Upload
duongxuyen
View
222
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DANIŞMAN
PROF. DR. BÜLENT BAYRAKTAR
PROF. DR. ŞAMİL AKTAŞ
HAREKET VE ANTRENMAN BİLİMLERİ ANABİLİMDALI
HAREKET VE ANTRENMAN PROGRAMI
İSTANBUL-2015
MASOUMEH ABEDINI
DONANIMLI DALIŞTA (SCUBA) BAŞAĞRISINI
ETKİLEYEN DALIŞLA İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN
ARAŞTIRILMASI
( YÜKSEK LİSANS TEZİ )
ii
TEZ ONAYI
İstanbul üniversitesi sağlık bilimleri Enis tüsü HAREKET VE ANTRENMAN
BILIMLERI ANABILIM DALI HAREKET VE ANTRENMAN programında
MASOUMEH ABEDINI tarafından hazırlanan DONANIMLI DALIŞTA (SCUBA)
BAŞAĞRISINI ETKİLEYEN DALIŞLA İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI
Başlıklı yüksek lisans tezi, yazılan tez sınavında jüri tarafından başarılı bulunarak kabul
edilmiştir.
/ /
Tez sınavı jürisi
Ünvanı Adi soyadı(Üniversitesi, Fakültesi, Anabilim dali) imza
1. Prof.Dr. Bülent BAYRAKTAR
2. Prof.Dr. Şamil AKTAŞ
3. Prof.Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN
4. Yrd. Doc. Dr. Ömer Can GÖKSU
5. Yrd. Doc. Dr. İlker YÜCESİR
iii
BEYAN
Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına
kadar bütün safhalarda etik dışı davranışımın olmadığını, bu tezdeki bütün bilgileri
akademik ve etik kurallar içinde elde ettiğimi, bu tez çalışmayla elde edilmeyen bütün
bilgi ve yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynaklar listesine
aldığımı, yine bu tezin çalışılması ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici
bir davranışımın olmadığı beyan ederim.
MASOUMEH ABEDINI (İmza)
iv
İTHAF
Dünyadaki hayat meleklerim, Annem, Babam ve Tek Aşkım Oğlum ALİSAM'a ithaf
ediyorum.
v
TEŞEKKÜR
Tez çalışmam boyunca bana aktardığı sonsuz bilgiler ve kattıklarından dolayı,
çalışmalarımda yardımlarını ve anlayışını esirgemeyen sevgili danışmanım
Prof.Dr.Şamil AKTAŞ’a teşekkür ederim.
Katkılarından ve her daim yardıma hazır tavırlarından dolayı anabilim Dalı
başkanımız Prof.Dr. Bülent Bayraktar’a teşekkür ederim.
Tez suresince enerjisi ile beni her daim teşvik eden değerli Prof.Dr. Kemal Nuri
ÖZERKAN’a teşekkür ederim.
Tez suresince içtenlikle desteklerini benden esirgememiş olan sevgili Ali
KESKIN YILDIZAY’a teşekkür ederim.
vi
İÇİNDEKİLER
TEZ ONAYI .................................................................................................................... İİ
BEYAN ........................................................................................................................... İİİ
İTHAF ............................................................................................................................ İV
TEŞEKKÜR ..................................................................................................................... V
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. Vİ
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................. Vİİİ
ŞEKİLLER LİSTESİ ..................................................................................................... İX
SEMBOLLER / KISALTMALAR LİSTESİ .................................................................. X
ÖZET ............................................................................................................................. Xİ
ABSTRACT .................................................................................................................. Xİİ
1. GİRİŞ VE AMAÇ ......................................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER ...................................................................................................... 2
2. 1. Dalışın kısa tarihçesi ............................................................................................... 2
2. 2. SCUBA Donanımı bileşenleri ................................................................................. 6
2. 3. Scuba türleri ve düzeyleri ....................................................................................... 8
2. 4. Scuba dalışına bağlı hastalık ve kazalar .................................................................. 9
2. 5. Dalış ve başağrısı .................................................................................................... 9
2.5.1. Gerilim baş ağrısı ............................................................................................. 10
2.5.2. İyi huylu efor baş ağrısı ................................................................................... 10
2.5.3. Paranazal sinüslere bağlı baş ağrısı .................................................................. 11
2.5.4. Dış kulak barotravması .................................................................................... 12
2.5.5. Orta kulak baro travması .................................................................................. 12
2.5.6. İç kulak barotravması ....................................................................................... 12
2.5.7. Migren Baş Ağrısı ............................................................................................ 13
2.5.8. Karbon monoksit zehirlenmesine bağlı baş ağrısı ............................................ 14
2.5.9. Karbondioksit zehirlenmesi bağlı baş ağrısı ..................................................... 15
2.5.10 Dekompresyon hastalığına bağlı baş ağrısı ...................................................... 16
2.5.11 Arteriyel gaz embolisine bağlı baş ağrısı ......................................................... 17
2.5.12 Dehidrasyon ..................................................................................................... 17
2.5.13 Maske sıkışması/maske sıkması ....................................................................... 18
2.5.14. Diş sıkışması ................................................................................................... 18
vii
2.5.15 soğuk kaynaklı başağrısı .................................................................................. 18
2.5.16 Deniz canlılarına bağlı başağrıları ................................................................... 19
2.5.17 Travmatik ve fiziki nedenlere bağlı başağrıları ............................................... 20
3. GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................................... 22
4. BULGULAR ............................................................................................................... 27
5. TARTIŞMA ................................................................................................................ 33
KAYNAKLAR ............................................................................................................... 38
HAM VERİLER ............................................................................................................. 41
ETİK KURUL KARARI ................................................................................................ 51
ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................... 54
viii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Scuba dalışlarında görülebilecek hastalık ve kazalar ......................................... 9
Tablo 2: Dalışlarda sık rastlanan baş ağrısı nedenleri .................................................... 10
Tablo 3: Çalışmaya katılan 285 dalıcının özellikleri ...................................................... 27
Tablo 4: Dalışlarda baş ağrısı sıklığı. ............................................................................. 27
Tablo 5: Dalıcıların belge düzeyleri ............................................................................... 28
Tablo 6: Dalıcıların dalış sayıları dağılımı ..................................................................... 28
Tablo 7: Dalışın dönemlerine göre baş ağrısının ortaya çıkışı ....................................... 28
Tablo 8: Dalıştan sonra baş ağrısının devam etme süresi ............................................... 29
Tablo 9: Başağrısının yerleşim bölgeleri ........................................................................ 29
Tablo 10: Başağrısının karakteri. .................................................................................... 30
Tablo 11: Ağrının az veya çok şiddetli tanımlanışına göre eşlik eden tanımlama ......... 30
Tablo 12: Başağrısına eşlik eden yakınmalar ................................................................. 31
Tablo 13: Başağrısının geliştiği dalışın özellikleri ......................................................... 31
ix
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1: M.Ö.9.YY'dan kalma bir Asur freski ................................................................. 2
Şekil 2: Halley'in yaptığı bu çanlarda havayı tazelemek için suya daldırılmış variller
kullanılıyordu. ................................................................................................................... 3
Şekil 3: Lethbridge fıçı tipi zırhlı dalış elbisesi ............................................................... 4
Şekil 4: Siebe’nin İlk Kapalı Dalış Elbisesi ve Başlığı. .................................................. 4
Şekil 5: Açık devre SCUBA sisteminin temel bileşenleri ............................................... 5
Şekil 6: Tüp. ..................................................................................................................... 6
Şekil 7: Denge Yeleği (BC) ............................................................................................ 7
Şekil 8: Dalış maskesi .................................................................................................... 7
Şekil 9: Palet .................................................................................................................... 7
Şekil 10: Diğer yardımcı aygıtlar. .................................................................................... 8
Şekil 11: İnternette anketin görünüşü ............................................................................ 22
x
SEMBOLLER / KISALTMALAR LİSTESİ
1. SCUBA : Self Contained Underwater Breathing Apparatus
2. TSSF : Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu
3. MÖ : Mıladdan Önce
4. BCD : Buoyancy Controlling Device
5. BC : Buoyancy Compensator
6. CMAS : Dünya Sualtı Sporları Konfederasyonu
7. PADI : Profesyonel Sualtı Eğitmenleri Birliği
8. SSI : Uluslararası Scuba Okulları
9. IDEA : Uluslararası Dalış Eğiticileri Birliği
10. NAUI : Ulusal Sualtı Eğitmenleri Birliği
11. BSAC : İngiliz Sualtı Kulübü
12. TMJ : Temporamandibuler eklem ağrısı
13. CO2 : Karbondıoksıd
14. ATA : Mutlak Atmosfer
15. DAN : Divers Alert Network
16. CM : Santimetre
17. KG : Kilogram
18. SPSS : Statical package for the social sciences
xi
ÖZET
Abedini, M. (2015). DONANIMLI DALIŞTA (SCUBA) BAŞAĞRISINI ETKİLEYEN DALIŞLA
İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
hareket ve antrenman ABD. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul. 2015.
Başağrısı donanımlı dalışta (SCUBA) oldukça sık rastlanan ancak yeterince
araştırılmamış bir konudur. Dalışın türü, dalgıcın eğitim ve sağlık durumu, kullanılan
donanım ve dalış şartları başağrısına yol açabilir.
Dalışlarda karşılaşılan başağrısının karakterini, nedenlerini ve dalışla ilişkisini
amaçlayan bu tez çalışması, internet üzerinden yürütülen bir online anket çalışmasıdır.
Anket duyurusu toplam üye sayısı 25 bin olan beş ayrı internet grubuna yollanmıştır.
Yaklaşık 18 sorudan oluşan anketin ilk bölümü demografik verileri, ikinci bölümü dalış
deneyimi ve türüne ilişkin verilere, üçüncü bölümü başağrısının karakter, yerleşim, süre
vs gibi özelliklerine ve son bölüm de baş ağrısıyla ilişkili dalış ve diğer ilintilere
ayrılmıştır.
Anketi tamamlayan 285 kişinin orta yaşta, yüksek dalış deneyimine sahip, ¼
oranında kadın dalgıçlardan oluşmuştur. Başağrısı çoğunlukla dalıştan sonra gelişmekte,
uzun sürmekte, sıklıkla alın ve şakaklarda yoğunlaşmakta, zonklayıcı karakter
taşımaktadır. Dalışta aşırı efor, soğuk su ve derin dalış başağrısına yol açan faktörler
arasındadır.
Dalışta başağrısı, birçoğu önlenebilir faktörlere bağlıdır. Daha sağlıklı ve
güvenli dalışlar için özellikle uygun eğitim ve düzenlemelerle başağrısına yol açan
dalışla ilgili faktörler önlenmesi uygun olacaktır.
Anahtar kelimeler: Başağrısı, scuba, dalış, migren, vurgun
xii
ABSTRACT
Abedini, Masoumeh. (2015). Research about headaches reasons in scuba diving.İstanbul
University Institute of Health Science, Movement and Training Department.Master’s
Thesis.İstanbul 2015.
Headaches caused following Scuba diving are quite common; however sufficient
research work in this field has not been made as yet. The type of diving, the driver’s
training and health status, the equipment utilized and diving conditions may be factors
that cause headaches.
The aim of this thesis work is to study the characteristics of and reasons behind
the headaches caused by diving, this is an online survey study conducted via internet.
The survey announcement has been sent to a total of 25 thousand members of 5
different internet groups. The questionnaire consists of 18 questions, the first section
includes demographic data, the second section includes the type of diving and diving
experience, the third section includes features such as the characteristics of the
headaches, its prevalence and how long it lasts, and the last section includes the
connection between diving and headaches and other correlations.
Those persons who have completed the questionnaire add up to 285 people of
middle age who are highly experienced in diving, ¼ of the divers are made up of
women. Headaches develop mostly following diving, it lasts long and is frequently
concentrated in the forehead and the temples, the pain may be characterized as that of
throbbing. Excess effort made during diving, cold water and deep diving are among
factors that cause headaches.
The occurrence of headaches caused by diving, are linked to many factors that
play a preventive role. Preventive measures such as adequate training in particular and
relevant adjustments made would be advised for a more sound and secure diving in
order to minimize the factors that cause the headaches.
Key words: Headaches, scuba, diving, migraine, diver’s disease
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Başağrısı donanımlı dalışta (SCUBA) oldukça sık rastlanan ancak yeterince
araştırılmamış bir konudur. Dalışın türü, dalgıcın eğitim ve sağlık durumu, kullanılan
ekipman ve dalış şartları başağrısına yol açabilir (1-5). Dalış sırasında yapılan aktivitenin
şiddeti ve solunum düzeyi de özellikle karbondioksit birikimine bağlı olarak başağrısı nedeni
olur (8-12). Dalış sırasında artan çevre basıncına uyum sağlayamayan içi hava dolu kapalı
vücut bölümleri de (orta kulak, paranazal sinüsler, dişler) barotravma sonucu başağrısı
kaynağı olabilirler (6, 7). Dalış yapılan su sıcaklığı da önemli bir baş ağrısı kaynağıdır.
Geniş bir dalgıç popülasyonunda baş ağrısı nedenlerini araştırmak, bunlarla ilişkili
faktörleri ortaya koyma imkânı sunar. Baş ağrısının karakterini, dalışla ilişkili yönlerini ortaya
koymak, bunlardan korunma yöntemlerinin de geliştirilmesini sağlayacaktır. Baş ağrısı bir
yandan dalış sporunun verdiği zevki ortadan kaldırırken öte yandan sağlığı ve yaşamı da
tehdit edecek sorunlara yol açabilir. Birçok durumda da dalış sırasında ortaya çıkan baş ağrısı
altta yatan başka bir sağlık sorununun habercisi olabilir.
Çalışmamızda çok yönlü bu konunun ayrıntılarıyla sorgulanması, etkenler arasındaki
ilişkilerin ortaya konulması ve bunlardan elde edilen verilerle koruyucu yöntemlerin
geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu yönü ile çalışmamız bu alanda yapılan ilk çalışma olacaktır.
