68
Standard 680 Temmuz 2019 Ekonomik ve Teknik Dergi ISSN:1300-8366 Milli Eğitim Bakanlığınca Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelindeki okullarda Çevre Yönetim Sistemi hayata geçirilecek. Ülkeler Ekonomi Politikalarını Yeniden Gözden Geçirmeli Enerji Sektöründe Dijital Dönüşüm Finans Sektöründe Dijital Dönüşüm Sanayide Dijital Dönüşüm Dijitalleşen Proseslerde Risk Yönetimi 27 Haziran İtibarıyla 2019’un Kaynaklarını Tükettik Asyanın Yüzük Taşı: Yakutistan Dijital Dönüşüm

Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

ALTOTEKSTEKSTİL GİYİM BOYA APRE SAN. ve TİC. A.Ş.

Merkez: Yanıkkapı Tenha Sk. Uçarlar Han. No:8 34420 Karaköy - İstanbul / Türkiye Tel: +90 (212) 256 81 90 - Fax: +90 (212) 256 81 97Fabrika: Akçaburgaz Mah. 58. Sk. Esenyurt - İstanbul / Türkiye Tel: +90 (212) 886 26 39 - Fax: +90 (212) 886 86 94 e-mail: [email protected]

Ankara Bölge: Sanayi Cad. Kuruçeşme Sk. No:3/3 Ulus - Ankara / Türkiye Tel: +90 (312) 310 36 18 Fax: +90 (312) 310 36 20

Enerji kontrolü sizin elinizde olsun! TSE STA

ND

AR

D EK

ON

OM

İK V

E TEKN

İK D

ERG

İ ►680 ►

TEMM

UZ 2019

Standard ►680 ►Temmuz 2019 ►Ekonomik ve Teknik Dergi ► ISSN:1300-8366

▐Milli Eğitim Bakanlığınca Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelindeki okullarda Çevre Yönetim Sistemi hayata geçirilecek.

► Ülkeler Ekonomi Politikalarını Yeniden Gözden Geçirmeli ►Enerji Sektöründe Dijital Dönüşüm►Finans Sektöründe Dijital Dönüşüm ► Sanayide Dijital Dönüşüm

►Dijitalleşen Proseslerde Risk Yönetimi ► 27 Haziran İtibarıyla 2019’un Kaynaklarını Tükettik►Asyanın Yüzük Taşı: Yakutistan

Dijital Dönüşüm

Page 2: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

ISSN: 1300-8366 ► Yıl: 58 ► Sayı: 680 ► Temmuz 2019

Sahibi: Türk Standardları Enstitüsü Adına Adem Şahin

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Mehmet Necmettin Güneri

Yayın Yönetmeni: Serap Zeyrek

Editör: Fatih Işık

Adres: TSE Basın Yayın MüdürlüğüNecatibey Cad. No:112 06100 Bakanlıklar / Ankara 0312 416 66 63 ► [email protected]

Abone: Didem Öztop ► 0312 416 67 47

Reklam: Adem Dağlı ► 0312 416 67 47

Grafik Tasarım: Levent Temel

Baskı ve Dağıtım: Sistem Ofset Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti Strazburg Cad. No: 31/17 Sıhhiye / Ankara ► 0312 229 18 81

Yayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 26.08.2019

Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlara ait olup derginin ve yazarın adı alınarak iktibas edilebilir. Dergimize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.

TSEKurumsal

TSE’yeulaşmanın

en kısa yolu

www.tse.org.tr444 0 873

Eğitim Yeri: TSE İSTANBUL KAMPÜSEğitim Tarihi: 10-11 EYLÜL 2019Son Başvuru Tarihi: 7 EYLÜL 2019E-posta: [email protected]: 0312 416 64 14-16

TS ISO/IEC 15504 SPICE TEMEL EĞİTİMİ

Page 3: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

Prof. Dr. Adem Şahin► TSE Başkanı

Değerli Okuyucular,

20. yüzyılın ikinci yarısında teknolojinin gelişmesiyle birlikte, özellikle otomotiv sektöründe başlayan ve zamanla diğer tüm sektörlere yayılan otomasyona dayalı üretim anlayışı, günü-müzde dijital teknolojilerin hızlı bir şekilde gelişmesiyle yerini dijital sistemlere dayalı üretim bırakmaya başlamıştır. Bu paradigma değişimi, devletleri ve özel sektör kuruluşlarını bu yeni sisteme uyum sağlayabilme yoluna sokmuş; üretim yaklaşımlarını ve yönetim politikalarını yeniden ve hızlı bir biçimde, dijital dönüşüme göre belirlemeleri mecburiyetini doğurmuş-tur.

Nesnelerin interneti, 3 boyutlu yazıcılar, büyük veri, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik, yapay zekâ gibi bileşenlerden mütevellit dijital dönüşüm, fiili olarak henüz tüm dünyaya yayılmış veyahut tamamlanmış olmasa da fikriyat ve stratejik yaklaşım noktasında egemen duruma gelmiştir. Tamamlanmamış olmasının sebebi ise ilerlemenin sonsuz ve tamamlanamaz özel-liğinden kaynaklanmaktadır.

Dijital dönüşüm çağında kurum ve kuruluşlar bu dönüşüme uyum sağlayabilme telaşı içerisindedirler. Bu dönüşüme uyum sağlayabilmenin yolunun standartlar ve eğitimden geçtiğini düşünüyoruz. Bu konuda standart ve insan altyapınız güçlü değilse uyum sağ-lamanız imkansızdır. Standartlar, dijital dönüşüm trendini yakalamak isteyen kuruluşlara yol göstermekte ve bu dönüşümü daha kolay ve anlaşılır hale getirmektedir. Öte yandan dönüşüm için gerekli teknolojilerin kalitesi ve güvenliği konularında da standartlar çok önemli role sahiptir.

Türk Standardları Enstitüsü olarak, ülkemizde dijital dönüşüm sürecine hızlı bir şekilde uyum sağlanması ve bilişim teknolojileri altyapısının sağlam bir şekilde geliştirilmesinin gerekliliği-nin ve vazgeçilmezliğinin çok uzun zamandır farkındayız ve bu alandaki her türlü gelişme-yi destekliyoruz. Enstitümüzün 10 yılı aşkın süredir bilişim teknolojileri alanında sunduğu belgelendirme ve test hizmetleri, ülkemizin dijital dönüşümünde geliştirilen ve kullanılan teknolojilerin kalite ve güvenliğinin artırılmasına yardımcı olmaktadır. 2019 yılı itibarıyla da standartların yanında, uyum sürecinin bir diğer ana unsuru olan eğitim konusunda Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, kuruluşların üretim/hizmet modellerinden yönetim kültürüne, müşteri ilişkilerinden tedarik zincirine kadar olan tüm uygulamalarını dijitalleşme sürecine uygun şekilde gözden geçir-melerini ve buna adapte etmelerini sağlayacak donanım ve bilgiyi kazanmalarına hizmet etmektedir.

Page 4: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 20192

58 Asyanın Yüzük Taşı: Yakutistan

16 Ülkeler Ekonomi Politikalarını Yeniden Gözden Geçirmeli

Page 5: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 3

Ekonomik ve Teknik DergiStandard

32 Finans Sektöründe Dijital Dönüşüm

42 Sanayide Dijital Dönüşüm

22 Enerji Sektöründe Dijital Dönüşüm

52 Dijitalleşen Proseslerde Risk Yönetimi

56 27 Haziran İtibarıyla 2019’un Kaynaklarını Tükettik

Page 6: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 20194

Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin 11. Kalkınma Planı’n-dan (2019-2023) derlediği bilgilere göre, makina ve elektrikli teçhizat sektörlerinde, rekabetçi ve verimli yerli üretim altyapısı geliştirilerek, ülkenin küresel pa-zardaki rekabet gücünün artırılması ve değer zincirin-de daha üst konuma taşınması hedefleniyor.

Bu kapsamda;

▪ Makina sektöründe piyasa gözetimi ve denetimi fa-aliyetlerinin etkinliği artırılacak.

▪ Türk Standardları Enstitüsünün test ve muayene alt-yapısı güçlendirilecek.

▪ Yatırım teşviklerinde, yerli makina alımını destekle-yecek şekilde düzenlemeler yapılacak.

▪ Yatırım teşvik sistemi çerçevesinde, yerli makina ter-cih edilmesi halinde hibe veya ilave finansal destek sağlanacak.

▪ Ar-Ge desteklerine konu olan makina ve ekipmanın yerli olması teşvik edilecek.

▪ Makina sektöründe kümelenme desteklenecek. Bu doğrultuda “Makina Kümelenme Programı” uygula-

maya geçirilecek. Makina sektörü doğal küme yapı-lanması envanteri oluşturulacak.

▪ Akredite laboratuvar kurulacak.

▪ Kamu alımları ve düzenlemeleri yoluyla yerli üretim geliştirilecek. Büyük ölçekli kamu ihalelerinde başta asansör ve iklimlendirme ürünleri olmak üzere, yerli ürün kullanma şartı getirilecek.

▪ Kamu-özel iş birliği projelerinde, yerli makina kul-lanımı sağlanacak. Devlet Malzeme Ofisinin tedarik ettiği makina ve teçhizat ürünlerinde yerli ürünlerin payı artırılacak.

▪ Elektrikli makinalar sektöründe, rekabet gücünün artırılması için gerekli Ar-Ge altyapısına yönelik yatırımlar gerçekleştirilecek ve sektörde teknolojik dönüşüm desteklenecek.

▪ Transformatör ve elektrik motoru üretiminde kulla-nılan ve stratejik bir ürün olan silisyumlu sacın Tür-kiye’de ileri teknolojiyle üretimi için Ar-Ge çalışma-ları ve kümelenme faaliyetlerine destek verilecek. Bu alanda yatırım modeline yönelik çalışmalar yapı-lacak.

Makina ve beyaz eşya sektörlerineAB regülasyonu teşviki

■ haberler

Page 7: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 5

▪ Akümülatör ve pil üretimi mevcut kapasitesi, yeni tek-nolojilere uygun olarak geliştirilecek. Söz konusu tek-nolojilere ait yazılım, donanım ve hammadde gibi alt bileşenlerin ilgili test ve karakterizasyon altyapılarının geliştirilmesi desteklenecek. Bu kapsamda, Ar-Ge ça-lışmaları sonucu ortaya çıkan prototipleri test etmek ve ticarileştirmek amacıyla piyasaya sürülecek ürünle-rin ulusal ve uluslararası pazarlarda kabul görebilmesi için gerekli testlerin yapılabileceği bağımsız akredite Uluslararası Yüksek Güç ve Yüksek Gerilim Deney La-boratuvarı kurulacak.

▪ Yenilenebilir enerji alanında yerli ekipman kullanımı, Ar-Ge, teknoloji transferi, kamu alımları gibi husus-ları içerecek mekanizmalarla yeni yatırım modelleri hayata geçirilecek. İl, ilçe ve belde belediyelerinin açık alan aydınlatmasında enerji tasarrufu yapması-na ve yerli üretim teçhizatının kullanılmasına ilişkin düzenleme yapılarak, yeni nesil aydınlatma cihazla-rının yerli üretimine destek verilecek.

▪ Yerli üretilebilen enerji ekipmanlarının belirlenme-si için ‘envanter raporu’ oluşturulacak, bu ürünlere yönelik ihtiyaç analizi yapılacak. İhtiyaç duyulan ve rekabet üstünlüğü sağlanabilecek enerji ekipmanla-rının üretimine öncelik tanınacak.

▪ Elektrikli makinalar ve beyaz eşya sektöründe üreti-min artırılması ve sektörel dönüşümün sağlanabil-mesi için özel destek programları oluşturulacak.

▪ Nükleer güç santrallerine yönelik elektrikli teçhizat üreten firmalara küme geliştirme, test ve sertifikas-yon destekleri verilecek.

▪ Beyaz eşya sektörünün ana ihracat pazarı olan AB’de 1 Mart 2021’de yürürlüğe girecek ‘yeni eko tasarım’ ve ‘yeni enerji etiketi’ regülasyonuna uyumlu ürün tasarımlarının ilave yatırım ihtiyacı doğurması bekle-niyor. Bu ihtiyaç nedeniyle sektör yatırım teşvikleriy-le desteklenecek. Elektrikli makinalar ve beyaz eşya sektöründe üretimin artırılması ve sektörel dönü-şümün sağlanabilmesi için özel destek programları oluşturulacak.

▪ Sanayi tesislerinde kullanılan enerji verimsiz motorların daha verimli motorlarla değişimi desteklenecek.

▪ Sanayi tesislerinde kullanılan elektrik motorlarında enerji etiketi uygulanarak verimlilik artışı potansiye-line ilişkin farkındalık oluşturulacak.

▪ Mühendislik ve müşavirlik firmalarına yönelik özel destek programı tasarlanacak, bu kapsamda entegre makina parkuru tasarımı için yerli mühendislik firma-larına öncelik verilecek.

Beyaz eşya sektörünün ana ihracat pazarı olan AB’de 1 Mart 2021’de yürürlüğe girecek ‘yeni eko tasarım’ ve ‘yeni enerji etiketi’ regülasyonuna uyumlu ürün tasarımlarının ilave yatırım ihtiyacı doğurması bekleniyor.

Page 8: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 20196

■ haberler

Tarım ve Orman Bakanlığının “Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Tarı-ma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ”leri Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğlerle kırsal kalkınma yatırımları kapsamında gerçekleştirilecek makina ekipman alımlarında kolaylık sağlandı. Buna göre, yatırımcılar, kırsal kalkınma projeleriyle ilgili gelişmeleri içeren iler-leme raporlarını 3 ayda bir il müdürlük-lerine vermeye devam edecek. Nihai raporla birlikte, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, de-mirbaş kayıt listesi, yatırıma ait fotoğ-raflarla uygulama rehberinde belirtilen belgelerin yanı sıra yapı kayıt belgesi-nin de il müdürlüğüne ibraz edilmesi gerekecek.

Makina ekipman alımlarında, deney raporu, TSE ve CE belgeleri veren ku-ruluşların, istenilen bu belgeleri dü-zenleyemediklerini yazılı bildirmeleri durumunda, hibeye esas bütçe kap-samında alınan makina ve ekipmanlar ‘özel imalat makinaları’ kapsamında sayılacak ve söz konusu belgeler talep edilmeyecek.

Ayrıca, kırsal ekonomik altyapı yatırım-larında başvuruların hibe desteğinden yararlanabilmesi için, yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgelerinin yanında yapı kayıt belgesinin de başvuru konusuyla uyumlu olması gerekecek. Çiftlik faali-yetlerinin geliştirilmesine yönelik altyapı sistemleri kapsam dışında olacak.

Kırsal kalkınma desteklerinde TSE ve CE belgesi düzenlemesi

Page 9: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 7

Raylı sistemlerde yerlilik atağıOn Birinci Kalkınma Planı’na (2019-2023) göre, raylı sis-tem araçları ile kritik bileşenlerinin yerli imkanlarla üre-tilmesine yönelik Ar-Ge, tasarım ve üretim kabiliyetleri-nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda, raylı sistem araçlarının yerli üretiminde ilgili kuruluşlar arasında eş güdümün ve yerli katma değere ilişkin takibin sağlanması ama-cıyla Sanayileşme İcra Kurulu kararıyla kamu ku-rumları ile belediyelerin üretilen milli araçları tedarik etmesi yönünde gerekli düzenleme-ler ve finansal tedbirler hayata geçirilecek.

Sanayi ve Teknoloji ile Ulaştırma ve Alt-yapı bakanlıkları raylı sistem araçların-da envanter, talep ve tedarik plan-laması yaparak, Sanayileşme İcra Kurulu’na sunacak. Kamu alımları ve uzun vadeli sipariş yöntemle-rine ilişkin karar, bu kurul tara-fından verilecek. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından raylı sistem araçlarında mevcut envanterin tespiti, orta vadede oluşması beklenen talep ile te-darike ilişkin mevcut kamu-özel üretim yapısı ve kabiliyetlerinin tespiti yapılacak.

Araç standartları geliştirilecek

Kent içi ulaşımda kullanılan tramvay, hafif raylı sistem ve metro araçları için araç standartları geliştirilecek ve kent içi araç kayıt sicil sistemi oluşturulacak. Tüm raylı sistem araçlarının milli imkanlarla tasarımı ve yerli üre-timi yapılacak. Cer sistemi, boji, tren kontrol sistemi, yolcu bilgilendirme sistemi, pnömatik sistemler, araç gövde tasarımı, sistem entegrasyonu, dişli kutusu başta olmak üzere raylı sistem araçlarındaki kritik bileşenlerin milli imkanlarla tasarlanması ve üretilmesi sağlanacak.

Milli elektrikli tren dizisinin üretimi 2020 yılında ta-mamlanacak, milli elektrikli lokomotifin seri üretimine 2022’de başlanacak ve milli yüksek hızlı trenin prototipi 2023’te bitirilerek, metro ve tramvay üretimi dahil tüm raylı sistem araçlarında yüzde 80 yerlilik düzeyine ula-şılacak.

Üniversitelerle ortak çalışmalar yapılarak, raylı sistem aracı ve yedek parçaları üreten kamu ve özel sektör ku-ruluşlarının kurumsal kapasiteleri artırılacak. Bu alanda satış, pazarlama ve markalaşma stratejileri oluşturula-rak, yurt dışı pazar ve ihracat imkanları geliştirilecek. Raylı sistem araçlarının tasarım, geliştirme, üretim ile test ve sertifikasyonu süreçlerinde yer alacak proje yö-neticisi, sistem yöneticisi, sistem mühendisi ve tasarım mühendisi ihtiyacını karşılamaya yönelik eğitim prog-ramları oluşturulacak.

Türkiye’de üretilen yerli raylı sistem araçlarının kalite ve güvenilirlik düzeyinin sürekliliğinin sağlanabilmesi için ulusal ve uluslararası düzeyde hizmet verebilecek Eskişehir’deki Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi tamamlanacak, bağımsız bir yapı tesis edilerek, ilgili enstitü ve araştırma merkezlerinin de içinde bulun-duğu işletim modeli uygulamaya geçirilecek.

Page 10: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 20198

Okullar çevre dostu standartlara kavuşacak

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelindeki okullarda Çevre Yönetim Sistemi hayata geçirilecek. Bu sistemle okullar uluslararası geçerliliğe sahip ‘çevreyle dost’ standartlara kavuşacak.

■ haberler

Page 11: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 9

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelindeki okullarda Çevre Yönetim Sistemi hayata geçirilecek. Bu sistemle okullar uluslararası geçerliliğe sahip ‘çevreyle dost’ standartlara kavuşacak.

AA muhabirinin edindiği bilgilere göre MEB, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye ge-nelinde sürdürülen seferberliğe okullarda başlatılacak yeni uygulamayla bir destek daha vermeye hazırlanıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TEMA işbirliğinde binlerce öğrenciye çevre dostu tü-ketim alışkanlıkları ve atık yönetimi konularında eğitimler veren, ayrıca okullara atık-ların kaynağında ayrıştırılmasını sağlayan geri dönüşüm kumbaralarını temin ederek sıfır atık yönetim sistemini uygulayan Bakanlık, “sıfır atık” anlayışının uluslararası bir standart olan “TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemlerinin” uygulanması ile sürdü-rülebilir hale dönüştürülebilmesini hedefliyor.

Bu kapsamda ilk olarak standarda yönelik “Çevre Yönetim Sistemi Denetçi Yetiştirme Programı”nı başlatan Bakanlık, ikinci aşamada ise Türkiye genelindeki okul ve kurum-larda Çevre Yönetim Sistemi’ni kuracak.

MEB’e bağlı okul ve kurumlarda 14001 Çevre Yönetim Sistemleri’nin kurulması ile dünya tarafından tanınan uluslararası standartlara uygun bir çevre yönetimi uygu-lanacak.

Çalışmayla atıkların uygun şekilde bertarafından çok kaynakların daha verimli kulla-nımıyla atık miktarının en az seviyeye indirilmesi, “sıfır atık” yaklaşımının küçük yaşlar-dan itibaren çocuklara aşılanması, okullarda verimliliğin artması, israfın önüne geçil-mesi, çevresel risklerin azaltılması, çevre koruma bilincinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri’ne yönelik standartları yerine getirerek bel-gelendirilen okullar, ulusal ve uluslararası alanda “çevreci” sıfatına sahip olacak ve bu sayede saygınlıklarının da artması sağlanacak.

Çevreye verilen zarar en aza indiriliyor

Özünde doğal kaynak kullanımının azaltılması, toprağa, suya, havaya verilen zararla-rın minimum düzeye indirilmesini amaçlayan standartlar bütünü olarak tanımlanan ISO 14000 serisi standartları, çevre performansının izlenmesi ve sürekli iyileştirilmesi temeline dayandırılıyor. Bu standartlarla çevre faktörlerine ilişkin ilgili mevzuat ve ka-nunlar tarafından tanımlanmış koşullara uymak şart koşuluyor.

ISO 14001 ise bu seri içerisinde belgelendirilmesi yapılan, ürünün hammaddeden başlayarak müşteriye sunulmasına kadar olan süreçte çevresel faktörlerin belirlen-mesi ve bu faktörlerin gerekli önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zara-rın en aza indirilmesi için kılavuzluk yapan bir standart olma özelliğini taşıyor.

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ile çevresel yükümlülüklerin ve atıkların azaltılması, iş veriminin artırılması, maliyetlerin düşürülmesi sağlanıyor. Bu standarda sahip ol-mak isteyen işletmeler, çevreye verdikleri veya verebilecekleri zararların sistematik bir şekilde azaltılması ve mümkün olduğu durumlarda ortadan kaldırılmasına yönelik bir yönetim sistemiyle çalışıyor.

