Upload
lydang
View
232
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
MUHAMMED NURİ B. ALİ EL-ŞİRVÂNÎ'NİN MUKADDİME Fİ BEYÂNİ'L-
FIRAKİ'L MUHTELİFE ADLI ESERİ VE İSLAM MEZHEPLERİNİ TASNİF
METODOLOJİSİ
Mehmet Emin Göktepe
Özet
El yazması eserler günümüz bilgi kaynaklarının temel öğelerindendir. Bu eserler ta-
rih alanına aitse daha bir ehemmiyet kazanır. Çünkü bu bilgilere deneysel yöntemle ulaşmak
mümkün değildir. Şüphesiz, Mezhepler Tarihi alanında bugüne değin birçok eser yazılmıştır,
ancak Şirvânî'nin bu eseri fihrist niteliği taşıması açısından özgündür. Biz bu çalışmamızda,
klasik dönem Mezhepler Tarihi eserlerinde uygulanan metodolojilere genel bir bakışla bir-
likte Şirvânî'nin fırkaları tasnif metodolojisini inceledik ve söz konusu eserin tahkik çalışma-
sını yaptık. Bu mütevazı çalışmamız neticesinde, Muhammed Nuri b. Ali eş-Şirvânî'nin 'Mu-
kaddime fî Beyâni'l-Fıraki'l-Muhtelife' adlı eserinin, bize yeni kapılar ve ufuklar açacağını
ümit ediyoruz.
Anahtar Kelimeler: Şirvânî, Mukaddime, fırka, İslâm Mezhepleri Tarihi, metodoloji.
MUHAMMED NURI B. ALI EL-SHIRWANY'S BOOK CALLED
MUKADDIME FI BEYANI'L-FIRAKI'L MUHTELIFE AND
CLASSIFICATION METHODOLOGY OF ISLAMIC SECTS
Abstract
Manuscripts, one of the basic elements of today's information sources. If this works
belongs in the field of history, they earn more importance. Because, this information is not
accessible by experimental method. Of course, many works written in the field of heresiog-
raphy until today. However, Shirvani’s this work can be considered original in terms of be-
ing a index character. In this study, we examined the Shirvani’s classification methodology
of sects with an overview of the methodology which applied in classical period heresiog-
raphy works. And we did the critical edition work of this book. In (I) the result of our modest
study, we hope Muhammed Nuri b. Ali el-Shirvani’s book called 'Mukaddime fî Beyâni'l-
Fıraki'l-Muhtelife' will be open us new doors and horizons.
Key Words: Shirwany, Muqaddima, Islamic sects, Islamic Heresiography, methodo-
logy.
Giriş
İslâm Mezhepleri Tarihi alanında bugüne kadar birçok eser ortaya konmuştur.
Her bir eserin araştırmacı açısından ayrı bir önemi vardır. Bu eserlerden bazıları gü-
nümüze kadar ulaşabilmeyi başarırken, bir kısmı kaybolmuştur. Bununla birlikte he-
nüz okuyucuyla buluşamamış olanlar da vardır. İşte onlardan biri de 18. yüz yılda
Şirvânî tarafından kaleme alınan Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-Muhtelife adlı
eserdir. Osmanlı padişahlarından Sultan III. Mustafa, tebaasını daha yakından tanı-
Kırklareli İl Vaizi, [email protected]
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
11
yabilme adına, ülke sınırları içerisinde yaşayan halkın bir anlamda inanç haritasının
çıkartılmasını ister. Bu isteğe istinaden kaleme alınan söz konusu eser, çeşitli fırkalar
ve bunların kurucuları, ana fikirleri, yayıldıkları bölgeler gibi özet bilgiler içerir. Ese-
rin kısa ve öz olması, yorumdan uzak ve tarafsız bir dille yazılmış olması, ifadeleri-
nin açık ve anlaşılır olması, eserde ince detaylara yer verilmemiş olması, önemli ay-
rıcalıklardır.
1. Müellif Hakkında
El yazması eserlerin bazılarında rastlanan ortak sorun, müellifi hakkında ye-
terli bilgiye ulaşılamamasıdır. Eser telif eden alimler -almış oldukları terbiye gereği
olsa gerek- teliflerinde kendi biyografilerine yer vermek şöyle dursun, birçoğu adla-
rını dahi yazma gereği duymamışlardır. Kimi el yazması eserlerin sahiplerini okuyu-
cunun derkenar olarak düştüğü notlardan anlıyoruz. Bazılarını da müelliflerin diğer
eserlerinden tanıyoruz. Şirvânî eserinin mukaddimesinde kendi ismini zikreder.1
Müellifin tam adı olan Muhammed Nuri b. Ali eş-Şirvânî ismi ile ilgili olarak
özellikle biyografi türü eserler2 çerçevesinde yaptığımız araştırmalar sonucu net bir
bilgiye, rastlayamadık. Çalışmamıza konu olan eserinin dışında müellifin başkaca bir
eserinin olup olmadığı bilgisine de ulaşamadık. Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-
Muhtelife adlı eserinin sonunda Şirvânî, eserle ilgili çalışmalarını 1164 H. (1751 M.)
yılında tamamladığını ifade eder. Bu da bize müellifin yaşadığı döneme dair (H. 11.
Asrın sonları - 12. Asrın başları, M. 18. Asır) bir ipucu verir.
Araştırmamızı Şirvânî nisbesi üzerinden yaptığımızda, bu nisbe ile meşhur
olmuş birçok ilim adamının olduğu görülmektedir.3 M. 18. Asır, müellifin yaşadığı
dönem olduğu için bu asra yönelik araştırmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu dönemle ilgi-
li 12./18. Yüzyılda Medine’de Siyasi Yapı, Sosyal Hayat, İlişkiler, Çatışmalar ve Fik-
ri Akımlar4 adlı bir doktora tezi çalışmasına ulaştık. İrfan İnce tarafından Almanca
1 eş-Şirvani; Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-Muhtelife, (Eserin önsözünde yer alan ifade: "Zengin
olan Rabbinin Rahmetine muhtaç kul, fakir; Muhammed Nuri b. Ali eş-Şirvânî"): العبد الفقير المحتاج إِلَى
د نورى بن على الشروانى رحمة ربه الغنى ُمَحمَّ2 Bu amaçla incelediğimiz eserlerden bazıları: Bursalı Mehmed Tahir; Osmanlı Müellifleri, Derle-
yen: Dr. Mustafa Tatcı; Hayreddin ez-Ziriklî el-A'lam (Kamusu Teracimi li-Eşheri’r-Rical ve’n-Nisa
mine’l-Arab ve’l-Musta’ribin ve’l-Musteşrikin); C. Brockelmann, Geschicte der Arabischen Lette-
ratur (GAL); Prof Dr. Fuat Sezgin, Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS); Ömer Rıza
Kahhale, Mu’cemu’l-Mu’ellifin Teracimu Musannifi’l-Kutubi’l-Arabiye; Katip Çelebi, Keşfü'z-
Zunûn; DİA, TDV. 3 Ör: "Muhammed b. Mahmud eş-Şirvânî", "Sadreddinzade eş-Şirvani", "Şirvanizade M. Rüşdü Paşa",
"Şirvanlı Fatih Efendi" v.d. için bkz. DİA, TDV, XXXIX, ss. 206-210. 4 İrfan İNCE; Medina im 12./18. Jahrhundert, Politische Strukturen, Beziehungen und Konflikte,
mit Einblicken in den Gelehrten Diskurs, (12./18. Yüzyılda Medine’de Siyasi Yapı, Sosyal Hayat,
İlişkiler, Çatışmalar ve Fikri Akımlar); Bochum Ün. Filoloji Fak. Doktora Tezi, Bochum, Almanya,
17.07.2014. İnce, aktardığı bu bilgilere referans olarak: [Brockelman GAL, c. II. S. 526; Arif Ḥikmet,
Taracim Millet Kütüphanesi Yazma Eserler, No. 788, s. 61.] kaynaklarını işaret eder. (Daha detaylı
bilgi için ilgili dokümana ulaşma adresi: http://www-brs.ub.ruhr-uni-
bochum.de/netahtml/HSS/Diss/InceIrfan/diss.pdf)
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
12
dilinde hazırlanmış bu doktora çalışmasında Şirvânî ailesinin, ilim dünyasına çokça
katkı sağlamış, bu yönüyle ünü geniş alana yayılmış bir soy olduğundan bahsedilir.
