96
DEĞİŞMEKTE OLAN DÜNYAYA FARKLI BAKIŞ AÇILARI SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI

SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DEĞİŞMEKTE OLAN DÜNYAYA FARKLI BAKIŞ AÇILARI

SHELL YENİ MERCEK

SENARYOLARI

Page 2: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ortamına dair bakış açılarını sorgulamak için Shell’de 40 yıldır kullanılmakta olan bir sürecin parçasıdır.

Makul varsayımlara ve ölçümlere dayanan bu senaryolar, yöneticileri gerçekleşme olasılığı çok düşük olayları bile dikkate almaya sevk etmek için tasarlanmıştır.

Dolayısıyla, yatırımcılar, gelecekteki muhtemel olayları veya sonuçları öngörmek gibi bir hedefle oluşturulmamış olan bu senaryolara dayanarak, Royal Dutch Shell plc hisse senetlerine ilişkin yatırım kararı almamalıdır.

Page 3: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI İÇ

İND

EKİLER 01

Önsöz 05

Giriş 06

Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09

Paradokslar 10

Önümüzdeki Yollar 12

Genel Durum: Yeni Mercek Senaryoları 16

Dağlar 22

Dağlar Senaryosuna Genel Bakış 23

Batıdan Doğuya Jeopolitik Değişim 26

Ekonomik Yolların İniş Çıkışları 30

Doğal Gazın Yükselişi ve Enerji 34

Okyanuslar 46

Okyanuslar Senaryosuna Genel Bakış 47

Kıyı Çeşitliliği 50

Ekonomik Dalgalanmalar 56

Enerji Talebinin Yarattığı Büyük Dalgalar 59

Gelişim ve Sürdürülebilirlik Üzerine Görüşler 70

Kapanış Notları 78

Ekler: Senaryo Karşılaştırmaları, Özet Rakamsal Tablolar, Sözlük, Veri Kaynakları 80

Zaman Çizelgesi 92

İÇİNDEKİLER

Page 4: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

İstikrarsız değişimlerin hüküm sürdüğü günümüzde, yarının dünyasına tek bir mercekten bakmayı önermek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Güç ağlarından siyasi gündemin değişim hızı ve kaynakların durumuna kadar temel etmenlere yönelik algımızı değiştirecek olan bakış açımızdır.

Bize bu bakış açısını sunan yeni merceklerimiz, gelecekteki iki farklı dünyayı keşfetmemizi ve bugün yaptığımız seçimlerin muhtemel sonuçlarına daha net odaklanmamızı sağlayacaktır.

Page 5: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI D

LAR V

E OKYA

NU

SLAR 03

DAĞLAR OKYANUSLAR

Bu, nüfuz sahibi aktörlerin statüko gücünü sıkıca ellerinde tuttuğu bir dünyadır. En büyük ödül, istikrardır. Tepedekiler, kaynakları sadece mevcut arz ve talebe göre değil, aynı zamanda kendi çıkarlarını da gözeterek, dengeli ve temkinli bir şekilde piyasaya sunmaktadır. Sonuç olarak sistemde ortaya çıkan katılık, ekonomik dinamizmi azaltıp, sosyal hareketliliği bastırmaktadır.

Okyanuslar dünyasında etki dört bir yana yayılmaktadır. Güç devredilmiş, rakip çıkarlar bağdaştırılmış ve uzlaşı en önemli etmen hâlini almıştır. Ekonomik verimlilik büyük reform dalgaları ile arttırılırken, sosyal uyumun kaybedildiği, siyasi istikrarın bozulduğu zamanlar da görülmektedir. Bu durum, ikincil derecede kalkınma politikalarının durağanlaşmasına, anlık piyasa gelişmelerinin daha fazla önem kazanmasına neden olmuştur.

Page 6: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ÖNSÖZ KIRK YILDIR GELECEK VİZYONUNU ŞEKİLLENDİRİYORUZ

Page 7: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI Ö

NSÖ

Z 05

Kısa bir süre önce, Shell’in senaryo planlama uygulamasının 40. yılını kutladık. Geriye dönüp, onlarca yıldır devam eden senaryo çalışmalarını ve çalışmalarımıza katkıda bulunan çok sayıda yetenekli insanı düşündüğümüzde, bu senaryoların, çarpıcı ölçüde çeşitlilik taşıyan meseleleri, müzakereleri ve iş kararlarını nasıl etkilediğini gördük.

Geçmişe baktığımızda, 70’li yılların başındaki iş ortamı ile şimdiki arasında, küresel ekonomi ve belli politik sistemlerdeki değişkenlik gibi birçok benzerlik olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan, benzerliklerin yanı sıra, tüm kaynak sistemlerindeki karmaşık güçlükleri öne çıkaran ve ilerleme sürecinde bizim gibi kurumların yaratıcı güçlerini zorlayacak yeni etmenler de söz konusu.

Örneğin 2011 yılında, strateji ekibimizden su, enerji ve gıda zincirini (biz buna ‘Baskı Zinciri’ diyoruz) incelemelerini istedim. Shell’i –ve daha genel anlamda toplumu– başarıya ulaştıracak olanın hep birlikte daha iyi şekilde çalışmak olduğu kanaatindeyim. İşletmeler olarak uzun yıllardır, yenilik ve iş verimliliği sağlarken, kârımızı da olumlu yönde etkileyen ticari ortaklıklar kurarak insanlara hizmet ediyoruz. Fakat, çok daha etkin –ve hızlı– bir şekilde gerçekleştirmemiz gereken, bütün ekonomik sektörlerdeki diğer şirketlerin yanı sıra, dünyanın dört bir yanındaki devletler ve sivil toplumlarla iş birliğimizi geliştirmektir. Ancak bu sağlandıktan sonra, sistem seviyesinde iş birliğiyle elde edilecek verimliliğin avantajlarından faydalanabiliriz.

Yeni Mercek Senaryoları’nda belirtildiği üzere, 2030 yılına kadar su, enerji ve gıda gibi kritik kaynaklara yönelik ihtiyacın %40-50 oranında artmasını bekliyoruz. Çevreye ciddi hasarlar vermeden bu talebi karşılamak için, alışılagelmiş uygulamalar yerine, alışılmamış olana kaymamız gerekecek. Bu nedenle, ortaklıklarımızı güçlendirmek ve enerji sistemi dönüşümündeki faal rolümüzü sürdürmek için, önümüzdeki dönemde planlarımızı daha çok paylaşma yoluna gideceğiz.

Bu yeni senaryolar, önümüzdeki güçlükleri irdelerken, daha düşünceli, duyarlı ve dayanıklı bir iş ortamını nasıl oluşturabileceğimize yönelik düşündürücü sorular soruyor. Bu senaryoların paylaşılması ve içerdikleri meseleler etrafında tartışma ortamlarının yaratılması, sürecin önemli kısımlarını oluşturmaktadır. Önümüzdeki birkaç yıl müddetinde düzenli olarak sizlere sunacağımız ek yayınların bu süreci daha da geliştireceğine inanıyorum.

Umuyorum ki bu senaryoların içeriğini düşündürücü bulursunuz. Geçtiğimiz 40 yıl boyunca birçok kişinin yaptığı şekilde, sizin de bu senaryo tartışmasının bir parçası olmanızı temenni ediyorum. n

PEtER VOSER CEO, Royal Dutch Shell plc, Mart 2013

Page 8: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

GİRİŞSENARYOLARIN GÜCÜ

Page 9: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

İRİŞ 07

Hepimiz, sonuçları yıllar –hatta on yıllar– boyunca geleceğimizi etkileyecek seçimlerle karşı karşıyayız. İster yeni fırsatlar yaratıyor, ister ciddi tehlikeleri öngörüyor olalım, kararlarımızı geleceğe yönelik bakış açımızı temel alarak veriyoruz. Bu nedenle bilinmeyen geleceği şekillendiren ve farklı aktörlerin bakış açılarına göre çok farklı biçimler alabilecek etkenleri, eğilimleri, belirsizlikleri, seçimleri ve döngüleri mümkün olduğunca etkin şekilde kavramamız büyük önem taşıyor.

Gelecek ne bütünüyle öngörülebilir ne de bütünüyle rastlantısal olabilir. Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel durumlar üzerine yapılacak anlamlı bir incelemenin alternatif özellikleri veya modelleri öne çıkarması kaçınılmazdır. Shell, kırk yılı aşkın bir süredir geleceği daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmemize ve stratejik düşünce yapımızı derinleştirmemize yardımcı olacak, birbirlerine karşıt senaryolar geliştirip uygulamaktadır. Bu dönem içinde, karşılaştığımız ortak zorluklara ve seçeneklere yönelik toplumsal diyaloğun geliştirilmesine katkıda bulunacağını düşündüğümüz bütün zamanlarda, bu çalışmaların özetlerini dünyayla paylaştık.

Bu senaryolar, gittikçe daha alışılmadık hale gelen ve zorlaşan koşullar karşısında Shell yöneticilerine çok boyutlu fikirler ve ortak bir dil sunmaktadır. İnsanları düşünmeye iten ve aynı zamanda oldukça makul olan senaryolar, hâlihazırda ön planda yer alan sorunların yanı sıra, gün yüzüne çıkarılması gereken arka plandaki gelişmelerin de altını çizmeyi hedefliyor. Bu alternatif bakış açıları etkili bir şekilde kullanıldığında, aralarında derin fikir ayrılıkları söz konusu olsa bile, kurumların iş birliği içinde incelemeleri gereken zorlu durumların

üstesinden gelmelerine yardımcı olabilir.

Bu tür bir yaklaşım, karar vericilerin; başkalarının sahip olabileceği çok farklı bakış açılarına,

bu bakış açılarının etkin bir biçimde ele alınmasına yönelik ihtiyaca ve başkalarının aldığı kararların kendi gelecekleri açısından taşıdığı öneme ilişkin farkındalıklarını da arttırır. Bu bakımdan, senaryolar yalnızca ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler gibi görünüşte kişisel olmayan konular değil, insanlara ve davranışlarına odaklandıkları için de insani bir tarafa sahiptir.

Diğer bir ifadeyle, Shell’de de deneyimlediğimiz, stratejik düşünme süreçleri, analiz modu, katılım ve etkiye yönelik sosyal süreçler ve en önemlisi, birey ve grup bazında inceleme ve keşif olanağı tanıyan etkenlerin birleşiminden oluşan bir senaryo simyasına sahibiz.

Bu bakımdan, söz konusu senaryolarla ilgili olarak, senaryo çalışmasının fonksiyonlarından birinin, “bilmediğimizi bilmediğimiz şeyleri” ortaya çıkaracak şekilde insanları bir araya getirerek araştırma yapmalarına imkân tanıması olduğunu söyleyen ABD’nin eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in sözlerini hatırlayabiliriz. Bu keşif çalışmalarının asıl amacı, her ne kadar hoş olsalar da, şık kitapçıklar veya raporlar üretmek değil, içinde yaşadıkları dünyayı daha kapsamlı bakış açılarıyla değerlendirmeye sevk ederek insanları daha iyi seçimlere yöneltecek bir yolculuğa çıkarmaya yardımcı olmaktır.

Bu yolculuk zorlu geçebilir. Filozof Schopenhauer’un ifade ettiği gibi, ortaya yeni çıkmış gerçekler ya gözardı edilir ya da bu gerçeklerle dalga geçilir. Ardından, bu gerçeklere şiddetli bir şekilde karşı çıkılır. En nihayetinde ise, aşikâr oldukları kabul edilir. Farklı noktalarda senaryolar alakasız, saçma, rahatsız edici, hatta gereksiz bulunabilir. Fakat, Shell olarak elde ettiğimiz deneyimler, bu yolculuğun şirketimiz açısından taşıdığı değeri ortaya koymaktadır. n

JEREMY BENtHAMİş Ortamı Başkan YardımcısıShell Senaryolar Başkanı

Page 10: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar
Page 11: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI YEN

İ BİR DÖ

NEM

İÇİN

YENİ M

ERCEKLER 09

YENİ BİR DÖNEM İÇİN YENİ MERCEKLER

“ HER ŞEYİN OLDUĞU GİBİ KALMASINI İSTİYORSAK, HER ŞEYİ DEĞİŞTİRMELİYİZ.”

GIUSEPPE tOMASI DI LAMPEDUSA Leopar

Daha önce yayınlanan Shell Senaryo çalışması, ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan olduğu kadar, enerji ve çevre sistemlerinde de, istikrarsızlığın ve farklı dönüşümlerin yaşandığı bir döneme girdiğimizin altını çizmişti:

n   1980’lerin ortasından 2000’lerin ortasına kadar süren ve ileri sanayi ekonomilerinde ‘büyük moderasyon’ olarak adlandırılan döneme zemin teşkil eden koşulların değişmesi sebebiyle şiddetlenen iktisadi döngüler.

n   Kısmen ekonomik belirsizliklerle tetiklenen, artan siyasi ve sosyal istikrarsızlık.

n   Çok taraflı kurumlar ekonomik güç dengelerinde görülen değişimlerle mücadele eder ve diğer düzenlemeler hızla gelişirken, uluslararası düzende görülen gerginlikler.

n   Bazı bölgelerde nüfusun geneli yaşlanırken, bazı bölgelerde genç nüfusun artması ve hem gelişmekte olan hem de daha az gelişmiş ekonomilerde kentleşmenin aralıksız sürmesi nedeniyle gerçekleşen önemli demografik dönüşümler.

n   Artan nüfus ve refah düzeyiyle değişen enerji ihtiyacı, eski kaynaklara yönelik taleplerin karşılanmasında zorluk çekilirken yeni enerji kaynaklarının ortaya çıkması ve özellikle kömür tüketimindeki yükselişle sera gazı emisyonunun artması.

n   Gerçekleşen teknolojik gelişmelerin, örneğin Kuzey Amerika’da, şeyl gazı ve sıvı bakımından zengin şeyller gibi kaynaklarda yaşanan hızlı büyümede rol oynaması; bu etki dünyanın her yerine yayılırken, diğer bölgelerde ne gibi sonuçlar doğuracağının belirsiz olması. Fotovoltaik güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklarının kullanılmasına imkân tanıyacak teknolojiler gelişirken, küçük fakat istikrarlı bir kaynaktan tedariğin hızla artması.

n   Her bileşen için düşük arz ve yüksek talep nedeniyle, su-enerji-gıda Baskı Zinciri’nden doğan sıkıntılar da dâhil olmak üzere, daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkan ve ciddi anlamda zorlanan ekolojik sınırlar. Bu bileşenler birbirleriyle bağlantılı olduğundan, her biri diğerini besler ve baskının birleşik olarak artışını hızlandırır.

Bu gelişmeler karşısında, makul bakış açılarının karmaşık ve eksik görünmesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte, bir dizi yeni ‘merceğin’ alışkın olduğumuz durumlara farklı açılardan bakmamıza yardımcı olarak, muhtemel gelecek senaryolarına odaklanmamızı sağlamaya yardımcı olacabileceğini gördük.

Paradoks ve Önümüzdeki Yollar adını verdiğimiz bu mercekler, eğilimlere ve itici etmenlere detaylı olarak odaklanmamızı sağlarken, Panoramik senaryolarımız gelecekte ortaya çıkması muhtemel durumlara daha geniş bir açıdan yaklaşmaktadır.

Page 12: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

PARADOKSLAR

REFAH PARADOKSU

Ekonomik kalkınma yüz milyonlarca insanın yaşam standardını yükseltirken, aynı zamanda, refahın getirdiği bazı avantajları geri planda tutabilecek çevresel, kaynaklara yönelik, finansal, siyasi ve sosyal sıkıntıları da beraberinde getirir. Şahsi kazançlar artarken toplumsal maliyetler yükselebilir ve bugün yaşadığımız rahat hayat, gelecekte daha fazla risk altında olmamıza neden olabilir. Küreselleşme, ülkeler arasındaki gelir farklılığını azaltma eğilimi gösterirken, ülkelerin kendi içlerindeki eşitsizliğin artmasına neden olmaktadır. Artan verimlilik tüketimde artışı da tetikleyebilir. Belirli bir noktadan sonra ise, artan refah düzeyi kişilerin farklı anlayışlarına göre olan refah seviyelerini yükseltmez, hatta düşürebilir. Örneğin, refah düzeyleri yükseldikçe veya başkalarının refah düzeyinin yükseldiğini gördükçe, insanların hem kendileri hem çocukları için istek ve beklentilerinin yanı sıra, memnuniyetsizliklerinin artması da muhtemeldir.

LİDERLİK PARADOKSU

Küresel gerginliklere çözüm bulmak, sayıları artan farklı karar mekanizmaları arasında koordinasyon sağlamayı gerektirir. Fakat sürece katılan grupların çeşitliliği arttıkça, mevcut sistemden çıkar sağlayan gruplar ilerlemeye engel olmaya yönelir. Bir Afrika atasözü der ki: Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan beraber. Artan gerginliklerle mücadele etmek, hem hızlı hem de uzağa gitmemizi gerektirirken, bu durum yalnız gitmekle birlikte gitmek arasında çelişkili bir ihtiyacı beraberinde getirmektedir. Bildik ulusal, kamusal-özel ve endüstri-sektör sınırlarını aşan yeni iş birliği modellerine gereksinim duymamızla birlikte, bu türden iş birlikleri için önümüzde iyi örnekler mevcut değildir ve farklı taraflar şahsi öncelikli mesele ve sorumluluklarına odaklandığı için bu tür örneklerin yaratılması da son derece zordur.

Günümüzde bütün ulusların liderleri derin siyasi ikilemlerle karşı karşıyadır. Hükümetler, doğaları gereği, çağdaş yaşamın çoğu zaman gerektirdiği hıza ayak uyduramaz. Seçimlerle yetki sahibi olmuş kişiler genellikle uzun vadeli, karmaşık veya rağbet görmeyen meselelerin yönetimini koz olarak kullanır.

ÜÇ PARADOKS MERCEĞİNDEN BAKARAK, GELİŞMEKTE OLAN DURUMLARIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNİ DAHA İYİ ŞEKİLDE ÖNE ÇIKARABİLİRİZ.

BAĞLANtI PARADOKSU

Gelişen küresel bağlantı olanakları bir yandan yaratıcılığı teşvik ederken diğer yandan fikrî mülkiyet haklarını riske atmaktadır. Bağlanabilirlik, bireylerin kendilerini ifade etmelerine ve motive olmalarına imkân tanısa da, aynı zamanda sürü psikolojisini teşvik eder, güven ve talepteki dalgalanmaları arttırır. Bilgiye her geçen gün daha kolay ulaşılması şeffaflığı beraberinde getirip, olayların iç yüzünü görmemizi sağlarken, bilgi bombardımanı aynı ölçüde karmaşa ve belirsizlik yaratır.

Birçok açıdan, Bağlantı Paradoksu diğer iki paradoksu tetiklemektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygın kullanımı ekonomik küreselleşmeye yön veren bir etken hâline gelirken; ticaret, finans, araştırma bağlantılarını genişletip derinleştirmekte ve liderlik mücadelelerine neden olmaktadır. Ekonomik, siyasi ve sosyal istikrarsızlığın dünyada hep varolduğu öne sürülebilir

Page 13: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI PA

RAD

OKSLA

R 11

BM ve Shell analizine göre, 2030 yılına kadar dünyanın su, gıda ve enerji ihtiyacı %40 ile %50 arasında oranlarda artacaktır. Bu kaynakların birbirine bağlı olması –Baskı Zinciri– istikrarsızlığı da arttırmaktadır: Daha fazla enerji için daha fazla su; daha fazla gıda ve su için daha fazla enerji gerekir. İklim değişikliği, uzun süreli kuraklık dönemleri ya da şiddetli seller gibi tarım ve geçim kaynaklarını etkileyebilecek sıradışı hava koşullarının oluşmasına neden olabilmektedir. Susuzluk, sosyal ve siyasi istikrarsızlığı güçlendirebilir, ihtilaflara neden olabilir, çevreye telafisi olanaksız zararlar verebilir.

REFAH PARADOKSU

İnsanların beslenme düzenlerinde karbonhidratların yerini proteinlerin alması sonucunda gıda ihtiyacının artmasıyla, gıda kaynaklarının kapladığı alan (toprak, su, enerji) önemli ölçüde artabilir.

LİDERLİK PARADOKSU

Hükümetler, bileşenlerin birbirine bağımlı olduğunu ve muhtemel istenmeyen sonuçları tam olarak anlamasalar da, Baskı Zinciri’nin bütün alanlarına yönelik politikalar geliştirmek durumundadır. ‘Yakıta karşı gıda’ anlayışı, gıda ve yakıt miktarının eşit ve aralarında doğrudan bir mübadele olduğunu öne sürse de, ortadaki meseleler çok daha karmaşıktır ve müzakereleri paydaşların çıkarları belirler.

BAĞLANtI PARADOKSU

Birçok ülke gıda, enerji ve sudan oluşan Baskı Zinciri’nde tam anlamıyla kendi kendisine yetecek durumda değildir. Ulusal gıda ile enerji güvenliği arasındaki denge ilişkisi nasıldır? İstikrarsızlık arttığında küresel emtia piyasası ulusal kaynak güvenliğini ne yönde etkiler?

Diğer taraftan, karşımıza çıkardığı zorlu durumların yanı sıra, Baskı Zinciri fırsatları da beraberinde getirmektedir. Şu an ortak olacaklarını düşünemediğiniz taraflar arasında bile ne türden iş birlikleri geliştirilebilir?

Toplumun karşılaştığı sorunlar çoğalıp daha teknik bir hâl aldıkça, hükümetlerin, ticaret sektörü ve diğer sektörlerin yardımı olmadan sorunları tek başına çözme yetisi de aynı ölçüde düşüş gösterir. İleri demokrasilerde, ortak çıkarlara sahip kişilerin bir araya gelerek hükümeti etkileme gücü ne kadar artarsa, hükümetin kamu yararına çalışması o kadar zorlaşır. Dünyanın birçok yerinde, yeni medya teknolojilerinin insanlara sağladığı güç artarken, hükümetlerin vatandaşlarını izleme ve denetleme gücü de artmaktadır.

Küreselleşmenin kendisi de, hükümet liderleri için başlı başına bir paradoks unsurudur: Küreselleşme gücü arttıkça ulusal hükümetlerin özerk gücü azalmaktadır. Benzer şekilde, acil tehlike durumları haricinde, liderler de insan doğasından kaynaklanan bir paradoksla karşı karşıyadırlar: Uzun vadeli ortak çözümlere olan ihtiyaç arttıkça, bireysel, kısa vadeli fedakârlık isteği azalmaktadır. n

KAYNAKLARIN BASKI ZİNCİRİ

fakat daha önce benzeri görülmemiş bu bağlantı düzeyi, bireysel aktörlere sağladığı güç nedeniyle sıradışı bir durum yaratmaktadır. Örneğin, yoksul bir işportacı Orta Doğu’daki hükümetleri devirmek için fitili ateşleyebilir. Bir bilgisayar korsanı tek başına büyük bir şirketin ve devlet teşebbüslerinin çalışmalarını alt üst edebilir. ‘Anonymous’ adlı küçük bir ‘hacktivist’ grup, şirketlerin milyon dolarlar kaybetmesine neden olabilir. Kilise korosunda şarkı söyleyen bir İskoç, TV programı için çekilen eleme videosunun internette yayılmasıyla bir gecede yıldız olabilir ve albümü dünya çapında en çok satanlar listesinde birinci sıraya yükselebilir.

Page 14: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Hareket Alanı

Zorlu Dönüşüm

Artan Baskı

Zorlu Dönüşüm

Parçalanma/Çöküş

Sistemi Tehdit Eden Kriz

Sapma/Düşüş

Sekteye Uğrayan Reform

Erken Kriz

Sapma

Artan Baskı

Sapma/Düşüş

Erken Kriz

Sapma Parçalanma/ÇöküşSistemi Tehdit Eden Kriz

Borçların Silinmesi & Yeniden Başlangıç

ÖNÜMÜZDEKİ YOL MERCEKLERİ

Üç paradoksun yapısında da varolan gerilimler, günümüzde yaşanan dönüşümleri körüklemektedir. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki ülkeler ekonomik modelleri, siyasi rejimleri ve sosyal düzenlerinde zorluklarla karşılaşmaktadır. ABD, göreli küresel güç olarak uzun vadeli bir düşüşle mücadele ederken, iktisadi durgunluktan çıkış süreci beklenenden çok daha yavaş kalmış ve siyasi sistem çıkmaza girmiştir. 2008 yılında daha dayanıklı olduğu görülen Çin ve gelişmekte olan diğer büyük ekonomiler, günümüzde istikrar ve sürekli büyümeye yönelik arayışlarında karşılarına çıkan yeni belirsizliklerle mücadele etmektedirler.

Baskı arttığında ve kriz çıktığında, bazı aktörler duruma uyum sağlamalarına ve yeni düzenlemeler gerçekleştirmelerine imkân tanıyacak şekilde direnç gösterebilir. Fakat diğerleri, kriz geniş kapsamlı ve sıkıntılı bir yeniden yapılanmayı gerektirecek veya çöküşe sebep olacak boyutlara ulaşana dek mücadeleye devam eder. Shell olarak, geçiş ve dönüşüm süreçlerinin ilk dönemlerini araştırırken, konu hakkında daha net ve derinlemesine bilgi sahibi olmamızı sağlayan iki prototipik Yol merceği bulduk. Bunlara Hareket Alanı ve Zorlu Dönüşüm diyoruz.

ÖNÜMÜZDEKİ YOLLAR

ZORLU DÖNÜŞÜM

Finansal, sosyal, siyasi veya teknolojik kapasitenin baskı etmenlerine dayanmakta yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Davranışsal tepkilerin değişikliği geciktirmesi, en nihayetinde zorunlu olarak başlangıç durumuna dönülene ya da çöküş yaşanana dek, koşulların daha da kötüleşmesine neden olur.

HAREKEt ALANI

Finansal, sosyal, siyasi veya teknolojik sermaye erken harekete geçmeyi teşvik eder ve bu durum etkili değişiklik/reformla sonuçlanır.

Page 15: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI Ö

ZDEKİ YO

LLAR 13

Yakın geçmişten birkaç örnek vermek gerekirse:

n   Küresel ekonomik krizin neden olduğu türbülansa kapılmış olmalarına rağmen, Hindistan, Çin ve Brezilya gibi ekonomiler, hiç değilse krizin hemen sonrasında dayanıklılıklarını kanıtladılar. Düştükleri duruma karşılık vermek ve reform yapmak için gerekli finansal, sosyal, siyasi veya kaynaklara yönelik ‘sermayelerini’ kullanarak, kendilerine özgü yöntemlerle Hareket Alanı yolunu izlediler.

n   Aynı dönemde bu direnç seviyesinde olmadığını gösteren Avrupa Birliği (AB) ise, krizin çıkışından itibaren Zorlu Dönüşüm yolunu izlerken, liderler siyasi ve sosyal boyutlarda kendilerine nefes alabilecekleri alanlar açmaya çalıştılar. Bu nedenden ötürü AB’de, en sonunda (örneğin yönetiminin paylaşımı doğrultusunda) önemli finansal ve siyasi sermayelerin silinmesini kapsayan yeni bir döneme geçişle veya Avro’nun çöküşüyle sonuçlanabilecek, ara ara mini krizlerin görüldüğü, devamlı bir sürüklenme durumu yaşanmaktadır.

Elbette ki, bütün ülkeler veya aktörler yalnızca tek bir Zorlu Dönüşüm veya Hareket Alanı yolunu takip etmeyecekleri gibi, karşılaşılan tüm zorluklar içinde her zaman tek bir yolda da ilerlemeyecekler. Aslına bakılacak olursa, bazı aktörlere hareket alanı gibi görünen bir durum, diğerlerine zorlu dönüşüm gibi görünebilir. Tıpkı, aynı odaya kapatılmış bir kediyle farenin farklı bakış açıları gibi. Bununla birlikte, Önümüzdeki Yollar merceği daha geniş bir panorama içerisinde tekrarlanan modellere dikkat çekmektedir.

Ülkeler, şirketler ve hatta şahıslar birbirinden farklı yollarla karşılaşırlar. Hareket Alanı yolunu takip ederek, karşılaştıkları zorluklara uyum ve reformla mı cevap verecekler? Yoksa, değişikliğin ertelenmesi sonucunda, bütünüyle yeni bir döneme geçiş veya kaçınılmaz bir şekilde çöküşe dek, Zorlu Dönüşüm mü yaşanacak?

DÖNÜŞÜM DİNAMİKLERİ Sistemlere yönelik bir bakış açısıyla dönüşüm, mevcut durum ile istenilen durum arasında boşlukların ortaya çıkmasıyla olur. Bu boşluklar, endişe ve memnuniyetsizliğe neden olarak, yeni veya geliştirilmiş yaklaşımların uygulanmasını tetikler.

Fakat, bu süreçte birçok gecikme yaşandığı gibi, engelleyici etmenler de yer almaktadır. Örneğin, endişenin yeni yaklaşımları teşvik etmesi kadar, inkâr ve tutukluğa sebep olması da muhtemeldir. Sosyal, entelektüel ve siyasi sermaye olmaksızın, yeni yaklaşımlar geliştirip uygulamak için mevcut sistemden menfaati olan gruplarla mücadele etmek gerekir ve bu da oldukça zorlu bir engeldir. Diğer önemli engelleyici etmenler ise kurumsal yetersizlik, eşitsizlik ve güvensizliktir.

Dönüşüm sürecinde ilerleme kaydedilecekse, sistem genelindeki bütün bu engelleyici etmenleri dengeleyecek kolaylaştırıcı etmenler olmalıdır. Felç durumunun üstesinden gelmek için elde edilecek hızlı başarılar ya da mevcut sistemden menfaati olan gruplarla mücadele etmek için yeterli düzeyde sosyal ve siyasi sermaye gelişimi, kolaylaştırıcı etmenlere iki örnek olarak verilebilir.

Dönüşümü şekillendiren, engelleyici ve kolaylaştırıcı etmenlerin dinamik dengesidir; bu denge aktörlere ve dönüşüm süreçlerine göre farklılık gösterir. Denge, engelleyici etmenlerden yana olursa dönüşüm engellenir. Yeterli düzeyde kolaylaştırıcı etmen ise, hareket alanı açar. n

Page 16: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

2050’de dünya nüfusunun yaklaşık yüzde yetmiş beşinin kentlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu süre zarfında kentsel nüfus açısından en büyük gelişim Çin, Hindistan, Nijerya ve ABD’de olacak. En çarpıcı büyüme ise, kısa zaman içerisinde kentlere dönüşecek olan binlerce küçük kasabada gerçekleşecek.

Bu yeni kentlerin altyapısının büyük bir bölümü henüz tasarlanmış değil. Booz & Company (WWF – Dünya Yaban Hayatı Koruma Vakfı için yapılan bir çalışmada) gelecek otuz yıl içinde kentsel altyapıya ve ilintili operasyonlara yapılacak toplam yatırımın 350 trilyon dolar gibi astronomik rakamları geçeceğini tahmin ediyor. Bu pastada en büyük pay, gelişmekte olan piyasaların olacak. Söz konusu yatırımı finanse etmek çok zor olacağından, bu durum küresel ekonomide önemli yeniliklere gidilmesini gerektirecek. Bu ihtiyaçlar karşılandığı takdirde, uzun bir süre boyunca dünya ekonomisi için büyük bir toplu talep kaynağı oluşacak.

Günümüzde, kentler dünyadaki toplam enerjinin % 66’sını kullanıyor. Önümüzdeki 30 yıl içinde bu rakam yaklaşık % 80 seviyesine yükselebilir. Geçmişte kentsel gelişim, enerjinin nispeten daha düşük fiyatlara sunulacağına yönelik varsayımlarla şekillenmişti. Güvenli enerji tedariğine ve planlama politikaları geliştirmeye yönelik ihtiyaçların zamanında fark edilememesi, çarpık kentleşmeye ve enerji verimsizliğine yol açtı.

REFAH PARADOKSU

Zengin kaynaklara sahip sağlıklı kentler organik olarak büyürse, düzensiz büyüme eğilimi gösterir ve bu durum da ciddi ölçülerde enerji verimsizliğine neden olur. Daha yoksul ve kalabalık kentler de aynı riski taşımaktadır. Bu kentler kısa vadede ekonomik açıdan daha verimli olan organik yolu seçtiği takdirde, ciddi altyapı verimsizliği riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

LİDERLİK PARADOKSU

Belediye yönetimleri, sorunların çözümünün çok zor olduğuna ve olası çözümlerin uygulamaya alınacak kadar destek görmeyeceğine kanaat getirirse, kentlerdeki baskı unsurları yaşamı tehdit eder hâle gelene dek gözardı edilecektir. Altyapı inşası için gereken zamanla siyasi yetkililerin iktidarda kaldığı zaman arasındaki fark oldukça fazladır. Fakat sağlıklı bir gelişim için bu zaman aralığının kapatılması gerekmektedir.

BAĞLANtI PARADOKSU

Kentsel gelişim sorununu çözmek için toplumun her kademesi birlikte çalışmalıdır: Akıllı gelişim için hükümet daha iyi teşvikler ve yaptırımlar sunmalı; herkesin lehine bir altyapı sisteminin kurulabilmesi ve toplumda mal talebinin azaltılması için insanlar yönlendirilmeli; ticari kuruluşlar daha akıllıca ve daha entegre altyapı, konut ve trafik çözümleri yaratmalıdır. Bu çok zor bir hamle olduğundan, başarıya ulaşılabilmesi için bütün grupların koordinasyon içinde çalışması gerekmektedir.

