2
resinde ekilip biçi- len araziler yer dönemlerde lan modern pesantrenlerde ise büyük bir cami, kütüphane, kitap yeri, misa- firhane, oyun ve sosyal te- sisler bulunur. pesantrenler kurucu- ölümüyle birlikte kaybe- derken bir- kaç nesil devam ettirilir. XIX. sömürge hükümeti modern sis- temine dayanan tipi okullar ya kadar yegane kurumu pesantrenlerdi. 1831 Hol- bir göre sadece Cava irili 1853 pe- santren ve 16.556 bulunuyordu. Önceleri din veren pesan- trenler, 1930'lu itibaren yenilik- çi cemiyetlerin tipinde özel okullar birlikte dan esinlenerek meye ve 1970'li ise kendilerini tamamen ye- nilemek zorunda Bunda, timin zorunlu hale getirilmesi sonucu Din köylerde ol- mak üzere binlerce yeni ilkokuila medre- se etkisi büyüktür. Pesantren- lerde devletin bu okullar örnek narak din derslerinin % 30'a kadar ve genel dersler müfredata eklendi. Modern pe- santrenlerde dili olarak kültür ders- lerinde Endonezya dili ve Arapça, din ders- lerinde Arapça ve fen derslerin- de cilerin de sadece Arapça ve ko- zorunludur. Böylece mo- dern pesantrenler özel kolejlere benzer bir duruma Bu arada birçok pe- santren tamamen mesleki yöne- lerek bilgisayar, otomobil tamir- gibi kurslar düzenleyip kesim- lerin (ay- b k. Xl, I 99-2 00) . Geleneksel pe- santren büyük eskiden erkek olmakla birlikte dö- nemlerde için de müstakil pesan- trenler ve önemli pesantrenlerde ise ve erkek ler Pesantrenler, bir yandan geleneksel timin özelliklerini muhafaza ederek klasik korumaya bir yandan da modern sistemine göre yeni okullar ve kurslar açmak suretiyle var- sürdürmektedir. Ancak iyi ve geleneksel uygulama ve dü- vazgeçemerneleri se- bebiyle bunlar, ve yenilikçi müslüman özel okul- larla devlet seviyesinde bir kalitesine sahip Din Ba- verilerine göre 2000-2001 retim ülke genelinde pesantren sa- 11.313, 2.737.805, En- donezya'daki yedi-on sekiz top- lam ise S6.336.32S'tir. Bu durum pesantrenlerde % s göstermek- tedir. : D. Noer. Th e Modernist Muslim Mavemen t in ln don es ia: 1900-1 942, Oxford 1973, s. 14-17; Profil Pesantren (ed . S. Prasodjo Jakarta 1974; K. A. Steenbrink. Pesa ntren, Madrasah, Se kolah: Recente Ont wikkelingen in lndone- sisch lslamonderricht, Meppel 1974; H. Mah- mud Yunus, Sqarah Pendidikan Islam di lndo- nesia, Ja karta 1979; Z. Tradisi P esantr en: St udi Tentang Pandangan Hidup Ky ai, Jakar - ta 1982; B. J. Boland, Th e Struggle of Islam in Modern lndonesia, The Hague 1982, s. 114- 11 7; Th e Crescent in the East: Islam in Asla Maj or (ed. R. London 1982, s. 150-151 , 171- 173, 183-186; S. Prasodjo, "The Kyai , the Pe- santren and the Village: A Preliminary Sketch ", Readings on Islam in South eas t