Azerbaycan asıllı olduklarından, muhtemelen önce Erzurum'a, daha sonra da Medi-
ne’ye göç ederek buraya yerleştiklerinden söz edilir. Ailenin Medine'deki hikâyesi
11. yüzyılın sonlarına doğru başlar.5
Seyyid Yahya eş-Şirvânî,6 Muhammed b. Mahmûd eş-Şirvânî,
7 Sadred-
dinzâde Mehmet Emin eş-Şirvânî,8 Şirvânîzade Mehmet Rüştü Paşa
9 ve Şirvanlı Fa-
tih Efendi10
gibi ilim erbabının, bu köklü aileye mensup oldukları anlaşılmaktadır.
Muhammed Nuri b. Ali eş-Şirvânî'nin de 'Şirvanîler' diye nitelendirebileceğimiz bu
aileden biri olduğunu düşünmekteyiz. Tanzimat dönemi ünlü şeyhulislâmlarından
Feyzullah Efendi ile Ebu's-Suud el-Şirvânî (1169-1218 H. /1755-1804 M.)’nin Da-
ğıstan diye de bilinen Şirvan bölgesinden Osmanlı ülkesine göç ettiklerini, ardından
da Medine'ye yerleşmiş olduklarını biliyoruz.11
Eserin kapağında bulunan tuğra ile
sonunda yer alan tarih, Nuri b. Ali eş-Şirvânî’nin de bu aile ile birlikte hareket etmiş
olabileceği fikrini desteklemektedir.
2. Eser Hakkında
Şirvânî’nin ele aldığımız eseri olan el-Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-
Muhtelife, aslında Bağdadi’nin “el-Fark Beyne’l-Fırak” adlı eserinde yapmış olduğu
tasnifle benzer niteliktedir. Ancak Şirvânî, konuları birkaç cümlelik özetle ele alma
ve sistematik tasnif biçimiyle, eserini adeta el rehberi tarzına büründürdüğü için, ayrı
bir tarz olarak değerlendirilebilir.
Elimizdeki nüsha, sülüs hatla yazılmıştır. Bir sayfaya 13 satır sığacak şekilde
ve okunaklı olarak, konu başlıkları kırmızı tonda yazılmıştır. (Bkz. ek-2.b, 2.c, 2.d)
Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli Kısmı (El Yazmaları), 2237 (eski kayıt numarası)
ile kayıtlıdır. "Risâleh Mine’l-Akâid, Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-Muhtelife"
(Türkçe anlamıyla: 'Akide Risalesi, Çeşitli Fırkaları Açıklamaya Giriş') adlı eser,
5 İrfan İnce; a.g.e., s. 395-397.
6 Halvetiyye tarikatının kurucularından, 14 ila 15. yüzyıllarda yaşamış Azerbaycan'lı sufi. (?- -
1464/H.868). 7 Muhammed b. Mahmûd eş-Şirvânî (ö. 1438/1451? M.), II. Murad devri Osmanlı sarayı he- kim-
lerinden. (bkz. Necdet Okumuş, "Şirvânî, Muhammed b. Mahmûd", DİA, TDV, c. XXXIX, ss.
206-8). 8Sadreddinzâde Mehmet Emin eş-Şirvânî, (ö. 1036/1627). I. Ahmet dönemi Osmanlı ilim adamların-
dan, medrese hocası, çeşitli medreselerde müderrislik yaptı, sonraları İstanbul kadı lığı görevine
getirildi. (bkz. Ramazan Altıntaş, "Şirvânî, Sadreddinzâde", DİA, TDV, c. XXXIX, ss. 208-9). 9 Şirvânîzade Mehmet Rüştü Paşa (1828-1874 M.). Osmanlı devleti sadrazamlarından, Amasya’da
doğdu. Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolu şeyhlerinden İsmâil Sirâceddin Efen di’nin oğlu-
dur. Ailesi Şirvan’dan Amasya’ya göç etmiştir. (bkz. M. Ali Beyhan,"Şirvânîzâde Mehmed
Rüşdü Paşa", DİA, TDV, c. XXXIX, ss. 209-10). 10
Şirvanlı Fatih Efendi (1778/79 (?)-1874 M.), Osmanlı devlet adamı, şair ve edebiyatçı. (bkz. M.
Ali Beyhan,"Şirvanlı Fâtih Efendi", DİA, TDV, c. XXXIX, ss. 210-11). 11
bkz. İrfan İnce, a.g.e. ss. 395-97.
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
13
Mukaddime (Giriş), sekiz ayrı bap ve Hatime (Sonuç) bölümleri olmak üzere 10 ana
başlıktan oluşmaktadır.
Eserin Mukaddime kısmında müellif, kendi ismine yer vermiştir. Yine burada
yetmiş üç fırka hadisine vurgu yapar. O'na göre, bahse konu hadis-i şerif geleceğe
işaret eden mucizevî bir ifadedir. Bu bölümde Şirvânî İslâm'daki ilk fikri ayrılıklar-
dan da bahseder. Sonraki bölümlerde ise, fırkaların isimlerini, kurucularını ve fikirle-
rini ortaya koymak suretiyle, mezhepleri gruplar halinde ele alır. Son bölümde ise
Fırka-i Naciye olarak Ehl-i Sünnet mezheplerini ve fikirlerini ele alır.
Eserin risale tarzında yazılmasının ve diğer mezhepler tarihi klasiklerine ben-
zer nitelikte bir tasnife sahip olmasının nedeni, yazılış amacından kaynaklanabilir.
Kapakta yer alan tuğra, (bkz. Resim:3) eserin Osmanlı Padişahlarından III. Musta-
fa12
’ya sunulduğunu göstermektedir.
