8
oplumların eğitimi her dönemde önem arz etmiştir. İnsan yetiştirmek uzun ve meşakkatli bir süreç gerek- tirmektedir. Eğittiğiniz bu insanın hangi yönünü öne çıkaracaksınız, hangi yeteneğini kullanmasını sağlay- acaksınız ve bu insanı topluma nasıl yararlı hale getireceksiniz? Toplum- ların yararına insan yetiştirirken toplumun ihtiyaçları nelerdir? İnsanlar toplum içinde uyumlu yaşayabilmek için ne gibi bir eğitimden geçmelidir? Konuyla ilgili bu türden tüm soruların cevabını eğitim sistemi içerisinde bul- mak mümkündür. Ülkenin yönetimine, sanayisine, sağlık sektörüne, tarımına ve diğer hizmet alanları için yetiştireceğimiz insan hangi bilgilerle donatılmalıdır? Ve ülke yararına çalışacak bireyleri yetiştirecek mekanizmaların doğru ku- rulması gerekmektedir. Ülkemizin valisi, kaymakamı, dok- toru, öğretmeni vb. tüm mesleklerin icrasında yöneticiler, sosyal hayatın gerçekleri ile karşılaşmaktadırlar. Topluma yön veren insanlar ve aynı toplum içerisinde çalışanlar zamanın teknolojisine ihtiyaçları olduğu gibi içinde bulundukları toplumun sosy- olojisini, kültürünü, inançlarını, tari- hini, örf ve adetlerini bilmek ve özümsemek zorundadır. Aksi takdirde topluma hizmet götürme ve hizmet üretmede noktasında sıkıntı yaşaya- caklar, toplumun beklentilerine cevap veremeyeceklerdir. Bir süre sonra da beraber yaşadıkları insanlarla aynı or- tamda farklı ve birbiri ile uyuşa- mayan, hatta çatışan topluluklar haline gelecektir. Türkiye’de imam hatip liseleri bu ihtiyaçlara binaen 1950 yılında açılmıştır. İmam hatip liseleri çok geçmeden toplumun dini, milli ve örfi değerleri barışık, teknolojiyle donan- mış ve çağa ayak uyduran, insan ihtiyaçlarına cevap veren okullar ol- muştur. Türkiye’de ilk defa 1950 yılında açılma kararı alınan imam hatip okulları, sonraki yıllarda imam hatip liseleri statüsü ile Türk eğitim siste- minde önemli yere sahip olmuştur. İmam hatip liselerinin amacı hem mesleğe hem de yükseköğretime öğrenci yetiştirmektir. Bu amaç doğrultusunda yarım asırdan fazla eğitim öğretim içerisinde yaşamını sürdüren imam hatip liseleri toplumla barışık ve topluma yön veren, gele- ceğe güvenle bakan okullar olmuştur. 15 yıl aradan sonra imam hati- plere tekrar canlılık kazandırma sürecinde açılan Sultan Alparslan Anadolu İmam Hatip Lisesi, geride bıraktığımız dört yıl içerisinde yapılan eğitim ile sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle şu anda daha iyi bir nok- taya doğru ilerlemektedir. Güngören’in önemli bir noktasında, Kabataş-Bağcılar tramvay hattı üz- erinde, 8000 m² alan içerisinde bulu- nan spor salonu ve iki blok bina ile 6000 m² bahçeye ev sahipliği yap- maktadır. 2012-2013 eğitim öğretim yılında okulların açılmasından sonra Anadolu liselerine girememiş öğren- cilerden nakil yoluyla aldığımız öğrencilerimizin %94’ü YGS barajını geçmiş, %88’i ise LYS’ye girmeye hak kazanmıştır. Bu durum öğrencilerimizin başladığı nokta itibari ile küçümsenmeyecek bir başarıdır. Öğrencilerimize 5 Eylül 2015 itibariyle uygu- ladığımız YGS yetiştirme kurslarımızın ve bu kurslarda büyük özveriyle görev alan öğretmenlerimizin önemli katkısı olmuştur. 2016-2017 eğitim-öğretim yılında ise öğrencilerimizin iyi bir dini eğitim almaları için Kur'an eğitimini, proje sınıfları ile destekleyeceğiz. Toplumda Anadolu liselerinin üniversiteye yöne- lik derslerin daha fazla olduğu ve bun- dan dolayı imam hatip liselerinin dezavantajlı olduğu düşünülmektedir. Tam aksine imam hatip liseleri üniver- siteye kaynaklık eden tüm dersleri ek- siksiz verdiği gibi imam hatip lisesi meslek derslerini de vererek gençler- imizi sağlam bir dini bilgi ile donat- maktadır. TEOG sınavından aldığı yüksek puanla okulumuza gelen öğrencilerim- ize proje sınıfları oluşturarak onların başarılarını yükseköğretime taşımayı planlıyoruz. Bununla beraber başarılı öğrencilerimizin bir kısmını burs ile destekleyeceğiz. Bu yıl olduğu gibi gelecek yıl da öğrencilerimizin tiyatro, ilahi korosu ve mehter takımı gibi sosyal ve sanat- sal faaliyetlerle yeteneklerini göster- melerine imkân sağlamaya devam edeceğiz. Öğrencilerimizin bilgi birikimini artırmaları için Z Kütüphane kuruy- oruz. Fen Bilimleri ile ilgili laboratuar- lar da oluşturarak bilgi birikimini sağlamaları için fırsatlar sağlayacağız. Öğrencilerimize verdiğimiz dini ve pozitif eğitim sayesinde olumlu bir imam hatip imajı oluşmuştur. Öğren- cilerimizin yansıttığı güzel davranışlar, çevre sakinleri ve esnafımız tarafından da hissedilmeye başlanmıştır. Öğrencilerimizin okul mescidi ve çevre camilerdeki mesleki uygula- maları insanları memnun etmektedir. Okulumuzun çalışmaları halkımızın okulumuza bakış açısını değiştirmekte ve gençlerimizin geleceğine dair ümit- leri artmaktadır. Biz öğrencilerimizi milli ve manevi değerleri ile donatılmış, pozitif bilim- leri elde etmiş, en iyi üniversitelere yerleştirmeyi hedefleyen, üniversiteye yerleşemeyenleri ise toplumun değişik kademelerinde en iyi hizmeti verecek bireyler olarak yetiştirmeye gayret ediyoruz. Bunu sağlamak için önemli bir başlangıç yaptığımıza inanıyorum. Öğrencilerimize her zaman Peygamberimizin şu hadisini düstur edinmelerini tavsiye ediyorum. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “İnsanların en hayırlısı, insanlara fay- dalı olandır.” Eğitimimizin gayesi öğrencilerim- izin, insanlara faydalı, insanların kendilerine güvenebileceği, dürüst, ilkeli, insanların hak ve hukukuna ri- ayet eden, kendisi için istemediğini başkası içinde istemeyen, kişilikli bireyler olmalarıdır. Cenabı Allah, amaç ve gayemiz doğrultusunda insan yetiştirmeyi bizlere nasip etsin. Bu yolda gayret eden herkesi muvaffak kılsın. Evlatlarımızı dinden, imandan ayırmasın. Milli ve manevi değerlerine saygılı gençler olmalarını diliyor, tüm okuyucularıma saygılar ve sevgiler sunuyorum. Hepiniz Allah'a emanet olunuz. İMAM HATİPLİM Harun SÜMBÜL Okul Müdürü T “(Ey müminler!) Peygamber size şâhit (örnek) olsun, siz de diğer insanlara şâhit (örnek) olasınız diye adaletli, dengeli, ölçülü bir topluluk (ümmeten vesatan) olmanızı sağladık…” Bakara, 2/143 SULTAN ALPARSLAN ANADOLU IMAM HATIP LISESI’NIN YAYIN ORGANIDIR - SAYI: 1 MAYIS 2016 ŞAHİTLİK VE İMAM HATİPLER GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE İMAM HATİP sayfa 2 de sayfa 4 de sayfa 5 de Ömer Faruk GÜLTEKİN Ali KAYA Yaşar TEKİN İMAM HATİP LİSELERİNİN KURULUŞU SAHID

Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İSTANBUL GÜNGÖREN SULTAN ALPARSLAN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NİN YAYIN ORGANIDIR.

Citation preview

Page 1: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

oplumların eğitimi her dönemdeönem arz etmiştir. İnsan yetiştirmekuzun ve meşakkatli bir süreç gerek-tirmektedir. Eğittiğiniz bu insanınhangi yönünü öne çıkaracaksınız,hangi yeteneğini kullanmasını sağlay-acaksınız ve bu insanı topluma nasılyararlı hale getireceksiniz? Toplum-ların yararına insan yetiştirirkentoplumun ihtiyaçları nelerdir? İnsanlartoplum içinde uyumlu yaşayabilmekiçin ne gibi bir eğitimden geçmelidir?Konuyla ilgili bu türden tüm sorularıncevabını eğitim sistemi içerisinde bul-mak mümkündür.

Ülkenin yönetimine, sanayisine,sağlık sektörüne, tarımına ve diğerhizmet alanları için yetiştireceğimizinsan hangi bilgilerle donatılmalıdır?Ve ülke yararına çalışacak bireyleriyetiştirecek mekanizmaların doğru ku-rulması gerekmektedir.

Ülkemizin valisi, kaymakamı, dok-toru, öğretmeni vb. tüm mesleklerinicrasında yöneticiler, sosyal hayatıngerçekleri ile karşılaşmaktadırlar.Topluma yön veren insanlar ve aynıtoplum içerisinde çalışanlar zamanınteknolojisine ihtiyaçları olduğu gibiiçinde bulundukları toplumun sosy-olojisini, kültürünü, inançlarını, tari-hini, örf ve adetlerini bilmek veözümsemek zorundadır. Aksi takdirdetopluma hizmet götürme ve hizmetüretmede noktasında sıkıntı yaşaya-caklar, toplumun beklentilerine cevapveremeyeceklerdir. Bir süre sonra daberaber yaşadıkları insanlarla aynı or-tamda farklı ve birbiri ile uyuşa-mayan, hatta çatışan topluluklarhaline gelecektir.