KENtLER ÜZERİNE YENİ BİR MERCEK

HAREKEt ALANI

n   İleri görüşlü liderlik koalisyonları gelişimi şekillendirir.n   Yetkililer baskı unsurlarını öngörür ve arazi, nakliye,

enerji, su ve atık için entegre planlama süreçleri uygular.

n   Kompakt kentsel gelişim ve toplu taşımayı da içeren, yapısal ve enerjinin etkin kullanıldığı çözümler geliştirilir.

n   Bilgi paylaşılır ve önemsenir.

ZORLU DÖNÜŞÜM

n   Büyüme sürecini belirleyen yalnızca piyasa güçleridir. n   Yetkililer sorunların baş edilemeyecek kadar zor ve

çözümlerin hayata geçirilemeyecek kadar halkın tepkisini çekecek özellikte olduğunu düşünür.

n   Baskı unsurları kentsel yaşamı tehdit edene dek gözardı edilir ve altyapının yeniden inşa edilmesi zordur.

n   Münferit, geçici çözümler geçerlidir.

Page 17: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

2010 Total consumption 000.00b m3

Fossils production 00.00billion m3

Biofuels prodution 00.00billion m3

Refining, GTL & CTL 00.00billion m3

Electricity - Oil 00.00billion m3

Electricity - Gas 00.00billion m3

00.00billion m3

Electricity - Nuclear 00.00billion m3

Electricity - Biomass 00.00billion m3

Electricity - CSP 00.00billion m3

Electricity - Geothermal 00.00billion m3

Advantage can be: – Trade hub – Cluster of expertise – Special economic zone Ongoing development of commercial advantages

Companies invest to capitalise on advantages: – Expanding production – More efficient technology – New products – Service industries Government invests in infrastructure,

enabling more efficient businessoperations and improving amenity

– Transport – Services – Amenities – Communications – Education

Jobs and wealth opportunitiesattract labour from outside of thecity - increasing labour pool andsize of home market

Increasing education and up-skilling build talent and entrepreneurialism

MountingStress

Competitive commercialadvantage

build

talent pool

Attra

ct and In

vest

Competitive commercialadvantage

build

talent pool

Attra

ct and In

vest

City growth virtuous cycle

Ticari avantajların devam eden gelişimi Avantajlar şunlar olabilir: – Ticaret merkezi – Uzmanlık kümesi – Özel ekonomik bölge

Şirketler, avantajlardan yararlanmak için yatırım yapar:

– Üretimin genişletilmesi – Daha verimli teknoloji – Yeni ürünler – Hizmet sektörleri Hükümet altyapıya yatırım yaparak

daha etkin iş faaliyetlerine olanak sağlar ve imkânları geliştirir

– Ulaştırma – Hizmetler – İmkânlar – İletişim – Eğitim

İş ve refah fırsatları kent dışından işçileri çekerek, işgücü havuzunu ve iç pazarın genişliğini arttırır

Artan eğitim ve vasıf kazandırma yetenekli insanların ve girişimciliğin önünü açar

Ticari rekabetavantajı

ve yetenek havuzu oluşturulması

Yeteneklerin ilgisinin çekilmesi Yatırım

VERİMLİ KENtSEL BÜYÜME DÖNGÜSÜ

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI Ö

ZDEKİ YO

LLAR 15

Page 18: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Siyasi belirsizliğin fazla olduğu, daha değişken bir jeopolitik ortama girdikçe, fikir ayrılıklarının giderek artacağı bir dünya ile karşılaşmamız muhtemeldir.

Önümüzdeki 10 ila 20 yıl içinde yaşanacak olan jeopolitik geçiş sürecinde dört önemli konu öne çıkmaktadır.

ABD-ÇİN İLİŞKİSİBu dönemde ABD yine diğer ülkelerden daha önde olacak fakat aynı zamanda daha çoğul bir dünyayı kabul etmek zorunda da kalacaktır. Farklı değerlere ve hedeflere sahip diğer güçlerle sonuçları müzakere etme ihtiyacı duymaktadır. Diğer bir ifadeyle, ABD’nin, tek taraflı hareket etmek yerine ‘değişimi sağlamayı’ öğrenmesi gerekmektedir. Uluslararası düzenin dayandığı küresel kamu mallarını tek başına sunma arzusu gütmeyecek veya bunu yapmaya müktedir olmayacaktır. Başka bir ülkenin dünyaya öncülük etmeye veya ABD’nin, diğer ülkelerin kendisine denk seviyede durmasına izin vermeye hazır olmaması hâlinde, bir liderlik boşluğu ortaya çıkabilir.

Gelişen bir ekonomik güç merkezi olarak Çin, küresel ölçekte daha büyük bir rol üstlenmeye hazır olmadığı gibi, çıkarlarını spesifik ve dar ulusal şartlar çerçevesinde belirlemeye devam etmektedir. ABD ile Çin arasındaki temel yapısal farklılıkların öne çıktığı alanlar, ticaret, kendi aralarındaki döviz kuru ilişkileri ve zaman içerisinde oluşan ekonomik dengesizliklerdir. Diğer taraftan, Japonya’nın teknoloji, yatırım ve sağladığı önemli dış yardımlar ile Asya-Pasifik bölgesinde ciddi bir nüfuza sahip olmasına rağmen, ABD ve Çin arasındaki jeopolitik rekabet bu bölgede de artmaktadır. ABD’nin kapasitesi zorlanırken ve Çin, bölgesel çıkarlarının peşinde, kendine aşırı güvenerek gücünün yetmeyeceği durumlarla karşı karşıya kalma riskini taşırken, bu iki küresel güçten biri diğerine göre daha fazla nüfuza sahip olabilecek mi? Yoksa ortak çıkarlar doğrultusunda birlikte çalışmanın bir yolunu mu bulacaklar?

GENEL DURUM YENİ MERCEK SENARYOLARI

Page 19: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ENEL D

URU

M 17

YENİ ULUSLARARASI SİStEMDE DOĞUYA KAYMAİkinci önemli özellik, Çin ve Hindistan gibi yükselmekte olan yeni güçlerin kurulmasını istediği uluslararası sistemin niteliğidir. Çin uluslararası hedeflerini her zaman için tehlike arz etmeyen ‘barışçıl yükseliş’ gibi terimlerle betimlemiş ve geleneksel imparatorluk haraç sisteminde, diğer ulusların içişlerine asla müdahale etmediğini öne sürmüştür. Fakat haraç sistemi, eşit özerk devletlerin oluşturduğu bir dünya ortaya koymuyordu; bu sistem her zaman, üstün devlet olarak Çin merkezliydi. Diğer bütün devletler, Çin’le iyi ilişkiler kurmak için ona tabi oldu, haraç ödedi ve politikalarını bu doğrultuda şekillendirdi.

Böyle bir sistemin günümüzün jeopolitik düzenine uyarlanması çok zordur. Çin yönetiminin etkisi altına girmek birçok ulus için cazip bir seçenek değildir. Potansiyel olarak iki farklı Asya hikâyesi olduğunu söyleyebiliriz: Asya, küresel ekonominin en dinamik bölgesi olmaya devam da edebilir, küresel düzenin en istikrarsız ve ihtilafa meyilli bölgesine de dönüşebilir.

Harvard’daki John F. Kennedy Siyasal Bilimler Fakültesi Profesörü Graham Allison, önümüzdeki on yıllarda küresel düzen üzerine tanımlayıcı sorunun, Çin ve ABD’nin Thucydides kapanından kurtulup kurtulamayacağı olduğunu öne sürmektedir. Tarihçi Allison’un kullandığı bu metafor, yükselen bir güç, egemen bir güce rakip olduğunda, iki tarafın da karşı karşıya kaldığı tehlikelere atıfta bulunmaktadır. Bu türden karşılaşmaların büyük çoğunluğu ihtilafla sonuçlanır. Barışçıl çözümler, her iki ülkenin hükümetlerinin ve halklarının yaşayış tarzında büyük değişiklikler yapmasını gerektirmektedir.

Antik çağda Atina’nın etkileyici yükselişi, bölgenin büyük gücü olarak kabul edilen Sparta’da şiddetli bir etki yaratmıştı. Korkunun sonucunda rekabet, fikir ayrılığı ve en nihayetinde ihtilaf ortaya çıktı. Ve 30 yıl sonra her iki güç de yok olmuştu. Thucydides bu olayı şu şekilde kaydetti: “Bu Atina’nın yükselişiydi ve bunun Sparta’da yarattığı korku, savaşı kaçınılmaz kıldı.” Allison, Çin’in yükselişinin ABD’de rahatsızlık ve korku yarattığını dile getirerek, günümüzde buna paralel bir tespitte bulunmaktadır.

“… ABD ile Çin arasında rekabet kaçınılmazdır. Her iki ülkenin liderleri de, iyimser bir şekilde, rekabetin küresel düzeni tehdit eden ihtilaflara yol açmadan yönetilebileceğini ileri sürmektedir. Akademik analistlerin çoğu ise bu konuda o kadar iyimser değil… Çin ile Amerika’nın siyasal sistemleri arasındaki farka bakılacak olursa, kötümserlere göre savaş ihtimali çok daha yüksek bile olabilir... [Fakat] etik, siyasi güçler arasındaki uluslararası rekabeti şekillendirme sürecinde ve kazananları kaybedenlerden ayırmada önemli rol oynayabilir… Bu, insanların kalplerini ve zihinlerini fethetmek için verilen bir savaştır; bunu başaran savaşı kazanacaktır. Ve Çin’in kadim filozoflarının öngördüğü gibi, daha fazla insani otorite sergileyen ülke kazanan taraf olacaktır.”

“ DAHA FAZLA İNSANİ OTORİTE SERGİLEYEN ÜLKE KAZANACAKTIR.”YAN XUEtONG Tsinghua Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü

YAN XUEtONG Tsinghua Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü ‘Çin, Amerika’yı Nasıl Yenebilir?’, New York Times, 2011

tHUCYDIDES KAPANI

ABD-ÇİN REKABEtİ

Page 20: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ULUSLARARASI KURUMLAR İÇİN ENGEBELİ YOLLARYeni jeopolitik geçiş döneminin üçüncü önemli özelliği, mevcut uluslararası kurumların ticaretin korunması, iklim değişikliği ve nükleer silahsızlanma gibi küresel sorunlarla başa çıkmada her geçen gün daha da yetersiz kalmasıdır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan devletlerin ‘Yirmiler Grubu’nda (G20) hükümet liderleri seviyesinde temsil edilmesi, devam eden küresel ekonomik krize karşı atılan bir adımdır. G20, aralarında en büyük sekiz ekonomiden Çin ve Brezilya’nın yer almadığı, daha içine kapalı ‘Sekizler Grubu’na (G8) kıyasla, gerçek küresel gücün pozisyonunu daha iyi temsil etmektedir. Bununla birlikte, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sorgulanan G20, henüz ciddi anlamda kalıcı bir kuruma dönüşmemiştir.

IMF ve Dünya Bankası’nın müdahaleler açısından karmaşık bir başarı geçmişine sahip olmasının yanı sıra, kurumsal idare yetileri ekonomik üstünlük taşıdıkları geçmiş dönemde saplanıp kalmış durumdadır. Buna rağmen, teknokratik seviyede, uluslararası iş birliği veya koordinasyon hâlen korunmakta ve hatta giderek daha da genişletilmektedir.

ENGELLENMİŞ BÜYÜME VE SIFIR tOPLAM ALGILARIJeopolitik geçişin dördüncü önemli özelliği, mali krizle mücadele sürecinde gelişmiş ülkelerin, 2008’den önce küresel örnek teşkil eden liberal kapitalist modele göre ciddi farklılıklar içeren alternatifler sunmayı gerekli görmemiş olmalarıdır. Bir taraftan, yurt içindeki ekonomik ve sosyal politikaların şekillendirilip yönlendirilmesinde devlet eskisi gibi etki sahibi olabilir. Diğer taraftan, ekonomik durgunluk dönemleri veya ortalamanın altında büyüme evresinin uzaması hükümetlerin hareket alanını daraltır. Dağıtılacak kâr payı yoktur ve siyaset, düzenlemelerin yükünün paylaştırılmasına odaklanmayı sürdürür. Bu durumda en kritik siyasi soru şudur: Büyüme yavaşladığında ve paylaştırılan pasta küçüldüğünde, kimler kazanır, kimler kaybeder? Bu soru, hükümetlere güvenin azaldığı bir dönemde büyük bir gerginliğe yol açabilir ve tehlikeli derecede belirsiz sonuçları olan istikrarsız siyasi dönüşümlere neden olabilir.

İster gelişmiş ister gelişmekte olan olsun, küresel ekonomiye entegre olan tüm ülkeler siyasi meşrutiyeti ve sosyal istikrarı sürdürmek için eninde sonunda büyümeye gerek duyar. Tehlikeli olan ise güvensizlikteki artışın, günah keçisi aramaya yönelik popülist bir yaklaşımdan güç alan yeni köktenci ideolojilere yol açabilecek olmasıdır. Gelişmiş ülkelerde kırılma noktası çalışan veya işsiz yoksullarla değil, artan küresel rekabetin baskısı altında olan ve hayat standartları düşen orta sınıfla yaşanabilir. Almanya’da 1918 sonrasındaki siyasi aşırılık için uygun zemini hazırlayan orta sınıfın çöküşü olmuştu. Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerdeki yeni orta sınıfın artan talepleri, kendi hükümetleri üzerinde farklı, fakat bir o kadar da tehlikeli baskılar oluşturabilir.

Rakip yönetim modelleri (Washington Konsensüsü’ne karşı Pekin Konsensüsü) üzerine yapılan tartışmada nasıl bir sonuca ulaşılırsa ulaşılsın, siyasi ilerleme, en nihayetinde, bir tarafın çıkarlarının diğerinden üstün tutulması yerine, çatışan çıkarlar arasında daha fazla müzakereye imkân veren siyasi yapılara doğru bir hareket olarak karakterize edilebilir.

“ İNSANLIK TARİHİNİN BÜYÜK BİR KISMI, BİR ŞEYLERE SAHİP OLANLARLA OLMAYANLAR ARASINDAKİ EŞİT GÜCE DAYANMAYAN ÇATIŞMALARDAN OLUŞUR.”

JARED DIAMOND Tüfek, Mikrop ve Çelik: İnsan Topluluklarının Yazgıları

Page 21: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

TARİHÎ DÖNÜŞÜMLER YÜKSELEN EKONOMİLER İLE GELİŞMİŞ ÜLKELERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Çin

Hindistan

Güney Kore

Yıl

1985

2008

1985

2008

1985

2008

ABD

1840

1940

1820

1880

1925

1986

1,519

6,725

1,079

2,975

5,670

19,614

1856

1958

1820

1900

1955

2006

Almanya

1916

1967

1894

1957

1965

1994

Japonya

1820

1940

1820

1865

1935

2000

Birleşik Krallık

Kıyaslanabilir düzeylere erişilen yıllar

*1990 Uluslararası Geary-Khamis dolarıVeriler Angus Maddison, Groningen Üniversitesi'nden alınmıştır

Kişi Başına Düşen GSYİH*

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ENEL D

URU

M 19

Elit rejimler, meşrutiyetlerini geleneksel olarak halkın büyük çoğunluğu için istikrar ve adalet sağlayarak elde etmişlerdir. Geçtiğimiz yüzyıl boyunca, ekonomik büyüme hedefi modern devletin vazgeçilmez bir özelliği olarak görüldüğünden, bu karşılıklı pazarlık daha karmaşık bir hâl almıştır.

Geçtiğimiz yüzyılda OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) altındaki liberal demokrasilerin geçirdiği siyasal değişim, kesintili fakat ulusal seviyede ekonomik büyüme, refah dağılımı ve sosyal düzene ilişkin gerginliklerin çözülmesiyle en nihayetinde başarıya ulaşmış bir serüven olarak değerlendirilebilir. Bu demokrasilerin, yıllar boyu süregelen sömürgecilik ve savaş geleneğini yıkması, 1850 ile 1950 arasında devletler arası ilişkileri bozmuştur. Ulusal seviyede bakıldığında bu, kadınların ve azınlık gruplarının da katılımıyla, siyasi katılımın genişlediği bir serüven olmuştur.

Anglosakson dünyasında bu serüven, aralarında ABD İç Savaşı’nın da yer aldığı dikkate değer istisnalarla, devrimsel olmaktan ziyade evrimsel olma eğilimi göstermiştir. Kritik zamanlarda, varolan zorlukların aşılması için aristokratların öncülük ettiği reformlar yapılmıştır.

Theodore Roosevelt Yaldızlı Çağ’ın aşırılıklarına, Franklin D. Roosevelt ise Harding/Coolidge döneminin yolsuzluk skandallarına ve Herbert Hoover’ın Büyük Buhran dönemindeki başarısızlığına karşı harekete geçmiştir. Batı Avrupa örneği ise, nispeten yakın geçmişte gerçekleşen İtalya, Almanya ve İspanya’nın ulusal entegrasyonları, iki büyük savaşın bölgesel etkileri ve faşizmin yayılması nedenleriyle daha karmaşıktır.

Bu zengin ekonomiler, kişi başına düşen milli gelirlerinin günümüzün gelişmekte olan zengin piyasalarından çok farklı olmadığı bir dönemden yola çıkarak, zaman içinde evrilmiştir. Bununla birlikte, bu ekonomiler ile günümüzün gelişmekte olan piyasaları ve ülkeleri arasındaki paralalellikleri görmek, sömürge geçmişinin çarpıtıcı etkisi nedeniyle oldukça zordur. Bazı durumlarda, gerçekleşmesi bir asır süren şeyler artık bir nesilde olup bitiyor gibi görünmektedir (aşağıdaki tabloya bakınız).

KÜRESEL EKONOMİNİN YAPISI

Page 22: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

KÜRESEL GELİR DAĞILIMI

Yakın geçmişle kıyaslandığında en imtiyazlı kesimin ve halk tabakasının ekonomik gücü nasıl bir gelişim gösterecek?

Küresel gelir dağılımının yüzde puanı

Reel

gelir

deki

yüzd

e de

ğişim

i

100 20 30 40 50 60 70 80 90 100

0

10

20

30

40

50

60

70

80

Ayrıca, küresel gelişme ve teknolojinin yaygınlaşmasındaki uzun vadeli eğilimlere karşın, bazı kesimlerin sıfır toplamlı bir oyun olarak görmeye başladığı küreselleşme hakkında memnuniyetsiz olanlar da mevcuttur. Jeopolitika da, yükselen güçlerin fayda sağlaması için mevcut güçlerin zarara uğraması ile sıfır toplamlı bir oyuna dönüşmektedir. İklim değişikliği ile mücadelede etkin uluslararası adımlar atılmamasından kısmen sorumlu olan bu zihniyet, aynı zamanda kaynaklar üzerinde, kaynak güvensizliği kaygılarının yön verdiği bir rekabeti şekillendirmektedir.

Birçoklarının öne sürdüğü gibi, yavaşlasa bile varlığını devam ettirecek olan küreselleşme, serbest piyasa veya liberal demokrasiyi destekleme eğilimi taşımamaktadır. Gerçekten de, gelişmekte olan ülkelerde işgücü yeteneklerini arttırıp teknolojide ilerlerken, küreselleşmenin genellikle sadece işçilere zarar vermekle kalmayıp, gelişmiş ülkelerdeki orta sınıfların içini boşalttığı da düşünülmektedir.

Kapitalizm ve küresel piyasa ekonomisinin sonuçlarının milliyetçilikle karşı karşıya gelmeye başlaması, kaynakların ve çevresel sınırların sonuna dayandığımız günümüzde gerilimleri arttırmaktadır. Küreselleşmenin bir sonraki evresi, geçen yüzyılda şahit olduğumuz tüm olaylar kadar çalkantılı olacağa benzemektedir.

Gelecekteki jeopolitik sistemlerin, refah yaratıyor olmalarının yanında, eşitsizlik ve istikrarsızlığı da körüklemeleri nedeniyle, piyasalara daha eleştirel yaklaşması kaçınılmazdır. Devletlere ve piyasalara ilişkin bir sonraki uzlaşma noktasının nerede olacağı, 21. yüzyıldaki uluslararası politikaların tanımlanmasında temel bir argüman olacak ve küreselleşmenin nasıl gerçekleşeceğini belirleyecektir. Küreselleşme için hâlen bir alternatif yoktur. Fakat küreselleşme hem olumlu hem de olumsuz etkileriyle, daha karmaşık ve çeşitlilik içeren bir güç hâline gelirken, gelecekteki yönü belirsizliğini korumaktadır.

Reel gelirdeki yüzde değişimi, 1988-2008, küresel gelir dağılımının çeşitli yüzde puanları (2005’te PPP dolar bazında)

Kaynak: Branko Milanovic, ‘Geçmişte ve günümüzde rakamlarla küresel gelir eşitsizliği’, Kasım 2012

DEVLETLERE VE PİYASALARA İLİŞKİN BİR SONRAKİ UZLAŞMA NOKTASININ NEREDE OLACAĞI, 21. YÜZYILDAKİ ULUSLARARASI POLİTİKALARIN TANIMLANMASINDA TEMEL BİR ARGÜMAN OLACAK VE KÜRESELLEŞMENİN NASIL GERÇEKLEŞECEĞİNİ BELİRLEYECEKTİR.

Page 23: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ENEL D

URU

M 21

DAĞLAR VE OKYANUSLARBu ayrıntılardan çıkan yinelenen modeller, güç ile doğal kaynakların dağılımı ve bunların siyaset, toplumlar, piyasalar ve büyüme üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır.

Geleceğin dünyası; halkların ve hükümetlerin, refah, liderlik ve bağlantı paradokslarıyla ilintili olarak, kurumlar, eşitsizlik ve güvensizlik sebebiyle ortaya çıkan sıkıntılara nasıl cevap vereceği ile tanımlanacaktır.

n  Hangi paradokslar daha şiddetli olacaktır? n   Hangileri çözümlenecektir? n   Hangi sanayilerin, sektörlerin, ulusların ve halk

kesimlerinin daha fazla hareket alanı olacaktır? n   Hangileri zorluklarla karşılaşacaktır? n   Sermaye, işbirliği ve yaratıcılık imkânları nasıl

gelişecektir?n   Güç ve nüfuz nasıl dağıtılacaktır?

Bu senaryolar mevzubahis sorunları irdelemek ya da zıt dünyaları irdeledikçe karşımıza çıkan şu iki genel durum için yeni mercekler sağlamak üzere tasarlanmıştır: Daha prestijli pozisyonların getirdiği avantajlardan faydalanılan ve bunların korunduğu, iktidar sahiplerinin güçlerini muhafaza ettiği yüksek Dağlar; değişken aktörleri ve çatışan çıkarların düzensiz bir ortam yarattığı, şiddetli dalgaları, güçlü akıntıları ile engin Okyanuslar.

Bu genel durumlar önümüzdeki 20 yıllık bir zaman zarfında görülebilecek ve doğuracağı sonuçlar yarım yüzyıl boyunca enerji gelişiminde etkili olacak belirgin sosyal, ekonomik ve siyasi özellikleri bünyesinde barındırır. Bu unsurlar bir araya geldiğinde, 2100 yılı sonrasındaki ekolojik görünümü de şekillendirmekte ve 21. yüzyıl için Yeni Mercek Senaryoları’nı oluşturmaktadır. n

Page 24: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Dağlar, genellikle statükonun devamlılığının desteklenmesi için yönetim mevkilerinde bulunanların (zirvede) istikrar sağlamaya çalıştığı bir dünyadır. İktidar sahipleri ve yetkili kurumlar, istikrarlı ve kendilerini güçlendiren bir şekilde pozisyonlarını korurlar. Bu mevki hâkimiyeti, toplumun bazı kesimlerinin ekonomik potansiyelini kısıtlarken, diğer taraftan köklü sektörlerle piyasa güçlerinin, önemli miktarda sermaye ve yeni teknoloji gerektiren kaynak sunma işlemini gerçekleştirmelerine imkân tanımaktadır. Daha az talihli olanlar açısından ise, sayıları giderek artan dolar milyarderlerinin bağış yaptığı vakıflara rağmen, sosyal güvenlik ağlarındaki zayıflığın, hayırseverlik çalışmaları ile tamamen aşılması mümkün değildir.

Siyasiler, iş dünyası ve sosyal elitlerin gücüne karşı yürütülen gizli muhalefet, teşvik ve yaptırımların birleşimiyle asgarî noktaya çekildiğinden, sosyal hareketlilikte düşüş devam etmektedir. Diğer taraftan, arz yönlü yatırımlar canlandırılmaktadır. Fakat yeni yatırımlarla bile, gelişmiş ülkelerde büyük ölçekli yapısal ve finansal düzenleme eksikliği GSYİH’yi yavaşlatmaya, ticareti köreltmeye başlamıştır. Hızla gelişmekte olan bazı ekonomiler, nüfusun büyük kısmı orta gelir düzeyine ulaştıktan sonra büyümede durgunluğun yaşandığı ‘orta gelir tuzağı’na düşmektedir. Bunun en önemli nedeni kurumların karmaşıklaşan ekonomiye uyum sağlayamamasıdır.

Bununla birlikte, ekonomik büyümedeki yavaşlama enerji talebinden kaynaklanan baskıyı kısmen gidermektedir. Kompakt kentsel gelişimin teşvik edilmesi gibi arz yönlü enerji politikalarında ilerleme kaydedildikçe, talep artışı daha da yavaşlar.

Sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı, yaygın bir başarı kazanarak, küresel enerji sistemi için yeni bir ‘gaz belkemiği’ oluşturmaktadır. Sıvı yakıt talebindeki artışın yavaşlamasıyla petrol fiyatları orta düzeyde kalmış, toplam üretim artışı sınırlanmıştır.

Erken dönemde ağır ilerleyen ekonomik büyüme, uzun vadede kömürün yerini gazın alması, karbon yakalama/depolama teknolojisi (carbon capture and storage – CCS) gibi yeni sistemlerin kullanılması ve yenilenebilir enerjiye yönelik arz yönlü teşvikler, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Her şeye rağmen, küresel ortalama sıcaklık yükselişi mevcut 2°C hedefini aşmaktadır. n

DAĞLAR ZİRVEDEN BAKIŞ

Page 25: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R ZİRV

EDEN

BAKIŞ 23

DAĞLAR SENARYOSUNA GENEL BAKIŞ■■ Avantaj, avantajı beraberinde getirmiştir; nüfuz, hâlen

güçlü olanın elindedir.

■■ Katı güç yapıları ve kurumlar ekonomik kalkınmayı engellemektedir.

■■ Siyasi nüfuz sahiplerinin sayısı azaldığı için kompakt kentsel gelişim, enerji ve çevre baskısı gibi ikincil derecede önem taşıyan alanlarda pozitif gelişmeler kaydedilebilir.

■■ Pozitif kaynak beklentileri hayata geçirilirken, destekleyici politika çerçeveleri ile doğal gaz, küresel enerji sisteminin belkemiği hâline gelmektedir.

■■ Artan CO2 ve çevresel baskılar, yavaş seyreden genel büyüme, kömürün yerini doğal gazın alması ve karbon yakalama/depolama teknolojilerinde ulaşılan başarı ile hafifletilmektedir.

Page 26: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

REFAH

“Hâlihazırda imtiyazlı” olanlardan yana olan mevcut kurumsal düzenlemelerin sürmesi, uzun vadede ekonomik dinamizmi köreltmektedir. Zenginler daha da zenginleştiği, yoksullar nispeten yoksul kaldığı için, eğitimli kişiler ve çocukları en iyi okullar ve üniversiteleri tekellerine almaktadır ve böylece, geçmişte sınıf sistemi olmayan ülkelerde bile benzeri bir sınıf sistemi oluşmuştur. Eşitsizlik indeksleri birçok toplumda üst seviyelere tırmanmaya devam etmektedir.

Kuzey Amerika, iktisadi düzenlemeler ve hükümetin rolü etrafında devam eden siyasi kutuplaşmadan etkilenirken, hükümetin tıkanarak çalışamaz duruma gelmesi ve belli dönemlerde patlak veren sosyal protestolara rağmen, güçlü tarafları etkili olmayı sürdürmektedir. Süregelen özerklik tartışmaları nedeniyle, Avro Bölgesi krizi etkili bir şekilde çözülememiştir ve uzun süreli durgunluk ile sonuçlanmıştır.

Buna rağmen, yüksek yatırımlarla yaratıcılık, büyük bir memnuniyetsizlik yaratmadan düşük işçilik masraflarıyla birleştirildiğinde, girişimcilik, iş dünyası ve hatta ulusal düzlemde bazı başarı hikâyeleri görülebilmektedir. Bu başarıların özellikle göze çarptığı Afrika’daki yükselen bazı yoksul ekonomiler, uzun süre sonunda adam kayırma ve yolsuzluk baskısından kurtulabilir.

BAĞLANtI

Dijital ve finansal bağlantı, Dağlar dünyasında derinleşmeye devam ederken, güvenlik duvarları ve özel ticari alanlar giderek yaygınlaşmaktadır. Hükümetlerin, güvenlik ve ekonomiye yönelik argümanları öne sürerek internette daha fazla kontrol sağlaması, bölgesel ve ulusal düzlemde ‘ayrışmaya’ neden olmaktadır. Farklı internet ağlarının geliştirilmesiyle, ulusal ve imtiyazlı bakış açıları sabitlenmeye başlamaktadır. Gençlerin zaman zaman başkaldırma girişimlerinde bulunması, bilgiye erişim özgürlüğünün yanı sıra, sosyal adaletin de istendiği protestolarla şekillenen bir dünya ortaya çıkarmıştır. Maliyet kalemlerinin daha düşük olduğu ekonomilerden dış kaynak ve hizmet kullanımı gibi, mevcut biçimlerle uyumlu yeni ortak çıkarların söz konusu olduğu durumlar haricinde, küreselleşme enerjisini yitirmektedir.

Page 27: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R ZİRV

EDEN

BAKIŞ 25

19. yüzyılın son çeyreğinde ABD, büyüyen sosyal ve ekonomik eşitsizlik ile mevcut sistemden menfaati olan küçük grupların siyasette yarattığı yolsuzlukların hüküm sürdüğü, ahlakdışı ve bazen kanunlara aykırı uygulamalarla büyük servetlerin kazanıldığı karanlık bir dönemi maskeleyen, yaldızlı bir parıltının etkisi altındaydı. Mark Twain bu dönemi ‘Yaldızlı Çağ’ olarak adlandırmıştı.

Yeni Yaldızlı Çağ’da artan eşitsizliklere yönelik iki bakış açısı hâkimdir: Üniversite mezunu olanlar ile olmayanlar arasındaki niteliksel farklılıklar ve %1’lik (aslında %0,1’lik) üst kesimin gelir payındaki muazzam büyüme. Hükümetin getirdiği kısıtlamaların geri çekilmesiyle, bu yeni elit tabaka 19. yüzyıldaki benzerleri gibi büyük servetler kazanmıştır. 2008 yılında finans piyasasında yaşanan çöküşe ve süregelen ekonomik durgunluğa rağmen Yeni Yaldızlı Çağ, gelir ve mal varlığında eşitsizliğin yüksek seviyelerde devam etmesiyle kendini belli etmektedir. Soru, bu durumun ilk Yaldızlı Çağ’da olduğu gibi hükümet kanadında reform isteği uyandırıp uyandırmayacağıdır.

Hükümet politikaları önemli olmasına rağmen, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler bu politikaların uygulama alanını sınırlandırabilir. Önceki Yaldızlı Çağ’ın sonunu getiren durumlar ile günümüzün küreselleşen ekonomileri arasında mühim farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, siyasetin önemini ve fakat siyasetin tek başına yeterli olamayacağını ortaya koymaktadır. Yeni Yaldızlı Çağ’ın sorunlarına getirilecek çözümler, eski çözümlerden bütünüyle farklı olmak durumundadır.

YENİ YALDIZLI ÇAĞ

LİDERLİK

Dağlar dünyasındaki liderlerin; refah, fırsat, beklenti, bağlantı, ideoloji, görev ve kültürlenmenin olduğu kesimlerden çıkması muhtemeldir. Alt tabakadakilerin avantajlı pozisyonlara yükselmesi için birkaç yol olsa da, bu yollar genellikle hâkim popüler ideolojiyi destekleyen iş, eğitim, sanat veya popüler kültürde elde edilen büyük başarılardan geçmektedir.

İstisnai kişilerin şöhrete kavuşması, insanların kendi kaderini kontrol ettiği görüşünü pekiştirmektedir. Noblesse oblige anlayışı ile hayırseverliğin güçlü bileşimi, statükonun sürdürülmesinden doğan bazı baskılara cevap vermekte, böylelikle memnuniyetsiz sesler toplumların derinliklerinde gömülü kalmaktadır. Liderler nispeten sınırlı sayıda seçmene ve çıkara hitap ettiğinden, siyasette nadiren meydana gelen değişimler hızlı olabilse de, geniş kapsamlı değillerdir.

