8
17 nijer nijer Yazı ve fotoğraflar: E. Hilal Korucu NiJER bir manzumesi; yoksulluk Fotoğraf: Abdulhakim Mermer Dünya fakirlik haritasının en diplerinde yer alıyor Nijer. Afrika’nın batısında topraklarının yüzde onikisi ekilebilir, geriye kalan kısmı ise çölden ibaret. Tarıma elverişli alanların önem- li bir kısmı Nijer Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Dolayısıyla yerleşim alanları da bu bölgeler- de yoğunlaşıyor. Fransa, eski sömürge alışkanlığını farklı yöntemlerle sürdürmeye devam ediyor Nijer’de. Düşük bedellerle uranyumunu kullanıyor ve bu düzenin devamlılığı için- de ülke yönetiminde gizli bir el olarak etkisini sürdürüyor. 1960 yılında bağımsız olan ül- kede, 1992 yılında halk oyuyla kabul edilen anayasa ile çok partili demokrasiye geçilmiş. Fa- kat Şubat 2010’da yapılan askeri darbe bu geçişin tam olarak gerçekleşmediğini gösteri- yor. Sistem içerisinde Fransa’nın da etkisiyle laiklik çok önemseniyor. Şimdilik halk yoksul- luk nedeni ile bütün bunları sorgulayacak durumda değil, bu sebeple ülkenin siyasal sistemi- nin gelişmesi de toplumsal sorgulamanın artmasına bağlı görünüyor. 15 milyonu aşan nüfu- su ile Nijer’in dünyanın 3. büyük uranyum üreticisi olması, felaket düzeyinde olan yoksullu- ğu gidermeye yetmiyor. Ne devletin halkına hizmet verecek gücü, ne de halkın bunu sorgu- layacak bilinci var. Yağışların yaz aylarında görüldüğü ülkede, iklim genellikle sıcak ve kurak. nijer 16 Temiz içme suyu temin edebilmek, Nijer halkının en büyük sıkıntılarından biri…

siyah ve güzel nijer

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Dünya fakirlik haritasının en diplerinde yer alıyor Nijer. Afrika’nın batısında topraklarının yüzde onikisi ekilebilir, geriye kalan kısmı ise çölden ibaret. Tarıma elverişli alanların önemli bir kısmı Nijer Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Dolayısıyla yerleşim alanları da bu bölgelerde yoğunlaşıyor. Fransa, eski sömürge alışkanlığını farklı yöntemlerle sürdürmeye devam ediyor Nijer’de. Düşük bedellerle uranyumunu kullanıyor ve bu düzenin devamlılığı içinde ülke yönetiminde gizli bir el olarak etkisini sürdürüyor. 1960 yılında bağımsız olan ülkede, 1992 yılında halk oyuyla kabul edilen anayasa ile çok partili demokrasiye geçilmiş. Fakat Şubat 2010’da yapılan askeri darbe bu geçişin tam olarak gerçekleşmediğini gösteriyor. Sistem içerisinde Fransa’nın da etkisiyle laiklik çok önemseniyor. Şimdilik halk yoksulluk nedeni ile bütün bunları sorgulayacak durumda değil, bu sebeple ülkenin siyasal sistemini

