12
1 Gecenin Çocukları ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine RİM! ANARŞİ! 1 MAYIS

Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

  • Upload
    fahir

  • View
    234

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

1 Mayıs yas ve isyan günüdür. İçimizde taşıdığımız öfkeyi sokaklara taşıma, o öfkeyi barikatlara, ateşlere dönüştürme günüdür. Günümüze gelindiğinde ise 1 Mayıs yalnızca anarşistlerin ve işçi sınıfının değil, tüm ezilen halkların, kimliklerin ve ötekileştirilenlerin devlete ve iktidarlara meydan okuduğu bir gün haline gelmiştir. Göçüklerde kalan madencilerin, güvencesiz çalışan taşeron işçilerin, asgari ücretle kölelik yaptırılanların, daha yaşanabilir, adaletli bir dünya özlemiyle dağlarda, varoşlarda savaşan ve düşenlerin günüdür, isyanıdır. “Taksim 1 Mayıs alanıdır!” diyerek can verip simgeleşenlerin, Yunanistan hapishanelerinde bedenlerini ölüme yatıranların, Ankara sokaklarında direnenlerin sesidir 1 Mayıs. Onların öfkesi ve kararlılığıyla isyan etmenin günüdür. Devlete, otoriteye onların faşist kolluk kuvvetlerine, iç güvenlik yasalarına karşı durmanın günüdür.

Citation preview

Page 1: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

1

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

1 M A Y I S

Page 2: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

2

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

Page 3: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

3

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

Uhreviden dünyeviye,

gelenekselden moderne

iktidarın sözüdür hukuk.

Hukukun tarafsız, objektif,

insan onurunun güvencesi

olan kurallar bütünü olduğu

öğretilir fakültelerde, böylece

“hukuk herkese lazım”

hale gelir, dara düşenin,

zorda kalanın kurtarıcısı,

koruyucusu olur. Bu şekilde

bakınca çok masum, olan

hukukun, devletin kendisini

meşrulaştırma ve yeniden

üretme aracı, yansızlık

kisvesi altında iktidarın

devamlılığını sağlayabilecek

başat enstrumanlardan birisi

olduğu anlaşılamaz.

Burjuva hukuku, gelişim

sürecinde temeline mülkiyet

hakkını alıp bunun üzerine

bina ettiği ilkelerle insan

haklarını yaratırken hukukun

“tarafsızlığı”, verili olarak

liberal bir düzeni işaret eder.

Bu yapı, maharetli ustaları

sayesinde iktidar ilişkilerini

gizler, tanrıçanın bağlı gö-

zlerinde mistisize edilen akli,

değişmez bir düzeni ifade

eder adeta.

Evimizin içine kadar giren

faşizmin hukuku nasıl

kullandığını görmemek

mümkün değil. Ancak,

buzdağının görünen

kısmından öte değil bu

durum. Kamusal ve özel,

hayatın her alanını işgal eden

hukuk, kendi iç tutarlılığı

ve bütünselliği ile; “bur-

juva kazanımları” olarak da

tanımlanan insan hakları

kisvesi altında hepimizi

iktidara bağımlı kılmakta,

bu yapının temel kurallarını

bizlere dayatmaktadır.

Bu düzenin kurallarının

zamanla, mücadeleyle

değişmesi, yani “güzel

şeylerin de olması”, yapının

temel özelliğini ortadan

kaldırmaz, bilakis bu durum

iktidarın ve devletin kendisini

adapte etme yeteneğinden

kaynaklanır. Batı-merkezci

bakışın dışına çıkıldığı

zaman, hukukun kaba güç

ve ticaretle “ihraç edilen” bir

meta olduğu görüldüğünde

bu perde biraz daha açılır,

hukukun nasıl bir araç olduğu

daha iyi anlaşılır hale gelir.

Gerçek özgürlük, bize

hukukun içerisinde, adeta

birer “imtiyaz” gibi sunulan

özgürlük olamaz. Hiç kimse,

devlet kurmak için bir araya

gelip bir sözleşmeye imza

koymadı, hiç kimse “şu

özgürlüğüm için şundan şöyle

vaz geçebilirim” demedi. Bu

düzeni biz yaratmadık ama

yıkılmasında bizim irademiz olucak.

Page 4: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

4

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

Yazılan ve Okutulan: 100 yıl önce tüm halklar kardeş kardeş, komşu komşu yaşıyordu. Hatta bir

millet vardı ki adına ‘milleti sadıka’ derler, çok yetenekli, sanata ve zanaate düşkün, devletine

ve milletine hayırlı insanlardan oluşuyordu; nam-ı diğer Ermeniler. Birinci Dünya Savaşı’nın

karmaşasında sadakatinden vazgeçip vatanına ihanet etmeye çalışan ermeniler, o zorlu günlerde

tüm ülke savaşta ölüm kalım mücadelesi verirken ayak bağı olmasınlar diye gönderilmeliydi;

o günün koşullarında da uzun bir yolculuğa çıkartılıp uzaklaştırılmaları uygun bulundu.

