Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T. C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Şerife BEYAZITOĞLU
YÜKSEK SICAKLIK ALTINDA RASYONA BİYOANTİOKSİDAN (ALFA-
TOKOFEROL ASETAT, KARVAKROL, KARNOSİK ASİT) KATKISININ
YUMURTACI TAVUKLARDA PERFORMANS, YUMURTA VERİMİ,
YUMURTA KALİTESİ VE İMMUN SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ
ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2009
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK SICAKLIK ALTINDA RASYONA BİYOANTİOKSİDAN (ALFA-
TOKOFEROL ASETAT, KARVAKROL, KARNOSİK ASİT) KATKISININ
YUMURTACI TAVUKLARDA PERFORMANS, YUMURTA VERİMİ,
YUMURTA KALİTESİ VE İMMUN SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ
Şerife BEYAZITOĞLU
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI
Bu Tez …../……/2009 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle
Kabul Edilmiştir.
İmza…………………. İmza…………………… İmza…………………… Prof.Dr.Hasan R. KUTLU Prof.Dr.Murat GÖRGÜLÜ Doç.Dr. Ahmet ŞAHİN Danışman Üye Üye
Bu Tez Enstitümüz Zootekni Anabilim Dalında Hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza Mühür Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri tarafından desteklemiştir. Proje No: ZF2008YL51 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Şerife BEYAZITOĞLU
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI
Danışman :Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Yıl : 2009, Sayfa 72 Jüri : Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ Doç. Dr. Ahmet ŞAHİN
Mevcut çalışma yüksek sıcaklık altında yetiştirilen yumurtacı tavukların rasyonlarına ilave edilen vitamin E, kekik esans yağı ve biberiye ekstraktının antioksidant yapı, oksitadif stres, kan metabolitleri, performans, yumurta verim ve kalitesi ölçütleri üzerine etkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
Kırk beş haftalık yumurtacı tavuklar, benzer canlı ağırlıkta her birinde 18 hayvan bulunan 4 gruba ayrılmışlardır. Hayvanlar 8 haftalık süre boyunca katkısız kontrol yemi ve 200 mg/kg yem vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktı ilave edilen standart yumurtacı tavuk yemleriyle beslenmişlerdir. Hayvanlar bireysel kafeslerde barındırılmışlardır. Deneme süresince 16:8 saatlik aydınlık: karanlık fotoperiyot uygulanmış, yem ve su serbest verilmiştir. Deneme, yüksek sıcaklığın (16 saat aydınlık periyotta 8 saat 34-36 °C ve 16 saat 22-24 °C) oluşturulduğu yumurtacı tavuk deneme ünitesinde yürütülmüştür. Yumurtlama performansı olarak belirlenen yem tüketimi, yumurta ağırlığı, yumurta üretimi günlük olarak, yumurta kalitesi haftalık olarak, kan parametreleri (glukoz, kolesterol, trigliserid, lipid peroksidasyon, total antioksidan, kalsiyum) ise iki haftalık aralıklarla ölçülmüştür. Sonuçlar, Vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktı ilavesinin yem tüketimi, yumurta ağırlığı, yumurta verimi, canlı ağırlığı ve kan parametrelerini önemli düzeyde etkilemediğini (P>0.05) göstermiştir. Fakat kekik yağı ilavesi, yemden yaralanma oranını iyileştirmiş (P<0.05) ve yumurta kalite ölçütlerinde artış göstermiştir.
Araştırma sonucunda elde edilen bulgular rasyona kekik yağı ilavesinin sıcak stresi durumunda bile yumurta kalite ölçütlerini olumsuz etkilerden koruduğunu göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Alfa- tokorefol asetat, karvakrol, karnosik asit, yumurta verimi ve kalitesi, sıcaklık stresi.
YÜKSEK SICAKLIK ALTINDA RASYONA BİYOANTİOKSİDAN (ALFA-TOKOFEROL ASETAT, KARVAKROL, KARNOSİK ASİT) KATKISININ
YUMURTACI TAVUKLARDA PERFORMANS, YUMURTA VERİMİ, YUMURTA KALİTESİ VE İMMUN SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ
II
ABSTRACT
MSc THESIS
THE EFFECTS OF SUPPLEMENTED DIETARY OF ALFA- TOCOPHEROL
ACETAT, CARVACROL, CARNOSIC ACID IN LAYING HENS ON EGG PRODUCTION, EGG QUALITY AND IMMUN SYSTEM AND UNDER HIGH
TEMPERATURE
Şerife BEYAZITOĞLU
DEPARTMENT OF ANIMAL SCIENCE INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF CUKUROVA
Supervisor : Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Year : 2009, Page: 72 Jury : Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ Assoc. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİN
The present study was conducted to evaluate whether alfa-tocopherol acetatat, carvacrol and carnosic acid supplemented dietary would affect laying performance, egg quality, antioxidant structure, oxidative stres and blood parameters of Brown layers under high temperature.
Fortyfive weeks old layers were divided into 4 groups of similar mean weight, comprising 18 birds each. The birds were fed standard layer diets and 200 mg/kg diet alpha- tocopherol acetate, carvacrol and carnosic acid supplemented diets for 8 weeks period. The birds were housed in individual cages in a complete randomized design. During the study, a 16:8 hours light:dark photoperiod (8 hours 34-36 ˚C at light period and 16 hours 22-24˚C ) was employed, feed and water were given ad libitum. Laying performance was assessed by recording feed intake, egg weight, egg production daily; egg quality weekly and blood parameters (glucose, cholesterol, triglyceride level, lipid peroxidation, total antioxidant and calcium) biweekly. The results showed that alpha- tocopherol acetate, carvacrol and carnosic acid supplementation did not have significant (P>0.05) effects on feed intake, egg weight, egg mass, body weight and blood parameters. However, dietary supplementation of carvacrol improved feed conversion efficiency (P<0.05) and egg quality parametres.
The results obtained in the experiment suggest that providing supplemented dietary carvacrol could protect egg quality parameters under heat stress.
Keywords: Alpha- tocopherol acetate, carvacrol, carnosic acid, egg production and quality, heat stres
III
TEŞEKKÜR
Tez konumun belirlenmesi, yürütülmesi ve yazımı aşamalarında, lisans ve
yüksek lisans öğrenimim süresince desteğini ve yardımlarını esirgemeyen, danışman
hocam Sayın Prof. Dr. Hasan Rüştü KUTLU’ ya, bölüm olanaklarının kullanılmasına
yardımda bulunan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ’ ye, yüksek lisans
öğrenimim süresince ve tezimin yürütülmesi aşamasında her türlü bilimsel katkı ve
yardımlarını esirgemeyen kıymetli hocam Doç. Dr. Ladine ÇELİK’ e, araştırma
süresince doğrudan veya dolaylı yardımlarını gördüğüm başta Dr. Mustafa BOĞA’ ya,
Dr. Ahmet TEKELİ’ ye, Dr. Uğur SERBESTER’ e, Arş. Gör. Ayfer BOZKURT
KİRAZ’ a, Arş. Gör. Zeynep BOZKURT ŞAHAN’ a ve tez aşamamın her anında
yanımda olan ve yardımlarını esirgemeyen, Zir. Müh. Emine SAĞLAMTUNÇ’ a, Zir.
Yük. Müh. Gökhan FİLİK’ e, Zir. Yük. Müh. Aslı ÖZGAN’ a, Zir. Yük. Müh. Ahmet
OLĞUN’ a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca benim şimdi bu noktada bulunmamı
sağlayan, her türlü özveride bulunan, hayatım boyunca bana hep destek olmuş ve olacak
olan değerli aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ....................................................................................................................................I
ABSTRACT...................................................................................................................II
TEŞEKKÜR.................................................................................................................III
İÇİNDEKİLER............................................................................................................IV
ÇİZELGELER DİZİNİ ...………………………………………………..….............VI
RESİMLER DİZİNİ.................................................................................................VIII
ŞEKİLLER DİZİNİ....................................................................................................IX
1.GİRİŞ...........................................................................................................................1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR........................................................................................7
2.1. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Vitamin E Kullanımına
İlişkin Çalışmalar ..........................................................................................7
2.2. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Biberiye Ekstraktının
Kullanımına İlişkin Çalışmalar......................................................................12
2.3. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Kekik Yağının
Kullanımına İlişkin Çalışmalar.....................................................................16
2.4. Sıcaklık Stresi Uygulanan Çiftlik ve Deney Hayvanları Üzerinde
Yapılan Çalışmalar........................................................................................20
3. MATERYAL VE METOD.....................................................................................24
3.1. Materyal..........................................................................................................24
3.1.1. Hayvan Materyali...................................................................................24
3.1.2. Yem Materyali........................................................................................24
3.1.3. Deneme Odası........................................................................................28
3.1.4. Kafes, Yemlik ve Suluklar.....................................................................29
3.2. Metod..............................................................................................................29
3.2.1.Deneme Planı..........................................................................................29
3.2.2.Yemlerin Besin Madde Analizleri...........................................................30
3.2.3.Canlı Ağırlık Değişiminin Belirlenmesi..................................................31
3.2.4. Yem Tüketiminin Belirlenmesi..............................................................31
3.2.5. Yemden Yararlanma Etkinliğinin Belirlenmesi.....................................31
V
3.2.6. Yumurta Verim ve Kalitesinin Belirlenmesi...........................................31
3.2.7. Plazma Glukoz, Trigliserit, Kolesterol Konsantrasyonunun
Belirlenme..............................................................................................33
3.2.8. Plazma Total Antioksidan Düzeyinin Belirlenmesi................................34
3.2.9. Plazma Lipit Peroksidasyon Düzeyinin Belirlenmesi.............................35
3.2.10. Plazma Kalsiyum Düzeyinin Belirlenmesi...........................................36
3.2.11. İstatistiki İşlemler..................................................................................36
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA....................................................37
4.1. Yem Tüketimi..................................................................................................37
4.2. Yemden Yararlanma Etkinliği........................................................................39
4.3. Yumurta Verimi..............................................................................................41
4.4. Sekiz Hafta Süresince Elde Edilen Yumurtaların
Kalite Kriterlerine İlişkin Bulgular.................................................................43
4.5. Plazma Glukoz, Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu
(mg/dl)..............................................................................................................48
4.6. Plazma Lipid Peroksidasyon Konsantrasyonu................................................52
4.7. Plazma Total Antioksidan Konsantrasyonu....................................................55
4.8. Plazma Plazma Kalsiyum Konsantrasyonu.....................................................57
5. SONUÇ VE ÖNERİLER.........................................................................................59
KAYNAKLAR..............................................................................................................63
ÖZGEÇMİŞ..................................................................................................................72
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA
Çizelge 3.1. Kafes Tavuğu 1. Dönem Yumurta Yemine ait Hammadde
Bileşimi ve Hesaplanmış Besin Madde İçeriği..........................................26
Çizelge 3.2. Denemede Kullanılan Kekik Yağının Yağ Asidi Komposizyonu..............27
Çizelge 3.3. Denemede Kullanılan Biberiye Ekstraktının Aktif Madde
Bileşenleri...................................................................................................28
Çizelge 3.4. Deneme grupları…………………………………………………….........31
Çizelge 4.1. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yem Tüketimi Üzerine
Etkileri…....................................................................................................39
Çizelge 4.2. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yemden Yararlanma Oranı
(YYO) Üzerine Etkileri……………………………………………..........42
Çizelge 4.3. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Verimi Üzerine
Etkileri………............................................................................................43
Çizelge 4.4. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Dördüncü Hafta Yumurta
Kalitesi Üzerine Etkileri……………………...……………………..........49
Çizelge 4.5. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Ortalama Glukoz,
Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu Üzerine
Etkileri (mg/dl)…………...........................................................................50
Çizelge 4.6. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma LPO
(Lipit Perroksidayon) Düzeyi Üzerine Etkileri..........................................54
Çizelge 4.7. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Plazma Total
Antioksidan Düzeyi Üzerine Etkileri….......................................…..........56
VII
Çizelge 4.8. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Plazma Kalsiyum
Düzeyi Üzerine Etkileri…………………………………………….........58
VIII
RESİMLER DİZİNİ SAYFA
Resim 3.1. Deneme Ünitesinin Genel Görünümü .........................................................30
Resim 3.2. Yumurta Boyutunun Ölçümü …..................................................................34
Resim 3.3. Sarı Ağırlığının Tartımı ...............................................................................34
Resim 3.4. Ak Yüksekliğinin Ölçümü ...........................................................................34
Resim 3.5. Kabuk Kalınlığının Ölçümü ........................................................................34
Resim 3.6. Tavuklardan Kan Alımının Görünümü .......................................................35
Resim 3.7. Serum Glukoz, Kolesterol ve Trigliserit Analizlerinde
Kullanılan Otoanalizör Cihazı……………………………………..............35
IX
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 4.1. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yem Tüketimi Üzerine Etkileri.............40
Şekil 4.2. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı,
Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yemden Yararlanma
Oranı (YYO) Üzerine Etkileri…….................................................................42
Şekil 4.3. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Yumurta Ağırlığı
Üzerine Etkileri………………………...........................................................44
Şekil 4.4. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Yumurta Ağırlığı
Üzerine Etkileri……………………………...................................................44
Şekil 4.5. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Şekil İndeksi
Üzerine Etkileri……………………………………………………...............45
Şekil 4.6. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Sarı İndeksi
Üzerine Etkileri………………………………………………….............…..46
Şekil 4.7. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Ak İndeksi
Üzerine Etkileri……………………………………………………...............46
Şekil 4.8. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Haugh Birimi
Üzerine Etkileri……………………………………………………...............47
Şekil 4.9. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Ortalama Glukoz,
Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu Üzerine
Etkileri (mg/dl)…………………………………………………..…..............52
X
Şekil 4.10. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Lipit Peroksidasyon
Konsantrasyonu Üzerine Etkileri……………………………………..........54
Şekil 4.11. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı,
Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Total
Antioksidan Konsantrasyonu Üzerine Etkileri……………….....................56
Şekil 4.12. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Kalsiyum Konsantrasyonu
Üzerine Etkileri…………………………………………………….............58
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
1
1. GİRİŞ
Kanatlı hayvanların performansları genetik özelliklerinin yanı sıra çevre
faktörlerinden yüksek düzeyde etkilenmektedir. Kanatlıların verimini etkileyen çevre
faktörleri içinde en önemlileri ise iklimsel ve besleme ile ilgili faktörlerdir. Akdeniz
iklim kuşağındaki ülkelerde, yüksek sıcaklığın olumsuz etkileri kanatlı hayvanların
performansını ve ürün kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Kanatlılar 25°C nin
üzerindeki sıcaklık değerlerinde yem tüketimini azaltıp su tüketimini arttırarak
kendilerini sıcaklığa adapte etmeye çalışırlar (Bastien, 1996). Bazı araştırmacılar
(Fujita ve ark., 1990), kanatlılarda çevre sıcaklığının artışıyla su tüketiminin arttığını,
bazıları da (Siegel, 1995) sıcaklık stresinin derecesine bağlı olarak kanatlılarda yem
tüketimi, yemden yararlanma, büyüme oranı, yumurta kabuğu kalitesi ve yaşama
gücünde azalmaların olduğunu bildirmektedirler. Yine yüksek çevre sıcaklığına
maruz kalan kanatlılarda hematokrit değerin düştüğü (Poyraz ve ark., 1991), serum
glikoz (Keçeci ve ark., 1995) ve total kalsiyum düzeyinin ise arttığı ileri
sürülmektedir. Payne (1962), yaptığı çalışmada 30°C’ den sonra çevre sıcaklığının
her 1°C lik artışına karşılık yem tüketiminin %1–6 oranında azaldığını tespit etmiştir.
Bu nedenle, yüksek sıcaklıkta yetiştirilen çiftlik hayvanlarında görülebilecek
muhtemel olumsuzlukların giderilmesi veya verim kayıplarının minimize edilmesi
amacıyla değişik besin maddeleri ve/veya katkı maddeleri üzerinde çalışmalar
yapılmaktadır. Bu amaçla kullanılan yem katkı maddelerinde kimi özellikler dikkate
alınarak yeni bir değerlendirme yapılmış, verim artırıcı veya hayvan sağlığını
destekleyici olarak kullanılan katkı maddelerinin öncelikle gerek hayvan ve gerekse
tüketici sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin bulunmaması kullanımda ön koşul
olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda en uygun olan katkı maddeleri aromatik
bitkilerden elde edilen doğal katkı maddeleridir. Tarihsel süreç içinde aromatik
bitkiler hastalık tedavisi için daima ilaç olarak kullanılmıştır. Modern hayvan
beslemede, aromatik bitkilerin antimikrobiyal ve antioksidan içeriğinde faydalanma
pek dikkate alınmamıştır. Fakat yem katkı maddesi olarak kullanılan antibiyotiklerin
yasaklanmasıyla birlikte, günümüzde bitkisel ekstraktlar alternatif yem katkısı olarak
önem kazanmaya başlamıştır. Doğal kaynak olarak bitkisel ekstraktlar, orijini ve
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
2
aktif maddesine bağlı olmakla birlikte antibakteriyel, antifungal, antiviral,
antioksidant etkilerine bağlı olarak büyümeyi teşvik edici, yemden yararlanmayı
iyileştirici bir takım özelliklere sahiptirler (Helander ve ark., 1998; Iocobellis ve
ark., 2005). Ayrıca, aromatik bitkilerden elde edilen ekstraktların gıdaların
saklanmasında ve yemlik tahılların depolanması sırasında funguslara karşı
fumigasyon amacıyla da kullanılabileceği belirtilmiştir (Paster ve ark., 1995). Ancak,
bitkisel ekstraktlardan yararlanma günümüz hayvan beslemede oldukça sınırlıdır.
Bitkisel ekstraktların hayvanlarda temel olarak etkili olduğu bölge hayvanın
sindirim sistemi olup bu etkiyi ya sindirim sistemindeki patojen mikroflorayı yok
ederek, ya da besin maddelerinin daha iyi bir şekilde sindirilmesine ve emilimine yol
açan mikrobiyal populasyonun, sindirim sistemindeki konsantrasyonunu arttırmak
suretiyle göstermektedirler (Wenk, 2000). Bitkisel ekstraktlar aynı zamanda güçlü
antioksidan özelliklere de sahiptir. Hayvansal organizmanın strese maruz kalması
sonucu oluşan oksidasyon hücre bütünlüğüne ve sonuçta performansa ciddi zararlar
vermektedir. Stres etkisi altında hücre bütünlüğünü korumak, peroksit oluşumu ve
zararını önlemek amacıyla değişik antioksidant aktiviteli maddelerden
yararlanılmaktadır.
Antioksidanların insan sağlığındaki başlıca etkisi serbest radikal süpürücü ve
zincir kırıcı mekanizmalarla ortaya çıkar. Oksijen, canlı sistemler için oldukça güçlü
bir zehirdir. Zira metabolik işlemler esnasında çok daha reaktif şekilleri olan
süperoksit, hidrojen peroksit, tekli (singlet) oksijen ve hidroksil radikallerine
çevrilebilir. Bu şekillerin tümüne kısaca “aktif oksijen” denir. Canlı hücrelerde,
süperoksit dismutaz adlı enzim süperoksiti hidrojen perokside çevirir. Hidrojen
peroksit her türlü biyolojik membranı geçebilme özelliğine sahiptir. Oksijen
radikalinin ve bilhassa hidroksil radikalinin aşırı üretimi lipit hücre membranlarıyla
etkileşme sonucu lipit peroksitleri oluşturur. Canlı hücrelerdeki hemen hemen tüm
moleküllerle birleşebildiğinden hidroksil radikali çok reaktiftir. Aktif oksijenden
hidroksil radikalinin oluşumu, demir ve bakır gibi metal iyonlarının katalizörlüğünde
gerçekleşir. Bakır/H2O2 sisteminin proteinlere ve DNA’ya ciddi hasarlar verdiği
deneysel olarak ispatlanmıştır. Lipit peroksidasyonu, membranların işlevini
yitirmesine, sonuçta hücre nekrozuna ve ölümüne yol açar. Hidroksil radikalleri
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
3
DNA’daki bazlarla etkileşerek, mutasyonlara da yol açar. Reaktif oksijen türü
(ROS), eklem romatizması, katarakt ve kanser gibi kronik hastalıkların önemli bir
nedenidir. Vücutta antioksidanların varlığında oksidatif strese bağlı hasarlar dramatik
ölçüde azalır (Cadenas ve Packer, 1996).
Lipid peroksidasyonu, çoklu doymamış yağ asitlerince zengin yağlarda
(bitkisel kökenli) ve hayvansal ürünlerde (omega-3 yağ asitlerince zenginleştirilmiş
et ve yumurta) karşılaşılan en önemli sorunlardan biridir. Doymamış yağ
asitlerindeki çift bağlar çeşitli dış etkenlerin (sıcaklık, ışık, su, enzimler, oksijen ve iz
elementeler gibi) etkisiyle bozulmakta ve kolaylıkla okside olmaktadır (Şenköylü,
2001). Hayvansal ürünlerde lipid oksidasyonu ise, üretim, işleme, pişirme ve
depolama sırasında membran fosfolipitlerinin yüksek düzeyde doymamış yağ
asitlerinde oluşmaktadır (Gray ve Pearson, 1987). Oksidasyonun ilk ürünü
peroksitlerdir ve kokusuzdurlar, fakat daha sonra hidrokarbonlar, aldehitler, ketonlar,
alkoller ve organik asitlere parçalanırlar (Şenköylü, 2001; Çakmak, 2003). İkincil
oksidasyon ürünleri yemin tadını, rengini, aromasını ve yapısını (Şenköylü, 2001),
hayvansal ürünlerin besin değerini, duyusal özelliklerini ve raf ömrünü olumsuz
etkilemektedir (El-Massry ve ark., 2002).
Antioksidanlar hidrojen atomu vericisi olarak etki gösterirler ve zincir
oluşturan radikalleri daha az reaktif türlere döndürürler. Bu şekilde oluşan
antioksidan radikali, oksijen atomu ile aromatik halka üzerindeki çiftleşmemiş
elektronun yer değiştirmesiyle stabilize olur. Bu nedenle antioksidan moleküller
yapılarında genellikle fenolik fonksiyon taşırlar (Kahkönen ve ark., 1999).
Antioksidanlar, lipit peroksidasyonu, proteinlerin çapraz bağlanması ve DNA
mutasyonu ile etkileşip, doku hasarı etkilerini önlerler. Serbest radikaller, kansere de
neden olduklarından, çoğu antioksidanlar kanseri başlangıçta durdurur ve tümör
gelişimini önlerler. Fenolik antioksidanlar, Ca+2 homeostasis’i üzerindeki etkileriyle,
koroner kalp yetmezliğinde de önleyici role sahiptirler (Rauha ve ark., 1999;
Summanen ve ark., 2001). Bitki fenoliklerinin antioksidan etkileri bilhassa redoks
özelliklerinden ötürüdür ve bu yüzden indirgeyici ajanlar, hidrojen vericiler, tekli
oksijen önleyiciler ve metal kelasyonu yapıcılar olarak etki ederler. Bitki fenolikleri,
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
4
fenolik asitler, fenil propanoitler, monoterpenik fenoller, flavonoitler, tanenler, vs.
gibi maddelerdir (Shahidi ve Naczk, 1995; Cadenas ve Packer, 1996).