Asla (ed. A. ra him Singapare 1985, s. 240-246; Pe- sa ntren dan Pembaharuan (ed. M. D. Ra ha rd- jo) . Jakarta 1983; M. Ziemek, Pesa ntren dalam Perubah an Social, Ja karta 1986; T. Abdullah, "Pesantren in Hi starical Perspecti ve" , Islam and Society in So utheast Asla (ed. T. Abd ull ah- S. Siddique). Singapare 1986, s. 80-107; Th e lm- pact of Pesantren in Education and Commu- nit y Development in lndon es ia (ed. M. Oepen- W. Ka rcher). Jakarta 1988; lslamic Ciuilization in the Malay World (ed. Mo hd. Ta ib Osman). Ku ala Lumpur-lstanbul 1997, s. 156-167; L. W. C. van den Berg. "Het Mo hammedaa nsche go ds - dienstonderwijs op java en Madoera en de daar- bij gebruikte Arabische bo eken". Tijdschri{t voor lndische Taal-, Land, en Volkenku nde, XXXI, Batavia 1886, s. 519-555; L. "Notes on the Isla mi c School at Gontor" , lndonesia, sy. 1, lthaca 1966, s. 30-45; M. van Bruinessen, "Kitab Kuning: Books in Arabic Script used in the Pe- santren Milieu ". Bijdr agen tat de Taa l-, Land- en Vo lken k unde, CXLVI/2-3, Leiden 1990, s. 226- 269; R. L. Winzeler, "Traditional Isla mi c Schools in Kelantan". Journal of the Malaysian B ran ch of the Royal Aslatic Society , XLVIIlll , Singapo- re 1975, s. 91-103; Göksoy, "Endo- nezya'da Din Kurumlan ve Tarihi Geli- Dini V/15, Anka ra 2003, s. 37-63; a.mlf .. "Endonezya", Xl , 199-200; "Pesantren", Encycl opaedie van 1'/ederlandsch lndi e, 's-Gravenhage 1917-39, lll, 388-389; R. A. Kern, "Pas antren", I X, 512-514; F. M. Denny. "Pesantren", EJ2 (i ng.). VIII , 296-299; H. M. Federspiel, "Pesantren", Th e Oxford Enc- ycl opedi a of the Modern lslamic World (ed. L. Esposito). Oxford 1995, lll , 324-326; "Pesantren", Ensikl op edi Islam, Jakart a 1999, IV, 99-11 O. Iii H AKKI G ö KSOY PESENDIDE PESENDIDE rk mOsik isinde bir makam. L Farsça'da na gelen pesendide kelimesi lll. Selim tara- terkip kabul edilen az kulla- bir Rast perdesin- de karar eden ve seyir karakte- rinde olan pesendide yerinde ya- ni büselik perdesinde yer alan ma- dizisinden bir veya neva perdesindeki büselik dizi- sinden bir yerindeki rast veya acemli rast dizi veya eklenme- sinden meydana Güçlüsü neva perdesi olup bu perdede genellikle büse- lik karar ( ) Yeri nde nisi3bur dizisinden bir Bu üç dizinin meydana pesen- dlde seyri büselik perdesinde veya mahur perde- si hüseynili, dügah perdesinde ve rast perdesinde penç- rast dizi sine nevada rast- segahta segah veya dügah perdesinde ise asma kararlar ya - Makam rast gibi pest taraftan yegah perdesine bir rast dörtlüsü alarak Bu sebeple per- desinde yegah perdesinde asma kararlar Yegahta simetrik rast dörtlüsü bölgel Yerinde rast dizisi 251

