k la b ir şey

e ld e e d em eyeceğ im iz in şu u ru n d a o la ra k a k lım ız la i l ­

m im iz i t e v h id ed ip m e rh a m e t sa h ib i m ii ’m in le r o la ­

ra k in s a n la ra h izm ete k o şm a lıy ız .

B ü tü n b u n la r da a n c a k baş ta ra fta sayd ığ ım ız ve

sad ece “ güzel i l im ” ile i lg i l i b ö lü m ü n ü izaha fırsa t b u ­

la b ild iğ im iz d ö rt esası b a y a t ım ız a h a k im k ılm a k la

m ü m k ü n d ü r. ■

Ü m ran-A ralık-2001 79

Page 80: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

bilginin yeniyol arayıştan, insan yayınlan

m ontıiM jm '»m u U c w t Merhamet

ve Melanet KEN WILBER

Bir psikologun, eşinin haşinliğimi ve ölümünel a n ı l c l ı i ı . . .

KesişmelerRF.NF WF.Bfc R

Dünyanın farklı yerlerindeki bazı bilim iKİuıııı ve bilgelerle, yeni perspektifler konuşuluyor.

Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım C.G. JUNG

Batı’daıı Doğu’yu görebilen Jung’uu Doğu Metinleri üzerine, değerlendirmeleri...

Tanrı’mıı Anlamı

ROBERT II. KING

Taun hakkında anlamlı bir biçimde konuşa­

bilmelim imkanım öneriyor...

Spor ve KiiltüriinKutsal Kaynakları

GAZİ MUHAMMED

Yüzyılımızda en çok konuşulan iki kavra ma,

faildi bir bakış açısı sunuyor.

Modernliğin Çıkmazı

LAWRANCE C. CHOONE

Başdönd örücü bir hız yaşayan ve yaşatan

modernlik, nereye gidiyor?

TYH2onn y ii.i

'YILINYAYINCISI'

t e l : 0 2 1 2 6 4 2 7 4 8 4 f a x : 5 5 4 6 2 0 7 w\vw . i n s a n y a y i n l a r i . c o m . t r

Page 81: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

j i i r o k u m a I a r ı

A r ıyo r; ü ze rin d e g e c e n in

h a rm a n is i. A r ıy o r ; b u l­

m am ak iç in d u a la r o k u ­

y a r a k . A r ıy o r ; fe n e r iy le süzü lüp

p e n ce re d e n . A r ıy o r ; b u lsa n e yapa-

ç a t la rB u ls a ne y a p a c a k k a ş ık ç ı e lm a ­

s ım . Y ı l ı n tam b aş ın d a p a r la y a n e l ­

m a s ın ı k im k a ld ıra c a k y e r in d e n ?

K im k a ld ıra c a k y e rd e n a y ın h a r i t a ­

s ın ı?

K r a te r le r g ib i k o y u göz leri. P e r ­

d e y i çek eb ilse k o y u göz leri; d a lg a ­

k ır a n ye tm ez k o y u gözleri; p e n c e ­

re y i ö r te n m a v i k a ta r a k t .....

A r ıy o r ; b ils e y d i n e a ra d ığ ın ı.

K o r k u p gö le a t t ığ ı s ır s a n d ığ ın ı.

Ç e v r e le y e n b a l ık la r a s la a n la tm a ­

y a c a k . A s la k ırm a y a c a k s ır s a n d ığ ı­

n ı.

N e a y ın ışığ ı düşsün , n e so k ak

la m b a s ın ın . N e g ü n eş le r doğsun ,

n e fa r la r a y d ın la n s ın .

Peygam ber çiçeğinin aydınlığında

ara

S a n a doğru san a uzanan çaresiz

ellerim i

Sırrımı söylüyorum v efakar balık­

lara

Yalnız onlar tu tacak bu dünyada

yerim i,

K oyverip telli pullu saçlarını rüz­

gara,

B ir çocuğun ard ına düşen heykel­

lerimi

Peygam ber çiçeğinin aydınlığında

a r a . . . .

G ö z ü n rü tb e s id ir s ırm a m e n d il­

le r. Y a ş ın değ d iğ i ye rd e ses h ız lı

a k a r . B a y ra m d a m e n d il v e r i le n ç o ­

c u k la ra , rüzgarın h e d iy e s i ıs lak bu ­

lu t la r .

D i ls iz d ir a n la ta m a z , so rm a

m e n d il le r . T o p r a k g ü n a h k a rd ır so-

VE MONNA ROSA*

Â Ü İ M A L

ra r yağ m u ru . A te ş y a k la ş t ık ç a k ı ­

v a m a g e le n beyaz. E k m e ğ i yo ğ u ­

ru rk e n u n suyu özler.

G ü n a h k a r to p ra k ta n n o e l ağa­

c ı. K ırm ız ı a d a m d a n y e m y e ş il ze­

h ir . U z u n in c e p a rm a k la r ın d eğ d i­

ğ i p iy a n o d a n . G e c e y e s a ld ır a n

v a h ş i b ir ş iir.

K i k a h r ıy la k a ra r t ır m a n o ly a la ­

rı. S a k s ıla r ın ç a t la ğ ın d a n sız s iyah

k an . B i r m ık n a t ıs a ça ra k k o c a m a n

k o l la r ın ı , s ırm a m e n d il le r i ö p e r

b o y n u n d a n .

Bir çevre sağ elim den bulanık su ­

ya düştü

V e boğazım ı sıktı parm aklar ince,

uzun.

G ünahlm r toprağıma saçından bir

tel düştü,

S an a ne olm uş Rosa, bir derde tu­

tulmuşsun.

Bir ekm ek kadar aziz fikirler böy ­

le pişti:

N oel ağaçları ve m anolyalar kah ­

rolsun,

Bir çevre sağ elim den bulanık su­

ya düştü

R üzg ar şa p k as ın ı d eğ il, b a ş ın ı

g ö tü re cek . İp i s a lın ca ç o c u k ye d i

k a t göğe. R ü z g a r d eğ il, c e l la d ın

s ım s ıcak n e fe s i bu. G ü lü m s e y e n

b ir güneş i lk o k u l d e fte r in d e . H e m

yüzm e b im e d e n n e cesa re t ırm ağa,

f ır la tm a k ş a p k a y ı başı y e r in e . H e m

g ü lü n z e h ir le d iğ i tü fek c a n ç e k iş ir ­

k en , rü y a n ın ağ ın d a a ğ lıy o r ö rü m ­

cek .

Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırm a­

ğa;H er şeyim sizin olsun, hep sizin

kesik başlar.

Rüyasında örü m cek başlarsa ağ­

lam aya,

içine gül koyduğum tü fek ölm eye

başlar.

G ünahını sırtına yüklenen l<ap-

lumbağa

G ibi ölüm önünde öz benliğim y a ­

vaşlar.

Ö yleyse şu şaplcayı fırlatayım ır­

mağa

Ö n ü n e k im i k a tsa sü rü yo r ü lk e ­

sine . A y a k sü rü m ek le k a ç ılm ıy o r

ö lü m d en . K im k açsa sü rü n ü yo r ih ­

tiras k e m e n d in d e . Y a ln ız k e d ile r

değ il y a s t ığ ın a s ü r tü n e n . E rk e k le r i

tan ım az s a t ı lm a y a n ç iç e k le r . Y a l ­

n ız k e d ile r d eğ il k u y u y u ezberle ­

yen . Y a ln ız g ü n le r k ıs a lır , g e cey i

sever den iz . U n u tu lm a k kap k a ra ,

h a t ır la n m a k beyaz k a r. “ V e e rk e k ­

le r k o k u yu k e d ile r g ib i a l ı r ” , b ir ge ­

y iğ in g ö z le r in d en b ile m e d e t u m a r ­

lar.

Bu erkek ler koku yu kediler gibi

alır

V e kediler her gece sürünür yas­

tıklara.

D enizleri bahtiyar eden günler kı-

U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 81

Page 82: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

salır;

Satılm ayan ç içek ler , zehirli ve

kapliara,

Unutulmuş erkek ler ve kadın lara

kalır.

Bir geyiğin gözleri düşer eriyen

kara

V e erkek ler kokuyu kediler gibi

alır.

Y a ln ız l ık la s ig a ra y ı ak ra b a y a ­

p a n d u m a n , y e rd e n yü k se lir göze

ç a rp a ra k , a k a r h a t ır la tm a k iç in

k e n d in i , rü y a y a a n id e n süzü len

to p rak . S o n r a taş o lu r , to p rak taş

b ebek . B a l ık la r k ı l ıç l ı , g e ce le r d iş ­

li. H a t ır a la r b ü y ü k a m a k a ra n lık .

H a t ır a la r h a f ız a n ın aşk la ra d ir e n i­

şi. V e so n u o lm a y a n g a rip med-ce-

zir; A l l a h v e ş e y ta n a ra s ın d a g id ip

g e liş i.

Ve yalnızlık, sigara külü kadar

yalnızlık

V e toprağın rüyaya yılan gibi giri­

şi.

S an a da M on n a R osa , taş bebeği

bıraktık,

Ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi.

Senin hatıran gibi büyült, yeni,

karanlık;

Senin hatıran kadar A llah ve şey­

tan işi.. .

V e yalnızlık, sigara külü kadar

yalnızlık

Y a ğ m u ra ta h a m m ü l, y a ln ız l ık ­

ta n d a h a zor. Y a ğ m u r y a ln ız lığ ı ha-

b ire k a m ç ılıy o r . Y ü k s e l iy o r boğazı­

n a k a d a r ç ı ld ır a n so ru la r. Y ü k s e l i ­

y o r d e rece , c ıv a v e a k b a b a la r . Ş im ­

d i ta m zam an ı g ü v e n m e n in yağ ­

m u ra , b e la n ın b i le ğ in i ö p m e zam a­

n ı ş im d i. Ş im d i d ö v ü ş te d e ğ il tes ­

l im o lm a sıra. A s ı lm ış b ir a d a m ın

g ü v e n li e lle r in e . R u h u n u b a y ra k

ya p ıp o b e la l ı yağ m ura .

Bugün yalnız yağm ura taham m ül

edeceğim ;

T a boğazım a kadar çıkan yağm u­

ra.

T ü yü m e horozdan çok itimat ed e­

ceğim,

itim at edeceğim şu belalı yağm u­

r a .

Ruhum u bayrak yapıp ben teslim

edeceğim

Asılm ış bir adam ın iki eli yağm u­

ra.

Bugün yalnız yağm ura taham m ül

edeceğim .

T a m a m la m a k iç in bu d e li res­

m i, b ir t r e n ış ığ ın a güneşe ih t iy a ç

v a r . S e n i ış ığa ç e k m e k a y ırm a k

re n k le r in e , r e n k le r in d e n b ir ş eh ri

te k ra r in şa e tm e k va r . V e k a t ıv e ı-

m ek se n i b ir m a rt ı sürüsüne. Ş u

82 Ü m r a n ‘ A r a l ı k ■ 2 0 0 1

Page 83: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

VE MONNA ROSA / URAL

b em b eyaz b u lu ta so n kez e l s a lla ­

m a k va r . Y ü rü m e li b a tm a d a n , p a r ­

ç a la n a n g em iye . Y ü rü m e li y e lk e n i

y ır t ı lm ış o tü rkü ye . Y ü rü m e li ö l ­

m e y i ö ld ü rm e k iç in s im d i. S o n f ı r ­

ç a d a rb e s iy le ta m a m la y ın c a resm i,

im za a tm a m a k iç in p a rm a k la r ı k ı r ­

m a k va r .

B ir tren ışığına, güneşe ç ekm ek

seni

V e bir şehir yaratm ak, ruhundan

G ü lce diye.

P arçalanan gemiyi ve yırtılan yel­

keni

K atıverm ek sessizce söylenen bir

tü rkü ye.

V e son ra bir köşede öldürm ek ö l­

m eyeni

V e son verm ek bitm eyen , bu bit­

m eyen şarkıya,

B ir tren ışığına, güneşe çekm ek

seni.

E ğ e r b ir son söz sö y le n e ce k s e

b u ıd a , rüzgar v a rs ın ş id d e t li essin ;

f ıs ı ld a y a y ım d u ym a , f ıs ı ld a y a y ım

d u y m a ! B i r ta vus k u şu y la yaşam ak

n e d ir ? A ç m a m a k iç in k o p a r ta n

tü y le r in i . . . . b ir ta vu s k u şu y la ya ş a ­

m a k n e d ir ?

S an a tavus kuşunun içim e girdiği­

ni

S on , en son söz o larak söy lem ek

istiyorum .

İçim e girdiğini, tüyünü yolduğu­

nu

S on , en son sö<; olarak söy lem ek

istiyorum .

İçim de tavusların bir bir kay bo l­

duğunu,

B an a da bir çift a k lianat kaldığı­

nı,

S on , en son söz o la rak söy lem ek

istiyorum .

S an a doğru uzanan çaresiz elleri-

A ı ıy o r ; ü ze rin d e g e c e n in har- mi

m an is i. A r ıy o r ; b u lm a m a k iç in du- S ırr ım ı söylüyorum v efakar halik­

alar o k u ya ra k . A r ıy o r ; fe n e r iy le sü- lam ;

zülüp p e n ce re d e n . A r ıy o r ; bu lsa n e Yalnız onlar tutacak bu dünyada

y a p a ca k k i?

B u ls a n e y a p a c a k u çuşan sa ç la ­

r ın ı. B in le r c e güm üş te l in p ar lad ığ ı

gecede. B u lsa n e y a p acak çaresiz

e lle r in i, iğ re ti b ir ış ık g ib i d u ra n

gö lgede. B u ls a n e y a p acak kaz ıda

h e y k e lin i. K e n d i h e y k e lle r in i b ir

ç o ğ u n u n a rd ın d a ..

Peygam ber çiçeğinin aydınlığında

ara

yerimi

Koyverip telli pullu saçlarını rüz­

gara,

Bir çoğunun ardına düşen heykel­

lerimi

Peygam ber çiçeğinin aydınlığında

a r a . . . .

* Ve Monna Rosa, Sezai Kaıakoç, 1952, Yılbaşı gecesi

Ü m r a n - A r a l ı k -20 0 1 83

Page 84: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TARİHİN YENİ BOYUTU

A T A S O Y M Ü F T Ü O G L U

Y e re l b a k ış la r , y o ru m la r ,

i l iş k i le r , a lg ıla r , ö lç ü t le r i

v e ö lç e k le r i aşan b ir d ü n y a

g e rç e k lil iğ i ile k a rş ı ka rş ıyay ız . A h ­

la k i b ir k a lk ış n o k ta s ı b u lu n m a y a n

k ü re se l d ü z e n in h iç b i r a la n d a ve

a n la m d a s ın ır la r ı yo k . K ü re s e l d ü ­

zen iç in , e n b ü y ü k ta y in e d ic i u n ­

sur, i le r i te k n o lo j i v e i le t iş im e n ­

d »list r is id i r . B u e n d ü s tr i a ra c ı lig iyisi»

k ü re se l ik t id a r ı sa ğ la y a b ilm e k iç in ,

e t k i l i k ü re s e l id e o lo j ik sö y lem -

le r / a y r ın t ıla r ü re t iy o r . K ü re s e l id e ­

o lo j ik ik t id a ra k r o n ik b ir ş ek ild e

b a ğ ım lı b u lu n a n ü lk e le r/ to p lu m la r

bu s ö y le m in s ü re k li n esn es i d u ru ­

m u n a g e t ir i l iy o r .

m ü r ü m m t a r i h l i d i r .

K ü re s e l p la n d a k i h e r g e lişm e ,

b ü tü n s ın ır la r ı aşa rak , b ü tü n to p ­

lu m sa l v e s iyasa l b iç im le r i e t k i l i ­

yo r; u lu s a l e k o n o m ile r , u lu sa l p o l i ­

t ik a la r , u lu sa l k ü ltü r le r , a n la m la r ı­

n ı, iş le v le r in i y i t ir iy o r . T o p lu m la r

k e n d i h a y a t la r ın ı , e k o n o m ile r in i,

k ü ltü r le r in i, s iy a s e t le r in i o lum suz

y ö n d e e tk i le y e n v e b e l ir le y e n ge­

lişm e le rd e v e k a ra r la rd a söz v e ira ­

d e s a h ib i o la m ıy o r .

T o p lu m la r h e r d u ru m d a d ış

m ü d a h a le le re m aru z b ır a k ı l ıy o r ;

to p lu m la r k e n d i le r in i d in i , ta r ih ,

k ü ltü re l, a h la k i d e ğ e r le r i d o ğ ru ltu ­

s u n d a g e r ç e k le ş t ir e m iy o r . Y e r e l

k u şa tm a la r , b a s k ıla r , k ü re se l p la n ­

d a b e l ir le y ic i o la n ir a d e n in b ir

y a n s ım a s ı o la ra k o r ta y a ç ık ıy o r .

K ü re s e l d a y a tm a la r n e d e n iy le , n e ­

redeyse h e r ü lk ed e , p o l i t ik özgür­

lü k le r , p o l it ik ç e rç e v e le r v e tu ta r ­

l ı l ık la r yo k e d iliy o r

“ B e n ” ve “ Ö t e k i ” k a rş ıt lığ ı v e

z ıt l ığ ın a d a y a lı ç e r ç e v e le r d ış ın d a

d ü şü n m e v e t a v ır a lm a im k a n ı b ı­

ra k m a y a n ; k ü re se l f a r k l ı l ık la r ı d ik ­

k a te a lm a y a n , ço ğ u llu ğ a , ço k lu ğ a

im k a n ta n ım a y a n k ü re se l irade ;

h iç b ir a n la m v e e rd e m le r s is te m i­

n e d ay a n m a k s ız ın ; y e n i b ir y ö n e ­

t im b iç im i v e k ü re se l ik t id a r y a p ı­

la r ı o lu ş tu rm a k üzere; te rö rizm le

sa\(aş m ask es i a l t ın d a ; y a ln ız c a

s t ra te jik ç ık a r la r a d ın a y e n i e m ­

p e ry a lis t p ra t ik le r o r ta y a k o yu yo r.

A B D ö n d e r l iğ in d e k i k ü re se l ik t i ­

d a r ı, h e r d ö n e m d e y a n lız c a b o m ­

b a la r tem s il ed iyo r, k ü re se l ik t id a r

k e n d i u yg a r lık a la n ı d ış ın d a k a la n

h a k la r ı k e n d ile r in e va z iy e t e d e m e ­

y e n , y a ln ız ca ş id d e t in d i l in d e n a n ­

la y a n h a lk la r o la ra k d ü şü n ü yo r.

“ Ö t e k i ” h e r d u ru m d a o lum suz, k ö ­

tü v e b a rb a r o la ra k ta n ım la n ıy o r ,

b ö y le ce e m p e ry a lis t ta h a k k ü m e v e

d ış la m a ya zem in h a z ır la n ıy o r .

K ü re s e l ik t id a r ın b u g ü n ü n d ü n ­

y a s ın d a h iç b i r zam an asker r a k ip ­

le r i o lm a d ı, y a n lız ca id e o lo j ik ra ­

k ip le r i v a rd ı. A B D Y i r m in c i Y ü z y ı­

l ın ik in c i y a r ıs ı b o y u n c a , b ü tü n in ­

s a n lık d e ğ e r le r in i. H a k ’k ı, h u k u k u ,

a d a le t i, a h la k ı ç iğ n e y e re k ,y e rk ü re ­

y i b a sk ı a lt ın d a tu ta ra k H a ç l ı S e ­

fe r le r in i sü rdürdü . E m p e ry a lis t m a ­

c e ra c ıl ığ ın iğ ren ç ta r ih i, k a n , göz­

yaş ı, y o k su llu k , göç, sü rgün , y a ln ız ­

lık , ça res iz lik , a ç lık , a c ı, hü zü n , ta ­

la n , yağ m a , işgal, ta h a k k ü m , iş­

k e n c e ve s ö ıt ıü ıü n ü n ı a ı i i ı i d i ı . i n ­

s a n lık y e n id e n ik i k u tu p lu id e o lo ­

j ik v e je o p o lit ik b ir k a rş ıt l ık d ö n e ­

m in e g irm iş t ir . T ü m İs lam to p lu m ­

la r ! ağ ır b ir b ask ı v e tö h m e t a l t ın ­

d ad ır . B ü tü n b ir İs la m to p lu m la r ı

b o m b a la r ın te h d id i a lt ın d a o la ğ a ­

n ü stü b ir in s a n lık d u ru m u n a sü­

rü k le n m iş t ir .

İn s a n lığ ın d ü n y a s ın ı sa rsan ve

a lt üst ed en e m p e rya lis t m ü d a h a le ­

le r in a c ım a s ız lığ ı sö z cü k le r le ta ­

n ım la n a m ıy o r . B u k e y f i m ü d a h a le ­

le r k a rş ıs ın d a g e re k li te p k ile r gös­

te r ilm e d iğ i iç in , m ü d a h a le le r n e re ­

deyse k u ru m sa l b ir h a le g e lm e k te ­

d ir , k ü re se l b ir a d a le ts iz lik d u ru m u

ya ş a n m a k ta d ır . E m p e ry a lis t m a c e ­

r a c ı la r iç in h u k u k u n ü s tü n lü ğ ü sa­

d e ce k im i zam an k u lla n ıla n b ir s lo ­

g a n d ır . Em p e ry a liz m , g e re k t iğ in d e

b ü tü n “ d e ğ e r le r” in d e n , b ü tü n b ü ­

tü n p u t la r ın d a n vazg eçeb ilm ek te-

d ir . E m p e ry a l iz m in ç ık a r a d ın a

va z g eçem eyeceğ i h iç b ir m u kad d es i

b u lu n m u y o r . B u g ü n b ü tü n d ü n y a ­

da h u k u k s iyasa lla şm ış tır . H u-

k u k ’u n b e l ir le y ic i o ld uğ u b ir siya-

Emg eıryaSisî maceracıhğm iğrenç ıtarıM, Ucam, gözyaşı, ydksdlllaık, göç, swgpa, Yalnızlık, çaresizlik, açlık, ao„ hüzün, ratan, y ağma, işgal, tahakküm, işkence ve sö-

84 Ümran-Aralık -2001

Page 85: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TARİHİN YENİ BOYUTU / MÜFTÜOĞLU

sal düzen yo k tu r . A B D ö n ­

c ü lü ğ ü n d e k i k ü re se l ik t id a ­

r ın h u k u k i s e ç e n e k le re ,

b aşvu rd u ğ u g ö rü lm e m iş ve

d u y u lm a m ış t ır . K ü re s e l ik t i ­

dar, p a ra n o it b ir d ü n y a gö ­

rüşüne v e p a ra n o it d ü şü n ce ­

lere , in a n ç la ra d a y a lıd ır . S ü ­

re k li o la ra k d ü şm an ü re ten ,

d ü ş m a n ’a ih t iy a ç d u y a n ,

k e n d is in i d ü ş m a n ’la ta n ım ­

la y a n b ir z ih n iy e t v e k ü ltü r ,

bu n u b ü tü n ü y le k e n d i g ü ç ­

s ü z lü ğ ü n d e n ya p a r . F a r k l ı

h a y a t la ra , fa rk lı to p lu m la ra

sayg ısı b u lu n m a y a n ve dar

görüşlü b ir d u yars ız lığ a sa­

h ip o la n k ü re s e l ik t id a r

“ ö te k i” n in değersiz v e saygı

g ö s te r ilm eye değm ez b u lu ­

yor.

B i r tü r k o rs a n lık la b ü tü n

d ü n y a y a is ted iğ i düzeni/ka-

ra r la r ı d a y a ta n irad e , in s a n ­

l ık d ış ı b ir irad ed ir . B ö y le

b ir ir a d e n in v a r l ığ ı , kü rese l

ö lç e k te b ir ç ü rü m e y le karş ı k a rş ıya

o ld uğ um uzu gösterir. K ü re se l ç ü rü ­

m e b u g ü n m a a le se f b ir h a y a t ta rz ı­

na , b ir s iyase t ta rz ın a , b ir y ö n e t im

ta rz ına , b ir k ü ltü r v e u yg a r lık ta rz ı­

n a d ö n ü şm ü ştü r . T e s lim iy e tç i l iğ i,

b a ğ ım lılığ ı, s ta tü k o cu lu ğ u g e le n e k

h a l in e g e t ir e n le r iç in ö z g ü r lü k

yo k tu r , in s a n la r v e to p lu m la r ö n c e

zu lm e, sö m ü rü ye , çü rü m e y e h a y ır

d iy e re k b ir özg ü rlü k yo lcu lu ğ u n a

ç ık a r la r .

D ü n y a n ın d ö n ü ş ü m le r in i doğru

a n la m a k g e rek ir. B u güne özgü ger­

ç e k l iğ in m a h iy e t in i ö z e l l iğ in i ,

m a lz e m e le r in i ra s yo n e l b ir z em in

ü z e r in d e d e ğ e r le n d ir e b ilm e liy iz .

K u ru c u in şa e d ic i, h a y a t v e r ic i a l­

t e r n a t if m o d e lle r v e to p lu m ta rz la ­

r ı üze rin d e k a p s a m lı ç a lış m a la r y a ­

p a b ilm e l iy iz . K e n d i h a y a t ım ız ı,

k e n d i ta r ih im iz i, k e n d i d e ğ e r le r i­

m iz i, k e n d i d ü şü n ce le r im iz i inşa

ed en , y ö n e te n , ç o ğ a lta n b ir irad e ­

ye s a h ip o la b ilm e liy iz . İn s a n ın

k e n d i a k l ın ın , b i l in c in in , g ü cü ­

n ü n , b ilg is in in , ira d e s in in , yü re ğ i­

n in d e ğ e r in in fa rk ın a v a ra ra k k e n ­

d is in i m ü k e m m e lle ş t irm e s i zo run ­

lu d u r. A y r ıc a e v re n s e l d ü şü n m e

y e te n e ğ i v e a h la k ın a e v re n s e l ç a p ­

ta g ü ç lü k ü ltü re l i l iş k ile re ih t iy a c ı ­

m ız va r.

Is la m i p ro je , m o d e m ö n ces i b ir

to p lu m d ü n y a ve h a y a t in şa e tm e

p ro je s i d eğ il, m o d e m ya d a p o s tm o ­

d e rn y a p ıla r ı e le ş t ire l o la ra k ç ö ­

z ü m le y e n , m o d e rn , p o s tm o d e rn

y a p ıla r ı İs la m i a n la m la r

a ç ıs ın d a n so rg u la yan b ir

p ro je d ir . İs la m i p ro je , es­

k i zam ana , esk i d ü n y a y a

d ö n m e y i d e ğ il, İs la m i

a n la m la r ı g ü n c e lle ş t ire ­

rek , y e n i b ir z am ana ve

y e n i b ir d ü n y a y a d ö n m e ­

y i a m a ç lıy o r . G e le n e k s e l

b ir d ü n y a y a d ö n m e k y e ­

r in e , sa h ih g e le n e k le r in

h a y a t v e r e n k a tk ıs ıy la ,

b u g ü n ü n d ü n y a s ın ı inşa

e tm e k kuşkusuz d a h a da

ö n e m k azan ıyo r.

Ir k ç ı b ir d ille , y e re l

b ir d ille , s ın ır l ı b ir d ille ,

b ö lg ese l b ir d i l le kü rese l

b ir a lte rn a t if o luştu ru la-

maz. K a n b ağ ın a d a y a lı

k u ra l la r in s a n lık d eğ e r le ­

r in i ta h r ip ed e n k u ra lla r ­

d ır. K a n b ağ ın a d a y a lı

i l iş k ile r i lk e l a y r ım c ı il iş ­

k ile rd ir . K ü re s e l b ir a l­

te r n a t if , k ü re se l e tk is i,

k ü re s e l ilg is i, k ü re s e l

ç ağ rıs ı v e d a v e t i o la n ve b ü tü n b ir

in s a n lığ a h ita b e d e n İs la m i d i l le o r ­

ta ya k o n u la b i l i r . Y e n i b ir in s a n i ve

a h la k i b ir d ü n y a iç in , k ü re se l ç a p ­

ta y a n k ıs ı o la b ile c e k b ir a n la t ıy a ,

b ir sö y le m e v e d ile a c i le n ih t iy a c ı ­

m ız va r .

