51
OKULA BİR KALA SANDRA PASENSYA YAZAN RİELLA ZALMA ÇİZEN

Okula Bir Kala

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Okula Bir Kala

OKULABİR

KALASANDRA

PASENSYA

YAZAN

RİELLA ZALMA

ÇİZEN

Page 2: Okula Bir Kala

Renkler Psikoeğitim ve ÖnemsiyoruzDerneği’'nin işbirliği ile hayata geçirilen İsim Şehir Çocuk, kısıtlı imkan ve yaşam

koşulunda, çocuğunun gelişimine dairbireysel danışmanlık alamayan ailelerinsorularına, gönüllü uzmanlar eşliğinde

destek sunmak için tasarlanan içerik kütüphanesidir.

Okula Bir Kala, çocukların okula geçişsürecinde yaşadıkları zorlanmaları ve

duygularını kaleme alan bir öyküçalışmasıdır.

İçeriğin hazırlanmasına katkı sunan Psk. Dan. Demet Ersen'e

teşekkürlerimizle...

www.isimsehircocuk.com

Page 3: Okula Bir Kala

ÖYKÜBir arkadaş edinme öyküsü

Yorganın kıvrımlı yerlerinden tutup, kafama kadarçekmeyi çok seviyorum. Unutmak istediğim tüm kötüdüşünceleri uzaklaştırıyor benden. Midemde bir ağrı,

ellerimde soğukluk var sanki. Yatağın içinde bir oyana, bir bu yana dönüyorum. Belki geçer diye...

Bu arada, adım Öykü. Ayrıntılarıyla anlatılan olaydemekmiş. İsmimle her çağrıldığımda, şu saniye

Dünya üzerinde hangi öyküler yazılıyor düşünmedenedemiyorum. Acaba benim gibi başka birileri de bu

gece kendi öykülerinde benim gibi keyifsizhissediyorlar mıdır?

Page 4: Okula Bir Kala

Yarın okul var ve ben bu iyihissettirmeyen duyguyla bir türlü başa

çıkamıyorum.

Üzüntü desem değil, korku desem değil. Bir bulmaca gibi zihnimde dolanıyor.

Neler bekliyor beni yarın?

Çok uzun zaman oldu okulumdan uzak kalalı. Neler değişmiştir acaba?

Arkadaşlarım neler geçirmiştir yaşamlarında?

Sınıfım da değişti bu sene. Yeni kişilerle nasıl tanışacağım ben?

Üstelik arkadaş edinmek benim için hep çok

zor olmuşken...

Page 5: Okula Bir Kala

Yatağın içinde zihnimden geçensorulara çözüm üretmeye çalışırken,

kapımın aralandığını duydum.

Annem her akşamki sohbetzamanımızda yaptığı gibi, elinde en

sevdiğim kitabımla içeri girdi.

“Bu akşam okumanı istemiyorumanne.” dedim elindeki kitabı

göstererek.

Page 6: Okula Bir Kala

Böyle anlarda annem nasılyaklaşacağını çok iyi bilirdi.

“Bu akşam biraz endişeli hissediyorolabilir misin?” diye yavaşça yanıma

oturdu gözlerimin içine bakarak.

Sesindeki yumuşaklık, bakışlarındakidikkat çok güvende hissettirmişti.

Soruyu tekrarladı. “Biraz endişeli

hissediyor olabilir misin?”

Çok uzun zamandır aradığım bireşyamı bulmuş gibi “evet”

diye bağırdım.

Aradağım kelime buydu “endişe”.Üzüntü desem değil, korku desem

değil. “Endişeliyim.” dedim.

Bu endişe midemde ağrı, ellerimdeterleme, bedenimde huzursuzluk

hissetmeme neden oluyordu.

Page 7: Okula Bir Kala

Annem benimle birlikte bu endişeyianlamak istiyordu.

Ellerimi avuçlarına aldığında “Şuanbiraz endişelisin, yarın nelerin seni

beklediğini bilmemek, gününün nasılgeçeceğinden emin olamamak seni

düşündürüyor.

Endişe ile kalabilmek bazen zorgeliyor. Seni anlıyorum ve buradayım."

dedi.

Page 8: Okula Bir Kala

Annem, "Biliyor musun? Seninyaşlarındayken, benim de annemle

oynadığım bir oyun vardı: soğuk ve sıcak.

Biz de seninle oynayalım mı?” diyerekanlaşıldığımı bir kere daha

hissetmemi sağladı.

Endişe sorularım belki hala aklımdaydılarama artık kendimi yalnız hissetmiyordum.