2
2. GENEL BİLGİLER
2. 1. Dalışın kısa tarihçesi
Okyanuslar dünya yüzeyinin üçte birinden daha fazlasını kaplar, okyanusların
derinlikleri halen büyük ölçüde insan gözüyle görülmemiş olarak kalmış durumdadır. Kendine
Yeterli Sualtı Soluma Aygıtının (Self Contained Underwater Breathing Apparatus, SCUBA)
1943’te tasarlanmasının ardından, özellikle son otuz yıl içerisindeki donanım tasarımındaki ve
güvenlikteki ilerlemeler, dalışları birçok kişinin kolayca yapabilmesinin önünü açmıştır.
Askeri ve ticari dalgıçlara ilave olarak, tüm dünyada önemli sayıda sportif-rekreasyonel
amaçla dalış yapan kişi bulunmaktadır. Bu tip sertifikalı sportif dalıcıların sayısı Amerika
Birleşik Devletler’inde 3 milyondan fazladır. Ülkemizde de halen Türkiye Sualtı Sporları
Federasyonu’ndan (TSSF) sertifikalı 30 binden fazla SCUBA dalıcısı bulunmaktadır.
Dalgıçlığın başlangıcı günümüzden 5000 yıl öncelerine kadar uzanmaktadır. İlk dalma
denemeleri sığ sularda olup soluk tutarak yapılan bu dalışlarda sünger, inci gibi su ürünleri
çıkartılırdı. Yunanlı tarihçi Herodotus’un yazıtlarından birinde Pers kralı Xerxes MÖ 5.
yüzyılda batık bir define için Scyllys adında bir dalgıç görevlendirdiğinden bahseder. Daha
sonraları dalgıçlık askeri alanlara da kaymıştır. Tarihi kayıtlarda Büyük İskender MÖ 332
yılında karadan kuşatmış olduğu Tyre şehrinin limanına sualtı engellerini kaldırmak için bir
grup dalgıç yollamıştır. MÖ 1. yüzyılda su altından kurtarma endüstrisinin gelişimiyle bu
yönde bir yasa çıkarılarak ücretler kanunlaştırıldı. Kurtarma çalışması yapan dalgıçlar
derinlikle orantılı pay alıyorlardı. Günümüzde de bu yöntem bazı ülkelerde kullanılmaktadır.
Soluk tutarak yapılan dalışların aksine daha uzun süreli ve daha derin sulara dalış imkânı
tanıyan bir dalma sistemi ortaçağda tasarlanmış, ancak gerçekleşememiştir. Henüz MÖ 900
yıllarına ait bir Asur freski, dalgıcın hava tüpünü yanında taşıyabileceği fikrinin ortaya
atıldığını göstermektedir (Şekil 1) (13).
Şekil 1. M.Ö.9.YY'dan kalma bir Asur freski
3
1500-1800 yılları arasında “dalış çanı” denilen bir sistemin değişik modelleri
geliştirildi ve kullanıldı (14). 1680 yılında Wyllyam Phypps 200.000 pound değerinde bir
hazineyi aramak için dalma çanı kullandı. Çan içindeki havanın kısa sürede tükenmesi
nedeniyle yeni bir sistem geliştirdi. Bu yolla bir dizi kova, altlarına bağlanan ağırlıkların
yardımı ile aşağıya indiriliyor ve kovaların içindeki taze hava çanın içine dolduruluyordu.
1690 yılında ingiliz astronomu Edmund Halley ağırlık bağlanmış fıçılarla dalış çanının
havasını tazeleyecek bir sistem geliştirdi ve 4 arkadaşı ile Thames nehrinde 60 feet derinlikte
1,5 saat kalmayı başardı. 26 yıl sonra bu sistemi daha da geliştirerek 66 feet derinlikte çanın
içinde 4 saatten fazla kaldı (Şekil 2) (14).
Şekil 2. Halley'in yaptığı bu çanlarda havayı tazelemek için suya daldırılmış variller
kullanılıyordu.
1715 yılında John Lethbridge tamamıyla kapalı bir dalgıç elbisesi geliştirdi. Deriyle
kaplanmış bir varil, bu varilin üzerinde ufak bir pencere ve kolları dışarı çıkartmak için su
geçirmez iki delik bulunuyordu. Bu cihaz bir gemiden sarkıtılmak vasıtasıyla çalışıyordu.
Manevra kabiliyetinden yoksundu. Lethbrydge daha sonraki yıllarda buna benzer birçok
elbise geliştirdi fakat hepsinin ortak bir sorunu vardı: dalgıca devamlı bir hava akışı
verilemiyordu (Şekil 3) (15, 16).
4
Şekil 3. Lethbridge fıçı tipi zırhlı dalış elbisesi
Bu sorunları çözen ilk pratik dalgıç elbisesi August Siebe tarafından yapıldı. 1840
yılında egzost subaplı, tek parça, su geçirmeyen, dalgıcın başlığına devamlı hava akışını veren
hortum girişli bu elbise, günümüzde de kullanılan dalgıç elbiselerinin atasıdır (Şekil 4) (17).
Şekil 4. Siebe’nin İlk Kapalı Dalış Elbisesi ve Başlığı
Elbisenin gelişmesiyle dipte 5-6 saat kalmak mümkün olmuştur. Fakat bununla birlikte
esrarengiz bir hastalık ortaya çıkmaya başlamıştı. Dipte çok fazla kalan dalgıç yukarı
geldiğinde karnında ve eklem yerlerinde dayanılmaz bir ağrı veya solunum güçsüzlüğü
çekiyordu. Dalışlarda derinlik arttıkça hastalığın sonucu çoğu kez ölüm oluyordu. Nedeni
bilinmeyen bu hastalığın basınçlı tünellerde (Caisson, Kezon) çalışan işçilerde rastlanan
kezon hastalığının aynısı olduğunun farkına ancak 150 yıl sonra varıldı. Bu nedenle
dalgıçlarda görülen hastalığa da ilkin caisson hastalığı adı verildi. Günümüzde bu hastalığa
“dekompresyon hastalığı” veya Türkçede “Vurgun” adını veriyoruz. Dekompresyon veya
5
Caisson hastalığının gerçek nedenini ilk kez 1878 yılında Fransız fizyolog Paul Bert
tanımladı. Bert, yapmış olduğu uzun araştırmalar neticesinde basınç altında solunan
nitrojenin kan ve dokularda çözündüğünü, basınç devam ettiği süre içinde bu çözünmüş inert
gazın herhangi bir etkisinin olmadığını, ancak yukarıya çıkılırken çözünen aşırı nitrojenin
solunum yoluyla yeterince atılamaması halinde kan ve dokularda kabarcıklar oluşturduğunu,
bu kabarcıkların da hücre ve dokularda hasarlanmalara, damarlarda tıkanıklıklara yol açıp
dalgıcın felç olması veya ölmesine neden olduğunu ortaya koydu. Bert bu nedenle yukarı
çıkarken yavaş yavaş çıkılmasını önerdi. İngiliz Kraliyet Donanması, dalgıçların belirli
derinliklerde belirli süreler kalmaları halinde yukarıya çıkarken uyacakları çıkış kurallarını
belirlemek istedi. Bu günümüzde de kullandığımız dalış tabloları demektir. Bu konuda görev
verilen bir fizyolog, J.S. Haldane 1905-1907 yılları arasında Kraliyet Donanması dalgıçları
üzerinde yaptığı deneyler sonucunda 200 feet derinliğe kadar uygulanacak bir dekompresyon
çizelgesi (tablosu) geliştirdi.
Yüzey beslemeli dalış sistemlerinde dalgıçlar ancak hareketleri kısıtlı hortumun
uzanabildiği yere kadar dalabiliyorlardı. Yüzeyden bağımsız bir biçimde dalış yapabilmek
ancak SCUBA sistemi ile mümkün olmuştur. İlk pratik scuba HA Fleuss tarafından, 1878
yılında üretildi (18). Bu cihaz 1933 yılında bir Fransız deniz subayı, Lepryur tarafından tekrar
ele alındı. Fakat cihaza regülatör bağlamadığı için kullanımı oldukça zordu. Dalgıça gelen
hava bir vana aracılığıyla sağlanıyordu. Sonradan tüm dünyada sualtı belgeselleri ile
tanınacak olan Kaptan Jacques Cousteau ve Emyle Cagnan SCUBA sistemini geliştirdiler;
basınca dayanıklı tüpler ve bunlar için regülatörler tasarladılar. Günümüzde kullandığımız
scuba donanımının temeli bu çalışmalarla şekillenmiştir (Şekil 5).
Şekil 5. Açık devre SCUBA sisteminin temel bileşenleri
6
2. 2. SCUBA Donanımı bileşenleri
Yüksek basınçlı hava ile doldurulmuş tüpteki gazı soluyarak, yüzeye bağımlı
olmaksızın yapılan aletli dalıştır. Self Contained Underwater Breathing Apparatus
kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur. Scuba donanımının bileşenleri aşağıdaki şekilde
gösterilebilir:
a) Tüp
İçine yüksek basınçlı kompresörler vasıtası ile filtre edilerek solunum havası (%21 oksijen,
%78 nitrojen ve %1 asal gazlar) doldurulur. Çelik ya da aluminyum'dan yapılır (Şekil 6).
Ortalama scuba dalışlar için kullanılan tüpler 200 bar olarak tasarlanmışlardır. Bu tüpler dalış
okulları veya özel kullanımlarda belli periodlarda basınç testlerine tabi tutulurlar. Testin
sonunda test bilgileri üzerlerine soğuk damga ile işaretlenir.
b) Regülator
Tüpteki yüksek basınçlı havayı su altında ortam basıncına düşürerek rahat solunabilecek
düzeye ayarlar.
c) Manometre
Regülatörün yüksek basınç çıkışlarından birine bağlıdır ve tüp içinde kalan havanın
basıncını gösterir.
d) BCD veya BC
Buoyancy Controlling Device veya Buoyancy Compensator -Denge Yeleği- dalıcının su
içindeki yüzerliğini ayarlamakta kullanılır. Tüpden gelen bir hortuma bağlı basma-boşaltma
butonları vasıtasıyla kulanılır. Ayrıca dalış öncesi ve dalış sonrası dalıcının su yüzeyinde fazla
efor sarfetmeden kalmasını da sağlar (Şekil 7).
Şekil 6. Tüp.
7
Şekil 7. Denge Yeleği (BC)
e) Maske
Maske, su ortamı ile gözler arasında bir hava boşluğu oluşturarak sualtında dalıcının
net görüşünü sağlar. Maskelerde burnu da kapatan bir hava boşluğu bulunur. Bu özellikleriyle
yüzücü gözlüklerinden ayrılırlar. Maskelerin burun kısımları kapalı olduğundan, dalıcı inilen
derinlikle birlikte artan dış basıncı maske içinde dengeleyebilir ve maske içine giren suyu da
boşaltabilir. Eğer dalış, yüzücü gözlüğü ile gerçekleştirilmek istenirse eşitleme yapılamaz,
içeri giren su boşaltılamaz ve göz barotravması gelişir. Günümüzde maskeler silikon-kauçuk
ve ısı altında sıkıştırılmış cam malzemelerden üretilmektedir. Renkli silikon ya da şeffaf
silikon seçenekleri mevcut olan maskeler, tek ya da çift camlı olarak, birbirinden farklı
modelleriyle piyasada satılmaktadır (Şekil 8).
Şekil 8. Dalış maskesi
f) Palet
Sualtında hareket yorucudur, kolları kullanarak hareket etmek ise
dalıcının çok çabuk tükenmesine sebep olur. Bu yüzden hareket el ve
kolları kullanmadan sadece bacaklar kullanılarak ve paletler yardımı
ile sağlanır (Şekil 9). Paletler kabaca açık ve kapalı paletler olarak
ayrılır. Açık paletler daha çok donanımlı dalışlarda kullanılırken,
kapalı paletler serbest dalış ve yüzeyde şnorkel ile yüzmede kullanılır.
Açık paletler patik ile giyilirler. Kapalı paletler ise çıplak ayağa ya da
Şekil 9. Palet
8
neopren çorap üzerine giyilebilir. Her iki tür paletin de bu özellikleri ile değerlendirilip,
gerçekleştirilecek faaliyete uygun olanın seçilmesi en doğrusu olacaktır. Bunlar dışında
özellikle serbest dalışlarda kullanılmak üzere dizayn edilmiş geniş ve çok uzun palalı off-set
tabir edilen paletler de vardır. Ancak bu paletler aletli dalışlarda dalıcıyı yoracağından,
hareket serbestliğini kısıtlayacağından ve kramplara neden olabileceğinden kullanılmazlar.
g) Diğerleri
Dalış elbisesi, derinlik ve zaman saati, dalış bilgisayarı, pusula, fener, düdük, bıçak, ip
vs. kullanılan diğer malzemelerdir. Islak, yarı kuru ve kuru tip olarak yaygın olan üç tip elbise
kullanılır, iklim ve su sıcaklığına göre değişik elbise türleri dalıcılar tarafından tercih edilir
(Şekil 10).
Şekil 10. Diğer yardımcı aygıtlar.
2. 3. Scuba türleri ve düzeyleri
Scuba donanımı çeşitli amaçlarla dalış yapanlar tarafından kullanılabilir. Dalış
amacına göre; rekreasyonel (eğlence/hobi) amaçlı dalgıçlık, teknik dalgıçlık, bilimsel
dalgıçlık (biyoloji, çevre, arkeoloji vs.) ve ticari amaçlı dalgıçlıklar sayılabilir.
Ülkemizde rekreasyonel/sportif dalıştan sorumlu spor federasyonu Türkiye Sualtı
Sporları Federasyonu (TSSF) dir. Dünyada rekreasyonel dalış eğitimi veren sportif veya ticari
birçok kuruluş bulunmaktadır. Bunların başında TSSF’nin de bağlı olduğu Dünya Sualtı
Sporları Konfederasyonu (CMAS) gelmektedir. Yaygın ticari dalış eğitim kuruluşlarına örnek
olarak;
9
Profesyonel Sualtı Eğitmenleri Birliği (PADI), Uluslararası Scuba Okulları (SSI),
Uluslararası Dalış Eğiticileri Birliği (IDEA), Ulusal Sualtı Eğitmenleri Birliği (NAUI), İngiliz
Sualtı Kulübü (BSAC) verilebilir.