Gücün zirvede yoğunlaşması, kısa vadeli sıkıntılara verilen tepkinin hızlı ve kararlı olduğu anlamına gelmektedir. Fakat bu gelişmeler bazen kamu refahına yönelik yapılacak uzun vadeli yatırımlara mal olmaktadır. Liderlik, statükoyu yayarak savunmak ve geniş halk kitlelerindeki sıkıntılara karşı bu türden hamlelerin ne denli akıllıca olduğunu öne sürmek yoluyla, istikrarı korumaya odaklanmıştır. Farklı taraflar arasında ortak çıkarlar söz konusu olduğunda bu durum kamunun yararına olur. Örneğin, karbon yakalama/depolama teknolojilerinin ‘yaşam tarzımızı’ korumak için esas olduğunun kabul edildiği enerji politikasında bu durum geçerlidir. n

Page 28: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

BASKI VE SORUMLULUKDağlar dünyasında küreselleşme, gücü sadece belli ulusal ekonomilerde değil, ülkeler içinde imtiyazlı gruplar üzerinde de yoğunlaştırmıştır. Gücün yoğunlaştığı bu gruplar birbirine çok bağlı olmayan fakat herkes tarafından bilinen uluslarötesi kozmopolit bir elit tabaka oluşturmaktadır. Çokuluslu şirketler ve liderleri de bu küresel grubun bir parçası olarak kabul edilir. Ortak çıkarları ve çözümlenecek meseleleri olmasına rağmen farklı güç, mal varlığı ve meşruiyet kaynakları vardır. Bu farklılıklar çoğu zaman uluslararası hukukta ihtilaflara ve ulusal çıkarlarda çatışmalara neden olmaktadır.

Tarih boyunca kendisinden önce gelen emsalleri gibi, Dağlar dünyasının elitleri de gücü ellerinde tutmak için baskı ve taraf kazanma yöntemlerinin birleşiminden yararlanmaktadır. Daha kalıcı ve başarılı olanlar, bir yandan kendi çıkarlarını korurken, bir yandan da durgunluğa karşı saflarına yeni yetenekler katmalarını sağlayan mekanizmaları bulanlardır.

Aynı esnada, erozyona uğrayan ulusal sınırlar, ulusal politikaları etkilemeye başlamıştır. Halkın doğrudan eylemler için seferber olduğu popüler sosyal hareketlerle, küreselleşmeye karşı direnç gelişmektedir. Demokrasi ve popülist güç bazen küresel piyasaların aleyhine çalışır; sosyal medya ise yerel kaygıları destekleme amacına hizmet eder.

Önümüzdeki yıllarda, jeopolitik sistem iki dönüşüm kombinasyonunun baskısı altında kalacak. Uluslararası sistemin gelişmiş ülkeleri dönüşümsel bir ekonomik krize maruz kalırken, aynı anda jeopolitik ve ekonomik güç batıdan doğuya doğru kaymaya devam ederek önemli sonuçlara yol açacak. Yükselen güçlerin, çıkarlarını yerleşik güçlere karşı savunmasının nedeni, kısmen yerleşik güçlerin otoritesinin kriz sebebiyle sarsılmış olmasıdır. Fakat bu değişimle bile, Dağlar dünyasında küresel düzenin en istikrarsız ve ihtilafa meyilli bölgesi Asya’dır.

BAtIDAN DOĞUYA JEOPOLİtİK DEĞİŞİM

Page 29: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R BATID

AN

DO

ĞU

YA JEO

POLİTİK D

EĞİŞİM

27

KÜRESEL OYUNA YENİ ‘ESKİ KURALLAR’Dağlar dünyasında, ABD öncelikle, uluslararası sistemde oyunun kurallarını, kendi değerlerini ve Amerikan iş dünyasının çıkarlarını gözetecek şekilde belirlemek için gücünü kullanmaya çalışmaktadır. Ancak ABD hâlen askerî açıdan karşı konulamaz bir güçken, küresel piyasalarda daha önce kurduğu hâkimiyeti yitirmiştir. Güç, daha çok küresel ekonomi sınırları içine dağılmış olduğundan, ticaret veya finansal düzenlemeye ilişkin taleplere karşı çıkılmakta ve bu itirazlar genellikle etkili olmaktadır.

Küresel güç dengeleri değiştikçe ABD liderlik rolünü bırakmamak için direndiğinden, bu durum arka planda mütemadiyen ihtilaf korkusuna neden olmaktadır. Güç mücadelesi, baskıcı diplomasi, abluka ve Soğuk Savaş dönemine benzer şekilde kara sularında muhtemel şiddetli çatışmalar ile devam etmektedir.

Artan milliyetçi duygularla hareket eden Çin’in Doğu Asya’ya hükmetmek istemesi, bölgesel statükonun garantörü olarak hareket eden ABD ile aralarında, her iki tarafın da karşıdan hamle beklediği gergin bir bekleyişe neden olmuştur.

ABD ve Çin sadece kendi çıkarlarını savunacak şekilde birbirine karşı üstünlük sağlamaya çalışmaktadır. Fakat savunma genellikle saldırı tehdidini beraberinde getirir. Nükleer silahların varlığı büyük ölçekli bir savaşın önünde engel olsa da, küresel sistem açısından gergin, zor ve tehlikeli bir dönem yaşanmaktadır.

Dağlar dünyasının uluslararası sistemi, sert ihtilaflara neden olacak şekilde, lider güçlerden birine karşı kurulan münferit koalisyonlar ile tanımlanmıştır. Eski ilişkiler gergindir. Birbirlerini anlayamayan ABD ve Avrupa, güvenlik hususunda ayrı düşmeye başlamış; çok taraflı güçlü kurumlar ve küresel anlaşmalar eski güçlerini yitirmiştir. Bu kurumların, açıkça dünyaya önderlik etmek yerine, yapmacık davranarak sembolik tavırlar takınması, uluslararası sistemi yönlendiren gerçek politik güç oyunu karşısında işlevsizliklerini sergilemekten başka bir işe yaramamaktadır.

Bu ikilemlerin ortasında, hâlihazırda avantajlı konumda olan gruplar, siyasetteki yıkıcı küreselleşme tehdidine yönelik olarak, küresel piyasalara karşı ulusal veya bölgesel çıkarların gücünü kullanarak ellerini güçlendirmeye çalışmaktadır. İmtiyaz sahiplerinin çoğunluğunun menfaatine hizmet etmiş olan küreselleşen piyasalara geçişin etkisi, piyasadaki devlet kontrolü ve en azından yerli ekonominin sembolik olarak korunmasıyla hafifletilmektedir. Bu şekilde devletler, küresel piyasanın yarattığı güvensizliğe karşı hem avantaj sahiplerine hem de daha az imtiyazlı vatandaşlarına siper olmaktadır. Piyasalar ile devletler arasında devam eden şiddetli rekabet ortamında hangi tarafın daha güçlü olduğundan bağımsız olarak, imtiyaz sahipleri çıkarlarını korumayı başarmaktadır.

Dağlar dünyasında baskıcı bir tutum sezilse de bu, yasalarca onaylanmış ve istikrarı koruma gerekçesiyle uygulanan bir baskıdır. Dünyanın farklı ülkelerinde toplumlar zenginleştikçe adaletsizliğe ve keyfi eylemlere gösterilen tolerans azalır ve uyum güdüsü artar. Bu, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla daha da güçlenen bir etkidir. Güçlü ve iradeli devletler, kamu ile özel sektör arasındaki dengeleri değiştiren düzenleyici kuruluşların yayılmasıyla iç politikada gücü ellerinde tutmaktadır.

Yeniden canlandırılan devletler, Dağlar dünyasında uluslararası sistemin temel taşlarıdır. Uluslararası sistemin idaresi en güçlü aktörlerin elindeyken esas sorun, bu aktörler arasında anlaşma sağlanmasıdır. Bu durum özellikle de ABD ile Çin arasında iş birliğinin güvence altına alınmasında geçerlidir. Birinci Dünya Savaşı öncesindeki dönemde olduğu gibi, 2020 ve 2030’lu yıllarda geçerli olan soru şu olacaktır: Büyük güçler yetkilerini bilinçli bir şekilde mi kullanacaklar, yoksa eylemlerinin sonuçlarını öngöremedikleri için, bizleri küresel düzenin yok olması gibi bir tehlikeyle mi karşı karşıya bırakacaklar?

Page 30: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ORtAK ÇIKARLARIN PRAGMAtİK DÜNYASINDA YENİ DÖNEM2020’li yıllarda ABD ile Çin, aralarındaki ortak çıkarları giderek daha fazla kabul etmeye başlamışlardır. Bu durum, de facto olarak İkiler Grubu’nun, yani G2’nin küresel sistemi yönetmesiyle sonuçlanmıştır. Bu, iki müttefik arasındaki ilişkiden ziyade, gerçekçi politika hesapları ile yapılan bir mantık evliliğidir. Her iki taraf da kendi içinde, karşı tarafın tetiklediği, ekonomik dolayısıyla da siyasi sıkıntılarla uğraşmaktadır. Önceki dönemin cepheleşen dünyası, devletlerin birbirleriyle olan ilişkilerinde sert bir tutum sergilediği, uyum sağlamayı gerektiren (fakat dostane olmayan) bir dünyaya dönüşmüştür. ABD ile Çin’in çıkarları ortak olsa da, değerlerinin ortak olmaması, aralarındaki rekabetin sürmesine neden olmaktadır. Güç mücadelesi sürmektedir. Eski dönemin çok taraflı kurumları artık sahnede değildir. Bu G2 liderlik modeli, ABD ile Çin arasında yaşanan gerginliklere yoğunlaştırdığı içe dönük tavrıyla diğer güçleri (özellikle de Avrupa’yı) ikincil planda bırakma eğilimindedir.

Diğer devletlerin de kalkındığı 2030’lu yıllara gelindiğinde, uluslararası düzen daha çok çeşitlilik kazanmıştır. Hindistan, Türkiye, Güney Afrika, Brezilya gibi yükselen bölgesel hegemonyalar artan etkilerini kendi bölgesel gündemlerini şekillendirmede kullanmaktadırlar. Kendilerinden önce aynı dönemden geçen Çin’de olduğu gibi, bu ülkelerin dışişleri politikalarının olgunlaşması, özellikle iklim değişikliği, kaynak baskıları ve yaşlanan nüfus gibi konularla ilişkili, yeni bir dünya düzeni içinde destekçiler oluşmasına imkân tanımıştır. Bu dönemde bazı kesimler, bir dizi büyük devletin, otoritelerine yönelik sıkıntıların artmasıyla birlikte ulusal sınırları içinde düzeni korumayı başaramayarak yıkılmalarından çekinmektedir.

Aynı esnada, iktidardaki elit gruplar, bu zorluklarla başa çıkmak için yeni uluslararası iş birliği biçimlerinin gerekliliğini anlamaya başlamıştır. Ülkeler, herkese zarar verecek rekabetçi çekişmeleri önlemek için birlikte yaşamayı öğrenmek mecburiyetindedir. Zaman içerisinde, ortak pragmatik çıkarlardan doğan 21. yüzyılın küresel ‘Büyükler İttifakı’ ortaya çıkmıştır.

Artık, Avrupa İttifakı’nda (1815-1914) olduğu gibi, ilişkiler yalnızca ABD ve Çin’in değil, Hindistan, AB ve belli başlı diğer birkaç ülkenin de içinde bulunduğu, büyük güçlerden oluşan çekirdek bir grupta, elitlerin ana koalisyonları ile idare edilmektedir. Tarihteki emsallerinden farklı olarak, 21. yüzyılın Büyükler İttifakı, üyeleri arasındaki güç rekabetinin yanı sıra, finansal ve çevresel sıkıntılarla birlikte, gıda, su ve diğer kaynakların neden olduğu baskılardan doğan ve küresel güvenliği tehdit eden çok daha çeşitli sıkıntılarla baş etmek zorundadır.

Dağlar, evrensel düzlemde paylaşılan değerlerin değil, ortak güvenlik kaygılarının ve bu kaygılara cevap verecek düzenlemelerin dünyası olmuştur. Koşullar ve ulusal hesaplar hızla değişirken, 21. yüzyılın Büyükler İttifakı’nın yüzleşmesi gereken sıkıntılar esnekleğini korumaktadır. Hem devletlerin içinde kaldığı ortamda hem de bu ortamda hayatta kalabilmek için gerekli olan yapıda, geçmişte olduğundan çok daha fazla istikrarsızlık vardır. Zaman içerisinde kurumsallaşması, derinlik kazanması ve faaliyet alanı genişledikçe, 21. yüzyılın Büyükler İttifakı’nın temelini oluşturan koalisyonlar, anlaşmalar ve düzenlemeler kademeli olarak güçlenmiştir. Tıpkı 19. yüzyılda 1914’ün yolunu açan süreçte olduğu gibi, tüm dünya İttifak’ı kanıksamaya başlamıştır. n

“ KÜRESELLEŞME DÜNYAYI KÜÇÜLTÜR. BUNUN YANI SIRA, DÜNYAYI –VEYA BELİRLİ KESİMLERİNİ– ZENGİNLEŞTİREBİLİR. BU DÜNYAYI DAHA BARIŞÇIL VEYA LİBERAL BİR YER YAPMAZ. AMA EN AZINDAN DÜZLEŞTİRİR.”

JOHN GRAYDünya Yuvarlaktır

Page 31: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R BATID

AN

DO

ĞU

YA JEO

POLİTİK D

EĞİŞİM

29

Page 32: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Ulus devletlerin aralarındaki gerginliğe rağmen, refah ve nüfuzlarının artmasıyla birlikte, küreselleşme ile ortaya çıkan kozmopolit ve rahat, uluslarötesi elitlerin önemi artmıştır. Bu elitler –iyi ya da kötü– müzakere koşullarını şekillendirme ya da değer ve normları belirlemede gittikçe daha çok etki kazanmıştır. Ulusal düzlemde siyaseti yönlendirmede her geçen gün daha etkili olurlarken, aksi yöndeki söylemlerine rağmen, aristokrat atalarına oranla sosyal uyumu sürdürme konusuyla daha az ilgilenmektedirler.

Örneğin, ABD’de orta sınıfın kazanç düzeyinin durağanlık kazanması, sosyal hareketliliğin azalması ve vergi muafiyetleriyle cömertçe desteklenen ancak esasen yalnızca imtiyaz sahibi kesimin çocuklarının yararlandığı, sözde meritokratik yüksek eğitim sisteminin etkileri nedeniyle, gelir ve servet eşitsizliği artmaya devam etmektedir. Sosyal yardım programları aracılığıyla yaşlılara verilen destekler, ekonomik ve sosyal altyapının yeniden inşa edilmesini sağlayacak ihtiyari harcamalara imkân tanımadığından, bu sınıf bölünmesine ek olarak, giderek ciddiyet kazanan nesiller arası bir bölünme de yaşanmaktadır. Benzer şekilde, Avrupa’da yaşlanan nüfus ve çoğu zaman yeterli finansmanı olmayan yüksek miktarlı sosyal yardım taahhütleri, dikkatleri bölgenin karşı karşıya kaldığı temel yapısal ekonomik meselelerden başka yönlere çeken sosyal ve siyasi güçlükler yaratmıştır.

Gelişimin ilk aşamalarında güçlü ittifaklar, kuruluşlar ve destek grupları oluşturulduğu için, merkezî yönetimli ekonomiler, esnek ve organik bir dönüşüm gerçekleştirmekte zorlanmaktadır. 2030’larda oligarşik kontrol, hem gelişmiş ekonomiler hem de yükselen piyasalardaki gerçekleşebilecek olan büyümenin önüne geçmektedir.

Sanayileşmiş dünyada; ekonomik büyüme ile, dolgun maaşlı tam zamanlı istihdam arasındaki geleneksel bağlantı yavaş yavaş kopmaktadır. Bu durum güvensizliğin ve ‘geçici’ çalışan sayısının artmasına neden olmuştur. 3 boyutlu baskı kullanımının yanı sıra, internet ve iletişim teknolojisi kullanım seviyelerinin de yükselmeye devam etmesi, işgücünü nispeten daha az üretim merkezli hâle getirmiştir. Hükümetler kendi ekonomilerindeki iş potansiyelini korumak için önlemler alırken, sermaye getirisi avantajlı olmayı sürdürmektedir. Yerli ekonomiyi korumaya yönelik bu politika, ülkeler arasındaki sürtüşmenin artmasına yol açmıştır.

Yalnızca ülke içindeki işgücü piyasasını koruma ihtiyacı değil, kazanılmış menfaatleri muhafaza etme arzusu sebebiyle de korumacı baskılar artmaktadır. Devletler, küreselleşmeyi bütünüyle kabullenmek yerine, küresel piyasalarla menfaatleri doğrultusunda bağlantılar kurmaya çalışmaktadır.

Aksi yöndeki söylemlerine rağmen, gelişmiş ekonomiler, halk tabanındaki inovasyonu veya küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyecek şekilde, iktisadi sistemlerini kökten yapılandırmada başarılı olamamıştır. Bununla birlikte, siyasi sistemlerini, başka bir Büyük Durgunluk döneminin tehditlerine maruz bırakmaya çok istekli değillerdir. Daha külfetli mali düzenlemeler, aracılık yapan kuruluşlar üzerinde yük ve ülkeye mal girişi önünde ise engel oluşturur. Yabancı finans kurumlarının sınır ötesi faaliyetlerine her geçen gün daha kuşkucu bir gözle bakan ulusal düzenleme kurumları, sermayenin merkez ofislerde değil yerel sınırlar içerisinde kalmasında ısrarcı davranmaktadır.

EKONOMİK YOLLARIN İNİŞ ÇIKIŞLARI

Page 33: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R EKO

NO

MİK YO

LLARIN

İNİŞ Ç

IKIŞLARI 31

ORtA GELİR tUZAĞIZengin ülkelere göre nispeten daha düşük bir seviyeden başlayan yoksul ülkeler, kullanmadıkları bir potansiyele sahip oldukları ve taklit etmek, sıfırdan icat etmekten daha kolay olduğu için, nispeten daha hızlı büyüme eğilimindedir. Öte yandan, bu durum her yoksul ülkenin gelişmiş ekonomileri yakalayabileceği anlamına gelmemektedir. 1960 yılında kişi başına düşen gelir bakımından orta gelir seviyesinde olan birçok ülke 50 yıl sonra hâlen aynı konumda kalmıştır. Bu dönemde, Güney Kore ve Singapur’un dikkat çekici örneklerini teşkil ettiği sadece 13 ülke tuzaktan kurtularak, yüksek gelirli ekonomilere dönüşebilmiştir.

Ekonomiler daha karmaşık hâle geldikçe, merkezî kontrol mekanizması koordinasyon işlevini yerine getirmekte daha çok zorlanmaktadır. Ortalama faaliyet seviyesinin ötesinde, ekonomik büyümenin canlılığını korumak için yapısal ekonomik ve mali reformlar gerekmektedir.

Küresel düzlemde ise, küresel para düzeninin ana hatlarında nispeten küçük değişiklikler görülmektedir: Dolar, temel rezerv para birimi olarak kalır. ABD; baş rakibi olan Çin’in iç çekişmelerle meşgul olması ve bu nedenle, bölgede daha önemli bir role bürünmesi hâlinde kendi finansal sisteminin karşı karşıya kalacağı riskleri göze almak istememesi sebebiyle, IMF ve Dünya Bankası’ndaki hâkimiyetini kısmen sürdürmektedir.

Genel olarak, 2020 ve 2030’lu yıllarda farklı ‘dayanıklılık’ biçimleri küresel ekonomik sistemin işleyişini engellemektedir. Gelişmiş ekonomiler katı durumda kaldıkça (ya da katılaştıkça), küresel ekonomik kalkınma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Daha önceki dönemlerde hızlı büyüme gösteren bazı ekonomiler orta gelir tuzağına düşecektir. Bu dönemde yıllık küresel GSYİH büyümesi ortalama olarak % 2’nin altındadır. n

OttO VON BISMARCK VE SIMON COWELL’DAN DERSLER

HAREKEt ALANI

Yönetimdeki elitler, bir yandan muhalefetin yönünü saptırırken, rejimlerinin temelini oluşturan yapıyı destekleyen programlar uygulayarak, kendilerine hareket alanı yaratabilirler.

Almanya, 1889’da sosyal sigorta programını kabul eden ilk ülke olmuştur. Bu programı tasarlayan Şansölye Otto von Bismarck, işçilerin sağlığını korumak, Alman ekonomisinin en verimli şekilde çalışmasını sağlamak ve daha radikal sosyalist alternatiflere yönelik çağrıları bertaraf etmek için sosyal sigorta sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyordu.

Yakın dönemde, ulusal piyangolar ve televizyonlardaki realite programları sayesinde çok küçük bir azınlığın mali veya sosyal bakımdan imtiyaz kazanması mümkün olmaktadır ve bunlar çok gözönünde oldukları için sosyal hareketliliğe ilişkin abartılı bir tablo çizmektedirler.

Page 34: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar
Page 35: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R EKO

NO

MİK YO

LLARIN

İNİŞ Ç

IKIŞLARI 33

REFAH

Bazı ekonomistler ve politika üreticiler, düşük vergi yükünün bireysel emek ve kurumsal yatırımı teşvik ederken, artan gelir eşitsizliği ve kârların büyük payının yurt içi tasarruf havuzuna ekleneceğini savunmaktadır. Fakat, son zamanlardaki deneyimler bu avantajların, kazanç durgunluğu ve mali baskıdan kaynaklanan zayıf tüketim talebi ile önemli ölçüde dengeleneceğini ileri sürmektedir.

Geçmişte, ekonomistler eşitsizliği genel olarak ekonomik dinamizm için gerekli bir ön koşul olarak kabul etmiş olsa da, günümüzde bu düşünceye itirazlar yükselmektedir. Eşitsizlik konusunda kısa süre önce yapılan bir çalışmada, Uluslararası Para Fonu’ndan Jonathan D. Ostry ve Andrew G. Berg, gelirin zenginlerin elinde toplanmasının sadece eşit olmayan bir toplum değil, aynı zamanda daha istikrarsız ve ağır ilerleyen ekonomik büyüme anlamına da gelebileceği sonucuna varmışlardır.

Eşitsizliğin büyüme üzerinde; yabancı yatırım, ticarete açık olma, kur oranı rekabetçiliği ve siyasi kurumların gücü gibi etmenlerden daha kuvvetli bir etkisi olduğu görülmektedir. Bu görüş etrafında birleşirken, liberalleşmenin tehlikeleri konusunda uyarılarda da bulunan ekonomistlerin sayısı artmaktadır.

Bazı ekonomistler, gelişmekte olan büyük piyasalar için, siyasi ve bürokratik elitler tarafından merkezî olarak yönetilen bir ülkenin, arz kısıtlamalı bir ekonomi çerçevesinde koordinasyon sorunlarını daha kolay çözebileceği yorumunu yapmaktadır. Sovyetler Birliği, Japonya, Güney Kore, Singapur, Tayvan ve Çin gibi kendi içinde çeşitlilik gösteren ekonomilerin tamamının, uzunca bir süre boyunca merkezî yönetim

altında etkileyici bir endüstriyel kalkınma sağlamada önemli başarılar elde ettiği bilinmektedir. Buna karşın, Hindistan, zamanından önce demokratikleşme nedeniyle büyümesini engellemiş bir toplum olarak gösterilir.

Fakat bu argümanlar, bu formülasyonda belirtilenden çok daha ince detayları içerir. Söz konusu ülkelerin çoğunda hızlı büyüme, gelişimin ilk aşamalarındaki siyasi meşruiyette önemli bir etmen olmuştur. Otokratik yönetimler altındaki gelişim süreçlerinin ilk evrelerindeki insan ve doğal kaynak israfı, demokratik yönetimlere kıyasla daha fazla olabilir. Bu durum, yoksul bir ülke için gözardı edilebilecek bir mesele değildir.

EŞİtSİZLİK, EKONOMİStLER VE BÜYÜME

“ EŞİTSİZLİĞİN ARTMASI DAHA ZAYIF BİR EKONOMİ, DAHA ZAYIF BİR EKONOMİ EŞİTSİZLİĞİN ARTMASI, EŞİTSİZLİĞİN ARTMASI İSE DAHA DA ZAYIF BİR EKONOMİ ANLAMINA GELİR. BU EKONOMİK EŞİTSİZLİK, SİYASİ EKONOMİYE ETKİ EDER, BÖYLECE EKONOMİYİ İSTİKRARA KAVUŞTURMA YETENEĞİ ZAYIFLAR. ”JOSEPH E StIGLItZNobel Ödüllü Ekonomist

Page 36: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

KAYNAĞA GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ

EJ /

yıl

Yıl

Petrol Biyoyakıtlar Doğal gaz Gazlaştırılmış Biyokütle Kömür

Biyokütle/Atık Geleneksel Biyokütle Nükleer Hidroelektrik Jeotermal

Güneş Rüzgâr Diğer Yenilenebilir Kaynaklar

0

200

400

600

800

1000

1200Other Renewables

Wind

Solar

Geothermal

Hydro-electricity

Nuclear

Biomass Traditional

Biomass / Waste Solids

Coal

Biomass Gasified

Natural Gas

Biofuels

Oil

2060205020402030202020102000

Küresel ekonomik büyümenin ağır ilerleyen temposu enerji talebi üzerindeki baskıyı bir miktar azaltmaktadır. Buna ek olarak, arz yönlü enerji politikaları kaynakların piyasaya sürülmesini teşvik ederken, yenilenebilir kaynaklara yönelik iyimser tahminlerin doğru olduğu ortaya çıkmaktadır.

Sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı, büyük başarı kaydederek, küresel enerji sistemi için yeni bir ‘gaz belkemiği’ oluşturmaktadır. Stratejik kentsel planlama kompakt kentsel gelişimi ve ulaştırmada elektrik kullanımını desteklemektedir. Uzun vadede, kesintili veya uzaktaki yenilenebilir kaynaklardan enerji depolanması ve taşınması için hidrojen altyapısı geliştirilmektedir.

Sıvı yakıtlara yönelik talep azalmış, petrol fiyatları ortalama olarak ılımlı seviyelerde kalmıştır. Şeyl gazı gibi düşük maliyetli doğal kaynak türlerinin dünya genelinde artması sonucunda doğal gaz fiyatları küresel olarak daha düşük seviyelere yönelmektedir. Orta seviyeli enerji fiyatları yüksek maliyetli doğal kaynakların yeraltında kalmasına yol açarken, bu durum büyük ölçüde enerjiden elde edilen gelirlere bağımlı durumda olan bazı doğal kaynak sahipleri üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Kömürün yerini kısmen gazın alması ve karbon yakalama/depolamanın teşvik edilmesi sera gazı emisyonlarının 2030’dan sonra hızla azalmasına katkı sağlayacaktır. Buna karşın, emisyonlar 2°C hedefinin üzerinde kalmaktadır.

tALEBİN DÜŞEN tEMPOSUBazı bölgelerde devam eden ekonomik yavaşlamanın yanı sıra, büyüme ve ticaretteki hayal kırıklıklarının daha genele yayılması ile 21. yüzyılın ilk yıllarındaki küresel mali çalkantı, enerji talebindeki artış temposunun ılımlı olacağı uzun bir dönemi başlatmıştır.

2020 ve 2030’larda, önceki dönemlerde hızla gelişmekte olan bazı ekonomiler, hızlı ekonomik gelişimi devam ettirebilecek yapısal sanayi ve finansal değişikliklerin önündeki siyasi ve sosyal engellerin üstesinden gelmekle uğraşmaktadır. Küresel nüfus artışına rağmen, bu durum kaynaklara yönelik talebin temposunu yavaşlatmaktadır.

Fakat, yüzyılın ortasından önce bir dizi büyük ekonominin orta gelir durgunluğundan çıkmasıyla birlikte, küresel ekonomik büyüme tekrar yükselişe geçmektedir. Buna rağmen, kompakt kentsel gelişim ve elektriğe geçiş gibi daha önceki dönemlerde alınmış önlemlerin uzun vadeli etkilerinden ötürü, bu ekonomik büyüme, özellikle daha az enerji yoğunluğu olan hizmet sektöründeki gelişme oranı göz önünde bulundurulduğunda, enerji talebinde artışa yol açmamaktadır. Bu farklılık, ekonomik büyüme ile enerji talebindeki artış arasında bugüne kadar gücünü korumuş ilişkinin bozulduğunun kanıtıdır.

DOĞAL GAZIN YÜKSELİŞİ VE ENERJİ

Page 37: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 35

DOĞAL GAZIN YÜKSELİŞİ VE ENERJİ

1990’larda hidrojenin bir ulaştırma yakıtı olarak kullanımına yönelik abartılı söylemler 2000’lerin ortalarına gelindiğinde yavaşlamıştır. Bu dönemde hidrojen, amonyak üretimi ve petrol rafinajı gibi alanlarda, pek dikkat çekmemesine rağmen bir sanayi hammaddesi olarak önemli bir rol oynamaya devam etmiştir. Bugün dünya genelinde hidrojen üretiminden elde edilen enerji, toplam enerji talebinin %2’sine cevap vermektedir (bu rakam, dünya elektrik üretiminin %10’unun biraz üzerindedir). Dağlar dünyasında ise, farklı sektörlerden gelen talebin verimli bir şekilde biraraya gelmesiyle, hidrojen en sonunda ana enerji çeşitleri arasına katılmıştır.

Elektrik şirketleri baz yük ve kesintili üretim kaynaklarını dengelemekte giderek daha çok zorlanırken, akıllı şebekelerin kendi başlarına sistemi dengelemeyi başarabileceği yönündeki umutlar sönmektedir. Voltaj düşüklüklerine ilişkin korkular artarken, çoğu zaman çalışmaz durumda olan elektrik santralleri inşa etmenin hem pahalı hem de sürdürülmesi zor bir yatırım olduğunun anlaşılmasıyla, hidrojen temelli enerji depolama daha fazla ilgi çekmeye başlamıştır. Bu durumdan bağımsız olarak, halkın yakıt hücreli yeni nesil araçlara yönelik ilgisi de artmaktadır. Örneğin, Top Gear™ dergisi 2017’deki 40. yıl sayısında, artık hem Batı hem de Asya’nın hızla yükselen ekonomilerindeki varlıklı tüketicilerin ulaşabildiği, ‘güven verici derecede pahalı’, yüksek performanslı, hidrojen yakıt hücreli araçların genişleyen yelpazesine yer vermeye karar vermiştir.

Otomobil üreticileri, enerji şirketleri ve hidrojen sanayisi tedarikçilerinin 2020’de oluşturduğu birlik, önceki dönemlerdeki küçük ölçekli iş birliği programlarından yola çıkarak, birkaç ülkede hidrojen altyapısı inşa etmeyi hedefleyen programlarına yönelik destek ve teşvikler elde etmiştir. Bu dönemde politika üreticiler istikrarlı, uygun maliyetli elektrik tedariğinin sağlanmasına ve kentsel ulaşımın ortaya çıkardığı emisyonların azaltılmasına yönelik acil ihtiyacı kabul etmişlerdir. Fosil yakıt kullanımının karbondioksit yakalama ile entegrasyonunu içeren, daha esnek, daha verimli ve daha temiz bir enerji sistemi olma olasılığı da oldukça caziptir.

Ölçek ekonomisini destekleyen ağır sanayi bölgelerinde yerinde üretimi tamamlayan önce yerel, sonrasında bölgesel şebekeler gelişmiştir. Ağırlıklı olarak doğal gazdan sağlanan hidrojen üretimi elektrik sistemi ile daha fazla entegre hale gelmektedir. Düşük talep zamanlarında enerji santrallerinde depolanması sebebiyle hidrojenin belli şekillerde kullanımları dikkat çekmezken, doğrudan enerji taşıyıcı olarak ulaştırma ve dağıtılmış güç üretimindeki kullanımı toplum nezdinde açıkça görülmüştür. 2060’a gelindiğinde, hidrojenin ulaştırmadaki kullanımı sanayi talebini aşmıştır. Bu gelişmeyi teşvik eden başlıca talep otomobillerden, sonrasında ise karayolu yük taşımacılığından gelmektedir.

Hidrojenin, yüzyılın sonuna doğru, bir anka kuşu gibi yükselmesi muhtemeldir.

DAĞLARDAKİ ANKA KUŞU: HİDROJEN

Page 38: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar
Page 39: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ARACA GÖRE YOLCU TAŞIMACILIĞI

Topl

am y

olcu

-km

% (M

ilyar

ara

ç km

/yıl)

Yıl Sıvı Hidrokarbon Yakıtlar

Gaz Hidrokarbon Yakıtlar

Elektrik ve Hidrojen

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

Electricity and Hydrogen

Gaseous Hydrocarbon Fuels

Liquid Hydrocarbon Fuels2060205020402030202020102000

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 37

DEĞİŞEN ULAŞtIRMA ALtYAPISIÇin ve Hindistan gibi yüksek kentleşme nüfusuna sahip, enerji ithal eden ülkelerde hükümet politikaları kompakt kentsel gelişim için teşvikler sunarken, büyük işletmeler önemli projelerin planlanması, finanse edilmesi ve uygulanmasına destek vermektedir. Etkin, yaşanabilir kentlerin geliştirilmesi çoğunlukla kent merkezlerinde yoğunlaşan olası toplumsal huzursuzlukları yatıştırmanın bir yolu olarak değerlendirilmektedir. Daha kompakt kentlerin yaygınlaştırılması, günümüzde dünyanın çoğu yerinde sıklıkla görülen düşük yoğunluktaki gelişmeye kıyasla, otomobil kullanımında kişi başına yılda ortalama 2.000 km tasarruf sağlamaktadır. Bu düşüşün nedeni, ortalama seyahat mesafesinin kısalmasının yanı sıra, toplu taşıma ve iki tekerlekli araçlara geçiştir. Dahası, kompakt kentlere özgü politikalar, araçlarda yakıt ekonomisi uygulamalarıyla paralel olduğu gibi, bu kentlerde yaşayan kişilerin daha küçük boyutlu veya hibrit modellerin yanı sıra, (hem akü beslemeli hem hidrojenle çalışan) elektrikli araçlara yönelmesi de süreci kolaylaştırmaktadır. Egzoz emisyon standartları, kirliliği engelleyici önlemler, yakıt vergileri ve ithal mallara uygulanan üretimdeki CO2 ayak izi vergileri de verimliliği artırmada etkilidir.