K ü re s e l an la tı/d il/ sö y lem , k ü re ­

sel ç a p ta b ir a ra ya g e le cek a ş k la r ­

d an , ö z le m le rd e n , b ilg i v e b i l in ç ­

te n , d a y a n ış m a v e iş b ir liğ in d e n ç ı ­

k a r. H iç b i r p a rça d a n kü rese l b ir

irad e ç ık a r ıla m a z . D ü n y a k e n d ile ­

r in d e n ib a re t b ile n , k ib ir l i b e n c il

c e m a a t le r le h iç b ir in şaya g id ile ­

mez. K e n d i le r in i i la h i g e rçe ğ in tek

te m s ilc is i s a y a n la r la , k e n d i le r in i

h e r zam an te k h a k lı o la ra k g ö re n ­

le r le h iç b i r ş e k ild e b ir ile t iş im v e

d a y a n ış m a g e rçek le ş tir ilem ez . ■

Ü m r a n ’ A r a l ı k - 2 0 0 1 85

Page 86: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

t v e l e ş t i r i

‘KUR’AN TARTIŞMALARI’ ÜZERİNE

H A Y R E T T İN O Ğ U Z

"Allah'ın davetine uyulduktan sonra, hâlâ O'nun dini hakkında mücadele edenle­rin, getirdikleri deliller Rableri yanında batıldır, Onların üzerinde bir gazah ve ken­

dileri için §iddetli bir azab vardır." Şura-16

T a r t ış m a n ın a m a c ı ik i b o ­

y u t lu o la b il ir . Y a ilm id ir

b ir ta r t ışm a v e y a p o l i t ik ­

tir. E ğ e r b ir ta rtışm a i lm i k a y g ıla r ­

la y a p ılıy o rs a , to p lu m u n , in s a n ın

m a s la h a t ı g ö ze tiliyo rsa , o ta rtışm a

sonucunda v a r ı la n so n u ç y a n lış da

o lsa ta rt ışm a y ö n te m o la ra k d o ğ ru ­

dur. A n c a k ta rt ış ın a p o l i t ik k a y g ı­

la r la , m ak a m sa l b e k le n t i le r le i lg i­

liy se ta rt ışm a s o n u c u n d a v a r ı la n

so n u ç doğru b ile o lsa , b ilg is e l a n ­

la m d a v e y ö n te m s e l o la ra k y a n l ış ­

tır.

n u y u ta r t ış a n la r ın k im o ld uğ u , ta r ­

t ışm a d a n m u ra d ın n e o ld u ğ u n u da

o rta y a k o ya r . T a r t ış a n ta ra f ile ta r ­

t ışm a ya m u h a ta p o la n k e s im le r in

k im liğ i, sosya l v e k ü ltü r e l b e k le n ­

t i le r i b ir in c i d e re ced e b e l ir le y ic i ­

d ir. B i r şey h an g i seb ep ten ta r t ış ı­

l ıy o r b u n u b ilm e d e n ta r t ış m a n ın

so n u cu ile i lg i l i s a ğ lık lı b ir tesp itte

b u lu n a n la y ız . T a r t ış a n la r ın k im liğ i

v e k iş il iğ iy le i lg i l i sa ğ lık lı so syo lo ­

j ik v e p s ik o lo jik an a liz le r y a p m a ­

d a n , o n la r ın ru h h a l le r in i, k ü ltü re l

a rk a p la n la r ın ı , h a y a t la r ın ın

“Kur’an ve İslam” ile ilgili tartışmalarda aslolan kimin doğru söylediği veya yanlış söylediği değil, kimin han­gi boyutta, hangi ortamda ve hangi amaçla tartışma yaptığını tespit edebilmektir.

D o la y ıs ıy la b ir ta r t ışm a d a o r ­

ta m b e l ir le y ic i ö ze lliğ e sa h ip t ir .

Y a n i ta r t ış ı la n şey h a n g i o rta m d a

ta r t ış ı lm a k ta d ır . G ü n d e m in n e o l ­

duğu , o o r ta m d a k i g e n e l geçe r d e ­

ğ e r y a r g ı la r ın ın n e le r o ld u ğ u

ö n e m lid ir . G ü n d e m i k im b e l ir le ­

m e k te d ir v e ta r t ış m a n ın o r ta m ın ı

k im , h a n g i kayg ı, h a n g i ih t iy a ç

o lu ş tu rm a k ta d ır .

D iğ e r ta ra f ta n ta r t ış m a d a e n

ö n e m li h u su s la rd an b ir is i de ta r t ı ­

ş a n la r ın n ite l iğ id ir , k im liğ id ir . K o ­

ö n e m li k e s it le r in i o r ta y a k o y m a ­

d an , b u n la r ı b i lm e d e n doğ ru tes­

p it le rd e b u lu n a m a y ız .

D iğ e r ö n e m li b ir h ususta ta rt ış ­

m a n ın a m a c ı v e ta rt ışm a y ı y a p a n ­

la r ın n iy e t le r id ir . Y a n i ta r t ış m a y ı

y a p a n la r b u ta r t ış m a n ın s o n u c u n ­

da n e is te m e k te d ir le r , n e re ye u la ş ­

m a y ı a m a ç la m a k ta d ır la r .

S o n z a m a n la rd a y a p ı la n

“ K u r ’a n v e İs la m ” ile i lg i l i ta r t ış ­

m a la r la i lg i l i b ir d e ğ e r le n d irm e y a ­

p ıla c a k s a , b ir in c i d e reced e ta rt ış ­

m a la r ın iç e r iğ in e d eğ il, yu k a r ıd a

b e lir t t iğ im iz te m e l h u su s la ra b a k ­

m a k g e re k m e k te d ir . Ç ü n k ü b u rada

a s lo la n k im in doğ ru sö y led iğ i ve y a

y a n lış sö y led iğ i d e ğ il, k im in h a n g i

b o yu tta , h a n g i o r ta m d a v e h a n g i

a m a ç la ta r t ış m a y a p t ığ ın ı te sp it

e d e b ilm e k tir .

T ü k e t im in b ir z ih n iy e t o la ra k

v e y a b ir t a k l i t d ü z ey in d e de o lsa

e tk ile d iğ i to p lu m la rd a , o n u n b ir

yaşam a b iç im i o lm a y a yüz tu ttu ğ u

o rta m la rd a ta r t ış ı la n şey g e n e llik le

tü k e t i le c e k şeyd ir. Y a n i ta r t ış ıla n

tü k e t ile n d ir .

B iz g e rçe k te b ir ta r t ış m a y ı d eğ il

b ir g ö rü n tü y ü iz liyo ruz. D a h a doğ ­

rusu b ir g ö rü n tü ye a lış tır ılıyo ru z .

N lirp lr îm ' m a l K İrp n l ı1<- ÇOPAİCLîPa İSA

d ır k i g ö rü n tü g e rçe k o la ra k a lg ı­

la n m a y a b a ş la y a c a k tır . Ç ü n k ü gös­

te r iy e a lış a n to p lu m g ö rü n tü o lm a ­

d a n yap am az. H e rk e s n as ılsa ö y le

d eğ il, am a k e n d in d e n n a s ıl o lu n ­

m ası is ten iyo rsa ö y le o lu y o r v e biz

sadece b u n u görüyo ruz . D o la y ıs ıy la

iz led iğ im iz ta rt ışm a y a n lış da o lsa

b ir ta r t ışm a d e ğ il, ta r t ış m a n ın gö ­

rü n tü sü d ü r. N i t e k im bu tü r ta rtış ­

m a la r ın m u h a ta p la r ın d a a k ıld a k a ­

la n ta r t ış m a n ın d ü şü n se l v e a h la k i

b o yu tu d eğ il, s o n u ç la r ıd ır v e k e n d i

g ö r ü n ü m le r in i ta r t ış m a d a b u lu p

b u lm a m a m e se le s id ir . D iğ e r d e ­

y im le m u h a ta p la r k e n d i p ra t ik le r i­

n i ta r t ışm a ile m e ş ru la ş t ırm a k ta ­

d ır la r . Ç ü n k ü b ir a n la m d a ta rtışm a

d a h a y a p ılm a d a n b ile s o n u ç la r ın ı

b ilm e k te d ir le r . Ç ü n k ü o rad a k e n ­

d i le r in i te m s il e d e n le r in n e le r y a ­

p a c a k la r ın ı b i lm e k te d ir le r . B i r a n ­

la m d a so n u cu n u b i ld ik le r i b ir f i l ­

m in g ö rü n tü le r in i iz le m e k te n baş­

k a b ir şey y a p m a m a k ta d ır la r .

Z a te n ta r t ış m a la r ın ye r v e m e ­

k a n ın a d ik k a t e tm e k gerekm ekte-

86 Ümran.Aralık •2001

Page 87: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

d ır . T a r t ış m a la r b ir ü n iv e rs ite d e ,

b ir i l im h a lk a s ın d a d eğ il, te le v iz ­

y o n e k ra n la r ın d a g e rçe k le şm e k te ­

d ir . D o la y ıs ıy la ta r t ış m a n ın gösteri

o ld u ğ u n u n en ö n e m li d e l i l i ta r t ış ı­

l a n y e r in n ite liğ id ir , E k r a n a r a c ıl ı ­

ğ ıy la K u ra n , İs lam , D in v .b . k a v ­

ra m la r k e n d i e sa s ın d an k o p a r ılıp

fa rk lı b ir b o yu ta in d irg e n m e k te d ir .

D o la y ıs ıy la y a p ıla n d in se l a n la m d a

da b ir a y d ın la tm a , b ir b ilg i ve rm e

d eğ il, b ir ta h r if t ir , b ir ta h r ip t ir .

H a t t a ö y le k i o la y zam an z am an b ir

a n la m d a k ü ltü re l b ir p o rn o g ra fiye

d ö n ü şm ek te , ta r t ış a n la r ın b irb ir le ­

r in e tecavüz e tm e le r in i, h ır s la n ­

m a la r ın ı, k ız g ın lık la r ın ı, a c ım as ız ­

l ık la r ın ı , s a ld ırm a la r ın ı , r a h a t la ­

m a la r ın ı b iz le r de a y n ı d u yg u la r la

o n la ra b ir a n la m d a s e y irc i k o n u ­

m u n d a o n la ra k a t ıla ra k iz le m e k te ­

yiz. O n u n iç in b iz le r b ir i lm i b ir

so h b e ti v e y a ta r t ış m a y ı d eğ il, in ­

san n e fs in in b ir in c i d e re ced e b e lir ­

le y ic i o ld uğ u b ir g ö s te riy i, b ir f i lm i

iz lem ektey iz .

K a p ita lis t to p lu m la ıd a gösteri,

g ö rü n tü b ir s ıra d a n la ş m a m n v e b a ­

y a ğ ıla ş m a n ın a la m e t i fa r ik a s ı o la ­

ra k kab u l e d ilir . İn s a n başta o lm a k

üzere h e r şey ‘ş e y le şm e k te d ir .’ H e r

şey y e r in i b ir tem s ile , b ir g ö rü n tü ­

ye b ıra k a ra k uzak laş ır. G ö r ü n tü

k e n d i te o r is in i o lu ş tu ru r. Ç ü n k ü

g ö rü n tü p ra t ik t ir . B ö y le b ir d u ru m ­

d a m u tla k o la n ta r ih s e ld ir . B a t ık ­

la r ta r ih i v e g e le n e ğ i m ekan ik leş-

tirm iş le rd ir . N i t e k im b ir b a t ı l ı iç in

rö n esan s v e a y d ın la n m a so n ras ı ta ­

r ih de b ir g ö rü n tü d ü r sadece . T a r ih

s ıra d a n la ş t ır ılm ış t ır v e sadece o r ta ­

m ın ve y e n i d e ğ e r le r in m e ş ru iy ye t i

iç in a ra ç sa lla ş t ır ılm ış t ır . B u g ü n b a ­

t ıd a g ö rü n tü a d ın a g ö s te r ile b ile c e k

en ö n e m li ö rn e k ise d in d ir . D in

k u ru m sa l o la ra k b ile b ir g ö rü n tü ­

•KUR'AN TARTIŞMALARI' ÜZERİNE / OĞUZ

dür. H a la fo n k s iy o n e l g ib i g ö rü n ­

m esi de b ir g ö rü n tü d e n ib a re ttir .

T ü r k iy e 3 00 y ı l l ık b a t ıl ıla ş m a

s ü re c in in s a n c ılı b ir d ö n e m in i d a ­

h a yaş ıyo r . B a t ı l ı la ş m a sü rec i bit-

m e d T v e T ıa la sü rm ek te . B e ğ e n e lim

o lm a d ığ ı iç in , d in i ta r t ış a b ile c e k

k o n u m d a da za ten o lam az. O ls a da

to p lu m s a l a n la m d a b ir te p k iy le

k a rş ıla c a ğ ın ı b ilir . B u n u n iç in T ü r ­

k iy e ’d e k i D in , İs la m , K u r ’a n ta rt ış ­

m a la r ı p a rad o k sa l o la ra k , k em a lıs t ,

Ekran aracılığıyla Kuran, İslam, Din v.b. kavramlar kendi esasından koparılıp farklı bir boyuta indirgen­mektedir. Dolayısıyla yapılan dinsel anlamda bir ay­dınlatma, bir bilgi verme değil, bir tahrif, bir tahriptir.

v e y a b e ğ e n m e y e lim bu b ir g e rçek

v e d e ğ e r le n d irm e le r im iz i, t a h l i l le ­

r im iz i bu b ağ lam d a yap m ad ığ ım ız

sü rece özel bazı an a liz le rd e h a k lı

ç ık s a k da g e n e ld e y a n ılıy o ru z ve

y a n lış so n u ç la ra va rıyo ru z . 300 y ı l ­

l ık ta r ih s e l sü reçte su lta n A b d ü l-

h a m id d a h il h e m e n h e m e n (baz ı

is t isn a la r ı h a r iç ) tü m İs la m c ıla r ya

b a t ıc ıy d ıla r v e y a batLCi p o lit ik a la ­

r ın e tk is i a lt ın d a d ır la r . B u sü reçte

İs la m c ı l ık t a r ih in in ö n e m li d ö ­

n e m le r i o la ra k g ö s te r ile n M e n d e ­

res, (k ıs m e n D e m ire l ) , O za l, E rb a ­

k a n ( v e y a k ın d a o r ta y a ç ık a c a k

o la n T a y y ip E rd o ğ a n ) b a t ıl ıla ş m a

s ü re c in d e , d in d a r k e s im in d a h a

h ız lı b a t ıl ıla ş m a s ın ı sağ lam ış k im ­

se le rd ir. N i t e k im T ü r k iy e g e rçe ­

ğ in d e , k e m a lis t le r , so sya lis t le r d a ­

h a s ta tü k o c u o lu r la rk e n , d in d a r

k e s im le r d a h a b a t ıc ı v e d eğ iş im c i

o lm u ş la rd ır . D e ğ iş im h ep b a t ıy a

doğ ru d u r. D in s e l a n la m d a k i c a n ­

la n m a la r da bu b a t ıl ıla ş m a sü re ­

c in d e a ç ı la n a la n la r d a h ilin d e d ir .

T ü r k iy e ’de ad ı g e çen m u h a fa ­

z a k a r lığ ın s im gesi o la ra k k a b u l e d i­

le n k im se le r a y n ı zam and a d in i ve

Is la m i d e ğ e r le r i ta r t ışm a ya a çan

k im s e le rd ir . T ü r k iy e ’de so sya lis t

v e y a k e m a lis t k e s im d in i ta rtışm a

y a p a b ile c e k b ilg i b ir ik im in e sah ip

sosya lis t v e a te is t k e s im ta ra f ın d a n

g ü n d em e so k u lm a m ış , ak s in e m u ­

h a fazaka r k e s im ta ra f ın d a n b aş la ­

t ı lm ış t ır . T o p lu m u n bu k o n u d a

b ö y le s in e b ö lü n m e s i, fa rk lı gösteri

g ru p la r ın a a y r ılm a s ı, d in k o n u s u n ­

da g it t ik ç e sek ü le rle şm es i, ta r t ış ­

m am as ı g e re k e n k o n u la r ı b ile ta r ­

t ışm aya b aş lam as ı söz ko n u su m u ­

h a fazaka r k e s im le r in e tk is iy le d ir .

T ü r k iy e ’d e k i İs la m c ıla r ın b ir k ıs m ı

y ö n te m s e l o la ra k , b ir k ıs m ı ise b i l ­

g ise l o la ra k b a t ı l ı v e b a t ıc ıd ır la r .

M e se la ;

T ü r k iy e ’d e k i m ü s li im a n la r bas­

k ı a lt ın d a k a ld ık la r ın ı ifade e t t ik ­

le r i zam an g e n e l b ir ç o ğ u n lu k o la ­

rak ç a re y i v e çö zü m ü k e n d i k a y ­

n a k la r ın d a v e k ü ltü r le r in d e a ra ­

m ak y e r in e b a t ıd a v e b a t ıl ı d eğer­

le rde a ra d ıla r . Ç o ğ u İs la m c ıla r ‘b a ­

t ı l ı m a n a d a d e m o k ra s i v e la ik l ik ’

başta o lm a k üzere B a t ın ın değer

y a rg ıla r ın ı T ü r k iy e ’n in ö n ü n e h e ­

d e f v e id e a l o la ra k k o yd u la r . A n ­

c a k şu u n u tu ld u . ‘B a t ı l ı m a n a d a b ir

d em o k ras i v e la ik l ik ’ b a t ı d ü n y a ­

s ın d a te p e d e n in m iş v e y a b ird e n ­

b ire ic a d e d ilm iş b ir şey d eğ ild i.

B a t ı d ü n ya s ı ö z e llik le d in e karş ı

v e rd iğ i m ü ca d e le le r le , d in i k e n d i

a la n ın d a n u zak laş t ır ıp , o n u n aşk ın

b o y u tu n u b u d a d ık ta n son ra sekü-

Ü m r a n - A r a l ı k • 2 0 0 1 87

Page 88: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

le r le ş t ird ik te n so n ra , y a n i ta m a ­

m e n in s a n ın u h d e s in e a ld ık t a n

so n ra ‘b a t ı l ı m a n a d a d em o k ra s i v e

la ik l ik ’ ilk e s in e g e lm iş t ir . B a t ın ın

b u g ü n k ü ö z e n ile n d u ru m u b ir so ­

n u ç tu r v e hu s n n ıır d in e kars ı y a n ı­

la n b ir m ü c a d e le n in so n u cu d u r.

B a t ı l ı d in in a la n ın ı d a r a lt t ık ta n

s o n ra d ır k i b u g ü n k e n d is in in

ö vü n d ü ğ ü v e id ea lize e t t iğ i ‘d e ­

m o k ras i v e la ik l ik ’ b o y u tu n a g e le ­

b ilm iş t ir . D o la y ıs ıy la T ü r k iy e ’de

b a t ın ın b u d e ğ e r le r in i ö n e sü ren İs­

la m c ı la r bu b o y u tu ya gö rm ezden

g e lm iş le rd ir v e y a b ilm e z d e n g e l­

m iş le rd ir . G e r ç e k te T ü r k iy e ’de y ö ­

n e t im le d in d a r k e s im a ra s ın d a

o la n so run sad ece T ü r k iy e ’ye m a h ­

sus b ir so ru n d eğ ild ir . T ü r k iy e ’de

d in in , y a n i İs la m ’ın b a t ıl ıla ş m a s ı

v e b a t ıl ı s ta n d a r t la ra u yg u n h a le

g e t ir i lm e s i ta le b i v e b e k le n t is i

T ü r k iy e ’d e k i y ö n e t ic i le r in arzu v e

is te k le r i d eğ il, b i r in c i d e re ce d e b a ­

t ı l ı ü lk e le r in b e k le n t is id ir . B u ra d a

c id d i b ir h e d e f y a n ılg ıs ı söz k o n u ­

sudur. N i t e k im son m a h k e m e k a ­

ra r la r ı v e 11 E y lü l so n ras ı b a t ı l ı d e ­

ğer ü r e t ic i le r in in o r ta y a ko yd u ğ u

gö rüş le r d a h a a ç ık v e n e t o la ra k

d i l le n d ir i lm e k te d ir . A r t ı k b a t ıl ı ü l­

k e le r T ü r k iy e A B ’de y e r in i a lm a k

is tiyo rsa , y a n i ‘b a t ı l ı m a n a d a b ir

d em o k ras i v e la ik l ik ’ is tiyo rsa , İs la ­

m ’ı ‘b a t ı l ı m a n a d a b ir d in ’ h a l in e

g e t irm e k z o ru n d a d ır d iyo r la r .

T ü r k iy e ’d e k i d in d a r in s a n la r ın

ö n e m li y a n ılg ıla r ın d a n b ir tanesi

dc H ır is t iy a n h k - lç la m m u kayeses1

y ap a rk e n ya n lış ta h li l le r yap arak ,

y a n lış so n u ç la ra g itm e le r id ir . G e ­

n e ll ik le tü m ta rtışm a la rd a H ır is t i ­

y a n lığ ın zaten ta h r if o lm uş b ir d in

o lduğu b e l ir t i l ir v e İs lam H ır is t i ­

y a n l ık g ib i d eğ ild ir d iy e re k b ir a n ­

lam d a İs la m ’ın zaten b a t ıl ı d eğ e rle ­

r i d ış la m a yan b ir d in o ld uğ u ö n k a ­

b u l o la rak b e lir t ilm iş t ir . O y s a b a t ıl ı

a y d ın la n m a m , p o z itiv is t v e m o d e r­

n is t iç in d in ; ad ı is ter H ır is t iy a n lık

o lsun , is ter İs lam o lsu n isterse B u ­

d izm o lsun , d in d in d ir v e b a t ıl ı d e ­

ğ e rle re göre değ işm esi v e d e ğ iş t ir i l­

m esi g e reken b ir unsurdur.

T ü r k iy e ’de 80 so n ra s ı d in s e l

a n la m d a ö n e m li b ir p ra t ik y a ş a n ­

m ış t ır . Y a n i to p lu m b a t ı l ı a n la m d a

(ö z e ll ik le a m e r ik a n v a r i) b ir d in v e

d in d a r l ık a n la y ış ın a a l ış t ır ılm ış t ır .

T o p lu m u n ö n e m li k a tm a n la r ı da

b u n u b e n im s e m iş t ir . Ş im d i so ru n

şu a n d a f i i l iy a t t a eg e m e n o la n bu

p ra tiğ e u yg u n b ir te o r i o lu ş tu rm a ­

ya ç a lış ırk e n ç ık m a k ta d ır . G e r g in ­

l ik le r in v e s a n c ıla r ın seb eb i bu d u r.

N i t e k im son b irk a ç y ı ld ı r y a p ıla n

ta r t ış m a la r ın te m e l v e an a n e d e n i

de bu d u r. T o p lu m b ir gösteri ile

b ir şeye a l ış t ır ı lm a k ta d ır . T o p lu m

k e n d i g ö rü n tü s ü n ü iz le m e k te d ir

y a p ıla n ta rt ışm a la rd a .

Sö z k o n u su ta rt ışm a la rd a “ Is-

la m "- d in ta h r ip v e t a h r if e d ilm e ye

ç a lış ı l ı r k e n , g e rçe k te h e rkes k e n d i

d in in i in şa e tm e k te d ir v e d o la y ı­

s ıy la d a ‘t a n r ı l ığ ın ı d a i la n e tm iş

o lm a k ta d ır . T a r t ış m a n ın g ö rü n tü ­

le r in e d ik k a t l i b a k ın ız . T a r t ış a n la ­

r ın ta v ır la r ın a , je s t le r in e , m im ik ­

le r in e d ik k a t ed in iz . H e p s i de k e n ­

d i le r in e b a k a n k a m e ra la rd a n k e n ­

d i le r in i se y re d e n to p lu m u n göz le ­

r in in ü ze rin d e o ld u ğ u n u b i lm e k te ­

d ir le r v e o n a gö re k o n u ş m a k ta d ır ­

la r D o la y ıs ıy la b u rad a k o k u su

o la n ‘t a n r ı l ık ’, to p lu m u n ih t iy a ç

v e b e k le n t i le r in in b ir so n u cu o la ­

ra k o r ta y a ç ık m a k ta d ır . B i r a n la m ­

d a h e rk es k e n d i d in in i inşa ed en

ta n r ıs ın ı y a ra tm a k ta d ır .. .

K im s e İs la m ’ı a n la tm ıy o r , k im ­

se K u r ’a n ’ı a n la tm ıy o r . H e rk e s

k e n d in i v e k e n d i n e fs in i a n la t ıy o r .

K u ra n , a d ı h e r a n ı ld ık ç a tü k e t i l i ­

y o r v e b ir m a n ip t ila s y o n a ra c ı o la ­

ra k k u lla n ıl ıy o r . K u r a n ‘ş ey ’leştiri-

liy o r , ta r ih s e lle ş t ir i liy o r ...

“S an a bu kitabı indiren O ’dur.

B u n u n âyetlerinden bir kısmı m uh­

kem dir k i, bu âyetler, hitabın anası

(aslı) d em ektir. D iğer bir kısmı da

m ü teşab ih ây etlerd ir . K alb lerin de

kaypaklık o lan lar, s ır f fitne çıkarm ak

için, bir de kendi keyflerine göre

te ’vil yap m ak için onun m üteşabih

olanlarının peşine düşerler. H albuki

onun te'vilini A llah ’dan başka kim se

bilm ez. İlim de uzm an olan lar, “Biz

buna inandık, hepsi R abbim iz batın ­

dandır. ” derler. Ü stün akıllılardan

başkası d a derin düşünm ez." ( A l i

İm ra n 7 ) ■

88 U m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1

Page 89: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

t ~ 1 I " »

ak ın kü ltürüm üzün O r ta A s ­

ya d e rin liğ in e uzanan coğ-

E ra fya s ın d a yer a la n o rta k

p ayd a la r ı paylaştığ ım ız A ze rb aycan ,

K azak is tan , T ü rk m en is ta n , Tataris-

ia tr , K trgtzista n ve O zbek-retan-tn sf-

n em a b ir ik im le r i, T ü rk ve d ü n ya s i­

n em a k ü ltü rü n ü n zengin özgün ve

değerli ö rn ek le r i o la rak y e r le r in i a l­

m a k ta d ır la r . İs ta n b u l B t iy ü k ş e h ir

B e le d iy e s i, K ü ltü r D a ir e s i’n in

1998’d e n buyana düzenlediği “ T ü rk

D ü n ya s ı S in e m a G ü n le r i" ç e rç e ve ­

sinde , bu ü lke s in em a la r ın ın y e n i ve

esk i ç a lışm a la r ı yan ısıra o ra la rdan

g e len s inem a ad am la r ın ın k a t ıld ık ­

la r ı o tu ru m la r la bu ren k li b ir ik im in

izdüşüşleri T ü r k iy e ’ye ta ş ın m ıştır .

H e r ü lk ed en tem silen b ir yö n e tm en

o lm a k üzere T o lo m u ş O k e y e v , Ho-

c ak u lu N a r lıy e v , T e v f ik Ism a ilo v ,

B u la t M an su ro v , Ş ö h re t A b b aso v ,

A rd a k A m irk u lo v T ü rk insan ı v e s i­

n em a sey irc is i iç in ne kadar ne ifade

ed iyo r d iye sorduğumuzda h e r ha lde

ço k ta tm in ed ic i cevap la r a lın m a ya ­

c a k t ır . O ysa bu is im le r in h e rb ir i

d ü n ya çap ın d a s ın ıf lan d ırm as ın a ba­

k ıld ığ ın d a K u ro saw a ’dan h iç fa rk lı

sa y ılm ayacak b ir ka lib rede ve vuku-

f iy e tte s in em a san atın ı ta ç lan d ıran

şahs iye tle rd ir. So v y e tle r B ir l iğ i za­

m an ın d a , bu ü lke d ah ilin d e s inem a

e ğ it im i a lm a k isteyen ler, M oskova-

d a k i D e v le t S in e m a Ü n iv e rs ite s in e

( V G I K ) g itm ek durum undayd ıla r.

Ü s te l ik Y ö n e tm e n lik , S e n a ry o ya ­

zarlığ ı, k am e ram an lık ve kurgu ayrı

a y r ı fa k ü lte le r o la rak bu ü n iv e rs ite ­

de ye r a lm ak tayd ı. İşte T ü rk d ü n ya ­

s ın ı m eyd an a getiren cu m h u riy e t le ­

r in s in e m a c ıla r ı da m u hak kak bu

ü n iv e rs ite m üzunu o lup son derece

y e tk in b ir te k n ik d o n an ım a sahip-

t i ( r ) le r . S o v ye tle rd e gerçi b ir s ın ıf

b i l in c i ve sosyalist sanat an lay ış ı,

h e r k ü ltü r fa a liye tin d e o lduğu g ib i

s in em ad a da yayg ın d ır an cak T rü lc

d ü n yas ı s in em ac ıla rı bazı ö rn ek le r

İH S A N K A B İL

d ış ında bu sorunu değişik sem bo lik

ve m ecazi a n la t ım la r la aşm ayı b i l­

m işlerd ir. A y r ıc a eski sosyalust d ü ­

zende ta r ih i k ü ltü re l geçm işle o la n

b ağ Tü rk iyede o lduğu g ib i k ır ılm a ya

uğramışsa da, bu san a tç ıla r h içb ir

kom plekse kap ılm ad an se r in k an lı­

lık la ken d i ta r ih le r in e ilişk in k o n u ­

la rı an la tab ilm iş , büyük ta r ih i k iş ile ­

r in h a y a t ın ı k ıv a n ç la perdeye taşıya-

b ilm iş le rd ir. N iz am i, İb n i S in e , B i ­

n in i, N a sred d in H o c a , A l i Ş i r N e-

va i, M a th u m K u lu g ib i ilim ve k ü l­

tür ad a m la r ın ın h aya tı, K a r L e o p a r ı­

n ın Su yu , O t ra r ’ın Düşüşü, Baybars,

D ed e K o rk u t , A ta m d a n Y a d iğ a r

T o p ra k la r g ib i ü lke ta r ih le r in e eğ i­

len fi lm le r k e n d i geçm iş le rine sah ip

ç ık ıla ra k g e rçek leştirilm iş , bundan

her h an g i b ir raha ts ız lık d u yu lm a ­

m ış, üste lik s is tem atik s inem a eğ iti­

m in in g e tird iğ i üstün vas ıfla rla s in e ­

m a d ilid e h a k e tt iğ i o lg u n lu k la iş len ­

m iş, T ü rk s in em asınd ak i çoğun kari-

katiir ize ta r ih i yak laş ım yan la r ın a

uğra tılm am ıştır . Fransız Y e n i D a lg a ­

sı d a h i ö rn eğ in , A z e rb a y c a n ’d an

A r i f B a b a y e v in G ü n G e ç t i (1 9 7 2 )

ad lı film d e esin kaynağ ı o lm uştur.