PESENDIDE - TDV İslam Ansiklopedisi

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: PESENDIDE - TDV İslam Ansiklopedisi

resinde öğrenciler tarafından ekilip biçi­len araziler yer alır. Yakın dönemlerde açı­lan modern pesantrenlerde ise büyük bir cami , kütüphane, kitap satış yeri, misa­firhane, oyun alanları ve diğer sosyal te­sisler bulunur. Bazı pesantrenler kurucu­larının ölümüyle birlikte işlerliğini kaybe­derken bazıları mirasçıları vasıtasıyla bir­kaç nesil devam ettirilir.

XIX. yüzyılın sonlarına doğru sömürge hükümeti tarafından modern eğitim sis­temine dayanan Batı tipi okullar açılınca­ya kadar Endonezyalılar'ın yegane eğitim kurumu pesantrenlerdi. 1831 yılında Hol­landalılar 'ın yaptığı bir araştırmaya göre sadece Cava adasında irili ufaklı 1853 pe­santren ve 16.556 öğrenci bulunuyordu. Önceleri yalnız din eğitimi veren pesan­trenler, 1930'lu yıllardan itibaren yenilik­çi cemiyetlerin Batı tipinde özel okullar kurmasıyla birlikte onların programların­dan esinlenerek müfredatlarını geliştir­meye başladılar. 1960' lı ve 1970'li yıllara gelindiğinde ise kendilerini tamamen ye­nilemek zorunda kaldılar. Bunda, ilköğre­timin zorunlu hale getirilmesi sonucu Din İşleri Bakanlığı'nın çoğunluğu köylerde ol­mak üzere binlerce yeni ilkokuila medre­se açmasının etkisi büyüktür. Pesantren­lerde devletin açtığı bu okullar örnek alı­narak din derslerinin oranı % 30'a kadar düşürüldü ve genel eğitimin öngördüğü dersler müfredata eklendi. Modern pe­santrenlerde eğitim dili olarak kültür ders­lerinde Endonezya dili ve Arapça, din ders­lerinde Arapça ve İngil izce, fen derslerin­de yalnız İngilizce kullanılmaktadır. Öğren­cilerin de sadece Arapça ve İngilizce ko­nuşmaları zorunludur. Böylece bazı mo­dern pesantrenler özel kolejlere benzer bir duruma gelmiştir. Bu arada birçok pe­santren tamamen mesleki eğitime yöne­lerek bilgisayar, şoförlük, otomobil tamir­ciliği gibi kurslar düzenleyip kırsal kesim­lerin kalkınmasına katkı sağlamıştır (ay­rı ca b k. DİA, Xl, I 99-200) . Geleneksel pe­santren öğrencilerinin büyük çoğunluğu eskiden erkek olmakla birlikte yakın dö­nemlerde kızlar için de müstakil pesan­trenler kurulmuş ve kız öğrencilerin sayı­sında önemli artışlar kaydedilmiştir. Bazı pesantrenlerde ise kız ve erkek öğrenci­ler aynı sınıflarda eğitilmektedir.

Pesantrenler, bir yandan geleneksel eği­timin bazı özelliklerini muhafaza ederek klasik yapılarını korumaya çalışırken bir yandan da modern eğitim sistemine göre yeni okullar ve kurslar açmak suretiyle var­lıklarını sürdürmektedir. Ancak iyi eğitim almış öğretim kadrolarının yetersizliği ve

hocaların bazı geleneksel uygulama ve dü­şünce tarzlarından vazgeçemerneler i se­bebiyle bunlar, hıristiyanların ve yenilikçi müslüman grupların kurduğu özel okul­larla devlet okulları seviyesinde bir eğitim kalitesine sahip olamamıştır. Din İşleri Ba­kanlığı ' nın verilerine göre 2000-2001 öğ­retim yılında ülke genelinde pesantren sa­yısı 11.313, öğrenci sayısı 2.737.805, En­donezya'daki yedi-on sekiz yaş arası top­lam öğrenci sayısı ise S6.336.32S'tir. Bu durum pesantrenlerde okuyanların oranı­nın % s civarında olduğunu göstermek­tedir.

BİBLİYOGRAFYA :

