38
Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ, Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ ! Ziya Paşa men halak-al-halka ve sevvâ : Kâinatın halkını yaratan, seviyelendiren, düzelten ve doğruya ileten elfâ : binlerce (defa )

Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ, Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

  • Upload
    patch

  • View
    77

  • Download
    7

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ, Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !. Ziya Paşa. men halak-al-halka ve sevvâ : Kâinatın halkını yaratan, seviyelendiren, düzelten ve doğruya ileten elfâ : binlerce (defa ). - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,

Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Ziya Paşa

men halak-al-halka ve sevvâ : Kâinatın halkını yaratan, seviyelendiren, düzelten ve doğruya iletenelfâ : binlerce (defa )

Page 2: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Sabret siteme ister isen hüsn-ü mükâfat

Fikreyle ne zulmeylediler Yusuf'a ihvan

hüsn-ü mükâfat : güzel ödülihvan : kardeşler

Ziya Paşa

Page 3: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Her derdin olur çâresi, her inleyen ölmez

Her mihnete âhir olur, her derde pâyan

mihnet : sıkıntıâhir : sonpâyan : son, nihayet

Ziya Paşa

Page 4: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Âdem ona derler ki garazdan ola salim

Nefsinde dahi eyleye icra-yi adalet

garaz : kötü niyet, düşmanca kasıticra : uygulama

Ziya Paşa

Page 5: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

İnsan ona derler ki ede kalb-i rakîki

Âlâm-ı beni-nev'i ile kesb-i melâlet

rakîk : ince, şefkatliâlâm : elemler, kederlerbeni-nev : aynı cinsten olanlar, insanlarkesb : elde etme, kazanmamelâlet : hüzünlenme, kederlenme

Ziya Paşa

Page 6: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Âdem olanın hayrolur insanlığa kasdı

İnsanlığa insanda budur işte delâlet

kasd : niyet ( maksad )delâlet : delil olma, gösterme

Ziya Paşa

Page 7: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Lânet ola ol mala ki tahsiline ânınYa din ola, ya ırz u ya da namus ola âlet

ânın : onuntahsil : elde etme

Ziya Paşa

Page 8: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Kadı ola davacı ve muhzir ola şahit

Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet ?

muhzir : mahkeme mübaşiri

Ziya Paşa

Page 9: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Lâyık mıdır insan olana vakt-i kazâda

Hak zâhir iken bâtıl için hükm-ü adalet Ziya Paşa

vakt-i kazâ : mahkemenin hüküm verme zamanızâhir : açıkta, görünürdebâtıl : gerçeğe aykırı olan

Page 10: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma

Zerdûz palan vursan eşşek yine eşşektir. Ziya Paşa

bed-asl : aslı kötü, aslı bozuknecabet : soyca temizlikzerdûz : altın sırma ile işlenmiş

Page 11: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Hür olmak ister isen olma cihanınZevkinde, safasında, gamında,

kederindeZiya Paşa

Page 12: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Güller güler, figanla geçer ömr-i andelib

Bîmâr ihtizarda, ücret diler tabibZiya Paşa

andelib : bülbülbîmâr : hastaihtizar : can çekişme

Page 13: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Âlim oldur ki bile rütbe-i cehl-ü aczin

Âkil oldur ki ede kendi cünunun temyiz Ziya Paşa

rütbe-i cehl-ü aczin : (kendi) cehalet ve acizliğinin derecesicünun : cinnet, mecnunluk, deliliktemyiz : dikkatle ayırma, seçme

Page 14: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Yâ Rab ! Ne eksilirdi deryâ-yi izzetindenPeymane-i vücuda zehr-âb dolmasaydı ?

Âzâde-ser olur asîb-i derd ü gamdanYa dehre gelmeseydim, ya aklım olmasaydı…

Ziya Paşa

derya-yi izzet : büyüklük ve azamet denizipeymane : kadehZehr-âb : zehir suyu ( hayatın acıları )âzade-ser : başı serbest, kurtulmuşasîb-i der ü gam : dert ve gam müsibetleri, belâlarıdehr : dünya

Page 15: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Dilbeste olma âleme, sultan olsan dahi

Bir mülktür cihan ki Süleyman’a kalmadı

Ziya Paşadilbeste : gönül bağlamış, âşıkâlem : dünya

Page 16: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim

Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde

Ziya Paşa

turfa : garip, tuhaf, beceriksizrehgüzer : yol üstü

Page 17: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Sen mi kaldın hey efendi dehre vermekçün nizam ?

Gaze-i attar ile gelmez acuza intizam. Ziya Paşa

dehr : dünyagaze-i attar : makyaj malzemesiacuz : yaşlı ve çirkin kadın, kocakarı

Page 18: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Zâlimlere bir gün dedirir kudreti Mevlâ :

“Tallahi lekad âserek’ Allahu aleynâ” (*)

Ziya Paşa

(*) : Allah’a andolsun ki Allah seni bize üstün kıldı.