Tehcirden önce tüm malları mülkleri kayıt altına alındı ki döndüklerinde düzenleri bozulmadan

hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilsinler. Tehcir sırasında da can ve mal güvenliklerini

devlet sağladı ve kolluk kuvvetleri tarafından uygulanabilecek herhangi bir kötü muamele de

kesinlikle cezalandırılacaktı.

Anlatılan ise çok fazla hikaye var ve bunlardan çıkarılabilecek sonuçlardan biri şu: Yeni bir devlet

kurulacaktı çünkü eskisinin son kullanma tarihi veya modası geçmişti. Her devletin bir var oluş

temeli vardır. Henüz annesinin karnındaki Türkiye bu milliyetçilik temeli üzerine kurulmak

istendi. Karşısına düşman olarak da sadece ermenileri değil aslında o topraklarda yaşayan tüm

müslüman olmayanları seçti. Böylelikle yandaşı da çok olacaktı ve taraftarları için bir destek se-

Page 5: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

5

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

bebi daha. Ve sadık sıfatını ‘lütfettiği’ milleti ve diğer gayrimüslim halkları, egemenlik arzusu ve

iktidarın olduğu tüm zamanlar ve tüm yerlerde daha önce eşi benzeri çok görülmüş bir şekilde

katletti. Sebep ise her zamanki bahaneydi, devletin bekası her şeyden üstündür, milli güvenliğe

zararlı tüm unsurları yok etmek devletin en temel görevidir.

Tüm bunlardan 100 yıl sonra hala olanları inkar edebilmeleri ellerinde tarih yazabilecek gücü

bulmalarından kaynaklanıyor. Yazılı tarihe değer veren herkes de hiç sorgulamadan okuyup

okuttuğunda şimdiki gibi birbirini tanımadan nefret eden insan gruplarını oluşturuyor.

Bizim ise asıl sorunumuz herhangi bir iktidarın, kendilerine olan nefretimizi ve öfkemizi

yönlendirme çabalarıdır. Biz devletlerin olayları soykırım, katliam vb. kelimelerle tanıyıp

tanımadıkarıyla ilgilenmiyoruz. Biz katliamın sadece insan öldürmek olmadığını; soykırımın da

soyları kırmaktan ibaret kalmayıp hala her yerde süren asimilasyonun da soykırımın modernize

edilmiş hali olduğunun farkındayız. Bu faşizme karşı çıkanlara yöneltilmiş nefreti hiçbir zaman

kabul etmeyeceğimizi de biliyoruz. Tüm bu bildiklerimizi her fırsatta, tüm yaşam alanlarımızda

bildirmeye hazırız. Önümüzdeki 1 Mayıs hep birlikte olabileceğimiz ilk fırsat. Kalabalık bir

birliktelik tüm haksızlıklara karşı çıkıp yok etmenin en elverişli yolu. Aynı kalabalık, tüm kötül-

üklerin yaratıcısı olan devletin hareket alanını da sınırlayacaktır. Zaman, bir ağızdan, yaşamak

istediğimiz hayatın bir düş olmadığını anlatmanın zamanıdır.

Page 6: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

6

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

1 Mayıs Bayram Değildir1886 Haymarket Olayı’ndan sonra idam edilen 6 anarşistin anılarını bir mücadele odağı ha-line getirmektir 1 Mayıs. Bir bay-ram, bir kutlama günü, bir geçit alayı yahut dostlar alışverişte görsün günü değildir. Tüm yıl boyunca sadece sözler üzerinden yürütülen sınıf mücadelesinin bu şekilde bayramlaştırılması tesadüf değildir. 1 Mayıs arifes-inde tüm sendika ve örgütlerin yıl boyunca kıt ilerlemiş sınıfsal mücadele niyetini bir kenara bırakıp kortej düzme, bayrak ve flama yarışına girme, sokakta afiş üstüne afiş bırakmama gibi hareketleri gerçekleştirmesi bu durumun bir yansımasıdır. Dev-let, tarafından 1 Mayıs’ın tatil

ilan edilmesi hatta çoğu yerde onun işaret ettiği yerlerde kutlama yapılması bahsedilen durumun doğurduğu veya engellemediği bir sonuçtur.Oysa ki 1 Mayıs, Haymarket İsyancılarının anısını avuçlarımızda yakarak, barikatları ve meydanları saracak bir ateşin kaynağıdır. 1977’de Taksim’de katledilenlerin anısını öfkemizle bileyerek er-kin ve devletin tüm yaratılarına karşı başkaldırma günüdür. Sınıfsal dayanışma, fabrika ağızlarında kof propagandalarla değil, tüm yıl boyunca fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda, limanlarda ve emek