Page 12: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201910

■ haberler

Çevre Bilincini Geliştirme Derneği (ÇEBİD) Başkanı ve Dicle Üniversite-si Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel, plastikler içerisinde en zehirli ve kanserojen maddeler taşıyanın siyah poşetler olduğunu belirtti.

Plastik poşetlerin çevreye ve insana verdiği zararın çok büyük olduğu-na dikkati çeken Temel, “Bakanımı-zın son açıklamasına göre naylon poşetlerin kullanımının yüzde 70 azaldığını gördük. Bu, Avrupa’da yıllardır uygulanmakta olan pro-jeydi. Naylon poşetlerin verdiği zararın azaltılması çok önemli. Biz bunun önlemini almasaydık çevre-

miz kirlenecekti. Naylon poşetlerin çözülmesi ayrı bir dert çözülmeme-si ayrı bir dert. Çözüldüğü zaman toprağın fiziksel ve kimyasal özel-likleri değişiyor” diye konuştu.

Plastik poşetlerin küresel ısınmayı da tetiklediğini aktaran Temel, “Po-şetlerin çözüldüğü yerde yetişen bitkiler, meyveler ve sebzeler etki-leniyor. Bunları yiyen bizleriz, sonra o kimyasal maddeler bize zarar ve-riyor. Çözülmediği zaman bunları hayvanlar yiyor ve ölümlerine ne-den oluyor. Yakılarak yok edilmek isteniyor bu sefer küresel ısınmaya etki ediyor. Atmosfere zarar veri-yor” ifadelerini kullandı.

TSE damgası olmayan hiçbir ürün kesinlikle alınmamalı

Temel, plastiklerin özellikle sıcak yiyecek ve içeceklerle temas et-tiğinde daha da zararlı olduğuna değinerek bu konuda halkın daha duyarlı olması gerektiğini vurgula-dı. Kırtasiye ürünlerinde de plastik-lerin çok yoğun olduğunu ve zehir saçtığını dile getiren Temel, şunları kaydetti:

“Plastik bir bardağa, tabağa sıcak bir şey koyduğumuzda büzüşme ve içine geçme varsa çözülme en fazla orada oluyor demektir. Öyle olduğu zaman onu kesinlikle hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Böyle plas-tik, çatal, bardak, kaşık ve tabakları kesinlikle sıcak yiyeceklerde kul-lanmamamız gerekiyor. Çünkü o sıcaklıkla birlikte polimerik (plastik parça) madde molümerlere dönü-şüyor. Onlar vücuda temas ettiği zaman kansere neden oluyor. Kırta-siye ürünlerine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın mesela aldığı çantalarda ellerine boya geli-yor. O boya derisine temas ettiği za-man kimyasallar reaksiyona girecek ve deri kanserine neden olacak. TSE damgası olmayan hiçbir ürün kesin-likle alınmamalı. Eğer vücutta alerji olmuşsa demek ki ağır metaller etki etmiş. Bunlar bilimsel olarak ispat-lanmış şeyler. Bu konuda aileler çok dikkatli olmalı. Kimyasal zirai ilaçla-rın kapları da siyah poşet yapımında kullanılıyor. Siyah poşetler plastikler içerisinde en zararlı olanıdır.”

Siyah poşetler,plastikler içerisinde en zararlı olanı

Page 13: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 11

Ülkenin madencilik sektörünün ihtiyaç duyduğu birçok maden makine ve teçhizatı imal eden Türkiye Taşkö-mürü Kurumu (TTK) Maden Makinaları Fabrika İşletme Müdürlüğü, geçen yıl patlayıcı, parlayıcı ve kolay yanıcı ortamlarda kullanılmaya uygun alev sızdırmaz özellikli imal ettiği ürünler sayesinde TTK’nin 2 milyon 800 bin avro tasarruf etmesini sağladı.

Özellikle yurt dışından satın alınan makina, teçhizat ve yedek parçalarının imalatını gerçekleştirmek için Ar-Ge çalışmaları yapan fabrika, geçen yıl muhtemel patlayıcı ortamlarda hem çalışanların sağlığının korunması hem de kullanılan elektrikli teçhizatın ortamı patlatmama-sına yönelik ATEX sertifikalı ve alev sızdırmaz özellikli ürünler imal etti.

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından patlayıcı ortamda testlerinin yapılmasının ardından kullanıma hazır hale gelen ürünler sayesinde geçen yıl kuruma 2 milyon 800 bin avro tasarruf sağlayan fabrika, her yıl en az iki ürüne ATEX sertifikasını almayı hedefliyor.

TTK Maden Makinaları Fabrika İşletme Müdür Vekili Ka-dir Çelik, yeraltı madenciliğinde Zonguldak’ın ilkleri ya-şadığını ve bu konuya öncülük ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Bu konuda ilk kullanılan tesisatlar alev sızdırmaz ser-tifikalı olarak kurum bünyesindeki bir şube müdürlü-ğünde yapılmaktaydı. O dönemde Maden İşleri Genel Müdürlüğüne bağlıydı, o şekilde sertifikalandırılıyor-du. Bu sertifikalandırma o günkü yönetmelikler ve ka-nunlar kapsamında yeterliydi. Alev sızdırmaz makina testlerini de buradaki arkadaşlarımız yapıyorlardı ama Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda artık ATEX, exproof (alev sızdırmaz) özellikli olması ve bu stan-dartlarda üretilmesi gerekiyor. Bu anlamda da Türk Standardları Enstitüsü, yurt dışından akredite oldu. TSE, bu testlerin laboratuvarını kurdu. TSE İzmir, pat-layıcı ortamda bu testleri yapıyor ve şu an oradan ser-tifika alıyoruz.”

TTK imal ettiği makinalarlaekonomiye katkı sağlıyor

Page 14: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201912

■ haberler

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine yaptığı açıklamada, AB ile Gümrük Birliği-nin Ocak 1996’dan itibaren yürürlüğe girmesinin, Türkiye’nin rekabet yasa-sından fikri mülkiyet haklarına kadar iç pazarla ilgili çeşitli alanlarda mevzu-atını müktesebat ile uyumlaştırmasında önemli bir teşvik olduğunu söyledi.

Berger, “Türk teknik mevzuatı şimdi AB ile oldukça uyumlu. Nitekim Türkiye, AB teknik mevzuatının çoğunu, malların serbest dolaşımına ilişkin topluluk müktesebatının birinci bölümündeki uyumunu tamamlamıştır. Türkiye’nin ürünlerle ilgili AB standartlarına uyumu yüzde 98’in üzerindedir ve Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) ve Av-rupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesinin (CENELEC) tam üyesidir” diye konuştu.

Söz konusu nedenle Türk şirketlerinin, ürünlerini AB ile aynı düzenleyici or-tamda ürettiklerini bildiren Berger, Türkiye imalat sanayinin AB’ye ihracat performansına bakıldığında, Türkiye’de sanayi sektöründeki üretimin genel olarak AB standartlarına uygun olduğunu söyledi.

İkili ticaret, 2017 yılında 154,6 milyar avroya yükseldi

Christian Berger, AB ile Türkiye arasındaki ticaretin son 4 yıldır istikrarlı bir şekilde arttığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“İkili ticaret, 2014 yılında 129,2 milyar avrodan 2017’de 154,6 milyar avroya çıktı. 2018 yılında ise 153,3 milyar avro ile durağan bir şekilde kaldı. Türkiye ihraca-tının yarısı 2018’de AB’ye yönelmiştir. Türkiye, son 10 yılda ihracat pazarlarını çeşitlendirmiş olmasına rağmen AB, Türk ihracatçılar için güvenli ve cazip bir pazar olmaya, bu nedenle de Türkiye’nin ana ticaret ortağı olmaya devam et-mektedir. Kuşkusuz Gümrük Birliği ve Türkiye’nin AB mevzuatı ile kademeli olarak uyumlaştırılması, ikili ticari ilişkilerinin güçlendirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Gümrük Birliğinin kurulması, Türkiye’nin özellikle otomo-tiv, tekstil ve elektronik gibi sektörlerde Avrupa tedarik ve üretim zincirlerine entegrasyonunu kolaylaştırmıştır.”

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Berger, AB ile Türkiye arasında-ki güçlü ticari ilişkisinin gelecekte de devam etmesinin beklendiğini ifade ederek, Gümrük Birliğinin modernizasyonunun, hem AB hem de Türkiye üzerinde olumlu bir etkisi olacağını vurguladı.

Berger, “Geliştirilmiş ticari çerçeve senaryosuna göre, kapsamı değişmeyen Gümrük Birliği, kömür ve çelik anlaşması, serbest ticaret anlaşması tarım ve balıkçılık ürünlerini, hizmetlerini kapsıyor. GSYH, AB için yaklaşık yüzde 0,01 ve Türkiye için yüzde 1,44 oranında artacaktır” şeklinde konuştu.

Türk ürünlerinin AB standartlarına uyumu yüzde 98’in üzerinde

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Berger: "Gümrük Birliğinin modernizasyonu hem AB hem de Türkiye üzerinde olumlu bir etki bırakacaktır."

Page 15: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 13

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü ile Türk Standardları Ens-titüsü (TSE) tarafından yapılan denetimlerin ardından, SOCAR Türkiye’ye ait Petkim Lima-nı, Yeşil Liman Projesi kapsamında verilen Yeşil Liman Sertifikasını dördüncü kez almaya hak kazandı.

SOCAR Türkiye tarafından yapılan açıklamada, yeniden belgelendirme kapsamında liman operasyonları, limanlarda sağlık ve güvenlik, çevre yönetim sistemleri, sera gazı yönetim planı ve enerji verimliliği denetiminin uzmanlar tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, IEC/ISO 27001 Bil-gi Güvenliği Yönetim Sistemi, TS/ISO 31000 Risk Yönetimi Doğrulama Sistemi ve TS/ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’nden oluşan entegre yönetim sistemi yapı-sına sahip olan Petkim, böylelikle dördüncü kez Yeşil Liman Sertifikasını mevcut yapısına eklemiş oldu.

Açıklamada, 2014 yılında başlatılan Yeşil Liman Projesi’yle liman tesislerinde entegre ka-lite yönetim sisteminin oluşturulması, çevredeki deniz suyu kalitesinin iyileştirilmesi ve korunması, çevresel kirliliğin azaltılması, enerji verimliliğinin en yüksek seviyede tutul-ması, atık geri dönüşümünün sağlanarak atık miktarının azaltılması ile iş sağlığı ve gü-venliği konusunda gerekli tedbirlerin alınmasının hedeflendiği kaydedildi.

Petkim Limanı, dördüncü kezYeşil Liman Sertifikası aldı

Page 16: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201914

Peyman Yüksel►Ekonomist

■ ekonomi

Page 17: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

Küresel ticaretin iki büyük devi olan Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, korumacı ticaret politikası eğilimleri, Çin ekonomisindeki ivme kaybı, Avrupa Birliği’nde (AB) Brexit’teki gelişmeler, Doğu Akdeniz’deki hareketlilik ve jeopolitik beklentiler, Orta Doğu’da askeri bir çatışma riskinin yükselişi, ekonomik aktiviteyi azaltıyor.

standard ▪ temmuz 2019 15

Page 18: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201916

Küresel ticaretin iki büyük devi olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasında yaşanan ti-caret savaşları, korumacı ticaret politikası eğilimleri, Çin ekonomi-sindeki ivme kaybı, Avrupa Birli-ği’nde (AB) Brexit’teki gelişmeler, Doğu Akdeniz’deki hareketlilik ve jeopolitik beklentiler, Orta Doğu’da askeri bir çatışma riskinin yükse-lişi, ekonomik aktiviteyi azaltıyor. Bu gelişmeler dünya çapında ima-lat sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinde, aktivite daralmasına işaret ediyor. PMI’da yaşanan düşüş, küresel ekonomide yavaşlama endişelerini artırıyor. Yı-lın başından beri yaşanan gelişme-lere bakılacak olursa, dünyanın ilk 20 ekonomisinde üretim açısından sıkıntılı bir dönemden geçildiği görülüyor. ABD’de haziran imalat PMI verisi 50,6 ile Eylül 2009’dan bu yana en düşük seviyeye işaret eder-ken, Çin’de imalat PMI’ı, haziranda bir önceki aya göre değişim gös-termedi ve 49,4 değerini aldı. Euro Bölgesinin ise son üç aydır düşüş eğilimini sürdüren ve 47,6 seviyesi-ne gelen PMI verileri, imalat sektö-ründe yaşadığı durgunluk dönemi-ni atlatamadığını gösteriyor.

Bu yıl Japonya’nın Osaka kentin-de düzenlenen G20 Zirvesi’ne, her yıl olduğu gibi yine dünya-nın en büyük 20 ekonomisinin devlet başkanları, ekonomi konusunda yetkililer, bakan-lar, önde gelen sivil toplum kuruluşları, CEO’lar üst dü-zey katılım sağladı. Zirve-ye katılan politikacılar nezdinde, ticari geri-limlerin gölgesinde, küresel büyümenin yavaşlamasından dolayı sıkıntılı bir süreç yaşandığı belirtildi.

G20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirisinde ‘korumacılık’ ifadesi kullanıl-mayarak, ‘serbest ve adil’ bir küresel ticaret politikası ihtiyacı vurgulandı.

Bildiride; elektronik ticaret, akıllı zekâ ve nesnelerin internetinin orta-ya çıkardığı acil zorluklara karşı daha fazla çalışılmaya ihtiyaç olduğu

belirtildi. Ticaret ve yatırım için risklerin değerlendirilmesine devam edileceği ve bunların giderilmesi için gerekli adımların atılacağı

belirtilirken, “özgür, adil, ayrımcı olmayan, şeffaf, öngörülebilir ve istikrarlı bir ticaret ve yatırım ortamı oluşturmak ve pazarlarımızı

açık tutmak için çabalıyoruz” denildi.

■ ekonomi

Page 19: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 17

G20 Liderler Zirvesi kapsamında liderlerin yaptığı ikili görüşmeler öne çıkarken, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping buluşmasından müzakerelere devam etme kararı çıktı. Türkiye ise ikili meseleler düzeyinde ABD, Fransa ve Rusya ile daha yakın bir ilişki kurma imkânı buldu. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini alması, bu konuya ABD’nin sıcak bakmaması, karşılığında ABD’nin Türkiye’yi F35 savaş uçağı programından çıkartması ve CAATSA Yaptırımlarını* uygulaması gibi konuların konuşul-duğu Zirve’de, tarafların yüz yüze görüşmesinin faydalı olduğu görüldü. Bu arada G20 Zirvesinin hemen öncesinde ABD Ankara Büyükelçiliği-ne atanan David Satterfield’in Türkiye’nin S-400 sistemini almasından kaynaklanan sorunu çözecek isim olduğu öne sürüldü.

* CAATSA Yaptırımları Nedir? Süreç Nasıl İşliyor?, Voice of America (VOA),https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiyeyi-s400-alimindan-sonra-neler-bekliyor/4996208.html

Küresel ekonomideki gelişmelere göre de Amerikan Merkez Banka-sının (FED) faiz oranlarını indirmeyeceği beklentisi artıyor. Ticaret

belirsizlikleri ve küresel ekonomideki baskının arttığı ABD eko-nomisinde büyüme, ikinci çeyrekte daha ılımlı hâl almış, ancak

son aylarda büyük yabancı ekonomilerde büyüme ivmesi ise yavaşlamış görünüyor.

Geleceğimizi etkileyecek belki de en önemli konulardan birisi olan ve ‘geri dönüşü olmayan’ bir durum olarak nitelenen iklim değişikliği ile müca-deleye yönelik güçlü vaatler ise ABD’li müzakerecilerin muhalefetiyle karşılaşıyor. G20’nin gündem maddelerinden biri de okyanuslardaki plastik kirliliğinin azaltılmasına yönelik önlemler. İklim değişikliği ve plastik atıklar konusunda gecikilen her an geleceğimizi etkiliyor.

Küresel ticaretin genel eğilimini değerlendirdiğimizde, bu yıl için beklenen ekonomik büyümenin yüz-de 2,6 oranında olduğunu, bunun da 2008 küresel finansal krizinden beri kaydedilen en zayıf büyüme rakamı olacağını görmekteyiz. Bildiğiniz üzere, dünya ekonomisi için yüzde 2,5-3 büyüme aralığı, eko-

nomik durgunluğa/resesyona giriş sınırı olarak kabul edilmektedir. Ülkelerin ekonomi, ticaret ve siyaset politikalarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Yaşanan daralmaya karşılık, gelişmiş ülkelerin para

politikalarındaki destekleyici duruşunu devam ettirme eğilimi, bu durgunluğu öteleyebilecek ‘fırsat’ olarak değerlendirilebilir. Gerçi küresel merkez bankaları bir kez daha zayıflayan büyümeyi destekleme misyonunu

üstleniyor, ancak bu defa yapabilecekleri sınırlı. Küresel ekonomideki daralma, globalleşen dünyada tüm ülke ekonomilerini etkiliyor. Bu nedenle atılan her adım önemli.

Page 20: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201918

■ ekonomi

Türkiye Ekonomisinde Turizm ve Savunma Sanayi Gelirlerinin Payı Artıyor

Küresel ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere karşın Türkiye, yabancı yatırımcı çekme konusunda savunma ve havacılıkta, turizmde yeni fır-

satlar yaratarak ilerlemeye devam ediyor.

2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı, 18 Tem-muz’da TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Planın, Türki-

ye’nin kalkınma vizyonunu ortaya koyarak, milletin temel değerlerini ve beklentilerini karşılamak, ülkenin ulusla-

rarası konumunu yükseltmek ve halkın refahını artır-mak için temel yol haritası olması öngörülürken,

vizyonu, “Daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye”

olarak belirlendi.

Savunma ve havacılık sektörü de 2019’un ilk altı ayında ihracatını 2018’in aynı dö-nemine göre yüzde 41,4 artırarak 1,3 milyar dolara çıkardı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre dış satımını en fazla artıran sektör, savunma ve havacılık oldu. ABD, savun-ma ve havacılık ihracatının yüzde 17,8 arttığı, 403 milyon 583 bin dolarla sektörün dış satımında ilk sırada yer alırken, onu 134 milyon 634 bin dolarla Katar izledi. Katar’a ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde bin 337,3 arttı. Sırasıyla Almanya, yüzde 4,8 ihracat artışı ve 122 milyon 465 bin dolarla üçüncü sıraya yerleşirken Um-man’a yüzde 23,5 artışla sektör ihracatında 100 milyon 673 bin dolarlık, Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde bin 782,3 artışla 63 milyon 270 bin dolarlık ihracat gerçekleş-tirildi. Hollanda’ya 38 milyon 139 bin dolarlık, İn-giltere’ye 30 milyon 507 bin dolarlık, Polonya’ya 28 milyon 443 bin dolarlık, Suudi Arabistan’a 21 milyon 917 bin dolarlık ve Azerbaycan’a 19 milyon 697 bin dolarlık ürün satıldı.

Page 21: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 19

Bacasız sanayi olarak tanımlanan turizmdeki bu canlılık, ekonomi-ye sağladığı katkı, hükümeti de bu konuda, tarafları ve konuları birleş-tirici, odaklayıcı bir adım atmaya yö-neltti. TBMM Başkanlığına sunulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın kurulmasına ilişkin kanun teklifi, Genel Kurul’da kabul edilerek yasalaştı. Ajans, Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşmasına, turizm ola-naklarının dünyada tanıtılmasına, pazarlanmasına ilişkin strateji ge-liştirecek ve tanıtım faaliyetlerini yürütecek. Ajansın kuruluş amaçla-rının gerçekleştirilmesi ve faaliyet-lerin finansmanında kullanılmak üzere, sektör temsilcilerinin turizm faaliyetlerinden elde ettikleri gelir üzerinden ‘turizm payı’ alınacak. Tu-rizmin geliştirilmesi için gastrono-mi, golf, sağlık, kruvaziyer, düğün, inanç, kongre ve alışveriş gibi daha fazla gelir bırakan turizm çeşitlerine yönelik talebin yüksek olduğu pa-zarlar tespit edilecek ve bu ülkeler-den ziyaretçi sayısının artırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecek.

Dünya otomotiv devlerinden Volk-swagen’in 1,3 milyar avroluk yeni yatırımı için Türkiye’yi seçmesi ve bu doğrultuda Manisa’da inşa edil-mesi beklenen fabrikanın yaklaşık 4-5 bin kişilik istihdam sağlayacağı öngörüsü de sevindirici gelişme-lerden biri oldu. 2022’de faaliyete geçmesi beklenen fabrikada Volk-swagen Grubu’nun Skoda ve Seat markaları için üretim yapılacağı belirtildi.

On Birinci Kalkınma Planı’nda 2023 yılında turizm geliri hedefi 65 milyar dolar olarak belirlendi. Dünyada, tu-rizmde bir marka haline gelen Türki-ye’de İstanbul şehri, yılın ilk beş ayın-da 5,5 milyon turist ağırlayarak son beş yılın rekor turist sayısına ulaştı. İstanbul’da son on yılda turist kala-balığının ihtiyacına cevap verecek tesislerin sayısı ise yüzde 53,4 arttı. Brand Finance’ın ilk kez Türkiye bü-yükşehirleri için yaptığı marka de-ğerleri ve marka güçleri araştırma-sına göre, 131,6 milyar dolar marka değeri ile İstanbul ilk sırada yer aldı. Tarihi, kültürel ve doğal zenginlik-leriyle dünyanın turizm başkentle-rinden olan İstanbul’da turist sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11 arttı. Türkiye’nin önemli turizm merkezle-rinden Antalya’da ise bu yıl gelen tu-rist sayısının 6 milyon 914 bin 909’a ulaşması sektörü hareketlendirdi. Antalya’da günlük yolcu girişinde ise 29 Haziran’da 90 bin 989 yabancı turistle rekor kırıldı.