Gelişmekte olan birçok ekonomide, yakıt olarak doğal gaz (CNG) kullanan araçların filolardaki sayısı giderek artmaktadır. Doğal gazlı (LNG) kamyonlar piyasaya girdikten sonra, yerel dağıtımda kullanılan bazı hafif ticari araçlar da elektrikli hâle getirilmeye başlanmıştır. Kompakt kent tasarımları bu geçişi ‘topla ve dağıt’ taşıma merkezleri aracılığıyla kolaylaştırmaktadır.

Petrolün kara ulaşımından tamamen çıkarılması gerçekten muazzam bir girişimdir. Seyahat talebindeki büyümenin gerilemesi, araçlardaki verimliliğinin artışı ile doğal gaz, elektrik ve hidrojen kullanımındaki yükseliş sonucunda karayolu yolcu taşımacılığında sıvı yakıt kullanımı, 2035 yılında yaşayacağı tepe noktanın ardından düşüşe geçmektedir.

2070’e gelindiğinde, karayolu yolcu taşımacılığı piyasasından petrolün neredeyse tamamen çıkarılması mümkün olduğu gibi, yüzyılın sonuna doğru kapsamlı bir hidrojen altyapısının kullanıma sunulması uzun mesafeli ve ağır yük taşımacılığına yönelik petrol talebinin yerini alabilir. Bu dönemde, elektrik ve hidrojen piyasaya hâkim olabilir ve uygun maliyetli, fişli, hibrit, hidrojen araçlar en üst düzeyde esneklik ve verimi sunabilir.

Page 40: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ENERJİ SİStEMİNİN BELKEMİĞİ DOĞAL GAZDağlar dünyasında enerjinin hikâyesi, doğal gazın yükseliş hikâyesidir. 21. yüzyılın ilk on yılında keşif başarıları ve teknolojik ilerlemeler, yenilenebilir gaz kaynaklarında iki kattan fazla artış sağlamıştır. Sondaj ve çatlatma teknolojilerinin üretimdeki sınırları kaldırmasıyla, sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı, gaz kaynağı artışındaki baskın etmenler hâline gelmiştir.

Dünya genelinde yeni kaynakların geliştirilmesinde giderek daha büyük başarılar elde edilmesi, hem arz hem de talebin büyük ölçüde artması için uygun ortam yaratmıştır. Bu artış, Dağlar dünyasında yaygın olan arz yönlü politika teşvikleri ile desteklenmektedir.

Henüz keşfedilmemiş gaz miktarı konusunda belirsizlik olmasına rağmen, sıkışmış gaz/şeyl gazı üretimi küresel gaz karmasındaki yerini her geçen gün sağlamlaştırırken, bu yükselişin yüzyılın ortasına dek süreceği tahmin edilmektedir. Daha uzun vadede ise, araştırma-geliştirme ve uygulamanın arz yönlü teşviği, metan hidratların geliştirilmesine imkân tanımaktadır. Bu kaynaklar, 21. yüzyılın sonuna doğru gaz tedariğindeki büyümeyi daha da arttırmaktadır.

2012’de küresel gaz üretiminin %60’ını gerçekleştiren sekiz ülke sonraki otuz yılda da paylarını arttırmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, yeni kaynakların ortaya çıkmasıyla gaz üreticileri dünyasında yeni bir düzen hüküm sürmeye başlamıştır. Kuzey Amerika’da gaz üretiminin azalacağı yönündeki beklentinin tersine dönmesi ve Çin’in

en üst sıradaki üreticiler arasına katılması, bu iki büyük enerji tüketicisinin de kömür ve en nihayetinde petrole yönelik taleplerini azaltmalarını sağlamaktadır.

Nispeten zayıf küresel ekonomik büyüme ve gazın bol miktarda bulunması belli zamanlarda tüm birincil enerji üreticilerinin fiyat düşürme baskısına maruz kalması anlamına geldiğinden, üreticilerin çoğu istenilen ekonomik getirileri güvence altına almakta zorlanmaktadır. Azalan yatırım, arzı bir kez daha daraltacağı için, bu bir dereceye kadar kendini dengeleyen bir olgudur.

Petrol dünyasında makul seviyedeki fiyatlar, OPEC dışında daha yaygın olan, teknik açıdan zor ve pahalı, öncü nitelikli projeler üzerinde baskı oluşturmaktadır. Büyük kaynaklara sahip ülkeler azalan gelir nedeniyle sıkıntı çekmeye başlarken, toplumsal huzursuzluk artmaktadır.

Bazı ülkelerde siyasi reforma yönelik popüler taleplere cevap verilmesine karşın, genel olarak ılımlı seviyelerde seyreden petrol fiyatları istikrarsızlığı sürekli hâle getirerek, arzı daraltmaktadır. Bunun sonucunda ortaya çıkan periyodik fiyat sıçramaları, ülke içinde ithalata bağımlılığı azaltmak için diğer yerlerdeki politikalara yönelik odaklanmayı güçlendirmiştir. Bu da, ‘herkes için en iyisinin yapıldığı’ iddiasıyla gerekçelendirilmektedir. Fakat, OPEC içindeki yoğun baskılar ve Irak’ın artan üretim kapasitesinin sisteme dâhil edilmesi ihtiyacı, kotanın periyodik olarak aşılarak fazladan üretim yapılmasına ve bazı dönemlerde fiyatlarda düşüşe yol açmaktadır.

PETROL, KONDENSAT VE NGL ÜRETİMİ

0

10

20

30

40

50

60

2060205020402030202020102000

OPEC OPEC üyesi olmayan

mbo

e /

gün

Page 41: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 39

Page 42: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YENİ KAYNAK SAHALARI

Sıkışmış gaz/şeyl gazı, kömür yatağı metanı ve Sıvı Bakımından Zengin Şeyller (sıkı kaya petrolü olarak da bilinir) gibi kaynaklar yeraltının derinliklerinde, büyük ölçüde geçirimsiz kaya oluşumlarına hapsolmuş hidrokarbonlardır. Bu nedenden ötürü neredeyse tamamen hareketsiz durumda olan söz konusu kaynakların, geleneksel petrol ve gaz çıkarma yöntemleri ile yeryüzüne çıkarılmaları oldukça zordur. Bu kaynakların bulunduğu kayalar çok sıkı kumtaşları veya karbonatlı kayaçlar, şeyller ve kömürlerdir. Üretim genellikle, sadece içinde bulundukları kayaların hidrolik basınç altında çatlatılmasıyla (hidrolik çatlatma) gerçekleştirilebilmektedir.

Günümüzde sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı kaynakları, küresel gaz üretiminin %15’inden fazlasını oluşturmaktadır ve bu oranın zaman içinde %40’lara yükselmesi mümkündür. Bu kaynakların toplamının, günümüzde bir yılda tüketilen küresel gaz miktarının yaklaşık 100 katına denk olduğu tahmin edilmektedir. Daha belirsiz bir konumda olan sıvı bakımından zengin şeyl kaynakları, hâlihazırdaki toplam küresel petrol üretiminin sadece %1’ine karşılık gelirken, bu oranın en çok %5-10 seviyesine çıkması beklenmektedir. Yakın zamanda yapılan tahminlere

göre, mevcut küresel sıvı bakımından zengin şeyl kaynakları, bugünkü petrol tüketimine göre 15 yıl yetecek miktardadır.

Su kıtlığı yaşanan bölgelerde hidrolik çatlatma işlemi için su bulmak sorun yaratabilir. Yeraltı gazı ve su arasındaki dikey mesafe genellikle binlerce metre olmasına rağmen, bazı uzmanlar hidrolik çatlatma işleminin gazın sığ su akiferlerine sızmasına neden olabileceğinden endişelenmektedir. Birkaç istisnai vakada ise, kuyularda hidrolik çatlatma işlemi uygulaması, ufak çaplı sismik olaylarla ilişkilendirilmiştir. Petrol ve gaz kaynaklarını geliştirmek için gereken büyük miktardaki ekipmanın nakliyesi de çeşitli baskılara neden olmaktadır.

Hidrolik çatlatma işlemi kamuoyu ve siyaset düzleminde, her ülkede farklı düzeylerde kabul görmektedir. Bugüne dek hidrolik çatlatmanın en çok kabul gördüğü yer Kuzey Amerika olmuştur; bunun nedeni, Kuzey Amerika’da bireylerin madenler üzerinde hak sahibi olması, dolayısıyla bunları kiraya vererek kâr edebilmeleridir. En yüksek potansiyellerden birine sahip olduğu düşünülen Fransa dâhil bir dizi AB ülkesinde ise yasaklar uygulanmaktadır.

Onlarca kilometre*

yakla

şık 3

kilo

met

re* Kömür yatağı

Geçiş bölgeleri

Yeryüzü

Yeraltı sularının korunması ve farklı jeolojik tabakaların izolasyonu için muhafaza

Klasik yapısal gaz birikimi

İçme suyu akiferleri

Kömür kökenli metan gazı birikimi

Örtü tabakası – birçok geçirimsiz katman içerir, gazlar bu katmanların rezervuarlarında sıkışır

Devamlı gaz birikimi (sıkışmış gaz/şeyl gazı)

Tuzlu akifer

Klasik petrol birikimi *

Şem

atik,

ölçe

ksiz

dir

SIKIŞMIŞ GAZ/ŞEYL GAZI VE CBM

Page 43: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 41

İçinde bulunduğumuz jeopolitik gerilim dünyasında ABD, bölgesel barış da dâhil olmak üzere, küresel kamu mallarının en etkin garantörü olmaya ve Orta Doğu diplomasisine etkin bir şekilde katılmaya devam etmektedir.

Gazın bol miktarda bulunması ve makul seviyedeki genel enerji talebi, 2030’larda petrol tüketiminde iniş veya çıkışların olmadığı bir döneme girilmesine neden olmuş, sonraki yıllarda da düşüşü getirmiştir.

Gaz bolluğu, aynı zamanda ulaştırmada elektrik kullanımına ve yeni inşa edilen hidrojen altyapısının, uzun vadeli ve kesintili yenilenebilir enerji için depolama-ulaştırma sağlamasına imkân tanımıştır. Yeni gaz şebekeleri, sonraki dönemlerde hidrojene geçişe uygun olarak inşa edilmiştir (bu geçiş küçük bir maliyetle gerçekleştirilebilmektedir). Hidrojen altyapısı yakıt hücreli araç gelişimine imkân verirken, deniz ve karayolu yük taşımacılığı LNG formunda doğal gaza kaymaya başlamıştır. Zaman içinde, yakıt satış ve dağıtım endüstrisinde sıvı yakıtlardan istikrarlı şekilde uzaklaşılmıştır.

Gaz talebinin yapısı yüzyıl boyunca değişime uğramıştır. Tarih boyunca gaz, ağırlıklı olarak, özellikle ılıman enlemlerde ısıtmaya yönelik kullanılmışken, Dağlar dünyasında doğal gaz, birkaç on yıl içinde binaların ısıtılması gibi alanlarda kullanılmamaya başlanmıştır. Sonraki yıllarda elektrik üretiminden çekilmesi de olasıdır. Aynı esnada, özellikle deniz ve kara taşımacılığı (ve petrokimyasallar) için yeni pazarlar ortaya çıkmıştır. Kısmen, metan kimyasındaki gelişmelerin, doğal gazın kimyasal maddelere dönüştürülmesine olanak vermesinden ötürü, kimyasal maddeler piyasası da gelişmiştir.

2030’lu yıllarda doğal gaz, en önemli küresel birincil enerji kaynağı olarak petrolün 70 yıllık saltanatına son vermiştir. Daha öncesinde, kömürün birinci küresel enerji kaynağı olarak (odun, turba, tezek ve tarımsal artık gibi geleneksel biyokütle kaynaklarından devraldığı) saltanatı 50 yıl kadar (1910-1960 arası) sürmüştü. n

Page 44: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Hidrolik çatlatma işleminin oldukça yüksek miktarlarda petrol ve gaz ortaya çıkarma potansiyeli vardır. Söz konusu potansiyel, bugüne kadar dünyada tüketilenden daha fazla ve gelecekteki beklenen toplam konvansiyonel petrol ve gaz çıkarma miktarının neredeyse yarısı kadardır. Kuzey Amerika’da doğal gaz sanayisi büyük bir değişim göstermiştir. Ülkenin doğal gaz üretiminin kendi kendine yettiği dönemin sonuna gelindiği 2008’den itibaren fiyatlar 12$/MMBtu seviyesine fırlamıştır. Bugün ise üretim %10 artmış ve gaz fiyatı 4$/MMBtu seviyesinin altında kalmıştır. Doğal gaz fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi sebebiyle, kıtada enerji arzında artışın uzun bir süre boyunca artmaya devam etmesi beklenmektedir. ABD’de planlanan LNG ithalat kapasitesi rafa kaldırılmış; bunun yerini ihracat terminallerinin planları almıştır.

Düşük fiyatlı bir yakıt ve hammadde olarak doğal gaz ve doğal gaz sıvılarının ABD ağır sanayisine canlılık kazandırma ve ulaştırmada yeni pazarlar açma potansiyeli vardır. 2030’larda enerjide kendi kendine yetebileceğine yönelik bir olasılık doğrultusunda, ABD’nin yeni bir üretim artışı çağına girmesi sebebiyle, petrol tepe noktası teorilerinden vazgeçilmiştir.

ABD bu alanda teknoloji geliştirmede ve bu teknolojilerin kullanıma sokulmasından fayda sağlamada dünyaya liderlik etmiştir. ABD’ye petrol sağlayan geleneksel tedarikçiler yeni pazarlara yönlenirken, ABD enerji üretiminde tercih edilen yakıt doğal gaz olmaya başladığından, Amerikan kömürü artık Avrupa’ya ihraç edilmektedir.

tEKNOLOJİ DEVRİMİ KÜRESELLEŞEBİLİR Mİ? Üstesinden gelinmesi gereken teknik, sosyal ve çevresel zorluklar olsa bile, keşif sondajı dünya genelinde yaygınlaşmakta; Arjantin gibi ülkelerde hâlihazırda başarılı petrol ve doğal gaz kuyuları açılmaktadır. Bazı raporlar Çin’de ABD’den daha fazla şeyl gazı olabileceğini ileri sürmektedir ve Çin’in hızla büyüyen ekonomisi kömüre alternatif kaynaklar gerektirdiğinden, potansiyelin araştırılması için kuyular açılmaktadır. Sıkışmış gaz/şeyl gazı, dünya enerji düzenini değiştirme potansiyeline sahiptir.

Doğal gazın bol miktarda bulunmasının yenilenebilir enerji sektörünün ilerlemesini engelleyebileceğine yönelik kaygılar ortaya çıkmış olsa da, yenilenebilir enerji sanayisi geliştikçe ve kesintili tedarik sorunu giderek büyüdükçe, doğal gaz enerji dünyasının belkemiği de olabilir. Doğal gaz, CO2 emisyonlarının azaltılması için kömürün yerini almanın ötesinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek büyüyen payının esnekliğinin desteklenmesini sağlayarak karbon yakalama teknolojisi ile birlikte düşük karbonlu bir hedef yakıt olarak işlev görebilir.

Öte yandan, şeyl gazı ve sıvı bakımından zengin şeyller gibi kaynak türlerinin artışı hiçbir surette kesinlik taşımamaktadır. Potansiyelin üretime dönüştürülmesi için yeni teknolojilerin, uzmanlıkların ve politikaların paylaşılması ve geliştirilmesi gereklidir.

Kamuoyunun onayının alınması için yeni geliştirilen tekniklerin sorumlu bir şekilde uygulandığı gösterilebilmelidir. Gelecek belirsiz olabilir ancak yeni kaynak sahaları bu geleceği şekillendirme potansiyeline sahiptir.

ŞEYL DEVRİMİ

Page 45: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 43

MEtAN HİDRAtLARMetan hidrat, düşük sıcaklık ve yüksek basınç kombinasyonuyla, su moleküllerinin buz benzeri yapılarında sıkışan metan gazından oluşur. Bu hidratlar okyanusların yanı sıra, kutuplarda donmuş toprak tabakasının olduğu bölgelerdeki bir dizi tortuda bol miktarda bulunmaktadır. Henüz deneme aşamasında olan metan hidrat çıkarma yöntemlerinde ABD (Alaska) ve Japonya başı çekmektedir. 21. yüzyılın ortalarına dek daha kolay kaynaklardan (Kutup ve deniz kumlarından) üretim yapılması beklenmemektedir.

Şu anda yapılan hacme yönelik tahminler büyük oranda değişiklik göstermektedir. Hacme ilişkin tahminlere göre, mevcut teknik kaynak çıkarabilme aralığı, sıfırdan mevcut yıllık küresel gaz üretiminin 100 katına kadar değişkenlik göstermektedir.

Page 46: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILIN ORtASINA DEK EMİSYONLAR İÇİN BELİRLENEN 2°C HEDEFİNİN ÜZERİNE ÇIKILACAKtIR.

Page 47: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

� Sanayi� Hizmet� Ulaştırma� Konut� Elektrik Üretimi*

Gt C

O2 /

yıl

� Rafinaj ve Biyoyakıtlar**� Biyokütle-Enerji Dışı Kullanım***� Diğer Enerji Üretimi� Sanayi CCS� Rafinaj CCS

Toplam

� Elektrik CCS� Diğer Enerji Üretimi CCS

EMİSYON NOKTASINA GÖRE CO2

-30

-25

-20

-15

-10

-52010 2040

Yıl

2070 2100

* CCS ile birlikte ‘karbon yutağı’ oluşturan Biyokütleden Elektrik içerir** ‘Karbon kredisi’ olarak kabul edilen Biyoyakıtlar içerir. Sıvı emisyonları Ulaştırma'ya dâhil edilmiştir

*** Ticari biyokütle, gıda zinciri ile çatışmaz.

Other Energy Production CCS

Electricity CCS

Refining CCS

Industry CCS

Other Energy Production

Biomass - Non Energy

Electricity Generation

Residential

Transport

Services

Industry

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

Refining & Biofuels

2070 2100

DA

ĞLA

R D

AL G

AZIN

YÜKSELİŞİ V

E ENERJİ 45

BULUtLU SEMALARYavaşlayan ekonomik gelişim hızının, emisyon miktarları üzerinde etkisi olmasına rağmen, hidrokarbon enerjisi kullanımından kaynaklanan emisyonlar 2020’lerde artmaya devam etmektedir. Daha da önemlisi, sanayide ve enerji üretim sektörlerinde kömürün yerini doğal gaz almıştır. Nükleer ve biyokütle kullanımındaki genel kapsamdaki artış ile karbon yakalama/depolama teknolojisinin sonraki yıllarda yaygınlaşması sayesinde, karbon salınımsız bir elektrik sanayisi daha gerçekleşebilir görünmektedir. Bu süreç, masrafların müşterilere ait olduğu bir politika ile desteklenmektedir. Net karbondioksit fiyatı düzensiz ve toplamda düşük seviyede kalırken, elektrik fiyatlarında emisyonlar için örtülü bir fiyat yansıtılmaya başlanmıştır.

Mevcut planlardan yola çıkılarak, karbon yakalama/depolama teknolojisine yönelik eski girişimlerde ilerleme kaydedilmiş ve 2050 yılına gelindiğinde enerji üretimi sebebiyle yayılan CO2 emisyonlarını yakalama oranı %30’a ulaşmıştır (bu rakam 2075 civarında ise %70’dir). Bu başarı, yeni nesil gelişen ekonomiler talebin bir kez daha artmasına neden olduğunda, kömürün tekrar piyasaya sunulmasını sağlamıştır. Karbon yakalama/depolama teknolojisi biyokütleden güç üretimi sürecinde de uygulanmaktadır. İkinci nesil biyoyakıt üretimi sisteme ‘negatif emisyon’ gibi bir katkıda bulunarak, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunu da fiilen düşürme sürecini başlatmıştır.

2060’larda, elektrik üretimi sıfır CO2 düzeyine inmiştir. 2090’larda ise, karbon yutakları, karbonsuz hâle getirilmesi gittikçe zorlaşan ulaştırma ve sanayi sektörlerinden kalan etkiyi dengelemiştir.

Genel olarak, kümülatif emisyonların yüzyılın ortalarındaki durumu 2°C hedefinin aşılması anlamına gelse de, karbon yakalama/depolama teknolojisinin sonraki dönemlerde yaygın bir şekilde karbon yutağı olarak kullanılması, net küresel emisyonları yönetmek için izlenecek potansiyel yolun kritik bir bileşenidir. n

Page 48: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Okyanuslar dünyasında çatışan çıkarlar ve nüfuzun dağılımı giderek büyüyen bir uzlaşma dalgası ile karşılanmaktadır. Bu gidişat, ekonomik gücü artan küresel nüfusun büyümesi ve hâlihazırda avantajlı olan kesimin başarısını sürdürebilmesi için taviz vermesi gerektiğini anlaması sebebiyle hız kazanmıştır. Hızla gelişen ulusların kalkınması ile ekonomik-finansal yapılarda uygulanan istikrarlı reformlar başa baş gitmekte; bu durum toplumun daha geniş tabakalarında üretkenliği gitgide açığa çıkarmaktadır. Diğer taraftan, istikrarsızlık ve seçmenlerin çeşitliliği diğer bölgelerdeki siyasi kalkınmalara sekte vurduğundan, kısıtlı kaynakları ağırlıklı olarak piyasa güçleri ortaya çıkarmaktadır.

İlk olarak, ekonomik baskılar sosyal uyuma zarar vererek, ekonomik ve siyasi yapılarda değişiklikleri zorunlu kılmıştır. İnsanların taleplerini arttıran reformlar başarıya ulaştığında, refah, sosyal yapılar ve önemli uluslararası kurumlarda daha büyük değişikliklerin yapılmasına yönelik beklentiler güçlenmiştir. İstekler çoğalırken, yaşam kalitesindeki iyileşme beklentileri sürekli hâle gelmiştir. Küreselleşme güçlenmiş; gelişmekte olan ülkeler rakiplerine yetişmek için büyümeyi sürdürürken, hızlı gelişen ekonomiler daha dengeli bir büyüme hızı yakalamaya başlamıştır.

Gıda, su, enerji ve diğer kaynaklara yönelik yavaş yavaş artan baskılar, sosyal ve siyasi gerilimin yeni odak noktası hâline gelmiştir. Siyasi çalkantılar ve seçmenlerin güçlenerek daha fazla söz sahibi olması, politika geliştirilmesini aksatmaya başlamıştır. Kaynak sıkıntıları, dış etkilerin etkin şekilde değerlendirilmesi konusunda yetersiz, eski politikalar çerçevesinde hareket eden piyasa güçleri tarafından yönetilmektedir.

Gelişen ekonomilerin enerji talebini dalgalandırmaya ve arttırmaya devam etmesi, etkin siyasi mekanizmaların yokluğunda, arz-talep dengesini bozmaya başlamıştır. Kısmen düzensiz politika desteği, kısmen jeolojik ve teknolojik hayal kırıklıkları nedeniyle Kuzey Amerika dışında sınırlı başarıya ulaşan sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı üretiminin ilk beklentileri yakalayamamış olması, bu arz-talep dengesizliğini daha da büyütmüştür.

Okyanuslar dünyasında, petrol üretiminde birkaç kaynak sahibi tarafından sağlanan artış, yönetimde yaşanan değişikliklerin yarattığı zarar sebebiyle ilk aşamada kısıtlı kalmış fakat yeniden istikrar sağlandığında yatırım da nihayetinde yükselişe geçmiştir. Petrol fiyatlarının yükseldiği dönemler yeni kaynakların ve teknoloji olanaklarının kapılarını aralarken, ortaya çıkan rekabet ortamında uzun süreli bir petrol oyunu başlamıştır.

Gaz hacmindeki büyümenin beklenenden daha düşük olması sebebiyle kömür, ısı ve enerji üretiminde oynadığı önemli rolü sürdürmektedir. Kaynak baskıları şiddetini artırırken, yüksek fiyatlara krizlerin eklenmesi enerjinin verimli kullanımı için talebe yönelik büyük yatırımları tetiklemiştir. Sera gazı emisyonları sebebiyle dünya büyük iklim değişikliklerine ve önemli bir adaptasyon ihtiyacına doğru ilerlerken, alınan bu önlemler çevreye yönelik kaygıları giderecek yeterlilikte değildir. n

OKYANUSLARUFKA BAKIŞ

Page 49: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R U

FKA BA

KIŞ 47

OKYANUSLAR SENARYOSUNA GENEL BAKIŞ■■ Yeni veya çatışan ekonomik-siyasi çıkarlar aralıklı olarak

gözetilmektedir.

■■ Reformlar yeni ekonomik verimlilik fırsatları doğururken, daha fazla reform yapılmasına yönelik isteği arttırmaktadır.

■■ Sistemde daha fazla güce ve yeni menfaatlere sahip olan seçmen grupları, kaynak sıkıntıları çok ciddi bir hâl alana dek ikincil derecede öneme sahip politikaların ilerlemesine engel olmakta; bu da, örneğin çarpık kentleşme ve karbon yakalama/depolamada gecikmeler gibi sorunların yaşanmasına yol açmaktadır.

■■ Artan fiyatlar, daha pahalı enerji kaynaklarının önünü açmakta, enerjinin son kullanıcı tarafından daha verimli kullanmasını sağlamaktadır.

■■ Sıvı yakıtlar ve kömür, yüzyılın ikinci yarısında güneş enerjisinin liderliği ele almasına kadar enerjide başrol oynamaya devam etmektedir. Doğal gaz pastadaki payını arttırmasına rağmen, zayıf politika çerçeveleri ve yetersiz kalan kaynaklar sebebiyle yüksek beklentileri karşılayamamaktadır.

■■ Biyokütle, karbon yakalama/depolama ve güneş enerjisinin birleşerek etkisini azaltmasına kadar, sera gazı emisyonları uzunca bir süre yüksek oranlarda seyretmeye devam etmektedir.

Page 50: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

REFAH

Orta sınıfın artan tepkileri ve hâlihazırda nüfuz sahibi olan kesimin öngörülerine karşılık olarak, siyasi, mali, hukuki ve finansal sistemlerde kurumsal reformlar başlatılmış ya da zaten başlatılmış olan reformlara hız verilmiştir. İmtiyazlarda göreceli değişimlere yönelik dengelemenin yetersiz kaldığı ülkelerde ani, hatta şiddetli geçişler görülmektedir. Bu geçişler anaparayı tüketerek, yatırımcıların cesaretini kırmaktadır. Genel olarak, hızlı büyüyen başlıca ekonomiler kötü örneklerden ders çıkararak daha önce karşılaşılan sorunları bertaraf etmeye yönelik önlemler almakta ve böylece reformları başarıyla hayata geçirerek, çöküş yaşamaksızın siyasi normları baştan yaratmaktadırlar.

Gelişmekte olan ekonomilerin gücü, gelişmiş ekonomileri de teşvik ederken, (ulusal bağımsızlıkların kısıtlanmasına neden olan) Avro Bölgesi reformları bir nevi Avrupa rönesansı etkisi yaratılmasını sağlamıştır. ABD ekonomisi istikrarlı olmasına rağmen, hükümetin görevi konusunda süren siyasi kutuplaşma sebebiyle göreceli bir kısıtlanma söz konusudur.

Page 51: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R U

FKA BA

KIŞ 49

LİDERLİK

Okyanuslar dünyasında güçlü iktidar sahiplerinin ötesinde, liderliğe katılımda artış görülmektedir. Daha geniş çıkar gruplarını temsil etmek için orta sınıftan liderler çıkmaya başladığından, sistemin küçük bir kesimin çıkarları doğrultusunda işlemesini engelleyen bir sosyal dayanışma oluşmuştur.

Mevcut imtiyaz sahibi grupların bazı mensupları, sosyal adalete daha fazla yatırım yapılmasının pratikte ve ahlaki yönden taşıdığı önemi kavramış; ulusal esnekliğin genel olarak toplumun çeşitli katmanlarında esneklik gerektirdiğini anlamıştır. Popüler ideolojide, işbirlikçi ilişkilerden ziyade rekabetçi ilişkilere alışkın, bilim ve iş dünyası liderleri tarafından teşvik edilen ve nüfuz sahibi dindar toplulukların kuvvetlendirdiği, ‘birbirine bağlı kaderlere’ vurgu yapılmasına yönelik bir kayma yaşanmaktadır.

Yeni siyasi pozisyonlar ortaya çıktıkça, Liderlik Paradoksu ilk tahlilde ağır bir ilerleme kaydetmesine rağmen, en nihayetinde bir dizi köklü ve kapsamlı reformun gerçekleşeceği bir süreç başlamıştır. Fakat, bu reformlar zaman içinde, daha fazla reformun gerçekleşmesini engelleyebilecek yeni menfaat grupları yaratmıştır. Bununla birlikte, yerel ve ulusal kamu malları uzun bir dönem boyunca destek görmekte; hatta siyaset odağının izin verdiği ölçüde, bazı küresel kamu malları bile destek almaktadır. n

BAĞLANtI

Okyanuslar dünyasında liderler, kurumsal reformların genel olarak ulusal düzeyde yoğunlaşması nedeniyle, ulus-devlet meselelerine odaklanmış durumdadır. Yerelcilik ile uluslararasıcılığın birleşimiyle ortaya çıkmış olan yeni yaklaşım, dijital dünyanın hem yerel kitlelere hem de küresel bazda yayılım gösteren meselelere odaklanma gücüyle hareket kazanmıştır. ‘Ortak kader’ ideolojisi ile uyumlu olarak ortaya çıkan çeşitli bağlantılar nedeniyle ulusal meselelere odaklanılsa bile, yerli ekonomiyi koruma yaklaşımı eskisi kadar güçlü bir etkiye sahip değildir.

İnternet ağı yayılmakta, derinleşmekte ve herkese açık konumunu korumaktadır. Bu açıklık, yaratıcılığı ve çeşitliliği desteklerken, aynı zamanda, insanların sadece aşina oldukları alanları keşfetmeyi ve ‘kendileri gibi’ kişilerle bağlantı kurmayı tercih etmesi sebebiyle, sabit bakış açılarının ortaya çıkmasına da yol açmaktadır. Bu dar bakış açısına ortam hazırlayanlar, kişilere tercihlerini belirtmiş oldukları alanlarda daha fazla seçenek sunan arama motorları ve büyük veri (‘big data’) kullanıcılarıdır. Dolayısıyla, yeni gündemleri teşvik eden yeni koalisyonlar ortaya çıkmasına rağmen; yalıtılmış, dışlanmış, ihmal edilmiş grupların sayısı hızla artmaktadır.

Bağlantı; bilim, ticaret, finans ve tedarik zinciri arasındaki koordinasyonun gelişme kapasitesini arttırırken, zaman zaman mantık dışına çıkabilen fikir sapmalarının iletilme kapasitesini de arttırmakta ve dünya genelinde kurumlara olan güveni sarsarak, Okyanuslar dünyasındaki dalgalanmayı şiddetlendirmektedir.

Page 52: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Reformların başlamasıyla birlikte insanların istekleri de artmış, düşüncelerin daha rahat ifade edildiği yeni bir siyaset anlayışı güç kazanmıştır. Siyaset –alternatif politikalar etrafında dönen tartışmalar ve çıkar çatışmaları– hükümetin belirlediği gündemlerin dışına taşmaktadır. Hükümete meydan okuma ve kamu kontrolünün dışında kalan sorunlara çözüm arama konusunda sivil toplumun sesini giderek daha fazla yükseltmesi bu durumu teşvik etmektedir. Okyanuslar dünyasında, liderlerin (ister iş dünyası ister siyasi çıkarlar açısından olsun) herhangi bir tarafa diğer taraflardan daha yakın durması, sahip olunan nüfuzun kaybedilmesi demektir.

■■ Eğitim konusundaki tartışmalar; çocukları için en iyisini isteyen, farklı kültürlerden ebeveynler ile, eğitim kalitesinin diğer hizmetlerin aksatılması pahasına yükseltilmesine karşı çıkan ve sayıları gittikçe artan ebeveyn olmayan kişiler arasında sürmektedir.

■■ İklim değişikliği etrafındaki tartışmalar ise, sorunun çözümünde söz sahibi olmuş eski nesil ile, çözüm arayan ve iklim değişikliğinin olası etkilerini tersine çevirmek isteyen yeni nesil arasında sürmektedir.

