292
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ (TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ) ANABİLİM DALI KARAİN MAĞARASI ALT PALEOLİTİK DÖNEM YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ Doktora Tezi Yavuz AYDIN Ankara 2016

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ

(TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ)

ANABİLİM DALI

KARAİN MAĞARASI ALT PALEOLİTİK DÖNEM

YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ

Doktora Tezi

Yavuz AYDIN

Ankara – 2016

Page 2: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ

(TARİH ÖNCESİ ARKEOLOJİSİ)

ANABİLİM DALI

KARAİN MAĞARASI ALT PALEOLİTİK DÖNEM

YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ

Doktora Tezi

Yavuz AYDIN

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Harun TAŞKIRAN

Ankara – 2016

Page 3: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

i

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER

i

ÖNSÖZ

ii

I. GİRİŞ

1

II. AMAÇ, YÖNTEM, MATERYAL 2

III. JEOKRONOLOJİK ÇERÇEVE 6

III.1. Alt Pleistosen 8

III.2. Orta Pleistosen 12

IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI ALT PALEOLİTİK BULUNTULARI 14

IV.1. Dursunlu 16

IV.2. Kaletepe Deresi 3 20

IV.3. Yarımburgaz Mağarası

24

V. KARAİN ALT PALEOLİTİK YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ

29

V.1. Jeolojik Katlaşım 29

V.2. Endüstri Öğeleri 32

V.3. Hammadde 33

V.4. Yongalama Ürünleri (Düzeltisiz Parçalar) 48

V.5. Çekirdekler 57

V.6. Yontmataş Aletler 64

V.7. Tip Listesi 184

V.8. Yontmataş Endüstriyle İlgili Genel Değerlendirme

185

VI. LEVANT BÖLGESİ ALT PALEOLİTİK YERLEŞİMLERİ (<700Ka)

200

VII. KARŞILAŞTIRMALAR

211

VII.1. Türkiye 211

VII.2. Levant

218

SONUÇ

KAYNAKÇA

LEVHALAR

ÖZET - SUMMARY

Page 4: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

ii

ÖNSÖZ

Anadolu arkeolojisi açısından Paleolitik Çağ araştırmalarının oldukça önemli

olmakla birlikte nicelik ve nitelik açısından yetersiz olduğu bilinmektedir. Asya ve

Afrika kıtalarıyla Avrupa kıtası arasında merkezi bir konuma sahip olması, Paleolitik

Çağ araştırmaları açısından Anadolu’nun ne kadar önemli olduğunu ortaya

koymaktadır. Güneydeki Afrika’dan Anadolu’ya açılan doğal bir geçit olan Levant

koridoru pek çok Paleolitik yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Bunun yanında

Türkiye’nin kuzeydoğusunda ve Karadeniz’in kuzeyinde yine pek çok Paleolitik

yerleşimin varlığı bilinmektedir. Bu anlamda Anadolu topraklarının Paleolitik Çağ’ın

çeşitli evrelerinde göç yolu olarak kullanıldığını düşünmek yanlış olmayacaktır.

Zaten günümüzde de bu düşünce araştırmacılar tarafından kabul görmektedir.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumdan dolayı Anadolu toprakları

üzerindeki zengin Paleolitik potansiyeli ortaya çıkarıp elde edilen materyali çok iyi

analiz etmek ve yorumlamak artık bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.

Bu çalışma kapsamında, Türkiye’nin en uzun soluklu kazılarından olan

Karain kazılarında ele geçmiş olan Alt Paleolitik koleksiyonu ayrıntılı bir şekilde

analiz edip sonuçlarını ortaya koyma fırsatı tarafımıza verilmiştir. Bu önemli fırsatı

bana sağlayan ve tez çalışmam boyunca yardımlarını esirgemeyen başta Danışmanım

ve Hocam Sayın Prof. Dr. Harun Taşkıran olmak üzere tez izleme komitemde yer

alan değerli hocalarım Prof. Dr. Metin Kartal ve Yrd. Doç. Cevdet Merih Erek’e

değerli katkı ve yönlendirmelerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca tez

çalışmamızın oldukça önemli olan bazı kısımlarında çok değerli katkılarda bulunan

ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Kadriye Özçelik’e de

teşekkürlerimi borç biliyorum.

Page 5: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

iii

Özellikle tez çalışmamın son döneminde iş yükümü üzerlerine alıp sadece

tezime odaklanmama yardımcı olan değerli arkadaş ve meslektaşlarım Arş. Gör. Dr.

Gizem Kartal, Arş. Gör. Eşref Erbil, Arş. Gör. Hande Bulut ve Arş. Gör. Betül

Fındık’a teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Çalışmamızdaki tekno-tipolojik verilerin daha iyi anlaşılmasını sağlayan

teknik çizimleri gerçekleştiren meslektaşım Arş. Gör. Eşref Erbil ve söz konusu

çizimlerin basıma hazır hale getirilmesini sağlayan Arkeolog Murat Özturan’a

önemli katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum.

Son olarak, çalışmam boyunca her türlü kaprisime katlanan ve manevi

desteğini hiçbir zaman esirgemeyen değerli eşim ve meslektaşım Arkeolog Buket

Babataş Aydın’a da teşekkür ve sevgilerimi sunuyorum.

Ankara

30.06.2016

Page 6: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

1

I. GİRİŞ

Tez çalışmamızın kapsamını oluşturan yontmataş materyalin ele geçmiş

olduğu Karain Mağarası, Antalya’nın yaklaşık olarak 25 km kuzeybatısında yer

almaktadır. İlk kez 1946 yılında İsmail Kılıç Kökten tarafından keşfedilen mağara,

günümüzde halen kazı çalışmalarına sahne olmaktadır.

Kireçtaşı bir tepe içerisinde suların etkisiyle açılmış olan mağara, daha

sonraki dönemlerde tektonik hareketlerle gün yüzüne çıkmıştır. Hemen önünde

uzanan geniş tufa ovasından yaklaşık olarak 150 m yukarıda yer almaktadır.

Mağara’nın içerisinde bulunduğu bölge hammadde ve su kaynakları açısından

oldukça zengindir. Söz konusu özelliği Pleistosen Dönem’de iskan eden topluluklar

açısından bir avantaj sağlamıştır.

Karain, bulunmuş olduğu bölgedeki Paleolitik devamlılığı göstermesi

açısından oldukça önemli bir yerleşimdir. Alt, Orta, Üst ve Epi-paleolitik

Dönemlerin önemli bir kesitini sunmaktadır. Bu geniş katlaşımın en altında Alt

Paleolitik seviyeler yer almaktadır. Toplam 7 jeolojik birimden oluşan dolgunun

yaklaşık uzunluğu 4 m’dir.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz Alt Paleolitik seviyeler oldukça önemli bir

buluntu topluluğu sunmaktadır. Söz konusu buluntu topluluğunu ayrıntılı şekilde

analiz edip sonuçlarını ortaya koymak Türkiye Alt Paleolitiği açısından da önemli bir

veri kaynağı olacaktır.

Page 7: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

2

II. AMAÇ, MATERYAL, YÖNTEM

Günümüzde Paleolitik Çağ araştırmaları açısından yontmataş analizleri

şüphesiz ki en önemli hususlardan bir tanesidir. Paleolitik Çağ topluluklarının

kültürleri, davranışları ve ekonomileri hakkında yorum yapabilmek için söz konusu

toplulukların bırakmış oldukları materyalin çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda çalışmamızda ilk olarak yontmataş materyalin kapsamlı bir şekilde

analiz edilmesi amaçlanmıştır. İkinci aşamada ise elde edilecek olan kapsamlı tekno-

tipolojik verilere dayanarak Karain Alt Paleolitik endüstrisinin tanımlanması

düşünülmektedir. Böylece mikro ve makro ölçekte karşılaştırmalar yapılıp Alt

Paleolitik açısından genel bir çerçevenin oluşturulması amaçlanmaktadır.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz materyal Karain’in Alt Paleolitik

seviyelerinden ele geçmiştir. Söz konusu materyal toplamda 12 kazı sezonu sonunda

(1994-1995 / 2004-2013) elde edilmiş olup toplamda 4767 adet malzemeden

oluşmaktadır. Bu malzeme içerisinde yer alan endüstri öğeleri; yongalama ürünleri

(düzeltisiz parçalar – 250 adet), aletler (264 adet), çekirdek ve çekirdek parçaları (69

adet) ile yontma artıklarıdır (4184).

Bahsetmiş olduğumuz endüstri öğelerinin ayrımında belirlemiş olduğumuz

ölçütler şu şekildedir;

Yongalama ürünleri: Uzunluğunun 10 mm’nin üzerinde olması, bir yonga

üzerinde olması gereken özellikleri taşıyor olması (topuk, vurma

yumrusu, vs.), herhangi bir düzelti ya da kullanım izi taşımaması.

Aletler: Kenar ya da kenarlarında bilinçli olarak yapılmış düzeltiler veya

kullanımdan dolayı oluşmuş izler taşıması.

Page 8: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

3

Çekirdekler: Denenmiş veya üzerinden bir ya da birden fazla ürün

çıkarılmış olması.

Yontma artıkları: Uzunluğunun 10 mm’nin altında olması.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz temel endüstri öğeleri hammadde, teknolojik

analizler ve yontmataş alet analizleri başlıkları altında incelenmişlerdir. Çalışmamız

kapsamında yapmış olduğumuz analizlerde her bir endüstri öğesi için aşağıda

belirtmiş olduğumuz ölçüm ve gözlemler gerçekleştirilmiştir;

Tüm endüstri öğeleri üzerinde gerçekleştirilmiş olan ortak ölçüm ve

gözlemler;

Plankaresi Jeolojik seviyesi (GH)

Arkeolojik seviyesi (AH) Hammadde cinsi

Hammadde rengi Kırık/Kırık alan

Kabuk/Ham yüz Ölçümler (Uzunluk, genişlik,

Doğal Damar kalınlık)

ORTAK ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER

Plankare 1x1 m boyutunda plankareler (örn. J19, I16)

GH Jeolojik seviye (örn. V.1.2, V.3)

AH Arkeolojik seviye (örn. AH 79)

Hammadde Örn. Radyolarit, Çakmaktaşı

Renk Örn. Kahverengi, Gri

Kırık Yok / Var

Kırık alan < ½ / ½ / >½

Kabuk/Ham yüz Yok / < ½ / ½ / >½

Doğal damar Yok / Var

Ölçüm Uzunluk / Genişlik / Kalınlık

Page 9: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

4

Yongalama ürünleri üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve

gözlemler;

Yongalama ürün tipi Topuk tipi

Kopma açısı Vurma yumrusu

YONGALAMA ÜRÜNLERİNE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER

Ürün tipi Örn. Yonga, Dilgi

Topuk tipi Örn. Düz topuk, Ham topuk, Kırık

Kopma açısı <90° / 90° / >90°

Vurma yumrusu Yok / Belirgin / Oldukça belirgin

Aletler üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve gözlemler;

Taşımalık tipi Topuk tipi

Kopma açısı Vurma yumrusu

Alet tipi Düzeltinin tipi

Düzeltinin konumu Düzeltinin pozisyonu

Düzeltinin dağılımı Düzeltinin kapladığı alan

Düzeltinin açısı

Page 10: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

5

ALETLERE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER

Taşımalık tipi Örn. Yonga, Dilgi, Tablet

Topuk tipi Örn. Düz topuk, Ham topuk, Kırık

Kopma açısı <90° / 90° / >90°

Vurma yumrusu Yok / Belirgin / Oldukça belirgin

Alet tipi Örn. Tek düz kenar kazıyıcı, Dişlemeli alet

Düzeltinin tipi Örn. Pulcuklu, Basamak pulcuklu, Kemirim

Düzeltinin konumu Örn. Distal, Mesial, Proksimal, Distal-Mesial

Düzeltinin pozisyonu Örn. İç yüz, Dış yüz, Almaşık

Düzeltinin dağılımı Örn. Kısmi, Devamlı

Düzeltinin kapladığı alan Örn. İnce, Uzun, Kaplayan

Düzeltinin açısı Örn. Dik, Yarı dik, Dar

Çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçüm ve gözlemler;

Çekirdek tipi Çekirdek alt tipi

Vurma düzlemi tipi Çıkarım yönü

ÇEKİRDEKLERE AİT ÖLÇÜM VE GÖZLEMLER

Çekirdek tipi Hazırlanmış, Hazırlanmamış

Çekirdek alt tipi Örn. Şekilsiz, Denenmiş

Vurma düzlemi tipi Örn. Ham, Düz, Yüzcüklü

Çıkarım yönü Örn. Tek, iki, Çok yönlü

Page 11: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

6

III. JEOKRONOLOJİK ÇERÇEVE

Şu an içerisinde bulunduğumuz ve Alt Paleolitik kültürlerin de içerisinde

gelişmiş olduğu jeolojik periyod Kuvaterner olarak bilinmektedir. Jeolojik zaman

tablosunda en genç periyod olan Kuvaterner, Pleistosen (2.6 – 0.11 Ma) ve Holosen

(0.11 – 0 Ma) serilerini kapsayan bir periyottur. Kronolojik olarak Neojen’in son

evresi olan Pliyosen’den hemen sonra gelmektedir.

Son dönemlerde Kuvaterner’in kronolojik çerçevesiyle ilgili tartışmalar

gerçekleşmektedir. İlk olarak Kuvaterner’in tip kesiti olarak belirlenen ve İtalya /

Calabri’de yer alan Vrica istifinde “E” harfiyle isimlendirilen seviye Pliyosen /

Pleistosen sınırı olarak kabul edilmiştir. Burada gerçekleştirilmiş olan çalışmalar

sonucu Pleistosen’in sınır noktası 1.64 milyon yıl olarak kabul edilmiştir1. Daha

sonra 1991 yılında yapılan radyometrik yaşlandırmalara göre buradaki Pliyosen /

Pleistosen sınırının 1.8 milyon yıl öncesine ait olduğu tespit edilmiştir2. Son olarak

ise 2009 yılında, Uluslararası Stratigrafi Komisyonu (The International Commission

on Stratigraphy – ICS) Kuvaterner başlangıcını 2.6 milyon yıl öncesine çekmiştir.

Dolayısıyla Kuvaterner’in ilk evresi olan Pleistosen’in başlangıç tarihi de 2.6 milyon

yıl olarak belirlenmiştir (Levha.1). Pleistosen başlangıcının bu tarihe çekilmesinin

sebebi küresel soğuk iklim başlangıcının söz konusu tarihte başlamış olmasıdır3.

Kuvaterner’in başlangıcına sebep olan ana soğuma evresi 2.4 ile 2.6 milyon

yıl arasındaki süreçte başlamıştır4. Başlangıç noktası çeşitli bölgelere göre farklılıklar

göstermektedir (Kuzey Atlantik-2.74 Ma, Çin-2.6 Ma, Kuzeybatı Avrupa-2.54 Ma,

1 Aguirre ve Pasini, 1985: 119. 2 Kazancı, 2012: 7. 3 Mascarelli, 2009: 624. 4 Gibbard ve Head, 2009: 127.

Page 12: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

7

Yeni Zelanda-2.4 Ma)5. Bölgeler arasındaki bu farklılığın sebebi, buzulların gelişmiş

olduğu coğrafik konum ile atmosferik ve topografya şartlarının bölgeden bölgeye

farklılık göstermesidir6.

Dünya iklimi bu dönemde buzullaşmalardan çok güçlü bir şekilde etkilenmiş

ayrıca insan türü ilk kez ortaya çıkmış ve evrim sürecini söz konusu dönemde

geçirmiştir7. Sıcaklıktaki azalmaya bağlı olarak yüksek enlemlerde 4 km kalınlığa

ulaşan kıtasal buzullar oluşmuştur. Havanın ısındığı buzul arası evrelerde ise kıta

buzulları nispeten geri çekilmişlerdir. Buzullaşmalara paralel olarak deniz seviyesi

günümüzdekine oranla 120 m kadar alçalmıştır8. Yoğun buzullaşmalar ve deniz

seviyelerindeki düşüşlerden dolayı birbirinden ayrı olan kıta ve kara parçaları

arasında karasal köprüler ortaya çıkmıştır. Bu karasal köprüler, Pleistosen süresince

insan ve hayvan türlerinin dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmalarında oldukça

önemli bir yere sahip olmuştur.

Kuvaterner süresince, önceleri 41 bin yıllık daha sonraları ise 100 bin yıllık

döngüler şeklinde görülen buzul dönemlerinin 21 kez tekrarlandığı hesaplanmıştır9.

Kuvaterner buzullaşmalarının meydana gelmesinin temel nedenlerinden bir tanesi,

yeryüzünün periyodik olarak güneşten yeteri kadar enerji alamaması ve buna bağlı

olarak soğuk iklim koşullarının hakim olmasıdır. Kuvaterner’de meydana gelen uzun

süreli iklim değişiklerinin temel sebepleri şu şekilde sıralanmaktadır10.

- Güneş parlamaları ve güneş lekelerinin neden olduğu solar radyasyon

dalgalanmaları,

5 Pillans ve Naish, 2004: 2275, 2276. 6 Sarıkaya, 2012: 45. 7 Pillans ve Gibbard, 2012: 979. 8 Saraç, 2012: 109. 9 Çiner ve Sarıkaya, 2013: 28. 10 Turoğlu, 2011: 247.

Page 13: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

8

- Atmosferdeki gazların – özellikle karbondioksit (CO2) ve metan (CH4)

gazlarının – oransal değişikleri,

- Dünyanın yörüngesel değişikleri (Milantkovitch döngüleri),

- Kuvaterner’de meydana gelen volkanik faaliyetler,

- Lokal tektonik hareketler ve onların dolaylı etkileri,

- Okyanus akıntılarının değişmesi sonucu ortaya çıkan etkiler.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi 2.6 milyon yıl önce başlayan ve küresel

bazdaki soğuma ve buzullaşmalarla karakterize edilen Pleistosen çeşitli alt evrelere

ayrılmaktadır (Tablo.1). Çalışmamızla alakalı olarak, insanın ortaya çıktığı ve Alt

Paleolitik kültürlerin içerisinde gelişmiş olduğu periyodlar olan Alt ve Orta

Pleistosen üzerinde duracağız.

Dönem/Seri Evre Kat Bitiş (Ma) Başlangıç (Ma)

PLEİSTOSEN

Üst Tarantian 0.0117 0.126

Orta Ionian 0.126 0.781

Alt

Calabrian 0.781 1.806

Gelasian 1.806 2.588

P L İ Y O S E N

Tablo.1: Pleistosen’in evreleri (Gradstein, 2012: 9’daki tablodan uyarlama).

III.1. Alt (Erken) Pleistosen (2.588 – 0.781 Ma)

Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği (International Union of Geological

Sciences – IUGS) tarafından alınan karara göre İtalya / Sicilya’da yer alan Monte

Page 14: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

9

San Nicola’daki 2.58 milyon yıl öncesine ait Gelasian katı Pleistosen’in başlangıcı11,

1.8 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiş olan İtalya / Vrica (Calabri) istifi ise Alt

Pleistosen’in ikinci evresi olarak kabul edilmiştir12. Alt Pleistosen’in bitişi ise 781

bin yıl öncesine denk gelmektedir (Tablo.1). Alt Pleistosen, oksijen izotop serilerine

dayanan yaşlandırmaya göre “Denizel İzotop Safhası 103-19 (MIS 103 – MIS 19)”

aralığına denk gelmektedir13. Paleomanyetik verilere göre hazırlanmış tablolarda ise

Alt Pleistosen’in başlangıcı Matuyama / Gauss sınırına denk gelmektedir14

(Levha.2).

Alp buzul kronolojisi dikkate alındığında Alt Pleistosen boyunca üç adet

buzul ve üç adet buzul arası evre gelişmiştir. Bunlar eskiden yeniye doğru şu

şekildedir15;

- Biber Buzullaşması (3.250 – 2.080 Ka)

3.250 Ka – Biber

3.200 Ka – Buzul Arası

3.160-2.800 Ka – Biber I

2.800 Ka – Buzul Arası

2.710-2.440 Ka – Biber II

2.400 Ka – Buzul Arası

2.350-2.080 Ka – Biber III

11 Gibbard ve diğ., 2010: 101. 12 Cita ve diğ., 2008: 416. 13 Ehlers ve Gibbard, 2008: 212. 14 Cohen ve Gibbard, 2011. 15 Turoğlu, 2011: 253, 260-261.

Page 15: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

10

- Biber / Tuna Buzul Arası (2.000 – 1.900 Ka)

- Tuna Buzullaşması (1.990 – 1.270 Ka)

1.990-1.630 Ka – Tuna I

1.600 Ka – Buzul Arası

1.540-1.270 Ka – Tuna II

- Tuna / Günz Buzul Arası (1.200 – 1.180 Ka)

- Günz Buzullaşması (1.180 – 820 Ka)

1.080 Ka – Günz I

1.090 Ka – Günz II

1.000 Ka – Günz IIIa

910 Ka – Afrika-Kamasian

820 Ka – Günz IIIb

- Günz / Mindel Buzul Arası (900 – 780 Ka)

Yukarıdaki buzul evreleri içerisinde gösterilmiş olan “Biber” ve “Tuna”

buzullaşmaları Albrecht Penck ve Eduard Brückner’in geleneksel dört aşamalı Alp

buzulları sınıflandırmasında (Günz – Mindel – Riss – Würm) yer almamaktadırlar16.

Bunun sebeplerinden bir tanesi, Biber buzullaşmalarının morfolojik izlerinin sonraki

16 Penck ve Brückner, 1909.

Page 16: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

11

süreçlerde gerçekleşen buzullaşmalar tarafından deforme edilmesidir17. Ayrıca söz

konusu buzullaşmalara dair kanıtların birçoğu buzul kökenli olmayan tortul

verilerine dayanmaktadır. “Biber” ve “Tuna” buzullaşmalarına dair yer şekillerinin

çok fazla korunmamış olması da, bu buzul gruplarının genellikle klasik Alp buzul

kronoloji içerisinde değerlendirilmemelerine yol açmıştır18.

Alt Pleistosen süresince dünya genelinde, daha ılıman evrelerle kesilmiş olan

toplam 41 adet soğuk evre tespit edilmiştir. Ancak bu soğuk evrelerin tümü

buzullaşma yaratacak kadar etkili olmamıştır.

Alt Pleistosen’de Anadolu’ya baktığımızda iklimsel koşulların Avrupa’ya

nazaran daha yumuşak olduğu söylenebilir. Söz konusu dönemde Anadolu’da

gerçekleşmiş olduğu düşünülen buzullaşmalarla ilgili farklı düşünceler vardır.

Örneğin Birman’a göre Erken Pleistosen’le ilgili herhangi bir buzullaşmaya ait kanıt

yoktur. Bunun sebebi, dönem buzullarıyla bağlantılı depolar ya daha sonraki

süreçlerde gerçekleşen buzullaşmalarla kapanmış ya da deforme edilmişlerdir.

Birman’ın bir diğer görüşü ise konuyla ilgili çalışmaların yetersiz olduğudur19. Yine

bir diğer düşünceye göre de Türkiye’de gerçekleştirilmiş olan buzul çalışmaları,

Pleistosen ve Holosen dönemlerdeki paleocoğrafya ve iklim özelliklerini

yorumlamak açısından oldukça az veri sunmaktadır20. Bu konudaki en önemli

eksikliğin ise Pleistosen buzullaşma evrelerinin tespiti için gerekli olan yaş tayinine

yönelik çalışmaların şu ana kadar gerçekleştirilememesi olarak belirtilmektedir21.

17 Turoğlu, 2011: 261. 18 Ehlers ve Gibbard, 2008, 212-213. 19 Birman, 1968: 1023. 20 Akçar ve Schlüchter, 2005: 110. 21 Çiner, 2003: 56.

Page 17: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

12

III.2. Orta Pleistosen (0.781 – 0.126 Ma)

Orta Pleistosen’in tanımlanmış olduğu jeolojik kat için üç farklı yer

önerilmektedir. Bunlar Güney İtalya’da yer alan Montalbano Janico ve Valle di

Manche ile Japonya’da Yoro nehrinde yer alan Chiba katlarıdır22. 781 bin ile 126 bin

yıl öncesindeki tarih aralığına denk gelmektedir. Orta Pleistosen, yaklaşık olarak 773

bin yıl öncesine denk gelen Brunhes / Matuyama paleomanyetik sınırıyla

eşleşmektedir23. Denizel izotop serilerine (Marine Isotope Stages) göre yapılan

kronolojik tabloda ise 19-6 seri aralığına denk düşmektedir (MIS 19 – 6)24.

Alp buzul kronolojisi içerisinde Orta Pleistosen boyunca gelişmiş olan buzul

ve buzul arası evreler aşağıdaki gibidir25;

- Mindel Buzullaşması (730 – 429 Ka)

730 Ka – Mindel I

649-626 Ka – Mindel II

550-509 Ka – Mindel III

475-429 ka – Mindel IV

- Mindel – Riss Buzul Arası (421 – 360 Ka)

- Riss Buzullaşması (347 – 248 Ka)

347-344 Ka – Riss I

279-248 Ka – Riss II

22 Pillans ve Gibbard, 2012: 1003. 23 Subcommission on Quaternary Stratigraphy, 2013. 24 Ehlers ve Gibbard, 2008: 213. 25 Turoğlu, 2011: 261.

Page 18: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

13

- Riss – Würm Buzul Arası (244 – 125 Ka)

Alt Pleistosen araştırmalarında karşılaşılan buzul deformasyonu olgusu Orta

Pleistosen için de geçerlidir. Söz konusu dönemdeki buzullaşmalara ait kalıntıların

çoğu, sonraki dönemde gelişen buzulların etkisiyle deformasyona uğramıştır.

Dolayısıyla bu dönemle ilgili buzul verileri de çok doyurucu değildir. Dönemin

iklimsel verileri daha çok okyanus ve polen araştırmaları gibi çalışmaların

sonuçlarına dayanmaktadır.

Denizel izotop serilerinden yola çıkılarak yapılmış olan tablolara bakıldığında

Orta Pleistosen içerisinde bir birini takip eden 7’şer adet soğuk ve sıcak evre tespit

edilmiştir. Yine izotop verilerine göre, ısı yükselmesine paralel olarak küresel

düzeydeki deniz seviyesi yükselmelerine sebep olan buzul sonlarına ait 6 adet tarih

mevcuttur (Glacier Terminations VII-II). Buna göre 621 bin, 533 bin, 424 bin, 337

bin, 243 bin ve 130 bin yıl öncesindeki dönemlerde küresel ısınmaya bağlı buzul

sonlanmaları yaşanmıştır (Levha.3).

Page 19: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

14

IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI ALT PALEOLİTİK BULUNTULARI

Türkiye toprakları içerisinde gerçekleştirilmiş olan Paleolitik Çağ

araştırmalarının uzun bir geçmişi olmasına rağmen söz konusu araştırmaların çok azı

belli bir sistematik program dahilinde gerçekleştirilmiştir. Paleolitik Çağ

araştırmaları açısından sistemli çalışmaların başlangıcı ise 1980’li yılların başlarına

denk gelmektedir.

Şu ana kadar kaydedilmiş olan en eski Paleolitik Çağ buluntusu 1884 yılında

Birecik’de Fırat’ın eski alüvyonları içerisinde tespit edilmiştir. J. E. Gautier

tarafından keşfedilmiş olan buluntu bir iki yüzeyli alettir26 (Levha.1).

Yukarıda belirtmiş olduğumuz ilk buluntuyu takip eden dönemlerde planlı ya

da plansız gerçekleştirilmiş olan araştırmalar çok sayıda Paleolitik buluntuyu

sunmasına rağmen bunların çok azı stratigrafik konteksti içerisinde ele geçmiştir. Söz

konusu buluntuların çoğunun yüzeyden ele geçmiş olması, Paleolitik potansiyeli

ortaya koyması açısından önemli olmakla birlikte Anadolu kronolojisi açısından

sağlam bir temelin atılamamasına sebep olmuştur. Bu açıdan Anadolu’da gelişmiş

olan kültürel süreçlerin devamlılığını ve ne yönde geliştiklerini ortaya koymak için

sistemli Paleolitik araştırma ve kazılarının yoğunlaşması gerekmektedir.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz araştırma eksikliğinin dışında doğal süreçler

de Paleolitik (özellikle Alt Paleolitik) Çağ buluntularının tespitinde sıkıntılar

yaratmaktadır. Bunların en önemlileri doğal bitki örtüsü ve alüvyal birikintilerdir.

Özellikle Karadeniz Bölgesi gibi doğal bitki örtüsü açısından zengin olan bölgelerde

Paleolitik Çağ buluntularının tespiti oldukça güçleşmektedir. Kimi durumlarda söz

26 Chantre, 1898: 131.

Page 20: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

15

konusu alanlarda gerçekleştirilen ve belli bir tahribata yol açan boru hattı, su hattı

veya yol çalışmaları gibi projeler ironik olarak saklı olan Paleolitik Çağ bulgularını

da ortaya çıkarıp önemli verilerin elde edilmesini sağlamaktadır. 2013 yılında

başlayan “Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi Yüzey Araştırması” bu duruma iyi bir

örnektir27. Araştırma alanında, İstanbul’a su taşıyacak olan “Melen Suyu Projesi”

kapsamında boru hattı için açılan kesitlerden son derece önemli Paleolitik bulgular

tespit edilmiştir28. Bu duruma bir diğer örnek ise 2016 yılında başlayan “Uşak –

Sürmecik Paleolitik Çağ Kurtarma Kazısı” dır. Anadolu Paleolitik Çağ kronolojisi

açısından oldukça önemli olan buluntular yaklaşık 6-7 m’lik kalın bir traverten

örtüsünün altında tespit edilmektedir. Bölgede faaliyet gösteren bir traverten ocağı

söz konusu alanın Paleolitik potansiyelinin ortaya konmasına yardımcı olmuştur.

Uşak gibi Anadolu’nun batısında yer alan ve son dönemdeki araştırmalarla önemli

bir Alt Paleolitik potansiyele sahip olduğu anlaşılan bir diğer ilimiz ise Denizli’dir.

Söz konusu çalışmalar da Anadolu’nun Alt Paleolitik haritasının güncellenmesi

gerektiğini ortaya koymuştur. Türkiye’nin ilk Homo erectus fosili29 olarak kayıtlara

geçen önemli buluntudan sonra bölgede başlatılan ve ilk sonuçları itibariyle önemli

Alt Paleolitik bulguları sunan “Denizli İli Prehistorik Dönem Yüzey Araştırması”

da30 Batı Anadolu’nun Alt Paleolitik Dönem kronolojisini kurma açısından pek çok

sonuca gebedir.

Çalışmamız kapsamında tekno-tipolojik analizlerini yapmış olduğumuz

Karain Alt Paleolitik buluntularıyla karşılaştırması yapılabilecek çok fazla malzeme

yoktur. Bunun sebebi yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi tabakalı buluntu sayısının

27 Kartal ve diğ., 2015; Kartal ve diğ., 2016. 28 Kartal ve diğ., 2015: 12. 29 Kappelman ve diğ., 2008; Lebatard ve diğ., 2014. 30 Özçelik ve diğ., 2016.

Page 21: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

16

oldukça az olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında Konya yakınlarındaki Dursunlu açık

hava yerleşimi, Niğde yakınlarındaki Kaletepe Deresi 3 lokalitesi ve İstanbul –

Küçük Çekmece yakınlarında yer alan Yarımburgaz Mağarası yonga ağırlıklı

endüstrilerin görüldüğü Alt Paleolitik yerleşimler olarak dikkat çekmektedirler.

IV.1. Dursunlu

Orta-Güney Anadolu’da, Konya ilinin yaklaşık olarak 60 km kuzeybatısında

yer alan Dursunlu lokalitesi (Levha.2) terkedilmiş bir linyit yatağında (Resim.1)

tespit edilmiştir31. 1993 ve 1994 yılı yüzey araştırmalarında, maden çalışmaları

sırasında ortaya çıkan kömürün üst ve alt katmanlarındaki atıkların iki tepecik

halinde yığılı oldukları görülmüştür. Ardından yapılan incelemeler sonucu bu pasa32

malzemesi içerisindeki kalıplaşmış sediman bloklarının Paleolitik buluntular

barındırdığı tespit edilmiştir33.

Resim.1: Dursunlu Linyit İşletmesi (Saraç, 2001: 13).

31 Kuhn, 2002: 200. 32 Pasa: İş makineleri tarafından bloklar halinde çıkarılmış atık malzeme. 33 Güleç ve diğ., 2002: 81-82.

Page 22: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

17

Dursunlu yontmataş endüstrisi, linyit arama işlemlerinin sonlandırılmasıyla

birlikte terk edilmiş olan alanda, bütünleşmiş vaziyetteki sediman bloklarının

içerisinden ve çevresinden ele geçmiştir34 (Resim.2, 3).

Resim.2: Blok içerisindeki yontmataş malzeme (Saraç, 2001: 14).

Resim.3: Blok içerisindeki yontmataş malzeme (Saraç, 2001: 15).

Dursunlu yontmataş endüstrisi içerisinde en sık rastlanan hammadde cinsi süt

beyaz renkli damarlı kuvarstır (Resim.4). Dursunlu’da yer alan çakıllıklar içerisinde

bu kuvars çakılları bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hammaddeye ulaşmak oldukça

34 Güleç ve diğ., 2009: 15.

Page 23: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

18

kolaydır. Bu cins hammadde dışında oldukça az sayıda çakmaktaşı ve volkanik

kökenli hammaddeye de rastlanmıştır35 (Tablo.1).

Resim.4: Dursunlu endüstrisinde kullanılmış olan hammadde (Saraç, 2001: 15).

Tablo.1: Dursunlu endüstrisi hammadde dağılımı (Güleç ve diğ., 2009: 17).

Dursunlu endüstrisi yoğunlukla yonga ve yonga parçalarını barındırmaktadır

(Tablo.2). Yonga ve yonga aletlerin önemli bir kısmı (%85,3) parçalıdır. %40’dan

daha azının vurma düzlemi korunmuşken, %36,2’sinin ne proksimal ne de distal

uçları korunmuştur. Bu yoğun kırık olgusu, hammadde olarak damarlı kuvarsın ve

35 Güleç ve diğ., 2009: 17.

Page 24: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

19

yongalama esnasında iki kutuplu tekniğin kullanıldığı durumlarda oldukça sık

görülmüştür36.

Tablo.2: Endüstri içerisindeki yonga çeşitleri (Güleç ve diğ., 2009: 17).

Endüstride yer alan yongaların vurma düzlemleri (platform) genel olarak

düzdür (tek yüzlü). Azınlıkta olan diğer platform tipleri ise ham (cortex), ikiyüzlü

(dihedral) ve kırık ya da ezik (crushed / collapsed) olan tiplerdir (Tablo.3).

Tablo.3: Vurma düzlemi (platform) tipleri (Güleç ve diğ., 2009: 18).

Dursunlu’dan ele geçmiş olan fosil kalıntıları genel olarak Bihariyen (Alt-

Orta Pleistosen) yaşlı olarak yorumlanmışlardır. Ancak bu fosillerle birlikte bulunan

Microtus (Allophaiomys) nutiensis’in varlığı göreli olarak günümüzden 900.000 yıl

öncesine işaret etmektedir. Bunun dışında Dursunlu ocağında yapılan 45 m’lik

36 Güleç ve diğ., 2009: 17.

Page 25: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

20

karotlu sondajın üst 7. metresinden elde edilen manyetostratigrafik yaşlandırma

sonucu günümüzden 780.000 yıl öncesine dayanan bir tarih elde edilmiştir37.

IV.2. Kaletepe Deresi 3

Kaletepe Deresi 3 (KD3), Göllüdağ volkanik çöküntüsünün birkaç km

doğusunda olup Kömürcü obsidiyen kaynağına yakın konumdadır (Levha.3, 4).

Anadolu topraklarındaki önemli Alt Paleolitik yerleşimlerden bir tanesi olan KD3

2000 yılı yaz sezonunda keşfedilmiştir. Bu alandaki Paleolitik bulgular, Kömürcü

obsidiyen kaynağındaki erken Neolitik atölyelerin araştırılması esnasında tespit

edilmiştir38. 2000 yılında Niğde Müzesi denetiminde ve İstanbul Üniversitesi,

Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Anabilim Dalından Prof. Dr. Nur Balkan-Atlı’nın

bilimsel danışmanlığında39 yürütülen kazılarda, ekip üyesi olan Ludovic Slimak

tarafından, erozyonun yol açmış olduğu yenilenmiş kesitlerde önemli jeolojik ve

arkeolojik bir stratigrafi saptanmıştır (Levha.5). Birbirlerine 15 m uzaklıkta bulunan

bu kesitler stratigrafik olarak birbirleriyle bağlantılı olup40 ardı ardına Alt ve Orta

Paleolitik seviyeleri vermektedir41 (Resim.5). KD3 yerleşiminde 2000-2005 yılları

arasında gerçekleştirilen kazılar sonucu toplam 3941 adet yontmataş buluntu elde

edilmiş ve söz konusu buluntuların ele geçmiş olduğu seviyeler atölye olarak değil

yaşam alanı olarak nitelendirilmiştir42.

37 Güleç ve diğ., 2002: 81. 38 Slimak ve diğ., 2008: 100. 39 Balkan-Atlı ve diğ., 2002: 187. 40 Balkan-Atlı ve diğ., 2006: 384. 41 Balkan-Atlı ve diğ., 2002: 190. 42 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 55.

Page 26: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

21

Resim.5: Kaletepe Deresi 3 – kesitler (Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 69).

KD3 stratigrafisinde İlk 4 seviye Orta Paleolitik dolguları içerdiği için

çalışmamız kapsamında bu 4 seviyenin (I, Iˈ, II, IIˈ) altındaki Alt Paleolitik seviyeleri

dikkate alacağız. KD3 yerleşiminde jeolojik seviyelere göre endüstri öğelerinin

sayısal ve yüzdelik dağılımı Tablo.4’de gösterilmiştir.

Tablo.4: KD3 endüstri öğeleri (Balkan-Atlı ve diğ.,2008: 62).

Page 27: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

22

KD3 yerleşiminde Alt Paleolitik Dönem’e atfedilen ilk seviye III. jeolojik

seviyedir. Acheulean tabakasının hemen üzerinde yer alan bu seviye Üst

Acheulean’e tarihlendirilmiştir43. Bu tabakada masif bloklardan çıkarılmış kalın

yongalar ele geçmiştir44 (Levha.6). Bu yonga ya da taşımalıkların topuk kısımları

düz olup herhangi bir hazırlık aşamasına işaret etmemektedirler. Kopma açıları

genelde 90˚ den büyüktür45. Alet tipleri olarak çentikler (çontuklular) ve dişlilerin

(dişlemeliler) olması bu tabakaya Clactonian havası katmaktadır. İki yüzeyliler ise

Acheulean karakteri yansıtmaktadırlar46. III. seviyeden ele geçmiş olan az sayıdaki

teknolojik eleman, hazırlanmamış ve düz platforma sahip olan çekirdeklerden

yapılmış olan tek kutuplu bir yongalamaya işaret etmektedir47. III. tabakada

hammadde olarak aşağı kesitte obsidiyen çoğunluktayken yukarı kesitte ise andezit

ve riyolitin daha fazla olduğu görülmektedir48.

IV. tabaka oldukça yoğun bir buluntu topluluğu vermiştir. Hammadde olarak

yoğunlukla andezit ve riyolitin kullanılmış olduğu seviyeye ait buluntuların %12’si

aletlerden oluşmaktadır. Aletler çoğunlukla çok yüzeyliler ve satır/kıyıcı satırlardan

meydana gelmektedir. Çok yüzeylilerin bazıları alet olarak kullanılmıştır (Levha.7).

Büyük çekirdeklerden elde edilmiş olan büyük yongalar nacak ve satır yapımında

kullanılmışlardır49. Satırlar ve kıyıcı satırlar çok yüzeylilere göre daha az

sayıdadırlar50. Bunların geneli andezitten üretilmesine rağmen51 (Levha.8) riyolit

43 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 58. 44 Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 130. 45 Slimak ve diğ., 2008: 105. 46 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 58. 47 Slimak ve diğ., 2008: 105. 48 Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 131. 49 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 58. 50 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 55. 51 Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 55.

Page 28: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

23

örnekler de mevcuttur52 (Levha.9). Bu masif yonga ve aletlere paralel olarak çok

küçük yonga ve aletleri kapsayan bir yongalama tekniği de IV. tabakada

gözlemlenmektedir. Küçük aletler genelde çontuklu yongalarla temsil edilmektedir53.

IV. seviyede de taşımalık üretimi III. seviyede olduğu gibi basittir. Çekirdeklerin

yongalama yüzeylerinde veya vurma düzlemlerinde herhangi bir hazırlık ya da

düzenleme yoktur. Bununla birlikte, büyük bir çekirdeğin geniş olan yüzünden

sistematik bir yongalama girişimi de söz konusudur54 (Levha.10).

V. jeolojik seviye içerisinde gerçek anlamda bir yonga üretimine dair kanıtlar

oldukça azdır. Endüstri içerisinde daha çok büyük boyutlu çekirdek aletlerin

üretiminin amaçlanmış olduğu görülmektedir. Endüstri, bazalt gibi iri tanecikli

volkanik kayaçlardan elde edilmiş oldukça kalın ve ağır aletlerin (kimisi 3 kg’dan

daha ağır) üretimiyle karakterize edilmektedir. Bunlar içerisinde baskın alet tipi ise

kıyıcı aletlerdir. Ayrıca hammaddesi andezit olan çok yüzeyliler de mevcuttur.

Obsidiyen ise daha çok el baltalarının üretiminde kullanılmıştır (Levha.11). Bunun

dışında bu seviyede birisinin hammaddesi obsidiyen, diğerininki andezit olmak üzere

2 adet yonga üzerine nacak tespit edilmiştir55 (Levha.12).

VI-XII. seviyeler yontmataş materyal açısından oldukça zengindir. Söz

konusu seviyeler içerisindeki materyal, tek bir seviye içerisinde değerlendirilecek

ölçüde benzerdir. V. seviyede olduğu gibi VI-XII. seviyeler içerisindeki endüstri de

Acheulean olarak karakterize edilmektedir. Bu seviyeler pek çok el baltası

içermektedir. Bunlar içerisinde asimetrik (Levha.13) ve “bir kenarı düz diğer kenarı

52 Slimak ve diğ., 2008: 106. 53 Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 132 54 Slimak ve diğ., 2008: 105. 55 Slimak ve diğ., 2008: 107.

Page 29: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

24

dışbükey”56 formlar yer almaktadır. Aynı zamanda iki yüzeyli üretimine işaret eden

atık yongalar da tespit edilmiştir57.

VI-XII. seviyelerde iki yüzeyli teknolojisi, özellikle obsidiyen hammadde

üzerinde devam etmektedir. Diğer lokal hammaddeler ise farklı teknolojik öğelerde

kullanılmıştır. Şekillendirilmiş parçalar içerisinde en yoğunu çok yüzeylilerdir.

Neredeyse tamamı andezitten üretilmiş olan bu parçaların çapları 5 ile 15 cm

arasında değişmektedir. Ayrıca bu seviyeler içerisinde hammaddesi bazalt, andezit ve

riyolit olan yontuk çakıllar da (kıyıcı ve kıyıcı aletler) vardır58.

Kaletepe Deresi 3 yerleşimini oluşturan tabakalar, K-Ar (Potasyum-Argon)

yöntemiyle 1.1 ± 0.02 milyon yılla tarihlendirilmiş olan riyolit ana kayanın üzerinde

uzanmaktadır59. Bunu göz önünde bulundurarak Kaletepe’deki iskanın 500-600 bin

yıl, hatta daha da öncesine inebileceği varsayımında bulunulmaktadır60.

IV.3. Yarımburgaz Mağarası

Yarımburgaz Mağarası ilk olarak Abdullah Bey (Dr. Hammerschmidt61)

tarafından 1869 yılında yayımlamış olduğu bir makale ile bilim dünyasına

tanıtılmıştır62. Takip eden dönemlerde ise farklı uzmanlar ve araştırıcılar tarafından

mağarada çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Coğrafi konumu bakımından mağara, Marmara denizi ile bağlantılı olan

Küçük Çekmece lagününe açılan geniş tabanlı bir vadinin kenarındaki kalker

56 Plano-convex. 57 Slimak ve diğ., 2008: 107. 58 Slimak ve diğ., 2008: 107. 59 Tryon ve diğ., 2009: 638. 60 Balkan-Atlı ve diğ., 2006: 387. 61 Eyice, 1978: 57. 62 Hammerschmidt, 1869.

Page 30: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

25

kayalığın üzerindedir (Levha.14). Mağara, birbirine eğimli bir rampa ile bağlı, ayrı

girişleri olan, aşağı ve yukarı mağara olarak isimlendirilmiş iki kısımdan oluşur63

(Levha.15).

Mağaranın arkeolojik açıdan önemi ilk kez Şevket Aziz Kansu tarafından

ortaya koyulmuştur. Kansu 1959 yılında mağarada yapmış olduğu bir sondaj sonucu

bir seramik parçası bulmuş ve mağaranın prehistorik iskana elverişli olduğunu

anlamıştır64. Kansu sonraki yıllarda yapmış olduğu çalışmalarda da mağaranın

tabakaları içerisinde Paleolitik Çağ kültür belgelerine ve fosil insan kalıntılarına

rastlanılmasının çok kuvvetli bir ihtimal olduğunu belirtmiştir65.

Yine aynı dönemde Yarımburgaz Mağarası’nda araştırmalar yapmış olan bir

diğer bilim adamı ise İsmail Kılıç Kökten’dir. Kökten 1963 yılında İstanbul’da

düzenlenen bir seminer kapsamında mağarayı ziyaret etmiş ve incelemelerde

bulunmuştur. Mağaranın alt ağzında ve kuzey duvarları dibinde 2.50 x 1.50 m

çapında ve 1.10 m derinliğinde bir sondaj çukuru açmıştır. Kökten bu çalışmaları

sırasında 2. katın alt kısımlarında çakmaktaşından aletler bulmuştur. Hayvan

kalıntıları ve endüstri tiplerine göre bu kalıntıların büyük ihtimalle Orta Paleolitiğe

ait olabileceklerini söylemiştir66.

1972 yılında Şevket Aziz Kansu’nun67 bir kez daha araştırmalarda bulunduğu

Yarımburgaz Mağarası’nda 1986 yılında Mehmet Özdoğan başkanlığındaki bir ekip

tarafından yoğun tahribata karşı İstanbul Arkeoloji Müzeleri adına kurtarma kazıları

63 Özdoğan, 1988: 325. 64 Kansu, 1960: 708, 709. 65 Kansu, 1963: 660. 66 Kökten, 1962: 277, 278. 67 Kansu, 1972.

Page 31: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

26

başlatılmıştır68. 1988-1990 yılları arasında ise İstanbul ve California (Berkeley)

üniversitelerinin işbirliğiyle daha çok Pleistosen dönem arkeolojisi üzerine

çalışmalar gerçekleştirilmiştir69. Bu dönemdeki kazılarda, özellikle mağaranın Alt

Paleolitik seviyeleri ve buluntularıyla ilgili kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Yarımburgaz mağarası Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi içerisinde

1674 adet parçanın tekno-tipolojik analizleri yapılmıştır70. Endüstri içerisinde

hammadde olarak çok az miktarda jasp ve bazı metamorfik kayaçlar dışında temel

olarak çakmaktaşı, kuvars ve kuvarsit kullanılmıştır71. Aletler açısından iki temel tip,

yonga aletler (düzeltili) ve çekirdek aletlerdir. Bunlar dışında endüstri öğeleri

içerisinde çekirdekler, tüm yongalar, kırık yongalar ve atık parçalar yer almaktadır72

(Tablo.5).

Yarımburgaz Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi bir bütün olarak ele

alındığında yongaların egemen olduğu görülür (Levha.16). Fakat bu endüstri kaba ve

büyük boyutlu bir endüstri değildir73. Kırık olmayan yonga aletlerin ortalama boyu

4.6 cm, düzeltisiz yongaların ise 4.8 cm’dir. Düzeltili yongalar çoğunluktadır.

Düzeltili yongalardan % 65’i pullu (pulcuklu), % 15’i kademeli (? basamak

pulcuklu), % 11’i pürüzlü (?), % 9’u Clacton ve geriye kalan % 4’ü ise sözde Quina

(?) türündedir. Levallois türü tek bir yonga bile yoktur74.

68 Özdoğan, 1988: 323. 69 Arsebük ve diğ., 1990, 1991, 1992. 70 Arsebük, 1996; Kuhn, S. L. ve diğ., 1996. 71 Arsebük, 1996: 36. 72 Arsebük, 1996: 48 (Şekil-10). 73 Arsebük ve diğ., 1990: 15. 74 Arsebük, 1996: 37.

Page 32: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

27

ALET TÜRLERİ ÇAKMAKTAŞI KUVARS KUVARSİT DİĞER TOPLAM

ÇEKİRDEKLER 60 41 35 3 139

ÇEKİRDEK ALETLER 10 5 48 1 64

YONGA ALETLER 398 94 40 6 538

TÜM YONGALAR 147 22 32 12 213

KIRIK YONGALAR 111 16 20 6 153

ATIKLAR 373 119 62 13 567

TOPLAM 1099 297 237 41 1674

YÜZDE % 65.7 % 17.7 % 14.2 % 2.4 % 100

Tablo.5: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi.

Yonga aletler içerisinde baskın tip dişlemeli aletlerdir. Dişlemelileri sırasıyla

kenar kazıyıcılar, çontuklular, delgiler ve bileşik aletler (combination) takip

etmektedir. Düzeltili ve düzeltisiz tüm yongalardaki topuk tiplerinde ise ilk sırada

ham topuk (cortical) yer almaktadır. İkinci sırada ise düz topuklu parçalar yer alır75.

Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik seviyelerinden ele geçmiş olan bir diğer

temel alet grubu ise çekirdek aletlerdir. Ele geçen 64 adet örneğin 61 tanesi kıyıcı

türündendir76 (Levha.17, 18). Yarımburgaz Mağarası’nda klasik ya da klasik

olmayan tek bir iki yüzeyli alete dahi rastlanmamıştır77. Yalnızca 2 adet iki yüzeyli

alet öncüsü (proto-biface) denilebilecek tipte parçalar söz konusudur. Bunlardan bir

tanesi yonga üzerine, diğeri ise yumru üzerine yapılmış parçalardır78.

Yarımburgaz Mağarası’ndan ele geçmiş olan çekirdeklerin özellikle ağır

işlerde kullanılacak türden aletler olarak amaçlandığı ve bunların yalnızca yongaların

75 Kuhn ve diğ., 1996: 37. 76 Kuhn ve diğ., 1996: 38. 77 Arsebük, 1996: 37. 78 Kuhn ve diğ., 1996: 38.

Page 33: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

28

çıkartılması amacına yönelik hammadde içerikli nesneler olmadıkları belirtilmiştir79

(Levha.19). Başlıca çekirdek tipleri içerisinde ilk iki sırada denenmiş parçalar (46

adet) ve merkezcil çekirdekler (43 adet) yer almaktadır. Bunları 18 adet örnekle

şekilsiz çekirdekler takip etmektedir80. Kırık olmayan çakmaktaşı çekirdeklerin

ortalama boyu 6.3 cm’dir. Kuvars örnekleri 5.8 cm, kuvarsitler ise 9.8 cm

boyutundadırlar81.

Yarımburgaz Mağarası’nda şu ana kadar iki farklı yöntemle elde edilen

tarihler mevcuttur. Bunlardan ilki 230Th/234U yöntemiyle karbonatlı sedimanlar

üzerinde gerçekleştirilmiştir. Buradan elde edilen tarih 160 ± 25 bin yıldır82. Ayrıca

mağaranın Alt Paleolitik Dönem endüstrisinin elde edilmiş olduğu kültür

tabakasından ele geçmiş olan birkaç Ursus deningeri dişine ESR (Electron Spin

Resonance) yöntemi uygulanmıştır. Bu yaşlandırma yöntemiyle elde edilen en eski

tarih 270-390 ± 40-60 bin yıl (Isotope Stage 8-10) olarak tespit edilmiştir83.

79 Arsebük, 1996: 37. 80 Kuhn, 2010: 108. 81 Arsebük, 1996: 37. 82 Blackwell ve diğ., 2010: 54. 83 Arsebük, 1996: 38, 39.

Page 34: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

29

V. KARAİN ALT PALEOLİTİK DÖNEM YONTMATAŞ ENDÜSTRİSİ

V.1. JEOLOJİK KATLAŞIM

Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal

toplam 7 farklı jeolojik birimden ele geçmiştir (V, V.1, V.1.1, V.1.2, V.2, V.3 ve VI).

Söz konusu jeolojik birimlerden oluşan Alt Paleolitik dolgunun boyu yaklaşık olarak

4 m’dir (3.80 m).

GH V – V. jeolojik seviye, hemen üzerinde yer alan Orta Paleolitik seviyeden çok

net bir şekilde ayrılmaktadır. Koyu kahverengi, ince taneli ve oldukça yumuşak bir

sediman yapısı hakimdir. İnce bir seviye olup düze yakın bir uzanım göstermektedir

(Levha.4).

GH V.1 – Yeşilimsi rengiyle üzerinde yer alan V. jeolojik seviyeden ayrılmaktadır

(Levha.4). Doku olarak V. jeolojik seviyeye yakınlık göstermektedir. Genellikle

topaklar halinde yumuşak bir sediman yapısı sergilemektedir. Görünüm olarak hafif

dalgalı bir seviye olmakla birlikte I 18 ve I 19 plankarelerinde gözlemlenmiş olan

jeolojik kökenli konik yapıdan dolayı açmanın batısında kalan alanda keskin bir

dalgalanma göstermektedir.

V.1.1 – Yeşil renkli olan V.1 içerisinde bazı alanlarda ortaya çıkıp devamında bütün

alanı kaplayan kalsit kuşaklı yapı V.1.1 olarak isimlendirilmiştir (Levha.4).

V.1.2 – Karain E gözünde yer alan en kalın seviyelerden bir tanesidir. Genelde

kızılımsı renkli yumuşak bir sediman yapısına sahip olmasına rağmen kimi zaman

sert kısımlar da dikkat çekmektedir (Levha.4). Bu sertlikler, yer yer gözlemlenen

konkresyonlar ve kalsit kuşaklardan kaynaklanmaktadır. Söz konusu seviye bol

Page 35: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

30

miktarda küçük boyutlu radyolarit çakılı bünyesinde barındırmaktadır. Bu anlamda

V.1.2 biriminin yağışlı ve mağara içerisine akıntıların gerçekleştiği bir evreyi temsil

ettiği söylenebilir. V.1.2 seviyesi bazı kısımlarda açık kahverengi, ince kumlu,

oldukça yumuşak ve çoğu zaman fırçayla kazılabilecek yapıdaki sedimanları da

içermektedir. Kazılar esnasında bu tip sedimanların, V.1.2’nin genelinde kimi zaman

rastlanan küçük boşluklara sızmış ve akıntılarla bu alanlara taşınmış oldukları tespit

edilmiştir.

V.2 – E gözünde yer alan geniş Alt Paleolitik dolgu içerisindeki lokal bir oluşumdur.

Dolayısıyla yatay olarak tüm alana yayılmış bir seviye değildir. V.2 birimi oldukça

sıkı ve sert bir yapıdadır. Dolguların depolanmasından sonraki süreçte, kalsit

minerali açısından zengin tavan akıntılarının doğal bir çimento rolü görerek alanda

yer alan sedimanları sertleştirmesiyle oluşmuş bir yapıdır. V.2 oluşumunun belli bir

noktadan başlayıp bir koni şeklinde aşağı kotlara doğru genişlemesi de bu düşünceyi

desteklemektedir (Levha.1, 4). V.2 içerisinde yer yer orta ve küçük boyutta kalker

döküntüler de dikkat çekmektedir. Bu kalkerlerin V.2 içerisinde oldukça iyi bir

şekilde korundukları görülmüştür. Dolayısıyla bu seviyenin oldukça sert bir yapıya

kavuşmasını sağlayan bileşenler, aynı zamanda içerisindeki malzemeye de oldukça

iyi bir koruma ortamı sağlamıştır.

V.3 – Genelde sert ve bol konkresyon içeren bir yapıdır. Bu birim içerisinde sıklıkla

kalsit kuşaklar da gözlemlenmektetir. V.3 birimi içerisinde, özellikle VI. jeolojik

seviyeyle olan sınıra doğru çok geniş boşluklar oluştuğu tespit edilmiştir. Bu

boşluklar VI. jeolojik seviyenin yumuşak sedimanlarının zamanla erozyona uğraması

ve akması sonucu oluşmuş boşluklardır (Levha.2). V.3 jeolojik seviyesi, kendisinden

önceki jeolojik oluşumlara göre oldukça farklı bir yapıdadır. Seviye içerisinde yer

Page 36: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

31

alan materyalin (taş, çakıl, kemik, vs.) üzerinin manganez içerikli bir kimyasalla

örtülmesi sonucu oluşmuş olan ve konkresyon olarak isimlendirilen malzeme bu

birimin geneline hakimdir. V.3 içerisindeki bu malzemenin varlığı, yoğun yağışlı ve

mağara içerisine doğru akıntıların gerçekleştiği bir evreyi işaret etmektedir84

(Levha.4).

VI – Bu birim E gözünde yer alan dolgunun en altında bulunmaktadır. Koyu

kahverengi ve kızılımsı renkte, oldukça ince taneli ve nemli sedimanlardan oluşan bu

seviye V.3 ile sınır oluşturduğu üst kısımlarda oldukça yumuşak bir yapıdayken

tabana doğru bazı noktalardaki kalsitik oluşumların da etkisiyle sertleşmektedir.