Rekreasyonel dalış birçok seviyede gerçekleşir. Dalış eğitimi veren dalış kuruluşlarına
göre değişmekle birlikte rekreasyonel dalış eğitim düzeyleri genellikle şu şekilde
kademelenir: Aday dalgıç, acemi dalgıç, usta dalgıç, grup lideri, acemi eğitmen, usta eğitmen,
eğitmen eğitmeni.
2. 4. Scuba dalışına bağlı hastalık ve kazalar
Her ne kadar Scuba dalışı eğlence amaçlı yapılan, sportif ve amatör derinlik, süre ve
zorlanma sınırında kalınan bir spor olsa da bazı hastalık ve kazalara yol açabilir. Bunun en
büyük nedeni sualtı ortamının bir kara canlısı olan ve hava soluyan insanoğlu için eksterm bir
fiziksel ortam oluşturmasıdır. Scuba dalışında rastlanabilecek hastalık ve kazalar Tablo 1’de
özetlenmiştir.
Tablo 1. Scuba dalışlarında görülebilecek hastalık ve kazalar
Barotravmalar (kulak, paranasal sinüs, akciğer, diş, sindirim sistemi, maske, elbise)
Zararlı deniz canlıları ile yaralanmalar
Dekompresyon hastalığı Karbondioksit zehirlenmesi Boğulma Karbonmonoksit zehirlenmesi
Hipotermi sendromu Oksijen zehirlenmesi
Nitrojen narkozu Disbarik osteonekroz
2. 5. Dalış ve başağrısı
Scuba dalışlarının giderek artmasıyla birlikte, baş ağrısının ayrımsal tanısına yeni bir
kategori eklenmiştir. Dalgıçlardaki baş ağrısı seyrek gerçekleşmekle ve iyi huylu olmakla
birlikte, arteriyel gaz embolisi, vurgun ve otik veya paranazal sinüs barotravması gibi, yüksek
basınca maruz kalmanın daha ciddi sonuçlarına da bağlı olabilir. Sıkıştırılmış gazların yetersiz
ventilasyonu, karbon dioksit birikimine, serebral vazodilatasyona ve baş ağrısına sebep
olabilir. Dalgıçlarda karşılaşılan diğer baş ağrısı tipleri, eksersiyonal baş ağrısını, soğukla
tetiklenen baş ağrısını, migreni, gerilim tipi baş ağrısını, akut travmatik baş ağrısını,
servikojenik baş ağrısını, karbon monoksit zehirlenmesi baş ağrısını ve zehirlenme ile ilgili
baş ağrısını içerir. Doğru tanı ve uygun tedavi, hem dikkatli bir anamnez ve nörolojik
10
değerlendirmeyi, hem de su altı ortamının anormal fiziksel/fizyolojik özelliklerini kavramayı
gerektirir (1).
Dalgıçlardaki baş ağrısı, su altı ortamında karşılaşılan fizyolojik anormalliklere bağlı
olarak, ayrı bir tanı ve değerlendirme sistemini zorunlu kılmaktadır. Düzenli olarak dalan
dalgıçlar en azından bir kere baş ağrısı sorunundan yakınmaktadırlar. Amatör dalış genellikle
güvenli bir spor olmasına rağmen, artan hidrostatik basınç, sıkıştırılmış gazları soluma, termal
değişimler ve tehlikeli deniz yaşamı koşullarının, ara sıra baş ağrılarını ve nadiren de olsa
daha ciddi nörolojik veya sistemik hastalıkları tetikleyebilecek potansiyeli nedeniyle, yeterli
dikkat ve eğitim gerektirir. Baş ağrısının normal yaşamda sık rastlanan yaygın türleri bile,
eğer su altında meydana gelirse, dalgıcın yaşamını tehlikeye sokabilir. Dalışa bağlı baş ağrısı
sebepleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
Tablo 2. Dalışlarda sık rastlanan baş ağrısı nedenleri
Anksiyete/gerilim başağrısı Sinüs veya kulak barotravması
Sinüs ve kulak infeksiyonları Elbise boyunluğunun sıkması Başlık yetersizliği/soğuk Tuzlu su aspirasyonu
Maske sıkması Diş problemleri
Temporamandibuler eklem ağrısı (TMJ) Gaz zehirlenmesi (özellikle yüksek CO2) Dekompresyon hastalığı Migren
Boynun hiperekstansiyonu Servikal spondiloz
Kafein ve diğer maddeler
2.5.1. Gerilim baş ağrısı
Gerilim baş ağrısının semptomları, başta ve boynun arkasında ağrıdır. Gerilim baş
ağrılarına, anksiyeteye ve kas sertliğine bağlı kas gerilmesi sebep olur. Dalma esnasında
çenenin sıkılması da gerilim baş ağrısına sebep olabilir. Kas gerilmesinin ve bunun
sonucundaki gerilim baş ağrısının gelişmesini önlemek için, dalgıcın suyun içinde rahatlamayı
öğrenmesi gereklidir. Giderek artan dalış deneyimi, su içinde rahatlamayı ve gerilim tipi baş
ağrılarının azalmasını sağlar.
2.5.2. İyi huylu efor baş ağrısı
Dalış sırasında artan egzersiz bazen iyi huylu efor baş ağrısını tetikleyebilir. Benzer
olgular yüzücülerde tanımlanmıştır. Eforun ortasında aniden şiddetli, zonklayıcı baş ağrısı
gelişir, çift taraflı oksipital, temporal veya pariyetal baş bölgelerini etkiler ve beraberinde
mide bulantısı da olabilir. Her ne kadar birkaç saat süren, sürekli, hafif, genel bir baş ağrısıyla
11
takip edilebilse de, süresi tipik olarak 5 dakikadan daha azdır. Daha çok eğitimsiz acemi
yüzücülerde meydana gelmektedir. Bu yüzücüler aynı zamanda, ağırlık kaldırma, defekasyon
veya cinsel ilişki gibi diğer efor şekilleriyle ilgili benzer kısa baş ağrıları geçmişine sahiptir.
Cinsiyet açısından iyi huylu efor baş ağrısında yaklaşık dörde bir oranında erkek hakimiyeti
bulunmaktadır. Dalışa veya yüzmeye bağlı efor başağrılarında cinsiyetin durumu belirgin
değildir (19-20).
Nedeni tam olarak kanıtlanmamakla birlikte eforun kan basıncını, kardiyak atımı ve
kafa içi basıncını arttırdığı bir hiperdinamik dolaşım koşulunun sonucu olduğu
düşünülmektedir. Bazı olgularda, nefes tutma veya yetersiz vantilasyon ile olan korelasyon,
karbon dioksit birikiminin, kafa içi basıncı daha fazla arttırarak veya gelişmiş bir vasküler
reaktivite hali esnasında kafa içi arterleri genişleterek katkı verici bir rol oynadığını
öngörmektedir (19-21).
Eğer belirtilere kusma veya nörolojik bulgular eklenirse beyne veya kafa kaidesine ait
yapısal hastalıklardan da şüphelenilmelidir. İyi huylu efor baş ağrısına ait 219 olguluk bir
derlemede, olguların %22’sinde posterior fossa veya daha az sıklıkta supratentoryal boşluğu
dolduran lezyonlar, kafa travması veya kraniyotomi, baziler impresyon veya siringomiyeli
gibi organik bir neden bulunmuştur (21). Yaşamı tehdit edici bir durum olan subaraknoid
kanama, gerilme esnasındaki ani başlangıcı itibariyle iyi huylu efor baş ağrısına
benzeyebilmektedir, ancak tipik olarak daha uzun sürelidir, çoğunlukla önceki hiçbir baş
ağrısına benzemez ve beraberinde bilinçte değişimler veya odaksal nörolojik belirtiler olabilir.
Bir serebral anevrizmanın parçalanması veya arteriyovasküler malformasyon, teorik olarak,
soğuk suyun içine dalmanın, periferik vazokonstriksiyona ve geçici hipertansiyona yol açtığı
dalma refleksi esnasına meydana gelebilir. Efor baş ağrısının ayırt edici tanısı aynı zamanda
sinüziti ve nadiren de olsa, üçüncü ventriküler nöroepitelyal kistleri ve feokromositomayı da
içermelidir.
2.5.3. Paranazal sinüslere bağlı baş ağrısı
Paranazal sinüslere bağlı baş ağrısına, çoğunlukla aşağı inişler veya yukarı çıkışlar
esnasındaki sinüs sıkışması/genleşmesi sebep olur. Semptomlar tutulan paranazal sinüs
bölgesine bağlı olarak alında, yüzde veya elmacık kemiği bölgesinde ağrı ve maske içine
kanamadır. Paranazal sinüslerin nazofarenkse açılan ostiumlarının üst solunum yolu
infeksiyonları, sigara içme, allerji, soğuk, yapısal oluşumlar gibi sebeplerle tıkanması halinde
sinüs içi basınç dengelemesi gerçekleşemez. Bu durum paranazal sinüslerin baotravması
12
olarak adlandırılır. Bazı durumlarda dekonjestan kullanımı gerekebilir. Ancak sinüz basınç
değişimi tam olarak gerçekleşmiyorsa dalmamak en doğrusudur (7, 11).
2.5.4. Dış kulak barotravması
Deniz yüzeyinden aşağı inilen her 10 metre için, vücut, yukarıdaki düşey sütundaki
deniz suyunun ağırlığına bağlı olarak, ilave bir mutlak atmosferik (ATA) ortam basıncına
maruz kalmaktadır. Vücut içerisinde hapsolmuş hava içeren herhangi bir boşluk, bu artan
basınca maruz kaldığında, Boyle Gaz Kanunu’na göre sıkışacaktır. Bu boşluklar çıkış
sırasında ise genişleyecektir. Böylece, basınç değişikliğine maruz kalan hava boşlukları, eğer
dışarıyla bağlantıları yoksa barotravmaya uğrarlar.
Dış kulak yolu normalde hapsolmuş hava içermez, su içine dalışdığında içine su dolar
ve böylece barotravma gelişmesi beklenmez. Ancak kulak yolunun kulak kiri, kulak tıkaçları,
sıkı oturmuş bir başlık veya maske kayışı gibi nedenlerle tıkanması ve tıkanmanın ardında
kalan hapsolmuş hava nedeniyle barotravma görülebilir. Semptomlar kulak doluluğu veya
otaljiden oluşmaktadır. Otoskopik muayene kulak kanalı içerisinde peteşiyal kanamalar
gözlenir (6, 11).
2.5.5. Orta kulak baro travması
Sığ derinliklerde bile kolaylıkla meydana gelebilir. Örneğin, yalnızca 2 metrelik bir
deniz suyu derinliğindeki basınç farkı, eğer dalgıç östaki kanalını açarak basıncı
dengelemezse, kulak zarını patlatmaya yeterlidir. Eğer mukozal tıkanıklık veya ödem, östaki
kanalı fonksiyonunu bozarsa risk artar. Artan basınç değişimleriyle birlikte, başlangıçtaki
kulak tıkanıklığı hissi, otaljiye, iletim tipi işitme kaybına, kulak çınlamasına ve baş dönmesine
ilerler. Kulak zarı patlamasının ağrısı, genellikle şiddetlidir ve beraberinde, ortakulağa giren
soğuk su kalorik vertigoya yol açar. Barotravmanın kulak zarındaki otoskopik belirtileri,
yayılmış kızarıklık ve retraksiyondan, kanamaya, şişmeye, sıvı seviyelerine ve kanın kulak
kanalı içerisine akışıyla, kulak zarı perforasyonuna kadar değişebilir (6, 11).
2.5.6. İç kulak barotravması
Orta kulak eşitlenmesi sırasında bloke olmuş östaki kanalını açmak için pasif
manevralar yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlarda dalgıçlar şiddetli valsalva manevrasından
yararlanma yoluna giderler. Oysa ani ve şiddetli valsalva manevrası sırasında sırasıyla karın
13
içi, göğüs içi, serebrospinal sıvı ve intra-koklear basınçta büyük bir artış görülür. Bu basınç
yuvarlak pencerenin orta kulağa doğru perfore olmasına yol açar. Böylece ciddi işitme
kaybına, kulak çınlamasına ve baş dönmesine sebep olan, bir perilenf fistülü ortaya çıkar. İç
kulak barotravması geçirdiğinden şüphelenilen dalgıç, rekompresyon terapisine maruz
bırakılmamalı, başı yukarıda olacak şekilde yatakta dinlendirilmelidir. Valsalva
manevrasından kaçınmak için özen gösterilmelidir. Orta kulak barotravmasında olduğu gibi,
bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından tam muayene gerekir (6, 11).
2.5.7. Migren Baş Ağrısı
Migren tipi baş ağrısı, görme değişiklikleri, kolda zayıflık veya uyuşukluk ve mide
bulantısı ile birlikte seyreden şiddetli bir ağrı türüdür. Dalışlardan sırasında kusma migren tipi
baş ağrısı nedeniyle görülebilir. Ancak vurgun, solunum havasının kirliliği, su aspirasyonu vb
nedenlerle de dalışlardan sonra kusma görülebileceği unutulmamalıdır. Nedeni ne olursa
olsun sualtında kusma yaşamsal sakıncalara yol açabilen bir komplikasyondur. Öte yandan
migren tedavisinde kullanılan ilaçların birçoğu, nitrojen narkozunu arttırırlar. Migrenlilerin
dalıp dalmamaları konusu tartışmalıdır. Genellikle görme bozukluğu veya koku alma, duyusal
bozukluk, kusma, baş dönmesi, bilincin bulanıklığı da dâhil olmak üzere, herhangi bir ciddi
belirti gösteren migrenlilerin, dalmaları uygun bulunmaz. Vurgunu taklit edebilecek olan veya
kişinin su altında güvenle iş görme kabiliyetini tehlikeye düşürebilecek olan hemiplejik
migren ve komplike migren türleri de aynı kategoride değerlendirilir (22).
