Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T. C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANA BİLİM DALI MUHASEBE-FİNANSMAN BİLİM DALI
FİNANSAL ORANLAR YARDIMIYLA İŞLETMELERİN FİNANSAL
BAŞARISIZLIKLARININ TESPİT EDİLMESİ; IMKB’DE BİR UYGULAMA
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN NAZLIGÜL GÜLCAN
TEZ DANIŞMANI
DOÇ. DR. ŞEREF KALAYCI
ISPARTA-2011
i
ii
iii
ÖNSÖZ
Tez çalışmamın her aşamasında değerli yardım ve katkılarından dolayı başta
Danışmanım Sn. Doç. Dr. Şeref KALAYCI olmak üzere tüm hocalarıma şükranlarımı
sunarım.
Ayrıca, hayatım boyunca en büyük destekçilerim olan sevgili babam Mehmet
Selçuk GÜLCAN, annem Ayşe GÜLCAN’a sonsuz teşekkür ederim.
iv
ÖZET
FİNANSAL ORANLAR YARDIMIYLA İŞLETMELERİN FİNANSAL BAŞARISIZLIKLARININ TESPİT EDİLMESİ;
IMKB’DE BİR UYGULAMA
NAZLIGÜL GÜLCAN
Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Bölümü, Yüksek Lisans Tezi,
127 Sayfa, Haziran 2011
DANIŞMAN: DOÇ. DR. ŞEREF KALAYCI
En genel amacı kar elde etmek olan ve ömürlerinin sınırsız olduğu kabul
edilen işletmelerin, faaliyet gösterdiği alanlardaki koşullar, çeşitli nedenler ve serbest
piyasa ekonomisi koşulları gereği artan rekabetten dolayı giderek zorlaşmaktadır. Bu
koşullara uyabilen işletmeler varlıklarını sürdürerek başarıyı yakalamakta; bu koşullar
karşısında uyum problemi yaşayan işletmelerse, problemlerini çözemediği takdirde,
finansal başarısızlığın son aşamaları olan iflas ya da tasfiye durumları ile karşı karşıya
gelmektedirler. Bu durum; hem işletme dolayısıyla ülke hem de dünya ekonomisi için
olumsuz bir durum yaratmaktadır ve finansal başarısızlığa uğramış işletmelerin
varlığı, ekonomilerindeki kıt kaynakların iyi değerlendirilemediğinin göstergesi olup
bu da çeşitli makro problemlere neden olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı; finansal
başarısızlık hem mikro hem makro anlamda önemli bir konudur. Finansal
başarısızlığın ekonomide olumsuz bir duruma yol açmasına engel olabilmek için,
işletmelerin finansal başarısızlığına neden olan işletme içi ve dışı nedenlerinin
incelenmesi gerekmektedir.
Bu çalışma; başarılı ve başarısız işletmelerin finansal oranları arasında farklılık
olup olmadığının tespit edilmesini içermektedir. Ayrıca, işletmelerin durumlarını
düzeltmek için hangi önlemleri almaları gerektiği konusunda da bilgi verilmektedir.
Anahtar kelimeler: Finansal başarısızlık, finansal başarısızlık faktörleri, iflas,
Mann Whitney U Testi.
v
ABSTRACT THE DETERMINATION OF FINANCIAL FAILURES OF BUSINESSES
WİTH FINANCIAL RATIOS;
AN APPLICATION IN IMKB
NAZLIGÜL GÜLCAN
Süleyman Demirel University, Department of Business Administration,
Master Thesis,
127 Pages, June 2011
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Şeref KALAYCI
The conditions of the fields, in which the businesses, of which the most
general aim is to a chieve profit and lives are known as unlimited, operate, are
increasingly getting difficult because of various reasons and the increasing challenge
of the necessity of free market economy. While the businesses which get along with
these conditiones are able to gain success, the ones which can not get along with these
conditions, in case of they could not solve their problems, they come across with
bankruptcy and liquidation affairs which are the last steps of financial failure. This
situation creates a negative status forth a world economy as well as the country’s just
because of the business. The presence of the businesses which experince financial
failure indicatesth at the poorre sources in the economy are not used well and this
causes inflation. Because of these reasons, financial failure is important term in
macroeconomy as well as the micro. In order to prevent the financial failure cause a
negative status in economy, the iner and outer reasons of businesses which cause
financial failure are needed to be observed.
This work includes to determine whether differences exist (or not) between
successful and unsuccessful businesses’s financial ratios. In the result of this research,
it is informed that what measures should be taken in order to correct the status of the
business.
Keywords: Financial failure, the factors of financial failure, bankruptcy, Mann
Whitney U Testi.
vi
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………iii
ÖZET………………………………………………………………………………iv
ABSTRACT…………………………………………………………………….....v
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………...............xi
KISALTMALAR DİZİNİ………………………………………………………xii
TABLOLAR DİZİNİ…………………………………………………………...xiii
GİRİŞ……………………………………………………………………………..1
BİRİNCİ BÖLÜM
BAŞARISIZLIK VE FİNANSAL BAŞARISIZLIĞA İLİŞKİN GENEL
KAVRAMLAR
1. İŞLETMELERDE BAŞARISIZLIK…………………………………………3
1.1. İşletmelerde Başarısızlık Çeşitleri…..…………………………………...5
1.1.1. Ekonomik Başarısızlık……………………………………………..5
1.1.2. Finansal Başarısızlık……………………………………………….6
1.1.2.1. Finansal Başarısızlık Çeşitleri…………………………….7
1.1.2.1.1. Likidite Yetersizliği……………………………...8
1.1.2.1.2. Negatif veya Düşük Kar…………………………9
1.1.2.1.3. İflas……………………………………………...10
2. FİNANSAL BAŞARISIZLIK NEDENLERİ……………………………….11
2.1. Finansal Başarısızlığın İşletme İçi ve İşletme Dışı Nedenleri…………12
2.1.1. İşletme İçi Finansal Başarısızlık Nedenleri……………………..14
2.1.1.1. Yetersiz İşletme (Çalışma) Sermayesi ve Nakit Akımı...15
2.1.1.2. Yanlış Yönetim…………………………………………...15
2.1.1.3. İşletme Hayat Döngüsü…………………………………..16
2.1.2. İşletme Dışı (Çevresel) Finansal Başarısızlık Nedenleri……….18
vii
2.1.2.1. Ekonomik Nedenler…………………………………….19
2.1.2.2. Toplumsal Nedenler…………………………………….20
2.1.2.3. Hukuki ve Politik Nedenler…………………………….20
2.1.2.4. Doğal Nedenler………………………………………….21
2.2. Finansal Başarısızlığa Neden Olan Risk Faktörleri…………………...21
2.2.1. Sistematik Riskler………………………………………………..22
2.2.1.1. Piyasa Riski……………………………………………...23
2.2.1.2. Politik Risk………………………………………………26
2.2.1.3. Enflasyon Riski………………………………………….26
2.2.1.4. Faiz Oranı Riski………………………………………...28
2.2.1.5. Kur Riski………………………………………………...29
2.2.2. Sistematik Olmayan Riskler……………………………………..30
2.2.2.1. Finansal Risk……………………………………………30
2.2.2.2. İş ve Sektör Riski………………………………………..31
2.2.2.3. Yönetim Riski…………………………………………...32
3. FİNANSAL BAŞARISIZLIK VE KRİZ İLİŞKİSİ……………………….33
4. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞIN SONUÇLARI……………………………36
4.1. Teknik Likidite Kaybı………………………………………………….36
4.2. İflas……………………………………………………………………...36
5. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞA DÜŞEN İŞLETMELERİN DURUMUNU
İYİLEŞTİRMEDE ALINABİLECEK ÖNLEMLER……………………...37
5.1. İşletmenin Sermaye Yapısının Yeniden Düzenlenmesi ve/veya
Güçlendirilmesi…………………………………………………………38
5.1.1. Borçlara Karşılık Sermayeye İştirak Payı Verilmesi………….40
5.1.2. Tahvillere Karşılık Pay (Hisse) Senedi Verilmesi………….......40
5.1.3. Tahvil Faizlerinin Düşürülmesi…………………………………41
5.1.4. Tahvillerin Kara İştirakli Tahvillerle Değiştirilmesi…………..41
viii
5.1.5. İmtiyazlı Hisse Senetlerinin Adi Hisse Seneleriyle
Değiştirilmesi…………………………………………………………....41
5.1.6. Hisse Senetlerinin Nominal Değerlerinin Düşürülmesi………..41
5.1.7. Aktiflerin Yeniden Değerlendirilmesi…………………………..42
5.1.8. İşletmeye Yeni Ortaklar Alınması………………………………42
5.1.9. Kullanılmayan Varlıkların Satılması veya Kiralanması………42
5.1.10. Borçların Menkul Kıymetleştirilmesi………………………….43
5.1.11. Konkordato Önerilmesi………………………………………...43
5.1.12. İşletmenin Hukuki Şeklinin Değiştirilmesi……………………44
5.1.13. İşletmelerin Birleşmesi………………………………………….45
5.1.14. Küçülme (Downsizing)………………………………………….46
5.1.15. İşletmenin Tasfiyesi……………………………………………..47
5.2. Borçların Yapılandırılması……………………………………………49
5.2.1. Borçların Vadesini Uzatmak veya Borçları Konsolide Etmek..50
5.2.2. Röfinansman……………………………………………………...52
5.3. İşletmenin Alacaklıların Temsilcilerinden Oluşan Bir Komite
Tarafından Yönetilmesi………………………………………………..52
5.4. Alacaklıların Anlaşma Yoluyla Alacaklarından Kısmen veya
Tamamen Vazgeçme Anlaşmaları…………………………………….53
ix
İKİNCİ BÖLÜM
FİNANSAL BAŞARISIZLIĞI BELİRLEMEDE VE ÖNCEDEN TAHMİNİNDE
KULLANILAN YÖNTEMLER
1. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞI BELİRLEMEDE KULLANILAN ANALİZ
TEKNİKLERİ………………………………………………………………..55
1.1. Finansal Analiz Tekniklerine İlişkin Açıklamalar……………………55
1.2. Finansal Analiz Teknikleri……………………………………………..58
1.2.1. Karşılaştırmalı (Yatay) Analiz…………………………………..59
1.2.2. Eğilim (Trend) Analizi…………………………………………...60
1.2.3. Yüzde Yöntemi (Dikey) Analizi…………………………………61
1.2.4. Oran (Rasyo) Analizi…………………………………………….62
1.2.4.1. Likidite Oranları………………………………………..63
1.2.4.2. Finansal Yapı Oranları…………………………………64
1.2.4.3. Faaliyet Oranları………………………………………..65
1.2.4.4. Karlılık Oranları………………………………………..67
1.2.4.5. Borsa- Performans Oranları…………………………...71
2. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞIN ÖNCEDEN TAHMİNİ VE
TAHMİNİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER………………………….72
2.1. Finansal Başarısızlığın Önceden Tahmininin Önemi………………...72
2.2. Finansal Başarısızlığın Önceden Tahmininde Kullanılan Yöntemler.73
2.2.1. Tek Değişkenli İstatistiksel Yöntemler………………………….74
2.2.1.1. Beaver’in Çalışması…………………………………….76
2.2.1.2. Weibel’in Çalışması.........................................................77
2.2.1.3. Sinkey’in Çalışması……………………………… ……..77
2.2.2. Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemler…………………………78
2.2.2.1. Çok Değişkenli Diskriminant Modeli………………….79
