Upload
aletha
View
225
Download
4
Embed Size (px)
DESCRIPTION
ROMATOİD ARTRİT. RTM. ROMATOİD ARTRİT. Romatoid Artrit (RA) sinoviyal eklemleri etkileyen, kronik, progresif, sistemik, inflamatuar bir hastalıktır. D ü nya genelinde prevalansı % 0.5-1 Prevalansı sabit olmasına rağmen Ç in ’ de nispeten az (% 0.3) - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
ROMATOİD ARTRİT
RTMRTM
ROMATOİD ARTRİT
Romatoid Artrit (RA) sinoviyal eklemleri etkileyen, kronik, progresif, sistemik, inflamatuar bir hastalıktır.Dünya genelinde prevalansı % 0.5-1Prevalansı sabit olmasına rağmen Çin’de nispeten az (% 0.3)Kuzey amerika yerlilerinde fazla (% 5)
oranda rastlanır.
Kadın / Erkek oranı 3 / 1
Tüm yaşlarda ortaya çıkabilmektedir.
Genellikle 30-50 yaş arasında görülür.
Yaş ilerledikçe cinsiyet farklılığı azalır.
ROMATOİD ARTRİTİN ETYOLOJİSİ
RA nedeni bilinmemektedir.
Romatoid Artrit’in Genetik olarak yatkın bir bireyde, Bilinmeyen bir patojen/antijen ile karşılaşma
sonucunda, Devam eden bir immünolojik cevaba bağlı olarak
oluştuğu düşünülmektedir.
ROMATOİD ARTRİTİN ETYOLOJİSİ
1- Genetik faktörler
- HLA bölgesi
- HLA dışı genetik faktörler
2- Cinsiyet ve Hormonal faktörler
3- Enfeksiyöz ajanlar
4- Çevresel Faktörler
- Beslenme alışkanlıkları, sigara
5-İmmünolojik faktörler; otoimmünite
1- GENETİK FAKTÖRLER
RA genetik olarak heterojenheterojen bir hastalıktır.
RA’in geçiş oranı;
- Tek yumurta ikizlerinde % 30-50
- Çift yumurta ikizlerinde % 2-5
Romatoid Faktör (RF) pozitif RA hastaların birinci derece akrabalarında 4 kat daha fazla RA gelişir.
Tek neden olmamakla birlikte dominant risk faktörü kişinin MHC II haplotipidir.
HLA BÖLGESİ
RA ile HLA molekülleri arasında yakın ilişki vardır.HLA-DR4 sıklığı;
- Normal popülasyonda % 30 - RA hastalarında % 70 - HLA-DR4 bulunan kişilerde RA
yakalanma riski topluma göre 4 - 5 kat artmıştır.
HLA BÖLGESİ
RA ile ilişkili farklı HLA-DR moleküllerinde ortak epitop olarak adlandırılan ortak bir aminoasit dizini olduğu görülmüştür.
Ortak epitop HLA-DR beta zincirinin 3. çok değişken bölgesinde bulunur.
Dizilimi glutamin-lösin-arjinin-alanin-alanin
(QKRAA)
HLA BÖLGESİ
Ortak epitopun spesifik bir peptide Ortak epitopun spesifik bir peptide yüksek affinite ile bağlandığı ve bu yolla yüksek affinite ile bağlandığı ve bu yolla RA’ya yatkınlık oluşturduğuRA’ya yatkınlık oluşturduğu öne sürülmektedir.
Ortak epitopun insidanstan daha çok Ortak epitopun insidanstan daha çok RA’in şiddetini ve sürekliliğini etkilediği RA’in şiddetini ve sürekliliğini etkilediği düşünülmektedir. düşünülmektedir.
HLA BÖLGESİ
HLA’nın hastalığın şiddeti üzerine olan HLA’nın hastalığın şiddeti üzerine olan
etkisi tedaviden etkilenir.etkisi tedaviden etkilenir.
Erken ve agresif tedavi HLA-DR4 (+)
hastalarda şiddetli radyolojik ilerlemeyi
önlediği bildirilmiştir.
HLA-DR4’ün alelleri olan HLA-B1*0401, 0404 0101, 1402 RA ile ilişkilidir.Bu alelleri taşımayanlarda hastalık seronegatif ve daha hafif seyreder.DRB1*04’ü homozigot olarak taşıyan hastalarda;
- erken eroziv hastalık, - romatoid nodül, - ekstra artiküler tutulum daha sıktır.
HLA-DR4 sıklığının düşük olduğu bazı topluluklarda DR1 ve DR10 risk faktörleridir.
HLA BÖLGESİ
HLA DIŞI GENETİK FAKTÖRLER
T hücrelerinde antijen reseptörünün expresyonunu ve Ig zincirlerini kontrol eden genler
TNF-alfa ve IL10 genlerindeki polimorfizm
Kromozom 3 üzerindeki q13 bölgesi
2-CİNSİYET VE HORMONAL FAKTÖRLER
Östrojen immün sistem üzerine etkilidir:RA’in kadınlarda daha sık görülürGebelik döneminde RA aktivitesi azalır
RA kadınlarda daha şiddetli seyreder
RA’lı gebelerin 3/4’ünde 1. ve 2. trimesterde hafifler
Son trimesterde sıklıkla remisyona girer
Ancak doğumdan sonra haftalar aylar içinde RA hastaların % 90’ında alevlenme olur.
2-CİNSİYET VE HORMONAL FAKTÖRLER
RA hastalık aktivitesinde gebelikte görülen gerileme: Gebelik sırasında IL10 gibi süpresif
sitokinlerin ekspresyonu Hücresel immünitedeki değişikliklerPaternal HLA antijenlerine karşı gelişen
alloantikorların, antijen sunumunu baskılamasına bağlı olabilir.
3-İNFEKSİYÖZ AJANLAR
İNFEKSİYÖZ AJAN POTANSİYEL MEKANİZMA
Mikoplazma Direkt sinoviyal infeksiyon
Parvovirüs B19 Direkt sinoviyal infeksiyon
Retrovirüsler Direkt sinoviyal infeksiyon
Enterik bakteriler Moleküler benzerlik (QKRAA)
Mikobakteriler Moleküler benzerlik (QKRAA)
EBV Moleküler benzerlik (QKRAA)
Bakteriyel hücre duvarları Makrofaj aktivasyonu
3-İNFEKSİYÖZ AJANLAR
Diğer olası infeksiyöz ajanlar;
-Lentivirüsler
-Rubella virüsü ve aşısı
-HBV, HCV
-CMV infeksiyonları
4-ÇEVRESEL FAKTÖRLER Oral kontraseptifler: Hastalığı önlemekten ziyade geciktirdiği veya
daha şiddetli hastalık gelişiminden koruduğu düşünülmektedir.
Diyet: Omega 3 poliansatüre yağ asitlerinin PG
sentezi üzerindeki etkisiyle anti-inflamatuar etkisi olduğu bildirilmiştir.
Sigara: Sigara içmek RA ve RF oluşumu ile ilişkilidir. RF pozitif hastalarda sigara içmek bağımsız
düşük risk faktörüdür.
4-ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Eğitim düzeyi:
Düşük eğitim düzeyine
sahip RA’lı özellikle kadın hastalarda
mobidite ve mortalite artmıştır.
Gut:
RA ile arasında belirgin negatif ilişki
vardır. Hiperürisemik devre
antiinflamatuvar olabilir.
5- OTOİMMÜNİTE
ROMATOİD FAKTÖR
RF’nin self-antikor olarak saptanması ve tanımlanması, RA’da otoimmünitenin rol oynayabileceğinin ilk direkt kanıtıdır.
RF, Ig G’nin Fc kısmındaki antijenik bölgeye karşı gelişen otoantikordur.
Ig M, IgA, IgG, IgE yapısında olabilirler.
RA’li hastaların % 70-80’inde pozitiftir.
ROMATOİD FAKTÖR
Ig G’nin otoantijenik özellik kazanması;
1)Ig G’nin yapısal anomalisi
2)Ig G’nin glikolizasyonundaki defekt
3)T sup. yetersizliği ile B lenfositlerden
Ig G’e karşı antikor yapımının engellenmemesi teorileri ile açıklanmaktadır.
ROMATOİD FAKTÖR
RF titresi yüksek olan RA’li hastalarda;
- Hastalık daha ağır seyreder,
- Subkutan nodüller ve vaskülit daha sık.
RF pozitifliği;
- Normal sağlıklı bireylerde % 2-4,
- Yaşlılarda %10 sıklığında görülebilir.
ROMATOİD FAKTÖR
Başlangıçta seronegatif (RF -) bazı
hastalar hastalığın ilk yılında
seropozitif (RF +) olabilir.
RA hastalarının ¾’ü seropozitiftir
(RF +).
RF İLE İLİŞKİLİ HASTALIKLAR1. Romatizmal hastalıklar: RA, SLE, Skleroderma, Mikst
Bağ Doku Hast., Sjögren Sendromu2. Kronik bakteriyel infeksiyonlar: Tüberküloz, Lepra,
Sifiliz, Bruselloz, Subakut Bakteriyel Endokardit, Salmonelloz
3. Viral infeksiyonlar: AIDS, İnfeksiyöz Mononükleoz, Hepatit, influenza
4. Parazitik infeksiyonlar: Tripanosomiazis, Kala-azar, Malaria, Schistosomiasis, Filariasis
5. Malignite6. Hiperglobülinemik hastalıklar: Kriyoglobülinemi, Kronik
karaciğer hastalıkları, Sarkoidoz, Kronik pulmoner hastalıklar
RA’DA OLASI OTOANTİJENLER
Kıkırdak antijenleri: -tip 2 kollajen -gp39 -kartilaj link protein -proteoglikanlar
Sitrulline olmuş peptidler
Glukoz-6-fosfoizomeraz
HLA-DR (QKRAA)
Isı şok proteinleri
Ağır zincir bağlayıcı protein
İmmünglobülinler (IgG)
KIKIRDAK ANTİJENLERİNE KARŞI OTOİMMÜNİTE
TİP 2 KOLLAJEN:
Tip 2 kollajene karşı gelişen antikorların RA’in nedeni olmadığı fakat inflamatuar yanıtı artırdıkları düşünülmektedir.
RA hastalarının serumunda denatüre tip 2 kollajene karşı yüksek titrede antikor saptanmıştır.
KIKIRDAK ANTİJENLERİNE KARŞI OTOİMMÜNİTE
Gp39
Anti-Gp39 antikorları hastaların çok azında saptanmasına rağmen RA için oldukça spesifiktir.
NON-ARTİKÜLER ANTİJENLERE KARŞI OTOİMMÜNİTE
ANTİ-CYCLİC CİTRULLİNATED PEPTİDE (ANTİ-CCP)
Sitrulin, peptidilarjinin deiminaz (PAD) aracılığı ile çeşitli proteinlerdeki arjinin rezidülerinin deaminasyonu ile ortaya çıkan bir aa.tir.
