48
Çok uzun zamandan beri gündemi meş- gul eden ‘Schengen Vizesi’ artık sorun olmaktan çıktı. 12 Aralık 2008 tarihinden bu yana, İsviçre’de yaşayan tüm yaban- cılar Vizesiz, Avrupa ülkelerine seyahat edebiliyorlar. Vizenin kaldırılmasını fırsat bilen vatandaşlarımız soluğu Avrupa ülke- lerinde aldılar. Çoğunluğun alışveriş için gittiği Almanya`da, sınır esnafı işlerin tek- rar açılmasından dolayı oldukça memnun. Konuştuğumuz vatandaşlarımız ise yurt dışına vizesiz seyehat etmenin, kendileri - ni çok sevindirdiğini dile getirdiler. Pusula Gazetesi Schengen vizesinin kaldırılma- sıyla ilgili olarak özel bir araştırma yaptı. Hazırlamış olduğumuz haber dosyasında konuyla ilgili tüm ayrıntıları bulabilirisiniz. Devamı s.9/10/11 www.pusulaswiss.ch Toplu Taşıma En Güvenlisi 2007 senesinde, İsviçre’de toplu taşıma araçlarının bulunduğu trafikte (ÖV), 33 kişi hayatını kaybetti. Özel araç kullanıcı- larının bulunduğu trafikte ise, on kat daha fazla insan hayatını kaybetti. Teleferik ve gemi yolculuğunda herhangi bir ölüm va- kasına rastlanmadı. Devamı s.12 Deneme Süreli Ehliyetler 01.12.1987’ de veya daha sonra doğan A ve B kategorisindeki ehliyet adayları, eh- liyetlerini sadece deneme süresi şartıyla alabilecekler. Aynı kanun, 30.11.2005 tari - hinden sonra ehliyet başvurularını yapan kişiler için de geçerli olacak. Yeni ehliyet almış olan kişilerin bu haberi okuması ge- rekiyor. Devamı s.30 Kirada Olanların Dikkatine! Yeni kanun değişikliği, endeks ve muka- yese kirasına yönelik masraf kirasında, sistem değişliğini amaçlıyor. Çıkarılacak yeni yasa önümüzdeki seneden itibaren federal meclislerde görüşülecek. Yeni sis- tem, uygulama koşulu ile 2011 senesinde yürürlüğe girecek. Devamı s.16 Evander Holyfield’e haksızlık! 46 yaşındaki Evander Holyfield yaşından beklenmedik bir şekilde 12 round boyun- ca üstün performans gösterdi. Kendisinin hala 1 numara olduğunu kanıtlamasına rağmen, hakem kararlarıyla müsabakayı kaybederek salondan üzgün bir şekilde ayrıldı. Devamı s.33 Çocuklarına iyi bakamıyorlar! Unicef’in yaptığı bir araştırmanın ortaya çıkardığı sonuca göre, İsviçreli aileler, diğer ülkelerdeki aileler ile karşılaştırıldı- ğında, çocuklarına daha kötü bakıyorlar. Rapor İsviçre’ye kötü not verdi. Toplam25 ülkeden 18’i iyi bir not alabildi. Devamı s.26 Konuğumuz Av. Yetkin Geçer Bu ay sizlere, Luzern Kantonu’nda çalış- malarını sürdüren Avukat Yetkin Geçer`i tanıtacağız. Kendisiile yapmış olduğumuz sohbette vatandaşlarımıza çok ilginç ve önemli tavsiyelerde bulundu. Vatandaşla- rımızın mutlaka bu söyleşiyi okumalarını tavsiye ediyoruz. Devamı s.5 Yıl:3 - Sayı:14 - Januar 2009 - Gerçek haberin adresi ‘UN KATKILARIYLA İsviçre’de yerleşik yaşa- yan yabancılar, nüfusun %21’ini oluşturuyorlar. Ge- çen sene hemen hemen 11 000 yabancı, çoğu kez hız limitini aşma konusun- da trafik kurallarını ihlal etmişler ve bu yüzden yar- gı önüne çıkmak zorunda kalmışlardı. Devlet İstatis- tik Kurumu (BfS) ilgilileri, bu rakamın yabancılar içinde yargılananların % 53’e te- kabül ettiğini bildirdi. Yargı- lananlardan 2500’ü İtalyan, 1800’ü eski Yugoslavyalı iken, 1600’ü Alman kökenli sürücüler. Aşırı alkollü ola- rak direksiyon başına ge- çen yabancı sayısı, geçtiği- miz sene %36 olarak tespit edildi. Bunlardan 1000’i Fransız, 1000’i Portekizli ve 950’si İtalyandı. Büyük tra- fik suçlarını işleyen yabancı kökenli insanların sayısının ortalamanın üstünde oldu- ğu görüldü. Ortaya çıkan sonuçlar gerçekten çok en- terasan. Devamı s.18 Yabancılar Araba’yı Hızlı Sürüyor AZB - 8048 Zürich Schengen Vizesi Kaldırıldı Herkes Rahatladı Hepinizin bildiği gibi iki ay önce başlatmış oldu- ğumuz Abonelik kampanyamız, 1 Ocak 2009’da sona erecekti. Bu ay’dan itibaren sadece Abone olan okurlarımıza ulaştırılacak olan gazetemiz, son bir kez daha ücretsiz olarak tüm okurlarımıza yollandı. Gazete olarak okurlarımıza son bir şans daha veriyoruz. 1 yıl boyunca Pusula Gazetesi’nin adresinize gelmesini istiyorsanız bu ay içinde 1 yıl- lık abonelik ücreti olan 10 Frank’ı ödemeniz gere- kiyor. Bize destek veren tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Ayrıntılar Sayfa 44’te. Abone Olmak İsteyen okurlarımıza Son bir Şans Daha! Dikkat

Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Evander Holyfield’e haksızlık! daha veriyoruz. 1 yıl boyunca Pusula Gazetesi’nin adresinize gelmesini istiyorsanız bu ay içinde 1 yıl- lık abonelik ücreti olan 10 Frank’ı ödemeniz gere- kiyor. Bize destek veren tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Ayrıntılar Sayfa 44’te. ‘UN KATKILARIYLA Yıl:3 - Sayı:14 - Januar 2009 - Gerçek haberin adresi Dikkat www.pusulaswiss.ch

Citation preview

Page 1: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

Çok uzun zamandan beri gündemi meş-gul eden ‘Schengen Vizesi’ artık sorun olmaktan çıktı. 12 Aralık 2008 tarihinden bu yana, İsviçre’de yaşayan tüm yaban-cılar Vizesiz, Avrupa ülkelerine seyahat edebiliyorlar. Vizenin kaldırılmasını fırsat

bilen vatandaşlarımız soluğu Avrupa ülke-lerinde aldılar. Çoğunluğun alışveriş için gittiği Almanya`da, sınır esnafı işlerin tek-rar açılmasından dolayı oldukça memnun. Konuştuğumuz vatandaşlarımız ise yurt dışına vizesiz seyehat etmenin, kendileri-

ni çok sevindirdiğini dile getirdiler. Pusula Gazetesi Schengen vizesinin kaldırılma-sıyla ilgili olarak özel bir araştırma yaptı. Hazırlamış olduğumuz haber dosyasında konuyla ilgili tüm ayrıntıları bulabilirisiniz. Devamı s.9/10/11

www.pusulaswiss.ch

Toplu Taşıma En Güvenlisi2007 senesinde, İsviçre’de toplu taşıma araçlarının bulunduğu trafikte (ÖV), 33 kişi hayatını kaybetti. Özel araç kullanıcı-larının bulunduğu trafikte ise, on kat daha fazla insan hayatını kaybetti. Teleferik ve gemi yolculuğunda herhangi bir ölüm va-kasına rastlanmadı. Devamı s.12

Deneme Süreli Ehliyetler 01.12.1987’ de veya daha sonra doğan A ve B kategorisindeki ehliyet adayları, eh-liyetlerini sadece deneme süresi şartıyla alabilecekler. Aynı kanun, 30.11.2005 tari-hinden sonra ehliyet başvurularını yapan kişiler için de geçerli olacak. Yeni ehliyet almış olan kişilerin bu haberi okuması ge-rekiyor. Devamı s.30

Kirada Olanların Dikkatine!Yeni kanun değişikliği, endeks ve muka-yese kirasına yönelik masraf kirasında, sistem değişliğini amaçlıyor. Çıkarılacak yeni yasa önümüzdeki seneden itibaren federal meclislerde görüşülecek. Yeni sis-tem, uygulama koşulu ile 2011 senesinde yürürlüğe girecek. Devamı s.16

Evander Holyfield’e haksızlık!46 yaşındaki Evander Holyfield yaşından beklenmedik bir şekilde 12 round boyun-ca üstün performans gösterdi. Kendisinin hala 1 numara olduğunu kanıtlamasına rağmen, hakem kararlarıyla müsabakayı kaybederek salondan üzgün bir şekilde ayrıldı. Devamı s.33

Çocuklarına iyi bakamıyorlar!Unicef’in yaptığı bir araştırmanın ortaya çıkardığı sonuca göre, İsviçreli aileler, diğer ülkelerdeki aileler ile karşılaştırıldı-ğında, çocuklarına daha kötü bakıyorlar. Rapor İsviçre’ye kötü not verdi. Toplam25 ülkeden 18’i iyi bir not alabildi. Devamı s.26

Konuğumuz Av. Yetkin GeçerBu ay sizlere, Luzern Kantonu’nda çalış-malarını sürdüren Avukat Yetkin Geçer`i tanıtacağız. Kendisiile yapmış olduğumuz sohbette vatandaşlarımıza çok ilginç ve önemli tavsiyelerde bulundu. Vatandaşla-rımızın mutlaka bu söyleşiyi okumalarını tavsiye ediyoruz. Devamı s.5

Yıl:3 - Sayı:14 - Januar 2009 - Gerçek haberin adresi‘UN KATKILARIYLA

İsviçre’de yerleşik yaşa-yan yabancılar, nüfusun %21’ini oluşturuyorlar. Ge-çen sene hemen hemen 11 000 yabancı, çoğu kez hız limitini aşma konusun-da trafik kurallarını ihlal etmişler ve bu yüzden yar-gı önüne çıkmak zorunda kalmışlardı. Devlet İstatis-

tik Kurumu (BfS) ilgilileri, bu rakamın yabancılar içinde yargılananların % 53’e te-kabül ettiğini bildirdi. Yargı-lananlardan 2500’ü İtalyan, 1800’ü eski Yugoslavyalı iken, 1600’ü Alman kökenli sürücüler. Aşırı alkollü ola-rak direksiyon başına ge-çen yabancı sayısı, geçtiği-

miz sene %36 olarak tespit edildi. Bunlardan 1000’i Fransız, 1000’i Portekizli ve 950’si İtalyandı. Büyük tra-fik suçlarını işleyen yabancı kökenli insanların sayısının ortalamanın üstünde oldu-ğu görüldü. Ortaya çıkan sonuçlar gerçekten çok en-terasan. Devamı s.18

Yabancılar Araba’yı Hızlı SürüyorA

ZB - 8048 Zürich

Schengen Vizesi Kaldırıldı Herkes Rahatladı

Hepinizin bildiği gibi iki ay önce başlatmış oldu-ğumuz Abonelik kampanyamız, 1 Ocak 2009’da sona erecekti. Bu ay’dan itibaren sadece Abone olan okurlarımıza ulaştırılacak olan gazetemiz, son bir kez daha ücretsiz olarak tüm okurlarımıza yollandı. Gazete olarak okurlarımıza son bir şans

daha veriyoruz. 1 yıl boyunca Pusula Gazetesi’nin adresinize gelmesini istiyorsanız bu ay içinde 1 yıl-lık abonelik ücreti olan 10 Frank’ı ödemeniz gere-kiyor. Bize destek veren tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Ayrıntılar Sayfa 44’te.

Abone Olmak İsteyen okurlarımıza Son bir Şans Daha!

Dikkat

Page 2: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

2

vermiş olduğumuz kararların büyük önemi vardır, nelere mal olacağı ve hangi güzellikleri getireceği önceden belirlenemeyen... Kolay elde edilemeyen dostluklar üzerinde biraz daha hassas olmaya değmez diyebilir miyiz? ...yeri geldiğinde yaşanan acıları paylaşmak, yeri geldiğinde heyecanı ve sevinci paylaşmak, önyargısız olmak, içtenlikle birbirimize sarılmak… Hepimizin özlediği; ama yapmakta zorlandığımız, karşılıklı adımlar atamadığımız bu önemli konularda belki de son şansımız olmadığını nereden bileceğiz? İçinde bulunduğumuz 2009 yılında bazı dostlarımızı bir kez daha göremeyebiliriz... bunu önceden bilmek mümkün mü? Hadi dostlar gelin bu yıl dostluklarımıza, dostlarımıza daha sıkı sarılalım... Onlar herşeyden daha önemli olmayı haketmiyorlar mı sizce de?

Pusula Gazetesi Ekibi olarak, tüm okurlarımıza dostları ve sevdikleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve başarı dolu, bir yıl geçirmelerini diliyoruz.

Yeni Yılda PusulaGazetemiz çalışanlarıyla birlikte sizlere daha güzel bir Pusula okutabilmek için 2008 yılında olduğu gibi 2009 yılında da çalışmalarımızı yoğun şekilde devam ettireceğiz. Bizim için oldukça yoğun geçen 2008 yılı içinde yaşadığımız tüm tecrübeleri 2009 yılında gazetemize yansıtmak ve kalitemizi daha da arttırmak istiyoruz. Gazetemizin yakında açılacak olan yeni merkez bürosunda daha iyi organize olup, hizmet kalitemizde gözle görülür değişiklikler yapacağız. Yeni açılacak olan büromuzda vatandaşlarımızın hukuksal problemlerini çözmeye yönelik ciddi adımlar atacak, vatandaşlarımızın hukuksal sorunlarında ve sorularında tecrübeli avukatların bilgilerinden istifade etmalerini sağlayacağız. Yeni konseptimizi en geç Mart 2008’e kadar tamamlayarak tüm gelişmeleri sizlere gazetemizden duyuracağız. 14. sayısını ulaştırdığımız gazetemizi ilgiyle okuyan ve bizlerden

abonelik desteğini esirgemeyen tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Okunduğumuzu ve beğenildiğimizi bilmek, bizi daha güzel şeyler yapmaya, daha etkin hizmetler vermek için motive ediyor. Hakkımızdaki görüş ve düşüncelerini çekincesizce paylaşan okuyucularımız bilsinler ki bize bu şekilde çok önemli bir yardımda bulunuyorlar: Siz değerli okuyucularımızın övgüleri bizleri motive ederken, eksik ya da sizce iyi olmayan çalışmalarımızın eleştirilmesi bizler için daha iyiye ulaşmamız için bir uyarı niteliği taşıyor. Bu nedenle değerli okuyucularımız, hepimizin olan Pusula Gazetemiz’in başarısını, hep birlikte artırmak için düşünce, övgü ya da eleştirilerinizi çekincesizce yeni senede de yazmaya devam etmenizi arzu ediyoruz.

Abonelikte son ay!Sevgili okurlarımız. İki ay önce başladığımız abonelik kampanyasına gösterilen ilgi maalesef beklediğimiz ve arzuladığımız sonuca henüz ulaşamadı. Tüm okurlarımızın desteğini alabilmek için 1 yıllık abonelik ücretimizi sadece 10 Frank olarak belirlemiştik. Ancak abonelik ücretini bu kadar düşük tutmamıza rağmen, şu ana kadar siz okurlarımızdan beklediğimiz desteği alabilmiş değiliz. Gönül ister ki, sizlere hiçbir ücret ödetmeden her ay posta kutularınıza gazetenizi yollayalım. Zaten istemiş olduğumuz 10 Frank’lık abone ücreti posta masraflarını karşılayabilmek için kullanılacaktır. Her gün sizlere, daha iyi hizmet verebilmek için tüm ekibimizle birlikte çalışmalarımızı olanca hızıyla devam ettiriyoruz. Tüm okurlarımızdan kampanyamızın son ayında bize destek vermelerini bekliyoruz. Şu ana kadar bizi destekleyen ve abonelik ücretini yatıran tüm okurlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

Saygılarımla…

357

Turgut Karaboyun([email protected])

Yeni Yıl ve Eskiyen Yıl 2008Aylar, haftalar ve binlerce saat dolusu 2008 yılı geride kalırken; 2009 yılı için günler sayılmaya başladı, hatta gazetemiz elinize geçtiğinde saatler sayılmaya çoktan başlamış olacak... Zamanın su gibi akıp gittiği yaşamımızda içinde bulunduğumuz saatleri kimimiz çalışarak değerlendirirken, kimileri de hor kullandı...

Kimbilir ne çok insan 2008 yılı içinde sevdiklerinden ayrıldı... ne çok insan en sevdiği insanı kaybetti, kimbilir...?

Aslında biraz durup düşünecek olursak, akıp geçen zamanın içinde sevdiklerimize ve ailemize karşı ne kadar büyük sorumluluk içinde olduğumuzu anlamamak mümkün mü?

Çoğunlukla monoton bir yaşam tarzını benimsemiş olan toplumumuzda çalışma hayatı hepimizi birbirimizden uzaklaştıran en büyük etken olarak ortaya çıkmakta. Diyorum ki, değerli okuyucularımız, 2009 yılı sevdiklerimizle ve dostlarımızla daha iyi, daha içten olacağımız, daha çok görüşeceğimiz ve birbirimize daha çok zaman ayıracağımız bir yıl olsun... Hepimizin bildiği gibi, hayatın her anında

Editör

PUSULA IMPRESSUM / 2008

Geht an alle Mitglieder des türkischen Journalisten-verein Pusula.

Verlegeradresse : Pusula türkischer JournalistenvereinPostfach 1305 / 8048 Zürich

Erscheinungweise: 11 Mal JährlichAbonementpreis: CHF 9.90 / JahrChefredaktor: Turgut KaraboyunRedaktionsleiterin: Gülter LocherQM: Taner KarapekmezRechtsberater/in: Ayse Duydu, Mehmet Akyol

Gestaltung: DESCOM-M.COMAutoren: Didem Aras, Gülter Locher Fotoredaktion: Dereli ColorDruckerei: Sun Print Anzeigen : 076 342 90 91

Freie Journalisten: Bülent Atalay, Atilla Alpullu,Şendoğan Hoş, Bora Erbil, Sibel Arslan, TolgayKoşar, Didem Aras, Mehmet Turan, Hüseyin Dereli,Hüseyin Türkkan, Müjgan Olguner, Sinan Subaşı,Nermin Dingiloğlu, Yeter Tanrıkulu, Gönül Kocadağ, Gülay Zengin, Kader Turgay, Tamer Karaoglu, HilalAlbayrak, Nurcan Durmuş.

Teşekkür : Bu yayının sizlere ulaşmasında maddi-manevi desteklerini bizlerden esirgemeyen, tüm firmalarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Pusula Gazetesi`nin tüm yayın hakları Pusula türkische Journalistenverein`e aittir. Yayınlanan reklamlarda ki sorumluluk, reklamı veren firmaların kendine aittir. Hazırlanan haberlerden ve yazılardan haberi hazırlayan kişiler ya da kay-nak gösterilen kurumlar sorumludur. Pusula`da kullanılan tüm Haberlerin, Fotoğrafların ve bilgi-lerin her hakkı Pusula`ya aittir. İzinsiz olarak kullanılması yasaktır, aksi durumda cezai uygu-lamalar için hukuki işlemler başlatılır.

2008 yılı acılarımızla,

sevinçlerimizle geride kalıyor.

Dileriz 2009 hepimize daha

fazla umut, daha fazla sevinç

ve daha fazla mutluluk getirir.

Pusula ekibi.

Bernstr www -

Yeni yılın size ve tüm sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini dileriz. Mutlu Yıllar.

Page 3: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Zürich · CH-8001 Usteristrasse 21Tel. 043 497 24 77 (78) Mob. 079 240 04 23 079 834 41 45Fax 043 497 24 79

Olten · CH-4600 Ziegelfeldstrasse 36Tel. 062 213 09 50 (51) Mob. 079 431 56 25 079 240 04 23Fax 062 213 09 54

Basel · CH-4051Aeschenvorstadt 36Tel. 061 222 20 24 (25) Mob. 079 222 34 27 079 834 41 37Fax 061 222 20 26

Aarau · CH-5000 Bahnhofstrsse 41Tel. 062 823 55 50 Mob. 079 240 04 23Fax 062 823 55 51

Bern · CH-3011Spitalgasse 37Tel. 031 311 48 12(13)Mob. 079 222 34 27 079 240 04 23Fax 031 311 48 14

www.akmanfi nance.com · info@akmanfi nance.com

YENİ ŞUBELERİMİZ

BERN VE AARAU

Siz hedefl eyin, biz yerine getirelim.

Privat Kredi ve Leasing kullananların %75’i normal olarak ödenmesi gereken faizden çok daha fazlasını ödüyor! Bütün ödemelerinizi tek bir yerde toplayın, karlı çıkın.

Ayrıca IV-Emeklileri ve yeni oturumu (B, L) olanlara Kredi olanağımız mevcuttur. Die Kreditvergabe ist verboten, falls diese zur Überschuldung führt. (Art 3 UWG)

Çabuk. Kolay. Güvenilir.

Ayrıca mevcuttur.

Acil: 365 Gün/24 Saat

079 240 04 23 Yeni ürünümüz: Akman Protect, kredinizi ișsizlik, hastalik ve kazaya karșı korur.Unutmayın, risk oluștuğunda satın alınamayacak tek șey sigortadır!

Yeni ürünümüz:ve kazaya karșı korur.Unutmayın, risk oluștuğunda satın alınamayacak tek șey sigortadır!

ab 8.25%

Birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz yeni bir Yıl diliyoruz.

Page 4: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

4 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Bundan böyle, hastane tedavileri hem kısalacak hem de daha pahalı hale gelecek İsviçre’deki hastane tedavileri hem kısalıyor hem de daha pahalı hale geliyor. Hastane-lerin sayısı azalıyor, fakat personel sayısı artıyor.

İstatiksel bilgilere göre, 2007 sene-sinde hastalar, ortalama 10,9 gün hastanede kalarak tedavi gördüğü; bu bilgiler 2001 senesi ile kıyaslanınca, hastaların , ortalama 2 gün daha has-tanelerde kaldıklarını belirliyor. Buna rağmen hastanelerdeki günlük gece-leme ücreti, 2003 ve 2007 seneleri arasında yükselerek, 1018 Frank’tan -ortalama- 1140 Frank’a çıktı.

Yeni Hastane Düzenlemesi, bir diğer kısıtlama olarak da İsviçre’deki hasta-ne sayısını azaltıyor. 1998 senesinde 399 olan hastane sayısı 2006 senesi-ne kadar 333 hastane sayısına düştü. 2007 senesinde ise bu rakam 321’ e düştü. Buna karşın, hastanede çalı-şan personel sayısı fazlalaşarak 2003 senesinde 123.500’e, tam gün çalışan

personel sayısı ise 2007 senesinde 131.000’e çıktı.

Yaşlı Bakım Evleri’nin günlük masrafı 236 Frank!

İsviçre’nin bazı bölgelerinde yaşlılar evlerinin günlük masrafı, ortalama 236 Frank olarak belirlendi.288

Göçmenler, maddi du-rumu iyi olmayan yaşlı insanlar, eğitim seviyesi düşük insanlar, çocuğu-nu tek başına büyüten ebeveynler ve o kişile-rin çocukları, genelde sağlık sorunları iyi ol-mayanlar kategorisine giriyorlar.

İsviçre’de yaşayan in-sanların büyük bir kısmı-nın sağlıklı olduğu ve iyi sağlık hizmeti aldıkları söylenebilir. Fakat, sağlık durumu bazı kesimler içe-risinde değişkenlik göstermekte; bu konunun ele alındığı “İsviçre’de Sağlık “ başlıklı Ulusal Sağlık Raporu 2008, Sağlık Gözlem Kurumu

Obsan tarafından yayınlandı.

Rapordaki sonuç şu gerçeği ortaya çı-kardı: Zengin ve iyi eğitim almış insan-lar, diğer konumdaki insanlara göre daha sağlıklı.

Göçmenler, maddi durumu iyi olmayan yaşlı insanlar, eğitim seviyesi düşük insanlar, çocuğunu tek başına büyü-ten ebeveynler ve o kişilerin çocukları genelde sağlık sorunları iyi olmayan-lar kategorisine giriyorlar. Eğitim sevi-yesi düşük insanlar, çoğunlukla aşırı kilo problemi, kalp, kan dolaşımı veya akciğer kanseri gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.

Kötü Perspektif ve psiko sosyal stres...Rapora göre bu durumun sebebi, bu kategorideki insanların kötü çalışma şartlarına sahip olmaları, ekonomik sorunlar yaşamaları ve psiko-sosyal stres altında olmaları. Bu insanların çoğu sağlıklı bir yaşam hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadıklarından , sağlıksız bir yaşam tarzı uyguluyorlar.Ülkenin sağlık durumunu iyileştirmek ve bu eşit olmayan oranı ortadan kal-

dırmak için halkın desteğine ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Raporda, bunu gerçekleştirmek için daha çok okulla-ra, iş yerlerine ve genel anlamda tüke-ticilere yönelmek gerektiği açıklanıyor. Sözü konusu rapor, Ulusal Sağlık Poli-tika Projesi altında gerçekleştirildi.287

Auto Garage Güngör GmbH’nin sa-hibi Mehmet Güngör’ün ev sahipliği yaptığı ve 28 Kasım Cuma akşamı düzenlenen yemeğe, Zürich esnafı ve Mehmet Güngör’ün dostları ka-tıldı.

Haber: Turgut Karaboyun

Geçtiğimiz yıllarda da üç kez tekrar-lanan yemekli davet oldukça neşeli geçti. Pusula Gazetesi olarak bizim de 2. kez davet edildiğimiz davette Zürih esnafı ve katılan diğer davetliler hazır-lanan lezzetli yemekleri tadarken bol bol da sohbet etme ve birlikte eğlen-

me fırsatı buldular. Her geçen yıl daha çok davetlinin katıldığı yemekte bu yıl canlı müzik olması büyük sürpriz oldu. Müşterilere servis ve tamir hizmeti ve-rilen garajın içine davetliler için büyük masalar ve yemek standları kuruldu. Yaklaşık 35 kişinin katıldığı organizas-yonda, Mehmet Güngör misafirleriyle tek tek ilgilenerek onlarla sohbet etti. Mehmet Güngör bu tür organizasyon-ların aramızdaki birlik ve beraberliğin güçlenmesi, dostluk ve arkadaşlığın pekiştirilmesi açısından son derece önemli olduğunu belirtirken, önümüz-deki yıl da yemek daveti düzenleyece-ğini bildirdi. Bu yıl dördüncüsü düzen-

lenen ve davetliler tarafından büyük beğeni toplayan bu güzel oraganizas-yon için Mehmet Güngör’e teşekkür ediyoruz. Dost ve esnaflarla birlikte aynı ortamı paylaş-mak, Pusula Ga-zetesi olarak bizim için de gerçekten zevkliydi...286

Hastane Düzenlemeleri: Sağlık Pahalılaşacak!

Fakirlik Sağlığa Zararlı!

Güngör Garajı Dost ve Esnafları Bir Araya Getirdi

Deutsche ZusammnenfassungSpitalaufenthalte in der Schweiz werden von der neuen Spitalpla-nung verkürzt, aber jedoch auch teuerer. Nebenbei wird auch gep-lant die Zahlen der Spitäle zu re-duzieren. Jedoch plant man die Zahl des Personal zusteigern.

In machen Gebieten der Schweiz werden die Durchschnittlichen Kosten für Alters- und Pflegehe-ime um dir 236 Frank betragen.

Deutsche ZusammnenfassungDas National Gesundheitsbe-richt 2008 “ Gesundheit in der Schweiz”, den das Gesundhe-itsobservatorium (Obsan) hat veröffentlicht, dass Einwande-rer, ältere Menschen oder alle-in erziehende Eltern und ihre Kinder besonders häufig unter Gesundheitlichen Problemen le-iden. Menschen mit einem tiefen Bildungsstand leiden meist an Übergewicht und anderen ge-sundheitlichen Problemen. Dies würde gemäss dem Bericht an einer schlechteren beruflichen Perspektive und an einer schwi-erigen wirtschaftlichen Lage lie-gen. Viele dieser Meschen haben wenige Informationen im Bezug auf eine gesundes Leben.

Demgegenüber leben Meschen die besser ausgebildet und woh-lhabend sind meist gesünder.

Page 5: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

5RÖPORTAJ

Bu ay sizlere, Luzern Kantonu’nda çalışmalarını sürdüren Avukat Yetkin Geçer`i tanıtacağız. Ken-disi ile yapmış olduğumuz soh-bette vatandaşlarımıza çok ilginç ve önemli tavsiyelerde bulundu. İsviçre’de yaşayan ve sorunları olan vatandaşlarımızın mutlaka bu söyleşiyi okumalarını tavsiye ediyoruz.

Hazırlayan: Turgut Karaboyun

Yetkin Bey, öncelikle bize kendi-nizi kısaca tanıtır mısınız?1974 yılında Frankfurt`ta doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Frankfurt`ta yaptım. Üniversite yıllarımda hem Frankfurt Havalimanı’nda çalışıp hem de Hukuk Eğitimi aldım. Hukuk Eğitimi’nin hemen ardından staj için Güney Afrika`ya giderek, orada bu-lunan Alman Büyükelçiliği’nde görev yaptım. Almanya`da başlamış oldu-ğum Hukuk Eğitimi’mi, İngiltere ve İsviçre`de farklı fakültelerde devam ettirdim.

Sayın Yetkin Geçer, niçin avukat-lık mesleğini seçtiniz?Yurt dışında doğup büyümüş bir Türk olarak, haksızlığa ve dışlanma-ya şahsen maruz kaldığımdan ve bu haksızlıklara tahammül edemediğim için. İnsanların, haksızlığa uğramış ve dışlanmış bireylerle aynı duruma düşmelerini önlemek için ve insanlara daha çok faydalı olabilmek ve onların problemlerini çözebilmek için avukat-lık mesleğini seçtim.

Sizce avukatların ne gibi sorumlu-lukları vardır?Öncelikle şunu söylemek gerekir ki; avukatlık mesleği yargının bir kurucu unsuru olur. Bunun akabinde toplumda huzurun, barışın, hukuk devlet esas-ların sağlanmasında avukatlara top-lumsal mühim görevler düşmektedir. Hukukçu olarak, kanunların ayrımcılık yapılmadan uygulanmasını sağlamak ve müvekkillerimizin menfaatlerini da-ima kayıtsız şartsız müdafaa etmek üzerimize düşen vazifelerimizdir.

İkinci önemli nokta ise, bir avukat işi-ni gereği gibi takip etmelidir. Bizlerin üstünde çok büyük sorumluluklar var. İnsanlar, bizi haklarının korunması ve özgürlüklerinin sağlanması için vekil tayin ediyor. Eğer biz işimizi gereği gibi takip etmezsek, başkaları bizim yüzümüzden bu hak ve özgürlüklerin-den yoksun kalabilir ve hayatlarını çok olumsuz biçimde etkileyen mağduri-yetlere maruz kalabilir. Tabi ki bu yüz-den avukatlık mesleği devamlı araştır-mayı, okumayı ve kendini geliştirmeyi gerektiren bir meslektir. Bu konuda da sürekli olarak araştırmalar yapıp, ken-

dimizi geliştiriyoruz.

Avukat Yetkin Geçer`in uzmanlık alanları nelerdir?Uzmanlık alanlarım çok çeşitli… Uluslararası icra takipçiliği, özellikle Türkiye-İsviçre ve Avrupa Birliği ül-keleri arasındaki davalar, uluslarara-sı boşanma davaları, iş hukuku, borç takibi, ticari ceza hukuku, özellikle sözde İslam Holdingleri’ne karşı ya-pılan hukuki süreçler, Türkiye`den ge-len kararların İsviçre`de onaylanması gibi davaların yanı sıra, seyahat ve internet konularında faaliyet gösteren önemli şirketlerin hukuki sorunları da uzmanlık alanlarıma giriyor.

Yetkin Geçer`in okurlarımıza ne gibi tavsiyeleri vardır?Vatandaşlarımız avukata çok geç baş-vuruyorlar. Önemli olan, zamanında ve geç kalmadan avukat yardımı al-mak ve konuyu takip etmektir.

Avukat danışmanlığı, herkesin sandı-ğının aksine uygun fiyatla yapılmak-tadır. Vatandaşlarımız, rastgele bir iş yapmaktansa, işe atılmadan sağlıklı bir bilgi ve çalışma için avukatlara git-sinler. Avukatların göstereceği yol ve yapacağı danışmanlık ücretleri, uğra-nılabilen zararlar göz önünde tutulur-sa hiç pahalı değildir.

Avukatlık biraz da olsa diş hekimliğine benzer. Önemli olan, dişleri çürütme-den sağlık bakımından geçirmek ve zamanında doktor kontrollerini yaptır-maktır. Çürük büyüdükten ve ağzınız iltihap kaptıktan sonra, dişin çekilme-sinden başka çareniz kalmaz, bunun da tedavisi çok ıstırap çekici ve mas-raflı oluyor.

Avukatlık da aynı; doğru zamanda ve erken verilen bilgiler, işin çok daha kısa sürede sonuçlanmasını veya za-rara girilmemesini sağlayacaktır.

Önleyici ve korucu tedbirler için, hukuk danışmanlığı gerçekten çok önemli-dir.

Maddi bakımdan zor durumda olan insanlar, avukat masraflarını hangi şe-kilde karşılayabilirler?

Başınız sıkıştı, mahkemeniz var veya müracaat etmeniz gerekiyor. Ancak maddi problemleriniz var; İsviçre Kantonları’nın vermiş olduğu adli yar-dım bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. Ekonomik gücü olmayan bir kimsenin davanın gerektirdiği maddi külfetler-den geçici olarak muaf tutulmasının yanı sıra bedelsiz avukatlık hizmetini de içeren bir dizi adli yardım söz ko-nusu. Adli yardım sadece hukuk da-valarında değil, icra iflas takiplerinde,

boşanma, ihtiyati tedbirlerde hatta uluslararası davalarda bile kullanılabi-lir. Ceza yargılamasındaki adli yardım için kantonların Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda da ayrıca bir dü-zenleme yapılmıştır. Baro ve mahke-melerden de ücretsiz hukuki bilgilen-dirmeler almak mümkün. Böylelikle, maddi açıdan zor durumdaki insanların da işleri görülmüş oluyor. Vatandaş-larımızın avukat korkusu, uğradıkları haksızlıkları müdafaa edememelerin-den kaynaklanıyor. Bu da işlerini kaba kuvvete başvurarak halleden, cahil insan imajındaki bir ön yargı olarak karşımıza çıkıyor. Avukatın yazacağı profesyonel bir mektup, karşı tarafta olumlu bir etki bırakır. Yaşadığımız bu dünyada hiç kimse, başka birine hak vermez. Her vatandaş hakkını ara-malı ve almalıdır. Haksızlığa uğrayan insanlar üzüntüsünü bir yana bırakıp, avukatlar tarafından aydınlatılmalı ve yönlendirilmelidir..Sayın Yetkin Geçer, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni iki cümle ile tarif etmeniz mümkün olabilir mi?Her insanın her konuda hakları mev-cuttur. Önemli olan cesaretli olup, hak-larını yerinde ve doğru kişilerle, gere-kince yüce divanlara varan adli yollara başvurarak aramaktır.

Sayın Yetkin Geçer röportaj için te-şekkür ediyoruz. 351

Pusula’nın Konuğu Avukat Yetkin Geçer

Okuyucularımız, yayınladığımız bu söyleşi ve belirtilmiş konular hakkında Avukat Yetkin

Geçer ile şöyle irtibat kurabilir.

Avukat Yetkin Geçer Eisfeldstr. 2a 6005 LuzernTel: 041 369 10 40 Fax: 041 369 10 41Cep: 076 222 86 08Mail: [email protected] Web: www.avrupahukuk.eu

Avukat Yetkin Geçer

Page 6: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

6 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Zürich Kantonu’nda yaşayan yak-laşık 1,2 milyon insan, her gün 45 milyon kilometre yol kat ediyor. 45 milyon kilometre, dünyanın etrafını bin kezden fazla dolaşmak anlamı-na geliyor.

Zürich Eyaleti’nde yaşayan her vatan-daş, gün içerisinde ortalama 38 kilo-metre yol kat ediyor. Bunun 23 kilo-metresini arabanın içinde geçiriyor. Bu sonuçları, Zürich İstatistik Araştırma-lar Departmanı ortaya çıkardı. Zürichli vatandaşların %29’u ise, zamanlarını kamusal trafikte harcıyorlar. Dolayısıy-la, İsviçre olanaklarının ortalamasına göre Zürichliler, %9’dan fazla bir oran ile öndeler. Geriye kalan %11’ lik oranı, bisiklet sürücüleri oluşturmakta.

Zürich İstatistik Araştırma Departmanı’ndan Peter Moser’in ver-diği bilgiye göre ortaya çıkan ilginç sonuç ise, gün içerisinde bir buçuk saatini yolda geçiren Zürichliler’in bu zamanın neredeyse yarısını, yani 40 dakikasını yürüyerek veya bisikletle geçirmeleri. Ortaya çıkan rakamlar 2005 senesine ait. Mikrozensus 2005 bünyesinde gerçekleşen bu araştır-ma, İsviçre çapında gerçekleşen trafik davranışları için yapılmıştı.

Park&Ride çok fazla tercih edilmiyor

Her üç kişiden biri, iş yerine gitmek için kamu ulaşım araçlarını kullanır-

ken, yaklaşık % 60’ı özel araçlarıyla iş yerlerine git-gel yapıyor. Ortalama bir gün içerisinde ise %22’ lik kesim, ken-di araçları dışında başka hiçbir araç kullanmıyor. Neredeyse aynı sayıda kişi, sadece yürüyerek veya bisiklet kullanarak bir noktan diğer noktaya ilerliyor.

Sadece %8’ lik oran, yani 95.000 kişi, istatistiksel rakamlara göre aynı gün içerisinde ilk önce şahsi araçlarını, son-ra da kamusal araçları kullanmıyorlar; yani kırsal alanda yaşayan insanlar, ilk önce araçlarıyla uygun tren istasyonu-na gidip oradan yollarına devam etme tercihinde bulunmuyorlar. Moser’in verdiği bilgiye göre, bu duruma bakılır-sa Hızlı Tren İstasyonları’ndaki “Park & Ride “ bekleme yerleri, çok fazla kul-lanılmıyor.

Moser: “Eğer biri sabah aracına oturu-yorsa, yoluna sonuna kadar aracında devam etme olasılığı çok büyük.” diye ekledi. Her gün trafikte bekleme du-rumu, bu insanlara hiçbir şekilde cay-dırıcı gelmiyor. Aynı zamanda Moser, merkez trafikte bekleyen bir aracın içinde tek bir kişinin olmasını da şa-şırtıcı buluyor. Moser ,“Bu durum, işi daha da sıkıntılı hale getiriyor. Çünkü, trafiğin yoğun olan saatlerinde zaten bir sürü kişi yolda oluyor ve böyle bir durumda tek bir kişi kendi aracında yolda ise trafik daha da sıkıntılı hale geliyor.” diye fikrini belirtti.

