Upload
dangcong
View
221
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
SU-ELEKTROLİT DENGESİ
Yrd. Doç. Dr. Serkan SAYINERYakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı
SU
■ Hayatın vazgeçilmez bir faktörüdür.
■ Işıksız veya oksijensiz varlığını sürdürebilen canlı vardır, fakat susuz
olarak yaşamını koruyabilen hiç bir canlı yoktur.
■ Yetişkin canlılarda vücut ağırlığının % 60-70 ‘i su isede tek tek organ ve
dokulardaki su miktarı farklılık göstermektedir.
Organ Su Oranı %Total Vucüt
Suyundaki Payı %
Göz 98 0.1
Kan 79 5
Kas 77 50
Deri 72 7
İskelet 22 12
Yağ 15 2
Diş 10 < 0.1
Suyun Fonksiyonel Dağılımı
■ Hücre içi Sıvısı (İntrasellüler Sıvı)
■ Hücre Dışı Sıvısı (Ekstrasellüler Sıvı)
– Hücrelerarası (interstisyel)
– Damar içi (intravazal)
■ Yaklaşık 500 kg bir atın;
– 300 L su; 200 L intrasellüler, 75 L interstisyel, 25 L
intravazal
■ Yaklaşık olarak memelilerde total vücut ağırlığını % 65-70’i
sudur.
Suyun Bulunma Durumu
■ Serbest Su
– Kan, lenf, BOS gibi vücut sıvılarında bulunur.
■ Bağlı Su
– Hidrat Suyu
• İyonlara, protein, karbonhidrat gibi makromoleküllere H
köprüleri ile bağlı olan sudur.
– İntermoleküler Su
• Lifler zarlar arasında kalmış akıcılığını yitirmiş sudur.
Suyun biyolojik önemi ve görevleri
1. Makromoleküllerin yapı taşıdır.
– Polisakkarid, protein ve nükleik asit gibi birçok kompleks bileşikler, suyu düzenli bir şekilde tutma yeteneğine sahiptir. Makromolekül ile su molekülü hidrojen bağları ile bağlanır.
2. Küçük moleküllü maddeler için iyi bir yapı taşıdır.
– Su içerisinde bir çok metabolizma olayının meydana geldiği, substratların taşındığı, metabolizma olayları sonucu oluşan bir çok artık ürünün atılmasını sağalyan bir çözücüdür.
3. İyi bir substrat ve ko-substrattır.
– Su metabolizmanın birçok tepkimesine katılır. Hidrolaz ve hidrataz grubu enzimler, ko-substrat olarak suya ihtiyaç duyarlar; oksidazlar, solunum enzimleri reaksiyon ürünü olarak suyu açığa çıkarırlar (oksidasyon suyu).
Suyun biyolojik önemi ve görevleri
4. İyi bir ısı regülatörüdür.
– Su yüksek bir ergime noktasına ve buharlaşma ısısına
sahiptir. 1 g suyu 0ºC’ den 100ºC’ ye getirmek için 100
kalori gerektiği halde 1 g kaynar suyun buhar hale gelmesi
için 540 kalori gereklidir. O halde organizmada az miktar
suyun buharlaşması çok miktarda ısı kaybına neden olur.
Terlemenin vucüdu serinletici etkiside bundan ileri gelir. Su
buharının deri ve akciğer yoluyla çıkması, ısı regülasyonun
önemli bir mekanizmasını oluşturur.
5. Enerjiyi düzenli şekilde yönetir.
– Hidratize yapılarda hidrojen bağları kovalent bağlara
değişebilir veya tersi olabilir.
Suyun biyolojik önemi ve görevleri
■ Her canlı için sabit olan toplam su miktarındaki
dalgalanma canlının organizasyon derecesi ile ters
orantılıdır.
■ İlkel canlılarda dalgalanma yüksek, gelişmiş canlılarda
ise düşüktür.
■ Vücut suyu, sabit elektrolit katımıyla bir çözeltiye
benzediğinden vücut suyu ve elektrolit düzeni
beraberce bir görev ünitesi oluşturur.
■ Bu iki sektörden birinde meydana gelecek bir değişiklik
genellikle diğerine de yansır.
Elektrolit dağılımı
■ Hücre dışı sıvıların;
– Başlıca katyonu Na+
– Başlıca anyonu HCO3- ve Cl-
• NaCl ve NaHCO3 şeklinde
■ Hücre içi sıvıların;
– başlıca katyonu K+ ve Mg++
– başlıca anyonu proteinat ve
H2PO4- ; HPO4
-
Su ve Su alımı
■ Organizmanın su gereksinimi nedir?
■ Su gereksinimi nasıl karşılanır veya Su kaynakları
nelerdir ?
■ Hangi kayıplar telafi edilebilir?
Su ihtiyacının karşılanması
■ Su alımı ve su atımı çok sayıda faktörden etkilenir.
– Yaş, beslenme, fizyolojik durum, vücut ağırlığı, iklim ve aktivite.
■ Bu nedenle günlük su gereksinimini kesin olarak
belirlemek oldukçe güçtür.
■ Bu konuda bildirilen verilerin tümü yaklaşık değerler olarak
dikkate alınmalıdır.
