13
SAYI : 3-4

SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

  • Upload
    dongoc

  • View
    219

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

SAYI : 3-4

Page 2: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

Sadeddin Buluç

ŞAMANİZM'İN MENŞEİ VE İNKİŞAFI HAKKINDA.

Şaman ve dolayısiyle şamanizm'in zuhuruna dair, Sibirya'da tür­lü efsaneler anlatılır. Yakut'lar, en kudretli şaman'ların kartallar ta­rafından gönderildiğine inanırlar. Onlarca, geleceğin şaman'ı, bir kar­tal yumurtasından çıkar, hayvanların himayesinde büyür1• Buryat'­lara göre, ilk şaman, insanları kötü ruhlardan korumak için, tanrıla­rın yer yüzüne gönderdiği bir şaman - kartalın bir Buryat karısı ile münasebetinden doğar. Bir variant'a göre, bu münasebetten sonra, ruhları görmeğe başlayan kadının kendisi «ilk şaman» olur2• Niha­yet Tunguz'lar, ilk şaman'ı şeytanın yardımı ile dünyaya gelmiş ola­rak gösterirler, Bütün bu efsanelerden, ruhlarla münasebette bulun­duğuna · inanılan şaman'ın aleiade bir fani olmayıp, yüksek ya­~adılışta bir varlık olduğu anlaşılmaktadir.

Şamanizm'in menşei meselesini, esaslı bir şekilde ilk defa araştı­ran ve bu münasebetle bu garip inanışın ruhi ve etnik kompleks'ine nüfuz etmeğe çalışan A. Oh 1 mark s'dıt3 . Dikkate şayan mütalaaları­nı, ana hatlariyle, aşağıya naklettiğimiz bu bilgine göre, şamanizm,

halk ruhunun · asabi v~ya psikopat~tistidat ve temayülüne dayanan ve yarı din seviyesine çıkarılan canlı bit gelenektir. Bu gelenek, hu­susi ruhi kudretletle mücehhez olan ve muhitine nisbetle daha kuv­vetli psihiatrik bir temayül gösteren şahsi; yani şainaiı'ı, bazı içtimai veya ferdi felaketler ztihurtinda, ipnos (hypnose) ve kendi ketıciine telkin (autösuggestion) ile; muhtelif detece1erd~ şiddetli .bir cezbe haline sokup, felaketin sebebini ve ona karşı alınacak tedbirleri .ruhlar-

1 N. i ora d z e, 'Der. Schamanismus bei deh sibirischen Völkern, Stuttgart 1925,

s. 2 v. d. 2 Har va, Die relii;f,iösen VorstelluhiJ,en det: aitaischen Völker, (FFC;, II, No.

125), Helsinki 1938, s~ 465 v. d.; ayrıca bk. Bu 1 ti ç, Şamanizm; (Türk Amacı, I, iıayı 1), İstanbul 1942, s. 43 v. d.

3 Oh 1 mark s, Studien zum Problem des Schamanismus, Lund 1939, s. 5

-v. dd.

Page 3: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

278

dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy­le bir din sayılmayan, fakat din yerine geçen şamanizm, muayyen bakımdan, bir nevi cezbe ve istiğrak halidir. Fakat, her cezbe hali, şamanizm değildir. Arktik şamanizm, diğer iptidai kavimlerin eksta­tizm'inden, tedavi ve .falcılık usullerinden şu hususiyetlerle ayrılır:

1) din tarihi bakımından: yardımcı ruhların şaman'la olan münasebetini, her seance'ın başlangıcında onların çağırılmasını ve ni­hayet ruhlar alemine giden şaman'a rehberlik etmek suretiyle, oy­nadıkları mühim rolü hatırlamak Iazımdır. Aslında, şamanizm'in bü­tün ideolojisi, o inanışın ruh alemine dayanır.

2) Etnografik ayrılıkla: şamanizm, hüküm sürdüğü bölgelerin her yerinde, aynı şekilde yapılan bir takım hazırlık ve faaliyetin hey'eti mecmuası olarak tezahür eder (davulla veya ahenk için kul­lanılan aletlerle yapılan müzik, ruhların sesini taklit, merasim yeri­nin tanzim ve tezyini, dinleyici kütlesinin teşkilatlı olarak merasime katılması).

3) Sosyolojik hususiyetle: şarrian'lar, hakiki kabile reislerinin bulunmadığı arktik kültürlerde, hazan hor görülmekle beraber, umu­miyetle hakim bir rol oynarlar. Nitekim, Buryat kabilelerinde şaman­'ların eski beyler olduğu söylenmektedir. Bundan başka, şamanist

faaliyet, müşterek sosyal varlığın hayat ve inkişafında çok canlı ve esaslı bir yer alır.

4) Nihayet psikolojik farka gelince, hakiki şaman'lığın cezbe halinde, eşine nadir rastlanan bir kuvvet ve şiddet görülür.