2000 senesindeki anket ile bir kıyas-lama yapıldığında, Zürichliler 2005 senesinde 2 kilometre daha fazla yol kat ediyorlar. 3,4 kilometreyi trende

geçiyorlar (yani % 42’si). Departman buna sebep olarak, Bahn 2000’in ge-nişletme çalışmalarını gösterdi.291

Trafik:Zürichliler Dünyanın Çevresini Katediyorlar

Deutsche ZusammnenfassungNach einer Untersuchung des Sta-tistische Amt des Kantons Zürich geht hervor, dass Jeder Einwohner des Kantons Zürich pro Tag durchs-chnittlich 38 Kilometer zurücklegt und 23 davon im Auto. Peter Moser vom Statistischen Amt des Kantons Zürich auf Anfrage sagte , dass von den insgesamt anderthalb Stunden, die jeder Zürcher und jede Zürcherin im Durchschnitt täglich unterwegs

ist, immerhin 40 Minuten - also fast die Hälfte - zu Fuss oder per Velo bewältigen. Die Park & Ride-Anla-gen bei den S-Bahn-Stationen wer-den denn auch «nicht sehr intensiv genutzt, weil nur rund 8 Prozent fah-ren laut Statistik am gleichen Tag im Auto und im öV. Pendler, die auf dem Land wohnen, fahren also selten mit dem Auto zu einer geeigneten S-Bahn-Station und steigen dort auf die Bahn um.

Günümüzde sezaryen doğumlar, en çok şehirsel alanlarda gerçek-leştiriliyor. Bazı doktorlar için ise bu durum, bir “günlük yaşam feno-meni” haline geldi. Bazı doktorlar ise sezaryen ameliyatları, sağlık koşullarına bağlıyorlar.

Devlet İstatistik Kurumu’nun açıkladı-ğına göre geçen sene doğan bebek-lerin % 32.2’ si sezaryen ile dünyaya getirildi. Sezaryanla gerçekleştirilen doğumların giderek arttığı gözlem-lendi; 2005 senesinde sezaryenle dünyaya gelen bebek sayısı %30’ un altında olurken, 1998’ de bu oran % 23’lerdeydi.

Ancak, sezaryen ameliyat oranının dağılımı yörelere göre eşit değil: kır-sal alandaki anne adayları normal do-ğumu seçerken, şehirlerde yaşayan anne adaylarının normal doğum taraf-tarı olmadıkları ortaya çıktı. Mesela, 2007’de Paschiavo’ da 10 çocuktan sadece biri sezaryen ameliyatla dün-yaya geldi. Zürich şehir merkezinde ise on çocuktan 6’sı sezaryenle dün-yaya geldi. Zürich Goldküste, Zug Eyaletinde, Solothurn, Basel bölgesin-de ve Schwyz’de, doğal yolla olmayan doğum şekillerinin, ortalamanın çok üstünde olduğu görüldü.

Uzmanlar seyaryenle doğumun sağlı-ğı konuda aynı düşüncede değil...

Bu artışın doğuracağı sonuçlar konu-sunda uzmanlar tartışıyorlar: hasta-nedeki sezaryen doğumların, normal doğumlara göre iki katı daha pahalı olduğunu ifade eden Çocuk doktoru Cyril Lüdin, gelişmeleri ekonomik se-beplere bağlıyor. Dr. Lüdin: “Finansal sebeplerin yanı sıra günümüzde do-ğumlar, planlı bir “ Proje “ haline geldi. Dolayısıyla günlük yaşamın içerisinde sezaryen doğumlar da artık yer alıyor.” dedi.

Jinekologlar ise, sezaryen doğumun ekonomik sebeplere bağlı olduğu görüşünü ret ediyorlar. Jinekoloji ve Doğum Uzmanı Kurumu’ndan Daniel Surbek, bütün gelişmiş ülkelerde se-zaryen doğumların arttığını söylüyor. Bu durumu sağlıksal nedenlere bağ-layan Dr.Surbek, annelerin doğum yaşının arttığını ve buna ilişkin olarak da sağlık sorunlarının ortaya çıktığını söyledi. Surbek: “ Özellikle istenen se-zaryen doğumların oranı, en fazla %1 ve %2 dir.”dedi. Aslında sağlık sigor-taları, sadece sağlık sebeplerine bağlı sezaryen ameliyatlarının masraflarını ödemeliler lakin sağlık sigortaları bu konuyu fazla önemsemiyorlar.290

Her Üç Bebekten Biri Sezaryan Yardımıyla Doğuyor

Deutsche ZusammnenfassungIn städtischen Gebieten nehmen Kaiserschnitte stark zu. Daten des Bundesamtes für Statistik zeigten an, das letztes Jahr 32,2 Prozent der Neugeborenen durch einen Ka-iserschnitt auf die Welt kamen.Dies bedeutet eine starke Steigerung: 2005 waren es noch weniger als 30 Prozent der Kinder, die keine natür-liche Geburt hatten, 1998 sogar erst 23 Prozent. Über die Ursachen des Anstiegs streiten sich die Fachleu-te. Manche behaupten, dass dies

finanzielle Gründe hat, denn ein Ka-iserschnitt kostet doppelt soviel als wie eine Normal Geburt. Doch die Gesellschaft für Gynäkologie und Geburtshilfe behaupten, dass Dies medizinische Gründe hat, weil zum Beispiel die Mütter älter würden und damit die medizinischen Probleme zunähmen. Normalerweise müssten die Krankenkassen nur bei gesünd-heitlichen Gründen einen Kaisersch-nitt bezahlen, doch in Wahrheit guckt keiner richtig hin.

Page 7: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Bizden desteklerini esirgemeyen tüm müşterilerimize teşekkür eder, yeni yılda sağlık, mutluluk ve esenlikler dileriz.

Yeni Yılda Muhteşem İndirimİstediğiniz her an test sürüşü

İNDİRİM

5000.-CHF

Civic Modeli

İNDİRİMAccord Limu.

3000.-CHF

İNDİRİMAccord Kombi

3000.-CHF İNDİRİMCR-V Modeli

3000.-CHF

Fırsatı kaçırmayın yepyeni bir Honda sahibi olun!

Page 8: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

8 İSVİÇRE’DEN HABERLER

İnşaat tasarısı, devletin isteği üze-rine alan planlamasına alındı. Aar-gau Yönetimi, kantonda A1’in 6 şeride genişletilmesi çalışmalarını hızlandırmayı amaçlıyor. Bu yüz-den de tasarının alan planlamasına alınmasını istiyor. Aynı zamanda Heitersberg’deki genişletme ça-lışması da taleplerin arasında yer alıyor.

(sda) Aargau’daki A1, 32 kilometre uzunluğuyla 4 şeritten 6 şeride geniş-letilmek isteniyor. Yönetim Meclisi bu isteği, eyaletsel alan planlaması içe-risine aldırmak istiyor. Aynı zamanda ikinci bir SBB Heitersberg Tüneli bu plana dahil edilmek isteniyor. Yönetim Meclisi’nin cuma günü verdiği bilgiye göre, bu istek planlaması zaman kay-bedilmeden işleme alınmalı. Çünkü 15-20 seneye kadar yapılacak olan alt yapı çalışmalarının hazır olması gere-kiyor.

A1’in 6 şeride genişletilme projesi, meclisi birkaç şarta bağlıyor. Bu şart-ların arasında yerleşim yerinin, doğa-rının ve çevrenin korunması ve aynı zamanda çevre haklarının da korun-ması yer almakta. İsviçre’ye özgü bir özellik sayılan bir hareketle, alansal planlamaya yine Parlamento karar verecek. Kanuni geçerlilik için ise ilk etapta Yönetim Meclisi’nin yeşil ışık yakması gerekiyor.

Tren altyapı genişletmesi

Meclis, aynı zaman-da bir nevi ara so-nuç olarak, alansal planlamaya ikinci SBB Heiterberg tü-nelini ekleme arzusu içerisinde bulunu-yor. Heiterberg’deki ray sayısının arttı-rılması gerekiyor. Aargau’nun buna karşılık ülke dışı ve ülke içi yoluculuklar-dan istifade etmesi gerekiyor. Geliştiril-mek istenen Heiter-berg Tüneli, gele-cekteki ( ZEB)Tren Altyapı Gelişim Ana Projesine dâhil de-ğil.

Otoban genişletme-sinin maliyeti 1,1 Mil-yar Frank

Meclis, A1’in altı şeride çıkarılması için plan ve çalışmalarının süresini 20 yıl olarak belirledi. Maliyet ise, 1,1 milyar Frank olarak tahmin edilmekte.

A1’in genişletilmesi, toplamda 3,5 metre olarak kesinleştirildi. Meclis, toplam alan ihtiyacının ise 12 hektar olacağına dair tahminler yapmakta. Zaten neredeyse gerekli olan alanın yarısının otoban bölgesine dâhil oldu-ğu söyleniliyor.289

Geçmişte federal şirketleri de vuran mali kriz, git gide devletin emeklilik si-gortasını da etkisi altına almaya baş-ladı.

Devlete ait emeklilik sigortalarının hepsi, asıl masrafın üzerine ek mas-raflarla uğraşıyorlar.

En son yapılan ek masraf tahminleri-ne bakıldığında, Devlet Emeklilik Si-gortası Publica, Kasım 2008 sonunda %97 oranlarındaydı. Hans Widmer’in ( SP/LU) sorusuna, bir Ulusal Mec-lis Toplantısı’nda cevap veren Maliye Bakanı Hans-Rudolf Merz, Publica’nın

ek masrafını 1,1 milyar Frank olarak açıkladı.

Publica’nın durumu yıl boyunca ol-dukça kötüye gitti. 2008’in Ocak ve Temmuz ayları arasında ek masraf-lar, 106,5 den %99,5 oranına düştü. . PUBLICA’nın 2007’ de açıkladığı 2 milyarlık rezervleri, yeni yılın ortaların-da bitmişti.

Devlete ait emeklilik sigortaları geç-mişte de bu sorunla uğraşmışlardı. Postanenin emeklilik sigortasının da, Kasım 2008 sonunda %86,4 oranıy-la yani 1,8 milyar Frank değerinde ek

masraf bütçesine sahip olduğu belirtil-di. En büyük açık, 2,9 milyar Frank ile SBB’nin sigorta kurumu oldu. Merz’in verdiği bilgiye göre, kapatma derece-leri %80 oranlarına düştü.

Swisscom (Complan)’ da %91,3 ile 600 milyon Frank açık, Ruag’da 90,2 127 milyon Frank açık ve Skycare’ de %92 de 70 milyon Frank açık tespit edildi. 311

Aargau, Otoban Yolunun Yapımını Hızlandırdı

Devletin Emeklilik Sigortası’nda Büyük Açıklar

Deutsche ZusammnenfassungIm Aargau soll die A1 auf einer Län-ge von 32 Kilometern von vier auf se-chs Spuren ausgebaut werden und jetzt möchte der Bundesrat dieses Vorhaben beschleunigen. Auch ein zweiter SBB-Heitersbergtunel soll in diese Planung eingetragen wer-den. Den Eintrag des Ausbaus der A1 auf sechs Spuren verknüpft der Regierungsrat mit mehreren Bedin-gungen. Dazu gehören unter ande-rem die Schonung von Siedlungen,

Landschaft und Umwelt sowie der Schutz vor Immissionen. Auch einen zweiten SBB-Heitersbergtunnel bei Lenzburg und die Neubaustrecke Chestenberg will der Regierungsrat im Richtplan als sogenannte Zwisc-henergebnisse verankern. Der Re-gierungsrat rechnet damit, dass die Planung und die Bauarbeiten für eine sechsspurige A1 im Aargau bis zu 20 Jahre dauern. Die Kosten werden 1.1 Miiliyarde Franken.

Deutsche ZusammnenfassungMittlerweile befinden sich alle aktu-ellen oder früheren Bundespensi-onskassen in Unterdeckung. Wie Fi-nanzminister Hans-Rudolf Merz am Montag im Nationalrat auf eine Fra-ge von Hans Widmer (SP/LU) erk-lärte, würde es gemäss den neusten Schätzungen der Deckungsgrad der Pensionskasse des Bundes Publica Ende November noch bei 97 Pro-zent liegen. Damit weist die Publica eine Unterdeckung von 1,1 Milliarden Franken aus. Die Situation der Pub-

lica hat sich im Verlaufe des Jahres drastisch verschlechtert. Bereits zwischen Januar und Juni 2008 war der Deckungsgrad von 106,5 auf 99,5 Prozent gesunken. Die Werts-chwankungsreserven von 2 Milliar-den Franken, die die PUBLICA Ende 2007 noch ausgewiesen hatte, wa-ren damit bereits Mitte Jahr aufgeb-raucht. Die grösste Deckungslücke hat die Vorsorgestiftung der SBB mit 2,9 Milliarden Franken. Der Dec-kungsgrad betrug hier nur noch 80 Prozent.

Hans Rudolf Merz

UNUTMAYIN! PUSULA

GAZETESİNE ABONE

OLMAK İÇİN BU AY SON ŞANS.

1 YILLIK ABONELİK SADECE 10

FRANK

Page 9: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

9İSVİÇRE’DEN HABERLER

Brüksel’de memnuniyet söz konu-su iken, aynı zamanda tehditvari sözler de söylendi İsviçre, artık Schengen Bölgesi’nin bir parçası oldu. Görevli Avrupa Birliği Komi-seri Barrot, Brüksel’de bağlılıktan çıkacak sonuçlar konusundaki so-rumluluklara dikkat çekti.

11 Aralık 2008’in geri dönüşümsüz olarak sonra erdiği an olan, saatlerin gece yarısını bir dakika geçe yani 12 Aralık 2008’in ilk dakikasından itiba-ren İsviçre ile Avrupa Birliği arasındaki Schengen Bağlılık Anlaşması yürür-lüğe girdi. İsviçre, 25. Ülke olarak Sc-hengen Alanı’nın sınırsız karayolu ve gemi trafiğinin bir parçası oldu. Hava trafiğinde ise şahıs kontrolleri, Mart 2009 ayının sonlarına doğru sona erecek. Avrupa Birliği Komisyonu’nun merkezi Brüksel de, bu kadar yıldan sonra, nihayet İsviçre ile de Schen-gen Bağlılığı’nın gerçekleşmesinden dolayı rahat bir nefes alındı. Fransız Avrupa Birliği Komiseri Jacques Bar-rot medya yetkililerine, geçmişte Av-rupa Ülkeleri’nin anlaşma için ihtiyaç duyduğu onayın verilmemesinin teknik sebeplerden kaynaklanmadığını, asıl sebebin vergi kaçakçılığına dayandı-ğına dair bir açıklama yaptı. Şu an ise Liechtenstein aynı sorunu yaşıyor.

Dış sınırların korunması

Federal Devlet’in Schengen alanına girmesinden hoşnut olduğunu göste-ren Barrot, aynı zamanda bu bağlılığın sorumluluklarını da hatırlattı ve özel-likle Schengen dış sınırlara değindi; buna ilişkin olarak, Avrupa Birliği Sınır Güvenlik Acentesi ile bir anlaşma söz konusu oldu. Schengen-Kanunları sürekli geliştirildiği için İsviçre de bu gelişmelere uymak zorunda kalacak. Barrot, bu pragmatik başlangıcın özel-likle İsviçre’nin özdeşliğinin zedelen-meden yapılmasını istedi.Komiser, özellikle şahıslara yönelik se-yahat özgürlüğü konusundaki yeni uy-gulamaları ve biyometrik pasaportları ele aldı. Schengen Alanı’nda, er ya da geç, geometrik pasaportların alınması söz konusu iken, şahısların seyahat özgürlüğü ile pasaport meselesi ka-nuni değil, tamamen siyasi bir durum. Barrot, tekrar tekrar şahsın seyahat özgürlüğüne karşı olma kanaatini tek-rarlıyor ve bu durumun İsviçre’nin Sc-hengen Alanı’ndaki girişini değiştirebi-leceğini söyleyerek, “Bir Avrupa Birliği Ülkesi’nin seyahat özgürlüğünün kal-dırılmasıyla sınırların da kaldırılmasını bir kefeye konulduğunu kabul etmiyo-ruz.“ diye fikrini belirtti.

Gümrük kontrolleri, dolaşım ma-nevrası mı olacak?İsviçre, ne Avrupa Birliği’ne ait ne de Gümrük Birliği’ne ait bir ülke olmadığı

için, sınırlardan geçmek isteyen yolcu-ların eşyalarını kontrol etmeye devam edecek. Daha önceden de uygulanan kontroller, Avrupa kriterlerine göre gerçekleşecek. Yani, sadece şüpheli durumlarda ufak çaplı denetimler ya-pılacak. Barrot, endişe duyduklarını onayladı. Çünkü, İsviçre Gümrükle-ri, sistematik kişi kontrollerini ve mal kontrollerini yine de yapabilirler. Eğer buna yönelik şikâyetler gelirse, Avru-pa Komisyonu temsilcilerinin veya üye ülkelerin Schengen Kurulu’nda bu ko-nuyu dile getirmeleri gerekecek. 321

İsviçre Schengen’in Bir Parçası Oldu

Deutsche ZusammnenfassungDie Schweiz ist als 25. Staat Teil des Sc-hengen-Raums mit dem grenzenlosen Reiseverkehr geworden – sofern die Re-ise auf dem Landweg oder über Binnen-gewässer erfolgt. Im Luftverkehr werden die systematischen Personenkontrollen Ende März, auf den Wechsel der Flugp-läne hin, wegfallen. In Brüssel, dem Sitz der EU-Kommission, ist die Erleichterung spürbar, dass die Schengen-Assoziie-rung nach so vielen Jahren nun Wirklich-keit geworden ist. Zur langen Zeit, welc-he die Ratifizierung des Abkommens in den EU-Staaten brauchte, machte der zuständige Kommissar, der Franzose Jacques Barrot, in einem Gespräch mit Schweizer Medienvertretern klar, dass dafür nicht etwa technische Gründe, sondern das Problem der Steuerflucht verantwortlich war. Im Besonderen hatte

der Kommissar die kommenden Abstim-mungen über die Personenfreizügigkeit und die Einführung biometrischer Pässe im Blick. Barrot wiederholte seine Über-zeugung, ein Nein zur Personenfreizü-gigkeit könnte der Schweiz den Zugang zum Schengen-Raum verbauen: «Wir sehen nicht ein, wie ein EU-Mitgliedland den Wegfall der Personenfreizügigkeit mit dem Wegfall der Grenzen vereinen könnte.» Barrot bestätigte, dass eine gewisse Sorge herrsche, die Schweizer Grenzorgane könnten versucht sein, die systematischen Personenkontrollen dur-ch die Warenkontrollen gleichsam auf kaltem Weg wieder einzuführen. Soll-ten entsprechende Klagen laut werden, müssten Vertreter der EU-Kommission oder der Mitgliedstaaten die Angelegen-heit im Gemischten Schengen-Aussc-huss zur Sprache bringen.

İsviçre’ye, Avrupa Birliği Bölgesi’nden paraleli İthalat ile getirilen patentli malların parla-mentoda sürüncemede kalması-na artık son verildi. Ulusal Meclis, Ständerat’ın (küçük meclis) uzlaş-ma önerisini ucu ucuna kabul etti.

Hazırlayan: Yeter Tanrıkulu

Paralel İthalat Dosyası en sonunda İsviçreli tüketiciler için olumlu bir dö-nüm noktasına girdi. Ulusal Meclis, hararetli bir tartışmadan sonra 94’e karşı 83 oy ile Ständerat’ın kararını kabul etti ve Avrupa alanından para-lel ihracat için onay verdi. Tüccarlar bundan böyle, patent korumalı malları resmi olarak satış kanalından geçirme hakkına sahip olacaklar. Onaylanan kararla birlikte, İsviçreli ithalatçılar Av-rupa Birliği’ndeki diğer ülkelere kıyas-la daha fazla satın alma olanağı ya-ratacakları gibi, yüksek bir alım gücü kullanılmasını sağlayacaklar. Araş-tırmaların çıkardığı sonuca göre, bir-çok alanda bu uygulama kullanılıyor: Bilgisayarlar, mutfak araç gereçleri, saatler, televizyonlar, fotoğraf maki-neleri, makineler gibi lüks mallar gıda maddeleri için İsviçreli tüketiciler ve firmalar, Avrupa Birliği Ülkeleri’ne göre çok daha fazla para ödemek zorunda kalıyorlar.

Yıllardır süren girişim sonunda amacına ulaştı

Paralel İthalat’a izin verilmesiyle bu ti-caret modeli artık bozulabilir. Sadece ilaç ithalatı resmi satış kanalı üzerin-de yasak olarak kalacak. İlaç sanayisi de alınan kararı kabullenmek zorunda kaldı. Aslında yasak için genel bir tu-tum bekliyorlardı; geçtiğimiz yıllarda, buna yönelik her türlü kolaylaştırma-lara karşı çıkmaya çalıştılar. Hükümet Meclisi’nin önerisinde sunduğu gibi istismarlardaki sabit kuralların çıka-rılması onlara yetecekti. Interpharma Branş Federasyonu’ndan Thomas Cueni konuyla ilgili fikrini: “Artık bu düzenlemeyle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.’’ şeklinde belirtti.

Paralel İhracat’ın yandaşları da aynı fikirde. On yıllık savaşlarından galip çıktıkları için içleri rahat. Tüketici Hak-ları Derneği’nin Başkanı Simonette Sommaruga, başarıları konusunda ol-dukça sevinçli olduklarını bildirdi. Bern SP Milletvekili, paralel ithalatın fiyatla-rı düşürme konusunda yardımcı ola-cağını ifade etti. ‘‘Bunun sonuçlarını, tarım sektöründen edinilen tecrübeler gösteriyor.’’dedi. Bu alandaki paralel ithalatlar, yılbaşından beri uygulanıyor. Çiftçilerin, tohumları ve bitki korucuyu maddeleri paralel ithalattan almama-ları için İsviçreli üreticiler, fiyatlarını % 50’ye kadar düşürdüler.

Bunun sonucu: Paralel ithalatın im-kan derecesinde olduğunu göstermek bile yüksek fiyatları sallantıya sokmak

için yeterli bir sebep olabiliyor. Pera-kendeciler de dün parlamentonun ka-rarını dikkate aldılar. IG’den Martin Schläpfer; ‘‘ Böylelikle ithalat bariyeri kaldırıldı.’’ diyerek, her iki meclisin ve-receği kesin kararın olumlu olmasını ve düzenlemenin en geç 2010 sene-sinde yürürlüğe girmesini ümit ettiğini belirtt.

Liberaller yine öfke saçtılar...SVP ve FDP temsilcileri, paralel it-halat yandaşlarına yüklendiler. On-ları; ‘‘ucuz popülizm’’ yapmakla ve İsviçre’yi deney yeri yaparak tehlikeye sokmakla suçladılar. Kendi içlerinde bulunan kişileri de eleştirdiler: Jacqu-es Bourgeois, Hans Rudolf Gysin, Markus Hutter, Otto Ineichen, Christa Markwalder, Georges Theiler ve Ch-ristian Wasserfallen. Bunların hepsi-nin liberal düşünen, fakat parti doktri-

nini takip etmediklerini söylediler. BDP delegasyonu ile SP; Yeşiller ve CVP yeni ithalat düzenlemesi için çoğunluk oluşturmayı başardılar.

FDP için ise bu durum çok acı bir ye-nilgi. Parti bu dosyayı önemli ‘‘stratejik bir pazarlık’’ olarak adlandırdı. Bunun üzerine, tabandaki birçok üyenin hayır cevabına rağmen, İsviçre’nin Liberal Düşünce İşletmecisi, Paralel İthalat için izin verdiğini söyleyince sinirler daha da gerildi. 342

İsviçre’de Paralel İthalatın Yolu Açıldı

Deutsche ZusammnenfassungDer Nationalrat hat sich nach einer hit-zigen Diskussion mit 94 zu 83 Stimmen dem Entscheid des Ständerats anges-chlossen und Parallelimporte aus dem europäischen Raum zugelassen. Die Händler erhalten damit neu das Recht, patentgeschützte Güter am offiziellen Vertriebskanal vorbei einzuführen. Das Parallelimport-Dossier nimmt für die Schweizer Konsumenten doch noch eine gute Wende. Das ermöglicht es den glo-bal tätigen Konzernen, über die Genera-limporteure in der Schweiz systematisch

mehr zu verlangen als im Ausland und so die hohe Kaufkraft abzuschöpfen. Di-ese Bereiche sind: Computer, Küchen-geräte, Uhren, Fernseher, Fotoapparate, Maschinen und Lebensmittel. Einzig bei den Arzneien bleibt die Einfuhr am offi-ziellen Vertriebskanal vorbei verboten. Dem gestrigen Entscheid ging erneut ein gehässiger Schlagabtausch voraus. Die Vertreter von SVP und FDP bezichtigten die Parallelimport-Befürworter, «billigen Populismus» zu betreiben und den Fors-chungsplatz Schweiz zu gefährden.

Page 10: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

10 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Sistematik şahıs kontrolleri kaldırıl-dı, sınır kontrolleri ise devam ede-cek. 12 Aralık’tan itibaren, İsviçre Schengen üyeliğine dâhil oldu. Sı-nırlarda çok fazla değişiklikler bek-lenmezken, zaten uzun zaman önce Schengen kuralları uygulanıyordu.

İsviçre’nin de bağlı olduğu Schengen üyesi ülkeler, sınırı aşan nehir trafi-ğindeki sınırlarda da şahıslara yapılan kontrollerin kaldırılmasını amaçlıyor-du. Güvenlik unsuruna yönelik ön-lemlerin dengeli şekilde ayakta kal-ması veya düzeltilmesi için bir çok tedbir alındı. Bunun için, Schengen Bölgesi’nin gümrük güvenlikleri art-tırıldı. Mesela Rusya sınırları, Beyaz Rusya ve Ukrayna sınırları ve aynı za-manda Orta Akdeniz ülkeleri İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi ülke-lerin sınır güvenliklerinin arttırılması gibi. İsviçre’nin sadece havalimanları-nın Schengen dış sınırları kaldı. Onlar ise, bir sonraki yıl, 29 Mayıs Uçuş Pla-nı Değişikliği’nde Schengen’e uygun hale getirilecek. Bir diğer önlem de, sınır dışındaki polis ortak çalışmaları-nın geliştirilmesine yönelik oldu. Özel-likle bu konuda, Schengen – Arama Sistemi’yle (SIS) hukuk yardımının ge-nişletilmesi ve en fazla üç aylık oturma izinlerinde ortak bir vize politikasının uygulanması için çalışmalar yapıldı.

Sınırlardaki değişiklikler12 Aralık 2008’den itibaren, İsviçre’nin ülke sınırlarında sınırı geçmede şahıs-lara yönelik kimlik kontrolü kaldırıldı. ‘‘Sistematik Sınır Kontrolü’’ şeklinde adlandırılan kontrollerin, kişiye yönelik şüpheler olmadan uygulanması ya-saklanacak.

İsviçre, Avrupa Birliği’ne ve Gümrük Birliği’ne dâhil olmadığı için istisnai bir durum olarak, İsviçre Sınır Polisi (GWK), gümrüklenmeyen veya ülkeye sokulması yasak olan mallar için kon-trollerine devam edecek. Buna bağlı olarak, kişilerin de kontrolüne devam edilecek. Bu yüzden, sınıra giren yol-cular üzerlerinde pasaport ve kimlik kartı taşımaya devam etmek zorunda kalacaklar. Eğer polis tarafından şüp-he uyandırıcı bir unsur bulunursa, mal kontrolü dışında da kişilerin kimliğine yönelik kontroller yapılabilecek. Mobil kontrol işlemleri, ülke sınırı içerisinde yapılacak. Tren garlarında yapılan ve üzerinde şüphe uyandırıcı unsuru bulunmayan kişilerdeki kontroller, Sı-

nır Kontrol Memurları ve Eyalet Poli-si tarafından yıllar önce uygulanma-ya başlamıştı. Komuta sorumluluğu, Eyalet Polisliği’nin toleransına kalmış. Schengen Anlaşması, G-8 Zirvesi, Ekonomi Forumu veya Futbol Dünya Kupası veya benzeri organizasyonla-rın yapıldığı riskli dönemlerde şahıs kimlik kontrollerinin tekrar uygulamaya geçirilmesine izin veriyor.

Schengen Bilgi SistemiLiechtenstein sınırı, geçiş dönemi için özel bir durum olarak gösteriliyor. Çünkü bu Beylik, İsviçre’den sonra Schengen’e bağlı bir üye olacak. An-laşmada, 24 saat kontrol gerçekleş-tirilen bir video kamerasının, araçla geçilebilecek sınırlara yerleştirilmesi, GWK’ nın ve St. Gallen, Graubündens ve Liechtenstein polisliklerinin ortak güvenlik analizleri, sınır alanı içeri-sinde GWK’nın mobil kontrolleri ve Schaanwald’da (GKW, Liechtenste-in ve Avusturya’nın polisleri) bulunan iletişim bürolarının merkezi koordinas-yonla güvenlik ve sınır polislerince ön-lemler alınması gerekecek.

Güvence sağlayan Banka SırrıSchengen ile ceza unsurlarında kanu-nen ortak bir çalışma elde edilecek. Fiskal alanda İsviçre, daha önce de olduğu gibi sadece vergi ödeme ko-nusunda hukuki yardım sağlayacak, vergi kaçakçılığına ise karışmayacak. Eğer Schengen dolaysız yoldan vergi kaçakçılığında kanunen bir ilerleme gösterir ve bu konuda bir zorunluluk koyarsa, İsviçre sınırsız bir İstisna Dü-zenlemesi için pazarlığını yaptı ( Opt-out). Böyle bir kanuni gelişme olur ve İsviçre bunu kabul etmezse, İsviçre Schengen Bağlılığı konusunda bir so-run yaşamayacak.

İsviçre, 2008 Ağustos ortaları itibariy-le Avrupa çapında geçerliliği olan Sc-hengen Bilgi Sistem temelindeki Ara-ma Ortak Çalışması’na yönelik izne sahip. Bu sistem, Ulusal Arama Sis-temi Ripol bünyesi altında gerçekleşi-yor ve sınır dışına çıkarılmak istenen suçlar, organize edilmiş hırsızlıklar, insan, uyuşturucu ve silah kaçakçılı-ğa karşı yapılan savaşta çok önemli bir işlem olarak görülüyor. SIS’de sınır içine girme yasağı olan kişiler, ada-letten kaçan kişiler, aranan kişiler ve üstü kapalı aranan kişiler sınırdan ge-çirilmeyecek. Bunun yanı sıra, çalıntı mallar da (otomobil, silahlar, pasaport-

lar) bu önleme dahil olarak sınırlardan geçirilmeyecek.

Şu an SIS’de yaklaşık 27 milyon veri kayıtlı. Bunlardan, 26,3 milyon Sa-chen pasaportlu 730 000 kişiden, tutuklanması gereken 23 000 kişi ka-yıtlı. Adalet ve Polis Departmanı’nın ilk üç ay için orta bilânçosu, olumlu sonuçlandı; günde ortalama 30 isabe-tin, uluslararası bir karşılaştırmadan oldukça yüksek bir oran olduğu söy-lenmekte. İsviçre’de günlük, 130.000 SIS soruşturması gerçekleştiriliyor-muş. Ülkenin merkezi konumu buna neden olarak görülüyor. Sistematik Sınır Kontrolleri’nin kaldırılması ile gerçekleştirilen rakamda bir düşüş bekleniyor. Diğer taraftan Schengen-dış sınırlarının havalimanlarında, önü-müzdeki sene soruşturmaların sayısı artacak.

Vize düzenlemelerinde değişiklikİsviçre’nin Schengen-Anlaşması ile birlikte şimdiye kadar uygulanan vize kuralları da değişecek; ilk aşamada İsviçre vatandaşları, bu konuyla alaka-lı olmayacak, daha çok şimdiye kadar İsviçre’de oturumu olduğu halde vize zorunluluğu olan bir üçüncü ülkenin vatandaşı olan kişileri ilgilendirecek; İsviçre’de oturma iznine sahip olan ki-şilere hangi ülke vatandaşı olurlarsa olsunlar, aynı İsviçre vatandaşlığına ve pasaportuna sahip olan kişilerde

olduğu gibi, Schengen kapısı açıla-cak. Yani onların bu durumda vizeye ihtiyacı olmayacak. Onlar da artık ‘‘Sı-nırları Olmayan Avrupa’’ya girmek için sadece İsviçre’deki ikametlerini kanıt-layan kimliklerini (B ve C Kimlik kate-gorisi) veya pasaportlarını yanlarında bulunduracaklar.

Aynı zamanda vize zorunluluğu olan kişiler de rahat bir nefes alabilecek: Tu-rist olarak veya iş sebebiyle İsviçre’ye ve Schengen Alanı’na girmek isteyen-ler, seyahatlerini gerçekleştirebilecek-ler. Şimdiye kadar normalde, Schen-gen Vizesi dışında ayrıca bir İsviçre Vizesi talebinde bulunmak zorunday-dılar. Bahrin, Katar, Kuveyt Oman, Suudi Arabistan, Tayland, Tayvan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden insanlar, istisna durumda olan kişilerdi. Onlara, İsviçre girişi için sadece bir Schengen vizesiyle müsaade ediliyordu. Bundan böyle sadece bir Schengen Vizesi ile, emirlikler hala Schengen Alanı’na da-hil olmasa da, Liechtenstein sınırları içine girilmesine izin verilecek.

Schengen vizesi almak zorunda olan bazı istisna ülkeler de var: İsviçre’yi ziyaret etmek isteyen Amerika Birle-şik Devletleri’ne ait oturma izni olan bir Brezilyalılar ve İsviçre ile özel bir anlaşması olan Güney Afrika vatan-daşları artık vize zorunluluğuna tabi tutulacak. 338

Schengen Üyeliğiyle Değişen Genel Detaylar

Deutsche ZusammnenfassungDie Schengen-Staaten, zu denen die Schweiz seit dem heutigen Tag als assoziiertes Mitglied gehört, ha-ben vereinbart, dass mit dem Ziel eines möglichst freien Flusses des grenzüberschreitenden Verkehrs die Personenkontrollen an den Binneng-renzen abgebaut werden. An der Landesgrenze finden seit dem heu-tigen Tag keine Personenkontrollen allein aufgrund des Grenzübertritts mehr statt. Sogenannte «systematis-che» Grenzkontrollen ohne Verdacht sind untersagt. Die Schweiz bleibt allerdings ein Sonderfall, weil sie ni-cht Mitglied der EU-Zollunion ist. Mit Schengen wird die justizielle Zusam-menarbeit bei Strafverfahren aus-gebaut. Im Fiskalbereich leistet die Schweiz auch weiterhin nur Rechts-hilfe bei Abgabebetrug, nicht aber bei Steuerhinterziehung. Mit der As-

soziierung der Schweiz an das Sc-hengen-Abkommen der EU ändern sich die bisher gewohnten Visa-Re-geln. In erster Linie betroffen sind je-doch nicht Schweizer Staatsbürger, sondern Angehörige von visumspfli-chtigen Drittstaaten. Für jene, die in der Schweiz eine Aufenthalts- oder Niederlassungsbewilligung besitzen, öffnet sich der Schengen-Raum gle-ich wie für Personen mit Schweizer Pass. Doch man muss entweder den Wohnsitz in der Schweiz ange-ben oder seinen Reisepass zeigen. Ebenfalls eine grosse Erleichterung erfahren visumspflichtige Personen, die ein beliebiges Land im Schen-gen-Raum und auch die Schweiz besuchen wollen, sei es aus ges-chäftlichen Gründen oder als Touris-ten. Bisher mussten sie in der Regel zusätzlich zum Schengen-Visum ein Schweizer Visum beantragen

Ehliyet Alacakların Dikkatine !

Hardstr. 43 8004 Zürich

Fahrschule Theoriekurs Nothelferkurs Verkehrskunde

Pazar günleri de sürüş kursları vermekteyiz. Küçük Gruplar halinde Türkçe Theorie sınavı yapma şansı.

78.-/hFahrlektion145.-/hVerkehrskunde

Page 11: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

11İSVİÇRE’DEN HABERLER

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden yapılan alışverişlerde oldukça dikkatli olmak gerekiyor. Birçok ürün belli öl-çülerde alışveriş kapsamına girerken, alışverişte ölçüyü kaçıranlar yüksek para cezasına çarptırılıyorlar. Pusula Gazetesi, hangi üründen ne kadar sa-tın alabileceğinizi sizler için araştırdı.

Esas olarakSerbest Sınır değeri çerçevesinde de-ğeri 300 Frank olan Gıda Maddeleri ( alkollü içeceklerin dağıtımı), şahısla-rın bizzat yanlarında taşımaları ve ev ortamında hususi kullanmaları şartıy-la vergisiz sayılacaktır.

Tarımsal üretim ile oluşan hassas ma-muller yalnızca yüksek miktarlarda geçerli sayılacaktır.

Bundan fazla miktarlardaki ürünlerin değerleri gözetilmeksizin her zaman vergilendirmeye tabi olacak. Gümrük-ten geçirilmek istenen ürünün değeri toplamda 300 Frank’ı geçerse ver-gilendirilecektir. Birden fazla kişi için gümrüksüz toplama hesap işlemi ke-sinlikle yasaktır.

Gümrükten muaf, ürünün miktarı ve serbest olarak sınırlardan geçmesi, sadece bir kişi için ve günde bir kez işlenecektir.

Yapılan alışverişler için Gümrük Listesi

Vergisiz azami miktar / Miktarı aşan ürünlere uygulanacak Gümrük Vergisi

Ürün 2. Vergisiz azami miktar / Miktarı aşan ürünlere uygula-nacak Gümrük Vergisi

Kişi başına/ günlük vergisiz azami

miktar, ürürünün değeri 300 Frank’ı

geçmemek şartıyla

Gümrük vergisi Fazla miktar kg/l Frank değe-

rinde göre

Tereyağı ve Kaymak ( Kahve, yarı yağlı, sos veya %15 süt yağı içeren ekşi kaymak, tatlı kaymak dâhil)

Toplamda 1 l/kg2) 16.-2)

Süt ve benzeri ürünler (peynir veya labne içermeyen) Toplamda 5 l/kg2) 3.-2)

Yumurta 2,5 kg2) 3.702)

Sebze 1) Çeşide göre 20 kg 3.70

Meyve, Portakal hariç 1) Çeşide göre 20 kg 3.50

A) Dana, sığır, koyun, keçi’den soğutulmuş ve dondurulmuş et ve yenilebilir et ürünleri

Toplamda 0,5 kg 2) 20.- 2)

B) A grubundan hayvanların yenilebilir et ürünleri, tuzlanmış (konserve halinde), kurutulmuş veya buğulanmış halde

Her çeşit kanatlı hayvanların Et ve yenilebilir et ürünleri

Yenilebilir et ürünlerinde 3) ve kandan oluşan Sosis ve benzeri et ürünleri

A grubuna ait hayvanların ve kanatlı hayvanların etlerinden oluşan et ürünleri ve et konser-veleri

Toplamda 3,5 kg 2) 13.- 2)

Tahıl ve Değirmende öğütülen ürünler Çeşide göre 20 kg 1.50

Patates içeren ürünler (Pommes chips v.b.) 2,5 kg 7.50

Sıvı Yağ, yağ ve margarin Toplamda 4 l/kg 2) 2.10 2)

Elma, Armut ve Üzüm suyu, Elma ve Armut şarabı Toplamda 3 l -.90

1) Avrupa Birliği ve EFTA Devletleri dışındaki ülkelerden yapılan ithalatlarda bitki koruma önlemleri göz önünde bulunduruluyor. Tarım Bakanlığı ( BLW) geçerli koşullar hakkında bilgi veriyor.