■ Örneğin;
– Koçlarda 7,6 L/gün
– Jersey ırkı ineklerde 49-59 L/gün
– 500 kg sıcak çevrede yaşayan bir at için 30-57 L/gün
– Köpeklerde 50 mL/kg Canlı ağırlık.
– Hastalık durumları ihtiyacı değiştirmektedir.
Su Kaynakları
■ EKSOJEN SU
– Besin maddelerinden ve içilen sıvılarla vücuda alınan
sudur.
• Kuru: % 6-10
• Yarı nemli: % 24-60
• Nemli: % 68-84
– Eksojen su sindirim kanalında izotonikleşir.
– Çoğu ince barsakdan, kalanı kolondan emilir.
– Kan dolaşımına alınan su dokulara taşınarak interstisyel
sıvıda depolanır.
Su Kaynakları
■ ENDOJEN SU/METABOLİK SU
– Metabolizma olayları ile elde edilen sudur. Metabolizma
suyu olarak da isimlendirilir.
– Organik maddelerdeki hidrojenin oksitlenmesinden elde
edilir. Bunun içinde sentez edilen su miktarı yenilen gıda
maddelerinin özelliğine bağlıdır. Formül yapılarında fazla
hidrojen bulunan maddelerden daha fazla su sentezlenir.
– Ör. Glikoz = 0.6 mL/g ; Stearik Asit = 1,14 mL/g
■ Eksojen su yönünden koyunlar bol sulu otlarla beslendiklerinde
su içmeden de yaşayabilirler. Atlar ise gıdalar aldıkları su ve
metabolizma suyuna rağmen günde ilaveten 40-50 litre suya
ihtiyaç duyarlar.
Su Kayıpları
■ Önemsiz Su Kayıpları
– Olağan, kaçınılmaz.
– Ör. İri ırk köpeklerde günde 40 mL/kg
■ Önemli Su Kayıpları
– Regüle edilebilir.
■ Özel bir durumla ilgili su kayıpları
– Fizyolojik ve sağlıklı
Önemsiz Su Kayıpları
■ Buharlaşma ile gerçekleşen kayıplar
– Deri kayıpları
• Çok az perspirasyon (tuzlu su, hava tutuklanması termik
kondüktiviteyi zayıflatır)
– Solunum kayıpları (saf su)
– Sık nefes alma (+++ köpek > + kedi)
■ Tükürük kayıpları
– Çok yeme (+/0 köpek < +++ kedi)
Önemli Su Kayıpları
■ İdrar Kayıpları – Kaynak; Böbrek filtrasyonu
– Özel fakat kontrol edilebilir.
– Kedi = 15-20 ml/kg/gün
– Köpek = 24-40 ml/kg/gün
– İdrarı konsantre etme yeteneği;
• Kedi > Köpek
• Dansite; kedi 1035-1060, köpek 1015-1045
– Absorbe olan su miktarı
– Çözünmüş maddeler
• Ör. 1 g NaCl için 30 ml su gerektirir.
• Ör. 1 g üre için 100 ml su gerektirir.
Nefron
Filtre olan hacim
(>4xH2O topl)
Vena
T
O
P
L
A
Y
I
C
I
T
Ü
P
TCP
İnen kol
Çıkan kol
Henle Kulpu
AA EA
Geri
emilim
Önemli Su Kayıplar
■ Dışkı Kayıpları
– Zorunlu fakat az görülür.
– Kaynak;
• Fekal nem : normal yaşam için % 60 - 80
• Normal yada patolojik sindirim salgıları
– Değişim faktörleri;
• Oluşan tuz miktarı, beslenme düzeyi
• Gıdanın nem düzeyi
• Fiberlerin tabiatı ve oranı (sindirilemeyen kalıntı ve fermentasyon
ürünleri)
Özel bir durum ilgili kayıplar
■ Laktasyon
– Ör., Köpeklerde 100 ml süt içinde 77,2 gram su, kedilerde
81,5 gram su bulunur.
■ İshal
– Fonksiyonel: Motor bozukluğu, geçirgenlik bozukluğu
– Ozmotik: Sindirim yetersizliği, besinsel aşırı yükleme,
besinsel geçiş bozukluğu
– İnfeksiyöz veya yangısal.
Su-Elektrolit Dengesindeki Etkili Güçler
1. Hücre zarı geçirgenliği
– Hücre zarları suyu ve çok sayıda erimiş besinsellere (glikoz, amino asit vb) büyük geçirgenliğe sahiptir
2. Kapiller geçirgenlik ve izotoni
– Herhangi bir sektördeki elektrolit miktarında değişiklikler ozmotik basıncın değişmesine ve bu da sektörlerarası su hareketine neden olur
– Normalde;
• ISSozm. basınç > ESSozm. Basınç
Yetişkin bir insan günlük su dengesi
■ Fizyolojik su kayıpları yaklaşık 50 mL/kg/gündür.