2.1. Eserin Telif Dönemi
Sultan III. Mustafa, Sultan III. Ahmet'in Mihrişah Hanım'dan dünyaya gelen
oğludur. 1129/1717'de dünyaya gelmiştir. Şehzadelik döneminde tedbir amaçlı 27
Yıl süreyle Şimşirlik Kafes Kasrı'nda zorunlu ikamete tabi tutulmuştur. Bu süre bo-
yunca din ilimleri, edebiyat, tarih, coğrafya, nücum (astroloji), tıp, devlet idaresi ve
askeri bilgileri dönemin ünlü alimlerinden tedris etti. Osmanlı edebiyatı yazar ve şa-
irlerinin eserlerinden istifade etmiş, şiir dağarcığını zenginleştirmiştir. Cihangir mah-
lasıyla şiirler yazmıştır.13
Amcasının oğlu olan Sultan III. Osman'ın vefatı üzerine 30 Ekim 1757 tari-
hinde (1171 H.) 42 yaşındayken padişah olmuştur. Tahta geçişinin hemen akabinde
'Adaletnâme' adlı fermanı ile, ülkenin şen ve bayındır, halkın refah içinde olması için
çalışacağına dair ahdini ilan etmiştir. İç ve dış siyasette temkinli davranmıştır. Ülke-
sini, meşhur 7 Yıl savaşlarının dışında tutmayı başarmıştır.14
Sultan III. Mustafa, 16
sene süren padişahlığı sonunda 58 yaşında iken vefat etmiştir. (9 Şevval 1187/25
Ekim 1773)
Sultan III. Mustafa eğitim ve bilime önem veren padişahlardan biriydi. Dö-
neminde yapılan ilmi faaliyetleri desteklemiş birçoğuna da öncülük yapmıştır. Mü-
hendishane-i Bahr-i Hümayun (Deniz Harp Okulu) ve Mühendishane-i Berr-i Hüma-
yun (Kara Harp Okulu) III. Mustafa döneminde kurulmuştur. Bu dönemde yetişen
meşhur kişiler arasında; Koca Ragıp Paşa, Muhsinzâde Mehmet Paşa, Müverrih (ta-
rihçi) Vâsıf Efendi, Şair Haşmet Efendi, Şair Fitnat Hanım, Gazi Osman Paşa, Şey-
12 Sultan III. Mustafa (Divan Edebiyatı'ndaki mahlası:Cihangir); 28 Ocak 1717 – 21 Ocak 1774), 26.
Osmanlı padişahı ve 105. İslâm halifesi. 13
Kemal Beydilli; "Mustafa III", DİA, TDV, XXXI, ss. 280-283; Kemal ARKUN, Adalet Us-
taları-Sultan III. Mustafa Han, İst., Akademisyen Yayınevi, 2009, ss. 32-43. 14
Kemal ARKUN; a.g.e. ss. 87-110.
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
14
hülislâm Feyzullah Efendi, Müverrih Resmi Ahmet Efendi yer alır. Lâleli Camii ve
Üsküdar Ayazma Camii III. Mustafa'nın yadigârıdır.15
3. İslâm Mezhepleri ve 73 Fırka Hadisi
İslâm düşünce tarihinde ortaya çıkan her bir fırka görüşlerini temellendirmek
ve onlara meşruiyet kazandırmak için, önce Kur’an'dan, sonra da hadislerden delil
getirme yoluna gitmiştir. Kimi fırkalar bazı Kur’an ayetlerini farklı anlamlarda tevil
etmeye çalışılırken, kimileri kaza ve kader, Kur’an’ın mahluk olup olmadığı, Allah'ın
sıfatları, ruh, kabir azabı, cennet ve cehennemin yaratılmış olup olmadığı gibi, Hz.
Peygamber (a.s.) döneminde tartışılmayan, ancak -fetihler sonrası gelişen siyasi ve
fikri cereyanların etkisiyle- sonradan gündeme taşınan farklı düşünceler hakkında gö-
rüşler ileri sürdü. Peygamber’in vefatından sonra İslâm toplumu içerisinde meydana
gelen her siyasi, fikri ve sosyal akım, kendi ekollerine taraftar kazandırmak için, dü-
şüncelerini Hz. Peygamber (a.s.)'in bazı hadisleri ile ilişkilendirirdi. Fırkaların bu
amaçla en çok başvurdukları hadislerin başında, aşağıda ele alacağımız 73 fırka hadi-
si gelmektedir.
Mezhepler tarihiyle ilgili birçok erken dönem çalışmalarının esas aldığı yet-
miş üç fırka ile ilgili hadislere göz attığımızda iki önemli husus dikkat çekmektedir:
a. Bu hadisler başta Ehl-i Sünnet ekolü, sonra da, onlara karşı Şia ve
Mu’tezile tarafından, kendi fırkalarının meşrulaştırılması yönünde malzeme yapıl-
mıştır.
b. Erken dönem mezhepler tarihi yazarları bu rivayetleri esas alarak fırkaları
73 rakamıyla sınırlamak veya 73’e kadar çıkarmak için zorlamalarda bulunmuşlar-
dır.16
Bu şekilde rakam kaygısıyla hareket eden yazarlar mezheplerin doğuşu ve ge-
lişmesinde tarihi, siyasi ve diğer şartlara aldırış etmemiş, mezhebi doğuran şeyin, bir
şahıs veya şahıslar olduğu esasından hareket ederek, önce şahsı sonra da görüşlerini
incelemişlerdir.17
Aşağıda da görüleceği gibi bu hadislerin kullanılmasındaki başlıca
amaç, her fırkanın kendini “Fırka-i Naciye” (kurtuluşa eren fırka) olarak göstermeye
çalışmış olmasıdır. Bu hadislerin belli başlı rivayetleri şunlardır:
“Resulullah (a.s.) şöyle buyurdu:
Yahudiler yetmiş bir veya yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Hıristiyanlar da yetmiş
bir veya yetmiş iki fırkaya ayrılmışlardır. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrı-
lacak.”18
15 Kemal Arkun, a.g.e. ss. 108-110.
16 Ethem Ruhi Fığlalı, Çağımızda Îtikâdî İslâm Mezhepleri, İzmir İlh. Vakfı Yay., 1996, s. 18;
Mevlüt Özler, İslâm Düşüncesinde 73 Fırka Kavramı, İstanbul, Nun Yay., 1996, s. 78. 17
Montgomery Watt; İslâm Düşüncesinin Teşekkül Devri, Çev.: E. Ruhi Fığlalı, İstanbul, Sarkaç
Yay., 1998, s. 4. 18
Ebu Davud ,es-Sünen, Sünnet, 1, H. no: 4596; Tirmizî, es-Sünen, Îmân, 18, H. no: 2640; İbn Mace,
es-Sünen, İstanbul 1988, Fiten, 17, H. no: 3991, (c. X, s. 209-210); el-Bağdadi; el-Fark Beyn'el-
Fırak (Mezhepler Arasındaki Farklar), Çev. E. Ruhi Fığlalı, Ankara, TDV Yay., 2007, s. 5.
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
15
Yine aynı hadisin farklı rivayetinde şöyle denmektedir:
“Yahudiler yetmiş bir fırkaya ayrıldı. Bunlardan biri cennette yetmişi cehen-
nemdedir. Hıristiyanlar ise yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Onların yetmiş bir fırkası ce-
hennemde biri cennettedir. Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a ant olsun
ki, benim ümmetim de muhakkak yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan bir tanesi
cennette yetmiş iki tanesi cehennemdedir."
- "Cennette olanlar kimlerdir?" diye sorulunca, Efendimiz (a.s.):
- “Cemaat!” buyurdu.”19
Muaviye b. Ebi Süfyan aracılığıyla, babası Ebu Süfyan, Hz. Peygamber
(a.s.)’den duyduğunu naklettiği rivayette de, aşağı yukarı benzer bir ifade aktarılmak-
tadır:
"Dikkat ediniz! Sizden önceki Ehl-i Kitap yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Bu
ümmet de yetmiş üç gruba ayrılacak. Bunlardan yetmiş ikisi cehennemde bir tanesi
de cennettedir. O da “Cemaat”tir."20
Bu hususla ilgili olarak zikredilen tüm hadislerin rivayet zincirinde yer alan
bazı ravilerin, hadis âlimleri tarafından cerh edildiklerini (taşıdıkları bir illet sebebiy-
le, rivayet ettikleri hadisin doğruluğuna şahadetini reddetme) görmekteyiz.21
Nitekim
İbn Hazm, İslâm ümmetinin yetmiş iki fırkasının cehennemlik olduğundan bahseden
bu hadisin, isnat açısından kesinlikle zayıf olduğunu söylemektedir.22
Aynı hadisler
Mu’tezilî ve Şii kaynaklarda farklı şekillerde nakledilmiştir. Ehl-i Sünnet, Şia ve
Mu’tezile’nin, kendi görüşlerini haklı çıkarmak maksadı ile fikirlerini farklı hadislere
dayandırma yerine, aynı rivayete ait benzer iki metinden kendilerine uyan birini be-
nimsemiş olmaları muhtemeldir.