2) Hayvansal etlerden veya benzeri ürünlerden yapılan mamuller ( 3 rakamı ile belir-lenmişler) mahfuz kalıyor.

3) Ağırlığı üzerinden %20 et içerenler grubu

Hayvan menşeli ürünlerin belirlen-mesi (Süt ürünleri, bal, deniz ürün-leri v.b dâhil)Norveç ve Avrupa Birliğinden gelen hayvansal ürünler, satışa sunulmama-sı ve özel kullanılması kaydıyla veteri-ner onayına gerek duyulmadan, sınır kontrolünden geçebilir.

Üçüncü ülkelerden ithal edilen hay-vansal ürünlere ise kati kurallar uy-gulanmakta. Birçok ürün için ithalat yasağı konulmuş veya sınır kontrolün-deki veteriner tarafından bir denetleme yapılırken belirli belgeler sunulması şartı getirilmiştir. Konuyla ilgili bilgileri

Federal Veteriner Dairesi’nin internet sayfasından alabilirsiniz www.bvet.admin.ch.

Kaplumbağa eti ve kaplumbağa etin-den yapılan mamullerin ithalatları ya-sak. Avrupa Birliği Ülkelerinden ve Norveç’ten gelen havyar da ise kişi başı 125 gram’a izin veriliyor.

Katma değer VergisiKatma Değer Vergi oranı %2,4. Mak-buzu gösterebilmek işi Gümrükte ko-laylaştırıyor.

Alkol içerikli İçecekler

Vergisiz17 Yaşından büyük Kişiler günlük: %15 alkol oranına kadar, 2 Litre ve %15 alkol oranından fazlada, 1 Litre Vergisiz içki hakkına sahipler.

Doğal şarap için Gümrük vergisia) Seyahat esnasında veya sınırdan geçerken izin verilen rakamlar aşağı-da belirtildiği gibi olacak:

20 Litreye kadarlitre başına Frank

Fazladan miktardalitre başına Frank

Kırmız ve beyaz doğal şarap -.60 3.- b) Tren/ Karayolu/ Uçak seyahatlerinde izin verilen rakamlar

20 kg brüther brüt kilo başına Frank

Brüt 3)20 kg den fazlalitre başına Frank

Kırmızı şarap

Şişelerde -.50 2.45

Büyük şişelerde1) -.34 2.42

küplerde2) -.34 1.08

Beyaz şarapŞişelerde -.50 3.-

küplerde2) -.34 3.27

1) 1 veya en fazla 2 Litreden fazla2) 2 litreden fazla içerebilen şişeler3) 20 kilo brüt olarak gönderilen oranlarda toplamda bir gümrük işlemi yapılı-

yor

Alkollü içeceklerde verilen gümrük vergisi

Köpüklü şarap Litre başına 1.30 Frank

%22 volüm alkollü tatlı şarap Litre başına 3.50 Frank

Bira ve bezeri içecekler Litre başına 25 Frank

Konyak, likör ve benzeri alkollü içecekler

%20 alkol volüm Litre başına 6 Frank

% 20 – 40’dan fazla alkol Litre başına 12 Frank

%40 – 60’dan fazla alkol Litre başına 18 Frank

% 60’dan fazla alkol Litre başına 23 Frank

Katma Değer Vergisi

Bu ürünlerin Katma Değer Vergisi %7,6 oranında. Gümrükte makbuzu göstermek ise işi kolaylaştırıyor. 354

Page 12: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

12 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Swiss Hotel 5*

swisshotel.com.tr

3 geceCHF 938.-

Richmonds Hotel 4*

richmondhotels.com.tr

3 geceCHF 599.-

Arcadia Hotel 4*

hotelarcadiaistanbul.com

3 geceCHF 549.-

THY yetkili satış acentası

Rezervasyon: Tel.: 044 454 81 81 - ZH Havalimanı Tel.: 043 816 50 85 - [email protected]

Antea Hotel 3*

anteahotel.com

3 geceCHF 449.-

Santa Sophia 3*

santasophia.com

3 geceCHF 449.-

Golden Crown 3*

goldencrownhotel.com

3 geceCHF 449.-

İstanbul`u Keşfedin!Tarih, Kültür, Sanat, Lezzet, Moda ve Eğlence Sizleri BekliyorFiyatlarımız 01.12.2008 ile 31.03.2009 tarihleri arasında geçerlidir.22.12.2008 ile 06.01.2009 tarihleri arasında yüksek sezon �yatları uygulanacaktır.Ücretlere THY ucuşu, Havaalanı vergileri, Otel konaklama ve kahvaltı dahildir.

www.istanbul.com

Yeni yılınız kutlu olsun

Fiyatlarımız Çift kişilik Oda’da tek kişi için geçerlidir.

2007 senesinde, İsviçre’de toplu ta-şıma araçlarının bulunduğu trafikte (ÖV), 33 kişi hayatını kaybetti. Özel araç kullanıcılarının bulunduğu tra-fikte ise, on kat daha fazla insan hayatını kaybetti.

Toplu taşıma araçlarının karıştığı trafik kazalarında 165 kişi, genelde trafikte riskli hareketler yüzünden yaralandı. Bu sonucu, Trafik Bakanlığı (BAV), yayınlanan halka açık trafik raporunda açıkladı. Bundan sonra her yıl, bu şe-kilde bir raporlama gerçekleştirilecek.

2007 senesinde, tren kazalarında 22 kişi öldü ve 11 kişi de şehir içi otobüs veya tramvay trafiğinde hayatını kay-betti. Teleferik ve gemi yolculuğunda herhangi bir ölüm vakasına rastlanma-dı. 165 kişi ise toplu taşıma araçlarının karıştığı trafik kazalarında sadece ya-ralandı. Toplam 204 kazada ise ölüm-ler, ağır yaralanmalar veya yüksek maddi zararlar tespit edildi. Gemi tra-fiğinde ise sadece ufak kazalara rast-landı. Tramvaylarda, 6 kişi ağır yara-lanmış ve 12 kişi de hafif yaralanmış.Riskli hareketlerAçıklanan raporda, toplu taşıma araç-larının karıştığı kazaların, genelde yolcuların riskli hareketleri nedeniyle

oluştuğu bildirildi. Bu kazaların büyük çoğun-luğu yolcuların, tren ve tramvay raylarından geçmeleri veya tehlikeli bölgelerde bulunma-larından dolayı oluştu. Kara yolundaki kazalar ise, genelde karşıdan gelen araçların çarpış-malarıyla gerçekleşti.

BAV, İsviçre’de, toplu taşımanın güvenli oldu-ğunu yazdı. Buna kanıt olarak, 2007 senesinde oluşan özel araçlardaki 384 ölüm vakasını ve 5235 olan ağır yaralı sayısını gösterdi. 293

Toplu Taşıma Araç Trafiği Daha Güvenli

Deutsche ZusammnenfassungIn der Schweiz starben im Jahr 2007 22 Personen bei Unfällen mit Eisen-bahnen und 11 Personen bei Unfäl-len im Nahverkehr (Bus/Tram) sowie mit Autobussen . Keine Todesfälle gab es bei Seilbahnen und in der Sc-hifffahrt. Das Bundesamt für Verkehr (BAV) präsentierte am Freitag den

Bericht zur Sicherheit im öffentlichen Verkehr. Künftig soll es jährlich einen solchen Sicherheitsbericht geben. Häufigste Ursache der Unfälle im öV sei risikoreiches Verhalten der spä-teren Opfer, heisst es im Bericht we-iter. Dazu gehören das Überqueren von Gleisen und Tramschienen oder

der Aufenthalt im Gefahrenbereich. Das BAV schreibt, dass der öffentlic-he Verkehr in der Schweiz sicher ist.Zum Vergleich: 384 Menschen verlo-ren 2007 ihr Leben im Individualver-kehr. 5235 Personen wurden schwer verletzt.

Page 13: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

13İSVİÇRE’DEN HABERLER

Pusula Gazetesinde yayınlanmasını istediğiniz reklam ve ilanlarınız için 076 342 90 91 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Yeşil Elektrik için yeni teşvik sis-temi sınırlara dayandı. Kayıtların başladığı ilk altı ayda 5426 tesise, masrafları karşılayacak abone üc-retleri (KEV) için kayıtlar yapıldı. Enerji Bakanlığı (BFE), çözüm yol-ları bulmaya çalışıyor.

Bern’ de BFE Başkan Yardımcısı Mic-hael Kaufmann’ın basına yaptığı açık-lamaya göre, Photovoltaik’de kanunen belirlenmiş masraf sınırlarına ulaşıldı ve KEV’deki masraf örtüşmesinin ta-mamı kapandı. Parlamento bu yüzden uzun süreli bir Stop-and- Go politika-sından kaçınmak zorunda.

Kaufmann, teşvik sisteminin durdurul-masının söz konusu olduğunu söyledi. Projenin Yenilenebilecek Enerji Kulla-nımı çalışmalarının, oldukça profesyo-nel bir çevre tarafından hazırlandığı belirtiliyor. Bir milyar Frank değerinde bir yatırım rakamının söz konusu ola-bileceği de ayrıca belirtildi.

Photovoltatik için bekleme sırası oluştu1 Mayıs 2008’ den itibaren, 10 mega-vata kadar yenilenen elektrik üretici-leri, hidroelektrik santrallerden, Pho-tovoltaik, Rüzgâr Enerjisi, Geotermik, biyolojik maddeler ve biyolojik atık maddeler ile çalışan santralleri için KEV’ e başvurabilirler. Başvuru işlem-leri, BFE tarafından görevlendirilen Ulusal Ağ İşletim Şirketi SWISSGRID AG tarafından yapılıyor.

1 Ocak 2009’dan itibaren kesin işlem-ler başlıyor. Yeni sisteme uygun san-traller ve onların SWISSGRID AG’ ye yaptıkları faaliyete geçme başvurula-rını kesin olarak tamamladıklarında, belirtilen süreden itibaren KEV’den ağa salınan elektrik akımını almaya başlayacaklar.

BFE’nin açıklamasına göre bu baş-vuru akını, İsviçre’de yenilenebilecek elektrik potansiyelinin oldukça büyük olduğunu gösterdi. Ağustos 2008’de bile, yeni Photovoltaik Santraller için yıllık geliştirme kontenjanı dolmuştu. Bu yüzden, BFE’nin bir durdurma bil-dirgesi açıklaması gerekiyordu.

Yaklaşık 3000 tesis ilk olarak işleme alınamadı ve bekleme listesine eklen-di. Başvuru yapan ve kanuni taleplere cevap veren diğer teknolojik şirketler

ise KEV tarafından işleme alındı.

0,45 Rappen ZamEnerji Kanunu, her teknoloji türü için bir masraf kapatıcısı ön gördü. Bu oran, KEV’in toplam rakamındaki bir teknolojiye ön görülen üretim payı ola-rak görülmekte. Rüzgâr enerjisinde ve Biyolojik Madde enerjisinde bu ka-patma payı maksimum %30 oranında ve hidroelektrik santrallerde %50 ve Photovoltatik santrallerde bu oranın %5’lerde olduğu ön görüldü.

Enerji Kanunu, finansman olarak KEV’e maksimum kilovatda 0,6 Rap-pen destek veriyor. 2009 senesinde bu zam, 0,45 Rappen olacak ve bu-nun yıllık toplamı ise yaklaşık 250 mil-yon Frank olarak hesaplandı. Böylelik-le masraf ödemeleri şimdilik güvenlik altına alındı.

Kaufmann, ilk senenin sorun olmadı-ğını söyledi. KEV’e, şu anda faaliyette olan santraller verildi. Daha çok Pho-tovoltatik santrallerden bahsediliyor. Diğer teknolojilerin santralleri ancak 2010 senesinde faaliyete geçecek ve ağa bağlanmış olacaklar. Bu santral-lere ancak, gerçek anlamda elektrik ürettiklerinde masraf yüklenecek.

Ek masraf finansmanlarının daha ön-ceki anlaşmaları, 2025 senesine kadar devam edecek. Hidro enerji santralleri için ise 2035 senesine kadar geçerli kalacak. Fakat 2009 senesinde itiba-ren KEV ücretinden hesap yapılacak.

Swissolar daha fazla araç talep ediyorİsviçre Güneş Enerjisi Uzman Birliği (SWISSOLAR), solar enerjisi konu-sunda çok acil gelişimler talep ediyor. BFE, KEV’nin oldukça büyük bir kons-trüksiyon hatasını ortaya çıkardığını söyledi: araçların kısıtlanması. Ortala-ma bir süre için KEV ‘in kapalı olma-ması gerekli görülüyor.

Henüz küçük olan solar enerji branşı için durum, kritik gözüküyor. Halen yo-ğun çalışmalar sürüyor. Fakat Swisso-lar, 2010 senesinde hiçbir talep gele-meyeceğini ve güneş enerji sistemine talep olmayacağını bildirdi. Şu an kim evini güneş enerjisi ile donatmak isti-yorsa, elektrik enerjisini çok fazla kul-lanma şansına sahip olmayacak gibi görünüyor. 312

Yeşil Elektrik Piyasalarda Patlama Yarattı

Deutsche ZusammnenfassungSeit dem 1. Mai 2008 können Pro-duzenten von erneuerbarem Strom aus Wasserkraft (bis 10 Megawatt), Photovoltaik, Windenergie, Geother-mie, Biomasse sowie Abfällen aus Biomasse ihre Anlagen für die KEV anmelden. Das Anmeldeverfahren wird im Auftrag des BFE von der na-tionalen Netzgesellschaft swissgrid AG durchgeführt. Die Anmeldeflut zeigt laut BFE, dass das Potenzial zur Produktion von erneuerbarem Strom in der Schweiz beträchtlich ist. Rund 3000 dieser Anlagen kön-nen vorderhand nicht berücksichtigt werden und wurden auf eine Warte-liste gesetzt. Zur Finanzierung der KEV sieht das Energiegesetz einen Zuschlag von maximal 0,6 Rappen pro Kilowattstunde vor. Im Jahr 2009 beträgt der Zuschlag 0,45 Rappen, was eine Gesamtsumme von rund

250 Millionen Franken ergibt. Damit ist die Finanzierung der Einspeise-vergütung vorerst sichergestellt. Die bestehenden Verträge der Mehrkos-tenfinanzierung bleiben bis 2025, bei den Wasserkraftwerken bis 2035 gültig. Ab 2009 wird jedoch über den KEV-Zuschlag abgerechnet.

Swissolar fordert mehr MittelDer Schweizerische Fachverband für Sonnenergie (swissolar) fordert dringend eine stärkere Förderung der Solarenergie, denn ab 2010 werde praktisch nichts mehr geba-ut, schreibt swissolar. Wer erst jetzt sein Haus mit einer Solaranlage er-gänzen wolle, habe praktisch keine Chance mehr, diese wirtschaftlich zu betreiben.

Page 14: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

14 İSVİÇRE’DEN HABERLER

İsrailli bir profesörün, üç Müslü-man öğrencisi ile birlikte kurduğu internet sitesinde insanoğlunun günlük hayatta önüne çıkan engel-leri Kuran-ı Kerim yoluyla aşması gerektiği öğütleniyor ve İslami bir perspektiften gündelik sorunlara nasıl yaklaşılması gerektiği anlatı-lıyor.

‘Quranet.net’ adresinden erişilebilen sitenin kurucuları, öncelikli amaçları-nın İslam ve Batı dünyası arasında bir köprü oluşturabilmek olduğunu belirti-yorlar.Modern dünyada yaşanan günlük problemlerin Kuran yoluyla aşılabile-ceğini anlatan bu sitenin kurucuları aynı zamanda insanlara sunulan for-müllerin temel kaynağının Kuran-ı Ke-rim olduğunu belirtiyorlar.

Projenin öderliğini yapan Hayfa Üni-versitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ofer Grosbard, Kuran’ı modern hayata uyarladıklarını ve daha yararlı bir hale getirdiklerini belirterek özellikle stresin ve kargaşanın oldukça fazla olduğu

günümüz yaşantısında sorunlara İsla-mi bir yaklaşımla çözüm aradıklarının üzerinde duruyor.

Quranet isimli site, Müslümanların kut-sal kitabı Kuran’ın içeriğini belli bölüm ve konular altında gruplayarak kullanı-cılara kolaylık sağlıyor. Açlık, hastalık gibi günlük hayatın bir parçası olan problemlere cevap arayan sitede ‘aç-lık saldırı yapmayı haklı kılar mı?’ gibi soruların cevaplarına yer veriliyor.

Kullanıcıların sorularına İslami pers-pektiften cevaplar aranırken bilimsel ve psikolojik birtakım açıklamalara da yer veriliyor.

Böyle bir proje fikrinin ilk olarak üni-versitede ders anlatırken kafasında belirdiğini belirten Ofer Grosbard, ‘Kuran’ın güzelliğini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz!’ şeklinde bir tanımlama kullanıyor ve Kuran’da olumlu ve ya-pıcı birtakım mesajların üstü kapalı bir biçimde sunulduğunu, kitabın bu iyi anlaşılamayan bölümlerini herkesin anlayabileceği bir biçimde sunmayı

hedeflediklerini de söylüyor.Kuran’ın ve psikoloji biliminin oldukça güçlü bağları olduğunu da vurgula-yan Grosbard, öğrencilerinin Kuran’ın önemli bölümlerini kendisine sunarak web sitesi projesine oldukça büyük bir katkı sağladıklarını belirtiyor.

İngilizce olarak hazırlanmış bu sitenin

belli bölümlerinde kutsal kitaptan alın-mış Arapça metinler de yer alıyor.

İnternetin tüm dünyada gittikçe yay-gınlaştığını söyleyen Grosbard dünya genelinde 1.5 milyar Müslüman’ın ya-şadığını ve Quranet’in bu insanlar için yol gösterici olacağını düşündüğünü belirtiyor. 313

Regensdorf, 160.000 Frank’a kenar köşe mevkileri için özel bir radar makinesi satın aldı. Belediye, bu flaş makineyi başkalarına da kirala-mayı düşünüyor.

Regensdorf caddelerinde yeni bir radar görev başında. Belediye gö-revlisi Stefan Trottmann’ın verdiği bil-giye göre, belediye bu aleti 160.000 Frank’a satın aldı ve bununla şehrin kenar köşe caddelerini gözetlemeyi amaçlıyor. Trottmann: ‘‘Geceleri bu mevkilerde çok hızlı araç kullanıldığını tespit ettik. Aynı zamanda halk, bizi bu konuda uyardı.” dedi.

Trottmann, bu radar makinesinin 24 saat kontrol etme özelliğini çok avan-tajlı buluyor. Yeni radarın bir diğer avantajı ise taşınabilir olması; araç kullanıcıları, radarın nerede olduğu-nu tam olarak bilemedikleri için özel-likle hız limitlerine dikkat ediyorlar. Trottman’ın açıklamasına göre, Bele-diyenin trafik polisleri, trafiği sadece gündüzleri detaylı ve dakikası dakika-sına gözlem altında tutabiliyorlar. Yine de yeni radar polislerin işlerini ellerin-den almıyor tam tersine onlara daha çok iş üretiyor; radarın çektiği fotoğ-raflar polisler tarafından inceleniyor ve ceza kesiliyor.

Çoğu kez, daha fazla iş fakat ka-zanç yokÜretici firma, bu 1,5 ton ağırlığında-ki makineyi, her iki haftada bir, daha çok hız sınırı 30 km. olan bölgelere ve okulların bulunduğu çevrelere yerleş-tiriyor. Bunun için de özel bir römorka ihtiyaçları var. Bunun üzerine, iki tane

500 kg. ağırlığında bataryalar ve aletin kendisi yükleniyor. Bu radarın tekrar monte edilmesi, yeni bölgenin özellik-lerine bağlı olarak ayarlanıyor.

Hal bu olunca, belediye radarın takılıp çıkarılmasına ve başka bir yere taşı-masına, her yıl 20.000 Frank ödüyor. Trottman : ‘‘Bizim amacımız bu göz-lem makinesiyle zengin olmak değil.” dedi. Alet, saklı bir şekilde belirlenen bölgeye yerleştirilmiyor. Asıl amaç, sürücülerin uyması gereken ve belir-tilen hız limitine uymalarını sağlamak ve trafik güvenliğini arttırmak. Böylece ceza yiyen sürücülerin, sadece 15 km/saat tolerans marjından sonra ortaya çıkan ceza ücretleri, eyalet kasasına giriyor. Hal böyle olunca da Regen-sdorflu polisler, sadece maaşlarıyla yetinmek zorunda kalıyorlar.

Bülach ilgi göstermiyorRegensdorf’un, önümüzdeki yıla ait ceza ücret bütçesi 150.000 Frank’tan 165.000 Frank’a yükseldi. Bunun üzerine Regensdorf Belediyesi, trafik gözlem makinesini, diğer belediyelerin polisliklerine de kiralamaya karar ver-

di. Trottman yeni rada-rın kiralamaya verilecek belediyelerin isimlerini söylemek istemiyor ve henüz pazarlık aşama-sında olduklarını söy-lüyor. Fakat alet, genel anlamda Regensdorf’da kalacak.

Opfikon ve Rümlang, böyle bir makineye daha önceden sahip olmuşlar. Bülach Şehir Polisliği Şefi Hanspeter Handle, be-lediyelerinin kısa bir süre önce Laser ölçüm cihazları sipariş ettiğini söyledi. Değerlendirme aletiyle bunların ücreti, 70.000 Frank diyen Handle belediye-lerinin yeni radarı kiralamak isteme-diklerini belirtti. Bülach Polisliği’nde on polis, halkın bilgilendirmeleri doğrultu-sunda, kontrollerini azer tabancaları ile geceleri de yapıyorlar. Polislerin, ayrıca taşınabilir ölçüm aletleri de var. Ölçüm aletinden alınan bilgilere göre, hız sınırı aşılan yerler tespit ediliyor ve belirlenen bölgelerde kontroller sıkı-laştırılıyor. Aynı uygulamayı Bachen-

bülach, Glattfelden, Eglisau ve Emb-rach da yapıyor.

Kloten’dan da aynı bilgiler veriliyor. Kloten Güvenlik Departmanı Müdürü Thomas Grädel da, bütçelerinde yeni bir radar makinesi için para ayırmadık-larını söylüyor. Ara caddelere alınan park yerleri sebebiyle, zaten hızlı araç kullanılamayacağını belirten Grädel, ‘’eğer şehir içerisinde hız limiti aşılır-sa, zaten sadece Kanton Caddesi’nde aşılabilir ve Eyalet Polisi’nin orada sü-rekli kontrolleri gerçekleştiriliyor’’ dedi. 294

Yahudi Profesörden Kuran Sitesi

Regensdorf Caddeleri Göz Hapsinde

Deutsche ZusammnenfassungFür 160’000 Franken hat sich Regen-sdorf ein Radargerät zum Einsatz in den Quartieren gekauft. Gemein-deschreiber Stefan Trottmann sagte: “Angeschafft hat sich die Gemein-de das rund 160’000 Franken teure Radargerät in erster Linie, um die Sicherheit in den Quartierstrassen zu erhöhen”. Das neue Gerät nimmt der Polizei jedoch keine Arbeit weg, denn der Blitzkasten produziert neue

Arbeit.Die Gemeindepolizei muss die geschossenen Fotos sichten und Bussen ausstellen.Die Herstellerfirma verschiebt das 1,5 Tonnen schwere Radargerät rund alle 14 Tage an einen neuen Einsatzort , hauptsächlich in den Qu-artieren, den Tempo-30-Zonen und in der Nähe von Schulhäusern. Die jährlichen Kosten hierzu betragen rund 20.000 Franken. Regensdorf hat im Budget für das kommende

Jahr die Bussenerträge erhöht: von 150’000 Franken auf 165’000 Fran-ken. Zudem sieht die Gemeinde vor, ihre neue Errungenschaft an ande-re Gemeindepolizeien zu vermieten. Doch keiner der Nachbar Gemein-den hat kein Interesse an diesem Blitzkasten, denn viele von ihnen haben schon ihre eingene Verkehr-kontrollsysteme aufgebaut.

Page 15: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Kaliteli ürün + uygun fiyat = Denner

Pide

2.35Denner milföy cubukları

Sam fıstıklı baklava

Argeta sürmelik tavuk eti ezmesi

Demet Ceylon Cay

6.95

5.95

1.85Yesil zeytin

1.45

1.45

Page 16: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

16 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Cenevre Şehir Parlamentosu’nun %56’sı bayanlardan oluşuyor. Seç-menlerin fikrine bakılsaydı, partile-rin listelerindeki bayan sayısı, biraz daha fazla olabilirdi.

Haberi hazırlayan: Denise LachatCenevre Üniversitesi’nin gerçekleştir-diği bir araştırmanın başyazar yardım-cısı olarak, Cenevre Şehir ve Eyalet Parlamentosu’ndaki kadınların tem-silciliğini yapan ve Cenevre’nin 2007 seçim yılında Cenevre’de bir mucize gerçekleştiren Lorena Parini : “İsviçre prömiyeri ve feministlerin bakış açısı-na göre 2007 oldukça neşeli bir yıldı.“ dedi. Şehir Parlamentosu’nda şu an kadınların sayısı erkeklerin sayısın-dan daha fazla.

Cenevre, parlamentodaki %56’lık ka-dın oranıyla İsviçre’de öncü durumun-da. Lozan, Zürih, Basel ve Bern’de, parlamentodaki kadın sayısının oranı sadece %30 ve %40 aralarında oynu-yor.

Teklif, talep oluşturduLorena Parini, Cenevre rekorunun, partilerin 2007 seçimlerinde listeleri-ne şimdiye kadar olmadığı kadar çok kadın eklemelerinden kaynaklandığını söylüyor. Böylelikle toplam oranları %10 artarak, tekliflerin talepleri oluş-turmasını sağladığı düşünülüyor. Aynı şekilde, kadın sadece seçilmekle kal-madı, ayrıca erkeklere göre daha iyi seçildiler; kadınlar, listenin % 40’ını

oluşturmuş ve sonunda seçilenlerin %56’sını kadınlar oluşturmuştu.

Toplamak ve dağıtmakYani kadınlar toplandı, dağıtıldı ve böy-lelikle erkekler azalmış oldu. Örneğin solcu parti Alliance de Gauche’un lis-tesinin %48’ini kadınlar oluşturuyordu. Ancak, seçilenlerin arasında kadınla-rın oranı, %70’ e tekabül etti.

Halk arasında da bir hareketlilik oluş-tu. CVP, ilk defa listesinde erkek ve kadınlara yarı yarıya yer verdi. Kadın-lar, %55,6’lık bir oranla seçildi. Libe-rallerde ise teklif ve talep arasındaki fark daha çok ön plana çıktı. Çünkü; % 35,7 kadın adaydan %54,5’i seçildi. Lorena Parini: “Kadın ve erkek aday-lar, partilerin siyasetinde doğrululuk-ları öne çıkarıyorlar. Yani daha çok kadın sayısı, mesajları alındı.“

Cenevre Araştırması, 2007’ den 1961’e geri giderek, kadınların ilk defa siya-sete katıldıkları dönemleri araştırıyor. İlerleyen yıllarda bazı dönemsel dal-galanmalar oluşsa da, görülen şu ki, kadın temsilcilerin sayısı gittikçe arttı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı öncü eyalet olarak Cenev-re Parlamentoları’ndaki yüksek kadın sayısı, Devlet İstatistik Kurumu’nun Siyaset Departmanı’nda görevli Ma-deleine Schneider’ı da çok fazla şa-şırtmadı. Bazı eyaletlerde ise, mesela Aargau’da, kadın adayların sayısı ol-dukça yüksek iken birden düştü.

Hedefe yönelik teşvik edilme“Cenevre ise bu dengeyi koruyabildi. Çünkü, 80’li yıllardan beri sol partide eşitlik sağladı ve aynı zamanda Ce-nevre ile beraber İsviçre’nin büyük şehirlerinde de aynısı devam ettirildi“. 70’li yıllarda, parti siyasetindeki hen-dekler yüzünden eşitlik soruları daha az etkilendi. Cenevre’de liberaller, Lise Girardin ile belediyeye ilk bayan adayı yerleştirmeyi başardılar. 90’lı yıllarda solcular, uğraşlarını arttırarak listesindeki kadın sayısını arttırdılar ve kadınları daha aktif hale getirme uğra-şı içine girdiler.

Fakat, hiyerarşi olarak bir adım daha yükseğe çıkıldığında Cenev-re Eyaleti’nde, kadınlara yönelik çok da sıcak olmayan bir yaklaşım görül-mesi mümkündü. Kadınların Eyalet Parlamentosu’na seçilmesi, ilk olarak

solcular tarafından gerçekleştirildi. Böylelikle, 2005 senesinde SP ve Ye-şiller Partisi’nin %40’ını kadınlar oluş-turuyorken, bu gün bu oran %53’ten %56 oranına kadar çıkmaya başladı. FDP, CVP ve Liberaller ise çok az bir oranda kadın adaylarının seçilmesini sağlayabildi.

Eyalet Meclisinde oran sadece %31’lerdeGüncel rakamlara göre, Cenevre Bü-yük Meclisi’ndeki kadın oranı, sade-ce %31’de (Ulusal Meclis’te ise oran % 29,5). Cenevre yürütme organında ise oldukça kötü bir görüntü ortaya çıkıyor: şehir yönetimine, sadece bir kadın girmeyi başardı. Yani eyalet, er-kekler tarafından yönetiliyor. 329

Meclis, kira hakkı revizyonunu çıka-rıyor. Kira faizleri, ipotek faizlerinden ayrılacak ve yapılacak genel fiyat zamlarına yönelik yapılacak. Hükümet Meclisi, kira hakkı revizyon mesajını parlamentonun yetkisiyle iptal ettirdi.

Yeni kanun değişikliği, endeks ve mukayese kirasına yönelik masraf ki-rasında, sistem değişliğini amaçlıyor. Çıkarılacak yeni yasa önümüzdeki seneden itibaren federal meclislerde görüşülecek. Yeni sistem, uygulama koşulu ile 2011 senesinde yürürlüğe girecek.

Yeni kira hakkına yönelik öneriler ço-ğunlukla İsviçre Kiracı ve Kiraya Ve-renler Organizasyonu’yla, 2007 so-nuna doğru Ulusal Ekonomi Bakanı Doris Leuthard’ın hazırladığı önerilere yönelik düzenlendi.

Uyarlama, senede bir kez yapıla-cakBaşlangıç, kira faizlerinin suiistimali-ni denetlemek için meclisin sunduğu tasarıya göre yapılacak. Yani masraf

kriterine göre değil de, istatiksel me-totların belirlediği ve kabul ettiği kar-şılaştırma kiralarına yönelik belirlene-cek. Kira faizleri, yılda bir kez olmak üzere zamlandırılabilecek.

Meclis, bu yaptırım ile arda arda ge-lebilecek veya birbirini tetikleyici kira faizlerini önlemek istiyor. Ayrıca enerji fiyatları yükseldiğinde yapılacak he-saplamalarla, bu masrafların kiracının yan masraflarına eklenmesi sağla-nacak. Kiraya Verenler Derneği, eski tasarı üzerindeki değişiklik konusuna karşı çıktığını, Meclis kararından he-men sonra bildirmişti. 337

Cenevre’de Söz Hakkı Bayanlarda

Artık Kiralar İpotek Faizlerine Göre Artmayacak!

Deutsche ZusammnenfassungDas Genfer Stadtparlament besteht zu 56 Prozent aus Frauen, in keiner anderen grossen Schweizer Stadt gibt es diese Zahl. In Lausanne, Zü-rich, Basel und Bern liegt der Ante-il zwischen 30 und 40 Prozent. Die Kandidatinnen machten auf den Lis-ten nur knapp 40 Prozent aus, und doch waren am Schluss 56 Prozent der Gewählten Frauen. Die Genfer Studie untersucht den Zeitraum von 2007 bis zurück ins Jahr 1961, als in der Romandie die schweizweit ers-

ten Wahlen mit Frauenbeteiligung stattfanden. Sie weist über die Jahre zwar auf konjunkturelle Schwankun-gen hin, bestätigt insgesamt aber einen relativ konstanten Anstieg der Frauenvertretung. Aktuell liegt der Anteil der Frauen im Genfer Grossen Rat bei 31 Prozent (Nationalrat 29,5 Prozent). Richtig im Argen liegen die Dinge aber in den Genfer Exekuti-ven: Eine einzige Frau hat es in die Stadtregierung geschafft, der Kan-ton wird von lauter Männern regiert.

Deutsche ZusammnenfassungDie Mietzinsen sollen von den Hypo-thekarzinssätzen abgekoppelt wer-den und künftig der Teuerung folgen. Die Gesetzesänderung bezweckt den Systemwechsel von der Kosten-miete zur Index- und Vergleichsmi-ete. Sie wird ab dem nächsten Jahr in den eidgenössischen Räten bera-

ten. Für die Überprüfung der Missb-räuchlichkeit des Anfangsmietzinses wird gemäss bundesrätlichem En-twurf nicht mehr auf das Kriterium der Kosten, sondern auf Vergleichs-mieten abgestellt, die anhand von anerkannten statistischen Methoden ermittelt werden. Der Mietzins kann einmal jährlich auf Grund der Teue-

rung erhöht werden. Der Bundesrat will damit vermeiden, dass ein Ans-tieg der Mietzinse weitere Mietzin-serhöhungen auslöst. Zudem soll dem Umstand Rechnung getragen werden, dass eine Erhöhung der Energiepreise den Mietenden in der Regel bereits über die Nebenkosten belastet.

Page 17: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

17İSVİÇRE’DEN HABERLER

Liechtenstein Beyliği, vergi suçla-rına yönelik şüpheli durumlarda, Amerika Birleşik Devletleri’yle bil-gi alış verişi amaçlı olarak banka sırrı yasalarını gevşetiyor. 2010 se-nesinden itibaren bu küçük ülkeye sadece vergi kaçakçılığında değil, aynı zamanda vergi kaçırma du-rumlarında da bilgi verilecek.

Liechtenstein ve Amerika Birleşik Devletleri, vergi suçlarında bilgi alış verişi için bir anlaşma imzaladı. An-laşma, 2009 vergi yılı (yani 2010 se-nesinin ilk aylarından itibaren ve daha sonraki vergi yılları için geçerli olacak) için bilgi alışverişine yönelik bir işlev görecek.

Liechtenstein Hükümet Başkanı Ot-mar Hasler ve Amerikan Büyük Elçisi Leigh Carter, iki sene süreni pazarlık-lardan sonra, gerekli bilgi alış veriş an-

laşmasını Vaduz’da imzaladılarLiechtenstein yetkili makamının bası-na verdiği bilgiye göre, bilgi alış veri-şi, Amerikan kanunlarının gerekçe-lendirdiği vergiden sorumlu kişilerin, Liechtenstein’da vergi suçu işlemesi durumunda devreye girecek. Bilgi alış verişi belirli bir işlem ile düzenlenecek ve Amerikan makamları tarafından vergi suçunu işleyen kişinin kimliği açıklandıktan sonra harekete geçile-cek.

Yapılan anlaşmada, Liechtenstein mahkemeleri kanuni işlemleri gerçek-leştirecek. Anlaşma ile, banka müş-terisinin yasal güvenliliği korunurken, aynı zamanda da vatandaşın özel hayatınının da deşifre edilmemesi sağlanacak. Başkan Otmar Hasler, yayınlanan haberde şu açıklamayı yaptı: ‘‘Bugün imzaladığımız anlaşma ile Amerika’yla aramızdaki uzun süreli

ilişkimizi tekrar onaylamış olduk. Aynı zamanda gelecekteki ortak çalışma-mız için yeni seçilen yöneticiyle sağ-lam bir adım atmış olduk.“

2009 senesi boyunca Liechtenstein

Hükümeti, anlaşmaya uygun ve gerek-li kanun tasarılarını meclise sunmayı planlıyor. Böylelikle anlaşma, 1 Ocak 2010 senesinde yürürlüğe girebilecek. 336

Liechtenstein’ın, ABD ile Vergi Suçları AnlaşmasıDeutsche ZusammnenfassungLiechtenstein und die USA haben ein Abkommen zum Informationsa-ustausch bei Steuerdelikten unterze-ichnet. Das Abkommen gewährleis-tet einen Informationsaustausch auf Anfrage für Fälle ab dem Steuerjahr 2009, also für die normalerweise in den ersten Monaten 2010 und dana-ch abzugebenden Steuererklärun-gen. Die Behörden gaben bekannt, dass der Informationsaustausch bei einem nach US-Recht begründe-ten Verdacht auf Steuerdelikte von US-Steuerpflichtigen mit Vermögen-

swerten in Liechtenstein erfolgen wird. Es ist vorgesehen, dass ein leichtensteinisches Gericht über die Rechtmässigkeit der Anfrage ents-cheiden kann. Damit schaffe das Abkommen Rechtssicherheit für den Bankkunden und gewährleiste die Privatsphäre des Bürgers. Im Ver-laufe des Jahres 2009 will die liech-tensteinische Regierung die für die-ses Abkommen zur Durchsetzung von Amts- und Rechtshilfeersuchen erforderlichen Gesetzesbestimmun-gen dem Landtag vorlegen.

Batı İsviçre Türk Dernekleri Fe-derasyonu BİTDEFE’nin davetlisi olarak Cenevre’ye gelen Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü tanınmış ta-rihçi ve bilim adamı Prof. Dr. İlber Ortaylı 6 Aralık 2008 Cumartesi ak-şamı Genève Ecole Hôtelière de bir konferans verdi.

Yoğun çalışma ve seyahat programına rağmen federasyon yöneticilerini kır-mayarak Cenevre’ye gelen Ortaylı’nın, BİTDEFE’nin kültürel faaliyetleri çer-çevesinde organize edilen gecede, gene kendisinin yazdığı “Avrupa ve Biz” adlı kitabının içeriğini konu alan konferansı büyük bir ilgi gördü ve sa-yısı 350-400’ü bulan seçkin bir davetli topluluğu tarafından izlendi. Konfe-rans simültane olarak Fransızca’ya tercüme edildi ve yabancı konuklar kendilerine dağıtılan dinleme cihaz-larıyla Ortaylı’nın sunumunu izleme imkânı buldular. Konferans bitiminde Prof. Ortaylı izleyicilerin çeşitli konu-lardaki sorularını da cevapladı ; gece, Ecole Hôtelière de Genève’in resto-ranında yenilen ve samimi bir havada geçen akşam yemeğiyle son buldu.

İlber Ortaylı’nın konferansına Cenev-rede görevli diplomatlarımız da büyük ilgi gösterdi ve destek verdiler. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Cenev-re Ofisi nezdindeki daimi temsilcimiz Büyükelçi Ahmet Üzümcü ve Dün-ya Ticaret Örgütü Nezdindeki Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Bozkurt Aran İlber Ortaylı onuruna BİTDEFE yöne-ticilerinin de davet edildiği birer yemek verdiler; Cenevre Başkonsolosu’muz Ayşe Nur Kurttekin de konferans ön-cesinde davetlilere bir kokteyl sundu. Diplomatlarımız konferansı izleyen ak-şam yemeğine de BİTDEFE’nin davet-

lisi olarak katıldılar. Öte yan-dan Büyükelçi Bozkurt Aran İlber Ortaylı’yı Cenevre’deki ikameti süresince rezidansın-da ağırladı. İlber Ortaylı’nın Cenevre’deki programına Türk firmaları ve iş adamları da sponsor olarak destek ver-diler.