Citation preview

Page 1: siyah ve güzel nijer

17nijer

nijer

Yazı ve fotoğraflar: E. Hilal Korucu

NiJERbir

manzumesi;yoksulluk

Fotoğraf: Abdulhakim Mermer

Dünya fakirlik haritasının en diplerinde yer alıyor Nijer. Afrika’nın batısında topraklarının yüzde onikisi ekilebilir, geriye kalan kısmı ise çölden ibaret. Tarıma elverişli alanların önem-li bir kısmı Nijer Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Dolayısıyla yerleşim alanları da bu bölgeler-de yoğunlaşıyor. Fransa, eski sömürge alışkanlığını farklı yöntemlerle sürdürmeye devam ediyor Nijer’de. Düşük bedellerle uranyumunu kullanıyor ve bu düzenin devamlılığı için-de ülke yönetiminde gizli bir el olarak etkisini sürdürüyor. 1960 yılında bağımsız olan ül-kede, 1992 yılında halk oyuyla kabul edilen anayasa ile çok partili demokrasiye geçilmiş. Fa-kat Şubat 2010’da yapılan askeri darbe bu geçişin tam olarak gerçekleşmediğini gösteri-yor. Sistem içerisinde Fransa’nın da etkisiyle laiklik çok önemseniyor. Şimdilik halk yoksul-luk nedeni ile bütün bunları sorgulayacak durumda değil, bu sebeple ülkenin siyasal sistemi-nin gelişmesi de toplumsal sorgulamanın artmasına bağlı görünüyor. 15 milyonu aşan nüfu-su ile Nijer’in dünyanın 3. büyük uranyum üreticisi olması, felaket düzeyinde olan yoksullu-ğu gidermeye yetmiyor. Ne devletin halkına hizmet verecek gücü, ne de halkın bunu sorgu-layacak bilinci var. Yağışların yaz aylarında görüldüğü ülkede, iklim genellikle sıcak ve kurak.

nijer16

Temiz içme suyu temin edebilmek, Nijer halkının en büyük sıkıntılarından biri…

Page 2: siyah ve güzel nijer

Ülke ile ilgili bu genel bilgilerin ötesin-de burada olmayı anlamlı kılan daha mü-him yaşamsal detaylar var. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteği ile bir araya gelen 36 kişilik Sağlık Gönül-lüleri ekibi ile yoksulluğun kanattığı ya-raları elimizden geldiğince sarmak üzere Fas aktarmalı olarak Nijer’e hareket edi-yoruz. Gitmeden önce öğrendiklerimiz-den edindiğimiz refleks ile sinek kovu-cu ilaçlar sürünmeye başlıyoruz başkent Niamey’e iner inmez. Zira sıtma bu ülke-de en yaygın hastalıklardan biri. Ve bizler sınırlı olan vaktimizi hasta yatağında ge-çirmek istemiyoruz. Sarı humma aşı bel-gelerimizi göstererek çıkıyoruz hava ala-nının dışına. Ve yüzümüze vuran sıcak ile merhaba diyoruz Afrika’ya…

Başkent NiameyBaşkent Niamey ara durak olduğu için, sağlık yardımının yapılacağı Teseoua böl-gesine gitmeden önce bir süre TİKA-DSİ misafirhanesinde konaklıyoruz. Gecenin bir yarısı güler yüzlü ev sahibi Türkler-le karşılaşmak, uyku mahmurluğumuzu memnuniyete çeviriyor. Yine de yorgun-luğun etkisiyle herkes bir yerlerde uyu-yakalıyor. Gün ışığına açılan gözlerim-

le ilk olarak, duvarlarda gezinen renga-renk kertenkeleler ve ağaçtaki kuşları al-gıladım. ‘Burada her şey bir başka’ dedir-ten detaylar kendini göstermeye başla-mıştı bile. Ve ben yeni şeyler keşfetmek üzere bahçe kapısından dışarı uzandım. Geniş kızıl sokaklar ve rengarenk giysile-ri içerisinde salına salına yürüyen kadın ve çocuklar sabahın ışıltısında bambaşka bir renk katıyordu şehre. Başkent olması-na rağmen kasaba çapındaki Niamey’in en çok ilgi çeken cazibe merkezi hayva-nat bahçesi ve Nijer nehri. Bu ülkeye has batik kumaşlar ve deri atölyesinin de içe-risinde bulunduğu hayvanat bahçesin-de, birkaç hayvan ve dev dinazor fosili dı-şında görülebilecek fazla bir şey yok. Ni-jer Nehri ise çamur rengi akan suyu ve kenarında serilmiş çamaşırlar ile adeta renk cümbüşü. Başkent Niamey, Nijer gerçeğinin en iyimser manzaralarını görebileceğiniz tek yer. Dönüş yolunda şehirde gerçekle-şen gezintide özellikle araba, hatta mo-tosiklet kullanan kadınların çokluğu dik-kat çekici. Kamu binaları ve şehir meyda-nı, trafik yoğunluğu, marketler -geri kal-mış olsa da- modern kentleşmenin vur-gularıydı bu şehrin.

Ama bütün bunlar çok küçük bir mutlu azınlığın yansıttığı manzaralardı. Bu dar alanın dışında birçok trajedi yaşıyordu ara sokaklara sıkışmış hayatlar.