“Oynayalım tabii.” dedim hemen.

Annem oyunun kurallarını hızlıca anlattı.

“Birbirimize sorduğumuz her sorudadoğru cevaba yaklaştıkça “sıcak”, doğru

cevaptan uzaklaştıkça “soğuk” diyeceğiz.”

Bu fikir çok hoşuma gitmişti. Bazen

kendimi anlatmak, uzun cümleler kurmaköylesine zor geliyordu ki, annemin bir

tahmin oyunu önermesi çok rahatlatıcıydı.

Oyuna başlamak için hazırdım.

Page 9: Okula Bir Kala

Annem yatağın kenarından bana doğruuzanarak “Seni en çok endişelendirensoruyu tahmin edeyim mi? Ne dersin?”

diye sordu ve hızlıca başladı.

“Seni endişelendiren, yarın sabah erkenkalkacak olman olabilir mi?”

Soğuk, erken kalkmayı hiç sevmiyorumama beni endişelendiren bu değil.

“Seni endişelendiren, geçen sene seninle

dalga geçen çocuğu serviste görecekolman olabilir mi?

Soğuk, hem onunla biz barışmıştık.

“Seni endişelendiren, zorlandığın anlardadestek alacak birinin yanında olmaması

olabilir mi? Sıcak, yalnız hissetmeyi sevmiyorum.

“Galiba yaklaşıyorum. Seni

endişelendiren, öğretmenine kendiniyakın hissetmemen mi?” Soğuk, Zeynep

öğretmenimi seviyorum.

Page 10: Okula Bir Kala

“Seni endişelendiren, geçen senekiarkadaşlarının farklı sınıflarda olması mı?”Sıcak, onlarla vakit geçirmeye alışmıştım.

Şimdi zor olabilir.

“Seni endişelendiren, yeni sınıfındakiarkadaşlarının sana yakınlık göstermeme

ihtimali olabilir mi?” Sıcak diyebildim kısık bir sesle, annem

çok yaklaşmıştı.

“Seni endişelendiren, yeni sınıfındakiarkadaşlarının seni oyunlarına almama

ihtimali olabilir mi?” Sıcak dedim daha da küçülen sesimle.

“Bu ses tonu bana çok yaklaştığımı işaret

ediyor olmalı." dedi annem.

"Seni endişelendiren, seni sevmeyeceklerinidüşünüyor olman olabilir mi?”

Bu soruyu duyduğumda yorganımı üstüme

çekmiş, fısıltıyla “sıcak” diyebilmiştim.

Page 11: Okula Bir Kala

Annem “Orada kimse var mı?” diyerekyorganı araladığında, gözlerim dolu dolu,

arkadaşlarım tarafından sevilme endişemiyüksek sesle söyleyebilmiştim.

“Ne kadar değerli bu gözyaşların, endişene

sahip çıkman, onu yaşayabilme cesaretigöstermen ve akan yaşlarla bedeninin

rahatlamasına izin vermen... Sen kendiniseviyor musun?” diye sordu annem.

Bütün gece utandığım, kendime kızdığım vekendime olan güvenimin azaldığını düşünenben, annemin gözyaşlarıma gösterdiği ilgiile kendime verdiğim değeri yeniden fark

etmemi sağlamıştı.

“Kendimi çok seviyorum anne.” diyerekolduğum yerde zıplayarak anneme sarıldım.

Bu bir kutlama idi. Endişe kutlaması...

Page 12: Okula Bir Kala

Kendimi çok iyi hissediyordum.

Annem yavaşça ayağa kalktığında “Sonbir şey kaldı Öykü. Neyin seni

endişendirdiğini buldun. Endişene izinverip onun sana ne anlattığına baktın.

Son olarak, bu endişeli ne yapmakistediğine karar vermeye ne dersin?”

Benim adım Öykü, ben yepyeni hikayeleryazabilirim. Yarın endişem yanımdayken

de arkadaşlarımla tanışabilirim.

Annem yüzümdeki ifadeyi görmüşolacak ki “Yarın arkadaşlarınla doğaresimleri çizen Öykü'yü mü, yoksabirçok oyun fikri olan Öykü'yü mütanıştırmak istersin?” diye sordu.

Page 13: Okula Bir Kala

“Drama dersinde de iyiyim.” diyeekledim.

Annem gülümserken kendimdeki güçleri

yeniden keşfetmiş olmanın verdiğimutlulukla yastığa kafamı yeniden

koydum.