Oh 1 mark s 'a göre şamanizm, iptidai sevfrede buiunan halkların kült'ü diye tarif edilmiş ise de, bu tabir, aslında, yalnız şimal halkları­nın ibadetleri için kullanılmalıdır. Şimdiye kadar, en şimalde oturan kavimlerle, daha cenupta yaşayan halklardaki şamanizm'e dair mühim monografiler yazılmıştır. Fakat; bu eserlerde, arktik bölgele~de yayılan şamanizm ile, bunun cenubunda, sub-arktik mıntıkada rastlanan şa­manizm arasındaki nevi ve derece farkı iyice belirtilmemiştir. Böyle bir ayrılığın mevcudiyetini, psikolojik bakımdan zaruri gören ve bu­nu aydınlatmak için, şamanizm'in ruhi problemini izaha çalışan

Oh 1 m a rk.s, «arktik isteri» ile, şamanizmin dayandığı psiko-pato­lojik esas üzerinde durmaktadır. Ona göre, B o g ora s ve bilhassa J o c he 1 s o n'dan beri, «arktik isteri» denilen bir hastalıktan bahse­dilir. Meseıa, Koryak'larda iki türlü sinir hastalığı görülmüştür 1 •

1 J o c h·? l S·O n, The Koryak, Leiden - New Yorlc 1908, s. 417.

Page 4: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

279·

bunlardan biri meryak, diğeri menerik olup, birincisine, daha ziya­de, genç kadınlar yakalanır. Hastalık ekseriya, epilepsi ve .katalepsi ile nihayetlenir. İkinci hastalığa gelince, buna bilhassa. ihtiyar ka­dınlar tutulur. Menerik'li hasta· titrer, bağırır. ve nihayet kendini kaybeder. Denildiğine göre, şaman'lar umumiyetle bu gibi hastalıklarla malıll olan kimselerdir ve menerik nöbetleri, şaman seance'ına ben­zemektedir. Yukagir ve Tunguz'larda da buİıa benzer hastalıklar,. bilhassa genç kızlarla şaman namzetlerinde görülür. Oh 1 mark s'ın. yazdığına nazaran, C z a pli c k a, arktik halklarda muhtelif ruhi has­talıklar müşahede ve bunları etraflıca tasvir etmiştir. Hepsinde görü~· len başlıca araz: had hassasiyet, korku, titreme, uykuda türkü söy-· lemek, yorgunh,ıkla karışık melankoli vesairedir. C z a p 1 i c k a? · bu hastalıklara yakalananların şaman olamayacaklarını yazdığı halde1 ,.

Z e 1 enin, Yakutlarda, aksine olarak, asıl bu gibi sinir hastalıkların­.dan herhangi birisi ile malıll olanların, gelecektep. haber vermekte,. hususi bir isti'dada malik olduklarından bahseder2•

Yine Oh 1 m ark s'ın kaydettiğine nazaran, P r i k 1 o n s k i y,. 1891'de, Yakutlar ·arasında hüküm süren ruhi hastalıklara dair malu­mat vermiştir3• Onun tesvirine göre, menerjk olduğu sanılan ve daha. ziyade kadınlarda görülen hastalıkta, nöbetler periodik olup, haftada. bir tekerrür eder. Bu müddet, hıizan 4aha uzun aralıklı .da olabilir. Böyle biı: hasta asabileşir, donmuş gibi hareketsiz duran çehresi ener-· ji saçar, gözleri parlar, hastanın kuvveti de artar; fakat bir an gelir ki, bayılıp düşer, haykırır, türkü söyler, yör denilen ruhun kendi içi­ne nasıl girdiğini anlatır, ruhun sesini taklit eder, gelecekten haber· verir. Oh 1 mark s, umumiyetle arktik mıntıkada salgın halinde· zuhur eden, buna benzer ruhi hastalıklardan bahs ve şarnan'ların za­man zaman bayılıp, kendinden geçen bir nevi ruh ve sinir' hastası olduklarına. işaret ettikten sonra, şamanizm'in psikolojik esasını_

«arktik isteri»'de görmektedir. Ona göre, arktik tabiatın ister tevlit ettiği. muhakkaktır. Bilhassa, burada aydınlık ve karanlığın bölüm­lenmesi, keskin soğuklar, ıssızlık, manzaranın veknasakiığı, -bu husuı:ı:-· ta başlıca amiller olarak gösterilebilir. Bunlara, isk·a~ darliğını ve gıda azlığını da katmak gerekir. Nihayet, bilhassa sinir sisteminin

1 C z a p 1 i c k a, Aboriginal Siberia, Oxford 1914, s. 315 v. d.

o· Z e 1 enin, ldeologiya sibirskago şamanstva, (lzvest. Akad. N. 1935; Otd.

Obş\<. N.), Moskva - Laningrad 1936, s. 725, 735.

:ı P r i k 1 o n s k i y, Tri goda v yakutskoy oblasti, (Jivaya Starina, 3), St. Peterburg 1891, s. 70 v. dd.