Kısa bir başkent molasının ardından, Gö-nüllü ekibimizle Teseoua’ya gitmek üze-re 17 saat sürecek olan karayolu yolcu-luğumuza başlıyoruz. Otobüslerle şeh-rin asfalt olan tek otoyolunda ilerler-ken, kentsel ve kırsal unsurların yarattığı paradoks dikkatlerden kaçmıyor. Yolun ortasında gezinen hayvanlar, kenarın-da yürüyen yayalar ve her şeye rağmen akan trafik… Şehrin dışına çıkarken yola gerilmiş halatların başındaki görev-lilerin aracımızı durdurmasıyla bunun otoyol gişesi olduğunu anlıyoruz. Öde-nen ücretin ardından inen halatla birlik-te devam ediyoruz yolumuza.

Yol boyunca küçük yerleşim yerlerinin ortasından geçiyor olmamız, yaşamdan manzaraları sıkça izleme imkanı sunu-yor bizlere. Su taşıyan kadınlar, yağmur göletlerinde oynayan çocuklar, milet ambarları, toprak evler, keçiler, develer, kendine has mimarisi ile camiler ve en önemlisi de bizi içine alan kum fırtınasını geride bırakarak varıyoruz Teseoua’ya.

nijernijer18 19Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sokaklar, her yaştan Nijerli’nin gülen yüzüyle canlanıyor

Ülkenin sınırlı olan tarıma elverişli topraklarında sıklıkla ‘milet’ ekimi yapılıyor. biryoksullukmanzumesi

biryoksullukmanzumesi

Page 3: siyah ve güzel nijer

Bu ülkeyi mahkum edil-diği yoksulluktan kurta-

racak enerji, Nijerli ço-cukların gözlerinden

yansıyor.

Page 4: siyah ve güzel nijer

Beslenme yetersizliği, yanlış doğum yön-temleri ve hastalıklar nedeniyle Nijer’de, be-bek ve çocuk ölümlerine sıkça rastlanıyor.

Henüz sabah olmamışken yerleşiyoruz misa-firhaneye. Biraz dinlenme ve kahvaltının ar-dından geliş amacımızı yerine getirmek üze-re hastane binasına gidiyoruz tüm ekip ola-rak. Cihazların kurulumu ve kliniklerin hazır-lanmasının ardından bir hafta sürecek olan programımıza başlıyoruz. Birbirini takip eden günlerde tek derdimiz insanların şifalarına vesile olmak. Geçen zaman içerisinde dokunduğumuz her insan, Nijer gerçeğini anlatıyor aslında. Nijer’i anlamak, bu ülkede ne olarak var olduğunuz-la ilgili bir durum. Her bir insani hal ayrı ayrı yönünü vurguluyor ülkenin. Yoksulluk, bü-tün sorunları besliyor ve kronik hale getiriyor bu topraklarda.

Nijer’de çocuk olmakKara tenlerinde parlayan siyah gözleri ile hiç-bir yerde karşılaşmadığım bir coşkuya sahipti bu ülkenin çocukları. Başlangıçta ürkek ve çe-kingen davranışları, küçük bir iletişimle yerini çocuksu pervasızlığa bırakıyor. Bir anda on-larca çocuk birikiyor ve ‘madam’ diye başla-yan cümlelerle bir şeyler anlatmaya çalışıyor-lar. Kızlar biraz daha temkinli yaklaşıyor ama sonunda onlarda çocukluklarına yeniliyorlar. Zaman zaman sırtlarında taşıdıkları kardeşle-ri, onların yaşam biçimleri ve kendilerine biçi-len rolü yansıtıyor.