■ Su Kayıp Yolları
– Deri : 500 mL
– Akciğer : 400 mL
– Barsak : 100 mL
– Böbrek : 500 mL
■ Su Kazanç Yolları
– Metabolik Su : 400 mL
– Besinlerle alınan Su : 1100 mL
Su Elektrolit Dengesinin Düzenlenmesi
1. Effektif dolaşım hacmi (ECF)
2. ADH (Vazopressin)
3. Renin-Angiotensin-Aldosteron sistemi
4. Atrial-Natriüretik Faktör/Peptid
(ANF/ANP)
Renin-Angiotensin-Aldosteron sistemi
* Hipovolemi
* Efferent arteriol
basıncın düşüşü
* Macula densada
tubuler idrarın Na
değerinin artışı
Filtre olan
hacim
(> 4 x H2O topl)
3-100
0,5-5
İDRAR
% 99,5
geri emilir
33
20
100 515
0,5
40
T
O
P
L
A
Y
I
C
I
T
Ü
P
AA
AE Pasif NaCl
Transport
Na+‘un
K+,H+,NH4 ile
değişimi
+
Aktif Na+
taşınımı(Cl-, HCO 2- izler)
3
Su
30
1020-30
K geri emilimi+
K+
Pasif üre
taşınımı
100 100
100 10
50
filtre olmuş
hacim(> 4 x H2O topl)
yakl. 120 ml/dak
İDRAR
% 99,5
geri emilir> 119 ml/dak
T
O
P
L
A
Y
I
C
I
T
Ü
P
AA
EA
100
% 0,5
< 1 ml/dak
Su
Aktif
Rezorpsiyon
(ADH)
33
20
15
5
Su Filtrasyonu ve Rezorpsiyonu
Sodyum Filtrasyonu ve Rezorpsiyonu
Filtre olmuş
hacim
(> 4 x H2O topl)
3-500
İDRAR
T
O
P
L
A
Y
I
C
I
T
Ü
P
AA
AENa+’un
K+,H+,NH +4
ile değişimi
K geriemilimi+
K+
100
20-30
10
Üre Filtrasyonu ve Rezorpsiyonu
Filtre olmuş
hacim
(> 4 x H2O topl)
40
İDRAR
T
O
P
L
A
Y
I
C
I
T
Ü
P
AA
EA
Ürenin pasif
taşınımı
100
50
100
Atrial-Natriüretik Faktör/Peptid (ANF/ANP)
■ Özellikle kalpden üretilir ve dolaşıma verilir.
■ Atrial duvarı genişletir. Venöz kan basıncı artışına
cevaptır.
■ Sistemik kan basıncını düşürür.
■ Böbreklerden diüresiz ve natriüresiz tetikler.
■ Aldosteron salınımını bloklar.
Su- Elektrolit denge bozuklukları
■ DEHİDRATASYON
– Vücut ağırlığının % 5-7 kadar sıvı
kaybı şu belirtilerin ortaya
çıkmasına neden olur:
– Deri kırışıklığı
– Göz çukurlarında göçme
– Nabız artışı
– Susama Mukozalarda kuruluk
Hipertermi
– Ağırlık kaybı Yorgunluk
– → % 12-15 ise ŞOK ile sonlanır.
■ HİPERHİDRATASYON
– Sıvı sermayesinde topyekün
artış olup su ile birlikte Na da
tutulur. Başlıca belirtiler:
– Bulantı, Kusma
– İçeceklerden tiksinme
– (Su zehirlenmesi)
Su-Elektrolit denge bozuklukları
Su kaybı, alımından fazla
Su ve elektrolit eksikliği
DEHİDRATASYON
Dehidratasyonlarİzotonik Hipertonik Hipotonik
• Su ve tuz kaybı birlikte,
• Na+, Cl ve ozmolalite..... Normal
• Hemokonsantrasyon
• PCV ve plazma proteini artar.
• Deri kırışıklığı, yorgunluk, göz
çevresinde halka, susama hissi
yok, nabız zayıf ve hızlı, sıkça
böbrek yetmezliği
• Su kaybı = Tuz kaybı
• izonatremik dehidrasyon
• Diare, renal hastalıklar
• İzotonik tuz ve glikoz çözeltisi
önerilir• (% 0.9 NaCl + % 5 Dekstroz)
• ESS su kaybı > Na+ kaybı
• Na+, Cl ve ozmolalite..... Yüksek
• Hemokonsantrasyon
• PCV ve plazma proteini artar.
• Hücrelerden su çıkışı
• Şiddetli susuzluk, dil ve mukoza
kuruluğu, ateş, genel durum
bozukluğu ve sinirsel belirtiler
• Su kaybı > Tuz kaybı• Hipernatremik dehidrasyon
• D. İnsipidus, Hipodipsia, diare, hızı
soluma veya sıcaklığıa bağlı akciğer
kayıpları
• Hipotonik tuz ve glikoz çözeltisi
önerilir.• (% 0.4 NaCl + % 5 Dekstroz)• Serum Na hızlı düşürülmez.
• Beyin hücrelerinde ödem!!!
• ESS su kaybı < Na+ kaybı
• Na+, Cl ve ozmolalite..... Düşük
(Su zehirlenmesi)
• PCV ve plazma proteini artar.