Annem odamın ışığını kapadığında,aklımda tek bir düşünce vardı: “Nerede

olursam olayım, yaşamımda kimlerolursa olsun,

kendimi çok seviyorum.”

Page 14: Okula Bir Kala

CESURBir kazanma-kaybetme öyküsü

Uyumak ne kadar zor bu gece. Öylesine heyecanlıyımki... Uzun bir yaz tatili sonrasında okula döneceğim

yarın sabah. Yatakta sırtımı yastığı dayamış, bağdaşkuran bacaklarımın önündeki satranç tahtasına heruzanışımda, teneffüslerde Can ile yaptığımız küçükturnuvalarımızı hayal ediyordum. Yarın uzun zaman

sonra Can ile tekrar görüşecektim ve güçlühissetmek için bu akşam prova yapıp kendimi

hazırlamam gerektiğini biliyordum.

Page 15: Okula Bir Kala

Sınıftaki arkadaşlar, Can’'ı Afacan diyeçağırırlar genelde. Çok hızlıdır Afacan.

Satrançtaki hamlelerini kimse tahminedemez önceden. Çok şaşırtır herkesi,çok da alkış alır çevresinden. Onun gibi

olmayı o kadar çok istiyorum ki,yenilmek hiç hoşuma gitmiyor.

Üstelik diğer arkadaşlarım tarafından“kaybeden” olarak görülmek beni çok

öfkelendiriyor.

Tüm bunları düşünürken, öfkeden sıkıcatuttuğum piyonun üzerinde bir sıcaklık

hissettim.

Başımı kaldırdığımda babamın şaşkıngözlerle bana baktığını fark ettim.

Page 16: Okula Bir Kala

“Burada öfkeden sımsıkı olmuş bir elgörüyorum.” dedi yanıma otururken.

“Uyumamışsın Cesur. Üstelik satranç

takımını da önüne aldığına göre,kendinle önemli bir turnuvan vardemektir.” dedi gülümseyerek.

Babam bazen kelimeleri dikkatlice

seçerdi.

“Kendimle turnuvam var baba.” dedimbir nefeste.

“Yenebilecek misin kendini?” diye

sordu aniden.

Page 17: Okula Bir Kala

Öfkemi nasıl göstermeyi tercih ettiğimegöre gücümün de belirleneceğinihatırlatırdı babam her seferinde.

Kontrol edemiyorum ki içimdeki öfkeyi,

geliyor işte öylece.

“Bilmiyorum. Bu tip oyunlarda rakibimtarafından nasıl göründüğümü bile

bilmiyorum.” dedim sesimi yükseltirken.

“Bana da biraz yer aç.” dedi babamsatranç tahtasında karşıma geçerken.

Bu akşam rakibim babam olacaktı.

Şaşkındım, hatta biraz endişeli amabunu ona belli etmeyecektim. Güçsüz

görünmeye hiç niyetim yoktu.

Hele babamın beni yetersiz görmesinihiç istemezdim.

Page 18: Okula Bir Kala

“Ben beyaz taşlarla oynamak istiyorum.”dedim babamdan önce.

Satranç, beyaz taşlarla başlar her

zaman. Üstelik babamdan önce bunusöylediysem, beyazlar kesin benim

olmalıydı.

“Ben de beyaz taşlarla oynamakistiyorum.” dedi babam sanki beni

duymamış gibi.

“Söyledim ya baba, beyazlar benim.”diye tekrarladım.

“Seni duydum oğlum. Ben de beyazlarla

oynamak istiyorum. Kendi fikrimisöyleyebilirim, değil mi?” dedi.

Page 19: Okula Bir Kala

Bir an duraksadım.

Okulda Can, beyaz taşları alıp,oyuna ilk kendisi başlamak

isteyince, hemen siyah taşlarıkendime alır, beyaz taşlarla

oynamak istediğimi söylemekaklıma gelmezdi.

Böylece oyundaki ilk öfkemi

kendime saklardım.

Page 20: Okula Bir Kala

Babam neler düşündüğümü tahmin etmişgibi cümlesine devam etti.

“Oyunlarda karar vermen gereken birçok

zaman olacak. Oyuna kimin ilk öncebaşlayacağı, hangi renk taşla

oynayacağın, kimin oyun fikrinin ilk önce dikkate alınacağı gibi...

Böyle anlarda arkadaşlarınla

uygulayabileceğiniz birçok karar vermeyöntemi var.

Çok merak etmiştim.

Page 21: Okula Bir Kala

“Seninle daha önce oynadığımız taş-kağıt-makas oyununu hatırlıyor musun?