Öte yandan migren toplumda oldukça yaygındır ve yukarıda bahsedilen belirtileri
birçok insan değişik zamanlarda yaşayabilir (23). Migren tıpkı toplumda olduğu gibi dalgıçlar
arasında da yaygın bir şekilde görülür. Migren başağrısını sık yaşayan kişilerde bile
yakınmalar dalmayla şiddelenmemektedir. Bu nedenle her migren öyküsü bulunanın dalıştan
elenmesi pratik değildir. Migren geçmişi olanlar, olgu bazında değerlendirilmeli, ayrıca riski
azaltmak için bu konuda iyi bir eğitimden geçirilmelidir. Yatkın kişilerde dalışla ilişkili diğer
durumlar; güneş parlaması, teknenin sallanması, egzos dumanlarının kokusu, ağır dalış
takımını kaldırmak için sarfedilmesi gereken efor ve yüzmek, suyun altında sesin yoğun bir
şekilde iletilmesi gibi etkenler migren krizini tetikleyebilir.
Sualtında aniden ortaya çıkan bir akut migren krizi dalış güvenliğini tehlikeye sokar.
Görme bozukluğu dalgıcın eşini, yönünü kaybetmesine yol açabilir. Bulantı/kusma
deneyimsizlerde sualtında ölümcül olabilmektedir. Baziler migreni olanlarda vertigo sualtında
önemli bir sorun oluşturabilir. Yine migren dalışla bağdaşmayacak şekilde, bilinç
14
bulanıklaşmasına ve bilinç kaybına yol açabilir. Sualtında migren krizinin başlaması
durumunda dalış sonlandırılmalı ve kontrollü bir biçimde çıkışa geçilmelidir.
Dekompresyon hastalığına yol açmasa bile sessiz kabarcıklar da migren krizlerini
tetikleyebilir (24). Hemiplejik migreni ya da uzamış auralı migreni olan ve görüş alanı kaybı
veya hemirapezi gibi fokal nörolojik kusurlar gözlemlenen dalgıçlar tanı konulması
konusunda çözülmesi güç bir ikilem ortaya koyarlar çünkü bu gibi kusurlar DCI’den ayırt
edilemeyebilir. Belirsizliğin söz konusu olduğu olgular basınç odasında denenmelidir.
2.5.8. Karbon monoksit zehirlenmesine bağlı baş ağrısı
Karbon monoksit zehirlenmesine bağlı baş ağrısı, alın boyunca gerginlikle birlikte
olan şiddetli ağrı, baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma ile karakterizedir. Scuba tüplerin
doldurmakta kullanılan kompresör bozuksa veya iyi bakımlı değilse, tüp içinde karbon
monoksit oranı emniyet sınırlarını aşar ve baş ağrısına sebep olabilir. Tüp içi havada
karbonmonoksit birikmesinin diğer bir sebebi de kompresörü çalıştırmakta kullanılan motorun
egzostunun kompresörün emiş havasına karışmasıdır. Karbonmonoksit zehirlenmesinden
korunmanın en iyi yolu, tüplerin açık havada doldurulması; hava akımının kompresör motoru
egzostu ile kompresör emişinin ters yönünde olmasına dikkat ederek yapılmasıdır. Ayrıca
kompresör bakımı ve filtre değiştirmenin de zamanında yapılması gerekir. Karbon monoksit
zehirlenmesi olgularını tedavi etmenin ilk adımı, dalgıcı suyun dışına almaktır. Dalgıca %100
oksijen solutmak ve gerekli ise acil tıbbi yardım uygulamak gerekebilir. Hiperbarik oksijen
tedavisi karbonmonoksit zehirlenmesinde en seçkin tedavidir (10).
Karbon monoksit, hemoglobine oksijenden 250 kat daha büyük bir afinite ile
bağlanarak, hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Kanın karboksihemoglobin
seviyeleri %10 ila %15 arasında aşarsa, frontal baş ağrısına, baş dönmesine, efor dispnesine
ve mide bulantısına yol açabilen serebral vazodilatasyonla sonuçlanır. 1 ATA’da, %20 ila
%30’un üzerindeki karboksihemoglobin seviyeleri ve bazı durumlarda uzun süreli karbon
monoksite maruz kalmayı müteakip daha düşük seviyeler, ciddi baş ağrısına, bilinçte
bozulmaya, halsizliğe, taşikardiye ve taşipneye sebebiyet verir. Daha yüksek seviyelerdeki
karboksihemoglobin, krizler, koma ve ölüm de dâhil olmak üzere, daha ciddi nörolojik
durumlara yol açar (10).
15
2.5.9. Karbondioksit zehirlenmesi bağlı baş ağrısı
Karbondioksit zehirlenmesine bağlı baş ağrısı, genellikle dalıştan sonra, başın
ortasında lokalize, baş hareketleri ile şiddetlenen ve uzun süren ağrı şeklindedir. Ağrı
kesicilere yanıt vermez. Karbondioksitle ilgili baş ağrısı, yavaş yavaş gelişir ve bifrontal,
bitemporal veya bioksipital baş bölgelerini etkiler. Yoğunluk olarak hafif ile ciddi arasında
değişen zonklayıcı ağrı, tipik olarak 10 ila 30 dakika arasında sürer, yine bazılarında mide
bulantısı ve halsizlikle birlikte birkaç saat devam edebilir. Karbon dioksit zehirlenmesinin
diğer belirti ve bulguları; denge bozukluğu, bilinç durumunda bozulmalar, nefes darlığı,
yüzde kızarma ve koordinasyon kaybı şeklinde sıralanabilir. Karbondioksit miktarı arttıkça
solunum baskılanır, bilinç kaybı ve konvülsiyonlarla birlikte kardiyak faaliyetler inhibi olur
(8).
Baş ağrısının sebebi genellikle vücutta biriken karbondioksittir. Nadiren kompresör
havasının içinde artmış karbondioksit bu tip bir baş ağrısına yol açar. Bu durumda da bakımı
iyi yapılmamış bir kompresör ya da yetersiz filtre sistemi sorumlu tutulur. Daşış sırasında
karbondioksit birikmesinin çeşitli sebepleri vardır. Bunlardan ilki istemli olarak az solumadır.
Genellikle deneyimli dalgıçlar tüp içindeki havayı daha fazla idare etmek için gereğinden az
solurlar. Bu hipoventilasyon dokularda karbondioksit birikimine yol açarak dalış sonrası baş
ağrılarının nedeni olur. Bir başka hipoventilasyon sebebi de derin dalıştır. Artan derinlikle
birlikte solunan hava yoğunluğu artacağından solunum iş yükü artar, böylece derin dalışlarda
karbondioksit birikmesi görülebilir. Yine sualtında akıntı, ağır iş vs gibi ağır efor gerektiren
bir durum söz konusuysa solunum yetersiz kalabilir. Dalış regülatörünün performansı da
hipoventilasyon kaynağı olabilir. Özellikle sığ derinlikler için üretilmiş regülatörlerle derin
dalışlar yapıldığında yeterli ventilasyon yapılamayabilir. Regülatörün bakımsız olması,
filtrelerinin oksitlenmiş olması da solunum direncini arttırarak yetersiz ventilasyona ve
karbondioksit birikimine neden olabilir (10).
Sıkı elbise, dar BC gibi nedenlerle de soluk alma zorlaşabilir. Yine derin dalışlarda
ortaya çıkan nitrojen narkozu da etkin solumayı bozabilir. Scuba dalışlarında sık rastlanan bu
karbondioksit zehirlenmesi nedenleri yanında özel dalış türlerinde başka sebepler de
bulunmaktadır. Örneğin, genellikle askeri amaçlı yapılan kapalı devre dalışlarda
karbondioksit zehirlenmesi özel bir önem taşır. Bu sistemlerde aynı gaz kapalı bir sistem
içinde kullanılırken oluşan karbondioksit kimyasal bir süzücü tarafından tutulur. Bu sistemin
ömrünün dolması, ıslanması, iyi çalışamaması halinde solunum ortamında karbondioksit hızla
artar ve ciddi zehirlenmelere yol açar. Yine sualtı habitatları, basınç odaları gibi kapalı hava
ortamlarında da yeterli bir ventilasyon sağlanarak karbondioksit ortamdan uzaklaştırılmalıdır.
16
Bunun gerçekleşmemesi halinde hızla karbondioksit zehirlenmesi görülür. Mağara dalgıçları
da hava ceplerine eksipirasyon havası biriktiği için, bunu solumaları durumunda
karbondioksit zehirlenmesine maruz kalabilirler (8, 10).
Karbondioksit zehirlenmesine bağlı baş ağrılarından korunmanın yolu, dalışta yapılan
egzersize uygun bir ventilasyonun sağlanmasından geçer. Eğer yapılacaksa derin dalışlar bu
dalışlar için uygun regülatör kullanarak gerçekleştirilmelidir. En sık yapılan hata olan “havayı
idare etmek” alışkanlığı terk edilmelidir.
2.5.10 Dekompresyon hastalığına bağlı baş ağrısı
Baş ağrıları aynı zamanda bir dekompresyon hastalığının belirtisi de olabilirler. Eğer
bir dalgıç baş ağrısından şikâyet ediyorsa ve eklem ağrısı, şişkinlik, deri dökülmesi, kaşıntı,
baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, kulaklarda çınlama veya aşırı yorgunluk gibi diğer
vurgun belirtilerine sahipse, bu durumda baş ağrısının nedeninin dekompresyon hastalığı
olabileceği akılda tutulmalıdır (25-27).
Dekompresyon hastalığı Henry Gaz Kanunu uyarınca, dalış sırasında artan basınçta
hava soluyan dalgıcın kan ve dokularında havanın bu basınca eşdeğer biçimde çözünmesine
bağlıdır. Dalış tamamlandığında, çıkış sırasında dokularda çözünen hava ve özellikle inert bir
gaz olan nitrojen akciğerler aracılığıyla atılmalıdır. Ancak hızlı çıkış, yetersiz dekompresyon
beklemesi nedeniyle dokularda süper satüre durumdaki nitrojenin akciğerden atılımı gecikirse
veya yetersiz kalırsa gaz kabarcıkları oluşabilir. Bu gaz kabarcıkları çoğunlukla bir belirti ve
bulgu vermez. Doppler yöntemi ile özellikle venöz kabarcıklar şeklinde saptanan bu
kabarcıklar sessiz kabarcık olarak adlandırılırlar. Kabarcıklar tuttukları doku ya da tıkadıkları
damarar bağlı olarak belirti ve bulgu verdiklerinde durum dekompresyon hastalığı olarak
adlandırılır (25-28).
Gaz kabarcıkları küçük kan dolaşımını bozdukça, kan viskozitesini arttırdıkça,
endotelyuma zarar verdikçe ve komplemanı aktive ettikçe bazı mekanizmalar meydana çıkar.
Gaz-kan ara yüzünde fizyokimyasal süreçler, yağ asitlerinin hücre zarlarından ayrılması ve
yağ embolilerinin oluşumuna yol açabilir. İntravasküler kabarcıklar, iskemi reperfüzyon
hasarını başlatabilir. Arteriyel kabarcıklar; kan-merkezi sinir sistemi bariyerinin bozulmasına,
eritrositlerin ekstravazasyonuna, reaktif hiperemiye, vazojenik ödeme ve kafa içi basınç
artışına yol açarak ağrı sebebi olabilirler (25-29).
Dekompresyon hastalığının belirtisi olarak baş ağrısı değişik sıklığa sahiptir.
Donanma dalgıçlarında görülen 935 dekompresyon hastalığı olgusunda baş ağrısına %0,5
17
oranında oldukça seyrek rastlanırken, DAN’ın (Divers Alert Network) derlediği 70
rekreasyonel Scuba dalıcısında sıklık %9’dur (30, 31).
2.5.11 Arteriyel gaz embolisine bağlı baş ağrısı
Çıkış sırasında Boyle Gaz Kanunu uyarınca akciğerlerde genleşen havanın ekspire
edilememesi sonucunda gelişen patolojilerin en tehlikelisi akciğer çıkış barotravmasına bağlı,
arteriyel gaz embolisidir. Basınçlı hava solunarak yapılan dalışlarda 1 metre kadar sığ olan
derinliklerden bile yukarı çıkarken arteriyel gaz embolisinin meydana gelebileceği
unutulmamalıdır. Çünkü basınç başına en fazla gaz hacmi değişiklikleri, yüzeyden aşağıdaki
ilk metreler içerisinde meydana gelir. Çıkış hızı dakika başına 5 ila 10 metreden daha az
seviyede tutulduğu ve dalgıç yukarı çıkarken asla nefesini tutmadığı müddetçe, arteriyel gaz
embolisi riski minimaldir. Egzersizle veya soğukla tetiklenen astıma veya hareketsiz
pozisyondayken anormal hava yolu fonksiyonuna sahip olan bireyler, fazlaca gaz hapsolması
ve dolayısıyla da arteriyel gaz embolisi riski altındadırlar (9).
Arteriyel gaz embolisinin belirtileri genellikle anidir, tipik olarak yüzeye çıkışta
dakikalar içerisinde görülürler. Boğulmadan sonra, dalgıçlar arasındaki en yaygın ölüm
sebebi, özellikle hızlı panik çıkışları esnasındaki arteriyel gaz embolisidir. Serebral arteriyel
gaz embolisinde şiddetli baş ağrısı yaygındır ve genellikle intra-serebral kabarcıklarla veya
artan kafa içi basıncıyla ilgilidir. Arteriyel gaz embolisi, baş ağrısına ilaveten, mide bulantısı,
bilişsel bozukluk, odaksal nörolojik zararlar ve %40’tan daha fazla bilinçsizlikle de
görülebilir (11).
