16
sosyalist isci SAYI: 248 30 Aralýk 2005 1.000.000 TL - 1 YTL www.sosyalistisci.org John Belamy Foster Kapitalizm ve küresel ýsýnma Fosil yakýtlarýna bu denli baðýmlý olmamýzýn baþlýca nedenlerinden birisi fosil yakýtlarýnýn petrol ve oto- mobil sanayileri için çok kârlý olmasýdýr. sayfa: 12 Funda Baysal Önce eylem vardý Rosa'nýn kitle hareketine yaklaþýmý hayatý boyunca deðiþmedi ve deðer- lendirmeleri, müdahaleleri önemli derslerle dolu. 1917 Ekim devrimi, 1918 Alman devrimi onun hak- lýlýðýnýn kanýtýdýr. sayfa: 13 Yeni liberalizme ve emperyalizme direniþ sürüyor Amerikan ve Ýngiliz ordularýnýn çok önemli güçlerinin Irak’a bat- mýþ olmasý ise dünyanýn her yerinde emekçilerin soluk almasýna yol açýyor. Dünyanýn her yerinde bütün emekçiler emperyalizme karþý direniþin en önemli cephesinin Irak olduðu- nun farkýndalar ve kendi mücadeleleri ile Irak direniþini birleþtirmeye çalýþýyorlar... sayfa: 8 - 9 Roni Margulies Kemalizmin son çýrpýnýþlarý Ve sol, ezbere tepki verdiði, hiçbir þey deðiþmemiþ gibi davranmaya devam ettiði için, hem durumu doðru yorumlamakta zorlanýyor, hem deðiþimin daha da hýzlanmasýna katkýda bulun- ma fýrsatýný kaçýrýyor. sayfa: 10 Londra Barýþ Konferansý Hedef 18 Mart ABD her geçen gün Irak’ta biraz daha sýkýþýy- or. Londa’da toplanan Barýþ Konferansý 18 Mart 2006’da bütün dünyada ABD’nin Irak’ý terk etmesi- ni isteyen gösteriler düzenlenmesine karar verdi sayfa: 11 Þehre katil geliyor George W. Bush bir savaþ suçlusu. Yalan söyleyerek Afganistan ve Irak'ý iþgale etti. Afganistan'da binlerce, Irak'ta onbinlerce insanýn ölümüne neden olan iþgali baþlattý. ABD'nin Irak'ta Felluce'de, "Beyaz Fosfor" adý verilen kimyasal silah kullandýðý kanýtlandý. CIA uçaklarý, Bush'un dünyayý küresel iþkence ambarýna çevirmek istediðini gösteriyor. Ýþte bu Bush'un en önemli danýþmaný, sað kolu, iþgal ve katliam politikalarýnýn en önde gelen yetkilisi, ABD Dýþiþleri Bakaný Condellisa Rice, Ocak ayýn- da Türkiye'ye, Ankara'ya gelme ihtimali var. Demir Leydi Rice'ý Ankara'da görmek istemiyoruz. Savaþ suçlularýný, iþgalin sorum- lusunu Ankara'da istemiy- oruz. Þimdiden hep birlikte haykýralým: "Defol Rice! Gelme, is-te- mi-yo-ruz!" Bush’un sað kolu Condellisa Rice Ankara’ya geliyor Sýnýrsýz düþünce, ifade, eylem ve örgütlenme özgürlüðü 301 - 305 kaldýrýlsýn

Sosyalist İşçi 247

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 247

Citation preview

Page 1: Sosyalist İşçi 247

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 248 30 Aralýk 2005 1.000.000 TL - 1 YTL

www.sosyalistisci.org

John Belamy Foster

KKaappiittaalliizzmm vveekküürreesseell ýýssýýnnmmaa Fosil yakýtlarýna bu denli baðýmlýolmamýzýn baþlýca nedenlerindenbirisi fosil yakýtlarýnýn petrol ve oto-mobil sanayileri için çok kârlýolmasýdýr.

ssaayyffaa:: 1122

Funda Baysal

Önce eylem vardýRosa'nýn kitle hareketine yaklaþýmýhayatý boyunca deðiþmedi ve deðer-lendirmeleri, müdahaleleri önemliderslerle dolu. 1917 Ekim devrimi,1918 Alman devrimi onun hak-lýlýðýnýn kanýtýdýr.

ssaayyffaa:: 1133

Yeniliberalizme veemperyalizmedireniþ sürüyorAmerikan ve Ýngiliz ordularýnýnçok önemli güçlerinin Irak’a bat-mýþ olmasý ise dünyanýn heryerinde emekçilerin solukalmasýna yol açýyor. Dünyanýnher yerinde bütün emekçileremperyalizme karþý direniþin enönemli cephesinin Irak olduðu-nun farkýndalar ve kendimücadeleleri ile Irak direniþinibirleþtirmeye çalýþýyorlar...

ssaayyffaa:: 88-99

Roni Margulies

Kemalizminson çýrpýnýþlarýVe sol, ezbere tepki verdiði,hiçbir þey deðiþmemiþ gibidavranmaya devam ettiðiiçin, hem durumu doðruyorumlamakta zorlanýyor,hem deðiþimin daha dahýzlanmasýna katkýda bulun-ma fýrsatýnýkaçýrýyor.

ssaayyffaa:: 1100

Londra Barýþ Konferansý

Hedef 18 MartABD her geçen gün

Irak’ta biraz daha sýkýþýy-or. Londa’da toplananBarýþ Konferansý 18 Mart2006’da bütün dünyadaABD’nin Irak’ý terk etmesi-ni isteyen gösterilerdüzenlenmesine kararverdi

ssaayyffaa:: 1111

Þehre katil geliyorGeorge W. Bush bir savaþsuçlusu. Yalan söyleyerekAfganistan ve Irak'ý iþgaleetti. Afganistan'da binlerce,Irak'ta onbinlerce insanýnölümüne neden olan iþgalibaþlattý.ABD'nin Irak'ta Felluce'de,"Beyaz Fosfor" adý verilenkimyasal silah kullandýðý

kanýtlandý. CIA uçaklarý,Bush'un dünyayý küreseliþkence ambarýna çevirmekistediðini gösteriyor.Ýþte bu Bush'un en önemlidanýþmaný, sað kolu, iþgalve katliam politikalarýnýnen önde gelen yetkilisi,ABD Dýþiþleri BakanýCondellisa Rice, Ocak ayýn-

da Türkiye'ye, Ankara'yagelme ihtimali var. DemirLeydi Rice'ý Ankara'dagörmek istemiyoruz. Savaþsuçlularýný, iþgalin sorum-lusunu Ankara'da istemiy-oruz. Þimdiden hep birliktehaykýralým:"Defol Rice! Gelme, is-tte-mi-yyo-rruz!"

BBuusshh’’uunn ssaaðð kkoolluu CCoonnddeelllliissaa RRiiccee AAnnkkaarraa’’yyaa ggeelliiyyoorr

SSýýnnýýrrssýýzz ddüüþþüünnccee,, iiffaaddee,, eeyylleemm vvee öörrggüüttlleennmmee öözzggüürrllüüððüü

330011 - 330055kkaallddýýrrýýllssýýnn

Page 2: Sosyalist İşçi 247

2 sosyalist iþçi sayý: 248 HABERLER

"Haram olmasa bir ikiduble içerdim. En azýn-dan tadýna bakardým". ((KKooccaaeellii BBüüyyüükk ÞÞeehhiirrBBeelleeddiiyyee BBaaþþkkaannýý,,ÝÝbbrraahhiimmKKaarraaoossmmaannooððlluu))

“Köpek giren eve Melekgirmez!”((KKoonnyyaa,, SSeellççuukk ÜÜnniivveerr-ssiitteessii ÝÝllaahhiiyyaatt FFaakküülltteessiiÖÖððrreettiimm ÜÜyyeessii PPrrooff.. DDrr..OOrrhhaann ÇÇeekkeerr’’iinn))

''Ýnsanlarýn savaþý sev-memesini anlýyorum,protestolardan da hab-erdarým. Ancak bir süresonra bazý þeylere alýþý-yorsunuz, bu iþin birparçasý''((GGeeoorrggee WW.. BBuusshh))

“Herkesin kimliðine,hakkýna, hukukuna,insan haklarýna, özgür-lüklerine, saygý gösteril-erek, ama ayrýþmadan,bölünmeden, parçalan-madan el ele kardeþçebirlikte yaþamak istiy-oruz”((DDeenniizz BBaayykkaall,,YYüükksseekkoovvaa’’ddaa))

''Türkiye Cumhuriyetitek uluslu, tek milletlibir devlettir. Milletimizinadý Türk milletidir. Buanasa-yamýzdayazýlýdýr...''((DDeenniizz BBaayykkaall,,YYüükksseekkoovvaa’’ddaann ssoonnrraa))

“ Bizim gazeteciliðinobjektif olma ilkesineuymamýz gerekmiyor.Biz hedef kitleye iþinABD tarafýný anlatýy-oruz.”((AABBDD oorrdduussuu aallbbaayyýýSSuummmmee))

“Iraklýlara karþý saldýrýdave ardýndan aþaðý yukarý30 bin kiþinin öldüðünüsöyleyebilrim.”((GGeeoorrggee BBuusshh))

Avrupa Birliði’ndengelen parlamenterler veöteki görevliler; tipik birsömürgeci edasýylademeçler verip, “OrhanPamuk deðil Türkiyeyargýlanýyor” gibihamasi saptamalarlaTürkiye’yi aþaðýlayan birtutum sergilemiþlerdir.((EEvvrreennsseell ggaazzeetteessii))

“Avrupa ParlamentosuTürkiye RaportörüHollandalý CamielEurlings, Türkiye’yi res-men tehdit etti: Bu adilolmayan dava durmalý!Aksi halde Avrupa’yýunutun.”((YYeennii ÇÇaaðð ggaazzeetteessii))

“KÝM NE DEDÝ?

CCeennggiizz AALLÐÐAANN

Maliye Bakaný Unakýtan2006 bütçesini açýkladý.Sonuç? Sonuç her zamankigibi halkýmýza bir þeygetirmiyor. Çünkü, "faizdýþý fazla" bütçeyi alýpgötürüyor. Bütçede,büyüyen döviz açýðýnakarþý hangi önlem alýnýyorbelli deðil. Merkez Bankasýhalinden memnun."Yüksek faiz- düþük kur"politikasýný sürdürüyor.

Davulun sesi uzaktan hoþgeliyor. Yüksek faizdendolayý dýþarýdan bol dövizgeliyor. Ucuz döviz ithalatýcazip kýlýyor. Enflasyondüþüyor, ekonomi büyüy-or. Görüntü güzel.Hükümet hem IMF'yeuygun davranýyor, hemekonomik istikrarý yakalýy-or, hem de dýþ dünyanýngüvenini saðlýyor. Ama bupolitika, hükümeti halkahizmet götüremez halesokuyor. Ne doðru dürüstbir yatýrým yapabiliyor, nehalka doðru dürüst birhizmet götürebiliyor, nede, bozulan gelirdaðýlýmýný düzeltecek biricraat yapabiliyor. Bu yüz-den iþsizlik yeterinceazalmýyor. Bütçenin fazlaaçýk vermesini önlemekiçin koyduðu dolaylývergiler yüzünden gelirdaðýlýmý daha da bozuluy-or. Artan vergilernedeniyle "saygýdeðerhalkýmýz" hizmet bek-lerken, vergi yükünüsýrtýnda hissediyor.IMF'nin "faiz dýþý fazla"bastýrmasý yüzünden, MilliGelir'in yüzde 6.5'u kadarvergi toplanmasý için aklagelmedik vergiler konul-maya kalkýþýlýyor. Üre-timin, ihracatýn artmasý, içtalepte canlanmanýn baþla-masý, enflasyon 30 yýldýrgörülmedik seviyelereinmesi, döviz rezervlerininrekor kýrmasý, faizlerin

yüzde 70- 80'lerden yüzde15- 16'lara inmesi patr-ronlarý memnun ediyor. Bumemnuniyetin geniþ halkkesimlerine yayýlmasýgerek ama 2006 bütçesindeböyle bir þey söz konusubile deðil. Bütçe yine bizedeðil patronlara hizmetediyor.

Bütçede yenilik

Bu yýl bütçenin iki önemliözelliði var; bunlardan bir-incisi, artýk bir yýllýk deðilüç yýllýk olmasý. BöyleceAB standartlarýna uyumda saðlanýyor. Yani, AKPHükümeti þimdiden üç yýlboyunca nasýl bir bütçeperformansý ortaya kon-masý gerektiði konusunda,ciddi bir taahhüttebulunuyor. Bir diðer ilkise, bütçeye dahil edilenkamu kurumlarýnýnsayýsýnýn artýrýlmasý.Düzenleyici ve denetleyicikamu kuruluþlarýnýn daeklendiði 2006-2008Bütçesi'nde, KÝT'ler hariçtüm kamu yapýsý tek birbütçe altýnda toplanacak.Bu nedenle, genel vekatma bütçeli idarelerayrýmý da kaldýrýlarak,'Merkezi Yönetim' ifadesigetiriliyor.

2006 Bütçesi, 2005 yýlýödenekleri üzerindengidilirse bir önceki yýlagöre yüzde 12 artýþla 174.3milyar YTL'lik bir ödenek

hedefine iþaret ediyor.

Harcama artýþýyüzde 33 dolayýnda

Ancak, 2005 için 56.4 mil-yar YTL ödenek konulanfaiz harcamalarýnýn yýlsonunda en fazla 47 milyarYTL'de kalacaðý dikkatealýndýðýnda ve yýl baþýnda99 milyar YTL'lik ödenekkonmuþ olan faiz hariçharcamalarýn da 92-93 mil-yar YTL'de kalacaðý ihti-mali hesaba katýldýðýnda,toplam harcamalarýn 141-142 milyar YTL ile yýlý kap-atacaðý anlaþýlýyor. Budurumda, 2005'ten 2006'ya,yüzde 23 civarýnda birbütçe harcama artýþý ortayaçýkýyor. Nitekim, 2006 yýlýfaiz hariç harcamaödeneðinin yüzde 39 art-masýnýn hedeflendiðianlaþýlýyor.

Kamu harcamalarýnýnartacaðý ortamda, yüzde5'lik büyüme hedefi tut-turulsa bile, yüzde 5'likenflasyonun tutturul-masýnda pürüzle karþýlaþýl-masý ihtimali aðýr basýyor.Bu noktada, hükümet 2005yýlý bütçe harcamalarýnda-ki gerçekleþme beklenti-sine göre, yüzde 23 artmasýbeklenen harcamalarýfinanse etme ve bütçeaçýðýný küçültmek için,bütçe gelirlerinde deyüzde 24'lük artýþ

öngörmekte. Gelir ÝdaresiBaþkan Vekili OsmanArýoðlu'nun 'vergide artýþyapýlmayacaðý'ný açýkla-masý, inandýrýcý görün-müyor. Sözün özü, 174.3milyar YTL gibi, 2005yýlýnýn bütçe harcamagerçekleþme tahmininegöre yüzde 23'lük bir artýþaiþaret eden bütçe ödeneði,17.5 milyar YTL'lik hayliiddialý bütçe açýðýnýngerçekleþmesi için, gelir-lerin de ciddi ölçüde art-masý gerektiðine iþaretetmekte. Yani sýrtýmýza ¼oranýnda yeni vergilereklenecek. Bu yýl 100YTL'ye satýn aldýðýmýz birürünü gelecek yýl 125YTL'ye alabileceðiz. Oysaasgari ücrete vememurlara yapýlan zamoraný %5 civarýnda. Yaniücretler %15-20 oranýndaeriyecek.

Bütçede erkenseçim imasý

Bütçede ana sorun harca-malarýn katýlýðýndan kay-naklanýyor. Sosyal güven-lik reformu ile ilgili tered-dütleri olduðu hissedilenhükümetin, faiz dýþý harca-malarý, 2005 yýlý gerçek-leþme tahmini ilekarþýlaþtýrýldýðýnda, yüzde39 artýrmayý hedeflemiþolmasý, bir ölçüde olasý birerken seçimi de

düþünerek, bütçe harca-malarýndaki artýþý enflasy-on hedefi ölçüsündegerçekleþtirme opsiyonunudevreye sokamadýðýný gös-teriyor.

Yatýrým harcamalarýný 10milyar YTL'den 15 milyarYTL'ye artýrmayý hedefle-mek, ayný bütçe gelir hede-fi ile bütçe açýðýný 2006 yýlýiçin 12.5 milyar YTL'yeçekme þansýný ortadankaldýrýyor.

Yani, AB kriterini yüzde -2.3 ile yakalama ihtimalikaybediliyor. Dolayýsý ile,hükümetin bütçe harcamatercihlerinden hareket ile,'erken seçim' opsiyonudahil, 2006 yýlýna yönelikkimi kritik kararlarýn gün-deme gelebileceðianlaþýlýyor.

Bu bütçe halk için deðil

BBüüttççee KKaalleemmlleerrii 22000066 22000077 22000088

Merkezi Yönetim Harcamalarý 174,3 178,2 180,3 Personel Harcamalarý 36,0 38,5 40,0 Yatýrým Harcamalarý 12,4 12,9 13,3 Faiz Harcamalarý 46,2 44,0 38,0 Net Bütçe Gelirleri 156,8 162,4 171,2 Vergi Gelirleri 134,7 142,9 150,9 Vergi Dýþý Gelirler 22,1 19,5 20,3 Bütçe Dengesi -17,5 -15,8 -9,1 Bütçe Açýðý/GSYÝH /AB Kriteri -3,26 -2,69 -1,42

Ýþçi ve iþveren taraflarýnýn uzungörüþmelerinden sonra asgari ücretaçýklandý. Yaklaþýk 350 YTL olanasgari ücrette yüzde 8.65'lik bir artýþyapýldý ve yaklaþýk 380YTL'ye yük-seltildi. Çalýþma Bakaný'na göre buartýþýn yüzde 5'i enflasyona karþýlýkverilirken, yüzde 3.65'lik bölümü"refah" payý olarak verildi.

Sermayenin medyasý, asgari ücreti,sermayeye getireceði yük üzerindendeðerlendirirken, bir kiþinin açlýksýnýrýnýn 727 YTL olduðu bir ortam-da, 380 YTL ile nasýl geçinilebileceðiüzerinde fazlaca yorum yapmadý.

Bu koþullarý bir de eðitim vesaðlýðýn özelleþtirilmeye baþ-landýðýný, yani emekçilerin ceptenödemeleri ile karþýlandýðýnýdüþünerek deðerlendirirsek duru-mun vahameti çok daha açýk biçimdeortaya çýkar.

Asgari ücretin gösterdiði sonuç;Türkiye'de emekçilerin çok önemlibölümünün yoksulluk ve açlýkiçinde, eðitim ve saðlýk olanaklarýnaulaþamayacak biçimde yaþamaktaolduðunu gösteriyor. AB üyeliði içintarýmdaki nüfusun azaltýlýp, kentleredoðru yönlendirildiðinidüþündüðümüzde, bu koþullardayaþayan emekçi sayýsý da giderek art-maktadýr.

Hükümet ekonominin düze çýk-týðýný söylerken bir yandan daemekçilere açlýk sýnýrýnýn yarýsýkadar bir ücreti reva görüyor. IMFdirektörü Krueger'in "bu paraylageçinmek zorundasýnýz" sözleri aklagelmiyor mu hemen?

Uzun yýllardýr bel baðlanan AB isene hikmetse açlýðýn, sefaletin giderekderinleþmesine yol açan uygulamalarkarþýsýnda sesini çýkartmýyor. Yani

AB, eðitimi, saðlýðý, çalýþmayý vegýda gereksinimini karþýlamayý insanhakký olarak görmemektedir.

Ýçinde bulunduðumuz süreçte,piyasa ekonomisinin gereði de nepahasýna olursa olsun emekmaliyetinin en düþük seviyeye çek-ilmesine dayalý. Ýþte bu nedenle AB,Katýlým Ortaklýðý Belgesi'ndeTürkiye'den IMF, Dünya Bankasýprogramlarýna uyulmasý,özelleþtirmelerin bir an önce gerçek-leþtirilmesi, tarýmýn payýnýn azaltýl-masý, eðitimin, saðlýðýn, sosyalgüvenliðin piyasa koþullarýna göreiþletilmesini istemektedir.

Diðer bir söyleyiþ ile asgari ücretinaçlýk ücreti olarak belirlenmesi veaçlýðý, yoksulluðu daha da derin-leþtiren politikalarýn izlenmesi,AB'nin taleplerine bütünüyle uygun-dur.

TarýmBakanlýðý'ndanGDO itirafý

TTaarrýýmm vvee KKööyyiiþþlleerriiBBaakkaannýý MMeehhmmeett MMeehhddiiEEkkeerr,, kkaammuuooyyuunnddaa uuzzuunnssüürree ttaarrttýýþþýýllaann GGeenneettiiððiiDDeeððiiþþttiirriillmmiiþþOOrrggaanniizzmmaallaarr ((GGDDOO)) iilleeiillggiillii iittiirraaffttaa bbuulluunndduu..TTaarrýýmm BBaakkaannllýýððýý''nnýýnnddaahhaa öönncceekkii,, ""TTüürrkkii-yyee''ddee hhiiççbbiirr þþeekkiillddeeGGDDOO''lluu üürrüünn üürreettiillmmee-ddiiððii,, iitthhaall eeddiillmmeeddiiððii vveettüükkeettiillmmeeddiiððii"" aaççýýkkllaa-mmaallaarrýýnnddaann ssoonnrraa,,BBaakkaann EEkkeerr''iinn ""ÜÜllkkeemm-iizzddee GGDDOO''lluu üürrüünnlleerrlleeiillggiillii hheerrhhaannggii bbiirr yyaassaallddüüzzeennlleemmee bbuulluunnmmaaddýýððýýiiççiinn bbuunnuunnllaa iillggiillii öözzeellbbiirr kkoonnttrrooll ddee yyaappýýllmmaa-mmaakkttaaddýýrr"" aaççýýkkllaammaassýýddaahhaa öönnccee yyaallaannssööyylleennddiiððiinniinn aaççýýkkkkaannýýttýý..