Filament aktive edici protein (filagrin) üzerindeki sitrulin içeren epitoplara bağlanan anti-sitrulin (Anti-CCP) antikorlar RA’lı hastaların %90’ından fazlasının serumunda saptanabilir.
Hem tanıda hem hastalık şiddetinin
belirlenmesinde yararlı.
Anti-CCP antikorların spesifitesi %95-
98’dir.
Anti-CCP (+) erken RA hastalarında
daha eroziv bir hastalık gelişmektedir.
ISI ŞOK PROTEİNLERİ (HSP):
Strese cevapta tüm hücreler tarafından üretilirler.
Bazı mikroorganizmaların HSP’leri insan HSP ile benzerlik gösterir ve bu benzerlik çapraz reaksiyona neden olabilir.
ROMATOİD ARTRİTİN PATOGENEZİ
Normal Diz Eklemi Kesiti
Femur
Sinoviyalsıvı
Patella
Sinoviyalzar
Tibia Kıkırdak
Sinovial membran eklem boşluğunun ağırlık taşımayan yüzlerini örter.
2 tip sinoviyosit içerir:
a)Tip A sinoviyosit: Kemik iIiği kökenli, doku makrofajı karakterinde
b)Tip B sinoviyosit: Mezenşimal kökenli, fibroblast karakterinde
NORMAL SİNOVİYUM
RA’deki temel patoloji eklem RA’deki temel patoloji eklem
kıkırdağı ve subkondral kemiğin kıkırdağı ve subkondral kemiğin
ektopik ve hiperplastik sinovya ektopik ve hiperplastik sinovya
tarafından yıkılmasıdır.tarafından yıkılmasıdır.
İnflamasyonlu Diz eklem kesiti
Femur
Sinoviyal sıvı
Patella
İnflamasyonlusinoviyal
zar
Tibia Bozulmuş kıkırdak
Evre Semptom
Bulgu
1 T hücrelerine antijen sunma
Yok YokNormal X-Ray
2
T ve B hücre proliferasyonuSinoviyumda anjiogenez
Halsizlik, yorgunluk, eklem şişmesi ve sertliği
Küçük eklemler, el bileği ve dizlerde şişme ve ağrıNormal X-Ray
3
Sinoviyal sıvıda PMN’de artışSinoviyal hücre proliferasyonu
Eklem ağrısıŞişme, sabah tutukluğu, yorgunluk ve halsizlik
Eklemde sıcaklı, şişme, Sinovyal ve yumuşak doku proliferasyonuROM kısıtlılığı, NodüllerX_Rayde yumuşak doku şişliği
RA PATOGENEZİNİN EVRELERİ
RA’de ETYOPATOGENEZ
antigen
HLA class II molecule
Antigen presenting cell
T cell
RA patogenezinin evreleri
Evre Semptom Bulgu
4 Pannus invazyonuKondrosit aktivasyonuEnzimatik aktivasyon
Evre 3 ile aynı
Evre 3 ile aynı Periartiküler osteopeniMRI’da pannus oluşumu
5
Subkondral kemik erozyonları,Kartilajın pannus tarafından istilasıLigamanların tutulumu
Evre 3’e ek olarak fonksiyon kaybı ve deformite
Evre 3’e ek olarak fleksiyonİnstabilitesi ve kontraktürler , Ekstraartiküler bulgular,X-ray de erken erozyon ve eklem aralığında daralma
RA PATOGENEZİNİN EVRELERİ
SİTOKİN DENGESİZLİĞİ
Pro-inflamatuar sitokinler lehine olan Pro-inflamatuar sitokinler lehine olan sitokin dengesizliğinin RA’teki merkezi sitokin dengesizliğinin RA’teki merkezi patoloji olduğu düşünülmektedir.patoloji olduğu düşünülmektedir.
SİTOKİN DENGESİZLİĞİ
Proinflamatuar sitokinler:
IL-1
IL-6
IL-8
TNF-α
GM-CSF
Antiinflamatuar sitokinler:
IL-4
IL-10
TGF-beta
IL-1Ra
IL-1 ve TNF-alfa sinerjistik etki gösterir.
RA patogenezinde anahtar sitokinlerdir.
TNF-α‘nın etkileri
Monosit/makrofaj
aktive olur
Kondrositler aktive olur
Fibroblast proliferasyonu
indüklenir
Osteoklastlar
aktive olur
İnflamasyon Sinoviyal pannus oluşumu
Kartilaj hasarı
Kemik rezorpsiyonu
IL-1
IL-1 ‘in etkileri
IL-6
Akut faz reaktanlarının regülasyonunda majör
faktördür.
RA’li hastalarda akut faz reaktanlarının
serum düzeyleri ile serum IL-6 aktivitesi
arasında belirgin bir korelasyon vardır.
GM-CSF
Potent makrofaj aktivatörüdür
RA’da sinoviyal sıvıda HLA-DR ekspresyonunu artıran majör sitokindir.
ROMATOİD SİNOVİYUMDA APOPİTOZ İNHİBİSYONU
Tip B sinoviyositlerde;
- normalde apopitoz sağlayan p53 tümör supresör geninde mutasyon olması
- antiapopitotik bcl-2 ekspresyonunda artış olması,
hücrelerde spontan proliferasyona neden olur.
KIKIRDAK ve KEMİK YIKIMI
Kemik rezorpsiyonundan sorumlu hücreler: osteoklastlar, aktive makrofajlar, fibroblastlarOsteoklast diferansiasyon faktörü (ODF, RANKL) osteoklastların diferansiasyonu ve aktivasyonunu sağlar. Başta IL-1 olmak üzere çeşitli sitokinler RANKL üretimini stimüle eder.Periartiküler ve sistemik osteoporozun başlıca Periartiküler ve sistemik osteoporozun başlıca sorumluları:sorumluları: TNF-TNF- IL-1IL-1 ODF ODF
KEMOKİNLER
İnflame sinoviyuma lökosit migrasyonu
ve kemotaksisine
Anjiogeneze
Proinflamatuar aktiviteye sebep olur.
TNF-α ve IL-1 kemokinlerin üretimini
stimüle eder.
MATRİKS METALLOPROTEİNAZLARI
RA’te yüksek seviyelerde bulunurlar.
Kıkırdak ve kemik yıkımından
sorumludurlar.
IL-1 ve TNF-α MMP biyosentezini
indükler.
NÖROPEPTİTLERSubstans PSubstans P Lenfosit proliferasyonunu uyarır, sinoviyal proliferasyonu arttırır.TNF-, IL-1 ve IL-6 salınımını uyarır.Nöropeptit YNöropeptit Y DDiğer ekstremitede refleks nörojenik inflamasyonu başlattığı düşünülmektedir.Bu nöropeptidlerin santral salınımının terminal efferent sinir uçlarındaki etkisinin eklemdeki simetrik tutulumu açıklayabileceği öne sürülmektedir.
ROMATOİD ARTRİT’İN
KLİNİK ÖZELLİKLERİ
RA’İN BAŞLANGIÇ FORMLARI
1-Erken RA-VERA(Çok erken RA) -Erken RA (ERA)2-Başlangıç tipleri-Sinsi başlangıçlı RA-Akut başlangıçlı RA
3-Nadir görülen formları
-Erişkin başlangıçlı Still hastalığı
-Palindromik Romatizma
-Geç başlangıçlı RA-RA ve paralizi-Artritis Robustus
SİNSİ BAŞLANGIÇLI RA SİNSİ BAŞLANGIÇLI RA ((%55-65)
Haftalar-aylar içinde sinsi başlangıçBaşlangıç semptomları; sistemik veya eklem tutulumu Bazı hastalarda yorgunluk, halsizlik,ellerde şişlik, yaygın kas iskelet sistemi ağrıları ilk nonspesifik yakınmalardır. Bu hastalarda zamanla eklem tutulumu ortaya çıkar. Ağrıdan önce sabah tutukluğu (en az 30-45 dk) gelişebilir, uyku sırasında inflamasyonlu dokularda ödem artışına bağlıdır.
SİNSİ BAŞLANGIÇLI RASİNSİ BAŞLANGIÇLI RA
Tutulan eklemlerin çevresindeki kaslarda atrofi gelişmesi RA’in erken bulgularındandır. Ağrısı ile uyumlu olmayan bir güçsüzlük vardır. Kapıları açmak, merdiven çıkmak, tekrarlayıcı işleri yapmakta zorluk.
Nadiren düşük dereceli ateş görülebilir.
Hafif kilo kaybı sıktır, sitokinlerin katabolik etkisine bağlıdır ve iştahsızlık ile birliktedir.
AKUT-SUBAKUT BAŞLANGIÇLI RA
Akut başlangıç (% 8-15)Birkaç gün içinde gelişen akut tabloSinsi başlangıçlı tipe oranla daha az simetrik tutulumDizde, omuzda ya da kalça ekleminde gürültülü bir artrit vardır. Ayırıcı tanı; sepsis, vaskülitAteş enfeksiyonu düşündürecek kadar belirgin bir semptom olabilir.Subakut başlangıç %15-20’sinde.Semptomlar günler veya haftalar içinde gelişir
ROMATOİD ARTRİT’İN NADİR FORMLARI
ERİŞKİN BAŞLANGIÇLI STİLL HASTALIĞI
Kadın = Erkek
3 - 4 dekatta sık.
Sıklıkla ateş ile başvurur
Ateş nöbetler şeklinde, günde en az 1 kez normale dönebilir.
Ateş artritten önce ortaya çıkabilir.
Subkutan nodül görülmez.
ERİŞKİN BAŞLANGIÇLI STİLL HASTALIĞI
Gövde ve ekstremitelerde ateşli dönemlerde daha belirgin hale gelen pembe veya somon rengi maküler döküntüler meydana gelebilir.
Servikal omurga tutulumu vardır. Boyunda belirgin hareket kısıtlılığı gelişebilir.
Perikardit, plevral effüzyon, anormal karaciğer fonksiyon testleri, şiddetli karın ağrısı bulunabilir ve tanıda zorluğa yol açar.
ERİŞKİN BAŞLANGIÇLI STİLL ERİŞKİN BAŞLANGIÇLI STİLL HASTALIĞIHASTALIĞI
RF (-)
ANA (-)
Serum ferritin düzeyi
Serum kompleman düzeyleri normal /
STİLL HASTALIĞI İÇİN TANI KRİTERLERİ:
A) Major kriterler:
>1 haftadır >39 C ateş
BK >10.000/mm3
(> % 80 PMNL)
Tipik döküntü
>2 haftadır artralji
B) Minor kriterler:Boğaz ağrısıLenfadenopatiSplenomegaliKCFT bozukluğu (AST/ALT yüksekliği)ANA(-) RF(-)
*Diğer hastalıklar (sistemik enfeksiyon, malignite, diffüz vaskülit vs) ekarte edildikten sonra, 5 kriterin mevcut olması (2’den fazlası major kriter olmalı)
ERİŞKİN BAŞLANGIÇLI STİLL HASTALIĞI
Hastalığın başlangıcından sonraki 10 yıl içinde amiloidozis gelişme insidansı % 30.Tedavi agresif olmalıdır (Tam doz aspirin veya NSAİD’ler, oral glukokortikoidler, metotreksat).Etanercept ve infliximab kullanımının etkin olduğu kanıtlanmıştır.