2023 yılındaturizm geliri hedefi65 milyar $

Page 22: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201920

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Çin’de düzenlenen EXPO 2019 Pekin etkinliğine katıldı. Pekin’de Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, Türkiye Tanıtım Grubunun katkılarıyla, “Geleceği Yeşil ile Kucakla” temasıyla düzenlenen “Türkiye Milli Günü” etkinlikleri yapıldı. Bakan Pekcan, bu et-kinliğin Çin pazarına girişte büyük katkı sağlayacağına inandığını belirterek, “Bundan sonraki yıllarda bizim için ‘Çin’den ne alabilirim’ yerine, ‘Çin’e ne satabilirim’ dönemi başlamıştır” dedi. Ziyaretin ardından Çin’e 25 ton Türk kirazının satıldığı ve Antep fıstığı ihracatı için engellerin de kaldırıldığı açıklandı.

Çin ve Türkiye arasındaki ticaretin geliştirilmesi yönünde atılan adımlar artarak devam ediyor. Eko-nomi ve ticaret alanında, Çin-Türk şirketlerinin demir yolları, enerji, limanlar, telekomünikasyon, e-ticaret ve finans alanlarında da iş birliğinde önemli ilerlemeler kaydettiği görülüyor. Çin firmala-rının, Türkiye Tuz Gölü yer altı doğal gaz depolama projesi, Hunutlu kömür yakıtlı elektrik santrali, Ankara ve İstanbul metro araçları ve Kumport İskelesi gibi birçok büyük projeye katılması; ayrıca CRRC Zhuzhou Elektrikli Lokomotif firmasının, bir Türk ortakla birlikte Ankara’da 108 bin metreka-relik alanda çalışan bir araç üretim tesisi kurmuş olması, Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği ve Çin Gıda ve Hayvancılık, Tarım, İthalat, İhracat Ticaret Odası ile iş birliği anlaşması imza-lanması da bu gelişmenin göstergeleri. Çin Sichuan Havayolları ve Çin Güney Havayollarının arka arkaya Çengdu ve Wuhan’dan İstanbul’a doğrudan uçuşların başlatılmasıyla Çin’den ülkemize ge-len turist sayısının yüzde 60 oranında artması ise Türkiye’nin turizm gelirlerini artırıyor.

Bu gelişmeler uluslararası kredi derecelendirme kurulu JP Morgan Securities Yönetim Kurulu Başkanı Bischoff’un G20 sonrası Türkiye hakkında yaptığı olumlu yorumları da destekler nitelik-te görünüyor. Bischoff, hükümetin uygulayacağı ekonomi politikalarının açık bir şekilde ülkede-ki yatırım iklimini etkileyeceğini belirterek, “Türkiye’nin önünde dört senelik seçimsiz bir dönem olacak. Bu dönemde uluslararası yatırımlar ve yabancı sermaye, ülkeye rağbet gösterecektir” yorumunu yapmıştı.

Çin – Türkiye İlişkileri Artarak Gelişiyor■ ekonomi

Page 23: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 21

Başta söylediğimizi tekrar edersek; ülkeler ekonomi politikalarını yeniden gözden geçirmeli ve küresel ekonomi-deki durgunluğu giderici önlemler almalı. Çünkü, hepimiz aynı gemideyiz■

Türkiye ekonomisinde Temmuz ayında yaşanan gelişmelere bakacak olursak:

TÜİK, haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Haziranda aylık bazda yüzde 0,03 artış göste-ren yıllık enflasyon yüzde 15,72’ye indi.

Ekonomik büyüme-nin öncü göstergesi olan, imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir re-ferans kabul edilen ve mayıs ayında 45,3 olarak ölçülen İstan-bul Sanayi Odası Tür-kiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri En-deksi), haziranda 47,9 ile yaklaşık son bir yılın en yüksek düze-yinde gerçekleşti.

Güney Gaz Koridorunun en uzun halkası olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP), 1 Temmuz itibarıyla Azerbaycan gazını Avrupa’ya iletebilecek duruma geldi. TANAP’tan yetkililer, Ardahan’ın Posof ilçesinden Türkiye’ye giriş yapan ve 20 il, 67 ilçe ile 600 köyden geçtikten sonra Edirne’nin İpsala ilçesinden Avrupa’ya bağlanan bin 850 kilometrelik boru hattının tamamlandığını açıkladı-lar. Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TAP) tamamlanmasının ardından, Azerbaycan gazı gelecek yıldan itibaren Avrupa pazarlarına ulaşacak. Böylece, Türkiye-Yunanistan sınırında TAP ile birleşen TANAP, Türkiye, Orta Doğu ve Av-rupa’nın en uzun ve en geniş çaplı doğal gaz boru hattı unvanına sahip oluyor.

1 Temmuz itibarıyla Azerbaycan gazını

Avrupa’ya iletebilecek duruma geldi.

Page 24: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201922

■ dosya

DijitalleşmeAtomları değiştirmek, sayısal veri bitlerini değiştirmekten daha zordur. Günümüz dünyasında mekanik bir aletin fikirden üretimi ve satışına, daha sonra izleme, kontrol ve bakımı düşünüldüğünde birçok düzenleme, stan-dart, süreç, insan gücü ve emek harcanması gerekecektir. Oysa bu fiziksel süreçlerin tamamı sayısal verilere dönüştürüldüğünde, tüm süreçlerin yan-sımaları günler içerisinde, yeni bakış açıları geliştirilerek ve mevcut sistemi sürekli geliştirerek yapılabilmektedir. Fiziksel dünyanın sayısal yansımaları hiçbir düzenlemeye tabii olmadığı gibi, kolayca erişilebilen iletişim sistem-leri ve algoritmalar ile sürekli yenilik yapılabilmesini, yani maliyet düşüşü, katma değer artışı, operasyonel verimlilik sağlamaktadır. Dijitalleşme bu açıdan dün olduğu gibi bugün ve yarın da enerji sistemleri gibi birçok siste-min kaçınılmaz bir parçası olacaktır.

EnerjiSektöründe

DijitalDönüşüm

Barış Sanlı►Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi

Dr. Ezgi Avcı ►TSEBaşaraştırmacı-Tetkikçi ODTÜ Enformatik EnstitüsüYarı Zamanlı Öğretim Üyesi

Page 25: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 23

Dijitalleşme, bilişim ve iletişim teknolojilerinin (BIT) enerji sistemleri dâhil, ekonomi genelinde kullanımının yaygınlaşmasıdır. Bu kavram, aynı zamanda dijital ve fiziksel dünyanın giderek birbirine yakınsaması ve etkileşimlerinin artması olarak da düşünü-lebilir.

Dijital dünyanın üç temel bileşeni bulunmaktadır:

1- Veri: Dijital bilgi2- Analitik: Faydalı bilgi ve içgörü üretmek için verinin kullanımı3- Bağlanabilirlik: Dijital iletişim ağları vasıtası ile verinin insanlar, cihazlar arasında transferi.

Daha üst seviyede dijital dönüşüm, bu üç alandaki gelişmeler ile sağlanmaktadır. Şöy-le ki, sensör ve veri depolama maliyetlerindeki düşüş sayesinde veri hacminin artma-sı, ileri analitik ve bilimsel hesaplama alanlarındaki hızlı gelişim, daha hızlı ve ucuz veri iletimi ile daha fazla bağlanabilirlik.

Dünyadaki verinin büyük çoğunluğu son 3-4 yılda üretilmiştir. Bu üstel artış daha bü-yük ölçü birimlerinin kullanımına yol açmıştır. Örneğin, küresel yıllık internet trafiği 2001 yılında exabyte sınırını aşmıştır ve günümüzde zettabyte (1 zettabyte = 1 000 exabytes = 1021 bytes) cinsinden ölçülmektedir. Hesaplama gücündeki ve verimlili-ğindeki gelişmeler, yapay zekâ (YZ) gibi daha güçlü ve sofistike analitik uygulamalara imkân vermektedir. Örneğin, YZ ve makinaların büyük ve karmaşık verileri işleyebilme yeteneği bizi tamamı ile otonom arabaların kullanımına ve robotların istihdamda ar-tan bir etki göstermesine her geçen gün daha da yaklaştırmaktadır. Ayrıca ileri anali-tik ile fiziksel varlıkların dijital kopyaları (dijital ikiz) yapılabilmektedir. Bu kopyalar ile endüstriyel tasarımın simülasyonu ve optimizasyonu mümkün kılınmakta, petrol ve gaz arama ve çıkarma alanında kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra analitik uygulamalar, binaların ve endüstriyel süreç araç gereçlerinin sofistike kontrolünü mümkün kılmak-ta ve üretimde 3D baskı ve ileri otomasyonun (robotik) önünü açmaktadır.

Günümüzde insanlar ve araçlar arasındaki bağlanabilirlik de hızla artmaktadır. Saatler, ev araçları ve arabalar gibi her gün kullandığımız objeler, iletişim ağları (nesnelerin interneti=IoT) üzerinden birbirine bağlanmakta; kişisel sağlık hizmeti, akıllı elektrik şebekeleri, gözetim, ev otomasyonu ve akıllı ulaşım gibi hizmet ve uygulamaları sun-maktadır. IoT ile ağlara bağlanabilen araçların sayısının 2020 yılında 20 milyarı bulma-sı beklenmektedir.

Enerji sektöründe dijitalleşmeDijital teknolojiler uzun bir süredir enerji sistemlerinin gelişimine katkı sağlamakta-dır. Aslında enerji sektörü diğer sektörlere kıyasla büyük ölçekli bilgi teknolojilerini ilk benimseyen sektörler arasındadır. 1970’lerde elektrik şirketleri, elektrik şebekelerinin operasyonu ve yönetimini kolaylaştırmak için BIT’ni kullanmaya başlayarak dijital ön-cüler olmuşlardır. Günümüzde ise elektrik piyasaları çok geniş coğrafi bölgelere da-ğılmış çok sayıda müşteriye hizmet vermekte ve anlık olarak izlenip kontrol edilmek-tedir. Petrol ve doğalgaz şirketleri de dijital teknolojileri uzun yıllardır boru hatlarını ve rezervuarları içeren, arama ve üretim varlıklarını modellemek için kullanmışlardır. Üretim sektörü ise, özellikle ağır imalatta, ürün kalitesini maksimize ederken enerji kullanımını minimize etmek için süreç kontrolü ve otomasyonunu uzun bir süredir kullanmaktadır. Akıllı ulaşım sistemleri ise güvenliği ve verimi artırmak için ulaşımın her aşamasında dijital teknolojilerden faydalanmaktadır.

Page 26: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201924

Enerji şirketlerinin son beş yılda dijital teknolojilere yap-tıkları yatırımlar hızla artmıştır. Örneğin, dijital elektrik alt-yapısı ve yazılımına yapılan küresel yatırım 2016 yılında 47 milyar dolar olmuştur. Bu dijital yatırım, doğalgaz üre-timine dünya çapında yapılan yatırımdan (34 milyar do-lar) %40 daha fazladır ve neredeyse Hindistan’ın elektrik sektörüne yapılan toplam yatırıma (55 milyar dolar) eşittir.

Enerji sektörünü kaynak açısından elektrik ve hidrokar-bon sektörleri olarak farklılaştırılarak bakılırsa, dijital-leşme ihtiyaçlarının farklılığı da daha kolay görülebilir. Elektrikte üretim ve tüketim dengesi her an denge-lendiği için her bir üretim, tüketim ve taşıma (iletim, dağıtım) noktasında anlık izleme ve eniyileme yapıl-ması, sistem verimini arttırıcı bir etki yapar. Hidrokar-bon sektörlerinde ise bu kadar kritik bir gerçek zaman işletmeciliği yapılmamakla birlikte riskli, zaman sınırlı, yüksek maliyetli ve kritik birçok fiziksel işlemin olma-sı, dijitalleşmenin önemini artırmaktadır. Örneğin çok yüksek maliyetli petrol platformlarının, rafinerilerin de-netimleri, önleyici bakımları ve bunların daha otonom şekillerde yapılabilmesi birçok noktada yenilenebilir teknolojilerine göre dijital sistemlere daha bağımlı bir hidrokarbon sektörünü karşımıza çıkarmaktadır.

Dijitalleşmenin enerji talep tarafına(ulaşım, binalar ve endüstri) etkisiUlaşım sektörü

Ulaşım sektörü, güvenliği ve verimliliği artırmak için her geçen gün daha akıllı ve bağlı hale gelmektedir. Akıl-lı ulaşım sistemleri (AUS), veri toplamak için sensörle-rin yayılımını, uzaktan kontrolü sağlamak için iletişim teknolojilerinin kullanımını ve sistem operasyonlarını, güvenliği, verimliliği ve servisleri iyileştirmek için ileri analitik uygulamaları içermektedir.

AUS’un geleceğini şekillendiren üç ana trend mevcuttur:

• Bağlanabilirlik• Ortak hareketlilik (shared mobility)• Otomasyon

Daha akıllı ve bağlı altyapı, ulaşım araçlarını ve sistemi-ni daha verimli yürütmek için çok büyük ölçekli veriyi toplayıp analiz etmektedir. Örneğin havacılık sektörün-de, ticari bir uçak binlerce sensör ile donatılmıştır ve her uçuşta yaklaşık bir terabayt veri üretir (Airbus, 2017). Büyük veri analitiği rota planlamayı optimize eder, pi-lotların uçuş sırası kararlarına ve yakıt kullanımının azal-tımına yardımcı olur. Raylı sistemlerde ise makina sıcak-lığından titreşimleri ölçmeye kadar her şeyi izlemek için sensörler kullanılırken, rayların durumu hakkında anlık görsel veri toplamak için ise kameralar kullanılmaktadır.

Ortak hareketlilik ise 2000’li yılların başında ZipCar gibi, kullanıcıların aracı sadece kısa süreliğine kiralaya-bildiği, araba-paylaşım hizmetlerinin büyük şehirlerde kullanılmaya başlaması ile ortaya çıkmıştır (Clewlow, 2016). Günümüzde bu hizmetlerin çoğuna akıllı telefon uygulamaları ile erişilebilmekte ve kullanıcılarına araç-ları konumlandırmaya ve çözmeye izin vererek tek-yön-lü yolculuğa imkân vermektedir.

Otonom sürüş teknolojileri (OST), insan kontrolünün yerine geçecek ileri algılama ve otomatikleştirilmiş ka-rar verme yetenekleri ile güvenliği ve otonom sürüş kontrolünü artırmayı amaçlamaktadır. Bu konuda son zamanlarda daha çok yolcu arabalarına odaklanılmış olunsa da OST, hâlihazırda raylı sistemlerde (hızlı transit ve kırsal yollarda) ve havacılıkta (insansız uçuş) yaygın olarak kullanılmaktadır.

Uzun vadede, yolcu taşımacılığı için kullanılan enerji; teknoloji, özendirici politikalar ve insan davranışının et-kileşimi ile yarıdan daha fazla azalabilir.

■ dosya

Page 27: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 25

Binalar

Konut ve ticari binalarda kullanılan enerjinin, dijitalleş-menin etkisi ile 2040 yılına kadar %10 düşmesi beklen-mektedir. Söz konusu verimlilik kazanımının, özellikle akıllı termostatlar ve sensörler kullanımı ile ısıtma ve soğutma alanında en yüksek olması beklenmektedir. Örneğin akıllı termostatlar, binanın sıcaklığının uzaktan kontrolüne imkân vererek, ısıtma ve soğutma yüklerinin yönetimini iyileştirebilir. Böylelikle hem termal konfor garanti altına alınmış olur hem de ısıtma/soğutma ihti-yacının olmadığı zamanlarda enerji tasarrufu sağlanır. Dahası günümüzde akıllı termostatlarda mevcut olan öğrenme algoritmaları, binanın beklenen doluluk duru-muna, müşteri tercihlerine ve hava durumu tahminleri-ne göre binanın ön-ısıtma/soğutmasını yapabilmektedir. Johnson Controls, Danfoss and Honeywell gibi ısıtma/soğutma ana sağlayıcıları, akıllı telefon uygulamaları ve bluetooth ile uzaktan erişilebilir ve programlanabi-lir ürünler sunmaktadır. Günümüzde bu pazara giren Nestlab gibi birçok yeni firma, öğrenme algoritmaları kullanan, wi-fi özellikli termostatlar üretmektedir (Nest,

2015). British Gas, Engie and Scottish ve Southern Ener-gy gibi enerji firmaları kendi akıllı termostatlarını müş-terilerine sunmakta ve böylece müşterilerini daha iyi kontrol edebilmektedir. ABD’de de bazı enerji firmaları akıllı termostatlar yolu ile talep tarafı katılımını artırmak için pik zamanlarda ısıtma/soğutmasını azaltan müşteri-lerini ödüllendirmektedir (National Grid, 2017). Başka iş modellerinde ise, örneğin WattTime, akıllı termostatların içine şebeke sistem operatöründen anlık çekilen veriyi kullanarak yenilenebilir enerji durumuna göre ısıtma so-ğutmayı ayarlayan yazılım yerleştirilmiştir.

Akıllı aydınlatma

Akıllı aydınlatma (yüksek performanslı LED’lerin bina kontrol sistemlerine bağlanması) piyasası LED tekno-lojisi ile hızla dönüşmektedir. Akıllı aydınlatma müşteri tercihlerini, günışığı ve bina meşguliyet bilgisini kulla-narak işleyebilir. Örneğin, Amsterdam’da bulunan Edge binası LED ve Ethernet üzerinden güç (power over Et-hernet=PoE=tek bir kablo ile hem veri bağlantısı hem de elektrik gücü sağlayabilmek) teknolojilerini kulla-narak ışık-pozisyonlandırma (light-positioning) verisi toplayabilen akıllı bir binadır. Edge binasında bulunan ışık sensörleri, binanın bilgi teknolojisi ağına bağlı olup, alan doluluk desenleri ve enerji kullanımı ile ilgili bilgi-yi sağlar. Bu bilgiyi bina yöneticisi temizlik programını, alan ve havalandırma kullanımını optimize etmek için kullanır ve sonuçta bina hizmetlerini daha etkin ve ve-rimli bir şekilde yönetmiş olur. LED teknolojisi, sokak aydınlatmasında olduğu gibi, bina kullanımı dışında da katma değer sağlamaktadır. Örneğin Hindistan’da Energy Efficiency Services Limited (EESL) 3,5 milyon LED sokak aydınlatması kurmuştur. Bu aydınlatmalar enerji verimliliğini artırma, sürücüler için daha iyi görüş ve yayalar için daha güvenli yollar sağlama dışında, yol-lardan anlık veri sağlayarak elektrik şebekesinin izlen-mesine ve kontrolüne yardımcı olmaktadır.

IEA tahminlerine göre, akıllı aydınlatma teknolojisi ile 2017-2040 kümülatif elektrik talebinde 8 PWh’lık bir ta-sarruf beklenmektedir.

İmalat sektörü

İmalat sektöründe de dijital teknolojiler uzun yıllardır üretimi ve verimliliği artırmak için kullanılmaktadır. Di-jitalleşme, fabrikalarda gelişmiş süreç kontrolü kullanı-larak kısalan arıza süreleri ile enerjide önemli tasarruf-lar yapılabilmesine imkân vermiştir. 3D baskı, makina öğrenmesi ve bağlanabilirliğin yaygın kullanımı ile bu etkinin giderek büyümesi beklenmektedir.

Konut ve ticari binalarda kullanılan enerjinin, dijitalleşmenin etkisi ile 2040 yılına kadar %10 düşmesi beklenmektedir.

Page 28: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201926

Mevcut dijital teknolojilerin daha yaygın kullanımı ile üretim maliyetleri %10 ile %20 arasında

azaltılabilir. Hem mevcut hem de gelişen dijital teknolojilerin

kullanımıyla ise yeniden kazanılabilir petrol ve doğalgaz

sahalarının sayısı %5 artırılabilir.

■ dosya

Page 29: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 27

Dijitalleşmenin enerji arz tarafına(petrol, doğalgaz, kömür ve elektrik) etkisiPetrol ve doğalgaz

Petrol ve doğalgaz (PD) sektörünün, özellikle üretime dönük üstakış (upstream) faaliyetlerinde, dijital teknolojiler ile uzun bir tarihi bulunmaktadır. Yaklaşık 40 yıl önce, Meksika Körfezi’ndeki petrol ve doğalgaz platformları, o zamanlarda derin sular olarak tanımlanan, deniz seviyesinin ancak 350 metre aşağısında sabit konumlandırılabilirken, günümüzde platformlar 3000 metre derinlikte ve dinamik olarak konumlandırılabilmektedir. Teknolojik gelişmeler hidrokarbon çıkarımının önceleri imkânsız olarak görülen çok derin sular veya sert kara par-çaları gibi uzak lokasyonlardan yapılmasına izin vermektedir.

PD sektörünün en kârlı kısmı sondaj ve üretim kısmı olduğu için, dijital teknoloji-lerin de en büyük etkisi bu alanlarda olmaktadır. Daha yüksek miktarlarda hidro-karbon çıkarımına imkân veren veya üretim sürecini daha verimli hala getiren tek-nolojiler Ar-Ge kapsamında ilk sıralarda yer almaktadır. Üretime dönük faaliyetler, rezervuarların şeklini çizmek ve gelişimlerini optimize etmek için kara parçaların-dan ve okyanuslardan elde edilen saniyelik sismik veri ile büyük veri oluşturmada ve işlemede öncülük etmiştir. Böylesi bir verinin işlenebilmesi için dünyanın en güçlü bilgisayarları gerekmektedir. Diğer dijital uygulamalar, sondaj matkap uçla-rının uzak operasyon merkezlerinden gerçek-zamanlı ve dinamik olarak yönlendi-rilmesini veya hidrokarbon çıkarımını maksimize etmek için kuyu lokasyonlarının optimizasyonunda oldukça sofistike sensörlerin kullanımını içermektedir.