Sen elinle kağıt işareti yapıp, arkadaşın

makas işaretini tercih ederse, senin kağıdınıkesebileceği için, oyuna o başlayacaktır.

Sen kağıt işaretini gösterdiğinde, arkadaşıntaş işaretini yapmışsa, kağıt taşı kaplayacağı

için oyun sırası sende olacaktır.”

Page 22: Okula Bir Kala

Babama sıkıca sarılmak istiyordum,bu yönteme bayılmıştım ama

konuşmasını bölmemek için dikkatledinlemeye devam ettim.

“Başka bir yöntem ise portakalı

soydum tekerlemesi...

"Portakalı soydum, başucumakoydum ben bir yalan uydurdum,

duma duma dum..."

"En sondaki “dum” kelimesinisöylerken sırayı sayan parmağın kimi

işaret ederse, sıra ondandır." diyeekledi babam.

Bu akşam babamdan öğreneceğim

ne çok şey varmış.

“Son olarak da, eğer yanınızda birzar varsa, kime büyük sayı gelirse,

onun oyuna ilk olarakbaşlayabileceğini de aklında

tutabilirsin Cesur.” diye hatırlattı babam.

Page 23: Okula Bir Kala

“Hangisini tercih edersin?”

Taş-kağıt-makas bana çok eğlenceligeliyordu. Hızlıca ellerimi arkamasakladım ve parmaklarımı elimi

kağıt işaretinde öne doğruçıkardığımda, babamın parmakları

ile makas şeklini yaptığını gördüm.

“Makas, kağıdı keser. Benbaşlıyorum.” dedi babam.

“Hayır. Ben ne olacağım?” diye

bağırdım öfkeyle.

“Çok öfkelendin, bir daha oyunabaşlama fırsatın olacak mı diyemerak ediyorsun.” dedi babam.

Aklımdan geçenleri okuyabiliyor

muydu acaba?

Page 24: Okula Bir Kala

“Bir sonraki turda sen beyaz taşlarlabaşlayacaksın.” dedi babam

gülümseyerek.

Sesim daha yumuşak bir tonu alarak“Tamam, öyleyse başlayabilirsin.”

dedim.

Babam oyuna başladı ve herhamlesinde giderek öne geçiyor,

taşlarımı ardı ardına alıyordu.

Kendimi öylesine çaresiz, yetersiz vebaşarısız hissediyordum ki...

Böyle güçsüz görünmek

istemiyordum.

İçimde giderek yükselen öfkeyi dahafazla tutamayarak, önümdeki taşlarıiterek, yüzümü yastığımla kapadım.

“Ben oynamayacağım.” diye bağırdımbabamın ne yapacağını merak ederek.

Page 25: Okula Bir Kala

Yüzümde kocaman yastığıhissederken, okulda Can'ın ilerleyen

her hamlesinde nasıl da sessizkaldığımı ve öfkelerimi yenideniçimde sakladığımı fark ettim.

Babam satranç tahtasının üstündedağılmış halde duran taşları olduğu

halde bırakarak yanıma geldi.

“Kendini iyi hissetmediğinigörüyorum. Oyunda hayal ettiğin

gibi ilerleyememek seni hayalkırıklığına uğrattı.”

“Evet.” diyebilmiştim sadece.

Page 26: Okula Bir Kala

“Hatırlıyor musun öfkeni nasılgöstereceğin gücünü de belirleyecek.”

derim hep.

Bugün farklı bir şey daha söyleyeceğimsana. “Öfkeni göstermek istiyorsun

çünkü bu oyunu önemsiyorsun.

Öfkenin içinde değerlerimiz saklıdır.Neyi istediğimiz, neyiönceliklendirdiğimiz...

Başarmayı öylesine çok istiyorsun ki,

öfken de o kadar büyük hissediliyor içinde.”

Page 27: Okula Bir Kala

Babama güvenebileceğimi

biliyordum artık.

“Başarmayı, arkadaşlarım tarafından

alkışlanmayı, onların beni sevmesini

çok istiyorum baba.” diyebildim

gözyaşlarımı silerken. “Öyleyse öfkeni

nasıl göstermek istersin?” diye

sordu babam.

“Oyundaki hamlelerim iyi gitmediğinde

ve öfkem giderek arttığında, kısa bir

ara isteyebilirim arkadaşımdan.”

dedim hemen.

“Kısa bir ara verdiğinde, neler yapmak

sana iyi gelir?” diye devam

ettirdi babam.