Page 7: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

7

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

sömürüsünün olduğu her yerde yapılacak faaliyetlerin 1 Mayıs’ta taçlanması ile mümkündür. Kimse ama hiç kimse sınıfın öncülüğünü üstlenemez, emek mücadelesi bir örgütlenme aracı değildir, sermaye ve otorite ile mücadelenin merkezidir. İsyan, günlük hayatın devam et-mesini sağlayan devasa çarkların parçalanması ile gerçekleşecektir. Kol gücü ya da hizmet sektörü fark etmeden bütün emek sarf eden-lerin üretim araçlarını birer kavga silahı haline getirmeleri muktedirleri titretecek olandır. Meydanlarda sal-lanan büyük bayraklar ya da asılmış çok güzel içerikli afişler değil. Kavganın örgütlenmesi, sınıfsal başkaldırının temelidir. Günlük çalışma koşullarının düzeltilmesi ya da toplu iş sözleşmeleri bu temelin araçlarıdır. Çünkü erkler karşısında edinilmiş her türlü kazanım daha sonrasından sermayelerin sınıftan alacağı intikamın alametidir. Zafer, geçici bir andır. Asıl olan bitmeyen, azalmayan, taleplerinin içeriğini devamlı yükselten mücadelenin devamlılığıdır. Sendikalaşmanın, başkanlara yahut temsilcilere değil doğrudan otonom örgütlenme-lerini yaratan emekçilerin elinde olması esastır. CNT örneğindeki gibi tüm bir ülkeyi saracak ve sarsacak bir örgütlenme ve başkaldırı an-cak bu şekilde mümkündür. Kavga serttir ve masa başlarında mu-kavelelere atılan imzalar değildir. Sokaklar da yükselen ateştir kavga.

Page 8: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

8

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

Bu yüzden 1 Mayıs bir bayram degil bir isyan günüdür.

Bilimsel gelişmeler sonucunda yaratımı sağlanan veya sağlanmaya

hazır hale gelen teknolojik araçlar ya da insan hayatını

kolaylaştırmak iddiasıyla yaratılan herhangi bir

yapı (yasa, araç, fikir,siyasal ya da ekonomik

sistem) insanların özgür talepleri doğrultusunda

değil; bilimsel bilgiyi “elinde bulunduran güru-

hun” istediği bir doğrultuda inşa edilmektedir.

Bunun sonucunda yaratılan ürünler ve insana

menfaat sağlamaktan ziyade, insanın menfaatinin

hangi yönde oluşması gerektiğini belirler. Bilim;

olguları araştırmak ve işleyişlerini incelemek

konusunda başarılıdır. Ancak şöyle bir şey daha var ki, bilimin

egemenler tarafından yönlendirilerek kendi amaçlarına alet

edilmesi insanlığın ve yeryüzünün özgür gelişimine, özgür

yaşamasına hizmet etmez. Bilimsel yasaları ve gelişmeleri

kullanarak her insanın özgür talepleri doğrultusunda yaşamını

düzenlemesine izin vermez. Var olan karar alma mekanizmasının

ve ekonomik işleyişin detaylıca incelenmesi bu kadar kısa bir yazıda

mümkün olmayacaktır. Ancak şu unutulmamalıdır ki, önceki

çağlarda dini kitaplar temel alınarak doğru olduğu iddia edilen

Page 9: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

9

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

bilgi bugün aynı şekilde sömürüyü meşrulaştırmak için

bilime dayandırılmaktadır. Kapitalist ekonomi, parlamenter

sistem, kamu yönetimi gibi yapıların dayandığı fikirler

bilimsel olduğundan dolayı doğru olma iddiasıyla insanlığın

ve yeryüzünün sömürüsünü baki kılmaya çabalar. Ne bu

meclis, ne de bu sömürüye dayalı ekonomik düzen bizim

değildir. Bizim olan, asırlardır halkın her kesiminin kanıyla,

teriyle, yaşamaya dair olanca çabasıyla inşa ettikleri bu

yekpare dünyadır! Ancak bugün, meclislerin, şirketlerin,

orduların başında, ortak bir çabayla üretim araçlarının mül-

kiyeti yanında bilginin mülkiyetini de elinde bulunduran

egemenlerin bize lütfettiği ölçüde yaşayabiliyoruz. Onlara

göre, bilimsel bilgi ve çaba bunu gerektiriyor. Var olan tüm

insanların emeği ve doğanın tüm olanakları egemenlerin

arzu ettiği yöne kanalize ediliyor. Aslolan ise insanın,

toplumun özgür talepleri doğrultusunda varmak istedikleri

noktaya bilimin ve bilimsel bilginin yardımıyla ulaşması

gerektiğidir. “Bilimi menfaatleri doğrultusunda kullanan

bir güruhun” ulaşmak istedikleri noktaya değil. Bilginin ve

üretim araçlarının mülkiyetinin ortadan kaldırılması özgür

bir dünyayı var edecek olandır.