2.2.2.2. Lojistik Regresyon Modeli……………………………..81
2.2.2.3. Faktör Analizi Modeli…………………………………..83
x
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İMKB’DE İŞLEM GÖREN İŞLETMELERİN FİNANSAL
BAŞARISIZLIKLARINA İLİŞKİN BİR UYGULAMA
1. ARAŞTIRMANIN AMACI………………………………………………….85
1.1. Araştırmada Veri Toplama Tekniği……………………………………85
1.2. Araştırmanın Modeli……………………………………………………85
1.3. Araştırmada Kullanılan Değişkenler ………………………………….86
1.4. Araştırma Metodu……………………………………………………….87
1.4.1. Mann Whitney U Testi…………………………………………...87
1.4.1.1. 2006 Yılı Analiz Sonuçları…………………...………….89
1.4.1.1.1. 2006 Yılı Likidite Analizi Sonuçları…………89
1.4.1.1.2. 2006 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları…..89
1.4.1.1.3. 2006 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları…………90
1.4.1.1.4. 2006 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları…………91
1.4.1.2. 2007 Yılı Analiz Sonuçları…………………...……….....92
1.4.1.2.1. 2007 Yılı Likidite Analizi Sonuçları…………92
1.4.1.2.2. 2007 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları…..92
1.4.1.2.3. 2007 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları………....93
1.4.1.2.4. 2007 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları…………93
1.4.1.3. 2008 Yılı Analiz Sonuçları………………. ….……….....95
1.4.1.3.1. 2008 Yılı Likidite Analizi Sonuçları…………95
1.4.1.3.2. 2008 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları…..95
1.4.1.3.3. 2008 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları…………96
1.4.1.3.4. 2008 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları…………96
1.4.1.4. 2009 Yılı Analiz Sonuçları…………………………........98
1.4.1.4.1. 2009 Yılı Likidite Analizi Sonuçları…………98
1.4.1.4.2. 2009 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları…..98
1.4.1.4.3. 2009 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları…………99
1.4.1.4.4. 2009 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları…………99
xi
SONUÇ.…………………………………………………………………….......101
KAYNAKÇA…………………………………………………………………..105
EKLER………………………………………………………………………....115
xii
KISALTMALAR DİZİNİ
a.g.e. Adı Geçen Eser
AR-GE Araştırma- Geliştirme
BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
c. Cilt
DDK Devlet Denetleme Kurulu
Ed. Edition
FEE European Federation of Accountants
GSMH Gayrisafi Milli Hasıla
IMF International Money Fone
İİBF İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İMKB İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
KİT Kamu İktisadi Teşekkülü
KOBİ Küçük ve Orta Ölçekli İşletme
KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı
m. Madde
p. Page
s. Sayfa
S. Sayı
SBE Sosyal Bilimler Enstitüsü
SPK Sermaye Piyasası Kurulu
TCMB Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
TL Türk Lirası
TMSF Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
TTK Türk Ticaret Kanunu
USA United States of America
VUK Vergi Usul Kanunu
xiii
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. 1. Finansal Başarısızlıkla İlgili Tanımlar.
Tablo 1. 2. İşletme Hayat Döngüsü.
Tablo 3.1. 2006 Yılı Likidite Analizi Sonuçları
Tablo 3.2. 2006 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları.
Tablo 3.3. 2006 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları.
Tablo 3.4. 2006 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları.
Tablo 3.5. 2007 Yılı Likidite Analizi Sonuçları
Tablo 3.6. 2007 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları.
Tablo 3.7. 2007 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları.
Tablo 3.8. 2007 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları.
Tablo 3.9. 2008 Yılı Likidite Analizi Sonuçları.
Tablo 3.10. 2008 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları.
Tablo 3.11. 2008 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları.
Tablo 3.12. 2008 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları
Tablo 3.13. 2009 Yılı Likidite Analizi Sonuçları.
Tablo 3.14. 2009 Yılı Finansal Yapı Analizi Sonuçları.
Tablo 3.15. 2009 Yılı Faaliyet Analizi Sonuçları.
Tablo 3.16. 2009 Yılı Karlılık Analizi Sonuçları.
Ek 1. Örnekleme Alınan İşletmelerin Listesi.
EK 2. İncelenen İşletmelerin 2006 Yılına Ait Finansal Oranlarının Mean Rank
Tablosu ve Mean Tabloları.
EK 3. İncelenen İşletmelerin 2007 Yılına Ait Finansal Oranlarının Mean Rank
Tablosu ve Mean Tabloları.
EK 4. İncelenen İşletmelerin 2008 Yılına Ait Finansal Oranlarının Mean Rank
Tablosu ve Mean Tabloları.
EK 5. İncelenen İşletmelerin 2009 Yılına Ait Finansal Oranlarının Mean Rank
Tablosu ve Mean Tabloları.
1
GİRİŞ
İşletmeler gelişen bir ortamda faaliyet göstermelerinden dolayı sürekli bir
değişim içindedirler. En genel amacı kar elde etmek olan ve ömürlerinin sınırsız
olduğu kabul edilen işletmelerin, faaliyet gösterdiği alanlardaki koşullar, çeşitli
nedenlerden dolayı giderek zorlaşmaktadır. Bu koşullara uyabilen işletmeler
varlıklarını sürdürerek başarıyı yakalamakta; bu koşullar karşısında uyum problemi
yaşayan işletmelerse, problemlerini çözemediği takdirde, finansal başarısızlığın son
aşamaları olan iflas durumu ile karşı karşıya gelmektedirler.
Son yıllarda ülkemizde ve tüm dünyada etkili olan birçok kriz yaşanmıştır. Bu
krizler; işletmelerin finansal yapılarının bozulmasına ve finansal yükümlülüklerini
yerine getiremeyerek işletmelerin varlıklarının yok olmasına neden olmaktadır. Bu
durum; hem işletme dolayısıyla ülke hem de dünya ekonomisi için olumsuz bir durum
yaratmaktadır. Çünkü; finansal başarısızlığa uğramış işletmelerin varlığı,
ekonomilerdeki kıt kaynakların iyi değerlendirilemediğinin göstergesidir.
Bu sebeplerden dolayı; finansal başarısızlık hem mikro hem makro anlamda
önemli bir konudur. Finansal başarısızlığın ekonomide olumsuz bir duruma yol
açmasına engel olabilmek için, işletmelerin finansal başarısızlığına neden olan işletme
içi ve dışı nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir. Finansal başarısızlık bileşenleri
olarak nitelendirilen enflasyon, serbest piyasa koşulları gereği oluşan rekabet,
ekonomik durgunluk, işletmenin ölçeği, arz-talep yapısı gibi faktörler ile işletmede
başarısızlığa neden olan sistematik ya da sistematik olmayan risk faktörlerinin
incelenmesi, işletmelerde başarısızlık nedenlerinin incelenmesinde etkili faktörlerdir.
Finansal yapısı bozulmuş işletmelerin, finansal yapılarını tekrar eski güçlü
durumlarına kavuşturabilmek için önlemler alınmalıdır. Bu önlemler alındığı taktirde
işletme eski güçlü finansal yapısına kavuşmuyorsa tasfiyeye gitmek en iyi çözüm
yoludur.
İşletmelerin finansal yapısının yeterli olup olmadığının anlaşılması ve
işletmeyle ilgili geleceğe dair tahminlerde bulunabilmek için finansal analizler
yapılmaktadır. Bu analizlerle; işletmelerin geçmiş verilerine bakılarak işletmenin
finansal yapısı değerlendirilmekte, bu değerlendirmelerle finansal başarısızlığın
önceden tahmin edilmesiyle ilgili modeller oluşturulmaktadır. Finansal başarısızlığın
ülkede ve dünyada olumsuz etkileri olmasından dolayı işletmeler için finansal
analizlerle tahmin önemlidir. Erken uyarı sistemi olarak isimlendirilen başarısızlık
tahmin çalışmaları; işletmenin geleceğinde ortaya çıkabilecek sorunların belirlenmesi
2
ve önlem alınmasında, kredi veren kuruluşların işletmelere uzun vadeli kredilendirme
politikalarının şekillendirilmesinde ve yatırımcıların riskli projelere yatırım yapmama
kararı almalarında yardımcı olacaktır.
Bu çalışmada amaçladığımız; başarılı ve başarısız işletmelerin finansal oranları
arasında fark olup olmadığınının tespit edilmesidir.
Çalışma 3 bölümden oluşmaktadır:
İlk bölümde; başarısızlık hakkında genel bir açıklama yapılarak, başarısızlık
çeşitleri, finansal başarısızlığa neden olan risk faktörleri, finansal başarısızlık
nedenleri, finansal başarısızlığın sonuçları, finansal başarısızlığa düşen işletmelerin
durumlarını düzeltmede alınabilecek önlemler ve finansal başarısızlık-kriz ilişkisi
hakkında bilgiler verilmektedir.
İkinci bölümde; finansal başarısızlığı belirlemede kullanılan analiz teknikleri
ve başarısızlığın önceden tahmini ile ilgili açıklamalar yapılmaktadır.
Üçüncü bölümde ise; işletmelerin finansal başarısızlık nedenlerine ilişkin
İMKB’de işlem gören ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren 90 işletme üzerinde, bu
işletmelerin finansal oranları kullanılarak Mann-Whıtney U test yöntemi ile bir
uygulama yapılmaktadır.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
BAŞARISIZLIK VE FİNANSAL BAŞARISIZLIĞA İLİŞKİN
GENEL KAVRAMLAR
1. İŞLETMELERDE BAŞARISIZLIK
Sözlük anlamı; “yetersiz kalmak” olan başarısızlık; örgütsel ölümlülük,
örgütsel ölüm, örgütsel çıkış, iflas, çöküş, küçültme ve kapanma1 gibi kavramlar
başarısızlığı ifade eder.
İşletmenin en genel amaçları arasında, topluma hizmet, büyüme ve kar olması
dolayısıyla işletmelerde başarısızlık kavramı; topluma hizmetin yeteri kadar
gerçekleştirilememesi, büyümede belirlenen hedefe ulaşılamaması ve kar
maksimizasyonunun sağlanamayarak ortakların refahının arttırılamaması şeklinde de
ifade edilebilir.
Günümüzde işletmeler gerek değişen çevrenin koşullarından dolayı gerekse
kendi faaliyetlerinden zaman zaman başarısızlık durumu ile karşılaşmaktadır. Bu
başarısızlık, sadece işletme içi ve işletmeyle alışveriş içerisinde olan kişi ya da
kurumlarda etkili olmayıp, tüm ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla,
başarısızlığın sadece mikro boyutu olmayıp, aynı zamanda makro boyutu da
bulunmaktadır.