D. Noer. The Modernist Muslim Mavemen t in lndonesia: 1900-1942, Oxford 1973, s. 14-17; Profil Pesantren (ed . S. Prasod jo v.dğr.). Jakarta 1974; K. A. Steenbrink. Pesantren, Madrasah, Sekolah: Recente Ontwikkelingen in lndone­sisch lslamonderricht, Meppel 1974; H. Mah­mud Yunus, Sqarah Pendidikan Islam di lndo­nesia, Jakarta 1979; Z. Dhofıer. Tradisi Pesantren: Studi Tentang Pandangan Hidup Kyai, Jakar­ta 1982; B. J . Boland, The Struggle of Islam in Modern lndonesia, The Hague 1982, s. 114-11 7; The Crescent in the East: Islam in Asla Maj or (ed. R. ı srae li ). London 1982, s. 150-151 , 171-173, 183- 186; S. Prasodjo, "The Kyai , the Pe­santren and the Village: A Preliminary Sketch", Readings on Islam in Southeast Asla (ed. A. ıb­rahim v. dğ r. ). Singapare 1985, s. 240-246; Pe­santren dan Pembaharuan (ed. M. D. Ra hard­jo) . Jakarta 1983; M. Ziemek, Pesantren dalam Perubahan Social, Jakarta 1986; T. Abdullah, "Pesantren in Histarical Perspective" , Islam and Society in Southeast Asla (ed . T. Abd ulla h - S. Siddique). Singapare 1986, s . 80-107 ; The lm­pact of Pesantren in Education and Commu­nity Development in lndonesia (ed. M. Oepen ­W. Karcher). Jakarta 1988; lslamic Ciuilization in the Malay World (ed. Mohd. Ta ib Osman). Kuala Lumpur-lstanbul 1997, s. 156-167; L. W. C. van den Berg. "Het Mohammedaansche gods­dienstonderwijs op java en Madoera en de daar­bij gebruikte Arabische bo eken". Tijdschri{t voor lndische Taal-, Land, en Volkenkunde, XXXI, Batavia 1886, s . 519-555; L. Castıes . "Notes on the Islami c School at Gontor" , lndonesia, sy. 1, lthaca 1966, s . 30-45; M. van Bruinessen, "Kitab Kuning: Books in Arabic Script used in the Pe­santren Milieu". Bijdragen tat de Taa l-, Land- en Volkenkunde, CXLVI/2-3, Leiden 1990, s. 226-269; R. L. Winzeler, "Traditional Islamic Schools in Kelantan". Journal of the Malaysian B ran ch of the Royal Aslatic Society , XLVIIlll , Singapo­re 1975, s. 91-103; İsmail Hakkı Göksoy, "Endo­nezya'da Din Eğitimi Kurumlan ve Tarihi Geli­şimleri " , Dini Araştırmalar, V/15, Ankara 2003, s . 37-63; a.mlf .. "Endonezya", DİA, Xl , 199-200; "Pesantren" , Encyclopaedie van 1'/ederlandsch lndie, 's-Gravenhage 1917-39, lll, 388-389; R. A. Kern, "Pasantren", İA , IX, 512-514; F. M. Denny. "Pesantren", EJ2 (i ng.). VIII , 296-299; H. M. Federspiel , "Pesantren", The Oxford Enc­yclopedia of the Modern lslamic World (ed . ı . L. Esposito). Oxford 1995, lll , 324-326; "Pesantren", Ensiklopedi Islam, Jakarta 1999, IV, 99-11 O.

Iii İSMAİL H AKKI G ö KSOY

PESENDIDE ( o~~ )

PESENDIDE

Türk mOsik isinde bir birleşik makam. L ~

Farsça'da "beğenilmiş. seçilmiş" anlamı­na gelen pesendide kelimesi lll. Selim tara­fından terkip edildiği kabul edilen az kulla­nılmış bir makamın adıdır. Rast perdesin­de karar eden ve inici-çıkıcı seyir karakte­rinde olan pesendide makamı , yerinde ya­ni büselik perdesinde yer alan nişabur ma­kamı dizisinden bir parçanın veya nişabur beşlisinin neva perdesindeki büselik dizi­sinden bir parçanın , yerindeki rast veya acemli rast dizi veya beşlisine eklenme­sinden meydana gelmiştir. Güçlüsü neva perdesi olup bu perdede genellikle büse­lik çeşnisiyle yarım karar yapılır.