Türkiye’de imam hatip liseleri buihtiyaçlara binaen 1950 yılındaaçılmıştır. İmam hatip liseleri çokgeçmeden toplumun dini, milli ve örfideğerleri barışık, teknolojiyle donan-mış ve çağa ayak uyduran, insanihtiyaçlarına cevap veren okullar ol-muştur.

Türkiye’de ilk defa 1950 yılındaaçılma kararı alınan imam hatipokulları, sonraki yıllarda imam hatipliseleri statüsü ile Türk eğitim siste-minde önemli yere sahip olmuştur.İmam hatip liselerinin amacı hemmesleğe hem de yükseköğretimeöğrenci yetiştirmektir. Bu amaçdoğrultusunda yarım asırdan fazlaeğitim öğretim içerisinde yaşamınısürdüren imam hatip liseleri toplumlabarışık ve topluma yön veren, gele-

ceğe güvenle bakan okullar olmuştur. 15 yıl aradan sonra imam hati-

plere tekrar canlılık kazandırmasürecinde açılan Sultan AlparslanAnadolu İmam Hatip Lisesi, geridebıraktığımız dört yıl içerisinde yapılaneğitim ile sosyal, kültürel ve sportiffaaliyetlerle şu anda daha iyi bir nok-taya doğru ilerlemektedir.Güngören’in önemli bir noktasında,Kabataş-Bağcılar tramvay hattı üz-erinde, 8000 m² alan içerisinde bulu-nan spor salonu ve iki blok bina ile6000 m² bahçeye ev sahipliği yap-maktadır.

2012-2013 eğitim öğretim yılındaokulların açılmasından sonra Anadoluliselerine girememiş öğren-cilerden nakil yoluylaaldığımız öğrencilerimizin%94’ü YGS barajınıgeçmiş, %88’i ise LYS’yegirmeye hak kazanmıştır.Bu durum öğrencilerimizinbaşladığı nokta itibari ileküçümsenmeyecek birbaşarıdır. Öğrencilerimize 5Eylül 2015 itibariyle uygu-ladığımız YGS yetiştirmekurslarımızın ve bukurslarda büyük özveriyle

görev alan öğretmenlerimizin önemlikatkısı olmuştur.

2016-2017 eğitim-öğretim yılındaise öğrencilerimizin iyi bir dini eğitimalmaları için Kur'an eğitimini, projesınıfları ile destekleyeceğiz. ToplumdaAnadolu liselerinin üniversiteye yöne-lik derslerin daha fazla olduğu ve bun-dan dolayı imam hatip liselerinindezavantajlı olduğu düşünülmektedir.Tam aksine imam hatip liseleri üniver-siteye kaynaklık eden tüm dersleri ek-siksiz verdiği gibi imam hatip lisesimeslek derslerini de vererek gençler-imizi sağlam bir dini bilgi ile donat-maktadır.

TEOG sınavından aldığı yüksek

puanla okulumuza gelen öğrencilerim-ize proje sınıfları oluşturarak onlarınbaşarılarını yükseköğretime taşımayıplanlıyoruz. Bununla beraber başarılıöğrencilerimizin bir kısmını burs iledestekleyeceğiz.

Bu yıl olduğu gibi gelecek yıl daöğrencilerimizin tiyatro, ilahi korosuve mehter takımı gibi sosyal ve sanat-sal faaliyetlerle yeteneklerini göster-melerine imkân sağlamaya devamedeceğiz.

Öğrencilerimizin bilgi birikiminiartırmaları için Z Kütüphane kuruy-oruz. Fen Bilimleri ile ilgili laboratuar-lar da oluşturarak bilgi birikiminisağlamaları için fırsatlar sağlayacağız.

Öğrencilerimize verdiğimiz dini vepozitif eğitim sayesinde olumlu birimam hatip imajı oluşmuştur. Öğren-cilerimizin yansıttığı güzel davranışlar,çevre sakinleri ve esnafımız tarafındanda hissedilmeye başlanmıştır.

Öğrencilerimizin okul mescidi veçevre camilerdeki mesleki uygula-maları insanları memnun etmektedir.Okulumuzun çalışmaları halkımızınokulumuza bakış açısını değiştirmekteve gençlerimizin geleceğine dair ümit-leri artmaktadır.

Biz öğrencilerimizi milli ve manevideğerleri ile donatılmış, pozitif bilim-leri elde etmiş, en iyi üniversitelereyerleştirmeyi hedefleyen, üniversiteyeyerleşemeyenleri ise toplumun değişikkademelerinde en iyi hizmeti verecekbireyler olarak yetiştirmeye gayretediyoruz. Bunu sağlamak için önemlibir başlangıç yaptığımıza inanıyorum.

Öğrencilerimize her zamanPeygamberimizin şu hadisini düsturedinmelerini tavsiye ediyorum.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:“İnsanların en hayırlısı, insanlara fay-dalı olandır.”

Eğitimimizin gayesi öğrencilerim-izin, insanlara faydalı, insanlarınkendilerine güvenebileceği, dürüst,ilkeli, insanların hak ve hukukuna ri-ayet eden, kendisi için istemediğinibaşkası içinde istemeyen, kişiliklibireyler olmalarıdır. Cenabı Allah,amaç ve gayemiz doğrultusunda insanyetiştirmeyi bizlere nasip etsin. Buyolda gayret eden herkesi muvaffakkılsın. Evlatlarımızı dinden, imandanayırmasın. Milli ve manevi değerlerinesaygılı gençler olmalarını diliyor, tümokuyucularıma saygılar ve sevgilersunuyorum. Hepiniz Allah'a emanetolunuz.

İMAM HATİPLİM

Harun SÜMBÜLOkul Müdürü

T

“(Ey müminler!) Peygamber size şâhit (örnek) olsun, siz de diğer insanlara şâhit (örnek) olasınız

diye adaletli, dengeli, ölçülü bir topluluk (ümmeten vesatan) olmanızı sağladık…” Bakara, 2/143

SULTAN ALPARSLAN ANADOLU IMAM HATIP LISESI’NIN YAYIN ORGANIDIR - SAYI: 1 MAYIS 2016

ŞAHİTLİK VE

İMAM HATİPLER

GEÇMİŞTENGÜNÜMÜZEİMAM HATİP

sayfa 2 desayfa 4 de sayfa 5 deÖmer Faruk GÜLTEKİNAli KAYA Yaşar TEKİN

İMAM HATİPLİSELERİNİNKURULUŞU

SAHID

Page 2: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

Peygamberler zincirininson halkasını oluşturanAllah Resulü Hz. Mu-

hammed(sav), ümmetineçok düşkün, müminlere karşıpek şefkatli ve merhametli,aynı zamanda onlar için engüzel örnektir. Allah Teâlâ,Kur’an-ı Kerim’de Son Pey-gamberini mübeşşir (müj-deci) nezîr (korkutarakuyaran), mübelliğ (İslam’ıgeniş kitlelere ulaştırıp anla-tan), da’vetçi , beyan (açık-lamak), sirâç (aydınlatanlamba), rahmet gibi sıfat-larla nitelemektedir. Bu sıfat-larla birlikte, Hz.Peygamber’in anlatıldığıayetlerde şahadet/şahitlik sı-fatının da anahtar bir rol üst-lendiği görülmektedir. AllahResulünün birkaç görev veniteliğinin sıralandığı ayette şöylebuyrulur: “(Ey Peygamber!) biz senihak ve hakikatin şahidi, müjdeci,uyarıcı ve aynı zamanda Allah’ınemri doğrultusunda (insanları) O’nunyoluna çağıran bir davetçi ve ışıksaçan (manevi) bir kandil olarak gön-derdik.” Görüldüğü gibi ayette Hz.Peygamber’in gönderiliş amaçların-dan biri de “şâhit”liktir. “Şâhit” söz-cüğü, Kur’an’da yüz elli civarındaayette geçen şhd fiil kökünden alın-mış bir ism-i fail (etken sıfat-fiil) dir.Kur’an’da bulunduğu ayet kümesiiçinde farklı anlamlar ifade eden“Şahit”in bir anlamı da “örnekolma”dır. Etimolojik olarak “şahit”kelimesinin kökünde “bir yerde hazırbulunma” anlamı vardır. Örnek olan,burada ve hazır olan demektir. Örnektutum ve davranışlarıyla hakkın vehakikatin en güzel temsilciğini ve ör-nekliğini yapan demektir. İşte şahitolması için gönderilen Hz. Muham-med, 23 yıl boyunca hak ve hakikatinşahitliğini ve temsilciliğini en güzel birşekilde yapmıştır. Ashabıyla beraber,hayatın içinde hazır ve nâzır olaraksöz, düşünce ve eylemleriyle örnekolmuştur. Bir yanlışa şahit olduğundaona uygun bir yöntemle müdahaleetmiş ve onu düzeltmiştir. Halkınınönünde bazen imam, bazen komu-tan, bazen de devlet başkanı sıfatıylabulunmuş; üstün çaba ve gayretiyleverdiği 23 yıllık bir mücadele sonu-cunda “sahabe” adında “altın nesil”iİslam ümmetine emanet etmiştir. İn-sanlardan gelen olumsuz tepki, baskı

ve şiddete aldırmadan, önce kendisi-nin iman ettiği Kur’an’ın nasıl anlaşıl-ması gerektiğini söz ve fiilleriyleortaya koymuştur. Muhataplarına adilolmayı ve adaletli davranmayı öğre-terek ideal bir toplum meydana getir-miştir.

