61
SORU VE CEVAPLARIYLA “Evlilik Okulu” Mutlu EVLİLİK + Huzurlu AİLE => (Mutlu Evim)

Mutlu Aile MEC Sunum

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU VE CEVAPLARIYLA “Evlilik Okulu”

Mutlu EVLİLİK + Huzurlu AİLE => (Mutlu Evim)

Page 2: Mutlu Aile MEC Sunum

• Cenabı Hak insan denilen bu şerefli yaratığın devam ve bekasını bir sebebe bağlamıştır, o da evliliktir. Evlilik, fıtri bir ihtiyaçtır, erkek olsun, kadın olsun her insan evlenmeye muhtaç olup bir eş ile beraber yaşamak arzusundadır.

• Bu hususta Kur'anı Kerim şöyle buyurmaktadır; "O'nun (Allah'ın) birliğine delâlet eden belgelerden biri şudur huzur bulaşınız diye sizin cinsinizden sizler için eş yaratmasıdır." Rum/21

• Peygamber (sa.) de şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse evlenmeye gücü yettiği hâlde evlenmezse benden değildir.” (Bayhaki Tabarani)

• Ancak evlilikten en büyük amaç neslin bekası olduğuna göre rastgele bir kimse ile evlenmek doğru değildir. Erkek olsun kadın olsun evliliğe namzet olan bir kimse bilgili, kültürlü, iyi İslâm terbiyesini almış birisi ile evlenmeye çaba göstermek zorundadır. Yoksa huzurun sağlanması mümkün olmayacağı gibi evliliğin semeresi olan neslinde iyi yetişmesi de zor olacaktır. Ve bu sebep ile ilahi ve kevni nizama ters düşecek bir duruma girecektir.

• Peygamber (sa.) buna işaret ederek şöyle buyuruyor: “Dört hasletten birisi için kadınla evlenilir ya serveti veya soyu ya güzelliği veya dindarlığı için, ama sen dindar olanı elde etmeye bak” (Buhari, Müslim). Başka bir hadiste de şöyle buyurulmaktadır: “Din ve ahlâkından dolayı kendisinden memnun olduğunuz bir kimse gelip kızınıza talip olursa, onu evlendiriniz yoksa büyük bir fitne ve fesada vesile olur.” (Tirmizi)

Page 3: Mutlu Aile MEC Sunum

• Hz. Ömer (ra.) da "Evladın babasına olan hakkı nedir" diye sorulan suali şöyle cevapladı: “Evladın babasına hakkı şudur: Kendisine iyi bir anne seçmesi, güzel bir isim vermesi ve Kur'an"ı Kerim öğretmesidir.”

• İslâmın tavsiye ettiği yönde iki eş bir araya gelip evlenirlerse kendilerine önemli bir görev düşüyor; müşterek evlilik hayatının semeresi olan evladın hem fiziki hem de ruhi yönden gelişmesi için gereken zeminin hazırlamak ve onu gelecekte gereği gibi Allah'a kulluk edip topluma iyi hizmet vermesi için İslâmi ve müsbet bilgilerle donatmak yönünde çaba göstermektir. Yani çocuğun yetişmesi için hem anne hem de baba sorumludur.

• Anneye düşen vazife çocuğa fıtri gıdası olan sütünü vermesi, şefkat ve merhametin tezahürü olan hadanatı (bakımı) ihmal etmemesidir. Kuranı Kerim, bu hususta şöyle buyurmaktadır; "Anneler tam iki yıl çocuklarına süt verecekler." (Bakara 233) Tıbben de sabit olduğuna göre çocuk için en uygun gıda Anne sütüdür. Bu fıtri gıdayı ihmal edip suni gıdalara yönelmek, çocuğun sağlığı için iyi bir yol değildir. Yani Allah'ın tavsiyesi, annenin bizzat çocuğuna bakıp kendi fitri gıdasını çocuğuna vermesi şefkat ve merhamet duygularıyla onu duyurmasıdır. Yalnız fıkıh kitaplarının kaydettiklerine göre çocuğa süt verip bakmak anne için zorunlu bir emir değil bir tavsiyedir.

Page 4: Mutlu Aile MEC Sunum

• Çocuğa bakacak başka bir kimse var ise anne, çocuğa süt verip bakmak istemediği takdirde, baba, çocuğu için bir süt anne bulmak zorundadır, masraf da kendisine aittir.

• Ama süt verip bakacak kimse bulunmazsa (bu zamanda olduğu gibi) anne çocuğuna süt verip bakmak zorundadır ve bu hususta ihtilaf da yoktur. Anne çocuğa süt verip bakmak zorunda değildir, şeklindeki fukahanın açıklaması, İslâmm kadına verdiği hürriyetin en bariz bir ifadesidir. Hatta bu meyanda daha dikkat çekici bir husus vardır, hanımın, beyinin annesine, babasına bakmaya mecbur olmadığı gibi beyinin elbisesini yıkamaya ve yemeğini pişirmeye dahi mecbur değildir.

• Ancak müslüman kadınlar, İslâmdan aldıkları terbiye sayesinde dışarda çalışan eşine yardımım esirgemeyip evin ve beyinin bütün ihtiyacını karşılar ve yükünü hafifletmeye çalışır. Bu da amel defterinde bir iyilik, bir ihsan yazılır.

• Anne çocuğunu sütten kestikten ve temyiz çağına geldikten sonra artık anne ilk öğretim vazifesini yapar ve çocuğuna bir yönden İslâm terbiyesini verir, bir yönden de yaşına uygun bilgi ve kültür telkin eder. Yani anne çocuğun ilk öğretmeni ve hayata hazırlayanıdır.

Page 5: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlilikte eşlerin birbirine karşı görevleri nelerdir?CEVAP: Evlilik ve nikah müessesi imandan sonra ibadet anlayışı içerisinde önemli ciddi bir meseledir. İnsan dinini nikahla tamamlamış olur. Diğer yarısı da takvadır. Hadisi şerifteki ifadesiyle.

Sorulan soruya bulunacak cevap mecburiyet açısından yani, iş mahkemeye intikal ettiği zaman hakimin mecbur kılacağı şekliyle sorumluluk farklıdır. – Diyaneten yani bir müftüye fetva olarak sorulduğunda alınacak

cevap farklıdır. – Ahlâken verilecek cevap farkldır. – İnsanlık olarak yani mürüvveten alınacak cevap farklıdır. – Örf ve adet itibari ile alınacak verilecek cevap farklıdır.

Page 6: Mutlu Aile MEC Sunum

…Bu sorumluluğu bir ibadet anlayışı içerisinde bizi cennete götüren en kolay en kısa sebep olarak düşünmek faydalı olur. İşi en aşağı dereceden ele almak ailede huzursuzluğa geçimsizliğe sevgisizliğe neticede ayrılığa sebep olur. İşi itikad, amel, ahlak, örf, ve karşılıklı muhabbet ve sevgi noktayı nazarında ele almak gerekir. Burada eşlerin birbirlerine olan tavır, anlayış da önemlidir.

Ayet-i Celle de Rum süresinde 21. Allah’ın ayetlerinden biride onlara (eşlerinize) gönül veresiniz diye sizin için sizden zevceler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet yaratmasıdır. Burada 1 karşılıklı nefislerin sukunet ve tatmini eşler arasında meveddet ( aşırı sevgi) ve rahmet ( acıma ) zikredilmektedir. Bu hedeflere vardırıcı her türlü davranış insanın sorumluluğunda olmalı. Misal olarak bir bey hanımını mahkemeye verse yemek pişirmiyor çay pişirmiyor çamaşırımı yıkamıyor diye mahkeme hakim kadını mecbur edemez müftüye sorsa yapması lazım geldiği şeklinde fetva verir. Örf ve adet de ise aile ve kişiye göre değişik uygulama olabilir. Ama sevgi merhamet ve nefislerdeki sukunetin temini için giriş çıkışlardaki güler yüz, bir şey ikram ederken iltifat ve takdim nezaket ve kibarlık önemlidir.

Mühim olan aile içerisindeki sevgi merhamet ve sukunetin temini ile Allah’ın rızasının kazanılması gaye ve hedef edinilmelidir.