Hadiste geçen 73 sayısı, ortaya çıkan mezhepleri değerlendiren ve bu mez-
hepleri savunmak ya da olumsuz bir şekilde eleştirmek maksadıyla yazılan eserlerin
kesiştiği noktadır. İlk dönemden yani Makâlât dönemi de diyebileceğimiz dönemde
ve daha sonraki dönemlerde yazılan “fırak” veya “milel ve'n-nihal” eserlerinde bunu
açıkça görmekteyiz. Bu dönemlerde Mezhepler Tarihi müellifleri, ya bu sayıyı esas
alarak mezheplerin tasnifini yapmışlar, ya da yine bu sayı çerçevesinde ancak, sayıyı
denk getiremeyecek şekilde eserlerini meydana getirmişlerdir.
Bazı Mezhepler Tarihi alimleri, söz konusu hadiste ifade edilen rakamın 'mut-
lak sayı' olduğu düşünce temelinden hareketle, yazdıkları eserlerde mezhepleri bu
19 İbn Mace, es-Sünen, Fiten, 17, H. no: 3992.
20 Ebu Davud, es-Sünen, Sünnet, 1, H. no: 4597; Ahmet İbn. Hanbel, Müsned, 3/145; Bağdadi, a.g.e.,
s. 6. 21
Ali Osman Ateş, Ehl-i Sünnet ve Şia’nın Delil Olarak Aldığı Bazı Hadisler, İstanbul, Beyan
Yay., 1996, ss. 40-41. 22
İbn Hazm, el-Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehvâ ve’n-Nihâl, tahk.: M. İbrahim Hasır, Beyrut, Darü'l-
Kütübi'l-İlmiyye, tsz., c. III, s. 292.
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
16
sayıya riayet ederek tespit etmiş, fırka ve bunlardan türeyen alt fırkalarıların sayıları-
nı 73’e tamamlamaya çalışmışlarsa da bu sayıyı tutturabilmek için ana fırkalarla tali
fırkaların sayılarında ittifak sağlayamamışlardır. Bağdâdî (ö. 429 H./1037 M.), Ehl-i
Sünnet ile birlikte ana İslâmî fırkaları 10 grupta inceler. Kolları ile birlikte sayı 73’e
ulaşır. Ana İslâmî fırkaların sayısı hakkında 4’ten 10’a kadar farklı rakamlar veril-
mektedir. 23
Eş’arî (ö. 324 H./966 M.)’ye göre temelde İslâmî fırkaların sayısı 10’dur,
73 fırka hadisine göre bir sınıflandırma eserinde göze çarpmaz.24
, Malâtî (ö. 377
H./987 M.)’ye göre 625
, İbn-i Hazm (ö. 456 H./1064 M.)’a göre 5'tir. 26
Bağdâdî (ö.
429 H./1037 M.) ve Malâti (ö. 377 H./987 M.) fırkaların tâli kollara ayrılmalarında,
onların birbirlerinin tekfir edip etmemelerini esas almakta ve 73 sayısını bulabilmek
için hayli zorlandıkları görülmektedir.27
4. Muhammed Nuri B. Ali Eş-Şirvâni’nin Fırkaları Tasnif Metodu
Müellif el-Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-Muhtelife adlı eserinin Mukaddi-
me kısmında, 73 fırka hadisine28
işaret etmek suretiyle tasnif metodunu açıklamıştır.
Burada İslâmî fırkalaşmanın sahabe döneminden başladığını, ilk fikrî ayrılıkların ka-
der ve fiillerin isnadı konusunda yaşandığını belirtmiştir. Ma'bed el-Cüheni, Gaylan
ed-Dımeşkî bunların ilk örnekleridir. Şirvânî, Makâlât erbaplarınca fırkaların sayısı-
nın yetmiş üç olduğunu, ancak bunların alt grupları ile birlikte 73'ü aştığını ifade et-
miş ve tasnifini yaparken de bu doğrultuda bir sınıflandırmaya gitmiştir.
Fırkaların sayısını zoraki de olsa 72+1=73'e denk getirme gayreti burada da
göze çarpar. Bu durum genelde 73 Fırka Hadisi esas alınarak telif edilen eserlerde
görülen ortak çabadır. Şirvânî'nin de bu noktada zorlandığını görmekteyiz. Alt fırka-
larla birlikte toplam fırka sayısı 96, Ehl-i Sünnet fırkaları 4 toplam 100 fırka sayısına
ulaşılmıştır.
Mukaddimenin ardından fırkaları sekiz ayrı bap altında kategorize eden Şir-
vânî, bu baplarda mezheplerin kurucularına ve bu fırkalara ait alt dallara yer vermiş
ve ayrıntıya girmeksizin temel fikirlerine işaret etmiştir.
Sıra Ana Fırkalar Ana Dallar Alt Fırkalar
1 Mûtezile 20
23 Bağdadi, Mezhepler Arasındaki Farklar, çev. E. Ruhi Fığlalı, Ank., TDV Yay., 2007, ss. 6-7.
24 bkz. Ebu’l Hasan el-Eş’ari, İlk dönem İslâm Mezhepleri (Makalatü’l İslâmiyyîn ve İhtilafu’l
Musallin), çev. Mehmet Dalkılıç, Ömer Aydın, İst., Kabalcı Yay., 2005. 25
Ebu’l-Hüseyin Muhammed b. Ahmet el-Malâtî, et-Tenbih ve’r-Red alâ Ehl-i’l-Ehvai ve’l-Bid'a,
Kahire, el-Mektebetü'l-Ezheriyye li't-Türas, 2007, s. 71 v.d. 26
İbn-i Hazm, el-Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehvâ ve’n-Nihal, Beyrut, Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2004, c. II,
s. 111. 27
Osman Oral, "73 Fırka Hadisinin Kelâm İlmi Açısından Değerlendirilmesi", Kelâm Araştırma-
ları, c.12, Sayı 2, Yıl 2014, ss. 295-314. 28
Ebu Davud, es-Sünen, Sünnet, 1, H. no: 4597; Ahmet İbn. Hanbel, Müsned, 3/145.
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
17
2
Şia (Râfızî)
Gulât 17
Zeydiyye 3
İmâmiyye 1
3 Hâricî 24
4 Mürcie 5
5 Neccâriyye 3
6 Cebriyye 2
7 Müşebbihe 1
8 Mulâhide ve
Sûfiyye
Mulâhide 6
Sûfiyye 7
9 Kerrâmiyye 7
10 Fırka-İ Nâciye 4
T O P L A M 100
Tablo-1: Şirvânî'nin eserinde yer alan fırkalar, bu fırkalara ait alt dallar ve
sayıları.
