25

Ruh Sağlığı ve Davranış Bozuklukları

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Ruh Sağlığı ve Davranış Bozuklukları

Citation preview

RUH SAĞLIĞI VE

DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Prof. Dr. Aydın ANKAY

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi

Öğretim Üyesi

NOBEL TIP KİTABEVLERİ

© 2013 Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti.

RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Prof. Dr. Aydın ANKAY

ISBN: 978-975-420-947-1

5846 ve 2936 sa yı lı Fi kir ve Sa nat Eser le ri ya sa sı ge re ği her han gi bir bö lü mü, res mi ve ya ya zı sı, ya zar la rın ve ya yın la yı cı sı nın ya zı lı iz ni alın ma dan tek rar la na maz, ba sı la maz, kop ya sı çı ka rı la maz, fo to ko pi si alı na maz ve ya kop ya an la mı ta şı ya bi le cek hiç bir iş lem ya pı la maz.

Dü zen le me: Nobel Tıp Kitabevleri Cenk AkayBas kı / Cilt: No bel Mat ba acı lık, Ha dım köy-İS TAN BUL

NOBEL TIP KİTABEVLERİ LTD. ŞTİ.

ANKARA

Sağlık Sokak No:17/C Çankaya (Sıhhiye) Tel: (0312) 434 10 87

ANTALYA

Meltem Mahallesi Dumlupınar BulvarıFalez Sit. Toros Apt. No: 183/2 Tel: (0242) 238 15 55

BURSA

Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü Kampüs AVM No: 7 Nilüfer-BURSATel: (0224) 224 60 21

ELAZIĞ

Yahya Kemal Cad. Üniversite Mah. No: 36/B Tel: (0424) 233 43 43

SAMSUN

Ulugazi Mah. 19 Mayıs Bulvarı 16/6 Tel: (0362) 435 08 03

ÇAPA

Millet Cad. No:111 Çapa-İstanbul Tel: (0212) 632 83 33 Fax: (0212) 587 02 17

CERRAHPAŞA Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Karşısı Park içi Cerrahpaşa-İstanbul Tel: (0212) 586 17 58

KADIKÖY

Rıhtım Cad. Derya İş Merkezi No: 7 Kadıköy-İstanbul Tel: (0216) 336 60 08

www.nobeltip.com

33

Prof.Dr. Ayd n Ankay Orta ö renimi-ni stanbul Kabata Lisesi’nde yapt . Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co rafya Fakültesi Felsefe Bölümü Sosyoloji, Psikoloji-Pedagoji Kürsüsü’nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi T p Fakültesi Psikiyatri Klini i’nde iki y l staj yaparak serti ka ald . Çe itli liselerde felsefe grubu ö retmenli i ve yöneticilik yapt .

Ankara Üniversitesi E itim Fakültesi Rehberlik ve Psi-kolojik Dan manl k Bölümünde lisans ve lisansüstü, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktora e itimi gördü ve siyaset psikolojisi alan nda Toplumsal Sald rganl klar n Psikolo-jik Kökenleri adl tezi ile doktora e itimini tamamlad , bir süre ODTÜ’de okudu,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini de bitiren Ayd n Ankay, Ankara Barosuna kay tl olarak otuz bir y l avukatl k yapt . Gazi E itim Enstitüsü, Yüksek Ö retmen Okulu, Mesleki ve Teknik E itim Yüksek Okullar nda görev ald . Daha sonra bu okullar n Gazi Üniversitesi’ne dönü türülmesiyle, görevini Gazi E itim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Dan manl k Ana Bilim Dal ’nda yönetici ve ö retim üyesi olarak sürdürdü. Ayr ca Gazi Üniversitesi’ne ba l Mesleki ve Teknik E itim, Di Hekimli i ve leti im Fakültelerinde görev ald ve Gazi Üniversitesi’nden emekli oldu.

ki y l KKTC Ö retmen Akademisi’nde, yakla k alt y l Yak ndo u Üniversitesi’nde Ö retim üyeli i yapt . Halen göre-vini KKTC Uluslararas K br s Üniversitesi’nde ö retim üyesi olarak sürdürmektedir. 2008-2009 Ö retim y l nda Uluslararas K br s Üniversitesi’nde, y l n en ba ar l Ö retim Üyesi seçilmi -tir. Yay nlanm olan on sekiz kitab , çe itli makaleleri, radyo ve televizyon programlar ve bir roman vard r.

4

55

ÖNSÖZRuh Sa l ve davran bozukluklar , ça m z n en önemli

sorunu haline gelmi ve önemi giderek artm t r. Nevroz terimi ki ilikle özde le erek onun ayr lmaz bir parças haline gelmi tir. Horney’in, eserlerinden birinin ad n n “Ça m z n Nevrozlu n-san ” olmas da oldukça dü ündürücüdür.

H zl teknolojik ve sosyo ekonomik de i melere uyum sa -layamayan pek çok insan, bu de i melere haz rl ks z yakalan-m ; bunun faturas ise nevroz, madde ba ml l , suç intihar, bo anma olmu tur.