Page 7: Mutlu Aile MEC Sunum

EVLİLİKLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ

Page 8: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Dinimizde evlenmenin yeri nedir, açıklama yapar mısınız?

CEVAP: Peygamber Efendimiz; "Nikâh benim sünnetimdir." buyuruyor. Bu ne demek?.. "Evlenmek benim koyduğum adettir, benim yolumdur." demek... Kesin yapılması gereken değil de, benim seçtiğim, tercih ettiğim, gittiğim yoldur demek...

Ama evlenmenin hükmü, kişinin özelliklerine göre değişir. Fıkıh kitapları böyle yazar. Adam çok kuvvetli duygulara sahip, evlenmediği zaman kendisine hakim olamayacak, günaha dalacaksa; öyle bir insana evlenmek farzdır. Neden?.. Evlenmediği takdirde günahkâr olacak!.. Öyle bir aciz adam ki, evlendiği zaman karısına bakamayacak, kocalık vazifesini yapamayacak; böyle bir kimsenin de evlenmesi gerekmez.

Normal olarak, bir insanın evlenmesi uygundur. Çünkü, Efendimiz'in tavsiye ettiği bir şeydir. Bekârlıkta tehlikeler çoktur, evlilikte sevaplar çoktur, faydalar çoktur. Sahabe-i kirâmdan bir zat, hanımı öldüğü zaman... İkisi de bulaşıcı hastalığa, vebaya tutulmuşlar. Hanımı biraz önce ölüyor. Kendisine haber gelince diyor ki: "--Aman beni evlendirin!.."Diyorlar ki: "--Efendim! İşte iyi olun inşaallah, kalkın da düğün yapalım, güzel bir hanım bulalım, evlenin!.."Diyor ki: "--Ben öleceğimi biliyorum. Amansız hastalığa, vebaya yakalandım; kendimin öleceğimi biliyorum. Ama, Rabbimin huzuruna bekâr gitmeğe utanıyorum!" diyor.

Sahabe-i kiram bu, aşere-i mübeşşereden bir zât-ı muhterem... Onların nikâha bakışları böyle... Sevap bu, ibadet bu diye meseleye yaklaşıyorlar. Efendimiz'in hadis-i şeriflerinden anladıkları mânâ bu...

Ama bu mânâ, kişinin özel durumuna göre değişiyor. Çünkü karşısında, aldığı kadının da hakları var... Onun da hayatını zehir etmeğe hakkı yok... O zaman evlilik bazan haram oluyor, mekruh oluyor; bazan farz oluyor. Ama normal şartlarda Efendimiz'in yoludur, yapılması gerekir.

Page 9: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: İslâmda evlenmenin hükmü nedir?CEVAP: İslâmda evlenmenin hükmü üç kısımdır: Vacip, sünnet ve mubahtır. 1. Bir kimsenin şehveti galebe çalıp günaha girmekten endişe ederse

evlenmesi vaciptir. 2. Bir kimse şehvet hissine sahip olur. Fakat iradesi kuvvetli olduğundan

günaha girmesi söz konusu olmazsa maddî durumu müsaid olduğu takdirde evlenmesi sünnettir. • Peygamber (sa.) şöyle buyuruyor: "Ey gençler cemaatı! Sizden evlenmeye gücü

yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan en çok çevirici ve ırzı en ziyade koruyucudur. Evlenmeye gücü yetme yen oruç tutsun. Çünkü oruç onun için şehvet kıncıdır".

• İmamı Şafiî (ra.) şöyle diyor: "İradesi kuvvetli olduğundan harama girmekten endişesi olmayan kimsenin evlenmeyip ibadetle meşgul olması daha iyidir. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'ân-ı Ke-rîm'de Hz. Yahya'yı "Hasûr" -kadınlara karışmayan- kelimesiyle meth ve sena ediyor."

3. Bir kimse yaşlı veya cinsi iktidarı zayıf olursa evlenmesi mubah ise de evlenmemesi daha iyidir. Çünkü evlenme gereği olmadığı halde ağır bir yük altına girmiş olur.

Page 10: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir kimse evlenmek isterse önce ne yapmalıdır?

CEVAP: Bir kimse evlenmek isterse İslâm terbiyesini almış Kur'ân ve Sünnet'e bağlı bir kadınla evlenmek için çaba göstermelidir.

Peygamber (sa.) şöyle buyuruyor: “Kadın dört şey için nikâhlanır; malı, güzelliği, soyu ve dini için. Ama sen dindarı tercih et”.

Page 11: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Peygamberimizin yapılmasını emrettiği evlenme, sakal bırakma gibi bazı şeyleri günümüzdeki bazı cihad önderleri yerine getirmiyorlar. Üstelik Allah'ın evlenmeyen kişileri lânetlediği söyleniyor. Bunu nasıl açıklarsınız?

CEVAP: Peygamber (SAS) Efendimiz, "Nikâh benim sünnetimdir. Benim sünnetime uymayan benden değildir." buyuruyor. Genel kaide budur. Herkes bu kaideye uymasa, Türkiye biter, İslâm alemi biter. Çocuklar olmadığı için, bir nesil sonra ortada insan kalmaz.

Evlilik, insanların, müslümanların devamının vesilesi olduğundan ve "Evleniniz, çoğalınız; ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diye Peygamber Efendimiz'in teşviki olduğundan, normal şekil evliliktir.

Evlilik; kendisinin namusunu korumakta kendisine pek güveni olmayan, duyguları çok aşırı olan bir kimse için farzdır. Bu kadar aşırı durumda olmayan insanlar için sünnettir. Hanımı aldığı zaman bakamayacak durumda, özürlü, kusurlu, eksikli kimseler için ancak evlenmemek bahis konusu olabilir. Normal şekilde herkesin evlenmesi lâzım!..

Evlenmeyenler tabii mazeretlerini Allah'a kendileri arz edecekler. Belki kendilerinin özel bir mazereti vardır. Yoksa, ne cihad, ne daha başka bir şey evliliğe mâni değildir. Peygamber Efendimiz hem evliydi, hem cihad etti. Bütün din büyüklerimiz, Sahabe-i Kiram hem evliydi hem de cihad ettiler. Genel uygulama, doğru olan şekil budur.

Page 12: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Benim ve kardeşlerimin hayırlı eşler bulması için dua eder misiniz?

CEVAP: Bu önemli bir şeydir kardeşlerim, gülmeyin!.. Allah hepimize, hepimizin evlâtlarına hayırlı yuvalar kurmak nasib etsin... Çünkü, hayırlı bir eş insana dindarlıkta yardım eder, destek olur; ibadetleri muhabbetle beraberce yaparlar. Teheccüde beraber kalkarlar, orucu beraber tutarlar, hacca beraber giderler... Ne güzel...

Hayırsız birisi oldu mu, o camiye gidince kızar, namaza kalkınca kızar, elektriği yaktığı zaman kızar, "Kapatsana be herif!" der, "Yine mi kalktın?" der, "Ne zaman gideceksin?" der... vs. Yâni, bir azab olur. O bakımdan Allah hepimize hayırlı geçimler, evlâtlarımıza hayırlı gelinler / güveyler nasib etsin...

Biliyor musunuz ki, "Şefaatlerin en kıymetlisi, nikâh konusunda yapılan şefaattir." diyor Peygamber Efendimiz... Yâni, "Bak bu çocuk iyi çocuktur, aslandır, kaplandır, temizdir. Sen buna kızını ver!" Şefaat ediyor buna... "Biraz fakirdir, parası azdır ama çok iyi çocuktur. Pırlanta gibi kalbi vardır, altın gibidir, vs. Buna kızını ver!" En iyi aracılık, nikâh konusunda yapılan aracılık oluyor.

Kızlarınızı, oğlanlarınızı iyi insanlarla evlendirmek için birbirinize var gücünüzle yardım edin!.. Bana da gelin, ben de yardım edeyim!.. Bu çöpçatan bürosu demek değil... Bu kardeşlerimizin dünya ve ahiret saadetini sağlama bağlamak demek...