Page 5: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

·2so

:normal bit şekilde çalışmasına lazım olan ve nebatı yiyecek mad~

deİerii:ıde bulunan vitaminler, arktik bölgede, iklimin tesiriyle, ya hiç veya "kafi miktarda ~evcut olmadığından, «arktik isteri» burada he­men· hemen umumi bir sinir hastalığı halinde belirir. ·Buna nazaran, daha ziyade, bir etnografya ıstılahi ·olan «arktik isteri», arktik mın­tıkanın sert tabiatı içinde beliren anörmal reaksiyon şekillerinin hey­"eti mecmuası olarak gösterilebilir. Oh 1 mark s'ıri işaret ettiği veç­hile, C z a p 1 i c k a, «arktik isteri» tabirini ve buna bağlı ola:ri keyfi­yeti redcleder1. Onun kanaatınca, iptidai isteri, iklime bağlı ve arktik sahalara m"üıihasır olmayıp, en mühim bir tezahür şekline göre, Mo­·gol'ların psiko ~ fizyolojik tabiatı için karakteristiktir2• Bu mütataa­·ya karşi, Oh 1 ri:ı ark s 'ın fikirlerini şöyle hutasa edebiliriz3 : ger­·çekten iptidai isteri ve isteri ·şeklinde belireri anormal reaksiyonlar, kutup dairesinden başka yerlerde de. görülniüştür. Ancak, bunun en had ve en korkunç tiplerine, arktik bölgede rastlanır. Nitekim, umu­miyetle bu havalideki halk, ruhen, karakteristik asabi bir hassasiyet arzeder. Demek ki, . bu ahval, C z a p 1 i c k a'nın iddia ettiği gibi, muay­yen ırk biyolojisine bağlı kompleks'ler için hiç de tipik değildir. Bunun 'uzun ve hususi bir inkişaf neticesinde, muhtelif halklarda teşekkül 'eden etnolojik - etnografik hususiyetlerle de atakası yoktur. oh l -in ark s'a göre; buna sebep, yalriız ·arktik tabiat; arktik muhit, arktik iklimdir. Bı.i, bilhassa şu iki keyfiyetten belli olmaktadır:

1) arktik sahada binlerce yıl yaşamış olan eski arktik halklar mesela,. eski Asya halkta:rı, sert tabiatın isteri tevlit eden baskısına karşı, zamanla, kendiliklerinden bir takım ruhi mukavemetler ikti.:. sab. ettikleri halde, arktik mazisi daha yeni olan. kavimler, arktik iste­ti'ye ağır bir· şekilde Yi:ıkalıinmışlardır.

2) Arktik sahada yerleşen yüksek kültürlü İrido - Germari'Iarın,

mesela ·Rus, Fin veya İskandinavya'lilarin da arktik isteri'ye yakalan­·dıkları görülmüştür.

Oh 1 m a r k s;in kanaatıria İiazaran, arktik mırihkaya bağlı ölan arktik isteri ile arktik şamanizm; yalnız hafid coğrafi amillerle de­'ğil, aynı zamanda cieh.ıni, ruhi sebepietle de birbirine bağlıdır. Şöyle ·ki, arktik sahadaki insanlık, arktik mıntıkada doğmamıştır. Bugü~.;. ·kü etnolojiye göre, en eski arktik kavimler dahi, vaktiyleOrta Asya'da :iken, sonradan, tarihi ve ietirriai sebej;:ılei-Ie vuküa gelen gÖçler neti-

1 C z a p 1 i c k a, aynı eser,· s: 307; ·

2 c z' a p 1 i c k a, aynı eser; s.' 324.

3 O h 1 m a r k s, aynı eser, s. ıs:

Page 6: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

281

c~sinde, çok şimalde k9,in kenar bölgelere doğru sürülmüşlerdir .. Ark­tik bölgenin .eski sakinleri, zamanla, iklime . uyabildikleri için, şama:­nizm onlarda biraz gerilemiştir. Cerıuptan atılan halklar da şim~L

mıntık;ada yerleşince, bu yeni muhitte. yeni ve zor bir hayat mücade-:­lesine girişmek mecburiyetinde .kaldıl.ar. Bu, onlar için. pek de. kolay olmadı. Uzun geceler, şiddetli soğuklar, ıssızlık, kuru ve · yekne'sak bir tabiat ve nihayet vitaminlerin azlığı, arktik insanlık üzerinde bunaltı:. cı bir tEısir yaptı. Bunun rıeticesinde, oradaki insanlar mahvolmak tehlikesiyle karş~ karşıya iken, sıkıntı içinde çırpınan beşer ruhu, bu. tahammül edilmez vaziyete karşı, son bir çare olmak. Uzere, isteri"'.' ye b~mzeı;. r~aksiyc:mlar gö~tEırmeğe b?:şladı. Bu isterik reaksiyon, o ka­dar. yayıldı ·ve o k:adar umurı;ıileşti ki, nihay~t tamamiyle husu.si bir: tarzda kehanete, hastalıkları tedaviye yol a,çtı; btı şekil falcılık ve te­da,vi, k;ültür Uzerinq~ nazım bir rol oyna:ına,ğa ba,şiadı. İşte bµ suretle. doğan şaman~zµı'de, ist~riye l:Jenzeyen ı;ısabi bir hassasiyet ve muva­".enes~zlik gittikçe ink~şaf ederken, s*ıntı veya felaket zamanlarında

· korku içinde bulutıa:ıt ka,bile halkı, seanc~ esnasında ruhları y~rıen ve Q!llarırı kötü tes~rle:rini azaltan şaµıarı'~n a~zından t~selli V\')rici ha­berler ala,ra,k:, k;endini teski:ıt etme~~ çalıŞmıştır. Buµdan dplı:ıyı, ark-: tik; mıntıkadı;ı şama,ı;ı'ın rolü, çok mühim olduğu ],<:adar, zaruri ve ha-· yırlı dEı. qlqı.uştµr. Bu sayede, \')n esk:i kültür çlini hemen hemen orta­dan kalkmış, şamaı;ıizm arktik mırıtıkad;:ı din yerine geçerek, yavaş yavaş bütün arktik kültüre kendi çlı:ımgf:\sını vurm~ştu~. O kadar' ki,. bugtµı .· şamanist b.ir kfütür qairesinden bile bahsedilmeğe başlanmış­tır. Ançak b~nlerce sene geçtikten SQnradır ki, arktik böl~enin. eski sa­kirıieri ruhi rı;ıukçivemetler k:aza,narak, iklime uyabilmişl~rdir. Bu su-· retle, eski şiddetini kaybeden şamanizm,, f;\rtık hakiın bir rol oynaya­mamış, bun,un ~zerine, eski kültür dini yeniden ortaya ç!İ{mıştıı:.