Page 28: Okula Bir Kala

“Çantamdan mataramı alıp suiçmek, tuvalete gidip yüzümü

yıkamak veya en sevdiğim süperkahramanın resmini çizmek, bana

iyi gelecek.” dedim.

“Sonra arkadaşınla oyuna kaldığınyerden devam edebilir misin

sence?” diye sordu babam merakla.

“Kendimi daha iyi hissedeceğim içindevam edebilirim.” dedim.

Page 29: Okula Bir Kala

“Harika, sana bir sır vereyim öyleyse Cesur.

Oyunu oynamaya başlamadan önce,gözlerini kapat ve oyunun sonunda

senin kazandığını hayal et. Gözlerini açve oyuna başla.

Oyunun nasıl gidiyor?”

“Nasıl gidebilir ki? Sonunu biliyorum,ben kazanacağım.” diyebildimcevabımdan emin olmadan.

“Eğleniyor musun?” “Pek değil çünkü sonunu biliyorum.”

diyebildim, bu sefer cevabımdan daha emindim.

"Öyleyse söyle bakalım. Kazanmak için

mi oynayalım? Yoksa sonunubilmediğimiz bir oyunu keşfetmek için

mi?” diye sordu babam satrançtahtamızı işaret ederek.

Page 30: Okula Bir Kala

CANBir zorbalık öyküsü

“Ağabeyim uyumuş mudur acaba?” diyedüşünmeden edemiyorum bu gece.

Acaba kalkıp bir baksam mı? Parmak ucunda yürüsem?

Çok da yakın yataklarımız, uyanırsa kızar mıacaba? Sırtını dönmemiş olsa göreceğim ama...

Öff... Uyuyamıyorum bu akşam. Ağabeyim nasıl uyudu bu kadar rahat?

O endişelenmiyor mu yarın için? “Dayanamayacağım, şansımı denemeliyim.” diye

düşünmüştüm parmaklarımın ucunda ilk adımı atarken.

Page 31: Okula Bir Kala

"Ahhh.. Bu da ne?” Yerde duranoyuncağımı ayağımın altından çekmeye

çalışırken, ağabeyimin “Can neyapıyorsun bu saatte?” diye soran

sesiyle donakaldım.

“Demek uyuyordu.” dedim içimdenuykulu bir sese nasıl cevap vereceğimi

düşünürken.

Diğer taraftan, ona şuan o kadarihtiyacım vardı ki. Biraz da sevinmiştim

uyandığına.

Tabii bu kısmı ona söyleyemedim.

Page 32: Okula Bir Kala

“Uyuyamadım ağabey. İyihissetmiyorum.” dedim yatağıma geri

dönerken.

“Neler oluyor Can Can.” diyerekarkamdan geldi ağabeyim.

Bana destek olacağı zamanlarda Can

Can diye seslenirdi hep.

Ne kadar farklı isimlerim var oysa ki...

Mesela sınıfta bana Afacan derler. Annemle babam için Canım'ım,ağabeyim için ise Can Can'ım.

Ağabeyimin adı ise Cem, aramızda dörtyaş var. Kendine güvenen, kolay kolay

korkmayan, çok güçlü biridir Cem.

Onun gibi olmayı hep çok istemişimdir.

Page 33: Okula Bir Kala

Yatağa yeniden uzandığımda,ağabeyim bir yandan neler

anlatacağımı duymak için banabakıyor, diğer yandan ise eline aldığı

hamur ile şekiller yapıyordu.

“Yarın okula gideceğim için çok iyihissetmiyorum Cem.

Birçok kişi kurduğum oyunlara

katılıyor, hatta söylediğim herşeyiyapıyor.

Sanırım sınıfın lideri gibi

görünüyorum ama yine de mutluhissetmiyorum.”

Page 34: Okula Bir Kala

“Ne seni mutlu hissettirirdi Can Can?”diye sordu ağabeyim hızlıca.

“Bizim sınıfta Cesur diye bir çocuk

var. Satrançta öylesine güzel hamleleryapıyor ki...”

“Sonra ne oluyor?” diye meraklandıağabeyim durgunlaştığımı görünce.

“Onu öyle görünce çok öfkeleniyorumve oyuna devam etmemesi için onun

cesaretini ve gücünü azaltacaktaktikler deniyorum.”

Cem gözleri büyüyerek bana

bakıyordu.

“Ne hissettiğimi bu kadar açıkanlatmalı mıydım?" diye düşünmeden

edemedim o an.

Page 35: Okula Bir Kala

Ağabeyim “Ne kadar endişeliolmalısın ki, arkadaşını

öfkelendirerek ve belki de üzerekgüçlü olabileceğini

düşünmüşsün.” dedi.