Fotoğraf: Abdulhakim Mermer

nijernijer22 23Niamey yakınlarındaki Zürafa Bölgesi’nden geçerken, şanslıysanız bu hayvanlara rastlayabilirsiniz. Son derece ürkek olan Zürafaları görüntülemek isterseniz, güvenlik görevlilerine ücret ödemek zorundasınız.

biryoksullukmanzumesi

biryoksullukmanzumesi

Page 5: siyah ve güzel nijer
Page 6: siyah ve güzel nijer

Her biri küçük kadınlar gibi öğrenilmiş davranışlar sergiliyor. Onlar, çocuklukla-rına döndükleri anlar dışında, yerel mak-yaj ve süsleri içerisinde arz-ı endam edi-yor yollarda. Bu kara kıtanın ışıltılı yüzle-rinin en etkileyici yanı ise derin ve keskin bakışları. ‘Bizler her an olgun olmaya ha-zır çocuklarız’ der gibiler. O masum su-ratlardaki anlam derinliğini, körpe duy-gularla açıklamak mümkün değil. Yüz hatlarındaki güzelliği daha da belirgin-leştiren gözlerindeki güçlü ifadenin nasıl bir düşünceden beslendiğini bilmeyi çok isterdim. Onlarla konuşabilmeyi ve akıl-larından gönüllerine inebilmeyi...

Nijer’de erkek olmak…Ataerkil bir toplum olan Nijerliler için ha-yatın nispeten daha kolay olduğu bir var olma biçimi erkeklik. Erken yaşta evlilik onların da hayatlarının bir parçası. Ama kızlardan farklı olarak evdeki işgücünü artırmayı hedefliyor çoğu zaman bu du-rum. Yine de yaşamın onlara sunmuş ol-duğu özgürlük, bu ülkede erkek olma-yı kadın olmak kadar büyük bir trajediye dönüştürmüyor. Motosikletlerin üzerin-de bir oraya bir buraya gidip gelen, mi-nübüslerin üzerine balık istifi yerleşmiş genç yaşlı erkekler dinamizm katıyor şe-hir hayatına. Şehirde erkekler kırsal alan-lara göre yaşamsal sorumlulukları nis-peten paylaşmış gibi görünüyorlar. Nijer nehri kıyısında çamaşır yıkayan erkekler, alışık olmadığımız bir manzara seriyor gözler önüne.

Nijer’de kadın olmak…Bu ülkede en zor var olma biçimi kadın-lık olsa gerek. Başlarında yükleri, sırtla-rında çocukları ile üzerlerine asılmış olan yaşamı yüksünmeden taşıyorlar. Özel-likle yoksulluk sınırının en dibinde bulu-nan ailelerin kız çocukları, evden bir bo-ğaz eksilsin diye çocuk yaşta kendilerin-den hayli büyük erkeklerin eşlerinden biri olarak feda edilebiliyor. Bundan son-raki süreçte ise birer doğum makinası

Nijer’de kadını yaşamın her alanında görmek mümkün. Yaşam onlar için çoğunluk-la sokaklarda akıp gidiyor. Özellikle hastalık nedeniyle terk edilmiş olanları için…

olarak tükenişlerini yaşıyorlar. 15’inde üç, 28’inde 14 doğum yaparak tahrip olan bedenleri ile birlikte, kadınlık ruhlarını da köleliğe teslim ediyorlar. Kadın olmanın ne demek olduğunu hiç bilmeden, bel-ki de genç yaşta sıradan varlıklarını son-landırıyorlar. Makûs kaderlerinin bir par-çası olarak sahip oldukları çocukları, on-ları yaşamda anlamlı kılan tek insanlık hali galiba. Buna rağmen en büyük be-deli de bu çocuklara sahip olurken ödü-yorlar. Erken yaşta ve yanlış yöntemler-le yapılan doğumlar sonucu ülkenin bü-yük dramı haline gelen fistül hastalığı ol-dukça yaygın. Mesane yırtılması sonucu baş gösteren bu rahatsızlık sonucu idra-rını tutamayan kadınları, kocaları da bir başına bırakıyor. Bu sağlık sorunu karşı-sında devletin imkanları yeterli olmayın-ca uluslararası yardım kuruluşlarının gi-rişimleri umut olmaya başlıyor. Özellik-le Türk hekimlerinin önemli girişimleri ol-masına rağmen, bu sorunu çözmek için şimdilik yeterli düzeyde değil.