S o v y e t s in em as ın ın b ir d iğer m üsbet

özelliği, s inem ada şiddet ve m üsteh ­

c e n lik u yg u lam a la rına karşı ta v ır ve

b ö y le ll ik le m an ipu lasyona, duygu is­

tism arın a yo l ve rm ey iş iyd i. Y in e de

genelde toh lum sa l ko n u la r, to p lu m ­

sa llık , b üyük ta r ih i k iş il ik le r daha

çok rağbet bulm uş, b ire y le r in k işisel

d ü n ya la r ın a pek eğ ilinm em iş , eğil-

lense d ah i to p lu m sa llığ ın do layı-

m ın d a gerçek leşm iştir.

T ü r k D ü n yas ı ve tü rk iye il iş k ile ­

rinde s in em a a lan ın d a yap ıla cak o r ­

tak ça lışm a la r ın baş ında b ir T rü lc

D ü n yas ı S in e m a B ir l iğ i kuru lm ası

g e lm ek ted ir . B ö y le k u ru la ca k b ir

b ir lik , tabe la ku ru lu şundan ile r i g i­

derek, o rtak yap ım la r ı te şv ik e tm e li,

b ir ik im a lış v e r iş in d e b u lu n m a y a

ö n ayak o lm a lı, d ağ ıtım ve sa lon iş­

le tm e c iliğ in i öngö rm eli, k o n u lu b e l­

gesel ya n ın d a belgesel, k ısa f ilm ve

c an la n d ırm a film le r i tem e lih d e fes­

t iv a lle r v e yar ışm a la r laö zen d iric i b ir

fo n ks iyo n gö rm elid ir.

T ü r k d ünya sinem ası, y e n i b ir

esende bü tünüyle b iraraya g etirild i.

T e v f ik ts m a ilo v ’un üç c i l t h a lin d e ,

M S Ü S in e m a s ı- T V En s titü s ü n d e

yay ım lad ığ ı T ü rk D ü n yas ı S in em a s ı

T a r ih i , bu ü lke s in e m a la r ın ın b aş ın ­

dan it ib a ren b ir d ö k ü m ün ü ve re rek

dev b ir referans ça lışm a o la rak göz

do ldu rm aktad ır.

Ü m r a n - A r a l ı k - 2 0 0 1 89

Page 90: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

i z l e n i m

AMERİKA MEKTUBU

H A V V A G Ü N E Y

A m e rik a n h a lk ı şu gün lerde

b e lk i de A m e r ik a n ta r ih i '

n in en k o rk u n ç fe la k e tin i

yaş ıyor: B i r an d a h a y a t ın ı k ayb ed en

b in le rce m asum insan, m ilya r la rca

d o la r e k o n o m ik zarar ve a rtık m eç ­

h u l b ir zam an kadar k ayb ed ilen gü­

v e n duygusu. A m e r ik a n h a lk ın ı d e ­

r in d e n v u ra n bu o la y ın b ire y le r in.. . r I - - 1 . r ; I - , .......I ı I • I , ..M .p O i i v U i o j i i f c . i l v C L U jfJiL İİİifc ic ilv i i t i i iv i i C L '

n ık ve d in i g rup la r ın sosyai iliş k ile r i

üzerinde ne tü r ve ne d e r in lik te b ir

e tk i b ırak acağ ın ı zam an gösterecek;

fakat şurası kes in k i, h iç b ir şey eskisi

g ib i o lm ayacak .T e rö r is t s a ld ır ın ın m eydana g e l­

d iğ i günden beri A m e r ik a n h a lk ın ın

te p k ile r in in k im le r ta rfın d an y ö n ­

le n d ir i ld ik le r i henüz aç ığa kavu şm a ­

m asına rağm en “ A fg a n is ta n ’a a tom

bom bası a tıp h a r ita d a n s ile lim ” d i­

yen le rd e n tu tu n da; “ acaba nerde ve

n a s ıl h a ta y a p tık da başım ıza bu ge l­d i? ” d iy e k e n d ile r in e i so rgu layan la ra

kad a r gen iş b ir spektrum a yay ılm ış

d u rum da tepk ile r . A k a d e m ik ç e v re ­lerde atm osfer h a liy le dah a sak in ve

d en g e li. B iz öğ renc ile r, o la y ın o ld u ­ğu ilk gün ü n öğ leden sonrasında,

H a rv a rd Ü n iv e rs ite s i lcam püsünün

iç in d e k i ta r ih i M e m o r ia l K ilis e s i’n in ö n ü n d e kısa b ir dua program ı iç in

to p lan d ık . B u bu luşm ada, İb ra h im î

g e len eğ in üç b üyük d in i o la n Y a h u ­

d ilik , H ır is t iy a n lık ve İs lam ’ın tem ­

s ilc ile r in d e n h e r b ir i ku tsa l k ita p la ­

r ın d an ö n ce o r j in a l d ild e ve a rd ın ­

dan İng ilizce ç e v ir i le r i ile b ir lik te

b irkaç d a k ik a lık k ısa aye tle r okudu ­lar. A y r ıc a İb ra h im î g e leneğ in d ış ın ­d ak i d iğer d in le r i tem silen de “ im an i

g rup lar” ad ın a da b ir dua o k u n d u .1

R e k tö r , bazı h o ca la r ve değişik d in ­

! : rc m ensup yüzlere şm , sevg in in ve se ia ın e ıin yay ılm as ı­

n ı A l l a h ’tan n iyaz eden sam im i du ­

a la ra hep b ir lik te “ a m in ” dedi.

11 E y lü l ’d en bu yana , te le v iz yo n ­

d ak i çeş itli ta rtışm a p rog ram la rın ı,

yo ru m la rı ve fo ru m la r ı iz liyo rum .

H a liy le , h e r tü rlü siyasi görüşü ve

id eo lo jiy i y an s ıtan ço k değ işik ta rtış ­

m a p rog ram ları var. O la y la r ın so­

rum lusu o la ra k m ü s lü m a n la r ı ve

ö ze llik le A ra p la r ı to p yekü n m a h ­

ku m eden ve in t ik a m a lın m a s ın ı sa­

vu n a n aşırı k im se le r o lduğu g ib i bu

durum a ge lm ede A m e r ik a ’n ın yan lış

O rtadoğu p o lit ik a s ın ın b üyük pay ı

o lduğuna d ik k a t çek en le r de var.

B ü tü n bu değ işik gö rüş le rin ifade

ed ild iğ i p ro g ram la rın arasında özel­

lik le b ir tanesi va rd ı k i g erçek ten

üzerinde çok d e rin düşünü lm esi ge­

reken b ir p rogram dı.

14 E y lü l akşam ı te lev izyon k an a ­

l ın ın yay ın la d ığ ı k an a lla r ı do laş ır­

k e n rastlad ığ ım bu program bizler

iç in ço k a n la m lı m esajla r içeriyor.

C N B “ T h e 700 C lu b ” ad lı bu sohbet

p rog ram ında , A m e r ik a n h a lk ın ı sar­

san bu u lusal fe lak e t h a k k ın d a k i d ü ­

şünce le ri v e yo ru m la rı so ru lan A n n e

G ra h a m Lo tz ism in d ek i b ir bayan

yazar b a k ın n e le r d iyordu:

“ B u fe lake t b izlere T a n r ı ’n ın b ir

ih ta r ı, b ir uyarıs ıd ır. T a n r ı ’yı çok

uzun b ir za m a n d ır h a ya tım ız d a n

uzaklaştırd ık . A m e r ik a n h a lk ı o la ­

rak, T a n r ı ’y ı ya tam am en unu ttu k ya

da arada b ir h a trlad ık . G ö n ü l k ap ıla ­

r ım ız ı O ’n u n sö z le rin e kap ad ık .

T a n r ı ’ya ‘is ted iğ in kadar k ilise ve si­

nagog köşe le rinde k a l; am a sak ın so­

kağa ç ık m a , g ün lük haya tım ızda gö­

zükm e’ ded ik . ‘O k u lla rd a n , işyerle ­

r in d en ve d e v le t iş le r inden ç ık ’, de ­d ik T a n n ’ya. V e T am a , ç ık tı. B iz i b i­

ze b ırak tı.

Ç o k güç lü v e k u d re tli o lduğu k a ­

dar, O ’nu sevm eyen ve istem eyen

k im se lere k e n d in i zorla daya tm aya ­

cak kadar da in ce ve yüce gönü llü

o la n T a n r ı, sonunda, üzerim izden

rahm et ve sevg isin i çekerek , h a y a t ı­

m ızd an ç ık t ı . O ’n u unu ttuğ um uz

iç in , O da bizi u nu ttu . B e n c il, ben-

m erkezci, açgözlü ve m aterya lis t b ir

h a y a t ın iç in d e yu va la n m ay a başla­

d ık ve sonunda fe lak e tle r üzerimize

yağm aya başlad ı işte!

T e k ra r yüzümüzü T a n r ı ’ya ç e v i ­

rip , O ’n u n la o la n ilişk im iz i y e n ile ­

m ed en , y a p t ık la r ım ız a p işm a n lık

d uym adan , d iz im iz in üstüne çöküp

günah larım ıza tö vb e e tm eden bu s ı­

n a v ı ve fe lake ti aşm am ız m üm kün

d e ğ il!”A m e r ik a l ı yazarın sö y led ik le rin i

iz lerken şaşırıp k a ld ım . K u la k la r ım a in a n am ad ım doğrusu. B u sözler bana b ir ye rle rd en ço k aş ina geliyordu. H a t ır la m a m uzun zam an a lm ad ı ta ­b ii k i. B u fa c ia n ın bende çağrıştırd ı­ğı şey, T ü r k iy e ’n in k o rk u n ç deprem fac ias ına yö n e lik benzer yo rum lard ı. T ü r k iy e ’de in san la r bu d üşünce le r in i ifade e tt ik le r i iç in h ü k üm g iye b ili­yor, h ap is le re a tılab iliyo rd u ; fakat burada özgürce d ile ge tirileb iliyo rd u .

Bu felaket bizlere Tam ın ın bir ihtarı, bir uyarısıdır. Tanrıyı çok uzun bir zamandır bayatımızdan uzaklaş tırdık. Amerikan halkı olarak, Tanrı’yı ya tamamen unuttuk ya da arada bir hatrladık.

9 0 Ü m r a n - A r a l ı k .2 0 0 1

Page 91: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

AMHRİKA MEKTUBU / GÜNEY

B a y a n yazar şöyle d evam ed iyo rd u sözlerine:

“ T e k ra r d in e dön m eliy iz . B aşka

ku rtu lu ş yo lu yok. İşte an cak o za­

m an, başım ıza g e len bu u lusal fe la ­

ke t, h a lk ım ız d a ru h i b ir d iriliş e , u ya­

n ışa, T a n r ı’ya dönüşe ves ile o la b ilir

ve işte a n ca k o zam an fe lak e t n im e ­

te d ö n ü şe b ilir. B u n u başarm ak b izim

e lim iz d e .”D iğ e r ko n u şm ac ıla r da yazarın

bu sö z le rin e k a t ıld ık la r ın ı b e lirte n benzer şe y le r sö y led ile r. İç le rin d e n b ir in in d ed iğ i g ib i “ A m e rik a n h a lk ı­n ın ü z e rin e çö k e n ila h i gazab ın k a lkm ası iç in e lle r in i ve k a lp le rin i a r ın d ırm a la rı ve dua e tm e le ri” gere­k iyo rd u . H a t ta te le v iz y o n k a n a lı

önüm üzdek i h a fta y ı, “ yen id e n m a­n e v i b ir d ir iliş ” iç in “ D u a H a fta s ı” o la rak ila n e ttiğ in i a ç ık la d ı ve A m e ­

rik a n h a lk ın ı to p yekü n bu h a ftaya c a n ı g ö n ü ld en k a tılm a y a d ave t e tti.

Z ih n im d e b ir anda y ığ ın la soru

ü şüşü verm işti: B u in san la r bu kadar rah a t ve “ pervas ızca” d in i d üşünce­le r in i ifad e e tm ek ten n as ıl o lu yo r da ç e k in m iy o rla rd ı? H e m b u n la ra bu g ü ven i v e özgürlüğü ve ren ve hem de d iğ e rle rin i, bu söz leri h e r n e k a ­dar b eğenm eseler ve h a tta “ saçm a”

veya “ te h lik e li” b u lsa la r da, saygı duym ak zorunda b ırak an şey n e yd i?

B e n im le beraber p rogram ı iz le ­yen A m e r ik a lı arkadaşım da b en im şaşırm am a şaş ırm ıştı! O n u n iç in o kadar d o ğ a l ve s ırad an b ir o la yd ı k i! “ H e r o la y ın b ir ço k yönü v a r” d iyo r­du arkad aşım , “ ve o la y ı n as ıl gördü ­ğün o n a n e red en b ak tığ ın a b ağ lıd ır. N a s ıl k i, bu k o rk u n ç o la y h ak k ın d a siyas i, sosyal, p s ik o lo jik vesa ire her tü rlü yo ru m y a p ılıy o r, fik ir le r v e gö­rüşler ile r i sü rü lüyo rsa, d in i yo rum ­la rın da yap ılm a s ı p ek a la doğal. D in ­dar o lm a y a n k im se le rin o la y la rı k e n ­d i a ç ıla r ın d a n okum a ve görüş beyan etm e h a k la r ı o lduğu kadar, d in d a r in s a n la rın da va r. B u n d a şaşılacak b ir şey yo k . B iz i anayasam ız ın k o ru ­duğu ve g a ra n ti a ltın a a ld ığ ı h a k la r­d ır b u n la r.”

A s lın d a b ilm ed iğ im şeyle r d e ğ il­

d i bun la r. D ü şü n ce , in a n ç ve ifade ö z g ü rlü k le r in in A m e r ik a n h u kuk sistem ind e k o ru n an s iyasa l h ak la r a rasınd a as lan p ay ın a sah ip o lduğu­nu ve bu ö zg ü rlü k le rin h ak im le rin a le y h in e hüküm ve rm eye en az m e­y ill i o ld u k la rı ö zg ürlük ler o lduğunu geçen y ıl a ld ığ ım A n a ya sa H u kuku d ers in d en ve in ce le d iğ im o n la rca

d ava ö rn eğ in d en b iliyo rd u m b ilm e ­sin e am a g e lg e ld im k i ü lkem de ya ­

şad ığ ım ve gördüğüm , henüz h a fı­zam da taptaze o la n b ir ta k ım a c ı re ­a lite le r va rd ı k i, bu kad a r gen iş ve to le ra n s lı b ir “ özgürlük” a n la y ış ın ı

k avram a ve an lam am d a h a la bana zam an zam an z o rlu k la r yaşatıyo rd u .

A n a yasa H u k u k hocam ız , P ro f Law re n ce T r ib e -ki k e n d is i A m e ri­k a ’n ın en yüksek ve en se çk in an a ­yasa h u kuk o to r ite le rin d e n b iris i ve g eçen sene Y ü ksek M a h k e m e ’de gö­rü le n ta r ih i B u sh ve G o re d avasın d a A l- G o ıe ’ın a v u k a tlığ ın ı yap an b ir hukukçudur- in a n ç ve d in özgürlü­ğünden b ah se ttiğ i b ir derste , m eta­fiz ik ko n u la rd a n e y in doğru ve n e y in ya n lış o ld uğ una d a ir m ah k em e le rin h ü küm verm e y e tk ile r in in o lm ad ı­ğ ın d an bahsetm iş ve h a tta ve rd iğ i b ir ö rn ek te , p ara k a rş ılığ ı ru h la rd an h ab er g e tird iğ in i id d ia ed en b ir m ed­yum un ifade özgürlüğünün , “ in san ­la r ı a ld a tıy o r" z a n n ıy la k ıs ırlan am a ­ya cağ ın ı sö y lem işti. Ç o k aş in a o ld u ­ğum ve şu u ra ltım a nerd eyse kaz ınan b ir argüm an g ayri ih t iy a r i ağzım dan fır la y ıv e rd i h o caya so ru şek lin d e : “ P e k i am a” d ed im h a y re tle “ bu, in ­sa n la rın d in i d u yg u la rın ı söm ürm ek o lm u yo r m u?” B u sefer şaşırm a sırası h o cad ayd ı: “ D in i d u yg u la rı söm ür­

m ek m i? B iz im h u kuk sistem im izde b ö yle b ir k avram yok. H a n g i d in i a r­gü m an ın g e rçek ten d in i ve hengisi- n in d in i o lm ad ığ ın a , d in i o to rite o l­m ayan h a k im le r n as ıl ve h an g i y e t­k iy le k a ra r v e re b ilir le r? H a n g i k r ite r ve h an g i m ercek le ? S e n in ‘söm ürü ’ o la rak gördüğünü p eka la b ir başkası ‘ku rtu lu ş re çe te s i’ o la rak g ö reb ilir.

B u y ak la ş ım ın arkasınd a ya tan

fee lse feyi h ocam ız k ısaca şöyle özet­lem işti: “ Ö zgür fik ir pazarında h e r­kesin e ş it b ir şek ild e m a lın ı arz etm e

h ak k ı va rd ır. İn sa n la r da o rtad a ser­g ile n e n fik ir le rd e n is te d ik le rin i se­çe rle r. B eğ en m ed iğ in b ir görüş va rsa ve in sa n la rı o görüşten u z ak laştır­m ak is tiyo rsan , b unu , an cak ve a n ­cak karş ı a rg ü m an la r ü re te rek ve f ik ­r i b ir m ücad e le ve ik n a yo lu n u k u l­

lan a rak in s a n la rı k en d i “ d o ğ ru la r ı­na ik n a e d e b ilirs in , o görüşü yasak ­la y ıp in san la ra ta n ın a n fa k ir ve k ıs ır b ir f ik ir d ü n yas ı ya ra ta rak d e ğ il.”

B e n b u n la rı düşünü rken a rkad a ­

şım bu arada k an a l d eğ iştirm iş ve önüm üzde m ü th iş b ir duygusal m an ­zara b e lirm iş ti: G e n ç- yaş lı, kadın-er- kelc b in le rce A m e r ik a lı e lle r in i göğe doğru k a ld ırm ış ve h ıç k ır ık la r la ağ­layarak h ayk ırıyo rd u : “ E y T a n rım ız ! E y E fen d im iz ! S a n a tö vb e ed iyoruz. M ille tim iz a d ın a Se n d e n özür d iliy o ­ruz. N e o lu r tö vb em iz i kab u l e t, b izi bağ ışla ve b iz i ra h m e tin le k u şa t!” ■

1. Amerika’da, Yahudilik, Hıristiyanlı ve İslam dinlerinden “tbrahimî dinler” veya "İbrahim! gelenekler” (ehl-i Kitap, peo­ple of book) diye bahsedilirken, diğer Uzak Doğu veya New Age dinlerine ise “imani gelenekler” veya "imani gruplar" (ehl-i iman, people of faith) deniyor.

Ümran - Aralık •2001 91

Page 92: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

ti • i m ıı I a r

Ö Ğ Ü T L E R

E R T U Ğ R U L B A V R A M O Ö L U

E ğ e r k e re m a ğ a c ın d a n ye m e k

is te rse n y a p tığ ın iy il ik le r i başa

k a k a ra k o n u n k ö k ü n e te s te re v u r ­

m a ...

İk i k iş i boş ye re m ih n e t ç e k ti;

b o şu n a ç a lış t ı; b ir is i k a z a n ıp ye m e ­

ye n , ö te k is i d e ilim ö ğ re n ip ilm iy le

a m e l e tm e y e n . İlim d in i b e s le m e k

iç in d ir , yo k sa d ü n y a y ı ve m e k iç in

u c ğ ü ü ü . i i e ı k i m i .a k v a y ı , i lm i ,

zühd ü sa ta rsa b ir h a rm a n ı m e yd a ­

n a g e t ird ik te n so n ra o n u ta m a m e n

y a k m ış g ib i o lu r...

G ü n a h ta n k a ç ın m a y a n a lim

e lin d e m eşa le tu ta n k ö re benzer.

H a lk a y o lu g ö s te rir fa k a t k e n d is i

görm ez. İl im o k u yu p d a am e l e t ­

m e ye n k im se ç if t sü rü p d e to h u m

e k m e ye n k im se ye b en zer...

K ö tü h u y lu k im se k e n d i k ö tü

h u y u n u n e lin d e e s ir id ir . N e re y e

g itse o fe n a h u y u n p e n ç e s in d e n v e

d e rd in d e n k u rtu la m a z ...

Y ü ze k a rş ı m e th e d e n le ıin söz­

le r in d e n m ağ ru r o lm a . A h m a ğ a

m e th ü sen a h o ş g e lir . O k e s ilm iş

k o yu n a benzer. B a c a ğ ın d a n üfü-

riirs e n sem iz g ö rü n ü r...

C a h il iç in su sm ak tan d ah a iy i

b ir şey y o k tu r. İç s iz c e v iz i h a f if liğ i,

in sa n o ğ lu n u d ili r its v a ed er. E y c a ­

h il k iş i h a y v a n la r se n d e n söz ö ğ re ­

n em ez le r. S e n ç a lış o n la rd a n sü k u ­

tu ö ğ re n ...

A s la n a p e n çe , k ılıc a yu m ru k

v u rm a k a k ıll ıla r ın iş i d e ğ ild ir. B ir

z a y ıf b ir k u v v e tliy e y iğ it lik ta s la rsa

k e n d is in in h e la k i h u su su n d a k e n d i

d ü şm a n ın a y a rd ım c ı o lm u ş o lu r.

G e v ş e k k o llu k iş in in d e m ir p e n ç e ­

l i k im se ile p e n çe le şm e s i c e h a le t

e se r id ir...

O k ç u , o k a tm a k iç in s a b ır lı o l­

m a lıd ır . Ç ü n k ü y a y d a n ç ık a n o k

g e ri ge lm ez ...

H ü n e r in va rsa gö ster. A s lın ı,

so yu n u b ıra k . G ü l d ik e n d e n , İb ra ­

h im azerden o lm u ştu r. A lim A t t a r

ta b a k a s ın a b en zer; sesi ç ık m az fa ­

k a t h ü n e r in i g ö s te rir; c a h il d a v u l

g ib id ir , ö te r g ü m le r fa k a t iç i b oş­

tu r. K u v v e ts iz f ik ir h ile v e e fsu n ­

d u r. A k ı l v e te d b irs iz k u v v e t ise

c e h a le t t ir , d e lilik t ir .. .

İn s a n a e v v e la a k ıl, f ik ir te d b ir;

so n ra s a lta n a t la z ım g e lir . Ç ü n k ü

c a h ilin s a lta n a tı/ d e v le t i C e n a b - ı

H a k ile c e n k iç in a le tt ir .

Bostan ve G ü lis ta n ’d an

Padişaha Yaranmak için

I I . M u rad zam an ın d a b ir gün u lu fe

d a ğ ıtıld ık ta n son ra huzura g e len sad­

razam “ h ü n k a rım , leşker-i H ü m a yu ­

n a u lu fe s in i d a ğ ıttık . L â k in b ir m ik ­

ta r akçe a rttı. Ferm an - ı H ü m a yu n u ­

nuz o lu rsa ih t iy a t akçe o la rak hazi-

n e- i hassaya k o yu p s a k la y a lım "

d e y in ce I I . M u rad “ B e n im vez irim ,

h e r zam an u lu fe d a ğ ıtılırk e n akçe zi­

yade gelm ez, artm az ik e n bu sefer zi­

yade g e lm es in in ve a rtm as ın ın sebe­

b i n e d ir? Z a h ir de fte rd arım ız bize ya ­

ran m ak iç in fazla akçe top lam ış, h â ­

z inede fazla ak ça to p lan m ış tır. P a d i­

şaha ya ran m ak iç in h a lk a tazyik ed ip

zu lm ed en , h a lk ın m a lın ı e lin d e n

a la n defte rd ar b ize gerekm ez” d iye ­

ce k d e fte rd a rı az le tm iştir.

İnsanların üzerine öyle za­manlar gelecek ki, o vak­tin iyi insanı, iyiyi emret­meyen, kötüyü de yasakla­mayan kimse olacaktır. İnsanlar böylesinin gıya­bında diyecekler ki “Biz ondan hayırdan başka bir şey görmedik”

H z Ö m e r

92 Ümran-Aralık •2001

Page 93: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YANSIMALAR I BAYRAMOGLU

GECE ‘KTJLÜB’Ü- EKMEK ‘KULÜB’ESİ

L a le D e v ri O sm a n lı ta rih in d e lüks

ve ih tişa m ın doruğa ç ık tığ ı b ir dö-

n e m o la ra k b ilin ir- K ışırusaraylarda ya p ıla n h e lv a so h b e tle ri, yaz ın Şada-

bad ve G ö k su e ğ le n ce le ri, İs ta n ­

b u l’un ç e ş it li y e r le r in i sü s leyen

k ö şk le ri ve la le b a h çe le ri bu d ö n e ­

m in eğ lence k ü ltü rü n ü gözler önüne serer. Y ö n e tic i ta b a k a n ın yö n e lim i,

ta b ii o la rak h a lk ı da e tk ile m iş ve

yö n le n d irm iş ti. L a le D e v r i bizde ge­

n e ld e N e d im ’in ş iir le r i ile b ilin ir .

N e d im ’in ş iir le r i bize o d ö n em in eğ­le n ce y e rle rin i G ö k su ’yu , Sad ab ad ’ı,

la le b a h çe le rin i, sa ra y la rı a n la tır:

Bak sitânbıtl’un jtı sadâbâd-ı nev bürryânma

A demin canlar katar âb-ıı hevâs-ı cânına

Ey sah â gördün mü mislin bunca demdir âlemin Püst-i pâ urmaktasm İrân'tna Turân'ma

Ey felek insaf ey mihr-i cihan- ârâ âmân

Bir nâziri var isen söylen konulsun yanına

(İs ta n b u l’u n şu y e n i y a p ıla n sa-

dabâd köşküne bak . Su yu ve h avas ı

in sa n ın c a n ın a can katm ad a.

E y sabah y e li, b u n ca zam and ır

d ü n ya n ın İr a n ’ın d a T u ra n ’ın d a ta ­

b an tep tin . B u n u n b ir e ş in i daha

gördün m ü?E y gök kubbesi, ey d ü n yay ı süs­

le y e n güneş, in sa f ed in , b ir eşi daha

va rsa söy lesin , yan m a k o n u lsu n da

g ö re lim )

N e d im d iğ er b ir kasidesinde de

İs ta n b u l’u şö y le a n la tır :

Herkes erişir anda murâdına anm çün

Dergahları melce-i erbâb-ı recâdırKâlâyi ma’ârif satılır sûklanndaBâzâr-ı hüner mâden-i ilm-i ulemâdır.(H e rk e s o rada d ile ğ in e e riş ir. B u

yüzden b ü tü n k a p ıla r istek sa h ip le ri­

n in sığm ağ ıd ır.

Ç a rş ıla r ın d a d e ğ e rli k ü ltü r ve

b ilg i ku m aşla rı s a tılır . B u şeh ir h ü ­

n er pazarı, b ilim ve b ilg in le r o cağ ı­

d ır ) der.N e d im b ir ş iir in d e de

Yeniden eski Muhabbetleri tecdit edelim Gel beram kâ ’ hilaline bize..iy d edelim— ■

d em ekted ir. T a b i k i N e d im ’in ta sv ir

e ttiğ i bu d ünya va rd ı. N e d im bu

d ü n yay ı yaşam ış, sevm iş ve m ısra la rı

ile günüm üze k ad a r u la ş tırm ış tır . A ca b a d ö n em in İs ta n b u l’u N e d i­

m ’in ta sv ir e ttiğ i Is tan b u lm u d u r sa­dece. İn sa n la r h e r is teğ in e u la şa b ili­

yo r, m u tlu lu k ve re fah iç in d e m i y a ­

ş ıyo rla rd ı. H a y a t o n la r iç in N e d i­

m ’in sö y led iğ i g ib i ıyd (b ayram )m iy-

d i. B u n u n c e va b ın ı a yn ı d ö n em in

şa irle rin d e n M e lik ü ’ş Ş u a râ O sm an zade T â ib ’in k a le m in d e n o k u ya lım :

Etme ahvâl-i halkı istifsâr Nakl idersem keder verir zirâ

Çıkdı âteş bahâsına heyzüm Satılur dirhem ile 'ûd- âsâ

Yâ kömür şöyle kim gubân dahi Tûtya oldu dîdeye hâlâ

Revgan-i dil erimede şeb ü rûz M u m deyıt şem’a-veş yantıp fııkarâ

Ser-i dervişde bir küleh görse Bal kaba&ı sanub kabar gurebâ

Cümle eşya bahâdadır şimdi Sirkeden gayrı yok rahîz aslâ

Koltuğunda somun sanup sevinir Bir fakir olsa müptelâ-yı vebâ

Her taraftan zahire gelmelide Pür sefâin ile leb-i deryâ

Yok mahâzinde yer ayak basacak Öyle memlıi zehâyir ü eşyâ

(H a lk ın du rum unu sorm a, a n la ­tırsam üzücü o la ca k tır.