PALENDROMİK ROMATİZMA
Ağrı sıklıkla bir eklemde veya eklem çevresi dokulardan başlar.
Semptomlar birkaç saat- birkaç gün içinde şiddetlenir.
Ağrı ile birlikte şişlik ve eritem de vardır.
Semptomlar sekel bırakmadan iyileşir.
Ataklar arasında asemptomatik bir dönem vardır.
PALENDROMİK ROMATİZMA
Palindromik Romatizmalı hastaların % 50’sinde özellikle HLA-DR4 (+) olanlarda, RA gelişir.
RA gelişmeyen hastalarda sinovit kronikleşmediği için tutulan eklemlerde deformite ve erozyon gelişmez.
Antimalaryaller ile tedavi sırasında atakların sıklığında ve süresinde anlamlı düzelme olduğu bildirilmiştir.
Palendromik
Romatizma
PalendromikRomatizma
GEÇ BAŞLANGIÇLI RA
65 yaş üzerinde gelişen RA genellikle -sabah tutukluğu, -omuz kuşağı ağrısı -eller, el bilekleri ve ön kolda diffüz şişlik
ile başlarPolimiyalji Rheumatika’yı taklit eden başlangıç sıktırHastalık başlangıcında RF ve subkutan nodül varlığı daha azdır
GEÇ BAŞLANGIÇLI RA
Genç hastalara göre daha iyi bir seyir gösterme eğilimindedir
Başlangıç yavaştır fakat tutukluk çok belirgindir
HLA-DR4 ile güçlü birliktelik vardır
Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar nadiren etkindir, sıklıkla steroid tedavisine ihtiyaç duyulur.
RA ve PARALİZİ
Poliomiyelit, menenjioma, ensefalit,
nörovasküler sifiliz, inme ve serebral
palsili hastalarda asimetrik, tek taraflı
tutulum bildirilmiştir.
Paralizili tarafta eklemler korunmuştur,
korunmanın derecesi paralizinin süresi
ile ilişki gösterir.
ARTRİTİS ROBUSTUS
Erkeklerde daha sık görülür. Daha az ağrı ve sakatlığa yol açan proliferatif sinovit ile karakterizedir.Periartiküler osteopeni nadirdir, fakat eklem kenarlarında yeni kemik oluşumu sıktır.İri subkutan nodüller ve subkondral kistler gelişir.
ERKEN RA
1-VERA
(Very Early Rheumatoid arthritis): <12 hafta
2-ERA
(Early Rheumatoid arthritis) 12 hafta - 2 yıl
ERKEN RA• Erken dönemde birçok inflamatuvar artrit
undiferensiye bir faz geçirmektedir, hangisinin sonradan kesin RA’ya döneceğini tahmin etmek zordur.
• RA’ in genellikle ve kişiden kişiye değişen bir subklinik fazı vardır
• Erken RA denilebilen bu faz için kriterler yoktur ancak belirteçler vardır
• ACR kriterleri erken vakaların belirlenmesinde yetersiz kalabilir
ERKEN RA• Emin olunmayan hastalarda ERA yerine
“erken artrit” kavramını kullanıp, artritin prognozunu belirleyip ona göre tedavi başlanmalıdır.
• X-ray’de tespit edilebilen erozyonlar ortaya çıkıncaya kadar önemli bir zaman kaybı söz konusudur.
• RA’da % 25 hastada ilk 3 ayda, % 70 hastada ilk 2 yılda erozyon gelişir.
• Anti-CCP, Ultrasonografi ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) erken RA’yı belirlememizde çok yardımcıdır.
ERKEN RA 1- Kendini sınırlayan (self-limiting) artrit 2- Persistan non-eroziv artrit 3- Persistan eroziv artrit
Hastaları bu 3 gruptan birine yerleştirmek üzere hekime yardımcı olmak amacıyla, 7 değişkenden oluşan bir tahmin modeli geliştirilmiştir.
Her değişkene bir skor verilmiştir.
1) İlk vizitte semptomların süresi: > 6 hafta - < 6 ay
> 6ay
2) 1 saatten uzun süren sabah tutukluğu3) 3 veya daha fazla eklemde artrit4) Bilateral metatarso-falangeal eklemlerde
kompresyonla ağrı5) RF pozitifliği6) Anti-CCP pozitifliği7) Radyografik erozyonlar (ellerde ve ayaklarda)
ERKEN RA
ERKEN RA
Hastalık en geç 1-2 yıl içinde kontrol altına alınmaya çalışılmalıdır.
Çok tipik RA bulguları veren bir grup hasta dışında RA başlangıcında American College of Rheumatology (ACR) kriterleri yardımcı olmaz.Bu kriterler hangi hastanın daha ciddi seyredeceği konusunda bilgi vermez.Hastaların büyük bir çoğunluğu başlangıçta undiferansiyedir.ACR kriterleri inkomplet olguların ihmal edilmesine ve tedavide gecikmeye yol açmaktadır.Diğer bir çok enflamatuar poliartrit ACR kriterlerini karşılayabilmektedir.
ROMATOİD ARTRİT’İN TANISI
1) Sabah tutukluğu: Eklemde ve eklem çevresinde Eklemde ve eklem çevresinde en az 1 saat süren sabah tutukluğuen az 1 saat süren sabah tutukluğu
2) 3 veya daha fazla eklem:3 veya daha fazla eklem: En az 3 eklem eklem bölgesinde doktor tarafından gözlenen artrit, bölgesinde doktor tarafından gözlenen artrit, yumuşak doku şişliği veya sıvı (sadece kemikte yumuşak doku şişliği veya sıvı (sadece kemikte aşırı büyüme değil)aşırı büyüme değil)
Muhtemel 14 eklemde etkilenme (sağ veya sol) : Muhtemel 14 eklemde etkilenme (sağ veya sol) : PIP,MCP, elbileği, dirsek, diz, ayak bileği, MTPPIP,MCP, elbileği, dirsek, diz, ayak bileği, MTP
ACR’NİN 1988’DE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞRA SINIFLANDIRMA KRİTERLERİ
ACR’NİN 1988’DE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞRA SINIFLANDIRMA KRİTERLERİ
3) El eklemlerinde artrit: PIP, MCP, el PIP, MCP, el bileği eklemlerinden en az birinde artritbileği eklemlerinden en az birinde artrit
4) Simetrik artrit: Bilateral aynı eklem bölgelerinin eş zamanlı tutulumu. PIP, PIP, MCP, MTP eklemlerin tutulumu simetri MCP, MTP eklemlerin tutulumu simetri olmaksızın kabul edilebilir.olmaksızın kabul edilebilir.
5) Romatoid nodüller: Doktor tarafından Doktor tarafından gözlenen kemik çıkıntılar veya gözlenen kemik çıkıntılar veya ekstansör yüzeyler veya eklem çevresi ekstansör yüzeyler veya eklem çevresi bölgelerde subkutan nodüllerbölgelerde subkutan nodüller
ACR’NİN 1988’DE GÖZDEN GEÇİRİLMİŞRA SINIFLANDIRMA KRİTERLERİ
6) Serum RF:RF: Herhangi bir metodla saptanan Herhangi bir metodla saptanan anormal yüksek düzeyde RFanormal yüksek düzeyde RF
7) Radyolojik değişiklikler:Radyolojik değişiklikler: Ön-arka el ve el Ön-arka el ve el bileği grafilerinde RA için tipik değişiklikler. bileği grafilerinde RA için tipik değişiklikler. Mutlaka erozyonları ve tutulan ekleme komşu Mutlaka erozyonları ve tutulan ekleme komşu kemik dekalsifikasyonlarını içermelidir.kemik dekalsifikasyonlarını içermelidir.
RA tanısı için yedi kriterden en az dördü bulunmalıdır.
İlk dört kriter en az 6 haftadır olmalıdır
İki klinik kritere sahip hastanın dışlanmaması gerekir.
Romatoid Artrit genellikle eklemleri simetrik
olarak tutar.
Başlangıçta birkaç eklemde ortaya çıkar.
En sık tutulan eklemler el bilekleri, eller, dirsekler, dizler ve ayak bilekleridir.
EKLEM TUTULUMU
RA’da sıklıkla ilk tutulan eklemler; MKF eklemler, PİF eklemler, MTF ve el bilekleridir.
Daha büyük eklemler küçük eklemlerden sonra semptomatik hale gelir.
SERVİKAL OMURGA
Diskovertebral eklemlerde sıklıkla kemik ve kıkırdak harabiyeti vardır
Lateral grafilerde disk aralığında daralma görülür
Şiddetli ağrı vardır
Pasif eklem hareket açıklığı normal olabilir
Atlanto-aksiyal eklem bir kaç yönde subluksasyona eğilimlidir
1.Anterior AASEn sık görülen şeklidirKomşu sinoviyal bursada gelişen proliferatif
sinoviyal dokunun neden olduğu ligaman laksitesine,
Odontoid çıkıntının fraktürüOdontoid çıkıntının erozyonuna bağlıdır.
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS)
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS)2.Posterior AAS
Odontoid çıkıntının destrüksiyonuOdontoid çıkıntının aksisten kırılmasına
bağlıdır
3.Vertikal AASLateral atlantoaksiyal eklemlerin veya
foramen magnum çevresindeki kemiğin destrüksiyonuna bağlıdır
Odontoidin yukarı doğru yükselmesiyle beyin sapını etkileme riski vardır.
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS) Klinik bulgular
En erken ve sık bulgu, oksiputa yayılan ağrıdır.
Daha nadir görülen fakat ciddi olan diğer klinik bulgular:
- Ellerde ağrısız duyusal kayıp ile birlikte yavaş progresif spastik kuadriparezi
- Baş hareketleri esnasında omuzlarda ve kollarda paresteziler: densin vertikal penetrasyonu ve vertebral arter basısı
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS)AAS’u düşündüren FM bulguları:
- oksipitoservikal lordoz kaybı - pasif boyun hareketine direnç -Farinks arka duvarında aksiyel arkusun anormal
protrüzyonuBaş fleksiyonda iken çekilen lateral servikal grafilerde odontoid çıkıntı ile atlas arkı arasındaki mesafe >3mm üzerindedir.Servikal subluksasyonun belirlenmesinde direkt grafilerin yanı sıra BT ve MRG tetkikleri önemlidir.
Dinamik MR
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS)Subluksasyonun derecesi ile nörolojik semptomlar arasında korelasyon yoktur.
Periferik eklem erozyonlarının progresyonu ile servikal omurga tutulumu paralellik gösterir.
Ellerinde ve ayaklarında erozyonlar bulunan hastalarda servikal subluksasyon eğilimi daha fazladır.
Servikal kord basısı bulguları ortaya çıktığında miyelopati hızla ilerler ve bu hastaların % 50’si 1 yıl içinde ölür
Bu hastalar ufak önemsiz düşmelerde ya da genel anestezi gereken durumlarda entübasyon açısından risk altındadırlar
Stabilite için boyunluk önerilir. Semptomlar ilerlemeye devam ediyorsa cerrahi stabilizasyon gerekecektir.