Şahitlik(örnek olma) Kur’an’daHz. Peygamberin bir sıfatı olmasınınyanı sıra müminlerin bir özelliği ola-rak da kullanılmıştır. Yani Hz. Pey-gamber’in şahit olarak gönderilmesigibi O’nun ümmeti de “örnek vemodel bir toplum” olmakla görevlen-dirilmiştir. Müslümanlar, Hz. Muham-med (sav)’in kendilerine örnek vemodel olması gibi onlar da tüm in-sanlık için “örnek” olmak durumun-dadırlar. Aynı zamanda Hz.Muhammed (sav)’in görevi ve sorum-luluğu nasıl evrensel ise, O’nun üm-metinin görev ve sorumluluğu daevrenseldir. Bu da bütün âlemlererahmet olan bir peygamberin ema-netini yüklenmiş olmanın zorunlu so-nucudur. Dolayısıyla Müminlerindetıpkı Allah’ın son elçisi Hz. Muham-med(sav) gibi insanların önünde hak-kın, doğruluğun ve adaletin yaşayanşahitleri olmaları ve hakkın, doğrulu-ğun ve adaletin anlamını hem sözlühem de uygulamalı bir şekilde tümdünyaya göstermeleri gerekmektedir.Bakara suresinde Hz.Peygamber(sav) ve Müminlerin şa-hitliği ile ilgili şöyle buyrulur:“(Ey mü-minler!) Peygamber size örnek olsun,siz de diğer insanlara örnek olasınızdiye adaletli, dengeli, ölçülü bir toplu-luk (ümmetenvesatan) olmanızı sağ-

ladık…” Görüldüğü gibi şahitlik (ör-neklik) bu ayette hem Hz. Peygambe-rin hem de müminlerin bir özelliğiolarak kullanılmıştır. Ayette dikkatçeken diğer bir husus da Müslüman-ların “vasat ümmet” olarak nitelendi-rilmesidir. Vasat, iki tarafın ortasıdemektir. Bu kelime aynı zamandadengeli, hayırlı, olumlu, aşırıya gitme-yen, ifrat ve tefrite kaçmayan... gibianlamlara da gelmektedir. Müminlerorta yolu tuttukları için bu sıfatı haketmişlerdir.

Yukarıdaki değerlendirmelerdenyola çıkarak ve yaptığımız istişarelersonucu okul gazetemize “şahit” adınıvermeyi uygun gördük. Çünkü ayet-lerde çerçevesi çizilen ve idealize edi-len dengeli, adaletli ve ölçülü birİslam anlayışını benimsiyoruz ve bukriterlere sahip nesiller yetiştirmek is-tiyoruz. Başka bir ifadeyle biz İmamHatipliler, örnek ve model (şâhit),dengeli ve ölçülü (vasat ümmet) kav-ramlarıyla anlatılan İslam anlayışı veyaşama biçimine talip oluğumuzuifade ediyoruz. İslam’a bir bütün ola-rak bakıyor ve Hz. Muhammed’in ha-yatıyla somutlaşan Müslüman’cayaşam tarzına talip olduğumuzu ifadeediyoruz. Birbirlerini tekfir eden in-sanların ve grupların sayılarının arttığıgünümüzde, İmam Hatiplere her za-mankinden daha çok ihtiyaç olduğu-nun ve İmam Hatiplere daha fazlagörev düştüğünün bilincindeyiz. Gü-nümüzde, dindarlaşmayı sağlayacak,İslam’ı dengeli ve ölçülü bir şekildeöğretecek ve geniş kitlelere ulaştıra-cak kurumların en başında, bir takım

eksikliklerine rağmen, imam hatiplergelmektedir. Bu çerçevede imam ha-tipleri daha tercih edilebilir hale geti-ren birkaç hususa değinmek yerindeolacaktır:

1-İmam hatip liselerini farklı kılanen önemli taraf, İslam dünyasında tekolan ve Türkiye’ye özgü bir projeolan İHL müfredatıdır. Ortaöğretimokullarında okutulan (matematik,fizik, kimya, İngilizce vs…) derslerinhepsi aynı miktar krediyle İmamhatip liselerinde de mevcuttur. Bunaek olarak İslami ilimler (Kur’an-ıKerim, Arapça, tefsir, fıkıh, hadis,siyer, dinler tarihi vs…) giriş düze-yinde ve sistemli bir şekilde okutul-maktadır. Dolayısıyla bu okullardanmezun olanlar, normal lise düze-yinde bir eğitim aldığı gibi İslam Diniile ilgili temel meseleleri (Kur’an’ı vehadisi anlama ve yorumlama yönte-mini) usulüne uygun bir şekilde ala-nında uzman ve formasyon almışöğretmenlerden almaktadır. Bu da İs-lam’ı ilahi maksada uygun bir şekildeanlayan dengeli, ölçülü ve her türlüaşırılıklardan uzak nesillerin yetişme-sine zemin hazırlamaktadır.

2-“Şahit” ve “vasat ümmet” vur-gusuyla tanımlanan dengeli ve ada-letli nesillerin yetişmesi için buokullarda fen ve sosyal bilimler ile İs-lami ilimlerbir arada ve dengeli bir şe-kilde verilmektedir. Böylece özellikleİslam’ı anlama ve yaşama hususundavasat/dengeli, uçlarda dolaşmayan,işin özünü kavramış nesillerin yetiş-mesi hedeflenmektedir. Ayrıca böylebir eğitim sürecinden geçen öğrenci-

ler, din ve biliminbirbirine ters düşme-diğini, aksine birbir-lerini tamamlayaniki unsur olduğunuda öğrenmiş olmak-tadırlar.

3-Vurgulanmasıgereken diğer birhusus da İmamHatip öğrencisininİslam’a ilişkin temelkonuları komisyon-larca yazılmış ve de-netimden geçmişortak akıl ürünü di-yebileceğimiz derskitaplarından öğren-mesidir. Ayrıcaİmam Hatip öğren-cisi, bir hocadandeğil, birkaç hoca-dan ders alır. Böy-lece öğrendiklerinimukayese yapma vetest etme şansınasahip olur. Sadecedinleyen, hiç sorgu-lamayan, “söylenenher şeyde bir hikmetvardır” diyen pasif

ve edilgen bir dinleyici değildir. Tamtersine aklına yatmayan şeyleri kabuletmekte güçlük çeken, yeri geldiğindesoru soran, soru sorma adap ve erkâ-nını bilen bir öğrencidir. Dinini böylebir kültür ortamında öğrenir.

4-Sosyalleşmenin önemli araçla-rından biri olan ortak etkinliklerin birkısmı sadece İmam Hatiplerde uygu-lanır ve bu da öğrencilerin ortak de-ğerler etrafında bütünleşmelerini vekaynaşmalarını sağlar. Öğrencilerincemaatle namaz kılmaları, müezzinlikyapmaları, Cuma namazlarındaimamlık ve hatiplik yapmaları, birbir-lerinin ezberlerini kontrol etmeleri on-ların kaynaşmasını, bilinçlenmesini vesosyalleşmesini sağlamaktadır. Bütünbunlar İmam Hatip öğrencilerinde biraidiyet duygusunun filizlenmesine vegüçlenmesine ortam hazırlar, “İmamHatipli olma” bilincini oluşturur. Okulyıllarında tanıştığı ve birçok anınınortak kahramanı olduğu arkadaşla-rıyla sonraki yıllarda da irtibatını sür-dürür.

5-Son olarak İmam Hatip gençle-rinin akranlarına model olma potansi-yeline dikkat çekmek gerekir.Yozlaşmaya başlayan, kendi tarihineve kültürüne yabancılaşan, başka kül-tür ve medeniyetlere özenen nesille-rin ve geçlerin hızla arttığıgünümüzde, İmam Hatiplilerin hemakranlarına hem de tüm toplumagüzel ve ölçülü davranışlarıyla “örnekolma”şansının yüksek olduğu vurgu-lanmalıdır.

2 sayı: 1 Mayıs - 2016

ŞAHİTLİK VE İMAM HATİPLER

(Ey müminler!) Peygam-ber size örnek olsun, sizde diğer insanlara örnek

olasınız diye adaletli,dengeli, ölçülü bir toplu-luk (ümmetenvesatan)olmanızı sağladık…”

Ali KAYAİHL Meslek Dersleri Öğretmeni

Furkan, 25/51-52; Cuma,62/3; Sebe’, 34/28.Maide, 5/118; Tevbe, 9/128.Ahzab, 33/21.Bakara,2/119; Sebe’, 34/28;Ahzab, 33/45.Al-ı İmran, 3/20,128; İsra,17/30; Maide, 5/94 ve 99;Şûra, 42/48.Ahzab, 33/46; Talak, 65/11.Maide, 5/15; İbrahim, 14/4.Ahzab, 33/46.Tevbe,9/61,128; Kasas,28/46; Enbiya, 21/107.Ahzab, 33/45-46Enbiya, 21/107.Bakara, 2/143.

SAHID

1

2

3

4

5 6

7

9

10

11

12

8

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

Page 3: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

Kitapta; Celal Hoca’nın tarihteeşine az rastlanan bir ilim ve

dava adamı olduğunu görüyoruz.O,XX. asır cemiyetinde İslammedeniyetini yükseltebilecek inkılâ-plar yapmaya muktedir bir âlimdi.İlerlemiş yaşına rağmen İmam-Hatip okullarının açılması ve ayaktakalması için verdiği mücadeletakdire şayandır. Bunun yanında birmerhamet abidesi… Öğrencilerinebazen öğretmen, bazen bir babaolmuş, onların her şeyiyle yakındanilgilenmiştir. Nemelazımcılık an-

layışının had safhada olduğugünümüzde onun yaşantısındanöğreneceğimiz en güzel şeydiraslında diğergamlık…

Celaleddin Ökten; çatısı al-tında olduğumuz İmam-Hatipokullarının kurucusu ve daimadestekçisiydi. Kitabı okurken onunhayatında göreceğiniz örnekler sizide derinden etkileyecektir. Butopraklarda yaşamış böyle bir âlimigeç tanımak dahi hayıflanmamızıgerektirir. Kitabı okumanızı şiddetletavsiye ediyorum.