K u ru odun , ateş p ah asın a ç ık t ı,

öd ağacı g ib i d irh e m le sa tılıy o r.

Y a k ö m ür? Ş ö y le k i, tozu b ile h a ­

la gözlere sürm e o lm ak ta devam e d i­

yor.

Y o k su lla r, m um d iye y a n d ık la rı

iç in gece, gündüz g ö n ü l yağ la rı e r i­

m ekted ir.

G a r ip le r , d e rv iş le rin başında b ir

k ü lah görse, b a lkab ağ ı sanarak k a ­

parlar.

B ü tü n eşya ş im d i p ah a lan d ı. S ir ­

keden başka ucuz şey asla yok

V e b a h as ta lığ ın a tu tu la n b ir y o k ­sul, ko ltu ğ u n u n a ltın d a k i ş iş liğ i gö ­

rünce, san k i som un va rm ış g ib i s e v i­.

n ır...

H e r ta ra ftan zahire g e liyo r. L i ­

m an la r g e m ile rle do lu

M ah zen le rd e ayak basacak ye r

yok , eşya ve y iy e ce k le rle o kadar do ­

lu ...)

H a lk ın ö n e m li b ir kesim i a ç lık ­

tan k ır ılm a n o k ta s ın a g e lm işk en ,

kü çü k b ir kesim iç in h aya t g erçek ­

ten bayram ye ri g ib id ir. N e d im ’in

a n la ttığ ı d ü n ya az ın lığ ın d ü n yas ı,

O sm anzâde T â ib ’in a n la ttığ ı ise fu ­

kara ço ğ u n lu ğ u n d ü n yas ıd ır.

G ünüm üze n e kad ar benziyo r d e ­

ğ il m i? G ünüm üzd e de in sa n la rın ik i

çeşit kuyruğa g ird ik le rin i görüyoruz.

K u y ru k la rın b ir ‘gece k u liib ’le r in in

önünde uzarken d iğ e ri h a lk ‘ekm ek

k u lü b ’e le r in in ö n ü n d e uzuyor.

U m raıı-A ralık-2001 93

Page 94: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

fc i l a p

TANZİMAT VE MEŞRUTİYETİN BİRİKİMİ

Ö M E R M . Y A M A N - Z A F E R Ö Z D E M İR

Ü lk e m iz d e , k a y n a k e se r ü r e t im i'

tü k e t im i n o k ta s ın d a c id d i s ık ın ­

t ı la r ın v a ro ld u ğ u n u , n it e l ik l i v e

h a c im li a k a d e m ik ç a lış m a la r ın

o k u r ta ra f ın d a n g e re k e n te v e c c ü ­

h ü ç o k fa z la g ö re m e d iğ in i b i l­

m e k te y iz . L â k in b ir to p lu m u n

k e n d i t a r ih in i v e b ir ik im in i yaz ıp

a k ta ra b ilm e s i v e s a ğ lık lı değer-

j^ p j r m p !0 Y0 - !. fı«r •! !?ı • ’ n

to p lu m u n n e k a d a r k e n d in i v e d e

im k a n la r ın ı ta n ıd ığ ı ile d o ğ ru

o r a n t ılıd ır . T ü r k iy e ’d e ü z e rin d e

ç o k ç a s p e k ü la s y o n y a p ıla n v e h e r

id e o lo jik k e s im in k e n d i p e rs p e k ­

t if in e g ö re y o ru m la d ığ ı b e lli d ö ­

n e m le r v a rd ır . Y a ş a n a n ya d a y a ­

şa n m ış ta r ih i a lg ıla m a n o k ta s ın ­

d a ta ra fs ız k a la b ilm e k e lb e t te

m ü m k ü n d e ğ ild ir . F a k a t o lm a s ı

g e re k e n ise g e r ç e k le r in n e s n e llik

b o y u tu n u n k a ç ır ılm a m a s ıd ır . İ le ­

t iş im Y a y ın la r ı d a , g e r ç e k te n

T ü r k iy e ’d e e s a s lı b ir ş e k ild e y o k ­

lu ğ u n u h is s e tt iğ im iz b ir y e n i k i-

ta p / a n s ik lo p e d i ç a lış m a s ın a g ir iş ­

m iş . Y o ğ u n b ir h a z ır lık a şa m a s ı­

n ın ü rü n ü o la ra k p la n la n d ığ ı g ö ­

z ü k e n p ro je d o k u z c ilt t e n m ü te ­

ş e k k il. (T a n z im a t v e M e ş ru t iy e ­

t in B ir ik im i: M e h m e t O . A lk a n ,

K e m a liz m : A h m e t İn s e l, B a t ıc ı­

lık : U y g u r K o c a b a ş o ğ lu , M il l iy e t ­

ç il ik : T a n ıl B o ra , M u h a fa z a k a r ­

lık : A h m e t Ç iğ d e m , İs la m c ılık :

Y a s in A k t a y , L ib e ra liz m : M u s ta fa

E rd o ğ a n , S o l D ü ş ü n c e : M u r a t

G ü lt e k in g il, D ö n e m le r v e K a r a k ­

te r is t ik le r : Ö m e r L a ç in e r . ) M o ­

d e rn T ü r k iy e ’d e s iy a s i d ü şü n ce

b ü tü n lü ğ ü o la n b ir e d is y o n ş e k ­

lin d e h a z ır la n m ış . B u n u n la b e ra ­

b e r, e d is y o n u n h e r c ild i, b ağ ım sız

b ir k ita p o la ra k y a r a r la n ıla c a k şe ­

k ild e p la n la n m ış . İ lk c ild i o la n

t ııınhuıiyrlV Dmvdcıı DüŞUikt Miııısı

lanzimat ve Meşrutiyetin

Birikimi

I I r I I ı t i»

T a n z im a t v e M e ş ru t iy e t B ir ik im i

O s m a n lı’n ın s o n d ö n e m in d e n

C u m h u r iy e t ’e d e v re d e n s iy a s a l

d ü ş ü n c e m ira s ın a d a ir b ir p o r tre ­

y i s u n u y o r b iz le re . C il t t e k i m a ­

k a le le r in h e r b ir i k o n u s u n d a uz­

m a n la ş m ış v e h e p im iz in y a lc ın ­

d a n ta n ıd ığ ı - Ş e r if M a r d in ’d e n ,

C e m a l K a fa d a r ’a , İs m a il K a -

ra ’d a n , Ilb e r O r t a y lı ’y a v e G ö k ­

h a n Ç e t in s a y a ’ya- k a d a r ç o k s a ­

y ıd a y e tk in e s k i v e y e n i k u şa k

a k a d e m is y e n - a ra ş t ırm a c ı ta r a f ın ­

d a n k a le m e a lın m ış .

“ T ü r k iy e ’n in d ü şü n ce h a y a t ı

a ç ıs ın d a n te m e l ih t iy a ç , m o d e rn ­

le şm e t a r ih in i g ü n c e l s iy a s a l h a ­

r e k e t le r in v e g ü n lü k s iy a s a l re k a ­

b e t le r in m e ş ru la ş t ırm a a m a c ı o l­

m a k ta n ç ık a rm a k t ır . B u , O s m a n ­

l ı ’n ın ta r ih s e l b ir ik im in i k a v ra ­

m a n ın , m o d e rn to p lu m s a l s iy a s a l

y a p ıla r ı d o ğ ru a n la m a k a ç ıs ın d a n

d a va z g e ç ilm e z o ld u ğ u n u u n u t ­

m a y ı, ö te y a n d a n b u v a z g e ç il­

m e z liğ i O s m a n lı- C u m h u r iy e t ku-

tu p s a llığ ı (y a d a ‘y a r ış t ırm a s ın a ’)

ta ş ım a k g ib i b ir a n a k ro n iz m a y a

d ü şm e m e y i g e r e k t ir ir .”

C d r K ir v a r ı r l a r ı T n r l r i v p ’d p :ı ........... • 1 r ~ - -

y a s a l d ü ş ü n c e o lu ş u m la r ın ın to ­

h u m la r ıy la i lg i l i ta tm in k a r b ir

ç e rç e v e ç iz e rk e n , a y n ı z a m a n d a

O s m a n lı ile C u m h u r iy e t d ö n e m ­

le r i a ra s ın d a k i g eç iş/k o p u ş s ü re c i­

n i d e g ö z le r ö n ü n e s e r iy o r .

P r o je n in ik in c i k it a b ı o la n

K e m a liz m d e y a y ın la n d ı. M o d e m

T ü r k iy e ’d e S iy a s i D ü ş ü n c e ’d e n

so n b ir n o t o la ra k , h e r c i l t so ­

n u n d a k o n u n u n m e ra k lıs ın a g e ­

n iş b ir k a y n a k ç a s u n u lu y o r v e a y ­

n ı z a m a n d a iş le n ile n d ö n e m e a it

t a r ih i d e ğ e rd e b e lg e , o r ijin a l m e ­

t in v e g ö rse l m a lz e m e s u n u lu y o r.

S e b ilü rre şa d D e rg is i E k se n in d e

Din Siyaset ve Laiklik

O s m a n lı s o n d ö n e m in d e ; m e v ­

c u t g id iş a t ı d e ğ iş t ir ip d e v le t- i a l i ­

y i e sk i g ü cü v e k u d re tin e k a v u ş ­

tu rm a k a d ın a b ir ç o k fa r k lı gö rüş

o r ta y a a t ılm ış t ır . G a r p ç ıl ık , M i l ­

liy e t ç i l ik , İs la m c ılık d iy e e n ge-

94 Umran-Arahk *2001

Page 95: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

TANZİMATIN VE MEŞRUTİYETİN BİRİMİ / YAMAN-ÖZDEMİR

Fahrettin GUn

*-« b 11 İ 1 ,r V _ C j ıa ı» l t t ı n l ı l e--, Çok Partili Hayata Geçerken «.

İslamcılara Göre

Din-Siyaset ve Lâiklik----- t (wall Kil*.— ------

nel manada tanımlanan her bir

düşünce akımı, kendisini yaptığı

yayınlarla gerek devlet yönetim i­

ne gerekse ahaliye sunmuştur.

Özelde “İslamcılık” diye tanım la­

nan fikriyat II. Meşrutiyet’in ge­

tirdiği kısmi özgürlük ortamında

kendisini o günün önemli İslam

düşünürleri ve siyasileri tarafın­

dan çeşitli dergilerle geliştirmiş­

tir. “Sırat-ı Müstakim - Sebili'ır-

reşad”, “Beyanü’l-Hak”, “İslam”

ve “M ahfil” adlı dergiler bunların

bazılarıdır.

Sırat-ı Müstakim - Sebilüıre-

şad ise bu dergiler arasında ayrı­

calıklı bir yere sahiptir. 1908 yı­

lında Ebu’l-Ulâ Zeyn’el-Abidin

ve Eşref Edip tarafından kurulan

dergi, M. Akif Ersoy’dan, İzmirli

İsmail Hakkı’ya, Babanzade A h ­

met Naim’den M. Şem settin Gü-

naltay’a, Ağaoğlu A h m et’ten

Aksekili Ahmet Hamdi ve daha

nice önemli şahsiyete söz söyle­

me imkanı sunmuştur. 1925 yılı­

na kadar yayınını sürdüren Sebi-

lürreşad, Şark isyanı bahane edi­

lerek susturulmuştur. Uzunca bir aradan sonra 1948 yılında tekrar Eşref Edip tarafından yayınlan­maya başlamış ve Türkiye’nin en sıkıntılı ve tartışmalı döneminde 1954’de kadar yayınını sürdür­müştür. Fahrettin Gün ise bize

bu çalışmasında 1948-54 arası Sebilürreşad ve onun çevresin­deki “islamcılarTn; çok partili hayata geçişten, demokrasinin değerlendirilmesi, siyasi partile­rin ne’liğinden laiklik tartışma­larına kadar birçok konuda gö­rüşlerini dergi bağlamında bir değerlendirmeye tabi tutmuş.

GANDHIKılıçsız Savaşçı

Toplumlartn tarihinde belli dö­nüm noktaları vardır. Bu nokta­lar, ancak toplumun yeniden in­şası ve yapılandırılmasının müm­kün yollarını arama arzusuyla açığa çıkar. Bir de insanlığın ka­derini derinden etkileyen ‘öncü’ şahsiyetler vardır, gerçekten mü­cadelesine inanmış, sonuna ka­dar onun takipçisi olan ve her türlü zorluğa karşı direniş sergile- yen-ödün vermeyen ‘öncüler’... Bu öncü şahsiyetlerden biri de hepimizin en azından ismini duy­duğu ‘kılıçsız savaşçı’ Gandhi’dir. Hindistan’da, ismi önemsiz bir belde de, kara kuru vücuduyla, hayatı boyunca hep kısa kalacak boyuyla, başından uçup kaçacak­mış gibi duran kulaklarıyla, kıv­rak zekası ve yılmaz yüreğiyle bir adam dünyaya gelir. Ve bu ada­mın hayatı genç yaşta evlenme­sinden, İngiltere’de hukuk tahsili

EDÇBfYAT SERİM

Kı lı ç B ı z S a v a ş ç ı

J . E A T O N

41»PINAR TAYINLARI

almasına, yolculuk yaptığı tren­lerde birinci mevkiliden defaatle kovulmasına, bulunduğu her me­kanda ısrarla haksızlığa karşı ko- yuşuna, beklenmedik bir anda af­rikalıların, sonra da tüm Hindis­tan’ın hem saygı, hem de sevgisi­ni kazanıp “Mahatma” ( yüce ruh) diye çağrılmaya, çıkrıkta yün eğirip elbise yapmasına ve binlerce insanı peşisıra sürükle­yip denizden tuz çıkartana kadar ve nihayet İngiliz imparatorluğu­na yaşadığı müddetçe tek başına karşı koyup yine bir radikal hint­li tarafından öldüıülünceye kadar dehşetli, tahammülü zor, ama yıl­madan ama bıkmadan ve usan­madan bir büyük mücadele ver­miştir.

“Kılıçsız Savaşçı-Gandhi” is­mindeki bu otobiyografig roman zorlu bir davanın takipçisi, beş- yüz milyonluk coğrafyaya tekrar hayat veren ve işgalcileri ülkele­rinden çıkartma bilinci aşılayan “tek adam”ı, Gahdhi’yi keyifle okuyabilecek bir tarzda bizlere tanıtıyor

Ümran-Aralık -2001 95

Page 96: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

Hz. Peygamberin— S e riy y e le ri W ill y l L a n İ a r —

Allah Rasulünün 23 yıllık Kur’an-i mücadelesi birçok farklı açıdan akademik araştırmalara ko­nu olmuştur. Özellikle peygamberin son on yıl­lık medine dönemi İslam toplumunun devlet­leşmesi ve diğer ülkelerle de askeri, siyasi, eko­nomik bağlar kurup geliştirmesi açısından dik­katle incelenmiştir. Serdar Özdemir ise Allah Rasulünün savaşlarıyla ilgili olarak “seriyyeleri” bir muhasebeye tabi tutuyor. Bu konuda günü­müze değin geniş kapsamlı bir eserin kaleme alınmamış olması konunun ehemmiyetini de pekiştiriyor. Kitabın birinci bölümünde; Hz. Peygamberin Kureyş kervanlarına karşı seriyye­leri iktisadi ve sosyal açıdan değerlendirilirken, uçuncu boiumde ise asken ve sıyası yönetimin başarısının temelini teşkil eden, istihbarat seriy- yelerini ve bunlardan biraz daha farklı olan ke­şif ve öncü birlikleri ele alınıyor. Dördüncü ve son bölümde ise, “özel güvenlik seriyyeleri baş­lığı altında peygamber seriyyeleri değerlendiril­miş. Hz. Peygamberin askeri ve siyasi başarıları­nı makul bir değerlendirmeye tabii tutmamız beraberinde 23 yıllık mücadelenin son on yılını bütünü itibariyle daha iyi anlamamıza vesile olacaktır. ■

H / . Pe\ gamberirı Seri\ \ eleri

1. _Türk-İslam D üşüncesi Ü zerin e , F a h re ttin O lg uner,

Ö tü k e n , 320 s.

2. D oğudan G e le n Ses İk b a l, A b d u lk ad ir K a rah an ,

U fu k k ita p la rı, 157 s.

3. T a r ih U ğ run d a , A l i B ir in c i, D ergah , 270 s.

4. G e o rg S im m e l, W e rn e r Ju n g , A n a h ta r K ita p la r ,

158 s.

5. B ir Lü g at Bu lam ad ım , D . M e h m e t D oğan , V a d i

6. K u r’an ’a G ö re İn an çs ız lık , Yunus E k in , Iş ık , 280s.

7. Ilb e r O lta y lı ile T a r ih in S ın ır la r ın a Y o lcu lu k , Haz:

M usta fa A rm ağan , U fu k K ita p la r ı, 183 s.

8. S e la n ik , M erap i A nastass iad ov, T a r ih V a k fı, 414 s.

9. Y e n i M a n d a c ılık , R e şa t Ö zkan , Ü m it, 319 s.

1U. u s m a n lın ın so n lu z y ıit, uurm uş ııim az , Ç izg i,

267 s.

11. la n z im a t D önem i U sm a n lı M â liye s i, C oşkun Ç a ­

k ır, K ü re , 366 s.

12. Ceza Söm ürgesi, Franz K a fk a , İz, 136 s.

13. G a rd iy a n , A . T u ran O flazoğ lu , İz, 106 s.

14. T e rste n Persfektif, Po u e l F lo ren sk i, M e tis , 142 s.

15. B ilin ç a lt ın d a D e v le t, R e n e Lo u rau , A y r ın t ı, 266 s.

16. O sm an lı İm p a ıa to rlu ğ u ’n u n B a tış ı, R a if N e cd e t

K e s te lli, A rm a , 171 s.

17. Pa n - İs lam P o lit ik a la r ı, Jo c a b M . Lan d au , A n k a ,

540 s.

18. Ö ld ü ren S ır -Garih- , A b d u lla h M uradoğ lu , B ak ış,

178 s.

19. B in Lad in Efsanesi, M usta fa Ö zcan , K aşm ir, 206 s.

20. H a ya t G ib i G ü n lü k le r, M . R u h i Ş ir in , İz, 158 s.

21. K o n u lu T e fs ir M etod u , Ş a h in G ü v e n , Şu ra , 208 s.

22. İn san ve M ekan , Ş e n o l G ö k a , P ın a r, 208 s.

23. K ılıç s ız Sa vaşç ı - G A N D H I, J. E a to n , P ın a r, 294 s.

24. T a n r ı’n ın A n la m ı, R o b e rt H . K in g , İnsan , 203 s.

25. Felsefe A ra c ılığ ıy la D üşünce, C h ris H o rn e r - Em rys

W e s ta n co tt, Ph o n e ix , 303 s.

26. D em o krasi K u ra m la r ın a G ir iş , M an fre d G .

S ch m id t, V a d i, 400 s.

27. K em alizm , İle tiş im , 687 s.

96 Umrem -Aralık •2001

Page 97: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

ÜMRAN EK

YÖK RAPORU

H az ırla ya n la r:

S E Z G İN T U N Ç

C A F E R T A N R IK U L U

S E L D A K A R A K U Ş O Ğ L U

A L Î K A R A K U Ş

M A Z L U M D E R İS T A N B U L ŞU BESİ

İ ç i n d e k i l e r1. G ir iş

2. T a r ih ç e

3 . K u ru m s a l Y a p ı

1. B a şk a n

2. Y ü k se k ö ğ re tim G e n e l K u ru lu

3 . Y ü k se k ö ğ re tim Y ü rü tm e K u ru lu

4. Y ü k se k ö ğ re tim D e n e tle m e K u ru lu

5. Ö ğ re n c i S e ç m e ve

Y e r le ş tirm e M e rk e z iU n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru l

6. A ta n m ış Ü y e S o ru n u

4- H u k u k i M e v z u a t v e U y g u la m a la r

1. A n a y a s a l v e Y a s a l D ü z e n le m e le r

2. İd a r i D ü z e n le m e le r v e U y g u la m a la r

1. Ö ğ re tim e le m a n la r ı h a k k ın d a

2. Ö ğ re n c ile r h a k k ın d a

3 . B aşö rtü sü so ru n u

4- Ü n iv e rs ite y e G ir iş S ın a v ı S is te m le r i

v e Y ü k se k ö ğ re tim T e k e li

3 . K a n u n ilik İlk e s in in İh la li Y ö n e tm e lik

v e G e n e lg e le r île S u ç v e C e z a T e s is i

4 . Y Ö K ve Y a rg ı K a ra r la r ı

1. Y Ö K ’ü n A n a y a s a M a h k e m e s in i

“ Y a sa k o y u c u ” g ib i a lg ıla m a s ı so ru nu

2. Ü n iv e rs ite Ü s t Y ö n e tim le r i v e

Y Ö K K a ra r la r ı ile Y a rg ı K a ra r la r ı

A ra s ın d a k i K o n se n sü s

5 . S o n u ç

1- Giriş

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu , İh s a n D o ğ ra m a c ı b a şk an ­

lığ ın d a , 2547 s a y ılı K a n u n ile k u ru ld u ğ u 6 K a s ım

1981 ta r ih in d e n b u y a n a sü re k li ta r t ış ıla n v e g ü n ­

dem de o la n b ir k u ru m d u r. Y Ö K ’ü n , k u ru lu ş u n a k a y ­

n a k lık e d e n 2547 s a y ılı K a n u n u n h u k u k i n ite liğ i v e

u yg u la m a la rı bu ta rtış m a la r ın an a z e m in in i o lu ş tu r­

m a k ta d ır.

B ir ü lk e n in e ğ itim v e ö ğ re tim s is tem i, s iy a s i ik t i­

d a r iç in h e r zam an ö n e m li o la g e lm iş tir. S is te m in iş ­

le y iş in d e ro l a la c a k in s a n k a y n a ğ ın ın ş e k ille n d iğ i

y e r le r o la ra k e ğ itim k u ru m la n ik t id a r ın d ü z e n le m e k ­

te n , k o n tro lü a lt ın d a tu tm a k ta n va z g e çe m e d iğ i a la n ­

la rd ır. İk t id a ra m ü d a h a le de , b e ra b e rin d e e ğ itim ve

ö ğ re tim k u ru m la r ın a m ü d a h a le y i g e tirm e k te d ir. N i ­

te k im 12 E y lü l a sk e ri d a rb e s in in a rd ın d a n , 1982

A n a y a s a s ı yü rü rlü ğ e k o n m a d a n ö n ce , h e rh a n g i b ir

(te m e l ilk e a n la m ın d a ) a n a ya sa l k u ra la b a ğ ım lı o l­

m a k s ız ın Y ü k s e k ö ğ re tim K a n u n u ç ık a r ılm ış t ır .

Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u , M i l l i G ü v e n lik K o n s e y i

ta ra fın d a n , D a n ışm a M e c lis i d e v re d ış ı b ıra k ıla ra k

ç ık a r ılm ış t ır . K u r u lu n o lu ş u m u n d a a s k e ri ira d e

ö n e m li ro l o yn a m a k ta , y in e k u ru lu n b ir ü ye s i d e G e ­

n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ı k o n te n ja n ın d a n s e ç ilm e k te ­

d ir. 20 Nisan 1982 tarih v e 2653 sayılı Kanun ile

y e tk ile r i g e n iş le tilm iş o la n Y Ö K ’e , 1982 A n a yasas ı-

Umran-Aıalık -2001 1

Page 98: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

n ın 131. m a d d e s iy le “Anayasal Kurum” s ıfa tı k a ­

z a n d ırılm ış tı!:. U y g u la m a la r ı it ib a r iy le d e b ir d arb e

d ü zen i k u ru m u o la ra k Y O K , d a rb e d ü z e n in in yü k se ­

k ö ğ re tim d e k i d e v a m lılığ ın ı te m s il e tm e k te d ir. B u ro ­

lü n ü b u g ü n e k a d a r iy i o y n a d ığ ı d a a ç ık t ır .

Y O K ’ü n ta r ih s e l, p o lit ik m is y o n u n u n a n a liz v e

d e ğ e r le n d ir ilm e s i s u re tiy le k o n u n u n g ü n d em e ta ş ın ­

m ası, h a z ır la n a n bu ra p o ru n te m e l a m a c ın ı o lu ş tu r­

m a k ta d ır. Y O K ’ü n k u ru m sa l y a p ıs ın ın , Y O K m evzu ­

a t v e u y g u la m a la r ın ın ış ığ ın d a y a p ıla c a k b u an a liz d e ,

“bir sorun odağı olarak Yükseköğretim Kurulu”

e le a lın a c a k t ır . Ö ğ re n c i v e ö ğ re tim e le m a n la r ı d is ip ­

lin y ö n e tm e lik le r in e , Y Ö K g e n e lg e le r in e d a y a n ıla ­

ra k v e h a tta A n a y a s a M a h k e m e s i k a ra r la r ın a a t ıfta

b u lu n u la ra k y a p ıla n h u k u k d ış ı u yg u la m a la ra d e ğ in i­

le c e k , ö ğ re tim ü y e le r i v e ö ğ re n c ile re u yg u la n a n y a p ­

t ır ım la r a k ta r ıla c a k t ır . A y n ı u y g u la m a la rın so n u cu

o ia ıa k ü n iv e rs ite le r in b ilim s e l ve ak a d e m ik ç a lış m a ­

la rd a n uzak k u ru m la r h a lin e g e t ir iliş i g öz ler ö n ü n e

se r ilm e y e ç a lış ıla c a k t ır . D e v le t in e n fo n k s iy o n e l k u ­

ru lu la r ın d a n b ir i o la n Y Ö K e le a lın ırk e n , k u ru m u n

s istem iç in d e k i ro lü n e de d e ğ in ile c e k tir . Ç ü n k ü , b ir

“Anayasal Kurum” o la ra k Y Ö K , s is te m in z ih n iy e t i­

n i v e iş le y iş b iç im in i d o ğ ru d an y a n s ıta n k u ru m la rd a n

b ir id ir . B u iliş k iy i, 12 E y lü l A s k e r i D a rb e s in d e n so n ­

ra ç ık a r ıla n 2547 sayılı Kanun ile g ö re b ilm e k te y iz .

Y Ö K k a ra r v e u y g u la m a la rı ile d iğ e r d e v le t e rk le r i­

n in k a ra r la r ı a ra s ın d a k i p a ra le llik v e k o n sen sü s, sözü­

n ü e ttiğ im iz iliş k in in v e k u ru m u n , g e n e l m e k an iz m a ­

n ın iş le y iş in d e n e k a d a r ö n e m li b ir p o z isyo n d a o ld u ­

ğ u n u n g ö ste rg esid ir.

Y in e bu k o n sen sü sü , 12 E y lü l’d e n so n ra ik t id a ra

g e le n h ü k ü m e tle r in (tü m ü n ü n p ro g ra m la rın d a bu

k o n u d a d a h a d e m o k ra tik d ü z e n le m e le r y a p ıla c a ğ ın a

iliş k in v a a tle r o ld u ğ u h a ld e ) Y Ö K h a k k ın d a ıs la h

e d ic i d ü z en lem e y a p m a k ta b ile o ld u k ç a isteksiz d a v ­

ra n d ık la r ı, d u ru m u k a b u lle n d ik le r i ş e k lin d e g ö re b il­

m ek tey iz .

12 E y lü l a sk e ri d a rb e s in in Y ü k se k ö ğ re tim s is te m i­

m ize m ira s ı o la n Y Ö K ’ü n m e ş ru iy e ti, d a rb e d e n so n ra

k u ru la n d ü z e n in m e ş ru iy e tin e b a ğ lıd ır . D a rb e ü rü n ü

o la n m e v c u t A n a y a s a n ın m e ş ru iy e tin in s ü re k li o la ­

ra k ta r t ış ıld ığ ı ü lk em iz d e Y Ö K ’ü n d e bu m e şru iye t

so ru n u n u ta ş ıy ıp ta ş ım a d ığ ı ra p o ru n g e n e lin d e c e v a ­

b ı a ra n a n b ir so ru o la c a k tır .

Y Ö K , başta h u k u k ç e v re le r i v e k o n u n u n m u h a ta ­

b ı o la n e ğ itim v e ö ğ re tim ca m ia s ı o lm a k üzere, to p ­

lu m u n tü m k e s im le r in c e yo ğ u n e le ş t ir ile r a lm a k ta ,

h e r k u ru lu ş y ıld ö n ü m ü n d e p ro te s to la r la a n ılm a k ta ­

d ır . Sö z k o n u su g e n e l m e m n u n iy e ts iz lik h a li, bu ra ­

p o ru n h a z ır la n m a s ın ı g e re k li k ılm ış t ır . B u so ru n s a lın

h u k u k d ilin d e k i ifad e s i; g e n e ld e te m e l h a k v e özgür­

lü k le re , öze lde e ğ itim - ö ğ re tim a la n ın d a k i ö z g ü rlü k le ­

re h u k u k d ış ı m ü d a h a le le rd ir. D e m o k ra tik o lm a id d i­

as ı ta ş ıy a n h u k u k s is tem im iz d e bu id d ia ile ç e liş e n

d ü z en lem e v e u y g u la m a la ra s ık ça ra s tla m a k ta y ız .