ATLANTO-AKSİYAL SUBLUKSASYON
(AAS)
SPESİFİK EKLEMLERİN TUTULUMU
Romatoid Artrit(Geç Dönem)
Düğme iliği
deformitesi
Metakarpofalangealeklemlerinbükülmesi
ParmaklarınKuğu boynu deformitesi
El bileği
Ekstansör kasların tendon kılıflarının tutulumu sonucu el bileği dorsal yüzde şişlik en erken bulgulardan biridir
El bileği dorsal yüzde gangliayı hatırlatan kistik yapılar erken bulgulardandır
Volar yüzde sinovyal protrüzyon kistleri gelişir.
Prolifere sinovyum median siniri sıkıştırabilir sıklıkla bilateral KTS gelişebilir
EL-EL BİLEĞİ
EL-EL BİLEĞİ
El bileğinde sinovial proliferasyona bağlı
basınç artışı hasarlayıcı enzimatik
reaksiyon radiokarpal, radioulnar ve
midkarpal eklemlerde birleşme eklem
aralığının kaybı ve ankiloz gelişir
Karpal kemik tutulumu MRG kullanılarak
erken tespit edilebilir
Erken RA (MCP, el bileği tutulumu) İleri evre RA
RA’da el-el bileği deformiteleri
Ulnar deviasyon
Kısmi subluksasyon
El bileği subluksasyonuKuğu boynu deformitesi
Düğme iliği deformitesi
Başparmak Z deformitesi
Zigzag deformitesi
Ekstansör carpi ulnaris kasının zayıflaması
karpal kemiklerde rotasyonla birlikte el bileğinde
radyal deviasyona neden olur.Buna cevap
olarak da radius ile aynı doğrultuyu sağlamak
için MCP eklemlerinde ulnar deviasyon gelişir
EL-EL BİLEĞİ
ULNAR DEVİASYON
Temel olay kemik veya eklem kıkırdağında erozyon değildir
El eklemlerinden PIP ve MCP tutulurDIP eklem tutulumu çok nadirdirPIP ve MCP eklemlerinde sınırlı şişlik görülse de erken dönemde elin tamamında görülen şişlik oluşabilir
EL-EL BİLEĞİ
MCP
PIP
DIP
Mekik parmakMekik parmak PIP
eklemlerinin efüzyonu ve yumuşak doku kalınlaşmasına bağlı fuziform görünümlü parmak
Kuğu boynu deformitesiKuğu boynu deformitesi
İnterosseal kasların ve tendonların kısalması sonucu,PIP eklem dorsumundaki tendon kılıflarının çekilmesiyle; PIP eklemde hiperekstansiyon, DIP eklemde fleksiyon gelişir.
KUĞU BOYNUPARMAKLAR
Düğme iliği deformitesiDüğme iliği deformitesi
PIP eklemin kronik inflamasyonu sonucu ekstansör tendonlar gerilir; PIP eklemde fleksiyon, DIP eklemde hiperekstansiyon gelişir.
Düğme iliği deformitesiDüğme iliği deformitesi
Tetik parmakTetik parmak: Fleksör tenosinovite sekonder gelişir.
Tendon kılıflarındaki Romatoid Nodül’lere bağlı olarak parmakların fleksiyonda ağrılı kilitlenmesi görülebilir.
RA’in el tutulumunun en ciddi sonucu
rezorptif artropatidir.
Eklem kıkırdağından başlayıp diafize
doğru yayılan kemik rezorbsiyonu ile
falankslar kısalır, deri kıvrımı artar ve
teleskop parmak deformitesi gelişir.
Rezorptif artropati
Başparmakta 3 tip deformite gelişir
Tip 1:
En sık olarak MCP eklem inflamasyonu sonucu eklem kapsülünün gerilmesiyle düğme iliği deformitesine benzer deformite (Z Z parmakparmak deformitesideformitesi)
Tip 2:
CMC eklem inflamasyonu sonucu volar subluksasyon ve addüktör hallusis kontraktürü
Tip 3:
MCP ekleminin uzun süreli inflamasyonu sonucu abartılı 1.MCP adduksiyonu, MCP fleksiyonu ve DIP hiperekstansiyonu
EL-EL BİLEĞİ
Fleksör tenosinovit sonucu; - falanksların volar yüzlerinde diffüz şişlik
gelişir. - fleksör tendon kılıfları boyunca krepitasyon
hissedilebilir. Fleksör tenosinovit el güçsüzlüğünün ana
sebebidir.
Başparmak ekstansörlerinde tenosinovit gelişebilir (De Quervain tenosinoviti).
DİRSEK
Dirsek tutulumu sıktır.
Ekstansiyonun kısıtlanması en erken bulgulardan biridir.
Sinovite bağlı ulnar sinir ve radial sinirin posterior interosseöz dalının kompresyon nöropatisi
Olekranon bursiti
Romatoid nodüller görülür.
OMUZGlenohumeral-akromioklaviküler eklemde sinovit gelişir.
OMUZ
Rotator manşon tendiniti, rüptürü olabilir.Ani yırtıklar çok şiddetli ağrı ve inflamasyonla birlikte olup sepsisle karıştırılabilir.Rotator manşon güçsüzlüğüne bağlı humeral başın superior subluksasyonu Kronik subakromial bursite bağlı omuzun anterolateral yüzünde şişlik Subdeltoid bursada sinoviyal proliferasyon distal klavikulada rezorpsiyona neden olabilir.
RA’da sık tutulurlar
Rölatif olarak immobil oldukları için semptomlar azdır.
Sternoklavikuler eklem tutulumunda o tarafa yatarken ağrı olur
Manubriosternal eklem tutulumunun klinik bir önemi yoktur.
Tutulumu saptamada BT ve MR yardımcıdır.
STERNOKLAVİKULER VE MANUBRİOSTERNAL
EKLEMLER
KULAK KEMİKÇİKLERİ
Kulak kemikçiklerinde erozyon ve küçülmeye bağlı iletim tipi işitme kaybı meydana gelebilir.
TEMPOROMANDİBULER EKLEMLER (TME)
TME sıklıkla tutulurMuayenede palpasyonla hassasiyet vardır, krepitasyon saptanabilir Bazen akut ağrı ve ağzını kapatmakta zorluk olabilirAkut olayı baskılamak için eklem içine steroid tedavisi gerekirTME’de RA için spesifik bulgular mandibuler kondilde BT veya MR ile saptanan erozyon ve kistlerdir
KRİKOARİTENOİD EKLEMLER
Ses kısıklığı (% 30)İnspiratuar stridor: Krikoaritenoid eklemlerin inflamasyonu ve immobilizasyonu sonucu vokal kordların orta hatta stabilize olması Bazen asemptomatik sinovit, geceleri faringeal içeriğin aspirasyonuna neden olabilir.
Tutulumu laringoskopi veya BT ile saptanabilir.
KALÇA
Genellikle hastalığın ileri evrelerinde kalça tutulumu görülür.
KALÇA
Kalça sinovitinin semptomları: Kasıkta veya kalçanın alt kısmında ağrı
Kalçanın lateralindeki ağrı ise sıklıkla trokanterik bursit bulgusudur.
Femur başının kollapsı ve rezorpsiyonu sonucu protrüzyo asetabuli gelişir.
İç rotasyon hareketinin kaybı radyolojik bulgularla korelasyon gösterir.
DİZ
Erken dönemde kuadriseps atrofisi olur, hastalar tam ekstansiyon yapamaz, zamanla fleksiyon kontraktürü gelişir.
DİZOrta veya aşırı derecede efüzyonda dizin bükülmesi eklem içi basıncı arttırırEklemin arka komponentlerinin kese halini almasına yani baker kistine (popliteal) yol açarPopliteal kist yüzeyel venöz yapılara bası yaparak venöz dilatasyon ve ödeme neden olur
DİZ
Kistin yırtılması sonucu sinoviyal sıvının baldıra doğru yayılması hastada tromboflebit benzeri tabloya yol açar.
AYAK-AYAK BİLEĞİCiddi, progresif RA’de ayak bileği sıklıkla tutulur
Tutulumunun bulgusu malleollerin ön ve arkasında şişliktir
Sinovite bağlı ligamanların erozyonu ve gerilmesi ayak bileği bütünlüğünü bozar, pronasyon ve eversiyon deformitesi meydana gelir.
Subtalar eklem tutulumu yürüme sırasında ağrıya neden olabilir.
MTP tutulumu sıktır.
Asil tendonunda Romatoid Nodül ve kopma olabilir
Ayak ağrısının bir nedeni de tarsal tünel sendromudur
Çekiç parmak
Metatarsofalangeal eklem subluksasyonu gelişen hastalarda proksimal interfalangeal eklemin dorsale kayması ile gelişir.
AYAK-AYAK BİLEĞİ
Halluks valgus deformitesi sıktır.
İleri dönemde halluks valgus 2. ve 3.
parmağın başpamak üzerine doğru
yığılmasına neden olur.
ROMATOİD ARTRİT’İN
EKSTRAARTİKÜLER TUTULUMU
ROMATOİD ARTRİT’İN EKSTRAARTİKÜLER
TUTULUMU
Ekstraartiküler bulguların sayısı ve şiddeti, hastalığın süresi ve şiddeti ile değişkenlik gösterir
Ekstraartiküler tutulum immün cevabın eklem dışı hedefi olabilir.
Ekstraartiküler tutulum artmış mortalite ile ilişkilidir
EKSTRAARTİKÜLER KOMPLİKASYONLAR
Romatoid nodüller
Fistül gelişimi
Kanser
Hematolojik anormaliler
Vaskülit
İnfeksiyon
Renal
Pulmoner
Kardiyak
Kemik
Kas
Cilt
Göz
ROMATOİD NODÜLLER (%20-30)
Romatoid nodül merkezde bir nekroz alanı ve çevreleyen fibroblast kümeleri ve perivasküler inflamatuar hücrelerden oluşur
ROMATOİD NODÜLLER
Ekstansor yüzeylerde daha sık gelişirEn sık dirsekler, parmak eklemleri, sakrum, oksiput, aşil tendonunda görülürLarinks, ses telleri, kalp, akciğer, sklera, santral sinir sistemi, vertebra korpusları içinde de oluşabilirlerCiltaltı yerleşimlidirYumuşak-mobil / sert-periosta sıkıca yapışık olabilirRF romatoid nodülü olan hastaların hepsinde pozitiftir
ROMATOİD NODÜLLER
- Ellerde multipl nodüllerin varlığı,
- Akut intermittan sinovit - RF pozitifliği - Eller ve ayakların küçük
kemiklerinde subkondral kistik lezyonlar;
Romatoid Nodülozis olarak tanımlanır.
ROMATOİD NODÜLLER
MTX tedavisi sırasında mevcut nodüller büyüyebilir, yeni nodüller ortaya çıkabilir; bu fenomenin altında yatan patofizyoloji bilinmemektedir.