BBaakkaannýýnn aaççýýkkllaammaassýýnnýýnnddeevvaammýý þþööyyllee::

""ÝÝtthhaall eeddiilleenn mmýýssýýrr vveessooyyaa ffaassuullyyeessii ddaahhaa ççookkyyeemm ssaannaayyiiiinnddee kkuullllaannýýll-mmaakkttaaddýýrr.. ÜÜllkkeemmiizzddee,,ttoohhuumm aammaaççllýý oollaannllaarrhhaarriiçç GGDDOO''lluu üürrüünnlleerrlleeiillggiillii hheerrhhaannggii bbiirr yyaassaallddüüzzeennlleemmee bbuu-lluunnmmaa-mmaassýý nneeddeenniiyyllee,, ggeerreekk iiççppiiyyaassaaddaa ggee-rreekkssee iitthhaallaattaaþþaammaassýýnnddaa bbuunnaa iilliiþþkkiinnöözzeell bbiirr kkoonnttrrooll ddee yyaappýýll-mmaammaakkttaaddýýrr.. GGDDOO''lluuüürrüünnlleerriinn hhaayyvvaann yyeemmiioollaarraakk kkuullllaannýýmmýýhhuussuussuunnddaa,, CCaarr-tteeggeennaaBBiiyyooggüüvveennlliikk PPrroottookkoollüüddýýþþýýnnddaa yyaa-ssaakkllaayyýýccýý yyaaddaa sseerrbbeesstt bbýýrraakkýýccýý hheerr-hhaannggii bbiirr ddüüzzeennlleemmeeyyookkttuurr.. BBuu kkaappssaammddaa,,BBMM ttaarraaffýýnnddaann hhaazzýýrr-llaannaann vvee TTBBMMMM ttaarraaffýýnn-ddaann 2244..0066 22000033 ttaarriihhiinnddeeoonnaayyllaannaann CCaarrtteeggeennaaBBiiyyooggüüvveennlliikk PPrroottookkoollüü2244..0011 22000044 ttaarriihhiinnddeeyyüürrüürrllüüððee ggiirrmmiiþþttiirr..""

Asgari ücret denen köle ücreti

Hükümetin bütçe harcama tercihlerinden hareket ile, 'erken seçim' opsiyonu dahil, 2006 yýlýna yönelikkimi kritik kararlarýn gündeme gelebileceði anlaþýlýyor.

Page 3: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 3

sosyalist iþçi

BBAAÞÞYYAAZZII

Irak’taki kanlý iþgalin en baþýndanberi baþlýca sorumlularýndan ABDDýþiþleri Bakaný Condellisa Rice 2006Ocak ayýnda Ankara’ya geliyor.

Rice, ABD’nin Ýran ve Suriye’ye dönükkanlý planlarýnýn uygulamaya sokul-masý amacýyla Türkiye’ye geliyor veçok açýk ki bir dizi talebi olacak.

ABD yönetimi 1 Mart’ta savaþ karþýt-larýnýn parlamentoyu ve hükümetiTürkiye topraklarýný ve hava sahasýnýABD’ye kapatma kararý almaya zorla-masýný hala kabul edemiyorlar ve Irakdireniþinin gücünün baþlýca neden-lerinden birisi olarak görüyorlar.

ABD yönetimine unutamayacaðý birders daha vermek mümkün. Bunun ilkadýmý Rice’a Türkiye’de istenmediðinigöstermektir.

Rice Türkiye’ye geldiði gün Ankara’ya.Gösteri yapmaya. “Rice istenmiyorsun”demeye...

RRiiccee ggeelliiyyoorr!!ÝÝsstteemmiiyyoorruuzz

Yeni Türk Ceza Yasasý’nýn 301 ve305’inci maddeleri son derece birsorunu bir kere daha gündemin baþýnakoydu.

Orhan Pamuk için açýlan dava gazetemanþetlerine otururken sayýsýz insaniçin bu maddelerden davalar açýlmak-ta ve yaðmur gibi ceza yaðdýrýlmakta.Maddelerin muðlaklýðý ise hemen hereleþtirinin bu maddelerin kapsamýnasokulmasýný mümkün hale getiriyor.

Hükümete “iþçi düþmaný” denmesi 6ay hapis cezasý ile sonuçlanmakta.Böylelikle hükümeti veya herhangi birdevlet kurumunu eleþtirmeke hemenhemen olanaksýz hale gelmekte.

Türk milliyetçileri ise her fýrsatta bumaddeleri kullanarak ihbarcýlýk yap-maktalar.

Neredeyse “Türk ordusu Viyanaönlerinde maðlup oldu” demek suçhaline getirilmek istenmekte. Türklüðehakaret ifadesi bütünüyle milliyetçili-ðin ve ýrkçýlýðýn eleþtirilmesini engellerbir durumda.

Orhan pamuk davasý bir fýrsatyaratýyor. Bu dava ile birlikte 301 ve305’inci maddelerin yenilenmedenortadan kalkmasý için kampanya yap-mak gerekir. Böylelikle düþünceninönündeki tüm engeller ortadankaldýrýlmalýdýr.

Ancak düþünce özgürlüðü yetersizbir tanýmlama. Düþünceni sözlü ya dayazýlý ifade edemediðin takdirdedüþünce özgürlüðünün anlamý yoktur.

O vakit ifade özgürlüðü ile birliktedüþünce özgürlüðünü savunmalýyýz.

Ýfade özgürlüðü ayný zamandasýnýrsýz bir örgütlenme ve eylem

özgürlüðü ile tamamlanmalýdýr.Ne demek sýnýrsýz düþünce, ifade,

örgütlenme ve eylem özgürlüðü?Bugün bir yayýn çýkarmak için sayýsýz

bürokratik engeli aþmak, her sayýdanþu kadar adet emniyete vermekgerekir. Savcýlar bütün bu yayýnlarýokur ve suç ararlar ve sýk sýk dabulurlar. Bütün bunlar düþünceyi veifade edilmesini suç sayan bir anlayý-þýn ürünüdür. Sýnýrsýz düþünce özgür-lüðü içinde isteyen istediði biçimdeistediði an, istediði baský tekniði ileyayýna baþlayabilir ve istediðini yazar,çizer, söyler. Hiç bir engel yoktur.Polis sizi çevirip üstünüzde taþýdýðýnýzgazetelerin “yasal olup olmadýðýný”merkezine telsizle sormaz. Çünküyasadýþý yayýn diye bir kavram yoktur.

Bugün bir parti kurmak içinyasalarýn belirlediði bir tüzüðü kabuletmek zorundasýnýz. Kongre yapabil-meniz için kongre salonunuza sayýsýzpolisin girmesini kabul etmek zorun-dasýnýz. Ýlle de bir genel baþkanýnýz

olmak zorunda. Ýlle de seçimlere katýl-mak zorundasýnýz.

DSÝP bu nedenlerle kapatýlmak isten-mekte.

Sýnýrsýz örgütlenme özgürlüðüisteyenlerin istedikleri zaman, istedik-leri yerde, istedikleri amaçlarla örgütkurmalarýný ve bu kurduklarý örgütühiçbir devlet kurumuna bildirmekzorunda olmamalarý demektir.

Kurduðunuz örgüt suç iþlemediðitakdirde devletin hiçbir organý ilehiçbir zaman yüzyüze gelmemelidir.

Ýstediði zaman, istediði yerde kongretoplar, genel baþkan seçer ya daseçmez, seçimlere katýlýr ya da katý-maz, bir ilde veya 72 ilde seçimlerekatýlýr bütün bunlar o örgütünüyelerinin bileceði iþtir. Devlet bunlarakarýþmaz. Eylem özgürlüðü ise izinalmadan eylem yapabilme özgür-lüðüdür. Bütün bunlarý bir aradasavunmak gerekir.

Bu mümkündür. Ýlk adým Orhan Pa-muk’un davasýný izlemeye gitmektir.

Sýnýrsýz düþünce,örgütlenme ve eylemözgürlüðü istiyoruz

DDSSÝÝPP’’ddeennaakkttiivviissttlleerreewww.sosyalistisci.orgsitesine girip indirebilirsiniz

330011 vvee 330055’’iinnccii mmaaddddeelleerriinn yyeenniilleennmmeeddeenn oorrttaaddaann kkaallkkmmaassýý için kampanya yapmak gerekir.Böylelikle düþüncenin önündeki tüm engeller ortadan kaldýrýlmalýdýr.

KKoommþþuummaaddookkuunnmmaaABD yönetiminin Ýran ve Suriye’ye

müdahale istekleri giderek daha açýðaçýkýyor. Ýsrail açýk açýk savaþ hazýrlýk-larý yaparken ABD diplomasisi Ýran veSuriye’ye saldýrýnýn ön hazýrlýklarýnýyapýyorlar.

Her iki ülke de insanlýk için tehlikeolarak sunulmaya baþlandý.

Eðer ABD bugüne kadar bu ülkeleresaldýrmadýysa veya daha doðru deyiþlesaldýramadýysa bunun iki nedeni var:Uluslararasý savaþ karþýtý hareket veIrak direniþi.

Þimdi uluslararasý savaþ karþýtýhareket bütün güçleri ile yenidensavaþa hayýr diye ayaða kalkmalý.Türkiye’de ise “komþuma dokunma”sloganý ile ABD’nin Ýran ve Suriye’yesaldýrý olasýlýklarýna karþý Türkiye’ninbu saldýrganlýða hiçbir biçimde ortakolmamasý için mücadele etmek öndegelen görev.

Irak’ta olanlar Ýran ve Suriye’de ola-cak olanlarýn göstergesidir. Buna izinvermeyelim.

Foto: Ali Öz

Page 4: Sosyalist İşçi 247

4 sosyalist iþçi sayý: 248

11 Eylül'de Ýkiz Kuleleri vuransaldýrýlar, büyük ihtimalle,görkemli bir terör projesininparçasý olduðundan Ýslamcý"çapulcular"ýn beceremeyeceðikadar karmaþýk bir eylem olarakgörüldü. Ýþin içinde ya CIA'nin yada MOSSAD'ýn parmaðý vardý.

Halbuki her hangi bir parmaðýaramak gerekmiyordu. 11 Eylül,Amerika Birleþik Devletleri'ninneredeyse kuruluþundan bu yanaektiðini biçtiði bir gün olmuþtu.Arundhati Roy'un üzülereksöylediði gibi, "Amerikalýlar,gerçek dünyaya hoþgeldiniz."Gerçek dünya, ABD'nin kullan-

abileceði her mekanizmayý kulla-narak, milyarlarca insana kan kus-turduðu, bombaladýðý, yaðmal-adýðý, tecavüz ettiði dünya.

11 Eylül, bu dünyaya, þiddetdolu, öfke dolu bir tepkiydi. 11Eylül yanlýþ bir tepkiydi. Bedelipahalý ödenecek bir eylemdi.

Bush zaman kaybetmedi.Ýntikam yeminleri ettiði gün,hemen Afganistan'a saldýrdý. 10bin Afganlý öldürüldü.

Afganistan'dan sonra, tüm küre-sel kurumlarý ve hukuku teslimalarak Irak'a saldýrdý.

Birleþmiþ Milletler, Avrupa Birliðive uluslararasý sözleþmelergeçerliliðini yitirdi. 11 Eylül kom-plosunu kimin planladýðý tartýþ-malarýnýn yarattýðý sis içindedünya gerçek bir komployla karþýkarþýya kaldýðýný gördü.

Bush, "teöröre karþý" savaþ ilanetti.

11 Eylül saldýrýlarýnýn ýcýðýnýcýcýðýný çýkartanlar öyle bir sis

perdesi yarattýlar ki, Bush'unAfganistan ve Irak saldýrýlarý içinemir vermesinin nedeni 11 Eylülsaldýrýlarý gibi algýlandý.

Bu sis perdesinin arasýnda, sesi-ni çýkartanlar, Bush'un özel biramaç için seçimlere katýldýðýný ve11 Eylül saldýrýlarýnýn sadece Bushiçin bulunmaz bir fýrsat yarattýðýnýsöylemeye devam ettiler.

Bush'un özel amacý, ABDemperyalizminin hegemonya soru-nunu çözmek.

Hegemonya sorununu çözmekiçin, petrol fiyatlarýnýn belirlemegücünü ele geçirmesi gerek.

Çin, AB bloðu gibi gerçek rakip-lerini küresel üstünlüðüne iknaedebilmesinin tek yolu ABD'nin nekadar kararlý ve risk almaya hazýrolduðunu göstermesiydi.

Bu yüzden, Bush'un, ölen ABDaskerleriyle ilgili bir törende yap-týðý, "Ölen askerlerimize borcum-uzu, misyonu tamamlayaraködeyeceðiz" konuþmasýný ciddiye

almak zorundayýz. Bush'un misy-onu, ABD'nin, küresel kapitalizminhegemon/düzenleyici gücüolduðuna, geri kalan devekonomileri ikna etmek.

Bu misyonu, komplocu fikirlereprim vermeden kavramak çokönemli. Çünkü savaþ karþýtlarýarasýnda da zaman zaman,"ABD'nin Irak'tan çekilmesinin"iyi bir sonuç yaratýp yaratmaya-caðý, ABD çekilirse Irak'ta etnik birboðazlaþmanýn yaþanmasýnýngüçlü bir ihtimal olduðu vurgula-narak yüksek sesle sorulmayabaþlandý.

Geçtiðimiz yýl, "ABD çekilsin,Irak'ta Birleþmiþ Milletler durumael koysun" diyenler, neredeyse"ABD Irak'tan çekilmesin" diye-bilecek noktaya geldiler.

Bu, halklara þüpheyle yaklaþan,sistematik bir baský mekaniz-masýnýn yönlendirmesi altýndaolmayan milyonlarca insanýndoðuþtan bir nefretle birbirlerine

bileylendiðini düþünmekle eþanlamlý büyük bir yanlýþ.

Ýngiltere'de gerçekleþen BarýþKonferansý'nda, Irak'tan gelendelegeler, "Biz çok uzun sürel-erdir bir arada, barýþ içinde yaþa-masýný bildik, yine bir arada barýþiçinde yaþamasýný biliriz"dediðinde, savaþ karþýtý hareketinen güçlü ve birleþtirici sloganýolan, "Irak'ta iþgale son/ABDdefol" sloganýna ne kadar güçlübaðlarla sahip çýkmamýz gerektiði-ni de anlatmýþ oluyordu.

Þüpheye gerek yok! Bush, kendibaþýna durmayacak, fýrsatýnýbulursa, misyonunu tamamlamakiçin, Suriye'ye de Ýran'a dasaldýracak.

Ýki sene sonra, "ABD Suriye'dençekilirse, etnik boðazlaþma ola-bilir" dememek için, bugünABD'nin Irak'tan son askerinekadar çekilmesini saðlamak içinçalýþmalýyýz.

MMuussttaaffaa MMEETTÝÝNN

KKoommpplloo tteeoorriilleerrii

Nefret halklarýndoðasýnda mý var?

HABERLER

Aralýk ayý ortasýnda HongKong'da toplanan DünyaTicaret Örgütü (DTÖ)toplantýsý yine büyükprotestolara sahne oldu.binlerce insan sokaklarýzaptedip polisle çatýþtý.Medya toplantý öncesi uzunsüre 'dýþarýdan gelecekyabancý þiddet yanlýlarý'nakarþý halký 'uyardýysa da'kimse buna aldýrýþ etmedi.

Gösterilere Kore, Tayland,Filipinler ve Sri Lanka'danpek çok çiftçi katýldý.

Japonya'dan gelen balýkçýlarve ABD dahil birçok ülke-den gelen öðrenciler veþehirde yaþayan binlercegöçmen iþçi de gösterilerdeyer aldý. En büyük grubunuposta ve inþaat iþçilerininoluþturduðu sendika fed-erasyonlarý da katýldý vebunlar uluslararasý sendikahareketinden gelen dele-gasyonlarla birleþtiler.

Gösterilere katýlan enbüyük gruplardan biri deçok düþük ücretlerle

hizmetçilik yapan göçmeniþçiler oldu. Bunlar arasýndaher dört kiþiden biri patron-larýnýn fiziksel ya da cinseltacizine uðruyor. Filipinlive Endonezyelý gruplar"DTÖ'yü çöpe attým" yazýlýtiþörtler giydiler.

Yerel iþçiler ise her geçengün azalan ücretlerin birsorumlusunun DTÖ olduðubilinciyle uzun zamandýrörgütleniyorlardý. Pek çokgöçmen iþçi ise TV'depatronlarýnýn göreceði

korkusuyla gösterilerekatýlamadýðýný belirtti.

DTÖ toplantýlarýný patron-lara dar eden aktivistlermoralli ve umutlu çýktýk-larýný ve karnaval havasýn-da geçen gösterilerin HongKong halkýný dacesaretlendireceðini söylüy-orlar. ama en özet yorumherhalde þu: "Seattle veCancun'daki baþarýsýzlýk-larýndan sonra diyebilirizki; Halk: 3 - Patronlar: 0"

Hong Kong DTÖ'ye hayýr dedi

ÝÝrrllaannddaa''ddaa iiþþççiilleerr yyüürrüüddüü

"Blair'i böylebir eylemdurdurabilir"

""GGeeççeenn ccuummaa ggüünnüüDDuubblliinn''ddee yyüürrüüyyeenn 110000bbiinn iiþþççiiyyee kkaattýýllaann sseennddiikkaaddeelleeggaassyyoonnuunnddaayyddýýmm..GGaalllleerr lliimmaannllaarrýýnnddaa iikkiivvaappuurruu iiþþggaall eeddeenn iiþþççii-lleerree ddeesstteekk aammaaccýýyyllaa oorraa-ddaayyddýýkk.. TTaamm bbiirr bbiirrlliikkhhaavvaassýý vvaarrddýý.. ÝÝrrllaannddaa''nnýýnnbbüüttüünn sseekkttöörrlleerriinnddeennsseennddiikkaallýý iiþþççiilleerr ggööss-tteerriiddee yyeerr aallddýý.. GGrreevvcciiiiþþççiilleerrllee ddaayyaannýýþþmmaakk vveeggööççmmeenn iiþþççiilleerriinn hhaakkllaa-rrýýnnýý ssaavvuunnmmaakk üüzzeerree kkaa-mmuu vvee öözzeell sseekkttöörr iiþþççiilleerriiddaayyaannýýþþmmaa hhaalliinnddeeyyddii..

ÝÝrrllaannddaa vvaappuurrllaarrýýhhaakkkkýýnnddaakkii ttaarrttýýþþmmaaTToonnyy BBllaaiirr vvee GGoorrddoonnBBrroowwnn''ýýnn ÝÝnnggiilltteerree''ddeeiiþþççiilleerr üüzzeerriinnddee uuyygguullaa-mmaakk iisstteeddiiððii nneeoo lliibbeerraallvviizzyyoonnllaa aayynnýý.. TTüümmAAvvrruuppaa''ddaa uuyygguullaannmmaayyaaççaallýýþþýýllaann BBoollkkeesstteeiinnddiirreekkttiifflleerrii ppaattrroonnllaarraaiiþþççiilleerrii eenn kkööttüü ggüüvveenncceell-eerrllee vvee eenn aazz iiþþççii hhaakk-llaarrýýyyllaa ççaallýýþþttýýrrmmaa oollnnaaððýýssaaððllýýyyoorr.. HHüükküümmeetteemmeekklliilliikk hhaakkllaarrýýmmýýzz iiççiinnddaahhaa uuzzuunn vvee ddaahhaa zzoorrkkooþþuullllaarrddaa ççaallýýþþmmaammýýzzýýssaaððllaammaakk iiççiinn hhaakk-llaarrýýmmýýzzaa ssaallddýýrrýýyyoorr.. BBiizzeeööddeennmmeessii ggeerreekkeenn eemmeekk-iilliikk ppaarraallaarrýý ddiippssiizz bbiirrkkuuyyuu oollaann IIrraakk iiþþggaalliinneehhaarrccaannýýyyoorr..

AArrttýýkk NNeeww LLaabboouurr ppoollii-ttiikkaassýýnnaa ÝÝrrllaannddaa''ddaaggöörrddüüððüümmüüzz cceevvaabbýý vveerr-mmeenniinn zzaammaannýý ggeellddii..aannccaakk kkiittlleesseell pprrootteessttoollaarrvvee ggrreevvlleerr BBrroowwnn vveeBBllaaiirr''iinn ssaallddýýrrýýllaarrýýnnýýppüüsskküürrtteebbiilliirr.. ÝÝrrllaannddaaiiþþççiilleerrii bbuu bbaassýýnnccýýnn sseennddii-kkaa öönnddeerrlliikklleerriinniihhaarreekkeettee ggeeççiirreecceeððiinnii vveekkiittlleelleerrii mmoobbiilliizzee eeddee-bbiilleecceeððiinnii kkaannýýttllaaddýýllaarr..BBuurraaddaa ddaa sseennddiikkaahhaarreekkeettiimmiizz iiççiinn aayynnýýkkaarraarrllýýllýýððaa ssaahhiippoollmmaallýýyyýýzz.. KKaazzaannmmaaggüüccüümmüüzz vvaarr..""

KESK-DÝSK-TMMOB veTürk Tabibler Birliði'ninAnkara'da 17 Aralýk'tadüzenlediði "Halk içinbütçe" eylemine 20 biniaþkýn insan katýldý. Özellik-le Eðitim-Sen korteji kitle-selliðiyle eylemin genelhavasýný ve kitleselliðinibelirledi.

Somut taleplerin olma-masý eylemin coþkusunuazaltsa da binlerce insanýnbir kez daha Ankara mey-danlarýnda buluþmasý çokönemliydi.

Ankara'da Hipodrom

önünde buluþanlar, yak-laþýk yarým saat Eðitim-Senkortejinin yürüyüþünüizlemek zorunda kaldýlar.Eðitim-Sen sonu görün-meyen bir kortej olaraksaatlerce yürüdü.Kortejden "Savaþa deðileðitime bütçe", "Þemdinlihalký yalnýz deðildir”,"Parasýz saðlýk, parasýzeðitim", "Gün gelecek,devran dönecek, AKPhalka hesap verecek" slo-ganlarý atýlýyordu. Eðitim-Sen kortejinin genç vecoþkulu olmasý ise dikkat

çeken bir baþka durumdu.Eylemde TKP dýþýnda

solun hemen hemen tümrenkleri de pankartlarýylayer almýþtý. Siyasi partiler,dergi çevreleri, platformlar

ve dernekler çatýsý altýndabinlerce insan 17 Aralýkyürüyüþüne katýldý.

DSÝP üyeleri de Ýstanbul,Ýzmir, Akhisar, Bursa,Afyon, Denizli veAnkara'dan eylemekatýldýlar. TMMOB içindeyürüyen savaþ karþýtlarý veküresel ýsýnmaya karþý 3Aralýk'ta eylem örgütleyenaktivistlerle birlikte,""DDüünnyyaa BBiizziizz-BBaaþþkkaa BBiirrDDüünnyyaa MMüümmkküünn!!"" pankartýaltýnda yürüdüler.