Davran bozukluklar henüz ortaya ç kmadan ve ç kma-mas için al nacak önlemleri içeren koruyucu hekimlik daha çok önem kazanm t r. Bozukluklar ortaya ç kt ktan sonra, kimi durumlarda sa alt m olanaklar oldukça s n rl d r. Bu nedenle koruyucu hekimli in sa lanmas , ruh sa l ve bozukluklar n n bilinmesiyle olanakl d r. Dünya Sa l k Örgütü’ne göre 2020 y -l nda depresyon, organik ve psikolojik hastal klar s ralamas nda ilk s ray i gal edecektir. Son yedi y lda Türkiye’de antidepresan ilaç tüketimi be kat artm t r.

Bu ara t rma, bir ders kitab olman n ötesinde, ruh sa l konular n n, her kesimden insana k tutmas amac na yönelik oldu u için yal n bir dille yaz lm ve pek çok örne e yer ve-rilmi tir. Bu üçüncü bask da pek çok kuramsal bilgiler, örnek-ler ve çe itli testler yer alm t r. Kitapta, Amerikan Psikiyatri Birli i’ne yer verilmi ; ancak iskeletini ki ilik konusu olu turdu-

u için klasik görü ler de yer alm t r. Kitab n 3. bask s n n ya-z m n gerçekle tiren say n Ceriya Ayd n’a sonsuz te ekkürler.

Sa l kl bir ya am dileklerimle. Prof.Dr. Ayd n AnkayEkim, 2012 Ac badem

Kumru Ankay’ n ba ar , sa l k ve mutlulu una...

7

Ç NDEK LERSayfa

B R NC BÖLÜMGENEL OLARAK RUH SA LI I

TAR HÇE ........................................................................................... 16

NORMALL K VE ANORMALL K .................................................. 19

TEKNOLOJ VE RUH SA LI I ..................................................... 24

K NC BÖLÜMK L K

K L N B YOLOJ K VE DUYGUSAL BOYUTU ..................... 43A. KALITIM ................................................................................ 45B. BEDEN YAPISI ....................................................................... 45C. Ç SALGI BEZLER VE GEL M........................................ 46

K L N DUYGUSAL BOYUTU ................................................. 47A. GENEL OLARAK DUYGULAR ...................................... 47B. DUYGULARIN B YO - K MYASAL KÖKENLER ....... 49C. DUYGU B Ç MLER ........................................................ 52

1. Korku ............................................................................. 522. Öfke ve dü manl k ......................................................... 533. Sevgi .............................................................................. 554. Cinsiyet .......................................................................... 575. Cinsel sapmalar .............................................................. 61 ncest (Yasak sevi) ........................................................ 61

E cinsellik (Homoseksüellik) ........................................ 62Feti izm ......................................................................... 64Transvestizm ................................................................. 66Sadizm ve mazokizm .................................................... 67Pedo li, zoo li ve nekro li ........................................... 69Göstermecilik ve gözetlemecilik ................................... 75Nemfomani ve satiriasis ................................................ 76Geronto li ..................................................................... 77

8

K L N GEL M DEVRELER ................................................. 78A. TEMEL GÜVEN ..................................................................... 78B. ÖZERKL K ............................................................................. 78C. G R M .................................................................................. 79D. ÇALI MA VE YAPICILIK..................................................... 80E. K ML K ................................................................................... 80F. YAKINLA MA ........................................................................ 80G. ÜRET C L K ........................................................................... 81H. BENL K BÜTÜNLÜ Ü ........................................................ 81

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

K L N Z H NSEL BOYUTU

ZEKA.................................................................................................. 83

LET M, D L VE DÜ ÜNME ....................................................... 85A. LET M ................................................................................ 85B. D L GEL M ......................................................................... 87C. USLAMLAMA VE DÜ ÜNME ............................................. 89D. ÇOCUKLARDA DÜ ÜNME GEL M ............................... 90

A. DUYUM............................................................................. 91B. ALGI................................................................................... 92C. BELLEK VE RADE ......................................................... 92

GENEL YETENEK SORULARI ....................................................... 94

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

K L N SOSYAL VE TÖREL BOYUTUA. ERGENL K ÖNCES ............................................................ 110B. ERGENL K ÇA I ................................................................. 115C. D ER ETMENLER ............................................................. 118

BE NC BÖLÜM

DAVRANI LAR VE NEDENLER

GENEL OLARAK DAVRANI LAR .............................................. 123

9

GÜDÜLENME (MOT VASYON) ................................................... 124A. DENGELENME ................................................................... 124B. GÜDÜLER N SINIFLANDIRILMASI ................................ 126C. GÜDÜLER N ÖZELL KLER VE ÇGÜDÜLER .............. 127

ZORLAMA VE UYUM SORUNLARI ........................................... 129A. ZORLANMA ........................................................................ 129

1. Engellenme ....................................................................... 1332. Çat ma ............................................................................. 134

Yakla ma - uzakla ma ..................................................... 134Uzakla ma - uzakla ma ................................................... 135Yakla ma - yakla ma ....................................................... 135