“Sanırım öyle.” dedim.

İçimi büyük bir utanç duygusukaplamıştı.

Devamını açıklıkla anlatmaya kararvermiştim. “Böyle anlarda Cesur oyunu

bırakıyor. Dolayısıyla ben kazanmışoluyorum.” dedim.

Cem, uzun uzun bana baktı.

“Sonuna kadar oynamadığınız bir oyunda,kendini kazanmış olarak mı sayıyorsun?”

diye sordu şaşkınlıkla.

Kendimi kandırdığımı öylesine iyibiliyordum ki, bunu ağabeyimin sorularıyla

bir kere daha fark etmek benidüşündürmüştü.

Page 36: Okula Bir Kala

“Can, sen her zaman karşındaki kişininne hissettiğine önem veren birisin.

Dolayısıyla, ne hissettirdiğine de...

Karşımızdaki kişiyi fiziksel veya

duygusal olarak kötü hissettirmeyitercih edersek, bize yeni bir isim

eklerler: Zorba. Afacan’'ı mı korumakisterdin yoksa Zorba olarak

çağrılmak mı?”

Afacan olmayı seviyordum. Birazhareketli, bazen şakacı ve eğlenceli.

Page 37: Okula Bir Kala

Cesur'u nasıl zor durumdabıraktığımı anlamıştım. Bazen dalga

bile geçiyordum onunla. SoyadıTombik'ti. Yanakları da biraz

tombişti. Sınıftaki diğerarkadaşlarımın dikkatini çekmek ve

ne kadar güçlü olduğumugöstermek için “Kim tombik? Cesur

Tombik.”diye tekerlemesöylüyordum.

Bunu duyan diğer arkadaşlarım daaynı ritmde eşlik ediyorlardı bana. Cesur ya ağlayıp uzaklaşır, ya dasessiz kalıp kimseyle konuşmazdı

böyle durumlarda.

Öyle anlarda içimde iyi bir şeyyapmadığıma dair bir his olsa da,

arkadaşlarımın yanımda olmaları vebana eşlik etmeleri beni çok güçlü

hissettiriyordu.”

Page 38: Okula Bir Kala

Ağabeyim cümlemin sonuna kadarsessiz ama dinler bir şekilde beklemişti.

“Öfke, korkumuzla baş etme

yöntemimiz oluyor bazen Can.

Ben de senin yaşındayken, sınıfarkadaşlarım oyun fikirlerimi

beğenmeyecekler diye endişelenir,kendi düşüncesini paylaşmaya

çalışanlara öfkeyle sesimi yükseltir,sessiz kalanlarla dalga geçerdim.

Kendi istediklerimi yaptırdıkça güçlü

olacağımı düşünür, çevremdekiinsanların beni çok güçlü gördüklerinihayal eder, kendimle gurur duyardım.

Bir süre sonra yanımda olan

arkadaşlarımın beni sevdikleri için değil,onlara da benzer şeyleri yaparım diye

korkudan benimle arkadaşlık ettiklerinifark ettim.”

Page 39: Okula Bir Kala

Ağabeyimin anlattıklarına çokşaşırmıştım.

“Nasıl fark ettin ağabey?” diye

sordum hemen.

“Bizim sınıfa o sene yeni bir çocukgelmişti. Adı Özgür’'dü. Matematikte

en zor soruları çözüyor, resimyarışmalarında hep onun resimleri

birinci oluyordu. Birçok kişiyezorlandıkları derslerde yardım

ediyor, onlarla arkadaş oluyordu.Onun oyun fikirlerini önemsiyorlar,onunla beraber zaman geçirmek

istiyorlardı. Giderek arkadaşlarımınbenden uzaklaştıklarını gördüm.”

Page 40: Okula Bir Kala

Ağabeyim anılarını anlatırken, oyıllara gitmişti sanki.

“Üzülmüş müydün?” diye sordum

hemen.

“Çok üzülmüştüm Can ama üzüntümüpaylaşacak bir arkadaşım bile

kalmamıştı yanımda. Belki de en çokkorktuğum şeyi o an yaşamıştım.”

“Neyi?” diye ekledim hemen.

“Yalnız kalmayı... Yalnız kalmamak,

sevilmek için öylesine çabaharcamıştım ki... Güçlü görünmekistememin tek nedeni daha çok

sevilmekti ve ben güçlü olmayı öfkeliolmak zannederken, aslında en büyük

korkumla baş başa kalmıştım.”