""DDüünnyyaa BBiizziizz"" korteji tümyürüyüþün en canlý kortej-

lerinden birisiydi. ""BBuusshhppeettrrooll ssaattýýyyoorr,, ddüünnyyaa bbaattýýyy-oorr"",, ""AABBDD eevviinnee ddöönn"",,""PPaarraassýýzz eeððiittiimm ppaarraassýýzzssaaððllýýkk"",, ""SSaavvaaþþssýýzz bbiirrddüünnyyaa mmüümmkküünn"",, ""ÝÝþþttee ssiizzeekkaannýýtt,, YYaaþþaarr BBüüyyüükkaannýýtt"",,""SSuussuurrlluukk,, ÞÞeemmddiinnllii,, iiþþtteeççeettee ddeevvlleettii"",, ""ÞÞeemmddiinnlliihhaallkkýý yyaallnnýýzz ddeeððiillddiirr"" vvee""BBiizz aannttii kkaappiittaalliissttiizz"" slo-ganlarýyla, zaman zamandüdükler çalarak, zamanzaman da oturup kalkýpsloganlar atarak koþaraktüm eylem boyunca coþku-luydu.

Onbinler 17 Aralýk'ta Ankara'da sesini yükseltti

""HHaallkk iiççiinn bbüüttççee""Fo

to: A

li Ö

z

Page 5: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 5DÜNYA

Bolivya seçimlerini, tamda beklendiði gibi, EEvvooMMoorraalleess kazandý. BöyleceLatin Amerika'da bir ülkededaha kitleler solu iktidaragetirdi. EEvvoo MMoorraalleess 1825'tebaðýmsýzlýðýný kazanan Bo-livya'nýn ilk yerli baþkaný.

EEvvoo MMoorraalleess koka üretici-lerinin baþlattýðý ""ccooccaalleerrooss""hareketinin de önder-lerinden. Partisinin adýSSoossyyaalliizzmmee DDooððrruu HHaarreekkeett.Hareketin talepleri arasýndagaz ve petrolün devletleþti-rilmesi de var. Bolivya LatinAmerika'nýn ikinci büyükrezervlerine sahip. Bu daçokuluslu þirketleriniþtahýný kabartýyor.

Bolivya Latin Amerika'nýnen yoksul ikinci ülkesi.Nüfusun %60'ý günde 1dolardan az gelirle yaþýyor.Yine nüfusun üçte ikisi yerlive pek çok haktan yoksun-lar. Hareket yerli haklarýiçin anayasal düzenlemeleristiyor. Çünkü yüzyýllardýrýrk ayrýmcýlýðýna maruzkalýyorlar. Ancak ülke

köklü bir devrimci geleneðede sahip. CChhee Bolivyadaðlarýnda yürüttüðü geril-la mücadelesi sýrasýndakatledilmiþti.

Yakýn zamana kadar halkpek çok kez ayaklanarakdevlet baþkanlarý devirdi.Yoksulluktan kývranan halkkoka üretiminin yasaklan-masýna karþý çýkýyor, çünkütek geçim kaynaklarý kokayapraðý.

Ama önceki hükümetlerneo liberal programýnuygulanmasý çerçevesindesu ve doðalgazý yabancý þir-ketlere satýp özelleþtirmeyeçalýþmakla kalmadýlar, birde koka üretimini sýnýr-landýrmaya çalýþýnca birerbirer devrildiler. Þimdi ikti-dara gelen Morales'in,küçük üreticilere ilk verdiðisöz de koka üretimininserbest býrakýlacaðý oldu.

Diðer iki baþkan adayýseçimlerde neo liberal poli-tikalarýn devamýnýsavunuyorlardý ve Moraleskarþýsýnda varlýk

gösteremediler. Çünkü buyýlýn Mayýs ve Haziranaylarýnda halk bu poli-tikalara karþý ayaklanmýþ vebaþkent dahil pek çokþehirde yüzbinlerce insansokaklara dökülmüþtü.

Muhalif gruplardan birineüye olan JJoorrggee CChhuurraacc þöylediyor: "Daha öncekiler hepzenginlerin ve ordununhizmetinde oldu. Ýlk defabir yerli adayýmýz var. Yerlihalkýn ülkeyi deðiþtire-ceðine inanýyoruz."

Yani artýk Bolivya'dabaþkan adaylarý deðil tümbir politik sistem tartýþýlýyor.Seçimlerden hemen öncemuhalifler "Morales engel-lenirse harekete geçipyürüyeceðiz, gösterileryapýp greve çýkacaðýz" diy-orlardý. Þimdi de "EðerMorales hareketin pro-gramýný uygulayamazsa 6ay bile dayanamaz" diyor-lar. Halk hareketi sayesindeiktidara gelen ve halk ileIMF, Bolivya zenginleri,ABD ve çokuluslu þirketler

arasýnda seçim yapmakzorunda kalacak olanMorales'in önümüzdekidönem politikalarýný hepbirlikte izleyeceðiz.

Ayrýca Bolivya ABDgücünü defetmek isteyentek Latin ülkesi deðil.Morales, hepsi de Bush’amuhalif olan Latin solbloku içinde yer alacaðýnýduyurdu. Bu bloktaBrezilya, Þili, Arjantin,Uruguay ve Venezüelabulunuyor.

Latin Amerika

Bolivya seçimlerini sol kazandý

MMiicchheellllee BBaacchheelleett, 54 yaþýnda üç çocuklu,bekar bir anne. 10 Ocak 1975'te, 23 yaþýndabir eczacýlýk öðrencisiyken, GGeenneerraallPPiinnoocchheett'in gizli polisince, annesiyle birliktetutuklandý ve üç hafta boyunca iþkence tez-gahlarýndan geçti. Bayan Bachelet birsosyalist ve ABD'ye kafa tutuyor.

Daha önce pediatrist olarak saðlýk vesavunma bakanlýðý yaptý. Þimdi ise önü-müzdeki ay yapýlacak seçimlerde devletbaþkaný olmasý kesin. En çok tartýþýlanolasýlýk %50'nin üzerinde oy alarak baþkan

seçilmesi. Seçildiðinde MMiicchheellllee BBaacchheelleett,ayný zamanda Latin Amerika'nýn ilk kadýndevlet baþkaný olacak.

Çok uzun yýllar askeri, faþizan bir dik-tatörlük altýnda yaþayan ve Türkiye'den dealýþýk olduðumuz faili meçhul cinayetler veyargýsýz infazlar gören Þili de LatinAmerika'da esen sol rüzgardan nasibinialýyor. Yoksullarýn temsilcisi olarak rejiminiþkence kurbamlarýndan bir kadýnýnbaþkanlýðý tüm Latin Amerika'da örnekoluþturacak.

“Çocuklarýmýzý, ülkemizi içinesoktuðun bataklýktan gerigetirmek için son nefesimizekadar baðýracaðýz”Oðlu Irak'ta ölen asker annesi Cindy Sheehan'ýn ABDBaþkaný George Bush'a yazdýðý açýk mektup, halklarýnkatili Bush'a bakýþýn nasýl deðiþtiðini çok iyi anlatýyorve yoruma gerek býrakmýyor:

Sevgili George,Umarým sana George dememe aldýrmazsýn, çünkü,

oðlum Casey Sheehan'ýn Irak'taki yasadýþý ve haksýzsavaþta ölümünden sonra baþsaðlýðý mektubu yazarkensen de bana "Cindy Sheehan" diye hitap etmiþtin. Oyüzden artýk birbirimize ilk isimlerimizle hitap ettiðimizidüþünüyorum.

George, pervasýz ve ahlaksýz dýþ politikalarýn oðlumu,ilk çocuðumu, en iyi dostumu; Casey'i öldüreli 7 ayoluyor. Cehaletin ve kibirin oðlumu benden alalý tam 7ay geçti. Ülkeni kandýrdýðýn için kendinle gurur duyuyorve insanlarý körleþtirdiðin için kendini çok zeki sanýyor-sun deðil mi? hatta her istediðini yapmak için sana tan-rýdan vahiy geldiðine bile inanýyorsun George. Buülkenin 56 milyondan fazla vatandaþýnýn sana ve seninprogramýna karþý oy kullandýðýný görmüyor ve umur-samýyorsun bile. Ve buülkeyi birleþtirmek içindeðil, daðýtmak içinçalýþýyorsun George...

2000 seçimleriniçaldýðýnda ve demokratlaryenilgiyi kabul ettiðinde,ben de mücadeleyi býrak-mýþtým. O dönemde, "Buadam 4 yýlda bize nekadar zarar verebilir ki?"diye düþünmüþtüm. Þimdiaileme, ülkeme vedünyaya verdiðin zararýbiliyorum. Bu yüzdensenin cezalandýrýlman içinçalýþacaðým. Tabii yardým-cýn Dick Cheney'in de.

Tüm bu yalanlar, kandýr-macalar ve ihanetler çok zor bir iþ olmalý George. Senzor iþin ne demek olduðunu bildiðini sanýyorsun deðilmi? izin ver sana zor iþin ne demek olduðunu anlatayýmGeorge. Zor olan en büyük oðlunun, o cesur ve onurluadamýn, gerçekte hiçbir dayanaðý olmayan bir savaþagitmesini izlemektir. Zor olan sürekli endiþe içindeolmak ve çocuðunun güvende olup olmadýðýnýbilmediðin için, iki hafta boyunca uyuyamamaktýr. Zoriþ, bir pazar akþamý CNN'de oðlunun öldürülmesini izle-mek ve önündeki yemeðin gerçekten tad alarak yediðinson yemek haline gelmesidir.. Zor iþ, ilk göz aðrýný, tatlýbebeðini 25. doðum gününden 46 gün önce gömmektir.Zor olan, abilerini topraða indirirken diðer üç çocuðunatutunmaya çalýþmaktýr. Asýl zor iþ, oðlunla birlikte omezara girmek isteyip de girememektir.

Ama George, en zoru nedir biliyor musun? Aileninuðruna savaþtýðý ve öldüðü ülkenin liderinin, nesillerboyu yalan söylediði, oðlunun gururuyla oynadýðý,cesaretine ve silah arkadaþlarýna karþý sadakatineihanet ettiði gerçeðini hazmetmektir. Asýl zor iþ, ülkeninseni, oðlunun ölümünden sonra yüzüstü býrakmasýdýr.Zor iþ, oðlunun gelecekten mahrum edildiðini ve bugelecekle birlikte doðmamýþ torununun sendençalýndýðýný görmektir.

Zor iþ, dünyada oðlunun ölümüyle zenginleþen insan-lar olduðunu bilmektir. Çocuklarýmýzý, ülkemizi içinesoktuðun bataklýktan geri getirmek için son nefesimizekadar baðýracaðýz George... Bunu bütün aileler birlikteyapacaðýz. Sana þükürler olsun ki biz zor iþin ne demekolduðunu biliyoruz ve korkmuyoruz.

Seni ve programýný onaylamayan 56 milyondan fazlainsan bana, yolumda yürümem için destek verdi. Kaldýki, sana teþekkür borçluyum, çünkü yanlýþ politikalarýnyüzünden iþsizim ve bütün bunlar artýk benim tekuðraþým olacak. Oðlumun, þimdiye kadar ölmüþ 1.125cesur Amerikalýnýn ve yalanlarýn yüzünden ölen onbin-lerce Iraklýnýn hesabý böyle sorulacak.

Bu arada George, Saddam'dan daha iyi olduðunukanýtlamak için daha kaç Iraklý ölecek? Onlara özgürlükgetirdiðine inanmak için daha kaç tane þehri yerle biredeceksin? Eðer ahlaki deðerlerin olsaydý, eðer onurlubir adam olsaydýn, çoktan istifa ederdin. Oðlum Casey'iölene kadar umutsuzca özleyeceðim. Bunun için sanateþekkür ederim George.

Tanrý Amerika'yý korusun... Buna kesin ihtiyacýmýzvar...

CCiinnddyy SSHHEEEEHHAANN

New York'ta 33 binulaþým iþçisi 20 aralýk'-ta greve gitti. En son25 yýl önce, 1980degreve giden ulaþýmiþçilerini New YorkBelediye BaþkanýBloomberg "açgözlüve bencil" olarakniteledi. Bloomberg,sendikaya dil uzatmagücünü neoliberal zih-niyetten alýyor. Amabaþka bir dizi unsurdaha biraraya geldi.Öncelikle, grevinzamanlamasý çok tal-ihsizti; tüm metro vebelediye otobüslerinin kon-tak kapatmasýyla birliktemilyonlarca New York'lu -ve ziyaretçi- Noel öncesisoðukta yaya kaldý. (Buarada Bloomberg soðuktaiþe yürüyerek giden NewYork'lulara eþlik ederek"sendikanýn maðdur ettiðihalkla" dayanýþma þovuyapma fýrsatýný kaçýrmadý).

Görüþmeler týkanýncaUlaþým Ýþçileri Sendiikasý(TWU) genel baþkanýMichael O'Brien grevionaylamadýðýný açýkladý.

ABD'de Taylor Kanunuçerçevesinde kamu emekçi-

lerine grev hakký tanýnmýy-or. Bu kanun uyarýnca,grevde olduklarý herbir güniçin kamu emekçilerindeniki günlük ücret kesilebiliy-or, sendikalarý da 1 milyondolar cezaya çarptýrýlabiliy-or. Sendika sorumlularýnada hapis cezasý verilebiliy-or. Kýsacasý, Türkiye gibi,ABD kamu çalýþanlarý dasadece "grevsiz toplusözleþme" hakkýna sahip.

Tüm bu elveriþsizkoþullara ve yasal yaptýrým-lara raðmen New York'unulaþým emekçileri nasýlgreve çýktýlar? Medyadamaðdur yolcular,

Bloomberg'in hakaretleri,greve verilecek cezalar vb.tartýþýlýrken grevingerekçelerinden hiçbahsedilmedi. Þehrin ençok satan iki gazetesindenbiri olan New York Postgrevcilere manþetten "SiziFareler!" diye sesleniyordu.New York Times ise grevci-lerin görüþlerine doðrudürüst yer vermedi.

Çoðunluðunu siyah veLatin Amerikalý emekçi-lerin oluþturduðu TWU-NYÞubesi, iþveren konu-mundaki MTA (MetropolUlaþým Ýdaresi) yöneti-minin saldýrýsý emeklilik ve

saðlýk haklarýnaydý.Ulaþým iþçilerMTA'nýn tamemeklilik yaþýný55'den 62'ye çýkarmave bundan böyle iþealýnanlarýn ücret-lerinden %2 saðlýkkesintisi yapma tek-lifine yanaþmadýlar.Sendikadan bu kadarbüyük bir ödünkoparamayacaðýnýanlayan MTA yöneti-mi bu sefer yeni iþebaþlayacaklarýnemeklilik kesintilerini%4 artýrmak kaydýyla

emeklilik yaþýný 55'te tutmaönerisinde bulundu. Fiilenücretlerin %4 azalmasýanlamýna gelen bu önerisayesinde MTA'nýn toplusözleþmeye bahis üç seneboyunca yapacaðý toplamtasarruf miktarý 20 milyondolar. MTA'nýn bu senekendi açýkladýðý bütçefazlasý ise 1 milyar dolar!

Sonuç olarak ulaþýmemekçileri taleplerinikazandýlar ve týpký Ýrlandalýferibot iþçileri gibi, hak-larýný kararlý bir grevlekazanacaklarýný kanýt-ladýlar.

New York iþçilerinden zafer

Þili'de iþkence maðduru baþkan oluyor

Page 6: Sosyalist İşçi 247

6 sosyalist iþçi sayý: 248 DÜNYA

AAlleexx CCaalllliinniiccooss

Ýþkence üzerine bu sýralarsürdürülen tartýþma, göster-diði teknolojik ilerlemeyeraðmen bir medeniyetinahlaki ve politik olarak nasýlçöktüðünü gösteren þaþýrtýcýbir belirti.

18. yüzyýl Aydýnlanma Çaðýiçin iþkence, büyük burjuvadevrimlerinin silip süpürdü-ðü mutlakiyetçi rejimlerinbarbarlýklarýndan biriydi.ABD Anayasasý'nda 1791yýlýnda yapýlan ve "vahþi veolaðandýþý cezalandýrmalar"ýyasaklayan 8. Deðiþiklik odönemin bir ürünüydü. Bu-gün ise biliyoruz ki ayný ana-yasaya tabi bulunan baþkanyardýmcýsý Dick Cheney, Se-nato'da CIA'in iþkence yap-ma hakkýný savunmak içinamansýz bir savaþ veriyor.

George Bush ABD'nin"iþkence yapmadýðýný"söylüyor. Ama Aðustos2002'de (New York Times'ýnkonuyla ilgili haberine göre)Adalet Bakanlýðý "'Organkaybý, bedensel fonksiyonbozukluðu ve hatta ölüm'lekarþýlaþtýrýlabilecek acýlarayol açan sorgulama yöntem-lerine iþkence olarakgörülmeksizin kabuledilebileceði" yönünderesmi bir karar yayýnlýyordu.Önde gelen bir neo-con olanCharles Krauthammer isedaha az samimiyetsiz.

Weekly Standardgazetesinde yazdýðý yazýda,terörizm þüphelilerine "bizeahlaki olarak izin verilen -aslýnda ahlaki olarak bizibuna mecbur kýlan- pek çokgerçek durum vardýr" diyor.Ayrýca, bir El Kaide lideriolan Halit Þeyk Muham-med'e yapýlan iþkence üzer-ine de oh olsun çekerekþöyle diyor:

"Bir su fýçýsý var. Korkunçve derin bir þok yaratan biriþkence tekniði. Mahkumunkafasý boðulma hissiuyanana kadar suyabatýrýlýyor. ABC News haber-lerinde verilen CIA kay-naklarýna göre, Halit ÞeyikMuhammed 'itiraf etmek içinyalvarmaya baþlamadanönce bu iþkenceye iki ya daikibuçuk dakika kadardayanabilmiþ'". CIA'nýnOrtadoðu, Orta ve DoðuAvrupa'daki sözde 'karasiteler'de -gizli hapishanel-erde- iþkence yapýlacakmahkumlarý taþýyan uçaklariçin aktarma noktasý olarakAvrupa'da'ki havaalanlarýnýkullandýðý yolundaki güncelhaberlerin çýkmasý Bushyönetimi için en kötü zaman-da gerçekleþti.

Hemen Dýþiþleri BakanýCondoleezza Rice aracýlýðýy-la bir Avrupa turuna çýktýlar.Bu, yeniden seçildiðindenberi Bush ve Rice'ýn Avrupa

hükümetlerini yanlarýnakazanma çabalarýnýn süre-ceði anlamýna geliyordu.Bush yönetimi küçük ortakolarak Avrupa Birliði'nin(AB) yardýmý olmadandünyayý istediði gibi yönete-meyeceðini anlamýþgörünüyordu. Avrupa'nýn lid-erliði altýndaki NATOAfganistan'ýn iþgalindekisorumluluðu üzerinealmalýydý.

Ýþkence uçaklarýna dairhaberler AB ile ABD arasýn-daki iliþkilerin yeniden açýla-caðýndan ve mesafeninbüyüyeceðinden korkuluyor-du. Rice daha baþtan,Avrupa istihbarat teþkilat-larýnýn her þeyden haberiolduðunu ima ederek, müt-tefiklerinin egemenliklerinesaygýlý olduklarýný söyledi.

Ama Ukrayna'dan yapýlanbir açýklamada ABD person-elinin, ister ülke içinde isterülke dýþýnda, BM'in iþkenc-eye karþý konvansiyonunauymak zorunda olduklarýnýnsöylenmesiyle geri adýmatmak zorunda kaldý.

Daha önce Bush yönetimibu konvansiyonun ABDdýþarýsýnda baðlayýcýolmadýðýný ilan etmiþti.Beyaz Saray Cheney'denkurtulacak ve senatör JohnMcCain'le bir uzlaþma saðla-maya çalýþacak gibigörünüyordu. Senatör dahaönce ABD personelininiþkence yapmasýný kesinlikleyasaklayan bir yasa tasarýsýsunmuþtu.

Bush yönetiminin buapaçýk geri çekiliþi ülkesin-deki popülerliðini giderekyitirmesinin ve uluslar arasýplandaki yalýtýlmýþlýðýnýn biryansýmasý. Ýklim deðiþimiüzerine yapýlan MontrealKonferansý'ný saboteetmedeki baþarýsýzlýklarýgibi, bu da ABD'nin muhtaçolduðu uluslararasý meþru-tiyet krizinin ne derecederinleþtiðini gösteriyor.Ancak politik kayma gerçek.Rice açýklamasýnda yönetim-lerinin kendilerini halaiþkenceye karþý konvansiy-ona yasal olarak baðlýgörmediklerini, ama bunupolitik bir konu olarak elealmayý tercih ettiklerinisöyledi. Yürütülen bütün o"olaðanüstü görüþmeler"intek amacý, acýnýn, nasýl olsaABD'li olmayan baþka per-sonel tarafýndan tattýrýlacaðýdiktatörlüklerdeki hapis-hanelere uçurulan mahkum-lara iþkence hakkýnýsözleþme altýna almaktý.

Ýþkence ABD ve onun küre-sel egemenliði sürdürmekisteyen müþterilerinin uygu-ladýðý emperyal kuralýn biraracýdýr. Dünyayý bu barbar-lýktan kurtarmanýn tek yoluondan sorumlu olan sistem-den kurtulmaktýr.

YORUMÝþkence sisteminbir parçasýdýr

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

Irak'ta 15 Aralýk'tagerçekleþen seçimsonuçlarý henüz açýklan-madý. Fakat seçimsonuçlarý açýklanmadanbirkaç gerçeði hemen göre-biliriz.

Ortadoðu'dademokrasi midoðuyor?

Bush, neredeyse Irakseçimlerinin yapýlýyorolmasýnýn, ABD'nin enbüyük rüyasý olduðunusöylemek üzere. Seçimlerleilgili konuþmasýna,"bölgede çoðulcu birdemokrasinin doðuþunatanýklýk ediyoruz" diyerekbaþladý. ABD'de kendisinisorgulayanlarýn, ABDaskerlerinin Irak'ta ne iþyaptýðýndan þüphelenen veaskerlerin derhal evlerinegeri dönmesini isteyenlerinsayýsý çoðaldýkça, Bush dabinbir çeþit illüzyon yarat-mak zorunda kalýyor.

Seçimlerin yapýlýyorolmasýný baþlý baþýna birbaþarý olarak anlatan Bushyönetimi gerçekte Irak'aistikrar gelmeyeceðini,sorunun seçimlere katýlým-dan çok daha farklý vederin çeliþkilerden kay-naklandýðýný pek ala biliy-or.

Bombalý demokrasi

ABD MerkezKomutanlýðý'nýn açýkladýðýson rakamlar, Irak'tademokrasinin doðumun-dan çok, hala insanlarýnölümlerinin gerçekleþtiðinikanýtlýyor. Komutanlýðýnyaptýðý son açýklamayagöre, Irak'taki hava

saldýrýlarýnda büyük birartýþ olduðu görülüyor.Amerika karadan saldýr-maya devam ettiði kadar,havadan da Iraklýlarý bom-balamayý sürdürüyor.