3. Bask ................................................................................. 135D bask ......................................................................... 135 ç bask ........................................................................... 136

B. BENL N YAPISI .............................................................. 136C SAVUNMA MEKAN ZMALARI ......................................... 137

1. Bast rma ........................................................................... 1382. Dü kurma ........................................................................ 1383. Ussalla t rma .................................................................... 1394. Yans tma ........................................................................... 1405. Saplanma ve gerileme ...................................................... 1416. Özde im ........................................................................... 1427. Özle me ............................................................................ 1438. Ödünleme ......................................................................... 1449. Yer de i tirme - yön de i tirme ....................................... 144

10. Kaçma ............................................................................... 14411.Tepki olu turma ................................................................. 14512. Çözülme ........................................................................... 14513. Dönü üm .......................................................................... 14614. Yüceltme .......................................................................... 14715. Yapma bozma ................................................................... 14816. Yads ma ............................................................................ 14817. Yal tma.............................................................................. 14818. D avurma ........................................................................ 149

10

D. K L NCELEME TEKN KLER ................................ 1491. Derecelendirme ölçe i .................................................... 1492. Ki isel görü me ............................................................... 1493. Serbest ça r m ve rüya analizi ...................................... 1504. Klinik Yöntem ................................................................. 1505. statistik Yöntem ............................................................. 1506. Test ve Anket ................................................................... 1517. Sosyometri....................................................................... 1528. Tarama Yöntemi .............................................................. 1539. Vaka ncelemesi............................................................... 153

VAKA NCELEMES ÖRNE ...................................................... 154

ALTINCI BÖLÜM

DAVRANI BOZUKLUKLARI

DAVRANI BOZUKLUKLARININ NEDENLER ....................... 162A. B YOLOJ K NEDENLER ................................................... 163B. PS KOLOJ K NEDENLER .................................................. 163C. TOPLUMSAL, EKONOM K VE KÜLTÜREL NEDENLER .......................................................................... 163

DAVRANI BOZUKLUKLARININ SINIFLANDIRILMASI ...... 164A. PS KOZLAR ........................................................................ 164B. NEVROT K BOZUKLUKLAR ........................................... 164C. K L K BOZUKLUKLARI ................................................ 164D. C NSEL SAPMALAR VE PS KOSOMAT K BOZUKLUKLAR ................................................................ 165

K L K BOZUKLUKLARI, NEVROZLAR VE PS KOZLAR .... 166

H STER K K L K VE DAVRANI BOZUKLU U ................... 166

SOMATOFORM VE D SSOSYAT F BOZUKLUKLAR ............... 173

D SSOSYAT F BOZUKLUKLAR .................................................. 178

DUYGULANIM BOZUKLUKLARI .............................................. 180

ZOFREN ..................................................................................... 198

11

PARANOID K L K VE DAVRANI BOZUKLU U ................. 204

EP LEPT K K L K VE DAVRANI BOZUKLU U ................. 212

D ER K L K BOZUKLUKLARI .............................................. 216A. NARS ST K K L K BOZUKLU U ................................ 216B. PAS F AGRES F K L K BOZUKLU U ......................... 221C. BA IMLI K L K BOZUKLU U .................................... 222D. ZOT PAL K L K BOZUKLU U ................................. 228E. SAKINIMLI K L K BOZUKLU U ................................ 228F. BORDERL NE K L K BOZUKLU U ............................ 231G. ANT SOSYAL K L K BOZUKLU U ............................ 234

AMER KAN PS K YATR B RL ’NE GÖRE K L K BOZUKLUKLARI ........................................................... 245ANKS YETE BOZUKLUKLARI ................................................... 257

A. YAYGIN KAYGI BOZUKLU U ........................................ 257B. AKUT STRES BOZUKLU U ............................................. 259C. TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLU U ..................... 261D. OBSES F-KOMPULS F K L K VE DAVRANI BOZUKLU U ................................................ 264

E. PAN K ATA I ..................................................................... 277

F. FOB LER ............................................................................. 278

PS KOSOMAT K BOZUKLUKLAR .............................................. 287

YED NC BÖLÜM

ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIM BOZUKLUKLARI

UYUM BOZUKLUKLARI ............................................................. 290A. PS KOT K BOZUKLUKLAR ............................................. 290B. ALI KANLIK BOZUKLUKLARI ...................................... 291C. NEVROT K BOZUKLUKLAR ........................................... 292

DAVRANIM BOZUKLUKLARI .................................................... 295A. YALANCILIK ...................................................................... 295B. HIRSIZLIK ........................................................................... 297C. KAÇMA ................................................................................ 299