Dolayısıyla bu birim kendi içerisinde iki farklı özellikte yapıyı barındırmaktadır.

Özellikle bazı alanlarda neredeyse taşlaşmış vaziyette bir VI. jeolojik seviye

sedimanı mevcuttur. Jeolojik seviye içerisinde farklı noktalarda sarkıt-dikit parçaları

ve kalker bloklar ile yoğun bir şekilde radyolarit çakıllar gözlemlenmiştir. Tabana

doğru oldukça iri boyutlardaki kalker bloklarıyla karşılaşılmaktadır (Levha.3).

Mağaranın ana kayası ile ilişkili olan bu kaya blokların aralarında, içlerinden hava

akımı gelen küçük boşluklar tespit edilmiştir.

84 Prof. Dr. Uğur Doğan ile kişisel görüşme (21.03.2014).

Page 37: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

32

V.2. ENDÜSTRİ ÖĞELERİ

Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal,

Karain E gözünde 12 kazı sezonu boyunca gerçekleştirilmiş olan çalışmalar sonucu

elde edilmiştir (1994-1995, 2004-2013). Söz konusu sezonlarda, toplam 16

plankarede yer alan 40 farklı arkeolojik seviyede kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Karain E gözü planının yer aldığı Levha.5’de Alt Paleolitik seviyelerin kazılmış

olduğu plankareler görülmektedir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik yontmataş materyal,

temel olarak üç farklı endüstri öğesinden oluşmaktadır. Bunlar yongalama ürünleri,

aletler ve çekirdekler olarak sınıflandırılmışlardır. Bu temel öğeler dışında tüm

seviyeler içerisinde belli oranlarda tespit edilmiş olan mikro boyutlardaki yontma

artıkları da sayısal olarak değerlendirilmişlerdir (Tablo.1).

Endüstri Öğesi Adet Oran

Yongalama Ürünü (Düzeltisiz Parçalar) 250 %42,88

Alet 264 %45,28

Çekirdek 69 %11,84

Yontma Artığı 4184 -

TOPLAM 4767

Tablo.1: Endüstri öğelerinin sayısal ve oransal dağılımı.

Tabloda görüldüğü gibi temel endüstri öğeleri içerisinde en yoğun grubu

aletler oluşturmaktadır. Bu grubu çok yakın bir oranla, üzerlerinde herhangi bir

düzelti ya da kullanım izi taşımayan ve çok büyük bir çoğunluğunu yongaların

oluşturduğu yongalama ürünleri takip etmektedir. Çekirdekler ise %11,84 oranıyla

Page 38: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

33

temel endüstri öğeleri içerisinde en az örneğe sahip olan parçalardır. Tüm

seviyelerde belli sayılarda ele geçen ve yerleşim içi üretime işaret eden parçalar olan

yontma artıkları ise toplam 4184 adet parçayla temsil edilmektedirler.

V.3. HAMMADDE

Karain Alt Paleolitik Dönem yontmataş malzemesi üzerinde yapılan analizler

sonucu endüstri içerisinde 4 farklı hammadde cinsinin kullanılmış olduğu tespit

edilmiştir. Toplam 580 adet endüstri öğesi arasında kalker ve silisli kalkere ait örnek

sayısı oldukça azdır. Karain Alt Paleolitik endüstrisi, hammadde açısından genel

olarak radyolaritin tercih edilmiş olduğu bir endüstridir. Radyolariti daha az bir

oranda çakmaktaşı takip etmektedir (Grafik.1).

Grafik.1: Yontmataş endüstri içerisindeki hammadde dağılımı.

Radyolarit ve Yakın Çevredeki Kaynaklar

Tüm Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde 465 adet öğenin hammaddesi

radyolarittir. Radyolarit derin deniz ya da okyanuslarda yaşayan ve radiolaria

denilen mikroorganizmaların, öldükten sonra çamur haline gelmiş silisli sert

465

1113 1

0

100

200

300

400

500

Radyolarit Çakmaktaşı Kalker Silisli Kalker

HAMMADDE DAĞILIMI

Page 39: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

34

kısımlarının birikimi neticesinde oluşmuş bir kayaç cinsidir85. Radyolaritin endüstri

içerisinde bu kadar baskın olmasının sebebi Karain çevresinde bu hammaddeye

sıklıkla rastlanmasıdır. Özellikle Karain yakınlarındaki Kızılin Deresi, Çakmak

Tepesi ve Burhan Deresi radyolaritin yoğunlukla bulunduğu alanlardır86.

Hammadde kaynakları içerisinde Kızılin Deresi Karain’e en yakın temel

hammadde kaynağı olarak gözükmektedir. Günümüzde kuru bir görünümde olan bu

dere yatağı Karain’e yaklaşık olarak 2 – 2.5 km uzaklıkta yer almaktadır87. Kayan’ın

tespitlerine göre Kızılin Deresi, silisli kayaçların kolay ufalanabilen bölümlerini

yağışlı zamanlarda taşıyıp götürmekte, geride doğal olarak ayıklanmış sağlam

bölümlerin iri blokları kalmaktadır88. Alanda yapmış olduğumuz gözlemlere göre

Kayan’ın bahsetmiş olduğu, kalitesiz kısımlarından arınmış ve masif görünümdeki

radyolarit çakıllara günümüzde dahi sıklıkla rastlanmaktadır. Kızılin Deresi

radyolaritleri, doğal ortamlarında iki farklı şekilde gözlemlenmektedirler;

1- Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi yuvarlanmış dere çakılları şeklinde

(Resim.1),

2- Dere yatağı boyunca devam eden ince radyolarit tabakaları şeklinde.

85 Sür ve diğ., 2001: 176. 86 Taşkıran, 2007: 209. 87 Taşkıran, 2007: 209. 88 Kayan, 1990: 18.

Page 40: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

35

Resim.1: Radyolarit dere çakılları (Kızılin Deresi).

Karain yakınlarındaki bir diğer radyolarit kaynağı ise Çakmak Tepesi’dir

(Resim.2a, 2b). Dolgu malzemesi çekmek suretiyle günümüzde tamamen

deformasyona uğramış olan bu hammadde kaynağı, Karain Alt Paleolitik sakinlerinin

hammadde temininde faydalandıkları olası kaynaklardan bir diğeridir.

Pawlikowski’nin ayrıntılı olarak çalıştığı bu radyolarit kaynağı da Karain’e yaklaşık

olarak 2.5 km uzaklıkta yer almaktadır. Burada yer alan ince radyolarit formasyonları

(maksimum 25-30 cm kalınlığındaki seviyeler şeklinde) tektonik kökenli kırılmalar

sonucu ortaya çıkmıştır89. Taşkıran bu alanda yer alan radyolaritlerin yongalama

açısından çok elverişli olmadıklarını, tepenin kuzey tarafında yer alan ve kuzey-

güney yönünde uzanım gösteren radyolaritlerin daha sağlam ve yontma açısından

uygun olduklarını belirtmektedir90.

89 Pawlikowski, 1995: 35. 90 Taşkıran, 2007: 209, 210.

Page 41: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

36

Resim.2a: Çakmak Tepesi Resim.2b: Çakmak Tepesi

genel görünüm. radyolarit seviyeleri.

Kızılin Deresi ve Çakmak Tepesi’ne göre Karain’e daha uzak bir mesafede

yer alan bir diğer hammadde kaynağı ise Burhan Deresi’dir. Karain’e yaklaşık olarak

10 km uzaklıkta yer alan bu kaynak, hammadde çeşitliliği açısından Kızılin

Deresi’ne nazaran daha zengindir. Bunun sebebi, nehrin pek çok kolunun farklı ve

uzak noktalardan kopardıkları hammaddeleri yatağa taşımış olmasından

kaynaklanmaktadır91. Buradaki radyolaritler yuvarlanmış dere çakılları şeklinde

(Resim.3) yer almaktadırlar.

Resim.3: Radyolarit çakılları (Burhan Deresi).

91 Taşkıran, 2007: 210.

Page 42: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

37

Radyolarit Endüstri Öğelerine Ait Gözlem ve Ölçümler

Analizlerini yapmış olduğumuz seviyeler içerisinde tespit etmiş olduğumuz

radyolaritler renk ve yapısal özellikler açısından farklılıklar göstermektedir. Yapmış

olduğumuz makroskopik gözlemler sonucu renk açısından 21 farklı radyolarit cinsi

tespit edilmiştir (Tablo.2). Söz konusu hammadde cinsleri tercih edilme

yoğunluklarına göre iki farklı gruba ayrılmaktadırlar.

Grup No Renk Adet

1.

Gru

p

1 Kahverengi 108

2 Gri 87

3 Kahverengi-Gri 64

4 Yeşilimsi Gri 53

5 Yeşil 53

6 Kahverengi-Yeşil 32

2.

Gru

p

7 Mor 12

8 Mor-Gri 10

9 Yeşil-Gri 8

10 Koyu Gri 7

11 Sütlü Kahverengi 6

12 Grimsi Kahverengi 4

13 Yeşilimsi Kahverengi 4

14 Sütlü Kahverengi-Gri 4

15 Krem 4

16 Mor-Yeşil 2

17 Beyaz-Gri 2

18 Belirsiz 2

19 Sütlü Kahverengi-Mor 1

20 Beyaz-Pembe 1

21 Pembemsi Gri 1

TOPLAM 465

Tablo.2: Yontmataş endüstri içerisinde tespit edilmiş olan radyolaritlere ait renk bilgileri.

Page 43: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

38

Yukarıda yer alan tabloda görüldüğü gibi, radyolarit açısından hammadde

kullanımında bilinçli olarak belli tiplerin tercih edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Tabloda gri fonda gösterilen renkteki 1. grup radyolaritler, ayrı ayrı incelenen tüm

endüstri öğeleri (yongalama ürünleri, aletler ve çekirdekler) içerisinde, sıralamaları

değişmekle birlikte ilk altı içerisinde yer almaktadırlar (Levha.6, Tablo.3).

Radyolarit cinsi Yongalama Ürünü Alet Çekirdek Toplam

1) Kahverengi 39 54 15 108

2) Gri 41 33 13 87

3) Kahverengi-Gri 26 32 6 64

4) Yeşilimsi Gri 31 13 9 53

5) Yeşil 26 23 4 53

6) Kahverengi-Yeşil 9 21 2 32

Tablo.3: En sık tercih edilen radyolaritlerin (1. grup) endüstri öğeleri içerisindeki sayısal dağılımları.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz 1. grup radyolarit cinslerinin tercihinde

renkten çok şu üç ölçütün dikkate alındığı söylenebilir;

Hammadde kaynağına yakınlık,

Söz konusu hammadde cinslerinin yoğunluğu,

Söz konusu hammadde cinslerinin kalitesi (yongalama açısından uygun olup

olmadığı)

Bu üç ölçüt açısından bakıldığında hammadde temininde esas belirleyici

noktanın kaynağın yakınlığı ve tercih edilmiş olan hammadde cinslerinin çevredeki

yoğunluğu olduğu anlaşılmaktadır. Bunun sebebi 1. ve 2. hammadde grupları

içerisinde yer alan kaliteli hammadde oranının birbirine çok yakın olmasıdır. 1. grup

Page 44: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

39

açısından baktığımızda tüm endüstri öğeleri içerisinde tespit edilmiş olan kahverengi

radyolaritlerin %80,56’sında damar olmadığı görülmüştür. Bu oran gri olanlarda

%75,86, kahverengi-gri olanlarda %81,25, yeşilimsi gri olanlarda %71,70, yeşil

olanlarda %79,25 ve kahverengi-yeşil olanlarda ise %75 olarak tespit edilmiştir. Bu

grubun genel ortalamasına baktığımızda da damar taşımayan daha kaliteli radyolarit

oranının %77,83 olduğu görülmektedir. Tablo.2’de 7’den 21’e kadar

numaralandırılmış olan 2. radyolarit grubunda da durum çok farklı değildir. Söz

konusu gruptaki 68 adet parçanın yalnızca 18 tanesi damarlıdır. Yani damar

taşımayan ve yongalama açısından daha uygun olan parçaların oranı % 73,53’dür. Bu

veri 2. hammadde grubundaki parçaların seçilmesinde de kalitenin ön planda

tutulduğunu ancak çevrede yoğun olarak bulunmadıkları için çok fazla tercih

edilemediklerini göstermektedir.

Teknoloji ve hammadde temini konusunda bilgi verebilecek bir diğer veri ise

radyolaritler üzerindeki ham yüzeylere ait oranlardır. Analizlerini yapmış olduğumuz

tüm radyolarit endüstri öğelerine ait ham yüzey bilgileri Tablo.4’de gösterilmiştir.

Radyolarit

Endüstri Öğeleri

Yok Var Belirsiz TOPLAM

<½ ½ >½

Yongalama Ürünü 104 92 7 - 1 204

Alet 91 98 11 4 1 205

Çekirdek 12 34 7 2 1 56

TOPLAM 207 224 25 6 3 465

Tablo.4: Radyolarit endüstri öğeleri üzerindeki ham yüzey oranları.

Page 45: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

40

Tabloda görüldüğü şekilde hammaddesi radyolarit olan tüm endüstri öğeleri

içerisinde ham yüzey taşıyan parçaların oranı taşımayanlara oranla daha yüksektir.

207 (%44,81) adet endüstri öğesi üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit

edilemezken 255 (%55,81) adet endüstri öğesinde ise belli oranlarda ham yüzey

tespit edilmiştir. Ham yüzey oranları açısından endüstri öğelerine ayrı ayrı

baktığımızda ise çekirdekler üzerinde tespit edilen oranların diğer endüstri öğelerine

göre oldukça farklılık gösterdiği dikkat çekmektedir. Yongalama ürünlerinde ham

yüzey taşıyan parçaların oranı taşımayanlara göre % 48,77’dir. Aletlerde ham yüzey

taşıyan parçaların oranı ise % 55,39 olarak tespit edilmiştir. Çekirdeklerde ise bu

oranın % 78,18 olduğu görülmektedir. Yongalama ürünleri ve aletler üzerindeki ham

yüzey oranlarının aksine çekirdekler üzerinde tespit edilmiş olan bu baskın ham

yüzey oranları dikkate alındığında işlem zinciri içerisinde hammaddenin

kaynağından temin edildikten sonra çok fazla bir işleme tabi tutulmadan mağaraya

taşınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bunun sebepleri arasında yukarıda da değinmiş

olduğumuz gibi çevrede hammaddenin bol olması, kaynağın yakın ve kolay

ulaşılabilir olmasının yanında kaynakta yer alan radyolarit blok ve çakıllarının

genelde küçük boyutlarda olması gösterilebilir. Ayrıca dönemin yongalama

gelenekleri içerisinde çekirdek hazırlama işlemini gerektirecek herhangi bir tekniğin

olmaması da hammaddenin genelde doğal haliyle yerleşime getirildiğine işaret

etmektedir. Fakat şunu da belirtmemiz gerekir ki, analizlerini yapmış olduğumuz

yontmataş materyal içerisinde kabuk soyma yongası olarak da bilinen birincil

yongalara rastlanmamıştır. Bunlar topuk kısımları dahil olmak üzere tüm üst

yüzeyleri kabuk ya da ham yüzeyle kaplı olan karakteristik parçalardır.

Hammaddenin doğal haliyle ilk kez yerleşim içerisinde yongalanmış olduğundan

Page 46: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

41

bahsedebilmemiz için bu parçaların ele geçiyor olması gerekmektedir92. Söz konusu

karakteristik parçaların endüstri içerisinde yer almaması, yukarıda değinmiş

olduğumuz gibi hammaddenin çok fazla bir işleme tabi tutulmamakla birlikte küçük

oranlarda ham yüzeyinden arındırılarak yerleşime taşınmış olduğunu göstermektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz verilere ek olarak, endüstri öğelerinin sayısal

olarak yoğunlaştığı seviyelerde bol miktarda mikro yontma artıklarının tespit edilmiş

olması, yongalama işleminin çoğunlukla mağarada gerçekleştirilmiş olduğunun bir

diğer işaretidir. Söz konusu verilere göre radyolarit açısından Alt Paleolitik

Dönem’de Karain’de gerçekleştirilmiş olan işlem zinciri şu şekilde özetlenebilir;

A. Hammaddenin temini;

1. Çoğunlukla yumrular şeklinde (dere yatağında suların etkisiyle

yuvarlanarak kalitesiz kısımlarından arınmış çakıllar),

2. Tablalar şeklinde (dere yatağı boyunca suların etkisiyle açılmış olan

kesitlerde in situ pozisyonunda yer alan ince radyolarit serileri).

B. Hammaddenin yerleşime taşınması;

Denenmiş ya da çok küçük oranlarda ham yüzeyinden arındırılmış

yumrular veya tablalar şeklinde.

C. Üretim;

Denenmiş ya da belli oranda ham yüzeyinden arındırılıp yerleşime

getirilmiş olan radyolaritlerin üretim zincirine sokulması.

92 Inizan ve diğ., 1992: 20.

Page 47: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

42

Çakmaktaşı ve Yakın Çevredeki Kaynaklar

Karain Alt Paleolitik Dönem yontmataş endüstrisi içerisinde radyolaritin

ardından en çok kullanılmış olan hammadde cinsi çakmaktaşıdır. Genel olarak

karbonatlı kayaçlar içinde değişik görünümlerde rastlanılan silisli kayaçlara

çakmaktaşı denilmektedir93. Deniz suyundan ayrılan silisin kalker ve tebeşir

tabakaları içinde tortulanması neticesinde şekillenmiş olup sık yapılı, ince taneli ve

aşınmaya karşı dirençlidir94. Sert ve dayanıklı yapıda olmakla birlikte kavkısal

kırılmaya olanak sağlamasından dolayı Paleolitik Çağ’da en çok tercih edilen

hammadde cinslerinden bir tanesi olmuştur.

Analizlerini yapmış olduğumuz tüm endüstri öğeleri içerisinde 111 adet

parçanın hammaddesinin çakmaktaşı olduğu tespit edilmiştir. Çakmaktaşı, Karain’in

yakın çevresinde rastlanan bir hammadde cinsi değildir. Radyolarit başlığı altında

değinmiş olduğumuz kaynaklardan yalnızca Burhan Deresi’nde çakmaktaşı

yumrularına rastlanmıştır. Ancak bu kaynak için de yoğun bir çakmaktaşı varlığından

bahsetmek mümkün değildir.

1984 yılında İlhan Kayan ve Angela M. Déroche’un katılımıyla Işın

Yalçınkaya başkanlığında gerçekleştirilen Batı Toroslar Prehistorik yüzey

araştırmasında, Antalya ve Fethiye körfezleri arasındaki bölgede yer alan Gölova ve

Elmalı çevresinde çakmaktaşı yataklarından bahsedilmektedir (Resim.4a, 4b).

Kayan yine aynı bölgedeki Kocapınar’ın batısında kalan alanda tespit etmiş olduğu

93 Erkan, 2000: 90. 94 Sür ve diğ., 2009: 171.

Page 48: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

43

ve çört olarak isimlendirdiği çakmaktaşı yumrularından söz etmektedir. Kayan’ın

belirttiğine göre bu çakmaktaşları donuk esmer-gri renkli çörtlerden oluşmaktadır95.

Resim.4a Resim.4b

Çakmaktaşı Endüstri Öğelerine Ait Gözlem ve Ölçümler

Analizlerini yapmış olduğumuz seviyelerden ele geçmiş olan 111 adet

çakmaktaşı içerisinde toplam 17 farklı tipte çakmaktaşı cinsi tespit edilmiştir

(Tablo.5).

95 Kayan, 1990: 26.

Page 49: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

44

Grup No Renk Adet

1.

Gru

p

1 Gri 36

2 Kahverengi 13

3 Siyah 12

2.

Gru

p

4 Beyaz 8

5 Mor 7

6 Mavimsi Gri 7

7 Koyu Gri 5

8 Siyah-Gri 5

9 Beyaz-Gri 4

10 Sütlü Kahverengi 4

11 Krem 4

12 Grimsi Kahverengi 1

13 Sarımsı Kahverengi 1

14 Sütlü Kahverengi-Gri 1

15 Beyaz-Pembe 1

16 Beyaz-Kahverengi-Gri 1

17 Belirsiz 1

TOPLAM 111

Tablo.5: Yontmataş endüstri içerisinde tespit edilmiş olan çakmaktaşlarına ait renk

bilgileri.

Tabloya göre çakmaktaşları içerisinde belli renkteki tiplerin diğerlerine oranla

daha sık tercih edildikleri görülmektedir. Söz konusu çakmaktaşları tabloda gri fonla

gösterilmiş olup 1. grup başlığı altında toplanmışlardır. Bu çakmaktaşı tiplerinin

endüstri öğeleri içerisindeki dağılımı Tablo.6’da gösterilmiştir.

Page 50: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

45

Çakmaktaşı cinsi Yongalama Ürünü Alet Çekirdek

Gri 11 21 4

Kahverengi 5 6 2

Siyah 7 5 -

Tablo.6: En sık tercih edilen çakmaktaşlarının (1. grup) endüstri öğeleri içerisindeki sayısal

dağılımları.

Radyolarit tercihinde olduğu gibi çakmaktaşı tercihinde de renk dışında başka

faktörler rol oynamıştır. Ancak çakmaktaşı tercihi açısından, radyolarit tercih

ölçütlerinde değinmiş olduğumuz kaynağa yakınlık ölçütü çok da geçerli değildir. En

yakın çakmaktaşı kaynağının yaklaşık 10 km uzaklıktaki Burhan Deresi olduğunu

varsayarsak yakınlık ölçütünden bahsetmek şu an için imkansızdır. Dolayısıyla

burada dikkat edilmesi gereken ölçütler şu şekilde sıralanabilir;

Söz konusu hammadde cinslerinin kalitesi ve yongalama işlemi açısından

uygun olup olmadıkları,

Söz konusu hammadde cinslerinin kaynak içerisindeki yoğunluğu.

Analizlerimiz sonucu Tablo.6’da gösterilmiş olan 1. grup çakmaktaşlarının

arasında damarsız ve daha kaliteli olanların oranı % 68, 85 olarak tespit edilmiştir.

Bu oran daha az sayıda ele geçmiş olan 2. grup çakmaktaşlarında ise %82’dir. Daha

az sayıda ele geçmiş olan çakmaktaşlarının daha kaliteli bir yapıda olması, söz

konusu hammaddenin temini konusundaki farklı olasılıkları akla getirmektedir;

1. Olasılık – Verilere göre tüm çakmaktaşları aynı kaynaktan sağlanmış olabilir.

Ancak buradaki belirleyici nokta, çakmaktaşı kaynağında 1. gruptaki tiplerin

diğerlerine göre çok daha yoğun ele geçtiğidir. Öte yandan 2. grupta yer alan

Page 51: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

46

çakmaktaşları daha kaliteli olmalarına rağmen kaynakta daha az sayıda

bulunmaktadır.

2. Olasılık – 1. ve 2. gruptaki tiplerin kaynakları farklıdır. Daha kaliteli bir

yapıda olan 2. grup çakmaktaşlarının kaynağı daha uzak olduğu için endüstri

içerisinde daha az sayıda ele geçmektedirler.

Endüstri içerisinde tespit edilmiş olan çakmaktaşları arasındaki genel damar

oranına baktığımızda ise, damarsız ve daha kaliteli olan çakmaktaşlarının oranının %

73,87 olduğu göze çarpmaktadır. Bu noktada belirtmiş olduğumuz bu genel damar

oranı ve yukarıda belirtilmiş olan diğer veriler dikkate alındığında, radyolarit

tercihinde olduğu gibi çakmaktaşı tercihinde de kaliteli hammadde kaygısının ön

planda tutulduğu anlaşılmaktadır.

Çakmaktaşı açısından hammaddenin yerleşim alanına ne şekilde taşındığını

daha iyi anlayabilmek için hammadde üzerindeki kabuk oranlarına da bakmak

gerekmektedir (Tablo.7).

Çakmaktaşı

Endüstri Öğeleri

Yok Var TOPLAM

<½ ½ >½

Yongalama Ürünü 29 13 1 - 43

Alet 30 23 2 1 56

Çekirdek 8 4 - - 12

TOPLAM 67 40 3 1 111

Tablo.7: Çakmaktaşı endüstri öğeleri üzerindeki kabuk

oranları.

Page 52: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

47

Tablo.7’de görüldüğü gibi tüm çakmaktaşı endüstri öğeleri içerisinde kabuk

taşımayan parçaların sayısı 67’dir. Kabuk kalıntısı taşıyan parçalarda ise bu sayı

44’dür. Endüstri öğelerine ayrı ayrı bakıldığında kabuk taşıyan parçaların

taşımayanlara göre oranı, yongalama ürünlerinde %32,56, aletlerde %46,43 ve

çekirdeklerde ise %33,33 olarak dikkat çekmektedir. Kabuk kalıntısı taşıyan

parçaların çok büyük bir çoğunluğunda da, yarısından az bir alanda kabuk tespit

edilmiştir (Tablo.7). Söz konusu oranlar radyolaritler üzerindeki ham yüzey

oranlarına nazaran oldukça düşüktür. Bu verilerden yola çıkarak, çakmaktaşının

yaşam alanına taşınmadan önce en azından büyük oranda kabuğundan arındırıldığı

anlaşılmaktadır. Bunun en önemli sebebi şüphesiz ki radyolarit kaynaklarına nazaran

çakmaktaşı kaynaklarının çok daha uzak mesafelerde yer almasıdır.

Yukarıda belirtilmiş olan verilere dayanarak, çakmaktaşı açısından işlem

zincirinin şu şekilde gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır;

A. Hammaddenin temini;

Yumrular şeklinde (dere yatağında dağınık olarak bulunan çakmaktaşı

yumruları).

B. Hammaddenin mağaraya taşınması;

1. Denenmiş çakmaktaşı yumruları şeklinde (daha az sayıda),

2. Büyük oranda kabuklarından arındırılmış çakmaktaşı yumruları

şeklinde

Page 53: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

48

C. Üretim;

Denenmiş veya büyük oranda kabuklarından arındırılmış bir şekilde

yerleşime getirilmiş olan çakmaktaşlarının üretim zincirine sokulması.

V.4. YONGALAMA ÜRÜNLERİ (DÜZELTİSİZ PARÇALAR)

Alet ve çekirdek kategorisinde incelenmiş olan parçaların dışında kalan temel

endüstri öğeleri yongalama ürünleri başlığı altında incelenmişlerdir. Söz konusu

yongalama ürünlerinin çok büyük bir çoğunluğu basit yongalardan oluşmaktadır

(Grafik.2).

Grafik.2: Endüstri içerisindeki yongalama ürün sayıları.

Grafikte de görüldüğü gibi analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş

endüstri içerisinde baskın yongalama ürünü yongalardır (%94,80). Yongaları 13 adet

parçayla dilgiler takip etmektedir (%5,20). Oldukça az sayıda ele geçmiş olan bu

parçaların hiç birisi planlı bir üretim sürecinin ürünleri değildirler. Analizlerimiz

esnasında bu parçalar tamamen formlarına bağlı kalınarak sınıflandırılmışlardır.

237

130

50

100

150

200

250

Yonga Dilgi

YONGALAMA ÜRÜNLERİ

Page 54: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

49

Buna göre uzunlukları genişliklerinin en az iki katı olan yongalar dilgi olarak kabul

edilmişlerdir96. Yongalara baktığımızda ise bunların basit tip yongalar oldukları

görülmektedir. Bu parçalar içerisinde herhangi bir Levallois unsur tespit

edilememiştir.

Endüstri içerisindeki yongalama ürünleri kırık ve kırık olmayan parçalar

olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar. Toplamda 250 adet olan yongalama ürünlerinin

102 tanesi kırıktır. Bu parçalar içerisinde 59 adet parçanın proksimal kısmında kırık

olduğu tespit edilmiştir. 148 tane parça ise sağlam olarak ele geçmiştir (Levha.7).

Kırık tespit edilmiş olan yongalama ürünlerinde genel kırık alanlarına

baktığımızda ise parçaların büyük çoğunluğunun yarısından daha küçük bir alanının

kırılmış olduğu görülmektedir (Tablo.8).

Kırık Durumu Adet Oran

Yok 148 %59,20

Var

<½ 59 %23,60

½ 31 %12,40

>½ 12 %4,80

Tablo.8: Yongalama ürünleri kırık alanları

Proksimal kırık taşıyan parçalar üzerinde bir takım tanımlayıcı öğeler yer

almadığı için bu parçalardan bazı ölçümler alınamamıştır. Örnek olarak proksimal

kırığı olan bir yonganın, kırık alanın genişliğine göre topuğu, kopma açısı veya

vurma yumrusu gibi kısımlarına ait gözlem ve ölçümler gerçekleştirilememiştir.

Dolayısıyla söz konusu kriterlerde bu parçalar istatistik dışında tutulmuşlardır.

96 Shea, 2013: 32.

Page 55: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

50

Topuk

Çekirdek üzerinde yer alan vurma veya baskılama düzleminin koparılan

parça üzerine taşınmış olan kısmı topuk olarak bilinmektedir97. Yongalar üzerinde

gözlemlenen farklı topuk tipleri, endüstri içerisinde kullanılmış olan farklı

yongalama gelenekleri hakkında fikir verebilmektedir. Yongalama ürünü üzerinde

gözlemlenen topuk kısımları kimi zaman, istenilen parçaya ulaşmak için yapılmış

olan hazırlığın izlerini taşıyabilirler98.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yongalama ürünleri içerisinde,

yukarıda bahsetmiş olduğumuz proksimal bölge kırıklarından dolayı 59 adet ürünün

topuğu tespit edilememiştir. Bunların dışında kalan parçalarda ise karşılaşılan en

yoğun topuk tipi düz topuktur (Tablo.9). Tabloda görüldüğü gibi düz topuğu sayısal

olarak ham topuklu parçalar takip etmektedir.

Topuk Durumu Topuk Tipi Sayı Oran

Yok Kırık 59 %23,60

Var

Düz 155 %62,00

Ham 29 %11,60

Ezilmiş 4 %1,60

İkiyüzlü 2 %0,80

Yüzcüklü 1 %0,40

Toplam 250 %100

Tablo.9: Topuk tip ve sayı/oranları.

97 Inizan ve diğ., 1992: 79. 98 Andrefsky, 2005; Shea, 2013.

Page 56: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

51

Tek ve düz bir vurma düzlemiyle ifade edilen düz topuklu parçalar

(Levha.8/1), tüm yongalama ürünleri içerisinde %62’lik bir oranla temsil

edilmektedirler. Düz topuğa (vurma düzlemine) sahip yongalar, genellikle tek vurma

düzlemli (tek kutuplu) çekirdeklerden alınmaktadırlar99. Ancak analizlerini yapmış

olduğumuz seviyelerde baskın çekirdek tipinin çok yönlü (düzensiz) çekirdekler

olduğu göz önünde bulundurulduğunda (%56,52 oranında), düz topuklu parçaların

daha çok bu tip çekirdeklerden çıkarılmış oldukları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte,

çekirdekler içerisinde çok yönlü çekirdeklerden sonra %23,19 oranına sahip tek

kutuplu çekirdeklerden de düz topuğa sahip parçaların alınmış olduğu görülmektedir.

Düz topuklu yongaların baskın olması, vurma düzlemi üzerinde herhangi bir hazırlık

yapılmadığı anlamına gelmektedir. Aynı zamanda topuk kısımlarının geniş olmaları

ise taş (sert) vurgaçların kullanıldığını gösterir.

29 adet parçayla temsil edilen ham topuklu yongalama ürünleri (Levha.8/2)

%11,60 oranıyla düz topuklu parçaları takip etmektedir. Söz konusu yongalama

ürünlerinin topuk kısımları, koparılmış oldukları çekirdek ya da yumruların ham

yüzünü veya kabuğunu taşımaktadırlar.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz topuk tiplerinin dışında yongalama ürünleri

içerisinde temsil edilen daha az sayıdaki tipler ise ezilmiş (4 adet), İkiyüzlü (2 adet)

ve yüzcüklü (1 adet) topuk örnekleridir.

Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde yer alan yongalama ürünlerinin

topukları geniş olmasına rağmen klasik Clactonian yongalarda görülen oldukça geniş

topuklara rastlanmamaktadır. Bunun sebebi örs üzerinde yongalamaya nazaran elde

99 Andrefsky, 2005: 95.

Page 57: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

52

gerçekleştirilmiş görece daha kontrollü bir yongalamanın olması ve bununla birlikte

ürünlerin alınmış olduğu hammadde bloklarının küçük boyutlarda olmasıdır.

Kopma Açısı

Kopma açısı, bir yonganın iç yüzüyle topuğunun oluşturmuş olduğu açıdır

(Levha.9). Kopma açıları endüstri içerisindeki yongalama teknikleri hakkında fikir

verebilir. Alt Paleolitik endüstrilerde, yongalar üzerindeki kopma açıları genellikle

90°’nin üzerindedir. Bunun sebebi yongalama işleminin kontrollü olmayıp genelde

sert vurgaçla ve doğrudan yapılmış olmasıdır. Örs üzerinde yongalamanın yapılmış

olduğu Clactonian teknikte de yonga kopma açılarının oldukça geniş oldukları tespit

edilmiştir100.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yongalama ürünleri içerisinde, topuk

kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan parçaların %92,47’sinin kopma açısı 90°’nin

üzerindedir. 64 adet yongalama ürününün ise kopma açıları tespit edilememiştir

(Grafik.3).

100 Oakley, 1965; Debénath ve Dibble, 1994.

Page 58: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

53

Grafik.3: Endüstri içerisindeki yongalama ürünlerinin kopma açıları.

Grafik.3’de görüldüğü üzere Karain Alt Paleolitik endüstrisinde yer alan

yongalama ürünlerinin kopma açıları genellikle 90°’nin üzerindedir. Bu veri sert (taş)

vurgaçla doğrudan yongalama tekniğinin bir göstergesidir. Bununla birlikte

yongalama işleminin hareketli vurgaçla elde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Kopma açıları 90°’nin üzerinde olmasına rağmen, sabit vurgaçla (örs) elde edilen

Clactonian parçalarda görülen çok geniş kopma açıları Karain endüstrisi içerisinde

tespit edilememiştir.

Vurma Yumrusu

Vurma yumrusu bir yonganın iç yüzünde, vurma noktasının hemen altında

yer alan ve vurgacın tipi, sertliği ile yongalama tekniğine bağlı olarak genişliği

değişen bir oluşumdur. Vurma yumrusu da kopma açısı gibi yongalama tekniği

hakkında bilgi verebilir. Özellikle Alt Paleolitik endüstrilerde yongalar üzerinde

gözlemlenen vurma yumruları, sert (taş) vurgaç kullanımı ve doğrudan yongalama

tekniğine bağlı olarak genelde belirgin ve gelişmiş bir görünümde olurlar. Daha

yumuşak vurgaç kullanımında ise vurma yumrularının daha az gelişkin bir

14

64

172

0

50

100

150

200

yok 90° >90°

YONGALAMA ÜRÜNÜ KOPMA

AÇILARI

Page 59: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

54

görünümde oldukları bilinmektedir. Clactonian teknik olarak da bilinen örs (sabit

vurgaç) üzerinde yongalamada ise yongalanmış olan ürünün vurma yumrusu ve

topuk gibi kısımlarının yine oldukça belirgin ve geniş oldukları tespit edilmiştir101.

Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde analizlerini gerçekleştirmiş

olduğumuz yongalama ürünlerinin %66’sının vurma yumruları belirgin bir

görünümdedir. %18,40 oranına sahip yongalama ürünleri ise oldukça belirgin vurma

yumrularına sahiptir. Tüm yongalama ürünlerinin %15,60’ının ise vurma yumruları

tespit edilememiştir (Grafik.4). Klasik Clactonian parçalarda görülen ve örs üzerinde

yongalamaya işaret eden oldukça geniş ve çok yaygın vurma yumrularına Karain

endüstrisi içerisinde çok fazla rastlanmamıştır. Dolayısıyla topuk ve kopma açısı

kriterlerinde belirtmiş olduğumuz gibi vurma yumrularından elde edilen veriler de

yongalama yöntemi açısından hareketli taş vurgaçla doğrudan yongalamaya işaret

etmektedir.

Grafik.4: Vurma yumrularına ait sayısal değerler.

101 Debénath ve Dibble, 1994: 22.

39 46

165

0

50

100

150

200

Oldukça belirgin Yok Belirgin

YONGALAMA ÜRÜNÜ VURMA

YUMRULARI

Page 60: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

55

Boyut

Yongalama ürünlerine ait boyut analizleri sırasında her bir parçanın

uzunluğu, genişliği ve kalınlığı milimetre cinsinden ölçülmüştür. Distal veya

proksimal kırık taşıyan parçaların uzunluk ölçümleri alınmamıştır. Ayrıca genişlik

ölçümlerinde de parçanın kenarlarında kırık taşıyıp taşımadığı dikkate alınmıştır.

Yanılgıya yol açacağı için kenar kırığı taşıyan parçaların genişlik ölçümleri

alınmamıştır.

Karain Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde tespit edilmiş olan tüm yongalama

ürünlerine ait minimum, maksimum ve ortalama boyut ölçümleri Tablo.10’da

gösterilmiştir.

YONGALAMA

ÜRÜN BOYUTLARI

Minimum Maksimum Ortalama

Uzunluk 14 mm 69 mm 41,5 mm

Genişlik 12 mm 62 mm 37 mm

Kalınlık 4 mm 24 mm 14 mm

Tablo.10: Yongalama ürünlerine ait genel boyut ölçümleri.

Tablo.10’a göre ortalama yongalama ürün uzunluğunun 41,5, genişliğinin 37

ve kalınlığının ise 14 mm olduğu görülmektedir. Ancak yukarıda yer alan genel

ortalama verileri kimi durumlarda yanıltıcı olabileceği için belli uzunluk, genişlik ve

kalınlık aralıklarında yer alan yongalama ürün sayıları da tarafımızca tespit edilmiştir

(Tablo.11).

Page 61: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

56

Uzunluk Aralığı Yongalama Ürün Sayısı

10 – 20 mm 11

20 – 30 mm 55

30 – 40 mm 54

40 – 50 mm 31

50 – 60 mm 9

60 – 70 mm 2

Genişlik Aralığı Yongalama Ürün Sayısı

10 – 20 mm 21

20 – 30 mm 103

30 – 40 mm 62

40 – 50 mm 18

50 – 60 mm 5

60 – 70 mm 2

Kalınlık Aralığı Yongalama Ürün Sayısı

0 – 10 mm 133

10 – 20 mm 108

20 – 30 mm 6

Tablo.11: Farklı uzunluk, genişlik ve kalınlık aralıklarında yer alan

yongalama ürün sayıları.

Tablo.11’de gösterilen yonga uzunlukları dikkate alındığında 20 – 50 mm

uzunluk aralığındaki yongalama ürünlerinin en yoğun grubu oluşturduğu

görülmektedir. 10 – 20 mm ve 50 – 70 mm uzunluk aralığındaki yongalama ürünleri

çok daha az oranlarda temsil edilmektedir. Dolayısıyla yongalama ürünleri açısından

Page 62: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

57

uzunluk ortalamasının 20 – 50 mm aralığındaki parçalar arasında hesaplanması ve

genel endüstri boyutlarının bu rakamlar üzerinden değerlendirilmesi daha sağlıklı

gibi gözükmektedir.

Yongalama ürünleri üzerindeki genişlik ölçümlerine baktığımızda ise boyut

aralığının biraz daha geniş olduğu görülmektedir. Tablo.11’de görüldüğü üzere

uzunluk ölçümlerinde olduğu gibi genişlik ölçümlerinde de 50 – 70 mm aralığındaki

parçaların oldukça az bir orana sahip oldukları görülmektedir. Dolayısıyla söz

konusu parçalar da genel ortalamada yanılgıya yol açabilecek parçalar olarak

değerlendirilmelidir.

Boyut analizlerinin son halkası olan kalınlık ölçümlerinden de anlaşılacağı

üzere Karain yontmataş endüstrisine ait yongalama ürünlerinin standart kalınlığı 0 –

20 mm aralığındadır. 20 – 30 mm kalınlık aralığındaki yongalama ürünlerinin sayısı

ise sadece 6’dır (Tablo.11).

V.5. ÇEKİRDEKLER

Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik

yontmataş materyal içerisinde toplam 69 adet çekirdek tespit edilmiştir. Tüm Alt

Paleolitik temel endüstri öğeleri içerisinde çekirdeklerin oranı ise %11,90’dır. Söz

konusu parçalar hazırlanmış ve hazırlanmamış çekirdekler olarak

sınıflandırılmışlardır. 1 adet parça ise herhangi bir kategoriye sokulamamıştır.

Page 63: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

58

Grafik.5: Çekirdek tiplerine ait sayısal değerler.

Analizleri gerçekleştirilmiş olan 69 adet çekirdeğin 21 tanesi kırık olarak ele

geçmiştir. Söz konusu kırık parçaların taşımış oldukları kırık alanlarına ait veriler

Tablo.12’de gösterilmiştir.

Kırık Durumu Adet Oran

Yok 48 %66,67

Var

<½ 7 %9,72

½ 12 %16,67

>½ 5 %6,94

TOPLAM 69 %100

Tablo.12: Çekirdekler üzerindeki kırık alanları

Grafik.5’de belirtmiş olduğumuz ana çekirdek tiplerinin altında farklı alt

tipler de tespit edilmiştir. Buna göre hazırlanmamış çekirdekler altında üç,

hazırlanmış çekirdekler altında ise iki farklı tipin ayrımı yapılmıştır (Tablo.13).

66

2 10

10

20

30

40

50

60

70

Hazırlanmamış

Çekirdekler

Hazırlanmış

Çekirdekler

Belirsiz

ÇEKİRDEK TİPLERİ

Page 64: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

59

Tip Alt tip Adet

Hazırlanmamış Şekilsiz 43

Çekirdek parçası 19

Denenmiş 4

Hazırlanmış Çekirdek parçası 1

Proto-Levallois 1

Belirsiz - 1

Toplam 69

Tablo.13: Çekirdek alt tipleri.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz çekirdekler içerisinde en yoğun alt

grup, hazırlanmamış çekirdekler grubunda yer alan şekilsiz çekirdeklerdir

(Levha.10-12). Bunlar şekil itibariyle standart bir forma sahip olmayan tiplerdir. Bu

tipi 19 adet örnekle çeşitli oranlarda kırıklar taşıyan çekirdek parçaları takip

etmektedir. Söz konusu tipler dışında 4 adet örnekle temsil edilen denenmiş

hammaddeler de diğer hazırlanmamış çekirdek alt tipi olarak dikkat çekmektedir.

Endüstri içerisinde analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz çekirdeklerden

yalnızca 2 tanesi hazırlanmış çekirdek olarak sınıflandırılmıştır. Bunlardan bir tanesi

çekirdek parçası iken diğer örnek ise Proto-Levallois bir çekirdektir (Levha.11/2).

Vurma Düzlemi

43 adet şekilsiz çekirdek içerisinde en yoğun grubu 30 adet örnekle düz

vurma düzlemli parçalar oluşturmaktadır. Bunları 5 adet örnekle ham vurma

düzlemine sahip çekirdekler izlemektedir. 7 adet şekilsiz çekirdek ise üzerlerinde

Page 65: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

60

hem düz hem de ham vurma düzlemi taşımaktadırlar. 1 adet çekirdeğin ise vurma

düzlemi kırık olduğu için tespit edilememiştir.

Çekirdek parçaları üzerinde yapmış olduğumuz vurma düzlemi gözlemlerinde

de şekilsiz çekirdeklerde olduğu gibi düz vurma düzlemi taşıyan parçaların ağırlıkta

olduğu tespit edilmiştir. Toplam 19 adet çekirdek parçasından 16 tanesinin düz

vurma düzlemine sahip oldukları görülmüştür. 1 adet örnek ise hem ham hem de düz

vurma düzlemine sahiptir. 2 adet çekirdek parçası üzerinde ise vurma düzlemi tespit

edilememiştir.

Hazırlanmamış çekirdekler içerisinde oldukça az sayıda temsil edilen 4 adet

denenmiş çekirdeğin ise 2 tanesi düz, 2 tanesi de ham vurma düzlemine sahiptir.

Düz v.d. Ham v.d. Düz/Ham v.d Belirsiz v.d. Kırık v.d. Toplam

Şekilsiz 30 5 7 - 1 43

Çekirdek

parçası

16 - 1 2 - 19

Denenmiş 2 2 - - - 4

Toplam 48 7 8 2 1 66

Tablo.14: Hazırlanmamış çekirdeklere ait vurma düzlemi tipleri.

Oldukça az sayıdaki hazırlanmış çekirdekler içerisinde yer alan çekirdek

parçası ile Proto-Levallois örneğin her ikisinin de vurma düzlemleri düz olarak tespit

edilmiştir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde,

çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri ile yongalama ürünlerinde tespit edilmiş

olan topuk tipleri arasında tutarlılık olduğu görülmektedir. Çekirdekler açısından düz

Page 66: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

61

vurma düzlemli parçaların ham vurma düzlemli parçalara oranı %87,72 olmakla

birlikte yongalama ürünleri açısından da düz topuklu parçaların ham topuklu

parçalara oranı %84,24 olarak tespit edilmiştir.

Çıkarım Yönü

Karain Alt Paleolitik yontmataş endüstrisi içerisindeki 69 adet çekirdeğin

büyük bir çoğunluğunun düzensiz (çok yönlü) vurma düzlemine sahip olduğu tespit

edilmiştir. Söz konusu parçaları çok daha az sayılarda tek (Levha.11/1, 4), merkezcil

(Levha.10/2), iki (Levha.10/1) ve çapraz (Levha.11/3) kutuplu çekirdekler takip

etmektedir. 3 adet örnekte ise çıkarım yönü tespit edilememiştir (Tablo.15).

Çıkarım yönü Adet

Düzensiz 39

Tek 16

Merkezcil 9

Belirsiz 3

İki 1

Çapraz 1

TOPLAM 69

Tablo.15: Çekirdek çıkarım yönleri.

Boyut

Çekirdeklere ait boyut analizlerinde de yongalama ürünlerinde olduğu gibi

uzunluk, genişlik ve kalınlık ölçümleri alınmıştır. Kırık olan parçalardan ise kırığın

konumuna göre söz konusu ölçümler alınmamıştır.

Page 67: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

62

Sağlam olarak ele geçmiş olan hazırlanmamış çekirdeklere ait yapmış

olduğumuz boyut analizleri sonucu genel boyut ortalamalarının Tablo.16’da

gösterilen şekilde oldukları tespit edilmiştir.

HAZIRLANMAMIŞ

ÇEKİRDEK

BOYUTLARI

Minimum

Maksimum

Ortalama

Uzunluk 15 mm 107 mm 61 mm

Genişlik 22 mm 96 mm 59 mm

Kalınlık 9 mm 79 mm 44 mm

Tablo.16: Hazırlanmamış çekirdeklere ait genel boyut ölçümleri.

Tablo.16’da belirtilen genel çekirdek boyut ortalamalarını tespit etmiş

olmamıza rağmen, yongalama ürünlerinde olduğu gibi bu genel ortalamaların kimi

zamanlarda yanılgıya yol açabileceğini de belirtmemiz gereklidir. Örneğin 1’er adet

örnekle temsil edilen 107 ve 96 mm uzunluğundaki çekirdekler, genel çekirdek

ortalamasının çok üzerindeki parçalardır. Bu sebepten dolayı çekirdekler açısından

da belli boyut aralıklarına düşen parça sayısını tespit ettik. Böylece endüstri

içerisindeki çekirdek boyutlarına dair daha sağlıklı fikirlerin ortaya çıkacağını

düşünmekteyiz (Tablo.17).

Page 68: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

63

Uzunluk Aralığı Çekirdek Sayısı

10 – 20 mm 2

20 – 30 mm 10

30 – 40 mm 15

40 – 50 mm 13

50 – 60 mm 5

60 – 70 mm 2

70 – 80 mm -

80 – 90 mm 1

90 – 100 mm 1

100 – 110 mm 1

Genişlik Aralığı Çekirdek Sayısı

20 – 30 mm 14

30 – 40 mm 19

40 – 50 mm 9

50 – 60 mm 3

60 – 70 mm 1

70 – 80 mm 1

80 – 90 mm 1

90 – 100 mm 1

Kalınlık Aralığı Çekirdek Sayısı

0 – 10 mm 1

10 – 20 mm 23

20 – 30 mm 17

30 – 40 mm 8

40 – 50 mm 3

50 – 60 mm 2

60 – 70 mm -

70 – 80 mm 1

Tablo.17: Farklı uzunluk, genişlik ve kalınlık aralıklarında yer alan

Hazırlanmamış çekirdek sayıları.

Page 69: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

64

Tablo.17’de görüldüğü gibi Karain Alt Paleolitik Dönem hazırlanmamış

çekirdeklerinin uzunluklarına bakıldığında en yoğun grubu 20 – 50 mm aralığındaki

parçaların oluşturduğu görülmektedir. Söz konusu aralıktaki parçaların diğer uzunluk

aralığındaki parçalara oranı %76 olarak tespit edilmiştir. Genişlik kriterine

bakıldığında da yine 20 – 50 mm aralığındaki parçaların diğer genişlik aralığındaki

gruba olan oranının %85,71 olduğu görülmektedir. Kalınlık kriterinde ise standart

grubun 10 – 30 mm aralığındaki parçalar olduğu görülmektedir. Bu kalınlık

aralığında yer alan çekirdeklerin oranı diğer gruptakilere göre %87,27 olarak tespit

edilmiştir.

Hazırlanmış çekirdekler içerisinde incelemiş olduğumuz 1 adet Proto-

Levallois çekirdeğin uzunluğu ve genişliği 40’ar mm, kalınlığı ise 17 mm olarak

ölçülmüştür.

V.6. YONTMATAŞ ALETLER

Çalışmamız kapsamında tipolojik analizlerini yapmış olduğumuz Alt

Paleolitik Dönem’e ait seviyelerden ele geçmiş olan alet sayısı 264’dür. Bunlardan

yalnızca 3 adedi iki yüzeyli aletlerden oluşmaktadır. Söz konusu iki yüzeyli aletler

“Diğer aletler” kategorisinin altında incelenecektir.

Aletler üzerinde yapmış olduğumuz tekno-tipolojik analizler, her bir alet tipi

altında ayrı ayrı yapılmıştır. Buna göre her bir tip için aşağıda belirtmiş olduğumuz

Analiz, gözlem ve ölçümler gerçekleştirilmiştir;

Page 70: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

65

Alet tipi

Alt tip (tanım, sayı)

o Hammadde

o Kabuk / Ham yüz

o Taşımalık

o Kırık

o Topuk

o Kopma açısı

o Vurma yumrusu

o Düzelti Analizleri

Tip

Konum

Dağılım

Pozisyon

Kapladığı alan

Açı

o Boyut Analizleri

Genel

Spesifik

Analizlerini yapmış olduğumuz seviyelerden tespit edilmiş olan 264 adet alet,

tiplerine göre sınıflandırılmış ve çeşitli alt bölümlere ayrılmıştır. Toplam 7 ana tip

içerisinde 41 adet alt tip tespit edilmiştir. Tanımlanamayan parçaların dışında kalan

ana alet tiplerine ait oranların yer aldığı grafik şu şekildedir (Grafik.6);

Page 71: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

66

Grafik.6: Alet tipleri ve oranları.

KENAR KAZIYICILAR

Yonga, dilgi ya da döküntü parçalar üzerine yapılmış, bir ya da daha fazla

kenarı, salt kenar uzunluğunun büyük bir kısmını kaplayacak bir biçimde devamlı ve

düzenli düzeltilerle düz, iç ya da dışbükey olarak şekillendirilmiş aletlerdir102. Kenar

kazıyıcılar alet tipleri içerisinde toplam 57 adet parça ile temsil edilmektedirler.

Analizlerimiz sonucu bu ana tipin altında 8 adet alt tipin ayrımı yapılmıştır. Söz

konusu alet tipleriyle ilgili yapmış olduğumuz tekno-tipolojik inceleme ve analizler

şu şekildedir;

102 Yalçınkaya, 1989: 29.

%25,91 %25,91

%17,27

%14,55%13,18

%3,18

ALT PALEOLİTİK ALET TİPLERİ

Page 72: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

67

KENAR KAZIYICI ALT TİPLERİ ADET

Tek dışbükey kenar kazıyıcı 17

Tek düz kenar kazıyıcı 9

Yatay kenar kazıyıcı 9

Tek yan kenar kazıyıcı 8

Yöneşen kenar kazıyıcı 5

Yatık yöneşen kenar kazıyıcı 4

Tanımlanamayan kenar kazıyıcı 3

Düz – dışbükey kenar kazıyıcı 2

TOPLAM 57

Tablo.18: Kenar kazıyıcı alt tipleri ve sayıları.

Tip.1 – Tek dışbükey kenar kazıyıcı: Dışarıya doğru belirgin ya da hafif yay yapan

bir kenar gösteren parçalardır103. Bu alt tip, kenar kazıyıcılar içerisinde 17 adet örnek

ile temsil edilmektedir. Bir tanesi kırık olarak ele geçmiş olan söz konusu kenar

kazıyıcıların 16 tanesinin taşımalığı yonga iken 1 adet örnek ise radyolarit bir tablet

üzerine yapılmıştır (Levha.13/1, 2).

Belirlemiş olduğumuz tek dışbükey kenar kazıyıcıların hammaddesinin büyük

oranda radyolarit olduğu tespit edilmiştir. 13 adet örneğin hammaddesi radyolarit

iken sadece 4 parçanın yapımında çakmaktaşının kullanılmış olduğu görülmektedir.

Söz konusu alt tipler üzerindeki kabuk veya ham yüzey oranlarına

bakıldığında 4 adet parçanın üzerlerinde herhangi bir kalıntı taşımadıkları tespit

edilmiştir. Toplam 11 adet parça yüzeylerinin yarısından daha az bir oranda

103 Yalçınkaya, 1989: 32.

Page 73: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

68

kabuk/ham yüzey taşırken 2 adet parçada ise yüzey genişliğinin yarısı kadar

kabuk/ham yüzey kalıntısı tespit edilmiştir.

Tek dışbükey kenar kazıyıcıların topuklarına bakıldığında en yoğun tipin

endüstrinin geneline hakim olan düz topuklar (7 adet) olduğu görülmektedir. Bunu 4

adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir. Yine düzeltileme işlemi sonucu

topukları kaldırılmış olan parçalar 4 adet örnekle temsil edilmektedirler. Radyolarit

bir tabletin doğal formundan faydalanılarak kenar kazıyıcı haline getirilmiş olan

parçanın ise topuğu yoktur. Tek dışbükey kenar kazıyıcılar içerisinde kırık

olmasından dolayı yalnızca bir parçanın topuk kısmı tespit edilememiştir.

Topuk kısımları kaldırılmamış veya sağlam olarak ele geçmiş olan parçalar

içerisinde yapmış olduğumuz kopma açısı gözlemlerinde tüm örneklerin (11 adet)

kopma açılarının 90°’nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Tablet üzerine yapılmış

olan parça dışında topuk kısımları kaldırılmış veya kırık olan parçaların kopma

açıları tespit edilememiştir (6 adet).

Tek dışbükey kenar kazıyıcılar üzerindeki vurma yumrularıyla ilgili yapmış

olduğumuz gözlemlerde, sert vurgaçla doğrudan yongalamanın bir belirtisi olan

belirgin vurma yumruları tespit edilmiştir. Söz konusu parçalardan 7 tanesinin vurma

yumrusu belirgin bir şekilde gözlemlenirken 5 adet parçanın ise vurma yumruları

diğerlerine göre oldukça belirgin bir formda gözlemlenmiştir.

Yontmataş aletler üzerindeki tipoloji çalışmalarında önemli noktalardan

birisi de düzeltilerle ilgili yapılan analizlerdir. Bu bağlamda yapmış olduğumuz

gözlem ve analizlerde, aletler üzerinde yer alan düzeltilere ilişkin çeşitli sonuçlara

varılmıştır.

Page 74: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

69

Toplam 17 adet örnekle temsil edilen tek dışbükey kenar kazıyıcılarda tespit

edilen baskın düzelti tipi basamak pulcuklu düzeltidir (Levha.13/1, 2). Söz konusu

bu 14 adet parçayı 2 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip aletler takip etmektedir. 1

adet örnek ise kenarlarında hem pulcuklu hem de basamak pulcuklu düzeltiler

taşımaktadır.

Yonga üzerine yapılmış olan 16 adet tek dışbükey kenar kazıyıcının tümü,

düzeltilerini üst (dış) yüzünde taşımaktadır. Radyolarit tablet üzerine yapılmış olan

örnekte ise herhangi bir yönlendirme yapmak mümkün değildir.

Tek dışbükey kenar kazıyıcılarının tümünde düzeltiler taşımalığın distal,

mesial ve proksimal bölümleri boyunca devam etmektedirler. Yani diğer bir deyişle

tüm parçalar devamlı düzeltiye sahiptirler.

Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara baktığımızda 13 adet tek

dışbükey kenar kazıyıcının uzun düzeltilere sahip olduğu görülmektedir. 4 adet parça

ise ince düzeltiler taşımaktadır.

Düzeltiler açısından son analizimiz ise düzelti açılarıyla ilgili yapmış

olduğumuz gözlemlerdir. Söz konusu kriter açısından tek dışbükey kenar kazıyıcılar

içerisinde yarı dik düzeltilere sahip olan parçalar en yoğun grubu oluşturmaktadır. 11

adet örnekle temsil edilen bu grubu dar düzelti açılarına sahip olan parçalar takip

etmektedir (4 adet). 1 adet parça dik düzeltiye sahipken bir diğer parçanın düzeltileri

ise hem dik hem de yarı dik görünümdedir.