Çocukları ile bütünleşmiş olarak yaşa-yan bu kadınlar, bir yandan bebek emzi-rirken, bir yandan da sokaklarda pişirdik-leri yemekleri satmaya çalışıyorlar. Kırsal kesimde tarımda emek sarfeden Nijer-

li kadınlar, su taşıma, milet dövme işleri-ni üzerlerine almışlar. Kadınlık zor zana-at vehasıl bu topraklarda. Ama her şeye rağmen en yaşlısından en gencine en iyi koşullarda olanından en düşkününe ka-dar tüm kadınlar, kıyafetleri ve aksesuar-ları ile ‘kadın her yerde kadın’ dedirtiyor.

Yoksulluğun gülen yüzüBu ülkenin insanları, yoksulluğun insan yaşamı üzerinde yarattığı tahribatı be-denleriyle özetliyor adeta. Bir güzellik manzumesi olarak dünyaya gelen ve be-lirli bir yaşa kadar da bunu koruyan bu insanlar, yoksunluklarının onları maruz bıraktığı sefaletin etkisiyle hızla deforme olmaya başlıyorlar. Tenleri kağıt gibi bu-ruşuyor, dişleri sararıp dökülüyor, ayakla-rı nasırlaşıp tabanları kösele haline geli-yor, belleri bükülüp, gözleri görmez olu-yor. Nijer’de insanların uğradıkları fiziksel tahribat, yoksul ile nispeten varlıklıyı bir-birinden ayırt ediyor. Yoksullukla besle-nen hastalıklar, burada görev yapan gö-nüllü hekimleri bile şaşkına çevirecek ka-dar anormal bir hal alıyor. Modern tıbbın kolayca çözüm bulduğu sağlık sorunları, burada insanların hayatları boyunca ız-dırabına ve hatta genç yaşta yaşamlarını yitirmelerine neden oluyor.

nijernijer26 27Nijer’in bazı bölgelerinde oldukça lezzetli soğanlar üretiliyor biryoksullukmanzumesi

biryoksullukmanzumesi

Türkiye’den gelen sivil toplum kuruluşlarının aç-tırmış olduğu su kuyuları sayesinde, özellikle kırsalda yaşayan Nijerliler, temiz su tüketme im-kanı buluyor.

Page 7: siyah ve güzel nijer

nijernijer28 29En önemli gıdaları olan mileti evlerinin hemen yanına yaptıkları ambarlarda saklıyorlar.

biryoksullukmanzumesi

biryoksullukmanzumesi

Yarım saat süren bir katarakt ameliyatı-nı olamadıkları için hayatları boyunca ka-ranlığa mahkum yaşıyorlar. Ama her şeye rağmen dertlerini kabullenmiş bu insan-ların yüzleri içtenlikle gülüyor.

Geri kalmışlığın bir sonucu olarak da de-ğerlendirilebilir ama küreselleşmenin ya-ratmaya çalıştığı tek tip insana inat, hayat yerel unsurlarla dolu buralarda. Fransızla-rın başarılı sömürgeleştirme çalışmaları-nın sonucu olarak halkın çoğunluğu Fran-sızca konuşurken, yerel dilleri de hala var-lığını devam ettiriyor. Kabile geleneğinin bir uzantısı olarak, insanların geldiği soyu belirlemek için yüzlerine vurulan dam-galar, desen desen kına figürleri, erkekle-rin başlarındaki muhteşem desenli takke-ler ve yerel kıyafetlerinin altında modern üretim figürü olarak parmak arası plastik terlikler göze çarpıyor. Özellikle kırsal ke-sim insanının iç çamaşırı giyme alışkanlığı az. Yemeklerini elleri ile yerken, sıvı tüke-timini bir ucu delik poşet paketlerle ger-çekleştiriyorlar. En yaygın tüketilen yiye-cek milet. Kuş yemini andıran bu tahıl dö-vülerek çorba haline getiriliyor. Büyük ço-ğunlukla insanlar hayatları boyuca tek öğün bu çorbayla besleniyor. İnce uzun somun ekmeklerini yerken hamuruna ka-

rışan kumu ağzınızda hissediyorsunuz. Herkes tüketemese de en favori meyve mango. Nijer’de insanı şaşırtan detaylar-dan biri de lojistiğin bu denli geliştiği bu çağda, hala deve kervanları ile ticaretin yapılıyor olması.