2.5.12 Dehidrasyon
Dehidrasyon gerekli önem verilmese de dalışta karşılaşılan en yaygın problemlerden
biridir. Genellikle sıcak hava, aşırı kalın giysiler, egzersiz, terleme, sıvı alımının azalması,
immersiyonunun ve soğuk suyun diüretik etkisi gibi nedenlerle dalışın sıvı kaybıyla beraber
seyrettiğini söylemek yanlış olmaz. Dehidrasyonun erken semptomlarından biri de, baş
dönmesi ile birlikte, hafiften şiddetliye kadar değişen baş ağrısıdır. Dehidrasyonda vücut su
dağılımı ve perfüzyon değiştiğinden gaz alım ve atım hesabı da değişir. Dalış bilgisayarını
izlemek veya tabloları takip etmek işe yaramayacaktır çünkü modeller artık geçerli değildir.
Aynı zamanda beyne giden kan akışı da dehidrasyona bağlı olarak yavaşlar, bu da beyne daha
az oksijen akışıyla sonuçlanır. Böylece baş ağrısı ve baş dönmesi meydana gelir.
18
Scuba dalışında, normalde aldığınızdan daha fazla sıvı almak ve yeterli dilüsyon belirtileri
için idrarın gözlenmesi (açık renkli idrar) tavsiye edilir.
2.5.13 Maske sıkışması/maske sıkması
Aşağı iniş esnasında burun vasıtasıyla yüz maskesinin içine nefes vermeyi unutmuş
olabilecek olan acemi dalgıçlar arasında barotravmatik maske sıkışması görülür. Dalgıç
maske basıncını aktif şekilde dengelemedikçe, derinlikteki artan hidrostatik basınç, maske
içerisinde, cilt ve gözde peteşiyal kanamalara yol açabilecek ve periorbital yumuşak dokular
zarar verebilecek negatif basınçla sonuçlanır. Öte yandan daha dalışın başında yüze tam
oturmayan veya aşırı sıkılmış bir maske de yeterli havalandırılsa bile baş ağrısı sebebi
olacaktır. Kötü oturmuş bir maske veya kask, gerilim tipi bir baş ağrısına yol açabilir. Kas
gerilimine bağlı bu tür baş ağrıları uzayan dalış süresiyle birlikte daha da kötüleşir ve
genellikle dalıştan sonraki bir saat içerisinde çözülürler. Acemi dalgıçların fazla sıkı
bağlanmış maske kayışları, maskenin üst çerçevesinin kaşlara baskı uygulamasına sebep
olabilir, bu durum koruma gözlüğü baş ağrısı olarak adlandırılan, çeşitli supraorbital
nevraljilerle sonuçlanır. Koruma gözlüğü baş ağrısı, tek taraflı, hafif, devamlı ve supraorbital
çentiğe elle dokununca çoğalma eğilimlidir. Yüzde bir tetikleme bölgesine sahip trigeminal
nevraljisi bulunan dalgıçlar, nevralji ilaçla kontrol edilmedikçe, maske ile yüz temasına
dayanamayabilirler (9).
2.5.14. Diş sıkışması
Normal dişlerde gaz hacim bulunmadığından barotravma kaynağı olmazlar. Ancak
infeksiyonlu dişin kökleri içinde veya etkin olmayan diş onarımlarının altında hava bulunursa
bu durumda diş barotravması görülebilir. İniş veya çıkış esnasında diş ağrısı olarak ortaya
çıkar ve üst dişlerin ağrısı maksiler sinüz veya maske sıkışmasıyla karışabilir. Dalışta diş
ağrısı dolgu veya kaplamanın artık etkin olmadığını da gösterdiğinden diş hekimine
başvurularak tedavi yenilenmelidir (9).
2.5.15 soğuk kaynaklı başağrısı
Birçok insan soğuk birşey yediğinde ya da içtiğinde, çok kısa süre içinde alnı boyunca
uzanan kısa süreli bir ağrıdan yakınır. Soğuk suya giren bazı dalgıçlar ve yüzücüler de yüzleri
suya temas eder etmez bu başağrısını yaşayabilirler. Genel olarak bu ağrının trigeminal sinirin
19
uyarılması sonucu tetiklenen bir refleks tepkiden kaynaklandığı kabul edilir. Ağrı genellikle
20-30 saniye ya da bazı olgularda 5 dakika sürmekte ve neopren bir maske giyilmesiyle
önlenebilmektedir (31).
Soğuk suda yapılan uzun süreli dalışlardan kaynaklanan termoregülatuar titreme
boyun kaslarını yorabilir ve bir gerilim tipi başağrısının daha da şiddetlenmesine neden
olabilir. Bu durumda klinik olarak öncelikle ele alınması gereken konu hipotermidir.
2.5.16 Deniz canlılarına bağlı başağrıları
Bir dizi zehirli deniz canlısı, nematosist adı verilen iğneli kapsülleri aracılığıyla temas
ettikleri cillten dokulara geçen inflamatuar toksinler taşırlar. Bu toksinlere verilen sistematik
tepkinin bir örneği de başağrılarıdır. Denizanaları tüm okyanuslarda, özellikle de sıcak sularda
yaşamakta olup, dalgıçları vücutlarının açıkta kalan bölgelerinden sokabilir. Baş ya da yüz
bölgesinden tutulum olmadığında başağrısı genellikle önemsizdir. Eğer baş, boyun ve yüz
bölgesinde böyle birşey söz konusu olduğu takdirde türe bağlı olarak 5 ila 15 dakika
içerisinde aniden, keskin bir acı baş gösterir, daha sonra bu acının niteliği donuklaşır ve 24 ila
48 saat içerisinde ortadan kaybolur. Mercanı, deniz şakayıkı gibi selenterelerin nematosistleri
ve kayalar ile resiflerde yaşayan iğneli hidroid türleri kendilerine dokunulduğunda sokarlar.
Anemonlardan uzanan dokunaçlardaki nematosistlere ya da iskorpit balığının zehirli
dikenlerine temas edilmesi de ayrıca sistemik toksik semptomlarla beraber başağrısına yol
açabilir. Bazı denizyıldızlarının dikenleri de cilt altına girdiğinde yoğun bir lokal acıya yol
açar ve şiddetli vakalarda sistemik semptomlarla beraber başağrısına yol açar (33).
Zehirli olmayan türlerin nadiren travmatik başağrılarına yol açtığı bilinmektedir.
Zargana balığının çarptığı dalgıçlarda ciddi göz yaralanmaları görülmüştür. Uzun, keskin,
iğnemsi bir çene yapısına sahip olan zargana ve baraküdalar parlak ışığa (örneğin geceleri
dalan dalgıçların fenerlerine) ilgi duyar ve göz, boyun, göğüs veya mide bölgesine saldırabilir.
Uçanbalıklar da travmatik yaralanmalara ve buna bağlı olarak başağrısına sebep olabilirler
(34).
Bazı balıkların etleri de yenildiklerinde toksiktir. Bu tip zehirlenmeler genellikle
orkinoz, mavi yüzgeçli orkinos, sarı yüzgeçli orkinos, ceylan balığı, kızıl orkinos, torik ya da
uskumru gibi uskumru benzeri (scomroid) balıkların yenmesinden kaynaklanır. Bu balıklar
birkaç saat süresince sıcak bir yerde bırakıldıkları takdirde, bakteriler balığın kasları
içerisinde bulunan histidini yenildiği takdirde histamin benzeri bir sendroma neden olacak
şekilde dönüştürür. Etkilenmiş olan balıkta biberimsi bir tat oluşabilir. Böyle bir balığı
20
yiyenlerde 15-90 dakika içerisinde zonklamalı bir başağrısı, cilt kızarması, kaşınma, baş
dönmesi, çarpıntı ve taşikardi görülür. Bazen de düşük tansiyon, bronkospazm, ürtiker, mide
bulantısı, kusma, mide ağrısı, ishal, susama, disfaji veya anaflaktik şok da gelişebilir.
Semptomların çoğu 8-12 saat arasında yok olurken, başağrısı daha şiddetli bir tepkiyi takiben
birkaç gün süresince devam edebilir (33).
Aynı sendroma yol açabilen scombroid olmayan balıklar arasında şunlar
bulunmaktadır; çinekop, mahi mahi, kahawai, sardalya, hamsi, ringa balığı, zurna balığı,
zargana, sarıkuyruk balığı ve Avustralya okyanus som balığı. Başağrısı aşağıdakilerden
kaynaklanabilir: salyangozlar, deniz salyangozu veya sümüklüböceklerin yenmesinden
kaynaklanan kabuklu su ürünü zehirlenmesi; köpekbalığı, kedibalığı, kaplumbağa ve su
kaplumbağası zehirlenmesi; kirpi balığı, pervane balığı veya dikenli balığın yenmesinden
kaynaklanan tetrododoksin zehirlenmesi, köpekbalığı, fok, yunus ya da balina ciğeri yenmesi
sonrasında başağrısı ve hipervitaminozis A’dan kaynaklanan diğer artmış intrakranial basınç
semptomlarının görüldüğü başağrıları. Alerjik kabuklu deniz ürünü zehirlenmesi de toksik bir
reaksiyon olmamasına rağmen genellikle başağrısına neden olur (33).
Bazen suda bazı dinoflagellatların çoğalmasından ötürü oluşan “kırmızı akıntı”
bölgelerinde bulunan kabuklu deniz canlılarının yenilmesi de zehirlenmeye yol açar. Bazı
dinoflagellatlar bilinen en güçlü biyolojik nörotoksinlerden biri olan saksitoksini üretir.
İnsanlar bu sularda yaşayan dinoflagellatları filtre edip yoğunlaştırılmış hale getiren kabuklu
deniz canlılarını yemek suretiyle bu zehiri alırlar. 20 dakika ila birkaç saat arasında değişen
belirsiz bir süreyi takiben kurban ellere veya genele yayılan bir perioral parestezi ve
güçsüzlük hisseder; daha ciddi vakalarda ataksi, konuşma ve yutkunma güçlüğü, görüş
bulanıklığı, eklem ağrısı, tükürük salgısında artış, mide bulantısı, kusma, ishal ve başağrısı
gözlemlenir (33).
Kirlenmiş kıyı suları ya da tatlı sulara dalınması ender olarak amibik
meningoensefalite yol açar. Bu ve benzeri infeksiyon etmenleri de başağrısının eşlik ettiği
nadir sorunlara yol açabilirler.
2.5.17 Travmatik ve fiziki nedenlere bağlı başağrıları
Servikal omurilik travması, sığ bir suya atlamanın sonucu olarak gelişebilir ve böylece
omur kırılması, omurilik sakatlanması veya vertebrobaziler arter trombozuyla sonuçlanabilir.
Bu tür sakatlanmalar, kontrollü ve suya önce ayak girecek şekilde davranılan scuba
21
dalışlarında yaygın değildir. Yine de akıntı veya dalga nedeniyle dalgıcın kayalar veya tekne
gibi sert cisimlere çarpması sonucu gelişmesi ihtimal dâhilindedir (35).
Dalışa bağlı servikojenik baş ağrısı, servikal omurga travması hikâyesi bulunan yaşlı
dalgıçlarda, servikal spondiloz veya konjenital atlantooksipital anormallikleri bulunanlarda
gözlenir. Scuba dalışında baş ileri bakacak şekilde aşırı gerilmiş, boyun ise arkadaki tüpün
çıkıntısından kurtulmak için kasılmış doğal olmayan bir pozisyondadır. Servikal yapılar
üzerindeki bu mekanik gerilim, geri plandaki faset eklem artrozunu veya intervertebral disk
bozulmasını şiddetlendirebilir ve oksipital, ön veya verteks baş bölgelerinde tek taraflı ağrıya
yol açabilir (35).
Temporomandibular eklem fonksiyonu bozukluğu, dalgıçların neredeyse dörtte
birinde, regülatör ağızlığının uygun olmamasına bağlı olarak gelişir. Ağızlığı sağlam tutmak
için dalgıç alt çenesini hafifçe ileri çıkararak ısırması gerekir. Kesici dişler ve köpek dişleri
ağızlığı kavrayacağından, arka oklüzal desteğin eksikliği, şakak kemiği ve alt çeneye ait
eklemlere eşit olmayan şekilde yük binmesiyle sonuçlanır. Bu da uzun süre izometrik kas
kasılması için uygun değildir. Kolay etkilenen bireylerde bu durum şiddetli ağrılara ve çene
ekleminde bozulmalara yol açar. Özellikle acemi dalgıçlar, endişe nedeniyle ağızlığı
gereğinden fazla güçle ısırma eğilimindedirler. Keskin veya künt tarzda preoriküler veya
temporal ağrı, çene eklemi kısıtlılığı, eklem çıtırdaması ve kulak çınlaması sık rastlanan
yakınmalardır (36). Tedavi için sert lastikten ziyade silikondan yapılmış bir ağızlık
kullanmak, regülatör hortumunun ağızlığı kuvvetle çekmemesini sağlamak ve ağızlığı şiddetli
ısırmama konusunda dalgıcı eğitmek gerekir. Sürekli ağrıya sahip dalgıçlar değişik ağızlık
tasarımlarını denemeli veya özel olarak kendisine uygun üretilmiş bir ağızlık edinmelidir.
Eğer uykuda diş gıcırdatması veya çene sıkması hikâyesi varsa, bu tür kişilerin bir noktürnal
ağız koruyucusu kullanması faydalı olabilir (37).
Baş ağrısına yol açabilecek bir kafa travması, kapalı alanda dalanlarda, bottan atlayış
veya çıkış sırasında, akıntı veya dalga varlığında mümkündür. Sualtında görüş sağlayan
maskelerin kısıtlı bir görüş alanı sağlaması da bu tür yaralanmaları kolaylaştırır. Öte yandan
ciddi beyin sarsıntısı, başağrısı bir yana su altında can güvenliğini tehlikeye sokabilecek
durumlara yol açabilir.
22
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Dalışlarda karşılaşılan başağrısının karakterini, nedenlerini ve dalışla ilişkisini
amaçlayan bu tez çalışması, internet üzerinden yürütülen bir online anket çalışmasıdır.