Y Ö K de bu o lg u n u n d ış ın d a d e ğ ild ir.

“Sistem sorununun bir parçası olarak YÖK so­

runu” şe k lin d e ifa d e e d e b ile ce ğ im iz bu husus, b ir so ­

ru n yu m ağ ı h a lin d e ö n ü m ü zd e d u rm a k ta d ır v e h a z ır­

la n a n bu vapur, so ru n u te k ra r g ü n d em e ta ş ım a k la b ir ­

lik te , bu b ak ış a ç ıs ıy la ve b u ra d an h a re k e tle y a p ıla ­

c a k te s p itle r le , k ö k lü b ir çözüm e k aL k ı iç in ilg ilile re

su n u lm u ştu r.

YÖK RAPORU

2- Tarihçe

T ü rk iy e ’de, 3 1 .5 .1 9 3 3 tarih ve 2252 sayılı Ka­

nun ile yü k se k ö ğ re tim h a y a tın d a y e n i b ir d ö n em

b a ş la d ı. B u k a n u n ile , İs ta n b u l D a rü lfü n u n u v e o n a

b a ğ lı tü m k u ru lu ş la r k a ld ır ıla ra k “ İs ta n b u l Ü n iv e r s i­

te s i” k u ru ld u . B u ö n e m li y e n iliğ i, M ü h e n d is M e k te -

b i’n in 10 Mart 1944 tarih ve 4 9 1 6 sayılı Kanun ile

“ İs ta n b u l T e k n ik Ü n iv e r s ite s i” n e ç e v r ilm e s i ta k ip

e tt i.

1946 tarih ve 4 9 3 6 sayılı Üniversiteler Kanu­

nu ile ü n iv e rs ite le r y e n i b ir s ta tü ye k a v u ş tu ru ld u ; b i­

lim se l v e id a ri ö z e rk lik ta n ın d ı, ü n iv e rs ite le rd e d e ­

m o k ra tik b ir y a p ın ın o lu şm ası v e d a h a ç o k k u ru lla r ın

y e tk ili k ılın m a s ı ö n g ö rü ld ü , ü n iv e rs ite le r in g ö re v le r i

a y r ın t ılı o la ra k b e lir le n d i. B u y ılla rd a ü n iv e rs ite le r in

ö n e m se n d iğ i v e y a y g ın la ş t ır ılm a y a ç a lış ıld ığ ı g ö z len ­

m e k te d ir. 4 936 s a y ılı K a n u n 1971 y ılın a k a d a r y ü rü r­

lü k te k a ld ı.

27 M a y ıs 1960 d a rb e s i v e ç ık a r ıla n 115 v e 119 sa­

2 Ümran-Aralık .200i

Page 99: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YÖK RAPORU / MAZLUMDER

y ı l ı K a n u n la r ile , 1946’da sa ğ la n a n ö z e rk lik d u ru m u

k e s in tiy e u ğ ra tıld ık ta n so n ra , 1961 A n a y a s a s ı ile ilk

d e fa ü n iv e rs ite le r A n a y a s a l düzeyd e d ü z e n le n d i. B u ­

n a gö re ; ü n iv e rs ite le r , k e n d ile r in c e s e ç ile n y e tk ili

ö ğ re tim ü y e le r in d e n k u ru la n o rg a n la r ın y ö n e ttiğ i v e

d e n e tle d iğ i k am u tü ze l k iş ile r id ir , D e v le t e liy le ve_

y a s a y la k u ru la n ü n iv e rs ite le r in b ilim s e l v e yö n e tse l

ö z e rk liğ i v a rd ır (md. 120). A n a y a s a , ö ğ re tim ü y e le ­

r in in ü n iv e rs ite h a r ic in d e k i m a k a m la rc a g ö re v le r in ­

d e n u z a k la ş tır ıla m a y a c a k la r ın ı ö n g ö re re k , ö ğ re tim

ü y e le r in e A n a y a s a l g ü v e n ce sa ğ la d ı. Y in e ü n iv e rs ite

o rg a n la r ın a v e ö ğ re tim ü y e le r in e serb estçe y a y ın v e

a ra ş tırm a yap m a h a k k ı ta n ın d ı, ö ğ re tim ü y e le r i v e

y a rd ım c ıla r ın ın s iyas i p a r tile re ü ye o la b ile c e k le r i b e ­

lir t ild i.

Ü n iv e r s ite le r ile ilg ili bu a y r ın t ılı d ü zen lem e v e

D e v le t in y a k ın d e n e tim v e g ö z e tim i a lt ın d a o lm a k

k a y d ıy la s a ğ la n a n ö z e rk lik d ü zen i uzun ö m ü rlü o la ­

m ad ı. Ü lk e g e n e lin d e s iya s i h a re k e t liliğ in d o ru ğ a

ç ık m a s ı v e ü n iv e rs ite le r in , ö z e llik le 1968 ’d en it ib a ­

re n g e n ç lik h a re k e t le r in in e n ö n e m li m erkez i h a lin e

g e lm e s i ü z e rin e m e v c u t y a p ıd a ö n e m li d e ğ iş ik lik ve

d ü z e n le m e le re g id ild i. 12 M a r t 1971 ask e ri m ü d ah a ­

le s in in te m e l g e re k çe s i o la ra k d a ü n iv e rs ite le rd e k i

ö ğ re n c i o la y la r ı g ö s te rild i. A n a y a s a n ın 120. m ad d e ­

s in d e y a p ıla n d e ğ iş ik lik le B a k a n la r K u ru lu n a , g e re k ­

tiğ in d e ü n iv e rs ite v e y a b u n a b a ğ lı fa k ü lte , k u ru m v e

k u ru lu ş la r ın id a re s in e e l k o y m a y e tk is i ta n ın d ı,

ö z e rk lik ile ilg ili is tisn a la r g e t ir ild i, ö ğ re tim ü y e le r i

v e y a rd ım c ıla r ın ın s iyas i p a r tile re ü ye o la b ile c e k le r i­

n i b e lir te n h ü k ü m m ad d ed en ç ık a r ıld ı. A y r ıc a y e n i

b ir ü n iv e rs ite k a n u n u ç ık a r ılm a s ı ö n g ö rü ld ü .

2 0 .6 .1 9 7 3 tarihinde 1750 sayılı Üniversiteler

Kanunu çıkarıldı. B u k a n u n ç e rç e v e s in d e y a p ıla n

d ü z e n le m e le re b a k ıld ığ ın d a , m erk ez i v e te k e ld e n b ir

y ö n e tim sa ğ la n a ra k , d a h a e tk in b ir d e n e tim v e göze­

tim s is te m in in o lu ş tu ru lm a s ın a y ö n e lik y e n ilik le r in

y a p ıld ığ ı g ö rü lü r:

Y ü k se k ö ğ re tim d e b ü tü n lü ğ ü n sağ lan m ası, Y ü k s e ­

k ö ğ re tim K u ıu lu ’n u n k u ru lm a s ı, ü n iv e rs ite le r ü z e rin ­

d e D e v le t in d e n e tim ve g ö z e tim in in sağ lan m ası am a ­

c ıy la Ü n iv e r s ite D e n e tle m e K u ru lu ’n u n o lu ş tu ru lm a ­

s ı, ö ğ re tim v e ö ğ re n im ö z g ü r lü k le r in in g ü v e n lik a l­

t ın d a b u lu n d u ru lm a s ı...

Ü n iv e rs ite le r K a n u n u , 1981 y ılın a k a d a r m evzu ­

a tta k i y e r in i k o ru d u a n c a k yü k se k ö ğ re tim d e ö n g ö rü ­

le n “ b ü tü n lü k ” ta u f a n la m ıy la sa ğ la n am ad ı. B a z ı ü n i­

v e rs ite ve a k a d e m ile r k e n d i özel k a n u n la r ın a b a ğ lı

o la ra k g ö re v y a p a rk e n , M i l l i E ğ it im B a k a n lığ ın a ve

d iğ e r b a k a n lık la ra b ağ lı o la ra k g ö re v ya p a n yü k se k o ­

k u lla r d a b u lu n m a k ta y d ı. D a h a d a ö n e m lis i, ö ğ re n c i

o la y la r ın a k a rş ı a lm a n ö n le m le r de ye te rs iz g ö rü lü ­

yo rd u . Y a şa n a n s iya s i h a re k e t lilik v e to p lu m sa l o la y ­

la r ın ü n iv e rs ite le re yan s ım a s ı h a tta en g ü ç lü to p lu m ­

sa l m u h a le fe tin ü n iv e rs ite k a m p ü s le rin d e n y ü k s e lt il­

m esi v e to p lu m u n d iğ e r k e s im le r in e y a y ılm a s ı, s is te ­

m i ö n c e k ile rd e n ço k d a h a s ık ı v e e tk in ö n le m le r a l­

m aya it t i.

İş te , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n u n k u ru lm a s ın d a k i

te m e l sebep , d e n e tim v e g ö z e tim in is te n e n düzeyd e

sağ la n m a sı a m a c ıd ır. 12 E y lü l a sk e ri d a rb esi d e se le f­

le r i g ib i b ir an ö n ce yü k se k ö ğ re tim s is te m in i e ld e n

g e ç irm e y e k o yu ld u . Y e n i A n a y a s a n ın y a p ılm a s ı b e k ­

le n m e d e n M i l l i G ü v e n lik K o n s e y i ta ra fın d a n , sadece

b e ş li K o n s e y in ö n g ö rü le rin e d a y a lı Y ü k se k ö ğ re tim

K a n u n u ç ık a r ıld ı. A s k e r i y ö n e tim ta ra f ın d a n ,

04 .1 1 .1 9 8 1 tarih ve 2547 sayılı kanun ile Y ü k s e ­

k ö ğ re tim K u ru lu k u ru ld u .

Y O K u yg u la m a la rı, İh s a n D o ğ ra m a c ı, M e h m e t

S a ğ la m v e K e m a l G ü rü z d ö n e m le ri o la ra k a d la n d ır ıl­

m ışsa d a sözkonusu u y g u la m a la rın ş a h ıs la rd a n ö te ,

b ir y a p ısa l z o ru n lu lu k a rz e ttiğ in i vu rg u la m a k g e re k ir.

N ite k im , h e r ik tid a r, k e n d i e ğ ilim le r in e u yg u n b ir

y ö n e tic i ta y in e tm e y i b ilm iş tir . D o la y ıs ıy la , b izce ,

“ D o ğ ra m a c ı v e Y Ö K y a d a G ü rü z v e Y Ö K ö z d e ş liğ i”

do ğ ru b ir a lg ı b iç im i d e ğ ild ir.

12 E y lü l A s k e r i K o n s e y i’n in Y Ö K ’ü n b a ş ın a g e ­

tird iğ i İh s a n D o ğ ra m a c ı, ik t id a r ın ira d e s in d e n h e r ­

h a n g i b ir sapm a g ö ste rem ed i, d ö n e m in b a s k ıc ı ve

o to r ite r ta v r ı ile b ü tü n lü k iç in d e h a re k e t e tt i. D oğra-

m a c ı’n ın , b ağ ım sız ya rg ı k a ra rı o lm a k s ız ın , 1402 sa ­

yılı Sıkıyönetim Y a s a s ı'n a d a y a n ıla ra k g ö re v le r in e

so n v e r ile n ö ğ re tim g ö re v lile r i v e k ılık - k ıy a fe t y a sak ­

la r ı k o n u su n d a h iç b ir o lu m lu in is iy a t if k u lla n a m a y ı-

ş ı, sözkonusu ta v r ın y a p ısa l b ir z o ru n lu lu k ta n k a y ­

n a k la n d ığ ın ı g ö s te rm e k te d ir.

Ümran-Aralık .200i 3

Page 100: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

1992 y ı l ı T em m u z a y ın a k a d a r sü ren D o ğ ra m a c ı

d ö n e m in in a rd ın d a n , Y Ö K b a ş k a n lığ ın a M e h m e t

S a ğ la m (1 9 9 2 -1 9 9 6 ) g e t ir ild i. 12 E y lü l v e 28 Ş u b a t

d a rb e le r i a ra s ın a ra s tla y a n M e h m e t S a ğ la m d ö n e ­

m in d e Y Ö K ’ü n b ask ı v e d a y a tm a la r ı g ö rece b ir az a l­

m a g ö ste rd i. B u n u n se b e b in i, ik i d a rb e aras ı d ö n e m in

y in e g ö rece m ü sam ah ak a r h a v a s ın d a b u lm a k m ü m ­

k ü n d ü r.

28 Ş u b a t 1997’de b a ş la tıla n d arb e sü re c i ile K e ­

m a l G ü rü z b a ş k a n lığ ın d a k i Y O K , h u k u k d ış ı u y g u la ­

m a la r ın ı k u ru ld u ğ u ilk g ü n le rd e k i g ib i y o ğ u n la ş tırd ı.

B u d ö n em d e yü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın d a a k a d e m ik

yaşam c id d i a n la m d a g e r ile d i, yo ğ u n h a k ih la lle r in in

y a n ı s ıra , y o lsu z lu k la r v e usulsüz id a r i iş le m le r s ık s ık

g ü n d em e g e ld i.

3- Kurumsal YapıT , İ r i . . . . ' I. 1 V a i f im \/ı- t un t-l! m i n v y r ııv ı w i y n ı m !

d ü z e n le m e le rin n ic e liğ i" b a k ım ın d a n y a p ıla c a k b ir

a ra ş tırm ad a , K a n u n - i E sa s id e n 1982 A n a y a s a s ın a ve

b u g ü n e e ğ itim s is te m in d e g id e re k m erk ez ileşm e e ğ i­

lim in in a r tt ığ ı, te k e ld e n y ö n e tim in sa ğ la n d ığ ı v e

“ d e v le t in d e n e tim v e g ö z e tim i” n in a r tt ır ılm a s ın a y ö ­

n e lik d ü z e n le m e le rin y a p ıld ığ ı g ö rü lü r. B u b a k ım ­

d a n , söz k o n u su d ü z e n le m e le ri ö z e tle h a t ır la tm a k g e ­

re k m e k te d ir.

K a n u n - i E s a s in in 15. m ad d e s in e gö re , ya saya u y ­

g u n o lm a k ş a rtıy la h e r O s m a n lı v a ta n d a ş ın ın k a m u ­

sa l v e öze l e ğ itim yap m a sı se rb e s ttir . B u d ü z e n le m e ­

d e n , ö ğ re tim in ya ln ız a d e v le t in te k e lin d e o lm a d ığ ı

a n la ş ılm a k ta d ır . F a k a t tü m e ğ itim v e ö ğ re tim k u ru m ­

la n d e v le t in g ö z e tim i a lt ın d a d ır . B u n u n y a n ın d a

D e v le t , ç e ş it li m ille t le r in k e n d i in a n ç la r ın a iliş k in

k o n u la rd a e ğ itim v e ö ğ re tim yap m a b iç im le r in e k a ­

r ış m a y a ca k tır. 1924 T e ş k ila t- ı E sa s iy e K a n u n u n d a ,

ö ğ re tim in tü m d ü zey le rd e d e v le t in d e n e tim v e göze­

tim in e b ağ lı o ld uğ u v e ç e rç e v e s in i d e v le t in b e lir le y e ­

c e ğ i ya saya u yg u n o la ra k y a p ıla c a ğ ı b e lir t ilm iş t ir (

m d . 8 0 ). 1961 A n a y a s a s ın a g e lin d iğ in d e y in e e ğ itim

v e ö ğ re tim in , d e v le t in g ö z e tim v e d e n e tim i a lt ın d a

g ü v e n ce a lt ın a a lın d ığ ın ı g ö rm e k te y iz . 1961 A n a y a ­

sa s ın a gö re ö ğ re n im v e e ğ itim , d e v le t in o lu m lu e d im ­

le r le g e rçe k le ş tire c e ğ i so sya l ö d e v n ite liğ in d e d ir .

İlk kez 1961 A n a y a s a s ın d a yü k se k ö ğ re tim k u ru m ­

la n h a k k ın d a d ü z e n le m e le r y a p ılm ış tır . B u n a göre

ü n iv e rs ite le r , k e n d ile r in c e s e ç ile n y e tk ili ö ğ re tim

ü y e le r in d e n k u ru la n o rg a n la r ın y ö n e tt iğ i v e d e n e tle ­

d iğ i k am u tü z e l k iş ile r id ir . D e v le t e liy le ve ya say la

k u ru la n ü n iv e rs ite le r in b ilim s e l v e y ö n e ts e l ö z e rk liğ i

v a rd ır (m d . 1 2 0 ). A n a y a s a , ö ğ re tim ü y e le r in in ü n i­

v e rs ite h a r ic in d e k i m a k a m la rc a g ö re v le r in d e n uzak-

la ş t ır ıla m a y a c a k la r ın ı ö n g ö re re k , ö ğ re tim ü y e le r in e

A n a y a s a l g ü v e n ce sa ğ la m ış tır. Y in e ü n iv e rs ite o rg an ­

la r ın a v e ö ğ re tim ü y e le r in e se rb estçe y a y ın v e a ra ş tır­

m a yap m a h a k k ı ta n ım ış , s iya s i p a r tile re ü ye o la b ile ­

c e k le r in i b e lir tm iş t ir .

T ü rk iy e ’d e yü k se k ö ğ re tim k u ru m la n iç in “ a ş ırı

ö zg ü rlü k ” sa ğ la d ığ ı d ü şü n ü le n 120. m ad d e, 1971 y ı­

lın d a ö n e m li d e ğ iş ik lik le re u ğ ra m ış tır. B u d e ğ iş ik liğ e

gö re ; ü n iv e rs ite le r in ö z e rk liğ i, ü n iv e rs ite le rd e s u ç la rı

v ı-1 m ır l ı ı i a n k rv v u e fu rm a v o ■ /i lm o v u r o U i r î İm .â a i o * ;

v e rs ıc e ie rın , s e ç e ık ie rı o rg a n la rc a y ö n e tilm e s i, d e v le ­

t in d e n e tim v e g ö z e tim i a lt ın d a o la c a k tır . Y in e k im i

d u ru m la rd a B a k a n la r K u ru lu n u n y ö n e tim e e l k o ym a

y e tk is i de söz k o n u su o la b ile c e k t ir . B u d ü z e n le m e le r­

le ü n iv e rs ite le r in ö z e rk liğ i b ü yü k ö lçü d e z ed e len m iş ­

tir .

H a k la r v e ö z g ü rlü k le r b a k ım ın d a n s ın ır la m a y ı k u ­

ra l, ö z g ü rlü k le ri is tisn a o la ra k d ü z e n le ye n 1982 A n a ­

yasası d a d e v le t in “ g ö z e tim v e d e n e tim ” ro lü n ü p e ­

k iş tire n d ü z e n le m e le r g e tirm iş tir . A s k e r i d a rb ed en

so n ra ü lk e s o ru n la r ın a d u y a r lı v e p o lit ik h a re k e t lili­

ğ in ö n e m li b ir m erk ez i o la n ü n iv e rs ite le r k o n u su n d a

1971 d e ğ iş ik lik le r i y e te r li g ö rü lm e m iş ve d ah a özel

d ü z e n le m e le r y a p ılm ış tır .

E n ö n e m li d ü z en lem e Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n u n

k u ru lm a s ın ın ö n g ö rü lm e s i o lm u ştu r. H a le n y ü rü rlü k ­

te o la n 1982 A n a y a s a s ı, yü k se k ö ğ re tim k u ru m la n ve

yü k se k ö ğ re tim ü st k u ru lu ş la r ın ı a y r ın t ılı b ir b iç im d e

d ü z e n le m iş tir. Ü n iv e r s ite le r in y ö n e ts e l ö z e rk liğ in in

k a ld ır ılm a s ı, b ilim s e l a ra ş tırm a v e y a y ın d a b u lu n m a

özgürlüğü v e y e tk is in in , “ D e v le t in v a r lığ ı v e ö zg ü rlü ­

ğü , m ille t in v e ü lk e n in b ü tü n lü ğ ü v e b ö lü n m e z liğ i

a le y h in d e e tk in lik yap m a s e rb e s tliğ i v e rm e m e s i” kri-

te r i/ s ın ırla m a s ı, re k tö r le r in C u m h u rb a ş k a n ı ta ra f ın ­

d an , d e k a n la r ın ise Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n ca s e ç il­

4 Umrcın-Aralık •2001

Page 101: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YÖK RAPORU / MAZIUMDER

m esi ve a ta n m a s ı g ib i y e n ilik le r 1982 A n a y a s a s ı ile

g e t ir ilm iş tir .

12 E y lü l a sk e ri d a rb e s in d e n so n ra , a sk e ri y ö n e ti­

m in 2547 s a y ılı K a n u n ile 6 K a s ım 1981 ’d e ku rduğu

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n a , 1982 A n a y a s a s ın ın 131.

m ad d esi ile “ A n a y a s a l K u ru m ” n ite liğ i k a z a n d ır ılm ış '

t ır .

Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın ın ö ğ re tim in i p la n la ­

m ak , d ü z en lem ek , y ö n e tm e k , d e n e tle m e k , yü k sek ö ğ ­

re t im k u ru m la r ın d a k i e ğ itim - ö ğ re tim v e b ilim s e l

a ra ş tırm a fa a liy e t le r in i y ö n le n d irm e k , bu k u ru m la r ın

k a n u n d a b e lir t ile n a m aç v e ilk e le r d o ğ ru ltu su n d a k u ­

ru lm a s ın ı, g e liş tir ilm e s in i v e ü n iv e rs ite le re tah sis

e d ile n k a y n a k la r ın e tk ili b ir b iç im d e k u lla n ılm a s ın ı

sağ lam ak v e ö ğ re tim e le m a n la r ın ın y e t iş t ir ilm e s i iç in

p la n la m a yap m a k m ak sa d ı ile Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu

k u ru lu r .” (A n a y a s a m d .1 3 1 ) “

B u ta r ih te n it ib a re n Y O K , d e v le t in m e rk e z iye tç i,

te k t ip le ş t ir ic i v e b a s k ıc ı k a ra k te r in in yü k se k ö ğ re tim

k u ru m la r ın a y a n s ıt ılm a s ın ın a ra c ı k u ru m u o lm u ştu r.

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu , yü k se k ö ğ re tim s is te m in i

d ü z e n le ye n , d e n e tle y e n v e fa a liy e t le r in e yö n v e re n

b ir k am u tü ze l k iş iliğ id ir . 2547 s a y ılı Y ü k se k ö ğ re tim

K a n u n u ’n u n 6 . m ad d e s in d e Y ü k se k ö ğ re tim K u ru-

lu 'n u n ta n ım ı, y a p ıs ı v e o rg a n la rı s ıra la n m a k ta d ır.

K a n u n u n ifa d e s iy le Y Ö K , “ ...tü m y ü k se k ö ğ re tim i d ü ­

z e n le ye n v e yü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın ın fa a liy e t le r i­

n e y ö n v e re n , bu k a n u n la k e n d is in e v e r ile n g ö re v ve

y e tk ile r ç e rç e v e s in d e ö z e rk liğ e ve k am u tü ze l k iş iliğ i­

n e sa h ip b ir k u ru lu ş tu r...” .

Y in e bu m ad d eye g ö re , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu

k e n d i iç in d e , G e n e l K u ru l, B a şk a n v e Y ü rü tm e K u ­

ru lu n d a n o lu şu r. Y ü k se k ö ğ re tim D e n e tle m e K u ru lu ,

Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru l v e Ö ğ re n c i S e ç m e v e Y e r ­

le ş tirm e M e rk e z i a lt b ir im le r o la ra k Y ü k se k ö ğ re tim

K u ru lu ’n a b a ğ lıd ır .

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu n u n o rg an v e b ir im le r in in

iz a h ın d a n so n ra “ a ta n m ış ü y e ” so ru n u n a iliş k in b ir ­

k a ç hususa d e ğ in ile c e k t ir .

YÖK RAPORU

3 .1 ) Başkan

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu v e u y g u la m a la rı k o n u su n ­

d a y a p ıla n ta rtış m a la rın ö z e llik le o d a k la n d ığ ı n o k ta ,

Y O K B a ş k a n lığ ın ın u y g u la m a la rın a m e şru iye t k azan ­

d ıra n g en iş y e tk ile rd ir . Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu o rg a n ­

la r ın d a n b ir i o la ra k b aşk a n ın g ö re v ve y e tk ile r i, Y ü k ­

se k ö ğ re tim K u ru lu T e ş k ila t ı v e Ç a lış m a U s u lle r i Y ö ­

n e tm e liğ in d e s a y ılm ış tır:

“ B a ş k a n , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu n u te m s il ed er;

k a n u n v e y ö n e tm e lik h ü k ü m le ri ile k u ru lla r ın k a ra r­

la r ın ın u yg u lan m as ın d an so ru m lu d u r. B a şk a n , se ç im i

k u ru lla ra v e r ile n ak ad e m ik p e rs o n e lin ve d iğ e r k iş i­

le r in a ta m a la r ın ı yap ar, k u ru l ü y e le r in e u yg u n g ö rd ü ­

ğü g ö re v le r i v e re b ilir .

B a ş k a n , k u ru lla r ın g ü n d e m in i h a z ır la r v e to p la n ­

t ı la r ın ı id a re ed er. D is ip lin y ö n e tm e liğ in e göre k u ru l

ü y e le r i h a k k ın d a d is ip lin le ilg ili te d b ir a lm a k g e re k ­

tiğ in d e , G e n e l K u ru lu n s a lt ço ğ u n lu ğ u ile v e re ce ğ i

k a ra ra d a y a n a ra k g e re k li iş le m i yü rü tü r; Y D K ü y e le r i

v e b a ğ lı b ir im le r g ö re v lile r i iç in d is ip lin y ö n e tm e liğ i­

n e g ö re iş le m yap a r; Ö S Y M B a ş k a n ın ı, G e n e l S e k re ­

te r i, d a ire b a ş k a n la rın ı, m ü d ü rle r i, h u k u k m ü ş a v ir le ­

r in i v e u z m an la rı Y ü rü tm e K u ru lu n u n gö rüşü n ü a la ­

ra k a ta r. G e n e l S e k re te r in ü n iv e rs ite d ip lo m a s ın a sa­

h ip o lm as ı ş a rtt ır . 657 s a y ılı D e v le t M e m u rla r ı K a n u ­

n u n a ta b i d iğ e r g ö re v lile r , B a ş k a n ta ra fın d a n , G e n e l

S e k re te r in ö n e ris i ile v e k ad ro d u ru m u esas a lın a ra k

a ta n ır la r . Y D K e m rin e y a p ıla c a k g ö re v le n d irm e le r­

d e , bu k u ru l b a ş k a n ın ın görüşü a lın ır .

B a ş k a n , yü k se k ö ğ re tim üst k u ru lu ş la r ı ile ü n iv e r ­

s ite le rd e g ö re v li m em u r v e d iğ e r g ö re v lile r i, üst k u ru ­

lu ş la rd a g e n e l se k re te rle rin , ü n iv e rs ite le rd e re k tö r le ­

r in is te k v e ö n e ris i ü zerin e yü k se k ö ğ re tim üst k u ru ­

lu ş la r ı v e y a yü k se k ö ğ re tim k u ru m la n a ra s ın d a n a ta ­

y a b ilir . B a ş k a n , yü k se k ö ğ re tim üst k u ru lu ş la r ın d a

k e n d is i, ü n iv e rs ite le rd e ise re k tö r ta ra fın d a n te s p it

e d ile n a y lık lı v e y a sö z leşm eli h e r ç e ş it yü k se k ö ğ re tim

p e rso n e l k ad ro su n u ilg ili m ak am a ö n e rir.

B a ş k a n , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n u n ita a m ir id ir .

G e re k t iğ in d e bu y e tk iy i k ıs m e n v e y a ta m a m e n G e ­

n e l S e k re te re v e y a b ağ lı b ir im b a ş k a n la rın a d evred e-

Umrarı-Aralık ■2001 5

Page 102: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

b ilir .” (m d 9 )

Y ö n e tm e lik m ad d e s in d e g ö rü ld ü ğ ü g ib i Y O K baş­

k a n ı, b aşta a ta m a la r k o n u su n d a o lm a k üzere , k u ru ­

lu n tü m fa a liy e t le r in d e te k b aş ın a söz v e y e tk i sa h ib i

o la b ilm e k te d ir , Y ö n e tm e liğ e d a y a n a n bu d ü z e n le m e ­

le r, ta r tış m a la r ın n e d e n Y O K b a şk a n ı ü z e rin d e o d a k ­

la n d ığ ın ı a ç ık lığ a k a v u ş tu rm a k ta d ır .