İNFEKSİYONLAR
RA’nın bir komplikasyonu olarak enfeksiyon insidansı steroid ve biyolojik ajanlar, immün supresiflerin kullanımı ile paralellik gösterir.
Ateş, pürülan sinoviyal sıvı RA’nın şiddetli alevlenmesine bağlı olabilir ve infeksiyondan ayırdedilmelidir.
Pulmoner infeksiyon, cilt sepsisi, piartroz en yaygın infeksiyon bölgeleridir.
KANSER
Tüm RA’lı hastalarda malignite açısından artmış risk mevcuttur
Belli hasta alt gruplarında özellikle lenfoma açısından belirgin risk artışı vardır
İntertisyel AC fibrozisi, bronkoalveolar Ca için risk faktörüdür
KANSER
RA’da immünsüpresif tedaviden bağımsız olarak hodgkin lenfoma, non-hodgkin lenfoma, lösemi riski 2-3 kat artmıştır.
Felty sendromu ve Sjögren+RA’da non-hodgkin lenfoma riski 13 kat artmıştır.
Gastrointestinal sistem malignite riski azalmıştır. NSAİD kullanımı kolonda polip oluşumunu ve sayısını azaltır
HEMATOLOJİK ANOMALİLER
RA’li hastaların çoğunda sedim yüksekliği ve
hastalık aktivitesi ile korelasyon gösteren hafif
normositik hipokromik anemi görülür.
RA’te anemi çeşitli nedenlere bağlı gelişir Kronik hastalık anemisi
Demir eksikliği anemisi
Vit B12 / folat eksikliği
HEMATOLOJİK ANOMALİLER
RA’DA ANEMİ NEDENİNİN SAPTANMASI:
1. Kronik hastalık anemisinde Fe eksikliği anemisine göre ferritin düzeyi anlamlı derecede daha yüksektir.
2. Folat ve B12 eksikliği MCV ve MCH düzeyini artırarak demir eksikliğini maskeleyebilir.
3. Eritropoetin düzeyleri demir eksikliği anemisinde kronik hastalık anemisine göre daha yüksektir.
4. Kronik hastalık anemisinde beklenildiği gibi RA’da sedim Hb seviyeleri ile ters ilişkilidir.
HEMATOLOJİK ANOMALİLER
Eozinofili ve trombositoz sıklıkla RA’ya eşlik eder
Eozinofili, şiddetli seropozitif hastalığı bulunan hastaların % 40’ında gözlenir
Trombositoz, hastalık aktivitesi ve ekstraartiküler bulgular ile ilişkilidir
Monoklonal gammopatilerin ortaya çıkması kötü prognozu gösterir.
Bu monoklonal B hücre proliferasyonu lenfoma veya myeloma dönebilir.
FELTY SENDROMU
RA+ splenomegali + lökopeni Hastaların 2/3’ü kadındır% 95’inde HLA-DR4 (+)5-7 dekatlarda ortaya çıkarUzun süreli hastalığı olan, seropozitif, nodüler ve deformiteli hastalarda görülür.Eklem tutulumu daha ağır olmakla birlikte seropozitif RA’dan daha şiddetli değildir.Bacak ülserleri sıktır.
FELTY SENDROMU
Ekstraartiküler bulgular daha sık gelişir
Bakteriyel enfeksiyonlar sık görülür
ANA (+) olabilir
Tedavisi RA ile aynıdır
Tedaviye yanıt vermeyen olgularda
splenektomi endikasyonu vardır
VASKÜLİTRomatoid vaskülitin patolojik bulgusu: panarterit.Erkek > Kadın
Romatoid vaskülit gelişimi ile ilişkili faktörler:- Erkek cinsiyet- Serumda yüksek RF titresi- Eklem erozyonları- Subkutan nodüller ve diğer ekstraartiküler
tutulumlar- Kullanılan DMARD sayısı - Kriyoglobülin varlığı- Mevcut steroid tedavisi- Vaskülit; şiddetli deforme edici artriti ve
yüksek titrede RF’si olan hastalarda aktiftir.
VASKÜLİT Vaskülit klinik olarak şu formlarda ortaya
çıkar
1-Distal arterit (splinter hemoraji-gangren)
2-Cilt ülserasyonu
3-Periferal nöropati
4-Organ arteriti: kalp, akciğer, bağırsak, böbrek, karaciğer, dalak, pankreas, lenf nodları, testis
5-Palpabl purpura
Splinter hemoraji
Palpabl purpura
Pyoderma gangrenozum
VASKÜLİT
Nörovasküler hastalık vaskülitin tek belirtisi olabilir:
1- Hafif distal sensoriel nöropati: paresteziler, distallerde dokunma ve ağrı duyusunda azalma
2- Mononöritis multipleks: duyusal anormallikler + güçsüzlük vardır.
3- Romatoid pakimenenjit: dura ve piamaterde sınırlıdır.
4- Otonom sinir sistemi tutulumu
Visseral lezyonlar:
Tutulan arterler tarafından beslenen organlarda klodikasyo veya infarkta neden olur.
VASKÜLİT
VASKÜLİT
Yaygın vasküliti işaret eden bulgular:
1-İntestinal lezyonlara bağlı kanama veya perforasyon gelişmesi
2-Parmak ve ekstremitelerde gangren
3-Kardiyak veya renal tutulum
4-Mononöritis multipleks
Prognoz kötüdür
Organ spesifik vaskülitte agresif tedavi uygulanmalıdır.
Sistemik romatoid vaskülit RA’nın en korkulan komplikasyonlarından biridir.
VASKÜLİT
GÖZ TUTULUMU
Keratokonjonktivitis sicca
Sklerit-episklerit: Hastaların %1’inden azında görülür.
GÖZ TUTULUMU
Sklerit: Şiddetli göz ağrısına ve kızarıklığa neden olur. Skleranın uvea tabakasına doğru granülomatöz rezorpsiyonu skleromalazi perforans olarak adlandırılır.
Episklerit: Gözde dakikalar içinde kızarıklık meydana gelir. Görme kaybına yol açmaz, fakat sekonder olarak gelişen keratit veya katarakt görme kaybına yol açar
RENAL TUTULUM
Böbrekler direkt olarak nadiren tutulur ancak sıklıkla uygulanan tedavilere bağlı etkilenirler.
Amiloidozis kronik RA’nın, özellikle Still hastalığının bir komplikasyonudur.
Nadiren fokal nekrotizan glomerulonefrit gelişebilir.
PULMONER HASTALIK
1-Plevral hastalık
2-İnterstisyel fibrozis
3-Nodüler akciğer hastalığı
4-Bronşiolit
5-Pulmoner hipertansiyon
6-Küçük hava yolları hastalığı
1- PLEVRAL HASTALIK
Hastaların yaklaşık %20’sinde artritin başlangıcı ile birlikte plörit gelişir.
Eksudatif romatoid efüzyonun özellikleri:
Glukoz 10-50 mg/dl
Protein 4 g/dl’den fazla
MNH 100-3500 /mm3
Artmış LDH düzeyleri
1- PLEVRAL HASTALIK
Efüzyon dispneye yol açacak kadar fazla olabilir.
2-İNTERSTİSYEL FİBROZİS
Temel fonksiyonel defekt diffüzyon kapasitesinde azalma, alveolokapiller gaz değişiminde bozukluktur
Sigara içen RA hastaları akciğerlerde fibrotik komplikasyonlar için daha yüksek riske sahiptir
2- İNTERSTİSYEL FİBROZİS
Mezenşimal hücrelerin artmış reaktivitesinin neden olduğuna inanılmaktadır
Muayenede ince, diffüz raller
Radyografi: Her iki akciğerde diffüz retiküler patern (interstisyel)
Retikülonodüler patern
İlerleyen dönemde bal peteği görünümü gelişir
Her iki akciğerde diffüz retiküler patern
Retikülonodüler patern
YRBT
İlerleyen dönemde balpeteği görünümü
YRBT
3-NODÜLER AKCİĞER HASTALIĞI
Pulmoner nodüller: Tek tek (coin lezyon) veya kümeler halinde olabilir.
3-NODÜLER AKCİĞER HASTALIĞI
Pnömokonyoz+RA= “Caplan Sendromu”
4-BRONŞİOLİT
Nadiren görülen interstisyel pnömoni
sonucu; alveoler tutulum ve bronşiolite
ilerleyerek, solunum yetmezliği ve ölüm
gelişebilir.
Patoloji; Fibrozis + bronşioller ve
alveollerde proteinöz eksuda +
interstisyel lenfosit infiltrasyonudur
5-PULMONER HİPERTANSİYON
RA’li hastaların % 30’dan fazlasında hafif pulmoner HT saptanabilir.
Hastaların çoğu asemptomatiktir.
KARDİYAK KOMPLİKASYONLAR
Perikardit: Hikaye ve muayene ile nadiren tanı konulurken otopsi incelemelerinde hastaların % 50’sinde saptanmaktadır.
Konstriktif perikardit, kardiyak tamponad’a (nadir)neden olabilir ve bu hastalarda perikardektomi gerekebilir.
Hastaların hemen hepsinde RF(+)’tir, yarısında nodüller mevcuttur.
KARDİYAK KOMPLİKASYONLAR
Miyokardit granülomatöz hastalık / interstisyel miyokardit şeklinde ortaya çıkar.Granülomatöz olay subkutan nodüllere benzer ve hastalık için spesifik kabul edilir.
Diğerleri; Endokardiyal inflamasyonİletim defektleriKoroner arteritGranülomatöz aortit veya kapak hastalığı
CİLT TUTULUMU
RA’nın en çok bilinen cilt lezyonu romatoid nodüllerdirCiltte incelme ve atrofi: özellikle ellerde ve parmaklarda olur.Palmar eritem vardırVaskülit bulguları: tırnak yatağı infarktları, derin,eroziv, skar bırakan pyoderma gangrenozumPalpabl purpura: primer/ilaca bağlıLivedo retikülaris
CİLT TUTULUMU
KAS TUTULUMU RA’da kas tutulumunun beş farklı aşaması
vardır
1) Tip 2 liflerde atrofi; kas kitlesinde azalma (en sık)
2) Periferal nöromyopati; sıklıkla mononöritis multiplekse bağlı
3) Steroid myopatisi
4) Aktif myozit ve kas nekrozu (aktif hastalıkta)
5) Distrofik olaya benzeyen kronik myopati
İSKELET TUTULUMU
RA’da diffüz kemik kaybı uzun kemiklerde stres fraktürleri insidansını artırır. Fibula en sık kırık bölgesidir.
Yaşlı ve zayıf RA hastasında travma öyküsü olmaksızın akut bacak ağrısı stres fraktürünü akla getirmelidir.
Subkondral kistler kemiği zayıflatır ve fraktüre yatkınlık oluşturur.
İSKELET TUTULUMU
Glukokortikoidler tarafından indüklenen aksiyal kemik kaybı 2 fazda gerçekleşir.
- tedavinin ilk 6-12 ayında kemik kütlesinin %12’si kaybedilir.