Yine ayný rapora göre,ABD hava ve denizkuvvetleri ve donanmasýsonbahar aylarýndaAmerikan kara kuvvetleri-ni desteklemek için çoksayýda füze fýrlattý. Havaoperasyonlarý Eylül ayýnda1111 iken, Kasým ayýnda1492'ye ulaþtý.Amerika'nýn havasaldýrýlarý özellikle geçenPerþembe günü yapýlanseçimlere yakýn günlerdearttý, geçen yaz ayda orta-lama 35 olan saldýrý sayýsý,Eylül ayýnda 60'ý ve Ekimve Kasým ayýnda 120'yigeçti.

Raporlar, seçimler yak-laþtýkça, Balad, Ramadi veBaðdat çevresi gibidireniþin güçlü olduðubölgelere yönelik bom-bardýmanlarda artýþyaþandýðýný gösteriyor.

ABD'de geçen yýl yapýlanseçimlerden bir hafta önceNew York ve Teksas bom-balansaydý, istikrar vedemokrasiden ne ölçüdesöz edilebilirdi?

Ýstikrar imkansýz

Bush, kendi kamuoyunaküçük de olsa Irak iþgalin-in sonucunda bazý iyigeliþmelerin yaþandýðýnýkanýtlamak zorunda.Çünkü tam bir kýskaçta.Amerika'da en popülermedya organlarý, Bush veBeyaz Saray'ý yýlýnyalancýsý seçiyor. Bush'unkendisi, Irak'a saldýrmakürettikleri tümgerekçelerin yanlýþ bil-gilere dayandýðýný söyle-

mek zorunda kaldý.Devletin telefonlarý istediðigibi dinlemesi yönündekibaskýsý hiçbir iþe yaramasýve yasanýn süresi sadecebir ay uzatýldý. Ajangateskandalý ve CIA uçak-larýnýn yarattýðý yanký çoktaze ve ABD egemenleriniköþeye sýkýþtýrýyor.

Ýþte Irak'ta demokrasi veistikrar rüyalarýný bu yüz-den abartmak ve anlatmakzorunda.

Ama daha önceki yalan-larý gibi, bu yalanýný daçok kýsa sürede açýða çýka-cak.

Çünkü, seçimler Irak'tatüm dengeleri alt üst ede-cek. Büyük ihtimalleKürtler, iþgalden ve özel-likle bir önceki seçimdenbu yana olduðu gibi kilitgüç olamayacaklar. 275sandalyeli Irak UlusalMeclisi'nde 77 sandalyeyesahip olan Kürtlerin, sonseçimlerle birlikte sandalyesayýsý 50'li rakamlara düþe-cek.

Bu seçimlerde Sünniler,tüm kanatlarýyla seçimlerekatýlma çaðrýsý yaptýlar vehalk bu çaðrýyý çok güçlübir biçimde kabul ederekyanýtladý. Sünniler, silahlýdireniþe son vermek üzeredeðil, direniþi her açýdanyaygýnlaþtýrmak üzereMeclise girmek istedikleri-ni sýk sýk dile getiriyorlar.Önümüzdeki dönemde,Kürtlerin sandalye sayýsýnayaklaþýk bir sandalyekazanacak Sünnilerinmecliste kilit güçlerdenbirisi olmasý çok büyük birolasýlýk.

Öte yandan, sokaktakidireniþ de devam edecek.

Tarýk Ali'nin Ýngiltere'de10 Aralýk'ta düzenlenenBarýþ Konferansý'nda

dediði gibi, "Irak'ta yapýlanbütün kamuoyu yokla-malarý, hatta emperyalist-lerin yanýnda olanlartarafýndan yapýlanlar bile,halkýn %60-70'inin iþgalekarþý olduðunu gösteriyor.Þiilerin çoðu, kendileriadýna konuþan poli-tikacýlarý desteklemiyor."

Þiilerin bile ABD iþgalinekarþý olmasý, seçimler son-rasý Irak'ta yaþanacakdireniþin ne kadar boyut-lanacaðýný göstermesibakýmýndan çok önemli.

Aslolan direniþtir

Dünya dengelerindeyarattýðý tahribatla,Afganistan ve Irak'taöldürdüðü onbinlerceinsanýn yarattýðý acýyla,skandallar ve yalanlarýyla,Bush, gerçekten dipsiz birbataða saplanmýþ durum-da.

Ýþkence uçaklarý,dünyanýn bir çok ülkesin-deki hukuk dýþý cezaev-lerinde onbinlerce insanýtutsak etmesi, küreseliþkenceyi yaygýnlaþtýrmasý,Irak'ý her gün daha fazlatahrip etmesi, Suriye veÝran'a yönelik tehditleriBush'un aczinin kanýtlarý.

Her türlü cinayet veskandal, ertesi gün teþhiroluyor.

Bunun iki nedeni var:Birisi Irak halkýnýn hergeçen gün yaygýnlaþandireniþi. Diðeri ise baþtaABD ve Ýngiltere'de devameden küresel savaþ karþýtýhareketin gücü.

Bu güç, "Irak'ta seçimlerdemokrasi ve istikrargetiriyor" yalanlarýnapapuç býrakmayacak kadaruyanýk ve güçlü olduðunu11 Eylül'den bu yana gös-teriyor.

Kaçýn! Bushdemokrasi getiriyor

Page 7: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 7

sosyalist iþçi 10 yaþýnda 19952005

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii gazetesi 10.yýlýný doldurdu. 1995 yýlýn-da gazete formatýnda ilksayýsý yayýnlanan SSoossyyaalliissttÝÝþþççii'nin temel bir hedefivardý: Mücadelenin,mücadele edenlerin, ezilen-lerin, iþçi sýnýfýnýn, ayrým-cýlýða maruz kalan kadýn-larýn, eþcinsellerin, öteki-lerin, dýþlanmýþlarýn, lan-etlilerin, mazlumlarýn, yok-sullarýn ama ve illa kimücadelenin sesi olmaktý.

Geride býraktýðýmýz 10 yýl,SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii'nin bu hedefi-ni gerçekleþtirdiðini gös-teriyor.

"Taraflý gazete"

Ezen-ezilen iliþkisinde,daima, hiçbir kaygýya kapýl-maksýzýn, ezilenin yanýndaoldu.

Ezilenlerin sesi olmayaçalýþtý.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, asla tarafsýzbir gazete olmadý, bildiði-miz, bize anlatýlan anlamdabir "gazete" hiç olmadý.

Ezilenlerin sesi olmak,taraf olmaktýr. SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii,taraf oldu. Taraf olmaklayetinmedi, iþçi sýnýfýnýnmücadelesine yön gösterm-eye çalýþtý.

"Milliyetçiliðe karþýKürt halkýnýnyanýnda"

Hakim fikirlerin baþýný ise,saðdan ve soldan sýk sýkmaruz kaldýðýmýz mil-liyetçilik çekiyor. SSoossyyaalliissttÝÝþþççii'nin 10 yýllýk tarihini,milliyetçiliðe karþý mücade-lenin bir tarihi olarak dagörmek mümkün.

Milliyetçiliðe karþýmücadele, Türkiye'de Kürtsorunuyla kopmaz biriliþkiye sahip. SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççiigazetesini çýkartan devrim-ciler, baþka bir ulusu ezenbir ulusun bir parçasý ol-duklarýný bir tek saniye bileakýllarýndan çýkartmadýlar.Baþka bir ulusu ezen birulus ise özgür olamaz.

Buna sessiz kalan, ezilenulusun haklarýný, ezilenulusun kendi kaderini belir-leme özgürlüðünü savun-mayan bir sosyalist, sosyal-ist olamaz.

"Ýlk önceenternasyonalist"

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, Kürthalkýnýn yanýnda oldu. Kürthalkýna akýl vermedi.Kürtlere abilik yapmadý.Önce, Kürt halkýnýnmücadelesinin yanýndaoldu. En zor gününde,onun mücadelesinin kop-maz bir parçasý olmayahazýr olduðunu gösterdi. Buyüzden bir yandan Kürthareketiyle kopmaz birgüven iliþkisi içerisinde

olurken, bir yandan dazaman zaman her yöndenyükselen Türk milliyetçiliði-ni politik olarak teþhir etti.

Büyük Türk burnu büyük-lüðüne karþý mücadeleederken, dünyanýn herhangi bir bölgesinde ezilentüm halklarla dayanýþ-masýný ifade etti. ÇünküSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii enternasyonal-isttir. Ýþçi sýnýfý için enönemli olan politik vurgu,enternasyonalizm, iþçisýnýfýnýn uluslararasý bir-leþik politik mücadelesidir.

"Egemen sýnýfýnteþhiri"

Taraf olmak, objektif poli-tik tutum almayý dýþlamaz.SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, en baþýndanberi Türk egemen sýnýfýnýnzayýflýðýný, bölün-müþlüðünü teþhir etti. Soldayýlgýnlýðýn arttýðý, ülkücü-faþistlerin hýzla yükseldiðidönemlerde, kazanmaumudunu, egemen sýnýfýnbölünmüþlüðünü göster-erek anlattý.

"Darbeye karþý"

10 yýlda bir dizi çok önem-li siyasal geliþme yaþandý.Siyasal Ýslam'ýn yükseliþi,kemalist, milliyetçi kesim-lerde panik yaratýrken,SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, siyasalÝslam'ýn yükselmenedeninin, kapitalizminkrizi olduðunu, siyasalÝslam'la faþizmin hiçbir ben-zerliði olmadýðýný vurgu-ladý. 28 Þubat'ta, postmod-

ern darbe gerçekleþtiðinde,SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii'nin manþeti,"Darbeye geçit yok, çözümsol blok"tu.

"Faþizme geçit yok!"

28 Þubat toplumu veemekçileri Ýslamcý-laikayrýmýyla bölerken,SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii bu bölün-menin yapay olduðunu,darbeye karþý sessizkalmanýn, milliyetçiliði yük-selteceðini anlattý.

DSP-MHP-ANAPhükümeti, 28 Þubat'ýnüzerinde yükseldi.Koalisyon kurulduðuandan itibaren, SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççiisayfalarý her zamankindençok daha güçlü bir vurguy-la, MHP'nin, faþizminteþhiriyle beslendi. Susurlukçetesi, kontrgerilla ya da"derin devlet" iliþkilerinin,geçmiþi cinayetlerle doluolan faþist hareketle baðlan-týsý sýk sýk teþhir edildi.Faþizmin sýnýf tabanýnakarþý, iþçi sýnýfýnýn birleþikmücadelesi öne çýkartýldý.

"Devrimci marksistgelenek"

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, iþçi sýnýfýnýn1800'lü yýllarýn baþýndanberi verdiði mücadeleninüzerinde yükseliyor. Enönemli mücadele dönem-lerinin deneyimlerinibugüne taþýmaya çalýþýyor.Marks, Engels, RosaLüksemburg, Lenin, Gramþive Troçki gibi devrimcilerin,kendi yaþadýklarý dünya

tarihsel önemdekimücadelelerin deneyim-lerinden, iþçi sýnýfýnýnbugünkü mücadelesine dairsonuçlar çýkartmaya çalýþýy-or. 10 yýl boyunca, devrimcigelenek tüm canlýlýðýylaSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii'de yansýtýldý.

"Devrimler,ezilenlerin þölenidir"

Endonezya'dan Arjantin'e,Yugoslavya'danMeksika'ya, Arnavutluk'tanBrezilya'ya, Seattle'danBolivya'ya hangi ülkedegerçekleþirse gerçekleþsin,en küçük bir sol kývýlcýmSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii sayfalarýndacoþkuyla selamlanýyor.Baskýcý rejimleri deviren,hükümetlere geri adýmattýran bir grev, bir genelgrev, hükümet binalarýnýnkuþatýlmasý, yollarýn kap-atýlmasý gibi her eylem, bueylemler sanki Türkiye'degerçekleþiyormuþçasýnaheyecanla yansýtýlmayaçalýþýldý.

"Ýþçi sýnýfýkazanabilir"

1990'larýn baþýndan beri,Türkiye'de irili ufaklýsayýsýz iþçi mücadelesigerçekleþti. Bu mücadeleler-den bazýlarý genel grevlerbiçimini aldý. Defalarca tümþehirlerden hükümetiuyarmak için Ankara'dabirleþik mitingler örgütle-mek için yollara çýkýldý.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii bütün bueylemlerde iþçi sýnýfýnýnyanýndaydý. Ýþçilerledayanýþmanýn ötesinde,eylemlerin örgütlenmesine,elinden geldiðince, gücüyettiðince yardýmcý oldu.

Özellikle, Türkiye iþçisýnýfýnýn son 15 yýldýr enmilitan gücü olan kamuçalýþanlarý hareketinindaima yanýnda oldu. Kamuçalýþanlarý hareketindenöðrendi, bu hareketeyardýmcý olmaya çalýþtý.KESK'in gücünü süreklianlattý. SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii'nin 10yýllýk tarihi, bir baþka açý-dan KESK'in öneminin vemücadelesinin de tarihiolarak görülebilir.

Mücadele dolu 10 yýlýn tarihiHareketin sesiSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççi 1999 yýlýnýn Kasým ayýnda ABD'de

Seattle'da patlayan antikapitalist hareketi coþkuylaselamladý. Seattle, küresel düzeyde sýnýflar mücade-lesinin dengesinde radikal bir deðiþimin habercisiydi.

"Hareketlerin hareketi"

Antikapitalist hareket Seattle'dan beri bir dizi çok önemliaþama kaydetti. Çok önemli politik virajlarý baþarýyla aldý.Küresel bir eylem patlamasýnýn yaþanmasýnýn aynýnda,yepyeni bir aktivistler kuþaðý ortaya çýktý. Sol entelektüelbir eleþtiri bombardýmaný, küresel sermayenin sözcüleriniher gün köþeye sýkýþtýrmaya baþladý. Kapitalizm ilmikilmik teþhir edilmeye baþlandý. Radikal bir sol iklimgeliþti.Antikapitalist hareket, muazzam bir birlik eðiliminibarýndýrýyordu ve BBiirriinnccii DDüünnyyaa SSoossyyaall FFoorruummuu, bu birlikeðiliminin güçlü ve çarpýcý bir ifadesi oldu. PPoorrttooAAlleeggrree'de düzenlenen DDüünnyyaa SSoossyyaall FFoorruummuu, gençliðinyoðun katýlýmý, tartýþmalarýndaki zenginlik, politiköngörülerindeki keskinlikle, "hareketlerin hareketi"adlandýrmasýný gerçekten de hak ediyordu.

"Savaþ karþýtý hareket"

11 Eylül'de New York'a düzenlenen uçak saldýrýlarýnýnardýndan, antikapitalist hareket, Bush'un savaþ çýlgýnlýðý-na karþý örgütlenmeye baþladý. Antikapitalist hareketiniçinden, ondan çok daha geniþ, kapitalizmin tarihindebenzeri görülmemiþ bir küresel savaþ karþýtý hareketgeliþti.SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, baþýndan beri bu hareketin sesi oldu.Milliyetçilerin tersine, bu hareketin küresel bir depreminifadesi olduðunu ve deprem dalgalarýndan hiçbir ülkeninmuaf kalamayacaðýný anlattý.Seattle'dan hemen sonra, 2000 yýlýnda Prag'da gerçek-leþecek IMF ve Dünya Bankasý toplantýlarýna karþý düzen-lenen Avrupa çapýndaki gösterilerin Türkiye'de deörgütlenmesi için SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii gazetesi adeta çýðlýk attý.Bu çýðlýða benzeyen iþaret fiþekleriyle SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii’dedaha sýk karþýlaþýlmaya baþlandý.

“Savaþa hayýr Platformu”

Anti kapitalist savaþ karþýtý hareketin sesi olma misy-onunu üstlenen SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii, 2002 yýlýnýn Mart ayýndaSavaþa hayýr Platformu’nun kuruluþunu kapaktan duyur-du. Bu yýl boyunca gazete, kelimenin tam anlamýyla,kazanma umuduyla dolu ve hareketin megafonu gibiydi.Sanki 1 Mart zaferi, aylar öncesinde SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii’de ilanedilmiþti.SSaavvaaþþaa HHaayyýýrr PPllaattffoorrmmuu, IIrraakk’’ttaa SSaavvaaþþaa HHaayyýýrrKKoooorrddiinnaassyyoonnuu ve ardýndan KKüürreesseell BBaarrýýþþ vvee AAddaalleettKKooaalliissyyoonnuu. Diðer yandan ÝÝssttaannbbuull SSoossyyaall FFoouummuu, TTüürrkkiiyyee SSoossyyaallFFoorruummuu ve dünya ve kýta sosyalforumlarýnýn tartýþmalarý,gazetenin en çok önemsediði baþlýklar arasýnda yer aldý.Tüm bu kampanyalar SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii’de yer aldý, SSoossyyaalliissttÝÝþþççii neredeyse bu kampanyalarýn gazetesi gibi davrandý.Hiç kuþkusuz, hareketin bütününün sesi görevini görenve hareketin tümünü yansýtmayý amaçlayan tek yayýnorganý SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii oldu. baþka yayýnlar da harketeönemli yerler ayýrsalar da hareketin sesi denebilecekkapsamda hareketi anlatan, hareketin taktiklerini, kam-panyalarýný tartýþan tek gazete SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii’ydiSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii bütün bu dönemde iki görevi birden aynýanda yerine getirmeye çalýþýyor. Bir yandan hareketinsesi, anti kapitalizmin kürsüsü olmaya çalýþýrken, bir yan-dan da hareket içinde sosyalist bir anti kapitzlimtemelinde ve devrimci fikirler etrafýnda anlaþan devrimcisosyalistlerin birliðini saðlýyor.

Page 8: Sosyalist İşçi 247

8 sosyalist iþçi sayý: 248

YYeennii lliibbeerraalliizzmmee vvee eemmppeerryyaall 2005 yýlý boyunca emperyalizme ve yeni liberalizm

LLaattiinn AAmmeerriikkaa yyeenniilliibbeerraalliizzmmeeddiirreenniiyyoorr

2005 yýlý boyuncaemperyalizme ve yeni lib-eralizme karþý direniþgerilemeden sürdü. Vehatta bir çok yeni mevzikazanýldý.

Latin Amerika yeni lib-eralime karþý emekçilerinen ileri adýmlar attýklarýkýkta durumunda.2000’lerde LatinAmerika’da baþlayanmücadele dalgasý 2005yýlýnda Bolivya veEkvator’da ayaklanmadüzeyine ulaþýrkenBolivya’da Evo Moralesbaþkan seçilirken, Þili’deise gençliðinde iþkencegörmüþ bir kadýn olanMichelle Bachelet baþkan-lýk seçimlerinin ilk turun-da rakiplerine büyük farkattý.

Bolivya’da baþkent LaPaz’ýn emekçi bölgesi olanEl Alto emekçilerininayaklanmasý EvoMorales’i baþkan seçtirdiama emekçiler onun dayeni liberal politikalarakaymamasý gerektiðiniaçýkça ilan ediyorlar.

Bush’un Arjantin’detoplanan Amerika Kýtasýz,rvesine katýlýmý sokak-larda emekçiler tarafýndaprotesto edilirkenVenezülla Baþkaný ChavezBush’u toplantýda yerindibine soktu.

Bush daha sonra UzakAsya gezisi sýrasýnda daÇin hariç gittiði heryerdenefretle karþýlandý.

Hong Kong’da toplananDünya Ticaret Örgtütoplantýsý ise gelenekselyýðýnsal protestolarlakarþýlandý. Böylece Seattleile baþlayan sürecin esasolarak Batý Avrupa ilesýnýrlý olduðunu düþünengeleneksel Türk sol örgüt-leri bir kere daha yanýldýk-larýný gördüler.

IIrraakk’’ttaa ddiirreenniiþþ

Irak’ta iþgale karþý sürendireniþ açýk ki dünyanýnbütün emekçilerine nefesaldýrýyor. 160 binAmerikan, 20 bin Ýngilizaskeri Irak direniþine bat-mýþ durumda. Direniþ Irakhalkýnýn azýnlýðýný kapsasabile neredeyse bütün Irakhalkýnýn emperyalizme veiþgale karþý olmasý buülkede Amerikalýlarýnkarþýsýna yenilmesi hemenhemen mümkün olmayanbir direniþ çýkarmakta.

Amerikan ve Ýngilizordularýnýn çok önemligüçlerinin Irak’a batmýþolmasý ise dünyanýn heryerinde emekçilerin solukalmasýna yol açýyor.

Emekçiler bütün dünya-da bunun farkýnda ve bunedenle Bush nereye gitsekarþýsýna çýkan emek güç-leri yeni liberalizme veemperyalist savaþa karþýsloganlar atýyorlar.

Bütün emekçileremperyalizme karþýdireniþin en önemli cep-hesinin Irak olduðununfarkýndalar.

BBuusshh eevviinnddeezzoorrllaannýýyyoorr

Irak direniþinin kýrýlama-masý, savaþ öncesisürdürülen politikalarýnhergün bir kere dahateþhir olmasý ABD’deBush’a karþý havanýngiderek yoðunlaþmasýnaneden oluyor.

Bush bütün zamanlarýnen düþük desteðine sahip.ABD’nin önde gelen yayýnorganlarýndan Newsweekdergisi Bush’u “yýlýnyalancýsý” olarak seçti vebunu kapaðýndan duyur-du.

Cindy Sheehan’ýn baþlat-týðý hareket ise hýzlagüçleniyor ve yayýlýyor.

Savaþ karþýtý hareket onunsayesinde yeni bir atýlýmiçinde. 24 Eylül gösterilerihareketin bugüne kadar kien büyük gösterileri oldu.

Bush’a karþý muhalefetartýk sistemin kurumlarýn-dan da geliyor. DemokratParti’nin yaný sýra artýkCumhuriyetçi Parti için-den de muhalif sesler yük-seliyor.

ABD ordusunun Irak’tanbir an önce geri çekilmesiþimdi en önemli konuhaline geldi. Bush yöneti-mi bunun kaçýnýlmazolduðunu biliyor amadiðer yandan da böyle biradýmýn Vietnam etkisiyaratacaðýný da biliyor veIrak’tan çekilmeyi meþru-laþtýrmaya çalýþýyor.

SSoossyyaallddeemmookkrraassiinniinn kkrriizziiddeerriinnlleeþþiiyyoorr

Baþýný Ýngiltere!de Blair,Almanya’da Schroder ve

Brezilya’da Lula’nýn çek-tiði sosyal liberal çizgi2005 yýlý içinde aðýryaralar aldý.