Yontmataş aletler açısından yapmış olduğumuz son analiz ise boyut

ölçümleridir. Buna göre söz konusu alt tiplere ait uzunluk, genişlik ve kalınlık

ölçümleri ile bunların genel ortalamaları tespit edilmiştir.

Page 75: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

70

Yapmış olduğumuz ölçümler sonucu tek dışbükey kenar kazıyıcılara ait

minimum uzunluk ölçümü 25 mm, maksimum uzunluk ölçümü ise 71 mm olarak

tespit edilmiştir. Buna göre söz konusu alt tipin genel uzunluk ortalaması 48 mm

olarak ortaya çıkmaktadır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum 18 mm, maksimum

46 mm ve ortalama 32 mm sonuçları ortaya çıkmıştır. Son ölçüm olan kalınlık

ölçümlerinde ise minimum kalınlık 6 mm, maksimum kalınlık 33 mm ve ortalama

kalınlık değeri ise 19,5 mm olarak tespit edilmiştir. Bu genel ortalamaların dışında

yapmış olduğumuz boyut standartlarına yönelik ölçümler sonucu tek dışbükey kenar

kazıyıcıların 30 – 60 mm uzunluk aralığında yoğunlaştıkları tespit edilmiştir.

Genişlik açısından 20 – 50 mm aralığında dengeli bir dağılım olduğu gözükmektedir.

Taşımalık kalınlıkları açısından ise 10 – 20 mm aralığındaki parçalar bariz bir

şekilde en yoğun grubu oluşturmaktadır.

Tip.2 – Tek düz kenar kazıyıcı: Tek bir düz kenarı kazıyıcı haline dönüştürülmüş

alet tipleridir104 (Levha.13/3-5). Bu alt tip toplam 9 adet örnekle temsil edilmektedir.

Söz konusu kenar kazıyıcı alt tiplerinde 2 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Alet

taşımalıkları açısından bakıldığında 7 adet örneğin yonga üzerine yapılmış olduğu

görülmektedir. Geriye kalan örneklerden birisi çekirdek kenarı diğeri ise bir

hammadde bloğu üzerine yapılmışlardır.

Bir önceki alt tipte olduğu gibi tek düz kenar kazıyıcılarda da baskın

hammadde cinsi radyolarittir. 7 adet örneğin hammaddesi radyolarit iken çakmaktaşı

yalnızca 2 adet parçada tercih edilmiştir.

104 Yalçınkaya, 1989: 32.

Page 76: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

71

Parçalar üzerindeki kabuk veya ham yüzey oranlarına bakıldığında,

hammaddesi radyolarit olan tek düz kenar kazıyıcıların tümünün belli oranlarda ham

yüzey taşıdıkları tespit edilmiştir. Bu parçalardan 5 tanesi taşımalık yüzeyinin

yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey taşırken 2 parçada ise ham yüzey

oranı ½ olarak tespit edilmiştir. Çakmaktaşı açısından bakıldığında ise söz konusu

parçalardan tekinin ½ oranında kabuk kalıntısı taşıdığı görülmüştür.

Tek düz kenar kazıyıcıların topuk tiplerine bakıldığında ham topuğa sahip

olan parçaların (Levha.13/4) yoğunlukta oldukları görülmektedir (4 adet). Bunları 2

adet örnekle düz topuklu parçalar takip etmektedir. Yalnızca 1 adet örnekte ise çatı

biçimli topuk tespit edilmiştir. Taşımalığı çakmaktaşı hammadde bloğu olan bir

örnek ise topuğa sahip değildir. 1 adet örneğin ise topuk kısmı kırık olduğu için tespit

edilememiştir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz parçaların tümünün kopma açıları, bir

önceki alt tipte olduğu gibi 90°’nin üzerindedir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz

hammadde bloğu üzerine yapılmış olan parça ile kırık taşıyan bir parçanın ise kopma

açıları yoktur.

Vurma yumruları ile ilgili yapmış olduğumuz gözlemler sonucu, endüstrinin

genelinde olduğu gibi tek düz kenar kazıyıcıların çoğunluğunun belirgin vurma

yumrularına sahip oldukları tespit edilmiştir. 2 adet parça ise diğer 5 örneğe göre

oldukça belirgin ve çıkıntılı bir görünüm sergileyen vurma yumrularına sahiptir.

Doğal formuyla kullanılmış olan hammadde bloğu ile kırık olan parçanın ise vurma

yumruları yoktur.

Page 77: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

72

Tek düz kenar kazıyıcılar üzerinde yapmış olduğumuz düzelti analizlerine

göre bu alt tipin de karakteristik düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu

tespit edilmiştir (Levha.13/4). 9 adet örneğin 8 tanesi kenarlarında basamak pulcuklu

düzeltiler taşımaktadır. Geriye kalan 1 adet örnek ise hem pulcuklu hem de basamak

pulcuklu düzeltilere sahiptir.

Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına göre bakıldığında 6 adet alt

tipin, düzeltileri dış yüzünde taşıdıkları görülmektedir. 3 adet örnek ise iç yüzden

düzeltilenmiş parçalar olarak dikkat çekmektedir.

Düzeltilerin taşımalık üzerindeki konumları üzerinde yapmış olduğumuz

analiz ve gözlemlerde tek örnek dışındaki parçaların distal, mesial ve proksimal

bölümleri boyunca düzelti taşıdıkları görülmüştür. Söz konusu tek örnek ise

bölümlendirmesi yapılamayan hammadde bloğudur.

Parça kenarında yer alan düzeltilerin dağılımları da düzelti konumlarıyla

paralellik göstermektedir. Söz konusu alt tipe ait tüm parçalar devamlı düzeltilere

sahiptir.

Düzeltinin taşımalık üzerinde kapladığı alan büyük oranda düzelti tipiyle

bağlantılı bir kriterdir. Basamak pulcuklu düzelti tipinin baskın olduğu örneklerin

büyük kısmında düzeltiler uzun bir alanı kaplamaktadırlar (8 adet). Yalnızca tek

örnek ise taşımalık kenarında ince düzeltilere sahiptir.

Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son analiz olan düzelti açılarına

baktığımızda 6 adet örneğe ait düzeltilerin taşımalığın iç yüzüyle dar bir açı

oluşturdukları tespit edilmiştir. 2 adet örnek yarı dik bir görünüm sergilerken 1 adet

örnek ise kenarında dik düzeltiler taşımaktadır.

Page 78: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

73

Tek düz kenar kazıyıcılarla ilgili yapmış olduğumuz son analizler boyut

ölçümleridir. Buna göre bu alt tipe ait minimum uzunluk değeri 34 mm, maksimum

uzunluk değeri 100 mm ve ortalama uzunluk değeri ise 67 mm olarak ölçülmüştür.

Genişliklere ait analizlerde ise minimum 26 mm, maksimum 78 mm ve ortalama 52

mm ölçümleri alınmıştır. Söz konusu parçalardan alınan son ölçüm ise kalınlık

ölçümüdür. Bu kritere göre minimum 9 mm, maksimum 35 mm ve ortalama 22 mm

sonuçları ortaya çıkmıştır.

Ortalama değerlerin dışında almış olduğumuz spesifik ölçümlere bakıldığında

uzunluk açısından en yoğun grubun 30 – 40 mm aralığındaki grup olduğu

görülmektedir. Bu grubu 2 adet örnekle 40 – 50 mm aralığındaki grup takip

etmektedir. Dolayısıyla söz konusu alt tip açısından standart uzunluk aralığının 30 –

50 mm olduğu söylenebilir. 100 mm uzunluğundaki bir adet örnek genel standardın

dışında tekil bir örnek olarak dikkat çekmektedir. Genişlik kriteri açısından

bakıldığında ise 20 – 50 mm aralığında dengeli dağılımın olduğu gözükmektedir.

Kalınlık değerleriyle ilgili almış olduğumuz ölçümlerde bir önceki alt tip olan tek

dışbükey kenar kazıyıcılarda olduğu gibi 10 – 20 mm aralığındaki parçalar 7 adet

örnekle çok net bir şekilde baskın grubu oluşturmaktadırlar.

Tip.3 – Yatay kenar kazıyıcı: Çoğunlukla topuğun karşı tarafındaki kenarın, ender

olarak da bununla birlikte topuk kenarının devamlı ve düzenli düzeltilerle kenar

kazıyıcı haline sokulduğu aletlerdir105 (Levha.13/6-8). Bu alet tipi de endüstri

içerisinde 9 adet örnekle temsil edilmektedir. Söz konusu 9 adet örneğin tümü

sağlam olarak ele geçmiştir. Bu örneklerin tümünün taşımalığı yongadır.

105 Yalçınkaya, 1989: 34.

Page 79: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

74

Yatay kenar kazıyıcılarda karşımıza çıkan hammadde cinslerine baktığımızda

endüstri genelinden daha farklı bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Söz konusu alt tipe

ait örneklerin 4 tanesinin hammaddesi radyolarit iken geriye kalan 5 adet parçanın

ise hammaddesi çakmaktaşı olarak dikkat çekmektedir.

Yatay kenar kazıyıcılara kabuk/ham yüzey kriteri açısından baktığımızda

radyolarit ve çakmaktaşları açısından farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. 4 adet

radyolarit parçanın 3 tanesi ham yüzey taşırken 5 adet çakmaktaşında ise kabuk

taşıyan parçaların sayısı 2’dir. Yani toplamda 9 adet parçadan 5 tanesi belli oranlarda

kabuk/ham yüzey kalıntısı taşımaktadırlar.

Yatay kenar kazıyıcılar üzerinde tespit edilmiş olan topuk tipleri endüstrinin

genel görünümü paralelindedir. 6 adet parça düz topuğa sahipken 2 adet örneğin ise

topuğu kaldırılmıştır. Geriye kalan tek örnek ise ham topuğa sahiptir.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz ve topuk kısmı kaldırılmış olan 2 adet

parçanın dışında geriye kalan tüm örneklerin kopma açıları 90°’nin üzerindedir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yatay kenar kazıyıcıların vurma

yumrularına bakıldığında 6 adet parçanın belirgin bir vurma yumrusuna sahip olduğu

görülmüştür. 3 adet örnek ise diğerlerine göre daha şişkin ve yaygın bir vurma

yumrusuna sahiptirler.

Yatay kenar kazıyıcıların düzelti tiplerine baktığımızda şu ana kadar ki alt

tiplerde olduğu gibi baskın düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu

görülmektedir (Levha.13/7, 8). 7 adet örnekle temsil edilen basamak pulcuklu

düzeltili parçaları 2 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip parçalar takip etmektedir

Page 80: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

75

(Levha.13/6). Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine

yapılmışlardır.

Taşımalık üzerindeki düzelti konumlarına bakıldığında düzeltilerin büyük

oranda topuğun tam karşısında yer alan distal kenara yapılmış oldukları

görülmektedir. Bu genel görüntünün aksine tek bir örnekle temsil edilen parçada ise

düzeltiler topuğun yer aldığı proksimal kenara yapılmışlardır. Yine tek bir örnekle

temsil edilen bir diğer örnekte ise düzeltiler taşımalığın distal bölümüyle birlikte

mesial bölümün bir kısmında yer almaktadırlar. Söz konusu 9 adet parça üzerinde yer

alan düzeltilerin tümü yapılmış oldukları kenarın tamamı boyunca devam

etmektedirler. Dolayısıyla söz konusu parçaların tümünün devamlı düzeltilere sahip

oldukları görülmektedir.

Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında uzun

düzeltilere sahip olan parçaların baskın oldukları görülmektedir. 6 adet örnekle

temsil edilen bu parçaların ardından 2 adet örnek ile ince düzeltili parçalar

gelmektedir. 1 adet örnek ise üzerinde hem ince hem de uzun düzeltiler taşımaktadır.

Yatay kenar kazıyıcılar üzerinde yer alan düzeltilerin açılarıyla ilgili yapmış

olduğumuz analizlerde 4 adet örneğin kenarında yer alan düzeltilerin, taşımalığın iç

yüzü ile dar bir açı oluşturdukları tespit edilmiştir. Geriye kalan 5 adet parçada ise

düzeltiler yarı dik bir görünüm sergilemektedirler.

Yatay kenar kazıyıcıların boyutlarına baktığımızda diğer alt tiplere göre

uzunlukların daha düşük, genişliklerin ise daha büyük olduğu görülmektedir. Bunun

en önemli sebebi parçalar üzerindeki düzeltilerin ya distal ya da proksimal uçta yer

almasıdır. Parçanın distal ya da proksimal uçta düzeltileme işlemine tabi tutulması

Page 81: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

76

taşımalığın boyunun doğal olarak kısalmasına sebep olmuştur. Söz konusu parçaların

uzunlukları minimum 24, maksimum 51 mm olarak ölçülmüştür. Buna göre ortalama

uzunluk 37,5 mm olarak karşımıza çıkmaktadır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum

34, maksimum 57 ve ortalama 45,5 mm değerleri alınmıştır. Genel boyut

analizlerinin sonuncusu olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum değer olarak 9 mm,

maksimum değer olarak 18 mm ve ortalama değer olarak da 13,5 mm sonuçları elde

edilmiştir.

Yatay kenar kazıyıcılarda da diğer alt tiplerde olduğu gibi belli boyut

aralıklarındaki örnek sayıları tespit edilmiştir. Buna göre söz konusu alt tipte uzunluk

kriteri açısından en yoğun grubu 20 – 30 mm aralığında yer alan parçalar temsil

etmektedir. Genişlik açısından 30 – 60 mm arasında dengeli bir dağılım yer alırken

kalınlık kriteri açısından şu ana kadar ki kenar kazıyıcı alt tiplerinde olduğu gibi 10 –

20 mm aralığında yer alan parçalar baskın grubu oluşturmaktadırlar.

Tip.4 – Tek yan kenar kazıyıcı: Yonga ya da dilgi üzerine yapılmış, düzeltili kenarı

yonga eksenine az çok paralel olan kenar kazıyıcılardır106 (Levha.14/1, 2). Endüstri

içerisinde bu alt tipe ait 8 adet örnek tespit edilmiştir. Tespit etmiş olduğumuz tek

yan kenar kazıyıcıların yalnızca 1 tanesi taşımalık boyutunun yarısından daha az bir

alanında kırık taşımaktadır. Söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait parçaların 6

tanesi yonga taşımalıklar üzerine yapılmışlardır. Diğer iki adet örneğin taşımalıkları

ise dilgi ve döküntü parçalardır.

106 Yalçınkaya, 1989: 32.

Page 82: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

77

Tek yan kenar kazıyıcıların yapımında kullanılan hammadde baskın bir

biçimde radyolarittir (7 adet). Yalnızca 1 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşı

olarak tespit edilmiştir.

Toplam 8 adet örnekle temsil edilen tek yan kenar kazıyıcıların 5 tanesi

üzerlerinde belli oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Fakat taşımalıklar

üzerindeki kabuk/ham yüzey oranları oldukça düşüktür. Yalnızca 1 adet çakmaktaşı

parça yüzeyinin yarısı oranında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Geriye kalan parçalar

ise çok daha küçük oranlarda ham yüzeylere sahiptirler.

Parçaların topuk kısımlarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde endüstri

genelinde olduğu gibi düz topuklu parçaların (4 adet) çoğunlukta olmasına rağmen

ham topuklu parçalarında çok yakın bir sayıyla (3 adet) düz topuklu parçaları takip

ettikleri görülmüştür. Yalnızca tek bir adet örneğin ise topuk kısmının kaldırılmış

olduğu tespit edilmiştir.

Tek yan kenar kazıyıcıların kopma açılarına baktığımız zaman da endüstri

geneline ait bir görüntü karşımıza çıkmaktadır. Topuk kısmı gözlemlenebilen tüm

parçaların kopma açılarının 90°’nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir.

Söz konusu alt tipe ait olan ve topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş

parçaların vurma yumrularının tümü belirgin bir görünümdedir. Şu ana kadar ki alt

tipler içerisinde nadiren de olsa görülen oldukça belirgin vurma yumrulu parçalar tek

yan kenar kazıyıcılar içerisinde yer almamaktadırlar.

Tek yan kenar kazıyıcılar üzerinde düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz

gözlemlerde baskın düzelti tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu görülmüştür

(5 adet). 2 adet örnek üzerinde pulcuklu düzeltiler tespit edilmişken 1 adet örnekte

Page 83: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

78

ise pulcuklu ve basamak pulcuklu düzeltilerin aynı anda kullanılmış olduğu

görülmüştür. Parçalar üzerinde tespit edilmiş olan söz konusu düzeltilerin tümü

taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır.

Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki konumlarına baktığımızda mesial ve

proksimal alanlarında düzelti taşıyan tek örneğin dışında geriye kalan tüm parçalar

distal, mesial ve proksimal alanlar boyunca devam etmektedirler. Bununla birlikte

söz konusu tek örnekte de düzeltiler kenar uzunluğunun %50’sinden fazlasını

kaplamaktadırlar. Dolayısıyla tüm parçalar açısından devamlı bir düzelti olgusundan

bahsedebiliriz.

Düzelti tipleriyle bağlantılı olarak düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları

alanlar da büyük oranda uzundur. 5 adet uzun düzeltili parçanın dışında 3 adet

örneğin ise ince düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir.

Düzeltiler açısından son kriterimiz olan düzelti açılarında ise dengeli bir

dağılım söz konusudur. Dar ve yarı dik düzeltiye sahip olan parçalar 4’er adet

örnekle temsil edilmektedirler.

Tek düz kenar kazıyıcılar üzerinde yapmış olduğumuz genel boyut

analizlerinde uzunluk açısından minimum 28, maksimum 50 ve ortalama 39 mm

değerlerine ulaşılmıştır. Genişlik ölçümlerinde ise minimum 20, maksimum 32 ve

ortalama 27,5 mm değerleri tespit edilmiştir. Parçalar üzerinde almış olduğumuz son

ölçüm olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum 7, maksimum 20 ve ortalama 13,5

mm değerleri karşımıza çıkmıştır.

Boyut analizlerinin son halkası olarak belli bir uzunluk, genişlik ve kalınlık

aralığında yer alan örneklerin sayıları tespit edilmiştir. Buna göre tek yan kenar

Page 84: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

79

kazıyıcı uzunlukları açısından 40 – 60 mm aralığında dengeli bir dağılımının olduğu

görülmüştür. Taşımalık genişlikleri açısından ise baskın olan grubun 6 adet örnekle

temsil edilen 20 – 30 mm aralığındaki grup olduğu tespit edilmiştir. Kalınlık kriterine

bakıldığında standart aralığın 0 – 20 mm olduğu anlaşılmaktadır. Analizleri yapılmış

olan 8 adet örneğin 7 tanesi bu kalınlık aralığında yer almaktadır.

Tip.5 – Yöneşen kenar kazıyıcı: Düzenli düzeltilerle işlenmiş iki kenarı, parçanın

bir ucunda, özellikle de üst ucunda birleşen parçalardır107 (Levha.14/3). Bu kenar

kazıyıcı alt tipi toplam 5 adet örnekle temsil edilmektedir. Tümü sağlam olarak ele

geçmiş olan örneklerde en çok sayıyla temsil edilen taşımalık tipi döküntülerdir (3

adet). Bunları 1’er adet örnekle yonga ve yontma artıkları takip etmektedir.

Tespit etmiş olduğumuz yöneşen kenar kazıyıcıların tümünün hammaddesi

radyolarittir. Söz konusu parçaların 4 tanesi, üzerlerinde herhangi bir ham yüzey

kalıntısı taşımamaktadırlar. Yalnızca 1 adet parça ise yarısından daha az bir alanında

ham yüzey kalıntısı taşımaktadır.

Söz konusu alt tip açısından topuk tipleriyle ilgili yapmış olduğumuz

gözlemlerde 3 adet örneğin topuğunun olmadığı tespit edilmiştir. Geriye kala 2 adet

örnek ise düz topuk taşımaktadırlar. Bu verilerle bağlantılı olarak topuk tespit

edilemeyen 3 adet örneğin kopma açıları da yoktur. Yine bu örneklerle ilgili sağlıklı

vurma yumrusu tespiti de yapılamamıştır. 2 adet örneğin ise vurma yumruları

endüstri genelinde olduğu gibi belirgin bir görünümdedir.

Yöneşen kenar kazıyıcıların düzelti tiplerine baktığımızda 2 farklı düzelti tipi

karşımıza çıkmaktadır. Bunlar pulcuklu düzeltiler ile kullanım sonucu parçanın

107 Yalçınkaya, 1989: 33.

Page 85: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

80

kenarında oluşmuş olan kertiklerdir. Söz konusu parçalar, belli bir kenarı boyunca

düzenli olarak bu kertikleri taşıdıkları için kullanılmış yongalardan ayrılıp kenar

kazıyıcı tipi altında incelenmişlerdir. Bu alt tip içerisinde geriye kalan son örnek ise

basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadır.

Taşımalıkların üzerinde yer alan düzeltilerin pozisyonlarıyla ilgili yapmış

olduğumuz gözlemlerde yalnızca tek parçanın taşımış olduğu düzeltilerin pozisyonu

tespit edilmiştir. Düzeltilerini dış yüzünde taşıyan bu örnek dışındaki parçalarda

düzelti pozisyonları belirlenememiştir.

Taşımalıkları üzerinde düzelti konumları belirlenmiş olan 2 adet parça, distal,

mesial ve proksimal alanları boyunca düzelti taşımaktadırlar. Geriye kalan 3 adet

parçanın ise taşımış oldukları düzeltilerin konumları tespit edilememiştir.

Tespit etmiş olduğumuz 5 adet yöneşen kenar kazıyıcının 3 tanesinin devamlı

düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir. 2 adet parça ise kısmi düzeltilere sahiptir.

Söz konusu düzeltilerin 4 tanesi taşımalığın kenarında ince bir alanı kaplarken 1

parça üzerindeki düzeltiler ise uzun görünümdedir.

Düzelti açılarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde ise 3 adet örneğin dik

düzeltiler taşırken 2 adet örneğin ise dar düzeltilere sahip olduğu görülmüştür.

Yöneşen kenar kazıyıcılar açısından yapmış olduğumuz genel boyut

ölçümlerinde söz konusu alt tipe ait parçaların minimum uzunluklarının 20 mm,

maksimum uzunluklarının 52 mm, ortalama uzunluklarının ise 36 mm olduğu tespit

edilmiştir. Bir diğer boyut kriteri olan genişlik kriterinde ise minimum değer 13 mm,

maksimum değer 24 mm ve ortalama değer 18,5 mm olarak karşımıza çıkmıştır.

Page 86: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

81

Genel boyut ölçümlerinin son halkası olan kalınlık ölçümlerinde ise minimum,

maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 4, 13 ve 8,5 mm olarak ölçülmüşlerdir.

Yöneşen kenar kazıyıcılar üzerinde belli boyut aralıklarına göre yapmış

olduğumuz analizlerde 20 – 30 mm uzunluk aralığında 3 adet, 50 – 60 mm uzunluk

aralığında ise 2 adet parça tespit edilmiştir. Analizleri yapılmış olan parçaların çok az

sayıda olması ve farklı uzunluk gruplarında yer alan parça sayılarının birbirine yakın

olması, bu alt tip açısından belli bir uzunluk standardı belirlememize engel

olmaktadır. Genişlik ve kalınlık standartlarında ise daha net bir görüntü ortaya

çıkmıştır. Genişlik olarak 10 – 20 mm, kalınlık olarak ise 0 – 10 mm aralığındaki

gruplarda yer alan parçalar sayısal olarak baskın görünmektedirler.

Tip.6 – Yatık yöneşen kenar kazıyıcı: Alet ekseninin yonga ekseni ile 25˚ den

büyük bir açı oluşturduğu, yonga üzerinde yöneşen kenarların düzeltilenmesiyle

oluşturulmuş parçalardır108 (Levha.14/4). Bu alt tipe ait 4 adet örnek tespit

edilmiştir. Ele geçmiş olan parçaların yalnızca 1 tanesinin yarısından küçük bir

alanında kırık tespit edilmiştir. Söz konusu alt tipe ait parçaların tümünün taşımalığı

yongadır.

Hammadde açısından baktığımızda yatık yöneşen kenar kazıyıcılarda da

baskın cinsin radyolarit olduğu görülmektedir (3 adet). Tek parçanın hammaddesi ise

çakmaktaşıdır. Bu parçaların yalnızca 1 tanesi üzerinde küçük bir alanda ham yüzey

tespit edilmiştir.

4 adet örnekle temsil edilen yatık yöneşen kenar kazıyıcıların 2 tanesinin

topuk kısmı düzdür. Diğer 2 adet örneğin topukları ise ham ve kaldırılmış olarak

108 Yalçınkaya, 1989: 33.

Page 87: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

82

dikkat çekmektedir. Topuk kısmı kaldırılmış olan bu parçanın dışında kalan diğer

örneklerin kopma açıları 90°’nin üzerindedir. Söz konusu örneklerin vurma

yumruları ise belirgin bir görünümdedir.

Düzelti tipleri açısından bakıldığında yatık yöneşen kenar kazıyıcılarda da

baskın tipin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu görülmektedir. 3 adet örnekle temsil

edilen basamak pulcuklu düzeltili parçaları tek örnekle pulcuklu düzeltilere sahip

parça takip etmektedir.

Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına baktığımızda 3 adet örnekte

düzeltilerin dış yüzde oldukları görülmektedir. Diğer tek örnek ise almaşık

düzeltilere sahiptir.

Düzelti konumları açısından yapılan gözlemlerde 3 adet örneğin distal, mesial

ve proksimal alanları, tek örneğin ise distal ve mesial alanları boyunca düzelti

taşıdıkları tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların tümü devamlı düzeltilere

sahiptirler.

Taşımalıklar üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlar açısından yapmış

olduğumuz gözlemlerde 2 adet örneğin ince, 2 adet örneğin ise uzun düzeltilere sahip

oldukları görülmüştür.

Düzelti açılarıyla ilgili yapılan gözlemlerde tüm parçaların birbirinden farklı

açılara sahip düzeltiler taşıdıkları görülmüştür. 3 adet örnek üzerinde ayrı ayrı dik,

yarı dik ve dar düzeltiler görülürken tek bir örnek ise üzerinde dik ve yarı dik

düzeltileri bir arada bulundurmaktadır.

Page 88: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

83

Yatık yöneşen kenar kazıyıcılar üzerinde yapılmış olan boyut analizleri

sonucu genel uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri tespit edilmiştir. Söz konusu

ölçümlere göre uzunluk kriteri açısından minimum, maksimum ve ortalama değerler

sırasıyla 25, 69 ve 47 mm olarak ölçülmüştür. Genişlik kriterinde elde edilmiş olan

ölçümler 27 (minimum), 60 (maksimum) ve 43,5 mm’dir (ortalama). Kalınlık

kriterinde ise söz konusu değerler 6 (minimum), 11 (maksimum) ve 8,5 mm

(ortalama) olarak karşımıza çıkmaktadır.

Belirli boyut aralıklarına göre yapmış olduğumuz sınıflamada ise 20 – 30 mm

uzunluk aralığındaki parçaların daha fazla oldukları tespit edilmiştir. Bu alanda

yapılan ölçümlerde 69 mm uzunluğundaki tek örnek genel standardın çok üzerinde

gözükmektedir. Genişlik kriteri açısından baktığımızda ise net bir yorum

yapılabilecek bir boyut aralığı tespit edilememiştir. Bu açıdan bakıldığında kalınlık

kriteri daha net görüntü sergilemektedir. Toplam 4 adet örneğin 3 tanesi 0 – 10 mm

kalınlık aralığında yer almaktadırlar.

Tip.7 – Tanımlanamayan kenar kazıyıcı: Yapılmış olan analizler sonucu, belirli

sebeplerden dolayı (kırık, bozulma vs.) herhangi bir alt tip içerisinde gösterilemeyen

kenar kazıyıcılardır. Bununla birlikte söz konusu parçalara ait mümkün olan tekno-

tipolojik analiz ve gözlemler gerçekleştirilmiştir. Bu parçalara ait 3 adet örnek tespit

edilmiştir. Söz konusu örneklerin tümü kırık olmakla birlikte taşımalıklarının yonga

oldukları tespit edilebilmiştir (Levha.14/5).

2 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır. Söz konusu örneklerden 1 tanesi

yarısından daha küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır. Hammaddesi

Page 89: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

84

radyolarit olan diğer örneğin ise üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit

edilmemiştir.

Proksimal kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan tek örneğin topuğu düz olarak

tespit edilmiştir. Diğer 2 örneğin ise topukları kırıktır. Bu parçaların kopma açıları ve

vurma yumruları da tespit edilememiştir.

Tanımlanamayan kenar kazıyıcıların tümü kırık olmasına rağmen düzelti

tipleri tespit edilebilmiştir. Buna göre 2 adet örneğin pulcuklu, tek örneğin ise

basamak pulcuklu düzeltiler taşıdığı görülmüştür. Söz konusu parçalardaki

düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Düzelti konum ve

dağılımlarıyla ilgili gözlemler, parçaların taşımış oldukları kırıklardan dolayı sağlıklı

bir şekilde gerçekleştirilememiştir.

Tanımlanamayan kenar kazıyıcılarla ilgili düzeltiler açısından tespit

edilebilen diğer kriterler ise düzeltilerin kapladığı alan ve düzelti açıları olmuştur.

Buna göre 2 adet örnek ince düzeltiler taşırken basamak pulcuklu düzeltiye sahip tek

örnekte ise düzeltiler daha uzun bir alanı kaplamaktadırlar. Düzelti açılarına

bakıldığında da 2 adet parçanın dar, tek parçanın ise yarı dik düzeltilere sahip olduğu

görülmüştür.

Tanımlanamayan kenar kazıyıcılarla ilgili boyut ölçümleri, söz konusu

parçaların az sayıda ve kırık olmalarından dolayı çok sağlıklı bir şekilde

gerçekleştirilememiştir. Bu parçalarla ilgili uzunluk ölçümleri, bahsetmiş olduğumuz

kırık olgusundan dolayı tespit edilememiştir. Genişliği tespit edilebilen 2 adet örneğe

göre ise minimum 41, maksimum 42 ve ortalama 41,5 mm ölçümleri elde edilmiştir.

Page 90: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

85

Kalınlık kriteri açısından 3 örnekten de ölçüm alınabilmiştir. Buna göre minimum

değer 12, maksimum değer 22 ve ortalama değer 17 mm olarak tespit edilmiştir.

Tanımlanamayan kenar kazıyıcılar her bir alt tip için gerçekleştirmiş

olduğumuz spesifik boyut analizleri açısından sağlıklı bir veri sunmamaktadır. Buna

rağmen yetersiz de olsa tespit edilebilmiş olan veriler ışığında bazı sonuçlara

ulaşılabilmiştir. Genişliği tespit edilebilmiş olan parçaların ikisinin de 40 – 50 mm

genişlik aralığında oldukları görülmektedir. Kalınlık açısından da 10 – 20 mm

aralığında olan parçaların sayısı 2, 20 – 30 mm aralığında olanların ise sayısının 1

olduğu tespit edilmiştir.

Tip.8 – Düz-dışbükey kenar kazıyıcı: Bir birine bitişik olmayan iki kenarından biri

düz diğeri dışbükey görünümde olan parçalardır109 (Levha.14/6). Bu alt tip endüstri

içerisinde 2 adet örnekle temsil edilmektedir. Taşımalıkları yonga olan bu

parçalardan 1 tanesi kırık olarak ele geçmiştir.

Söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait örneklerin her ikisinin de hammaddesi

radyolarittir. Bu parçalardan 1 tanesi, yüzeyinin yarısından daha küçük bir alanında

ham yüzey kalıntısı taşırken diğer örnekte ise herhangi bir ham yüzey kalıntısı tespit

edilememiştir.

Düz-dışbükey kenar kazıyıcıların topuklarıyla ilgili yapmış olduğumuz

gözlemlerde parçaların topuk kısımlarının olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu

parçaların 1 tanesinin topuğu kırıktır. Diğer örneğin ise topuk kısmının kaldırılmış

olduğu görülmüştür. Bununla bağlantılı olarak her iki örneğin de kopma açıları tespit

109 Yalçınkaya, 1989: 33.

Page 91: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

86

edilememiştir. Yalnızca tek örneğin vurma yumrusunun belirgin olduğu tespit

edilmiştir.

2 adet örnekle temsil edilen söz konusu kenar kazıyıcı alt tipine ait parçaların

hepsi kenarlarında basamak pulcuklu düzeltiler taşımaktadırlar (Levha.14/6). Bu

düzeltilerin tümü taşımalıkların dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Devamlı düzeltiye

sahip olan bu parçalardan 1 tanesi distal, mesial ve proksimal alanları boyunca

düzelti taşırken diğer örnekte ise düzeltiler distal ve mesial bölümleri kapsamaktadır.

İncelemesi yapılmış olan örneklerin her ikisinde de düzeltilerin kapladığı alan

açısından uzun düzeltilerin hakim olduğu görülmüştür. Bu durum basamak pulcuklu

düzeltilerin karakteristik özelliği olarak gözükmektedir. Söz konusu parçalar

üzerinde tespit edilen düzeltilerin her ikisi taşımalığın iç yüzüyle yarı dik bir açı

oluşturmaktadırlar.

Oldukça az örnekle temsil edilen düz-dışbükey kenar kazıyıcılara ait

parçalardan birisinin uzunluğu 54, genişliği 28 ve kalınlığı 10 mm olarak

ölçülmüştür. Genişliği tespit edilemeyen diğer örneğin uzunluğu 46 mm, kalınlığı ise

17 mm’dir. Söz konusu verilere dayanarak bu örneklerin, kenar kazıyıcılar açısından

genel uzunluk standardının içerisinde yer aldıklarını söyleyebiliriz.

KENAR KAZIYICILARLA İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER

Kenar kazıyıcılar, analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz alet tipleri

içerisinde dişlemeli aletlerle birlikte en fazla örnekle temsil edilen parçalar olarak

dikkat çekmektedirler. Kenar kazıyıcılar içerisinde kırık oranları oldukça düşüktür.

Tüm kenar kazıyıcıların %84,21’i sağlam olarak ele geçmişlerdir (Grafik.7). Kırık

olarak ele geçmiş olan parçalarda ise kırık oranları oldukça düşüktür. Bu açıdan alet

Page 92: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

87

tanımlamaları ile tekno-tipolojik analizlerin birçoğu belli tipler dışında sağlıklı bir

şekilde gerçekleştirilmiştir. Tüm örnekleri kırık olarak ele geçmiş olan tek alt tip ise

tanımlanamayan kenar kazıyıcılardır (Tablo.18).

Grafik.7: Kenar kazıyıcı genel kırık oranları.

Alt tipler içerisinde yapmış olduğumuz ayrıntılı analiz ve gözlemler sonucu

kenar kazıyıcılar içerisinde en yoğun grubu Tek Kenar Kazıyıcılar oluşturmaktadır.

Bunlar arasında 17 adetle tek dışbükey kenar kazıyıcılar en baskın tiplerdir. Bu

parçaları 9’ar adet örnekle Yöneşen ve yatay kenar kazıyıcılar takip etmektedir.

Tanımlanamayan parçalar bir tarafa bırakılacak olursa, en az örnekle temsil edilen alt

tip ise aynı taşımalığın farklı kenarları üzerinde düz ve dışbükey düzeltiler taşıyan İki

Kenar Kazıyıcılardır (Grafik.8).

15,79%

84,21%

Kenar Kazıyıcı Kırık Oranları

Kırık olan K.K. Kırık olmayan K.K.

Page 93: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

88

Grafik.8: Kenar kazıyıcı alt tiplerine ait sayısal veriler.

Kenar kazıyıcılara, kullanılmış olan hammadde cinsleri açısından

bakıldığında endüstrinin genelinde olduğu gibi radyolaritin ilk sırada yer aldığı

görülmektedir (42 adet). Bu hammadde cinsini 15 adet örnekle çakmaktaşı takip

etmektedir. Tanımlanabilen alt tiplerin genelinde radyolarit çakmaktaşına göre daha

fazla tercih edilmesine rağmen istisnai olarak yatay kenar kazıyıcılarda çakmaktaşı

kullanım oranı daha fazladır (Tablo.19). Ancak bu veriye dayanarak söz konusu alt

tip açısından bilinçli bir çakmaktaşı tercihi durumundan bahsetmek mümkün

değildir.

Parçalar üzerinde yer alan kabuk/ham yüzey kalıntılarıyla ilgili yapmış

olduğumuz çalışmalarda kabuk veya ham yüzey taşıyan kenar kazıyıcıların

taşımayanlara oranla daha fazla oldukları tespit edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında

örneklerin büyük kısmında düzeltili olan kenar veya kenarların dışında kalan

alanlarda kabuk veya ham yüzey kalıntısının, parçanın elde tutulmasını

kolaylaştıracak ölçüde bırakılmış olduğu görülmektedir. Kenar kazıyıcılar üzerindeki

17

9

9

8

5

4

3

2

0 2 4 6 8 10 12 14 16 18

Tip.1 Tek Dışbükey K.K.

Tip.2 Tek Düz K.K.

Tip.3 Yatay K.K.

Tip.4 Tek Yan K.K.

Tip.5 Yöneşen K.K.

Tip.6 Yatık Yöneşen K.K.

Tip.7 Tanımlanamayan K.K.

Tip.8 Düz-Dışbükey K.K.

Kenar Kazıyıcı Alt Tipleri

Page 94: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

89

kabuk veya ham yüzeyler, aletin daha rahat kullanılmasına yönelik bir olgu gibi

gözükmektedirler.

Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2

Tek Dışbükey K.K. 17 16 1 13 4 4 11 2 -

Tek Düz K.K. 9 7 2 7 2 1 5 3 -

Yatay K.K. 9 9 - 4 5 4 5 - -

Tek Yan K.K. 8 7 1 7 1 3 4 1 -

Yöneşen K.K. 5 5 - 5 - 4 1 - -

Yatık Yöneşen K.K. 4 3 1 3 1 3 1 - -

Tanımlanamayan K.K. 3 - 3 1 2 2 1 - -

Düz-Dışbükey K.K. 2 1 1 2 - 1 1 - -

TOPLAM 57 48 9 42 15 22 29 6 -

Tablo.19

Analizlerini yapmış olduğumuz kenar kazıyıcıların taşımalıkları çok büyük

bir oranda yongalardan oluşmaktadır (Tablo.20). Bu durum yonga endüstrilerinin

baskın olduğu Alt Paleolitik Dönem açısından oldukça normal bir durumdur. Yonga

taşımalıkları oldukça az bir oranla döküntü taşımalıklar (4 adet) takip etmektedir.

Page 95: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

90

Kenar Kazıyıcı

Alt Tipi

Adet

Taşımalık Tipi

Yonga Dilgi Tablet Döküntü Çekirdek

Kenarı

Yontma

Artığı

Hammadde

Bloğu

Tek Dışbükey K.K. 17 16 - 1 - - - -

Tek Düz K.K. 9 7 - - - 1 - 1

Yatay K.K. 9 9 - - - - - -

Tek Yan K.K. 8 6 1 - 1 - - -

Yöneşen K.K. 5 1 - - 3 - 1 -

Yatık Yöneşen K.K. 4 4 - - - - - -

Tanımlanamayan

K.K.

3 3 - - - - - -

Düz-Dışbükey K.K. 2 2 - - - - - -

TOPLAM 57 48 1 1 4 1 1 1

Tablo.20

Kenar kazıyıcılar üzerinde tespit etmiş olduğumuz baskın topuk tipi düz

topuktur. Yongalama ürünleri ve çekirdekler üzerinde yapmış olduğumuz teknolojik

analizlerin sonucunda da düz vurma düzlemli ve düz topuklu parçaların yoğunlukta

olduğu tespit edilmişti. Düz topuklu parçaları yine endüstri genelinde olduğu gibi 13

adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir (Tablo.21).

Page 96: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

91

Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Topuk tipi

Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yok Kırık

Tek Dışbükey K.K. 17 7 4 - 4 1 1

Tek Düz K.K. 9 2 4 1 - 1 1

Yatay K.K. 9 6 1 - 2 - -

Tek Yan K.K. 8 4 3 - 1 - -

Yöneşen K.K. 5 2 - - - 3 -

Yatık Yöneşen K.K. 4 2 1 - 1 - -

Tanımlanamayan K.K. 3 1 - - - - 2

Düz-Dışbükey K.K. 2 - - - 1 - 1

TOPLAM 57 24 13 1 9 5 5

Tablo.21

Kenar kazıyıcılar açısından yapmış olduğumuz kopma açısı ve vurma

yumrusu gözlemleri de yongalama ürün analizleriyle paralellik göstermektedir.

Topuk kısmı sağlıklı bir şekilde gözlemlenebilen parçaların tümünde kopma açıları

90°’nin üzerindedir (Tablo.22). Bu durum sert vurgaçla doğrudan yongalamanın bir

sonucudur. Söz konusu örneklerin iç yüzlerinde gözlemlenen vurma yumruları da

büyük oranda belirgin bir görünüm sergilemektedirler (Tablo.22).

Page 97: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

92

Kenar Kazıyıcı Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Tek Dışbükey K.K. 17 6 - - 11 5 7 5

Tek Düz K.K. 9 2 - - 7 2 5 2

Yatay K.K. 9 2 - - 7 - 6 3

Tek Yan K.K. 8 1 - - 7 1 7 -

Yöneşen K.K. 5 3 - - 2 3 2 -

Yatık Yöneşen K.K. 4 1 - - 3 1 3 -

Tanımlanamayan K.K. 3 2 - - 1 2 1 -

Düz-Dışbükey K.K. 2 2 - - - 1 1 -

TOPLAM 57 19 - - 38 15 32 10

Tablo.22

Endüstri içerisindeki en yoğun alet gruplarından birisini oluşturan kenar

kazıyıcılarla ilgili yapmış olduğumuz düzelti analizlerinde en çok kullanılan düzelti

tipinin basamak pulcuklu düzeltiler olduğu tespit edilmiştir. Bunu 11 adet örnekle

pulcuklu düzeltiye sahip parçalar takip etmektedir. Yine 3 adet örnek üzerinde de

hem pulcuklu hem de basamak pulcuklu düzeltilerin bir arada kullanılmış oldukları

görülmüştür (Tablo.23). Alt Paleolitik seviyelerden ele geçmiş olan tüm alet

tiplerine baktığımızda basamak pulcuklu düzeltilerin en çok kullanılmış olduğu alet

tipinin kenar kazıyıcılar olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda basamak pulcuklu

düzelti tipinin kenar kazıyıcıların karateristik bir özelliği olduğu görülmektedir.

Düzeltilerin taşımalık üzerindeki pozisyonlarına bakıldığında tüm alt tiplerin

tamamına yakınında düzeltilerin dış yüz kenarına yapılmış oldukları görülmektedir.

Yalnızca tek düz ve yatık yöneşen kenar kazıyıcı alt tiplerinde toplamda 4 adet

Page 98: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

93

parçanın pozisyonlarında farklılık gözükmektedir. Tek düz kenar kazıyıcılar

içerisinde yer alan 3 adet örnek düzeltilerini iç yüzlerinde taşımaktadırlar. Yatık

yöneşen bir örnek ise almaşık düzeltilere sahiptir. Düzelti konumlarına bakıldığında

da, düzeltilerin parçaların büyük çoğunluğunda distal, mesial ve proksimal alanları

boyunca devam ettiği tespit edilmiştir (Tablo.23).

Kenar Kazıyıcı

Alt Tipi

Adet Düzelti tipi Düzelti

pozisyonu

Düzelti konumu

P BP K P+

BP

DY İY A B D PR D+

M

M+

PR

D+M+

PR

B

Tek Dışbükey

K.K.

17 2 14 - 1 16 - - 1 - - - - 17 -

Tek Düz K.K. 9 - 8 - 1 6 3 - - - - - - 8 1

Yatay K.K. 9 2 7 - - 9 - - - 7 1 1 - - -

Tek Yan K.K. 8 2 5 - 1 8 - - - - - - 1 7 -

Yöneşen K.K. 5 2 1 2 - 1 - - 4 - - - - 2 3

Yatık Yöneşen

K.K.

4 1 3 - - 3 - 1 - - - 1 - 3 -

Tanımlanamayan

K.K.

3 2 1 - - 3 - - - - - - - - 3

Düz-Dışbükey

K.K.

2 - 2 - - 2 - - - - - 1 - 1 -

TOPLAM 57 11 41 2 3 48 3 1 5 7 1 3 1 38 7

Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K:kullanım, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu,

DY: dış yüz, İY: iç yüz, A: almaşık, B: belirsiz, D: distal, PR: proksimal, D+M: distal+mesial,

M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz)

Tablo.23

Page 99: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

94

Devamlı düzeltilerin hakim olduğu kenar kazıyıcılar üzerinde düzeltilerin

kapladıkları alanlara bakıldığında çok büyük bir oranda uzun düzeltilerin baskın

olduğu görülmektedir. Uzun düzeltilerin yoğunlukta olması, basamak pulcuklu

düzeltilerin hakim olduğu endüstrilerde beklenen bir durumdur. 18 adet kenar

kazıyıcının ise ince düzeltilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Yine basamak

pulcuklu düzeltili parçalarda yoğunlukla görülmesi beklenen dik ya da yarı dik

düzeltiler, analizlerini yapmış olduğumuz kenar kazıyıcılar içerisinde en yoğun

grubu oluşturmaktadırlar. 26 adet kenar kazıyıcı yarı dik düzeltilere sahipken 23 adet

örnekte ise dik düzeltiler hakimdir (Tablo.24).

Kenar Kazıyıcı

Alt Tipi

Adet Düzelti

dağılımı

Düzelti kapladığı

alan

Düzelti açısı

K DE B İ U İ+U Dİ YDİ D Dİ+YDİ

Tek Dışbükey K.K. 17 - 17 - 4 13 - 1 11 4 1

Tek Düz K.K. 9 - 9 - 1 8 - 1 2 6 -

Yatay K.K. 9 - 9 - 2 6 1 - 5 4 -

Tek Yan K.K. 8 - 8 - 3 5 - - 4 4 -

Yöneşen K.K. 5 2 3 - 4 1 - 3 - 2 -

Yatık Yöneşen K.K. 4 - 4 - 2 2 - 1 1 1 1

Tanımlanamayan

K.K.

3 - - 3 2 1 - - 1 2 -

Düz-Dışbükey K.K. 2 - 2 - - 2 - - 2 - -

TOPLAM 57 2 52 3 18 38 1 6 26 23 2

Kısaltmalar (K: kısmi, DE: devamlı, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı

dik, D: dar, Dİ+YDİ: dik+yarı dik)

Tablo.24

Page 100: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

95

Tüm kenar kazıyıcı alt tipleri içerisinde gerçekleştirilmiş olan genel boyut

ölçümleri sonucu minimum, maksimum ve ortalama değerler elde edilmiştir

(Tablo.25). Ancak aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz analizler esnasında

bazı örneklerin boyut açısından endüstrinin genel standartlarının altında veya

üzerinde oldukları görülmüştür. Örneğin Tablo.25’de görüldüğü gibi tek düz kenar

kazıyıcılar içerisinde uzunluğu 100 mm olan bir parça dikkat çekmektedir. Yatık

yöneşen kenar kazıyıcılar içerisinde de genişliği 13 mm olan bir örnek mevcuttur.

Söz konusu parçalar yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi genel kenar kazıyıcı boyut

standartlarının dışında gibi gözükmektedirler. Bu durumdan yola çıkarak uzunluk,

genişlik ve kalınlık kriterleri açısından belli boyut aralıklarında yer alan kenar

kazıyıcıların sayıları tespit edilmiştir (Tablo.26-27-28).

Kenar Kazıyıcı

Alt Tipi

Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Tek Dışbükey K.K. 25 71 48 18 46 32 6 33 19,5

Tek Düz K.K. 34 100 67 26 78 52 9 35 22

Yatay K.K. 24 51 37,5 34 57 45,5 9 18 13,5

Tek Yan K.K. 28 50 39 20 32 27,5 7 20 13,5

Yöneşen K.K. 20 52 36 13 24 18,5 4 13 8,5

Yatık Yöneşen K.K. 25 69 47 27 60 43,5 6 11 8,5

Tanımlanamayan K.K. - - - 41 42 41,5 12 22 17

Düz-Dışbükey K.K. 46 54 50 - - 28 10 17 13,5

Tablo.25

Alt Paleolitik kenar kazıyıcılarının boyut standartlarına bakıldığında söz

konusu parçaların uzunluklarının 20 – 60 mm arasında değiştiği görülmektedir. Söz

Page 101: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

96

konusu uzunluk aralığındaki örneklerin sayısında dengeli bir dağılımın olduğu

anlaşılmaktadır (Tablo.26). Kenar kazıyıcılar açısından özellikle uzunluğu 100 mm

olan parça marjinal bir örnek olarak gözükmektedir.

Kenar kazıyıcı

Uzunluk aralığı (mm)

Adet

Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip.8

20 - 30 1 - 5 1 3 2 - - 12

30 – 40 4 4 1 1 - 1 - - 11

40 – 50 4 2 1 3 - - - 1 11

50 – 60 5 1 2 3 2 - - 1 14

60 – 70 1 - - - - 1 - - 2

70 – 80 1 - - - - - - - 1

80 – 90 - - - - - - - - -

90 – 100 - - - - - - - - -

100 – 110 - 1 - - - - - - 1

Belirsiz 1 1 - - - - 3 - 5

TOPLAM 17 9 9 8 5 4 3 2 57

Tablo.26

Kenar kazıyıcı genişliklerine baktığımızda ise sayısal açıdan dengeli bir

dağılımın olduğu grup 20 – 50 mm aralığındaki gruptur. Ancak bu alanda yöneşen

kenar kazıyıcıların (Tip.5) diğer kenar kazıyıcı alt tiplerine göre daha küçük bir

genişlik aralığında (10 – 20 mm) oldukları belli olmaktadır (Tablo.27). Ancak bu

istisnai durumun, taşımalığın uç kısmında yöneşen her iki kenarın düzeltileme işlemi

sonucu budanması ve böylece parçanın genişliğinin azalması sonucu ortaya çıkmış

olduğunu da belirtmek gereklidir.

Page 102: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

97

Kenar kazıyıcı

Genişlik aralığı (mm)

Adet

Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip.8

10 - 20 1 - - - 4 - - - 5

20 – 30 6 2 - 6 1 1 - 1 17

30 – 40 6 3 2 1 - 1 - - 13

40 – 50 4 2 4 - - - 2 - 12

50 – 60 - - 3 - - - - - 3

60 – 70 - - - - - 1 - - 1

70 – 80 - 1 - - - - - - 1

Belirsiz - 1 - 1 - 1 1 1 5

TOPLAM 17 9 9 8 5 4 3 2 57

Tablo.27

Tablo.28’de görülmekte olan kenar kazıyıcı kalınlık aralıklarına göre en fazla

parçanın yer aldığı grup 10 – 20 mm aralığındaki gruptur. Dolayısıyla Alt Paleolitik

kenar kazıyıcıları açısından kalınlık standardının 10 – 20 mm arası olduğu

söylenebilir. Genel ortalamanın aksine yöneşen (Tip.5) ve yatık yöneşen (Tip.6)

kenar kazıyıcılarda ise 0-10 mm kalınlığındaki parçaların daha fazla oldukları

görülmektedir. Tek dışbükey (Tip.1) ve tek düz (Tip.2) kenar kazıyıcılar içerisinde

yer alan ve kalınlığı 30 – 40 mm aralığında olan 2 adet örnek ise genel kenar kazıyıcı

kalınlık ortalamalarının üzerinde olan parçalar olarak dikkat çekmektedir (Tablo.28).

Page 103: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

98

Kenar kazıyıcı

Kalınlık aralığı (mm)

Adet

Tip.1 Tip.2 Tip.3 Tip.4 Tip.5 Tip.6 Tip.7 Tip.8

0 - 10 1 1 1 4 4 3 - - 14

10 – 20 13 7 8 3 1 1 2 2 37

20 – 30 2 - - 1 - - 1 - 4

30 – 40 1 1 - - - - - - 2

Belirsiz - - - - - - - - -

TOPLAM 17 9 9 8 5 4 3 2 57

Tablo.28

DİŞLEMELİ ALETLER

Döküntü, yonga ya da dilgilerin bir ya da birden fazla bitişik olmayan kesici

kenarı üzerinde, bitişik ya da bitişik olmayan bir seri çontuğun oluşturduğu

aletlerdir110. Endüstri içerisinde toplam 57 adet parça ile temsil edilen dişlemeli

aletlere ait 5 adet alt tip tespit edilmiştir. Bu alt tipler şu şekilde sıralanabilir;

DİŞLEMELİ ALET ALT TİPLERİ ADET

Mikro dişlemeli 29

Makro dişlemeli 24

Almaşan dişlemeli 2

İkili dişlemeli 1

Karma dişlemeli 1

TOPLAM 57

Tablo.12: Dişlemeli alet alt tipleri ve sayıları.

110 Yalçınkaya, 1989: 48.

Page 104: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

99

Tip.9 – Mikro dişlemeli: Dişlemeyi oluşturan çontuk genişliklerinin 5 mm ve ya 5

mm’den az olduğu parçalardır (Levha.15/1, 2). Mikro dişlemeliler endüstri

içerisindeki en yoğun alet tiplerinden bir tanesidir. Bu gruba ait toplam 29 adet örnek

mevcuttur. Söz konusu örneklerin yalnızca 5 tanesinde küçük oranlarda kırıklar tespit

edilmiştir. Mikro dişlemelilerin taşımalık tipi baskın bir şekilde yongalardan

oluşmaktadır (25 adet). Geriye kalan örneklerden 3 tanesi döküntü, 1 tanesi ise

çekirdek parçası üzerine yapılmıştır.

Mikro dişlemeli aletlerin yapımında tercih edilmiş olan hammadde cinsi

büyük oranda radyolarittir. 18 adet örnekle temsil edilen radyolarit parçaları 11 adet

örnekle çakmaktaşından yapılmış olan parçalar takip etmektedir.

Aletler üzerindeki kabuk veya ham yüzey durumuna bakıldığında 19 adet

parçada herhangi bir kabuk/ham yüzey kalıntısı olmadığı tespit edilmiştir. Yüzey

genişliklerinin yarısından daha az bir alanında kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların

sayısı ise 10’dur.

Mikro dişlemeli aletlerin topuk tipleri üzerinde yapmış olduğumuz gözlemler

sonucu 12 adet örnekle temsil edilen düz topuklu parçaları 6 adet örnekle kaldırılmış

topuğa sahip parçalar takip etmektedir. 4 adet örneğin ise topuğu hamdır.

Taşımalıkları döküntü ve çekirdek parçası olan örneklerin ise topukları yoktur. 3 adet

örneğin ise topuk kısımlarının kırılmış olduğu tespit edilmiştir.

Sağlam olan örnekler üzerinde yapmış olduğumuz gözlemlerde tek bir örnek

dışındaki tüm parçaların kopma açılarının 90°’nin üzerinde olduğu tespit edilmiştir

(15 adet). 13 adet örneğin ise, kırık ve topuğun olmaması gibi durumlardan dolayı

kopma açıları tespit edilememiştir. Yine vurma yumrularına ilişkin yapmış

Page 105: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

100

olduğumuz gözlemlerde, endüstri genelinde olduğu gibi parçaların büyük

çoğunluğunun belirgin vurma yumrularına sahip olduğu görülmüştür. 12 adet parça

üzerinde ise vurma yumrusu tespit edilememiştir.

Düzeltiler açısından yapmış olduğumuz gözlemler sonucu mikro dişlemeli

aletlerin düzeltilerinin büyük oranda pulcuklu tipte oldukları tespit edilmiştir. 19 adet

pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaları 6 adet kemirim düzeltili örnek takip

etmektedir. 3 adet örneğin ise basamak pulcuklu düzelti taşıdığı görülmektedir. 1

adet örneğin ise düzelti tipi tespit edilememiştir.

Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki pozisyonlarına bakıldığında ise mikro

dişlemeli aletlere ait düzelti tiplerinin çok çeşitli olduğu görülmektedir. Dış yüzü

üzerinde düzelti taşıyan parçalar en yoğun ve baskın grubu oluşturmaktadırlar (19

adet). Söz konusu parçaları 4 adet örnekle almaşan düzeltiye sahip olan parçalar

takip etmektedir. Bu parçalar, bir kenarları boyunca hem iç hem de dış yüzlerinde

düzelti taşımaktadırlar (Levha.15/2). 2 adet örneğin ise yalnızca iç yüzlerinde düzelti

taşıdığı görülmüştür. İki yönlü ve almaşık düzeltiye sahip olan parçalar ise 1’er adet

örnekle temsil edilmektedirler.

Mikro dişlemeliler üzerindeki düzeltilerin konumlarına ilişkin yapılan

gözlemlerde, parçanın tüm kenarı boyunca düzeltinin devam ettiği dişlemelilerin

sayısının 6 olduğu tespit edilmiştir. Distal ve mesial bölümler boyunca düzeltinin

devam ettiği örneklerin sayısı ise 6’dır. 5 adet örnek üzerindeki düzeltiler sadece

distal bölüm boyunca devam etmektedirler. 3 adet örnekte ise düzeltilerin sadece

proksimal bölgeye ait kenarı kapladıkları görülmüştür. Yine mesial ve proksimal

alanları boyunca düzelti taşıyan parçaların da sayısı 3’dür. Yalnızca 2 adet örnekte

Page 106: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

101

ise mesial bölüme ait kenarlarda düzeltileme işlemi yapılmıştır. 4 adet örnekte

düzeltinin taşımalık üzerindeki konumları tespit edilememiştir.