- kronik fazda kemik kaybı yavaşlar.
Erken fazda gelişen aksiyal kemik kaybı geri döndürülebilir.
LABORATUVAR BULGULARI
ROMATOİD FAKTÖR
RA’lı hastaların % 75-80’inde (+)
Yüksek titreler kötü prognoz belirtisi
Ig M RF, bir çok hastalıkta pozitif olduğu için;
klinik bulguların desteklediği RF pozitifliği
diagnostik önem taşır.
ESR, CRP yüksek
RF+ (% 30 negatif)
ANA negatif
Anti-ccp+
Hafif lökositozla beraber normal WBC dağılımı
Normokrom normositer veya normokrom mikrositer hafif anemi
Trombositoz
LABORATUVAR BULGULARI
LABORATUVAR BULGULARI
Tam idrar tetkiki normal
Böbrek fonksiyon testleri normal
Karaciğer fonksiyon testleri normal
Metabolik fonksiyonlar normal
Serum ürik asit düzeyi normal
C3-C4 düzeyleri normal /
SİNOVİYAL SIVI ANALİZİ
Hafif bulanıkMusin pıhtı testi bozukturWBC: 5000-25000 /mm3 (en az %50 PMNL)Glukoz düzeyi N veya RF (+) olabilirKristal bulunmazKültürler (-)’tir
ROMATOİD ARTRİT’İN
RADYOLOJİK BULGULARI
EL-EL BİLEĞİ
1- Eklem çevresinde yumuşak doku şişliği
2-Periartiküler osteopeni
3-Marjinal erozyonlar
4-Eklem aralığında daralma
5-Marjinal erozyonların ilerlemesi ile oluşan subkondral erozyonlar
Erken RA’da
X-ray, MRI, US’da erozyon
EL-EL BİLEĞİ
PİF eklem aralığında daralma, erozyonlar, yumuşak doku şişliği
MKF eklemlerde subluksasyon ve ulnar deviasyon
EL-EL BİLEĞİ
Periartiküler osteopeniKarpal kemiklerde erozyonve kistler
AYAK EKLEMLERİ
MTF eklemlerin medial yüzünde erozyonlar
Ayakta 1. ve 2. parmakta erozyonlar
DİZ EKLEMİ
Her üç kompartmanda uniform daralma (medial, lateral, patellofemoral)
Marjinal erozyonlar
İntraosseöz sinoviyal kistler
Tibiada marjinal erozyonlar eklem aralığında daralma
KALÇA EKLEMİ
Femur başında erozyonlar ve sinoviyal kistlerEklem kıkırdağının kaybı – femur başının asetabuluma doğru yer değiştirmesi – asetabuler protrüzyonOsteonekroz (özellikle steroid kullanan hastalarda)
Protrüzyo asetabuli
2) Sintigrafi:
-Tutulan eklemlerin yaygınlığının gösterilmesi
-Hastalık aktivitesinin değerlendirilmesi
- Pelvisin değerlendirilmesi: asetabuler protrüzyon, femur başı osteonekrozları
- Servikal bölgenin değerlendirilmesi: kranioservikal bileşke, atlantoaksiyel bölge anatomisi
4) Magnetik Rezonans Görüntüleme:
-Osteonekrozların görüntülenmesinde en hassas görüntüleme yöntemidir
-Kemiğin medüller yapısı, eklem kıkırdağı, kas, tendon ve yağ dokusu görüntülenir
3) Bilgisayarlı Tomografi:
ROMATOİD ARTRİT’İN
AYIRICI TANISI
1. Diffüz Bağ Dokusu Hastalıkları2. Gut3. Calcium Pirofosfat Dihidrat Depo Hastalığı4. İnfeksiyöz artritler5. Polimyalji Romatika6. Glukokortikoid artriti7. Osteoartrit8. Sarkoidoz9. Seronegatif Spondilartropati (SSPA)
AYIRICI TANI
DİFFÜZ BAĞ DOKUSU HASTALIKLARI
Hafif sistemik bulgular ve PİP-MCP eklemlerde minimal poliartrit şeklinde başlangıç
SLE’de
- Erozyona yol açan sinovit nadir.
- Yumuşak doku ve kas inflamasyonu, PİP ve MCP eklemlerde reversibl subluksasyon
Mikst bağ dokusu hastalığı
- deformiteye yol açan eroziv artrit
Skleroderma, Dermatomiyozit,Polimiyozit
- ciltteki gerginliğe bağlı eklem hareket kısıtlılığı
- proliferatif sinovit nadir
GUT
RA’ya benzer simetrik poliartiküler tutulumEklemlerde fuziform şişlikSubkutan nodüllerKüçük tofüsler subkortikal erozyonları taklit ederler.Kronik tofüslü gutta % 30 oranında RF (+)
Subkondral proliferatif erozyonlarla birlikte kronik poliartrit (% 5); psödo RA
Sedim artışı
Düşük titrede RF(+)
Radyografik bulgu: ondrokalsinozis
Kesin tanı: Artrosentez
CPPD DEPO HASTALIĞI
HIV ENFEKSİYONU
Başlangıçta viremi ile birlikte akut artraljiAlt ekstremitede oligoartrit veya persistan poliartritSeronegatif spondiloartropati
Akut poliartrit ve ateşi olan her hastada HIV ekarte edilmelidir.
İNFEKSİYÖZ ARTRİTLER
Rubella
Viral hepatit (HCV-HBV)
Parvovirüs
Mycoplazma pneumoniae
Ebstain Bar Virüsü
İNTERMİTTAN HİDRARTROZ
Bir veya birkaç eklemde (sıklıkla dizde) periyodik benign sinovit atakları
Ataklar sırasında aynı eklem veya eklemler tutulur
Eklem destrüksiyonu gelişmez.
PARKİNSON
Parkinson hastalarında ellerde kuğu boynu deformitesi gelişmesi için eğilim vardır.
POLİMİYALJİA ROMATİKA
Belirgin sinovit saptandığında PMR tanısından uzaklaşmak gerekir.
Sinovit RA’da bulunandan çok daha hafiftir.
Dev hücreli arteritli çoğu hasta HLA-DR4 (+)
OSTEOARTRİTOA: Eklem kıkırdağı hasarlandıkça ve eklem bütünlüğü bozuldukça sıklıkla reaktif sinovit gelişir.
RA: Romatoid pannus kıkırdağı erode ettikçe kemikte ve kıkırdakta sekonder osteoartritik değişiklikler meydana gelir.
Eroziv OA: Orta yaşlı kadınlarda, PİP eklemlerde tutulum. PİP eklem şişliği; sert, kemik dokudan oluşur, sinovyumu tutmaz.
ERKEN RA-OSTEOARTRİT
RA OSTEOARTRİTBaşlangıç yaşı Çocuklar ve erişkinler
Pik insidans-50 yaş
Yaşla birlikte artar
Predispozan faktörler HLA-DR4, HLA-DR1 travma, konjenital anormallikler
Erken semptomlar Sabah tutukluğu Hareketle ve gün içinde artan ağrı
Eklem tutulumu MCP, el bilekleri, PİP
DİP eklemler hemen hiç tutulmaz
DİP, yük binen eklemler (kalça,diz)
Fizik muayene bulguları Yumuşak doku şişliği, ısı artışı
minimal yumuşak doku şişliği
Radyolojik bulgular Periartiküler osteopeni, marjinal erozyonlar
Subkondral skleroz, osteofitler
Laboratuvar bulguları ESH , RF, anemi normal
SSPA
Ankilozan Spondilit: Bel ağrısı hafif ve periferik eklem tutulumu ön planda ise tanıda karışıklığa yol açabilir.
Reiter Sendromu: entezopati, göz bulguları ve üretral semptomlar
Psöriazis: psöriatik lezyonlar, DİP tutulumu
GLUKOKORTİKOİD KESİLME SENDROMU
Romatizmal olmayan bir hastalık nedeniyle glukortikoid ile tedavi edilen bir hastada doz hızlı azaltılırsa özellikle ellerde diffüz poliartiküler ağrı olabilir.
PROGNOZ
Kötü prognostik faktörler:Serumda RF(+)’liğiIG A RFAnti-CCP (+)’liğiDirekt grafide erozyonların olmasıEkstraartiküler tutulum-Romatoid nodülHLA-DR1 (+)’liğiGenç bayan hasta
MORTALİTE
İlk 1 yıl içinde hafif, 6 yıl sonunda orta- şiddetli düzeyde fonksiyonel kayıp görülür
20 yıl sonunda fonksiyonel yetersizlik nedeniyle hastaların % 50’si iş göremez hale gelir
Ortalama yaşam beklentisi erkeklerde 7 yıl, kadınlarda 3 yıl azalmıştır
İnfeksiyon, böbrek hastalığı, solunum yetmezliği, NSAİİ’ye bağlı gastrointestinal sistem kanaması, kardiyovasküler olaylar nedeniyle mortalite artar
Hastalık şiddeti arttıkça mortalite oranı artar
ROMATOİD ARTRİT TEDAVİSİ
RA TEDAVİSİNDE AMAÇ
•İnflamasyonu ve bulguları baskılamak
–Ağrı ve tutukluğu azaltmak
–Klinik remisyonu sağlamak
–Fonksiyonel durumu iyileştirmek, sakatlığı azaltmak
–Bağımsızlığı geliştirmek, yardım gereksinimini azaltmak
RA TEDAVİSİNDE AMAÇ
Hastalığın progresyonunu engellemekRadyolojik progresyonu engellemek Yaşam kalitesini üst düzeyde tutmak
İLAÇ TEDAVİSİ
ANALJEZİKLER:
ASETAMİNOFEN: Karaciğer hastalığı olmayan hastalarda 3 gr/gün’e kadar olan dozlarda alınabilir.
NSAİİİnflamasyonun belirti ve bulgularını azaltırlar fakat altta yatan hastalık üzerine etkileri yoktur.
NSAİD kullanımında genel prensipler
NSAİD’ler kombine şekilde kullanılmamalı
Mümkün olduğunca düşük dozlarla tedaviye başlanmalı
GIS bulguları olan hastalarda gerekli durumlarda misoprostol ile birlikte kullanılmalı, misoprostolü tolere edemeyenlerde PPI veya H2 reseptör antagonistleri tercih edilmeli
NSAİİ
NSAİD kullanımı için risk faktörleri
İleri yaş
Peptik ülser öyküsü
Eş zamanlı steroid veya antikoagülan kullanımı
Trombositopeni veya trombosit disfonksiyonu
Gebelik
Orta veya şiddetli konjestif kalp yetmezliği, siroz, renal yetmezlik
Aspirin intoleransı, astım ve nazal polipozis
NSAİİ
Risk faktörü bulunmayan nispeten genç
hastalarda salisilatlar tercih edilebilir.
Gastrointestinal sistem yakınmaları olanlarda
COX-2 selektif NSAİD’ler tercih edilebilir.
STEROİD TEDAVİSİ
Mevcut en etkili antiinflamatuvar ajandır.