3sayı: 1 Mayıs - 2016

Salı günü sınıfta dersimiziişlerken birden kapıçaldı. Nöbetçi öğrenci

geldi ve yarın öğle namazındamüdürümüzün, kız öğren-cilere imamlık yapacağını;öğle namazını cemaatle kıla-cağımızı haber verdi. O andanitibaren sınıfı bir fısıldaşmasardı. Hepimiz çok şaşırdık.Hiç beklediğimiz bir şeydeğildi. Hele kimüdürümüzün bize imamlıkyapacağı... Bu şaşkınlıkla be-raber gurur ve telaş da geldi.Ertesi sabah okulageldiğimizde arkadaşlarımöğle arasından epey bir önce-okula gelir gelmez- etekkapma yarışına girdiler. Birsüre sonra sadece benimarkadaşlarımın değil; bütün

okuldaki kız öğrencilerin, buyarışın içerisinde olduğunu an-ladım. Zaten bir süre sonra datartışmaya girilecek etek, bayanmescidinde kalmamıştı. Aramızdanormalde namaz kılmayanarkadaşlarımız dahi o gün abdest-leriyle, başörtüleriyle gelmişlerdi.Hatta açık olan arkadaşlarımız na-mazdan sonra bir süre dahabaşörtüleriyle durdular. Öğle arasıolup namaz vakti geldiğinde hasır-lar okulumuzun koridoruna ser-ilmeye başlandı. O serilen hasırlarbile mutlu etti beni.Arkadaşlarımın hevesi, çabası,öğretmenlerimizin bu etkinliği engüzel şekilde yürütebilmek içingösterdikleri emek, oradan orayakoşuşturmaları...

Cemaatle öğle namazını kıl-mamız ve ardından

müdürümüzün yaptığı konuş-mayla İmam Hatip farkını yenidenanladık. Kendimizi özel hisset-memizi sağladı bu konuşma.Tekrar Allah'a, İmam Hatipliolduğumuz için şükrettik.

Daha önce böyle bir etkinliği;özellikle okul müdürünün, bizzatöğrencilerine imamlık yapmasınıne duymuşluğum var ne de gör-müşlüğüm. Başka İmam HatipLiseleri, bu etkinliği yapmışlar mı,yapmamışlar mı, yaparlar mı?Hiçbir fikrim yok. Benim için veeminim diğer arkadaşlarım için deçok güzel bir lise anısı oldu. Sayınokul müdürümüze ve değerliöğretmenlerimize, bu güzel anı bi-zlere yaşattıkları için teşekkürediyor; Allah'a böyle güzel anlarıtekrar tekrar yaşatması için duaediyorum.

OKUL MÜDÜRÜ İMAM OLURSA

Elif TaşkıranSAAİHL öğrencisi

BİR NESLİN ÖNCÜSÜ CELAL HOCA MAHMUD CELALEDDİN ÖKTEN

Yusuf ANIK 11/E

İmam Hatipli olmak…Bu ifadeyi anlatmaya keli-

meler yetmez. Fakat en önemlive en kısa şekilde ifade etmeyeçalışacak olursak: Dinimiz İs-lam’ı öğrenmek, öğrendikleri-mizi hayata geçirmek veçevremize örnek olmak…

İslam’ı nasıl yaşayacağız,nasıl ibadet edeceğiz gibi birçokkonuyu aslında çevremizden,anne babamızdan veya yazınbirkaç ay gittiğimiz Kur’an kurs-larından yüzeysel olarak öğre-nebiliyoruz. Fakat İmamHatipte bunları ayrıntısıyla öğ-rendiğimiz gibi İmanı ve neyeniçin inandığımızı da öğreniyo-ruz.

İmam Hatipli olmak aslındabir ayrıcalıktır. Dinimizin yücekitabı Kur’an-ı Kerim'i ve akaid,fıkıh, siyer gibi dini dersleri öğ-rendiğimiz gibi bunun yanındaKur’an dili olan Arapçayı daöğreniriz. Bunu azımsamayın,

bir de İngilizce olunca bir dil bi-liyordun oldu üç dil. Her dil birinsan derler…

Biraz kendimden örneklerleanlatayım İmam Hatibi… İmamHatip öğrencisi olmasaydımtecvitleri, harfin ağızdan nasılçıktığı gibi pek çok bilgiyi edine-mezdim. Başlangıçta biraz zor-landığım zamanlar oldu ancakson sınıfa gelince sıfır sıkıntı varAllah'a şükürler olsun. O kadarda zor değilmiş. Sadece ders-lerle sınırlı değil öğrendiklerimiztabi ki. Dışarıda nasıl davrana-cağımızı, nasıl konuşacağımızıda öğretiyor İmam Hatip bize.Aslında sadece öğretmiyor, eği-tiyor da… Ya da şöyle desekdaha iyi olur, sen İmam Hatipliolduğunun bilincinde olup onagöre hareket etmen gerektiğinibiliyorsun.

İmam Hatipli olmak ayrıca-lıktır demiştik. Evet, gerçektende öyle. İmam Hatipli olmak ki-

şiye bir itibar katıyor. Top-lumda İmam-Hatipli olduğunukarşındaki kişi bildiğinde sanakarşı tavrı bile değişiyor, birsaygı duyuyor, itibar ediyor, iti-mat ediyor. Bu bizim şahsımız-dan değil aslında, bizimmilletimiz İmam Hatibi veİmam Hatiplileri seviyor, bağ-rına basıyor. Ne mutlu bize, bizibağrına basanlara…

İmam Hatiplerin geçmişinebaktığımızda da İmam Hatiplerçok zorlu günler geçirmiş, yerigelmiş kapatılmış, yeri gelmişkatsayı engeliyle üvey evlatmuamelesi görmüş. Bu zor gün-ler de milletimiz sayesinde aşıl-mış, halkımız her zamanyanımızda olmuş, İmam Hatip-lerin kapanıp gitmesini engelle-miştir. Kısacası ülkede ne tuhafişler dönüyor belli değil ama al-nımızın akıyla bu zorlukları dayendik, yeneceğiz de inşallah…

İMAM HATİPLİ OLMAK

Ali DÜZENLİ - 12/D

SAHID

Page 4: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

İlk defa 1913 yılında imam ve hatipyetiştirmek üzere “ıslâh-ı medâris”programı çerçevesinde Medresetü’l-

eimme ve’l-hutabâ adıyla bir okul açıl-mıştır. Ancak 1924’te Tevhîd-i TedrîsatKanununa göre bütün medreseler ka-patılmıştır.

İmam hatip mektepleri (1924-1930)

Aynı kanunun 4. maddesi medre-selerin kapatılmasına karşılık, imamlıkve hatiplik gibi dini hizmetlerin görüle-bilmesi için ayrı okullar açılmasını ön-görüyordu. Kanunda öngörülen buokullar, 1924 yılında imam hatip mek-tepleri adı altında 29 merkezde açıldı.Kapatılan Medresetü’l-irşâd ve taşramedreseleri öğrencilerinin bir bölümüyeni açılan imam hatip mekteplerininfarklı sınıflarına yerleştirilmiş, bu se-beple, 1923-1924 öğretim yılında 29yerde 2258 öğrenciyle açılan bu mek-teplerin bazısı öğretime başladığı yılmezun vermiştir. Okullar, 4 yıllık orta-öğrenim seviyesinde idi. Daha çok de-neyimli eğitimcilerdi ve amaçlarıcumhuriyete bağlı, aydın din adamlarıyetiştirmekti. Ders saatlerinin çoğu

bilim ve yabancı dil dersleriydi ve dinleilgili dersler ikinci plandaydı. 1929 yı-lında sayıları ikiye düşen imam hatipmektepleri 1930’da öğrenci yokluğunedeniyle tamamen kapatılmıştır.Osman Nuri Ergin, imam hatip mek-teplerinin öğrenci bulunamadığı içinkapandığını belirtir. Fakat genel kabulegöre bu okulların kapanmasının asıl se-bebi sorumlu makamların ilgisizliği vemezunlarının, gerek öğrenimlerini sür-dürme gerekse meslek elemanı olmaaçısından istikbale dair bir beklentileri-nin kalmamasıdır. Nitekim mezun olan-lardan isteyenlere öğrenimlerine devametme imkânı sağlanmadığı gibi 1926’dabir kısım din görevliliği kadroları kaldı-rılmış ve 1927’de Şûrâ-yı Devlet’in al-dığı bir kararla din görevliliği memursınıfından sayılmayıp bu karar uyarıncabütün elemanlar görevden uzaklaştırıl-mıştır. Dolayısıyla imam hatip mektebimezunları için din görevliliği cazip ol-maktan çıkmış, bu görev tamamenfahrî olarak yürütülmeye başlanmıştır.1927’de ortaokulların, 1929-1931 yıl-ları arasında ilkokullarla öğretmenokullarının programlarından din bilgisiderslerinin çıkarılması ve 1933’te İstan-bul Darülfünunu İlâhiyat Fakültesi’ninkapatılmasıyla, Tevhîd-i Tedrîsat Kanu-nu’nun âmir hükmüne rağmen tari-hinde ilk defa ülkede örgün din eğitimve öğretimi tamamen kaldırılmıştır.

1947’de toplanan CHP VII. Ku-rultayı’nda ve meclis müzakerelerindedin eğitimi tekrar tartışmaya açılmıştır.Bu kurultayda Hamdullah Suphi Tan-rıöver, din görevlisi sıkıntısının ulaştığıhad safhayı örneklerle anlatıyor ve ölü-leri zamanında gömmek için imam bu-lunamadığını söylüyordu. DöneminDiyanet İşleri Reisi Ahmet Hamdi Ak-

seki de bir raporunda, camilerde halkanamaz kıldıracak ve hutbe okuyacakimam ve hatip yokluğundan şikâyetediyor, bazı köylerde cenazelerin kaldı-rılamadan günlerce ortada kaldığını bil-diriyor, öte yandan birtakım bâtıl inançve yalancı tarikatların memleketin hertarafına yayılmakta olduğu uyarısındabulunuyordu. Halkın yanında bazı ay-dınların, siyaset ve devlet adamlarınında hissettiği bu ihtiyaç karşısında ilkdefa 15 Ocak 1949’da İstanbul ve An-kara’da olmak üzere imam hatip kursuadıyla on aylık bir öğretim kurumu açıl-mış, daha sonra bunların sayısı onaçıkmıştır. Ülkenin din görevlisi ihtiyacı-nın karşılanması düşüncesiyle ortaokulmezunlarından askerliğini yapmış olan-ların kabul edildiği bu kurslar 1958 yı-lına kadar devam etmiştir.