■■ Londra ve New York sokaklarında finans elitlerine karşı sesler yükselmektedir.

■■ Otokrat rejimler, gücünü bilişim teknolojilerinden alan ‘netizen’ (internet vatandaşı) toplulukları tarafından sarsılmaktadır.

‘NEtİZENLERİN’ YÜKSELİŞİGiderek daha ağ tabanlı bir hâl alan dünyada insanlar, piyasaların faaliyet gösterdiği şartları belirlemek ve devleti kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmek için siyaset yapmaktadırlar. Bu bağlamda, bireylerin devlete karşı yükümlülüklerinden ziyade, devlete karşı savunulan bireysel ve kolektif haklar üzerine yoğunlaşılmıştır. John F. Kennedy’nin başkanlık görevine başlarken yaptığı meşhur konuşmayı tersine çevirecek olursak, insanlar artık, ülkeleri için ne yapabileceklerini değil, ülkelerinin kendileri için ne yapabileceğini –veya ne yapması gerektiğini– sorgulamaktadır.

Süreç esas olarak soyutlanmış meselelerin ötesine odaklanan, sistemik ve kapsamlı bir yaklaşımı benimseyen kuruluşlar üzerine yoğunlaşmış olsa da, sivil toplum kuruluşları canlılık kazanmıştır. Buna karşın, siyasilerle bürokrasinin dürüstlüğü ve etkinliğine yönelik olarak kamuoyunun şüpheciliği artmaktadır. Büyük şirketler de bu güvensizlikten payını almıştır. Hükümetle ensest bir ilişki içine girmekle itham edilen büyük şirketlerin genellikle ‘siyasileştiği’ düşünülmektedir. Kamuoyunun acımasız bakışı altında, gerekçeli olsun ya da olmasın, şirketlerle hükümetlerin kaderi itibarlarına bakılarak belirlenmektedir.

Bilgi teknolojisi, büyük bir sosyal güç ve hükümetlere alternatif bir arayüz sağlama aracı hâline gelmiş; kolektif kimliklerin bütünleşebileceği bir mecraya dönüşmüştür. Bu gelişme, en nihayetinde etkisiz kalacak olmalarına rağmen, internet ağlarını kontrol etmeyi hedefleyen ulusal hükümetlere meydan okumaktadır. Bilgi devrimi, insanları engellediği düşünülen yerleşik sosyal denetim yapılarına karşı infiali ateşleyip gelişime güç kazandırarak, beklenti ve talepleri arttırmaktadır. Okyanuslar dünyasında filizlenen bu popülist güçler yeni fikirler ve yeni baskılar yaratırken, zaman zaman dar görüşlü, bencil yaklaşımları da yaymaktadır.

KIYI ÇEŞİtLİLİĞİ

Page 53: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R KIYI Ç

EŞİTLİLİĞİ 51

Page 54: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

“ BURADA EN ÇARPICI OLAN HIZDIR. BU, DÖRTNALA İLERLEYEN GELİŞİMİN HIZI VEYA BİR BAŞKA DEYİŞLE, ZAMANIN DARALMASIDIR. İLK YONTULAN ÇAKMAK TAŞIYLA İLK ERİTİLEN DEMİR ARASINDA YAKLAŞIK ÜÇ MİLYON YIL VARKEN, İLK DEMİR İLE HİDROJEN BOMBASI ARASINDAKİ SÜRE YALNIZCA 3.000 YILDIR.”

RONALD WRIGHt Gelişimin Kısa Tarihi

tARA VE tINAKüreselleşme süreci devam etmekte fakat küreselleşmenin doğası –ya da küreselleşmeye yönelik normatif algımız– değişmektedir. 1990’lar, küreselleşmenin ABD hegemonyası ile, ulusal ekonomilerin yönetimine liberal ve serbest piyasa tabanlı bir yaklaşım olan Washington Konsensüsü’nün hâkimiyeti altında geçtiği bir dönem olmuştur. Diğer bir ifadeyle, küreselleşme süreci, bir Amerikan ekonomik modelinin takip edilmesiyle ile eş tutulmuştur.

Küreselleşme, doğası gereği nüfuzu merkeziyetçi hâle getirip gücü dağıtmaktadır: Birçok ülke küreselleşmenin dizginlerini tutarak büyürken, kendi kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasi imzalarını küreselleşmenin teşvik ettiği hususların altına atmaktadır. Washington Konsensüsü, daha devlet odaklı alternatif bir ekonomik-otoriter siyasi yaklaşımı savunan Pekin Konsensüsü ile nüfuz bakımından yarışmaya başlamıştır. Gerçekte, çeşitli seviyelerde devlet katılımı içeren farklı yönetim modelleri devrededir.

2025’e gelindiğinde, ABD’nin etkisi o kadar zayıflamıştır ki, TINA yaklaşımı (There Is No Alternative - küreselleşme, liberalleşme ve teknolojinin ilerlemesine karşın ‘Hiçbir Alternatif Yok’) yerini TARA yaklaşımına (There Are Real Alternatives -Gerçek Alternatifler Var) bırakmıştır. Bu, küreselleşme, liberalleşme ve teknolojide bir düşüşten ziyade, diğer devletlerin de aynı hızı yakaladığı ve kendi kurallarını geliştirerek uluslararası düzenin meyvelerini topladıkları dinamik bir süreçtir. TARA, ABD’nin göreli gücünde düşüşe yol açsa bile, küresel verimliliği ve teknolojik sınırları belirlemeye devam etmektedir.

‘Yumuşak güç’ –kendi ikna edici değerleri ve örnekleri vasıtasıyla diğerlerini cezbederek düşüncelerini şekillendirme gücü– artık ABD tekelinden çıkmıştır. Diğer ülkeler de alternatif cazip siyasi ve ekonomik modeller sunarken, her biri ellerinde tuttukları yumuşak güç sayesinde diledikleri etkiyi sağlama kapasitesine ulaşmıştır.

Page 55: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R KIYI Ç

EŞİTLİLİĞİ 53

Küreselleşen modernlik artık ABD modeliyle eş tutulmamakta, çok farklı kıyılara sahip bir okyanus gibi, Avrupa’nın güçlü sosyal demokratik geleneğine dayalı yol haritaları kadar, Asya’nın kalkınma yöntemleri ile de ilişkilendirilmektedir. Bu zengin polimorfik küreselleşme yaklaşımı, dünyanın farklı noktalarında güç kazanan uluslarüstü bölgesel kimlikler vasıtasıyla ifade edilmektedir.

‘AZtARAFLILIĞIN’ YÜKSELİŞİOkyanuslar dünyasında küresel düzenin karşı karşıya olduğu sorunlar, düzenin artan karmaşıklığından ve uluslararası-uluslarötesi işlemlerin yaygınlaşmasından kaynaklanmaktadır. Sorunların çözümü, mevcut küresel kurumların yönetmekte gittikçe daha çok zorlandığı bir koordinasyon gerektirir.

Kimilerince mümkün olan en çok etkiyi yaratmak için mümkün olan en az sayıdaki devletin bir araya gelmesi olarak tanımlanan ‘aztaraflılık’ yaklaşımının, geçmişteki büyük ölçekli, çok taraflı yaklaşımlara kıyasla daha etkili olduğu anlaşılmıştır. Aztaraflılık, küresel sorunların derin, karmaşık yapısıyla baş edebilmek için gerekli olan hız ve esnekliği sağlar. Çekirdek grup zamanla genişleyerek diğer tarafları da içine alır ve evrensel yayılım göstererek meşruiyetini güçlendirir. Önümüzdeki yirmi yıl içinde aztaraflı çözümler yaygınlaşarak küreselleşmenin rayında tutulmasını sağlayacaktır.

Küreselleşmeyi şekillendiren güçlerin temelinde çok çeşitli kaynakların yer alması, eski devlet yapıları güç kaybettikçe istikrarsızlığa ve dengesizliğe yol açmaktadır. Kendilerini etnik olarak tanımlayan azınlıklar arasında artan refah seviyesi, içinde yaşadıkları toplumlarda cepheleşmeye neden olurken, bu durum özellikle genç nüfusun yoğun olduğu coğrafyalarda daha belirgindir.

Sonuç olarak, bir yanda demokrasi ve popülist güçlerin, diğer yanda piyasanın (ve piyasalardan menfaat sağlayan azınlıkların) olduğu şiddetli çatışmalar yaşanmakta; varlıklı azınlıklara verilen tepkilere benzer olarak, hâlen mutlak güce sahip olduğu düşünülen ABD’ye karşı da husumet duyulmaktadır. Okyanuslar dünyasının kesişen akıntılarında serbest piyasa demokrasisinin küreselleşmesi, küreselleşmenin ilerleme sürecini etkilerken, değişken ve ekonomik büyüme dönemlerine neden olan yıkıcı ve sert tepkiler doğurmaktadır.

Okyanuslar dünyasının karmaşık küreselleşme modeli illâ çatışmalara sebep olacak diye bir kaide yoktur. İktidar sahiplerinin açık ve istikrarlı bir küresel düzene dair ortak çıkarların önemini takdir ederek uyum içinde çalıştıkları dönemler de yaşanmaktadır. Okyanuslar dünyasına esneklik katan akışkanlık, iktidar sahiplerinin bir araya gelerek pozitif sonuçlar oluşturabilen çözümler üretmeleri için hareket alanı sağlamaktadır.

Bununla birlikte, kısmen hükümetlerin halkın sosyal refaha ve kamu hizmetlerinin sunumuna yönelik artan beklenti ve taleplerini karşılama baskısı altında olması nedeniyle, gerginlikler sürmektedir. Fırsatlar yaratıp sosyal hareketliliği genişleten hızlı ve değişken akımların yanı sıra, Okyanuslar türbülans baskılarına ve darbelere ortam hazırlamaya devam etmektedir.

Önümüzdeki on yıl, hassas dengelerin kurulduğu bir süreç olacaktır. Yurt içi ekseninde, gerginlik kazanan sivil toplum artık devlet tarafından kısıtlanmak istemiyor olmasına rağmen, piyasaların etkin biçimde faaliyet gösterebilmesine imkân tanıyan güvenlik ve hizmetlerin sağlanması için devlete bel bağlamış hâldedir. Uluslararası sistemde, küreselleşmiş pazarların ve kendinden emin sivil toplumların dünyasında özerklik kısıtlı varlığa sahiptir.

Küreselleşmenin canlandığı bu dünyada, devletler özerkliklerini savunmaya devam etmektedir. İnsan hakları gibi ‘evrensel’ meselelerde hukuki ve etik kurallar koyulmasına yönelik girişimlere direnç gösteren kesimler, geleneksel değerlerinin küresel yükümlülüklerle zaman zaman çatıştığını görmektedir.

Page 56: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YENİ MANDARİNLER2030’da dünya düzeni uluslardan bağımsız, küresel ekonomik ilişkiler ile ayakta tutulmaktadır. Piyasa etkinliğine yönelik bir inançla ulusal sınırların açılması düşünülse de, bu inanç sosyal uyum ve küresel piyasaların olumsuz etkileri sebebiyle azalmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, büyümelerini sürdürmeye devam eden gelişmiş ülkelerle aralarındaki farkı kapatırken, bu olumsuz etkilerin ekonomik büyüme ile bir nebze hafifletilmesiyle memnuniyetsizlik kontrol altında tutulmuştur.

Kuralların küresel olarak uygulanması zorken, bu kurallar üzerinde mutabakata varılması daha da zordur. Bu, Okyanuslar dünyasında, aztaraflı girişimlerle bir şekilde etkisi hafifletilmeye çalışılan uzun vadeli bir sorundur.

Okyanuslar dünyası yüzyılın derinliklerine doğru ilerlerken, küresel akımları düzenleyen uygun ‘mimarileri’ inşa eden ülkeler arasındaki iş birliğinden yeni jeopolitik durumlar doğmaya başlamıştır. Bu mimariler, uluslararası ve ulusal bürokrasiler arasındaki teknokratik bağlantılar üzerine inşa edilmiştir. Uluslararası sistemi tanımlayan ne devlet bakanlarının görüşmeleri ne de bu hususta küresel sivil toplum kuruluşlarının yaptığı toplantılardır; ilerlemeyi sağlayan daha ziyade uluslarötesi pratik teknokratik iş birliği ağlarıdır. Bu ağlar, az sayıda ortak değere sahip olmanın yanı sıra bu ortaklıklara yönelik ihtiyacın önemini görmeyen ve herhangi bir evrensel siyasi veya ekonomik şablona bağlanmaya hazır olmayan bürokrasileri birbirine bağlamaktadır.

Yeni Mandarinler, küresel demokratik hesap verebilirlikten yoksun olduğu gibi, diktalarını başkalarına dayatacak tek bir küresel otorite de yoktur. Değerler sistemi ‘yavan fakat önemli ve işe yarayan’ olarak özetlenebilir.

Kaynakların giderek azaldığı ve çevresel baskıların arttığı bir dünyada, güçlü ülkelerin eskisi gibi büyük ülkeler olmadığını, aksine ekonomik olarak etkin, ekonomik sürdürülebilirlik yolunda kendilerine radikal yollar çizmiş olan, daha çevik ve orta ölçekli aktörlerin güç kazandığını görürüz. Bu ülkeler arasında daha az tüketimin daha çok fayda sağlayabileceğini kavramış bir genç neslin yön verdiği Japonya’nın yanı sıra, Güney Kore, Norveç ile üye devletlerine daha fazla hareket alanı sağlayarak canlılığa kavuşmuş Avrupa Birliği bulunmaktadır.

Daha büyük ülkelerse sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için merkeziyetçileşme ve yenilik getirme ihtiyacı ile karşı karşıyadır. 2030’larda, ABD, geleneksel olarak yenilikçilik konusunda elinde bulundurduğu gücü canlı tutmayı ve kuvvetlendirmeyi başarmıştır. Çin de yönetim modelinde reforma giderek, dinamik bir girişimsel dalganın teşvik ettiği yenilikçi enerjiye gerekli zemini sağlamış ve ‘yeni bir Çin’ yaratmıştır.

Sivil toplumlar, teknolojinin getirdiği avantajlarla hiç olmadığı kadar güç kazanmıştır. Fakat sivil toplumun küresel yapılar üzerindeki etkisi karışıktır. Sosyal kurumlar gündemlerini geliştirip küresel meselelerdeki etkilerini artırmak için yeni iletişim ve medya araçlarını kullanmaktadır. Bunlar liberal ve demokratik olanlardan, aşırı derecede hoşgörüsüz, hatta suç teşkil eden gündemlere kadar değişiklik gösterir. Tıpkı günümüzdeki emsalleri gibi, küresel medya ağları da bilgiyi, küresel fikirleri ve dar görüşlü hoşgörüsüzlüğü aynı şekilde yaymaya devam etmektedir.

Tüm bunlara rağmen, Okyanuslar dünyasının kalbinde coğrafya, çıkarlar ve kabiliyetlerle tanımlanan topluluklar yatmakta; bütün jeopolitik yapının temelini bu topluluklar oluşturmaktadır. Bu büyük küresel yapının kaderini belirleyecek iş birliğini ve küresel katılımı, söz konusu toplulukların karar ve kabiliyetleri tayin etmektedir. n

Page 57: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

PROFESÖR ANNE-MARIE SLAUGHtERPrinceton University Yeni Bir Dünya Düzeni, 2004

“ Yatay ve dikey hükümet ağları tarafından kurulan yeni bir dünya düzeniyle, merkezî küresel kurumlar olmaksızın gerçek bir küresel hukuk üstünlüğü oluşturulabilir ve her ulusta her türlü devlet memurunun katılımı, sosyalleştirilmesi, desteklenmesi, kısıtlanması sağlanabilir. Bu gelecekte, bölünmüş devlet kurumlarının (devlet ağlarının mensuplarının) bir dereceye kadar özerkliğe sahip olduğunu, bu özerklikle daha da güç kazandıklarını, fakat aynı zamanda bu durumun onları belli yasal yükümlülüklere tabi tuttuğunu görebiliriz . . . Bu, ulus devletlerin özel sektördeki değişikliklere ayak uydurarak ve devletin gücünü genişleterek evrimleşmesini sağlayan, bölümlere ayrılmış devlet kurumlarının yarattığı ve oluşturduğu yeni bir dünyadır. Bu, kâğıt üzerindeki ilkelerin bireysel ve kurumsal düzeyde eyleme dönüştürülmesi açısından etkili bir dünya düzeni olabilir. Öte yandan, gerçek anlamda etki gösterebilmesi için, mümkün olduğunca her kesimi kapsayıcı, saygılı, hoşgörülü ve eşitlikçi özellikte bir dünya düzeni olmalıdır.”

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ

OK

YAN

USLA

R KIYI Ç

EŞİTLİLİĞİ 55

Page 58: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

REFAH BAŞARISININ AKtARIMIOkyanuslar dünyasında, sosyal ve mali modellerini yükselen küreselleşme düzeyleriyle uyumlu tutmada en başarılı olanlar çoğunlukla İskandinav ülkeleridir. Buna rağmen, eşitlik, aşağı tabakadaki ayaklanmaların yansıması olduğu kadar, elitlerin yön verdiği bir süreç olmaya da devam etmektedir. Bu dünyada, en büyük ekonomiler nispeten yoksul ülkelerken, küresel işgücüne yapılan eklenmeler esasen Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’dan gelmektedir.

Gelişmiş ekonomilerde başarı, eğitim sistemi ile ayırt edici niteliğini sürdürmekte; bu durum, en kaliteli eğitime eşit erişim, yaşam boyu öğrenmeye yönelik etkin mekanizmalar ve ülkede ikamet eden herkes için asgarî standartların yüksek seviyelerde tutulmasıyla desteklenmektedir. Başarılı ülkeler, nüfusun her yaş grubunda gösterdiği artış sebebiyle mali ve tıbbi güvence kaynaklarında görülen değişimlerin tetiklediği ciddi siyasi güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarmaktadır. Kapalı bir ekonomide bile sıkıntı yaratacak bu değişimler küreselleşmiş bir dünyada çok daha zordur.

Hareket alanı, merkeziyetçilik ve mali transferlerin karmaşık bileşimi ile sağlanmaktadır. Orta ölçekli açık ekonomiler, büyük kıta ekonomilerine kıyasla, bu değişikliklere daha rahat uyum sağlarken, G20 ülkeleri sosyal inovasyon yarışında başı çekmek yerine arka sıralarda kalmıştır.

İnişli-çıkışlı bir geçiş sürecinin ardından, bu güçlükleri aşarak işgücü nüfusuna verimli ve rekabetçi istihdam yaratmayı başaran toplumların ödülü daha hızlı büyüme olmuştur.

GELİŞEN PAZARLAR: ‘ORtA GELİR tUZAĞININ’ MÜZAKERE EDİLMESİOkyanuslar dünyasında, toplumu daha kapsayıcı özellikte sosyal kurumlara yönelen gelişen pazarlar, ‘orta gelir tuzağına’ yakalanmamalarını sağlayan bir büyüme payı avantajına sahiptir. Bu pazarların, teknoloji veya kentselleşme gibi konularda katetmeleri gereken uzun bir yol olduğundan, gelişmiş ekonomi statüsüne doğru evrimleri sürmektedir. Sürdürülebilir büyüme kısmen olumlu demografik özellikler sayesinde gerçekleşir. Okyanuslar dünyasının karakteristik özelliklerinden biri, zenginleştikçe halkı daha çok kapsayan bir ekonomik sisteme geçen Hindistan ve Çin’in başarısıdır. Bu senaryoda Asya, küresel ekonominin en dinamik bölgesi olmayı sürdürmektedir.

Nispeten yoksul, büyük Asya ekonomilerinin yurt içindeki şartlar ve bölgesel güvenlik bakımından üst sınıra vurmasıyla, altyapı yatırımında kentselleşmenin yön verdiği bir canlılık yaşanmıştır. Konutların da dâhil olduğu bu canlanma, 1950 ve 1960’lı yıllarda ABD, Batı Avrupa ve Japonya’da yaşanan altyapı gelişimi ile karşılaştırılabilir düzeydedir.

EKONOMİK DALGALANMALAR

Page 59: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R EKO

NO

MİK D

ALG

ALA

NM

ALA

R 57

“ İNSANIN, ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN EDİNDİĞİ EN BÜYÜK HAKLAR, DÜZENLİ KURUMSAL PROSEDÜRLERİN DEĞİL, SOSYAL DÜZENİ EN ALT TABAKADAN ALAŞAĞI EDEN, KURAL TANIMAZ, TAHMİN EDİLEMEZ, ANLIK EYLEMLERİN SONUCUNDA KAZANILMIŞTIR.”

LİDERLİK

V.S. Naipaul, Hindistan toplumunu başarılı şekilde irdelediği 1990 tarihli Bir Milyon İsyan, Hemen Şimdi (A Million Mutinies Now) çalışmasında, kast sistemiyle meşrulaştırılan bin yıllık ezici sosyal hiyerarşi döneminin ardından, bağımsızlık, refah ve demokrasinin birleşik etkisiyle geleneksel düzenin ve otoritenin geniş kitlelerce sorgulanmasını –bir milyon isyanı– anlatır. Naipaul, bir romancı ve günlük yazarı olarak öncelikle bu ayaklanmaların insani ve siyasi taraflarını ele almış; ayrıca girişimcilikle insani verimliliğin getireceği önemli ekonomik çıkarımlara yer vermiştir. Naipaul’un eserinin yayımlanmasından sonra bu çıkarımlar –en azından Hindistan özelinde– çok daha belirginlik kazanmıştır.

BİR MİLYON İSYAN

Bu canlanmanın büyük bölümü kamu tarafından finanse ediliyor olsa da, hisse senedi ve tahviller vasıtasıyla sınır ötesi yatırımlar da dâhil olmak üzere, mali aracılık önemli bir rol üstlenmiştir. Sürü psikolojisi ve anapara akışındaki ani duraklamanın neden olduğu sorunlara karşı önlem alınması amacıyla, BRICs (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) altyapı bankasının yanı sıra, kredi derecesinin arttırılmasına yönelik başka mekanizmalar da kurulmuştur. Bu ekonomilere kredi açan yeni kurumlar, ABD ve Avrupa’nın uluslararası finans kurumlarına karşı rakip olurken, yüzyılın yarısından itibaren New York ve Londra, piyasa üstünlüklerini Singapur, Şangay ve Mumbai ile paylaşma noktasına gelmiştir.

Gelişen birçok Asya piyasası, yurt dışından kaynak aktarımını sürdürmek için orta düzeyli bütçe açıklarını ve döviz kurlarındaki değer artışını kabullenmekte; para birimlerinin değerindeki artış, hâlen büyük oranda ihracata bağımlı olan istihdam büyümesi üzerinde baskı oluşturmaktadır.

ELİtLERİN tEKELİNİN SARSILMASISahra Altı Afrika’nın yanı sıra, birçok güney ve güneydoğu Asya ülkesinde kırsal bölgeler ve dinsel topluluklardaki memnuniyetsizliğin yarattığı baskılar elitlerin tekelinde kırılmalara yol açmaktadır. Gana gibi bazı ülkeler istikrarlı bir gelişim sürdürürken, diğerlerinde yönetim ve altyapıdaki iyileştirmeler ya uzun soluklu olmayı başaramamış ya da ekonomik sonuçlarda herhangi bir iyileştirme sağlamamıştır.

Okyanuslar dünyasında, gelişen piyasaların büyümesine ve refahını arttırmasına rağmen, hızlı değişimlere has kırılganlık, özellikle de kaybedecek çok şeye sahip köklü yatırımcılar için belirsizliğe sebep olmaktadır. n

JAMES C. SCOttAnarşizm İçin İki Kere Şerefe

Page 60: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ABD YALDIZLI ÇAĞI VE ÖTESİ

1917

1922

1927

1932

1937

1942

1947

1952

1957

1962

1967

1972

19771982

1987

1992

199720022010

Yıl

Uzun Yaldızlı Çağ

Orta Sınıf Amerika

Büyük Eşitsizlik

Büyük Iraksama

Kaynak: Thomas Piketty ve Emmanuel Saez; Paul Krugman tarafından değiştirilmiştir

En b

üyük

ond

abirl

iğin

% ci

nsin

den

gelir

pay

ı (se

rmay

e ka

zanç

ları

hariç

)

25

32

39

46

53

60

REFAH

Dünyada eş zamanlı olarak yaşanan, birbirinden farklı ama iç içe geçmiş iki ayrı Yaldızlı Çağ hüküm sürmektedir: ABD ve İngilizce konuşulan gelişmiş ülkelerin çoğunun yaşadığı Yeni Yaldızlı Çağ ile modern çağda gelişmekte olan ülkelerin girdiği ilk Yaldızlı Çağ. Bunlardan ikincisinde, 19. yüzyılda Batı’nın yaptığı gibi, küreselleşme, sanayileşme ve kentselleşmenin kapılarını araladığı fırsatlardan faydalanılıyor olsa da, artık çok daha gelişmiş bir teknoloji ve piyasaları birbirine çok daha bağlı bir küresel ekonomi söz konusudur.

Gelişmekte olan ülkelerde pastadan en büyük payı alan, imtiyazlı kesimdir. Bununla birlikte, gelişen dünyanın girdiği bu Yaldızlı Çağ, nüfusun büyük kesimini yoksulluktan yeni orta sınıfa taşımıştır. Kentlileşen ve sanayileşen işçilerden kazanç elde etme açısından benzerlikler gösteren, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin elitleri birbirlerine bağlanmaktadır. Her iki dünyada da, ekonomik merdivenin basamaklarını tırmandıkça en çok baskıya maruz kalan taraf ise işçilerdir. Aynı zamanda, Batı’da endüstriyel ekonominin yerini alması beklenen dijital ekonominin yarattığı iş fırsatları giderek azalmaktadır.

Bu iki yaldızlı çağın çatışması, şiddetli siyasi ve sosyal baskıları beraberinde getirmiştir. Değişim daima yıkıcı etkiye sahiptir ve bu değişimden elde edilen kazançlar eşit dağılmamaktadır. Gelişmekte olan dünyanın Yaldızlı Çağı’nda köklü değişikliklerin yaşanması ve yeni bir döneme girilmesi de olasılıklar dâhilindedir. Bunun ilk sinyalleri, gelir dağılımında ve sosyal düzeyde eşitsizliklerin derinleşmesinin yanı sıra, yeni orta sınıfların öfke ve isyanının büyümesinden anlaşılmaktadır. Yeni orta sınıflar, yönetimdekilerle iş elitlerinin aşırı yakınlaşması sonucunda, gücün nasıl istismar edildiğini ve gerçekleşen yolsuzlukları görmektedir. Yeni bir döneme girilmesi için gerekli şartlar olgunlaşmadan önce sarsıcı değişikliklerin yaşanmasını beklemek yanlış değildir.

GEÇMİŞtEN DERS ÇIKARABİLECEK MİYİZ? ABD Yaldızlı Çağı, dönemin istismar ve suistimalleri konusunda kaygılı olan kamuoyunun aşırılıklara karşı durmasının ardından, 1901’den itibaren Theodore Roosevelt’in başkanlığı ile yaşanan ‘İlerlemeci Çağ’ı başlatmıştır. Bu dönemde, daha aktivist bir role bürünen hükümet, siyasi süreci temizleyip büyük işletmelerle tekelleri dağıtmaya çalışarak, küçük işletmelerin, çiftçilerin ve işçi hareketlerinin çıkarlarını gözetmiştir. Ida Tarbell gibi gazetecilerle aktivistlerin eserleri bu harekette yeni ufuklar açmış olsa da, gelir dağılımdaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ancak, Başkan Wilson’un emlak ve gelir vergisiyle birlikte tekelci işbirliklerine karşı reformlar gerçekleştirmesi ve ardından, Franklin D. Roosevelt’in uyguladığı “Yeni Düzen” programıyla başarılabilmiştir. Yeni Düzen, Yaldızlı Çağ’a kesin bir nokta koyarak, 1980’lerde sosyal ve ekonomik ayrışmanın yeniden büyümeye başladığı Reagan dönemine kadar, refahın geniş kitlelerce paylaşıldığı ve istikrarlı büyümenin görüldüğü bir toplum yaratmıştır.

İKİ YALDIZLI ÇAĞ

Page 61: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

KAYNAĞA GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ

EJ /

yıl

Yıl

� Petrol� Biyoyakıtlar� Doğal gaz

� Gazlaştırılmış Biyokütle� Kömür� Biyokütle/Atık

� Geleneksel Biyokütle� Nükleer� Hidroelektrik

� Diğer Yenilenebilir Kaynaklar� Jeotermal� Güneş� Rüzgâr

0

200

400

600

800

1000

1200Other Renewables

Wind

Solar

Geothermal

Hydro-electricity

Nuclear

Biomass Traditional

Biomass / Waste Solids

Coal

Biomass Gasified

Natural Gas

Biofuels

Oil

2060205020402030202020102000

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 59

Gelişen ekonomilerin hızla büyümeye devam etmesine ve enerji talebinin artmasına rağmen, sonuç olarak ortaya çıkan arz-talep dengesizliği geciken enerji politikaları sebebiyle artmaya devam etmektedir.

Kuzey Amerika’nın dışında, sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı üretiminin başarısı, yaşanan siyasi, jeolojik ve teknolojik hayal kırıklıkları sebebiyle sınırlı olmuştur.

Liderlik değişimleri yatırımlara zarar verirken, bazı Büyük Kaynak Sahipleri’nin petrol üretimi de ilk aşamada sekteye uğramıştır. Dolayısıyla Okyanuslar, petrol ve doğal gaz fiyatlarının yüksekliği ile dikkat çeken bir dünyadır. Bu ekonomik gerçeklik, yeni kaynakların ve teknolojik fırsatların oluşmasını sağlarken, hem ‘uzun süreli bir petrol oyununu’ başlatmış, hem de güneş enerjisinin küresel öneminin artmasına yol açmıştır.

Küresel doğal gaz üretimindeki artışın beklenenden az olması nedeniyle bölgelere göre değişiklik göstermeyi sürdüren fiyatlar, doğal gazın nispeten kıt olduğu bölgelerde yüksek kalmıştır. Kaynak baskıları şiddet kazanırken, yüksek fiyatlar ve periyodik krizler kullanım

etkinliğinin arttırılması için talep yönlü güçlü bir ilgiyi tetiklemektedir. Fakat, güçlü enerji büyümesi ve karbon yakalama/depolamaya geç ilgi gösterilmesi sebebiyle sera gazı emisyonları 2°C hedefinden çok daha yüksek bir seviyede seyretmektedir. Bu da iklim değişikliğinin etkilerine uyum konusunun gündemde daha fazla yer almasına neden olmaktadır.

DALGALANAN tALEPLER VE SEÇMENLER21. yüzyılın başında görülen küresel mali türbülans, yapısal ekonomik ve siyasi reformlara sahne olan uzunca bir süreci, hatta gerilimlerin çözümlenemediği daha çarpıcı değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Küresel ekonomik büyümenin daha iyiye gitmesinin, dolayısıyla da bastırılan enerji talebinin güçlü bir şekilde yeniden ortaya çıkmasının altında bu gelişmeler yer almaktadır. Nüfus artışı ciddi bir role sahip olmasına rağmen, asıl önemli olan, günümüzün hızla gelişen ekonomilerinin 2020 ve 2030’larda –zaman zaman türbülanslı olmak üzere– sürekli kalkınmasıdır. Bu ülkelerdeki kalkınmayı günümüzün yoksul ekonomilerinde görülen kalkınma dalgaları takip etmiş; yükselen dalgalar söz konusu ülkelerin yaşam standartlarını farklı seviyelerde etkilemiştir.

ENERJİ tALEBİNİN YARAttIĞI BÜYÜK DALGALAR

Page 62: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Nüfusun 7 milyara ulaştığı günümüz dünyasında, gelir ve enerji tüketimindeki eşitsizlikler çarpıcı boyutlardadır. Bu uçuruma dikkat çeken Hans Rosling, 2 milyar insanın günlük 2$’lık yoksulluk sınırının altında yaşadığını vurgulamıştır. Geriye kalan 5 milyar insan ise üç gruba ayrılmaktadır:

■■ Üç milyar kişinin günlük geliri 40$’ın altındadır. Bu rakam sadece evlerinde bir ampul yakmak veya belki fırın çalıştırmak gibi temel elektrik tüketimine yeterli gelecektir.

■■ Bir milyar kişinin günlük geliri 80$’ın altındadır. Bu rakam ancak bir bulaşık makinesinin çalıştırılmasına yetecek düzeydedir.

■■ Bir milyar kişi, gelişmiş ülkelerdeki şartlarla kıyaslanabilecek seviyede hayatlar sürmektedir. Örneğin, tatil için uçakla seyahat edebilecek mali güce sahiptirler.

SÜRDÜRÜLEBİLİR tÜKEtİM

Page 63: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 61

Page 64: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Çelişkili bir biçimde, enerji reformlarındaki gecikmelerin sorumlusu, ekonomik ve mali politika reformları ile daha fazla güç kazanmış taraflardır. Geç kalmış enerji reformları, talebin artması, arz konusunda beklentilerin karşılanamaması ve reel enerji fiyatlarının sürekli olarak yükselmesine sebep olmaktadır.