(Yusuf Suresi; Hz. Yusuf’a kardeşlerinin hitabı)

Page 19: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Seyretti hava üzre denir taht-ı Seyretti hava üzre denir taht-ı SüleymanSüleyman

Ol saltanatın yeller eser şimdi Ol saltanatın yeller eser şimdi yerindeyerinde

Ziya PaşaZiya Paşa

seyr : gitme, gidiş, yürüme, yürüyüş, hareket

Page 20: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Dehrin ne safa var acaba sim-ü zerinde

İnsan bırakır hepsini hin-i seferinde

Ziya Paşa

dehr : dünyasim-ü zer : gümüş ve altınhin-i sefer : yolculuk zamanı, günü

Page 21: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Erbab-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar

Rencîde olur dîde-i huffaş ziyadanZiya Paşaerbab-ı kemâl : olgun insanlarnâkıs : eksik, noksanrencîde : rahatsız, incinmişdîde : gözhuffaş : yarasaziya : ışık

Page 22: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Bir damla içen çeşme-i pürhûn-i fenâdan

Başın alamaz bir daha bârân-ı belâdan.

Ziya Paşa

pürhûn : kanla dolu, kanlıfenâ : fânilik, geçicilikbârân : sağnak

Page 23: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Asûde olam dersen eğer gelme cihana

Meydana gelen kurtulamaz seng-i kazâdan Ziya Paşa

asûde : Rahat, başı dinçseng : taş

Page 24: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Her kim ki arar bûy-i vefâ tab-ı beşerde

Benzer ona kim devlet umar zıll-ı huma’dan

Ziya Paşa

bû(y) : kokutab : tabiat, huyzıll : gölgehuma : hayâli bir kuş, devlet kuşu

Page 25: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez

Bârân yerine dürr-ü güher yağsa semadan Ziya Paşa

bî-baht : talihsizkatre : damlabârân : sağnakdürr-ü güher : inci ve mücevher

Page 26: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez

Zira bu terazu bu kadar sıkleti çekmez

Ziya Paşa

maali : yüksek mevzularsıklet : ağırlık

Page 27: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmazŞahsın görünür rütbe-i aklı

eserindeZiya Paşa

âyine : aynarütbe : derece

Page 28: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

İnsana sadakat yaraşır görse de ikrahYardımcısıdır doğruların hazret-i Allah

Ziya Paşaikrah : iğrenme, tiksinme

Page 29: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Allah’a tevekkül edenin yâveri Hak’tır

Nâşad gönül bir gün olur şâd olacaktır. Ziya Paşa

nâşâd : sevinçli olmayan, hüzünlü, gamlışâd : sevinçli, neşeli

Page 30: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabındanAllah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektirZira yumuşak huylu atın çiftesi pektir

Ziya PaşaZiya Paşa

halîm : yumuşak tabiatli, ağır başlı

Page 31: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

mukbil : kabul edilmiş, mutlu, ikbal sahibihandan : gülenhurrem : şen, şakrak, sevinçli

Çok mukbili gördüm ki güler, içi kan ağlar

Handân görünen herkesi hurrem mi sanırsın ?

Ziya Paşa

Page 32: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Nush ile yola gelmiyeni etmeli tekdir

Tekdir ile uslanmıyanın hakkı kötektir

Ziya Paşa

nush : nasihattekdir : azarlama

Page 33: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz

Divanelerin hemdemi divane gerektir

Ziya Paşanâdân : cahil, görgüsüztelezzüz : lezzet alma, tad almadivane : delihemdem : arkadaş

Page 34: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

İncinmemek istersen eğer mülk-i fenâda

Bir kimseyi incitmemeye hasr-ı meram et

Ziya Paşa

mülk-i fenâ : fanilik ülkesi, dünyahasr-ı meram : maksadını yoğunlaştırmak

Page 35: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş

Tazyi-i nefes eyleme tebdil-i makam et Ziya Paşa

gûş : kulaktazyi : artırmaktebdil : değiştirmemakam : bulunulan yer

Page 36: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Mânend-i şecer, nâbit olur sâbit olanlar

Herhangi işin ehli isen onda devam et.

Ziya Paşa

mânend : benzer, gibişecer : ağaçnâbit : bitek, verimli

Page 37: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Noksanını bil, ya bir işe başlama Noksanını bil, ya bir işe başlama evvel,evvel,

Ya başladığın kârı pezira-i hitam Ya başladığın kârı pezira-i hitam et.et.

Ziya PaşaZiya Paşa

kâr : işpezira-i hitam : sonuna kadar götürmek

Page 38: Subhaneke yâ men halak-al-halka ve sevvâ,  Subhaneke, subhaneke, subhaneke, elfâ !

Subhane men tahayyare fî sun’ih-Subhane men tahayyare fî sun’ih-il ukûlil ukûl

Subhane men bi kudretihi yâ’ciz-il Subhane men bi kudretihi yâ’ciz-il fuhûlfuhûl

Ziya PaşaZiya Paşa

men tahayyare fî sun’ih-il ukûl : sanatıyla akılları hayrete düşüren, hayran edenmen bi kudretihi yâ’ciz-il fuhûl : kudretiyle en yüksek bilginleri âciz bırakan