Page 41: Okula Bir Kala

Ağabeyim ile aynı şeyden korkuyorolmamız beni çok şaşırtmıştı.

Cümlesini tamamladıktan sonra banadönerek “Sen neyden korkuyorsun?”

diye sordu.

“Yalnız kalmaktan, ilgi görmemekten...

Sanırım sevilmemekten çok korkuyorumağabey.” dedim sesim titrerken.

Ağabeyim bana sıkıca sarıldığında,dakikalardır elinde şekiller yaptığı

hamuru bana uzattı.

“Bu hamur ile istediğin şekli yapabilirsin.Öfke ile bastırırsan ezilecek, mutluluk ile

dokunursan şekillenecek. Onunla neyapmak istediğine sen karar ver. Ben

hep buradayım ve seni seviyorum.” dedi.

Page 42: Okula Bir Kala

Karnımda bir ağrı, dönüp duruyorum yatakta.Yarın okul var. Ekran süresi yarından itibaren

yeniden gelecekmiş hayatıma. Annemle babamöyle söylediler akşam yemeğinde. Duyar duymazyemeği bırakıp odama koştum. O zamandan beri

de yatakta dönüyorum. Üstelik en sevdiğimyemek de vardı bu akşam, onu da yiyemedim.

Neden bütün üzüntüler beni buluyor? Neden bu yasaklar hep bana geliyor? Tabletteki oyunlarıma dalıp ödevlerimi

yapmayacağımı düşünüyorlar. Nereden biliyorsunuz?

BİLGEBir sorumluluk öyküsü

Page 43: Okula Bir Kala

Saatlerdir içimdeki öfkeylekonuşuyorum.

Annemle babam sorumluluklarımı yerinegetiremeyeceğimi düşünüyorlar.

Bana güvenmiyorlar.

Tam “Neden?” diye bağıracakken

anneannemin kapıdan uzanan beyazsaçlarını gördüm.

Her zamanki gibi sıkıca toplayıp topuz

yaptığı saçlarını düzelterek kapıyı tıkladı.

“Girebilir miyim Bilge?”

Anneannem hep çok kibardır, kapımıçalıp izin almadan adım atmaz odama. Annemle babamın ondan öğrenecek ne

çok şeyi var...

“Tabii anneanne.” diyebildim buruk birsesle. Bana ekranı yasaklayan annem ve

babamken, destek olmak için yanımagelen anneannem oldu bu akşam.

Page 44: Okula Bir Kala

“Yaprak sarmayı çok seviyorsunzannediyordum. Arkandan ağladılar

bu akşam.” diyen espirili sesiyleyaklaşmaya çalışıyordu anneannem.

Her zaman beni güldürmenin bir

yolunu bulurdu.

“Çok kızgınım anneanne. Dolmalarkadar ben de ağladım bu akşam.

Acaba annemle babam bununfarkında mı?”

“Konu şu içinde oyunlar olan akıllı alet mi Bilge Kız?” diye

soruverdi anneannem.

Page 45: Okula Bir Kala

Tablete akıllı alet, bana ise Bilge Kızdemeye bayılırdı anneannem.

“Onun adı tablet ve evet içinde oyunlar

var.

Hepsinden uzak kalacağım artık.”dedim yastığıma sarılarak.

Anneannem durumun beni çoküzdüğünü fark etmiş olacak ki,

düşünceli düşünceli gözlükleri düzelttibana bakarken.

Ne diyeceğini bilemediği zamanlarda

hep böyle yapardı.

“Konu şu içinde oyunlar olan akıllı aletmi Bilge Kız?” diye soruverdi

anneannem.

Page 46: Okula Bir Kala

“Ödevlerini yapmak sana zor mu geliyor,sıkıcı mı?” diye sordu anneannem.

Şaşırmıştım.

“Anneanne konu ekran sürem, ödevler

değil.” dedim hızlıca.

“Konu senin neye ihtiyacın olduğu BilgeKız. Günün hangi zamanında, ne

yaparken, nasıl hissettiğini bulabilirsek,bunu bir düzene sokabiliriz. Böylece

sorumluluklarını da tamamlayıp, ekranzamanında keyif yapabilirsin.” dedi

anneannem.

Ekrana ulaşmak mı?

“Gerçekten ulaşabilir miyim?” diyesordum hemen.

“Ekran, senin kendine zaman ayırdığın,

bundan keyif aldığın bir alan olmalı Bilge.

Ulaştığın bir şey olmamalı."

Page 47: Okula Bir Kala

İlk önce tabletteki oyunlarınıoynasan, sonrasında ödevlerineulaşacağın için sevinir miydin

böyle?” diye sordu.