Oh 1 mark s'a göre, pöylece şam,anizrı;ı, arktik insa11lığın tari,.. fı:irıde, gayri ta bil ruhi bir reaksiyon dalga,sıı;ıdan başka birşey . olma"'.' makla beraber, şimal yarım küresinin büyük biı: parçasında, pek mü­~irı;ı bir rol ~e ~;~aı;nıştır. Oı;ıc~, yüksek arkti~ rı;ıµlütle. ola:O., tabii mµı;ıaşebeti kabµl e~ilmeden, şarı;ıanizm'i kayramanın imkanı yok­tµr. ]3öyle b~r haqişe, anca],r öyle biı; rı;ıuhitte doğı;ıbilirdi .. Çün,kü, .iste­rik reaksiyonlar, dünyanın başka hiçbir yerinde, çljğer. b.iitUn tipleri ortadan kaldırarak, hususi bir kültür ve. inı;ın,ış yı;ı.rata.cı;ılf lfadı:ır şu­

mullü, kuvvetli ve hakim olamamıştır~ 1\ı;ktilf isteı;i i.le lilrk:tilf şama,...

niz.rı;ı, birJ;>i.riI:\e n:ıı,ıyazi o~ı;ın ~~~al;ı~ı:leı:dir .. J3urı,~ıı.rçia,n biri,, arkti.k. h.alk­ların şuur veya ruh haletin,i:t\ i(ade.si, diğ~r~. i.~e. 'f?,u J;:ıa1eti n:µJiyeı:ı.,i11;

doğurduğu büyük ve manalı bir W.Ü\')SSes~ir.

Page 7: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

:282

N i o r a d z e, başlangıçta, şahsi §aman'lığın mevcudiyetinden ·bahseder 1• Ona göre, şamanist'ler bütün tabiatı iyi ve kötü ruhların tesiri altında sandıklarından, iptidai bir şamanist, tabiatın kötü kuv­·vetlerine karşı koyabilmek ·için, ruhlaila· temasa geçr;ı:ıenin, onları, herhangi bir şekilde, kendinden uzak tutmanın çarelerini aramıştır. :~una bakarak, şaman'lığın, ilk zamanlarda, yalnız bu işte kabiliyeti olan hususi şahıslar tarafından değil, herkes tarafından yapıldığı söy­lenebilir. Y_ine N i ora d z e'ye göre, iptidai bir insan; kötü ruhların te­sirinden, ancak, yalnız başına kurtulamadığı ~akdirde, diğer in­sanların yardımına baş vurur. Bir kimsenin şahsiyeti ne kadar yük­sek ve kuvvetli olursa, bu hususta yapacağı yardım da o nisbette :müessir olur. işte bu, aile şaman'lığına doğru atılan ilk adım olmuş, şahsi şaman'lığın yerine, yavaş yavaş aile şaman'lığı geçmiştir. Bu intikalin ne şekilde olduğunu tesbit etmek güÇtür. Fakat N i ora d­.z e, bunun tabii bir surette cereyan ettiği kanaatındadır. Şöyle ki, ona göre, şamanizm'de tabiat üstü kuvvetlerle ruhi münasebetler temini mevzuubahs olunca, diğer -kişilerden herhangi bir şekilde ay­·rılan, ruhlarla temas temininde daha tecrübeli ve -daha mahir olan ü~tün bir şahıs esas rolü oynar. Aile içinde böyle bir kimse, hiç şüp• hesiz, tecrü~esi ve nüfuzu büyük olan aile reisidir. -Hangi ruhların .aileye zarar vereceğini, en iyi o bilir; ruhlar en çok ona itaat eder;­esra,rengiz kuvvetler tarafından ilk önce onun dilekleri nazarı iti­bara ahnır. N i ora d i e'den öğrendiğimize nazaran, muhtelif araştı­rıcılar, her ailede, en yaşlı kimsenin şaman vazifesini gördüğünü

kaydederler. Mesela, J o c he 1 s o n'a göre, Koryak'larda bu tip şa­

manizm vardır2• T r o ş ç an s k i y'in verdiği malUmata bakılırsa, Ya-1mt'larda şaman, aile reisi idi.

N i ora d z e'ye göre, bilahare,. husus! ruhi: kabiliyetlere malik olan kimseler,- muayyen bir ta'lim devresinden sonra, profesyonel Şaman'lığa yol açmışlardır. O h 1 m a r k s'dan öğrendiğimize nazaran, B o g o r a s, J o c h e 1 s o n, -C z a p 1 i c k a gibi araştırıcılar da . 'büyük profesyonel şamanizm'in, aile şaman'lığından inkişaf ettiğine

k~nidirle-r 3• Fakat Oh 1 mark s'a göre 4, bıi iddia zahiren :do~ru ola­bilirse de? iÇ münasebet bakımından isabetli değildir. Onca, tabiata

ı N i ora d z e,_ aynı eser, s. 46 v. d.