İşletmelerin faaliyet gösterdiği çevre her geçen gün değişmektedir. Bu değişim
sonucunda ekonomik, toplumsal, doğal, hukuki ve politik çevrede farklılıklarla
karşılaşılmakta; işletmeler arasında rekabet oluşmaktadır. İşletmeler bu değişimlere
uyum sağlamak zorunda kalmış, uyum sağlayamayan işletmeler ise piyasadan
çekilmek zorunda kalmışlardır.
Başarısızlık kavramı hakkında bugüne kadar Tablo 1.1’de görüldüğü gibi
birçok farklı görüş ortaya atılmıştır. Bu durumun ortaya çıkma sebebi, başarısızlığın
işletmelerde değişik şekillerde ve şartlarda ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır.
Tanımlarda görüldüğü gibi, işletmelerde başarısızlık kavramı olarak daha çok
finansal odaklı başarısızlık kavramı üzerinde durulmaktadır. İşletme faaliyetlerindeki
en temel amaç, kar elde etme; en temel araç ise, finansman’dır. Çünkü, işletmelerin;
1MELLAHI, K. and WILKINSON, A., Organizational Failure: A Critique of Recent Research and A Proposed Integrative Framework, International Journal of Management Review, Vol.5/6, No.1, 2004, p.22.
4
ALTMAN (1968) İflas Kanuni olarak iflas etmiş ve kayyuma atanmış veya ulusal iflas kanunları koşullan altında reorganizasyon hakkı verilmiş işletmeler.
BEAVER (1966) Başarısızlık İşletmenin vadesi gelmiş olan mali yükümlülüklerini yerine getirememesi. Araştırma kapsamına mali başarısızlık olarak alınan olaylar iflas, tahvil faizinin ödenememesi, banka hesaplarının borç bakiyesi göstermesi veya imtiyazlı hisse senetlerine temettü.
BLUM (1974) Başarısızlık Vadesi gelmiş olan borçları yerine getirememe, iflas süreci içerisine girme, alacaklılarla birlikte borçların azaltılması konusunda bir açık anlaşma yapma.
BOOTH (1983) Başarısızlık Açık bir tanım getirilmemiştir. İsletmelerin Avustralya Menkul Kıymetler Borsasından silinmesi.
DEAKİN (1972) Başarısızlık İsletmenin iflası, aciz hali veya alacaklıların talebi yerine tasfiye edilmesi.
EDMİSTER (1975) Başarısızlık Beaver ve Blum'un tanımlarını kullanmıştır.
ELAM (1975) İflas Federal iflas Kanunu'nun 10. ve 11. bölümleri hükümlerine göre iflas etmis sayılan firmalar.
ELHENNAWY&MORRİS (1983)
Başarısızlık İşletmenin tasfiye edilmesi, mahkeme kararı ile veya alıcılar tarafından başarısız sayılması.
LİBBY (1975) Başarısızlık Deakin'in tanımında yer aldığı gibi, isletmenin iflası, aciz hali veya alacaklıların talebi üzerine tasfiye edilmesi.
TAFFLER (1984) Başarısızlık Kayyum atanması, alacaklıların talebi ile tasfiye edilmesi, mahkeme tarafından faaliyetine son verilmesi
TAFFLER&TİSSHAW (1977)
Başarısızlık İşletmenin alacaklılar tarafından tasfiyesinin istenmesi, mahkeme kararıyla zorunlu olarak başarısız kabul edilmesi.
Tablo 1.1. Finansal Başarısızlığın Tanımları.2
kar elde etmek amacıyla insan gereksinimlerini karşılamak ekonomik, ürün ve
hizmetleri üretmek veya pazarlamak için faaliyette bulunan bir örgüt3 ve finansmanın;
2AKTAŞ, R., Endüstri İşletmeleri İçin Mali Başarısızlık Tahmini, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1993, s.7. 3DOĞAN, M., İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Bilgehan Kitabevi, İzmir, 1991, s.6.
5
işletmelerin tüm risklerini göze alarak, kar ile zarar arasındaki sürecin kar lehine
sonuçlanması ve uzun vadede nakit akışlarının işletme amaçları doğrultusunda
kullanılabilmesi ve etkinleştirilebilmesine yönelik çabalar bütünü4 olması dolayısıyla
işletme, daha çok finansal boyutludur. Bu yüzden, işletmede başarısızlık kavramı
çoğu zaman finansal başarısızlık kavramıyla aynı anlamda kullanılmaktadır.
1.1. İŞLETMELERDE BAŞARISIZLIK ÇEŞİTLERİ
Başarısızlık, işletmelerin çevre koşullarından ya da ekonomik
dalgalanmalardan olumsuz yönde etkilenmesi ile oluşmaktadır ve bu etkilenme
sonucu ile genel olarak işletmelerin finansal yapısında bozulmalar olmaktadır.
Başarısızlık, işletmelerde ekonomik ve finansal kaynaklı olmak üzere iki
çeşittir. Ekonomik başarısızlık ve finansal başarısızlık çoğu zaman birbirlerinin yerine
kullanılmaktadır. Ekonomik başarısızlığın sınırları tam olarak belli olmayıp, genel
olarak, gelirlerin giderleri karşılayamaması durumu ile ifade edilmekte; finansal
başarısızlık ise, ekonomik başarısızlığa göre daha geniş anlamlar içermekte ve kısa
vadede borçları ödeyememekle başlayan iflasla biten süreci ifade etmektedir.
1.1.1. EKONOMİK BAŞARISIZLIK
İşletme yatırımlarının iç kârlılık oranının işletmenin sermaye maliyetinden
daha az olduğu durum5, ekonomik başarısızlık olarak ifade edilmektedir.
İşletme yöneticileri ve işletmeye yatırımda bulunan kişi ya da kurumlar,
işletmenin faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirlerin, faaliyeti sürdürmeleri için
harcadıkları giderlerden fazla olmasını isterler. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi,
ekonomik başarısızlık bu durumun tam tersidir. İşletmeler, faaliyetleri sonucu
amaçlamış oldukları gelirlere çeşitli nedenler sonucu ulaşamamaları durumunda bu
faaliyetleri elde etmek için katlandıkları maliyet ve giderlerini karşılayamayarak
ekonomik olarak başarısızlıkla karşılaşırlar. İşletmenin bu durumu; geçici ise sorun
yoktur, fakat süreklilik arz ediyorsa işletmenin giderek piyasa değeri düşecek ve belli
bir süre sonunda tasfiye durumuyla karşılaşacaktır.
Ekonomik başarısızlığa uğrayan işletmelerin bu durumu etkin bir nakit
yönetiminin olmamasından kaynaklandığı için, işletmeler ilk olarak, etkin bir nakit
yönetimine sahip olmalıdır. Nakit yönetimi, işletmede nakit giriş-çıkışıyla ilgili bir
4UZUN, E., İşletmelerde Finansal Başarısızlığın Teorik Olarak İrdelenmesi, Mufad Dergisi, Temmuz 2005, s.159. 5PETTY, W.J., KEOWN, A.J., SCOTT, F.D. and MARTIN J.D., Basic Financial Management, 6th Ed., Prantice Hall, USA, 1993, p.825.
6
kavramdır ve nakit girişi, işletmeye yatırım yapan kişi ya da kuruluşların ek sermaye
koymaları durumu veya işletme sahiplerinin getirilerinin piyasanın altında olmasını
kabul etmesiyle sağlanabilir; nakit çıkışı ise, vadesi gelen borçların vadelerinin
uzatılması durumu ile sağlanabilir. Fakat, işletme varlıkları tükendiğinde ve
yenilenmesi gerektiği durumlarda yeni sermaye girişi sağlanamıyorsa ya kapanacak
ya da faaliyetlerini ekonomik olarak yaşamalarını ve normal bir kazanç elde
etmelerini sağlayacak bir düzeyde daraltmayı amaçlayacaklardır.6
1.1.2. FİNANSAL BAŞARISIZLIK
İşletmeler değişen ve gelişen her koşula göre durum almalarından dolayı açık
ve dinamik bir sistemdir. Küreselleşme ve artan rekabet gibi günümüz ekonomik
koşulları gereği işletmeler zaman zaman çeşitli finansal başarısızlıklarla
karşılaşmaktadır.
İşletmelerde finansal başarısızlık; bazen geçici şekilde cari yükümlülüklerini
yerine getirememe durumu ile olmakta, bazen de cari yükümlülüklerini yerine
getirememe durumu kalıcılık göstererek işletmenin varlıklarının yok olmasıyla
oluşmaktadır.
Finansal başarısızlık hallerini maddeler halinde sıralayacak olursak;7
-İşletmenin iflas etmesi,
-İşletmenin sermayesinin yarısını kaybetmiş olması (içinde bulunulan yılın ve
geçmiş yıllar zararlarının toplamının işletmenin sermayesini aşması),
-İşletmenin varlık toplamının %10’unu kaybetmiş olması (içinde bulunulan
yılın ve geçmiş yıllar zararlarının toplamının varlık toplamının %10’unu bulması),
-Üç yıl arka arkaya zarar etmesi,
-İşletmenin borçlarını vadesinde ödeyememesi,
-İşletmenin faaliyetini (üretimini) durdurması,
-İşletmenin borçlarının aktif toplamını aşmasıdır.
En genel tanımıyla ise, finansal başarısızlık; ‘işletmelerin yalnız tek bir yan
kuruluşun başarısız olmasından, bir bütün olmasına; borçlarını geç ödemesinden
(örneğin; kısa vadeli yükümlülüklerini ve uzun vadeli yükümlülüklerinin faiz ve
anapara taksitlerini, karşı tarafın bilançosunda şüpheli alacak haline geldikten sonra 6BRIGHAM, F.E. and GAPENSKY, C.L., Financial Management Theory and Practice, 8th Ed., The Dreyden Pres., USA, 1997, p.1034. 7YILDIZ, B., Finansal Başarısızlığın Öngörülmesinde Yapay Sinir Ağı Kullanımı ve Ampirik Bir Çalışma, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kütahya, 1999, s.141.
7
ödemesi), hiç ödeyememesine, kredibilitesini kaybetmesinden iflasa kadar birçok
durum başarısızlık olarak ifade edilebilir.’8
1.1.2.1. FİNANSAL BAŞARISIZLIK ÇEŞİTLERİ
İşletmeler kuruldukları andan itibaren faaliyetlerinin sürdürülmesine engel
olabilecek birçok finansal sorunla karşılaşabilmektedirler. İşletmelerde finansal
başarısızlık kavramı, genel olarak, işletmenin ödemekle yükümlü olduğu borçlarını
geçici süre ödeyememesinden kalıcı süre ödeyememesine kadar uzanan süreç olarak
nitelendirilmektedir.
İşletmelerde finansal başarısızlık farklı şekil ve derecelerde olmaktadır.
İşletme normal faaliyetlerine devam ederken yöneticilerin hatalı davranışları ve
küresel ekonomiden kaynaklanan sorunlardan dolayı alacaklarını zamanında
alamamaları, stoklarını daha geç tüketmeleri gibi sorunlarla karşılaşmakta, bundan
dolayı zaman zaman nakit sıkıntısı içine girebilmektedirler. Böyle durumda işletme
likidite yetersizliği nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalabilir ki bu durum
daha çok işletmelerde nakit-çıkışıyla ilgilidir.