Yaklaşık 18 sorudan oluşan anketin ilk bölümü demografik verileri, ikinci bölümü dalış
deneyimi ve türüne ilişkin verilere, üçüncü bölümü başağrısının karakter, yerleşim, süre vs
gibi özelliklerine ve son bölüm de baş ağrısıyla ilişkili dalış ve diğer ilintilere ayrılmıştır.
İnternette anketin görünümü Şekil 11’de gösterilmektedir. Anket sorularının tümü aşağıda
verilmiştir.
Şekil 11. İnternette anketin görünüşü.
SCUBA DALIŞLARINDA BAŞAĞRISI ANKETİ Bu çalışma donanımlı dalışlarda (SCUBA) ve sonrasında rastlanılan başağrısı sorunlarını Araştırmak amacı gütmektedir. Başağrınızla ilişkilendirilebilecek dalış özellikleri sorulurken lütfen başınızın ağrıdığı spesifik bir dalışı düşününüz. * Gerekli 1. Dalış sırasında veya dalıştan sonra başınız ağrır mı? * Yalnızca bir şıkkı işaretleyin. Hiç ağrımaz Çok seyrek olarak Neredeyse dalışlarımın yarısında Çok sık Her zaman
23
2.Dalış dışında da baş ağrısına yol açan sorununuz/hastalığınız var mı? Buna tanı konuldu ise lütfen yazınız 3. Yaşınız? 4. Boy uzunluğunuz? (cm olarak) 5. Vücut ağırlığınız (kg olarak) 6. Cinsiyetiniz Yalnızca bir şıkkı işaretleyin. Kadın Erkek 7. Dalış seviyeniz Farklı eğitim dizgelerine göre eşdeğerleri Yalnızca bir şıkkı işaretleyin. 1 Yıldız Dalıcı 2 Yıldız Dalıcı 3 Yıldız Dalıcı 1 Yıldız Eğitmen 2 Yıldız Eğitmen 3 Yıldız Eğitmen 8. Dalış sayınız Havuz dalışları hariç eğitim dalışları da dahil Yalnızca bir şıkkı işaretleyin. 1-10 dalış 11-30 Dalış 31-50 dalış 51-100 dalış 101-500 dalış 501 ve üzeri dalış 9. Baş ağrınız dalışın hangi döneminde/dönemlerinde ortaya çıkıyor? Uygun olanların tümünü işaretleyin. İniş sırasında Dipte Çıkış sırasında Çıktıktan sonra hemen Çıktıktan 5-10 dakika sonra Çıktıktan yarım saat-1 saat sonra Çıktıktan birkaç saat sonra 10. Baş ağrınız çıktıktan sonra ne kadar sürüyor? Uygun olanların tümünü işaretleyin. 5-10 dakika Yarım saat Bir saat 2-3 saat
24
Tüm gün 11. Baş ağrınız nerede yoğunlaşıyor? Uygun olanların tümünü işaretleyin. Kulaklarınızda Alnınızda Gözünüzde Elmacık kemiklerinizde Çene ekleminizde Şakaklarınızda Kafanızın üstünde Kafanızın üstünde tek tarafta Dişlerinizde Ensenizde Diğer: 12. Baş ağrınızın karakterini nasıl tanımlarsınız? Uygun olanların tümünü işaretleyin. Batıcı Zonklayıcı Yakıcı Sızlayıcı Dolgunluk hissi Çok şiddetliydi Az şiddetliydi Diğer: 13. Baş ağrınıza eşlik eden aşağıdaki belirtiler var mı? Uygun olanların tümünü işaretleyin. Görme kaybı Işık çakma Bulantı Kusma His kaybı Diğer: 14. Baş ağrısına yol açan dalış hakkında neler söyleyebilirsiniz? Uygun olanların tümünü işaretleyin. Normal bir dalıştı Akıntılı dalıştı Su çok soğuktu Regülatörüm kötüydü/yetersizdi İnişte kulak eşitleme güçlüğü yaşadım İnişte sinüs eşitleme güçlüğü yaşadım Tüp havası kötüydü/koku vardı Akıntılı dalıştı Nefes yoluma deniz suyu kaçtı Dalışta aşırı efor harcadım Dalış uzun sürdü Derin dalıştı
25
Hızlı çıkış/deko kaçırma yaşadım Elbisem sıkıyordu Yüzerlik problemi yaşadım Gergindim Maskem sıkıyordu Diğer: 15. Dalıştan önce alkol, kafein, sigara kullandınız mı? Uygun olanların tümünü işaretleyin. Kullanmadım Alkol aldım Çok kahve/çay içtim Çok sigara içtim İlaç kullandım 16. Sizin cinsiyet, boy ve kilonuzda ve benzer dalış deneyimine sahip kişilere göre hava Harcamanız nasıldır? Yalnızca bir şıkkı işaretleyin. Aynı Fazla Az 17. Dalıştan sonra baş ağrınız için ilaç kullandıysanız: Uygun olanların tümünü işaretleyin. Etkisi olmadı Aspirin azalttı Parasetamol azalttı Antienflamatuar azalttı Migren ilaçları azalltı Diğer: 18. Çalışmamızda kullanabileceğimiz baş ağrısı ve dalışla ilgili vereceğiniz daha fazla bilgi varsa aşağıdaki kutuya yazınız.
Google doküman olarak hazırlanan anket formuna ilişkin haber ve davet yazısı,
ülkemizde çok sayıda dalgıcın üye olduğu haberleşme gruplarına 3 gün ara ile iki kez
yollanmıştır. Bu grupların ismi ve parantez içlerinde üye sayıları şu şekildedir: Türksualtı-
TSSF (7447), Dalış Rehberiniz (6901), Sualtı Dergisi (6152), Scubatürk (4143) ve SAD
Haber (506).
Anket yanıtlanmaya 18 Şubat 2013 tarihinde açıldı. 25 Mart 2013 tarihinde kapatılana
kadar geçen 36 günde toplam 306 yanıt alındı. Yanıtlar Microsoft Excell veri tabanı formatına
aktarılarak çalışmaya alındı. “Dalış sırasında veya dalıştan sonra başınız ağrır mı?”
sorusuna “hiç ağrımaz” yanıtı veren 21 kişi çıkarıldı ve değerlendirmeye 285 kişi alındı.
26
Elde edilen verilerin istatiksel incelemesinde SPSS 21 istatistik programı
kullanılmıştır. Değerler ortalama, standart sapma ve yüzde düzeyinde çalışılmıştır. Verilerin
kendi arasında karşılaştırılmalarında korelasyon ve nonparametrik incelemeye olanak tanıyan
Mann-Whitney ve Kruskal-Wallis testleri kullanılmış, istatistik incelemelerde P değerinin
0,05’den küçük olması halinde istatistik olarak anlamlı kabul edilmiştir.
27
4. BULGULAR
18 Şubat 2013 ile 25 Mart 2013 tarihleri arasında (36 gün) başağrısı anketini toplam 306
kişi yanıtladı. “Dalış sırasında veya dalıştan sonra başınız ağrır mı?” sorusuna “hiç
ağrımaz” yanıtı veren 21 kişi çıkarıldı ve değerlendirmeye 285 kişi alındı.
Çalışmaya alınanların özellikleri Tablo 3’de, dalışlarda baş ağrısı sıklığı Tablo 4’de
gösterilmektedir.
Tablo 3. Çalışmaya katılan 285 dalıcının özellikleri
Ortalama Standart sapma
Yaş (yıl) 36,3 8,8
Boy uzunluğu (cm) 174,1 13,3
Vücut ağırlığı (kg) 78,8 16,7
Cinsiyet (n: 283 yanıt) Erkek n: 208 (%73,5)
Kadın n: 75 (% 26;5)
Tablo 4. Dalışlarda baş ağrısı sıklığı
n %
Çok seyrek olarak 197 69,12
Neredeyse dalışlarımın yarısında 53 18,60
Çok sık 25 8,77
Her zaman 10 3,51
Toplam 285 100
Çalışmaya katılan dalıcıların dalış belge düzeyi Tablo 5’de; dalış sayıları Tablo 6’da
özetlenmiştir.
28
Tablo 5. Dalıcıların belge düzeyleri
Belge düzeyi n %
1 yıldız dalıcı 28 9,82
2 yıldız dalıcı 61 21,40
3 yıldız dalıcı 69 24,21
1 yıldız eğitmen 59 20,70
2 yıldız eğitmen 52 18,25
3 yıldız eğitmen 16 5,61
Toplam 285 100
Tablo 6. Dalıcıların dalış sayıları dağılımı
Dalış sayısı n %
1-10 6 2,11
11-30 17 5,96
31-50 20 7,02
51-100 36 12,63
101-500 77 27,02
500 üstü 129 45,26
Toplam 285 100
Baş ağrısının dalışın hangi döneminde ortaya çıktığını araştıran soruya yanıt veren 280
katılımcının 218’i (%77,86) baş ağrılarının bu dönemlerden yalnızca birinde ortaya çıktığını
belirtti. Geri kalan 62 dalıcının (%22,14) baş ağrıları dalışın birden fazla döneminde
görülüyordu. Dalışın dönemlerine göre baş ağrısı görülme oranı Tablo 7’de gösterilmiştir.
Tablo 8’de ise bu ağrıların ne Kadar sürdüğü gösterilmektedir.
Tablo 7. Dalışın dönemlerine göre baş ağrısının ortaya çıkışı
Dalış dönemi n %
İniş sırasında 29 10,36
Dipte 37 13,21
Çıkış sırasında 44 15,71
Çıktıktan sonra hemen 110 39,29
Çıktıktan 5-10 dakika sonar 87 31,07
Çıktıktan yarım saat-1 saat sonar 56 20,00
Çıktıktan birkaç saat sonar 22 7,86
29
Tablo 8. Dalıştan sonra baş ağrısının devam etme süresi
n %
5-10 dakika 47 16,85
Yarım saat 61 21,86
1 saat 64 22,94
2-3 saat 69 24,73
Tüm gün 38 13,62
Başağrısının lokalizasyonuna ait soruya 285 dalgıç yanıt verdi. Bunlardan 150’si
(%52,6) yanlızca bir lokalizasyon bölgesi belirtti. Soru çoklu lokalizasyon belirtilmesine izin
verdiğinden 135’i (%47,4) birden fazla bölgeyi işaretlediler. Tek bölge olarak gösterildiğinde
düşük orana sahip olan göz bölgesi çoklu işaretlemede 5,3 kat, kulak bölgesi 3,5 kat ve
kafanın üzerinde tek taraf tutulumu 2,9 kat daha fazla işaretlendi. Alın bölgesindeki ağrıya en
fazla şakaklar ve ardından başın üst kısmında yerleşik ağrılar eşlik etti. Dalgıçların
başağrılarının lokalizasyonu Tablo 9’da ayrıntılı olarak gösterilmektedir.
Tablo 9. Başağrısının yerleşim bölgeleri
Yerleşim Tek yerleşim % Çoklu yerleşim %
Kulaklarınızda 1 0,7 11 2,3
Alnınızda 48 32,0 135 28,7
Gözünüzde 2 1,3 33 7,0
Elmacık kemiklerinizde 4 2,7 13 2,8
Çene ekleminizde 1 0,7 4 0,8
Şakaklarınızda 42 28,0 121 25,7
Kafanızın üstünde 36 24,0 92 19,5
Kafanızın üstünde tek tarafta 2 1,3 18 3,8
Dişlerinizde 0,0 2 0,4
Ensenizde 14 9,3 42 8,9
Toplam 150 100,0 471 100,0
Başağrısının karakterinin araştırıldığı soruya toplam 283 yanıt verildi. Dalgıçların
196’sı (%69,3) başağrısını tek bir karakterde tanımladılar. Bu soruya çoklu yanıt verme
imkânı tanındığından 87 dalgıç (%30,7) başağrılarını birden fazla karakterle tanımladılar.
Başağrılarının karakterlerinin dağılımı Tablo 10’da ayrıntılı olarak gösterilmektedir.
30
Tablo 10. Başağrısının karakteri
Yerleşim Tek karakter % Çoklu karakter %
Batıcı 8 4,1 12 6,1
Zonklayıcı 90 45,9 55 27,8
Yakıcı 1 0,5 4 2
Sızlayıcı 17 8,7 24 12,1
Dolgunluk hissi 36 18,4 41 20,7
Çok şiddetliydi 9 4,6 27 13,6
Az şiddetliydi 35 17,9 32 16,2
Diğer 1 0,5 3 1,5
Toplam 196 100 198 100
35 dalgıç ağrılarını tanımlarken yalnızca az şiddetli olduğunu, 9’u da yalnızca çok
şiddetli olduğunu belirtmişlerdir. Oysa 59 dalgıç ağrılarının az veya çok şiddetli oluşunu diğer
tanımlamalarla beraber dile getirmişlerdir. Ağrının az veya çok şiddetine göre diğer
tanımlamaların eşliği Tablo 11’de gösterilmiştir. Her iki grup arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmamıştır (p=0,460).
Tablo 11. Ağrının az veya çok şiddetli tanımlanışına göre eşlik eden tanımlama
Ağrı karakteri Çok şiddetliydi Az şiddetliydi
Batıcı 2 1
Zonklayıcı 18 16
Yakıcı 1
Sızlayıcı 5 12
Dolgunluk hissi 9 9
P=0,460
Başağrısına daha çok migren ağrısında gözlenen görme kaybı, ışık çakma, bulantı,
kusma ve his kaybı gibi yakınmaların eşlik edip etmediği sorusuna 66 dalgıç (%23,2) olumlu
yanıt verdi. Bu yanıtların ayrıntıları ve yakınmaların dağılımı Tablo 12’de gösterilmektedir.
Yakınmaların yarısını bulantı almaktadır. “Diğer” olarak işaretlenen yakınmalar baş dönmesi,
denge kaybı ve halsizliktir.