Mevcut dijital teknolojilerin daha yaygın kullanımı ile üretim maliyetleri %10 ile %20 arasında azaltılabilir. Hem mevcut hem de gelişen dijital teknolojilerin kullanımıyla ise yeniden kazanılabilir petrol ve doğalgaz sahalarının sayısı %5 artırılabilir.

Kömür

Yeraltı kömür madenciliğinde ana teknolojik gelişme, mekanikleşme ile başa-rılmıştır. Mekanikleşme madenci sayısını azaltırken verimliliği artırmıştır. Yüzey madenciliğinde ise en önemli gelişme büyük hacimlerde kömürün ve atığının daha hızlı ve verimli hareketine izin veren, büyük-ölçekli ekipmanın kullanılma-ya başlanmasıdır.

Kömür sektöründe dijitalleşme jeolojik modellemeyi, maden çıkarma faaliyetle-rinin optimizasyonunu, öngörücü bakımı, iş sağlığı ve güvenliğini geliştirebilir:

■ Jeolojik modelleme: Modern veri yönetimi teknikleri ile kömür yataklarının simüle edilmesi rezervlere daha iyi erişimi sağlarken, jeolojik koşulları daha net anlamamıza imkân vermektedir. Dronelar ise, hâlihazırda yer profilinin tanım-lanması için kullanılmaktadır.

■ Süreç optimizasyonu: Düşük maliyetli sensörler ve bilgisayar destekli simü-lasyonların kombinasyonu ile kömür tedarik zincirindeki süreçler optimize edi-lebilir. Örneğin, sensörler optimal süreç şartlarından sapmaları fark edebilir ve bu sayede hatalar değerlendirilip düzeltilebilir. Açık ocak madenlerinin dijital optimizasyonu ile patlayıcı gibi malzemelerin kullanımı azalır ve bu da işletme maliyetlerinde önemli düşüşler sağlar.

Page 30: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201928

■ dosya

■ Süreç otomasyonu: Kömür tedarik zincirinde, kömür taşımacılığında ve yıkanması alanlarında otomasyon halihazırda kullanılmaktadır. Potansiyel kullanım alanına örnek olarak ise uzaktan erişimli ekipmanlar ile madenci-lik faaliyetlerinin, jeolojik ve çevresel koşulları simüle edebilen bir kontrol odasından yönetilmesi verilebilir. Böylece verimlilik artarken, madenciler de riskli bölgelerden uzak tutulmuş olur.

■ Öngörücü bakım: Düşük maliyetli sensörler ve analitik uygulamalar ile bakım uygulamaları bileşenlerin fiili durumlarına göre yapılabilir ve böyle-ce ekipmanların emre amade olamadığı durumların sayısı azalırken, perfor-mans artar ve bakım maliyetleri düşer.

Fakat tüm etkiye baktığımızda, dijitalleşmenin bu sektöre etkisi diğer sek-törlere kıyasla daha azdır.

Elektrik

Elektrik üretiminde, sayıları santral başına bazen binleri bulabilen dijital sensörler, hâlihazırdaki bir santrale sonradan eklenebileceği gibi, kurulum aşamasındaki bir santralin tasarımında da eklenebilir. Sensörler, santralin çok farklı çeşitteki bileşenlerinin anlık durumları (örneğin, sıcaklık değer-leri), girdi parametreleri (örneğin, yakıt, havalandırma ve soğutma suyu) ve çıktı parametreleri (örneğin, emisyon değerleri) gibi gerçek-zamanlı bilgi sağlarlar.

IEA tahminlerine göre elektrik sektöründe dijitalleşme, şu anki sistem tasarımına ve mevcut dijital teknolojilerin bütün elektrik şirketlerine ve şebeke altyapısına yayılımına bağlı olarak, yıllık 80 milyar dolar tasarruf ettirecek potansiyele sahiptir.

Page 31: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 29

Elektrik şebekelerinde ise sensörler, elektrik iletim ve dağıtım hatlarının çok fark-lı noktalardaki durumları (örneğin, sıcaklık ve voltaj) hakkında bilgi sağlarlar. Bu bilgi, şebeke yöneticileri ve üretim santrali işletmecileri ile paylaşılır. Güç sistem-lerinin durumları ile ilgili bilgi toplamak yeni bir konu olmamakla beraber, dijital sensörler ile kesintisiz ve gerçek-zamanlı veri toplanabilmektedir. Söz konusu sensörler aynı zamanda ortam sıcaklığı gibi tamamlayıcı bilgi de sağlayabilirler ve böylece güç sistemlerinin daha etkin yönetilmesine olanak verirler. Örneğin, yüksek ortam sıcaklıkları güç santralleri üzerindeki fiziksel gerginliği artırabilir; ki fiziksel gerginlik, üretimi artırma/azaltma gibi operasyonel kararlarda dikkate alınması gereken bir önemli bir faktördür.

Dijital veri ve analitik uygulamaları, güç sistemleri maliyetini dört yol ile azaltır:

1- Operasyon ve bakım maliyetlerini azaltarak

2- Üretim santrali ve şebeke verimliliğini artırarak

3- Plansız arıza sayısını ve süresini azaltarak

4- Varlıkların operasyonel yaşam sürelerini uzatarak

IEA tahminlerine göre elektrik sektöründe dijitalleşme, şu anki sistem tasarı-mına ve mevcut dijital teknolojilerin bütün elektrik şirketlerine ve şebeke alt-yapısına yayılımına bağlı olarak, yıllık 80 milyar dolar tasarruf ettirecek potan-siyele sahiptir.

Page 32: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201930

■ dosya

Siber güvenlik ve veri gizliliğiDijitalleşme, enerji sistemlerini jeomanyetik fırtınalar ve siber saldırılar gibi dijital risklere karşı daha kırılgan hale getirmiştir. Kamu ve özel sektör, siber güvenlik tehditlerindeki artan karmaşıklığa karşı beraber çalış-mak zorundadır. Siber saldırılardan tamamıyla kaçın-mak imkânsızdır fakat ülkelerin ve şirketlerin hazırlıklı olmaları durumunda söz konusu saldırıların etkileri sı-nırlı olur. Verinin sahipliği ve gizliliği konusu, hane hal-kı enerji kullanımı hakkında akıllı sayaçlardan çekilen veri başta olmak üzere, daha detaylı verileri toplayabil-meye başladıkça çok önemli bir kaygı haline gelmiştir. Politika yapıcılar gizliliğin ihlali kaygısı ile piyasalarda veriye dayalı inovasyonun desteklenmesi ve enerji şir-ketlerinin operasyonel ihtiyaçları gibi diğer hedeflerini dengede tutmak ihtiyacındadır.

Sürdürülebilir enerji dönüşümü için politika ve piyasa tasarımıTeknolojik yenilikler ve düşen maliyetler enerji sistem-lerinin dijital dönüşümünü hızlandırmaktadır, fakat po-litika ve piyasa tasarımı dijital dönüşümü güvenli ve sür-dürülebilir bir yola sokmak için kritik rol oynamaktadır.

IEA (2017) raporuna göre enerji sektöründeki dijital dönüşümün sürdürülebilir olması için aşağıdaki politi-ka tavsiyeler dikkate alınmalıdır:

■ Uzmanlık geliştirilmesi:

Enerji politika yapıcıları en son gelişmelerden, termi-nolojiden, eğilimlerden ve bunların enerji sistemleri-ne (olası) etkilerinden haberdar olmalıdır. Bu çabanın büyük bir bölümü enerji politika yapıcıların dijital uz-manlığa sahip personele erişimi ile mümkündür. Eği-tim politikaları ve mesleki yeterlilik kursları hem kamu hem özel sektör için ilgili uzmanlığa sahip kişilerin top-landığı bir havuz oluşturmayı garanti altına almalıdır.

■ Veriye etkin erişimin sağlanması:

Enerji istatistiklerini geliştirmek için dijitalleşme ile sunu-lan fırsatlar sadece veriye erişim ile mümkün olmaktadır. Örnek verirsek; yer ve zamana bağlı olarak elektrik detay-lı tüketimi, kurulu dağıtık enerji kaynakları bilgisi, enerji altyapısı bilgisi vb. Gerekli veriye gizliliği koruyarak zama-nında, doğrulanabilir ve güvenli bir şekilde erişim en kri-tik noktadır. Politika yapıcılar veri paylaşımı ile ilgili rehber dokümanlar ve mekanizmalar oluşturmalıdır.

Page 33: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 31

Referanslar- Airbus (2017). “Planes can talk, let’s listen”. http://

airbus-xo.com/planes-can-talk-lets-listen/ (erişim 17 Temmuz 2017).

- Clewlow, R. R. (2016). “Shared-use mobility in the United States: current adoption and potential impacts on travel behavior”. Transportation Research Board. www.reginaclewlow.com/pubs/TRB2016_SharedUseMobility_final.pdf. (erişim 17 Temmuz 2017).

- IEA (2017) “Digitilization and Energy” https://www.iea.org/publications/freepublications/publication/DigitalizationandEnergy3.pdf (erişim 17 Temmuz 2017).

- National Grid (2017). “The Smart Platform for Your Smart Home”. www.nationalgridus.com/MAHome/Energy-Saving-Programs/ConnectedSolutions (erişim 17 Temmuz 2017).

- Nest (2015). “Energy Savings from the Next Learning Thermostat: Energy Bill Analysis Results”.Nest Labs, February 2015. http://downloads.nest.com/press/documents/energy-savings-whitepaper.pdf.

(erişim 17 Temmuz 2017).

■ Daha esnek politika geliştirmek:

Enerji altyapılarının yaklaşık 50 yıl dayanacağını varsayarsak mevcutta kullanılan yazılımlar, uygulamalar ve hatta donanım bu süre içerisinde çok defa devir yapacaktır. Politika yapıcıla-rın, dijital teknolojilerdeki yeni gelişmelerin üstesinden gele-bilecek esneklikte politikalar tasarlamaları gerekmektedir.

■ Pilot projelerle öğrenerek ilerlemek:

Dijital teknolojilerin enerji sistemleri ile nasıl etkileşeceğini kestirmek çok kolay değildir. Dolayısıyla hükümetler, yapa-rak-öğrenmeyi sağlamak için, gerçek-hayat deneyleri kurgu-lamalıdır. California’da gerçekleştirilen “elektrik talep tarafı katılımı” ve “akıllı şebekeler” pilot projeleri buna güzel örnek-lerdir. Hükümetler ayrıca dijital platformlar yolu ile de piyasa katılımcıları ve piyasalar arası etkileşimleri test ederek, farklı piyasa tasarımlarının olası sonuçlarını analiz edebilir. POWER-TAC, dijital enerji platformlarına güzel bir örnektir.

■ Tüm sistem faydasına odaklanmak:

Enerjide dijitalleşmenin maliyeti ve faydası her bir bileşen ya da her bir tüketici bazında düşünülmemeli, bilakis sistemin güvenlik, sürdürülebilirlik ve satın alınabilirliğine toplam net faydası cinsinden düşünülmelidir.

■ Dijitalleşmenin enerji talebi üzerine etkisinin izlenmesi:

Politika yapıcılar, yeni dijital araçlar ve servislerin, örneğin akıllı ev cihazlarının artan sayıda kullanımı ile enerji tüketimini artır-ma potansiyeli olduğunun farkında olmalıdır. Tüketici davranı-şını anlamak ve yeni takılan cihazların enerji verimliliğini izle-mek, ilerleyen günlerde daha da önemli hale gelecektir.

■ “Güvenlik”i tasarım aşamasında kapsama almak:

Tüm dijital riskleri azaltmanın verimli bir yolu olarak politika yapıcılar güvenlik kaygılarını, halk tarafından desteklenen tüm teknoloji araştırma programlarının tasarım aşamasında içermelidir.

■ Eşit şartlı faaliyet alanı sağlamak:

Hükümetler çeşitli firmalara yeni iş modelleri bulmaları ve tü-keticilerine daha iyi hizmet verebilmeleri için imkân sağlaya-cak politikalar ve platformlar oluşturmalıdır.

■ Diğerlerinden öğrenmek: Her ülkenin, dijitalleşmenin enerji sistemleri üzerine olan artan etkisi konusunda, pek çok yönden farklı olduğu bilinmektedir. Neyse ki diğer hükümet-lerin deneyimlerinden dersler çıkarılabilir. Bu dersler hem olumlu vaka çalışmalarını hem de uyarı niteliğinde olan hikâ-yeleri içerebilir■

Page 34: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201932

Finans SektöründeDİJİTAL DÖNÜŞÜM

■ dosya

Page 35: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 33

A- Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. ve Sermaye Piyasası Kurumlarında Dijital Dönüşüm

Sermaye piyasası araçlarının geleneksel kâğıt ortamından elektronik kayıt orta-mına taşınması ile Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş., dijital dönüşümün doğrudan orta-ya çıkardığı bir kurum olmuştur. Menkul kıymetlerin ihracından başlayarak, alım satım işlemlerine bütün finansal yaşam döngüsünün tamamen dijital sürecinin oluşturulması ve güvenli bir şekilde veri olarak kayıt altında saklanması ihtiyacı, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nu ortaya çıkarmıştır. İlk bakışta olağan finansal kuruluşlar gibi görünen bu tür şirketlerin üzerinde çalıştıkları teknolojilere ve iş süreçlerine bakıldığında, birer finansal teknoloji şirketi olduğu rahatlıkla görülmektedir. Bor-salar, merkezi takas ve saklama kurumları ve veri depoları gibi kurumlardan oluşan sermaye piyasası altyapı kurumları, bankalar ve diğer tüm finansal kuruluşlar gibi günümüzde önemli ölçüde teknolojik dönüşümden geçmektedir.

Bu kurumlar büyük veri analitiği, yapay zekâ ve blokzincir gibi hızla gelişmekte olan teknolojik olanakları kendi ürün ve hizmetlerinde uygulamaya başlamıştır. Dünyadaki bazı büyük borsa grupları özellikle veri ürünleri alanındaki FinTech şirketleriyle iş birliğine gitme veya bu şirketleri satın alma yoluyla teknoloji hiz-metlerini ana faaliyetleri arasına katmaktadır. Özellikle geride bıraktığımız 4-5 yıl içerisinde sermaye piyasası kurumları, finansal teknoloji şirketleriyle kurdukları ortaklıklarla özellikle blokzincir ve dağıtık defter teknolojisine dayanan, fiziki sü-reçlerin otomasyonu ve dijital varlıklara yönelik hizmetler geliştirmeye ağırlık vermektedir. Bu kurumların zamanla teknoloji şirketlerine dönüştükleri ve geli-şen FinTech ekosistemlerinin doğal üyeleri haline geldikleri gözlemlenmektedir.

Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK), sermaye piyasası kurumlarının dünyada geçir-dikleri bu dönüşüme ülkemizden iyi bir örnek oluşturmaktadır. MKK, Türkiye ser-maye piyasalarında işlem gören menkul kıymetlerin yatırımcı bazında elektronik ortamda kaydedildiği Merkezi Saklama Kuruluşu olarak 6362 sayılı Sermaye Piya-sası Kanunu ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde hizmet vermektedir. MKK, 2001 yılında kurulduktan sonra kendi kaynaklarıyla merkezi saklama sistemi yazılımını geliştirmeye başlamıştır. Kuruluş, Merkezi Kaydi Sistem (MKS) adı verilen bu siste-min devreye alınmasını takiben Borsa İstanbul’da işlem gören tüm pay senetleri-nin kaydileştirildiği 2005 yılından beri operasyonlarını yürütmektedir.

MKK, faaliyetine başlamasından sonraki ilk beş yıllık dönemde ana merkezi saklama ve takas hizmetlerinin yanı sıra birbiri ardına hayata geçirdiği ve yürüttüğü projeler sonucunda 2013 yılında TÜBİTAK tarafından Ar-Ge merkezi ünvanı verilen ülkemiz-deki ilk sermaye piyasası kurumu olmuştur. MKK, son beş yıl içerisinde kendi kaynak-larıyla geliştirdiği sistem ve hizmetlerin yurtdışında pazarlanması ve satışıyla birlikte dünyadaki muadil kurumlar arasında önemli tanınırlığa sahip olmuştur.

Ekrem Arıkan►Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi

Bora Karaağaçlı►Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.Kıdemli Uzman

Dr. Ezgi Avcı►TSEBaşaraştırmacıODTÜ Enformatik EnstitüsüYarı Zamanlı Öğretim Üyesi

Dijital dönüşüm, bütün sektörleri ve iş yapış şekillerini büyük bir hızla etkilemektedir. Bankacılık ve sermaye piyasası kurumlarından oluşan finans sektörü, yeni gelişen teknolojilerle birlikte, ürün ve hizmetlerinde büyük bir dönüşümden geçmektedir.

Page 36: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201934

■ dosya

MKK Hizmetleriyle Birlikte Dijitalleşme Süreci■ 2005 Kasım SPK tarafından verilen yetkiyle, kay-

dileştirilen sermaye piyasası araçlarının “Merkezi Saklama Kuruluşu”

■ 2011 Ekim SPK tarafından verilen yetkiyle, Tür-kiye’de açılan finansal hesapların tutulduğu “Fi-nansal Hesaplar Merkezi”

■ 2012 Ağustos Ticaret Bakanlığı’nın verdiği yetkiy-le, Borsa’ya kote şirketlerin “Elektronik Genel Ku-rul Merkezi”

■ 2012 Aralık Ticaret Bakanlığı’nın verdiği yetkiyle, elektronik ürün senetlerinin “Elektronik Kayıt Kuru-luşu”

■ 2013 Ekim Ticaret Bakanlığı’nın verdiği yetkiyle, Şirketlerin Bilgi Toplumu Hizmetleri için “Merkezi Veri Tabanı Hizmet Sağlayıcısı”

■ 2013 Kasım Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetki-siyle, geliştirdiği finansal teknolojilerle “Ar-Ge Merkezi”

■ 2014 Mart SPK tarafından verilen yetkiyle, “Ka-muyu Aydınlatma Platformu” İşleticisi

■ 2015 Nisan SPK tarafından verilen yetkiyle, Türev Sözleşmelerinin “Veri Depolama Kuruluşu”

■ 2015 Haziran TCMB tarafından verilen yetkiyle, “Menkul Kıymet Mutabakat Sistemi” İşleticisi

■ 2018 Eylül Ticaret Bakanlığı tarafından verilen yetkiyle, Şirketler için “Elektronik Yönetim Kurulu Merkezi”

MKK Ürün ve Hizmetlerie-MKK Bilgi Portalı ve diğer platformlar üzerinden pi-yasa katılımcıları, yatırımcılar ve tüm ilgili kurum ve kişilerin kullanımına sunulan hizmetlerin başlıcaları şunlardır:

1. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP):

Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde borsada işlem gören tüm şirketlerin kamuya açıklanacak her türlü bilgi ve belgelerini KAP’ta yayınlamaları kanu-ni bir zorunluluktur. Platform, hâlihazırda bu tür bir kanuni zorunluluğu bulunmayan yatırım kuruluşları, portföy yönetim şirketleri, bağımsız denetim şirket-leri ve diğer kurumların da dahil olduğu 1600’ü aşkın üyesiyle 7/24 hizmet sağlamaktadır.

Page 37: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 35

Özel durum açıklamaları, hak kullanım işlem bildirimleri ve finansal belgeler gibi kurumsal dokümanlar, açıklama bazında geliştirilen şablonlarla ve güvenli elektronik ser-tifikalar kullanılarak sisteme aktarılmaktadır. Platformun işletiminin 2014 yılında Borsa İstanbul’dan MKK’ya geçi-şiyle birlikte gelişmiş özelliklere sahip yeni bir sistem ge-liştirilmeye başlanmış ve yeni KAP sistemi (KAP 4.0) Hazi-ran 2016’da hizmete girmiştir. Yeni sistemle birlikte plat-forma XBRL formatında yapılan bildirimler, yatırımcılara doğrudan SMS, e-posta ve ISO standartlarında SWIFT mesajları vasıtasıyla iletilmektedir. MKK, gerçekleştirilen sistem geliştirmeleriyle özellikle sermaye arttırımı, te-mettü ödemeleri ve genel kurul toplantısı gibi süreçlerle ilgili hak kullanım bildirimlerinde ihraççı kuruluştan hak sahibi yatırımcıya uçtan uca otomasyon sağlayan dün-yadaki birkaç MSK’dan biri haline gelmiştir. Sistem bu anlamda önemli operasyonel ve mali etkinlik yaratmış, bilgi şeffaflığıyla birlikte yatırımcı güvenini de artırmıştır. 2018 yılında hizmete giren KAP Mobil ile de MKK, mobil uygulamalar alanındaki ilk önemli ürününü vermiştir.

2. Kurumsal Yönetim ve Yatırımcı İlişkileri Platformu (e-YÖNET):

2011 yılında hizmete giren e-YÖNET, MKK’nın tekno-loji şirketi olma vizyonuyla geliştirdiği katma değerli platformların ilki olmuştur. Yatırımcılar, MKK tarafın-dan kendilerine iletilen yatırımcı sicil numaraları veya e-Devlet şifrelerini kullanarak eriştikleri platform üze-rinden finansal sistemdeki tüm portföylerini ve hesap hareketlerini tek bir sistemden izleyebilme olanağına kavuşmuştur. Borsada işlem gören kurumların KAP’ta yaptıkları bildirimler, SMS ve e-posta mesajlarıyla sis-tem üyesi yatırımcılara doğrudan ulaşmaktadır.

İhraççı şirketler e-YÖNET’te yer alan kurumsal sayfaları üzerinden sermaye piyasası katılımcılarıyla doğrudan bilgi ve belge paylaşımı yapabilmektedir. Ayrıca bu şirketler, yaklaşık 4 milyon yatırımcıya ait portföy veri-lerinin tutulduğu MKS ile e-YÖNET sistemi arasındaki entegrasyon sayesinde yatırımcılarıyla ilgili gerçek za-manlı detaylı istatistiklere ulaşabilmektedir.