2 J o ehe 1 son, aym eser, s. 47.

3.Bogoras, The Ch~Icche~, New'Y~~k:1904; s.'413 v. dd .. Joche l son,

-aynı· eser, s. 48. C z a p 1 i c k a, aynı eser; s. 176,

-! Ohlmarks, aynı eser, s. 58 v. dd.

Page 8: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

283

hakim olamamaktan mütevellit isterik, asabi ve müvazenesiz reaksi­yonlar iptidai insanlarda umumi olup, bu hal, iptidai kişiyi kültür adamından ayıran mühim bir psikolojik hususiyet teşkil eder. İşte bu iptidai reaksiyonun şiddetlenmesinden mütevellit hususi ahval, bü:yü­cü, sihirbaz ve iptidai din adamlarının ortaya çıkmasına sebep olmuş­tur. Komşuları tarafından arktik bölgeye sürülen eski kültür halkla­rının, gerek aile içinde, gerekse. aile dışında sihirbazları bulunduğunu tasavvur etmek mecburiyetindeyiz. Bazılarına göre, insan toplulukla­rında, sihirbazlar en eski profesyonel sınıfı teşkil etmişlerdir. Eğer es­kiden de daha ziyade neuropathique kimseler sihirbaz idiyseler - ki; Oh 1 mark s 'a nazaran bu pek tabiidir - arktik muhitin başka nevi­den olan ve isteri tevlit eden ruhi baskısı, bu aşırı derecede hassas insanlar,' yani sihirbazlar üzerinde en kuvvetli tesiri yapmış olacak­tır. İşte bu suretle, eski sihirbazların ahfadı, şaman . olmuştur. Bu­nunia beraber, daha başkalarının da şaman ~ldukları düşünülebilir.' Zira,· gayri tabii arktik reaksiyonun türlü şekilleri, arktik isteri'nin muhtelif nevileri, halk arasında yer· yer belirince,· evvelce aile sihirba~ zı olsun olmasın, herkes şaman olabilmiştir. Ruhlar, istediklerini bu işe· çağırmışlardır; muhitin tesiriyle, her isteyen kendisini bu iŞe ver­rri.iş, yardımcı ri.ıhlar vasıtasiyle hayaİler gö~meğe, şaman olarak faa­liyette bulunmağa başlamıştır. Burada biricik. ölçü, kabiliyet mesele­si .. olmuştur. Böylece yeni şaman'lık, eski aile sihirbazlığından başka bir şekil almıştır. Gerçekte, her ikisi de çok defa birbirine uygun idi. Çünkü; içtimai bif grup içinde eski sihirbazfar; ruhi bakımdan ekse­riya en muvazenesiz kimselerdi. Bundan dolayı, asıl böyleleri, arkti­ğin yeni, kudretii ruhları tarafından şaman'lığa çağrılmağa namzet lmluiı.uyorlard.ı. Esk{ sihirbazlıkla· yerii şaman'lığın, muayyen bir hadde kadar, yan yana yaŞadiğı söylenebilir. Fakat, kabilenin bütün hayatını değiştiren . yeni şaman'lığın, heri üz devam eden eski sihirbaz­lık üzerinde de derin izler bıraktığı muhakkaktır .

. oh 1 mark s'a göre, şamanist ideoloji'nin iki ana unsuru; ancak yÜksek arktik muhitin tesiri altıda meydana çıkmış olabilir:

1) yardımcı ruhların oynadığı ehemmiyetli rol; ·2) şarriari ruhunun seyahati. Haddi zatında bu iki urisurun,

niünferit olarak, başka yerlerde de bulunması mümkündür. · Aricak bÜtiin şamariist kültÜr için esaslı olan bü iki unsur, münhasıran ark- . tik muhitle. alak.adar'dır: . . -

o ıi 1 ni ·a: r k 's;ın kariaatına ·göre, yardımcı ruhlar tasavvurü, tabi­at'iyle, ·ariimist bir. kainat' görüşÜ.riden · çıkmıştır. Fakat.· şamariizm; hiç şüphesiz, yalnız bÖyle bir görüşün mahsulü değildir. Zira, aksi takdir-

Page 9: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

284

de, onun· mesela Melanezya, Afrika veya Amerika' da ortaya çıkması mümkün olurdu. Arktik'te birsam'ların. (hallucination) gayri tabii ,de­necek kadar ç9k o~ması, bu ıssız ve çıplak l:ıölgede, insanın kendisini, heryerdekinden ziyade, yüksek kuvvetlere· bağlı hissetmesi, arktik ge­celerin korkunçluğu, sıkıntı ves_air amiller, umumi animist bir fond'­'dan, şamanizm'in, türlü garip şekiller arzeden ruhlar. aleminin zengin bir tablosunu yaratmıştır. Burada animizm bir sebep, veya esas değil, sadece bir şarttır .