Namazlı niyazlı bir insanı, başı açık bir kızla anası babası evlendiriyor. "Akrabamızın, teyzemizin evlâdıdır; gel yabancıya gitmesin, mallar da bölünmesin!.. Şöyle olsun, böyle kalsın..." diyorlar. Kız kolejden mezun; kısa etekli, japone kollu, açık saçlı... Oğlan bizim tekkede derviş... Ayıkla pirincin taşını!..

Veyahut; kız sofu mu sofu, dindar mı dindar, melek gibi bir şey... Anası babası birisine veriyorlar. "Amerika'da okumuş. Sus kız, sen karışma!.. Bilmem ne..." diyorlar. Gidiyor. Adam abdest almaz, gusül bilmez, namaz kılmaz, cumaya gitmez... Elektronik tahsili yapmış, filânca yerde genel müdür ama, başına çalınsın!.. Allah'ın yoluna gitmiyor.

Şimdi, bunun çocukları ne olacak?.. Gusülü yok, tahareti yok bu herif-i nâşerifin... Dindar mıdır, dinsiz midir? İmanı var mıdır, yok mudur, neyin nesidir?.. Yazık ettin sen bu kıza!.. Yazık oldu bu kıza... Bu kız melek gibi bir kızdı. Namazında niyazındaydı... "Haydi hanım açın da süslen, biraz da dudaklarını boya, biraz da yanaklarını boya!.. Ben seninle başörtülü olarak arkadaşların yanına gitmeğe utanıyorum." diyor, dinden tamamen uzaklaştırmağa çalışıyor. Ne kadar acı!..

Page 13: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Nefsine hakim olmakta zorluk çeken bir gencin, maddî imkânları iyi olmaması sebebiyle acaba maddi durumunu düzeltmeye çalışıp daha sonra mı evliliği düşünmesi doğru olur; yoksa, Allah-u Teâlâ'ya güvenerek hemen evlenmesi mi doğru olur? CEVAP: İkincisi daha doğru olur. Yâni, Allah'a güvensin; çünkü Allah kendisine güvenenleri mahrum bırakmaz! Evlenene yardım eder, ev yapana yardım eder. Hele bu evlilik dinî maksatla olursa, sevap kazanmak niyetiyle olursa, daha çok yardım eder.

Allah-u Teâlâ Hazretleri herkesin rızkını verir, bol bol ihsan eder. O bakımdan korkmasın, evlensin!.. Allah mes'ud etsin, zengin etsin, kimseye muhtaç etmesin...

Page 14: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evleneceğimiz bayanda ne gibi özellikler aramalıyız?CEVAP: Dindar, namuslu, becerikli, ev işlerini yapmasını bilen, iyi bir aileden,

temiz bir kimse almaya gayret edin!.. Çünkü, o sizin eşiniz ama aynı zamanda sizin çocuğunuzun annesi... Çocuk yetiştirmeyi bilsin, evi yönetmeyi bilsin... Sadakatli olsun, güzel huylu olsun... Sen ona kızarsın, bağırırsın; o yumuşak davranır, alttan alır, idare eder... Sen unutursun, o hatırlatır...

Allah bir insanın hayrını murad etti mi, ona böyle unuttuğunu hatırlatan, hatırladığı şeyi yapmakta yardımcı olan iyi bir arkadaş nasib eder. Hayat arkadaşı da böyle... ''Hadi efendi, hadi kalk! Ben uyandım, sen de kalk, teheccüdü kılıverelim!'' dese bir kadın, dünyalara değer... Böyle bir kimseyi bulmağa çalışmalı!..

Ehli Takva birisini bulmak için Allah’a önce dua etmelidir. Sonra çevrenizde bildiğiniz takvalı, güvenilir kişilerden, yakın tanıdığınız akrabalarınızdan bilgi alarak uygun bir aday araştırın. Ancak, evlilik kaderde yazılıdır, Allah’ın takdiridir. Sizin için kim yazılmış ise onunla evleneceksinizdir. Bu konuda siz elinizden gelen gayreti gösterin ve Allah’a tevekkül edin.

Page 15: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlenmek için izleyeceğimiz yol nasıl olmalıdır? Görüşme esnasında ne tür şartlar konuşulmalı ve bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir?

CEVAP: Müslüman, mütedeyyin, takvâ ehli bir kimse bulmağa çalışacak! Evlilikte esas budur, böyle olması gerekir. Karşı tarafla bu mânâda büyükler görüşebilir. Evlenecek olan kız ve erkek de birbirini görebilir; dinimizde buna müsaade vardır.

Öne sürülecek şartlar, dinî şartlar olmalı!.. Yâni, "Biz dine bağlılık istiyoruz, Kur'an yolunda yürümeyi istiyoruz, Sünnet-i seniyye'ye uygun yaşamayı istiyoruz." diye. Dünyevî şeyler, maaş vs. önemli değil...

Page 16: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Üniversiteyi bitirdim, ailem beni evlendirmek istiyor; fakat, ben ilim yapmak istiyorum. Ailemizin durumu müsâit; ilim mi öğreneyim, yoksa evleneyim mi?

CEVAP: Kendisinin ilim öğrenmesine mânî olmayacak bir hanımla evlensin.

Page 17: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: İlâhiyat fakültesi son sınıftayım, evlenmeyi düşünüyorum; bu işe siz ne dersiniz? Okulla birlikte olur mu?..

CEVAP: "Allah mes'ud etsin!.." derim, teşvik ederim. Çünkü, evliliği Peygamber Efendimiz tavsiye etmiştir, teşvik etmiştir. Geç kalması zarardır. Evlenmekte çeşitli faydalar vardır.

Okulla birlikte olur. Allah yardımcı olsun, hayırlı kimse ile karşılaştırsın...

Page 18: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir kimse evlenmek istediği kadına bakabilir mi?

CEVAP: Bir kimse bir kadınla evlenmek isterse ona bakması caiz olduğu gibi, aynı zamanda da sünnettir.

Muğire bin Şu’be bir kadına talib olur. Bunun üzerine Peygamber (sa.) kendisine "Ona bak. Çünkü aranızda sevginin devamına vesile olur" buyurur. Kendisiyle evlenilecek kadına bakmak sünnet olduğu gibi kadının da evleneceği erkeğe bakması sünnettir.

Hazreti Ömer (ra.) "Kızlarınızı çehresi güzel olmayan kimselerle evlendirmeyiniz" buyuruyor. Birbiriyle evlenmeye namzet olanların, birbirini görmeden evlenmeleri doğru değildir. Çünkü her insanın ayrı bir huyu, bir fıtratı vardır. Simalar bir olmadığı gibi, huylar da bir değildir.

Birisi bir şeyi sevdiği halde başkası onu sevmeyebilir. Birbirini görmeden bir araya gelip evlenenler kısa bir zamanda birbirlerinin hoşuna gitmeyebilecekleri için ayrılabilirler.

Page 19: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlenmek niyetinde olan kız ve erkeğin birbirini görmesinde bir sakınca var mıdır?

CEVAP: Kısa müddet, az bir şekilde, sûisti'mal etmemek, ileriye gitmemek şartıyla görebilir. Öyle çok fazla değil, her zaman değil...

Page 20: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Aşık olduğum kızın hidâyete ermesi için dua eder misiniz? CEVAP: Dua ederiz ama, aşık olmak da İslâm'da pek iyi bir şey değil... Elin kızına ne diye baktın, ne diye aşık oldun, ne diye bu duruma geldin?.. Bu bir hatalı durumdur. Doğru düzgün seçme ile olmamış da, aşık olmuş. O kız eğer İslâmî bakımdan iyi ölçüde bir kimse değilse, açıksa, ailesi ve şartları iyi değilse, bunun onunla evlenmemesi lâzım!.. Çünkü Peygamber Efendimiz, "Dindar olanını arayın!" diyor.

Onun için insanın gözünü sakınması lâzım, bu gibi mâcerâlara düşmemesi lâzım!.. Tabii, bazan elinde olmayan sebeplerle, düşer insan bu gibi hallere; ama, mümkün olduğu kadar kendisine hakim olmağa çalışmalı!.. Tehlikelidir.