Batı İsviçre Türk Dernekle-ri Federasyonu BİTDEFE, İsviçre’nin Fransız kesimin-deki Türk derneklerini bir çatı altında toplayarak vatandaş-larımız arasında güç birliği, dayanışma ve yardımlaşma ortamını oluşturmak, sosyal ve kültürel etkinliklerde bu-lunmak, Türkler ve İsviçreliler arasında karşılıklı anlayış ve dostluğun geliştirilmesine yar-dımcı olmak amacıyla 14 Ni-san 2007 tarihinde Lozan’da kuruldu. Kurulduğundan bu-güne önemli çalışmalara imza atan federasyon, İsviçreli par-lementer ve medya mensup-larıyla görüşme ve toplantılar yaparak, vatandaşlarımızın ve derneklerimizin sorunları-nı kendilerine aktarmaktadır. Özellikle İsviçre medyasında ülkemiz aleyhinde çıkan ya-zılar konusunda çok hassas olan federasyon, bu gibi du-rumlara anında müdahale ederek gereken düzeltmelerin yapılmasını da sağlamaktadır. Sosyal ve kültürel etkinliklerini de giderek arttıran BİTDEFE, bireysel üyeliklere de açık . İlgilenenler [email protected] adresine başvurarak bu konuda bilgi edinebilirler. 333

İlber Ortaylı Cenevre’de Konferans Verdi

Prof. Dr. İlber Ortaylı

Page 18: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

18 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Yabancılar, hız limitini aşma konu-sunda yaklaşık %53 önde gidiyor-lar. 2007 senesinin trafik detayları-nın incelenmesinden sonra ortaya çıkan sonuca göre, İsviçreliler daha çok alkollü direksiyon başına ge-çerlerken, yabancılar hız limitini aşıyorlar.

İsviçre’de yerleşik yaşayan yabancılar, nüfusun %21’ini oluşturuyorlar. Geçen sene hemen hemen 11 000 yabancı, çoğu kez hız limitini aşma konusunda trafik kurallarını ihlal etmişler ve bu yüzden yargı önüne çıkmak zorunda kalmışlardı. Devlet İstatistik Kurumu (BfS) ilgilileri, bu rakamın yabancılar içinde yargılananların % 53’e teka-bül ettiğini bildirdi. Yargılananlardan 2500’ü İtalyan, 1800’ü eski Yugoslav-yalı iken, 1600’ü Alman kökenli sürü-cüler. Aşırı alkollü olarak direksiyon başına geçen yabancı sayısı, geçti-ğimiz sene %36 olarak tespit edildi. Bunlardan 1000’i Fransız, 1000’i Por-tekizli ve 950’si İtalyandı.

Büyük trafik suçlarını işleyen yabancı kökenli insanların sayısının ortalama-nın üstünde olduğu görüldü. İstatik-sel olarak sayısı ayrıca hesaplanan trafik suçları, yurtdışında yaşayan ve İsviçre’de yaşayanlar (tatil veya başka herhangi bir sebeple ülkeden geçen sürücüler kastediliyor) yabancı köken-li insanların işlediği trafik suçlarının oranları arasındaki fark tam olarak açıklanamıyor.

Devlet İstatistik Kurumu’ndan Steve Vaucher, konuya ilk olarak şöyle girdi: ‘‘Aslında ‘yabancı kökenli insanlar’ ka-tegorisi oldukça kaba bir tabir.’’ dedi. Vaucher’e göre, yabancı kökenli bir insanın ilk önce eğitimi ve ekonomik durumu göz önünde bulundurulmalı. İkinci konu olarak BfS çalışanı şu ko-nuya değindi: ‘‘Yurtdışındaki sürücü-lerde, arabanın anlamı ve sürücünün tarzı İsviçre’dekiler ile çok farklı olabi-lir“ .

‘‘Yabancı düşmanı değil’’İstatistikçinin çekimser davranışının haklı bilimsel sebepleri var. Sonuç itibari ile “milliyetçilik’’ kategorisini açmanın ve aynı zamanda karşılık-lı olarak konuşulmasının daha kolay olduğu söyleniyor. “sosyal tabaka’’ ifade güçlülüğü açısından, ikinci ka-tegoriye göre daha kuvvetli. Yolların ve diğer suç faillerinin milliyetinin, pek çok yerde hala tabu bir konu olarak görülmesinin doğruluk payı var. Yol ve Trafik Devlet Dairesi’nde çalışan biri-nin, ‘‘Trafik suçları konusunda, yaban-cı kökenli insanların oranı daha ağrı basıyor’’ açıklamasına ilk olarak, ‘‘Biz yabancı düşmanı değiliz“ sözleriyle başlamak zorunda kalması gayet nor-mal ve bir tesadüf değil.

Kaza Önleme Danışma Bürosu’nda bu fenomen, temkinli şekilde analiz ediliyor: Hız limitini aşan trafik suçlu-larının içinde, ortalamanın üstünde çıkan bir sonuç ile erkek oranı daha yüksek. Danışma Bürosu Müdür Yar-dımcı Stefan Siegrist: ‘‘Erkek olmala-rının yanı sıra hem gençler, hem de başarısızlar.’’ diye ekledi. Bu üç belirti ise aynı zamanda genç göçmenlerde de bulunuyor. Siegrist, açıklamalarına devam ederek: “Bu sorunu en çok te-tikleyen şey, göçmen ve entegrasyon sorununun yaşanması. Aynı zaman-da Almanya’da ve İtalya’da, İsviçre’ye göre isimsel olarak daha farklı trafik kuralları var; oralarda çok farklı bir gü-

venlik kültürü uygulanıyor. İtalyan oto-banlarında hız limiti 150 km’ye kadar belirlenirken, Almanya otobanlarının çoğunda hız limiti bile uygulanmıyor.Road Cross Yöneticisi Valesca Zau-gg: ‘‘Bu sebeplere dayanan sonuçlara bağlı olarak, hız limitini geçme suçla-rından daha çok yabancıların yargılan-masını çok şaşırtıcı bulmuyoruz.’’ diye fikrini belirtti. Bayan Zaugg son olarak, Trafik Kurbanları Kurumu’nun, Zürich Eyaleti ve Şehri’nde yabancı kökenli hız tutkunu insanlara karşı, bir önleme projesi başlatıldığını ekledi. Projede, gençlere ve spor kulüplerine yönelik kampanyalar başlatılacak.

Devlet Yol Yapım Kurumu, ‘‘Via Si-cura’’ ile yabancı kökenli insanların trafik suçlarına yönelik savaş açarak,

önlemler almayı planlıyor. Yurtdışın-da yaşayan İsviçreliler’in işlediği trafik suçlarının engellenmesini kolaylaştır-mak için bir kanun değişikliği öngörül-dü.

Kontroller sıkılaştırılacakİsviçre’de, aşırı hız ve alkollü araç kul-lanma durumları yüzünden yargılanan insanların sayısı, iki üç senedir dönem dönem azaldı. Henüz uzmanlar bu du-rumun neden böyle olduğunu ve neden yıllar önce bu sayının aynı olduğunu veya arttığını bilmiyorlar. Tahminleri-ne göre hız limitini aşma durumlarının artmasının sebebi, sıkılaştırılan dene-timler. Fakat aynı zamanda, halkın du-yarlılığını arttırıcı unsurların da trafik suçlarını azalttığını düşünüyorlar. 334

Hız Limitini Çoğunlukla Yabancılar Aşıyorlar

Deutsche ZusammnenfassungDas Bundesamt für Statistik (BfS) teilte mit, dass knapp 11 000 Auslän-der letztes Jahr wegen einer groben Verkehrsregelverletzung – in der Re-gel wegen einer hohen Geschwin-digkeitsüberschreitung – verurteilt worden. Das entspricht 53 Prozent aller Verurteilten. Offensichtlich ist der Anteil der Ausländer bei schwe-ren Verkehrsdelikten überdurchs-chnittlich hoch. Der Anteil der Aus-länder, die in der Schweiz wohnen,

beträgt nämlich lediglich 21 Prozent. Stellvertretender Direktor der Be-ratungsstelle Unfallverhütung (BfU) Stefan Siegrist sagt: Überdurchsch-nittlich viele Geschwindigkeits-De-linquenten sind männlich, jung und relativ erfolglos. Daneben verweist Siegrist darauf, dass namentlich in Italien und Deutschland andere Verkehrsgesetze gelten als in der Schweiz. Auf italienischen Autobah-nen ist eine Höchstgeschwindigkeit von bis zu 150 Kilometern pro Stun-

de zulässig, in Deutschland gibt es auf zahlreichen Autobahnabschnit-ten gar keine Tempobeschränkung. Fachleute vermuten, dass der Ans-tieg bei den Geschwindigkeitsübers-chreitungen vor allem auf vermehrte Kontrollen zurückzuführen ist. Und sie vermuten ebenfalls, dass haupt-sächlich die Sensibilisierung der Be-völkerung auf schwere Verkehrsde-likte den Rückgang gefördert hat.

ELIFEE BEAUTÉ Coi�eur

Tel. 044 451 20 00Mobile: 079 216 79 71

«G üzel G örünmek Herkesin Hak k ı»

5 Yıldan bu yana gerçek lazer tekniği ile bayan ve erkek’lerde bıyık, koltukaltı, çene

altı, boyun, bikini bölgesi ve bacaklarda ince ve kalın tüyleri kısa sürede ortadan kaldırıyoruz.

Düğün, Nişan ve özel günlerinizde bizi mutlaka arayın.

Uygun �yatlarla güvenilir ve garanti belgeli Lazer epilasyon.

Kullandığımız Lazer cihazı KE-Medical merkezlerinde ki cihazların aynısıdır.

Fiyatlarımız 50.- Fr.‘tan başlamaktadır.

indirimler.%50

Saç B

akımı Cilt Bakımı Gelin Başı Saç Boyama

Page 19: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Çocuğunuz var mı?Çocuğunuzun geleceği sizin için ne kadar önemli?

Zaman çok hızlı ilerliyor...Çocuğunuz için yapacağınız özel birikim sayesinde eğitim masra�arı başta olmak üzere önemli giderler için hazırlık yapabilirsiniz. Bizi arayarak bu konuda tüm ayrıntıları öğrenebilirsiniz.

Sparplan für Kinder

100 Fr.

hediye çeki

Her türlü Riziko faktörlerine karşıBebeğinizin sigortasını doğumdanönce yaptırmayı unutmayın! Prizmatarafından yapılan tüm Sigorta`larda,100 Frank`lık hediye çeki kazanın.

Ay'lık

Prim

%5%3

150

200

250

Ay'lık 150 Fr. Prim% 3 = 26'923 Frank. % 5 = 31'809 Frank

%5%3

Ay'lık 200 Fr. Prim% 3 = 36'677 Frank. % 5 = 43'333 Frank

Ay'lık 250 Fr. Prim% 3 = 46'432 Frank. % 5 = 54'858 Frank

Ay'lık en az 100 Frank ödeme yapmanız gerekmektedir.

%5%3

15 Yıllık Tasarruf Planı

3. Säule (Hayat Sigortası)Garantili bir yatırımdır.Anlaşma süresi en az 10 Yıldır.Kazanç Bankalar'dan daha fazladır.Ölüm halinde Ailenize toplu para ödemesi yapılır.Emeklilik durumunda ek maaş alma hakkınız vardır.Yatırmış olduğunuz Primleri vergiden düşürme şansınız vardır.Ana Paranız Poliçenizde garanti altına alınmıştır.Faydasını gelecekte ve Emeklilik durumunda görürürsünüz.

Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk getirmesi dileğiyle tüm dostların yeni yılı kutlu olsun.

Page 20: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

20 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Avrupa Birliği Ülkeleri İsviçre’de şirketlere uygulanan vergilendirme kurallarını büyük bir endişe ile iz-liyorlar. Avrupa ülkeleri bu şekilde, Avrupa Birliği Komisyonu ve İsviç-re arasında geçen vergi kavgasnı körüklemiş oluyorlar.

Brüksel’de Avrupa Birliği Dışişle-ri Bakanları tartışmasız bir şekilde Fransız Avrupa Birliği Meclis Kurulu Başkanı’nın, EFTA-Devletleri ile ara-sındaki bağı ve problemleri içeren açıklamasına katılıyorlar.

Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği Bakan-lar Kurulu, eyaletlerde uygulanan ku-ralların, yapılan anlaşmaya uymadığı-nı, üstüne bas basa belirttiler. “Kurul, İsviçre’yi vergi teşviklerini kaldırmaya davet ediyor.“ denilmekte.

Meclis şu an, üçüncü bir otonom “Şir-ket Vergilendirme Reformu” planlıyor. Genel anlamda farklı eyaletlerdeki holdinglerin, karma ve kamu şirketle-rinin yurt içi ve yurt dışı kazançlarına yönelik vergilendirmede en azından Avrupa Birliği Kriterleri’nin bir kısmına yönelik bir değişiklik yapılması bekle-niyor.

Cumhurbaşkanı Pascal Couchepin, Adalet Bakanı Eveline Widmer-Sch-lumpf ve Maliye Bakanı Hans- Rudolf Merz, Avrupa Birliği Komisyon Baş-kanı José Manuel Barroso ile görüşe-cek.

İsviçre’nin Bölge Politikası da he-def alındıAvrupa Birliği, aynı zamanda

İsviçre’den, “İsviçre Bölge Politikası’na yönelik görüşler çerçevesinde“ Ser-best Ticaret Anlaşması’nda yer alma-yan yeni önlemler alınmamasını özel-likle talep etti.

Her dosyada paralel ilerlemelerAvrupa Birliği’nin istekleri şu şekilde bildirildi: “Meclsi tarafından menfaat dengesinin değerlendirilmesi sonun-da, Avrupa Birliği vatandaşlarına ve şirketlerine sorun yaratan durumlarla ilgili her alanda ortak ve paralel giden bir çalışma gereklidir ve buna yönelik bir anlaşma yapılması gerekiyor.“

Aynı zamanda meclis, Avrupa Birli-ği Hakları’nın gelecekte daha sıkı bir şekilde uygulamaya geçirileceğini be-lirtti. Eşdeğer ve eş zamanlı uygulama ve gerçeğe dönüştürme faaliyetleri, kaçınılmaz şartların arasında yer ala-cak. İsviçre, şu an pazarlığı devam eden yeni anlaşmalarda denge kur-mak zorunda. 332

AB Ülkeleri İsviçre’ye Karşı Tavır Sergiliyorlar

Deutsche Zusammnenfassung«Mit grosser Sorge» betrachten die EU-Staaten die hiesigen kantonalen Regeln zur Besteuerung von Unter-nehmen. Die EU-Staaten stützen da-mit die Haltung der EU-Kommission im Steuerstreit mit der Schweiz. Der Bundesrat plant autonom eine dritte Unternehmenssteuerreform und all-gemein wird erwartet, dass er dabei zumindest einen Teil der EU-Kritik an der unterschiedlichen kantonalen Besteuerung von in- und ausländisc-hen Gewinnen bei Holdings, gemis-

chten und Verwaltungsgesellschaf-ten entkräften wird.

Die EU-Staaten verlangen von der Schweiz auch «mit Bedacht» dafür zu sorgen, dass keine neuen Mass-nahmen ergriffen werden, die mit dem Freihandelsabkommen nicht vereinbar wären - «etwa im Rah-men bestimmter Aspekte der neuen Schweizer Regionalpolitik». «Der Rat wird bei der Bewertung des In-teressenausgleichs beim Abschluss zusätzlicher Abkommen bedenken,

dass parallele Fortschritte in allen Bereichen der Zusammenarbeit no-twendig sind, auch in den Bereichen, die EU-Bürgern und Unternehmen Schwierigkeiten bereiten», so die deutlichen Worte. Zudem macht der Rat klar, dass künftig der Druck für die Übernahme von EU-Recht zu-nehmen wird. Dessen «einheitliche und gleichzeitige Anwendung und Auslegung» sei eine «unerlässliche Voraussetzung».

Müslüman bir din derneği olan “El Imam”, Zürich Eyaleti’ne bağ-lı Volketswil’de, 500 kişinin bir-likte ibadet edebileceği Zürich Kantonu’nun en büyük camisini inşa etmeyi planlıyor.

Planlanan camide, minare olmayacak. Volkswil Fen işleri Daire Yöneticisi Kla-us Vetter, yapılacak caminin ilk bakış-ta bir cami olduğunun anlaşılmadığını, ancak biraz inceledikten sonra bunun bir cami olduğunun farkedilebildiğini söyledi. Vetter’in verdiği bilgiye göre, plana göre, caminin içinde bir minare olmayacağı gibi ezan da okunmaya-cak. İki katlı bir ibadethane yapılırken, alt katı erkekler için üst katı da bayan-lar için uygun görüldü. Camiyi normal bir binadan ayıran en büyük özelliği, göze hitap edecek olan girişi olacak. Caminin yanında aynı zamanda, 77 araçlık bir park yeri de planlanıyor.

Vetter’in verdiği bilgiye göre, proje-ye henüz bir tepki gösterilmedi. Ca-minin yapılacağı Hegnau Endüstri Bölgesi’nde nerdeyse, hiç yok dene-cek kadar az insan yaşıyor; inşaat için

herhangi bir itiraz gelmez ise proje, Belediye Meclisi’ne sunulacak. İnşa-atın yapımına önümüzdeki yaz döne-minde başlanması planlandı.

Vaazlar, Almanca ve Arapça

Cami, Lübnan asıllı Wissam El Mais’in kurduğu vakfın finansmanı ile yapıla-cak. Aynı zamanda, bütün dinleri bir çatı altına toplayan bir binanın yapıl-mak istendiği belirtilerek.Sünniler ve Aleviler arasında da bir ayrımcılığın yapılmayacağı açıklandı. Vaazlar, hem Almanca hem de Arapça verilecek.

Planlanan projede, Zürich Eyaleti’nin en büyük camisi söz konusu. Winter-hur Grüz ve Zürcher Forch cadde-sindeki ibadethaneler, yeni yapılacak olanlara nazaran oldukça küçük. 335

Zürich Kantonu’nun En Büyük Camisi Yapılacak

Deutsche ZusammnenfassungBeim geplanten Projekt handelt es sich um die grösste Moschee im Kanton Zürich. Der muslimisc-he Glaubensverein «El Imam» will in Volketswil die grösste Moschee des Kantons Zürich bauen. Geplant

ist ein Gebetshaus für bis zu 500 Personen. Laut Vetter ist weder ein Minarett geplant, noch wird ein Mu-ezzin zum Gebet rufen. Geplant ist ein zweistöckiger Gebetsraum, wo-bei für die Männer der untere und für die Frauen der obere Stock reservi-

ert sei. Seit Freitag sei das Projekt ausgeschrieben. Bis jetzt habe sich noch kein Widerstand formiert. Laut dem «Tages-Anzeiger» wurde für die Finanzierung eine Stiftung unter der Leitung des gebürtigen Libanesen Wissam El Mais gegründet.

Page 21: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

21İSVİÇRE’DEN HABERLER

Meclis, “Dolandırıcı Girişime” kar-şı harekete geçiyor. Meclis, sadece borsaya bağlı şirketlere değil, anonim şirketlerde menajerlere verilen haksız ve yüksek ücretlere karşı da anonim şirketlere yeni kurallar getiriyor.

Meclis, Hisse Senedi Hukuku ile “do-landırıcı girişime’’ karşı eyleme ge-çecek. Hissedarların haklarını idari meclisten alan ve tazminatları ele alan tasarının, menajer ücretlerine karşı yapılan girişimden daha temkinli ve geniş çaplı olduğu söyleniyor.

Federal Hukuk ve Polis Departmanı ( EJPD), birçok noktada meclisin karar-laştırdığı kanun tasarıları ve “ dolan-dırıcılığa karşı” yapılan halk oylama-sının denk düştüğünü söyledi. Kanun tasarısıyla ve halk oylaması ile birbiri-ne denk düşmeyen sapmalardan biri, kanun tasarısının biraz daha temkinli ve fazla acımasız olmaması; statü be-lirlemeleri, yasaklar ve cezalar dikkate alınmadı.

Meclis, İsviçre’deki ortalama180.000 Anonim Şirket’te bu kuralları uygula-mak istiyor ve borsa kotası girişimi gibi kati kurallar koymak istemiyor. Ödeme politikası böylelikle, şirketlere kalmış olmayacak.

Mali krizin etkisi için tasarıMeclis aynı zamanda, mali krizi de içine alan bir tasarı ekledi ve tasarıya

menajer maaşlarına yönelik belirli hü-kümler koydu. Böylelikle, hissedarların mülkleri de güven altına alınmış olu-nacak. Borsa kotası konulan şirketler-deki idari personelin maaşlarının her sene, bir yönetim kurulu ile kesinleşti-rileceğine dair karar alındı. Bu şekilde, haksız gelire karşı dava açılması daha kolay olacak

Cazibiyet azaltıldıMeclisin yaptığı girişimle birlikte, İsviçre’nin ekonomi ve mali yerleşim yeri olarak cazibiyetini kaybedeceğine dair söylentiler çıkmaya başladı. İda-ri yöneticilerin, müdürlerin ve müdür yardımcılarının maaşları hakkında-ki kararın yönetim kurulu tarafından verilmesini ve her yıl yönetim kurulu üyelerinin, yönetim kurulu başkanının ve maaş ücretlerine dair karar veren kurulun seçilmesini talep ettiler. Taz-minatların, ön ödemelerin ve primlerin yasaklanması istendi. Bu girişim ge-çen sene şubat ayında, 115.000 ge-çerli imza ile meclise sunuldu. 304

Özel sigortalar şu an maaşsızlık riski ve yüksek prim konusu ile uğraşırken, Devlet Sigortası daha rahat bir tavır takınarak: “Gündem-deki mali kriz, IV için bir risk oluş-turmuyor.“ dedi

Kısa zaman önce, malullük sigortasın-da her şey yolunda gidiyordu. Gittikçe azalan yeni emeklilerin sayısı ve yeni-den birleştirmeler sonucunda Sosyal Sigorta Federal Dairesi, 2007’de 1,6 milyar Frank’ı bir başarı olarak bildir-di. Tehlike oluşturabilecek kişiler için erken tanılar, sıkı sağlık kriterleri ve hedefe odaklı birleşme önlemleri gibi yeni araçlar Sosyal Kurum’da iyimser bir sağlamlaştırma oluşturdu. İki ay öncesine kadar her şey iyi gidiyordu.

Birçok işsizin sonu Malullük Sigortası’ndaEkonomik gidişat yüzünden birçok fir-ma sırasıyla yüzlerce çalışanın işini ortadan kaldırıyor. Geçmiş deneyimle-re dayanarak ekonomik baskı altına gi-ren birçok kişinin dosyası, 2001/2002 Mamullük Sigortası’nın masasına dü-şüyor. Yeni Emekliler’in sayısı, inter-nette bir patlama yaşandığı zaman da arttı ve beklenen resesyonlar en az bu kadar düşüşe geçecek.

IV, eski resesyon dönemlerine göre daha iyi silahlandıÖzel sigortalar şuan maaşsızlık riski ve yüksek prim konusu ile uğraşırken, Devlet Sigortası daha rahat bir tavır ta-kınıyor: bir sözcü,. “Gündemdeki mali kriz, IV için bir risk oluşturmuyor.“ dedi. IV-Stellen-Konferans Başkanı (IVSK), IV’ya olan talep sayısının önümüzdeki dönemde artacağını söylerken, veri-len hizmete bir etkisi olmayacağını da belirtti. Ritler açıklamasını şu şekilde gerekçelendiriyor: “IV, iş piyasasının koşullarını dikkate almayacak. Emek-li olabilmek için esas olarak hala aynı sağlık koşulları geçerli olacak. “ Daha da zor hale getirilen kriterlerin yanın-da IV, geçmiş resesyon dönemlerine göre daha iyi silahlanmış durumda. Ritler: “Bunun için yeni çalışanlar al-mak zorundayız. Fakat IV, şu andaki ekonomik gelişmeden etkilenmeye-cek.“ dedi.

Sosyal yardım kurumlarına akın ediliyorSağlık nedenleri yüzünden işveren tarafından işlerinden çıkarılmış olan insanlar ve IV tarafından ret edilen in-sanlara ne olacak peki?

İsviçre Sendika Bakanlığı Basın Söz-

cüsü Ewald Ackermann’a göre; İşsizlik Sigortası ko-nuya el atacak, fakat kriz uzun süre devam ederse, bu durum bu insanlar için gerçek anlamda büyük bir sorun olacak.

IV düzenlemelerindeki zor-laştırmalara rağmen, yine birçok kişi sosyal yardımdan yararlanabilir hale getirildi. Ackerman bu durumu şu şekilde gerekçelendiriyor: “ALV hizmetleri belirli bir süre sonra bitmiş olacak ve IV destek olamayacak“. Kriz ne kadar uzun sürerse, sağ-lık sebepleri yüzünden çalı-şamayan insan için çalışmak o kadar zor hale gelecek. Çalışma sürecindeki yeniden birleştirme konusu da olduk-

ça elverişsiz olacak. Bir araştırmaya göre % 50’ lilik bir oran ile işsiz olan insanların her altı ayda, bir daha çalı-şamama riski bir kat daha artıyor. 320

Meclis’ten Yüksek Menajer Maaşlarına Yeni Hükümler

Malüller İçin Tehlike Yok!

Deutsche ZusammnenfassungDer Bundesrat tritt mit seiner Aktien-rechtsrevision gegen die «Abzocker-Initiative» an. In mehreren Punkten stimmten der bundesrätliche Geset-zesentwurf und die Volksinitiative «gegen die Abzockerei» überein, te-ilte das Eidgenössische Justiz- und

Polizeidepartement (EJPD) mit. So wolle der Bundesrat dieselben Re-geln für alle rund 180’000 Aktienge-sellschaften der Schweiz schaffen und nicht wie die Initiative nur die börsenkotierten einem strengen Re-gime unterstellen. Die Vergütungspo-litik dürfe nicht der Selbstregulierung

überlassen sein. Es heisst, dass die Initiative würde dagegen nach Ansi-cht des Bundesrats die Attraktivität des Wirtschaftsstandorts Schweiz verringern. Die Initiative war im ver-gangenen Februar mit rund 115’000 gültigen Unterschriften eingereicht worden.

Deutsche ZusammnenfassungAufgrund der konjunkturellen Ab-kühlung steicht eine Firma nach der anderen hunderte von Stellen. Und erfahrungsgemäss landen mit dem zunehmenden wirtschaftlichen Druck eine zunehmenden Zahl an

Dossiers bei der IV. 2001/2002, als die Internet-Blase platzte, stieg die Neurentnerquote auf ein Allzeithoch. Und die anstehende Rezession dürf-te mindestens ebenso heftig ausfal-len.

Page 22: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

22 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Yapılan bir araştırmaya göre genç Müslümanlar, çok eğitimli değil ve buna bağlı olarak da çoğunluğu iş-siz.

İki sene önce Hükümet Meclisi, Eyalet Meclisi’nden Müslüman halkının duru-munu içeren geniş kapsamlı bir rapor talep etmişti. Hükümet Meclisi’nin, Zürich Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ne verdiği görev sonuçlan-dırıldı; araştırmalardan sonra hazırla-nan toplam 210 sayfalık raporda, bir kaç da tavsiye bulunuyor.

Zürich Şehri ve Müslümanları, doğ-ru yolda mı ilerliyorlar?Basın toplantısında, Adalet Müdürü Markus Notter bu soruya, “Evet.“ diye cevap vererek “tahmin ettiğimiz veya beklediğimiz çok büyük sorunlar yok.“ dedi. Notter’e göre asıl önemli nokta, eyalet mahkemesine sunulan raporun içeriğinde Müslümanlar’a karşı bir su-iistimalin söz konusu olmadığının be-lirtilmesiydi.

Yeterli derecede istatiksel kaynak yokMüslümanlar, aramızda fazla göze batmayarak bizimle beraber yaşadık-ları için onların hakkında yeterli istatik-sel veri toplayamadık. 2000 senesinde gerçekleştirilen son nüfus sayımında, eyalet halkının % 5,3’ünün (66.520) Müslüman olduğu tespit edildi. Yine bu Müslümanlar’ın % 14,3’ünün, İs-viçre devletinin vatandaşı olduğu be-lirlendi.

O günden bu yana 8 sene geçti. Bu yüzden araştırmacılar, 29 şehirde Müslüman vatandaşların sayısını araştırmaya başladı. 2007 senesin-deki araştırmalarda, Müslüman sayısı %7,9 olarak belirlendi. Bu sonuç, tüm eyalet için oldukça ilginç, çünkü 2007 senesinin sonunda, eyaletteki rakam 1,3 milyona çıkarken, Müslümanların da sayısının 102.000’ye çıktığı belir-lendi. Bugünkü sayıları ise biraz daha fazla ki, aslında son yıllarda sayıları düzlendi. 2000 senesinden bu yana, yine yabancı kökenli Müslümanlar İs-viçre vatandaşlığına dâhil edildi.

Müslümanlar’ın büyük bir çoğunluğu göçmen. Bunların beşte biri, 2000 senesindeki nüfus sayımında C sını-fı oturma iznine sahipti yâ da B sınıfı yıllık vizeyle kalıyorlardı. Araştırma, gelmiş oldukları ülkeleri net olarak bil-dirmedi: % 56’sı Balkan ülkelerinden gelirken, Boşnaklar, Kosova’dan gelen Arnavutlar da vardı. Türk Müslüman-lar, toplamın %19’unu oluşturdu.

Bu rakamların en büyük kısmını, İsviçre’ye gelen işçi göçmenler oluş-turdu. Dini grupların arasında erkek Müslümanlar, en gençlerini oluştu-ruyorlar; neredeyse %80’ni 40 yaşın altında ve yine neredeyse %40’ı 20 yaşın altında. Bunların çoğu, vasıf-sız işçi ( yani %11,3). İş piyasasında

eğitimsiz bir kişi olmak her zaman için iş bulmayı zorlaştırdığından do-layı, Müslümanlar’daki işsizlik oranı %8,3’lerde. Bu sonuç ise, kişinin dini ile alakalı değil.

Hapiste yatanların üçte birini oluş-turuyorlarGayri Müslimlerin düşündüğü gibi, Müslümanlar dinlerini çok yoğun şe-kilde yaşamıyorlar. Mesela üçte biri, Cuma Namazları’nın dışında evde hiç namaz kılmadıklarını söylüyorlar. Hı-ristiyanlarda ise bu oran, hemen he-men dörtte birlik bir kısmı oluşturuyor. Diğer taraftan ise, her gün namaz kı-lıyoruz diyen Müslümanlar’ın oranı % 27,5 iken, her gün dua eden Hıristiyan-ların oranı %32,7.

Araştırmada, dört ana dal daha yoğun incelendi: Okul, sağlık, sosyal yardım ve ceza yaptırımları. Zürich’te, öğren-cilerin yaklaşık %10’u Müslüman. Yani, bu oran çocuk ve genç olarak 15.000 kişiye tekabül ediyor. Bu sayıdan 1500 ve 2000 arası kişi, dinlerini yoğun bir şekilde yaşıyorlar. Araştırmacılar önemli bir noktayı özetleyerek, “Eğitim alanında okul ve din uygulaması ara-sında yeni önemli tedbirler ön plana çıkmadı.“ dediler.

“Problem olana çözüm odaklı yak-laşım“, katılımcıların pozitif bir ortak çalışma içerisinde olduklarının göster-gesidir...

Sağlık alanında da nerdeyse hiç sorun yok. Müslüman hastalar, yapılan teda-vi ve bakımdan gayet memnun olduk-larını söylediler. Sosyal yardım için ise gerekli sağlam ifadeler için detaylar eksik kalmış. Çünkü yetkili makamlar, böyle durumlarda dinlerini merak edip sormuyorlar.

Ceza infazı ise, müvekkilleri hakkın-da detaylı bilgiye sahipler. Pöschwies Hapishanesi’ndeki 461 kişiden üçte birinin Müslüman olduğu belirlendi. Bu oran, İsviçre ortalamasına tekabül ediyor. Hapisteki Müslümanlar, diğer mahkumlara göre oldukça gençler. Hapishanelerdekilerin %19’unu za-ten yabancı kökenli insanlar oluştu-ruyorlar. Onları parmaklıklar ardına

sürükleyen suç unsuru %45’lik bir oranla uyuşturucu. Bunların %39’u gayri Müslim. Mala karşı işlenen suç oranı %28 ve bu suçu işleyenlerim % 30’u gayri Müslim, %24’ ü şiddet, (% 22 gayri Müslim) ve %24’ü insan öl-dürme (bunun % 22 si gayri Müslim). Müslüman kişiler, aynı zamanda hapis hayatına ayak uydurmakta zorluk çe-kiyorlar. Bu kişilerden %24’ü, içeride şiddet olaylarına karışmışlar (%16 sı yine gayri Müslim olarak belirlenmiş).

İsviçre Müslümanları’nın mezara ihtiyacı varZürich Eyaleti’ndeki Müslümanlar, bu

dört ana problemin dışında ayrıca başka bir problem daha yaşamak-talar; yüzeysel olarak değinilen bu problem, mezarlık sorunu. Birçok şe-hirdeki mezarlıklarda, Müslümanlar’a ait mezar eksikliği yaşanıyor. Bugün hala yabancı kökenli bir ailenin ferdi öldüğünde, on cenazeden dokuzunun cenazesi ülkesine çok pahalı şartlar-da geri gönderiliyor. Yine de, git gide birçok Müslüman, İsviçre’yi ana vatan olarak görüyor. Zürich-Witikon’daki Türk Mezarlığı’ndaki mezarlar, buna bir kanıt olarak gösteriliyor. 2007 se-nesine kadar bu mezarlığa, 53 cenaze defnedildi ve bunun 23’ü çocuktu. 331

Hapiste Yatanların % 30’u Müslüman

Deutsche ZusammnenfassungEine umfangreiche Studie ergab, dass Muslime jünger sind, weniger gut ausgebildet und darum häufiger arbeitslos als andere Bevölkerungsg-ruppen. Vor zwei Jahren hat der Kantonsrat vom Regierungsrat einen umfassenden Bericht zur Situation der muslimischen Bevölkerung ver-langt. Der Regierungsrat beauftragte damit das Institut für Politikwissens-chaft der Universität Zürich. Gestern wurde dieser Bericht veröffentlicht. Die letzte Volkszählung kam im Jahr 2000 auf 66’520 Muslime 5,3 Prozent der Kantonsbevölkerung. 14,3 Pro-

zent der Muslime hatten die Schwe-izer Staatsbürgerschaft. Da Ende 2007 die Bevölkerung 1,3 Millionen erreichte, lebten somit rund 102’000 Muslime im Kanton Zürich. Der Stu-die zufolge sind: Die grosse Mehr-heit der Muslime sind Einwanderer; vier Fünftel hatten bei der Volkszäh-lung 2000 die Niederlassung C oder die Jahresaufenthalterbewilligung B. Ihre Herkunft gibt die Studie unpräzi-se an: 56 Prozent stammten aus dem «Balkan», wozu die bosniakischen Slawen genauso gehören wie die Albaner aus Kosovo, Mazedonien und Albanien. 19 Prozent waren tür-

kische Muslime. Die Studie untersu-chte vier Bereiche genauer: Schule, Gesundheitspflege, Sozialhilfe und Strafvollzug. Im schulischen Berei-ch wurden keine grossen Probleme bei den Muslimen entdeckt. Dies gilt auch in der Gesundheitspflege und im Sozialenhilfebereich. Doch die Zahl von Muslimischen Insassen in der Strafanstalt ist sehr hoch. Zug-leich bereitet die geringe Anzahl der Gräber für das muslimische Volk im Kanton Zürich Probleme da sie nicht ausreichend sind.

Page 23: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Kredi Miktarı, Faiz Oranları ve Aylık ÖdemelerKredi Miktarı 1 Yıllık Toplam Faiz Aylık Ödeme 36 Aylık Toplam Faiz Aylık Ödeme 60 Aylık Toplam Faiz Aylık Ödeme

10000 521.00 876.75 1527.20 320.20 2594.00 209.90

15000 781.20 1315.10 2292.60 480.35 3891.00 314.85

20000 1041.40 1753.45 3056.20 640.45 5188.00 419.80

30000 1562.40 2630.20 4583.40 960.65 7782.00 629.70

40000 2082.80 3506.90 6112.40 1280.90 10379.00 839.65

50000 2603.80 4383.65 7639.60 1601.10 12973.00 1049.55

60000 3124.80 5260.40 9168.60 1921.35 15567.00 1259.45

70000 3645.20 6137.10 10695.80 2241.55 18161.00 1469.35

80000 4166.20 7013.85 12224.80 2561.80 20755.00 1679.25

Dikkat: Kredi tabelasında verilen tüm rakamlar %9.9 faiz oranıyla hesaplanmı tır. Faiz oranları ki inin siciline ve durumuna göre de i kenlik göstermektedir.

Canan Kredit / Sıddık Canan Walenbüchelstrasse 1-3 9000 St. Gallen

0800 26 27 28

Kredi almak isteyenlere müjde!

Telefon +41 (0) 71 278 01 62 Mobile: 076 365 30 60 – 079 350 69 99 Telefax +41 (0) 71 278 01 64

E-Mail: [email protected] Web: www.canankredit.ch

(Ücretsiz Telefon hattı)

Hayallerinizi bir telefon ile güvence altına alın!

Düşüncelerinizi ileriye atmayın, düşük faizli bireysel kredi imkanı bizde!

Konut kredisi Araç kredisi Tatil kredisi

Tüm müşterilerimizin yeni yılını kutlar, sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler dileriz.

Page 24: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

24 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Aldi ve Lidl Discount Marketleri, Unterland’a girmek için çabalıyorlar. Aldi, şube üstüne şube açıyor ama Lidl bunu yapmıyor. Neden yapmadı-ğı ise bilinmiyor. Çünkü, Kloten’daki büyük market alanlarının inşaatı çoktan bitmiş durumda.

Aldi Suisse, geçtiğimiz haftalarda Zü-rich Unterland’daki Rümlang Endüstri Bölgesi’ndeki beşinci şubesini açtı. Alman Discount Marketi, 2007 sene-sinin Eylül ayında bölgeye ilk şubesini açmıştı. Ondan sonraki şubelerini Ba-chenbülach, Embrach, Otelfingen ve Dietlikon’da açtı. Aynı zamanda Alman-ya, İsviçre’de Rümlang ile birlikte altı Aldi şubesi daha açtı. Şu an İsviçre’de toplam 94 satış yeri olmasına rağmen tanınmış Almanya kökenli bu ucuz mar-ket, daha fazla şube açma planı yapı-yor. Unterland’da tüketicilere büyük bir ürün çeşitliliği sunan bu iki firma, farklı performanslar gösteriyorlar. Aldi’nin şu anki faaIiyetlerine bakıldığında, rakip firma Lidl’in ne zaman harekete geçe-ceğinin şaşkınlıkla beklenmesi çok nor-mal.

Kloten’da yeni bir satış alanı olasılığıKloten’da bir kaç haftadır Lidl’ın, inşa-atı bitmiş market alanı hazır bekliyor. Aldi’ye nazaran Lidl, bu alanı açmak için hiç acele etmiyor. Kloten İnşaat Polis Şefi Maja Vettiger, kanuni açıdan bu şubenin, faaliyete geçmemesi için herhangi bir sorunu olmadığını belirtti. Vettinger, ‘‘Lidl, reklâm afişleri ve yol gösteren işaret tabloları arayışı içinde olduğunu bildirmişti. Fakat böyle bir arayış içinde olmak, bir açılışı engelle-

mez.’’ dedi ve aynı zamanda Discount Firması’nın, inşaat yapımındaki rahat tavırlarının da dikkatini çektiğini belirtti.