• Hücrelere su girer ve şişer
Bulantı ve kusma, susuzluk hissi
kaybı, sudan tiksinme, nemli dil,
iştahsızlık ve konvülziyon
• Tuz kaybı > Su kaybı
• Hiponatremik dehidrasyon
• Sekretör diare, kusma, 3. bölge
kayıplar
• Hipertonik tuz ve glikoz çözeltisi
önerilir• (% 4,5 NaCl + % 30 Dekstroz)
*Eş zamanlı bir protein kaybı veya anemi durumu varsa PCV ve plazma protein artmaz.
Kaynak: Wiki
Hipertonik Dehidratasyon
ESS
350 mEq
ISS
350 mEq
ISS
310 mEqESS
600 mEq
Hipotonik
kayıplar
1 2 3
Hipotonik Dehidratasyon
ESS
310 mEq
ISS
310 mEq ESS
280 mEq
ISS
280 mEqISS
310 mEqESS
200 mEq
Hipertonik
kayıplar
1 2 3
İzotonik Dehidratasyon
ESS
310 mEq
ISS
310 mEqISS
310 mEqESS
310 mEq
İzotonik
kayıplar
1 2
1. Normal 2. Dehidratasyona bağlı değişiklik 3. Kompenzasyon
ESS
310 mEq
ISS
310 mEq
Su kaybının derecesi ve klinik belirtiler
Hafif
%3-5
Orta
%6-9
Ağır
>%10
Genel
görünüm
Nabız
Kan basıncı
İdrar
Susama,
Huzursuz,
Gıda alımında
düşüş
Dolgun
Normal
Oligüri
Susama,
İnkoordinasyon,
Solunum güçlüğü
Hemokonsantrasyon
Hızlı
Normal-düşük
Oligüri
Terli,
Komatöz,
Sinirsel
bozukluklar
Zayıf
Alınamaz
Anüri
Hiperhidratasyonlar
İzotonik Hipertonik Hipotonik
• Na+ ve ozmolalite..... Normal
• Su ve Na+ retansiyonu
• GFR de düşüş
• Ağırlık kazancı, ödem, pleuro-
peritoneal transüdatlar
• Nedenleri
• Hipovolemi
• Hipoproteinemi
• Beslenme bozukluğu
• Siroz
• Renin-angiotensin-
ALDOSTERON sistemi harekete
geçer
• Su > Na+ retensiyonu
• Na+ ve ozmolalite.......Düşük
• Bulantı, kusma
• Nedenleri
• Oligo-anurili bir hastaya sıvı
desteği (terapötik hata)
• ADH salınımında artış
(diabetes insipidusa zıt)
• Kanın sulandırma sistemi
harekete geçer
• Na+ Cl - ve ozmolalite.Yüksek
• Hücre içi dehidrasyon yanında
hücre dışı bir hiperhidrasyon
gelişir, ancak her iki sektördede
hiperozmolarite hakim
• Şiddetli susuzluk hissi
• Nedenleri
• Hipertonik NaCl
İnjeksiyonu
• NaCl’den düşük rasyon ve
bolca su alımı önerilir.
Hipertonik Hiperhidratasyon
1. Normal 2. Hiperhidratasyona bağlı değişiklik
İzotonik Hiperhidratasyon(Serum fizyolojik)
ESS
420 mEq
ISS
310 mEq
ESS
342 mEqISS
342 mEq
1 2
Hiperrtonik NaCl çözeltisi
Hipotonik Hiperhidratasyon
ESS
236 mEq
ISS
310 mEq
1 2
su
ESS
310 mEq
ISS
310 mEq
ESS
287 mEq
ISS
287 mEq
Klinik İnceleme
■ Sıvı kaybının derecesi nedir?
■ Ozmolar denge bozulmuş mu?
■ Asit-baz dengesi bozulmuş mu?
■ Potasyum metabolizması nasıl?
■ Böbrek fonksiyonları nasıl?
Klinik laboratuvar inceleme■ Anamnez ve Klinik gözlemler
– Genel durum
– Deri turgoru
– Mukozaların rengi
– Kapiller dolum zamanı
– Nabız Kalp ritmi
– Solunum frekansı
– İdrar debisi
■ Hematolojik ve Biyokimyasal incelemeler– Hematokrit (PCV)
– Plazma Total protein
– Kan üre (veya BUN)
– Kan glikoz
– İyonogram ve ozmolalite (pH, Na,K,Cl,HCO3-)
– İdrar analizleri
Sodyum (Na)
■ Sodyum, normal kan basıncı ve hacmini korumak ve
kasların ve sinirlerin normal işlevini sürdürmek de dahil
olmak üzere birçok önemli işleve sahiptir.
■ Bu fonksiyonlar, plazma sodyum konsantrasyonlarının
dar bir aralıkta tutulmasına bağlıdır.
■ Kandaki sodyum konsantrasyonu, ağırlıklı olarak,
yiyecek ve içeceklerde tüketilen ve idrarda atılanlar
arasındaki denge ile korunur.
– Normalde sadece küçük bir miktar dışkı ve ter ile kaybedilir,
ancak bu yollar türlere bağlı olarak bazı hastalıklarda veya
fizyolojik durumlarda daha önemli hale gelebilir.