( )

Yerinde nisi3bur dizisinden bir k tsım

Bu üç dizinin meydana getirdiği pesen­dlde makamının seyri esnasında büselik perdesinde nişaburlu veya mahur perde­si kullanılarak inilmişse hüseynili, dügah perdesinde rastlı ve rast perdesinde penç­gahlı , rast dizisine geçildiğinde nevada rast­lı, segahta segah veya ferahnaklı , dügah perdesinde ise uşşaklı asma kararlar ya­pılabilir.

Makam rast makamı gibi pest taraftan yegah perdesine bir rast dörtlüsü alarak genişler. Bu sebeple hüseynl-aşiran per­desinde uşşaklı, yegah perdesinde rastlı asma kararlar yapılabilir.

Yegahta simetrik rast dörtlüsü

lgen ıs lem ıs bölgel

Yerinde rast makamı dizisi

251

Page 2: PESENDIDE - TDV İslam Ansiklopedisi

PESENDTDE

Nota yazımında donanımına si için ko­ma bemolü (segah). fa için bakiye diyezi (eviç) konulur ve gerekli diğer değişiklik­ler eser içinde gösterilir. Yedeni portenin 1. aralığındaki bakiye diyezli fa (ırak) per­desidir.

Pesendide inici-çıkıcı bir makam oldu­ğu için seyrine güçlü neva perdesi civarın­dan ve bu perdedeki bCıselik veya yerin­deki (buselikteki) nişabur dizilerinin ses­lerinden başlanır. Makamı meydana geti­ren dizi ve çeşnilerde karışık gezinilip güç­lü neva perdesinde buselik çeşnisiyle ve nim-hicaz perdesi yeden olarak kullanılıp yarım karar yapılır. Bu arada gereken yer­lerde gerekli asma kararlar da gösterilir. Nihayet yerindeki rast dizisine geçilir ve bu makamın özellikleri de gösterildikten sonra rast dizi veya beşiisiyle rast perde­sinde yedenli tam karar yapılır.

lll. Selim'in ağır hafif usulündeki peş­rev ve saz semaisiyle, "Her ne dem saki elinden sagar-ı işret gelir" mısraıyla baş­layan ağır çenber bestesi ve, "Ziver-i sine edip ruh-i revanım diyerek" mısraıyla baş­layan ağır semaisi, Hamamizade İsmail Dede'nin, "Ey afet-i can aşık-ı azar" mıs­raıyla başlayan yürük semaisi ve Rifat Bey'in düyek usulünde, "Olalı endişe-i zül­fünle gönlüm serseri" mısraıyla başlayan düyek şarkısı bu makamın örnekleri ara­sındadır.

BİBLİYOGRAFYA :

Haşim Bey, MCısiki Mecmuası, İstanbul 1280, s. 26; Tanburi Cemi! Bey, Rehber-i MCısiki, İstan· bul 1321, s. 96; Suphi Ezgi. Nazari-Amelf Türk Musikisi, İstanbul 1933-40, I, 197-198; IV, 241-242; Özkan. TMNU, s. 421-428; Hüseyin Saded· din Are!, Türk Masıkisi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 204-205.

liJ İsMAiL HAKKI ÖzKAN

252

Ji'c~+a-et!rrr~tetıi~~fı='[J qb!J$ittrı

~ET~@ rf~ lUT~~~~

Pesendide makamı

seyir örneği

'~# r b!EP=ru j ı ) ım=wı=o Ef=:iı~

ıww cr fflıJ ttfif wi1? fJ m ~n

L

PEŞAVER ().9~)