Ýngiltere’de Blair yöneti-mi, Bush yönetimi ile aynýtürden bir kriz yaþamaktave aþaðýdan muhalefetinyaný sýra sistemin içindengelen bir muhalefetle dekarþý karþýya.

Bu ülkede Respect’inkurulmasý ve seçimlerdeBlair’in Yeni ÝþçiPartisi’nin karþýsýna çýk-masý Blair’in iþini iyicezorlaþtýrmakta.

Almanya’daLinkspartei’ýn muhteþemçýkýþý Schroder’indevrilmesine yol açtý veuzun bir aradan sonraAlman parlamentosuna ilkkez sosyal demokratlarýnsolunda bir güç girdi.

Brezilya’da ise Lula’nýnÝþçi Partisi bölündü ve P-Sol kuruldu. P-SSol’un enaz Respect ve Linksparteikadar baþarýlý sonuçlarelde etmesi þaþýrtýcý olma-

yacak.

YYeennii bbiirr ssoollyyüükksseelliiyyoorr

Yükselen mücadeleyeparalel olarak yeni bir soldünyanýn her köþesindeþekilleniyor. Büyükkazanýomlar elde ediliyor.

Bunlarýn içinde belki deen önemli geliþmelerdenbirisi Fransa’da AvrupaBirliði Anayasasý içinyapýlan referanduma sol-dan hayýr diyen güçlerinelde ettiði muazzambaþarýdýr. Fransa’daki solkampanya sayesinde ABAnayasasý þimdilik çöpegitmiþ durumda.

Fransa’da referandumkampanyasýnda buülkedeki en eöenmlidevrimci sosyalist örgütolan LCR’ýn (DevrimciKomünist Birlik) FransýzSosyalist Partisi’nin bölün-mesinden oluþan kanatlaFransýz Komünist

Amerikan ve Ýngiliz ordularýnýn çok önemli güçlerinin Irak’a batmýþ olmasý ise dünyanýn her yerindeemekçilerin soluk almasýna yol açýyor. Dünyanýn her yerinde bütün emekçiler emperyalizme karþýdireniþin en önemli cephesinin Irak olduðunun farkýndalar ve kendi mücadeleleri ile Irak direniþini

birleþtirmeye çalýþýyorlar...

Eski sol güçlerinbirleþtirilme çabasýeskinin üzeriniboyayarak yeni diyeileriye sürmeyebenziyor.

Page 9: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 9

2005'in en tuhaf seçimleriTüm dünya Ýngilizleri tuhaf, melon þapkalý,

þemsiyeli, soðuk insanlar olarak düþünür, kendi-leriyse her durumda serinkanlýlýðýný muhafazaeden, adil, özgürlük düþkünü insanlar olduk-larýný düþünürler. Bu genellemelerin ne biri, neöbürü doðrudur. Tüm ada halklarý gibi birazkendilerine özgü olduklarýný teslim edebilirizbelki, ama o kadar.

Bu yýl, Ýngilizler Tony Blair'i yine, üçüncü kez,baþbakan seçtiler. Bu, tuhaflýklarýna verilebilir,ama baþka ne yapabilirdi ki Ýngiliz seçmeni?Blair'in saðcý siyasetlerine itiraz eden çoðunlukdaha da saðcý bir partiye oy verecek deðildi ya!Pek çoðu oy kullanmadý, Blair'in parlamentodakiçoðunluðu azaldý, ama Muhafazakâr Parti'ninoylarýnda kayda deðer bir artýþ olmadý. Iraksavaþýna, iþgale ve neoliberalizme itiraz eden birnüfus daha net bir mesaj veremezdi herhalde.

Bunun bilincinde olan Muhafazakâr Parti 1997seçimlerini kaybeden John Major'dan bu yanadördüncü kez lider deðiþtirdi, partinin deðiþmesigerektiðini, daha kapsayýcý, insancýl veTürkiye'deki ifadesiyle "halktan yana" bir imajyaratmasý gerektiðini savunan, genç, güleryüzlüDavid Cameron'u seçti.

Ama kamuoyunun genel eðilimlerideðiþmedikçe, Muhafazakârlarýn kuzu postunasarýnmaya çalýþmalarýnýn bir yararý olmayacak.Bu genel eðilimleri, BBC'nin yaptýðý, 2005'in enönemli veya çarpýcý sahnesini saptamayýamaçlayan çevrimiçi anket çok iyi yansýtýyor. Beþseçenek verilmiþ. Ýlk ikisi beylik sahneler: Blair'inseçimleri kazanmasý ve Cameron'un parti lideriseçildikten sonra parlamentodaki ilk konuþmasý.Ama diðer üçü ilginç. Biri, seçimlerde Blair'ekarþý adaylýðýný koyan, oðlu Irak'ta ölmüþ olanReg Key'nin seçim sonuçlarý açýklandýðýnda yap-týðý savaþ karþýtý konuþma. Ýkincisi, ÝþçiPartisi'nin yýllýk kongresinde Blair Irak hakkýndakonuþurken "Yalancý!" diye baðýran, 60 yýl önceNazi toplama kamplarýndan kurtularakÝngiltere'ye göçmüþ olan 80 yaþýndaki delegeninderdest edilip salondan atýlmasý. Üçüncüsü,1946'dan beri, Ýþçi Partisi'nin solunda olup parla-mentoya seçilen ilk milletvekili olan savaþ karþýtýGeorge Galloway'in Saddam'dan para aldýðýsuçlamalarýna karþý Amerikan Senato'sunda yap-týðý savunma. Irak savaþý 2003'te bitti; 2005'teBBC'nin seçtiði beþ çarpýcý sahneden üçü savaþlailgili!

Dahasý, bu yýl Ýngiltere'de gerçekleþen endehþet verici olay, Temmuz'da patlayan ve50'den fazla insanýn ölümüne yol açan bombalarda doðrudan Irak savaþýyla ilgili. Hükümet vargücüyle böyle olmadýðýný kanýtlamaya çalýþtý."Terörizm", "köktendincilik" gibi Irak'la iliþkisiz,soyut kötülüklerden kaynaklandýðýný anlattý.Belki de halkýn korkusundan yararlanýp iknaedici olabilecekti ki, polis Brezilyalý genç birelektrikçiyi metroya binerken kafasýna silahdayayýp yedi kez vurarak öldürdü. Londra polisþefi Ian Blair (isim benzerliði tesadüften ibaret,ama anlamlý tesadüf diye buna denir herhalde)bir dizi yalan söyledikten sonra, "Öldürürüz val-lahi, yerse!" dedi.

Ýngilizlerin "adil ve özgürlük düþkünü" olupolmadýklarý tartýþýlabilir, ama bu kadarý hemenherkese fazla geldi. Blair'e artýk kendi partisi bilegidici gözüyle bakýyor. Ýstediði yasalarý parla-mentodan geçirmesi giderek zorlaþýyor. 2006'dagideceði hemen hemen kesin. Ve 2005, Iraksavaþýnýn Blair'i nihayet hadým ettiði yýl olaraktarihe geçecek.

Roni Margulies

GÖRÜÞ

iizzmmee ddiirreenniiþþ ssüürrüüyyoorre karþý direniþ gerilemeden sürdü

Partisi’ni ve ATTAC’ýkampanyada bir arayagetirebilmiþ olmasýdýr.Þimdi bu birlikönümüzdeki dönemdedevam edebilirseFransa’da solda önemligeliþmeler görmek-mümkün olacak.

Bunlarýn yaný sýraPortekiz’de Sol Ýttifak,Danimarka’da Kýzýl YeþilKoalisyonu önemli kitleselsol çýkýþlar oldu.

Bu arada Seattle’dabaþlayan süreç içindebaþýndan beri etkin olanotonomcu hareket isegiderek güç kaybediyor.

NNaassýýll bbiirr ssooll bbiirrlliikk??

Türkiye’de de olduðugibi dünuyanýn heryerinde nasýl bir sol birliktartýþmasý devam ediyor.Ama daha önemlisi tartýþ-manýn yaný sýra pratik, fiiliadýmlar atýlýyor.

Bir tarafta eski sol güçleri

yeni bri form altýnda bir-leþtirme çabalarý var.Türkiye’de en yaygýnanlayýþ bu. Dünyada iseÝskoçya Sosyalist Partisiböylesi bir adým vebaþarýsýz olduðu açýk.

Eski sol güçlerin birleþtir-ilme çabasý eskinin üzeriniboyayarak yeni diyeileriye sürmeye benziyor.

Oysa bugünün ihtiyacýçok daha farklý.

Sosyal demokrasi çök-müþ durumda. Gelenekselreformist partiler artýkyýðýnlarýn reform talepler-ine cevap veremiyorlar.Dolayýsýyla günümüzünacil ihtiyacý yýðýnsal emekpartileri inþa etmektir.

Yýðýnsal emek partileriise sýnýrlý ve sekter eski solgüçleri bir araya getirerekdeðil, harekete yepyenigüçlerin katýlmasýnýnolanaklarýný yaratarakmümkün olabilir.

Bu nedenle hareketininþasý büyük bir önceliktaþýyor.

Ancak devrimci parti-lerin bu süreç içindekiönemi de çok açýk.

Fransa’da antikapitalisthareketin geliþiminde çokönemli bir rol oynayanLCR’ýn Anayasaya HayýrKampanyasý’ndaki rolüson derece belirleyici idi.

Ýngiltere’de Sosyalist iþçiPartisi’nin (SWP) savaþkarþýtý hareket içinde veRespect’in inþasýndaki rolüson derece önemli ve belir-leyici.

Devrimci marksistlerinAlmanya’da Linksparteive Wahlalternatif,Portekiz’de Sol Blok,Brezilya’da P-SSol içindeoynadýklarý rol Fransa veÝngiltere ölçüsündeolmasa da gene de çokönemli.

Türkiye’de de gerekDSÝP’lilerin egrekse DSÝPdýþýndaki bazý çevrelerinve ÖDP’nin savaþ karþýtýhareket içinde oynadýðý rolson derece belirleyici.

Bu durumda kitlesel sol

partilerin inþasý kadardevrimci partinin inþasý daönem kazanmakta.

TTüürrkkiiyyee’’ddeeyyeennii ssooll ppaarrttii

Türkiye’de yeni sol partifikri iki kanattanyürümekte. Bir taraftaakademisyenleri bir arayagetirerek yeni sol partiadýmlarý atmaya çalýþanDÝSK var, diðer yanda isegeleneksel Türk solunu birkere daha yanyana getir-erek çözüm arayanlar var.

DSÝP’e ve SosyalistÝþçi’ye göre bunlarýn herikiside aslýnda çözümsüz-lük. Bugün gerekli olanhareketi oluþturan yepyenigüçleri yanyana getirmekve genç, dinamik bir solalternatifi inþa etmektir.

Görüldüðü kadar bununkýsa, kestirme bir yoluyok. Aþaðýdan, mücadeleiçinde örgütlenmek tambir zorunluluk.

Page 10: Sosyalist İşçi 247

10 sosyalist iþçi sayý: 248

RRoonnii MMAARRGGUULLÝÝEESS

Orhan Pamuk'un kýlýna biledokunamayacaklar. Yine de,Pamuk'un (veya herhangi birkiþinin) basit bir tarihsel gerçeðidile getirdiði için mahkemeyeverilebildiði, duruþma salo-nunun önünde Hrant Dink'e (vediðerlerimize) "vatan haini" diyebaðýrýldýðý, Adliye'nin karþýsýn-da faþistlerin toplandýðý birülkede yaþamak insaný karam-sarlýða sürükleyebiliyor bazen.Üstelik bu sahneler Dink'in altýay ceza yemesinin,Güneydoðu'da savaþýnsertleþmesinin, Þemdinli olay-larýnýn ardýndan yaþanýnca,hiçbir þeyin deðiþmediði hissiniyaþamamak zor oluyor.

Oysa, deðiþti, deðiþiyor. Ve sol,ezbere tepki verdiði, hiçbir þeydeðiþmemiþ gibi davranmayadevam ettiði için, hem durumudoðru yorumlamakta zorlanýy-or, hem deðiþimin daha dahýzlanmasýna katkýda bulunmafýrsatýný kaçýrýyor.

Deðiþim süreci

Türk egemen sýnýfý birzamandýr Kürt sorununu, Kýbrýssorununu, Ermeni soykýrýmýnýnkabul edilmesi sorununu ve,bunlardan bile daha temkinli birþekilde de olsa, demokrasi veinsan haklarý sorunlarýnýçözmeyi amaçlýyor. Uzunzamandýr amaçlýyor, ama yakýnzamana kadar çok çeþitliengellere takýlýyordu: kemalizmduvarýna çarpýyordu, devletinhem sýð hem derin kesimlerinesöz geçiremiyordu, hiçbirhükümet bu konularda adýmatmaya cesaret edemediði içinciddi bir giriþimde bulunamýy-ordu (zaten Özal'dan Erdoðan'akadar uzun süre parlamentodaçoðunluk sahibi doðru dürüstbir hükümet yoktu), üstelik ege-men sýnýfýn kendi içinde bukonularda görüþ birliði saðlan-mamýþtý.

Þimdi bütün bu engeller, tekbir istisnayla, þu veya bu ölçüdeortadan kalkmýþ bulunuyor veegemen sýnýf hýzla adým atýyor.En önemlisi, yaklaþýk yirmi yýl-dan beri ilk kez her istediðiniyapabilen bir çoðunlukhükümeti var ve bu hükümet enkýsa þekliyle TÜSÝAD hükümetiolarak nitelendirilebilir. Takiyeyapan, ilk fýrsatta Türkiye'deþeriat düzenine geçmek için fýr-sat kollayan bir hükümetolduðuna inananlar DenizBaykal ve çevresi, Cumhuriyetyazarlarý ve Ýþçi Partisi'nin biravuç üyesinden ibaret artýksadece. Gerçekte ise, AKPhükümeti egemen sýnýfýn tümçýkarlarýný doðrudan uygulayan,TÜSÝAD'ýn ilk ANAPhükümetinden bu yana arayýpda bulamadýðý hükümet.

Hem kendisi kemalist olmadýðý(ve kemalizm'den düþmanlýkgördüðü) için, hem de kemalistbir seçmen tabanýna hesap ver-mek, hoþ görünmek zorundaolmadýðý için, bu hükümet Kürt,

Kýbrýs ve Ermeni sorunlarýna"devletin bekasý" açýsýndandeðil, egemen sýnýfýn bekasýaçýsýndan yaklaþma yeteneðinesahip.

Egemen sýnýfýn bekasý, busorunlarýn çözülmesini gerek-tiriyor. TÜSÝAD üyeleridemokrat ve eþitlikçi olduklarýiçin deðil elbet. Bu tür sorunlarherhangi bir egemen sýnýf içingereksiz ve saçma sapan sorun-lar olduðu için. TÜSÝAD'ýn çokuzun zamandýr habire insanhaklarý ve demokrasi raporlarýyayýnlamasý, egemen sýnýfýn hastemsilcileri olan Özal, Çiller,Boyner gibilerinin zaman zamanKürt sorununun barýþçý yöntem-lerle çözülebileceðini çekingencede olsa dile getirmesi tesadüfdeðil. Avrupa Birliði'ne girmekistiyorlar, bir. Dünya egemensýnýfý içinde saygýn bir yer edin-mek istiyorlar, iki. Kürdistan'arahat rahat yatýrým yapýp kâretmek istiyorlar, üç. Kýbrýs'tasadece kuzeyde deðil, adanýnher yanýnda top koþturup kâr-larýna kâr katmak istiyorlar,dört. Bu sorunlar çözüldüðündekaybedecekleri hiçbir þey yok,kazanacaklarý çok þey var.

Kemalizmin direniþi

Çözmelerinin önündekiengeller, bir istisnayla, kalktý,dedim. Ýstisna, kemalizm. Hemkurumsal kemalizm, hemülkedeki düþük yoðunluklu,gündelik, sýradan kemalizm,Türk milliyetçiliði. Açýk ki, Kürt,Kýbrýs ve Ermeni sorunlarýnýnçözümü, ne kadar az da olsa, nekadar çaktýrmamaya çalýþarakda olsa, Türkiye devletinin ödünvermesini gerektirir. Bu ödün-leri vermek, 70 yýldýr egemenolan, resmî ideolojinin çimento-sunu oluþturan kavram veinançlarýn gevþemesi, zedelen-mesi demek. Bu da, bir yandanfaþistleri, bir yandan, çok daha

gülünç duruma düþerek kendinisolcu zanneden Ýlhan Selçuk,Doðu Perinçek ve Yekta GüngörÖzden gibi azgýn kemalistlerigaleyana getiriyor elbet.

Tarihin ne ilginç bir cilvesi:egemen sýnýfýn 1920'lerde ikti-darýný kurmasý ve pekiþtirmesiiçin gerekli olan ideoloji, yanikemalizm, bugünün geliþmiþ,pekiþmiþ ve dünya egemensýnýfý içindeki yerini almýþ olanegemen sýnýfý için artýk geçerlive gerekli deðil, ama birileribunu solculuk ve ilericilikzannedip hâlâ savunuyorlar!

Doðal olarak, direniyorlar. Budireniþ, geçen Mart ayýnda pat-lak veren 'bayrak krizi'ndenberi, milliyetçi bir dalganýn yük-seldiði izlenimini yaratýyor.Oysa, izlenimin yüzeyi birazkazýndýðýnda altýnýn boþolduðunu görmek mümkün.Hiçbir çaba, ne bayrak krizi, nelinç giriþimleri, ne Bozüyük,kitleselleþmiyor, halka yayýlmýy-or, pogromlara dönüþmüyor, biravuç faþistin eylemi olmaktanöteye geçemiyor. Yüksekova'da100.000 Kürt gösteri yaptýðýnda,bunu televizyonlarýnda izleyenTürklerin büyük çoðunluðunun"Yahu, bu sefer herifler haklývallahi" dýþýnda bir tepki duya-madýðýna eminim.

Milliyetçilik yükselmiyor,yaygýnlaþmýyor. Hem mil-liyetçiliði kýþkýrtma çabalarý,hem Þemdinli, maðaraadamlarýnýn þahlanýþýnýn deðil,son debeleniþinin iþaretleri.Egemen sýnýfýn programýný týkýrtýkýr uygulayan, kemalizmintüm kutsal ineklerini kesen birhükümetin uygulamalarýkarþýsýnda, elbette tepki verecek-ler. Baþka türlüsü garip olurdu.Ama tüm çýrpýnmalarýna rað-men kitlesel tepki veremiyorlar.CHP'nin, MHP'nin hali ortada.Yarýn seçim olsa AKP'nin ala-caðý oy ortada.

Bütün bunlardan, milliyetçilik

ve kemalizm bitmiþtir sonucuçýkmaz elbet. Bitmeleri daha çokuzun sürecek. Daha çokdirenecekler. Barýþ sürecinisabote etmeye çalýþacaklar, çokçeþitli giriþimlerde, saldýrýlardabulunacaklar. Beþ sene sonra neolacaðýný kimse bilemez,deðiþim sürecinin tersine dön-mesi bile mümkündür. Amabugün, bu dönemde, süreç hýzlaiþliyor, bize sonsuz fýrsatlarsunuyor.

Bütün bunlardan, egemensýnýfýn sorunlarý çözmesini bek-lememiz gerektiði sonucunu daçýkarmamak gerek. Egemensýnýf, tabandan baský gelmediðitaktirde, bu sorunlarý kendiçýkarlarý için gerekli asgaridüzeyde çözecek. Kürt kimliðiartýk inkâr edilmeyecek, amaKürtler özgür de olmayacak;Ermeni soykýrýmý reddedilmeye-cek, ama tüm azýnlýklara karþýýrkçýlýk devam edecek;demokrasinin sýnýrlarýgeniþleyecek, ama sýnýrsýzolmayacak.

Ya sol nerede?

Þu anda yaþanan deðiþimtablosundaki en çarpýcý eksiklik,solun yokluðu. Sol ezberebildiði bir avuç dar konu dýþýn-da hiçbir þeyle ilgilenmiyor.Kürt Sorunu deyince sadece"Apo'ya Özgürlük", demokrasideyince sadece "19 Aralýkdireniþimiz", mücadele deyincesadece "özelleþtirme ve sendikalhaklar", hareket deyince sadeceDÝSK, KESK, TMMOB geliyorakýllara. Örneðin, OrhanPamuk'u (yani ifade özgür-lüðünü, Ermeni haklarýný koru-ma özgürlüðünü, 'Kürtleröldürülmüþtür' deme özgür-lüðünü) koruma görevini niyesol deðil de baþkalarý yapýyor?Baþkalarýnýn yapmasýna itirazýmyok elbet, ama sol nerede? Benduruþmaya gittim. Yüzlerceinsan dayanýþma göstermeyegitmiþti (faþistlerden kat katdaha kalabalýktýk), ama örgütlügitmek çabasý yoktu.

Oysa, egemen sýnýfýn açtýðýkapýlara çok daha zengin birtalepler dizisiyle ve çok dahageniþ bir talepçiler kitlesiylehücum etmek mümkün.Egemen sýnýf bu kapýlarý sadecesýnýrlý bir ölçüde açmayý umuy-or. Oysa geniþ bir alanda geniþbir kitleyle tabandan saldýrýrsakkapýlarý sonuna kadar açmaolanaðýmýz var.

En ýlýmlý sosyal demokratlar-dan DSÝP'e kadar hepimizin eskialýþkanlýklarýmýzdan vazgeçipdeðiþim sürecine uygun bir þek-ilde çalýþmamýz gerek. Küçük,dar, sekter gözlüklerimiziçýkarýp Pamuk davasýndan cemevlerine, türbandan soykýrýma,sendikal haklardan sýnýrsýzdüþünce özgürlüðüne kadaruzanan çok çeþitli konulardabirleþik, popüler, kitleselhareketler yaratmamýz gerek.Yoksa, Türkiye deðiþmesinedeðiþecek, ama olabileceklerinen azý olacak.

Kemalizmin son çýrpýnýþlarýVe sol, ezbere tepki verdiði, hiçbir þey deðiþmemiþ gibi davranmaya devam ettiði için, hem durumu doðru yorumlamakta zorlanýyor, hem deðiþimin daha da

hýzlanmasýna katkýda bulunma fýrsatýný kaçýrýyor.

En ýlýmlý sosyaldemokratlardan DSÝP'ekadar hepimizin eskialýþkanlýklarýmýzdanvazgeçip deðiþimsürecine uygun bir þek-ilde çalýþmamýz gerek.Küçük, dar, sektergözlüklerimizi çýkarýpPamuk davasýndan cemevlerine, türbandansoykýrýma, sendikalhaklardan sýnýrsýzdüþünce özgürlüðünekadar uzanan çok çeþitlikonularda birleþik,popüler, kitleselhareketler yaratmamýzgerek.