Aldi Suisse inşaatında ise çalışmalar, son hızla devam etti. Basın sözcüleri Sven Bradke, inşaata başladıkları an-dan itibaren, şubelerin açılış tarihlerinin belli olduğunu söyledi. İnşaatın yapım aşamasının başlangıcından açılış ev-resine kadar geçen süre, altı ay diye bildirildi. Akışı bu şekilde süren inşaat temposu, standart hale getirildi ve bu durum şu an, rakiplerini bile ürkütüyor. Bradke, aynı zamanda Almanya köken-li Marketler Zinciri Lidl’in, İsviçre’de ol-dukça zorlandığına dair tespitleri oldu-ğunu söyledi. Bradke: ‘‘Lidl İsviçre’de, bizden önce arsa arayışı içine girdi ve bugüne kadar bir tane bile market aça-madı.’’ dedi.

Oberglatt Belediye yazarı Christian Fuhrer de, Lidl’ın yavaş gidişatını takip eden kişilerden. Son yaz döneminden beri Lidl, Oberglatt Belediyesi’nden in-şaat iznini aldı. Fakat sorumlu kişilerin,

bugüne kadar inşaatı başlatmak için kıllarını bile kımıldatmadıkları söyleniyor. Yani hali hazırda, bu konuyla ilgili belediyede herhangi bir çalışma yapılmıyor. Bu şekil-de davranmaları belki de Lidl’ın, Oberglatt’a başka bir market ile beraber Kaiserstuhl-/Lägerns-trasse üzerinde bir trafik lambası yapması için belediye tarafından görevlendirilmelerine bağlana-bilir. Fuhrer, istenen bu işlemin masrafının bir kaç milyon civarın-da olduğunu belirtti

250 çalışan, marketi bekliyorLidl Discount’un Web sitesinde, ‘‘Lidl İsviçre, 2003 yılının sonunda kuruldu.’’ diye yazıyor. Tahminlere göre bugün, yaklaşık 250 kişi Weinfelden’dan gele-rek Lidl’ da çalışmış olacaktı. Gerçek-ten İsviçre tüketicilerini, Lidl’ın ağırkan-lılığı mı, yoksa organizasyon açısından oluşan problemlerin mi beklettiği henüz tam olarak netleşmiş bir konu değil. Şu ana kadar henüz bir hareket hissedile-medi. Sadece, 1 Aralık’ta tüketicilere

broşür dağıtımı yapılması, yakın gele-cekte bir açılışın gerçekleşeceğinin ha-bercisi oldu.

İnşaat yapımı biten dükkânların ne za-man faaliyete geçeceğine ilişkin sorula-ra sadece, ‘‘2009’ un ilk yarısında’’ ce-vabı alındı. Çeşitli basın kaynaklarının haberleri açılış tarihini Mart 2009 ola-rak bildirmişti. Yine aynı kaynaklar, 10 ile 26 arası market şubesinin aynı anda açılacağını belirtiyorlar. 306

Aldi Gaza Basarken, Lidl Duraklamada

Deutsche ZusammnenfassungHeute eröffnet Aldi Suisse im Indus-triegebiet in Rümlang seine fünf-te Filiale im Zürcher Unterland. Im September 2007 kam der deutsche Discounter mit seiner ersten Filiale in die Region. Gleichzeitig mit Rümlang gehen sechs weitere Aldi-Filialen in der Deutschschweiz auf. Während man damit landesweit bereits auf 94 Verkaufsstellen kommt, bereitet der andere bekannte Billiganbieter aus Deutschland noch immer seinen

Schweizer Markteintritt vor.

In Kloten etwa steht schon seit ei-nigen Wochen eine fertige Verka-ufshalle von Lidl. Im Gegensatz zur Konkurrenz scheint man hier aber überhaupt keine Eile zu haben, eine neue Verkaufsstelle zu eröffnen. Bei Aldi Suisse drückt man im Vergleich dazu massiv aufs Tempo. «Bei Bau-beginn wissen wir auch immer, wann der Laden eröffnet wird», sagt Me-diensprecher Sven Bradke. Ob nur

Gemächlichkeit oder organisatoris-ch-logistische Probleme der wahre Grund für Lidls lange Vorbereitung auf die Schweizer Konsumenten sind, lässt sich nicht genau fests-tellen. Bewegung stellte man bisher aber kaum fest. «Im ersten Halbjahr 2009.» «Cash» berichtete Ende No-vember von «März 2009» als Eröf-fnungszeitpunkt. Je nach Quelle sollen zwischen 10 und 26 Läden gleichzeitig eröffnen.

Kablo ağı işletmecisi Cablecom, ça-lışma alanlarını daraltıyor ve böyle-likle 150 kişinin istifasını sağlıyor. Cablecom Şefi Rudolf Fischer de geri çekiliyor.

Kablo ağı işletmecisi Cablecom, mas-rafları azaltmak istiyor. IT ve Backoffice alanları birleştirilecek. Cabelcom’dan yapılan açıklamada, bazı kısımların kal-dırılacağı ve bununla birlikte 150 kişinin istifasının beklendiği söylendi.

İlk olarak durdurma, alternatif çalışma saati modelleri veya erken emeklilik du-rumları gibi önlemler gözden geçirildi. Cablecom Basın sözcüsü Hans- Peter Nehmer, istifa veya işten çıkarma du-rumlarının, Ocak ayının sonunda kesin-leşeceğini söyledi.

Müşteri hizmetleri söz konusu ol-mayacakCablecom, kendisini önümüzdeki se-neler için hazır hale getirmeyi planlıyor. Nehmer, rekabet piyasasının geçmi-şe nazaran oldukça yoğun geçeceğini ve bu yüzden küçülmeye gideceklerini

söyledi. Ayrıca bu pazardaki yerlerini korumak ve daha çok büyümek için, masrafların kısıtlanması gerektiği açık-laması yapıldı.

Tasarruf tedbirlerinden özellikle, IT ve Backoffice alanları nasibini alacak. Ancak, çok fazla eleştiri alan Müşte-ri Hizmetleri’nde herhangi bir eksilme veya küçülme planlanmıyor. Nehmer’in düşüncesine göre, bu çok yanlış bir adım olurdu.

Cablecom-Şefi Rudolf FischerRudolf Fischer’in yedi sene sonra Cab-lecom-zirvesinden geri çekildiği de belirtildi. Rudolf Fischer, görevini yeni kişiye devredinceye kadar işinin başın-da kalacak. Nehmer, ileride yaşanacak istifa veya işten çıkarılma durumlarının, Fischer’in görevden çekilmesiyle her-hangi bir bağlantısının olmadığını söy-ledi.

52 yaşındaki Fischer’in, Cablecom’un ana şirketi olan Liberty Global ile birlik-te güçlü bir döneme girdiği bir zaman-da ayrılması ilgi çekici. Nehmer ise,

Liberty Global ile çalışmalarda, Bay Fischer’in görevine devam etmesini ar-

zuladığını belirtti. 314

Cablecom: 150 Kişi İstifa Ediyor

Deutsche ZusammnenfassungAm Montag wurde mitgeteilt, dass der Kabelnetzbetreiber Cablecom Kos-ten sparen will. Die Bereiche IT und Backoffice sollen zusammengelegt werden. Es werden Stellen abgebaut und dabei bis zu 150 Kündigungen erwägt. Ein definitver Entscheid über allfällige Kündigungen werde Ende Januar gefällt, sagte Cablecom-Spre-

cher Hans-Peter Nehmer. Von den Sparmassnahmen betroffen sind vor allem Stabsstellen in den Bereichen IT und Backoffice. Keine Abstriche soll es beim vielkritisierten Kundendi-enst geben. Nach sieben Jahren an der Cablecom-Spitze tritt Rudolf Fis-cher zurück, wie es in der Mitteilung weiter heisst. Er bleibe im Amt, bis ein Nachfolger bestimmt ist.

Page 25: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

25İSVİÇRE’DEN HABERLER

Mektup monopolünün 100 gramdan 50 grama düşürülme tartışması, tep-kiye yol açtı Eyalet Meclisi’nin isteği üzerine Hükümet Meclisi 2009 sene-sinin ortalarında, mektup monopo-lünü 100 gramdan 50 grama düşü-rülmesini istemedi. 20’ ye karşın 15 oy ile bu Posta Kanunu’nun yenilen-mesi bekleniyor.

Telekomünikasyon Bakanlığı’ndan Pe-ter Bieri (Zug, CVP), yeni bir revizyon ile Hükümet Meclisi’nin, posta piyasası-nın açılışını iki adım ile yapmasını bek-lediğini bildirdi. Mektup monopolünün 2009 senesinin ortalarında 100 gram-dan 50 grama düşürülmesi, direniş ile karşı karşıya kaldı. Pazarın açılmasın-dan parlamentonun sorumlu olması gerekiyordu. Özellikle, 2004 senesinde yapılan “Herkese Posta Hizmeti” girişi-

mi, konunun ne kadar hassas olduğunu göstermişti.Destekleyici önlemler alınmadan asla olmazPostanenin düşüncesine göre, pazar açılışı tek taraflı olarak destekleyici ön-lemler alınmadan gerçekleştirilmemeli. Pazarın açılışı hakkındaki gereklilik ko-nusunda, Avrupa Birliği Pazarı dışında kimse şüphe etmiyor. Pazarın hızını ve gerekli önlemleri de parlamento ele al-malı. Yaşama planında da, posta mo-nopol azaltılmasını mevcut kurullar is-temedi.

İletişim Bakanı Moritz Leuenberger, değişimi istemedi. Çünkü ona göre bu gereklilik, tartışmasız bir konu.

İndirim, kanuni şartlar arasındaki en önemlisi olan temel ihtiyaç garantisi

yerine getirildi. Böylelikle Hü-kümet Meclisi, elinde az kalmış olan hareket ala-nını kullanmayı düşünüyo rdu . Fakat istedikleri olmadı. Tasarı Ulusal Meclis’e gidecek. 327

Zürich şehri, Oerlikon’da yapılacak olan yeni restore inşaat çalışma projesini sundu. 2017 senesine ka-dar 60 tane kooperatif daire, minerji standardında hazır olacak.

Linth – Escher İnşaat Şirketi Zürich’te, iki aşamada 23 milyon Frank değerinde 60 tane yeni daire yapmayı planlıyor. Üçüncü aşamada ise projeye, 50 daire daha ilave edilebilecek. Zürich şehri, bunun için bir proje yarışması düzenle-di. Yarışma sonunda, Basel Luca Selva Mimarları AG’ nin hazırladığı “Südkur-ve“ adlı projede karar kılındı.Irchepark yakınlarındaki inşaat alanı, 12 062 metrekare büyüklüğünde ve 2017 senesine kadar bu alana 60 tane minerji-daire kurulacak. Zürich Beledi-yesi, çoğu dairenin yerleşim alanının içinden parka doğru yöneltilmiş oldu-ğunu ve bu yüzden yüksek bir yaşam kalitesi sunduklarını açıkladı.İnşaat şirketi, geçmişte yapılan 2-3 oda-lı daireler ile sınırlı kalmak istemiyor. Bu yüzden daha geniş alanlar planlıyor. 307

01 Ocak’tan itiba-ren nöbet esnasın-da her askere biber spreyi verilecek.

Göz yakıcı sprey adı verilen bu alet-ler, 1 Ocak’tan itibaren devreye sokulacak ve as-kerler buna yönelik eğitimlerini alacaklar. Acemi Er Okul-larında, karabiber spreyi ile canlı de-neyler yasak. Egzersizler daha çok, hız ve hedefi bulmaya yönelik yapılacak. Gerçek karabiber sprey gösterilerinin, Acemi Er Okulları’nda değil, askeri eği-timlerde yapılması kararlaştırıldı.

Ekim ayında, bir Gönüllü Subay Okulu’nda yapılan karabiber sprey ça-lışması, Youtube internet sitesinde ya-yınlanan bir video ile sansasyon yarattı. 308

Mektup Monopolünün Düşürülmesine İtiraz

Oerlikon’da, 60 Tane Yeni Kooperatif Daire Ocak Ayından İtibaren Her Askere Biber Spreyi

Deutsche ZusammnenfassungNach dem Willen des Ständerats soll der Bundesrat das Briefmonopol der Post nicht Mitte 2009 von 100 auf 50 Gramm senken. Mit 20 zu 15 Stim-men befand die kleine Kammer, vor diesem Schritt sei die Totalrevision des Postgesetzes abzuwarten. Die

gesetzlichen Bedingungen für die Senkung - als wichtigste die Garantie der Grundversorgung - seien erfül-lt. So habe der Bundesrat einen der wenigen kleinen Freiräume, welche er noch hat, nutzen wollen. Das fand kein Gehör. Die Motion geht an den Nationalrat.

Deutsche ZusammnenfassungDas Bauareal in der Nähe des Irchelparks ist 12 062 Quadratmeter gross und wird bis 2017 mit insgesamt 60 Minergie-Woh-nungen überbaut. Die Baugenossensc-haft Linth-Escher baut in Zürich-Oerlikon in zwei Etappen für rund 23 Millionen Fran-ken 60 neue Wohnungen. In einer dritten Etappe könnten weitere 50 Wohnungen hinzukommen. Die Baugenossenschaft will so ihren Bestand an nicht mehr ze-itgemässen 2- bis 3-Zimmerwohnungen durch grössere Einheiten ersetzen. Das Siegerprojekt der Luca Selva Architekten AG aus Basel kann vom 9. bis am 18. De-zember im Ausstellungsraum des Amts für Hochbauten besichtigt werden.

Deutsche ZusammnenfassungAb dem 1. Januar erhält jeder Soldat für den Einsatz auf der Wache einen Pfefferspray. Das zeigt ein bisher unveröffentlichtes Reglement der Ar-mee. Die umstrittenen Live-Versuche mit Pfeffersprays während der Rek-rutenschule sind verboten. Trainiert werden vor allem die Geschwindig-keit und die Treffsicherheit. Demons-trationen mit richtigen Pfeffersprays sind nicht in der RS, sondern nur in der Ausbildung von Kaderanwärtern erlaubt.

Doris Leuthard’ın üç hafta önce gerçekleştirilen siyasi başlangıcı tetikleyen ziyaretinden sonra, Av-rupa Birliğine ilişkin sağlık, tarım, serbest ticaret ve işbirliği müzake-releri başladı.

Entegrasyon Bürosu’nun ve yetkili di-ğer makamların verdiği bilgiye göre, ilk müzakerelere her iki tarafın ve or-ganizasyonların karşılıklı bilgi alış ve-rişinde bulunmasıyla başlandı.

Müzakerenin merkezinde tarım ürünü pazarındaki liberalleşme söz konusu olacak. Uğraş verilen konuların ara-sında, gümrüklerin ve kotaların kaldı-rılması, ürün talimatlarına yönelik bir dengenin kurulması ve kabul görmesi yer alıyor. İsviçre, gen teknolojisi gibi

hassas konularda özel bir çözüm bulma çabası içinde.

Gıda ve üretim gü-venliği konusunda da, sağlık güvenliğini kuv-vetlendirecek ortak bir çalışma yapılacak. İsviçre’nin bu konuda, Avrupa Birliği’nin Ön Tanı Sistemi’ne katılı-mı söz konusu.

Müzakereler iki yıl ka-dar süreceğinden hızlı sonuçlar beklenmiyor. Bir sonraki müzakere tarihi önümüzdeki şu-bat ayı için planlandı.276

AB ile Somut Müzakereler BaşladıDeutsche ZusammnenfassungKonkrete Verhandelungen im Be-zug auf Agrarfreihandel und Ko-operation im Gesundheitsbereich mit der Europäischen Union haben begonnen.

Im Zentrum des gesammten Han-dels der Agrarproduktion wird auf dem Abbau der Zölle und Kontin-gente wie auch eine Ausgleichung bei den Produktionsvorschriften und Zulassungsbestimmungen gestrebt.

Die genauen und festen Resultate dieser Verhandlungen werden über zwei Jahre hinziehen.

Doris Leuthard

Page 26: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

26 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Unicef’in yaptığı bir araştırmanın ortaya çıkardığı sonuca göre, İsviç-reli aileler, diğer ülkelerdeki aileler ile karşılaştırıldığında, çocuklarına daha kötü bakıyorlar.

Unicef, Endüstri ülkelerindeki sosyal değişimin yeni bakım metotları gerek-tirdiğini söyledi. İsviçre, diğer ülkeler ile yapılan bir karşılaştırmada olum-suz not aldı.Unicef, 25 endüstri ülkesinde yaşayan küçük yaştaki çocukların bakım du-rumlarını inceleme altına aldı. On kri-ter baz alınarak yapılan araştırmada, inceleme altına alınan ülkelerdeki ai-lelerin çocuk bakımı için görüşleri, bu konunun herkes için kabul edilebilir bir durum olup olmadığı, talebin kalitesi ve bir çocuğun sosyal çevresinin önemi gibi konular mercek altına alındı. Uni-cef raporunda, anne ve babanın mes-leki faaliyetleri daha aktif hale geldiği için, bakıcılara olan rağbetin arttığını ve şehir merkezlerine yönelmelerin yoğunlaşmaya başladığını belirtti. Üç ve altı yaş arasındaki çocukların üçte biri ve üç yaşından küçük çocuklar-dan her üçüncüsü ebeveynleri dışın-daki kişiler tarafından bakılıyor. Bazı OECD-ülkelerinde bile, üç yaşından küçük çocukların yarısından fazlası bakıcılar tarafından bakılıyor. Unicef’e

göre, aile dışında bir çocuk bakımı, ev ortamında bir nevi sorumsuzluk unsu-ru oluşmasını ortadan kaldırabiliyor.

İsviçre’ye kötü not Rapor İsviçre’ye kötü not verdi. Top-lam 25 ülkeden 18’i iyi bir not alabildi. Genelde 10 kriterden üçü onay gördü, mesela Unicef’in verdiği bilgiye göre araştırmada yer alan kişilerin %80’i eğitim görmüş bakıcılar çıktı. Her ba-kıcıya en fazla 15 çocuk düşerken, bu çocukların %10 ‘u maddi durumu iyi olmayan çocuklar olarak saptandı.On kriterin tamamını sadece İsveç yerine getirebildi. İzlanda, Danimar-ka, Fransa, Norveç ve Finlandiya ise İsviçre’ye göre 3 kat daha fazla puan aldı. OECD- Ülkesi olmayan Slovenya İsviçre’ye göre iki kat fazla puan aldı.

Sadece Kanada, Avustralya ve İrlan-da on kritere göre İsviçre’den daha az puan aldı.UNICEF İsviçre Kolu Yöneticisi Els-beth Müler, açıklanan rapora şu yoru-mu yaptı:”Şu anki durumda tartışmak gereksiz. Çünkü şu an, özellikle sos-yal durumu zayıf olan ailelere, çocuk-larına bakım konusunda nasıl daha kaliteli ve geniş çaplı bir yardım su-nabileceğimizi düşünmemiz lazım.” dedi. Yardım kurumu, özellikle bakıcı konusunda devletin de destek olması gerektiğini belirterek, İsviçre’de böyle bir durumun söz konusu olmadığını ve bu raporda gayri safi milli hâsılanın sa-dece üçte birinin kullanıldığını belirtti. Sadece iki OECD-Ülkesi, İrlanda ve Kore İsviçre’den daha az para ödüyor. Sadece 16 hafta süren ücretli anne-

lik izninden sonra, çocuğun en çok anneye ihtiyaç duyduğu zamanlarda annesinin yanında olamaması soru-nu ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra, İsviçre’deki bakıcıların eğitimi yetersiz kaldı. Olumlu bir sonuç bırakan nokta ise okul sisteminin (harmos) iyi ve ana okul sürelerinin tatmin edici derecede olmasıydı. 309

Unicef: İsviçreliler Çocuklarına İyi Bakamıyorlar

Deutsche ZusammnenfassungAm Mittwoch teilte Unicef mit, dass der soziale Wandel in den Industrienationen neue Betreuungsmöglichkeiten erforde-re. Die Schweiz hingegen schneide im Vergleich mit anderen Ländern schlecht ab. Unicef nahm für die Studie die Situ-ation von Kleinkindern in 25 Industriena-tionen unter die Lupe. Dabei wurde an-hand von zehn Kriterien untersucht, wie die Staaten grundsätzlich zur ausserfa-miliären Betreuung stehen, ob diese für alle zugänglich ist, welche Qualität das Angebot hat und welche Rolle das sozia-

le Umfeld eines Kindes spielt. Durch die zunehmende Berufstätigkeit von beiden Eltern rücke die Betreuung durch Dritte in den reichsten Ländern immer mehr ins Zentrum, schreibt das Hilfswerk. Als ein-ziges Land erfüllte Schweden alle zehn Kriterien. Island, Dänemark, Frankreich, Norwegen und Finnland erreichten drei Mal mehr Punkte als die Schweiz. Auch Slowenien als nicht Nicht-OECD-Land erfüllte sechs und damit doppelt so viele Kriterien wie die Schweiz. Einzig Kana-da, Australien und Irland kamen auf we-niger als drei der zehn Punkte.

Das Hilfswerk weist darauf hin, dass die staatliche Unterstützung für aus-serfamiliäre Betreuung in der Schweiz bisher weniger als einen Drittel des im Bericht als Minimum festgelegten einen Prozents des Bruttoinlandprodukts (BIP) betragen habe. «In der jetzigen Situation ist es nicht mehr nötig zu diskutieren ob, sondern wie die Qualität mit einem brei-ten Angebot – auch für Kinder aus sozial schwächeren Familien - gewährleistet werden kann», wird Elsbeth Müller, Ges-chäftsleiterin von UNICEF Schweiz, in der Mitteilung zitiert.

Zürich’teki yeni kiracı-lar, bundan böyle ke-senin ağzını daha fazla açmak zorunda kalacak-lar. Çünkü yıl içerisinde kiralar %4,4 arttı.

Zürich eyaletindeki kira ar-tışları, şu an İsviçre orta-lamasının bir hayli üstüne çıktı. Emlak piyasasının homegate indeksinin bilgi-lerine göre ulusal nüfusun %4,3 arttığı söylenirken, Zürich’te bu oran % 4,4 olarak bildirildi. Sadece Kasım ayında bile, kirala-nan evlerin oranı %0,3 arttı.

Bern şehrinde ise kiraların, Kasım ayında az da olsa % 0,2 oranında azal-dığı bildirildi. Bu sonuç son bir senede Bern için ilk gerileme oldu. Basel’da ise Bern’e karşın ev kiraları %0,7 oranında arttı.

Basel ve Bern, Zürich’i takip ediyorBir yıl içerisinde, Basel ve Bern’de kira artış oranları hatırı sayılır zamlarla İs-viçre ortalamasında kalmayı başardı.

Cenevre Gölü civarında, kira ücretleri % 0,5 oranında geriledi. Geçen sene-nin kasım ayı ile bu senenin kasım ayı arasında bir karşılaştırma yapıldığında,

oranın %6 ile ortalamanın üstünde ol-duğu görülmekte. 310

Zürich’te Kiralar %4,4 Oranında Arttı

Deutsche ZusammnenfassungDer Anstieg der Mieten liegt im Kan-ton Zürich über dem Schweizer Dur-chschnitt bei 4,4%. In Bern hingegen verbilligen sich die Angebotsmieten im November leicht um 0,2 Prozent. Dies ist der erste Rückgang in Bern seit rund einem Jahr. Im Genfersee-gebiet haben sich die Angebotsmi-eten im November um 0,5 Prozent verbilligt. Innert Jahresfrist sind die Angebotsmieten in Basel und Bern mit 3,4 respektive 2,4 Prozent Stei-gerung unter dem schweizerischen Mittel geblieben.

Page 27: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Yeni Yılda Muhteşem İndirimler Sizleri Bekliyor

Gıd

a çe

şitle

rinde

% 7

, H

ediy

elik

eşy

alar

da %

19`

luk

Güm

rük

indi

rimi v

ardı

r.D

İKK

AT!

Sebze, Meyve ve Et ürünleri ● Her türlü kuru gıda ve Züccaciye ürünleri ● Hediyelik eşya ● Ev

Tekstil ürünleri ve Altın çeşitleri ● Günlük taze Döner ve Ekmek çeşitleri.

Daha çok çeşit, daha uygun �yatlar...Herşeyin kalitelisini isteyenler için!

EgetürkParmak Sucuk 1 Kg

8.79

EgetürkEgem Sucuk Dilimi

1.79 EgetürkDalyan Sığır Salamı

1.79 EgetürkÖzlem Hindi Salamı

1.79 EfepaşaZeybek Tavuk Salamı

0.99 EfepaşaEtap Sığır Salamı

0.99

EfepaşaBurcu Tavuk Sosisi

1.49EgetürkAvcı Sosis

2.29

Egetürk Tavuk Sefası 1.20 Egetürk Saray Sefası 1.20 Egetürk Bahar Pastırma2.99

EfepaşaParmak Sucuk 1 Kg

7.29 EfepaşaKangal Sucuk 1 Kg

7.29EgetürkKangal Sucuk 1 Kg

8.79

Hauptstr. 46 D-79787 Lauchringen Tel. 0049 774 14 681

Yeni yılın tüm müşterilerimize barış ve mutluluk getirmesi dileğiyle tüm dostların yeni yılı kutlu olsun.

€ € € €

€€

€ € € €

Page 28: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

28 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Almanya 2009 senesinde trafik ceza ücretlerini yükseltiyor. Almanya’nın cezaları İsviçre’nin cezaları ile kar-şılaştırıldığında neredeyse “ceza-cık“ sayılır. İskandinavya’ya göre de İsviçre’nin cezaları “çerez parası” gibi kalıyor.

Biz İsviçreliler kuzey komşularımız ta-rafından eleştiriyle izleniyoruz; çünkü bizler çoğu şeyi minicik hale getirebi-liyoruz. Fakat Almanya’nın Sachsen şehrinde asıl Almanlar’ın cezaları mi-nimize hale getirmesi gerekiyor. Gerçi, Almiıanya 2009 senesinde ceza üc-retlerini arttırmayı düşünüyor. Yinede İsviçre’nin cezalarını Almanya’dakiler

ile karşılaştırdığımızda cezalar “mini-cik“ kalıyor. ( Tabloya bakınız).

Almanya’da hız limitini aşmak, direk-siyon başına alkollü veya uyuşturucu almış halde geçmek ve buna benzer suçlara verilen ceza ücretleri 2009 se-nesinde iki katına çıkarılacak. Örneğin, şehir içinde kim 20 km hızdan fazla bir hız ile giderse 50 Euro yerine 2009 senesinde 80 Euro ödeyecek. 30 km hızdan fazla giderse eğer eskiden 100 Euro ceza öderken, 2009 senesinde aynı ceza 160 Euro olarak kesilecek. Şehir dışında ve otobanda kesinlen tra-fik cezaları eski rakam üzerinden üçte iki arttırılacak.

30 Kilometre çok hızlı – Nezaketsiz bir ihlal!İsviçre’nin cezalarına karşın bu rakam-lar ufacık kalıyor. İsviçre şehir içinde hız limitini 20 km’ den fazla aşmak 520 Frank ceza ücreti anlamına geliyor. Almanya’nın arttırılmış ücretleri ile bu duruma verdiği cezayı Frank’a çevirir-sek 125 Frank’a tekabül ediyor (tabloya bakınız). Şehir içinde 30 km hızı aşan kişilere verilen ceza ağır sayılarak, ce-zayı işleyen kişinin maaş geliri üzerin-den bir ceza kesiliyor. Net geliri 6000 Frank olan birisi 30 km hız limitini aşar-sa 2250 Frank ceza ödemek zorunda kalır. Aynı cezanın Almanya’daki karşı-lığı ise sadece 250 Euro.

Almanya’nın en yüksek cezası İsviçre’deki cezalara karşılaştırıldığın-da oldukça masum görünüyor. Alman-ya otobanlarında limit hızının üzerinden 60 km ile giden birisi yeni yasalara göre 440 Euro ödeyecek. İsviçre’de ise böyle bir durum ile karşı karşıya kalındığında sürücü, ortalama hızın biraz üstüne çık-tığında bile 450 Frank ödüyor ( Günlük 30 Frank ödeme şartıyla). Günlük 3000 Frank ceza ile 1.080.000 Frank ile en yüksek ceza kesiliyor.

Norveç daha da pahalıAlman Trafik canavarları kesinlikle ucuz kurtuluyorlar. İsviçre’de trafik müdürlü-ğünün kestiği uyarı cezalarına kesilen

vergi zaten sadece 200 Frank değerin-de.

İsviçre’den daha yüksek trafik cezası kesen ülkeler var, mesela İskandinav-ya. Norveç’te 20 km hız limiti belirlenen bir yerde sürücü hız limitini aşarsa eğer 1113 Frank ceza ile karşı karşıya kala-bilir. 355

Saatte 20 km hız çok fazla – Cezası 1113 FrankDeutsche ZusammnenfassungDeutschland erhöht ab 2009 die Strafen für Verkehrsdelikte. Tempo-Überschreitung, Alkohol oder Drogen am Steuer sowie andere Vergehen werden zwar ab 2009 in Deutsch-land mit teilweise doppelt so hohen Geldstrafen wie üblich belegt. Wer in Deutschland innerorts über 20 Kilo-meter pro Stunde schneller fährt als erlaubt, muss ab nächstem Jahr 80 Euro zahlen, statt wie bis anhin 50 Euro. In der Schweiz hingegen sch-lägt eine Geschwindigkeitsübertre-tung von 20 km/h Innerorts mit 520 Franken zu Buche, in Deutschland sind es umgerechnet trotz Erhöhung 125 Franken. Es geht aber durchaus auch noch teurer als in der Schweiz, zum Beispiel in Skandinavien. Wer in Norwegen 20 Kilometer pro Stunde über dem angegebenen Tempolimit fährt, den erwartet eine Rechnung in der Höhe von 1113 Franken.

Suç Almanya İsviçre NorveçŞehir içi (hepsi CHF)> 21 km/h dan fazla hız 124.- CHF 520.- CHF 1113.- CHF> 31 km/h dan fazla hız 250.- CHF 2250.- CHF* 1113.- CHFŞehir dışı (hepsi CHF)> 31 km/h dan fazla hız 188.- CHF 1500.- CHF* 1336.- CHF> 50 km/h dan fazla hız 375.- CHF 2250.- CHF* -> 60 km/h dan fazla hız 687.- CHF - -Alkol veya Uyuşturucu 781.- CHF < 0.5 Promil de:

en fazla: 5000.- CHF-

9Kırımızı ışık ihlali 141.- bis 562.- CHF 250.- CHF itibaren 891 CHF1112 * 6000 CHF net

maaş üzerinden

Kalifiye eleman sayısındaki eksik-lik kendisini belli etti İsviçre fir-maları, önümüzdeki sene çıraklara %11 oranında daha fazla iş imkânı sunacaklar.

4.Çıraklık Eğitim Konferansı’nda ko-nuşan Meclis Üyesi Doris Leuthard: “ Şu andaki çırak eğitim barometresi, insanın yüzünü güldürüyor“ dedi. Bir-çok genç insan mesleki okul eğitimini tamamladı ve çok azı çıraklık işi bek-leme sırasında.

Çırak eğitimi imkânlarını genişletmek amacıyla belgeli çıraklık eğitim yerleri için “Chase-Management” örgütü ve çıraklık yardımcıları katkıda bulundu. Ulusal Ekonomi Bakanı’nın verdiği bilgiye göre; ekonomik sıkıntıların ya-şandığı bu dönemde de bu önlemler kesinlikle devam ettirilecek.

Genç kalifiye eleman eksikliği

Nüfusa bakıldığında ise gelecek yıllar-da çıraklık eğitimi yerlerinde daha az genç insanın yer alacağı görünüyor. Bir çok mesleki branş için, yeni nesil-den kalifiye eleman bulmak zorlaşa-cak. Leuthard’ın verdiği bilgiye göre, bu olumsuz gelişmeyi ilerletmemek için bir önlem sistemi kurulacak.

En yeni çıraklık barometresine bakıl-dığında, 2008’ deki çırak eğitim işyeri sayısı 88.000’e çıkmış. 31 Ağustos’ta 5000 çırak kontenjanı henüz dolma-mıştı. Bunun yanı sıra, 7000 genç öğ-renci çırak eğitimi yeri bulamamıştı. Geçen sene ise bu rakam 3000 daha fazlaydı, yani 10.000 idi.

İsviçre Sendika Başkanı ( SGB) Paul Rechsteiner, çıraklık pazarını olum-luya götüren adımlar var dedi. Fakat resesyon içinde, 2008’de çıraklık yeri bulamayan 7000 genç için bir çözüm bulunması gerektiğini bildirdi ve bu-nun sıkıntı yaratabilecek bir konu ol-duğunu söyledi.

Ulusal Çıraklık-Konferansı’na Bühler Teknoloji Şirketler Gurubu, hükümet-ten, eyaletlerden, mesleki eğitim ala-nından, işveren ve işçi kesiminden bir çok uzman katıldı. Konferansın konu-su kalifiye eleman eksikliği oldu.

Madalya kazananlar onurlandırıldı

Meclis üyesi ve Ekonomi Bakanı Doris Leuthard, konferansın sonunda Mes-leki Eğitim Günü’nde, İsviçre ve ulus-lararası mesleki eğitim yarışmalarında madalyalar kazanan başarılı öğrenci-leri onurlandırdı..292

İsviçre’de Çıraklık Eğitim Yerlerinin Sayısı Arttı

Deutsche ZusammnenfassungDie Schweizer Unternehmen bieten im laufenden Jahr 11 Prozent mehr Ausbildungsplätze für Lehrlinge an. Die positive Entwicklung auf dem Lehrstellenmarkt könnte aber in den nächsten Jahren in einen Fachkräf-temangel umschlagen. Zum Ausbau des Lehrstellen-Angebots hätten die Schaffung von Attest-Lehrstel-len, das «Case-Management» und der Einsatz von Lehrstellen-Förde-rern beigetragen. Der Präsident des Schweizerischen Gewerkschafts-bundes (SGB), Paul Rechsteiner,

sprach von einem «klaren Forts-chritt» auf dem Lehrstellenmarkt. Diejenigen 7000 Jugendlichen, die 2008 keine Lösung gefunden ha-ben, gäben aber Anlass zur Sorge, angesichts der sich abzeichnenden Rezession. Thema der Konferenz war der Fachkräftemangel. An der Nationalen Lehrstellen-Konferenz am Hauptsitz des Technologiekon-zerns Bühler nahmen Experten von Bund, Kantonen, der Berufsbildung, von Arbeitgebern und Arbeitneh-mern teil.

Page 29: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

29İSVİÇRE’DEN HABERLER

Yeni yılın tüm insanlığa ve bütün dünyaya barış, mutluluk getirmesi dileğiyle tüm dostların yeni yılı kutlu olsun.

İsviçre Gizli İstihbarat Servisi, hac-kerlerin yaptıklarının aynısını yap-mak istiyor: Bir bilgisayara trojan virüsü yükleyip bilgisayarda casus-luk yapmak istiyorlar. Fakat Ulusal Meclis, yeni güvenlik denetim im-kânlarına zorluk çıkarabilecek gibi gözüküyor.

Devlet, yatak odalarına bakıyor, büroda konuşulanları dinliyor, başkalarının bil-gisayarlarında özel mailleri okuyor ve ispiyoncuları sahte kimlikler ile şüphe-lilerin üzerine salabiliyor. Casus filmle-rinde uzun zamandır yapılanları Meclis, İsviçre’deki Gizli İstihbarat Servisi’ne de yaptırmak istiyor. Bu eyleme geçmek istemelerinin nedeni 11 Eylül saldırıla-rı oldu. Bu yüzden İstihbarat Hizmeti, seksenli yıllarda gerçekleşen Fichen Skandalı’ndan sonra yeniden önleyici şekilde gözlemelerine başlayabilir. Ülke içindeki güvenliğe yönelik önlemler an-lamına gelen kısa ifadesi BWIS II baş-lıklı kanun hakkında bilgi verdi.

Özel hayata yoğun müdahaleYeni yasa önerisine karşıt meclis üyelerinin ve partilerin açık yanıtını Yeşiller’den Daniel Vischer ( ZH) ifade etti: ‘‘Bu kanun büyük bir dinleme ola-yına yol açar.’’ Daha sonra bu kanuna karşı olduğunu ve tasarının buna ihti-yacı olmadığını söyleyen Vischer, böyle bir müdahalenin, özel hayata çok faz-la girilmesi anlamına geldiğini belirtti. Meclisin verdiği bilgiye göre, bilgi edin-mek için kullanılan özel araçlar bir suç davasında devreye girmeyecek. Ancak, iç ve dış güvenliği tehdide sokabilecek durumlar sezildiğinde devreye girecek. Bilgiler, aynı zamanda yurtdışındaki gizli istihbaratlara da iletilebilecek.

Görüntü ve ses denetim unsurlarına sa-dece terörizm, ispiyonlama ve kimyasal veya biyolojik silahlanmalara karşı teh-dit edici durumlarda izin verilecek.Ülke içi Güvenlik İstihbarat Müdür Yardımcı-sı Jürg Bühler : “Sol ekstrem veya sağ ekstrem grupların eylem taktiklerinde kontrol yapmak mümkün değil.’’ dedi. Çünkü bu tarz eylemlerin amacının terörizm değil, şiddet içerikli eylemler

olduğunu da sözlerine ilave eden Büh-ler; ‘‘20 Minuten Online’’ın ekim ayında yayınladığı Kürt PKK gruplarının Türk yerleşimlerini yaktığı haberinin ise çok daha ayrı bir konu olduğunu belirtti : “Yaşanan bu olayda bir kontrol müm-kün olabilirdi. Çünkü burada ceza takibi çok daha uzun sürüyor.’’ dedi. Bunun yanı sıra, Ulusal Ceza Mahkemesi ve yetkili meclisin önlemleri onaylaması gerekiyor.

Almanya’da, Online Arama yüzün-den dava açıldıBWIS II’de öngörülen bilgisayarlarda online arama izni, yıllardır Almanya’da birçok tartışmaya yol açtı. Federal Al-manya Anayasa Mahkemesi, geçen şubat ayında bu tarz aramaların sade-ce çok gizli işlemler altında yapılması gerektiğine dair hüküm vermek zo-runda kaldı. Haber, 20 Minuten Online Gazetesi’nde de yayınlandı. Gizli şekil-de elde edilen bilgiler konusundaki ka-nun değişikliği, İsviçre halkında henüz tepkilere yol açmadı. Ulusal Meclis’te ise yine de direniş biçimlendi: Solcular ve SVP, beraberce kontrol imkanlarına karşı bir barikat kurarak, bu kanun ta-sarısının Hükümet Meclisi’ne geri gön-derilmesi şansına sahipler.

Komisyonun işleriyle ilgilenen SVP’nin St. Gallen’lı Ulusal Meclis üyesi Lukas Reimann, teröre karşı açılan savaşa karşı olmadığını söyleyerek: “Burada asıl merak edilen, kişisel özgürlüğe veya güvenliğe ne derece girildi. Ko-misyona davet edilen hiç bir uzman, güvenlik unsurunun kanundaki ağırlık noktasını söyleyemedi.’’ dedi. Dolayı-sıyla, Reimann da BWIS II’nin ne tür bir güvenli getireceğinden şüpheli olduğu-nu söyledi.