Page 21: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir kızdan hoşlanıyorum; fakat onun bundan haberi yok... Ne yapmamı tavsiye edersiniz?

CEVAP: Meşrû yoldan git, iste! Fazla da öyle hoşlanıp uzaktan bakma!..

Page 22: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Kendi sınıfımdan bir kıza talib oldum. Evlenmemiş bir ablası olduğu için, bu işte güçlük çıktı. Bu konuda tavsiyeleriniz?

CEVAP: Bir evde birkaç tane kız olabilir. Kimin kısmeti çıkarsa, onun evlendirilmesi lâzım!.. Ablası evlenmedi diye kardeşinin evliliğine mâni olmak İslâmî değildir.

İslâm'a göre böyle bir sıra yoktur. Kızın kısmeti çıkmışsa, kısmet de hayırlı ise, iyi bir müslümansa, verilir. Allah ötekisine de hayırlı kısmet versin denilir. Bu yanlış bir adettir, bunu söylemek lâzım!..

Page 23: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir erkekle kadının evliliği kader midir?

CEVAP: Allah'ın takdiridir, öyle olmuştur.

Page 24: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Beni evlendiriyorlar, istihare namazına hâcet var mıdır? CEVAP: Bir iş kararlaştırıldıktan sonra istihare filân olmaz. İş olup bittikten sonra olmaz. Daha önceden olsaydı, olurdu. Pişmiş aşa su katılmaz. Düşünmüşsün, evet demişsin; ondan sonra dönmek uygun olmaz. Tabii, mühim bir sebep olursa dönülür.

Aklen güzel görünen şey için veya şer'an doğru olan şey için, istihare yapmağa lüzum yoktur. Bakıyorsun, eş olarak seçtiğin kimse müslüman, mütedeyyin, namazlı, niyazlı; olur. İki tane aday olur da ikisi eşit olursa, o zaman istihare yapılır; acaba hangisi daha iyi diye... Ama aday bir tane olunca, istihare gerekmez.

Page 25: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Ben sizin kardeşlerinizdenim. İşim bozulduğu için Amerika'ya veya bir başka ülkeye gitmek niyetindeyim. Duanızı ve cemaaatin duasını bekliyorum.

CEVAP: Allah cümlemize helâl kazançlar, hayırlı kazançlar nasib eylesin... Dünyada ve ahirette afiyet, saadet ihsan eylesin... Bu kardeşimize de yardımcı olsun...

Muhterem kardeşlerim! Bu Amerika'ya, Avrupa'ya gidiyorlar ya, bir kere gayrimüslime hizmet için gitmemeğe mümkün olduğu kadar çalışmak lâzım!.. Ama orda serbest ticaret yapacak filân, o ayrı...

İkincisi, oraya giden insan hanımını mutlaka götürmeli; bekârsa, evlenip gitmeli!.. Sonra gidiyor, ordan bir Amerikalı kız onu kandırıyor, alıp geliyor.

Geçenlerde böyle birisi geldi. Yüksek tahsil yapmış, Amerika'ya ihtisasa gidiyor. Bir kardeşimizin oğlu... Geldiler, bana sordular. Ben dedim ki: "Evlen, öyle git!" Çünkü, evlendi mi, korunur. Evlenene Arapça'da ÇmuhsanÈ deniliyor. Sanki bir kalenin içine girmiş de korunmuş gibi, etrafına sur çevrilmiş gibi... Muhsan, hısn-ı hasine girmiş mânâsına geliyor.

"Evlen de öyle git!" dedim; evlendirmediler. Amerika'ya gitti. Bir zaman sonra ordan bir mektup: "E ben birisini gördüm de, dayanamadım da, kaşına gözüne hayran kaldım da... Bilmem ne de, bilmem ne de, hık da mık da..." "Ay ne oluyor, bilmem ne..." derken, arkasından bir mektup daha: "İşte, dayanamıyorum da, bilmem ne de..." Arkasından kızdan bir mektup: "İşte biz birbirimizle anlaşıyoruz da, işte siz müsaade edin de... Bilmem ne de..."

"Müsaade etmeyelim, bilmem ne..." filân derken bir haber; nikâhlanmışlar bile... Al başına belâyı... Kız da diyor ki: "Ben dinimden memnunum, niçin değiştirecek mişim?" Hadi bakalım buyurun!..

Onun için, bunlar kurnaz... Böyle şarktan filân geldiği zaman, orda bulamadıkları şey oluyor. Geliyorlar, kandırıyorlar bizim çocukları... Buna da dikkat etmek lâzım!.. Bu gibi tarafı da var bu işin, onu da hatırlatmış olayım.

Page 26: Mutlu Aile MEC Sunum

NİŞAN

Page 27: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Dinimizde nişan var mıdır varsa nişan süresince çiftler ne şekilde görüşebilirlerCEVAP: Nişan birbiri ile evlenmeye namzet olan kimseler için vaad, bir sözden ibarettir. Nikah değildir. Nikahlılar için mübah olan şey asla nişanlılar için mübah olamaz. Nişanlılar nikah olmayınca yabancıdırlar. Dini nikah kıyılmadan değil öpüşüp koklaşmak, yalnız olarak ikinizin kapalı bir odada bile bulunmanız caiz değildir.

Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle buyuruyor : “ Bir erkekle bir kadın yalnız olarak biraraya gelirse mutlaka onların üçüncüsü şeytandır.”(Tabarani Halukü’l Müslim , s.60)

Böylece yalnız olarak bir araya gelmeniz haram olmuş oluyor. Nice nişanlılar nişanları bozularak ayrı ayrı kimselere varmışlardır. Bunun için nişanlıların ciddi davranmaları ve İslam’ın yasakladığı hududu aşmamaları gerekir.

Page 28: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Sözü kesilmiş iki kişi, eğer aralarında dinî nikâh yapılmamışsa telefon ile görüşebilir mi? Damat adayı kız evine ziyarete gidebilir mi?

CEVAP: Gidebilir. Bu ille nikâh olduğu zaman olacak diye bir şey yok... Kız örtülü olarak, annesinin babasının yanında görüşülebilir. Erkek kız tarafına ziyarete gidebilir. Bunların mahzuru yoktur. Telefonla da görüşebilirler.

Page 29: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Nişanlı kişilerin birbirleriyle konuşmalarının hükmü nedir?

CEVAP: Konuşma olabilir; çünkü, nişanlanmışlardır. Hattâ nişanlamadan bile bir kimse çarşıya pazara çıkıp ciddî bir şekilde alışveriş yapabiliyor. Başkalarıyla örtülü olarak, belli bir ciddiyet dairesinde konuşabiliyor. Ama, nişan nikâh demek olmadığı için, aralarında yine mesafe ve bir ciddiyet olması lâzım! Lâubâlilik olmaması lâzım! Öyle tek başlarına gezmek, ikisi yalnız bir yerde kalmak filân gibi şeyler olamaz.

Page 30: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir kimse birisiyle nişanlanırsa kendisiyle birlikte gezip dolaşabilir mi, yalnız kalabilirler mi?CEVAP: Hepimizin bildiği gibi bir kızla nişanlanmak evlenmek manasında değildir. Bunun için kişinin nişanlısıyla gezip dolaşması ve onunla yalnız kalması kesinlikle haram ve büyük bir vebaldir. Peygamber (sav); "Herhangi bir kimse, bir kadınla yalnız kaldığı takdirde mutlaka onların üçüncüsü şeytandır" buyurmuşlardır. Birçok nişanlılar, tenha yerde yalnız kaldıklarında istenmeyen ve meşru olmayan bir takım menfi neticeler meydana gelmekte ve sonunda herhangi bir nedenle nişan da bozulmaktadır. Geride kalan şey vebal ve iffetsizliktir. Bunun için dinini, dünyasını ve şerefini düşünen bir aile reisine düşen vazife, meşru olmayan bu gibi şeylere engel olmasıdır.