Lipid peroksidasyonunu kontrol etmek için butil hidroksitoluen (BHT), butil
hidroksianisol (BHA), tersiyer butil hidroksikinon (TBHQ) ve propil galatlar gibi
sentetik veya vitamin E, C ve β-karotenler gibi doğal antioksidan maddeler uzun
yıllardan beri başarıyla kullanılmaktadır. Sentetik antioksidanlar ucuz olmaları,
yüksek düzeyde stabilite ve güçlü antioksidan aktivite göstermelerinden dolayı tercih
edilmektedirler (Bandoniene ve ark., 2002). Ancak, son yıllarda bunların kızartılmış
ürünlerde tam etki göstermediği, hoş olmayan tat ve kokulara sebep olduğu ve en
önemlisi kanserli hücre oluşumunu uyararak insan sağlığını olumsuz etkilediği
belirlenmiştir. Bu yüzden bazı ülkelerde kullanımı sınırlanırken bazılarında
yasaklanmıştır (Akgül, 1989; Akgül ve Ayar, 1993). Vitamin E, yağda çözünebilen,
güçlü antioksidan aktiviteye sahip biyolojik bir antioksidandır. Morrisey ve ark.
(1997), en az kesimden önceki 28 gün boyunca 200 mg/kg α-tokoferol asetat ilaveli
yemlerle beslenen etlik piliçlerde lipid oksidasyonun önlendiğini bildirmektedirler.
Ancak, tokoferollerin diğer sentetik antioksidanlara göre dayanıksız olması,
kullanımında güçlüklere neden olmaktadır (Akgül ve Ayar, 1993).
Bu kapsamda doğal antioksidan etkili olduğu bilinen kimi bitki ekstraktları,
özelde bitki esans yağlarının içeriğinde yer alan kimi aktif maddelerin oldukça güçlü
antioksidan özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Kekik ve biberiye bu bakımdan
üzerinde durulan iki önemli aromatik bitkidir.
Üzerinde en fazla araştırma yapılan aromatik bitki kekiktir. Aynı çiçekli bitki
ailesi içinde bulunan farklı cinslere ait bitki türleri kısaca kekik olarak
adlandırılmaktadır. Kekik (Oregano) ballıbabagiller (Labiatea=Laminaceae)
familyasına bağlı olup bu türlerin dahil olduğu cinsler Origanum, Thymbra,
Coridothymus, Satureja ve Thymus’dur. Kekik, yüksek düzeyde uçucu yağ
içermekte ve uçucu yağın ana bileşenlerini timol ve karvakrol başta olmak üzere β-
simen, γ-terpinen ve linalool oluşturmaktadır (Madsen ve Bertelsen, 1995). Bu
maddeler kekiğe kendine özgü kokusunu veren (Başer, 2001) ve antioksidan özellik
kazandıran fenolik bileşikler olup uçucu yağların %78-82’sini oluşturmaktadır
(Botsoglou ve ark., 2003a). Thymol ve karvakrolün, tavuklarda serum kolesterol
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
5
konsantrasyonunu düşürdüğü bildirilmiştir (Case ve ark, 1995). Thymol ve
carvacrolün, kolesterolü düşürücü etkisi, kolesterol sentez enzimi 3-hydroxy-3-
methyglutaryl Co enzim A (HMG-CoA)’nın inhibe edilmesine atfedilmektedir
(Elson, 1995).
Biberiye, Akdeniz ülkelerinde kendiliğinden yetişen veya kolayca kültürü
yapılan bir aromatik bitkidir. Yapısındaki uçucu yağdan kaynaklanan hoşa giden
aromasından dolayı, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde yaygın olarak
kullanılan baharatlardan biridir. Biberiye, kozmetik endüstrisinde kolonya, losyon ve
şampuan yapımında da kullanılmaktadır. Ayrıca, biberiyenin güçlü bir antioksidan
aktiviteye sahip olduğu da bildirilmektedir (Banyai ve ark., 2003). Biberiye
(Rosmarinus officinalis L.) bitkisinden elde edilen fenolik diterpenleri; karnosol,
karnosik asit, rosmanol, epirosmanol, izorosmanol, rosmarikuinon, rosmaridifenol ve
rosmarinik asit oluşturmaktadır (Madsen ve Bertelsen, 1995). En güçlü antioksidan
etkiye karnosik asit sahiptir ve bu etki yaklaşık karnosoldan üç kat, BHT ve
BHA’dan yedi kat daha fazladır (Richheimer ve ark., 1996).
Uzun yıllardır yapılan çalışmalarla kanatlı eti ve yumurtasında lipid
oksidasyonunu minimize etmenin en etkili yolunun yeme Vitamin E ilavesinin
olduğu kanıtlanmıştır. Vitamin E, hücre membranlarındaki lipid peroksidasyon
zincirini kırmakta ve hidroperoksit oluşumunu engellemektir. Oksidatif stres
varlığında bu vitamine olan gereksinimde yükselmektedir (Coetzee ve Hoffman,
2001). Oksidatif bozulma ilk olarak membran fosfolipidlerin çoklu doymamış yağ
asitleri kısmında başlamakta olup, ürünün daha ileri derecede oksidasyonuna karşı
hassasiyetini artıran hidrojen peroksit üretimine veya ürünün kalitesini olumsuz
yönde etkileyen kısa zincirli aldehitler, ketonlar vb. ikinci reaksiyon bozulma
ürünlerin oluşmasına neden olmaktadır (Valenzuela, 2002). Lipid oksidasyonunun
primer başlangıç ürünleri olarak bilinen hidroperoksitler kokusuz olmasına rağmen
bu ürünlerin parçalanma ürünleri olan hidrokarbonlar, furanlar ve alkoller gibi ikincil
ürünler ürünün lezzetinde istenmeyen değişimlere neden olurlar. Bununla birlikte
lipid oksidasyonu ile oluşan serbest radikaller pigment indirgenme sistemlerine zarar
vererek okside pigment oluşumuna yol açar (Konyalıoğlu, 2001). Dolayısıyla lipid
oksidasyonuyla ürün kalitesindeki değişimler, taze veya işlenmiş ürünlerin tadında,
1. GİRİŞ Şerife BEYAZITOĞLU
6
renginde, görünümünde ve besinsel değerinde olumsuz yönde değişiklikler meydana
getirerek raf ömrünü azaltmaktadır (Sahoo ve Verma, 1999).
Mevcut çalışma yüksek sıcaklık altında yetiştirilen yumurtacı tavukların
rasyonlarına ilave edilen vitamin E, kekik esans yağı ve biberiye ekstraktının
antioksidant yapı, kan metabolitleri, performans, yumurta verim ve kalitesi ölçütleri
üzerine etkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
7
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Yumurtacı tavukların yüksek sıcaklık koşullarına maruz kalmaları durumunda
hayvanda ve bu hayvanlardan elde edilen ürünlerde oluşabilecek fiziksel ve
fizyolojik olumsuzlukları ortadan kaldırmak için antioksidan özellikleri bilinen
vitamin E kekik yağı, biberiye ekstraktının yumurtacı tavuklarda kullanım
olanaklarının araştırılmasına yönelik olarak hazırlanan bu tez çalışması kapsamında;
yumurtacı tavuklarda ve diğer çiftlik hayvanlarında antioksidan yapı, oksitadif stres,
kan metabolitleri, performans, yumurta verim ve kalitesi ölçütleri üzerine rasyona
ilave edilen katkı maddeleri ile bu katkı maddelerinin etki mekanizmalarına ilişkin
yapılmış çalışmalara yer verilmiştir.
2.1. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Vitamin E Kullanımına İlişkin Çalışmalar
Şahin ve ark.(2002a), tarafından Cobb-500 erkek broylerleri kullanılan bu
çalışma; vitamin E (dl-α-tocopherol acetate), vitamin A (retinol) ve onların
kompozisyonlarının yüksek sıcaklık altında yetiştirilen broylerlerde kan ve karaciğer
MDA (yağ oksidasyonunun bir indikatörü), Fe, Zn, Cu ve Cr konsantrasyonları
üzerinde etkilerini değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Bir günlük yaştaki 120
broyler rastgele 10 hayvandan oluşan 3 tekerrür ve 4 muamele grubu oluşturulmuş,
bir grup kontrol yemi ile, bir grup basal yeme vitamin A eklenmiş (15000 IU
retinol/kg yem) yem ile, bir grup basal yeme vitamin E (250 mg dl-α-tokoferol
asetat/ kg yem) eklenmiş yem ile ve son grup basal yeme vitamin A ve vitamin E
(15000 IU retinol + 250 mg dl-α- tokoferol asetat / kg yem) kombinasyonu eklenmiş
yem ile beslenmişlerdir. Kan MDA seviyeleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında
vitamin E, vitamin A (2,1 nmol/ml) (p<0.05) ve vitamin E+A gruplarında (sırasıyla
1,3, 1,5 ve 0.95 nmol/ml) azalmıştır. Vitamin A ve vitamin E eklenmesi ile serum ve
karaciğer Fe, Zn ve Cr konsantrasyonları artmıştır (p<0.01). Serum ve karaciğer Cu
konsantrasyonları vitamin A ve vitamin E eklenmesi üzerine azalmıştır (p<0.05).
Ayrı ayrı olarak eklenen vitaminlerden ziyade vitamin A ve vitamin E
kombinasyonunun birlikte kullanılması daha etkili bulunmuştur. Çalışmanın
sonucuna göre; rasyona vitamin E ve vitamin A kombinasyonunun eklenmesi
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
8
sıcaklık stresinin neden olduğu metabolik değişiklikleri hafifletmek için iyi bir
uygulama olarak değerlendirilmiştir.
Pal ve ark. (2002), %4 balık yağı ile omega-3 yağ asitleri içeriği artırılmış
yumurta tavuğu yemlerine α- tokoferol asetat (30 ve 60 mg/kg) ilavesi ile yumurta
sarısı lipid peroksidasyonunun (TBARS değeri) önemli düzeyde engellediğinin
sonucuna varmışlardır.
Şahin ve ark. (2002b), tarafından, yumurtacı Japon bıldırcınlarında yüksek
çevre sıcaklığının (34˚C) yumurta üretimi, yumurta kalitesi, besinlerin
sindirilebilirliği ve yumurta sarısının mineral madde içeriği üzerine rasyona vitamin
E eklenmesi (dl-α- tokoferol asetat) ile bu olumsuz etkileri azaltabileceğini tespit
etmeyi amaçlamışlardır. Japon bıldırcınları (n=240, 7 haftalık yaşta) her grupta 30
hayvan olacak şekilde 8 gruba bölünmüştür. Bıldırcınlar bir kontrol yemi ve bu
kontrol yemine 125, 250 ve 500 mg dl-α- tokoferol asetat /kg yem eklenen yemlerle
beslenmişlerdir. Hayvanlar 22˚C ve %55’ e yakın rutubette tutulmuşlardır (RH). 14
haftalık yaşta termonötral grup (TN) denemenin başlangıcında olduğu gibi aynı
sıcaklıkta kalırken, sıcak stresi grubu (HS) 3 hafta boyunca 34˚C ve %44 RH’ ta
kontrol edilmiş odalarda tutulmuşlardır. Kontrol yemi ile beslenildiğinde sıcağa
maruz kalan hayvanlarda performans düşmüştür (P<0.001). Sıcaklık stresi
koşullarında yetiştirilen bıldırcınlarda 250 ve 500 mg/kg yem vitamin E eklenmesi
ile yemden yararlanma oranında iyileşme (P<0.01), yumurta üretimi (P<0.001), yem
tüketimi (P<0.01) ve vücut ağırlığında (P<0.01) bir artış bulunmuştur. Benzer
şekilde yumurta ağırlığı (p=0.01), yumurta özgül ağırlığı (P<0.01), yumurta kabuk
kalınlığı (P<0.05) ve haugh birimi (P<0.01) vitamin E eklenmesi ile pozitif olarak
etkilenmiştir. Sıcaklık etkisi ile kuru madde (P<0.03), organik madde (P<0.05), ham
protein (P<0.02), ham yağ (P<0.05) sindirilebilirliği azalmıştır ve vitamin E
eklenmesi ile yükselmiştir. Yumurta sarısı Zn, Fe ve Mn konsantrasyonları yüksek
sıcaklıkta azalmıştır ve rasyona vitamin E eklendiğinde kontrol grubunun değerleri
artmıştır (P<0.001). Termonötral gruptaki değerlerin hiçbirinde önemli farklılıklar
izlenmemiştir. Çalışmanın sonucuna göre, rasyona 250 mg/kg yem dl-α- tokoferol
asetat eklenmesi ile bıldırcın yemlerinde pratikte bakım ve beslemeyi koruyucu
olacağı ve sıcaklık stresinin negatif etkileri azaltacağı saptanmıştır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
9
Cherian ve ark. (1996), omega-3 yağ asitleri içeriği artırılmış yumurtaların
depolanması sırasında önemli düzeyde Vitamin E kaybının olduğunu ve Vitamin E
ilavesi ile yumurta sarısı Vitamin E birikiminde artış, yumurta sarısı MDA düzeyinde
ise azalama saptamışlardır.
Franchini ve ark. (2002), vitamin E ve vitamin C’ nin ayrı ayrı ve birlikte
yumurta sarısındaki vitamin E içeriği üzerine, depolanmış taze yumurtanın yağ
dengesi üzerine, onların duyusal özellikleri ve fonksiyonel özellikleri üzerine
etkilerini değerlendirmişlerdir. Hy-Line Brown yumurtacı tavuklar (n=216) 8 hafta
boyunca 100 ve 200 mg/kg dl-α- tokoferol asetat (E100 ve E200), 500 ve 1000 mg
/kg askorbik asit (C500 ve C1000), 100 mg dl-α- tokoferol asetat + 500 mg askorbik
asit (E100+C500) ve hiç katkı bulunmayan bir kontrol yemi ile beslenmişlerdir. Taze
yumurta ve depolanmış yumurta 30, 60, 90 gün boyunca 4˚C ve 28 gün oda
sıcaklığında saklanmış yumurta vitamin E ve TBA-reaktif maddeleri (TBARS)
bileşimi analiz edilmiştir. Aynı zamanda taze ve pişirilmiş yumurtanın fonksiyonel
özellikleri, kaynatılmış ve yağda kızartılmış yumurtanın duyusal özellikleri
değerlendirilmiştir. Yumurta sarısının vitamin E içeriği rasyona eklenen vitamin E
seviyesi ile 4˚C de 90 gün saklandığında ve 25˚C de 28 gün boyunca saklanması ile
azalmıştır. Vitamin eklenmesi buzdolabında saklanmış ve taze yumurtayı
etkilememiştir oysaki 4 hafta oda sıcaklığında vitaminin en yüksek dozu eklenen ve
kontrol grubunda TBARS artmıştır. Askorbik asit haugh birimini ve yumurta akı
elastikiyetini geliştirmiştir. Fakat yumurta sarısının yapışkanlığı ve sıklığı, yumurta
akı ve tüm yumurta sıvısı rasyon muamelelerinden etkilenmemiştir. Panelistler
kontrol yumurtaları ve muamele edilmiş yumurtaları ayırt edememişlerdir.
Boa Amponsem ve ark. (2000), A, B, C olarak dizayn edilen 3 ticari
broylerde 10 ve 300 mg/kg vitamin E içeren yemlerle beslenen horozların
immünolojik tepkilerini ölçmüşlerdir. Tüm horozlar 91 gün yaşa kadar 10 mg/kg
yem ile beslenmişlerdir. Daha sonra hayvanların yarısı bu yemle beslenmeye devam
etmişler, diğer yarısı 300 mg/kg vitamin E eklenen yemle beslenmişlerdir. 16 gün
boyunca bu yemlerle beslendikten sonra in vivo olan deriye ait basofil
hypersensitivity (CBH), hücre aracılığıyla immün tepki phytohemoglutanin- P (PHA-
P) ile enjeksiyondan 24 saat sonra ayak parmakları arasındaki deri kalınlığında artış
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
10
tespit etmişlerdir. 20 gün yemlerle beslendikten sonra heterofil ve limfositler
sayılmıştır. Aynı zamanda horozların %0.25’ lik 0,1 ml SRBC ile damar içine
inoküle edilmiştir. SRBC’ nin enjeksiyonu 27 gün sonra tekrarlanılmıştır. Her
enjeksiyondan 6 ve 20 gün sonra antikor sayısı tespit edilmiştir. Merkopto ethanol-
resistant (IgG) ve Merkopto ethanol-sensitive (IgM) antikorlar ikinci kez
ölçülmüştür. Heterofil A ve B hat horozlar için daha yüksek vitamin E seviyesi ile
birincil ve ikincil SRBC antikor seviyeleri korunmuştur, C hatları içinse seviyeler
baskılanmıştır. IgM ve IgG üzerine rasyondaki daha yüksek vitamin E’ nin etkisi ırka
bağlı olarak değişmiştir. Vitamin E ile besleme ile immün sistemin fagositik
yeteneğini geliştirmiştir.
Coetzee ve Hoffman (2001), etlik piliçlerde vitamin E ilaveli karma yemlerle
beslemenin buzdolabında veya dipfrizde saklanmış etlerin oksidatif stabilitesini
artırdığını saptamışlardır. Ayrıca araştırıcılar vitamin E kullanımının hayvanların
performansı, etlerin mikrobiyolojik yapısı, renk değişimi, yağ asitleri kompozisyonu,
post-mortem pH değişimi üzerinde etkili olmadığını ortaya koymuşlardır.
Gurne ve ark. (2001), vitamin E’ nin omega- 3 yağ asitlerince zengin yemlere
ilavesinin depolamaya bağlı olarak yumurta sarısı lipid peroksidasyonuna etkisini
araştırdıkları çalışmalarında, %1.5 balık yağı içeren yemlere en az 80 IU/kg vitamin
E ilave edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Servais ve ark. (2007), iskelet kasının atrofisini uyararak aktivitesini
azaltmışlardır. Oksidatif stres proteolizi harekete geçirerek kasları zayıflatabilir. Bu
çalışmada ratlarda iki hipotezin testi amaçlanmıştır. İlki, arka bacak kası (soleus kası)
atrofisini uyaran boşaltma kısmen karşı koymak için boşalma fazı esnasında
antioksidan vitamin E’ nin eklenmesi, ikinci olarak vitamin E eklenmesi calpains,
caspases-3, -9, -12 ve E3 ubiquitin ligases (MURF1 ve MAFbx)’ lerin azalmasıyla
kas proteolizinin oranını azaltacağıdır. Soleus kasının atrofisi (-49) arka bacaktan 14
gün boyunca vitamin E boşaltılması ile sadece %32 azalarak uyarılmıştır. Vitamin E
type I ve II lif ölçüsünde azalmayı kısmen önlemiştir. Vitamin E boşaltımı ile HSP
72 bileşimini arttırmış ve kas thiobarbituric asit reaktif madde seviyesinde artışa
neden olmuştur fakat boşaltmadan sonra glutathione okside olmasının azalmasının
düşük oranda, mRNA proteinlerinin ve antioksidan enzim aktivitelerinin (superoxide
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
11
dismutase, catalaz ve glutathione peroxidase) ayrılmasının daha fazla olması ile
başarısızlık oluşmuştur. Vitamin E muamelesi kas içerisine boşaltıldığında caspases-
9 ve -12 ve MURF1 transcriptlerinin reseptörlerinin artmasını büyük oranda
engellemiş ve µ-calpain, caspase-3, MAFbx mRNA reseptörlerinin büyük ölçüde
azaltmıştır. Sonuç olarak vitamin E’ nin koruyucu etkisi antioksidan özelliğinden
ziyade kas proteolizi ile ilgili genlerin değişiminden dolayı olabilir.
Carreras ve ark. (2004), tarafından enrofloxacin muamele edilmiş ve α-
tokoferol asetat eklenmiş yemlerle beslenen broilerlerin dokularındaki antibiyotik
kalıntısının tespit edilmesi ve oksidatif stabiliteyi belirlemeyi amaçlamışlardır. Tavuk
göğüs eti, but ve karaciğerdeki antibiyotik konsantrasyonları ve antioksidan
enzimlerin aktivitelerini tespit etmişlerdir. Kaslardaki TBA- reaktif maddeler
(TBARS)’ i uyaran vitamin E ölçülmüştür. Vitamin E’ nin antioksidan etkileri,
antioksidan eklenen diğer rasyon gruplarından TBARS değerlerini daha az oranda
etkilenmiştir. Diğer bir yandan antioksidan enzim aktiviteleri rasyon
muamelelerinden büyük ölçüde etkilenmemiştir. Dokudaki enrofloxacin’nin
konsantrasyonu kesimden önce 12 gün sonra geri çekildiğinde bile önemlidir. Aksine
önceki çalışmalardaki bulgular enrofloxacin, ciprofloxacin ile geniş ölçüde
metablizma için kullanılmamaktadır. Rasyona 100 mg/kg α- tokoferol asetat
eklenmesi göğüs kas örneklerinde bulunan antibiyotik üzerine önemli bir etkiye
sahip değildir. Antibiyotik muamelesi geri çekilmeksizin, α-tokopherol asetat
eklenmesi ile karşılaştırıldığında but ve karaciğer örneklerindeki enrofloxacin
seviyesinde önemli bir azalmaya neden olmuştur. Farklı moleküller arasında
karşılıklı interaksiyonlar, ilaç uygulaması ve doğru geri çekme zamanının saptandığı
göz önünde tutulduğunda dokudaki ilaç kalıntılarıyla değişebilmektedir.
Leshchinsky ve ark. (2002), rasyon vitamin E seviyesi (VE) ve broylerlerin
immün tepkileri arasındaki ilişkiyi üç deneme yürütmüşlerdir. Bağışıklık sistemi,
bronşit virüs enfeksiyonu (IBV), SRBC, brucella abortus (BA) antijenleri,
phytohemogglutinin A (PHA)’ nın mitojenik tepkisi, deriye ait basophil
hypersensitivity (CBH) ile PHA ve akut faz proteinleri (APP)’ leri ile heterophilia’ yı
başlatan lipopolisakkaritler olarak değerlendirildi. VE’ nin çeşitli seviyeleri (0, 10,
17.5, 25, 37.5, 50, 100 ve 200 IU/kg), 10.2 IU/kg VE içeren basal yeme (mısır-soya)
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
12
eklenmiştir. 0 ve 25 IU/kg eklenmiş vitamin E’ ler arasında seyreltilmiş IBV için
antikor üretiminde doza bağlı artış bulunmuştur ve daha yüksek seviyelerde daha
fazla artış olmamıştır. SRBC için antikor seviyeleri 50 IU/kg VE eklenmiş
tavuklarda 0 ile 200 IU/kg VE eklenenler karşılaştırıldığında daha yüksek olduğu
bulunmuştur. PHA (25 IU/kg yem) ve ConA (25 ve 50 IU/kg yem) için deneme 1’de
vitamin E eklenmesi ile mitojenik tepkiler baskılanmıştır. BA antijenlerine tepki
olarak antikor üretimi vitamin E tarafından etkilenmemiştir. Heterofil liposakkarit
enjeksiyonundan 6 saat sonra 50 IU/kg’ da düşüktür. VE’ nin orta seviyelerde
eklenmesi (deneme 1) (25 ve 50 IU/kg) en çok bağışıklık sistemini düzenlemiştir ve
yüksek seviyelerde daha az etkilidir.
2.2. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Biberiye Ekstraktının Kullanımına İlişkin Çalışmalar
Erkan ve ark. (2008), tarafından karnosik asit, rosmarinik asit ve sesomol gibi
üç saf bileşiğin yanı sıra biberiye ekstraktı ve çörek otu esansiyel yağının antioksidan
aktiviteleri DPPH ve ABTS radikal scavenging- assay ve ferric thiocyanate test
uygulaması ile incelenmiştir. Tüm 3 test metodu biberiye ekstaktının çörek otu
yağından daha yüksek antioksidan seviyeye sahip olduğunu göstermiştir. Farklı
testlerde saf bileşiklerin antioksidan aktivitelerinin yanı sıra varyasyon göstermiştir.