İkinci olarak, bir finansal başarısızlık türü de düşük kar durumudur. İşletmeler
kar elde etme amaçlı kurulurlar fakat şartların olumsuz gidişatından kısa süreli
finansman ihtiyacını sağlamak amaçlı karını daha aza indirgeyerek düşük kar ile
faaliyetlerine devam edebilirler. Bu durum uzun vadede başarısızlık durumunu
içermektedir.
Finansal başarısızlığın son türü ise iflas’tır. İşletme borçları, işletmenin toplam
aktiflerinin değerini aşabilir. Başka bir deyişle, işletmenin gerçek net değeri negatif
olabilir. İşletmenin bu durumuna iflas denilmektedir.9 İflasın devamında işletme
alacaklıların anlaşamamasıyla tasfiye süreci; sermayenin yeniden düzenlemesi
kararıyla reorganizasyon süreci yaşanmaktadır.
Genel olarak başarısızlık türleri, işletmenin başarısızlığına neden olan iç ve dış
faktörlerden dolayı düzenli nakit giriş-çıkışı sağlanamayarak geçici likidite
yetersizliği ile karşılaşması; satışların düşmesiyle karlılığın azalması ve bu durumun
sürekli devam etmesi sonucu işletmenin uzun vadedeki borçlarını ödeyememesi olan
iflas’tır.
8AYDIN, N., BAŞAR, M. ve COŞKUN, M., Finansal Yönetim, Detay Yayıncılık, Ankara, 2010, s.490. 9CEYLAN, A., İşletmelerde Finansal Yönetim, Ekin Kitabevi, İstanbul, 2003, s.30.
8
1.1.2.1.1. LİKİDİTE YETERSİZLİĞİ
Likidite; işletmenin varlıklarının hızlı ve kolayca nakde dönüşebilme
yeteneğini ifade eder. 2 tür likidite söz konusudur. Gerçek likidite, işletmenin tasfiyesi
halinde varlıklarından bütün borçlarını ödeyebilme yeteneğini; teknik likidite ise
işletmenin vadesi gelen borçlarını ödeyebilme yeteneğini ifade etmektedir.10
İşletme faaliyetlerinin kesintisiz ve karlı bir biçimde devam edebilmesi,
büyümenin sağlanabilmesi, yükümlülüklerini karşılamada risk oluşmaması, piyasa
değerinin arttırılması için likidite işletmede önemli bir unsurdur. Firmaların likidite ile
ilgili göstergelerin tespit edilmesinde, özellikle şu temel noktalar araştırılmaktadır:11
-Dönen varlıkların iş hacmine oranla gösterdiği eğilim,
-Likit varlıkların geçen dönemlere oranla gösterdiği eğilim,
-Kayıtlı alacakların tahsil yeteneği, süreleri, doğuş nedenleri ve bunun satışlara
uygunluğu,
-Senetli alacakların doğuş nedeni,
-Stokların niteliği,
-Kısa süreli borçların vade yapısının uygunluğu,
-İş hacmine oranla net çalışma sermayesinin uygunluğu ve
-Firmanın kısa süreli borç ödeme yeteneğini etkileyen diğer faktörlerin
değerlendirilmesi.
Likidite yönetimi; nakit giriş-çıkışı ile ilgilidir. Bu yüzden işletmeler nakit
giriş-çıkışını iyi ayarlamalıdır. İşletmeler yetersiz likiditeyle çalışırlarsa karşılarına
çıkabilecek karlı yatırımlarla ilgilenemez, faaliyetlerine kesintisiz olarak devam
edememe riskiyle karşılaşır, işletmede vadesi gelen borçların ödenememe durumu baş
gösterir. Bu durum ileri vadede süreklilik gösterirse işletme varlığını sürdürme
tehlikesi ile karşılaşır.
Ekonomideki finansal sıkıntılar nedeniyle birçok işletme kendini garantiye
almak anlamında fazla nakit girişi sağlamaktadır. Bu durumda eğer işletme bu
fazlalığı yabancı kaynaklardan finanse ediyorsa faiz ödemelerinden masraf yükü
artacaktır ya da likidite fazlalığı öz kaynaklardan finanse ediliyorsa diğer alternatif
durumlardan vazgeçilmesiyle fırsat maliyetine neden olacaktır. Yapılan birçok
çalışmada da işletmelerin kriz dönemlerinde kendilerini krizin etkisine karşı
likiditelerine önem verdikleri gözlenmiştir.
10ERCAN, M.K. ve BAN, Ü., Değere Dayalı İşletme Finansı Finansal Yönetim, Gazi Kitabevi, Ankara, 2008, s.23. 11BERK, N., Finansal Yönetim, Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul, 1999, s.82.
9
1.1.2.1.2. DÜŞÜK VEYA NEGATİF KAR
Kar; işletmenin faaliyet etkinliğinin göstergesi olup, en genel amaçlar
arasındadır. İşletmelerin faaliyetlerinin sürdürülebilmesi ve ortaklarının getiri
beklentilerinin karşılanabilmesi için işletmeler belirli bir seviyede kar elde etmeleri
gerekmektedir.
İşletmelerin yatırımlardan ve satışlardan elde ettiği karların, karlılık
göstergelerinin değerlendirilmesinde şu noktalar üzerinde durulmaktadır:12
-Satışların karlılığının (brüt ve net kar marjının) iş kolu ortalamasına
uygunluğu,
-Satışlarda ve karlardaki değişmenin nedenleri, artışın satış miktarlarından mı
yoksa fiyat artışından mı kaynaklandığı,
-Satılan mal maliyetinin gösterdiği eğilim,
-Yönetim ve satış giderlerindeki değişiklik nedenleri,
-Vergiden önceki ve sonraki karın karşılaştırılması ve
-Pay başına karın gösterdiği eğilim.
Karlılık düzeyinin ölçülmesinde; dönem net karının ortalama ödenmiş
sermayeye oranı, dönem net karının ortalama toplam aktiflere oranı ve net dönem
karının ortalama öz kaynaklara oranı kullanılır. Karlılık oranları ile işletmenin
geçmişteki kazanç gücü ve faaliyetlerinin etkinlik derecesi değerlendirilir.13
İşletmenin başarısı, faaliyetlerini karlı bir biçimde sürdürmesiyle paraleldir.
Olumsuz ekonomik gelişmeler sonucu, kısa vadede işletmeler karını düşük
seviyelerde sürdürebilmektedir. Düşük ya da negatif kar kısa vadede başarısızlık
olarak nitelendirilmez ancak uzun vadede düşük kar ile çalışılıyorsa bu durum
finansal başarısızlık olarak nitelendirilir. Uzun vadede düşük kar, işletmenin piyasa
değerini düşürür. Örneğin; yatırımcılar karı düşük olan alanlara yönelmezken, banka
vb gibi kredi kuruluşları da düşük karla çalışan firmalara kredi vermeye istekli
değildirler. Birkaç sene zarar eden firmaların karlı bir yatırım projesi bulunmamasına
rağmen kredilendirilmesi, modern işletmecilik anlayışı ile bağdaşmaz.14
12BERK, N., a.g.e., 1999, s.83. 13AKDOĞAN, N. ve TENKER, N., Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri, Gazi Kitabevi, Ankara, 2007, s.668. 14BERK, N., a.g.e., 1999, s.84.
10
1.1.2.1.3. İFLAS
İflas; işletmenin vadesi gelen borçlarını yerine getirememesi ile başlayıp, yasal
yollarla mahkemede sonuçlanan süreç ve finansal başarısızlığın son aşamasıdır.
Varlıkların borçları karşılayamaması durumu olarak da ifade edilen iflas;
başarısızlık süreci içerisinde likidite yetersizliği ve düşük kara göre özel bir durumdur.
Çünkü yasal bir sonuç içermektedir. Ekonomideki dalgalanmalar işletmelerin büyük
finansal sıkıntılar yaşamasına, bazı işletmelerde de varlıklarının sonlanmasına sebep
olmuştur.
İflas kavramı çoğu zaman finansal başarısızlık kavramıyla aynı anlamda
kullanılmaktadır. Böyle bir kullanım çoğunlukla yanlıştır. İflas kavramı finansal
başarısızlık kavramına göre dar kapsamlıdır ve iflas, finansal sıkıntılarla başlayıp
mahkemede biten süreçtir. Finansal başarısızlık ise; kısa süreli borçları ödeyememekle
başlayıp, iflasla sonuçlanan süreçtir. Bu tanımlardan da anlaşıldığı üzere; iflas,
finansal başarısızlığın son aşaması olup finansal başarısızlığın sürekliliği
doğrultusunda meydana gelir ve her finansal başarısızlık iflas değildir fakat her iflas
finansal başarısızlıktır.
İflas edecek bir işletmede görülen belirtiler aşağıdaki gibidir:15
-İşletmelerde sürekli olarak borçlanma ihtiyacı olması,
-İşletmelerin daha yüksek faiz oranlarıyla borçlanması,
-İşletmede likidite problemi ortaya çıkması,
-İşletmelerin senetlerinin protesto olması, çeklerin karşılıksız çıkması,
-İşletme satışlarında mevsimsel olmayan dalgalanmalar ortaya çıkması,
-İşletme sözleşmelerini yerine getirmekte sorunlar çıkması,
-Müşteri şikayetlerinin artması.
İflas; ticaret mahkemesi tarafından iflasına karar verilen bir borçlunun
(müflisin), haczedilebilen bütün mal varlığının, cebri icra yoluyla paraya çevrilerek,
bundan bilinen bütün alacaklılarının tatmin edilmesini sağlayan toplu bir cebri icra
yoludur.16 İflas, finansal sıkıntıların çözümlenememesi sonucu ortaya çıkmakta ve
finansal problemlerini çözemeyen işletmeler, düştüğü olumsuz durumdan
15SAYILGAN, G., İşletme Finansmanı, Turan Kitabevi, Ankara, 2003, s.292. 16www.hukuk.gen.tr/konular/konular.asp?konugrp=5&konuid=2, (15.09.2010)
11
kurtulabilmek için birçok önlem almasına rağmen yine de durumunu düzeltemiyorsa
en iyi çözüm yolu iflasa gitmektir.
İşletmeler iflas durumunda, bu durumu düzeltmek için ya tasfiye ya da
reorganizasyon yollarına başvururlar. Tasfiye yoluna başvurmada amaç; işletme
varlıklarının satılarak, elde edilen nakitten alacaklılarının haklarının sağlanmasıdır. Bu
durum, alacaklıların anlaşamamaları ve yeniden yapılandırma ile işletmenin durumu
düzeltilemezse söz konusu olur. Tasfiye ile işletmenin varlıkları satılarak nakte
çevrilir, alacaklıların borçları ödenir, eğer alacaklıların borçları ödendikten sonra
kalan olursa, bu kalan işletmenin ortakları arasında paylaşılır. İşletmenin sahip olduğu
varlıkların borçlarını ödemeye yeterli olması durumunda reorganizasyon yolu tercih
edilir. Reorganizasyon; borcun ödenememesiyle işletmenin sermaye yapısının
değiştirilmesidir. Sermaye yapısını değiştirme işletmelerde daha çok borçların
vadesini uzatmak, borçları konsolide (kısa vadeli borçları uzun vadeli hale) etmek ve
alacaklıların sulh yolu ile alacaklıların bir bölümünden vazgeçilmesi şeklinde olur.