12

AMER KAN PS K YATR B RL ’NE GÖREDAVRANIM VE KAR IT OLMA BOZUKLU U ........................ 300

SEK Z NC BÖLÜM

ALKOL ZM VE MADDE BA IMLILI I ..................................... 307

DOKUZUNCU BÖLÜM

NT HAR.......................................................................................... 320

ONUNCU BÖLÜM

BO ANMA VE RUH SA LI I ..................................................... 331

ON B R NC BÖLÜM

SUÇ VE ÇOCUK MAHKEMELER

GENEL OLARAK SUÇLULUK ..................................................... 344

SUÇLARIN NEDENLER ............................................................... 349A. YAPISAL VE B YOLOJ K NEDENLER ............................ 349B. PS KOLOJ K NEDENLER .................................................. 350C. EKONOM K, TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL NEDENLER ......................................................................... 350D. CO RAF NEDENLER ...................................................... 350

ÇOCUK MAHKEMELER ............................................................. 350A. D ER ÜLKELERDEK ÇOCUK MAHKEMELER ........ 352B. TÜRK YE’DEK ÇOCUK MAHKEMELER .................... 353

ÇOCUK KORUMA KANUNUNUN BAZI ÖNEML MADDELER ........................................................ 353

ON K NC BÖLÜM

OKUL BA ARI SORUNUA. HATIRLAMA VE UNUTMA ............................................... 371B. YARATICI DÜ ÜNCE ......................................................... 372

13

ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SALDIRGANLIK

TANIMI VE ÖNEM ....................................................................... 376

SALDIRGANLI IN KÖKENLER ................................................ 377A. B YOLOJ K GÖRÜ LER ................................................... 378B. ÇEVREC GÖRÜ LER ....................................................... 379C. EKLEKT K GÖRÜ LER .................................................... 382

SALDIRGANLI I ETK LEYEN ETMENLER ............................ 384

SALDIRGANLIK B Ç MLER ....................................................... 388A. DOLAYLI SALDIRGANLIK (SANATTA SALDIRGANLIK) ........................................... 388B. DO RUDAN SAD ZME YÖNEL K SALDIRGANLIK ... 391

SALDIRGANLIK TEST ................................................................ 393

ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

PS KOTERAP

TELK N VE H PNOZ ...................................................................... 398

DESTEKLEY C PS KOTERAP ................................................... 400

ANAL T K PS KOTERAP ............................................................ 400

K L K TESTLER ........................................................................ 402

KAYNAKLAR ................................................................................. 426

155

B R NC BÖLÜM

GENEL OLARAK RUH SA LI I

Dünya Sa l k Örgütüne (WHO) göre ruh sa l , ki inin kendisiyle ve çevresiyle uyum içinde olmas d r. Freud’a göre ise sevmek ve çal makt r. Ve sadece ilkel insan n ruh sa l yerin-dedir. Ça da insan duygular n yitirmenin, ba ka deyi le do aya yabanc la man n ve do adan uzakla man n bedelini ödemekte, bu bedel davran bozukluklar olmaktad r. Bu tan mlar ruh sa -l n n, ba ka bir deyi le anormalli in s n r n tüm olarak çiz-mekten uzakt r.

Kesin bir ölçü olmamakla birlikte, iyi bir ruh sa l n n genel nitelikleri unlard r: Gerçekçi bir alg lama ve mücade-le gücü (haz ilkesinden uzakla ma), kendini oldu u gibi kabul etme (normal bir dilek düzeyi), güvenlik duygusu, alma ile ver-me aras nda denge kurma, yan lg lar n tekrarlamama (antisosyal tipler buna uymazlar), sevgi ve sald rganl n olumlu alanlara yöneltmedir.

Özel nitelikler aras nda, dü gücünde artma ya da azalma karabasanlar (kabus) ve korkulu rüyalar, uykusuzluk (uykusuz-luk, insomnia, a r uyku hipersomnia), i tahs zl k ve ya amdan zevk almama (ya da bunlar n tersi), sürekli suçluluk ve a a l k duygular , (ya da tersi), fazla a lama ve gülme (ya da bunlar n tersi), baz eylerden korkma (ölüm, hayvan, yükseklik), hare-kette azalma (ya da artma), a r yorgunluk (ya da tersi), yemek yememe (Anoreksia) ya da bulimia (A r yemek yeme krizleri) görülür.

Ruh sa l koruyucu ve iyile tirici (tedavi edici) olmak

16

üzere iki k s mdan ibarettir. Hastal k olmadan önce, olmamas için gerekli önlemleri alma koruyucu, olduktan sonra tedavi etme iyile tirici ruh sa l n n alan na girmektedir. Di er t p dallar n-da oldu u gibi burada önemli olan koruyucu hekimliktir.

Ruh sa l pozitif (deneysel), normatif (kuralc ) ve uy-gulamal bir bilim dal d r. Ruh sa l n n alan geni lemi tir (okullar, i yerleri). Psikolojinin bir alt dal olan ruh sa l (kli-nik psikoloji), sosyoloji, psikiyatri, psikoloji ve antropolojiden yararlanmaktad r.