Sodyum (Na)
■ Sodyumun düzenlenmesi, su dengesi tartışılmadan
tartışılamaz, çünkü bu maddeler birbiriyle bağlantılıdır.
■ Farklı bölmeler arasındaki su dengesi, ozmotik
basınçlara bağlıdır. Plazmanın en bol katyonu olan
sodyum, ilişkili anyonlarla birlikte hücre dışı
osmolalitenin en önemli belirleyicisidir.
■ Su ve sodyum regülasyonu, normal kan hacmi ve
osmolalitenin korunması ile ilişkilidir.
■ Osmolalite ve vasküler basınç sensörleri, böbrek
tarafından sodyum ve/veya su işlemede değişikliklere
yol açar.
Sodyum (Na)
■ Plazma osmolalitesinde %1-2'lik bir artış, hipotalamustaki ozmoreseptörler tarafından tespit edileceği için, arka hipofizden vazopressin (antidiüretik hormon) sekresyonu ile sonuçlanır.
■ Vasopressin, vasküler suyu yenilemek için böbrek üzerine etki ederek toplayıcı tüpten su geri emilimini artırır. Osmoreseptör hücreleri ayrıca susuzluk hissinin doğmasınıda sağlar.
■ Arteriyel ve atriyal baroreseptörler kan basıncını veya kan hacmini yüksek hissederlerse, vazopressin salınımını inhibe etmek için hipotalamusa impulslar gönderilir.
Sodyum (Na)
■ Ayrıca distal nefronda sodyum emilimini azaltmak için hareket ederler.
■ Böbreğin juxtaglomerular hücreleri (aparatı), düşük kan basıncını tespit eden baroreseptörlerdir. Bu hücreler renin salgılayarak renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini (RAAS) aktive eder.– Anjiyotensinojen II, adrenal bezlerden aldosteron salınmasına
neden olur, vazopressin salgılanmasını artırır ve susuzluk hissini uyarır.
– Aldosteron, sodyumun yeniden absorbe edilmesi için renal toplayıcı tüpler üzerinde etki eder.
– Sodyumun emilimi, ya elektroliteyi korumak için potasyumun salgılanması (aldosteronun bir başka önemli fonksiyonu) ya da klorürün emilmesi ile birleştirilir.
Sodyum (Na)
■ Serum sodyum konsantrasyonunu değerlendirirken,
hayvanın toplam vücut suyu dikkate alınmalıdır.
■ Düşük vücut suyunun (dehidrasyon) klinik veya
biyokimyasal kanıtı var mı yoksa normal görünüyor mu,
muhtemelen mi artmış?
– Serum sodyum konsantrasyonundaki bir artış, daha fazla
sodyum, daha az su veya sebeplerin bir kombinasyonuna
bağlı olabilir.
– Serum sodyum konsantrasyonunda bir azalma daha az
sodyum, daha fazla su veya sebeplerin bir kombinasyonuna
bağlı olabilir.
Fazla tuz?
Hayvan
tuzlu bir şey
mi tüketti?
Hayvana I.V.
Hipertonik
sıvı mı
verildi?
Hiperaldosteronizm
(Nadiren)
Su Açığı
Düşük tüketim Su kaybı > Na
Donmuş
veya
dökülmüş
su kaynağıSu tüketimi
izlenmeli
(Nörolojik sorun,
Halsizlik)
Renal GI
Ateş
Kesik kesik nefes
alma
Hiperventilasyon
Serum Na+
(Hipernatremi)
Endojen Kaymalar
Sodyum Açığı
Serum Na+
(Hiponatremi)
Fazla su?(Su retensiyonu>Na)
Yetersiz
ADH
sekresyonu
(Nadiren)
Fazla
miktarda I.V.
Na-fakir
sıvıların
verilmesi?
Hipovolemi/Ödem
• Konjestif kalp yetmezliği
• Hepatik fibröz
• Nefrotik Sendrom
Plazma
Hiperosmolalitesi
(Na dışındaki bir
nedenden dolayı;
ISS’den ESS’ye su
kayması)
Renal
kayıp
Üçüncü bölge
vücut
sıvılarına geçiş
Atlarda
terleme
GI
kayıp
Klor (Cl)
■ Klor ESS'deki ana anyondur ve elektrolitlerin ve suyun taşınmasında sodyum benzer şekilde önemlidir.
■ Klor ayrıca asit baz metabolizmasında bir konjuge anyon olarak görev yapar. Elektronötüraliteyi korumak için ya pozitif yüklü sodyum ile aynı yönde hareket eder ya da negatif yüklü bikarbonat iyonlarıyla yer değiştirir.
■ Serum klor konsantrasyonu sodyum seviyeleriyle ve hayvanın asit-baz durumu ile birlikte değerlendirilmelidir.
– Klor konsantrasyonu anormalliği, sodyum konsantrasyonundaki anormallikler ile orantılı olarak gözüküyorsa, dikkate alınacak farklılıklar, hiponatremi veya hipernatremi için verilenlere benzerdir. Aksi durumda bikarbonat konsantrasyonu ve kan gazları ile birlikte değerlendirilmelidir.
