33
T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. TC. ANAYASASI MADDE 27: Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur.

TC. ANAYASASI MADDE 27: Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve

öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

Page 2: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

İnsan yaşamının ayrılmaz bir

parçası olan müzik, batıda ve doğuda bu

kültürlerin temel özelliklerine uygun

gelişmeler göstermiştir. Eski Mısır ve Çin

gibi en tipik örneklerinde görüleceği üzere

doğu kültürlerinin esas amacı insan ile

doğa arasında uyum sağlamaktır. Buna

karşılık batı ülkeleri eski Yunan’dan beri

insan gücüyle doğayı yenmeye, doğaya

hükmetmeye çalışmışlardır.

Doğaya hükmetmek için

öncelikle insanın kendi nefsine hakim

olması, kendi kendini yenmesi

gerekmektedir. Bu tavır batılıyı doğa ile

uyum içinde huzurlu olmak yerine, hem

kendi içinde, hem de dışındaki doğa ile

çatışmaya götürmüştür.

Sonuçta doğaya karşı olan bu

savaşta, batılılar medeniyet adına parlak

zaferler kazanmışlarsa da, bu zaferin

bedeli doğayla olan uyumdan doğan

huzurun kaybı olmuştur.

Page 3: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Batı kültürlerinde Ortaçağ boyunca

kiliselerin baskısıyla bin yıllık bir karanlık

dönemden sonra Rönesans ile başlayıp

Barok dönemi ile gelişen devirde soyluların

kolaylıkla çalıp dinleyebileceği hafif

orkestra eserleri ve basit operalar olarak

gelişen müzik, sanayi devrimi ve milli

devletlerin kuruluşuyla, batılıların dünyaya

hakim olmaya giriştiği devirde eğlence aracı

olmaktan çıkmış, ortak heyecanların ifadesi

haline gelmiştir.

Batının bu “üstün olma”, “hükmetme”

kültürü müzikte ancak çok üstün vasıflara

sahip , olağanüstü sanatçıların

seslendirebileceği eserlerin ortaya çıkmasına

yol açmıştır.

Page 4: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

İslâm inancının esasıysa tanrıya

bağlılıktır. Bir İslam devleti olan

Osmanlı’nın klasik sanat anlayışı da

temelde tanrıya bağlılıktan kaynaklanır.

Tanrı sevgisinde huzur bulma, onun

yarattığı her şeyi; insanı, doğayı sevmek

bütün İslam sanatları gibi müziğinin de

esasını teşkil eder.

İnsanın tanrı tarafından yaratılan

doğaya hakim olmak yerine ona uyum

sağlaması İslam kültürünün temel

ilkesidir. Bundan dolayı müzikte fazla

zorluk çekmeden, olağanüstü yetenekler

ya da insanüstü çalışmalar gerekmeden

belli bir terbiye ile herkesin duygularını

ifade edebileceği bir beste ve yorum sanatı

doğmuştur.

Page 5: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Sanayi devriminden sonra

dünyayı fethe çıkan, bu yolda da

büyük operalarıyla, senfonileriyle,

olağanüstü icracılarıyla müziği en

büyük manevi silahlarından biri

olarak kullanan batının karşısında

Osmanlı’nın tanrı ve insan sevgisiyle

dolu bir huzur ortamı sağlamaya gücü

yetmez olunca; Tanzimat devri

padişahları ve paşaları batıdan sadece

askeri usulleri değil müzik terbiyesi

de almaya çalıştılar.

Sürekli olarak aşkta huzur

arayan Osmanlı musikîsi çok insancıl

olabilirdi, ama Osmanlılığı sarsan

“millet kavramına” ermiş güçler

karşısında tutunabilmek için gerekli

heyecanı sağlayamaz olmuştu.

Page 6: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

En önemlisi Osmanlılığın bir milletler mozaiği

özelliği taşıyan çok uluslu yapısının dünyadaki oluşumlar

karşısında çökmüş olması, yerine tek millet esasına dayanan

milli bir devletin kurulması zorunluluğunun oluşmasıydı.