Pakistan'ın

kuzeybatısında tarihi bir şehir. _j

Afganistan sınırına çok yakın bir kesim­de deniz seviyesinden 320 m. yükseklikte ve Kabil nehrinin kollarından Sara'nın sol yakasında bulunmaktadır. Muhtemelen milartan önce V. yüzyılda Kuşanlar tara­fından stratejik Hayber Geçidi'ne 16 kım. mesafede Purushapura adıyla kurulmuş­tur. Daha önce Hint-Ari asıllı farklı kabile­lerin oturduğu bölgeyi Büyük İskender'in zaptından sonra halefierinden Seleukos I. Nikator, Maurya imparatorluğu'nun ku­rucusu Chandragupta Maurya'ya (ö. m.ö. 296) terketti. Bu dönemde Budizm böl­geye girdi ve Purushapura, Budist Gandha­ra Krallığı'nın başşehri oldu. Bölgede hal­kın çoğunluğunu teşkil eden Peştlınlar'ın milartan önce ı. yüzyılda Süleyman dağ­larından güneye ve güneybatıya inmesin­den itibaren zamanla şehir Kabil ve Kan­dehar ile birlikte Peştun kültürünün en önemli merkezlerinden biri haline geldi. Bölgeye İslamiyet'in girişi IV. (X.) yüzyıla rastlamaktadır. Gazneli Sebük Tegin, Peşa­ver'e kadar ilerleyerek burada İslamiyet'in tohumlarını atmaya muvaffak oldu (376/ 986). Türkler'in bölgeye hakim olmasıyla birlikte Peştlınlar arasında İslamiyet yayıl­maya başladı. Babür Şah 936'da (ı 530) o sırada Begram adıyla anılan şehri ele ge­çirerek buraya bir kale inşa ettirdi; tarunu

Peşaver

üniversitesi

Ekber Şah, Begram adını Farsça'da "ser­hat şehri" anlamına gelen Peşaver'e (Peş­tCınca Pakhavar) çevirdi. O yıllarda Türkis­tan ve Hindistan'dan pek çok ilim adamı, sufı, tüccar, sanatkar Peşaver'e yerleşti ve şehir Afganistan-Türkistan-Güney Asya­Ortadoğu ticaret yollarının birleştiği bir konumda İpekyolunun önemli kavşağı ve farklı kültürlerin buluşma noktası olarak gittikçe önem kazandı. Babürlüler zama­nında" güller ve çiçekler diyarı" diye nite­lenen Peşaver, Afganlı Şir Şah Sur döne­minde Delhi'yi Kabil'e bağlayan yolun ya­pılmasıyla daha da büyüdü ve hareketlen­di. Ardından Babürlüler'le Safevller'in ha­kimiyet mücadelesine sahne oldu. 1738'­de iran'da Avşarlı hanedanının kurucusu Nadir Şah'ın eline geçti. Hindistan'ı İngiliz işgalinden kurtarmak için bir cihad hare­keti başlatan İsmail Şehid ve Seyyid Ah­med, 1825 yılında Delhi' den ayrıldıktan son­ra bölgeye gelerek verdikleri mücadelede büyük başarı elde ettiler ve Peşaver mer­kezli bir hükümet kurdular. Ancak 1834'­te şehre hakim olan Sihler pek çok mima­ri eseri ve ünlü Şalimar (Şalamar) bağları­nı yakıp yıktılar. 1849'da Sih yönetiminin sona ermesiyle İngilizler'in ilhak ettikleri ve büyük bir askeri garnizona çevirdikleri Peşaver, Pakistan Devleti kuruluncaya ka­dar onların hakimiyetinde kaldı.

1925 yılında Hayber Geçidi'ni izleyen demiryolu hattının yapılması, altı kapılı surlarla çevrili geleneksel bir İslam şehri görünümünde büyük bir ticaret merkezi olan Peşaver'in önemini yeniden arttırdı. Fakat burada son yarım asırda ortaya çı­kan gelişmeler ve mülteci akını demogra­fik ve fiziki yapıyı çok değiştirdi. Özellikle Sovyetler'in 1979'da Afganistan'ı işgal et­mesiyle miliT direnişin yönetim merkezi du­rumunu alan şehrin etrafına büyük mülte­ci kampları kuruldu. Sovyet işgalinin 1989'­da sona ermesine rağmen yüz binlerce mülteci, ülkede devam eden siyasi belir­sizlik ve iç savaş yüzünden Peşaver'de ya-