Hiçbir çaba, ne bayrak krizi, nelinç giriþimleri, ne Bozüyük, kitle-selleþmiyor, halka yayýlmýyor,pogromlara dönüþmüyor, bir avuçfaþistin eylemi olmaktan öteyegeçemiyor.

Page 11: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 11

Tarýk Ali'nin 10 Aralýk'ta Ýngiltere'de düzenlenen BarýþKonferansý'nda yaptýðý konuþma:

Savaþ çýðýrtkanlarý için iþgalbir felakete dönüþtü

Irak savaþý tam vemutlak birfelaket. BugünIrak halký, daha

önceki hükümetzamanýnda çektiðin-den daha çok acýçekiyor. Sýnýrsýziþkence, kimyasalsilah kullanýmý veIraklý sivillerin iþgalgüçleri tarafýndanöldürülmesi ile karþýkarþýyayýz.

Ýþte bu nedenlebizim görevimiz,bütün yabancý askerlerin Irak'tan çekilmesi çaðrýsýyapan bir barýþ hareketi inþa etmektir. Ýnsanlarsoruyor. "Eðer Irak'tan çekilirsek, Irak'ta bir iç savaþbaþlamaz mý?" Peki þu anda Irak'ta yaþanan nesizce?

20.yüzyýldaki bütün sömürgeci iþgaller kitleseletnik temizliðe yol açtý. Emperyalistler kontrol altý-na alamadýklarý her durumda, halký bölme yolunagittiler.

Ýþte bugün Irak'ta olan bu. Direniþ bütün Irak'ayayýldýðý için ülkeyi iþgal etmekte baþarýsýz olduk-larýndan dolayý, B planýný uygulamaya koydular.Þimdi Irak'ý üç parçaya bölmeye çalýþýyorlar.

Fakat bu durum Irak'ta, Amerika açýsýndan çokçeliþkili bir durum yaratýyor. Bir yanda Türkiye,diðer yanda Ýran var.

Yeni bir muhalefet dalgasýnýn baþlama riski var.Arap rejimlerinin çoðu aðýzlarýný bile açmayan kuk-lalar, fakat Orta Doðu halklarý Irak'ýn iþgal edilme-sine karþý çýkýyor.

Irak'ta yapýlan bütün kamuoyu yoklamalarý, hattaemperyalistlerin yanýnda olanlar tarafýndanyapýlanlar bile, halkýn %60-70'inin iþgale karþýolduðunu gösteriyor. Þiilerin çoðu, kendileri adýnakonuþan politikacýlarý desteklemiyor.

Ýþgalin daha da kötüye gideceðinden hiç þüphemyok. George Bush ve Tony Blair, Kürt bölgelerindeaskeri üsler kuruyorlar.

Atlantik'in diðer yakasýndaki politikacýlar nezaman aðýzlarýný açsalar, "teröristlerin yaþam biçim-imizi deðiþtirmelerine izin vermeyeceklerini"söylüyorlar. Fakat bütün Iraklýlar þunu söylüyorlar,"Ülkemizden defolun." Onlara karþý çirkin bir savaþbaþlatarak Irak halkýnýn yaþam biçimini deðiþtiren,Amerika ve Ýngiltere'deki hükümetlerdir.

Bu saçma anti-terör yasalarýný durdurmamýzgerekiyor. Neyse ki, 90 günlük gözaltý önerisi yenil-di. Fakat bu 28 gün gözaltý süresinin daha iyiolduðu anlamýna gelmiyor.

Neden, mahkûmlarý mahkeme önüne çýkarmadanellerinde tutarak onlara fiziksel ve psikolojikiþkence yapmak istiyorlar? Çünkü mahkemeyeçýkarmadan önce onlarý yumuþatmak istiyorlar.

Ýþte bu nedenle barýþ hareketini devam ettirmek vesadece tabandan baský geldiðinde harekete geçenpolitikacýlar üzerindeki baskýyý artýrmanýn farklýyollarýný bulmak çok önemli.

Bu tür konferanslar çok yararlý, fakat Irak'takidurumun bazý karmaþýk yönlerini anlamak zorun-dayýz.

Irak'ta tek bir direniþ yok. Fakat eðer hiç kimsedirenmeseydi, o zaman Bush ve Blair zaferlerini ilanedebilirlerdi. Eðer bugün Amerika'da bir savaþkarþýtý hareket varsa, bunun nedeni Irak halkýnýnbüyük çoðunluðunun direniyor olmasýdýr.

Direniþi "teröristler" olarak adlandýrmak,emperyalizmin kendisi kadar eskidir. Eðer, direniþidesteklemenin yasal olmadýðýný söyleyen yasalarýgeçirirlerse, bu yasaya karþý çýkacaðýz.

Fakat bu, Amerika için hiç de kolay olmayacak.Amerika'nýn baþka bir ülkeye saldýrmak için gerekliolan sayýda askere sahip olduðunu düþünmüyo-rum.

Bu iþgal devam edemez. Ýyi ya da kötü, geleceðibelirleyecek olan Irak halkýnýn kendisidir. Kýsa süreönce Küba ve Venezüella'dan döndüm. Buradakihükümet görevlilerinin duvarlarýnda büyük Irakharitalarý vardý. Bu haritalarý göstererek, "Irak halkýayný zamanda bizim için de savaþýyor" dediler.

Barýþ Konferansý büyük bir baþarý,dünya çapýndaki savaþ karþýtýhareket için ileri bir adýmdý. Al Sadr hareketinden Þeyh HassanAl Zagani'ye Ýngiltere'ye giriþ vizesiverilmedi ve ona yönelik baþkasaldýrýlar da oldu.

Londra'da, Royal HorticulturalSociety Hall 'da 10 Aralýk Cumartesigünü yapýlan Barýþ Konferansý'na1000 kiþi katýldý. Bundan daha fazlasayýda insan koridora taþmýþtý vekonferansýn baþlamasýndan öncekigünlerde bir çok insan geri dön-müþtü.

Amerika'nýn doðu ve batý sahil-

lerinden ve bu iki sahil arasýndakinoktalardan gelen aktivistlerdenoluþan büyük bir Amerikalý dele-gasyon vardý.Irak'tan, Ýran'dan, Pakistan'dan,Hindistan'dan, Filipinler'den,Kanada'dan, Polonya'dan,Yunanistan'dan, Ýtalya'dan, Ýspanya'-dan ve diðer bir çok Avrupa ülesin-den aktivistler deneyimlerini paylaþ-mak, gelecek için eylem ve örgütlen-me planlarý yapmak üzere bir arayageldiler.

Barýþ Konferansý'nýn önemi, savaþkarþýtý hareketin öneminden kay-naklanýyor. Bush'un baþý ciddi bir

belada. Savaþ karþýtý hareket ve Irakhalký kazanmaya çok yakýn. Bizimhareketi büyütmemiz de ABD'dekive Ýngiltere'deki savaþ karþýtlarýnagüç katmak açýsýndan, Irak halkýnayalnýz olmadýðýný göstermek açýsýn-dan çok önemli.Savaþ karþýtý hareketin kazanmasýiçin ABD'deki savaþ karþýtý hareketingüçlenmesi ve desteklenmesi zorun-lu. Bu yüzden 18 Mart eylemlerindeher þehirde, bulunduðumuz veeylem yapýlacak her merkezde savaþkarþýtý hareketin büyümesi içinolaðanüstü bir politik çaba harca-malýyýz.

YYýýllddýýzz ÖÖNNEENN

10 Aralýk'ta Londra'dasavaþ karþýtlarý bir kez dahaABD, Ýngiltere hükümetlerive tüm müttefiklerinemücadeleye devam edecek-leri mesajýný yolladýlar.

Ýngiltere'nin her yanýndansendikalardan, üniversitel-erden, kolejlerden, barýþkampanyalarýndan bin beþyüz delege, Iraklý,Amerikalý, Avrupalý,Filipinli onlarca delege ilebir araya gelerek Irak veAfganistan iþgallerini nasýlsona erdireceklerini küreselbarýþ ve adaleti nasýl saðlay-acaklarýný tartýþtýlar.

Ýngiltere'den SavaþýDurdurun Koalisyonu'nunörgütlediði konferans savaþkarþýtý hareket açýsýndantarihi bir konferans olmayýbaþardý.

Güncel durum oturumun-da Irak'tan gelebilenlerin(Ýngiltere Irak'tan gelecek-lerden birine vize vermeyireddetmiþ) anlattýðý olaylarýdinlerken tüm savaþ karþýt-larý baþýndan beri doðruyaptýklarýný bir kez dahaanladýlar. Anlatýlan bizimher zaman anlattýðýmýzsenaryoydu. Irak savaþ veiþgalden sonra Saddamdöneminden çok daha kötübir döneme girmiþti.Felluce'de kullanýlan bom-balar ve silahlar, ABD'ninyok etmesi gereken bombave silahlardý. Irak'tan gelen-ler bizim dünya çapýndayaptýðýmýz gösteri vetoplantýlarýn Iraklýlaraverdiði desteði ve umuduanlattý. Ýþgal ordularý çek-ilirse Irak halklarýnýn bir-birini katledeceklerine iseþiddetle karþý çýktýlar. Geçensene iþgalin yýldönümündenasýl Þiilerin, Sünnilerle bir-likte büyük bir protestogösterisi örgütlediklerinianlattýlar.

Asker aileleri ve Iraksavaþý gazileri bölümü hemanlatanlar hem de dinleyi-ciler için oldukça duygusalanlarýn yaþandýðý bir bölümoldu.

Oðullarýný kaybedenÝngiliz ve Amerikan anneler

oðullarýnýn deðil hükümet-lerin suçlanmasý gerektiðinianlattýlar. Özellikle RoseGentle ve Cindy Sheenan'ýnsarýlmasý izleyen herkesinyüreðini burkan bir anoldu. Annelerin daha fazlaoðlumuz ölmesin ve hemBush hem Blair bunuödeyecek çýðlýðý savaþkarþýtý herkese emeklerini

daha fazla artýrmasý gerek-tirdiðini hatýrlattý. Bu sah-neler tekrarlanmamalýydý.Daha fazla anne buduyguyu yaþamamalýydý.Savaþ gazileri isekonuþurken olaylarý tekraryaþýyor gibiydiler ama busefer olaylarý durdurmakiçin konuþuyorlardý.

"Bush ve Blairden hesap

soralým" oturumundakonuþan herkes Bush veBlair'in kiþi olarak bu iþinhesabýný vereceklerini anlat-týlar. Dünyada bu ikisikadar nefret edilen kiþileryok diyen konuþmacýlar,ikisinin de iktidar gün-lerinin sonuna yaklaþtýk-larýný anlattýlar. Bush veBlair'in yaratmaya çalýþtýk-larý yeni sömürgeciliðe izinverilmeyeceði, kazananýnbir kez daha biz olacaðýmýzvurgulandý.

Uluslararasý mücadeleyiinþa etme bölümü Iraklý,Amerikalý, Avrupalý savaþkarþýtlarýnýn önümüzdekidönemde neler yapýlacaðýnýanlatmalarýyla geçti.

Respect milletvekiliGalloway, ilk zaferimiziABD ve müttefiklerinin bugüne kadar Ýran veSuriye'ye saldýrmamasýnýsaðlayarak elde ettiðimizisonrakiler için ise hareketiinþaya devam etmemizgerektiðini anlattý.

Barýþ konferansýnýn sonuçbildirgesinde 18-19 Mart'tayapýlacak olan gösterileriinþa etmek için kollarý sýva-mak gerektiði yazýlýydý.

Pazar günü yapýlan ulus-lar arasý savaþ karþýtlarýtoplantýsýna yaklaþýk 100kiþi katýldýk. Ýlk bölümdeIrak'tan gelenler sorularýyanýtladýlar. Ýþgalin etkilerive direniþe iliþkin bilgiveren Iraklýlar, iþgale karþýçýkmanýn yaný sýra Iraktakipetrolün çalýnmasýna dakarþý çýkmak gerektiðinivurguladýlar.

Dünyanýn her tarafýndakikampanyalarýn anlatýldýðýikinci bölümde Irak iþgalin-in bitirilmesi için yapýlankampanyalarýn çeþitliliði,çokluðu göze çarpýcýydý.

Türkiye'deki konferans veÞam'daki buluþma özellikleilgi çekti. Amerikan askeraileleri 1 Mart'taki zaferiduyduklarýnda nasýl sev-inçten birbirlerine sarýlýpaðladýklarýný anlattýlar.Ýrlanda ve Almanya'dakiaskeri üslere karþý kampa-nya yapanlarla daha sýkýiþbirliðini oluþturmak içinkonuþtuk.

IIrraakkllýýllaarr ddüünnyyaa ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttllaarrýýyyllaa kküürreesseell bbaarrýýþþ vvee aaddaalleett iiççiinn bbuulluuþþttuullaarr

Hedef 18 Mart

Sonuç deklerasyonu

Irak halkýnýn ulusal baðýmsýzlýk için verdiði mücadeleyive dünya çapýndaki savaþ ve iþgal karþýtý hareketi selam-lýyoruz. Ýþgal karþýtý kampanyamýzý, iþgal sona erinceyekadar hýzlandýracaðýmýza söz veriyoruz. Bunun için, bütünülkelerdeki savaþ karþýtý harekete þu çaðrýyý yapýyoruz:

11.. Savaþýn ve iþgalin baþlamasýnýn üçüncü yýldönümüolan 18-19 Mart 2006'da, askerlerin derhal geri çekilmesi-ni ve iþgale son verilmesini talep eden uluslar arasý gös-teriler örgütleyin.

22.. Geçen sene Felluce'ye yapýlan saldýrý hakkýnda ulus-larasý soruþturma açýlmasý için kampanya yapýn.

33.. Amerika, Ýngiltere ve Irak'ta askeri bulunan diðerülkelerde asker ailelerini kampanyasýný destekleyin.

44.. Daha ileri düzeyde eylemler planlamak üzere bu kon-feranstan uluslarasý bir koordinasyon çýksýn.

55.. Irak petrolünün özelleþtirilmesine karþý kampanyayapýn.

66.. Ýran ve Suriye'ye yönelik olasý saldýrýya karþý çýkýn.

Savaþ karþýtlarýnýn uluslararasý buluþmasý

Page 12: Sosyalist İşçi 247

12 sosyalist iþçi sayý: 248

iirrççookk iinnssaann iikklliimm ddeeððiiþþiimmiiüüzzeerriinnee bbiirrþþeeyy yyaappaammaayyaa-ccaaððýýmmýýzzýý ssööyyllüüyyoorr.. BBuuiinnssaannllaarraa nnee ssööyylleerrssiinniizz vvee

ssiizzccee þþuu aannddaa oollaannýý ggeerrii ddöönnddüürrmmeekkmmüümmkküünn mmüü??

Dünyanýn her tarafýnda iklimdeðiþimi için birþey yapýlmasý isteðivar. Tuvalu gibi bazý adalar var, yokolacaklar. Fýrtýnalarýn þiddetinde birartýþ var. Küresel ýsýnmanýnsonuçlarýný görmeye baþladýk vedaha çok fazlasýný göreceðiz.Sanýrýminsanlar þimdi biþraz bir þok yaþýyor-lar ama sonunda birþeyler yapmakzorundayýz.

Sosyal süreci geri döndürmek halamümkün ama þu ana kadar yaptýk-laýrmýzýn bütün sonuçlarýný geridöndürmek mümkün deðil.

Yaptýklarýmýzdan dolayý gelecektede küresel ýsýnma kaçýnýlmaz.Atmosferde birikmiþ olan seragazlarý o düzeye geldi ki þu andabütün salýnýmý durdursak bile küre-sel ýsýnma bir süre daha devam ede-cek ve belki de 2 derece daha ýsýn-mayý durdurmak mümkün deðil.

BBuunnuunn cciiddddii ssoonnuuççllaarrýý oollaaccaakk mmýý??Evet. Aslýnda bu sonuca ulaþýl-

masýný durdurmaya çalýþýyordukçünkü bilimciler 2 derecelik birartýþýn çok ciddi sonuçlarýnýn ola-caðýný söylüyorlardý. Isýnýn artmayadevam etmesini durduramayýz amakarbon salýnýmýný azaltarak adýmatabiliriz.

Bilimciler 1990 düzeyinden %60-80 daha az karbon salýnýmý yaparsakküresel ýsýnmaya karþý soruna cevapverebilir hale geliriz. Ama þu anda1990 düzeyinin çok üzerindeyiz.ABD’nin imzalamadýðý Kyoto pro-tokolu salýným miktarýný azaltmakkonusunda çok küçük bir adým.Dolayýsýyla gerçekten ciddi bir soru-nun içindeyiz. Hükümetlerarasý ÝklimDeðiþimi Panel’i (IPCC) en kötüsenaryo gözönün e alýnýrsa sýcaklýðýyüzyýlýn sonuna kadar 5 santigratarttýrabiliriz.

Þimdilerde küresel ýsýnmanýn bizimdüþündüðümüzden daha hýzlý art-týðýný gösteren belirtiler var. Küreselýsýnma IPCC’nin en kötü senaryosun-dan iki kere daha kötü olabilir.Oxford Üniversitesi’nden gelen veýsýnmanýn 10 derece olabileceðinianlatan bir rapor var. Þimdi herþeydaha ciddi. Çok ani deðiþikliklerkonusunda daha fazla endiþe var.

Ve þimde küresel ýsýnmanýn dahaönce hayal etmemizin zor olduðuetkilerini görmeye baþladýk. Timedrgisi, ki,, benim ana haber kay-naðým deðildir ama düzenle olanbaðlarýndan dolayý onu n yazdýklarýönemlidir, geçenlerde kapaðýn-dakasýrgalarýn küresel ýsýnmanedeniyle daha þiddetli olduðunuyazýyordu. Son zamanlarda yapýlanbilimsel çalýþmalar bunun doðruolduðunu söylüyor. Bunu bir kasýr-gaya dayanarak söylemek elbettedoðru deðil ama yüzey sularýnýnýsýnmasý, okyanuslarýn yükselmeyebaþlamasý kasýrgalara daha büyükbir güç veriyor.

Uluslararasý Pirinç Enstitüsü veküresel ýsýnmanýn dünya gýda üreti-mi üzerindeki etkisini inceleyendiðer bilimsel kuruluþlar dadünyanýn bir derecelik bir ýsýn-masýnýn pirinç, buðday v e diðertahýllarýn üretiminde yüzde 10 düþüþanlamýnageleceðini söylüyorlar. Buçok ciddi.

AABBDD kkaammuuooyyuunnuunn ttuuttuummuu KKaattrriinnaakkaassýýrrggaassýýnnddaann ssoonnrraa ddeeððiiþþttii mmii??

Ýnsanlarýn kafasý karýþýk. Çevresosyolojisinda öðrencilerimle küre-sel ýsýnmanýn kasýrgalarýn artmasýn-daki etkisini konuþtumçoðu bukonuyu henüz duymamýþtý. Halkýnbilgisi açýsýndan bu tür konularýnbirbirleri ile ilgisi açýsýndan henüz

yeterince bilinmiyor. Ama iliþkikurulmaya baþlandý ve öðrenilmeyebaþlandýkça insanlar küresel ýsýnmaüzerine daha çok alarma geçecek-lerdir. Genel anlayýþ küresel ýsýn-manýn aþamalý bir þey olduðu veüstesinden gelinebileceði þeklinde.Ama öyle deðil. Çok ciddi krizlerdizisi olarak karþýmýza çýkacak.Karþýmýza çeþitli konulardaki krizlerhalinde çýkacak ve baþka sorunlarýda ortaya çýkaracak. Ve sanýrýminsanlar çok hýzla sorunun ciddiyeti-ni görmeye baþlayacaklar.

ÖÖyylleeyyssee ssiizzlleerrccee aakkttiivviissttlleerr iiççiinn eenniiyyii ssttrraatteejjii nnee??

Geri dönüþüm ve arabanýzý daha azkullanmak iyi þeyler. Ama ne yazýk kiliþisel çablarla küresel ýsýnmayýengelleyecek yeterli tüketim azal-masýný saðlayamaz sýnýz. Ýnsanlarýnkiþisel düzeyde atamize olmuþolmalarýnýn ve ortak hareket ede-memelerinin çok çeþitli nedenlerivar. Ýnsanlar kiþisel çýkarlarý açýsýn-dan müsrif ve tüketici olama eðilim-ine sokulmuþlardýr.Gerçekten ihtiy-acýnýz olan þey bir tür politik örgüt-tür.

Örneðin ABD’de toplumsal yapýinsanlarýn yoðun bir biçimde otomo-bile baðlý olmalarýný saðlýyor. Çeþitlietkenler ABD’yi dünyada otomobileen baðýmlý ülke haline getiriyor.Ciddiye alýnabilecek bir kamu taþý-macýlýðý yok. Kentleþme bütünüyleinsanlarýn en ufak þey için bile oto-mobile baðýmlý olmlarý üzerinekurulmuþ.Ortalama bir Amerikalý’nýngünde 11 kez otomobilini kul-landýðýný okumuþtum. Bakkala ya daiþe gitmek için arabanýzý kul-lanýrsýnýz. Genellikle bunlar çok uzakmesafelerdedir. Her þey, kentleþmeaçýsýndan,enerji tasarrufu açýsýndanmantýksýz bir biçimde örgütlen-miþtir. Dolayýsýyla tamamen farklýbir yapýya ihtiyacýmýzvar ve bunupolitik bir örgütlenme olmadan

yapamazsýnýz. Büyük þirketlertarafýndan satýn alýnmýþ ve sonrayok edilmiþ bir kamu ulaþýmýný nasýlyeniden oluþturabilirsiniz?

ÇÇeevvrree hhaarreekkeettiinnii vvee oonnuunn iillggii aallaann-llaarrýýnnýý ssoolluunn ssoossyyaall aaddaalleett,, kkaammuuuullaaþþýýmmýý vvee kkaammuu mmüüllkkiiyyeettii ggiibbiiggeelleenneekksseell iillggii aallaannllaarrýý iillee bbaaððllaann-ttýýllýý ggöörrüüyyoorr mmuussuunnuuzz??

Tabii eðer sosyal sorumluluklarýnolmadýðý, sosyal ve toplumsalihtiyaçlar için örgütlenmemiþ birtoplumdaysanýz herþey daha kötüolur. ABD’de otomobil sorunuþehirlerdeki krize baðlýdýr.Birbirleriyle çok iliþkilidirler. NewOrleans’a bakarsanýz problemin çokaçýk bir yansýmasýný görürsünüz.Yýðýnlarla yoksul var, ki bütün büyükAmerikan þehirlerinde yoksullarvardýr, ve bunlar otomobilleri vekredi kartlarý olmadýðý için þehir dýþý-na çýkamadýlar. Onlarýn kaçmasý içinhiç bir kamu ulaþým sistemi yoktu.