3. Elektronik Genel Kurul Sistemi (e-GKS):

Halka açık şirketlerin hak sahipleri için elektronik genel kurul sistemi sağlama zorunluluğu, 2012’de yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile sermaye piyasalarımıza getirilen yeniliklerden biridir. MKK aynı yıl yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve ikincil dü-

zenlemeleri ile kendisine verilen yetki öncesinde bor-sada işlem gören tüm kurumların genel kurul toplan-tısı işlemlerine ait süreçleri A’dan Z’ye yönetebileceği merkezi bir elektronik sistem kurmak için çalışmalarını yürütmüş ve e-GKS sistemini Ekim 2012’de sermaye pi-yasası katılımcılarının hizmetine sunmuştur.

e-GKS ile pay sahiplerinin genel kurul toplantılarıyla ilgili SMS, e-posta ve SWIFT mesajları vasıtasıyla doğrudan bil-gilendirilmesi, toplantı dokümanlarının elektronik ortam-da paylaşılması, elektronik vekalet iletimi ve oy kullanımı, şirket temsilcileriyle toplantı sırasında gerçek zamanlı ile-tişim ve toplantıların merkezi sistem üzerinden canlı takip edilmesi gibi kurumsal yönetimde devrimsel yenilikler getirilmiştir. Getirilen bu yeniliklerle ihraççıdan saklamacı banka ve yatırımcılara tüm sistem katılımcılarına önemli zaman ve maliyet avantajları yaratılmıştır. Kurumsal de-mokrasi ve bilgi şeffaflığının artırılması, hak sahiplerinin eşitliğinin sağlanması ve azınlık haklarının korunması gibi özellikleriyle sistem, özellikle yabancı yatırımcıların genel kurul katılım sayılarında önemli bir artışa neden olmuştur.

4. Elektronik Yönetim Kurulu Sistemi (e-YKS)

MKK, e-GKS’deki tecrübelerini yine kendi kaynaklarıy-la geliştirmiş olduğu Elektronik Yönetim Kurulu Siste-mi’ne (e-YKS) taşımış ve bu sistemi Eylül 2018’de hizme-te sunmuştur. Sistemle Türkiye’nin içinde bulunduğu bilgi toplumuna dönüşüm sürecinin bir parçası olarak, şirketlerimizin yönetim kurulu toplantılarının elekt-ronik ortamda güvenli bir şekilde yapılabilmesi ve bu toplantılara elektronik ortamda görüntülü ve sesli katı-lım, görüş ve öneride bulunma, oy kullanabilme, karar-ların güvenli bir ortamda elektronik olarak imzalanması ve tüm süreçlerin en az maliyetle sunulması amaçlan-mıştır. e-YKS, yönetim kurulu üyelerinin sadece toplantı anında görüşlerini iletip, oylarını elektronik ortamda kullanabildiği bir sistem olmanın ötesinde, dileyen şir-ketlerin yönetim kurulu toplantı süreçlerinin tümünü tek bir merkezden yürütebilmelerine imkân veren dina-mik ve özgün bir bilişim sistemi olarak dizayn edilmiştir.

5. Elektronik Ürün Senedi Merkezi (e-ÜRÜN):

2011’de yürürlüğe giren 5300 sayılı Tarım Ürünleri Li-sanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde, tarım ve finans sektörü arasında bir köprü oluşturacak elektronik ürün senedi projesine başlanmıştır. 2013 yılında MKK siste-minde ihraç edilen pamuk üzerine elektronik ürün se-netleriyle sermaye piyasalarımızda bir ilk gerçekleşmiştir.

Page 38: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201936

■ dosya

Yeni sistemle birlikte tarım ürünlerinin borsalardaki alım satım işlemleriyle ilgili fiziki süreçler otomatize edilmiş ve tarım ürünü fiyatlarının daha sağlıklı oluş-ması sağlanmıştır. Ayrıca üreticiler MKK üyesi lisanslı depolarda tutulan ürünlerini temsil eden elektronik senetleri, banka kredisi gibi finansal işlemlerde kulla-nabilme olanağına kavuşmuştur. Hâlihazırda pamuk, buğday, arpa, çeltik, mısır, zeytin, soya fasülyesi, ayçi-çeği, fındık ve mercimek üzerine ihraç edilen elektronik ürün senetleri MKK sisteminde tutulmaktadır.

6. Sermaye Piyasaları Veri Bankası (e-VERİ):

Veri analitiği ve bilgi hizmetleri, MKK’nın hem sermaye piyasası mevzuatı çerçevesindeki görevleri hem de ge-leceğe yönelik stratejik planlarındaki öncelikli iş alanla-rının başında gelmektedir. Kuruluş yerli ve yabancı mil-yonlarca yatırımcının sermaye piyasalarımızdaki tüm finansal araçları için yatırım hesabı merkezi konumun-dadır. Bu konum nedeniyle hem yatırımcılar hem de fi-

nansal araçlarla ilgili önemli miktarda veri MKK sistem-lerinde tutulmaktadır. Bu verilerin piyasa katılımcıları, karar vericiler, düzenleyici kurumlar ve araştırmacılar gibi taraflarla paylaşılmasına yönelik hizmetler e-VERİ platformu üzerinden sağlanmaktadır.

Veri yayın kuruluşlarına sunulan ham verilerin yanı sıra çeşitli sistem araçlarıyla analiz edilmiş veriler de ilgili taraflarla paylaşılmaktadır. MKK’nın üniversitelerle bir-likte geliştirdiği Risk İştahı Endeksi (RISE), bu tür veri hizmetlerine bir örnektir. 2012 yılından beri MKK web sitesinde yayınlanan RISE, farklı kategorilerdeki milyon-larca yatırımcının haftalık portföy değişimleri kullanıla-rak hesaplanan ve yatırımcı risk davranışlarını ölçen bir finansal göstergedir.

7. Veri Deposu Sistemi (e-VEDO):

MKK, Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde, türev araç piyasalarıyla ilgili sistemik riskin azaltılması amacıyla bu

Page 39: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 37

piyasalardaki işlemlerin raporlandığı ve ilgili taraflarla paylaşıldığı bir veri deposu kurmakla görevlendirilmiştir. MKK’nın Ar-Ge merkezi kimliğiyle geliştirdiği uluslararası standartlara sahip Veri Deposu Sistemi (e-VEDO) Kasım 2018’de hizmete girmiştir. Kurumların Vadeli İşlem ve Opsiyon Piya-sası (VİOP) ve tezgahüstünde gerçekleştirdikleri türev araç işlemleriyle il-gili verilerin eklenmesiyle MKK veri varlıkları önemli büyüklüğe ulaşmıştır.

Büyük veri, bulut teknolojileri, makina öğrenimi gibi veri analitiğindeki yeni teknolojilerle birlikte MKK gibi yatırımcı bazlı saklama sistemi yö-neten sermaye piyasası kurumları için yeni iş alanları ortaya çıkmaktadır. MSK’lar son dönemde finansal teknoloji şirketleriyle kurdukları ortaklık-larla özellikle blokzincir ve dağıtık defter teknolojisine dayanan, fiziki sü-reçlerin otomatizasyonu ve dijital varlıklara yönelik hizmetler geliştirmeye ağırlık vermektedir. MKK da teknolojik imkanları kullanarak geliştireceği yeni katma değerli ürün ve hizmetlerle finansal teknoloji ekosisteminin doğal bir üyesi haline gelmek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Sermaye Piyasalarında Geleceğe İlişkin ÖngörülerGelişmekte olan teknolojiler, sermaye piyasası kurumlarına değer zin-cirinde yukarı çıkmak ve böylece piyasa katılımcılarına operasyonel ve mali avantajlar sunma konusunda yeni olanaklar sağlamaktadır. Özellik-le blokzincir uygulamalarının bu kurumların iş modellerinde radikal de-ğişimlere neden olması beklenmektedir. Sermaye piyasası faaliyetleriyle ilgili uygulamalar geliştiren FinTech şirketlerinin halihazırdaki kurumlar-la aynı alanlarda rekabet etmeye başlamalarıyla, akıllı telefonların orta-ya çıkması sonrasında yaşanan mobil uygulamalardaki hızlı büyümeye benzer bir sürecin yaşanması öngörülebilir. Sermaye piyasası kurumları ise halka kapalı menkul kıymetlerin dijitalleştirilmesi ve bunlarla ilgili süreçlerin akıllı sözleşmeler yoluyla uçtan uca otomasyonu gibi alanlar-da şimdiden başarılı uygulamalar geliştirmektedir.

Yapay zekâ, bulut teknolojileri, makina öğrenimi gibi teknolojiler de sermaye piyasası kurumlarının sahip olduğu veri varlıklarının analiz ve tahmin modellerinde daha etkin kullanılmasında ve sermaye piyasası katılımcılarına yönelik bilgi hizmetleri sağlanmasında önemli fırsatlar ortaya çıkarmaktadır.

B- Bankacılıkta Teknolojik DönüşümBankacılık alanında finansal hizmet talebindeki köklü değişimi ele alır-sak, bankalar dijital meydan okumaya farklı hızda farklı yaklaşımlar ile cevap vermektedir, fakat her firma dijital bankaya dönüşmeyi aynı şekil-de anlamamaktadır. Peki dijital bankacılık nedir? Literatür bu yeni kon-septin tam olarak tanımını yapmamakla birlikte; finansal ürün ve hiz-metlerin tedarik, dağıtım ve satışının dijital kanallar yolu ile yapılmasını ve müşteri ihtiyaçlarını/beklentilerini daha iyi anlayabilmek için en yeni teknolojinin kullanımını içermektedir. Son kullanıcılar bireysel bankacı-lık hizmetlerini en çok kullanan müşteriler olduğu için, dijital bankacılı-ğın genellikle bu grubun beklentilerine cevap vermesi beklenir.

Page 40: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201938

■ dosya

Ana FazlarBu bağlamda, dijital bankacılığı benimsemeye çalışan geleneksel bankalar, kendilerini bu yeni ekosistemde pozisyonlandırmaya izin veren dönüşümün altına gir-mektedirler. Bu dijital dönüşüm, her bir kurumun başla-dığı noktadaki koşullarına göre farklı olgunluk seviyele-rini içermektedir. Dijital bankacılık yolundaki dönüşüm süreci üç ana faz ile açıklanabilir:

1. Faz: Rekabetin yeni kurallarına cevap verme

Bu başlangıç fazında bankalar, finansal servislerin arz ve talebindeki değişime yeni kanallar ve ürünler geliş-tirerek cevap vermektedir ve böylece kendilerini yeni rekabet ortamında konumlandırabilmektedirler.

a. Yeni kanallar: Mobil araçlara odaklanın

90’ların sonundan itibaren pek çok finansal kurum, ürün portföyünün bir kısmını kapsayan, internet ban-kacılığı hizmeti vermeye başlamıştır. Son yıllarda ise bu platformları modernize etmenin yanında, çabalar mobil araçlar yolu ile yeni erişim ve dağıtım kanalları açmaya odaklanmıştır. Dolayısı ile akıllı telefonlar ve tabletler için, sosyal ağların sunduğu kullanıcı deneyi-minden esinlenerek, çekici ara yüzlü ve basit metinli yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır.

b. Dijital ürünler: Perakende ödemelere odaklanmak

Bankalar da aynı şekilde, özellikle perakende ödeme alanında (dijital cüzdan gibi), yeni dijital ürünler ge-liştirmektedir. Bunun yanı sıra bankalar, yeni kurulan FinTech firmaları ile rekabet amaçlı, paranın iki müşteri arasında transferini sağlayan (P2P) uygulamalar geliş-tirmektedir.

Dijital dönüşüm sürecinin bu başlangıç aşamasında, fir-malar dijital gelişmeleri bağımsız projeler olarak değer-lendirmekte ve çeşitli dağıtım kanallarını ya parçalı ya da ayrı olarak bütünsel ele almaktadır. Her iki durumda da yeni kanallar ya da ürünler yaratmak, karmaşık yeni sistemleri hâlihazırdaki teknolojik altyapıya birleştirme-yi gerektirmektedir.

2. Faz: Teknolojik adaptasyon

Bankacılığın dijitalleşme sürecindeki ikinci basamak mevcut teknoloji platformunu derinlemesine değişti-rerek, daha modüler ve esnek altyapı oluşturarak yeni teknolojilerin asimilasyonuna imkân tanımak ve yeni ürün gelişimini hızlandırmaktır.

a. Yeni teknoloji entegrasyonu ve mimari yeniden tasarım

Bankacılık teknoloji altyapısının en ayırt edici özelliği; büyük, merkezi, 90’larda internetin gelişi ile ortaya çı-kan dağıtık sistemler ile birlikte yaşamak zorunda olan 70’lerden kalan yüksek güvenlik sistemleri ile donatıl-mış işlem platformlarını yürütmeyi içermesidir. Dolayısı ile pek çok ürün ve hizmetin izole olarak yürütüldüğü ve verimsiz örtüşmelerin olduğu karmaşık sistemler ortaya çıkmıştır. Bu sistemler, yerel ve küresel otoriteler tarafından dayatılan düzenleyici şartlara uyum sağla-mak için kendini yenilemiştir.

Diğer taraftan, yeni dijital projeler farklı kanallardan ge-len yüksek hacimli verinin hızlı bir şekilde üretilmesini ve işlenmesini gerektirmektedir. Bu, çoklu-kanal öner-

Page 41: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 39

me yeteneğine sahip olmak ve 24/7/365 çalışan kullanı-cı-dostu uygulamalar için hayatidir. Şu anki altyapı, yeni teknolojilerin hızlı entegrasyonu için yeterince modü-ler değildir. Bundan sonra, tüm teknoloji platformunun değişmesi gereken dönüşü olmayan noktaya gelindi-ğinde maliyetler de oldukça yüksek olacaktır.

Bu aşamada, pek çok kurum kurum-içi kaynağın optimal kullanımına izin veren bulut teknolojisini benimseme yoluna gidilmiştir. Burada amaç, teknoloji havuzunun ve-rimliliğini maksimize etmek ve bütün üretim prosesinin esnekliğini artırmayı başarabilmektir. Hizmetleri bulut-tan dış-tedarik etmenin daha pek çok avantajı olmasına rağmen, binlerce serverda tutulan ademi merkezileşmiş verinin finans kurumları tarafından kullanımı, uyum so-runu nedeni ile elverişsiz olabilmektedir.

b. Süreçlerin otomasyonu

Bu aşamada firmalar, manuel ve tekrarlayan iş sayısını azaltarak tüm sistemin verimliğini artırmak ve hızlandır-mak için süreçlerini otomatize etmek isterler. Finansal kurumlar uzun yıllardır otomasyonun farkında olmaları-na rağmen, dijitalleşmenin bu aşamasında, otomasyon ayrı bir önem kazanmıştır. Şu anda odak noktası sadece arka-ofis işleri değildir; keza müşteriyi çekmek ve sadık müşteri portföyü oluşturabilmek için otomotize edilmiş ön-ofis süreçleri önem kazanmıştır. Böylece bankalar, ör-neğin skorlamalarını iyileştirmek, otomatikleştirilmiş ve kişiselleştirilmiş ürün önerileri yapmak, kişiye özel danış-manlık hizmeti sunmak için yapay zekâ temelli analitik teknikler ve sofistike algoritmalar kullanmaktadır.

Teknoloji altyapısının bir üst seviyeye geçmesi, genel BT yatırımlarına ek yeni yatırımlar anlamına gelmektedir ki bu, banka bilançolarında hâlihazırdaki en yüksek harca-ma kalemidir. BT harcamalarının çok büyük bir bölümü, başlıca veri merkezleri ve telekomünikasyon altyapıları-nın muhafazası için gereken cari harcamalardır.

3. Faz: Stratejik pozisyon alma

Dijital dönüşüm yolculuğunda en çok kademe kat et-miş firmalar, teknoloji yatırımlarını organizasyonel ya-pılarına en dramatik değişimi sağlayacak dijital strateji-leri benimseyerek yapmaktadırlar.

Dijital ürünler ve kanallar sadece müşteri çözümlerini iyileştiren erişim, dağıtım ve işlem yapmanın yeni yolu olmaktan ziyade, müşterileri çekmek ve sadakat yarat-mak için fırsatlar sunmaktadır. İleri analitik teknikler ile birlikte, bu yeni kanallar ticari ilişkileri yoğunlaştırmak ve kişiselleştirmek için yardımcı olmaktadır. Ayrıca söz konusu kanallar müşteri ihtiyaçları anlamında proaktif olmayı mümkün kılarak satış gücünü geliştirmektedir. Bu bağlamda dijital dönüşüm sürecinde daha ileride olan firmalar, dağıtım kanallarının verimliliğini iyileştir-mek için geleneksel firmalara göre daha iddialı hedefler belirlemektedir.

Bu fazda dijital yatırımların etkisini müşteri kazanma, sadakat oluşturma ve ürün pazarlama anlamında sa-yısallaştıracak uygun metrikler oluşturmalıdır. Bu yolla kurumlar harcama ve yatırım önceliklerini başarı ile be-lirleyebilir ve yeterli katma değer sağlamayacak proje-leri rafa kaldırabilir.

Page 42: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201940

Dijital dönüşümün bu son aşamasında kurumlar; kapsamlı, yapısal ve operasyo-nel yapılarını basitleştirmeye yönelik organizasyonel değişiklikler ile karşı kar-şıya kalmaktadır. Böylece karar verme süreçlerini hızlandırarak, müşteri-odaklı ve çoklu-kanallı stratejiler geliştirebilmektedirler. Bu değişiklikler, ofis ağından merkezi hizmetlere kadar bütün organizasyonu etkilemekte ve çoğu durumda organizasyon kültüründe radikal değişiklikleri ima ettiği için, kurum-içi direncin hedefinde olmaktadırlar.

Bu kültürel değişimi hızlandırmanın bir yolu da girişim ve ortaklık programları ile teknoloji start-up’ları ile temas kurulmasıdır. Bu temas finans sektöründen yatırımlar ve şirket satın almaları ile desteklenirse daha da etkin hale gelir. Bu girişimler, sektörü birinci elden en yenilikçi fikirler ile buluşturmanın yanı sıra dijital dönüşüm için gerekli olan yetenekler için de iyi bir kaynaktır.

Dikkati çeken bir başka değişim ise, önceki fazlarda mevcut olan uzun döngüle-rin aksine, hızlı yazılım geliştirme yaklaşımlarıdır. Önceki fazlarda ihtiyaç analizi ile yazılımın ortaya çıkması arasındaki süre o kadar uzundur ki sonuç çoğu za-man o andaki müşteri ihtiyaçlarını karşılamaz.

■ dosya

Page 43: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 41

Dijital Dönüşümün Bankacılık sektörüne etkisi■ Müşteri ile yeni formlarda iletişim kurulmuştur ve müşteri deneyi-

minde değişim sağlanmıştır. Bir kurumun dijitalleşmesinin ilk aşa-malarında, dijital kanallar daha çok ön plana çıkmış ve bankacılık hizmetleri self-servis olarak sağlanmaya başlamıştır. Müşteri ve finansal kurum arasındaki iletişim fırsatları, web uygulamaları ve mobil cihazlar aracılığı ile hızla çoğalmaya başlamıştır. Yeni ATM fonksiyonları ve telefon tabanlı anlaşmalar buna örnek olarak ve-rilebilir.

■ Yeni şube formatları: Şubeler hizmet sağlayan yerlerden satış ofis-lerine dönüşmüştür. Ticari işlemlerin otomatikleşmesinin bir so-nucu olarak da şubeler, ürünlerin pazarlanması için merkezlere dönüşmüş ve müşteriye değer katmaktadır.

■ Banka çalışanları zamanlarını yönetimsel ve satış işleri arasında bölmektense müşteri ile ilişkilere odaklamakta, yüksek-değer-li ürünlerin tasarımını ve pazarlamasını yapmaktadır. Bu da yeni müşteri sayısında artış, müşterilerin banka ile daha güçlü bağlar kurması ve azalan sayıda hesap göçü ile sonuçlanmaktadır.

■ Yeni operasyonel formatlar, daha geleneksel yöntemlerin yerine geçmiştir. Yeni rakipler, işlerin daha farklı şekillerde de yapılabi-leceğini göstermiştir. Böylece geleneksel bankacılar, operasyonel süreçlerinin ve karar verme mekanizmalarının hızını artırmıştır.

■ Yeni rakipler, birçok ürün ve hizmetin segmentlere bölünerek ayrı ayrı iyileştirilebileceği değer zinciri kavramını uygulamaya koy-muşlardır. Dolayısı ile bütün çabalar değer zinciri boyunca en iyi alternatifleri kapsamaya çalışmaktır.

■ Söz konusu yeni operasyonel formatlar ve yeni prosesler ile yeni metrikler üretilmiştir. Proje verisini hızlı toplama ve analiz etme yeteneği ve ürün profiline ve bankanın müşterisi olduğu süreye bakarak müşterilerin ortalama kârlılığını ölçmek çok önemli hale gelmiştir.

■ Uzun ve orta vadede, dijital dönüşümün sektördeki bütün oyun-culara rekabet için eşit şartlar sunması beklenmektedir. Bu akılda tutularak, finansal hizmetlerin geleneksel sağlayıcıları için geçerli olan mevut düzenleyici şartlar, sektöre yeni girenlerin uymak zo-runda oldukları ile uyumlu olmalıdır.