. Yine. Oh 1 mark s'a nazaran, şaman ruhunun uçmasında da va"'." ziyet aynıdır. Aslında, bu unsur da yalnız arktiğe mahsus değildir;

fakat, yalnız bl1fada hakim bir rol oyna,r: .. Böyle bir tasavvuru_n bi­ricik psikolojik izahını, baygınlık vaziyetinin doğurduğu ruh haletin­de aramak lazımd,ır. Haddi zatınçla, cezbe h_alinde bulunan bir kim­se, vücudurıu akt~f tutmak ı:;;uretiyle de, k.endin,den geçip, başka bir aleme göçtüğünü duyal;>ifü. Fakat seyirciler, ancak vücut cansız imiş g;ibi yere serildikten s_onradır ki, ruhun uçup gittiğine lrnni olqrlar. Gerçekteı;ı, birçok. şa,manist kavimlere göre; şaman'ın ruhu,. gerek yu­k.arıda,ki, gerekse aşağıdaki rulı.lar alemin,e an,ca,k bµ baygın ve bitkin vaziyette gidebilir. Oh imar k s'ş. göre, bayılıp düşmek ise, en çok arktik şa.manizm'de gör:üfür ve burada, fin,o:rrna,l derecede yon,ıcu bir

. cezl;>eniri ta,bii l;>ir netic.esi ~larak vuku_a gelir. Ya,rdırrıçı :ruhlar ta­sa,vvurunun, az c_ezbeli k.üçük şaman'la,rda da, büyük o1ma,sı, arktiğin mahsulü olan büyük şaman'lığın tesirine atfedilmelidir. ~uhlar ale­mine -ı;ıçuş, k.üçük şaman'lıkta asla yoktur. Fakat· bu tasavvur, yük­sek .. arktik şamanist'lerin cenuburıd,a otura,n halk~ar arasında yayıl­

mıştır. Eğer, gerçekten böyle olma.saydı, bu halklardaki seance'lard_a baygınlık vaziyetine düşemeyen sihirba,zların, zahiri bir takım hareket v:e vı;ısıtalarla, ruhun uçu,şıınu göı:;;termeğe çalışmaları nasıl izah edile­bilirdi_? Demek ki1 burılard.a r:q.h,un uçuşu, başk.a ye:rc1en alınmış bir tasavvurdur. Gerçekteuı hı,ırı;ı,da, ruh sa_n~i başka bir aleme uçup gi­diyormuş gibi da,vranılır; şam.a.n bir takım hareketleı;'le bu. 1.,lÇ\lŞU tak­lit eder. Bun.un için evyelden, h_azırla,nmış_ bir kaza bin.er, uçma takli­di yapar; yine sun'~ olarak J:ıazırianm,ış bit'. gök m_ihverin.e tırmanır,

göğe çıkar. v. s~. Sub.., a~ktik'de. şarna,n bizzat baygw,1~1' va21iyetiı;ıi ve­ya bijyük şı;ırrıa~'u,ı has.talık r-ajılariyle yap~ı~ı rrıüp~çle~eyi de ~aklit eçleı;-. :~al_l>~i y~şek.· ar;ktik. ha,lk,laı:çlş. rulı.tıtı ı.,ı.çı;:rıı:ı.şı, yı:ı,lnız, bijyijk şaman'lara hastır. Zira, baygınlık haline,, yaln.ız ar#ftik'teki. biiyük. şi-.

ma,n,'la,ı: eri~bi~irler-;. C>; µ trn a. r k. s, ,h,a,ld.k~ yük,:;;elf:. arlf.tiJ~ bi?lg~t?-ip çeı;ıu-. b,ın,ıda, otlllia.n '!eı, a,~~~n.da, şi,ı:x:ıa,l.derı, gı;ıl.eı;ı ı;n~h,h~w tıir. tesir 11eti~eı:::W.­de, bir n,evi şa,,ı;tıa,ı;ı'~ığa ga,ğ~ı 9l;:ı11. ha,l.~1a,ra, ~<sub•a,rlgik. şa,ma,11~s~ lı;ı;ı,-

Page 10: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

285

vimler» demekte, bunların şı:ıman'lığına ise, · «sub-arktik şamanizm,>

adını vermektedir1•

O h l m ark s, bu izahattan sonra, yuksek arktik şa.manizm'1, bazı araştırıcıların sandığı gibi, cenupta Y8:şayaiı halkların tesiri ile izah etmenin manasızlığına ·işaret etmektedir. Onca, W. S c hm i d t, şama"· nizm'in ·menşei bahsında2, A. Gahs'ın ffkirlerine dayanır3• Gahs'a göre, şimal halklarında (şimal T.unguz'Iari hariç) şamanizm, daha ce­nupda oturari kavimlerde olduğu kadar inkişaf etmemiştir. Halbuki, Oh I ıiı ark s'a göre, bu, hakikatin· tam tersidir. Zira; asıl en şimal- . de citu;an Yakut, Tunguz vesair halklarda sea~ce'Iarın . en ağır, en . dehşetli ve en çok inkişaf etmiş bir şekilde. cereyan ettiği görülür 4•

G ah _s, şamanizm'in, cenuptaki maderşahi kültü~lerden neş'et ettiği­ni iddia eder. Bütün bu iddialar, şu kültür nazariyesine dayanmakta­dır: «yalnız maderşahi kültürler animi,st'tjr ve şamli!nizm'in esası animizm'dir». Halbuki, animizm'in,. burada lüzumlu olduğu nisbette, yalnız maderşahi'lerde bulunduğu gayri muhtemeldir .. :Yine G ah s, . yukarıda anlatılan mülahazalarla, Şarrianizm'in, şi:ınall Aşya'hlara :Ti-. bet veya Çin'deri yahut şarki · Asya'hlardan, . Samoyed'lere .ise, muhtelif Türk. halkiarı ile, Yenisei'lilerden geçtiğini iddia ·eder.. 'Ona göre, Lap, Samoyed, Aynu'larda ve · nihayet merkezi Eskimo'Iarda hala yaşaY.an eski arktik. kültur, Çok eskiden, Ainur ve Bering boğa21