İmam hatip okulları (1951-1972)1950 seçimlerinin getirdiği iktidar

değişikliği ve özgürlük ortamı çerçeve-sinde din eğitimine duyulan ihtiyaç,geniş bir toplumsal talep olarak dahayoğun bir şekilde dile getirilmeye baş-landı. 1950 seçimlerinden sonra ikti-dara gelen Demokrat Parti (DP), seçim

dönemlerine söz vermiş olduğu imamhatip okullarını (İHO), halka verdiğisözü tutarak iktidarının ilk yılında MillîEğitim Bakanlığı Tevhîd-i Tedrîsat Ka-nunu’nun 4. maddesine istinaden İHO'nun açılmasına karar verildi ve bu ka-rardan dört gün sonra birinci devresidört, ikinci devresi üç yıl olan yedi yılsüreli ve bir bütün teşkil eden İHO1951-1952 döneminde yedi ilde (İstan-bul, Ankara, Adana, Konya, Kayseri,Maraş, Isparta) öğretime başladı. 1963-1964 öğretim yılında İHO' ya ilk defaparasız yatılı öğrenci alınmaya başladı.İHO sayısı 1970-1971 döneminde yet-miş ikiye çıktı. Nihayet İHO' nun ilkmezunlarını verdiği 1954-1955 öğretimyılında bu okulların üç yıllık lise kısmıda açıldı.

1976'da kızını İHL' ye kaydetmekisteyen bir velinin hukuk mücadelesisonucu o güne kadar sadece erkek öğ-rencilerin alındığı İHL' ye Danıştay ka-rarı ile kız öğrenci alınmaya başladı.

İHO mezunlarının yükseköğrenimgörmesine imkân vermek amacıyla ilki1959’da İstanbul’da olmak üzere Yük-sek İslâm Enstitüleri açılmıştır. 20 Tem-muz 1982 tarihinde İlâhiyatfakültelerine dönüştürülene kadar buokullara sadece imam hatip lisesi me-zunları kabul edilmiştir.

Başlangıçtan itibaren imam hatipokullarının binalarının büyük kısmınıhalk yaptırmıştır. Toplumun imamhatip okullarına olağanüstü ilgi göster-mesi ve destek olması sebebiyle buokullar açıldığı günden itibaren zamanzaman siyasî polemiklere konu olmuş,bu arada sayılarının azaltılması veya ta-mamen kapatılması yönündeki teklif veçalışmalara rağmen sayıları sürekli artışgöstermiştir.

27 Ekim 1965’te kurulan Süley-man Demirel hükümetinin progra-mında ilk defa imam hatip okullarızikredilerek bu okullar için yükseköğre-timin açık tutulacağından söz edilmiş,ardından okul ve öğrenci sayısı art-maya devam etmiştir. Meselâ 1964-1965 öğretim yılında okul mevcuduyirmi altı, orta ve lise kısmındaki top-lam öğrenci sayısı yaklaşık 11.000 ikendört yıl sonra okul sayısı altmış dokuza,öğrenci sayısı 42.750’ye ulaşmıştır.Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve TerbiyeKurulu 1971 tarihinde aldığı bir kararlafarklı derslerden sınava girmek şartıylaimam hatip okulunun bir sınıfından li-seye veya lise dengi başka bir okulageçme imkânı tanınmış, bundan sonrabirçok imam hatip okulu mezunu liseimtihanlarına girip lise diploması alarakçeşitli fakültelere girmiştir. 1972’de ya-yımlanan “Millî Eğitim Reformu Strate-jisi’yle ilgili kararnâme ile imam hatipokulu adı imam hatip lisesi şeklinde de-ğiştirilmiştir. 1973’te çıkarılan 1739 sa-yılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile imamhatip liseleri “imamlık, hatiplik veKur’an kursu öğreticiliği gibi dinî hiz-

metlerin yerine getirilmesiyle... Hemmesleğe hem de yükseköğretime hazır-layıcı programlar uygulayan öğretimkurumları” şeklinde tanımlanarak buokulların, kuruluşundan itibaren ilkdefa güçlü bir kanunî dayanağa kavuş-turulması yanında o güne kadar sadeceYüksek İslâm enstitülerine girebilenmezunlarına çeşitli yükseköğretim ku-rumlarına girme imkânı verilmiştir.

12 Eylül 1980 askeri darbesindensonra 1985’e kadar yeni İHL açılmadı.12 Eylül yönetimi tarafından TemelEğitim Kanunu’nun 32. maddesindeyapılan bir değişiklikle İHL mezunları-nın üniversitelerin tüm bölümlerine gi-debilmesine olanak tanıdı.

Anadolu imam hatip liseleri1985'te ilk Anadolu imam hatip

lisesi olan Kartal Anadolu İmam HatipLisesi (Eski adı: Beykoz Anadolu İmamHatip Lisesi) açıldı.

1980'lerin sonuna gelindiğindeİHL' ler okul sayısı olarak fazla artırıl-madı ancak bağlı şubeler açılarak; öğ-renci sayısı arttırıldı. 1997’yegelindiğinde, Anadolu imam hatip lisesisayısı 7 iken, bunlara bağlı şube sayısı100’e ulaşmış; kısacası Anadolu imamhatip lisesi sayısı aslında 107' yi bul-muştur.

28 Şubat süreciTürk Sanayici ve İş Adamları

Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlattı-rılıp 1 Temmuz 1990’da yayımlananraporda imam hatip liseleriyle ilgiliolumsuz görüşler ileri sürülmüştür.Özellikle bu okulların giderek yaygın-laşmasının bir kültür ikiliğine yol açtığı,Tevhîd-i Tedrîsat ilkesine aykırı sonuç-lar ortaya çıkardığı belirtilerek imamhatip liselerinin yeniden düzenlenmesive öğrenci sayısının istihdam kapasite-

sine göre sınırlandırılması istenmiştir.Yine Türk Sanayici ve İş Adamları Der-neği’nin 1997’de hazırlattığı rapordaimam hatip liseleriyle ilgili bazı iddialarortaya konduktan sonra bu okullarınmeslek lisesi statüsüne uygun bir ya-pıya kavuşturulması, bir kısmının genelya da teknik liselere dönüştürülmesi,okullara kesinlikle kız öğrenci alınma-ması, sekiz yıllık zorunlu ilköğretiminkabul edilerek imam hatip liselerininorta kısımlarının kapatılması gerektiğibildirilmiştir.

Gerek bu tür raporların gerekse1996’da toplanan XV. Millî Eğitim Şû-rası’nda alınan kararların tartışıldığı sı-rada konu 28 Şubat 1997’de toplananMillî Güvenlik Kurulu’nda da ele alın-mış ve bu kurul, dönemin hükümetinesekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretimegeçilmesi yönündeki kararını bildirmiş-tir. Tartışmaların daha da şiddetlenmesiüzerine hükümet değişikliğine kadarvaran siyasî gerilimlerin ardından 16Ağustos 1997 tarihinde dönemin baş-bakanı Mesut Yılmaz döneminde çıka-rılan 4306 sayılı sekiz yıllık kesintisizöğretim yasası, İHL' lerin ortaokul kıs-mının kapatılmasına yol açtığı için buokullar açısından bir dönüm noktasıoldu. Yasa ile imam-hatip liseleri dörtyıllık liseler haline gelmiş oldu. Bütünilköğretim okullarında tek tip programuygulayan model benimsenmiş, bu su-retle diğer meslek liseleriyle birlikteimam hatip liselerinin de orta kısmı ka-patılmıştır.

İmam hatip okullarının açılmasınısağlayan kamuoyunun başlangıçtan iti-baren bu okullardan asıl beklentisi, dinhizmetlerini yürütecek ve toplumundinî konularda bilgilenme ihtiyacınıkarşılayacak ehliyetli elemanların yetiş-tirilmesiydi. Gerçekten imam hatipokulları bu beklentiyi karşılamadabüyük ölçüde başarılı olmuştur.

Türkiye’de genel olarak yaygınöğretimde başarı seviyesinin düşük ol-duğu bilinmektedir. Buna rağmen hal-kın dinî ve din dışı konulardaki bilgi vekültürünün yükseltilmesinde imamhatip liselerinin büyük katkısının ol-duğu muhakkaktır. Her şeyden önceimam hatip liseleri, halka örgün ve yay-gın din eğitimi ve öğretimi veren baş-lıca kurumlardır. Türk toplumuna dinindoğru öğretilmesi büyük ölçüde imamhatip liseleri sayesinde mümkün olmuş-tur. Bu okulların gelişmesiyle çeşitligruplarca yürütülmeye çalışılan dinî gö-rünümlü bazı oluşumlar tutunamamış,yine bu okulların öğretime başladığı1950’li yıllardan itibaren toplumdabid‘at ve hurafe türü inanç ve uygula-malarda düşüş gözlenmiştir. Öte yan-dan ülkenin birçok yerinde çocuklarınınokullarda öğrenim görmesini isteme-yen, özellikle kız çocuklarını okutmakkonusunda direnen halk kesimlerininbu zihniyetten kurtarılmasında enbüyük pay imam hatip lisesinden yetiş-miş gençlere aittir. Büyük çoğunluğuköy çocuğu olan bu yeni nesil, dahaokul sıralarında iken düzenlenen halkaaçık dinî ve kültürel programlarla çeşitliyarışmalardaki başarılarıyla toplumungüvenini, ilgi ve desteğini kazanmış,halkla bütünleşerek onlara İslâm dini-nin ilme ve okumaya verdiği önemi an-latmayı başarmıştır. Ayrıca yurtdışındaki vatandaşların dinî ve ahlâkîdeğerlerini, millî kimliklerini korumala-rında, bu ülkelerde din görevlisi olarakhizmet veren İmam-Hatip Lisesi men-şeli elemanların katkıları olmuştur. Aynızamanda Türk toplumunun çağdaş-laşma sürecini yaşarken dinî ve millîkimliğini koruması, yozlaşmaya uğra-maması hususunda da önemli görevlerüstlenmiş, bunun yanında İslâm dinininbirlik, beraberlik, kardeşlik gibi ilkelerinihalka taşıyarak millî birliğin geliştiril-mesi ve güçlendirilmesinde hizmet et-miştir.