Reorganizasyon işletmelerde ya işletmelerin kendi istekleri doğrultusunda ya da
zorunlu olarak yasal yollarla yapılmaktadır.
2. FİNANSAL BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
İşletmelerde finansal başarısızlık hem işletmeleri hem de işletmelerin içinde
bulunduğu ülkeyi yakından ilgilendirir. İşletme açısından başarısızlık; teknik likidite
kaybı ile başlayıp, bu durumun devam etmesiyle iflasa neden olur. Ülke açısından
yaklaşıldığında finansal başarısızlık; istihdam sorunu yaratmakta, tasarruf sahipleri
üzerinde olumsuz bir etki bırakmakta, elverişli kredi kullanabilirliğini düşürmekte;
böylece tüm ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir.
Finansal başarısızlığın sosyo-ekonomik boyutları olduğundan, finansal
başarısızlığa neden olan faktörlerin belirlenmesi bu soruna çözüm bulunması
açısından önemlidir. İşletmelerde meydana gelen finansal başarısızlıkların birçok
farklı göstergeleri olması, başarısızlık nedenlerinin farklı olmasındandır. Bu durum,
finansal başarısızlığa neden olan faktörlerin tam olarak açıklanmasının zorluğunu
içermektedir. Finansal başarısızlığa neden olan faktörler işletmenin kurulduğu andan
itibaren, sektörde ve makroekonomide meydana gelen dalgalanmalardan, toplumsal ve
doğal nedenlerden kaynaklanabilir.
12
2.1. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞIN İŞLETME İÇİ VE İŞLETME DIŞI
NEDENLERİ
Küreselleşme nedeniyle ortaya çıkan işletmeler arası rekabet artışı, sosyo-
ekonomik şartları giderek zorlaştırmaktadır. Sosyo-ekonomik şartlara uyum sağlayan
işletmeler faaliyetlerine devam ederken, uyum sağlayamayan işletmeler ise
faaliyetlerine son vermişlerdir. Bu sonuçlarından dolayı, finansal başarısızlık önemli
bir sorun olmakta ve bu sorunun çözümü için finansal başarısızlığa neden olan
faktörler üzerinde durulması gerekir.
İşletmelerde başarısızlık nedenlerini saptamayı amaçlayan bir araştırmada,
başarısızlık nedenleri şu başlıklar altında toplanmıştır:17
Başarısızlık Nedenleri Başarısızlık Yüzdesi %
Endüstride Beklenmeyen Gelişmeler 20
Yönetim Yetersizliği 60
Doğal Afetler 10
Diğer 10
Bu araştırmanın sonuçlarına göre; işletmeleri başarısızlığa uğratan en önemli
faktör; işletmenin yönetiminden kaynaklanan birtakım stratejik hatalardır. İkinci
olarak en önemli başarısızlık nedeni ise, endüstriden beklenmeyen gelişmelerdir. Bu
durum işletmenin faaliyet gösterdiği çevrenin değişip gelişmesiyle oluşan nedenleri
içerir. Bu araştırma sonucunun da gösterdiği gibi; işletmeyi başarısızlığa sürükleyen
nedenler, işletme faaliyetlerinin her aşamasında meydana gelebilir. Bu başarısızlık
nedenleri, işletme içi faktörlerden kaynaklanabileceği gibi işletme dışından da
kaynaklanabilir.
İşletmeye bağlı nedenler arasında, büyümeyi finanse edebilecek tutarda öz
kaynağa sahip olamama ve kaldıraçtan aşırı yararlanma, kuruluş yeri seçimindeki
hatalar, müşteri beklentilerini karşılayamama, aşırı duran varlık yatırımı vb.
sayılabilir.18
Ekonominin büyüme oranı, enflasyon, döviz kuru, faiz oranı, tercihlerin,
tutumların ve tüketici davranışlarının değişmesi, pazardaki faaliyet karakteristiklerinin
değişmesi gibi çevresel koşullar açık bir şekilde işletmenin pazar gücünü ve kârlılığını
etkiler.19
17CEYLAN, A., İşletmelerde Finansal Yönetim, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa, 2001, s.320-321. 18SAYILGAN, G., a.g.e., s.285-286. 19SHAMA, S. and MAHAJAN, V., EarlyWarning Indicators of Business Failure, Journal of Marketing, Vol.44, Fall 1980, p.80-89.
13
Başarısızlığa neden olan faktörler aşağıdaki başlıklar halinde şu şekilde
sıralanabilir:20
-İşletmede finansal planlamaya yönelik analizlerin gerektiği şekilde ve
yeterince yapılmaması,
-İşletmenin büyümesinin yeterince sağlanamaması veya büyüme hızının
gereğinden fazla olarak tespit edilmesi,
-Satış ve kredi politikasının iyi oluşturulup izlenmemesi ve alacak tahsilinde
etkisiz kalınması,
-Depoların ve stok denetiminin güçlüğü,
-İşletme yönetiminin niteliksiz olması ve personel devir hızının yüksek olması,
-Yüksek maliyetler üzerinden aşırı borçlanmanın yapılması,
-Satış gerilemelerinin uzun süre devam etmesi,
-İşletme yöneticilerinin ya da ortakların ayrılmasının yol açtığı yönetsel ve
finansal boşluk,
-Aşırı büyüme sonucunda öz sermayenin yetersiz kalması,
-Aşırı maliyet artışları ve finansman giderlerinin artması,
-Satın alma ve satışlarda az sayıda işletmeye bağlı kalınması,
-Duran varlıklara gerektirdiğinden çok yatırım yapılması ve varlıkların bir
bölümünün atıl kalması,
-Kuruluş yerinin hatalı seçilmesi,
-Talep yetersizliği ya da üretim ve faaliyet giderlerinin yüksekliği nedeniyle
stok devir hızının düşük olması,
-Üretim, finans ve pazarlama bölümleri arasında koordinasyon sağlanamaması,
-Müşteri gereksinme ve istekleri doğrultusunda yeni ürün geliştirilememesi,
hammadde bakımından dışa bağımlılık ve ihracat yetersizliği,
-Fazla liberal satış politikasının sonucu olarak alacakların tahsil edilememesi,
-Faaliyetlerin yeterince çeşitlendirilememesi,
-Ekonomik ve çevre koşullarının değişmesi ve doğal afetler,
-Etkin bir nakit yönetim politikasının izlenmesini sağlayacak tekniklerin
kullanılmaması nedeniyle, işletmenin nakit sorumluluklarını yerine getirememesi veya
gereğinden fazla nakit bulundurması,
-Dünyada, ülkede ve endüstride ortaya çıkan gelişmelerin önünde yer
alınamaması veya en azından bu gelişmelerin izlenememesi,
20AYDIN, N. vd., a.g.e., s.493-495.
14
-İyi bir borçlanma politikasının oluşturulamaması,
-Piyasada yok edici rekabetin ortaya çıkması,
-Uluslar arası rekabet etme olanağının bulunmaması,
-İşletme faaliyetlerini sınırlayıcı patent, lisans gibi benzeri anlaşmaların
varlığı,
-İşletmenin gelişen teknolojiye ayak uyduramaması,
-Ekonomide çeşitli krizlerin yaşanması.
Finansal başarısızlığa neden olan faktörler; işletme içi finansal başarısızlık ve
işletme dışı finansal başarısızlık nedenleri olmak üzere 2 başlık altında aşağıda
ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
2.1.1. İŞLETME İÇİ FİNANSAL BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
İşletme içi başarısızlık nedenleri, işletmenin faaliyetleri ile ilgili olarak gelişen;
işletme tarafından kontrol altına alınabilen ve denetlenebilen; kuruluş yeri seçiminden
başlayarak işletmenin her aşamasında gerçekleşebilen nedenlerdir.
İşletme içi başarısızlık nedenlerine maddeler halinde aşağıda yer verilmiştir:21
-Satış hacminin beklenen düzeye erişememesi,
-Faaliyet giderlerinin aşırı derecede yükselmesi,
-İşletmenin alacaklarını zamanında tahsil edememesi ve alacaklarının büyük
bir bölümünün şüpheli alacaklara dönüşmesi,
-Stok devir hızının çok düşük olması ve yavaşlaması,
-Maddi duran varlıklara aşırı yatırım yapılması,
-İşletmenin kuruluş yerinin hatalı belirlenmesi,
-Pazarda rakip firmalara göre zayıf kalınması,
-Hatalı füzyon kararları alınması,
-Yöneticilerin yükümlülüklerini yerine getirmede zayıf kalması,
-Grevler.
Bu çalışmada; işletme içi başarısızlık nedenleri genel olarak; yetersiz çalışma
sermayesi ve nakit akımı, yanlış yönetim ve işletme hayat döngüsü olarak ele alınarak
anlatılacaktır.
21AKGÜÇ, Ö., Finansal Yönetim, Avcıol Basım-Yayın, Yenilenmiş 7.Baskı, İstanbul, 1998, s.743.
15
2.1.1.1. YETERSİZ İŞLETME (ÇALIŞMA) SERMAYESİ VE NAKİT
AKIMI
Dun&Bradstreet firması, işletmelerin finansal başarısızlık nedenleri üzerine
yaptığı bir araştırmada, finansal başarısızlıklarının %47,3’ünün çalışma (işletme)
sermayesi, nakit akımı eksikliği gibi finansal nedenlerden kaynaklandığını analiz
etmiştir.22
Çalışma sermayesi, işletmenin kısa süreli, normal olarak bir hesap döneminde
paraya çevrilebilen dönen varlıklardır. Söz konusu varlıklar, muhasebe anlamında
normal olarak, brüt çalışma sermayesini oluşturan para, menkul kıymetler, alacaklar,
stoklar ve diğer dönen değerlerdir.23
İşletme sermayesi; işletmelerin tam kapasite ile çalışabilmesi, üretimin
kesintisiz devam edebilmesi, iş hacminin genişletilebilmesi, yükümlülüklerini
karşılayamama riskinin azaltılması, kredi değerliliğinin arttırılması, olağanüstü
durumlarda mali yönden zor durumlara düşmenin önlenmesi, faaliyetin karlı ve
verimli bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.24 Görüldüğü gibi,
işletmelerin faaliyetlerini düzgün bir şekilde devam ettirilebilmesi için yeterli işletme
sermayesine ihtiyacı vardır. İşletme sermayesinin yetersiz olması durumunda
işletmeler, ilk olarak kısa vadeli borçlarını ödeyemez ve bu durum süreklilik
göstermesi ile işletmenin tasfiyesine sebep olabilmektedir.
Finansal olarak başarısız olan işletmelerin çalışma sermayesinin yetersiz
olması, nakit akımlarının yetersiz olmasından kaynaklanmaktadır. Yetersiz nakit akım
yönetiminin en belirgin sonucu nakitlerdeki düşüştür.25 Bu düşüşler, vadesi gelen
ödemelerin bir süre yapılamamasına neden olur ve bu durumun sürekli hale
gelmesiyle işletmenin tasfiyesine yol açabilir.