Türkiye Cumhuriyeti, milli olarak Türk unsurunu, dil

olarak Türkçe’yi esas kabul eden bir “millî devlet” olarak

ortaya çıkmaktaydı. Bunun müzikteki sonuçlarına bakmadan

önce, buradaki Türklük ve millet kavramlarına açıklık

getirmek gerekir. Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne

mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde

açıklamış olmaktaydı.

Yeni devletin Türklük ve milliyet anlayışı, ırkçılık ve

etnik köken esasına değil, siyasi birlik ve kültür ortaklığı,

özgür vatandaşlık esasına dayanmaktadır.

Page 7: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Bu büyük olayı ana hatları içinde

göstermeden önce, Türkiye’de, cumhuriyetin

ilânı sırasındaki müzik kurumlarını gözden

geçirmek gerekir.

Page 8: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

-II-

Cumhuriyet ilân edildiğinde Türkiye’de iki önemli müzik kurumu

bulunmaktaydı: Muzıka-i Humayun ve Darülelhan… Her ikisi de

İstanbul’daydı.

2. Mahmut tarafından 1826’da Vaka-i Hayriye olarak adlandırılan

yeniçerilerin lağvedilmesinin ardından mehterin kurulan yeni ordunun

ihtiyacını karşılayamaması sonucu; iki yıl sonra, 1828’de Muzıka-i

Humayun, yani saray bandosu kurulur. Yönetimine de Donizetti Paşa

getirilir.

Page 9: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Darülelhan ise bir müzik eğitim kurumuydu.

1916 yılında Maarif Encümenine bağlı olarak

kurulmuştu. Burada Türk ve Batı müziği eğitimleri

birlikte sürdürülmekteydi.

Page 10: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Türkiye Cumhuriyeti’nin gündemine aldığı en önemli

sosyal siyaset Atatürk’ün deyimiyle “muasır medeniyetler

seviyesi”ne ulaşmak, yani bugünkü deyimiyle çağdaşlaşmaktı.

Page 11: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Latin harflerinin kabulü ve Türkçe’nin

sadeleşmesi esasına dayanan dil devriminin

yanı sıra, Atatürk dönemi kültür

değişmelerinin en önemlisi müzik alanında

gerçekleştirilmiştir. Müzik alanında yapılan bu

devrim düşünce alanında yapılan çok önemli

bir değişim olmasına rağmen İnkılap tarihi

kitaplarında adeta geçiştirilir, oysa…

Page 12: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Atatürk’ün önderliğinde, müzik alanında yapılan

çalışmalardan bazıları şunlardır;

* ’’Muzıka-i Hümayun’’Ankara’ya taşınarak ‘’Riyaset –i

Musiki Heyeti ‘’adını aldı. (Nisan 1924)

*Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

Page 13: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

* Ankara’da ‘’Musiki Muallim Mektebi ‘’kuruldu (Eylül 1924).

Page 14: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

* İstanbul Belediye Konservatuvarı kuruldu. (1926).

*İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı

Page 15: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

İstanbul şehir bandosu kurulmuştur. (1927)

Bu, pek çok kent ve kasabada belediye ya da dernek

bandolarının kurulmasının önünü açtı.

Page 16: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

İlk opera sahneye kondu. (1934) AHMET ADNAN SAYGUN

Not: İkinci operamız Taşbebek de aynen Özsoy gibi konusu dahi Atatürk tarafından Hayri Egeli’ye ısmarlanmış, 1938’de Ahmet Adnan Saygun tarafından bestelenerek seslendirilmiştir.

Page 17: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

* Ankara Devlet Konservatuvarı kuruldu. (1936).

Page 18: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

* Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu. (1938)

*Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü

Page 19: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

* Ankara’da Askeri Müzik Okulu öğretime açıldı. (1938)

Page 20: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Ek olarak 1948’de çıkarılan harika çocuklar

yasasıyla devam edilmesi de çok önemlidir.

*Bir diğer önemli girişim: 1968-1969

öğretim yılında tüm ülke çapında 80+80 toplam

160 çok sesli gençlik ve çocuk korosu kurulmuştur.

Her koroya 50-60 öğrenci alınmak üzere ve her

koro yılda 8-10 konser vermek üzere planlanır.

Bu çalışmalara 15 öğretim üyesi, 130 çocuk

ve gençlik korosu şefi ve 30 ilkokul öğretmeni,

toplam 175 kişi görevlendirilmiştir.