Bu ihmal edilmiþ yýðýnlar için kamuulaþým sistemi olsaydý felaket bukadar büyük ve derin olmazdý.

BBiirr ççaallýýþþmmaannýýzzddaa MMaarrkkssýýnnyyaazzýýllaarrýýnnýýnn ççeevvrree üüzzeerriinnee öönneemmiinniiggöösstteerriiyyoorrssuunnuuzz.. AAnnccaakk yyeeþþiillcciiççeevvrreelleerrddee MMaarrkkssýýnn ççeevvrree ssoorruunnllaarrýý-nnaa iillggii ggöösstteerrmmeeddiiððii ggiibbii bbiirr aannllaayyýýþþvvaarr.. NNeeddeenn bbööyyllee bbiirr kkaannýý vvaarr??

Bir kaç nedeni olduðunu düþünüy-orum. Birçok insan için Marks kafayýtakmýþ bir biçimde sanayileþmeyisavunuyor ama sanayileþmeyieleþtirdiði hiç deðilse kapitalistsanayileþmeyi eleþtirdiði çok zamangörülmüyor. Ve tabii bütün büyükpoitik akaýmlarda olduðu gibi ekelo-jiye karþý olan çok sayýda marksistvar. Ýnsanlarýn en çok okuduðumetim Komünist Manifesto ve bura-da en çok hatýrlanan bölüm MarksýnMMaanniiffeessttoo’nun kapitalist sanayi-leþmeyi, üretici güçleri sürekliolarak devrimcileþtirmesini, modern

sanayinin geliþmesini ve bütündünyaya yayýlmasýný övdüðü, burju-vaziyi alkýþladýðý birinci bölümdür.Onlarýn göremedikleri, Marksýnbunu çok büyük bir ilerici geliþmeolarak görürken diðer taraftan daçok eleþtirel olmasý, sanayileþmenindiðer tarafýný da görüyor olmasý vebunu sadece sýnýf açýsýndan deðilçevre açýsýndan da yapýyorolmasýdýr.

Marksýn daha ekolojik yazýlarý yaatlanýr ya da görmemezlikten gelinir.KKaappiittaall adlý çalýþmasýnda tarýmýnsanayileþtirilmesine ve bununtopraðýn tahribine etkisine deðinir.

Marksýn ekolojiye duyarsýzlýðýüzerine bir yýðýn hikaye anlatýlýr.Oysa Marks ekolojiye duyarsýzolarak gösterilirken toplum veekoloji arasýndaki iliþkiyi anlamakiçin giderek daha çok onun fikirleri-ni kullanýyoruz.

O aslýnda sürdürülebilir birgeliþme fikrini savunur. Topraðýkorumamýz gerektiði üzerine özel-likjle vurgu yapar ve topraðý tahripettiðimizde, insanla toprak arasýndametabolik iliþkiyi bozduðumuzdaneler olabileceðini anlatýr. Marksýnbu vurgusu þimdi küresel iliþkiüzrine çalýþan, okyanuslarý inceleyenbilimciler tarafýndan kullanýlmak-tadýr. 19. yüzyýlýn o aþamasýndaekolojik krizlerle toplumsal yapýmýzarasýnda iliþki kurmaya çalýþanbaþka bir düþünür yoktu.

ÞÞuu aannddaa iikklliimm ddeeððiiþþiikklliiððii kkaammppaann-yyaallaarrýýnnddaa yyeerr aallaannllaarrýýnn hhüükküümmeett-lleerriinnddeenn nneelleerr ttaalleepp eettmmeessiinnii öönneerr-iirr-ssiinniizz??

Çok açýk talepler var. Teknolojik,politik veya baþka bir anlamdaçözümsüzlük yok. Herþeyden öncegüneþ enerjisine ve diðer alternatifenerji kaynaklarýna dönmeliyiz.Bunun için gerekli teknolojiyesahibiz ama her türlü politik engellekarþý karþýyayýz. Örneðin,

Kaliforniya’da sýcak su kaynaðýolarak güneþ enerjisinin kullanýl-masýnýn bina inþa yönetmeliklerinekonmasý isteniyor ama enerji þirket-leri bu isteðin önünü kapatýyorlar.

Sektörde kâr elde etmeyi ortadankaldýracaðý için büyük enerji þirket-leri bütün alternatif önerileri engel-liyorlar. Oysa alternatif enerji eldeetmek için çok çeþitli yollar var.

Bir birey “tamam ben evimdegüneþ enerjisi kullanacaðým” diye-mez çünkü bu aþamada bir çok bireyiçin güneþ enerjisi elde etmek çokpahalýya mâl olur. Birey eðerolasýlýðý yoksa “peki araba yerinetren kullanacaðým” diyemez. Politikolarak insanlarýn kullanacaðý alter-natifleri örgütlemek zorundayýz.

Sistem mantýksýz ve büyük birisrafa dayanan ama çok kârlý birbiçimde örgütlenmiþ.

Otomobil düþünebileceðiniz enuygunsuz ulaþým aracýdýr.Otomobilleri bütünüyle ortadankaldýramayýz ama ona karþý çokçeþitli alternatifler geliþtirilebilir, bualternatifleri politik olarak oluþtur-malýyýz.

Ama hep pazar ekonomisi ile, þir-ketlerin kâr amaçlý hedefleri ile karþýkarþýya geleceðiz. En önemli adýmöncelikle fosil yakýtý kullanan birekonomiden kurtulmaktýr. Fosilyakýtlarýna bu denli baðýmlýolmamýzýn baþlýca nedenlerindenbirisi fosil yakýtlarýnýn petrol ve oto-mobil sanayileri için çok kârlýolmasýdýr.

Eðer çevremizle daha mantýklý biriliþki kuracaksak çok deðiþik çýkar-lara karþý mücadele etmek zorun-dayýz.

John Bellamy Foster, Oregon Üniver-sitesi’nde sosyoloji profesörüdür.Türkçeye de çevrilen MarksýnEkolojisi, Savunmasýz Gezegen veEmperyalizmin Yeniden Keþfi kita-plarýnýn yazarý ve ABD’de yayýnlananMonthly Review dergisinin editörüdür.

Kapitalizm ve küresel ýsýnmaJohn Bellamy Foster, Jacob Middleton ile hareketin neden iklim deðiþikliði sorununu

gündemine almasý gerektiði üzerine konuþuyor.

B

Page 13: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 13

Rosa Lüksemburg 1919 Ocakayýnda Almanya'da bir askerindipçiðiyle öldürüldüðünde 50yaþýndaydý. Yenilen devrimininönderlerinden biriydi.Ayaklanan iþçi sýnýfýyenildiðinde, hayatýný sadeceAlmanya'da deðil, bütündünyada iþçi sýnýfýna baðlamýþbir Marksist olan Rosa'da yenil-di. Devrimin yenilgisininbedelini hayatýyla ödedi.

Geriye bugün hala yara-landýðýmýz çok deðerli birbirikim býraktý.

Savaþ yanlýsý SPD

Bu günlerden geriye bakýpAlmanya'da devrim olduðunusöylemek çoklarý için garipgelebilir. 1918 Almanya'sý ayak-lanmalarýn yýlýydý.

Rosa'nýn da 1917'ye kadariçerisinde yer aldýðý ve ayrýlmakisteyenlere karþý içerisindekalýnmasýný savunduða AlmanSosyal Demokrat Partisi SPDdünyadaki en kitlesel iþçi partisiidi.

Birinci Dünya Savaþý'ndasavaþtan yana tutum aldý.Ayrýlýk bu tutumdan sonragerçekleþti.1917 yýlýnda SPDbölündü, Rosa'da kendi Örgütüolan Spartaküs Birlik ile beraberSPD'den kopan Baðýmsýz SosyalDemokrat Parti (USPD)içerisinde gevþek baðlarla daolsa yer aldý. 29 Aralýk 1918'deAlman Devrimi patlakverdiðinde birlik USPD ileiliþkilerini kopardý ve baðýmsýzbir parti haline dönüþtü. AlmanKomünist Partisi (Spartaküs).

Bu parti daha sonraki yýllardakitlesel bir hale geldi.

Kitlesel partidereformizme karþýmücadele

Alman Sosyal DemokratPartisi önderleri uluslararasýalanda marksizmin en önemlitemsilcileri olarak görülüyorduve olaðan üstü büyük bir hege-monyalarý vardý. 2. enternasy-onali belirleyen güç halindey-diler. Özellikle Bernstein veKautsky tüm dünya tarafýndanMarks ve Engels'ten sonra,marksizmi geliþtiren ve katkýkoyan isimler olarak anýlýyordu.

Polonya'da proletarya adlýihtilalci partiye girmiþ ve kýsazamanda bu partinin önderkuramcýsý haline gelmiþ olanRosa Lüksemburg, yirmiliyaþlarýnda geldiði Almanya'daSPD içerisinde çalýþmayabaþladý. Kýsa sürede SPDiçerisinde bilinen biri halinegeldi.

Milyonlarca iþçiyi etkileyen veharekete geçirme yeteneðinesahip olan SPD o dönemlerdedevrimcilik, reformizm tartýþ-masýyla þekilleniyordu. Rosasonraki yýllar boyunca partiiçinde üstelik parti önderliðinekarþý (önderlik uluslar arasý

hareketi de etkiliyor ve çoðun-lukla belirliyordu) mücadeleetti. Kitlesel hareketin devrimciyanýný öne çýkardý ve anlattý.

"sosyal reform mu, sosyaldevrim mi?" adlý broþür,Bernstein'in reformist fikirleriniçürüten ve o yýllardan bu yýllarakullanýlan bir kýlavuz oldu.Bernstein kapitalizmin kendigeliþinin onu uysallaþtýrýldýðý veMarks'ýn iddia ettiðinin aksineeðilimin sürekli refaha doðruolduðunu anlatýyordu.

Rosa sosyalizm özleminin kap-italizmin çeliþkilerinden soyut-landýðýnda idealist bir kuruntu

haline geldiðini anlatýyordu.Bernstein'in tezini çürüterek,kapitalizmin düz ve süreklirefahý getiren bir geliþimininolamayacaðýný, krizlerlebölüneceðini ve bu krizlerindedevrimci dönüþümlerin önünüaçabileceðini anlatýyordu. "yasosyalizm, ya barbarlýk" öner-mesi bu tartýþmadan doðdu.

Harekete verilen önem

SPD milyonlarýn partisi olarakaðýr ve hantal bir yapýya sahiptive bu kadar büyük bir örgütbürokratik bir yapýyla tutucu

hale dönüþüyordu. Rosa daimakitlelerin gücüne güvendi vekitle eylemlerinin dönüþtürme,deðiþtirme gücünü öne çýkardý.Sadece öne çýkarmadý, hayatýboyunca da kitle eylemlerininiçerisinde oldu. Rusya' 1905Þubat'ýnda hiç kimsenin bek-lemediði ve aslýnda baþlamasýiçin çaba harcamadýðý bir þek-ilde, iþçiler yýðýnsal grevlere çýk-týlar. Ve ekonomik taleplerlebaþlayan grevler çarlýða karþýpolitik talepler içeren bir haledönüþtü. 1905 devrimi gerçek-leþti. Bu hareketin sonucundaiþçilerin iþyerlerinden temsilci-

lerinin katýlýyla bölgesel veUlasal düzeyde örgütlenmeleroluþturdular, yani Sovyetlerioluþturdular. O günden bugüne bütün devrim giriþimleri,ayaklanmalar Sovyet ve benzeriörgütlenmeler yarattý. 1905 ilkti.

Rosa 1905 devrimini coþkuylakarþýladý. Onun kitle hareke-tinin rolü konusunda SPDönderliðine karþý yürüttüðütartýþmalar ve mücadelede nederece doðru tutum aldýðýnýkanýtladý bu geliþme.

"Hareket sadece bir yönde,ekonomik mücadelen siyasimücadeleye deðil, fakat aynýzamanda ters yönde de yürür.Her önemli siyasal kitle hareketizirvesine ulaþtýktan sonra birdizi kitlesel grevle sonuçlanýr.Ve bu ilke, sadece belli kitleselgrevlere deðil, bütünüyledevrime de özgüdür....."

"Bir kelimeyle ekonomikmücadele hareketi bir siyasalodak noktasýndan ötekine iler-leten bir unsurdur." (RosaLüksemburg-Tony Cliff, syf 35-36)

Rosa'nýn kitle hareketine yak-laþýmý hayatý boyunca deðiþme-di ve deðerlendirmeleri, müda-haleleri önemli derslerle dolu.1917 Ekim devrimi, 1918 Almandevrimi onun haklýlýðýnýnkanýtýdýr.

Rosakendiliðindenci mi?

Rosa'nýn SPD'den ayrýlýp yenibir örgüt kurmaktaki isteksi-zliði, özellikle stalinistlertarafýndan ciddi bir hata olarakgösterilmiþ ve 1918 Almandevriminin yenilgisinin enönemli nedeni olarak tartýþýlagelmiþtir. Bu doðru bir eleþtirideðildir..

Rosa Kautsky ve arkadaþlarýnakarþý son derece net birmücadele yürüttü.

Rosa'nýn SPD'ye karþý tutumumuhafazakar bürokrat birönderliðin etkisi altýnda olaniþçi hareketinin acil ihtiyaçlarýnagöre þekillendi.

Lenin'in örgütlenmeye iliþkinbakýþý ve Bolþevik parti örnekgösterilerek Rosa kendiliðinden-ci olarak suçlanýr. Oysa Lenin'inmücadele ettiði koþullar vekarþýsýndaki güçlerleRosa'nýnkiler çok baþka idi.Lenin baskýcý bir çarlýk rejiminekarþý daðýnýk bir iþçi sýnýfýiçerisinde örgütlenmeninihtiyaçlarýna göre davrandý.

Rosa kitlesel bir iþçi partisiiçerisinde bu partinin etkisin-den iþçilerin kurtulabilmesi içinideolojik bir mücadele yürüttüve kitlelerin gücüne güvenmekgerektiðini anlattý. Dediði gibide oldu.

Bizlerin önündeki en temelsorun hala bu. Ýþçi yýðýnlarýnýetkisi altýna alan çeþitlidüzeylerdeki önderliklere karþýmücadele etmek. Rosa bununen parlak teorisyeni ve eylem-cisi idi.

Rosa üzerine iki kitapDiðer devrimci önderlerin aksine Rosa'nýneserleri Türkçeye daha az çevrilmiþtir. BundaTarihi çarpýtan stalinizmin rolü büyüktür.

Tony Cliff’in Rosa Lüksemburg adlý kitabýson derece açýk ve anlaþýlýr bir dille Rosa'nýnmarksizme yaptýðý katkýlarý ve tarihteki rolünüanlatýyor ve en temel tartýþmalara cevap veriy-or.

Hala okumadýysanýz, tarihi kavramada vetahlil etme yeteneði olaðanüstü olan bu büyükdevrimcinin düþüncelerini ve hayatýný TonyCliff'in kaleminden mutlaka okumalýsýnýz.

Kitabý okurken hem Rosa'yý, hem EkimDevrimi’ni ve Alman Devrimleri’ni kavraya-cak, hem de o günden bu güne geliþen kitlehareketlerinin karakteri üzerine Cliff'in kendiçözümlemelerinin çarpýcýlýðýný da fark ede-ceksiniz.

Peter Nettl’in Rosa Luxemburg adlý biyo-grafisi de oldukça yararlý. Peter Nettl Rosa’nýn

yaþamý ile birlikte dönem de tarihsel bir bakýþanlatýyor. Cliff’in kitabýndan çok daha kapsam-lý olan bu biyografi2de Rosa’nýn fikirlerini anla-mak için çok yararlý bir eser.

RRoossaa LLüükksseemmbbuurrggTony Cliff- Z Yayýnlarý, 125 sayfa- 3 YTL

RRoossaa LLuuxxeemmbbuurrggPeter Nettl,700 sayfa

Önce eylem vardýRosa'nýn kitle hareketine yaklaþýmý hayatý boyunca deðiþmedi ve deðerlendirmeleri, müdahaleleri

önemli derslerle dolu. 1917 Ekim devrimi, 1918 Alman devrimi onun haklýlýðýnýn kanýtýdýr.

Page 14: Sosyalist İşçi 247

14 sosyalist iþçi sayý: 248KÜLTÜR SANAT

KÝTAP

FÝLM

Cindy Sheehan Bush’unpopülerliðinindüþmesinin baþlýcanedenlerden birisiNobel ödülü de kazanmýþ olan ünlü Ýtalyan oyun yazarýDDaarriioo FFoo Amerikalýsavaþ karþýtýaktivist CCiinnddyySShheeeehhaann üzerine biroyun yazdý. DDaarriiooFFoo’nun oyunuLondra’da düzenle-nen BBaarrýýþþKKoonnffeerraannssýý’ndaoynandý. AþaðýdaÝngiliz SSoocciiaalliissttWWoorrkkeerr gazetesin-den TToomm BBeehhaann’ýnDDaarriioo FFoo ile yaptýðýsohbeti bulacak-sýnýz.

CCiinnddyy SShheeeehhaannüüzzeerriinnee nneeddeenn bbiirrooyyuunn yyaazzddýýnnýýzz??

Tek baþýna birkadýnýn bütünülkeyi içi,ne çekenbir tartýþmayýbaþlatmýþ olmasýbeni çok etkiledi.Üstelik CindySheehan’ýn öneçýkardýðý konularýtartýþmaya pek deistekli olmayan birülkeden bahsediy-oruz.

Onun hakkýndaokumayabaþladýðýmda yapmak istediði þeylerde ne kadar bil-imsel olduðu beni etkiledi. Sorunlara yaklaþýmýndadoðal bir mantýk var. Ve küçük gruplara katýlmamýþ“politik” olmayan bir kadýndý.

Bütün ülkeyi ayaða kaldýrdý. Neden üzerine gittik-lerini bu açýklýyor. Karl Rove ve baþkalarý onunlaalay etmeye baþladýlar. Ama o onlarý açýða çýkarmayýbaþardý ve iþte o vakit ona hýrlamaya baþladýlar.

O, Bush’un popülerliðinin düþmesinin baþlýcanedenlerinden birisi.

KKýýssaa ssüürree öönnccee MMiillaannoo þþeehhrriinniinn bbeelleeddiiyyee bbaaþþkkaannllýýððýý-nnaa aaddaayy oollmmaayyaa kkaarraarr vveerrddiinniizz.. SSeeççiimm kkaammppaannyyaannýýzznnaassýýll ggiiddiiyyoorr??

Çok iyi gidiyor. Tek sorun güçlü bir dayanýþm aðýoluþturmakta. Rifondazione Comunista adlýMilano’da güçlü olmayan küçük bir partinin desteði-ni aldým. Büyük medyayý kontrol eden büyük partil-erle mücadele ediyoruz.

Ne olursa olsun gençlerin eylemleri sonucu deðiþimolacak ve ben gençlerle çalýþýyorum, en çok onlarlakonuþuyorum.

MMeerrkkeezz ssoolluunn tteemmeell ppaarrttiilleerriinnee kkaarrþþýý aaddaayy oollmmaayyaakkaarraarr vveerrddiinniizz.. NNeeddeenn??

Çok az insan onlarýn gelecek seçimlerdeBerlusconiyi yeneceðinden þüphe ediyor. Ama benbu durumda çok az þeyin deðiþeceðini düþünüyo-rum.

Bu bir Truva Atý ama içi boþ.

ÝÝnnssaannllaarr IIrraakk yyeennii bbiirr VViieettnnaamm oollaaccaakk ddiiyyoorrllaarr..KKaattýýllýýyyoorr mmuussuunnuuzz??

ABD ciddi bir askeri ve psikolojik yenilgi ileyüzyüze. Orada ciddi bir yenilgiye uðruyorlar. BeyazSaray’daki liderler o kadar kabalar ki ders almýyor-lar.

Am a tarih kendisini mekanik olarak tekrarlamýyor.Tepedeki askeri liderlik bu savaþ konusunda çokistekli çünkü iyi bir savaþ olmadan kendi meslekleritehlikede.

Saklamaya çalýþmalarýna raðmen bu savaþ petroliçin yapýlýyor.

TÝYATRO Dario Fo

Hadi itiraf edelim, Babamve Oðlum'a ben de birpaket kaðýt mendille gittim.Fýsýltý gazetesindeki "biraðladýk bir aðladýk!"manþetleri o kadar büyükpuntolarla yazýlýyordu ki...Zaten melodram vearabeskle beslenmiþ bir nes-lin evladýydým. Aðlamayahazýrdým.

Fakat ilk sahnedenitibaren filmin ayaklarýgerçekliðe basmaktan okadar uzaktý ki, inana-madým. Dolayýsýyla aðlaya-madým. Jenerik esasoðlanýmýzýn solculuðunuifþa eden bir iþkence görün-tüsüyle ilerliyordu. Peki busahneyi gerçeðe oldukçayakýn tasvir eden senaristyönetmenimiz, hemenarkasýndan nasýl 12 Eylülgeceyarýsý doðum sancýsýçeken bir kadýnla eþinin,Ýstanbul'un geniþ cad-delerinden birinde bir hayliyürüyüp de, tek bir askerebile rastlamayacaðýnýtasavvur edebilir? Gerçeklikilk elden dramatik birdoðum ve ölüm sahnesi içinfeda edilmiþtir. Tabii kibunun sabahýnda "yönetimeel koyan" ordunun bir men-subunun aðzýndan "darbeoldu" cümlesini duyduðu-muzda þaþýrmamak gerekir.

Ýyi bir yönetmen olmakpespaye bir senaryodancevher yaratabilmekanlamýna gelmez. Irmak,hikâyesini, atmosfer yarat-maktaki baþarýsý, çekimtekniði, oyuncularýn baþarýlýperformanslarýyla sürükle-

meye çalýþmýþtýr. Kahramanýmýz, Nuri Bilge

Ceylan'ýn sýkýntýlý taþrasýn-dan uzak, alabildiðine ren-kli kasabasýna, senelerdirgitmediði memleketine bukez oðluyla geri dönmekte-dir. Niye senelerce hiç git-memiþtir? Çünkü okumakiçin gittiði Ýstanbul'da"solcu" olmuþ, aða olmayýreddetmiþtir. Tabii babasýda onu reddetmiþtir.Heyhat, dünya gene galipgelmiþ, direniþ kýrýlmýþ, feo-dal büyük aile sýðýnýlacakson limandýr; bu bir barýþ-ma filmidir.