Page 31: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Ondokuz yaşında bir kızım... Namazında niyazında diye tanıttıkları nişanlımın, daha sonra namaz kılmadığını öğrendik. Benden onbir yaş da büyükmüş. Nişanı bozmak için köye gittim. Köyde törelere göre uygun olmadığını söylediler. Ne yapacağımı bilmiyorum. bana bir yol gösterir misiniz? CEVAP: Nişan nikâh demek değildir. Kişilerin birbirlerini tanıması için bir şeydir. Namaz kılmayan bir insana kız verilmez! Çünkü, Allah'tan korkmuyor demektir. Allah'a karşı vazifelerini yapmıyor demektir. Namaz kılarsa olabilir. Kılmazsa, böyle bir kimseye gidip de, bundan sonra bir sürü belânın daha altına girmeğe lüzum yoktur.

Ama, namazlı niyazlı müslüman bir kimse ile de, nişanlıyken, nikâhlıyken ayrılmağa kalkmak, İslâmî bakımdan doğru değildir.

Onbir yaş büyük bir yaş farkı değildir. Biraz daha az olur, biraz daha fazla olur; normaldir. Erkek biraz büyük olur, kız küçük olur; bunda bir mahzur yok... Fakat, namaz kılmaması büyük bir kusur; onu izâle etmeleri lâzım!..

Page 32: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Bir kimse nişanladığı kızın evine hediye gönderir, sonra evlenme işi tahakkuk etmezse hediyenin durumu ne olacak?CEVAP: Nişanın şer'an bir hükmü yoktur muhterem kardeşlerim!.. Nişan

nikâh demek değildir. Nikâh olmadığından tarafeyn birbirlerine verdikleri hediyeleri geri vermek zorundadır.

Çünkü, nişan münâsebetiyle yapılmıştı, nişan bozuldu. Kimisi üstüne yatıyor hediyelerin... Ya kız tarafı yatıyor, ya oğlan tarafı yatıyor. "Verilen verilmiştir, alınan bizimdir." deniliyor. Evet, lokum baklava gitmişse, onlar yenilmiştir, onlar neyse ne artık ama; çeyiz, takı, yüzük, bilezik vs. verilir.

Al-Fıkh ala'l-Mezâhib al-arba'a’ya göre; bir kimse nişanlandığı kızın evine hediye gönderir bilahare evlenme işi tahakkuk etmezse gönderdiği hediye, sebze ve meyve gibi kısa zamanda bozulacak yiyeceklerden olursa geriye bir şey verilmeyecektir. Para, elbise gibi bir şey ise sahibine iade edilmesi gerekir. Telef olmuş ise misli olduğu takdirde misli, yoksa değeri takdir edilip verilecektir.

Hamid al-Ferganî şöyle diyor: "Birisi oğlunun nişanlısına hediye gönderir ve evlenmeden önce oğul vefat ederse mevcut olan şey geri verilecek, ama mevcut olmayan şeyin bedeli verilmeyecektir.”

Page 33: Mutlu Aile MEC Sunum

NİKAH

Page 34: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Belediye memuru tarafından kıyılan nikâh dinen mu'teber midir?CEVAP: Üç mezhebe göre nikâhın sahih olabilmesi için akitte kadının velisi bulunması

gerekir. Yani icab'ın veli veya vekili tarafından olması lazımdır.

Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Veli ve iki şahidi bulunan nikâhtan başka nikâh yoktur." (Yani muteber değildir). Belediye nikâhında ise veliye yer verilmiyor. Çünkü belediye memuru önce geline, sonra damada hitaben der ki Filan adamı veya hanımı eş olarak kabul ediyor musun? Onların da "evet" şeklindeki cevaplarını aldıktan sonra nikâhı ilân ediyor.

Görüldüğü gibi Belediye nikâhında velinin hiç rolü yoktur. Bunun için üç mezhebe göre Belediye tarafından nikâhı kıyıldıktan sonra İslâm'a uygun bir şekilde yeni bir nikâh kıydırması tavsiye edilir. Yoksa dinen nikâhı vardır, denilemez.

Hanefî mezhebine gelince nikâhın sahih olabilmesi için velinin bulunması şart değildir. Fakat akit, siganın her iki tarafı -icab ve kabul-maziyi (geçmişi) ifade etmesi gerekir. Yani nikâh memuru; sen falan adamı veya hanımı eş olarak kabul ediyor musun şeklinde değil; sen falan adamı veya hanımı eş olarak kabul ettin mi? dediği, onların da cevabı "evet"' olduğu takdirde nikâh sahih olur, yoksa sahih değildir. Ancak bugünün bazı İslâm hukukçuları "Kabul ediyorum" şeklindeki ifade "Kabul ettim" gibidir, diyor.

Dinen nikâhın kıyılması hususunda ne imamın, ne Belediye memurunun rolü yoktur. Hanefî mezhebine göre kadın, iki şahid huzurunda koca olacak kimseye ben seninle evlendim. Koca da ben de seninle evlenmeyi kabul ettim deseler' nikâh kıyılmış olur. Şafiî mezhebinde ise zevce yerine veli, nikâhı kıyacaktır. Yalnız her önemli işin başında besmele, hamdele ve salvele getirmek sünnettir. Yoksa o iş bereketsiz olur.

Page 35: Mutlu Aile MEC Sunum

CEVAP: Şafi , Hanbeli ve Maliki mezheplerine göre velisiz (Baba, baba yoksa dede,

dede yoksa kardeş) kıyılan nikah geçeli değildir. Bizzat veli tarafından nikah

kıyılmalıdır.

Hanefi Mezhebi ne göre karı-koca olacak kimseler akıl baliğ 2 erkek veya 1 erkek 2

kadın şahit huzurunda evlenebilirler. Koca adayı gelin adayına “ Ben seninle şu

kadar mihir mukabilinde evlendim” dese , gelin adayı da “ Ben de seninle şu kadar

mihir mukabilinde evlenmeyi kabul ettim” dese nikah olmuş olur.

Ancak biz yine de resmi nikah yapılmadan (ki resmi nikah da yukarıda belirtilen şekilde yapılırsa dini nikah tamam olmuş olur) dini nikahın yaptırılmasını uygun bulmuyoruz.

Nice nişanlılar vardır ki resmen evlenmeden dini nikah kıydırıyorlar ve sonra şu veya bu sebeple eşlerden biri ayrılmayı istiyor. Nice nişanlılar nişanları bozularak ayrı ayrı kimselere varmışlardır.

SORU: Ailemizden habersiz ve izinsiz bir şekilde nikahlanabilir miyiz?

Page 36: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlenmek istediğim kızla rahat görüşebilmek için, evlilik hayatına başlamadan önce dinî nikâh yapabilir miyim; böyle bir şey olur mu?..

CEVAP: Nikâh nikâhtır. Bunun birkaç çeşidi yoktur. Nikâhlandı mı, bunlar evli olurlar, mehir tahakkuk eder. O zaman istedikleri gibi rahat konuşabilirler birbirleriyle; nikâhlı insanlar olurlar.

Ama nikâlanmadan da bu işler olur. Asırlar boyu böyle devam etmiştir, bir mahzuru yoktur. Hiç görmeden de birbirleriyle evlenenler olmuştur. Anneler, akrabalar gelirler, giderler hallederler.

Page 37: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Biz bir oğlan ve kız arasında şer'î nikâhı yaptık. Arada ihtilâf oldu, büyüdü, bozuşma durumuna geldi. Kız tarafı biz boşuyoruz diyor, oğlan tarafı boşamam diyor. Hüküm nedir?

CEVAP: Boşanamazlar!.. İşte böyle ihtilâflar çıkar. Millet bu nikâhın önemini bilmiyor. Hadi bir şer'î nikâh yapıyorlar, karı-koca oluyorlar. Düğün yapılmamış bir karı-kocalık hâli oluyor. Ondan sonra bozuşuyorlar; o başkasıyla evleniyor, öbürü başkasıyla evleniyor. Halbuki başkasının hanımı...

Bu nikâh oyuncak değildir. Ya bunu ciddî olarak tatbik etsinler, nikâhlılarsa ona göre hareket etsinler, ayrıldıkları zaman mehrini vermek şartıyla... Ya da yapamayacaklarsa; o zaman nikâhlanmadan, nişanlılık durumuyla, resmî bir tarzda, bu işleri evleninceye kadar yürütsünler.