Müslüman Nijer HalkıKaynaklarda belirtildiğine göre İslam ile 10. asrın sonuna doğru tanışan halkın bü-yük bir kısmı hala Müslüman. Din yaşa-mın içerisinde yoğun olarak göze çarpı-yor. Örtünmüş her yaştan kadın, çardak mescit ve kuran kursları, sokaklarda na-maz kılanlar, Müslüman toplumu açıkça yansıtıyor. Kuran’ı Kerim el ile yazılan ah-şap levhalardan okunuyor. İnsanlara “se-lamünaleyküm” dediğinizde yüzlerinde sı-cak bir gülümsemeyle karşılıyorlar sizle-ri. Yıllarca başka dinlerden beyaz insanla-rı görmeye alışmış olan Nijerliler için, be-yaz Müslümanlar görmek, yeni bir duru-mu ifade ediyor. Ülkemizdeki Sünni iba-det pratiklerinden farklı olarak tezahür eden İslam’ı yaşama biçiminin oluşmasın-da, elbetteki coğrafi koşulların, gelene-ğin ve zorlu hayat mücadelesinin de etki-si büyük. Sağlık Gönüllüleri Organizasyon Başkanı Sayın İbrahim Ceylan’ın bu du-

rum karşısında “ zor oyunu bozar “ ifadesi, mahremiyet algısını bile farklılaştıran ko-şulları doğru biçimde açıklıyor.

Yaşamın renkleri sergileniyor pazar ye-rindeNijer’de yaşama dair detayların en iyi göz-lemlenebildiği yerlerden biri de pazar yeri. Teseoua bölgesinde geniş ve top-rak alanda kurulan pazar tam bir keşme-keş. Öküz arabaları, açıkta satılan etler, ka-baktan yemek kapları, elekler, rengarenk kumaşlar, tuz yığınları, kurutulmuş biber-ler, dibekler ve daha birçok yerel unsur. Bu alanda tüketim ihtiyaçlarının yanı sıra sosyal gereksinimlere de cevap verecek seçenekler de sunuluyor. Berberler saç kesme işlemi yaparken, kurulan oyun ala-nında eğlence ihtiyaçlarını da gideriyorlar. Periyodik olarak kurulan bu şehir pazarı-nın yanı sıra yılda 1 kez 15 gün süreliğine asfalt yolun kenarında açılan satış stand-larını gezme imkanını bulduk. Küçük bir alanda olmasına rağmen özellikle akşam saatlerinde hayli keyifli bir ortam oluşuyor burada. Bilhassa gençler hoş vakit geçiri-yor müziğin ve renklerin ambiyansında… Geceleyin yolların karanlığa teslim oldu-ğu bu şehirde, sokakları aydınlatan tek şey motosikletlerin ışıkları oluyor.

Gece alabildiğine siyah, yıldızlar alabil-diğine parlak Gecenin zifiri karanlığında, yıldızlar hiç ol-madıkları kadar ışıltılı ve güzel görünüyor bu ülkede. Modern şehirlerin suni ışıltıla-rı arasında, unuttuğumuz başka dünyala-rı buralardan ayrıldıktan sonra da hatırla-mamız için gökyüzü şahitlik ediyor yaşa-ma. Hesapsızca uçuşan çekirgeler ve sak-landıkları yerden geceye tanıklık eden kurbağaların sesleri, doğal bir senfoni gibi geliyor kulağa. Yağmur mevsiminin nemi ve hafif esen rüzgar narince dokunuşlar-la geziniyor havada. Gece bitip gün yüzü-nü sabaha dönerken, aşina olduğum ma-kamlardan biraz daha farklı ezan sedala-rıyla, karanlık yerini pembemsi bir ışıltıya bırakıyor. Bu güzel seyri ile büyüleyici etki yaratan doğa, şiddeti ile hayatı dar ediyor bu yoksul insanlara. Büyüleyici kızıllığı ile toprak, rüzgarın şiddeti ile birleşince her yerde afeti andıran bir atmosfer yaratıyor. Hayatı sokaklarda yaşayan bu insanlar, bir kez daha çaresizliğin pençesine düşüyor-lar. Üzerlerine sinen toprak, ardından ge-len yağmurla tenlerinde yeni bir katman oluşturuyor. Öfkesi dinip yerini güneşe bırakan havanın ardından yaşam kaldığı yerden devam ediyor.