Elbette derinlemesinedüþünülmemiþ buhikayenin kliþelerden kaça-bilmesi mümkünolmamýþtýr. Bütün hesaplaþ-malarýn içine iþlemiþ kliþelerbizi gerçeklikten sýðlýða

sürüklemektedir.Husumetle geçirdikleri oncayýlý konuþan baba oðulun(yani feodailte ve sol temsil-lerinin) ikilemi "biz seni okudiye gönderdik, sen gittinanarþik oldun"la"yoldaþlarýmýn hepsireklamcý oldu" kliþelerinehapsolmuþtur. Bu büyükhesaplaþma sonunda kahra-manýmýz bayýlýverir,akabinde ölümcül birhastalýða tutulduðu öðre-nilir. (Tüm melodramlardaolduðu gibi sorun geneakciðerde, fakat bu defaverem deðil ödemdir.)Neden hastalanmýþtýr?Çünkü cezaevinde iþkencel-erden geçmiþtir. Tümcevaplar gelip Sadýk'ýn sol-culuðuna (günahýna)baðlanýr. Ama bizi, bunlarýgerçekten yaþadýðýnainandýracak ne bir eylemgörüntüsü, ne bir yoldaþ, nede söylem vardýr. Baþtakiiþkence sahnesi, bu sah-nenin kabuslar halinde geridönmesi, ha bir de polisfobisiyle yetiniriz.

Dönem filmi olmak, 12Eylül'ü anlatmak iddiasýndaolmasýna karþýn Babam veOðlum'da tüm karakterlerayný yalnýzlýk ve soyutlan-ma içindedir. Ne tekbaþlarýna dönemi özetleye-cek kadar derinleþtirilmiþ,ne de toplumsal hareketiçine yerleþtirilmiþlerdir.

Öyleyse Irmak, gerçektenbir sol(cu) hikayesi anlat-mak mý, yoksa hikayesinineksikliklerini sol(culuk)lakapatmak mý istemiþtir?

Sevilen birinin, babanýn,evladýn ölümü üzerindendram yaratmak kolaydýr.Herkesin böyle bir anýsýmevcuttur ve gerektiðindebilinçaltýndan çýkartýlýr. Beþiyi oyuncuyu ayný andaaðlatmak suretiyle seyirciyihislendirmek kolaycýlýktýr.Bütün bunlar bir yana,mevzubahis "tokat gibi"sahnelerden sonra, tam damakaralarý koyvermeyehazýrlanýrken patlatýlývereno esprilerin sebeb-imucibesi nedir? Seyirciyidramýn gerginliðinde tut-manýn riskli olduðunudüþünmek mi? Yoksa bubasit bir medya mantýðýmýdýr? Öyle ya, hergün tele-vizyonda "film gibi" gerçek-likler, "gerçek gibi" filmlervardýr. Asýl ve suret, sahi vehayal birbirine karýþmýþtýrve artýk ayýrmak imkan-sýzdýr. Yoksa bu yurduminsanýnýn nisyanla malulhafýzasýna duyulan sonsuzgüvenin eseri midir? Azevvel aðlýyorduk, amaþimdi unuttuk. Unuttuk,çok çabuk…

Elbette haklarýný yememekgerekir, zira Babam veOðlum azýmsanamayacakgiþesini bu hafýzasýz diziizleyicisine borçludur.Ekrandaki yönlendirmeyeitaat ve inançta hiç tereddütgöstermeyen ve gitgide sit-comlardaki gülme efektler-ine dönüþen o televizyonahalisine… Çaðan Irmakherþeye ihanet edebilir,onlara asla…

EEssiinn PPEERRVVAANNEE

‘Babam ve Oðlum’da aðlamadýmBabam ve Oðlum

SSeeççkkiinn

Bir düþünürü okur vefikirlerini hayata geçirmeyeçalýþýrýz, bir dava adamýnýnhayatýn ezbere biliriz, amabir felsefecinin üzerinesadece düþünürüz... Onunvarlýðýný unutma, insan-lýðýndan bihaber olmapahasýna da olsa sadecedüþünürüz. Ama felsefe-cilere insanlýklarý iadeedilmelidir ve belki dehakkýnda kýsýtlý bilgiyesahip olduðumuz zatýmuhteremlerden birine,Ludwig Wittgenstein'aadanmýþ 880 sayfalýk birkitap da bu amaca hizmeteder.

Kabalcý Yayýnevi'ndençýkan Ray Monk'unWittgenstein-DâhininGörevi kitabýnda kýsa biryorumlu gezintiye çýkarsak:Ludwig Josef JohannWittgenstein Viyana'dakien zengin ailelerindenbirinin sekizinci ve enküçük çocuðu olarak 26Nisan 1889'da doðdu. Herbiri baþka bir deha dýþavu-ran kardeþlerinin arasýnda

parýltýsýz bir çocuktu vebazen yalan söylemesineneden olacak kadar müte-vaziydi. Teknik okul vemühendislik eðitimi bitenekadar her þey normaldi. Taki bir gün matematikletanýþana, mantýk çalýþmayabaþlayana ve felsefeyi keþfe-dene kadar...

Wittgenstein belki çoküretken bir felsefeci deðildive birbirinden tamamenfarklý iki felsefi sistemi tekbir hayat süresi içindegeliþtirip bunlarý TractatusLogico-Philosophicus veFelsefi Soruþturmalar kita-plarýnda sunmasýyla ikifarklý düþünüm sisteminekatký sunduðu için oldukçaverimsiz bir düþünür olarakda addedilebilir; ancakonun büyüklüðü ve önemitam da bu yýkýcýlýkta veyaratýmda yatýyor gibidir.

Yeni dünyanýn tarzý hayatve tarzý siyasetine bir türlüalýþamayan bir entelektüelolarak Wittgenstein bir eskizaman adamýdýr. Bu,üzerinden onlarca yýl çýkar-madýðý ceketinde tezahürettiði kadar, hakikate ve

sadeliðe duyduðu baðlýlýktada ifadesini bulur. Dinselbir coþkuyla ve kiþisel bireksiklik duygusunun tat-miniyle katýldýðý 1. DünyaSavaþý'nda ölümün üstünegiderken cebindeTractatus'un elyazmalarývarken, dünyanýn anlamýnýyitiriþi, önlenemez metalaþ-ma, vahþet ve tüm insaniþeylerin kayboluþuna dairsessiz aðýtlar ve kaçýþlarla -bir ara Rusya'ya yerleþmeyibile düþündü, amaSovyetler artýk ne onun nede arkadaþý John MaynardKeynes'in düþündüðüülkeydi, o artýk "Stalin'in

Beþ Yýllýk PlanlarýnýnSovyetleriydi"- geçirdiði onyýllardan sonra, zaten hiçbarýþamadýðý kapitalizmin2. Dünya Savaþý için"savaþlara bilim ve teknolojikarar veriyor" derkencebinde FelsefiSoruþturmalar'da yer alandeðiniler vardý.

Bir eþcinsel, bir mimar, birakademisyen, bir asker, birsavaþ karþýtý, usta bir teknis-yen, her þeyi terk edip ken-dini daðlara vurmuþ biröðretmen, bir Yahudi, birdahi, bir inanç-yoksunu, birfilozof, bir Troçkist, velhasýlbir insan; 62 yýllýk yaþamýnasavruluþlar, savunuþlar,buluþlar, unutuþlar ve avu-nuþlar sýðdýrmýþ basit birinsan... Yazdýðý günlükler,dostlarýyla mektuplaþ-malarý, hakkýnda yazýlanlarve ailesi ve arkadaþlarýnýnanlatýlarýndan meydana ge-tirilmiþ en yetkin biyografivasýtasýyla bizim kendisiyletanýþmamýzý bekliyor...

WWiittttggeennsstteeiinn-DDââhhiinniinn GGöörreevviiRay Monk, Kabalcý Yayýnevi,880 sayfa

Wittgenstein-Dâhinin Görevi

Tanýþmamýz gereken bir düþünür

Babam ve OðlumYönetmen ve senaryo:Çaðan Irmak, oynayanlar:Fikret Kuþkan, ÇetinTekindor, Hümeyra

Page 15: Sosyalist İşçi 247

sayý: 248 sosyalist iþçi 15

AAþþaaððýýddaannssoossyyaalliizzmm

-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçisýnýfýnýn üretim araçlarýnakolektif olarak el koyup üreti-mi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

RReeffoorrmm ddeeððiill,,ddeevvrriimm

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistemreformlarla köklü bir þekildedeðiþtirilemez, düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarý iþçisýnýfý tarafýndan ele geçirilipkullanýlamaz. Kapitalistdevletin tüm kurumlarý iþçisýnýfýna karþý sermaye sahip-lerini, egemen sýnýfý korumakiçin oluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tamamenfarklý bir devlet gereklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr. Sosyalistlerbaþka ülkelerin iþçileri iledaima dayanýþma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýn tambir sosyal, ekonomik ve poli-tik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýn cin-

sel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

EEnntteerrnnaassyyoonnaalliizzmm

-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkelerin iþçi-leri ile karþý karþýya gelme-sine neden olan her þeyekarþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendi kader-lerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketlerinidesteklerler.

-Rusya deneyi göstermiþtirki, sosyalizm tek bir ülkedeizole olarak yaþayamaz.Rusya, Çin, Doðu Avrupa veKüba sosyalist deðil, devletkapita-listidir.

-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destekler.

DDeevvrriimmccii ppaarrttii

-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kesimidevrimci sosyalist bir partideörgütlenmelidir. Böylesi birparti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi içindekiçalýþma ile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizmin iþçisýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrýolduðunu kanýtlamalýdýr.

-Bu fikirlere katýlan herkesidevrimci bir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrýyoruz.

ssoossyyaalliisstt iiþþççiinnee ssaavvuunnuuyyoorr??

AAnnkkaarraaMithatpaþa Cd. No: 34/F, Kat: 4, No: 23 - Kýzýlay00553355 - 551144 1111 7733

KKaaddýýkkööyyNail Bey Sk. Ýbrahim Aðaoðlu Ýþhaný, No: 9-11, Kat: 3 -Bahariye - Kadýköy00553366 - 663377 8811 9999

BBeeyyooððlluuÝstiklal Cd. Büyükparmakkapý Sk. Hayat Apt. Kat: 4 - Beyoðlu00553366 - 225599 7733 6644

ÝÝzzmmiirr3. Beyler, Yaparsoy Ýþhaný, No: 31, Kat: 4, No: 403, Konak00553377 - 662244 4499 0088

Akhisar: 0544 - 515 62 59Bursa: 0535 - 422 39 65Denizli: 0543 - 476 27 88Ýzmit: 0537 - 940 58 95Karabük: 0533 - 772 54 93Kütahya: 0544 - 515 62 59

DSÝP BÜROLARI

Ayrýntýlý bilgi için: 0536 - 335 10 19

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti.

Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý

Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

Yerel süreli yayýn, iki haftada bir yayýnlanýr

www.sosyalistisci.orgYazýþmalarýnýz için:

[email protected]

KAMPANYALARDAN

SSOOLLMMÝÝLLLLÝÝYYEETTÇÇÝÝLLEERR

NNEE DDEEDDÝÝ??

Pamuk malesef yapay birdemokrasi kahramanýnadönüþmüþtür.BBeeddrrii BBaayykkaamm

Kanýmca OrhanPamuk’un N obel tanta-nasý iyi kurgulanmýþ b irreklam olayýydý.ÝÝnnccii AArraall

Nasýl bir Türkiyeistersiniz? Not verilen,emperyalizme yaranmatelaþý içinde þaþkýnlaþanbir ülke, mesela!Tabii Þiþli'de Pamuk davardý. Aklýndan kita-plarýnýn satýþýnýn nekadar artacaðýný geçiriy-ordu, kuþkusuz!YYuurrttsseevveerr CCeepphhee - TTKKPP

Orhan Pamuk’usavunmaya...

OOrrhhaann PPaammuukk davasýTürkiye’de düþünce özgür-lüðünün ne denli sýnýrlýolduðunu çarpýcý birbiçimde gösterdi. OOrrhhaannPPaammuukk, 301. maddedendolayý yargýlanan tek insandeðil. Hükümeti eleþtirdiði,iþçi düþmaný dediði içinÇaðrý dergisi sahibi AAzziizzÖÖnneerr 18 ay hapis cezasýnamahkum edildi.

BBeellggee YYaayyýýnnllaarrýý’ndançýkan Yitik Köyler kitabýnýnyazarý ZZüüllkküüff KKýýþþaannaakk daköylüler göçe zorlanýyordediði için 6 ay hapsemahkum oldu. OysaTürkiye diðer yandan dagöç etmiþ olan köylüleringeri dönüþü için yasalarçýkarýyor. Kýþanak’ýyargýlayan mahkeme parla-mentonun tümünü ve birçok baþka devlet organýnýdamahkum etmeli.

Gazeteci yazar EEmmiinnKKaarraaccaa,, AArraamm YYaayyýýllaarrýý yetk-ilisi FFaattiihh TTaaþþ,, ÇÇaaððrrýý dergisiokuru EErrkkaann AAkkaayy,, PPeerriiYYaayyýýnnllaarrýý sorumlusu AAhhmmeettÖÖnnaall, gazeteci EErrsseennKKoorrkkmmaazz’da 301’den

yargýlananlar arasýnda. LLiitteerraattüürr YYaayyýýnnllaarrýý sorum-

lusu AAbbdduullllaahh YYýýllmmaazz iseMMaarraa MMeeiimmaarriiddii’nin ÝzmirBüyücüleri adlý kitabýndaTürklüðe hakaret ettiðigerekçesi ile yargýlanmak-tadýr.

Savcýlar 301’inci maddeyitam bir sansür yasasý olarakkullanýyorlar. Hükümetieleþtirmek, devlet aleyhinebir söz etmek, Türk mil-liyetçiliðine karþý çýkmakhep yargýlanma konusuhaline getirliyor.

Bir avuç ýrkçý, milliyetçiise bütün bunlarý fýrsat bilipküçücük gruplar halinde

gösteriler yapýyorlar.Orhan Pamuk davasýnda

“halk” diye gösterilensaldýrgan grup aslýnda 15-20 kiþiden oluþmaktaydý veOOrrhhaann PPaammuukk’un arabasýnayaklaþabilen ise sadece 2kiþiydi. Bunlar Trabzon’dave baþka yerlerde solcularasldýran küçük azýnlýkla aynýkiþiler.

Basýn öyle bir hava yarat-maktadýr ki sanki OOrrhhaannPPaammuukk’u ve düþünceözgürlüðünü savunankimse yok.

Gerek basýna gerekse desaldýrgan 3-5 kiþiye buülkede demokrasiden,özgürlüklerden yana olan-larýn da olduðunu ve 3-5kiþi deðil binlerce olduðunugöstermek gerekir.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii,, 77 ÞÞuubbaatt’’ttaaöözzggüürrllüükklleerrddeenn yyaannaa oollaannhheerrkkeessii ÞÞiiþþllii AAddlliiyyeessii’’nnee,,OOrrhhaann ppaammuukk ddaavvaassýýnnýý iizzllee-mmeeyyee ççaaððýýrrýýyyoorr..

Bu çaðrýmýzý 301’denyargýlanan herkes içintekrarlayacaðýz. Ta ki301’inci madde kalkanakadar...

Abdullah Gül: "Türkiye'de sanki ifade

özgürlüðü yokmuþ,görüþlerini bildirenlerhapse týkýlýyormuþ gibi

bir hava yaratmak,kendimize verdiðimiz

zararý açýk olarakgörmemektir""Hukuk devletiyle bað-

daþmayan dava''JJoossee SSaarraammaaggoo,, GGaabbrriieellGGaarrcciiaa MMaarrqquueezz,, GGüünntteerrGGrraassss,, UUmmbbeerrttoo EEccoo,,CCaarrllooss FFuueenntteess,, JJuuaannGGooyyttiissoolloo,, JJoohhnn UUppddiikkeevvee MMaarriioo VVaarrggaass LLlloossaa

DDÜÜNNYYAAEEDDEEBBÝÝYYAATTÇÇIILLAARRII

NNEE DDEEDDÝÝ??

Sol milliyetçilik

TTKKPP,, EEMMEEPP vvee ddiiððeerrssooll mmiilllliiyyeettççiilleerr OOrrhhaannPPaammuukk hhaakkkkýýnnddaaAAvvrruuppaa BBiirrlliiððii ppaarrllaa-mmeenntteerrlleerriinniinn ““TTüürrkkiiyyeeyyaarrggýýllaannýýyyoorr”” iiffaaddeessiinnii““ssöömmüürrggeeccii zziihhnniiyyeett””ddiiyyee yyoorruummllaarrkkeennddüünnyyaaccaa üünnllüü eeddeebbiiyy-aattççýýllaarrýýnn ddaa aayynnýý ttuuttuu-mmaa ssaahhiipp oolldduukkllaarrýýnnýýnnüüzzeerriinnddeenn aattllýýyyoorrllaarr..

TTKKPP bbiirr yyaannddaann ddaaOOrrhhaann PPaammuukk’’uunnbbüüttüünn bbuunnllaarrýý rreekkllaammiiççiinn yyaappttýýððýýnnýý iiddddiiaaeeddeerrkkeenn iiyyiiccee yyaannllýýþþbbiirr yyeerree ddüüþþüüyyoorr..

TTKKPP,, EEMMEEPP vvee ddiiððeerrssooll mmiilllliiyyeettççiilleerriinnbbüüttüünn bb uu yyaappttýýkkllaarrýýaassllýýnnddaa ggeerrççeekk mmiill-lliiyyeettççiilleerree,, yyaannii ssaaððaahhiizzmmeett eeddiiyyoorr..

OOrrhhaann PPaammuukk’’uunnkkiittaappllaarrýýnnýý yyaakkaannllaarr,,ssoollccuullaarrýý lliinnçç eettmmeekkiisstteeyyeennlleerr,, KKüürrttlleerreeddüüþþmmaann oollaannllaarr,, bbuunn-llaarrýýnn hheeppssii ssooll mmiill-lliiyyeettççiilleerrddeenn ddee ggüüçç vveecceessaarreett aallýýyyoorrllaarr..

SSooll mmiilllliiyyeettççiilleerr bbuuttuuttuummllaarrýýnnddaann vvaazzggeeççmmeelliiddiirrlleerr..

Türklüðü aþaðýladýðý gerekçesiyleTCK'nýn 301. maddesi uyarýnca 3 yýlakadar hapis cezasý istemiyle hakkýn-da dava açýlan Orhan Pamuk çoksayýda aydýn destek oldu.

Orhan Pamuk'un ilk duruþmasýndayaþanan saldýrýlar karþýsýnda birbildiri yayýnlayan aydýnlar, "Aynýanlayýþ kýsa süre önce Ermeni konfer-ansýnda da ortaya çýkmýþtý...AdaletBakaný'ný bu tür davalarýn açýlmasýnaneden olduðu için, Ýçiþleri Bakaný'nýise saldýrganlarý cesaretlendirdiði içinkýnýyoruz. TCK'nýn 301. ve 305. mad-delerinin bir an önce kaldýrýlmasýný

ve bu maddelerden açýlan davalarýndurdurulmasýný talep ediyoruz"dediler.

Aralarýnda Yaþar kemal, ÇetinAltan, Murat Belge, Adalet Aðaoðlu,Süleyman Çelebi ve Ercan Karakaþgibi aydýnlarýn, kitle örgütü temsilci-lerinin ve sanatçýlarýn bu giriþiminiçok önemsiyoruz.

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, 169aydýnýn giriþimini sonuna kadardestekliyor. Aydýnlarýn dile getirdiðitalepler için sonuna kadar mücadeleedilmesi gerekiyor.

DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan

169 aydýný destekliyoruz

Page 16: Sosyalist İşçi 247

DSÝPDevrimci Sosyalist Ýþçi Partisi

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 248

30 Aralýk 20051.000.000 TL

1 YTL

"Türklüðü alenen aþaðýladýðý"iddiasýyla yargýlanan OrhanPamuk'a mahkeme çýkýþýndaaðzýndan köpükler saçan birgrup saldýrdý. Biz saldýrganlarýn kim olduðunu

biliyoruz.Türk milliyetçileri. Faþistler.

Kýzýlelmacýlar. Biz bu saldýrganlarý daha önce

de gördük.Kahramanmaraþ'ta, Susurluk'ta,

elleri satýrlarla okullarda,Þemdinli'de, Yüksekova'da…Devletin resmi tezlerine karþý,

demokratik haklarýný, ifadeözgürlüðünü kullanarak kimkarþý çýksa karþýsýnda hep bugüruhu buluyor.Ermeni soykýrýmýndan söz eden-

lere saldýranlar bu faþistler.Kýbrýs sorununda çözüm

isteyenlere karþý çýkanlar bu Türkmilliyetçileri.Kürt sorununda demokratik

açýlým talep edenlere saldýranlarbu Kýzýlelmacýlar.Demokrasi çýðlýðý attýðýmýzda

karþýmýzda bu ayný ýrkçýlar.Eðitim-Sen üyelerine gaz bom-

basýyla, copla saldýran hep buayný zihniyet.Örgütlenme özgürlüðünün,

düþünce ve eylem özgürlüðününkarþýsýnda hep ayný cepheyigörüyoruz.

Bu cephe þimdi OrhanPamuk'un karþýsýnda. OrhanPamuk'u yýldýrmak, geriletmekistiyorlar.Son duruþmadan sonra, hepimiz

çok iyi bilmeliyiz ki, Orhanpamuk davasý sadece bir OrhanPamuk davasý olmaktan çýkmýþtýrartýk.Orhan Pamuk davasý,

demokrasinin, ifade özgür-lüðünün yargýlandýðý siyasal birmücadele alanýdýr artýk. Orhanpamuk davasýnda, bir taraftayurtseverler, ülkücü faþistler,Kýzýlelmacýlar, kýsacasý Türk mil-liyetçileri var.Diðer tarafta biz varýz.

Sosyalistler, emekçiler, Kürtler,azýnlýklar, kadýnlar, solcular,sosyal demokratlar, antikapital-istler.Bir tarafta aðzýndan köpük

saçan demokrasi düþmanlarýcepheleþiyor.Öyleyse þimdi durmanýn

zamaný deðil!Þimdi bizim de birleþme

zamanýdýr.7 Þubat'ta Orhan Pamuk'u

savunmak, demokrasiyi ve ifadeözgürlüðünü savunmaktýr.Öyleyse 7 Þubat'ta Orhan

Pamuk'u savunmaya….

Orhan Pamuk'usavunmakzorundayýz

77 ÞÞuubbaatt’’ttaaÞÞiiþþllii

AAddlliiyyeessii’’nneeöözzggüürrllüükklleerriissaavvuunnmmaayyaa