Page 38: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: İslâm'da mihrin hükmü nedir? Kocanın eşine mutlaka mihir vermesi gerekir mi?CEVAP: İslâm dininde mihrin hükmü herhangi bir müçtehidin içtihadı neticesinde ortaya çıkmış değildir. Nassa dayanması bakımından kesinlik arzeder.

Kuran-ı Kerîm mihirle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Aldığınız kadınlara mihirlerini cömertçe veriniz". Resûlüllah (sa.) şöyle buyurmaktadır: "Bir kimse mihrini vermek niyetinde olmadığı bir kadınla evlenip, sonra da hakkını vermeden kadın ölse, kıyamet günü zani olarak Allah'a mülâki olacaktır". Ayet ve hadislerden de anlaşıldığı gibi evlenen kimse zevcesine mihrini mutlaka vermek zorundadır.

Mihir kadının hakkıdır. Akidde ondan söz edilsin veya edilmesin nikâh sahih olup mihrin kadına verilmesi gerekir.

Page 39: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: İslâm dini ikram etmek için kadına mihir verilmesini emrediyor. Kadının babası veya kardeşi bu mihirde izni olmadan tasarruf edebilir mi?CEVAP: Kocanın verdiği ve kadına ait olan mihirden kadının babası, kardeşi, ya da velisi olan bir başka akrabası tasarrufta bulunamaz.

Kadın, erkek gibi müstakil bir insandır. Erkek mülkiyet hakkına sahip olduğu gibi kadın da mülkiyet hakkına sahiptir. İstediği gibi mal ve mülkünde tasarruf eder.

Babası özel hakkına müdahale edemediği gibi kocası da müdahale edemez. İzni olmadan onda hiç kimse tasarruf edemez ve etmek de haramdır. Hatta haya ve korkunun etkisi altında kalarak babasına veya kocasına tasarruf için izin verirse yine haramdır.

Page 40: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Sünni bir hanım alevi bir kimse ile evlenebilir mi?

CEVAP: Müslüman bir hanım ancak müslüman bir kimse ile evlenebileceğinden önce müslümanı tanıtmamız lazımdır. Müslüman, İslâm dininin bütün kesin hükümlerini kabul edip hiç birisini reddetmeyen kimsedir.

Yani namaz, oruç, zekât, hac, abdest, gusül ve benzeri emirleriyle, kati, zina, içki, faiz ve benzeri nehiyleri kabul edip onlara inanan kimsedir.

Ama zikredilen şeylerin tümünü veya bir kısmını kabul etmeyen kimse müslüman sayılmadığı gibi onunla evlenmek de caiz değildir. Evlenme vaki olduğu takdirde evlilik hayatı gayri meşrudur. Bunun adı ister sünni olsun, ister alevi olsun. Demek ki evlenmenin ölçüsü İslâm’dır. Maalesef bugün yurt içinde veya dışında birçok müslüman hanım, durumu sormadan ve İslâm'ın hükmünü öğrenmeden müslüman olmayan kimse ile evlenir ve kendini kıyamete kadar Allah'ın lanetine müstahak eder

Page 41: Mutlu Aile MEC Sunum

DÜĞÜN MERASİMİ

Page 42: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Düğün yapmak istiyorum; fakat, ailem İslâmî bir tarzda düğün yapılmasına karşı çıkıyor. Şimdi evde yapmağa razı oldular; fakat, yine bir şeyler yapabilirler diye korkuyorum. Onun için, ben yapmak istemiyorum; ne buyurursunuz?

CEVAP: Düğün esnasında kadınların kendi aralarında eğlenmelerine cevaz verilmiştir. İçki içilmemesi, haram işlenilmemesi şartıyla eğlenmelerinin bir müsaade tarafı vardır. Ama kadınlar dekolte, açık saçık, erkeklerle karışık, içki içilerek, dans edilerek düğün yapılmasına İslâm kat'iyyen müsaade etmez!..

İslâm'ın müsaade etmediği bir şeyi istememekte, kardeşimiz haklıdır. Ailesini iknâ edecek. Diyecek ki: "Böyle bir şey olmaz! Bu ömür boyu sürecek bir evlilik... Bunun günahla başlaması uygun değildir." diyecek.

Yalnız, kadınların kendi aralarında, bir şeyler çalarak bile oynamalarına müsaade vardır. Müsaade olan kısımda karşı çıkmasın; "Kadınlar kendi aralarında kendi bildikleri gibi bir şeyler yapabilirler." desin.

Page 43: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Kardeşimin düğünü var... Ben gitmek istemiyorum, fakat validem kızıyor. Ben ne yapayım? Gidip gitmemekte bir cevaz var mı? CEVAP: Düğünlere gitmek istememek, orda günahlar işlendiği için olabilir. Tabii, günah işlenen yere gidilmez. Ancak, günahı engellemeye imkânı varsa gidilir. Meselâ içki içilecek bir yerde, o gittiği zaman içilmeyecek; o zaman engellemek maksadıyla gidilebilir. Ama öyle bir imkân yoksa gidilmez.

Tabii bu bir kardeş olduğu için, bir kere haram konusunda onu ikaz etmek lâzım! Ondan sonra da, "İşte ben, şu haram ille olduğundan, siz de yapmakta ısrar ettiğinizden gelemiyorum. Allah beni mes'ud etsin... İnşallah bu şeylerden kurtulursun!" gibi sözler söylenebilir.

Page 44: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Nikâh merasimini tertip etmek maksadıyla düğün salonu kiralayarak dost ve akrabaları toplayıp şenlik yapmak caiz midir?

CEVAP: Nikâh merasimi tertip etmek maksadıyla bir araya gelip şenlik etmekte beis yoktur. Hatta nikâhı şenlik ile ilan etmek sünnettir. Peygamber (sa.) şöyle buyurmuştur: "Nikâhı ilân edip def çalınız".

Haram işlenmiyorsa, bir mahzuru yoktur. Kadınların kendi aralarında toplanmalarına Peygamber Efendimiz'in zamanında, müsaade olunmuştur. Bayram gününde Hazret-i Ömer mânî olmak istediği zaman, Efendimiz; "Dur, dokunma keyiflerine!.." diye söylemiştir. Günah olmamak şartıyla onlara müsaade edilmiştir.

Ancak erkek ile kadınların ayrı ayrı yerlerde olmaları gerekir. Aynı yerde toplanıp şenlik etmek büyük bir vebaldir. Bu işe meydan veren kimse de büyük günaha girmiş olur.

Page 45: Mutlu Aile MEC Sunum

AİLE HAYATI

Page 46: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: İslâm, kadına hangi aslî görevleri yüklüyor. Bunların fert ve toplum açısından önemini nasıl açıklayabilirsiniz?

CEVAP: İslâm, kadına aslî görevi ibadetten sonra, Allah'a kulluk yapacak, toplum ve cemiyete yararlı olacak insanları yetiştirmek ve insan neslini koruma görevlerini veriyor. İnsan yetiştirmekten daha şerefli bir görev de olamaz. Allah kadının fıtratını buna uygun olarak yaratmıştır. Yani çocuk doğurma işini kendisine yüklediği gibi insanı yetiştirme işini de kendisine yüklemiştir. Kadın, bunu yaparken hiçbir sıkıntısı da olmayacaktır. Çünkü Allah, elbise, yiyecek, içecek ve mesken gibi kadının muhtaç olduğu her şeyi kocasına yüklemiş ve istikbalini garanti altına almıştır. Kadın, ana okulu olan evin muallimesidir. Söz ve davranışlarıyla çocuğa iyi veya kötü ahlâk telkin eden annedir. İyi yetişen insan, anasıyla öğünmeli ve kendisine dua etmelidir.