Önlemler, mağdurlara bir borç ola-rak görülüyorFDP, ise konuyla ilgili başka bir sonu-ca vardı: Ulusal Meclis Üyesi Kurt Fluri, retorik bir şekilde: ‘‘Neden İsviçre de bir terör saldırısına maruz kalmasın ?’’ diye sordu. Eğer İsviçre’de Avrupa’nın kul-landığı güvenlik önlemleri kullanılmaz-sa, İsviçre’nin de teröristleri çekeceğini

düşünüyor. ‘‘Bu kontrol önlemlerini kul-lanmalıyız. Çünkü, terör mağdurlarına bunun için borçluyuz.’’ dedi. Fluri, bu kanun değişikliğinin temel kanunlara yansıyacağının farkında olduğunu söy-ledi. Fakat, İsviçre’nin mahkemelerine de güvendiğini belirterek: “ Federal Mahkeme’ye sürekli şikâyetler gele-cek.’’ diye ekledi. Bunun için de bir uy-gulama yapılacaktır.

Yeşiller, SP ve SVP ittifakının Ulusal Meclis’teki çoğunluğu sebebiyle, kanun tasarısını meclise geri göndermek için oldukça şanslılar. Bazı noktaların so-mutlaştırılması ve düzeltilmesi gereki-yor. Bunun, yeni güvenlik önlemleri ya-sasının kesinleşmesinin sadece bir kaç ay daha ertelenmesine neden olacağını belirten FDP’li Fluri, durumu o kadar da kötü görmüyor. 341

Devletten PC’lere Trojan Virüsü !!

Deutsche ZusammnenfassungDer Bundesrat will dem Inlandgehe-imdienst in der Schweiz ermöglichen was in Spionage-Filme schon lange gezeigt wird.Grund für das Umden-ken sind die Terroranschläge vom 11. September 2001. Die Gegner haben klare Worte für die Idee des Bundes-rats: «Das Gesetz bringt den grossen Lauschangriff», sagt der Grüne Nati-onalrat Daniel Vischer (ZH). Er lehnt es deshalb ab. «Die Vorlage braucht es gar nicht», sagt er. Der Eingriff in die Privatsphäre sei zu stark. Beson-deren Mittel wie die Bild- und Tonü-berwachung in Privaträumen sollen

nur bei Gefahr durch Terrorismus, Spionage oder Proliferation erlaubt sein. In Deutschland sorgt die Onli-ne-Durchsuchung von Computern, wie sie im BWIS II vorgesehen ist, seit Jahren für heftige Diskussionen. FDP Solothurner Nationalrat Kurt Flu-ri glaubt, dass die Schweiz Terroristen anzieht, wenn sie nicht mit den gleic-hen Überwachungsmitteln kämpft wie das europäische Ausland. Die Allianz von Grünen, SP und SVP hat mit ihrer Mehrheit im Nationalrat gute Chan-cen, den Gesetzesentwurf an den Bundesrat zurückzuweisen.

Page 30: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

30 İSVİÇRE’DEN HABERLER

Meclis, evli kişilerin isim haklarını tekrar düzenlemek istiyor Evlenecek olan kişi-ler evlenirken hem soyadını hemen de vatandaşlığını değiştirmek zorunda kal-mayacak. Meclis, parlamentodan buna yönelik bir tasarı beklediğini belirtti. Bu tasarı sadece evli olanlara veya evle-necek olanlara değil de aynı zamanda beraber yaşayan çiftlere de ortak bir soyadı taşıma hakkına sahip olabilme-leri için talepte bulunuyor.

Federal Adalet ve Güvenlik Departmanı’nın ( EJPD) yaptığı açıkla-mada, halen yürürlükte olan kanunun kadın ve erkek eşitliğinde, soy isim ve vatandaşlık haklarını yeteri kadar kap-samadığı bildirildi. Ulusal Meclis’in Ada-let Komisyonu, bu yüzden parlamenter bir girişim ile meclis üyesi Susanne Leutenegger (SP), evli kişilere eşitlik tanıyacak, isim ve vatandaşlıklarını ko-ruyacak bir kanun tasarısı hazırladı.

Bu kanun, homoseksüeller için de geçerli olacak

Meclis bu esası onaylıyor. Aynı zaman-da evlenecek olan kişiler, hazırlanan tasarıya göre beraberliklerini daha be-lirgin hale getirmek için soyadları ara-sında bir seçim yapma hakkına sahip olabilecekler. Bu noktada meclis bir adım daha öne giderek, parlamentoya aynı haklardan homoseksüellerin de yararlanabilmesi için talepte bulundu.

Meclisin bir sonraki talebi, çocuklara yönelik bir kanunun oluşturulması oldu. Kanun tasarısına göre, iki farklı soya-dı olan evli çiftler çocuklarına annenin veya babanın soyadını seçiyorlar. Eğer

ikisi de ortak bir noktada anlaşamazlar ise çocuğa annenin kızlık soyadı ve-riliyor.

SVP karşı çıkıyorMeclis’in düşüncesine göre bu düzenleme aynı zamanda evli tarafların eşitliklerini de zedeliyor. Bu yüzden bu konuyla ilgili bir tartışma konusu ortaya çıktığında, mahkeme ka-rar verme durumunda ka-lacak. SVP, bu tasarıyı parlamentoda

tartışacağını söyledi. 315

Yeni deneme süreli ehliyetlerin ka-nuni geçerliliği, 01.12.2005 tarihin-den itibaren ehliyet başvurusunda bulunanları da kapsayacak şekilde yürürlüğe girecek kanun ile sağlan-mış olacak.

A (Motosiklet) ve B (Özel Araç) kate-gorisinde, ehliyetini ilk kez alanlar için, üç yıllık bir deneme süresi ön görüldü. Süresiz araç ehliyetini, sadece devletin ön gördüğü geliştirme kurslarına katı-lanlar alacak. Eğer ki trafik kurallarına aykırı bir durum yüzünden ehliyete el konulursa, deneme süresi bir yıl daha uzatılacak. İkinci kez böyle bir durum ile karşı karşıya kalınırsa, deneme sü-resindeki ehliyet iptal edilecek.

01.12.1987’ de veya daha sonra doğan A ve B kategorisindeki ehliyet adayla-rı, ehliyetlerini sadece deneme süre-si şartıyla alabilecekler. Aynı kanun, 30.11.2005 tarihinden sonra ehliyet başvurularını yapan kişiler için de ge-çerli olacak. Bu süreden önce verilen

kanuni şartlara tam olarak cevap veren ehliyetler için, aynı geçerlilik devam edecek ve herhangi bir süre sınırlama-sına tabi tutulmayacaklar.Deneme süresi içerisine, iki günlük zo-runlu geliştirme kursunu bitirme şartı koşuldu. Kanunu kesinleştiren yetkililer, ehliyetin alındığı ilk altı ayda, geliştirme kursunun birinci bölümüne katılmayı tavsiye ettiler. Geliştirme kursunun ta-mamı biterse eğer, deneme süresi biter bitmez ehliyet sahibine teslim edilecek-tir.

Birçok kez dile getirilen Yeşil L ‘nin,

ehliyet deneme süresiyle hiçbir alakası yok. De-neme süresi içeri-sinde olan kişilerin araçlarına, özel bir işaretlendirme gerekmiyor.

Kurs önerileri ve daha detaylı bilgi almak için www.verkehrssicherhe-itsrat.ch tıklayınız. 295

Evlilikte Soyadı Yasaları Yeniden Düzenlenecek

Deneme Süreli Ehliyetler

Deutsche ZusammnenfassungAm Freitag teilte das Eidgenössis-che Justiz- und Polizeidepartement (EJPD) mit, dass die geltende gesetz-liche Regelung nicht vollumfänglich die Gleichstellung von Mann und Frau im Namens- und Bürgerrecht gewähr-leistet. Der Bundesrat begrüsst einen entsprechenden Entwurf aus dem Parlament. Er beantragt aber, dass

nicht nur Verheiratete, sondern auch Paare in eingetragener Partnerschaft ausnahmsweise einen gemeinsamen Namen wählen können. Gleichzeitig sollen aber gemäss der Vorlage Ehe-partner ausnahmsweise auch einen der beiden Namen als gemeinsamen Familiennamen bestimmen können, um damit ihre Zusammengehörigkeit zum Ausdruck zu bringen. Hier will

der Bundesrat noch etwas weiter ge-hen und beantragt dem Parlament, dass auch homosexuellen Paaren in eingetragener Partnerschaft diese Möglichkeit eingeräumt wird.

SVP kündigt hierzu Opposition an und wird die Vorlage im Parlament bekämpfen.

Deutsche ZusammnenfassungDer erstmals erworbene Führera-usweis der Kategorien A (Motorräder) und B (Personenwagen) wird neu auf eine drei jährige Probezeit erte-ilt. Den unbefristeten Führerausweis erhält nur, wer an allen vom Bundes-rat vorgeschriebenen Weiterbildun-gen teilgenommen hat. Wird wegen

einer Widerhandlung gegen die Ver-kehrsvorschriften der Führerausweis entzogen, so wird die Probezeit um ein Jahr verlängert. Mit der zweiten Verkehrswiderhandlung, welche zum Ausweisentzug führt, verfällt der Füh-rerausweis auf Probe. BewerberInnen um einen Führerausweis der Kat. A und B, die am 01.12.1987 oder spä-

ter geboren sind, werden somit nach bestandener Führerprüfung den Füh-rerausweis der erwähnten Kategorien nur auf Probe erhalten. Während der Probezeit muss die zweitägige obli-gatorische Weiterbildung absolviert werden.

Dikkat

Page 31: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

New Point ● Altstetterstrasse 147 ● 8048 Zürich ● www.new-points.ch ● Açılış saatleri: 07:00 - 01:00

Sizin için özenle hazırladığımız Türk, Asya ve İtalyan mutfağından

seçkin lezzetlerle hizmetinizdeyiz.

Seçkin yemeklerden oluşan mutfağımız ve tecrübeli ekibimizle tüm vatandaşlarımızı Restaurantımız'da

ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağiz.

Tüm müşterilerimizin yeni yılını kutlar, sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler dileriz.

Page 32: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

32

Esnek emeklilik güncelliğini koru-yov...

Sendikalar tarafından lanse edilen, emeklilik yaşının isteğe bağlı olarak 62 yaşına indirilmesini öngören yasa teklifi, 30 Kasım 2008’de yapılan halk oylamasında %42 karşıt oyla ret edil-di. Gerek hükümetin, gerekse işveren kurumların, “Emeklilik Sigortası, bu öneri kabul edilirse iflas eder.” şek-lindeki yalan yanlış propagandasına rağmen, önerinin bu kadar yüksek dü-zeyde oy alması ise, konunun özellikle çalışanlar açısından ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak kabul edildi.

Ayrıca, İsviçre basının daha oylama yapılmadan, oylamanın ret edileceği biçiminde yoğun bir propaganda yap-ması da, bu önerinin ret edilmesinin bir başka nedeni olarak düşünülüyor. Sendikalar, bankaların batmaması için onlara milyarları bulan yardım paketle-ri sunan hükümetin, özellikle hükümet başkanı Couchepin’nin, devletin ka-sasına sadece 1.5 milyar yük olacak bu öneriye açıkça saldırmasını da bir skandal olarak yorumladılar.

İsviçre’de yaşayan 60 yaşından büyük insanların büyük bir çoğunluğunun, hastalık ve benzeri nedenlerle çalışa-mıyor olmasına karşın, hükümetin bu konuda emeklilik yasasında yapılacak değişiklik kapsamında tedbir alınaca-ğını söylemesi de, yine bu önerinin ret edilmesinde önemli bir rol oynadı. Bilindiği gibi, hükümet tarafından ha-zırlanan bu değişiklik, iki yıl önce yine halkoylaması ile ret edilmişti. Şimdi hükümetin, esnek emeklilik konusun-da halkın %42’ lere kadar çıkan ona-yını dikkate alarak, çalışanların hakla-rını kısıtlamayacak şekilde değişiklik önerileri hazırlaması gerekiyor.

Oylamanın sonucu, bir kez daha, İs-viçre halkının emeklilik sigortası ko-nusunda ne kadar duyarlı olduğunu ve emeklilik sigortasında çalışanların lehine değişiklik yapılmasının zorunlu olduğunu gösteriyor. Bu arada, hükü-met tarafından emeklilik yaşının yük-seltilmesi konusunda yapılan hazırlık-ların da sendikalar tarafından kabul edilmeyeceği, oylama sonrası dile ge-tirilen önemli konulardan biri oldu. 296

Geçen yılsonunda, Benniger Textil AG işyerinde çalışan 20 işçiye çıkış veril-mişti. İşten çıkarmalar bu yıl da devam etti; geriye kalan 160 işçiden 50’sine daha çıkış verildi. İşyeri yönetimi ta-rafından yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki yıl 70 işçinin daha işten çıkarılması gündemde.

İşyeri yönetiminin bu kararını tepki ile karşılayan işçiler ve Unia Sendikası, işyeri yönetiminden, işyeri hakkında neler düşündüklerini açıklamaları ta-lebinde bulundular. İşyerinin geleceği konusunda kuşkularında haksız olma-dıklarını belirtilen işçiler, işyeri yöneti-minden bu konuda açıklama yapması-nı talep ettiler. 302

İsviçre’de yaşayan kâğıtsız göçmen-lerin çocukları için kurulan Yasadışı Sayılan Çocukların Hakları Derneği (Verein Für die Rechte illegalisierter Kinder), çalışmalarına Birleşmiş Mil-letler Çocuk Hakları Günü olan 20 Kasım’da, resmen başladı. Terre des Hommes Schweiz; HEKS gibi yardım kurumları ve Unia, Vpod gibi sendi-kaların girişimi ile kurulan bu dernek, İsviçre’de yaşayan‚ kağıtsız göçmen-lerin çocuklarının hakları için mücade-le vermeyi amaçlıyor.

Bern şehrinde, bir okul binasında ya-pılan basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulan derneğin kuruluş toplan-tısına katılan ‘kağıtsız göçmenlerin çocukları’, içinde bulundukları durumu

doğrudan basına yansıttılar. Ekvatorlu bir anne ve babanın çocukları olan Li-liana ve Andrea Estrada, “Başlangıçta nasıl bir durumda olduğumuzu bilmi-yorduk. Anne ve babamızın, sürekli bir korku içinde olmalarını ve sürekli olarak dikkat çekmemek için harca-dıkları zahmeti anlamakta güçlük çe-kiyorduk.” diyerek, durumlarını ortaya koydular. Bir arama sırasında, oturma izinlerinin olmadığının ortaya çıkması ile uzun bir hukuki mücadelenin içine giren aile, en sonunda oturma hakkını elde ettiler. Bugün, ‘kağıtsız göçmen-lerin çocukları’ için mücadele veren birer genç olarak dernek çalışmaları-na aktif olarak katılma kararı aldıkları-nı sözlerine ilave ettiler. 299

Anne ve babalarının oturma izni ol-madığı için kendileri de ‘yasadışı’ sayılan çocukların durumu, diğer ülkelerde olduğu gibi gerçek bir dram.Sürekli sınır dışı edilme korkusu, sos-yal yalnızlık, fakirlik, geleceğin ne olacağının bilinmemesi, bu çocukla-rın yaşamını dayanılmaz hale getiri-yor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Anlaşması’nı imzalamış olmasına karşın, İsviçre, bu hakların, ‘kağıtsız göçmenlerin’ çocukları için hayata ge-çirilmesi konusunda henüz somut bir adım atmış değil. Örneğin, eğitim hak-kı konusunda, meslek eğitimi imkân-ları yaratılması gibi hemen atılması gereken adımlar, henüz gerçekleşmiş değil. Zorunlu eğitimin tamamlanma-sından sonra bu gençlere, kaçak ça-

lışmaktan veya işsiz gezmekten baş-ka bir seçenek kalmıyor.

Bu duruma karşı bir kampanya baş-latan Unia Sendikası’nın varılmasını amaçladığı hedefler sırasıyla şöyle:

1. Çocuk yuvasından meslek eğitimi-ne kadar her düzeyde eğitim hak-kının, oturma iznine bağlı olmadan bir hak olarak kabul edilmesi.

2. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Anlaşması’nın gereği olarak, on sekiz yaşından küçüklerin gözaltı-na alınmasına izin verilmemesi.

3. Bu durumda olan çocuklara, ailesi ile birlikte oturma izni almasını sağ-layacak düzenlemelerin yapılması.

300

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, Noel ve Yılbaşı dolayısıyla daha fazla satış yapmak için, satış yerlerinin daha uzun süre açık tutulması için işyerlerinin yaptıkları planlar, çalı-şanların ve sendikaların tepkileri ile karşılandı.

Son olarak Zürih ve Tessin kanton-larında, büyük alışveriş yerlerinin, iş-yerlerini geceleri daha geç kapatmak istemeleri üzerine çeşitli protestolar yapıldı. Bu konudaki öneriler konu-sunda bir karar almak için toplanan Kanton Yönetimi’ni protesto için top-lanan 200 işçi, Kanton Yönetimi’nden,

çalışanların haklarını da düşünmeleri-ni talep ettiler. Çalışanların bu talep-leri, özellikle küçük işyerleri ve halkın çoğunluğu tarafından da desteklendi. Tessin Kantonu’nda 110 küçük iş-yerinin, Kanton Yönetimi’ne birlikte sundukları bir dilekçe ile, Kanton Yö-netimini konuyla ilgili işyerlerine uyarı-larda bulundu.

Öte yandan, Zürih ve Bern Kanton Meclisleri’ne, sendikaların talepleri doğrultusunda önergeler veren çeşitli parlamenterler, “Halkın zaten parası yok ki, daha fazla alışveriş yapsın.” di-yerek tepkilerini de dile getirdiler. 303

Unia Sendikası tarafından yürütülen ‚ ’Çıraklar Altın Değerinde’ kampanyası çerçevesinde, çıraklara 13. aylık talebi için bir imza kampanyası başlatılma-sı kararlaştırıldı. Geçtiğimiz yıl, Unia Sendikası Gençlik Komisyonu tarafın-dan yapılan bir araştırmanın sonucun-da, çıraklık eğitimi yapan genç işçilerin üçte birinin 13. aylıklarını alamadıkları ortaya çıkmıştı.Söz konusu araştırma aynı zamanda, çıraklık eğitimi yapan gençlerin %55’ inin, aldıkları ücretin, emeklerinin kar-

şılığı olmadığı görüşünde olduklarını ortaya çıkarmıştı. Benzer şekilde, 13. aylık alan çırakların, genel olarak üc-retlerinden pek şikayetçi olmadıkları da dikkati çekmişti.Çıraklar Altın Değerinde’ kampanya-sı, bu konuyu da gündeme getirerek. çıraklık eğitimi yapan tüm genç işçile-re, 13. aylık hakkı tanınması için imza toplanmaya başlandı. Kuşkusuz bir 13. aylık, bu genç çalışanların bütçesi için önemli bir katkı olacak.

İmza kampanyasıUnia Sendikası Gençlik Grubu tarafın-dan toplanmaya başlanan bu imzala-rın, 2009 ilkbaharında işveren kuru-luşlarına ve yetkili resmi makamlara verilmesi planlanmakta. 31 Mart 2009 tarihine kadar yürütülecek bu kam-panyaya katılmak için, sendika bü-rolarından gerekli imza formları elde edilebilir veya bu formlar, Internet üze-rinden www.unia.ch/jugend adresinde doğrudan imzalanabilir.İmza kampanyasına daha başlangıç-

ta, özellikle meslek okullarına göste-rilen ilgi, bu talebin ne kadar güncel olduğunu göstermekte. Bunun yanı sıra, meslek okullarına devam eden gençlerin, gerek eğitim gerekse de ça-lışma koşulları konusundaki şikâyet-lerini dinleyen Unia Sendikası bu ko-nularda, önümüzdeki dönem de yeni çalışmalar başlatmak niyetinde; mes-leki eğitiminin her işkolu için önemli bir konu olduğu bilinci ile Unia Sendikası, bu alanda daha aktif bir rol üstlenmek istiyor. 298

Halkoylamasında Kabul Edilmedi Ama... Benninger Textil’de İşçi Kıyımı

Neden Yasadışı Sayılıyorum? Çocukların Oturum Hakkı

Noel’de Fazla Çalışmaya Tepki

Çıraklara 13. Aylık

Haber Sayfası Hazırlyan: Mehmet Akyol

Page 33: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

33SPOR

46 yaşındaki Evander Holyfield ya-şından beklenmedik bir şekilde 12 round boyunca üstün performans gösterdi. Kendisinin hala 1 numara olduğunu kanıtlamasına rağmen, hakem kararlarıyla müsabakayı kaybederek salondan üzgün bir şe-kilde ayrıldı.

Hazırlayan: Taner Karapekmez

İsviçre, 20 Aralık 2008 tarihinde ilk defa böylesine büyük bir boks orga-nizasyonuna ev sahipliği yaptı. 12 000 kapasiteli “Zürich Hallestadium“da bü-tün biletler günler öncesinden tükendi. Biz de Pusula Gazetesi olarak bu mü-sabakayı sizin için yakından izledik.

Evander Holyfield maç boyunca üstün bir performans gösterdi. Maçın sonu-cunda yenilenin kendisi olduğuna ina-namıyordu. Seyirciler de 12. Round’un sonunda alınan kararı yoğun bir şe-kilde protesto ettiler. 1.Masa Hakemi (114:114), 2. ve 3. Masa Hakemleri de (115:114, 116:112) puanları vererek maçı Valuev’in kazandığını ilan ettiler.

Maçtan sonra Holyfield: “Maçı sayıyla kazandığımdan çok emindim.“ dedi. Rakibi Valuev şaşkınlığını gizleyeme-di: “Holyfield‘in bu karşılaşmaya bu kadar iyi hazırlanacağını hiç düşün-memiştim. Form durumu benden çok daha iyiydi ve sürekli ringde dans etti. Bu da konsantrasyonumu çok bozdu.” dedi. Valujev‘in Manageri Wilfried Sa-uerland ise: “İlk defa bir karşılaşmada, oturduğum yerde bir tedirginlik yaşa-dım. Holyfield maçın ilk yarısında üs-

tündü, Valuyev ise geri kalan yarısın-da üstündü, bana göre maç berabere bitebilirdi.“ açıklamasında bulundu.

Holyfieldin dönüşüZürich Hallestadium‘daki seyircile-rin büyük bir çoğunluğu 46 yaşındaki Holyfield’i baştan sona kadar destek-lediler. Özellikle ilk 6. Round’a kadar Holyfield maçı çok iyi götürdü. Hem sürekli hareket halinde kalarak hem de fırsatını bulduğunda rakibine vurup tekrar geri kaçarak rakibiyle mesafe-sini korumayı başardı. WBA Şampi-yonu Valujev ise bu taktik karşısında nasıl bir oyun planı uygulayacağını bilemediğinden, Holyfield karşısında çok ağır kaldı ve müdahalelerinde geç kaldı. Valuyev’in antrenörü oyunu daha iyi analiz ettiğinden Valujev’in 6. Round’dan itibaren rakibinden daha fazla sayı almasını başardı. Holyfield ise ilk yarıda yaptığı isabetli vuruşları-nı sonuna kadar sürdüremedi ve bu da yenilgiyi getirdi.

Maçın sonunda her iki boksör de ha-kem kararını beklemeye başladılar. Ha-kem sonucu açıkladığında Holyfield’in köşesinde hayal kırıklığının yaşandığı gözlendi. Maçın sonucuna seyirciler-den de büyük bir protestosu oldu. Her şeye rağmen maçtan sonra Valujev, Holyfield’in önünde eğilerek ona karşı olan saygısını gösterdi.

Basın ToplantısıHer iki boksör de basın toplantısın-da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantıda Holyfield’in antrenörün-den ilginç bir teklif geldi. Holyfield’in

antrenörü: “Bu karşılaşmayı Holyfi-eld kaybetmedi bunu herkes böyle bilsin, basının önünde yine Zürich Hallensstadium’da oynanacak bir maç teklifinde daha bulunuyorum.“ dedi. Valujev’in manajeri ise bu teklifi: “Şu anda böyle bir teklife cevap vermemiz mümkün değil; çünkü önümüzde baş-ka müsabakalar var, ama ilerde olabi-lir.“ şeklinde yanıtladı. Bunun üzerine Gazetemiz muhabiri Taner Karapek-mez, Holyfield’e : “Maç tekrar oynana-cak olursa sence kazanmak için neler yapman gerekiyor?“ diye sordu. Holy-field muhabirimizin sorusunu: “Ben bu maçı almak için yapmam gereken her şeyi yaptığımı düşünüyorum. Bana kö-şemden gelen taktiği uyguladım. Ra-kibimin, sürekli hareket halinde olup, bana yaklaşmasını engelledim. En ufak boşluğunu gördüğümde ise isa-betli vurdum. Taktikleri iyi uyguladım. Tabii ki benden fizik olarak oldukça üs-

tün olan Valujev’e karşı maç yapmak hiç kolay değildi.“ şeklinde cevapladı. 348

İsviçre Fenerbahçeliler Derneği’nin organize ettiği ve Fenerbahçe Spor Kulübü’ne ‘Hep Destek, Tam Des-tek’ amacını taşıyan programa, derneğin davetlisi olarak çağırılan Eski Fenerbahçe Başkanı Ali Şen katıldı.

Haber: Yılmaz Akan

6 Aralık Cumartesi günü dernek lo-kalinde gerçekleştirilen sohbet top-lantısına, İsviçre Fenerbahçeliler Derneği Yönetim Kurulu, 100 üye ve Fenerbahçe’ye gönül veren konuklar katıldı.

Toplantı, İsviçre Fenerbahçeliler Der-neği Başkanı Şansal Çağlar’ın, der-nek tanıtımı ve başta Ali Şen olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür eden açılış konuşması ile başladı. Kendisi-ne yönetilen birçok soruya içtenlikle cevap veren Ali Şen, Fenerbahçe’nin bir gün mutlaka Şampiyonlar Ligi Ku-pası ile Atatürk Havalimanı’na inece-ğine inandığını, bunun için gereken altyapının Başkan Aziz Yıldırım ve yönetiminin çalışmaları sonucunda mevcut olduğunu söyledi. Başkan

Aziz Yıldırım’dan övgü ile bahseden Ali Şen, “Aziz Yıldırım’ın ilk geldiği yıl-larda televizyonlara çıkıp ‘Seni sevmi-yorum’ diyen bendim. Ama inanılmaz işler yaptı. Hepimizi gölgede bıraktı. Aziz Yıldırım ve ekibinin yaptığı tesis-ler dünyanın önde gelen kulüplerinde yok. Ben sevilen bir başkandım ama Aziz Yıldırım benden 30 kat daha iyi başkanlık yaptı” dedi. Sohbet toplantı-sının ardından, dernek yönetimi adına İsviçre Fenerbahçeliler Derneği Baş-kanı Şansal Çağlar, Ali Şen’e, özel bir el işlemesi rozet hediye etti.

Toplantı süresince kendisine sorulan-lara içtenlikle cevaplar veren Ali Şen konuşmasında; yurt dışında yaşayan insanlarımızın birbirlerine kenetlene-rek destek olmaları gerektiğini, söy-ledi. Ali Şen’in, Fenerbahçe ile ilgili bilinmeyenleri aktarması konuklar ta-rafından ilgiyle dinlendi.

3 Mayıs 2003’te kurulan İsviçre Fe-nerbahçeliler Derneği’ni daha önce de UEFA As Başkanı Şenez Erzik ziyaret etmişti.

Fenerbahçe Spor Kulübü’ nün resmi

d e r n e ğ i olan ve kurulduğu t a r i h t e n i t i ba ren, s p o r u n d o s t l u k , arkadaş -lık oldu-ğunu bilen ve inanan h e r k e s e k a p ı l a r ı açık olan İsviçre Fenerbahçeliler Derneği, son iki dönemde; çeşitli eğitim konferans-ları, maç organizasyonları, tavla turnu-vaları ve sinema geceleri düzenliyor.

5 yıldır derneğe başkanlık eden Şan-sal Çağlar’dan aldığımız bilgiye göre, Malatya Fenerbahçeliler Derneği ile ortaklaşa olarak 360 çocuğun giysi ihtiyaçlarını karşılamak gibi toplumsal sorumlulukları sahiplenici bir dernek özelliğini de taşıyor İsviçre Fener-bahçeliler Derneği. Başkan Çağlar, 18 Ocak 2009’da yapılacak Genel Kurul sonrasında seçildiği takdirde Türkiye’de ücra köşelerde kalmış yar-

dıma ihtiyacı olan çocuklara yönelik çalışmalarda bulunmaya devam ede-ceklerini, söyledi.

9 Kasım 2008 günü Fenerbahçe Kulübü tarafından 2 ödül verilerek onurlandırılan derneğin daveti üzeri-ne İsviçre’ye gelen Ali Şen, İsviçreli Fenerbahçeliler tarafından büyük bir sevinçle karşılanırken, sohbet top-lantısının ayrıntılı haberlerine www.fenerbahcem.ch internet sitesinden bakılabilir. İsviçreli Fenerbahçeliler Derneği’nin sitesinde, derneğin etkin-lik haberlerine ve Fenerbahçe ile ilgili diğer haberlere ulaşılabilir. 346

Nikolai Valuev, WBA Ağırsiklet Ünvanını Korudu

Ali Şen Fenerbahçeliler Derneği’ne Konuk Oldu

Pusula da maçı takip etti...

Dernek Yönetimi ve Ali Şen birarada

Nikolai Valuev ve Evander Holyfield

Page 34: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

34 SİNEMA

Vizyondaki Filmler

Body of Lies - (Yalanlar Üstüne)Başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Russel Crowe’un yer aldığı, yönetmen Ridley Scott’ın filmi “Yalanlar Üstüne” ünlü gazeteci-yazar Da-vid Ignatius’un aynı adlı kitabından uyarlanmış.

Roger Ferris, ABD istihbaratının yeryüzündeki en iyi adamı; yakınındaki kimsenin hayatta kalamadığı, tehlikeli bölgelerde görev yapan bir ajandır. Son giz-li görevinde, ortaya çıkan sahte kimliğinden başka kimliği olmayan, hayatını güvenli telefon hattının di-ğer ucundaki duygudan yoksun sese emanet etmiş biridir. Kendisini dünyanın dört bir yanına götüren operasyonlarda, Ferris’in bir sonraki nefesi çoğun-lukla güvenli hattın diğer ucundaki sese, deneyimli CIA ajanı Ed Hoffman’a bağlıdır. Banliyöde dizüstü bilgisayarından strateji üreten Hoffman, dünyanın en karmaşık istihbarat ağından kaçmayı başaran ve bir dizi bombalama eylemi düzenleyen bir terör örgütü liderinin peşindedir. Teröristi açığa çekmek isteyen Ferris, onun bulanık dünyasına girmek zorundadır; ancak Ferris hedefe yaklaştıkça güven kavramının hem tehlikeli, hem de hayatını kurtaracak tek şey olduğunu keşfeder.

Ayrıca filmin bir bölümü de Türkiye’de, Adana İncir-lik Ana Jet Üssü’nde geçmektedir.

Yönetmen: Ridley ScottSenaryo: William Monahan, David IgnatiusOyuncular: Leonardo DiCaprio (Roger Ferris), Russell Crowe(Ed Hoffman), Mark Strong (Hani), Carice van Houten (Gretchen Ferris), Oscar Isaac (Bassam),Vince Colosimo (Skip), Michael Gaston (Holiday),Ali Suliman (Omar Sadiki), Ben Youcef, Omar Berdouni

Issız Adam‘’Babam ve Oğlum’’ adlı filmi ile geniş kesimlerce tanı-nan ve ‘’Asmalı Konak’’, ‘’Çemberimde Gül Oya’’ gibi başarılı olmuş televizyon dizilerini de yöneten, ‘’Ulak’’ ve ‘’Mustafa Hakkında Her Şey’’ filmleri sinema sever-ler tarafından beğeniyle izlenen yönetmenin son filmi, şimdiden en önemli filmleri arasında yerini aldı.

Ödüllü pek çok kısa metraj filmin de yönetmenliği-ni yapan Çağan Irmak, ‘’Issız Adam’’ filmiyle Türk Sineması’nda yeri sarsılamaz bir konuma yerleştiğini duyurmuş oldu.

Ada ve Alper birbirlerinden oldukça farklı yaşamlara sahip iki karakterdir. Bir gün kitapçıda karşılaşırlar. Al-per lüks bir hayat sürdüren şımarık ve çapkın adamdır. Ada ise, çocuk kostümleri dikerek hayatını kazanan sıradan genç bir kızdır. Alper, Ada’nın güzelliğinden etkilenir ve genç kızı Beyoğlu’nun arka sokakların-daki bir kitapçıya girene kadar takip eder. Kitapçıda, Ada’nın ilgilendiği kitabı satın alıp, kendisine hediye eder. Bir ilişkinin başlangıcı orada tohumlanmış olur. Ada, Alper’e bağlanır ve Alper’e şiddetli bir aşk ile kaptırır kendini. Alper ise, önceden sürdürdüğü lüks yaşamının içine Ada’yı dahil etmek sorunlarıyla uğraş-maya başlar ve denizde boğulan bir adanın tasvirinde yer alıyormuşçasına yitmeye başlar. Dramatik bir aşk hikayesinin Çağan Irmak anlatımı izlenmeye değer.Filmi güzel yapan öğelerden biri de Ayla Dikmen ve Semiramis Pekkan’ın görüntülere ve yaşanan drama eşlik eden seslerinin yükselmesi..

Yönetmen: Çağan IrmakSenaryo: Çağan IrmakOyuncular: Cemal Hünal, Melis Birkan, Yıldız Kültür, Goncagül Sunar, Şerif Bozkurt, Gözde Kansu, Aslı AybarsTür : Dram

Transsiberian - (Sibirya Ekspresi)Brad Anderson’ın ‘’Makinist’’’ten sonraki bu yeni filminin senaryosunda Brad Anderson’a Will Conroy eşlik etmiş. Filmin müzikleri-ni Alfonso Vilalonga yapmış. Roy ( Woody Harrelson) ve Jessie( Emily Mortimer), ünlü ‘’Sibirya Ekspresi’’’yle Çin’den Moskova’ya yolculuk eden evli ama mutsuz bir çifttir. Roy ve Jessie’nin trende tanıştıkları İspanyol Car-los (Eduardo Noriega) ve matruşka yapıp satan sevgilisi Amerikalı Abbie (Kate Mara ), başta uzun saatleri geçirmek için iyi bir çözüm gibidir. Ne var ki basit bir tren yolculuğu kısa süre sonra yalanlar, işkence, uyuşturucu ve cinayetle dolu korkutucu bir kovalamacaya dö-nüşür. Bu arada trendeki olayı araştırmak için Rus polis Grinko(Ben Kingsley) görevlendirilir.

27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen Transsiberian, esrarengiz hikâye-siyle merak uyandıran bir yapım.

Yönetmen: Brad AndersonSenaryo: Brad Anderson,Will ConroyOyuncular: Woody Harrelson, Emily Morti-mer, Ben Kingsley, KateMara, Eduardo Noriega, Thomas Kretsch-mann, Etienne Chicot, Mac McDonaldTür: Dram, Gerilim, Polisiye

PATHÉ DIETLIKON Moorstrasse 28305 Dietlikon

Bilet Reservasyon 0900 101 202 (0.85 CHF/min.)www.pathe.ch SUNAR

356

Page 35: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Coşku, heyecan ve korku. Dostlarınızla birlikte boyalı bir

savaşa ne dersiniz. Yanınızda yedek kıyafet getirmeyi unutmayın!

Gökyüzünde Pilot olmayı hep istemişizdir. Uçuş simulatörü ile Zürih semalarında uçmaya ne

dersiniz.

Haski’lere dokunmak onlarla birlikte mükemmel bir doğa

gezintisi yapmaya ne dersiniz. Onlar sizi bekliyor.

Sadece güç değil, teknik, taktik ve hislerde önemli. Hayatınız

boyunca unutamayacağınız bir macera.

Herkesin hayalinde uçmak vardır, gelin Helikopteri kendiniz kullanın.

Deneyimli Pilot’lar eşliğinde inanılmaz heyecen yaşayacaksınız.

Karlar arasında Buz’dan yapılmış bir İglu. 6 kişiye kadar İglu

konforunu ailenizle yaşayın.

Maceraya ve Key�ne Düşkün Olanlara Müjde!Hem kendiniz hemde arkadaşlarınız için unutulmaz maceralar sizleri bekliyor.

www.osuru.ch

Iglu’da 1 gece 498,- Fr. Buz Tırmanışı 195,- Fr. Helikopter turu 650,- Fr.

Haski’lerle gezinti 299,- Fr. Paintball 130,- Fr. Uçuş Simulatör 460,- Fr.

Tüm müşterilerimizin yeni yılını kutlarız...

Page 36: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

36 TARİH

Helvetik dönemi her ne kadar halk için yenilikler getirmiş olsa da, merkeziyetçi bir sistem ön görme-sinden dolayı, federal bir yapıyı özümsemiş olan İsviçreliler tarafın-dan kabul görmemişti ve bunun so-nucunda yıkılmıştı. Bunun yanında, sürgündeki eski derebeyleri tekrar eski düzenlerini kurup dönmeye başlamışlardı.

1815 Viyana KongresiNapolyon’un önderliğindeki Fransa’nın yenilgisinin ardından, Avrupa’da yeni devletler oluşmuştu ve sınırlar ko-nusunda bir belirsizlik hâkimdi. 1815 yılında yapılan Viyana Kongresi’nde, Avrupa’nın bugünkü sınırlarının bir-çoğu belirlendi. Bu kongrede birçok küçük bölge ülke olarak tanınmayı talep etmişse de, bunların çoğunun talepleri kabul edilmemiştir. İsviçre’nin bağımsız bir ülke olarak tanınma-sının en önemli nedenlerinden biri-si ise tarafsızlık beyanıdır. İsviçre’yi temsil eden delegasyon, kongrede, İsviçre’nin Avrupa’nın ortasında taraf-sız bir bölge olarak kalacağını taahhüt etti. Kongre üyeleri de böyle bir ülkeye de Avrupa’da ihtiyaç duyulmasından dolayı bu taahhüdü ciddiye aldılar ve İsviçre’yi o günkü sınırlarıyla bağımsız bir ülke olarak tanımayı kabul ettiler. Bu taahhüdün en önemli noktasıysa, İsviçre’nin hiç bir şekilde yabancı bir ülkeyle askeri iş birliğine girmeyecek olmasıydı. Her ne kadar İsviçre’nin soğuk savaş dönemindeki batıya ya-kın olan tavrı ve uluslararası güçlerin askeri müdahalelerinden sonra bazı bölgelere (Kosova) asker göndermesi bu ilkeye sadık kalınmadığını gösterse de, İsviçre hala tarafsız bir ülke olarak bilinmektedir.

Sonradan yapılan bazı düzeltmeleri saymazsak, bu kongrede İsviçre’nin şimdiki sınırlarının da belirlendiğini söyleyebiliriz. Eskiden beri İsviçre’yi oluşturan bölgelerin yanında Prusya ve Fransa’ya ait olan Basel, Cenev-re, Wallis ve Neuenburg bölgeleri de İsviçre’ye eklenerek sınırlar genişle-tildi. Bu şekilde İsviçre 22 Kantondan oluşmaktaydı. Waadt bölgesi Helve-tik döneminin başlamasından önce Bern’in elinden alınıp ayrı bir kan-ton yapılmıştı. Bunun tesellisi olarak Bern’e Jura bölgesi hediye edildi. Ju-ralılar da o tarihten 1978 yılındaki refe-randuma kadar Bern’e karşı bağımsız-lık mücadelesi verdiler. 1978 yılındaki referandumun sonucunda Juralılar’a ayrı bir kanton olma hakkı verilerek, İsviçre’nin en yeni kantonu 1979 yılın-da kurulmuş oldu.