4.1. Eş-Şirvâni’ye Göre İslam Mezhepleri
Müellif Şirvânî, Mukaddime Fî Beyân’il-Fıraki’l-Muhtelife adlı eserinde, asıl
fırkaları baplar halinde ele alır. Ana fırkadan kısaca bahsettikten sonra, bu fırkadan
ayrılan (varsa) ana dallarını ve onun ardından (varsa) dallardan türeyen alt grupları
tek tek aktarır. Şirvânî'nin eserinde yer verdiği fırkalar ve bu fırkalara ait ana dallar
(Bkz. Tablo-1) ile alt dallar şunlardır:
4.1.1. Mutezile
Bu bölümde Mutezile fırkası ve bu fırkaya ait 20 alt fırkadan bahsedilmekte-
dir. Fırkanın kurucusu olarak Vasıl b. Atâ işaret edilmiştir. Fırkanın öne çıkan dü-
şünceleri kısaca belirtilerek ardından maddeler halinde bu fırkaya ait alt fırkalar ve
bunların öne çıkan görüşleri ele alınır.
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
18
Bu fırkaya ait alt fırkalar şunlardır: Vasılıyye, Amraviyye, Huzeyliyye, Naz-
zamiyye, İsvariyye, İskafiyye, Caferiyye, Bişriyye, Mizdariyye, Hişamiyye, Salihıy-
ye, Habitıyye, Hadebiyye, Hamriyye, Semamiyye, Hayyatıyye, Cahızıyye, Ka'biyye,
Cübbaiyye ve Behşemiyye fırkaları.
4.1.2. Şia
Şia’nın ele alındığı bu bölümde Müellif, bu fırkanın diğer adının Rafızî oldu-
ğunu belirterek, fırkaya Şia ve Râfızi denilme sebebi üzerinde kısaca durarak, ardın-
dan fırkanın öne çıkan görüşlerini ele almıştır. Fırkanın Gulât, Zeydiyye ve İmâmiy-
ye diye üç ana bölüme ayrıldığını ifade eden müellif, bunlardan Gulât fırkaların 18
tane olduğunu belirtir. Sıralamaya gelince, ana fırkadan itibaren başladığı için 2, 3, ...
diye devam eder ve doğal olarak 18'de bitirir. Tertibe uyulduğunda Gulât fırkaların
toplam sayısı aslında 17'dir.
Gulât fırkalar şunlardır: Sebeiyye, Kamiliyye, Bennaniyye, Cenahiyye, Man-
suriyye, Hattabiyye, Ğurabiyye, Zemmiyye, Hişamiyye, Zürariyye, Yunusiyye, Şey-
taniyye, Rizamiyye, Bedaiyye, Nusayriyye, İshakıyye ve İsmailiyye.
İkinci alt fırka olarak ele alınan Zeydiyye fırkası, Zeyd b. Ali Zeynelâbidin'e
isnat edilmiştir. Bu fırkaya ait alt kollar 3 fırkadan oluşur. Bunlar Carudiyye, Sü-
leymaniyye ve Bitrıyye fırkalarıdır.
Üçüncü alt fırka olarak İmamiyye Fırkası ele alınır. Şirvânî, bu fırkanın
'İmametin Hz. Ali (r.a.)'a ait olduğunu ve bunun Nass ile sabit olduğunu' kabul eden-
lerin fırkası olduğu ifade etmiştir. Bu fırkaya ait alt fırka bulunmamaktadır.
4.1.3. Havaric
Hz. Ebubekir (r.a.) ve Hz. Ömer (r.a.)'ı kabul etmekle birlikte, Hz. Osman
(r.a.) ve Hz. Ali (r.a.)'ı tekfir eden ve büyük günah işleyeni 'Kâfir' olarak nitelendiren
grubun ortak adının Hârici olduğunu belirten Müellif, bu fırkaya ait olarak 7 asıl ve
bunlardan bazılarından türeyen alt kollarla birlikte toplam 24 fırkadan bahsetmiştir.
Harici fırkalar şunlardır: Muhakkime, Beyhesiyye, Ezârika, Necedât, Esfâriy-
ye, Ibâdiyye, [Bu fırkaya ait: Hafsıyye, Yezîdiyye, Hârisiyye, “Kulun, -niyeti Allah
rızası için olmasa da- emirlere uyması ‘itaat’ anlamına gelir.” diyenler, adında 4 alt
fırka bulunmaktadır], Acâride, [Bu fırkaya ait Meymûniyye, Hamzıyye, Şuaybiyye,
Câzımiyye, Halefiyye, Etrâfiyye, Ma'lûmiyye, Mechuliyye, Sulbiyye, Sa'lebiyye [Bu
alt fırkaya ait Ehnesiyye, Mâ'bediyye, Şeybâniyye, Mekramiyye adında 4 alt fırka
bulunmaktadır].
4.1.4. Mürcie
Değer bakımından niyeti, amele göre önceledikleri için, ya da büyük günah
sahiplerinin bu günahlarının imanlarına zarar vermediği görüşünü benimsedikleri
için fırka mensuplarına bu adın verildiğini ifade eden Müellif, bu fırkaya ait 5 alt
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
19
koldan bahseder. Bu fırkalar şunlardır: Yûnusiyye, Ubeydiyye, Ğassâniyye,
Sevbâniyye, Tümeniyye.
4.1.5. Neccâriyye
Muhammed b. Hüseyin en-Neccar'a nispetle fırkaya bu adın verildiğini ifade
eden müellif, kulun fiilleri konusunda bu fırkanın Ehl-i Sünnetle mutabık kaldığını,
Allah'ın sıfatları konusunda ise Mutezile fırkasıyla uyuştuğunu savunur. Bu fırkaya
ait kollar şunlardır: Berğûsiyye, Za'ferâniyye, Müstedrikiyye.
4.1.6. Cebriyye
Kulun, fiillerinde özgür olmadığını ve mutlak anlamda fiillerin yaratıcısının
Allah (c.c.) olduğunu savundukları için, fırka mensuplarına bu adın verildiğini ifade
eden Müellif, bu fırkaya ait Mutavassıta ve Halisa diye iki alt fırkanın olduğunu be-
lirtir. Bunlardan Mutavassıta'nın kulun kendi fiiline olan tesiriyle alakalı olarak orta
yolu tutanların, diğer Halisa fırkasının ise tamamen kulu fiilinden soyutlamak sure-
tiyle Mutezilî anlayışa sahip olanların oluşturduğu fırka olarak tanıtır.
4.1.7. Müşebbihe
Müellife göre fırkanın isimlendirilme sebebi, fırka mensuplarının Allah
(c.c.)'ı bazı mahlûkata benzetmeleri sebebiyledir. Bunu başlatanlar Rafızîler olmuş-
tur. Maksatları Hz. Ali (r.a.)'ı ilahlaştırmak içindir. Ancak benzetme şeklinde ihtilafa
düşmüşlerdir. Bazısı cisme, bazısı beyaz turna kuşuna, bazısı biri yerde, diğeri gökte
devasa kanatlıya, bazısı azaları ve özellikleri olan, gezen, dolaşan, tokalaşan bir var-
lığa benzetmiştir. Bu fırkaya ait herhangi bir alt fırkadan bahsedilmemiştir.