Bütün bu değişimler bankacılık sektöründe net bir yönü işaret et-mektedir: Mevcut kâr seviyesinin korunması ya da iyileştirilmesi. Kısa dönemde daha düşük maliyeti başarmak, orta ve uzun vadede daha yüksek gelir elde etmek, dijital yatırımlar ile ilgili doğru seçimler yapıl-masına, yatırım çabasına ve değişim için gösterilen kurum-içi tutuma bağlıdır■

Page 44: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201942

SanayideDijitalDönüşüm

Dijital Dönüşüm Nedir?Akıllı şehirler, akıllı sağlık uygulamaları, akıllı tarım, Enerji 4.0 ve benzerleri. Günümüz-de hemen hemen her alanda dijital olarak adlandırılan teknolojiler kullanılıyor. Ürünler akıllı hale gelirken, bu ürünleri kullanan bizler de yeni taleplerde bulunuyoruz. Dönü-şüm sadece teknoloji kullanımı anlamına gelmiyor; teknoloji ile birlikte “insan” ve “sü-reçler” de değişiyor. Dijital teknolojileri daha rahat kullanan ve bunu her yerde görmek isteyen, dijital yerli olarak adlandırılan kuşaklar, artık iş ve günlük hayattalar. Süreçler de daha yalın, entegre ve veri paylaşım tabanlı olmaya doğru gidiyor. Dijital dönüşüm ise insan, süreç ve ürünlerde kullanılan teknoloji üçlüsünün bütünsel bir yapıda değiş-mesi, dijital dünyanın fırsatlarını kullanıyor olması şeklinde tanımlanmaktadır.

Diğer alanlarda olduğu gibi üretim, diğer bir deyişle sanayi alanında da dijital dö-nüşüm etkisini göstermektedir. “Endüstri 4.0” olarak bilinen bu dönüşüm, dünyada 2011’den, Türkiye’de 2016 yılından itibaren tartışılmaktadır. Ülkelerde dönüşüm için yatırımlar yapılmakta olup başarılı uygulama örnekleri görülmeye başlamıştır.

Alper Gerçek►Gerçek Consulting&CoachingDanışman - Eğitmen

■ dosya

Page 45: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 43

Page 46: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201944

■ dosya

Sanayide Dijital Dönüşüm, diğer adıyla Endüstri 4.0’a nasıl gelindi?Sanayi alanında günümüze değin üç büyük devrim yaşanmıştır. Endüstri 4.0, Dördüncü Sanayi Devrimi olarak adlandırılmaktadır. 

Endüstri DevrimleriBirinci Endüstri Devrimi, 18. yüzyılın sonlarında İngiltere’de dokuma tez-gahlarının makinalaşması ve üretimin fabrikalara taşınmasıdır. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, petrol tabanlı içten yanmalı motorlar geliştirilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Amerika’da Henry Ford’un bu gelişmelerden yararlanarak seri üretim hattı kullanımı ve fabrikalarını elektrikle çalışıyor hale getirmesi, üretimde hızlanmaya, bunun sonucunda her türlü alanda seri üretimin yaşanmasına neden olmuştur.

İkinci Endüstri Devrimi olarak adlandırılan bu yeni değişimin yanı sıra haberleşme ve iletişimde de yeni teknolojik gelişmeler yaşanmıştır. Böylelikle İngiltere ve Avrupa ile sınırlı kalan ilk devrimin aksine ikinci Devrim ABD, Japonya gibi ülkelerde endüstrinin gelişmesine neden ol-muştur.

Üçüncü Endüstri Devrimi ise 1970 ve sonrasında elektronik, bilgi ve ileti-şim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle üretimde otomasyona geçilme-sidir. Programlanabilir Mantık Denetleyicilerin (PLC-Programmable Logic Controller) geliştirilmesi üretimde otomasyonda sıçramaya neden olmuş-tur. Temel olarak Birinci Endüstri Devrimi üretimin makinalaşması, İkinci Endüstri Devrimi üretimin serileşmesi, Üçüncü Endüstri Devrimi ise üreti-min otomasyonu olarak ifade edilebilir.

Günümüzde yeni teknolojilerin sağladığı verimlilik ve başarılı uygulama ör-nekleri sonucunda, üretimde yaşanan bazı problemlerin çözümünü sağla-yacak dördüncü bir devrimden bahsedilmektedir.

Endüstri 4.0 kavramının nasıl ortaya çıktığına bakmak gerekirse, üretimin dünyadaki gelişimini incelemek faydalı olacaktır. Uzun süreden beri ge-lişmiş ülkeler üretim hatlarını ucuz işçilik sağlayan, hammadde kaynak-

1. DEVRİM / 1782İNGİLTERE

BUHAR MAKİNESİ

2. DEVRİM / 1913AMERİKA

SERİ ÜRETİM HATTI

3. DEVRİM / 1954AMERİKA / AVRUPA

OTOMASYON

4. DEVRİM / 2013AVRUPA

SİBER FİZİKSEL SİS.

Page 47: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 45

larının erişilebilirliği oldukça uygun olan az gelişmiş/gelişmekte olan ülkelere kaydırmıştır. Böylece üretim maliyetlerini azaltmış, dolayısıyla da ürün satış fiyatla-rında düşüşler yaşamışlardır. Özellikle Çin, sahip oldu-ğu nüfus yoğunluğuyla ve sağladığı ucuz işçi gücüyle ön plana çıkmaya başlamış, Güneydoğu Asya ülkele-rinde de son derece etkili olmuştur. Ancak bu süreç içerisinde az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler, yaptıkları çalışmalar, tersine mühendislik ve nitelikli personel yatırımları ile endüstriyel ve teknolojik geli-şim sağlamışlardır. Aslında “üretim maliyetini düşürme” açısından avantajlı olan bu durumun, zaman içerisin-de giderek büyüyen bir tehdit unsuruna dönüştüğü yapılan araştırmalarla da ortaya çıkmıştır.

Alman Hükumeti, 2011 yılında  2006 ile 2011 yıllarını karşılaştırmalı dünyada endüstriyel ürün satış oranları araştırması yaptırmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre Almanya ve Avrupa ülkeleri, belirtilen yıllar arasında or-talama  %15’lik bir artış gösterirken Çin’e bakıldığında ise %350 gibi bir inanılmaz bir rakam ortaya çıkmıştır. Rakamlar karşısında Alman Hükümeti kendi adına ka-bul edilemez olan bu durumu çözmek ve pazar payı-nı yükseltmek hedeflerini sağlayacak bir dizi çalışma

başlatmıştır. Çalışmalardan ortaya çıkan projelerden biri olan “Endüstri 4.0 Projesi” ilk olarak 2011 yılında Hannover Fuarı’nda tanıtılmıştır ve kavram olarak dile getirilmiştir. Dünyanın “Endüstri 4.0” ile tanışması da bu şekilde olmuştur. 2013’te ise hazırlanan “Endüstri 4.0 Strateji Belgesi” duyurulmuş, yeni Devrimin temelleri ve nitelikleri açıklanmıştır. 

Burada önemli olan nokta “Endüstri 4.0“ teriminin Al-manya’ya kayıtlı olduğu, ülkelerin kendilerine ait te-rimler kullandığıdır. Hollanda’da “SMART INDUSTRY”, İngiltere’de  “CATAPULT (HIGH VALUE MANUFAC-TURING)”, İspanya’da “INDUSTRIA CONNECTADA”, İtalya’da “LA FABBRICA DEL FUTURO”, Fransa’da “IN-DUSTRIE DU FUTUR” ifadeleri kullanılmaktadır. ABD’nin dijital dönüşüm yaklaşımı, sadece üretimin akıllanması olmayıp ‘Operasyonel Teknoloji (OT)’ ola-rak düşünülebilecek, işletim zamanlarında cihazların veya sistemlerin yönetimini gerçekleştiren “INDUST-RIAL INTERNET” kavramı ile yönetilirken, Japonya bu süreci  benzer şekilde “SOCIETY 5.0” başlığının altın-da  yönetmektedir.  Türkiye için bu terim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlendiği şekliyle “Sanayide Dijital Dönüşüm”dür.

Page 48: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201946

■ dosya

Sanayide Dijital Dönüşüm nedir?Sanayide Dijital Dönüşüm, yeni bir teknoloji ismi olmayıp bir yaklaşımı ifa-de etmektedir. Yaklaşım, başta üretim olmak üzere birçok alanda dijital teknolojilerden yararlanarak dijital bir altyapı oluşturulması, imalat sek-töründe siber-fiziksel sistemlerin kullanılması ile yaşanan dijital dönüşüm sürecidir. Buradaki itici gücü dijitalleşme olup bunu mümkün kılacak tek-nolojiler uzun bir süreden beri var olan ve uygulama örnekleri bulunan, ayrıca yeni gelişmelerin de yaşandığı, ileri hedeflerin olduğu teknoloji-lerdir.   

Endüstride Dijital Dönüşümü Sağlayacak TeknolojilerNesnelerin İnterneti: Cihazların başka cihazlarla iletişim kurarak, çeşitli fonksiyonların otomatik yerine getirilmesi demek olan bu teknolojinin endüstride kullanımı ile her türlü nesnenin (üretim hatları, makinalar, yarı mamül, mamül, insan vb.) akıllı hale getirilerek veri üretmesi ve merkez-den kontrol edilmesi sağlanacak, böylece daha dinamik ve kontrollü bir süreç yönetimi elde edilecektir.

Akıllı Robotlar ve Akıllı Sistemler: Aslında üretimde bir süreden beri kullanılan ve insan kaynaklı hataları en aza indirgemesi beklenen robot-ların, Endüstri 4.0 ile öğrenebilen, diğer bir deyişle birbirlerini tanıyarak, iş bölümü yaparak, haberleşerek, analizler yaparak  değişimlere en hızlı şekilde uyum sağlayacak, böylece üretimi yönetebilecek bir hale gelmesi hedeflenmektedir. Benzer şekilde üretim sistemlerine de akıl unsuru ka-tılacaktır.

Simülasyon: Gerçek zamanlı verilerden yararlanılarak hazırlanan 3 bo-yutlu sanal modellerde operatörler, üretim hattına alınacak yeni ürün için makina parametrelerini ayarlamadan önce sanal dünyada test etme, çıkabilecek sorunları önceden görebilme ve çözme imkânı bulacaktır. Gerçek dünyadaki nesnelerin ve davranışların bilgisayar ortamında si-mülasyonu olarak özetlenebilecek “dijital ikiz” kavramı ile birçok yetenek kazanılacaktır. 

Yatay ve Dikey Sistem Entegrasyonu: Endüstri 4.0’ın temelinde  yatan akış, birbirine bağlantılı yapıların entegre olarak sağladığı sürekli veri akışıdır. Dikey entegrasyon, tüm süreçlerde (üretim, proje yönetimi, pa-zarlama,  kurumsal kaynak yönetimi vb.)  kullanılan teknolojik altyapıda sağlanan entegrasyonla kesintisiz iletişim ve veri akışı sağlamak anlamına gelmektedir. Yatay entegrasyon ise her birimin kendi içerisinde bir bütün haline gelmesini sağlayarak mevcut kopuklukları önleyecek bütünsel bir akış yaratılmasını hedeflemektedir.

Siber Güvenlik: Endüstri 4.0, birbirine bağlantılı ve tamamen dijital tek-nolojiler ile donanmış sistemleri içerdiğinden güvenli iletişim ve güvenlik büyük önem kazanacaktır. Bilgi ve veri güvenliğinin kritik önem kazan-ması, bu konudaki çözümlerin de güçlenmesini ve sistemlerin kesinlikle bu çözümleri içermesini zorunlu hale getirecektir.

Page 49: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 47

Bulut: Endüstrinin sayısallaşması anlamına gelen Endüstri 4.0 ile üretilen veri miktarında oldukça büyük bir artış olacağından, yüksek kapasiteli veri depolama alanlarına, ayrıca verilerin gerçek zamanda işlenebilmesi için yüksek güçlü IT altyapılarına ihtiyaç duyulacaktır. Özellikle yatırım yapmakta zorlanan işletmeler, dağınık yapılara sahip işletmeler açısından bulut teknolojisinin çözüm olması hedeflenmektedir.

Eklemeli Üretim: Son yıllarda üretimde kullanılmaya başlayan üç boyutlu (3B) yazıcılar kastedilmektedir. 3B yazıcıların Endüstri 4.0 devrimiyle gerek kalıp üretim maliyetini ortadan kaldırması, gerek stok tutulmasını verimli hale getirmesi gerekse ürün çıkarma süresi azaltma konusuna olan olum-lu etkisinden dolayı çok yoğun bir şekilde kullanılması hedeflenmektedir.

Artırılmış Gerçeklik: Artırılmış Gerçeklik, fiziksel ve gerçek dünyadaki algılarımızın bilgisayarlar yardımıyla eklenen ses, görüntü, video verile-riyle çoğalması anlamına gelmektedir. Bu teknoloji ile endüstride perso-nel eğitimi, hata bulma, ürün destek konularında ilerleme kaydedilmesi planlanmaktadır.

Büyük Veri ve Veri Analitiği: Endüstri 4.0, üretim sistemlerindeki veriler-den faydalanarak analiz yapma ve karar oluşturarak kalite ve tasarrufu sağlamanın yanı sıra kurumsal ve müşteri bazlı yönetim sistemleri gibi değişik kaynaklardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve gerçek zamanlı karar verme süreçlerini standart hale getirmeyi hedeflemektedir.

Verilen bu teknolojilere ek olarak, dijitalleşmeye yardımcı olacağı düşü-nülen birçok gelişmenin yaşandığı diğer teknoloji alanları ise şunlardır:

▪ Mobil Cihaz Teknolojileri

▪ Blok Zincir

▪ İletişim Teknolojileri

▪ Kullanıcı Arayüzü Teknolojisi

▪ Yapay Zekâ

Bu teknolojiler arasında yapay zekâyı özel bir yere koymak gerekmekte-dir. Yapay zekâ, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir robotun çeşitli faaliyetleri, zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti-dir. Yapay zekâ çalışmaları genellikle insanın düşünme yöntemlerini ana-liz ederek, bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye yöneliktir. Akıllı ürün ve akıllı sistemler yapay zekâ teknolojilerinin kullanılmasıyla oluşmaktadır.

Buradaki temel noktayı önemle belirtmek gerekmektedir. Yukarıda veri-len teknolojilerin hepsinin kullanılması, sırayla takip edilmesi gibi bir zo-runluluk yoktur. Önemli olan size en fazla getiri sağlayacak teknoloji veya teknolojilerle dönüşümü yaşamanızdır.

Özetle, dijital dönüşüm tamamen verinin önemini ortaya çıkaran ve kul-lanımını hiç olmadığı kadar önemseyen bir dönüşümdür.

Page 50: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201948

■ dosya

Sanayide Dijital Dönüşüm neden önemli? Günümüz dünyasında iş modelleri ve yapış şekilleri ye-niden yazılmaktadır. Bir ürünü en hızlı, kaliteli ve maliyet etkin şekilde müşterisine teslim edebilmek, bir şirketi için en önemli güçtür. Yıllardan beri süregelen seri üre-tim felsefesine göre düzenlenmiş üretim bandında, aynı üründen seri üretimin yapılmasının yanı sıra kişiye özel ürünlerin olması diğer bir deyişle ürünlerin kişiselleşme-si yeni dünyanın kaçınılmaz gereksinimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Veri toplama ve analiz etme yeteneğiyle pi-yasanın ihtiyaç duyacağı ürünü rakiplerinizden önce tah-min edebilme, buna göre tasarım yapabilme yeteneğini kazanma ve böylece rakiplerden daha önce piyasada yer alabilme tartışmasız bir gerçektir. Her şeyin sanal or-tamda simüle edilmesi, gözden kaçan veya çıkması olası bütün sorunların bu şekilde görülerek çözülmesinden sonra gerçek hayata geçişin getireceği zaman ve maliyet etkinliği ortadadır. Bunların yanı sıra, yeni dönem tica-ret dünyasında siparişlerin elektronik ortamda alınması, üretim aşamalarının online izlenebilirliği, müşteri ile üre-ticinin arasında bayilik gibi aracı mekanizmalar olmadan

VERİÜRETME

VERİTOPLAMA

VERİPAYLAŞIMI

VERİYİANALİZETME

KARAR VERME

DEĞERYARATMA

SENSÖRTEKNOLOJİSİ

NESNELERİNİNTERNETİ

BULUTBİLİŞİM

BÜYÜKVERİ

YAPAYZEKA

Page 51: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 49

birbirleriyle direkt iletişimde olabilmesi konuları gittikçe önem kazanacaktır.

Dijital yerliler olarak adlandırılan kuşak, artık çalışma ha-yatında giderek artan öneme sahip olmaktadır. Bu kuşak-lardan istenen verimi alabilmek için iş yapış süreçlerimizi, çalışma ortamını olabildiğince dijitalleştirmeniz kaçınıl-mazdır. Bir dijital yerliden işini yaparken kullandığı bir ya-zılım ile ilgili komutlar ezberlemesini beklemek, kendini tekrarlayan aynı işi yapmasını istemek, fiziksel olarak bir araya gelinen toplantılar, kâğıt-kalem ile çalışmak eski ne-sil yönetim usullerinden olacak. Teknoloji ile harmanlan-mış, yaratıcılığı ortaya çıkaran, yabancılık çekmeyip hemen parçası olunan çalışma ortamları, dijital dünyada başarılı olmak isteyen yönetim anlayışının olmazsa olmazlarıdır.

Özetle değişen müşteri, çalışan ve dünya pazarı profiline uymak istiyorsak; küçülmeyi, dışarıda kalmayı, değişimi yakalayamadıkları için isimleri tozlu raflarda yer alan işlet-melerin arasına katılmak istemiyorsak dijital dönüşümü kabullenmek, anlamak ve bir fırsata dönüştürmeyi başar-mak zorundayız.

Dijital dönüşüm, paradigmaların değiştiği yeni dünyada ülkemizin

sanayisini bir üst seviyeye çıkarmak ve uluslararası alanda daha fazla söz sahibi olabilmek

için bir fırsattır.

Page 52: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201950

■ dosya

Sanayide Dijital Dönüşümde Türkiye’de neler yapılıyor?Türkiye’de bu konu ilk defa Şubat 2016’da yapılan toplantıda Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda dile getirilmiş ve 2016/101 numaralı “Akıllı Üretim Sis-temlerine Yönelik Çalışmaların Yapılması” kararı alı-narak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (o zamanki adıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) ve TÜBİTAK’ı gö-revlendirmiştir. Ülkemizde yapılan çalışmalar, 2016 yılından bu yana STB koordinasyonunda gerçekleş-tirilmektedir.

TÜBİTAK bu görevi alınca kendi ekosisteminde yer alan sektör ve ölçek bağımsız 1000 Türk firmasının katılımıy-la yaptığı bir anket yapmıştır. Beyan esas alınarak yapı-lan anketin sonucuna göre Türkiye’deki seviye, Sanayi 2 ile 3 arasında 2,6 olarak belirlenmiştir. Benzeri bir sonuç 2017 yılında yapılan bir başka çalışmada 2,7 olarak sap-tanmıştır.

Bakanlık tarafından kurulan ve Aralık 2016 faaliyet-lerine başlayan “Sanayide Dijital Dönüşüm Platfor-mu”, Türkiye için yapılacakları belirlemek için plat-form üyesi kuruluşlar ile ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla çalışmalar yapmıştır. TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, TTGV, TİM ve YASED başkanlıklarında sanayi-nin dijital dönüşümüne yönelik; Altyapı, Açık İno-vasyon, Sanayide Dijital Teknolojiler, İleri Üretim Teknikleri, Standartlar, Mevzuat, Patent ve Eğitim başlıklarında çalışma grupları oluşturulmuştur. Ça-lışmaların sonucunda hazırlanan ve Bakanlık tara-fından yapılan değerlendirmeler sonucunda “Tür-kiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yol Haritası”nın Haziran 2018’de (https://www.sanayi.gov.tr/tsddt-yh.pdf ) yayımlanmıştır.

Page 53: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 51

Ülkemizde dönüşümün başarıyla gerçekleşebilmesi amacıyla birçok çalışma yapılmaktadır. Ankara’da 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde, Türkiye’nin Endüstri 4.0’a hazırlanması açısından ‘model’ olacak, makina imalatı-nın yanı sıra tesislerinde işverenlerin eğitim de alaca-ğı bir fabrika kurulmuş olup bu tip model fabrikalar İzmir başta olmak üzere yaygınlaştırılacaktır. Benzer şekilde dijital dönüşüm sürecinde işgücü ihtiyacının karşılanması için her  OSB’ye ‘Teknik Kolej’ kurulması kararı alınmıştır.  

Özellikle KOBİ’ler için destek programları, sanayide dijital dönüşüm için önemli bir konudur. Bu amaçla Mart 2019’da akıllı dijital teknolojileri destekleme ka-rarı alan KOSGEB, KOBİ gelişim destek programı kap-samında (KOBİGEL), “imalat sanayisinde dijitalleşme” temalı yeni çağrısını yapmıştır.

Ülkemizde birçok firma, dijital dönüşümün kendi alanlarında yaratacağı olumlu etkiyi önceden fark ettiklerinden, kendi dijital dönüşüm yol haritalarını belirlemiş ve projeler başlatmışlardır. Arçelik ve Ford Otosan firmaları, bu konuda yaptıkları çalışmalarla Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından küresel alanda başarılı dönüşüm örnekleri arasına seçilmiş-tir. Benzer çalışmaların Vestel, Tadım, Hugo Boss, TAI, Aselsan gibi birçok firmada da yapılmakta olduğunu ilave etmek faydalı olacaktır.

Özetle, sanayide dijital dönüşüm, paradigmaların değiştiği yeni dünyada ülkemizin sanayisini bir üst seviyeye çıkarmak ve uluslararası alanda daha faz-la söz sahibi olabilme için bir fırsattır. Bunun için ölçek ve alan bağımsız bütün şirketlerin dönüşü-mü anlamaları, doğru fırsat analizleri yapmaları ve en uygun adımları atmaları büyük önem taşımak-tadır■

Page 54: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201952

■ dosya

Page 55: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 53

İşinizi en az hata ile yapmanın ya da işinize değer katmanın anahtarı: Risk Yönetimi.