Hz. Ömer'in hilâfeti zamanında birisi, oğlunu şikayet etmek için kendisine gidip oğlunun taşkınlık ve isyanını anlatıyor. Bunun üzerine Hâlife, onu huzuruna çağırtıyor ve ifadesini almadan onu azarlıyor. Bu sebeple oğul “Ey mü'minlerin emiri! Babanın da evlada karşı hiçbir sorumluluğu yok mudur?” “Vardır.” “Nedir?” “Annesini seçecek, kendisine güzel bir isim verecek ve Kur'ân-ı Kerîm'i öğretecektir.” “Babam bunlardan hiç birisini yapmadı, çünkü anam bir mecusinin zenci bir cariyesi idi. Adımda Cuala (Böcek) anlamında ve Kur'an-ı Kerîm'den bana bir tek harf de öğretmedi.” Bunu duyan Hz. Ömer, babaya dönüp dedi ki: “Sen oğlunun taşkınlık ve isyanını bana şikayet ediyorsun, ama sen ondan önce kendisine isyan ettin. O, sana kötülük etmeden evvel, sen kendisine kötülük ettin”. Bundan da anlaşıldığı gibi, çocukları yetiştirmek hususunda ananın büyük rolü vardır. O, evin direği ve neslin yetişmesi için en faal unsurdur. Ama bütün bunların yanında kadın, başka görevlerde de bulunabilir.

Page 47: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Kardeşimin beyinden huzuru yok; dua eder misiniz?CEVAP: Aziz kardeşlerim! Kimse kimseye zulüm ve haksızlık yapmasın!..

Kardeş kardeşe yapmasın, karı kocaya yapmasın, baba evlâdına yapmasın!.. Çünkü ahirette bu münâsebetler hesaba katılmayacak, kişi olarak herkes birbirinden dâvacı olacak!.. Evlât babasından dâvâcı olabilir, karı kocasından dâvâcı olabilir... Binâen aleyh kimsenin hakkını geçirmemek, hiç kimseye zulüm ve haksızlık yapmamak prensibiniz olsun!..

Kocaysanız, karınıza zulmetmeyin!.. Babaysanız, evlâdınıza zulmetmeyin!.. Kuvvetliyseniz, âcize zulmetmeyin!.. Komşunuza zulmetmeyin!.. Gözünüzde küçümsediğiniz insana zulmetmeyin!.. Çünkü, Allah hesabını sorar. Adaletli olun, Allah adaleti sever.

Hadis-i Kudsîde buyuruyor ki Mevlâmız: "Ben kendime zulmü haram ettim, kendim zulmetmiyorum. Ey kullarım, siz de zulmetmeyin birbirinize!.." diyor.

Zulüm Allah'ın en sevmediği şeydir ve şiddetle cezâlandırır. Kocanın karısına zulmetmemesi lâzım, babanın evlâdına zulmetmemesi lâzım, komşunun komşuya zulmetmemesi lâzım!..

Page 48: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Beyimin amcasını ziyaret edeceğiz. Yalnız amcası ve diğer akrabalarında haremlik-selâmlık yok... Beyim bulunduğu halde, onların yanında oturmamızın hükmü nedir?

CEVAP: İlkönce, haremlik-selâmlığın olması gerektiğini fıkhen anlatmak lâzım!.. demek lâzım ki: Peygamber SAS Efendimiz, Fâtımatüz Zehrâ Validemiz'in yanına, sahabesinden bir kaç kişi ile gidiyormuş. Kapıya gelince:

"--Yâ Fâtıma kızım, yanımda birileri var; perdenin arkasına çekil!" buyurmuş.

O sahabe-i kirâm ki, ümmetin en yüksek mertebeli insanları... Yanında Peygamber Efendimiz var... Fâtımatüz Zehrâ Vâlidemiz de örtülüdür. Niye perdenin arkasına çekil dedi?.. Bu işin haremlik-selâmlık şeklinde olması gerektiğini gösteren bir misaldir.

"Bunun böyle olması lâzım, sevabı budur." diye söylenir. Ama, bu mümkün olmadığı zaman... Çünkü herkesi değiştiremiyorsunuz, bir takım mecburiyetler de oluyor. O zaman, nasıl trene biniyorsunuz, istasyona gidiyorsunuz, çarşıda pazarda geziyorsunuz; öyle örtülü olarak, yabancıların yanında durduğunuz gibi durabilirsiniz. Ama söylemek mümkün olur da söylerseniz, onlar da bilmiş olurlar. "Allah'ın hükmü buymuş amca, dayı..." filân diye söylemek lâzım!..

Page 49: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Enişte, amca, amca ve kardeş çocuklarıyla ailece, tesettüre riayet ederek beraber oturabilir miyiz?..CEVAP: Herkes haremliği selâmlığı anlamadığı için, örtülü olmak şartıyla, tesettüre riayet etmek şartıyla, böyle yakın akrabalarla bir arada bulunmak mecburiyeti olabiliyor. Bunu ben şöyle düşünüyorum: Kişi çarşıya çıkıyor, otobüse biniyor, sokakta yürüyor; onun gibi...Tesettüre riayet edecek, mümkün olduğu kadar dikkat ederek, onlara da bunları anlatmağa çalışacak. mümkün olduğu kadar ayrı yerde oturmağa çalışacak ama, bazan da tam yapılamıyor. O zaman, örtülü olarak oturulabilir.

Page 50: Mutlu Aile MEC Sunum

BOŞANMA

Page 51: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Kaç çeşit boşanma vardır?CEVAP: İslâm dininde boşama dört çeşittir: 1. Vacib,

2. Sünnet,

3. Haram,

4. Mekruh.

Vacib olan boşama şöyledir Karı-kocanın anlaşmazlıkları neticesinde durum hakemlere intikal eder, hakemler de boşamayı uygun gördüklerinde koca, karısın boşamaya mecburdur. Sünnet olan boşama da Koca kadının hakkına tecavüz edip zulm ederse veya kadın kocasının namusuna hiyanet ederse onu boşamak sünnettir. Haram olan boşama; aybaşında veya tuhr halinde münasebette bulunduktan sonraki boşamadır.Mekruh olan boşama da yukarıda zikredilen hallerden hiç birisi olmadığı halde vaki olan boşamadır.

Page 52: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlenme ve boşanma gibi konularda İslâm, kadına ne gibi haklar tanıyor?

CEVAP: Evlenme ve boşanma konusunda İslâm'ın kadına verdiği hakların özeti şöyledir Bir kadın baliğe ve âkile olunca, Hanefî mezhebine göre evlenmek hususunda hürdür; evlenir, evlenmez kendisi bilir. Evlenmek isterse de istediği kimse ile evlenebilir. Ancak kendisine denk olamayan serseri bir kimse ile evlenmeye kalkışırsa velisi, onun maslahatına binaen işine müdahale edip engel olabilir. Baliğe ve akile olmazsa, kendisini seven ve ona şefkat eden velisi, maslahatının gereği ne ise onu yapmak zorundadır. Yalnız İslâm dinine göre boşanma hakkı kadına değil, erkeğe verilmiştir. Bunun sebebi yuva kurup mesken tutan, ev ile evlilik masrafını yapan ve mihir yükünün altına giren kadın değil, erkektir. Bunun için erkeğin aklı varsa ve çok mecbur olmazsa kolay kolay boşama cihetine gidemez, kurduğu yuvayı dağıtamaz. Bununla beraber, Hanefî mezhebinde kadın evleneceği kimseden endişe ediyorsa, akit esnasında boşanma yetkisini alabilir. Yani nikâhım kıyarken Boşanma yetkisinin bende de olması şartıyla seninle evlendim dese ve koca olacak kimse aynı minval üzere kabul ederse nikâh sahih olur ve boşanma yetkisi erkeğin elinde olduğu gibi kadının elinde de olur.

Page 53: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Boşanma dil ile olabileceği gibi yazı ile de olabilir mi?

CEVAP: İslâm hukukuna göre boşanma dil ile vaki olduğu gibi yazı ile de vaki olabilir. Aralarında fark yoktur. Hatta dilsiz olan için işaretle de talâk vaki olur.

Page 54: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Eşim İslâm'a inanıyor. Fakat İslâm'ı yaşamıyor. Namaz kılmadığı gibi tesettüre de riayet etmiyor. Bunun için ızdırap içerisindeyim. Birçok defa onu boşamak istedim. Sonra masum yavrularımızı hatırlayıp vazgeçtim. Eşim, İslâm'ı yaşamadığı için onu boşamam gerekir mi?