Klor (Cl)
■ Hiperkloremi
– Hiperkloremi genellikle bir su eksikliği ile ilişkilidir.
– Alternatif olarak, hiperkloremi hipobikarbonatemiye bağlı
olabilir.
– Bikarbonat kaybı, GI yolundan ishal, sığırlarda tükürük
kaybı, yüksek bikarbonat konsantrasyonu veya bağırsak
tıkanıklığı ile ortaya çıkan bağırsak içeriğinin kusulması ile
ortaya çıkabilir.
– Bikarbonatın böbrek kaybı proksimal veya distal tübüler
asidozla ortaya çıkar. Solunum alkalozunaa cevaben,
bikarbonatın renal retensiyonun azalması, klorürün
tutulmasına neden olur.
Klor (Cl)
■ Hipokloremi
– Eğer klor sodyumdan daha büyük bir derecede düşerse, metabolik alkaloz ile ilgili farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır.
– HCl'nin mideye salgılanması sürecinde serum klor azalır ve serum bikarbonat arttırılır.
– Eğer mide sıvısı, yer değiştirmiş bir abomasum, pilorik obstrüksiyon veya fonksiyonel tıkanıklık nedeniyle kusma veya sekestrasyon nedeniyle kaybedilirse, serum klor konsantrasyonu düşücek ve bikarbonat yüksekselecektir.
– Kronik solunum asidozunun kompenzasyonunda bikarbonat konsantrasyonları arttığında serum klor düzeyleri azalır.
Potasyum (K)
Thrall ve ark. 2012
■ Potasyum, istirahat hücre membran potansiyelinde rol
oynayan önemli bir hücre içi katyondur.
■ Kardiyak ve iskelet kası disfonksiyonu ve hiperkalemi
gibi anormal serum potasyum konsantrasyonları ile
ilişkili klinik belirtiler kardiyak iletimde hayatı tehdit
edici etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, serum
potasyum konsantrasyonlarını dar sınırlar içinde
tutmak önemlidir.
Potasyum (K)
■ Toplam vücut potasyum, yutulan (% 100) ve böbrekten
(normalde ∼90-95) ve kolondan (normalde ∼% 5-10)
atılan arasında bir denge ile sağlanır.
■ ESS (serum) potasyumunun konsantrasyonu ayrıca
ESS ve ISS arasındaki potasyumun yer değiştirmesine
de bağlıdır.
■ ESS'de toplam vücut potasyumunun% 5'inden azı
vardır; Bu nedenle serum potasyum konsantrasyonu,
toplam vücut potasyum içeriğinin öngörülemeyen bir
temsilidir.
Artmış K+ Yüklemesi
Serum K+
(Hiperkalemi)
Düşük Renal Atılım
ISS ve ESS arasında translokasyon
• Metabolik asidoz
• İnsulin noksanlığı
• Şiddeli doku hasarı
Hipoadrenokortisizm
Oligürik/Anürik Böbrek Yetmezliği
Üretral Obstrüksiyon
Yırtılmış İdrar Kesesi
Hipovolemi nedeniyle düşük
renal tubüler akış
• Gastrointestinal hastalık
• Vücut boşukları effüzyonları
In vitro artefaktlar
• Hemoliz
• Trombositoz
• Geç serum ayırma
• EDTA Kontaminasyonu
Serum K+
(Hipokalemi)
Düşük tüketim veya
I.V. K-fakir sıvıların verilmesi?
• Gastik kusma
• İnce bağırsak kaynaklı diyare• Kronik böbrek yetmezliği
• Distal renal tubüler asidoz
• Post-obstrüksiyona bağlı diürezis
• Diyabetik ketoasidoz
• Diüretikler
• Hiperinsulinemi
• AlkalozKayıp
ISS ve ESS arasında translokasyon
Renal Gastrointestinal
Sodyum:Potasyum Oranı (Na:K)
■ Hipoadrenokortisizm
■ Na:K < 27:1 ??
– Özellikle köpeklerde < 15 çoğunlukla hipoadrenokortisizm ile
ilişkilidir.
■ Mutlak veya rölatif K artışı veya Na azalması veya
kombinasyonları şeklinde.
– Artan K en sık neden.
■ Ayırıcı tanıda önemli.
– Renar/üriner kanal hastalıkları, GI hastalıkları, parazitler
(köpek), vücut boşlukları efüzyonları, D. insipidus, Pankreatitis,
pyometra, oküler hastalıklara bağlı olarak da oran azalabilir.
Anyon Açığı
■ Kandaki çeşitli anyon ve katyonlar rutin olarak
ölçülebilirken, ölçülemeyen birçok başka unsur daha
vardır.
■ ESS'nin baskın katyonları sodyum, potasyum, kalsiyum
ve magnezyumdur ve baskın anyonlar ise klor,
bikarbonat, plazma proteinleri, organik asit iyonları,
fosfat ve sülfattır.
■ Ölçülemeyen anyonların sayısı, ölçülemeyen
katyonların sayısından daha büyüktür ve bunlar
arasındaki fark anyon açığı olarak adlandırılır.