Risk yönetimi konusu, ülkemizdeki kuruluşlarca, yakın zamana kadar dar bir alana hapsedilerek kârlılık üzerine kurgulanmış ve uygulanmıştır. Belirli fonksiyon ve sınırlı seviyede uygulanmış bir disiplin ne kadar başarılı olabilir?

Her varlığın bir yaşam döngüsü vardır; örneğin gıdanın yaşam döngüsü içerisinde ortam koşulları değiştiği anda gıda güven-liği tehlikeye girer. Demek ki varlığın yaşam döngüsünün her-hangi bir aşamasında, varlık için durum değişikliği söz konusu olabilir. Bu durum değişikliği, varlığın kendisi ve/veya bağla-mından kaynaklanır. Bunun sebebi varlık, ilişkide olduğu taraf-lar ile sürekli etkileşim halindedir. Varlık tek başına değildir ve etkilendiği ortam vardır. Varlık üzerinden örnek verdik, ancak genel ilke kapsamında evrendeki birçok şey birbirine etki ede-bilir, birbirinden etkilenebilir. Bu birey, aile, sosyal çevre, kurum-lar, ülke, dünya hatta evrene kadar uzanan bir gerçektir.

Amerikalı bilim insanı Edward N. Lorenz’in ortaya attığı Kele-bek Etkisi, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişik-liklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesi olarak tanımlanmaktadır. Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan Kaos Teorisi ile ilgilidir. Daha sonralarda hava durumuyla ile ilgili verdiği şu örnek çok çarpıcıdır: “Amazon Ormanları’n-da bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına ne-den olabilir.” Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpma-sı, Dünya’nın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.

Mirze Mirzelioğlu►TSE - Başaraştırmacı

Page 56: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201954

■ dosya

Lorenz’in Kelebek Etkisi, yaşamın birçok hassas denge üzerine kurulu olduğunu, minik bir kartopunun nasıl bir çığa dönüşebileceğini, hayatımızda önemsiz görü-nen her şeyin, aslında hayatımızı etkileyen faktör oldu-ğunu anlatır.

Buradaki etki kavramı üzerine yoğunlaşmak gerekiyor; o zaman bu etki nedir?

Risk yönetimi terminolojisinde olay, ihtimal ve etki gibi tanımlar artık herkesçe bilinmektedir. Bu etki, öğrenci için motivasyon da olabilir moralsizlik de olabilir, bir aile için mutluluğu artırıcı bir durum da olabilir, huzur-suzluğu getiren bir duruma da sebep olabilir, bir ülke için gelir getirici bir üretim de olabilir, ekonomik kriz de olabilir hatta Dünya için küresel ısınma sebebi ile buzul-ları eritebilir, 2050 yılına doğru bazı yaşam alanlarının sular altında da kalmasına sebep olabilir. İnsanlık tarihi-ni düşündüğümüzde, 30 yıl sonrası ne kadar küçük bir zaman dilimidir. Demek ki etki hususu, derinlemesine düşünülecek bir kavram. Bu etki, aslında isteğimizi hız-landıran, yavaşlatan, engel olan, gerçekleştiren bir hu-sustur. Bu etki olumlu da olabilir, olumsuz da olabilir.

Birey, kurum veya ülkelerin varmak istedikleri yer için hazırladıkları plan\bütçe ile gerçekleşen plan\bütçe tutarlılığını sağlamaları, belirsizliklerden dolayı pek de kolay değildir. Hele risklerin olumsuz yönleri yaşandı-ğında, bu sapmalar çok daha artıracaktır. Bu durum, buzdağı örneğine çok benziyor. Bir sürecin doğrudan ve dolaylı maliyetlerini ortaya koymak, bahsi geçen plan\bütçeleme için önem taşır.

Bu gibi durumların yıkıcı olabilecek etkisini en az sap-ma ile geçirmenin yolu kuruma özgü, kendi varlıklarını bilen, bağlamını iyi analiz etmiş, hissedar hassasiyetini dikkate alan etkili risk yönetimi ile mümkündür.

Geleneksel yöntemler, istenmedik olaylar yani olumsuz olabilecek olaylar üzerine yapılmış çalışmalardır. FMA (Hata etkileri analizi) gibi risk değerlendirme teknikleri bu tarz çalışmaların yansımasıdır. Standartların olgun-laşması bize geleneksel yöntemlerden farklı olarak pro-aktif yaklaşım tarzını öğretti. Yani istenmedik olayları nasıl belirliyorsak, istenen olayları da belirliyoruz. Nasıl ki istenmeyen olayların sonuç etki sıklıklarını çalışıyor-sak, istenen olayların da sonuç etki ve sıklıklarında ça-lışmamız gerekiyor. İstenmedik olaylar ile daha çok uğ-raşılacağı, istenen olayların daha az olacağı durumlar ile karşılaşılması normal durumdur.

Stratejik plan, kuruluşlarca belirli zaman dilimlerinde yapılan, nerede olduklarını, nereye varmak istediklerini, hangi kaynaklara ihtiyaç duyduklarını, hangi faaliyetleri yapmak istedikleri gibi bir dizi süreci içerir. Yani ciddi bir planlama gerektirir. Stratejik hedefleri gerçekleştirmeyi kolaylaştıran alt disiplinler ise yönetim sistemleri stan-dartlarıdır: Kalite, Çevre, Bilgi Güvenliği, Gıda Güvenliği, Enerji, İş Sağlığı ve Güvenliği vb. standartlar, stratejik planlarla uyumlu olmak durumundadır. Planlama yap-manın en önemli girdisi risk yönetimi raporlarıdır.

Stratejik plan; yönetim sistemleri, iş süreçleri gibi çeşitli seviye ve fonksiyonlarda bütünsel bir yaklaşım ister. Be-lirli bir sürece uygulanan risk yönetme tarzından farklı seviye ve fonksiyonlardan oluşan risk yönetimine doğru evrilmek durumundayız. Çünkü kaynakları etkin yönet-mek, iş süreçlerine entegrasyon, her seviyede farkında-lığı artmış çalışan, verimlilik, sorumluluk gibi kazanım-lar entegre risk yönetimi ile kolaylaşabilir. Bunlar bir dizi kurumsal organizasyon ve yapılar ile sağlanabilir.

Risk yönetimi başarı anahtarlarından en önemlileri ihti-yaç duyulan veri, yöntem, konusunda uzman kişilerdir. Gerek kamu kuruluşlarında gerek özel sektörde olsun

Görünen maliyetler

Görünmeyen maliyetler

Page 57: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 55

bilgi birikimi kullanımında zayıflıklar söz konusu olabilir. Bu gibi çalışma-lar için bilginin ulaşılabilir ortamlara aktarılması, ihtiyaç duyulduğunda kullanılması konusunda çalışması gerekmektedir. Bilgi, zorunlu haller olan herhangi cari işlerin icra edilmesi esnasında üretilir. Bunun yanında birikim, tecrübe, yaşanmışlıklar vb. gibi pek de resmi olmayan bilgiler tutulmamak-tadır. Risk yönetimi çalışmasında veri eksikliğini hissedeceğimiz noktalar-dan birisi de veri yetersizliğinin getireceği belirsizliklerdir. Risk yönetiminin gerçekçi sonuç üretmesinin en önemli dayanaklarından birisi de bu veri-lerdir. Veriye dayalı karar vermek, doğru sonuç üretmesi açısından oldukça önem taşımaktadır. Sürekli iyileştirme özünde var ancak ve ancak sürekli öğrenme ile mümkün olabilir. Sürekli öğrenme ise bilgi birikimi ve olaylar-dan ders çıkarma ile sağlanabilmektedir.

Kullanılan verinin yanında risk yönetimi çalışmasının birçok aşamasında sü-reci bilen, sürecin bağlamını, sürecin riskleri konusunda beceri sahibi uzma-na ihtiyaç duyulacaktır. Buradaki zayıflık ise maalesef kuruluşlarda mesleki uzmanlık hususuna yeterince ilgi gösterilmemesi.

Risk değerlendirme süreci önceden belirlenmiş değerlendirme yöntemleri-ne ihtiyaç duyar. Bu yöntemler, tutarlı ve geçerli sonuçlar üretmelidir.

Risk yönetimini terziliğe benzetmek yanlış olmaz. Tıpkı bireye biçilen\diki-len bir elbise gibi kuruluşun şartları, bağlamına özgü risk yönetimi benim-senmelidir.

Kuruluşlar ve ülkeler çıkarlarını korumak için risk yönetimi çalışmalarına daha da önem vereceklerdir. Karar vericiler risk yönetimi sonuçlarını dikka-te alarak çevreyi, paydaş beklentisini, etkileşimi dikkate alarak planlama ya-pacaklardır. Bu etkileşimi anlamak, ortak paydayı artırmak, yaşam sürmek, kurum itibarı, sosyal sorumluluk, sürdürülebilir gelecek için her kurum bu disiplinleri uygulamak durumunda kalacaktır.

Ülkemizde yaşanan trafik kazları, iş kazaları, doğal afetler vb. sebepler ile her yıl binlerce can kaybımız olmaktadır. Her yıl on binlerce sakatlık ve boyutunu ölçemediğimiz ekonomik kayıplar veriyoruz. Bu kayıplar korkunç büyüklük-tedir. Japonların Balık Kılçığı (Ishikawa) Diyagramı adında kök nedeni bulma tekniği vardır. Sözü edilen kayıplar için benzer bir teknik uygularsak bilgiye dayalı karar vermediğimiz sonucuna ulaşırız. Yani risk yönetimi yapmadığımız ya da gerçekçi, doğrulanabilir çalışma yapmadığımız sonucuna ulaşırız.

Günümüz dünyası dijitalleşme, Endüstri 4.0, yapay zekâ, büyük veri analizi gibi kavramlar ile şekillenmektedir. Bu tercihler ile ülkedeki, dünyadaki bir-çok şey birbiriyle etkileşim halinde olacaktır. Yukarıda sözü edilen Kelebek Etkisi, bu yeni kavramlar içinde çokça konuşulacak. Etki büyüyecek, sonuç-lar büyüyecek, daha çok entegrasyon, daha çok rekabet vb. olacak. Kuruluş-lar faaliyetlerini müşteri beklentisine, mer-i mevzuat hükümlerine, rekabet ortamına, çevre boyutlarına, hissedar faydasına göre yapmak istiyorlarsa bunu en doğru yapmanın yolu kendine özgü risk yönetimi yapmaktır. Bu çalışmaların sonuçları karar almaya katkı sağlamalıdır.

Bireyler ve toplumlar sürdürülebilir, güvenli gelecek için gerçeği aramak zorundadır. Gerçeği yakalamak ancak ve ancak bilgi, bilgelik, doğrulanmış yöntemler ile mümkündür. Sürdürülebilir bir gelecek ancak bu gibi bilimsel yaklaşımlar ile mümkündür■

Lorenz’in Kelebek Etkisi, yaşamın birçok hassas denge üzerine kurulu olduğunu, minik bir kartopunun nasıl bir çığa dönüşebileceğini, hayatımızda önemsiz görünen her şeyin, aslında hayatımızı etkileyen faktör olduğunu anlatır.

Veri Uzman

Yönetim

Page 58: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

27 Haziran itibarıyla2019’un kaynaklarını tükettik

Limit Aşım Günü, bu yıl Türkiye için 27 Haziran; dünya geneli için ise 29 Temmuz olarak belirlendi. Türkiye bu yıl doğal kaynakları dünya ortalamasından 32 gün önce tüketti. 27 Haziran’dan itibaren 2020’nin kaynaklarına borçlanmaya başladık.

İnsanlığın, Dünya’nın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynak-ları tükettiği gün olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl Türkiye için 27 Haziran olarak belirlendi. Bu tarih, doğa-nın bize 2019 boyunca kullanmamız için sunduğu kay-nakları, daha 6’ncı ayın sonunda tüketmiş olduğumuz ve kalan 6 ayda 2020’den borç alacağımız anlamına geliyor.

Kurduğumuz ekonomik ve toplumsal sistemler, doğanın sunduğu ekolojik kaynaklar tarafından destekleniyor. Sağlığımız, esenliğimiz, refahımız için gerekli temiz ha-vayı, suyu, gıdayı, tıbbi ürünleri doğaya borçluyuz. Eğer dünyadaki herkes ortalama bir Türkiye vatandaşı gibi ya-şıyor olsaydı; doğanın 1 yıl içinde yenileyebildiği bu kay-nakları 27 Haziran’a gelindiğinde tüketmiş olacaktık. Bu aynı zamanda mevcut tüketimimizi karşılamak için bir Dünya’ya daha ihtiyaç duyduğumuz anlamına geliyor. Bir başka deyişle, iki Dünyamız varmış gibi tüketiyoruz.

Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştır-malar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network) verileri, dünyamızın içinde bulunduğu kritik durumu gözler önüne seriyor. İnsanlığın doğa üzerinde-ki yıllık talebinin, Dünya’nın bir yılda yerine koyabileceği kapasiteyi aştığı gün olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl 29 Temmuz olarak saptandı. Bu tarih itibarıyla insanlık olarak Dünya’nın yıl içinde yenileyebileceği kaynaklar-dan fazlasını tüketmeye başlamış olacağız.

Her ülkenin kaynak kullanım hızı farklı olduğu için, Limit Aşım Günü ülkeden ülkeye değişiklikler göste-riyor. Türkiye, bu yıl doğal kaynakları dünya ortalama-sından 32 gün önce tüketti. 2018’de 11 Temmuz olan ülkemizin Limit Aşım Günü, dünya ortalamasından 21 gün önceydi. Yani her yıl giderek artan bir hızla kay-naklarımızı dünya ortalamasından daha hızlı tüketiyo-ruz.

Ekolojik kaynakları aşırı kullanarak limit aşımına yol aç-manın sonucunda ormanlar yok oluyor, biyolojik çeşit-lilik kayboluyor, balık stokları azalıyor, tatlı su kaynak-ları yitiriliyor, topraklarımız erozyona uğruyor, havamız kirleniyor. Atmosferde artan karbondioksitin tetiklediği iklim değişikliği, kuraklıklar, orman yangınları, aşırı ya-ğışlar ve benzeri olaylarla kendini giderek daha belirgin bir şekilde hissettiriyor.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdü-rü Aslı Pasinli, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’nin Ulusal Limit Aşım Günü, rekor bir sıçrama ile 14 gün öne gelerek, yılın ilk 6 ayına kaymış durumda. Bu durum Dünyamızın ekolojik çöküşünde bizlerin de rolü olduğunu gözler önüne seren ciddi bir gösterge. Doğa sorunları genelde çok karışık, devletlerin çözmesi gereken sorunlar olarak algılanıyor. Devletlere iş düş-tüğü muhakkak, ancak bireylerin, kurumların, STK’ların da sorumlulukları büyük. Ve bu sorumluluğu rekabet üstü, politika üstü bir ruh haliyle, çok daha samimi ola-rak, daha radikal kararlarla ve iş yapış şekilleriyle sahip-lenmemiz gerekiyor. Unutmamalıyız ki, gezegenimizin felaketi üzerine saadet kurmaya çalıştığımız bir yaşam modelinin kazananı olamaz.”

■ çevre

standard ▪ temmuz 201956

►WWF Türkiye

Page 59: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

2019

Ülk

e Li

mit

Aşı

mı T

arih

leri

Eğer

dün

ya n

üfus

unun

tam

amı a

şağı

daki

ülk

eler

in v

atan

daşl

arı g

ibi y

aşas

aydı

, Dün

ya L

imit

Aşı

m ş

u ta

rihl

erde

olu

rdu.

.. Oca

kŞu

bat 11 Şubat Katar

16 Şubat Lüksemburg

Mar

t

08 Mart Birleşik Arap Emirlikleri15 Mart Amerika Birleşik Devletleri18 Mart Kanada29 Mart Danimarka

Nis

an

03 Nisan İsveç06 Nisan Finlandiya, Belçika, Suudi Arabistan18 Nisan Norveç26 Nisan Rusya

May

ıs

03 Mayıs Almanya, İsrail04 Mayıs Hollanda13 Mayıs Japonya14 Mayıs Fransa17 Mayıs Birleşik Krallık28 Mayıs İspanya

Haz

iran

01 Haziran Hırvatistan14 Haziran Çin, Macaristan22 Haziran Bulgaristan26 Haziran Arjantin27 Haziran TÜRKİYE

Tem

muz

06 Temmuz İran08 Temmuz Güney Afrika18 Temmuz Sırbistan24 Temmuz Portekiz, Ukrayna31 Temmuz Brezilya

Ağu

stos 10 Ağustos Kosta Rika

17 Ağustos Meksika28 Ağustos Tayland

Eylü

l 05 Eylül Cezayir23 Eylül Peru29 Eylül Tunus

Ekim

08 Ekim Gürcistan13 Ekim Azerbaycan18 Ekim Kolombiya24 Ekim Arnavutluk

Kası

m 04 Kasım Ermenistan13 Kasım Guatemala25 Kasım Mısır

Ara

lık

01 Aralık Küba07 Aralık Irak18 Aralık Endonezya26 Aralık Kırgızistan

Enerji devrimi yaşanmasıgerekiyor

Pasinli; bireylerin, kurumların üzerine düşen sorumluluklar üzerine ise şunları söyledi: “Bireyler olarak atığımızı azalta-rak işe başlayabiliriz. Eskisi gibi pazara file ile gitmek, evden çıkarken yanımıza matara almak, pipet kullanımından vaz-geçmek, daha fazla bisiklete binmek, taşıt kullanmak yerine yürümek veya toplu taşıma kullanmak gibi günlük hayatımızda yapacağımız ufak değişik-liklerin toplamda etkisi tahminimizden çok daha büyük. Kurumlar olarak, her sektörün ‘sosyal sorumluluğu’ bir pro-je olarak görmek yerine ‘iş yapış şeklini dönüştürmek’ olarak benimsemesini önemsiyoruz. Finans sektörünün çevre dostu olmayan yatırımları reddetmesi bu iş yapış şekline bir örnek. Devletler açısından ise bir enerji devrimi yaşan-ması gerekiyor. Birçok ülke kömür sant-rallerini kapatma kararı aldı. Ülkemizde, bundan sonra yapılacak yatırımların gü-neş ve rüzgâr odaklı olması, teşviklerin de kömürden bu alana kaydırılması çok önemli adımlar.”■

standard ▪ temmuz 2019 57

Page 60: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201958

ASYANIN YÜZÜK TAŞI:

Yakutistan

Nihal Ege►Dünya Mirası Gezginleri Derneği

■ gezi

Page 61: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 59

Merhaba dostlar. Yine yollarımız uzak diyarlara düştü. Bu kez, 27 Ha-ziran-4 Temmuz 2019 tarihleri arasında, uzak Asya’nın en Kuzeydoğu-sunda bulunan ve Kuzey Buz Denizi’ne sınır bir ülkede, Yakutistan’da idik. Yakutia’ya ya da bizim deyişimiz ile Yakutistan, Yakutia ismini ora-lara ilk kez askeri kuvvetler eşliğinde ulaşan Ruslar vermiş. Oysa, ora halkı kendilerine ‘Saha’ diyor. Yabancılar genellikle Yakut-Sakha isim-lerini kullanıyorlar. Ben bu topraklara ulaşıncaya kadar Saka Türkleri diye biliyordum. Saha halkı hakkındaki bilgilere, bu topraklara göç ederken kullandıkları su yolu olan Lena nehri kıyılarında bulunan ve günümüzde sınırlı sayıda rastlanan taş kitabeleri dışında Rus yazılı kaynaklarından ulaşılabiliyor.

Başkenti Yakutsk olan Yakutistan, 3.062.100 km² yüzölçümü ve nüfu-su, kaynaklara göre değişen ama 2011 yılı tahminlerine göre 950.000 kişi civarında olan, Rusya’nın yüzölçümü en geniş Cumhuriyeti. Kuzey-doğu Sibirya’da hemen tamamı Kuzey Buz Denizi’ne akan nehirlerin su havzalarını içine alan toprakların adı Yakutia. Lena, Yana, Indıgirka, Kolyma, Laptev gibi belli başlı nehir havzaları ile Kuzey Buz Denizi’nde bulunan Yeni Sibirya adalarını da içine almakta. Yakutistan, genelini geniş yaylalar, bol sulu nehirler ve kıyı ovalarının oluşturduğu bir ülke. Batısında Orta Sibirya Platosu, doğusunda Kalyma Ovası, kuzeyinde Arktik kıyıları, güneyinde Stanovoy Dağları bulunuyor. Issızlığın orta-sındaki Saha ülkesinin belki de en büyük şansı, -60°C derecelere vara-bilen uzun, karanlık kışlarda, havanın kuru, sakin ve rüzgârsız olması imiş. Karanlık, çünkü topraklarının büyük bir bölümü, Kuzey Kutup Dairesinin içinde kalıyor. Yani ünlü beyaz geceler yaşanıyor bu ülkede.

1922 yılında Sovyetler Birliğinin özerk bir Cumhuriyeti olarak yeniden doğmuş.

Yakutistan, aynı zamanda merkezi Ankara’da bulunan ve 6 asıl, 8 göz-lemci üyeden oluşan, dünyamız üzerinde kendilerine ait bir yönetim al-tında toplanmış Türk Halklarının Birliği olan TÜRKSOY’a bağlı gözlemci üyelerden biri. Yeri gelmişken, TÜRKSOY’un 6 asıl üyesi Türkiye, Azer-baycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan; 8 gözlemci üyesi ise Moldova’da Gagavuz Türklerinin yaşadığı bölge ve KKTC ile birlikte Rusya’ya bağlı Cumhuriyetler olan Altay Cumhuriyeti, Başkur-distan Cumhuriyeti, Hakas Cumhuriyeti, Saha (Yakut) Cumhuriyeti, Ta-taristan Cumhuriyeti ve Tuva Cumhuriyeti.