Küresel enerji talebindeki değişimler oldukça çarpıcıdır. 2000 yılında, dünya enerji talebinin %55’i OECD ülkeleri tarafından karşılanırken, Çin’in yükselişiyle OECD’nin payı 2010 yılında %45’e inmiştir. İlerleyen yıllarda, Okyanuslar dünyasında Batı’dan Doğu’ya geçiş devam etmiş ve 2030’da OECD’nin payının yaklaşık %33’e dek düşmesi, tüm dünyada enerji ticaretinin akışında önemli etkilere neden olmuştur.

Hızla büyümekte olan ekonomiler, köklü yapısal reformlarla, ağır sanayilerden hafif sanayilere başarılı bir şekilde erken geçiş yaparken; dünya genelinde yükselen bir kaydileştirme modeliyle birlikte, daha geniş bir hizmet sektörü ekonomisi oluşturmuştur. Kaynaklar üzerindeki baskı fiyatları yükselterek; etkinlik, geri dönüştürme ve yeniden kullanmaya yönelik ekonomik girişim ihtiyacını doğurmuştur. Ağır sanayi çelik ve alüminyumu geri dönüştürürken, birçok konutta ısı pompaları kullanılmakta, elektrikli aletler gittikçe etkinlik kazanmaktadır.

Yüzyılın sonlarında, kimyasal hammaddelerin üçte birinin geri dönüşüm-yeniden kullanımdan elde edilmesi ve küresel ağır sanayinin toplam etkinliğinin %80’e çıkması muhtemeldir.

Pasif evlerin ve yenilenmiş binaların mevcut toplamdaki oranının artmasıyla, binalarda etkinlik açısından ciddi kazançlar sağlanmıştır. Yakıt fiyatlarının yüksek olduğu bu ortamda sermaye yoğun enerji iyileştirmelerinin ekonomik değeri de yüksektir. Konut enerji verimliliği 2060’da ortalama %60’a çıkarken, bu oranın 2100’de %90’a ulaşması olasıdır.

Birçok yoksul ülkede bile, bireylerin yüksek gelir düzeyleri, konut sektöründe geleneksel biyokütleden vazgeçilerek, fotovoltaik güneş enerjisine (güneş pili) doğrudan geçişe olanak sağlamıştır. Bölgesel hâle getirilmiş elektrik enerjisi üretim teknolojileri ve elektrikli aletlerin etkinliğinin iyileştirilmesi büyük ölçekte elektriğe geçişe imkân tanımıştır.

Kuzey Amerika dışında, kaynakların talepleri karşılamakta giderek yetersiz kalması ve siyasi desteğin tam olmaması nedeniyle yeni kaynak sahalarının başarısı sınırlı kalmıştır. Küresel karayolu yolcu taşımacılığı piyasası, sıvı yakıtların yerine, doğal gaz ve elektrikli-hidrojenli araçlar gibi alternatifler bulma arayışındadır. Fakat, benzin ve dizel yakıtlı araçları rakiplerinden bir adım öteye taşıyan içten yanmalı motorlardaki etkileyici teknolojik gelişmeler sebebiyle, söz konusu alternatifler sonraki yirmi yılda önemli bir etki yaratamamıştır.

“ ...ÇİN TOPRAKLARINDAKİ OTUZ BİR İL, İLÇE VE EYALETTEN ALTISI, DÜNYANIN SATIN ALMA GÜCÜ EN YÜKSEK OTUZ İKİ ULUSU SIRALAMASINDA YER ALABİLİR. ŞANGAY, SUUDİ ARABİSTAN İLE DENK DURUMDADIR.”

JONAtHAN FENBY Kaplan Kafası, Yılan Kuyruğu, 2012

Page 65: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 63

Otomotiv üreticileri gelişmiş içten yanmalı motor teknolojilerinde birbiriyle rekabet etmekte; hibrit teknolojilerin yaygınlaşmasıyla benzin ve dizel yakıtlı araçlarda verimlilik artışları sağlanmaktadır. Hibrit araçlara (şarjlı araçlara gereken büyük akülerin aksine) daha küçük akülerin takılması, yüksek yakıt fiyatları konusunda kaygılanan yeni otomotiv alıcılarına daha makul fiyatlar sunmuştur. Birçok ülkede fiyatların artması ve nüfusun yaşlanması, bazı araçların boyutlarının küçülmesine sebep olmuş; malzeme bilimi ve petrokimyadaki ilerlemeler, daha hafif araçların yapılması için gerekli yan ürünlerin üretimini sağlamıştır. Benzin ve dizel yakıtlı araçlar, yüksek petrol fiyatlarına rağmen, kilometre başına maliyetin makul düzeyde tutulmasıyla alternatiflerine karşı direnişlerinde başarılıdır.

Uzun vadede, yüksek petrol fiyatları, petrol kaynaklarının maliyetlerinin artmasına ve seri biyoyakıt üretiminin yapılmasına ortam hazırlarken, yüzyılın ortalarında hâlen karayolu yolcu taşımacılığının %70’i sıvı yakıtlardan sağlanmaktadır.

Petrole olan talep, inişlerin veya çıkışların olmadığı 2040’lı yıllara girmeden önce, 2020 ve 2030’lar boyunca artış göstermiştir. Biyoyakıtlardaki önemli artış ise, sıvı yakıtların genelinde 2060 yılına dek büyüme görüleceği ve uzun dönemli petrol (ve sıvı yakıt) çalışmalarını başlatacağı anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, yüzyılın sonuna dek, biyoyakıtlar taşımacılık sektörünün tamamında sıvı yakıt talebinin yaklaşık üçte ikisini karşılamakta ve petrol, değerinin en yüksek seviyelerinde gezindiği petrokimya endüstrisinde hammadde olarak kullanılmaktadır.

Page 66: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Tıpkı hidrojen gibi, biyokütle de düşük karbonlu enerji sistemlerinin uzun vadeli geleceğinde hayati bir rol oynamaktadır. Okyanuslar senaryosunda ekonomik teşvikler, tüketicilerin ve iş dünyasının tercihleri doğrultusunda; biyokütlenin ilk başta ulaştırmada, sonrasında da plastik üretiminde hammadde olarak, enerji ile ilişkili en değerli seçeneklerden birine dönüştürülmesi yönünde şekillendirilmiştir.

Okyanuslar dünyasındaki yüksek petrol fiyatları, daha zorlu petrol kaynaklarından üretimi tetiklemekle kalmayıp, aynı zamanda biyoyakıt üreticilerine teşvikler da tanımıştır. Birinci nesil biyoyakıtlar istikrarlı büyüme gösterip, 2050’de günlük 4 milyon varil petrol eşdeğerine (boe/gün) çıkarak en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bağlayıcı sürdürülebilirlik kriterleri daha fazla uygulandıkça, dünyadaki mahsul türleri ve ekim alanları, daha çok şeker kamışı etanolünün tropikal üretimine doğru kaymıştır. Fakat üretimde sıçramayı sağlayan esas unsur, ikinci nesil (gıda dışı/atık mahsullerden elde edilen) biyoyakıtların geliştirilmesidir. Bu biyoyakıtların ticari üretimine 2020’lerde başlanmış, 2050 yılından itibaren küresel çapta üretim birinci nesil biyoyakıtlarla yarışacak hâle gelmiştir.

Biyokütlenin hammadde olarak kullanımı, petrol ve gaz kullanımından çok daha zor olsa da, biyoplastik tüketiciler arasında geniş kabul görmüş, malzemelere olan talebin

hızla artmasıyla ticari üretimine de başlanmıştır. 2060’da, petrokimyasal materyallerinin yaklaşık %10’u biyokütleden elde edilir hâle gelirken, bu rakam yüzyılın sonunda %25’e kadar çıkma potansiyeli taşımaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerde, elektriğe geçiş biyokütlenin ticarileştirilmesine biraz daha katkı sağlamış; güneş pilinin artan başarısı, konut sahiplerinin evlerinde yemek pişirmek için bile (tarımsal atık, odun, turba, gübre gibi) geleneksel enerji kaynakları yerine, elektrik kullanmalarına imkân tanımıştır. Geleneksel biyokütleye yönelik azalan talep, bazı yerel toplulukların biyokütleyi daha ticari bir temelde üretmelerine yol açarken, yüzyılın sonunda, enerji için geleneksel biyokütle kullanımı büyük oranda ortadan kalkmıştır.

Mevcut kaynakların kısıtlılığı uzun vadede biyokütlenin katkısını sınırlayacak olsa da, yüzyılın sonunda toplam birincil enerjinin yaklaşık beşte birinin çeşitli biyokütle biçimlerinden sağlanmasıyla, biyokütlenin oynadığı rol önemini korumaktadır. Biyoyakıtlar ise yüzyılın sonunda ulaştırmaya ilişkin toplam sıvı yakıt gereksinimlerinin üçte ikisini karşılamaktadır. Biyoplastikler vasıtasıyla karbon yakalanması ve biyoyakıt üretiminin karbon yakalama/depolama ile entegrasyonu, dünya enerji sisteminde kalmış olan fosil enerji CO2 emisyonunu en sonunda telafi etmiştir.

OKYANUSLARDA BİYOKÜtLE: ENERJİ ÇİFtÇİLİĞİ

Potansiyel biyoyakıt kaynakları *

2060 yılında Ulaştırma için sıvı yakıt talebi (Okyanuslar)

2010 yılında Ulaştırma için sıvı yakıt talebi

0

10

20

30

40

50

60

70

80

OkyanusyaAfrikaAsyaAvrupa Güney AmerikaKuzey Amerika

EJ/y

ıl (sıv

ı yak

ıt)

* Mevcut kaynaklar 2. nesil üretim için en üst seviyeye çıkarılmıştırKaynak: Shell için Ecofys çalışması

SIVI TAŞIMACILIK YAKITI TALEBİNE KIYASLA BİYOYAKIT POTANSİYELİ

Page 67: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 65

Page 68: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

MEVCUT GAZ KAYNAKLARI

tcf

Üretilen Geliştirilen Konvansiyonel Geliştirilmeyen Konvansiyonel Konvansiyonel Çıkarılabilecek Miktar

Konvansiyonel Keşfedilecek Miktar Konvansiyonel Olmayan Gaz Metan Hidratlar

0

5000

10000

15000

20000

25000

30000

35000Methane Hydrates

Unconventional Gas

Yet to Find

Scope for Recovery - General

Undeveloped

Developed

Produced

OkyanuslarDağlar

MEVCUT PETROL KAYNAKLARI

Mily

ar v

aril

Üretilen Geliştirilen Konvansiyonel Geliştirmeyen Konvansiyonel Konvansiyonel Çıkarılabilecek Miktar Konvansiyonel Konvansiyonel

Hafif Sıkışmış Petrol/ Sıvı Bakımından Zengin Şeyl Ekstra Ağır Petrol/ Bitüm Keroge

0

1000

2000

3000

4000

5000

6000

7000Kerogen

Extra Heavy Oil / Bitumen

Light Tight Oil / Liquid Rich Shale

Yet to Find Conventional

Scope for Recovery Conventional

Undeveloped

Discovered Conventional

ProducedOkyanuslarDağlar

UZUN SIVI KAYNAKLAR VE GÜNEŞ ENERJİSİNİN YÜKSELİŞİOkyanuslar dünyasında enerji, yükselen petrol fiyatlarının desteğiyle sağlanan keşif başarısı ve teknolojik ilerlemelerle birlikte günümüzde izlediği yola devam etmektedir.

Sondaj kapasitesinin sert çevre koşullarında bile uygun şekilde geliştirilmesi, daha derin sulara ve Kuzey Kutbu’na erişilebilmesine imkân tanımış; geliştirilmiş petrol çıkarma teknikleri giderek daha uygulanabilir hâle gelmiş; hidrolik çatlatma ve sondaj teknolojileri, kaya oluşumlarında hafif sıkışmış petrol ve sıvı bakımından zengin şeyllerin elde edilmesine olanak sağlamıştır. Petrol fiyatlarının yüksek olması ve Kanada, Venezuela, Rusya, Kazakistan gibi bölgelerde ekstra ağır petrol üretimi için teknik kapasitenin artırılması, bu kaynakların potansiyelini açığa çıkarmıştır.

Okyanuslar dünyasında, 2012’de küresel petrol üretiminin %75’inden fazlasını gerçekleştiren ülkelerin üretimdeki payları artmaya devam etmektedir. OPEC ülkeleri düşük maliyetli büyüme potansiyelinin büyük kısmını ellerinde bulundurmakta ve daha pahalı teknolojilerle daha da çok petrol çıkarmaktadırlar. Ancak bu gelişmeler, başlangıçta jeopolitik istikrarsızlık nedeniyle sınırlanmış ve bu nedenle birçok OPEC ülkesinde bu tip yatırımlar yetersiz kalmıştır.

Zamanla OPEC’in tampon görevi gören yedek kapasitesi zayıflarken, piyasalar daha büyük fiyat değişkenliklerinin yanı sıra, yeni ticari ve stratejik stok yönetimine adapte olmuştur. Uzun vadede, yeterli istikrar OPEC’e yatırımların artması şeklinde geri dönse de, yüksek talep artışına uyum sağlama aşamasında fiyatlar yüksek kalmıştır. Bu durum da, OPEC üyesi olmayan ülkelerde daha yüksek maliyetli geleneksel kaynakların geliştirilmesi yönünde teşvik yaratmıştır.

2030’larda, kısmen arz artışı, kısmen de yakıt verimliliği standartları sebebiyle, ABD’nin toplam petrol ithalatı hacminde istikrarlı düşüş görülmektedir. Fiyatların yükselmesi talebin düşmesine neden olmuştur. Bununla birlikte, sıvı bakımından zengin şeyllerin öneminin artması ile rafineri-boru hattı sistemlerinin konfigürasyonu arasında ciddi dengesizliklerin olması nedeniyle, ham petrol ve rafine ürünlerin ihracat-ithalatına yönelik ihtiyaç sürmektedir. Fiyat şokları Kuzey Amerika’yı etkilemeye devam etmekte, dış politikaya bağlı daha geniş çaplı sebeplerden ötürü küresel enerji sisteminin istikrarının ulusal çıkarlarda oynadığı rol önemini korumaktadır.

Doğal gaz üretimi, Kuzey Amerika’daki gelişmelerden güç kazanarak büyümesini sürdürmesine rağmen, kaydedilen gelişmelerin uygulanmasının zor veya kâr getirilerinin düşük olduğu ortaya çıktığından, sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanının geliştirilmesi yönündeki küresel beklentiler tam olarak karşılanamamıştır.

Page 69: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Güneş %37,7

Gazlaştırılmış Biyokütle %5,3

BiyokütleAtık %4,1

Kömür%3,9

Nükleer %6,3

Jeotermal %4,4

Rüzgâr %8,4

Petrol %10,1

Biyoyakıtlar %9,5

Doğal gaz %7,5

Hidroelektrik %2,2

Klasik Biyokütle %0,3

Diğer Yenilenebilir Kaynaklar %0,03

2100'DEN İTİBAREN GÜNEŞ ENERJİSİ HÂKİMİYETİ?

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 67

Çevre üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen kömür, enerji üretiminde en ekonomik enerji güvencesi olma özelliğini en azından yüzyılın ortasına kadar korumuş; yüzyılın ortasından itibaren aşırı iklim olaylarının artmasıyla birlikte, karbon yakalama/depolama sürecine önemli yatırımların yapılması için teşviklerin verilmesi ve kömür kullanımının frenlenmesi doğrultusunda, iklim politikaları üzerinde uluslararası mutabakata varılmıştır. Karbon yakalama/depolama sürecinin ilerlemesiyle, yeni gelişmekte olan ülkelerin enerjiye en fazla ihtiyaç duydukları dönem başlamış ve 2050’de kömür talebinde küresel çapta görülen artış yeniden ortaya çıkmıştır. Destekleyici siyasi rejimlerin olmadığı bu ortamda, nükleer enerji birçok ülkede payını arttırma çabasındadır.

Fiyatların ve talebin yükselmesi, yenilenebilir enerjideki güçlü artışın sürmesini sağlamış; güvenilir alternatiflerin olmaması sebebiyle sıvı yakıtlara bağımlılığın devam ettiği –ulaşım gibi– sektörlerde biyoyakıtlar önem kazanmaya devam etmiştir. Diğer sektörlerde ise, rüzgâr santralleri ve jeotermal enerji planları gibi, geniş çaplı veya çoğunluğun mutabakatını gerektiren yenilenebilir kaynaklara yapılan itirazlar sürmektedir.

Mevcut koşulların, küresel ekonomide birincil enerji kaynakları arasında lider konuma geçme şansını arttırdığı dağıtılmış güneş pili, günümüzde dünya genelindeki en büyük 13. kaynak olarak sahip olduğu konumunu hızla ileri taşıyarak, 2040’da petrol, doğal gaz ve kömürün ardından dördüncü sıraya yükselmiş ve bir numaraya yerleşeceği 2100 yılına dek listede tırmanışını sürdürmüştür. 21. yüzyılın sonunda, küresel sistemde güneş enerjisi hâkimiyetini ilan etmiştir.

Güneş enerjisi yükselişini kısmen, güneş enerjisine öncelik vermeleri yönünde hükümetlere baskı yapan kamuoyuna borçludur. Gün boyunca –mümkün olan yerlerde hidroelektrik, diğer yerlerde ise doğal gaz, kömür ve biyokütle gibi– farklı elektrik türlerinin kullanılmasıyla şebeke entegrasyonu kolaylaştırılmıştır. Öte yandan, sistemin ölçeği büyüdükçe, düzenleme mercileri daha iyi şebeke dengesi sağlayan bu maliyetleri enerji tüketicilerine yansıtmak zorunda kalmış; bu durum da, günlük enerji kullanımında arz-talep dengesinin sağlanması için son kullanıcıları yerel çözümler üretmeye yönlendirmiştir.

Kullanıcıların bir kısmı akülere yoğunlaşırken, bir kısmı da enerjiyi sıcak su olarak depolamaya başlamış; buzdolabı ve bulaşık makinesi gibi belli elektrikli ev aletlerinin güneş pili kaynağıyla çalıştırılması sağlanmıştır. Küçük topluluklar kooperatif güneş enerjisi ağları kurarak arz ve talep modelleri arasındaki dengeyi daha da güçlendirmiştir.

Gün içerisinde şebeke dengesi sağlamak işin bir tarafıyken, güneş pili açısından mevsimler genelinde denge kurmak çok daha zordur. Birçok OECD ülkesinin bulunduğu enlemlerin sıcaklık ortalamaları sebebiyle güneş pilinden elde edilen elektriğin %80’i yaz aylarında üretilmektedir. Yerel elektroliz ve hidrojen depolama, özellikle endüstriyel kullanım ile birleştirildiğinde çözümün önemli bir parçası hâline gelmiştir. Yüksek düzeyde uluslararası siyasi koordinasyon sağlamanın zorluğu göz önünde tutulduğunda, bu çözümün

Page 70: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Year

Oil Biofuels  Natural Gas Biomass Gasified Coal

Biomass/Waste Biomass Traditional Nuclear Hydro-electricity Geothermal

Solar Wind Other Renewables

Sanayi Hizmetler Ulaştırma Konut Elektrik Üretimi*

Gt C

O2 /

yıl

Rafinaj & Biyoyakıtlar** Diğer Enerji Üretimi Biyokütle-Enerji Dışı Kullanım*** Sanayi CCS Rafinaj CCS

Toplam

Elektrik CCS Diğer Enerji Üretimi CCS

EMİSYON NOKTASINA GÖRE CO2

-20

-15

-10

-52010 2040

Yıl

2070 2100

* CCS ile birlikte ‘karbon yutağı’ oluşturan Biyokütleden Elektrik içerir.** ‘Karbon kredisi’ olarak kabul edilen Biyoyakıtlar içerir. Sıvı emisyonları Ulaştırma'ya dâhil edilmiştir.

*** Ticari biyokütle, gıda zinciri ile çatışmaz.

Other Energy Production CCS

Electricity CCS

Re�ning CCS

Industry CCS

Other Energy Production

Biomass - Non Energy

Re�ning & Biofuels

Electricity Generation

Residential

Transport

Services

Industry

210020700

5

10

15

20

25

30

35

40

45

2070 2100

elektrik şebekelerine yönelik olarak kıtasal ölçekte öne sürülen planlardan daha uygulanabilir olduğu görülmüştür.

Dolayısıyla, güneş pili kullanımına öncelikle varlıklı uluslar geçmiş olsa da, güneş pilinin uzun vadede en çok gelişim gösterdiği yerler genellikle gelişmekte olan ülkeler olmuştur. 2060’da, hem OECD dâhilinde hem de OECD dâhilinde olmayan ülkelerde elektriğin %40’a yakınlık kısmı güneş pilinden üretilmeye başlanmıştır. Bu oranın OECD üyesi olmayan ülkelerde yükselmeye devam ederek yüzyılın sonuna kadar %60’a ulaşması olasıdır. Bu olağanüstü ilerleme, küresel elektrik üretimindeki büyümenin 2012 yılına kıyasla yedi kat artış göstermesinin bir sonucudur.

FIRtINALI SEMALAROkyanuslar dünyasında, küresel ekonomik büyümeyle birlikte, enerji üretiminde kömürün ve ulaştırmada petrolün önemini koruması, sera gazı emisyonlarında artışın sürmesine neden olmaktadır. Verimlilik ve yenilenebilir enerji ile denge bulan sera gazları duraklama dönemine girmiş ve 2030’lardan 2050’lere kadar devam eden bu dönemin sonunda, iklim olaylarında gözlenen aşırı artışın atmosferde artan CO2 düzeyleri ile ilişkili olduğu açıkça görülmüştür. Bu koşullar, politika değişikliklerini ve ertelenmiş olan teknolojilerin uygulanmasını teşvik etmiş; emisyonların fiyatlandırılmasına yönelik münferit çalışmaları desteklemiştir.

Yüzyılın başlarında karbon yakalama/depolama teknolojisi yaygın olarak kullanılmazken, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanmasına yönelik olarak 2060’da oluşturulan acil adımlar listesine CO2 emisyonunun azaltılması da eklenmiştir. Karbon yakalama/depolama, 2050’de enerji üretimi sebebiyle gerçekleşen emisyonların %5’ine uygulanırken, bu oran 2075’te %25’e çıkmıştır. Yüzyılın sonunda ise, emisyonların hemen hemen tamamı yakalanabilir veya dengelenebilir bir duruma getirilmiştir.

Karbon yakalama/depolama teknolojisinin ilk olarak gelişmiş ekonomilerde görülen etkisi, hızlı gelişen ekonomilere de sıçramıştır. 2050’den sonra ise, bu teknolojinin yeni gelişen ülkelerin ekonomik-endüstriyel kalkınma süreçlerinde nispeten daha erken dönemde uygulandığı görülmektedir. Bunun sebebi esas olarak enerji üretimi ve rafinaj aşamasında ortaya çıkan emisyonları azaltmaktır.

Karbon yakalama/depolamanın biyokütle ve biyoyakıt enerji santrallerine uygulanması, atmosferdeki toplam karbondioksit konsantrasyonunun azaltılması yönünde atılan ilk adımdır. Elektrik üretim sektörü 2090’larda karbonsuz hâle gelmiştir. Bununla birlikte, 2070’lerde karbon seviyesindeki azalma, karbonsuz hâle getirilmesi daha zor olan ulaştırma ve sanayi sektörlerinin devam eden emisyonlarını dengelemeye başlamıştır. n

Page 71: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

OK

YAN

USLA

R EN

ERJİ TALEBİN

İN YA

RATTIĞI BÜ

YÜK D

ALG

ALA

R 69

%100 YENİLENEBİLİR ENERJİ MÜMKÜN MÜDÜR?Enerji sisteminin dönüşümü üzerine yapılan tartışmalarda en çok sorulan sorulardan biri %100 yenilenebilir kaynaklara dayalı bir enerji sistemine ne zaman geçeceğimizdir.

Yeni Mercek Senaryoları’na göre Dağlar ve Okyanuslar’da yenilenebilir kaynakların toplam enerjide sahip oldukları pay 2060 yılında %30-40’a ulaşmakta; hatta zaman sınırı yukarı çekildiği takdirde %60-70’lik bir doygunluk derecesine ulaşılması ihtimal dâhilinde görülmektedir. Bu rakamdan memnun olmayacak kişiler çıkabilecek olsa da, bu düzeye ulaşmanın bile başarı anlamına geldiğini öne sürmek için nedenler bulunmaktadır.

Aşılması gereken ilk sorun, genellikle enerji talebinin geldiği yerlerden çok uzakta bulunan, yenilenebilir kaynakların coğrafi konumudur. Örneğin çöller gibi büyük güneş enerjisi kaynaklarının bulunabileceği yerler çoğunlukla nüfus merkezlerinden uzaktadır; hatta bu merkezler başka bir ülke veya kıtada bile bulunabilir. Kaynak ve talebin aynı yerde bulunduğu durumlarda bile başka sorunlar söz konusudur. Rüzgâr, güneş pili ve diğer yenilenebilir kaynaklar için çok geniş arazilerin gerekiyor olması, yüksek ölçekte toprak kullanımına dair sosyal baskıların da eklenmesiyle, kısıtlamalara yol açma riskini taşımaktadır. Bu teknolojilerin uygulanması; (BM orta vadeli tahminlerine göre) yüzyılın sonunda dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturacakken dünyadaki kullanılabilir toprakların yalnızca %3’üne sahip olan Hindistan ve Nijerya’da ciddi sorunlara neden olmaktadır.

İkinci sorun sektörün doygunluğa ulaşmasıdır. Modern yenilenebilir enerji kaynaklarından ağırlıklı olarak elektrik üretilmekteyken, 2010’da elektrik toplam enerji talebinin sadece %18’ini oluşturmaktadır. Diğer sektörlerin kullanabileceği elektrik miktarı sınırlıdır. Kimyasallar, hidrokarbon hammadde; ulaştırma (özellikle havacılık) hidrokarbon yakıt; çelik üretimi ise karbon girdisi gerektirmektedir.

En nihayetinde, ulaştırmada daha fazla hidrojen kullanıldığını görmemiz muhtemeldir. Fakat ilk aşamada, ihtiyaç duyulan bu hidrojen, kömür veya gazdan elde edilecektir. Elektroliz kullanarak yenilenebilir enerji kaynaklarından hidrojen elde edilmesi, şu an için pahalı ve termodinamik açıdan verimsiz bir yöntemdir.

Üçüncü sorun, enerjinin yüksek olmayan maliyetlerle depolanması ve uzun mesafelere taşınmasıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sistemimize ciddi katkı yapabilmesi için, arzın talebi karşılayamadığı veya tam tersinin geçerli olduğu durumlarda bir çeşit depolama yönteminin kullanılması şarttır. Hâlihazırda araştırmaya çok yüksek meblağlar harcanmasına rağmen, üretim teknolojileri depolama teknolojilerinin bir adım önündedir ve depolamanın aradaki bu farkı kapatması gerekmektedir. Aksi hâlde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi teknolojisinin uygulanma hızı sınırlanacaktır.

Bazı kesimlere göre, kıtalararası süper şebekeler ve devasa denizaltı kablo hatları bu sorunlardan bazılarına çözüm getirebilir. Bazı kesimler ise, hidrojeni, yalnızca depolama ortamı olarak değil, sıvı formda taşınabilir bir enerji kaynağı olarak da görmektedir. Bu çözümler teknolojik açıdan mümkün olsa da, bunların tamamı çok büyük, milyar dolarlık projelerdir. Enerji sistemimizin karbonsuzlaştırılmasına yönelik bu adımların atılması için en üst seviyede uluslararası iş birliği ve muazzam mali yatırımlar gerekmektedir.

Bütünüyle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı bir geleceğe dair iyimser yaklaşımlar, teknolojik, coğrafi ve piyasayla ilişkili uygulanabilirlik kriterlerinin yanı sıra aşılması gereken siyasi ve toplumsal engeller birlikte değerlendirilmelidir. Fakat söz konusu iyimserliğin, karbon yakalama/depolama ve biyokütle kombinasyonlarının başarılı şekilde kullanılmasını da içerecek şekilde, sıfır emisyonlu bir enerji sistemine yöneltilmesi durumunda, bu seçeneğin uygulanabilirliği, %100 yenilenebilir bir enerji sistemine kıyasla çok daha fazla olacaktır.

Page 72: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Yeni Mercek Senaryoları, sosyo-politik-ekonomik eksenlerdeki muhtemel gelişmeleri tanımlamakta; enerji meselelerine yönelik daha uzun vadeli bir çerçeve içerisinde inceleme kapsamını genişletmektedir.

Bu sınırlar her senaryonun olası sonuçlarını yansıtırken, aralarında mekanik bir bağlantı yoktur. Örneğin, ilgili kararlar verilebildiği takdirde, şu anda Dağlar’a atfedilmiş bazı enerji gelişmelerinin, Okyanuslar’daki sağlam küresel ekonomik görünüme dâhil olması mümkündür. Bu durum, Okyanuslar senaryosu sınırlarının dışında karşılaşılabilecek aşırı enerji ve çevre baskılarını biraz gevşetebilir. Ayrıca, Dağlar dünyasındaki küresel sıkışmış gaz/şeyl gazı ve kömür yatağı metanı kaynaklarına yönelik iyimser varsayımların her iki senaryoda da geçerli olması mümkündür.

21. yüzyıl boyunca, Okyanuslar dünyasındaki kümülatif CO2 emisyonları Dağlar dünyasından yaklaşık %25 daha yüksek bir düzeyde seyretmektedir; bu durum da, sürmekte olan iklimsel çalkantılara ilişkin ciddi kaygıları arttırıp, kamuoyunun dikkatini bu konuya yönlendirme gerekliliğinin altını çizmektedir. Okyanuslar dünyasının bu ‘katı’ sınırları üzerine düşünmek elbette ayıltıcı bir etkiye sahiptir. Fakat Dağlar dünyasının ‘gevşek’ sınırlarının bile uzun vadeli çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi engeller barındırdırdığını görmek de önemlidir. Atmosferde biriken fazla sera gazları hâlen atmosfer sıcaklığındaki artışın 2°C ile sınırlandırılmasına yönelik mevcut hedefleri aşmaktadır. Daha düşük tempolu ekonomik gelişim, kömürün yerini hızla doğal gaza bırakması, enerji etkin kompakt kentsel kalkınma süreçlerinde kaydedilen gelişmeler, karbon yakalama/depolama ve diğer teknolojilerin daha fazla uygulanması durumlarında bile, ortaya çıkan manzara budur.

Bu düşündürücü çıkarımlar sadece senaryoların önemini değil, katkı sağladıkları kapsamlı diyalog ve bunun sonucunda yapılan seçimlerin taşıdığı önemi de vurgulamaktadır.

Ekonomik büyüme, doğası gereği kaynaklar üzerindeki baskıyı arttırsa da, genellikle kendi içinde olumludur. Bu durum, Refah Paradoksu’nun temel özelliğidir. Enerji alanında yalnızca hantal ya da tepkisel politikaların sürdürülmesi, Okyanuslar dünyasında tanımlanan sınıra dayanılmasıyla sonuçlanacak; kaynak ekonomisi ve çevre üzerinde, sadece CO2 değil, tatlı su ve gıda kaynakları bakımından da ağır baskılar oluşacaktır.

Sürdürülemez sonuçlardan kaçınılacaksa, dikkat edilmesi gereken en önemli nokta proaktif-entegre politika uygulamalarına hız verilmesi ve gelişmekte olan dünyanın kötü ekonomik göstergelerinin sera gazı emisyonlarını kısıtlayacağına kesin gözle bakılmamasıdır. Aslında, ekonomi hareketsiz olduğunda çevresel kaygıların gündemde alt sıralara düşme eğilimi göstermesi sebebiyle, canlı ekonomiler akıllı kaynak politikaları için gerekli bir katalizör olabilir.

Hızlandırılmış ve eşgüdümlü politikaların etkisi CO2 Emisyonları tablosunda görülebilir. Bu çizelge, Okyanuslar dünyasının küresel ekonomik gidişatının, Dağlar dünyasında keşfedilen kaynaklara dair ve arz yönlü gelişmelerin yanı sıra, Okyanuslar dünyasında (temiz ve yeşil Okyanuslar) vurgulanmış olan, etkin kullanım yanıtlarının erken dönemde uygulamaya konulması ile birleştirildiği bir duyarlılık analizini ortaya koymaktadır. Emisyon açısından bakıldığında hâlen ideal olmamasına rağmen, olumlu etkiler azımsanmayacak düzeydedir ve bu da cesaret verici bir sonuçtur.

GELİŞİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜZERİNE GÖRÜŞLER

Page 73: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ELİŞİM V

E SÜRD

ÜRÜ

LEBİLİRLİK ÜZERİN

E GÖ

RÜŞLER 71

Bu duyarlılıkta, artan talep ilk olarak fosil yakıt arzının arttırılması ve karbon yakalama/depolamanın kullanılması ile karşılanmaktadır. 2030’larda, ilk aşamada kademeli olarak artan talebin karşılanması için değerlendirilen ama zaman içinde kömür ve petrole alternatif olan yenilenebilir enerji kaynakları ekonomik karmaya dâhil olmuştur. Ekonomik kalkınmadaki enerji yoğunluğu, kentsel planlamanın geliştirilmesi ve enerji kullanımındaki verimlilik kazanımları sonucunda aşağı yönlü bir eğilim göstermektedir.