2.1.1.2. YANLIŞ YÖNETİM
İşletmelerin finansal başarısızlıklarla karşılaşmalarının nedenleri üzerinde
yapılan çalışmaların çoğunda en önemli nedenlerin arasında yanlış yönetim
gelmektedir.
Yanlış yönetim çoğu zaman yöneticinin yetenek ve nitelik eksikliğinden
kaynaklanmakta olup, yöneticinin yanlış finansal planlama yapması, işletmenin sahip
22BRİGHAM, E.F. and DAVES, P.R., Intermediate Financial Management, 8th Ed., Thomson South Western, USA, 2004, p.838. 23CEYLAN, A., a.g.e., 2003, s.107. 24AKGÜÇ, Ö., Finansal Yönetim, Avcıol Basım Yayın, İstanbul, 1989, s.201. 25FEE (European Federation of Accountants) Raports, Avoiding Business Failure a Guide for SMEs, October 2004, p.11.
16
olduğu varlıklar ile bu varlıkları elde etmek için kullandığı kaynaklar arasındaki
dengeyi sağlayamaması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır.
İşletmeleri başarısızlığa götüren yönetici kaynaklı hatalar şöyle
sıralanmaktadır:26
-Finansal planlamanın yetersiz olması sebebiyle finansman gereksinimi ve
kaynaklar arasındaki dengenin kurulamaması,
-İşletmenin kontrolsüz büyümesi sonucu aşırı borçlanma ve öz kaynak
yetersizliği ile karşılaşılması,
-Sabit giderlerin çok yükselmesi ile işletmelerin bu giderleri taşıyamayacak
duruma gelmesi,
-Yükümlülüklerin zamanında yerine getirilememesi,
-Satış ve üretim birimleri arasında gerekli koordinasyonun sağlanamaması,
-Yeni ürünlerin geliştirilmemesi,
-İşletme faaliyetlerinin gerekli ölçüde çeşitlendirilmemesi,
-Ait olunan faaliyet alanındaki gelişmelerin takip edilmemesi,
-Kredili satış hacminin gerekli müşteri istihbaratı yapılmadan artırılması,
-Yeni pazarlar hakkındaki araştırmalara gerekli önemin verilmemesi,
-Üretilen mal ve hizmetin tek veya az sayıda müşteriye satılması,
-Çok az sayıda tedarikçi firma ile çalışılması,
-Üst kademe yöneticilerin görüş farklılıkları sebebiyle uzlaşmaya varılmaması,
-Yöneticilerin teknik bilgi eksikliği,
-Yöneticilerin olumsuzluklar karşısında hızlı aksiyon alamaması,
-Tüm yönetimin tek bir elde toplanması.
İşletme yönetimi kaynaklı faktörler; yönetimin içinde bulunduğu çevreyi iyi
analiz edememesi yani olası fırsat ve tehditleri görememesi dolayısıyla bu durumlara
uyum gösterememesi sonucu ortaya çıkan faktörlerdir. İşletme yöneticileri,
işletmelerinin finansal yapılarını iyi analiz ederek finansal planlamalarını bu analizler
sonucuna göre yapmalıdır ve böylece finansal başarısızlığı önleyebilirler.
2.1.1.3. İŞLETME HAYAT DÖNGÜSÜ
İşletme yaşam seyri; işletmenin genel eğilimini göstererek, ömrünü
varsayımsal olarak belirtir. İşletme yaşam döngüleri, işletmelerin yaşam seyirlerini
26AKGÜÇ, Ö., a.g.e., 1998, s.744.
17
aşırı derecede basitleştirmesine rağmen, işletmeler için kullanışlı bir çerçeve ortaya
koyar.27
İşletmenin yaşam seyri, başlangıç, büyüme, olgunluk ve gerileme olmak üzere
4 döneme ayrılır:
Başlangıç döneminde; işletme faaliyetine yeni başlamış ve yeni ürün ortaya
çıkarmasından dolayı bu ürünü piyasaya tanıtma çabası içindedir. Satışlara yeni
başlamış, bu yüzden satış seviyesi oldukça düşüktür ve satışı arttırmak amaçlı
tutundurma faaliyetleri oldukça yoğundur. Bu dönemde; ürünü ortaya çıkarmak ve
piyasaya tanıtmak amacıyla maliyet fazladır.
Yükselme döneminde; başlangıç dönemindeki sorunlar giderilmiş, satışlar
artmaya ve böylece kazanç elde edilmeye başlanmıştır. Bu kazançla işletmenin
bugüne kadar olan faaliyetlerini elde etmek için edindiği kaynaklar, ödenme yoluna
gidilebilir. Ayrıca büyük isletmeler bu periyotta tahvil ve hisse senedi ihraç ederler.28
Olgunluk döneminde; satışlar hızla artmaya devam etmekte ve yüksek karlar
elde edilmektedir. Sektör içinde rakip artışı sebebiyle karlarda düşme görülebilir. Kar
payı ödemeleri vardır ve borç seviyesi düşüktür. Bu dönem, istikrarlı bir dönem olarak
da nitelendirilir.
Satışlar
yükselme olgunluk
başlangıç düşüş
Yıllar
Tablo 1.2. İşletme Hayat Döngüsü.
Gerileme döneminde ise; satışlar olgunluk dönemine göre oldukça düşük
olmakla beraber stoklar oldukça fazladır. Böylece kazanç düşük ve maliyet fazla
olduğundan işletme başarısızlığa doğru gitmektedir.
27WESTON, F.J. and BRİGHAM, E.F., Managerial Finance, Rinehart and Winston Inc., 2nd Ed., New York, 1966, p.713.; COOLEY, P.L. and RODEN, F.P., Business Financial Management, 2nd Ed., The Dryden Pres, USA, p.783. 28COOLEY, P.L. and RODEN, F.P., Business Financial Management, 2nd Ed., The Dryden Pres, USA, 1991, p.783.
18
2.1.2. İŞLETME DIŞI (ÇEVRESEL) FİNANSAL BAŞARISIZLIK
NEDENLERİ
İşletme dışı (çevresel) finansal başarısızlık nedenleri; işletmenin kontrolü
dışında gelişen yani işletmenin içinden olmayıp işletmenin faaliyet gösterdiği
çevreden kaynaklanan nedenlerdir.
Geçmişte yapılan çalışmalarda, işletmeden kaynaklanan faktörlerin işletme
finansal başarısızlığının en büyük nedeni olduğunu ve buna karşın işletme dışından
kaynaklanan faktörlerin işletmenin finansal başarısızlıklarının üçte birini oluşturduğu
belirtilmiştir. Fakat gelecekte, özellikle faiz oranları ve diğer ekonomik göstergeler
gibi makro faktörlerin finansal başarısızlığı çok daha fazla etkileyeceği öngörülmekte
ve bu sebepten dolayı da işletmelerin makro çevre faktörlerine daha fazla dikkat
etmeleri gerektiği belirtilmektedir.29
İşletmeler açık sistem olmalarından dolayı, içinden bulundukları çevreyle
sürekli etkileşim içindedirler. Bu yüzden; işletmenin çevresinde oluşan herhangi bir
olumsuzluk işletmenin başarısını olumsuz yönde etkileyecektir. İşletmenin faaliyet
gösterdiği ülkedeki ekonomik çöküş, hukuki ve teknolojik değişmeler, devletin bazı
düzenlemelere gitmesi vb. gibi faktörler işletmenin finansal olarak başarısızlığına
neden olabilir. İlave olarak, rekabetteki artış ve ana tüketicilerin kaybedilmesi veya
talepteki dalgalanma gibi dışsal faktörlerin de önemli olduğu sonucuna varılmıştır.30
İşletme dışı finansal başarısızlık nedenleri aşağıda maddeler halinde
sıralanmıştır:31
-Toplumsal sorumlulukların yerine getirilmemesi; tüketicinin korunması, ürün
kalitesinin arttırılması ve ürün geliştirilmesi konularında geride kalınması, değişen
dünya ve pazarlama anlayışına ayak uydurulamaması,
-Enflasyon ve faiz oranları; faiz oranlarının hızla yükselmesi ve yüksek
enflasyon sebebiyle işletmenin uzun vadeli borç bulamaması,
-Döviz kuru; döviz kurlarındaki hızlı artışlar,
-Savaş ve doğal afetler.
29EVERETT, J. and WATSON, J., Small Business Failure and External Risk Factors, Small Business Economics, 11, 1998, p.371-390. 30BALDWİN, J., GRAY, J., JOHNSON, J., PROCTOR, J., RAFİQUZZAMAN, M. and SABOURİN, D., Failing Concerns: Business Bankruptcy in Canada, Statistics Canada, Catalogue No.61-525-XIE, 1997, p.23. www.dsp-psd.tpsgc.gc.ca/Collection/Statcan/61-525-X/61-525- XIE1997001.pdf, (04.08.2010) 31UZUN, E., a.g.e., s.158-168.
19
Bu açıklamalar doğrultusunda; bu çalışmada, işletmenin içinde bulunduğu
çevreden kaynaklanan finansal başarısızlık nedenleri genel olarak; ekonomik,
toplumsal, hukuki ve politik, doğal çevresel nedenler olarak 4 gruba ayrılmaktadır.
2.1.2.1. EKONOMİK NEDENLER
Zavgren, 1983 yılında yapmış olduğu bir çalışmada, yükselen faiz oranları,
ekonomide durgunluk, kredi sağlama koşulları gibi makro ekonomik değişiklikler,
işletmelerin finansal yapısında değişikliklere yol açtığını saptamıştır.
Rose ve diğerleri, 1982 yılında yapmış olduğu bir çalışmada, 28 farklı
ekonomik göstergeyi incelemiş ve bu incelemeler sonucunda, faiz oranı ve işsizlik
oranları arasındaki olumsuz işletmelerin başarısızlığında en önemli göstergeler
olduğunu belirlemişlerdir.
DeAngelo’nun 1990 yılında yaptığı bir çalışmaya göre; New York (NYSE)
borsasında işlem gören ve finansal güçlük çeken işletmelerin finansal başarısızlık ve
kar payı politikasını incelemiş; bu inceleme sonucunda, işletmelerin finansal
başarısızlık durumunda daha az kar payı dağıtma yoluna gittikleri sonucuna varmıştır.
Kose, Lang ve Netter’in 1992 yılında yaptığı bir çalışmada ise; büyük ölçekli
işletmeleri ve bu işletmelerin 3 yıl ardı ardına kar etmelerinden sonra en az 1 yıl zarar
etmiş olmalarını ele alarak finansal başarısızlığını incelemiş ve bu durumun inceleme
kapsamına alınan işletmelerin %95’inin ekonomideki olumsuz koşullardan ve rekabet
gibi dışsal nedenlerden dolayı başarısızlığa uğradıklarını ortaya çıkarmıştır.
Yapılan çalışmalardan da görüldüğü gibi; işletmeler ekonomik birim
olmalarından dolayı faaliyette bulundukları ülkenin olumsuz ekonomik koşullarından
etkilenirler ve bu durum işletmenin finansal olarak başarısız olmasına neden olabilir.