• Tanım: Anyon açığı ölçülemeyen katyonlar ve anyonlar arasındaki farktır.
• Hesaplama: Anyon açığı Na & K ve Cl & HC03- arasındaki farktır.
Anyon Açığı
■ Anyon açığını hesaplamak için dolaylı bir yöntem
kullanılır. Hesaplama, elektronötrallik yasasına
dayanmaktadır (Pozitif yüklerin sayısı, negatif yüklerin
sayısına eşit olmalıdır).
■ Anyon Açığı = {[Na+] + [K+]} - {[Cl-] + [HCO3-]}
■ Serumda ölçülen anyon ve katyon konsantrasyonları
anyon açığını belirler. mEq/L – mmol/L olarak ifade
edilir.
■ Normal değer = 10-25 mEq/L – 8-25 mmol/L
– Tür, metot ve cihaza göre değişiklik gösterebilir.
Anyon Açığı
■ Anyon açığındaki en büyük değişiklik, dolaşımdaki organik asitlerin artması nedeniyle bir yükselmenin meydana gelmesidir. Bu nedenle anyon açığı, bir hayvanın asit-baz durumunun belirlenmesinde önemlidir. – Bikarbonatın normal veya artmış olabileceği karışık bir asit-baz
bozukluğu sırasında azalmış plazma bikarbonat konsantrasyonlarının (metabolik asidoz) nedenini veya metabolik asidozu saptamak için kullanılır.
■ Katyonlar anyon açığını etkileyecek kadar nadiren değiştiğinden, bikarbonattaki bir düşüşün ya dengelenmiş anyonlarda bir artış ya da denklemi eşit tutmak ve elektronötraliteyi korumak için klorde bir düşüş eşlik etmelidir.
Anyon Açığı
■ Anyon açığı üzerinde en fazla etkisi olan ölçülmemiş
anyonlar, salisilat ve etilen glikol gibi ekzojen maddeler
veya laktat, ketonlar ve üremik asitler gibi endojen
ürünlerdir.
– Laktik asidoz, hipoksi ve anaerobik metabolizma
neticesinde meydana gelir.
– Negatif bir enerji dengesi olduğunda ve metabolizma
öncelikle glikolizden lipolizise geçtiğinde keto asitleri
üretilir.
– Üremik asitler, azalmış glomerüler filtrasyon oranı (GFR)
nedeniyle artık yeterince filtrelenmeyen fosfatlar, sülfatlar
ve organik asitlerdir.
Kalsiyum (Ca)
■ Kan kalsiyum konsantrasyonlarındaki değişiklikler
ölüm dahil ciddi klinik sorunlara yol açabilmektedir.
Ayrıca alsiyum anormalliklerinin nedenini tespit ve
takip etmenin genellikle altta yatan hastalık sürecini
teşhis etmede yardımcı olmaktadır.
■ Kalsiyumun serum konsantrasyonlarını ölçerken,
toplam kalsiyum ve iyonize kalsiyum (serbest) ölçümü
arasındaki farkı anlamak önemlidir.
– Serbest (bağlanmamış) iyonize kalsiyum (iCa), toplam
kalsiyumun yaklaşık % 50'sini oluşturan, biyolojik olarak
aktif ve hormonal olarak regüle edilen fraksiyondur.
Serum Ca ve P dengesine etkili güçler
Kalsiyum Fraksiyonları
Kalsiyum (Ca)
■ Hiperkalesmi nedenleri (Total Kalsiyum)
– Granulomatöz inflamasyon
– Osteolitik lezyonları
– Hatalı sonuçlar
– Hiperparatiroidizm (primer)
– D vitamini Toksisitesi
– Addison hastalığı
– Kronik böbrek yetmezliği
– Neoplazi
– İdiopatik
– Geçici (Transient)
Kalsiyum (Ca)
■ Hipokalsemi nedenleri (Total Kalsiyum)
– Mg yetersizliği
– Ciddi doku hasarları
– Laktasyon veya gebelik
– D vitamini yetersizliği
– Pankreatitis
– Böbrek problemleri
– Albümin eksikliği
– GI alımın azalması
– Sepsis
– Etilen glikol zehirlenmesi
Fosfor (P)
■ Fosfor enerji metabolizması, nükleik asit sentezi ve hücre sinyal iletiminde görev alan önemli bir elementtir.
■ Kan ve idrarda önemli bir tampon ve yapısal plazma membran fosfolipidleri ve fosfoproteinlerde ve kemikte önemli bir bileşendir.
■ Serum fosfor konsantrasyonlarındaki anormallikler hormonal denge, bağırsak emilimi, renal atılım veya doku veya hücre dağılımındaki anormalliklere bağlı olabilir. Serum fosfat konsantrasyonları toplam vücut seviyelerini yansıtmayabilir.– Serum kalsiyumunda eşzamanlı bir anormallik varsa, kalsiyum
anormalliğinin nedenini araştırmak ve belirlemek sıklıkla fosfordaki anormalliğin açıklamasını sağlar. Kalsiyum ve fosfor arasındaki değişim paternini incelemek önemli ipuçları sağlayabilir.