İmam hatip liselerinin kuruluşun-dan itibaren daima halkın teveccühünemazhar olması, zaman zaman bu okul-lar üzerinden lehte ve aleyhte siyasetyapma sonucunu doğurmuş, siyasî veideolojik sebeplerle okulların kapatıl-

ması veya sayılarının azaltılması, me-zunlarının yükseköğretim imkânlarınınkısıtlanması gibi talepler gündeme gel-miş, fakat bu talepler halkın teveccühüsayesinde genellikle kabul görmemiştir.Ancak özellikle 1980’lerden sonra bazıpolitik çevrelerin bu okulları çeşitliamaçlarla siyaset gündemine taşımasırakip kesimleri ve görüşleri karşı tavır-lara yöneltmiştir. Böylece imam hatipliseleri bilhassa 1997-1998 yıllarındaülkenin en önemli gündemi haline gel-miş, sonuçta bu okulların orta kısmı ka-patıldığı gibi, yapılan bir düzenleme iletaban katsayısı uygulamasına geçilerekimam hatip lisesi mezunlarının ilâhiyatfakültesi dışındaki yükseköğretim ku-rumlarına girmeleri büyük ölçüde güç-leştirilmiştir.

Yaşanan bu tartışmalar, getirilenyeni düzenlemeler, özellikle yükseköğ-retim kurumlarına girme imkânının dar-altılması bu okullara ilginin azalmasınasebep olmuştur.

Üniversite sınavlarında katsayıuygulaması

1998 yılında YÖK ve ÖSYM tara-fından üniversite sınavı puanları hesap-laması ile ilgili olarak alınan bir karar,imam hatip liseleri açısından büyükönem taşır. Karar, meslek lisesi mezun-larının ortaöğrenim başarı puanlarınınhesaplaması sırasında mezun puanların0,5 yerine 0,2 katsayısı ile çarpılmasıyönündeydi ve bu uygulama, diğer tek-nik lise ve meslek lisesi mezunları ilebirlikte imam hatip lisesi mezunlarınında üniversitede kendi alanları dışındabölümlere girmesini engelleyecek nite-likteydi. Nitekim Anadolu imam hatipliseleri katsayı kararı öncesinde öğren-cilerinin yüzde 75'ini 4 yıllık fakültelereyerleştirmeyi başarmakta iken katsayıkararıyla bu oran yüzde 25'e düştü.2009 yılında katsayı uygulamasının kal-dırıldığı açıklandı ancak bu karar, Da-nıştay tarafından iptal edildi. Katsayıfarkının azaltılmasına yönelik bir uygu-lama yapılması sonucu 2011 yılındanitibaren imam hatip mezunlarının kendialanları dışındaki üniversite bölümle-rine girmesi imkânı yeniden ortayaçıktı. İmam hatip lisesi mezunlarınınüniversite sınavlarındaki başarısı yeni-den yükseldi. 1 Aralık 2011’den itiba-ren puan sistemi tamamen ortadankalktı.

İmam hatip ortaöğretimin yeni-den açılması

İlköğretim ve Eğitim Kanunu ileBazı Kanunlarda Değişiklik Yapılma-sına Dair Kanun ile birlikte 2012-2013eğitim öğretim döneminde imam hatipliselerinin ortaokul bölümleri tekraraçılmış ve 5. sınıf öğrencileri bu okul-lara kaydedilmeye başlamıştır.

Not: Bu yazı, Diyanet Vakfı İslamAnsiklopedisi'nin "İmam Hatip" madde-sinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

4 sayı: 1 Mayıs - 2016

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE İMAM HATİP

Ömer Faruk GÜLTEKİNİHL Meslek Dersleri Öğretmeni

SAHID

İmam Hatip Liseleri’nin açılmasındabüyük emekleri geçen Merhum Celal Hoca

Page 5: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

İmam hatip okulları Türkiye’de cumhuriyetinilk yıllarından sonra 1950’li yıllarda halkındin görevlisi ihtiyacını karşılamak üzere ku-

rulmuş lise düzeyinde okullar iken daha sonradevletin her kademesinde görev yapan vehalkın değer verdiği birçok kişiyi yetiştirenokullar olmuşlardır.

1950 seçimlerinden sonra iktidara geçenDemokrat Parti (DP), seçim dönemlerinde sözvermiş olduğu imam hatip okullarını, halkaverdiği sözü tutarak iktidarının ilk yılında açtı.Birinci devresi dört, ikinci devresi üç yıl olanyedi yıl süreli ve bir bütün teşkil eden imamhatip okulları 1951-1952 döneminde yedi ildeaçıldı. Daha sonra imam hatip liselerinedönüştü. Tarihsel sürecini yazmak kolay olsa daaçılış sürecinde yaşananlar, bunun hiç de kolayolmadığını gösterir. Birçok insanın büyükfedakârlıklar yapması ile bu okullar açıldığın-dan, bunu iyi bilmemiz ve unutmamamızgerekiyor.

Mahmut Celalettin Ökten (Celal Hoca)İmam hatip liselerinin kuruluşunda büyük

emeği geçen en önemli kişi Celal Hoca lakaplıMahmut Celâleddin Ökten’dir. İstanbul´daVefa Lisesi´nden edebiyat öğretmeni olarakemekli olan Celalettin Ökten, uzun süredirimam hatip okulları projesi üzerinde çalışıyor vedüşünüyordu. Hoca sadece bunu düşünmeklekalmamış, yazmış, çizmiş, hesaplamış, sonrasiyasal iktidar buna müsbet bakınca, konuyuAnkara´ya taşımış ve kabul ettirmişti. İmamhatip mücadelesinde Celâl Hoca'nın yanı sıradönemin Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı)Tevfik İleri ve Başbakan Adnan Menderes'in degayretleri dikkat çekiyor.

İşte “Ankara'da bir ay süründüm” diyenCelâl Hoca'nın ağzından aktarılan göz yaşartıcıhikâye: İmam hatip okulları için nasıl izinalındı?

Merhum Celâleddin Ökten Hocamız şöyleanlatmıştı: “Memleketimizde 1940'lı yıllarda,halkın ağzında dolaşan bir söz vardı: Ce-nazelerimizi yıkayacak imam kalmayacak!..”Bu söylentide doğruluk payı vardı. Zamangeçtikçe, bu halin daha da kötüleşeceği belliidi. Fakat asıl tehlike şu idi ki: Milletin imanınıyıkayacak, ruhunu yıkayacak, aklını yıkayacakhoca kalmamıştı; kalmayacaktı...

Menderes Hükümeti’nin Milli EğitimBakanı Tevfik İleri

Tevfik İleri talebem idi…Ne yapıp edip bir imam hatip okulunun

açılmasına arkadaşlarla karar verdik... Elimdebaston, rahatsız halimle trene bindim;Ankara'ya gittim. (Hocamız o gün 70 yaşındaidi.) O günün Maarif Vekili olan Tevfik İlerimerhum, talebelerimden idi. Terbiyeli birtalebe idi. Beni unutmamıştı. Tevfik İleri iledaha önce bu konuyu konuşmuştum, "HocamAnkara'ya gelin. Ümit ederim ki, inşallah buimam hatip kararını çıkarırız" demişti.

Ankara'da bir otelde kaldım. Günlergeçiyor, Tevfik İleri'nin verdiği emirler, TâlimTerbiye Dairesi'nden bir türlü çıkmıyordu. Beklebekle bir ses yok... Fakat işin bu kadar zor ola-cağı, masonların, dönmelerin Bakan'ı dahi din-lemeyecekleri hesapta yoktu. Bir ay uzayacağınıise hiç beklemiyordum...

Talim Terbiye Müdürü: ’’Karar, bizimsalâhiyetimizin dışındadır. Parlamento'dan birkanun çıkması lâzım. Biz böyle bir izin vere-meyiz" diyor, direniyordu.

Param bitti, çay ile ekmek yiyorum…Bir ay Ankara'da süründüm. Param bitti.

Akşamları, otelden aldığım çayla, odamda ek-meği çaya batırıp yemek zorunda kaldım. Artıkuykularım kaçıyordu. Nihayet bir gün, artık çoksıkıldım, rahatsızlandım..’’Buradan doğru trenegideyim" diye kalktım. Yalnız Tevfik İleri Bey'ebir daha uğrayayım, hem veda edeyim dedim.

-"Tevfik Bey, ben gidiyorum..." dedim...Üzüldü; düşündü:

-"Hocam iyi sabretmişsiniz... -Son bir çare olarak, meseleyi Adnan Bey'e

açalım" dedi.Birlikte Adnan Menderes Bey'e, başvekâlete

gittik. Vaziyeti anlattık. Adnan Bey hayret etti,üzüldü. Tâlim Terbiye Dairesi'ndeki bir adamın,Bakan'a karşı koyduğuna şaştı,

-’’Yarın bakanlıkta konuyu birlikte inceleye-lim’’,dedi.

Ertesi gün Tevfik Bey'le birlikte Tâlim Ter-biye'ye gittik. O memurun masasında ikenBaşbakan geldi. Girer girmez selâm verdi.Sonra:

-“Tevfik Bey neredesin yahu! Ne zamansorsam, Tâlim Terbiye'de diyorlar! Nedir bu?Allah aşkına senin Tâlim Terbiye'de bu kadarne işin var?”