Bu bileşiğe özgü yapısal faktörlere bağlanmaktadır. Çörek otu yağının ve biberiye
ekstraktının fenolik içeriği aynı zamanda belirlenmiştir. Biberiye ekstaraktı çörek otu
yağından daha yüksek fenolik içeriğe sahip olduğu bulunmuştur.
Galobart ve ark. (2001), Omega-3 yağ asitleri ile zenginleştirilmiş yumurtanın
yağ oksidan dengesi üzerine, rasyona 500 ve 1000 mg/kg ticari biberiye ekstraktı ve
200 mg/kg α- tokoferol asetat eklenmesinin antioksidan etkileri karşılaştırmışlardır.
Taze yumurtada lipid hydroperoksit seviyesi ve manoldialdehit içeriği ile lipid
peroksidasyonu ölçülmüştür. Omega 3-FA zenginleştirilmiş yumurta üzerine rasyona
eklenen biberiye ektraktı ile karşılaştırıldığında lipid oksidasyon parametrelerinin hiç
biri üzerine etkisi olmamıştır.
Biberiye antioksidatif aktivite sergileyen şifalı bir bitkidir. Fenolik diterpene
karnosik asit temel olarak biberiye ve biberiye ekstraktında bu antioksidan etkilerden
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
13
sorumludur. Krause ve ark. (2000), tarafından HPLC (modified high-performance
liquid chromatografhy) metodu biberiye ekstraktındaki karnosik asitin belirlenmiş ve
yumurtada antioksidatif bileşik karnosik asitin biyoyararlılığı üzerine rasyon biberiye
ekstraktının etkisi değerlendirmişlerdir. Yumurta sarısında 20 ng/g karnosik asit
tespit edilmiş, ancak yumurta akında saptanmamıştır.
Rasooli ve ark. (2008), aflotoksin B1 (AFB1), gıda ve tarım ürünleri üzerinde
Aspergillus türleri tarafından yüksek bir şekilde toksik ve kansere neden olan
metabolitler üretmektedir. Doğal ürünler aflotoksinlerin hücresel etkilerini
düzenleyebilir ve bitkilerin aromatik organik bileşiklerinin, aflotoksinlerinin
üretimini kontrol altına aldığı ileri sürülmektedir. Hydrodistillation tarafından
Rosmarinus officinalis (RO) ve Trachyspermum copticum L. (TCL) dan elde edilen
esansiyel yağlar aflatoksin üretimini kontrol altına almaktadır. Yağların antifungal
aktiviteleri, aflotoksin üretimi ve Aspergillus parasiticus’un gelişiminin engellemesi
için özel bir kaynakla çalışılmıştır. Yağların minimal inhibitory (MIC) ve minimal
fungicidal (MFC) konsantrasyonları tespit edilmiştir. TCL yağı A. parasiticus’un
gelişiminde RO’ dan daha güçlü engelleyici bir etki göstermiştir. Aflotoksin
üretimini, her iki yağın 450 ppm dozu engellemiştir. Yağlar GC ve GC/MS
tarafından analiz edilmiştir. RO ve TCL yağının önemli bileşenleri piperitone
(%23.65), α-pinene (%14.94), limone(%14.89), 1.8-cineole (%7.43), tyhmol
(%37.2), p-cymene (%32.3), γ-terpine (%27.3). Sonuç olarak, esansiyel yağlar,
toksin yapan fungal enfeksiyonlardan korumak için bazı yiyecekler üzerinde
koruyucu materyaller olarak güvenli bir şekilde kullanılabilirler.
Lopez-Bote ve ark. (1998), etlik piliç yemlerine ilave edilen α-tokoferol
asetat, biberiye ve sarımsak ekstraktlarının, depolanan etlerin lipid peroksidasyonu
kolesterol oksidasyonu üzerine etkilerini araştırmışlardır. Tüm antioksidanlar
kontrole göre etin oksidatif stabilitesini artırmış ve kolesterol oksidasyonunu
engellemiştir. Ancak α-tokoferol asetat bitki ektraktlarına göre lipid oksidasyonu
açısından daha etkili olmuştur.
Smet ve ark. (2008), doğal tokoferoller (TC), biberiye (RO), yeşil çay (GT),
üzüm çekirdeği (GS) ve domates ekstraktları, broyler göğüs kasının antioksidatif
dengesini incelemek için %4 keten tohumu yağı içeren rasyona 100 ve 200 mg/kg
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
14
yem toplam konsantrasyonlarda tek tek ve kombinasyon oluşturularak eklemişlerdir.
Tek başına sentetik antioksidanların 300 mg/kg ve 200 mg/kg yem konsantrasyonda
α- tokoferol asetatla sentetik antioksidanın eklenmesi ile kontrol yemi olarak
kullanılmıştır. Taze yassı köfteler hazırlanmış ve 4˚C ışıkta saklanmıştır. 8 dk
dondurma ve gece çözülmeden sonra, diğer 3 yassı köfte hazırlanmış ve aynı şekilde
4˚C’de ışık altında saklanmıştır. Gözlem esnasında örneklerin antioksidatif sağlamlık
ölçüleri değerlendirilmiştir. Lipid oksidasyonu için 200 mg/kg α-tokoferol asetat ve
sentetik antioksidanlarla muamele ile TBA reaktif maddeleri (TBARS) değerleri en
düşük ürün elde edilmiştir. 100mg/kg TC, üzüm çekirdeği ve domates ekstraktı için
TBARS değerlerinde farklılık olmadığı gözlemlenmiştir (p>0.05). Aksine, GT 200
mg/kg’ da daha yüksek TBARS değerleri görülmüştür. TC, RO ve GT
kombinasyonlarının uygulaması sinerjik etkiler göstermemiştir fakat GT’ nin artan
dozlarıyla TBARS değerlerinde artış teyit edilmiştir. Protein oksidasyonu için farklı
antioksidan muameleleri arasında farklılıklar olmadığı (p>0.05) tespit edilmiştir.
Kasların α- tokoferol asetat bileşimi ile yemin α- tokoferol asetat bileşimi arasında
doğrusal bir ilişki göstermiştir, böylece α- tokoferol asetat diğer antioksidan
muamelelerinden yetersiz etkiler göstermemiştir. Özet olarak rasyon doğal
antioksidan ekstraktları, oksidasyona karşı koruma için α- tokoferol asetat ile
kombine edilen sentetik antioksidanlarla muameleden daha az etki göstermişlerdir.
Biberiye ekstarktının en güçlü antioksidan aktivite gösteren fenolik
bileşiğinin karnosik asit olduğu (Offord ve ark., 1997) ve hatta aktivitesinin diğer bir
fenolik bileşiği olan karnosol’ den 3 kat, sentetik bir antioksidan olan BHT ve BHA’
dan 7 kat daha yüksek olduğu bildirilmektedir (Richheimer ve ark., 1996).
Keokamnerd ve ark. (2007), tarafından 4 farklı ticari biberiye oleoresin
preparatları, %80 O2- %20 CO2’ le değiştirilmiş atmosfer tablalarında
paketlendikten sonra üreticinin tavsiye ettiği seviyelerde tavuk but etlerine
eklenmiştir. Biberiye preparatları yağda ve suda çözünebilme ve ayrışabilme
özelliğine sahiptirler. Tavuk etlerine biberiyenin eklenmesi saklama esnasında çiğ
etin görünüşü ve pişirilmiş etin tadı üzerine bütün pozitif etkilere sahiptir. Biberiye
eklenmesi ile bakteriyel büyüme üzerine etkisinin olmadığı gözlemlenmiştir. Ayrıca,
oksidasyon düşük TBA değerleri, düşük hexanol konsantrasyonları ve duyusal
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
15
puanlarını biberiyenin eklenmesi ile yavaşlamıştır. Renk (kırmızılık), kırmızılık
değerleri, ten rengi ve görsel puanlardaki yansıması olarak biberiye eklenen ve
biberiye eklenmeyen etler karşılaştırıldığında etteki sağlamlık daha fazla olduğu
bulunmuştur. 4 biberiye preparatı test edildiğinde yağda çözülebilir, daha konsantre
preparat (HT-O) diğer 3 tip testle karşılaştırıldığında korunmuş etin kalitesi üzerine
daha etkili olduğu saptanmıştır.
Kamel (2000), yem katkısı olarak kullanılan biberiye ve adaçayı
ekstraktlarının broyler etinde yağ oksidasyonuna karşı etkin oldukları, antioksidant
etkilerinin karotenoid ve flavonoidlerden kaynaklandığı, özellikle quercetin ve
silibinin reaktif oksijen türlerinin zararlı etkilerine karşı, E vitamininde bulunan
tokoferoller kadar hücre ve dokuları koruyabildiği belirlenmiştir.
Hernández ve ark. (2004), tarçın, biber, yabani mercanköşkü, ada çayı,
biberiye ve kekikten oluşan bitkisel ekstrakt karışımlarının, broylerlerin büyüme
performansı, besin madde sindirilebilirliği ve sindirim organlarının gelişimine
etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada 4 muamele grubu (Kontrol; 10 ppm
avilamycin (AB); yabani mercanköşkü, tarçın ve biberden oluşan 200 ppm esans yağ
ekstraktı (EOE); ada çayı, kekik ve biberiyeden oluşan 5000 ppm Labiatae ekstrakt
(LE) grubu) oluşturmuşlardır. Deneme sonucunda yem tüketimi ve yemden
yararlanma oranı bakımından gruplar arasında farklılık gözlemlenmemiştir. 14-21.
günlük yaşlarda LE grubu, kontrol ve EOE grubundan daha hızlı büyümüşlerdir
(Sırasıyla; 68.8, 63.9, 61.6 g/gün). Antibiyotik ve bitkisel ekstrakt katkısı, besin
maddelerinin tüm sindirim sistemi ve ileum sindirilebilirliğini iyileştirmiştir.
Başlangıç yemi (1-21. gün) için, LE katkısı dışkının kuru madde sindirilebilirliğini
(P<0.01), tüm katkılar ise ham yağ sindirilebilirliğini iyileştirmiştir (P<0.001). Fakat
ham proteinin sindirilebilirliğini etkilememiştir (P>0.1). Başlangıç yemine (1-
21.gün), AB, EOE ve LE katkısı ileumda kuru madde ve nişastanın sindirilebilirliğini
arttırmış (P<0.01), fakat ham proteinin sindirilebilirliğini etkilememiştir (P>0.1).
Bütün katkılar bitiş yemlerinde (21-42), dışkı kuru madde ve ham protein
sindirilebilirliğini iyileştirmiştir. Bezel mide, taşlık, karaciğer, pankreas, kalın ve
ince bağırsak ağırlıklarında bir farklılık gözlemlenmemiştir. Ölüm oranı, LE ve EOE
rasyonları ile beslenen gruplarda, AB ve kontrol grubuyla kıyaslandığında daha
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
16
düşük bulunmuştur (sırasıyla % 3.3, 3.3, 6.6 ve 10). Çalışmada kullanılan bitkisel
ekstrakt karışımları, broyler yemlerinin sindirilebilirliğini iyileştirmiştir.
Sindirilebilirlik üzerine farklı katkıların etkileri performansı bir miktar iyileştirmiş,
fakat bu etki istatistiki olarak önemli bulunmamıştır (P>0.1).
2.3. Çiftlik ve Deney Hayvanlarının Rasyonlarında Kekik Yağının Kullanımına İlişkin Çalışmalar
Thymol ve carvacrolün, tavuklarda serum kolesterol konsantrasyonunu
düşürdüğü bildirilmiştir (Case, 1995). Thymol ve carvacrolün, kolesterolü düşürücü
etkisi, kolesterol sentez enzimi 3-hydroxy-3-methylglutaryl Co enzim A (HMG-
CoA)’nın inhibe edilmesine atfedilmektedir (Elson, 1995).
Bölükbaşı ve ark.(2007), mevcut çalışmada, rasyona kekiğin eklenmesi ile
yumurtacı tavukların performansı ve dışkıdaki E.coli konsantrasyonları üzerine
etkilerini incelemeyi amaç edinmişlerdir. 64 adet 24 haftalık yaşta White Lohman
LSL yumurtacı tavukları eşit bir şekilde tesadüfî olarak 4 gruba tahsis edilmiştir
(n=16). Her muamele 4 kez tekrarlanmıştır. Deneysel yemler bazal yeme % 0, 0,1,
0.5 ve 1 seviyelerde kekik eklenmesi ile hazırlanmıştır. %1 seviyesinde kekik
eklenen grup kontrol grubu ile karşılaştırıldığında yem tüketiminin azaldığını
bulmuşlardır. Buna karşılık yemden yaralanma oranı ve yumurtacı tavukların
yumurta üretimi %0,1 ve 0.5 seviyelerde kekik eklenen grupta iyileşmiştir. Aynı
zamanda %0,1 ve 0,5 kekik seviyesinin kullanımı yumurtacı tavuklarda dışkıda
E.coli konsantrasyonunu önemli bir şekilde azaltmıştır (p<0.05).
Lee ve ark. (2003), tıbbi bitkilerde bulunan esans yağlardan timol ve onun
izomeri olan karvakrolün broyler yemlerinde antibiyotiğe alternatif olabilirliğini
araştırmışlardır. Timol ve karvakrolün her biri, broyler yemlerine 0 ve 200 ppm
düzeylerinde katılırken, timol ve karvakrolün kolesterolü düşürücü etkilerini
belirlemek için de rasyona % 0 ve 1 oranlarında kolesterol ilavesi yapılmıştır.
Karvakrol, 0-28 günlük yaşta broylerlerin yemden yaralanma oranını iyileştirmiş,
yem alımı ve ağırlık kazancı ile birlikte plazma trigliserid düzeyi ve plazma
fosfolipid düzeyini önemli ölçüde düşürmüştür. Timolün ise bu parametreler üzerine
etkisi olmamıştır. Toplam plazma, HDL, karaciğer serbest ve esterleşmiş kolesterol
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
17
düzeyi, tim ol ve karvakrolün ilavesiyle değişmemiştir. Kolesterol ilavesiyle toplam
plazma kolesterol, plazma trigliserid, karaciğer serbest ve esterleşmiş kolesterol
düzeyi önemli ölçüde artarken, toplam kolesterol içersindeki HDL’nin oranı ve
plazma fosfolipid düzeyi önemli ölçüde azalmıştır. Araştırmacılar esans yağların
yemden yararlanma ve lipid metabolizması üzerine etkili olabileceği sonucuna
varmışlardır.
Avcı (2004), etlik piliç yemlerinde bitkisel ekstrakt kullanımının besi
performansına etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Deneme, karma
yemde 50 ppm bitkisel ekstrakt katkısı olacak şekilde; kekik, rezene, zencefil,
biberiye ve çörek otu ve bunların hepsinin karışımını içeren gruplar ile herhangi bir
katkının kullanılmadığı kontrol grubu yanında organik asit ve mannanoligasakkarit
içeren ticari karma yem grubundan oluşmuştur. Etlik piliçlerin yem tüketimleri,
yemden yararlanma oranları, canlı ağırlık artışları ve ileum Enterobactericeae
populasyonlarının karma yeme ilave edilen ticari ve bitkisel esktrakt katkılarından
etkilendiklerini (P<0.05), karkas randımanları ve karaciğer ağırlıkların ise
uygulamadan etkilenmediklerini (P>0.05) bildirmiştir. Deneme sonunda en fazla
yem tüketimi ve canlı ağırlık kazancı kekik grubunda, en iyi yem değerlendirme
oranı ticari karma yem grubunda, en düşük enterobakter sayısı ve en yüksek karkas
randımanı rezene grubunda, en yüksek karaciğer ağırlığı kekik ve en düşük karaciğer
ağırlığı da biberiye grubunda bulunmuştur.
Botsoglou ve ark. (2003b), hindi yemlerine ilave edilen kekik esansiyel yağı
(100 ve 200 mg/kg) ile α- tokoferol asetatın (200 mg/kg) 9 gün gibi bir süreyle
buzdolabında depolanan çiğ ve pişmiş hindi göğüs ve but etlerinin lipid
oksidasyonuna karşı etkilerini araştırmışlardır. Kekik esansiyel yağının her iki düzeyi
ve α-tokoferol asetat hindi etlerinde lipid peroksidasyonunu kontrole göre önemli
düzeyde önlemiştir. Yüksek dozda kullanılan kekik (200 mg/kg) düşük dozda (100
mg/kg) kullanılana göre daha etkili olurken 200 mg/kg düzeyindeki kekik esansiyel
yağı α-tokoferol asetat ile benzer etki göstermiştir.
Catalá ve ark. (2004), bitkisel ekstraktların ve broylerlerin yetiştirilme
koşullarının bağırsak morfolojisi ve ileum sindirilebilirliği üzerine etkilerini
belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Dört grup oluşturulmuştur: Negatif
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
18
kontrol; pozitif kontrol; bitkisel ekstrakt (carvacrol, cinnamaldehyde ve capsaicin);
ve labiatae ekstrakt (rosemary, sage ve thymus). Birinci denemede hayvanlar kafeste
yetiştirilirken, ikinci denemede hayvanlar yerde yetiştirilmişlerdir. Birinci denemede
muamelelerin kript derinliği üzerine bir etkisinin olmadığı, 42. günde 21. güne göre
villilerin daha uzun ve kriptlerin daha derin olduğu belirlenmiştir. Her iki denemede
de villi uzunlukları ve villi yüzey alanları bitkisel ekstrakt ve labiatae ektsrakt ile
beslenen gruplarda önemli şekilde artmıştır. Kafeste beslenen broylerlerin villi
uzunlukları yerde beslenenlerden daha uzun olmuştur. Fakat birinci denemedeki
broylerlerin villileri daha ince olmaları nedeniyle, yüzey alanları daha az
bulunmuştur. 42. günde ileum kuru madde ve ham protein sindirilebilirliği kontrol
grubuna göre diğer tüm muamele gruplarında önemli düzeyde artmıştır. Sonuç
olarak; carvacrol, cinnamaldehyde ve capsaicin’den oluşan bitkisel ekstrakt
karışımının ve antibiyotiğin ince bağırsak morfolojisi üzerine pozitif etkilere sahip
olduğu saptanmıştır.
Denli ve ark. (2004), Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica)
rasyonlarına kekik (Tyhmus vulgaris L.), çörek otu (Nigella sativa L.) esansiyel
yağlarının ve flavomycin ilavesinin büyüme performansı, karkas ve bağırsak
özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Denemede
kullanılan 160 adet bir günlük bıldırcınlar 4 gruba ayrılmışlardır. 1. grup kontrol
grubu, 2. grup bazal rasyona 10 ppm flavomycin ilavesi, 3. grup bazal rasyona 60
ppm kekik esansiyel yağı, 4. grup bazal rasyona 60 ppm çörek otu esansiyel yağı
ilavesi şeklinde oluşturulmuştur. Deneme 38 gün sürmüştür. Deneme süresince,
kekik esans yağı ve flavomycin ilavesi ağırlık kazancını ve yemden yararlanmayı
kontrol grubuyla mukayese edildiğinde olumlu bir şekilde etkilemiştir (P<0.05).
Karkas ağırlığı ve karkas randımanı bakımından muamele grupları arasında istatistiki
farklılık bulunamazken, karın yağı ağırlığı ve karın yağı yüzdesi, kekik esans yağı
ilave edilen grupta önemli düzeyde düşük bulunmuştur (P<0.05). Bağırsak ağırlığı ve
bağırsak uzunluğu, kekik ve çörek otu esans yağı içeren grupta artmıştır (P<0.05).
Taşlık ağırlığı ise muamelelerden etkilenmemiştir (P>0.05). Flavomycin ilave edilen
grupta da karaciğer ağırlığı muamele ve kontrol grubundan daha yüksek bulunmuştur
(P<0.05). Kekik ve çörek otu esans yağı içeren gruplarda bağırsak pH’sı, ise kontrol
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
19
ve flavomycin grubundan daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Araştırıcılar, kekik
esans yağının bıldırcınlarda abdominal yağ yüzdesini azaltma eğiliminde olduğu ve
büyüme performansını iyileştirdiği sonucuna varmışlardır.
Botsoglou ve ark. (1997), thyme türü kekik ile beslenen yumurta tavuklarının
yumurtalarına söz konusu ürünün antioksidan aktif bileşenlerinin geçtiğini ve
böylece yumurta sarısı lipid oksidasyonunun, kontrol yemi ile beslenenlere göre,
önemli düzeyde azaldığını saptamışlardır.
Erener ve ark. (2005), etlik piliç karmalarına nane (mentol) veya kekik
(karvakrol) esans yağı ilavesinin büyüme, karkas ve sindirim sistemi özellikleri
üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Araştırmada günlük
yaşta karışık cinsiyetli toplam 312 adet Ross 308 etlik civciv kullanılmıştır. Civcivler
üç gruba ayrılarak, 1. Grup (kontrol) bazal karma, 2. Grup 100 ppm mentol ilave
edilmiş karma ve 3. Grup ise 100 ppm karvakrol ilave edilmiş karma ile beslenmiştir.
Karmaya karvakrol ilavesi 0-35 ve 0-42 günlük yaşlar arasında canlı ağırlık
kazancını ve yemden yararlanmayı mentol ilavesine göre artırmıştır (P<0.05). Kontol
ve karvakrol grupları, mentol grubundan daha yüksek karkas ağırlığına sahip
olmuştur (P<0.05). Karkas randımanı, yenilebilir iç organlar ve pankreas ağırlığı
bakımından gruplar arasında farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Karvakrol ilavesi
kontrol ve mentole göre karın yağı oranını artırmıştır. Bu sonuçlar etlik piliç
karmasına karvakrol ilavesinin; kontrol grubuna göre önemli bir etkisinin olmadığını
fakat mentol ilavesine göre büyüme performansı üzerine daha çok olumlu etki
yaptığını göstermektedir.
Dalkılıç ve ark. (2005), rasyona ilave edilen kekik ve anason yağları ile
antibiyotiğin, broylerlerde toplam kör bağırsak koliform bakteri sayısı üzerine
etkilerini araştırmışlardır. Günlük yaşta toplam 110 adet Ross-308 etlik civciv
kullanılmıştır. Hiçbir katkı maddesi katılmayan grup kontrol grubunu, 10 ppm
avilamisin katılan grup Antibiyotik, 100 ppm kekik yağı katılan grup Kekik-100, 200
ppm kekik yağı katılan grup Kekik-200, 400 ppm kekik yağı katılan grup Kekik-400,
100 ppm anason yağı katılan grup Anason-100, 200 ppm anason yağı katılan grup
Anason-200, 400 ppm anason yağı katılan grup Anason-400, 100 ppm kekik +
anason yağı katılan grup Kekik + Anason-100, 200 ppm kekik + anason yağı katılan
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
20
grup Kekik + Anason-200 ve 400 ppm kekik + anason yağı katılan grup Kekik +
Anason-400 grubunu oluşturmuştur. En yüksek koliform bakteri sayısı kontrol
grubunda (8.57 kob/g) tespit edilirken, bunu Kekik-100 (8.51 kob/g), Kekik-200
(7.78 kob/g), Anason-100 (7.17 kob/g), Kekik + Anason-100 (7.07 kob /g), Kekik-
400 (6.95 kob/g) ve Anason-200 (6.95 kob/g), Kekik + Anason-200 (6.94 kob/g),
Anason-400 (6.90 kob/g) ve antibiyotik grubu (6.90 kob/g) ile Kekik + Anason-400
(6.96 kob/g) grupları izlemiştir (p<0.01). Doz arttıkça esans yağların antimikrobiyel
etkileri de artmıştır. Kekik-400, Anason-200 ve 400 ile Kekik + Anason-200 grupları
antibiyotik grubuna benzer antimikrobiyel etki gösterirken, Kekik + Anason-400
muamelesinin kör bağırsak koliform bakteriler üzerine olan antimikrobiyel etkisinin
antibiyotikten daha güçlü olduğu saptanmıştır.