31
Tablo 12. Başağrısına eşlik eden yakınmalar
Eşlik eden yakınma n %
Görme kaybı 3 3,8
Işık Çakma 5 6,4
Bulantı 39 50
Kusma 10 12,8
His kaybı 6 7,7
Diğer 15 11,5
Toplam 78 100
Başağrısının görüldüğü dalışın özelliğinin araştırıldığı soruya 269 yanıt verildi. 83
dalgıç (%31) dalışlarının normal bir dalış olduğunu belirttiler. Geriye kalanlar başağrısına yol
açan dalışlar hakkında en az bir özellik belirttiler. Bu soruy
a, dalışın normalden farklı olduğu yönünde verilen yanıtların ayrıntıları Tablo 13’de
gösterilmektedir. Dalışta aşırı efor harcamanın, suyun soğuk oluşunun ve dalışın derin
oluşunun en büyük önemi taşıdığı görülmektedir.
Tablo 13. Başağrısının geliştiği dalışın özellikleri
Dalışın özelliği n %
Normal bir dalıştı 83 31
Aşağıdakilerden en az biri vardı 186 69
Toplam 269 100
Akıntılı dalıştı 23 6,5
Su çok soğuktu 58 16,3
Regülatörüm kötüydü/yetersizdi 6 1,7
İnişte kulak eşitleme güçlüğü yaşadım 31 8,7
İnişte sinüs eşitleme güçlüğü yaşadım 18 5,1
Tüp havası kötüydü/koku vardı 27 7,6
Nefes yoluma deniz suyu kaçtı 3 0,8
Dalışta aşırı efor harcadım 63 17,7
Dalış uzun sürdü 27 7,6
Derin dalıştı 38 10,7
Hızlı çıkış/deko kaçırma yaşadım 3 0,8
Elbisem sıkıyordu 12 3,4
Yüzerlik problemi yaşadım 3 0,8
Gergindim 19 5,4
Maskem sıkıyordu 15 4,2
Diğer 9 2,5
Toplam 355 100
32
Başağrısının dalıştan önce alınan bir madde ile ilişkisinin araştırıldığı soruya toplam
258 kişi yanıt verdi. Yanıtların 196’sı (%73,4) dalıştan önce herhangi bir madde
kullanılmadığı yönündeydi. 7 kişi (%2) dalıştan önce alkol almıştı. 22 kişi (%8,2) çok
kahve/çay içmiş, 42 kişi (%15,7) de çok sigara içmişti.
Dalışlarda hava tüketim alışkanlığını değerlendirmek için dalgıçlara, “sizin cinsiyet,
boy ve kilonuzda ve benzer dalış deneyimine sahip kişilere göre hava harcamanız nasıldır?”
şeklinde sorulan soruya 283 yanıt verildi. Grubun yarısından fazlasını oluşturan 157 kişi
(%55,5) hava tüketilerinin aynı olduğunu; 97 kişi (%34,3) daha fazla hava tükettiklerini ve
ancak 29 kişi (%10,2) daha az hava tükettiklerini bildirdiler.
Az hava tüketen ve çok hava tüketenlerin cinsiyet, dalış seviyeleri ve toplam dalış
sayısı ile korelasyonlarına bakıldı ve herhangi bir ilişki bulunamadı (p>0,05). Yine az hava
tüketenler ve çok hava tüketenlerin bu parametrelerle yapılan istatistik araştırmasında; ne
cinsiyetle (p=802) ne dalış seviyesiyle (p=0,74) ne de dalış sayısı ile (p=0,60) bir ilişki
bulunamadı.
Başağrısı için bir ilaç kullanan 147 kişi (%51,6) bulunmaktadır. Bunlardan 14’ü
(%9,5) kullandığı ilaçlardan herhangi bir yarar sağlamamaktadır. Başağrısını azaltmakta yarar
sağlayan ilaç grupları; 44 kullanımla (%31) aspirin, yine 44 kullanımla (%31) parasetamol
grubu, 43 kullanımla (%30,3) antiinflamatuar grubu, 9 kullanımla (%6,3) migren ilaçları ve 2
kullanımla (%1,4) diğer ilaçlardır.
Anketin son sorusu açık uçlu ve başağrısı sorunu yaşayan dalgıçların düşünce,
deneyim ve önerilerini kavrayan soruydu. Burada genellikle dalgıçlar soğuk suyun, kulak ve
sinüs eşitleme problemlerinin, dalışa gitmek için yapılan yolculuğun da yol açtığı
yorgunluğun, özellikle sualtı fotografçısı olanların soluk tutma alışkanlığının, eforlu, derin ve
uzun dalışların başağrılarına yol açtıklarını belirttiler. Bir kısım dalgıç bu nedenle daha fazla
soluk alıp vermek için bilinçli davrandıklarını, bir kısmı ise bol su tüketmenin önemini
vurguladılar.
33
5. TARTIŞMA
Dalışlarda karşılaşılan başağrısının karakterini, nedenlerini ve dalışla ilişkisini
amaçlayan bu tez çalışması, çok kişiye ulaşılabilmesi, kolay uygulanabilmesi, hızlı yanıt
alınabilmesi, işleme kolaylıklarına sahip olması nedenleriyle internet üzerinden yürütülen bir
online anket çalışması şeklinde yürütülmüştür. Ülkemizde dalış sporu ile uğraşanlar genellikle
sosyo-ekonomik ve eğitim seviyeleri açısından üst gruplara dahil olduklarından aktif olarak
işleyen birçok internet grubu bulunmaktadır. Bunlardan sualtı sporlarından daha çok Scuba
dalışla ilgilenenlerin üye olduğu çok bilinen beş internet grubu seçilmiştir. Bu grupların anket
çalışmasının yapıldığı tarihlerdeki üye sayısı 25 bini geçmektedir. Ancak bir kişinin birden
fazla gruba üye olduğu düşünülse bile en az 7447 dalgıca bir anda ulaşabilmek münkün
olmuştur.
Anketin 18 sorudan oluştuğu ve tamamlamanın 20 dakika tuttuğu önceden
belirtildiğinden, birçok kişi açısından vakitsizlik nedeniyle doldurulmadığı da düşünülebilir.
Yine de dalgıç popülasyonunun en az %4’ünün sıklığı ve şiddeti değişse de dalışlarda
başağrısı sorunu yaşadığı kabul edilebilir.
Anketi dolduranların orta yaşlarda ve 4:1 oranında erkek:kadın cinsiyetini temsil ettiği
görülmektedir. Bu oran genel popülasyonu yansıtmaktadır. Rekreasyonel bir spor olarak
scuba dalışı, genç yaşta ağırlık kazanan diğer performans sporlarından farklıdır ve uzun yıllar
yapılabilmektedir. Yine TSSF’ye kayıtlı dalıcılarda da kadın oranı kabaca 1/4- 1/5
civarındadır.
Dalgıçların yaklaşık 2/3’ü dalışta başağrısı sorununu seyrek olarak yaşamaktadır.
Bununla birlikte her üçünden birinin dalışların yarısı ve daha fazlasında başağrısı yaşamaları
önemli bir sorun oluşturmaktadır. Çok sık olarak başağrısı yaşayan 25 kişi ve her dalışında
başağrısı yaşayan 10 kişi, “eğlence” amacıyla yapılan bir spor anlayışı ile ters düşmektedir.
Dalgıçların üçte biri bir ve iki yıldız dalıcı seviyesi gibi yalnızca kendi dalışından
sorumlu olan gruptadır. Geriye kalan üçte ikisi ise üç yıldız dalıcıdan itibaren eğitmen
düzeyindedir. Bu grup başkalarının dalışından da sorumludurlar. Bu konu iki önemli özellik
taşımaktadır. İlki, başlarının ağrımasına yol açabileceğini öngörseler de dalışlardan
kaçınamamaktadırlar. Örneğin nezleli, yorgun, ya da yeterli dalışı yapmış bir eğitmen,
daldırması gereken diğer grupların varlığında başının ağrıyacağını kestirse de dalış yapmak
zorunda kalabilmektedir. İkinci olarak, sualtında başağrısına yol açan durum eğer yaşamsal
önem taşırsa, bu yalnızca eğitmeni değil, daldırdığı dalgıçları da ilgilendirmektedir.
34
Dalgıçların yaklaşık yarısı beşyüzden fazla; üçte ikisi de yüzden fazla dalış
deneyimine sahiptirler. Bu dalış sayısı üst seviyede bir deneyim ve aynı zamanda başağrısı
yaşayabilecekleri çeşitli dalış tür ve ortamlarında bulundukları anlamına gelmektedir.
Başağrılarının kabaca beşte ikisi henüz su içindeyken ortaya çıkmaktadır. Bu tür bir
baş ağrıları, özellikle henüz inişte görülenleri daha çok barotravmatik kaynaklılardır. Öte
yandan geriye kalan daha büyük bir grup sudan çıktıktan sonra başlamaktadır. Bu tür bir
başağrısı daha çok karbondioksit ve karbonmonoksit zehirlenmelerinin geç başağrıları; çene,
sırt, boyun kaslarının uygunsuz gerilmeleri ve elbette dekompresyona bağlı kabarcıklar
nedeniyle olabilir (5, 24). Migren kaynaklı başağrılarını dalışın fazları ile iliştirmek güçtür.
Dalışa hazırlanmak bile birçok nedenle migren krizini tetikleyebilir. Denizde yolculuk, güneş
yansıması, tekne motorunun egzos kokusu gibi faktörler henüz dalış başlamadan bir migren
atağını tetikleyebilir (1).
Dalıştan sonra gözlenen migren krizleri için sessiz kabarcıklar gözönünde tutulmalıdır.
Migren geçmişi olan bazı dalgıçların çıkıştan sonra krizlerinin başladığı görülmüştür.
Anderson ve meslektaşları basınç odasında 20 ila 40 metre derinliklerden normal atmosferik
basınç ortamına geri göndükten sonra, 10 ila 90 dakika içerisinde migren nöbeti geçiren dört
olgu bildirmektedir. Olgular aniden şiddetli görme kaybı yaşamışlar ve bunu takiben orta
derecede şiddetli, unilateral, zonklamalı, orbital bir başağrısına maruz kalmışlardır. Dört
olgudan üçü migren geçmişine sahip olup, bunlardan ikisinin auralı migreni bulunuyordu.
Yazarlar nöbetlerin gaz kabarcığı embolisinden kaynaklanan vasküler tıkanıklık, sessiz
kabarcıklardan kaynaklanan lokal vasospazm ya da dekompresyon sırasında arteriyel oksijen
basıncının azalmasına sekonder olarak oluşan vazomotor stabilite değişikliklerinden
kaynaklanabileceği sonucuna ulaşmışlardır. Dekompresyon hastalığına işaret eden hiçbir
başka belirti olmamasına rağmen görüş alanı kusurunun birkaç ay boyunca devam etmesi bir
olguda dekompresyon hastalığı ya da migrenli serebral enfarktüs tanısını akla getirmiştir (24).
Dalışlarda rastlanan başağrısı değişik sürelerde ortadan kalkmaktadır. Yine de üçte bir
gibi önemli bir oranın 2-3 saatten fazla sürdüğü, hatta %14’ünde bir gün boyunca devam ettiği
düşünülürse eğlence amaçlı yapılan bir sporun doğası ile bağdaşmayacağı düşünülmektedir.
Başağrısının lokalizasyonu, ağrı türü hakkında en değerli bilgileri verir. Ağrının
lokalizasyonu için yalnızca bir şıkkı işaretleyen katılımcıların yarısı üçte bir oranında alını ve
yine üçte bir oranında şakakları tercih ettiler. Katılımcıların geriye kalan yarısı bir den fazla
yer işaretlediler, ancak bunlar da oran biraz azalmakla birlikte alın ve şakaklar bölgelerini
büyük oranda tercih ettiler. Alın ve şakak ağrısı sıklıkla frontal sinüs sıkışmasını gösterir. Bu
35
durum sinüs sokışmaları içinde frontal sinüs tutulumunun en fazla oluşu ile uyum
sağlamaktadır (7). Her iki grupta üçüncü sırada belirtilen yerleşim kafanın üst kısmı, ardından
da ensedir. Gaz zehirlenmelerinde özellikle sık rastlanan karbondioksit birikiminde ağrı
kafanın üst kısmında rastlanır, yine ense ağrısı gerilim tip başağrılarının veya donanıma bağlı
başağrılarının en sık rastlanan yerleşim yeridir (1, 5).
Ağrıların tek lokalizasyonla işaretlenmesi ile birden fazla bölgede işaretlenmesi
arasında önemli bir farklılık oluştu. Tek bölge olarak gösterildiğinde düşük orana sahip olan
göz bölgesi çoklu işaretlemede 5,3 kat, kulak bölgesi 3,5 kat ve kafanın üzerinde tek taraf
tutulumu 2,9 kat daha fazla işaretlendi. Bunun nedeni bu bölgelerdeki ağrıların genellikle tarfi
edilen diğer bölgeleri de tutmasıdır. Örneğin göz bölgesinde gözlenen ağrı, maske
sıkışmasına, frontal sinüs sıkışmasına hatta maksiler dizilimli üst dişlerin barotravmasına
bağlıdır. Bu durumda bu ağrılar ilgili oldukları alnalarda da gözlenecek, böylece bunları tarfi
etmek isteyen bir dalgıç tutulma yerlerine, alın, şakaklar, elmacık kemikleri, dişler vb de
ekleyecektir. Yine daha çok orta kulak barotravmasının bir yakınması olan kulak bölgesindeki
ağrı da çene eklemi ve şakaklardaki ağrı ile birlikte tanımlanabilecektir.
Başağrısının karakteri dalgıçların üçte ikisi tarafından tek tanımla ifade edildi.
Bunların da yaklaşık yarısı ağrılarını “zonklama” olarak tanımladı. Başağrılarını birden fazla
şekilde tanımlama ihtiyacı gösterenlerin önemli bir kısmı da “zonklayıcı” başağrısını ön
planda tuttu. Kafa içi basınç artışına yol açan sebep ne olursa olsun ağrı karakterinin
zonklayıcı olması normaldir. Aslında batıcı, şiddetli karakterle başlayan barotravmalar, bir
kez hasr oluştuktan sonra bir dolgunluk ve zonklayıcı karakterde baş ağrısı ile devam ederler
(6,7,11).