İşletmenin olumsuz durumlar ile karşılaşmasına neden olabilecek faktörler;
faiz oranlarındaki ani yükseliş veya azalış, enflasyon oranındaki beklenmedik
değişiklikler, döviz kurlarındaki ani dalgalanmalar, ithalat ve ihracat rejiminde
yapılan değişiklikler ve uygulanan para politikaları şeklinde sıralanabilir.32
Piyasa faiz oranlarındaki değişiklik; işletmenin başarısında ters yönde etki
yapmaktadır. Yani piyasa faiz oranlarının artması işletmelerin başarısızlık olasılığını
arttırmakta, piyasa faiz oranlarının düşmesi ise işletmelerin başarısızlık olasılığını
düşürmektedir. Bu başarısızlık durumu, işletmenin uzun dönemli borçlanması ve borç
almanın maliyetine katlanması ile kendini gösterir.
32BÜKER, S., AŞIKOĞLU, R. ve SEVİL, G., Finansal Yönetim, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Eskişehir, 1997, s.526.
20
Fiyatlar genel seviyesindeki sürekli artışlar olarak bilinen enflasyon; hem
işletmedeki çalışma sermayesi gereksinimini arttıracak ve bu durum işletmeye ek
kaynak maliyetine neden olacak; hem de, risk ve belirsizliğe neden olarak
işletmelerde gerçekçi karar alınmasını engelleyecektir.
Döviz kurlarındaki ani dalgalanmalar, ithalat ve ihracat rejiminde yapılan
değişiklikler ve uygulanan para politikaları ise; devlet düzenlemesi dahilindedir.
Devlet; ülke ekonomisi için bu faktörlerle ilgili reel politikalar oluşturarak işletme
faaliyetlerini etkilemektedir.
2.1.2.2. TOPLUMSAL NEDENLER
Toplumun geneli tarafından benimsenen davranış kalıpları, ekonomik
koşullarla birleşerek işletmenin faaliyetlerine yön verir.33
İşletmenin faaliyet gösterdiği toplumsal ortamda yaşanan sosyo-kültürel
değişimler, işletmeyi bu değişimlere karşı beklenti içine sokmakta ve işletmenin
başarı göstermesi için bu değişimlere uymak zorunda bırakmıştır. Tekelci
uygulamalardan kaçınmak, kaliteli mal veya hizmet üretmek, tüketici haklarına saygılı
olmak, çevreye karşı duyarlı olmak toplumsal çevrenin beklentilerinden bazılarıdır.34
Toplumun değer yargıları, nüfus miktarı ve birleşimi, kültürel düzeyi ve moda
anlayışı gibi sosyo-kültürel çevreyi meydana getiren unsurlar ise işletmelere bazı
tehdit ve fırsatlar sunmaktadır. İşletmelerin bu çevreyi yerince analiz etmemesi
durumunda, tehditlerden kaçınarak fırsatları yakalaması olanaksızlaşmakta ve kriz
ortaya çıkmaktadır.35
2.1.2.3. HUKUKİ VE POLİTİK NEDENLER
Politik risk; uluslararası işletme hareketlerinde kar veya maddi varlıkların
kaybına sebep olan yabancı veya kendi ülkesinde savaş, ihtilal, askeri darbe,
kamulaştırma, vergilendirme, döviz sınırlamaları ve ithalat sınırlamaları gibi farklı
politik olayların olasılığı, olarak tanımlanmaktadır.36
İşletmeler yasal kurallar çerçevesinde kurulur ve bu kurallar dahilinde
faaliyetlerini sürdürürler. İşletmelerin bu yasaları ihlal etmeleri çeşitli cezalara maruz
kalmalarına, itibarlarını yitirmelerine ve dolayısıyla başarısız olmalarına neden
33BÜKER, S. vd., a.g.e., s.524. 34TÜRKO, M., Finansal Yönetim, Alfa Yayınları, İstanbul, 1999, s.599. 35ATAMAN, G., İşletme Yönetimi, Temel Kavramlar&Yeni Yaklaşımlar, Türkmen Kitabevi, 1.Basım, İstanbul, 2001, s.279. 36ROOT, F.R., Analyzing Political Risk in İnternational Business, Multinational Enterprises in Transition, Darwin Pres, 1972, p.354.
21
olabilmektedir.37 Bu sebeple işletmeler, faaliyette bulundukları toplumun hukuki ve
politik yapısına uyum sağlamak durumundadırlar.
2.1.2.4. DOĞAL NEDENLER
Doğal çevresel faktörler; işletmelerin üretim tedarikini sağlayıcı doğal
kaynaklar ve deprem, sel gibi doğal afetler gibi faktörleri içerir.
Doğal çevre, özellikle doğal kaynakların tükenmesi ve çevre kirliliği gibi
nedenlerden dolayı işletme faaliyetleri üzerinde etkili olmaktadır.38
İşletmelerin üretim yapmak için kullandığı kaynakları ifade eden doğal çevre,
sürekli değişim ve gelişim içinde olması sebebiyle, işletmelere bazı fırsatları sunarak
iyi değerlendirilmesi dahilinde başarı sağlarken; bazen de tehditler yaratarak
işletmelerin başarısızlığa neden olabilmektedir.
2.2. FİNANSAL BAŞARISIZLIĞA NEDEN OLAN RİSK FAKTÖRLERİ
Kelime anlamı tehlike olan risk; gelecekte beklenen veya arzulanan bir
sonuçtan olumsuz yönde sapmanın olasılığı olarak tanımlandığında, risk derecesi de
bu sapmanın olasılığı ile ölçülür.39
Finansal kavram olarak risk; yatırılan paranın kaybedilme tehlikesidir. Risk
ileride olacak olayların belirsizliğinden kaynaklanmaktadır.40
Risk; her alanda kişi, kurum ve kuruluşları yakından ilgilendiren yaşamın
önemli bir unsuru olduğu gibi ekonomide de meydana gelen konjonktürel
dalgalanmalar ve fiyat değişiklikleri (faiz, döviz vb.) risk ve risk yönetimine olan
önemi artırmıştır.41 Çünkü, kişiler ve firmalar, araştırma ve ürün geliştirme, fabrika ve
teçhizat, stok ve insan sermayesine yapılan yatırımların gelecekteki nakit akımlarının,
borçlanmayı ya da hissedarların sermayelerini karşılayıp karşılamadığını bilmeden
yatırım yapmaktadırlar. Eğer bu tür reel yatırımlar gerekli getiriyi sağlamazsa bu
getiriler üzerine yapılan finansal taahhütlerin değeri düşecektir.42
37TÜRKO, M., a.g.e., s.600. 38TÜRKO, M., a.g.e., s.600. 39WILLIAMS, A., SMITH, M., YOUNG, P., Risk Management and Insurance, 7th Edition, New York: Mc Graw – Hill International Editions, 1995, p.14-15. 40SPK, Yatırım Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyim, SPK Yatırımcı Bilgilendirme Kitapçıkları, Ankara, Mart 2007, www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=75&fn=75.pdf, (25.10.2010) 41TURANLI, M., ÖZDEN, Ü.H. ve DEMİRHAN, D., Seçim Tartışmalarının Hisse Senedi Piyasasına Etkisi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Dergisi, www.iticu.edu.tr/kutuphane/dergi/d2/M00019.pdf, (25.10.2010) 42MERMER, N., Risk Yönetim Aracı Olarak Riske Edilmiş Değer (VAR) (İmkb Uygulaması), Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2003, s.18-19.
22
Risk, gelecekteki belirsizlikle ilgili olup, gelecekte oluşabilecek potansiyel
tehdit ve tehlikelerle ilgilidir. Bu belirsizlik ortamında risk kazanma-kaybetme
olasılığını arttırıp-azaltmaktadır.
Temel finansal piyasa kuralına göre; bir yatırımın riski ne kadar yüksekse, o
yatırım için beklenen getiri de o kadar yüksek olacaktır. Yatırılan paranın kaybedilme
riskinin düşük olduğu yatırımlardan beklenecek getiri de düşük olmaktadır. Yüksek
riskli bir yatırımda eğer beklenen getiri alınabilirse yatırımdan yüksek gelir elde
edilmiş olacaktır. Aynı şekilde düşük riskli bir yatırımda beklenen getiri
alınmadığında ise düşük getiri elde edilecektir ya da hiç getiri elde edilmeyecektir.
Riskin iki bileşeni vardır. Bunlar:43
1. Belirli bir sonuca ulaşılamama olasılığı ve
2. Bu sonuca ulaşılamamasının sonuçları/etkileri.
Risklerin bilincinde olmayan ve gereken hassasiyeti göstermeyen işletmeler
büyük kayıplara uğramakta, riski yönetmeyi başarabilen işletmeler ise büyük
kazançlar elde edebilmektedir. Bu sebeple, günümüzde finansal kuruluşlar kararlarını
alırken ve alınan kararlarının değerlendirilmesini yaparken en önemli ölçütlerin
başında ‘risk’ gelmektedir.
Temel olarak finansal piyasalarda risk, sistematik ve sistematik olmayan risk
olmak üzere iki başlıkta incelenmektedir. Sistematik risk, piyasada bulunan tüm
varlıkları etkileyen bir risk türü iken; sistematik olmayan risk, sadece tek bir varlığın
kendi özelliğinden kaynaklanan ve o varlığa özgü risk olarak tanımlanmaktadır.44
2.2.1. SİSTEMATİK RİSKLER
Genel olarak finansal piyasalarda işlem gören finansal araçların değerlerindeki
dalgalanmalar sonucu ortaya çıkan ve ekonomik birimlerin faaliyetlerine ve
kararlarına bağlı olarak ortaya çıkan risklere sistematik risk denir.45
Toplam riskin kaynaklarından olan sistematik risk, finansal varlığın bağlı
olduğu ticari kurumun kendi dinamiklerinden değil savaş, enflasyon, durgunluk ve
yüksek faiz oranları gibi tüm şirketleri etkileyen, tamamıyla dış etkilerden
kaynaklanan bir risktir.46
43U.S. Department of Energy, ERM-II. Enterprise Risk Management for Property–Casualty Insurance Companies, U.S., Department of Energy, 2006, p.5. 44GALAGEDERA, D., A Review of Capital Asset Pricing Models, Monash University, Deparment of Econometrics, 1998, p.2. 45BANDTH, O.D. ve HARTMANN, P., What Is Systemic Risk Today?, www.imes.boj.or.jp/cbrc/cbrc-02.pdf, (02.10.2010) 46CEYLAN, A. ve KORKMAZ, T., Sermaye Piyasası ve Menkul Değerler Analizi, Ekin Kitabevi, Bursa, Nisan 2004, s.30-40.
23
Sistematik riskler, sistemden kaynaklanan faktörlere bağlı olarak varlık
fiyatlarının değişme riskidir. Bu yüzden “piyasa riski” ya da “çeşitlendirilemeyen
riskler” olarak da adlandırılır. Tüm yatırımcılar, ekonomik faktörlere bağlı olarak
ellerindeki varlıkların ya da verdikleri borçların değerlerinin değiştiği dönemlerde bu
riskle karşılaşırlar.
Sistematik risk; piyasa, enflasyon, faiz oranı, kur riski olmak üzere dört
başlık altında incelenebilir.