Şimşek ve ark. (2006), esans yağ karışımının (kekik, karanfil ve anason)
broylerlerde canlı ağırlık, karkas ve etlerin duyusal özellikleri üzerine etkilerini
belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Araştırmada 250 adet 5 günlük broyler
(Ross 308) civcivler her grupta 50 civciv olacak şekilde rastgele 5 gruba
ayrılmışlardır. İlave edilen esans yağ karışımı (EYK) ve antibiyotik araştırma
gruplarını oluşturmuştur. Buna göre temel rasyon verilen grup kontrol grubunu,
temel rasyona 100 ppm EYK katılan grup EYK-100, 200 ppm EYK katılan grup
EYK-200, 400 ppm EYK katılan grup EYK-400 ve %0.1 (10 mg/kg) avilamycin
katılan grup antibiyotik grubunu oluşturmuştur. Canlı ağırlık bakımından gruplar
arasında 20. günde istatistiksel olarak farklılık tespit edilmiş (P<0.01) ancak 40.
günde bu farklılık ortadan kalkmıştır (P>0.05), karkas özellikleri ve piliç etlerinin
duyusal özellikleri bakımından gruplar arasında farklılık bulunmamıştır (P>0.05).
2.4. Sıcaklık Stresi Uygulanan Çiftlik ve Deney Hayvanları Üzerinde Yapılan Çalışmalar
Mashaly ve ark. (2004), bağışıklık sistemi, yumurta kalitesi, yaşam gücü
üzerine yüksek sıcaklık ve rutubetin olumsuz etkilerini araştırdıkları çalışmada 180
adet 31 haftalık yaştaki yumurtacı tavuklar (pik üretimde) kullanmışlardır. 3
muamele grubu her biri 3 çevresel bölmede kafeslerde (4 tavuktan oluşan 15 kafes)
barındırılmıştır. Bu 3 muamele grubu kontrol (sürekli normal sıcaklık ve nispi
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
21
rutubet), geçişli (normal-yüksek sıcaklık ve rutubet) ve sıcaklık stresi (sürekli yüksek
sıcaklık ve rutubet) koşullarında 5 hafta boyunca tutulmuştur. Farklı üretim ve
bağışıklık parametreleri ölçülmüştür. Vücut ağırlığı ve yem tüketimi sıcaklık
stresindeki tavuklarda azalmıştır. Yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, kabuk ağırlığı,
kabuk kalınlığı ve sıcak stresi grubunda tavuklar arasında önemli bir şekilde
kısıtlanmıştır. Ayrıca toplam beyaz kan hücreleri sayısı ve antikor üretimi sıcaklık
stresi grubunda önemli bir şekilde kısıtlanmıştır. Ek olarak ölüm oranı sıcaklık stresi
grubu, kontrol grubu ve geçişli sıcaklık grupları ile karşılaştırıldığında daha
yüksektir. T ve B limfosit aktiviteleri muamele gruplarının hiç birinde önemli bir
şekilde etkilenmemesine rağmen sıcaklık stresi grubundaki tavuklardaki limpositler
bir haftayı izleyen muameleyle en az aktiviteyi göstermiştir. Bu sonuçlar sıcaklık
stresinin üretim performansını sadece etkilemediğini ve aynı zamanda bağışıklık
sistemini inhibe ettiğini göstermiştir.
Franco- Jimenez ve ark. (2007), 80 hafta barındırılan Hy-line W-36, W-98 ve
Brown tavuklar yaklaşık olarak yumurta/tavuk sayısı aynıdır fakat sıcaklık stresi
boyunca performanstaki farklılıklar çok az bilinmektedir. İki deneme uygulanmıştır.
İlk deneme bağırsak Ca emilimi (CaT) karaciğer heat shock protein- 70 (HSP-70) ve
endokrin durumu sıcak stresinin başlatılmasından önce 1 saat geçici maruz
bırakıldığı sıcaklık stresi altında 3 farklı ırkta değerlendirilmiştir. İkinci denemede iki
farklı çevre sıcaklığında gözlemlenen W-36 ve W-98 arasındaki asit-baz dengesinde
farklılıklar değerlendirilmiştir. Diğeri gibi kontrol muamelesi, maruz bırakılma
öncesi ve bir faktör olarak ırk ile 3x2 faktöriyel kullanılarak tamamen tesadüfi olarak
dizayn edilen HSP 70 ve CaT verileri analiz edilmiştir. Östrojen ve progestron
verileri ilk faktör olarak ırk, ikinci faktör olarak kontrol ve maruz bırakma öncesi
muameleleri ve üçüncü faktör olarak kan ile 3x2x2 faktöriyelde tesadüf parselleri
deneme planı kullanılarak analiz edilmiştir. İkinci denemenin verileri faktör olarak,
kan, sıcaklık ve ırkla birlikte 2x2x2 faktöriyelde tesadüf parselleri deneme planı
kullanılarak analiz edilmiştir. Her iki denemede uygulanan method SAS mixed
model temel alınmıştır. Bu sonuçlar W-36’ da daha yüksek CaT ırk etkisi
göstermiştir. Sonuçlar, geçici maruz bırakma sıcak stresi ile karaciğer HSP70’ teki
değişiklikleri teşvik etmediğini göstermiştir. İkinci denemede W-36 için 22ºC’ de
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
22
değerler daha yüksek olduğunda CO2’ in kısmi basıncı hariç kan gaz değerleri ırklar
arasında farklılık yoktur. 38 ºC’ de her iki ırkta kan pH’ sında bir artış, HCO3- ’ a bir
azalma olmuştur. Sonuçlar, endokrin asit-baz dengesi ve Ca homeostasisi ve belirten
önemli faktörler sıcaklık toleransı için genetik farklılıklar değerlendirildiğinde
önemli olmaktadır.
Onbaşılar ve ark. (2005), yumurtacı tavukların stres parametreleri üzerine
kafes yoğunluğu ve kafes tabanının etkilerini incelemek amacıyla bir çalışma
yürütmüşlerdir. Toplam 162 Brown (Hy-Line Brown) yumurtacı tavuk 34 haftalık
yaşta bu denemede kullanılmıştır. Kompakt tip batarya kafesler 3 zemin
kullanılmıştır. Her tavuk taban alanı için 1968, 656 ve 393.8 cm2, 3 farklı kafes
yoğunluğunu elde etmek için 18 kafesin her birinde sırasıyla 1, 3 ve 5 tavuk olarak
dağıtılmıştır. Farklı kafes yoğunluğu ile aynı kafes sayısı 3 farklı batarya zeminine
sistematik bir şekilde dağıtılmıştır (İlk zemin= en üst, ikinci zemin= orta, üçüncü
zemin= alt). Vücut ağırlığı, ölüm oranı, yumurta ağırlığı, yumurta üretimi, yumurta
kalitesi özellikleri, yumurta sarsı kolesterol içeriği, kan plazmasının kortikosteron,
serum glukoz, toplam kolesterol ve trigliseritleri değerleri, heterofil-limfosit oranı
(H-L), atikor sayısı, tırnak uzunluğu skoru, ayak sağlığı skoru, tüy skoru, boyun
derisi yaralanmaları stresin bir göstergesi olarak alınmıştır. Birinci zemindeki
yumurta ağırlığı değerleri diğer zemindeki seviyelerden daha büyüktür (P<0.01). Her
kafeste 5 hayvan bulunan kafeste vücut ağırlığı (P<0.001), yumurta üretimi
(P<0.001), yumurta ağırlığı (P<0.001) ve tüy skoru (P<0.01) hususları diğer
gruplardan ortalama değerleri daha düşüktür (p0.01). Ayrıca ak indeksi (P<0.01),
hauh birimi (P<0.01), serum glukoz (P<0.001) ve H-L oranı (P<0.001) için ortalama
değerler önemli bir şekilde daha yüksektir. Serum kolesterolü 5 tavuk bulunandan 1
tavuk bulunan kafeste daha yüksek çıkmıştır, hâlbuki plazma korikosteron seviyesi
düşüktür. Antikor sayısı 1 tavuk bulunanla 3 ve 5 tavuk bulunan kafesteki tavuklarla
benzerdir. Yumurta kırılma direnci, sarı indeksi, yumurta kolesterol içeriği, ayak
sağlığı skoru değerleri kafes yoğunluğu ve zeminden etkilenmemiştir. Sonuç olarak
her kafese 3 tavuk dağıtılan kafeste sağlık ve refah üzerine ölçülebilir etki yoktur.
Rozenboim ve ark. (2007), sıcaklık stresi ile ilgili üreme yetersizlikleri
bilinen bir hadise olduğunu belirtmişlerdir. Ancak bu yetersizlikle ilgili mekanizma
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Şerife BEYAZITOĞLU
23
yeterince anlaşılmamıştır. Yumurtalık fonksiyonları üzerine sıcaklık stresinin
doğrudan mümkün olan etkisini test etmek için 36 beyaz Leghorn yumurtacı tavuk
ışık kontrollü odalarda ve iki farklı sıcaklıkta bireysel kafeslerde barındırılmıştır. 31
haftalık yaşta, bir grup yüksek sıcaklıkta (42+-3ºC) 12 gün boyunca maruz bırakılmış
ve ikinci grup termonötral koşullarda (24 ile 26 ºC) korunmuştur ve kontrollü olarak
uygulanmıştır. Vücut sıcaklığı, yem tüketimi, yumurta üretimi ve yumurta ağırlığı
günlük kaydedilmiştir, heparinize edilmiş kan örnekleri luteinizing hormon, foliküler
stimulating hormon, progesterone, 17 β-estradial ve testostorone hormonlarının
plazma hormon seviyeleri için her 3 gün karıştırılmıştır. Her gruptaki hayvanların
yarısı 6 gün maruz bırakılmadan sonra öldürülmüştür, yumurtalık ve yumurta kanalı
ağırlığı tartılmıştır, ovulasyon öncesi foliküller uzaklaştırılmış ve cytochrome P 450
aromatase’ nın mRNA, 17 –α hiydroxylase için ekstrakte edilmiştir. Aynı prosedür 9
gün sonra tavukların geri kalanlarına tekrarlanmıştır. Kısa ve uzun süre sıcaklığa
maruz bırakma yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, yumurtalık ağırlığı ve geniş
foliküllerin sayısında azalma ve önemli hipertermiye neden olmuştur. Ek olarak
sıcaklık stresine 2 gün maruz bırakıldıktan sonra plazma progesterone ve testosterone
hormonlarında önemli azalmalar tespit edilmiş, plazma 17β-estradial sıcaklık stresi
başladıktan 14 gün sonra önemli bir şekilde azalmıştır. Kısa süreli sıcaklık stresine
maruz bırakma cytocrome P 450 17–α hiydroxylaseın mRNA’da önemli bir
azalmaya eden olduğu, uzun süreli sıcaklık stresine maruz bırakma steroidogenic
enzimlerin mRNA’ sının boşaltımında önemli bir azalmaya neden olduğu da
saptanmıştır. Tüm deneme periyodu boyunca plazma luteinizing hormon ve
foliküller stimulatig hormon seviyelerinde önemli bir değişiklik olmadığı
bulunmuştur. Sonuç olarak yumurtalık fonksiyonları üzerine sıcaklık stresinin
doğruda etkisinin olduğu saptanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
24
3. MATERYAL VE METOD 3.1. Materyal 3.1.1. Hayvan Materyali
Araştırmada hayvan materyali olarak Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma ve
Uygulama Çiftliği Hayvancılık Şubesi’nden temin edilen 45 haftalık 72 adet Brown
Nick kahverengi yumurtacı tavuklar kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan tavuklar
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’ndeki tam kontrollü
Yumurtacı Tavuk Deneme Ünitesi’nde 8 haftalık denemeye alınmışlardır.
3.1.2. Yem Materyali
Denemede yem materyali olarak Tavaş Yem Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den
sağlanan standart (prebiotik, probiotik, enzim vb. özel katkı maddesi içermeyen,
mısır-soyaya dayalı) 1. dönem yumurtacı kafes tavuk yemi kullanılmıştır (Çizelge
3.1). Deneme süresince hayvanlara yem ve su serbest olarak verilmiştir.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
25
Çizelge 3.1. Kafes Tavuğu 1. Dönem Yumurta Yemine ait Hammadde Bileşimi ve Hesaplanmış Besin Madde İçeriği
Denemede kullanılan Vitamin E Ekol Gıda Tarım Hayvancılık Pazarlama
San. Ve Tic. A.Ş.’ den, kekik yağı ve biberiye ekstaraktı soğuk damıtma yöntemi
ile elde edilmiş olup, biberiye ekstraktı Robertet Gül Yağı ve İtriyat Sanayi Ltd. Şti.
(Senir kasabası Keçiborlu/ ISPARTA)’dan, kekik yağı Manisa’dan temin edilmiştir.
Denemede kullanılan kekik yağının yağ asit komposizyonu Çizelge 3.2’ de ve
biberiye ekstaktının aktif medde bileşenleri Çizelge 3.3’ de verilmiştir.
Hammadde g/kg
MISIR 525.64 Soya Fasülyesi Küspesi (44) 164.52 Mısır Gluten Unu (55) 72.04 ATK-30 61.40 ETKEMIK 33/32 34.20 Mermer Tozu 86.81 Bitkisel Yağ (Soya Yağı) 40.00 D.C.P-18 8.04 Vitamin Karışımı 2.00 Soda 0.85 Mineral Karışımı 1.50 Tuz 3.00 Toplam 1000
Analizle Bulunan Besin Madde İçeriği %
Kuru Madde 88.29 Ham Protein 13.68 Ham Yağ 6.77 Ham Selüloz 18.00 Ham Kül 4.18
Hesaplanan Besin Madde İçeriği %
Metiyonin 0.34 Lizin 0.75 Metiyonin+Sisin 0.66 Arjinin 1.09 Triptofan 0.16 Kalsiyum 4.00 Yararlanılabilir Fosfor 0.44 Sodyum 0,18 ME (Kcal/Kg) 2870 1: Her 2 kg’lık vitamin karışımı: 12 000 000 IU Vitamin A, 3 500 000 IU Vitamin D3, 100 g Vitamin E, 3 g Vitamin K3, 2.5 g Vitamin B1, 6 g Vitamin B2, 25 g Niasin, 12 g Ca-D-Pantotenat, 15 mg Vitamin B12, 1.5 g Folik Asid, 150 mg D-Biotin, 100 g Vitamin C, 450 g Kolin Klorid, 2: Her 1 kg’lık mineral karışımı:100 mg Manganez, 25 g mg Demir, 65 g Çinko, 15 g Bakır, 0.25 g, Kobalt, 1 g İyot, 0.2 g Selenyum.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
26
Çizelge 3.2.Denemede Kullanılan Kekik Yağının Yağ Asidi Komposizyonu
RT AREA % AREA BİLEŞEN CAS NUMBER
12.86 28495212 1.10 ALFA-THUJENE 2867 05 2 13.33 19489792 0.75 ALFA-PINENE 80-56-8 14.34 7200738 0.280 CAMPHENE 79-92-5 15.92 51855443 0.20 BETA-PINENE 127-91-3 16.55 32963060 1.27 BETA-MYRCENE 123-35-3 17.5 6448152 0.25 ALFA-PHELLANDRENE 99-83-2 18.12 42512720 1.64 ALFA-TERPINENE 99-86-5 18.81 226183936 8.73 BETA-CYMENE 535-77-3 18.85 13308704 0.51 LIMONENE 138-86-3 20.54 549143104 21.20 GAMMA-TERPINENE 99-85-4 21.12 8942807 0.35 TRANS-SABINENE HYDRATE 17699-16-0 21.5 2936370 0.11 ALFA-TERPINOLEN 586-62-9 22.47 54461636 2.10 LINALOOL 78-70-6 28.12 4682474 0.18 CARVACROL METHYL ETHER 6379-73-3 30.56 13848957 0.54 THYMOL 89-83-8 31.55 1476404480 57.01 CARVACROL 499-75-2 34.8 73817720 2.85 CARYOPHYLLENE 87-44-5 35.35 4741303 0.18 ALLOAROMADENDRENE 25246-27-9 35.93 3605221 0.14 ALFA-HUMULENE 6753-98-6 36.45 387594 0.015 GAMMA-CADINENE 39029-41-9 37.02 3156847 0.12 LEDENE 21747-46-6 37.36 2486714 0.10 BETA-BISABOLENE 495-61-4 37.8 723788 0.03 DELTA-CADINENE 483-76-1 40.01 2487601 0.10 (-)-SPATHULENOL 77171-55-2 40.19 6347205 0.25 CARYOPHYLLENE OXIDE 1139-30-6 TOPLAM 2589961678
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
27
Çizelge 3.3. Denemede Kullanılan Biberiye Ekstraktının Aktif Madde Bileşenleri
Deneme materyali olarak kullanılan kekik yağı ve biberiye ekstraktının aktif
madde bileşenlerinin analizini yapmak için her bir numuneden 50 µl alarak üzerine
1 ml hekzanla seyrelterek elde edilen bu numuneden de 1 ml alınarak GC-MS (Gas
Chromatography-Mass Spectrometry-Perkin Elmer Clarus 500) cihazına enjekte
RT AREA % AREA BİLEŞEN CAS NUMBER
13.29 44998324 1.93 ALFA-PINENE (DEXTRO) 7785-70-8 13.51 234649696 10.07 ALFA-PINENE 80-56-8 14.45 67961415 2.92 CAMPHENE 79-92-5 15.96 24257154 1.04 BETA-PINENE 127-91-3 16.59 88685616 1.81 BETA-MYRCNE 123-35-3 17.57 18199586 0.78 BETA-PHELLANDERENE 555-10-2 18.09 14529119 0.62 ALFA-TERPINENE 99-86-5 19.41 1215380096 52.17 1,8-CINEOLE 470-82-6 20.24 17390582 0.75 GAMMA-TERPINENE 99-85-4 21.49 8252855 0.35 ALFA-TERPINOLENE 586-62-9 21.93 1620892 0.07 P-CYMENENE 1195-32-0 22.42 22364780 0.96 LINALOOL 78-70-6 23.57 1845759 0.08 CHRYSANTHENONE 473-06-3 23.74 1044154 0.05 TRANS-LIMONENE OXIDE 4959-35-7 25.01 198818240 8.53 CAMPHOR 76-22-2 25.32 2957283 0.13 PINOCAMPHONE 547-60-4 25.98 82770912 3.55 BORNEOL 10385-78-1 26.11 25034752 1.08 TERPINENE-4-OL 562-74-3 26.84 46484256 2.00 ALFA-TERPINEOL 10482-56-1 27.83 13369560 0.57 BERBENONE 80-57-9 29.99 41379412 1.78 BORNYL ACETATE 76-49-3 30.8 3130017 0.13 CARVACROL 499-75-2 32.8 985653 0.04 BERGAMOTENE 13474-59-4 33.04 4387294 0.19 ALFA-COPAENE 3856-25-5 34.8 107664912 4.62 CARYOPHYLLENE 87-44-5 35.8 715833 0.40 AROMADENDRENE 489-39-4 35.51 879651 0.04 NERYL ACETONE 3879-26-3 35.93 18947858 0.81 ALFA-HUMULENE 6753-98-6 36.43 3587712 0.15 GAMMA-CADINENE 39029-41-9 36.54 973700 0.04 ALFA-CURCUMENE 644-30-4 36.93 544842 0.02 ZINGIBERENE 495-60-3 37.19 1493171 0.06 ALFA-MUUROLENE 31983-22-9 37.34 3568851 0.15 BETA-BISABOLENE 495-61-4 37.71 2389002 0.10 ALFA-AMORPHENE 483-75-0 37.8 4982502 0.21 DELTA-CADINENE 483-76-1 37.9 1160492 0.05 CARYOPHYLLENE OXIDE 1139-30-6 38.02 1015004 0.04 1 S-CIS-CALAMENENE 483-77-2 38.32 475016 0.02 ALFA-YLANGENE 14912-44-8 39.27 893552 0.04 DELTA-GUAIENE 3691-11-0 TOPLAM 2329789505
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
28
edilir. GC-MS cihazı koşulları; ilk faz olarak cihaz 60oC’de 10 dakika tutularak
4oC’lik artışlarla 220oC’ye gelindi. 2.faz olarak 220oC’de 10 dakika beklendikten
sonra 4oC’lik artışlarla 3.faza 250oC’ye gelindi. 3.fazda 20 dakika bekletilerek
okumalar yapıldı (GC-MS Cihaz ayarları; Enjeksiyon port sıcaklığı=220oC,
Taşıyıcı gaz= Helyum, MS=NIST, WILEY, NBS kütüphaneleri, Source Sıcaklığı=
200oC, Scan= 35 ile 425 Dalton, Column=60mX250nm).
3.1.3. Deneme Odası
Deneme odası 700*520*232 cm boyutlarında olup duvarları ısı alışverişini
önleyecek şekilde izole edilmiş yapay olarak aydınlatılmış bir odadır. Deneme
odasında iki blok kafes sistemi olup her blokta karşılıklı 3 kat ve her katta 6
bireysel kafes gözü bulunmak üzere toplam 72 bireysel kafes gözü bulunmaktadır.
Kafes blokları yan duvarlardan 107 cm uzaklıkta ve iki blok arasında 154 cm
boşluk olacak şekilde yerleştirilmiştir (Resim 3.1).
Deneme odasının sıcaklığı termostat kontrollü radyatör ve split klima ile
sağlanmıştır. Ayrıca deneme süresince deneme odası sıcaklığı her gün termometre
ile sürekli kontrol edilmiştir. Deneme, yüksek sıcaklığın (16 saat aydınlık periyotta
8 saat 34-36 °C ve 16 saat 22-24 °C) oluşturulduğu yumurtacı tavuk deneme
ünitesinde yürütülmüştür.
Deneme odasının aydınlatılması flüoresan lambalar ile sağlanmış ve deneme
süresince 16:8 saat aydınlık (22:00-06:00) karanlık (06:00-22:00) ışıklandırma
programı uygulanmıştır. Havalandırma ise duvara yerleştirilmiş 15 Kw/h kapasiteli
aspiratörle sağlanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
29
Resim 3.1. Deneme Ünitesinin Genel Görünümü
3.1.4. Kafes, Yemlik ve Suluklar
Deneme odasında 72 bireysel kafes olup bu kafeslerin her biri 35*45*40 cm
boyutlarındadır. Yemlikler kafeslerin önüne monte edilmiş sabit saç olukların içine
yerleştirilmiştir. Bu sabit saç olukların altına ise tel ızgara şeklindeki yumurta yolu
bulunmaktadır.
Yemlikler saçtan yapılmış olup 9*20*13 cm boyutlarındadır. Her bir kafeste
otomatik nipel suluk sistemi bulunmaktadır. Gübreler, helezonik götürücülü elle
çevirilen bant sistemdeki gübreliğe dökülmekte ve sıyırıcılar uzantısıyla banttan
uzaklaştırılmaktadır.
3.2. Metod
3.2.1. Deneme Planı Denemenin başlangıcından önce 2 hafta süreyle tavukların günlük yumurta
verimleri kaydedilmiş ve 2. haftanın sonunda canlı ağırlıkları belirlenerek ve buna
göre deneme desenine uygun olarak hayvanlar benzer canlı ağırlıkta ve benzer
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
30
yumurta veriminde olacak şekilde her birinde 18 yumurtacı tavuğun bulunduğu 4
muamele grubuna ayrılarak ve tamamen tesadüfî olarak bireysel kafeslere
yerleştirilmişlerdir. Araştırmada kullanılan tavuklar 2 haftalık geçiş süresi boyunca
ticari 1. dönem yumurtacı kafes yemi ile beslenirken, 8 haftalık deneme süresince
her grup kendine ait deneme yemi ile beslenmiştir. Denemenin planı Çizelge 3.4’de
verilmiştir.