Yakutistan, bir Türk yurdu olmanın ötesinde, geçmişin efsanevi dev hayvanları mamutların da ülkesi; ayrıca ren geyiklerinin ve daha çok, Kuzey Amerika kıtasında Kanada, Alaska ve Amerika Birleşik Devletlerinin kuzey eyaletlerinde yaşadıkları bilinen bizonların da ülkesi aynı zamanda.

Yaku

tistan

Page 62: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201960

Bir Türk yurdu olmanın ötesinde, geçmişin efsanevi dev hayvanları mamutların da ülkesi Yakutistan; ayrıca ren geyiklerinin ve daha çok, Kuzey Amerika kıtasında Kanada, Alaska ve Amerika Birleşik Devletlerinin kuzey eyaletlerinde yaşadıkları bilinen bizonların da ülkesi aynı zamanda.

27 Haziran saat 20:25’te SU1750 uçuş numaralı Rus Hava Yolları’na bağlı uçağımız İstanbul Hava Limanı’n-dan hareket ederken, heyecanımın yanında aklımda binbir soru vardı. Moskova aktarmalı toplam 7.5-8 saatlik bir uçuş sonunda 6 saatlik zaman farkını da sayarsak 28 Haziran sabahını yakaladık başkent Yakut-sk’ta. Yolculuk bizi epey hırpalamışken, Yakutsk Hava Alanı’na indiğimizde, valizlerin neredeyse tamamının Moskova’da Yakutsk uçağına yetişememiş olması sürp-riz oldu bizim için. Ama grup üyeleri, seyahati seven deneyimli gezginler olduğundan ilaçları ve 1-2 gün-lük acil gereksinimleri el çantalarında idi. Konuşmalar birkaç dakika sonra, “Yanında fazla ceketi olan var mı? Ben ihtiyacı olana tişört verebilirim”e, hatta yarım saat sonra eski gezilerde kaybolan valizlere ilişkin anıların paylaşılmasına dönüşmüştü. Konaklayacağımız Polar Star Hotel, başkent Yakutsk’un tarihi merkezinde gü-zel, Azimut zincirine bağlı rahat bir otel. İlk gün prog-ramımızda, tarihi şehir merkezi gezimiz ve Treasury of

Yakutia müzesi ziyaretimiz var. Tarihi merkezde eski ahşap binalar, Ortodoks katedrali, yenilenmiş binaları ile çarşılar, 1918-1923 yılları arasında Çar yanlıları ile Kızıl Ordu arasında yaşanan savaşta verilen şehitler adına yapılan anıt ve şehrin kurucusu Mikail Nikola-yeviç adına dikilen anıt var. Ana meydandan geçerken rastladığımız, orta yere konmuş kocaman bir fıçıdan, sıraya girmiş insanların ellerindeki şişelere doldurta-rak satın aldıkları meyve suyundan biz de satın aldık. Şıraya benzer hafif mayalanmış tatlı bir içecek; turis-tiz ya her şeyi merak edip her yiyecek-içeceğin tadına bakmak istiyoruz.

Sıradaki “Treasury of Yakutia Müzesi”, Yakutistan’ın ye-raltı kaynaklarının zenginliğini tanıtmanın yanında öz-gün geleneksel kuyumculuk sanatını da gözler önüne seren bir müze. Ne yazık ki, fotoğraf ve video çekimi yasak. Müzeden ayrılırken öğrendiklerimizden şaşkın-dık. Dünyada işlenen elmasların, Rusya’da elde edi-lenlerin yaklaşık dörtte üçünün Yakutistan’daki elmas yataklarından geldiğini biliyor muydunuz? Pek çok değerli ve yarı değerli taşın Yakutistan’dan elde edildi-ğini. Zengin altın ve gümüş madeni yataklarının ülke genelinde pek çok yerde bulunduğunu, doğal gaz ve petrol çıkartıldığını öğrendik. Ayrıca pırlanta ve diğer değerli taşların da kullanıldığı, altın ve gümüşten ya-

■ gezi

Page 63: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 61

pılmış geleneksel takılar ve süs eşyalarını hayranlıkla izledik. Gerçekten müzeler bir ülkeyi, bir yöreyi, do-ğasını ya da bir halkı, tarihi, gelenekleri tanımanın en güzel yolu.

Yakutistan seyahatimiz için bu tarihleri seçmemizin nedeni, iklim koşulları yanında Saha halkının yılda bir kez Haziran’ın son günlerinde doğanın canlanışını kut-ladıkları geleneksel Yakutsk Ysyakh bayramı törenlerini izlemek idi. Genellikle, en uzun gün, en kısa gecenin yaşandığı 21 Haziran’da yapılan törenlerin bu yıl 29 Ha-ziran tarihinde yapılmasına karar verilmiş. İlk günümü-zün yorgunluğunu gidermeye çalışırken, ertesi günkü Sahaların en büyük bayramının heyecanını hissetme-mek mümkün değildi. Bu topraklarda ocak ayı ortala-ma hava sıcaklığının -45°C derece olduğu düşünülürse, yazın geldiği, tayların, buzağıların doğduğu, toprağın çözülüp sebze yetiştirilebilindiği günlerin bayram ola-rak kutlanmasının nedeni daha da anlaşılabilir oluyor. Bu sadece bir bahar bayramı değil, bu zor bir coğrafya-da zorlu bir kışı daha geçirerek hayatta kalmış olmanın bayramı aynı zamanda.

Rehberimizi dinledikçe daha iyi anlıyoruz, Dünyamı-zın en soğuk kışını yaşayan bu topraklarda yaşamın ne anlama geldiğini. -60°C’yi bulan karanlık kışların nasıl geçirilebileceğini düşünüyoruz bir yandan. Rehberimiz

günümüzde -25°C’de okulların tatil olduğunu, -40’lar-da iş yerlerinin açılmadığını ya da bu derecelerde açık havada en fazla kalma süresinin 10 dakika olduğunu anlatırken içimiz üşüyor. Burası Termofrost adı verilen donmuş toprak oluşumlarının da anavatanı. MS. VI. ile X. yüzyıllar arasında, Saha halkını hangi zorunlulukla-rın, bulundukları yerleri terk edip Lena nehri boyunca kuzeye, daha kuzeye, bu donmuş topraklara doğru göç ettirdiğini düşünüyorum.

Göçebe bir halkın böyle zorlu bir doğada, nasıl hayatta kalıp yaşamlarını sürdürebildiklerine şaşıyorum. Üstelik 19. yüzyıla kadar göçebe yaşamları devam etmiş. Gü-nümüzde Sahaların çok büyük bir bölümü yerleşik du-rumda imiş. Doğal gaz ile merkezi olarak ısıtılan apart-manlarda yaşıyorlarmış. Üç ay kadar süren kısa yazların-da ise ağaç gövdelerinden yaptıkları kütük evlerinde yaşayıp bahçelerinde sebze yetiştiriyorlarmış. Otelde dinlenmek üzere odalarımıza çekilirken bu topraklarda-ki yaşamın inanılmaz masalımsı hikayesini ve sağ salim bahara ermenin değerini bir kez daha düşünüyorum.

29 Haziran sabahı kahvaltıdan sonra Us Khatyn adı verilen tören alanına gittik. Burası neredeyse koca-man bir ova. Hava açık pırıl pırıl bir güneş var. Hava sıcaklığı 18-19°C. Kısa kollu tişörtler ile rahat rahat dolaşılabiliyor güneş altında. Tören alanı, ovanın or-

Page 64: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201962

■ gezi

tasına geleneksel Saha çadırları biçiminde kurulmuş ahşap yapılar ve şeref misafirleri için ayrılmış bir bö-lümle birlikte halk için hazırlanmış bir arenadan olu-şuyor. Çevrede pek çok kamp çadırı da kurulmuş. Tö-ren alanına girişte misafirleri geleneksel sarı ve beyaz elbiseleri, ellerinde at kılı kırbaçları ile Saha kadınları karşılıyordu. Önlerinde yanan ateşin dumanlarını, bu at kılı kırbacı yelpaze gibi kullanarak misafirlere doğru savurup gelenleri kutsuyorlardı. Biz de sıra ile kutsan-dık ve bizleri karşılayan Saha kadınları ile fotoğraflar çektik, çektirdik. Geleneksel uzun etekli elbiselerini, deri çizmeleri, başlarını çevreleyen ve şakaklarından boyunlarına kadar iki sarkacı bulunan geleneksel sim-gelerle bezenmiş gümüş alınlıklar tamamlıyordu. Aynı simgeleri taşıyan önde, göğüslerinden bellerine kadar sarkan zarif gümüş göğüslüleri vardı. Aynı zarif gümüş süsler bazılarının hem göğüslerinde hem de sırtların-da bulunuyordu. Bu ortamın mistik havası içinde tö-ren alanına girdik. Solda büyük geleneksel bir çadırın önünde sıra olmuş Sahalar, çoluk çocuk çadıra giriyor ve çadırın çıkışında hep birlikte bir durup bir yürüye-

rek tekrarlanan bir dua dansı yapıyorlardı. Durdukla-rında ellerini havaya kaldırıp birlikte ‘Uruy Ayhal’ diye bağırarak tekrarlıyorlardı. Heyecan içindeydim. O dua çadırına sıranın uzunluğundan ve vakit darlığından giremedik. Girmemeye karar verdiğimiz andan beri pişmanlık duyuyorum inanın, girmediğim için. Çünkü tören alanında bizi daha başka nelerin beklediğini de bilmiyorduk. Şaşkınlıkla etrafı seyrederek kalabalıkla birlikte ilerledik. Neredeyse tüm kadınlar, erkekler ve gençler hatta çocuklar geleneksel kıyafetleri içindey-diler ve geleneksel takılarını takmışlardı. Çok az sayıda modern batılı tarzı giyinmiş kişi vardı. Onlar da belki Doğu Asya kökenli insanlardı belki de bizim gibi dün-yanın pek çok köşesinden gelen turistler.

Çünkü turizm işkolunda bir de festival turizmi diye bir özel alan var son zamanlarda. Bazı gezginler ve fotoğ-rafçılar, ülkelerde yapılan festivalleri takip ederek o ta-rihlerde seyahat ediyorlar. Tabii ki bunların en ünlüle-rinden biri Rio Festivali. Ama turistik olmanın ötesinde etnik ve otantik olanlar, bu gezi türüne gönül verenler tarafından daha çok tercih ediliyor.

Page 65: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 2019 63

Törenin yapılacağı arenada kendimize bir yer bulmadan önce, yerel kıyafet-lerin görsel şöleninden şaşkın, etrafta dolanıp fotoğraflar çektik. Tören alanı yemyeşil çimlerle kaplı idi. Sarı elbiseli kadınlar topraktan yapılmış taşınabilir ocakları ile çimlere çepeçevre oturmuşlar, yanlarında hamur tekneleri, pişi ya-pıyorlardı. Alana girip ikram ettikleri pişilerden yedik. Bu sadece seyredilen bir gösteri değil, hep birlikte yaşanan bir olay, bir güzellikti. On, on beş da-kika sonra yerlerimize oturduk. Çünkü tören alanı çevresindeki kalabalıktan anlaşılacağı gibi tören başlamak üzere idi. Tören, bölümler halinde ve Saha halkının yaşam hikayesinin Saha dilinde ve Rusça anlatıldığı, alanda da temsil edildiği şekilde başladı. Bembeyaz giysileri ile çocuklar çayırı süslediler. Siyah, beyaz kanatları ile göçmen kuşları temsil eden gençler alanı doldurdu. An-lıyorduk ki bahar ile birlikte göçmen kuşlar geldiler. Hava, su, toprak ısındı, canlandı. Alanı atlılar doldurdu sonra. Atların tayları doğdu. Doğada yavru-lama zamanı idi. Öküz arabaları, at arabaları eşliğinde sürülerle otlaklara göç edildi. Tören alanı bir kabilenin göçüne sahne oldu. Anlatılan hikâyeyi anlaya-mıyorduk ama yaşıyorduk. Şamanlar özel giysileri, tüylü başlıkları, üzerlerine dikilmiş pek çok simge bulunan uzun postları ile alanı doldurdular. Şükürler ediliyor bolluk, bereket dolu yeni bir yıl için dualar ediliyordu besbelli. Upu-zun bembeyaz giysili, siyah uzun saçları topuklarına değen genç kızlar toprak kımız kapları omuzlarında alanı doldurdular. Delikanlılar onları izlediler. Kızlar önce delikanlılara kımız ikram ettiler. Sonra birlikte güzel bir müziğe ayak uy-durup dans ettiler. Ovada esen rüzgâr, genç kızların beyaz giysilerinin etek-lerini uçuşturuyordu. Bir an sadece hafif bir esinti, müzik ve gençlerin dansı havada asılı kaldı. Anladım ki güzel bir yaz geçiyor Saha halkı için. Ürünler bol, hayvanlar sağlıklı. Pek çok sağlıklı bebek doğmuş. Gençler bir araya gelmiş, yeni genç çiftlerin birliktelikleri kutlanıyor. Obalar canlanıyor, yeni çadırlar ku-ruluyor. Bir sonraki bahara yeni sağlıklı doğumlar bekleniyor.

Bir kişi uzun uzun dua etti ve arada ‘Uruy Ayhal’ diye bağırdı. Arenayı dol-duran halk da ‘Uruy Ayhal’ diye bağırdı. Üç kez tekrarlandı. Ben de ellerimi kaldırıp bağırdım ‘URUY AYHAL’. Sonra ‘Uruy Tuscul’. Hep birlikte ellerimiz havada bağırdık göklere doğru ‘URUY TUSCUL’. Dualar devam etti. Sonra yine bağırdık hep birlikte ‘AYHAL MIÇIL’.

Şükürler olsun güneşe, havaya, suya, toprağa, bizlere ve tüm evrendeki can-lılara, cansızlara.

Sonra geleneksel kıyafetlerini giymiş belediye başkanı ve eşi konuştu. En çok merak ettiğim Güneş Dansını görememiştim. “Yanılıyor muyum?” diye düşünürken törene katılan protokol ayağa kalktı ve birlikte alanın ortasına doğru yürüdüler. Tam ortada durdular. Törende görev alanların tamamı el ele tutuşarak etraflarında halka oldular ve müziğe uyarak ve saat yönün-de dönerek dans etmeye başladılar. Tam bu anda arenada oturup töreni izleyen Saha halkı bu daireye doğru akmaya başladı. Anlamıştım “işte bu, güneş dansı bu” diyerek eşimin elini yakaladığım gibi sahaya doğru sürük-ledim. Biz de koştuk daireye katıldık. Ben iki Saha kadınının arasına girdim. Eşim birkaç halka ileride daireye katıldı. Saha Cumhurbaşkanı ve zarif eşi de halkanın içinde el ele tutuşmuş dans ediyorlardı. Zaten Başkan bütün gün alandan hiç ayrılmadı. Oyunlara katıldı, herkes ile fotoğraf çektirdi. Biraz müziğin ritmine, biraz da kalabalığın muhteşem dalgalanışına uyarak saat yönünde dönerek dans ettik.

Page 66: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

standard ▪ temmuz 201964

■ gezi

Sap’a Sap, Ot’a ot, At’a at, bugün’e bugün, yine’ye yine, bulut’a bılıtta, su’ya u, Güneş’e gün, gök’e Gök-taş, ay’a ıy, gece’ye gihe, kara’ya hara, ben’e mın, sen’e en, erkek’e er kişi, saç’a kıl, kız’a kız, güzel’e narin, gel bana’ya gel mana, uyku’ya utuy, aş’a as, Irak’a Irak diyorlar bu insanlar. Daha say da say. Ay isimleri de çok ilginç. Temmuz, Ott-ya yani otların yetiştiği ay, Ağustos, Attırcak-ya yani otların ambar-lara taşınma ayı, Eylül, Balağan-ya yani insanların kışlık evlerine taşınma zamanı, Ekim, Altınn-ya yani altıncı ay, Kasım, Settin-ya yani yedinci ay, Aralık, Ahsın-ya yani sekizinci ay, Ocak, Deksun- ya yani dokuzuncu ay.

Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak soğuk aylar, ama Ocak en soğuk ay, ortalama sıcaklık, -45°C derece imiş. Şubattan itibaren ısı tekrar yükselmeye başlıyor ve Şubat, Olun-ya yani havaların ısınmaya başladığı ay, Mart, Muus- ustan, Nisan, Kuluntutar yani tayların doğduğu ay, Mayıs, Czammı-ya yani atların ve ko-yunların sağılma ayı, Haziran, Bess-ı-ya yani ağaçlar yeşilleniyor ayı.

Yazılı kaynaklara bakarsanız Sahalar bu topraklara geldiklerinde yerel kabilelerle karışmışlar da me-lez bir ırk doğmuş. Dilleri de değişmiş vs. Bu doğru olsa, bunca yüzyıl sonrasında bu kadar yakın olur muydu dillerimiz?

1632 yılında Yakutsk’un bulunduğu yere ulaşan Ruslar, burada Yakutsk adını verdikleri bu şehri kur-muşlar. Ortodoks kiliseleri de o tarihten itibaren kurulmaya başlanmış. 1686 tarihine kadar süren mücadelelerden sonra Lena nehri kıyıları Rus yerle-şimine açılmış. Günümüzde Sahaların bu topraklar-daki nüfusun %40’ını oluşturduğu bilinmekte.

Güneş dansı ile son bulan kutlama törenleri, arena dışında şaşlık denilen şişlerin pişirildiği, pişilerin ya-pıldığı portatif lokantalarda yenilen yemekler, içilen ayranlar ve kımızlarla devam etti. Geleneksel dans-ların, oyunların sergilendiği bölümler, festivallerin olmazsa olmazı yerel ürünlerin satıldığı tezgahlar, grupların müzik gösterileri, Sahaların geleneksel güreşlerinin yapıldığı alanlar, tören alanının etra-fında oluşturulan geçici sokaklar boyunca devam ediyordu. Midelerimiz ve gözlerimiz doyduğunda biraz da yorulduğumuzda akşamüstü olmuş, otele dönüş yolu tutulmuştu. Yakutistan seyahatimizin sonraki günlerinde neler yaptığımıza, nereleri gez-diğimize önümüzdeki sayıda devam edeceğiz■

Başkenti Yakutsk olan Yakutistan, 3.062.100 km² yüzölçümü ve nüfusu, kaynaklara göre değişen ama 2011 yılı tahminlerine göre 950.000 kişi civarında olan, Rusya’nın yüzölçümü en geniş Cumhuriyeti.

Page 67: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

ISSN: 1300-8366 ► Yıl: 58 ► Sayı: 680 ► Temmuz 2019

Sahibi: Türk Standardları Enstitüsü Adına Adem Şahin

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Mehmet Necmettin Güneri

Yayın Yönetmeni: Serap Zeyrek

Editörler: Fatih Işık, Batuhan Batılı

Adres: TSE Basın Yayın MüdürlüğüNecatibey Cad. No:112 06100 Bakanlıklar / Ankara 0312 416 66 63 ► [email protected]

Abone: Didem Öztop ► 0312 416 67 47

Reklam: Adem Dağlı ► 0312 416 67 47

Grafik Tasarım: Levent Temel

Baskı ve Dağıtım: Sistem Ofset Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti Strazburg Cad. No: 31/17 Sıhhiye / Ankara ► 0312 229 18 81

Yayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 26.08.2019

Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlara ait olup derginin ve yazarın adı alınarak iktibas edilebilir. Dergimize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.

TSEKurumsal

TSE’yeulaşmanın

en kısa yolu

www.tse.org.tr444 0 873

Eğitim Yeri: TSE İSTANBUL KAMPÜSEğitim Tarihi: 10-11 EYLÜL 2019Son Başvuru Tarihi: 7 EYLÜL 2019E-posta: [email protected]: 0312 416 64 14-16

TS ISO/IEC 15504 SPICE TEMEL EĞİTİMİ

Page 68: Standard · Dönüşüm Yönetimi Eğitim Programımızı devreye aldık. Dijital Dönüşüm Yönetimi Eğitimleri, ... nin geliştirilmesi ve bu alanda milli marka oluşturulması

ALTOTEKSTEKSTİL GİYİM BOYA APRE SAN. ve TİC. A.Ş.

Merkez: Yanıkkapı Tenha Sk. Uçarlar Han. No:8 34420 Karaköy - İstanbul / Türkiye Tel: +90 (212) 256 81 90 - Fax: +90 (212) 256 81 97Fabrika: Akçaburgaz Mah. 58. Sk. Esenyurt - İstanbul / Türkiye Tel: +90 (212) 886 26 39 - Fax: +90 (212) 886 86 94 e-mail: [email protected]

Ankara Bölge: Sanayi Cad. Kuruçeşme Sk. No:3/3 Ulus - Ankara / Türkiye Tel: +90 (312) 310 36 18 Fax: +90 (312) 310 36 20

Enerji kontrolü sizin elinizde olsun!

TSE STAN

DA

RD

EKO

NO

MİK

VE TEK

NİK

DER

Gİ ►

680 ►TEM

MU

Z 2019

Standard ►680 ►Temmuz 2019 ►Ekonomik ve Teknik Dergi ► ISSN:1300-8366

▐Milli Eğitim Bakanlığınca Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelindeki okullarda Çevre Yönetim Sistemi hayata geçirilecek.

► Ülkeler Ekonomi Politikalarını Yeniden Gözden Geçirmeli ►Enerji Sektöründe Dijital Dönüşüm►Finans Sektöründe Dijital Dönüşüm ► Sanayide Dijital Dönüşüm

►Dijitalleşen Proseslerde Risk Yönetimi ► 27 Haziran İtibarıyla 2019’un Kaynaklarını Tükettik►Asyanın Yüzük Taşı: Yakutistan

Dijital Dönüşüm