4.1.8. Sûfiyye
Sufiyye denince, ilk etapta akla tasavvuf ve dini tarikatlar gelir. Sufiler, genel
anlamda dünyevi birtakım işlerden uzak kalarak münzevi bir hayatı benimsemiş kişi-
ler olarak bilinir. Sufi fırkaların -adları farklı da olsa- temelde birbiri arasında, itikadi
açıdan çok da fark yoktur. İhtilaf ettikleri hususlar daha çok tasavvufi hayatın mahi-
yeti, esasları, amaçları, metot ve görünümlerine dair konulardır.29
Tarikatların bu saf
29 Mutasavvıflar, Eş'ari, Mutezili vb. gibi mezhep mensupları olarak değil, bir sufi olarak birbirinden
farklıdırlar. Bir mutasavvıf, bazen şu veya bir başka mezhepten olabilir. Onlar benimsedikleri ve
kendilerini başka insanlardan ayıran bu hayata, kendilerine mahsus olan hal, makam ve tavırlara ba-
kışlarında, bu halin mahiyeti ve manevi kıymetinin takdirinde ihtilaf etmişlerdir. Nihayet maksatlarına
ulaştırmada en emin yol diye benimsedikleri, mürit ve mensuplarının da kendilerine tabi olduğu muh-
telif tarikatler ortaya çıkmıştır. Farsça dilinde yazılmış en eski tasavvuf kitabının yazarı Hucvîrî, ese-
rinde 'Tasavvuf Fırkaları' ismi altında müstakil bir bölüm açmıştır. Bu fırkalar, kısmen felsefi ve gi-
zemli bilgilerle karışmamış saf tasavvuf devrini teşkil eden ve büyük sufilerin ekserisinin ortaya çıktı-
ğı altın çağın fırkalarıdır. Hucvîrî, eserinde on iki fırka sıralar; bunlardan on tanesini makbul sayarken,
ikisini de 'Hululiyye' ismi altında reddeder. Makbul saydığı on fırkayı ise kurucularının adına nispetle
isimlendirir. Bu fırkalar şunlardır:
1. Muhasibiyye; Haris b. Esed el-Muhâsibî,
2. Kassâriyye; Hamdun b. Ahmed el-Kassâr,
3. Tayfûriyye; Ebû Yezîd Tayfûr b. İsa el-Bestâmî,
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
20
şekli çok sürmedi. Tarikatlar, kurucularının ölümünden sonra bozulmaya başladı. O
derecede ki tanınmış mutasavvıf Kuşeyri (Öl. H. 465/M.1072) ‘Risale’ adlı eserinde,
gerçek tasavvufçunun azaldığını ve tasavvuf yoluna girenlerin çoğunun takdire layık
olmadığını belirtmektedir. Tarikatlar yüzyıllar geçtikçe yeni kollara ayrılmış ve nite-
lik değiştirmeğe başlamıştır. Çoğu ilk safiyetini kaybetmiştir. Tarikat yoluyla çıkar
sağlamak ve siyasi iktidar olmak isteyenlerin örneği tarihte pek çoktur.30
Şirvânî burada, gerçek tasavvuf erbabından değil, batıl fırkalarla, sufi görü-
nümlü sapık tarikatlardan bahseder. Birinci bölümde yer alanları 'Mülahid'31
başlığı
altında incelemesinin sebebi, bunların sapkın düşünce sahibi olmalarından ötürüdür.
Zira Mulâhidî fırkalar, inanışları sebebiyle hak yoldan sapan, İslâm'ın dışına çıkan
fırkalar demektir. Müellife göre, bunlar; yaratılış ve Kıyamet günü gibi bir takım ha-
kikatleri inkâr eden, bazı önderlerinin peygamberlik iddiasında bulunduğu fırkalar-
dır. Bu fırkaların mensupları, uzun yıllar boyu İslâm'a ve Müslümanlara çok zarar
vermiştir. Bu fırkalardan bazıları, hâkim oldukları ve tesirlerini yaydıkları kimi dö-
nemlerde, devrin kudretli devlet yöneticileri tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Mülâhidi fırkalar, Batınıyye, Sabbahiyye, Karamita, Ba'bekiyye, Mukan-
ne'iyye ve Seb'ıyye fırkalarıdır.
Müellif, davranış açısından sapık davranışlar sergileyen tarikatları, 'Sufi Fır-
kalar' başlığı altında ayrıca ele alır. Bunlar yukarıda da ifade edildiği gibi, tasavvuf
kisvesi altında sapık inanış ve uygulamaları ile ön plana çıkan kimi sözde tarikatlar-
dır.
Bu fırkalar şunlardır: Mübahıyye, Zenadıkiyye, Kalenderiyye, Muraşiyye,
Müstahdemiyye, Müteabbidiyye ve Hululiyye fırkaları.
4.1.9. Kerramiyye
Müellif, fırkanın Muhammed b. Kerram es-Sicistânî'ye isnad edilmesi sebe-
biyle bu ismi aldığını belirterek, fırkayı kuran bu kişinin, zahirde takva ehli gibi gö-
ründüğünü ama gerçekte Müslüman olmadığını savunur. Şirvânî, bu fırkayı benim-
seyenlerin yaratılışı inkâr ettiklerini, 'Allah (c.c.) için yer ve yön mümkündür' görü-
şünü benimsediklerini, bu fırkanın Gürcistan yöresinde yayıldığını ifade eder.
4. Cüneydiyye; Ebu'l-Kasım el-Cüneyd,
5. Nûriyye; Ebu'l-Hüseyn en-Nûrî,
6. Sehliyye; Sehl b. A bdillahet-Tüsterî,
7. Hakîmiyye; Abdullah Hakîm et-Tirmizi,
8. Harraziyye; Ebû Saîd el-Harrâz,
9. Hafîfiyye; Ebû Abdillah Hafîf eş-Şirazî,
10. Seyyariyye; Ebu'l-Abbas es-Seyyari.
Sufi fırkalar ve aralarındaki farklar ile ilgili detaylı bilgi için bkz.: Ebu'l-Alâ Afifi, Tasavvuf,
İslam'da Manevi Hayat, Terc. Ekrem Demirli, Abdullah Kartal, İst., İz. Yay., 2004, s. 237-239. 30
N. Çağatay, İ. A. Çubukçu; İslam Mezhepleri Tarihi, 2. Baskının Önsözü, Ank., A.Ü. Basımevi,
1985, s. XI. 31
Mürted, inançsız kişi. [Bkz. Serdar Mutçalı; Arapça Türkçe Sözlük, İst. Dağarcık Yay. 1995, s.
789.]
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
21
Müellif bu fırkaya ait birçok alt fırka olduğunu, ancak en meşhurlarının şun-
lar olduğunu belirtir; Tarâikiyye, İshâkiyye, Hânikiyye, Âbidiyye, Tevbiyye, Şûriyye
ve Heysemiyye fırkaları.
4.1.10. Hatime (Sonuç), Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat (Firka-i Naciye)
Eserin son bölümü olan 'Hatime' kısmında Müellif, 'Fırka-i Naciye' (kurtuluşa
eren fırka) başlığı altında, 'Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat' taraftarlarından bahseder. Hz.
Muhammed (a.s.)'in "... Onlar, benim ve ashabımın yoluna tabi olanlardır!"32
hadi-
sini hatırlatarak, bu fırka mensuplarının 'Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat' olduğunu savunur.