'havalisinden gelen maderşahi katışık bir kültürün tesiri .. altmda ;kal-. mıştır. o h 1 m a r k; s'dan öğrendiğimize nazaran, s .i r o ko g o r o vda, ' cenuptan· gelen bir dalganın, şirr;,ai Tunguz'ları ü;erinde. müessir· .ol­duğundan bahseder5• . G a h s ile. Şfr ok o g o r o v'un .iddiası arasın~ daki fatk, birincisinin kaynak olarak gösterdiği ce~uptaki maderşahi kültürlerin yerine, ikincisinde biıdizm'in kaim olmasıdır. Denildiğine

ı O h 1 m a r k s, aynı eser, · s.. 79 v. d.

" S c hm i d t, Ursprung der Gottesidee, III, Münster/Westf. 1931, s. 336 v. dd. Ayrıca bk. aynı müellif, Rassen und Völker in Voı/j,esı:;hichte und

ÇTeschichte des Abendlandes; II, Luzern i946, s. 196 ~ 203.

" G a hs, (Festschrift W.

Kopf, Schaedel - und Lan./1knochenopfeı . bei Schmidt), Wien i928, s. 231 - 268.·

4 Ohlmarks, aynı eser, s. 63 .v. d.

RentiervöJkem;

5 Mir o 11 ov - Ş i r ok o g o r ov, Sramana .• Sham'!n, (The Journal. of. the

North China Branch of the Royal Asiatic Society, LV), Shaµghai 1924, s. 110-130. ' ' . .

Shirokogorov, No~thern Tungus Migtations, _(ayn~ dergi, LVII), Shanghai'

1926; · s; 123 ~ 183.

Page 11: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

286

göre, aile şamanizm'inin yayılması da, maderşahi tesir dolayısiyledir. Ohlmarks, bütün bu, iddialara karşı, şu itirazlarda bulunuyor:

1)' eski aile şamanizm'i, «tipik şamanizm» diye gösterilebilecek olan asıl yüksek arktik şamanizm'den tama:miyle ayrıdır.

2) Ş·irokogorov, tarihi devirde budizm'den gelen muahhar bir tesirden, G ah s ise, maderşahi kültürler vasıtasiyle, tarihten ön­ceki bir tesirden bahsetmektedir. Birincisi bu tesiri, yalriız Tunguz'lar için varid gördüğü halde, ikincisi onu bütün arktik kavimlere teşmil eder.

3) Sihirbazlığın, şamanizm haline gelinceye kadar, maderşahi

kültürlerin tesiriyle. mürekkep bir şekil almasına başlıca misal ola­rak, maske ile davul gösterilmektedir. Burada G ah s'ıiı iddiası şudur: asıl mürekkep · şamanizm'in förik alameti, . maskedir. Maske ise, ma­derşahi kültürlerle karışma neticesinde kabul edilmiştir. Fakat, Oh l mark s'a nazaran, maskenin yalnız maderşahi kültürlerde bu­lunduğu isbat edilmemiştir. Sonra, maske kullanan şamanist halk-. larda, maskenin büyük bir ehemmiyeti yoktur. Mesela, S E) r o ş e -v s ki y'e göre, Y akut'larda şamanlık . esnasında maske :\,{ullanılmaz1 •

Oh l m ar k s'ın yazdığına bakılırsa, Saµıoyed şaman'ının yüzüne bir bez parçası örtmesi2, Soyot3, Buryat4 ve kısmen Altay'lılardau şa mı;ın'ın, püskülleri yüze doğru sarkan bir başlık giyme.si, N i ora d­z e'nin sandığı gibi, maske· yerine geçen bir vasıta değil, bilakis tama­miyle başka bir ideolojik sebeptendir. Şöyle ki, Tunguz'larda maske, sihirbazın t~msil ettiği ruha delalet eder. ve seance. esnasında . yeni bir ruh gelince, maske de değiştirilir0• C ast re n'e göre, Samoyed şa-. man'ı, düşüncelerini dağıtmamak maksadiyle, maske ·takar. Bütün bunlar göz önünde tutulursa, maskenin · şamanizm'de asli bir unsur olmadığı kolaylıkla anlaşılır.

· .1 S e r o.§ ev ski y, Y akatı, · I, St. peterburg 1896, s. 569.

" Leh.ti s. a 1 o, Entwurf einer Mythologie der ]urak - Sam.ojeden, (MSEOu., . LIII), Helsinki 1927, s. 158.

3 N'i ora d z e, aynı eser; levha· 14.

• N i ora d z e, aynı e!>er,_ s. 77;

·• Artohin, Materlalı po şama?J.stvu .u altaytsev, (Sbor.· Muz Antrop. Etnog. Ak.ad. l\I. IV, 2), Leniiıgrad 19~4, resim s. 48 v.d. ; [trc. A. I nan, Altay şamanlı­ğina ait maddeler, (Ülkü; XVII, sayı .100), Ankara 1941, s. 339, şekil 1 v .. d.].