Magnezyum (Mg)
■ Magnezyum hücre içi bir iyondur. ATP'nin oluşumu ve kullanımı ile birçok mitokondriyal reaksiyonu içeren reaksiyonlar dahil olmak üzere birçok enzim reaksiyonunun bir kofaktörüdür.
■ Protein ve nükleik asit sentezi için de gereklidir.
■ Homeostasis öncelikle bağırsak emilimi ve böbrek atılımı arasındaki denge ile sağlanır.
■ Magnezyumun kalsiyum gibi serbest iyonize, proteine bağlı (yaklaşık% 30) ve serumda kompleksleşmiş formlarda bulunur. – Serum magnezyum, toplam vücut magnezyumunun sadece
yaklaşık% 1'ini içerir ve bu nedenle toplam vücut magnezyumunun doğru bir temsili değildir.
Magnezyum (Mg)
■ Hipomagnezemi, hipermagnezemiye göre daha sık morbidite ile ilişkilidir. – Nöromusküler bulgular görülür.
– Bunlar arasında aşırı telaşlı hal, kas titremeleri, spazmlar, fasikülasyonlar ve ataksi yer alır.
– Hipomagnezemi ile ilişkili diğer komplikasyonlar arasında hipokalemi veya hipokalsemi gelişimi yer alır. İlk önce hipomagnezemi düzeltilmedikçe bu eksiklikler düzeltilemeyebilir.
– Hipomagnezemi tipik olarak ya artmış kayıp ya da azalmış alım ile ilişkilidir.
– Küçük hayvanlarda hipomagnezeminin en yaygın nedeni renal veya gastrointestinal sistemlerdeki sorunlara bağlı olarak gelişen kayıplardır. • Malabsorpsiyon, ishal, böbrek hastalıkları (geri emilim ile ilgili).
Magnezyum (Mg)
– Ruminantlarda düşük alıma bağlı olarak hipomagnezemi
gelişebilir. Çayır tetanisi olarak da isimlendirilen bu problem,
potasyumdan yüksek ve magnezyum içeriğinde düşük olan
yemyeşil meralarda otlayan hayvanlarda görülür.
• Yüksek potasyum, rumende normal magnezyum emilimini
engeller.
– Uzun süreli intravenöz sıvılar veya parenteral beslenmede
magnezyum içeriği yeteri kadar değilse hipomagnezemi
görülebilir.
– Hipomagnezemi nedenlerinden biri de hipoalbüminemidir (eğer
serbest, iyonize magnezyum yerine toplam magnezyum
ölçülürse) içerir.
Magnezyum (Mg)
■ Hipermagnezemi, akut olarak gelişmediği sürece
daha az önemli bir klinik problemdir.
– Kardiyak veya nörolojik sorunlara neden olabilir.
– Bulantı ve kusmaya neden olabilir.
– Hipermagnezemi iatrojenik olarak veya esas olarak akut
böbrek yetmezliği veya üretral obstrüksiyonla ilişkili azalmış
renal atılımına bağlı olarak görülebilir.
Kan Plazmasındaki Sıvı Kayıplarının Hesaplanması■ % W = (TPH - TPS) x 100 / TPH
– W: Yüzde olarak kan plazmasındaki sıvı kaybı
– TPH: Hasta hayvan toplam proteini (g/dL)
– TPS: Sağlıklı hayvanın toplam proteini (g/dl)
■ ESS Kaybı (L)= (% W x CA x 0,4)/100
– CA: Canlı ağırlık
Dehidratasyonlar ve Hiperhidratasyonlar
Sendromlar OsmolaliteEkstrasellüler
Sıvı
İntrasellüler
SıvıNedenler
Hipertonik Dehidratasyon
(Sıvı deplesyonu)Artar Azalır Azalır Su kaybı > Tuz kaybı
Hipotonik Dehidratasyon Azalır Azalır Artar Su kaybı < Tuz kaybı
İztonik Dehidratasyon Normal Azalır Su kaybı = Tuz kaybı
Hipertonik Hiperhidratasyon Artar Artar Azalır Su Retensiyonu < Tuz Retensiyonu
Hipotonik Hiperhidratasyon
(su zehirlenmesi)Azalır Artar Artar Su Retensiyonu > Tuz Retensiyonu
İzotonik Hiperhidratasyon Normal Artar Su Retensiyonu = Tuz Retensiyonu
Sorularını[email protected] adresine e-posta gönderiniz.
Kaynaklar
■ Karagül H, Altıntaş A, Fidancı UR, Sel T, 2000. Klinik Biyokimya. Medisan,
Ankara
■ Prof. Dr. Arif ALTINTAŞ, Ders notları.
■ Sink CA, Weinstein NM, 2012. Practical Veterinary Urinanalysis, 1st ed.
Wiley-Blackwell
■ Thrall MA, Weiser G, Allison RW, Campbell TW, 2012. Veterinary
Hematology and Clinical Biochemistry, 2nd edi. Wiley-Blackwell
Bir sonraki konu;
ASİT-BAZ DENGESİ
Biyokimya & Klinik Biyokimya
ve Laboratuvar dünyası hakkında daha
fazlası için
www.biyokimya.vet
@biyokimya.vet