Basel’ın ise sadece bir kısmı İsviçre’ye verildi. Şimdiki Elsass olarak bilinen bölge o dönemlerde Basel’e aitti. Basel’ın geriye kalan kısmı (Elsass) Fransa’ya devredildi. İsviçre daha ön-celeri kendilerine ait olan Veltlin, Bor-mio ve Chiavenna bölgelerini ise elin-den kaybetti.

Federal Sözleşme 181522 kantondan oluşan İsviçre’nin bütün kantonlarının temsilcileri 1815 yılında Zürich Grossmünster’de bir araya ge-lerek (Tagsatzung), Federal Sözleşme denilen (Bundesvertrag) sözleşmesini imzaladılar ve sözleşmenin yürürlüğe girdiğini ilan ettiler. Bu sözleşme bir nevi anayasa niteliğini taşımaktaydı ve devlet idare sistemini düzenlemek-teydi. Helvetik döneminin getirdiği bazı iyileştirmelerin hala bu sözleşmede de barınmasına rağmen Helvetik’in tam tersine İsviçre’nin federal bir yönetim sekli olduğu vurgulanmaktaydı.

Bu arada her Kanton kendi içerisin-de bir değişim sürecine girmişti ve birçok yerde halk temel hakların ga-ranti altına alınmasını talep ediyordu. Solothurn, Freiburg, Luzern, St. Gal-len, Zürih, Thurgau, Aargau, Waadt, Schaffhausen ve Bern kantonlarında 1831 yılında halkın talebine cevap ve-rilerek Kanton Anayasaları yürürlüğe sokuldu. Bu anayasalar aristokrasi ve soylular yönetimlerini sona erdiriyor ve daha demokratik bir platform hazır-lıyordu. Bu yeni platform, sansürü de azalttı. Bundan dolayı kısa bir zaman içerisinde ülkede yayınlanan gazetele-rin sayısı 3 katına çıktı.

Bu yeni anayasalar eğitim konusunda da iyileştirmeler getiriyor, geniş kitlele-re eğitim hakkını sunuyordu.

Basel’ın ikiye bölünmesiYeni yürürlüğe giren anayasada Ba-sel kent merkezi yöneticileri, Basel’ın kırsal kesimlerindeki bölgelere eşit hakları vermek istemiyorlardı. Bunun üzerine Basel’ın kır kesimleri kendi anayasalarını oluşturdular ve bu ana-yasanın tanınması için Tagsatzung’a (Federal Parlamento) başvurdular. Basel kent merkezi yönetimi güç kul-lanarak bu bölgeleri bu emellerinden vazgeçirmek istedi, ancak başara-madı. Bu anayasanın kabulü, yeni bir kantonun da kabulü anlamına ge-lecekti. 1833 yılında çok az bir farkla Tagsatzung’un üyelerinin çoğunluğu bu anayasayı kabul etti ve Basel’ın bölünmesi kesinleşti.

Aynı dönemde Schwyz kantonunda da kent merkezi ve kırsal bölgeler hakkın-da anlaşmazlıklar vardı. Bunun üzeri-ne Schwyz’in kırsal kesimi de kendi anayasasını oluşturdu ve ayrı kanton olduğunu ilan etti. Ancak yapılan gö-rüşmeler sonunda 1833 yılında, tekrar birleşme sağlandı.

Sonderbund SavaşıBu yeni dönem bütün İsviçre içine kargaşa getirmiş, her kesim kendi çı-karlarını koruma telaşı içerisine gir-mişti. Çeşitli gruplar yeni oluşturulan anayasaların kendi çıkarları doğrul-tusunda oluşması çabası içindelerdi. Bunun yanında reform taraftarı olan ve reform karşıtı olan bölgeler arasın-da da anlaşmazlıklar baş göstermeye başlamıştı. 1841 yılında Aargau’daki

manastırların arkasından kanton desteğinin çekil-mesi tamamen laikliğin uy-gulanmasını doğuruyordu. Bu durumdan hoşlanma-yan tutucu Katolik bölgeler (Fricktal, Freiamt, Baden), başkaldırdılar lakin bu is-yanlar silah zoruyla bastı-rıldı. Bu olayların ardından Aargau Meclisi Augustin Keller’in talebi doğrultu-sunda manastırları kapattı. Augustin Keller, bu isyan-lardan manastırları sorum-lu tutuyordu ve şöyle bir açıklama yapıyordu: “Bir papazın gölgesinin düştü-ğü yerde, ot bile bitmez“.

Manastırların kapatılma-sı 1815 yılında imzalanan Federal Sözleşme’nin de ihlal edilmesi anlamına ge-liyordu. Bunu kabullenmek istemeyen Katolik kanton-lar (LU, UR, SZ, OW, NW, ZG, FR ve VS) Sonder-bund adı verilen bir birlik oluşturdular. Birliğin amacı reformcuların gerçekleş-tirmek istedikleri liberal

değişimlerin önüne geçmek ve mu-hafazakâr değerleri silah zoruyla da olsa korumaktı. Bu durumda İsviçre Birliği çatlamaya başlamıştı. Sonder-bund Birliği’nin başını Luzern Kantonu çekiyordu ve Katolik muhafazakârlara sunduğu olanaklarla eleştiri oklarını üzerine çekiyordu. Reformcu kanton-lar LU, BE, SO, AG ve BL kantonların-dan toplanan bir askeri birlikle Luzern önlerinde Luzern ile çatışmaya girdi ve yenilgiye uğradılar.Sonderbund üyesi kantonların Tessin ve Freiamt’a (AG) saldırmaları üzeri-ne, Sonderbund savaşı resmen baş-lamış oldu. Bu saldırıların ardından İsviçre Genelkurmay Başkanı General Guillaume Henri Dufour önderliğinde-ki Tagsatzung Qrdusu harekete geçti ve Sonderbund Kantonları’nı işgal ederek bu kaos durumunun sona er-mesini sağladı.

1848 AnayasasıBu kaos ortamının sona ermesinin ar-dından yeni bir anayasa gerekiyordu. Bu anayasanın daha önce çıkan sorun-ların önüne geçebilmesi ve İsviçre’nin gerçeklerine uygun olması gerekiyor-du. Helvetik dönemindeki gibi devlet sistemi belirgin olmalı, ancak merke-ziyetçi olmamalıydı. Amerika’dan geti-rilen federal anayasanın bazı değişik-liklerle İsviçre’ye uygulanmasına karar verildi. Yapılan halk oylamalarının so-nunda Luzern’in de dahil olduğu 15 ½ kanton bu anayasayı onayladı. Frei-burg kantonundaysa ise referandum yapılmadı. SZ, ZG, VS, UR, NW, OW, AI ve TI kantonları yeni anayasaya ret oyu kullandılar.Bu yeni anayasa federal devlete daha fazla sorumluluk ve yetki veriyordu. Anayasanın detaylarına ve İsviçre’ye etkilerine gelecek sayımızda değine-ceğiz. 326

İsviçre Tarihi 10. Bölüm

General Guillaume Henri Dufour

Wienerkongress

Page 37: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

37AKTÜALİTE

Limmattal Bölgesi’nin yerel gaze-telerinden LİZ Gazetesi’nin okur-ları, 2008 senesinin bölgelerin-deki en başarılı kişileri seçtiler. Hıristiyanlık ve Müslümanlık Diya-log Grubu’ndaki kültür ve iki din konulu çalışmalarıyla dikkati çeken Monika Hemri ve Cengiz Yükseldi isimli kişiler, Limmattaler’in en ba-şarılı insanları seçildiler. Jürg Kre-bs

Yılın Limmattlıları: Monika Hemri ve Cengiz Yükseldi, 387 toplam oy içeri-sinde 170 oy ile LİZ okurları tarafından 2008 senesinin Limmattaler’cıları ola-rak seçildiler.

Monika Hemri, LİZ okurları tarafından Cengiz Yükseldi ile beraber 2008 yı-lının Limmattalerli’leri seçildiklerini öğrenince gülerek: ‘‘Ben, bu seçim sonucunun şahsım adına olmadığını biliyorum.” dedi ve ekledi: ‘‘Hıristiyan ve Müslümanlar’ın arasında geçen diyalogları inceleyen dokuz kişilik bir gurubuz.”

Toplam 387 oy arasından 170 oyu Monika Hemri ve Cengiz Yükseldi, iki kültür ve iki din arasında inceledikleri iletişim konusundaki başarıları nede-niyle aldılar. Cengiz Yükseldi bu so-nuca çok sevindiğini söyledi ve insan-ların bu seçimle yazdıkları diyaloglara verdikleri değere değindi. Cengiz Yük-seldi, devam edeceklerini söyleyerek angajmanlarının boşa bir uğraş olma-dığını belirtti.

Kürsüde Klaus ve Leuzinger2007 yılının Limattaler galibi

Dietikon’lu müzisyen sanatçı Rene Gubelmann’dan sonra, bu yıl okurların seçimleri sonucu kazandıkları zaferleriyle, Bayan Hemri ve Bay Yükseldi ön plana çıktı. En büyük Finnen mumu ile dünya rekorunu kırmak isteyen İtfaiye Başkanı Christian Klaus, okurlardan 60 oy aldı. Saygın Cellistin Naumberg kompozisyo-nu ile müzikal başarısını ortaya koyan Oberengstrengli Anita Leutzinger, LİZ okurlarından 59 oy aldı ve ikisi, üçüncü ve ikinci sıraya yerleştiler. Fakat Monika Hemri ve Cengiz Yükseldi, aldıkları oylarla ikisini de geçtiler.

Kürsünün hemen arkasında, on seçe-nek arasından seçilen politika temsil-cileri yer aldı. Dietikon’dan Hükümet Başkanı Markus Noter, 27 oy ile dör-düncü olurken, Eyalet Meclis’i ikilisi Willy Harder ve Hanspeter Haug, 26 oy ile beşinci sıraya yerleştiler. Monika Hemri ve Cengiz Yükseldi ile yapılan bir söyleşi “Sonntag” Gazetesi’nde ya-yınlanacak. LİZ – 28 Aralık 2008.

“Şarap mahzenine yeni şaraplar”300 Frank değerindeki COOP çekinin sahibi, Dietikon’dan seçmen olarak katılan Peter Schaffhauser oldu. Sc-haffhauser, Hemri ve Yükseldi çiftine

e-mail’le oy gönder-mişti. 387 e-mail oyu arasında şans ona vurmuştu. Schaff-hauser, Limmattal Gazetesi’nin Müşte-ri Temsilcisi Claudia Marti’nin elinden öd-lünü alırken şu açık-lamayı yaptı: ‘‘Din üzerine hazırladıkla-rı diyaloglar ile her ikisi de ödülü haket-tikler.’’ Schaffhauser kazandığı ödülü ile -eşinin de isteği ile- şarap mahzenlerine yeni şaraplar alabi-leceğini belirtti. LİZ’in, altı aylık abon-man ödülleri ise, Christian Klaus’a oy

veren Geroldswilli Daniel Weber’e ve Markus Notter’i destekleyen Marcel Achermann’a verildi. 340

Bir Türk En Başarılı Limmattallerli Seçildi

Deutsche ZusammnenfassungFür ihr Engagement in der interkul-turellen und interreligiösen Dialogg-ruppe Christentum – Islam wurden Hemri und Cengiz Yükseldi von der LIZ- Leserschaft zu den Limmatta-

lern des Jahres 2008 gewählt. Mit 170 von insgesammt 387 eingegan-ngenen Stimmen wählte die LIZ-Le-serschaft Monika Hemri und Cengiz Yükseldi als Limmattaler des Jahres 2008.

Den zweiten und dritten Platz erhiel-ten Präsident des Feuerwehrvereins Geroldswil mit 60 Stimmen und Cel-listin aus Oberengstrigen Anita Leu-zinger mit 59 Stimmen.

Cengiz Yükseldi

Nobel’e alternatif ödül olarak da bilinen ve İsveçli-Alman yazar Ja-kob von Uexkull tarafından kurulan ‘Doğru Yaşam’ Derneği’nin 1980 yı-lından beri verdiği ödülleri bu sene dört kadın paylaştı.

Doğanın korunması, insan hakla-rı, demokrasi ve adalet ve insanlığın yararına olacak türden çalışmalar içinde bulunanlara verilen ödül, İsveç Parlamentosu’nda yapılan tören ile hak edenlere verildi.

İlk defa aralarında bir gazetecinin de bulunduğu ödüllüler arasında;

Savaşlarla hep çalkantı içinde bulunan ülkesinde barışı sağlamaya yönelik eylemlerinde kadın katılımını gerçek-leştirmeye yönelttiği politik amaçlılığı ve “Somalili Kadın ve Çocukları Kur-tarın Örgütü’’’nün başında bulunarak yaptıkları sebebiyle, ülkesinin yöne-timinde kadın kotasını arttıran kişi-sel çabaları sayesinde Somalili Asha Hagi; Almanya’da yaşayan, kurucusu olduğu “Medica Mondiale” aracılığıyla

Bosna Hersek, Kosova, Kongo, Liber-ya ve Afganistan gibi savaş yaşamış ülkelerde cinsel şiddete uğramış ve travmatize olmuş 70 binden fazla kadı-na yardımcı olduğu için Jinekolog Dr. Monika Hauser; Hindistan’da süre ge-len kast sisteminin en alt tabakasında yer alan Dalit’lerin ve Topraksızlar’ın sürecindeki sorunlarına Gandi tarzı bir insani yaklaşım getirdikleri için ‘sürdü-rülebilir insani kalkınma’Krishnammal Jagannathan ve Sankaralingam Ja-gannathan çifti yer alıyorlar. (Jagan-nathan çifti, yaşamları boyunca; top-raksızlara topraklarının verilmesi ve toprak ağaları ile çok-uluslu şirketlerin ulusal baskılarına karşı mücadele et-tikleri için ‘Hindistan’ın Ruhu’ diye anı-lıyorlar.)

“Democracy Now!” (Hemen Demokra-si) adlı programın kurucusu ve yapım-cısı Amy Goodman da, hakim med-yanın dışladığı alternatif kişilere ve olaylara programlarında yer verdiği ve bağımsız bir medyanın mümkün olabi-lirliğini gösterdiği için ‘Alternatif Nobel Ödülü’nü almayı hak etti.

1 9 9 7 ’ d e , Türkiye’den Bir-sel Lemke’nin “ülkesini siyanür-lü altın maden-ciliğinin yıkımın-dan korumak için sürdürdüğü uzun ç a l ı ş m a l a r ı n -dan” dolayı aldığı ‘Doğru Yaşam’ ödülleri her sene dört kişi arasında paylaşılıyor.

‘Doğru Yaşam’ için atılımları süren, korkusuzca kişisel mü-cadelelerini sürdüren kişilere verilen ödülün bu sene dört ka-dın arasında paylaşılması; ak-tivistliğin dişil ruhunu paylaşan ve algılayanlarca çok anlamlı görüldü.

Topraklar, ona yaşamalarını ekinlemişlere; cinsellik, onu kendi arzusuyla yaşamak isteyecek kadınlara; basın, hiçbir gücün etkisi al-

tında kalmadan eylemeye ve yönetim, ona sahip kadın ve çocuklara –da- bı-rakılsın diyoruz. 343

Dişil Ekinler ‘Alternatif Nobel’ Sahibi

Monika Hauser Asha Haji

Sankaralingam Jagannathan

Page 38: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

38 BİLİM & TEKNOLOJİ

Çok sık kolalı içecekler içen gençle-rin kemikleri, çok sağlam değil. Bilim adamları, dengesiz beslenmenin genç yaşta osteoporozu tetiklemesinden endişe ediyorlar

Araştırma sorumlusu Thomas Re-mer, Bonn Üniversitesi’nin açıkladığı bazı sonuçları toparlayarak: ‘‘Gençler ne kadar çok limonatalı-asitli içecek-lerden içerlerse o kadar çok mineral eksikliği çekerler.’’ dedi. Bilim adam-larının yaptığı açıklamaya göre, orta yaşlarda Osteoporoz tehlikesi artıyor.

Bu durumun asıl sebebi ve neye da-yandığı ise henüz tam olarak açıkla-namadı. Bilim adamları, kafein içerikli çok sert olmayan içeceklerin kemik yapısına hemen etki gösterdiğine, açıklık getirebildi. Fakat bunun üzeri-ne, dolaylı yoldan bir etki daha ekle-niyor: Aşırı şekerli limonata sevenler yapılan araştırmaya göre, doğrudan karbonhidrat içerikli ve protein eksik-li bir damak zevkine sahip oluyorlar.

Protein ise dengeli bir beslenme ile kemik gelişimi için çok önemli. Genç yaştaki beslenme önemliAraştırmanın yazarı Lars Libuda, genç yaşımızdaki beslenmemiz ile ileriki yaşlarımızın kemik yapısının dayanık-lılığını kesinleştirdiğimizi ve genç yaş-lardaki beslenmenin, Osteoporoz ön-lemi için çok önemli olduğunu söyledi

Bonn’lu Araştırmacılar, DONALD-Araştırması adı altındaki verilere daya-nıyorlar. Bu araştırmada Dortmund’da, 1985’ ten beri çocukların ve gençlerin

yeme içme alışkanlıkları ele alı-nıyor. Katılımcıların, bilgisayar ortamında tomografik çekimler yardımıyla kemiklerindeki mineral içeriği ölçüldü. Bilim adamları bu verileri ilk kez, soft içecek tüketimi üzerinde uyguladılar. Süt tüketimi ve kemiklerdeki mineral içeriği arasındaki bağlantı hakkında ise bilim adamları henüz bir sonuç bulamadılar.

Bilim adamları, rastladıkları bu sonuçları American Journal of Clinical Nutrition’da yayınladılar. 305

ABD’li bilim adamları, atık kahve ürünlerinden otomobillerde kulla-nılabilecek nitelikte, yüksek kali-teli, ucuz ve çevre dostu biyodizel yakıt üretti.

Nevada Üniversitesi’nden araştırma-cılar Mano Misra, Susanta Mohapatra ve Narasimharao Kondamudi, biyodi-zel yakıtın yaygınlaşmasını önleyen düşük kalite, az kaynak sorununa kah-ve ile çözüm buldu. Kahve ile üretilen biyodizel yakıtın, geleneksel soya, ay-çiçeği ve kolza yağı ile üretilen yakıta oranla çok daha kaliteli olduğu belirtili-yor. Bir kilo kahve atığının yüzde 11 ila 20’sinden yakıt elde edilebiliyor.

Dünyanın her yerinde bir yılda 5 milyar tondan fazla kahve üretiliyor.

Özellikle espresso, cappuccino ve yapraktan üretilen eski tarz kahve

çeşitlerinde atıkların büyük bir kısmı çöpe atılıyor. Bilimadamları, atık kah-velerden bir yılda 340 milyon galon biyodizel yakıt üretilebileceğini öngö-rüyor. Nevada Üniversitesi’ndeki araş-tırmacılar, önümüzdeki 6 ya da 8 ay boyunca kahveden elde edilen biyo-dizelin otomobil ve kamyonlarda test edileceğini açıkladı.

Bol kafeinli koyu kahvelerdeki sert ko-kuya sahip olan kahve bazlı biyodizel yakıt, içerdiği yüksek antioksidant sa-yesinde verim olarak diğer biyodizelle-rin önüne geçiyor. Sadece ABD’de bu sayede çöpe giden kahve atıklarından yıllık 8 milyon dolar kar elde edilebile-ceği belirtiliyor.

Dünyanın bağımlı olduğu petrol ve petrol ürünlerine ihtiyacı her geçen gün artıyor ve alternatif yollardan fark-lı ürünlerle eksiklik giderilmeye çalı-

şılıyor. Bunlardan birisi olan biyodizel üretimi ise yağlı tohuma sahip bitki-lerin kimyasal işlemlerle elde edilme-siyle gerçekleşiyor. 2010 yılına kadar küresel biyodizel yakıt üretimi mikta-rının yıllık 3 milyar galona ulaşması bekleniyor.

Samsung’un yeni plazma televiz-yonları, 3D sinema ve oyun keyfini evinize getiriyor.

Samsung, ilk 3 boyutlu (3D) görüntü teknolojisine sahip yeni 4 serisi HDTV Plazma televizyonlarını piyasaya sür-dü. Farklı bir televizyon deneyimi ya-şatan Samsung plazmalarda, eşsiz üç boyutlu efektleri sayesinde oyun oynamak veya film izlemek artık daha keyifli hale geliyor.

Geleneksel televizyonlar objeleri tek bir pespektiften ve düz olarak yansı-tıyor. Gerçek bir 3 boyut için imgenin sol ve sağ görüntüsünün yaratılması -stereoskopik görüntü- gerekiyor. 4 serisi plazma TV’ler doğal ve zengin renklerle evinizde üç boyutlu eğlen-

cenin konforunu yaşamanızı sağlı-yor. Samsung 4 serisi, gelişmiş grafik görüntüsü, 3 boyutlu imaj teknolojisi, 1.000.000:1 dinamik kontrastı (daha derin siyahlar ve daha parlak renkler) ve patentli surround ses sistemi ile oyun keyfinizi de artırıyor.

3 HDMI ve 1 kompozit girişi ile 4 se-risine tüm oyun konsolları, bilgisayar ve multimedya araçları bağlanabiliyor. SRS TruSurround XT teknolojisi sa-yesinde alta gizlenmiş 2 hoparlörden 5+1 kalitesinde ses alabilirsiniz. Oyun oynarken kendinizi, oyunun içinde zannedeceksiniz. Son zamanların popüler üç boyutlu oyunları Blowout, War Craft 3, Echochrome, FIFA2009, Hit Man’i gerçeğe en yakın imajlar ve renkler eşliğinde oynamak isteyen

oyunseverler için ideal bir televizyon. Bilgisayar ve konsol oyunlarının ha-reketli görüntülerini destekleyen “eğ-lence modu” ve enerji tasarruf modu 4 serisinin diğer güçlü özellikleri ara-sında yer alıyor

Princeton Üniversitesi tarafından modern bilimsel ekipmanlarla ya-pılan çalışma, şekerin (tatlının) beyin fonksiyonlarını aynen eroin veya kokainin yaptığı gibi etkiledi-ğini ve bağımlılığa sebep olduğunu ortaya çıkardı.

Güne tatlıyla başlayanların tedavisinin de güç olduğu tespit edildi. Princeton Psikoloji Profesörü Bart Hoebel tara-fından yürütülen çalışma sırasında fareler üzerinde yapılan deneylerde şekerin beyin fonksiyonlarını etkile-yerek, daha fazla tatlı alma isteğini tetiklediği gözlemlendi. Tatlı açlığı-nın, beynin bağımlılıkla ilgili kısmında dopamin salgılanması veya mevcut dopamin miktarının artmasıyla ilişkili olduğu belirtildi. Beyin fonksiyonların-daki değişimin kokain veya eroin ba-ğımlılığında meydana gelen durumla aynı olduğu ve tatlı yoksunluğunda görülen psikolojik ve fiziksel semp-tomların da benzer olduğu açıklandı. MedHeadlines’da yer alan bilgilere göre, kimi insanlar için tatlı bağımlılı-ğı ciddi bir problem teşkil ediyor. Uz-manlar güne ilk iş olarak tatlı bir şeyler yiyerek başlayanlar için tedavi süreci-nin çok daha zor olduğunu söylüyor. Tatlı açlığını bastırmak için, sabahları protein ve sebze ağırlıklı beslenilmesi tavsiye ediliyor.

Kolalı İçecekler, Kemikleri Zayıflatıyor

Kahveden Yüksek Kaliteli Ucuz Yakıt Üretimi

Oturma Odanızda 3D Sinema

Şeker, Eroin Kadar Bağımlılık Yapıyor

Deutsche ZusammnenfassungStudienleiter Thomas Remer fass-te am Montag das Ergebnis einer Untersuchung der Universität Bonn zusammen und erläuterte, dass je mehr derartiger Limonaden Jugend-liche zu sich nehmen, desto geringer der Mineralgehalt wird. Die Kon-sequenz könnte nach Einschätzung der Wissenschaftler eine erhöhte

Osteoporose-Gefahr im Erwach-senen-Alter sein. Protein ist jedoch bei einer ausgewogenen Ernährung wichtig für die Knochenentwicklung. Wer auf zuckersüsse Limonaden steht, bevorzugt der Studie zufolge eine insgesamt kohlenhydratreiche-re und proteinärmere Kost. Die Bon-ner Forscher stützen sich auf Daten der so genannten DONALD-Studie.

Darin werden seit 1985 die Ernäh-rungsgewohnheiten von Kindern und Jugendlichen in Dortmund erfasst. Bei einer Vielzahl von Teilnehmern hatte man zudem computertomog-raphisch den Knochenmineralgehalt gemessen. Diese Daten haben die Wissenschaftler nun erstmalig in Be-zug zum Softdrink-Konsum gesetzt.

Page 39: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

7 ve 8 Şubat 2009 Ct. ve Pz. günleri saat 09:00 ile 18:00 arası

Satın aldığınız ürünler en geç

1 ay içerisinde teslim edilir.

1‘850.- CHF2‘890.- CHF1‘990.- CHF3‘200.- CHF 600.- CHF1‘200.- CHF

4‘990.- CHF 2‘990.- CHF 5‘990.- CHF 4‘200.- CHF 4‘990.- CHF 2‘495.- CHF

1‘990.- CHF3‘790.- CHF

Page 40: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

40 OTOMOBİL DÜNYASI

2001’de yollara çıktığı günden bu yana 2 milyonun üzerinde satış ra-kamına ulaşan Honda Jazz, yenilen-di. Joy+ ve Fun+ olarak iki modeli bulunan yeni Jazz, uygun fiyatlar-la Honda Baumann Autogarage`de satışa sunuldu.

Fun+ modelinde bulunan direksiyon-dan kumandalı ve hıza duyarlı müzik sistemi, otomatik farlar ve silecekler, otomatik klima, yol bilgisayarı ve cam tavan Jazz’ın üstünlüğünü ortaya ko-yan özelliklerden birkaçıyken, yeni Jazz güvenlik donanımlarıyla da dik-kat çekiyor. 8 hava yastığı, araç den-ge kontrol sistemi (VSA), ABS, EBD, acil durum fren desteği, ön koltuklarda aktif kafalıklar standart olarak sunulu-yor.

Daha geniş lastikler, revize edilmiş süspansiyon ve daha uzun aks aralı-ğı, daha geniş tekerlek izi hem aracın çevikliğini, hemde sürüş konforunu arttırıyor.

Önceki modelin 78 beygir güç üreten 1.2 lt. motoru, yeni modelde 6.000 devrin biraz üzerinde 90 beygir güç üretiyor, motorun torku da 110’dan 114 Nm’ye yükseldi. Bunun yanında karma kullanımda 100 kilometrede 5.5 lt.’den 5.1 lt.’ye düşen yakıt tüketimine paralel olarak CO2 emisyonu da 129’dan 120 gr/km.’ye gerilemiş durumda.

100 beygir ve 127 Nm torklu yeni mo-

torda da aynı durum ge-çerli; önceki 83 beygir ve 119 Nm tork üreten i-DSI motorla karşılaştırıldığın-da manuel şanzımanlı modelde yakıt ekono-misinin 5.3 lt/100km’ye gerilediği (önceki 5.8 lt/100km) ve i-SHIFT ya-rı-otomatik manuel şan-zımanla donatılanda ise 5.2 lt/100km (önceki 5.9 lt/100km CVT) seviyesi-ne düştüğü görülmekte. CO2 oranları da sırasıyla 137 ve 139 g/km’den 124 ve 122 g/km’ye düştü.

1.2 ve 1.4-litre modeller-de, 5-vites manuel şan-zımanın oranları optimi-ze edilmiş.

Manuel şanzıman dona-nımlı modellerde, en son Honda Accord mode-linde de bulunan, devir saatinin içinde yer alan SIL (Vites Ge-çiş Uyarı Lambası) özelliği bulunuyor. Honda, sistemin, sürücüyü yakıt ta-sarrufunu maksimize etmeye yönelik olarak, en iyi vites değiştirme noktası-na uyararak, yakıt tasarrufunda iyileş-tirmeler sağladığını iddia ediyor.

Tüm modellerde ön, arka, yan ve tam boy perde hava yastıkları ile çift ka-deme ön-gergili ön koltuk emniyet ke-

merleri standart olarak sunuluyor. Ön yolcu hava yastığı ise çocuk koltuğu kullanılması durumunda iptal edile-biliyor. Emniyet kemeri uyarıcıları ise ilk defa Jazz’da hem ön hem de arka koltuklar için bulunuyor. Ayrıca ön kol-tuklarda çarpışmalardan doğacak bo-yun hasarlarını minimuma indiren aktif kafalıklar bulunmakta.

Sol ve sağ arka koltuklardaki iki ISO-

FIX bağlantıları, tavandaki bağlama kancaları da, çocuk koltuğu kurulumu-na olanak sağlıyor.

Yeni Jazz’da arka koltuk yolcularının diz mesafesi 37 mm daha geniş, ön ve arka yolcu koltukları arasındaki me-safe de 30 mm arttırılmış. Omuz boş-luğunda önde 44, arkadaysa 43 mm artış sağlanmış.

BMW’ nin gözdesi Z4 yeni tasarımıyla karşınızda. Alman otomobil üreticisi BMW, 2010 yılında piyasaya sürüceği yeni jenerasyon BMW Z4 Roadster’ın ilk fotoğrafları ve videosunu yayınladı. Uzun süredir üzerinde geliştirme ça-lışmaları sürdürülen ve kısa bir süre önce casus fotoğrafları basına sızan bu yeni roadster, nihayetinde tama-miyle gün yüzüne çıkmış oldu.

Yeni nesil Z4’de üç farklı motor seçe-neği sunulacak. Z4’de yer verilen en güçlü ünite twin turbo ile desteklenen 3.0 litrelik motor (sDrive35i). Z4, 306 HP güç ve 400 Nm tork üretebilen 3.0 litrelik bu motor sayesinde 0’dan 100 km hıza 5.2 saniyede ulaşabiliyor.

Z4’de orta seviyede 2.5 litrelik motor yer alıyor (sDrive23i). 2497 cc hac-mindeki bu motor 204 HP güç ve 250 Nm tork üretebiliyor. Z4’de yer alan son motor seçeneği ise 258 HP güç ve 210 Nm tork üretebilen 3.0 litrelik

motor (sDrive30i). Bu üç motor da EU5 emisyon standartlarına uygun şekilde üretilecek.

2010 yılında piyasaya sürülecek olan bu roadstarda ilk defa metal tavan yer alacak. Eski versiyonlarında bez tavan kullanılan Z4, yeni versiyonuy-la birlikte metal tavanlı bir şekilde piyasaya sürülecek. Yeni tasarlanan metal tavan 20 saniye içerisinde açı-labiliyor.

Bavyeralı otomobil üreticisi, 2010 Z4’de M süspansiyon sistemi ve sa-yıcı efekti gibi bazı yeni teknolojilere yer vermiş. Ayarlanabilir süspansi-yon sistemi sayesinde araç 10 mm yükseltilip alçaltılabiliyor. Ayrıca Di-namik Kontrol Fonksiyonu da yeni Z4’ün üzerinde yer alıcak.

Yeni BMW Z4’ü tanıtımı Detroit Auto Show’da yapılacak. 317

Yeni Honda Jazz Piyasa`da…

İşte 2010 model BMW Z4

Pusula Gazetesinde yayınlanmasını istediğiniz reklam ve ilanlarınız için 076 342 90 91 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Page 41: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

41KÜLTÜR VE SANAT

Sevgili Okuyucularımız, gazete-mizin geçtiğimiz ay sizlere ulaşan sayısında ‘Sembollerle İletişim’i konu aldığımız bir yazı dizisine başlamıştık. Dizinin ilk “sembolle-ri” günümüzde artık aksesuar olan; ama eskiden çok yönlü kullanılan mendiller olmuştu. Bu sayımızda da sembollerle iletişime değinme-ye devam edeceğiz ve mendile çok benzeyen BAŞ ÖRTÜSÜ bizimle “konuşacak”.

Hazırlayan: Yeter Tanrıkulu

Yazımıza birkaç cümlelik kısa bir ta-rih gezintisi ile başlayacağız, sonra kültürümüzdeki baş süslemelerine kısaca yer vereceğiz. Son bölümde

günlük hayattan örnekler yoluyla baş örtüleri ile insanların birbirleri ile nasıl “konuştuklarını” göreceğiz. Yazımız bir baş örtüsü tarihçesi olmadığı için günümüzde çok tartışılan “tesettür”e girmeyeceğiz.

Gönül isterdi ki erkek ve çocuk baş süslemelerine de değinebilelim. An-cak yazının boyutlarını sınırlamak ge-rek. Yoksa yazıyı tamamlamak müm-kün olmaz. Umarız gelecek sayılarda erkek ve çocuk baş süslemelerine de değinebiliriz. Bu yazımızın konusu:

Baş süslemeleri...Tarihin ilk çağlarından beri baş değişik örtüler, çiçekler, hayvan postları, kuş tüyleri, ağaç kabukları, hayvan ka-bukları, değişik taşlar ve daha birçok şeylerle süslenmiştir. Bu süslemelerin değişik fonksiyonları vardır: Bu örtüler bir yandan başı iklimin değişik olum-suz etkilerine karşı korurken, aynı zamanda insanı “güzelleştirir”. Yaşa-nılan bölgenin iklim ve coğrafi özellik-lerine göre değişik baş süslemelerini görürüz tarih boyunca. Çöllerde yaşa-yan bedeviler çöldeki çok ince tozlar-dan korunmak için başlarını sadece gözleri görünecek şekilde kapatırlar . Güneşin çok etkili olduğu bölgelerde uzun, omuzları kapatan baş örtüleri kullanılır. Soğuk bölgelerde gözleri, kulakları koruyacak baş örtülerine rastlarız.

Kimi yerlerde başa takılan sembollerle kötü güçlerden korunmak istemiştir in-

sanlar. Yahut da gücüne inandığı veya gücünden korktuğu hayvanların post-larını, sembollerini, tüylerini başında taşımakla o hayvanın özeliklerine sa-hip olduklarına inanmak istemiştir in-sanoğlu. Kurt, ayı, aslan, tilki, kartal, şahin, tavus kuşu ilk akla gelen sem-boller. Zamanla medeniyetler gelişme-ye başladıkça, baş süslemeleri de ilk çağlardaki anlamlarını yitirmişlerdir. Ancak insanlar hiç bir zaman başla-rını süslemekten vazgeçmemişlerdir. Günümüzde baş süslemelerini daha çok moda belirliyor. Ama baş süsle-mesi anlamını ve önemini hiç bir za-man yitirmemiştir ve yitirecek gibi de görünmüyor. Son yıllarda memleketi-mizde ve yurt dışında gündemi sürek-li meşgul eden baş örtüsü de bunun çok canlı bir örneği. Öte yandan moda dünyası da baş süslemelerini sürekli gündemde tutmaktadır.

Baş örtülerinin diğer bir fonksiyonu da kişinin toplumdaki yerini göster-mesidir: yani sözsüz iletişimin çok önemli bir sembolüdür baş örtüsü. Eski Mısırlılar’da başı değişik örtüler-le süslemek sadece üst sınıfa tanınan bir ayrıcalıktı. Yalnızca yöneticiler, din adamları ve tanrılar süsleyebilirler-di başlarını. Avrupa’da, Amerika’da, Ortadoğu’da, kısaca dünyanın her yanında yaşayan toplumların hemen hepsinde baş süslemeleri bir zaman-lar üst tabakaya tanınan bir ayrıcalıktı. Alt tabakaya mensup insanlar başları-nı süsleyemezler, sade örtülerle baş-larını iklimin olumsuz etkilerine karşı korumaya çalışırlardı. Kimi yörelerde ise çok sade ve kaba süslemelere izin verilmişti. Avrupa’nın bazı bölge-lerinde çeşitli meslek mensupları baş süslemelerinden tanınabiliyorlardı. Yaklaşık 4 bin yıl kadar önce Babil İmparatoru, Hammurabi Kanunları ile kadının toplumdaki statüsünü baş ör-tüsüne bağladı. Bu yasa ile, sokağa çıkarken kadına başını kapatma zo-runluluğu getirildi. Bununla “iyi kadını kötü kadından” ayırmayı gerçekleştir-miş oluyordu.

Türkler’de baş süslemeleri...Türkler de başlarını yaşadıkları bölge-lerin ve kendi yaşam tarzlarının özel-liklerine göre süslemişlerdir. Kadın,

başını sadece örtmek amacıyla değil, güzelleşmek amacıyla da süslemiştir. Seçilen renkler, desenler, kullanılan motifler insanların yaşam tarzlarını yakından izlemişlerdir. Doğa ile iç içe yaşayan göçebeler, çiftçiler baş süs-lemelerinde doğanın motiflerini kullan-mışlardır. Çiçekler ve renkli kuş tüyleri, değişik hayvan kemikleri ve kabukları en yaygın kullanılan malzeme ve mo-tiflerdi baş süslemelerinde. Gök kuşa-ğının renkleri de baş süslemelerinde önemli yer almıştır.

Bu renklerin hiç biri “tesadüfen” seçil-memiş, her renge bir anlam yüklen-miştir. O dönemlerdeki baş süsleme-lerini moda değil ihtiyaçlar, insanların yaşama tarzları belirlemiştir.

Anadolu’da özellikle yörük, göçebe kökenli kadın baş süslemelerinde çok yaygın olarak kullanılan sıralı altınlar, gümüşler ve diğer kıymetli madenler ve taşlar aslında ailenin birikimini sak-lamak için başvurulan bir yöntemdir. Bu süslemeler kültürümüzün kadına verdiği değerin de bir göstergesidir. Göçebe toplumun sürekli bir yerleş-me alanı yoktur. Bir baskın, ani deği-şen bir iklim, hayvanların uğradığı bir hastalık gibi sebepler, çok kısa bir za-man içinde eşyaların toplanıp hemen o bölgenin terk edilmesini ve başka bir yerleşim alanı aranmasını gerektirebi-lirdi. İşte böyle bir anda ailenin mesela toprağa gömerek sakladığı tasarrufu-nu oradan alma şansı olmayabilirdi. Yahut da erkek çıktığı avdan, gittiği savaştan dönmeyebilirdi. Bu durumda geride kalanların yaşamını devam et-tirebilmesi için bu birikim çok önemli bir rol oynayabiliyordu. Yani kadın baş süslemesi bir nevi banka idi. Kadının “başı”, ailenin servetini taşıyan bir “kasa” idi aynı zamanda. Bu “banka”, değişik hayvan ve bitki motifleri, renk-ler, sanatkârane bağlayış tarzları ile güzel, alımlı bir görünüme de kavuş-turulmuştu. Toplumdaki yaşam tarzı ve ahlak anlayışı da öyle idi ki, herkes hangi kadının baş süslemesinde ne büyük bir servet taşıdığını bilirdi; ama kimse ötekine saldırmaz, herkes birbi-rini korurdu. Bu baş süslemeleri aynı zamanda çok önemli iletişim sembol-leri idi.