Mikro dişlemeli aletlerin taşımış olduğu düzeltilerin büyük çoğunluğunun,

kapladıklarıyla alan itibariyle ince düzeltiler olduğu söylenebilir. Söz konusu 29

parça içerisinde sadece 4 adet örneğin düzeltileri taşımalık üzerinde uzun alanlar

kaplamaktadır. İnce düzeltilerin yoğunlukta olması, düzelti tiplerinin büyük oranda

pulcuklu olmasından kaynaklanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında uzun düzeltiye

sahip olan örneklerden 3 tanesinin basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş

oldukları görülmüştür.

Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son gözlemler düzelti açılarıyla ilgilidir.

Buna göre parçalar üzerindeki düzeltilerin yoğunlukla yarı dik (13 adet) ve dar (10

adet) oldukları tespit edilmiştir. Dik düzeltilere yalnızca 3 adet örnek üzerinde

rastlanmıştır.

Mikro dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut analizlerine göre

her bir parçanın uzunluk, genişlik ve kalınlık ölçümleri alınarak söz konusu parçalara

ait ortalama değerler tespit edilmiştir. Buna göre uzunluk kriteri açısından minimum

10, maksimum 39 ve ortalama 24,5 mm değerleri tespit edilmiştir. Genişlik

kriterinde söz konusu değerler sırasıyla 11, 41 ve 26 mm olarak ölçülmüştür.

Parçalar üzerinden alınan son ölçüm olan kalınlık ölçümlerindeki değerler ise

minimum 5, maksimum 19 ve ortalama 12 mm’dir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz genel boyut ortalamalarının dışında belli boyut

aralıklarına göre yapmış olduğumuz sınıflamada mikro dişlemeli uzunluklarının

yoğun olarak 20 – 40 mm aralığında olduğu tespit edilmiştir. Genişlik standardına

Page 107: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

102

baktığımızda ise 10 ve 40 mm arasında bir yoğunlaşma olduğu görülmektedir.

Kalınlık aralığına baktığımızda da genel ortalama değerlerini destekleyen bir sonuç

ortaya çıkmaktadır. Söz konusu parçalar 0 – 20 mm aralığında dengeli bir dağılıma

sahiptirler.

Tip.10 – Makro dişlemeli: Dişlemeyi oluşturan çontuk genişliklerinin 5 mm’den

fazla olduğu parçalardır (Levha.15/3-5). Yine en yoğun alet gruplarından bir tanesi

olan makro dişlemelilere ait 24 adet örnek tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerden

15 tanesi sağlam olarak ele geçmiştir. Makro dişlemeli aletlerin tümü tek örnekle

temsil edilen tablet parça dışında yonga üzerine yapılmışlardır.

Hammadde açısından endüstri genelinde olduğu gibi radyolaritin tercih

edilmiş olduğu görülmektedir. Yalnızca 4 adet örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır.

Söz konusu çakmaktaşı örneklerin 2 tanesi yarısından küçük alanlarında kabuk

kalıntısı taşımaktadırlar. Diğer 2 örnekte ise herhangi bir kabuk kalıntısı tespit

edilmemiştir. Radyolaritlerde de ham yüzey taşıyan ve taşımayan parçaların sayısı

eşittir (10’ar adet). Ham yüzey gözlemlenen parçaların yalnızca 1 tanesi dış yüzünün

büyük bir alanında ham yüzey taşımaktadır (Levha.15/4).

Makro dişlemelilerin topuk tiplerine bakıldığında söz konusu alt tip içerisinde

de düz topuklu parçaların hakim oldukları görülmektedir (11 adet). Bu parçaları 5

adet örnekle kaldırılmış ve 4 adet örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir.

Taşımalığı tablet olan ve üzerinde topuk taşımayan parçanın dışında 3 adet örneğin

ise topuk kısımları kırık olarak ele geçmiştir.

Topuk kısımları kaldırılmış ya da kırık olduğu için 9 adet makro dişlemeli

aletin kopma açıları tespit edilememiştir. Yalnızca 1 adet örneğin kopma açısı 90°

Page 108: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

103

olarak gözlemlenirken geriye kalan 14 adet örneğin ise 90°’nin üzerindedir. Söz

konusu parçaların vurma yumrularına bakıldığında da 12 adet örneğin belirgin bir

vurma yumrusuna sahip olduğu görülmektedir. Vurma yumrusu belirlenebilen

örnekler içerisinde 4 adet parça ise diğerlerine göre oldukça şişkin ve belirgin bir

vurma yumrusu taşımaktadırlar.

Makro dişlemeli aletlerin düzelti tipleri oldukça çeşitlidir. Kimi parçalar

üzerinde farklı tiplerde düzeltiler tespit edilmiştir. Mikro dişlemelilerde olduğu gibi

makro dişlemeli aletler içerisinde de baskın düzelti tipi pulcuklu düzeltilerdir. Bu

parçaları 4 adet örnekle pulcuklu+yongalama düzeltisine sahip olan örnekler takip

etmektedir. Daha sonra ise 2’şer adet örnekle basamak pulcuklu, yongalama ve

pulcuklu+kemirim düzeltilerine sahip parçalar gelmektedir. 1’er adet örnekte ise

kemirim, kemirim+yongalama ve pulcuklu+basamak pulcuklu düzeltiler tespit

edilmiştir.

Makro dişlemeli aletler içerisinde pozisyonları tespit edilebilmiş olan

düzeltilerin tümü taşımalıkların dış yüzü üzerinde yer almaktadır. Söz konusu

düzeltilerin konumları açısından yapılan gözlemlerde ise taşımalığın tüm kenarı

boyunca (distal+mesial+proksimal) devam eden düzeltiler 10 adet örnek üzerinde

tespit edilmiştir. 3’er adet örnek üzerinde düzeltiler distal+mesial ve

mesial+proksimal alanları kapsamaktadırlar. Bahsetmiş olduğumuz bu düzeltilerden

18 tanesi devamlı, 5 tanesi ise kısmi düzelti görünümündedir. Yine söz konusu

düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında ise ince ve uzun

düzeltilerin eşit oranlarda temsil edildikleri görülmektedir (12’şer adet).

Page 109: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

104

Makro dişlemeli aletlerin düzeltileri üzerinde yapmış olduğumuz son

analizlerde ise 10 adet örneğin dik, 7 adet örneğin dar ve 6 adet örneğin ise yarı dik

düzeltilere sahip olduğu tespit edilmiştir. Yalnızca 1 adet örnekte ise yarı dik ve dar

düzeltiler bir arada bulunmaktadır.

Makro dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu

uzunluk kriteri açısından minimum 23, maksimum 57 ve ortalama 40 mm değerleri

elde edilmiştir. Söz konusu değerler genişlik kriterinde sırasıyla 20, 57 ve 38,5 mm

olarak ölçülmüştür. Son olarak alınmış olan kalınlık ölçümleri ise minimum 6,

maksimum 27 ve ortalama 16,5 mm değerlerini vermiştir.

Endüstrinin gerçek boyut standartlarını belirlemek açısından yapmış

olduğumuz çalışmalarda ise belli boyut aralıklarına denk gelen materyalin sayısal

değerleri tespit edilmiştir. Buna göre uzunluk açısından 20 ile 60 mm arasındaki her

10 mm aralığına düşen parçaların sayısı birbirinden çok farklı değildir. 20–30 mm

aralığında 5, 30–40 mm aralığında 7, 40–50 mm aralığında 2 ve 50–60 mm

aralığında ise 4 adet örnek tespit edilmiştir. Genişlik ve kalınlık kriterlerinde ise

parçaların belli bir aralıkta yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. 20–30 mm genişlik

aralığında 8, 30–40 mm genişlik aralığında ise 9 adet örnek tespit edilmiştir. Yine

kalınlıkta ise 10–20 mm aralığındaki örnekler baskın grubu oluşturmaktadırlar.

Tip.11 – Almaşan dişlemeli: Taşımalığın, bir kenarı boyunca hem iç yüzde hem de

dış yüzde düzeltilenmesiyle oluşturulmuş aletlerdir (Levha.15/6). Endüstri içerisinde

almaşan dişlemeli aletlere ait yalnızca 2 adet örnek tespit edilmiştir. Sağlam olarak

ele geçmiş olan 2 adet örneğin de taşımalıkları yongadır.

Page 110: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

105

Tespit edilmiş olan 2 adet örneğin de hammaddeleri farklıdır. Çakmaktaşı ve

radyolarit olan parçaların her ikisi de yarısından küçük alanlarında kabuk veya ham

yüzey taşımaktadırlar.

Örneklerden birisinin ham topuğa sahipken diğer örneğin ise topuğu ise

düzeltileme işlemi sonucu kaldırılmıştır. Bu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu

da tespit edilememiştir. Diğer örneğin ise kopma açısı 90°’den büyük olup vurma

yumrusu belirgin bir görünümdedir.

Almaşan dişlemeli aletlerin düzelti tiplerine bakıldığında örneklerden 1

tanesinin pulcuklu, bir diğerinin ise pulcuklu+yongalama düzeltisi (Levha.15/6)

taşıdığı görülmüştür. Bu örnekler, üzerlerinde hem mikro hem de makro dişlemelere

sahip oldukları için aynı zamanda karma dişlemeli alt tipinin de özelliklerini

göstermektedirler. Söz konusu düzeltilerden birisi taşımalığının distal, mesial ve

proksimal alanları boyunca devam ederken diğer parçadaki düzeltiler ise taşımalığın

distal bölümünde yer almaktadırlar. Bu düzeltilere kapladıkları alanlar açısından

bakıldığında her iki parçada yer alan düzeltilerin de uzun düzelti sınıfında yer

aldıkları görülmüştür. Her iki düzeltinin açısı da yarı diktir.

Almaşan dişlemeli aletler oldukça az örnekle temsil edildikleri için söz

konusu parçaların ortalama boyut ölçümlerinin alınması gerekli görülmemiştir. Bu

örneklerden 1 tanesinin uzunluğu 30, genişliği 32, kalınlığı ise 11 mm’dir. Diğer

örneğin ise uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla 34, 20 ve 13 mm olarak

ölçülmüştür.

Page 111: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

106

Tip.12 – İkili dişlemeli: Taşımalığın karşılıklı iki kenarı üzerine dişlemeler

yapılması suretiyle oluşturulmuş olan aletlerdir (Levha.15/8). Endüstri içerisinde bu

alt tipe ait yalnızca 1 adet örnek vardır. Sağlam olarak ele geçmiş olan bu örneğin

taşımalığı yongadır.

Hammaddesi çakmaktaşı olan ikili dişlemeli aletin yarısından küçük bir

alanında kabuk kalıntısı tespit edilmiştir.

Topuk kısmı düz olarak tespit edilmiş olan söz konusu aletin kopma açısı

90°’nin üzerinde olup vurma yumrusu belirgin bir görünüm sergilemektedir.

Söz konusu alt tipe ait tek örneğin düzeltileri taşımalığın dış yüzü üzerine

yapılmışlardır. Kemirim tipteki düzeltiler devamlı olup taşımalığın distal, mesial ve

proksimal alanları boyunca devam etmektedirler. Söz konusu düzeltiler taşımalık

üzerindeki kapladıkları alan açısından ince düzeltilerdir. Bu düzeltiler taşımalığın iç

yüzü ile yarı dik bir açı oluşturmaktadırlar.

İkili dişlemeli alt tipine ait olan tek örneğin uzunluğu 33, genişliği 20 ve

kalınlığı ise 10 mm olarak ölçülmüştür.

Tip.13 – Karma dişlemeli: Taşımalık kenarındaki dişlemenin hem makro hem de

mikro çontuklarla yapılmış olduğu aletlerdir (Levha.15/9). Bu alt tipe ait 1 adet

örnek tespit edilmiştir. Kırık (kırık alan <1/2) olarak ele geçmiş olan bu örneğin

taşımalığı döküntüdür.

Hammaddesi radyolarit olan söz konusu parça, üzerinde az bir oranda (<1/2

oranda) ham yüzey kalıntısı taşımaktadır.

Page 112: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

107

Karma dişlemeli alt tipine ait tek örneğin topuk, kopma açısı ve vurma

yumrusu gibi öğeleri tespit edilememiştir.

Pulcuklu düzelti taşıyan karma dişlemeli örneğin üzerindeki düzeltiler

taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Taşımalık üzerindeki kapladıkları alan

dikkate alındığında düzeltilerin ince tipte oldukları görülmektedir. Parça üzerindeki

düzeltilerin açısı ise dişlemeli aletlerin çoğunda olduğu gibi yarı diktir.

Söz konusu alt tipe ait olan örneğin boyut ölçümleri kırık olmasından dolayı

sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilememiştir. Örnek üzerinden yalnızca kalınlık ölçümü

alınabilmiştir (11 mm).

DİŞLEMELİ ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER

Kenar kazıyıcılarla birlikte en yoğun alet grubunu oluşturan dişlemeli

aletlerde kırık oranının kenar kazıyıcılara göre artmış olduğu görülmektedir. Söz

konusu tipe ait örneklerin %73,68’i sağlam olarak ele geçmişken %26,32’sinde ise

belli oranlarda kırık tespit edilmiştir (Grafik.4). Oldukça az sayıda ele geçmiş olan

alt tipleri bir kenara koyduğumuzda kırık oranının en yüksek olduğu alt tip makro

dişlemeliler olarak dikkat çekmektedir (Tablo.13).

Page 113: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

108

Grafik.4: Dişlemeli Alet genel kırık oranları.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz Alt Paleolitik endüstri içerisinde

toplam 57 adet örnekle temsil edilen dişlemeli aletlerde en yoğun grubu mikro ve

makro dişlemeli aletler oluşturmaktadır. Tüm dişlemeli aletlerin %50,88’i mikro

dişlemelilerden oluşurken %42,11’i ise makro dişlemelilerden oluşmaktadır.

Grafik.5’de görüldüğü gibi almaşan, karma ve ikili dişlemeli aletlere ait oldukça az

sayıda örnek mevcuttur.

Grafik.5: Dişlemeli alet alt tiplerine ait sayısal veriler.

26,32%

73,68%

Dişlemeli Alet Kırık Oranları

Kırık olan D.A. Kırık olmayan D.A.

29

24

2

1

1

0 5 10 15 20 25 30 35

TİP.9 MİKRO DİŞLEMELİ

TİP.10 MAKRO DİŞLEMELİ

TİP.11 ALMAŞAN DİŞLEMELİ

TİP.12 İKİLİ DİŞLEMELİ

TİP.13 KARMA DİŞLEMELİ

Dişlemeli Alet Alt Tipleri

Page 114: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

109

Dişlemeli aletlerin yapımında tercih edilen hammadde cinslerine bakıldığında

endüstri genelinde olduğu gibi lokal hammadde cinsi olan radyolaritin baskın olduğu

görülmektedir. Bununla birlikte mikro dişlemeli aletlerde radyolarit ve çakmaktaşı

sayılarının birbirine yakın olduğu görülmektedir (Tablo.13). Ancak bu alt tip

açısından çakmaktaşı tercihiyle ilgili bilinçli bir seçimden bahsetmemiz şu an için

mümkün değildir.

Dişlemeli aletler üzerinde kabuk veya ham yüzeyler açısından yapmış

olduğumuz gözlemlerde alt tiplerin çoğunda gözlemlenmesine rağmen hiç birisinde

büyük oranlarda kabuk veya ham yüzey kalıntısına rastlanmamıştır. Bununla birlikte

hammadde bölümünde değinmiş olduğumuz genel alet kabuk/ham yüzey oranlarının

aksine dişlemeli aletlerde herhangi bir kalıntı taşımayan parçaların sayısı taşıyanlara

oranla fazladır (Tablo.13). Çekirdekler üzerindeki yoğun kabuk/ham yüzey varlığı

da dikkate alındığında dişlemeli alet tipine ait olan örneklerin büyük çoğunluğunun

kabuk/ham yüzey taşımayan ya da küçük oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısına

sahip olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır.

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2

Mikro Dişlemeli 29 24 5 18 11 19 10 - -

Makro Dişlemeli 24 15 9 20 4 12 12 - -

Almaşan Dişlemeli 2 2 - 1 1 - 2 - -

İkili Dişlemeli 1 1 - - 1 - 1 - -

Karma Dişlemeli 1 - 1 1 - - 1 - -

TOPLAM 57 42 15 40 17 31 26 - -

Tablo.13

Page 115: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

110

Dişlemeli aletlerin taşımalıklarına bakıldığında ise çok büyük bir oranda

yongaların baskın olduğu görülmektedir. Yongaları oldukça az sayılarda döküntü,

tablet ve çekirdek parçaları takip etmektedir (Tablo.14).

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Taşımalık Tipi

Yonga Döküntü Tablet Çekirdek Parçası

Mikro Dişlemeli 29 25 3 - 1

Makro Dişlemeli 24 23 - 1 -

Almaşan Dişlemeli 2 2 - - -

İkili Dişlemeli 1 1 - - -

Karma Dişlemeli 1 - 1 - -

TOPLAM 57 51 4 1 1

Tablo.14

Topuk tipleri açısından bakıldığında dişlemeli aletlerdeki en yoğun topuk

tipinin düz topuk olduğu görülmektedir. Bu tipi 6 adet örnekle kaldırılmış topuğa

sahip olan parçalar takip etmektedir. Söz konusu örneklerdeki topuk kaldırma

işlemleri bir sapa takma amacıyla yapılmış uygulamalar değildir. Bu parçaları 4 adet

örnekle ham topuklu parçalar takip etmektedir (Tablo.15).

Page 116: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

111

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi

Düz Ham Kaldırılmış Yok Kırık

Mikro Dişlemeli 29 12 4 6 4 3

Makro Dişlemeli 24 11 4 5 1 3

Almaşan Dişlemeli 2 - 1 1 - -

İkili Dişlemeli 1 1 - - - -

Karma Dişlemeli 1 - - - - 1

TOPLAM 57 24 9 12 5 7

Tablo.15

Toplam 57 adet örnekle temsil edilen dişlemeli aletlerin 27 tanesinin kopma

açısı tespit edilememiştir. Geriye kalan örneklerin çok büyük bir çoğunluğunun ise

kopma açısı 90°’nin üzerindedir. Vurma yumruları ile ilgili yapılmış olan

gözlemlerde de 22 adet örneğin vurma yumrusunun olmadığı görülmüştür. Geriye

kalan örneklerden 25 tanesi belirgin, 10 tanesi ise oldukça belirgin vurma

yumrularına sahiptir (Tablo.16).

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Mikro Dişlemeli 29 13 - 1 15 12 11 6

Makro Dişlemeli 24 9 - 1 14 8 12 4

Almaşan Dişlemeli 2 1 - - 1 1 1 -

İkili Dişlemeli 1 - - - 1 - 1 -

Karma Dişlemeli 1 1 - - - 1 - -

TOPLAM 57 24 - 2 31 22 25 10

Tablo.16

Page 117: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

112

Dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz düzelti analizlerinde baskın

düzelti tipinin pulcuklu düzelti olduğu tespit edilmiştir. Pulcuklu düzeltiye sahip olan

parçalar diğer düzelti tiplerine sahip olan parçalara göre oldukça baskındır

(Tablo.17). Bu açıdan dişlemeli aletlerin, basamak pulcuklu düzeltilerin baskın

olduğu kenar kazıyıcılardan oldukça farklı oldukları görülmektedir. Pulcuklu

düzeltiye sahip olan parçaları 8 adet örnekle kemirim düzeltili parçalar takip

etmektedir. Basamak pulcuklu ve pulcuklu+yongalama düzeltileri ise 5’er adet

örnekle temsil edilmektedirler. Dişlemeli aletler üzerinde tespit edilmiş olan diğer

düzelti tipleri ise yongalama, pulcuklu+basamak pulcuklu, pulcuklu+kemirim ve

kemirim+yongalama düzeltileridir (Tablo.17).

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi

P BP K Y P+BP P+K P+Y K+Y B

Mikro Dişlemeli 29 19 3 6 - - - - - 1

Makro Dişlemeli 24 11 2 1 2 1 2 4 1 -

Almaşan Dişlemeli 2 1 - - - - - 1 - -

İkili Dişlemeli 1 - - 1 - - - - - -

Karma Dişlemeli 1 1 - - - - - - - -

TOPLAM 57 32 5 8 2 1 2 5 1 1

Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K: kemirim, Y: yongalama,

P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, P+K: pulcuklu+kemirim, P+Y: pulcuklu+yongalama, K+Y:

kemirim+yongalama, B: belirsiz)

Tablo.17

Dişlemeli aletlerin düzelti pozisyonlarına bakıldığında, dişlemeyi oluşturan

düzeltilerin çok büyük bir oranda parçanın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları

Page 118: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

113

görülmektedir. Bunları 6 adet örnekle almaşan düzeltiye (aynı kenarda yer alan

düzeltilerin birbirini takip edecek şekilde hem dış yüz hem de iç yüz üzerine

yapılması) sahip olan parçalar takip etmektedir (Tablo.18).

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti pozisyonu

DY İY İKY A AL B

Mikro Dişlemeli 29 19 2 1 1 4 2

Makro Dişlemeli 24 23 - - - - 1

Almaşan Dişlemeli 2 - - - - 2 -

İkili Dişlemeli 1 1 - - - - -

Karma Dişlemeli 1 1 - - - - -

TOPLAM 57 44 2 1 1 6 3

Kısaltmalar (DY: dış yüz, İY: iç yüz, İKY: iki yönlü, A: almaşık, AL: almaşan, B: belirsiz)

Tablo.18

Dişlemeli aletlerin büyük çoğunluğunda düzeltiler taşımalığın tüm kenarını

(distal+mesia+proksimal) kapsayacak şekilde yapılmışlardır. Bu parçaları, yalnızca

distal bölümünde düzelti taşıyan örnekler takip etmektedir. Düzeltilerin distal ve

mesial bölümlerini kapladığı dişlemeli alet sayısı ise 9’dur.

Düzelti konumları açısından bakıldığında kenar kazıyıcılarda olduğu gibi

dişlemeli aletlerde de parçanın tüm bölümünü kaplayan (distal+mesial+proksimal)

düzeltilerin baskın olmasına rağmen bununla birlikte çoğu parçanın da belli

kısımlarında düzelti taşıdığı görülmektedir (Tablo.19). Dolayısıyla bu parçaların tüm

kenarından ziyade belli kısımlarının kullanıma yönelik olarak düzeltileme işleminden

geçtikleri anlaşılmaktadır.

Page 119: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

114

Dişlemeli Alet Alt Tipi Adet Düzelti konumu

D M PR D+M M+PR D+M+PR B

Mikro Dişlemeli 29 5 2 3 6 3 6 4

Makro Dişlemeli 24 5 - 2 3 3 10 1

Almaşan Dişlemeli 2 1 - - - - 1 -

İkili Dişlemeli 1 - - - - - 1 -

Karma Dişlemeli 1 - - - - - - 1

TOPLAM 57 11 2 5 9 6 18 6

Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial,

M+PR: mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz)

Tablo.19

Düzeltilerin taşımalıklar üzerindeki dağılımları açısından yapmış olduğumuz

gözlemlerde dişlemeli aletlerin büyük çoğunluğunun (37 adet) devamlı düzeltilere

sahip oldukları görülmüştür. Bunları 18 adet örnekle kısmi düzeltili parçalar takip

etmektedir. Söz konusu düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara

bakıldığında ise 38 adet örneğin ince, 18 adet örneğin ise uzun düzeltilere sahip

oldukları görülmektedir (Tablo.20). Bu verilerin yukarıda bahsetmiş olduğumuz

düzelti tipleriyle bağlantılı oldukları görülmektedir. Pulcuklu ve kemirim düzeltilerin

yoğun olduğu tiplerde, düzeltilerin taşımalık kenarında kapladıkları alanın ince

olduğu tespit edilmiştir.

Düzeltilerle ilgili yapmış olduğumuz son analizler ise düzelti açılarıyla ilgili

olan gözlemlerdir. 57 adet dişlemeli aletin 27 tanesinin kenarında yer alan düzelti

açılarının yarı dik olduğu tespit edilmiştir. Bunu 17 adet örnekle dar düzeltiye sahip

olan parçalar takip etmektedir. Dik düzeltiye sahip olan parça sayısı ise 9’dur. Dik

Page 120: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

115

düzeltiye sahip olan söz konusu bu 9 adet örneğin tümü 10 mm ve üzeri kalınlığa

sahiptirler. Yani taşımalık kalınlığı 10 mm ve altında olan parçaların hiç birisinde dik

düzelti gözlemlenmemiştir. Kalınlığı 10 mm ve üzerinde olan taşımalıklar üzerindeki

düzelti açıları ise yarı dik-dik aralığında yer almaktadırlar.

Dişlemeli Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti

dağılımı

Düzelti kapladığı

alan

Düzelti açısı

K DE B İ U B Dİ YDİ D Dİ+

YDİ

YDİ+

D

B

Mikro Dişlemeli 29 13 15 1 24 4 1 3 13 10 1 1 1

Makro

Dişlemeli

24 5 18 1 12 12 - 6 10 7 - 1 -

Almaşan

Dişlemeli

2 - 2 - - 2 - - 2 - - - -

İkili Dişlemeli 1 - 1 - 1 - - - 1 - - - -

Karma

Dişlemeli

1 - 1 - 1 - - - 1 - - - -

TOPLAM 57 18 37 2 38 18 1 9 27 17 1 2 1

Kısaltmalar (K: kısmi, DE: devamlı, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar,

Dİ+YDİ: dik+yarı dik, YDİ+D: yarı dik+dar)

Tablo.20

Dişlemeli aletler üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu her bir

alt tipin uzunluk, genişlik ve kalınlık kriterleri açısından minimum, maksimum ve

ortalama değerleri tespit edilmiştir. Alt tiplere ait ölçülmüş olan boyut değerleri

Tablo.21’de gösterilmiştir.

Page 121: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

116

Dişlemeli Alet Alt Tipi Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Mikro Dişlemeli 10 39 24,5 11 41 26 5 19 12

Makro Dişlemeli 23 57 40 20 57 38,5 6 27 16,5

Almaşan Dişlemeli 30 34 32 20 32 26 11 13 12

İkili Dişlemeli 33 - - 20 - - 10 - -

Karma Dişlemeli - - - - - - 11 - -

Tablo.21

Yukarıdaki tabloda belirtilen genel değerlerin dışında endüstrinin gerçek

boyut aralığını öğrenmek açısından yapmış olduğumuz standart boyut analizlerini

dişlemeli aletler için de gerçekleştirdik. Buna göre dişlemeli aletler açısından

standart uzunluk boyutunun 20–40 mm aralığında olduğu görülmektedir. Söz konusu

uzunluk aralığındaki parçaların sayısı 35’dir (Tablo.22). Bununla birlikte mikro

dişlemeliler (Tip.9) içerisinde 10–20 mm aralığında yer alan 5 adet örnek ile makro

dişlemeliler (Tip.10) içerisindeki 50–60 mm aralığında kalan 4 adet örnek standart

uzunluğun dışında kalmalarına rağmen kendi alt tipleri içerisinde belli bir çoğunluğa

sahiptirler (Tablo.22).

Page 122: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

117

Dişlemeli Alet

Uzunluk aralığı (mm)

Adet

Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip.13

10 - 20 5 - - - - 5

20 – 30 12 5 - - - 17

30 – 40 8 7 2 1 - 18

40 – 50 - 2 - - - 2

50 – 60 - 4 - - - 4

Belirsiz 4 6 - - 1 11

TOPLAM 29 24 2 1 1 57

Tablo.22

Dişlemeli aletlerin genişlik standartlarına baktığımızda da uzunluk kriterinde

olduğu gibi 20–40 mm aralığındaki parçaların en yoğun grubu oluşturdukları

görülmektedir. Genişlik açısından genelde 20–40 mm aralığında bir yığılma olduğu

görülmekle birlikte mikro dişlemeli aletlerin (Tip.9) genişlik aralığının daha büyük

olduğu görülmektedir (Tablo.23).

Page 123: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

118

Dişlemeli Alet

Genişlik aralığı (mm)

Adet

Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip.13

10 - 20 9 - - - - 9

20 – 30 9 8 1 1 - 19

30 – 40 6 9 1 - - 16

40 – 50 2 2 - - - 4

50 – 60 - 2 - - - 2

Belirsiz 3 3 - - 1 7

TOPLAM 29 24 2 1 1 57

Tablo.23

Kalınlık standartları açısından yapmış olduğumuz analizlerde ise 0 – 10 mm

aralığında önemli sayıda parça olmasına rağmen baskın grubun 34 adet parçayla 10 –

20 mm aralığında olan grup olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla dişlemeli aletlerin

standart kalınlıklarının 10 – 20 mm arasında değiştiği görülmektedir. Uzunluk ve

genişlikte olduğu gibi kalınlık açısından da mikro dişlemeli aletlerin (Tip.9) genel

dişlemeli standardının dışında oldukları görülmektedir.

Dişlemeli Alet

Kalınlık aralığı (mm)

Adet

Tip.9 Tip.10 Tip.11 Tip.12 Tip.13

0 – 10 16 2 - - - 18

10 – 20 12 18 2 1 1 34

20 – 30 - 4 - - - 4

Belirsiz 1 - - - - 1

TOPLAM 29 24 2 1 1 57

Tablo.24

Page 124: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

119

DÜZELTİLİ YONGALAR

Tip.14 – Düzeltili yonga: Bir yonganın en az bir kenarı üzerine devamsız düzeltiler

yapılmasıyla ortaya çıkmış olan aletlerdir (Levha.16/1, 2). Analizlerimiz sonucu

endüstri içerisinde toplam 38 adet düzeltili yonga tespit edilmiştir. Bu tip düzeltili

yonga ve düzeltili yonga parçalarından oluşmaktadır. Söz konusu tipe ait herhangi

bir alt tip ayrımı yapılmamıştır.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz 38 adet düzeltili yonga içerisinde 10

adet örneğin kırık olduğu tespit edilmiştir (Tablo.25). Söz konusu parçalar oldukça

küçük oranlarda (<1/2) kırıklar taşımaktadır.

Düzeltili yongalara yapılmış oldukları hammadde cinsleri açısından

bakıldığında yerel hammadde olan radyolaritin baskın olduğu görülmektedir. Bunu

yalnızca 9 adet örnekle çakmaktaşı takip etmektedir. Söz konusu hammaddelerin

taşımış oldukları kabuk/ham yüzey oranlarıyla ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde

ise kabuk veya ham yüzey taşıyan parçalarla taşımayan parçaların sayısal olarak eşit

oldukları görülmüştür. Parçalar üzerindeki kabuk/ham yüzey oranları ise oldukça

azdır (Tablo.25). Bu açıdan bakıldığında düzeltili yongaların da, üzerlerinde

kabuk/ham yüzey taşımayan veya çok küçük oranlarda kabuk/ham yüzey kalıntısına

sahip olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları görülmektedir.

Düzeltili Yonga

Alt Tipi

Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2

Düzeltili Yonga 38 28 10 29 9 19 19 - -

TOPLAM 38 28 10 29 9 19 19 - -

Tablo.25

Page 125: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

120

Düzeltili yongalar üzerinde tespit etmiş olduğumuz topuk tipleri diğer tiplere

nazaran oldukça çeşitlidir. Ancak söz konusu topuk tiplerinin sayısal olarak oldukça

az örnekle temsil edilmesinden dolayı farklı bir teknolojik olgudan bahsetmek

mümkün değildir. 1’er adet örnekle temsil edilmekte olan yüzcüklü, çatı ve nokta

topuk tiplerinin dışında baskın tip endüstri genelinde olduğu gibi düz topuklardır. Bu

örnekleri çok daha az sayılarda sırasıyla ham ve kaldırılmış topuklu parçalar takip

etmektedir (Tablo.26).

Düzeltili Yonga

Alt Tipi

Adet Topuk tipi

Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yüzcüklü Nokta Kırık

Düzeltili Yonga 38 22 6 1 4 1 1 3

TOPLAM 38 22 6 1 4 1 1 3

Tablo.26

Düzeltili yongalar üzerindeki kopma açısı verilerine bakıldığında örneklerin

büyük çoğunluğunun 90°’den büyük kopma açılarına sahip oldukları görülmektedir.

Yalnızca 3 adet örneğin ise kopma açısının 90° olduğu tespit edilmiştir. Vurma

yumruları açısından bakıldığında da belirgin görünümde vurma yumrularına sahip

olan parçaların çoğunluğu oluşturduğu görülmektedir (Tablo.27).

Düzeltili Yonga

Alt Tipi

Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Düzeltili Yonga 38 7 - 3 28 4 24 10

TOPLAM 38 7 - 3 28 4 24 10

Tablo.27

Page 126: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

121

Düzeltili yongalar üzerinde tespit edilmiş olan baskın düzelti tipi pulcuklu

(Levha.16/2) düzeltilerdir (22 adet). Söz konusu düzeltiye sahip olan örnekleri 9 adet

parçayla kemirim düzeltiye (Levha.16/1) sahip olan örnekler takip etmektedir. 5 adet

düzeltili yonga üzerinde ise basamak pulcuklu düzeltiler tespit edilmiştir.

Taşımalıklar üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında ise düzeltilerin çok

büyük bir oranda parçanın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları görülmektedir.

Yalnızca 3 adet örnek üzerindeki düzeltiler iç yüz kenarında yer alırken tek örnekte

ise düzeltilerin pozisyonu almaşıktır. Düzeltili yongalar üzerindeki düzeltilerin

konumları da çeşitlidir. Taşımalıklar üzerinde düzeltilerin en yoğun yapılmış olduğu

bölüm distal+mesial bölümdür. Bu parçaları yoğunluklarına göre distal,

mesial+proksimal ve proksimal bölümlerinde düzelti taşıyan parçalar takip

etmektedir (Tablo.28).

Düzeltili

Yonga

Alt Tipi

Adet Düzelti tipi Düzelti

pozisyonu

Düzelti konumu

P BP K P+BP P+K DY İY A D PR D+

M

M+

PR

Düzeltili

Yonga

38 22 5 9 1 1 34 3 1 10 6 13 9

TOPLAM 38 22 5 9 1 1 34 3 1 10 6 13 9

Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K:kemirim, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu,

P+K: pulcuklu+kemirim, DY: dış yüz, İY: iç yüz, A: almaşık, D: distal, PR: proksimal, D+M:

distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal)

Tablo.28

Page 127: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

122

Düzeltili yongaların tümünde doğal olarak düzeltilerin dağılımı kısmidir.

Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alan ise baskın bir şekilde incedir. 9 adet

örnek üzerinde ise uzun düzeltiler tespit edilmiştir. Düzelti açılarına bakıldığında ise

kenar kazıyıcı ve dişlemeli aletlerin aksine dar açılı düzeltilerin yoğunlukta olduğu

görülmektedir (24 adet). Bu parçaları 11 adet örnekle yarı dik düzeltili yongalar takip

etmektedir (Tablo.29).

Düzeltili Yonga

Alt Tipi

Adet Düzelti dağılımı Düzelti

kapladığı alan

Düzelti açısı

K B İ U Dİ YDİ D

Düzeltili Yonga 38 37 1 29 9 3 11 24

TOPLAM 38 37 1 29 9 3 11 24

Kısaltmalar (K: kısmi, B: belirsiz, İ: ince, U: uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar)

Tablo.29

Düzeltili yongalar üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu

minimum 18, maksimum 66 ve ortalama 42 mm uzunluk değerleri tespit edilmiştir.

Genişlikte ise minimum, maksimum ve ortalama değerler sırasıyla 13, 59 ve 36 mm

olarak ölçülmüştür. Kalınlık olarak ise minimum 5, maksimum 19 ve ortalama 12

mm değerleri elde edilmiştir (Tablo.30).

Düzeltili Yonga

Alt Tipi

Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Düzeltili Yonga 18 66 42 13 59 36 5 19 12

Tablo.30

Page 128: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

123

Uzunluk kriteri açısından bakıldığında Tablo.31’de görüldüğü gibi 60–70

mm aralığında olan tek örneğin genel ortalama değerlerini etkilediği görülmektedir.

Bu örneği dışarıda tuttuğumuz zaman düzeltili yonga uzunluklarının 20–50 mm

aralığında değiştiği tespit edilmiştir. Genişlik açısından ise 20–30 mm aralığındaki

parçaların sayısı baskın grubu oluşturmaktadır. Düzeltili yongaların kalınlıklarının

ise 0–20 mm aralığında dengeli bir dağılım gösterdikleri anlaşılmaktadır (Tablo.31).

Düzeltili Yonga

Uzunluk aralığı (mm)

Adet Düzeltili Yonga

Genişlik aralığı (mm)

Adet Düzeltili Yonga

Kalınlık aralığı (mm)

Adet

10 – 20→ 5 10 – 20→ 3 0 – 10→ 19

20 – 30→ 11 20 – 30→ 18 10 – 20→ 19

30 – 40→ 9 30 – 40→ 8

40 – 50→ 7 40 – 50→ 4

50 – 60→ - 50 – 60→ 1

60 – 70→ 1 Belirsiz→ 4

Belirsiz→ 5

Tablo.31

ÇONTUKLU ALETLER

Döküntü, yonga ya da dilginin kesici kenarı üzerinde, düzeltilerle ya da

vurgacın tek bir darbesiyle elde edilmiş, içbükey bir girinti gösteren aletlerdir

(Levha.17/1-7)111. Tüm aletler içerisinde çontuklu aletlere ait toplam 29 adet parça

tespit edilmiştir. Bunlar 5 alt tip içerisinde toplanmaktadırlar;

111 Yalçınkaya, 1989: 47.

Page 129: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

124

ÇONTUKLU ALET ALT TİPLERİ ADET

Clactonian çontuklu 13

Mikro çontuklu 5

Makro çontuklu 5

Düzeltili çontuklu 4

İkili çontuklu 2

TOPLAM 29

Tablo.32: Çontuklu alet alt tipleri ve sayıları.

Tip.15 – Clactonian çontuklu: Vurgacın tek bir darbesi sonucu bir çontuk

oluşturulmasıyla ortaya çıkmış olan aletlerdir112 (Levha.17/1, 2). Endüstri

içerisindeki yoğun alt tip gruplarından bir tanesi olan bu aletlere ait 13 adet örnek

tespit edilmiştir. Söz konusu örneklerin 9 tanesi herhangi bir kırık taşımazken 4 adet

örnekte ise belli oranlarda kırıklar tespit edilmiştir. Clactonian çontuklulara ait tüm

örneklerin taşımalığı yongadır.

Clactonian çontuklularda hammadde açısından baskın olan cins radyolarittir.

Söz konusu bu 11 adet örneğin dışında 2 adet parçada ise hammadde olarak

çakmaktaşının kullanılmış olduğu görülmüştür. Çakmaktaşları üzerinde herhangi bir

kabuk kalıntısı yoktur. Radyolaritlerde ise 5 adet örnek üzerinde küçük oranlarda

ham yüzey kalıntıları tespit edilmiştir.

Taşımalıklar üzerinde yapılmış olan topuk gözlemlerinde 6 adet örneğin

topuk kısmının olmadığı tespit edilmiştir. Bu parçalardan 2 tanesinin topuk kısmının

kırık, 4 tanesinin ise kaldırılmış oldukları tespit edilmiştir. Proksimal kısmı sağlam

olarak ele geçmiş olan 7 adet örneğin ise tümü düz topuğa sahiptir. Bu parçaların

112 Yalçınkaya, 1989: 48.

Page 130: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

125

tümünün kopma açıları 90°’nin üzerindedir. Parçaların iç yüzünde gözlemlenen

vurma yumruları 6 adet örnek üzerinde belirgin bir görünümdeyken yalnızca tek

örnekte ise oldukça şişkin ve çıkıntılı bir görünüm sergilemektedir.

Düzeltiler açısından Clactonian çontuklulara baktığımızda tüm örnekler

üzerindeki düzeltilerin taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmış oldukları görülmektedir.

Söz konusu düzelti örneklerinin tümü, vurgacın tek bir darbesiyle yapılmış

yongalama sonucu ortaya çıkmış olan düzeltilerdir. Bu tip düzeltiler Clactonian

çontukluların karakteristik bir özelliğidir.

Clactonian çontuklular üzerinde tespit edilmiş olan düzelti konumları

çeşitlidir. 4 adet örnekle temsil edilen ve taşımalığın proksimal bölümü üzerine

yapılmış olan çontukları 3 adet örnekle distal bölüm üzerine yapılmış olan çontuklar

takip etmektedir. Oldukça geniş olup taşımalığın distal, mesial ve proksimal

kısımlarını kaplayan çontuk sayısı 2’dir. Yine geniş olup bir parça üzerinde

distal+mesial, diğer parça üzerinde ise mesial+proksimal kısımları kaplayan

çontuklar ise 1’er adet örnekle temsil edilmektedirler.

Yongalama işlemi sonucu taşımalık kenarında ortaya çıkan derin çontuklar,

düzeltilerin kapladığı alanların uzun olmasına sebep olmuştur. Sadece tek örnek

üzerindeki çontuğun taşımalık kenarında ince bir alan kapladığı tespit edilmiştir.

Clactonian çontuklular üzerindeki düzelti açılarına bakıldığında, düzeltilerin

büyük bir oranda taşımalığın iç yüzüyle yarı dik bir açı oluşturacak şekilde yapılmış

oldukları görülmektedir. Yalnızca 2 adet örnek üzerindeki düzelti açılarının dar

olduğu gözlemlenmiştir.

Page 131: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

126

Clactonian çontuklu alt tipine ait örnekler üzerinden almış olduğumuz boyut

ölçümlerine göre uzunluk ortalamasının 34,5, genişlik ortalamasının 40 ve kalınlık

ortalamasının ise 13,5 mm olduğu tespit edilmiştir. Uzunluk açısından bakıldığında

Clactonian çontuklular içerisinde en yoğun grubu 20–30 mm aralığındaki parçaların

oluşturduğu görülmektedir. Genişlik açısından da yine aynı aralıktaki çontuklular en

yoğun grubu oluşturmaktadır. Genişliği 65 mm olan 1 adet örnek endüstri

standartlarının çok üzerindedir. Kalınlık aralığı ise biraz daha geniştir. Örneklerin

büyük çoğunluğu 0–20 mm aralığında dengeli bir dağılım göstermektedir.

Tip.16 – Mikro çontuklu: Çontuk genişliğinin 5 mm veya 5 mm den az olduğu

parçalardır (Levha.17/3). Mikro çontuklular endüstri içerisinde 5 adet örnekle temsil

edilmektedirler. Bu parçalardan 2 tanesi kırık olarak ele geçmiştir. Tüm örneklerin

taşımalığı yongadır.

Mikro çontukluların 3 tanesinin hammaddesi radyolarit olarak tespit

edilmiştir. 2 adet örneğin ise hammaddesi çakmaktaşıdır. Radyolarit olan

örneklerden birisinde herhangi bir ham yüzey yokken diğer 2 adet örnek ise çok

küçük oranlarda ham yüzey taşımaktadır. Çakmaktaşı olan örneklere bakıldığında da

1 adet örneğin çok küçük bir oranda kabuk kalıntısı taşıdığı görülmüştür.

Mikro çontuklular üzerindeki topuk tiplerine bakıldığında poksimal kırık

taşıyan 1 adet örnek dışında diğer tüm parçaların farklı topuk tiplerine sahip

oldukları tespit edilmiştir. Bunlar kaldırılmış, ham, düz ve çatı topuk tipleridir. Bu

parçalar içerisinde kopma açısı tespit edilebilmiş olan örneklerin tümünün

çekirdekten 90°’den daha büyük bir açıyla kopmuş oldukları görülmüştür. Vurma

yumrusu tespit edilebilmiş örnekler de ise 2 adet parçanın belirgin, 2 adet parçanın

Page 132: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

127

ise diğerlerine oranla çok daha belirgin ve yaygın vurma yumrularına sahip oldukları

tespit edilmiştir.

Düzelti tipleri açısından bakıldığında mikro çontuklular içerisindeki 2 adet

örneğin pulcuklu tip düzeltiye sahip oldukları görülmektedir. Bu tipi basamak

pulcuklu, kemirim ve kemirim+yongalama düzeltileri takip etmektedir. Söz konusu

düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü kenarında yer alıp 3 tanesi proksimal, 1’er

tanesi ise mesial ve distal bölümler üzerine yapılmışlardır.

Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında 4 adet örnek

üzerindeki düzeltilerin ince tipte oldukları görülmektedir. Yalnızca 1 adet örnek ise

uzun düzeltiler taşımaktadır. Söz konusu düzeltiler 2 adet örnekte dar, 2 adet örnekte

yarı dik ve tek örnekte ise dik açılarla yapılmışlardır.

Mikro çontukluların boyutlarına baktığımızda uzunluk açısından minimum

değere sahip olan örnek 12 mm uzunluğundadır. Maksimum değere sahip olan

örneğin uzunluğu ise 61 mm’dir. Söz konusu değerlere göre mikro çontukluların

ortalama uzunluk değeri 36,5 mm olarak belirlenmiştir. Genişlik açısından minimum

değer 22, maksimum değer ise 42 mm olarak ölçülmüştür. Buna göre ortalama

genişlik değeri 32 mm’dir. Kalınlıkta ise minimum, maksimum ve ortalama değerler

sırasıyla 4, 17 ve 10,5 mm olarak ölçülmüştür.

Mikro çontuklular içerisinde 2 adet örneğin uzunluğu tespit edilememiştir.

Geriye kalan 3 adet örneğin 2 tanesi ise genel endüstri boyut standartlarına uygun

uzunluğa sahiptirler. Yine uzunluğu tespit edilebilmiş olan son örnek ise boyut

açısından standartların üzerindedir. Bu parçanın uzunluğu 61 mm’dir. Bu örnek

Page 133: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

128

dışındaki parçalar genişlik ve kalınlık açısından da endüstrinin boyut standartları

içerisinde yer almaktadırlar.

Tip.17 – Makro çontuklu: Çontuk genişliğinin 5 mm’den fazla olduğu parçalardır.

Bu çontuklu alt tipi de 5 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.17/4, 5). Makro

çontuklu aletlerin tümü sağlam olarak ele geçmiştir. Taşımalık açısından döküntü

olan 1 adet örneğin dışında tümü yongadır.

Tespit edilmiş olan makro çontuklu aletlerin 4 tanesinin hammaddesi

radyolarittir. Geriye kalan tek örnek ise çakmaktaşıdır. Söz konusu çakmaktaşı alette

kabuk kalıntısı yoktur. Radyolarit örneklerin ise 3 tanesi herhangi bir ham yüzey

kalıntısı taşımazken tek örnek üzerinde çok küçük bir oranda ham yüzey tespit

edilmiştir.

Taşımalığı döküntü olup bir topuğa sahip olmayan parça dışında 3 adet

örneğin topuk kısmının düz olduğu görülmüştür. Diğer örneğin ise topuk kısmı

kaldırılmıştır. Döküntü olan örnek ile topuğu kaldırılmış olan parçanın kopma açıları

ve vurma yumruları yoktur. Geriye kalan 3 adet örnek 90°’den büyük kopma

açılarına sahiptir. Vurma yumrusu oldukça belirgin ve yaygın olan tek örnek dışında

2 adet örneğin ise vurma yumruları belirgin bir görünümdedir.

Makro çontuklu aletlerin düzelti tiplerine bakıldığında 2 adet örneğin

pulcuklu, 1 adet örneğin ise kemirim düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu

görülmektedir. 2 adet örnek üzerinde ise hem pulcuklu hem de yongalama düzeltileri

aynı anda tespit edilmiştir (Levha.17/5). Döküntü olan parça dışında söz konusu

düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmıştır.

Page 134: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

129

Düzelti konumları tespit edilebilmiş olan parçalar içerisinde 2 adet taşımalık

üzerindeki düzeltilerin distal+mesial bölümü, 1 adet taşımalık üzerindeki düzeltilerin

ise yalnızca mesial bölümü kapsadıkları görülmüştür. Söz konusu düzeltilerin tümü

kısmi görünümde olup 2 tanesi taşımalık kenarında uzun, 3 tanesi ise ince alanlar

kaplamaktadır.

Düzeltiler açısından yapılmış olan son analizlerde ise 3 adet örneğin

kenarındaki düzeltilerin yarı dik, 2 adet örneğin kenarında yer alan düzeltilerin ise

dik açılara sahip oldukları tespit edilmiştir.

Makro çontuklular üzerinde yapılmış olan boyut ölçümleri sonucu minimum,

maksimum ve ortalama değerler uzunluk açısından sırasıyla 23, 34 ve 28,5 mm;

genişlik açısından 16, 32 ve 24 mm; kalınlık açısından 8, 11 ve 9,5 mm olarak tespit

edilmiştir.

Makro çontuklulara ait olan örneklerin tümüne ait boyut verilerinin genel

yontmataş endüstri standartları içerisinde oldukları görülmektedir. Uzunluk açısından

20–30 mm aralığında 3, 30–40 mm aralığında ise 2 adet parçanın yer aldığı tespit

edilmiştir. Genişlik açısından 10–40 mm aralığında, kalınlık açısından ise 0–20 mm

aralığında alet sayısı bakımından dengeli bir dağılım söz konusudur.

Tip.18 – Düzeltili çontuklu: Çok sayıda ve çoğunlukla ince düzeltilerle elde edilmiş

olan çontuklulardır113 (Levha.17/6). Düzeltili çontuklulara ait 4 adet örnek tespit

edilmiştir. Söz konusu parçaların hiçbirisinde kırık tespit edilmemiştir. Tümünün

taşımalığı yongadır.

113 Yalçınkaya, 1989: 48.

Page 135: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

130

Hammadde açısından baktığımızda 3 adet radyolarit örneğin yalnızca 1

tanesinin çok küçük bir oranda ham yüzey taşıdığı görülmektedir. Tek örnekle temsil

edilen çakmaktaşı parçanın üzerinde ise herhangi bir kabuk kalıntısına

rastlanmamıştır.

4 adet örnekle temsil edilmekte olan düzeltili çontukluların 2 tanesinin topuğu

düzdür. Tek örnek üzerinde görülen ham topuğun dışında 1 adet örneğin ise

topuğunun kaldırılmış olduğu görülmektedir. Kopma açısı belli olmayan bu parça

dışında diğer 3 adet örneğin kopma açıları 90°’nin üzerindedir. Söz konusu parçalara

vurma yumruları açısından bakıldığında da 2 adet örneğin endüstri standartlarına

uygun olarak belirgin, tek örneğin ise diğerlerine göre oldukça belirgin vurma

yumrularına sahip oldukları görülmüştür.

Düzeltili çontuklular açısından karakteristik düzelti tipi pucuklu düzeltidir.

Örneklerin üzerindeki düzeltilerin tümü pulcuklu tiptedir. Düzeltilerin pozisyonları

açısından baktığımızda ise taşımalıklar üzerindeki çontukların 3 tanesinin dış yüz 1

tanesinin ise iç yüz üzerine yapılmış olduğu görülmektedir.

Taşımalık üzerindeki düzelti konumu belirlenemeyen tek örnek dışında 2

örnek üzerindeki düzeltiler mesial ve proksimal kenarları kapsamaktadır. Diğer

örnekteki düzeltiler ise yalnızca distal bölüm üzerinde yer almaktadırlar. Söz konusu

3 parça üzerindeki düzeltilerin tümü dağılımları açısından kısmi görünümdedir.

Düzeltilerin taşımalıklar üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında uzun ve

ince düzeltiye sahip olan parçaların 2’şer adet örnekle temsil edildikleri

görülmektedir. Bu düzeltilere iç yüz ile oluşturdukları açılar bakımından

Page 136: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

131

baktığımızda ise yine dar ve yarı dik düzeltilere sahip olan parçaların 2’şer adet

örneğe sahip oldukları görülmüştür.

Boyut analizlerini yapmış olduğumuz 4 adet düzeltili çontuklu alete ait

uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri şu şekildedir;

Uzunluk: minimum 20, maksimum 49, ortalama 34,5 mm

Genişlik: minimum 23, maksimum 39, ortalama 31mm

Kalınlık: minimum 9, maksimum 15, ortalama 12 mm

Söz konusu boyut değerlerine göre düzeltili çontuklu aletlerin genel endüstri

boyut standartları içerisinde yer aldıkları görülmüştür.

Tip.19 – İkili çontuklu: Taşımalığının farklı iki kenarı üzerine birbirinden bağımsız

olarak çontuklar yapılmasıyla oluşmuş aletlerdir (Levha.17/7). Bu alet tipi endüstri

içerisinde yalnızca 2 adet örnekle temsil edilmektedir. 1 tanesi kırık olarak ele

geçmiş olan parçaların ikisinin de taşımalığı yongadır.

İkili çontuklu alt tipine ait olan örneklerin ikisinin de hammaddesi

radyolarittir. Bu parçaların ikisi de üzerlerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı

taşımamaktadırlar.

Söz konusu örneklerden birisi proksimal kırık taşıdığı için bu parçanın topuk

tipi tespit edilememiştir. Diğer örneğin ise topuğu düzdür. Bu parçanın kopma açısı

90°’nin üzerinde olup vurma yumrusu belirgin bir görünüme sahiptir. Yine diğer

parçanın vurma yumrusunun da belirgin bir görünümde olduğu tespit edilmiştir.

Page 137: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

132

Düzelti tipleri açısından bakıldığında taşımalıklardan birisinin üzerindeki

çontukların pulcuklu düzeltilerle, diğeri üzerindeki çontukların ise birisinin pulcuklu,

diğerinin yongalama tipi düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmüştür. Söz

konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmıştır.

Her iki örnek üzerinde yer alan düzeltilerin konumları taşımalığın distal ve

mesial bölümleri üzerinde olup düzeltilerin tümü kısmi görünümdedir. Taşımalıkları

kenarında kapladıkları alanların ise 1 parça üzerinde ince, diğerinde ince+uzun

olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların 1 tanesinin yarı dik, diğerinin ise

dik+yarı dik açılı düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmektedir.

Analizlerini yapmış olduğumuz 2 adet örneğin 1 tanesi proksimal kırık

taşıdığı için bu parçadan uzunluk ölçümü alınamamıştır. Söz konusu parçanın

genişliği 23 mm, kalınlığı ise 6 mm’dir. Tüm ölçümleri sağlıklı bir şekilde alınmış

olan diğer örneğin ise uzunluğu 24 mm, genişliği 24 mm ve kalınlığı ise 8 mm olarak

tespit edilmiştir.

ÇONTUKLU ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER

Çontuklu aletler analizlerini yapmış olduğumuz Alt Paleolitik seviyelerin

temel alet gruplarından birisidir. Söz konusu alet tipleri açısından kırık oranlarının

çok yüksek olmadığı görülmektedir. Kırık olmayan parçaların oranı %75,86 iken

kırık olan parçaların oranı ise %24,14’dür (Grafik.6, Tablo.33).

Page 138: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

133

Grafik.6

Toplamda 29 adet örnekle temsil edilen çontuklu aletler içerisinde en yoğun

grubu Clactonian çontuklular oluşturmaktadır. Tüm çontuklu aletler içerisinde

%44,83 oranına sahip olan Clactonian çontukluları %17,24 oranıyla mikro ve makro

çontuklu aletler takip etmektedir (Grafik.7).

Grafik.7

24,14%

75,86%

Çontuklu Alet Kırık Oranları

Kırık olan Ç.A. Kırık olmayan Ç.A.

13

5

5

4

2

0 2 4 6 8 10 12 14

TİP.15 CLACTONIAN Ç.

TİP.16 MİKRO Ç.

TİP.17 MAKRO Ç.

TİP.18 DÜZELTİLİ Ç.

TİP.19 İKİLİ Ç.

Çontuklu Alet Alt Tipleri

Page 139: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

134

Çontuklu aletlerde hammadde tercihi açısından herhangi bir farklılık göze

çarpmamaktadır. Endüstri genelinde olduğu gibi radyolaritin baskın hammadde cinsi

olduğu görülmektedir. Çakmaktaşı tüm çontuklu aletler içerisinde yalnızca 6 adet

örnek ile temsil edilmektedir (Tablo.33). Söz konusu alet tipleri üzerindeki kabuk

veya ham yüzeylere bakıldığında parçaların çok büyük bir çoğunluğunun kabuk/ham

yüzey taşımadıkları görülmektedir. Kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların %90’ı ise

yüzey genişliklerinin yarısından daha küçük alanlarında kalıntı taşımaktadırlar

(Tablo.33). Bu açıdan bakıldığında çontuklu aletlerin çok büyük bir oranda

çekirdekler üzerinden alınmış olan ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları

anlaşılmaktadır.

Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2

Clactonian Çontuklu 13 9 4 11 2 8 5 - -

Mikro Çontuklu 5 3 2 3 2 2 2 - 1

Makro Çontuklu 5 5 - 4 1 4 1 - -

Düzeltili Çontuklu 4 4 - 3 1 3 1 - -

İkili Çontuklu 2 1 1 2 - 2 - - -

TOPLAM 29 22 7 23 6 19 9 - 1

Tablo.33

Çontuklu aletlerin topuk tipi yüksek bir oranla düz topuk olarak dikkat

çekmektedir. Toplam 14 adet örnekle temsil edilen düz topuklu parçaları 7 adet

örnekle kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Özellikle Clactonian

çontuğa sahip olan parçalarda gözlemlenen kaldırılmış topuk kısımlarının herhangi

bir işleve yönelik olduklarını söylemek mümkün değildir. Endüstri genelinde düz

Page 140: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

135

topuğun ardından gelen ham topuğa sahip olan örneklerin sayısı ise yalnızca 2’dir

(Tablo.34).

Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi

Düz Ham Çatı Kaldırılmış Yok Kırık

Clactonian Çontuklu 13 7 - - 4 - 2

Mikro Çontuklu 5 1 1 1 1 1 -

Makro Çontuklu 5 3 - - 1 1 -

Düzeltili Çontuklu 4 2 1 - 1 - -

İkili Çontuklu 2 1 - - - - 1

TOPLAM 29 14 2 1 7 2 3

Tablo.34

Proksimal kırık taşımayan veya topuğu gözlemlenebilen çontuklu aletlerin

tümünün kopma açısı 90°’nin üzerindedir (Tablo.35). Sert vurgaçla direkt

yongalamanın yapıldığı Alt Paleolitik endüstrilerde olağan olan bu durumun yanında

söz konusu parçaların vurma yumruları da belirgin bir görünümdedir. Diğerlerine

oranla daha belirgin ve yaygın vurma yumrusuna sahip olan parçaların sayısı ise

5’dir (Tablo.35). Ancak bu örneklerden yola çıkarak farklı bir yontma tekniğinden

bahsetmek mümkün değildir. Örneğin örs üzerinde yongalamanın yapılmış olduğu

Clactonian tekniğin Karain’de uygulanmış olduğunu söylemek çok zordur.

Page 141: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

136

Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Clactonian Çontuklu 13 6 - - 7 6 6 1

Mikro Çontuklu 5 2 - - 3 1 2 2

Makro Çontuklu 5 2 - - 3 2 2 1

Düzeltili Çontuklu 4 1 - - 3 1 2 1

İkili Çontuklu 2 1 - - 1 - 2 -

TOPLAM 29 12 - - 17 10 14 5

Tablo.35

Çontuklu aletler üzerindeki düzelti tiplerine bakıldığında baskın tipin

yongalamayla yapılmış olan düzeltiler olduğu görülmektedir (Tablo.36). Ancak söz

konusu 13 adet örneğin tümü Clactonian çontuklulara aittir. Vurgacın tek bir

darbesiyle oluşturulmuş olan bu düzelti tipini 9 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip

olan parçalar takip etmektedir (Tablo.36).

Çontuklu Alet Alt Tipi Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu

P BP K Y P+KU P+Y K+Y DY İY B

Clactonian Çontuklu 13 - - - 13 - - - 13 - -

Mikro Çontuklu 5 2 1 1 - - - 1 5 - -

Makro Çontuklu 5 2 - 1 - - 2 - 4 - 1

Düzeltili Çontuklu 4 4 - - - - - - 3 1 -

İkili Çontuklu 2 1 - - - - 1 - 2 - -

TOPLAM 29 9 1 2 13 - 3 1 27 1 1

Kısaltmalar (P: pulcuklu, BP: basamak pulcuklu, K: kemirim, Y: yongalama,

P+Y: pulcuklu+yongalama, K+Y: kemirim+yongalama, DY: dış yüz, İY: iç yüz, B: belirsiz)

Tablo.36

Page 142: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

137

Çontuklu aletlere ait düzeltilerin taşımalıkları üzerindeki konumları çeşitlidir.

Tablo.37’de görüldüğü gibi çontuklu aletler içerisinde taşımalığın proksimal kısmı

üzerinde yer alan düzeltiler en yoğun grubu oluşturmaktadır. Bunu 5 adet örnekle

distal bölüm üzerinde yer alan düzeltiler takip etmektedir. Bazı örnekler üzerindeki

düzeltilerin ise taşımalığın birden fazla bölümünü kapladığı görülmektedir. Örnek

olarak distal ve mesial bölümleri kapsayan düzelti sayısı 4’dür. Ancak söz konusu bu

parçaların 2 tanesini ikili çontuklular oluşturmaktadır. Yani bu parçalar üzerinde yer

alan düzeltiler taşımalık üzerinde farklı konumlarda yer almaktadırlar. Taşımalığın

tüm kenarını (distal+mesial+proksimal) kapsayan düzeltilere sahip örnek sayısı ise

2’dir. Söz konusu parçaların ikisi de taşımalık kenarında geniş bir alanı kaplayan

Clactonian çontuklardır. Bu örnekler tüm kenar boyunca devam ettikleri için aynı

zamanda devamlı düzelti sınıfına da girmektedirler. Diğer 10 adet örneğin ise

dağılım itibariyle kısmi düzelti oldukları tespit edilmiştir (Tablo.37).

Çontuklu Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı

D M PR D+

M

M+

PR

D+M+

PR

B K D B

Clactonian Çontuklu 13 3 - 4 1 1 2 2 10 2 1

Mikro Çontuklu 5 1 1 3 - - - - 5 - -

Makro Çontuklu 5 - 1 - 1 - - 2 5 - -

Düzeltili Çontuklu 4 1 - - - 2 - 1 3 1 -

İkili Çontuklu 2 - - - 2 - - - 2 - -

TOPLAM 29 5 2 7 4 3 2 5 25 3 1

Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR: mesial+proksimal,

D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı, B: belirsiz)

Tablo.37

Page 143: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

138

Çontuklu aletler üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlara bakıldığında

ince ve uzun düzeltilerin sayısal olarak birbirine yakın oldukları görülmektedir. Uzun

düzeltilerin çok büyük bir çoğunluğunun Clactonian tip çontuklular üzerinde

oldukları tespit edilmiştir (Tablo.38).

Çontuklu Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti kapladığı alan Düzelti açısı

İ U İ+U B Dİ YDİ D Dİ+YDİ B

Clactonian Çontuklu 13 1 11 - 1 - 10 2 - 1

Mikro Çontuklu 5 4 1 - - 1 2 2 - -

Makro Çontuklu 5 3 2 - - 2 3 - - -

Düzeltili Çontuklu 4 2 2 - - - 2 2 - -

İkili Çontuklu 2 1 - 1 - - 1 - 1 -

TOPLAM 29 11 16 1 1 3 18 6 1 1

Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, B: belirsiz, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D: dar,

Dİ+YDİ: dik+yarı dik, B: belirsiz)

Tablo.38

Alet taşımalıkları üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucunda

ortalama uzunluk değeri en yüksek olan çontuklu alet tipinin mikro çontuklular

olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu alt tipe ait ortalamanın yüksek olmasının sebebi 1

adet örneğin 61 mm uzunluğunda olmasıdır. Bu durum mikro çontukluların genel

ortalamasını yükseltmektedir. Bu tipi 34,5 mm ortalama uzunlukla Clactonian ve

düzeltili çontuklu alt tipleri takip etmektedir. Genişlik ve kalınlık ölçümleri sonucu

ise Clactonian çontukluların en yüksek ortalamaya sahip oldukları görülmüştür

(Tablo.39).

Page 144: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

139

Çontuklu Alet

Alt Tipi

Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Clactonian Çontuklu 18 51 34,5 15 65 40 6 21 13,5

Mikro Çontuklu 12 61 36,5 22 42 32 4 17 10,5

Makro Çontuklu 23 34 28,5 16 32 24 8 11 9,5

Düzeltili Çontuklu 20 49 34,5 23 39 31 9 15 12

İkili Çontuklu - - - - - - - - -

Tablo.39

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz 61 mm uzunluğundaki mikro çontuklunun

genel çontuklu alet ortalamasını da yükselttiği görülmektedir. Şu ana kadar yapmış

olduğumuz analizlerde endüstri içerisindeki yongalama ürünü veya alet

taşımalıklarının 20–40 ile 20–50 mm uzunluk aralığında oldukları görülmektedir. Bu

açıdan bakıldığında 61 mm uzunluğundaki söz konusu alet gerçek endüstri

ortalamasının çok üzerinde yer almaktadır.

Page 145: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

140

Çontuklu Alet

Uzunluk aralığı (mm)

Adet

Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip.19

10 – 20 1 1 - - - 2

20 – 30 4 1 3 2 1 11

30 – 40 2 - 2 1 - 5

40 – 50 2 - - 1 - 3

50 – 60 1 - - - - 1

60 – 70 - 1 - - - 1

Belirsiz 3 2 - - 1 6

TOPLAM 13 5 5 4 2 29

Tablo.40

Genişlik açısından da yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumun bir benzeri

söz konusudur. Clactonian çontuklulara ait olup genişliği 65 mm olan 1 adet örneğin

genel genişlik ortalamasını yükselttiği görülmektedir. Söz konusu parçayı spesifik bir

örnek olarak gördüğümüzde çontuklu alet genişliklerinin 20–30 mm aralığında

değiştiği anlaşılmaktadır (Tablo.41).

Page 146: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

141

Çontuklu Alet

Genişlik aralığı (mm)

Adet

Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip.19

10 – 20 3 - 2 - - 5

20 – 30 8 1 1 1 2 13

30 – 40 1 2 2 3 - 8

40 – 50 - 1 - - - 1

50 – 60 - - - - - -

60 – 70 1 - - - - 1

Belirsiz - 1 - - - 1

TOPLAM 13 5 5 4 2 29

Tablo.41

Çontuklu aletlerin kalınlık ortalamaları ise genel yontmataş endüstri

verilerinin doğrultusundadır. Söz konusu örneklerin neredeyse tümü 0–20 mm

aralığında dağılmaktadırlar (Tablo.42).

Çontuklu Alet

Kalınlık aralığı (mm)

Adet

Tip.15 Tip.16 Tip.17 Tip.18 Tip.19

0 – 10 5 4 2 1 2 14

10 – 20 6 1 3 3 - 13

20 – 30 1 - - - - 1

Belirsiz 1 - - - - 1

TOPLAM 13 5 5 4 2 29

Tablo.42

Page 147: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

142

BİLEŞİK ALETLER

Aynı taşımalık üzerinde birden fazla temel aletin bir arada

gerçekleştirilmesiyle oluşturulmuş aletlerdir114 (Levha.18/1-6). Yalnızca 7 adet

parçayla temsil edilen bileşik aletlere ait 6 alt tip tespit edilmiştir;

BİLEŞİK ALET ALT TİPLERİ ADET

Çontuklu - Dişlemeli 2

Clactonian çontuklu – Mikro dişlemeli 1

Kenar kazıyıcı - Dişlemeli 1

Kenar kazıyıcı – Clactonian çontuklu 1

Dişlemeli – Düzeltili yonga 1

Dişlemeli – omurgalı ön kazıyıcı 1

TOPLAM 7

Tablo.43: Bileşik alet alt tipleri ve sayıları.

Tip.20 – Çontuklu – Dişlemeli: Endüstri içerisinde çontuklu - dişlemeli alet tipine

ait 2 adet örnek tespit edilmiştir (Levha.18/1). Bu örneklerin her ikisi de sağlam

olarak ele geçmiştir. Söz konusu örneklerin taşımalıkları yongadır.

Hammaddeleri radyolarit olan parçalardan bir tanesi herhangi bir ham yüzey

kalıntısı taşımazken diğer örnek üzerinde ise çok küçük bir oranda (<1/2) ham yüzey

tespit edilmiştir.

Çontuklu – dişlemeli aletlerin topuk tiplerine bakıldığında 1 adet örneğin

topuğunun kaldırılmış olduğu görülmektedir. Diğer örnek ise düz topuğa sahiptir.

Topuk kısmı kaldırılmış olan aletin kopma açısı ve vurma yumrusu da belirsizdir.

114 Yalçınkaya, 1989: 10.

Page 148: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

143

Düz topuğa sahip olan örneğin kopma açısı 90°’nin üzerinde, vurma yumrusu ise çok

olmamakla birlikte belirgin bir görünüme sahiptir.

Çontuklu – dişlemeli aletler üzerinde yer alan düzeltilerin tümü pulcuklu tip

düzeltilerdir. Söz konusu parçaların birisinde, bileşik aleti oluşturan düzeltilerin her

ikisi de taşımalığın dış yüzü üzerine yapılmışlardır. Diğer örnekte ise düzeltilerden

birisi taşımalığın dış yüz kenarında yer alırken diğer düzelti ise iç yüzde ve

taşımalığın diğer kenarı üzerinde yer almaktadır. Dolayısıyla söz konusu parça

üzerindeki düzeltiler pozisyonları itibariyle almaşık tiptedir (Levha.18/1).

Taşımalık üzerindeki konumu belirlenebilen tek örnekte düzeltiler taşımalığın

distal ve mesial bölümlerini kaplamaktadır.

Her iki örnek üzerindeki düzeltiler de dağılımları itibariyle kısmi düzelti

olarak sınıflandırılmışlardır. Aynı şekilde düzeltilerin tümü taşımalıkları kenarında

kapladıkları alanlar açısından ince tip düzeltilerdir.

Parçalar üzerindeki düzeltilerin açılarına bakıldığında ise tüm düzeltiler yarı

dik tipte oldukları görülmektedir.

Söz konusu alt tipe ait oldukça az sayıda örnek olmasından dolayı boyut

ölçümleri sırasında ortalama değerlerin alınmasına gerek duyulmamıştır. Mevcut

örneklerden birisinin uzunluğu 18, genişliği 28, kalınlığı ise 4 mm’dir. Diğer örneğin

ise uzunluğu 38, genişliği 24, kalınlığı 15 mm olarak ölçülmüştür.

Tip.21 – Clactonien çontuklu – Mikro dişlemeli: Bileşik aletler içerisindeki bu alt

tip endüstri içerisinde yalnızca 1 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.18/2). Söz

konusu örnek herhangi bir kırık taşımamaktadır. Bu örneğin taşımalığı yongadır.

Page 149: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

144

Hammaddesi radyolarit olan örnek üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı

tespit edilmemiştir.

Tek örnekle temsil edilen Clactonian çontuklu – mikro dişlemeli aletin topuk

kısmı düzdür. Söz konusu parçanın kopma açısı 90° olarak tespit edilmiştir. Vurma

yumrusu ise oldukça belirgindir. Kopma açısı ve vurma yumrusu ile ilgili bu veriler,

söz konusu kriterler açısından endüstri standartlarının dışındadır. Ancak oldukça az

sayıdaki örnekten yola çıkarak farklı bir teknolojik durumdan bahsetmek mümkün

değildir.

Analizi yapılmış olan örneğin taşımalığı üzerinde yer alan düzeltiler farklı

tekniklerle yapılmışlardır. Clactonian çontuk vurgacın tek bir darbesiyle

yongalanarak oluşturulmuştur. Taşımalığın diğer kenarında yer alan dişlemeli kısım

ise pulcuklu tip düzeltilerle şekillendirilmiştir.

Taşımalık üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında çontuklu olan

kısmın parçanın dış yüzü üzerine yapılmış olduğu görülmektedir. Mikro dişlemeyi

oluşturan düzeltiler ise aynı kenar üzerinde hem iç hem de dış yüz üzerinde yer

almaktadırlar. Söz konusu düzeltilerin her ikisi de konum itibariyle yonganın distal

bölümü üzerinde yer almaktadırlar. Her iki düzelti de devamlı olmayıp kısmi

görünümdedirler.

Taşımalık üzerindeki Clactonian çontukluyu oluşturan kısım kapladığı alan

itibariyle uzun tip bir düzelti olup düzeltinin açısı dardır. Dişlemeli olan kısım ise

taşımalık kenarında ince bir alanı kaplamaktadır. Söz konusu dişlemeli düzeltinin

açısı yarı dik görünümdedir.

Page 150: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

145

Boyut analizleri yapılmış olan Clactonian çontuklu – mikro dişlemeli tipine

ait örneğin uzunluğu 34, genişliği 25, kalınlığı ise 12 mm olarak ölçülmüştür.

Tip.22 – Kenar kazıyıcı – Dişlemeli: Tek örnekle temsil edilen bileşik alet tipinin

taşımalığı yongadır (Levha.18/3). Söz konusu örnek sağlam olarak ele geçmiştir.

Radyolarit olan örnek üzerinde çok küçük bir oranda ham yüzey kalıntısı

tespit edilmiştir.

Düz topuğa sahip olan örneğin kopma açısı 90°’nin üzerinde olup vurma

yumrusu ise belirgin bir görünümdedir.

Bileşik aleti oluşturan her iki düzelti de farklı tiptedir. Kenar kazıyıcıyı

oluşturan düzelti tipi basamak pulcuklu düzeltidir. Dişlemeli olan kısım ise pulcuklu

düzeltilerle şekillendirilmiştir. Her iki düzelti de taşımalığın dış yüzü üzerine

yapılmışlardır. Düzeltiler konumları itibariyle taşımalığın tüm bölümünü

kaplamaktadırlar (distal+mesial+proksimal). Bundan dolayı düzeltiler aynı zamanda

devamlı tipte düzeltilerdir.

Düzeltilerin taşımalık üzerinde kapladıkları alanlara bakıldığında her iki

düzeltinin de taşımalık kenarında uzun bir alan kapladığı görülmektedir. Yine her iki

düzeltinin açısı da yarı dik olarak tespit edilmiştir.

Gerçekleştirilmiş olan boyut analizleri sonucu ele geçmiş olan tek örneğin

uzunluğu 34, genişliği 22 ve kalınlığı ise 14 mm olarak ölçülmüştür.

Tip.23 – Kenar kazıyıcı – Clactonian çontuklu: Bu alt tipe ait olarak da tek örnek

tespit edilmiştir (Levha.18/4). Küçük oranda bir kırık taşıyan örneğin taşımalığı

yongadır.

Page 151: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

146

Söz konusu alt tipe ait örneğin hammaddesi çakmaktaşı olup çok küçük bir

alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır.

Tek örnekle temsil edilmekte olan kenar kazıyıcı – Clactonian çontuklu aletin

topuğu hamdır. Taşımalığın kopma açısı 90°’nin üzerinde olup iç yüzde gözlemlenen

vurma yumrusu ise oldukça belirgin bir görünümdedir.

Taşımalığın farklı kenarlarında yer alan ve bileşik aleti oluşturan düzeltiler

farklı tiplerdedir. Kenar kazıyıcı kısmı oluşturan düzeltilerin tipi basamak

pulcukludur. Çontuklu kısmı oluşturan düzelti ise bir Clactonian karakteristiği olarak

yongalama tipi bir düzeltidir. Söz konusu düzeltilerin tümü pozisyonları itibariyle

taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadırlar.

Düzelti konumları ile ilgili yapmış olduğumuz gözlemlerde taşımalık

üzerindeki düzeltilerin parçanın distal, mesial ve proksimal alanlarını kapladığı

görülmüştür. Bunun paralelinde dağılım açısından düzeltilerin devamlı oldukları

tespit edilmiştir.

Her iki düzelti de taşımalık kenarında uzun bir alanı kaplamaktadır. Parça

üzerindeki düzeltilerin açılarına baktığımızda da söz konusu düzelti açılarının yarı

dik oldukları tespit edilmiştir.

Analizlerini yapmış olduğumuz bileşik alet distal kırık taşıdığı için uzunluk

ölçümü alınamamıştır. Örneğin genişliği 66, kalınlığı ise 34 mm olarak ölçülmüştür.

Bu ölçümlere göre söz konusu alet tipinin endüstri boyut ortalamalarının çok

üzerinde olduğu görülmektedir (Levha.18/4).

Page 152: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

147

Tip.24 – Dişlemeli – Düzeltili yonga: Tespit etmiş olduğumuz bu bileşik alet alt tipi

endüstri içerisinde 1 adet örnekle temsil edilmektedir (Levha.18/5). Distal kırık

taşıyan örneğin taşımalığı yongadır.

Hammaddesi radyolarit olan parçanın üzerinde herhangi bir ham yüzey

kalıntısı tespit edilmemiştir. Topuk kısmı düz olan örneğin kopma açısı 90°’nin

üzerinde olup vurma yumrusu ise belirgin bir görünüme sahiptir.

Dişlemeli – düzeltili yonga alt tipini oluşturan düzeltilerin tipi pulcukludur.

Söz konusu düzeltilerin pozisyonları ise farklıdır. Düzeltili yongayı oluşturan

düzeltiler taşımalığın dış yüz kenarında yer almaktadırlar. Dişlemeyi oluşturan

düzeltiler ise almaşan tiptedirler. Bu kısımdaki düzeltiler aynı kenar üzerinde

birbirini takip edecek şekilde hem iç yüz hem de dış yüz üzerine yapılmışlardır

(Levha.18/5).

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz düzeltiler taşımalığın yalnızca distal bölümü

içerisinde yer almaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında kısmi düzelti olarak

sınıflandırılmışlardır. Düzeltiler taşımalık kenarında ince alanlar kaplarken açıları ise

dar olarak tespit edilmiştir.

Dişlemeli – düzeltili yonga tipine ait olan örnek distal kırık taşıdığı için

uzunluk ölçümü alınamamıştır. Söz konusu parçanın genişliği 32, kalınlığı ise 11 mm

olarak ölçülmüştür.

Tip.25 – Dişlemeli – Omurgalı ön kazıyıcı: Bileşik alet tipi içerisinde yer alan son

alt tip dişlemeli – omurgalı ön kazıyıcıdır (Levha.18/6). Bu alt tip de endüstri

içerisinde yalnızca tek örnekle temsil edilmektedir. Sağlam olarak ele geçmiş olan

parçanın taşımalığı yongadır.

Page 153: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

148

Tespit edilmiş olan tek örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır. Söz konusu parça

oldukça küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır.

Yapılan gözlemler sonucu ele geçmiş olan tek örneğin topuk kısmının

kaldırılmış olduğu görülmüştür. Bu sebepten dolayı parçanın kopma açısıyla birlikte

vurma yumrusu da tespit edilememiştir.

Düzelti tipleri açısından yapmış olduğumuz gözlemler sonucu ön kazıyıcı

alnının paralel düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dişlemeyi oluşturan

kısımdaki düzeltiler ise pulcuklu tiptedir. Her iki düzelti de pozisyonları itibariyle

taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadır.

Düzeltilerin taşımalık üzerindeki konumlarına bakıldığında dişlemeli kısmın

taşımalığın tüm kenarını (distal+mesial+proksimal) kapladığı görülmektedir. Ön

kazıyıcı alnı ise taşımalığın proksimal ucu üzerine yapılmıştır. Her iki düzelti de

devamlı düzelti görünümündedir. Kapladıkları alanlar açısından uzun düzelti olup

taşımalığın iç yüzüyle dik bir açı oluşturmaktadırlar.

Boyut ölçümleri sonucu sağlam olarak ele geçmiş olan parçanın uzunluğu 32,

genişliği 28 ve kalınlığı ise 16 mm olarak tespit edilmiştir.

BİLEŞİK ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER

Analizlerini yapmış olduğumuz yontmataş endüstri içerisinde tespit etmiş

olduğumuz bileşik aletler yalnızca 7 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu

parçaların 2 tanesi çok küçük oranda kırıklar taşımaktadırlar (Tablo.44).

Page 154: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

149

7 adet örneğin 2 tanesi çontuklu – dişlemeli alet olarak sınıflandırılmıştır.

(Tip.20). Diğer bileşik alet alt tipleri ise 1’er adet örnekle temsil edilmektedirler

(Grafik.8).

Grafik.8

Hammadde tercihi açısından bakıldığında yalnızca tip.23 (kenar kazıyıcı –

Clactonian çontuklu) ve tip.25’e (dişlemeli – omurgalı ön kazıyıcı) ait olan

örneklerde çakmaktaşının tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Hammaddesi

çakmaktaşı olan parçaların her ikisi de üzerlerinde çok küçük oranlarda kabuk

kalıntısı taşımaktadır. Geriye kalan ve hammaddesi radyolarit olan örneklerin 3

tanesinde ham yüzey gözlenmemiştir. 2 adet örnek ise çok küçük oranlarda ham

yüzey kalıntısı taşımaktadır (Tablo.44). Kabuk ve ham yüzey verilerine bakıldığında

bileşik aletlerin de ikincil yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır.

2

1

1

1

1

1

0 1 2 3

TİP.20 ÇONTUKLU - DİŞLEMELİ

TİP.21 CLACTONIAN ÇONTUKLU - MİKRO

DİŞLEMELİ

TİP.22 KENAR KAZIYICI - DİŞLEMELİ

TİP.23 KENAR KAZIYICI - CLACTONIAN

ÇONTUKLU

TİP.24 DİŞLEMELİ - DÜZELTİLİ YONGA

TİP.25 DİŞLEMELİ - OMURGALI ÖN

KAZIYICI

Bileşik Alet Alt Tipleri

Page 155: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

150

Bileşik Alet

Alt Tipi

Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Yok <1/2 1/2 >1/2

Tip.20 2 2 - 2 - 1 1 - -

Tip.21 1 1 - 1 - 1 - - -

Tip.22 1 1 - 1 - - 1 - -

Tip.23 1 - 1 - 1 - 1 - -

Tip.24 1 - 1 1 - 1 - - -

Tip.25 1 1 - - 1 - 1 - -

TOPLAM 7 5 2 5 2 3 4 - -

Tablo.44

Bileşik aletler üzerindeki topuk tiplerine bakıldığında endüstri genelinde

olduğu gibi düz topuklu parçaların hakim oldukları görülmektedir. Düz topuklu

parçaları 2 adet örnekle kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir.

Yalnızca tek örnek üzerinde ise ham topuk tespit edilmiştir (Tablo.45).

Bileşik Alet Alt Tipi Adet Topuk tipi

Düz Ham Kaldırılmış

Tip.20 2 1 - 1

Tip.21 1 1 - -

Tip.22 1 1 - -

Tip.23 1 - 1 -

Tip.24 1 1 - -

Tip.25 1 - - 1

TOPLAM 7 4 1 2

Tablo.45

Page 156: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

151

Teknolojik veriler sunan kopma açısı ve vurma yumrusu gözlemleri de genel

endüstri standartları paralelinde sonuçlar vermiştir. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz

kaldırılmış topuğa sahip olan parçaların kopma açıları ve vurma yumruları tespit

edilememiştir. Bunlar dışında kalan 5 adet örnekten 4 tanesinin kopma açısı 90°’nin

üzerindedir. 90°’lik bir kopma açısına sahip olan örnek sayısı ise 1’dir. Vurma

yumrusu tespit edilebilmiş örneklerde ise belirgin bir yumruya sahip olan parça

sayısı 3’dür. Bunu 2 adet örnekle oldukça belirgin bir vurma yumrusunda sahip olan

parçalar takip etmektedir.

Bileşik Alet

Alt Tipi

Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Tip.20 2 1 - - 1 1 1 -

Tip.21 1 - - 1 - - - 1

Tip.22 1 - - - 1 - 1 -

Tip.23 1 - - - 1 - - 1

Tip.24 1 - - - 1 - 1 -

Tip.25 1 1 - - - 1 - -

TOPLAM 7 2 - 1 4 2 3 2

Tablo.46

Bileşik alet tipleri içerisinde en sık rastlanan düzelti tipi pulcuklu

düzeltilerdir. Taşımalığı üzerinde yalnızca pulcuklu düzelti taşıyan parça sayısı

3’dür. Diğer örneklerin tümü, üzerlerinde 2 farklı tip düzelti taşımaktadırlar

(Tablo.47). Bileşik aletler içerisinde dikkat çekici parçalardan birisi dişlemeli –

omurgalı ön kazıyıcıdır (Tip.25). Bu parça üzerinde yer alan ve paralel düzeltilerle

şekillendirilmiş olan ön kazıyıcı alnı Alt Paleolitik tipolojisi açısından biraz yabancı

Page 157: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

152

durmaktadır. Daha çok Üst Paleolitik Dönem’de örneklerine rastlanan parça 75.

arkeolojik seviyeden ele geçmiştir. Söz konusu seviye Alt Paleolitik materyalin

yoğun olarak ele geçmiş olduğu seviyelerdendir. Dolayısıyla üstte yer alan ve daha

yakın dönemlere ait olan seviyelerle bir karışıklık olma ihtimali düşük gibi

gözükmektedir. Yakındoğu Alt Paleolitiği açısından örneklerine pek rastlanmayan

ancak Avrupa Alt Paleolitiğinde az da olsa karşımıza çıkan bu tip parçalar115, Karain

Alt Paleolitiği açısından şu an için ünik bir konumda yer almaktadırlar.

Bileşik Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu

P P+BP P+PA P+Y BP+Y DY A DY+A DY+AL

Tip.20 2 2 - - - - 1 1 - -

Tip.21 1 - - - 1 - - - 1 -

Tip.22 1 - 1 - - - 1 - - -

Tip.23 1 - - - - 1 1 - - -

Tip.24 1 1 - - - - - - - 1

Tip.25 1 - - 1 - - 1 - - -

TOPLAM 7 3 1 1 1 1 4 1 1 1

Kısaltmalar (P: pulcuklu, P+BP: pulcuklu+basamak pulcuklu, P+PA:

pulcuklu+paralel, P+Y: pulcuklu+yongalama, BP+Y: basamak

pulcuklu+yongalama, DY: dış yüz, A: almaşık, DY+A: dış yüz+almaşık, DY+AL:

dış yüz+almaşan)

Tablo.47

Bileşik aletler üzerindeki düzeltilerin pozisyonlarına bakıldığında genelde

taşımalıkların dış yüzü üzerinde düzeltileme işleminin yapılmış olduğu

görülmektedir (Tablo.47).

115 Bordes, 1988: pl.32, 34.

Page 158: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

153

Bileşik aletler içerisinde 3 adet örnek taşımalığın tüm alanını

(distal+mesial+proksimal) kaplayacak şekilde düzelti taşımaktadır. Bu parçalardan

Tip.22 ve Tip.23 üzerinde yer alan ve kenar kazıyıcı kısmı oluşturan düzeltiler

konumları itibariyle taşımalıklarının distal, mesial ve proksimal alanlarını

kaplamaktadır. Yine Tip.25 üzerinde yer alan ve dişlemeyi oluşturan düzeltiler de

taşımalığın her 3 bölümünü kaplayacak şekilde yapılmışlardır. Tip.21 ve Tip.24

üzerinde yer alan düzeltiler ise taşımalığın yalnızca distal bölümü üzerinde yer

almaktadırlar (Tablo.48).

Bileşik Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı

D D+M D+M+PR B K D

Tip.20 2 - 1 - 1 2 -

Tip.21 1 1 - - - 1 -

Tip.22 1 - - 1 - - 1

Tip.23 1 - - 1 - - 1

Tip.24 1 1 - - - 1 -

Tip.25 1 - - 1 - - 1

TOPLAM 7 2 1 3 1 4 3

Kısaltmalar (D: distal, D+M: distal+mesial, D+M+PR:

distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı)

Tablo.48

Düzeltilerin taşımalık kenarlarında kaplamış oldukları alanlar açısından

yapmış olduğumuz gözlemler sonucu 3 adet örnek üzerindeki düzeltilerin ince, 3

adet örnek üzerindeki düzeltilerin ise uzun alanlar kapladıkları görülmüştür

(Tablo.49). Düzeltilerin taşımalık kenarında uzun alanlar kapladığı tipler kenar

Page 159: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

154

kazıyıcı – dişlemeli (Tip.22), kenar kazıyıcı – Clactonian çontuklu (Tip.23) ve

dişlemeli – omurgalı ön kazıyıcı (Tip.25) tipleridir. Bunlar içerisinde Tip.22 ve

Tip.23’ün üzerinde yer alan kenar kazıyıcı kenarlar basamak pulcuklu düzeltilerle

şekillendirilmiş oldukları için taşımalık kenarında uzun alanlar kaplamaktadırlar.

Tip.25’de ise ön kazıyıcıyı oluşturan alın kısmı uzun paralel düzeltilerle yapılmış

olduğu için yine taşımalık üzerinde uzun bir alanı kaplamaktadır. Bu alan özellikle

profilden bakıldığında daha iyi görülebilmektedir.

Bileşik Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti kapladığı

alan

Düzelti açısı

İ U İ+U Dİ YDİ D YDİ+D

Tip.20 2 2 - - - 2 - -

Tip.21 1 - - 1 - - - 1

Tip.22 1 - 1 - - 1 - -

Tip.23 1 - 1 - - 1 - -

Tip.24 1 1 - - - - 1 -

Tip.25 1 - 1 - 1 - - -

TOPLAM 7 3 3 1 1 4 1 1

Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, İ+U: ince+uzun, Dİ: dik, YDİ: yarı dik, D:

dar, YDİ+D: yarı dik+dar)

Tablo.49

Bileşik aletler üzerinde yer alan düzeltilerin açılarına baktığımızda da

düzeltilerin büyük bir çoğunluğunun yarı dik açılı oldukları görülmektedir

(Tablo.49).

Page 160: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

155

Bileşik aletlerin boyutları açısından yapmış olduğumuz çalışmalarda söz

konusu örneklerin yalnızca genel boyut ölçümleri ve ortalamaları tespit edilmiştir.

Oldukça az sayıda örnekle temsil edildikleri için diğer yoğun alet tipleri içerisinde

yapmış olduğumuz ve alet boyut standartlarını gösteren analizlere gerek

duyulmamıştır. Tablo.50’ye bakıldığında yalnızca Tip.23’e (kenar kazıyıcı –

Clactonian çontuklu) ait olan örneğin genel boyut standartlarının oldukça üzerinde

olduğu görülmektedir. Kırık olduğu için uzunluğu ölçülememiş olan parçanın

genişliği 66 mm olarak tespit edilmiştir. Söz konusu parçanın kalınlığı ise 34

mm’dir.

Bileşik Alet

Alt Tipi

Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Tip.20 18 38 28 24 28 26 4 15 9,5

Tip.21 34 - - 25 - - 12 - -

Tip.22 34 - - 22 - - 14 - -

Tip.23 - - - 66 - - 34 - -

Tip.24 - - - 32 - - 11 - -

Tip.25 32 - - 28 - - 16 - -

Tablo.50

DİĞER ALETLER

Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz toplam 13 alt tip mevcuttur.

Bunlar şu şekilde sınıflandırılmıştır;

Page 161: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

156

DİĞER ALET ALT TİPLERİ ADET

Ham sırtlı bıçak 8

Kullanılmış yonga 6

Mikro taş delgi 4

İki yüzeyli alet 3

Omurgalı ön kazıyıcı 2

Kullanılmış çekirdek 2

Kıyıcı 1

Kıyıcı alet 1

Düzeltili çekirdek 1

Kullanılmış parça 1

Kısmi düzeltili dilgi 1

Tayac ucu 1

Gaga alet 1

TOPLAM 32

Tablo.51: Diğer alet alt tipleri ve sayıları.

Tip.26 – Ham sırtlı bıçak: Sırtı, ayrılmış olduğu yumrunun ham yüzü ya da büyük

bir çoğunlukla kabuğundan oluşmuş parçalardır116 (Levha.19/1, 2). Endüstri

içerisinde bu alet tipine ait 8 adet örnek tespit edilmiştir. Taşımalıkları yonga olan

parçaların tümü sağlam olarak ele geçmiştir.

Tespit edilmiş olan ham sırtlı bıçakların 7 tanesinin hammaddesi radyolarittir.

Tek örneğin ise hammaddesinin çakmaktaşı olduğu tespit edilmiştir. Tüm parçalar

sırt kısımlarında belli oranlarda kabuk ya da ham yüzey kalıntısı taşımaktadır. Söz

konusu parçalardan yalnızca 1 tanesi dış yüzünün yarısı kadar bir alanında ham

116 Yalçınkaya, 1989: 44.

Page 162: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

157

yüzey kalıntısı taşımaktadır. Diğer parçaların ise daha küçük oranlarda kabuk veya

ham yüzey taşıdıkları tespit edilmiştir.

Ham sırtlı bıçaklar üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz topuk gözlemleri

sonucu 5 adet örneğin düz topuğa sahip olduğu tespit edilmiştir. Diğer 3 adet örnek

ise ham topuk taşımaktadır. Bu örneklerin tümünün kopma açıları 90°’nin

üzerindedir. 7 adet örneğin vurma yumruları belirgin bir görünümdeyken tek örnek

üzerinde gözlemlenen vurma yumrusu ise diğerlerine nazaran daha belirgin bir

görünüm taşımaktadır.

Ham sırtlı bıçakların tümü kullanılmış olan kenarlarında bir takım kertikler

taşımaktadır. Dolayısıyla bu alt tipin düzelti tipi kullanım düzeltisi olarak

kaydedilmiştir (Levha.19/1, 2). Söz konusu kullanım izlerinin çoğu pozisyonları

itibariyle taşımalıkların dış yüzü üzerinde yer almaktadır (5 adet). 2 adet örnek

üzerinde yer alan kullanım izleri ise iki yönlü görünümdedir.

Ham sırtlı bıçaklar üzerindeki düzeltilere konumları açısından bakıldığında 4

adet örnek üzerindeki düzeltilerin taşımalığın mesial ve proksimal kenarı boyunca

devam ettiği tespit edilmiştir. Geriye kalan 4 adet örnek üzerindeki düzeltiler ise

taşımalığın tüm kenarı boyunca (distal+mesial+proksimal) devam etmektedirler. Söz

konusu düzeltilerin taşımalık kenarında kapladıkları alanlara bakıldığında ise tüm

izlerin ince bir alanı kapladığı görülmektedir.

Ham sırtlı bıçaklar üzerinde yapmış olduğumuz boyut ölçümleri sonucu

uzunluk açısından minimum 34, maksimum 54 ve ortalama 44 mm değerleri tespit

edilmiştir. Genişlik açısından ise minimum 21, maksimum 49 ve ortalama 35 mm

değerleri söz konusudur. Kalınlıkta ise sırasıyla 10, 19 ve 14,5 mm değerleri

Page 163: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

158

ölçülmüştür. Boyut açısından bakıldığında ham sırtlı bıçakların genel yontmataş

endüstri standartları içerisinde yer aldıkları görülmektedir. Bununla birlikte özellikle

taşımalık kalınlıkları açısından baktığımızda tespit edilmiş olan tüm örneklerin

kalınlıklarının 10 – 20 mm aralığında olduğu görülmektedir. Bu açıdan bu aletlerin

kullanımında belli kalınlıktaki yongaların tercih edilmiş oldukları anlaşılmaktadır.

Tip.27 – Kullanılmış yonga: Herhangi bir düzelti yapılmamış fakat kullanımdan

dolayı kenar ya da kenarlarında çentikler taşıyan yongalardır (Levha.19/3-5).

Kullanılmış yongalara ait endüstri içerisinde 6 adet örnek mevcuttur. Taşımalıkları

yonga olan parçalar üzerinde herhangi bir kırık tespit edilmemiştir.

Söz konusu alt tipe ait örneklerin tümünün hammaddesi radyolarittir. Bu

parçalardan 2 tanesi herhangi bir ham yüzey kalıntısı taşımazken 4 adet örnek

üzerinde ise çok küçük oranlarda ham yüzey tespit edilmiştir.

Topuk tipleri açısından bakıldığında düz topuklu parçaların baskın oldukları

görülmektedir. 4 adet düz topuklu parçayı 2 adet örnekle ham topuklu parçalar takip

etmektedir. Söz konusu örneklerden 5 tanesinin kopma açısının 90°’den büyük

olduğu gözlemlenmiştir. Tek örneğin ise kopma açısı 90°’dir. Vurma yumruları

açısından baktığımızda ise örneklerin büyük çoğunluğunun belirgin bir vurma

yumrusuna sahip olduğu görülmektedir. Yalnızca tek örneğin vurma yumrusu

diğerlerine göre daha şişkin ve belirgin bir görünümdedir.

Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi bu parçaların hiçbirisi üzerinde bilinçli

yapılmış bir düzelti yoktur. Bundan dolayı söz konusu parçaların düzelti tipi

kullanım düzeltisi olarak değerlendirilmiştir. Bu parçalar üzerindeki kullanım

izlerinin pozisyonları ise çeşitlidir. 3 adet örnek üzerinde yer alan izler taşımalığın

Page 164: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

159

dış yüzü üzerindedir. Geriye kalan 3 adet örnek üzerinde ise iki yönlü, almaşık ve

almaşık+almaşan tip düzeltiler (kullanım kertikleri) tespit edilmiştir.

Kullanım izlerinin taşımalık kenarındaki konumlarına bakıldığında parçaların

genel olarak kenarlarının büyük kısmının ya da tamamının kullanılmış olduğu

görülmektedir. 4 adet örnek üzerindeki izler distal, mesial ve proksimal kenarlar

boyunca uzanmaktadır. Diğer 2 örnek üzerindeki kullanım izleri de mesial ve

proksimal bölümler üzerinde yer almaktadırlar.

Düzeltilerle ilgili son olarak, taşımalık kenarında kapladıkları alanlar ve

açılarıyla ilgili gözlemler yapılmıştır. Buna göre 6 adet örnek üzerindeki izlerin tümü

taşımalık kenarında ince alanlar kaplamaktadır. Söz konusu izlerden 5 tanesi

taşımalık kenarında dar, 1 tanesi ise yarı dik bir açıyla yer almaktadır.

Kullanılmış yongalar üzerinde yapılmış olan boyut ölçümlerine göre

minimum 21, maksimum 43 ve ortalama 32 mm uzunluk değerleri tespit edilmiştir.

Genişlik açısından ise minimum, maksimum ve ortalama değerler 14, 40 ve 27 mm

olarak ölçülmüştür. Yapmış olduğumuz kalınlık ölçümleri sonucu ise minimum 6,

maksimum 14 ve ortalama 10 mm değerleri elde edilmiştir. Uzunluk açısından

bakıldığında söz konusu örneklerin genelde 20 – 40 mm aralığında yer aldıkları

görülmektedir. 43 mm uzunluğundaki tek örnek ise bu alt tipin boyut ortalamasını

arttırmaktadır. Söz konusu parçanın genişliği de diğer örneklere göre daha yüksektir.

Tip.28 – Mikro taş delgi: Taşımalığın bir kenarı üzerinde veya iki kenarının

bitiştiği noktada, düzeltilerle şekillendirilmiş delici özellikteki mikro bir uca sahip

olan parçalardır (Levha.19/6, 7). Bu alt tip yontmataş endüstri içerisinde 4 adet

Page 165: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

160

örnekle temsil edilmektedir. Taşımalıkları yonga olan söz konusu örneklerin 2 tanesi

kırık olarak ele geçmiştir.

Mikro taş delgilere ait olan örneklerin tümünün hammaddesi radyolarittir. Bu

parçalardan 3 tanesi çok küçük oranlarda ham yüzey kalıntısı taşımaktadır.

Tespit edilmiş olan parçalar içerisinde 1 örneğin topuk kısmı kırık olduğu için

belirlenememiştir. 2 adet örneğin topuğu ise hamdır. Tek örnek üzerindeki topuk ise

yüzcüklü görünümdedir. Topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler

içerisindeki 2 adet parçanın kopma açısı 90°’nin üzerindedir. Diğer örnek ise 90°’lik

bir kopma açısına sahiptir. Söz konusu parçaların vurma yumrularına bakıldığında da

2 adet örneğin belirgin, tek örneğin ise oldukça belirgin bir vurma yumrusu taşıdığı

görülmektedir.

Taşımalıklar üzerinde mikro taş delgiyi oluşturan kısımlar pulcuklu

düzeltilerle şekillendirilmiştir. Söz konusu düzeltilerin 2 tanesi taşımalığın dış yüzü

üzerindedir. Diğer 2 örnekte ise taş delgiyi oluşturan düzeltiler pozisyonları itibariyle

almaşık tiptedir (Levha.19, 6).

Taş delgileri oluşturan düzeltilerin konumları her bir örnek üzerinde farklıdır.

Buna göre parçalar üzerindeki düzeltiler taşımalıklarının mesial, proksimal,

distal+mesial ve distal+mesial+proksimal bölümleri üzerine yapılmışlardır. Söz

konusu düzeltilerin tümü taşımalık kenarlarında ince bir alanı kaplamaktadır. 3 adet

taşımalık üzerindeki delgi kısımları yarı dik düzeltilerle şekillendirilmiştir. Tek

örnekte ise delgiyi oluşturan düzeltiler dardır.

Boyut analizleri sonucu mikro taş delgilerin taşımalıklarının da oldukça

küçük olduğu tespit edilmiştir. Yapılmış olan ölçümlere göre mikro taş delgilere ait

Page 166: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

161

uzunluklar minimum 22, maksimum 26 ve ortalama 24 mm olarak ortaya çıkmıştır.

Genişlik değerleri ise minimum 20, maksimum 23 ve ortalama 21,5 mm’dir. Kalınlık

açısından ise ortalama değer 7,5 mm’dir (min. 5 mm / mak. 10 mm).

Tip.29 – İki yüzeyli alet: İki yüzeyli aletler, genellikle çakmaktaşı yumrularının,

fakat aynı zamanda çakmaktaşı, kuvarsit ve kumtaşı gibi büyük yongaların her iki

yüzünden kaplayan düzeltilerle ya da en azından bürüyen düzeltilerle yontulmasıyla

oluşmuş çeşitli formlardaki aletlerdir117 (Levha.20, 21). Alt Paleolitik Dönem

içerisinde özellikle Mode 2 endüstrilerinin tipik alet tiplerinden olan iki yüzeylilere

ait 3 adet örnek tespit edilmiş ve bunların analizleri gerçekleştirilmiştir. Söz konusu

örneklerin tümü sağlam olarak ele geçmiştir.

2007 yılında V.2 seviyesi içerisinden ele geçmiş olan örnek büyük bir yonga

üzerine yapılmıştır. Parçanın dip kısmında yer alan topuğun bir kısmı ile özellikle

profilden bakıldığında iç yüzde yer alan vurma yumrusu belli olmaktadır (Levha.21).

Bordes’un iki yüzeyli alet ölçüm sistemine göre yapılmış olan analizlere göre söz

konusu tipin badem biçimli sınıfına girdiği tespit edilmiştir. Parça üzerinden alınmış

olan çıkarımların sayısına bakıldığında ise her iki yüzeyden de eşit sayıda yonga

çıkarımı alınmış olduğu görülmektedir (20’şer adet).

Analizini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletin hammaddesi net olarak

belirlenememiştir. Ancak A.Ü. D.T.C.F. Coğrafya Bölümü Öğretim Üyelerinden

Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşoğlu’nun yapmış olduğu gözlem ve küçük analizler sonucu

117 Bordes, 1988: 71; Yalçınkaya, 1989: 52, 53; Taşkıran,1990: 11.

Page 167: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

162

söz konusu parçanın hammaddesinin karbonatsız bir kayaç olduğu tespit

edilmiştir118.

Söz konusu iki yüzeyli aletten alınmış olan ölçümler şu şekildedir;

Maksimum uzunluk (L): 10,9 cm

Maksimum genişlik (m): 6,8 cm

Maksimum kalınlık (e): 3,4 cm

Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 4,7 cm

L/a: 2,31 cm

L/m: 1,6 cm

m/e: 2 cm

Diğer iki yüzeyli alet örnekleri ilk dönem Karain kazıları sonucu İsmail Kılıç

Kökten tarafından bulunmuş olan örneklerdir. Söz konusu örneklerden birisi

hammaddesi belirlenemeyen bir doğal yumru üzerinde yapılmıştır. Dip kısmındaki

belli bir alanda yapılmış olduğu yumruya ait kabuk / ham yüzey kalıntısını

taşımaktadır (Levha.20/1). Bu örneğin bir yüzünün diğer yüzüne göre daha çok

sayıda yonga çıkarımıyla işlenmiş olduğu görülmüştür. Söz konusu parçanın bir

yüzünden 21 diğer yüzünden ise 12 adet çıkarım alınmıştır.

Analizleri yapılmış olan bu parça üzerinden alınmış olan boyut ölçümleri şu

şekildedir;

118 Hakan Yiğitbaşoğlu ile kişisel görüşme, 12.05.2013.

Page 168: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

163

Maksimum uzunluk (L): 11,9 cm

Maksimum genişlik (m): 6,4 cm

Maksimum kalınlık (e): 5,1 cm

Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 4,9 cm

L/a: 2,42 cm

L/m: 1,85 cm

m/e: 1,25 cm

Yukarıda belirtmiş olduğumuz ölçüm ve gözlem sonuçlarına göre söz konusu

iki yüzeyli alet tipinin Micoquian tip bir iki yüzeyli olduğu tespit edilmiştir. Aynı

parça üzerinde analiz ve ölçümler gerçekleştirmiş olan Işın Yalçınkaya’da söz

konusu parçanın içbükey kenarları, ileriye doğru çıkmış ucu ve yuvarımsı dibiyle

Micoquian iki yüzeylilerin tanımına uyduğunu belirtmektedir119.

Analizleri yapılmış olan son iki yüzeyli alet ise diğerlerine göre daha küçük

bir örnektir. Bu örnek de Kökten’in ilk dönem Karain kazılarında ele geçmiş olan bir

parçadır (Levha.20/2). Yine bu parçanın da hammaddesi belirsizdir. Ancak yapılmış

olan gözlemlere göre doğal küçük bir yumru üzerine yapılmış olduğu

anlaşılmaktadır. Söz konusu parçaya şeklini veren yonga çıkarım sayılarına

baktığımız zaman parçanın bir yüzü üzerinde 16, diğer yüzü üzerinde ise 23 adet

çıkarımın alınmış olduğu görülmektedir.

Bu son iki yüzeyli aletten alınmış olan ölçümler şu şekildedir;

119 Yalçınkaya, 1989: 106.

Page 169: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

164

Maksimum uzunluk (L): 8,3 cm

Maksimum genişlik (m): 4,9 cm

Maksimum kalınlık (e): 3,6 cm

Maksimum genişlikte olan kısım ile dip arasındaki uzunluk (a): 3,7 cm

L/a: 2,24 cm

L/m: 1,69 cm

m/e: 1,36 cm

Alınmış olan boyut ölçümlerine göre söz konusu iki yüzeyli alet tipinin de

badem biçimli olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu parça diğerlerine göre çok daha

küçük bir görünümde olduğu için kısa badem biçimli iki yüzeyli olarak

nitelendirmek çok yanlış olmayacaktır.

Tip.30 – Omurgalı ön kazıyıcı: Profilden ters çevrilmiş karina şeklinde, alnı

dilgicik çıkarımlarıyla çevrelenmiş, geniş ve kısa ya da dar ve uzun olabilen kalın

yongalar üzerine yapılmış ön kazıyıcılardır120 (Levha.19/8). Yoğun olmayan bu alt

tip grubuna ait 2 adet örnek mevcuttur. Söz konusu 2 örnek de sağlam olarak ele

geçmiştir. Her iki örneğin taşımalığı da yongadır.

Hammaddeleri çakmaktaşı olan örneklerden birisi üzerinde herhangi bir

kabuk kalıntısı yoktur. Diğer örnek ise üzerinde çok küçük bir oranda kabuk kalıntısı

taşımaktadır.

120 Yalçınkaya, 1989: 38.

Page 170: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

165

Tespit edilmiş olan omurgalı ön kazıyıcıların topuk tiplerine bakıldığında 1

adet örneğin düz topuk tipine sahip olduğu görülmektedir. Diğer örnek üzerindeki

topuk kısmı ise kaldırılmıştır. Bu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu da tespit

edilememiştir. Düz topuğa sahip olan parça ise 90°’den büyük bir kopma açısına

sahiptir. Söz konusu örneğin vurma yumrusu da belirgindir.

Omurgalı ön kazıyıcılara ait olan örneklerin birisinde, kazıyıcı alnı oluşturan

düzeltiler pulcuklu tiptedir. Diğer örnekte ise alın kısmı paralel düzeltilerle

şekillendirilmiştir (Levha.19/8). Her iki örnek üzerindeki düzeltiler de taşımalığın

dış yüzü üzerinde yer almaktadırlar.

Parçalar üzerindeki düzeltilere konumları itibariyle bakıldığında örneklerden

birisi üzerindeki düzeltilerin yalnızca distal kısım üzerinde yer aldığı görülmektedir.

Diğer örnek üzerindeki düzeltiler ise taşımalığın distal kısmı ile birlikte mesial

alanına kadar uzanmaktadır. Her iki parça üzerindeki düzeltiler de kapladıkları

alanlar açısından uzun düzelti olarak değerlendirilmişlerdir. Düzelti açıları ise bir

parça üzerinde dik diğerinde ise yarı dik olarak gözlemlenmiştir.

Omurgalı ön kazıyıcı örneklerinden birisi boyut açısından endüstri

standartlarının oldukça üzerindedir. Söz konusu parçanın taşımalık uzunluğu 67,

genişliği 46, kalınlığı ise 26 mm olarak ölçülmüştür. Diğer örneğin ise uzunluğu 42,

genişliği 35 ve kalınlığı 17 mm’dir.

Tip.31 – Kullanılmış çekirdek: Herhangi bir düzelti yapılmaksızın mevcut haliyle

kullanılmış olan çekirdeklerdir (Levha.19/9). Bu parçalar endüstri içerisinde 2 adet

örnekle temsil edilmektedirler. Bu tipe ait olan parçaların her ikisi de sağlam olarak

ele geçmiştir.

Page 171: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

166

Hammaddeleri radyolarit olan örneklerin birisi, yarısından daha küçük bir

alanında ham yüzey kalıntısı taşırken diğer parçada ise yarısından fazla oranda ham

yüzey kalıntısı tespit edilmiştir.

Bu tipe ait olan örneklerin taşımalıkları çekirdek olduğu için söz konusu

parçalar üzerinde topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler

bulunmamaktadır.

Söz konusu parçaların düzeltileriyle ilgili de söylenebilecek çok fazla bir şey

yoktur. Her iki parça da üzerlerinde kullanıma bağlı izler taşımaktadırlar. Bir parça

üzerindeki kullanım alanı ise diğerine göre daha uzundur.

Yapılmış olan ölçümler sonucu her iki örneğin de boyut olarak birbirine çok

yakın oldukları görülmüştür. Örneklerden birisinin uzunluğu 59, genişliği 39 ve

kalınlığı 21 mm olarak ölçülmüştür. Diğer örneğin ise uzunluğu 56, genişliği 40 ve

kalınlığı 30 mm’dir.

Tip.32 – Kıyıcı: Bir yüzü, ucundan bitişik birkaç yonga çıkarılmasıyla yuvarlak, yarı

oval ya da düz bir kesici ağız gösteren; çakıllar üzerine yapılmış aletlerdir121.

Analizlerini yapmış olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde Yontuk Çakıl Kültürü’nün

(Mode 1) karakteristik alet tiplerinden olan kıyıcılara ait tek örnek tespit edilmiştir

(Levha.22/1). Sağlam olarak ele geçmiş olan bu örnek ince bir radyolarit tablet

üzerine yapılmıştır. Çıkarımların alınmış olduğu kısım dışında parçanın bütünü ham

yüzey taşımaktadır.

Yine bu tip üzerinde de topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğeler

bulunmamaktadır.

121 Yalçınkaya, 1989: 56.

Page 172: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

167

Düzelti tipi açısından bakıldığında söz konusu örnek üzerindeki tip

yongalama düzeltisidir. Tabletin uç kısmından, aynı yüz üzerinde 2 adet yonga

çıkarımı alınmasıyla kesici bir ağız oluşturulmuştur.

Boyut analizi yapılmış olan kıyıcı üzerinden alınmış olan uzunluk ölçümü 51

mm’dir. Söz konusu parçanın genişliği 71 mm, kalınlığı ise 18 mm’dir.

Tip.33 – Kıyıcı alet: Çakılın iki yüzünden bitişik ve almaşık birçok yonganın

alınmasıyla elde edilmiş, genellikle yılankavi bir kesici ağız gösteren aletlerdir122.

Mode 1 endüstrilerinin tipik aletlerinden olan bu örnek Karain Alt Paleolitik

endüstrisi içerisinde tek örnekle temsil edilmektedir (Levha.22/2). Yapılmış olan

gözlemler sonucu söz konusu kıyıcı aletin taşımalığının çekirdek olduğu tespit

edilmiştir.

Hammaddesi radyolarit olan örnek, taşımalığının yarısı oranında ham yüzey

kalıntısı taşımaktadır. Taşımalık tipi itibariyle söz konusu örnek üzerinde de topuk,

kopma açısı ve vurma yumrusu bulunmamaktadır.

Kıyıcı aleti oluşturan düzeltiler yongalama yoluyla oluşturulmuşlardır.

Dolayısıyla söz konusu parça üzerindeki düzelti tipi yongalama düzeltisidir. Yonga

çıkarımları taşımalığın her iki yüzünden birbirine bitişik bir şekilde alınmışlardır. Bu

açıdan bakıldığında taşımalık üzerindeki düzeltilerin pozisyonu iki yönlüdür.

Analizlerini yapmış olduğumuz endüstri öğeleri içerisinde yontuk çakıl

kültürüne atfedilen aletlerden birisi olan kıyıcı alet, diğer tip olan kıyıcıya göre daha

büyük bir boyuttadır. Söz konusu parçanın uzunluğu 72, genişliği 96 ve kalınlığı ise

57 mm olarak ölçülmüştür.

122 Yalçınkaya, 1989: 56.

Page 173: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

168

Tip.34 – Düzeltili çekirdek: Bir çekirdek ya da çekirdek parçasının bir ya da daha

fazla kenarı üzerine düzeltiler yapılması suretiyle oluşmuş alet tipidir. Bu alt tipe ait

tek örnek tespit edilmiştir (Levha.23/1). Parça kırık olarak ele geçmiştir.

Söz konusu tek örneğin hammaddesi çakmaktaşıdır ve bu örnek yarısından

küçük bir alanında kabuk kalıntısı taşımaktadır.

Taşımalığı çekirdek parçası olduğu için örnek üzerinde topuk, kopma açısı ve

vurma yumrusu gibi öğeler yer almamaktadır.

Analizini yapmış olduğumuz parça üzerindeki düzeltilerin tipi pulcukludur.

Bu düzeltiler parçanın küçük bir kısmında yer aldıkları için aynı zamanda kısmi tip

düzeltilerdir.

Tek örnekle temsil edilmekte olan düzeltili çekirdek parçası kırık olarak ele

geçtiği için yalnızca genişlik ve kalınlık ölçümleri alınabilmiştir. Söz konusu

parçanın genişliği 37 mm, kalınlığı ise 15 mm olarak ölçülmüştür.

Tip.35 – Kullanılmış parça: Herhangi bir düzelti yapılmamış fakat kullanımdan

dolayı kenar ya da kenarlarında çentikler oluşmuş, taşımalığı yonga, dilgi, çekirdek

yontma artığı ya da döküntü dışında bir parça olan alet tipleridir. Bu alt tipe ait

yontmataş endüstri içerisinde 1 adet örnek tespit edilmiştir (Levha.23/2). Taşımalığı

radyolarit bir tablet olan örnek sağlam olarak ele geçmiştir. Söz konusu parça

kullanılmış olan kenarı dışında tümüyle ham yüzeyle kaplıdır. Tablet olmasından

dolayı yongalarda gözlemlenen topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu öğeleri bu

parça üzerinde yoktur.