Ehl-i Sünnet fırkaların, ortak akideye sahip Hanefiyye, Şafiiyye, Malikiyye ve Han-
beliyye mezhepleri olduğunu ifade eder. Bu mezheplerin akidesince, her şeyin yara-
tıcısı Allah (c.c.)'tır, O'nun eşi ve benzeri yoktur ve O, mekândan münezzehtir. Bu
görüşleri sebebiyle Ehl-i Sünnet; Mutezile, Müşebbihe ve Kerramiyye fırkalarından
ayrılmıştır. Bu bölümde Ehl-i Sünnet taraftarlarınca benimsenen diğer akide esasla-
rından da bahsedilir. Bunlar, öldükten sonra yeniden dirilişe, ruhun cesede iade edi-
leceğine, Sırat'a, Mizan'a, Cennet'e, Cehennem'e, Peygamberlerin gönderilmesine,
mucizelere, kitapların indirilmesine, ilk insan ve peygamberin Hz. Âdem (a.s.) oldu-
ğuna, son peygamberin Hz. Muhammed (a.s.) olduğuna inanmaktır. Yine Ehl-i Sün-
net inancına göre, Hz. Muhammed (a.s.)'dan sonra insanların en faziletlisi sırasıyla
Hz. Ebubekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.), Hz. Osman (r.a.) ve Hz. Ali (r.a.)'tır. Bu fırka-
nın temel kabullerinden bir diğeri de, 'Ehl-i kıble'nin tekfir edilemez olduğudur.
Müellif eserini tamamlarken, ülke yöneticilerinin tebaanın inanç haritasına
vakıf olmasının gerekliliğinden ve bunun öneminden bahseder. Risalenin kaleme alı-
nış sebebi de kanaatimizce, bu amaca yöneliktir. Zira eser, Osmanlı coğrafyasında
yaşayan milletlerin inanç ve düşünce haritasını, yöneticileri bilgilendirmek amacıyla
ortaya koyma çalışmasıdır.
Şirvânî, eserinin yine son kısmında, söz konusu çalışmasını 1164 yılında ta-
mamladığını belirtmektedir. Bu, risalenin telif tarihidir. Metnin en sonunda yer alan
1168 yılı ise, elimizdeki mevcut nüshanın tensih tarihine işaret eder.
Sonuç
Anlaşıldığı kadarıyla 73 fırka hadisi, gerek makâlât türü eserlerin şekil sayı
ve içeriğini, gerekse bu eserleri telif edenlerin düşüncesini yansıtan bir etkiye sahip
olmuştur. 73 Fırka Hadisi esas alınarak telif edilmiş klasik kaynaklarımızda görülen
72+1=73'e tamamlama gayreti bu eserde de görülmektedir. Hedef sayı olan 73'ü ya-
kalama maksadıyla, kimi fırkalar kendi alt grupları ile birlikte ayrı ayrı sayılırken,
kimi yerde blok olarak ele alınmıştır. Şirvâni, alt fırkalarla birlikte toplam fırka sayı-
sını 96'ya, Ehl-i Sünnet fırkası (Fırka-i Naciye) ile birlikte 97'ye, (Ehl-i Sünnet çizgi-
sindeki 4 mezhebi ayrı ayrı sayacak olursak 100'e) tamamlamıştır. Burada dikkat çe-
32 Ahmet b. Hanbel, Müsned, c.3, s. 145.
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
22
ken bir başka husus, ameli mezheplerin fırka olarak zikredilmiş olmasıdır. Oysa, Ha-
nefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî Mezhepleri birer itikadi fırka değil, Ehl-i Sünnet oldu-
ğu kabul edilen birer ameli mezheptir. Kanaatimizce, bunların yerine yine Ehl-i Sün-
net kapsamında kabul gören ama birer itikadi ekol olan Maturidi ve Eş'ari fırkaları
zikredilseydi, daha yerinde olurdu.
Eser incelendiğinde, Şirvâni'nin Ehl-i Sünnet mensubu olduğunu da anlıyo-
ruz. Müellifin, Hatime (Sonuç) bölümünde Fırka-i Naciye diye ele aldığı Ehl-i Sün-
net ve'l-Cemaat mensuplarına olan yaklaşımı bunu gösteriyor.
Görülüyor ki, Muhammed Nuri b. Ali eş-Şirvâni’nin Mukaddime Fî Beyân’il-
Fıraki’l-Muhtelife adlı bu eseri özellikle Mezhepler Tarihi alanında henüz çalışmaya
başlayacak olan araştırmacılar için el kitabı olacak niteliktedir. Mezheplerin yorum-
suz ve tarafsız olarak ele alınması, saf ve akıcı bir üslup kullanılması, detaylara dalı-
narak konunun dağıtılmaması gibi hususlar başarılı bir eserde aranan ortak vasıflar-
dır.
Toplumu yöneten idareciler, yönettikleri kitleyi ne kadar iyi tanırlarsa onları
idare etmede o kadar başarılı olurlar. Sultan III. Mustafa, bu amaçla telif ettirdiği
eserden ne kadar istifade etmiştir, bilinmez; ancak inanç ve düşünce bakımından bir-
birinden farklı milyonlarca insanı uzun yıllar boyunca idare etmeyi başarmak için bu
bilgilere sahip olmak gerekir. Dünya siyasetini daha iyi kavrayabilmek, gelişen olay-
lara daha geniş açıdan bakabilmek için Mezhepler Tarihine ihtiyaç var. Özellikle Or-
tadoğu bağlamında yüzyıllardır süregelen çatışmaların nedenlerinden birinin de mez-
hepsel farklılıklardan ve bunların körüklenmesinden kaynaklandığı bilinmektedir.
Bölgenin, yayılmacı etnik kimlik kavgaları sebebiyle kronikleşen çatışmacı vasfın-
dan arındırılmasını sağlamak, yine o kimliği yakından tanımakla olur. Çünkü etkin
bir tedavinin için isabetli bir teşhisten şarttır. Bunun da yolu Mezhepler Tarihi bilgi-
sinden geçer.
Kaynakça
I. Basılı eserler:
Abdülhamid, İrfan; İslâm’da Îtikadî Mezhepler ve Akâid Esasları, çev.
Mustafa Saim Yeprem, Ankara, TDV Yay., 2011.
Arkun, Kemal; Adalet Ustaları-Sultan III.Mustafa Han, İst., Akademisyen
Yayınevi, 2009.
Ateş, Ali Osman; Ehl-i Sünnet ve Şia’nın Delil Olarak Aldığı Bazı Hadis-
ler, İst., Beyan Yay., 1996.
Aydınlı, Osman; İlk Mutezilî Fikirlerin Teşekkülü, Ankara, Hititkitap Yay.,
1992.
Aydınlı, Osman; Osmanlı'dan Cumhuriyet'e İslâm Mezhepleri Tarihi Ya-
zıcılığı, Ankara, Hititkitap Yayınevi, 2008.
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
23
el-Bağdadi, Ebu Mansur Abdulkahir b. Tahir b. Muhammed et-Temimi; el-
Fark Beyne’l-Fırak, (Mezhepler Arasındaki Farklar), çev. E. Ruhi Fığlalı, Ankara,
TDV, 2007.
Bulut, Halil İbrahim; Dünden Bugüne Siyasi-Îtikadî İslâm Mezhepleri Ta-
rihi, Ank., Ankara Okulu Yayınları, 2011.
Brockelmann, Carl; Geschicte der Arabischen Letteratur (GAL), Kahire,
Dâru'l-Maarif, tsz.
Bursalı Mehmed Tahir; Osmanlı Müellifleri, Derleyen: Dr. Mustafa Tatcı,
İst., B. B. Basımevi, 2003.
Çağatay, Neşet; Çubukçu, İbrahim Agah; İslâm Mezhepleri Tarihi, Ankara,
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 1985.
Ebu'l Alâ Afifi; Tasavvuf: İslâm'da Manevi Hayat, (Sevretün Rûhiyye fi'l-
İslâm), çev. Ekrem Demirli, Abdullah Kartal, İst., İz Yay., 2004.