-“Efendim, Celâl Ökten Hoca, benim ho-camdır. Bir aydan beri buradadır...”

-“Hayırdır ne işi varmış?” Tevfik Bey, “Efendim, böyle böyle...” diye

anlattı...Lâzım olanı yazın, ben imza edeyim!Adnan Bey, memura sordu:-"Beyefendi bunun mahzuru nedir?" -"Efendim, bana mesuliyetimin dışında bir

teklif yapılıyor. Ben böyle bir karar veremem.Böyle bir müsaadeyi benden istiyorlar. Bendençıkması lâzımmış. Binaenaleyh mevzuat böylebir karar vermeme müsaade etmez. Vekil Beyüzerime büyük baskı yapıyor..."

-"Peki, Tevfik Bey'in verdiği talimat kâfigelmiyorsa; emri ben vereyim: Bu emri gününBaşvekili vermiş deyin..."

-"Muhterem başvekilim, ben mesul olurum;

şifahî emir beni kurtarmaz..."-"O halde, lâzım olanı yazın, ben imza

edeyim..."Merhum Adnan Menderes'in bu kararlı tavrı

karşısında, artık Tâlim Terbiye Dairesi Başkan-lığı'nın söyleyecek sözü kalmadı, evrak imza-landı.

Celal Hoca: -“Bizim vekâletten bir şey istediğimiz de

yok... Binayı bulacağız, kirası, bakımı; idare-ciler, öğretmenler, hademe vs. maaşları, hepsibize ait olacak...”

Tevfik Bey de sormuştu:-"Hocam nereye açacaksınız? Kimler okuta-

cak?’’ -"Siz hele bize bir izni verin; Allah'ın lutf ü

keremi ile onlar bulunur..." O gün, benim için bayram oldu. İstanbul'-

dan telgraf çekip sorarlar: “Ne zaman gele-ceksin? Geldim, geliyorum” derken, neysemüjdeyle döndüm. Ne evlendiğim gün, ne deicazet aldığım zaman böyle sevindim.

“Yâhu geçen günler, nasıl unutuluyor; bun-ları bilmek lâzım... Tarih bunun için, ibretalmak için lâzımdır.” diye anlatır Celal Hoca.

Bakan Tevfik İleri’nin projeyi kabuletmesinin ardından 13 Ekim 1950 tarihliMüdürler Komisyonu Kararı ile imam hatipokulları, 1951-52 öğretim yılında ilkokula day-alı dört yıl öğrenim süresi olan okullar olaraköğretime başladı. İstanbul başta olmak üzereAnkara, Konya, Adana, Isparta, Kayseri veKahramanmaraş´ta ilk imam hatip okullarıaçıldı. Bu okulların birinci devreleri 1954-1955ders yılında mezunlarını verince, ikinci devresi(lise) üç yıl olarak açıldı ve böylece yedi yıllıkimam hatip okulları, Türk eğitim tarihindekiyerini aldı.

İmam hatip liselerinin tarihinde gerekmezunları, gerekse Türkiye´nin kalbinin attığıbir şehirde olması nedeniyle İstanbul İmamHatip Okulu adeta İHL’lerin sembolü oldu. İlkolarak Samatya Etyemez´deki imam hatip kur-sunun imam hatip okuluna dönüştürülmesiylefaaliyetine başlayan İstanbul İmam HatipOkulu, vakit geçirilmeden İstanbul Vefa´da eskibir bina, çevreden toplanan yardımlarla okulhaline getirilerek eğitime başladı.

İmam hatip okullarının açılmasıyla ilgilibirçok engel varken Celal Hoca ümidini hiç yi-tirmez ve 'Allah var, gerisi teferruat. O bir kapıaçar elbet!' şuuruyla mücadelesini sürdürür.İmkânları var eden Allah, onun karşısına AdnanMenderes gibi yaptıklarının bedelini hayatıylaödeyen bir Başbakan ve Tevfik İleri gibi yaptık-larının bedelini ailesinden koparılıp hapsedilenbir Bakan çıkarır. Okullarımızın açılışına vesileolan kahramanımız, bu iki isimle birlikte bir mü-cadeleye girişir. Sonunda "zafer inananlarındır."

1951'de İstanbul İmam Hatip Okulu açılırve Celal Hoca ilk müdürolarak tayin edilir. Vefatettiği 1961'e kadarokullarımıza hizmette bu-lunur. Tüm gayreti çağıngereksiniminin farkında,temsilcisi olduğumuzİslam medeniyetinin bil-incinde olacak insanyetiştirmek olan üs-tadımızın düsturu kendiifadesiyle kelimelere şöyledökülür:

"Asrın ihtiyaçlarınımüdrik, Doğuyu ve Batıyıbilen, münevver, aydındesinler diye dinden tavizvermeyen, dindar desin-ler diye de dinden tavizvermeyen, tavizsiz fakatmüsamahakâr bir genç-lik..." Celal Hoca gayretli,aynı zamanda sabırlı ve

kanaatkâr bir anlayışla eski kültürün yeni nesleaktarılmasında başarılı hizmetler gerçekleştirdi.

İlk imam hatip okulunda okuyan öğrenci-lerin anlattıklarına göre Celal Hoca öğrencilerve okul için her konuda bildiğimiz vebilmediğimiz büyük fedakârlıklar göstermiş, yerigeldiğinde okulun onarımında inşaatta çalışmış,yeri geldiğinde imkânlar kısıtlı olduğundan okultuvaletlerini temizlemiştir.

Allah senden razı olsun, mekânın Cennetolsun, yolunun yolcusuna da selam olsun! CelalHoca 21 Kasım 1961 tarihinde vefat etti.Edirnekapı (Sakızağacı) Şehitliği'ndeki ailekabristanına defnedildi.

İmam hatip liseleri ilk açıldığı zaman birçokdeğerli hoca orada ders vermek için büyükfedakârlıkta bulunmuştur. Bunlardan biri olanMehmet Zekai Konrapa, memuriyet hayatındanemekli olduktan sonra İslam Tarihi ve Siyer ho-cası olarak ilk imam hatip okulunda bir süreöğretmenlik yapmıştır.

İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek der-slerinde Celaleddin Ökten, Hasan Basri Çantay,Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Mehmet So-fuoğlu, Mahir İz, Ömer Nasuhi Bilmen ders

okutmuştur. Kültür derslerinde Nurettin Topçuhocalık yapmıştır.

İmam hatiplerle ilgili birçok kitap yazaneğitimci Yrd. Doç. Dr. Mustafa Öcal; imamhatip liseleri mücadelesini, kısa ve öz tanımıyla“Müslümanların varoluş mücadelesi” olarakgördüğünü ve bu günlere kolay gelinmediğini,imam hatip liselerinin dünü-bugünü-yarını üzer-ine söylenmesi gereken birçok konu olduğunuve bunlara dikkat etmemiz gerektiğiniyazılarında bahsetmektedir.

Henüz lise kısmı bile olmayan imam hatipokullarına sadece dinlerini öğrenmek için kayıtyaptırıp, bin bir fedakârlıkla okuyan ilk mezun-lar, bugün birer ´profesör ve din otoritesi´olarak Türkiye’ye hizmet ediyor:

Prof. Dr. Hayreddin Karaman, Prof. Dr.Saim Yeprem, Prof. Dr. İsmail Karaçam, Prof.Dr. Bekir Topaloğlu, eski Diyanet İşleri BaşkanıTayyar Altıkulaç, eski İstanbul Müftüsü Selahat-tin Kaya... Ve 1951´den bugüne kadar ilahiyatve diyanet sahasında hizmet veren onlarcakaliteli isim... Onlar, imam hatip okullarının ilköğrencileri ve mezunları olmanın hem bahti-yarlığını, hem de zorluğunu yaşadılar. İstan-bul´da Celalettin Ökten, diğer illerde onun gibibirçok manevi kahramanın "Siz Türkiye´yelazımsınız" diyerek yetiştirdiği ilk mezunlarlabugünün birer "otoriteleri" olarak ilk İHL´lerikonuştuğumuzda:

O zaman madden ve manen büyük zorluk-lar içinde okuduklarını, kendilerinin imamhatipte okuduğu için yakın çevrelerinde hattaokuldaki bazı dinden uzak öğretmenlerce hor-landıklarını, buna rağmen kendi azimleri, halkınbu okulları sahiplenmesi ve hocalarının teşvikiile başarılı bir şekilde okuduklarını belirtmişler,daha sonra Türkiye’nin yönetiminde ve dinihayatının gelişiminde bugüne kadar büyük roloynayan değerli âlimler ve saygın kişiler ol-muşlardır. İmam hatiplerin açılmasındangünümüze kadar gelmesinde ve gelişmesindeemeği geçen herkesi hayırla ve minnetle anıyor,bu okulların daha büyük başarılara imza at-masını Yüce Mevla’dan niyaz ediyoruz.

Not: Bu yazı, İmam hatip okullarına büyükhizmetleri dokunan hocaların hatıralarından vegörüşlerinden derlenmiştir.

5sayı: 1 Mayıs - 2016

İMAM HATİP LİSELERİNİN KURULUŞUVE BAZI HOCALARIN HATIRALARI

Yaşar TEKİNİHL Meslek Dersleri Öğretmeni

SAHID

Mahmud Celaleddin Ökten, nâm-ı diğer Celal Hoca!

Page 6: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

6 sayı: 1 Mayıs - 2016

Ben, Sultan AlparslanAnadolu İmam Hatip Lis-esi'nin ilk öğrencilerindenim

ve bu yazıyı da o vasıfla kaleme al-maktayım. Dört yılım nasıl geçti, ilköğrencilerden olmanın avantajlarıve dezavantajları neler, imam hati-pli olmak nasıl bir şeydir bunlaradeğineceğim. Geçen zamana karşınasıl geçmediğimizi anlatacakRabbe şükretmeyi, şükredecek çokşey olduğunu anımsatacağım inşal-lah...