3.2 ) Yükseköğretim Genel Kurulu

Y ü k se k ö ğ re tim G e n e l K u ru lu y irm i ik i ü yed en

o lu şu r. Y e d i ü ye C u m h u rb a ş k a n ı ta ra fın d a n , re k tö r­

lü k v e ö ğ re tim ü y e liğ in d e b a ş a rılı h iz m e t yap m ış p ro ­

fe sö rle re ö n c e lik v e rm e k s u re tiy le ; y e d i ü ye B a k a n la r

K u ru lu n c a ü st düzey d e v le t g ö re v lile r i ya d a e m e k li­

le r i a ra s ın d a n ; y e d i ü ye Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru l ta ra ­

fın d a n b e lir le n m iş , k u ru l ü yesi o lm a y a n p ro fe sö rle r

a ra s ın d a n v e b ir ü ye de G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ı ta-

ı CLı r t r Ü L c i r i « . i l i . . âCllTül! ÜVSİÎ^İIIIIl • LlCSİ d ö r t U I M p

bu ü y e lik le r C u m h u rb a ş k a n ın ın o n a y ı ile k e s in le ş ir

(Yükseköğretim Kanunu md. 6/b). G e n e l K u ru l,

B a ş k a n v e Y ü rü tm e K u ru lu n d a n o lu ş a n Y ü k se k ö ğ re ­

tim G e n e l K u ru lu n a , 6. m a d d e n in ( c ) fık ra s ın a gö re;

C u m h u rb a ş k a n ı, k u ru l ü y e le r i a ra s ın d a n d ö rt y ıll ık

süre iç in b ir b a şk a n seçer.

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu T e ş k ila t ı v e Ç a lış m a U s u l­

le r i Y ö n e tm e liğ i’n in 8. m ad d e s in e gö re:

“Genel Kurul, 2547 sayılı Yükseköğretim Ka­

nununun 7. maddesinde sayılmış olan görevler ile

diğer kanunlarda Yükseköğretim Kuruluna veril­

miş olan görevleri yapar.”

A y n ı m a d d e n in 3 . fık ra s ın d a G e n e l K u ru lu n , b a ­

zı g ö re v le r in i Y ü rü tm e K u ru lu n a d e v re d e b ile c e ğ i b e ­

lir t ilm iş t ir .

Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u n u n , 7. m ad d e s in d e , K u ­

ru lu n g ö re v le r i d ü z e n le n m iş tir. S ır a la n a n fık ra la rd a

K u ru lu n ro lü v e iş le y iş in e d a ir ç a rp ıc ı ifa d e le r b u l­

m ak m ü m k ü n d ü r. D e n e t le y ic ilik v e g ö z e tle y ic ilik te n

ö te tekelci ve dayatmacı bir karakter, s a y ıla n y e tk i

v e g ö re v le rd e n a n la ş ılm a k ta d ır . B u n u n y a n ı s ıra ,

m a d d e n in so n fık ra s ın d a k i,

“Bu kanunla kendisine verilen diğer görevleri

yapmak...”

g ib i o ld u k ç a m u ğ lak v e is tism a ra a ç ık ifa d e le r,

K u ru lu n k a n u n d a s a y ılm a y a n a la n la ra d a m ü d ah a le

e tm e s in e im k a n v e rm e k te d ir .

Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u n d a s a y ıla n y e tk ile rd e n

b a z ıla rı ş u n la rd ır:

a. Y ü k se k ö ğ re tim k u ru c u la r ın ın bu K a n u n d a b e ­

lir le n e n am aç , h e d e f v e ilk e le r d o ğ ru ltu su n d a k u ru l­

m as ı, g e liş tir ilm e s i, e ğ itim - ö ğ re tim fa a liy e t le r in in

g e rç e k le ş tir ilm e s i v e yü k se k ö ğ re tim a la n la r ın ın ih t i­

y a ç d u yd u ğ u ö ğ re tim e le m a n la r ın ın y u rt iç in d e v e

y u rt d ış ın d a y e t iş t ir ilm e s i iç in k ıs a v e uzun v a d e li

p la n la r h a z ırla m a k , ü n iv e rs ite le re tah s is e d ile n k a y ­

n a k la r ın , b u p la n v e p ro g ra m la r ç e rç e ve s in d e e tk ili

b ir b iç im d e k u lla n ılm a s ın ı g ö z e tim v e d e n e tim a lt ın ­

d a b u lu n d u rm a k ,

b . Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la n a ra s ın d a bu K a n u n d a

b e lir le n e n am aç , ilk e v e h e d e fle r d o ğ ru ltu su n d a b ir ­

le ş t ir ic i, b ü tü n le ş tir ic i, s ü re k li, a h e n k li v e g e liş tir ic i

,„ ı..n ı— -.i----•» W r ^ / U l U i U O ^ ^ W i l . « I ^ l u ü l . . ' I

c . ... (2 ) B ir ü n iv e rs ite iç in d e fa k ü lte , e n s titü ve

y ü k se k o k u l a ç ılm a s ı, b ir le ş tir ilm e s i v e y a k a p a tılm a s ı

ile ilg ili o la ra k d o ğ ru d an v e y a ü n iv e rs ite le rd e n g e le ­

c e k ö n e r ile re d a y a lı k a ra r la r a lm a k ve gereğ i iç in

M i l l i E ğ it im B a k a n lığ ın a su n m ak ,

d. H e r y ıl ü n iv e rs ite le r in v e re c e k le r i fa a liy e t ra ­

p o r la r ın ı in c e le y e re k d e ğ e rle n d irm e k ; ü stü n b aşarı

g ö s te re n le rle , y e te r li g ö rü lm e y e n le ri te sp it e tm ek ve

g e re k li ö n le m le r i a lm a k ,

e. R e k tö r le r in d is ip lin iş le m le r in i k o vu ştu rm a k

v e k a ra ra b a ğ la m a k , ö ğ re tim e le m a n la r ın d a n bu K a ­

n u n d a ö n g ö rü le n g ö re v le r i y e r in e g e tirm e k te y e te r ­

s iz liğ i g ö rü le n le r ile bu K a n u n la b e lir le n e n yü k sek ö ğ ­

re t im in am aç , an a ilk e le r i v e ö n g ö rd ü ğ ü düzene a y k ı­

r ı h a re k e tte b u lu n a n la r ı re k tö rü n ö n e ris i ü zerine v e ­

y a d o ğ ru d an , n o rm a l u su lü n e gö re , yü k se k ö ğ re tim

k u ru m la n ile iliş ik le r in i k esm ek v e y a d e n e n m e k üze­

re b aşka b ir yü k se k ö ğ re tim k u ru m u n a a tam ak ,

f. V a k ıf la r ta ra fın d a n k u ru la c a k yü k se k ö ğ re tim

k u ru m la n ılın b u K a n u n h ü k ü m le rin e göre a ç ılm a s ı

h u su su n d a k i görüş v e ö n e r ile r in i M i l l i E ğ it im B a k a n ­

lığ ın a su n m ak , bu k u ru m la ra iliş k in g e re k li d ü z e n le ­

m e le r i y a p m a k v e b u n la r ı g ö zetm ek , d e n e tle m e k ,

g. Y u r t d ış ın d a k i yü k se k ö ğ re tim k u m ru la r ın d a n

a lın m ış ö n lisa n s , lisa n s v e lisa n sü stü d ip lo m a la r ın

6 Umıan ’Aralık •2001

Page 103: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

d e n k liğ in i te sp it e tm e k ,

h . B u K a n u n la k e n d is in e v e r ile n d iğ e r g ö re v le r i

y a p m a k ,.. (Y ü k s e k ö ğ re tim K a n u n u m d .7 )

3 .3 ) Yükseköğretim Yürütme Kurulu

— Y4ikseköğret-im —Y ü irü tm e - K u ru lu , Y ü k se k ö ğ re tirr

K u ru lu n u n yü rü tm e o rg a n ıd ır. Yükseköğretim Ka­

nununun 6. maddesinin c/5 bendine gö re , Y ü k s e ­

k ö ğ re tim K u ru lu B a ş k a n ı d a h il, Y ü k se k ö ğ re tim G e ­

n e l K u ru lu ’n a s e ç ilm iş k iş ile r a ra s ın d a n b e lir le n e n

dokuz k iş id e n o lu şu r. B a şk a n , C u m h u rb a şk a n ı ta ra ­

fın d a n s e ç ilir . B a ş k a n b ir v e k il seçer, d iğ e r v e k il ise

Y ü k se k ö ğ re tim G e n e l K u ru lu ta ra fın d a n s e ç ilir . Ü y e ­

le rd e n b ir i G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ın c a , b ir d iğ e r i ise

B a k a n la r K u ru lu ’n c a s e ç ile n v e C u m h u rb a ş k a n ın ca

a ta n a n ü ye le r a ra s ın d a n G e n e l K u ru l ta ra fın d a n b e ­

lir le n ir . B u ü y e le r in ö ğ re tim ü yesi o lm a s ı d a h i g e re k ­

m e m e k te d ir. D iğ e r d ö rt ü ye d e n ik is i C u m h u rb a şk a ­

n ın c a , ik is i d e Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru lc a s e ç ile n ve

C u m h u rb a ş k a n ın c a a ta n a n ü y e le r a ra s ın d a n G e n e l

K u ru l ta ra fın d a n b e lir le n ir , b u n la r ö ğ re tim ü y e le r i­

d ir. H a k im ve s a v c ı s ın ıf ın d a n g e le n le r in Y ü rü tm e

K u ru lu ü yesi o lm a s ı y a s a k la n m ış tır (Yükseköğretim

Kanunu md 6 , Ek: 2 3 .1 2 .1 9 8 8 3 5 1 KHK).

D o la y ıs ıy la Y ü rü tm e K u ru lu ü y e le r in in h iç b ir i y a r ­

g ıç o lam az , h a tta h u k u k ç u d a h i o lm a k zo run d a d e ğ il­

d ir , m em u r s ta tü s ü n d e d irle r. Y ü k se k ö ğ re tim K u ru m ­

la n Y ö n e t ic i, Ö ğ re t im E le m a n ı v e M e m u rla r ı D is ip ­

lin Y ö n e tm e liğ i’n e g ö re Y ü k se k D is ip lin K u ru lu g ö ­

r e v in i Y ü k se k ö ğ re tim Y ü rü tm e k u ru lu ya p a r (m d .

3 / 1 0 ). Y ü rü tm e k u ru lu n u n D is ip lin K u ru lu o la ra k da

ç a lış t ığ ı d ü şü n ü ld ü ğ ü n d e bu d u ru m u n tam b ir fa c ia

o ld u ğ u o rta ya ç ık m a k ta d ır .

O y s a , D is ip lin K u ru lu a ç ık ç a b ir m ah k e m e o la ra k

d ü z en len m em iş o lsa d a y a rg ısa l b ir ro l ü s tle n m e k te ­

d ir. D is ip lin k u ru lu , D is ip lin Y ö n e tm e liğ in d e ö n g ö ­

rü le n b e lli, ö ze l b ir u su l iz le m e k te ve h u k u k k u ra lla ­

r ın a d a y a n a ra k k a ra r v e rm e k te d ir . Disiplin Kuru­

lunda verilen kararlar bağlayıcıdır, bu kurulun ka­

rarlarına karşı itiraz edecek bir merci yoktur, karar

doğrudan uygulanmaktadır. Bu karara karşı ancak

uygulama başladıktan sonra, iptal edilmesi amacıy­

la Danıştay’da dava açılabilir. Bu nedenlerle, Di-

siplin Kurulunun bağımsız ve tarafsız mahkeme il­

kesine uygun olarak kurulmuş olması gereklidir.

B u n u n y a n ı s ıra , Y ü k se k D is ip lin K u ru lu ra p o rtö ­

rü n ü n b ilim s e l a la n d a ih tisa s sa h ib i o lm a s ı b e k le n ir ­

k e n , bu g ö re v b ir e m e k li g e n e ra le v e r ile b ilm e k te d ir .

H a t ı r l a n a r a ğ ı i'iTprPj D p v l e t G ü v e n l i k M a h k e m e l e ­

r in d e a sk e ri y a rg ıç la r ın g ö re v le n d ir ilm e s in in , A v r u ­

pa İn s a n H a k la r ı Sö z le şm esin e ve b a ğ lı P ro to k o lle r i­

n e , d iğ e r u lu s la ra ra s ı sözleşm e ve b e lg e le re a y k ır ılığ ı

v e a d il y a rg ıla m a h a k k ın ın ih la li n e d e n le r iy le A n a ­

yasa d e ğ iş ik liğ i y a p ılm ış , h u k u k fo rm a syo n u o ld uğ u

h a ld e asker k iş ile r in D e v le t G ü v e n lik M a h k e m e le ­

r in d e k i y a rg ıç lık g ö re v le rin e so n v e r ilm iş t ir . F a k a t,

b ir m ah k em e g ib i ç a lış a n D is ip lin K u ru lu n u n ra p o r­

tö rü h u k u k fo rm a syo n u n d an yo k su n o ld u ğ u h a ld e

y a rg ıla m a fa a liy e t in e k a t ıla b ilm e k te d ir .

3 .4 ) Yükseköğretim Denetleme Kurulu

Y Ö K ’e b a ğ lı b ir a lt b ir im o la ra k Y ü k se k ö ğ re tim

D e n e tle m e K u ru lu , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ta ra f ın ­

d a n ö n e r ile c e k beş p ro fesö r ü ye d e n , Y a rg ıta y , D a n ış ­

ta y v e S a y ış ta y ’ın ö n e re ce ğ i ü çe r ad ay a ra s ın d a n b i­

re r ü ye d e n , G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ı v e M i l l i E ğ it im

B a k a n lığ ın c a s e ç ile c e k b ire r ü ye d e n o lu şu r. D e n e tle ­

m e K u ru lu n u n b aşk an ı, Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu B a ş ­

k a n ı ta ra fın d a n a ta n ır .

“ Y ü k se k ö ğ re tim D e n e tle m e K u ru lu , Y ü k se k ö ğ re ­

tim K u ru lu a d ın a ü n iv e rs ite le r i, b a ğ lı b ir im le r in i, öğ ­

re tim e le m a n la r ın ı ve b u n la r ın fa a liy e t le r in i gözetim

v e d e n e tim a lt ın d a b u lu n d u ra n , Y ü k se k ö ğ re tim K u ­

ru lu n a b a ğ lı b ir k u ru lu ş tu r.” ( Y ü k se k ö ğ re tim K a n u ­

n u m d . 8/a)

Y ü k se k ö ğ re tim D e n e tle m e K u ru lu n u n , T e ş k ila t,

G ö re v v e Ç a lış m a Y ö n e tm e liğ in d e s a y ıla n g ö re v le ­

r in d e n b a z ıla rı şu n la rd ır:

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ta ra fın d a n is te n e ce k d is ip ­

lin k o n u la r ın ı a raştırm ak , so ru ştu rm a yap m a k , a d li

so ru ştu rm a v e y a d is ip lin so ru ştu rm as ı a ç ılm a s ın ı ge­

re k tire n o la y la r ın te sp it e d ilm e s i h a lin d e g e re k li

o n a y iç in d u ru m u Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu B a ş k a n lığ ı­

n a ile tm e k v e ta h k ik a t yap m ak . (Yükseköğretim .

Denetleme Kurulu Yönetmeliği md. 7).

YÖK RAPORU / MAZLUMDER

Umran-Aralık ■2001 7

Page 104: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

Y ö n e tm e liğ in “ G ö z e tim ve D e n e tim A la n ı” baş­

lık lı 15. v e d e v a m ı m a d d e le rin d e K u ru lu n d e n e tim

a la n ı ş a ş ır t ıc ı b ir b iç im d e g e n iş le t ilm iş t ir . Y ü k se k ö ğ ­

re tim k u ru m la r ın ın y a y ım iş le r in d e n , ü n iv e rs ite di-

ş ın d a k i iliş k ile r in e k a d a r, h a tta k a n t in iş le r i d a h il o l­

m ak üzere h e r tü r fa a liy e t d e n e tim v e g ö zetim a lt ın ­

d a d ır. B u d ü z e n le m e le r, ü n iv e rs ite le r in özerklikten

ne kadar uzak o ld u ğ u n u o rta ya k o y m a k ta d ır. A y r ıc a ,

b ö y le b ir d e n e tim m e k a n iz m a s ın ın a lt ın d a ü n iv e rs i­

te le r in k u ru m sa l h a n ta llık la r ın d a n s ıy r ılm a la r ı da

p e k m ü m k ü n g ö rü n m e m e k te d ir.

3 .5 ) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Y ü k se k ö ğ re tim k a n u n u 10. M a d d e s in d e Ö S Y M ,

“ Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu 'n u n te s p it e tt iğ i esaslar

ç e rç e v e s in d e yü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın a ö ğ re n c i

a lın m a s ı a m a c ıy la s ın a v la r ı h a z ır la y a n v e y a p a n , öğ­

re n c i is te k le r in i de göz ö n ü n d e tu ta ra k Y ü ksekö ğ re ­

tim K u ru lu n u n te s p it e tt iğ i e sa s la ra g ö re d e ğ e rle n d i­

re n , ö ğ re n c i a d a y la r ın ın yü k se k ö ğ re tim k u ru m la rın a

y e r le ş t ir ilm e s in i sa ğ la ya n ve b u fa a liy e t le r le ilg ili

a ra ş tırm a la r ı v e d iğ e r h iz m e tle r i y a p a n Y ü k se k ö ğ re ­

tim K u ru lu n a b a ğ lı b ir k u ru lu ş tu r.”

ş e k lin d e a ç ık la n m a k ta d tr .

D ik k a t ç e k ic i o la n b ir ö n e m li h usus, h e r y ı l p o li­

t ik te rc ih v e ç ık a r iliş k ile r in e d a y a lı b ir a n la y ış la y a p ­

tığ ı s ın a v s is te m i d e ğ iş ik lik le r i ile b in le rc e ü n iv e rs ite

a d a y ın ı m ağ d u r e d e n Ö S Y M ’n in k u ru lu ş m ad d es in d e

“...öğrenci isteklerini de göz önünde tutarak...” ifa ­

d e s in in y e r a lm a s ıd ır . Ö S Y M ’n in h e rh a n g i b ir d ü zen ­

le m e s i e sn a s ın d a ö ğ re n c ile r in , is tiş a r i b ir o rg an v e y a

b ire y o la ra k b u lu n d u ğ u n a iliş k in b ir b ilg i v e y a b e lge

b u lu n m a m a k ta d ır . B u y ö n ü y le ö ğ re n c i is te k le r in in

göz ö n ü n d e tu tu la c a ğ ı ş e k lin d e k i ifad e id d ia d a n ib a ­

re tt ir , h iç b ir g e rç e k liğ i yo k tu r.

Y ü k s e k ö ğ re tim ö ğ r e n c ile r in in b e lir le n m e s in d e

Ö S Y M ’n in ro l v e p o z isyo n u ile r le y e n b ö lü m le rd e

a ç ık la n a c a k t ır . S o n s ın a v s is te m i d e ğ iş ik lik le r i ile ,

d e v le t in yü k se k ö ğ re tim p o lit ik a s ın ın e n a ç ık b iç im ­

d e y a n s ıt ıld ığ ı ö n e m li b ir k u ru m o la ra k Ö S Y M ’n in

fa a liy e t le r i, b u ç a lış m a d a ö n e m le v u rg u la n m a y a ç a lı­

ş ıla c a k tır .

3 .6 ) Üniversitelerarası Kurul

11. M a d d e , Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru lu n y a p ıs ı, iş ­

le y iş i v e g ö re v le r i h a k k ın d a d ır . B u k u ru lu n , Y Ö K k a ­

ra r la r ın ın y u rt s a th ın d a u yg u la n m a s ı iç in k o o rd in a s ­

y o n v e u yu m u n sa ğ la n m a s ı a m a c ıy la o lu ş tu ru ld u ğ u ,

ya sa m e tn i v e s a y ıla n g ö re v le rd e n a n la ş ılm a k ta d ır .

K a n u n u n ifa d e s in in a k s in e , bu k u ru lu n ak a d e m ik b ir

o rg an o ld u ğ u ş ü p h e lid ir.

B u n a göre;

“ Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru l, ü n iv e rs ite re k tö r le r i,

G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ın ın S i la h lı K u v v e t le rd e n

d ö rt y ı l iç in se çe ce ğ i b ir p ro fe sö r ile h e r ü n iv e rs ite se­

n a to su n u n o ü n iv e rs ite d e n d ö rt y ı l iç in seçeceğ i b ir

p ro fe sö rd e n o lu şu r.

R e k tö r le r , Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru la , b ir y ı l sü re

ile , ü n iv e rs ite le r in C u m h u r iy e t d ö n e m in d e k i k u ru lu ş

ta r ih le r in e gö re , s ıra ile , b a ş k a n lık y a p a rla r. K u ru l ç a ­

lış m a la r ın ı k o la y la ş t ırm a k v e lin iv e rs ite le ra ra sm ria

v e u lu s la ra ra s ı yü k se k ö ğ re tim k u ru m la n ile iş b ir liğ in i

d ü z e n le m e k a m a c ı ile s ü re k li v e g e ç ic i b ir im le r ve

k o m is y o n la r k u ra b ilir . B u b ir im v e k o m is y o n la r ın

te ş k il v e ç a lış m a e sa s la rı Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru lc a

b e lir le n ir .” (Y ü k s e k ö ğ re tim K a n u n u m d. 11 )

Y in e 1 1 .m ad d ed e , a k a d e m ik b ir k u ru l o la ra k

“ Ü n iv e rs ite le ra ra s ı K u ru l” u n g ö re v le r i s a y ılm ış tır :

1. Y ü k se k ö ğ re tim p la n la m a s ı ç e rç e ve s in d e , ü n i­

v e r s ite le r in e ğ itim ö ğ re tim , b ilim s e l a ra ş tırm a v e y a ­

y ım fa a liy e t le r in i k o o rd in e e tm e k , u yg u la m a la rı d e ­

ğ e rle n d irm e k , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu n a ve ü n iv e rs i­

te le re ö n e rile rd e b u lu n m a k ,

2. T e ş k ila t v e k ad ro y ö n ü n d e n v e Y ü k se k ö ğ re tim

K u ru lu k a ra r la r ı d o ğ ru ltu su n d a ü n iv e rs ite le r in ö ğ re ­

tim ü ye s i ih t iy a c ın ı k a rş ıla y a c a k ö n le m le r i te k lif e t ­

m ek ,

3 . Ü n iv e r s ite le r in tü m ü n ü ilg ile n d ire n eğitim -öğ-

re tim , b ilim s e l a ra ş tırm a v e y a y ım fa a liy e t le r i ile ilg i­

l i y ö n e tm e lik le r i h a z ır la m a k v e y a görüş b ild irm e k ,

4- A y n ı v e y a benzer n ite lik te k i fa k ü lte le r in yad a

ü n iv e rs ite le re v e y a fa k ü lte le re b a ğ lı d iğ e r yü k sek ö ğ ­

re tim k u ru m la r ın ın e ğ itim - ö ğ re tim in e iliş k in ilk e le r

v e sü re le r a ra s ın d a u yu m sa ğ la m a k ,

5. D o k to ra ile ilg i li e sa s la rı te s p it e tm e k v e y u rt

d ış ın d a y a p ıla n d o k to ra la r ı, d o ç e n tlik v e p ro fe sö rlü k

8 Ümran.Aralık •2001

Page 105: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YÖK RAPORU / MAZLUMDER

u n v a n la r ın ı d e ğ e rle n d irm e k ,

6. D o ç e n t lik s ın a v la r ın ı d ü z e n le m e k ve ilg ili y ö ­

n e tm e lik g e re ğ in ce d o ç e n t a d a y la r ın ın y a y ın v e a raş ­

t ırm a la r ın ın d e ğ e rle n d irilm e s i v e d o ç e n tlik s ın a v ı ile

ilg ili e sa s la rı te s p it e tm e k v e jü r ile r i seçm ek ,

----1. j-'-u k *ruH ila kendisini- ve rilen dtü<' gfuı-vlen

y a p m a k ... (Y ü k s e k ö ğ re tim K a n u n u m d . l l )

3 .7 ) A ta n m ış Ü y e - S o ru n u

B u a ç ık la m a la r ın a rd ın d a n , “ a tan m ış ü y e " h u su ­

su n a d a d e ğ in m e k g e re k ir. A ta n m ış ü y e le r in , ö z e rk li­

ğ in ö n ü n d e k i te m e l e n g e lle rd e n b ir i o ld uğ u s ık iş le ­

n e n b ir te m a d ır. A n c a k y a ş a n a n te c rü b e le r üst y ö n e ­

t im le r in s e ç im le ya da a ta m a y la işb aş ın a g e lm e le r i­

n in ik t id a r la iliş k ile r b a k ım ın d a n p ek ö n em ta ş ım a ­

d ığ ın ı g ö s te rm e k te d ir.

A k a d e m ik üst ç e v re le r s ık s ık s iyas i ik tid a ra k o ­

şulsuz b o y u n e ğ e b ilm e k te d irle r. B u n o k tad a y a şan an

ta s fiy e o la y la r ın d a (1 4 7 'le r , 1402 o la y ı) s iyas i n e d e n ­

le r le k a d ro ç e k iş m e le r in in iç iç e g e ç tiğ i b e lir t ilm e li­

d ir. B ir k e s im , d iğ e r in in ta s fiy e s i u ğ ru n a s iya s i ik t i­

d a r la iş b ir liğ in e g id e b ilm e k te d ir . Y ö n e tim o rg a n la rı

ile s iy a s i ik t id a r iliş k ile r in in p a ra le l p o lit ik a la r b iç i­

m in d e ü n iv e rs ite ya şa m ın a y a n s ım a s ı ya y g ın v e o la ­

ğ a n b ir h a l a lm ış tır . S o ru n , g ö re ve g e lm e usu lü d e ğ iş ­

t ir ile r e k çö z ü le m e ye ce k k a d a r d e r in d ir (B u d u ru m a

is tis n a te ş k il e d en , ç e ş it li u yg u la m a la ra d ire n m e y e

ç a lış a n y ö n e t ic ile r ise g ö re vd e n u z a k la ş tırılm a k ta v e ­

ya is tifa y a z o r la n m a k ta d ır la r ).

Ü n iv e r s ite ü st y ö n e tim le r i k o n u su n d a k i bu o lg u

Y O K h a k k ın d a d a g e ç e rlid ir . Y Ö K ü y e le r in in m e v ­

c u t s is te m e göre a ta m a y la işb a ş ın a g e lm e le r in in , ü s­

te lik b ir ü y e n in de G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ın c a a ta n ­

m a s ın ın ö z e rk lik ö n ü n d e ço k b ü yü k b ir en g e l o lu ş ­

tu rd u ğ u a ç ık o lm a k la b ir lik te , ü y e le r in a tam a y e r in e

s e ç im le işb a ş ın a g e lm e le r in in d e te k b a ş ın a s o ru n u

çö z m e ye ye tm e y e ce ğ i v u rg u la n m a lıd ır . S e ç im ile iş­

b a ş ın a g e lm e a n ca k , y ü k se k ö ğ re tim in d ah a özgür ve

a k a d e m ik v e r im liliğ i g ö z e ten b ir y ö n e tim a n la y ış ın a

k a v u ş m a s ın ı d a iç e re n k ö k lü b ir çözüm p la n ın d a su ­

n u la c a k ö n e rile rd e n b ir i o ld u ğ u zam an g e rçe k ç i v e

a m a ca u la ş tıra n b ir u su l o la b ile c e k t ir .

4- H u k u k i M e v z u a t v e U y g u la m a la r

K u ru m sa l y a p ı b a ş lığ ı a ltın d a , Y ü k se k ö ğ re tim K u ­

ru lu , ö z e llik le ta rtışm a la ra k o n u o la n y ö n le r iy le in c e ­

le n m iş o ld u . B u b ö lü m d e , zam an zam an ö n c e k i k ı­

s ım la rd a v e r ile n b ilg ile r in te k ra r ı n ite liğ in d e o lsa da,

Y O K m evzu u n bu ta ş lığ ın g ereğ i o la ra k b ü tü n b ir b i­

ç im d e k ısa ca a k ta r ıla c a k v e K u ru lu n bu k a y n a k la ra

d a y a n a ra k v e rd iğ i k a ra rla ra , y a p tığ ı u y g u la m a la ra d e ­

ğ in ile c e k tir . Ö n c e k i b ö lü m le rd e o ld u ğ u g ib i te m e l

y ö n te m im iz , özet b ilg ile rd e n so n ra esas o la ra k , p ro b ­

le m o lu ş tu ra n a la n la r ü zerin d e d u rm a k tır. B u b ağ ­

la m d a Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ’n u n , A n a y a s a M a h k e ­

m esi k a ra r la r ın a b a k ış ı v e k a ra r la r ın d a b u n la ra y a p tı­

ğ ı a t ıf la r ile y in e Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu n u n K a n u n i­

lik İlk e s in in ih la li n ite liğ in d e k i, id a r i d ü z e n le m e le r­

le su ç v e ceza ya ra tm as ı h u su s la rın a d a d e ğ in ile c e k ­

tir ,

Y Ö K R A P O R U

4 .1 ) A n a y a s a l v e Y a s a l D ü z e n le m e le r

1982 A n a y a s a s ın d a b ir yü k se k ö ğ re tim k u ru lu k u ­

ru lm a s ı ö n g ö rü lm ü ştü r. Y Ö K ’ü n A n a y a s a l k u ru m n i­

te liğ i b u ra d an g e lm e k te d ir.

“ Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın ın ö ğ re tim in i p la n la ­

m ak , yö n e tm e k , d e n e tle m e k , yü k se k ö ğ re tim k u ru lu ­

la r ın d a k i eğ itim - ö ğ re tim v e b ilim s e l a ra ş tırm a fa a li­

y e t le r in i y ö n le n d irm e k , bu k u ru m u n k a n u n d a b e lir ­

t ile n am aç v e ilk e le r d o ğ ru ltu su n d a k u ru lm a s ın ı, ge­

liş t ir ilm e s in i v e ü n iv e rs ite le re tah s is e d ile n k a y n a k ­

la r ın e tk ili b ir b iç im d e k u lla n ılm a s ın ı sa ğ la m a k ve

ö ğ re tim e le m a n la r ın ın y e t iş t ir ilm e s i iç in p la n la m a

ya p m a k m ak sad ı ile Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu k u ru lu r.

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu , ü n iv e rs ite le r , B a k a n la r

K u ru lu G e n e lk u rm a y B a ş k a n lığ ın c a s e ç ile n v e sa y ı­

la r ı, n it e lik le r i v e se ç ilm e u s u lle ri k a n u n la b e lir le n e n

a d a y la r a ra s ın d a n re k tö rlü k v e ö ğ re tim ü y e liğ in d e

b a ş a rılı h iz m e t yap m ış p ro fe sö rle re ö n c e lik ve rm e k

su re ti ile C u m h u rb a ş k a n ın ca a ta n a n ü y e le r v e cu m ­

h u rb a ş k a n ın c a d o ğ ru d an d o ğ ru ya s e ç ile n ü y e le rd e n

k u ru lu r. K u m lu n te ş k ila tı, g ö rev , y e tk i, so ru m lu lu ğ u

v e ç a lış m a e s a s la r ı k a n u n la d ü z e n le n ir .” ( A Y

Umran-Aralık ■2001 9

Page 106: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

m d .1 3 1 )

Y a sa l d ü z en lem e o la ra k , 6 K a s ım 1981 ta r ih li

2547 s a y ılı Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u , y ü k se k ö ğ re tim i

ve yü k se k ö ğ re tim ü st k u ru lu ş la r ın ı a y r ın t ılı b ir b i­

ç im d e d ü z e n le m iş tir. B u k a n u n yü k se k ö ğ re tim s is te ­

m in in te m e l y a sa l d a y a n a ğ ın ı o lu ş tu rm a k ta d ır . Y O K ,

bu k a n u n ile k u ru lm u ştu r. Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u n ­

da, y ü k s e k ö ğ re tim in iş le y iş i Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ­

n u n d e n e tim v e g ö z e tim i a lt ın a a lın m ış , s ık ı k a y ıt la ­

m a la r v e d e n e tim o rg a n la r ı ö n g ö rü lm ü ş tü r. Y ü k se ­

k ö ğ re tim K a n u n u G e n e l G e re k ç e s i’n d e şu ifa d e le re

y e r v e r ilm iş t ir :

“ Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın ın y ü k le n d ik le r i gö ­

re v le r i y e r in e g e tirm e le rin d e h e r b a k ım d a n d e v le t in

g ö z e tim v e d e n e tim fo n k s iy o n u n u n d e v a m lı v e e tk in

b ir ş e k ild e g e rç e k le ş tir ilm e s in i” , “ Y ü k se k ö ğ re tim in

b ü tü n lü ğ ü ilk e s i ış ığ ın d a , yü k se k ö ğ re tim a la n ın ın

b ü tü n y ö n le r i ile p la n a b a ğ la n m a s ın ı, y ö n le n d ir ilm e ­

s in i, u y g u la m a la rın y a k ın d a n iz le n e re k d e ğ e r le n d ir il­

m e s in i, k u ru m la r a ra s ın d a iş b ir liğ i v e k o o rd in a sy o ­

n u n s a ğ la n m a s ın ı v e k o ru n m a s ın ı... sağ lam ak am a ­

c ıy la b u k a n u n u n h a z ırla n m a s ın a ih t iy a ç d u yu lm u ş ­

tu r .”

K a n u n a g ö re , Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu k e n d i iç in ­

de , G e n e l K u ru l, B a ş k a n v e Y ü rü tm e K u ru lu n d a n

o lu şu r. A y r ıc a , Y ü k se k ö ğ re tim D e n e tle m e K u ru lu ,

Ü n iv e rs ite le ra r a s ı K u ru l v e Ö ğ re n c i S e ç m e v e Y e r ­

le ş tirm e M e rk e z i a lt b ir im le r o la ra k ö n g ö rü lm ü ş tü r.

Sö z k o n u su k u ru l v e b ir im le r “ K u ru m s a l Y a p ı” b a ş lı­

ğ ı a lt ın d a in c e le n m iş ti.

4 .2 ) İdari Düzenlemeler ve Uygulamalar

Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u n u n u y g u la n m a s ın ı gös­

te rm e k üzere b ir d iz i id a r i d ü z en lem e m evz u a ta e k ­

le n m iş tir . K u ru l v e b ir im le r in ç a lış m a v e u yg u la m a ­

la r ın ın g ö s te rild iğ i y ö n e tm e lik le r in y a n ı s ıra ö ğ re n c i

v e ö ğ re tim e le m a n la r ı ile ilg i li y ö n e tm e lik le r de ç ı ­

k a r ılm ış t ır . B u y ö n e tm e lik le rd e k a n u n d a ö n g ö rü le n

h u su s la rla ilg ili a y r ın t ılı d ü z e n le m e le r g ö rü lm e k te d ir.

Ö ğ re n c i v e ö ğ re tim e le m a n la r ı h a k k ın d a k i id a r i d ü ­

z e n le m e le rd e n e n ta rtış m a lı o la n la r ı h iç şüphesiz d i­

s ip lin y ö n e tm e lik le r id ir . Ö ğ re n c i u z a k la ş tırm a la rı,

ö ğ re tim ü y e le r i v e m e m u rla ra iliş k in so ru ştu rm a la r,

g ö re v sü re s in in u z a tılm a s ın a iliş k in k a ra rla ra e tk i

e d e n d is ip lin c e z a la rı, söz k o n u su d is ip lin y ö n e tm e ­

lik le r in e d a y a n ıla ra k y ü rü tü lm e k te d ir .

4 .2 .1 ) Öğretim elemanları hakkında

Yükseköğretim Kurumlan Yönetici, Öğretim

Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği, K a s ım

1998 d e ğ iş ik lik le r i ile , ü n iv e rs ite ö ğ re tim m esleğ i ve

k am u g ö re v in d e n ç ık a rm a cezası y e n id e n d ü z e n le n d i

v e ü n iv e rs ite ö ğ re tim ü y e liğ in d e n v e y a k am u g ö re ­

v in d e n ç ık a rm a k o la y la ş t ır ıld ı.

“ - Ü n iv e rs ite ö ğ re tim m e s le ğ in d e n ç ık a rm a : D e v ­

le t v e y a v a k ıf yü k se k ö ğ re tim k u ru m u n d a ö ğ re tim

e le m a n ı v e y a y a rd ım c ıs ı o la ra k a k a d e m ik b ir k a d ro ­

y a b ir d ah a a lın m a m a k üzere ü n iv e rs ite ö ğ re tim m es­

le ğ in d e n ç ık a rm a d ır.

-K am u g ö re v in d e n ç ık a rm a : G e n e l v e k a tm a b ü t­

ç e l i i d a r e l e r , il n z e l i d a r e l e r i , b e l e d i y e l e r , il ö z e l i d a ­

re le r i ile b e le d iy e le r in k u rd u k la r ı b ir lik le r , d ö n e r se r­

m a y e li k u ru lu ş la r , fo n la r, k e fa le t s a n d ık la rı, kam u

k u ru m v e k u ru lu ş la r ın a m e m u r o la ra k b ir d a h a a lın ­

m am ak üzere g ö re v d e n ç ık a rm a d ır .” (M a d d e 4/g,

7 .11 .1 99 8/23 51 6 R G . İle d e ğ iş ik ve e k )

Y in e a y n ı t a r ih li 11. m ad d e d e ğ iş ik liğ i ile , ü n iv e r ­

s ite ö ğ re tim m e s le ğ in d e n v e y a k am u g ö re v in d e n ç ı ­

k a rm a ce z as ın ı g e re k tire n f i i l v e h a lle r d ü z e n le n d i.

B u h u su s la rd a k i h a k ih la lle r i v e h u k u k d ış ı u y g u la ­

m a la r, s ü re k lilik arz e tt iğ i iç in g ü n d em d en d üşm ed i.

B u h a k ih la lle r i k im i zam an a ç ıla n so ru ştu rm a la r k i­

m i zam an d a b a s k ıla r so n u cu g e rç e k le ş tir ild i.

28 Ş u b a t sü re c i ile h ız k az a n an bu u yg u la m a la ra

d e ğ in m e k te y a ra r o la c a k tır , 1998 y ı l ı iç in d e , Ç a n a k ­

k a le 18 M a r t Ü n iv e rs ite s i R e k tö rü P ro f. D r. A b d u r ­

ra h m a n G ü z e l ile P a m u k k a le Ü n iv e rs ite s i re k tö rü

P ro f. D r. M e h m e t A k ş it h a k k ın d a so ru ştu rm a a ç ıld ı.

P a m u k k a le Ü n iv e rs ite s i T ıp F a k ü lte s i D e k a n ı ile

H a r r a n Ü n iv e rs ite s i R e k tö rü g ö re v le rin d e n a lın d ıla r ,

V a n 100. Y ı l Ü n iv e rs ite s i T ıp F a k ü lte s i D e k a n ı P ro f,

D u rsu n O d ab a ş , m e s le k te n ih ra ç e d ild i, K a s ım 1998

d e ğ iş ik liğ in e d a y a n ıla ra k a k a d e m ik u n v a n la r ı e lin ­

d e n a lın d ı. O d a b a ş ’a d e ste k v e rd ik le r i id d ia s ıy la o n

ö ğ re tim g ö re v lis in in g ö re v le r in e de so n v e r ild i. S a ­

k a ry a Ü n iv e rs ite s i F e n - E d e b iy a t F a k ü lte s i S o s y o lo ji

10 Ümran-Aralık -2001

Page 107: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YÖK RAPORU / MAZLUMDER

B ö lü m ü ö ğ re tim ü yesi P ro f. D r. S a m i Ş e n e r ’in g ö re ­

v in e so n v e r ile li. 1999 y ı l ı iç in d e , İÜ E d e b iy a t F a k ü l­

te s i ö ğ re tim ü y e le r in d e n P ro f. D r. A h m e t A ğ ıra k ç a ,_____

H a rra n Ü n iv e rs ite s in d e a ra ş tırm a g ö re v lis i o la n , S o s ­

y o lo ji b ö lü m ü n d e n E ro l A k s o y ile T a r ih ve E d e b iy a t

B ö lü m ü n d e n N a z a r ı ı u y i a .L v e ı ub a rvkouy, K o n y a

S e lç u k Ü n iv e rs ite s i ila h iy a t F a k ü lte s i A ra p D il i V e

B e la g a tı A n a b ilim D a lı B a ş k a n ı P ro f. D r. Ib ra h im

S a rm ış v e S e lç u k Ü n iv e rs ite s i E ğ it im F a k ü lte s i C o ğ ­

ra fya B ö lü m ü ö ğ re tim g ö re v lis i N a d ir Ç o m a k 'ın g ö ­

re v le r in e so n v e r ild i. Y in e 2 00 0 y ılı iç in d e , G a z io s ­

m an p aşa Ü n iv e rs ite s in d e n D o ç . D r. N e c m e tt in S a ğ ­

la m , b aşö rtü sü ta k t ık la r ı g e re k çe s iy le , C e la l B a y a r

ü n iv e rs ite s in d e n A ra ş t ırm a G ö re v lis i D r. F a tm a N u r

Ş e n g il, H a r r a n Ü n iv e rs ite s in d e n A y ş e D ile k Ç a p a ­

n o ğ lu , A ta tü rk Ü n iv e rs ite s in d e n Y rd . D o ç . D r. N u ­

ra y N iş a n c ı, N u ra y C e y la n , A rz u İn a n , V a n 100. Y ı l

Ü n iv e rs ite s in d e n S e v im A s la n , S e v a l D e m ir, G ö n ü l

T a ş d e m ir, D ö n d ü T a n ır , N e c ife K a fe s g ö re v le rin d e n

ih ra ç e d ild i. A y n ı y ıl, Y ü k se k D is ip lin K u ru lu , K ır ık ­

k a le Ü n iv e rs ite s i F e n - E d e b iy a t F a k ü lte s i S o s y o lo ji

B ö lü m ü ö ğ re tim ü y e le r in d e n Y rd . D o ç . D r. A le v Er-

k ile t B a ş e r ’e , 4 y ı l ö n ce b ilim jü r is i ö n ü n d e sa vu n u ­

la ra k k a z a n ılm ış d o k to ra te z in in k ita p h a lin e g e t ir il­

m esi ü z e rin e , “ C u m h u r iy e t in te m e l ilk e le r in e a y k ır ı

d a v ra n d ığ ı” g e re k çe s iy le k am u g ö re v in d e n ç ık a rm a

cezası v e rd i. 1998 ve 2001 ta r ih le r i a ras ın d a b irç o k

ö ğ re tim g ö re v lis i v e p e rso n e l h a k k ın d a so ru ştu rm a

a ç ıld ı, b irç o ğ u n a u z ak la ş tırm a v e m aaştan kesm e c e ­

z a la rı v e r ild i.

Y Ö K ’ü n b a s k ıc ı p o lit ik a la r ı ile u yu m h a lin d e

o la n İs ta n b u l Ü n iv e rs ite s i R e k tö rü K e m a l A le m d a-

ro ğ lu ’n u n u y g u la m a la rın d a n d o la y ı T ü rk iy e ’n in en

k ö k lü e ğ itim k u ru m u o la n İs ta n b u l Ü n iv e rs ite s in d e

a k a d e m ik yaşam a b ü yü k b ir d a rb e sa y ıla c a k to p lu is ­

t ifa la r y a ş a n d ı: K a s ım 1998’d e H u k u k F a k ü lte s in d e n ,

P ro f. D r. Ö m e r Y ö rü k o ğ lu , P ro f. D r. E rd o ğ a n T e z iç ,

P ro f. D r. B e lg in E rd o ğ m u ş, S iy a s a l B ilg ile r fa k ü lte s i

D e k a n ı P ro f. D r. A l i Ü lk ü A z ra k is tifa e tt ile r . Y in e

a y n ı u y g u la m a la r se b e b iy le H a z ira n 1999 ’d a, İs ta n b u l

Ü n iv e rs ite s in d e , H u k u k F a k ü lte s i K a m u B ö lü m ü

B a ş k a n ı P ro f. D r. Ç e t in Ö z e k , A n a y a s a H u k u k u A n a

B ilim D a lı B a ş k a n ı P ro f. D r. B ü le n t T a n ö r, G e n e l

K a m u H u k u k u , H u k u k F e lse fe s i v e S o s y o lo jis i ile

T ü r k H u k u k T a r ih i A n a B ilim D a lla r ı B a ş k a n ı P ro f.

D r. C e m a l B a li A k a l, A v ru p a H u k u k u A ra ş t ırm a ve

U y g u la m a M e rk e z i M ü d ü rü P ro f. D r. Ü n a l T e k in a lp

is tifa e tt ile r . Y in e a y n ı a y iç in d e İs ta n b u l Ü n iv e r s ite ­

si İH ism Fakültesi Y ö n e lim Kumlu tB fd tt ö lfttflk Y sri-

fa e tt i.

A y n ı şe k ild e T em m u z 1 999 ’d a M a rm a ra Ü n iv e r ­

s ite s i R e k tö rü P ro f. D r. Ö m e r F a ru k B a t ır e l, “ G ö rü ­

le n lüzum ü z e rin e ” d iy e re k , Y Ö K u y g u la m a la rın d a n

d o la y ı g ö re v in d e n is tifa e tt i.

Ü n iv e rs ite le rd e ak a d e m ik ve id a ri p e rs o n e lin ,

sözkonusu u yg u la m a la rı e le ş tirm e s i h a lin d e id a re c ile ­

r in d a y a tm a la rı u yg u lam ak ta ıs ra r lı tu tu m la rı so n u cu

so ru ştu rm a ve ce z a lan d ırm a y o lla r ın a g id ilm e k te , bu

a rad a , h u k u k d ış ı v e k e y fi y ö n te m le re b a ş v u ru lm a k ta ­

d ır . B u u y g u la m a la rla ü n iv e rs ite le r , ik t id a r ın h e g e ­

m o n ya ku rm a g a y re tle rin e zem in o lm a k ta , te m e l h a k

v e ö z g ü rlü k le ri h e r fırs a tta k ıs ıtla m a y a ç a lış a n Y Ö K

v e ü n iv e rs ite y ö n e t ic ile r i, te k t ip le ş t ir ic i, d a y a tm a c ı

v e y a s a k ç ı b ir re sm i id e o lo jin in ad e ta ja n d a rm a lığ ın ı

ü s tle n m e k te d ir . Ü n iv e rs ite le rd e k i b a s k ıc ı v e y a s a k ç ı

u y g u la m a la rın y a y ım la n a n y ö n e tm e lik le r ü z e rin d e n

g e rç e k le ş tir ild iğ i, ü n iv e rs ite re k tö r le r i v e d e k a n la r ı­

n ın b e lir le n m e s in d e , ö ğ re tim ü y e liğ in e g e ç iş te

Y Ö K 'ü n m erk ez i k u ru m la n e liy le s p e k ü la tif m ü d a h a ­

le le r in ya şan d ığ ı bu sü reçte , özgür v e özerk ü n iv e rs i­

te ta le p le r i b o ğ u lm a k ta v e s in d ir ilm e k te d ir .

4 .2 .2 ) Ö ğ re n c ile r h a k k ın d a

Y Ö K ’ü n u y g u la m a la rın d a n bugüne k a d a r ç o k sa ­

y ıd a ö ğ re n c i d e m ağdur o ld u . D is ip lin y ö n e tm e lik le ­

r in e d a y a n ıla ra k a ç ıla n so ru ş tu rm a la rın , o k u ld a n

u z a k la ş tırm a la r ın sa y ıs ı tam o la ra k b ilin m e m e k te d ir.

A n c a k , u y g u la m a la rın yü k se k ö ğ re tim s is te m in in k a ­

lite s in i düşü rd üğ ü , ü n iv e rs ite le r i e ğ itim b ir im le r i o l­

m a k ta n ç ık a rd ığ ı ço k iy i b ilin m e k te d ir . H a lb u k i,

ü n iv e rs ite le r b ir ü lk e n in e n te le k tü e l h a re k e t liliğ in in

m e rk e z id ir. D ü şü n ce h a y a tın d a k i c a n lılık v e v e r im li­

lik ü n iv e rs ite le r in s a ğ lık lı iş le y iş in e b a ğ lıd ır . Y Ö K

u yg u la m a la rı, d ü z e n in b a s k ıc ı v e d a y a tm a c ı k a ra k te ­

r in in yü k se k ö ğ re tim h a y a tın d a k i te m s ilc is i o la ra k

ü n iv e rs ite le r in bu ro lü n e k e t vu rm a k ta d ır. B u şek il-

Umran'Aralık .2001 11

Page 108: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

de y e t iş t ir ilm iş b ir in s a n k it le s i ile n e u lu s a l n e de

u lu s la ra ra s ı d ü z lem d e a ç ılım sa ğ la ya b ilm e k m ü m k ü n

o la b ile c e k t ir , D is ip lin y ö n e tm e lik le r in e ve Y O K g e ­

n e lg e le r in e d a y a n a ra k y a p ıla n u y g u la m a la r e n son

d e ğ iş ik lik le r ile b ir lik te d a h a se rt d a y a tm a la r ı b e ra ­

b e rin d e g e tird i.

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru m la n Ö ğ re n c i D is ip lin Y ö ­

n e tm e liğ in d e , y ö n e tm e liğ in d ü z e n le n iş a m a c ı şu şe­

k ild e ifad e e d ilm iş tir :

“ B u y ö n e tm e lik ; k a n u n , tüzük , y ö n e tm e lik v e y ö ­

n e rg e le r in ö ğ re n c ile re y ü k le d iğ i g ö re v le r i yü k se k ö ğ ­

re t im k u ru m u iç in d e v e d ış ın d a y e r in e g e tirm e y e n ,

u yu lm a s ı g e re k li h u su s la ra u ym a ya n , y a s a k la n a n iş le ­

r i y a p a n v e y a ö ğ re n c ilik s ıfa t, şe re f v e h a y s iy e t i ile

b ağ d aşm ayan h a l v e h a re k e tte b u lu n a n ö ğ re n c ile re

v e r ile c e k d is ip lin c e z a la r ın ı, u su l v e te ş k ila tla ilg ili

h ü k ü m le ri b e lir tm e k a m a c ıy la d ü z e n le n m iş tir .” (m d .

I \

5. m ad d ed e d is ip lin c e z a la rı sa y ılm ış , ile r le y e n

m a d d e le rd e h a n g i s u ç la r ın bu c e z a la rı g e re k tird iğ i

te k te k b e lir t ilm iş t ir . D e v le t in h e r tü r lü id e o lo jik ve

s iy a s i d a v ra n ış v e ta v ır k a rş ıs ın d a g ö ste rd iğ i m ah k u m

e d ic i ta v r ın ı, bu d is ip lin y ö n e tm e liğ in in , k u ru m d an

ç ık a rm a cezası g e re k tire n d is ip lin s u ç la r ın ın s a y ıld ığ ı

b ö lü m ü n d e g ö re b ilm e k te y iz . 10. m a d d e n in d ü z e n le ­

n iş b iç im i, ö ğ re n c in in k u ru m d an u z ak la ş tırm a cez as ı­

n a ç a rp tır ılm a s ı n o k ta s ın d a k u ru m y ö n e t ic ile r in e

ço k g en iş b ir ta k d ir y e tk is i v e rm e k te d ir . 10. m ad d e ­

n in (b ) v e ( c ) f ık ra la r ı şu şe k ild e d ir:

“ b- Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın ın id e o lo jik v e s i­

yas i a m a ç la r la h u zu r, sü k u n v e ç a lışm a d ü z e n in i boz­

m ak v e y a b o yk o t, işg a l, e n g e lle m e , p e rs o n e lin iş in i

y a v a ş la tm a g ib i e y le m le re k a t ılm a k , bu a m a ç la ra y ö ­

n e lik e y le m le r i ta h r ik e tm e k ,

c- Y ü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın d a s iy a s i v e y a id e ­

o lo jik a m a ç lı b ild ir i, a fiş , p a n k a rt, b a n t v e y a b en z e r­

le r in i b u lu n d u rm a k , ço ğ a ltm a k , d a ğ ıtm a k v e y a b u n ­

la r ı k u ru m b in a la r ın a v e y a b in a la rd a k i e şya la r ü z e ri­

n e yaz m ak , re s im le m e k , te ş h ir e tm e k , söz lü v e y a y a ­

z ılı id e o lo jik p ro p a g a n d a y a p m a k ,”

S a y ıla n seb ep le re d a y a n a ra k h e r ö ğ re n c iy e o k u l­

d a n u z a k la ş tırm a cezası v e r ile b ilm e s i m ü m k ü n gö ­

rü n m e k te d ir. “Siyasi ve ideolojik amaçlı” o la n h e r

tü rlü e y le m i m ah k u m e d e n ta v ır , h iç şüphesiz d arb e

h u k u k u n a d a y a lı e ğ itim s is te m in in , p o lit ik te rc ih ve

ta le p le re y ö n e lik re f le k s le r in i o rta y a k o y m a k ta d ır.

B u n u n y a n ıs ıra , 3 1 .5 .1 9 9 8 ta r ih in d e y a p ıla n d e ­

ğ iş ik lik le r le b ir lik te k u ru m y ö n e t ic ile r in e 13. m ad d e ­

de d ah a g e n iş y e tk ile r ta n ın m ış tır :

“ M a d d e 13- (E k v e d e ğ iş ik lik le r 3 1 .5 . 1998/23358

R G ile y a p ılm ış t ır )

a. (E k : - T o p lu , s ü re k lilik arzed en ve /ve ya m ü şte ­

re k a la n v e y a m e k a n la rd a ö ğ re n c i o la y la r ı ile ilg ili

o la ra k Ü n iv e r s ite R e k tö r le r i,- )

b. F a k ü lte ö ğ re n c ile r in in iş le m iş o ld u k la r ı d is ip ­

lin s u ç la r ın d a n d o la y ı d e k an ,

c . E n s t itü ö ğ re n c ile r in in iş le m iş o ld u k la r ı d is ip lin

s u ç la r ın d a n d o la y ı e n s titü m ü d ü rü ,

d. Y ü k s e k o k u l ö ğ re n c ile r in in iş le m iş o ld u k la r ı d i­

s ip lin s u ç la r ın d a n d o la y ı y ü k se k o k u l m üd ü rü ,

r K y v y ş r r v s f n s r * l j a r ı

d is ip lin s u ç la r ın d a n d o la y ı k o n s e rv a tu a r m ü d ü rü , ”

d is ip lin so ru ştu rm as ı y a p tırm a y a y e tk ili k ılın m ış t ır .

“ (E k : ) T o p lu v e y a s ü re k lilik arzed en ö ğ re n c i e y ­

le m le r i ile ilg ili o la ra k re k tö r v e y a g ö re v le n d ire c e ğ i

re k tö r y a rd ım c ıs ın ın b a ş k a n lığ ın d a ; fa k ü lte , e n s titü ,

y ü k se k o k u l v e va rsa k o n se rv a tu a r ö ğ re tim e le m a n la ­

r ın d a n o lu ş a n v e n ite liğ in in g e re k tird iğ i sa y ıd a ü ye ­

d e n in c e le v e so ru ştu rm a k u ru lu te ş k il e d ilir . B u K u ­

ru l m e yd an a g e le n ö ğ re n c i o la y la r ın ın se b e p le rin i v e

te k e rrü rü n ö n le n m e s i iç in a lın m a s ı g e reken te d b ir le ­

r i b ir ra p o r h a lin d e re k tö re su n ar.

( E k : ) A y r ıc a , ya p a ca ğ ı so ru ştu rm a so n u cu n d a su ç lu

o ld u k la r ı te s p it e d ile n ö ğ re n c ile r h a k k ın d a v e r ile c e k

u ya rm a , k ın a m a v e yü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın d a n b ir

h a fta d a n b ir a ya k a d a r u z ak la ş tırm a ce z a la rı iç in y e t­

k il i d is ip lin a m ir le r in e , yü k se k ö ğ re tim k u ru m u n d a n

b ir v e y a ik i y a r ıy ıl iç in u z a k la ş tırm a cezası ile yü k se ­

k ö ğ re tim k u ru m u n d a n ç ık a rm a ce z a la rı iç in ü n iv e rs i­

te D is ip lin K u ru lu n a te k lif te b u lu n u r.”

4 .2 .3 ) Başörtüsü sorunu

Ü n iv e rs ite le rd e ö z e llik le 28 Ş u b a t S ü re c in d e y o ­

ğ u n o la ra k y a ş a n a n başö rtü sü so ru n u , ü n iv e rs ite y a ­

şa m ın ı d e r in d e n e tk ile m e k te d ir . Sözkonusu sorun,

yasal düzenlemelerden kaynaklanmamaktadır. Ni­

12 Ümran-Aralık -2001

Page 109: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

YÖK RAPORU / MAZLUMDER

tekim halen kılık kıyafet konusunda yasaklayıcı

bir yasal düzenleme mevcut değildir. Kılık kıyafet

konusundaki yasaklar hukuka aykırı bir biçimde

YOK genelgeleri yoluyla uygulanmaktadır.

İlk kez 2 0 .1 2 .1 9 8 2 ta r ih li g en e lg e ile b aşö rtü lü

ö ğ re n c ile r in d e rs le re g irm esi y a s a k la n d ı. B u k o n u d a ­

k i yasa l b o ş lu k göz ö n ü n d e b u lu n d u ru la ra k , 8 .1 .19 87

ta r ih in d e Y ü k se k ö ğ re tim K u ru m la n Ö ğ re n c i D is ip lin

Y ö n e tm e liğ in in 7. m ad d es in e e k le n e n (h) b e n d i ile

“Yükseköğretim Kumullarının dershane, laboratu­

ar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıya­

fet ve görünüm dışındaki bir kıyafet ve görünümde

bulunmak,” k ın a m a cezası g e re k tire n f i i l ve h a lle r

a ras ın d a s a y ıld ı. B u h ü k m e , 4 .1 2 .1 9 8 8 ta r ih in d e y a ­

p ıla n ek ile , “Dini inanç nedeniyle boyun v e saçlar,

örtü veya türbanla kapatılabilir” is tisn a s ı g e t ir ilm iş ­

t ir . A n c a k , b u (h) b e n d i, 2 8 .1 2 .1 9 8 9 ta r ih in d e y ü ­

rü r lü k te n k a ld ır ılm ış t ır .

H a le n K ılık - k ıy a fe t k o n u su n d a y ü rü rlü k te o la n

te k y a sa l d ü z e n le m e Y ü k s e k ö ğ re tim K a n u n u n a

2 5 .1 0 .1 9 9 0 ta r ih v e 3 67 0 s a y ılı yasa ile e k le n e n ek

17. m ad d ed ir:

“ Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kay­

dı ile; yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıya­

fet serbesttir.”