Baş örtüsü ve iletişim...Dünyanın değişik kültürlerinde baş süslemelerinin sembolik anlamları ol-duğuna bir kaç kez değindik. Yazımızın bu kısmında örnekler vereceğiz. Önce dünyadan birkaç örneğe değinelim: Kızılderililer’in çok renkli kuş tüyleri ile yapılmış baş süslemeleri hemen nere-deyse hepimize tanıdık geliyor. Kabile reisleri, büyücüler, hekimler baş süs-lemeleri ile diğer kabile mensupların-dan hemen ayrılıyordu. Çünkü onların baş süslemeleri çok daha görkemli idi. Eski Mısır kalıntılarından, firavunların baş süslemeleri ile halktan ayrıldığını ilk bakışta görebiliyoruz. Avrupa’da, krallar, saray mensupları abartılı baş

süslemeleri ile tanınırdı. Osmanlılar’da padişah ve halkın baş süslemeleri aynı değildi. Saray haremindeki kadınlar ile halktan kadınlar da baş süslemeleri ile birbirinden ayrılırdı. Din adamları ken-dilerine has baş süslemeleri ile hemen bilinirdi. Askerin görev ve yetkisine göre değişik baş süslemeleri vardı .

Günümüzde İngiliz Kraliçesi Elizabeth, değişik renkte şapkaları ile bilinir. Memleketimizden en tanınan örnek-lerden birisi eski başbakan Süleyman Demirel’in şapkasıdır. Son zamanlar-da üzerinde en çok tartışılan baş süs-lemeleri ya da baş örtüleri başbakan ile cumhurbaşkanı eşlerinin taşıdıkları örtüler olmuştur.

Peki, Anadolu’da nasıldır baş süsle-meleri? Ne anlam ifade eder?

İnsanlar baş süslemeleri yoluyla bir-birleri ile nasıl iletişimde bulunurlar?

Bazı bölgelerde baş süslemesi ile bir kadının evli, bekâr, nişanlı ya da söz-lü olup olmadığı anlaşılır. Bekâr genç kızlar saçlarını gösterebilirler, daha süslü baş örtüleri bağlayabilirler. Evli kadınlar genellikle daha sade ve daha kapalı baş örtüleri taşırlar. Her iki hal-de de kadının yüzü açıktır.

Birçok bölgede yas tutan kadın baş bağlamasından belli olur; yas tutan kadın, kimi yörelerde beyaz, kimi yö-relerde siyah, süssüz, oyasız, sade baş örtüsü taşır . Başına üçgen şekil-de koyduğu örtünün üzerine alın üze-rinden başının etrafına ikinci bir örtü daha bağlar. Bu tür bağlama, kadının hem yas tuttuğunu hem de hasta oldu-ğunu ifade eder.

Gelin baş süslemesi her zaman ayrı-calıklı olmuştur. Bazı yörelerde gelin süslenirken, başa al, yeşil krepler çe-kilirdi. Al, gelin olmayı, yeşil ise soylu-luğu belirtirdi. Geline baş bağlama gü-nünde uzun bir çeki takılırdı. Bu çeki, iki kişinin bir olmasını, erkekle kadının birleşmesini, eş olmasını sembolize ederdi. Bir yanı mavi, bir yanı pembe olan çekide, mavi erkeği, pembe ise kadını temsil ederdi. Yine eskiden, gelin başı süslemelerinde başın iki yanına takılan aynalar, kadının bahtı-nın açık olmasını, geleceğinin ‘’ayna kadar derin, ayna kadar parlak” olma-sını ifade ederdi. Başa bağlanan örtü-lerden; beyaz saflığı, kırmızı gelinliği, mor sevgiyi, mavi umudu ve yüceliği temsil ederdi. 350

OYALI DA YAZMA BAŞINDA ( 1 )

Page 42: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

42 DÜNYA’DAN

2008’de neler oldu?2008’de YitirilenÖnemli KişiliklerPOLİTİKA

Eski Endonezya Devlet Başkanı Hacı Muhammed Suharto 27 Ocakta, 86 yaşında öldü.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin kurucusu Corc Habaş 26 Ocakta, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Kolombiya Devrimci Silahlı Güçler’in (FARC) iki numaralı ismi Raul Reyes 1 Martta, 59 yaşında öldü.

FARC’ın kurucusu ve lideri, “Tirofijo” kod adlı Manuel Marulanda 26 Martta, 79 yaşında öldü.

Eski Vietnam Başbakanı Vo Van Kiet 11 Haziranda, 90 yaşında hayata veda etti

Polonya anti-komünist muhalefetinin büyük ismi ve eski Dışişleri Bakanı

Bronislaw Geremek 13 Temmuzda, 76 yaşında hayatını kaybetti.

Eski Avusturya Başbakanı Fred Sinowatz 11 Ağustosta, 79 yaşında yaşamını yitirdi.

Zambiya Devlet Başkanı Levy Mwanawasa 19 Ağustosta, 59 yaşında hayata veda etti.

1976’da Çin’i yönetmeye başlayan Çin Komünist Partisi’nin eski bir numarası Hua Guofeng 20 Ağustosta, 87 yaşında öldü.

ABD Başkanı seçilen Barack Obama’nın büyük annesi Madelyn Dunham 3 Kasımda, 86 yaşında hayatını kaybetti. SİNEMA

Avustralyalı aktör Heath Ledger 22 Ocakta, 28 yaşında yaşamını yitirdi.

Amerikalı aktör Richard Widmark 26 Martta, 93 yaşında hayata veda etti

Kızıl Kmerlerin elindeki tutsaklığı ve kaçışı, ödüllü “Ölüm Tarlaları” filmine esin kaynağı olan Kamboçyalı gazeteci Dith Pran 30 Martta, 65 yaşında öldü

Amerikalı senarist Jules Dassin 31 Martta, 96 yaşında hayatını kaybetti.

Amerikalı aktör Charlton Heston 5 Nisanda, 84 yaşında yaşama veda etti.

İtalyan senarist Dino Risi 7 Haziranda, 91 yaşında öldü.

Mısırlı sinemacı Yusuf Şahin 27 Temmuzda, 82 yaşında hayatını kaybetti.

Lübnanlı yönetmen Randa Chahal Sabbag 26 Ağustosta, 54 yaşında yaşamını yitirdi.

Amerikalı aktör Paul Newman 27 Eylülde, 83 yaşında öldü. MÜZİK-DANS

Avustralyalı şarkıcı Ivan Rebroff 27 Şubatta, 76 yaşında hayatını kaybetti.

Soul müziğin Amerikalı efsanesi Isaac Hayes 10 Ağustosta, 65 yaşında hayata veda etti.

Alman kökenli Arjantinli besteci Mauricio Kagel 18 Eylülde, 76 yaşında öldü.

Güney Afrikalı ünlü şarkıcı Miriam Makeba 10 Kasımda, 76 yaşında yaşamını yitirdi. EDEBİYAT-MEDYA-TARİH

Britanyalı bilim-kurgu yazarı Arthur C. Clarke 19 Martta, 90 yaşında öldü

Martinikli yazar Aime Cesaire 17 Nisanda, 94 yaşında hayatını kaybetti

Kırgız yazar Cengiz Aytmatov 10 Haziranda, 79 yaşında hayata veda etti.

Rus yazar Aleksandır Soljenitsin 4 Ağustosta, 89 yaşında yaşamını yitirdi.

Filistinli şair Mahmud Derviş 9 Ağustosta, 67 yaşında öldü.

Amerikalı yazar Michael Crichton 5 Kasımda, 66 yaşında hayatını kaybetti. GÜZEL SANATLAR-FOTOĞRAF-MODA

Amerikalı ressam, heykeltraş ve besteci Robert Rauschenberg 13 Mayısta, 82 yaşında yaşamını yitirdi.

Fransız modacı Yves Saint-Laurent haziranda, 71 yaşında öldü. SPOR-KEŞİF

Yeni Zelandalı dağcı, Everest Dağı’na çıkmayı başaran ilk insan Sir Edmund Hillary 11 Ocakta, 88 yaşında hayatını kaybetti.

İzlanda vatandaşlığına geçen Amerikalı şampiyon satranççı Bobby Fischer 18 Ocakta, 64 yaşında yaşamını yitirdi. DİN

Rus Patriği, Rus Ortodoks Kilisesi’nin lideri 2. Aleksiy 5 Aralıkta, 79 yaşında öldü.

2008’in 10 BüyükDoğal Afeti Ve KazasıMYANMAR’DA KASIRGA2 Mayıs 2008 gecesi Nergis kasırgası hızı saatte 240 kilometreye varan rüzgarlarla Myanmar’ın güneybatı kıyısını vurdu. Ertesi gün doğuya doğru ilerleyen kasırga ardında 138 bin ölü ya da kayıp insanla 2,4 milyon felaketzede bıraktı. Kasırga, ülkenin en büyük kenti Yangon başka olmak üzere çok büyük maddi hasarlara da yol açtı. 1962’den beri iktidarda bulunan askeri cunta, gönderilen uluslararası yardımları bloke etti ve sonunda dünyaya en kapalı ülkelerden biri olan Myanmar’a uluslararası yardımların sokulması görevini ASEAN’a emanet etti. ÇİN’DE DEPREM12 Mayıs 2008’de Çin’in güneydoğusundaki Sichuan eyaletinde Richter ölçeğine göre 8 büyüklüğünde meydana gelen deprem, ardında 88 bin ölü ya da kayıp bıraktı. 375 bin kişinin yaralandığı deprem yüzünden 5 milyon insan evsiz kaldı. Çin’de 32 yıldır meydana gelen

en şiddetli depremden 50 bin kent ve köy etkilendi. Hasarın giderilmesinin maliyeti ise 245 milyar dolar açıklandı. HAİTİ’DE TAYFUNLARHaiti, ağustos ve eylül aylarında 4 tayfun ve tropikal kasırga felaketiyle sarsıldı. Art arda Fay, Gustav, Hanna ve Ike tayfun ve tropikal fırtınaları 800’den fazla insanın ölümüne bir milyon civarında insanın da felaketzede durumuna düşmesine neden oldu. FİLİPİNLER’DE TEKNE FACİASI21 Haziran 2008’de başkent Manila’dan Cebu’ya gitmek üzere demir alan MV Princess of the Stars adlı feribot, Sibuyan adası açıklarında Fengshen tayfununun neden olduğu dev dalgalara yenik düştü. 862 yolcusu bulunan feribottan sadece 57 kişi kurtuldu. Feribotta yüksek derecede toksik madde bulunduğunun öğrenilmesi üzerine de faciadan 4 gün sonra arama kurtarma çalışmaları sona erdirildi. ÇİN’DE TOPRAK KAYMASI8 Eylül’de Çin’in kuzeyindeki bir köyde, meydana gelen toprak kaymasında 262 kişi öldü. Şanksi eyaletindeki Taoşi köyünde toprak kaymasının, kaçak bir madene bağlı küçük bir barajın çökmesi sonucu meydana geldiği açıkladı. İSPANYA’DA UÇAK KAZASI20 Ağustosta İspanya’da ülkenin son 25 yıldaki en büyük uçak kazası meydana geldi. İspanyol havayolu şirketi Spanair, kalkış sırasında pistten çıkınca 154 kişi hayatını kaybetti. HAİTİ’DE OKUL ÇÖKTÜ7 Kasımda Port-au-Prince’in varoşlarından birinde okul binasının çökmesi sonucu 91 kişi öldü, 162 kişi yaralandı. 5 gün sonra bir başka okul binası kısmen çöktü, 9 kişi yaralandı. ÇİN’DE TREN KAZASI28 Nisanda Pekin’den kalkan ekspres tren, Zibo kenti yakınlarında bir başka yolcu treniyle çarpıştı, 70 kişi öldü, 400’den fazla kişi yaralandı. Kaza, Çin’de son 10 yılda meydana gelen en büyük tren kazası olarak tarihe geçti. BURKİNO FASO’DA TRAFİK KAZASI15 Kasımda Fildişi Sahili vatandaşlarını taşıyan bir otobüsle şeker yüklü kamyonun çarpışması, 69 kişinin ölümüne yol açtı. Otobüsteki 92 kişinin kakao ve kahve tarlalarında çalışmak üzere bu Burkino Faso’da bulunduğu belirtildi. CALIFORNIA’DA YANGINLAREkim ortasında ABD’nin California eyaletinde başlayan ve rüzgarın da etkisiyle yayılan yangınlarda 1 kişi öldü, 7 bin 700 hektarlık alan 5 günde kül oldu. 12 Kasımda Los Angeles ve Santa Barbara bölgesinde çıkan 3 yangın da 800 evi yıktı ve 17 bin hektar alana zarar verdi.

2008’in tuhaf olaylarıNijerya’da 84 yaşındaki Muhammedu Bello Masaba, 86 eşinden 82’sini şeriat uyarınca boşamayı kabul etti. Şeriat mahkemesi Masaba’dan, şeriat kanunları erkeklerin 4’ten fazla evlenmelerine izin vermediği için eşlerinin 82’sini boşamasını istedi. Verilen sürede Masaba, eşlerini boşamadığı için gözaltına alındı. Eşlerinin sayısını 4’e indirmeye ilkin yanaşmayan Masaba, din adamlarıyla yaptığı son müzakere sonunda 4 eşli olmayı kabul etti.

Brezilya’da, içine yerleştirilen küresel yer belirleme sistemi (GPS) sayesinde erkeklerin eşlerinin yerini bulmasını sağlayan korseler 800-1100 dolardan satışa sunuldu.

Yunanistan’da, hava kontrol bölümünde çalışan kişinin uyuyakalması yüzünden, inmeyi bekleyen iki uçak “havada asılı kaldı.” Havaalanı müdürünün uykuya dalan kişinin arkadaşını aramasıyla, uçaklar yarım saat havada bekledikten sonra indi.

Lübnan’da, balık lokantasında çalışan oğluna yardım eden kadın, bir istiridyenin içinde 26 inci buldu.

ABD’de, 10 yıl önce cinsiyet değiştirerek tamamen erkek görünümüne kavuşan Thomas Beatie, sağlıklı bir kız dünyaya getirdi. Beatie, 2. bebeğine hamile.

Polonya’da, bir demiryolu bekçisi, 45. yaş gününü kutlarken fazla alkol alıp hemzemin geçitte araçları “içinden geldiği gibi” durdurunca tutuklandı.

ABD’nin Oregon eyaleti sahilinde bir genç kızı, romantik bir ortamda evlenme teklifi alacağı sırada dalgalar kaptı.

Güney Kore’de bir kadın, estetik saplantısı yüzünden yüzüne yemeklik yağ enjekte ettirince tanınmaz hale geldi.

Endonezya’da, 15 yaşındayken kazara dizini kesmesinden sonra vücudu beklenmedik ve kontrol altına alınamayacak şekilde “ağaçlaşmaya” başlayan ve “ağaç adam” lakabını alan Dede adlı 37 yaşındaki bir kişi, artık ellerini kullanabiliyor. Kollarındaki kabuğa benzeyen derinin alındığı operasyondan sonra, yardım almadan yemek yiyebilen, su içebilen ve cep telefonuyla mesaj yollayabilen Dede, artık evlenmek istiyor.

Kaçırma eylemleriyle mücadele uzmanı Amerikalı Felix Batista, silahlı bir grup tarafından Meksika’da kaçırıldı.

Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi, 14 Aralıkta Irak’a sürpriz ziyarette bulunan ABD Başkanı George Bush’un Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile düzenlediği basın toplantısı sırasında ayakkabılarını Bush’a fırlattı, ancak isabet ettiremedi. El Zeydi, Maliki’nin koruma görevlilerince, sorguya çekilmek amacıyla gözaltına alındı. Gazetecinin ayakkabılarına delil olarak el konuldu. El Bağdadi televizyonu, muhabiri El Zeydi’nin serbest bırakılması için dünyadaki tüm gazetecilere dayanışma çağrısında bulundu.

Page 43: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

43YAZARLAR

Yılmaz AKAN

Orta noktasından yeşermeye başla-yan otu gözlemleyen, öyleyken otun üzerinde taşıyacağı ekine gücünü ve-recek besini havada uçuşan toprağı eşeleyerek bulacağına inanan bir dü-şüncenin göstergesi Monokl.İlk sayısından başlayarak, adeta bi-linçle donatılmış bir kaleydoskoptan çıkan görüntüleri bir noktasından ya-

kalayıp; onun için önceden oluşturdu-ğu monokl takmış göze saklamayı ve orada sinemadaki gibi belleğin çeper-lerine püskürttüğü parçalardan döner-ken gri görünen bütün nesnelerdeki gibi anlam atmış bilinç yapısı renkler kotarmayı arzulayan bir dergi.Monokl’unu takmış bir göz… Çoğalan, bitişik, bağlayıcı, kimi örtük ve arzu ile çevrelenmiş ve saklanmış zihin yapı-larına; onları dönerlerken gri göste-recek hareketlerini –kinema- verdiği için Monokl. Topaçın dönerken, hangi rengi taşıyorsa taşısın almayı unutma-dığı gri renk, Monokl’un yazın/düşün-ce düzleminde neyin taşıyıcı plonjesi olduğunu anlatmaya yeter. Düşünceye, üzerinde konuşulmadık bı-rakılmayan konulara, tartışma/okuma edimine hazırlanıyorken Monokl’unu takmayı ihmal etmeyen; böylelikle bi-linç içeriğine alacağı her şeye henüz o nesne uzaktayken onlarla arasına

nasıl gerileceğini önceden düşünme-den ince ipçiklerden bağlar oluşturan bir dergi.

Monokl, Hegel sayısından sonra La-can Özel Sayısı’na hazırlanıyor, eski bir Monokl Parlatıcısı olarak, dergiyi hazırlayan arkadaşlarıma çalışmala-rında başarılar diliyor; gri görünmedik tek bir bilinç yapısı bırakmayana kadar dönüşlerinin devamını arzuluyorum.

Bu ayki yazımı, Sevgili ‘Şapka Sakla-yıcısı’ dostum Melih Cevdet Anday’a henüz şapkasına gömülmemişken okumaya cesaret edebildiğim bir şii-rimsi ile noktalamak istiyorum:

Rue de I’Abbaye’e girmeden,13 yaşında koşarken..Farklı yüzyıllar, istiflenmiş zamanlar.Sokağa kapan yapılar.Vitrayları arasında gizlenen katedral,

P.’un odasında, çekmeceli yazı masa-sında hangi sözcükler yaşar?

Orak, kollarını uzatmıştırBalta, altta kalanı yere düşürmüştür..

Dil, uzar uzar

Simone olsun adı, biri sokakta yürü-sün Yvette, sussun!

Tarla olamaz, sürme çekmemiş,Orman olamaz, ağacın biri kapatıyor önünü,

Kaldırımın taşları mermerdenkesik çizilmemiş kır..

Eulalie, bütün sır onun yüz çizgilerinde kına kapatmaz,

O, Yves için tıkıyor gülüş yollarını..

344

Nurcan Durmuş

Kadınlarda, beyin sağ yarımküre-sinin baskın ve etkili oluşu, beyin yarımküreleri arasında güçlü ve sıkı bağlantı, duyguların düşünce-ye aktarılmasını, dille, konuşarak anlatılmasını kolaylaştırır.

Kadınlar, duygularını anlatmak için düşlemlerinden, fantezilerinden, imge-lerinden kaynaklanan, kimi kez abartı-lı, değişik anlamlara gelen, simgesel yükü olan sözcükler kullanırlar. Buna karşın, erkekler bu sözcükleri, sözlük karşılığındaki gibi anlarlar. Bu nedenle kadınlar erkekleri “anlayışsızlıkla”, er-kekler kadınları “gerçekçi olmamakla” suçlarlar. Örnek olarak, kadın beğen-diği bir takıyı almak için “Ali’nin eşi çok gösterişli, pahalı bir kolye takmış, gözlerim kamaştı” diye anlatmaya ça-

lışır. Eşi bu sözü, “Ali’nin eşi gösterişi sever” diye, anlar.

Kadınlar duygularını, ilgilerini, sevgi-lerini, kızgınlıklarını, öfkelerini bütün davranışlarına yansıtır, fantezileri, imgeleri ile bezeyip sözcüklere akta-rırlar. Erkekler gerek gördüklerinde ya da gerek görüldüğünde yalın sözcük-lerle dışarı yansıtırlar. Kadınlar, duy-gularını, düşüncelerini başkalarıyla paylaşmak ister. Erkekler paylaşmayı zayıflık olarak düşünür. Kadınlar, ön-celikle ve özellikle ilgi, sevgi, saygı, anlayış, bağlılık, beğenilme, güven, haklı olma, desteklenme, dayanışma bekler. Erkekler, güven, kabul, onay, övgü, takdir ister. Engel aşma ve so-run çözmede kadın, kaygısını, korku-sunu başkalarıyla paylaşır. Çözüm yolu, yöntemi arar. Buna karşın erkek kaygısını, korkusunu saklar. İletişimi kısıtlar, içine kapanır.

Kadınla erkeğin düşünce sürecindeki faklılık, olaylara bakışı ve yorumu de-ğiştirir. Aşağıdaki örnekler gülmece niteliği de taşısa bu farkı açık seçik ortaya koymaktadır.

Erkeklere göre kadın;

* İyi giyinirseniz, “çapkınsın”, der.

* Giyiminize dikkat etmezseniz, “zevk-sizlikle” suçlar.

* Kıskanırsanız, “huyun kötü”, der.

* Kıskanmazsanız “sevmiyorsun”, der.

* Arkadaşınızla buluşursunuz adı “ih-mal” olur.

* O buluşur, “Bizim kızlar”, olur.

* Siz başka kadına bakacak olsanız “gözleriniz oyulur”.

* Başka bir adam ona baktığında adı “hayranlık” olur.

* Konuştuğu anda dinlenmek ister. *Dinlediğiniz anda, “Neden konuş-muyorsunuz?” der.

* İltifat edersiniz “yalan”, der.

* Iltifat etmezseniz “bırakır gider”.

* Her isteğine evet derseniz “karak-tersiz” olursunuz.

* Karşı çıkarsanız “anlayışsız.”

* Çok yanına giderseniz “sıkıldım”, der.

* Az giderseniz “küser.”

* Erkekler sabah uyandıklarında ak-şam yatağa girdikleri gibi görünür-ler. *Kadınlar ise gece boyunca her

nasıl olursa çirkinleşirler.

* Bir erkekle mutlu olmak için onu çok anlamak, az sevmek gerekir.

* Bir kadınla mutlu olmak için ise onu çok sevmek ve hiç anlamaya çalış-mamak gerekir.

* Bir kadın bir erkekle değişeceğini umarak evlenir, ama erkek hiç de-ğişmez.

* Bir erkek bir kadınla değişmeyece-ğini umarak evlenir ama kadın deği-şir.

* Kadın bir koca buluncaya kadar ge-lecekten endişe eder.

* Erkek bir eş bulduktan sonra gele-cekten endişe eder.

* Erkeğin kadını anlamadığı sadece iki dönem vardır: Evlilik öncesi ve evlilik sonrası.

* Evli erkekler hatalarını unutabilirler. Çünkü iki kişinin aynı şeyi hafızasın-da saklaması ekonomik değildir.

Kaynak: Akıl İle Düşünce Gücü - Prof. Dr. Öz-can Köknel, Altın Kitaplar Yayınevi.352

Monokl, Melih Cevdet ve Şapkasız Şiir

Kadın-Erkek Arasında Duygu-Düşünce Farkı

Bize Yazın...Yayınlarımızın kalitesini artırabilmek için tüm okurlarımızın görüş ve düşüncelerine ihtiyacımız var. Gazetemizin E-Mail adresine

düşüncelerinizi yollayabilirsiniz. [email protected]

Page 44: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Huzurlarınızda Pusula’nın Yeni İnternet SayfasıTıklayın her konuda anında bilgi sahibi olun!

www.pusulaswiss.ch

Pusula Gazetesine Abone Olmak İçin Son Şans!1 Yıllığına 10 Frank Ödeyin İsviçre’den haberiniz olsun.

İsviçre politikasıHukuk köşesiKültür-Sanat sayfalarıSpor haberleriVe daha fazlası...

1 Yıl Abonelik10 Frank

Dikkat: Abonelik kampanyamızbu ay sona ermektedir.

Page 45: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

45BİLGİ & EĞLENCE

Yalnız Çinlilerin değil, Orta ve Güney-doğu Asya’da yaşayanların, Japonla-rın hatta Eskimoların da gözleri çekik-tir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapakları-dır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırk-larda, gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım,

insanların gözlerini yoğun kar tabaka-sının göz kamaştıran ışığından koru-mak için bir çeşit kar gözlüğü gibi ge-lişmiştir. Çin’de ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da, onların atalarının buzul çağında ku-zeyde yaşadıkları, daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgâra karşı ko-

runmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlı-dır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı ko-rur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Was-hington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider.

Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba ata-rak, hızla geçer, gider. Birkaç dakika

sonra, bir başka adam duraklayıp, eği-lerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder. En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan ço-cuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dik-katle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dö-nüp dönüp kemancıya bakarak, çare-sizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafın-dan yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca keman-

cının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessiz-lik hakim olur ve kimse onun durduğu-nu fark etmez, alkışlamaz.

Hiç kimse onun dünyanın en iyi ke-mancısı Joshua Bell olduğunu ve elin-deki 3,5 milyon dolarlık kemanla, ya-zılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metro-daki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri orta-lama 100 dolara satılmıştı...

Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell’in öylesine bir kılıkla metroda

keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algıla-yabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortam-da, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi...

Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisye-ni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakika-mız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyo-ruz acaba?

n satır ve n sütundan oluşan bir kare düşünün. Bu karenin her kutucuğuna, 1’den kutu sayısına kadar öyle pozitif tam sayılar yazalım ki, satır toplam-ları ile sütun toplamları aynı olmakla kalmasın, köşegen toplamları da aynı sayıya eşit olsun. Bu karelere, sihirli kareler deniyor. Bir örnek olması için 3x3 sihirli karesini ele alalım:

9 kutucuktan oluşan bu sihirli karenin acaba satır/sütun/köşegen toplam-ları kaç olmalı? Ya da acaba sadece bir çözümü mü var, değişik toplamlar için değişik çözümler olabilir mi? N=3 durumunda n 2 =9 kutucuk var. O hal-de yazacağımız sayılar 1’den doku-za kadar olacak. 1’den dokuza kadar olan sayıların toplamı 9x10/2=45’dir. 45 toplamı, sütun toplamlarının top-

lamına, yani 3 sütunun toplamlarının toplamına veya 3 satırın toplamlarının toplamına da eşit olacaktır. O halde 45/3=15 her sütun ya da satırın top-lamı 15 olacaktır. O halde 3x3 bir ka-renin kutucuklarına 1’den 9’a kadar sayıları öyle yerleştiriniz ki satır, sütun ve köşegen toplamları 15 olsun.

Aynı soruyu 4x4 bir kare için, 5x5 kare için.... nxn kare için deneyelim! Bir ipu-cu verelim:4x4 sihirli kare için toplam-lar 34 olacak. Göç eden yaban kazlarının ha-vada süzülürken “V” şek-linde bir formla uçtuklarını görmüşsünüzdür... Bilim adamları kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar ve ; 1-) “V” seklinde uçulduğunda, uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için, onu kaldıran bir hava akımı ya-ratıyormuş. Böylece “V” şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirleri-nin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzilleri-ni % 70 oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.

Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.

2-) Bir kaz, “V” grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların yarattığı hava akımının dışın-da kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu şekilde devam ediyor. Kıssadan Hisse: Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişi-ni ve işbirliğini sürekli kılarız. 3-) “V” grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu du-rumda en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında yer almış oluyor. Kıssadan Hisse: Yaptığı-nız her işi, yeri ve zamanı gel-diğinde başkasına bırakmak gerekiyor

4-) Uçuş hızı yavaşladığında geri-deki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar. Kıssadan Hisse: İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız. Bun-dan alınmamalıyız; tam aksi-ne, böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız. 5-) Gruptaki bir kuş hasta-lanırsa ya da bir avcı tara-fından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kuşa yardım et-mek üzere gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta / yara-lı kazın yanına gidiyor. Tek-rar uçabilene (ya da eğer ölürse, ölümüne kadar) onun-la beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine baş-ka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şe-kilde katılmak isteyen kazları reddet-miyor...

Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çin sesiyle tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla kokla-ma; eliyle dokunma ve çin sesiyle işit-me. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır.

2) Antik çağlarda bir insanın düşmanı-nı yemeğe davet edip, ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi, içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun ken-di kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir

böyle bir durumda ev sahibine güveni-ni göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çin sesiyle içkiyi denemeye gerek ol-madığını gösterirdi.

FIKRATemel kamyon şoförlüğü yapmaktadır. Yokuş aşağı gittiği bir gün kamyonun freni patlar. Biraz aşağıda keskin bir viraj olduğundan, sağa veya sola saparak kamyonu durdurmaktan başka çaresi yoktur. O sırada, yolun sağında bir çocuk top oynamakta, solunda ise Pazar yeri kurulmuş, yüzlerce kişi yapmaktadır. Kamyonu sola sürse yüzlerce kişi, sağa sürse sadece bir çocuk ölecek.Temel; ‘‘Pazar yerine girip yüzlerce insanı öldürmektense sadece çocuğu öldürürüm daha iyi.’’ diye düşünüp; ‘‘Çocuk ölsün, çocuk ölsün..’’ nakaratını tekrarlayarak, kamyonu çocuğun üzerine sürer.Ertesi günkü gazetelerin birinci sayfalarında hep aynı manşet vardır; ‘‘ Vahşet! Freni patlayan kamyon pazar yerine girdi. 35 ölü, 125 yaralı.’’Haberin altında ise Temel’in şu açıklaması yer alıyor: ‘‘ Ne olduysa, çocuğun pazar yerine doğru koşmaya başlamasından sonra oldu.’’

Çinlilerin Gözleri Neden Çekiktir?

Joshua Bell’in Kelepir Konserine alıcı olmadı

Şarap Kadehi Neden Tokuşturulur

15

15

15

1515 15 15 15

SİHİRLİ KARELER Kıssadan Hisse

Page 46: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PUSULA MEDIACOM DURMUS AG’ NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR - Nr. 014 - Januar 2009 - www.pusulaswiss.ch

46 BULMACAC

enge

l Bul

mac

a

Kişiy

isa

ldırı

dan

koru

yan

kişi

Rady

umun

simge

si

İl Favo

ri

Yad

etm

e

Top

oyun

uka

rşılaş

mas

ı

Bir r

enk

Bilg

ide

rlem

esi

Kara

kter

Ağaç

larla

kapl

ı gen

işala

n

Ceyla

n

Kara

deni

z'de

içden

iz

Sunm

a

Voley

bold

avu

ruş b

içim

i

Uzak

lıkan

latır

Arjan

tinpl

akas

ı

Sinem

ada

arka

dan

yapı

lançe

kim

Altın

değ

eröl

çüsü

Futb

oloy

nana

n ala

n

Bedd

ua

Üstte

ki ün

lü ak

tör

Büyü

kka

myo

n

Züm

re

Kuyr

ukso

ku-

mu

kem

iği

Oy

İnek

Aske

rlikt

e en

büyü

k aşa

ma

Taba

bet

dokt

orlu

k

Özen

siz

Vuru

şma,

çatış

ma

Güne

y Afri

kapl

akas

ı

Ç.Kale

de sa

va-

şan ya

banc

ılar

Eski

dild

eda

mar

Rio

de Ja

ne-

iro (k

ısa)

Rom

anya

plak

ası

Kilo

ampe

r(kı

sa)

Kuşla

rdak

ika

tı Isı

Lider

, ön

der

Gözd

eca

nlılık

Daya

k, kö

tek

Sebz

e adı

Süslü

ça

rdak

Parla

kkır

mızı

Bary

umun

simge

si

Lokm

anru

hu

Trop

ikal

bölg

e ağa

Bir b

ağlaç

Buzd

an ya

-pı

lmış

Eski-

mo

kulü

besi

Yırtı

cı bi

r balı

k

Çağl

ayan

Gönd

erm

e

Mas

al ku

şu

Bir il

imiz

Cetv

el tü

İri ta

neli

misk

etüz

ümü

Vilay

et

Doğu

Anad

olu'd

aırm

ak

Bir b

itki

Pullu

bir

balık Su

Sır sa

klaya

n

Sadi

st

Bir m

üzik

aleti

Şenl

ik,ba

yram

kem

eri

Serü

ven

Tahı

lıay

ıklay

andö

ner k

albur

Türk

müz

iğin

debi

r mak

am

Boyu

nbağ

ı

Bir il

imiz

Ribon

üklei

kasit

(kısa

)

Bahç

ede ç

içek

dikile

n yer

Sana

yi

Arna

vutlu

kpl

akas

ı

İsyan

eden

Dara

Bayr

ak

Fin h

amam

ı

Kötü

lük

Orta

oyu

nuoy

nana

n ala

n

Avru

pa'da

bi

r ülke

Çek b

aşke

nti

Topl

uişb

ırakım

ı

Açıkl

ama

Değe

r ve

önem

bakım

ında

nba

şta g

iden

Seyy

are,

plan

et

Kaba

ca ev

et

Alt r

esim

deki

sana

tçım

ız

Leyla

k ren

gi

Eski

bir

TV d

izisi

Polis

mer

kezi

Çana

kka-

le'ni

n ilç

esi

Çin

satra

ncı

Gözü

n ağ

taba

kası

Men

gene

,ba

skı

Ses

İri ta

neli

beze

lye

İlkel

silah

Bir s

üsbi

tkisi

Dökm

ede

mir

Long

Play

(kısa

)

Baca

k arka

-sın

daki

sinirle

r

Ege'd

eYu

nan

adas

ı

Sevin

ç,ra

hatla

ma

ünlem

i

Evre

nsel

alıcı

kan

grub

u

Tarik

at ya

da

sana

tınku

rucu

su

Alışk

anlık

Fırtın

aan

lamın

daye

rel s

özcü

k

Vahş

i

Teni

soy

nam

aar

acı

Bir n

ota

Yazlı

k

Ülke

Çok t

ehlik

eli

Türk

müz

iği

mak

amı

Yakıl

acak

irisa

man

Bir t

ür g

emi-

ci dü

ğüm

ü

Halk

edeb

i-ya

tında

uya

k

Boyu

n eğ

me

Çağ

Bird

enbi

re

Müs

aade

“Mah

mut

…”

( şam

. rahm

etli

güreş

çimiz)

Bir n

ota

Müs

lüm

anlık

şartı

Yat li

man

ı

Muk

avele

Kum

falı

RUHS

AR Ö

CAL

CHAR

LİE C

HAPL

İN

Page 47: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

Her renk ve desende 79.- Frank‘tan başlayan Fiyatlarla

Bellis sallananBebek karyola

çeşitleri.

Eviningüzelliğine

önemverenlerin

ilktercihi !

Önce Bebek karyolası Sonra Genç odası

Gemlik Zeytin5.90 CHF

Gazi Peynir11.90 CHF

ÇupraSürpriz Fiyat

Hamsi5.90 CHF

El Havlusu1.90 CHF

Nevr

esim

Takım

ı

Çift kişilik 19.90 CHFTek kişilik 17.90 CHF Masa Örtüsü

4.90 CHF

Ocak Ayın‘da Büyük İndirimler Sizleri bekliyor!

Page 48: Nr014 - 01.2009 _PusulaGazete_web

PU

SU

LA M

ED

IAC

OM

DU

RM

US

AG

’ NİN

KAT

KIL

AR

IYLA

HA

ZIR

LAN

MIŞ

TIR

- N

r. 01

4 - J

anua

r 200

9 - w

ww

.pus

ulas

wis

s.ch

GEMINI INTERNATIONAL SCHOOLS OF SCHWYZWiesenstrasse 24 - CH-8807 Freienbach - Dilara Amitoski 079 415 94 39

www.gemini-school.com - E-Mail: [email protected]

Ayrıntılı bilgiler için bizi aramanız yeterli olacaktır.

Dilara Amitoski

Çocuklarına kaliteli eğitim yaptırmak isteyen tüm ailelerin dikkatine. Artık çocuklarınızı Türkiye'ye yollamanıza, onlar için çok büyük masra�ar yapmanıza gerek yok. Bize gelerek onlara iyi bir gelecek hazırlayabilirsiniz.

Eğitimde uygulanan metodlar: Hayatın içindeki çeşitli durumlara göre bir bireyin nasıl davranması gerektiği öğretilir. Bu amaçla ilköğretim ve ortaöğretim programlarında, önceki sını�arda kazanılmış becerilerin sosyal hayat içinde de ilişkilendirilmesi metodu uygulanır. Böylece öğrencilerin sahip oldukları yetenek-lerini keşfederek, bu yetenekleri, okul saatleri dışında ihtiyacı olan insanlarla paylaşmalarına teşvik eder yardımlaşmayı artırır.

Yabancı dil eğitimi: Yabancı dil bilmenin gerekliliğini göz önünde bulunduran eğitim anlayışımızda öğrencilerimiz İngilizce, Almanca, Çince, Arapça ve Rusça dillerini en üst düzeye taşırlar.

Gelişimsel Rehberlik: Öğrencilerin gelişim özellikleri ile ilgili farkındalığın sağlanması ve uygun davranışlar geliştirmesi hede�enmektedir.

Yatılı okul: 2009 yılında yatılı öğrenci kabul edecek olan yeni okulumuz hizmete girecektir.

Okul servisi ve öğle yemeği: Okul bünyesinde bulunan öğrenci servisi sayesinde, yakın bölgelerde oturan çocuklar Anne ve Babaları olmadan okula gidip gelme imkânı buluyorlar. Okulda çocuklar için kendi kültürlerine uygun öğle yemeği verilmektedir.

Çocuk yuvası: Okul bünyesinde, çalışan ailelerin küçük çocuklarını saat 7.30’dan akşam 18.00’e kadar uzman bakıcılara bırakabilecekleri bir yuva da bulunuyor.

Sosyal faaliyetler: Yılın değişik aylarında Kamp organizasyonları sunulan okulda Müzik dersleri, Bale, Golf, Aikido ve Thai Box gibi dallarda uzman hocalar tarafından eğitim veriliyor.

Gymnasium ve Sekundar okulları: Gymnasium ve Sekundar eğitimi için bize gelebilirsiniz. Dersleri kötü olan ve bu okullara gitme şansı az olan çocukları özel eğitimlerden geçirerek daha üst okullara hazırlıyor ve onlara her konuda yardımcı oluyoruz.

Ders ve ödev yardımı: Gemini Internatioal Scholls of Schwyz’de sadece iyi bir eğitim verilmekle kalmayıp, çocuklarınızın kötü giden derslerinde ödev ve ders yardımı da yapılıyor.

Mesleki Rehberlik: Öğrencilerin geleceği ile ilgili doğru kararlar almasında mesleki bilgilendirmeyi kapsamaktadır.

Eğitsel Rehberlik: Sınav kaygısıyla baş etme yolları, verimli ders çalışma yöntemle-ri, zamanı iyi kullanma ve sınav sistemiyle ilgili bilgilendirme yapılmaktadır.

Aile Danışmanlığı: Öğrenci - öğretmen ve veli işbirliğinin sağlanması amacıyla öğrencilerin aileleriyle ikili görüşmeler yapılarak gidişat hakkında ayrıntılı bilgiler verilmektedir.

Öğrencilerin akademik eğitimleri öncesinde temel kazanımları edindikleri çağdaş ve bilimsel bir yol izlenen orta öğretim birimlerinde öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı benimsenmektedir.

Çocuklarının uluslararası düzeyde eğitim almasını isteyen tüm ailelerin çocuklarına açık olan okulumuz �yat olarak diğer özel okullara göre daha uygundur.

Okulumuz sizleri bekliyor!