Çizelge 3.4. Deneme grupları
Deneme Grupları Muameleler Ek Antioksidan İlavesi
1. Grup Kontrol Özel antioksidan ilavesiz-standart yem
2. Grup Vitamin E 200 mg/kg Alfa-tokoferol asetat ilaveli yem
3. Grup Kekik Esans Yağı 200 mg/kg Karvakrol ilaveli yem
4. Grup Biberiye Ekstraktı 200 mg/kg Karnosik asit ilaveli yem
Denemede, kullanılan yemler günlük olarak hazırlanmıştır. Denemede, 1.
grup standart 1. Dönem Yumurtacı Kafes Tavuk Yemi (prebiotik, probiotik, enzim
vb. özel katkı maddesi içermeyen, mısır- soyaya dayalı), 2. grup bazal rasyona
Vitamin E (200 mg/kg alfa- tokoferol asetat); 3. grup bazal rasyona Kekik esans
yağı (200 mg/kg Karvakrol) ve 4. grup bazal rasyona Biberiye ekstraktı (200 mg/kg
karnosik asit ) olacak şekilde vitamin E için α-tokoferol asetat, kekik esans yağı
için karvakrol ve biberiye ekstraktı için karnosik asit içerikleri yukarda açıklanan
dozlarda olacak şekilde hesaplanarak kilogram yeme; 2. Grup için 2 g Vitamin E, 3.
Grup için 0.35 ml kekik esans yağı ve 4. Grup için 0.3 g karnosik asit ilave
edilmiştir.
3.2.2. Yemlerin Besin Madde Analizleri
Denemede kullanılan rasyonların kuru madde, ham kül, ham yağ, ham
protein ve ham selüloz analizleri Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve
Hayvan Besleme Anabilim Dalı Laboratuarı’nda yapılmıştır. Kuru madde, ham kül,
ham yağ, ham protein ve ham selüloz analizleri Weende analiz sistemine göre
yapılmış, sonuçlar Çizelge 3.1.’de verilmiştir.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
31
3.2.3. Canlı Ağırlık Değişiminin Belirlenmesi
Yumurtacı tavukların denemenin başında ve sonunda canlı ağırlıkları
belirlenmiş ve farkı canlı ağırlık değişimi olarak alınmıştır.
3.2.4. Yem Tüketiminin Belirlenmesi
Bireysel yem tüketimi günlük olarak belirlenmiş ve haftalık olarak
değerlendirmeye alınmıştır. Denemedeki tüm hayvanlara yemlikler aynı ağırlıkta
olacak şekilde (dara+yem) verilmiştir. Deneme süresince yem tüketiminin
belirlenmesi amacıyla tartımlar günde bir kez olmak üzere sabah saat 9.00’da
yapılmıştır. Tartım işlemine başlanmadan önce, yemlik oluklarına dökülen yemler
ait oldukları yemliğe geri doldurulmuş ve bu şekilde tartıma hazır hale getirilmiştir.
Yemlikler her gün aynı gruptan başlamak üzere 0.1 gr hassasiyetli terazide
tartılmıştır. Tartım sonucu bulunan değerler, dara+yem ağırlığından çıkarılarak her
bir hayvanın günlük yem tüketimleri bulunmuştur. Günlük belirlenen değerler
toplanarak haftalık yem tüketimi belirlenmiştir. Yemlikler tartımdan sonra, deneme
planında ön görülen şekilde karma yemle belirlenen ağırlıklara kadar doldurulmuş
ve kafes önlerine tekrar yerleştirilmiştir.
3.2.5. Yemden Yararlanma Etkinliğinin Belirlenmesi
Haftalık toplam yumurta veriminin o haftada tüketilen yem miktarına
bölünmesi ile yemden yararlanma etkinliği belirlenmiştir.
Yumurta Verimi (g) Yemden Yararlanma Etkinliği = -----------------------------
Yem Tüketimi (g)
3.2.6. Yumurta Verim ve Kalitesinin Belirlenmesi
Denemeye alıştırma döneminin başından denemenin son gününe kadar
yumurtalar günde bir kez saat 15.00’da toplanmıştır. Yumurta verimi barındırılan
tavuk başına günlük yumurta verimi var-yok olarak saptanmıştır. Yumurtalar
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
32
toplanmadan önce her yumurtanın üzerine ait olduğu grup/hayvan numarası
yazılmıştır. Toplanan yumurtalar bekletilmeden 0.1 g hassasiyetli terazide
tartılarak, her tavuğa ait olan yumurta verim cetveline ağırlıklarıyla birlikte, kırık,
çatlak ve kabuksuz olan yumurtalar belirtilerek kaydedilmiştir.
Yumurta kalitesi, haftada bir kez olmak üzere bir gün bekletilen yumurtalar
üzerinde yapılarak, elde edilen değerler her gruba ait yumurta kalitesi ile ilgili
cetvele kaydedilmiştir. Üzerinde ait olduğu grup ve hayvan numaraları yazılan
yumurtalar ilk önce 0.1g hassasiyetli terazide ağırlıkları tartıldıktan sonra, kumpas
ile yumurtaların eni ve boyu ölçülerek (Resim 3.2) yumurta kalite cetveline
kaydedilmiştir. Daha sonra yumurtalar kırılarak yumurta akından ayrılan yumurta
sarısının ağırlığı 0.1g hassasiyetteki terazide tartılmış (Resim 3.3), sarı yüksekliği,
sarı genişliği, ak yüksekliği, ak genişliği mikrometre ile ölçülmüş (Resim 3.4) ve
kalite cetveline kaydedilmiştir. Kabuk içinde ak kalmayacak şekilde temizlenerek
kabuk ağırlığı da ilgili cetvele kaydedilmiştir. Yumurta kabuğunun sivri, orta ve küt
kısımlarından alınan kabuk örnekleri mikrometrede kalınlıkları ölçülerek yumurta
kalite cetveline kaydedilmiştir (Resim 3.5). Yumurta kalitesi, alıştırma sürecinde
yapılmamış amaca yönelik vitamin E, karvakrol ve karnosik asit katkılı yemler
verilmeye başlandığı haftadan deneme sonuna kadar haftada bir kez olmak üzere 8
defa yapılmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
33
Resim 3.2. Yumurta boyutunun ölçümü
Resim 3.3. Sarı ağırlığının tartımı
Resim 3.4. Ak yüksekliğinin ölçümü
Resim 3.5. Kabuk kalınlığının ölçümü
Yumurta iç ve dış kalite ölçütleri olarak; en-boy, kabuk ağırlığı, kabuk
kalınlığı (sivri-orta-küt), ak ve sarı ağırlığı, sarı renk skalası (Roche Sarı Renk
Yelpazesi,1-15), ak ve sarı yüksekliği, ak ve sarı çapı ölçümlenmiş, şekil indeksi
(1), sarı indeksi (2) ve ak indeksi (3) Haugh birimi (4) aşağıdaki şekilde
hesaplanmıştır (Şenköylü, 2001).
Hesaplamalar;
(1) şekil indeksi = (yumurtanın eni / yumurtanın boyu) x 100
(2) sarı indeksi = (sarı yüksekliği / sarı genişliği) x100
(3) ak indeksi = (katı albumin yüksekliği / (uzunluk + genişlik / 2)) x 100
(4) haugh birimi = 100 log (katı ak yüksekliği + 7.57 – 1,7 yumurta ağırlığı 0.37
3.2.7. Plazma Glukoz, Kolesterol ve Trigliserit Konsantrasyonunun Belirlenmesi
8 hafta süren denemede deneme başında, ortasında ve sonunda her gruptan
deneme başında tesadüfen belirlenmiş 8 hayvanın kanatlarından kanları heparinli
tüplere alınmış (Resim 3.6), santrifüj edildikten sonra Hayvan Besleme
Laboratuarı’nda otoanalizör cihazında (Resim 3.8) plazmalarda glukoz, kolesterol
ve trigliserid analizleri; ticari kitler (glucose GOD-PAP; cholesterol CHOD-PAD;
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
34
triglycerides GPO-PAP; Roche Diagnostics, GmbH, Germany) kullanılarak
analizleri yapılıncaya kadar –25°C’de saklanmıştır.
Resim 3.6. Tavuklardan kan alımının Görünümü
Resim 3.7. Serum Glukoz, Kolesterol ve Trigliserit Analizlerinde Kullanılan Otoanalizör Cihazı
3.2.8. Plazma Total Antioksidan Düzeyinin Belirlenmesi
Toplam antioksidan kapasitenin belirlenmesi amacıyla ilgili kitler yardımıyla
plazmada total antioksidan analizi yapılmıştır. Analizde Standart 1’in hazırlanması
için küvete 800 mikro litre Reagent 1 (assay buffer) konularak üzerine 50 mikro litre
Standart 1 eklenmiştir. Standart 2’nin hazırlanması için küvete 800 mikro litre
Reagent 1 (assay buffer) konmuş üzerine 50 mikro litre Standart 2 eklenmiştir. Örnek
için küvete 800 mikro litre Reagent 1 (assay buffer) konulmuş üzerine 50 mikro
örnek eklenmiştir. Elde edilen karışımlar 660 nm’de spektrofotometrede başlangıç
absorbansı olarak okunmuştur. Aynı küvetlere 125 mikro litre Reagent 2 eklenerek
37 °C’lik sıcak su banyosunda 5 dakika inkübe edilmiştir. 660 nm’de ikinci kez
absorbansı okunup formülde yerine konularak plazma total antioksidan içeriği
belirlenmiştir. Total antioksidan kapasite analizi; ticari kit (Rel-Assay-Dragrastics-
Total Antioxidant Status) kullanılarak analizi yapılıncaya kadar –25°C’de
saklanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
35
Standart 1’in Absorbansı = (Standart 1’in ikinci absorbansı – Standart
1’in birinci absorbansı)
Standart 2’in Absorbansı = (Standart 2’in ikinci absorbansı – Standart
2’in birinci absorbansı)
Örneğin Absorbansı = (Örneğin ikinci absorbansı – Örneğin birinci
absorbansı)
Sonuç= (Standart 1’in absorbansı – Örneğin absorbansı / Standart 1’in
absorbansı – Standart 2’nin absorbansı) * Standart 2’nin değeri (20)
3.2.9. Plazma Lipit Peroksidasyon Düzeyinin Belirlenmesi
Her gruptan, grup ortalamasına en yakın canlı ağırlığa sahip 5 hayvandan
elde edilen plazmalar lipit peroksidasyon analizine (Yoshoiko ve ark., 1979) tabi
tutulmuştur. Yapılan analizde %25’lik TCA (trikloroasetik asit), %1’lik TBA
(tiyobarbütirik asit), %0.9’luk izotonik reaktifler kullanılmıştır. İlk olarak 500 mikro
litre örneğin üzerine 500 mikro litre %25’lik TCA ve 500 mikro litre %0.9’luk
izotonik reaktifler eklenmiştir. Elde edilen karışım vortekslenerek 15 dakika oda
sıcaklığında inkübasyona bırakılmıştır. Daha sonra 4000 rpm’de 10 dakika santrifüj
edilmiştir. Santrifüj sonrası elde edilen süpernatanttan 500 mikro litre alınarak
üzerine 500 mikro litre %1’lik TBA eklenmiş ve karıştırılmıştır. Elde edilen yeni
karışım 90 °C 1 saat su banyosunda inkübe edilmiştir. İnkübasyon sonrası tüpler buz
ile muamele edilerek soğutulmuştur. Bu işlemler sonrasında karışım 532 nm dalga
boyunda spektrofotometrede okutulmuştur. Bulunan değer formülde yerine
konularak plazmadaki lipit peroksidasyon içeriği belirlenmiştir. Formülde kullanılan
standardın hazırlanması için; konsantre 1,1,3,3-tetraethoxypropane solusyonundan
250 mikrolitre alınıp 100 ml deiyonize suya eklenmiştir. Daha sonra bu 100 ml’lik
yeni solusyondan 100 mikrolitre alınıp 100 mililitre deiyonize suya eklenmiştir. Son
konsantrasyon 10 mikromolar olmuştur. Sonuç aşağıdaki formülde hesaplanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Şerife BEYAZITOĞLU
36
Standart Konsant. (10 mikromolar)*Numune Absorbansı
Numune Konsantrasyonu = --------------------------------------------------------------------
Standart Absorbansı
3.2.10. Plazma Kalsiyum Düzeyinin Belirlenmesi
8 hafta süren denemede, her gruptan deneme başında tesadüfen belirlenmiş 5
hayvandan deneme başı, ikinci, dördüncü, altıncı ve sekizinci haftalarda kanat altı
venlerden heparinli tüplere kan alınmış, santrifüj edildikten sonra Hayvan Besleme
Laboratuarı’nda mevcut olan Varyan AA240FS Fast Sequential Atomik Absorbsiyon
Spektrometre cihazında üretici firmanın önerdiği AA93 nolu metoda uygun olarak
kalsiyum analiz yapılmıştır.
3.2.11. İstatistiki İşlemler
Denemede elde edilen veriler SAS (1996) paket programı kullanılarak deneme
modeline (tesadüf parselleri deneme planı) uygun olarak General Linear Model
(PROC GLM) prosedürü ile varyans analizine tabi tutulmuştur.Deneme planına ait
matematik model aşağıda verilmiştir.
yij= µ + αi + eij
μ= populasyonun ortalaması
αi= muameleye ait etki payı
eij= hata
Araştırma sonunda elde edilen bulgular grup ortalamaları, gruplar arası
farklılığın standart hatası (SED) ve gruplara ait ortalamaların karşılaştırılmasında
DUNCAN çoklu karşılaştırma testi kullanılmıştır (Bek ve Efe, 1988).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
37
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA
Mevcut çalışma yüksek sıcaklık altında yetiştirilen yumurtacı tavukların
rasyonlarına ilave edilen Vitamin E, kekik esans yağı ve biberiye ekstraktının
antioksidant yapı, kan metabolitleri, performans, yumurta verim ve kalitesi ölçütleri
üzerine etkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Denemede elde edilen bulgular
aşağıda verilmiştir.
4.1. Yem Tüketimi
Kilogram yeme 200 mg vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilaveli
rasyonla beslenen grupların haftalık yem tüketimine ilişkin sonuçlar Çizelge 4.1' de
verilmiştir. Deneme süresince yeme ilave edilen antioksidant etkili katkılar
(muamele) yem tüketimi üzerine önemli bir etkiye sahip olmamıştır (P>0.05).
İlk hafta yem tüketimi üzerine rasyona biberiye ekstraktının ilave edilmesi ile
kontrol grubundan sonra en fazla yem tüketimi bu grupta gözlenmiş ve üçüncü
haftada aynı şekilde bir artış görülmüş, fakat istatistikî olarak etki önemsiz
bulunmuştur (P>0.05). Daha sonraki haftalara bakıldığında ise dördüncü haftadan
itibaren kontrol yeminden sonra en fazla tüketilen yem kekik yağı ilave edilen yem
olmuş, fakat istatistikî açıdan etki önemsiz bulunmuştur (P>0.05). Vitamin E ilave
edilen yemin tüketimi incelendiğinde ise gruplar arasında en az tüketilen yem
olmuştur. Ortalama ve ya toplam yem tüketimi dikkate alındığında; kontrol grubu ile
diğer gruplar karşılaştırıldığında kekik yağı ilave edilen yemle hemen hemen benzer
şekilde bir tüketim gözlemlenmiştir. Rasyona ilave edilen antioksidanların yem
tüketimi üzerine etkisi haftalara göre farklılık göstermemiştir (P>0.05). Yem
tüketiminin düşük olması ve gruplar arasında farklılığın olmamasının nedeni, yüksek
çevre sıcaklığına bağlı olarak tavukların yem tüketimini azaltmasıdır. Çünkü
organizma içine alınan her bir birim yem organizmada ısı artışına sebep olmaktadır.
Yüksek sıcaklık altında dışarıya ısı saçımının azalması ve vücutta ısı birikiminin
artması nedeniyle havyan yemin termojenik etkisini minimize etmek amacıyla yem
tüketimini azaltmaktadır. Bununla birlikte 10- 34˚C arasında tavukların yem
tüketimindeki değişimini doğrusal değil, daha çok eğrisel olduğu bildirilmiştir.
(Marsden ve Morris, 1987)
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
38
Yem tüketimi açısından denemede elde edilen bulgular bazı araştırmacıların
çalışmalarıyla uyum içerisinde olmuştur. Mashaly ve ark.(2004), bağışıklık sistemi,
yumurta kalitesi, yaşam gücü üzerine yüksek sıcaklık ve rutubetin olumsuz etkilerini
araştırmışlar. Vücut ağırlığı ve yem tüketimi sıcaklık stresindeki gruptaki tavuklarda
azalmıştır. Yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, kabuk ağırlığı, kabuk kalınlığı ve sıcak
stresi grubunda tavuklar arasında önemli bir şekilde kısıtlanmıştır. Ayrıca toplam
beyaz kan hücreleri sayısı ve antikor üretimi sıcaklık stresi grubunda önemli bir
şekilde kısıtlanmıştır. Lee ve ark.(2003), tıbbi bitkilerde bulunan esans yağlardan
timol ve onun izomeri olan karvakrolün broyler yemlerinde antibiyotiğe alternatif
olabilirliğini araştırmışlardır. Karvakrol, 0-28 günlük yaşta broylerlerin yemden
yaralanma oranını iyileştirmiş, yem alımı ve ağırlık kazancı ile birlikte plazma
trigliserid düzeyi ve plazma fosfolipid düzeyini önemli ölçüde düşürmüştür.
Hernández ve ark.(2004), tarçın, biber, yabani mercanköşkü, ada çayı, biberiye ve
kekikten oluşan bitkisel ekstrakt karışımlarının, broylerlerin büyüme performansı,
besin madde sindirilebilirliği ve sindirim organlarının gelişimine etkisini belirlemek
amacıyla bir çalışma yürütmüşler ve deneme sonucunda yem tüketimi ve yemden
yararlanma oranı bakımından gruplar arasında farklılık gözlemlenmemiştir.
Çizelge 4.1. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı ve Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yem Tüketimi Üzerine Etkileri
Parametre Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı SED Önem Düzeyi Kontrol Vit. E Kekik Biberiye
Deneme Başı Canlı Ağırlık (g) 1711 1698 1680 1699 0.12 0.963 Deneme Sonu Canlı Ağırlık (g) 1730 1691 1686 1694 0.11 0.835 Yem Tüketimi (g /7 Gün)
1. Hafta 758.6 702.0 713.6 715.3 0.06 0.267 2. Hafta 713.7 687.1 687.1 678.0 0.09 0.645 3. Hafta 699.9 681.1 688.6 694.1 0.11 0.918 4. Hafta 747.3 695.9 737.3 719.1 0.06 0.241 5. Hafta 744.1 679.0 731.2 703.1 0.03 0.062 6. Hafta 714.8 671.8 682.3 680.3 0.09 0.529 7. Hafta 670.8 609.4 662.0 652.5 0.04 0.093 8. Hafta 734.8 664.4 712.7 694.6 0.03 0.071
Toplam Yem Tüketimi (g /56 Gün) 5784 5320 5615 5537 0.04 0.122
Ortalama Yem Tüketimi (g / Tavuk / 7 Gün) 723.3 665.0 722.1 692.1 0.03 0.085
YT: Yem Tüketimi, TYT: Toplam Yem Tüketimi (g/56 gün), OYT: Ortalama Yem Tüketimi (g/tavuk/7gün).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
39
Şekil 4.1. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı ve Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yem Tüketimi Üzerine Etkileri
4.2. Yemden Yaralanma Etkinliği
Deneme süresince haftalık ve yemden yararlanma etkinliği ilişkin elde edilen
bulgular Çizelge 4.2' de verilmiştir.
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının yemden
yararlanma etkinliği üzerine etkisi incelendiğinde; denemenin ilk haftası önemli etki
görülmüştür (P<0.05). Rasyona ilave edilen biberiye ekstraktı grubunun birinci hafta
yemden yararlanma etkinliğinde bir iyileşme görülmüş (P<0.05), kekik yağı ilave
edilen grupta ise yemden yaralanma etkinliğinde diğer gruplara nazaran düşüş
görülmüştür. Denemenin diğer haftaları incelendiğinde ikinci ve dördüncü haftada da
yemden yaralanma etkinliği üzerinde önemli etkiler saptanmıştır (P<0.05). Yine aynı
şekilde yemden yaralanma etkinliği biberiye ekstraktı ilave edilen grupta iyileşme
görülmüştür (P<0.05).
Yemden yararlanma etkinliği bakımından denemede elde edilen bulgular bazı
araştırmacıların çalışmalarıyla uyum içerisinde olmuştur. Bölükbaşı ve ark.(2007),
mevcut çalışmada, rasyona kekiğin eklenmesi ile yumurtacı tavukların performansı
ve dışkıdaki E.coli konsantrasyonları üzerine etkilerini inceledikleri çalışmalarında;
bazal yeme % 0, 0,1, 0.5 ve 1 seviyelerde kekik eklemişlerdir. %1 seviyesinde kekik
eklenen grup kontrol grubu ile karşılaştırıldığında yem tüketimi azalmıştır. Buna
karşılık yemden yaralanma etkinliği ve yumurtacı tavukların yumurta üretimi %0,1
ve 0.5 seviyelerde kekik eklenen grupta iyileşmiştir. Lee ve ark.(2003), tıbbi
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
40
bitkilerde bulunan esans yağlardan timol ve onun izomeri olan karvakrolün broyler
yemlerinde antibiyotiğe alternatif olabilirliğini irdeledikleri çalışmalarında; esans
yağların yemden yararlanma ve lipid metabolizması üzerine etkili olabileceği
sonucuna varmışlardır. Avcı (2004), etlik piliç yemlerinde bitkisel ekstrakt
kullanımının besi performansına etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmış ve
deneme sonunda en fazla yem tüketimi ve canlı ağırlık kazancı kekik grubunda, en
iyi yem değerlendirme oranı ticari karma yem grubunda, en düşük enterobakter
sayısı ve en yüksek karkas randımanı rezene grubunda, en yüksek karaciğer ağırlığı
kekik ve en düşük karaciğer ağırlığı da biberiye grubunda bulunmuştur. Denli ve
ark.(2004), Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica) rasyonlarına kekik
(Tyhmus vulgaris L.), çörek otu (Nigella sativa L.) esansiyel yağlarının ve
flavomycin ilavesinin büyüme performansı, karkas ve bağırsak özellikleri üzerine
etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlar ve kekik esans yağı ve
flavomycin ilavesi ağırlık kazancını ve yemden yararlanmayı kontrol grubuyla
mukayese edildiğinde olumlu bir şekilde etkilemiştir (P<0.05). Şahin ve ark.(2002),
tarafından, yumurtacı Japon bıldırcınlarında yüksek çevre sıcaklığının (34˚C)
yumurta üretimi, yumurta kalitesi, besinlerin sindirilebilirliği ve yumurta sarısının
mineral madde içeriği üzerine rasyona vitamin E eklenmesi (dl-α- tokoferol asetat)
ile bu olumsuz etkileri azaltabileceğini incelenmiş, sıcaklık stresi koşullarında
yetiştirilen bıldırcınlarda 250 ve 500 mg/kg yem vitamin E eklenmesi ile yemden
yararlanma oranında iyileşme (P<0.01) görülmüştür.