İbn. Esir; el-Kamil fi-t Tarih, (Terc.) çev. Abdullah Köşe, İst., Bahar Yay.,
1989.
el-Eş’ari, Ebu’l Hasan; Makâlâtü’l-İslâmiyyîn ve İhtilafu’l-Musallin (İlk
dönem İslâm Mezhepleri), çev. Mehmet Dalkılıç, Ömer Aydın, İst., Kabalcı Yay.,
2005.
Fığlalı, E.Ruhi; İmamiyye Şiası, İst., Ağaç Yay. 2008.
Fığlalı, Ethem Ruhi; Çağımızda Îtikadî İslâm Mezhepleri, İzmir İlahiyat
Vakfı Yay., 1996.
Gölpınarlı, Abdulbaki; Tarih Boyunca İslâm Mezhepleri ve Şiilik, İst., Der
Yayınları, 2003.
Gümüşoğlu, Hasan; İslâm Mezhepleri Tarihi Temel İnanç Sistemleri, İst.,
Kayıhan Yay., 2014.
İbn. Hazm, Ebi Muhammed Ali b. Ahmet; el-Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehvâ ve’n-
Nihâl, (Tahk. Muhammed İbrahim Nasır ve Abdurrahman Umeyre), Beyrut, Darü'l-
Kütübi'l-İlmiyye, 2004.
İbn. Kesir; el-Bidâye ve'n Nihâye, (Terc.) çev. Mehmet Keskin, İst., Çağrı
Yay. 2000.
Katip Çelebi; Keşfü'z-Zunun an Esami'l-Kütübi ve'l-Fünun, (Çev. Rüştü
Balcı), İst., Tarih Vakfı Yurt Yay., 2007.
Kollektif; Büyük Türkçe Sözlük, Ank., TDK, 1945.
Kubat, Mehmet; İslâm Mezhepleri Tarihi, İst., Kitap Dünyası, 2014.
Mehmet Emin Göktepe
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
24
Kutluay, Yaşar; İslâm’da Îtikadî Mezheplerin Doğuşu, Ankara, Pınar Yay.,
1959.
Kutluay, Yaşar; Tarihte ve Günümüzde İslâm Mezhepleri, İstanbul, Pınar
Yayınları, 2003.
Meşkur, Cevad; Mezhepler Tarihi Sözlüğü, çev. Mehmet Mahfuz Söyle-
mez, Mehmet Ümit, Cemil Hakyemez, Ankara, Ankara Okulu Yayınları, 2011.
Onat Hasan, Kutlu Sönmez, (Edit.); İslâm Mezhepleri Tarihi El Kitabı, Ya-
zarlar: Ahmet Bağlıoğlu, Mazlum Uyar, Mehmet Kalaycı, Mehmet Zeki İşcan, Metin
Bozan, Muzaffer Tansu, Orhan Ateş, Osman Aydınlı, Sıddık Korkmaz, Yusuf Gö-
kalp; Ankara, Grafiker Yayınları, 2012.
Oral, Osman; '73 Fırka Hadisinin Kelâm İlmi Açısından Değerlendirilmesi'
(Makale), Kelam Araştırmaları Dergisi, İst., 2014, s. 295.
Oral, Osman; İslâm Mezhepleri Tarihi ve Terimleri, Kayseri, Tiydem Ya-
yıncılık, 2014.
Öz, Mustafa; Ana hatlarıyla İslâm Mezhepleri Tarihi, İst., Ensar Neşriyat,
2014.
Öz, Mustafa; Başlangıçtan Günümüze İslâm Mezhepleri Tarihi, İst., Ensar
Neşriyat, 2011.
Özler, Mevlüt; İslâm Düşüncesinde 73 Fırka Kavramı, İstanbul, Nun Yay.,
1996.
İbn. Saad; Kitabü't-Tabakati'l-Kebir (Tabakat), çev. Komisyon, İst. Siyer
Yay., 2014.
İrfan İnce; Medina im 12./18. Jahrhundert, Politische Strukturen, Bezie-
hungen und Konflikte, mit Einblicken in den Gelehrten Diskurs, (12./18. Yüz-
yılda Medine’de Siyasi Yapı, Sosyal Hayat, İlişkiler, Çatışmalar ve Fikri Akımlar);
Bochum Ün. Doktora Tezi, Bochum, Almanya, 17.07.2014.
Kahhale, Ömer Rıza; Mu’cemu’l-Mu’ellifin Teracimu Musannifi’l-
Kutubi’l-Arabiye; Beyrut, Müessesetü'r-Risale, 1993.
Kutlu, Sönmez; 'İslam Mezheplerinde Usül Sorunu' adlı tebliğ, İslami İlim-
lerde Metodoloji /Usul Mes'elesi- I, İst., Ensar Yay., 2005.
Sarıkaya, M. Saffet; İslâm Düşünce Tarihinde Mezhepler, İst., Rağbet
Yay., 2009.
Sezgin, Fuat; Prof Dr., Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS), Le-
iden, Brill, 1967.
eş-Şehristani, Muhammed Abdülkerim; el-Milel ve’n-Nihâl, (İslâm Mezhep-
leri) Terc. Mustafa Öz, İst., Ensar Neşriyat, 2005.
Muhammed Nuri B. Ali El-Shirwany's Book Called Mukaddime Fi Beyani'l-Firaki'l Muhtelife And
Classification Methodology Of Islamic Sects
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2016/5, c. 5, sayı: 10
25
Watt, Montgomery; İslâm Düşüncesinin Teşekkül Devri, çev.: E. Ruhi Fığ-
lalı, İst., Sarkaç Yay., 1998.
Yörükan, Yusuf Ziya; Milel ve Nihal Üzerine Karşılaştırmalı Bir İncele-
me ve Mezheplerin Tetkikinde Usul, Ankara, Kültür Bak. Yay., 2002.
Yörükan, Yusuf Ziya; İslâm Dini ve Mezhepleri Tarihi 2 (İslâm Akaid Sis-
teminde Gelişmeler), İst., Ötüken Neşriyat, 2015.
Yörükan, Yusuf Ziya; İslâm Dini ve Mezhepleri Tarihi-3 (Müslümanlıkta
Dini Tefrika), İst., Ötüken Neşriyat, 2009.
ez-Ziriklî, Hayreddin; el-A'lâm, (I-IIIV), (Kamusu Teracimi li-Eşheri’r-Rical
ve’n-Nisa Mine’l-Arab ve’l-Musta’ribin ve’l-Musteşrikin), Daru'l İlm li'l-Melâyin,
Beyrut, 1984.
II. Süreli Yayınlar:
Ekev Akademi Dergisi, Güz 2010, Sayı: 45; Kış 2014, Sayı: 58.
Milel ve Nihal: Aylık İnanç, Kültür ve Mitoloji Araştırmaları Dergisi; Ya-
yımcı: Milel ve Nihal Derneği, Fatih, İstanbul
Sakarya Ün. İlh. Fak. Dergisi, Yıl, 2005, Sayı 11.
III. Web Kaynakları:
http://mezhep.org/, İlahiyat Fakülteleri İslâm Mezhepleri Anabilim Dalı Ko-
ordinasyon Sitesi, 19.10.2015.
http://mezheplertarihi.blogspot.com.tr/, Mezhepler Tarihi alanında yapılmış,
paylaşıma açık olan çalışmalara link verilmektedir, 19.10.2015.