Son zamanlarda düşük doz steroidin radyolojik
hasarı engellediğine dait kanıtlar çoğalmaktadır
Bu etki özellikle erken RA’de ve diğer
DMARDlar ile kombine edildiğinde belirgindir
Özellikle erken RA’da steroid’ler ilk 6 ayda
DMARD gibi etki eder
STEROİD TEDAVİSİ
Sıklıkla DMARD ‘ların etkinliği ortaya çıkana
kadar semptomatik amaçla “köprü tedavisi”
olarak kullanılmaktadır.
STEROİD TEDAVİSİ
RA’da glukokortikoid kullanım endikasyonlarıİlaç toksisitesi için kısa süreli yüksek dozda (ör: altın enjeksiyonuna bağlı trombositopeni)Vaskülit (cilt ülserleri, mononöritis multipleks, hızlı progresif pulmoner interstisyel hastalık, koroner arterit, iskemik bağırsak sendromları)Artritin alevlenme döneminde sadece birkaç eklem tutulmuşsa uzun etkili preparatların intrarartiküler enjeksiyonu (triamsinolon heksasetonid)Gerektiğinde gebelik sırasında Orta derecede aktif hastalıkta günlük düşük doz tedavi
STEROİD TEDAVİSİ
Günlük düşük doz glukokortikoid kullanımının kümülatif etkisi; osteoporoz, katarakt, glokom, glukoz intoleransı, hirsutizm, ciltte atrofi gibi pek çok yan etkiye yol açar
Postmenapozal kadınlar düzenli steroid kullanacaklarsa mutlaka Ca+D vit ile desteklenmelidir
Günaşırı kullanımı yan etkileri azaltır fakat steroidsiz günlerde semptomlar artar.
DMARDs: HASTALIK MODİFİYE EDİCİ
ANTİROMATİZMAL İLAÇLAR
Genel olarak, DMARD tedavisine Metotreksat,
Hidroksiklorakin veya Salazopyrine gibi
geleneksel küçük moleküllerle başlanır.
Belirli bir DMARD’ın önce başlanması
gerektiğine dair yeterli kanıt yok ancak RA
tanısı ile beraber erken dönemde bir DMARD
başlanmalıdır.
DMARD TEDAVİSİ
Erken DMARD tedavisi (başlangıçtan itibaren
1-3 yıl içinde başlanmış) geç başlamaya
oranla anlamlı olarak daha hızlı destruksiyon
kontrolü ve daha iyi fonksiyonel iyileşme
sağlar
RA’li hastalarda inflamasyonun kısmi
kontrolü, uzun süredeki hasarları engellemez
DMARD TEDAVİSİ
1-MonoterapiArdısıra (‘doğru ilacı’ bulana kadar hasar
ortaya çıkabilir)
2-Kombinasyon tedavisi Etkinliği arttırmak için 2 veya daha fazla
DMARD’ın bir arada kullanılmasıdır;
NSAİİ ilaçlarla veya düşük doz glukokortikoid ile beraber kullanma ‘kombinasyon stratejisi’ değildir.
DMARD TEDAVİSİ
Devamlı: paralelStep-up : Monoterapiye cevap vermeyen
hastalarda başka DMARD eklenmesiStep-down: Hastanın tedaviye en açık
olduğu dönemde agresif tedavi, sonra toksisite profiline göre azaltılması
DMARD TEDAVİSİ
KOMBİNASYON TEDAVİSİ
- Tek ilaç kullanımına göre daha etkili olması,
- Yan etkilerin tek ilaç kullanımından farklı
olmaması kombinasyon tedavisinin yaygın
olarak kullanılmasına yol açmıştır.
MTX’ın, SSZ, HCQ, leflunomid, anti-TNF,
siklosporin ile kombinasyonu etkinliği arttırır.
• Etkinliği kanıtlanmış kombinasyonlarda çoğunlukla steroid’ler veya anti-TNF’ler bulunmaktadır
• Başarılı tüm kombinasyon çalışmalarında MTX esas ilaçtır.MTX + SSZ + HCQ ve MTX + anti-TNF en etkili kombinasyon tedavileridir.
Günümüzde en çok tercih edilen DMARDs
Birinci tercihMetotreksat
Hidroksiklorokin-klorokin
Sulfasalazin
Leflunomid
İkinci tercihSiklosporin
Azatioprin
Parenteral/oral altın
D-penicilamin
METOTREKSAT
MTX hemen hemen tüm hastalarda en önce başlanması gereken ana DMARD’dır ve her ‘agresif tedavi’ protokolü içinde yer almalıdır
METOTREKSAT
MTX folik asit analoğudurPotent bir antiinflamatuar olan adenozinin salınımını artırırKlinik yanıt 3-6 hafta içinde ortaya çıkarKlinik yanıt için gerekli doz 10-20 mg/haftadırOral 20 mg/hafta ile yanıt elde edilemezse, veya gastrointestinal yan etkilere bağlı yetersiz etkinlik varsa parenteral uygulamaya geçilmelidir
METOTREKSAT
MTX başlamadan önce tam kan, karaciğer fonksiyon testleri, kreatinin klirensi ve akciğer gr istenmelidir
MTX toksisitesine bağlı pulmoner semptomlar geliştiğinde derhal ilaç kesilmelidir
Eğer MTX (diğer DMARDlar değil) etkisizlik nedeniyle daha önce kesilmişse, tekrar MTX denenebilir.
METOTREKSAT
Yan etkileri azaltmak için günlük folik asit veya haftada bir folinik asit kullanılabilir
Folik asit ve folinik asit bulantı ve mukomutanöz ülserleri azaltır
Haftada bir 5 mg folik asit verilmesi yeterlidir
MTX ile tedavi edilen hastalarda folik asit kullanılmasının bir diğer yararı plazma homosistein düzeylerini azaltmadaki etkinliğidir (Hiperhomosistenemi koroner arter hastalığı için risk faktörüdür)
METOTREKSAT
Karaciğer toksisitesi
- Karaciğer fonksiyonları normal olan,
- Minimal alkol kullanımı olan,
- Hepatit B ve C serolojisi (-) olan hastalarda;
4-8 haftada bir KCFT bakılması yeterlidir.
Uzun yıllar devamlı kullanılsa da rutin karaciğer biyopsisi gerekmez.
METOTREKSAT
Hastalık aktivitesinde klinik olarak iyileşme olmasına rağmen;
- karaciğer fonksiyonları bozuksa ve
- serum albumin düzeyleri düşerse,
ilaca devam kararı için biyopsi düşünülmelidir.
METOTREKSAT
MTX ile ilişkili pnömoniİdiosenkrazik / hipersensitivite reaksiyonudurBaşlangıç semptomları nonspesifiktir: öksürük, bazen ateş ve dispneAyırıcı tanı: Pnömosistis Karini infeksiyonu, sitomegalovirüs pnömonisi düşünülmelidirMTX başlanan hastalar üst solunum yolu semptomlarını bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır.Patolojisi: interstisyel pnömoni ve bronşiolit
METOTREKSAT
Malignite gelişimi
RA hastaları malignite gelişimi açısından artmış risk altındadır
Nadir olmasına rağmen Ebstain Bar Virüsü ile ilişkili lenfomalar MTX kullanımı ile ilişkilidir
HİDROKSİKLOROKİNHastalığın erken döneminde ve özellikle hafif hastalıkta veya kombinasyon tedavisinde uygun bir tercihtir.
Etki 3-6 ayda ortaya çıkar.
Kullanım dozu: Klorokin: 250 mg/gün Hidroksiklorakin: 400 mg/gün
En önemli yan etki: retinopati
Tedavi süresinde 6 aylık aralar ile göz kontrolü yapılmalıdır
HİDROKSİKLOROKİN
Antimalaryal ajanların; antijenin işlenmesini ve sunulmasını inhibe ederek CD4+ yanıtı azalttıkları düşünülmektedir
Ancak HQ’in radyolojik progresyonu yavaşlattığına dair veri yoktur.
Aktif progresif hastalığı olan hastalarda monoterapi olarak yetersiz olacaktır.
SÜLFASALAZİN
Etkin doz:2000-3000 mg/günEtkisi 4-8 haftada başlarGI yan etkiler (sık), allerjik reaksiyonlar, döküntü, karaciğer toksisitesi, hematolojik yan etkilerErken RA’te SSZ’in hem inflamasyonu hem de klinik hastalık aktivitesini azaltmada plasebodan üstün olduğu gösterilmiştir.MTX ve HCQ ile kombinasyonu etkindir ve iyi tolere edilir.
LEFLUNOMİD
Monoterapi veya MTX ile kombine kullanılır
Dihidrooratatdehidrogenaz enzimini inhibe ederek pirimidin nükleotidlerinin de novo sentezini önler
Kararlı durum konsantrasyonuna ulaşmak için 3 gün 100 mg/gün yükleme dozu sonrasında 20 mg/gün dozla devam edilmesi önerilmektedir
Plazma proteinlerine bağlandığı için, plazma T ½: 15 gün
Klinik etki 6-8 haftada ortaya çıkar
LEFLUNOMİD
Alternatif olarak “azaltılmış yükleme rejimi ve günlük tedavi” kombinasyon tedavisinde kullanılabilir (2 gün 100 mg/gün, sonra 10 mg/gün). Yükleme dozunun uygulanmaması yan etki gelişme olasılığını azaltır.Uzun biyolojik yarı ömür nedeniyle, 20 mg/gün yerine 10 mg/gün veya gün aşırı 20 mg ile idame tedavi bazı hastalar için yararlı olabilir.
LEFLUNOMİD
Serum AST veya ALT düzeyleri üst sınırın 2 katına yükselirse veya
Tekrarlayan ölçümlerde hafif anormallik saptanırsa; Leflunomid dozunun azaltılması;
Anormallikler devam ediyorsa ilacın kesilmesi önerilmektedir.
LEFLUNOMİD
Leflunomid monoterapi olarak etkindir ve RA’nın radyografik progresyonunu yavaşlatırBununla birlikte, MTX’e parsiyel yanıtı olan hastalar için MTX’e ek olarak kullanımını düşünmek daha uygundurMTX’in tolere edilemediği veya kontrendike olduğu durumlarda MTX yerine verilebilir
ALTIN TUZLARI, D-PENİSİLAMİN, AZATİOPRİN
Yetersiz etkinlik veya yan etkiler nedeniyle diğer tedaviler başarısız olduğunda kullanılabilen ajanlardır.
Erken RA’te ilk tercih olarak kullanılmazlar.
ALTIN TUZLARIİM altın tedavisinin RA tedavisinde yararlı olduğu gösterilmiştir. Ciddi toksisitesi vardır; sitopeni, proteinüriOral yolla alınan Auranofin, im preparatlara göre daha az şiddetli yan etkilere sahiptirSitopeni ve proteinüri gelişmezBazı vakalarda hafif enterokolit tedavinin kesilmesine neden olabilirAuranofin; MTX, enjektabl altın, D-penisilamin ve SSZ ‘den daha az etkindir
AZATİOPRİN
Azatioprin; 1,5-2,5 mg/kg/gün dozlarında tek başına veya kombinasyon tedavisinde kullanılabilir.