Y a sa m e tn in d e a ç ık ç a ifad e e d ile n k ılık - k ıy a fe t

se rb e s tliğ i, y in e yasa m e tn in d e n yo la ç ık ıla r a k “ söz

k o n u su h ü k m ü n sa ç v e b o yn u n tü rb a n v e ö rtü ile k a ­

p a tılm a s ın a im k a n sa ğ la m a ya ca ğ ı” şe k lin d e yo ru m ­

la n m ış tır . A ç ık h ü k ü m b u lu n m a m a s ın a rağ m en , bu

yo ru m a d a y a n ıla ra k , başö rtü sü yasağ ı yü k se k ö ğ re tim

k u ru m la rın d a u y g u la n m a k ta d ır. B u u yg u la m a la rd a n

bu g ü n e k a d a r k a ç ö ğ re n c in in m ağ d u r e d ild iğ i tam

o la ra k b ilin m e m e k te d ir .

4.2 .4 ) Üniversiteye Giriş Sınavı Sistemleri ve

Yükseköğretim Tekeli

Y ü k se k ö ğ re tim K a n u n u n a gö re , yü k se k ö ğ re tim

k u ru m la r ın a g ir iş a m a c ıy la y a p ıla n s ın a v la r ı Y ü k s e ­

k ö ğ re tim K u ru lu n a b a ğ lı b ir b ir im o la n Ö ğ re n c i S e ç ­

m e ve Y e r le ş tirm e M e rk e z i h a z ır la r v e yap a r. B u n u n ­

la b e rab e r Ö S Y M , ö ğ re n c i a d a y la r ın ın yü k se k ö ğ re ­

tim k u ru m la r ın a y e r le ş tir ilm e s in d e a ra n a n ş a rtla n ,

y e rle ş tirm e usu lü v e ş e k lin i b e lir le r , ye rle ş tirm e iş ­

le m le r in i yap ar.

S is te m in iş le y iş in d e ro l v e p o z isyo n a la c a k in sa n

p ro f ilin in ş e k ille n d ir ilm e s i b a k ım ın d a n b ü yü k ö n em

ta ş ıy a n yü k se k ö ğ re tim k u ru m la r ın a g iriş s ın a v la r ı

Ö S Y M e liv le Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ta ra fın d a n , k e n ­

d i p o lit ik v e k o n jo n k tü re l te r c ih le r i d o ğ ru ltu su n d a

d ü z e n le n m e k te d ir. S ın a v s is te m le rin d e y a p ıla n d e ğ i­

ş ik lik le rd e a ş ik a r o la n bu te rc ih le rd e , k e y fi u yg u la ­

m a la ra zem in sa ğ la yan y e tk ile r le “taşralıların ö n ü n ü

k e sm e ” p ro je s i y ü rü tü lm e k te d ir .

S o n s ın a v s is te m i d e ğ iş ik lik le r in i bu b ağ lam d a

d e ğ e rle n d irm e k g e re k ir. Y a p ıla n d e ğ iş ik lik le , m ezun

o lu n a n lise ve a la n ın , b ir yü k se k ö ğ re tim k u ru m u n d a

e ğ itim görm e te r c ih le r in i b e lir le m e s i k o n u su n d a d e ­

ğ iş ik lik le r y a p ıld ı. B u u yg u lam a ile , m eslek lise s i m e ­

z u n la r ın ın te rc ih e d e b ild ik le r i, te r c ih e tt ik le r in d e

g irm e ye h a k k a z a n a b ild ik le ri fa k ü lte ve b ö lü m le rd e

s ın ır la m a y a g id ild i. B ö y le c e , ö rn e ğ in , b ir m eslek lis e ­

s i m ezu n u n u n , b ir h u k u k fa k ü lte s in d e okum a şan s ı f i ­

ile n o rta d a n k a ld ır ıld ı. O rta ö ğ re t im b aşarı p u a n ın ın

b ir yü k se k ö ğ re tim k u ru m u n a g ir iş p u a n ın d a k i e tk is i

d e y in e a d il o lm a y a n b ir b iç im d e y e n id e n d ü z e n le n ­

d i. B u d ü zen lem e ile , ad ay ö ğ re n c in in o rta ö ğ re tim

b aşa rı p u a n ı, m ezun o ld u ğ u o k u lu n g e n e l b aşarı o rta ­

la m a s ı ile iliş k ile n d ir ild i. B ö y le c e , taşra b ö lg e le rin d e

g e n e l b aşa rı o rta la m a s ı -zorun lu v e d o ğ a l o la rak- d ü ­

şü k o k u lla rd a n m ezun ö ğ re n c ile r in b ir yü k sek ö ğ re tim

k u ru m u n d a e ğ itim görm e şa n s la rı a z a ltıld ı. B u n a k a r­

ş ın , e ğ itim v e ö ğ re tim i k a lite li, b aşa rı o rta la m a la r ı

yü k se k o la n k o le j v e b en zeri ö ze l n it e lik li o k u lla rd a n

m ezun ö ğ re n c ile r in de ü n iv e rs ite y e g irm e şa n s la rı

a r t t ır ıld ı.

B u d u ru m , h iç şüphesiz e ğ itim d e fırs a t e ş itliğ in e

a p a ç ık a y k ır ılık te ş k il e tm e k te d ir. A n c a k b u rad a a s ıl

vu rg u la n m a s ı g e reken husus, s is te m in , d e v le t k u ru m ­

la n v e b ü ro k ra s is in d e ro l a la c a k in s a n p ro filin i, d a r­

b e c i z ih n iy e t v e d ö n em se l p o lit ik a la r d o ğ ru ltu su n d a

ş e k ille n d irm e s id ir . A la n s ın ır la m a s ı v e y e n i p u an h e ­

sa p la m a la r ı, u yg u lan m aya b a ş la n d ığ ı 1999 y ılın d a n

b e ri, e ğ itim h a k k ın ı p o lit ik a m a ç la r la e n g e lle d iğ i ge­

re k ç e s iy le e le ş tir ilm iş v e fırs a t e ş it liğ in e a y k ır ı o ld u ­

ğu v u rg u la n m a y a ç a lış ılm ış tır . Y ü k se k ö ğ re tim te k e li

Ümran-Aralık -2001 13

Page 110: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

v e y e n i s ın a v s is te m le r i ile , h en ü z yü k se k ö ğ re tim k u ­

lu n u m a g irm e ye h a k kazan m am ış ö ğ re n c ile r b ile

Y Ö K m ağduru o la b ilm e k te d ir . D a h a ö n c e ifad e e t t i­

ğ im iz g ib i, Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu n u n ü n iv e rs ite le rd e

in s a n p ro f ilin i ş e k ille n d irm e y e ça lışm as ı y ö n ü n d e k i

g a y re tle r i ş a ş k ın lık y a ra ta c a k d ü zeyd ed ir.

4 .3 ) Kanunilik İlkesinin İhlali Yönetmelik ve

Genelgeler İle Suç ve Ceza Tesisi

D a h a ö n ce d e b e lir t ild iğ i g ib i, ö ğ re n c i d is ip lin iş ­

le r iy le ilg ili k a ra r m e rc ii o la n d is ip lin k u ru lla r ın ın

ceza k a ra r la r ı, g e re k v e r iliş u su lü gerekse u yg u lam a

v e b a ğ la y ıc ılık b a k ım ın d a n ya rg ı k a ra rı n ite liğ in d e ­

d ir. Ş u h a ld e , k a n u n ilik ilk e s i g e re ğ in ce b u ra d a y a r ­

g ıla m a ya k o n u o la n s u ç la r ın k a n u n d a s a y ılm ış v e ta ­

n ım la n m ış , v e r ile c e k ceza v e ceza y e r in e g e çe n g ü ­

v e n lik te d b ir le r in in d e k a n u n d a ö n g ö rü lm ü ş o lm a s ı

g e ie k iı. G yh a d is ip lin *.ııç la l ı v c m ^ a lu ı ı, ın .ılı m -u im

y ö n e tm e lik le r in d e ö n g ö rü lm ü ş tü r. V e y in e ceza y e r i­

n e g e çe n g ü v e n lik te d b ir le r i de Y O K g e n e lg e le r i ta ­

ra fın d a n b e lir le n m e k te d ir . B u d u ru m suç v e c e z a la rın

k a n u n iliğ i ilk e s in in a ç ık b ir ih la lid ir :

“Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri

ancak kanunla konulur” (AY md. 38 /3 ).

id a r i iş le m le r ile -an cak k a n u n u n ç iz d iğ i ç e rç e v e

iç in d e o lm a k üzere- u yg u lam a b iç im le r i d ü z e n le n e b i­

lir v e y e n i b ir su ç ve ceza ö n g ö rü le m e z k e n , yü k se k ö ğ ­

re tim s is te m im iz d e y ö n e tm e lik v e g e n e lg e le r y o lu y la

y e n i su ç la r v e ce z a la r tesis e d ilm iş o lm a k ta d ır. B u d u ­

ru m , id a re ye (Y ü k s e k ö ğ re tim K u ru lu v e ü n iv e rs ite

ü st y ö n e tim le r in e ) s iy a s i o to r ite y e b ağ ım lı/u yu m lu iş

g ö rm e y o lu n u a ç m a k ta ve h ız lı s iy a s i/ k o n jo n k tü re l

d e ğ işm e le re a ya k u yd u ra b ilm e im k a n ı sa ğ la m a k ta d ır.

4 .4 ) YÖK ve Yargı Kararları

D e v le t k u ru m la r ın ın , ö z e llik le s iy a s i h a re k e t lilik

v e ç e k iş m e le r in yo ğ u n o ld uğ u , g en iş ta s f iy e le r in y a ­

şa n d ığ ı d ö n e m le rd e iş lem v e e y le m le r in d e o rta k b ir

p o lit ik a iz lem esi v e b e lir li b ir am aca y ö n e lik o la ra k

h e r k u ru m u n k e n d i a la n ın d a ü zerin e d ü şe n i yap m ası

a lış ıla g e lm iş b ir d u ru m d u r. B u y a p ılırk e n iş le m v e y a

e y le m in h u k u k a u yg u n o lu p o lm a d ığ ı k o la y lık la gö-

zard ı e d ile b ilm e k te d ir . B u a n la m d a Y ü k se k ö ğ re tim

K u ru lu k a ra r la r ı ile y a rg ı k a ra r la r ı a ra s ın d a b ir p a ra ­

le llik , h a tta k o n sen sü sü n v a r lığ ı g ö z le m le n m e k te d ir.

4.4-1) YÖK’ün Anayasa Mahkemesini “Yasa

koyucu” gibi algılaması sorunu

Y Ö K , s iyas i e rk e a it k o n jo n k tü re l p o lit ik a la r ın

h e r ik i k u ru m u n k a ra r la r ın a y a n s ım a s ın ın m e vcu t

k u ra lla r ç e rç e v e s in d e s a ğ la n m a s ıy la y e tin m e m e k te ­

d ir. A n a y a s a n ın 153. m a d d e s in d e k i a ç ık h ü k m e rağ ­

m en , Y Ö K , iş lem tes is e d e rk e n A n a y a s a M a h k e m e s i­

n i k a n u n k o y u cu g ib i a lg ıla m a k ta , A n a y a s a M a h k e ­

m esi k a ra r la r ın a , y a sa l d a y a n a k m ış g ib i a t ıf la rd a b u ­

lu n m a k ta d ır .

“ A n a y a s a M a h k e m e s i, b ir k a n u n v e y a k a n u n

h ü k m ü n d e k a ra rn a m e n in ta m a m ın ı v e y a b ir h ü k m ü ­

n ü ip ta l e d e rk e n , k a n u n k o yu cu g ib i h a re k e tle , y e n i

b ir u yg u la m a ya y o l a ç a c a k b iç im d e h ü k ü m tes is ed e ­

m ez.” (A Y , m d. 153/2)4 L. 1- ,".1. 1 • — D> G

i L U u y c i ö ı a m ı u u i i u k i u u u u , . . . . . . f

D a ir e s in in E . 1 9 8 6 /4 0 2 , K .1 9 8 8 / 1 9 2 s a y ılı k a ra ­

r ın d a k i şu ifa d e le r ö n e m ta ş ım a k ta d ır:

“ A n a y a s a n ın 153 . M a d d e s in e g ö re , A n a y a s a

M a h k e m e s i k a ra r la r ın ın tü m yasam a, yü rü tm e ve

ya rg ı y e r le r in i b ağ la ya ca ğ ı ku şku su zd u r. A y n ı m ad d e ­

n in ik in c i fık ra s ın d a A n a y a s a M a h k e m e s in in yasa

k o y u cu g ib i h a re k e t e d e re k y e n i b ir u yg u lam aya y o l

a ç a c a k b iç im d e k a ra r v e re m e y e ce ğ i b e lir t ilm iş t ir . B u

d u ru m d a A n a y a s a M a h k e m e s in c e ip ta l e d ilm e y ip

y ü rü rlü k te b ıra k ıla n b ir yasa k u ra lın ı g ö rü lm e k te

o la n b ir d a va d a u y g u la ya n y a rg ı y e r le r in in bu yasa

k u ra lın ın yo ru m u n d a A n a y a s a M a h k e m e s in in y o ru ­

m u y la b a ğ lı o lm a d ığ ı, b aşk a b ir a n la tım la , y ü rü rlü k ­

te k i b ir y a s a n ın yo ru m u n u n a n c a k o ya sa y ı u y g u la ­

y a n ya rg ı y e r in in y e tk is in d e b u lu n d u ğ u ve b irb ir in ­

d e n a y r ı y a rg ı y e r le r in in a y n ı y a s a y ı b irb ir in d e n a y r ı

y o ru m la y a b ile c e ğ i d u ra k sam aya ye r ve rm e y e ce k ö l­

çü d e a ç ık t ır .

B u n e d e n le 442 s a y ılı Y a s a n ın 33 . M a d d e s i y ü rü r­

lü k te b u lu n d u ğ u n a v e g ö rü lm e k te o la n bu d ava d a

u yg u la n m a s ı g e re k tiğ in e g ö re bu m a d d e d e k i k u ra lla ­

r ın A n a y a s a M a h k e m e s i k a ra r la r ın d a ye r a la n g e re k ­

ç e le r le b a ğ lı o lm a k s ız ın D a ire m iz c e yo ru m la n m a s ı

g e re k m e k te d ir.”

Y u k a r ıd a k i D a n ış ta y k a ra r ın d a n da a n la ş ıla c a ğ ı

14 Umran-Arahk ■2001

Page 111: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

üzere, h e rh a n g i b ir e y le m in “Anayasa Mahkemesi­

nin herhangi bir kararıyla yasaklandığı” ş e k lin d e k i

görüş A n a y a s a y a a y k ır ıd ır . A y n ı ş e k ild e , A n a y a s a n ın

13. M a d d e s i, tü m y a s a k la m a la rın v e d ü z e n le m e le rin

“ k a n u n la ” y a p ıla c a ğ ın ı e m re tm e k te d ir.

4 .4 .2 ) Üniversite Ü st Yönetimleri ve YÖK Ka­

rarları ile Yargı Kararları Arasındaki Konsensüs

Ö z e llik le 28 Ş u b a t v e d e vam e d e n sü re ç te id a ri

y a rg ı d a, id a re n in a ja n ı Y Ö K ve u y g u la y ıc ıla r ı g ib i,

s iy a s i o to r ite n in k o n jo n k tü re l d a y a tm a la rın d a n n a s i­

b in i a lm ış ve a lm a k ta d ır . E sa sen h u k u k ç u o lm a y a n ,

h u k u k m isyo n u v e e ğ it im i a lm am ış o la n id a re m ah ­

k e m e le r in in ü y e le r i, s iy a s i o to r ite n in ta y in b ask ıs ı

so n u cu b irb ir in e u ym a ya n , y a rg ı k a ra r la r ın d a iç t ih a t

d ış ı is tik ra rs ız lık a n la m ı ta ş ıy a n k a ra r la ra im za a t­

m a k ta d ırla r.

İd a re m a h k e m e le r in in Y Ö K u y g u la m a la r ın ın ip ­

ta li is te m li ta le p le re ço ğ u zam an b irb ir in e z ıt k a ra r la r

v e rd iğ in e ç a rp ıc ı b ir ö rn e k o la ra k K ır ık k a le İd a re

M a h k e m e s in in E2 0 0 0 /1 4 3 ve K2 00 0/37 7 s a y ılı ila m ı

ile E2 0 00 /3 04 v e K 2 0 0 0 /5 6 6 s a y ılı ila m ı a ra s ın d a k i

z ıt lık g ö s te r ile b ilir . K ır ık k a le İd a re M a h k e m e s in in

b irk a ç ay a ra y la v e rd iğ i bu ik i k a ra r b ir lik te d e ğ e rle n ­

d ir ild iğ in d e , ç if te s ta n d a rd ın n e k ad a r y a y g ın v e göz

g ö re gö re u y g u la n d ığ ın ı g ö s te rm e k te d ir:

“ ...d a v a c ı h a k k ın d a yasad a b ö y le b ir z o ru n lu lu k

b u lu n m a m a s ın a k a rş ın te k ra r o lu ş tu ru la n jü r i d eğ e r­

le n d irm e s in e d a y a n ıla ra k v e ilg ili m e vz u a tta ö n g ö rü ­

le n in ak s in e b ö lü m b a ş k a n ın ın görüşü d ik k a te a lın ­

m ak s ız ın tesis e d ile n d a v a ko n u su iş lem d e h u k u k a ve

m evz u a ta u y a r lık g ö rü lm e m iş tir.

D a v a lı id a re ce d a v a c ın ın h iz m e tin e ih t iy a ç d u ­

yu lm a m a sı d a d a v a k o n u su iş le m in se b e p le ri a ra s ın d a

ile r i sü rü lm e k te yse d e ilg ili b ir im in y ö n e tic is i o la n

d o la y ıs ıy la d a v a c ın ın h iz m e tin e ih t iy a ç d u yu lu p d u ­

y u lm a d ığ ın ı b e lir le y e b ile c e k y e tk ili k iş ile rd e n b ir i

o la n b ö lü m b a ş k a n ın ın ak s i y ö n d e k i görüşü d ik k a te

a lın d ığ ın d a h u k u k e n c id d iy e a lın a b ile c e k n ite lik te

b u lu n m a y a n bu id d ia y a it ib a r e d ilm e m iş t ir ...” (

E2000/143 K 2 0 0 0 /3 7 7 )

Ç e liş ik : “ ...d a v a lı id a re c e d a v a c ın ın h iz m e tin e ih ­

t iy a ç d u yu lm a d ığ ı y ö n ü n d e k i sa vu n m a d a d ik k a te

a lın d ığ ın d a , y e n id e n a ta n m a s ın a iliş k in o la ra k o lu ş ­

tu ru la n jü r i görüşü o lum suz o la n d a v a c ın ın g ö re v sü ­

re s in in u z a tılm a ya ra k g ö re v in e so n v e r ilm e s i y o lu n d a

te s is e d ile n d a v a kon u su iş le m d e h u k u k a v e m evzu ­

a ta a y k ır ı lık g ö rü lm e m iş t ir ...” (E 2 0 0 0 /304

K2000/-566 ) _ _________________________________________

K ır ık k a le İd a re M a h k e m e s i ilk k a ra rın d a , g ö re v

sü re s in in u z a tılm a s ın a iliş k in o la ra k jü r i o lu ş tu ru lm a ­

s ın ın m e vz u a tta y e ri o lm a d ığ ın ı v u rg u la rk e n , k ıs a b ir

sü re so n ra v e rd iğ i ik in c i k a ra rd a a y n ı şe k ild e o lu ş tu ­

ru la n jü r in in o lum suz g ö rüşü n e d a y a n a ra k d a v a k o ­

nusu iş le m i h u k u k a u yg u n b u lm u ştu r. Ü s te lik h e r ik i

k a ra rd a k i im z a la rd an ik is i a y n ı ü y e le re a itt ir . G ö r ü l­

d üğü g ib i K ır ık k a le İd a re M a h k e m e s i b a şvu ru cu n u n

k im liğ in e g ö re k a ra rla rın d a fa rk lı h ü k ü m le r tesis e t­

m iş, ik in c i k a ra rın d a Y O K v e ü n iv e rs ite ü st y ö n e tim ­

le r in in u y g u la m a la rın ı so rg u la m a k s ız ın h u k u k a a y k ı­

r ı iç e r ik le o n a y la m ış tır .

5- Sonuç

6 K a s ım 2001 it ib a r i ile 20 . y ı l ın ı d o ld u ra n Y ü k ­

se k ö ğ re tim K u ru lu , to p lu m u n tü m k e s im le r in i ilg i­

le n d ire n b ir so ru n odağ ı o la ra k h a la g ü n c e lliğ in i k o ­

ru m a k ta d ır. Ö z e llik le , 28 Ş u b a t sü re c in d e , e tk in liğ i

ve d arb e d ü zen i b a k ım ın d a n ö n e m i a rta n Y Ö K ’ü n

a n a liz v e d e ğ e rle n d irm e s i b ü yü k ö n e m ta ş ım a k ta d ır.

B u ç a lışm a d a d ü n d e n b u g ü n e Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu ,

k u ru m sa l y a p ıs ı, m evz u a tı v e u y g u la m a la rı ış ığ ın d a

ö z e llik le so ru n o la n b o y u tla r ı ile e le a lın d ı.

Y in e bu ça lışm ad a , Y Ö K 'ü n te ş h is i v e d u ru m tes­

p it i, ta rih s e l v e p o lit ik m is yo n u b a k ım ın d a n sistem

iç e ris in d e te k a b ü l e tt iğ i y e r v e k o n jo n k tü re l m isyo ­

n u n u d a göz ö n ü n e a la ra k söz k o n u su ku ru m u ta n ım ­

la m a ve b ir tü r sistem e le ş tir is i; b ir s iv il to p lu m k u ru ­

lu şu o la ra k M A Z L U M D E R ’in g e n e ld e te m e l h a k ve

h ü rr iy e tle r , ö ze ld e de e ğ itim - ö ğ re n im h a k k ın a b a k ış ı

v e s a v u n m a la r ı yö n ü n d e y a p ılm a y a ç a lış ılm ış tır .

V u rg u la m a y a ç a lış tığ ım ız e n ö n e m li husus ise

şüphesiz , b ir so ru n od ağ ı o la ra k Y ü k se k ö ğ re tim K u ru-

lu ’n u n , s is te m in d iğ e r k u ru m la r tn ın g e n e l k a ra k te r i

v e iş le y iş in d e n fa rk lı o lm a d ığ ıd ır . N ite k im , Y Ö K k a ­

ra r v e u y g u la m a la rı ile d iğ e r d e v le t e rk le r i v e ö z e llik ­

le y a rg ı k a ra r la r ı a ra s ın d a k i k o n sen sü s ve p a ra le llik ­

YÖK RAPORU / MAZIUMDER

Umıan •Aralık -2001 15

Page 112: ümran j g g düşünce • kültür • sivasei Ö · yorlar. Hedef bu. Amerikalıların ön ce Balkanlara, ardından Körfez’e ve son olarak Afganistan operasyonu dolayısıyla

le r b iz i h a k lı ç ık a rm a k ta d ır . Ş u h a ld e , b ü tü n c ü l b ir

b ak ış a ç ıs ı ile k o n u y a y a k la şm a k , so ru n u d o ğ ru te şh is

e d e b ilm e k b a k ım ın d a n o ld u k ç a ö n e m lid ir . B u ra d a n

h a re k e tle , so ru n u n , s is te m in g e n e li ile ilg ili o lm a s ın ­

d a n d o la y ı g e n e l v e k ö k lü h ir çö zü m ü n g e re k li o ld u ­

ğu b e lir t ilm e lid ir . A n c a k bu ç a lışm a Y O K 'e ö z g ü len ­

m iş o ld u ğ u n d a n ra p o rd a b u ç e rç e v e d e görüş v e ö n e ­

r ile r su n m a k la y e t in ild i.

Y ü k se k ö ğ re tim K u ru lu bu şe k ild e v a r lığ ın ı sü rd ü r­

d ü k çe T ü r k iy e ’d e yü k se k ö ğ re tim in a k a d e m ik v e b i­

lim se l ö z e rk liğ e k avu şm a s ı, p o lit ik h e s a p la ş m a la rın

a re n a s ı o lm a k ta n ç ık m a s ı m ü m k ü n g ö rü n m e m e k te ­

d ir. Y a p ıs a l b ir z o ru n lu lu k o la ra k , Y ü k s e k ö ğ re tim K u -

ru lu ’n u n “ d e n e tim v e g ö z e tim i” a lt ın d a ü n iv e rs ite le r ,

e ğ itim k u ru m la n o lm a k ta n ç ık m ış t ır . Ç ü n k ü , esas

o la ra k g ö z e tile n am aç , bu “ d e n e tim v e g ö z e tim ” in is ­

te n ile n ö lç ü d e sa ğ la n m a s ıd ır v e p o lit ik / k o n jo n k tü re l• n • U 1 M » U m » B M T t J M — M M 1 1 - - | I * f*

AİC -A | O U C v . m, ' ı . |

ya sa l d ü z e n le m e le r de d a h il o lm a k üzere tü m h u k u k i

m evz u a t bu h e d e f v e te rc ih le re gö re d ü z e n le n m e k te

v e y o ru m la n m a k ta d ır.

Ö z e tle s is tem , m e vz u a tı, k u ru lu ş la r ı v e y ö n e tic i

k iş ile r i ile d e y im y e rin d e yse to p y e k u n b ir m ü ca d e le ­

ye se fe rb er e d ilm e k te d ir . B ö y le b ir o rta m d a yü k se ­

k ö ğ re tim d e e ğ it im in k a lite s i, a k a d e m ik v e r im lilik ,

ö z e rk lik g ib i m e vz u la r ü ze rin e e ğ ilm e ye d o ğ a l o la ra k

s ıra g e lm e m e k te d ir.

“ Ü n iv e r s ite le r ” b a ş lık lı d ah a a y r ın t ılı b ir ç a lış m a ­

d a, ü n iv e rs ite le r in y ö n e tim i, ö ğ re tim s is te m i v e ö ğ ­

re n c ile r h a k k ın d a k i p ro b le m li a la n la r d a h a a y r ın t ılı

b ir b iç im d e iş le n e b ilir , fa k a t bu ça lışm a d a d a h a ç o k

Y Ö K ü z e rin e yo ğ u n la şm ak g e reğ i d u yu ld u .

D e n k lik so fu n u , v â k ıf ü n iv e rs ite le r i, ö ğ re n c i k o n ­

sey v e d e rn e k le r i, is tih d a m so ru n u v e b e y in göçü g ib i

k o n u la r başka b ir ç a lışm a d a iş le n e b ilir .

B u ra d a te s p it e d ile c e k v a k ıa şudu r: Y Ö K u y ­

g u la m a la rın a b a ğ lı o la ra k , ü n iv e rs ite le rd e id a re c ile r ,

Y Ö K ’ü n ta şe ro n u d u ru m u n d a d ırla r. Y Ö K ’ün d a y a t­

m a c ı p o lit ik a la r ın ın te m s ilc is i o la ra k ü n iv e rs ite

y ö n e tim le r in in b ü yü k b ir iç te n lik v e b a ğ lılık la k e n ­

d ile r in e b iç ile n ro lü o y n a d ık la r ın d a şü p h e yo k tu r. B u

ro le a y k ır ı d a v ra n a n la r ın ise ta s fiy e e d ild ik le r in i

g ö rü lm e k te d ir.

G e n e l v e k ö k lü b ir çö z ü m ü n g e re k liliğ in e y a p ­

t ığ ım ız v u rg u , iç in d e b u lu n d u ğ u m u z ş a rtla rd a

h a re k e ts iz k a lm a m ız g e re k t iğ i ş e k lin d e a n la ş ıl­

m a m a lıd a . B ila k is , h e rk e s b u k o n u d a u z e ı i ı ı e u u ş e ı ı i

la y ık ıy la y a p m a lı v e e lin d e k i im k a n la r ı se fe rb e r

e d e re k , y a p a b ile c e k le r in i to p lu m d a n e s ir ­

g e m e m e lid ir. Y e r le ş ik s is te m d e n d u y u la n h o şn u tsu z ­

lu ğ u n d ile g e tir ilm e s in e , s a h ip o ld uğ um uz h a k la r ın

so n u n a k a d a r k u lla n ılm a s ı v e u y g u la m a la rd a k i ç if te

s ta n d a rtla r ın yo ğ u n b ir ş e k ild e e le ş tir ilm e s i e ş lik e t ­

tiğ in d e c id d i d e ğ iş im le re k a p ı a ra la n a b ile c e k tir . Ş ü p ­

hesiz b u d e ğ iş im in ö n c ü lü ğ ü n ü c e sa re tle ü s tle n m e s i

g e re k e n k e s im le r, b aş ta yü k se k ö ğ re tim ca m ia s ı o l­

m a k üzere, h u k u k ç u la r v e s iv i l to p lu m k u ru lu ş la r ı

g ib i, k o n u ile d o ğ ru d an ilg i li ç e v re le rd ir . ■

16 Umran-Aralık •2001