“Sanmıyorum.” dedim düşük bir sesle.

“İşte ben de, oyunlardan aldığınkeyif kadar, yeni şeyler öğrenirkende keyif duymanı diliyorum.” dedi

açık bir şekilde.

Anneannem “Sen okuldan evedöndüğünde annenle baban henüz

eve gelmemiş oluyorlar. Sencebirlikte bu işin üstesinden gelebilir

miyiz Bilge Kız?” diye sordugözlerime bakarak. Kendimi

anneannemle bir takım olmuşuz gibihissetmiştim. Benim tarafımdaydı,

bunu biliyordum. “Oluruz anneanne, ne yapacağız?”

diye sordum hemen.

Page 48: Okula Bir Kala

“Rolleri değişeceğiz Bilge Kız.” dedianneannem.

“Nasıl yani? Sen Bilge, ben anneanne miolacağım?” diye sordum şaşkınlıkla.

“Ben öğrenen, sen öğreten olacaksın.

Kontrol sende olacak. Tablette serbestolacak. Okuldan eve döndüğünde, o gün

aklında kalan bilgilerle başlayacağız.Ben sana anlamadıklarımı,

bilmediklerimi soracağım. Sen deöğreten kişi olarak, ister o konuyla ilgilivideo izleterek, ister resmini çizerek,

istersen sadece anlatarak öğrenmemeyardımcı olacaksın.”

Bu rol değişimi çok eğlenceli

duyuluyordu. Kontrol bende olacaktı.Üstelik tablette serbestti. Belki çalışma

süresince onu sadece araştırmayapmak için kullanabilecektim ama bu

bile güzeldi.

Page 49: Okula Bir Kala

“Sen hep öğrenen mi kalacaksınanneanne?” diye sormak istedim.Kontrol ne zaman ona geçecekti

merak ediyordum.

“Bir süre sonra tabii ki çok şeyöğreneceğim senin sayende. Belki

benim de sana öğreteceklerim olur.Ne dersin?”

“Ama sen tablet kullanmayıbilmiyorsun ki, videoları bana nasıl

izleteceksin?” diye meraklanmıştım.

“Bilge Kız unuttun mu? Sen banabilmediklerimi öğreteceksin.”

Yüzümde kocaman bir gülümseme ile“O zaman tüm ödevlerim bitince oyun

da oynar mıyız akıllı aletten?” diyesordum duyacağım cevap için

sabırsızlanırken. “Tabii oynarız Bilge Kız.” demişti

anneannem.

Page 50: Okula Bir Kala

Uzun zaman sonra ilk defa tablet içindeğil, anneannemle oynayacağımız

“rol değiştirme oyunu” içinheyecanlanmıştım.

Yarının hızla gelmesini dileyen birşekilde başımı yastığa koydum.

Kulaklarımda anneannemin

küçüklüğümden beri söylediği ninnisive odamdan çıkarken beni sevdiğini

söylerken ki sesi vardı.

Page 51: Okula Bir Kala

Kurucusu olduğu Renkler Psikoeğitim'de çocuklar ve aileleri ile çalışmalarına

devam etmektedir. Ulusal ve uluslararası kongrelere konuşmacı olarak davet

edilen uzman psikolog, mesleki bilgi ve becerisini oluşturduğu İsim Şehir

Çocuk sosyal sorumluluk projesi ile, kısıtlı imkanda çocuğunun gelişimine dair

danışmanlık alamayan aileler ile de paylaşmaktadır.

Paris Sorbonne Üniversitesi'nde Psikoloji, Liverpool Üniversitesi’'nde Klinik

Psikoloji ve California Üniversitesi'nde Uygulamalı Davranış Analizi

eğitimlerini tamamlamıştır. Çocuklarda Davranış Problemleri konulu

araştırması, İngiltere'de birinci seçilerek, onur derecesi ile ödüllendirilmiştir.

YazanSANDRA PASENSYA

ÇizenRİELLA ZALMA

Küçüklüğünden beri görsel tasarıma ilgi duyan Riella Zalma, hayallerini

profesyonel yaşama dönüştürmeyi hedeflediği Görsel İletişim Tasarım

bölümünde eğitimine devam etmektedir. Karakter ve animasyon

tasarımlarının yanı sıra, hazırladığı logo ve marka tasarımlarını kendi

oluşturduğu web sitesinde sergilemekte , gönüllü projelere destek

vermektedir.

www.sandrapasensya.com

www.riellazalma.com

www.isimsehircocuk.com