En sık yan etki nötropenidir.
Heterozigot tiopürin metiltransferaz mutasyonu erken toksisite gelişmesine yol açar.
D-PENİSİLAMİN
D-penisilamin; CD4+ T hücre sayısını azaltır.
125-250 mg/gün dozlarında başlanır, doz 750 mg/gün’den yüksek dozlara çıkılmaz.
Ciddi yan etkileri rutin kullanımını engeller.
SİKLOSPORİN
IL-2 ve diğer T-helper sitokinlerinin üretimini inhibe eder
MTX kullanan hastalarda;
- 2,5-5 mg/kg/gün siklosporin eklemenin ve
- hastanın kreatinin düzeyi başlangıç değerlerinin % 30’undan daha fazla yükselirse dozu azaltmanın,
tek başına MTX’e göre ek yarar sağladığı gösterilmiştir
TAKROLİMUS (FK506)
CD4+ T hücre fonksiyonunu inhibe eder
T hücre süpresyonunun istendiği ancak
siklosporin’in uygun olmadığı hastalarda
kullanılabilir
Yeni çalışmalar MTX tedavisine yanıt vermeyen
bazı hastaların takrolimus’a yanıt verdiğini
göstermiştir
MİNOSİKLİN
- MMP biyosentezini ve aktivitesini,
- Sinoviyal T hücre proliferasyonunu,
- Sitokin üretimini inhibe eder.
Yan etkileri: Vertigo, karaciğer toksisitesi, lupus-benzeri sendrom
Dikkatli bir monitorizasyonla, erken sinovitli hastalarda kullanımı uygun görünmektedir.
BİYOLOJİK AJANLAR
Biyolojik ajan terimi; biyolojik cevabı modifiye
eden anti-sitokin tedaviler için kullanılır.
ROMATOİD ARTRİT TEDAVİSİNDE KULLANILAN BİYOLOJİK AJANLAR
-Anti-TNF’lerİnfliximab, Etanercept, Adalimumab-Anti-Interleukin-1Anakinra-Costimulator blokörüAbatacept-Chimeric anti-CD20 monoklonal antikoruRituximab
TNF-α İNHİBİTÖRLERİ
Hastalığın semptom ve bulgularını düzeltir
Fonksiyonları artırır
Radyografik progresyonu azaltmada etkindir
Her üç Her üç TNF-α antagonisti antagonisti PPeriferik kanda interleukin-1βeriferik kanda interleukin-1β azaltır azaltır EEkspresyonunu azalkspresyonunu azalttırır IL-6 serum düzeylerini azaltIL-6 serum düzeylerini azaltıır r
İnfliximab IL-10İnfliximab IL-10 düzeyini arttırır düzeyini arttırır
TNF-α İNHİBİTÖRLERİTNF-α antagonistleri makroskopik eklem antagonistleri makroskopik eklem inflamasyon skorunu ve mikroskopik sinovial inflamasyon skorunu ve mikroskopik sinovial inflamasyonu azaltırinflamasyonu azaltırYüksek doz Yüksek doz İİnfliximabnfliximab hem makrofaj hem de hem makrofaj hem de lenfositlerde belirgin azalma yaparlenfositlerde belirgin azalma yaparEtanerceptEtanercept belirgin olarak makrofaj sayısını belirgin olarak makrofaj sayısını azaltırazaltırAdalimumabAdalimumab ise sinovial hücre sayısında ise sinovial hücre sayısında değişiklik yapmadan inflamasyon skorunu değişiklik yapmadan inflamasyon skorunu azaltırazaltırTNF-α antagonistleri antagonistleri RF, antikardiyolipin, anti-CCP gibi antikor düzeylerinde azalmaya neden olurlar
TNF-α İNHİBİTÖRLERİ
Etanercept
Rekombinant TNF-α reseptör-Fc füzyon proteini
İnfliximab
Chimeric monoklonal antikor
Adalimumab
Ful insan anti-TNF antikoru
ETANERCEPT
Dolaşımdaki veya hücreye bağlı TNF-α
molekülüne bağlanarak TNF-α ve
lemfotoksinin TNF-α reseptörüne
bağlanmasını inhibe eder
Yarı ömrü 4.8 gün
Haftada iki kez 25 mg sc olarak yapılır
İNFLİXİMAB
Rekombinant teknolojiler kullanılarak
geliştirilmiş şimerik bir anti-TNF-α
antikorudur
Molekülün %75’i insan %25’i murine
kaynaklıdır
İnfliximab soluble TNF-α’yı inhibe eder,
ancak lemfotoksin’i inhibe etmez
İNFLİXİMAB
RA için önerilen doz 3mg/kg 0, 2, 6 ve her 8 haftada bir IV infüzyon şeklindedirİnkomplet cevapta 10 mg/kg her 4 haftada bir uygulanabilirEğer anlamlı bir yarar elde edilemezse, doz artırılabilir veya doz aralıkları azaltılabilirİnfliximab MTX ile kombine kullanımı önerilmektedirYarı ömrü 9.5 gündür
ADALİMUMAB
• Rekombinant insan kaynaklı anti-TNF-α monoklonal antikorudur. Spesifik olarak TNF-α ’ya bağlanır.
• İki haftada bir 40 mg SC olarak kullanılır
• Beraberinde MTX kullanımı muhtemelen ilacın klirensini yavaşlatarak yanıt süresini artırır
• Adalimumabın yarı ömrü 14 gündür
TNF İNHİBİSYONUNUN GÜVENİLİRLİĞİ
Anti-TNF ajanların etkileri kalıcı değildir
Tedaviye ara verilmesi hastalığın nüks etmesine yol açmaktadır
Üstelik, TNF inhibisyonu hastaların hepsinde etkili olmamaktadır
TNF-A İNHİBİTÖRLERİNİN YAN
ETKİLERİCiddi infeksiyonlar
Tbc gibi opportunistik infeksiyonlar
Konjestif Kalp Yetmezliği
Lenfoma gibi malignansiler
Demyelinizasyon
Kullanım reaksiyonları
TNF-A İNHİBİTÖRLERİNİN YAN ETKİLERİ
CİDDİ ENFEKSİYONLAR (TBC DAHİL)
Genel olarak TNF inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda ciddi bakteriyel enfeksiyonlar gelişmemektedir
Bazı hastalarda fırsatçı enfeksiyon gelişmektedir
Hangi hastada enfeksiyon gelişeceğini önceden tahmin etmek mümkün değildir
TNF-A İNHİBİTÖRLERİNİN YAN ETKİLERİ
Cilt ülserleri veya pnömoni gibi enfeksiyonu olan veya enfeksiyon riskini artırabilecek başka hastalığı olan düşkün hastalarda TNF inhibisyonu kontrendikedir.
TNF İNHİBİSYONUNUN GÜVENİLİRLİĞİ
TÜBERKÜLOZ
Tbc reaktivasyonu tüm TNF inhibitörleri ile bildirilmiştir
Etanercept ve adalimumab’a göre infliximab ile daha fazla bildirilmiştir
Tbc reaktivasyon potansiyeli nedeniyle, TNF inhibitör tedavisine başlamadan önce uygun tarama yapılmalıdır
TNF İNHİBİSYONUNUN GÜVENİLİRLİĞİ
MALİGNİTELERTNF inhibitörleri kullanan hastalarda malignite oranında artış bildirilmemiştir.
DEMİYELİNİZASYONTNF inhibitörleri alan nadir hastada MS, optik nörit ve demiyelinizasyon bildirilmiştirBu vakalar sporadiktir ve TNF inhibitörü bırakıldığında gerilerDemiyelinizan hastalık öyküsü olan veya nörolojik problemleri olan hastalarda TNF inhibisyonundan kaçınılması önerilmektedir
Klinik yanıt Anti-TNF ajanlar arasında farklılıklar gösterir
Bir ajana karşı gelişen yanıtsızlık, diğerine karşı yanıtsızlık anlamını taşımamaktadır
Yan etki veya etkisizlik nedeni ile etanercept ve infliximabın birbirine değiştirildiği hastalarda büyük bir oranla ikinci Anti-TNF’e yanıt alınmıştır
Etanercept ve infliximab’a sekonder etki kaybı yaşayan hastalarda adalimumab iyi bir klinik yanıt oluşturmaktadır
IL-1 RESEPTÖR ANTAGONİSTİ
Anakinra, doğal IL-1 reseptör antagonisti’nin rekombinan formudur.
Aktif RA tedavisinde tek başına veya MTX ile kombine olarak kullanılır.
Kullanım dozu 100 mg/gün cilt altı enjeksiyon şeklindedir.
IL-1 RESEPTÖR ANTAGONİSTİ
Günümüzde sıklıkla TNF-inhibitör tedavisi denenmiş ve başarısız olmuş hastalarda kullanılmaktadır
Maliyeti yüksektir
Günlük enjeksiyon gerektirir
RİTUXİMAB
Rituximab selektif olarak CD 20 yüzey antijeni tanımlayan B hücrelerini hedef alan bir monoklonal antikordurCD 20 (+) B hücrelerindeki azalmada 3 mekanizma rol oynar:
Antikora bağlı hücre aracılıklı sitotoksisiteKomplemana bağlı sitotoksisiteB hücre apopitozunda artış
RİTUXİMAB
Bir veya daha fazla anti-TNF tedavisine
yanıt alınamamış orta veya şiddetli aktif
RA’i olan hastalara methotrexate ile
kombine kullanımı FDA tarafından
onaylanmıştır
İlk Rituximab infüzyonu sırasında yapılan
steroid premedikasyonu ilaca toleransı
düzeltmektedir.
ABATACEPT
Abatacept RA’in tedavisinde FDA tarafından
kabul edilmiş ilk selektif co-stimulasyon
modülatörüdür
CD28-CD80/86 yolunda aracılık eden T hücre-
co-stimulasyonunu modüle etmek için
geliştirilmiş bir füzyon proteinidir
RA REHABİLİTASYONUNDA TEMEL PRENSİPLER
1) Ağrı kontrolü2) Hasta eğitimi3) İstirahat ve hareket kısıtlaması (güçsüzlük
ve kontraktürleri önlemek için uygun planlanmış egzersizler ile dengelenmeli)
4) Eklem koruma prensipleri: splintler, aktivitelerin planlanması
5) Egzersiz: Eklem hareket açıklığını korumak / artırmak, kuvveti ve enduransı artırmak, kardiyovasküler kondüsyonu artırmak
RA KLİNİK REMİSYONU İÇİN ACR KRİTERLERİ
1) <15 dakika süren sabah tutukluğu2) Yorgunluk olmaması3) Eklem ağrısı olmaması4) Hareket sırasında ağrı veya eklem hassasiyeti
olmaması5) Eklem veya tendon kılıflarında yumuşak doku
şişliği olmaması6) Kadında Sedim<30 mm/st Erkekte Sedim<20
mm/st Birbirini takip eden 2 ay içinde kriterlerden en
az 5 tanesi varsa hasta remisyondadır.