CEVAP: Madem ki İslâmı seven ve İslâm'ı yaşayan bir kimsesin, hayatı zevciyyeye atlamak istediğin zaman müslüman ve saliha bir kadın arayıp onunla evlenmek için gayret etmen lazımdır. Bunu zamanında yapmadığın için Allah'ın indinde mesul olabilirsin. Şimdi senin görevin İslâm'ın güzel prensip ve yüce gayesini münasip bir dille müslüman fakat asi eşine anlatıp nasihat etmen ve ehli tarafından yazılmış kitapları kendisine okuman, okutman ve iyi hatibleri dinlet-mendir. Bunu yaptığın halde bir türlü yola gelmezse, ebedî hayatını kurtarmak gayesiyle kendisine karşı biraz sert davranmak, bununla da yola gelmezse geçici olarak ondan uzak kalmaktır. Bununla da yola gelmezse vazifen sona ermiş olur. Artık vebal kendisine aittir. Böyle bir kadını boşaman icab etmez. Özellikle yuva kurup çocuk sahibi olduktan sonra boşamaya baş vurmak çok acıdır. İslâm dininde iyi olmazsa da hıristiyan ve yahudi bir kadınla evlenmek caiz olduğuna göre fasike bir müslüman hanım ile evlenmek elbette caiz olacaktır. Fasıke bir kadın yahudi ve hıristiyan bir kadından çok üstündür.

Page 55: Mutlu Aile MEC Sunum

ANA-BABA HAKKI

Page 56: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlilik çağına gelen kız babasının baba olarak ne yapması gerekir?CEVAP: Evlilik çağına gelen kızın babasının baba olarak yapması gereken şey, kızı

için Kur'ân ve sünnete bağlı bir koca arayıp bulmasıdır. Kur"an-ı Kerîm'de beyan buyurulduğu gibi; “Allah'ın Peygamberi Hazreti Şuayb (as.), kızını evlendirmek için Hz. Musa'ya teklif edip buyurdu ki: Benim yanımda sekiz yıl çalışmak üzere iki kızımdan birisini seninle evlendirmek istiyorum. Hz. Musa (as.) da bu teklifi uygun bulup kabul etti.”Yine Hazreti Ömer (ra.) kızı olan Hz. Hafsa için iyi bir koca bulmak gayesiyle önce Hz. Osman'a, sonra Hz. Ebûbekir'e (ra.) teklif etti. Büyük bir hikmet için Allah'ın kaderi bunları susturdu. Yapılan teklif için "evet" demediler. Sonra Hz. Peygamber'e (sa.) teklif vaki oldu. Peygamber (sa.) de kabul etti.Şayet Kur'ân ve Sünnet'e bağlı olmayan fasık bir kimse kıza istekli olursa, ne kadar zengin veya makamı ne kadar yüksek olursa olsun mutlaka menfî cevap vermek gerekir. Yoksa Allah'ın indinde sorumlu olup emanete hıyanet etmiş olur.Tâbiin'in büyüklerinden Said bin Müseyyeb'in "Rebâb" isminde saliha ve bilgin bir kızı vardı, zamanın hükümdarı AbdulMelik, oğlu Velid için bu kıza istekli oldu. Fakat Said bin Müseyyeb, o saliha kızını böyle bir zalime uygun görmedi ve talebini reddetti.

Page 57: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Evlenmek istiyorum, annem babam askerlik yapmadığım için râzı değil... Okuduğum için askerliğe yedi yıl var... Yaşım yirmi iki, kızı da buldum. Sadece ailem râzı değil, ne tavsiye edersiniz?CEVAP: Bu annenin babanın ısrarı yanlıştır muhterem kardeşlerim!.. Siz anne babaysanız, böyle yapmayın! Çünkü, evlenmenin tehire uğramasından dolayı çocuk bir günah işlerse, anne baba mes'ul olur. Çocuğunu erken evlendirmek, anne babanın vazifesidir. Tehir etmeğe kalkışmak çok yanlış bir şeydir. İlk vakitte, ilk fırsatta evlendirmeğe çalışması lâzım!.. Mâdem yedi yıl sonra bunun askerliği gelecek, o halde şimdiden evlenmesi gerekiyor. Evlensin, Allah yardımcı olsun... İknâ etmesi lâzım, yanlıştır diye söylemesi lâzım!..

Page 58: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Anne baba, "Ya hanımını bırak, ya bizi!" derse ne yapmak lâzım?

CEVAP: Anne baba böyle demekte haksızdır, yuva yıkmağa hakları yoktur. Anne babaya nasihat etmek lâzım!.. Çünkü, boşanan kadın mağdur olacaktır. Annenin babanın kaprisiyle müslümana böyle bir şey yapılmaz. Diyecek ki: "Ben bu yuvayı bozamam!" Çünkü:

"Allah'ın en sevmediği iş boşanmadır." Evet bir yoldur, bir çaredir ama, boşanmak Allah'ın en sevmediği şeydir. Ancak çok mecbur olunca, belli şartlarda olabilir. Böyle durup duruken karı boşanmaz!..

--Anam babam istemiyor...

--Almasaydın!..

Sonra almış, olmuş bitmiş. Karısı olmuş, çoluk çocuğu olmuş. Olmasa bile mağdur etmeğe hakkı yok!.. Boşanmayı gerektirecek ciddî bir sebep yoksa, annem babam istemiyor diye karı boşanmaz.

Onlara diyecek ki: "Bu yaptığınız şey doğru değildir. Ben sizi çok seviyorum. Ben size hürmet etmek istiyorum ama, benden bunu istemeyin! Çünkü, Allah'ın rızâsına aykırı... Ben Allah'ın gazabına uğramak istemem, kimsenin hakkını üzerime almak istemem!" diyecek, annesini babasını iknâ edecek.

Kendisi iknâ edemiyorsa, müftüye, hocaya söyler. Onlar gider, nasihat ederler; olur.

Page 59: Mutlu Aile MEC Sunum

SORU: Birkaç sene evvel bir kadınla evlendim. Ondan memnunum. Ancak annem ve babam ondan memnum değiller ve onu boşamamı istiyorlar. Dediklerini yerine getirmediğim takdirde Allah indinde mesul müyüm?

CEVAP: Boşanma kapısı ihtiyaca binaen açılmıştır. Gerek olmadan boşamaya başvurmak mekruhtur. Peygamber (sa.); "Allah indinde helâl olan şeylerin en sevimsizi boşamadır"; başka bir hadiste "Gerek olmadan kocasından boşanma talebinde bulunan kadına Cennet kokusu haramdır" buyurmuşlardır (Buhari-Miislim). Alimlerin kaydettiklerine göre boşanmayı gerektiren hallerden biri de anneye-babaya itaat etmektir. İbn Ömer (ra.) şöyle diyor "Sevdiğim bir eşim vardı, yalnız babam ondan hoşlanmazdı. Ve onu boşamamı istedi. Onun isteğini yerine getirmediğim için Peygamber (sa.)'e durumu anlattı, bunun üzerine Peygamber (sa.) "Ey Abdullah karını boşa" dedi. Yalnız anne ve babanın boşama talepleri bir sebebe dayalı olmalıdır. Hatta Hanbelî mezhebine göre adil de olsa kadını boşamak hususunda anne ve babaya itaat etmek gerekmez.

Page 60: Mutlu Aile MEC Sunum

“Mehmed Zahid KOTKU hocamız; “Bir kadını idare edemeyen erkeğe, ben erkek mi derim!” derdi. Şimdi bu söz ne demek? Kadını idare edeceksin demek. Nasıl idare edeceksin? “Hanımım sana dallı güllü bir fistan aldım, al bakalım sana çok yakışıyor.” dersin. Bak, divan edebiyatında o kadar şiirler var, halk edebiyatında o kadar şiirler var. O şiirlerden ezberlersin, okursun, gönlünü alırsın. Nazlı Nazlı Gelişini Sevdiğim! dersin, Şunu dersin bunu dersin, memnun edersin...”

Prof.Dr.Mahmud Es’aad COŞAN (Rh.a)

Page 61: Mutlu Aile MEC Sunum

Teşekkürler,Selam ve dualarımızla

Hakan FARIMAZ

Mutlu Evim Derneğiwww.mutluevim.org