2.2.1.1. PİYASA RİSKİ
Piyasa riski; bir şirketin mali yapısının piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar
veya piyasalardaki zıt yöndeki fiyat hareketlerinden dolayı karşılaşabileceği riski
ifade eder.47
Sermaye piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, belli bir somut nedene bağlı
olmasına gerek olmadan piyasa riski olarak adlandırılır. Piyasa riski daha çok
yatırımcıların davranış, beklenti ve tercihlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.48
Yatırımcıların piyasaya karşı beklenti ve davranışlarında değişiklik olduğunda tüm
piyasa bu durumdan etkilenir ve finansal varlıkların fiyatlarında dalgalanmalar
meydana gelir.
Piyasada portföyün değerini etkileyecek faktörler her zaman bulunacağı için
bu risk de her zaman aralığında var olacaktır. Bu nedenle portföyü elde tutma dönemi
çok kısada olsa eğer portföyde yer alan varlıklar likit değilse ve önemli ölçüde iskonto
yapılmadıkça satılamıyorsa kazançlarda meydana gelen sapmalar büyüyecek ve pazar
riski daha da artacaktır.49
Hisse senetlerinin geçmişteki fiyat dalgalanmaları aralığı ne kadar büyükse
pazar riskinin de o derece yüksek olacağı kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu aralığın
büyüklüğü ya da küçüklüğü yatırımcılara bir ölçü teşkil eder. Standart sapmanın
yüksek olması, fiyat dalgalanmalarının trend doğrultusundan sapmaların yüksek
olduğu dolayısıyla pazar riskinin de yüksek olduğu anlamını taşır. Pazar riski kısa
süreli olmasına rağmen, paniğe kapılan bazı yatırımcıların bu dönemlerde, finansal
varlıklarını paraya çevirdikleri görülmektedir. Tahvil ve imtiyazlı hisse senedi gibi
sabit gelirli menkul kıymetler karşılığı olarak fon arzında bulunacak kimseler, pazar 47Ticarette Risk Çeşitleri, www.kobifinans.com.tr/tr/bilgi_merkezi/021705/5769, (09.10.2010) 48FISCHER, D. and JORDAN, R., Security Analysis and Portfolio Management, Englewood Cliffs: Prentice Hall, 6th Edition, 1995, p.72. 49AKMUT, Ö., AKTAŞ, R. ve BİNAY, S., Öngörü Teknikleri ve Finans Uygulamaları, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilimler Yayını, No.584, Ankara, 1999, s.40-41.
24
yahut likidite riskini karşılamak üzere bir risk primi talep edebileceklerdir. Bu risk
primi bu menkul kıymetlerin arzı yoluyla fon temin etmeye çalışan bir işletmenin
sermaye maliyetini arttıracaktır.50
Piyasa riski; rekabet ile ilişkili bir kavram olup; rekabet; kıt bir şeyi paylaşmak
veya bir ödül elde etmek amacıyla belli kural ve kısıtlamalar çerçevesinde temel
özgürlüklerin ve insan haklarının garanti altına alındığı ve hiçbir ayrıcalığın ve
ayrımcılığın olmadığı bir ortamda birden fazla oyuncu arasında oynanan bir oyun
veya bir yarış olarak tanımlanabilir.51 Rekabet işletme kavramı olarak
düşünüldüğünde; buradaki oyun piyasa, oyuncular ya da yarışçılar işletmeler,
kısıtlayıcılar değişen çevre koşulları, elde edilmek istenen ödül ise kar olması
durumudur.
İşletmelerde rekabeti tetikleyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar:
-Kazanma dürtüsü,
-Başarılı olma arzusu,
-Yarışma ihtiyacı,
-Özgüven ve öz değişim,
-Güç
-Liderlik,
-İnanç boyutu’dur.52
Görüldüğü gibi, işletmelerin başarılı olması piyasadaki diğer işletmelerle
rekabet etmesiyle paraleldir. Küreselleşme sürecinde yaşanan ekonomi, teknoloji ve
talepteki hızlı ve köklü değişimler dolayısıyla değişen çevre koşulları, işletmelerin var
olmaları ve başarılı olmaları için pazardaki diğer işletmelerle rekabet edilmesi
zorunluluğunu doğurmuştur.
Rekabet politikası yapısı itibariyle serbest piyasa mekanizmasını içerir.
Rekabet kavramı serbest piyasa mekanizması içinde faaliyet göstermekte olan en az
iki iktisadi oyuncunun (firmanın) fiyat veya fiyat dışında kalan çeşitli araçlar ile
karlarını artırmak ve en büyük pazar payını elde etmek amacıyla yarıştıkları stratejik
etkileşim içeren bir süreci ifade etmektedir. Rekabet kavramı etkin işleyen bir
ekonomik düzene ulaşmaya yönelik süreçteki gerekli koşulları ifade ettiği için önemli
bir kavram olarak görülmektedir.53
50GÖKTÜRK, N., Endüstri İşletmelerinde Finansal Başarısızlık, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1992, s.62. 51 www.rekabet dernegi.org, (12.10.2010) 52BONO, D.E., Çeviren: Oya ÖZEL, Rekabet Üstü, Remzi Kitabevi, Birinci Basım, Haziran 1996, s.34. 53ATİVAS, İ., Rekabet Politikasının İktisadi Temelleri Üzerine Düşünceler, Rekabet Dergisi, 1999, s.14.
25
İşletmede rekabet kavramı; ‘işletmelerin arz ettiği ürün ve hizmetleri alıcıların
seçenekleri karşısında tercih etmesini sürdürmeyi sağlama becerisi’dir.54 Yenileme,
ilerleme, değişme ve gelişme kavramlarıyla ilişkili olan rekabet; ‘yeni teknolojilerin
çok kısa aralıklarla geliştiği, pazar unsurlarının sürekli değiştiği, ürünlerin hızla
demode olduğu, rakiplerin sürekli çoğaldığı günümüz küresel rekabet ortamında
faaliyet gösteren işletmeler sürekli olarak yeni arayışlara yönelmektedirler’.55
Rekabetin varlığı üreticileri piyasadaki pazar paylarını korumak ve karlarını
artırabilmek için maliyetlerini düşürüp daha kaliteli mal üretmeye yöneltecektir.
Dolayısıyla rekabet ortamının sonucu olarak arz ve talebin piyasalarda belirlendiği,
düşük maliyetle daha kaliteli malların üretildiği etkin işleyen bir ekonomik düzen
oluşacaktır. Rekabet politikasının diğer ortak hedefleri; ekonomik gücün kötüye
kullanılmasının engellenmesi, rekabetçi ortamda faaliyet göstermek isteyen tüketici ve
üreticilerin korunması, geniş anlamıyla üretim maliyetlerinin düşürülmesi, teknolojik
değişim ve yenilik yoluyla üretimde ve kaynak dağılımında etkinlik sağlamayı teşvik
etmeyi ifade eden ekonomik etkinliğe ulaşma olarak sayılabilir.56 İşletmeler diğer
işletmelerle rekabeti; ürün ve hizmetlerini sürekli yenileyip geliştirerek sağlamaya
çalışır; ürün ve hizmetlerinde değişikliğe gitmeyen işletmeler ise rekabet avantajı
sağlayamayarak yok olma riski ile karşı karşıya kalabilir. Buradan anlaşıldığı üzere
rekabetin iki önemli sonucu vardır; işletme ya gelişme sonucu büyüme yaşar ya da
yok olur.
İşletmeler, faaliyet gösterdikleri ortamlarda yaşamlarını sürdürebilmek ve
diğer işletmelerle rekabet edebilmek için; toplam maliyet liderliği, farklılaştırma ve
odaklanma gibi stratejiler geliştirirler. Toplam maliyet liderliği; verimli ölçekte faal
tesislerin kurulmasını, deneyimlerden güçlü maliyet düşüşlerinin elde edilmesini, sıkı
maliyet ve giderler kontrolünü, küçük müşteri hesaplarından kaçınılmasını ve ar-ge,
servis, satış gücü, reklamlar vs. gibi alanlarda maliyetlerin en aza indirmesini
gerektirir. Farklılaştırma; firmanın sunduğu ürün veya hizmeti farklılaştırarak, tüm
sektörde benzersiz olarak kabul edilen bir şey yaratmaktır. Odaklanma ise; özgül bir
alıcı grubu, ürün yelpazesinin bir kesiti veya coğrafi pazar üzerine odaklanmaktır.57
54PORTER, M., THUROW L., REICH, R., Küresel Rekabet, İz Yayınları, İstanbul, 1996, No.90, s.24. 55TANYERİ, M., FIRAT, A., Rekabet Değişkeni Olarak Dış Kaynak Kullanımı, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.7, S.3, 2005, s.12. 56İktisadi Kalkınma Vakfı, AB’nin Rekabet Politikası, ikv.org.tr, (02.05.2010) 57PORTER, E.M., Rekabet Stratejisi Sektör ve Analiz Teknikleri, Sistem Yayıncılık, Ankara, 2004, s.44-48.
26
2.2.1.2. POLİTİK RİSK
Temelinde politik değişimler bulunan risk faktörleri şunlardır:58
-Kontrat fiyatının değiştirilmesi,
-Sivil düzensizlik (gösteriler, ayaklanmalar, sabotaj, terörizm, silahlı
ayaklanma, devrim, gerilla savaşı, iç savaş vb.),
-Tırmanan kamulaştırma,
-Devalüasyon/ revalüasyon,
-Yerel fiyat kontrolleri,
-Yerel rafinasyon ve taşımacılık düzenlemeleri,
-Ambargo ve boykotlar,
-Fon akışı kısıtları (dividends, royalties, faiz ödemeleri, kar transferi vb.),
-Döviz kontrolleri (konvertibilite vb.),
Yabancı/ uluslararası savaş,
-Hükümetten hükümete satış politikaları,
-İşe alma ve işten çıkarma kısıtları (yerel istihdam vb.),
-İdeolojik değişim,
-Uluslararası ticaret engel ve kısıtları,
-İşgücü kıtlıkları,
-Yerel mamul içerik kuralları,
-Sahipliğin yerellerle paylaşımı,
-Tarife dışı engeller (düzenlemeler, teşvikler vb.),
-Doğrudan millileştirme (el koyma, kamulaştırma vb.),
-Üretim kotaları,
-Yeniden yatırım şartları,
-Vergi (gelir vergisi vb.).
Yukarıdaki belirttiğimiz bu politik faktörler, yatırımcıların kararlarını
doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.
2.2.1.3. ENFLASYON RİSKİ
Enflasyon; dinamik bir olgu olup, çeşitli öğelerin birbiriyle ilişkisine dayanan
bir olaydır.59 Fiyatlar genel seviyesindeki sürekli artış olarak bilinen enflasyon;
ekonomiyi olumsuz olarak etkilemektedir.
58FRİEDMAN, R., KİM, J., Political Risk and International Marketing, The Columbia Journal of World Business, Vol.23 (4), 1988, p.65. 59AYDOĞAN, E., 1980’den Günümüze Türkiye’de Enflasyon Serüveni, Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 11 (1), 2004, s.91-92.
27
Satın alma gücü riski ya da enflasyon riski ise, fiyat genel seviyesinin
yükselmesi nedeniyle finansal