Page 10: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

10

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

1 Mayıs 1886’da yoldaşlarımızın Haymar-

ket Meydanı’nda yaktığı ateş tüm dünyayı

sarıyor, sarsıyor!

Takvimler 1850’lerin sonunu göster-

irken anarşist Amerika İşçi Sendikaları

Konfederasyonu’nun örgütlediği grevler

de gitgide büyüyor, kitleselleşiyordu.

Konfederasyonun talep ettiği şey çalışma

saatlerinin sekiz saate düşürülmesi

ve iş koşullarının iyleştirilmesiydi. 1

Mayıs 1886’da konfederasyonun çağrısı

ileAmerika’da yüzbinlerce işçi sokaklara

döküldü, talepler için genel grev başladı.

Grevler bütün Amerika’ya kısa sürede

yayıldı. 4 Mayıs akşamı, Chicago’nun

Haymarket meydanında greve destek vermek için toplanan işçiler dağılırken polislerin üzerine bomba atıldı. Bunun üzerine devlet,

sendikalara ve anarşistlere karşı saldırıya girişti. Yüzlerce anarşist işçi asılsız ithamlarla tutuklandı.

Tutuklanan işçiler arasından Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab,

Adolph Fischer, George Engel ve Louis Lingg adlı 7 yoldaş idam cezasına çarptırılırken, Lucy

Parsons adlı yoldaşa ise on beş yıl hapis cezası verildi. Louis Lingg idamından bir gün önce intihar

etti. Adolph Fischer’ın idamını gerekçelendiren deliller ise Haymarket grevinin afişlerini asması

ve toplantılarını düzenleyen kişi olmasıydı. Bu yaşananlardan üç yıl sonra, yani 1889’da Paris’te

toplanan İkinci Enternasyonel sonucunda ise, 1 Mayıs gününün Haymarket’te yitirdiklerimize

Page 11: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

11

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!

saygı ve işçi sınıfının mücadele günü

olarak kutlanması kararlaştırıldı. -Fakat biz

anarşistler, 1 Mayıs’ın kutlanacak bir gün

olduğunu düşünmediğimiz gibi 1 Mayıs’a

verilen bayram niteliğini de reddediyoruz!

1 Mayıs yas ve isyan günüdür. İçimizde

taşıdığımız öfkeyi sokaklara taşıma, o

öfkeyi barikatlara, ateşlere dönüştürme

günüdür.-

Günümüze gelindiğinde ise 1 Mayıs

yalnızca anarşistlerin ve işçi sınıfının

değil, tüm ezilen halkların, kimliklerin ve

ötekileştirilenlerin devlete ve iktidarlara

meydan okuduğu bir gün haline gelmiştir.

Göçüklerde kalan madencilerin, güvenc-

esiz çalışan taşeron işçilerin, asgari ücretle kölelik yaptırılanların, daha yaşanabilir, adaletli bir dünya özlemiyle dağlarda, varoşlarda savaşan

ve düşenlerin günüdür, isyanıdır.

“Taksim 1 Mayıs alanıdır!” diyerek can verip simgeleşenlerin, Yunanistan hapishanelerinde

bedenlerini ölüme yatıranların, Ankara sokaklarında direnenlerin sesidir 1 Mayıs. Onların öfkesi

ve kararlılığıyla isyan etmenin günüdür. Devlete, otoriteye onların faşist kolluk kuvvetlerine, iç

güvenlik yasalarına karşı durmanın günüdür. Bunun bilinciyle, isyanın yüreklerde ve vicdan-

lardaki çığlığıyla, cesaretimiz ve öfkemiz ile 1 Mayıs’ta öfkemiz kadar kara, kanımız kadar

kızıl bayraklarımızla alanlardayız!

Page 12: Gecenin Çocukları 1 Mayıs Özel Sayı

12

Gecenin Çocukları

Yalanlara, yasaklara, yasalara, düzenbaz patron ve uşaklarına, efendilerin 3 kuruşluk düzenlerine İSYAN! DEV RİM! ANARŞİ!