* Ankara Filarmoni dergisi sayı 66. Ocak 1972

Page 21: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

“Millî olmak” ve “çağdaşlaşmak” cumhuriyet

devletinin kurucusu Atatürk tarafından konulan birbirini

tamamlayan iki kültür ilkesi olduğu halde, Atatürk’ün

ölümünden sonra, özellikle de çok partili siyasî hayata

geçilmesiyle bu iki temel kültür ilkesi, birbirine karşıt hâle

getirildi; “millî olmak” gericilik, “çağdaş olmak” ilericilik

hâline dönüştürüldü. Bu, kültür hayatımızda büyük bir

kargaşa ve keşmekeşe yol açtı. Bu durumun en keskin

görüntülerine özellikle müzik alanında rastlanmaktadır.

Page 22: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

“Türk Musikîsi- Batı Musikîsi”, “tek sesli müzik-

çok sesli müzik” gibi uzlaşmasına imkân olmayan

karşıtlıklar yaratılmıştır. Bunlar hattâ zaman zaman

düşmanlığa varan kültür cepheleri hâline sokuldu.

Sonuçta belirli bir millî kültür siyaseti olması

gereken devletin yapısı içinde iki karşıt kültür

siyaseti güden müzik kurumları ortaya çıktı.

Page 23: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Müzikte bu geniş ileri adımlar atılmaktayken, devrimci

davranışın sonradan geri tepecek adımları da olmaktaydı. Bunların ilki

1926’da Darülelhan’ın İstanbul Belediye Konservatuarı haline

getirilirken burada Türk müziği eğitiminin yasaklanmasıydı. Bu davranış

tek sesli geleneğe bağlı Türk müzikçileriyle Cumhuriyetin desteklediği

çok sesli çalışmalar yapan Türk müzikçileri arasında günümüze kadar

süregelen bir uçurumun ortaya çıkmasına sebep oldu.

Page 24: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Bu ilk Türk operalarının bizzat Atatürk tarafından telkin ve teşvik

edilmeleri, yeni devletin milli kültür ve müzik siyaseti bakımından

önemle üzerinde durulması gereken davranışlardır.

Atatürk 1 Kasım 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde

müzik üzerine tarihi bir konuşma yaparak cumhuriyet devletinin müzik

politikasına açıklık ve kesinlik getirir. Bu konuşmasında Atatürk şunları

söyler:

“Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikîdeki değişikliği

alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmeye yeltenilen musikî yüz

ağartıcı değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal, ince

duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak,

onları bir gün önce genel musikî kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak

bu düzeyde Türk ulusal musikîsi dünyadaki yerini alabilir.”

Page 25: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Atatürk’ün bu sözleri radyodan alaturka denilen geleneksel Türk

musikîsi yayınlarının kaldırılması için bir işaret sayılmıştır. Böylece

yeniyi yapmadan eskiyi yıkmaya çalışan kolaycı bir anlayışın müzik

alanında geri tepen adımlarından biri atılmış oldu. Bu yanlışlıkların geri

tepen ve tamiri güç bir başka örneği ise müzikte devrim yapılması için

tek sesli müziğin yasaklanması gayretleridir.

Page 26: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Bu karanlık gibi görünen duruma rağmen Türkiye’de müzik

meselesi aslında hiç de umutsuz bir durumda değildir. Bağımsız, millî,

çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni ifade eden bir müzik doğmuştur bile.

Cumhuriyet’in ilk müzik direktiflerini bizzat Atatürk’ten alan Cemâl

Reşit Rey, Adnan Adnan Saygun, Ulvi Cemâl Erkin, Necil Kâzım Akses,

Hasan Ferit Alnar ve Ekrem Zeki Ün gibi bestecilerin eserleri, ulusal

çağdaş Türk müziğinin temel taşlarıdır.