Page 8: siyah ve güzel nijer

Nijer’de Gönüllü olmakÜlkemizden kilometrelerce uzakta, ya-şanan bir yoksulluk ve hastalık trajedi-sine ellerinden geldiğince çözüm ol-maya çalışan iyi yürekli insanlar, hiç bil-medikleri topraklarda hiç tanımadıkla-rı insanlara yardım ellerini uzatıyorlar. Belki sorunun tamamını çözmeye ye-terli değil ama kıyıya vuran deniz yıl-dızı misali, her bir Nijerli için çok şey fark ediyor. İnsanlığın rakamsal yığın-lar halinde algılandığı bir dünya dü-zeninde, bireyden yola çıkarak iyili-ği çoğaltmaya çalışmak son derece an-lamlı bir çaba. Gönüllüler çatısı altın-da organize edilen sağlık ve insani yar-dım faaliyetleri esnasında tanıklık etti-ğim çaresiz bakışlardan, burada bulun-manın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyorum. Farklı branşlardan Nijer’de bulunan Türk doktor ve hem-şireler; zorluklara rağmen tüm imkan-ları kullanarak, geç saatlere kadar ame-liyatlar, diş çekimi, poliklinik hizme-ti, cerrahi müdahale ve tedaviler yap-tı. Bütün yorgunluklarına rağmen; on-lara yardımcı olan destek gönüllüler de dahil tüm ekip, bu topraklarda bu-lunma amaçlarının bilinciyle, yüzlerin-deki tebessümü hep korudu. Bir haf-talık çalışma süresince 562 poliklinik,

120 cerrahi ameliyat, 987 göz muaye-nesi, 293 katarak ameliyatı, 1586 kulak burun boğaz muayenesi ve bunlardan 440’ına tıbbi müdahale, 619 diş kont-rolü ve 817 diş çekimi yapıldı. İhtiyaç sahibi ailelere verilen 825 keçi yardımı açılan su kuyuları binlerce insanın ya-şamına iyilikle dokundu yardımsever yürekler. Onlarla olmak güzel ve an-lamlıydı. Bu sebeple başta Organizas-yon Başkanı Sayın İbrahim Ceylan ol-mak üzere, yüreği iyilikle atan ekip ar-kadaşlarımı insanlık adına yaptıkları bu güzel katkıdan dolayı kutluyorum.

Şimdilik Nijer halkına ihtiyaç duyduk-ları ‘balık’ ikram ediliyor duyarlı insan-lar tarafından. Ama onların ‘balık tut-mayı’ öğrenmeye daha çok ihtiyaçları var. Yoksulluğu bir kültür olarak da ya-şayan ve belki de bu yüzden karşı du-ruş sergilemeyen Nijerliler; daha iyi bir hayat ihtimalinin farkına vardıklarında, toplumsal değişim için gereken dina-mizm de ortaya koymaya başlayacak-tır. Bu sebeple BİSEG ( Bir insan Dün-yaya Bedeldir Sağlık ve Eğitim Köyle-ri Gönüllüleri Derneği ) tarafından ha-yata geçirilmesi planlanan Türk Köyü projesi büyük önem taşıyor. www.gonulluler.info

nijernijer30 31Nijer’de renkler bir başka güzel… Nijer’de kızlar, çocuk olamadan kadın olmayı öğreniyor… biryoksullukmanzumesi

biryoksullukmanzumesi

Fotoğraf: Serhat Onur

Objektifime takılan yüzlerce kare içerisin-de yüreğime ve beynime kazınan; enfeksiyon kapmış gözü ve bitap düşmüş bedeni ile acı çekmeye bile gücü olmayan bir bebeğin, dün-yaya açılan o tek gözünden yansıyan derin acı-sı oldu. Zorla inip kalkan göğüs kafesi ve der-dinden bezmiş yüzü karşısında, bağrıma basıp götürmek istedim onu tüm çaresizliğimle. Ama yapamadım. O orada kaldı, ben döndüm kon-forlu yaşantıma. Belki o şimdi hayatla mücade-lesine yenilerek melekler alemine karıştı. Fa-kat yüreğimde derin bir sızı ve gözümde ak-maya her an hazır yaş olarak yaşayacak bende.

E. Hilal Korucu