TAR HÇEAk l hastalar ile ilgili tedavi yöntemleri insanl k tarihi ka-

dar eskidir. Eski M s r’da psikiyatristler ayn zamanda din ada-m olarak görev yap yorlard . Hastal k, kafan n içine giren kötü ruhlarla aç kland için hastalar, kafadan delik açma yöntemi ile (trepanasyon) tedavi ediliyordu. Eski Hind ve Çin t bb nda ma-nevi telkinleri esas alan psikoterapi yöntemleri uygulan yordu. Platon’un baz diyaloglar nda ak l hastalar ile ilgili bilgilere yer verilmi tir. Bergama yak nlar nda bulunan Asklepion hastane-sinde hekimler, tedavi uykusuna yatan hastalara de i ik tedavi yöntemleri uygulam lard r. Burada telkinin önemli oldu unu söylemek mümkündür.

Ruh kavram meta zik bir unsur olarak dü ünülmekle birlikte, daha onbirinci yüzy lda bni Sina, Psikolojiyi deneysel boyutta görebil-

me dehas n göstermi tir (Russell, 1969, s.194)..Ö. VI ve V. yüzy llarda Çin’de ya am

olan ünlü bilge Konfuçiyus’un ilkeleri, e itim alan nda bugün de geçerlili ini korumaktad r. Ünlü Bilge’nin “kendine yap lmas n istemedi-

in eyi ba kas na yapma” (adaletin temelidir) ve “Büyüklerin bni Sina

17

erdemi rüzgara, küçüklerin erdemi otlara benzer; üstünden rüz-gar geçen otlar e ilir” özdeyi leri bugün de güncelli ini koru-maktad r (Ak it, 1970, s.33-34). . Ö. VI. yüzy lda Hindistan’da ya am olan Budha’n n (Ermi anlam na gelmektedir) kirleri (gösteri ten ve tutkudan uzak bir ya am felsefesi) Tao’culukla birlikte (Kon çyus zaman nda ya am olan bir bilge) Zenbudiz-mi olu turmu ; bu görü ça da Psikanalistlerden Karen Horney ve E. Fromm’un kirlerini etkilemi tir (Fromm, 1978). Bugün-kü ça da insan ayd nlanma ve ak lc l k ad na teknolojisinin esiri olarak, duygular n yitirmi olman n bunal m n çekmektedir.

lkça dü ünürlerinden Epikouros ve Demokritos insan ruhunu maddele tirmi lerdir. Demokritos’a göre ruhu te kil eden atomlar tam olarak vücutta kal rsa bilincimize sahibiz; vü-cuttan belli miktarda atom ç karsa ölüm meydana gelir (Weber 1964, s.37).

Bu maddeci görü lerin tersine ruhu tanr la t ran dü ünür-ler de vard r. Örne in Platon’a göre ruh, bedenin içinde hapistir. Bu hapislikten kurtulmas için ruhun bedeni terketmesi gerekir (ölüm). O halde “Ölüm baldan tatl d r”. nsan ruhu üç unsurdan olu ur: stek (Ruhun a a parças , merkezi ba rsaklar; cesaret (ruhun ortas , merkezi kalp) ve ak l (ruhun yüksek parças , mer-kezi kafa).

Aristo’ya göre üç türlü ruh vard r: Bitkisel ruh (beslenme, ço alma) hayvansal ruh (hareket etme) ve insani ruh (dü ünce) (Ankay, 1997, s.12-13).

Asurlularda ruh hastal klar daha çok psikolojik olarak yo-rumlan p tedavi edilmi tir. Galenus ve Hipokrat’ n, beden sa l -

na oldu u kadar ruh sa l na da katk lar büyük olmu tur. Hi-pokrat kimi hastal klar vücut salg lar ile aç klam ; epilepsinin ilahi bir hastal k olmad n ileri sürmü tür (Kisker, 1985, s.16).

18

Ortaça da Bat da skolastik dü ünceye ba l olarak, pek çok insan eytanlarla ili kisi var gerekçesiyle yak larak öldü-rül-mü tür. Öldürülmeyenler ise zindanlarda çe itli i kencelere tabi tutulmu lard r. Kimi hastalarda ise, hastan n içine eytan girdi i gerekçesiyle, seytan kovma törenleri yap lm t r. slam âleminde ise durum bunun tersine, ak l hastalar na önem veril-mi tir. Gerek Kur’anda gerekse hadislerde bununla ilgili pek çok beyanlar yer almaktad r. Örne in “Ak l hastalar Tanr n n sevgili kullar d r ve gerçe i söylemeleri için O’nun taraf ndan seçilmi lerdir” (Öztürk ve di erleri 1981 s.5). lk defa Ba dat’ta bir t marhane kurulmu tur. Harun Re it’in doktoru Baht ua manevi hastal klar doktoru idi. bni Sina, di er hekimler tara-f ndan tedavi edilemeyen melankolik bir ehzadeyi psikoterapi ile iyile tirmi , mani ve melankolinin tek bir hastal k oldu unu belirtmi tir (Adasal, 1977, s.109). Osmanl larda müzikle terapi uygulamas na yer verilmi tir.