Page 174: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

169

Analizini yapmış olduğumuz parça tipik ve yaygın bir örnek olmadığı için

düzeltileriyle ilgili çok fazla veri mevcut değildir. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz

gibi söz konusu parça, bir kenarında kullanıma bağlı izler taşımaktadır. Bu izler

taşımalık kenarında devamlı bir görünüm sergilemekle birlikte oldukça ince bir alanı

kaplamaktadırlar. Dolayısıyla söz konusu parçanın çok yoğun bir kullanıma tabi

tutulmadığı anlaşılmaktadır.

Üzerinde kullanım izi taşıyan bu parça boyut açısından oldukça küçüktür.

Yapmış olduğumuz ölçümlere göre bu parçanın uzunluğu 26, genişliği 24 ve

kalınlığı ise 9 mm olarak tespit edilmiştir.

Tip.36 – Kısmi düzeltili dilgi: Dilginin en az bir kenarının kısmi düzeltilerle

şekillendirilmiş olduğu alet tipidir. Bu alet tipi endüstri içerisinde tek örnekle temsil

edilmektedir (Levha.23/3). Parça üzerinde herhangi bir kırık tespit edilmemiştir.

Hammaddesi radyolarit olan örneğin üzerinde ham yüzey kalıntısına

rastlanmamıştır.

Kısmi düzeltili dilginin topuk kısmı düzdür. 90°’den daha büyük bir kopma

açısına sahip olan parçanın vurma yumrusu oldukça belirgindir.

Kısmi düzeltili dilgi üzerinde gözlemlenen düzeltiler pulcuklu tip

düzeltilerdir. Söz konusu düzeltilerin tümü taşımalığın dış yüzü üzerine

yapılmışlardır. Bu düzeltiler konum itibariyle taşımalığın proksimal bölümüyle

birlikte mesial bölümün bir kısmı üzerinde yer almaktadırlar. Düzeltilerin taşımalık

kenarında kapladığı alan incedir. Düzelti açısı ise dardır.

Page 175: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

170

Yapılmış olan ölçümler sonucu alet taşımalığı olan dilginin uzunluğunun 43

mm olduğu tespit edilmiştir. Taşımalık genişliği 25, kalınlığı ise 12 mm olarak

ölçülmüştür.

Tip.37 – Tayac ucu: Genellikle kalın, fakat bazen yassı yongalar üzerine yapılmış

yöneşen dişlemelilerdir123. Yontmataş endüstri içerisindeki tekil parçalardan olan bu

tipe ait tek örnek tespit edilmiştir (Levha.23/4). Kırık olan parçanın taşımalığı

yongadır.

Hammaddesi radyolarit olan örnek üzerinde herhangi bir ham yüzey kalıntısı

tespit edilmemiştir.

Kırık olduğu için topuk kısmı görülemeyen örneğin kopma açısı ve vurma

yumrusu da tespit edilememiştir.

Parça üzerinde yer alan düzeltiler pulcuklu tip düzeltilerdir. Tümü taşımalığın

dış yüzü üzerinde yer alan düzeltiler kapladıkları alan itibariyle ise ince tip

düzeltilerdir. Söz konusu düzeltiler taşımalığın iç yüzü ile dar bir açı

oluşturmaktadırlar.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz kırık durumundan dolayı parçanın uzunluk

ölçümü alınmamıştır. Alınmış olan diğer ölçümler sonucu taşımalığın genişliği 28,

kalınlığı ise 9 mm olarak tespit edilmiştir.

Tip.38 – Gaga alet: Bir döküntü, yonga ya da dilgi üzerine yapılmış bitişik iki

çontukla elde edilmiş, taş delgiye göre daha kuvvetle ileriye doğru çıkmış az çok

123 Yalçınkaya, 1989: 41.

Page 176: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

171

sivri, kalın, bazen iri bir çıkıntı gösteren aletlerdir124. Bu alet tipi de endüstri

içerisinde tek örnekle temsil edilmektedir (Levha.23/5). Sağlam olarak ele geçmiş

olan örneğin taşımalığı yongadır.

Söz konusu tipe ait olan örneğin hammaddesi radyolarittir. Taşımalık

yüzeyinin yarısından daha küçük bir alanında ham yüzey kalıntısı taşımaktadır.

Analizini yapmış olduğumuz gaga alet örneğinin topuk kısmı kaldırılmıştır.

Söz konusu örneğin kopma açısı ve vurma yumrusu ise belirsizdir.

Taşımalık üzerinde, alet tipine ismini vermiş olan gaga kısmı 2 adet çontukla

belirgin hale getirilmiştir. Söz konusu çontuklar yongalama yöntemiyle elde

edilmişlerdir. Her iki çontuk da taşımalığın dış yüzü üzerinde yer almaktadır.

Gaga alet üzerinde yer alan düzeltiler konum itibariyle taşımalığın distal ve

mesial bölümleri üzerinde yer almaktadırlar. Yarı kaplayan görünümdeki düzeltilerin

açısı ise yarı diktir.

Endüstri içerisinde tek örnekle temsil edilen gaga alete ait örnek küçük

boyutlu bir parçadır. Uzunluğu 24 mm olan aletin genişliği 27, kalınlığı ise 13 mm

olarak ölçülmüştür.

DİĞER ALETLERLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRMELER

Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz tipler toplamda 32 adet

örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu örnekler içerisinde yalnızca 4 adet örnek

üzerinde kırık tespit edilmiştir (Grafik.9).

124 Yalçınkaya, 1989: 50.

Page 177: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

172

Grafik.9

Ham sırtlı bıçaklar, diğer alet tipleri içerisinde 8 adet örnekle en yoğun olarak

temsil edilen parçalardır. Bunu 5 adet örnekle kullanılmış yongalar, 4 adet örnekle

mikro taş delgiler ve 3 adet örnekle iki yüzeyli aletler takip etmektedir. Geriye kalan

tipler ise daha az sayıda örnekle temsil edilmektedirler (Grafik.10). Söz konusu

aletlerden ham sırtlı bıçaklar ve iki yüzeyli aletler Alt Paleolitik Dönem’in tipik

parçalarındandır.

Grafik.10

12,50%

87,50%

Diğer Alet Kırık Oranları

Kırık olan D.A. Kırık olmayan D.A.

8

6

4

3

2

2

1

1

1

1

1

1

1

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9

TİP.26 HAM SIRTLI BIÇAK

TİP.27 KULLANILMIŞ YONGA

TİP.28 MİKRO TAŞ DELGİ

TİP.29 İKİ YÜZEYLİ ALET

TİP.30 OMURGALI ÖN KAZIYICI

TİP.31 KULLANILMIŞ ÇEKİRDEK

TİP.32 KIYICI

TİP.33 KIYICI ALET

TİP.34 DÜZELTİLİ ÇEKİRDEK

TİP.35 KULLANILMIŞ PARÇA

TİP.36 KISMİ DÜZELTİLİ DİLGİ

TİP.37 TAYAC UCU

TİP.38 GAGA ALET

Diğer Alet Alt Tipleri

Page 178: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

173

Hammadde açısından bakıldığında endüstri genelindeki görüntünün diğer

aletler açısından da geçerli olduğu görülmektedir. 32 adet örneğin 25 tanesinin

hammaddesi radyolarittir. 4 adet örnek ise çakmaktaşından yapılmıştır (Tablo.52).

Analizleri yapılmış olan 3 adet iki yüzeyli aletin ise hammadde tespiti

yapılamamıştır. Söz konusu aletlerden birisinin karbonatsız bir kayaç olduğu tespit

edilmiştir.

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Kırık Hammadde Kabuk/Ham y.

Yok Var Radyolarit Çakmaktaşı Belirsiz Yok <1/2 1/2 >1/2

Tip.26 8 8 - 7 1 - - 7 1 -

Tip.27 6 6 - 6 - - 2 4 - -

Tip.28 4 2 2 4 - - 1 3 - -

Tip.29 3 3 - - - 3 1 2 - -

Tip.30 2 2 - - 2 - 1 1 - -

Tip.31 2 2 - 2 - - - 1 - 1

Tip.32 1 1 - 1 - - - - - 1

Tip.33 1 1 - 1 - - - - 1 -

Tip.34 1 - 1 - 1 - - 1 - -

Tip.35 1 1 - 1 - - - - - 1

Tip.36 1 1 - 1 - - 1 - - -

Tip.37 1 - 1 1 - - 1 - - -

Tip.38 1 1 - 1 - - - 1 - -

TOPLAM 32 28 4 25 4 3 7 20 2 3

Tablo.52

Diğer aletler başlığı altında incelemiş olduğumuz aletlerin büyük bir

çoğunluğu üzerlerinde kabuk veya ham yüzey kalıntısı taşımaktadırlar. 32 adet

Page 179: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

174

örnekten yalnızca 7 tanesinde kabuk veya ham yüzey kalıntısı bulunmamaktadır

(Tablo.52). Kabuk/ham yüzey kalıntısının en yoğun görüldüğü tipler ham sırtlı

bıçaklardır (Tip.26). Tipolojileri itibariyle söz konusu parçalar sırt kısımlarında belli

oranlarda kabuk veya ham yüzey taşımaktadırlar. Bir diğer alet tipi olan iki yüzeyli

örneklerinden (Tip.29) birisinde herhangi bir kabuk/ham yüzey kalıntısı yoktur.

Diğer iki örnek ise küçük oranlarda kabuk/ham yüzey taşımaktadır. Özellikle 1 adet

örneğin dip kısmında belli bir alanda yer alan kabuk/ham yüzey kalıntısı dikkat

çekmektedir. Bu alan söz konusu parçanın dip kısmının asimetrik bir görüntüde

olmasına sebep olmaktadır. Diğer kısımları muntazam bir şekilde işlenmiş olan aletin

yalnızca bu kısmında bir ham alanın bırakılmış olması farklı ihtimalleri akla

getirmektedir. Bu ihtimallerden birisi parçanın yarım bırakılmış olmasıdır. Bir diğer

ihtimal ise bu alanın bilinçli bir şekilde ham olarak bırakılmış olabileceğidir. Eğer bu

ikinci ihtimal gerçekse parçanın dip kısmında yer alan bu ham alanın aletin tamamen

daha rahat bir şekilde kullanılması amacıyla bırakılmış olabileceği söylenebilir.

Analizleri yapılmış olan diğer alet tipleri içerisindeki parçaların taşımalıkları

büyük oranda yongalardan oluşmaktadır. Kullanılmış çekirdek (Tip.31) ve düzeltili

çekirdek (Tip.34) gibi tiplerin taşımalıkları ise isimlerinden de anlaşılacağı üzere

çekirdeklerden oluşmaktadır (Tablo.53). Ayrıca taşımalığı çekirdek olan bir diğer tip

ise kıyıcı alettir (Tip.33). Bu tipe ait olan örnekler Alt Paleolitik Dönem içerisinde

genellikle yumrular üzerine yapılmışlardır. Analizini yapmış olduğumuz parçanın

ise, üzerinden daha önceden yonga çıkarımları alınmış olan büyük boyutlu şekilsiz

bir çekirdek üzerine yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Analizlerini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletlerin taşımalıkları iki farklı

tipten oluşmaktadır (Tablo.53). Söz konusu örneklerden birisinin taşımalığı büyük

Page 180: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

175

bir yongadır. Bu örneğin düz olan topuk kısmı ile düzeltilerle kapanmış olmasına

rağmen oldukça şişkin olan vurma yumrusu belli olmaktadır. Ancak yonga üzerine

yapılmış olsa da taşımış olduğu yonga çıkarımları ve tipi itibariyle söz konusu örnek

klasik bir iki yüzeyli olarak değerlendirilmelidir. Analizlerini yapmış olduğumuz

diğer iki yüzeyli alet örneklerinin ise hammadde yumruları üzerine yapılmış

oldukları anlaşılmaktadır.

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Taşımalık Tipi

Yonga Dilgi Çekirdek Tablet Hammadde yumrusu

Tip.26 8 8 - - - -

Tip.27 6 6 - - - -

Tip.28 4 4 - - - -

Tip.29 3 1 - - - 2

Tip.30 2 2 - - - -

Tip.31 2 - - 2 - -

Tip.32 1 - - - 1 -

Tip.33 1 - - 1 - -

Tip.34 1 - - 1 - -

Tip.35 1 - - - 1 -

Tip.36 1 - 1 - - -

Tip.37 1 1 - - - -

Tip.38 1 1 - - - -

TOPLAM 32 23 1 4 2 2

Tablo.53

Diğer alet tipleri üzerinde yapmış olduğumuz topuk gözlemleri de endüstri

genelinin paralelinde sonuçlar ortaya koymuştur. Topuk kısmı gözlemlenebilen ya da

Page 181: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

176

sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler içerisinde baskın tip düz topuktur. Bunu ham

topuklu parçalar takip etmektedir. 8 adet örnek ise taşımalık tipleri itibariyle doğal

olarak topuk taşımamaktadırlar (Tablo.54).

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Topuk tipi

Düz Ham Yüzcüklü Kaldırılmış Kırık Yok

Tip.26 8 5 3 - - - -

Tip.27 6 4 2 - - - -

Tip.28 4 - 2 1 - 1 -

Tip.29 3 1 - - - - 2

Tip.30 2 1 - - 1 - -

Tip.31 2 - - - - - 2

Tip.32 1 - - - - - 1

Tip.33 1 - - - - - 1

Tip.34 1 - - - - - 1

Tip.35 1 - - - - - 1

Tip.36 1 1 - - - - -

Tip.37 1 - - - - 1 -

Tip.38 1 - - - 1 - -

TOPLAM 32 12 7 1 2 2 8

Tablo.54

Diğer alet tipleri içerisinde yer alan 13 adet örneğin kopma açısı belirsizdir.

Bunun sebebi parçalar üzerindeki proksimal kırıklar yanında topuğun kaldırılmış

olması ya da hiç olmamasıdır. Bunlar dışında kalan parçalardan 17 tanesinin kopma

açısı 90°’nin üzerindedir (Tablo.55). Yine vurma yumruları açısından da elde etmiş

olduğumuz veriler endüstri genelini yansıtmaktadır. 12 adet örneğin vurma yumrusu

Page 182: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

177

çeşitli nedenlerden dolayı yoktur. Geriye kalan 20 adet örneğin 15 tanesi ise belirgin

vurma yumrularına sahiptirler (Tablo.55). Vurma yumrusu oldukça belirgin olan

örnekler içerisindeki iki yüzeyli alet dikkat çekicidir. Yonga üzerine yapılmış olan bu

örnek endüstri boyut ortalamalarının çok üzerindedir. Mevcut uzunluğu 109 mm olan

örneğin alet haline çevrilmeden önceki hali çok daha büyük olmalıdır. Söz konusu

boyut verilerinin yanında parça üzerinde belli olan vurma yumrusunun genişliği de

bu yonganın farklı bir teknikle yongalanmış olabileceğine işaret edebilir.

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Kopma açısı Vurma yumrusu

Yok <90° 90° >90° Yok Bel. Old. Bel.

Tip.26 8 - - - 8 - 7 1

Tip.27 6 - - 1 5 - 5 1

Tip.28 4 1 - 1 2 1 2 1

Tip.29 3 3 - - - 2 - 1

Tip.30 2 1 - - 1 1 1 -

Tip.31 2 2 - - - 2 - -

Tip.32 1 1 - - - 1 - -

Tip.33 1 1 - - - 1 - -

Tip.34 1 1 - - - 1 - -

Tip.35 1 1 - - - 1 - -

Tip.36 1 - - - 1 - - 1

Tip.37 1 1 - - - 1 - -

Tip.38 1 1 - - - 1 - -

TOPLAM 32 13 - 2 17 12 15 5

Tablo.55

Page 183: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

178

Diğer alet tipleri içerisinde baskın düzelti tipi kullanım düzeltisidir. Söz

konusu 17 adet örneği 8 adet örnekle pulcuklu düzeltiye sahip olan parçalar takip

etmektedir. 6 adet örnek üzerinde tespit edilen düzelti tipi ise yongalamadır

(Tablo.56). Yongalama düzeltisine sahip olan örnekler iki yüzeyli aletler (Tip.29) ile

yontuk çakıllardır (Tip. 32, 33). Diğer örnek ise 2 adet Clactonian çontukla

oluşturulmuş olan gaga alettir (Tip.38).

Paralel düzelti tipi endüstri içerisinde çok nadir rastlanan bir düzelti tipidir.

Paralel düzeltiler taşıyan omurgalı ön kazıyıcının bir diğer örneği de bileşik aletler

içerisinde karşımıza çıkan dişlemeli-omurgalı ön kazıyıcı tipidir (Levha.18/6).

Ancak söz konusu alet Alt Paleolitik buluntuların yoğun olarak ele geçtiği 75.

arkeolojik seviyeden ele geçmiştir. Diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz

omurgalı ön kazıyıcıların arkeolojik seviyeleri ise 59 ve 61’dir. Yani bu parçalar Alt

Paleolitik seviyenin en üst kısımlarında yer alan parçalardır. Dolayısıyla söz konusu

parçalara şüpheyle yaklaşmakta fayda vardır.

Taşımalığı yonga olan aletler üzerindeki düzeltilerin büyük bir

çoğunluğu parçanın dış yüzü üzerine yapılmıştır. Bunu iki yönlü düzeltiye sahip olan

parçalar izlemektedir. 6 adet örneğin ise düzelti pozisyonları belirsizdir (Tablo.56).

Bunların çoğunluğu taşımalığı yonga olmayan parçalardır. Dolayısıyla düzelti

pozisyonlarına dair bir şey söylemek mümkün değildir.

Page 184: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

179

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti tipi Düzelti pozisyonu

P PA Y K DY A İKY A+AL B

Tip.26 8 - - - 8 5 - 2 - 1

Tip.27 6 - - - 6 3 1 1 1 -

Tip.28 4 4 - - - 2 2 - - -

Tip.29 3 - - 3 - - - 3 - -

Tip.30 2 1 1 - - 2 - - - -

Tip.31 2 - - - 2 - - - - 2

Tip.32 1 - - 1 - - - - - 1

Tip.33 1 - - 1 - - - 1 - -

Tip.34 1 1 - - - - - - - 1

Tip.35 1 - - - 1 - - - - 1

Tip.36 1 1 - - - 1 - - - -

Tip.37 1 1 - - - 1 - - - -

Tip.38 1 - - 1 - 1 - - - -

TOPLAM 32 8 1 6 17 15 3 7 1 6

Kısaltmalar (P: pulcuklu, PA: paralel, Y: yongalama, K: kullanım, DY: dış yüz,

A: almaşık, İKY: iki yönlü, A+AL: almaşık+almaşan, B: belirsiz)

Tablo.56

Taşımalıklar üzerinde yer alan düzeltilerin büyük bir çoğunluğu devamlı

düzelti olup parçaların distal, mesial ve proksimal bölümleri boyunca devam

etmektedirler (Tablo.57).

Page 185: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

180

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti konumu Düzelti dağılımı

D M PR D+M M+PR D+M+PR B K D B

Tip.26 8 - - - - 4 4 - 2 6 -

Tip.27 6 - - - - 2 4 - 2 4 -

Tip.28 4 - 1 1 1 - 1 - 3 1 -

Tip.29 3 - - - - - 3 - - 3 -

Tip.30 2 1 - - 1 - - - 1 1 -

Tip.31 2 - - - - - - 2 - 1 1

Tip.32 1 - - - - - - 1 - 1 -

Tip.33 1 - - - - - - 1 - 1 -

Tip.34 1 - - - - - - 1 1 - -

Tip.35 1 - - - - - - 1 - 1 -

Tip.36 1 - - - - 1 - - 1 - -

Tip.37 1 - - - - - - 1 - - 1

Tip.38 1 - - - 1 - - - - 1 -

TOPLAM 32 1 1 1 3 7 12 7 10 20 2

Kısaltmalar (D: distal, M: mesial, PR: proksimal, D+M: distal+mesial, M+PR:

mesial+proksimal, D+M+PR: distal+mesial+proksimal, B: belirsiz, K: kısmi, D: devamlı)

Tablo.57

Parçalar üzerindeki düzeltilerin kapladıkları alanlara baktığımızda ise ince tip

düzeltilerin büyük bir oranla baskın oldukları görülmektedir. Endüstri içerisinde yer

alan alet tipleri arasında, kapladıkları alan itibariyle kaplayan düzeltiye sahip olan tek

tip ise iki yüzeyli aletlerdir (Tablo.58).

Page 186: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

181

Diğer Alet

Alt Tipi

Adet Düzelti kapladığı alan Düzelti açısı

İ U YK K B Dİ YDİ D B

Tip.26 8 8 - - - - - - 8 -

Tip.27 6 6 - - - - - 1 5 -

Tip.28 4 4 - - - - - 3 1 -

Tip.29 3 - - - 3 - - - 3 -

Tip.30 2 - 2 - - - 1 1 - -

Tip.31 2 1 - - - 1 - - 1 1

Tip.32 1 - 1 - - - - - 1 -

Tip.33 1 - 1 - - - - - 1 -

Tip.34 1 1 - - - - - - 1 -

Tip.35 1 1 - - - - 1 - - -

Tip.36 1 1 - - - - - - 1 -

Tip.37 1 1 - - - - - - 1 -

Tip.38 1 - - 1 - - - 1 - -

TOPLAM 32 23 4 1 3 1 2 6 23 1

Kısaltmalar (İ: ince, U: uzun, YK: yarı kaplayan, K: kaplayan, B: belirsiz, Dİ: dik, YDİ: yarı

dik, D: dar)

Tablo.58

Diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz alt tiplere ait boyut ölçümleri

Tablo.59’da gösterilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere tek örnekle temsil edilen tiplere

ait ortalama değerler yoktur. Ayrıca iki yüzeyli aletlerde kullanmış olduğumuz ölçüm

sistemi daha farklı olduğu için söz konusu aletlere ait boyut verileri Tablo.60’da

gösterilmiştir. Tablo.59’da bazı tiplere ait olan örneklerin endüstri boyut

ortalamalarının üzerinde olduğu görülmektedir (Tip.30, 31, 32, 33). Bu parçalar

Page 187: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

182

içerisinde yalnızca 1 adet omurgalı ön kazıyıcının taşımalığı yongadır. Diğer parçalar

ise iri boyutlardaki tablet ve çekirdekler üzerine yapılmışlardır.

Diğer Alet

Alt Tipi

Uzunluk (mm) Genişlik (mm) Kalınlık (mm)

Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort. Min. Mak. Ort.

Tip.26 34 54 44 21 49 35 10 19 14,5

Tip.27 21 43 32 14 40 27 6 14 10

Tip.28 22 26 24 20 23 21,5 5 10 7,5

Tip.29 - - - - - - - - -

Tip.30 42 67 54,5 35 46 40,5 17 26 21,5

Tip.31 56 59 57,5 39 40 39,5 21 30 25,5

Tip.32 51 - - 71 - - 18 - -

Tip.33 72 - - 96 - - 57 - -

Tip.34 - - - 37 - - 15 - -

Tip.35 26 - - 24 - - 9 - -

Tip.36 43 - - 25 - - 12 - -

Tip.37 - - - 28 - - 9 - -

Tip.38 24 - - 27 - - 13 - -

Tablo.59

İki yüzeyli alet boyut analizlerinde F. Bordes’un geliştirmiş olduğu iki

yüzeyli alet ölçüm sistemi kullanılmıştır. Buna göre elde edilmiş olan ölçümler

Tablo.60’da sırasıyla gösterilmişlerdir. Söz konusu ölçüm sonuçlarına göre

analizlerini yapmış olduğumuz iki yüzeyli aletlerin tümünün badem biçimli oldukları

tespit edilmiştir.

Page 188: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

183

İki Yüzeyli Alet L (cm) m (cm) e (cm) a (cm) L/a (cm) L/m (cm) m/e (cm)

Tip.29 – 01 10,9 6,8 3,4 4,7 2,31 1,6 2

Tip.29 – 02 11,9 6,4 5,1 4,9 2,42 1,85 1,25

Tip.29 – 03 8,3 4,9 3,6 3,7 2,24 1,69 1,36

Kısaltmalar (L: maksimum uzunluk, m: maksimum genişlik, e: maksimum kalınlık, a: maksimum

geniş olan kısım ile dip arasındaki uzunluk)

Tablo.60

TANIMLANAMAYAN ALETLER

Formundan ya da taşımış olduğu düzeltilerden yola çıkılarak herhangi bir alet

kategorisine sokulamayan parçalardır. Söz konusu parçaların büyük bir çoğunluğu

kırık olarak ele geçmiştir.

Grafik.10

Herhangi bir alet kategorisine sokulamayan tanımlanamayan aletler endüstri

içerisinde toplam 44 adet örnekle temsil edilmektedir.

70,45%

29,55%

Tanımlanamayan Alet Kırık

Oranları

Kırık olan T.A. Kırık olmayan T.A.

Page 189: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

184

V.7. TİP LİSTESİ

KENAR KAZIYICILAR 57 1 Tek Dışbükey Kenar Kazıyıcı 17

2 Tek Düz Kenar Kazıyıcı 9

3 Yatay Kenar Kazıyıcı 9

4 Tek Yan Kenar Kazıyıcı 8

5 Yöneşen Kenar Kazıyıcı 5

6 Yatık Yöneşen Kenar Kazıyıcı 4

7 Tanımlanamayan Kenar Kazıyıcı 3

8 Düz-Dışbükey Kenar Kazıyıcı 2

DİŞLEMELİ ALETLER 57 9 Mikro Dişlemeli 29

10 Makro Dişlemeli 24

11 Almaşan Dişlemeli 2

12 İkili Dişlemeli 1

13 Karma Dişlemeli 1

DÜZELTİLİ YONGALAR 38 14 Düzeltili Yonga 38

ÇONTUKLU ALETLER 29 15 Clactonien Çontuklu 13

16 Mikro Çontuklu 5

17 Makro Çontuklu 5

18 Düzeltili Çontuklu 4

19 İkili Çontuklu 2

BİLEŞİK ALETLER 7 20 Çontuklu-Dişlemeli 2

21 Clactonien Çontuklu-Mikro Dişlemeli 1

22 Kenar Kazıyıcı-Dişlemeli 1

23 Kenar Kazıyıcı-Clactonien Çontuklu 1

24 Dişlemeli-Düzeltili Yonga 1

25 Dişlemeli-Omurgalı Ön Kazıyıcı 1

DİĞER ALETLER 32 26 Ham Sırtlı Bıçak 8

27 Kullanılmış Yonga 6

28 Mikro Taş Delgi 4

29 İki Yüzeyli Alet 3

30 Omurgalı Ön Kazıyıcı 2

31 Kullanılmış Çekirdek 2

32 Kıyıcı 1

33 Kıyıcı Alet 1

34 Düzeltili Çekirdek 1

35 Kullanılmış Parça 1

36 Kısmi Düzeltili Dilgi 1

37 Tayac ucu 1

38 Gaga Alet 1

TANIMLANAMAYAN ALETLER 44 39 Tanımlanamayan Alet 44

TOPLAM 264

Page 190: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

185

V.8. YONTMATAŞ ENDÜSTRİYLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRME

Analizlerini yapmış olduğumuz Alt Paleolitik yontmataş materyal toplam 16

plankare içerisindeki 39 arkeolojik seviyeden elde edilmiştir. Söz konusu materyale

ilişkin ölçüm, gözlem ve analizler hammadde, yongalama ürünleri ve çekirdekler ile

alet başlıkları altında gerçekleştirilmiştir.

Hammadde bölümünde, endüstri içerisinde yer alan yontmataş öğelerin hangi

hammadde cinslerinden yapılmış oldukları ve söz konusu hammadde cinslerinin

çeşitleri anlatılmıştır. Endüstri içerisinde yoğunlukla gözlemlenen belli tip

hammaddelerin neden daha fazla tercih edilmiş oldukları açıklanmıştır. Ayrıca bu

hammadde cinslerinin kaynaklarına yönelik gözlem ve yorumlara yer verilmiş

hammaddenin işlem zinciri içerisindeki rolüne değinilmiştir. Bu kısımda ayrıca tüm

endüstri öğeleri içerisindeki hammadde cinslerinin dağılımlarına ayrı ayrı yer

verilmiştir. Bahsetmiş olduğumuz bu gözlem ve analizlerin sonucuna göre Karain

endüstrisi içerisinde baskın bir şekilde radyolaritin tercih edilmiş olduğu

görülmektedir. Bu hammadde cinsinin tercihinde çevresel faktörler rol oynamıştır.

Karain’in yakın çevresinde son derece zengin radyolarit yatakları yer almaktadır.

Dolayısıyla endüstri içerisinde yer alan yontmataş materyalin üretiminde oldukça

yakında yer alan bu kaynakların tercih edilmesi bir zorunluluktan kaynaklanmıştır.

Radyolaritin ana hammadde kaynağı olarak kullanılması zorunlu bir tercih olsa da

kendi içerisinde bir takım özel tercihlerin de olduğu belli olmaktadır. Örneğin

yapmış olduğumuz gözlemler sonucu, çevrede çok çeşitli radyolarit cinsleri olmasına

rağmen özellikle kahverengi ve gri renkli olanların tercih edilmiş olduğu

görülmüştür. Söz konusu renklerdeki radyolaritler aynı zamanda yakın çevredeki

Page 191: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

186

kaynaklarda yer alan en kaliteli ve yontmaya en uygun tipler olarak dikkat

çekmektedirler.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz ana hammadde cinsi dışında tercih edilmiş

olan diğer hammadde cinsi ise çakmaktaşıdır. Çakmaktaşı radyolarite nazaran çok

daha az bir orana sahiptir. Bunun en büyük sebebi hammadde kaynaklarına olan

uzaklıktır. En yakın kaynak yaklaşık olarak 10 km uzaklıkta yer almaktadır (Burhan

Deresi). Çakmaktaşının çok da yoğun olmadığı bu kaynak dışında daha uzak

mesafelerde yer alan Elmalı ve Gölova çevrelerinde de çakmaktaşı kaynakları tespit

edilmiştir. Söz konusu mesafeler Paleolitik Çağ açısından çok uzun mesafeler olmasa

da çok daha yakında yer alan kaynaklardan faydalanmak her açıdan daha mantıklı

gibi görünmektedir.

Analizlerimiz sırasında hammaddeler üzerinde tespit etmiş olduğumuz kabuk

veya ham yüzey oranları, işlem zinciri hakkında bize fikirler vermiştir. Radyolarit

açısından baktığımızda üzerinde ham yüzey taşıyan parçaların oranının

taşımayanlara oranla daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca yine işlem zinciri

hakkında net fikirler verebilecek bir takım öğelerin olmadığı tespit edilmiştir. Buna

örnek olarak birincil yongalar verilebilir. Çalışmış olduğumuz seviyelerin hiç

birisinde birincil yonga tespit edilmemiştir. Bunlar topuk kısmı dahil tüm dış yüzeyi

veya dış yüzeyinin çok büyük bir bölümü kabuk veya ham yüzeyle kaplı olan

parçalardır. Bununla birlikte çalışmış olduğumuz malzeme içerisinde yontma artığı

ve kıymık gibi üretim aşamasına işaret eden pek çok parça vardır. Radyolarit

açısından bu veriler dikkate alındığında, hammaddenin az bir oranda ham

yüzeyinden arındırıldıktan veya denendikten sonra yerleşime taşınmış olduğu ve

yongalama işleminin yoğunlukla yerleşim içerisinde gerçekleştirilmiş olduğu

Page 192: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

187

anlaşılmaktadır. Çakmaktaşı açısından ise durumun biraz daha farklı olduğu

görülmüştür. Endüstri içerisindeki çakmaktaşları üzerinde yer alan kabuk oranları,

radyolaritler üzerinde yer alan ham yüzey oranlarına göre çok daha düşüktür.

Çakmaktaşı kaynaklarının uzaklığını da göz önünde bulundurulduğunda söz konusu

hammadde cinsinin kendi kaynağında daha fazla işleme tabi tutulduğu

anlaşılmaktadır. Hammadde, büyük oranda kabuğundan arındırıldıktan sonra

yerleşime taşınmış ve üretim burada devam etmiştir. Malzeme içerisinde tespit

edilmiş olan çakmaktaşı çekirdekler de bu duruma işaret etmektedir.

Çalışmamızın ikinci kısmı yongalama ürünleri üzerinde gerçekleştirmiş

olduğumuz gözlem ve ölçümlerden oluşmaktadır. Bu kısımda, endüstri öğeleri

üzerinde yapılmış olan gözlemlere dayanarak baskın yongalama ürünlerinin tipleri

ortaya konmuştur. Kullanılmış olan teknolojiyi tanımlamaya yönelik olarak söz

konusu parçalar üzerinde gözlemlenen kırık, topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu

gibi unsurlarla ilgili analizler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yongalama ürünleri

üzerinde gerçekleştirilmiş olan ölçümler sonucu endüstriye ait boyut verileri ortaya

konmaya çalışılmıştır. Boyut ölçümleri iki aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. İlk

aşamada yongalama ürünlerine ait minimum, maksimum ve ortalama değerler ortaya

konmuştur. İkinci aşamada ise endüstrinin standart boyutlarını öğrenmek için belli

boyut aralıklarında yer alan yongalama ürünlerinin sayıları tespit edilmiştir.

Böylelikle endüstriye ait gerçek boyut değerleri tespit edilmeye çalışılmıştır.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz kriterler doğrultusunda yapmış olduğumuz

gözlemler sonucu yongalama ürünleri içerisindeki baskın grubun %94,80’lik oranla

yongalar olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu tipler üzerinde herhangi bir Levallois

unsura rastlanmamıştır. Bunlar basit tip yongalardır.

Page 193: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

188

Yongalama ürünleri içerisindeki kırık oranının oldukça yüksek olduğu

görülmektedir. Söz konusu kırıklar doğal kırıklardır. Proksimal kırık taşıyan

parçaların bir kısmında topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu gibi öğelere ait

gözlemler gerçekleştirilememiştir. Topuk kısmı gözlemlenebilen yongalama ürünleri

içerisindeki baskın tipler düz topuklu parçalardır. Düz topuklu parçaları ham topuğa

sahip olanlar takip etmektedir. Bunlar hazırlanmamış, basit şekilsiz çekirdeklerden

yongalanmış parçalardır. Parçalar üzerindeki topuk kısımları genellikle geniş

olmasına rağmen Clactonian tip yongalarda görülen oldukça geniş topuklara

rastlanmamaktadır. Bu durumda teknolojinin yanında hammadde boyutlarının küçük

olması da etkendir.

Yongalama ürünleri üzerinde gözlemlenen ve yonganın iç yüzüyle topuğu

arasındaki açının karşılığı olan kopma açılarının %92,47 oranında 90°’nin üzerinde

olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca vurma yumruları tespit edilebilmiş olan parçaların

çok büyük bir çoğunluğu belirgin vurma yumrularına sahiptir. Kopma açısı ve vurma

yumrusuna ait bu veriler, Karain’de kullanılmış olan teknoloji hakkında fikirler

vermektedir. Alt Paleolitik seviyelerden ele geçmiş olan yontmataş endüstri

öğelerinin üretilmesi sırasında sert (taş) vurgaçla doğrudan yongalama tekniği

kullanılmıştır. Örs üzerinde yongalamaya dair herhangi bir kanıt tespit edilememiştir.

Yontmataş öğeler üzerinde yapılmış olan ölçümler sonucu endüstrinin boyut

standartları tespit edilmiştir. Buna göre analizlerini yapmış olduğumuz yongalama

ürünlerinin uzunlukları 20 – 50 mm aralığında değişmektedir. 10 – 20 mm ve 50 – 70

mm uzunluk aralığında yer alan örnekler olmasına rağmen bunların sayısı oldukça

azdır. Genişlik standardının ise 10 – 50 mm aralığında değiştiği görülmektedir. 50 –

70 mm aralığında yer alan parçaların sayısı oldukça azdır. Kalınlıkta ise yongalama

Page 194: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

189

ürünlerinin 0 – 20 mm aralığında dengeli bir şekilde dağıldıkları tespit edilmiştir. 20

– 30 mm kalınlık aralığında yalnızca 6 adet örnek tespit edilmiştir. Ölçüm

sonuçlarından görüldüğü üzere Karain Alt Paleolitik endüstrisi küçük boyutlu bir

endüstridir. Ancak endüstri boyutlarının küçük olmasının, kullanılmış olan

hammaddenin boyutlarından kaynaklandığını da göz ardı etmemek gereklidir.

Üretimde tercih edilmiş birincil hammadde olan radyolarit, yakın çevrede oldukça

küçük yumru ve tablalar halinde bulunmaktadır.

Tekno-tipolojik analizlerimizdeki bir sonraki aşama çekirdekler üzerindeki

gözlem ve ölçümlerdir. Bu kısımda endüstri içerisindeki toplam çekirdek sayısı,

tipleri ve alt tipleri verilmiştir. Ayrıca söz konusu parçalar üzerinde kırık, vurma

düzlemi ve çıkarım yönü gibi teknolojik kriterler doğrultusunda gözlemler

gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan boyut

ölçümlerine yer verilmiştir.

Alt Paleolitik endüstri içerisinde toplam 69 adet çekirdek tespit edilmiştir. 3

örnek dışında söz konusu parçaların tümü hazırlanmamış çekirdeklerden

oluşmaktadır. Hazırlanmamış çekirdeklerin çok büyük bir çoğunluğu şekilsiz

çekirdeklerden oluşmaktadır. Çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri büyük oranda

düzdür. Bunu çok daha az örnekle ham vurma düzlemine sahip olan çekirdekler

izlemektedir. Bu durum yongalama ürün verileriyle örtüşmektedir. Yukarıda da

değinmiş olduğumuz gibi yongalama ürünlerinin topuk kısımlarının baskın bir

şekilde düz olduğu tespit edilmişti. Düz topuklu parçaları ham topuğa sahip olan

örneklerin takip etmesi de çekirdeklerle yongalama ürünleri arasındaki paralelliğe

işaret etmektedir. Hazırlanmış çekirdekler içerisinde yer alan ve tek örnekle temsil

edilen Proto-Levallois çekirdeğin de vurma düzleminin düz olduğu tespit edilmiştir.

Page 195: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

190

Çekirdekler üzerinde yapılan gözlemlere göre parçaların çok büyük bir

çoğunluğunun düzensiz çıkarım yönlerine sahip oldukları görülmüştür. Söz konusu

parçaları daha az sayıda örnekle tek kutuplu parçalar takip etmektedir.

Çekirdeklerle ilgili yapılmış olan son analizler ise boyut analizleridir. Buna

göre çekirdek uzunluklarının genel olarak 20 – 50 mm arasında değiştiği

görülmektedir. Yukarıda yongalama ürünleriyle ilgili değinmiş olduğumuz boyut

analizlerinde de parçaların yoğunlukla 20 – 50 mm aralığında dağıldıkları

bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında çekirdek boyutlarıyla yongalama ürün

boyutları arasında bir uyum olduğu görülmektedir. Çekirdekler açısından standart

genişlik 20 – 50, standart kalınlık aralığı ise 10 – 30 mm olarak tespit edilmiştir.

Çalışmamızda yontmataş endüstri açısından yapılmış olan son analizler ise

aletler üzerindeki tekno-tipolojik gözlem ve ölçümlerdir. Bu kısımda her bir alet tipi

açısından kendi içerisinde bir tekno-tipolojik çalışma gerçekleştirilmiştir. İlk olarak

endüstri içerisinde tespit edilmiş olan temel alet tipleri sayısal ve oransal olarak

ortaya konmuştur. Ardından her bir temel alet grubunun altında yer alan alt tiplerin

ayrımı ve tanımlamaları yapılmıştır. Her bir alt tipe sayısal dağılımlarına göre bir

numara verilmiş ve söz konusu alt tip oluşturmuş olduğumuz tip listesine

yerleştirilmiştir.

Aletler üzerindeki analizler üç aşamadan oluşmaktadır. İlk olarak alet

taşımalıkları üzerinde hammadde ve teknolojiye yönelik analizler

gerçekleştirilmiştir. Bu kısımda yongalama ürünleri üzerinde de gerçekleştirilmiş

olan ve bir takım teknolojik kriterlere bağlı gözlem ve ölçümler yapılmıştır. İkinci

aşamada ise aleti bir tip içerisine sokmamızı sağlayan düzeltilere ilişkin ayrıntılı

Page 196: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

191

analiz ve gözlemler gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise her bir alet tipi içerisinde ayrı

ayrı boyut ölçüm ve analizleri gerçekleştirilmiştir. Boyut ölçümleri sırasında yalnızca

iki yüzeyli aletler açısından farklı bir ölçüm sistemi kullanılmıştır. Geriye kalan diğer

alet tiplerinde kullanılmış olan ölçüm sistemi standarttır.

Gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş alet analizlerine göre Karain Alt

Paleolitik endüstrisi içerisinde karşılaşılan en yoğun tiplerin kenar kazıyıcılar ve

dişlemeli aletler oldukları tespit edilmiştir. Bu tipleri sırasıyla düzeltili yongalar ve

çontuklu aletler takip etmektedir. Endüstri içerisindeki bu temel tiplerin dışında

bileşik aletler ve diğer aletler başlıkları altında iki grup daha mevcuttur. Bileşik

aletlere ait oldukça az sayıda örnek mevcuttur. Diğer alet grubu içinde ise en sık

rastlanan parçalar ham sırtlı bıçaklardır. Bu grup içerisinde dikkat çeken diğer

örnekler ise oldukça az sayıda olan yontuk çakıl ve iki yüzeyli aletlerdir.

Aletler üzerinde yapmış olduğumuz analizler sonucu teknolojik olarak

yongalama ürünlerinden farklı sonuçlar ortaya çıkmamıştır. Hammadde açısından

radyolaritin baskın olduğu görülmektedir. Bu durum bütün tipler açısından geçerlidir.

Belli alet tiplerinde belli bir hammadde tercihi söz konusu değildir. Alet üretiminde

de tamamen ana hammadde kaynağına bağımlılık söz konusudur.

Aletler üzerinde yer alan kabuk veya ham yüzey kalıntılarına baktığımızda bu

oranların çok düşük olduğu görülmektedir. Alet tiplerine ait örneklerin çok büyük bir

çoğunluğunda ya kabuk/ham yüzey yoktur ya da küçük oranlarda tespit edilmiştir.

Bu açıdan bakıldığında aletlerin özellikle çekirdeklerden alınmış olan ikincil

yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır. Yalnızca birkaç adet örnek

Page 197: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

192

üzerinde yüksek oranda kabuk/ham yüzey tespit edilmiştir. Söz konusu örnekler de

genelde taşımalığı tablet, yumru ya da çekirdek olan örneklerdir.

Alet taşımalıkları üzerinde gözlemlemiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve

vurma yumrusu gibi öğeler yongalama ürünleri paralelinde sonuçlar vermiştir. Söz

konusu öğelere sahip olan parçalar içerisinde düz topuklu, 90°’den büyük kopma

açısına sahip ve belirgin vurma yumrulu parçalar baskındır.

Alet taşımalıkları üzerinde gerçekleştirilmiş olan teknolojik çalışmaların

ardından aletler üzerinde yer alan düzeltilerle ilgili gözlemlerde bulunulmuştur. Buna

göre parçalar üzerinde yer alan düzeltilerin çoğunlukla pulcuklu tip düzeltiler

(%39,85) olduğu tespit edilmiştir. Pulcuklu tip düzeltiye sahip olan parçaları ise

basamak pulcuklu tip düzeltiye sahip olan örnekler izlemektedir (%22,99). Bunları

sırasıyla kullanım (%10,34), kemirim (%9,58) ve yongalama (%6,51) düzeltileri

takip etmektedir. Endüstri içerisindeki ana alet tiplerine bakıldığında basamak

pulcuklu düzeltilerin yoğunlukla kenar kazıyıcılar üzerinde tespit edildiği

görülmektedir. Söz konusu parçaların genellikle kalın ve kaba taşımalıklar üzerinde

yapılmış olması, bu parçaların alet haline çevrilirken daha çok basamak pulcuklu

düzeltilerle şekillendirilmiş olduğunu göstermektedir. Analizleri gerçekleştirilmiş

olan diğer ana alet grupları olan dişlemeli aletler, düzeltili yongalar ve çontuklu

aletlerde ise baskın düzelti tipinin pulcuklu düzeltiler olduğu tespit edilmiştir. Bir

istisna olarak çontuklu aletler içerisinde yer alan Clactonian çontuklular üzerindeki

çontuk kısımlarının yongalama yoluyla oluşturulmuş oldukları görülmektedir.

Kullanım düzeltisi taşıyan parçalar ise 25 adet örnekle temsil edilmektedirler. Söz

konusu parçaların çoğunluğunu ham sırtlı bıçaklar oluşturmaktadır. Aletler içerisinde

kullanım düzeltisi veya çentiği taşıyan parçaların oranı %9,47’dir.

Page 198: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

193

Aletler üzerinde yapmış olduğumuz son analizler boyut ölçümleri olmuştur.

Söz konusu ölçümlere göre çontuklu aletler, düzeltili yongalar ve dişlemeli aletler

üzerinden elde edilen değerlerin yongalama ürünlerine oldukça yakın oldukları tespit

edilmiştir. Burada yalnızca kenar kazıyıcıların boyutlarının diğer endüstri öğelerine

göre biraz daha büyük olduğu görülmektedir. Bu durum kenar kazıyıcıların bilinçli

bir şekilde daha büyük ve kalın olan taşımalıklar üzerine yapılmış olduklarını

göstermektedir. Kenar kazıyıcılar içerisinde yer alan ve uzunluğu 100 mm olan bir

parça ise spesifik bir örnek olarak değerlendirilmelidir. Kenar kazıyıcılar dışında

boyut olarak endüstri standartlarının üzerinde olan örnekler oldukça az sayıda ele

geçmiş olan yontuk çakıl ve iki yüzeyli alet tipleridir.

Yukarıda tekno-tipolojik analizlerine yer vermiş olduğumuz yontmataş

endüstri öğelerinin arkeolojik seviyeler içerisindeki dağılımlarını görmek açısından

bir takım analizler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu analizlerimiz sonucu

Levha.24’de görülen tablo ortaya çıkmıştır. Tabloyu hazırlarken yanılgıya yol

açmaması için her bir arkeolojik seviye için kazılmış olan plankare sayısı da tespit

edilmiş ve tablonun sağ tarafındaki sütuna yerleştirilmiştir. Arkeolojik seviyeler

aslına uygun şekilde yukarıdan aşağıya doğru dikey olarak, plankareler ise doğu-batı

yönündeki dizilimleri dikkate alınarak yatayda gösterilmişlerdir. Söz konusu I, J ve

K plankareleri kuzey-güney yönünde arka arkaya sıralanmaktadırlar.

Levha.24’deki tabloda görülen siyah alanlar yongalama ürünleri, aletler ve

yontma artıklarının bir arada ele geçmiş olduğu seviyeleri göstermektedir. Gri renkle

gösterilen seviyelerde ise yalnızca yontma artıkları ele geçmiştir. Buna göre endüstri

öğelerinin belli arkeolojik seviyeler arasında yoğunlaştığı görülmektedir.

Page 199: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

194

Kazılmış olan plankare sayısı oldukça az olduğu için 53 ve 56. arkeolojik

seviyeler arasında yer alan endüstri öğelerinin dağılımıyla ilgili net bir şey söylemek

şu an için mümkün değildir. Fakat 57. arkeolojik seviyeden itibaren 90. arkeolojik

seviyeye kadar kazılmış olan plankare sayılarının birbirine çok yakın oldukları

görülmektedir. Dolayısıyla 57 – 90. arkeolojik seviyeler arasındaki dağılım için daha

net yorumlar yapmak mümkündür.

57 ve 68. arkeolojik seviyeler arasındaki yontmataş yoğunluğunun çok fazla

olmadığı görülmektedir. 62. ve 69. arkeolojik seviyeler, çalışmış olduğumuz

plankareler içerisinde genel olarak V.1.2 jeolojik biriminin üst sınırını

oluşturmaktadırlar. Buna göre V.1.2 jeolojik seviyesinin, yoğun bir insan

aktivitesinin olduğu dönem içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. V.1.2’yi takip eden

jeolojik birim ise V.2’dir. V.2 biriminin kazılar esnasında yapmış olduğumuz

gözlemler sonucu V.1.2’nin içerisinde gelişmiş olan lokal bir oluşum olduğu tespit

edilmiştir. Zaten bu birim yatay olarak tüm alanda gözlemlenmemektedir.

Dolayısıyla V.2 birimi içerisinden ele geçmiş olan yontmataş materyali V.1.2

içerisinde değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz.

Karain Alt Paleolitik stratigrafisi içerisinde yoğun buluntu grubunun

bulunduğu bir diğer birim ise V.3’dür. V.3 biriminin üst sınırı genelde 68 ve 78.

arkeolojik seviyeler arasında kalmaktadır. VI. jeolojik birim ile oluşturduğu sınır ise

genelde 85 ve 86. arkeolojik seviyeler arasındadır.

Karain Alt Paleolitik stratigrafisi içerisinde yer alan diğer jeolojik birimler ise

yontmataş materyal açısından fakir bir görünümdedirler. Söz konusu seviyelerden V.

jeolojik birim genel olarak 53 – 59. arkeolojik seviyeler arasında yer almaktadır.

Page 200: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

195

Yaklaşık olarak 64. arkeolojik seviyeye kadar devam eden V.1.1’in dışında Alt

Paleolitik dolgunun en alt kısmında yer alan VI. jeolojik birim ise genelde 85 – 86 ile

91. arkeolojik seviyeler arasında yer almaktadır.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi jeolojik birimlere ait alt ve üst sınırlar her

plankare için aynı değildir. Bu durum jeolojik seviyelerin paralelden ziyade bazen

oldukça keskin olmak üzere genelde dalgalı bir uzanım göstermesinden

kaynaklanmaktadır. Kimi durumlarda aynı jeolojik birimin üst sınırının farklı

noktalarda 1 m’lik oynamalar gösterdiği tespit edilmiştir (Tablo.1). Hatta farklı

jeolojik birimlerin birbirlerinin içine geçtiği düşünülebilir. Ancak bu durum tamamen

jeolojik birimlerin değişik noktalardaki yükseklik farklılıklarından

kaynaklanmaktadır.

JEOLOJİK BİRİMLER AH (Üst sınır) ~ AH (Alt sınır) ~

GH V 53 59

GH V.1.1 59 64

GH V.1.2 62-69 82

GH V.2 V.1.2 içerisinde

GH V.3 68-78 85-86

GH VI 85-86 91

Tablo.1: Jeolojik birimlerin yaklaşık alt ve üst sınırları

Yontmataş materyal üzerinde, yukarıda belirtmiş olduğumuz jeolojik

birimleri ve buluntu yoğunluğunu göz önünde bulundurarak yapmış olduğumuz

analizler sonucu 69 ve 86. arkeolojik seviyeler arasında kesintiye uğramayan bir

kültürel devamlılığın olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu seviyeler arasındaki

Page 201: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

196

jeolojik birimler (V.1.2, V.2 ve V.3) içerisinde yer alan yontmataş materyal tekno-

tipolojik açıdan çok büyük farklılıklar taşımamaktadır.

V.1.2 ve V.2 seviyelerinin baskın alet tipleri kenar kazıyıcılar ve dişlemeli

aletlerdir. Kenar kazıyıcılar genelde tek ve yöneşen kenar kazıyıcılardan

oluşmaktadır. Bunlar genellikle basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmişlerdir.

Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaların sayısı ise daha azdır. Kenar kazıyıcıları

dişlemeli aletler takip etmektedir. Bunlar makro ve mikro dişlemelilerden

oluşmuşlardır. Söz konusu parçalar genelde pulcuklu ve kemirim düzeltilerle

şekillendirilmişlerdir. Bahsetmiş olduğumuz bu tipleri sırasıyla çontuklu aletler ve

düzeltili yongalar takip etmektedir. Çontuklu aletlerin yarısı Clactonian tiplerden

oluşmaktadır. Düzeltili yongalar ise büyük bir oranda pulcuklu tip düzeltiler

taşımaktadırlar. Ham sırtlı bıçaklara ait ise tek örnek tespit edilmiştir. Bu grup

içerisinde yer alan çekirdekler Alt Paleolitik teknolojisini yansıtan genelde şekilsiz

tipte ve düzensiz vurma düzlemine sahip olan örneklerdir. 74. arkeolojik seviyeden

ele geçmiş olan tek örnek ise merkezcil çıkarımların alınmış olduğu Proto-Levallois

bir çekirdektir.

V.3 içerisinde de yontmataş aletler açısından çok farklı bir durum söz konusu

değildir. Kenar kazıyıcıları sırasıyla dişlemeli aletler, düzeltili yongalar ve çontuklu

aletler takip etmektedir. Kenar kazıyıcılar içerisindeki en yoğun tipler tek kenar

kazıyıcılardır. Bu seviye içerisindeki kenar kazıyıcılar üzerinde de basamak pulcuklu

düzeltilerin baskın olduğu görülmektedir. Makro ve mikro dişlemelilerden oluşan

dişlemeli aletlerde ise yoğunlukla pulcuklu tip düzeltiler kullanılmıştır. Bunu

kemirim düzeltili parçalar takip etmektedir. Düzelti yongaların büyük bir çoğunlukla

pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmiş olduğu görülmektedir. V.1.2-V.2 içerisinde

Page 202: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

197

olduğu gibi V.3 içerisinde de en yoğun çontuklu tipi Clactonian çontuklulardır. Söz

konusu aletlerin yarısına yakını Clactonian çontuklulardan oluşmaktadır. Ayrıca az

sayıda ham sırtlı bıçak tespit edilmiştir. V.3 grubu içerisindeki farklı alet tiplerinden

birisi 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan Acheulean tip bir iki yüzeylidir.

Hemen altındaki 80. arkeolojik seviyede ise iri boyutlarda bir kıyıcı alet tespit

edilmiştir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz parçalar içerisinde en ilginçleri

yukarıda bahsetmiş olduğumuz 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan iki yüzeyli

alet dışında kalan diğer iki yüzeylilerdir. Söz konusu parçaların arkeolojik seviyeleri

belirsizdir. Bu parçalar ilk dönem Karain kazıları sırasında İsmail Kılıç Kökten

tarafından tespit edilmiş olan parçalardır. Söz konusu parçaların ikisi de Acheulean

tip iki yüzeylilerdir. Özellikle örneklerden bir tanesi Üst Acheulean yerleşimlerde

sıklıkla görülen Micoquian tiplere çok benzemektedir. Bu parçaların gerçek

stratigrafik konumlarını anlayabilmek için İsmail Kılıç Kökten’in 1954 yılında

yapmış olduğu sondaj çalışmasının125 sonuçları üzerine yoğunlaşılmıştır;

Kökten söz konusu çalışma sonucu 9.64m kalınlıkta olan ve toplam 8 evreden

oluşan bir dolgudan bahsetmektedir. Buna göre kültür bakımından fakir olan 5. katın

altında yer alan 6, 7 ve 8. katları Acheulean ve Chellean’le yaşıt olan bir Alt

Paleolitik evreye bağlamıştır. Kısır olan kına rengindeki seviyenin altında yer alan

katlarda (6-8. katlar) kaba yonga aletler ve el baltaları bulduğundan bahsetmiştir.

Aynı zamanda söz konusu seviyelerdeki kültürel verileri Micoquian ve Clactonian

olarak tanımlamıştır.

125 Kökten, 1957.

Page 203: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

198

Kökten aynı zamanda ana kayanın hemen üzerinde uzanan 6-8. katların

genişliklerinden de bahsetmiştir. Kökten’in vermiş olduğu maksimum verilere göre

söz konusu seviyelerin toplam kalınlığı 3.31m’dir. Bu değeri son dönem kazılarında

takip edilmiş olan sistemle karşılaştırdığımız zaman sonuçların birbiriyle örtüştüğü

görülmektedir. Buluntu bakımından fakir olan ve Kökten’in kına renkli olarak

tanımladığı GH V’i bir kenara koyarsak 59. ve 91. arkeolojik seviyeler arasında 3.30

m’lik bir Alt Paleolitik dolgunun olduğu görülmektedir.

Yukarıda yapmış olduğumuz karşılaştırma ve Kökten’in vermiş olduğu

kültürel veriler ışığında analizlerini gerçekleştirilmiş olduğumuz iki yüzeylilerin tam

konumları tespit edilemese de yüksek ihtimalle çalışmış olduğumuz seviyelerden ele

geçmiş olduğunu söyleyebiliriz. 2007 yılında, stratigrafik konteksti içerisinde tespit

edilmiş olan Acheulean tip iki yüzeylinin varlığı da bu sonucu destekler niteliktedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi yontmataş alet tipleriyle ilgili yapmış

olduğumuz analiz ve gözlemler sonucu en yoğun alet tiplerinin arkeolojik seviyelere

göre sayısal dağılımları tespit edilmiştir. Buna göre Levha.25’de görülen tablo

ortaya çıkmıştır.

Tekno-tipolojik analizleri yapılıp sonuçları ortaya konmuş olan buluntuların

ele geçmiş olduğu Alt Paleolitik seviyeler açısından en eski tarih aralığı G.Ö. 370 –

400 bin (OIS 11) olarak bilinmektedir126. Dolayısıyla yontmataş malzemesini

çalışmış olduğumuz seviyelerin 400 bin yıldan daha eski bir süreç içerisinde gelişmiş

olan kültür veya kültürleri yansıtmış olduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan söz

konusu kültürel süreçlerin kronolojik açıdan ne kadar eskiye gittiği konusunda şu an

126 Otte ve diğ., 1998: 419.

Page 204: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

199

için net bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak yontmataş materyal üzerinde

gerçekleştirmiş olduğumuz tekno-tipolojik çalışmalar konuyla ilgili bize bir takım

fikirler vermektedir.