Ekrem Zeki Ün Necil Kazım Akses

Ulvi Cemal Erkin Cemal Reşit Rey Ahmet Adnan Saygun

Hasan Ferit Alnar

Page 27: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Bu büyük öncülerden sonra gelen besteciler; Bülent Tarcan, İlhan

Usmanbaş, Nevit Kodallı, Ferit Tüzün, Muammer Sun, Cengiz Tanç, Kemâl

Sünder, Yalçın Tura, Okan Demiriş, Çetin Işıközlü Tuluyhan Uğurlu, Fazıl Say, Ali

Darmar, Aydın Esen, Betin Güneş, İlhan Mimaroğlu, Cenan Akın, Selman Ada

senfonik eserleri, sahne için müzikleri, konser parçaları vb. ile önemli bir müzik

birikimini ortaya çıkarmışlardır. Bu birikim Cumhuriyetin müzik birikimidir.

Muammer Sun Cengiz Tanç

Kemal Sünder Yalçın Tura Okan Demiriş

Çetin Işıközlü

Fazıl Say

Ali Darmar Betin Güneş

İlhan Mimaroğlu

Cenan Akın Selman Ada

Page 28: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

Türk müziği, Türk müzik

inkılâbından sonra her yönüyle bir

atılım içine girmiştir. Ulusallıktan

çağdaşlığa, çağdaşlıktan

evrenselliğe ilkesiyle yapılan

çalışmalar sonucu, müziğimizde

büyük gelişmeler sağlanmıştır.

Müzikle ilgili gelişmeler

doğrultusunda amaçları

gerçekleştirmek için çeşitli müzik

kurum ve kuruşları açılmış,

burada eğitim gören öğrenciler,

Atatürk’ün belirlediği ilkeler

doğrultusunda yetiştirilmiştir.

Atatürk’ün belirlediği

müzik ilkeleri doğrultusunda

yapılan çalışmaları ve sağlanan

gelişmeleri şöyle toparlayabiliriz:

Page 29: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

.Milli musiki ve temsil akademisi yasası çıkarılmıştır.

. Atatürk müzik devriminin esaslarını

oluşturmaları amacıyla bir kurul meydana getirmiştir.

Page 30: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

• Türk halk ezgileri derlenmiş, notaya alınmış ve

yayımlanmıştır.

• Bu eserleri seslendirmek ve yorumlamak için

orkestralar ve korolar kurulmuştur.

• Müziğimizde yeni bir kavram olan çok seslilik

kullanılmaya başlanmıştır.

• Halk ezgilerinin, batı tekniği ile çok seslendirme

çalışmaları yapılmıştır.

• Ezgilerimiz, çağdaş tekniklerle işlenerek özgün eserler

bestelenmiştir.

• Türkçe operalar yazılmasının önü açılmıştır.

• İlk Türk operası olan “Özsoy Operası “Ahmet Adnan

Saygun tarafından bestelenip sahneye konmuş; bu diğer

bestecilerin önünü açmıştır.

Page 31: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

.Yarışma sınavları açılarak yurt dışına öğrenciler

gönderilmiş, sanatçı ve öğretmen olarak yetişmeleri

sağlanmıştır.

.Sanatçılara devlet sanatçısı ünvanı verilmesi uygun

görülmüştür.

. Çok sesli ve TSM, THM branşlarında ihtisaslaşma

olanağıyla şekillendirilmek suretiyle konservatuvarlar

açılmıştır.

.Müzik kuramı kitapları yayımlanmıştır.

. Halkevlerinde çok sesli çocuk ve gençlik koroları,

mandolin takımları kurulmuştur.(Ödeneksiz

bırakıldıklarından yürütülememiştir)

. İstanbul şehir bandosunu takiple belediye ve dernek

bandoları kurulmuştur.

Page 32: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış

• Geleneksel Türk Halk Müziği, Geleneksel Türk

Sanat Müziği ve Çağdaş Çoksesli Türk Müziği

alanlarında değerli sanatçılar ve öğretmenler

yetiştirilmektedir.

• Çeşitli üniversitelere bağlı fakültelerde müzik

bölümleri açılmıştır.

• Yurt çapında tüm illerde Güzel Sanatlar ve Spor

Liseleri açılmıştır.

• Çeşitli müzik guruplarımız yurt dışında düzenlenen

festivallere katılarak büyük başarılar elde etmiş ve

etmektedirler.

• Ülkemizde, uluslar arası özelliğe sahip birçok müzik

festivali düzenlenmektedir.

Page 33: T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve … · Atatürk “ne mutlu Türk olana” değil, “ne mutlu Türk’üm diyene” sözü durumu en özlü bir biçimde açıklamış