6 Ohlm~rks, aynı eser, s. 67, not 206.

Page 12: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

287

G a h s .• nihayet Çukç şaman'ımn davulu ile, Tibet'te rastlanan davulun, tip bakımından aynı olduğunu iddia eder. Fakat, Oh l "". m ar ks'a göre, bu da doğru değildir. Onca, W. S c hm i d. t işte bütün bu yalnış fikirlere dayanarak, şam.anizm'in, şimali şarki Asya halkları, ile, bir çok Amerika yerlilerine Tibet'in maderşahi ~ültürlerinden

geçtiğine zahib olmuştur1 .

Oh 1 mark s'dan öğrendiğimize göre, Ş i r ok o g o r ov, şama­

nizm ile budizm'in münasebetine dair olan noktai nazarım; 1935'de· şu şekilde izah etrhiştir2 : ·eskiden Tunguz'larda hakiki şaman'lar

değil, muayyen ve daha iptidai şaman işlerini gören sihirbazlar vardı. Orta Asya'da budizrri'in ilk propagandçıcıları . olan v~ kendilerine sramana, §amana· adım veren kimseler, hasta · .tedavisi gibi yeni şaşırtıcı marifetleri ile, bu sihirbazlar - eski şamanlar - üzerinde büyük bir tesir yarattılar. Şaman'lığın, bugünkü şekliyle vücut ]:nilrnasında

mühim bir rol oynayanlar, işte bunlardır. Fakat, Ş i r ok o g o r ov, bugünkü manada şaman'ların, budizm'den önce . mevcut olm,aqıkları

kanaatındadır. Bununla beraber, eskiden, hem geniş bir şekilde ruhla-: ra inanılıyordu, hem ·de sihirbazlar vardı. Bunlar, hastalıkları tedav.i etmek ve bazı felaket veya sıkıntıları ortadan kaldırmak için, bir ta-

. kını hususi usullere ·vakıf bulunuyorlardı. Sonraki şaman'lar, bu usul­

leri benimseyip kullandılar. Ş i r ok o g o r o v'un anlattığı ·bu eski ruh ve sihirbazlar aleminin, şamanizm olarak kabul edilip edilmiyeceği

meselesine gelince, Oh 1 mark s'a göre bu, onun, zahiri teferruattan ziyade, aslında yüksek arktik cezbe haline dayanıp dayanmadığı me­selesiyle alakadardır. Ş i r ok o g o r ov, burada .Yeni bir belirti olarak, ilham veren ruhların şaman'ın.:vücuduna girmesi tasavvurunu göste­rır. Halbuki, büyük arktik şamanizm, herşeyden önce· buna değil, şaman ruhunun uçması tasavvuruna dayamr.-İmdi, arktik'de ruhun uç­ması kompleksi, iddia edilen budist .tesirden daha eski ve asil olunca, Ş i r o k o g o r o v'un yeni diye gösterdiği, ruhun bedene girmesi tasav­vuru, şamanizm'in menşei meselesiyle münasebettar gösterilemez.

Yukarıda izah edildiği üzere, şaman ·ruhunun başka dünyalara uçması tasavvuru, büyük arktik seance'ın sonunda vukua gelen bay­gınlık vaziyetinden çıkmıştır. Oh l mark s'a göre, hakiki baygınlık vaziyetine ise, ancak yüksek arktik muhitin tabii şartları içinde ve bü-

ı S c hm i d t, H~ndbuch der vergleichenden Religion_sgeschichte, Münster/

Westf .. 1930, s. 67.

2 S h i r ok o g o r o v, Psychomental Complex ·of 'i:he Tungus, London 1935,

s. 276 - 287.

Page 13: SAYI : 3-4 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00058/1948_3-4/1948_3-4_BULUCS.pdf · 278 dan öğrenmekten ibarettir. oh 1 mark s'ın kanaatınca, tam manasiy le bir din sayılmayan,

288

. yük.bir gayret sarfiyle, gerçekten büyük bir. şaman erişebilir. Bu vazi:.. · y~f, seance'ın en heyecanlı anını ve umumiyetle . şa~anlığın şahika­sını teşkil eder. Küçük . b.ir . şaman'ın veya sadece oniıh seviyesinçle

· bulunan bir .aile şaman'ının, bu şahikaya yükselmesi imkansızqır. Bu­na ancak;, arktik muhitin doğurduğu ruh haleti ile, mucizeler yaratan ve eski sihirbazlığın ·aksine olarak, şama.nizm'in taniamiyle başka bir cephesini temsil eden büyük şaman muvaffak olur. Onun için, ·bu baygınlığı ve ancak bununla bahis mevzuu olabilen ·ruhun · uçması kompleksini ve nihayet tipik şamanizm'in asıl vatanını yüksek ark­tik'den başka yerlerde aramak, boşunadır: Yüksek arktik bölgenin cenubundaki halklar da bir nevi şaman'lığa bağlıdırlar. Fakat bu, yük­sek a:rktik'deki küÇük şaman~lığın veya aile şaman'lığının aynı olup, yüksek. arktik şaman'lığın tesiri altında kalmış eski bir sihirbazlıktan başka birşey değildir. Burada büyük seance pek nadirdir ve böyle bir s&ınce'ın · şiddetini gösteren baygınlık vaziyetine ise, hiç . rastlanmaz. Zira burada, arktik'de olduğu gibi, bütün s0 syaJ. topluluğu sarsan, anormal bir şiddetle beliren ve i:;t:eri tevlid eden reaksiyonun ruhi ·esası eksiktir.

-·-O--:.