Ortaça dan sonra reform döneminde psikiyatride de re-form sa lanm ve tedavide bilimsel yöntemler uygulanm t r. lk kez Fransa’da Pinel (1745-1826), hastalar zincirden kurtar-

m t r. Almanya’da Emill Kraepel’in (1855-1926) özellikle psi-kozlar üzerinde bugün de geçerlili ini koruyan s n and rmalara yer vermi tir. Hastalar n hipnoz yöntemiyle tedavi eden Antuan Mesmer’in (1734-1815) “hayvani m knat s yet” görü ü bilim kurulu taraf ndan kabul edilmemi tir. Charcot ve Bernheim gibi psikiyatristler Freud’un da hocas olmu lard r. Amerika’da tedavi edilen Clifford Beers (1876-1943) iyile tikten sonra “Kaybolan ve Yeniden Kazan lan Ak l” eserinde Amerikan ak l hastanelerinin “Trajik” durumunu sergilemi ve ilk defa “Ruh Sa l Cemiyeti”nin kurulmas na önayak olmu tur (Adasal, 1977, s.1096).

rülmüştür.

19

Bizde ruh hastalar kutsal tara ar olan sayg n ki iler ola-rak kabul edildikleri için pek çok ifahaneler aç lm t r. S ras yla Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman (Süleymaniye T marhanesi) ak l hastaneleri yapt r-m lard r. Süleymaniye T marhanesinde sistematik biçimde mü-zikle tedavi uygulamas na yer verilmi tir. 2. Selim’in kar s Nur Banu Sultan, Cumhuriyet Devrine kadar süren Topta T mar-hanesini yapt rm t r. Ünlü psikiyatrist Mazhar Osman Uzman bu t marhanede ba hekimlik yapm t r. Kraepelin’in ö rencisi olan Uzman, Topta T rmarhanesini 1927 y l nda daha ça da bir hastahane olan Bak rköy Ak l Hastahanesi’ne dönü türmü -tür. Türk psikiyatri tarihinde Fahrettin Kerim Gökay, hsan

ükrü Aksel, Rasim Adasal, Uzman’ n ö rencisi olmu lard r. Özellikle Rasim Adasal’ n çe itli etkinlikleriyle, dinamik psiki-yatrinin yerle mesinde büyük katk s olmu ve pek çok de erli bilim adam yeti tirmi tir.

NORMALL K VE ANORMALL KSosyal bilimlerdeki s n and rmalar do a bilimlerine göre

daha zor ve karma kt r. Do a bilimlerinde bile kesin s n an-d rma yoktur. Örne in ha laml lardan öglena, yar bitki yar hayvan özellikleri göstermektedir. Psikoloji ve psikiyatrideki s n and rmalar bu nedenle sürekli de i meler göstermektedir. Organik hastal klarda uluslararas bir tablo geçerli oldu u halde ruh hastal klar nda ortak ve evrensel bir tablo mevcut de ildir. Örne in verem hastal na dünyan n her yerinde ayn te his ko-nur. Nevrasteni te hisi konan bir hastaya ise, ba ka bir hekim taraf ndan depresyon te hisi konabilir. Ya da Amerikan Psikiyatr Birli i’nin (DSM-III-R) s n and rmas nda oldu u gibi, bu iki hastal k ayn grup alt nda toplanabilir (Distimi bozukluklar).

Ayn güçlükler, davran bozukluklar nda normal anormal ayr m yap l rken de geçerlidir. Bunlar aras nda bir nitelik fark n-

20

dan çok bir nicelik fark vard r. Bu farkl l k da kimilerine göre klinik, kimilerine göre ise istatistik ya da kültürel boyutlarda olabilir. Esasen bu farkl yakla mlar aras nda pek fazla farkl l k yoktur. Örne in belli bir kültürel yap da, Pueblo K z lderilile-rinde yar maya kat lmak, ço unlu un benimsemedi i anormal bir davran t r. Az nl kta kalan yar mac ki iler hem klinik hem de istatistik bak m ndan anormal say l rlar. Yine kimi K z lderili kültüründe yak nlar ölenlerde görülen sanr sal durumlar, bizim kültürlerde oldu u gibi psikotik belirtiler de ildir. Normallik anlay zamanla da de i mektedir. Örne in önceki yüzy lda er-keklerin sald rgan davranmalar do al oldu u halde günümüzde sanayile mi toplumlarda, kad nlara kar kibar davranmak bir erdem olarak kabul edilmektedir. Feodal toplumlarda bir feodal beyin e lence d nda (avc l k gibi) bo oturmas normal say l-d halde burjuva toplumlar nda bu durum anormal olarak ni-telendirilir. Eskimolar’da adam öldüren birinin cezaland r lmas dü ünülemez (Horney, 1980, s.30-32).

çinde bulundu umuz ça a anksiyete (kayg ) ça denil-mektedir. Teknolojinin geli mesiyle birlikte insan do adan uzak-la m , yabanc la m , bunun bedeli ise nevroz olmu tur. Alvin Tof er’e göre uygarl n geli imi, uyaran çoklu u nedeniyle uyumu güçle tirmi , gelecek oku yaratm t r. Örne in “Orta-lama Amerikal yeti kin günde en az 560 reklam bildirisinin sal-d r s na u ramakta bunlardan yaln zca 76’s n alg layabilmekte-dir” (Tof er. 1981, s.145).