Yüksek çevre sıcaklığı, yalnızca yem tüketimi ve canlı ağırlık kazancını
düşürmemekte aynı zamanda yemden yaralanma etkinliğini de önemli düzeyde
kötüleştirmektedir. Bu da sıcaklık stresi altında yumurta veriminin yem tüketimine
oranla daha fazla düşmesinden kaynaklanmaktadır. Yemden yararlanma oranında
görülen bu düşüklüğün temel sebebi fizyolojik ve metabolik hormonlar arasındaki
dengenin katabolik hormonlar lehine bozulmasının payı büyük olabilir (Webster,
1983). Deneme bulgularına bakıldığında kekik yağı eklenen grupta bazı haftalarda
gözlenen yemden yaralanma oranındaki bu iyileşme kekik yağının iştah açıcı
özelliğinden kaynaklanabilir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
41
Çizelge 4.2. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yemden Yararlanma Oranı (YYO) Üzerine Etkileri
Yemden Yararlanma Etkinliği (Yumurta Verimi/Yem Tüketimi, 7 gün)
Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı SED Önem Düzeyi Kontrol Vit. E Kekik Biberiye
1. hafta 0.41 0.58 0.55 0.61 0.01 0.011 2. hafta 0.61 0.61 0.55 0.61 0.02 0.043 3. hafta 0.57 0.59 0.58 0.58 0.12 0.910 4. hafta 0.56 0.56 0.51 0.56 0.03 0.055 5. hafta 0.57 0.57 0.52 0.57 0.04 0.111 6. hafta 0.60 0.59 0.55 0.57 0.06 0.279 7. hafta 0.59 0.66 0.55 0.63 0.04 0.125 8. hafta 0.54 0.55 0.53 0.58 0.08 0.392
Ortalama Yemden Yararlanma Etkinliği 0.55 0.58 0.54 0.59 0.02 0.031 YYO: Yemden Yararlanma Oranı (Yumurta Verimi/Yem Tüketimi, 7 gün), TYYO: Toplam Yemden Yararlanma Oranı (56 gün).
Şekil 4.2. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Yemden Yararlanma Etkinliği(YYO) Üzerine Etkileri
4.3. Yumurta Verimi
Sekiz haftalık araştırma sonunda elde edilen ortalama yumurta ağırlığı ve
toplam yumurta ağırlığına ilişkin bulgular Çizelge 4.3’ de verilmiştir. Rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının ortalama yumurta ağırlığı
(g/yumurta) üzerine önemli bir etki görülmemiştir (P>0.05). Ortalama yumurta
ağırlıkları hafta hafta incelendiğinde gruplar arasında hiçbir faklılık bulunmamıştır
(P>0.05). Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının toplam
yumurta ağırlığı (g/tavuk/7 gün) haftalar bakımından incelendiğinde ilk hafta toplam
yumurta ağırlığı en yüksek biberiye ekstraktı ile beslenen grupta gözlenmiştir fakat
istatistikî açıdan etki önemli bulunmamıştır (P>0.05). Aynı şekilde üçüncü, yedinci
ve sekizinci haftalardaki toplam yumurta ağırlığı ve sekiz haftanın toplam yumurta
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
42
ağırlığı (g/tavuk/56 gün) en yüksek biberiye ekstraktı ile beslenen grupta
gözlenmiştir fakat istatistikî açıdan bu etki önemli bulunmamıştır (P>0.05). Ortalama
yumurta ağırlığı (g/tavuk/gün) kekik yağı ilaveli yemle beslenen grupta en yüksek
grup olarak gözlenmiş; ancak etki önemli bulunmamıştır (P>0.05). Mashaly ve ark.
(2004), bağışıklık sistemi, yumurta kalitesi, yaşama gücü üzerine yüksek sıcaklık ve
rutubetin olumsuz etkilerini araştırmışlar ve yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, kabuk
ağırlığı, kabuk kalınlığı ve sıcak stresi grubunda tavuklar arasında önemli bir şekilde
kısıtlanmıştır.
Yumurta tavukları üzerinde yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar;
yüksek çevre sıcaklığının yol açtığı sıcaklık stresinin verimi ve yumurta ağırlığını
olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Sıcaklık stresi altında yetiştirilen
yumurta tavuklarında görülen performans düşüklüğü temelde yüksek çevre sıcaklığı
altında yem tüketiminde görülen azalmanın neden olduğu besin madde alımındaki
eksikliğe bağlanabilir.
Çizelge 4.3. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Verimi Üzerine Etkileri
Parametre Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı
SED Önem Düzeyi Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye Ek.
Ortalama yumurta ağırlığı 1. hafta 65.49 63.76 63.91 64.08 0.10 0.632 2. hafta 64.98 63.22 63.27 63.02 0.08 0.465 3. hafta 65.01 63.66 63.15 63.61 0.09 0.542 4. hafta 64.62 63.74 63.50 63.37 0.11 0.847 5. hafta 65.79 63.60 63.52 64.00 0.08 0.402 6. hafta 64.62 63.23 63.30 64.06 0.11 0.797 7. hafta 65.05 63.02 63.44 63.80 0.09 0.568 8. hafta 65.15 63.89 62.86 63.73 0.09 0.523
Toplam yumurta ağırlığı 1. hafta 312.29 405.03 397.70 430.77 0.04 0.152 2. hafta 431.30 416.64 387.97 410.13 0.05 0.161 3. hafta 396.58 397.44 395.06 403.09 0.12 0.968 4. hafta 416.76 385.83 376.84 402.19 0.04 0.118 5. hafta 421.31 393.99 376.16 402.53 0.04 0.098 6. hafta 424.82 401.34 386.82 393.52 0.06 0.210 7. hafta 392.71 396.08 371.49 413.12 0.03 0.063 8. hafta 393.54 363.47 371.95 406.32 0.04 0.086
Toplam yumurta ağırlığı 3189.31 3068.66 3056.31 3281.83 0.05 0.165 Ortalama yumurta ağırlığı 56.96 57.57 57.73 56.16 0.09 0.481
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
43
Şekil 4.3. Rasyona İlave edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Yumurta Ağırlığı Üzerine Etkileri
Şekil 4.4. Rasyona İlave edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Ortalama Yumurta Ağırlığı Üzerine Etkileri 4.4. Sekiz Hafta Süresince Elde Edilen Yumurtaların Ortalama Yumurta Kalite Kriterlerine İlişkin Bulgular
Kilogram yeme 200mg Vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilaveli
rasyonla beslenen grupların sekiz hafta süresince elde edilen yumurtaların ortalama
yumurta kalitesi üzerine etkisiyle ilgili sonuçlar Çizelge 4.4' de verilmiştir.
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının yumurta
kalite ölçütleri üzerine olan etkileri incelendiğinde önemli bir etki bulunmamıştır
(P>0.05). Ancak tüm parametreler tek tek incelendiğinde yumurta kalite ölçütlerinin
belirlenmesinde kullanılan şekil indeks değeri rasyona vitamin E, kekik yağı,
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
44
biberiye ekstraktı ilavesinden etkilenmemiştir (P>0.05); fakat biberiye ekstraktı
eklenen grupta en ideal değerler gözlemlenmiştir. Şekil indeksi pazarlama ve
paketlemede önemli bir unsurdur. Şekil indeksinde ideal değer 72-76’dır. Şekil
indeks değeri 76’dan büyük ise yumurtalar yuvarlak, 72’den küçük ise yumurtalar
sivri olmaktadır. Rasyona kekik yağı ilave edilmesi ile en yuvarlak yumurta şekli
görülmüştür, bu sırayı daha sonra vitamin E ilave edilmiş yemle beslenen tavukların
yumurtası, sonra kontrol yemi ile beslenen tavukların yumurtası ve en normale yakın
olan biberiye ekstraktı ilave edilmiş yemle beslenen tavukların yumurtası olmuştur.
Şekil 4.5. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Yumurta Şekil İndeksi Üzerine Etkileri
Mevcut çalışmada, yüzde sarı ağırlığı rasyona biberiye ekstraktı eklenmesi ile
bir artış göstermiştir fakat muamele üzerine önemli bir etki bulunmamıştır (P>0.05),
yine aynı şekilde rasyona biberiye yağı ilave edilmesi ile yumurta sarısı renk skoru
en iyi olarak bulunmuş fakat muamele üzerine önemli bir etki göstermemiştir
(P>0.05).
Rasyona kekik yağı ilave edilen yemle beslenen tavukların yumurtalarının
sarı yüksekliği ve sarı indeksi diğer muamele gruplarına kıyasla iyileşmiştir fakat
muamele üzerine önemli bir etkisi bulunmamaktadır (P>0.05). Sarı yüksekliğinin
fazla olması yumurtanın daha dayanıklı ve taze olduğunun göstergelerinden bir
tanesidir. Bu nedenle bu şekilde bir artış tüketici isteğine uygun bir ürün eldesi
meydana getirecektir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
45
Şekil 4.6. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Yumurta Sarı İndeksi Üzerine Etkileri
Diğer bir kalite ölçütü olan ak yüksekliği, rasyona kekik yağı ilave edilmesi
ile diğer gruplara göre bir iyileşme göstermiş fakat bu parametre üzerine önemli bir
etki göstermemiştir (P>0.05). Yine aynı şekilde yumurta kalitesi bakımından bir
kriter olarak değerlendirilen ak yüksekliği istenen değeri rasyona kekik yağı
eklenmesi ile göstermiştir. Ayrıca ak genişliği ve ak uzunluğu da bu yemlerle
beslenen tavukların yumurtasında istenmeyen bir şekilde çok fazla dağınık değildir,
en düşük bu grupta bulunmuştur ve bu parametre üzerine etkisi önemli
bulunmamıştır (P>0.05). Ak indeksi yine rasyona kekik yağı ilave edilmesi ile en iyi
değerleri göstermiştir ve muamelelerin bu parametre üzerine etkisi önemli
bulunmamıştır (P>0.05).
Şekil 4.7. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Yumurta Ak İndeksi Üzerine Etkileri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
46
Haugh birimi rasyona vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilave
edilmesi ile hemen hemen aynı etkileri göstermiştir ve değerler 79’un üzerinde
olduğu için mükemmel sınıfına girmektedirler fakat bu muamelelerin Haugh birimi
üzerine etkisi önemli bulunmamıştır (P>0.05).
Türk Standartları Enstitüsü yumurtaları Haugh Birimine göre aşağıdaki gibi
sınıflandırılmaktadır. Yumurta kalitesinin belirlenmesinde kullanılan bu birimde 79
ve yukarısı AA (mükemmel) olarak belirtilmiştir.
Sınıflar Haugh Birimi
AA (Mükemmel) ≥79 A (İyi) 55-78 B (Kötü) 31-54 C (Çok kötü) ≤30
Şekil 4.8. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Yumurta Haugh Birimi Üzerine Etkileri
Deneme bulguları incelendiğinde, yüzde kabuk ağırlığı ve kabuk kalınlığı en
fazla rasyona vitamin E ilave edilen yemle beslenen tavukların yumurtasında
görülmüştür fakat bu parametreler üzerine önemli bir etkisi bulunmamıştır (P>0.05).
Kabuk kırılma direnci değerleri incelendiğinde ise yine kekik yağı ilaveli yemle
beslenen tavuklarım yumurtası daha yüksek çıkmıştır. Yani yumurta kalite ölçütleri
bakımından bu sonuç sağlam yumurta elde edilmesinin göstergesidir fakat kabuk
kalınlığı üzerine önemli bir etkisi bulunmamıştır (P>0.05).
Şahin ve ark.(2002), tarafından, yumurtacı Japon bıldırcınlarında yüksek
çevre sıcaklığının (34˚C) yumurta üretimi, yumurta kalitesi, besinlerin
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
47
sindirilebilirliği ve yumurta sarısının mineral madde içeriği üzerine rasyona Vitamin
E eklenmesi (dl-α- tokoferol asetat) ile bu olumsuz etkileri azaltabileceğini tespit
etmeyi amaçlamışlar ve sonuç olarak, sıcaklık stresi koşullarında yetiştirilen
bıldırcınlarda 250 ve 500 mg/kg yem Vitamin E eklenmesi ile yemden yararlanma
oranında iyileşme, yumurta üretimi, yem tüketimi ve vücut ağırlığında bir artış
bulunmuştur. Benzer şekilde yumurta ağırlığı, yumurta özgül ağırlığı, yumurta kabuk
kalınlığı ve haugh birimi Vitamin E eklenmesi ile pozitif olarak etkilenmiştir.
Mashaly ve ark. (2004), bağışıklık sistemi, yumurta kalitesi, yaşam gücü üzerine
yüksek sıcaklık ve rutubetin olumsuz etkilerini araştırmışlar ve Yumurta üretimi,
yumurta ağırlığı, kabuk ağırlığı, kabuk kalınlığı ve sıcak stresi grubunda tavuklar
arasında önemli bir şekilde kısıtlanmıştır.
Yüksek çevre sıcaklığının neden olduğu verim düşüklüğünün daha çok kan
kalsiyum konsantrasyonu ile ilgili olduğunu ve yüksek sıcaklık nedeniyle kanın
kalsiyum taşıma kapasitesinde önemli oranda düşmeler görülmektedir. Sıcaklık stresi
yumurtlama zamanı ve yumurta oluşumu üzerine de etkilidir. Sıcaklık stresi altında
yumurta kabuğu oluşumunun uzadığı bildirilmiştir. Sıcaklık stresi altında elde edilen
bozuk şekilli yumurtaların oluşumundan yumurtalıktan çok yumurta yolunun sıcaklık
stresinden etkilendiği görülmüştür. Yüksek çevre sıcaklığının organizmada yol açtığı
fizyolojik ve metabolik değişimler yumurta kalitesini olumsuz yönde etkilemekte
buna bağlı olarak da yumurta verimi, ağırlığı ve kabuk kalitesinde önemli oranda
düşme, kırık-çatlak yumurta miktarında önemli oranda artış olmaktadır.
Sıcaklık stresi altındaki yumurta tavuklarında görülen solunum hızında artma
ve kan karbondioksit miktarında ortaya çıkan düşmeye bağlı olarak yumurta kabuğu
bezinde oluşan karbonik asit miktarında da azalmalar (karbondioksite duyulan
gereksinim nedeniyle denge karbonik asitin karbonik anhidraz etkisi altında su ve
karbondioksite parçalanması yönünde) olmakta ve bu da kabuğu oluşturacak
karbonat miktarında azalmalara neden olmaktadır. Bu arada sıcaklık stresi etkisiyle
kandaki kalsiyum konsantrasyonu da düşmektedir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
48
Çizelge 4.4. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Dördüncü Hafta Yumurta Kalitesi Üzerine Etkileri
Parametre Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı
SED Önem Düzeyi Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye.
Yumurta Verimi (g/gün) 65.51 63.93 64.08 64.27 0.09 0.560 Skor 11.23 11.29 11.14 11.39 0.11 0.880 Yumurtanın Eni (mm) 44.69 44.29 44.48 44.32 0.08 0.410 Yumurtanın Boyu (mm) 58.09 57.52 57.32 57.93 0.11 0.900 Şekil Indeksi 76.94 77.04 77.62 76.54 0.12 0.920 Kabuk Ağırlığı (g) 6.79 6.73 6.46 6.64 0.14 0.270 Sarı Ağırlığı (g) 15.40 15.23 15.19 15.35 0.05 0.180 Ak Ağırlığı (g) 43.32 44.82 42.44 42.27 0.08 0.470 Sarı Ağırlığı (%) 23.56 23.81 23.82 23.91 0.05 0.150 Kabuk Ağırlığı (%) 10.39 10.53 10.09 10.33 0.12 0.126 Ak Ağırlığı (%) 68.38 70.47 70.84 69.84 0.09 0.610 Sarı Yüksekliği (mm) 18.00 17.96 18.08 18.02 0.04 0.110 Sarı Genişliği (mm) 34.53 33.99 33.66 34.60 0.13 0.170 Sarı İndeksi 52.17 52.88 54.06 52.11 0.16 0.700 Ak Yüksekliği (mm) 7.25 7.36 7.79 7.49 0.12 0.950 Ak Genişliği (mm) 68.44 65.53 64.87 66.78 0.16 0.830 Ak Uzunluğu (mm) 89.45 87.77 85.59 87.69 0.16 0.700 Ak İndeksi 9.23 9.70 10.44 9.80 0.14 0.420 Haugh Birimi 83.14 84.28 86.81 84.86 0.13 0.190 Kırılma Direnci (kg/cm2) 1.07 1.04 1.11 1.08 0.06 0.210 Yumurta Kabuk Kalınlığı (µm)
Küt 344.40 342.68 333.20 340.60 0.10 0.660 Orta 367.82 368.16 357.16 360.04 0.11 0.770 Sivri 355.54 358.82 343.18 350.86 0.11 0.770 Ortalama 355.92 356.55 344.51 350.50 0.11 0.780
4.5. Plazma Ortalama Glukoz, Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu (mg/dl)
Sekiz haftalık deneme süresince deneme başı değerleri sabit tutularak, ortası
ve sonunda alınan kan plazma örneklerinin Glukoz, Kolesterol ve Trigliserid
konsantrasyonlarının ortalaması alınarak yapılan istatistikî analiz sonucu elde edilen
veriler Çizelge 4.5’ da verilmiş, bu verilere ilişkin grafik, Şekil 4.9’ te sunulmuştur.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
49
Çizelge 4.5. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Ortalama Glukoz, Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu Üzerine Etkileri (mg/dl)
Plazma glukoz seviyeleri incelendiğinde deneme başı glukoz konsantrasyonu
bakımından gruplar arasında çok farlılık bulunmamasına rağmen en yüksek glukoz
konsantrasyonu kontrol yemi alan gruplarda ve en düşük glukoz konsantrasyonu ise
vitamin E ilaveli yemle beslenen grupta görülmüştür fakat muamelelerin glukoz
konsantrasyonu üzerine bir etkisinin olmadığı bulunmuştur (P>0.05). Bu değerler
denemenin ikinci haftasında da yaklaşık bu sonuçları gösterirken denemenin
dördüncü haftasına bakıldığında en yüksek glukoz konsantrasyonunun biberiye
ekstraktı ilaveli yemle beslenen grupta, en düşük değerin ise vitamin E ilaveli yemle
beslenen grupta saptanmıştır. Muamelelerin glukoz konsantrasyonu üzerine önemli
bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur (P<0.05).
Plazma kolesterol konsantrasyonları incelendiğinde rasyona vitamin E, kekik
yağı ve biberiye ekstraktının ilave edilmesi ile ikinci hafta plazma kolesterol
Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı SED Önem Düzeyi
Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye.
Gluk
oz (m
g/dl
)
Deneme Başı 272.20 246.20 264.60 246.40 0.13 0.353
2. Hafta 230.40 230.80 220.20 246.80 0.11 0.240
4. Hafta 380.40 356.00 360.40 390.80 0.04 0.047
6. Hafta 375.00 366.80 374.80 366.00 0.16 0.500
8. Hafta 304.60 285.00 208.20 224.80 0.07 0.101
Ortalama 312.52 296.96 285.64 294.96 0.08 0.127
Koles
tero
l (m
g/dl
)
Deneme Başı 403.40 391.40 436.00 418.00 0.06 0.066
2. Hafta 183.60 133.00 159.20 181.60 0.06 0.069
4. Hafta 163.60 166.40 172.40 142.80 0.14 0.410
6. Hafta 264.40 285.40 308.40 266.80 0.05 0.047
8. Hafta 146.40 197.20 240.60 191.40 0.04 0.034
Ortalama 232.28 234.68 263.36 240.12 0.04 0.026
Trig
liser
id (m
g/dl
)
Deneme Başı 265.80 438.20 455.80 368.20 0.12 0.255
2. Hafta 1027.20 733.40 725.80 1049.60 0.02 0.010
4. Hafta 472.00 386.20 414.00 625.80 0.12 0.269
6. Hafta 433.80 453.60 448.40 503.80 0.18 0.632
8. Hafta 581.60 672.60 551.60 544.60 0.18 0.644
Ortalama 556.08 536.80 519.12 618.40 0.01 0.372
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
50
konsantrasyonu üzerine önemli bir etki gözlenmemekle birlikte (P>0.05), en yüksek
kolesterol konsantrasyonu kontrol grubunda, en düşük ise vitamin E ilaveli yemle
beslenen grupta görülmüştür. Denemenin dördüncü haftasına bakıldığında ise yine
plazma kolesterol konsantrasyonu üzerine muamelelerin bir etkisi bulunmamakla
birlikte (P>0.05) en düşük kolesterol konsantrasyonu biberiye ekstraktı ilaveli yemle
beslenen grupta, en yüksek ise kekik yağı ilaveli yemle beslenen grupta bulunmuştur.
Denemenin altıncı haftasındaki plazma kolesterol konsantrasyonları rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktından önemli bir şekilde etkilenmiş
(P<0.05) ve kontrol grubundan sonra en düşük kolesterol konsantrasyonu biberiye
ekstraktı ilaveli yemle beslenen grupta ve en yüksek ise kekik yağı ilaveli yemle
beslenen grupta gözlemlenmiştir. Denemenin sekizinci haftasında da bu etkiler aynı
benzer saptanmıştır (P<0.05). Ortalama kolesterol konsantrasyonları incelendiğinde
ise muamele gruplarının plazma kolesterol konsantrasyonu üzerine önemli bir etkisi
bulunurken (P<0.05) en düşük kolesterol konsantrasyonunu vitamin E ilaveli yemle
beslenen grup gösterirken, en yüksek kolesterol konsantrasyonunu ise yine diğer
haftalarda da olduğu gibi kekik yağı ilaveli yemle beslenen grup göstermiştir.
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma
trigliserit konsantrasyonu üzerine önemli etkilere sahip olduğu saptanmıştır.
Denemenin ikinci haftasında muamele gruplarının plazma trigliserit konsantrasyonu
üzerine etkisi önemli bulunmuş (P<0.05); en yüksek plazma trigliserit
konsantrasyonunun biberiye ekstraktı ilaveli yemle beslenen grupta, en düşük ise
kekik yağı ilaveli yemle beslenen grupta gözlemlenmiştir. Ortalama plazma trigliserit
konsantrasyonu üzerine muamele gruplarının etkisi önemli bulunmuş (P<0.05), yine
aynı şekilde en yüksek plazma trigliserit konsantrasyonunun biberiye ekstraktı ilaveli
yemle beslenen grupta ve en düşük ise kekik yağı ilaveli yemle beslenen grupta
saptanmıştır.
Plazma glukoz, kolesterol ve trigliserit bakımından denemede elde edilen
bulgular değişik araştırmalardan elde edilen bulgularla çelişmektedir. Bu durum
sıcaklık stresinin meydana getirdiği bazı metabolik değişimlere atfedilebilir. Thymol
ve carvacrolün, tavuklarda serum kolesterol konsantrasyonunu düşürdüğü
bildirilmiştir (Case, 1995). Thymol ve carvacrolün, kolesterolü düşürücü etkisi,
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
51
kolesterol sentez enzimi 3-hydroxy-3-methylglutaryl Co enzim A (HMG-CoA)’nın
inhibe edilmesine atfedilmektedir (Elson, 1995). Lee ve ark.(2003), tıbbi bitkilerde
bulunan esans yağlardan timol ve onun izomeri olan karvakrolün broyler yemlerinde
antibiyotiğe alternatif olabilirliğini araştırmışlardır ve toplam plazma, HDL,
karaciğer serbest ve esterleşmiş kolesterol düzeyi, timol ve karvakrolün ilavesiyle
değişmemiştir. Kolesterol ilavesiyle toplam plazma kolesterol, plazma trigliserid,
karaciğer serbest ve esterleşmiş kolesterol düzeyi önemli ölçüde artarken, toplam
kolesterol içersindeki HDL’nin oranı ve plazma fosfolipid düzeyi önemli ölçüde
azalmıştır. Araştırmacılar esans yağların yemden yararlanma ve lipid metabolizması
üzerine etkili olabileceği sonucuna varmışlardır. Onbaşılar ve ark. (2005), yumurtacı
tavukların stres parametreleri üzerine kafes yoğunluğu ve kafes tabanının etkilerini
incelemek amacıyla bir çalışma yürütmüşlerdir ve serum glukoz (P<0.001) ve H-L
oranı (P<0.001) için ortalama değerler önemli bir şekilde daha yüksektir. Serum
kolesterolü 5 tavuk bulunandan 1 tavuk bulunan kafeste daha yüksek çıkmıştır,
hâlbuki plazma korikosteron seviyesi düşüktür.