Yapmış olduğumuz analizler sonucu Karain Alt Paleolitik endüstri öğelerinin

bir takım tekno-tipolojik ölçütler bakımından Levant Bölgesi’nde yer alan ve 700 bin

yıldan daha genç olup küçük boyutlu yonga endüstrilerinin hakim olduğu Orta

Pleistosen (~ G.Ö. 780 – 120 Ka) yerleşimleriyle benzerlikler ve kısmen de ayrılıklar

taşıdığı tespit edilmiştir (Bkz. Bölüm VII.2). Bununla birlikte yaklaşık 2,5 m’lik bir

dolgu içerisinde (V.1.2, V.2, V.3) takip edilen tekno-tipolojik devamlılık Karain Alt

Paleolitik endüstrisinin kendine has özellikler taşıdığını da göstermektedir.

Page 205: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

200

VI. LEVANT BÖLGESİ ALT PALEOLİTİK YERLEŞİMLERİ (<700Ka)

Levant Bölgesi’nin şu ana kadar ki en eski tarihleri vermiş olan yerleşimleri

Yiron (2.4 Myr), Ubeidia (1.4 Myr), Gesher Benot Yaaqov (0.8 Myr), Bizat Ruhama

(0.99 – 0.48 Myr)127 ve Erq el-Ahmar (2 – 1.8 Myr)128 sitleridir.

Oldukça arkaik bir görünümde olan ve çok az sayıda düzeltili parça örneği

veren Yiron yerleşimi dışında Ubeidia ve özellikle Gesher Benot Yaaqov

yerleşimleri zengin iki yüzeyli ve nacak buluntularıyla öne çıkmaktadır. Bizat

Ruhama yerleşimi (Levha.10) ise diğer erken Paleolitik yerleşimlere göre oldukça

farklı tekno-tipolojik özellikler sergilemektedir. Burada tespit edilmiş olan Alt

Paleolitik endüstri genelde oldukça küçük boyutludur. Endüstrinin bu denli küçük

boyutlarda olmasının sebebi çekirdek olarak küçük boyutlardaki çakılların

kullanılmasından kaynaklanmaktadır129.

Bizat Ruhama’da, paleomanyetik olarak 480±120 bin tarihinin elde edilmiş

olduğu C seviyesinden tespit edilen yontmataş endüstri içerisinde iki yüzeylilere ait

herhangi bir kanıt yoktur. Bu endüstri “Mikrolitik Acheulean” ya da “Küçük Alet

Geleneği” olarak tanımlanmaktadır130. Aletler içerisinde kalın yongalar üzerine

yapılmış deliciler ve dik düzeltilerle işlenmiş kenar kazıyıcılar dikkat çekmektedir

(Levha.1). Bizat Ruhama C1 endüstrisinin, yontmataş teknolojisi ve yongalama ürün

boyutları açısından, İsrail’in güneyinde yer alan Kefar Menachem (Batı)

endüstrisiyle bir takım benzerlikler taşıdığı belirtilmektedir131.

127 Ronen, 2006. 128 Shea, 2013: 49. 129 Ronen, 2006: 348. 130 Zaidner ve diğ., 2003; Ronen ve diğ., 1998. 131 Barzilai ve diğ., 2006: 33.

Page 206: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

201

Söz konusu açık hava yerleşimi İsrail’de Güney Shephela Bölgesi’nde yer

almaktadır132 (Levha.10). Kefar Menachem Batı yerleşiminde 3 adet kazı alanından

(Area A, B, C) toplamda 1008 adet yontmataş endüstri öğesi ele geçmiştir. Söz

konusu endüstri iki yüzeylilerin yokluğuyla Acheulean endüstrilerinden

ayrılmaktadır. 3 farklı yongalama tekniği dikkat çekmektedir. Bunlar çok yönlü,

merkezcil ve prizmatik yongalama teknolojileridir. Ürünlerin büyük çoğunluğu

ezilmiş topukların yanında belirgin vurma yumruları sergilemektedirler. Bu durumun

sert vurgaç kullanımıyla bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

Kefar Menachem’in alet çantası içerisinde düzeltili yongalar, kazıyıcılar,

çontuklular, dişlemeliler, deliciler ve az sayıda çekirdek kıyıcılar yer almaktadır

(Levha.2, 3). İki yüzeyli aletlere dair herhangi bir kanıt yoktur133.

İsrail’de Kudüs şehrinin güneydoğusunda kalan Umm Qatafa Mağarası

(Levha.10), ilk kez 1931 yılında Neuville tarafından kazılmıştır134. Yerleşimde tespit

edilmiş olan Üst Acheulean seviyenin altındaki E3, F ve G1-2 seviyeleri (2-3 m

kalınlığında) Tayacian’e atfedilmiştir. G1 ve G2 Tayacian I, E3 ve F seviyeleri ise

Tayacian II olarak ayrılmışlardır. Tayacian II olarak isimlendirilmiş olan seviyelerde

yontma teknikleri ve alet yapımı açısından bir gelişme olduğu gözlemlenmiştir.

Buluntular küçük ve kaba görünümdeki yonga ve dilgilerden oluşmaktadırlar.

Söz konusu parçaların kenarlarında çentikler ve kullanım düzeltileri olduğu tespit

edilmiştir. Oldukça az sayıdaki Levallois benzeri yonganın dışında aletler içerisinde

atipik kenar kazıyıcılar, çontuklular, dişlemeliler ve kaba uçlar yer almaktadır.

Endüstrinin büyük bir çoğunluğu Levallois olmayan ürünlerden oluşmaktadır. 1 adet

132 Barzilai ve diğ., 2006: 7. 133 Barzilai ve diğ., 2006. 134 Neuville, 1931.

Page 207: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

202

Proto-Levallois yonga tespit edilmiştir. Tayacian sonrasındaki evre ise (E1) az

sayıdaki tipik iki yüzeylilerin yer aldığı Üst Acheulean evredir135.

Yine Üst Acheulean seviyelerin altında tespit edilmiş olan bir diğer endüstri

ise El Kown havzasında yer alan Hummal 13-18 buluntularından oluşmaktadır. El-

Kown (Levha.10), Suriye’nin kuzeydoğusunda, çöl ortamında birçok doğal kaynağı

barındıran bir vahadır136. Bu alanda Paleolitik Çağ’ın farklı evrelerine ait 186

yerleşim yeri tespit edilmiştir. 2001 yılında söz konusu yerleşimlerden birisi olan

Hummal’da yaklaşık 25 m’lik dolgunun altında Tayacian buluntular tespit

edilmiştir137. Söz konusu buluntular 13-18. Seviyeler arasından ele geçmiştir.

Buluntular genelde kalın ve düzensiz yongalardan oluşmaktadır. Düzeltili

parçaların büyük çoğunluğu ise çontuklu ve dişlemeli aletlerdir. Kenar kazıyıcıların

oranı ise daha azdır.

İlerleyen yıllarda söz konusu seviyelerden 2 adet tipik Acheulean iki

yüzeylinin ele geçmiş olması bu seviyelerdeki kültürün Acheulo – Tayacian olarak

isimlendirilmesine sebep olmuştur138 (Levha.4).

Levant Bölgesi’nde yer alan ve tekno-tipolojik verileri itibariyle Tayacian

geleneğine atfedilen bir diğer yerleşim ise Ras Beirut (Cordon Littoral) yerleşimidir

(Levha.10). Söz konusu alan Lübnan’da Beyrut şehrinin batısında kalan ve

Akdeniz’e doğru çıkıntı gösteren kireçtaşı bir burundur. Bu alanda tespit edilmiş olan

Alt Paleolitik endüstri iki yüzeylilerin yer almadığı, büyük-küçük yongalar, dilgiler

ve çekirdeklerden oluşan bir buluntu topluluğu sunmaktadır. Yongalama ürünleri,

135 Copeland, 2003: 95. 136 Le-Tensorer ve diğ., 2007b: 621. 137 Le-Tensorer ve diğ., 2007b; Copeland, 2003. 138 Le-Tensorer ve diğ., 2007a: 3.

Page 208: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

203

sahilde bulunan kaliteli çakmaktaşı çakıllarının sert vurgaçla yongalanmasıyla elde

edilmişlerdir. Taşımalıklar kalın olup düz topuk taşımaktadırlar. Aynı zamanda

yüksek kopma açıları ve belirgin vurma yumruları sergilemektedirler139.

Seçilmiş olan endüstri öğeleri üzerinde yapılmış olan çalışmalara göre

%53,8’lik oranıyla baskın alet tipleri ham sırtlı bıçaklardır. Ham sırtlı bıçakları kenar

kazıyıcılar, dişlemeliler ve çontuklular takip etmektedir. Ham sırtlı bıçaklar kullanım

izi (düzeltisi) taşıdıkları için düzeltili parçalar içerisinde değerlendirilmişlerdir. Bu

parçalar yonga ve dilgi taşımalıklar üzerine yapılmışlardır (Levha.5, 6).

Tespit edilmiş olan kenar kazıyıcı tipleri tek düz, dışbükey ve ikili kenar

kazıyıcılardır. Ayrıca 1 adet yatay kenar kazıyıcı tespit edilmiştir. Yine yonga ve

dilgi taşımalıklar üzerine yapılmış olan örneklerin hiç birisinde Quina tip (basamak

pulcuklu) düzelti gözlemlenmemiştir.

Çontuklu aletler içerisinde Clactonian tipler oldukça azdır. Bunlar genelde

basit tip çontuklardan oluşmaktadırlar.

Endüstri içerisinde 1’er adet ön kazıyıcı ve Tayac ucu tespit edilmiştir. Ön

kazıyıcı örnek Levallois benzeri bir yonga üzerine yapılmıştır ve aynı zamanda

kenarsal düzeltiler taşımaktadır.

Çekirdek olarak genelde kırılmış sahil çakılları tercih edilmiştir. Çekirdekler

genelde 2 gruba ayrılmaktadırlar. Bunlar tek kutuplu yassı ve prizmatik

çekirdeklerdir. Bu örnekler genelde düz vurma düzlemlerine sahiptirler. Parçalar

üzerinde çok az sayıda basit yüzcüklü vurma düzlemine rastlanmıştır. Çekirdekler

içerisinde 1 adet Proto-Levallois örnek tespit edilmiştir.

139 Copeland, 2003: 89.

Page 209: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

204

Endüstri öğeleri üzerinde yapılmış olan boyut ölçümlerine göre 3 adet grup

tespit edilmiştir. Büyük boyutlu endüstri grubunun ortalaması 16 x 10 x 3.7 cm’dir.

Orta boy yongaların uzunlukları ise 6 – 9 cm arasındadır. En küçük endüstri

grubunun ortalama boyutları ise 3.7 x 2.8 x 0.8 cm olarak ölçülmüştür140.

İsrail’in kuzey kıyısındaki Karmel Dağı’nda yer alan Tabun Mağarası

(Levha.10), Garrod’un 1929-1934 yılları arasında gerçekleştirmiş olduğu kazılar

sonucu uzun bir kültürel süreci ortaya koymuştur141.

Tabun Mağarası’nda Tayacian’e atfedilen ve TL tarihlendirmesine göre G.Ö.

415 ±27 bin (OIS 11) tarihini142 veren G seviyesi (Tabunian), bir üstteki Geç

Acheulean seviyenin (F) hemen altında yer almaktadır. Garrod’un araştırmalarına

göre endüstri içerisinde yer alan parçalar düzensiz ve küçük boyutlu yongalardan

oluşmaktadır. Bunlar genelde çentikler ve kullanım düzeltileri taşımaktadırlar. Söz

konusu endüstri öğeleri dere ve sahil çakıllarından yongalanmış olan parçalardan

oluşmaktadırlar. Çok az sayıda dilgi tespit edilmiştir. Diğer teknolojik özellikler

Cordon Littoral ile benzerdir. Bununla birlikte Tabun G’den küçük kaba kıyıcılar da

ele geçmiştir143.

Tabun G’nin hemen üzerinde yer alan Üst Acheulean seviye (F) ile onun

üzerinde yer alan Acheulo-Yabrudian seviyenin (E) yaşları ise birbirlerine çok

yakındır. İki yüzeylilerin ele geçmiş olduğu Üst Acheulean seviyenin yaşı G.Ö.

140 Copeland, 2003. 141 Jelinek ve diğ., 1973: 151. 142 Mercier ve diğ., 2000. 143 Copeland, 2003: 93.

Page 210: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

205

324±31 bin, Acheulo-Yabrudian seviyenin yaşı ise G.Ö. 302±27 bin olarak tespit

edilmiştir144.

Tayacian’e atfedilen bir diğer yerleşim olan Bezez Mağarası, Lübnan’ın

güneyindeki Sidon Bölgesi’nde yer almaktadır (Levha.10). Söz konusu yerleşimde

tespit edilmiş olan 118 adet örneğin bir takım teknolojik özellikler açısından

Tayacian’i andırdığı belirtilmiştir. Tayacian olarak nitelendirilmiş olan bu seviye

Acheulo-Yabrudian seviyenin altında tespit edilmiştir.

Analizleri yapılmış olan endüstri öğeleri içerisinde Clactonian tip sert vurgaç

kullanımının ve Levallois olmayan yongalama ürünlerinin baskın olduğu tespit

edilmiştir. Ürünlerin büyük çoğunluğu düz topuklu ve geniş kopma açılıdır.

Taşımalıklar küçük boyutlardadırlar. Söz konusu parçaların basit ve prizmatik

çekirdeklerden koparılmış oldukları anlaşılmıştır145 (Levha.7).

Bezez C seviyesinin üst kısmı ise Acheulo-Yabrudian buluntularıyla ön plana

çıkmaktadır. Söz konusu seviye Mousterian ve Acheulean kültür öğelerini bir arada

barındırmaktadır. Düzeltili parçalar içerisinde özellikle kenar kazıyıcılar önemli bir

yer tutmaktadır. Söz konusu parçalar büyük oranda kalın taşımalıklar üzerine

yapılmış ve basamak pulcuklu (Quina tip) düzeltilerle şekillendirilmişlerdir146

(Levha.8).

Levant Bölgesi’nin küçük boyutlu yonga endüstrileri sunan bir diğer Alt

Paleolitik yerleşimi olan Yabrud Kaya Sığınağı Suriye’de Anti-Lübnan Dağları’nın

Suriye düzlüğüne bakan yamaçları üzerinde yer almaktadır (Levha.10). Söz konusu

144 Mercier ve Valladas, 2003: 405. 145 Copeland, 1983, 2003. 146 Copeland, 1983.

Page 211: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

206

kaya sığınağının IV. seviyesinden ele geçmiş olan ve aynı zamanda Shemsian olarak

da bilinen buluntu topluluğu Levant’ın diğer Tayacian endüstrilerini andırmaktadır.

222 adet çekirdeğin yanında yonga ve dilgiler üzerine yapılmış olan 102 adet ham

sırtlı bıçak tespit edilmiştir. Bunların dışında 92 adet çontuklu (çoğunluğu Clactonian

tip), 97 adet dişlemeli ve yine taşımalıkları Levallois olmayan yonga ve dilgilerden

oluşan düzeltili parçalar (1’er adet Tayacian uç ve iki yüzeyli düzeltiye sahip uçlu

kazıyıcı dahil) ele geçmiştir.

Endüstri sert vurgaç yardımıyla el içerisinde gerçekleştirilmiş bir yongalama

tekniğine işaret etmektedir. Bunun sonucu geniş kopma açılı ve belirgin vurma

yumrulu parçalar ortaya çıkmıştır. Topuk kısımları çok büyük bir oranda düzdür.

Shemsian endüstrisinin Umm Qatafa ve Tabun G endüstrileriyle oldukça

benzer olduğu belirtilmektedir.

Tabun G’den elde edilmiş olan TL tarihlendirmesi baz alındığında Yabrud

IV’ün G.Ö. 415 bin (OIS 11) civarında bir tarihe sahip olduğu düşünülmektedir147.

Yabrud IV seviyesindeki endüstri aynı zamanda Cordon Littoral’de (Ras Beirut)

tespit edilmiş olan Tayacian’le de çağdaş olmalıdır148.

İsrail’de Tel Aviv şehrinin yaklaşık olarak 40 km güneydoğusunda kalan

Revadim açık hava yerleşim yeri149 de (Levha.10) önemli buluntular sergilemiştir.

Çok sayıda iki yüzeyli aletin ele geçmiş olduğu B2 ve C5 seviyelerinin altında yer

147 Mercier ve diğ., 2000. 148 Copeland, 2003: 95. 149 Marder ve diğ., 2011.

Page 212: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

207

alan C1 – C4 seviyeleri küçük boyutlu çok sayıda yonga ve yonga aletlerin baskın

olduğu bir endüstri topluluğu sunmuştur150.

4 seviye içerisinden ele geçmiş olan binlerce parçanın içerisinden yalnızca 6

adet iki yüzeyli alet tespit edilmiştir. Endüstri içerisindeki yongalama ürünleri sert

vurgaçla doğrudan yongalamaya işaret etmektedirler. Yongaların ortalama

uzunlukları 25 mm’dir. Dilgiler, yongalama ürünlerinin yalnızca %1.4’ünü

oluşturmaktadırlar. Yontmataş aletlerin büyük çoğunluğu ikincil ve üçüncül yongalar

üzerine yapılmıştır. Çok az aletin büyük oranda kabuk taşıyan birincil öğeler üzerine

yapıldıkları tespit edilmiştir. Alet tipleri içerisinde kenar kazıyıcılar, dişlemeli ve

çontuklular, ön kazıyıcılar ve deliciler yoğunluktadır. Kenar kazıyıcılar üzerinde

tespit edilmiş olan düzeltiler genellikle dik ve yarı dik şekilde işlenmiş basamak

pulcuklu ya da kaplayan tip düzeltilerdir151 (Levha.9).

Revadim yerleşiminden tespit edilmiş olan örnekler üzerinde yapılmış olan

U-th yaşlandırmasına göre G.Ö. 300 – 500 bin yıl öncesine ait bir tarih aralığı tespit

edilmiştir152.

Yukarıda bahsedilmiş olan ve Karain endüstrisiyle benzerlikler taşıyan

Levant Alt Paleolitik yerleşimleri ve söz konusu yerleşimlerle ilgili bilgiler

Tablo.1’de gösterilmiştir.

150 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a. 151 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a. 152 Malinsky-Buller ve diğ., 2011a: 511; Malinsky-Buller ve diğ., 2011b.

Page 213: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

208

Yerleşim yeri Tarih (GÖ) MIS Kültür / Gelenek

Ras Beirut (Cordon Littoral) - 11 Tayacian

Umm Qatafa E3-F / G1-G2 - 11 Tayacian

Umm Qatafa E1 - - Üst Acheulean

Hummal 13-18 - - Acheulo-Tayacian

Kefar Menachem (Area A-B-C) - 11 Tayacian

Bizat Ruhama C 480±120 Ka

(Paleomanyetik)

12-13

Mikrolitik Acheulean

Tabun G (Tabunian) 415±27 Ka (TL) 11 Tayacian

Tabun F 324±31 Ka (TL) 8-9 Üst Acheulean

Tabun E 302±27 Ka (TL) 8 Acheulo-Yabrudian

Bezez C (Alt) - 11 Tayacian

Bezez C (Üst) - - Acheulo-Yabrudian

Yabrud IV (Shemsian) - 11 Tayacian

Revadim C1 – C4 300 – 500 Ka (U-th) 9-12 ? (Tayacian benzeri)

Revadim B2 – C5 - - Acheulean

Tablo.1: Bahsedilen Alt Paleolitik yerleşimler.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz yerleşimlerden elde edilmiş olan mutlak ve

göreceli tarihlerin yanında genel olarak Levant Bölgesi’nin Alt Paleolitik Dönem

kronolojisine bakıldığı zaman yaklaşık olarak G. Ö. 700 ile 400 bin yılları arasında

kalan süreçte Orta Acheulean, G. Ö. 500 – 200 bin yılları arasında da Üst Acheulean

gelenekli endüstrilerin hakim olduğu görülmektedir153. Bununla birlikte Levant

Bölgesi’nin bazı alanlarında Orta Acheulean sonu ve Üst Acheulean’in bir kısmını

kapsayan aralıkta (G. Ö. 480 – 412 Ka), Acheulean geleneğinden farklı olarak iki

yüzeyli teknolojisinin olmadığı ya da çok ender olarak görüldüğü, yoğunlukla küçük

153 Shea, 2013.

Page 214: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

209

boyutlu yonga endüstrileriyle tanımlanan farklı bir tekno-kültürel sürecin varlığı

bilinmektedir. Bu süreç Levant’ın Alt Paleolitik Döneminde Tayacian evre olarak

bilinmektedir. Tayacian aslında Avrupa kökenli bir terimdir. Bu terim ilk kez Fransız

arkeolog Denis Peyrony tarafından Güneybatı Fransa’da yer alan La Micoque Kaya

Sığınağı’nda ele geçmiş olan endüstrileri tanımlamak için kullanılmıştır154. Benzer

endüstrilerin karşılaşıldığı seviyelerde genel olarak iki yüzeyli gibi Acheulean

öğelerle karşılaşılmamaktadır. Ayrıca Levallois tekniğine işaret eden öğeler ya

yoktur ya da oldukça az oranlarda ele geçmektedir. Bazı araştırmacılar tarafından

Pre-Acheulean ya da iki yüzeylilerin yer almadığı bir Acheulean olarak

değerlendirilmektedir155. Söz konusu endüstrilerin genelinde çakıllardan yapılmış

olan küçük boyutlu yongalar baskındır. Levant Bölgesi’nde benzer endüstrilerin

tanımlamasında da aynı terim kullanılmaktadır. Ancak kimi yerleşimlerdeki söz

konusu endüstriler lokal isimlendirmelerle anılmaktadır (Tabunian, Shemsian).

Levant Bölgesi’nde, Alt Paleolitik Dönem’in sonlarında hem Acheulean hem

de Orta Paleolitik Dönem’in Mousterian öğelerini bir arada barındıran ve Acheulo-

Yabrudian (~ G. Ö. 400 – 215 Ka) olarak isimlendirilmiş geleneğe ait kültürel öğeler

de tespit edilmiştir. Söz konusu periyod kimi araştırmacılar tarafından Orta Paleolitik

Dönem’e geçiş evresi olarak görülmektedir. Acheulo-Yabrudian süreci de kendi

içerisinde farklı evreleri barındırmaktadır156;

Acheulean evre – İki yüzeyli parçaların yoğun olduğu ve düzeltili parçaların daha az

oranlarda temsil dildiği evre.

154 Dibble ve diğ. 2006: 1. 155 Copeland, 2003: 88. 156 Shea, 2013: 78.

Page 215: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

210

Yabrudian evre – Düzeltili parçaların yoğunlukta olduğu ve iki yüzeylilerin oldukça

az oranlarda temsil edildiği evre.

Amudian evre – Düzeltili yonga ve dilgilerin hakim olduğu, taş kalemler ve ön

kazıyıcılar gibi Üst Paleolitik tipte aletlerin sıklıkla görüldüğü evre.

Page 216: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

211

VII. KARŞILAŞTIRMALAR

Çalışmamızın daha önceki bölümlerinde, Karain Alt Paleolitik yontmataş

endüstrisinin kendine has özellikleri olmakla birlikte Anadolu ve Levant Bölgesi’nde

yer alan bir takım endüstrilerle benzerlikler ve ayrılıklar gösterdiğini belirtmiştik. Bu

bölümde Karain Alt Paleolitik endüstrisi ile söz konusu bölgelerde yer alan bir takım

yerleşimlerin endüstrileri arasındaki karşılaştırmalara yer verilecektir.

VII.1. Türkiye

Türkiye’ye baktığımızda tekno-tipolojik açıdan karşılaştırma yapılabilecek

yerleşimlerin oldukça az olduğu görülmektedir. Söz konusu yerleşimler daha önceki

bölümlerde bahsetmiş olduğumuz (Bkz. Bölüm IV) Yarımburgaz Mağarası,

Dursunlu ve Kaletepe Deresi 3 açık hava yerleşimleridir.

Yarımburgaz Mağarası, ihtiva ettiği zengin yontuk çakıl buluntularıyla

(çekirdek aletler) Karain endüstrisine göre daha arkaik bir görünüm sergilemektedir.

Bununla birlikte Yarımburgaz Mağarası’nda yontuk çakıl topluluğu zengin olmasına

rağmen yonga endüstrisinin baskın olduğu da belirtilmektedir157. Karain’de yontuk

çakıl olarak nitelendirebileceğimiz yalnızca 2 adet örnek mevcuttur. Endüstri

genelinde düzeltisiz ve düzeltili yongaların hakim olması Karain ve Yarımburgaz

endüstrilerinin ortak özellikleridir. Ancak yukarıda değinmiş olduğumuz gibi

Yarımburgaz Mağarası’ndaki zengin yontuk çakıl endüstrileri, söz konusu iki

yerleşimin farklı kültürel süreçler içerisinde değerlendirilmeleri gerektiğini otaya

koymaktadır.

157 Arsebük ve diğ., 1990.

Page 217: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

212

Söz konusu Alt Paleolitik endüstrilere boyut verileri açısından baktığımızda

birbirine yakın sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Yarımburgaz’da düzeltisiz

yonga boylarının ortalama 48 mm olduğu belirtilmektedir. Bu değer düzeltili

yongalar için ise 46 mm olarak tespit edilmiştir158. Karain’de düzelti taşımayan

yongalama ürünlerinin ortalama boyları 41,5 mm olarak ölçülmüştür. Düzeltili

yongaların (aletler) ise ortalama uzunlukları 55 mm’dir. Ancak endüstri içerisinde

genel boyut standardını yüksek gösteren 1 – 2 parçayı çıkardığımızda (Bkz. Bölüm

V.6) düzeltili yonga boyut ortalamalarının da Yarımburgaz’la birbirine yakın olduğu

görülmektedir. Boyut verileri açısından her iki endüstri birbirine çok yakın sonuçlar

sergilemektedir.

Yarımburgaz’ın Alt Paleolitik seviyeleri için endüstrinin neden bu kadar

küçük boyutlu olduğuyla ilgili bir bilgi yoktur. Levant Bölgesi’nin bazı

yerleşimlerinde tamamen küçük taşımalıklar elde etme amacının olduğu

bilinmektedir. Karain gibi birçok yerleşimde ise endüstrinin küçük boyutlu olmasının

hammadde kaynaklı zorunlu bir tercih olduğu görülmektedir.

Yongalar üzerinde yer alan düzelti tipleriyle ilgili yaptığımız

karşılaştırmalarda Karain ve Yarımburgaz endüstrilerinde benzer tip düzeltilerin

tercih edilmiş olduğu görülmektedir. Ancak tercih edilme oranlarında farklılıklar söz

konusudur.

Yapılmış olan çalışmalarda Yarımburgaz aletleri üzerindeki düzeltilerin

tanımlanmasında farklı bir terminoloji tercih edilmiştir. Söz konusu parçalar için

“Pullu”, “kademeli” ve “pürüzlü” gibi tabirlerin kullanıldığı görülmektedir159.

158 Arsebük, 1996. 159 Arsebük, 1996: 37.

Page 218: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

213

Yayınlarda verilmiş olan çizimlerle karşılaştırıldığında “pullu” tabirinin,

çalışmamızda tercih etmiş olduğumuz terminoloji açısından “pulcuklu” tabiri ile

eşleştirilebileceği anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Karain’de olduğu gibi

Yarımburgaz’da da baskın düzelti tipinin pulcuklu düzelti olduğu görülmektedir.

Ancak söz konusu parçalar Yarımburgaz endüstrisinde daha baskın oranlarda

görülmektedir (%65). Karain’de ise pulcuklu düzeltinin yine en çok tercih edilmiş

olan düzelti tipi olmasına rağmen oranının %39,85 olduğu tespit edilmiştir.

Yarımburgaz’da en sık görülen ikinci düzelti tipi ise kademeli (?) tip düzeltilerdir.

Bunların basamak pulcuklu düzelti tipi için kullanılmış olabileceği düşünülebilir.

Karain’de de pulcuklu tip düzeltileri özellikle kenar kazıyıcılar üzerinde görülen

basamak pulcuklu düzeltilerin takip ettiği tespit edilmiştir.

Teknolojik açıdan bakıldığında ne Karain’in ne de Yarımburgaz’ın Alt

Paleolitik seviyelerinde Levallois tekniğinin olmadığı görülmektedir. Karain’de

Levallois’yı çağrıştırabilecek tek parça Proto-Levallois bir çekirdektir. Bunun

dışındaki çekirdeklerin büyük çoğunluğu hazırlanmamış – şekilsiz çekirdek

kategorisindedir. Yarımburgaz’da ise şekilsiz çekirdekler denenmiş ve merkezcil

tiplerin arkasından gelmektedir160. Yarımburgaz Alt Paleolitik endüstrisi içerisinde

çekirdeklerin yalnızca yonga elde etmek için değil aynı zamanda ağır işlerde

kullanılacak aletler olarak da amaçlandığı belirtilmektedir161. Karain’de bu duruma

uyabilecek tek parça 80. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan bir kıyıcı alettir

(Tip.33). Söz konusu parça, üzerinden birkaç parça alındıktan sonra bir kıyıcı alete

çevrilmiştir. Bu açıdan bakıldığında aynı zamanda alet olarak tasarlanmış olan

Yarımburgaz çekirdeklerinden ayrılmaktadır.

160 Kuhn, 2010: 108. 161 Arsebük, 1996: 37.

Page 219: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

214

Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik seviyelerinden ele geçmiş olan yonga

aletler içerisinde en yoğun grubu dişlemeliler oluşturmaktadır. Bu grubu kenar

kazıyıcılar ve çontuklular takip etmektedir162. Söz konusu yontmataş alet grupları

Karain’de de en yoğun gruplar olarak dikkat çekmektedirler. Bununla birlikte Karain

Alt Paleolitik seviyelerinde baskın alet tipleri dişlemelilerle birlikte kenar

kazıyıcılardır. Bu grubu düzeltili yongalar ve çontuklular takip etmektedir. Genel

olarak bakıldığında her iki endüstri topluluğu içerisinde yer alan aletlerin tekno-

tipolojik açıdan benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Ancak yukarıda da

bahsetmiş olduğumuz gibi Yarımburgaz endüstrisini Karain’den ayıran en büyük

özelliklerden birisi yontuk çakıl öğelerinin yoğunlukla ele geçiyor olmasıdır.

Karain’de ise yontuk çakıl olarak değerlendirebileceğimiz yalnızca 2 adet örnek

mevcuttur. Ayrıca Karain endüstrisi içerisinde rastlanan iki yüzeyli teknolojisine

Yarımburgaz Mağarası’nda rastlanmaması da iki yerleşim arasındaki en büyük

farklardan birisi olarak göze çarpmaktadır.

Karain ve Yarımburgaz Alt Paleolitik endüstrileri bir takım tekno-tipolojik

özellikler (yonga ve yonga aletlerin baskın olması) açısından yakın olsa da zengin

yontuk çakıl topluluğu, Yarımburgaz yerleşiminin Anadolu Alt Paleolitik

kronolojisinde daha eski bir evreye bağlanması gerektiğine işaret etmektedir

(Levha.1). Ancak diğer taraftan söz konusu yerleşimden elde edilmiş olan en eski

tarih 390 bin yıl163 öncesine aittir. Gerek Yakındoğu gerekse de Avrupa açısından

bakıldığında Yontuk Çakıl Kültürü’ne (Mode 1) atfedilen yerleşimler 1 milyon

yıldan daha yakın tarihler vermemektedir. Anadolu’da ise maalesef söz konusu

endüstri ile tekno-tipolojik açıdan bire bir karşılaştırma yapılabilecek bir topluluk

162 Kuhn ve diğ., 1996. 163 Arsebük, 1996: 38, 39.

Page 220: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

215

yoktur. Dolayısıyla Yarımburgaz buluntuları şu an için hem kronolojik hem de

tekno-tipolojik açıdan izole bir görünüm sergilemektedirler.

Anadolu toprakları içerisinde tespit edilmiş ve kazısı gerçekleştirilmiş olan

bir diğer tabakalı Alt Paleolitik yerleşim Kaletepe Deresi 3’dür. Söz konusu yerleşim

toplam 12 seviyeli bir Paleolitik dolgu sunmaktadır. Bunlardan en üstte yer alan 4

seviyeden Orta Paleolitik (Mousterian) aletler tespit edilmiştir (I, Iˈ, II, IIˈ).

Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin Karain endüstrilerine benzer tekno-tipolojik

özelliklerin görüldüğü seviyeleri III. ve IV. seviyelerdir. Söz konusu seviyeler az

sayıda iki yüzeylilerin olduğu bir endüstri sergilemektedirler. Bununla birlikte

Karain’den bilinen iki yüzeylileri de dikkate aldığımızda kısmen de olsa VI. ve XII.

Seviyeler arasındaki buluntu topluluğunu da dikkate almak gerekmektedir.

III. seviyede, hazırlanmamış çekirdeklerden tek kutuplu yongalamayla elde

edilmiş olan kalın, düz topuklu ve 90°’den büyük kopma açılarına sahip yongalar ele

geçmiştir164. Bu parçalar, analizlerini yapmış olduğumuz Karain örneklerine göre

daha masif bloklardan (çekirdek) çıkarılmışlardır ve boyut olarak da daha büyük

parçalardır. Söz konusu boyut farklılığı hammadde kaynaklı bir farklılıktır. Endüstri

içerisinde kullanılmış olan obsidiyen, andezit ve riyolit Kaletepe Deresi çevresinde

sıklıkla ve büyük bloklar haline rastlanan hammadde cinsleridir. Dolayısıyla ürün

boyutlarının hammadde boyutlarıyla paralellik göstermesi durumu Karain’de olduğu

gibi Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin III. katında da karşımıza çıkmaktadır. Öte

yandan IV. seviyede söz konusu büyük yongalama ürünlerinin yanında küçük yonga

ve aletleri de kapsayan bir tekniğin varlığından bahsedilmiştir. Buradaki küçük

164 Slimak ve diğ., 2008: 105.

Page 221: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

216

boyutlu yonga aletlerin çoğu çontuklulardan oluşmaktadır. Bunun dışında alet tipleri

açısından III. seviyede yine çontuklular ve dişlemelilerden bahsedilmektedir. Ayrıca

III. seviyede tespit edilmiş olan iki yüzeylilerin Acheulean tip iki yüzeyliler oldukları

bildirilmektedir165. Bunlar dışında yayınlarda yer alan çizimlere göre kazıyıcı

aletlerin varlığı da anlaşılmaktadır166.

Yontmataş alet tipleriyle ilgili çok ayrıntılı veriler olmamasına rağmen

yukarıda belitmiş olduğumuz mevcut tekno-tipolojik bilgilere dayanarak Kaletepe

Deresi 3 yerleşiminin III. ve IV. katlarının, Karain’de tespit etmiş olduğumuz

Tayacian ve Acheulean öğeleri bir arada barındıran endüstriye yakın olduğu

görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu yerleşimlerdeki seviyelerin tipolojik olarak

hemen hemen çağdaş olduğunu belirtebiliriz. Kronolojik olarak baktığımızda ise

durumun biraz daha karmaşık olduğu görülmektedir. Kaletepe Deresi’nin bulunduğu

alandan tespit edilmiş olan tarih 1.1 milyon yıldır. Ancak bu tarih Kaletepe Deresi

katlaşımını oluşturan dolguların altında uzanan riyolit ana kayadan elde edilmiş olan

tarihtir. Dolayısıyla Karain’de olduğu gibi Kaletepe Deresi’nde de Alt Paleolitik

seviyelerin gerçek tarihi henüz tespit edilmemiştir. Bununla birlikte Kaletepe’nin

500-600 bin yıl öncesine kadar inebileceği varsayımında bulunulmaktadır167

(Levha.1).

Levant Bölgesi kronolojisini dikkate aldığımızda ise IV. seviyenin Tayacian,

III. seviyenin ise Üst Acheulean evrelerine yakın olduğu görülmektedir. Bölüm

VI’da değinmiş olduğumuz gibi Levant yerleşimlerindeki iki yüzeylilerin olmadığı

165 Balkan-Atlı ve diğ., 2008. 166 Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 137. 167 Balkan-Atlı ve diğ., 2006: 387.

Page 222: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

217

yongalı endüstrilerin (~ G.Ö. 400 bin civarı) genelde Üst Acheulean seviyelerin (~

G.Ö. 500-200 bin civarı) hemen altında uzandıkları belirtilmektedir.

Çalışmamızda dikkate almış olduğumuz bir diğer yerleşim Konya

yakınlarındaki Dursunlu lokalitesidir. Dursunlu, şu an için in situ olarak ele geçmiş

en eski yontmataş buluntu topluluğunu sergilemektedir168. G.Ö. 780 - 900 bin yıl169

aralığına denk gelen materyal tamamıyla yonga ve yonga parçalarından

oluşmaktadır. Dursunlu’da tespit edilmiş olan endüstrideki hammadde cinsinin farklı

olması (kuvars), büyük bir çoğunluğu yongalardan oluşan endüstri öğelerinin

çoğunun kırık olması ve yongalar dışında başka bir endüstri öğesinin de ele

geçmemiş olması Dursunlu endüstrisinin tekno-tipolojik olarak belli bir kültürel

sürece bağlanmasını güçleştirmektedir. Yontmataş endüstriyle ilgili yalnızca iki

kutuplu yongalama tekniğinden ve yongalar üzerinde tespit edilmiş olan topuk

tiplerinden bahsedilmiştir170. Söz konusu durumdan dolayı Dursunlu yerleşimini

Karain veya bahsetmiş olduğumuz diğer yerleşimlerin endüstrileriyle karşılaştırmak

çok zordur. Şu an için yalnızca teknolojik olarak herhangi bir hazırlık aşamasını

yansıtmayan çekirdeklerden alınmış olan oldukça arkaik ve küçük boyutlu bir yonga

endüstrisinden bahsedebilmekteyiz. Bunun dışında yayınlarda tipolojik açıdan da

herhangi bir bilgi tespit edilememiştir. Yukarıdaki tarihleri dikkate alıp kronolojik

açıdan baktığımızda ise Dursunlu’yu, Karain’de yaşanmış olan kültürel sürecin daha

öncesindeki bir evreye bağlamak doğru olacaktır (Levha.1).

168 Gediz Nehri sekilerinde yapılmış olan araştırma sonucu tespit edilmiş olan ve yaklaşık olarak 1.2 milyon yılla

yaşlandırılmış yontmataş materyal (yonga) tekil bir örnektir. Dolayısıyla böylesi bir parçanın varlığını kabul

etmekle birlikte şu an için şüpheli bir konumda olduğunu da belirtmekte fayda görüyoruz (Maddy ve diğ., 2015). 169 Güleç ve diğ., 2002. 170 Güleç ve diğ., 2009.

Page 223: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

218

VII.2. Levant

Türkiye topraklarındaki Alt Paleolitik buluntuları da dikkate aldığımızda hem

nicelik hem de nitelik olarak Levant Bölgesi’nde karşılaştırma yapılabilecek

materyalin daha fazla olduğu görülmektedir (Bkz. Bölüm VI).

Levant Bölgesi’nde yer alan Alt Paleolitik yerleşimlerle karşılaştırmalar

yaparken hem tekno-tipolojik hem de kronolojik kıstaslar dikkate alınmıştır.

Kronolojik kıstasımız, Karain’in çalışmış olduğumuz seviyelerinden bilinen

tarihlerdir (G.Ö. 370 – 400 bin / OIS 11). Bununla birlikte tekno-tipolojik veri ve

benzerliklere de bağlı kalarak daha eski veya yeni tarihler veren yerleşimlerin

endüstrileri de dikkate alınmıştır. Buradaki amacımız birbirine yakın ya da aynı tarih

aralığında görülen farklı kültürel süreçlere (Tayacian, Orta Acheulean, Üst

Acheulean, Acheulo-Yabrudian) ait özelliklerin Karain Alt Paleolitiğinde var olup

olmadıkları veya ne derecede olduklarını tespit etmektir.

Karain ve Levant endüstrilerini karşılaştırdığımızda, ilk planda G.Ö. 400 bin

yıl civarında Levant Bölgesi’nde görülen ve Tayacian kültüre atfedilen endüstrilerle

tekno-tipolojik özellikler bakımından benzerlikler olduğu görülmektedir. Karain’le

birlikte Bölüm VI’da bahsetmiş olduğumuz Ras Beirut, Umm Qatafa, Hummal,

Kefar Menachem, Tabun, Bezez ve Yabrud gibi yerleşimlerinin bazı seviyelerinden

ele geçmiş olan endüstriler tekno-tipolojik açıdan birbirlerine yakındır. Söz konusu

tekno-tipolojik özellikler genel olarak şu şekilde sıralanabilir;

- Küçük boyutlu çekirdeklerden (genelde küçük boyutlu dere veya deniz

çakılları) sert vurgaç yardımıyla elde edilmiş küçük boyutlu basit

yongalama ürünlerinin baskın olması,

Page 224: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

219

- Levallois tekniğinin çok nadir görülmesi ya da hiç görülmemesi,

- Genelde çontuklular, dişlemeliler ve kazıyıcılardan oluşan alet tiplerinin

basit düzeltiler (kimi zaman kullanım düzeltisi) taşıması,

- İki yüzeylilerin var olmaması.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz özelliklere sahip olan Levant Bölgesi’nin

Tayacian endüstrileri genelde Üst Acheulean seviyelerin hemen altında yer

almaktadırlar. Bu durumun aksini gösteren tek yerleşim Bezez Mağarası’ dır. Burada

yer alan Tayacian seviye, Acheulo-Yabrudian özellikler gösteren bir endüstrinin

altında tespit edilmiştir.

V. Bölüm’ün sonunda bahsetmiş olduğumuz gibi Karain endüstrisinin

yukarıda bahsedilmiş olan yerleşimlerin endüstrileriyle taşımış olduğu benzerliklerin

dışında bir takım farklılıklarının da olduğu görülmektedir.

Teknolojik açıdan bakıldığında söz konusu Levant yerleşimlerinde tespit

edilmiş olan çekirdeklerin herhangi bir hazırlık aşamasından geçmeden sert vurgaçla

düzensiz bir şekilde yongalama işlemine tabi tutuldukları görülmektedir. Şekilsiz

çekirdeklerin yanında kimi yerleşimlerde (Ras Beirut, Kefar Menachem) prizmatik

çekirdeklere de rastlanmaktadır. Bu parçaların bazen dilgi çıkarımı için de

kullanıldıkları belirtilmektedir.

Karain çekirdeklerine baktığımızda ise şekilsiz tiplerin baskın olduğu

görülmektedir. Levant’ın bazı yerleşimlerinde görülen ve yukarıda bahsetmiş

olduğumuz prizmatik çekirdeklere Karain’de rastlanmamaktadır. Yalnızca 1 adet

örneğin söz konusu prizmatik çekirdekleri andırdığı söylenebilir (Bölüm V -

Levha.11/1). Levant yerleşimlerinde çok nadir olarak görülen çekirdek tiplerinden

Page 225: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

220

birisi ise Proto-Levallois tiplerdir. Ras Beirut yerleşiminde 1 adet Proto-Levallois

çekirdekten bahsedilmektedir. Yine incelemiş olduğumuz seviyelere baktığımızda

söz konusu tipe ait 1 adet örnek dikkat çekmektedir (Bölüm V - Levha.11/2).

Yongalama ürünleri açısından baktığımızda yukarıda bahsetmiş olduğumuz

yerleşimlerin tümünde küçük boyutlardaki yonga endüstrilerinin baskın oldukları

görülmektedir. Bu parçaların çok büyük bir çoğunluğu kalın ve kaba tiplerdir. Vurma

düzlemleri (topuk) genelde düz ve geniş olup, bazen de koparılmış oldukları

yumrunun kabuk ya da ham yüzünü taşımaktadırlar. Kopma açılarının ise genelde

90°’nin üzerinde olduğu belirtilmektedir. Bu veriler sert vurgaçla doğrudan

yongalamanın göstergeleridir. Aynı durum Karain için de geçerlidir. Yongalama

ürünleri ve aletler üzerinde yapmış olduğumuz gözlemlerde, endüstrinin baskın öğesi

olan yongaların genelde düz topuklu (%62 oranında) ve 90°’nin üzerinde kopma

açısına sahip (%68,80 oranında) oldukları tespit edilmiştir. Yongalama ürünlerinin

vurma yumruları ise büyük bir oranda belirgindir (%66 oranında).

Hem Levant hem de Karain endüstrilerinde yongaların dışında çok az

oranlarda dilgilere de rastlanmaktadır. Ancak söz konusu örneklere dayanarak planlı

bir dilgi üretiminden bahsetmek mümkün değildir. Karain’de baskın olan yongaların

(%94,80) dışında dilgilerin oranı yalnızca %5,20’dir.

Yongalama ürün boyutları açısından bakıldığında bahsedilen yerleşimlerde

endüstri öğelerinin genelde küçük boyutlarda olduğundan bahsetmiştik. Boyut

ölçümlerinde bahsedilmiş olan yerleşimlerden Ras Beirut’da küçük boyutlu grup

olarak nitelendirilen yongaların ortalama uzunlukları 37 mm olarak belirtilmiştir.

Revadim yerleşiminde ise yonga uzunluk ortalamaları çok daha küçüktür (25 mm).

Page 226: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

221

Analizlerini yapmış olduğumuz Karain endüstri öğelerinin ortalama uzunlukları ise

41,5 mm’dir.

Teknolojik verilerin ardından tipolojik açıdan da Levant endüstrileriyle

karşılaştırmalar yapılmıştır. İlk olarak alet tiplerine bakıldığında genel olarak benzer

tiplerin yaygın olduğu görülmektedir. Tayacian’e atfedilen yerleşimlerinin

endüstrilerine baktığımızda genel olarak en yaygın tiplerin kenar kazıyıcılar,

dişlemeliler, düzeltili yongalar ve çontuklular olduğu görülmektedir. Bazı

yerleşimlerde ise ham sırtlı bıçakların daha baskın oldukları belirtilmektedir (Ras

Beirut, Yabrud IV). Yerleşimlerden elde edilen verilere göre deliciler, ön kazıyıcılar,

Tayac uçları ve çekirdek kıyıcılar ise daha az oranlarda görülen alet tiplerindendir.

Karain’e baktığımızda da kenar kazıyıcılar ve dişlemelilerin baskın grubu

oluşturdukları görülmektedir. Bu parçaları düzeltili yongalar ve çontuklu aletler takip

etmektedir. Ham sırtlı bıçaklar ise söz konusu alet tiplerinin arkasından gelmektedir.

Yine Levant yerleşimlerinde olduğu gibi Karain’de de çok az sayılarda delici / taş

delgi (Bölüm V – Levha.19/6, 7)), ön kazıyıcı (Bölüm V – Levha.19/8) ve tek

örnekle temsil edilmekte olan Tayac ucu (Bölüm V – Levha.23/4) tespit edilmiştir.

Ayrıca Tayacian endüstrilerde oldukça az sayıda gözlemlenen yontuk çakıllara ait

Karain’de 2 adet örnek tespit edilmiştir (Bölüm V – Levha.22/1, 2).

Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi iki yüzeylilerin yokluğu Tayacian

yerleşimlerin karakteristik özelliklerinden bir tanesidir. Ancak bu durumun dışında

kalan birkaç yerleşim de söz konusudur. El Kown havzasında yer alan Hummal

yerleşiminin 13 ve 18. Seviyeleri arasında kalan endüstri Tayacian öğeleri

barındırmaktadır. Bununla birlikte söz konusu seviyelerde gerçekleştirilen kazılarda

2 adet Acheulean tip iki yüzeyli de tespit edilmiştir. Bu buluntulara dayanarak

Page 227: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

222

buradaki endüstri için Acheulo-Tayacian terimi kullanılmıştır. Hummal (13-18)

yerleşiminin, barındırmış olduğu az sayıdaki Acheulean iki yüzeylinin varlığı

açısından Karain’le benzer özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Karain’de 2007

yılında tespit etmiş olduğumuz iki yüzeyli (Bölüm V – Levha.21) ile birlikte Kökten

kazılarında tespit edilmiş olan ve yapmış olduğumuz stratigrafik korelasyonla Alt

Paleolitik seviyelerden geldiğine inandığımız 2 adet iki yüzeyli alet de Acheulean

özellikler göstermektedir (Bölüm V – Levha.20/1, 2). Yine Levant Bölgesi’nde yer

alan ve küçük boyutlu yonga endüstrisinin hakim olduğu Revadim yerleşiminin C1-

C4 seviyelerinden ele geçmiş olan binlerce parça içerisinde yalnızca 6 adet iki

yüzeyli alet tespit edilmiştir. Revadim yerleşimi de az sayıdaki iki yüzeylinin

varlığıyla Karain endüstrisiyle benzer özelliklere sahip bir buluntu topluluğu

sunmuştur.

Alet tipleri açısından genel olarak Levant’ın Tayacian yerleşimleriyle benzer

özellikler sergileyen Karain Alt Paleolitik aletleri, düzelti tipleri açısından ise bir

takım farklılıklar sergilemektedir. Bu farklılıklar özellikle kenar kazıyıcılarda göze

çarpmaktadır. Endüstri içerisindeki aletlerin büyük çoğunluğu pulcuklu düzelti

taşımasına rağmen kenar kazıyıcılarda en sık gözlemlenen düzelti tipi basamak

pulcuklu düzeltilerdir (Bölüm V – Levha.13). Tayacian yerleşimlerin büyük bir

çoğunluğundaki endüstrilerde basamak pulcuklu düzelti teknolojisine rastlanmaz.

İncelemiş olduğumuz yerleşimlerden yalnızca Revadim’de, kenar kazıyıcıların

genellikle dik ve yarı dik şekilde işlenmiş basamak pulcuklu ya da kaplayan tip

düzeltilere sahip oldukları belirtilmektedir. Kalın taşımalıklar üzerine basamak

pulcuklu düzeltilerle (Quina tip) şekillendirilmiş olan kenar kazıyıcı örnekleri,

Levant Bölgesi’nde daha çok Acheulo-Yabrudian evre içerisinde görülmektedirler.

Page 228: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

223

İncelemiş olduğumuz Levant yerleşimleri içerinde yer alan Bezez Mağarası’nın

Tayacian buluntuları veren C seviyesinin üst kısmında bu tip parçalara rastlanmıştır

(Bölüm VI – Levha.7). Ayrıca Acheulo-Yabrudian evreye atfedilen Qesem

Mağarası’nda da benzer parçalar yer almaktadır171. Yabrudian tip denilen söz konusu

kenar kazıyıcılar genelde iri ve kalın taşımalıklar üzerine yapılmışlardır. Parçalar

üzerindeki basamak pulcuklu düzeltiler çoğu zaman taşımalığın üst yüzünün büyük

bir kısmını kaplamaktadır. Karain kenar kazıyıcıları tipolojik olarak Yabrudian tip

kenar kazıyıcılardan biraz daha farklıdır. Karain’de tespit etmiş olduğumuz kenar

kazıyıcılar üzerindeki basamak pulcuklu düzeltiler, taşımalığın üst yüzünde genelde

uzun bir alan kaplamasına rağmen taşımalığın tamamını kaplama eğiliminde

değildirler. Ayrıca teknolojik olarak elimizde olan verilerden bir diğeri ise Levant

yerleşimlerinde görülen Acheulo-Yabrudian seviyelerin az oranlarda da olsa

Levallois tip çekirdek ve yongaları barındırdıklarıdır. Karain Alt Paleolitik seviyeleri

açısından ise böyle bir durumdan bahsetmek mümkün değildir.

171 Barkai ve diğ., 2009.

Page 229: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

SONUÇ

Tekno-tipolojik analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyal

Karain Mağarası’nın Alt Paleolitik seviyelerini simgeleyen V. ve VI. jeolojik

seviyelerden ele geçmiştir. V. jeolojik seviye, kazılar esnasında gözlemsel olarak

ayırt edilebilen değişik sediman yapılarına dayanarak farklı alt birimlere ayrılmıştır.

Bu alt birimler V, V.1, V.1.1, V.1.2, V.2 ve V.3 olarak isimlendirilmektedirler. Söz

konusu jeolojik birimleri barındıran dolgunun yüksekliği yaklaşık olarak 4 metredir.

Bu geniş dolgunun en altında ise VI. jeolojik birim uzanmaktadır. VI. jeolojik

birimin bitiminde karşılaşılan masif görünümdeki kaya blokları ise yüksek ihtimalle

mağaranın ana kayasıyla bağlantılı öğelerdir. Söz konusu kaya bloklarının

aralarındaki boşluklardan sızan hava akımları bu iddiamızı güçlendirmektedir.

Dolayısıyla genel olarak -14.30 / -14.50 metre kotlarında mağaranın ana kayasının

uzanmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Çalışmamız kapsamında modern kazı yöntemleriyle belirlenmiş olan jeolojik

stratigrafinin dışında ilk dönem kazılarında İsmail Kılıç Kökten tarafından tespit

edilmiş ve yayınlarda belirtilmiş olan stratigrafiye ait bilgiler de göz önünde

tutulmuştur. Kökten stratigrafisinde 5, 6, 7 ve 8. katlar bizim açımızdan önem

taşımaktadır. Kökten’in oldukça kısır bir seviye olarak nitelendirdiği kına renkli 5.

kat, modern yöntemlerle belirlenmiş olan ve Alt Paleolitik seviyelerin başlangıcı

olarak kabul edilen V. jeolojik birime denk gelmektedir. Kökten’in yayınlarda

vermiş olduğu maksimum verilere dayanarak yapmış olduğumuz hesaplama sonucu

6 ve 8. katlar arasındaki yüksekliğin yaklaşık olarak 3.31 metre olduğu tespit

edilmiştir. Günümüz kazılarını dikkate alarak yapmış olduğumuz tespitlere göre de,

buluntu bakımından kısır olan V. jeolojik birimi bir kenara koyduğumuzda geriye

Page 230: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

kalan seviyelerin yüksekliğinin 3.30 metre olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Kökten

stratigrafisi ile günümüz modern stratigrafisinin bire bir uyuştukları görülmektedir.

Bu durum Kökten’in bahsetmiş olduğu iki yüzeyli aletleri konumlandırmak açısından

oldukça önemli bir veridir.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz jeolojik birimler içerisinde yontmataş

materyal açısından en verimlileri V.1.2, V.2 ve V.3 birimleridir. Söz konusu

birimlerden V.1.2 ve V.3 yatay olarak tüm depolanma alanına yayılmaktadırlar.

Ancak kazılar esnasında V.2 biriminin belli bir alanda meydana gelmiş bir oluşum

olduğu tespit edilmiştir. Geniş bir koni biçiminde uzanan bu seviyenin V.1.2

içerisinde gelişmiş olan lokal bir oluşum olduğu düşünülmektedir.

Analizlerini gerçekleştirmiş olduğumuz yontmataş materyalin çok büyük bir

çoğunluğu yukarıda bahsetmiş olduğumuz V.1.2, V.2 ve V.3 birimlerinden ele

geçmiştir. Bu birimler içerisindeki söz konusu yontmataş yoğunluğunu tespit ederken

arkeolojik seviyelerin kaç adet plankarede kazılmış oldukları da dikkate alınmıştır.

Dolayısıyla herhangi bir yanılgıya düşmeden arkeolojik materyalin gerçek anlamda

hangi seviyelerde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Bölüm V – Levha.24’e baktığımızda

56 ve 90 arasında kalan arkeolojik seviyelerin neredeyse eşit sayılardaki

plankarelerde kazılmış oldukları görülmektedir. Dolayısıyla mağara içerisinde gerçek

anlamda iskan izlerine rastlanan seviyelerin V.1.2, V.2 ve V.3 seviyeleri olduğunu

söyleyebiliriz.

Endüstri öğelerinin yapımında kullanılan hammadde cinsleri açısından

baktığımızda radyolaritin oldukça baskın olduğu görülmektedir. Tüm endüstri öğeleri

içerisinde radyolaritin oranı %80,17’dir. Daha az sayıda tercih edilmiş olan

Page 231: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

çakmaktaşının oranı ise %19,14 olarak tespit edilmiştir. Radyolarit, Karain

çevresinde sıklıkla gözlemlenen bir hammadde cinsidir. Ancak özellikle Kızılin

Deresi ve Çakmak Tepesi, Karain’e olan yakınlıkları itibariyle tercih açısından ilk

sırada yer alan radyolarit kaynaklarıdır. Söz konusu kaynaklara göre daha uzak bir

mesafede (yaklaşık 10 km) yer alan Burhan Deresi de diğer bir büyük radyolarit

kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Söz konusu kaynaklarda yer alan radyolaritler

oldukça çeşitli olmakla birlikte Karain endüstrisi içerisinde bunların belli tipleri

tercih edilmiştir. Bu tercihte hammadde kalitesi en büyük rolü oynamaktadır. Tespit

edilmiş olan 21 farklı radyolarit cinsinden 6 tanesi endüstri içerisinde en çok tercih

edilen tipler olmuştur. Bunlar kahverengi, gri, kahverengi-gri, yeşilimsi gri, yeşil ve

kahverengi-yeşil renklerdeki radyolaritlerdir. Söz konusu tipler üzerinde genelde az

oranlarda damar tespit edilmiştir (%22,17). Bu özelliklerinden ve çevrede yaygın

olarak bulunduklarından dolayı söz konusu hammaddelerin endüstri içerisinde en

yoğun grubu oluşturdukları anlaşılmaktadır.