Ortaokuldan mezun olduktansonra pek bir lise arayışınagirmemiştim açıkçası çünkü ulaşımanlamında en yakın lise adıyla namsalmış konumdaki İzzet Ünver Lis-esiydi. Ne nam ama... olur olmazinsanların olur olmaz laflarıarasında kaydımı yaptırmayıdüşündüğüm bir lise... İnsanlardaha kaydımı yaptırmamış olmamarağmen, sırf kayıt yaptırmayıdüşündüğüm için bile kötümuamele yapıyor, demediklerinibırakmıyor ve de gayet emin birüslupla o liseye gidersem ahlakiolarak bozulacağımı söylüyorlardı.Ama tezada bakın ki ağabeyim,kuzenlerim falan da o lisedenmezun iyi ahlaklı insanlardı yanimesele lise değil yetiştirme tarzıydı.Ulaşımın kolaylığı sebebiyle İzzetÜnver Lisesi'ne kayıt yaptırdım.Kayıt yaptırdığım zaman zarfındada birçok lisenin imam hatip ol-mayışına üzülüyordum. Derkenyaklaşık iki üç hafta gibi bir sürezarfında İzzet Ünver Lisesi'ne gittim.Aldığım duyumlar bizim lisenin deyakında imam hatip olacağıyönündeydi ve de oldu. Tabi imam

hatip olur olmaz kaydımı düzliseden sildirip imam hatip lisesineyaptırdım ve o dakikadan itibarenbir imam hatip talebesi idim. Za-manla imam hatip kavramınınkıymetini anlayan bir imam hatiptalebesi...

Okulumuz düz lisenin etkisiylebaşta yalnızca iki kat olarak hizmetverebildi. Bir katta kız imam hatiptalebeleri bir katta ise erkek imamhatip talebeleri şeklinde fakat bugüç imkânlara rağmen yine deküçükte olsa bir mescidimiz vardı,Allah lafzı ile yolumuza koyulmuş-tuk. Öyle ki mescidimiz bizimdışımızda düz lise talebelerinin deibadetlerini gerçekleştirdiği birmescit idi fakat buna rağmen insan-lardaki kulaktan dolma ön yargılarsürmekteydi. İzzet Ünver Lisesi'n-den ayrılma bir lise olduğumuz için"imam hatip" kavramına dahi saygıduymuyor, saçma sapan laflar sarfediyorlardı. Ancak söylenenlerinaksine imkânlarımız doğrultusundagüzel bir kutlu doğum programıdüzenlemiş ve insanların düşün-lerinin ve ön yargılarının ne kadaryanlış olduğunu göstermiş olduk.İşte o kutlu doğum programınınardından bence yolu da yarılamışolduk. Çünkü insanlar o kutlu pro-gramından duydukları haz iledüşünce olarak yumuşamış oldular.İkinci ve üçüncü senemizde yenikayıtlar ve nakillerle genişledik, ko-caman bir aile oluverdik. Üzüntüleryaşamadık değil, yaşadık çünküaramıza katılanların yanı sıraaramızda ayrılanlarda oldu meselabiyoloji öğretmenimiz Gülserenhoca, coğrafya öğretmenimiz

Merve Nur Hoca gibi ama üzüntü-lerin yanı sıra sevindiren olaylardayaşadık tanıdığımız yeni kişilersayesinde, edinilen başarılarsayesinde...

İmam hatip lisesine ilk tercihettiğim zaman zarfında "Kur'an-ıKerim ve Arapça dersleri zordur,diğer derslerle yürütemezsin"laflarını çok duydum ama çokşükür yürütebildiğim kadar yürüt-tüm ve bu sene son senem nasipolursa inşallah okulun ilk mezunlar-dan olacağım. Gördüm ki, bir şeyiyürekten istemek tüm zorluklarınüstesinden gelmek demek...

Müdürümüz Harun Sümbül,müdür yardımcılarımız; MehmetEmin Bey, Sedat Bey ve RemziyeHanım; iyi ki tanımışım dediğimkıymetli öğretmenlerim: SaniyeÇelik, Betül Sezer, Zehra Tetik,Bahar Gümüş, Nagehan Yıldız,Hatice Ersal, Tuğba Bulut, NilüferAydın, Nurettin Şengör, Ali Kaya,Harun İçöz, Abdulhamit Aykut,Yaşar Tekin, Ömer Faruk Gültekinve sevili arkadaşlarım... İyi ki imamhatip lisesine gelmişim ve bir-birinden kıymetli insanlartanımışım... İyi ki...

İlk senemizde bir hocamızimam hatip liselerindenbahsederken bir şeyi ortalık yerekoyarsanız kimse elini bile sürmezAllah korkusuyla demişti ve buifade bana başlarda o çok saçmagelmişti. Sonra zamanla o ho-camızın ne kadar doğru bir şeysöylediğinin farkına vardım çünkügerçekten de bir şeyi ortalık yerekoy kimse elini sürmez. Sonra birhocamızda o hocamız da oturduğu-

muz sıraların kıymetini bilmemizaçısından bir nasihat konuşmasıyapmıştı. O an o konuşmanın nekadar boş geldiğini anlatamamoysa şimdi anlıyorum kıymettenkastını ve okulu bitireceğim içinmutlu olmanın yanı sıra böylesinegüzel bir ortamdan mahrum ola-cağım için üzülüyorum.

İmam hatip lisesine başla-madan evvel ve başladığım ilk yıl-larda "Allah" lafzını der amayürekte hissedemez ve öze in-emezdim, en ufak bir şeyde sıkılırşükrü bilmezdim. Kardeşlik deyincealık alık bakar hiçbir şey hissede-mezdim. Peygamberimi bu denlibilemezdim. Kıskançlık ve gıybetnedir bilmeden içinde yüzerdim.Ne mutlu ki, imam hatipli olduktansonra şükretmeyi öğrendim.Kendim için değil Rabbinin rızasınıkazanmak adına ümmet için, inan-lık için yaşamayı öğrendim. HaniMevlana'nın bir sözü vardır ya"hamdım, piştim, yandım." Diyeişte tıpkı o söz gibi imam hatip lis-enin de okumak, her yılında apayrıbir kişilik oluyor sonunda da ken-dini buluyor insan. Neydim ve neoldum diyebiliyor. Rabbine hesapvereceğini idrak ederek içindeki ib-lise dönük nefse "dur" diyebiliyor...İşte imam hatipli olmak insanaböyle artılar getiriyor. İnsana insanolduğu bilincini veriyor ve doğruyolu bulduruyor. Bu yüzden iyi kiimam hatipliyim ve imam hatiplervar. İyi ki imam hatipliyim vegörmesem de varlığını bilip, hisset-tiğim ve aynı amaca hizmet ettiğimimam hatipli kardeşlerim var...

İYİ Kİ İMAM HATİPLİYİM

Senem YAKAN - 12/E

Okulumuzun Çanakkale gezisinden bir görüntü

SAHID

Page 7: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

7sayı: 1 Eylül - 2013SAHID

Ellerinde kitaplar, dillerinde lafızlar,

Her birinin gönlünde Allah aşkı var.

Çalışmanın ardı sıra gelen tevekkül ile tefekkür,

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar..

Çanakkale'de:

Elif Kadın, Ayşe Ana, Hatice Bacı;

Yiğit Ahmet, Kınalı Mehmed, Uzun Hasan idiler…

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar…

İsimleri değişse de görevleri değişmedi.

Devredildi ecdadından nesillere kutsal vazifeleri,

İslam'a hizmet mücadeleleri…

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar…

Kiminin hayali haklının yanında olmak,

Kiminin hayali fakiri doyurmak…

Farkında olmasalar da hayalleri esas fark!

Ümmetin açan en güzel günleridir onlar…

Kimi doktor, kimi mühendis,

Kimi hâkim, kimi avukat,

Görevleri hak mı hak,

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar…

Uçan atlar, öpücükle biten masallarla değil,

Hakikatin anlatıldığı peygamber kıssalarıyla büyüdüler.

Masala "masal" demeyi her zaman bildiler.

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar…

Dünyevî şeyler için değil, ahiret için gözyaşı döktüler,

Resulullah’tan ayrı olmayı keder bildiler.

Yalnızca dini konularda üzüldüler,

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar…

Yol göstericileri belliydi, yol gösteren oldular,

Teşvik edenleri belliydi, teşvik eden oldular,

Sevmeyi bilip: canan uğruna can verdiler.

"İmam hatipli" derler onlara

Ümmetin açan en güzel gülleridir onlar..

ÜMMETİN AÇAN EN GÜZEL GÜLLERİ

Zeynep EROL - 12/E

Page 8: Şahid - Sayı:1 Mayıs 2016

8 sayı: 1 Mayıs - 2016 SAHID

Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı

çok zikredenler için güzel bir örnektir. (Ahzab, 33/21)

Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zor-

luk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması,

sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse

bunda (Kur'an'da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve

Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır! (Hacc,

22/78)

Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir

topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah ko-

rkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı

hakkıyle bilmektedir. (Maide, 5/8)

ŞAHİD GAZETESİSayı: 1 Mayıs: 2016

Web Sitemizsultanalparslanaihl.meb.k12.tr

ŞADİH GAZETESİ ÜCRETSİZDİR.ŞAHİD GAZETESİ’nin her hakkımahfuzdur.

Sultan Alparslan Anadolu İmamHatip Lisesi adına İmtiyaz SahibiHarun SÜMBÜL

Genel Yayın YönetmeniÖmer Faruk GÜLTEKİN

Yayın KuruluAli KAYAYaşar TEKİNNagihan KÜRÜMSaniye ÇELİKZehra TETİKSultan KARAGÜLLEAli DÜZENLİBurak GÖZEElif TAŞKIRAN

GrafikÜmit Metehan Balcı(05069172653)

İletişimMerkez Mah. Abdi İpekçi Cad.No: 20Güngören/İstanbulTEL: 0212 539 52 60

BaskıAKFORM MATBAACILIK