Ağrılarını tek ifade ile ve birden fazla ifade ile tanımlayanlar arasında belirgin
değişiklik ağrılarını “çok şiddetli” olarak tanımlayanlarda görüldü. Ağrılarını yalnızca çok
şiddetli olarak tanımlayanlar %4,6 oranında iken, diğer ifadelerle birlikte tanımlanmak %13,6
oranına yükselmişti. Bu durum ifadenin doğal bir sonucu olarak yorumlanmıştır. Şiddetli bir
ağrının ifade edilmesinde farklı bir karakterin de eşlik etmesi, konunun biraz daha ayrıntılı
tanımlanma ihtiyacı doğaldır.
Gerek ağrının karakteri, gerek bu karaktere neden olan ağrı sebebi veya patolojisi
ağrının şiddetini etkileyebilir. Oysa bu konuda yapılan istatiksel inceleme, ağrının az veya çok
oluşuna göre, eşlik eden diğer karakterlerin dağılımının anlamlı bir istatistiksel fark
yaratmadığını ortaya koymuştur.
Migren ile ilişkilendirebilecek başağrısı belirtilerine %23,2 oranında olumlu yanıt
verilmesi düşündürücüdür. Migrenlilerin dalıp dalamayacağı konusu, dalış için sağlık
36
muayenesi şartlarında önemli bir tartışma konusudur (22). Ülkemizde profesyonel dalgıçlar
için bu konu nettir. Profesyonel Sualtıadamları Yönetmeliği’nin sağlık kuralları bölümünde
“görme kaybı, bilinç kaybı, kusma ve hemipleji ile seyreden migren atakları” bulunanların
profesyonel dalgıçlık yapamayacağı karara bağlanmıştır (38). Öte yandan amatör, sportif
scuba dalgıçları için de bu yönde kısıtlamalar bulunmaktadır. TSSF’nin yürürlükte bulunan
Donanımlı Dalış Talimatı’nda anketimiz katılımcılarının üçte ikisini de oluşturan üç yıldız
dalıcı ve eğitmenler için geçerli sağlık şartlarında “görme bozuklukları, bulantı kusma, motor
ve duysal belirtilerle birlikte görülen migren”i bulunanların dalışına izin verilmemektedir
(39). Yine de migrenle ilişkilendirilen yakınmalar arasında bulunan “bulantı”nın başka birçok
başağrısı yakınmasına eşlik ettiği ve bu yakınmanın dalgıçların yarısı tarafından işaretlendiği
dikkate alınırsa migrenli oranının daha düşük olduğu düşünülebilir. Yürürlükteki mevzuatta
da açıklandığı şiddetteki migrenin yalnızca dalanın değil, bu eğitmenlerin dalışından sorumlu
oldukları öğrencilerinin yaşamını da tehlikeye sokabileceği önemli bir husustur.
Dalgıçların yaklaşık üçte ikisi başağrılarına dalışın bir özelliğinin sebep olduğunu
belirttiler. Bunlar arasında dalışta aşırı efor harcama, soğuk su ve derin dalış en büyük payı
alıyordu. Bunların tümü önlenebilir faktörlerdendir. Öte yandan %7,6 oranında “tüp havasının
kötü olması” gibi kabul edilemez faktörler de bulunmaktadır. Sonuç olarak düzenli denetim,
iyi bir malzeme bakımı, iyi bir eğitim ile bu faktörlerin azaltılması sağlanabilir.
Başağrısının dalıştan önce kullanılan madde ile ilişkisine verilen oran başağrılarını
açıklamak yönünden düşünüldüğünde düşüktür. Öte yandan dalıştan hemen önce alınan alkol,
sualtında yargılamayı bozacağından dalışla bağdaşmaz. Alkol nitrojen narkozunun etkisini de
ağırlaştırır. Alkol eğer dalıtan önceki gece alınırsa bu kez dehidratasyona yol açacak ve hem
başağrısı sebebi olacak, hem de dekompresyon hastalığının şiddetini arttıracaktır. Dalıştan
önce fazla miktarda içilen kahve ve çayın diüretik etkisi de bu yönde değerlendirilmelidir. Bu
tip uyarıcılar yüksek efor gerektiren durumlarla çelişirler. Dalıştan önce en fazla kullanılan
maddenin sigara kullanımı olduğu görülmektedir ki bu maddenin kullanımı hiçbir spor tipi ile
bağdaşmamaktadır.
Dalışlarda, özellikle deneyimlilerde az hava tüketimi karbondioksit retansiyonuna
neden olmakta, bu durum da önemli bir başağrısı sebebi yaratmaktadır. Oysa başağrısı
yaşayanların çok az bir kısmı az hava tükettiklerini açıklamışlardır. Az hava tüketimi
acemilere göre deneyimlilerde ve erkeklere göre kadınlarda görülmektedir. Oysa az hava
tüketimi ile dalış sayısı, seviyesi ve cinsiyet arasında beklenen istatistiksel ilişki
gösterilememiştir. Öte yandan bu ilişkinin sağlanamamasındaki en büyük neden sorunun
kurgulanışı olabilir. Anketin bu sorusu, “diğer dalgıçlara oranla” değil “sizin cinsiyet, boy ve
37
kilonuzda ve benzer dalış deneyimine sahip kişilere göre hava harcamanız nasıldır?” şeklinde
düzenlendiğinden yanıt verilme aşamasında bu farklılığın silindiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak önemi bir dalgıç grubunun dalışa bağlı başağrısı yaşadığı, bu
yakınmanın özellikle ve öncelikle eğlence amacı taşıyan (rekreasyonel) bir sporla
bağdaşmayacağı, başağrısına sebep olan veya şiddetini arttıran dalışla ilişkili faktörlerin
çoğunun önlenebilir olduğu ortaya konulmuştur.
38
KAYNAKLAR
1. Cheshire WP, Ott MC. Headache in divers. Headache 2001;41:235-247.
2. Newton HB, Neurologic complications of scuba diving. Am Fam Physician 2001;
63:2211-2225.
3. Balestra C, Germonpre P, Marroni A. Scuba diving can induce stress of the
temporamandibular joint leading to haedache.
4. Cronje F. Haedaches and diving. Alert diver, 2003.
5. Walker R. Neurological disorders of diving. In: Diving and Subaquatic Medicine.
Edmonds C, Lowry C, Pennefather J, Walker R (eds) 4th ed, London, Arnold Publ, p: 409-
416, 2002.
6. Edmonds C. Ear barotrauma. In: Diving and Subaquatic Medicine. Edmonds C, Lowry C,
Pennefather J, Walker R (eds) 4th ed, London, Arnold Publ, p: 73-92, 2002.
7. Edmonds C. Sinus barotrauma. In: Diving and Subaquatic Medicine. Edmonds C, Lowry
C, Pennefather J, Walker R (eds) 4th ed, London, Arnold Publ, p: 93-102, 2002.
8. Edmonds C. Carbondioxide toxicity. In: Diving and Subaquatic Medicine. Edmonds C,
Lowry C, Pennefather J, Walker R (eds) 4th ed, London, Arnold Publ, p: 223-232, 2002.
9. Shilling CW, Fairman MD. Physics of diving and physical effects on divers. In: The
Physician's Guide to Diving Medicine. Shilling CW, Carston CB, Mattias RA (eds) New
York, Plenum Press, p: 35-69, 1984.
10. Clark JM, Thom SR. Toxicity of oxygen, carbon dioxide and carbon monoxide. In: Bove
and Davis' Diving Medicine. Bove AA (ed) 3rd ed, Philadephia, Saunders Com, p: 131-
145, 1997.
11. Farmer JC. Ear and sinus problems. In: Bove and Davis' Diving Medicine. Bove AA (ed)
3rd ed, Philadephia, Saunders Com, p: 235-257, 1997.
12. Greer HD. Neurologic consequences. In: Bove and Davis' Diving Medicine. Bove AA (ed)
3rd ed, Philadephia, Saunders Com, p: 258-269, 1997.
13. Bachrach AJ. A Short History of Man in the Sea. In: The Physiology and Medicine of
Diving, s. 12-13, 1982.
14. Bachrach AJ. History of the Diving Bell. Historical Diving Times, Iss. 21 (Spring 1998)
15. John Lethbridge. Wikipedia, The Free Encyclopedia. 15 March 2013, 22:35. Wikimedia
Foundation, Inc. 05 Feb 2013.
39
16. Acott C. A brief history of diving and decompression illness. SPUMS Journal 1999; 29(2):
98-109.
17. Augustus Siebe. Wikipedia, The Free Encyclopedia. 28 July 2013, 18:46. Wikimedia
Foundation, Inc. 05 Feb 2013.
18. Fleus’s Closed-Circuit Scuba. U.S Navy Diving Manuel. Rev: 5, Vol: 1, Chap: 1
Introduction: 1-3.2.1
19. Indo T, Takahashi A. Swimmer’s migraine. Headache 1990; 30:485-7.
20. Kim JS. Swimming headache followed by exertional and coital headaches. J Korean Med
Sci 1992; 7: 276-9.
21. Sands GH, Newman L, Lipton R. Cough, exertional and other miscellaneous headaches.
Med Clin North Am 1991; 75:733-47.
22. Bove AA. Medical Examination of Sport Scuba Divers. 3rd ed, Medical Seminars Inc,
Texas, 1998.
23. Capobianco DJ, Cheshire WP, Champbell JK. An overview of the diagnosis and
pharmacologic treatment of migraine. Mayo Clin Proc 1996; 71:1055-66.
24. Anderson B, Heyman A, Whalen RE, Saltzman HA. Migraine-like phenomena after
decompression from hyperbaric environment. Neurology 1965; 15:1035-40.
25. Walker R. Decompression sickness. In: Edmonds C, Lowry C, Pennefather J, Walker R
(eds): Diving and Subaquatic Medicine. 4th ed . New York: Arnold, 2002; 111-166.
26. Elliott DH, Phil D. Decompression sickness. In: Kindwall EP (ed). Hyperbaric Medicine
Practice. Arisona: Best Publ, 1995: 311-327.
27. Dutka AJ, Francis TJ. Pathophysiology of decompression sickness. In: Bove AA (ed):
Bove and Davis’ Diving Medicine. 3rd ed. Philadelphia: WB Saunders Co, 1997; 159-176.
28. Hallenbeck JM, Andersen JC. Pathogenesis of the decompression disorders. In: Bennett PB, Elliott DH (eds). The Physiology and Medicine of Diving. London: Bailliere Tindall, 1982: 435-461.
29. Davis JC, Elliott DH. Treatment of the decompression disorders. In: Bennett PB, Elliott
DH (eds). The Physiology and Medicine of Diving. London: Bailliere Tindall, 1982: 473-
488.
30. Dick AP, Massey EW. Neurologic presantation of decompression sickness and air
embolism in sport divers. Neurology 1985; 35: 667-671.
31. Rivera JC. Decompression sickness among divers: an analysis of 935 cases. Mil Med
1964; 129:314-334.
32. Bird N, MacGregor EA, Wilkinson MI. Ice cream headache-site, duration and relationship
to migraine. Headache 1992; 32:35-38.
40
33. Edmonds C. Dangerous Marine Creatures. Best publ. Arizona, 1995.
34. Goldenberg D, Karam M, Danino J, et al. Temporal bone fracture following blunt trauma
caused by a flying fish. J Laryngol Otol 1998; 112: 959-61.
35. Hill JM, Phillips ED. Cervical pain due to atlanto-occipital fusion in a swimmer.
Orthopedics 1997; 20: 270-2.
36. Hobson RS. Temporomandibular dysfunction syndrome associated with scuba diving
mouthpieces. Br J Sports Med 1991; 25: 49-51.
37. Ingervall B, Warfvinge J. acivity of oro-facial musculature during use of mouthpieces for
diving J Oral Rehabil 1978; 5: 269-77.
38. Profesyonel Sualtıadamları Yönetmeliği. Resmi Gazete. 02.09.1997, No: 23098.
39. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, Donanımlı Dalış Talimatı. 03.09.2013.
41
HAM VERİLER
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
ETİK KURUL KARARI
52
53
54
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı MASOUMEH Soyadı ABEDINI
Doğ.Yeri URMIA. IRAN Doğ .Tar. 13.01.1988
Uyruğu IRAN TC.Kml.No
Email [email protected] Tel 0090 506 124 3447
Eğitim Düzeyi
Mezun Olduğu Kurumun Adı Mez. Yılı
Doktora
Yük.Lis.
Lisans Urmia spor akademi 2011
Lise Shahed Lisesi 2007
İş Deneyimi (Sondan geçmişe doğru sıralayın)
Görevi Kurum Süre (Yıl -
Yıl)
1
. Cimnastik Hocası Iran gymnastıc fedrasyonu 2000-...
2
. -
3
. -
55
Yabancı
Dilleri
Okuduğunu
Anlama* Konuşma* Yazma*
KPDS/ÜDS
Puanı (Diğer)Puanı
Farsca Çok iyi Çok iyi Çok iyi - -
İngiliz orta iyi orta - -
*Çok iyi, iyi, orta, zayıf olarak değerlendirin
Sayısal Eşit Ağırlık Sözel
ALES Puanı
GRE Puanı 680 680 680
Bilgisayar Bilgisi
Program Kullanma becerisi
Microsoft Programları iyi
Photoshop Çok iyi
Yayınları/Tebligleri Sertifikaları/Ödülleri
Cimnastik Antrenörlüğü Kreş Cimnastik Antrenörlüğü Cimnastik ve Ayrobik Antrenörlüğü Cimnastik Hakemliği Masa tenişi Antrenörlüğü Koşu Antrenörlüğü Dive Master Diver Stress and Rescue First Aid Science of Diving
Özel İlgi Alanları (Hobileri):
Cimnastik
Dağcılık
Dalış
Fotoğrafçılık