Radyolarit hammadde açısından ham yüzey oranlarına bakıldığında

üzerlerinde belli oranlarda ham yüzey taşıyan parçaların oranının daha yüksek

olduğu görülmektedir (%55,19). Ancak söz konusu parçaların %87,84’ü çok küçük

oranlarda (<1/2) ham yüzey taşımaktadırlar. Üst yüzü tamamıyla ham yüzeyle kaplı

olan ve kabuk soyma yongası olarak da bilinen birincil yongalara kesinlikle

rastlanmamıştır. Dolayısıyla çekirdek olarak tercih edilmiş olan radyolaritlerin,

yerleşime taşınmadan önce küçük de olsa bir işlemden geçtikleri anlaşılmaktadır.

Arkeolojik seviyelerin birçoğunda karşılaşılan yontma artığı ve kıymık gibi parçalar

radyolarit hammadde açısından yongalama işleminin büyük kısmının yerleşim

içerisinde gerçekleştirildiğinin kanıtlarıdır.

Page 232: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Yontmataş endüstri içerisindeki bir diğer hammadde cinsi olan çakmaktaşı ise

yalnızca %19,14 oranında temsil edilmektedir. Çakmaktaşı Karain çevresindeki

bölgede çok sık rastlanan bir hammadde cinsi değildir. Yukarıda değinmiş

olduğumuz gibi genelde radyolaritin yoğunlukta olduğu Burhan Deresi’nde az sayıda

çakmaktaşı yumrularına rastlanmaktadır. Çakmaktaşının doğal konumunda daha

yaygın olarak görüldüğü en yakın yerler ise Gölova ve Elmalı çevreleridir. Ancak

söz konusu alanların Karain’e olan uzaklığı çakmaktaşının endüstri içerisinde çok

fazla tercih edilmemesine sebep olmuştur. Oldukça yakın bir mesafede mevcut bir

kaynak dururken yalnızca hammadde odaklı olarak yüksek mesafeler kat etmek söz

konusu dönem açısından çok mantıklı gözükmemektedir.

Endüstri içerisinde tespit etmiş olduğumuz çakmaktaşları üzerindeki kabuk

oranlarının radyolaritler üzerindeki ham yüzey oranlarına göre oldukça farklı olduğu

görülmektedir. Radyolaritlerin aksine çakmaktaşları açısından kabuk taşıyan

parçaların oranının daha az olduğu görülmektedir (%39,64). Bu parçaların %90,91’i

ise çok az oranlarda (<1/2) kabuk kalıntısı taşımaktadırlar. Dolayısıyla kaynağın

uzaklığını da göz önünde bulundurduğumuzda çakmaktaşlarının radyolaritlere

nazaran daha fazla bir işleme tabi tutulduktan sonra yerleşime taşındıkları

anlaşılmaktadır.

Tekno-tipolojik analizleri yapılmış olan endüstri öğeleri, mağaranın E

gözündeki 16 farklı plankarede yer alan 40 arkeolojik seviye içerisinden ele

geçmiştir. Yontmataş endüstri öğeleri düzeltisiz parçalar (250 adet), aletler (264

adet), çekirdekler (69 adet) ve yontma artıklarından (4184 adet) oluşmaktadır.

Düzeltisiz ve düzeltili parça (alet) sayılarının birbirine oldukça yakın oldukları

görülmektedir.

Page 233: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Çalışmamız kapsamında yukarıda bahsetmiş olduğumuz endüstri öğelerinin

analizleri ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. İlk olarak yongalama ürünleri (düzeltisiz

parçalar) üzerinde teknolojiye dair gözlem ve ölçümler yapılmıştır. Yongalanmış

olan parçalar iki gruba ayrılmaktadırlar. Bunlar yonga ve dilgilerdir. Yongalar çok

net bir şekilde endüstrinin baskın öğeleridirler (%94,80). Dilgiler ise yalnızca 13 adet

örnekle temsil edilmektedirler. Söz konusu yongalama ürünlerinin tümü şekilsiz

çekirdeklerden koparılmış basit tip yongalardır. Yongalama ürünleri içerisinde

Levallois tekniğe işaret edebilecek parçalar yoktur. Yongalama ürünlerinin yarısına

yakını (%40,80) kırık olarak ele geçmiştir. Kırık parçaların ise %57,84’ü proksimal

kırık taşımaktadır. Dolayısıyla bu parçalar üzerinde teknolojik bir takım öğeler

(topuk, kopma açısı, vurma yumrusu) tespit edilememiştir.

Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilmiş olan topuk tipleri çok çeşitli

değildir. Söz konusu parçaların bir kısmının (%23,60) topuğu kırık olduğu için tespit

edilememiştir. Geriye kalan parçalar içerisinde ise düz topuklu parçalar büyük bir

oranla baskındır (%62). Ham topuklu parçalar ise %11,60 oranında temsil

edilmektedirler.

Yongalama ürünleri üzerindeki bir diğer teknolojik öğe ise kopma açılarıdır.

Topuk kısmı sağlam olarak ele geçmiş olan örnekler içerisinde 90°’den büyük

kopma açısına sahip olan parçaların oranı %92,47’dir. Yine bir diğer teknolojik

eleman olan vurma yumruları açısından da net sonuçlar ortaya çıkmıştır. Yongalama

ürünlerinin çok büyük bir çoğunluğunun (%80,88) belirgin vurma yumrularına sahip

oldukları görülmektedir.

Page 234: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Yukarıda vermiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve vurma yumrusu ile ilgili

veriler yongalama tekniği hakkında ipuçları vermektedir. Düz ve geniş topuklu

yongalama ürünlerinin baskın olması, kopma açılarının büyük oranda 90°’den büyük

olması ve belirgin vurma yumruları, endüstri içerisinde sert (taş) vurgaçla doğrudan

yongalamanın hakim olduğunu göstermektedir. Ayrıca ne çekirdekler ne de yongalar

üzerinde bir hazırlık işlemine işaret eden öğeler tespit edilmemiştir. Endüstri

içerisinde örs üzerinde yongalamaya dair de herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.

Ayrıca baskın hammadde olan radyolaritlerin boyut açısından da örs üzerinde

yongalamaya müsait olmadıkları görülmektedir.

Yongalama ürünleriyle ilgili yapmış olduğumuz son analizler boyut ölçümleri

olmuştur. Buna göre yongalama ürünlerinin ortalama uzunlukları 41,5, genişlikleri

37 ve kalınlıkları ise 14 mm olarak ölçülmüştür. Görüldüğü gibi Karain Alt Paleolitik

endüstrisi genel olarak küçük boyutlu bir endüstridir. Ancak analizlerimiz sırasında

nadir de olsa genel boyut standartlarının üzerinde parçalar da olduğu tespit edilmiştir.

Çok az sayıdaki söz konusu parçaları bir kenara koyduğumuzda yongalama

ürünlerinin standart uzunluklarının 20-50 mm aralığında değişkenlik gösterdiği tespit

edilmiştir. Söz konusu standart aralığı genişlikte 10-50 mm, kalınlıkta ise 0-20 mm

olarak ölçülmüştür. Endüstrinin küçük boyutlarda olmasının bilinçli bir tercihten

ziyade hammadde kaynaklı bir zorunluluk olduğu görülmektedir. Temel hammadde

kaynağı olan radyolaritin küçük çakıllar ya da tabletler halinde bulunduğunu

düşündüğümüz zaman yontmataş endüstrinin de küçük boyutlu olması kaçınılmaz bir

durumdur.

Teknolojik analizlerin ikinci aşaması çekirdekler üzerinde gerçekleştirilen

gözlem ve ölçümler olmuştur. Çekirdekler incelemiş olduğumuz endüstri öğelerinin

Page 235: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

%11,90’ını oluşturmaktadırlar. 69 adet çekirdek içerisinden hazırlanmış

diyebileceğimiz yalnızca 2 adet çekirdek tespit edilmiştir. Geriye kalan çekirdeklerin

tümü hazırlanmamış tip çekirdeklerdir. Hazırlanmış diyebileceğimiz tiplerden dikkat

çeken örnek ise bir Proto-Levallois çekirdektir. Bu parça endüstri içerisinde

Levallois tekniği çağrıştıran tek örnektir (Bölüm V – Levha.11/2).

Çekirdekler üzerindeki vurma düzlemleri, yongalama ürünlerine ait topuk

verileriyle paralellik taşımaktadır. Tüm çekirdeklerin %73,53’ü düz vurma

düzlemine sahiptirler. Ham vurma düzlemine sahip olan çekirdeklerin oranı ise

%10,29’dur. %11,76 oranına sahip olan parçalar ise hem düz hem de ham vurma

düzlemi taşımaktadırlar.

Çekirdekler, çıkarım yönleri itibariyle genel olarak üç gruba ayrılmaktadırlar.

Baskın olan grup çıkarım yönleri düzensiz olan çekirdeklerden oluşmaktadır

(%56,52). Düzensiz çıkarım yönüne sahip olan çekirdekleri tek (%23,19) ve

merkezcil (%13,14) yönlü çekirdekler takip etmektedir.

Çekirdekler üzerinde gerçekleştirilmiş olan son analizler boyut ölçümleridir.

Yapmış olduğumuz ölçümlere göre çekirdeklerin ortalama boyutlarının (uzunluk-

genişlik-kalınlık) 61x59x44 mm olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu standart

boyutların yanında 70 mm ve üzerinde yalnızca 3 adet parçanın olduğunu da

belirtmemiz gerekmektedir. Özellikle 107 (Bölüm V – Levha.12) ve 96 mm

uzunluklarındaki parçalar çekirdek standartlarının bir hayli üzerinde olan örnekler

olarak dikkat çekmektedirler. Bu spesifik örnekler dışında çekirdeklerin temel boyut

standardının 20-50 mm aralığında olduğu tespit edilmiştir.

Page 236: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Yontmataş endüstri öğeleri içerisinde tekno-tipolojik analizleri

gerçekleştirilmiş olan son grup ise aletlerden oluşmaktadır. 264 adet alet, tüm

yontmataş endüstri içerisinde %45,28’lik bir orana sahiptir. Söz konusu 264 adet

aletin 3 tanesi iki yüzeyli aletlerden oluşmaktadır. Bu iki yüzeyli aletlerden birisi

2007 yılı kazılarında 79. arkeolojik seviyeden ele geçmiş olan örnektir. Tabakası

bilinen bu örnek dışındaki diğer iki örnek Kökten kazılarında tespit edilmiş olan

parçalardır. Kökten’in Alt Paleolitik seviyelerden tespit etmiş olduğunu belirttiği iki

yüzeyliler olduğunu düşündüğümüz bu parçalar Yalçınkaya tarafından da incelenmiş

ve Acheulean evreye atfedilmişlerdir. Çalışmamız kapsamında gerçekleştirmiş

olduğumuz stratigrafik korelasyon (Sonuç 2. pragraf) ile birlikte Kökten ve

Yalçınkaya’nın vermiş olduğu bilgileri de göz önünde bulundurduğumuzda söz

konusu iki yüzeyli aletlerin çalışmış olduğumuz Alt Paleolitik seviyelerden gelmiş

olduğuna inanmaktayız.

Aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz teknolojik analizler yongalama

ürünlerinden elde etmiş olduğumuz sonuçlara paralellik göstermektedir;

Hammadde açısından baktığımızda yongalama ürünlerinde olduğu gibi aletler

içerisinde de baskın cinsin radyolarit olduğu görülmektedir. Ancak çok az da olsa

çakmaktaşı oranının arttığı anlaşılmaktadır. Yongalama ürünleri içerisinde

çakmaktaşlarının oranı %17,20 iken aletlerde bu oran %21,46 olarak karşımıza

çıkmaktadır. Ancak çok küçük orandaki bu artıştan yola çıkarak, alet üretiminde

çakmaktaşının daha fazla tercih edilmiş olabileceğine dair net bir yorum yapmak

mümkün değildir. Alet açısından da çok büyük oranda mevcut hammadde kaynağına

bağımlı kalındığı görülmektedir.

Page 237: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Yine yongalama ürünleriyle aletler arasında hammadde açısından bir diğer

benzerlik de aynı tip radyolaritlerin tercih edilmiş olmasıdır (Sonuç 5. pragraf). Söz

konusu radyolaritler karşılaşılan diğer radyolarit tiplerine göre daha az damarlı ve

yongalama işlemi açısından daha uygundurlar. Bu hammadde grubunda damar

taşımayan ve daha kaliteli olan parçaların oranı %77,83 olarak tespit edilmiştir.

Tüm alet tipleri açısından bakıldığında taşımalıkların çok büyük bir oranda

yongalardan oluştuğu görülmektedir (%85,44). Söz konusu parçalar içerisinde

kabuk/ham yüzey taşıyan (%49,78) ve taşımayan (%50,22) parçaların sayısı

neredeyse eşittir. Kabuk/ham yüzey taşıyan parçaların ise %94,59’u dış yüzleri

üzerinde çok küçük alanlarda (<1/2) kalıntı taşımaktadırlar. Dolayısıyla yontmataş

aletlerin (taşımalıkları yonga olan) büyük oranda çekirdeklerden alınmış olan ikincil

yongalar üzerine yapılmış oldukları anlaşılmaktadır.

Yontmataş endüstri içerisinde analizlerini yapmış olduğumuz aletlerdeki kırık

oranları çok yüksek değildir. Aletlerin %70,72’sinin sağlam olduğu tespit edilmiştir.

Geriye kalan alet örnekleri ise belli oranlarda kırıklar taşımaktadır. Yarısından fazla

alanı kırık olan parçaların oranı ise yalnızca %3,80’dir.

Aletler üzerinde gerçekleştirmiş olduğumuz diğer teknolojik gözlem ve

ölçümler topuk, kopma açısı ve vurma yumrularıyla ilgilidir. Söz konusu öğelerden

elde etmiş olduğumuz sonuçlar da yongalama ürünleri sonuçlarıyla benzerdir.

Proksimal kırık taşımayan aletler içerisinde düz topuğa sahip olan parçaları ham ve

kaldırılmış topuğa sahip olan parçalar takip etmektedir. Söz konusu kaldırılmış

topuğa sahip olan parçalarda ise topuk kaldırma işleminin herhangi bir fonksiyonel

amacı yoktur (örneğin sap düzenlemesi gibi…). Bu işlem, ya taşımalığı istenen

Page 238: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

forma sokmak için ya da kullanılacak olan kısmı düzeltilemek için

gerçekleştirilmiştir.

Aletler üzerinde gerçekleştirilmiş olan kopma açısı analizlerinde, ilgili kısmı

gözlemlenebilen parçaların %94,12’sinin 90°’den büyük kopma açılarına sahip

oldukları tespit edilmiştir. Söz konusu parçaların %72,29’u ise belirgin vurma

yumrularına sahiptir.

Yukarıda aletler açısından bahsetmiş olduğumuz topuk, kopma açısı ve

vurma yumrusu sonuçları, taşımalık üretiminde de aynı yongalama tekniğinin tercih

edilmiş olduğunu göstermektedir.

Yontmataş aletler açısından ikinci analiz kısmı tipolojiye yönelik olarak

gerçekleştirmiş olduğumuz alet tipleri ve düzelti analizleridir;

Karain Alt Paleolitik endüstrisinde tanımlanabilmiş aletler içerisinde tespit

etmiş olduğumuz en yoğun tipler kenar kazıyıcılar (%25,91), dişlemeli aletler

(%25,91), düzeltili yongalar (%17,27) ve çontuklu aletlerdir (%13,18). Bunlarla

birlikte bileşik aletler (%3,18) ve diğer aletler içerisinde incelemiş olduğumuz ham

sırtlı bıçaklar da (%3,64) önemli alet tipleri arasında yer almaktadırlar. Endüstri

içerisindeki bir diğer önemli tip ise iki yüzeyli aletlerdir. Söz konusu tipe ait 3 adet

örnek mevcuttur.

Tüm alet tipleri açısından bakıldığında pulcuklu düzeltilerin endüstri geneline

hakim oldukları görülmektedir (%39,85). Pulcuklu düzeltiye sahip olan parçaları

basamak pulcuklu düzeltili parçalar (%22,99) takip etmektedir. Endüstri içerisinde

gözlemlenen diğer temel düzelti tipleri ise kullanım (%10,34), kemirim (%9,58) ve

yongalama (%6,51) düzeltileridir.

Page 239: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Düzelti tipleri açısından en dikkat çekici tipler kenar kazıyıcılardır. Tüm

endüstri içerisinde baskın düzelti tipi pulcuklu düzeltiler olmasına rağmen kenar

kazıyıcılarda basamak pulcuklu düzeltilerin hakim olduğu görülmektedir. Kenar

kazıyıcıların %71,93’ü basamak pulcuklu düzelti taşımaktadır. Dişlemeli aletler ve

düzeltili yongalar ise genelde pulcuklu ve daha az sayıda da kemirim düzeltilerle

şekillendirilmişlerdir. Çontuklu aletlerin baskın düzelti tipi ise yongalama

düzeltisidir. Bu durumun en büyük nedeni çontuklular içerisindeki en yoğun grubun

Clactonian çontuklular olmasıdır. Söz konusu parçaların üzerinde yer alan çontuk

kısmı yongalama yoluyla elde edilmiştir.

Tekno-tipolojik verileri de göz önünde bulundurup yontmataş buluntuların

arkeolojik ve jeolojik seviyelere göre dağılımlarını anlamak açısından yapmış

olduğumuz analizlere göre endüstri öğeleri arasında belirgin bir ayrım tespit

edilememiştir. Seviyeler arasında kimi zaman buluntu yoğunluğu açısından

farklılıklar olsa da tekno-tipolojik verilere göre tüm seviyelerin benzer bir görünüm

sergiledikleri görülmektedir.

Çalışmamızın bazı bölümlerinde de belirttiğimiz üzere, yukarıda tekno-

tipolojik analiz sonuçlarını vermiş olduğumuz Karain Alt Paleolitik endüstrisi birçok

farklı kültürel özelliği bir arada barındırmaktadır. Belki de öncelikli olarak

belirtilmesi gereken en önemli noktalardan birisi, Alt Paleolitik seviyelerde tespit

etmiş olduğumuz Acheulean geleneğinin varlığıdır. 79. arkeolojik seviyeden tespit

edilmiş olan örnek ile yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi (Sonuç 2 ve 19. pragraflar)

Alt Paleolitik seviyelerden geldiği anlaşılan 2 adet iki yüzeyli alet Karain’in yonga

ağırlıklı endüstrisi içerisinde Acheulean geleneğinin de kesinlikle bilindiğini

göstermektedir. Karşılaştırmalar kısmında değinmiş olduğumuz gibi Karain’in Alt

Page 240: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Paleolitik seviyelerinde tespit etmiş olduğumuz bu durumun bazı örneklerine Levant

Bölgesi’nde de rastlamaktayız. Örneğin Hummal ve Revadim yerleşimlerinde zengin

küçük boyutlu yonga endüstrilerinin içerisinde oldukça az sayıda (birkaç adet)

Acheulean tip iki yüzeylilere rastlanmıştır. Bu durumu tanımlamak için Hummal

yerleşimindeki yontmataş topluluğu için Acheulo-Tayacian terimi tercih edilmiştir.

Az sayıdaki Acheulean kültür öğesi dışında Karain endüstrisi içerisinde

kanıtlarına rastlanan bir diğer kültür ise Tayacian’dir. Yukarıdaki tekno-tipolojik

analiz sonuçlarında belirtmiş olduğumuz pek çok özelliğe göre Karain endüstrisi

Levant Bölgesi’nde Tayacian’e atfedilen yerleşimlerin endüstrileriyle benzerlikler

taşımaktadır. Söz konusu benzerlikler özellikle hammadde tercihi, yongalama

teknikleri, yongalama ürün tip ve boyutları ile genel alet tiplerinde ortaya

çıkmaktadır. Ayrıca Levallois tekniğe rastlanmaması da diğer bir ortak özellik olarak

dikkat çekmektedir. Analizlerimiz sonucu tespit etmiş olduğumuz farklılıklar ise

yukarıda değinmiş olduğumuz iki yüzeylilerin varlığı ve bazı alet tipleri üzerindeki

düzelti çeşitlerinden kaynaklanmaktadır. Karain endüstrisi içerisindeki kenar

kazıyıcılar üzerinde görülen basamak pulcuklu düzelti (Quina tip) teknolojisi, genel

anlamda tekno-tipolojik benzerlikler taşıdığı Tayacian endüstrilerinden ayırmaktadır.

Tayacian kültüre atfedilen alet tiplerinde genel olarak pulcuklu ya da kemirim

düzeltilerin kullanılmış olduğu görülmektedir. Hatta çoğu zaman parçaların

kullanıma bağlı çentikler taşıdıkları belirtilmektedir. Tayacian’e atfedilen ve

basamak pulcuklu düzelti teknolojisinden bahsedilen nadir yerleşimlerden birisi

Revadim’dir.

Basamak pulcuklu düzelti teknolojisinin özellikle Yakındoğu açısından Alt

Paleolitik Dönem’in son evresinde görülen Acheulo-Yabrudian geleneği içerisinde

Page 241: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

yaygın olduğu bilinmektedir. Bu evrede görülen kenar kazıyıcılar genelde iri ve kaba

yongalar üzerine yapılmış ve basamak pulcuklu düzeltilerle şekillendirilmişlerdir.

Kenar kazıyıcılarda baskın olan tipler yatay ve yatık yöneşen tiplerdir. Karain’e

baktığımızda ise kenar kazıyıcılar üzerinde basamak pulcuklu düzeltiler hakim

olmasına rağmen baskın kazıyıcı tipleri tek kenar kazıyıcılardır. Ayrıca söz konusu

parçalar Acheulo-Yabrudian yerleşimlerde bariz bir şekilde en baskın alet

tipleridirler. Karain’de ise kenar kazıyıcılar dışındaki diğer alet tiplerinin de ciddi

oranlarda temsil edildiklerini söyleyebiliriz. Ayrıca Acheulo-Yabrudian

yerleşimlerde az oranlarda da olsa Levallois tekniğinin var olduğu bilinmektedir.

Analizlerini yapmış olduğumuz Karain endüstrisi içerisinde Levallois tekniğe ait

izlerle karşılaşılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu endüstriyi Acheulo-Yabrudian

periyoduna bağlamak da çok doğru değildir.

Kronolojik açıdan baktığımızda Karain Alt Paleolitik seviyelerine ait üst tarih

G.Ö. 370 – 400 bin olarak bilinmektedir. Alt tarih açısından ise herhangi bir bilgi

yoktur. Ancak söz konusu tarihin elde edilmiş olduğu üst seviyelerden ana kayanın

hemen üzerinde yer alan VI. jeolojik seviyeye kadar devam eden silsilede tekno-

tipolojik açıdan herhangi bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz mevcut tarihi de dikkate alığımızda Karain Alt

Paleolitik seviyelerinin G.Ö. 700 – 400 bin aralığında yer alan Levant Bölgesi’nin

Orta-Üst Acheulean ve Tayacian yerleşimleriyle çağdaş olduğu anlaşılmaktadır.

Tekno-tipolojik olarak da söz konusu kültürlere ait verileri barındırdığı

belirlenmiştir. Dolayısıyla Karain Alt Paleolitiğini belli bir kültüre atfetmektense

Acheulean ve Tayacian öğelerin bir arada bulunduğu kendine özgü bir kültür

topluluğu olarak kabul etmenin daha doğru bir düşünce olacağı kanaatindeyiz.

Page 242: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Bununla birlikte Türkiye’de karşılaştırma yapılabilecek buluntu topluluğu sayısı ve

kronolojik verilerin son derece az olması Alt Paleolitik Dönem’deki kültürel

süreçlerin Anadolu’da ne şekilde geliştiği konusunda büyük bir eksikliği ortaya

çıkarmaktadır. Şu ana kadar tespit edilmiş olan tabakalı Alt Paleolitik buluntular

birbirlerinden kopuk bir görünüm ortaya koymaktadırlar. Dolayısıyla kronolojik bir

devamlılığı ortaya koymak son derece güçtür.

Bahsetmiş olduğumuz kronolojik sıkıntılar, özellikle Acheulean kültürün

Türkiye topraklarındaki yayılımını ortaya koymak açısından da büyük bir engel

teşkil etmektedir. Mevcut Acheulean kanıtların çok büyük bir çoğunluğu yüzeyden

tespit edilmiş olan buluntulardır. Tabakalı olarak Acheulean kültür öğelerini sunan

yerleşimlerin ise mutlak tarihlendirmeler açısından eksiklikler taşıdığı görülmektedir.

Ayrıca buluntu yoğunluğu açısından bakıldığında bugün Türkiye’nin pek çok

bölgesinde Acheulean’in var olduğu bilinmekle birlikte söz konusu buluntuların

yayılımı hakkında çok az bilgi mevcuttur. Örnek olarak Ege Bölgesi’nde (Denizli)

tespit edilmiş olan Homo erectus kalıntıları (1.1 milyon yıl) ile 400 bin yıl

öncesindeki bir evreye ait Karain iki yüzeylilerini (Acheulean) aynı gruba atfetmek

mümkün değildir. Aradaki kronolojik farkı göz önünde bulundurduğumuzda söz

konusu kalıntıların farklı zamanlarda gerçekleşmiş olan göç hareketlerinin sonuçları

oldukları anlaşılmaktadır.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz durumları göz önünde bulundurduğumuzda

Alt Paleolitik Dönem açısından daha sağlıklı yorumlar yapabilmek için modern

yöntemlerle gerçekleştirilecek olan araştırma ve kazıların artması, aynı zamanda bu

çalışmalara paralel olarak sağlıklı tarihlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi

gerektiği kanaatindeyiz. Kültür öğelerinin yanında güvenilir kronolojik verilerin de

Page 243: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

varlığı önümüzdeki dönemlerde Türkiye Alt Paleolitiği açısından daha sağlıklı bir

çerçevenin oluşturulmasını sağlayacaktır.

Page 244: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

KAYNAKÇA

Aguirre, E., Pasini, G., 1985, “The Pliocene-Pleistocene Boundary”, Episodes 8,

s.116-120.

Akçar, N., Schlüchter, C., 2005, “Paleoglaciations in Anatolia: A Schematic

Review and First Results”, Eiszeitalter und Gegenwart 55, s. 102-121.

Andrefsky, W., 2005, Lithics Macroscopic Approaches to Analysis, Cambridge

University Press, UK.

Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1990, “Yarımburgaz 1988”, 11. Kazı

Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 9-38.

Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1991, “Yarımburgaz 1989”, 12. Kazı

Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 17-42.

Arsebük, G., Howell, F. C., Özbaşaran, M., 1992, “Yarımburgaz 1990”, 13. Kazı

Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 1-21.

Arsebük, G., 1996, “Trakya’da Eski Bir Yerleşim Yeri: Yarımburgaz Mağarası Alt

Paleolitik Çağ Bulguları”, Anadolu Araştırmaları XIV, s. 33-50.

Arsebük, G., Özbaşaran, M., 1999, “Pleistocene Archaeology at the Cave of

Yarımburgaz in Eastern Thrace/Turkey: Preliminary Results”, The

Palaeolithic Archaeology of Greece and Adjacent Areas içinde Bailey, G.N.,

Adam, E., Panagopoulou, C.P., Zachos, K. (eds.), s. 59-72.

Balkan-Atlı, N., Binder, D., Faydalı, E., 2002, “Kömürcü/Kaletepe Obsidiyen

Atölyesi 2000 Yılı Kazısı”, 23. Kazı Sonuçları Toplantısı I. Cilt, Kültür

Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi, s. 187-196.

Page 245: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Açıkgöz, F., 2006, “Kömürcü-Kaletepe, 2004”, 27.

Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm

Basımevi, s. 383-390.

Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Kuhn, S., Açıkgöz, F., 2007, “Kömürcü-Kaletepe

Paleolitik Dönem Kazıları, 2005”, 28. Kazı Sonuçları Toplantısı 2. Cilt,

Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm Basımevi, s. 125-140.

Balkan-Atlı, N., Slimak, L., Kuhn, S., Açıkgöz, F., 2008, “Kömürcü-Kaletepe

Obsidyen Atölyesi Paleolitik Dönem 2006 Yılı Kazısı”, 29. Kazı Sonuçları

Toplantısı 2. Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Dösimm Basımevi, s. 53-70.

Barkai, R., Lemorini, C., Shimelmitz, R., Lev, Z., Stiner, M. C., Gopher, A.,

2009, “A Blade for All Seasons? Making and Using Amudian Blades at

Qesem Cave, Israel”, Human Evolution, Vol.24 / No.1, s. 57-75.

Barzilai, O., Buller, A. M., Ackermann, O., 2006, “Kefar Menachem West: A

Lower Palaeolithic Site in the Southern Shephela, Israel”, Journal of the

Israel Prehistoric Society 36, s. 7-38.

Birman, J. H., 1968, “Glacial Reconnaissance in Turkey”, Geological Society of

America Bulletin, Vol. 79, s. 1009-1026.

Blackwell, B. A. B., Schwarcz, H. P., Farrand, W. R., Hundburg, J., Skinner, A.

R., Divjak, M. N., Blickstein, J. I. B., 2010, “Electron Spin Resonance

(ESR) and 230Th/234U Dating in The Lower Chamber at Yarımburgaz,

Turkey”, Culture and Biology at a Crossroads: The Middle Pleistocene

Record of Yarımburgaz Cave (Thrace, Turkey) içinde Howell, F. C., Arsebük,

G., Kuhn, S. L., Özbaşaran, M., Stiner, M. C. (eds)., ss.51-71, İstanbul.

Page 246: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Bordes, F., 1988, Typologie du Paleolithique Ancien et Moyen, C.N.R.S.

Chantre, E., 1898, Mission en Cappadoce 1893-1894, Paris.

Cita, M. B., Capraro, L., Ciaranfi, N., Di Stefano, E., Lirer, F., Maiorano, P.,

Marino, M., Raffi, I., Rio, D., Sprovieri, R., Stefanelli, S., Vai, G. B.,

2008, “The Calabrian Stage Redefined”, Episodes, Vol. 31, No. 4, s. 408-419.

Cohen, K. M., Gibbard, P., 2011, Global Chronostratigraphical Correlation Table

for the Last 2.7 Million Years, Subcommission on Quaternary Stratigraphy

(International Commission on Stratigraphy), Cambridge, England.

Copeland, L., 1983, “The Paleolithic Industries at Adlun”, Adlun in the Stone Age:

The Excavations of D.A. Garrod in the Lebanon 1958-1963 Part I içinde D.

A. Roe (eds.), s. 89-366.

Copeland, L., 2003, “The Tayacian of the Cordon Littoral, Ras Beırut (Lebanon)

and its Relations with Other Tayacian Sites in the Levant”, Paléorient,

Vol.29/2, s. 87-108.

Çiner, A., 2003, “Türkiye’nin Güncel Buzulları ve Geç Kuvaterner Buzul

Çökelleri”, Türkiye Jeoloji Bülteni, Cilt 46, Sayı 1, s. 55-78.

Çiner, A., Sarıkaya, M. A., 2013, “Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş,

Günümüz ve Gelecek”, Türkiye’de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji

içinde Volkan Ş. (eds.), ENİVA-Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı, İstanbul,

s.19-59.

Debénath, A., Dibble, H. L., 1994, Handbook of Paleolithic Typology – Volume

One: Lower and Middle Paleolithic of Europe, USA.

Page 247: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Dibble, H. L., McPherron, S. J. P., Chase P., Farrand, W. R., Debénath A.,

2006, “Taphonomy and the Concept of Paleolithic Cultures: The Case of the

Tayacian from Fontéchevade”, PaleoAnthropology 2006, s. 1-21.

Ehlers, J., Gibbard, P., 2008, “Extent and Chronology of Quaternary Glaciation”,

Episodes, Vol. 31, No. 2, s. 211-218.

Erkan, Y., 2000, Sedimanter Petrografi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları.

Eyice, S., 1978, “Tarihte Küçükçekmece”, Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları

Dergisi 6-7, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, s.57-120.

Gibbard, P., Head, M. J., 2009, “The Definition of the Quaternary System/Era and

the Pleistocene Series/Epoch”, Quaternaire 20(2), s. 125-133.

Gibbard, P. L., Head, M. J., Walker, M. J. C., The Subcommission on

Quaternary Stratigraphy, 2010, “Formal Ratification of the Quaternary

System/Period and the Pleistocene Series/Epoch with a Base at 2.58 Ma”,

Journal of Quaternary Science 25(2), s. 96-102.

Gradstein, F. M., 2012, “Introduction”, The Geologic Time Scale 2012 içinde F. M.

Grandstein, J. G. Ogg, M. D. Schmitz., G. M. Ogg (eds.), Elsevier, s. 1-29.

Güleç, E., Howell, F. C., White, T. D., Karabıyıkoğlu, M., 2002, “Anadolu’da İlk

İnsan İzleri: Dursunlu Alt Paleolitik Buluntu Yeri”, Antropoloji 15, s. 79-90.

Güleç, E., White, T., Kuhn, S., Özer, İ., Sağır, M., Yılmaz, H., Howell, F. C.,

2009, “The Lower Pleistocene Lithic Assemblage from Dursunlu (Konya),

Central Anatolia, Turkey”, Antiquity 83, s. 11-22.

Page 248: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Hammerschmidt, A., 1869, “Die Umgebung des See’s Kütschücktsehekmetché in

Rumelien”, Geologischen Reichsanstalt 30 September 1869 No.12, ss.263-

284.

Hilgen, F. J., Lourens, L. J., Van Dam, J. A., 2012, “The Neogene Period”, The

Geologic Time Scale 2012 içinde F. M. Grandstein, J. G. Ogg, M. D.

Schmitz., G. M. Ogg (eds.), Elsevier, s. 923-978.

Inizan, M. L., Roche, H., Tixier, J.,1992, Technology and Terminology of Knapped

Stone, Préhistoire de la Pierre Taillée Tome 3, France.

Jelinek, A. J., Farrand, W. R., Haas, G., Horowitz, A., Goldberg, P., 1973, “New

Excavations at the Tabun Cave, Mount Carmel, Israel 1967-1972: A

Preliminary Report”, Paleorient, Vol.1 No.2, s. 151-183.

Kansu, Ş. A., 1960, “İstanbul ve Trakya Bölgesinde Tarih Öncesi Araştırmaları:

Yarımburgaz Mağarası”, Belleten Sayı: 96 / Cilt: 24 – Haberler, s. 708-709,

TTK Basımevi-Ankara.

Kansu, Ş. A., 1963, “Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskan Tarihi

Bakımından Araştırmalar (1959-1962) – Recherches sur le Peuplement

Préhistorique dans la Région de Marmara et en Thrace Turque (1959-1962)”,

Belleten Sayı: 108 / Cilt: 27, s. 657-705, TTK Basımevi-Ankara.

Kansu, Ş. A., 1972, “Yarımburgaz Mağarasında TTK Adına Yapılan Prehistorya

Araştırmaları ve Tuzla Kalkolitiğinde Yeni Gözlemler”, TTK VII. Kongre

Raporları, s. 22-32, Ankara.

Page 249: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Kappelman, J., Alçiçek, M. C., Kazancı, N., Schultz, M., Özkul, M., Şen, S.,

2008, “First Homo erectus from Turkey and Implications for Migrations into

Temperate Eurasia”, American Journal of Physical Anthropology, Vol. 135,

Issue 1, s. 110-116.

Kartal, M., Karakoç, M., Erbil, E., 2015, “Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi

Yüzey Araştırması (I)”, 32. Araştırma Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, s. 9-26.

Kartal, M., Erbil, E., Karakoç, M., 2016, “Sakarya İli Tarih Öncesi Arkeolojisi

Yüzey Araştırması (II)”, 33. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, s. 387-

408.

Kazancı, N., 2012, “Kuvaterner Bilimi; Kapsamı ve Gelişimi”, Kuvaterner Bilimi

içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara Üniversitesi Yayınları,

Ankara, s. 1-15.

Kayan, İ., 1990, “Tarih Öncesi Yerleşme Yerleri Olarak Antalya Mağaralarının

Jeomorfolojik Özellikleri”, Ege Coğrafya Dergisi 5, s. 10-31.

Kökten, İ. K., 1957, “Antalya’da Karain Mağarasında Yapılan Tarihöncesi

Araştırmalarına Toplu Bir Bakış”, Türk Arkeoloji Dergisi, Sayı VII-1, s. 46-

48.

Kökten, İ. K., 1962, “İstanbul Batısında Eskitaş (Paleolitik) Devrine Ait Yeni

Buluntular”, Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Dergisi Cilt:20 / Sayı:3-4, s. 277-

278.

Page 250: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Kuhn, S. L., Arsebük, G., Howell, F. C., 1996, “The Middle Pleistocene Lithic

Assemblage from Yarimburgaz Cave, Turkey”, Paléorient Vol: 22 No: 1, s.

31-49.

Kuhn, S. L., 2002, “Paleolithic Archeology in Turkey”, Evolutionary Anthropology

11, s. 198-210.

Kuhn, S. L., 2010, “The Yarımburgaz Lithic Assemblage”, Culture and Biology at a

Crossroads: The Middle Pleistocene Record of Yarımburgaz Cave (Thrace,

Turkey) içinde Howell, F. C., Arsebük, G., Kuhn, S. L., Özbaşaran, M.,

Stiner, M. C. (eds), s. 93-129, İstanbul.

Le-Tensorer, J-M., Schmid, P., Muhesen, S., Al Sakhel, H., 2007a, Rapport

Préliminaire des Fouilles Préhistoriques de la Mission Syro-Suisse Concernant

les Gisements de Hummal et Nadaouiyeh (El-Kown, Syrie Centrale): Résultats

de la Campagne 2007, Institut de Préhistoire de L’Université de Bale Centre

de Recherches Tell Arida.

Le-Tensorer, J-M., Jagher, R., Rentzel, P., Hauck, T., Ismail-Meyer, K.,

Pümpin, C., Wojtczak, D., 2007b, “Long-Term Site Formation Processes at

the Naturel Springs Nadaouiyeh and Hummal in the El-Kown Oasis, Central

Syrie”, Geoarchaeology: An International Journal, Vol.22 No.6, s. 621-639.

Lebatard, A.-E., Alçiçek, C. M., Rochette, P., Khatip, S., Vialet, A., Boulbes, N.,

Bourlès, D. L., Demory, F., Guipert, G., Mayda, S., Titov, V. V., Vidal,

L., de Lumley, H., 2014, “Dating the Homo erectus Bearing Travertine from

Kocabaş (Denizli, Turkey) at least 1.1 Ma”, Earth and Planetary Science

Letters 390, s. 8-18.

Page 251: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Lisiecki, L. E., Raymo, M. E., 2005, “A Pliocene-Pleistocene Stack of 57 Globally

Distributed Benthic δ18O Records”, Paleoceanography, Vol. 20, Pa 1003, s.

1-17.

Maddy, D., Schreve, D., Demir, T., Veldkamp, A., Wijbrans, J. R., van Gorp,

W., van Hinsbergen, D. J. J., Dekkers, M. J., Scaife, R., Schoorl, J. M.,

Stemerdink, C., van der Schriek, T., 2015, “The Earliest Securely-Dated

Hominin Artefact in Anatolia?”, Quaternary Science Reviews 109, s. 68-75.

Malinsky-Buller, A., Grosman, L., Marder, O., 2011a, “A Case of Techno-

Typological Lithic Variability & Continuity in the Late Lower Palaeolithic”,

Before Farming: The Archaeology and Anthropology of Hunter-Gatherers,

2011/1 Article 3, s. 1-32.

Malinsky-Buller, A., Hovers, E., Marder, O., 2011b, “Making Time: ‘Living

Floors’, ‘Palimpsests’ and Site Formation Processes – A Perspective from the

Open-air Lower Paleolithic Site of Revadim Quarry, Israel”, Journal of

Anthropological Archaeology 30, s. 89-101.

Marder, O., Malinsky-Buller, A., Shahack-Gross, R., Ackermann, O., Ayalon,

A., Bar-Matthews, M., Goldsmith, Y., Inbar, M., Rabinovich, R., Hovers,

E., 2011, “Archaeological Horizons and Fluvial Processes at the Lower

Paleolithic Open-air Site at Revadim”, Journal of Human Evolution 60, s.

508-522.

Mascarelli, A. L., 2009, “Quaternary Geologists Win Timescale Vote”, Nature, Vol.

459/4, News, s. 624.

Page 252: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Mercier, N, Valladas, H., Froget, L., Joron, J-L., Ronen, A., 2000, “Datation par

Thermoluminescence Gisement Paléolithique de Tabun (Mount Carmel,

Israel)”, Earth and Planetary Sciences 330, s. 731-738.

Mercier, N, Valladas, H., 2003, “Reassessment of TL Age Estimates of Burnt Flints

from the Paleolithic Site of Tabun Cave, Israel”, Journal of Human Evolution

45, s. 401-409.

Neuville, R., 1931, “L’Acheuléen Supérieur de la Grotte d’Oumm Qatafa

(Palestine), L’Anthropologie XLI, s. 13-51.

Oakley, K. P., 1965, Man The Tool-Maker, London.

Otte, M., Yalçınkaya, I., Kozlowski, J., Bar-Yosef, O., Bayon, I. L., Taşkıran,

H., 1998, “Long-term Technical Evolution and Human Remains in the

Anatolian Palaeolithic”, Journal of Human Evolution, Vol.34 Number 4, s.

413-431.

Özçelik, K., Kartal, G., Fındık, B., 2016, “Denizli İli Prehistorik Dönem Yüzey

Araştırması”, 33. Araştırma Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, s. 377-396.

Özdoğan, M., 1988, “Yarımburgaz Mağarası 1986 Yılı Kazı Çalışmaları”, 5.

Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, s. 323-346.

Pawlikowski, M., 1995, “Karain and Öküzini Caves, Turkey General Geology of

Area Preliminary Report”, A. Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama

Merkezi Dergisi, s.3 1994’den ayrıbasım, s. 351-36.

Penck, A., Brückner, E., 1909, Die Alpen im Eiszeitalter, 3 vols, Leipzig, C. H.

Tauchnitz.

Page 253: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Pillans, B., Naish, T., 2004, “Defining the Quaternary”, Quaternary Science

Reviews 23, s. 2271-2282.

Pillans, B., Gibbard, P., 2012, “The Quaternary Period”, The Geologic Time Scale

2012 içinde F. M. Grandstein, J. G. Ogg, M. D. Schmitz., G. M. Ogg (eds.),

Elsevier, s. 979-1010.

Ronen, A., 2006, “The Oldest Human Groups in the Levant”, Palevol, Vol.5, Issues

1-2, s. 343-351.

Saraç, G., 2001, “Anadolu’nun Bilinen En Eski Sakinleri”, Mavi Gezegen Popüler

Yerbilim Dergisi 04, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, s.12-17.

Saraç, G., 2012, “Kuvaterner Memeli Faunaları ve Türkiye Örnekleri”, Kuvaterner

Bilimi içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara Üniversitesi Yayınları,

Ankara, s. 103-137.

Sarıkaya, M. A., 2012, “Kuvaterner Buzullaşmaları; Yayılımı ve Zamanlaması”,

Kuvaterner Bilimi içinde N. Kazancı ve A. Gürbüz (eds.), Ankara

Üniversitesi Yayınları, Ankara, s. 41-58.

Shea, J. J., 2013, Stone Tools in the Paleolithic and Neolithic Near East – a Guide,

Cambridge University Press.

Slimak, L., Kuhn, S. L., Roche, H., Mouralis, D., Buitenhuis, H., Balkan-Atlı,

N., Binder, D., Kuzucuoğlu, C., Guillou, H., (2008), “Kaletepe Deresi 3

(Turkey): Archaeological Evidence for Early Human Settlement in Central

Anatolia”, Journal of Human Evolution 54, s. 99-111.

Page 254: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

Subcommission on Quaternary Stratigraphy, 2013, Business Meeting Strati 2013,

Report, Lisbon/Portugal 5th July 2013.

Sür, A., Sür, Ö., Yiğitbaşoğlu, H., 2001, Mineraller ve Kayaçlar, Ankara.

Taşkıran, H., 1990, Biçimsel Tipoloji Açısından Anadolu İki Yüzeyli Aletleri,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi.

Taşkıran, H., 2007, “The Supply Areas of Karain Cave in Southwest Anatolia”, Bar

International Series 1725, s. 207-211.

Tryon, C. A., Amelia, M., Logan, V., Mouralis, D., Kuhn, S., Slimak, L., Balkan-

Atlı, N., (2009), “ Building a Tephrostratigraphic Framework for the

Paleolithic of Central Anatolia, Turkey”, Journal of Archaeological Science

36, s. 637-652.

Turoğlu, H., 2011, Buzullar ve Buzul Jeomorfolojisi, İstanbul.

Yalçınkaya, I., 1989, Alt ve Orta Paleolitik Yontmataş Endüstrileri Biçimsel

Tipolojisi ve Karain Mağarası, TTK Yayınları VI. dizi, sayı. 29, Ankara.

Page 255: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

LEVHALAR

BÖLÜM III / Levha.1: Neojen / Kuvaterner sınırını gösteren jeoloji tablosu (Hilgen

ve diğ., 2012: 946).

Page 256: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM III / Levha.2: Küresel kronostratigrafik korelasyon tablosu (Cohen ve

Gibbard, 2011).

Page 257: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM III / Levha.3: Denizel İzotop Serileri – MIS

(Lisiecki ve Raymo, 2005).

BÖLÜM IV / Levha.1: Türkiye’nin en eski

Paleolitik Çağ buluntusu (Chantre, 1898: 131).

Page 258: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.2: Dursunlu’nun konumu

BÖLÜM IV / Levha.3: Kaletepe Deresi 3’ün konumu.

Page 259: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.4: Kaletepe Deresi 3 yerleşiminin konumu

(Tryon ve diğ., 2009:638).

BÖLÜM IV / Levha.5: Kaletepe Deresi 3 stratigrafisi

(Slimak ve diğ., 2008: 101).

Page 260: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.6: III. tabaka çekirdek ve kazıyıcı

(Balkan-Atlı ve diğ., 2007: 137).

BÖLÜM IV / Levha.7: IV. tabaka’ya ait çok yüzeyli alet

(Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 68).

Page 261: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.8: Kıyıcı-satır - BÖLÜM IV / Levha.9: IV. seviye’den

Aşağı Kesit IV. tabaka riyolit kıyıcı

(Balkan-Atlı ve diğ., 2008: 66). (Slimak ve diğ., 2008: 106).

BÖLÜM IV / Levha.10: IV. seviye’den obsidiyen çekirdek

(Slimak ve diğ., 2008: 106).

Page 262: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.11: V. seviyeden obsidiyen el baltası

(Slimak ve diğ., 2008: 107).

BÖLÜM IV / Levha.12: V. seviyeden nacaklar –

(1) Obsidiyen nacak, (2) Andezit nacak (Slimak ve diğ., 2008: 107).

Page 263: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.13: Kaletepe Deresi 3 – VI. seviyeden

ikiyüzeyli aletler (Slimak ve diğ., 2008: 108).

BÖLÜM IV / Levha.14: Yarımburgaz Mağarası’nın konumu.

Page 264: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.15: Yarımburgaz Mağarası’nın planı –

Aşağı ve Yukarı Mağara (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 61).

Page 265: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.16: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem düzeltili

yonga aletleri (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 66).

Page 266: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.17: Yarımburgaz

Mağarası satır / kıyıcılar (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 67).

BÖLÜM IV / Levha.18: Yarımburgaz

Mağarası satır / kıyıcılar (Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 68).

Page 267: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM IV / Levha.19: Yarımburgaz Mağarası Alt Paleolitik Dönem çekirdekleri

(Arsebük ve Özbaşaran, 1999: 69).

Page 268: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.1: Karain E / V.2 birimi.

BÖLÜM V / Levha.2: Karain E / V.3 ve VI. birim arasındaki boşluk.

Page 269: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.3: Karain E gözü tabanı

Page 270: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.4: Karain E stratigrafisi içerisinde Alt Paleolitik kesitten bir

örnek.

Page 271: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.5: Alt Paleolitik seviyelerin kazılmış olduğu plankareler.

BÖLÜM V / Levha.6: 1. grup radyolarit cinsleri.

Page 272: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.7: Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilen kırık sayı ve

çeşitleri.

BÖLÜM V / Levha.8: Yongalama ürünleri üzerinde tespit edilen topuk tipleri.

BÖLÜM V / Levha.9: Kopma açısı.

Page 273: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.10: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örnekleri.

Page 274: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.11: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örnekleri.

BÖLÜM V / Levha.12: Karain E Alt Paleolitik çekirdek örneği.

Page 275: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.13: Karain E Alt Paleolitik kenar kazıyıcılar.

Page 276: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.14: Karain E Alt Paleolitik kenar kazıyıcılar.

Page 277: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.15: Karain E Alt Paleolitik dişlemeli aletler.

Page 278: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.16: Karain E Alt Paleolitik düzeltili yongalar.

BÖLÜM V / Levha.17: Karain E Alt Paleolitik çontuklu aletler.

Page 279: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.18: Karain E Alt Paleolitik bileşik aletler.

Page 280: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.19: Karain E Alt Paleolitik ham sırtlı bıçaklar (1, 2), kullanılmış

yongalar (3-5), mikro taş delgiler (6, 7), omurgalı ön kazıyıcı (8), kullanılmış

çekirdek (9).

Page 281: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.20: Karain E Alt Paleolitik iki yüzeyli aletler.

Page 282: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.21: Karain E Alt Paleolitik iki yüzeyli alet.

BÖLÜM V / Levha.22: Karain E Alt Paleolitik kıyıcı (1) ve kıyıcı alet (2).

Page 283: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.23: Karain E Alt Paleolitik düzeltili çekirdek (1), kullanılmış

parça (2), kısmi düzeltili dilgi (3), Tayac ucu (4) ve gaga alet (5).

Page 284: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.24: Endüstri öğelerinin jeolojik ve arkeolojik seviyelere göre

dağılımı.

K19 K18 K17 J19 J18 J17 J16 J15 J14 J13 I19 I18 I17 I16 I15 I14 G13

43 1

53 1

54 2

55 5

56 9

57 11

58 11

59 11

60 11

61 11

62 11

63 12

64 12

65 12

66 12

67 12

68 12

69 13

70 13

71 13

72 13

73 13

74 13

75 14

76 14

77 14

78 14

79 14

80 14

81 14

82 14

83 13

84 13

85 12

86 13

87 13

88 13

89 13

90 12

91 6

YONTMA ARTIĞI

PLANKARELER

A

R

K

E

O

L

O

J

İ

K

S

E

V

İ

Y

E

L

E

R

K

A

Z

I

L

A

N

P

L

A

N

K

A

R

E

S

A

Y

I

S

I

YONGALAMA ÜRÜNÜ+ALET+YONTMA ARTIĞI

Page 285: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM V / Levha.25: Yontmataş Aletlerin arkeolojik seviyelere göre dağılımı.

12

34

56

78

91

01

11

21

31

41

51

61

71

81

92

02

12

22

32

42

52

62

72

82

93

03

13

23

33

43

53

63

73

83

9

53

11

1-1

0.4

0/-

10

.50

54

-10

.50

/-1

0.6

0

55

1-1

0.6

0/-

10

.70

56

21

11

-10

.70

/-1

0.8

0

57

11

11

11

-10

.80

/-1

0.9

0

58

2-1

0.9

0/-

11

.00

59

11

11

-11

.00

/-1

1.1

0

60

11

1-1

1.1

0/-

11

.20

61

11

11

2-1

1.2

0/-

11

.30

62

11

-11

.30

/-1

1.4

0

63

11

1-1

1.4

0/-

11

.50

64

11

1-1

1.5

0/-

11

.60

65

3-1

1.6

0/-

11

.70

66

11

3-1

1.7

0/-

11

.80

67

11

21

11

11

-11

.80

/-1

1.9

0

68

11

-11

.90

/-1

2.0

0

69

11

13

2-1

2.0

0/-

12

.10

70

11

11

21

11

1-1

2.1

0/-

12

.20

71

11

21

13

-12

.20

/-1

2.3

0

72

21

11

21

-12

.30

/-1

2.4

0

73

21

13

13

-12

.40

/-1

2.5

0

74

12

11

22

21

11

-12

.50

/-1

2.6

0

75

32

17

31

11

12

12

-12

.60

/-1

2.7

0

76

12

34

11

14

-12

.70

/-1

2.8

0

77

11

42

11

4-1

2.8

0/-

12

.90

78

12

12

12

2-1

2.9

0/-

13

.00

79

12

24

31

11

11

13

-13

.00

/-1

3.1

0

80

12

21

11

31

11

21

4-1

3.1

0/-

13

.20

81

12

11

15

21

-13

.20

/-1

3.3

0

82

21

11

21

11

-13

.30

/-1

3.4

0

83

21

-13

.40

/-1

3.5

0

84

11

-13

.50

/-1

3.6

0

85

11

-13

.60

/-1

3.7

0

86

1-1

3.7

0/-

13

.80

87

1-1

3.8

0/-

13

.90

88

-13

.90

/-1

4.0

0

89

1-1

4.0

0/-

14

.10

90

-14

.10

/-1

4.2

0

91

1-1

4.2

0/-

14

.30

78

-86

1

YO

NT

UK

ÇA

KIL

LA

R

YO

NT

MA

TA

Ş

A

LE

T

TİP

LE

KO

T

A R K E O L O J İ K S E V İ Y E L E R

KE

NA

R K

AZ

IYIC

ILA

R

DİŞ

LE

ME

AL

ET

LE

R

ZE

LT

İLİ

YO

NG

AL

AR

ÇO

NT

UK

LU

AL

ET

LE

R

HA

M S

IRT

LI

BIÇ

AK

LA

R

İKİ

ZE

YL

İ A

LE

TL

ER

Page 286: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.1: Bizat Ruhama yerleşiminden Alt Paleolitik aletler: 1-5 –

Delici aletler; 6-7 – Kenar kazıyıcılar.

BÖLÜM VI / Levha.2: Kefar Menachem - Yonga aletler (Barzilai ve diğ., 2006:26).

Page 287: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.3: Kefar Menachem – Kazıyıcılar, dişlemeliler ve çoklu aletler

(Barzilai ve diğ., 2006:27).

Page 288: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.4: Hummal 13-18 içerisinden ele geçmiş olan Acheulean iki

yüzeyliler (Le-Tensorer ve diğ., 2007a: 30).

BÖLÜM VI / Levha.5: Ras Beirut yontmataş örnekleri (Copeland, 2003: 100).

Page 289: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.6: Ras Beirut yontmataş örnekleri (Copeland, 2003: 101).

BÖLÜM VI / Levha.7: Bezez C (Alt) Tayacian tip aletler ve çekirdekler (Copeland,

1983: 193).

Page 290: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.8: Bezez C (Üst) Acheulo-Yabrudian tip aletler (Copeland,

1983: 189).

BÖLÜM VI / Levha.9: Revadim C1-4 yontmataş alet örnekleri: 1 – Düzeltili parça,

2 – Delici, 3 – Ön kazıyıcı, 4-5 – Düzeltili parçalar, 6 – Çoklu alet (Ön kazıyıcı-

Kenar kazıyıcı), 7 – Düzeltili parça, 8-9 – Kenar kazıyıcılar (Malinsky-Buller ve diğ.,

2011: 23).

Page 291: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

BÖLÜM VI / Levha.10: Bahsedilen Levant Bölgesi yerleşimleri.

BÖLÜM VII / Levha.1

Page 292: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/31974/AYDIN.pdf · Alt Pleistosen 8 III.2. Orta Pleistosen 12 IV. TÜRKİYE’DEKİ TABAKALI

ÖZET

Tekno-tipolojik analizleri yapılmış olan Alt Paleolitik yontmataş buluntu

topluluğu, düzeltisiz parçalar (%42,88), aletler (%45,28), çekirdek ve çekirdek

parçalarından (%11,84) oluşmaktadır. Bunlar dışında 4184 adet yontma artığı tespit

edilmiştir.

Düzeltisiz parçalar büyük bir oranda (%94,80) basit yongalardan

oluşmaktadır. Endüstri içerisinde Levallois tekniği tespit edilmemiştir. Düzeltisiz

parçaların büyük çoğunluğu düz topuklu, 90°’den büyük kopma açısına sahip ve

belirgin vurma yumrulu parçalar içermektedir. Çekirdekler içerisinde ise baskın

tipler hazırlanmamış ve şekilsiz çekirdeklerdir. Yongalama yönleri genelde çok

yönlüdür.

Yontmataş aletler içerisinde baskın grubu kenar kazıyıcılar ve dişlemeli

aletler oluşturmaktadır. Bunlar dışındaki temel tipler ise düzeltili yongalar, çontuklu

aletler ve bileşik aletlerdir. Ayrıca üç adet Acheulean tip iki yüzeyli alet tespit

edilmiştir.

G.Ö. 370 – 400 bin ve daha öncesindeki bir sürece ait olan yontmataş

endüstrinin genel özelliklerine bakıldığında Acheulean ve Tayacian kültür öğelerini

bir arada barındırdığı görülmektedir.

SUMMARY

The Lower Paleolithic chipped stone assemblage which analizied techno-

typologically consist of unretouched pieces (%42,88), tools (%45,28), cores and core

fragments (%11,84). Except these pieces, 4184 end-products were identified.

Non-retouched pieces are mostly consist of simple flakes (%94,80). There is

no evidence of Levallois Technology. Most of the non-retouched pieces have plain

butts, wider than 90° flaking angels and the pronounced bulbs. Among the cores, the

dominant types are unprepared and amorphous cores. Flaking directions are usually

multi-directional.

Side scrapers and denticulates are the dominant types among the stone tools.

Besides these, main types are retouched flakes, notches and combined tools. Also

three Acheulean bifaces have detemined.

It appears that Acheulean and Tayacian Culture elements are exist together

when exemined the general characteristics of the chipped stone industry in 370 – 400

Ka and previous years before present.