Bu gelişmeler; verimli yapılar ve uygulamalar ile aynı zamanda doğal gaza, kömürün karbon yakalama/depolama ile birlikte kullanımına ve yenilenebilir kaynaklara dayalı bir enerji sisteminin kurulmasını sağlamıştır. Zengin kaynaklara dayalı bu sistem talebe cevap vermiş, fiyatları makul seviyede tutmuş ve en nihayetinde çevre üzerindeki etkilerini azaltmıştır.

Yeni Mercek Senaryoları’ndan çıkarılabilecek sonuçlardan biri de, önemli değişimlerin kendiliğinden gerçekleşmediğidir. Krizler aslında, belirgin hâle gelene kadar görmezden gelinen fiyatlandırma sinyalleri veya ertelenmiş siyasi tepkilerin bir sonucudur. Olumlu sonuçlar elde edilmesi için, bugüne dek uygulanması imkânsız görünen bir dizi proaktif, ileri görüşlü, koordineli ulusal/uluslararası politika gelişimleri gerçekleşmelidir.

Günümüzdeki mali krizlerin en kötüsü sona erdiğinde, bütün aktörleri etkileyebilecek bu türden olumsuz sonuçların karamsar görünümü, konuya olan ilgiyi canlandırmalıdır. Bu meseleler çözüme kavuşturulamazsa Okyanuslar dünyasında tanımlanan kısıtlamalar gerçek olacaktır. Öte yandan, bilimsel toplumun çoğunluğu tarafından kabul gören iklim sonuçları doğru ise, burada anlatılan kısıtlama ve sınırların gerçeğe dönüşme ihtimali giderek azalmaktadır. Diğer bir deyişle, Okyanuslar dünyasında olabilecek yüksek emisyon oranları, en sonunda ekonomiye ciddi hasar veren, enerji talebini çarpıcı biçimde düşüren ve böylelikle, olumsuz bir yolla da olsa emisyonları azaltan bir iklim türbülansına yol açma potansiyeline sahiptir.

Bu çalışmada, sera gazı emisyonlarına yönelik varsayım niteliğinde bir gidişat ortaya konmaktadır. Bu gidişatın sonucunda oluşabilecek iklimsel çalkantılar, bunlara bağlı doğacak sıkıntılar ve bunların küresel ölçekte ekonomik, sosyal ve siyasi koşullar üzerindeki gitgide ciddileşen etkileri de irdelenmektedir. Daha uzun vadede görülebilecek muhtemel gelişmeleri çevreleyen belirsizlikler göz önüne alındığında, temel senaryolara böylesi çarpıcı geribildirim döngülerinin doğrudan dâhil edilmesi sağlıklı olmaz. Bunun yerine, gidişatlar konusunda net olmayı ve muhtemel sonuçlara dair daha bilinçli bir diyaloğun desteklenmesini tercih etmekteyiz.

Yıl

Gt C

O2 /

yıl

Geçmişte Okyanuslar Okyanuslar – temiz ve yeşil

Dağlar 2ºC Yol (örnek olarak)

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

50

210020902080207020602050204020302020201020001990198019701960

KÜRESEL ENERJİYE BAĞLI CO2 EMİSYONLARI

Page 74: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Tarım, küresel tatlı su kullanımının yaklaşık %70’ini oluşturduğundan, senaryolar aracılığıyla daha iyi su uygulamalarının araştırılması için tarım sektörüne yoğunlaşılması gerekmektedir. Bununla birlikte, enerji tedarikçileri, tatlı su tüketicileri arasında en büyük endüstriyel tüketiciler arasındadır.

Su, temel olarak enerji üretiminde kullanılmasına rağmen, sondaj, kuyuların doldurulması, ham petrolün rafine edilmesi ve biyoyakıt üretimi için de gereklidir. Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü (IWMI), ABD enerji sektörünün tek başına tatlı su kaynaklarından çekilen suyun %40’ını kullandığını tahmin etmektedir.

Buna karşılık, suların ve atık suların tedariği, arıtılması, dağıtılması ve ıslah edilmesi için de enerji gerekir. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (‘Clear Gold’ adlı raporunda) bazı Orta Doğu ülkelerinde suyun tuzdan arıtılması için gereken enerjinin yurt içindeki petrol kullanımının %65’ine tekabül ettiğini belirtmiştir. ABD Enerji Bakanlığı’na göre, ABD’de su maliyetinin %75’i enerji kullanımından kaynaklanmakta; toplam enerji üretiminin %4’ü su taşımacılığı ve ıslahında kullanılmaktadır.

Geleceğe baktığımızda, detaylı enerji modelimiz ve bu modelin suyla olan bağlantıları, endüstriyel tatlı su tüketiminin günümüzden 2060’a kadar iki kattan daha fazla artış göstereceğine işaret etmektedir. İçerikleri biraz farklı olmasına rağmen, hem Dağlar hem de Okyanuslar dünyasında bu durum aynıdır. Diğer enerji üretimi yöntemleri bu süreçte rol oynasa da, esas etmen kömürden enerji üretimindeki büyümedir. Biyoyakıt üretiminin ve petrol-doğal gaz üretiminde su kullanımının giderek artması da önemli etmenlerdir. Fakat kaynaklardan tatlı su çıkarımı, suyun daha verimli kullanılmasına yönelik yapılan çalışmalar (örneğin açık devre soğutmanın aşamalı olarak durdurulması) nedeniyle, içinde bulunduğumuz on yıllık sürede azalma gösterir.

BASKI ZİNCİRİ: SU-ENERJİ BAĞLANtILARI

Belediyeler %10

Sanayi %20

Tarım %70

SEKtÖRLERE GÖRE KÜRESEL tAtLI SU ÇEKİMİ

TATLI SU TÜKETİMİ (DAĞLAR)

Mily

ar m

3 /yı

l

Yıl

Fosil üretimi Biyoyakıt üretimi Rafinaj Elektrik – Petrol Elektrik – Gaz

Elektrik – Kömür Elektrik – Nükleer Elektrik – Biyokütle Elektrik – Güneş Elektrik – Jeotermal

0

30

60

90

120

150 Electricity - Geothermal

Electricity - Solar

Electricity - Biomass

Electricity - Nuclear

Electricity - Coal

Electricity - Gas

Electricity - Oil

Refining

Biofuels production

Fossils production

206020352010

Page 75: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ELİŞİM V

E SÜRD

ÜRÜ

LEBİLİRLİK ÜZERİN

E GÖ

RÜŞLER 73

2030’A KADAR DÜNYANIN SU, ENERJİ VE GIDA İHtİYACI % 40-50 ARASI ORANLARDA ARtACAKtIR.

Page 76: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ÇARPICI İHtİMALLER: KENtLEŞME2020’lerde, alışılmadık ölçüde şiddetli bir dizi fırtına, Asya’da deniz seviyesinin yükselmesine yol açarak başlıca kıyı kentlerinde büyük çaplı sel baskınlarına neden olmuştur. Hükümetler bentlerle yeni fırtına bariyerlerinin yanı sıra, özellikle rüzgâr ve güneş parkları gibi yeni enerji altyapıları inşa ederek soruna hızlı bir şekilde yanıt vermiş olmasına rağmen, on yıl sonra, yeni bir dizi beklenmedik sel baskını bu bariyerlerle altyapıları yok etmiştir.

Varlıklılar kendileri için jeneratör ve diğer kurtarıcı enerji mekanizmalarını edinmişken, yoksullar, devletin bu durum için bir sorumlu tespit etmesini ve hasarlarını karşılamasını talep etmiştir. Diğer taraftan, hem varlıklı hem de yoksul kesim, ‘sorunun kökünden çözülmesinde’ ısrarcıdır. Bu çözüm de, bir nesil içerisinde CO2 emisyonlarının ciddi oranda düşürülmesidir.

Bu sosyal mutabakata cevaben, yeni iklim gerçekliklerinin gerektirdiği altyapı düzenlemelerine finansman sağlanması için fosil yakıtlara tedarik zincirinin ilk aşamalarından itibaren ağır vergiler uygulanmıştır. Söz konusu maliyetler en nihayetinde son tüketicinin omuzlarına bindirilmiş olsa da, ilk aşamada fosil yakıt endüstrisi hazırlıksız yakalanmıştır.

Doğal gazın kömüre tercih edildiği bu yeni dünyada, hükümetin yaptırımlarıyla biyoyakıtlar çarpıcı bir hızla yakıt karmasına girmiş; 2030’ların sonlarında, karbon yakalama/depolama teknolojisinin kullanımı da hız kazanmıştır. Son kullanıcıya yönelik ‘uygun’ enerji düzenlemeleri yapılmaktadır. Buna sıfır emisyonlu konutların inşası, entegre güneş pili kullanımı, rüzgâr enerjisi ve mini bileşik ısı-güç sistemleri gibi yaptırımlar da dâhildir. Kentlerin lojistik ağlar ile daha kompakt hâle getirilerek yeniden tasarlanması ve böylelikle düşük karbon çözümlerine (elektrikli toplu taşıma) ağırlık verilmesiyle ulaştırma talebi düşürülmüş; bu sayede otomobil kullanımını gerektirecek durumlar azaltılmıştır.

Page 77: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ELİŞİM V

E SÜRD

ÜRÜ

LEBİLİRLİK ÜZERİN

E GÖ

RÜŞLER 75

Page 78: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ÇARPICI İHtİMALLER: SU VE GIDA2020’lerden başlayarak ABD’de uzun süre devam eden kuraklıkla birlikte, dünyanın diğer bölgelerindeki aşırı yağmur yağışı ve sel vakaları, sonraki 20 yılda gıda üretimini ciddi şekilde etkilemiştir. ABD’de ekilebilir alanların büyük kısmına sahip olan çokuluslu şirketler daha öngörülebilir başka ticari teşebbüslere girmek için ellerindeki toprakları satmaya başlarken, gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul çiftçilerin ürettiği mısır, pirinç ve buğday fiyatları fırlamıştır.

Aşırı hava koşulları tarım alanlarını, altyapıyı ve küresel tedarik hatlarını bozmuş; deniz seviyesinin yükselmesi Mekong ve Ganj’ın tuzdan olumsuz etkilenmesine yol açmıştır. Okyanuslarda asit seviyesinin artması da gıda zincirine ciddi düzeyde hasar vermektedir. Mercan, kalkerli fitoplankton, midye, salyangoz, denizkestanesi ve diğer deniz organizmaları kalsiyum karbon kabuklarını/iskeletlerini üretemez hâle gelmiştir. Sürece deniz sıcaklığındaki değişimlerin de eklenmesiyle deniz organizmalarının kademeli olarak yok olması, deniz ekosistemlerini, büyük çaplı tür göçleri, hatta sistemlerin tümden çökmesi gibi risklerle karşı karşıya bırakmıştır.

Hayatları bu gıda türlerine dayanan toplumlarda toplu göçler görülmektedir. Birçok hükümet, mümkün olduğunda sulama projeleri ve sel koruma sistemleriyle soruna çözüm arasa da, mecbur kalınan durumlarda zorunlu göç yoluna gidilmesi bölge halklarının tepkisini çekmektedir. Ayrıca CO2 emisyonlarına ağır vergiler getirilmiştir. Çin, kömürden enerji üretimini daha temiz hale getirerek karbon yakalama/ depolama teknolojisinde liderliği ele almış ve uzun vadede kömürün doğal gaz karşısına eskisi gibi büyük bir rakip olarak çıkmasını sağlamıştır. Öncelik gıda üretimine verildiğinden, biyoyakıtlar ve diğer biyokütleden enerjiye dönüşüm biçimlerinde düşüş görülmektedir.

Page 79: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI G

ELİŞİM V

E SÜRD

ÜRÜ

LEBİLİRLİK ÜZERİN

E GÖ

RÜŞLER 77

Enerjinin geleceğine dair devam eden tartışmalarda ciddi bir fikir ayrılığı söz konusudur. Bir kesim; mevcut gerçekler, insan doğası ve ekonomik-teknik olanakların ışığında, makul olduklarını düşündükleri durumları yansıtırken; diğer bir kesim, gerçekleşmesini istedikleri sonuç için hedef belirlemekte ve bu hedefe ulaşılmasını teşvik etmek için matematiksel fizibilite durumunu ortaya koymaktadır.

Dayanıklılık açısından baktığımızda, ilk yaklaşımın sorunu tüm makul sonuçların uzun vadede ekolojik ve dolasıyla da ekonomik olarak sürdürülemeyecek olmasıdır. İkinci kesim ise, insanların tavırlarında sarsıcı değişiklikler olacağını ve bugünden itibaren enerji tüketiminin düşeceğini varsaymaktadır. Ayrıca, iklim değişikliğine ilişkin tartışmalar, geçmişte yaşanan gerilimlerin etkisinde kalan kutuplaşmış ve siyasileştirilmiş ideolojilere alet edilmiştir.

Yeni Mercek Senaryoları’nın diliyle ifade edecek olursak, küresel iklim politikasındaki gelişimler şu anda bir Zorlu Dönüşüm’e sıkışmış hâldedir. Bu durum, yalnızca sınırlı ilerlemelerin kaydedilebildiği ve zorlu seçimlerin –bazen yıllarca– ertelendiği bir sürüklenme olarak görülebilir. Bu gecikmelerin nedeni, küresel ekolojik değişimlerin temelini oluşturan uzun zaman dilimleridir. Fakat, önümüzdeki prototipik yollar, sürüklenme süreci ne kadar uzarsa, içinde bulunulan şartların değiştirilmesi için gerekecek değişimin yanı sıra, mali, siyasi ve sosyal sermayede meydana gelecek telafisi güç zararların da aynı ölçüde büyük olacağını göstermektedir.

Böyle bir sorunu bizden sonraki nesillere miras bırakmaya vicdanımız elverecek mi? Daha fazla geç kalınmadan gerekli adımlar atılırsa, bunun neden olabileceği ekonomik hasarı ve yapılan politik hataların neden olduğu hayal kırıklıklarını kabullenebilecek miyiz? Yerelleştirilen özel ihtiyaçların karşılanması sürecinde, küresel kamu mallarının sunumuna yönelik olarak ticaret mekanizmasının gücünü açığa çıkaran aşamalı politika uygulamalarını keşfetmeye hazır mıyız? n

Page 80: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

İçinde yaşadığımız karmaşık ve herşeyin bağlantılı olduğu dünyada, eylemlerimizin doğurduğu olumlu sonuçların daha dengeli bir dağılım gösterebilmesi için, bu senaryoların seçimlerimizde ve iş birliklerimizde kurduğumuz diyaloğa katkı sağlayacağını ümit ediyoruz. Durumun teşhisine yönelik bu çerçeveler ve genel senaryo görünümleri, bir şirket ve geleceğin enerji sistemini şekillendiren aktörlerden biri olarak kendi kararlarımızı gözden geçirmemiz için, Shell tarafından detaylı bir şekilde ele alınarak kullanılmaktadır.

Bu senaryolar, gelişmelerin birbirleriyle nasıl bağlandığını, geribildirim döngülerinin ilk aşamada gidilecek yönleri nasıl tayin ettiğini ve bir yöne doğru giden akıntıların karşı akıntılar yaratarak döngüleri nasıl kaçınılmaz kıldığını anlamamıza yardım etmektedir.

Dağlar senaryosunun başlangıcında betimlenen politika reformlarının yavaşlığı sosyal gerilimler yaratmakta ve bunlar en nihayetinde siyasi bir ifade şekli bularak değişime yol açmakta; Okyanuslar senaryosunun başlangıcında betimlenen reformlar ise yeni reformları bastırabilecek yeni menfaat grupları doğurmaktadır. Talebin arzı veya arzın talebi bastırması, piyasa fiyatlarını tetikleyen ve arz-talep dengesini bozan tepkilere sebep olmaktadır. Bu bakımdan, senaryolar birbirlerindeki gelişmeleri tetikleme potansiyeline sahiptir. Bu karakteristik, geleneksel Doğulu bakış açısına sahip okuyuculara daha tanıdık gelebilecekken; senaryoların doğrusal nicel özellikleri Batılı düşünce tarzı ile yetişmiş okuyucular tarafından daha rahat fark edilebilir. Elbette, bağlantılı bir dünyada her iki merceği de kullanmanın öneminin öğreniyoruz.

Bu, gelecekteki gerçekliğin, Dağlar ve Okyanuslar senaryolarının bir ‘ortalaması’ olacağı anlamına gelmemektedir. Asıl olan, gelecekte nasıl refah, liderlik, bağlantı paradokslarını ve Zorlu Dönüşüm ile Hareket Alanı yollarını görüyorsak, ne yöne bakarsak bakalım hem Dağlar hem Okyanuslar senaryolarından kesitler göreceğimizdir.

Stratejik planlamada senaryo yaklaşımının amacı, dünyaya yönelik geleneksel bir bakış açısından farklılık gösteren davranış modellerini daha iyi görebilecek liderler yetiştirmektir. Senaryolar, olayların muhtemel sonuçlarının bütünüyle kontrol edilemeyeceğini ya da görmezden gelinemeyeceğini ama bu sonuçların etkilenebileceğini anlamamıza da yardımcı olmaktadır.

Asıl önemli olan, bireysel veya toplu olarak yaptığımız seçimlerin sağduyulu olmasıdır. Her iki senaryoda da ele alınan ve bakış açımıza bağlı olarak, olumlu veya sıkıntılı olarak değerlendirilebilecek özellikler bulunmaktadır. Yarının dünyasının karmaşık dinamiklerini ne denli net bir şekilde görürsek, yolculuğumuzda daha akıllıca seçimler yapıp, daha köklü ortaklıklar kurarak, bu karmaşa içinden daha sakin sulara ve daha yüksek zirvelere ulaşmamız aynı ölçüde mümkün olacaktır.

İnsanları bu yönde cesaretlendirme konusunda sizlerin de bizim kadar heyecanlı olduğunuzu ve sunduğumuz Yeni Mercek Senaryoları’nın gelecek vizyonumuzu geliştirmede hepimize yardımcı olacağını temenni ediyoruz.

SHELL SENARYO EKİBİMart 2013

KAPANIŞ NOTLARI

Page 81: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

I MER

CEK

SENA

RYO

LARI KA

PAN

IŞ NO

TLARI 79

Page 82: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

EKLER:SENARYO KARŞILAŞTIRMALARI VE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR – ÖRNEKLER

ALAN EtMENLER DAĞLAR OKYANUSLAR

KALICI MODELLER Mevcut durum ve insan davranışı

İktidarın gücü, kurumların varlığı ve katılık Yavaş yavaş artan beklentiler ve farklı çıkar grupları arasında uzlaşma

Ters akıntılar Sistemde söz sahibi tarafların sayısının sınırlı olması bazı gelişmelerin hayata geçirilmesini kolaylaştırır

Sistemde söz sahibi tarafların sayısının yüksek olması bazı reformların gecikmesine neden olur

PARADOKSLAR REFAH Tabakalaşmanın artması ve refahın belirli kesimlerde daha fazla yoğunlaşması

Daha geniş alanlara yayılma ve nüfuz etme

LİDERLİK İmtiyaz sahipleri ve kurumsal düzenlemelerin mevcut konumunu koruması

Çıkarları çatışan seçmen tabanı ve bunların yönetimdeki temsilinin artması

BAĞLANtI Küreselleşmenin biraz güç kaybetmesi

İnternet ağının ayrıştırılması

Çalkantılı küreselleşme

Açık internet ağı gelişimi

ÖNÜMÜZDEKİ YOLLAR HAREKEt ALANI Mevcut durumda nüfuz sahibi ekonomik ve iktidar yapıları

Statükonun önceliklerine doğrudan tehdit teşkil etmeyen politika alanları

Orta gelir grupları ve gelişen yapılar

Temel ekonomik-mali politika reformları ve büyüme

ZORLU DÖNÜŞÜM

Ekonomik reformlarda yaşanan zorluklar bazı ekonomileri orta gelir tuzağına düşürmektedir

Siyasi ve sosyal baskılar

Yeni menfaatler öncelik alanları dışında kalan reformları geciktirmektedir

Emisyonlar ve iklim baskıları

DİĞER ÖZELLİKLER Yaratıcılık Sanat, teknoloji ve girişimcilikte bireysel başarılar

Siyaset ve iş modeline getirilen yenilikler

Koruma ‘Yaşam tarzımız’ Verimsizliğin azaltılması

Sosyal adalet

İlişkiler Ulusal ve elit bağlantılar ‘Sessiz çoğunluklar’ arasındaki bağlantılar

Popüler ideolojiler Kendi kaderine hükmetme

Bireysel mükemmeliyet ve ödüller

İnsanların hak ettiğini alması

Birbirine dolanmış ortak kaderler

Dayanışma

Sistemlerin hak ettiğini alması

Page 83: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI EKLER:SEN

ARYO

KARŞILA

ŞTIRMA

LARI 81

ALAN EtMENLER DAĞLAR OKYANUSLAR

ENERJİ tALEBİ Tercih Yaptırımlar Piyasalar

Fiyatlar Dolaylı yoldan dâhil olan dışsallıklar

Ilımlı fiyat dünyası

Yüksek fiyat dünyası

Doğrudan dâhil olan dışsallıklar

Verimlilik teknolojisi Ürün standartları Piyasa yönlendirmesi

Verimlilik davranışı Tasarlanmış Fiyat duyarlılığı

Ekonomi İlk aşamada eğilimden daha düşük Eğilime paralel

ENERJİ KAYNAKLARI Petrol Önemini kaybeder Uzun süren sıvı yakıt oyunu

Gaz Şeyl gazı küresel başarıya ulaşır Şeyl gazı Kuzey Amerika dışında gücünü kaybeder

Kömür Temiz kömür Esnek kömür

Nükleer Rönesans Kamu tepkisi

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik

Maliyetler üzerine çekişmeler Güneş pili belkemiği

Biyokütle Elektrik üretimi için Ulaştırma ve (daha sonra) malzeme kullanımı için

ENERJİ tEKNOLOJİSİ Yenilik Fikrî mülkiyet haklarına tabidir Açık yenilik

Uygulama Büyük ölçekli arz odaklı Yerel düzeyde cevaplar (arz ve verimlilik)

Ulaştırma Gaz ve elektriğe geçiş

Daha kısa kent yolculukları

Daha verimli benzin ve dizel taşımacılığı

Elektrik Merkezî & karbon yakalama/depolama, hidrojen ile entegre

Daha geniş dağılımlı, kesinti yönetimi

ÇEVRE Arazi kullanımı Kompakt kentler Enerji ve gıda talebi çatışması

Yerel kirlilik Denetime tabi standartların sisteme dâhil edilmesi Yerel önleyici çözümler

İklim/Biyoçeşitlilik Korunan araziler & ormanlaştırma Genetiği değiştirilmiş teknoloji, yerel restorasyon

Adaptasyon Savunmalar Göç

Page 84: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

ÖZEt RAKAMSAL tABLOLARDAĞLAR OKYANUSLARA KARŞI

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Petrol 52,0 98,0 130,3 135,7 153,3 173,1 190,2 199,6 188,7 160,5 132,4

Biyoyakıtlar 0,0 0,0 0,1 0,3 0,5 2,5 6,6 8,6 10,0 10,2 13,5

Doğal gaz 18,9 35,3 51,6 70,2 87,3 114,8 149,7 188,8 226,2 237,7 234,8

Biyokütle Gazlaştırma 0,0 0,0 0,0 0,0 0,2 1,3 5,4 11,5 18,2 33,9 41,7

Kömür 52,2 61,6 75,9 94,2 100,1 146,2 184,8 199,0 191,4 211,8 247,0

Biyokütle/Katı Atıklar 6,6 7,7 9,8 11,6 13,3 17,1 14,0 10,5 16,3 26,3 31,9

Geleneksel Biyokütle 14,9 18,0 21,5 26,0 29,3 33,2 35,1 37,6 39,9 42,0 45,9

Nükleer 0,0 0,9 7,8 22,0 28,3 30,1 37,5 55,6 74,6 91,9 107,5

Hidroelektrik 2,6 4,2 6,2 7,8 9,5 12,4 13,2 14,7 16,7 18,7 20,7

Jeotermal 0,1 0,2 0,5 1,4 2,1 2,4 4,0 6,1 9,4 14,7 30,8

Güneş 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2 0,8 3,6 11,3 19,5 32,1 51,3

Rüzgâr 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,2 3,0 5,2 11,5 21,8 34,3

Diğer Yenilenebilir Kaynaklar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1

toplam 147 226 304 369 424 535 647 749 822 902 992

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Ağır Sanayi 16,0 28,2 36,4 36,4 43,5 56,8 71,0 77,5 76,2 76,5 80,6

Tarım ve Diğer Sektörler 29,8 41,2 51,7 57,1 45,5 56,9 69,5 76,0 74,5 73,8 73,8

Hizmet 6,1 12,7 16,9 19,2 23,6 30,0 36,6 43,3 52,1 59,7 68,2

Yolcu Taşımacılığı – Deniz 0,2 0,2 0,3 0,5 0,6 0,7 0,9 1,0 1,0 1,0 1,0

Yolcu Taşımacılığı – Demiryolu 1,3 0,7 0,7 0,9 0,6 0,7 1,0 1,2 1,3 1,4 1,5

Yolcu Taşımacılığı – Karayolu 9,1 16,9 25,1 31,9 39,5 48,5 56,1 64,0 68,9 62,7 50,4

Yolcu Taşımacılığı – Havayolu 2,3 3,7 4,8 6,2 7,5 8,4 9,9 11,2 12,1 14,0 15,7

Yük Taşımacılığı – Deniz 5,4 5,6 5,7 5,9 7,7 9,8 12,1 13,5 13,8 14,0 14,2

Yük Taşımacılığı – Demiryolu 2,7 2,6 2,5 1,6 1,3 1,5 1,6 1,7 1,6 1,5 1,4

Yük Taşımacılığı – Karayolu 4,1 7,2 11,4 15,2 20,4 25,1 29,8 36,2 42,6 48,1 53,0

Yük Taşımacılığı – Havayolu 0,5 0,9 1,0 1,5 2,0 2,1 2,6 3,3 4,0 5,0 6,2

Konut – Isınma & Pişirme 30,0 40,6 49,4 58,1 67,2 74,1 77,0 80,4 82,8 84,3 87,7

Konut – Aydınlatma & Ev Aletleri 0,9 2,1 4,0 6,0 8,8 12,8 16,8 21,9 25,7 27,7 28,8

Enerji Dışı Kullanım 3,7 9,4 14,8 20,0 25,8 33,4 45,7 58,6 69,2 79,9 91,3

toplam 112 172 225 260 294 361 430 490 526 550 574

DAĞLAR (KAYNAĞA GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ)

Enerji tüketimi (EJ/yıl)

*Bütün toplamlar en yakın tam sayıya yuvarlanmıştır.

Birincil enerji talebi (EJ/yıl)

DAĞLAR (SEKTÖRE GÖRE TOPLAM NİHAİ TÜKETİM)

Page 85: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI EKLER: Ö

ZET RAKA

MSA

L TABLO

LAR 83

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Petrol 52,0 98,0 130,3 135,7 153,3 173,1 196,4 214,0 221,8 220,7 201,4

Biyoyakıtlar 0,0 0,0 0,1 0,3 0,5 2,5 4,6 5,5 7,2 14,2 25,9

Doğal gaz 18,9 35,3 51,6 70,2 87,3 114,8 147,9 169,2 187,3 185,6 175,4

Biyokütle Gazlaştırma 0,0 0,0 0,0 0,0 0,2 1,3 7,8 19,8 20,4 22,1 26,8

Kömür 52,2 61,6 75,9 94,2 100,1 146,2 202,7 222,3 201,7 218,6 204,2

Biyokütle/Katı Atıklar 6,6 7,7 9,8 11,6 13,3 17,1 18,7 14,1 15,5 17,7 21,4

Geleneksel Biyokütle 14,9 18,0 21,5 26,0 29,3 33,2 28,9 26,9 24,2 24,3 22,5

Nükleer 0,0 0,9 7,8 22,0 28,3 30,1 33,3 42,1 47,2 52,4 54,7

Hidroelektrik 2,6 4,2 6,2 7,8 9,5 12,4 13,5 14,8 16,8 18,7 20,6

Jeotermal 0,1 0,2 0,5 1,4 2,1 2,4 5,1 9,7 18,9 26,4 34,1

Güneş 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2 0,8 4,4 25,2 70,1 132,6 209,6

Rüzgâr 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,2 4,7 13,2 24,7 42,4 59,3

Diğer Yenilenebilir Kaynaklar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2

toplam 147 226 304 369 424 535 668 777 856 976 1056

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Ağır Sanayi 16,0 28,2 36,4 36,4 43,5 56,8 74,3 76,7 80,0 90,0 92,5

Tarım ve Diğer Sektörler 29,8 41,2 51,7 57,1 45,5 56,9 69,1 76,8 81,0 85,4 89,0

Hizmet 6,1 12,7 16,9 19,2 23,6 30,0 41,4 54,2 63,8 80,7 98,4

Yolcu Taşımacılığı – Deniz 0,2 0,2 0,3 0,5 0,6 0,7 0,9 1,1 1,1 1,1 1,0

Yolcu Taşımacılığı – Demiryolu 1,3 0,7 0,7 0,9 0,6 0,7 1,0 1,2 1,4 1,7 2,0

Yolcu Taşımacılığı – Karayolu 9,1 16,9 25,1 31,9 39,5 48,5 56,8 62,2 65,4 67,7 66,2

Yolcu Taşımacılığı – Havayolu 2,3 3,7 4,8 6,2 7,5 8,4 10,2 13,0 16,9 21,5 24,8

Yük Taşımacılığı – Deniz 5,4 5,6 5,7 5,9 7,7 9,8 12,3 13,7 15,1 16,9 17,9

Yük Taşımacılığı – Demiryolu 2,7 2,6 2,5 1,6 1,3 1,5 1,8 2,0 2,1 2,2 2,4

Yük Taşımacılığı – Karayolu 4,1 7,2 11,4 15,2 20,4 25,1 31,3 40,3 49,9 59,2 66,1

Yük Taşımacılığı – Havayolu 0,5 0,9 1,0 1,5 2,0 2,1 2,6 3,5 4,4 5,7 6,9

Konut – Isınma & Pişirme 30,0 40,6 49,4 58,1 67,2 74,1 72,5 73,1 70,7 73,8 76,6

Konut – Aydınlatma & Ev Aletleri 0,9 2,1 4,0 6,0 8,8 12,8 18,3 22,4 25,5 27,6 27,2

Enerji Dışı Kullanım 3,7 9,4 14,8 20,0 25,8 33,4 44,8 56,3 66,8 79,6 91,6

toplam 112 172 225 260 294 361 438 496 544 613 663

Enerji tüketimi (EJ/yıl)

OKYANUSLAR (SEKTÖRE GÖRE TOPLAM NİHAİ TÜKETİM)

Birincil enerji talebi (EJ/yıl)

OKYANUSLAR (KAYNAĞA GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ)

Page 86: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

ABD & KANADA 46,0 71,0 83,9 89,6 106,9 105,0 107,0 106,7 112,0 123,2 130,2

AB 31,5 53,2 65,8 69,7 72,4 74,2 71,8 71,2 73,2 80,5 88,0

Diğer Avrupa Ülkeleri 22,4 30,1 44,9 58,2 40,6 46,4 51,3 58,6 63,7 64,9 66,7

OECD Asya & Okyanusya 5,1 13,9 19,6 26,9 35,6 38,0 39,2 37,9 37,5 39,3 41,1

Çin 10,5 15,6 25,2 36,5 49,5 101,3 152,0 193,4 213,8 211,3 199,8

Hindistan 4,9 6,4 8,6 13,3 19,2 29,1 49,4 70,7 76,1 99,1 138,7

Diğer Asya & Okyanusya Ülkeleri 8,6 11,3 17,9 24,2 30,8 43,0 55,7 68,3 77,4 87,2 102,1

Latin Amerika & Karayipler 7,1 9,8 16,3 19,8 25,4 33,6 41,3 49,6 63,9 78,2 88,7

Orta Doğu & Kuzey Afrika 1,6 3,0 7,5 13,5 21,2 34,8 43,3 49,4 53,6 57,8 66,2

Sahra Altı Afrika 5,3 6,9 9,5 12,7 16,0 21,3 25,8 30,9 38,9 47,7 57,6

Uluslararası Denizcilik Ambarları 4,5 4,5 4,6 4,8 6,4 8,4 10,4 11,8 12,1 12,4 12,8

toplam 147 226 304 369 424 535 647 749 822 902 992

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Petrol 0,8 2,9 5,0 4,1 3,6 3,0 2,6 1,8 1,1 0,6 0,4

Biyoyakıtlar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0

Doğal gaz 0,9 1,9 2,9 5,0 8,2 14,4 20,0 25,7 26,8 21,5 18,9

Biyokütle Gazlaştırma 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,4 1,3 3,4 7,7 9,1

Kömür 3,8 6,1 9,3 13,0 17,8 26,2 34,9 39,0 39,0 41,8 46,4

Biyokütle/Katı Atıklar 0,1 0,1 0,1 0,4 0,5 1,0 1,3 1,5 3,2 5,7 6,6

Nükleer 0,0 0,2 2,1 5,9 7,7 8,3 10,4 15,5 20,9 25,8 29,3

Hidroelektrik 2,2 3,5 5,1 6,3 7,6 10,2 10,9 12,1 13,9 15,7 17,4

Jeotermal 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2 0,2 0,3 0,5 0,9 1,4 3,0

Güneş 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,6 7,2 13,2 19,9 29,7

Rüzgâr 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,1 2,5 4,0 8,2 15,1 22,6

Diğer Yenilenebilir Kaynaklar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1

toplam 8 15 25 35 46 65 85 109 131 155 184

DAĞLAR (BÖLGELERE GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ)

Enerji tüketimi (EJ/yıl)

Birincil enerji talebi (EJ/yıl)

DAĞLAR (KAYNAĞA GÖRE TOPLAM NİHAİ ELEKTRİK TÜKETİMİ)

*Bütün toplamlar en yakın tam sayıya yuvarlanmıştır.