0
100
200
300
400
500
600
700
Glukoz Kolesterol Trigliserid
mg/dl
Kontrol
Vit. E
Kekik Yağı
Biberiye Ekst.
Şekil 4.9. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının
Yumurta Tavuklarının Plazma Ortalama Glukoz, Kolesterol ve Trigliserid Konsantrasyonu Üzerine Etkileri (mg/dl)
Yüksek sıcaklık altında yetiştirilen tavuklarda fizyolojik ve davranışsal
değişimler yanında yüksek sıcaklığa özel olmayan fakat genel stres durumunu
yansıtan bir dizi metabolik değişimlerde ortaya çıkmaktadır. Bu değişimler genel
stres reaksiyonu olarak tanımlanmakta ve nerohumoral mekanizma tarafından
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
52
kontrol edilmektedir. Organizmanın stresi tanıması sinirsel yolla olmaktadır. Alarm
reaksiyonu olarak adlandırılan bu fazda kan basıncı, kas ve sinirsel hassasiyet
artmakta, solunum hızı ve kan şeker düzeyi yükselmektedir. Bu değişimlerden
adrenalin hormonu sorumludur. Alarm fazında stres yapıcı etmen tanınmakta ve aynı
anda neroendokrin reaksiyonda devreye sokulmaktadır. Bu reaksiyonda stresin
varlığı hipotalamusa iletilmekte bu organda hipofizden ACTH hormon salgısı
sağlamak üzere kortikotropin serbestleştirici hormon salgılamaktadır. Stres
reaksiyonunun ikinci fazını oluşturan ve karşı koyma aşaması olarak adlandırılan bu
fazda artan ACTH düzeyine cevap olarak adrenal koteksten kotikosteroid
hormonlarının kana verilmesi sağlanmaktadır. Kan kortikosteroid düzeyi artarken,
adrenal korteksten kolesterol ve askorbik asit boşaltımı olmaktadır. Kortikosteroid
hormonlar temel katabolik hormonlar olarak bilinmekte ve doğrudan
glukoneojenesisi uyararak organizmada karbonhidrat olmayan diğer besinlerin
glukoz yıkımını başlatmakta, kanda glukoz, kolesterol, serbest yağ asitleri, protein
olmayan nitrojenli bileşikler, üre, potasyum ve kalsiyum düzeyleri artarken sodyum
ve klor düzeyleri ise düşmektedir (Siegel, 1980). Kanda artan kotrikosteroid
hormonu adrenal medullayıda uyararak adrenalin ve nor-adrenalin hormonlarının
salgılanmasını da ayrıca uyarmakta ve bu hormonlar ise insülin ve büyüme hormonu
salgılanmasını düşürmektedir. Ayrıca stres yapıcı etken sinirsel yolla pankreası da
uyararak glukagon hormonu sentezini artırmaktadır (Freeman ve Manning, 1976).
Tüm bu metabolik değişimler, kan biyokimyasındaki değişimlerle kendini
göstermektedir. Bu koşullar altında farklı antioksidan etkili doğal katkıların önemli
etkiler icra ettiği gözlenmektedir.
4.6. Plazma Lipid Peroksidasyon Konsantrasyonu
Sekiz haftalık deneme süresince deneme başı değerleri sabit tutularak, ortası
ve sonunda alınan kan plazma örneklerinin Lipid Peroksidasyon
konsantrasyonlarının ortalaması alınarak yapılan istatistikî analiz sonucu elde edilen
veriler Çizelge 4.6’ da verilmiş, bu verilere ilişkin grafik, Şekil 4.10’ da sunulmuştur.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
53
Çizelge 4.6. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma LPO (Lipit Peroksidasyon) Düzeyi Üzerine Etkileri
LPO (mmol/L) Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı
SED Önem Düzeyi Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye.
Deneme başı 13.28 9.11 12.98 8.31 0.13 0.357
2. hafta 6.25 11.27 4.08 10.71 0.15 0.451
4. hafta 9.97 8.09 8.09 9.64 0.18 0.659 6. hafta 8.37 8.19 7.37 5.60 0.15 0.471
8. hafta 8.50 7.59 6.09 6.91 0.19 0.720 Ortalama 8.98 8.84 7.43 7.93 0.20 0.796
Şekil 4.10. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Lipit Peroksidasyon KonsantrasyonuÜzerine Etkileri
Plazma lipit peroksidasyon konsantrasyonları incelendiğinde rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma lipit peroksidasyon
konsantrasyonları üzerine önemli bir etkisi olmadığı bulunmuştur (P>0.05). Haftalara
genel olarak bir bakıldığında lipit peroksidasyon konsantrasyonunun haftalara göre
değiştiği gözlemlenmektedir. Ortalama lipit peroksidasyon konsantrasyonu ise kekik
yağı ilave edilen yemle beslenen grupta daha düşük çıkmıştır fakat önemli bir etki
bulunmamıştır (P>0.05).
Plazma lipit peroksidasyon konsantrasyonu bakımından denemede elde edilen
bulgular bazı çalışma bulgularıyla uyumlu bulunurken, bazılarıyla ise çelişkili
bulunmuştur. Şahin ve ark.(2002), tarafından Cobb-500 erkek broylerleri kullanılan
bu çalışma; vitamin E (dl-α-tocopherol acetate), vitamin A (retinol) ve onların
kompozisyonlarının yüksek sıcaklık altında yetiştirilen broylerlerde kan ve karaciğer
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
54
MDA (yağ oksidasyonunun bir indikatörü), Fe, Zn, Cu ve Cr konsantrasyonları
üzerinde etkilerini değerlendirmek amacıyla yürütülmüşler ve kan MDA seviyeleri
kontrol grubu ile karşılaştırıldığında vitamin E, vitamin A (P<0.05) ve vitamin E+A
gruplarında (sırasıyla 1,3, 1,5 ve 0.95 nmol/ml) azalmıştır. Pal ve ark.(2002), %4
balık yağı ile omega-3 yağ asitleri içeriği artırılmış yumurta tavuğu yemlerine α-
tokoferol asetat (30 ve 60 mg/kg) ilavesi ile yumurta sarısı lipid peroksidasyonunun
(TBARS değeri) önemli düzeyde engellediğinin sonucuna varmışlardır. Grune ve
ark.(2001), vitamin E’ nin omega- 3 yağ asitlerince zengin yemlere ilavesinin
depolamaya bağlı olarak yumurta sarısı lipid peroksidasyonuna etkisini araştırdıkları
çalışmalarında, %1.5 balık yağı içeren yemlere en az 80 IU/kg Vitamin E ilave
edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Galobart ve ark.(2001), Omega-3 yağ asitleri ile
zenginleştirilmiş yumurtanın yağ: oksidan dengesi üzerine, rasyona 500 ve 1000
mg/kg ticari biberiye ekstraktı ve 200 mg/kg α- tokoferol asetat eklenmesinin
antioksidan etkileri karşılaştırmışlardır. Taze yumurtada lipid hydroperoksit seviyesi
ve manoldialdehit içeriği ile lipid peroksidasyonu ölçülmüştür. Aynı zamanda lipid
oksidasyonu ölçülmüştür. Omega 3-FA zenginleştirilmiş yumurta üzerine rasyona
eklenen biberiye ektraktı ile karşılaştırıldığında lipid oksidasyon parametrelerinin hiç
biri üzerine etkisi olmamıştır. Lopez-Bote ve ark. (1998), etlik piliç yemlerine ilave
edilen α- tokoferol asetat, biberiye ve sarımsak ekstraktlarının, depolanan etlerin
lipid peroksidasyonu kolesterol oksidasyonu üzerine etkilerini araştırmışlardır. Tüm
antioksidanlar kontrole göre etin oksidatif stabilitesini artırmış ve kolesterol
oksidasyonunu engellemiştir. Ancak α- tokoferol asetat bitki ektraktlarına göre lipid
oksidasyonu açısından daha etkili olmuştur. Botsoglou ve ark. (2003b), hindi
yemlerine ilave edilen kekik esansiyel yağı (100 ve 200 mg/kg) ile α- tokoferol
asetatın (200 mg/kg) 9 gün gibi bir süreyle buzdolabında depolanan çiğ ve pişmiş
hindi göğüs ve but etlerinin lipid oksidasyonuna karşı etkilerini araştırmışlardır.
Kekik esansiyel yağının her iki düzeyi ve α- tokoferol asetat hindi etlerinde lipid
peroksidasyonunu kontrole göre önemli düzeyde önlemiştir. Botsoglou ve ark.
(1997), thyme türü kekik ile beslenen yumurta tavuklarının yumurtalarına söz konusu
ürünün antioksidan aktif bileşenlerinin geçtiğini ve böylece yumurta sarısı lipid
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
55
oksidasyonunun, kontrol yemi ile beslenenlere göre, önemli düzeyde azaldığını
saptamışlardır.
4.7. Plazma Total Antioksidan Konsantrasyonu
Sekiz haftalık deneme süresince deneme başı değerleri sabit tutularak, ortası
ve sonunda alınan kan plazma örneklerinin Total Antoksidan konsantrasyonlarının
ortalaması alınarak yapılan istatistikî analiz sonucu elde edilen veriler Çizelge 4.7’
da verilmiş, bu verilere ilişkin grafik, Şekil 4.11’de sunulmuştur.
Çizelge 4.7. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Plazma Total Antioksidan Düzeyi Üzerine Etkileri
Total Antioksidan
(mmol/L)
Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı
SED Önem Düzeyi Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye.
Deneme Başı 3.11 3.09 3.15 3.05 0.15 0.917
2. Hafta 3.15 3.23 3.19 3.17 0.13 0.654
4. Hafta 3.21 3.24 3.17 3.16 0.13 0.615
6. Hafta 3.12 3.15 3.13 3.15 0.23 0.987
8. Hafta 3.14 3.17 3.21 3.11 0.19 0.681
Ortalama 3.15 3.18 3.17 3.14 0.15 0.890
Şekil 4.11. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Total Antioksidan Konsantrasyonu Üzerine Etkileri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
56
Plazma total antioksidan konsantrasyonları incelendiğinde rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma plazma total antioksidan
konsantrasyonları üzerine önemli bir etkisi olmadığı bulunmuştur (P>0.05). Haftalara
ayrı ayrı bakıldığında rasyona vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilave
edilmesi ile hiçbir farklılık gözlenmemekte hemen hemen birbiri ile aynı sonuçlar
göstermişlerdir.
Plazma total antioksidan konsantrasyonu bakımından denemede elde edilen
bulgular bazı araştırmacıların çalışmalarıyla uyum içerisinde bazıları ise uyum
içerisinde değildir. Servais ve ark. (2007), iskelet kasının atrofisini uyararak
aktivitesini azaltmışlardır. Oksidatif stres proteolizi harekete geçirerek kasları
zayıflatabilir. Bu çalışmada ratlarda iki hipotezin testi amaçlanmıştır ve vitamin E
verilmesi ile HSP 72 bileşimini arttırmış ve kas thiobarbituric asit reaktif madde
seviyesinde artışa neden olmuştur fakat boşaltmadan sonra glutathione okside
olmasının azalmasının düşük oranda, mRNA proteinlerinin ve antioksidan enzim
aktivitelerinin (superoxide dismutase, catalaz ve glutathione peroxidase) ayrılmasının
daha fazla olması ile başarısızlık oluşmuştur. Leshchinsky ve ark. (2002), rasyon
vitamin E seviyesi (VE) ve broylerlerin immün tepkileri arasındaki ilişkiyi üç
deneme ile yürütmüşlerdir ve vitamin E’ nin orta seviyelerde eklenmesi (deneme 1)
(25 ve 50 IU/kg) en çok bağışıklık sistemini düzenlemiştir ve yüksek seviyelerde
daha az etkilidir. Erkan ve ark. (2008), tarafından karnosik asit, rosmarinik asit ve
sesomol gibi üç saf bileşiğin yanı sıra biberiye ekstraktı ve çörek otu esansiyel
yağının antioksidan aktiviteleri DPPH ve ABTS radikal scavenging- assay ve ferric
thiocyanate test uygulaması ile incelenmiştir ve biberiye ekstaraktı çörek otu
yağından daha yüksek fenolik içeriğe sahip olduğu bulunmuştur. Biberiye
ekstarktının en güçlü antioksidan aktivite gösteren fenolik bileşiğinin karnosik asit
olduğu (Offord ve ark., 1997) ve hatta aktivitesinin diğer bir fenolik bileşiği olan
karnosol’ den 3 kat, sentetik bir antioksidan olan BHT ve BHA’ dan 7 kat daha
yüksek olduğu bildirilmektedir (Richheimer ve ark., 1996). Mashaly ve ark. (2004),
bağışıklık sistemi, yumurta kalitesi, yaşam gücü üzerine yüksek sıcaklık ve rutubetin
olumsuz etkilerini incelemişler ve sonuçlar sıcaklık stresinin üretim performansını
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
57
sadece etkilemediğini ve aynı zamanda bağışıklık sistemini inhibe ettiğini
göstermiştir.
Yüksek sıcaklık altında yetiştirilen tavuklarda yaşama gücünde ve
hastalıklara karşı dirençte ortaya çıkan azalma yüksek sıcaklık nedeniyle hayvanların
bağışıklık sisteminde ortaya çıkan zayıflıkla izah edilebilir. Sıcaklık stresi altında
tavuklarda bağışıklık sistemi ile ilgili olan lymphatic organlarda küçülmeler
görülmekte ve bu kan lymphocyte miktarında azalmalara neden olmaktadır.
4.8.Plazma Kalsiyum Konsantrasyonu
Sekiz haftalık deneme süresince deneme başı değerleri sabit tutularak, ortası
ve sonunda alınan kan plazma örneklerinin Kalsiyum konsantrasyonlarının
ortalaması alınarak yapılan istatistikî analiz sonucu elde edilen veriler Çizelge 4.8’da
verilmiş, bu verilere ilişkin grafik, Şekil 4.12’de sunulmuştur.
Çizelge 4.8. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Ortalama Plazma Kalsiyum Düzeyi Üzerine Etkileri
Parametre
Rasyona İlave Edilen Antioksidan Kaynağı SED Önem Düzeyi
Kontrol Vitamin E Kekik Biberiye. Deneme Başı Ca (mg/dl) 17.58 18.88 19.17 18.74 1.19 0.742
2. Hafta Ca (mg/dl) 23.49 18.11 17.61 20.13 0.09 0.162 4. Hafta Ca (mg/dl) 19.82 17.29 17.73 19.45 1.17 0.541 6. Hafta Ca (mg/dl) 17.63 15.45 16.18 18.15 1.15 0.389 8. Hafta Ca (mg/dl) 19.36 18.68 16.07 14.65 0.11 0.216 Ortalama Ca (mg/dl) 19.58 17.80 17.43 18.22 0.15 0.446
Şekil 4.12. Rasyona İlave Edilen Vitamin E, Kekik Esans Yağı, Biberiye
Ekstraktının Yumurta Tavuklarının Plazma Kalsiyum Konsantrasyonu Üzerine Etkileri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Şerife BEYAZITOĞLU
58
Plazma kalsiyum konsantrasyonları incelendiğinde rasyona ilave edilen
vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma kalsiyum konsantrasyonları
üzerine önemli bir etkisi olmadığı bulunmuştur (P>0.05). Ortalama kalsiyum
konsantrasyonları incelendiğinde vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilaveli
yemlerle beslenen gruplar arasında en fazla plazma kalsiyum konsantrasyonuna sahip
grup kontrol grubu ve bunu takiben biberiye ilaveli yemle beslenen gruplarda
görülmüştür. Fakat muamelelerin gruplar üzerine önemli bir etkisi bulunmamaktadır
(P>0.05). Franco- Jimenez ve ark. (2007) tarafından yumurtacı tavuklar üzerinde
yapılan bir çalışmada endokrin asit-baz dengesi ve Ca homeostasisi sıcaklık toleransı
için genetik farklılıklar değerlendirildiğinde önemli olmaktadır.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER Şerife BEYAZITOĞLU
59
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Yumurtacı tavukların yüksek sıcaklık koşullarına maruz kalmaları durumunda
hayvanda ve bu hayvanlardan elde edilen ürünlerde oluşabilecek fiziksel ve
fizyolojik olumsuzlukları ortadan kaldırmak için antioksidan özellikleri bilinen
vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının yumurtacı tavuklarda antioksidan yapı,
oksitadif stres, kan metabolitleri, performans, yumurta verim ve kalitesi ölçütleri
üzerine etkileri araştırılmıştır. Stres etkisi altında hücre bütünlüğünü korumak,
peroksit oluşumu ve zararını önlemek amacıyla değişik antioksidant aktiviteli
maddelerden yararlanılmaktadır ayrıca serbest radikaller, kansere neden
olduklarından, çoğu antioksidanlar kanseri başlangıçta durdurur ve tümör gelişimini
önlerler. Bu amaçla antioksidan olarak kullanılan hücre membranlarındaki lipid
peroksidasyon zincirini kıran ve hidroperoksit oluşumunu engelleyen vitamin E ve
bunun yanı sıra son zamanlarda ilgi çeken, yüksek oranda uçucu yağ içeren ve bu
nedenle antioksidan özelliğe sahip kekik yağı ve biberiye ekstraktı kullanılmaktadır. .
Çalışma sonucunda elde edilen bulgular bugüne kadar konuyla ilgili yürütülen
çalışmalardan elde edilen bulgularla benzerlik veya farklılıkları dikkate alınarak
tartışılmış temel bilgiler ışığında açıklanmaya çalışılmıştır.
Yapılan bu çalışmanın değerlendirilmesiyle elde edilen sonuç ve öneriler
aşağıda sıralanmıştır.
Rasyona vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının ilave edilmesi ile yem
tüketimini önemli düzeyde etkilemediği saptanmıştır. Yemden yararlanma oranı ise
biberiye ekstraktı ilaveli rasyonla beslenen grubunun yemden yararlanma
etkinliğinde bir iyileşme görülmüştür.
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının ortalama
yumurta ağırlığı (g/yumurta) üzerine önemli bir etki görülmemiştir. Rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının toplam yumurta ağırlığı (g/tavuk/7
gün) ilk hafta toplam yumurta ağırlığı ve toplam yumurta ağırlığı (g/tavuk/56 gün)
üzerine etkisi incelendiğinde; en yüksek değerler biberiye ekstraktı ile beslenen
grupta gözlenmiş, fakat istatistikî açıdan etki önemli bulunmamıştır.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER Şerife BEYAZITOĞLU
60
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı, biberiye ekstraktının yumurta
kalite ölçütleri üzerine olan etkileri önemli bulunmamıştır. Ancak yumurta kalite
ölçütlerinin belirlenmesinde kullanılan şekil indeksi biberiye ekstraktı eklenen grupta
en ideal değerlerde gözlemlenmiştir.
Yüzde sarı ağırlığı ve yumurta sarısı renk skoru en iyi biberiye yağı ilaveli
rasyonla beslenen grupta bulunmuş fakat etki istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur.
Rasyona kekik yağı ilave edilen yemle beslenen tavukların yumurtalarının
sarı yüksekliği ve sarı indeksi diğer muamele gruplarına kıyasla iyileşmiş; fakat
muamele etkisi önemsiz bulunmuştur. Sarı yüksekliğinde artış olması yumurtanın
daha dayanıklı ve taze olduğunun en önemli göstergelerinden biridir. Bu nedenle sarı
yüksekliğindeki artış tüketici isteğine uygun ürün eldesi açısından caziptir.
Diğer bir kalite ölçütü olan ak yüksekliği ve ak indeksi, rasyona kekik yağı
ilave edilmesi ile diğer gruplara göre daha üstün olmakla birlikte istatistiki olarak
önemli bulunmamıştır.
Haugh birimi rasyona vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilave
edilmesi ile hemen hemen aynı etkileri göstermiştir ve değerler 79’un üzerinde
olduğu için mükemmel sınıfına girmektedirler fakat bu muamelelerin Haugh birimi
üzerine etkisi önemli bulunmamıştır.
Yüzde kabuk ağırlığı ve kabuk kalınlığı en fazla rasyona vitamin E ilave
edilen yemle beslenen tavukların yumurtasında görülmüştür, kabuk kırılma direnci
değerleri incelendiğinde ise yine kekik yağı ilaveli yemle beslenen tavuklarım
yumurtası daha yüksek çıkmıştır, fakat muamele etkisi bu parametreler üzerine
önemli bulunmamıştır.
Plazma glukoz seviyeleri incelendiğinde deneme başı glukoz konsantrasyonu
bakımından gruplar arasında çok farlılık bulunmamasına rağmen en yüksek glukoz
konsantrasyonu kontrol yemi alan gruplarda ve en düşük glukoz konsantrasyonu ise
vitamin E ilaveli yemle beslenen grupta görülmüş; ancak bu farklılıklar istatistiki
olarak önemsiz bulunmuştur.
Ortalama kolesterol konsantrasyonları incelendiğinde ise muamele
gruplarının plazma kolesterol konsantrasyonu üzerine etkisi önemli bulunurken, en
düşük kolesterol konsantrasyonunu vitamin E ilaveli yemle beslenen grup
5. SONUÇ VE ÖNERİLER Şerife BEYAZITOĞLU
61
gösterirken, en yüksek kolesterol konsantrasyonunu ise yine diğer haftalarda da
olduğu gibi kekik yağı ilaveli yemle beslenen grup göstermiştir.
Ortalama plazma trigliserit konsantrasyonu üzerine muamele gruplarının
önemli bir etkisinin olduğu bulunmuş ve yine aynı şekilde en yüksek plazma
trigliserit konsantrasyonunun biberiye ekstraktı ilaveli yemle beslenen grupta ve en
düşük ise kekik yağı ilaveli yemle beslenen grupta saptanmıştır.
Plazma total antioksidan konsantrasyonları incelendiğinde rasyona ilave
edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma total antioksidan
konsantrasyonları üzerine etkisi önemli bulunmamıştır
Plazma kalsiyum konsantrasyonları incelendiğinde rasyona ilave edilen
vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının plazma kalsiyum konsantrasyonları
üzerine önemli bir etkiye sahip olmadığı bulunmuştur. Ortalama kalsiyum
konsantrasyonları incelendiğinde vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktı ilaveli
yemlerle beslenen gruplar arasında en fazla plazma kalsiyum konsantrasyonuna sahip
grup kontrol grubu ve bunu takiben biberiye ilaveli yemle beslenen gruplarda
görülmüştür.