Davran bozukluklar n s n and rmada birtak m kriterler verilmi tir. Uykusuzluk, i tahs zl k, hayalgücü, suçluluk, yor-gunluk, ya amdan zevk almama, korkular, a lama ya da gülme, hareketlilik gibi belirtiler bunlar aras nda say labilir. Bu belirti-lerin az ya da çok olmas , belirli biçimdeki davran bozuklukla-r n n sonucudur. Örne in depresyon (ruhsal çöküntü) geçiren bir

21

kimsede uyku ve i tahta artma ya da azalma görülebilir. Normal davran lardan anormal davran lara do ru bir s ralama yapmak gerekirse; ki ilik tipi, ki ilik bozuklu u, nevroz ve psikoz biçi-minde bir s n and rma yap labilir. Bu tür s n and rmalar didak-tik ve sa alt m amac yla yap lmaktad r. Ba ka bir deyi le prag-matik bir amaç söz konusudur.

Yukar da belirtilen kar t özellikler kimi felse ve dini ak mlarada da kendini göstermi tir. Örne in Dünyadan elini ete-ini çekmek bir tür depresyon belirtisidir. Ancak felse ak m-

lardan Kynism, insan n son derece yal n bir hayat ya amas n , uygarl a kar olunmas n , Dünya nimetlerine de er verilme-mesini, k sacas depresif bir ya am öngörür. Nitekim bu ak m n (Bunlara köpeksiler de denmektedir) en önemli temsilcilerinden Sinop’lu Diogenes (412-323) do aya dönük basit bir ya am sür-dürerek, bu felsefeyi uygulam t r (Gökberg, 1980. s.54). Ben-zer görü ler Stoa felsefesinde de görülür. Bu ö retinin kurucusu K br s’l Zenon intihar etmi tir (age, s.102).

Platon, depresif oldu u için “Ölüm baldan tatl d r, ruh beden içinde hapistir. Ölünce özgürlü e kavu ur” demi ti.

Budizmin de temeli bu tür bir felsefeye dayanmaktad r. Ya am n amac n n ac çekmek oldu unu ileri süren ünlü lozof Schopenhauer’ n felsefesi de ayn do rultuda dü ünülebilir.

Ünlü sanatç , bilim adam ve politikac lar n bir k sm nda davran bozukluklar görüldü ü ileri sürülmü tür. Leonardo da Vinci, Tolstoy ve Himler’in obsesif kompulsif; J.J. Rousseau, Stalin ve Mozart’ n paranoid; Schumann, ngiliz kral III. George, Abdülaziz ve Hemingway’ n manik depresif; Sezar, Napolyon, Dostoyevski ve Van Gogh’un saral , Beethoven’in izofren, Nietzsche’nin genel felç (beyin frengisi) olduklar ileri

sürülmü tür. Davran bozukluklar nda s n and rman n güçlü-

22

ü dikkate al n rsa bu konuda kesin yarg da bulunmak mümkün de ildir. Uzun süre klinikte kalan, testler uygulanan ve verilen ilaçlar n etkilerine göre te his konulan hastalarda bile ço u kez yanl l klar yap lmakta ve bu durum dava konusu olmaktad r. Burada ki ilik tipini; ki ilik bozuklu u, nevroz ve psikozdan ay rmak gerekir.

Davran bozukluklar n n s n and r lmas nda ba ka bir yakla m da kullan lm olan savunma mekanizmalar d r. Normal ya da anormal herkes bu mekanizmalar kullanmaktad r. Ancak bu mekanizmalar n sürekli ve yo un bir biçimde kullan lmalar bir nevroz ya da psikoz belirtisi olabilir. Örne in öfkelendi imiz ki ilerin bize kötülük yapabilece ini dü ünebiliriz. Bu durum geçici olarak ortaya ç kan bir yans tma mekanizmas d r. Ancak bu durum sürekli olarak yineleniyorsa ve ya am n tümünü etki-leyecek boyutlara ula m sa paranoid bir durum söz konusudur.

Bu yakla m n da do rulu u tart labilir. Bu mekanizma-lar toplumlar n kültürel yap s na göre de de i ebilir. Ünlü antro-polog M. Meed, Pasi k adalar nda yapm oldu u ara t rmada, bunlardan kimilerinin tümüyle paranoid özellikler gösterdikleri-ni saptam t r. Ayr ca psiko-biyoloji alan ndaki geli meler, ki i-lik yap s nda biyolojik etmenlerin de önemini ortaya ç karm t r. S n and rmalar n ülkeden ülkeye de i mesi ve zamanla yeni boyutlar kazanm olmas bunu göstermi tir. En geçerli s n an-d rmalar olarak kabul edilen Dünya Sa l k Örgütü’nün (ICD) ve Amerikan Psikiyatri Birli i’nin (DSM) s n and rma biçim-leri sürekli olarak de i mektedir.

Determinizm ilkesine göre do ada her olay n bir nedeni, belirli olaylar n da belirli nedenleri vard r. K saca olaylar aras n-da neden sonuç ili kisi bulunmaktad r. Psikanaliz ve davran ç yakla mlar s k bir determinizmi kabul ederler. ndeterminizm ilkesi ise determinizme kar t olarak insan davran lar n n özgür

23

oldu unu ileri sürer. Varolu çu psikoloji bu ikinci görü ü temsil etmektedir. Buna göre insanlar normal, anormal biçiminde s -n and rmak mümkün de ildir. Çünkü insan iradesi özgürdür ve insan davran lar bilinçlidir.

Davran bozukluklar n n nedenleri konusunda yap lan s -n and rmalardan en önemlisi, yap sal (biyolojik) ya da tepkisel (reaktif) biçiminde yap lan s n and rmad r. Son yap lan ara t r-malar, bu ayr m n da geçersiz oldu unu, mevcut bilgilerin ye-niden gözden geçirilmesini zorunlu hale getirmi tir. Örne in en çok psikolojik kökenli oldu u ileri sürülmü olan obsesif kom-pusif nevrozda bile biyolojik faktörlerin (serotonin miktar n n azalmas ) önemli oldu u, belirli türden ilaçlara olumlu yan t ver-mesinden anla lm t r (K l ç, 1990, s.22-24).

Davran bozukluklar nda s n and rma güçlü ünü bir ör-nekle aç klamak gerekirse Hitler hakk ndaki farkl yakla mlar ele almak mümkündür. Hitler’in ki ili i hakk nda farkl görü ler ortaya at lm t r. Psikanalitik yakla ma göre Hitler paranoiddir. Erich Fromm’a göre ise Hitler’de izofreni çekirde i vard r. Bunun yan nda ya am nda zaman zaman depresyon, mani, his-teri, obsesif belirtiler ve cinsel sapmalar görülmü tür (Fromm, 1985). Bunlardan ba ka Hitler’in psikopat, paranoid, borderline ki ilikli oldu unu ileri sürenler de vard r. Epilepsi oldu u ve sü-rekli amfetamin kulland için sald rgan davran lar gösterdi i de ifade edilmi tir.

Davran bozukluklar tarihsel süreç içinde de de i ik özellikler göstermi tir. Örne in ortaça da görülen kitle histeri-leri zaman m zda görülmemekte ya da ba ka biçimlerde ortaya ç kmaktad r. Freud, ruh sa l n n bireysel bir olay olmaktan ç kt n , nevrozlar n, uygarl a ko ut olarak artt n , bunun için toplumsal de i ikliklerin yap lmas gerekti ini ancak bunun bir hekimin i i olmad n ifade etmi tir (Freud 1963, s. 27-46). K.

24

Horney, ça m zda hemen hemen herkeste nevrotik belirtiler görlüdü ünü, “Ça m z n nevrozlu insan ” adl eserinde belirt-mi tir. 1960’l y llarda radikal kesimlerce benimsenen ve Ameri-kal psikiyatrist Thomas Szasz taraf ndan temsil edilen anti psi-kiyatri ak m , Horney’in görü lerinin tersine, ak l hastal n ta-n mlayan hiçbir nesnel belirti olmad n ileri sürmü tür. Rank, ço u kez hasta olarak ilan edilen sanatç y , Psikanalizin hasta yorumundan kurtar p (Psikolojinin ötesi) normal ve nevrozlu d -

nda yarat c bir tip olarak görmektedir (May, 1991, s.19).Görülüyor ki insanlar çe itli biçimlerde s n and rmak

gerek felse gerekse emprik boyutta mutlak olarak mümkün de ildir. E er buna gerek duyuluyorsa bunun nedeni pragmatik amaçlarda aranmal d r. Bunlar, tan , sa alt m ve didaktik amaç-lard r.

TEKNOLOJ VE RUH SA LI Insan n do ayla olan çeli kisine teknoloji denir. nsan n

do ayla çeli kisi; insan n insanla olan çeli kisine dönü ür. nsa-n n insanla çeli kisine de ideoloji denir. nsan n do ayla olan çe-li kisi, sürekli ve kesintisiz olaca ndan ideolojiler hiçbir zaman ortadan kalkmayacakt r (Kongar, 1979). Kimi bilim adamlar n n ideolojinin sonu kuram hiçbir zaman gerçekle meyecektir. Ge-li memi toplumlar adeta ideoloji danl na dönü mü tür.

Bilimsel ara t rmalar ve bunlar n teknolojiye yans ma-s , insanlar n ya am n kolayla t ran pek çok araçlar n üretimi-ni sa lam t r. Bu nicel art n ayn oranda nitel art sa lay p sa lamad en çok tart lan sorunlar aras nda yer almaktad r. Ba ka bir deyi le uygarl n ilerlemesi insanlar n mutlulu unu ne ölçüde etkilemi tir. Dinsel kökenini do u dinlerinden alan (budizm) ve Uygarl n, insanlar erdemden uzakla t rd yakla-

m n n felse temelleri ilk ça a kadar uzan r. Kynism ö retisi-