Page 87: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI EKLER: Ö

ZET RAKA

MSA

L TABLO

LAR 85

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

ABD & KANADA 46,0 71,0 83,9 89,6 106,9 105,0 104,6 100,1 98,4 97,6 97,9

AB 31,5 53,2 65,8 69,7 72,4 74,2 69,8 68,8 68,1 69,5 70,1

Diğer Avrupa Ülkeleri 22,4 30,1 44,9 58,2 40,6 46,4 56,9 63,3 63,9 62,5 61,0

OECD Asya & Okyanusya 5,1 13,9 19,6 26,9 35,6 38,0 38,3 36,1 34,7 34,1 34,0

Çin 10,5 15,6 25,2 36,5 49,5 101,3 159,5 198,4 190,9 176,5 162,6

Hindistan 4,9 6,4 8,6 13,3 19,2 29,1 51,9 80,3 111,1 142,9 156,3

Diğer Asya & Okyanusya Ülkeleri 8,6 11,3 17,9 24,2 30,8 43,0 55,2 71,9 94,4 133,2 158,2

Latin Amerika & Karayipler 7,1 9,8 16,3 19,8 25,4 33,6 51,9 63,5 73,9 84,1 87,8

Orta Doğu & Kuzey Afrika 1,6 3,0 7,5 13,5 21,2 34,8 42,3 45,2 51,2 67,7 83,2

Sahra Altı Afrika 5,3 6,9 9,5 12,7 16,0 21,3 26,8 37,5 56,2 92,5 128,5

Uluslararası Denizcilik Ambarları 4,5 4,5 4,6 4,8 6,4 8,4 10,6 11,8 13,2 15,2 16,4

toplam 147 226 304 369 424 535 668 777 856 976 1056

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Petrol 0,8 2,9 5,0 4,1 3,6 3,0 1,7 0,8 0,3 0,0 0,0

Biyoyakıtlar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0

Doğal gaz 0,9 1,9 2,9 5,0 8,2 14,4 21,8 27,1 30,8 27,0 17,9

Biyokütle Gazlaştırma 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 1,2 3,8 3,7 3,3 2,9

Kömür 3,8 6,1 9,3 13,0 17,8 26,2 37,7 41,9 36,9 44,0 41,8

Biyokütle/Katı Atıklar 0,1 0,1 0,1 0,4 0,5 1,0 2,9 2,7 2,8 2,8 2,7

Nükleer 0,0 0,2 2,1 5,9 7,7 8,3 9,3 12,0 13,7 15,3 16,1

Hidroelektrik 2,2 3,5 5,1 6,3 7,6 10,2 11,1 12,4 14,3 16,2 17,9

Jeotermal 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2 0,2 0,5 0,8 1,2 0,8 0,6

Güneş 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,9 14,2 41,1 74,7 112,0

Rüzgâr 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 1,1 3,5 8,3 14,5 24,1 33,0

Diğer Yenilenebilir Kaynaklar 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,1 0,2

toplam 8 15 25 35 46 65 92 124 159 208 245

OKYANUSLAR (BÖLGELERE GÖRE TOPLAM BİRİNCİL ENERJİ)

Enerji tüketimi (EJ/yıl)

Birincil enerji talebi (EJ/yıl)

OKYANUSLAR (KAYNAĞA GÖRE TOPLAM NİHAİ ELEKTRİK TÜKETİMİ)

Page 88: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Ağır Sanayi 1,07 1,79 2,12 2,09 2,43 3,16 3,70 3,72 3,20 2,62 2,05

Tarım ve Diğer Sektörler 2,07 2,66 3,34 2,87 2,40 2,91 3,58 3,69 3,15 2,64 2,23

Hizmet 0,42 0,78 0,91 0,81 0,77 0,89 0,99 0,94 0,91 0,84 0,76

Yolcu Taşımacılığı – Deniz 0,02 0,02 0,02 0,04 0,04 0,05 0,07 0,07 0,07 0,07 0,07

Yolcu Taşımacılığı – Demiryolu 0,11 0,05 0,03 0,02 0,02 0,02 0,03 0,03 0,02 0,01 0,01

Yolcu Taşımacılığı – Karayolu 0,64 1,20 1,78 2,26 2,79 3,41 3,92 4,36 4,37 3,43 2,15

Yolcu Taşımacılığı – Havayolu 0,16 0,27 0,34 0,44 0,53 0,59 0,70 0,79 0,86 0,95 1,02

Yolcu Taşımacılığı – Gemi 0,39 0,39 0,41 0,42 0,55 0,69 0,86 0,96 0,97 0,98 0,98

Yük Taşımacılığı – Demiryolu 0,23 0,20 0,18 0,12 0,08 0,08 0,09 0,10 0,09 0,07 0,06

Yük Taşımacılığı – Karayolu 0,29 0,51 0,81 1,08 1,45 1,78 2,11 2,55 2,90 2,99 2,85

Yük Taşımacılığı – Havayolu 0,03 0,06 0,07 0,10 0,14 0,15 0,19 0,23 0,28 0,35 0,44

Konut – Isınma & Pişirme 1,09 1,47 1,57 1,84 1,81 1,88 1,90 1,87 1,81 1,69 1,55

Katı Yakıt Üretimi 1,00 0,91 0,91 0,91 0,84 1,53 1,56 1,54 1,35 1,23 1,16

Sıvı Yakıt Üretimi 0,41 0,74 0,92 1,07 1,01 1,05 0,99 1,00 0,84 0,47 -0,22

Gaz Yakıt Üretimi 0,30 0,49 0,60 0,73 0,96 1,26 1,72 2,10 2,26 2,03 1,27

Elektrik Üretimi 1,89 3,25 4,94 6,46 8,35 11,76 15,13 16,67 14,09 7,18 0,89

Hidrojen Üretimi 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,02 0,10 0,30 0,58

Isı Üretimi 0,18 0,38 0,69 1,24 0,97 1,08 0,94 0,79 0,64 0,45 0,32

Biyokütle – Enerji Dışı Ticari Kullanım -0,10 -0,16 -0,19 -0,73 -0,85 -0,99 -0,87 -0,75 -0,74 -0,78 -0,98

toplam 10 15 19 22 24 31 38 41 37 28 17

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Fosil Üretimi 1,2 1,5 3,1 4,1 5,1 7,6 10,4 13,8 15,9 16,1 17,2

Biyoyakıt Üretimi 0,0 0,0 0,6 1,2 1,6 8,4 21,4 27,6 28,3 23,6 21,0

Rafinaj 1,7 3,2 4,1 4,4 5,0 5,7 6,2 6,6 6,3 5,3 4,3

Elektrik – Petrol 0,2 0,7 1,4 1,1 0,6 0,4 0,3 0,2 0,1 0,1 0,1

Elektrik – Gaz 0,9 1,4 1,6 2,2 2,0 2,5 2,1 2,6 2,8 2,5 2,6

Elektrik – Kömür 7,6 11,2 17,0 23,7 29,7 36,6 46,4 50,4 48,6 54,5 64,0

Elektrik – Nükleer 0,0 0,1 1,0 2,6 3,1 3,2 3,3 4,3 5,2 6,1 6,8

Elektrik – Biyokütle 0,1 0,1 0,1 0,7 0,6 1,0 1,5 2,3 5,1 10,2 12,2

Elektrik – Güneş 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,3 0,7 2,4 6,8 15,4

Elektrik – Jeotermal 0,0 0,0 0,1 0,3 0,4 0,5 0,7 1,1 1,8 2,9 6,2

toplam 12 18 29 40 48 66 93 110 116 128 150

Net Emisyonlar (Gt CO2/yıl)

Su Tüketimi (milyar m3/yıl)

DAĞLAR (EMİSYON NOKTASINA GÖRE NET CO2 EMİSYONLARI)

DAĞLAR (ENERJİ İÇİN TATLI SU TÜKETİMİ)

*Bütün toplamlar en yakın tam sayıya yuvarlanmıştır.

Page 89: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI EKLER: Ö

ZET RAKA

MSA

L TABLO

LAR 87

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Ağır Sanayi 1,07 1,79 2,12 2,09 2,43 3,16 4,23 4,08 3,53 2,99 2,33

Tarım ve Diğer Sektörler 2,07 2,66 3,34 2,87 2,40 2,91 3,36 3,39 3,19 3,02 2,90

Hizmet 0,42 0,78 0,91 0,81 0,77 0,89 1,12 1,27 1,43 1,77 2,27

Yolcu Taşımacılığı – Deniz 0,02 0,02 0,02 0,04 0,04 0,05 0,07 0,08 0,08 0,08 0,07

Yolcu Taşımacılığı – Demiryolu 0,11 0,05 0,03 0,02 0,02 0,02 0,02 0,02 0,01 0,01 0,00

Yolcu Taşımacılığı – Karayolu 0,64 1,20 1,78 2,26 2,79 3,41 3,98 4,29 4,35 4,18 3,74

Yolcu Taşımacılığı – Havayolu 0,16 0,27 0,34 0,44 0,53 0,59 0,73 0,92 1,20 1,51 1,73

Yük Taşımacılığı – Deniz 0,39 0,39 0,41 0,42 0,55 0,69 0,87 0,97 1,06 1,19 1,25

Yük Taşımacılığı – Demiryolu 0,23 0,20 0,18 0,12 0,08 0,08 0,10 0,11 0,09 0,07 0,05

Yük Taşımacılığı – Karayolu 0,29 0,51 0,81 1,08 1,45 1,78 2,21 2,84 3,49 3,99 4,09

Yük Taşımacılığı – Havayolu 0,03 0,06 0,07 0,10 0,14 0,15 0,18 0,25 0,31 0,40 0,48

Konut – Isınma & Pişirme 1,09 1,47 1,57 1,84 1,81 1,88 1,92 1,70 1,29 0,95 0,76

Katı Yakıt Üretimi 1,00 0,91 0,91 0,91 0,84 1,53 1,77 1,66 1,39 1,24 1,06

Sıvı Yakıt Üretimi 0,41 0,74 0,92 1,07 1,01 1,05 1,26 1,77 2,12 1,58 0,53

Gaz Yakıt Üretimi 0,30 0,49 0,60 0,73 0,96 1,26 1,59 1,68 1,58 1,44 1,27

Elektrik Üretimi 1,89 3,25 4,94 6,46 8,35 11,76 16,19 17,99 16,58 16,87 13,75

Hidrojen Üretimi 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,01 0,03 0,09 0,23

Isı Üretimi 0,18 0,38 0,69 1,24 0,97 1,08 1,02 0,89 0,74 0,63 0,57

Biyokütle – Enerji Dışı Ticari Kullanım -0,10 -0,16 -0,19 -0,73 -0,85 -0,99 -0,95 -1,01 -1,15 -1,50 -2,25

toplam 10 15 19 22 24 31 40 43 41 40 35

Yıl 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2020 2030 2040 2050 2060

Fosil Üretimi 1,2 1,5 3,1 4,1 5,1 7,6 10,6 14,3 17,7 19,5 21,6

Biyoyakıt Üretimi 0,0 0,0 0,6 1,2 1,6 8,4 14,3 17,8 22,0 32,3 39,5

Rafinaj 1,7 3,2 4,1 4,4 5,0 5,7 6,7 8,3 9,6 9,6 8,9

Elektrik – Petrol 0,2 0,7 1,4 1,1 0,6 0,4 0,2 0,1 0,0 0,0 0,0

Elektrik – Gaz 0,9 1,4 1,6 2,2 2,0 2,5 2,3 2,7 3,2 2,7 1,7

Elektrik – Kömür 7,6 11,2 17,0 23,7 29,7 36,6 51,1 58,3 50,6 52,2 46,2

Elektrik – Nükleer 0,0 0,1 1,0 2,6 3,1 3,2 3,1 3,4 3,5 3,5 3,5

Elektrik – Biyokütle 0,1 0,1 0,1 0,7 0,6 1,0 2,5 3,7 3,8 3,6 3,4

Elektrik – Güneş 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,5 3,0 9,1 21,7 41,8

Elektrik – Jeotermal 0,0 0,0 0,1 0,3 0,4 0,5 0,9 1,6 2,5 1,6 1,3

toplam 12 18 29 40 48 66 92 113 122 147 168

Net Emisyonlar (Gt CO2/yıl)

Su Tüketimi (milyar m3/yıl)

OKYANUSLAR (EMİSYON NOKTASINA GÖRE NET CO2 EMİSYONLARI)

OKYANUSLAR (ENERJİ İÇİN TATLI SU TÜKETİMİ)

Page 90: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

3D BASKI

Hammaddenin katmanlarından üç boyutlu bir nesne oluşturularak orijinal bir nesnenin tıpatıp replikasının yaratıldığı, nispeten hızlı ve düşük maliyetli bir üretim tekniği.

BRIC ÜLKELERİ

Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in oluşturduğu hızla gelişen ekonomiler (bazen BRIC ülkelerine Endonezya da dâhil edilmektedir).

CCS (KARBON YAKALAMA/DEPOLAMA)

Karbondioksitin (CO2) yakalanarak uzun süre yeraltında depolanması için kullanılan teknolojiler.

CHP (COMBINED HEAT AND POWER)

Bileşik ısı-güç sistemi.

GELİŞTİRİLMİŞ PETROL ÜRETİMİ

Bir rezervden (petrol sahası) çıkarılan petrol miktarının termal ve kimyasal yöntemler veya karışabilir gaz enjeksiyonu kullanılarak arttırılması amacıyla kullanılan bir teknik.

HİDROLİK ÇATLATMA

Sıkışmış hâlde bulunan gazın serbest bırakılması için yeraltı kaya tabakasında çatlakların yaratılması amacıyla, suyun kumla ve kimyasallarla karıştırılarak yüksek basınçla yeraltına enjekte edildiği bir işlem.

G20 (YİRMİLER GRUBU)

1999 yılında küresel ekonomi ve mali gündem meselelerinde uluslararası iş birliği sağlanması için kurulmuş, 19 büyük ülke ve Avrupa Birliği’nin temsilcilerinden oluşan forum.

G8 (SEKİZLER GRUBU)

1975 yılında dünyanın en büyük ekonomilerini oluşturan sekiz ülkenin hükümetleri tarafından, her yıl toplanılarak küresel meselelerin tartışılması amacıyla kurulmuş olan, üyelerinin Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, ABD, Kanada, Rusya olduğu ve Avrupa Birliği’nden bir temsilcinin bulunduğu forum.

GSYİH (GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HÂSILA)

Bir milletin yıllık ekonomik faaliyet ölçütü. Ekonomiye katılan üreticilerin getirdiği değerin vergiler eklenerek ve sübvansiyonlar çıkarılarak elde edilen toplamı.

SIVI BAKIMINDAN ZENGİN ŞEYL / HAFİF SIKI PETROL (LTO)

Düşük viskoziteli ham petrol veya düşük geçirgenlikli kaya oluşumlarında bulunan, geçirgenlik düzeyi düşük madde.

LNG (SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ)

Gazın (genelde metan gazının) taşınması için soğutularak sıvı hâline getirilmesi; ardından enerji üretimi ve yurt içi enerji tedariğinde kullanılmak üzere ısıtılarak tekrar gaz hâline döndürülmesi.

MRH (MAJOR RESOURCE HOLDER)

Büyük kaynakların sahibi. Petrol, gaz, kömür, metal ve mineral gibi büyük ulusal kaynaklara sahip millet.

STK (SİVİL TOPLUM KURULUŞU)

Yerel, ulusal veya uluslararası düzeyde faaliyet gösteren, kâr amacı gütmeyen veya gönüllü yurttaş grubu.

SÖZLÜK

Page 91: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MEr

cEk

SENa

rYo

ları EKLER: SÖ

ZLÜK 89

oEcD (EkoNoMİk kalkıNMa VE İŞBİrlİĞİ ÖrGÜTÜ)

Ağırlıklı olarak Batılı, sanayileşmiş devletlerden oluşan, üye ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyüme-istihdam sağlamasına ve yaşam standartlarının yükseltilmesine katkı sağlamak amacıyla 1961 yılında kurulmuş, 30 üyeli örgüt.

oPEc (PETrol İHraÇ EDEN ÜlkElEr ÖrGÜTÜ)

1961 yılında petrol satışına yönelik ortak bir politika uygulanması amacıyla kurulmuş örgüt. Mevcut üyeler arasında Cezayir, Angola, Ekvador, İran, Irak, Kuveyt, Libya, Nijerya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Venezuela bulunmaktadır.

GÜNEŞ Pİlİ (FoToVolTaİk)

Güneş panelinin kullanılmasıyla ışığa maruz kaldığında serbest elektronlar oluşturarak elektrik akımı üretilmesini sağlayan teknoloji.

BaSkı ZİNcİrİ

Enerji, su ve gıda sistemleri arasındaki karşılıklı ilişki.

Sıkı / ŞEYl GaZı VE kÖMÜr YaTaĞı METaNı (cBM)

Kömür, kumtaşı ve şeyl gibi çok düşük geçirgenlikli kayalarla yeraltında sıkışmış olan gaz kaynakları. Bu gazlar genellikle hidrolik kırılma yöntemi kullanılarak, yatay kuyularla yüzeye çıkarılmaktadır.

ENErJİ kıSalTMaları

boe = varil eşdeğer petrol CO2 = karbondioksitGt = gigatonkWh = kilovat saatmbd = milyon varil/günppm = hacim açısından milyon başına tane sayısıt = metrik tontcf= trilyon feet küp

UlUSlaraSı BİrİM SİSTEMİ

MJ = megajoule = 106 jouleGJ = gigajoule = 109 jouleTJ = terajoule = 1012 jouleEJ = exajoule = 1018 joule

BİrİMlErİN DÖNÜŞTÜrÜlMESİ:

1 boe = 5,63 GJ*1 mbd = 2,05 EJ/yıl1 milyon metre küp doğal gaz = 34 450 GJ*1 milyon ton doğal gaz = 46 100 TJ*1 ton kömür = 25 GJ*1 ton birincil biyokütle = 12 GJ*1 kWh = 3,6 MJ

* Bu genel bir ortalamadır ve taşıyıcının enerji kapasitesine göre değişkenlik gösterebilir.

Page 92: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

Bu senaryolar kitabı, Shell’in mali durumunu, faaliyet sonuçlarını ve Royal Dutch Shell işletmelerini etkileyebilecek ileriye yönelik beyanlar içermektedir.

Tarihî gerçekler dışındaki tüm beyanlar ileriye dönük beyanlardır veya böyle kabul edilmelidir. Yönetimin mevcut beklenti ve varsayımlarına dayalı gelecek öngörülerinin ifadesi olan, ileriye dönük bu beyanlar, açıkça ifade edilen veya ima edilen durumlardan bariz bir farklılık gösteren gerçek sonuçlar, uygulamalar veya olaylarla sonuçlanabilecek, bilinen ve bilinmeyen risk ve belirsizlikler içermektedir.

İleriye dönük beyanlar, Royal Dutch Shell’in piyasa risklerine olası maruziyetini içeren ve yönetimin beklentilerini, inançlarını, tahminlerini, öngörülerini, projeksiyonlarını ve varsayımlarını ifade eden beyanları içermektedir ve fakat bunlarla sınırlı değildir. İleriye dönük bu beyanlar; ‘‘beklemek’’, ‘‘inanmak’’, ‘‘olasılık dâhilinde olmak’’, ‘‘tahmin etmek’’, ‘‘ummak’’, ‘‘amaçlar’’, ‘‘niyetinde olmak’’, ‘‘olasılığı olmak’’, ‘‘hedefler’’, ‘‘görünüm’’, ‘‘plan’’, ‘‘muhtemelen’’, ‘‘öngörmek’’, ‘‘riskler’’, ‘‘hedeflemek’’, ‘‘olabilir’’, ‘‘planlamak’’, ‘‘olacaktır’’ gibi bazı terimlerle ifade edilmiştir.

Royal Dutch Shell’in gelecekteki faaliyetlerini etkileyebilecek ve bunların bu senaryolar kitabında bahsi geçen ileriye dönük beyanlarda ifade edilenlerden bariz şekilde farklı olmasına sebep olabilecek bazı etmenler vardır. Bu etmenlere aşağıdakiler dâhildir ve fakat bunlarla sınırlı değildir:

(a) ham petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki dalgalanmalar;(b) Shell ürünlerine yönelik talepteki değişiklikler;(c) döviz kurundaki dalgalanmalar;(d) sondaj ve üretim sonuçları;(e) rezerv tahminleri;(f) pazar payı kaybı ve endüstriyel rekabet;(g) çevresel ve fiziksel riskler;(h) devralınacak malların özelliklerinin ve hedeflerin

belirlenmesi; bu tür işlemlerin başarıyla müzakere edilmesi ve tamamlanmasına bağlı riskler;

(i) gelişmekte olan ve uluslararası yaptırım uygulanan ülkelerde faaliyette bulunmanın getirdiği riskler;

(j) iklim değişikliklerine yönelik düzenleyici önlemler dâhil olmak üzere, teşrii, mali ve mevzuat gelişmeleri;

(k) çeşitli ülke ve bölgelerdeki ekonomik ve finansal piyasa koşulları;

(l) istimlak ve devlet kurumlarıyla sözleşme şartlarının yeniden müzakeresi, projelerin onaylanması sürecinde yaşanan gecikmeler veya hızlı ilerlemeler, paylaşılan maliyetlerin geri ödenmesinde yaşanan gecikmeler gibi siyasi riskler; ve

(m) ticaret şartlarındaki değişiklikler.

Bu senaryo kitabında bulunan bütün ileriye dönük beyanlar, bu bölümde yer alan veya atıfta bulunulan uyarıcı ifadelerle açıkça ve bütünüyle sınırlandırılmıştır.

Okuyucular, kitapta yapılmış olan ileriye dönük beyanlara gerekli olandan daha fazla düzeyde itimat etmemelidir.

Gelecekteki sonuçları etkileyebilecek diğer etmenler, Royal Dutch Shell’in 31 Aralık 2011 tarihinde sona eren yıla yönelik 20-F sayılı raporunda bulunmaktadır. Söz konusu rapora www.shell.com/investor ve www.sec.gov adreslerinden erişilebilir.

Bu etmenler okuyucu tarafından da değerlendirmeye alınmalıdır. İleriye dönük beyanların her biri sadece bu senaryo kitabının yayın tarihinde (Mart 2013) geçerli olan durum temel alınarak hazırlanmıştır. Ne Royal Dutch Shell ne de iştirakleri yeni bilgiler, gelecekteki olaylar veya diğer bilgiler sebebiyle, ileriye dönük beyanların yenilenerek veya gözden geçirilerek kamuya açılmasına ilişkin herhangi bir yükümlülük üstlenmez.

Bu risklerin ışığında sonuçlar, bu senaryo kitabında belirtilen ileriye dönük beyanlarda ifade veya ima edilenlerden veya bu beyanlardan çıkarılanlardan bariz bir şekilde farklı olabilir.

YASAL NOtLAR

Page 93: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

YEN

İ MER

CEK

SENA

RYO

LARI EKLER: YA

SAL N

OTLA

R VE TEŞEKKÜ

R 91

Yeni Mercek Senaryoları ve daha önce yayımlanmış Shell senaryolarının geliştirilmesinde değerli katkılarını esirgemeyen Shell çalışanlarına ve şirket dışından destek veren uzmanlara teşekkür ederiz.

Diğer Shell Senaryo materyallerine shell.com/scenarios adresinden erişilebilir.

© 2013 Shell International BVHer hakkı saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü Shell International BV’nin önceden yazılı izni alınmadan, hiçbir şekilde hiçbir vasıta aracılığıyla kopyalanamaz, veri çekme sisteminde saklanamaz, yayınlanamaz ve iletilemez.

Bahsi geçenler haricinde Shell’in senaryo analizlerinin geliştirilmesinde ve bu kitaptaki şemalarda kullanılan birincil veri kaynakları şunlardır:

■■ IEA Dünya Enerji İstatistikleri ve Dengeleri 2012 © OECD/IEA 2012 (Shell International tarafından değiştirildiği şekliyle)

■■ BM Nüfus Dairesi■■ EIA■■ Booz & Company■■ Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü (IWMI)■■ Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi (CSIS)■■ Dünya Bankası

tEŞEKKÜR

VERİ KAYNAKLARI

Page 94: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

SOSY

AL/

EKO

NO

MİK

/SİY

ASİ

EN

ERJİ

DEĞ

İŞİK

LİK

LERİ

ENER

JI D

EĞIŞ

IKLI

KLE

RIEN

ERJI

DEĞ

IŞIK

LIK

LERI

ASYA'NIN %50'SİKENTLEŞİR

DÜNYA NÜFUSUNUN %15'İNDEN FAZLASINI YAŞLILAR OLUŞTURUR

DÜNYA NÜFUSU 9 MİLYARA ULAŞIR

AVRUPA'DA TOPLAM NÜFUS DÜŞÜŞE GEÇER

AFRİKA'NIN %50'Sİ KENTLEŞİR

AVRUPA'NIN %80'İ KENTLEŞİR

ASYA'DA TOPLAM NÜFUS DÜŞÜŞE GEÇER

Hidrojenli araçlar piyasaya sürülür

Kömür bir numaralı enerji kaynağı olur

Dünya Karbon Yakalama/Depolama (CCS) kapasitesi 20 GW olur

Dünyanın CO2 emisyonu yılda 40 Gt'a ulaşır

Dünyada doğalgazdan üretilen elektrik 2012'deki düzeyin %40 üzerine çıkarak 2000 GW'a ulaşır

Çin'in nükleer kapasitesi 180 GW'a ulaşır

CCS dünya genelinde yılda 1 Gt CO2 değerini yakalar

Dünya uçak filosu verimliliği 2012'ye kıyasla %50 artar

Fosil dışı kaynaklar dünyanın birincil enerji kaynağının %30'unu oluşturur

Dünya nükleer kapasitesi 1200 GW'a ulaşır

Dünyanın otomobil filosu (aktif) ortalama 35 mil/ABD gal ortalamasına ulaşır (2010'a kıyasla %45 daha yüksek)

Dünyanın enerji talebi 1000 EJ/yıl olur

Elektrik karbonsuz hale gelir

Hindistan dünyanın bir numaralı gaz tüketicisi olur

Karayolu taşıtlarında sıvı yakıtlar kullanılmamaya başlanır

Dünya karayolu yolcu-km değeri 2012'deki rakamların üç katına çıkarak doygunluğa ulaşır

Dünyadaki CO2 emisyonunet sıfıra iner

Dünyadaki elektriğin %10'u biyokütleden üretilir

CCS dünya genelinde yılda 10 Gt CO2 değerini yakalar

Doğal gaz 200 EJ/yıla ilk ulaşan enerji kaynağı olarak zirveye yerleşir

Japonya'da karayolu yolcu taşımacılığında katedilen yolun %10'u elektrik veya yakıt hücresi ile gerçekleşir

Dünya rüzgâr kapasitesi= 400 GW

Çin bir numaralı petrol tüketicisi olarak ABD'yi tahtından eder

Dünyanın CO2 emisyonu yılda 40 Gt değerini bulur

Dünya güneş pili kapasitesi = 500 GW

Petrol üretimi 100 mbd'ye ulaşır

Avrupa'nın otomobil filosu (aktif) 50 mil/ABD gal ortalamasına ulaşır (2010'a kıyasla %45 artar)

Yenilenebilir kaynaklar dünyanın birincil enerji kaynağının %20'sini oluşturur

Hindistan'daki otomobil filosu = 500 milyon araç

Hindistan en büyük enerji tüketicisi olur

Dünya hava yolculuğu talebi (22 trilyon yolcu-km) 2012'deki rakamların 5 katına çıkar

Dünyanın CO2 emisyonuyılda 2 Gt'yi bulur

Dünyanın otomobil filosu (aktif) 70 mil/ABD gal ortalamasına ulaşır (2010'daki rakamların yaklaşık üç katı)

Elektrik, nihai enerji talebinin %30'una ulaşır

Dünya karayolu yolcu-km oranı 2012'deki rakamların üç katına çıkar

Dünyanın enerji talebi 1000 EJ/yıl olur

Dünyada binaların ortalama ısıtma verimliliği 2012 yılındaki rakamların iki katına ulaşır

Güneş pili 1 numaralı enerji kaynağı olur

Elektrik karbonsuz hale gelir

Çin'deki otomobil filosu = 114 milyon araç

ABD'nin otomobil filosu (aktif) 30 mil/ABD gal ortalamasına ulaşır (2010'a kıyasla %45 artar)

Dünya güneş pili kapasitesi = 1800 GW

Dünya güneş pili kapasitesi = 20.000 GW

Dünyanın nihai enerji talebi en üst seviyeye ulaşır

Elektrik, nihai enerji talebinin %40'ına ulaşır

Dünyada ortalama ağır sanayi enerji verimliliği 2012 yılındaki rakamların iki katına ulaşır

DÜNYA NÜFUSU 8 MİLYARA ULAŞIR

OKYANUSLAR ZAMAN ÇIZELGESI

SOSYAL VE SİYASİ BASKILAR REFORMLARI VEYA RADİKAL REJİM DEĞİŞİKLİĞİNİ TETİKLER

ÇİN'İN KİŞİ BAŞI GSYİH'Sİ 20.000 ABD DOLARI DEĞERİNE ULAŞIR (SAGP)

HİNDİSTAN'IN KİŞİ BAŞI GSYİH'Sİ 10.000 ABD DOLARINA ULAŞIR

SIKIŞMIŞ GAZ/ŞEYL GAZI VE CBM KUZEY AMERİKA'NIN DIŞINDA SINIRLI BAŞARIYA ULAŞIR

PETROL ÜRETİMİ/TÜKETİMİ UZUN BİR DURAKLAMA DÖNEMİNE GİRER

AFRİKA, ASYA'DAN SONRA EN ÇOK ENERJİ TÜKETEN İKİNCİ EN BÜYÜK KITA OLARAK AVRUPA VE KUZEY AMERİKA'YI GERİDE BIRAKIRTEKNOLOJİ GELİŞİMİ ARTAN

FİYATLARLA HIZ KAZANIR, ANCAK İKİNCİL ÖNEME SAHİP POLİTİKALAR GERİ KALIR

HIZLA YÜKSELEN EKONOMİLER ETKİN EKONOMİK REFORMLAR UYGULAR

SOSYAL VE SİYASİ BASKILAR İKTİDAR SAHİPLERİNİN ÇIKARLARININ KORUNMASINI TEŞVİK EDER

YÜKSEK BÜYÜME ORANLARININ SÜRDÜRÜLMESİ İÇİN MALİ VE EKONOMİK REFORMLAR YETERSİZ KALIR

NÜFUZ SAHİBİ KESİMİN İŞ BİRLİĞİ, SEÇİLEN POLİTİKALARIN UYGULANMASINI KOLAYLAŞTIRIR

SIKIŞMIŞ GAZ/ŞEYL GAZI VE CBM GELİŞİMİ KUZEY AMERİKA'NIN EDİNDİĞİ DENEYİMİ DÜNYAYA YAYAR

KARAYOLU YOLCU TAŞIMACILIĞI İÇİN SIVI YAKITLAR KÜRESEL DÜZEYDE REKOR SEVİYEYE ULAŞIR

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ABD VE ÇİN HÂKİMİYETİNE GİRER

GAZ ENERJİ SİSTEMİNİN BELKEMİĞİ HALİNE GELİR (BİYOGAZIN YÜKSELİŞİİLE DOĞAL GAZ)

BAZI BÜYÜK EKONOMİLER ORTA GELİR TUZAĞINDAN KURTULUR VE KÜRESEL BÜYÜME TEKRAR YUKARI YÖNLÜ BİR SEYİR İZLER

2010

2020

2030

2040

2050

2060

2070

2080

2090

2100

YEN

İ MEr

cEk

SENa

rYo

ları ZA

MA

N Ç

İZELGESİ 94

Dağlar zaMaN çızElgESı

Page 95: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar
Page 96: SHELL YENİ MERCEK SENARYOLARI · Yeni Mercek Senaryoları, yöneticilerin gelecekteki iş ... Giriş 06 Yeni Bir Dönem İçin Yeni Mercekler 09 Paradokslar 10 Önümüzdeki Yollar

© 2013 Shell International BVHer hakkı saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü Shell International BV’nin önceden yazılı izni alınmadan hiçbir şekilde hiçbir vasıta aracılığıyla kopyalanamaz, veri çekme sisteminde saklanamaz, yayınlanamaz ve iletilemez.

#ShellScenarios etiketiyle sohbete katılın

www.shell.com/scenarios