Sonuç olarak, rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye
ekstraktının yem tüketimi üzerine etkisi olmamıştır. Bu yüksek sıcaklık altında yem
tüketiminin düşmesi ile ilgili olabilir. Bilindiği gibi yüksek sıcaklıklarda tavuklar
yem tüketimini azaltmaktadır. Çünkü organizma içine alınan her birim yem
organizmada ısı artışına sebep olmaktadır. Yüksek sıcaklık altında dışarıya ısı
saçımının azalması ve vücutta ısı birikiminin artması nedeniyle havyan yemin
termojenik etkisini minimize etmek amacıyla yem tüketimini azaltmaktadır. Biberiye
ekstraktı eklenen grupta bazı haftalarda gözlenen yemden yaralanma etkinliğindeki
bu iyileşme biberiye ekstraktının iştah açıcı özelliğinden kaynaklanabilir. Dolayısıyla
sıcaklık stresi altında yetiştirilen yumurta tavuklarında görülen performans
düşüklüğü temelde yüksek çevre sıcaklığı altında yem tüketiminde görülen
azalmanın neden olduğu besin madde alımındaki eksikliğe bağlanabilir. Plazma
glukoz, kolesterol ve trigliserit konsantrasyonları üzerine rasyona ilave edilen
vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının etkisiz kalması, yüksek sıcaklık altında
yetiştirilen tavukların stres durumunda vermiş oldukları metabolik değişimlere
5. SONUÇ VE ÖNERİLER Şerife BEYAZITOĞLU
62
atfedilebilir. Kortikosteroid hormonlar temel katabolik hormonlar olarak bilinmekte
ve doğrudan glukoneojenesisi uyararak organizmada karbonhidrat olmayan diğer
besinlerin glukoza yıkımını başlatmakta, kanda glukoz, kolesterol, serbest yağ
asitleri, protein olmayan nitrojenli bileşikler, üre, potasyum ve kalsiyum düzeyleri
artarken sodyum ve klor düzeyleri ise düşmektedir. Kanda artan kotrikosteroid
hormonu adrenal medullayı da uyararak adrenalin ve nör-adrenalin hormonlarının
salgılanmasını da ayrıca uyarmakta ve bu hormonlar ise insülin ve büyüme hormonu
salgılanmasını düşürmektedir. Ayrıca stres yapıcı etken sinirsel yolla pankreası da
uyararak glukagon hormonu sentezini artırmaktadır. Ayrıca yumurtacı tavuklarda
stres varlığında kan kalsiyum seviyeleri düşmektedir.
Rasyona ilave edilen vitamin E, kekik yağı ve biberiye ekstraktının bu
deneme sonuçları incelendiğinde araştırılan parametreler üzerine önemli bir etkisi
bulunmamasına rağmen yüksek sıcaklığın oluşturduğu bazı olumsuz durumları da
önleyebilmiş ve kalite açısından istenen değerler gözlemlenmiştir. Vitamin E zaten
bilindiği üzere bu istenmeyen durumları ortadan kaldırmak için yem fabrikaları
tarafından yeme ilave edilmekte ancak sentetik olması nedeniyle uzun sürekli
saklama koşullarına uygun olmayacağı düşünülerek buna alternatif doğal
biyoantioksidan olan kekik yağı ve biberiye ekstraktı kullanılmış ve fakat bu deneme
koşullarında aralarında pek bir fark bulunmamıştır.
63
KAYNAKLAR
AKGÜL, A., 1989. Bahratların Antioksidan Özellikleri. Doğa-TR. J. Of Agriculture
And Forestry. 13: 11-24
AKGÜL, A., AYAR, A. 1993. Yerli Baharatların Antioksidan Etkileri. Doğa-TR. J.
Of Agriculture And Forestry. 17: 1061-1068.
AVCI, S., 2004. Etlik Piliç Karma Yemlerinde Bitkisel Ekstrakt Kullanımının Besi
Performansına Etkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü (Yüksek Lisans
Tezi). Adana , 50s.
BANDONIENE, D., VENSKUTONIS, P.R., GRUZDIENE, D., MURKOVIC, M.
2002. Antioxidative Activity Of Sage (Salvina Officinalis L.) Savory
(Satureja Hortensis L.) And Borage (Borage Officinalis L.) Extracts İn
Rapeseed Oil. Eur. J. Lipid Sci. Technol. 104: 286- 292.
BANYAI, E.S., TULOK, M.H., HGEDÜS, A., RENNER, C., VARGAI.S. 2003.
Antioxidant Effect Of Various Rosemary (Rosmarium Officinalis L.)
Clones. Acta Biologica Szegediensis. 47(1-4): 111-113.
BASTIEN, RW., (1996). Isı Stresi Altındaki Kanatlılar için Besi önerileri.
Hayvancılık Dünyası, 1 73–88.
BAŞER, K.H.C. 2001. Her Derde Deva Bir Bitki Kekik. Bilim ve Teknik. Mayıs. 74-
77.
BEK, Y. ve EFE, E., 1988. Araştırma ve Deneme Metodları I. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi
Ders Kitabı No:71, 395 sayfa, Adana.
BOA-AMPONSEM, K., PRICE, S.E.H., PICARD, M., GERAERT, P. A. and
SIEGEL, P. B., 2000. Vitamin E and Immune Responses of Broiler
Pureline Chickens. Poultry Science 79:466–470
BOTSOGLOU, N.A., YANNAKOPOULOS, A.L., FLETOURIS, D.J., TSERVENI-
GOUSSI, A.S., FORTOMARIS, P.D. 1997. Effect Of Dietary Thyme
On The Oxidative Stabilite Of Egg Yolk., Journal Of Agricultrural And
Food Chemistry. 45(10): 3711-3716
BOTSOGLOU, N.A., FLETOURIS, D.J., FLOROU-PANERI, P., CHRISTAKI, E.,
SPAIS, A.B., 2002. Effect Of Dietary Oregano Essential Oil On
64
Performance Of Chickens And On İron-İnduced Lipid Oxidation Of
Breast Thigh And Abdominal Fat Tissues. Br. Poult. Sci. 43, 223-230.
BOTSOGLOU, N.A., FLETOURIS, D.J., FLOROU-PANERI, P., CHRISTAKI, E.,
SPAIS, A.B., 2003a. Inhibition Of Lipd Oxidation İn Long-Term
Frozen Stored Chicken Meat By Dietary Oregano Essential Oil And α-
Tocopheryl Acetate Supplemantation. Food Reseacrh International. 36:
207-213.
BOTSOGLOU, N.A., GRIGOROPOULOU, S.H., BOSTOGLOU, E., GOVARIS,
A., PAPGEORGIOU, G. 2003b. The Efffects Of Dietary Oregano
Essential Oil And α-Tocopheryl Acetate On Lipd Oxidation İn Raw
And Cooked Turkey During Refrigerated Storage. Meat Science. 65:
1193-1200.
BÖLÜKBAŞI, Ş.C., ERHAN, M.K., 2007. Effect of Dietary Thyme (Thymus
vulgaris) on Laying Hens Performance and Escherichia coli (E. coli)
Concentration in Feces. International Journal of Natural and
Engineering Sciences 1 (2): 55-58, 2007
CADENAS, E. AND PACKER, L., 1996. Handbook Of Antioxidants, New York:
Marcel & Dekker.
CARRERAS, I., CASTELLARI, M., GARCI´A REGUEIRO, J.A., GUERRERO,L.,
ESTEVE-GARCIA, E. And SA´RRAGA, C., 2004, Influence of
Enrofloxacin Administration and α-Tocopheryl Acetate Supplemented
Diets on Oxidative Stability of Broiler Tissues. Poultry Science
83:796–802
CASE, G.L., HE, L., MO, M. ve ELSON, C.E., 1995. Induction Of Geranyl
Pyrophosphate Pyrophosphatase Activity By Cholesterol-Suppressive
İsoprenoids. Lipids 30:357-359.
CATALÁ, P., GARCIA, V., ORENGO, J., MADRID, J., HERNÁNDEZ, F.,
CORPA, J., ORTEGA, J., 2004. Effect Of Plant Extracts And Chickens'
Location On İntestine Mucosal Morphology And İleal Apparent
Digestibility Of Broilers. XXII World’s Poultry Congress. Book Of
Abstracts. 8-13 June 2004. İstanbul-Turkey. P: 456.
65
COETZEE, G.J.M., HOFFMAN, L.C., 2001. Effect Of Dietary Vitamin E On The
Performance Of Broilers And Quality Of Broiler Meat During
Refrigerated And Frozen Storage. S. African J. Anim. Sci., 31 (3):158-
173.
CHERIAN, G., WOLFE, F.W., SIM, J.S., 1996. Dietary Oils Wihth Added
Tocopherols. Effect On Egg And Tissue Tocopherols, Fatty Acids And
Oxidative Stabilitiy. Poult. Sci., 75:423-431.
ÇAKMAK, B. 2003. Yemlik Yağlarda Oksidasyon Ve Korunma Yöntemleri. NRA
Bülteni. Haziran, Sayı 28.
DALKILIÇ, B., GÜLER, T., ERTAŞ, O.N., ÇİFTÇİ, M., 2005. Broyler
Rasyonlarına Katılan Kekik Ve Anason Yağları İle Antibiyotiğin
Toplam Sekal Koliform Bakteri Sayısı Üzerine Etkisi .III. Ulusal
Hayvan Besleme Kongresi, 7-10 Eylül, Adana. 378-382s.
DENLİ, M., OKAN, F., ULUOCAK, A.N., 2004. Effect Of Dietary Suplementation
Of Herb Essential Oils On The Growth Performance, Carcass And
İntestinal Characteristics Of Quail (Coturnix Coturnix Japonica). South
African Journal Of Animal Science. 34 (3). 174-179p.
EL- MASSRY, K.F., EL-GHORAB, A.H., FAROUK, A. 2002. Antioxidant Activity
And Volatile Components Of Egyptian Artemisia Judaica L. Food
Chemistry. 79: 331.336.
ELSON, C. E. 1995. Suppression OF Mevalonate Pathway Activites BY Dietary
Isoprenoids: Protective Roles İN Cancer AND Cardiovascular Disease.
J.Nutr. 125: 1666-1672
ERENER, G., OCAK, N., AK, F.B., ALTOP, A., 2005. Nane (Mentol) Veya Kekik
(Karvakrol) Esans Yağı İlave Edilen Karmalar İle Yemlenen Etlik
Piliçlerin Performansı. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, 7-10
Eylül, Adana. 58-62s.
ERKAN, N., AYRANCI, G., AYRANCI, E., 2008. Antioxidant Activities Of
Rosemary (Rosmarinus Officinalis L.) Extract, Blackseed (Nigella
Sativa L.) Essential Oil, Carnosic Acid, Rosmarinic Acid And Sesamol.
Food Chemistry 110 (2008) 76–82
66
FRANCO-JIMENEZ, D. J., and BECK, M. M., 2007. Physiological Changes to
Transient Exposure to Heat Stress Observed in Laying Hens. Poultry
Science 86:538–544
FRANCHINI, A., SIRRI, F., TALLARICO, N., MINELLI, G., IAFFALDANO, N.
And MELUZZİ, A., 2002. Oxidative Stability and Sensory and
Functional Properties of Eggs from Laying Hens Fed Supranutritional
Doses of Vitamins E and C. Poultry Science 81:1744–1750
FREEMAN, B.M. and MANNING, A.C.C., 1976. Comp. Biochem. Phy., 53A:169-
174.
FUJITA M, SHIMIZU M., YAMAMOTO S (1990): Effects of Short Term Heat
Exposure on Physiological Response and Plasma Substrate
Concentration in Laying Hens. Japanese journal Zootechny Science,
60(8): 455.
GALOBART, J., BARROETA, A.C., BAUCELLS, M.D., CONODY, R.,
TERNEST, W. 2001. Effect Of Dietary Supplementation With
Rosemary Extract And Α-Tocopheryl Acetate On Lipid Oxidation İn
Eggs Enriched With ω3-Fatty Acids. Poultry Science. 80: 460-467.
GRAY, J.I., PEARSON, A.M. 1987. Rancidity And Warmedover Flavour. Adv.
Meat Res. 3:221-227
GRUNE, T., KRAMER, K., HOPPE, P.P. and SIEMS, W., 2001. Enrichment Of
Eggs With N-3 Polyunsaturated Fatty Acids: Effect Of Vitamin E
Supplementation. Lipids 36:833-838.
HELANDER, I. M., ALAKOMI, H.L., KALA, K.L., MATTILA-SANDHOLM, T.,
POL, I., SMID, E., J., GORRIS. L.G.M., WRIGHT, A.V., 1998.
Characterization of the Action of Selected Essential Oil Components on
Gram-Negative Bacteria, J. Agric. Food Chem., 46:3590-3595
HERNANDEZ, F., MADRID, J., GARCİA, V., ORENGO, J., and MEGIAS, M.D.,
2004. Influence of Two Plant Extracts on Broylers Performance,
Digestibility, and Digestive Organ Size. Poultry Science 83:169-174.
67
IOCOBELLIS, N.S., CANTORE, P.L., CAPASSO, F., SENETORE, F., 2005.
Antibacterial Activity of Cuminum cyminum L. and Carvum carvi L.,
Essential Oils, J. Agric. Food Chem., Vol. 53, 57-61.
KAMEL, C. ve JAMROZ, D., 2002. Plant Extracts Enhance Broiler Performance.
Nonruminant Nutriton Antimicrobial Agents And Plant Extracts On
İmmunity, Health And Performance. J. Anim. Sci., Vol. 80, Suppl. 1,
Pp: 41.
KAHKÖNEN, M.P., HOPIA, A.I., VUORELA, H.J., RAUHA, J.-P., PIHLAJA, K.,
KUJALA, T.S. AND HEINONEN, 1999. Antioxidant Activity Of Plant
Extracts Containing Phenolic Compounds. J. Agric. Food Chem.,
47,3954-3962.
KAMEL, C., 2000. A Novel Look at a Classic Approach of Plant Extracts. Feed
Mix, Special-2000, pp: 19-21
KEÇECİ, T., KOCABATMAZ M., 1995. Horozlarda Stres ve Askorbik Asidin Bazı
Kan Metabolitleri üzerine Etkisi. Veteriner Bilimleri Dergisi, 11 s 29-
33.
KEOKAMNERD, T., ACTON, J.C., HAN, I. Y. And DAWSON, P. L., 2007. Effect
of Commercial Rosemary Oleoresin Preparations on Ground Chicken
Thigh Meat Quality Packaged in a High-Oxygen Atmosphere1 Poult Sci
2008. 87:170-179. doi:10.3382/ps.2007-00066
KONYALIOĞU, S., 2001. Et Kalitesi Üzerine Diyetle Alınan E Vitamininin
Etkileri. Hayvansal Üretim, 42 (2):25-36.
KRAUSE, E.L., TERNES, W., 2000. Bioavailability Of The Antioxidative
Rosmarinus Officinalis Compound Carnosic Acid İn Eggs. Eur Food
Res Technol (2000) 210 :161–164
LEE, K.W., EVERTS, H., KAPPERT, H.J., YEOM, K.H., and BEYNEN, A.C.,
2003a. Dietary Carvacrol Lowers Body Weight Gain but Improves
Feed Concersion in Female Broyler Chickens. 2003 J. App. Poult.
Res.12:394-399.
68
LESHCHINSKY, T. V. and K. C., 2002. Klasing Relationship Between the Level of
Dietary Vitamin E and the Immune Response of Broiler Chickens.
Poultry Science 80:1590–1599
LOPEZ-BOTE, C.J., GRAY, J.I., GOMAA, E.A., FLEGAL, C.J. 1998. Effect Of
Dietary Administration Of Oil Extracts From Rosemary And Sage On
Lipid Oxidation İn Broiler Meat. British Poultry Science. 39: 235-240.
MADSEN, H.L., G. BERTELSEN, 1995. Spices As Antioxidants. Trends İn Food
Science And Techn., Vol:6, 271-277.
MARSDEN, A., MORRIS, T.R. AND COOMANTY, A.S., 1987. Br. Poult. Sci.,
28:361-380.
MASHALY, M. M., HENDRICKS, G. L., KALAMA, M. A., GEHAD, A. E.,
ABBAS, A. O. And PATTERSON, P. H., 2004. Effect of Heat Stress
on Production Parameters and Immune Responses of Commercial
Laying Hens1. Poultry Science 83:889–894
MORRISSEY, P.A., BRANDON, S., BUCKLEY, D.J., SHEHY, P.J.A., FRIGG, M.,
1997. Tissue Content Of Alphatocopherol And Oxidative Stability Of
Broilers Receiving Dietary Alpha-Tocopheryl Acetate Supplement For
Various Periods Pre-Slaughter, Br. Poult. Sci. 38(1): 84-88.
MUMMA, J.O., THAXTON, J. P., VIZZIER-THAXTON, Y. and DODSON, W. L.,
2006. Physiological Stress in Laying Hens. Poultry Science 85:761–769
OFFORD, E.A., GUILLOT, F., AESCHBACH, R., LÖLIGER, J. and PFEIFER,
A.M.A., 1997. Antioksidant And Biyological Properties Of Rosemary
Components: Implications For Food And Health. Pages 88-96 İn:
Natural Antioksidants. Chemistry, Health Effects And Applications. F.
Shahidi, Ed. AOCS Press.
ONBAŞILAR, E.E., AKSOY, F.T., 2005. Stress Parameters And İmmune Response
Of Layers Under Different Cage Floor And Density Conditions.
Livestock Production Science 95 (2005) 255–263
PAL, L., DUOLECZ, K., HUSVETH, F., WAGNER, L., BARTOS, A. And
KOVACS, G., 2002. Effects Of Dietary Fats And Vitamin E On Fatty
69
Acid Composition, Vitamin A And E Content And Oxidative Stability
Of Egg Yolk. Arch Geflügelk 66, Pp. 251-257.
PASTER, N., MENASHEROV, M., RAVID, U., JUVEN, B., 1995. Antifungal
Activity of Oregano and Thyme Essential Oils Applied as Fumigants
Against AttackingStored Grain, J of Protection. Vol. 58 (19 81-85.
PAYNE, C.G.,1962. The Relationship Between Climatic Environment and Poultry
Performance. Nutrition of Pigs and Poultry, (London, Butterworths)
104–119.
POYRAZ, Ö., İNAN, M., AKCAN, A., 1991. Yüksek çevre Sıcaklığının Yumurtacı
Tavuklar üzerine Etkisi II. Bazı Fizyolojik özellikler. Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 38 (1–2) 84–99.
RASOOLI, I., FAKOOR, M.H., YADEGARINIA, D.,GACHKAR, L., ALLAMEH,
A., REZAEI, M.B., 2008. Antimycotoxigenic Characteristics Of
Rosmarinus Officinalis And Trachyspermum Copticum L. Essential
Oils. International Journal Of Food Microbiology 122 (2008) 135–139
RAUHA, J.P., TAMMELA, P., SUMMANEN, J., VUORELA, P., KAHKÖNEN,
M., HEİNONEN, M., HOPIA, A., KUJALA, T., PİHLAJA, K.,
TÖRNQUIST, K. AND VUORELA, H., 1999. Action Of Some Plant
Extracts Containing Flavonoids And Other Phenolic Compounds On
Calcium Fluxes İn Clonal Rat Pituitary GH4C
1 Cells. Pharm.
Pharmacol. Lett., 9, 66-69
RICHHEIMER, S.L., BERNART, M.W., KING, G.A., KENT, M.C., BAILEY, D.T.
1996. Antioxidant Activity Of Lipid-Soluble Phenolic Diterpenes
ROZENBOIM, I., TAKO, E., GAL-GARBER, O., PROUDMAN, J.A. and UNI, Z.,
2007. The Effect of Heat Stress on Ovarian Function of Laying Hens.
Poultry Science 86:1760–1765
SAHOO, J., VERMA, S.P., 1999. Oxidative Problems İn Meat And Meat Products
And Use Of Antioxidant Vitamins. Journal Of Food Science
Technology 36 (6):487-499
SAS Institue, 1996. SAS User's Guide, Statistics. Version 5th Edition. SAS Institue
Inc., Cary, NC
70
SERVAIS, S., LETEXIER, D., FAVIER, R., DUCHAMP C., DESPLANCHES, D.,
2007. Prevention Of Unloading-İnduced Atrophy By Vitamin E
Supplementation: Links Between Oxidative Stress And Soleus Muscle
Proteolysis? Free Radical Biology & Medicine 42 (2007) 627–635
SHAHIDI, F. and NACZK, M., 1995. Food Phenolics: Sources, Chemistry, Effects,
Applications, Lancaster: Technomics.
SIEGEL H.S., 1980. Bioscience, 30: 529-534.
SIEGEL H.S., 1995. Stress, Strains, And Resistance. Brtitish Poultry Science, 36: 3–
20
SMET, K., RAES, K., HUYGHEBAERT, G., HAAK, L., ARNOUTS, S. And DE
SMET, S., 2008. Lipid and Protein Oxidation of Broiler Meat as
Influenced by Dietary Natural Antioxidant Supplementation. Poult Sci
2008. 87:1682-1688. doi:10.3382/ps.2007-00384
SUMMANEN, J., VUORELA, P., RAUHA, J.-P., TAMMELA, P., MARJAMAKI,
K., PASTERNACK, M., TÖRNQUIST, K. AND VUORELA, H.,
2001. Effects Of Simple Aromatic Compounds And Flavonoids On
Ca+2
Fluxes İn Rat Pituitary GH4C
1 Cells. Eur. J. Pharmacol., 414, 125-
133.
ŞAHİN, K., ŞAHİN, N., SARICA, M., GÜRSU, M.F., 2002a. Effects Of Vitamins E
And A Supplementation On Lipid Peroxidation And Concentration Of
Some Mineral İn Broilers Reared Under Heat Stress (32°C). Nutrition
Research 22 (2002) 723–731
ŞAHİN, K., ŞAHİN, N., ÖNDERCİ, M., 2002b. Vitamin E Supplementation Can
Alleviate Negative Effects Of Heat Stress On Egg Production, Egg
Quality, Digestibility Of Nutrients And Egg Yolk Mineral
Concentrations Of Japanese Quails. Research İn Veterinary Science
2002, 73, 307–312
ŞENKÖYLÜ, 2001. Yemlik yağlar. ISBN 975-96691-1-7.
ŞİMŞEK, Ü.G., GÜLER, T., ÇİFTÇİ, M., ERTAŞ, O.N., ve DALKILIÇ, B., 2006.
Esans Yağ Karışımının (kekik, karanfil ve anason) Broylerlerde Canlı
71
Ağırlık, Karkas ve Etlerin Duyusal Özellikleri Üzerine Etkisi. YYÜ
Vet. Fak. Derg. 16 (2): 1-5.
VALENZUELA, A.B., 2002. Natural antioxidants:from food safety to health
benefits. Nutritional Biotechnology in the Feed and Food Industries.
Proceedings of Alltech’s 18 th Annual Symposium. Edited by T.P.
Lyons and K.A. Jacques, pp. 538.
WEBSTER, A.J.F., 1983. Nutritional Physiology of Farm Animals. Pp. 639-669.
WENK, C., 2000.Why all the Discussion About Herbs? .Biotechn. in the Feed
Industry. Proc. Of Alltech’s Annu. Symp. Alltech Techinal Publication,
Nottginham Univ. Press.Nicholasville, KY. Pages: 79-96.
YOSHOIKO, T., KAWADA, K., SHIMADA, T., 1979. Lipid Peroxidation in
Maternal and Cord Blood and Protective Mechanism Against Active-
Oxygen Toxicity in The Blood. Am J Obstet Gynecol, 1979; 135: 372-
376.
72
ÖZGEÇMİŞ
05.08.1982 yılında Adana ilinde doğdu. Karafatma İlkokulundan 1993 yılında
ve Vakıfbank İlköğretim okulundan 1996 yılında mezun oldu. 2000 yılında Hacı
Ahmet Atıl Lisesinden (Yabancı Dil Ağırlıklı) mezun oldu. 2002 yılında Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Hayvansal Üretim Lisans Programında eğitimine
başladı. Staj eğitimini 2005 yılında Tavaş Yem Sanayi ve Tic. A.Ş’ de tamamladı.
2002 yılında başladığı lisans eğitimini 2006 yılında tamamladı. 2006 yılında
Çukurova Üniversitesi Yabancı Diller Eğitim Merkezinde bir dönem süre ile yabancı
dil eğitimi aldı ve Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Bölümü
Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı.