438
Kürt Ulusal Sorunu-2 Teorik Prograatik Perspektifler ve Siyasal Değerlendireler EK SE N Y A Y I CJLIK

Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt Ulusal Sorunu-2

� Teorik

Prograınatik

Perspektifler

ve

Siyasal

Değerlendirıneler

� �E K SE N Y A Y I CJLIK

Page 2: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt Ulusal Sorunu-2 Teorik-Programatik Perspektifler

ve Siyasal Değerlendirmeler

EKSEN YAYINCILIK

EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti Laleli Caddesi, No: 52/5

Aksaray/İstanbul Tel: (2 12) 638 28 83 Fax: (2 1 2) 5 17 39 49

Page 3: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Baskı Tarihi: Eylül '97 Baskı: Ceylan Matbaacı l ık

ISBN 975-7271 -12-8 (Tk) ISBN 975-727 1 -14-4 (2. cilt)

Page 4: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

İÇİNDEKİLER

7 Sunuş

9 I; BÖLÜM

Teorik ve Programatik Perspektifter

11 Dünya ve Türkiye: Durumdan Çizgiler 17 EKiM 3. Genel Konferansı Bildirisi'nden .. . 22 EKiM 3. Genel Konferansı

Ulusal Hareket ve "Siyasal Çözüm" üzerine 44 EKİM. 3. Genel Konferansı (Tutanaklar)

·

Ulusal Hareket; Sorunlar ve Görevler 75 Türkiye'nin Yakın Tarihinde Bir Dönemin Sonu 77 Devrimci ve Devrimci Çözüm 82 Devrim. Dışında Çözüm Yoktur! 85 Güncel Gelişmeler ve Devrimci Görevler

91 II. BÖLÜM

PoJemikler ve Siyasal Perspektifler

93 İP'in ipliği 1 ll Kürt Sorununa Çözümler t 1 6 Emperyalizmin Kürt Politikası ve PKK 122 Özgürlük M ücadelesinin 10. Yılı 127 Sorunlar ve Sorumluluklar 129 Siyasal Süreçlerde Tikanma 136 Sermayenin. Kontrgerilla Cumhuriyeti 141 Türkiye Halkıyla Devrime �e ! . . 149 Düzene "Sol''dan Şovenist Payanda 157 Kürt Sorunu ve_ EMEP Oportünizmi 161 Şovenizme KarŞı Mücadele

Page 5: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

III. BÖLÜM

Siyasal Değerlendirmeler

173 Yerel Seçimler Yaklaşırken 1 7 8 Yerel Seçimlere Boykot 1 83 Kürt Halkına Tam Destek 1 88 Kirli Savaşın İktisadi Yönü 1 93 Kirli Savaşın Kaynakları 1 97 Kürt Halkı Devrimci Mücadelede Israr Etmelidir 202 Kirli Savaşın Yeni Adımı: Toplama Kampları 207 Kirli Savaş Ortamında Yeni Bir Oyun 2 1 2 İki Olayın Gösterdikleri 2 1 7 Devletin Kürt Politikası Açısından Son Geli�meler 222 TOBB Raporu: "Devrimci Özünü Boşalt ve Ehlileştir" 226 Siyaıial Tabloda Gelecek Görüntüleri 23 1 Çözüm Devrimde, Kurtuluş Sosyalizmde! 241 Saldırıya Karşı Birleşik Direniş! 245 İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği ! 248 Refahyol Hükümetinin Kürt Halkına Karşı Savaş Gündemi 260 "Siyasal Çözüm" ve Reformİst Hayaller 264 Kürt Halkı Direnerek Kazanacaktır 267 · Ulusal Köleliğe Karşı Mücadele Emperyalizme

Karşı Mücadeleden Ayrılmaz · 274 Ordu, İrtica ve Ulusal Hareket

IV. BÖLÜM

HEP'den HADEP'e ...

283. DEP Kapatıldı 286 DEP Davası: Yargılanan Kürt Halkıdır 290 Seçimler ve Sol Hareket 298 Seçimler ve Reformist Sol 303 Devlet Bunu Hep Yapıyor!

Page 6: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

V. BÖLÜM

Güney Kürdistan

311 KDP-YNK Çatışması 317 Sömürgeci Devletin Güney Kürdistan İşgali 320 Türk Ordusu Kürdistan'dan Dışarı ! 325 Bataklıkta Bir Çırpınış 329 Türk Ordusu Kürdistan' dan Defolsun! 333 Güney Kürdistan 'da Devrimci Atıl ım 342 Ortadoğu Halklarına Çevrilmiş Emperyalist Namlu 353 Emperyalizmin Ortadoğu Hükümranlığı 356 Güney Kürdistan Üzerinde Kirli Oyunlar 365 Devrimi Boğma Planları 370 Emperyalizm Ortadoğu 'dan Defol! 373 Kirli Ellerinizi Kürdistan •dan Çeki n! 376 Türk Burjuvazisi Emperyalist Hayaller Peşinde 380 Güney Kürdistan ve İflas Eden "Ulusal Birlik" Hayalleri 385 ABD-Türkiye-İsrai l ittifakı 391 Türk Devletiı:tin Türkmenlere Dönük İkiyüzlü Politikası 400 "Turan" Atının Dizginleri Kimin Elinde? 403 "ihanet Belası" Bu Kez Aşılacak mıdır? 410 Güney Kürdistan İşgali; Sorunlar ve Sorumluluklar

EKLER

419 Güney Savaşı ve Sol 423 Zorla Göçün Sosyal Sonuçları ve Devrimci imkanları 433 Özgür Basın Susturulamaz!

Page 7: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 8: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

SUNU Ş

Komünist hareketin Kürt ulusal sorununa ili�kin teorik pers­pektiflerini ve politik değerlendirmelerini içeren ilk derleme ki-tup, Ocak 1994 'te yayınlandı. Okurun yoğun ilgisinin bir kanıtı olarak bu ilk baskı yaklaşık bir yıl içinde tükendi. 1995 ba�ından beri yeni bir baskı, ya da genişletilmiş bir ikinci baskı, gündem-deydi. Bu ihtiyacın karşılanması çeşitli nedenlerle bugüne dek ertelendi.

Aradan geçen iki yılı aşkın gecikme, komünist hareketin bu aynı zaman dilimi içindeki yeni ürünleri nedeniyle geni�letilmi� bir ikinci baskı-sınırlarını aştı. Toplam birikimi iki kitap halinde düzenlemek, teknik açıdan bir zorunluluk haline geldi.

Okurun bir bölümünün 1994 Ocak'ına kadarki metinleri içeren kitaba şimdiden sahip olduğu gözetilerek, bu durum iki kitap halin­deki düzenlernede esa<; alındı. Bu 1. kitabın Ocak 1994' kadar olan metinleri içerdiğini gösterir. Bu durumda 2. kitap ise, doğal olarcık bunu izleyen �önemin, Ocak 1994 sonrasının metinlerini içermektedir. Bunun beraberinde getirdiği bir başka zorunluluk ise, bu yeni dönemin metinlerini de ı. kitaptakine benzer bir iç sınıflandırmaya tabi tutmak olmuştur.

Bugün ı. kitabın ilk baskısına okurların gösterdiği çok özel ilgi, komünist hareketin Kürt ulusal sorununa ilişkin değerlen­dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir, daha açık bir ifadeyle, aynı temel ideolojik ve ilkesel yaklaşımın sorunun sonraki seyrine uygulanmasından başka bir şey değildir. Bu gerçek burada kitabın içeriğine ilişkin bir şeyler söylemeyi bir ihtiyaç olmaktan çıkannaktadır.

Eylül '97

Page 9: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

I. Bölüm

Teorik ve Programatik

Perspektifler

Page 10: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 11: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Dünya ve Türkiye: Durumdan çizgiler

_(Parça)

Toplumsal kaynaşmalar ve üç başlıca hareket

Kapitalist gelişme tümüyle emperyalizmin güdümündeydi ve buna kaynakların açgöziü bir yağmalanması ile yoğun bir sömü­rü eşlik etmekteydi. Bu süreç işçi ve emekçilerin· tepkisini ve mücadelelerini doğurmakta gecikmedi; Cumhuriyet tarihinde ilk kez olarak kentin modem alt sınıfiarına dayalı büyük kitle hare­ketleri doğdu. '60'1ı ve '70'li yılların ikinci yanlarına damgasını vuran bu hareketlerde, üç belli başlı sosyal-siyasal hareket belirgin biçimde ortaya çıktı. İşçi sınıfı hareketi, küçük-burjuva demokratik hareket ve Kürt yurtsever hareketi.

Bunlardan ilki, işçi sırufı hareketi her iki dönemde de kendi siyasal önderliğini bulamadı ve devrimci bir politik gelişme süreci yaşayamadı. Her iki dönemde de burjuva ya da küçük-burjuva reformisı akımların ideolojik ve örgütsel denetiminde kaldı. ileri

ll

Page 12: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

işçiler katmanı sosyalizm adına burjuva ve küÇük-burjuva sos­yalizmi fikirleriyle yüzyüze kaldı .

Büyük bir kitlesel hareketl i l ik olarak kendini ortaya koyan küçük-burjuva demokratik hareket ise, devrimci ve reformİst kanatlarıyla güçlü bir politik temsil olanağına her iki dönemde de sahip oldu. Böylece politik ve örgütsel olarak gelişip serpil­me olanağı buldu. 12 Mart'ta ezildiği halde, '74'den itibaren daha güçlü ve .daha yaygın, politik bakımdan ise çok daha etkin bir biçimde ikinci bir büyük gelişme dalgası yaşadı . Ne var ki, 1 2 Eylül karşı-devrimi, küçük-burjuva katmanların mücadele gücü­nü ve coşkusunu kırdı. İki yükseliş ve onu izleyen iki karşı-devrim döneminin ağır yükü küçük-burjuva katmanları yordu, şevk ve heyecanını tüketti, onları siyasal yaşamın gerisine itti . Bu, bu hareketin temsi lcisi durumundaki akımların saflannda büyük bir parçalanma ve dağılmaya yolaçtı. Geçmişte devrimci l ik bayrağı taşıyan insan kitlelerinin ezici bir çoğunluğu, düzenin uysal ek­lentileri haline geldiler ya da sosyal-demokra'>inin kadro ihtiyacı­nın kaynağına dönüştüler.

Üçüncü bir temel toplumsal hareket olarak Kürt yurtsever hareketi ise, i lk gücünü ve oluşumunu kent küçük-burjuvazisi i le büyük kentlerde okuyan Kürt öğrenci kitlesi içinde buldu. Dev­rimci ve reformisı kesimleriyle K ürt sol akımları, ideolojik-politik gelişmelerini ve ilk örgütsel şekil lenmelerini bu politik taban üze­rinde, öğrenci gençlik ve kent küçük-burjuvazisinin öteki aydın­lanmış kesimleri içinde yaşadılar. 1 2 Eylül 'ü izleyen dönemde reformİst kesimler büyük ölçüde yozlaşıp tasfiye olurl arken, devrimci kanat PKK şahsında ulusal hareketin ası l kaynağına, Kürt köylülüğüne ulaşmayı tam da 1 2 Eylül 'ü izleyen bu zor dönemde başardı. Kürt halkının onlarca yıl l ık devrimci ulusal birikimini büyük bir başarıyla açığa çıkardı. B u, Kürt yurtsever hareketini u l us lararası bir kuvvet hal ine getirdi ve özgürlük mücadelesini şöyle ya da böyle bir çözümü dayatan gelişme dü­zeyine u laştırd ı .

Bugün Kürt u lusal hareketi kendi doğasına uygun düşen heterojen sosyal-siyasal kuvvetlerle kendi mecrasında i lerliyor.

12

Page 13: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Geleneksel devrimci-demokratik hareketten kök alan, onun do­laysız uzantıları olan geleneksel sol grupların büyük bölümü ise bunalımı, tıkanıkl ığı ve tasfiyeyi yaşıyorlar. İçlerinden bazıları şimdiden tasfiye olmuş durumdalar. Diğer bazı ları sorunları örtmeyi , erteleyip biriktirmeyi bugüne kadar bel l i ölçülerde ba­şardılar. Fakat buna hem sürekli bir ideolojik ve örgütsel erozyon (tasfiye) eşlik etti. Daha da kötüsü, şu veya bu yolla ertelenip biriktirilen sorunların toplu bir faturaya dönüşmesi, bir parçalan­ma ve dağılınayla sonuçlanınası bu gruplar için büyüyen bir risk haJine geldi. Demek oluyor ki, kısa dönemli aldatıcı bir ba�arı­nın bedel i günü gelecek ağır ödenecektir. Küçük-burjuva de­mokratik hareketin bazı temsilcileri ise, soınutta Devrimci Sol, küçük-burjuva katmanların hala diri ve dirençli öğelerinden bes­Ienmeyi başararak, yeni dönemde geçmişin devriınci ruhunu bir ölçüde sürdürmektedirler.

İşçi sınıfı hareketine gelince. Bu hareketin yeni dönemde gösterdiği geniş katı l ımlı ve uzun süreli eylemlil ik, işçi sın ıfının toplumsal muhalefetin en diri, canlı ve soluklu gücü olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koymuştur. İşçi sınıfının toplumdaki yeri, harekete geçme yeteneği , taşıdığı eylem enerjisi üzerine hiç bir tanışma kalmamıştır. Bu hareketin tüm sorunu, devrimci bir pol i­t ik ve örgütsel gelişmeyi hala yaşayamamış olması, hala da ken­disinin taşıdığı büyük mücadele enerj isini kucaklayacak ve temel pol itik hedeflere yönlendirecek bir devrimci sınıf öncüsüyle buluşamamış olmasıdır. Bu sorun, bir başka yönden, komünist hareketin sorunudur. Komünist hareket bugün sınıfın önderl ik ihtiyacını karşılayacak bir ideolojik ve örgütsel gelişme düze-yine ulaşma özel çabası içindedir. '

İşçi sınıfı 12 Eylül dönemini izleyen kitlesel hareketlil iğin temel gücü ve tartışmasız ekseni hal ine gelerek, toplumsal mu­halefet ve mücadelenin yeni bir dönemini başlatmış oldu. Eğer devrimci sınıf programı ve perspektifleriyle donanmış komünistler sınıf hareketiyle ciddi bir buluşmayı başarabilirlerse, bu da Tür­kiye'nin devrimci siyasal mücadele tarihinde, tümüyle yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

13

Page 14: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

( . . . ) Toplumları derin acılar içinde tüketen bu kısır döngüden,

devrim dışında bir çıkış yolu yoktur. Türk buıjuvazisi, 1 2 Eylül süngülerinin gölgesinde uyguladığı

24 Ocak Kararları ile, güya bu kısır döngüyü "dışa açılma" ve dünya ekonomisi içinde rekabet gücü kazanma yoluyla kendi cephesinden kırma yoluna gitti. "Çağ atiayan Türkiye" efsanesi i le toplum buna inandırtlmaya çalışıldı. Bugün sonuç ortadadır. Türk burjuvazisiniokİ olmayacak duaya amin demek gibi bir şey­di. Onun dış pazarlara açıldığı dönemde, kapitalist dünya ekono­misinin genel durgunluğu nedeniyle bu pazarlar bir daralma için­deydi ve kıran kıran bir ticari savaşın alanıydı. Türk burjuvazisi­nin elindeki tek silah ise düşük ücretl i işgücüydü. Yatırım, ara malları ve enerji bakımından dışa bağımlı bir ekonomide ucuz maliyet için tek imkan korkunç düzeyde düşürülmüş ücretler ola­bil irdi. B!! aynı zamanda, yabancı sermayeyi çekmek için "ucuz emek cenneti" yaratrna politikasıydı . Bu politikalar işçi sınıfını açlığa, kent ve kır emekçilerini sefalete itti. Toplumda servet­sefalet kutuptaşmasını görülmemiş boyutlara vardırdı (ulusal geli­rin % 70'i faiz, kar ve rantla beslenen asalak sınıflara aktı), fakat sorun buna rağmen hiçbir biçimde çözülemedi. Komünistler ve devrimciler, Türkiye kapitalizminin çözümsüz sorunları derlerken, bu açık gerçekiere işaret etmiş oluyorlar.

Türkiye otuz yı ldı r bu kısır döngüyü yaşıyor. Topl um bu otuz yıla büyük sosyal-siyasal çalkantıları, iki büyük devrimci hareketl i l ik ile iki kanl ı karşı-devrim dönemi sığdırdı. Şimdi yeniden öyle bir noktaya gelinmiştir ki, bugün devrimci yükseliş sancısı i le sermayenin yeni bir karşı-devrimci bastırma hazırlığı içiçe gelişiyorlar.

Türk burjuvazisinin bu yeni duru·mda işi kuşkusuz çok daha zor. Bunun biri dış öteki iç iki önemli nedeni var. Dıştaki neden, kapitalist dünya ekonomisinin yaşamakta olduğu bunalımın git­gide ağırlaşmasıdır. B unun sonuçları içe büyüyerek yansımakta­dır, daha da büyüyerek yansıyacaktır. İçteki neden ise, Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşın yarattığı muazzam ekonomik israftır.

14

Page 15: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömürgeci Türk devleti bu savaş için büyük kaynaklar, yüz tril­yontarla ifade edilen paralar harcıyor. Bu da ekonomiye binen bir başka yük oluyor. Kuşkusuz her durumda olduğu gibi burada da fatura halka ödetliyor. Fakat tam da bu yolla kitlelerin hoşnut­suzluğu 'bir de bu yönden çoğaltılmış oluyor.

Sermaye düzeninin işi siyasal planda daha da zor. Kürt soru­nu ve Kürt özgürlük mücadelesi yıllardır nefes aldırmıyor. Koca bir ulusun varlık ve özgürlük sorununu yok sayma çabası içinde, Türk de�leti yalnızca büyük ekonomik kaynaklarını ti.iketmekle kalmıyor. Daha da önemlisi politik ve manevi açıdan bizzat kendisini tüketiyor. Eğer bu aynı dönemde, Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri de devrimci bir politik çıkış yapmayı başarabiimiş olsalardı, kurulu düzen için işlerin nerelere varmış olabileceğini kestirrnek gerçekten zor olurdu.

Kürt sorunu yakıcı önemini, Kürt özgürlük mücadelesi ise çözümü zorlayan basıncını bütün ağırlığıyla halen sürdürüyor. Ve böyle bir dönemde, Türk burjuvazisi, "Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik bunalımı" ile yüzyüze olduğunu itiraf ediyor. Bunu yeni istikrar tedbirleriyle, demek oluyor ki, işçi sınıfına ve tüm çalışan kesimlere yıllarca sürecek bir saldırıyla göğüsle­rneye çalışıyor. Tüm sorun, saldırıya uğrayanların bunu nasıl ve ne ölçüde göğüsleyeceğinde düğümlenmektedir.

"Bugünün Türkiye'sinde siyao;al süreçlerin seyrinde bir zor­lanma, bir tıkanma sözkonusudur. Bu özellikle Kürt sorununun bugünkü seyri üzerinden kendin i göstermektedir. Bunun temel nedeni ise Türkiye işçi sınıfının siyasal mücadelede kendi ye­rini bir türlü alamamasıdır. Türkiye işçi sınıfı siyasal mücadelede kendi yerini alamadığı içindir ki, Türk burjuvazisi topluma kanlı ve keyfi bir polis rejimini dayatıyor ve mazlum bir ulusa her türlü zulıiıü reva görebiliyor. Türkiye işçi sınıfı siyasal mücade­lede kendi devrimci rolünü oynayamadığı içindir ki, gösterdiği tüm fedakarlıklara, katlandığı tüm acılara ve sergilediği tüm kah­ramanlığa rağmen Kürt halkı özgürlük mücadelesini bir sonuca bağlamak ta zorlanıyor."

"Tıkanıklığı yaratan durum, Türk burjuvazisinin en büyük

15

Page 16: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

şansı , Kürt özgürlük mücadelesinin ise en büyük açmazıdır. Bu aynı zamanda işçi ve emekçi hareketinde bugün halen yaşanan kısır döngünün düğümlendiği noktadır." (Kiirt Ulusal Sorunu, s.226-227, Eksen Yayıncıl ık)

Burada bugünün temel sorunu da temel görevi de içiçe olarak özlü bir biçimde konulmuştur. Herşey bu sorunu anlamaya ve bu göreve sarılmaya bağl ı . Herşey bu doğrultuda ortaya konula­cak devrimci inisiyatife ve pratik çabaya bağ l ı .

16

Kızıl Bayrak Haziran '94

Page 17: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

EKiM 3. Genel Konferansı Bildirisi (Parça)

Her zaman böyle olmayabilir; fakat bugünün Türkiye 'sinde, sınıf hareketinin ileriye sıçrayamaması ile yaşadığı devrimci önderlik boşluğu arasında kopmaz bir ilişki vardır. Komünistler bu düşünceyi ve bundan ç ıkan sonuçlan bir dönemdir özel bir ısrarla işlemektedirler. İşçi sınıfı hareketinde bir türlü aşılamayan darlığa ve bunun ifade ettiği tıkanıklığa, sermaye d üzeninin devrimci öncü oluşumlan ezme ya da ehlileştirme politikalarına, tasfiyeci oportünizmin sürrnekte olan ta�ribatına ve sınıf hareketi için hazırladığı yeni tuzaklara, nihayet kendi sorumluluklarına ve bu çerçevede bir an önce parti kimliği kazanma görevinin ya­kıcıhğına, hep bu kritik ilişkiden bakmaya çalıştılar. Aynı şekil­de, daha genel planda, işçi sınıfı hareketinin politik bir sıçrama yapamaması ile toplum genelinde sosyal-siyasal g e lişme sü­reçlerinde yaşanan çürütücü tıkanıkhk arasındaki dolaysız bağlan­tıya olduğu kadar, Kürt sorununun. çözümünde bugün yaşanmak-

17

Page 18: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ta olan kilit lenmeye ve bunun devrimci ulusal harekette yarattı­ğı sağlıksız arayışlam da yine sözünü etttiğimiz kritik ilişki üzerin­den baktılar.

Sermaye düzeni bugün tüm Cumhuriyet döneminin en ağır bunalımını yaşamaktadır. Yapısal nedenlere dayalı bu bunalım sosyal bünyeyi çürütmekte, görülmemiş bir ideolojik-kültürel dejenerasyonun kaynağını oluşturmaktadır. Kendisini yıkacak toplumsal siyasal güçler yaşanmakta olan toplumsal bunalımı devrimci bir çıkış doğrultusunda kullanmayı başar.ımadıkları öl­çüde, çürümekte olan sermaye düzeni kendisiyle birlikte tüm topl umu da bu çürüme sürecinin bir parçası haline getirebilmek­tedir. Bunalımın işçi sınıfı ve emekçi katmanlar için ekonomik ve sosyal faturası ise, yaşam koşullarının çekilmez boyutlarda ağırlaşması olmaktadır.

Topluma hükmeden tekelci burjuvazinin bu bunalım için herhangi bir çözümü yoktur. izlenen politikalarla başarılmaya çalışılan şey, bunalımın yarattığı ekonomik yükleri işçi sınıfı ve öteki çalışan sınıfların omuzlarına yüklemek ve kitlelerin buna karşı gelişecek mücadelelerini dizginlemek ve saptırmak için de çeşitli önlemler almaktan ibarettir. Baskı ve terör aygıtının tah­kim edilmesi, reformist ve dinci akımların desteklenmesi, çalışan sınıfların sahte ayrım lar ve ikilemler içinde bölünüp atomize edilmeye çalışılması , devrimci örgütlerin vahşi bir terörle ezilmek ve sindirilmek istenmesi, bu önlemlerin bazılarıdır.

Bugünkü koşullarda rejimi tehdit eden gerçek ve potansiyel toplumsal-siyasal kuvvetler; işçi sınıfı hareketi , büyük kentlerin yoksul emekçi yığınları ve Kürt özgürlük hareketidir. İ lk ikisi, yaşadıkları derin hoşnutsuzluğa rağmen, henüz kendilerini etkin bir politik tutumla ortaya koyabiimiş değiller. İşçi sınıfı yı l lardır inişli çıkışlı bir hareketli l ik içindedir. Ne var ki iktisadi müca­delenin dar ve kısır zeminini kıracak politik sıçramayı bir türlü gerçekleştirememenin sancısını ve sorunlarını yaşıyor. Politik · mücadele sahasına bir türlü çıkamamak ile bunu kolaylaştıracak ve hızlandıracak bir devrimci önderlikten yoksunluk, sınıf ha­reketinin birbirine sıkısıkıya bağlı iki temel zaafı durumundadır.

18

Page 19: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devrimci bir parti önderliğinden, onun öncü müdahalesinden yoksun durumdaki işçi hareketi, bugün için, kendi dinamiziniyle militan bir politik mücadele mecrasına girmekte zorlanıyor.

Fakat devrimci bir sınıf önderl iğini bir an önce yaratmak ihtiyacına yapılan vurgu, hiç de yaln;. -.:a, bugünün bu zorlanması­nın aşılmasında öncü bir devrimci müdahalenin taşıdığı özel önemden dolayı değildir. Sermayenin sınır tanımaz keyfi l ikleri­nin işçi sınıfı satlarında sürekli çoğalttığı hoşnutsuzluk ve öfke, yarın kendini beklenmedik patlamalar biçiminde de ortaya koyabi­lir. İdeolojik ve örgütsel açıdan iyi hazırlanmış, mücadele içinde kendini bulmuş ve sınıfla ciddi bağlar kurmuş bir devrimci öncü örgütlenmenin yokluğu durumunda, sınıf hareketi rejimle bu tür bir politik çatışmayı güçsüz, dağınık ve hedefsiz olarak yaşa­yacak, kolay yenilgilerle yüzyüze kalacak, böylece yıl ların mü­cadele birikimi de boşa gitmiş olacaktır. B undan çıkacak sonuç, taşıdığı genel i lkesel önemden öteye, komünistlerin sınıfın öncü partisini vakit geçirmeksizin inşa etme sorununu sınıf hareketi­nin bugünkü durumu ve yakın geleceği açısından e le almak zo­runda olduklarıdır.

Öte yandan, bugünün Türkiye 'sinde ve öze l l ik le büyük kentlerin varoşlarında, işçilerle içiçe yaşayan muazzam bir kent yoksulları kitlesi var. Ekonomik, toplumsal, ulusal ve mezhepsel sorunlar karmaşası bu kitlerle rej ime karşı büyük bir hoşnutsuz­luğu ve nefreti mayalamaktadır. B ir çok bel irt! ve bu arada Gazi emekçilerinin konferansımızl!l aynı günlere denk gelen geniş çap­lı devlet karşıtı direnişi, bu hoşnutsuzluk ve nefretin sarsıcı pat­lamalara dönüşebileceğini göstermektedir. Gazi Mahal lesi halkı-� nın direnişi göstermiştir ki, şehrin yarı-proleter kitleleri i le küçük­burjuvazinin yoksul alt katmanlarının politik aktivite kazanacak­lan bir döneme giriyoruz. Öncü kesimi örgütlü bir kimlik kazanarak partileşmiş bir sınıf hareketi, bu katmanlan kolaylıkla kendi politik etkisi altına alabilecek, sermaye iktidarıyla çatışmasında onlar­dan büyük bir destek görebi lecektir. B unun başarılamadığı ko­şul larda ise, kent yoksul larının bu hareket l i l iğ i , burj uvaziyle hesaplaşmaya yetenekli biricik sınıfın önderliğinden yoksun olma-

1 9

Page 20: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nın tüm olumsuz sonuçlarıyla yüzyüze kalacaktır. '80 öncesinin politik mücadeleleri bu konuda fazlasıyla aydınlatıcıdır.

Aynı şeyler, bugün nispi bir palitizasyon düzeyi yakalamış bulunan kamu çal ışanları hareketi için de geçerlidir. Bugünkü kitlesel gücü, coşkusu ve i leri sürdüğ.ü taleplerdeki kararlı lığı ne olursa olsun, devrimci bir işçi hareketinin önderlik koşullarına kavuşamayan bir kamu çalışanları hareketi kendi başına hiç bir yere varamaz. Herşey bir yana, bu hareketin heterojen dokusu bile buna müsait deği ldir. Onun bugünkü gücü, başta grevli-top­l usözleşmeli sendika hakkı olmak üzere bazı demokratik hakların elde edi lmesi çerçevesinde kazandığı kendine özgü dinamizmin­den gelmektedir.

Kürt hareketinde durum daha farklıdır. Kürt halkı devrimci bir önderl ik altında ulusal özgürlük ve eşitlik talepleriyle ayağa kalkmıştır. Siyasal planda gerçek bir kuvvettir ve rejimin bugün için ciddi başağrısıdır. Kürdistan'daki. devrimci sürecin en büyük avantajı , toplumsal güçlerle devrimci politik öncünün buluşması, mücadelede devrimci bir önderliğin varlığıdır. Fakat tam da bugüne kadarki mücadeleyle katedilen f!lesafe ve yaratı lan birikim, Kürt özgürlük hareketini bel li bir gelişme sınırına da getirip dayamış bulunmaktadır. Son bir kaç yıl ın olayları , Kürt ulusal hareketinin bu sınırları kendi gücüyle aşamadığını, tüm çabalarına rağmen bunda zorlandığını göstermektedir. Bunun hareketin önüne çıkardığı ikilem de bugün artık· netleşmiştir. Ya Türkiye i şçi sınıfı ve emekçilerinden alınacak destekle Kürdistan'daki devrimci sürecin derinleştirilmesi yoluna gidi lecek, gerçek bir eşitlik ve özgürlük mücadelesinde ısrar edi lecektir. Ya da, bugüne kadarki kazanım­lar sömürgeci düzeni bir "siyasal çözüm"e zorlamak doğrultusunda değerlendirilmeye, emperyalistlerin "siyasal çözüm" baskısından da yararlanı larak bu iğreti sonuca ulaşı lmaya çahşı lacaktır.

Birinci altematifın gerçeklik kazanması, Kürdistan cephesinde .değil fakat Türkiye'de yaşanacak gelişmelere, daha somut olarak işçi hareketinin yaşayabi leceği gelişmelere bağlıdır. Fakat sınıf hareketinin bugünkü zayıflığı ve genel planda Türkiye'deki sınıflar mücadelesinin güçsüzlüğü, Kürt u lusal hareketini son zamanlarda

20

Page 21: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"siyasal çözüm"e özel bir ağırlık vermeye yöneltmiştir. "Siyasal çözüm" arayışlarına uygun düşen politik ve diplomatik açılımlara sürekli yenileri eklenmektedir. Böyle bir süreç kaçınılmaz olarak ulusal hareket içinde Kürt burjuvazisine yeni- etkinlik alanları açmakta ve onun ağırlığını artırmaktadır. Sürgünde Kürt par­lamentosu adımı bunun en son örneğidir. Türkiye'de devrimci siyasal mücadele bugünkü siyasal güç ilişkilerini değiştirecek bir sıçrama yaşayamazsa eğer, Kürt sorununa adına "siyasal çözüm" denilen sistem içi çözüm arayışı , kendi mecrasında derinleşmeye devam edecektir. Türkiye devrimci ve işçi hareketinden gerekli desteği yıllardır bulamayan Kürt özgürlük hareketinin bugünkü bu yönelimi şaşırtıcı değildir. Zira temelde köylülüğe ve şehir küçük-burjuvazisine dayanan b ir hareket kendi b!lşına ulusal so­runun kurulu düzeni aşan bir çözümünü gerÇekleştiremez. Do­layısıyla sorun har.eketin �nderliğinin kararlılığıyla deği l , dayan­dığı toplumsal güçlerin gücü ve ufkuyla ilgilidir.

Tüm bunlar birarada, bugünün TürÜye'sinde, işçi hareketi­nin · devrimci bir çizgide sağlıklı bir gelişme yaşayabilmesinin te­mel önkoşulu olan öncü parti sorununun taşıdığı olağanüstü 'öne­mi· ve aciliyeti göstermektedir.

EKİM 3. Genel Konferansı Mart 1995

2 1

Page 22: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

EKİM 3. Genel Konferansı Ulusal Hareket ve "Siyasal

.. Çözüm" Uzerine

Komünistler, Kürt hareketinin tempolu bir gelişme süreci­nin ardından gelip dayandığı en kritik safilayı tam zamanında ve tüm açıklığı i le 'tespit ettiler. 1 993, A teşkesi 'ni tam bir yıl öneeleyen bir tarihte, 1 Nisan 1 992'de ve "Kürt Hareketi Yol Ayrımında" başlığı taşıyan bir değerlendirmede, ulaşılan safila­da ortaya çıkan yol ayrımını şu kesinlikle ortaya koydular:

"Bugüne kadar devrimci bir temel üzerinde gelişen Kürt ulu­sal hareketinin, bugün artık önemli bir dönüm noktasına gelc:Jiği­nin ciddi belirtileri vardır. B u, hareketin u laştığı bugünkü geliş­me aşamasında, objektif bir durum olarak çıkmaktadır ortaya. Bu yol ayrımında, ya kaderini Türkiye devriminin kaderiyle daha sıkı perçinleyerek köklü ve kal ıcı bir çözüm için devrimci bir mecrada derinleşmek, ya da "siyasal çözüm" adı altında düzen içi bir kısmi çözümle reformcu bir mecraya girmek alternatifleri vardır." (Kürt Ulusal Sorunu içinde, Eksen Yayıncılık, s.l37- 1 38)

22

Page 23: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bir yı l sonra gündeme gelen ateşkese eşlik eden ve PKK­PSK Protokolü'nde somut ifadesini bulan yeni politik yönelim. yukarıdaki değerlendirmenin açık bir doğrulanması oldu. Sözü edilen iki temel alternatiften ikincisi doğrultusunda bel i rgin bir yön değişimine girildiğini gösterdi. Ateşkesi izleyen son iki yılın toplam bilançosu ise, bu konuda herhangi bir tereddüt bırakma­dı. PKK başta si lahl ı direniş olmak üzere tüm mücadelesini ve faaliyetini Türk devletini anayasal bir "siyasal çözüm"e zorlama, buna mecbur etme ana eksenine ve amacına oturttu. Bu berabe­rinde iç ve u luslararası politikada bir dizi yeni ideolojik-politik <;�çı l ım ve yaklaşım getirdi .

Bunların Kürt sorununun geleceği için olduğu kadar, Tür­kiye devrimi ve güncel sınıf m ücadelesi için de temel önemde etkileri ve sonuçları vardır. Bunları değerlendirmek, ortaya çıkar­dığı sorunları ve görevleri �çıklıkla tespit etmek gelinen yerde apayrı bir önem taşımaktadır.

"Siyasal çözüm" nedir, ne değildir'?

"Siyasal çözüm", bugün uluslararası politikanın temel so­run larından biri hal i ne ge lmiş bul unan Kürt sorunu üzerine tartışmaların anahtar kavramlarından biri durumundadır. "Siya­sal çözüm"; bir bakışaçısı, bir politik platform, bir tartışına ek­seni, bir slogan ve nihayet barışa somut bir çağrı olarak, çok değişik biçimlerde ve pirbirinden çok farklı siyasal güç ve çev-

. relerce kullanılmaktadır. Başta ABD olmak üzere emperyalist odaklar, kendi başına

askeri çabaların sonuç vermeyeceğini ısrarla 'söylemekte ve Kürt sorununa "siyasal çözüm" i stemektedirler. Kürt burjuvazisinin politik temsilci leri olarak K�rt reformisıleri, başından itibaren "savaş"ın çözüm olmadığını, Kürt sorununa "barışçı l ve adil bir siyasal çözüm" aranması gerektiğini söylüyorlardı ve söylüyor­lar. Türkiye 'deki Kürt sorununu da· u luslararası i l işkilerde kendi­si için bir politik etkinlik alanı olarak kul lanan YNK lideri Celal. Talabani bir kaç yıl önce PKK 'yı "devrimler, döneminin bittiği"ne

23

Page 24: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

inandırmaya çalışırken, bunu "siyasal çözüm" adına yapıyordu. Sonuçsuz kalan "ateşkes"ten kısa bir süre sonra, 1 993 sonbaharın­da, bizzat TÜSİAD tarafından düzenin gündemine Kürt sorununa "siyasal çözüm" tartışması sokuldu. Bundan bir süre sonra da eski TÜSİAD başkanı ve büyük bir holdingin patronu olan, yeni dünya düzeni, piyasa ekonomisi ve tam özelleştirme şampiyonu Cem Boyner'in YDH 'sı , "siyasal çözüm"ün hararetli savunucusu olarak sahneye çıktı. (Ve herşey gösteriyor ki , gelecekteki bir "siyasal çözüm"ün düzen cephesinden muhatabı olacak muhte­mel güçlerden biri olarak gündemde tutuluyor). Türkiye'nin en Amerikancı medya mensupları "sahibinin sesi" olarak hararetle "siyasal çözüm" istiyorlar.

Ve nihayet, kendini uzun yıllar için Kürdistan'da emperya­lizme, sömürgeci liğe ve feodalizme karşı bir "milli demokratik devrim" programı üzerinden tanımlayan PKK, 1 993 Ateşkesi'n­den beri, iç ve uluslararast alanlardaki faaliyetlerinin esasını Türk devletini bir "siyasal çözüm"e zorlamak, buna mecbur etmek poli­tik eksenine oturtmuş bulunmaktadır.

Tüm bunlara, reformisı solun yanısıra , "akan kardeş kanı dursun" duygusal l ığı üzerine oturttukları propagandaları ile İn­san Hakları Dernekleri başta olmak üzere çeşitli demokratik­sendikal kuruluşları da ekleyebi li riz.

Görünüşe göre Türkiye'de Kürt sorununda "siyasal çözüm"e karşı duran iki kesim var. Bunlardan biri bugünkü devlet poli­tikasının yürütücüleri , ötekisi ise büyük bir bölümüyle Türkiye devrimci hareketidir. İ lki "askeri çözüm"de, ikincisi ise devrim çözümünde ısrarlı görünerek "siyasal çözüm" arayışlarının dışın­da kalıyorlar.

Kuşkusuz yukarıda sıralanan tüm bu siyasal güç odakları­nın ve kuru luşların "siyasal çözüm" derken kastettikleri farkl ı farkl ı şeylerdir. Cazibesi ölçüsünde muğlak ve belirsiz olan "si­yasal çözüm" kavramı bunlar için ortak anlam taşımamaktadır. Fakat genel planda kastedilen şey; "savaş"ın Kürt sorununda çö­züm olmadığı, hiç değilse kendi başına bir çözüm olmadığı, ol­madığının da görüldüğü, bu nedenle de, "Kürt realitesi"nin kabulü

24

Page 25: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

temeli üzerinde, Kürtlerin siyasal ve kültürel haklarının siyasal ve anayasal düzenlemelerle şu veya bu ölçüde tanınması, bunun için de Kürt halkının temsilcilerinin muhatap alınma.sı gerektiğidir. Aradaki farklı lıklara rağmen tüm kesimler açısından soruna aranan çözümün emperyalist dünya sistemi ve kurulu düzenin genel toplumsal·siyasal çerçevesi içinde olacağı, olması gerektiği üzeri­ne herhangi bir tartışma yoktur. Tümünün propagandasında ortak olan noktalardan birinin, Güney Afrika ve Filistin 'deki "siyasal çözüm"ler ile Kuzey İrlanda sorununda bu doğrultudaki gelişme­ler olması bu açıdan dikkate değerdir.

Farklı güç odaklarının kendi konuıniarına ve çıkarlarına uy­gun düşen farkl ı amaçlarla Kürt sorunu için sihirli bir formül olarak ileri sürdükleri "siyasal çözüm" istemi yalnızca muğlak ve belirsiz değil, aynı zamanda sahte bir iki lemin ürünüdür. Muğ­laklığı ve bel irsizliği, kendi başına çözümün içeriği ve sınırları konusunda hiçbir açıkl ık sunmamasındadır. "S iyasal çözüm" çağrısının biricik açık yanı, ·görüşmeler ve karşı l ıkl ı tavizler te­meli üzerinde bir uzlaşma çağrıs ı olmasından ibarettir. Peki uz­laşma sağlanamazsa ne olacaktır? Doğal olarak çatışma yeniden başlayacaktır ve "sav.aş" sürecektir. Bu basit gerçek, "siyasal çözüm" çağrısının en zayıf yönüne ışık tutmakta ve "siyasal çö­züm mü-askeri çözüm mü" tartışmasının sahte bir iki lemin ifa­desi olduğunu göstermektedir.

Kürt sorunu siyasal bir sorundur ve tüm siyasal sorunlar gi­bi ancak siyasal bir çözüme konu olabi l ir. Sorunun tüm özü ve en kritik noktası , bunun nası l bir siyasal çözüm olacağıdır. Bu ise, toplumdaki sınıfların çeŞitl i l iği ölçüsünde yanıtı farklı fark­lı plabilecek bir sorundur. Yine de buna toplumdaki ezen-ezi­len sınıflar kutuplaşması ekseninde temelde iki ana yanıt veri­lebilinir.

Ya, emperyalist egemenlik i l işkilerine dokunmayan ve kuru­lu toplumsal düzenin sınıfsal çerçevesini esas alan, bu temel üzerinde yeni siyasal düzenlemeleri ve bunun a.nayasal bir daya­nağa kavuşturulmasını amaçlayan, bir başka ifadeyle, u lusal eşit­sizlikleri şu veya bu ölçüde giderecek biçimde mevcut düzenin

25

Page 26: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

refonndan geçiritmesine dayanan bir çözüm . . . Bu bir "siyasal çö­züm"dür; sorunun düzen içi, refonncu, anayasal çözümüdür.

Ya da, sorunu, sömürgeci egemenliği iç ve dış dayanaklarıy­la yıkmak ve kurulu düzene son vennek yoluyla, yani mevcut sınıf i l işkilerini temelden değiştiren bir devrimle çözmek. Bu da bir "siyasal çözüm"dür; sorunun kurulu düzeni aşan devrimci çözümüdür.

Bu iki çözüm arasındaki fark, yalnızca i lkinin kısmi, iğreti ve geçici; oysa ikincinin ise, sorunun toplumsal-sınıfsal kaynak­larını kurutarak çözeceği için, tek gerçek ve kalıcı çözüm olma­sında değildir. Bununla da bağlantıl ı olan ası l fark, her iki çözü­mün kendine özgü sınıfsal anlamıdır. Bu birbirinden temelden farkl ı iki çözümün gerisindeki sınıfsal güçlerin temelden fark­l ı l ığıdır. Bunların sınıfsal konum ve çıkarlarının uzlaşmaz niteli­ğidir. İlkinde sınıfsal varlıkları kurulu toplumsal düzene sıkı sıkıya bağlı burjuva sınıfların değişik kategorileri sözkonusuyken; ikin­cisinde, işçi sınıfı ve yoksul köylülük başta olmak üzere, ezen­ezilen ulusun emekçi sınıf ve tabakaları sözkonusudur.

Kuşkusuz tüm siyasal sorunlarda olduğu gibi Kürt sorunun­da da ara sınıf konuıniarına uygun düşen çözüm şekil leri vardır. Fakat Kürt sorununun bugünkü safhasının da somut ve canlı bir biçimde gösterdiği gibi , bu ara sınıf çözümleri uzun süre bağım­sız kalamazlar; toplumun temel sınıtlarının ortaya koyacağı etkin­liğe ve ağırlığa göre, yukarıdaki iki ana çözümden birine meyle­der, giderek bu çözümlerden birinin unsuru haline gelirler.

Tüm bunlardan çıkan basit ve tartışmasız sonuç ise şudur. Kürt sorunu çerçevesinde gerçek seçenekler; askeri çözüm ya da siyasal çözüm biçiminde değil , kurulu düzeni aşan devrimci çö­züm ya da kurulu düzen tabanı üzerinde anayasal-reformcu çö­züm biçimindedir. "Siyasal çözüm" üzerine süren gürültülü pro­pagandanın kararttığı basit gerçek tam da budur.

Siyasal sorunlara yaklaşım i le s ın ıf konumu ve çıkarları arasındaki kopınaz bağ, siyaset biliminin abc 'sidir. Bu basit ger­çek unututmadığı ya da bilinçli ve hesaplı bir çabayla karartı l ­madığı sürece, bundan çıkan bir başka basit sonuç daha var.

Page 27: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bugünün Türkiye'sinde ve K ürdistan ' ında mevcut tüm temel sınıfların ve onların farklı kesimlerinin, bunların yanısıra, soruna taraf olan tüm uluslararası güçlerin, Kürt sorununa i lişkin olarak kendi konuıniarına uygun düşen politik yaklaşımları ve bu çer­çevede "politik çözüm" arayışları var.

Dolayısıyla, "politik çözüm"ün sözünü bile duym�tk istemez gibi görünen sömürgeci Türk burjuvazisinin de gerçekte kendine göre bir "politik çözüm"ü var .. B una rağmen "savaş''ta bu kadar katı biçimde ısrar ediyorsa, bu tam da kendi düşündüğü politik çözüme uygun koşulları yaratmak içindir. "Savaş" burada basitçe "politikanın başka araçlarla devamıdır". "Önce ez-sonra çöz·" ola­rak veciz bir biçimde formüle de edilen bu politik çözüm arayışı , sanı labileceği gibi , temelde ne ABD emperyal izminin ne de TÜSİAD oligarklarının "politik çözüm" arayışına terstir. PKK tümüyle bir yoksul sınıflar hareketiyken, emperyalizmi cepheden hedef alıyor ve sorunun devrimci çözümünde kesin bir ısrar gösteriyorken, "önce ez-sonra çöz" üzerine hiçbir tartışma ve anlaşmazlık yoktu. Kaldı ki formülün kendisi de zaten ABD patentlidir ve devrimci gel işmeleri durdurmanın, devriınci geliş­melere yolaçan sorunları sistem içi çözümlere kavuşturmaya uy­gun koşullar elde etmenin bir ifadesidir. 1 989'daki ünlü Malta Zirvesi 'nden beri bu formül esneti lmiş, "savaş" ehlileştirmenin, devrimci akımları düzen . içi. çözümlere razı etmenin bir aracına dönüştürülmüştür. '89 çöküşü emperyalist dünyanın işini bu açı­dan hayli kolaylaştırmış, çeşitli kriz bölgelerinde sistemin çıkar­larına uygun "siyasal çözüm"ler peşpeşe gelmiştir.

Fakat tüm bunlara rağmen, Türk devletinin yürüttüğü sö­mürgeci kirli savaşın karşısına "siyasal çözüm" baskısıyla çıkma­nın ve bu çözümü "askeri çözüm"e bir alternatif olarak sunmanın tarihsel ve güncel ne?enlere cjayalı bir temeli ve mantığı da var­dır. Bunun tarihsel temeli, Türk 'devletinin geleneksel inkar ve imha pol i tikasıdır. Türk devleti, tüm Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt kimliğini hep inkar etmiş, Kürtlerin ulusal kimlik ve haklar uğruna her çıkışını kanla bastırmıştır. Her bastırmanın ardından ise, inkarcı politikayı zora dayalı bir sistematik asimilasyonla ke-

27

Page 28: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sin bir sonuca bağlamaya, Kürt sorununa Kürt kimliğinin yokedil­mesi temelinde tarihsel bir "çözüm" butmaya çalışmıştır. Do­layısıyla "siyasal çözüm" baskısı, 28 Kürt isyanı için başarılanın 29. 'su için olanaksız olduğunu, geleneksel inkar ve imha poli­tikasının tam bir iflasla sonuçlandığını, Kürt kimliğini tanımaktan

- ve ulusal hakları konusunda "Kürt ler"e tavizler vermekten başka bir çaresi olmadığını Türk devletine hatırlatmak amacına yönelik­tir. İstisnasız tüm "siyasal çözüm"cüler için bir ortak amaçtır bu.

Güncel olan yön ise, geleneksel olanın bir uzantısıdır. Kürt sorununun varlığını resmiyette kabul etmeyen bir devletin, savaş­tığı gücü bir ulusal siyasal hareket değil de bir "terörist" örgüt olarak nitelemesi, özgürlük mücadelesini "terör", yürütülen sa­vaşı ise devletin "terör"e karşı "asayiş"i tesis etme mücadelesi sayması normaldir. Fii liyatta hiçbir anlamı olmayan, kitleleri al­datmanın yanısıra, yalnızca hukuksal kaygılara dayalı ideolojik argümanlardan ibaret olan bu savlar nedeniyle, somutta savaşan taraf olarak PKK resmen m uhatap alınmamakta ve doğal olarak Cenevre Savaş Sözleşmesi hükümleri de uygulanmamaktadır.

Bu "siyasal çözüm"cülerin farklılaştığı bir konudur. Emper­yalistler ve ülke içindeki "siyasal çözüm"cü uzantıları, büyük bir ikiyüzlülükle ve Türk devletinin yürüttüğü kirli savaşı zora sak­mamak kaygısıyla, bu konuda devletin resmi politikasına şimdi­lik ses çıkarmamaktadırlar. Dolayısıyla işin bu yönü, şimdil ik yalnızc!l PKK'nın yürüttüğü "siyasal çözüm" propagandasının te­mel amaçlarından biridir. Bu çerçevede "siyasal çözüm" baskısı, PKK cephesinden, bir taktik hedef olarak, aynı zamanda siyasal meşrulaşma amacına yöneliktir.

"Siyasal çözüm" arayışı ve ulusal harekette yön değişimi

PKK, bir siyasal meşrutaşma aracı ve olanağı olarak "siyasal çözüm" )d da görüşme talebini erken bir tarihte i leri sürmeye başladı. Bu aşamada ve çerçevede sorun, bu taktik tutumla Türk devletini zora sokmak ve özgürlük mücadelesinin manevra im-

28

Page 29: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kanlarını çoğaltmaktı. Dahas ı , "siyasal goruşm<: çağrısı , bir zorlanmanın ve uzlaşma arayışının ürünü olmak bir yaoa, tersine başarıl ı bir gelişmenin verdiği güç ve güvenle yapı lan bir taktik açı l ımdı.

Ne var ki 1 993 Ateşi �si 'yle birl ikte girilen yeni süreçte, du­rumun mahiyeti ve gerçe� anlamı artık tümüyle başkadır.. Ara­dan geçen iki yıl içinde u lusal hareketin yapısında ve sosyal bile­şiminde yaşanan değişimle de bağlant ı l ı olarak PKK 'nın yaptığı bir dizi yeni politik açı l ırnın toplu bir bi lançosu, bu konuda bir tartışma ve tereddüt bırakmamaktadır. PKK 'nın Kürt sorununun çözümünde yeni bir yola girdiği , "siyasal çözüm" çağrısının bu çerçevede artık tümüyle farkl ı bir anlama geldiği, tüm yeni tak­tik tutum ve açılımların da bu yeni çözüm çizgisine göre ayar­landığı gelinen yerde açık bir gerçektir.

PKK önderl iğindeki devrimci u lusal hareketi bu yön de­ğişikliğine götüren sürecin mantığını komünistler ateşkesi izleyen değerlendirmelerinde ortaya koydular. B unun bazı yönleri üzerin­de ayrıca duracağız. Şimdilik bu yön değişikl iğinin ifadesi ve göstergesi bazı temel olgu ları sı ralayalım.

* Gelinen yerde ulusal özgürlük müc.adelesinin yoksul köy­lü-emekçi tabanına dayalı halkçı-devrimci karakteri belirgin biçim­de geri plana düşmiiş, u lusal hareket en saf biçimiyle ulusal is­temler çizgisine oturmuş, bu anlamda ulusal burj uva karakteri belirgin biçimde önplana çıkmıştır.

Bunun bir yansıması ve göstergesi olarak, PKK Kürdistan toplumuna i l işkin sınıfsal kategorileri neredeyse anmaz olmuş­tur. PKK için artık bir bütün olarak "Kürtler", "Kürt toplumu" ve "Kürt kimliği" _ vardır. "Kürt toplumu:'nda çıkarları birbirine taban tabana zıt uzlaşmaz sınıflar değil , her sınıftan "yurtsever­ler" ve her sınıftan "ulusal· hainler" ya da "sömürgecil iğin ajanla­rı" vardır.

Yine bunun bir uzantısı olarak, · Kürt büyük burjuvazisi ve toprak sahiplerine karşı ve u l usal hareketin esas yükünü taşı­yan yoksul köylülük ve şehir emekçilerinin sınıfsal çıkarları doğrultusunda herhangi bir propaganda-ajitasyon yapılmamakta-

29

Page 30: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dır. Aynı şekilde, Kürt emekçileri Türk burjuvazisinin yalnızca ulusal baskı ve zulmüne karşı uyarılmakla ve eyleme çağrılmakta, sınıfsal ç�lişkiler ve bunun ürünü istemler görmezlikten gelinmek­te, kul lanılmamaktadır.

Tüm bunların bir i fadesi ve sonucu olarak, devrimci temel­ler üzerinde gelişen bir u lusal özgürlük mücadelesinin temel ayırdedici özel l iklerinden biri o lan halkçı-devrimci sınıf çizgisi neredeyse kaybolmuştur. PKK devrimci bir halk hareketi kimliği yerine, saf şekliyle bir ulusal hareket kimliğini önplana çıkarmış, onu geliştirmeye yönelmiştir.

* '89 sonbaharında patlak veren ve '90-91 yı l ları boyunca gelişip serpilen halk hareketi u lusal istemierin dar çerçevesine hapsedilmiş, sınıfsal bir çizgide derinleştiri lmemiş, kalıcı laştırı­lıp kurumlaştırıiamamıştır. Kürt feodal-bu�juva sınıflarını karşıya almamak kaygısıyla, yoksul köylülüğün ve kent emekçilerinin sı­nıf enerji lerini tüm yönleriyle açığa çıkaracak bir devrimci müca­dele çizgisinden özenle geri durulmuştur. '9 1 seçimlerinde HEP üzerinden Kürt bu�juvazisiyle i l işkiler gel işince de, bu emekçi halk potansiyelinin HEP-SHP itt ifakı üzerinden düzen kanallarına akmasının önü açı lmıştır. HEP-SI-IP ittifakının ve onu izleyen koalisyon hükümet inin yarattığı ·dayanaksız hayaller ve politik rehavet in kitle h"•cketine biiyük bir darbe olduğunu ise 1 992 Newroz olayları en çarpıcı biçimde göstermiştir. PKK'nın yerel ayaklanma çağrıları karşı l ıksız kaldığı gibi, Newroz kut lamaları da önceki yı l larla kıyaslanamaz ölçüde sönük geçmiştir.

1 992 Newroz'u , bu açıdan bir dönüm noktasını işaretle­mektedir. Yerel ayaklanmatarla ordutaşmaya geçmeyi ve bir Bo­t_an-Behdinan hükümeti kurmayı hedefleyen PKK, kitle hareke­tindeki geri leme nedeniyle bunu başaramayacağını anlayınca, ge­ri lla savaşında tutunmayı ve bunu Türk devletini siyasal görüş­me ve tavizlere mecbur etmenin bir olanağı olarak değerlendir­meyi giderek bir yeni politik yönelim haline getirmiştir.

* Bunun birbiriyle bağlantı l ı iki sonucu, Kürt burjuvazisi­nin gitgide genişleyen kesimleriyle yasal politik zeminler üzerin­den hızla gelişen i l işkiler i le bu çerçevede artan "siyasal çözüm"

30

Page 31: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

arayışları olmuştur. Güney Kürdistan'daki kukla devlet üzerinde kurduğu denetimin verdiği olanakları da kullanarak ABD em­peryalizminin izlediği çok yönl ü kuşatma ve eh l i leştirme çizgi­sinin basıncı , bu süreci ayrıca beslemiştir.

1 993 Mart ' ındaki ateşkes bu -sürecin mantıksal bir ürünü­dür. Tartışmalı olan kendi başına ateşkes deği ldir. Dişe diş sür­mekte olan bir savaşta bir soluklanma molası ya da düşmanı bel li açmaziara düşüren bir taktik manevra o larak, bu tür ateşkesler kendi başına_ reddedilemez. Ne var ki, ateşkesin politik platfor­mu olarak gündeme gelen PKK-PSK Protokolü ile bunu tamam­layan "geniş ittifaklar" ve "Kürt ulusunun her düzeydeki birl iği '' çizgisi, somut anlamı bakımından, Kürt sorununun çözümünde Kürt burjuvazisinin politik platformuna kaymak olmuştur·. Özal şahsında muhatabını kaybeden ve başarısızl ığa uğrayan ateşkes geride kaldığı halde, Ünlü protokolde anl amını bulan yeni çizgi devam ettirilmiştir. Her yeni politik açıl ım bununla uyumlu ola­rak formüle edilmiştir. Ye en önemlisi , özellikle diplomatik alan­daki girişimieric ve son olarak Sürgünde Kürt Parlamentosu yoluyla, Kürt buıjuvazisine ulusal hareket içinde geniş bir politik inisiyatif alanı yaratı lmıştır.

·

* Türk burjuv<ızisinin bel l i kesimlerine yönelik yaklaşımlar, bu aynı sürecin bir başka yönüdür. Bil indiği gibi, sömürgeci Türk burjuvazis i , başarısız ateşkesin ardından azgın bir şovenizm eşliğinde kirli savaşı akı l almaz boyutlara vardırdı . Fakat geril la hareketinin dayanma gücü i le kitlelerin bu harekete kınlamayan desteği , bu politikayı hızla iflasa götürmektedir. Bu, emperyalist destekçiler kadar Türk burjuvazisinin TÜSİ AD'da t�ınsil edilen �e uzun vadeli çıkarları konusunda hassas olan en güçlü kesimleri tarafından da görülmekte. çıkınaza giren politikanın alternati lleri bir süredir dipten dibe hazırlanmaktadır. TÜSİAD 'ın kirli savaşın tırmandırıldığı bir tarihte, daha I 993 sonbaharında, ortaya bir "siyasal çözüm" tartışması atınası boşuna değildir. Özal ' ın ardından bu eğilimi Cem Boyner' in YDB 'sı seslendirmektedir. Bugün için açıkça telaffuz etmeseler de, asl ında bu k_esimlcr savaşın taralları konusunda gerçekçidirler. Bu çerçevede, PKK şahsındaki gelişme-

3 1

Page 32: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ler i le Kürt burjuvazisinin harekette artan ağırlığını dikkatle de­ğerlendirmektedirler.

Dikkate değer olan ise, PKK'nın, sermaye sınıfının her türlü devrimci gel işmeye düşman olan bu en gerici ve Amerikancı çevrelerinin, salt Kürt sorununun devrimci birikimini yoketmeyi ve düzeni bu temel sorunun yarattığı sıkıntılardan kurtararak dü­ze çıkarmayı amaçlayan çıkışlarını cesaretlendirmesidir. PKK'­nın, Kürt sorununu bu çevreleri.! çözmeyi uman bir Kürt hare­ketinin Türkiye işçi sınıfı ve emekçi leri için ne anlam ifade ede­ceğine fazlaca aldırmadığı görülüyor. Öte yandan, sorunu Türk burjuvazisiyle nası l çözebi leceğini her fı rsatta yineleyen PKK ' ­nın, bu aynı sorunu Türkiye işçi sınıfı v e emekçileriyle nası l çözebileceği üzerine susması da aynı şekilde dikkate değerdir.

* Bu sonuncu nokta yeni gelişmelerin · ışığında çok da şaşır­tıcı değildir. Kürdistan'da devrimci sınıf çizgisinden uzaklaşan ve Kürt sorununu kurulu düzen çerçevesinde bir "siyasal çözüm"e kavuşturmayı bir pol i tik mücadele ekseni olarak benimseyen bir hareketin, Türkiye için devrim perspektifini koruması zaten bek­lenemez. PKK'nın izledigi yeni politik çizgi, Türkiye i�in devrimi deği l , fakat demokrasiye geçişi esas alan bir çizgidir. PKK, Türkiye 'nin işçi -emekçi hareketini ve onun devrimci-politik güç-

. lerini devrim sürecinin dinami kleri olarak deği l , fakat Kür­distan 'daki özel savaş baskısını azaltacak, giderek Kürt sorunu­nun "siyasal çözüm"ünü kolaylaştıracak "demokrasi güçleri" ola­rak görüyor. Bu bakışaçısının bir yansıması olarak, 1 993 yazın­da gündeme geti ri len ve çok geçmeden dağı lan Devrimci­Demokratik Güç Birliği için hazırlanan mücadele platformunda, devrim ve iktidar hedeflerinin açık bir tanımından şaşırtıcı bi r ısrarla kaçınılmıştır. PKK 'nın bu politik yaklaşımın ın, "siyasal çözüm" çizgisine de bağl ı olarak, Türkiye solunun reformİst ke­simlerinden ve sendika bürokrasisinin refomıist temsilci lerinden destek bulması anlaşı l ır bir durumdur.

PKK i ideri Abdullah Öcalan, son zamanlarda sık sık Tür­kiye'nin yaşamakta olduğu "ağır kriz"in çözümünün Kürt soru­nunun çözümünden geçtiğini, bunun ise Türkiye'yi di.ize çıka-

32

Page 33: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

racağmı vurgulamaktadır. "Politik" niyetlerle söylendiği kabul edil­se bile, bu vurgunun kitlelere verdiği mesaj son derece çarpıktır. Kaldı ki bunun, emperyalist odaklara hitap edilirken sık sık tek­rarlanan "Ortaaoğu'nun istikrarı" Kürt sorununun çözümünden geçmt!ktedir vurgusuyla mantıksal t i r bütünlüğü de vardır. Kürt reformİstlerinin formülü "Dünyaya barış, Türkiye 'ye demokrasi ve Kürdistan 'a otonomi" biçimindeydi. B ugün "siyasal çözüm" çizgisine bağlı olarak bu adeta, "Ortadoğu 'ya istikrar, Türkiye'­ye demokrasi, Kürdistan 'a federasyon" biçimini almıştır. Nite­kim PKK-PSK Protokolü'ndeki biçimi de özü itibarıyla böyleydi. Aynı şey Brüksel Kürt Konferansı'na gönderilen mesaj, AGİK Zirvesi 'ne gönderilen mektup ve nihayet Sürgünde Kürt Parla­mentosu'nun kuruluş bildirisinde yeralan mantık için de geçerlidir.

* Türkiye için devrim perspektifi nin yilirilmesinin temel sonuçlarından biri , Türkiye devrimci hareketine karşı eleştiri sınırlarını çok çok aşan hasmane bir dilin ısrarla ve bizzat Öcalan tarafından döne döne kullanı lmasıdır. Türkiye devrimci hareketi kasıtl ı bir tutumla reformİst-kemalist ve sosyal-şoven sol çevreler­le aynı kategori içinde ele al ınmakta, bir çok noktada haksız biçimde ve en ağır sözlerle suçlaniTiaktadır.

Türkiye için devrim perspektifinin yilirilmesinin bir öteki sonucu i se, Türkiye'nin metropollerindeki işçi-emekçi Kürt kitlesinin ulusal hareketin "siyasal çözüm" çizgisi içine hapse­dilmesidir. Bu amaçla milliyetçi ideoloj i ve duyguların bilinçli biçimde kullanılm�ı. bu kitlenin Türk işçi ve emekçileriyle birlik­te genel sınıf mücadelesine etkin bir biçimde katılmasını zaafa uğratmaktadır.

* Fakat denebilir ki, "siyasal çözüm" çizgisinin en vahim ve devrimci kimlik yönünden en tehlikeli adımı, anti-emperyalist perspektifin ve emperyalizme karşı açık ve kararlı mücadele çiz­gisinin bir yana itilmesidir. Emperyalizmin varlığını ve çıkarla­rını doğrudan hedeflemeyen, ona karşı açık bir tutuma ve politik mücadele çizgisine sahip olmayan devrimci herhangi bir akım düşünülemez. Emperyalizm çağdaş dünyada her türlü gerici l iğin, baskının ve sömürünün ıemcl kaynağı ve esas dayanağıdır. Türk

33

Page 34: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sömürgeciliğine karşı mücadele, içteki feodal-burjuva dayanaklanot olduğu kadar dıştaki emperyalist dayanaklarını da hedeflediği ölçüde devrimcidir. U l usal sorunda devrimci çizgi i le ulusal refomıist çizgi arasındaki temel ayrım noktası_ tam da budur. Bu dün PKK'nın izlediği_ çizgi i le Talabanileıin ve Surkayların izledi­ği çizgi arasındaki temel farktı ve bu, iki farkl ı u lusal akımı bir uçurum gibi birbirinden ayırıyordu. .

Başta Talabani olmak üzere K ürt reformisılerinin PKK üzerindeki basıncının temel amaçlarından biri PKK'yı bu alanda geriletmek, emperyalizmle diyalog ve uzlaşma çizgisine çekmek­li. Onlar; ulusal haklar için, sömürgeci devletlere karşı , fakat "büyük devletler"le, yani emperyalistlerle birlikte diyorlardı. Sur­kaylar daha çok Avrupalı emperyalistlerden destek umarlarken, Talabaniler Kürt sorununda ABD" taşeronu gibi hareket ediyorlar­dı. Talabani 'nin ateşkesten bir süre önce Öcalan'a gönderdiği mek­tupta söyledikleri aynen şöyleydi: "Devrimler dönemi bitmiştir, silahl ı direnme dönemi bitmiştir, artık tarihe karışmıştır. Yeni dünya düzeni siyasi görüşmeler yoluyla, ABD'nin himayesinde, serbest piyasaya dayalı , burjuva demokrasiler sistemi hakim tek nizamdır. Sizin de bunu kabul etmekten başka bir çareniz yoktur."

PKK uzun yll lar bu teslimiyetçi-hain çizgiye karşı devrimci Kürt hareketinin bağımsızlık çizgisini net bir anti -emperyalist tutumla temsil ediyordu. Ne var ki bugün bu çizgiden rahatsız edici düzeyde bir ayrılma vardır. PKK cepheden hedef alacağı emperyalist odakları ikna etmek çabası gösterebiliyor. Onları Kürt sorununa hakem olmaya çağırabi l iyor. Ve hatta, bu doğrultudaki "olumlu" adımlarında onlara destek olmaktan bile sözedebil iyor. Bu amaçla emperyalist şefiere çağrı lar çıkarabi l iyor. AGİK'e mektuplar yazarak "Kürt sçırununa müdahale"Ier isteyebiliyor.

Tüm bunlar bir "politik manevra" ya da "taktik" değil, Kürt burjuvazisiyle geliştirilen i l işkilerin ve Türk buı:juvazisiyle kurulu toplumsal düzeni temel alan bir "siyasal çözüm"ün mantıksal uzantısıdır. K ürdi c;tan ' da sınıf çizgisinden uzaklaşmanın ve Türkiye 'ye i l işkin olarak devrim perspektifini yitirmenin doğal sonucudur. Bu Talabani 'nin önerdiği çizgiye uygun düşen bir

Page 35: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yönelime giriştir. Sorunu başka türlü anlamanın olanağı yoktur. * ' Tüm bunları tamamlayan son bi r nokta ise PKK 'nın

· sosyali�me ilişkin yeni "açılımlar"ıdır. PKK artık kendini marksist­leninist olarak tanımlamamakta, Öcalan bunu bir "yakıştırma" sayabilmektedir. Marks ve Lenin ' in temsil ettiği bil imsel sosya­l izm P.KK için bir referans olmaktan çoktan çıkn:ııştır. PKK bu­nun yerine yaratıci "ulusal sosyalizm"den ya da dar sınıf bakış­açısından kurtulmuş " insanlık sosyal izmi"nden sözetmektedir. PKK'nın bu "yaratıcı" ve "ulusal" sosyalizmi, proleter sınıf içeriği ve kimliğinden sıyrı lmıştır. PKK için artık proletarya, proleter sınıf idealleri ve amaçları, proleter sınıf değerleri deği l , "insan­lık", "insanlık ldealleri ve amaçları" ve ."insani değerler" önemli­dir. "Dar sınıfsal amaçlar"dan kopmak adına savunulan bu yeni sosyalizm anlayışı, gerçekte proletarya sosyali�mine karşı burju­va sosyalizminin bir savunusudur. Ve bu .sosyalizm anlayışı Kürt toplumunun uzlaşmaz sınıf yapısını görmezlikten gelen, tüm Kürtleri u lusal istemler etrafında birleştirerek u lusal ve insani kimliğine kavuşturmayı amaçlayan politik çizgiye tamamen uy­gun düşmektedir.

PKK Marksizm-Leninizm dememek kaygısıyla da olsa, hala "bil imsel sosyalizm"den sözediyor. Fakat unutmuş göründüğü şu­dur ki, sosyal izmin bilim haline gelmesi, onun proletarya şah­sında maddi bir dayanağa kavuşması, proletaryanın tarihsel rolü eksenine oturması i le olanak l ı olmuştur. Marks' ın yaptığı ve Lenin 'in geliştirip gerçekleştirdiği budur. Dolayısıyla Marks ve Lenin ' in adlarından koparı lmış bir sözde bi l imsel sosyalizm, ta­rihsel gerçeklerle ve sosyalizm bilimiyle alay etmektir.

Sosyalizm uygulamaları hiç de ·"dar sınıfsal" bakışaçısıyla hareket ettikleri için deği l , PKK 'nın iddia ettiğinin tam tersine, çok fazJa "geniş" baktıkları ya da bakmak zorunda kaldıkları için başarısızlığa uğradılar. "Geniş cephe"den "bütün halkın partisi" ve "bütün halkin devleti"ne, "dünya barış"ından "genel insan1ık sorunları"na kadar bu böyle. PKK bu açıdan yeni bir şey söyle­miyor. Kruşçev'den Avrupa komünistlerine uzanan çok bil inen bir lakırdıyı . tekrarlıyor. Öte yandan PKK, zaafların eleştirisi adı

35

Page 36: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

altında, 20. yüzyıl ın sosyalizm uygulamalarına karşı inkarcı bir tutuma da hızla kayıyor. PKK 5. Kongre'sinin bu açıdan verdiği işaretler hiç de hoş · değildir.

Fakat bizim için burada önemli olan PKK 'nın sosyalizm an­layışını ele almak değil, bu alandaki bir dizi geri adımın tam da "siyasal çözüm" çizgisine bağlı olarak ve aynı süreç içinde gündeme geldiğine işaret etmektir. PKK, son o larak 5. Kongre'­sinde "Orak-Çekiç" amblemini terkederek bu tutumunu yeni bir boyuta vardırdı .

Kendini artık marksist-leninist görmeyen, proletaryanın devrimci sosyalizmi yerine içi boş ve belirsiz bir "insanlık sos­yalizmi"ni savunduğunu söyleyen ve Orak-Çekiç 'in simgelediği bir tarihsel ve manevi mirasın yükünden kurtulan bir PKK'ya, içerde burjuvazinin ve dışarda emperyalizmin bundan böyle bir başka gözle bakmaya başlayacağından kuşku duyulam�.

Ulusal hareketteki değişimin nedenleri üzerine

Komünistler başından itibaren Kürt ulusal sorununu mark­sist-leninist ilkelerin ışığında ele aldılar ve bu çerçevede açık bir siyasal tutuma sahip oldular. 1 991 yılı başında toplanan EKİM I . Genel Konferansı, Kürt sorununa ilişkin görüş, değerlendirme ve tutumuna toplu ve sistematik bir ifade kazandırdı. Sorunun tarihsel temellerini, sosyo-politik içeriğini, kendine özgü yönleri­ni, güncel durumunu, gelişme olanaklarını, proletaryanın ulusal soruna ilişkin devrimci görevlerini ve sorunun devrimci çözümü­ne ilişkin marksist-leninist perspektifleri bütünlük içinde ortaya koydu. Komünistler bu genel açıklık sayesinde sorunun somut seyrini her aşamada ayrıca değerlendirmelere tabi tuttular. Bu çerçevede, ateşkesle birlikte gündeme getirilen "siyasal çözüm" platformu ve Kürt hareketinin bunda ifadesini bulan temel yön değişimini izleyen değerlendirmelere, özellikle dikkat çekmek istiyoruz.

EKİ M I. Genel Konferansının toplandığı tarihte, Kürt hare­keti tempolu bir gelişme seyri içindeydi ve Kürdistan'da '89 yılı

Page 37: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sonu ve '90 yı l ı başında patlak veren ve u lusal hareketi yeni bir safhaya sıçratan politik kitle hareketleri (serhildanlar) güçlene­rek devam etmekteydi. Gelişmenin henüz sorunsuz göründüğü bu safhada, Konferansımız hareketin yakın geleceğine i l işkin bazı temel riskierin önemle altını çizdi. B u çerçevede, birbiriyle bağ­lantı l ı iki temel tespit yaptı.

Bunlardan i lki şuydu: "Kendi mecrasında gelişen devrimci ulusal hareket, kendi öz gücüyle bugün sorunu çözüm gündemine sokmuş bulunuyor. Ama çözüm gündemine girmek i le çözüme kavuşmak arasında her zaman önemli bir mesafe vardır. Onlar­ca yıldır kendisini çözüm gündemine sokmuş bulunan, fakat hala çözülemediği gibi, bugün trajik bir biçimde emperyalist politikala­rın etki alanı haline gelen Güney Kürdistan'daki hareketin dene­yimi de bu gerçeği ortaya koymaktadır. Türkiye Kürdistanı 'nda sorunun kendi öz devrimci birikimiyle çözüm gündemine girmiş olması, onun kendi sınırları içinde bir çözümünün son derece güç olduğunu, ao;ı l çözümün sömürgeci Türk burj uvazisini bir sınıf olarak tasfiyeden geçtiğini , gitgide daha açık gösterecektir." (Kürt Ulusal Sorunu, Eksen Yayıncı l ık , s.64-65)

Bununla bağlantı l ı o lan ikinci tespit ise şöyleydi: "İşçi hareketinin bugünkü politik geri l iği ve burjuva bilincin genel et­kisi , onu Kürt sorunu ve Kürt halkının devrimci özgürlük müca­delesi karşısında kayıtsız ve edilgen bir konumda tutu-yor hala. Buna son vermek göreviyle yüzyüze olan komünistler, bugün için Kürt yoksul sınıfiarına dayal ı o larak devrimci bir çizgide geli­şen ulusal hareketin gelecekteki seyrinin ne olacağı sorununun, önemli , hatta belki belirleyici ölçüde, devrimci süreçlerin Türki­ye'nin batısında nasıl seyredeceği sorununa bağlı olduğunu hep gözönünde tutmak zorundadırlar. Eğer işçi hareketi güçlenemez­se, politik bir mecraya giremezse, d,evrimci ulusal harekete do-

. !ayl ı ve dolaysız yeterli desteği sunamazsa, böyle .bir durumda, devri�ci ulusal hareketin ihtiyaç duyduğu kuvvetleri kendi mülk sahipleri s ınıflarıyla uzlaşarak yaratmak eği l imi göstermesi m uhtemeldir. Bunun ise ona nas ı l bir akibet hazırlayacağını kestirrnek çok güç olmasa gerek." (a.g.e., s.7 1 )

37

Page 38: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

1 993 Ateşkesi 'yle birlikte gündemleşen ve o zamandan beri u lusal hareketin temel politik doğrultusu haline gelen "siyasal çözümü" iki yıl öneeleyen bu değerlendirmeler, sonrdki gelişmelerin nesnel mantığına da ışık tutmaktadır.

Kürt özgürlük hareketinin h ızlı ve başarı l ı gelişmesi, Kürt sorununu çözümünü dayatan bir sorun olarak toplumun gündemi­nin birinci sırasına koydu. Fakat tam da bu başarının kendisi, hareketi getirip bell i bir gel işme sınırına dayadı . Sorun çözüm gündef!line konuldu, ne var ki sorunun devrimci çözümü için ge­rekl i toplumsal-siyasal kuvvete u laşı lamadı.

Komünistler, bugüne kadarki değerlendirmelerinde, bu sını­rın aşı lmasının Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinden alınacak destekle mümkün olduğunu, böyle bir desteğin veri lmesinin Kür­distan 'daki devrimci sürecin derinleşmesini kolaylaştıracağını, hareketin gerçek bir eşitl ik ve özgürlük mücadelesi çizgisinde ilerlemesini güvenceye alacağını vurguladılar. Bu çerçevede, bu­nun başarılarnamasının tarihsel ve siyasal sorumluluğunu da Tür­kiyeli komünistlerin ve devrimel lerin omuzlarında gördüler. Bu değerlendirme tümüyle doğru olmakla birlikte, PKK şahsında Kürt özgürlük hareketinin izlediği politik çizgiden kaynaklanan sorun­ları ve sorumlulukları yeterince hesaba katmadığı için eksiktir. Bu nedenle burada sorunun bu eksik bırakılan yönü üzerinde kı­saca durmak, dolayısıyla çlevrimci süreci i lerletememenin bir sonucu ve bu anlamda bir açmazın ürünü o larak gündeme gelen "siyasal çözüm" çizgisinde bizzat PKK'nın taşıdığı sorumluluğa işaret etmek istiyoruz.

* * *

PKK'nın 1 984'te başlattığı si lahlı u lusal direniş, ' 80'1 i yıl­lar boyunce esas olarak bir geri l la savaşı olarak gel işti. B u sa­vaşın kadro kaynağı ve kitle desteği , ezici ağırlığı i le Kürt yok­sul ve orta köylülüğüne dayanıyordu. Hareketin devrimci kimli­ğinin, savaş kararl ı l ığının, gelişme dinamizminin toplumsal daya­nağı bu sın·ıf katmanları idi.

Si lah l ı direnişin sarsıntıs ı , devletin artan baskı ve terörü­nün yarattığı tepki ve n ihayet geri l la savaşına eşlik eden poli-

38

Page 39: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tik çalışma, 1 990 yılı başından itibaren bir çok kent ve kasabada yaygın bir politik kitle hareketine yolaçtı. Hemen tüm ii yle ' kent ve kırın yoksul emekçi tabakalarımı dayanan bu biiyiik hareketli­l ik, Kürt özgürlük mücadelesinde bir sıçramanın i fadesiydi ve yeni saOıaya geçişin açık göstergesiydi. O gline kadar kırda bir geri l la savaşı olarak gelişen hareket, artık kent ve kasabalarda devrimci kitle hareketr�riyle birleşerek yeni bir güce ulaşıyordu. Hareketin aktif bir kitle dayanağına kavuşması, aynı zamanda sosyal tabanında bir geni�lcıne anlamına geliyordu. Şimdi artık yoksul ve orta köy lülüğün yan·ısıra, kent yoksul ları, küçük-bur­juvazinin değişik katmanları, öğrenciler ve kısmen i�çiler ulusal hareketin kitle gücü içinde yeralıyorlardı. .

·

1 990-9 1 yılının gel işmeleri, hareket henliz Kürdistan 'ın genel ine yayılmamış olsa da, u lusal hareketin gerçek bir halk tabanına oturduğunu, güciinü ve dinamizmini buradan aldığını bütün açıklığı i le göstermekteydi . Aynı dönemde, o güne kadar sömürgeciliğin toplumsal dayanağını oluşturmuş feodal-burjuva sınıfların gelişen u lusal harekete karşı tutumları da gitgide daha açık bir hal aldı. Bunlar belirgin biçimde geli�en ulusal hareketin karşısında yeraldılar. Ulusal uyanışın ve hareketin o gline kadar feodal-aşiretsel bağımlı l ık i l işki leri içinde bulunan Kürt köylii­lüğünlin bu ortaçağ ilişkilerinden kurtulması ve özgiirlc�mcsi süre­ci olarak i lerlediğini gördükleri ölçüde, buna daha açık bir gerici sınıfsal tepki gösterdiler. Aşiret reisleri, toprak ağaları ve şeyh­ler, ulusal hareket biçiminde kendini ortaya koyan devrimci toplumsal-siyasal gelişıneye karşı bu gerici sınıfsal tepkilerini . sömürgeci Türk buı:juvazisiyle daha sıkı bir kenetlcnıneyc giderek. onun militarist aygıtlarıyla bütünleşerek ve "koruculuk sistemi" yoluyla sömürgecilik cephesinden bizzat sava�a katılarak ortaya koydular.

Özetle, ulusal hareketin bu gelişme safhası, kendi toplumsal dayanakları ve kendisine karşı mevzilenen sınınar şahsında. belir­gin bir sınıfsal kutuplaşma ortaya çıkarmış bulunmaktaydı. Dev­rim sürecinde derinleşme; bu nesnel olguyu gözeten politik açı­lımlar yapmak, ulusal özgürlük mücadelesine açık bir halkçı içe-

39

Page 40: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rik kazandırmak, ulusal çelişki ve özlemler üzerinden kendini gös­termiş hareketi aynı zamanda sınıfsal çelişki ve özlemler yoluyla da gel iştirerek gerçek bir devrimci halk hareketi düzeyine çı­karmakl a 2I.anaklıydı .

Kaldı ki, sürecin gelişme seyri bunu kendil iğinden zorluyor, dayatıyordu. U l usal özgürl ük mücadelesin in gel işmesi , Kür­distan'daki feodal kalıntılann ulusal boyunduruğun temel toplumsal dayanakları olduğu gerçeğini tüm açıklığıyla ortaya sermişti. Dolayısıyla, u lusal özgürlük mücadelesinin ayni zamanda feodal kalınllların tasfiyesi olarak; yani köylülüğün yalnızca ulusal köle­l ik i l işki lerinden deği l , fakat aynı zamanda bunun en sağlam dayanağı olan feodal bağımlı l ık i l işki lerinden de tümüyle özgürleş­mesi biçiminde gel işmesinin nesnel bir zorunluluk olduğu açığa çıkmıştı. Belirtmeye gerek yok ki , gözetilmesi gereken bu nokta ulusal özgürlük mücadelesinin gerçek bir halk devrimi olarak ge­l işmesinin temel bir önkoşuludur.

Fakat sorunun bunu tamamlayan bir başka yönü daha var. U lusal baskı ve kölelik, her zaman sınıfsal baskı ve köleliğin bir biçimidir, ona hizmet eder. Kürdistan üzerindeki sömi.irgeci egemenlik ve u lusal baskı , aynı zamanda Türk burjuvazisinin Kürdistan ve Kürt halk kitleleri üzerindeki sınıfsal baskı ve sö­mürüsünün bir biçimi ve .aracıdır. Böyle olunca, u lusal özgürlük mücadelesi, ası l ve temel olarak, Kürt halk kitlelerinin bu baskı ve sömürüden kurtularak özgürleşmesi mücadelesidir, böyle ol­mak zorundadır.

U lusal özgürlük mücadelesinin ası l dayanağının, feodal , ya­rı-feodal bağımlı l ık i l işkilerinin yanısıra, sermayenin baskı ve sömürüsünden bunalmış köylü yığınları i le öteki yoksul-emekçi kesimlerden oluşmasının nesnel -toplumsal mantığı buradadır. Dolayısıyla, sömürgeci egemenliğe karşı mücadelenin bir halk devrimi olarak gelişmesi , derine kök salması ve yeni lmez bir zemine oturması, bu mücadelenin halkçı sınıfsal içeriğini gözet­meye ve gel iştinneye sıkı sıkıya bağlıdır.

Temel önemde son bir nokta daha var. Türk sermaye sı­n ı fının Kürdistan'daki sömürgeci egemenliğinin iç toplumsal

40

Page 41: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dayanaklan Kürt-feodal burjuva sınıfları ise, dış dayanakları da Türkiye üzerindeki emperyalist egemenl ik olgusudur. Kürdistan'­daki Türk sömürgeciliğinin arkasında emperyalizm vardır. Bu sömürgeci egemenlik, emperyal izmin aynı zamanda Kürdistan' ı d a kapsayan sömürü v e yağmasının bir dayanağı v e aracıdır.

Sonuç olarak, Kürdistan'daki özgürlük mücadelesinin bir halk devrimi halinde gelişmesi, onun, içte Kürt feodal-burjuva sınıftan­nı, dışta ise Türk burjuvazisinin sömürgeci egemenliğini ve ti.im bu köleliğin u luslararası dayanağın� o luşturan emperyalizmi hedeflernesi i le mümkündür. Ulusal özgürlük mücadelesinin halkçı özünü ve devrimci toplumsal-siyasal içeriğini koruyabilmesinin, sınıfsal. iktidar değişimini hedefleyen g<>rçek bir demokratik halk devrimi olarak gelişebilmesinin bundan başka hiçbir yolu yok­tur. Bu da ulusal sorunun bir "siyasal çözüm"üdür. Fakat bu çözüm, kurulu düzenin sınırlarına sığmayan, onu aşan, mevcut sınıf ilişkilerinde köklü bir değişimi sağlayan bir "siyasal çözüm''­dür. Ulusal sorunun çözümünde bu devrimci perspektif, doğal olarak, ulusal hareketi yalnızca salt u lusal istemiere dayalı bir hareket olmaktan çıkarınakla kalmayacak, fakat aynı zamanda, Kürdistan'daki devrimci süreci Türkiye'deki sınıflar mücadelesi sürecine dolaysız ve organik olarak da bağlayacaktır. Bu geliş­me, ulusal sorunu ve istemleri karartmak ya da geri plana itmek bir yana, onun köklü ve kalıcı çözümü için olanaklı tek gerçek zemini ve toplumsal güç i lişkilerini sağlayacaktır.

Özgürlük mücadelesinin en büyük gelişme atı l ımını yaşa­dığı 1 990-91 yı l larında hareketin sınıf yapısı bu tür bir yönelime son derece uygundu. '90-9 1 yı l ı gelişmeleri tüm açıklığı i le gös­termiştir ki , u lusal hareketin bu yeni u.yanışı ve gelişmesi d�­neminde, u lusal istemierin taşıyıcısı olan ve özgürlük mücadelesi­nin dinamizmfni oluşturan toplumsal güçler, yalnızca Kürt toplu­munun alt sınıflarıdır. En başta ise yoksul köylülük ile kent emekçileridir. Bu sınıflar ise, sömürgeci Türk burjuvazisiyle yal­nızca ulusal değil , fakat aynı zamanda uzlaşmaz sınıf çelişıne­leri de olan topl umsal katmanlardı. Bunlar Türkiye'nin geneline hakim sınıf i lişkileri içinde Türkiye işçi sınıfının ve emekçilerinin

4 1

Page 42: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

temel müttefikleri- durumundadırlar. U lusal hareketin toplumsal tabanını oluşturan bu sınıf güçle­

rine· i şaret eden EKi M 1. Genel Konferansı, bunun anlamı i le mevcut ve potansiyel sonuçları hakkında şunları söylüyordu:

" . . . Sm!f.f;a/ istemlerini henüz açık olarak ifade ediyor olma­salar hile, hu emekçi kimliğin dinamizmi on/an kendi mülk sa­hiplerinden uzaklaştırmakta, Türkiye işçi smıjina ve Türkiye' deki devrimci sınıfsal ,çıireçlere yakmlaştırmaktadll'. Bugünkü hare­ketili hu emekçi tahamna dayalı olarak ve devrimci hir temel iizerinde gelişiyor olması, aym şekilde. Kürt feodal-burjuva sı­mjlarımn harekete diişmanlı,�mm. Kiirt ara katman/annın ise ha­rekete ürkek ve temkinli yaklaşmalanmn asti nedenidir. Sımfsa/ çıkarlar. Kürt feodal-hwjuva smifları Tiirk hwjuvazisinin kuca.�ı­na itmiştir. Kürt orta hwjuva katmanlanm. reformisi hir progranı temelinde, aym hıujuvaziyle uzlaşmaya itiyor. Kürt yoksul köy­lüliiğiiniin nesnel konumu ise. onu h ir haşka güce, Türkiye işçi sın(/ina yakmlaştmyor. " (a.g.e . , s.66)

Kaldı ki , yalnızca Türkiye'de değil , fakat Kürdistan'da bi le varlığı Türk ve öteki mi l l iyetlere mensup işçi lerd.en ayrı düşü­ni.ilemeyecek Kürt işçisi de, bu doğrultuda apayrı bir birleştiri­ci kuvvet etkeniydi .

1 9R4 çıkışıyla Kürt halkının ulusal uyanışında ve Kürt so­.rununun çözüm gündemine girmesinde tartışmasız bir tarihi rolü olan PKK, mücadelenin ulaştığı bel l i bir gelişme düzeyinden itibaren, bütün bu gerçiklcri izlediği politik çizgide gözeleme­menin açmazlarıyla da yüzyüze kaldı. U lusal hareketin halkçı ınuhtevasını gözetmek ve bu çizgide derinleşrnek yerine, u lusal sorun ve istemleri gitgide daha saf bir biçimde ele alan bir mil l iyetçi dargörüşlülük örneği sergi lcdi . .

Böylece yalnızca emperyalizm ve proleter devrimler çağın­da ulusal hareketin özünü ve gerçek devrimci olanaklarını göz­den kaçırınakla kalmadı. Fakat aynı zamanda, '60' 1arla başlayan yeni tarihsel cvredc. u lusal istemierin devrimci bir temel üzerin­de taşıyıcısı olan sınıfların Ki.irt emekçi sınıfları olduğunu, bunun ise, u lusal hareketin, belirgin toplumsal içeriği olan bir halk dev-

42

Page 43: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rimi olarak gel i şmesi zorunlu l uğuna i şaret ettiğini gereğince gözetmedi.

Sonuç olarak, K_ürdistan'daki devrimci sürecin bugün yüz­yüze kaldığı sorunlar ve "siyasal çözüm'; yönelimj: yalnızca Tür­kiye işçi sınıf}nın ve Türkiye devrimci hareketiniri içi�de' bulun­duğu durumla değil , fakat aynı zamanda PKK'nın izlediği p�litik çizgiyle de sıkı sıkıya bağlantıl ıdır. PKK, mülk sahibi sını flarla buluşma zem_ini yaratan saf u lusal istemiere dayalı bir çizgi yeri­ne, Kürt emekçilerinin .toplumsal-siya:;.al istemlerini de gözçtcn bir devrimci politik çizgide gel işmey! esas alsaydı. kuşku yok ki, bunun Tü.rkiye ,işçi s ınıfı ve emekçilerinin s!nıfsal uyanışına çok etkili bir dolaysız katkısı o lurdu. Bu her iki u lustan · işçi ve emekçilerin mücadele içinde yakın laşmasını v

.e kaynaşmasını

görülmemiş ölçüde kolaylaştırırdı . Ve Türk burjuvazisi için, işçi­leri ve emekçileri , mil l iyetçi öriyargı larla ve şovenizmle zehirlc­yip toplumsal mücadeleden alıkoymak o kadar kolay başarılır bir iş olamazdı .

3. Genel Konferans Belgeleri'nden ...

Mart 1995

43

Page 44: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

EKİM 3. Genel Konferansı (Tutanaklar) Ulusal hareket; sorunlar ve

görevler . . .

Cihan: Kürt sorununa il işkin programımiz i lkesel çerçevesi yönünden yeterince açık!ır. I. Genel Konfransımıza ait metnin ilgil i bölümünde sorunun i lkesel çerçevesiyle ilgi l i temel düşün­celer net bir biçimde ifade edilmiştir. B urada, ulusal soruna i l iş­k in m arksist programı n üç tl�mel unsurdan oluştuğu ve bu unsurların kendi içerisinde tam bir bütünlük ifade ettiği, ancak bu bütünlük iç-erisinde ele al ınmak ye uygulanmak durumunda, ulusal soruna i lişkin marksist sınıf tutumuna bağlı kalınabiieceği özenle belirti liyor.

Bu üç teı:nel unsur, aynı zamanda hareket noktasıdır da. B unlardan i lki, bir ilke sorunu olan ulusların tam hak eşitliğidir. İkincisi, bu ilke sorununun bir sonucu olarak, .ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkının kayıtsız şartsız savunulmasıdır. Üçüncü ise, bir devletin sınırlan dahilinde, hangi ulustan, hangi milliyetten geliyor olursa olsun, proletaryanın mücadele ve örgüt birliği

44

Page 45: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

konusunda tavizsiz davranabi lmektir. Bunlar ulusal soruna i lişkin marksist programın kendi içinde

bir bütünlük taşıyan üç ana unsurudur. İ lk iki unsurdan, ezilen ulusun meşru hakları karşısında açık bir tutuma sahip olmak ve bu meşru haklar uğruna kararlı l ıkla mücadele etmek, verilen mü­cadeleyi desteklemek poli tik sonucu ve görevi çıkıyor. Üçüncü unsurla ise ezen ulus mi l liyetçi l iği ile araya kesin bir sınır çi­zi lmiştir. Bu kesin sınırlar temel i üzerinde, çeşitli mi l l iyetlerden işçilerin sınıf birl iği, dolayısıyla mücadele ve örgüt birl iği ko­nusunda ısrarlı davranmak, bu doğrultuda tavizsiz bir mücadele yürütmek görevleri çıkıyor. Dolayısıyla ikili bir görev alanı doğu­yor burada. Lenin, net bir biçimde, görevlerin bu ikinci alanına da özel bir vurgu yapıyor. Bunun gözden kaçırıldığı bir durum­da, ulusal soruna i l işkin marksist program ile en i leri bir burjuva ulusal demokratik program arasındaki ayrım çizgisi kaybolur, di­yor. M arksist programın ay ı rdedic i öze l l iğ i , i l k iki unsuru üçüncüsUyle birleştirmeyi başarabilmektir.

Bu, sorunun genel . ikesel programatik çerçevesidir. Peki bu­nun bizim bugünkil politikalarımız ve pol itik görevlerimiz için pratik sonuçları nelerdİr?

Bugün iki gelişmeyle yüzyüzeyiz. Biri genel planda ve nes­neldir. Diğeri ise daha çok bizim gelişme düzeyimiz ve bunun­la bağlantı l ı olarak önümüze çıkan görevlerimizle i lgi l idir.

Genel planda ve nesnel olan gelişme. Kürt ulusal sorununun bugünkü gelişme düzeyi ve bu düzeyiı1 ortaya ç ıkardığı yeni sorunlardır. Siyasal gel işmelere il i�kin tartışma gündeminde de değinildi. Kürt u lusal hareketi son bir kaç yı ldır bell i bir gelişme düzeyine ulaşmış bulunuyor ve bu gelişme düzeyinde çözümünü zorluyor. Fakat çözüme gitmekte, bu çözümü kendi bugünkü güç düzeyinde gerçekleştirmekte zorlanıyor. Bu durumun yolaçtığı eğil imleri bir çok vesileyle ortaya koyduk. Bu bir ki l itlenme durumudur. Taraflar yüklenmekte, fakat kendi çözümlerinin önü­nü açamamaktadırlar. Burada devlet kendi çözü.münde, hiç değil­se resmiyette, katı bir ısrar göstermek durumunda kalmaktadır. Fakat PKK devletin bu ısrardaki zayıflığından da yararlanarak

45

Page 46: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir "siyasal çözüm" önerisiyle hareket etmektedir. Bu noktadan devleti açmaza almaya çal ışmaktadır. Tabi bu politikanın başka uzantıları da vardır. "S iyasal çözüm'' arayışı beraberinde, Kürt burjuvazisiyle i l işkilerde bel l i bir yumuşamaya ve belirgin bir işbirliğine; Türk egemen sınınarının bazı kesimleriyle bel l i i l işki­ler geliştirmek eği limine; bu arada uluslararası planda emperyalist devletlerle bazı politik ve diplomatik i lişkilere yolaçabilmektedir. Bütün bu gelişmelerin gündeme getirdiği sorunlar vardır. Bu, işin bir yanıdır.

Öte yandan, ulusal hareket yaşadığı gelişme gücü sayesin­de, yalnızca Kürdistan 'daki Kürt kitleleri üzerinde deği l . Tür­kiye genelindeki Kürt kitleleri iizerinde önemli bir politik etki yaratmış bulunuyor. Bu pol i tik etki ise doğal olarak beraberinde ulusal hareketin ideolojik etkisini getiriyor. Bunun sınıf mücade-

. · lesi açısından yarattığı sorunlar ve sonuçlar vardır. işin bu cephesi yeni bir olgu değildir. Ama "siya•;al çözüm" arayışının yoğunlaştığı bir dönemde, bunun kazandığı özel bir anlam ve önem vardır. Bu yeni bir olgu değil diyorum ; zira PKK Kürdistan'da kitlesel taban bulmaya başladığı andan itibaren, bunun etkisi doğal bir biçimde büyük kentlerde kendini gösterıneye başladı . Buna rağ­men biz bugüne kadar sorunun bu yanı üzerinde çok fazla durmadık. K uşkusuz ideolojik ayrım çizgilerini bu noktada neı çizdik. Ulusal soruna, onun teorik-i lkesel çerçevesine ilişkin olarak, farkl ı mil l iyetlerden proletaryanın sını f birliği konusunda herhan­gi bir taviz veremeyeceğimizi , bunu bir i lke sorunu olarak gör­düğümüzü hep vurguladık ve savunduk. Belgelerimiz bu konuda yelerince açıktır. Ama bu sorun bugüne kadar pratik politikada bizim önümüze çok özel ve zorlayıcı bir tarzda çıkmadı. Hare­ketimizin genel gelişme süreçlerine ve politik mücadele içindeki yerine i l işkin olarak bu konferans boyunca yaptığımız tartışmala­rın kendisi, bu sorunun bizim karşımıza neden özel bir tarzda ç ıkmadığı' ve tersinden bugün artık neden çıkmakta o lduğu konusunda bel l i bir açıklık sağlayabilmektedir.

Gerçi bu sorunun karşımıza yer yer pratik olarak çıktığı durumlar da oldu . Çıktığı ölçüde ideolojik ayrım çizgisi zaten

46

Page 47: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

pol it ik sonuçlarını gösterdi . B üyük kentlerde biz, Kürt sınıf · kitleleriyle demeyeyim ama, Kürt işçi bireylerle karşı kar� ı ya kal-· · dığı m ız her durumda, kendi sın ırları içerisinde ulusal · hareketin hakl ı l ığını ve meşruluğunu savunduğ��uzu, verilen mücadeleye bizim tam destek verdiğimizi belirtmekle kalmadık •. fakat öt� yandan, büyük kentlerdeki Kürt işçilerini işçi sınıfının bir parçası olarak gördüğümüzü, onların görevlerinin kendi bağımsız sınıf konumundan sınıf mücadelesinin görevlerini üstlenmek ve ulusal sorunun çözümünü de bunun içinde anlamiandırmak olduğunu hep söyleyegeldik.

. ,.

1 . Genel Konferansımızdaki tartışma tutanaklarında, ulusal sorunun genel bir nitel ik taşıdığı, ama Kürt toplumunu oluştu­ran her bir sınıfın bu genel sorun karşısında kendi sınıf konu­mundan hareket ettiği, sorunun çözümüne �endi sınıf çıkarlarından hareketle yanaştığı, önplana sınıf çıkarlarını koyduğu üzerine son �erece aydınlatıcı açıklamalar vardir. Bu aç·ıdan bizde Kürt ulu­

. sal sorununa i l işkin olarak genel. bir ideolojik açıkl ık ve sorun pratik olarak önümüze çıktığı ölçüde de doğru bir politik tutum sözkonusuydu.

Fakat bugün durum biraz daha farklıdır. B iz artık işçi kit­lelerini hedef alan çok daha etkin bir politik çalışma yürüteceğiz. Böyle bir çalışmada, sınıf kitleleri içerisinde Kürt işçileri özel bir oran teşki l ettikleri ölçüde, bu sorun pratikte karşımıza daha yakıcı bir biçimde çıkacaktır. Çünkü Kürt kökenli işçi ler, deği­şik ideolojik etkilerin yanısım (özellikle politize olmuş ileri kesim­leri) belirgin bir biçimde ulusal harekete duygusal bir bağl ı l ık duymakta ve bu temel üzerinden de onun pol itik ve ideolojik etkisi altında bulunmaktadırlar. Eğer onları kendi bağımsız sınıf çizgimize kazanmak istiyorsak, bu ideolojik-pol itik etkiyi kır­mak zorundayız. Bu ise, aradaki ayrım çizgilerini net bir biçim­de çizmek ve bu ayrım çizgilerini .açık bir ideolojik mücadeleye, gerektiği yerde pol itik mücadeleye konu edebilmek demektir . . Görevlerimiz bunu gerektirmektedir. Parti sorununu çözmek, sını­fın ileri kesimlerini parti olarak örgi.itlemek, sınıfı devrimcileştir­rnek görevinde ciddi mesafeler katetmeye yöneldiğimiz bir nok-

47

Page 48: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tada, k�ndi sınıf iddiamızdan ve i lkesel konumumuzdan uzaklaş­madığımız sürece, bu konuda herhangi bir taviz veremeyiz. '

Biz ulusal hareketi bugünün kendine özgü koşullarında ken­di coğrafya" ında bütün gücümüzle destekleriz. Ama. hiçbir biçim­de Türkiye işçi sınıfının birl iğinden taviz veremeyeceğimizi, Türkiye coğrafyasında verilmesi gereken mücadelenin sınıf i lkesi temel i üzerinde ortak bir sınıf mücadelesi ve örgütlenmesi olma­sı gerektiğini ısrarla propaganda ederiz. Bununla da yetineıneyiz·, bunu bizzat örgütlerneye çalışırız. Ama biz bunu örgütlerneye çalıştığımız andan itibaren de za.ten kendi irademiz dışında bu sorunun muhatabıyla yüzyüze geliriz. İşte bu noktada, yeni bir mücadele ala_nı doğacaktır. Bu mücadelenin ideolojik ve i lkesel çerçevesi ve pratik sorunları konusunda açık olmak durumun­dayız. Sorunun bir diğer öneml i yanı da budur.

Sorumın bir öteki yanı ise şudur. "Siyasal çözüm'' alanın­daki gelişmelerden sözetmiştiın. Kürt hareketi bel l i bir karşıl ık­l ı denge durumunu aslında erken bir tarihte yakaladı. Ancak bu denge kavramını doğru anlamak gerekiyor. Devletin gücü i le PKK 'nın gücü arasında eşit bir i l işkiyi anlatmıyor bu. Taratla­�ın kendi çözümlerini daha ileri bir düzeye sıçratamamak nok­tasında yaşadıkları karşılıklı tıkanmalardır sözkonusu olan. Denge durumu ile aniatılmak istenen budur. Bu durum Kürt ulusal ha­reketini zorladı. Türk emekçi sınıflarından gerekli desteği göre­mediği ve dahası göremeyeceğine kanaat getirdiği andan itibaren, (yaklaşık iki-üç yıl l ık bir dönemdir bu) ihtiyaç duyduğu desteği başka alanlardan yaratmak için belli açılımlar yapmak yoluna girdi. Bu çerçevede, kazandığı mevzilerini elde tutmak, mümkünse daha ileri mevzilerle birleştirmek, değilse o mevziterin gerektirdiği taviz­lerle sorunu belli bir ara çözüme bağlamak eğilimi içerisindedir. Eğer soruna gerçekçi yaklaşılacaksa, yani ulusal hareketin imkan­ları ve dayandığı toplumsal tabanın sınıfsal özell iklerinden gidile­rek bakılacaksa, bunu basit bir "taktik manevra" kapsamında gör­rtıemek gerekiyor. Burada gerçek bir sını fsal i l işkiler alanı var­dır. Bu temel üzerinde şekil lenen yeni siyasal tutumlar ve yöneliş­lerdir sözkonusu olan. Bunun ürünü politikalar olarak değer-

4

Page 49: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tendirrnek gerekiyor. Bu "siyasal çözüm" arayışları, gelinen yerde, diplomatik çaba

adı altında, bizim prensip olarak kabul edemeyeceğitniz bel l i biçimler de almaktadır. Diplomatik çabalardan sözederken, bununla hiçbir biçimde, Kürt ulusal hareketinin dünya çapında kamuoyu oluşturma, bu arada uluslararası hukuk çerçevesinde kendini Kürt halkının meşru temsilcisi olarak kabul ettirme, bu açıdan meş­rulaştırma girişimlerini kastetmiyorum. Sözkonusu olan bir ulu­sal hareket olduğuna göre, bu tür girişimiere i lke olarak karşı çıkılamaz. Bu, karşısındaki sömürgeci gücü geriletmek bakımın­dan da bel l i bir imkandır. B iraz zor bir alandır, kaygan bir ze­mindir. Ama buna i lke olarak karşı çıkılamaz.

Problem ise daha başkadır. Özellikle yakın dönemde, AGİK Zirvesi vesilesiyle, A . Öcalan ' ı n büyük emperyal ist devletlere yaptığı bir çağrı vardır. Bu çağrıyı prensip olarak ·asla kabul ede­meyiz. Bunun pol itik sonuçları konusunda emekçileri, en başta �a Kürt emekçilerini aydınlatmak sorumluluğuyla yüzyüzeyiz. Çağrının özü şudur: Biz "büyük devletler"in Kürt sorununa müdahalesine açığız! Bu, "büyük devletler" denilen emperyalist güç odaklarını basitçe hakem tutmak deği ldir sadece. Fakat bu savaşın yarattığı sonuçlara da dikkatleri çekerek, büyük devletlerin bu duruma seyirci kalmamaları ve bizzat müdahale etmeleri çağrısıdı-r. "Büyük devletler" denilen güçler, emperyalist di.inyanın ta kendisidir. B ütün gericil iğin, u lusal köleliğin, sömürgecil iğin, her türlü kötülüğün kaynağıdır. Biz_ bunu i lke olarak kabul ede­meyiz. Dahası bunu devrimci kimliğin terkedilmesi sayarız. Bu konudaki tutumumuzu kitleler önünd� tüm açıkl ığıyla ortaya koymak zorundayız. Bu konuda en ufak bir duygusal baskı lanma altında kalmamal ıyız. Duygusal baskılanmadan şunu kastediyo­rum. Bugün, geçtik Doğu Perinçek gibi sosyal şovenlerden, Türk burjuvazisi bile, PKK 'nın Kürt sorununda büyük devletlerden ya_!dım istemesi üzerine demagoji yapabi liyor. "Büyük Türkiye"­yi çekerneyen büyük devletler bu SG!·unu kışkırtıyorlar; Türkiye'­yi bölmek istiyorlar; işte kanıtı, dıyebi l iyor.

Zayıf bir devrimci kimlik, bu durum karşısında gerilerneyi

49

Page 50: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

getirir. Ama bizim burada gerilememiz için hiçbir neden yoktur. Biz ulusal sorun ve u lusal sorunun öncü pol i tik kuvveti olan PKK'nın mücadelesinin desteklenmesi konusunda en başından i tibaren çok açık tutum almış bir h,ııreketiz. PKK devrimci bir çizgide i leriediği sürece destekte tereddütsüz davranmı§ bir ha­reketiz. Bugüne kadar bu alandaki i lkesel ve pol itik tutumumuz­dan taviz vennemiş, herhangi bir zayıflık göstennemiş bir hare·­ketiz. Bu gücü gösterebiimiş bir hareket, zaafın ortaya çıktığı noktada, ona en açık şekilde vurmak hakkına sahiptir ve bunu yapmak zorundadır. Bu bizim için PKK 'nın zayıflıkianna karşı al ınacak i lk tavır da değildir. Biz aynı tavrı "siyasal çözüm" arayışları sırasında, yani ·:ateşkes" sürecinde de gösterdik. Dikkal edil irse, bizim orada altını çizdiğimiz nokta, ateşkes sorununun kendisi değildi. Bizim için öneml i olan, ateşkesin bir paket proje olarak gündeme gelmesiydi. Yani bir ucunda Talabani 'nin, öteki ucunda PKK-PSK Protoko lü 'nün olmasıydı, bu protokolün içeriğiydi . Bu girişim akan kanı durdurmak duygusal propa­gandasıyla birleştiri l iyordu. PKK cephesinden de bu böyleydi . Askeri çözüm-siyasal çözüm iki lemi içerisinde durum formüle ed!liyordu. Bizim o zamanki değerlendinnelerimizde altı önemle çizilen bir nokta vardır. Denilen şey şudur. Askeri çözüm-siyasal ç�züm; bu sahte bir iki lemdir. Temel seçenekler böyle konulamaz; devrimci çözüm, kurulu düzeni ve uluslararası sistemi aşan bir çö�üm, ya da mevcut düzen ve sistem içi bir çözüm olarak konu­labil ir gerçek seçenekler. Yani devrimci çözüm ya da anayasal refonncu çözüm! B unların ikisi de siyasal çözümlerdir.

Dikkat ediniz; bütün sınıflar ve bütün temel kuvvetler, ger­çekte bel l i bir siyasal çözüm programıyla ortaya çıkmaktadırlar. B ir tek Türk devleti bunun istisnası gibi görünüyor. Oysa ger­çekte onunki de bir siyasal çözüm girişimidir aslında. Savaş bu­rada politikanın başka araçlarla devamından başka bir şey değil­dir. Kürt hareketini ezmek, sonra belli kültürel tavizler i le, kültü­rel kimlik taviziyle bu sorunu düzen içine alarak zaman içeri­sinde halletmek, hiç deği lse oyalamayı başarabilmek ... Bu da bir tür siyasal çözümdür. Ama askeri araçların da devreye girdiği,

50

Page 51: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

onun özel bir yer tuttuğu, yani çatışmanın askeri boyutta sürdüğü türden bir siyasal çözümdür. Öte yandan, başta Amerika olmak üzere emperyalist dünyanın değişik alternatifiere dayalı siyasal çözüm paketleri vardır. Beri yandan Kürt burjuvazisinin bir siya­sal çözüm paketi vardır. Beri yandan PSK şahsında Kürt re­formculuğunun, Kürt küçük ve orta burjuvazisinin bir çözüm paketi vardır. Öte yandan Türk sosyal şovenizminin, yani Doğu Perin­çek' in bir siyasal çözüm paketi vardır: "kardeşl ik paketi" de­mektedir buna. Bizim de bir bakışımız, dolayısıyla bir siyasal çözüm yaklaşımımız vardır bu soruna. Sonuç olarak her sınıf, gerçekte kendi sınıfsal konumundan, kendi siyasal perspektifinden sorunun bir siyasal çözümünü aramaktadı r ve gerçekleştirmeye çal ı şmaktadır. Kimis i bunu askeri , k imisi barışçı l biçimler içerisinde, kimisi emperyalist devlet olmanın güç ve imkanlarını kullanarak, çok değişik araç ve yöntemlerini devreye sokarak, neticede kendi çözümünü gerçekleştirmeye, bu çerçevede Kürt sorununa bi� "siyasal çözüm" bulmaya çalışmaktadır.

Kürt u lusal hareketi Kürdistan'daki öz dinamiklerin bugün­kü olgunlaşma düzeyiyle varabi ldiği yere. varmış, bu arada Tür­kiye işçi sını fı ya da emekçi sınıflarından umduğu ve beklediği desteği alamamıştır. Bell i bir noktadan itibaren de, kısa vadede böyle bir gücün çıkamayacağına kanaat getirmesine de bağlı ola­rak başka arayışlara girmiştir. Onurlu bir uzlaşma çözümü ara­maktadır aslında. Buna İnanmak, bundan kuşku duymamak ge­rekiyor. Çünkü bir savaş yaşanmaktadır. PKK epeydir hayli b·a­şarı l ı bir dayanma gücü göstermektedir. Ama bunun bel l i nokta­larda bir zorlanmaya dönüşeceğini de politik bir öngörüyle gö­rebilmektedir. Kazandığı mevzileri bel l i ara çözümlerle (bu ara çözümlerin kendisi için hangi akibeti yaratacağı sorunııyla çok da bağl ı olmayarak), bir takım tavizlerle, bel li bir sonuca bağla­mayı umabilmek�edir. Buna yönelik bir politika izleyebilmektedir. Ama tam da böyle bir dönemde, kendi burj uvazisinin bazı katmanlarıyla da güç birliği içerisinde sistem içi bir çözüm arayısı içerisinde olmak, bell i kaçını lmaz sonuçları da zaman iç­üretmektedir.

51

Page 52: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bu sonuçların en bel irgin yönlerinden biri, bugün Türkiye devrimci hareketine al ınan tavırda kendini somutlamaktadır. PKK, büyük kentlerdeki Kürt emekçi kitlelerinin Türk emekçi kitleleriyle birl ikte Türkiye 'de devrimci kuvvetler tarafından mücadeleye sürülmesine karşı çok özel bir direnç göstermektedir. HADEP' ten · Öcalan ' ın Türkiye devrimci hareketi değerlendir-­melerine kadar herşey buna hizmet etmektedir. Genel olarak mil l iyetçi temaların önplana çıkarı lması , her yerde Kürt kitlesi­nin ancak PKK'dan sorulabi leceği türünden bir mil l iyetçi tema­nın işlenmesi , bütün bunlar aranan çözümlerle bağlantı l ıdır. Biz bu tür bir arayışı kabul edemeyiz. Ulusal hareketin Kürdistan'­da, kendi coğrafyasındaki gelişmesine herhangi bir güçlük çıkar­mak bir yana (bu konuda gücümüzün olup olmamasını saklı tutu­yorum), dahası buna güçlük çıkaranlara karşı bir ideolojik politik mücadele yürüttük, yürüteceğiz de. Ama ulusal istemler temeli üzerinde, ulusal dava ekseni üzerinde gelişen bir hareketin, bü­yük kentlerde sınıf mücadelesini yönlendirmek bakımından ya­pabileceği hiçbir şey yoktur. Nesnel konumu, mi l l iyet kimliğine dayalı politik mücadele platfonnu, buna aşılmaz bir engeldir. Bü­yük kentlerdeki Kürt kitleleri içinde, Kürdistan'daki mücadeleye bel l i bir duygusal lıkla da içiçe sınırlı bir politik destek yaratma­nın, genel demokrasi mücadelesi içerisinde o desteği bel l i bir biçimde seferber etmenin ötesinde, yapabileceği fazla birşey yok­tur. Nitekim fazla birşey de yapamıyor. Burada Çukurova/Ada­na bölgesi biraz özel bir istisna olarak ortaya çıkıyor. Bence bu da Çukurova'daki sınıf mücadelesinin gcri l iğiyle çok bağlantı l ı bir sonuçtur. Buradaki mücadeleler de gerçekten ancak destek mücadeleleri olarak ortaya çıkabi lmektedir.

Büyiik kent lerdeki Kürt işçi ve emekçi kitleleri burada top­lumun organik bir parçasıdır. Mi l l iyetleri farklıdır onların, ama gettolarda yaşamıyorlar. Kürtlerin ağırl ıkl ı olduğu malıailelerin varlığı çok fazla birşey anlatmıyor. Bazı yörelerden gelenlerin ağırl ıkta olduğu mahal leler de vardır büyük kentlerde. Örneğin Erzincanlı lar, Yozgatl ı lar, Sivas l ı lar vb. gibi . . . Çoğu kere Kürt mahalleleri de gerçekte aynı zamanda bel l i kent mensuplarının

52

Page 53: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mahal lelerid ir. ,Büyük kentlerdeki i lerici işçi potansiyelinin önemli bir bö­

lümünü Kürt kitleleri oluşturmaktadır. Eğer biz devrimci siyasal mücadele görevlerinin hakkını vermek durumundaysak, bu iddia i le ortaya çıkıyorsak, tam da bu noktada, mil l iyetçi şartlanmaya ve darl ığa karşı belirgin bir ideolojik ayrım çizgisi çizmek ve metropol lerde bunun gerektirdiği mücadeleyi tavizsiz bir biçimde vermek durumundayız. Bu, marksist i lkesel konum bakımından son derece açık bir sorundur. B u sorun örneğin bolşeviklerde zamanında uzlaşmaz, hatta geri l imli bir mücadelenin konusu da olmuştur. Bu yalnızca i lkesel bir tutumun değil , fakat pratik sınıf mücadelesinin zorunlu bir gereği de olmuştur. Çünkü Rusya'da marksist hareket sınıf kitleleri üzerinde dolaysız bir etkiye ve güce sahiptir. M ücadelede dolaysız olarak taraftır ve sorun onun karşısına dolaysız olarak çıkmıştır. Lenin, sosyal şovenizme karşı verdiği mücadeleyi , gerektiği yerde ezilen ulus mil l iyetçiliğine karşı da aynı sertlikte vermekte bir an bile tereddüt etmemiştir. Bizim bu konudaki nispi sessizliğimizin ya da bu alandaki pratik görevleJimizi bugüne kadar gereğince üstlenmememizin gerisin­de, gerçekte sınıflar mücadelesi alanına etkin bir güç olarak çıka­mamamızın ve etkin bir sınıf çalışmasına yöndememizin çok özel bir payı vardır. Ama tam da bu konumu kırmaya çalıştığımız bir evrede, marksist programımızın bütün gereklerini bir bütünlük içerisinde ele almak ve pratikte yerine getirmek sorunuyla yüz­yüzeyiz.

Hele de PKK'nın "siyasal çözüm" arayışları içerisinde, bi­lerek ya da bi lmeyerek, fakat izlediği çizgi ile kaçınılmaz olarak Türk ve Kürt emekçileri arasında bel l i sınır çizgi leri çizmeye çalıştığı bir evrcde . . . Bu, büyük kentlerdeki Kürt işçi ve emekçi sınıflarını Türk işçi ve emekçi sınıflarından farklı bir politik tutu­ma, yani u lusal özlemler, ulusal talepler eksenine oturan bir mücadeleye .;:.::brıt'sinde açık ifadesini bulmaktadır. PKK, Kürt işçilerine ve emekçilerine, Ti.irk burjuvazisine karşı kendi sınıf konumunuzdan devrim ve iktidar mücadelesi yürütün deme­mektedir. PKK 'nın yayınlarında buna i l işkin neredeyse tck keli-

53

Page 54: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

me yoktur. Büyük kentlerdeki Kürt işçi ve emekçi leri Kürt bur­juvazisine karşı sını fsal bir m ücadele vermeye de çağrılma­maktadırlar. Bütün sorun, ulusal istemlerle sınırlı bir mücadeleye büyük kentlerden bel l i bir desteğin verilebilmesidir. Bu ise kirli savaşa karşı demokrasi m ücadelesi , yani Kürdistan'daki kirli sa­vaş baskıs1nın hafifJetilmesi m ücadelesi olarak çıkmaktadır m­taya. PKK 'nın bu alanda sınıf mücadelesi perspektifinden uzak­l ığı , kendini büyük k�ntlerin Kürt orta sınıflarıyla ve burjuva­zisiyle kurduğu i l işki lerde de göstermektedir. Büyük kentlerde legal parti lere dayanı lmaktadır. B u parti lere Kürt burjuva sınıfları yön vermektedir. Kürt burjuvazisinin sınıf konuınunun ifadesi po­litik perspektifler ıŞığında

. hareket etmektedirler bu partiler. Kürt

işçi ve emekçi sını fları da bu partilerde politika yapmaya çağ­rılmaktadırlar.

Akşamki komisyon tartışmasında açığa çıktı, çok i lginç bir gözlemdir. Büyük kentlerde PKK'nın ideolojik-politik etkisi al­tında olan Kürt işçi ve emekçi sın ıflarının ya da onların büyük kentlerdeki politik temsilcilerinin davranış biçimleriyle, Türkiye devrimci hareketinin reformisı kanadının davranış biçimleri bir çok alanda örtüşmektedir. Bundan 3-4 yı l önceki bir kongrede Tüm Sağ-Sen Diyarbakır temsilcileri komünistlerle ittifak kur­maktan yana iken, Tüm Sağ-Sen' in büyük kentlerdeki "yurtse­ver" temsilci leri Dev Yol ' la ve TDKP'yle ittifak yapmaktadırlar. Bu durum büyük kentlerde pol i likanın çok büyük ölçüde Kürt orta burjuvazisinin perspektifleri üzerinden sürmesinden kaynak­lanmaktadır. Öte yandan Gebze direnişinde Kürt yurtseverl iği­nin ideolojik pol i tik etkisi altındaki işçi ler, oradaki uzlaşma çizgisiyle çok belirgin bir biçimde paralel düşebi lmektedirler. "İş­Ekmek-Özgürlük mücadelesi" tipik bjr biçimde büyük kentler­deki yurtsever kitlenin de perspektifidir. Bunlar büyük kentler­deki devrimci sınıf mücadelesi görevlerine uzak durmaktadırlar. Yalnızca "iş"i , bu çerçevede "ekmeği '' tehl ikeye girdiğinde, ekonomik istemieric sınırl ı bir mücadeleye destek vermektedir­ler. Pol i tik i lgi leri ise yalnızca Kürdistan'daki savaşa, oradaki mücadeleye i l işkindir. Ye ona i l işkin bir destek çerçevesiı;ıdedir.

54 "

Page 55: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Büyük kentlerdeki genel politik m ücadeleye karşı ise bir i lgisizlik sözkonusudur. Bu i lgisizlik yakın zamana kadar (son durumu bilmediğim için yakın zamana kadar diyorum) üniversitelerdeki "yurtseverler''in siyasal mücadele karşısında yerine göre "taraf­sız" twır almalarına kadar bile gidip varabi l iyordu.

PKK 'nın bir süredir Türkiye devrimci hareketine karşı ge­l iştirmekte olduğu tavırdan sözetmiştim. Buna bir kaç nokta da­ha eklemek istiyorum. Türkiye devrimci hareketi eleştiriyi fazla­sıyla hakeden bir harekeıtir. EKi M 'in bunu anlamasında hiçbir güçlük yoktur. Çünkü EKİ M yı l lardır Türkiye devriınci hareketi­nin zaafları üzerinden bir mücadele yürütüyor. Tasfıyecil iğe karşı, tasfiyec i l iğin değişik görünüm lerine karşı sert bir mücadele yürütüyor. Bütün bunlar bunun zaafl ı bir hareket olduğu, mis­yonunu oynayamayan, bundan çok büyük ölçüde uzak olan bir hareket olduğu gerçeğini bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. Bu çerçevede Türkiye devrimci hareketi çok özel bir e leştiriyi hak­ediyor. PKK'nın bir dönemki eleŞtirisi bu sınırlar içerisinde kav, ranabi t ir bir eleştiriydi. Hakl ı ve devrimci bir elcştiriydi. Aı'J!a·

son zamanlardaki artık eleşti ri deği ldir, kaba bir düşmanl ık y�­ratmak eği l iminin bir ürünüdür.

Türkiye devriınci hareketi o sınırlı pol itik propaganda ve ajitasyonunu bile büyük ölçüde Kürt sorunu üzerine yoğunlaş­tırıyor. Gerçekleşen kitle eyleml i l iklerinde mümkün mertebe kirl i savaşa karşı ve Kürt u lusunun meşru hakları için şiarlar yük­seltıneye çal ışıyor. Devletin Özgiir Ülke şahsında u lusal özgür­lük mücadelesinin sesini boğmaya çalıştığı bir saldırı ·karşısında kararlı bir tam destek veriyor ve imkanlarını sefe�ber ediyor. Özet­le, Türkiye deyrimci hareketi , Kürt özgürlük mücadelesine karşı görevlerini yerine getirmeye çal ış ıyor. Ama bugün için Kürt özgürlük mücadelesine aktif bir kitle desteği örgütleyemiyor. Bu açık bir zaaf ve kusur. Ama bu u lusal soruna karşı zayı flığın­dan ya da duyarsızlığından deği l , genelde sınıf mücadelesi için­deki zayıfl ığından geliyor. Genelde kitleleri politik mikadeleye yöneltemediği ölçüde, kitleleri Kürt özgürlük mücadelesine des­tek için de 'a�ti( bir eylemli l iğe yöneltemiyor. Bu da�a genel bir

Page 56: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

zaaf. Ama Al i Fırat pe�peşe yazdığı yazılarda, ısrarla Türkiye devrimci hareketinin "Kemalizmin çocuğu" olduğunu, bunun hiç­bir ist isnası o lmadığını . bunların mutlaka ezi l ip dağıtı l ması gerektiğini söylüyor. Hatta hatta Türk halkının da zaten kendi önderliklerini bek lediklerini, bu önderliği de yerine getireceklerini vb. söylüyor. Burada Türk emekçi kitlelerinin PKK'ya nasıl bak­tıklarını, PKK 'dan ne bekledikleri olgusunu bir yana koyuyorum. Ben bu propagandanın, Türk emekçi s ınıflarının önderliğine ta­l ip o lmaktan çok� bu görünüm içerisinde, Kürt k i t le leri ve devrimcileri arasında Türkiye devrimci hareketine karşı kaba önyargı lar yaratmaya, ve biraz da araya kalın duvarlar örmeye yönelik olduğunu düşünüyorum.

Sorun, görünüm olarak Türk emekçi sını flarının önderliğine tal ip olmak biçiminde konulmak durumundadır. Çünkü bu aynı

· zamanda büyük kentlerdeki Kürt işçi ve emekçi kitlelerini ikna etmenin de bir yoludur. Büyük kentlerdeki Kürt emekçi leri, gerçekten ulusal hareketten duygusal eıkilenmişlikleri ne olursa olsun, yanıbaşııidaki Türk işçi ve emekçileriyle birl ikte mücadele etmek gerektiğini az-çok hissedebil iyor. Bu mücadelenin gerekle­rini henüz belki yerine getiremiyor, ama bunu hissediyor. Kürt işçi ve emekçisinin kafasında bu doğrultuda uyanabilecek bir soru, bence, onun da öndedi ğini biz yapacağız iddiasıyla karşılanıyor. Tam da bu temel üzerinde, Kürt işçi ve emeRçisi üzerindeki ide­olojik-politik etki giderek perçinlenmeye çalış ı l ıyor. Ben olayı böyle görüyorum. Bunun kendisi , bizim bugün siyasal mücadele alanına çıkı� iddia:n ı ·:'>. ri:: lxığ!• rıhnık, ezi len ulus mil l iyetçil i­ğine karşı açık bir tutumu, gerektiği yerde açık bir mücadeleyi zaten kendi l iğinden gündeme geti rmektedir. Eğer biz .proletar­yanın devrimci sınıf önderi olmak iddiasındaysak, kastettiğim şey bu formülasyonun içinden bile çok rahat anlaşı labil inir. Bu iddia bunu zaten ayrıca gerekti rmektedir.

Son bir sorun var. Bunu özel bir sorun, biraz da bir ayrıntı sayıyorum. Ama poli tik öneminin sanıldığı kadar da bir ayrın­tıyı ifade etmediğini düşünüyorum. PKK 'nın metropollerdeki bazı kör terör eylemlerine karşı da bir tavır almak ·zorundayız. Bu

56

Page 57: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tür eylemleri asla kabul edemeyiz. Bunlar zorunlu eylemler değil­dir, yapılmak zorunda değildir. Hiçbir yararı olmadığı gibi, bek­lenenin tam tersi sonuçları olmaktadır. Böyle eylemler yapıldığı ve PKK 'nın gerçek dostları da bunları eleştirmediği ölçüde, bu alanda devrimci bir baskı ve deneti� imkanı kaybolmaktadır. Bu hatada ısrar edi lmektedir. Dahası PKK bu hatal ı çizgisinin örneklerini sadece metropollerde deği l , fakat yıl lardır Kürdistan ' ­da da sergilemektedir. Bu hatanın Türk emekçi kitleler üzerin­deki etkisi son derece olumsuz olmaktadır. Bu bizim Türk emekçi sınıfiarına karşı görev leri mizi gerçekleştirmem izi ayrıca zora sokmaktadır. Biz sivil kalabalıkların bulunduğu yerlere bomba konulmasını asla kabul edemeyiz. Devrimci ölçülerden hareket ettiğimiz sürece , bütün bunları hiçbir biçimde meşru kabul edemeyiz. Elbette bunları hedef alan çok özel bir teşhir yürüt­meyiz, mesele bu deği l . Ama bu tutumu ideolojik olarak mah­kum ederiz. Bunun yolaçtığı politik sonuçlar konusunda devrimci uyarı görevimizi ısrarla yerine getiririz. Türk emekçi kitleleri bu­na karşı tavrımızı sordukları bir noktada ise, biz esas olarak vur­gumuzu Kürt ulusunun haklı mücadelesine, meşru taleplerine, Türk emekçisinin Kürt halkına karşı görevlerine çekmekle birl ikte, böy­le eylemleri tasvip etmediğimizi de açık bir dil le belirtiriz, belirt­mek zorundayız.

Bütün bu söylediklerimin kapsamından kendil iğinden çıkı­yor; biz, Kürt buıjuvazisinin legal parti lerine (HEP, DEP, HADEP) karşı da açık bir ideoloj ik-pol i ti k tavır almak dur.umundayız. Kuşkusuz demokrasi mücadelesi içerisinde onlarla yanyana, pa­ralel düşeceğimiz durumlar vardır, bunu kastetmiyorum. Bu nok­tada Kürt orta sınıfların ın kendi ulusal özgürlük mücadeleleri­nin bir parçası olmalarından gelen ayrı bir konumu vardır. Ama biz büyük kentlerin Kürt işçi ve emekçi sınıfları içinde, bu parti­lere egemen poli�ikanın Kürt işçisi ya da emekçisinin sınıf politi­kası olmadığını, bu politikanın Kürt burjuvazisinin ulusal soruna i lişkin çıkarlarına ve konumuna denk düştüğünü açık bir di l le anlatmak göreviyle de yüzyüzeyiz. Bu sorun 20 Tenınıır::. Ders­

leri' nde öncü işçi gerçeği i rdelenirken ele al inmaktadır. Bu

57

Page 58: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

meselenin üzerine g idi l mesi , b u alandaki mücadelenin artık üstlenilmesi gerektiği bel irtilmektedir.

Bir de Sürgünde Kürt Parlamentosu sorunu vardır. Daha özel bir konudur. Ben bu parlamentoya karşı iki l i bir tavır al ına­bileceğini düşünüyorum. iki l i tavrın bir yönü şudur; Kürt halkının ulusal demokratik bir mücadelesi vardır; bu mücadele çerçevesin­de çeşitl i u lusal demokratik platformlarda ku(umlaşması tümüyle meşru ve son derece doğaldır. S ürgün parlamentosu bunun bir biçimidir, genel u lusal demokratik· gelişmenin bir parçasıdır. Demokratik ulusal karakterli bi r meclistir. K ürt halkının böyle kurumlaşmalara gitmesi onun meşru bir hakkıdır. Biz bu olu­şumu bu demokratik yönüyle destekleriz. Ama bu demokratik muhtevanın burjuva demokratik bir muhteva olduğunu, dahası somutta meclisin gerek oluŞum biçimi, gerek yapısı ve bileşimi, gerek işleyiş biçimi , gerekse önüne koyduğu poli ti k platform bakımından, tipik bir burjuva ulusal demokratik meclisi olduğu gerçeğini de gözden kaçırmayız. PKK , bu mecl isi kitlelere ve uluslararası kamuoyuna Kürt halkının meşru temsi lcisi olarak sunuyor. Bu "ulusal meclis" imajından, kimliğinden giderek politik­diplomatik açı l ımlar · yapmak istiyor. Ama gerçekte PK K 'nın mücadelesi içerisinde yalnızca. çok özel bir taktik alandır. Yerine göre bir taktik ayrıntıya da dönüşebi l İyor ve bir yana itilebil iyor. 1 992 'deki i lk sürgün parlamentosu buna somut bir örnektir. Ama Türkiye devrimci hareketinin bu konudaki zay ıfl ığ ı , (mesela geçmişte, i lk · meclisi devrimci açıdan e leşti ren, ama bu ikinci meclisi "Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesinde Yeni Bir Atıl ım" manşetiyle selamlayanların tutumu) biliniyor. Oysa 1 992'deki ilk parlamento bel l i bakı'mlardan çok daha i leri bir konumdaydı . Avrupa'daki Kürt kitlelerinin (yaklaşık 80- 1 00 bin kişinin) seçim sandıkları kurarak oylarını kul lanmas! temeli üzerinde oluşmuş bir parlamentoydu. ,Bu yönüyle o da burjuva bir meclisti , ama ki tlelerin oyuna dayanıyordu. Oysa bu yeni mecl is kuruluşu bakımından, yalnızca bir takım Kürt i lerici burjuva çevre ve kuruluşların (ki bunların bir kısmının ulusal sorun karşısındaki tutumu dışında i lericiliği de tartışı l ır) temsilcilerinden ve tümüyle

58

Page 59: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tepeden oluşan bir meclistir. B ir programı vardır: PKK-PSK Protokolü'nden çok daha geridir, emperyalist dünyanın müda­halesine açık bir programdır bu.

PKK kendi genel mücadelesi içerisinde sürgün parlamento­sunu taktik bir imkan olarak görüyor ve değerlendiriyor. Ama yeri geldiğinde, böyle meclisleri bir yana itmesini de bi liyor. 1 992'de oluşan eski parlamento nerededir diye sorulduğunda. kimsenin verebileceği bi r yanıt yoktur. Bu aynı meclisin, PKK '­nın politikasıyla çeliştiği bir noktada, aynı akibeti yaşamaması için de hiçbir neden ya da güvence yoktur. Ama PKK. onu bu­günkü şekliyle, "Kürt halkının i radesinin en üst düzeyi" olarak sunabiliyor. Gerçi bunun üstünde yeralacak bir "ulusal kongre"yi sakl ı tutuyor. Ama bugün, hiç değilse dünya kamuoyu karşısın­da, bunu Kürt halkının meşru iradesinin bir temsi l i olarak sunu­yor. Bu cömert propagandayı yaparken kuşkusuz bu meclisteki politik denetimine güveniyor. Ama bu poli tik denetimin her an kırılması , zayıflaması, bir ihti lafla karşı laşması ihtimali vardır. Böyle bir durumda ise, PKK, bugün "ulusal irade" saydığı bir oluşumu, bir taktik ayrıntı olarak bir yana bırakmak yoluna gide­bil iyor.

Ama biz bir u lusal demokratik hareketin, özell ikle de "reel politika" içerisinde attığı taktik adımların, bir takım taktik ma­nevralann basit destekçileri olamayız. Bizim sorunumuz bu mecli­sin PKK'nın mücadelesi içerisinde bir yer tutup tutmadiğı değildir. B izim için sorun şudur ki , bu meclisin yeri geldiğinde bir tak­tik ayrıntıya dönüşebilmesi ihtimalinin gerisinde onun köksüzlü­ğü vardır. Oluşturulma biçimi ve kullanım amacı vardır. Bu mec­lisin oluşum tarzına, temsil gücüne, temsil özel l iklerine. progra­mına bakıldığında, bu bir Kürt burjuva meclisidir. Aslında PKK'­nın Kürt burjuvazisinin uluslararası politikada oynayabilcceği rol­den yararlanma perspektifinin bir ürünüdür. Kürt halkının irade­sinin gerçek temsilcisi olacak örgütlenmeler ve oluşumlar (meclis ya da bir başka isim altında olabi lir; komite. konsey, ulusal kurtu­luş p latforrnl�rı, vb.), ancak Kürdistan'daki mücadelenin kendi içinden fışkırabilir, oradan oluşup gelişebi lir. Bu meclisin ise böyle

59

Page 60: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir özel liği yoktur. Sürgündeki Kürt burjuva öğelerden oluşturul­muş ve diplomatik sahada bel l i açı l ımlar yapmak, özel l ikle em­peryalist dünyanın PKK' ya ilişkin "terörist" nitelemesiyle ördüğü duvarları parçalamak, diplomatik alana sızmak için oluşturulmuş bir özel politik platformdur. Bunu böyle çözümlemeli ve anlama­l ıyız. Ama bunu i l le de bu şekliyle koymak, böyle tartışmak çok da gerekl i değildir. Oluşum biçimi ve platformu onun kimliğini veriyorsa eğer, biz bu yönünden giderek meseleleri ortaya koyarız.

Yoldaşın arada sorduğu soruya gelince. Ulusal programımı­zın bir bütün olduğunu, bu programın özellikle ezilen ulusun hak­l ı mücadelesine, meşru taleplerine i lişkin olan yönüne, buna i l iş­kin olan alanına dair görevlerimizi bugüne kadar yerine getir­meye çalıştığıınızı, bu konuda i lkesel ve politik tutumda herhangi bir zorlanma yaşamadığımızı söylemiştim. Şovenizme karşı mücadele, kirli savaşa karşı mücadele, Kürt halkının haklı ve meş­ru taleplerini Türk emekçi sınıfları içerisinde yaygınlaştırmak ve onların desteğini örgütlernek mücadelesi . . . Bunlar bizim her gün­kü, her anki mücadelemizin bir parçası . Merkez Yayın Organı'­mızda sık sık, döne döne, Türkiye işçi sınıfı içindeki mücadelede şovenizme karşı mücadelenin çok özel bir alan olduğu, yürütülen çalışmada çok özel bir yer tutması gerektiği vurgusu yapı lmış­tır. Ama tarihin her evresinde u lusal harekete karşı tutu� iki yönlüdür. Bu ikili yönün gerektirdiği mücadelenin kucaklanama­dığı noktada, ya sosyal şovenizme ya da ezilen ulus mil liyetçi liği karşısında tesl imiyete düşülüı'. B irincisi egemen burjuvazinin yedeğine; ikincisi, ezilen ulusun işçi ve emekçi kitlelerinin kendi burjuvazisiyle birleşmesine seyirci kalmaya götürür. Bu mücade­le bu bütünlüğü içerisinde kavranamııdığı sürece, bu konuda sağ­lam devrimci sınıf tutumundan sözetmek mümkün değildir. Orada bir enternasyonalizm belki yine vardır. Ama asla proleter enter­nasyonalizmi değildir. Sosyal izmin çıkarlarını , proletaryanın te­mel tarihsel perspektiflerini başa koyan bir bakışaçısı değildir. Bizim bu ·konudaki programatik metnimiz yeterince açıktır. Ben onu bu yaptığım açıklamaların son bölümüne eklemek de istiyo­rum. Belki buna i l işkin başka pasajlar da vardır. Ben göz gez-

60

Page 61: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dirirken görebi ldiğim i lk pasajdan okuyorum : "Bu komünistlerin ulusal soruna i l işkin iki l i , iki yönlü

görevleri olduğu anlamına gel i r. Bu iki yönlü görev, farklı sınıflardan olu�an bir ulusun u l usal meşru hakhfrı i le ayrı bir sınıf olarak proletaryanın kendi bağımsız sınıf çıkarları ve amaçları arasındaki farkl ı l ıktan doğar. Bu farkl ı l ığın ortaya çıkardığı en kritik sorunlardan bıri, bir devletin sınırları içinde e�en-ezi len tüm uluslardan ve azınlık mi l l iyetlerden işçilerin her düzeyde mücadele ve örgüt birliğidir. B u ulusal soruna i l işkin marksist programın temel ilkelerinden biridir. Lenin 'in sözlcıiyle, "Marksiz­

min ulusal programıyla, en 'ileri' türden hurjuva ulusal prog•·anıı

arasındaki temel fark tam da huradadır" . Çok uluslu bel irl i bir devletin sınırları içinde proletaryanın temel sınıf çıkarları ve sos­yalizm amacı, farklı u lusal topluluklardan işçilerin en tam ve en sıkı birliğini gerektirir. Oysa aynı devletin sınırları içinde kendini ulusal sorun temeli üzerinde ifade etmiş bir hareket, u lusal sorunun bu platformdan olanak l ı olabi lecek en devrimci e le al ınışını başarabi lse bile, farkl ı uluslardan işçi lerin birliğini sağlayamaya­cağı gibi, konumunun doğası gereği bu birliği böler. Zira ulusal istemierin en devrimci bir ele alınışı bile, kendi başına işçiler için birleştirici bir temel oluşturınaz. Ancak ortak sını f çıktırları ve amaçları üzerine oturtulmuş, onun bir parçası olarak ele alınmış ve onunla uyumlulaştır ı lmış bir 'u lusal program'dır ki, farkl ı uluslardan işçiler için birleştirici ve kaynaştırıcı bir zemin olabilir.

"Kuşkusuz proletaryanın mücadele ve örgüt birliği, soruna marksist dünya görüşünden ve proletaryanın sınıf amaçlarından bakmanın ortaya çıkardığı bir genel i lkedir. B unu pratikte başa­rıyla gerçekleştirebiirnek ise, u lusal baskıya ve eşitsizliklere karşı mücadele etmek, ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkı doğ­rultusunda içtenlikle ve kararl ı l ıkla mücadele etmek ölçüsünde olanakl ıdır. Bu m(icadele olmaksızın , ezen u lusa karşı haklı bir güvensizlik ve kendi ulusunun meşru hakları konusundaki haklı bir hassasiyet içinde olan ezilen ulusa mensup bir işçinin. ezi len ulus mil l iyetçiliğinin tuzağına düşmesini. sınıfsal ülküleri ulusal ülkülere feda etmesini önlemek olanaksızdır. Bu durum, ulusal

6/

Page 62: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

soruna i l işkin marksist prograınııı bir bütün olduğunu, onun ortaya çıkardığı iki l i görevlerin de bu bütünlüğün içinde kavranınası gerektiğini gösterir.

"Türkiye devriınci hareketinin yakın geçmişteki deneyimi i le bugünkü deneyimi birarada ele alındığında, ulusal sorunun mark­sist ele alınışına i l işkin öneml i çarpıklıklardan birisinin, kendini bu ik i l i görevin bütünlüğünü doğru kuramamakla gösterdiği görülür." (Kiirt Ulusal Somnu, Eksen Yayıncıl ık, s.53,54)

Devamını okumak istemiyorum. Kürt ulusunun haklı ve meş­ru istemlerini savunmak, bu temel üzerinde yürüyen mücadeleye tam destek vermek, bu mücadeleye yönelen saldırı ları göğüsle­mek, Türk işçi ve emekçi lerini bu mücadele konusunda aydınlat­mak ve harekete geçirmeye çal ışmak, bütün bunlar ezilen ulusa karşı görev lerdir. Aynı zamanda bunlar, ezen ulus şovenizmine, ezen ulus egemenliğine karşı, iki ulus arası ndaki varolan eşitsiz­l iğe karşı kararl ı bir mücadele demektir.

Ezilen ulus mi l l iyetç i l iğinin taşıdığı hak l ı demokratik muh­tcva, i lkesel bakımdan da pratik bakımdan da tümüyle açıktır. Mill iyetçi ideolojik biçimler içinele sürüyor olsa bi le, ezilen ulusun özgürlük mücadelesinin haklı l ığı ve meşruluğu tartışmasızdır. Bu mücadelenin ideolojik biçimi m i l liyetçil iktir, ama hakl ı l ığı ö lçü­sünde ve demokratik muhtevası nedeniyle biz onu pol itik planda "yurtseverlik'' olarak tanımlıyoruz. Haklı ve meşru olduğunu vur­guluyoruz. Elbette ki kendi ulusal kimliği , ulusal hakları, u lusal kültüri.i . devlet kurma da dahi l kendi ulusunun siyasal hakları için mücadele etmektedir. Onun haklı devrimci demokratik muh­tevası zaten buradadır. Ama bunun ezilen ulus işçi ve emekçi leri üzerindeki ideolojik yansıması, mi l l iyetçil ik olarak kendini göste­rir. Kendini mi l l i sınırlar içerisinde, mi l l i dava ekseninde ifade eder. Ama bir Kürt işçisi, bir Kürt emekçisi meseleyi bu eksen etrafında i fade edemez. Bu sorun aslında yarın bizim karşımıza Türk devletinin bugünkü sınırlarının genelinde çıkacaktır. Kürdis­tan da içinde "Misak-i mil l i'' sınırları içerisindeki toplam Türkiye'­yi kastediyorum.

Bizim çok temel bir tczimizdir. Biz Kürt u lusunun temel

62

Page 63: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

haklarını savuı:ıuruz; ama biz, K ürt u lusunun temel sını flardan oluştuğunu asla unutmayız. Biz Kürt ulusunun ulusal istemlerini savunuruz; ama biz, bu u lusun toplam olarak ezen ve ezilen sınıflardan, mülk sahibi ve emekçi sını flardan oh�ştuğunu unui­mayız. Eğer Kürdistan'daki ulusal sorun, eşitsiz gelişmenin de bir sonucu olarak; kendine daha ileri bir devrimci sürecin içinde bulmuşsa, o daha i leri devrimci sürecin imkanlarını bu doğrultuda kullanmaya çalışırız. Bu sorunu tam da proleter devrim eksenin­de kul lanmaya çalışırız.

Ekim Devrimi bu konuda başarı l ı bir tarihsel örnek olmuıj ve zengin bir deneyim biriktirmiştir. Farkı yalnızca şuradadır; Ekim Devrimi 'nde proletarya, politik bakımdan i leri bir gelişmiş­l ik düzeyine ulaşmış ve bütün öteki devrimci dinamiklerden ön­ce, Rusya'nın büyük kentlerinde iktidarı almayı başaracak bir politik aktivite ve öncülük gösterebilmiştir. Tam da bu sayede, köylülüğün toprak ve özgürlüğe dayalı demokratik hareketini olduğu kadar ezilen ulusların özgürlük han�ketini de kendi iktidar eksenine bağlamayı başarabilmiştir. Ve bu sorun, zaten genel tarihsel akışı içerisinde bu çerçevede çözümünü bul�uşlllr.

Oysa bugünün Türkiye 'sinde, bugün içinden geçmekte olduğumuz tarihsel evrede, ulusal özgürlük mücadelesi tersinden bir eşitsiz gelişmeyle, bu toplumun modern i lişki leri içerisinde en ileri yeri tutan sınıftan daha erken bir zamanda, kendisini oluşturabi lmiş, geliştirebi lmiş, bel l i bir sosyal-siyasal kuvvete ulaştırabi lmiştir. Bu tersten eşitsiz gelişmenin bugün için ortaya değişik bir durum çıkardığını , ama bu durumun i lkesel kavrayışı bozmaması gerektiğini, yalnızca sorunlara politik yaklaşımlarda fark l ıl ıklar getirdiğini söylüyoruz. Tam da bu çerçevede. Türki­ye'nin metropol lerinde işçi sınıfını örgütleyip kendi politik amaç­ları doğrultusunda devrimcileştiremediğimiz sürece, kendi dina­mikleriyle harekete geçmiş bulunan ve bizim kendisine karşı iktidar mücadelesi verdiğimiz bir s ınıfın sömlirgeci egemenliğini sarsan bir hareketi, kendi toprağı üzerinde zora sokmanın bir anlam taşımadığını anlatmaya çalışıyoruz. Dcrsim olayhırı sırasındaki tartışmalarda da bizim döne döne hep vurgulamaya çalıştığımız

63

Page 64: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

şey bu oldu. Ama Türkiye işçi sınıfı iktidar alternatifi bir kuvvet olarak kendini geliştinneye, toplumda politik bir ağırlık kurmaya başladığında, biz K ürdistan 'daki emekçi kitleleri Türkiye işçi sınıfının dolaysız etkisi altına alınaya çal ışırız. Orası Kürdistan toplumudur, meşru ulusal temsi lcisi de ulusal harekettir türün­den daha şimdiden seslendirilen mil liyetçi argümanlara aldınnayız. Böyle bir gelişme aşamasında bunu asla tanımayız. Biz orada

"kendi programımızı Kürt ve Türk işçi ve emekçi sını narına taşı­ımiya çalışırız. Dalıası proleter devrimimizin gücüne, imkanlarına, u luslararası koşul larına ve Kürt sorununun bölünmüşlüğünün getirdiği imkanlara da bağlı olarak, kendi programımızın öteki parçalardaki Kürt emekçi kitleleriyle kuracağı bağın da imkanları üzeriıJdcn, ünlü "Misak- ı mi l l i ' ' sınırlun dışına da taşı ımaya ça­l ışırız. Biz tüm bunları daha önce de yazdık ve söyledik . . .

Kazım: Sorunun i lkesel çerçevesi bence son derece açık. Bizim 1 . Genel Konferans bclgclerimizdc var. Yalnız şöyle bir sonın var. Sorunun i lkesel çerçevesi ile onu somut pratik pol i t i ­ka hal ine getirmek, y<mi taktiklerde bunu çeş i t l i biçimlerle ifade etmek arasında, bu ikisi arasında i l işki kurmak oldukça güç ve karınaşık bir sorun. PKK 'nın katettiği gelişme düzeyi bu kar­maşık lığı ve güçlüğü biraz daha arliıran bir etken.

Bence bunun bir kaç temel nedeni var. B i r tanesi Türkiye devriınci hareketinin tarihidir. -Son birkaç yı l ı bir kenara bırak­mak gerekir.;,..:, kirli bir tarihtir bu. Ş. Hüsnü'den bugüne kadar kel imenin gerçek anl am ıyla sosyal-şoven bir tarihtir bu. '70' l i h�reket bi le bir yerde böyle tanımlanabil i r diye düşünüyorum. Son yı l lardaki ideoloj ik tutum d ışında, Türkiye sol hareketi Kürt u lusal hareketine karşı kendi pol i t ik görevlerini yerine getirebi i­miş deği ldir . Çok c iddi zaaftarla karşı karşıyadır. Somut bir örnektir; PKK ateşkes sürec iyle birl ikte siyasal çözüm önerisini gündeme getirdiği zaman. Türkiye sol hareketinin bazı kesimleri PKK 'nın güçlerinin nas ı l dağılacağı ve bu güçlerin nasıl payta­şı lacağı üzerine çok garip tartışınalar yürütebi ldi ler. Devrimci hareketin bugüne kadarki en anlam l ı tutumu, legal günlük gazete­nin bombalanması sırasında aldığı tutumdur. Bunu kendi içerisinde

d

Page 65: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kuşkusuz anlaml ı bir manevi değeri vardır. Ama i lkesel planda Kürt sorununa karşı takındıkları tutum bir kenara bırakıl ırsa, pra­tik görevler açısından ne Türkiye devrimine karşı, ne de Kürt hareketine karşı görevlerini yerine getirememiştir. Sözünü ettiğim karmaşık l ığı yaratan etkenlerden bir tanesi budur.

Bir diğeri , Türkiye işçi sınıfın ın en belirgin özel l iklerinden birisi, Kürt sorunu konusunda Türk mil l iyetçisi bir zihiliyetle eği­tilmiş olmasıdır. Önemli bir etkendir bu . Tarihi boyunca öndersiz ve örgütsüz olduğu için de, Kürt sorunu konusunda brrakalım enternasyonalist tutumu, demokrat bir tutum almayı dahi başa­ramamıştır. Son yı l ların işçi eylemlerinde henüz zayıf bir şekilde "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganının atılmaya başlanmış olma­sı da elbette olumluluk hanesine yazılabil ir. Ama henüz bu kadar ...

Bir diğer etken, biz de bütün çabamıza rağmen, bi l inen ne­denlerden dolayı, Kürt sorununa karşı gerçekten pratik planda görevlerimizi yapmayı başarabiimiş bir hareket deği l iz. Bu ko­nuda söylediklerimiz son derece anlamlıdır, ama politik mücadele alanında etkin bir güç haline gelemediğimiz ölçüde, bunu pra­tikleştirrnek bel l i bir zorluk taşıyor.

Bütün bunlar gözetildiğinde, bugün ona karşı ideolojik mü­cadeleyi bahsedilen nedenlerden dolayı öne çıkardığımızda, gerçekten tutumumuz . doğru anlaşılabilecek midir? Böyle bir zorluk vardır ortada. Şundan dolayı doğru anlaşı labi lir mi diye düşü­nüyorum. Sorunun aniaşı lmasını kolaylaştırmak açısından söy­lüyorum. Türk işçisinin Kürt sorununda bilinen politik pozisyona sahip olduğu, burjuva zihniyetin egemenliğinin olduğu bir yerde, bizim aldığımız bu tutum, bizim niyetimiz ne olursa olsun, nesnel olarak onların zihinlerinde nas ı l bir etki alanı yaratacaktır?

Bir diğeri, gerçekten görevlerin yerine getirilemediği bir yer­de, Kürt işçileri veya Kürt halkı bizim tutumumuzu ne kadar anlayabi lecektir? Mesela evrensel bir i lkedir. · Uluslar arasında bir güvensizlik varsa, proletarya pratik bir kuvvet haline gelip kendi enternasyonal ist görev lerini yerine getiremediği' sürece, bu güvensizlik kolay aşı labi l ir bir sorun değildir. Bunun kendisi de onu güçleştiriyor.

Page 66: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kuşkusuz sorunun i lkesel planda nasıl ortaya konulacağı açıktır. Ama bizim tutumumuzu bu n?ktada güçleştiren başka etkenler de var. Örneğin bence TDKP'nin tutumu, adı ne konu­tursa konulsun, incelti lmiş bir Kemalizmden başka birşey değil ­dir. B u noktada Kürt u lusal hareketinin Türkiye so l hareketine i lişkin yaptığı lanımlama·ıann, devrimci radikal kesimi bir kenara

_ bırakı l ırsa, yerine oturduğunu da ' düşünüyorum. Dev-Yol Türk mil l iyetçisi bir siyasal akımdır. İ P/Aydınlık bir ihanet akımıdır. Böyle başkaları da vardır.

Cihan: Senin saydıklarının hepsi tasfiyeci reformistlerdir. U lusal sorun konusunda tutarsız l ık göstermeleri , dahası İ P örneğinde olduğu gibi kemalist- sosyal şoven bir tutum izlemeleri . son derece doğaldır.

Kazım: B i r örnek vermek istiyorum. Mesela bugünkü devrimci gruplardan biri, daha iki yıl önce, "PKK dağılacak, biz PKK'nın bu güçlerini acaba nası1 örgütleyebiliriz" diye utanç ve­rici bir tutuma girebilmiştir. Türk milliyetçiliğine karşı son derece zayıf olduklarını göstermiş siyasal akımlardır bunlar. Bu koşullar­da, bizim bu tutumumuzun gerçekten anlaşılabilmesinde belli güç­lükler olduğunu düşünüyorum.

Diğer bir nokta özel bir ayrıntıdır, ama bunu tamamlayan bir etkendir. PKK metropollerde çeşitli eylemler yapıyor ve bunu gerekçelendiriyor. Bunların başıbozuk eylemler olduğu kuşkusuz. Ama bunun dışında, i lkesel planda, bir u lusal hareketin kendi ulusunu imhaya yönelmiş bir devlete, değişik politikaları ve her Firlü aracı kullanarak yönelmesi ve onu etkisizleştirmesi meşru­dur. Bir yerde Vakko'yu yakar, başka bir yerde köprüyü havaya uçurur. Bu son derece meşrudur. B unun karşısında kuşkusuz başıbozuk eylemler vardır. Bu eylemiere karşı tutum almanın, saydığım diğer etkenlerle beraber düşünüldüğünde, işimizi güçleş­tireceğini düşünüyorum.

Bütün bunlarla beraber düşünüldi.iği.indc, sürgünde parlamen­to sorununun da şöyle bir güçlüğü vardır. Ulusal meclis taktik amaçlıdır, bir yönü budur. Ama öte yandan da, Kürdistan'da hal­kın dinamikleriyle bir devrimci meclis yaratmak konusunda nesnel

Page 67: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

güçlükleri de vardır bu hareketin. Örneğin, iktidarı alına noktasına geldiği zaman zaten iktidar organları olarak ortaya çıkartır. Ama bug�nkü koşullarda nası l başaracaktır bunu? Bir yerde olanaklı değildir.

Cihan: İyi ama, köylerde, kasabalarda, kentlerde komiteleri, milisieri var ulusal hareketin. Pekala onların temsilci lerinden seçilerek de oluşturulabil ir. B unun bütün kitlelerin genel oyuy­la olması gerekmiyor ki . Kaldı ki devrim süreci içinde bu zaten genel oyla olmaz. B u oluşumlar mücadele içindeki k i tlelerin dinamik örgütlenmeleri olarak çıkar ortaya.

Bugünkü meclis ise Kürt burjuvazisinin dışarıya sığınmış · temsilcilerinden oluşuyor. Tam da PKK 'nın "terörist" nitelemesiy­le kuşatmaya alındığı bit noktada, bu kuşatmayı yarmak gibi dar amaçlara hizmet ediyor.

Kazım: Ama şöyle bir yönü var. Bu bir ulusal hareket. Ken­di ulusal burjuvazisiyle ittifaka girınesinin zaten anlaşı lır neden­leri var. Bu son derece doğal .

Cihan: Ben demokratik bir yön taşıdığını zaten söylüyorum. Helin: Doğal olması savunmamızı gerektirmiyor k i . Kazım: Elbette savunma�ızı gerektirmez. Kuşkusuz, biz bu

harekete, proletaryanın sınıf perspektiflerine niye uygun davran­mıyorsun, sen niye marksist bir tutum takınmıyorsun diyemeyiz. Bu başka birşey. Ama ona karşı çıkmak daha başka birşey.

Cihan: Hayır, sorunu ikili yönü içinde almak durumundasın. Böyle sorunlarda hep bu ikili yönünü gözetmek durumundasın.

Mesut: Bazı şeyler doğal olarak bir tedirginlik alanı yaratı­yor. Bel l i yeni unsurlara da bağlı olarak ulusal hareketıeki son gelişmeler ile hareketimizin sınıf. hareketine müdahale sorunları ve partileşme iddiası çerçevesinde aldığı mesafe, önümüze bazı yeni görevler ç ıkarıyor. Daha çok birinci nedene dayanarak biz, belki de i lk kez bu kapsamda, sorunun i lkesel çerçevesinin tar­tışmakta olduğumuz yönüne çubuğu daha net bir biçimde bü­küyoruz. B urada ulusal hareketin bell i reformİst yönelim lere girınesi, bu yönelimlerle bağlantıl ı olarak da Kürt işçi ve emek­çilerini ezilen ulus mi l liyetçil iği temelinde örgütleme çabası var.

67

Page 68: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Şimdi çubuğu bükmek, sorunun bu yanını özel l ik le belirtmek çabas ı , bizim bütünsel yaklaşımımızia bugüne kadar şovenizme karşı mücadeleye veri len önem ve bundan sonra da oıiun belirleyi­ci bir pol i t ik çizgi olacağı konusunda, çok da isabetli olmayan bir endişe alanı yaratıyor. ·sanıyorum sorunun yoldaşlar tarafın­dan allı çizi lmek istenen yönü budur.

Bir de pratik politika alanında gerçekten bir zorluk vardır. Bu nas ı l bir zorluktur? Birincisi, gel işkin b ir işçi hareketli l iği yoktur. ik inc i s i , PKK "siyasal çözüm" arayış ı çerçevesinde reformizme yöneliyor, ama PKK 'nın reformizme yöneldiği koşul­larda ona alternatif olabilen ve devrimci çözümde ısrar eden ciddi bir devrimci Kürt hareket l i l iğ i de yoktur. B i r tür nesnel gelişme­nin gelip dayandığı bir "siyasal çözüm" çerçevesi vardır. Aydınlık vb. başta o lmak üzere bazı gruplar buna; işte emperyal izmle iş­birl iği yapıyor, emperyalizmin burada konumlanmasını sağl ıyor, biçiminde yaklaşıyor. PKK 'yı emperyalizmin bir aleti konumun­da göstermek ve anti -emperyalist m ücadele kisvesi altında, Kürt u l usal hareket i n i n meşru u lusal h ak larına sah i p ç ıkmak ve şovenizme karşı mücadele etmek temel görevini gölgede b ırakı r bir tarzda, anti-PKK 'cı l ı k yapıl ıyor. Ki yalnızca İP/Aydınlık de­ğil , fakat TDKP de yer yer bunu bu şekilde ele alıyor, bu şekilde kullanıyor. Bizim kuşkusuz i lkesel çerçevede bu sorunlara nasıl baktığımız bel lidir ve yeni gelişmelerin ortaya çıkardığı sorunlara ve görevlere bunun ışığında yaklaşmak durumundayız. Biz bu refomıist yönelimin Kürt halkının ulusal kurtuluşunun· sağlanması açısından bir çözüm olmayacağını, düzen içi bir çözüm olacağını, onu yeni bir esaret biçiminin beklediğini vurgulamak durumun­dayız. Bu konuda K ürt emekçi k i t leleri ni uyarmak, onlarda devrimci bir çözüme yeniden yönelme potansiyeli varsa onu teş­vik etmek, onların bu tür bir yöneliş in payandası haline getiri l­me çabalarına karşı çıkmak, tüm bu konularda açık ·bi r poli t ik tutum almak zorundayız. Ama bunu İP/Aydınlık ya da TDKP'nin yaptığı gibi gerici bir tarzda ele almayacağımız da açıktır. Biz ayrım noktalarımızı net bir biçimde çizeceğiz.

i lkesel çerçevede kuşkusuz söyleyeceğimizi söyleyeceğiz. Kürt

68

Page 69: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

i�çilerine Kürt u lusal mücadelesi i le i�çi sını fının birliğinin ünemini anlatacağız. Küçük-burjuva m i l liyetçil iğinin gülgesi altına giııncnin anlamını anlatacağız. Kürt ezilen u lus m i l l iyetçi l iğinin s ınıf hare­ketinin mücadele ve örgüt birliğini zaara uğratma giri�iınlerinin olduğu her yerde, i l kesel düzeyde ve polit ik taktik tutum çerçe­vesinde buna müdahale edeceğiz, bununla mücadele edeceğiz. Bunun dı�ında elbette K ürt u lusal mücadelesinin hak l ı l ığını ve meşruluğunu savunmayı temel bir çizgi olarak sürdüreceğiz, bir. ik i , "siyasal çözüm"ün anlam ı n ı kit le lere anlatacağız. Bunun devriınci bir mücadele perspektifi nden uzaklaşmak olduğunu. Kürt halkının gerçek kurtu lu�unu sağlamayacağını . reformcu bir yöne l iş olduğunu anlatacağız.

Fakat şöyle bi r durum daha farkl ıdır. Talabani ve B arzani '­nin girişimi gerçekten gerici bir girişimdir. Sen onun emperyaliz­min bir uydusu, bir aracı huline geldiğini söyl üyorsun. Ama bu­gün PKK 'nın konumu kesinl ikle aynı değildir. Ona karşı izlene­cek politik tutum bu çerçevede tümüyle farklıdır. Bir işçi hareket­l i l iği olur, bir devriınci gel işme yaşanır. B u noktada refoııııist gelişmeyle devriınci gel işme bel irgin biçimde karşı karşıya gelir. Böyle bi r durumda reformi zme karşı a lacağımız tutum. onun taşıdığı politik anlamı ifade ediş ve ona vuruş biçimimiz farkl ıdır. Ama böyle bir gel işmenin olmadığı koşul larda, gerçekten biraz nesnel bir dayalına olarak ortaya çıkan bir süreçsc eğer. buna i l işkin politik lutuında, i lkesel düzeydeki açıkl ığı sürek l i vurgu konusu yapmak, K ürt. kit lelerini sürekl i uyarmak çabası dışında, PKK 'yı pol i tik bir hasım olarak karşımıza alamay ız bugünkü koşul lar içerisi,nde.

Kazım: Zaten yapıyorduk , bu konuda aç ıkl ıyorduk sürekl i . . . Mesut: Yapıyorduk ama şimdi bir tak ım yeni gel işmeler

var. Cihan yoldaş bu gelişıneler karşısında, özel l ik le bu sorunlar konusunda alacağ ımız tutumu ifade ediyor. Bu, PKK 'da bel l i bir düncmden beri varo l an )'üne l iş i n ge l inen yerde bi raz daha şeki l lenmesidir asl ında.

Cihan : Ben bazı yoldaşların güsterdiğ.i hassasiyeti olum l u karş ı l ıyoru m . Şovenizme karş ı t u t unıda b u özel hassasiyel i n

Page 70: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kuşkusuz bir anlamı ve önemi vardır. Ama ulusal soruna dair bütünsel bir marksist-leninist programın gere�lerinin karşıt iki tutum olarak anlaşı l ınasını anlamakla güçlük çekiyorum. Bugün için özell ikle vurguladığımız görevler aynı tutumumuzun yalnızca bir uzantısı ve bütunleyicisidir. Ama düne kadar pratik politika bakımından bizim önümüze çok özel bir zorunluluk olarak çık­mamıştır, gündemimize gelmemiştir, bu bir.

İkincisi , Mesut yoldaşın yaptığı özet kuşkusuz önemlidir. "Siyasal çözüm" karşısında bizim alacağımız genel tavır, soru­nun bu yönü elbette çok öneml idir. Ama benim vurgulamamda özel önem taşıyan bir yön daha vardır. Ben genelde PKK'nın "siyasal çözüm" yönel imine karşı tavrın yanısua, ezilen ulus mil l iyetçi l iğinin işçi ve emekçi ler üzerindeki etkisini kırmanın, Türkiye işçi sınıfını örgütleme misyonuyla ortaya çıkmış bir hare­ket olarak bizim için bir pratik sorun, bir pol it ik görev haline geldiğini söylüyorum. Bu görev dün de, PKK'nın henüz "siyasal çözüm'\� yönelmediği, devrimci u lusal bir çizgide kendi müca­delesini deıinlcştirdiği bir dönemde de· son derece önemliydi. Çün­kü bu etki metropollerde i şçi ve emekçi lerin birleşik mücadele­sini zaafa uğratıyor. Bugünkü geri iktisadi mücadeleyi belki böl­müyor. Ama politik mücadele politik biçimlenmeleri, öncü partiler etrafında birleşmeleri beraberinde getirecektir. q noktada biz zaten PKK'yla karşı karşıya gelmek durumundayız.

Mesut: Elbette, ben, PKK "siyasal çözüm"e yöneldiği için artık bu sorun gündeme gelmişt ir- anlam ı nda söylemiyorum. PKK'nın "siyasal çözüm"e yönelmesiyle beraber, senin · anlatımın içerisinde bir vurgu var. Özetle, Türkiye devrimci �areketine kar­şı hasmane bi r tutumun geliştiri lmeye çal ışıldığını , Kürt kökenli işçi ve emekçileri kendi etkisi altına almak doğrultusunda bir çabanı n yoğunlaşt ığını , ötekinin bunun b ir parçası olduğunu bel i rttin . Ben de bu çerçevede bu görevi n b iraz daha özel bir planda biziJTI önümüze geldiği doğrultusunda bir sonuç çıktığını söyledim.

Cihan: Yoldaşın son söylediğine eklemek istiyorum. Yara­tılmaya çal ışı lan hasmane tutumun · gerisinde, tam da "siyasal

70

Page 71: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çözüm" arayışı karşısında Türkiye devrimci hareketinden gele­bilecek devrimci eleştiri ve baskının göğüslenmesi kaygısı vardır. Eğer bugün Türkiye devrimci hareketi bir bütün olarak "Kema­lizmin çocuğu"ysa, kendisinden hiçbir şey beklenemeyecckse, do­ğal olarak reformcu yönelimler karşısında göstereceği eleştirinin de Kürt işçi ve emekçileri nezdinde zaten bir değeri olmayacak­tır. Bizzat A. Öcalan bu çarpık düşünüş tarzını yaratmaya çal ışı­yor. Yani Kürt i şçi ve emekçilerini bizim ulusal hareket üzerin­deki devrimci basıncımıza karşı önyargı duvarlarıyla sağırlaş­tırılmaya çalışıyor. Siyasal mücadelede PKK açısından bu son derece doğal bir davranıştır. S iyasal mücadelede PKK "reel-polit­ik" bir harekettir. B unu yapar.

Ama benim anlayamadığım şudur. PKK Türkiye'nin ko­münistlerine, devrimcilerine, devrimci demokratianna karşı bu ka­dar net, açık bir tutumla kendi platfonnundan kendi mücadele­sini· yürütüyor. Bunu yaparken en u fak bir kaygı bi le duymu- · ydr. Bizim mücadelemizi bu k adar yürekl i l ikle destekleyenleri incitmeyelim demek bir yana, bizi en ağı r bir biçimde kamuoyu önünde yerden yere vurabil iyor. Ama buna _rağmen biz ona kar­şı i lkesel konumumuzdan yöneltebileceğimiz bir eleşt irinin yara­tacağı sonuçlar karşısında bu kadar çok tedirginlik duyabil iyoruz. PKK pol i tik mücadele veren b i r akım olarak tutarlı davranıyor. Biz politik mücadele vermek iddiasındaki bir akım olarak tutar­sız davranabi l ir miyiz? Bu tam da politik .ı;nücadele verememe­nin getirdiği bir zayı fl ık olmaz m ı ? İktidar mücadelesi veren ve bu konuda güç biriktirmiş hiçbir akım bu konuda zerre kadar tereddütlü davranmaz. M: -�<sist-leninistler ezilen u lus mi l l iyetçi­l iğine yeri geldiğinde son derece sert eleştiriler yönelttiler. Ama proletaryanı n sınıf konumundan, ama ezilen ulusun meşru hak­ları, kendi kaderini tayin hakkı konusunda gösterdikleri tereddüt­süz tavrın ve verdikleri samimi mücadelenin verdiği ideolojik ve manevi güçle. Bu konuda bir kuşku mu var bizde?

Şimdi sorunun bir başka yanına değineceğim. Bu mücadeleyi vermenin kendisi ; a) PKK'ya karşı devrimci eleştiri görevinin, yani eleştirel bir basınçla onu devrimci platformda tutmak göre-

71

Page 72: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

vının bir gereğidir. PKK 'ya karşı gerçek bir dost luk görevidir bu noktada. b) Bu aynı zamanda Kürt ulusal özgürlük mücadelesi­ne büyük kentlerden veri lcbi lecek en anlamlı dcsteğin bir gereğidir. B ugünkü durumda Kürt i�çi ve emekçileri yalnızca yedek bir güç. edi lgen bir güç olarak kalınaktadı rlar. Biz Türkiye'n in büyük kentlerinde, Türkiye ' ni n kalbinde devrimci siyasal mücadeleyi örgiitlcmeyi ba�arab i l i rsck. yedek güç değil gerçek bir destek, giderek iincü b i r destek yaratmak imkanı bulabi leceğiz. Sömür­geci burjuvaziyi sömürüeti sınıf konumundan, sömüriicü sınıf k iml iğinden tehdit eden bir hareket gel i�t iri leb i ldiği ölçüde, Küı1 u lusal sorum;nun devrimci çözümünün de önü açı lmış olacaktır. Yapab i l ir m iyiz, bunu ba�arabi l i r miyiz? Soruyu böyle soran bir hareket zaten misyonunu kaybetmi �t ir. Böyle soru sorulmaz. Biz önümiizc görev ve hedef koyuyonız .. Biz biitiin öteki görev leri ­mizle uyum içerisinde bu göreve i�aret ediyoruz. Ba�arınak için e l imizden ge len çabayı göstereceğiz. Fakat sonucu prat ik gös­terecekt i r. !>onuç üzerine önden bir tartı�ma yapılamaz.

TDK P ve i P' Ie aram ızdaki fark ne olacak? sorusunu da an­laml ı hulmuyorum. iP "j zaten bir yana koyuyorum. Kemalist sos­yal �oven b i r hareket t i r. TDKP. u lusal programın bir yönü konusunda son dcreec sam i nı iyetsiz ve tutarsızdır. Soyut bir takım kabul ler dı� ında. pol i ı ik planda bu doğrul ıuda herhangi bir ciddi . inandır ıcı ve güven veren mücadele yürütmeyen bir harckellir.

Dönüp ulusal programın öteki yiinüni.i bu noktada gerici bir tarz­

da kul lanmaktad ır. Sosyal i zmi savunmak adı altında ince bir sos­

yal �oven çizgi izlemektedir. Bizim t utuımımuzu bununla karış­t ı rmak mümkün deği ldi r.

Çok güç gibi görünen son noktaya da dcğincyinı. Peki nası l

olacak �imdi? Şoveni zme kar�ı miicadcleyi zay ı flatmanıası için ne yapacağız? San ı l ıyor k i afi� lerimizle. pankartlarımızla. pul­l arım ız la . b i ld iri lerimizlc bu alanda bir cephe açacağ ız. Hay ır

yolda�lar. soruının bunun la hiçbir alakası yok . B iz Tlirkiyc iş­çi sını fına ve emekçi lerine yi\ne l ik olarak Kürt halk ını meşru ta­lepleri . hak l ı mücıdc lcsi . K lirt halkına karşı yiiri.itiilcn kirl i s-ava­

şın anlamı üzerine aydıntat ıc ı b i r pol i t ik faal iyet yüriitnıekıcyiz.

72

Page 73: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yürüteceğiz. Kitleleri kucaklayan geniş politik faaliyetiınizi:ı anlamı. kapsaını zaten budur. Kürt işçi ve emekçileri bu faal iyelimizi büyük bir sempatiyle karşı layacaklardır. Ama ötesinde de. "bun­ları iyi yapıyorsunuz heval", "biz bundan dolayı da zaten size sempati de duyuyoruz", "ama yine de biz yurtseveriz'" diyecekler­dir. Biz onlara siz neden yurtseversiniz, neden sosyal ist deği lsi­niz? Siz işçi deği l misiniz? Siz emekçi değil misiniz? Siz kapita­list üretim i l işkileri içinde bulunmuyor musunuz? B� i l işkiler için­de Türk ve öteki mi l l iyetten işç i lerle kardeş değil _ misiniz? Siz neden buradaki sınıf kardeşlerinizle birlikte kendi sın ı f hedefleri­niz, kendi sınıf perspektifleriniz doğrultusunda örgütlenmiyorsu­nuz? Neden kendi birleşik parl inizi kurınuyorsunuz? diyeceğiz.

Mücadele budur yoldaşlar. Bunun yaratacağı karışıklık ve karmaşa nerede? Bu aslında bel l i bir dostluk çizgisinde. yani tam da ezilen u lusun mücadelesine karşı görevlerini yerine getirmek zemini üzerinde, buluştuğumuz Kürt i şçi · ve emekçi lerini daha i leri bir çizgiye çekmek mücadelesidir. Daha i leri bir çizgiye gelmelerini engelleyen ise K ürt ö�gürlük mücadelesinin onlar üzerindeki politik etkisinin aldığ ı ideolojik biçimdir. Yani ezilen ulus mi l l iyetçi l iği , ya da dar görüşlülüğüdür. B iz bunu k ırmak zorundayız. Burada bir karşı karşıya gel i ş yoktur. M ücadeleyi zayıffalan bir B undcu anlayışın kırı lması sorunu vardır. Kiirt iş­çisi ve eınekçisi bizim cephemizde mücadeleye katıl ınakla ne ken­di u lusal özgürlük mücadelesini zayıflatmış oluyor, ne de Kürt u lusaJ hareketine, somutta PKK 'ya karşr herhangi b ir düşmanca önyargıya giriyor. Onun sınırl ı l ığinı görüyor, daha i leri bir plat­formda mevziye g iriyor. Hepsi bu.

Nadir: Bence kritik bi r nokta şudur. ideolojik ve i lkesel perspektiflerimiz in doğru kavramımadığı koşu l larda, giderek şovenizmin k uyruğuna takılan b i r konuma düşmek gibi bir risk vardır burada. Örgütü bu açıdan iyi eğitebilmek ve donatabilmek gerekiyor. Demokrasi mücadelesi konusunda da yaşandı bu. Demokrasi mücadelesinin kendi içinde anıaçlaştırılmm;ına, stra­tejik bir hedef olarak ele alınmasına karşı çıktık. Sorun demok­ratik haklar m ücadelesini siyasal sınıf ikt idarı mücadelesine

73

Page 74: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bağlamak sorunudur dedik. Ama bu bizim saflarımızda yer yer demokrasi mücadelesinin küçümsenmesi gibi kavranabildi. Burada da böyİe bir risk vardır. ( . . . )

Cihan: Az önce 1 . Genel Konferans metninden bir bölüm okurken, asıl kritik parag�afları atlayarak okumuşum. Okuduğum bölümün başlangıç paragrafiarını da okumak istiyorum:

. "Bununla birlikte, komünistler ulusal sorunu kendi başına, kendine .yeten tecrit edilmiş bir sorun olarak ele almazlar. Bu soruna proletaryanın devrimci sınıf çıkarları ve tarihsel amaçları açısından, devrim ve sosyalizm mücadelesinin uluslararası çıkarlan açısından yaklaşırlar. Ulusal ilke ve esaslardan değil , sınıfsal ilke ve esaslardan hareket ederler; tutum, politika ve görevlerini bu ikincileri temel alarak saptarlar. Ne kadar haklı ve meşru olurlarsa olsunlar, u lusal istemleri ve özlemleri kendi başına, kendi içinde bir amaç olarak deği l , proletaryanı n sınıf çıkarları ve tarihsel amaçlarına bağlı ele alırlar. Tüm bu farklıl ıklar, mil liyetçilik i le sosyalizm arasındaki ilkesel uçuruma işaret eder. Haklı bir temele ve devrimci bir içeriğe sahip olsa bile, mill iyetçilik ile sosyalizm iki ayrı ilke, iki ayrı platform, iki ayrı sınıf tutumudur. Devrimci milliyetçil ik ile sosyalist enternasyonalizm, iki ayrı dünya gö­rüşüdür. Bu küçük-burj uva demokratizmi i le proleter enternas­yonalizmi arasındaki farklı l ığa tekabül eder.

"Bu nedenledir ki ulusal eşitsizliğe ve baskıya, her türlü ulu­sal ayrıcalığa karşı ve ezilen ul usun meşru hakları için herşey­den önce kendi kaderini tayin hakkı için kararl ı l ıkla mücadele eden komünistler, kendilerini hiç de yalnızca bununla sınırlamaz­lar. Bunu ulusal dargörüşlülüğe, ulusal sınırl ı l ığa, uluslar arasına çitler örme eğilimlerine ve girişimlerine, genel olarak milliyetçi­liğin her türlüsüne karşı mücadeleyle birleştirirler. işçi sınıfının milliyetçi ideoloji ve ülkülerle şaşırtılmasına karşı mücadele eder­ler. Bu doğrultudaki çabalara karşı özel bir hassasiyet gösterir­ler." (Kürt Ulusal Sorunu, Eksen Yayıncılık, s.52-53)

B ugün için önemlidir dediğim görevler, gerçekte bu genel bakışın somutlaştırılması ve güncelleştirilmesinden başka bir şey değildir.

Mart 1995

74

Page 75: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkiye'nin yakin tarihinde bir dönemin sonu

(Parça)

Kürt küçük-burjuvazisi: Ulusal kurtuluş misyonu

. Sömürgeci egemenlik sisteminin geleneksel kurum ve ilişkilerini olduğu kadar bir bütün olarak toplumu da derinden sarsan bu mücadele onlarca yıllık bir birikimin üzerinde yüksel­di, onun ürünü oldu. Mücadele bugünkü gücünü,. sürekliliğini ve soluğunu bu geçmiş tarihsel. birikimden aldı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden farklı olarak ve toplumun genelinde mod�rn sınıf ilişkilerinde yaşanan gelişmeye bağlı olarak, yeni dönemde bu birikim Kürt alt sınıfları içinde oluŞtu. Yıllar içinde mayalanan ulusal hareket, '60'h yılların sonundan i tibaren kendini dışa vurmaya başladı.

Ne var ki asıl patlamasını '80'li yılların ikinci yarısında ya­şadı. Ulusal demokratik içerikteki bu mücadelenin sürükleyici gü­cü, '60'lardaki başlangıç döneminde olduğu gibi '80'1erin ikinci

75

Page 76: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yarısındaki patlama döneminde de, küçük-burjuvazi oldu. Küçük­burjuvazi , yalnızca ideolojik-politik planda önderli k öğesi olarak değil , fakat aynı zamanda öneml i bir kadro kaynağı ve kitle gücü olarak da Kürt u lusal özgürlük mücadelesi içinde özel bir yer tuttu ve halen de tutmaktadır. Demek oluyor ki, Türkiye'de hakim politik öğe olarak oynadığı devrimci rolü geride bı raktığı bir dönemin ardından küçük-burjuvazi, Kürdistan'da benzer bir poli­tik rolü etkin biçimde sürdüren bir sınıf olarak ortaya çıktı. Geç­mişte Türkiye 'nin geleneksel-devrimci demokrat hareketine önem­li bir toplumsal dayanak olan ve onu kadrosal bakımdan sürekl i bes-leyen Kürt küçük-burjuvazisi , bundan böyle artık büyük bir bölümüyle ulusal hak ve özlemler ekseninde bir mücadeleye kaymış oldu. Böylece aı1ık farklı bir politik mötivasyonla hareket edecek, fark l ı bir politik misyonun taşıyıcısı olacaktı .

Bu mücadelenin katettiği başarı devrimci bir çözüm için zorunlu koşul olan işçi sınıfının devrimci rolüyle birleşemediği ölçüde, mücadeleyi sürdürmek ve beJ i i u lusal hedefler doğrul­tusunda başanya ulaşlfrmak kaygıs ı , PKK şahsında temsil edi­len bu sınıfı , Kürt burjuva sınıflarıyla yakın ve gelecek için tehl i­kel i politik i l işkilere yöneltmiş bulunmaktadır. Geçmişte kendi üst sınıfları yerine Türkiye devrimci hareketi şahsında Türk işçi ve emekçi s ınıflarıyla mücadele ve kader birl iğine eğil im duy­muş olan Kürt küçük-burjuvazisinin, tam da ulusal sorun çerçe­vesinde oynadığı devrimci rol ve sağladığı başarı sonucunda bu­gün düştüğu bu paradoksal durum dikkate değerdir. Daha da kötüsü, o bu politik yönelime büyük kentlerin Kürt işçilerini de kazanmaya çal ı şmakta, bu doğrultuda bir çaba içinde bulunmak­tadır. Böylece işçi s ın ıfının m ücadele ve örgüt birliğini zaafa uğratan son derece olumsuz bir rol de oynamaktadır.

76

Kızıl Bayrak

Haziran '94

Page 77: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devrimci ve devrimci çözüm

Türkiye devrimcisinin önündeki güncel manzaranın temel unsurları nelerden oluşmaktadır?

i lkin, kriz içindeki düzen. Bu bir yapısal kriz, çok boyutlu, Türkiye'niı1 son 30 yıl ımı damgasını vurmuş. Fakat bugün hızla ağırlaşınakıa, kapital ist ekonomi derin bir sarsıntı geçirmekte. Bunu s iyasal planda bir yöneıeıneme krizi tamamlamakta. Sermaye düzeni gi tgidc daha geniş b i r ölçekte , varl ığını ç ıplak zora d_ayandımıakta. egemenliğini bu yolla si.irdürmeye çal ışmakta. Rejimin general ler, kontr-geri l la ve siyasi polis şeneri yönetimine dayalı karakteri gitgidc daha ço� açığa çıkmakta. Pol is rej imini perdeleyen parlamento i lc siyasi parti ler işlevlerini y i ı i rmckte. Özetle, "Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi" tammı, bugünkü krizin boyutları konusunda bir fikir vermekte.

İkinci olarak, 70 yılın birikimiyle kendini tüm şiddetiyle oı1aya koymuş bir Kürt sorunu. Ezici ağırlığı i le Kürt köylii lüğüne ve

77

Page 78: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kentsel halk katmaniarına dayanan güçlü ve örgütlü bir Kürt özgürlük mücadelesi. Bu mücadeleye hakim bir devrimci önderlik ve bu önderlikte Türkiye'nin devrimci kuvvetleriyle birleşme isteği.

Üçüncüsü, hoşnutsuzluğu sürekli büyüyen bir işçi-emekçi hareketi. İşçi sınıfında açık bir mücadele isteği, yı l lardı r süren ve zaman zaman geniş bir k i t le katı l ımına u l aşan b ir işç i eylemliliği.

Dördüncüsü, 12 Eylül yenilgisine, Doğu B loku'nun çöküşüne ve bu nedenlerle yaşadığı ağı r kan kaybına rağmen, bell i bir kesimiyle mücadelede ısrar gösteren bir devrimci hareket. Örgütlü devrimci hareketin ancak çok küçük bir bölümünü kucaklayabildiği önemli bir· devrimci birikim.

Bunlara, son bir unsur olarak, Türkiye'yi çevreleyen coğrafya da eklenebilir. Türkiye bugün dünyanın en istikrarsız, en bunalımlı bir dizi bölgesinin tam orta yeri nde duruyor. B i r tarafında Balkanlar, öteki tarafında Kafkasya, ve nihayet, güneyi nde Ortadoğu. O Ortadoğu ki, Fil istin sorununu denetim altına almada sağlanan öneml i başanya rağmen, emperyal ist dünya için bir "istikrarsızlık kuşağı" olmayı sürdürüyor ve sürdürecek. Türkiye'nin devrimci süreçlerinin başarıl ı b i r seyri , onu çevreleyen kriz coğrafyasındaki o l ay ların ge.l işme seyrin i etkileme ve yön değişikliği yaratma şansına da önemli ölçüde sahip o lacak.

K uşkusuz, sıralanan tüm bu unsurların, farkl ı bir yönden bak ı ldığında görülebilecek olan başka özellikleri de var:

Düzen ağır bir kriz içindedir ama, toplum üzerinde zora dayalı tahakkümünü perçin lemek l e ka lmamakta, yığınları da halen ideolojik politik açıdan denetim altında tutabilmektedir. En yoz kozmopolit kültürden dinsel biçimler içindeki ortaçağ İdeolojisine, Türkçü ve is lamcı akıml ardan reformisı ve sosyal-reformisı parti lere, devasa bir medya tekel inden sendika bürokrasisine, düzeni·n sayısız etki kanalı ve emniyet sübabı var.

Kürt hareketi kendini çözüm gündemine sokmuştur am_a, emperyalizm sorunun bölgesel karakteri ve barındırdığı devrimci potansiyeli gözeterek', Filistin ya da Güney Afrika'da olduğu gibi, onu denetim altına almak ve sistem içi bir çözüme bağlamak

78

Page 79: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

için seferberlik içindedir. Kürt özgürlük mücadelesi halen devrimci bir önderlik altındadır ama, Türkiye'nin devrimci toplunisal-siyasal dinamikleriyle buluşamadığı ölçüde zorlanmakta, bu zorlanma onu her türlü olumsuz akibet riskiyle yüzyüze bınıkmaktadır. Yenilgiden sistem içi bir çözüm üzerinde uzlaşmaya kadar . . .

i şçi v e emekçi k it le ler büyüyen bir hoşnutsuzluğu yaşamaktadırlar ama, henüz dolaysız biçimde politik mücadele sahnesine çıkmayı başanıbitmiş de değil ler. Yıllardır izlediği ihanet çizgisine, bunun işçi tabanında yarattığı açık tepkiye rağmen, devrimci önderlik alternatifinin kendini pratikte ortaya koyamadığı bir durumda, sendika bürokrasisi s ın ıf hareketi üzerindeki denetimini sürdürmeyi başarabilmektedir. Kapitalisılerin sömürü politikalarına karşı öfkeyle eyleme geçen işçi kitlelerine, kapitalist egemenl ik s isteminin tarihsel- ideol oj ik sembo llerini dayatma kolaylığını bi le bulabilmektedir.

Geleneksel devrimci hareketin ayakta kalmayı başarmış kesimleri mücadelede belirgin bir inat gösteriyorlar ama, sağlam bir devrimci perspektiften ve kitleleri sürükleme yeteneğinden çok büyük ölçüde yoksun durumdadırlar. Tek. tek güçsüz oldukları halde, düzenin emekçilere ve devrimci harekete karşı topyekün bir mücadeleyi sürdürdüğü bir ortamda, kendi aralarında devrimci bir eylem birliği gerçekleştirme, mücadele cephesini birl ikte örme sorununa i lgisiz kalabil iyorlar. Birleşik devrimci bir cereyanın yaratılamamasının devrimci potansiyeli kucaklayamamanın en temel elkeni olduğunu gözden kaçırabi liyorlar.

Son olarak, Türkiye'nin odağında yeraldığı coğrafya bir dizi ist ikrarsız bölgeden o luşmaktadır. Ama, buralarda devrimci dinamiklerden çok,. gerici dinamikler hareket hal indedir. B u ülkelerde gericilik, istikrarsızlığın gerçek temeli olan ağır iktisadi ve topl umsal sorun ları bu gerici çat.ışmalarla örtmeyi başarabilmektedir. Ortadoğu elbette bunun belirgin bir istisnasıdır, fakat burada da sisteme yönelik toplumsal tepkiyi sistem içi bir güç o lan dinsel akımlar kontro l etmekte, böylece devrimci dinamikler bir başka yoldan tahrip edilmektedir vb. vb.

Bütün bunlar da aynı manzaranın öteki yüzüdür. Burada, bir

Page 80: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

devri mci n i n gözden kaç ı ramayacağı kritik bir ayrı m var. i l k kategoride sıralanan gerçekler, esa-;ı itibarıyla, objektif imkanlardır. Oysa ikinci kategoride sıralananl ar, önemli ölçüde, sislernin karşı çabalarla yaraııığı engeller, ya da devrimci müdahaleye konu olması gereken subjekti f zaaflardır. Ve zaten devrimcil ik de, objektif imkanları en iyi biçimde değerlendirerek karşı çabalan ve hareketin subjektif zaafların ı aşabilmek demektir. Bu yapılabildiği ölçüde böyle adlandırılmaya hak kazanabil ir. Elbette bu perspektife dayalı bir devrimc i l ik , modern s ın ıf i l i�kilerinin egemen olduğu bir topluında ancak işçi s ın ıfı devrimci l iği olabilir.

Türkiye'nin geçmiş döneminde, küçük-burjuva devrimciliğinin bel irgin zaafı kolay devrim hayallcriydi . 1 2 Eylü l yeni lgisinden sonra ve öze l l i k l e de bugün, ters i nden bir eği l im kend i ni "devrimcil ik" anlayışı olarak ortaya koyuyor. Devrim belirsiz bir geleceği n sonrası n a atı l ı yor, " gerçekçi l ik" adına devriınci l ik misyonunu boşa çıkaran bir düşünüş ve davranış tarzı sergileniyor. Bu düşünüş tarzı. koşulların bu ele al ınış biçimi. en pespaye bir "reel politik''in, refom1iznıin ve ıa-;fiyccil iğin zeminini oluşturuyor. Buna yalnızca bir örnek:

Kürt devriınci hareketi herşeyin bittiğinin san ıldığı bir sırada ve en geri bir noktadan başladı , bugünkü büyük gelişmeyi yaraıt ı . Bugün b u hareketin kaderi, çok bi.iyük ölçüde. Türkiye'nin devriınci dinamiklerinin ne ölçüde gelişebilcceğine sıkı s ıkıya bağlanmış durumda. B ugün Türkiye'de devrimci olmak, bunun bil i ncinde olmuk ve bu çerçevede kendi rolünü oynamaktan geçer. Oysa açık ya da örtülü bir biçi mde btmdan kaçanlar. Kürt halkının 70 y ı l l ı k devrimc i birikimini sistemin kanalları içinde t üketecek çtizüın kri rasyonalizc etmekle ıneşgql ler. Türkiye solunda bugün devrinıcı geç inenlerden olu�an bir "Kürt halkının dost ları'' kulübü var. Bu ku lübün üyeleri Kürt halkının mücadelcsinc dışarıdan destckler ini veriyorlar. Ama desteği ası l anlaml ı olacak alanda devrimci bir gelişmeni n önünü açarak vermekten ·geri durdukları ölçüde. devrimci l i kten uzaklaşıyorlar ve Kürt halkının. devrimci mücadelesinin karşı karşıya kalabi leceği riskiere seyirci kalmak yoluyla ona gerçekle kötülük yapmış oluyorlar.

80

Page 81: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halkının beş-altı yılda devrim yoluna ginneyi başannasına alkış tutanlar; i ş-ç i s ınıfının çok daha kısa bir zamanda bunu başarabileceğine, burada çok şeyin gösteri lecek devriınci çabaya bağlı olduğuna inanmıyorlarsa eğer, neden kendilerine devrimci diyorlar ki? . .

Kızıl Bayrak

Haziran '94

8 1

Page 82: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

·Devrim d1ş1nda çözüm yoktur!

Zindan direnişinin zaferiyle �mmadığı serdikte bir tokat yiyen Refah Partisi. hükümeti, bunu unutturmak, gündemi değişti�ek ve kitleler nezdinde 'prim yapinak amacıyla yeni yeni manevralar deniyor. Kürt sorununa barışçıl çözüm tartışmaiar� �uşkusuz bun­ların en önemlisi ve en çok yankı yaratanı oldu. Bazı açıklama ve girişiml�rle hızla gündemi kaplayan ve bazı kesimleri heye­canlandıran bu tartışma, generallerin bizzat Erbakan'a verdiği ültimatqmla aynı hızla gündemin dışına itildi. Erbakan, bizzat yönlendirdiği tartışma ve girişimleri inkar etmek zorunda kalarak, kişilik ve karakterden yoksunluğunu tüm toplum önünde bir kez daha ortaya koydu.

Bu birkaç günlük tartışmanın generaller müdahale edince bir anda bıçak gibi kesilmesi, Türkiye'de rejimin nasıl işlediği, gerçek politika ve karar merkezinin neresi olduğu konusunda geniş halk kesimleri için çıplak gözle izlenebilen yeni bir politika dersi

82

Page 83: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

olmuştur. Olay bu açıdan son derece yararlı bir işlev gönnüştür. Yapılan Kürt özgürlük mücadelesini daha ince ve daha sinsi

yöntemlerle boğmı;ıya zemin hazırlamayı amaçlayan bir manevra olsa da, tartışmalarla açığa çıkan bazı yeni sonuçlar görmezlikten gelinemez. Rejim hükümet düzeyinde ilk kez olarak Kürt sorununda gerçek muhatabının PKK olduğunu zımnen de olsa ifade etmiştir. PKK'yla "dolaylı" i l işk i ve diyaloğun kurulabileceğine ilişkin RP ve DYP'nin açıklamaları, rejim cephesinde yeni bir davranış biçiminin örnekleri ve elbette açık bir zaafiyetİn göstergesi olmuşlardır.

Fakat bunu rejim içinden "siyasal çözüm"e doğru bir eğiliminin bir ilk göstergesi saymak için de bir neden yoktur. PKK Kürt ulusal uyanışına ve özgürlük mücadelesine önderlik eden bir politik kuvvettir. Bu konumu ve rolü çerçevesin_de zaten yıllardır devlet in dolaysız muhatabıdır. Devlet Kürdistan'da dosdoğru PKK'yla savaşmaktadır. Tüm bunlara rcığmen bugüne kadar muhatabını görmezlikten ve bilmezlikten gelmesi, devlet açısından 70 yıllık inkar politikasının ciddiyetten yoksun bir yansımac;ından öte bir anlam ifade etmemektidir. Bugün muhatabını "dolaylı" olarak da olsa kabul etmeye .eğilim duyması, bu ciddiyetsizliğin ortadan kaldırılmasına ve düşmanını dosdoğru tanımlamasına yönelik bir adımdır yalnızca.

Kürt sorununda bugünkü muhatabını açıkça �elli etmek ile sorunun kendisini çözmek arasında herhangi bir doğrudan ilişki yoktur. Düzenin Kürt sorununa özgürlük hareketini ezmek ve Kürt halkını ulusal köleliğe bir kez daha razı ve mahkum etmek dışında bir başka çözümü yoktur. Ulusal köleliğin sınırlı bazı haklar ye yeni bazı düzenlemelerle bir parça gevşetilmiş yeni bir biçimi hiçbir biçimde bir çözüm değildir. Oysa bazı düzen çevrelerinde var olan ve son tartışmalar vesilesiyle bir kez daha seslendirilen "siyasal çözüm" önerilerinin en ileri olanı bile bundan öteye geçememektedir. Geçe.mez de. Zircı burjuva sınıf egemenliği ayakta kaldığı sürece, Kürt halkı için gerçek özgürlüğe ve eşitliğe dayalı ·bir. çözüm olanağı yoktur. Bu egemenlik ayakta kaldıkça, sınırlı tavizlere dayalı her sözde "siyasal \· iizüm", gerçekte, yeni bir

83

Page 84: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çözümsüzlüğün, bu temel üzerinde yeni bir çatışmanın zemini olmaktan öteye gidemeyecektir.

Kürt halkının, ulusal köleliğin bir parça gevşetilmiş, geçmişe göre daha da incelti lmiş yeni biçimlerine deği l , gerçek bir ulusal özgürlüğe ve eşitliğe . iht iyacı vardır. Bunu ise ancak Türkiye işçi sın ı fı ve emekçileriyle kader birl iği yaparak, mevcut baskı ve sömürü düzenine karşı onlarla birlikte savaşarak, sınıfsal baskı ve sömürünün y�nısıra u lusal baskı ve sömürünün de asıl kayna­ğı olan burjuva sınıf egemenl iğini yıkarak elde edebil ir.

Kürt sorununun devrim dışında gerçek ve kalıcı bir çözümü yoktur.

84

Kızıl Bayrak Ağustos '96

Page 85: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güncel gelişmeler ve devrimci görevler

(1. Bölüm'deıı parça)

Güncel durumun tarihsel arka planı

Devrimci politika için doğru sonuçlar çıkarılmak isteniyorsa eğer, sermaye düzeninin güncel durun:ıuna tarihseJ bir p�rspckı i f içinde bakılmalıdır. Güncel dururıtın ayırdedici üzel l iği dev letin çeteleş't:iği .ve kokuştuğu gerçeğinin i nkar cd i l ciııez ve ' üst ü örtti lemez bir biçimde açığa çıkmış iılınas ı dır. B u olgu, dahası,. çcteleşme ve kokuşmanın daha genel planda kurulu düzenin pol itik. yaşamına egemen olduğu gerçeği. bugün artık s ı nıdan insanların tartışma konusu haline gelmişt ir. Son döncıniıı bu gel işmeleri yığ ınlar üı;erinde çok karmaşık etki ler yaratmakta. tepki lere, öfkelere, ş'aşkınl ığ<i, güvensizliğe, umutsuzluğa. ve ·eıbet teki, bu durumun değ işmesi için yeni ve i leriye dönük arayışlara neden olmaktadır. Ama böyle bir etki, toplumun· genelini kapsayan bu tür bir sarsıntı . ancak güncel gel işıneler uzun bir sürecin yarattığı

!?5

Page 86: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

birikimlerin dı�a v urmasının bir i fadesiyse olanak l ı olabil ir . Türkiye'nin son 35-40 yılı büyük bunalıml ar ve büyük

çalkantılar içinde geçti. Bunalımın toplumsal mücadele boyutunu dizginierrıek ve ezmek, ürettiği iktisadi ve sosyal faturalan emekçi halk kitlelerine engelsizce ödetebilm.ek için, kurulu düzen kendini belirli aralıklarla yeniden tahkim etme yoluna gitti. Askeri darbeler ve özellikle '90' 1 ı y ı l larda örneği çok görülen daha örtülü ara müdahaleler bu işlevi gördü.

1 2 Eylül burada bir kilometre taşıdır. '60'1ı ve '70'l i yıl ların bunahmları ve bunun beslediği büyük toplumsal hareketl i l ikler, düzenin artık tekiernekte olduğu konusunda burjuvaziye ve onun emperyalist dayanaklarına daha açık bir görüş sağladı. 1 2 Eylül askeri faşist darbesi , bu çerçevede, kendini öneeleyen 20 yı l l ık sürecin toplam deneyimlerini gözeten bir karşı saldın oldu.

Bununla birlikte, güncel duruma 1 2 Eylül saldırısını izleyen son 16 yıl ın toplam tablosu üzerinden baktığımızda hayli dikkate değer sonuçlarla yüzyüze kalıyoruz. Toplumsal muhalefeti v� örgütlÜ devrimci hareketi ezen faşist askeri rejim, düzeni düze çık�rmak ve tahkim etmek için çare ve çözüm olarak görülen tüm pol i tikaların engelsizce uygulanacağı koşulları yarattı . '80' 1i yı l ların üçte ikisine bu koşullar egemen oldu. Uzun vadeli bir "istikrar" adına gerekl i görülen her türlü iktisadi, siyasal, kültürel, ideolojik ve eğitsel önlem alındı. Tüm siyasal, idari, yasal ve kurumsal düzenlemeler buna göre yapıldı.

Peki sonuç ne oldu? Daha 1 987 yıl ında, daha askeri rejim koşulları fii len sürüyorl.<en, daha darbeci general ler Çankaya'da oturuyorken, toplumsal m uhalefetin ise kendisini henüz yeni yeni ve en geri biçimler içinde gösterdiği bir s ırada, düzen sözcüleri ekonomik ve siyasal istikrarsızlık etkenlerinin hızla büyüdüğünü itiraf_etmek zorunda kaldılar. Bu daha başlangıçtı. '90' 1 ı y ı l lara dönöldüğünde bu kez sermaye düzeninin "Cumhuriyet tarihinin en ağır iktisadi, sosyal ve siyasal sorunlan" ile yüzyüze bulunduğu, "ekonomik ve siyasal yaşamın tıkandığı", düzenin bu sorunlar karşısında herhangi bir çözüm perspektifinden yoksun olduğu bizzat düzen satlarında yaygın kabul gören bir görüş oldu. 2. Cumhuriyet

Page 87: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tartışmaları ve TÜSİAD kaynakl ı YDH, bu itirafın somut ifadesi ve dolaysız ürünüydüler. 1 994 yı l ı başında ekonomik ve mali krizdeki ani ağıdaşmanın ortaya koyduğu tablo ise bizzat TÜSİAD sözcüleri tarafından "Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizi" olarak tanımlandı. Tüm temel ekonomik göstergelerin negatif tablosu karşısında bu inkar edi lemez bir olgu durumundaydı . Susurluk kazasıyla birl ikte art ık gizlenemeyerek açığa çıkan çeteleşmiş devlet gerçeğinin ardından, bugün de yaygın olarak Cumhuriyet dönemin in en ağır s iyasal çürüme ve kokuşmuşluğundan söz edil iyor .

. '90 ' 1 ı yıl ların kurulu düzen ıçın peşpeşe gelen bu türden Cumhuriyet tarihi rekorlanna sahne olması ra<;tlantı mıdır? Rekor alanlarının iç bağlantı ları ve organi k bütünlüğü hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Sözkonusu olan, kurulu düzen için bir tükenmişlik ve i flas tablosudur. Politika her zaman ekonominin yoğunlaşmış ifadesidir. Sennaye devleti Türkiye kapitalizminin yalnızca resmi i fadesi değil, fakat aynı zamanda en yoğunlaşmış halidir. Orta yerde duran çeteleşmiş ve_ kokuşmuş devlet, onu saran kokuşmuş burjuva siyasal yaşam, mevcut iktisadi ve sosyal düzenin siyasal ifadesinden başka bir şey değildir. Demek oluyor ki, temelde çürüyen ve kokuşan kapitalist ekonomik ve sosyal düzenin kendisidir. Bu sonucun devrimci politika için, izlenmesi gereken devrimci taktik çizginin stratejik doğrultusu için taşıdığı önem yeterince açıktır.

Devrimci toplumsal muhalefetin aşırı zayıfliğına rağmen • . .

Fakat bu sonuç tablosunu doğru okuyabi lmek için gözden kaçın lmaması gereken iki önemli nokta var. Bunlardan birincisi, aslında yukarıda özetleneo sürecin kritik bir yönünün yeniden bir vurgulanması olacak. Önemle gözeti lmelidir ki , bu negatif rekorlar serisi, düzeni düzc çıkarmak için yapı lmış, . bu çerçevede burjuvaziye çok yönlü ve kapsamlı bir önlemler dizisini engelsizce uygulama olanağı sağlamış bir askeri faşist darbe döneminin hemen

87

Page 88: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ardından ba�göstermi�t ir. B u gerçek, düzenin· karş ı karşıya

bulunduğu sorunların yapısal olduğunu, en elverişl i koşul larda ve yı l larca uygulanmış reçeteterin bile. herhangi bir iyi leşme ya da çözüm sağlamadığı n ı , yalnızca faturanı n i şçi s ını fına ve emekçi tere ödetme kolayl ığı (bu çerçevede geçici rahatlamalar) yarattığını gösterir.

İk inci nokta bununla bağlant ı l ı fakat daha da öneml idir. '90' 1 ı yıl ları kaplayan bu sonuçlar dizisi, devrimci muhalefetin

son derece c ı l ız olduğu yı l ların ürünüdür; Türkiye'de sınıflar mücadeles i n i n çok 'geri bir d üzeyde seyrett iğ i , top l umsal muhalefetin henüz devrimcileşcmediği koşullarda ortaya çıkmıştır. Kürt özgürlük mücadelesi etkenini bir an için bir yana bırakacak olursak, toplumsal muhalefetin kitle hareketleri biçiminde yeni bir canlanma dönemine girdiği son 9 yı l içerisinde, sermaye düzenini sıkıntıya sokan ve ona iktisadi kazanımlar alanında bazı geçici geri adımlar attıran tek ciddi çıkış ' R9-90 yıl larının işçi cylemleridir. ( Bunun yaratt ığı s ınırl ı etkileri i se tekelci sermaye zam, enflasyon ve tensikatlarla çok geçmeden telafi etmiştir.) Bunun ötesindeki sayısız kitlesel hareketl i l ikler, kendi içindeki ö�emlcri ne olursa olsun, sermaye düzeni için. iktisadi ya da politik açıdan öneml i bir sıkıntıya dönüşme gücü gösterememişlerdiL

Sennaye düzeni için son yı l larda büyük avantaj oluşturan bu durum, gerçekte onun aşırı zayıfl ığının da bir kan ıtıdır. işçi s ın ıfının ve emekçi halk kitlelerin in henüz ciddi bir devrimci muhalefeti ile karşılaşmayan bir düzen, buna rağmen iktisadi, sosyal ve siyasal cephede kendi tarihinin en ağır sorunlarıyla yüzyüze kalabilmiştir. Bu olgu, devrimci s ın ıflar mücadelesi etkeninin de kendisini gösterdiği bir durumda, mevcut krizin hangi boyutlar alabileceği konusunda da bir fikir vermektedir.

Am_a, denecekti r, Kürt sorunu etkeni , Kürt özgürlük mü­cade lesin in düz!!nin tüm dengelerinde yaratt ığı çatlamalar ve ürettiği sonu gelmez fatura, tam cla bugünkü durumun gerisindeki asıl ve belirleyici etken değil midir? Bu

· iddiada büyük bir gerçek

payı i le büyük bir ·yanı lgı içiçe duruyor. iddianın apaçık gerçek payı bugüne kadar herkes tarafından ifade cdi lcgeldi . Oysa bu

88

Page 89: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

iddia aynı zamanda Türkiye'n in kapital ist düzeninin temel gerçeklerini gizlemekte, bu çerçevede büyük yanı lgı lanı neden o lmaktadır. Bu yanı lgı lar bugüne kadar doğru dürüst tartışılmadı.

Kürt özgürlük mücadelesinin rej imin ideolojik kiml iğinde, iç siyasal dengelerinde büyük sarsıntı lar yarattığı , iç ve dış pol itikada devleti büyük çıkınaziara sürüklediği açıktır. Dahası , bu mücadeleyi boğmak iç in yürütülen kirli savaşın bugünkü çeteleşmede ve siyasal kokuşmada temel l i bir rol oynadığı da yeterince açıktır. Bunlar çok bi l inen, çok tartışılan. döne döne vurgulanan gerçeklerdir. Fakat Kürt sorununun siyasal gündemde tuttuğu özel yerin de etkisiyle bu gerçekler öylesine abartıldı ki, Kürt sorunu adeta düzenin bugün karşı karşıya bulunduğu her türlü çözümsüzlüğün asil kaynağı . o larak algılanmaya başlandı. İşin i lginç ve d ikkate değer yan ı , karşı-devrimci düzen propagandasının da sürekl i olar�k bu fikri işleınesidir. Düzenin ideologları. sözcüleri, medyadaki popüler yonımcular iddia ederler ki, eğer Kürt sorunu o lmasaydı. ya da bu soruna bir biçimde bir çözüm . bulunabilseydi, Türk iye'nin ekonomisi çoklan düzc çıkm1ş, politik yaşamı normale dönmüştü. Düzen propagandası . tüm sorun ve sıkıntı ların kaynağının Kürt sorunu olduğu temao;ını işleyerek , her şeyi "bölücü terör belası"na bağlayarak, bu yolla emekçi kit le lerden kapi lal ist düzeni n yapısal ve çözümsüz gerçeklerini gizlerneye çal ı�ır.

Öncelikle vurgulanmal ıdır ki, Türkiye kapitalizminin bugün yaşamakta olduğu ağır iktisadi, sosyal ve siyı:tsal sorunlar hiç de Kürt sorunundan kaynaklanmamakta, fakat yalnızca bu sorun tarafından daha da ağırlaştırı lmaktadır. Bunu görebilmek için Türkiye'nin son 40 y ı l l ı k tablosuna toplamı içinde bak-mak · yeterl idir. Fakat daha da büyük önem taşıyan bir ba�ka temel nokla var. 'fürkiye kapitalizminin yapısal ve çözümsüz sorunlarının ağırla�masındcı bu denli öneml i bir rol oynayan ayı:ı Küit sorunu. öle yandan. bunun beslediği topl umsal muhalefetin dizginlenmesi ve saplı rı l ınasında da öneml i bir rol oyıwını�t ır.

Burjuvazi Kürt sorununu üç ünemli yi;nden kull .. ını;·ıı�ıır. i lkin. ti.im düzen güçleri arasınd�ı 1 2 Eylü l darbesinin· ardından ordu

" 0 (' .

Page 90: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

zoruyla sağlanan genel siyasal birlik ("mil l i mutabakat"), ' 80 ' 1i yılların sonundan itibaren, bu kez "bölücü teröre karşı mücadele" adına Kürt sorunu -üzerinden sağlanmıştır. Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğmak için yürütülen kirli savaş tüm gerici politik güçleri MGK çizgisinde birleştirmiştir. İkinci olarak, yine teröre karşı mücadele adı altında, dizginsiz bir devlet terörü, her türlü faşist baskı ve terör uygulamaları meşrulaştırı lmış, gerekli yasal ve kurumsal yeni dayanaklara kavuşturulmuştur. Ve son olarak, ülkenin birliği ve bütünlüğünü korumak adı altında dizginsiz bir

-şovenizm tüm topluma pompalanmış, bu yolla düzenin kitle tabanı korunmaya çalışılmış, bunda başarıl ı da olunmuştur. İşçi sınıfı da içinde, Türk emekçi kitlelerinin büyük bir bölümü bu doğrultuda şartlandırı lmış, bu yol l a emekçi lerin dikkatleri kendi gerçek sorunlarından uzaklaştınlmaya çalışılmıştır. Dahası, bunda başantı olunduğu ölçüde, kitleletin, kendi mevcut sıkıntı larının kaynağı olarak Kürt özgürlük mücadelesini görmeleri ve böylece şovenizmin tuzağına daha kolay düşmeleri sağlanmıştır.

Bu üç faktör birarada toplumsal muhalefet dinamiklerini sınırlamış, sınıf ve kitle hareketinin gelişip serpilmesini zora sokmuştur. Bunda kuşkusuz devrimci hareketin belirgin zayıflık ve zaaflarının da temel bir rolü vardır. Bu zaten bilinen ve hep ifade edilen bir gerçektir. Fakat tersinden, sınırlı güçlerle gösterilen tüm çabalara rağmen elle tutulur bir gelişmeyi başaramamanın gerisinde de, yukarıda sıralanan faktörlerin, bunların toplumsal muhalefeti sınırlayan ve saptıran sonuçlarının belirgin bir rolü vardır.

90

Ekim

1 Ocak '97

Page 91: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

II. Bölüm

Polemikler ve Siyasal

Perspektifler

Page 92: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 93: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kemalizme so{'dan taze kan kampanyasi IP'in ipliği

İP/Aydın l ık grubu devrimci hareket . tarafından birkaç on yı l ın zengin pratikleri sayesinde kuşkusuz çok iyi tanınan bir çevre ·duru.ınundadır. Böyle olunca "İP' i n ipl iği" üzerinde yeni­den dunnak çok gerekli görülmeyebi l i r. ... Oysa tersine. içinde �u­l unduğumuz şu dönemde bu özell ikle gereklidir.

Hunun bir nedeni. bu çevrenin 1 2 Eyl ül sonrası yeniden toparlanma döneminde ('87 sonrao;ı.nda), devrimci harekcıc venne­ye çalıştığı "değişim" mesaj ıd ır. Elbette gösterilen tüm çabalara ve bir dönem özellikle Kürt sorunu üzerinden yapılan tüm çıkış­lanı rağmen, bu mesaj inandıncı bulunmamış, bu çevrenin devrime karşıtl ıkıaki temel .özell iklerin i sürdürdüğü inancı korunınuştur. Fakat yine de, özell ikle 1 978-80 dönemindeki kaba gerici karşı­devrimci konumunu artık terkettiğine dair de bel l i belirsiz bir düşünce oluşmuştur. Oysa bir süred i r Kürt sorunu ve PKK düşmanlığı üzerinden gösterilen lutumlar, gel inen aşamada artık

93

Page 94: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

cepheden devrimci harekete karşı bir pol itik tutuma dönüşmüş­tür. Bu çevre artık daha net bir biçimde devrimin ve Kürt özgür­lük mücadelesinin yeminli düşmanı olan kemalist düzen güçleriy­le birlikte saf tutmaktadır. 1 9 Mayıs'ta dağıtılan "Şimdi Samsun'a Çıkma Zamanıdır" B ildirisi ve bu B i ldiri 'nin imzacıları, bu çevr­enin tuttuğu yeni safı tüm açık l ığı i le ortaya koymuştur.

Fakat bununla bağlantıl ı ya da bunun somut pratik bir i fade­si olan daha öneml i bir neden var. Sermaye düz�ni bugün tari­hinin en büyük krizini yaşamaktadır. Çok yönlü ve çok boyutlu bu kri zi n ortaya çıkardığı olanaklar doğru devrimci bir çizgide değerlendiri lebi l i rse, Türkiye devrimi büyük bir atı l ım yapabi l ir. Krizin kaynaklarından b i ri Kürt sorunudur ve K ürt özgürlük mücadelesi bugün halen devrimci bir mecrada sürüyor. Krizin asıl kaynağı ise Türkiye kapital izminin yapısal sorunlarıdır. Bu sorunlardaki ağırlaşma, işçi ve emekçilerin hoşnutsuzluğunu sü­rekli derinleştirmektedir. İşçi sınıfı daha 1 2 Eylül kayıplarını bi le telafi etmeden sermayenin büyük bir yeni saldırısıyla yüzyüze kalmıştır. Yı l lardır kesikli dalgalar halinde ge� işen fakat kendi dar istemleri dışına bir türlü çıkamayan işçi hareketli l iği, bu za­aftan nihayet kurtulabileceği koşullara bugün her zamankinden daha yakındır.

Bu koşullarda sermaye düzeni , bir yandan emperyalizmin de tam desteğinde Kürt devrimci hareketini ezmek, öte yandan ise, hain sendika bürokrat lar ın ı n da yardım ından · en iyi şek i lde yararlanarak, sınıf hareketini dizginlemek, onun devrimci siya<;al mecraya doğru gel işmesini engel lemek çabası içindedir.

İşte tam da bu ortamda, İP/Aydınlık çevresi , politika ve pratikleriyle düzene gönül lü hizmette kusur etmiyor. Bu çevre bir yandan, K ürt halkı kirli b ir savaşın tüm acılarını yaşarken, tüm çabasını PKK düşmanlığı üzerinde yoğunlaştırarak düzene soldan destek çıkmakta tereddüt etmiyor. Öte ya�dan ise, sendika bürokratlarına yönelttiği son derece yumuşak bir eleştirinin arka­sına saklanarak, gerçekte onların sınıf üzerinde kurdukları denetime koltuk çıkıyor. Onların kitlelerin . baskısıyla ve kuşkusuz kitleleri yatıştırmak amacıyla gerçekleştirdikleri eylemlerde çizdiği boğucu

94

Page 95: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sınırları "sınıf disiplini" adına olunı luyor. Bu "disiplin"'c gönüllü avukatl ık yapıyor. Sendika bürokratlarının düzenin resmi ideolo­jisinin yığınlar üzerindeki etk isini pekişii rmek amacıyla kitle eylemlerine dayattıkları İstiklal Mar�ı ilc devletin resmi bayrağı­nı büyük bir hararetle savunuyor. Sendika bürokrat larının 1 Ma­yıs eylemlerine kadar taşınna arsızlığı gösterdikleri bu ıiain politi­ka devrimciler ve i şçiler tarafından boşa çıkarı l ınca, devrimci ha­rekete gerici bir ağızia en arsız saldırıyı yöneiten de gene bu geçmişi kirl i çevre oluyor.

B ütün bunlar bu çevreye karşı mücadelenin bugün taşıdığı özel önemi ortaya koymaktadı r. Devrimci hareket bu çevreyi kuşkusuz çok iyi tanıyor. Fak�t mücadeleye yeni katılan güç­ler. hareketli l.ik içindeki i şçiler bu çevreyi yeterince tanımıyor. Devrimci hareketin bugünkü zay ı fl ığı . sendika bürokrasisinin değerini bi lerek bu çevreye verdiği özel destek, ve nihayet diizcn legali tesi içine gönül rahatl ığıyla sere serpe oturmanın . sağladı­ğı avantajlar birarada ele al ındığında, bu çevre kendi gerici çiz­gisiyle mücadeleyi zaafa uğratmada bel l i bir rol oynama olanağı bulabi l iyor.

Türkiye'de sosyalist hareket daim doğumundmı it ibaren Ke­ımılizmin derin bir biçimde etkisini yaşadı ve tam da bu nedenle çok uzun yıl lar kötürüm kaldı . TKP bağımsız bir s ınıf partisi olmaktan çok kemalisı akımın sol kanadı rolünü oynadı. '6{riar­daki yeniden doğuş ve ki t lcscl leşmc sürecinde ise. bu kez orta burjuva aydınların ideolojik hegemonyası sayesinde, Kemal izmin "çağdaş yoruımı"yla yoğrulanık gel işti ve düzen içi bir hareket olmaktan kurtulamadı. Düzenden kopuş ancak '7 1 devrimci çıkı­şıyla başladı ve kopuşun derinleşmesiyle Kemalizmin etkisinden kurtulma süreci elele giui. B ugün devrimci hareket ciddi zaaflarla yüzyüzedir. Fakat hiç deği lse Kemali zm mikrobunun tarihsel tahribatından kendisini nihayet kurtannı�tır. Tam da bu neden­ledir ki , devriınci çizgi izlemedeki çeşi t l i kusurlarımı karşın. Kürt halkının hakl ı devriınci mücadelesine açık bir desıek vennekıe tereddüt ıaşımanıakıadır.

Öte yandan, Cumhuriyet düzeninin çürümesi . son otuz yı l ın

95

Page 96: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

devriınci toplumsal mücadelelerinin yaraııığı birikim, ve nihayet, Kürt özgürlük mücadelesinin son on yı lda toplumun li.im katla­rında yarattığı derin sarsıntı, bu etkenler birarada, i lerici kitleler üzerindeki kemalisı etkiye de büyük darbeler indirıniştir.

Bunlar devriınci gelişme sürecimizin çok önemli kazanım­larıdır.

işte ıam da bu ortamda, iP/Aydınlık grubu. Cumhuriyt'f ga­zetesi yazarları, SHP'nin sol kanadı ve diğer bazı düzen solcuları elele vererek, i lerici kitlelere yeni bir Kemalizm aşısı yapınaya çalışmaktadırlar. i P yöneticileri Aydm/ık'ıaki köşelerinde bir Ke­mal izm rüzgarı estirıneye çalışmaktadırlar. ikinci Cuınhuriyeıçi­lere. özel leştirme pol it ikasına ve dinsel gerici l iğe karşı mücadele adı alt ında, sol kemalistlerin "laik ve anti -emperyalist güçler cephesi" kurulmakta; Doğu Perinçek, "emperyal izmin yıkıma uğratıığı geniş bir iç pazardan ç ıkarı olan bi.iti.in güçleri" bu cep­henin unsurları içinde saymaktadır (Aydınlık, 2 1 Mayıs '94). Bu, burjuvaiiye hayl i geniş bir yer açan '60' 1arın o ünlü kemalisı "geniş cephe" politikasıdır.

iP/ Aydınl ık grubunun bugünkü politikası burjuva m i l liyeıçi bir platformun ifadesidir. Bu çevre özel leştirıneye karşı mücade­leyi mi l l iyetçi bir çığırtkanlığın zemini olarak kul lanma çabasın­dadır. Bunun işçi hareketine yansıtı lması liberal işçi politikac ı l ığı biçiminde olmaktadır. işçi lerin bi l incindeki burjuva mi l l iyeıçi önyargılar, onların bugün Kürt sorununda etkin bir tutum alma­larınının, genel olarak da devriınci politika sahnesine sıçramala­rının en büyük engeli durumundadır. iP/Aydınlık grubu bugün Lam da bu zayınığa seslenmekte, bu gerici burjuva önyargı ları okşayan bir politika izlemektedir. Bu yalnızca "Samsun 'a Çıkış" kampanyalarıyla dotay l ı bir biçimde deği l . fakat devletin resmi baynıği ve ırkçı-şoven mi l l i ınnrşı açıkça savunularak doğrudan da yapı lmaktadır. B unda . ölçü öylesine kaçıniınışı ır ki, iP taba­nından bi le tepki gelmeye başlamıştır. (Bunun 2R Mayıs tarihli Aydınlik ' ta yayınlanan bir örneği.ni . sayfalanınıza ayrıca al ıyo­ruz. Bu mektup, iP'e genel olarak olumlu bakan birine bile bu kemalist kanıpanyanın nası l göri.indi.iğii konusunda dikkate de-

96

Page 97: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ğerdir.) Bütün bunlar, "İP'in ipliği'' sorununun güncelle!?en önemi

konusunda bir fikir vermektedir. Bu mücadele komünistler için vazgeçilmezdir ve sınıfı devrimcilcştinne mücadelesinin bir par­ças�dır.

"Şimdi Samsun'a çakma zamanıdır"!

9 Nisan Zonguldak mitinginden bir gün önce günlük Aydmftk gazetesinde bir mitinge çağrı i lanı. i lan "Şimdi 'Samsun'a Çık­ma' Zamanıdır" başlığı taşıyor. Hükümet poli t ikalarına i l işkin teş­hir ifadelerinin ardından şunları okuyoruz.:

"Türkiye' yi yönetenler, Mustafa Kemal Atatürk' ün lh•yişiy/e, 'gaflet. delalet ve luymıet' it_;indedirler. Ülkemiz yeniden /9/9'1ara gidiyor. Ama wıutnıayalmı, /9/9' dan sonra devrim gelir. Bu kez işçi sımji önderli,�inde . . . . Şimdi Samsun' a çıkma zamamdtr! . . . Emperyalizme ve serbest piyasa diktasına karşt Kurtuluş Savaşımızlll ilk adınımt Zonguldak' ta atıyoruz. "

İ lanın altında bir imza: " Doğu Perinçek, İşçi Partisi Genel Başkanı."

Bundan 25 yıl kadar önce, '60'1ann sonu ve '70'1erin hemen başında, 1 5 günlük bir gazete. Log o 'da ismin hemen al t ında şu ifade: "Mil l i Demokratik Devrim Mücadelesinde Omuz Omuza." Yine Logo'da, sol üst köşede ayyıldızlı Türk bayrağı ve bir Ata­türk resmi. B u gazetenin 7. sayısının o günkü taı1ışmalarla çok ünlenen başyazısında, şunlar söyleniyor: "Bizim partimiz MiLLi KURTULUŞ Cephesidir. Bizim partimizin konıutam Mustafa K<•ma/' dir. Bizim partimizin iiyeleri Anıerikan sömiiriiciileriy/e ortaklık etmeyen bütiin bir MiLLET' tir. Bizim partimizin diişmanlan. Anıerikan sömiiriiciileri. Anıerikan ortajtı işadamları ve tof'rak afta larıdır."

Bu gazete bugünkü İP/Aydın l ık grubunun ilk yayını olan işçi-Köyiii 'dür ve başyazarı bugünkü İP Genel Başkanı Doğu Perinçek 'tir.

Demek ki 25 yı l l ık bir gelenektir bu ve bugün de sürüyor.

97

Page 98: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bunlar sici l l i keınal istlerdir. Bunlar için her zaman sözkonusu olan "Smnsun ' a çıkış''tır, " ikinci M i l l i Kurtu l uş Savaşı ''dır. "Başkonıutan"ı her zaman için M ustafa Keınal'(!ir, i lham kaynak­ları onun "Gençliğe H itabesi"dir.

Ne var k i sorun gerçekten bir geleneğin kendini tekrar­lamasından ibaret olsayd ı . y ine de önemsiz ve bir parça masum kalabi l irdi . Oysa bu konumu, anıdan geçen 25 yı l içinde toplu­mun yaşadığı değişim ve toplumsal-siyasal mücadelenin bugün­kü durumu ve i l işki leri içinde ele aldığımızda, temelden farkl ı b i r gerçekl ik le yüzyüze kaldığımızı görürüz.

' 60' 1 ı yı l lar Türkiye'nin yakın geçmişindeki büyük toplum­sal uyanışın başlangıç yı l larıydı. Bu uyanış sosyalizm iddiası taşı­yan sol harekete büyük bir kuvvet kazandınmş, onu toplum yaşa­mının temel bir siyasal öğesi haline getirmiştir. Ne var ki, bu başlangıç dönemi sosyal izmi , düzen sın ı rlarını ve düzen kurum­larını aşamayan bir tür burjuva sosyal izmidir. Devrimci iktidar perspekti finden yoksundur ve dolayısıyla reformisttir. Bu y ı l lar­da sosyalizm iddiasındaki sol, bir büt ün olarak "sol kemalist"tir. " İkinci Mi l l i Kurtu luş Savaşı" genel kabul gören bir program­dır. Farkl ı l ık , gerçek leştiri lmesi nin yol ve yöntemleri sahasında kendini göstermektedir. Toplumsal uyanış alt sını rı ara dayal ıdır, ne var ki ideolojik cepheyi oı1a sınıf aydınları tutmaktadır. Onla­rın ideolojik-siyasal ufkunu ise, ortaçağ kalıntt iarına karşıt l ık i lc emperyal izme bağıml ı bir kapi talist gel işmeye duyulan tepki şeki l lendirmektcdir. Bumın şeki l lendirdiği bir sosyal izm anlayı­şı ise buı:juva bir çcrçevcyi aşnıanıaktadır. Zaten sosyal izm de işçi sınıfının ve emeğin kurtuluş yolu olarak deği l . bir çağdaştaş­ma ve kalkınma model i olarak e le a l ınmaktadır . .

Fakat li.im bu olgulara rağmen yine de gözden kaçın lmama­sı gereken bir gerçek var. İdeolojik içeriği ilc burjuva sosyalizmi­ni aşamayan bu hareket, pol itik planda o günün, '60 ' l ı yı l ların biricik i lerici akımıdır. Toplumun i lerici geli�mesine büyük bi r ivme kazandırmış, ona öneml i bir katkı olmuştur. Oysa aynı ide­olojik içerik bugünün politik sahnesinde. bugünün politik mücade­le i l işki leri içinde gerici bir akım olmanın, düzen gerici l iğinin

98

Page 99: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir parçası. onun sol hareket içindeki uzantısı olmanın bir ifadesi­dir. Bugünkü İP/ Aydınl ık grubunun konuımı da budur.

iP Parti Meclisi'nin "Saınsun'a çıkış" şovu ve seçim hezimeline açıklama: "Toplum sağa kaym ışlır"

iP Part i Mec l isi 27 Mart seçimlerinden sonraki toplantısın ı 9 Nisan mitingine denk getirerek Zonguldak'ta yaptı . K u!-?kusuz bu burjuva pol i tika t arzına uygun bir şovdu. Amaç i �çi lcrin partisine yakışan da budur mesaj ı vermckti . N itek im ıoplanııya törensel bir hava veri lmiş ve sereınoni Parti Mec l isi 'n in kısacık bi ldirisinde ciddi ciddi anlatı lmış: ''Parti. kongre siirecini sm!{

miicadl'lesinin ijn saflarll/da yer alarak ilerletccektir. Parti

Medisi'nin son çalışması lm konudaki tutumumu:a bir iimektir.

9 Nisan .mal 9.30' da Parti Medisi nlara k toplatu/ik. saat 14.00' de

Zonguldak mitingine katı/dık. saat 1 7. 00 ' dc Parti Ml'clisi

toplallfmw:.a kaltli.�muz yerden devam ettik." (Teori. sayı: 53, Mayıs '94, s.4)

K uşkusuz bu screınoni, İP' in "sın ı f ıniicadclesinin ön saf­l arında yer al ımık"tan ne an ladığını da yeterl i açık l ıkta ortaya koymaktad ır. Yi ne de buna ek bir açık l ık kazandıracak bir ayrın­tıyı daha ekleyclim. fliirriyl't gazetesinin İ P ' I i lcr Şemsi Denizcr' i yuhladı haberi tekzip edi l i rken, b i r tck İP' I inin b i l e bunu yapına­dığı bel i rt i ki ikten sonra. "ön saflar''da nası l yer alındığı üzerine şu açıklayıcı bilgi ler veril iyor: "Sjjzkomısu mitinge partimiz. Zon­

gııldak Demokrasi P/atj(>rmu' 1/1111 ça,�nsıy/a kan/mıştır. Partimiz

pankartını açarak yiiriiyiişe katılmış re mitingle yerini almıştır.

Partimiz Demokrasi Pla(frmnll' 111111 aldı,� ı hiitiin kararlara disiplinli

hir hiçinule uymuştur" (Aydmlık, l l Nisan ' 94). H içbir �ey sen­dika bürokraı larıyla tanı uyunıun bu i ti rafı kadar bu l iberal işçi pol it ikacıların ın konumun daha açık ortaya koyanıaz.

Serenınniden ası l soruna geliyoruz. iP Part i Meclisi 'nin 9-1 0 N isan toplantısın ın sonuç b i ldirisi i lc toplant ıdaki tartı�ma­lardan b<ızı bölümler. Teori dergisinin Mayıs sayısında yayınlan­dı. Burada 27 Mart seçimleri üzerinden yapı lan bazı dcğcrlcn-

99

Page 100: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dinneler üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Tariışı lan ağırl ıklı konunun iP'in seçim hezimeti olduğu an­

laşı l ıyor. 27 Mart seçimlerine devriınci boykot cephesine karşı gerici bir kampanya yürüterek katılan bu parti sürekli olarak "oy paılaması" yapacağı temasını işledi. Oysa ' 9 1 genel seçim lerin­de aldığı oy oranının yarısına ancak ulaşabildi. Bu bir hczimctti. Fakat yarat ı lan hayal lerin, şişirilcn balonların hezimcti . . . Yoksa bu parti kendi gerçek gücüne göre fazla oy alınış bile sayı labilir. Partinin başı yaratı lan "oy patlaması" havasını i lkin part i örgüı­lerinin yanı l t ıcı cnformasyonuyla, ikinci olarak ise Mersin 'deki yerel radyoların yanıli ıcı kamuoyu yoklamalarıyla açıkl ıyor. Bu kadarı nı işin eğlcndirici yanı saymak mümkün. Fakat bu vesiley­le yaplığı bir açıklama var ki gerçckıcn dikkate değer. Dediği şu; sennaye medyası yanı l t ıc ı olan ve asl ı nda seçmeni yönlen­dinneyi amaçlayan "kumuoyu araştınnaları"nı öteki buı:juva parti­leri için yayınlarken, biz neden aynı şeyi kendi lehimize yapma­yal ım'? Ye ciddi ciddi ekliyor: "Bu bir sınıf !;avaşıdır ve basın alanında da yürüyor." (agd. , s.4 1 ) Demek ki yalana ve yanıl ıma­ya dayalı propagandaya i lke ve yöntem olarak it iraz yok.

Bunları geçiyoruz ve seçim yeni lgisine get iri len ası l izaha geliyoruz. Parti Meclisi Bi ldirisi 'nde şunlar söyleniyor: "işçi Parti­si hu seçimlerde hir haşan elde edememiştir. Milliyetçi kutup/aşma ve toplumun sa,�a kayışı nesnel hir olgudur ı·e Partimizin elde etti,� i sonucun esas açıklanıasulir" (agd . , s.4 ). Yerel seçimlerin hemen ardından ve seçim sonuçlarından hareketle "toplumun sa­ğa kaydı ğı". bi.itün bir düzen cephesinin ortak iddiası ve propa­gandasıydı . K omünist ler seçim değcrlcnd i rınelcrindc bu pro­pagandayı da yanıtladı lar. ( Bkz. Yerel Se�·inıler Üzerine. Ekim. sayı : 94, 1 Nisan ' 94 , başyazı). Burada bunu yindenıcycccğiz. Asıl işaret etmek istediği miz, seçim öncesinde buı:juva parti lcri­ne özgi.i yöntemlerle yarattığı sahte "başarı " havası gerçekiere çarpıp tuz buz ol unca iP' in de bu aynı propagandadan nıedet uınınasıdır. Ama kuşku duyulınasın. bu parti bindc bi lmem kaç yerine yüzde birlik bir oy oranı tuttunmış olsaydı, yapacağı de­ğerlendirınc tümüyle farkl ı olurdu. Burada sözkonusu olan derin

/00

Page 101: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir subjcktivizın ıni, yoksa açık bir ba�arısızlığı örtme hokkabazlı ­ğı ını? Bizcc ikis i birarada.

i:jin hokkabazl ık yönüne bi r başka örnek vermek istiyoruz. Teori dergisinin sunuş yazısında şunlar söyleniyor: "Parti Mec­lisi' nin saptadt,�t en önemli gerçek şuydu: 28 Mart' ta de.� il. 5 Nisan sonrasmdaytz. 28 Mart' ta sa.�a kaymtş hir Tiirkiye manza­rast vardt. 5 Nisan' dan sonra ise Amerikan emperyalizminin ı•e işhir/ikçilerinin 'Sa/dm Paketi' ne karşt aya,�a kalkmış hir emekçi Tiirkiyc'si vardtr. " (agd., s.2)

Bu baylar, toplumsal diyalektiği safsatayla, toplumun siya­sal yaşamı n ı ise çocuk sahneağıyla karıştırıyorlar.

Fakat ası l gerici l ik kendini boykot takt iğine ve onun Kür­distan'daki sonuçlarına i l işkin değcrlcndirınelerdc gösteriyor. iş­tc Perinçek'in söyledikleri: "Bu seçimin ma.�/up/armdan hiri sos­yal-demokrasi. hir di.�eri de PKK'dtr. " (s.42) Bir başkası aynı konuda şunları söylüyor: "Boykot takti,�ini izleyenler haşarw: n/du. Neden haşarwz oldu? Öncelikle boykot takti,�inin kendisinde hir yanlışlık vard1. Zorla. iiliim tehditiyle hoykot olmaz." (s.47) Bu sözlerin sahibi h ızını alamıyor: "Tiirk luılkmdan kopmak. milliyetçi kutup/aşma. Tiirklerin ve Kılrtlerin hirhirine düşman o/most K iirt milliyetçili,�inin mesa)tydt" . PK K 'nın ıncsajıydı demek istiyor. Aynı zat rejimin Kürtleri kazandığını ya da kontrol alt ına aldığını, "Doğu 'da'' k i tle hareketinin ölınüş bulunduğunu, müca­delenin PKK 'nın dağdaki "askeri kuvveti ''ndcn ibaret kaldığını da söylüyor (s.47-4X).

Bütün bu ağızların özel savaş süzcülerinin kul landığı ağız­dan, medya aracıl ığıyla yürütiilen üzel savaşın psikolojik propa­gandasından ne farkı var?

Kürt sorununda tam boy şoven gericilik

iP/Aydın l ık çevresi yeni döneme, geçmişteki karşı-devriınci kimliğini uııutıurınak gayreti içi nde. K ürt sorununa sahiplenıniş görünerek girdi. Zaman buradak i saınimiyetsizliği. ikiyi.izli.i li.iğii. dahası Misak-ı �'I i l i i 'yi koruımı uğruna gösteri len sinsiliği açığa

/Ol

Page 102: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çıkarınada gccikmcdi . Bugün bu parti 70 yıldır i nkar edi len. yok sayı lan, her Ilirili u lusal zulme reva görii len bir mazlum halka s ı rımı dönmüş. tüm gücüyle M i sak-ı M i l l i için savaşıyor. Bunu yaparken de en utanç verici yol ve yöntemleri denemekten geri dunnuyor. Tıpkı tüm özel savaş t:ephesinin yaptığı gibi, sözde Kürt halkıyla PKK'yı .birbirinden ayırımı, i l kine sahip çıkarken ikincisiyle mücadele etme tutumu güslenncsini bir yana bırakal ım. Ası l iğrcndirici olan, "mi l l iyetçi kuıuplaşnıa'' söylemiyle. ezilen bi r u l usun özgürilik mücadelesinin k açın ı lmaz olarak taşıdığı m i l l iyetçi yön i lc ezen ulusım şoven m i l l iyetçi l iğini aynı kcrcyc koymasıdır. Tam da bu yol la, "mi l l iyctçi l iğe k arşı mücadele" adı alıında Kürt halkının kurtuluş mi.icadclesine cephe alnıası ve buna da "kardeşlik' ' pol i t ikası demesidir.

Her sıradan marksist bi l i r k i , ezen-ezilen u lus ayrımının bu­lunduğu bir devletle, emekçi halklar arasında kardeşliği sağlama­nın temel önkoşul u , ezi len ulusun kendi kaderini tayi n hakkını kayıtsız şarıs ız savunmakıır. G ündel i k propaganda ve bil iıiçlen­dirme çabasında, bu savtınuyu sürekl i önplanda tutmak ı ı r. B u marksisı ulusal program ın tamamı değil , fakat e n önemli , e n has­sas. en canal ıcı yönüdür. Bunu unulan ya da gözden kaçının demiyoruz, yı::terincc öncmscmcycn biri, kendine ne ad takarsa taksııı, gerçekte tastamam bir sosyal-şovcndir. kendi buıjuvazi­sinin uşağıdır. Bu koşul yerine getirilmedi mi. bu konuda en bü­yük içtenl ik le tam bir çaba gösteri lmedi mi. u lusal soruna i l iş­kin marksisı program ı n iitcki yönlerini (örneğin ezen-ezi len u lus ayrı m ın ı gözetmeksizin tüm u lus lardan prolcterlerin s ın ıf bir­l iği ) gerçekleştirmek olanağı da peşincn kaybed i l ir.

Fakat i P/Ayd ı n l ı k şoven l eri bu basi t gerçeği tamamen unuhmışlardır. Onlar tümüyle demagojik bir boş laf olan "iki halk kardeşl iğe'' mecburdur ıcraneleriyle ve Küıt halkına birl iği. ger­çektc incel ti lmiş biçimiyle bugi.inkü statükoyu dayatıyorlar. Pe­rinçek, Parti Meclisi ' nde şunları söylüyor: "K iirt lıalkmm em­payali::me direnme imkallı Türkiye halkına yapışmasıyla miim­külldiir. T1pk1 1919' larda oldu.� u gihi. " (s.42)

Evet, "Tıpkı 1 9 1 9'1arda olduğu gibi''! Bu tarihsel perspektif-

?

Page 103: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

le Kürt halkının karşısına çıkmaya ancak güzleri Kemalizm ve

şovcn izınle kararımş olanlar cesaret edebi l irler. Bu, Kürt halkı­

nın bugünkü uyanışına ve tarih b i l incine yapı labi lecek en bii­

yük hakarcllir. 1 9 1 1J'u izleyen tarihsel olaylar Kürt halkına 70

yı l l ık bir inkar ve zu li.im dünemi yaşaı t ı . Ama Kemalizm ateşi yükselmiş Perinçek. anı i-emperyal izm lafazan lığı arkasına sığı ­narak Kürt halkının karşısına böyle bir arsızl ıkla ç ıkabi l iyor.

Fakat bu kadar da deği l . Aynı paragrafın g irişinde i se �un­lar var: .. PK K esas olarak Batı 'ya yönelmiştir ve Barzani' nin modelini izlemektedir. Barzani'nin modeli ise. yeniterek deı·lc·t kurmak/ır. Mustaj(ı Kemal' i nk i gihi empc•Jyalizmi yc•nerek de-.�il. ye!ıilip diinyamn dalıa j(ızla ilgisini c,.·ekip derfet kurmak. Bu-1111 net olarak görelim. "

Bu sözlere gct iıilccek her ymum ya da açıklama bir fazlalıktır.

Şu kadarı süylencbil i r; Perinçek Mustafa Kemal ' in şahsında kendi

sınıfını , PKK'nın şahsında devrimci Kürt köylii lüği.inü görüyor.

Doğal olarak i lkine hayranl ı k duyarken. ikicisine mülk sahibi sın ı n arı n o küçiimscyici kibirli l iği i lc yak laş ıyor ve karal ıyor.

Misak-ı Mi l l i Perinçek ' in ruhudur, bi l incidir. ti.im dünyasıdır.

Kürt devrimci hareketinin bu zora dayal ı dünyayı parça parça

ettiğini gördükçe, ona ancak gizlcnemeyen bir kin ve dü�manl ıkla bakması kaçını lmaz oluyor. Aynı ruh halini Cumlmriyet gazetesinin

kemalist yazarlarında da izlemek mümkün.

Lenin ' in y ı l larca önce K autsky ' i lledeneyen şu sözlerini , iP/ Aydın l ık grubunun düzen içi ndeki konumu ve Kürt sorumı karşısındak i tutumu i lc karşı laşurın ız:

"Ne var ki iş uygulamaya gelince Kautsky. ulusal programı giiniin sosyal-şovc•nizmine uyarlamış. çarpılmış ve kıza.�a çekmiş­tir; ezen uluslar sosyalistlerine diişen görn/erin ne o/du,�wıa iliş­kin kesin hir tamm/ama yapmamaktadır; her ulus için 'dnlet ha.�mısı:lı,�ı· isteminin 'çok fazla' şey istemd: olaca.�ım söylaken de demokratik ilkenin kendisini açıkça hozmaktadır. E,�a lwşww:a giderse, 'ulusal özerklik' yeter de artar hile! Kawsky. temel sonm­dmı. empl'lyalist huıjuvazinin tartışılmasına izin vernıeyece,�i temel sorundem yani. ulusların ezilnıesi iizerine temel/mdiriimiş devlet

/ 03

Page 104: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sınırlan .mnmmulan kaçuuyor; hw:jul'ltziyi hoşnut edebilmek için

e11 temel olan şeyi programuu/mı attyor. Proletarya yasaflt.�ttı çerçel'esi içinde kaldt,�t ve devlet smırları .mmtuuula hwjuraziye

'sessizce' haşe.�di.�i siirece. htojuva::.i lıer tiirlii 'ulusal eşitlik ' ve dilerseniz 'ulusal iiurkfik' sihii vermeye lwzırdtr. Kautsky sosyal-demokrasiiiiii ulusal progranıtlll del'rimci hir biçimde de.�il. nJornıcu hir a11laytşla

'(tiizenlemiştir. " (Uiu.wtl Sorun ve Ulusal

Kurtuluş Savaş/an, Sol Yayın ları , s.235, vurgular Lenin 'e ait.)

Kemalist histerinin doruğu: Bayrak, milli marş ve

canlanan "Atatürk sevgisi"

Ne var ki �oven kemal isı histerinin doruğu "stratejik sorun­

lar" araba�l ığı a l t ında verilen söylevde yaşanıyor. Burada önce

bir "devrim stratej isi" çizi l iyor: "Birinci Cumhuriyetili emekçi

halk için ola11 kazallım/amu komyarak bir Emekçi Cumlwriye­

tine gidehiliriz. Bugiin hi::.im dnrim stral<�iimiz hudur. " Tam da

Perinçeklcr'e yakı�ır bu "devrim'' sıartejisini bir de sıarıej ik tes­

pit izl iyor. "Sol , kemalisı devrimi anlamadığı için inas eıti.'' Ku�­

ku yok k i , Perinçek bu sıralejik tespit iyle solun " i nas'' nedenine deği l , fakat kendi asl i "ya�am'' damarına i�aret etmi� oluyor. Bu aynı zamanda Kemal izmin bit t iği yerde kendisinin de biteceğine i şaret etmek demek oiuyor. Kemalizm mi.icahitl iği için gösterilen

bunca eneıj in in de kaynağın ı açıkl ıyor.

Ve nihayet final : "Sm!f' miicade/esillde ilerleyeceksek hayat

hizi hwjın•a del'rimi11i11 ii11deri olarak Mmll!{a Kemal' e dalw çok

de.�er vermeye zorlayacak/tr . . . . Tiirkiye'nin hayra,�t koli/ISlllUla

da diişii11celaim aynultr. Bu hayrak ha,�mıstzltk .mvaşoıda ortaya

çıkmış/tr . . . . Bir uluswı anti-emperyalist miicadelesi11den ge/m

de,� erieri vardır . . . . Bu tarihsel de.�a/cre sanlmadali Tiirkiye ' de

lıi�·hir devrim ilerleyenıeyecektir ı·e /ıalk hi::e h111111 dayatacaktır.

Bu dayatma sa,�da11 de.�il. soldmı olacak/tr. Tiirkiye herşeyiyle

/ 9/9'/ara do.�m gitmektedir. Bugiin Atatiirk sevgisillin hirden hire

cwılwınwsı yapay de.� i/dir." (s.43)

Sondan ba�layal ım. "Birden bire canlanan Alati.irk sevgisi"!

/04

Page 105: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bundan kastedi len Hasan Mezarcı 'ya karşı yi.irütlilcn kanıpanya­nın sözde meyvesi. Kampanyayı bi l indiği gibi şeriaıçı kesimler dışında hemen ıi.iın düzen cephesi elbirliği ilc yüri.itıü. Medya konuyu haftalar boyu işled i . H ükümet Taksim 'de m il ing yapt ı . ordu rozcl kampanyası açt ı , C H P ' l i hanımlar sokaklarda imza topladılar, rotary kulüpleri ve sosyetc gül leri toplantı lar düzenle­di ler, ve bu arada çoğu emekl i devlet memurlan ile bazı cv ha­nıınları Anıtkabir'i ziyaret cl l i ler. Rejim bunu �eriatçı l ığı dcnge­lcyecek bir Ataıi.irkçülüğe bulunmaz fırsat saydı. kampanya en hararetl i biçimde büyük kentlerde yürüti.ildü. Sonuç ise gerçek bir fiyasko oldu. Taksim mitingi bir yana. RP'nin büyük kentler­de ve emekçi semtlerinde yaptığı oy patlaması bile bunu göster­ıneye yeter.

Fakat bir an için kaınpanyanııı başarı l ı geçt iğini varsaya­l ım, bu tümüyle düzenin bir başarısı olacaktı . Perinçek buna se­vinebi l iyor! Perinçek bunu 1 9 1 9 ' 1ara gidiş, Saınsun'a çıkış sa­yabil iyor. Şaşırtıcı değil . Zira Perinçek de bu düzenin bir parça­sıdır, onun kemalist sol kanadıdır. Programı ; "globalkşıne''ye kar­şı "i�Jiyasa" ya da " Kemal ist Devrimle kurulan az çok geni� iç patarın'' savunulması ; "özcl leştirınc''ye karşı kemalist devlet­çilik; "Türkiye· ekonomisinin çökcrti lınesi ve söıniirgclcşıirilmcsi"nc karşı bugünkü statükonun korunınası ve "kanuılaştırma"larla güç­lcndiri lınesi vb.dir. Bu programın siyasi cephesi ise ''mi l l i bağım­sızl ığı ıı'' savunulması ve "yüzy ı l l ık demokrasi mücadclcsi"nin sürdürülınesid i r. Bu sonuncusunun muhtevası ve s ı ıı ı rları ko­nusunda, Kürt sorumı karşısı ııda al ınan tavırdan giderek bir sonuca ulaşmak mümkün. Şoven-ırkçı mil l i marş i lc Kürt halkı üzerindeki söınürgeci zulınün simgesi resmi bayrak konusundaki ateşl i sa­vunnıalar. Perinçek 'in tasarladığı siyasal düzen konusunda bir fikir verebi l ir. Boş Ianann bir kıymeti yoktur, gerçek tavır yaşaını ıı tartışma ve çatışma gündemine soktuğu bu gerçek sorunlar üze­rinden ortaya çıkar. Perinçekler ise bu konuda hiçbir tereddüt göstcrmiyorlar.

Perinçek ' in mil l iyetçi burjuva hezeyanları üzerinde gereğin­den fazla durmak bir bakıma emek israfıdır. Fakat bu "Türkiye

/05

Page 106: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bayrağı" konusu üzerinde biraz daha durmak gerekiyor. iki açı­dan. i lkin bugünkü güncel üneminden dolayı. Ye ikinci olarak, Perinçekler'in "devrim'' anlayı�ı konusunda son derece açıklayıcı olduğu için.

Türk bayrağı bugün sermaye düzeninin en gerici amaçlarla kullandığı bir s i lah dunımundadır. Y ı l lar önce Kürt özgürlük mücadelesi serhildanlar a!?amasına geçince. Kürdistan'daki özel savaş kuvvetleri, askeri araçları Türk bayraklarıyla donatarak bu­nun karşısına çıktı lar. Bununla işgal kuvvetleri gibi davranıyorlar ve sömürgcci kölel iği dayatm ı� oluyo�lar, bu mesaj ı veriyorlar­dı . Bundan önce ve bundan sonra, scıınayc düzenini gerici-şoven histeri ler her tuı ıuğunda "bayrak as !" kampanyaları açı l ı r. serına­ye basını okurlarımı bayrak dağıtml ı . Bugün Hiirriyet gazetesi­nin logo'sunun sol üst köşesinde bir Türk bayrağı , al ıında bir Atatürk resmi ve onun alı ında 'Türkiye Türklerindir'' i fadesi var­dır. (Perinçekler ' in 25 yı l önceki gazetesinin bundan tck farkı , Atatürk 'ün kalpakl ı o luşu ve "Türkiye Türklerindir" ifadesinin bulunmamasıdır.)

Fakat bugün çok daha çarpıcı b ir başka tutumla yüzyüze­yiz. Sermaye düzeninin sadık uşak ları olan sermaye bürokratları, dizginleyemcdiklerr işçi kitleleriyle meydanlanı çıkımı zorunluluğu duyuyor! ar. Fakat bu meydanlarda sın ı fı tam da bu bayrak (ve mill i marş) sayesinde kurulu düzene en sıkı biçimde pcrçinlemeye çal ışıyorlar. Bu çok bilinçl i , hain ve Kürt sorunuyla birl ikte düşi.i­nüldüğü zaman iğrenç bir poli t ikadır. 9 N i san 'da Zonguldak ' t a bunu yaptılar. 24 N isan 'da Ankara'da bunu yaptılar. I Mayıs ' ta İstanbul 'da bunu yapmaya çal ışt ı lar. işte Perinçekler bu pol i t ika­

nın gönüllü destekçi leri ve hararet l i savunucuları durumundadır­lar.

Gerici buıjuva düzenin bu alanda sendika bürokratları ara­cı l ığıyla ne kadar bilinçli bir pol it ika izlediğ ine bir örnek vere­l im. Düzenin en deneyimli yazarlarından Metin Toker 1 Mayıs güni.i Milliyet'te şun ları yazıyor:

"Taksim Meydam hir dc:f'a, / 980 öncesinde Marksistler tarajindcm işgal edildi. KlZII Bayraklar aç1ld1 ve Marxlar' m.

/06

Page 107: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Engels/er' in . hatta Stalin ' in portreleri taşındı . . : "Taksim Meydanı ikinci defa, öteki şer kul'ı·et/erin egemen

oldukları hir siyasal parti tarafindan hası!dı . Bu sefer hayraklar. kızıl de.�i/ yeşildi . . .

"Şimdi iiçiincii hir olay yaşıyoruz. Bugiin gene 1 Mayıs. Fakat öyle duyumldu ki iş�·i. artık n<' kızıl. ne yeşil hayrak altındadır. Taşıdı.�ı avyıldızlı hayraktır. Ayıp: Ona Taksim Meydam' nı ver­mediler. "

Meseleyi daha açık nas ı l koyabi l irlerdi ki? i�çi yeter ki ay­yı ldızl ı bayrağı ta�ısın, ona 1 Mayıs' ta Taksim Meydanı 'n ı ver­ıneye bi le hazırlar. Bu gerçek, Perinçekler'in diizen hesabına i�­çi harekeıi içindeki misyonların ı da açık l ığa kavu�tunıyor.

Şimdi geliyoruz sorunun öteki yüzüne. Dcni l iyor ki . "halk bize bunu dayatacaktır. Bu dayatma sağdan deği l . soldan olacak­tır." Bu deınagojiyi birazcık ir<lelcmek bi le Pelinçekierin "devrim" ve "kitlelerin devrimci leşmesi" konu lanndaki reformisı burjuva düşünüş tarzlarını açığa çıkarmaya yeter. Önce kaba demngojik öğelere bir düzeltme. Halk bunu bize gelecekte değ i l . fakat bu­gün dayatabil ir; soldan deği l , kuşkusuz sağdan. Zira "halk''ın bu­günkü bi l inci egemen s ınıfın, kuru lu düzenin bil incidir. Bu basit gerçek bir açıklama gerektim)ez. Alman ideolojisi ' nden beri bunu her marksist, bu arada marksist geçinen Perinçek de bi l i r. Ye aynı Alman ideoh�iisi ' nden beri aşağıdaki basit gerçek de bi l inir:

" Yı.�ın içinde hu komiinist bilincin yaratı/nıası için ı·e gene hu işin kendisinin de iyi hir smıııca giitiiriilehillllesi i�·irı insanların yt,�ınsal hir de,�işiklif.ie ıt,�ranıası :nrwılu olarak kendini ortaya koyar. iiylc hir hi�·im de,�işikl(�i ise ancak pratikteki hir hareketle. devrimle yapı/ahi/ir; hu del'rim. demek ki. sadece egemen .wııfi devirmenin tek yolu oldu,�u için zorunlu kılınmamıştır. iiiekini

devireli sınıfiı. eski sistemin kendisine lmlaştırdı,�ı pislikleri sii­piirmek ı·e toplumu yeni tenıd/er üzerinde kurmaya elı·eriş!i hir hale gelmek o/ana.�ım ancak hir devrim vereeciii için de zorunlu olmuştur. '' (Marx-Engels, Seçme Yapıtlar, C. l , s.47, Sol Yayınları)

Bu klasik dü�ünce büyük Fransı z burjuva devriminden ya­pı lmış teorik bir soyutlaınadı r. O Fransız devrimi ki , "halk''

107

Page 108: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gerçekten devrimcilere bir �eyler "dayatmı�t ı r." Fakat bu, kuru­lu düzenden devralınan ve o güne kadar "halk"ın bi l incinde ağır bir tortu oluşturan değerlerin en i leri noktada reddi biçiminde olmu�tur. K i l iseleri yakan ve k it lesel bir din düşman l ığı gel i�­t iren "halk"ı Robespicrre' Jer d i zgin lemek zorunda kalmışlardı . Büt ün öteki devrimler bu olguyu bir kural olarak doğrulamı�lar­dır. Devrim biiyük insan kit lelerinin bi l incinde, düşünüş tarzın­da. onyı l lar ve yüzyı l lar sürmüş değer yargı larında, kökleşmi� önyargı larında, muazzam bir altüst olu� değilse nedir? Perinçek­ler gerçekten hiç devrim dii�ünmii�ler midir?

I X4H Devrimi esnasında ve Fransa'da yaşamm olay konu­muz bakım ından ayrıca açık lay ıcıdır. Tartı�ıml ve çatı�ımı tam da "bayrak'' üzerinedir. B i r kaynaktan �unları okuyoruz:

"Cumhuriyetin hayra,�/11111 ne' olmasi gerekti.�i sonmu iizcrinde ateşli hir savaŞII11dlr haşlad1. işf,·iler km/ hayra.ifm cumlmriyetin hayra,�l olarak ilan edilmesini istiyorlardi. Bwjul'lllar iiç renkli hayra.�l istiyorlardı . Savaşnıı . Şuhat giinleri için tipik hir uzlaşmayla .mnuçlandt. Cwulıuriyetin hay ra,�/, kırmlZI h ir mzeti olan iiç renkli hayrak olarak ilan edildi. " (age., s.66)

Şubat'taki uzlaşmanın birkaç ay sonra, Haziran' da. işçilerin kız ı l bayrak alLı nda ve tar ih in gördüğü i l k proleter devrim girişimiyle son bulduğunu, "Uç renKli" bayrağın ancak işçi katli­amıyla egemen kı l ın dığını bi l iyoruz. Perinçek "Ti.irk iye 'nin bay­rağı''nın kemal ist burjuva devrimden miras olduğunu söyl iiyor. Fransız burjuvalarının "üç renkl i" bayrağı , tarihin görüp gördü­ğü en büyük ve en radikal devrimden mirastı . (Bu devrimin bü­yükl üğünü giidük kemalist hareke t l e k ı yaslamaya kalkmak, Robespierre ' i Atatürk' le kıyaslamaya kalkmak ttiründen bi r abes i�ıir.) Bu bayrak jakobenlerin, Robespierreler'in bayrağıydı. i�çi­lcr i�tc bu bayrağın karşısına kendi kızıl bayraklarıyla çıkıyorlar­dı . Perinçekler diyebi l i rler k i , bu işçilerin "devrimci" dönemiydi. Elbette! Fakat "işçi sın ı fı ya devrimcidir. ya da hiçbir �ey"! Bunu unulanlar devrimci deği ldir. Sorun da zaten budur. Perinçekler devrimci değ i l , kaba burj uva re fonnistleridir. Onlar için "halk" bugünkü "bi l inci'' ve değerleriyle vardır ve her zaman öyle var

108

Page 109: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

olacaktır. Rerorınist-evriınci bir kara daha ötesine akl ı erdiremez deıneyeccğiz, ötesine geçmek istemez . . .

Aynı konuda son b i r ayrı nt ı . B ugünün Türkiye's inin en "sol" kit lesi PKK destekçisi K ürt köylüleri ve şehir emekçileri­dir. Ve onlar "bize" daha bugünden ve kuşkusuz "soldan'' başka şeyler "dayatnıakta''dı rlıır. K i Perinçekler' in maskesini indiren. gerici kimliklerini açığa çıkaran tanı da bu "dayatnıa" deği l midir?

Kızıl Bayrak Haziran '94

/P'li Gani Turan'dOJLİP'li Hasaf!_XqJçuı'a:

istiklal Marş• birleştirici bir değer midir?

Sayın Hasan Yalçın, 14 Mayıs tarihl i Aydın l ı k ' tak i yazını zın s ın ırsal

içerikten yoksun, tam bir Kemal izm ruhuyla yazı lmış olduğu hemen göze çarpıyor. B una dcğinmcyi önemli görüyorum çünkü; İşçi Partisi 'n in Türkiye cephesinde devriınci bir dalgayı kucaklayabileceğine inan ı yorum. Bu dalganın zayıflamasına neden olabilecek her türlü anlayışı eleştirmenin, devrimci bir görev olduğuna inanıyorum.

İstiklal M arşı gibi şoven-mi l l iyetçi bir değere sıırılınak ve onu yüceltmek gibi bir derdimiz olamaz. Oysa siz öyle yaklıışıyorsunuz ki, sanki "ya yuhıılayacaksın ya da 1 sarı l acaksın''. Hayır. Burada sözkonusu olan kit le j hareketlerinde, kendi kabuğunu k ı ramamış olanların ki tleden 1 kopuk davranışları ise. başka örnekler çoktur. Ye daha

ı açıklayıcıdırlar. İstiklal M arşı örneğine sarıl mak, açıkçası: geri bi l inçl i kit lenin gönliinü okşamak, ki t le k uyrukçuluğu 1

yapmaktır. İ stanbul 'daki 1 M ay ı s mit ing i nde ben de bulundum . Gerçekten, s ını ftan kopukluğun örnekleri de yaşandı . Sınıfın gündeminde 1 M ayıs, öze l leştinne ve K İT' lcri���ap�� ı l ınasına karşı mücadel e ağırl ıktay

_K�n. b���) !09

Page 110: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

örgütler hala kendilerini tatmin ve tekmrdan kurtaramamanı n acizliği içindeydiler. Fakat bizim tartı!jlığımız i stiklal Marşı . Her satırı kendini üstün gören şoven bir anlayışla yazılmış bir marşi:ı sarılarak, Türk iye'de yaşayan çe�it l i halklardan emekçileri birleştiremezsiniz.

Yazınızda · toplumun çe!}itli kesimlerini birleştiren değerlerden bahsediyorsunuz. istiklal Mar!jı ve baymk gibi Türk ulusunu simgeleyen, Türk devletinin sembolü olan değerlerin, K ürt halkı üzerinde bnskı ve tahakküm anlamı taşıdığını ise, h iç göz önüne almıyorsunuz. Bu değerler, gerçek anlamda birleştirici özel l ik de taşımaınaktadırlar.

Öncü partinin görevi, özell ikle bugün, emperyalist tekel lerin ve yerli i!jbirlikçilerinin azgın saldırısı karşısında, emekçi alternati fi yanıtmak olmalıdır. Bu alternat if oluşturulurken, burjuvazinin emekçi k it leler üzerinde yaratmış olduğu her türlü şoven etkilerin kırı l ınası için de m ücadele edi lmelidir. Bir u lusun çeşi tl i katınanlarını birlc!jtirici bir rol oynayan bazı değerler, diğer bir u lusun bütününe itici gelebi l ir. Bunu unutmamak gerekir. Türk devletinin bayrağı, Kürt halkının üzerinde zulınün sembolü hal ini alınışken, bu gerçeğe s ırt dönerek, bayrağı n birleştirici l iğinden nası l söz edi l i r.

iP dışındaki solla i lg i l i değerlendirmede de 'RO öncesinin zaafları vardır. O zaman "sahte sol" kavramı i lc, diğer sol hareketlerle aramıza kal ın duvar çeki lerek bir nevi tecritlik yaşanmışt ı . Şimdi de i stiklal Marşı söylcmcycnleri, ona sırtını dönenlcri, beşinci kol gibi gören bir yaklaşımla elcştirme hatasına düşülmektedir.

Sonuç olarak; kit le çizgisi izlemı;k, sınıfla birleşmek adı altında uç noktalara savrulınak gibi bir tehl ike önümüzde duruyor. Buna karşı uyanık olmalıyız.

\_ __ . Gani Ttiran 1 Zonguldak

/ /O

Page 111: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt sorununa çözümler

Kürt sorunu çözümler zorlayan bir gel işme aşamasına yı l­lar öncesinden ulaştı. Çözüm değil çözümler diyoruz; zira sorun tck olmakla birlikte çözümler bir dizidir. Sorunun içinde ya da sorunla bağlant ı l ı olan her sınıfın. bu sını narı temsi l eden her bir siyasal kuvvetin, soruna taraf söınürgeci devletleri n. Kürt sorununu tehl ikel i bir devriınci dinamik olduğu kadar bir nüfuz mücadelesi alanı olarak da gören emperyali stlerin. tüm bu güç­lerin kendi "çözüın'"lcri var. Her bir çözümü doğal olarak söz­konusu sınıf. parti ya da dev letin s ın ı fsal-siyasal konumu, bu konuımı dayal ı çıkarları bel irlerncktedir. Her bir s ınıf. parti ya da dev letin "Kürt politika:-;ı'', bu çıkarlanı dayalı bi r bakı�ın po­l itik i fadclcndiril işinden başka bir şey değildir.

Söıni.irgeci konuınuyla sorunun baş ımıhataplarından olan TC 'nin yı l lardır kendini ki l i t iediği sözde çözüm ise. tarihin bir yeni tekerrürünü gerçekleştinnek sevdasından ibarett ir. O geç-

l l l

Page 112: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rnişte sorun kendini her gösterdiğinde vahşi bir şiddet uygula­yarak. Kürdistan'a ıcııki l seferleri düzenleyerek çözme yoluna gitmiş, bunda başarı l ı da olmuştu. Bu onu "29. Kürt isyanı'' ola­rak nitelediği yeni özgürlük çıkışını da bu yolla hal letme heve­sine itti . Ne var k i . Kürt halkının oı1aya koyduğu kahramanca direniş, özgürlüğünü kazanmak doğrultusunda yı l lardır göster­mcktc olduğu ısrarlı direnç. TC'yc unutulmaz bir ders oldu. Onun bütün dengelerini ve kurumların ı derinden sarstı . Düzenin yapı­sal krizini iktisadi. mal i , siyasi, ideolojik. askeri . diplomatik. tüm alanlarda boyutlandırdı. Kürt sorununun bu kez kendini bu bü­yük dircni�lc ortaya koyuş u, Kürdistan 'ı TC ' nin boynundaki bir değirmen taşı hal ine getirdi . Sömiirgeci düzen bu taşa sıkıca sarı l ınaya kalkışt ı , böyle yapııkça da batağa batt ı .

Bugün Kürt sorununda değişik çözümler kendini daha ya­kıcı bir biçimde dayatıyor. Ne var ki bunlar içinde TC'nin aradığı kendine özgü çözüm çoktan i rlas etmiş durumda. Bu sonuç kar�ısında şaşkımı dönen, kuduran . iyice barbarlaşan Türk dev­

leti, kendis ine bu utanç verici sonucu ya�atan Kürt halkından bu­gün kanl ı b ir iiç alınaya çal ış ıyor. Yık ı l ıp yakı lan köylerin. kitlesel kall ianı l arın , zorla toplu göç leri n . Kürt ayd ın l arımı karşı kontr­

geri l la ciııaye1 1erinin. her t ürl ü zu l mün ve işkencenin gel inen yer­de bundan başka bir anlamı kalınanı ışll r. Bu bir çözüm pol i t ikası

deği l , gözü dönın ü� bir öç uygu laımıs ıd ır.

TC ' n inki basi t b i r değerlend i rme hatas ıyd ı . 2R. K ürt i sy an ı

i lc 29.sunu yalnızca 50 y ı l l ı k bir zaman d i l i m ı değ iL fakat ulusal hareket in topl umsal yapıs ında gerçekleşen ve m ücadelenin tüm

ın uhtevas ın ı ve seyri n i temelden değiş t i n;ıı köklü fark l ı l ı k l ar

ayı rmaktaydı . Bunu gözden kaçı rınak, K ürtlerin geçm işte gencl­

l i kle yerel kalmış . k ır ı lgan ve tutars ız bir lopl umsal -kü l türcl da­

yunağa sah ip , ve en öneml isi de, reodal m ü l k sah ib i s ın ı n arın

önderl i k ettiği i lkel i syanl arı mı tak ı l ı p kalınakt ı . Modern u lus­

taşınada büyük ıncsarclcr katctm ı:;; bir halkın, devrimci b i r ön­

derl ik altında ve alt s ı n ı rl ara dayal ı ol arak gel i şen yen i devrim­

ci hareket in i doğru değcrlcndircıncınekli . 70 yı l l ık inkar pol i t ika­

s ının kiirlqtirdiği TC bunu giircmcdi . Ş imdi n ihayet görüyor, ra-

J / 2

Page 113: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kal kendisine pahal ıya çıkan b i r i Oasın ardından. Görüp de ne yapıyor? Kendini düne kadar uzak durduğu t:m­

pcryalist çöziim öneri lerine göre ayarlamaya çal ı�ıyor. Demiıd "in devletin başı olarak ağzında gevclediği bazı yeni görüşler bu­nun bir yansımasıdır. Çoğu kere kendi gerçek s ın ıf çıkarları ko­nusunda kentlisini temsi l eden pol i t ikacı lardan daha duyarl ı ve gerçekçi olan burj uvazi . örneğin TÜSİAD şahsında. Kürt soru­mındaki çıkınazı gönniiş ve emperyalist öneri leri daha erken bir tarihte telaffuz etmişti .

Aslın da bel l i b ir noktadan sonra ve kuşkusuz emperyalist­leri n de etkin tclkiniyle, hareketi ezmek başarı lsa bile bel l i ta­v ızler veri lmeden Kürt sorununu yat ıştırı lamayacağını TC de he­saba katmaya başlam ıştı . Fakat bunun için bi le önce ezmek ge­rekiyordu . Özel savaş makinası bunun için harekete geçiri ldi , fa­kat ne yapı ldıysa sonuç al ın amadı . Sömi.irgeci devlet in bugünkü vahş i kudurgan l ığ ı bunu bir türlü başaramamış olmaktan gel i ­yor. Emperyal i st ler bir süredir hareketi ezme alanındaki başarıdan bağımsız o larak, fakat elbetıe bu başarıy ı kolaylaşt ırmak üzere, Kürt halkına bel l i tavizler veri lmesini TC'ye daha etkin bir biçim­de dayatıyorlardı . Çaresizl ik ve ç ıkışsızlık nihayet onu buna yönel­tmiş bulu nuyor.

Dev let in ş i mdiki pol i t i kası şudur: Bir yandan. bütün kuv­vctin i . imkanlarını ve vahşetini seferber ederek devrimci kurtuluş güçlerine karşı yeni bir "sonuç a l ıc ı" genel harekatı sürdi.imıek. Fakat öte yandmı . bunda bir sonuç alınıp al ınmamasından bağım­sız olarak . üzerinde yeni koşul l ara uytırlanm ış b ir pol i t ik Kürt i§bi rl ikçi l iğini inşa edebileceği be l l i adım lar atmak . B u açıdan. Demirel ' i n açık lanıalanyla korucu taban ına dayalı bir Kürt par­t is i hazırl ı kları birbirlerini lamaıniayan gel i �nıelerdir. Buna med­ya arac ı l ığ ıyla sürdürülen " te rör i ş i hal lcdi ld i" propagandası eş­l ik ediyor. Bununla atı lacak adınılar için gerekl i psikoloj ik ortamı oluşturmak amaçlanıyor.

Şimdi emperyal ist ler kend i çözünı lerin i dayatmak konusun­da daha dolaysız bir faal iyet içi ndedi rler. B i r yandan TC 'yi "si­yasal çözüm" doğru l tus unda be l l i reform lara zorluyorl ar. Öte

1 / 3

Page 114: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yandan ise PKK'n ın ezi hnes i için TC'nin son bir ham ley le giriş­t iği genel harekatı tüm güçleriyle destekliyorlar. Bu destck Av­nıpa'da öze l l ik le Alnıanya tarafmdaıı PKK 'ya yönel l i imiş sürekl i sald ırı larla birleşti ri l iyor.

TC'n in ul uslararası hukuka ayk ırı smır ötesi operasyon la­rı nı çoktan berid ir meşru gören emperyalist devletler, ş imdi de G üney Kürd istan 'da k ışkırtı lan iç savaşı TC 'y i nıhatlatacak b i r gcl i�mc seyri ne yön lendirmeye ç<ı l ı ş ıyorlar. Barzani 'n in konumu­nu güç lend irerek emperya l izmin ve TC ' ıı in bu kadim uşağı ara­c ı l ığ ıy la gel işıne ler üzerinde kontrol lerin i pck i�t irmck istiyorlar.

Emperyal i st merkezler tarafmdan gi.indcmc get i ri len bugün­kü "çözüm �leri n anlamının ve esas amacın ın farkmda olan PKK i se, bugüne kadar yarattığ ı devriınci ge l işmey i savunmak, tes l im olmak değ i l fakat zafer kazanmak konusunda bir kararl ı l ı k koyu­yor ortaya şu günlerde . Ne var ki Kürt devrimci hareketin in en büyük şanss ız l ığı devam edi yor. Karşı cephede sistemin güçleri ve tüm dayanak larıy la TC var. Oysa kendi yanında Türkiye işçi s ımfı ve emekçi hareketi yok. Bu yı l lard ır Kürt özgürlük müca­deles in in en büyük handikapı ve "siyasal çözüm" arayışlarının tck değilse bile en ıcınci nedenidir. PKK 'nin "siyasal çözüm" arayışiarım haklı bir eleştiri konusu eden ve diplomatik alandaki etkinliklerinden tedirginlik duyan Türkiyeli devrimci, ortaya çıkan durumdaki kendi beli rleyici sorumluluğunu görcmediği zaman, siyasal ve ahlaki açıdan tam bir t utarsızl ık sergiiemiş olur.

Kürt hareketi Kürd istan 'da muazzam bir devriınci gelişıne­nin önünü açt ı . Oysa Türkiye devrimci hareketi henüz poli t ik bir kit le hareketi gelişti rmeele bile sözü edilebi l i r bir mesafe kat­edemedi. Bugün sömi.irgcci devlet Kürdistan'da bir tenkil hare­keti yürütüyor. K ürdistan yak ı l ıp yıkı l ıyor. i nsanlar kat lcdi l iyor, sürülüyor. Fakat buna karşı Türkiye'de bir kitle tepkisi anlamında henüz yaprak kımıldamıyor. Ekonomik-sendikal hak arayışları esnasında arada bir kirl i savaşa karşı ve halkların kardeşl iği le­hine atı lan sloganlarla tesel l i bulmak, kendi poli t ik misyonuna ve yükümlülüklerine yabancı laşmak demek olur. Kürt halkı her­gün acı , işkence ve kaı l i amla içiçe yaşıyor. Hergiinü böyle ge-

1 14

Page 115: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çen bir halk gerçeği i le karşı karşıyayız. Komünistler bu gerçeği bir an bile gözden kaçı raınazlar ve

kendi hergünkü devriınci soruın lu luk larına bunun gerektirdiği bir b i l inç ve duyarl ı l ıkla yaklaşırlar. Kürt halk ın ın Türk i�çi ve emekçi leri nin dcsteği ne, onların açacağı devrimci mücadele cep­hesine her zamankinden çok iht iyacı var. Bu destck veri lmez ve bu cephe açı l ınazsa Kürt sorununda o çok arzulanan köklü dev­ri ınci çözümün ko�u l ları ol u�maz, böylece kend i ni dayatacak bir s istem iç i çözüme söylenebi lecek sözün de prat ik bir değeri kal­maz.

Ekim

I Haziran '94

1 15

Page 116: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Emperyal izmin Kürt politikasi ve PKK

Emperyal is t güçler in Ortadoğu 'da baş ı n ı ağrı t an öneml i sorun lardan b i ris i Kürt u l usal özgürlük hareketidi r. Kürt soru­nuna yöne l ik emperyal ist p lanın i l k adımları Körfez Sava� ı sıra­sında Güney Kürd istan'da kurulan kuk la "Kürt Feciere Devleti" i lc atı ld ı . Emperyal i st ler bölgede Kürtlerin hamis i rolünü oyna­yarak, Kürt "kozunu" e l lerinde tu tacak lar, bunu bölgede nüfuz­larını pekişt irmcnin b i r aracı olarak ku l lanacaklard ı . Emperyalist­lerin bu p lanı hayata geçirmelerin i n önündeki ba�lıca engel Ku­zey Kürc\ i stan " c\a PKK önderl iğ inele gcl i �en devriınci u lusal harekettir. Kürt ulusal hareket i 'n in bölgede Türkiye, İran, Irak ve Suriye'deki güç i l işki lerini ve siyasi dengeleri doğrudan etki­leyen geniş bir kapsamı vardır. Kürdistan ' ın dört parçası dışında da, bölgedeki anti-emperyal ist toplumsal dinamikleri atqleyebi­lccck özel l ikleri içinde barındırmaktadır. Emperyalizm in zayıf halkası Türkiye'de sosyal ist bir devrim için işçi s ın ıfı hareketine

J J6

Page 117: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sunduğu ol anaklar da gözönünde ıuı u lduğunda . emperyal is t lerin Kuzey Ki.irdistan 'daki dev rimc i ul usal hareket i n tasfiyesini neden

aci l bir görev o larak önlerine koydukları daha iyi kavranabil ir .

Türk devleti ile taktik farklılıklar

Emperyal istler i lc bölgedeki sönıürgeci devletlerin ve özel olarak da Türk Devlet i 'n in çı karları Kuzey Kii rdistan · daki dev­

rimci ulusal hareketin tasfiyesi amacında birleşmektedir. Ama tas­

fiye taktikleri nde kimi farkl ı l ıklar söz konusudur. Emperyalist le­

ri n . Türk Dcvleti ' ne , büli.inüylc i nkarcı l ığa dayanan pol i t ikasın­

dan vazgeçmesini ve bazı kül liirel hak kırıntı ları çerçevesinde

bir " K ürt reformu''na yönelmesini telkin ettiği uzunca zamandır

bi l in iyor. Emperyal ist ler devrimci hareket czi lse bile, bu ti.ir bir

"reform" gerçekleştirilmediği sürece Kürt sorununun bir siire son­

ra yeniden a lev lcneceği konusunda Türk devletini ikna etmeye

çalı şınaktalar. Türk devleti buna çoklandır ikna oldu ama, "taviz"

verıneden önce devri ınci hareketi ezmek gerektiğini savunuyor.

Emperyal i st ler bu pol i t i kayı ba�ta an lay ış la karş ı lad ı lar. PK K ' ­

y e v e Kürt halkına yönel ik imha hareket ine bii t i.in destcklerini

sundu lar. Önce devrimci hareket i n ezi hnesi ve sonra " tav iz" veri lmesi , sadece Türk burjuvazis i aç ıs ından deği l , emperyalist ç ıkar lar aç ı s ı ndan da en iyi "çözüm" yolu idi . Ancak bu imha hareketi kar�ı sında PKK önderl iğ indeki K ürt ha lk ın ın d i ren iş çizgisinden geri adı nı atımınıası ve daha da gel i şmesi hesaplarını boşa çıkart t ı . P K K ' n i n e7,i l em emesi ve K uzey K ü rdi stan 'daki

devrimci yangın ın söndü rülcmenıcsi gerçeği karşıs ı nda emper­

yal istler Ti.irk dev let i ne , devrimci u lusal hareket in tas fiyesi p la­nında taktik değişikl iklere gı ınıek gerekt iğ in i te lkin ediyorlar. Tür­kiye burjuvazis in in s ın ı f ç ıkarları ve ii lkcdeki s iyasi "denge ler''

devrimc i hareket ezi hneden "reform " adını ların ın at ı lmasın ı kal­d ı rabi lecek durumda deği l . Emperyal istler i se soruna Türkiye ' nin çıkar ve dengeleriy le sın ı rl ı bir perspekt i ften yaklaşınıyorl ar. Ken­

di ç ıkarlar ı doğru l tusunda Ortadoğu ' nun (ve buna bağ l ı ol anık dünyan ın) hesap ve denge lerin i gözeterek, Kuzey Kurdis tan 'da

1 1 7

Page 118: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

söndürülcmeycn devrimci yangına artık daha fazla tahammül edemiyorlar. Böylece, devriınci u lusal hareketi tasfiye politikasın­da hiç bir değişiklik yapmadan, üstelik bunun önünü açmak için, "reform" adımların ı da atmak gerektiğini savunuyorlar.

PKK'deki yön değişikliğinin Kürt sorununda emperyalist strateji ve taktikler

açısından anlamı

PKK, 1 993 Newroz öncesindeki ateşkes kararı ve arkasın­dan PSK-PKK Protokol ü 'ylc yalnızca Türk devleti i lc uzlaşma arayışına gimıem iş, yüzünü emperyalist lere de dönmüştür. Em­peryalizmin Ortadoğu politikası çerçevesinde Kürt sorununa bir "çözüm" arayışı içine girıniştir. PKK'yi bu yön değişikliğine gö­liiren süreç ve koşul lar kavramımadığı sürece, önümüzdeki dö­nemde farkl ı yönde işieyebilecek gelişme olasıl ıkları ve yanısıra u lusal hareket in devrimci karakteri ve dinamikleri gözardı edile­bi l ir. Türkiye işçi ve emekçi hareketinin Kürt u lusal mücadelesine gerekl i desteğ i sunanıadığı; söm ürgcci sermaye devletinin ege­menliğine karşı devrimci mücade leyi yi.ikscltmcdiği koşu l larda, bütünüyle kendi devriınci öz dinamiği ve güçleriyle Kürt sorununu çözüm gündemine sokan ulusal hareket in, sorunun devriınci çö­zümüne salt kendi güç ve imkanlarıyla u laşabi lmesi mümkün değildi r. U lusal hareket, dayandığı yoksu l köylü tabanı ve ön­dediğin in sosyal izmden etkilenıniş l iğiylc, u lusal ve topl umsal kurtu luşun yolunda devriınci bir işçi hareketiyle i t t i fak içinde i lcrlcycbilccck bir karaktere sahiptir . Ama yukarıda bel i rt i len olumsuz koşullardan dolayı . Kürt burjuvazisiyle uzlaşma ve em­peryal ist dünyadan s iyasal destck areuna po l i t ikasıyla , soruna emperyalisı-kap i ta l is t düzen içinde bir çözüm arayışma girmiş­t i r. Kimi sözde "marksisı"lerc göre bu yön değişikl iğ i , PKK ' ­n i n devriınci karaktcrin i bütünüyle y i t i rmes i , Kürt halkına i lıa­neli , emperyalizm ilc işbi rl iği , Türk devleti 'yle uz! aşması vb. an­lamına gelmektedir. Oysa bu son derece mekanik, tck yönlü, ha­tal ı bir yak laşıındır.

/ J R

Page 119: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

***

PKK 'nin y uzunu cmperyalistlere dönmesi , henüz onunla uzlaşma sürecine girdiği ve b u yolda i leriediği anlam ına gel­memektedir. Henüz, ne emperyal izmin bölgedeki çıkarları PK K ' ­nin mevcut taleplerini karşı layabi lecek, n e de PKK emperyalist "çözüm''ün dayalmaları n ı kab u l lenebi lccek durumdadır. Em­peryalizm ile "teoride" uzlaşmak önemli bir yön değişikliğinin i fadesi olmakla birl ikte, b u sorunun sadece bir yönüdür. Emper­yalizm i lc "pratikte" uzlaşmak için tesl imiyet kapısını açmak ve ihanet koltuğuna ot urmak gerekmektedi r. PKK emperyal ist "çözüm"ün Tah�bani, B arzani , Arafat, Mandcla vb. arac ı l ığıyla sergilenen anlamını ve dağuracağı sonuçları çok iyi bilmektc ve buna karşı direnmcktedir. K uzey Kürdistan'daki u lusal hareket bütün geri leme eği l imlerine rağmen henüz Güney Kürdistan'da­ki gibi emperyalizm işbirlikçisi bir burjuva-feodal kliğin önderliği altında değ i l d i r. Kürt burj uva kesimleriyle uzlaşma yolundadır, ama i şbirl iği ve tes l imiyet çizgisinde değildir. Emperyalist "çö­züm" yoksul köylü tabanına sahip bu hareketin ve önderl iğin ta­hamm ül sını rlarınııı çok ötesindedir. PKK, emperyalizm ile tesl i­miyeıçi bir uzlaşmanın, süreç içinde hem kendisinin ve hareketin e;ıilmesi, hem de Kürt halkının u lusal ve sını fsal taleplerine kar­şı jandarmal ık yapmak anlamı na geleceğinin bi l incindedir. Ulu­sal hareket onlarca yıl l ık devrimci birikimini boşa çıkarmak, kültürel hak kırıntı ları karş ı l ığında emperyal istlcre ve sömürgeci Türk devleti ' ne pazarlanmak niyetinde değildir.

Bu yüzden PKK'deki yön değişikliği emperyalistlerin PK K'­ye yönelik pol i ti kalarında temel bir değişik l ik gündeme getir­memiştir. Emperyalistler PKK 'ye yönelik politika belirlerken, onun yüzünü emperyalizme dönmüş olmasına ya da öne çıkardığı ta­leplerin düzen içi niteliğine bakarak karar vermiyor. Emperya­l istler ası l u l usal hareketi n üzerinde yükseldiği yoksul köylü tabanına, bu s il ahl ı ve örgütlü tabanın taşıdığı devrimci birikim ve dinamiklere, onun ulusal ve sınıfsal taleplerine bakıyor. PKK talepler düzeyinde ne kadar geri lese de, bu birikim ve dinaın iğin temsi lcisi olduğu sürece emperyal ist lerin bölgedeki hesap ve çıkar-

1 / 9

Page 120: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l arını tehd it etmeye devanı edecekt i r. B u yüzelen emperyal ist ler Türk devletinin PKK 'yi ezme pol i tikasına tüm destck lerini sunma­ya devam ediyorlar. Emperyal izmin siyasal ımıhatap olarak kabul edeceği ve uzla�ma m a s a s ı n a oturtacağı bi r "önderl ik"i n , sadece kendi hal k ına i hanet etmekle ka lmamas ı . aynı zamanda emper­yal i zmin ve sömürgeci devletin ç ıkarları doğrul tusunda janelanna­l ı k görevin i de üstlcnecek karakterde olması gerekiyor. Emper­yal izmin "yeni dünya düzeni" ve söın ürgeci Türk dev leti i�le an­

cak böyle bir "siyasi çözlim"li ka ld ırabi l iyor. PK K 'deki yön dcğ i� ik l iğ i , emperyal is t lerin PKK po l itikas ın­

da temel amaç doğrul tusunda k imi takt ik fark l ı l ıkları da gündeme

getirm i�ti r. Emperyal i st ler PK K 'y i K ü rt halkının siyasi temsi l­

cis i ve emperyal ist çözümün m u lıatabı o larak kabul etmemekle

birl i kte. bu yön değ i� i k l i ğ inin ortaya çıkard ığ ı imkanlardan en

iy i �ekilde yararlanmak ve bu yoldan da u lusal harekete burjuva

reformisı önderl iğ i hakim kı lmak amacı ndadır. Bu yüzden bır

yandan perde arkasından Türk devleti 'nin PKK'yi ezme hareke­

t ine tam destck verirken, bir yandan da uluslararası diplomasi

alanında PK K ' yi eskisi kadar doğrudan karşısına almamakta ve

Türk dev leti ' ne yönelttiği kimi taktik eleştiri leri sanki anılarında

temel l i görüş ayrı l ıkları varmış gibi ortaya koymaktadır. Amaç

ul usal hareketi devriınci mücadele yo l undan diplomasi yoluna

çekmek, onun dolambaçlı yollarında yormak, emperyalist "çözüm"

hayal lerini körükleyerek ul usal hareketi burjuva reformisılerinin

pol i tik etkis ine daha fazla açmaktır. Böylece devri ınc i dinamikle­

rin a l t ın ı içten içe oyanık. hareket üzerinde burjuva reformisı

hak i m iyet i sağ lamaya çal ı �ın ak tad ı r. Emperyal istleri n eskiden

"terörist örgüt" olarak gördükleri PK K hakkında artık ''terörist

yöntem lerle mücadele eden s iyas i örgüt'' vb. i fadeler kullanma­

ları , K ü rt devrimci u l usal hareketin i tasfiye ve P K K 'yi ezıne

planlarında temelde herhangi b i r değişik l iğ in olduğunu göster­mez.

PKK 'nin, emperyal izm in Ortadoğu pol i tikası çerçeves inde b ir "çözüm" arayı ş ı iç ine girmes in in , uzl aşma sürecin in önünü aç­t ığ ı ve bu yolda i leriediği an l amına gelmediğini bel i rtt ik. Yanı-

1 (

Page 121: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

:-;ı ra PKK 'nin bu çerçevede emperyal ist devlet lerden siyasal ve diplomatik destck arayışı içine girmekle, i�birl ikçi . tcsl iıniyctçi , devrimci karakterini yit irmiş vb. görülemcycccğini. henüz süre­cin böyle bir aşamaya ulaşmadığını da vurguladık. Ama uzlaşma yolundaki bu karşı l ıkl ı "ki l i t lcnmc''. sürecin yerinde sayd ığı . be­lirl i bir yönde gel işmeler ya�anmadığı, gelişmelerin bel irl i s ın ı r­ların yararına. beli rli s ın ınarın ise zararına işlemediği anlamına gelmez. Her ne kadar hukuk amaçlı olduğu öne sürüise de. em­peryal izm ve Türk devleti hakkında ekilen boş hayallerin meyve­sini devşiren güçler Kürt burjuva reformisLieri ve onların tesl imi­yetçi , işbirl ikçi çizgi leri olmaktadır.

* * *

Em peryal i z m i n K ü rt po l i t i kası , devrimci u lusal hareket in tasfiyesi ve k ü l t ü rel hak kırınt ı l arına karş ı l ık, kendi halkına ve bölge halkları na karşı janelarma l ık yapacak bir "önderl ik" yarat­ma planıd ır. PKK, bütün olumsuz k oşul lanı rağmen. bu emperya­l i st p l ana karşı d i renmek amac ındad ı r. Ama bu direnişi kararl ı kı lmak, yüzünü emperyal izmdcn , Kürt buıjuvazisinin işbirlikçi kesiminden , d i plomasi yol undan çev ir ip. K ü rt halkının emekçi kesimiyle daha sıkı birleşınek ve m üc adel e yolunda i lcrlcıneklc mümkündür. U l usal h areketi geçm işte vareden ve bugüne kadar geti ren devrimci i rade ve kararl ı l ı k i le di reniş çizgisini korumak ve ge l i şt irmek mümkündür. Türkiye l i devri mci ler ise ucuz PKK eleşt i ri leri yapmak yerine kendi görevlerine canla başla sarılma­lı ve söm ürgeci sermaye dev leti ne karşı işçi s ını fının devriınci savaş un ını yiiksellmel i d i rler. PKK ' deki yön değişikl iğinin tersi­ne çevri l mes i n i n ve ulusal hareketin tutarlı bir ant i -emperyalist mücadele çizgi s i ne çeki lmesinin yolu buradan geçer.

Bu görev başarı l dığı taktirde, emperyal izmin Ortadoğu 'daki egemenliğinin temel leri sarsı lacak ve sosyal izmin devriınci ate­şi Türk iye ve Kürdistan topraklarının ötesine yayı lacaktır.

Kızıl Bayrak Ağustos '94

12 1

Page 122: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Özgürlük mücadelesinin 1 O. y1ll

1 5 Ağustos 1 9H4, Kürt halkının u l usal özgürlük m ücadele­sinde tarihsel b ir dönüm noktasıdır. 1 5 Ağustos 1 9H4, sermaye iktidarının her t iirl ü ımıhalefeı i uzun y ı l lar iç in ezdiğini sandığı bir s ı rada, b i r avuç geri l lanın şahsında K ürt halk ın ı n özgürlük mücadelesinin baş ladığı tarihtir. Bugün bu mücadelenin 1 O. yı l ın­dayız . Katedi le n mesafe gerçekten o lağanüstüdür. 1 5 Ağustos 1 9R4 ' te sömürgeci egemenl i ğe başkaldıran bir grup geri l l ayd ı . bugün sömi.irgeci egemenl ik ulusal özgürlük isteminde kararl ı bir halkla karşı karşıya. Yaşanan gel i�men in muazzam boyutlarını an layab i lmek için çalışan güç lerin i l i şk i lerindeki b u değiş ime bakmak b i l e yeterl id ir .

Kuşkusuz bu mesafe kolay al ınnıad ı . Kürt halk ının_eı�-iyi ev latlarından bin lereesi bu mücadelede şehi ı düştü. Kürt halk kitleleri kirl i savaş ın görü lmedik zulmüyle karşı karş ıya kald ı lar, biiyük acı lar çekt i l er. Kürd istan 1 O y ı l l ı k b ir savaş alanı o larak

122

Page 123: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

siimiirgeci ler t arafından yakı ld ı , yıkı ldı , viraneye çevri ldi. Ama Kürt halkı bu barbarlığa ve zulme karşı mücadele içinde büyi.idii. kimlik ve kişi l ik kazandı , i lerici i nsanl ığın mücadelesini saygı ve sempatiyle izlediği onurlu bir halk mertebesine ulaşt ı . Bu­gün Kürtler henüz özgür deği l , hala sömiirgeci egemenliğin ve zulmün koyu karanlığı içindeler. Fakat artık çaresiz deği l ler, öz­gi.irli.iklerini kazanmada ısrarl ı lar ve bunun için savaşıyorlar. Ger­çek ulusal özgürlüğü elde etmek için henüz önlerinde uzun ve acı l ı bir yol var. Fakat Kürt halk ı işin zor yamm çoktan başı.ınnış­t ır, o tarih sahnesine tüm varl ığıyla çıkmışt ır.

Kürt halkının bugünkü mücadelesi onlarca yı l l ık bir biriki­min ürünüdür. Gücü, derin l iği , yeni lmezl iği bu birikimden kök alıyor. Cumhuriyetin ilk döneminden farkl ı olarak, yeni dönemde bu birikim Kürt emekçi sın ınarı içinde oluştu ve mayalandı . Kürt halkının özgürlük isteminin taşıyıc ı ları bu s ını nar oldular. Mo­dern Kürt ulusal akınıları bu sını fiara yakın aydınların önderl i­ğinde şeki l lendi . PKK da bu akımlardan biriydi . Bugün art ık ta­rih in hir parçası hal ine gelmiş 1 0 yı l l ık mücadele göstermiştir ki. PKK . yeni dönem Kürt u lusal akınıları içinde. Kürt halkının ulusal özgürlük birikimini en iyi değerlendiren, onu açığa çıkamıak ve bir özgürlük hareketine dönüştürmek için biiyük bir yiğitl ik ve tartışmasız bi r ustalık gösteren tek hareket olmuştur. PKK ·nın muazzam başarıs ı askeri olmaktan önce politiktir. 1 5 Ağustos bir askeri ç ık ış t ı r fakat poli tik bir perspekti fin i.iriiniidiir. Polit ik bir çal ışınanın üzerinde yi.ikselmiş, Kürdistan'daki köklü pol i t ik alt­üst ol uşun yolumı açmışt ır.

1 5 Ağustos ' la başlayan büyük özgürlük yürüyüşünün Kürt halk kitlelerinde ve Kürdistan'daki toplumsal i l işki lerde yarattı­ğı büyük sars ınt ı ve değişimi değerlendirmek bir güçlük taşı­mamaktadır. Dün Kürt feodal leri, feodal-burjuvaları. aşi ret reis­Ieri ve şeyhleri tarafından kontrol edi len ve sömürgeci köleliğe uysal lıkla razı edilen bir halk vardı. B ugün modem kiml iğe sahip, devrimci bir parti tarafından ulusal özgürliik mücadelesine yö­nelt i lmiş, eşitsizliği ve köleliği reddeden onurlu bir halk var. 1 0 yı l l ık mücadelenin Ki.irt halkında yaraıt ığı muazzam değişimin

123

Page 124: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

iizcti budur.

Fakat aynı mücadele Tiirk burjuva egemenlik sistemini ve

bir bütün o larak Türk toplumunu da derinden sarsmış ve ondan

biiyük değişimlere yolaçınıştır. ' 60 ' 1 ı ve '70 ' l i y ı l ların toplunı­

sal çalkanlı lan ve devriınci miicadclclcri devletin resmi ideolojisi

olan Kemalizmde büyük gedikler açmış, bu ideoloji art ık mevcut hal iyle rej imi taşıyamaz hale gel mişt i . Ne var k i , 10 yı l l ık özgür­I lik nılicadeles i . Kürt halk ın ın inkarımı dayal ı resmi i deoloj iye ası l öldi.i rlicü darbeyi v urdu ve rej im i bu alanda büyük bir karı ­ş ık l ığa i t ı i . K ü rt halk ın ın özgürlük mücadelesi içindeki görkem li doğumu, aynı zamanda 70 yı l l ık resmi ideolojinin çöküşü anlamı­na geld i .

Öte yandan, ulusal özglirlük mlicadcles in in burjuva egemen­l i k s istem in in iç yap ıs ında ve i ş ley iş inde yaraı ı ığ ı deği ş im çok daha dikkate değerdir. Devlet bugün her alanda ve her anl amda tam bir özel sava� ayg ı t ı ha l ine gelm iş t i r. Özel savaş ın karakte­rine ve gerekleri ne uygun olarak, kumanda merkezleri m ut lak anlamda mi l i tarisı odak ların e l ine geçmişt ir. Hükümet . parlamen­

to. part i ler resm i planda M G K el iyle Genelkurmay, M iT ve si­

yasal polis merkezlerinin lam deneliminde ve hizmetinde hareket

etmektedi rler. Konır-geri l la bu yapının beyni ve ruhudur. Son bir

kaç yı lda Türkiye'de zulüm makinasının işleyişi ve İcraatı en ko­

yu askeri rejim dönemlerini aral ır hale gelmiştir. Kirli bir yokcı­

me savaşı içinde oluşmuş ve günden güne gelişen bu özel aygıt.

son on y ı l ın Türkiye'deki s ın ıfl ar mücadelesinin seyrini ve ge­

leceğin i yakından ilgi lendi ren en önemli sonuçlarından biri oldu.

Fakat burjuva egemenl ik sistemindeki değişim dar anlamıy­

la dev let aygıt ın ın bu tür b i r biçi mlennıesiyle s ınırl ı kalmad ı .

Basın ı , iin ivers i teleri . k ı smen sendikaları devlet aygı t ın ın uyunı­

lu ve organ i k b i r parçası hal i ne geli rmek planı ve prat iğ i , 1 2 Eyl li l 'ün en öneml i İcraatlarından biriydi . Kürt halkının özgürlük başkaidır ıs ı bu süreci kolay laşt ı rcl ı ve hızlandırd ı . K i rl i savaş ay­

g ı t ı bu kurumları da kapsayarak büyüyüp geniş ledi . Genel an­lamda burjuva egemen l ik si stemi değ i l . rakat dur an lamda dev­let ş imdi bütün bunların organik bir topl aın ı huline gelmişt i r.

124

Page 125: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Son olarak düzen cephesindeki iç bölünme ve çatı�ınaları n. Kürt özgürlUk mücadelesine karşı t l ık sözkonusu olduğunda liiııı anlamını yitirdiğini . sosyal-demokratından fa�istinc. sol kema­l islinden şeriatçısına tüm düzen kuvvetlerinin özel sava� aygıtı etrafında ve k irl i savaş pol i tikası temel inde bütünleşliklerini de bunlara eklememiz gerekiyor.

10 yı l l ık özgürlük miicadelcsinin Türk halk kitleleri üzerin­deki cıkisi daha karım1şık bir görünüm taşımaktadır. 70 yıldır inkar edilen bir ulusun varl ığ ını haykırarak ve ulusal eşit l ik ve özgürlük talep ederek ayağa diki lmesinin Türk halk k i t le leri üzerindeki etkisi çok yönlü oldu. B ir yandan resmi ideoloj i ve iddiaların katı gerçeklik karşısında çöküşü, öte y<uıdan misak-ı mi l l i şovenizminin derin tarihsel etkisi . Türk halk kitlelerini Kürt özgürlük mücadelesi karşısında karınaşık bir ruh hal i içine soktu. Kuşkusuz devletin güçlü ve etki l i bir aygıı la sürdürdüğü "terör" propagandası . k i t le lerin edi lgenlcşınesinde ve devletin kirl i sa­va� uygu lamalanna karşı hay ırhah bir tavır içine gimıesinde önem­l i b ir rol oynad ı . Fakat y ine de, t üm çabalarına ve bu doğrultuda M H P ' l i fa� isl çeteleri etk in biç imde kul lanmasına rağmen. dev­let henüz akt i f b i r k i tlesel şoven akını yaraıanıad ı . Yi ne de, ser­maye düzeni tarafından açl ığa ve sefaicle mahkum edi len emekçi k i lelcierin edi lgen tarafsız l ığı . kardeş b i r halka karş ı yürüt ii len k i rl i sava�ı bo� gözlerle izlcınes i . sermaye ikt idarı payına önem l i b i r ba�arı say ı lnıal ıd ı r.

Şunu da kaydedclim ki . kit leler nezd inde çöken yal nızca res­mi ideoloj in in Kürt ulusal gerçekl iğine i l i şk in yalan ları olnıanı ı�­t ır . En az bunun kadar öneml i bir başka olgu. ki t leler nezd indcki ge leneksel devlet ve ordu inuülarının Kürt halkının yiğit özgürlük mücadelesi kar�ısında aldığı büyük darbelerdir. Yüzbinlerce mev­cudu ve en modern donan ını ıy la "ycn i l ıncz" sayı lan sermaye ordusu, 1 0 - 1 5 b in s i lah l ı geri l la karşısında çaresiz kalmış, i flas etnı i � ı ir. Bunun ki l lclerin bi l incinde yarallığı izler gelecekteki mücadeleleri açısından ayrı bir iinenı taşımaktadır.

Ulusal özgürlük mücadelesinin bugüne kadarki yükünü ba�­ta köylülük olmak üzere Ki.irl a l ı s ın ı flan taşıdı ve halen de on-

125

Page 126: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lar taşıyorlar. Bu hakl ı ve meşru m ücadelede işçi sınıfından ve Türk emekçi sını flarından gerekl i desteği hemen hiç alamaması , alt sını nara dayalı K ürt özgürlük mücadelesinin e n temel sorunu olagcldi . Kürt mülk sahibi sın ı flarıyla günden güne artan ya­kınlaşma i lc uluslararası diplomasiye verilen çok özel ağırlık, ay­nı zamanda bu temel soruıuın yarattığı zaafı dengeleme çabası olarcık anlaşı lmalıdır.

Özgürlük mücadelesi 1 0 y ı l l ı k bir sürecin ardından bugün bir denge durumunu zorluyor. Fakat bu denge bir tUr k i l i t lenme anlarnma da geliyor. Sömürgeci devlet mücadeleyi ezem iyor. Fa­kat Kürt hareketi de kendi güçleriyle kendi çözümüne gidemi­yor. Bu kili t lenmeyi bozacak iki temel kuvvetler alanı, Türk emek­çi sınıfları i lc emperyalist dünyadır. Birincisi hareketi bir toplum­sal devriııı doğrultusunda dcrinlcşmeye götürür, ikincisi ise "siya­sal çözüm" adı alt ında Kürt sorununun sistem içi bir çözümü i çin yolu açar.

1 0. yıl ını geride bı rakan Kürt hareketi hala da son birkaç y ı l d ı r vardığ ı yol ayrımında duruyor. Taraflar karşı l ık l ı yüklcn­iyorl ar, ama du rum değ i�miyor . Türkiye işçi sını fı bel i rgin bir pol i t i k k ıp ırdmı ı� giisterınediği takd i rde , bugüne kadar kendi gii­

ciiy lc çok biiyük bir mesafe katelın i � o l an Kürt özgürlük mü­cadelesi . bundan sonra ancak s istem iç i bir k ısm i çözüm ba�arı­

sına u l a�abi l i r. Soruna s ın ı f i l i şk i leri nden ve mantığından bakt idı­

ğı sürece bundan öte bir başarı y ı uınnıak gerçek l ikten kopnıaktır.

Şunu da ek leyc l im k i , s istem içi çözi.inı gibi arzu cd i l ıncyc­cck b ir durumun liiın tarihsel sorum lul uğu Türkiye işçi s ı ıı ı fı nı n

v e o n u n temsi lc i leri o lmak iddiasındaki lerin omuzları nda ol acak­t ı r. Zi ra on y ı l l ık mücadele Kürt halkının ve iizgürlük hareket in in üzerine düşeni fazlas ıyla yapt ığın ın da tar t ı�nıasız b i r göstergesi olm u�tur .

126

Ekim 15 Ağustos '94

Page 127: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sorunlar ve sorumluluklar (Parça)

Duruma bir de Kürt özgürlük mücadelesi cephesinden ba­kalım. Kürt hareketinin bugün bir denge durumuna ulaştığı ve tamnarın tüm yüklenmelere rağmen kendi cephclerinden durumda esas l ı bir değişikl ik yapacak bir başarı sağlayamadıkları . bunun aynı zamanda1bir ki l i tlenme olduğu olgusu bugün neredeyse ge­nel bir kabul görüyor. Kürt hareketi çok yeni görünen bu gelişme düzeyine aslında daha erken bir tarihte ulaştı. Komünistler bunu iki yı l ı aşkın bir süre önce (Nisan '92) değerlendirdi lcr. (Kürt Ulusal Sorunu, s. I JS-140) B i r çok vesileyle bu kil itlenmenin yarattığı potansiyel tehlikelere ve bu çerçevede devrimci görevle­re işaret ettiler. Sorunun özü-özeli şuydu: Kürt hareketi bu yol ayrımında ya "siyasal çözüm" adı altında düzen içi bir çözüme kayacak, ya da kendi içinde bir ayrişmayla da yüzyüze kalarak toplumsal devrime doğru dcrinleşecekti . Ası l kritik nokta ise. bu ihtimallerden hangisinin baskı n çıkacağının. Kürt hareketinin ken-

127

Page 128: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

di gücü ve sınıf dinamiklerinin ötesindeki gelişmelerle belirlene­cek olma<ııydı. Bugünkü yalnızlığının sürmesi, Türkiye işçi sını­fı cephesinde bir devrimci gelişmenin yaşanmaması durumunda, Kürt hareketine kendisi için mümkün olan en uygun kazanımlarla düzen içi bir "siyasal çözüm"e yüklenmekten başkaca bir yol kal­mayacaktı. Fakat öte yandan, Türkiye işçi sınıfı hareketinin ya­şayabileceği bir devrimci sıçrama, güç i lişkilerini ve olayların seyrini temelden etkileyecek; Kürt ulusal hareketi, mülk sahibi sınıfların hareketten kopması anlamında, bir iç ayrışma ve dev­rimci yolda derinleşme olanaklarına kavuşacaktı.

Bu durumun ortaya koyduğu basit bir gerçek var. Kürt so­rununa bunca i lgi duyan, onun bugi.ine kadarki olumlu devrimci kazanımları karşısında heyecan duyan bir işçi sınıfı devrimcisi; tam da b u gelişmenin kendi önüne çıkardı-ğı büyük tarihsel gö­rev ve sorumluluklara uygun davranmıyorsa eğer, tutarlı olamaz. İşçi sınıfı devrimeisi olarak adiandın imaya hak kazanamaz.

Gerçekte tablo nettir. Kürt sorununun beslediği büyük tarih­sel devrimci birikimin kaderi sınıf hareketi cephesindeki gelişme­lere sıkı sıkıya bağlıdır. Sınıf hareketi cephesindeki gelişmeler ise, özellikle bugünkü kriz ortamında, sınıf devrimcilerinin kendi rollerini ne ölçüde oynayabileceklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Döne­min sorunlarına, görev ve sorumlulukianna bu çerçevede yak­taşabildiğimiz ölçüde kendimize atfettiğimiz misyona uygu.n har­eket eden tutarlı devrimciler olarak adiandınimaya hak kaza­nabiliriz.

128

Ekim

1 Eylül '94

Page 129: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Siyasal süreçlerde t1kanma

(EKİM 8. Yılında değerlendirmesinden parça)

Bu yıldönümü vesilesiyle üzerinde durma gereği duyduğu­muz en önemli kQnu, "siyasal süreçlerde tıkanma" dediğimiz ol­gudur. Zira siyasal süreçlerde bir türlü aşılamayan bu tıkanıklık, bugün hala devrimci siyasal mücadelenin en temel sorunu duru­mundadır. Tüm öteki güncel sorunlar ve en acil devrimci görevler, bu sorunla birleşmekte, bu sorun ekseninde oluşmakta, kesişmek­te ya da üstüste düşmektedir.

Siyasal süreçlerde tıkanma ya da kil itlenme olarak tanım­ladığımız genel olguyu, sermaye düzeninin yaşamakta olduğu kendine özgü tıkanıklıkla karıştı rmamak gerekir. Burada tümüy­le farkl ı iki ayrı olgu sözkonusudur. Düzenin kendi içinde yaşa­makta olduğu çok yönlü tıkanıklık onun bugün en temel zaafı durumundadır. Oysa toplumun toplam siyasal süreçlerindeki tı­kanma, ilkinden farkl ı olarak, düzeni tıkanmış sermaye sınıfı için bugün en büyük şans durumundadır. İlkinde sermayenin kendi

129

Page 130: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

iç cephesi . bu ik incisinde ise sını nar mücadelesin in genel alanı

sözkonusudur. Kendi yapısal sorunları ve Kürt özgürlük mücade­

/ lesi karşısında bunalan düzen. genel siyasal süreçlerdeki tıkanıkl ık

sayesinde, rahat nefes al ınayı sürdürebi lmektedir.

O halde, daha açı k ohırak, ned ir siyasal süreçlerde tıkanma.

ası l i fadesin i nerede bulmaktadır? Bugünün genel toplumsal-si­yasal tablosu bu sorunun yanılına ışık tutmaktadır. Temel sorun­

lar karşısında çözümsüz bir sermaye sınıfı ve bu sorunlar temeli

üzerinde çürüyen bir sermaye düzeni bir yanda, bu çözümsüzlük

ve çürümenin tüm sonuçlarını en ağır bir biçimde yaşadığı halde

düzene karşı polit ik bir çıkışı bir liirlü yapamayan bir işçi sınıfı

öte yanda . . . Sermaye, top lumun ve tGplumsal gel işmenin önünü

en boğucu biçimde tıkamıştır. Fakat buna karşın, işçi sınıfı hareke­

ti bu engel i parçalayıp atacak bir devriınci gel işme sürecine bir

türlü girememcktedir. Sermaye cephesi konjonktürel deği l , fakat

yapısal nedenlere dayalı bir güçsüzlüğü yaşıyor. Ne var ki. bunun

karşısında, emek cephesi ortaya toplumun geleceğini ve kaderini

bel irleyebi lecek herhangi bir kayda değer güç koyamıyor. İşte bu. çürütücü bir tıkan ık l ıkt ır. Sosyal, siyasal, kültürel

alanlarda tüm topluımı saran çok yöniii yozlaşma ve çürümenin

gerisinde bu vardır. Çiirüyen diizcn. kendine bir devriınci çıkış yolu açanıayan topluımı da kendi siyle birl ikte çi.iriilınektedir. Oysa

işçi s ınıfı n ın başını çekmeyi başaracağı bir pol itik hareketlenme.

toplumun emekçi s ın ı f ve katınaniarına yayı lacak bir mücadeleci

kaynaşma, çürümeyi zaten kokuşmuş bir s ın ıf olan burjuvazi ve

omın düzeniyle sınırlamayı başarabi lecektir. Temiz ve sağl ıkl ı bir devrimci mücadele cereyanı i lc toplumun ezi lenler cephesin i

sarsacak. sarsmakl a kalmayacak. böylece toplumsal gelişme sü­

reçlerin in önünü de açacak, ona bir dinamizm kazamlı racakt ı r. Bu durumda, çaresizlik ve umutsuzluk içinde debelencn sermaye

s ın ıfı karşısında. top lum un li.im ezi len ve sömürülen emekçi

yığınlarının önünde, dunnndan bir çıkış için yeni devrimci ufuklar

da açabilecektir. Özet le. çel işki ve çatışmadaki bugünkü ! ıkanık­

l ık , devriınci bir doğrultuda kendi çözümünü dayatacak bir dev­

riınci sınıf hareketiyle a!?ı labi leccktir ancak.

130

Page 131: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sermaye düzeninin ne sonıniarı da ne de çüriitücü sonuçla­rı kuşkusuz bir yen i l i k taşım ıyor. B ugiinkü boyut larda olmasa da düzen ayn ı soru n ları '70' J i y ı l l arda da yaşı yordu. Fakat

karşısında çal ışan y ı ğ ın ları n i l eri kesim lerini kapsayan güçlü ve

yaygın bir kitle hareket i ve bu temel üzerinde nispeten etkin dev­rimci bir hareket vardı . '70 ' 1crdeki tıkanma dönemi n sonlarına doğru kendi ni göstermeye başladı ve devrimci hareket i n ol ma­masında deği l . fakat kendine daha üst düzeyde gt: l işme kanalları

açanıaıııasında i fade buldu. Sermayenin o günün ki l i t lenmesini kendi cephesinden, geniş kapsaml ı bir faşist karşı-devrim ope­rasyonu olan 1 2 Eylü l ' le bir süre için görel i bir çözüme bağladı­ğını bi l iyoruz.

Bugün· ise durum daha farkl ıdır. Düzenin bunal ımı ve çiirü­

mcsi Cumliuriyet dönem inin hiçbir cvresiylc kıyaslanam ayacak düzeyded ir. Yaşanan evre rej i m i n 70 y ı l l ık ömrünün en son aşa­ması olduğuna göre, bu sonuç mantıkl ıdır da. Bugünkü siyasal

düzene artık kont r-geril la cumhuriyeti deni l iyor. Kirl i sava� Kür­

distan 'da en yıkıcı ve geniş kapsanı lı sonuç larını gösteriyor olsa bi le , hiç de orayla sınırl ı bir alana sahi p deği ldir. tüm Türkiye çapında yürütülüyor. Ülkeyi siyasal planda. bir kaı i l ler. kaı l ianıcı­

lar. işkcnceci lcr şebekesi olan gencral ler ve siyasi polis şefleri yönetiyor. Bugüne kadar açığa çıkan sayısız olay yanında. son günlerde pat lak veren skandal lar da gösteriyor ki. ü l keyi bugün aynı zamanda. bir h ı rsızlar ve soyguncular şebekesi yönetiyor. Sermaye kodamanları , devlet bürohasisi ve mafya çeıelcri ko­kuşmuş i l işki ler içinde Himüyle içiçe geçmişlcrdir. . B u kokuşımış hiyerarşinin başında ise eski i le yeni cumhurbaşkanları ve baş­bakanlar vardır. Düzen '·sol"u sosyal-demokrasi de yalnızca kirli savaşın hükümet yoluyla icraatçısı olmakla kalımınıakta. fakat ay­nı zamanda. belediyeler ve bakan l ıklardan aldığı payla bu yağımı ve soygunun çürütüdi batağında y üzmektedi r. Sendika biirokra­sisi bu yiyici çüriimcnin bir öteki alanıdır. Kokuşımış ıckclci med­ya, rüşvet çarkıyla diinen yarg ı . sermaye ve öze l sav<ışı n lam hizmet inde ki üniversiteler. s iyaset ve ticaret şebekelerinin üslcn­diği cam i ler ve tarikat yuvaları vb., düzenin çürüyen tablosunu

1 3 1

Page 132: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kendi cephelerinden tamaml amaktadır. Fakat düzenin tüm bu ürpertici ve tiksindirici genel tablosu

karşısında, '70'1i yı l lardan farklı olarak, işçi ve emekçi hareketin­de bugün henüz kayda değer bir politik çıkış yoktur. Çözümsüz­lükler içinde debelenen ve ömrünü çoktan doldurduğuna işaret bir aşırı çürüme yaşamakta olan bu kanlı ve kokuşmuş düzeni yıkacak, onu tarihe gömecek top lumsal-siyasal güçler cephesine büyük bir zaafıyet egemendir. İşte bu olgu bugünün Türkiye'si ­n in , bugünün sınıf hareketinin ve nihayet bugünün devrimci ha­reketinin temel sorunudur.

Komünistler, Siyasal Süreçlerde Kilitlenme başlığı altında ve yaklaşık bir yı l önce, bu sorunun sınıf hareketi ve komünistlerin soruml u luklarıyla bağlantı l ı yönlerini irdelerken, başka şeyler yanında şunları söyledi ler:

''işçi kitleleri son oniiç yılın politika ve uygulamalarımn kendilerinde yarattı,�ı derin memnuniyetsizliği ve mücadele potansiyelini henüz ortaya koyahilmiş değiller. '87 sonrasının hareketliliği hunu zaman zaman zorlanıış, fakat hareket hu düzeye hir türlü u/aşamadan her seferinde geri çeki/miştir. Bunlar sınırlı kalan, politik meCJ·aya akanıayan çıkışlar olarak kalmıştır.

"Bugün yine nispi hir durgunluk var. Bu yılgın/ık ya da yorgunluğun değil, çıkış yolu hulamamanın, politik mücadele ve eylem kanallanna akma gücünü hir türlü gösterememenin ifadesidir. Smıf hareketi politik hir sıçrama yapmak eğilimi ve potansiyeli taşıyor, fakat hunu halen fiilen gerçekleştiremiyor. Bu bugünün Türkiye'sindeki kilitlenmenin odak noktası. dolayısıyla da çôzünı halkasıdır. Politik mecraya akıp devrinıc:ileşec:ek hir işçi hareketi, baskı ve sömürüniin hımalttı,�ı milyonlarca emekçiyi de sarsacak . siyasal-sınıfsal güç dengelerini altiist edecektir."

Sorun bugün de başka türlü konamaz, zira durum aşağı yu­karı aynıdır. Tıkanıkl ığın çözümü sınıf hareketinde, onun politik bir sıçrama yapıp yapmamasında düğümlenmektedir.

Sınıf hareketinin aşılamayan bu zayıfl ığının düzen için bü­yük şans olduğu basit gerçeğin i bir yana koyuyoruz. Fakat bu zayıfl ığın K ürt sorunu ve hareketi ile Türkiye sol hareketi üze-

/32

Page 133: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rindeki etkilerine bu vesileyle k ısaca ve bir bakıma yeniden de­ğini lmelidir.

Komünistler bugün daha genel bir kabul gören "siyasal sü­reçlerde tıkanma" değerlendirmesini nispeten erken bir tarihte yaptılar. Ne var ki çok yönlü sonuçları olan bu olgunun öncelikle ve daha çok Kürt sorunu ve Kürt özgürlük mücadelesi üzerindeki etkileri üzerinde durdular. Bu normaldi de; zira Türkiye'nin gün­demindeki en yakıcı siyasal sorun buydu. Dahası Kürt sorunu­nun şu ya da bu doğrultudaki seyri, gerek düzen gerekse devrim için canalıcı önemde k i li t sorunlardan bi ridir.

Kendini somut o larak sınıf hareketinin bugünkü politik za­yıtlığında gösteren devrim cephesindeki tıkanıklığın Kürt sorunu­na etkisi , "siyasal çözüm" tartışmasında i fadesini bulmaktadır. Kendi toplumsal dinamikleri üzerinde gel işen ve öneml i mesafe­ler kateden Kürt hareketi, öylesine bir gelişme aşamasına ulaşmış bulunuyor ki, eğer bir devrimci işçi hareketinin sağladığı destek ve yarattığı olanaklarla kendine devrimci çözüm doğrultusunda bir derinleşme imkanı bularnazsa ve bulamadığı ölçüde, düzen içi bir çözümden başka bir şey olmayan "siyasal çözüm" mecra­sına akacaktır. Bunu, devrimci mücadele yolu ve yöntemleriyle elde edilmiş bir reformcu çözüm olarak tanımlamak gerekir. Do­layısıyla, Ateşkes ' i izleyen tartışmalar esnasında da hatıriattığı­mız gibi, "siyasal çözüm mü askeri çözüm mü?" iki lemi, gerçekte çarpıtılmış bir iki lerndir ve sorunun özünü karartmaktadır. Ger­çek ikilem "devrimci çözüm mü yoksa anayasal-reformcu çözüm mü?" biçimindedir. Bunlardan hangisi sorusu ve sorununun ya­nıtı, süreçlerin Türkiye cephesindeki seyriyle sıkı sıkıya i l intil idir. Bugünkü tıkanıklık giderHemediği ölçüde, şu veya bu biçimi ka­zanacak düzen içi (ya da sistem içi) bir "siyasal çözüm" geriye tek olanaklı yol olarak kal ır. Zira bu durumda, olay Kürt özgür­lük hareketinin kendi i radesin i ve öznel tercihini aşacaktır, ya da başka bir ifadeyle, "siyasal çözüm" kendisine "gerçekçi lik" adına olanaklı tek tercih olarak kalacaktır.

Kürt sorunu tartışmalarında bugüne dek yeterince değer­lendirilernemiş bir öneml i gerçeğe de bu vesileyle değinelim. Eğer

Page 134: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

söınürgeci sermaye devlet i , emperyalizm cephesinden gelen tüm telkinlcre rağmen ''siyasal çözüm''e yanaşmıyor da geleneksel

"askeri çöziim'"de ısrar ediyorsa, bumın temel bir nedeni de. tanı da Türk iye cephesi nde i şçi ve emekçi hareket in in bugünkü

zay ı fl ığıdır. B u cephedeki bugünkü rahatlığı Türk buı:j uvazisini

geleneksel po l i t ikada ısrar etmeye götürüyor ve somıç al ına

umudunu ya�atıyor. Fakat �ınıf hareketinde kendisini gösterecek

az-çok ciddi bir devrimci gelişme, bu cephede kendi sini hissetti­

recek bir tehdit , devletin Küıt polit ikasında da önem li değişiklik­

lere yolaçabilccektir. "Siyasal çözüm" işte o zaman, emperyal iz­

min de etkin bir müdahalesiyle daha ciddi bir a l ternati f olarak

bel i recektir. Ne var ki , sın ı f 1ıareketi cephesinde ya�anacak bu

türden bir gelişme, öte yandan K ürt özgürlük hareketinin bugün­

kü çok karımışık topl umsal-siyasal bileşiminde de önemli iç ay­

rışınalara ve düzen ilc devrim arasında yeni saflaşmalam yol­açacaktır. Bugün Küıt özgürlük hareketini destekleyen ya da için­de yeralan, fak,at u l usal özg ürlük özlemlerinin ötesini ne gören

ne de gönııek isteyen mülk sahibi sını Oar. reform isı Kürt hareket­

leriyle gerçek buluşmalarını işte o zaman sağlayacaklardır. Ye

elbeııe. sömürüeli m i.i lkiyet düzenine yönelen bir devrime karşı . düzen cephesimk yerleri ni alacaklardır.

Kürt sorunu üzerindeki etkisini reformcu bir siyasal çözüme duyulan güçlü eğil imde gösteren !ıkanıkl ık, iite yandan, Türkiye

sol hareketi üzerindeki etkisini de tasfiyeci re forınizmi sürekli bir biçimde besleyerek göstermektedir. Sın ı f hareketinde ve daha genel planda devrimci kit le hareketinde beklenen patlanıanın bir türlü gerçek leşmemesi , umutsuzluğu sürekl i güçlend irmekte. bir

kısım güçleri mücadelenin dışına di.işi.irmekte, sol hareket in önemli bir kesiminde ise, kendini duruma, yani bugünkü geri l iğe uyarla­ma yoluyla reformeulaşınaya yolaçınaktadır. Önemle bel irti lmeli­dir ki . geleneksel devrimci hareketin bel l i kesimlerinin yeni dö­nemdeki tasfi yeci yozl aşmasında s iyasal süreçlerde t ı kanma dediğimiz bu olgu bel irleyicidir. Komünistler buna. bu maddi ıe­

mcle, gerek ·�7 yılını izleyen "devrimci hareketieki reformisı eği l im''i tah l i l edcrlerkcn ve gerekse "solda tasfiyecil iğin yeni

134

Page 135: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dönemi"ni çözüın le rlerkcn , bel i rleyici b ir maddi etken olarak

önemle i�aret etmi�lerdi .

Komünistler s iyasal t ıkanmaya, omın s ın ı f hareketi . Kürt

hareketi ve nihayet sol hareket üzerindeki olumsuz etki lerine her dcğindik lerindc. doğal olarak bundan doğan devrimci görevlere

ve bu çerçevede kendi sorumlulukianna da i�arct etıilcr. Bu görev

ve sorum l uluklar çok yönl üdür ve burada yeni b ir yi nelenıeyi

gerekti rmeyecek açıkl ıkta oıtaya konmuştur. Gerekl i olan ve hala

da eksik ve zay ı f kalan, devriınci i rade, devriınci kararl ı l ık ve devrimci in isiyati ft i r. Son dcreec aci l ve yakıcı olan part i lc�ıne görevinin ideoloj ik. pol i t ik ve örgütsel cephelerdeki ı.�ok yönlü sorunlarında somıç al ıcı mc.safeler katetmek de, temelde ve ge­

l i nen yerde, b ir kez daha yeter l i ve eneıj ik b ir i rade, kararl ı l ık

ve inisiyat i f göstermekten geçmektedir.

Ekim

1 Ekim '94

/35

Page 136: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

71. yildönümünde kokuşmuş bir cumhuriyet Sermayenin kontr-geril la

cumhuriyeti

Kokuşmuş sennaye basınının bir "büyük" temsi lcisinin üç gün üstüste birbirini izleyen manşetleri şöyle: "Halkın Bayramı", "Nice Yıl lara", "Türkiye B üyük Tehlike Atlattı". İ lk ikisi Cum­huriyetin 7 1 . yıldönümü için. Türkiye'yi Amerikan emperyalizmi­nin bir eyaletinden başka bir şey olarak görmeyenler, "cumhuriyet"i yüceltiyor, ona uzun ömürler di l iyorlar: "Nice Y ı llara"! Bu söz­lerde bir güven ve iyimserlik deği l , fakat tersine kuşku ve kö­tümserlik vardır. Yapılan çığırtkanlığın gerisinde gerçekte adına "cumhuriyet" dedikleri bugün artık çürümüş ve kokuşmuş ser­maye düzeninin sağlığından ve ömründen duyulan aşırı kaygılar vardır. DünÜn genç cumhuriyeti bugün artık tükenmiş bir kontr­geril la cumhuriyetidir. Onun "halk"la bir i lgisi kalmamıştır. Ya da daha doğru bir ifadeyle, onun "halk"la tek i lgisi, bugün halk için her zamankiqden daha ağı r bir sömürü düzeni, her zaman­kinden daha hayvani bir baskı ve zulüm rejimi olmasıdır.

/36

Page 137: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkiye'de cumhuriyet 7 1 yıl önce güdük bir burjuva devrimi içinde doğdu. Doğdu, yaşadı , tarihsel rolünü oynadı, yaşiandı ve son bir kaç on yı ldan beridir de çürüyor. Bugün çürüme ve

. kokuşma had saflıadadır. Bu , 1 923'te kuru lan cumhuriyetin öm­rünü tarihsel bakımdan çoktan tükettiğinin bir göstergesidir. Son bir kaç ayın olayları , uygulamaları ve skandal ları bi le kendi ba­ş ına bunu göstermeye yeter. Eğer, buna rağmen hala yaşaya­biliyorsa, bu onun kendi öz yaşama gücünden çok, onu gömecek ve yeni bir cumhuriyeti kuracak güçlerin zay ı flığından dolayı­dır. Bu zayıflık giderildiği andan itibarendir ki, b ugünkü sem1a­ye cumhuriyeti için ö lüm çanı çalmaya başlayacaktır. Yeni cumhuriyet bir emek cumhuriyeti, işçilerin ve tüm emekçilerin sosyalist cumhuriyeti olacaktır.

Ama emek cumhuriyeti güçleri cephesindeki tüm zayıflık­lara rağmen, sermaye cumhuriyeti hiç de rahat ve güvenli değil­dir. O son 25 yı ldır durmadan "tehlike" atlatıyor. 7 I . yı ldönü­münü kutladığı günlerde bile "büyük tehlike" atiattığını söyle­mek durumunda kalıyor. Burada di le gelen bir büyük korkudur. Şimdilik bu korku onlara yeter. Fakat işler bununla kalmayacak, korktukları mutlaka başlarına gelecektir.

* * *

Bugün için atiatı ian değil fakat tersine gitgide büyüyen teh­like "bölücülük"tür. Bununla kastettikleri doğal olarak Kürt halkı­n ı n her bakımdan hakl ı büyük u lusal özgürlük yürüyüşüdür. Burjuva cumhuriyet daha doğduğu andan itibaren kardeş bir u lu­sun en temel hak ve özgürlüklerini kan ve zulümle ayaklar altına aldı. Daha doğuşundan itibaren bu büyük insanl ık suçu ve ayıbı ile kendini kirletti. Bir u lusun "doğuşu"nun öteki yüzü, bir başka u lusun yokedilmek istenmesi ve bu doğrultudaki akılalmaz uy­gulamalar oldu. Fakat bu gerici- ırkçı tarihsel heves hüsranla sonuçlandı . Kardeş Kürt u lusu katledildi, kırımdan geçiri ldi, her türlü zorla asimi lasyona tabi tutuldu. Yine de yok edilemedi. O

bugün mücadele içinde ve binlerce eviadını kaybelrnek pahasına. yeniden doğuyor.

Ömrü tükeneo sermaye cumhuriyetinin bu doğumu kanla,

137

Page 138: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

zulüınl.e. eşine az rastlanan barbarl ıkla boğmaya çal ışması beyhude

bir çabadır.

Fakat dahası var. Çürümü� ve kokuşınu� sermaye cumhu­

riyet ini bekleyen ası l tehlike "yıkıc ı l ık"t ı r. "Bölücülük" başarı ka­

zansa bile, bu sermaye cumhuriyetinin ölümü deği l , fakat yalnızca

hiikünı sürdüğü topraklann daralnıası anlamına gelecektir. Oysa

omın ölmes i , y ık ı l ıp gitmesi gerekir. Ondan taş üstüne ta� kal­

ımıması gerek ir. "Yıkıeı l ık'' işte bunu başaracakt ır ve bu nedenle

onun için asıl tehl ike budur. Bu tehl ike tam da bugünlerde ctıın­

huriyet şekeriyle sersemlcti lmeyc çal ış ı lan o "halk"tan gelmek­tedir. hçi lerden, emekçi lerden, top lumun Ilim ezi len ve söınürii­len katmanlarından gel mektedir. Düne kadar bayramlarda halkı

hatırlamayanların, kutlamaları devlet erkanıyla, askeri bir l ikler­I c yapan ların, bugün "Halkın Bayramı '' propagandası ve dcma­

goj isine sarı lmaları, bu tehl ikenin büyümesinden dolayıdır, bun­

dan duyulan korkunun bir i fadesidir.

Kiirt halkının özgürlük mücadelesi ömrü tükenen cumhuriyet­

tc büyük sarsınt ı lar yaratm ışt ı r. Bununla birlikte, sermaye s ını­

fı ku�kusuz henüz akl ın ı yit i mıcmişt i r ve onu en iğrenç amaçlarla

kul l anınayı si.irüdürmektedi r. Türk emekçisini hak l ı bir özgürilik

mücadelesi için harekete geçm i ş bu lunan Kürt halkına karşı kış­

kı rtması . Cumhuriyet Bayram ı kutlamaları adı altında en iğrenç bir şovenizm kampanyası iirgütlemesi bunu gösteriyor. Amaç

"yıkıcı l ık" tehl ikesi i l c "biilüciilük" tehl ikesi nin buluşmasını . ay­

nı anlama gel mek üzere. emek güçleriyle iizgiir llik güçleri nin birleşmesini engellemek, daha da iğrenç ol<tnı. birin i diğerine kar­

�ı kul lanmaktır. Zira bu bul uşma ve bi rleşme gerçekleşirse ne­ler olacağın ı , kendi başlarına nelerin geleceğini en iyi onlar b i l i ­

yorlar. Ve onlar. bugün henüz Türk işçisiyle K ürt kiiylüsü bunu bi lmediği ya da yeterince b i lmediği içindir ki hala yaşama olana­

ğı bulabi l iyorlar.

Sermaye s ın ı fın ın her yol u . her o lanağ ı . her vesilcyi en iyi b içimde

.kul lanarak kendi düzenini ayakta tutmak, ömrünü uzat­

mak alanındaki çabasını, bu çabanın somut sonuçlarını . bu alandaki

138

Page 139: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

açık başarıyı hiçbir biçimde küçümseıniyonız. Onlar gerçekten

bunu halen iyi ba�arıyorlar. Bu sayededir ki baskı. zulüm. işkence.

toplu cinayet. rüşvet, yolsuzluk, h ı rsızl ık. emperyalizme en onur

kırıcı uşakl ık. kardeş bir halka karşı soykınm. velhasıl bir düzc­

nin çürümesinin ve kokuşmasının tüm belirl i lerinin had sanıaya

vardığı ve ayyuka çıkt ığı bir durumda bile. hükmeınıeye ve yö­

netıneye devam ediyorlar. Buradaki başarıyı küçi.iııısemek. yal­

nızca bu aşağı l ık sınıfı n ömrüne ek bir katkı anlamına gelecektir.

Bu başarıyı küçüınscıııcmck. fakat yine de. kendi ba�ıııa Kürt halkının özgürli.ik mücadelesinin bile 7 1 . y ı l ında sermaye cunı­

hur{yctini ne duruma düşürdüğünü de görmek gerekir.

Dün " Kurtuluş Savaşı'' içinde doğan cumhuriyet. bugün bir

halkın kurtu l uş mücadelesini boğıııak için emperyal ist dünyaya

uşaklıkıcı her li.irlü sın ı rı aşabi l iyor. Dün modern burjuva geliş­

mcnin ihtiyaçları doğnıltusunda şcriaıç ı l ığt kaldıran cumhuriyet.

bugün büyük kentlerin yoksul larıyla Kürdistan' ın köylülerini kont­

rol altında tutabi tmek iç in ortaçağı n şeriaıçı ideoloj is ine ve

akımiarına sığınabi l iyor. Dün K ü!t hal kına gözdağı vermek için

K ürt feodal ağalarını ve aşiret reisierini şamar oğlanımı çeviren

cumhuriyet, bugün özgürlük hareketini boğabilmek için bu güçlerin

desteğinc mahkum kalabi l iyor ve onların fi i l i yerel yönelinılerini

sineye çekcbil iyor. Dün kurduğu mil let meclisini kendi doğu�unun

temel i yapan cumhur i yet, bugün aynı mecl isin s i yasal şube

polisleriyle kuşaı ı l ıııasına. m i l letveki l lerin in enselerinden tutula­

rak sürüklenmesine normal uygulamalar gözüyle bakabil iyor vb.

Tüm bunlar omın i flasının ve tükenişinin kanıt larıd ır. Fakat

tükcncn bir sitem değildir yaln ızca. ası l olarak onun dayandığı

toplumsal sınıft ır. Bu s ın ıfı n çiirümcsi , onun siyasal sistem inin

aynasından yansımaktadır. Olan budur.

Dünün cumhuriyeti bugün art ık açıkça bir gencral ler ve polis

şefleri rejimi halini a lmıştır. Demek oluyor ki o artık bir kontr­

geri l la cumhuriyetidir. Onun en i tibarsız ve en iş levsiz kurumla­

rı nın siyasal partiler ile parlamento olması rastlantı deği ldir. O

siyasal parti ler ve parlamentodur k i , <ınlarsız bir buı:juva cum­

huriyeti düşünmek mümkün değ i ldir.

139

Page 140: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkeş gibi bir faşist çete şefi ve onun bayraktarlığını yaptığı en iğrenç bir ı rkçı şoven ideoloji gelinen aşamada mevcut cum­huriyetin siyasal alandaki gerçek umudu haline gelmişse eğer, onun çürümüşlüğüne ve tükenmişliğine başka kanıtlar . aramak tümüyle gereksizdir.

Ekim

1 Kasım '94

Page 141: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkiye halkiyia devrime de! . .

"Çözümün her türlüsüne varım. Türk halkıyla devrim yapmaya da, diyalog yoluyla çözmeye de" .

. Bu sözler PKK Genel Sekreteri A. Öcalan ' a ait. Behçet Avşar' ın yaptığı röportajdan seçilmiş bir spot olarak 1 3 Ağus­tos '94 tarihli Özgür Ülke ' de yayınlandı. Bu küçücük spot çok şey anlatıyor. Herşey bir yana, Kürt ulusal hareketinin Kürt ulu­sal sorununun çözümünü güncelleştinneyi başardığını, hangi çö­züm yolunun• seçileceğinin ise, gelinen aşamada, m uhatapların ortaya koyacağı irade ve inisiyatife bağlı olduğunu en özlü biçim­de tanımlıyor: Türk halkıyla devrime mi, diyalog yoluyla sistem içi çözüme mi?

Bu sözlerden hareketle Öcalan' ı , ya da PKK 'yı, "gördünüz mü, düzen içi siyasal çözüm savunuluyor" diyerek, sözümona eleştinnenin hiçbir anlamı yoktur. Buna yeltenmek, havanda su dövmeye çalışmaktır. Devrimci eleşti ri , devrimci alternatif gös-

1 4 1

Page 142: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

teriterek ve yaratı larak yapılabi l inir. Türkiye halkını devrim için ayağa kaldır, bu doğrul ı uda mesafe alınaya çalı�, dön "siyasal çözüm" savunucu larılll da teşhir cl. Böylelikle eleştiri devrimci bir alternat i f üzerinden doğru bir zemine oturur.

U lusal hareketin tarihsel . toplumsal ve siyasal perspl!kti fini doğru değerlendiren, onun sınıf dinam izminin tarihsel-toplumsal sın ı rlan n ı n b i l inc i nde o lan, b u al anda herhangi b i r hayal beslemeyen bir devrimci için, yukardaki sözler hiç de şaşırtıcı deği ldir. Zira, Kürt özgürlük mücadelesi bugün artık, sorunun gerçek ve kalıcı çözümünün "söınürgcci Türk burjuvazisini bir sınıf olarak tasliyeden geçtiğini'' çok daha açık gösterir bir aşa­maya u laşmıştır. Ne var ki , bu Ilir bir çözümün önünü açınaya u lusal hareketin kendi toplumsal -siyasal olanaklan yetmez. Biiy­le b i r çözümün öncülüğünü kendi başına devrimci bir u lusal ha­reket deği l . onu da kucaklayıp yedekleyecek yetenekte devriınci bir sın ı f hareketi yapab i l i r.

Bugün Türkiye'de böyle bir devriınci siyasal sın ı f hareketi­nin yokluğu, Kürt dev ri ınci u l usal hareket inin açmazını de­rinleştirıncktcdir. Komünistler, Kürt u l usal mücadel esinin ge­lecekteki seyrinin, işlerin Türkiye ' nin metropol lerinde nası l scy­rcdcceğine sıkı sıkıya bağlı olduğunu bugüne kadar birçok vesi­leyle yinclcdi lcr. "E,qer deı•rimci hir işçi hareketi gelişme,::se.

hw:jum::inin karşısına öncii del'rinıci hir kurvet olarak dikitmeyi

haşarama::sa. hu rer�·eı·ede dnrinıı.:i ulusal harekete dotayit ı·e

dolaysız yeterli deste,�i sunamazsa. hiiyle hir dummda. devrimci

uhtsa/ hareket. ihtiyacı olan deste,qi Kiirt miilk sahihi stn(flarla

uzlaşarak elde etmeye �·alışacak. hu ise onu Kiirt nıiilk sahihi

.l'llujhm iizainden Tiirk hıo:iuva:isiyle ıt:laşmaya itecektir. "

" Kiirt devrimci ulusal hareketin in yalnızlıktan do,�an

açmaziamu gitgide daha iyi mı/ayan Tiirk hw)tll•azisi de. hareketi

ezmek için gösterdi,�i tiim �·alnı/am ra,�men . aynı zamanda, onu

hir tı::./aşma �oizgisinde elılileştirehilmenin olmıaklamu da gitgide

daha çok yok/amaktad/1'. Emperyalist çevreler de Tiirk hwjuvazisine

hunu telkin etmektedirler . ..

(Kiirt Ulusal Sonoıu. s. 1 3R- 1 39) i kibuçuk yı l öncesinde yapı lan bu değerlendirme şu çağrı yla

/42

Page 143: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

birle�iyordu: "Buradan ötesi nmm de.�il. fakat hir hiitiin olarak

Türkiyeli komünistlerili ve devrimcilerin tarihsel snrımtlulu.�udur. ·• Bu !'Oruml uluk bugün daha da büyüktür. PKK lideri Öca­

lan'ın yaptığı da bu sorumluluğu bir kez daha hatırlatmak olmu�tur. Peki , geçmiş 1 0 yıl üzerinden bakıldığında. Enıh ve Şeın­

dinli 'de patlayan ilk kur�unlardan Türkiye 'nin i�çi leri , emekçile­ri ve devrimcileri hangi mesaj ı almıştır? 1 9X4' le re gelindiğinde kölelerin kölesi durumunda olan, varl ığı . kimliği yok sayılan. "kuyruklu", "Quro" diye aşağı lanan ve ezi lmişliği kaderiymi� gi­bi ya�ayan Kürt u lusu dünyanın en onurlu u lus larından biri ha­line gel irken, Türkiye'de insan l ık cephesi bundan birşey öğrendi mi?

Onca zulme ve vahşctc rağmen, insanlık onuruna ve ulu­sal kimliğine sahip çıkmayı , eğik boynunu kaldırarak başını dik tutmayı başaran devrimci bir u lusun pratiğinden Türkiye devrimi­nin "öncü'' örgüt leri ne öğrcndi ler?

Tarihte büliin büyük devrimci sava�lar ancak temel devrim­ci sın ıfiara dayan ı larak başarılmıştır. Kürt emekçi s ınıflar taba­nın a dayanarak u lusal özgürlük hareketini yükselıen PKK. bu gerçeği pratiği i le bir kez daha kanıt lad ı . Öğrenciden aydına, mc­ımırdan i�çiye gezinip hala da bir karar veremeyenler. istikrarsız­l ığı gelenek haline get i renler, bu deneyimden birşeyler öğrene­bildiler mi?

Önderlik bir sanattır! Harekete geçiıınekıir. İrade kullanmak­tır. Olamaz denilcni gerçeklik hal ine getinnekti r. Söylediğini pra­t iğe döniişliiıınektir. Eskiyi. geriyi yıkmak, yeniyi inşa etmek kuv­vetidir. Günü yarına bağlayabil mcktir. Öğrenme ve öğreıme gü­cüdür. Stratejik hedeften şaşmadan geniş bir esnek l ik ve kıv­rakl ıkı ır. Kendi yetersizliğine yüklenmckıir. Kırk kez denemek. ama mutlaka başarmaktır. Kendini tekrar etmemcktir. İ lkeleri ve idealleri herşeyin üstünde tulmaktır. Günlük tarzıyla. teınposuy­la, manevra kabi l iyetiyle, etki leme gücüyle bir dünya yaratmak, bu dünya içinde yoğnılmak ve yoğurmaktır vb. vb. U l usal dev­rimci hareket önderl iği r o yıl içerisinde kendi tarzında bunun anlamlı örneklerini sundu. Peki , öncesi bir yana. son 10 yıldır

143

Page 144: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kendi ekseni etrafında dönüp duran 20-25 yılın örgüt ve "parti"­leri bu pratikten ne öğrendiler?

A. Öcalan ' ın "Türk halkıyla devrime de varım" çağrısının muhatabı olunmak isteniyorsa, tüm bu noktalardan ciddi bir sor­gulama gereklidir. Bu çağrıyı devrimci içeriğiyle muhatap alma­yan asla devrimci sıfatına layık deği ldir. Komünistler, devrimci ler ve Türkiye 'nin işçi ve emekçileri bu çağrıya kendi cephesinden cevap vermeli , sahip çıkmalıdır.

Devrimci bir halk celladını affetmez!

Kürt halkı ve devrimcileri sömürgeci lerin elini değil , boğa­zını sıkmak istiyor. Bu, Çi ller ve Karayalçın alçaklar güruhunun son Kürdistan gezileriyle · yeterince açığa çıkmıştır. Sömürgeci­lerin siyasal kuklaları alkışlarla değil , yuhalanarak karşı landıl ar. Basının itiraf ettiği gibi, zor yoluyla alanlara toplanan az sayıda­ki insanlar "baskı lar, katliamlar, köy boşaltmalar, işkenceler ne zaman sona erecek" diyerek, seslerini duyurdular. Hem de dört­bir yanları tepeden tırnağa silahlı canilerce çevril i olmasına rağ­men. Diyarbakır'da "Gençler nerede?" sorusuna Kürt emekçileri "gençlerimiz dağlarda" cevabını verdi. Şırnak'ta korucu aileleri ve sömürgeci militarİst k uvvetlerin dışında meydanda hiç kimse­nin olmadığını Cengiz Çandar i t}raf etti . Burjuva basının, Çiller­Karayalçın güruhunun tek tesel l isi, Dersim'de yaşlı ve cahil bir kadının Çiller'in yanına giderek yardım istemesi oldu. Kürt emek­çilerinin gösterdiği i lginin sınırı budur. Bu tablo Kürt halkının tercihini de açıkça gösteriyor: Özgürlük! Özgürlük ! Özgürlük!

Kürt emekçi leri ve Kürt devrimci leri eğer Türkiye'nin işçi ve emekçilerinden gerekli desteği bulursa, yüzyıllardır çekilen acıların intikamını, sömürgecilerin sınıf egemenliğine son vere­rek almak istiyor. Acı çekmiş, açlık görmüş, en taze fidanlarını toprağa vermiş, horlanmış, aşağı lanmış bir halk, tarihte eşine az raslanır bir barbarlığa rağmen ayağa dikilerek yürümeye başla­mış ise, böyle bir halk celladını kolay affetmeyecektir. Dünya­nın en çok aşağılanan, varlığı dahi kabul edilmeyen, onuru per-

144

Page 145: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

vasızca çiğnenen bir halk, bugün dünyanın en onurlu halkların­dan biri haline gelmiş ise, bu halk onurunu korumasını bi lecektir. Zira o bunu büyük fedakarl ıklar göstererek kan ve can bedeli sağlamıştır. "Dirilişi başardık. Şimdi sıra kurtulma hamlesinde" parolası büyük bir özgüvenin ifadesidir.

Devrim çağrısına devrimci yamt için

PKK'nın devrim çağrısının muhatabı Türkiye ' nin komünist­leri, devrimcileri , işçi ve emekçileridir. Devrimci yanıtı da bu güçler v·erebilir, vermelidir.

İşçi ve emekçiler cephesi 1 0 yıldır sömürgeci kirli savaşı yalnızca seyretmekle kalmıyor, istemeyerek de olsa sömürgecile­rin suçuna ortak oluyor. İşçiler· ve emekçiler kendi sınıf kimliğine yabancıdır. Toplumsal-siyasal süreçler karşısında edilgendir. Ka­derinin sömürücü egemenler tarafından tayin edilmesine sessiz kalmaktadır. Ağızlarındaki lokma kendi öz emeklerinin ürünü ol­duğu halde, kendilerine sadaka olarak veril iyor. Zamlarla, ücret kesintileriyle, sosyal hakların gaspıyla işçi ve emekçilerin bo­ğazından kesilenler sömürgeci kirli savaşa fon olarak aktarılıyor. Gitgide daha çok ezilen bu kesim, kirli savaşın faturasını sessiz­ce kabulleniyor. Devlet yetkilileri bu -zayıfl ık ve suskunluk kar­şısında Türk halkının onuruyla pervasızca oynuyor.

Devrim çağrısına devrimci yanıt bu durumun aşılmasına bağl ıdır. Peki, yalnızca aç kaldığı zaman sesini yükselten, yal­nızca işten atıldığı zaman tepki veren işçi lere ve emekçilere, devrimci geçinen 'sol ' siyasi hareketler ne söylüyorlar? Öcalan '­ın çağrısından "işte gördünüz mü uzlaşmak istiyor", "biz deme­dik mi satacaklar" diye çığlTtkanlık yapanlar, kendi gerçeğini görmekten korkanlar, işçilerin ekmek kavgasını yüceltip göğe çıkaranlar, işçi ve emekçilerin bu korkunç tepkisizliğini nasıl izah ediyorlar? Ve bunlar hala nasıl parti, örgüt, önderlik iddiasını sürdürüyorlar? Onlar hala yalnızca iş ve ekmeği hedef gösteriyor­lar. insanlık onurunun, politik sınıf kimliğinin ekmekten daha önemli olduğunu görmek istemiyorlar. Devrimcilerin "Kirli savaşa

145

Page 146: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

son ! ", "Yaşasın halk ları n kardeşl iği ! " sloganlarını atma çağrısına

karşı çıkarak devriınci lere saldı rıyorlar. işçi lere dönerek, "atımı­

yın. bu bizim işimiz deği l" diye sesleni yorlar.

1 0 yı ld ır halkların kardeşl i ğini örgütlemeyi bir yana bıra­

kıp iş ve aş di lenenler, "halkların birl iği" isteminin samimi savu­

nucuları olabi l i rler m i ? * * :�

K Urt halk ı , devrim miieadclcsi ıçın hazır örgütlü bir güç­

tür. Bu büyük bi r imkan demektir. Ş imdi , Türkiyel i komünist­

lerin ve devriınci lerin cephenin batı yakasına yüklenerek işçi ve emekçi leri örgütleyip harekete geçinnesi gerekiyor. K ürt halkı­

na veri lecek desteğin ası l alanı artık bu cepheyi örmekt i r. Türki­

ye devriminin yol unu açmak buna bağ l ıd ır. i ş ve ekmek iç in hareket geçen yığın lara gerçek kurtulu­

şun devrim ve sosyalizmde olab i leceğini anlatmak, m ücadeleyi

k ıs ı r döngüden kurtararak esas hedefine yönellmck, devrimci önderl iğ in çabasıy la mümkündür. Bu kıs ır döngü yeni saldır ı lar

için devlete cesaret vercl iği gibi , işçi ve emekçi leri güçsüzlük.

umutsuzluk ve inançsızl ık ruh hal i ne sürüklemektedir. Bu da so­

nuçta burjuva bi l incin esiri olan i şç i ya da cmekçiyi sonuçsuz

bir b ireysel kurtuluş çabasına i tınekıedir. Bireysel kurtul uş yolu­nun ve iş ve ekmek m ücadelesi kısır döngüsüniin çıkışsızl ığı , yaşanan süreç ve edi ni len bunca deneyim ıcınci inde yığın lanı

kavratı ldı ğında, yeni b i r sürecin önü açı lacakt ır. Bu yeni süreç, toplumsal-siyasal yaşamın kaderine cl koyımı tutumuna yiinclınekıir.

Türkiye bir kriz coğrafyasıdır. U l usal özgürlük hareketi kri­zin daha da derin leşmesin in ıcınci nedenlerinden biridir. K riz tepeden t ı rnağa liim toplumu sarmışıır. Bu. Him toplumda bir ara­yış demektir. K rizi devrimci b ir çözüm le aşma hedefi işçi sın ı fı

ve emekçi ler için tek çıkış yol udur. Onl ara bu çözüm yolunu ancak komünistler ve devriınci ler anlaıabi l i r/göstcrebi l i r. Öyley­se, genelde işçi ve emekçi hareketine, soımıtta mevzi direnişiere

bugünkü veri l i b i l inç ya dt� mevzi d irenişierin kendi iç talepleri

ve olanakları üzerinden deği l . toplumsal-siyasal yaşamdaki geliş­

mc olanakları ve sorumlul uklan üzerinden yaklaşı lmal ıdır. Bu-

/4()

Page 147: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nu yapınayan devrimci değil reformisı ve scndikalisı ı i r.

işçi sını fı içindeki diri ve devrimci öğeler büyük bir sonıın­l u lukla karşı kar�ıyadırlar. Mensup oldukları s ı n ı fı n harekete geçirilmesinde en büyük pratik sorum l u l uk onlarındır. Laf edip i� üretmeyen. keskin konuşup pratikte düzenin hizmetkarı olarak iş gören sendikacısından "sol" görünümlü tesl im iyeıç i öğesinc

kadar tümü de işçi hareket i önündeki cngel lerdir. B unları n et­

kinl iğini k ırmak. ikiyüzl ü l üklerin i açığa çıkartmak ve süpürüp hareketin dı�ına atmak için s ın ı fın d iri ve devriınci öğeleri nin cesaretle i leri atı lmas ı kaçı nı l ımızdır. Gerekl i tek şey doğru bir m ücadele ç izgis inde dev rimci i şç i l eri n bedel ödemeyi göze almasıdır.

* * ')'c

Türkiye'nin metropollerinde çal ı�aıı Küıt kökenli işçi ve emek­çiler, Kürt genç leri Türkiye devriınci hareketine mesafeli dur­

mayı , onu küçümsemeyi bir yana b ı rakmalıdırlar. Kendi u lusu­

nun özgürlük hareket ine destek vermek devriınci bir görevdir, buna karşı çıkı lamaz. Ne ki, bu Türkiye'deki sını f mücadelesin­de pasif kalmanın, örgütlenmeden uzak durmanın gerekçesi hal i­ne getirileınez. Hele de "bu sizin işinizdir" demek. sınıf düşmanına karşı mücadeleden kaçmak olduğu gibi, Kürt halkına verilmesi gereken desteği de esirgemek anlam ına gelecektir. Bu da bir dü­zen kişil iğidir. Kürdistan 'daki söınürgeci güçler metropollerdeki hakim sını flardır. Ul usal özgürilik hareketinin yalnızca loj istik desteğe deği l , esas olarak etk in bir sın ı f mücadelesinin sağlaya­cağı olanaklara ihtiyacı vardır. Sömürgeci sını f egemenliğine son vennek, Türkiye devrimini başanya u laşt ırmakla mümkündür.

10 yılın kişiliksizleri

"Türkiye devrimi" iddiasıyla yola çıkanlar. fakat "Kürt hal­kına destek'' adı allında Türki ye' de mücadeleyi yi.iksel tınekten kaçarak u l usal devriınci hareketin olanakları üzerinden hazıra konabileceklerini düşi.inenlcr, Türkiye devriminin kişil iksiz öğeleri

147

Page 148: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

olarak anılacaklardır. _Kuşkusuz sözümüz, Türkiye'de alternati­fini bulamadığı için PKK saflarında mücadeleye katılan samimi devrimci lere değil . Sözümüz önderlik iddiasında olanlaradır. Böyleleri pratikte yaşandığı üzere, yeni bir u

·mutsuzluk çabası­

nın başını çekecek, burjuvazinin yenilmezliğinden dem vuracak­lardır. Devrimin önündeki bir başka engele dönüşecekledir. İki yol vardır: Ya Kürt ulusal özgüdük cephesinde savaş, ya da Türkiye devrimini örgütlerneye tam adanma. İkisine de mesafe­l i duranlar, devrimci süreci n kişiliksiz unsurlarıdır.

* * *

"Savaş zamanı b ir ordu iç in neyse, devimci b ir dönem de sosyal-demokrasi için odur", "Örgütlenmek için, hiçbir zaman çok geç değildir.", "İşçi sınıfının en iyi öğeleri, kararsızları sürük­leyerek, uyuyanları uyandırarak ve güçsüzleri coşturarak, başta" giderse, "proletaryanın ne olağanüstü ve görkemli bir güç gös­terebilecek durumda olduğunu ve gerçekten ,yüce bir erek uğruna, gerçekten devrimci bir biçimde savaşım vermek sözkonusu ol­duğunda ne olağanüstü ve görkemli bir güç göstereceğini" (Lenin) hep birlikte göreceğiz. İşte o zaman Türkiye işçi sınıfı tarihteki saygın yerini alacaktır. İşte o zaman bu işçi sınıfına önderlik eden­ler gerçekten önder, gerçekten saygın kişiler ve hareketler ola­rak kabul görecektir.

4

Tunç SERDAR Ekim

1 Eylül '94

Page 149: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Düzene "sol"dan . şovenist payanda

Türkiye, gelişmelerin hız aldığı, ardarda gelişen olayların toplumu derinden sarstığı, siyasal atmosferin yoğunlaştığı, sü­reçlerdeki tıkanmanın çeşitli cephelerden yarılmaya başlandığı sı­cak bir evreye girdi. Böylesi dönemler ya!nızca sermaye ile emek cephesi arasındaki son derece hashas dengeleri sarsmakla kalmaz. �yrıca düzen ile devrim güçlerinin saftaşması ve aynşması sürecini de hızlandınr. Büyük Gazi halk direnişi ile Güney Kürdistan işgali bunun son derece çarpıcı iki örneği olmuşlardır

Büyük Gazi direnişinde düzen ile devrim cephesini düşman satlara bölen, bizzat kurulan barikatlar olduysa, Güney Kürdis­tan işgalinde tumosol kağıdı işlevini gören de işgale yönelik ilke­sel ve politik tutumlar olmuştur. Gazi direnişinde barikatın önün­de ya da arkasında olmak dışında üçüncü bir yol yoktu. Güney Kürdistan işgal inde ise, i şgale cepheden tutum almakla onu desteklemenin ortası .. . Ya kardeş bir halkın katline ve sömürgeci-

149

Page 150: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

emperyal ist cmellere dönük olan, emekçi sınıtlara daha fazla yı­kım ve sefaJetten ba�ka birşey �etirıneyeeek olan Kürdistan ' ı iş­gal ve i lhak harekatiarına arka çıkarak sermayenin çıkarlarına sözeülük edeceksin. Ya da Kürdistan işgaline karşı çıkarak, Kürt halkının ayrı lımı hakkı dah i l , kendi kaderini tayin hakkını kayıt­s ız şartsız savunacaksın. Eşi t l ik , özgürlük ve gönül l ü birl ik te­melinde ezi len ulus i l c proletaryanın gerçek ve ortak çıkarlarına sahip ç ıkacaksın.

Ezen bir ulusun proJetaryas ı özgür olamaz! Bu temel mark­sist-leninist i lke karşısında Türkiye devriınci hareketinin tutu­mu, bugün Kürt sorunu et rafında devrimci-reformisı ayrışma­sını hızlandırmak l a kalmamakladır. Hala devrimci/sosyal ist ol­mak iddiasındaki reformisı hareketi de dosdoğru düzenin kuca­ğına oturtmaktadır.

* * *

"Tiirkiye'n in diizenledi,�i Kuzey Irak harekatınlll bölgesel çöziimiiniin gerçekleşmesine Ö11emli katkılarda hıt!wıaca.�t/11 (f'ade eden Perinçek. ancak hwıun için kararlılık gerekiyor . . . şeklinde konuştu" (Cwııhuriyet, 10 N isan '95)

"Köifez Savaşı'nda kara harekatında direnen/er. hugiin Türki­ye devletinde a,�ır hasmış bulunuyorlar. Kuzey Irak Harekatı . hu gelişmenin iiriiniidür. Demirel. Çetin . inönii, Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlı,�ı 'mn temsil etti.� i kuvvet, Kuzey Irak' tak i 'otorite hoşlu,�una' kendi yorumunu getirmektedir. ABD h u 'hoş/u,� u · Türkiye'ye hir 'Kiirt devletçi,�;' dayatmak i�·in yaratmıştır. Tiirkiye ise 'hoş/u,� u· . ABD' ye Irak' m toprak hiitiinlii,�iinii dayatmak i�·in kullanıyor.

"Bu girişim. hö/ge ülkeleri Tiirkiye. Irak ve iran arasındaki ortak �·ıkar/ardan kuvvet alıyor. Barzani de, ne zamandır Irak ' la anlaşmak i�·in jirsat aramaktadır. Bu konudaki ilk girişimi ABD'nin kanlı provokasyon/arıyla karşılaşmış re haşarısızlı.�a u,�ramıştı. Tiirkiye, 'hoşlu.�a· girerek. Barzani'yi de Irak' la işhirli.�l kmwsımda 'cesaretlendi rm iş' hu/unuyor.

"Anıhargomm kalkmasım isteyen Arap iilkeleri. Rusya. Frama. Çin ve hatta Almanya. h u harekalin potansiyel miitte.flklcridir.

150

Page 151: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ancak hu potansiyelin de,�crlendirilmesi Türkiye ' nin kararltlt,�tlıa hağltdtr. Hiçhir iilke kazanmayacak ata oynama:. O nedenle hugı'ilt

Türkiye' nin ihtiyacı . ABD ' nin gönlünü etmek de.� il. fakat bölgesel çöziimden ı•a::geçnıeyece,�ini kesin hir ta1'11·1a ve .fiilen ortaya koymakttr. ·· (Aydınlık. 6 Nisan ' 95 , başyazı)

Bir kere düzenin kucağına düşüldü mü, dü�künlüğün sınırı yoktur! İP genel başkanı Doğu Perinçek' in yukardaki sözleri i�te bunu tanımlamaktadır.

Hain Perinçek uşağı ve Aydınl ık güruhu Güney Kürdistan işgal ine yönelik tuıuınlarıyla. b ir kez daha temsi lcisi oldukları iddia ettikleri işçi sını fın ın çıkarların ın deği l . sermaye Türkiye ·­s in in çıkarlarının sözcüsü konumundadırlar. i şgalci TC ordusu­nun harekatına açıktan destck vcrirlerken, bir kez dahi olsun ezi­len Kürt halkının ve i şçi-emekçi s ınıflarından bahsetmeınekıe­dirler. Tüm açıklamalarının odağına Türkiye, bu iğrenç sömürü ve zulüm düzeninin ihtiyaçları otuımuştur. Onun akı l hocal ığına soyunmuşlardır. Savunulan "bölgesel çüzüm"de söz konusu edi­len kardeş halkların ve ezilen emekçi kesimlerin çıkar birliği de­ğil, Türkiye, Irak ve İ ran gibi söınürgeci bölge ülkelerinin ortak çıkarlarıdır.

TC'nin, bu katıksız sömürü ve zulüm devletinin ihtiyaçlarının bekçisi kesil ip. sermayenin akıl hocal ığına soyunan bu uşaklar, ihanetlerin i sahte anıi -emperyal i st söylemler ardına gizleye­bi leceklerini sanıyorlar. Bunun için. senmıye devletinin ve onun eli kanlı kati llerinin Gazi 'de düzenlediği provokasyon ve katliam­ları karşısında mil itan bir direnişe geçen emekçi halkın tepkisin i . ABD-emperyal izminin Kuzey I rak işgali öncesinde düzenlediği bir oyun olarak lanse edecek kadar i leri gidebil iyorlar. Sermaye­nin bu iğrenç ajanları . ABD emperyalizmine sözde bağımsızl ık ve demokrasi aşkıyin karşı durınaktadırlar. Ama iş Güney Kürdis­tan işgaline destck verıneye gel ince, kollarını "bu harekat ın po­tansiyel müttefikleri" saydıkları Rusya. Fransa, Alınanya gibi yeni dünya düzeninin emperyal ist ndakiarına utanmazca açmaktadır­lar.

Kaldı ki. ABD emperyalizminin. İP'nin savunucusu kesildi-

1 5 1

Page 152: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ği Güney Kürdistan işgaline örtülü de olsa destek verdiği ortada­dır. Zengin petrol kaynaklarıyla stratejik, taşıdığı devrimci potan­siyel ve kaynaşmalarıyla politik önemi tartışmasız olan bu bölge­de bekçi köpekliği Türk burjuvazisine bizzat ABD emperyaliz­mince veri lmiş 40 yı l l ık bir görevdir. Sömürgeci TC'nin Güney Kürdi stan işgaliyle hedefledik leri i le ABD emperyal izminin Kürdistan'daki emperyalist haydutluğunun çıkarları temelde örtüş/ mektedir. Türk burjuvazisi i le ABD emperyalizmi, Kürt sorunu/ nun çözümü için PKK'nın ezilmesi noktasında kesin olarak an/ laşmaktadı rlar. Türkiye hamiliğinde ve işbirlikçi reformİst Kürt örgütleri işbirliğiyle Güney Kürdistan'da oluşturulacak bir "tam­pon bölge", Türk sermaye devletinin M usul ve Kerkük üzerin­deki yayılınacı emel leri ile örtüşmektedir. Aynı zamanda ABD emperyal izminin Türkiye vesayetinde bir uydu Kürt devleti ve­ya federasyonu planını hayata geçirme olanağı anlamına da gel­mektedir.

36. paralelinin kuzeyini fiilen işgal etmiş bulunan ABD gibi, iP güruhu tarafından, "bölgesel çözüme büyük katkı lar sağlaya­cağı" öne sürülen ve Güney Kürdistan işgal harekatının "potansi­yel müttefikleri" sayılan Fransa, Rusya, Almanya da bölgeye ve işgale yalnızca ve yalnızca emperyal ist emelleri ve rekabetleri üzerinden yaklaşmaktadırlar. ABD'nin sivii lere dönük uyarıları ne denl i ikiyüzlüyse, Avrupa'nin insan haklan uğruna kopardığı yaygara da o denl i sahtedir. Sömürgeci Türk burjuvazisi i le em­peryalist kamplar arasında herhangi bir çelişki varsa, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin etkisizleştirilmesinin yöntemleri konu­sundadır.

Emperyalizm Kürt sorununa bölgesel ç ıkarlarından yak­laşmaktadır. Türk sermaye devleti ise dar misak-ı mil l i sınırların­dan bakmaktadır . Emperyal ist dünya, K ürt u l usal kunul uş hareketini, devrimci öncüsünü terörle ezerken, kısmi refomılarla ehlileştirmenin yolunu açmaya çalışmaktadır. Türk burjuvazisi ise şu aşamada, tanıyacağı bazı kı rıntı hakların dahi, zaten dizgin­lemekten aciz olduğu Kürt halkının özgürlük mücadelesine da­ha fazla ivme kazandıracağından korkmaktadır. B ugün ABD ile

152

Page 153: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkiye diplomasisi arasında bazı öı:ıemsiz geri l im iere yol açan da sadece budur.

Sermaye medyasında "PKK uzmanı" olarak lanse edilen Perinçek uşağı, lüm can alıcı sorunlarda olduğu gibi Kürt u lusal kurtuluş hareketinin devrimci öncüsünün etkisizleştirilmesi ko­nusunda da düzen cephesine açık destek sunmakta, dahası akıl hocalığına soyunmaktadır. ABD emperyalizmine tam da bu nok­tadan saldırmaktadır. "Dikkat edilirse, ABD ne Tiirkiye'nin PKK'yi tasfiye etmesine razı oluyor. ne de PKK' nin gelişmesine destek veriyor. Türkiye' nin çıkmaz ı, ABD' nin çıktşı olacak. (. .. ) ABD senaryosu. Irak' ta 'otorite hoşlu,�uiıu' gerekli ktlıyor. Tiirkiye. hu 'hoşluğım' kendi himayesinde hir Kürdistan ile dolduminıasma mechur htrakılacakur. O zamana kadar PK K' nin yaşanıasi Fe Türkiye'yi zorlaması gerekiyor. " Bunun önüne geçi lmesi gerek­tiğini söyleyen Perinçek haini de, Türkiye'nin ABD'ye karşı "ken­di çözümü"nde ve onun bir parçası olan işgal harekatında karar­l ı l ık göstermesi gerektiğini telkin ediyor.

Aydınlık güruhu Kürt sorununa Türk burjuvazisinin temel argümanlarıyla yaklaşmaktadır. Düzenin ayakta tutmak için bü­yük çabalar harcadığı şoven-faşist kemalist ideolojiye taze kan taşımak için adeta burjuvaziyle yarışmaktadır.

"Kürt Sorununa Acil Kardeşlik Çözümii" (Teori. sayı:65) başlıklı yazıda Perinçek' in sözkonusu ettiği "çözüm", sermaye sınıfının kardeş Kürt halkına on yıllardır kirli bir savaşla ve ırkçı­şoven propagandalar eşliğinde dayatmaya çal ıştığı, misak-ı milli sınırları içerisinde ve "Türkiyeli kimliğinde" birleşen bir kema­list çözümden başkası değildir. "Kurtuluş savaşı döneminde Kiirt sorununa getirilen �·öziim , özetle. ortak çıkar 1'<' gelece.�e sahip olan Tiirk ve Kürtlerin ortak ı•atanlannda, Türkiyeli kinıli,�inde hirleşerek, özgür iradeleriyle hirlikte yaşama/an, ortak hir meclis

·ve hükümet kurma/arı, ulusal haklara karştiık/ı saygt göstermeleri ve kardeşlik esaslarına dayanmıştir." Bu hain, utanmazca Türk tefeci-ticaret burjuvazisi önderliğinde yürütülen kurtuluş savaşı­nın Kürt sorununa gerçek bir çözüm getirdiğini savunmaktadır. "Kurtuluş savaş' mda s ma nmış anayasal ilkeler ve politikalar.

153

Page 154: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yalmz n koşulların gere,�i olarak aç1klanamaz. Asl111da n �'ii::iimii. Tiirkiye gerçekleri dayatnııştır. Ne var ki. selıepleri h ir yana. kurtuluş savaşındaki anayasal ilkeler. 1 923 yılından sonra terkedildi. " diyen Perinçek resmi tarihçi lcrin ağzından konu�­maktadır. Gerçek olan şudur ki, Türk buı:juvazisi kurtuluş savaşı boyunca misak-ı mi l l i sınırları içine Batı Kürdistan ' ı da alabi l­mek için, Kürtlerin desteğine ihtiyaç duyuyordu. Bir yandan mü­cadelesine Ermcnilere ve Yunanl ı lara karşı müslüman öğelerin birliği görünümü kazandıran, öte yandan ulusal eşit l ik hakları­nın tanımıcağı vaatlerine başvuran Türk burjuvazisi bu konuda başarı da elde etmiştir. O, savaş süresi boyunca tarihsel bir kur­nazl ıkla büyük mi l let mecl isini "Türklerin ve Kürtlerin" meclisi saymakta, Lozan Barış görüşmelerini "Türkler ve Kürtler adına" sürdürmekteyeli .

Ne var ki; "Milli Kurtuluş Savaşı haşlarken Kürtlerin (leste,�ini almak i�·in ola,�wıiistii çaha gösteren. 'Tiirk-Kiirt kardeşli,�i'ni a,�zından diişiiimeycn kemalistler. daha sonra onların hiitiilı ulusal haklarını reddettiler. ( . .. ) Lozan Konferamı es1uı.mıda M. Kemal. Kiirt milletvekillerinin milli kıyc!fetlerini giyip Meclis kiirsiisiinden Kiirtler adma nutuk irad etmelerini ve Lozan Km!f'eramı'na Kiirtler adına telegn!f' çekmelerini hizzat istiyordu. Aym M. Kemal ve iktidarı. K iirt ileri gelenlerini akıl almaz komplolarla, iime.�in meclise Kürt milli · kıyafetleriyle geldikleri rh. gerekçelerle de istiklal Mahkeme/eri' nden iclama ynlluynrdu.

"Lozan Konferansı ' nda 'TB M M'nin Tiirkiye ve K iirt/erin lıiikiimeti oldu,�ımu' , 'Kiirt soyullllll iistiin hir soy -ne demekse!­oldu,�wıu" söyleyen aynı i. inönii . 1 930' da. ulusal lıak/arım inkar eden Türk hiikiimetine karşı ayaklanan K ii rtlere karşı, 'B w ii lkede sadece Tiirk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme lıakkma sahiptir. Başka hiç kimsenin höyle hir hakkı yoktur' derken, hiikiimetin A(/liye Bakmu Mahmut Esat Bozkurt ise. 'Bu memleketin kendisi Tiirktiir. Öz Tiirk olmayanların Tiirk l'(ltanuıda hir hakkı vardır. o da hi::metçi olmaktır. kiile olmaktır' diyordu. " (Ekim, Şubat ' XX , vurgular bizim)

Kemal istlerin kurtuluş savaşı boyunca Kürt halkına ikiyüz-

154

Page 155: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l ü bir tarzda vaad etlikleri c�it li k haklarına tam 20 sayfa ayının sermaye uşağı Aydınl ık giinıhu , ikıidm·lannı sağlamlaştmlıkıan sonra peşpeşe patlak veren Kürt isyanlarını kan ve atqle boğan kemalisı Türk buıjuvazisinin bugüne dek sürdürdüğü iğrenç jeno­sid ve asimi lasyon pol it ikasına geçişini üç kel imeyle gcçişıir­mektedir. Oysa "sebepleri bir yana·· denen şey, tam da egemen buıjuvazisinin ezi len u luslara dönük dcği�mez mantığıdır: Ezi­len halkların ulusal haklarını yok saymak. vahşi bir sömürgeci l ik ve baskıyla ezi len halkları kölelc�ıirnıek, k urıu lıış miicadclelcri­ni şiddetle ezmek ... Kemalist buıjuva ideolojisinin bu özü kendi­sini bugün Kürdistan'da sürdürülen haksız kirl i savaşta. Kuzey ve Güney Kürdistan ' ı n i �galindc tüm çıplaklığıyla ortaya koy­ımıktadır.

Perinçek "Kürt sorunu"na yaklaşırken, iğrenç yüzünü sakla­mak için berbat sosyal-demoknıt burjuva pol itikacı ların deına­goji lerine ba�vurmaktadır. Büyük devletlere kar�ı küçük devlet­ler, Kuzey 'e karşı Güney, emperyalizme karşı biitgc ülkeleri vb. gibi argümanlarla kendisine sahte anti-emperyal ist. sol bir görü­nüm vermeye çal ışmaktadır. Oysa marksist-leninistler açısından büyük ülke, küçük ülke yoktur. Egemen buıjuvazi i le ezilen emek­çi s ın ıflar. si.imürgcci burjuvazi i lc sömürü len u luslar vard ır. Emperyal izm i lc bölge ülkelerinin kar�ıt ç ıkarlan değ i l . emper­yalizm ve onun işbirlikçi buıjuva iktidarlannın çıkarları karşısın­da ezi len ve sömürülen emekçi sınıf ve halkların ortak çıkarlan vardır. "Bölge ülkeleri ve Kürt örgütleriyle birl ikte ban�çı çö­züm" yoktur. Kürt emekçi halkının bölge ülkelerinin sömürgeci buıjuvazisine karşı u l usal kurtu luş uğruna yürüttükleri devrimci savaş vardır. Gerçek ve kal ıcı çözüm için. eşit l ik. özgürlük ve giinüllü birl ik için komünistler bu mücadeleyi , ayrı l ımı hakkı da­hi l Kürt u lusunun kendi kaderini tayin hakkını kayıtsız şartsız savunurlar. Anıi-emperyalist görevlerini de csasta. emperyalist böl­ge ülkeleri burjuvazisinin işbirl iğini teşhir ederek ve kendi bur­juvazilerine karşı kararlı bir mücadele yürüterek yerine getirirler.

Kardeş Kürt halkının özgürlüğünlin gerçek ve kalıcı çözü­mü Kürt u l usal hareketini proleter devrimin güçiii bir bi lcşeni

155

Page 156: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve yedeği haline getirmekle olanaklı olacaktır. Ancak bu doğ­rultudaki en acil ve temel görev ezen ulus şovenizmini, ulusal önyargıları kırmak, Türk işçi ve emekçilerini yalnızca sınıfsal baskı karşısında deği l , Kürtlere yönelik ulusal baskı ve onun bugünkü biçimleri olan kirli savaş ve işgal harekatları karşısın­da da harekete geçirmektir. Proletaryanın ezilen ulustan işçile­re ve emekçilere güven vermesi buradan, başta kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere, ezilen ulusun tüm meşru ulusal hakla­rını içtenlikle ve kararlılıkla savunmaktan, bunun gereklerini ye­rine getirmekten geçmektedir.

Haklı ve meşru da oisa ulusal istemleri kendi içinde. bir amaç olarak değil, proletaryanın sınıf çıkarlarına ve amaçlarına bağlı olarak ele almak başkadır, Kürt sorun_una sömürgeci TC'nin ihtiyaçlarından yaklaşmak başka. Bir devletin sınırlan içinde olunduğu sürece, hangi milletten olursa olsun tüm proletaryanın ortak sınıf örgütlenmesini ve burjuva iktidara karşı birleşik dev­rimci mücadeleyi savunmak başkadır, Kürt ve Türk halkının ser­mayenin "Türkiyeli" kimliğinde birleşmesini savunmak başka . . . Biri proletaryanın tutumudur, diğeri burjuvazinin tutumu. Birinci­si komünistterin yaklaşımıdır, diğeri sömürgeci sermayenin ve Perinçek uşağı gibi işbirlikçilerinin ...

156

Kızıl Bayrak

Nisan '95

Page 157: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt sorunu ve EMEP'in oportünizmi

6 Nisan '97 tarihli günlük Emek gazetesinde A. Cihan Soylu imzasıyla "Demokratik Bir Türkiye İçin Türk ve Kürtlerin Tam Hak Eşitliği" başlıklı bir yazı yayınlandı. Temsil konumuna haiz bir köşedeki bu yazıda sömürgeci burjuvazinin Kürt halkına dönük geleneksel politikası ele alınıyor. Uzun uzun bu politikanın son 1 5 yıl içerisindeki pratik görünümleri sergit eniyor. B u politikanın kan ve gözyaşından, acı, açlık ve yoksulluktan, Kürt halkının huzurunu bozmaktan ve en önemlisi de Türk ve Kürt halkı ara­sında güvensizliğe yol aç}llaktan başka bir sonuç doğurmadığı­na işaret ediliyor. Tüm bu bilançonun ardından yazı nihayet sa­dede gelip sözü şu son derece dikkate değer sonuca bağlıyor:

"Halkın huzuru ve demokratik bir Türkiye için devletin Kiirt politikası değişme/i, ulusların ve dillerin tam hak . eşitliği anayasal garantiye hağlanmalıdır".

"Demokratik Bir Türkiye İçin Türk ve Kürtlerin Tam Hak

157

Page 158: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Eşitli,�i'' ba�l ıkl ı yazının formüle ettiği bu yeni çizgi, EMEP'in de art ık resmen Kürt sorununda anayasal bir çözümün adı olan "siyas<ıl çözüm'' çizgisinde karar k ı ldığının bir göstergesidir. Dcmagojinin bir yana bırakılarak, artık gerçek konum ve kimliğe uygun dü�en bir çizginin resmen ortaya konulması anlamında bu yeni bir t utumun i fadcs idir.

Bu baylar daha düne kadar Kürt ulusal sorununun bir anaya­sal sorun olmayıp bir devrim sorunu olduğunu ve ancak bir dev­rimle çözüme bağlanabi lcccğini söylüyorlardı . Keza "ulusların ve di l lerin tam hak e�itliği"nin ancak bir devrimle sağlanabilecc­ğini ve aynı anlama gelmek üzere, ancak devrimin anayasası i le garanti altına alınabileceğini savunuyorlardı . PKK 'nin '93 "siya­sal çözüm" plat formuna serı eleştiriler yöneltip, bu platformun Kürt buı:juvazisinin çözüm platformu olduğunu, PKK'nin bu plat­forımı benimseycrck asl ında Kürt burjuvazisi ile aynı konuma düştüğünü söylüyorlardı . Bugün ise kendi leri tamı tamımı aynı çizgiyi savunuyorlar.

EM EP, "siyasal çözüm'' platformunun csascn emperyal iz­min "yeni dünya düzeni'' stratejisi çerçevesinde Kürt halkına dayattığı bir çözüm platforımı olduğunu i leri sürerek. PKK 'yi aynı zamanda emperyalizm i le uzlaşmakla da suçlamışt ı . Gelinen yerde ise bizzat EMEP'in kendisi daha düne kadar oldukça seı1 cleştiriler yönchip malıkum elli ği bu plat formu benimsemiş bulunuyor.

Açık ve ç ıplak bir çel işkinin ve tutarsızlığın ifadesi olmanın ötesinlle, bu durum, aynı zamanda Türkiye sol hareketinin ve EMEP'in Kürt u lusal sorunuyla i lgil i bugüne dek savunduğu gö­rüşlerin gerçek içeriği konusunda bize yeni açıkl ıklar sağlamak­tadır.

Türkiye solunu uzun y ı l lar TKP temsil etmiştir. TKP ulusal sonında tutarl ı o lmak şöyle d ursun, Kemal izmin (eş deyişle burjuvazinin) ideoloj ik-po l it ik cıkisi a l t ında sosyal-şoven bir tutumun savunucusu ol muştur. Sola egemen bu sosyal-şoven gelenekten ancak ' 70' 1crin başında ve '7 1 devrimci hareketi şahımıda kopulabilmişt i . Nedir ki bu kopuş hem ideolojik ve hem de s ın ıfsal açıdan tam ve kesin bir kopuş olmamıştı. Açık ve

158

Page 159: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kaba biçimiyle olmasa da hala geçmışın izlerini !aşıyordu. Do­layısıyla devrinıci-dcmoknıı hareket de genel ideolojik zayıflıkları ve küçük-burjuva sınıf konumunun sonucu olarak bu sorunda tu­tarlı olamamıştır. Kürt ulusal haklarını savunımıkla ve programına almakla birlikte, pratikte üzerine düşeni gereğince yapmamışt ır. Kendini sosyal izm adına birl i k üzerine soyut vurgulara vermiş, ezi len ulus mil l iyeıçi l iği karşısında ise tam bir tahammiilsi.izliik örneği göstermiştir. Onu adeta aforoz etmiştir.

' 80 sonrasındaki büyiik Kiirt uyanışı dıı Türkiye sol hare­keti için uyarıcı olamadı. Ki.irl sorununun kendisini son dcreec somut, pratik ve can l ı bir biçimde ortaya koyduğu, çözümi.ini.i dayatıığı '80' 1 i yı l larda da hala birçok grup bu tuttunu sürdürmc­ye devam ett i .

Boylu boyunca demokratizmc gömülü olan ve Ilim öteki de­mokratik istemleri kendi içinde mutlaklaştırıp bir program haline getiren geleneksel devrimci hareketin, Ki.irt ulusal sorumı sözko­nusu olduğunda yaman bir "sosyalist kesi lmesi" haliyle şaş ırt ıc ı gelebil ir. Oysa deği l , bu sorundaki aşırı ya da hassas "sosyalist'· tutumun gerisinde gerçekte incelmiş bir sosyal-şoven eğil im var­dır. Gelinen yerde bizzat can lı pratik geleneksel hareket in Kürt sorunu konusundaki bu ortodoks marksisıl iğinin gerçek bir içeri­ğe ve ıemelc sahip olmadığını , bunun yalnızca bir görüniiiden ibaret olduğunu göstermiştir. Bazı grupların ezilen ulus mi l l i ­yeıçi l iğine sosyal izm adına gösterdik leri aş ırı lahammülsüzlü­ğün gerisinde gerçekte ince bir şovenizmi sakladıklan bugün daha açık görülmektedir.

Buraya kadar söylenenler belki de en çok EMEP'c uynnkıa­dır. Yakın döneme kadar Kürt u lusal sorununda orıod . . ks mark­sisı l iğin en uç örneğini oluşturan EMEP de, diğer devrimci demokrat akımlar gibi Kürt u lusal sorununun gerçek mahiyetini doğru kavramamıştır. Bunun i fadesi olarak sorunun devrimimiz­deki yerini de doğru sapıayamamıştır. B u nedenle EMEP Kürt ulusal sorununa hiçbir zaman gereken önemi vermemiş ve so­runu hep kiiçiimscnıişti r. EMEP'e göre her şey Türkiye devri­minden ibareııi . Ondan ayrı bir .. Kürt devrimi'' dü�iinülemczdi

159

Page 160: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bile. Dolayısıyla Kürt halkının ulusal hak ve istemleri için ayrı bir mücadele yürütülmesi gereksizdi . Bu proletaryanın sın ı f bir­liği ve ortak sın ı f örgütlenınesi marksisı i lkesine terst i . Bunun tersini savunmak ezilen ulus mil liyetçiliğinin konumuna düşınekti ve Kürt burjuvazisinin peşine takıl ınak anlamına geli rdi . Ulusal sorunu ancak proletaryanın önderl iğindeki demokratik ve anti­emperyalist Türkiye devrimi çözerdi . EMEP Kürt halkına ade­ta elini kolunu bağlayıp Türkiye devrimini beklemesini öneri­yordu. Yaşam EMEP'in sözde marksist, özünde oportünist bu konumu sürdürmesine daha fazl a olanak tanımad ı . Sonuçta EMEP' i her cinsten reformisı akımın Kürt sorunundaki yeni birleşme noktası olan "siyasal çözüm" platfonnunda karar kılmak zorunda bıraktı .

EMEP' in Kürt sorunundaki bu yeni platformu, devrim ve iktidar hedefinden vazgeçmenin dolaysız bir i fadesi olan "de­mokratik anayasa" "demokratik ordu" ve "demokratik devlet" programı ve şiarlarıyla i fade edi len bugünkü genel platforınuyla tam bir uyum içindedir. Ve EMEP'in 1 2 Eylül sonrası yaşadığı evrimin sonucunda temel l i geçiş yaptığı l iberal demokrat çizgi­de aldığı mesafeyi anlatınaktadır.

"Demokratik anayasa'', "demokratik ordu", "demokratik dev­let" ve bu hedener çerçevesinde Kürt sorununda da "demokratik ve barışçıl çözüm" (bugünkü adıyla "siy<ısal çözüm") platfonııu! Burada tam bir l iberal oportünist iç tutarl ı l ık ve uyum vardır. EMEP'in Kürt sorunundaki sahte sosyalist söylemini b ir yana bırakarak ÖDP ile aynı çizgiyi açıkça savunur hale gelmesini konumların netleşmesi yönüyle olumlu bir geli şme olarak kar­ş ı lamak gerekir.

/60

Kızıl Bayrak

Mayıs '97

Page 161: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güncel siyasal · faaliyetin temel bir alam Şovenizme . karş• mücadele

Sömürgeci sermaye devleti, Kürt u lusal kurtuluş mücadele­sine karşı yürüttüğü kirl i savaşta, askeri alanda da tam bir inas yaşamıştır. Kürt halkını sindirme, yıldırma, tesl im alma politika­sı, özgürlük uğruna ayağa kalkan bir halkın direnci karşısında hezimete uğmmıştır. Sömürgeci savaş, gelinen aşamada topyekün imha hartkatlan biçimini almıştır. Düzen, çözümsüzlük ve yenilgi psikolojisiyle Kürt insanına ve Kürdistan ' a ait olan her şeye sı­nırsız bir vahşetle saldırmaktadır. Böylece, gerçekte ulusal kurtu­luş mücadelesi karşısındaki iflasını belgelemektedir.

Ancak bugi.in her şeye karşın sömürgeci düzen açısından bir başandan sözedilebilecekse, bu, geniş Türk emekçi kitlelerini kirli savaşın sessiz tarafçısı, düzenin pasif destekçisi potasında tutabiirnek noktasında olmuştur. Düzen, ekonomik ve siyasal plandaki sıkışmışlığına ve çözümsüzlüğüne rağmen, tüm bu so­runları onulmaz bir hızla derinleştiren kirl i bir savaşı tıı·ınan-

/61

Page 162: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dırabiliyor. Emekçi sınınara yönel ik azgın saldırılarını, "mill i birlik­beraberlik", "güçlü Türkiye", "mi l l i fedakarlık". "dış ve iç düş­ımınlara kar�ı u lusal uzlaşma" vb. demagoji leriyle yürütülebil i­yor. Karşı tepki leri ise "anar�i yaratı l ıyor", "bölücü kışkırtma", "vatana ihanet'" sopasıyla sindircbi liyor. Tüm bu alanhirdaki ba­�arısı, her �eyden önce emekçi s ın ınarı şovenizm kuşatması altın­da tutabi tmesi sayesindedir.

* Şovenizm yaln ızca sömürgeci zulmün değil, sınıfsal

sömürünün de örtüsüdür! Şovenizm zeh iri, işçi ve emekçi yı­ğınları yalnızca kardeş bir halka karşı sürdüri.ilen kirli bir savaşa karşı duyars ızlaştırmakla kalmıyor. Dahası , s ın ıfsal sömürüyü gizlemekte, iktidarın s ın ıf karakterini örtmekte, dev letin emek düşmanı yüzünü "sınıflar üstü", "ulusal'· kisveler altında sakla­yabilmektedir. i�çi sın ı fı kirli savaşa açıktan cephe alamadığı için­dir ki, sermaye devleti gün geçtikçe derinleşcn i flasımı rağmen ulusal kurtuluş mücadelesi karşısında hala da tutunabi l ınektedir. Öte yandan i se s ı n ı f hareketini d ü zen s ı n ı rları iç inde t utup dizginleyebilmektedir. Burjuva diktatörlliğü için yaşamsal olan da zaten bunlardır.

Tam da bu nedenlerden dolayı. şovenizme karşı mücadele s ı n ı f m ücadeles i n i n seyri açısı ndan tay i n edic i önemdedi r. Şovenizm, s ını fa dönük devrimci propaganda, teşhir ve ajitasyon faaliyeti nin özel bir yüklenme alanı olarak ele al ınmal ıdır. Bu hem faaliyetin kapsam lı , yoğun ve kesintisiz olarak sürdürülmesi anlamına gel i r. Hem de proleter sını f tutumunda en u fak bir belirsizliğe yer bırakmayacak denl i net. vurucu ve açık bir içeri­ğe sahip olmasını gerekti rir. S ı n ı fı her alanda, en incesinden en kabasına kadar, şoven bir propaganda bombardımanı altında tu­tan sömiirgeci sermaye devletinin si lahını tersine çevirmek. can­� ıcı güncel bir görevdir. Ve bu, ancak marksist bir perspekt i f ve devrimci b i r tutum üzerinde şekil lenen, çok yönili v e kapsam­lı bir karşı saldırı i le mümkündür.

* Uluslaı· ı n kendi kader i n i tay i n hakkı cep heden

savun ulmalıdır! B ugün şovenizmin etkisi altında bul unan geniş emekçi yığınlma ve özellikle de öncü işçi lere götürütmesi gereken

1 62

Page 163: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

temel bakı�, u l usların kendi kaderlerini t ay i n hakk ı n ın tarihsel

ıne�rul uğu i l e u l usal k urhı l uş m ücadelesinin hak l ı l ığıd ır. B u ise.

her şeyden önce. u lusların kendi kaderlerini tayin hakkı i lc ulu­sal k uı1ulu� mücadelesi ve onun devriınci öncüsi.inlin cepheden

savunulması demektir. Tersinden ise, sömi.irgcci dev let in zor­balığının ve k irli savaşın haksızlığını n teşhiri demektir. Ne var ki. büyük ölçüde düzenin ideolojik tahakkümü alt ında bulunan emekçi sını fların çarpll ı l ınış b i l incinde böylesi bir propaganda

ve teşhir faal iyetin in yan ı t bulabi l ınesi iç in, çok daha kapsam l ı b i r çabaya gereksinim vardır.

* Şovenizmin panzehiri: Sömürgeci sermaye devletine karşı

sınıf kini! Düzen. en i ğrenç bir ı rkçı l ığı "dcvleıin u l usal bi.ili.in­

li.iği.i", "misak-ı m i l l i s ın ırlar ının kutsal l ığı". "Türkiye sevgisi··. "mi l l i birl ik ve beraberl ik'' vb. argümanlar ardında saklamakla­d ı r. Düzenin bu ideolojik hegemonyasın ı yarabi lmek iç in yüklc­ni lmesi gereken en teme l nokta. bizzat "dcvlcı''in kendisidir. Dev letin sın ı fsal n i tel iğinin teşhirinin işçi ve emekçi yığınlara i leteceği mesaj açıktır: Bu dev let s izin dev le t in iz değ i ld ir; bir

avuç sömürgeci ve sömürüeli asalağın. buıjuvazinin dcvlct idir.

Ve başta size. li.im ezilen kesim lere kar�ı örgütlcnıni� bir zor

aygıtıdır. O yalnızca sermayenin çıkarlarını konır ve gözctir. Mi­

sak-ı mi l l i sın ırları içi nde kalan toprak da dedelerinizden size kalmı� ckğildir. Dün olduğu gibi bugün de bu toprağın tck sahibi

sermaye sın ı fıdır. Onun ıalan yasaları geçerl idir üzerinde. Devle­t i n böl i.inmez büti.inlüğü gerçekte buıjuva çıkarları nı n dokumıl­mazl ığıdır. M i l l i birlik ve beraberl iğin ise tck bir anlamı vardır. o da i l iğine kadar sömürülen emekçi yığınların azgınca saldın­lanı uysalca, kölece boyuneğişidir. Oysa bu devletin bekası ezilen yığınları n sorunu deği ldir, olamaz. Ezi len ve sömürülen yığı nla­rın ne faşist sermaye ikt idarı na yapacak bir fedakarl ığı vard ı r.

Ne de onun iğrenç sömürgeci çı karlan uğruna yürütülen kirli bir

savaşa verecek destckleri. B u devlet emekçi s ın ı fların ol madığı gibi. sömürgeci savaş da on ları n çıkarı için deği ldir.

Kısacası burjuva devlete karşı sın ı fsal kin k ı�kı rt ı lmal ıdır. "Devlet baba'" kavramının i�çi ve emekçi ki t lelerin b i l inci nden

/63

Page 164: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sökliliip atı lması gerekir. B u ise, yukardaki yal ı n gerçekl iğin her­

gün ya�anan giincel gelişıneler ı�ığında ve b izzat sınıfın sık s ık

ylizylizc geldiği devlet terörü olgusuyla birlikte, aral ıksız ve çar­

pıcı b i r tarzda işlenmesiyle ıniiınklin o lacak t ır. Ancak tck ba�ına sını fı devletten ve ikt idardan soğutınak şo­

ven i zme karşı m ü cadelede yeters izd ir. Tepk i ler in i , öfkesi n i ,

mücade le isteğini bizzat ona karşı yöneltmek gerekir. "Sın ı flar

iistii devlet'' olmadığı gibi , "yek v ücud m i l let" de yoktur. Aksine

burjuva devlet s ı n ı f d iktatörliiğüniin, buıjuva ın i l l iyetç i l iği de

s ın ı fsal sömürünün örtüsiidiir. Öyleyse emekçi yığınların bi l in­

c inde s ınıfa karşı s ı n ı f, burjuva i kt idarına karşı sosyalizm mü­

cadelesi fikri soımıtla�ına l ı dır. B u rj uvazi nas ı l k i resmi tarih

propagandasıyla "bayrak'', "vatan'', "mil let'' sevgisi aşı lamaya

çal ı:ııyorsa. devriınci propaganda da s ı n ı f ınlicadelcsi tarihi ne ba:ıvurarak bel lek leri tazeleınel idir . Kapitalizmin tarihine bak ı l ­

dığında görülecektir k i , burjuvazi nin bayrağı d a , vatanı da, m i ­I leti d e paradı r-kardır. Kan-çıkan sözkonusu olduğunda asalak

buı:j uvazi emperyalizme u�ak l ık eder: "vatan·· topraklarını em­

peryal is t üslcrc ve "çev ik kuvvet .. lere açar. ekonomiyi i M F'ye.

"mi l l i savu nnıa"yı NATO ve Penlagon · a. iç güvenl iği CiA ' ya ihale eder.

* Şovenizm kuşatmasını yarmak için anında ve sürekli

devrimci teşhir ve propaganda ! B uıjuvazinin ı rkçı-şoven dcma­

goj i lcri ni , faşist k ışkırt ıcı l ığını boşa çıkarmak. ancak anında ve sürek l i bir teşh ir faaliyeti ilc mümkündür. "B ir Türk dünyaya

bcdeld ir" ırkçı çığırtkanl ığı ını yapıl ıyor. işçi ve cnıckçilcrc denc­cek :ıey açıktır: Faşist Türkiye Cumhuriyetinde insanın değeri yoktur. emekçinin ise hiç yoktur. İster Tiirk. ister Laz. ister Kürt,

ister Ermeni, hergün gcncec ik devriınci ler katledi l iyor. kaybct­t i ri l iyor, işkenceden geçiri l iyor. D i reni şteki işçi coplanıyor, cy­

lcnıdeki memur saçından sürük leniyor. Hakkını arayan öğrenci polis otosunda leeaviize uğnıyor. Aydınlar, gazeteciler. sendika­

cı lar zindanlara t ık ı l ıyor. Kısacası düzene ımıhalefet eden herkes dev let terörünlin hedefi hal ine getir i l iyor.

"K ürtler vatanı parçalamak ist iyorlar. Bunları kışkırlanlar ise

164

Page 165: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkiye 'n in güç duruma dü�nıcsindcn ıncnfaat i olan d ı � güçler­dir" kışkınınasına ını başvunıl uyor, veri lccek yanı t hazırdır: Ası l böllicüler onlardı r; kardeş hal k l arı birbirine düşi.iıınck. işçi s ını­fını ırk, cins, din, di l ayrımını kışkırlarak bölüp güçlen düşürmek, bi rleşik bir mücadelenin önüne geçmek istiyorlar. K ürt halkının. kendisine karşı siirdürülcn söınürgeci savaşın kirl i yüzünü ve mücadelesinin hak l ı l ığ ını i lerici dünya kamuoyuna duyurmak ve savaşımiarına destck almak doğrul tusunda girişimleri liiıniiyle mqrudur. Oysa emperyal izmle işbirliği içinde olan, emekçi hal­kın yanıttığı değerleri onlarla b irlikte ıalan eden. ABD'ye bekçi köpckliği eden bizzat scımaye iktidarının kendisidir. Onların ABD pasaporıları , İsv içre banka larında k i r l i para hesap l arı , Cİ A işbirl iğinde geliştirdikleri işkence yönlemleri vardır. Kürı halkının mücadelesini boğımık, kapitalisı sisteme yönelen bir i�çi sınıfı hareketl i l iğinin önünü kesmck için emperyalist dünyayla işbirliği içinde olan onlardır.

Şovenizme karşı mücadelenin bir diğer boyulu ise kir l i sa­vaşın teşhiridir. Sömürgcci düzen bu konuda son dcreec zengin "malzeme"ler sunmaktad ır. Ancak yalnızca bunlar üzerinde yük­selen bir ıqhir faal iyet i . hümanist, pasi fisı bir yaklaşımdan üıe­ye gidcıncyccekt ir. Askeri alanda aşı lamayan ki l i ı lcnmenin etki­siyle, burjuvazi içerisinde dahi, ası l amacı devrimci önderl iği boşa çıkarmak olan sahte "barış yanlıs ı" söylemler mevcu ııur. Yalnız­ca burjuva değiL reforınist. liberal, ki.içi.ik-buı:juva anlayışlarla ay­rım çizgilerini ncı çekmek gerekmektedir. S ın ıf bakışını ortaya koymak için insanlık suçlarının mahkum edi lmesinden daha faz­lasına i hı iyaç vardır. Kirl i savaşın ıeşhiri her şeyden önce. sii­ınürgeci sermaye düzeninin zor üzerinde kurulu olduğu gerçeği ­ne dayandırılınalıdır. S ın ı fsal sömürü i le sömürgcci zorbal ık ara­sındaki dolaysız i l işki ortaya konulınal ıdır. Kirl i savaş i lc, başta yurtsever ve devriınci hatcket olmak üzere, işçi sın ı fı ve her türlü toplumsal muhalefete karşı sürdürülen topyekün savaş arasındaki bağ gözler öııiinc scri lıncl idir.

* İşçi sınıfı fedakarlığı söınürgeci sermaye devleti için

değil devrim için yapmalıdır! Derin ve yapısal bir ekonomik-

/(>5

Page 166: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

siyasal kriz içinde bulunan sömürgcci sermaye devletin kirl'i sava­şa aktardığı devasa kaynakların faturasını işçi ve emekçi sınıflanı kesıncsınektedir. Gerçekte buı:juvazi yalnızca sömürgeci savaşın faturasını deği l , krizin tüm yükünü emekçi yığı nların oımızları­na yıkmaktadır. Buna karşı yükselen tepkileri ise "ulusal çıkarlar". "mi l l i birlik ve beraberlik" uğruna fedakarl ık çağrı ları i lc tör­pülemeye çalışmaktadı r. M ücadele dinamiklerini kırmak ve et­kis izlcşıirınek için sopası hazırdır: "Provokasyona gelmeyin'·, "aranıza sızmış teröristlere ve böl i.ici.ilerc prim vermeyin", "anar­şi yaratmayın"! Politik Qir işçi hareket inin Kürt ulusal mücadele­siyle birleşmesi durumunda çan ların kendisi için çalacağını çok iyi bi len sermaye iktidarı , tüm hesaplarını bu doğrultuda yapıyor.

Düzen işçi s ın ıfın ı kirl i savaşı ıı pasif destekçisi potasında ıutabi lmek için kardeş Kürt halk ın ı topyekün terörisı i lan eder­ken. yarın gelişecek olan mil i tan işçi eylemli liklerine ayn ı argü­manlarla saldı racaktır. Yeni Terör Yasası'nda "uzak ve yakın vadede terör tehlikesi yaratan'' tüm fi i l ieri terör suçu kapsaını­na alırken, gerçek hedefi, K ürt halkının yanısıra bizzat s ınıfın kendisidir. Bu durumda devriınci propaganda kendisini , "kirli savaşın faturasın ı ödemcyin, fedakarlık yapmayı kabul etmeyin'' i lc sınırland ıramaz. Aksine. bu noktada s ın ıfa yapı lacak çağrı, cepheden sermaye düzenini hedeflcınek, Kürt u lusal kurt uluş mücade lesine tanı destck vermek olmal ıdır. Doğru bakış şudur: "Fedakarl ığı siimürgcci sermaye devleti için deği l . devrim ve sosyalizm için yapacağız! Kirl i savaşın faturasını ödemeycccğiz. ama kardeş Kürt halkına ti.im gücümüzle destck vermenin faturası neyse ödemeye de ödetıneye de hazırız !"

* Şovenizmin güç ald ığı kaynaklara vuı·alım, zayıf hal­

kalardan yüklenel im! Genel olarak şovenizmin sını f üzerinde­ki etkisini koruması , şovenist bil inç çarpıklığın ın yer yer daha zayı f, yer yer daha güçlü olduğu gerçeğini unutturınaınalıdır. Komünistterin görevi bir yandan şovenizmin gi.iç aldığı kaynak­lara özel bir ısrar ve acıınasızlıkla vurınak, ama öte yandan onun zay ıftadığı halkalardan yi.iklcncrck, şovenizmden kopuşu dcrin­lcşti rnıcktir.

/M

Page 167: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

B urada dikkal edilmesi gereken önemli bir nokta �udur. Kürı sorumı kar�ısında sını fın be l l i kesinılerinde geri ıcıncideki bir duyarl ı l ık ve k ir l i sava�a yöne l ik pasi r b ir !epki vard ı r. B u "ıararsız". karars ız tulumlar b i l inçl i . akti r bi r s ın ır desıeğine dil­nüşıürülınelidir.. Kuşkusuz bugün, "halk ların kardc�l iği ' " şiarını yüksel ıen, ama henüz ulusların kendi kaderlerini ıayin hakk ın ı savunmayan kitlelerin bu duyarlı l ığına sahip çıkı lmalıdır. Cephe­den kirl i savaşa karşı tav ır almaktan geri duran, ama oğlunu da kurban olarak göndermek istemeyen emekçilerin bu ıuıunıu des­teklenmelidir. Şovenizmin derin etkisi alı ında olan geni� yığınla­rın veri l i b i l incine nazaran sözkonusu tutumlar görece bir "i leri ­ci l iğe" sahiplir. Fakat bu onların gerçekle henüz geri. zayı r ve ti ırek olduklarını da unuıunılmamal ıdır. Örneğin rerormist l ibe­ral lerin bu ıuıuma çanak tulması . nabza göre şerbel vererek ince şovenizmlerin i yayması düpedüz gerici l ikt ir. Şovenizme karşı mücadelenin okiarı buraya da yiinelınclidir.

* Sömürgeci kirli savaş derhal durdurulsun ! Kürdistan'a

özgürlük, Kürt halkına kendi kaderini tayin hakkı! Burjuva­lar, yalnızca kirl i savaşın ikt isadi raturasın ı emekçi halkın sırtı­na yüklemekle kalmıyor. Dahası kendi çocukları askerl ik ad ına key i r çalarken , emekçi halkın çocuklarını bu sava�ta kurban lık koyun gibi cepheye sürüyor. Bu çıplak gerçekıen kalkarak ve emekçi sın ınarın orıaya koydukları tepki lerden harekeı lc si\nıür­geci savaş kar�ısında işçi sın ı rı ve bu�juvazinin çıkar ve konumları arasındaki çel işki ortaya konulnıalıdır.

Bu sömürgeci savaş işçi ve enıekçilcre ait olmadığı gibi . gerçekte onlara karşı da yürüli.ilnıekıedir. O bizzaı bağımsız sı­nır bil inci ve ıavrını hcder almaktadır. Emekçi ki ı lclcr mücadeleyi yüksclıı iğinde. savunma çizgisini aşıp karşı saldırı ya geçıiğindc. devlet de tank, top ve türekieric onun üzerinize yürümekten çc­kinmcyecekıir. Sömürgeci sermaye devleti Kürı halkına. dev­rimcilere. i�çi ve emekçi s ın ı rlara karşı lopyekiin bir sava� i lan etın i�ı i r. B unun bir boyutu Kürdistan 'da sürdürülen kirl i sava�­t ır. Diğer boyutu başta işçi ve devrimci hareketi olmak üzere toplumsal ımıhaleretc kar�ı sistematik bir tarzda yoğunla�ıırı lan

Page 168: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çıplak devlet teriirüdür. İşçi s ın ı fı kıu·deş Kürt halkının kendi ka­derini tayin hakkıni savunınadan. kendi kaderini de bcl irlcye­ıncyecek. kendi geleceğini de kazanaınayacakt ır. Sömürgcci kirli savaşa karşı akt i f bir d ireniş haıı ı örmeden topyekün savaşı da geri püskürteıneyecektir.

* Kürt halkının devrimci öncüsüne sahip çıkmadan, Kürt halkının özgürlük mücadelesi savunulamaz! Düzenin ırkçı-şo­ven propagandaların ın en fazla yıınkı bulduğu sonıniardan biri. işçi ve emekçi kit lelerin PKK karşısındaki olumsuz tut umdur. B unun bir nedeni burjuvazinin, başta medya, her ti.irlü olanağını seferber ederek ki t lelere empoze etmeye çalıştığı "terörist-cani" PKK imaj ı n ın "inand ı rıcı" olabilmesid i r. Diğer nedeni, s ın ı fın devriınci yol ve yöntemlere yabancı l ığ ı , devrimci zor karşısınd­aki ürkck liğidir. Devletin kit lelere eınpozc ctmcya çalı�tığı "terö­rist-cani'' PK K imaj ı nı parçalamanın bir boyutu, PKK i lc Kürt halkı kendi yasalarını dahi ayak lar alt ına alan karşı-devriınci zo­ru karşısı ııda. pas i fizm-legalizm sınırları içinde kalarak kurtuluş yolunun açamayacağı gerçeğini kavratmaktır.

PKK, mi l l iyetçi kinini terörisı yöntemlerle tatmin etmeye çalışuıı bir grup bölücü anarşist değildir. K ürt halkının en meşru ul usal hak ve talepleri için savaşan. bu uğurda devrimci zora başvuran bir halk hareketi ve onun önderliğidir. K ürt halkının devrimci iincüsünün ınqnı l uğuna sahip çıkınadan, Kii ıt halkının özgürlük mücadelesi savunu lamaz. Sömürgcci egemenl iğini ve çıkarlarını korumak için en akı lalmaz yöntemlere başvuran TC'yc karşı mücadele eden PKK 'nın devrimci zoru meşnıdur. Terörist olan P K K deği l , bizzat sömiirgeci devletin kendisidir.

Söınürgeci devlet bugün "K ürt realitcsini" sözde kabul etmek durumda kaldıysa, sadece bu bi le , PKK 'nın "tcrörizın .. d iye ad­l andırılan devrimci mücadelesinin bir başarısıdır. Sınıfsal sömü­rü ve ul usal zulüm üzerinde y ükselen bu terörisı düzende, en basit kazanımlar dahi ancak dişe diş bir miicadelc i lc, zora karşı zor i lc burjuvaziden söküllip a l ınabi l ir.

* Sömiirgeci sermaye d üzeni tükeniş yolunda ilerliyor! Burjuvazi psikolojik üsıünl üğün sömürgeci kirl i sava�ın seyri

16R

Page 169: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

açısından be lirleyici bir role sahip olduğunun bil incindedir. Bu nedenle şoven duyguları canlı tutmak için psikolojik sava�a özel bir önem vermektedir. Devrimci ler açısından, bu çabaları boşa çıkarmak, sömürgeci sermaye devletinin çaresizl ik , tüken iş ve yenilgi süreci içerisine girdiğini ortaya koymak özel bir önem taşımaktadır. Özgi.irliik uğruna her tiirli.i bede li göze alan bir halkı teslim almaya, sömürgeci rejimin tankları , topları yetmeyecektir. Sermaye düzeni her operasyonun ardından "PKK 'nın bitirilmcsi''­nin bir başka balıara kaldığın ı it iraf etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen hala "ya bilireceğiz. ya bitireceğiz !" diyebi l iyorsa. bunun tck nedeni, sınıf hareketinin henüz pol itik-mi l itan bir ınce­raya akmaması, kardeş Kürt halkın ın müeadelesine cepheden bir destck verınenıcsidir. Teşhir edilmesi gereken yalnızca devletin Kürt ulusal kurtuluş müc;adelesi karşısındaki çaresizl iği deği ldir. Aynı zamanda düzenin tiikenmişliği ve kokuşmuşluğudur. Geli­nen aşamada düzen ayakta durabilmek için çıplak zora dayanmak zorundadır. Toplumsal muhalefete ve onun öncü güçlerine karşı sistemli bir tarzda t ırmandırılan devlet terörü bumın i fadesidir. Kısacası , faşist sermaye devletinin yoğunlaştırdığı psikolojik sa­vaşı etkisizleşt irmek çabası: bu düzenin i flas ett iği. yapısal so­runlarına çözüm iirctcmediği, barbarlıktan başka sunacak bir şeyi kalmadığı propagandası üzerinde şeki l lenmel idir.

* İşçi sınıfının Kiirt sorunu karşısındaki tutumu, sınıf

mücadelesinde tayin edici bir rol oynayacaktır! işçi ve emekçi sını fların, Kürt halkının sömürgcci devlete karşı Kürdistan 'da aç­tığı eepheyc verebilecekleri en anlaml ı destek, hiç kuşkusuz. Tür­kiye metropol lerinde sermayeye karşı açacakları cephe olacak­tır. Kürt özgürlük mücadelesine verilcbilecek en biiyük güç. mil i­tan ve pol i tik bir işçi hareket in in yarat ı lmasıdır. Ancak. "bizim görevimiz Kürt ulusal kurtuluş mücadelesine destck vermek de­ğil. işçi s ınıfı hareketini yükscltmektir'· demek, işçi s ın ı fını n kar­deş Kürt halkı karşısındaki gürevlerine s ırt çevri l mesi anlamımı gelmektedir. M i l i tan-pol itik bir s ın ıf hareketinin yüksel t i lmesi görevinin içinin boşalt ı lması demektir. Bugün kirl i savaşa karşı ve Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı için s ın ı fın eylemini

/()()

Page 170: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve direnişini örgüllcmcden, sınıf miicadelesini yükseltmek ve dü­zen karşıtı bir ınceraya sıçratınak mümkün olmayacaktır.

Kürt sorumı konusundaki ıuıuın. düzen ve devlet karşısında­ki devriınci ya da reformisı konumlanışın da ıcınci göstergesidir. Bu konuda kararl ı , devriınci bir tutum içinde olmayanların dev­rim, sosyalizm, sın ı f mücadelesi i.izcıine siiylcvlcri boş bi r lafazan­l ığın ötesine g idcmcyccekt i r. U lusal kurtuluş mücadeles in in "gcri l iği" proletaryanın kayıtsızl ığınl ll bahanesi yapı lamaz. Bu­rada ince bir �ovenizm ve kaba bir oportiinizın vardır. Gerçekten niyeı l i olanların . u lusal kurtu luş mücadelesini daha da i leri çek­mcnin yolumın proletaryanın ona vereceği devrimci destekten gcçı iğini bi lmeleri gerekir. Kendi sorumlu lukları alanındaki zaaf­ları u lusal kurıuluş mücadelesinin sırtına yiikleycrek mazur göste­renler, en kaba oporıünisı lcrdir. Şovenizmin bu "ince" türüne karşı mücadele de temel bi r görevdir.

* Kürt ve Türk halklarının gerçek kardeşliği için Birleşik

Sosyalist Cumhuriyetler Birliği mücadelesini yükselt! Sın ıf içerisi nde yürütülen propaganda çal ışması . bizzat şovenizmin zayı flamaya yüz tuttuğu noktalara yi.ik lcnerck, proleter sın ı f tav­rını ncı lcşt irnıcl idir. Emekçi kitlelerin daha gür bir sesle yük­selttik leri "Yaşasın halkların kardeşl iği ! '' �iarına sın ı fsal bir içe­rik kazand ı rımık, bu görev in bugün en yakıc ı halkasıd ı r.

Ezen i lc ezilen u lus arasındaki sömürü i l i�ki lcri ortadan kalkımıdığı sürece. hem ezilen u lusun emekçi halkı ve hem de onu ezen ulusun proJetaryası ii1.gürle�cmez. Dolay ısıyla e�it l ik ve özgiirl iik esasına dayanan halklar arası kardeşçe bir birl ik de sözkonusu olamaz. Halklar arası gerçek kardeşl ik ve e�i t l ik . sö­mürgcci sermaye devletinin y ık ı lınası ve özgür ve eşit sosyal ist cumhuriyetierin gönül lü birl iği üzerinde yiiksclcccklir. Devriınci­komünist propagandanın üzerinde yükseleceği eksen budur.

1 70

Ekim 1 Şubat '95

Page 171: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lll. Bölüm Siyasal Değerlendirmeler

(Ocak '94-Haziran '97)

Page 172: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 173: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Yerel seÇimler yaklaşirken . . .

Bütün bel irtiler Mart ayını n hayl i "sıcak" gcçecegını gös­teriyor. B unun bir nedeni Newroz ve yerel seçimlerin üstüste dü�mesi. Ama çok daha önem l i bir neden daha var. Bu da yerel seçimlerin ta�ıdığı "olağanüstü'' öııemdir. Mart yerel seçimleri. gerek düzen gerekse devrim açısından, sonraki geli�meleri yakın­dan etkileyecek denl i öneml i bir siyasal olay.

Türk burjuvazisi, uzunca bir süredir bir "yönetememc·· krizi içerisindedir. Sık sık yapılan seçimler, sık sık deği�tirilen yüzler. düzene y<ılnızca kısa süre l i bir soluklanma imkanı sağlayabil ­mektedir.

Güriillli l ii bir kampanya eşliğinde kurulan DYP-SHP burjuva koalisyon hükümeti henüz ancak iki yı l ını doldurmu� bulunuyor. Ne var ki, büyük vaatlerle kurulan ve son yıl ların en biiyük kitle desıcğine sahip olan bu hükümet de. kısa süre içinde, daha henüz birinci y ı l ını dahi dolduramadan yıprandı, eskiye ç ıktı . Kendi

1 7

Page 174: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

imajını tazelemek için, ba�ta başbakan ve yardımcısı olmak üze­re, aşağı yukarı tüm bakanlar kurulunu değiştim1ek zorunda kaldı.

Bugün yeni bir seçim döneminin öngiinündcyiz. Düzen açısından değişen tck şey, bu açmazın çok daha derinleşmiş olmasıdır. Tek bir program etrafında küınelenen burjuva parti ler bugün düne göre çok daha yıpranmış durumdalar. DYP bayan başbakan imajıyla bu yıpranınış l ığı telafi etmeye çalı�makta­dır. Ellerinde "gençlik' ' , "güzel lik", "kadınl ık" vb. pazarlamak dışında hiçbir olanak kalmamışt ır. Dün sözümona muhalefet te­ınaları olan demoknısi, Çekiç G iıiç, sendikalaşına hakkı vb. üze­rine demagojiler de art ık eskimiş, inandırıc ı l ıklarını tümüyle yi­t i rmiştir.

Bütün bunların düzen açısından önemli bir açınaza işaret et­tiği kesin. Bir süredir fi i len başlamış olan seçim kampanyası göstermektcdir ki, onların, şovenist kan l ı çığlık ları dışında, Tür­kiye ' nin böli.inınez bi.itünli.iğii üzerine hamasi nutuklar d ış ında, ki t lelerden destck talep chneye dönük hiçbir ciddi vaatleri kal­mamıştır.

:!t**

Mart yerel seçimlerinin en büyük siyasal öneminin Kürt ulu­sal sorununda yattığı açık. Düzenin seçim kampanyasını tümüyle şoven bir kampanyaya dönüşHirınesi bu yüzden. Ne var k i , şo­ven izm h isteris indeki bu yüksel iş in tck amacı , düzenin Kür­distan'daki seçimleri kaybetme telaşı deği ldir. Düzen bu katn­panyayı yoğunlaştı rarak, işçi/emekçi yoğunluklu metropol lerde kendi lehine bir kit le desteği yanıtabil ıneyi amaçl ıyor. Dikkat edilecek ol ursa, seçim kaınpanyalarında, eskiden olduğu türden "şaşaalı vaatler" pek duyulınuyor. Deınokrasiden, insan haklarm­dan, yoksulluktan, örgütlenme hakkmdan, deınagojik olarak da olsa, hemen hiç sözedilmiyor. Tek bir tema vardır: "Ülke bölün­me tehdi t iyle karşı karşıyadır" ve "ülkenin bölünmesini yalnız biz önleriz"!

Zira düzen. yalnızca Kürt emekçi halkı için değiL Türkiye işçi s ın ıfı ve emekçi halkı için de ciddi herhangi bir "umut" yarataınıyor. Gelinen yerde, işçi ve emekçi ler, mevcut düzen

1 74

Page 175: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

parti lerinin kendi lerine özel leştinne, işsizl ik. örgiilsi.izlük vb. d ı ­şında verebilcccği bir şey olduğuna hemen hiç inanmamaktadır­lar. Düzen, yeni alternat i Ocr y anıtamadığı ölçüde. bu anl amda, işçi ve emekç i lerin desteğini de her geçen gün yitirmektedir. Dolayısıyla, düzen açısından, yalnı zca K ürdistan 'da değ i l , tüm seçim bölgelerinde destck sağlamak açısından küçümsenmeye­cek problem l er vardır. Bu yüzden "baı ı··nın (Türk halk ın ın) desteğini sağlamaya özel bir önem veriyorlar. Bunun tck yolu­nun ise şovenizm h isterisini yaygınl nştırmaktan geçtiğini düşü­nüyorlar. Öze l leştinne vb. sald ı rı ları da bu nedenle M arı yerel seçimlerini i z leyen döneme erlel iyorlar.

* * *

Düzenin bu şoven çığl ık ları, yalnızca bir aldatmaca değil e lbelle. Düzen, K ürdistan' daki askeri ve s iyasi otoritesini yit ir­mek korkusu içindedir. Onun yönetememe krizinin ardındaki en önem l i · neden, K ürt u lusal mücadelesinin aldığı bu öneml i me­safedir. Kürtlerin vasil iği üzerine hayallerin yıkı ld ığı bugün, dü­zenin bu krizi , "PK K 'yı ezmek'' d ışında atiatma şansı da yok denecek kadar sınırl ıdır. Bir yandan. Kürt sorununu asgari bir zararta çözüme kavuşturına olanaklarının sınırl ı l ığı , diğer yandan da Kürt ulusal mücadelesi nin ik i l i iktidarı zorlamaya başl ayan gel işme düzeyi . . . Düzen, Mart yerel seçimlerine bu sıkıntı ve korkularta girmektedir. Seçimlerin liim Kürdistan coğrafyasını kapsaması ise, bu sıkıntı ve korkuyu katbekat artırmaktadır. Zi­ra bu seçimlerde. Kürt halkının , sömürgeci buıjuva devletin oto­rites ini reddelliğini gösterecek her sonuç, sömürgeci savaşın kaybedilm iş olduğunu da tesci l edecektir. PKK 'nın da Mart se­çim lerine bu bi l inçte özel bir önem verdiği bi l inmektedir.

Mart yerel seçimlerinin gerek devrim ve gerekse düzen güç­leri açısından taşıdığı en biiyük siyasal önem de buradadır. Ye­rel seçimler, siimürgeci sermaye egemenl iğinin, Ki.iı1 emekçi halkı üzerindeki otoritesini l iimüylc kaybelliğinin bir i lanımı döni.iş­liiri.i lebi l ir. Eğer böyle olabi l i rsc. bu, Kürt ul usal mücadelesi açı ­sından olduğu kadar. Türkiye devrimi açısından d a muazzam

1 75

Page 176: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

önemde bir gcl i�ınc olacakl ır. Düzen , Mart yerel seçimlerine bunun bil inciyle ve özel bir

önemle hazırlanıyor. Bu hazırl ığın temelinde ise şiddet ve hile vardır. Bir yandan Kürt emekçi halkına yönelik şiddet yoğun­laştırı l ıyor, DEP kapatılmak isteniyor, mil letveki l i ve yönetici le­rine baskı uygulanıyor. Diğer yandan da Kürt halkın ı n iradesini yansıtmasını engel leyecek seçim hi leleri üzerinde düşünülüyor. Askerlere oy hakkı getiri lmek isteniyor, seçim sisteminde deği­şiklik yapı lması planlan ıyor vb.

Mart yerel seçimlerinin en büyük önem inin Kürt ulusal so­rununda yaıtığın ı bcl i rııik. Dolayısıyla bu temel gerçeği gözet­meksizin seçimlere i l işkin bir tuturq beli rlemek de sözkonusu olamaz. Komünistler de seçimlere dönük hazı rlık ve pol itikaların­da bu gerçeği gözeleceklerdir. Kürt ul usal sorunu düzen açısın­dan olduğu kadar. devrim cephesi açısından da, bu seçim kcım­panyasının odak sorumı olmak durumundadır.

Bu noktada Kürt u lusuna veri lecek her destek, düzenin şo­venizm cereyanına, soykırım hesaplarına imi iri lecek her darbe. hem enternasyonalist görevleri yerine getirmek, hem de Türkiye devriminin i leriye sıçrama dinamiklerini hazırlamak açısıııdan çok büyük bir önem ıaşıyacaktır.

Komünistler kuşkusuz ki bu görevi , kendi temel görevleri ekseninde, kapilal ist düzenin tcşhiri, sosyalizm ve ihti lalci s ın ıf part isi propagandasının ana ekseninde yerine getireceklerdi r. İ ş­çi ve emekçi lcre dönük saldırı lar ilc Kürt halkına tliinük saldırı­ların temeldeki ortak karaktcrin i sergilcmeye çalışacak, işçi ve emekçilerle Kürt halkının çıkarlarını ıı ve savaş ımlarının ortak­l ığı perspekt i fini , başta işçi sın ı fı olmak üzere tüm emekçi kesim­ler içinde yaygın laştırmayı hedcfleyeccklcrdir.

Seçim dönemini , işçi sın ı fı ve emekçiler üzerindeki düzen saldırı larını teşhir için, bu saldırı lara karşı iirgli l lü mücadele is­teğini uyarmak amacıyla etkin bir biçimde kul lanabilmek. yine komünisılcrin başl ıca görevleri arasında olacaktır. Özel leştirme,

1 76

Page 177: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

işsizlik, taşeronla�t ırına. örgiitsiizlc�t irıne. kamu çalı�anlarının grev­l i-toplusözkşıneli sendikal örgüt lenme hakkı vb .. Him bunların birle�ıiği "Genel Grev-Genel Direni�!" çağrısı, seçim döneminde yapı lacak çalışmanın ana propaganda ve aji tasyon konularıdır.

Mart yerel seçimlerinde düzen güçleri aleyhine sayılacak her sonuç, böyle bir sonucun Kürdistan sını rlarını aşan bir kapsaın­da ortaya çıkması . düzenin Ki.iı1 emekçi halkına döni.ik soykı­rım pol itikalarını , i�çi ve emekçilere dönük iktisadi-siyasal ti.iın saldırı larını sını rlayacak. geriletecek. devrim güçleri açısından ise daha i leri mev7.ilerin kazanılınası olanaklarını geni�lctcccktir.

Bu yuzdcn Mart yerel seçimlerine. her açıdmı hazırl ık yap­mak, bu seçimleri düzenin etk in bir teşhiri , devrim ve sosyaliz­min, ihtilalci sınıf partisinin etkin bir propagandası için kul lana­bi lmek. Kürt emekçi halkı i l e enternasyonal i st dayanışmanın yiikse llildiği bir sürece dönüştürmek. biz komünistler açısından ertelenemez öneml i bir görevdir.

Ekim ıs Ocak '94

1 77

Page 178: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli savaşın kirli oyununu bozalım Yerel seçimlere boykot!

Önümüzdeki genel yerel seçimler gerek düzen gerekse dev­rim cephesi açısın.dan özel bir prat ik öneme sahiptir. 1 5 Ocak tarihli Ekim ' in. Yerel Sl'çimler Yak/aşırkl'n başlıkl ı başyazısında, bu özel politik önemin ne olduğu, nereden kaynaklandığı sorunu üzerinde durulmuştu.

B u yerel seçim ler, düzeni n meşruluk krizinin had safhaya vardığı bir döneme denk geliyordu. Ye seçim, Kürdistan başta olmak üzere, düzenin meşruluk erozyonunu çıplak bir biçimde ortaya çıkanın bir siyasal olaya dönüşcbilirdi.

Kürdistan başta olmak üzere dedik. Çünkü devriınci Kürt ul usal kurtuluş hareketinin iki l i iktidarı zorlayan gelişme düze­yi, nesnel olarak Kürdistan sınırları içindeki yerel seçimlere bir referanduın niteliği kazandırıyordu. Nitekim ulusal devrimci harc­ket de bu sürece bi linçli bir i fade kazandırma çabası içindeydi. Seçimleri. söınürgcci sermaye egemen liğinin K ürdistan 'daki

1 78

Page 179: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

i flasının bir göstergesi haline dönüştürmek ve seçimlerde elde edilecek mevzileri u lusal ıncel ise geçişin bir propagandası haline getiıınek amaçlanıyordu. Devriınci Kürt u lusal hareket inin seçim­lere i l işkin taktik çizgisi bu ik i l i ıutuında i fadesin i buluyordu. Kürdistan'da yapılacak seçimler, bu nedenle, düzen açısından da son derece kritik bir öneme sahipti.

Özetle seçimler düzenin Kürdistan 'daki siyasi egeıncnl iği­ni tümüyle tartışmalı hale get i ren sonuçları ortaya çıkarabi l i rdi .

Öte yandan, yerel seçimlerin bu açıdan taşıdığı önem yal­nızca Kürdistan ' la da sınırlı deği ldi. Düzen, işçi-emekçi yoğun­luklu metropollerde de, kitleleri peşinden sürükleyen seçeneklerin mevcut olmaması anlamında, ciddi bir tükenişle karşı karşıyaydı . Öyle k i , yerel seçimler gelinen yerde muhtemelen bu parti lerin tümünün birer azınlık partisi hal ine dönüştüğünü gösterecekti. Bu nedenle düzen parti lerinin kitle desteğini çoğaltmak için çeşitl i yollar denendi. Bu önce şovenizm cereyanıyla sağlanınaya ça­l ışı ldı . Daha sonra ise, yapay bir biçimde gündeme getiri len "ir­tiea tehlikesi" kitlelerin ehven-i şeri desteklemesi için yoğun bir biçimde kul lanı ldı .

Düzenin sıkışınışl ığı ve krizi elbette K ürt sorunuyla sınırlı deği ldir. Ama şurası apaçık ortadadır ki, Kürdistan'da bu "tehli­ke" çok daha büyük ve somuttur. Herşeyden önce buradaki kit­lesel muhalefet tartışmasız bir pol itik içeriğe sahiptir. Bu muha­lefeti yönlendiren devrimci bir s iyasal önderlik sözkonusudur. Mücadele düzenin bu coğrafyadaki siyasal otoritesini tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Dahası var. Düzenin metropol lerdeki ılikc­nişini hızlandıran en önemli faktörlerden birisi de bir kez daha Kürt u lusal mücadelesinin varlığıdır. Dolayısıyla düzenin Kür­distan'da kendi siyasal i flasının tesci l i anlamına gelecek bir son­uçla yüzyüze kalması, yalnızca onun Kürdistan 'daki siyasal varlı­ğını tartışmal ı k ı lmayacak aynı zamanda metropol lerdeki s ını f mücadelesi üzerinden de dolaysız bir hızlandırıcı olumlu etki ya­ratacaktı .

Sömürgeci burjuva düzen de önümüzdeki yerel seçimlere bu gözle baktı. Hazırlıklarını bu temelde yaptı. Bu hazırl ığın ıemc-

/ 79

Page 180: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l i nde ise sözkonusu başyazıda belirttiğimiz gibi şiddet ve hile vardı .

* * *

O günden bugüne geçen iki ayl ık süreçte düzenin şiddet ve hi le politikasın ın sayısız örneklerin i ya�ad ık. DEP adaylarının tutuklanınas ı , propaganda imkanlarının ve seçim çalı�ınalarının fi i len imkansız hale getiri lmesi , DEP merkez. i l ve i lçe binaları­nın boınbalanınası , DEP' in fi i l i baskı lar nedeniyle pek çok se­çim çevresinde aday dahi göstereıneınesi, halka hangi partiye oy vereceği yönünde yapılan bask ı ve tehditler, toplu göçe zorlama­lar vb. Bunlar şiddet pol itikasının yalnızca bazı örnekleridir.

Düzen bu süreçte yalnızca fi i l i baskı uygulamakla yetinme­d i . Bu fi i l i baskı ları ıneşru laştıracak ve seçim hi lelerinin yapıl­ınasına imkan sağlayacak "yasal" değişikl ik ler de gerçekleş­tirdi . Seçim yasasında yapılan değişikliklerle seçimlerin burju­va anlamda dahi meşruluğu ortadan kaldırı ldı. Evrensel burjuva seçim i lkeleri bile ayaklar altına al ı nd ı . Özel tim, asker. pol is ve korucuların si lahlı biçimde sandık başlarında beklemelerine imkan sağlandı . Böylece seçiınde fi i len "açık oy gizli sayım'· yöntemi devreye sokuldu. Birçok seçmen seçmen kütüklerine kay­dedi lmedi. H i lel i seçim için her ti.irlü ortam hazırlandı .

Bu bi r seçim deği l , bayağı b ir özel savaş oyunudur. Ölüm, tehd it ve tutuklamalur a l t ında ve her türlü h i lenin işe karı�­t ırı l ınusına müsait bir ortaında yapılacak bu seçimlerin, bir se­çim değ i l de sonucu önceden bel l i bir kirl i savaş oyuını olduğu apaçıktır.

Düzenin büylesi bir seçim mizanseninc başvunnasınm te­mel nedeni . Kürdistan 'daki siyasal otoritenin eriınişliğini gözler­den ·saklayabilınektir. Bizzat bu olay m kendisi göstermektedir ki , sermaye düzeni Kürdistan· da devrimci ulusal lmreketlc bu burju­va platformda dah i boy ölçüşmeye yanaşınayacak denl i tüken­miştir. Bu nedenle de seçimleri bu tükenmişliği gizleyen, dahası Kürt ulusal hareketinin gücünü perdeleyen bir hileli oyuna dönüş­türmek istemektedir.

Açık ki düzen, görüntüde dahi serbest seçim olmaktan çı-

180

Page 181: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

karı l ın ış bu tiir bir seçim düzenbazlığıyla, sonucu önden bell i bu oyunla, kendine yapay bir meşruiyet sağlamak çabasındadır. Bu oyunun sonuçları i lc devri ınci Kürt u lusal hareketini güçsüz. kendini ise güçlü göstererek, yeni saldırı ve terör pol itikaları için uygun bir ortam yaratınaya çal ışmaktadır.

Seçimler ve Siyasal Çalışma başl ıkl ı başyazıda kendi tu­luınumuzu açıklarken, seçim sürecinin gelebileceği bu noktayı da gözeterek şu özel kaydı koymuştuk:

" ( Komünistler) Kurımı olarak parlanıe11ta11un yı,� ı 11lar açısmdan siyasal önemini konıdu,�u. yı,�uı hareketiliili /m kurtmı/an da,�ıtacak giicc ulaşnıadt,�l dönemlerde se�:inılere katılır/ar. Aksi halde hoykot taktij{ini giindeme getirirla . . .

"Ne var k i hunu mutlak/aştırmak yanlış olur. Öme.�in. Tiirk hw:juvazisi hugiin yerel seçinıleu/e üstiinlük .w.�lamamn hir yolu olarak dozu artan hir şiddet ile her türiii lıileyi içiçe kullanmak ei{ilimindedir. Bu öyle hir noktaya varahi/ir ki. hu durunıda seçimler /ıer tiirlii meşruiyetini yitirir ve seçimlere katılmak hıujuvazinin kaha hir oyımuna (/ö11iişehi/ir. Böyle hir durumda kanıiiilist/er ve devrimciler seçimleri hoykot yolıma da .�idehilir/er. ··

Gelinen nokta burasıdır. Şiddet ve hile politikasının aldığı düzey, seçimleri görüntüde dahi "serbest seçim'' olmaktan çıkar­mış, sonucu baştan bel li bir mizansene dönüştürınüştür. Düzen en sınıdan burjuva seçim normlarını dahi ayaklar altına almıştır.

27 Mart yerel seçimlerin in burjuva anlamda dahi hiçbi r meşruluğu yoktur. Bu seç imler düzenin kendine yapay bir meş­ruiyet sağlamaya çalı�tığı bir özel savaş oyunıı haline gelmi�ti r.

O halde; "İşçiler ı•e emekçiler bu oyuna alet olnıantalıdtrlar. Bu

seçimlerin Kiir1 halkına karşt ye11i bir salc/tn o/({lıa,�ına diiniiştüriilmesine seyirci kalmamalıdtrlar. Bunun için sandı,�a gitmeyi reddetme/i, seçinıleri boykot etme/i, seçim oyunu yerille mücadele yolunu tutnıa!tdtrlar. Sermaye seçimlerin lu:me11 ardtnda11 yeni bir eko11onıik istikrar paketini uygulanıaya lw:trlamyor. Bu, işçiler ve emekçiler için aç/tk. yoksulluk ı·e işsizlikte daha .fc'lah'tli yeni hir diinemin başlaması demektir. Bu. hu11a itiraz edenlere

/ 8 /

Page 182: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

siingü. cop ve kurşun demektir. Yeni yasaklar, devlet teriirii. işkence ve cinayet demektir. İşçiler ve emekçiler 24 Ocak ve 12 Ey/ii/' ii n kendileri için hangi sonuçlan yarattı.�ım lıatırlamalı. hu kez aym

şeye izin vernıemelidirler. Bu miimkiindiir. Bunun yolu hirleşmek ve miicadele yolunu seçnıektir. Genel Grev-Genel Direniş şiarmı

hayata geçirmektir.'' (EKİM Bildirisi) Komünistlcrin çağrısı budur. Eğer devrimci ler de bu oyunun basit bir figüranı hal ine

dönüşmek ve düzenin me�ruiyet arayışına sol destekçi ler olmak istemiyorlarsa, seçim leri boykot çağrısını yaygınla�tırarak düzc­nin seçim oyununu boşa çıkartmalıdırlar.

182

Ekim

15 Mart '94

Page 183: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halkina tam destek!

Kürt halkının onyı l lann birikiminden kök alan büyük ta­rihsel uyanışı ve mücadelesi onuncu y ı l ını doldurmak üzeredir. Bugün dünya çapında kendini duyurmuş bu mücadele, dünyanın ezilen ve sömürülen halkları tarafından giıgidc daha büyük bir ilgiyle ve sempatiyle izlenmekte ve destcklenıncktedir. Fakat ya­zık ki yanıbaşındaki Türk halk ı , Kürt halkına zulmeden aynı düşınan tarafından ezilen ve sömürülen Türk işçi ve emekçileri, bu hakl ı mücadeleye henüz gerekli i lgi ve desteği göstereme­mektedirler. Oysa bu, herkesten çok, dünyanın tüm öteki halk­larından · önce, kendi görevleridir. Türk emekçi halkı henüz bu görevinin gereklerini yerine geti rmediği içindir ki, Türk sermaye sınıfı ve onun devleti, mazlum bir halka karşı kirl i bir savaşı tüm gücüyle sürdürme kolayl ığını bulabi lmektedir. Baskıda. te­rördc, işkencede, toplu sürgünde, katliamlarda, kontr-gerilla tara­fından sistematik olarak sürdürülen cinayetlerde s ın ır lanı-

/83

Page 184: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mamaktadır. Kürt halkının büyük tarihsel uyanışı ve mücadelesi, u lusal

inkara ve köleliğe karşı bir ulusal eşi t l ik ve özgürlük mücadele­sidir. Bu mazlum bir halkın bi r kimlik ve onur mücadelesidir. K ürt halkını n bu ulusal uyanışı ve mücadelesi , 1 2 Eylül sayc­sinde toplumsal muhalefeti ezen ve uzun süreli bir siyasal istik­rarı nihayet sağladığını zanneden sennayc düzeninin üstüne yı l­lardır bir kabus gibi çökmiiştür. işçileri ve emekçileri açlığu mah­kum eden, yüzbinlerce devrimeiyi ve halktan insanı işkenceden ve zindandan geçiren. her türlü karşı koyuştı asker çizmesiyle ezen sermaye iktidarı, Kürt halkından umulmadık bir tokat ye­miştir. Gencral ler rej imi , kapital isıler mi lyarlar kazansın diye 24 Ocak Kararları 'nı süngü zoruyla işçi lere ve emckçilcrc dayalmış­lardı. Oysa bugün. I 2 Eylül 'ün bu ımığrur generalleri nin, Kürt halkının soylu direnişi karşısında süngüsi.i çoktan düşmi.i�tür.

Scnnayc düzeni 1 2 Eylül döneminde Kürdistan'da gürülmc­miş bir zulüm uyguladı. Bununla henüz fi l iz halindeki u lusal uyanışı daha başından boğınayı umuyordu. Fakat zaman ona ya­nı ldığını gösterdi. U l usal zulümlc rüzgar ekil iyordu, karşı l ığ ın­da ulusal direniş fırtınası biçi lccekti. S i lahlı direniş i lk patladı­ğında sömürgcci düzen onu küçümscdi, geçm işte olduğu gibi kolayca czcccğini sandı. Ne var ki bu yanı lsama ona pahalıya patladı. Küçük geri l la grupların ın özgürlük ateşini tutuşturma­sıyla başlayan mücadele, bugün bütün bir Kürt halkına mal­olmuştur. Kürt halkını yeniden kölel iğe mahkum etmek artık mümkün değildir.

Bu bir u lusal eşitl ik ve özgi.irli.ik mücadelesidir. Haklı ve meşru ulusal istemiere dayanmaktadır. Kürtler kimseden kendi­lerine ait olmayan bir şey istememektedirler. Tersine kendi leri­ne ait olan. fakat başkaları tarafından zorla ve katl iamla gasp­edilen, 70 yıldır inkar edilen temel ulusal haklarını istemektedir­ler. Her onurlu ulus gibi kendi kaderlerini kendileri tayin elmek istcmektedirler. Bu onların en doğal hakkıdu· ve onlar bu hakkı kullanmak olanağını elde etmek için en büyük acılar içinde, en büyük kahramanlıkları göslenncktedirlcr.

184

Page 185: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halkı. bugünkü sömüri.i ve zulüm düzeninin bekçisi olan mevcut devletten nefret etmektedir. Fakat Türk halkına kar­şı büyük kardeşlik duyguları iç indedir ve mücadelesini omın mücadelesiyle birleşti rmek istemektedir. Sömürgeciler tarafın­dan demagojik bir biçimde istismar edilen ·'bin y ı l l ık"' kardeşl iği eşit l ik ve özgürlük temeli üzerinde, bu biricik sağlam ve adi l temel üzerinde geleceğe taşımük, artık ti.imüyle Türk işçi v e emek­çilerine bağl ıdır. Onların Kürl halkının hakl ı ve meşru taleple­rine sahip çıkmasına. kahramanca mücadelesinde ona tam des­tek vermesine bağl ıdır. Fakat en öneml is i . iki halkı n arasına bir zulüm ve kat l iam makinası olarak giren bugünkü sermaye dev­let inin y ık ı lmasına, bu devletin dayandığı sermaye s ın ı fı n ı n devrilmesine bağ l ıdır.

Sermaye düzeni çüri.imi.iş ve iflı.ıs etmiştir. O bir kaç on yıl­d ır bir yapısal kriz içindedir. Asalak kapital isı ler ve onların sır­t ını dayadıkları emperyalizm. Türkiye 'nin i flas etmiş kapitalist düzenini ordu ve polis zoruyla ayakta tutmaktadır. Halkın muha­lefeti ve mücadelesi her seferinde askeri darbelerle, bunlar sa­yesinde uygulanan kan lı hastırımı operasyonlarıyla ezi lmekte ve kontrol edilmektedir. Fakat bu çözüm olmamakta, sorunlar, mu­halefet ve mücadele her seferinde kendini yeniden gösterınekıe­dir. Çözüm devrimdir; toplumun sırtında asalak bir ur haline gelıniş bulunan , emekçilerin alınterine ve kanına doyımıyan kapital isı­ler sın ı fın ı devirmekıir. Çözüm işçi s ını fı önderliğinde sosyaliz­me yürümektir. Sosyalist bir işçi-emekçi cumhuriyeti kurmak için savaşmakı ır.

Kürt halkına sömürgeci zulüm uygulayan bu s ını f, işçi lere ve emekçilcre de en ağır sümüri.iyü ve her türlü demokrat ik hak­lan yoksuniuğu reva görmektedir. İ MF ve Dünya Bankası isti­yor diye ve kapitalisı ekonominin krizini halkın sırt ından hafif­letmek için, "paket'' üstüne "paket" açıl ıyor. Halk açlığa mahkum edi l iyor, yüzbinlerce işçi sokağa at ı l ıyor. Bu arada yağma. ta­lan, israf ve bir avuç asalağın safahalı li.im hızıyla sürüyor. Halk­lan gaspedilen tri lyonlarla kir l i bir savaş sürdürülüyor. Kardeş bir halk ın kanı oluk oluk akıtı l ı yor. Eği t imden, sağ lıktan, temel

185

Page 186: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

hizmetlerden kesi len kaynaklar baskı mekanizmasını güçlendir­mek için kullan ı l ıyor. Ordu ve polis büyütüldükçe büyütülüyor. Sömürü ve baskı düzeninin kol luk kuvvetleri tahkim edi liyor. Bu, işçi sın ı fıyla, emckçi lerle alay etmektir. Bu, emekçi halkın bugü­nüyle ve geleceğiyle oynamaktır. Türkiye 'nin işçileri, emekçi leri, tüm ezi lenleri buna art ık dur demclidir.

Kürt halkının u lusal haklarıni ' ayaklar altında çiğneyen bu düzen, Türk halkının ulusal onurunu da emperyal istlerin ayak­ları altına sermiştir. Emperyalizme göbekten bağımlı Türkiye ka­pitalizmi artık bununla da yctinmemektcdir. KİT' ler "özel leştir­me" adı altında kclepir mal niyetine yerl i ve yabancı tekel lerin yağmasına açı lmıştır. Ekonomiyi ve mal iyeyi İ MF ve Dünya Bankası teknisyenleri doğrudan yönetmektedir. İç ve dış politika A B D ' nin tam hizmetinde ve denetimindedir. M i l l i savunma Pentagon 'un güdümündedir. Ye Türkiye'nin başında bugün, "ikin­ci vatan"ı ABD i lc övünen Amerikan vatandaşı bir başbakan var­dır.

ABD istedi diye Somali 'ye asker gönderdi ler. Şimdi ise Bosna 'ya gönderiyorlar. Bunu "müsliiman Boşmıklar"ın özgür­lüğü için yaptıklarını söylüyorlar. Oysa aynı ordunun yüzbinlerce askeri "müslüman Kürtler''in özgürlük mücadelesini boğmak için Kürdistan'dadır. Sermayenin ordusu, nerede olursa olsun, halkiara özgürlük için deği l , kölel ik ve zulüm için vardır.

Kapita l isı s ın ıf, Kürt halk ın ın hak l ı mücadelesine karşı emperyalist dünyadan yardım ve destck almak için uşaklıkta s ı­nır tanımıyor. Kürt halkın ı u lusal kölel ik altında tutabilmek için, tüm Türkiye halkı üzerindeki emperyalist kölel iği perçinliyor. Türkiye'nin kendi deneyimi bir kez daha gösteriyor ki, "Bir ulusu ezen bir başka ulus özgür olamaz!" Türk burjuvazisi Kürt halkını ezmek için Türk halkını açlığa mahkum ediyor, her türlü demok­ratik haktan yoksun b ırakıyor, emperyalist kölel ik i l işki leri için­de tutuyor. Bu da gösteriyor ki , Türkiye işçi ve emekçi lerinin Kürt halkının hakl ı özgüritik mücadelesine verecekleri her des­tek, gerçekte ve aynı zamanda, kendi kurtuluş mücadelelerine bir katkı , bu doğrultuda bir adımdır.

/8(>

Page 187: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bugün Kürdistan 'da oluk oluk kan akıtıl ıyor, akıtılan kardeş bir halkın kanıdır. Bugün Kürdistan'da yüzlerce köy yerle bir ediliyor, yerle bir edilen kardeş bir halkın yerleri-yurtlarıdır. Bu­gün Kürdistan 'da işkence ve zulümde sınır tanınmıyor, işkence ve zulme uğrayanlar kardeş bir halkın mensuplarıdır. Bugün Kürdistan 'da onbinlerce köylü zorla sürgün edil iyor, sürgün edi­len bu insan kitleleri Türklerin "bin yı l l ık" kardeşleridir. Bugün Kürdistan'da aydınlar ve politikacılar sistematik bir biçimde dev­letin karanlık güçleri tarafından katledil iyor, katledilenler kardeş bir halkın seçkin evlatlarıdır.

Peki Türkiye işçi sınıfı tüm bunlara neden seyirci kalıyor? Türk işçi ve emekçileri tüm bu olanlara niçin suskun kalıyor? Seyirci kalmak, suç ortağı olmaktır! Suskun kalmak onaylamak­tır! Tarih vicdanında sorun her zaman böyle anlaşılmıştır. Hak­sızlığa, eşitsizliğe ve zulme karşı adaletten ve özgürlükten ya­na olan hiçbir sınıf bunu kabul edemez, etmemclidir. Hiçbir onur­lu halk bu duruma seyirci kalamaz, kalınamalıdır.

Kızıl Bayrak

Haziran '94

/87

Page 188: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli savaş1n iktisadi yönü

Başbakan Çi l ler 1 994 yı l ında dev letin toplam 1 000 trilyona yakın para harcayacağım ve bunun %4<r ının. yani 400 tri lyon l irasının ı<;ürdistan'daki savaş harcamaları için kul lanı lacağını açıklanııştı . 400 tri lyon l ira. yakl aşık olarak Türkiye ekonomisi­nin Gayrı Safi Mi l l i Hası lasının (GSMH) be�tc birine , y ı l l ık ihr­acat gel i rlerin in yarısına. iç borçların i se tamamına eşdeğer bir m iktardır. 1 994 yılı için gerçek leşmesi beklenen bütçe açığının 300 tri lyon l i ra olduğu da göz iini.inde tutulursa, k irl i savaş har­canıaların ın ne kadar büyük m iktarda bir kaynak emdiği daha iyi anlaşı l ır. "Bütçenin beş kara dcl iği" diyerek K İT' Ieri. bek­diyekri. SSK'yı . ücretleri . tarım destekleme al ım larını krizin so­rumlusu olarak gösteren ve hedef tahtasına yalıran sermaye sı­n ı fı , yı lda 400 trilyon kaynak yutan kirl i savaşııı bütçcde açtığı koca yarığ ı gizlcmeyc çalışıyor.

* * *

/88

Page 189: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk devletinin Kürdistan 'daki egemenliği orduya, pol ise, korucuya, kontr-geri l laya. uçağa, lanka. topa. tüfeğe, yani sadece kirli sava� aygıtiarına dayanmaktadır. İdeolojik varl ığı liikendik­çe, sömürgeci varl ığın ı koruyabilmek için düzenin el inde kirli sava�ı t ı rmandırmaktan ba�ka bir yol kalınamaktadır. Bu çıplak zora dayal ı . utanç verici ''egemenl iğin'' ekonomiye yansıması ise. bütçeden kirli sava�a ayrılan payın sürekl i artması . kabaran bütçe açıkları ve buna kar�ıl ık i�çi sınıfının. emekçilerin geçmi� müca­dele kazan ımların ın i fadesi olan ücret , sağlık hizmetleri. sosyal hizmetler, eğit im vb. payların da sürekl i a�ağı çeki lmesi olımı�­lur. Kirl i savaşın mal iyet i . geçen y ı l bütçenin %30'u, bu y ı l %40' ıdı r. Bu gidişle gelecek y ı l %50'si olac:ıktır. Masranarı her yıl cnnasyon oranının çok üzerinde artan kirli savaşın da önemli etkisiyle, 1 9RR- 1 993 döneminde her y ı l . hedellenen bütçe açık­larında % I oo·e yakın sapınalar gerçekle�mi�ı i r. 1 993 bütçesi i lc I 994 bütçesi karşı laştırıldığında, yüzde oranı en fazla aı1an kale­min Savunma Bakanlığı bütçesi, yani kirli savaş ödenekleri oldu­ğu görülür. Kir l i savaş ödeneklerinin 1 993 bütçesindeki oranı % 1 2.5, 1 994 bütçesindeki oranı ise % I R.4'tür. Buna karşı l ık eği­tim harcamalarının payı % I R.2 'den % 1 5 'e, sağl ık harcamalarının payı ise %4.6'dan %3.7 'ye dü�ürülmü�liir. Bütçeden "s:ığl ık" için ayrı lan eski miktar bile bu devletin emekçilcre ne tedaviyi . ne doktoru. ne de ilacı . s:ıdece ölümü layık gördüğünün bir kanıııydı. Şimdi ise sermaye devletinin emekçi halkın sağlığı için ayırd ığı bir yı I lık bütçe payı, Kürt halkını kana boğmak için k irl i savaşa ayırdığı b ir ayl ık bütçe payına qill ir. Her ikisi de yaklaşık 30 trilyondur. Bu miklar emekçi lerin deği l sağlık hizmetlerine. kc­fen paralarma bile yetmeyecek b ir miktardır. DevJet aynı senmıye devleıidir. i�ç i sın ı fına ve ezi len halklanı kar�ı düşmanlığı aynı­dır. Kürt halkının eşi t l ik ve özgürlük taleplerini nasıl kana boğu­yorsa, işçi s ınıfının beslenme, sağlık taleplerine verdiği yanıt da yine ölüm olmaktadır.

Tü ın bunların anlamı şudur: Kürdistan 'daki çözümsüzlüğü derinlqtikçc, S?rmaye devlet i , k i rl i sava� havuzunu i şçi s ın ı fı­nın, emekçi lerin i l iklerini her geçen gün daha da kurutarak dot-

/89

Page 190: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

durmaktad ı r . Söınürgec i sermaye dev letin in Kürdistan' daki çözümsüzlüğü derinlc�tikçc, sömürgeci egemenliğin Türkiye işçi sın ı fına ekonomik ve siyasi faturası da bir o kadar biiyüınektedir. K iT' Ierin. tekelci sermayeye doğrudan pcşke� çekilerek yüzbin­lerin sokağa atı lmasında, sendikasızlaştı rına, taşeronlaştırına ile kazanı lmış hakların gaspcdi lıncsinde, asgari ücret ve işsizlik sopasıyla mi lyonların sefalet batağına iti lınesinde, maaşların ve ücretierin her yoldan tırpan lanmas ında, SSK 'nın kaynaklarının yağınalanınasında, tarım sübvansiyonlarının kaldırı lınasında, iç ve dış borç bu lmak için faturası daha sonra emekçilere çıkarılmak üzere karşıl ıksız para. tahvil basıl ıp enflasyonun köriiklcnmesindc: işte tüm bunlarda, sermaye sını fının sömürgeci kirli savaş için kaynak emme ihtiyacının öneml i bir payı vardır.

* * *

Ama Çi l ler ' in açıklamasında olduğu gibi , sermaye devleti de bu rakamları (bütçeden kir l i savaşa ayrı lan payın büyüklüğünü) saklamaınakta. tersine özel l ikle vurgulaınakıadır. Onun sakladı­ğı. rakamların kendisi deği l , bu rakamların arkasında yalan sı­nıf gerçckleridir. İşte s ın ı f bil inçli işçilerin de d ikkatlerini asıl yoğunlaştırınaları gereken yön burasıdır. Yoksa aynı mkmnlar ser­maye sını fın ın · el inde şovenist bir s i laha da dönüşebilmektedir. Aşağıdaki sorular ve yanıtları , bizim, rakamların arkasında gizli duran sını f gerçeklerin i görmemize yardımcı olacaktır. Kirli sa­vaş havuzuna her yıl yüzlerce trilyonluk kaynak akıtan, yüzbinle­rce kişi l ik orduyu. onbinlerce polis ve jandarma kuvvctini , 50 bini aşkın korucuyu, binlerce özel tinı i , kontr-geri l layı . yüzlerce M iT görev l is ini , ajan provakalörii. nıuhbiri ve her türiii savaş aygıtın ı bölgede seferber eden devlet, sayısı birkaç oııbinden iba­ret olduğu söylenen ve arkasında ne yüzlerce trilyonu, ne uçakla­rı . ne de tankları olan bu "terörist örgüt'' ilc nasıl oluyor da bir türlü başedemenıektedir'! Türk devleti, PKK 'ya ını . yoksa PKK'­nın önderliği sayesinde kendisini bir güç olarak örgütleyen Kürt halkına. onun yükselttiği ulusal eşitl ik ve özgürlük taleplerine karşı ını savaşnıakıadır? Bu talepler bir halkın sahip olması gere­ken en doğal hakları değil midir? Kürtler i lc Türkler gerçekten

/ 90

Page 191: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

eşit midir? K ürt halkı 70 yıldır sömürgeci Türk devletinin ulusal ve s ın ıfsal zulmüne maruz değil midir? Onun e�itl ik ve özgürilik talepleri meşru, haklı ve desteklenmesi gereken talepler değil mi­dir? Bu taleplerin kana boğulınasında Türk emekçi lerinin çıkarı nedir? 1 9 1 4'te Alman işçi s ınıfının çoğunluğu emperyalist savaşta kendi burjuvazisinin yanında saf tutarken, bu ihanetin üzerinde yükseldiği maddi bir temel vardı; sömürgelerden gelen karlara pay ortakl ığını sürdürmek! Yoksa Türk emekçileri de. devletin Kürt halkını katletmesinden kendisine düşecek böyle bir pay mı beklemektedir? Yoksa Türk emekçileri, kendi oğul larını değil Kürdistan 'da savaşmaya. askere bi le göndermcyen. ülkeyi em­peryalistler ile birl ikte yağınalayan bir avuç .sömürücünün çıkarına olan bu kirli savaşın. "teröre karşı vatanın, mi l letin çıkarlarını konırnak için sürdi.irüldüğü" demagojisine mi imınmaktadır? Ay­nı devlet değil midir, 70 yıldı r sennaye s ını fına hizmet etmekten bir an bile geri durmayan ve Türk emekçilerine ise sadece açl ığı , işsizl iği, yalanı ve zorbal ığı layık gören?

Eğer karşı koymazlarsa, bu haksız ve kirl i savaştan Türk emekçilerine düşecek olan pay, yalnızca, kardeş Kürt halkına kar­şı katl iaında suç ortaklığı yapmanın onursuzluğu· ve yarası ola­caktır. Oğullarının Kürdistan 'dan dönen gencecik cesetleri olacak­tır. Yine onlara düşen bir başka pay da, işçileri kendi içinde böl­mek, hedenerini şaşı rtımık, gerçek düşmanlarını gizlemek, devle­tin her türlü baskı ve terörünü mazur göstermek için kurulan şovenist tuzağa yakalanmak olacaktır. Ve en son olarak. kirli sa­vaş harcamaları ile daha da derinleşen sefalct batağının en diple­rine doğru yuvarlanmak olacaktır.

K irl i savaş işçi sın ı fının sı rtında kocaman bir k:ıınburdur. Hem de onu sadece ekonomik sefaletc iten deği l , aynı zamanda kendi kurtuluşu yolunda ayağa kalkmasına da engel olan siyasal bir kamburdur. işçi sınıfı , kirli savaşın arkasındaki siyasal sı­nıf gerçeklerini görmedikçe, bu devletin hem Kürt halkını, hem de kendisini hedef alan sömürgeci ve sömürücü niteliğini kav­ramadıkça. Kürt halkı i lc ortak mücadele etmesinin gerekli l iğini bil ince çıkarınadıkça, bu savaşın kaynaklarının kendi i l iklerinden

/ 9 1

Page 192: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çekilmesine kar�ı da kararlı b ir mücadele sergileyemeyecektir. Ni tekim sermaye, aynı siyasal zaaflardan yararlanarak sımfı böl ­menin, zayıf di.işi.irınenin. hedefini �üşırtınanın, onu parÇa parça ezınenin yol larım bulmaktadır.

* * *

Bugün sermaye, Kürt halkına ve Türkiye işçi s ın ıfına karş ı , savaşı iki cephede birden aynı anda yi.iri.itıncktedir. Eğer sınıf bi l inçl i i�çiler �ovenist zaafların üzerine cesaret ve kararl ı l ıkla gitmeyi ba�arırlarsa, Kürt halkı i le devriınci bir itti fakın gerçek­leşmesi ve bu itti fak ın sermaye düzeninin temellerini sarsınası işten bile değildir. Yoksa bu sınıf, kendi kurtuluşu yolunda ayağa kalkınayı da başaraınayacaktır.

192

Kızıl Bayrak Temmuz '94

Page 193: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli savaş1n kaynaklari

Nasil karşılamyor?

Sermaye devle,ti bu savaşın masranarını hangi yol lardan karşılamaktadır? Kirl i savaş için başlıca ödeneklerden biri Savun­ımı Bakanlığı bütçesidir. Savunma Bakanlığı bütçesi, 1 994 büt­çesinden 1 23 trilyon l iral ık bir pay almıştır. Ayrıca genel bütçe­den bölge valilerinin emrine "örtülü ödenek" adı altında trilyon­larca l iral ık hesaplar açılmaktadır. Sermaye devleti, kendi terörist burjuva hukukunun bile k ı l ı fımı sığımıyan kirli savaş masrafla­rını . bu "örtülü ödenek"tcn sağlamaktadır. Kontr-geri l la, <\ian pro­vakatörler, muhbirler, gizl i cinayet şebekeleri buradan beslcn­mektedir. Yanısıra, bölgede görevli yüksek askeri ve idari er­kanın bu ödeneği kendi arpal ı k ları olarak kul lanmalarına da müsaade edilmektedir. En son o larak, Kozakçıoğlu 'nun bu öde­nekten kendi özel hesabına büyük miktarlarda para çektiği bel-

/ 93

Page 194: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gclcrle ortaya çıkmış ve o lay daha sonra örtbas edilmişti. Kirli savaşın finansınanında bunlarla da kal ınınıyor. Kurulan kirli sa­vaş fonlarımı akla gelen her yoldan. devletin zoruyla, büyük kaynaklar eın i l iyor. Bun lardan baş l ıcası "Savunma Sanayi ini Destekleme Fonu"dur (SSDF). Gönül lü bağış kampanyaları halk­tan bir i lgi görmediği için, 323R say ı l ı yasa i le çeşitli temel tü­ketim maddelerinden "destek'' adı alt ında devlet dayatınası olan fon kesintisi uygulaması getiri lmiştir. Örneğin: TEKEL. içki ve sigara satışlarından elde ettiği toplam mal iyet gel i rinin yaklaşık % I O'unu SSDF'ye aktarır. Mi l l i Piyango işletmesi, her 1 00 l i ra­l ık satış gel i rinden yaklaşık 30 l irasını böyle bir fona aktarır. 1 992 yı l ında 1 .2 tri lyon l i ra olan net karın %65 '.i bu fona akta­rılmıştır. ("S ize de çıkabi l i r !" diye reklamını yaptıkları . devlet terörü olsa gerek. Mi l l i piyango alan lar içinde kafasına cop yi­yen, işkence gören, pol is kurşunlarımı hedef olanların sayısı, hiç kuşku yok k i , ikramiye kazananların sayısından çok daha fazl a­dır!) '92 yıl ında emekçi lerden gaspedi lerek SSDF'de toplanan pa­ra miktarı toplam 7. 1 tri lyon l i rayı bulmuştur. Bugünkü değeriy­le hesaplandığında ortaya 35 trilyon l ira gibi hiç de küçük olma­yan bir miktar çıkmaktadır. Devlet bunlarla da yetinmeıniş ve benzer bir yöntemle "Terörle Mücadele Fonu'' o luşturmuştur. Tra­fik cezalarından tutun da silah ruhsalı alımlarına. pasaport işlem­lerinden çeşitli KİT gel i rlerine kı\dar bu fona %3 i le % 1 0 arası bir kesinti zorunluluğu getiri lmiştir. Tüm bu yukarıda saydıkla­rımız. kirl i savaşın masranarı arasında önceden az-çok hesap­lanabilen miktarlardır ve sadece bunlar. Çi l ler'in açıklamasıyla bu yı l 400 trilyonu bulacaktır. Ayrıca, emperyalist ülkelerden hi­be, borç vb. adlar altında al ınan askeri araç gereçlere yapılan ödemelerin, verilen ekonomik ve siyasi imtiyazların mal iyetleri de buna eklenmelidir.

• • • ve nasıl harcamyor?

işçi s ın ıfının ve emekçilerin i l ik lerinden çeki len kirli savaş kaynakları, devletin si lah zoru i lc gaspettiği bu yüzlerce tri lyon; nerede ve nası l harcanıyor?

1 94

Page 195: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sadece 1 992 yı l ındaki sava� harcamalarının bugünkü kar�ı­l ığı 300 trilyon l iradır. TV 'de cmekçilere, sanki bir ımıcem "fi l­mi" gibi iziettirilen kirl i savaşın her sorıisi, her bombası , bu "sc­yirci lcr"i ekmeğinden, işinden etmekle kalmamakta, bir insan­l ık suçuna ortak ederek onurlarını da derinden yaralamaktadır. B ir savaş uçağının sadeec bir sorti yapmasının maliyeti 500 mil­yon, hel ikopterinki ise 350 milyon l i radan az deği ld ir. Ve bir askeri harekat sırasında savaş uçakları ortalama 900, helikopter­ler ise 1 50 sorti yapmaktadırlar. Sadeec son Zcl i harekatı için 5 trilyon l ira harcandığı bi l inmektedir. Devlet, "PKK'yı bi t irdik" demagojisine görsel malzeme sağlamak için yanına "korucu ba­sın" mensuplarını da katarak sık sık benzeri hava ve kara ope­rasyonları di.izcn lcmektcdir. Ti.irk emekçi leri şovenist demagoji­nin esiri o lup kir l i savaş karş ıs ında sessiz kaldıkça, kendisine kesilen faturalar da kabarmaktadır. Son dönemde, Genelkurmay, Kürt halkı ve Ortadoğu halkları karşısında emperyal izmin ve Türkiye kapitalizminin hizmetin i daha iyi görebi lmek için Türk ordusunun modernlcştir i lmcsini talep etmektedir. Mal iyeti ka­tri lyonları bulacak olan bu talcbc hükümet ve di.izcn parti lerini n olumlu yaklaştığ ı bi l inmektedir.

Bu düzende. yüksek kar imkanları o lmadığı sürece eldeki kaynaklar yeni yatırımlar yapmak, işsiziere iş alanları açmak için kul lanı lınaz. Ama tck vası fları köy basmak, ger i l laların izini sürmek. kadınlara tccaviiz etmek. devlet zoruyla köylüleri hanıca bağlamak. işkence yapmak olan 50 bini aşkın onursuz korucuya maa�. yiyecek, giyecek ve cephane olarak verilmek üzere kirli savaş havuzuna 1 994 nıkamlarıy la y ı l l ık yaklaşık 20 trilyon l ira akıt ı l ı r.

Bu düzende, i şçi s ı n ı fı n ın . emekçi halkın sağ l ık . sosyal güvenlik. cmck l i l ik, eğitim, külti.ir vb. i ht iyaçları gereksiz mas­raf olarak görülür ve bunlar için b ir çivi bile çak ı lmaz. Ama bölgede sadece 1 99 1 -92 yı l ları arası nda 7 1 95 polis l ojmanı . 55 cezaevi, 353 jandarma karakolu, 697 jandarma lojınanı inşa edi l ir.

Bu düzende, asgari ücretle çal ı şmak için bi le i ş arayıp bu­lamayan mi lyonlar vard ı r. Ama Kürdistan 'daki özel tim men-

195

Page 196: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

suplarının her biri (tazminatları , öldürdükleri köylü başına aldık­ları teşvik primleri , bastıkları köylerdeki !alanlar vb. dışında) as­gari ücretin 20 katı maaş almaktadır.

Devletin kamu görevl i lerini bölgede tutabi lmek için verdi­ği Apo lazminatı olarak bil inen rüşvet, I 994 rakamlarıyla yak­laşık I O trilyon l iradır.

Bölgedeki askeri, adli personelin ve "örtülü ödenek"ten M iT mensuplarının aldığı maaş toplam ı , I 994 rakamlarıyla yaklaşık 20 trilyon l iradır. i mzalanan sözleşmelerdeki sefaJet ücretlerini bile işçi lere ödeycbilecek durumda olmadığını , memurlanı maaş veremez duruma geldiğini açıklayan bu ikiyüzli.i devlet, Kür­distan'daki ordu mensupları, MiT görevli leri. kontr-geri lla, muh­bir, ajan provakatör maaşların ı , tazminatlarını tkierken hiçbir sı­kıntı çckmemektedir.

Kürt halkı na ölüm kusan Skorsky helikopterinin tanesi 1 1 m ilyon dolara, Cobra helikopterinin tanesi ise 1 3 mi lyon dolara satın alınmaktadır ve sipariş üzerine sipariş verilmektedir. Si­lah üretimi ve ınontaj ı için emperyalist tekel lerin kasasına akı ­tılan para yı l l ık yaklaşık 70 trilyon l iradır. Türkiye'de kirli sava­şın beslediği silah sanayii özell ikle '90'1ardan sonra en karl ı sek­törlerden biri haline gelmiştir. Kürt köylerinin her bombalanı ­şında, Kürt gençlerinin her kurşunlanışında bu silah tekelleri daha

da palazlanınaktadır.

/ 96

Kızıl Bayrak

Temmuz '94

Page 197: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halki devrimci mücadelede 1srar etmelidir!

15 Ağustos 1 9R4, Kürt u lusunun tarihinde öneml i bir dö­nemeçtir. Kürtler'in u lusal baskı ve eşitsizliğe başkaldırışlaı'ının simgesidir. Kuşkusuz, Kürt u lusal mücadelesi 1 5 Ağustos 'ta baş­lamıyor. Bu mücadelenin 1 9. yüzyıla kadar uzanan kökleri var. Cumhuriyetin i lk yıl larında da, 1 925-40 dönemini kapsayan bir dizi Kürt ayaklanması mevcuı. 1 9. yüzyıldan 1 940' 1 ı yı l lara ka­dar oldukça geniş bir zaman aral ığına yayı lan ayaklanmaların ortak öze l l iği , üst sınıfiara ve özel l ikle feodal öğclerc dayanıyor olmasıdır. Bu özel l ik bu tarihsel döncmdeki Kürt ayaklanmala­rının en zayıf yanını oluşturmaktaydı. Bu temel zayınığından ya­rarlanarak Kürt ayaklanmalarını ezmek ve ardından koyu bir asimi lasyon politikası uygulamak, bu süreçte sömürgcci seıinayc devletinin temel pol i t ikası oldu. 1 940 tarihinde Kürt u lusal mücadelesinin bu dönemi kapandı.

1 950 ' 1 i y ı l larda hıziamın kapi tal i st gel işmenin dolaysız

197

Page 198: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sonuçlarından biri de, Kürt ulusal hareketindeki can lanınaydı. Toplumsal muhalefetin yoğunlaştığı , s ın ıf mücade lesinin kcs­kinleştiği '60 ' l ı yıl lar, Kürt ulusal uyan ı�ı açısından da bir yük­selme dönemi oldu. Kürt aydınları arasında' başlayan ulusal uya­n ;ş, giderek Kürt yoksul sın ı fiarına dek yayıldı . '60 ' 1 ı yıl lardaki sol hareketin şovenist yönüne tepkiyle de bağlantı l ı olarak,'70' 1 i yı l larda, bir dizi ayrı Kürt örgütlenınesi kuruldu.

Devriınci ve reformisı kanatlarıyla sol hareketin bir bütün olarak yıkım ve tasfiye yaşadığı ' 80 ' 1 i yıl lar, Küıt ulusal hareketi açısından tam bir sıçrama dönemi oldu. 1 5 Ağ'ustos 1 9X4 ' tc i lk kurşun sıkıldı ve onu izleyen on yılda Kürt u lusal mücadelesin­de tarihi önemde bir gel işme yaşandı . O günden bugüne Kürt ulusal mücadelesi sürekl i olarak gi.ici.ini.i ve etkinl iğini artırd ı . 1 984 'tc başlayan mücadele, ı 987 'de oturmuş bir geri l la hareke­t i , ı 989-90 döneminde ise kır ve kentin Kürt nüfusunu kucakla­yabilen bir devrimci kitle hareketi haline geldi. Kürt sorunu ulus­laranıs ılaştı, dünyanın i lerici kamuoyunun ve Iabiki emperyal iz­min temel gündem maddeleri arasına girdi . Kürı sonınu artık çö­zümünü dayatan bir soruna döni.işmüşıi.i. Gerek söıni.irgeci Türk buı:juvazisi, gerekse emperyalizm kendi çözümlerini dayatmak doğ­rultusunda yoğun bir çaba içerisine girdi ler.

Bazı rark l ı eği l imlerin de bulunmasına karşın, sömi.irgeci Türk burjuvazisinin Kürt sorununa i l işkin ıavrı geleneksel inkar ve imha pol i tikası doğrullusunda oldu. Geçmiş dönemlerdeki Kürt ayaklanmaların ı kat l iam pol itikalarıyla ezebi len sömürgeci Türk burjuvazisi . bu yeni Kürt ayaklanmasını da benzer bir pol i t ikay­la ezip eıkisizleşt irebilcceğini düşündü. Kürt sorunundaki gele­neksel pol iı ikasını bir kez <l<ıha yürürlüğe koydu. Ama bu kez yanı ldı . Zira ıüın diğer Kürt ayaklanmalarından farkl ı o larak bu kez hareket Kürt yoksul s ınıfiarına dayal ı halkçı bir hareket ola­rak gelişmekteydi ve alt sınıflarııı devriınci eği l imlerini kendinde soınutlayan bir önderliğe sahipt i . Sömürgeci devletin uyguladığı imha pol i t ikasına rağmen. hareket Kürt halkı içinde her geçen gün daha da yayılıp kökleşı i . İnkar ve imha politikası iflas etmeye baş lamıştı ve bu, çok geçmeden sömürgeci sermaye devleti

/ 98

Page 199: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

saflarında bi le it iraf edilmeye başlandı . Şiddeti tck ya da temel pol it ika sayan anlayı�la bu sorunun çözülemcycccği yönlindeki düşünceler, buı:juvazinin çc�it l i kesimlerince daha sık ifade edi l ir oldu.

Ne var ki , söınürgeci sermaye devleti bugüne kadar şiddet ve imha politikasından döngeri etmiş deği ldir. Bunun nedenle­rinden biri , bu pol i tikanın söıni.irgeci devletin geleneksel pol i t i ­kası olmasıdır. Ama yalnızca bu deği l . Daha öneml i bir neden var k i . bu da, sömürgeci sermaye devletin in ciddi düzen içi re­forın lar yapabi lecek bir güce sahip ol ınaınasıdır. Bu nedenle sömiirgeci devlet kalıcı bir çözüm üreteıncyeccğini bi ldiği hal ­de . bugiine dek inkar ve imha politikasında ısrar edcgclmiştir. "Ezemezseın hiç olınazsa bi raz geri lctirim" mantığıyla devrimci Kürt hareketine ve Kürt halkına en vahşi yöntemlerle saldırmış, kitlesel katl iamlarla Kürt halkın ı s ind iqneye çal ı�mışt ı r.

Bu azgın şiddet poli t ikasına rağmen k ısmi ve geçici mevzi kayıplan bir yana bınıkıl ırsa; devriınci Ki.irt hareketi sürekl i ola­rak biiyiimüş, gclişıniştir. Söıniirgeci sermaye devleti . şiddet ve inkar pol itikalarıyla çözüm elde etmekte geciktikçe, empeıyalizm kendi politikasıııı söınürgcci devlete daha kuvvet l i bir tarzda da­yatmaya başlamıştır. Emperyal izmin Kürt polit ikasıyla sömürgcci sermaye dev letinin pol i tikası arasında özü itibariyle bir farkl ı l ık yoktur. PK K'nin ezi hnesi ya da devriınci özünlin boşalt ı lması her ikisinin de kaygısıdır. Fark l ı l ık burada deği l . bunlara nası l ulaşı lacağı sorunundadır. Emperyal izm sorunun çözümü için şid­det pol it ikasıııın yanısıra ve bunu daha da etki l i kı lmak için kıs­mi bazı tavizlerin veri lmesi gerekt iğini düşünürken, sömürgeci sermaye devleti bu tür tavizlerin , ancak PKK ctkisizlqtirildiktcn sonra veri lcbi leccğini düşünıncktcydi . PKK ctkisizlcştiri lmcdcn veri lecek her tavizin ulusal hareketi daha da kuvvctlcndircbilc­ceği endişesini taşımaktaydı .

Son gelişıneler göstermektcdir k i . sermaye çevreleri em­peryal izmin çözüm platformuna gitt i kçe daha s ıcak yaklaş­maktadırlar. Önce TÜSiAD'dan, bugünlerde ise TOBB 'dan "po­l i tik çözüm'' doğrultusunda sesler yüksclmcyc başladı . Demir-

/99

Page 200: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

e l ' in "anayasa! vatandaşlık" vb. üzerine. Çiller' in Küı1çe üzerine ardısıra gelen açıklamaları, sömürgeei sermaye devletinin bu yöne doğru dümen kırmaya başladığının i lk işaretleri kabul edilebil ir. "PKK' yi ezdik şimdi. sıra polit ik çözümde"; bu söz bugünlerde daha sık duyulur olmaktadır. Böylcc:c bir süredir yürütülen, "PKK bitiri ld i" demagojis inin gerçek nedeni de ortaya çıkmaktadır. Bu demngojik kampanya aracıl ığıyla gündeme gelebilecek taviz­lerin yaratabileceği yenilgi havas ın ın önü kesilınek istenmektedir.

"Üniter devleti" korumayı esas alıp. "üniter ulus'" kavramını taı1ışımıya açan, Kürtçe yayın ve eğitiı�i gündeme getiren TOBB raporu, buna paralel olarak açıklanan "Güneydoğu Konut Projesi", yoğunlaşt ırı lan korucu parti girişimleri . . . Tüm bunlar göstermektc­dir k i , söınürgcci sermaye devleti sopa politikasını ki.içük çapta da olsa havuç pol i tikasıyla birleşti rmeye çalışacakt ır.

Tüm bunların tck bir amacı vardır: Kürt u lusal hareketinin devriınci önderl iğinin altını boşaltmak, Kürt halkının dcvrir11ci çözüm isteğini zayıflatınak. Bu göstermelik tavizlerin. Kürt hal­kına dayatılan sömi.irgcci esaretin belki biraz daha inceltilmiş bir biçimde sürmesinden başka hiçbir anlamı yoktur.

***

1 5 Ağustos bir devriınci siçrayış günüdür. Kürt halk ı son on yı ldır elde ettiği Lüm kazanımlarını devriınci mücadeleye borçludur. Bundan on yıl önce Kürt halkı ti.iınüylc yok sayı l ı ­yonllı. Onunla "dağl ı Türk" dcni lcrck alay edil iyordu. B ugünün en gerici ve şoven burjuva pol it ikacıları dahi sözde de olsa "Kürt realitesini" tanımak zorunda kal ıyorlar. Kürt topluımı aşiret ya­pı-ının karan l ığından kurtulmaya ba�laınıştır. Kürt kadını sava­şın içinde Cizgürlcşıncyc başlamıştır. Kürt halkı onyıl ların mis­kinl iğinden ve kişil iksizliğinden kurtulup, bugün gururlu ve onu­rlu bir halk haline gelmiştir. Devrimci mücadeleden başka hiç­bir yol ve yöntem, bunları bir gerçekl ik hal ine diinüştüreınczdi . Devrim işte budur: bunun için gereklidir v e bunun için tek gerçek çözüm devriınci çözümdi.ir.

1 5 - 1 6 Ağustos ' un bugün Kürt halkına verdiği en büyük me­saj da bu olmalıdır. Kürt halkı yeniden diri l işini ancak devriınci

200

Page 201: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir mücadeleyle gerçeklcştirebi lmi�tir. Kurtuluşunu da ancak bi r devrimle. tüm uluslara kendi kaderlerini tayin hakkını ve e�it l ik , özgürlük . gönüllü birl ik koşul larında yaşamanın imkanlarını sağ­layacak olan sosy<!list devrimle elde edebilecektir. Bu uğurda Kürt halkına ve oni.ın önderliğine düşense. büyük ac ılar ve fedakar­l ık lar pahasına yaral i ık iarı değerlere sahip çıkmak, devrimci mücadele hattında ısrar göstcrebi lmcktir.

r<ızıl Rayrak

Ağustos '94

201

Page 202: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli savaş1n yeni ad1m1: Toplama k.amplar1!

Sömürgcci faşist TC 'nin K ürt ulusal kurtuluş mücadelesi karşısındaki tutumu başından it ibaren şiddet, terör ve vahşet olmuştur. K i rl i savaşın boyutu ve kapsaını ise Kürt halkını n özgürlük yolunda kattetiği mcsarc lcrc paralel olarak t ırınanınıştır. Ancak katınericşen zulüm, baskı ve şiddet Kürt halkını yolundan al ıkoyaınaın ıştır. Aksine elirencini arttı rm ış, kavgadaki kararl ı l ı ­ğını kaınçılaınıştır. Kanmıın v e canını özgür Kürdistan ' a feda eden geri llanın ardından Kürt halkı ağlayıp dövünmck yerine, dava­sına daha bir inatla sarı lınıştır. Mücadele bi l inci çclikleşıniştir. Ölen evlat lannın ardından yeni lerini dağa göndcrın iştir. Öncü­sünü tüm gücüyle dcstekleıniş, onun arkasında ve yanında olmuş­tur. K ı sacas ı · geri l l a i lc K ürt halkı adeta kaynaşın ıştır.

Söınürgcci sermaye iktidarı. önceleri "bir avuç tcrörist"c karşı i l aıi etmişti pis savaşını . Koruc'u s istemiyle Kürt halkını kendi içinden bölmeye çal ışıyor, "biti rıne operasyonları" i le ise geri l-

202

Page 203: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

laya ve direnen halka yöneliyordu. Ancak her bahar operasyo­nuının ardından, "böliicü terör'' üzerindeki zaferin bir ba�ka bah­ara kald ığını da itiraf etmek zorunda kal ıyordu. inandırıc ı l ığını tümüyle kaybetmemek için "35 çapulcu" söylemini terk eden fa­�ist Türk devleti, (hangi hesaba dayanarak bil inmez) geri l l a sayı­sını 1 0-20 bine çıkardı. "Zor bir dönemden geçiyoruz. fakat Tiirk devleti güçlüdür. Bundan şüphe etmez, birlik ve beraberlik içinde davranı rsak Kürt sorununu en kısa zamanda çözeriz". demagoji­sine sarı ldı .

Kürt halkının gittikçe daha killesel le�cn ve serhildanlarn va­ran mücadelesi kfır�ısında kitlesel katliamlar gündeme geldi. An­cak söyleındc hala K ürt (senmıycn i n şoven söy lemiyle "gü­neydoğu" halkı ayrı PKK ayrıydı . Demirel PKK 'yı bitireceğiz derken, Kürt halk ına şefkat vaadetmeyi unutınuyordu. Ardın­dan söıni.irgeci ler "şcfkat"li e l leriyle koca yerleşim bölgelerini. şehirleri yerle bir eııi ler. Lice, ş'ımak ve daha nice yerler kur�un ve bomba yağınuruna tutuldu. Kürt u l usal kurtuluş mücadelesi karşısında gillikçe daha fazla sıkışan faşist TC'nin çarcsizliği, sermaye güçlerini gittikçe kudurganlaştırıyordu. O günün İçişleri Bakanı isınet Sczgin ' in tartışmalara yol açan, "istesek liimünü öldürür, sonra da intihar elli deriz !" sözle.ri i le Genelkurmay ' ın "topyekün savaş" i lanı yaklaşık aynı günlere denk düşlii.

"Topyekün savaş"ın resmi i lanı bir anlamda sivil Kürt halkına karşı sistematik olarak yürütülen kirl i savaşın ıneşrulaştırı l nıası oldu. M ücadele artık resmi olarak da yalnızca "terörist''e karşı deği l , topyekün {yani köyli.isi.iyle, aydınıyla, genci, yaşiısıyia tüm Kürt halkına ve cephe gerisine karşı) sürdiirülecekti. Topyekün mücadelenin psikolojik boyutu, başından beri M G K ' nın gönül lü emir kul luğunu yapan ınehınetçik basın tarafından üst lenilıniş­ti . Deınagojik ve aşağı l ık bir tarzda Kürt hal kı sistematik bir propagandayla suçlu ve terörist i lan edi ldi . Buna rağmen serına­ye diktatörlüğü hala da Sezgi n ' i n tüm açıkl ığı i le dile getirdi­ği gerçeklerden, bir "pot" bir "di l sürçınesi'' ol arak rahatsızl ık duyuyor, iğrenç yüzünü "topyekün savaş" kavram ının teknik soyuı luğu ardına saklamayı tercih ediyordu.

203

Page 204: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ancak ekonom ik kriz batağında debelcnen, siyasal ve ideolo­jik tükcni!ii yaşayan sermaye düzeninin sırtındaki "Kürt sorunu" kambunı bugün art ık giı ı ikçc taşınamaz bir hal al mıştır. "Ya bitecek, ya bitecek" diye mını atan sömii rgcci sermaye iktidarı­nın asl ında Kürt halkınm özgürlük m ücadelesi karşısmda gücü gittikçe tiikenıncktedir. Tükeniş ise beraberinde, gerçeği gölgele­yen, muğlaklaştıran Ilim sis perdeleri ni yırtan bir pervasızlığı ve azgınl ığı getirmektedir. Gel inen aşamada sömlirgcci TC'nin yal­mzca el lerinden değil ağzından da kan damlamaktadır. Kürt hal­kmın seçtiği veki l lerin dokunulmazl ığını tiim burjuva hukuk ku­ral larını dahi çiğneyerek kaldıran. onları idam istemiyle yargıla­maya kalkan. yurtsever ve devrimci aydınlara karşı sistematik bir imha pol itikasını izleyen, PKK 'ya yardım eden işadamları l is­tesi açıklayıp ardarda katleden, pervasızca k imyasal si lah teh­ditini kul lanan sömürgcci TC, hedefinin sivi l Kürt halkı olduğu­nu artık saklaınıyor. Topyekün i mha harekatl arı , köy yakma, boşaltma, göçe zorlama, tarla ve ormanlan yakma, hayvanlan telef etme yoluyla K ii rdisran ' ın i nsansızlaştı rı l ınası ve çöle çev­rilmesi bugünün sürekl i leşmiş uygulamalarıdır. Bu vahşi ve iğ­renç pol itikanın askeri d i ldeki anlam ı , geri l iayı yal ıtmak, yalnız­laştırınak ve destcksiz bırakmaktır. Kir l i savaşın sözcüleri bunu gizlemek gereği duymuyorlar. Genelkurmay Başkanı , "yeni tak­tikle gücümüzü PKK geri l laların ı takip etmek yerine, alan de­netiminde yoğunlaştırıyoruz" derken, bu alanın Kürt halkı olduğu­nu eklemekle bir sakınca dahi görmüyor. Böylece sermaye i kti­darı i lk defa, PKK i lc K ürt halkının bütiinleştiğini i t iraf ediyor. Düne kadar Kürt sorununun dış kaynakl ı güçler tarafından kış­kırtı ldığını, "bölücü" mücadelenin sünnetsi z Ermeni yuvası PKK tarafından siirdürüldiiğünli iddia eden faşist devlet, gelinen aşa­mada K ürt özgürlük mücadelesine karşı yürütülen bu savaşm gerçekte Kürt hal kına karşı bir savaş olduğunu perdclcmc gere­ğini duymuyor.

Sömürgeci faşist iktidarın sıkışmışlık. çözümsüzlük, çaresiz­l ik , ti.ikcniş ve giderek de yenilgi yolunda son durağı toplama kamplarıdır. Kimyasal s i lahı çoklandır bir tehdit olmaktan çıka-

204

Page 205: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

np Kürdistan'da günlük bi r gerçeğe dönü�türen sermaye düzeni. Kürt halkını tcmerküz kamplarına hapsederken Kürt u l usal kur­tulu� mikadelesini art ık zaptedcmcycceğinin bilincindedir aslında. Hitler gaz odalarında yaktığı Yahudi lerde nasıl ki sonunu gördüy­se, Türk sermaye devleti de topyekün i mhaya çalı�tığı Kürt hal­kını tıktığı toplaımı kanıplarında yaklaşan yenilgisini giiımcktcdir.

Bugün sennaye düzeni, Ilim ıükcnmişliğine ve çaresizliği­ne rağmen. hala k irli sava�ı t ırınand ırına gücü bulabi l iyorsa. bu ti.inıiiyle Türkiye i�çi s ınıfın ın K ürt sorunu karşısındaki duyar­sızlığından kaynaklanmaktadır. i �çi sın ı fı K ürt halkının en nıc�nı ve hak l ı u lusal talepleri uğruna yürütl üğü kurt u l uş mücadelesi yanında açık bir tarzda saf tutmadan, kirl i savaşın karşısına ey­lemi ve birleşik gücü ilc çıkmadan, bu tarihi sorumluluğunu ye­rine getirmeden. mi.icadclcsinde gerçek b i r ilerleme kaydetme­yecektiL Sallarından şovenizıni . mi l l iyctçi l iği . gerici l iği si.iplirc­meyen bir işçi s ın ı fı , sermaye diktatörli.iği.ini.in en iğrenç insan­lık suçuna ortak olmaktan kurtu lamayacaktır. Faşizm i n ve ırkçı katl iamların işbirl i kçisi olma lekesini alnından s i lemeyccektir.

Öte yandan, işçi s ın ıfın ın akt i f desteğinden yoksun bırakı­lan K ürt ul usal kurtuluş mücadelesi. gösterdiği olağanüstü diren­cine rağmen kendi sınırına dayanmaktadır. Kendi s ın ı rl ı çözü­münü dayatmaktadır. K ürt sorunun köklü "devrimci çözi.iın''iinde tayin edici bir sorum luluğu olan işçi s ını fı kendi rolünü oynaya­ımıdığı içindir ki . gelinen aşamada "siyasal çözüm'' gitıikçc daha fazla ön plana çıkmaktadır. Oysa gerçek çözüm, emekçi Kürt halkıyla Türkiye işçi sını fı n ın sermaye iktidarına karşı ve top­lumsal k urtuluş uğruna vereceği birleşik mücadeleden geçmekte­dir. Tck köklü ve kalıcı çözüm, ul usal eşi t l i k esasına dayanan özgür ve bağımsız bir sosyalist cumhuriyetler birl iğidi r.

Ancak Türkiye işçi sını fın ın Kürt halkın ın li.imüylc meşru ve haklı u l usal kurtu l uş m ücadelesi karşıs ında alacağı t utum, yalnızca K ürt sorununun kaderi açısından değil . sını f mücadele­sinin kaderi açısından da tayin edici bir rol oynayacaktır. Bugün düzeni köşeye sıkıştıran, li.im zorlannıalara rağmen devrimci di­namizmini koruyan Kürt ul usal kurtuluş mücadelesi, hala da işçi

205

Page 206: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

s ın ıfı için büyük bir şanstır. Bu şansı n kaybedil mesi s ın ıf mücadelesinin seyri açısından tam b ir tal ihsizlik olacaktır.

işçi sınıfı başını kendi dar sorunlarından kaldırmayı ba­şarabi ldiği , kapitalist toplumun gerçek sorunlarına yönelebildiği ölçüde, içine hapsolduğu reformisı sınırları da parçalayabilecek­tir. Kısacası pol itikleştiği ölçüde bendierini yıkabilecektir. Pro­letaryanın toplumda ağırlığını siya<;al bir güç olarak koyabitmesi bugün herşeyden önce Kürt sorununda alacağı tutuma bağlıdır. Zim kardeş bir halkın kalline seyirci kalan, burjuva düzenin gerici­ırkçı ideolojisini aşamayan bir . işçi sınıfı, bırakal ım toplumsal kur­tuluş yolunda misyonunu oynamayı, kendi kölelik zincirlerini da­hi kıramayacaktır.

Bugün işçi s ınıfı ya kardeş Kürt halkına karşı akı l lam dur­gunluk veren bir vahşi l ikle sürdürülen kirl i savaşa seyirci kal ıp sermaye diktatörlüğünün soykırımına ortak olacak, ya da devrim­ci bir sını f olmanın onuruyla bunun karşısına çıkacaktı r. Üçün­cü bir yol yoktur!

206

Ekim

15 Ağustos '94

Page 207: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli savaş ortamında yeni bir oyun 4 Aralik ara seçimleri

Rejimin uzun tartışına ve tcreddütlerin ardından nihayet gündeme getirdiği ve 4 Aralık 'ta yapı l ınasını kararlaştı rdığı mi l letveki l leri ara seçimleri i le i lgi l i olarak saptanması gereken bazı kaba gerçekler var.

Herşeyden önce, ara seçimlerde yenilenecek 22 sandalyeden 1 7 'si Kürdistan i l lerine aittir. B u 1 7 sandalye, öteki 5 sandalye gibi ölümler ya da ist ifalardan dolayı deği l , MGK müdahale­siyle zorla boşaltıl ın ıştır. Emir generallerden gelmiş; bir emir kul­ları topluluğundan başka bir şey olınay<�n parlamentoda gerek­leri yerine getirilmiş, ardından emir-komuta zinciri içindeki Ana­yasa Mahkemesi tarafından DEP kapatı larak bu zorbaca gasp olayına sözde hukuki bir k ı l ı f geçiri lmişti r. Dolayısıyla bu ara seçimler, Kürt halkının oylarıyla seçilmiş bir grup mi l letvekilinin zorla meclisten çıkaı1 ı l ınış olmasının ortaya çıkardığı zorunlu bir durumun ür�nüdür. Bu gerçeklik de ortaya koymaktadır ki , ara

207

Page 208: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

seçimlerin mekanı Kürdistan 'dır. Pol it ik bakımdan yeterince açık olan bu olgu. sayısal orandan bakı ldığında bile büyük ölçüde böy­ledir.

Öte yandan, seçimlerin mekanı Kürdistan'dır ama, bugün Kürdistan'a seçim değil sava� oı1amı egemendir. Sava�ı ise dü­zen cephesinden odağında kontr-gerillanın bulunduğu bir kirli sa­vaş aygıt ı yürütmektedir. Ba�ta siyasal partiler olmak üzere düzc­nin poli t ik kurulu�ları bu aygıtın bir parçasıdırlar. Onun politika­ları ve iht iyaçları çerçevesinde hareket etmektedirler. B unun ötesinde ve bunu a�an herhangi bir kimlikleri ve rol leri yoktur. Dolayısıyla, Kürdistan'daki seçim lerin düzen cephesinden muha­tabı siyasal parti ler deği l . fakat kirli savaş aygıtıdır.

K irl i savaş aygıtı ise, doğası gereği, siyasal yarı�ma ve çe­kişmelerle değil, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin görülme­miş yol ve yöntemlerle basıırı l ınasıyla i lgilidir. Düne kadar daha çok geri l iayı hedef alan askeri operasyonlar. bugün çok biiyük iilçüdc bizzat halk ki t lelerinin kendisine yönelti lmiştir. Binler­cc köy boşallı lmı�, milyonlarca insan zorla yerlerinden yurtla­rından edilmiş. sayısız insan katledi lmiştir. Bu süreç bugün de bütün hızıyla ve büli.i n pervasızl ığıyla devam etmektedir. Seçmen iradesinin fiziki baskı al t ına al ınmasının ötesinde. halk ın kırım­dan geçirildiği ve kit leler halinde zorla sürüldi.iğü bir durum söz­konusudur. Bu ortamda yapılacak bir seçimi, en gerici sayı labi­lecek bir hukuksal çerçeve içinde bile dü�i.inebilmck mümkün deği ldir. Ne var ki özel savaş aygıt ı . iç ve u l uslararası pol itika­nın bel l i ihtiyaçları çerçevesinde, bu kaba oyunu sergi lemcyc kalkabilıncktedir. Bu oyunda yerlerinden yurtlarından sürülmüş ve oy hakkından bile fi i len yoksun bırakı lmış Kürt halkı adına "irade" bclirlcyccck olanlar. iizcl savaş aygıt ın ın arllk koca bir seçmen kil lesi oluşturan mensupları i lc korm:u çeteleri olacak­ı ı r. Onlar doğal olarak. her�eye rağmen s;ındık başına gidcbilcn öteki seçmeniere kendi tercihlerini dayatabi lmek için cl lcrindc.ki silahl ı güci.in basıncını da kullanacak lardır. Dahası bu koşul larda gerçckle�ccck bir seçimin sonuçlarını da di lediklerince açıkla­yabilcceklcrdir.

208

Page 209: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Dikkate değer bir başka olgu daha var. Seçimler bir d üzen partisi için kendini ortaya koyabiieceği en temel plaıform lardır. Oysa seçimlere kat ı l ına olanağı olan bir dizi düzen partisi buna rağmen bu ara seçimlere kat ı l ın ıyor. B unun ası l nedeni hiç de M H P'nin DYP ilc ya da CHP. nin S H P i l e i ıti fak ı deği ldir. Bu i t t i fakın gerçeklcşmc kolayl ığının da gerisindeki ası l neden. ger­çek seçim alanı olan K ürd istan ' la i lg i l i o larak yukarıda özet ie­diğimiz olgulardır. Seçimin ası l ınuhaıabı siyasal parti ler değ i l devlet olunca. devletin bir özel savaş aracı o larak ele aldığı se­çim lere ise. ancak be l l i avantaj ları olan part i lerin kat ı l ınasının bir işlev görebileceği bir durumda. öteki parti ler kendilerini yor­ınayı anlamsız bulınuşlardır. Özel savaşın mi l i tan destekçisi Ece­vit bunu ınünasip bir biçimde i t i raf da etm iştir. DoJayısıyla. 4 Aralık ara seçimlerinin, buı:juva normlar içi nde bi le ne ölçüde bir "seçim" olduğunu. bir dizi düzen partisinin aldığı bu tutum üzerinden de görmek mümkündür.

Son bir nokta, ara seçimin şimdiki koal isyonun kaderiyle i lgisidir. Mevcut koal isyonun oy oranın ın yüzde 20'lcrc kadar dlişHiğli. bu çerçevede, seçmen desteği i lc deği l , fakat seıınaycnin ve özel savaşın tercihi i l c hal ihazırda varl ığını sürdürdüğü bir gerçektir. Bugün Kürdistan'da uygulanan k irl i savaş politikasının dolaysız sorumluluğu devlete aitıir. Yalnızca koalisyon hi.ikliıncıi değil tüm düzen part i leri bu pol i t ikanı n destekçilcri d urumun­dadırlar. Durum böyle ol unca, hükümet parti lerinin Kürdistan'da alacağı şu veya' bu oy oranı ciddi bi r "özel " etkide bulunmaya­caktır. Sonuçlar part i ler arası c ı l ı z ve inandırıcı o lmayan reka­bet çerçevesinde bir parça kul l an ı lsa bi le . toplanı düzen propa­gandasının. olayı , devlet ve özgürilik nıticadelcsi i l işkisi tizerin­den sunacağı açıktır. Mevcut d urumda. devlet in ara se�ı�imlcrde Kürdistan'daki ası l dayanağı Refah Parıisi 'd ir. Refah Paı1isi ' nin muhtemel kazançl arı ise devlet in "PKK karşısında" elde ettiği başarı sayı lacaktır. Dolayısıyla. bu seçimlerin koalisyonun kade­ri üzerinde çok özel bir etki yaralmayacak olması . bu seçimlerin kendine özgü konumunun bir başka göstergesidir.

Bu hi.ikliınel gerçekte şimd iden ölüdür. Sermaye gerçekten

209

Page 210: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

istese ve özel savaşın ihtiyaçları gerekt irse, onu şimdiden bir yenisiyle değişti rmek mümkündür. Ya ara seçim sonuçları da. hükümetin kaderi üzerinde, gerçek bir pol it ik etken olarak deği l , olsa olsa böyle bir girişim için sı radan bir bahane olarak bir rol oynayabi l i r. Ölü durumuna rağmen hükümet bugün varl ığın ı si.irdürüyorsa eğer, sermayenin halihazırdaki kriz pol itikalan ve özel savaşın iht iyaçları çerçevesinde hala bel l i bakımlardan ter­cih edi ld iği içindir. B u tercihi n nedeni onun SHP üzerinden sağladığı "sol" ortakl ık görünümüdi.ir. Bu görünümün her şeye rağmen kitleler nezdinde ve dış dünya karşısında oynadığı rol­dür. Özel savaşı zaten tüm gücüyle destekleyen SHP, özel leştir­meye olan göstermel ik muhale fetin i de artık kaldırmış bulun­maktadır. Böyle bir SHP ile koal isyon ortakl ığı , özelleştirme po­l i tikasının pratik bir uygulama halini aldığı şu günlerde. hala da bir işe yarayabi l ir. Hükümet seçimlerin her türlü sonucuna rağ­men eğer yaşarsa, bu salt bu nedenden dolayı olacaktır. Yani kendi gücüyle yaşamış olmayacak, fakat sermayenin tercihiyle yaşatı lacaktır. (SHP genel başkan ının seçimi yitirmesi halinde. bu partiyi kaçınılmaz olarak saracak yeni bir bunal ım koşul ların­da, bunun nası l mümkün olabi leceği ise ayrı bir sorundur.)

Buraya kadar söylenenler, ortada, düzenin bugünkü gerici ve alabildiğine dar hukuk normları çerçevesinde bile olağan bir seçim deği l , bir kirli savaş oyunu olduğunu göstermektedir. Du­rum bu açıdan 27 Mart yerel seçimlerini öneeleyen koşullardan daha da kötüdür. İki nedenle. i lkin. 27 Mart seçimleri, şimdiki gibi Kürdistan ağırl ıkl ı deği l , fakat Türkiye genelini kapsamak­taydı. İkinci olarak, devletin Kürdistan'da "denizi kurulmak" po­l i tikasının adı açıkça konmamıştı ; uygulama bu kadar kaba bi­çimler ve bu ölçüde geniş boyutlar kazanmamıştı .

Durum eğer 27 Mart öncesinden bile daha da köti.iyse, dev­rim cephesin in seçimler karşısındaki tutumunun çerçevesi ve doğrul tusu da yeterince açık demektir. Bu, ara seçime kat ı lımı­mak. bunun bir k ir l i savaş oyunu olduğunu. düzen hukuku çerçevesinde bi le hiçbir meşruluk taşımadığını yığınlara anlatmak ve Kürt özgürlük hareketini bu doğrultudaki tutumunda yaln ız

2 1 0

Page 211: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bırakmamaktır. Ara seçimlerin gerçek mekanının Kürdistan olma­sı ve sonuçlarının tiimiiyle ve dolaysızca üzel savaşa bağlanması , bu tutumu özel l ik le v e tereddütsüz ol arak gerektirmektedir.

Dolayısıyla. 4 Aral ık ara seçimleri de, bir kez daha, düzen ve devrim güçlerinin seçime ka!t l ına ve kat ı l ınama olarak ku­tuplaşacakları bir zemin olacaktır. 27 Mart seçimlerini boykot edip de bu seçimlere şu veya bu biçimde kat ı l acak olanların ise. herşey bir yana, tutarl ı l ıkları ve inandırıcı l ıkları kalmayacaktır.

Ekim 15 Kasını '94

2 1 1

Page 212: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

iki olayin gösterdikleri

Devlet, Kürt sorunu konusunda bazı tat l ı-sert uyarıların gündeme geleceği iki u l usl<ırarası t�plantı öncesinde, iki çarpıcı olayla adeta soruna i l işkin tutumunu ortaya koydu. B udapcş­tc'de yapılan AGİK toplantısı öncesinde Özgür Ülke gazetesi bombalandı. Almanya'nın Essen kentinde yapılan Avrupa Birliği toplantı s ı öncesinde ise DEP Davası sonuçlandır ı larak Kürt mi lletvekil ierine 1 5 yıla varan ağır hapis cezaları verildi. Birinci olay, biçim olarak i llegal bir kontr-geril la eylemiydi; fakat devletin biçim yönünden en yetkil i temsilcisi olan cumhurbaşkanı , yaptığı açıktamada kullandığı münasip d i l le olayı devlet adına üstlendi. ik inci olay ise bağımsızlığına dair iddialara kargaların bile gü1-düğü bir sözde "yargı" kararıydı; mi l letvekilleri salt konuşmala­rından dolayı ağır hapis cezalarıyla cezalandırılmışlardı. Bu sonu­cun siyasal sorumluluğunu da, herkesten önce yaptığı özel bir açıklama i lc, devlet adına bir kez dahi\ Cumhurbaşkanı üstlen-

2 12

Page 213: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

di. Ku�kusuz "bizde yargı bağımsızdır'' diyerek. Fakat zaten biiy­le durumlarda başka türl ü de dcnıncz k i !

Bahsi geçen uluslararası emperyalist toplantı larda bu iki sar­sıcı olay gerçekte çok fazla problem edilmedi . Bir günlük ga­zeteye devletin yönelttiği bu kadar açık. kaba ve vah�i bir saldırı u lus lararası bir devletler toplantısını zaten i lg i lendirmezdi . Fa­kat "parlamenter deınokrasi"n in bu temsilci leri ve tacirleri DEP Davası gibi bir politik skandal için bi le, olmasaydı daha iyi olur­du demekten öteye gidemediler. Dahası bizim baskıınız ve tel­kinlerimiz olmasaydı karar idam olacaktı deme yi.izsi.izli.iği.ini.i bi­le gösterebildi ler.

Emperyalistler Türk devletin in Kürt politikasını elbette pek akı l lıca bulınuyorlar. Bu nedenle onu sık sık eleştiriyorlar da. Bu arada daha incel ikl i pol i tikalar da telkin ediyorlar. Ne var ki, bugüne kadar izlenmekte ısrar edilen akılsızca pol itikaların bugün için yaratt ığı açmazları da çok iyi bi l iyorlar. Onlar için de, tıpkı Türk devleti için olduğu gibi , Kürt sorununun "siyasal çözümü'' için temel önkoşul , bugün u lusal direnişi sürükleyen PK K ' nın ya ezihnesi ya ehl i lcştiri l ınesid i r. Emperyalistler bu konuda farkl ı di.işi.inmüyorlar da, Türk devletinin bu doğrultudaki gayretlerinde ölçüyü iyi tuuuramadığın ı , iş leri e l ine yüzüne bu­laştırdığını, her yeni adımla işleri daha çok zora soktuğunu. aç­mazı ağırlaştırdığını düşi.inüyorlar. Gelgelelim Türk devletinin ye­rinde onlar olsalardı, aynı tarihsel miras ve aynı somut koşul lar­la ·kendileri yüzyüze bulunsalard ı , yapacakları kesin l ikle fark l ı olınayacaktı. Hepsinin tarihsel geçmişi. bu geçmişi o luşturan kir­l i savaşlar bu konuda yeterince açıktır. Bugün Kürt s , ınınunda en "radikal" baskı l arı yapıyor görünen ABD de binlerce kilometre ötelerde yi.irüttüğü Vietnam 'daki kir l i savaşında. devriınci güç­lerce söküli.ip atı lana kadar ısrar etmemiş miydi? Ya Küba 'ya karşı 30 yı ldır sürdürmektc olduğu ve giderek sertlcştirdiği kirli savaşa ne demel i?

Türk devleti. Kürdistan ' ı bombal ıyor, insanları gruplar halin­de katlediyor, köyler boşaltı l ıyor ve yakı l ıyor, mi lyonlarca insan zorla göçcııiril iyor, aydınlara ve politikacılara karşı yıldırıcı aımıçl ı

2 13

Page 214: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sistematik cinayet ler iş l iyor, işkence ve zulümde sınır tanımıyor, "kayıplar" l istesini günden güne çoğallıyor, günlük gazeteleri bombalıyor. legal devrimci basını sustunnak istiyor. kendi "yüce" parlamentosunun mil letveki lierine salt konu�ıukları için ağır hapis cezaları veriyor vb. vb. Peki tüm bunları akı lsızlığından mı ya­pıyor? Hem evet hem hayır. Evet; zira, bunları yapmakla soru­mı çözcınediği gibi ağı rlaştırıyor, bunları yapınak la baıınış bu­lunduğu batakla debelenınekten öteye gitmemi� oluyor. Hayır; zira, içinde bulunduğu koşullarda her çaresiz ve çürümüş rejimin yapmak yolunu tutacağı biricik şeyi yapıyor, başka türlü ya­pamayacağı için tüm bunları böylece yapıyor.

Sermaye devletinin zıvanadan çıktığının göstergesi olan son iki sembolik olay, yalnızca düzen politikaları bakımından değil , fakat mücadele içindeki güçlerin durumu açısından da önemli açıklıklar sağlamıştır. Özgiir Ülke 'ye yönel ik saldırının pratik sonuçları legal devrimci b<t'ill1111 ömek dayam�ınasıyla anında bo­şa çıkarı lmıştır. Kapsam ı , anlam ı ve dolayısıyla önem i yeterli açıkl ıkta olan bu olayın üzerinde çok söz söylemek gerekli değil­dir. Belki şu söylenebi l i r; bu son olay bir kez daha göstermiştir ki, bazı özel istisnalar dı�ında, Türkiyeli devrimciler Kürt sorunu ve Kürt özgürlük mücadelesiyle dayanı�ına konusunda gerçek bir devrimci sam irniyet içindedirler. Onların bu konudaki bugünkü kusuru, bu doğrultuda işçi ve emekçileri harekete geçirememcktir ki. bunu ise yalnızca Kürt sorununda deği l , fakat genel olarak başaramıyorlar henüz.

B i r de ikinci olayın. sonuçlanan DEP Davasının yargılanan mi l letveki l leri açısından gösterdikleri var. B ir, belki en fazla iki istisnayla. bu adamlar Kürt halkının gerçek temsilci leri ol ma­dıklarını bu dava boyunca apaçık ortaya koydular. Böylece ken­di kişi l iklcrinde. Kürt burjuvazisinin m ücadele içindeki yerinin sınırları ve devletin baskısı karşısındaki tutumu konusunda. paha biçilmez pratik açıklıklar sağladılar. DEP davası siyasal bir davay­dı; oysa onlar. hukukla zerre kadar i lişkisi olmayan bir mahkemede hukuksal savunma sınırlarını pek az aştılar. Sömürgeci tarihin yargı lanabileceği ve Kürt halkının haklı ve meşru u lusal talepleri-

214

Page 215: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nin kuvvetli ve yankı yaratıcı bir biçimde savunu labi ler.:cği bir platformu ku l lanmasın ı bi lemedi ler. Bu korkak. hcsapç ı ve teslimiyeıçi tutumdan dolayıdır ki , içlerinden salıverilme "lütfuna" kavuşanlar, anında bir tür minnet borcu ödeme yoluna giderek, kirli savaş propagandasını n aleti bi le olabildi ler.

Dolayısıyla. DEP davasının tüm önemi, yalnızca yargı lanan ki�i lerin "Kürt mi l letveki l leri" s ı fatından ibaret kaldı. Sözkonu­su mil letveki l leri açık polit ik tutuınlarıyla deği l , fakat yalnızca objekti f ınağduriyetleriyle devletin ul usal ve uluslararası alanda teşhirine hizmet etmiş oldu lar. Elbette bu objektif olayı devletin ve söınürgeci politikanın teşhirinde en etki l i biçimde kul lanınak­tır önemli olan. Fakat bu, özgürlük mücadelesinin sırtından "par­lamenter"l iğe yükselen, bu konumun nimetlerine evet, fakat günü geldiğinde bedel lerine hayır diyenierin davranışlarının anlamı ve önemini de hiçbir biçimde unutturınaınalıdır. Onlar kendi kişi­liklerinde, Kürt özgürlük mücadelesinin politik sonuçlarını kendi bencil çıkarları için devşinneye çal ışan Kürt burjuvazisinin ger­çek konuımı hakkında açık bir fikir vermişlerdir. O Küı1 buı:juvazisi ki , Kürt özgürlük mücadelesi planında devrimle düzen arasında mücadelenin devrimci geleceği bakımından tehlikeli bir köprüdür.

Devlet Özgiir Ülke 'nin boınbalanmasını kendi içinden bir kanadın kontrol edi lemeyen bir eği l imi olarak sunmaya çal ıştı . İy i ama DEP davasının bu i lk olaydan farkı ne ki? Dahası , bu ikinci olayın politik anlamı , birincisiyle kıyas kabul etmez ö.lçüde daha ağır desil midir?. En "demokratik'' geçinen burjuva düzen­lerde bile devletin bir kirl i i şler bölümü vardır ve gerekt iğinde bombalamadan cinayete her türlü karanl ık işi kolarınakla görevli­dir. Oysa kendi parlamenterini karga tuluınba pol ise tesl im eden ve ardından da ağır hapis cezasına çarptıran bir düzen, ancak en kaba ve en gerici diktatörlüklerin bir örneği olabi l ir. Ye kuş­kusuz bu, gücün değil fakat büyük bir çaresizliğin göstergesidir.

Dolayısıyla, yasal olanakların kullan ımının karanl ık ve vah­şi yöntemlerle engellenınek istenmesi ile K ürt mi l letvekilierine karşı zorbal ık ve cezalandırma, birbirini tamaınlaınaktad ır. Ve birarada, dev letin çaresizl iğe dayal ı bugünkü Kürt polit ikasının

? 'i

Page 216: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

özü ve özetini vermektedir. Bu iki olay, iki u luslararası toplantıyı hemen öncelemele­

ri yle, bir çok k imse tarafından doğru biçimde işaret edildiği gibi, Türk devletinin mevcut Kürt politikasını bugünkü biçimiyle sür­dürmedeki ısrarını bir kez daha göstermiştir.

2 1 6

Ekim

ıs Aralık '94

Page 217: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devletin Kürt politikasi aç1s1ndan

son gelişmeler

DEP davası nda ağır m ahkumiyet kararları açı klanırken, bombalanarak yerle bir edilen Özgiir Ülke gazetesinden yükse­len dumanlar henüz tütüyordu. Ardarda yaşanan bu olayları bir kez daha, her türlü vahşet ve zulüm pahasına K ürt u lusal kurtu­l uş mücadelesini "biti rmeye" kararlı olan Türk sennayc devleti­nin legal görünlüsü i le i l legal içyüzünlin nasıl da elele, içiçe · ve paralel çalıştığının göstergesi olm uşlard ı r. MGK D EP' in ka­patılması, Kürt halkının vekilierinin mahkum edilmesi, özgür ülke kavgası veren seslerin boğulması emri vermiş; devletin en üst düzey yetkili leriyle gizli toplantı larda kirl i icraaılarının planlarını yapmış; ardından başbakanından cumhurbaşkanına dek tüm siya­si merciler hedef göstermiş; medya kışkırtmış; bir koldan kontr­geril la, diğer koldan ise yargı, polis, M iT gibi kurumlar kararları uygulamaya koyulmuşlardır.

Gerçek karar merciierin MGK. M iT ve kontr-geril la olduğu,

2 1 7

Page 218: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

asma yaprağı işlevi gören ' parlamenter demokrasi 'n in faşist scnnaye rejiminin kan l ı çıplaklığını örtmeye muktedir olamadığı bir konır-geril la cumhuriyetinde yaşıyoruz. Bu cumhuriyette yargısız infazlar, gözal tında kaybettirmeler, köy yakmalar, kat l iaml ar, işkenceler, pol is copu, jandarma dipçiği günde l i k "sıradan" olaylardır. Her türli.i burj uva h ukuk kural ını dahi hiçe sayıp çiğneyen 'yargılaına'lar, istiklal mahkemelerini bi le gölgede bıra­kan "mahkeme"ler sözkonusu uygu laınaların bütünleyici parça­sıdırlar. Dolayısıyla DEP davasın ın şu aşamadaki sonucunun, M iT, konır-geri l la raporlarına, korucu ve i t irafçı ifadelerine da­yandırılan cezalann şaşırtıcı hiçbi r yanı yoktur.

Bugün burjuva sözcülerinden kiminin cezayı az, kiminin ise fazla bulmasına bakarak ve DEP davasından hareketle, senna­ye cephesinde Kürt sorununa i lişkin ciddi bir çatlak aramak bo­şuna bir çabadır. Sau l ı laşmak sürecine giren bir Türkiye i lc de­ınokratiklcşıneye ayak dircterck bu süreci dinaın itleıneye çalı ­şan gerici odaklar deınagojisi, burjuvazi tarafından tam da zihin­leri bulandı rmak, tepki leri gerçek hedefinden saptı rmak için gündeme getirilmektedir. Özgiir Ülke'nin bombalanması i lc DEP mil letvekil lerinin 1 5 yıla varan hapis cezalarına çarptı rı l ınasının, devletin Gümrük Birliği'ne ginnek için yoğun çaba saı·fettiği, AG iK toplantısını öneeleyen bir si.irece nısı lmmısı, bu savı destekleyen malzemelere dönüştürülınek istenmektedir.

Kuşkusuz sermayenin öneml i bir kesimi emperyalist odakla­r ın yoğunlaşan baskıs ı ndan , bat ı l ı kam uoyunun tepki si nden rahatsızlık duymaktadır. Ne var ki, DEP mil letvekillerinin mahkum edilmesi ve Özgiir Ülke 'nin bombalanması karşısmdaki i tiraz, yal­nızca biçime yöneliktir. Onlar k ı l ı fı nıinareye göre hazırlayal ım, bu�juva hukuk kurallarını bu denli kaba, bu denli pervasız çiğnet­meyelim diyorlar. Ancak ya nasihat ve uyarı smırlarını aşmama­ya büyük özen gösteriyorlar, ya da Cem Boyner örneğinde olduğu gibi, burjuvazinin daha uzun vadeli hesap ve eği l imlerine zemin döşemeye çal ışıyorlar.

Aslında kirli savaş borazanl ığı ve kışkırtıcı l ığı çerçevesin­de DEP'l i lerin idamını isteyenler ile, Türkiye 'nin itibarı iyice

2 1 8

Page 219: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

zedelenir. yaln ızla�ma ve tecrit olma akibetiyle yüzyüze kal ı r kaygısıyla mahkeme kararın ı ele�tirenler, madalyonun birbirini tamam l ayan ik iyüzüdi.irler. B i rinci l er, Kürt u l usal k u rt u l u ş mücadelesi karş ısında söınürgeci devletin kirli savaş batağına boğazına kadar saplanmış olduğunu, acz ve çaresizlik içerisinde her geçen gün kan l ı balçığa daha fazla buland ı ğ ı n ı ortaya koyarlarken; ikinciler de burjuvazinin gelinen aşamada kirli sımışın bir çıkmaz sokak olduğunu az-çok görmeye başlııdığın ı ve bu doğrultuda bazı önlemlere ihtiyaç duyduğunu gösterınektedirler.

Ku�kusuz, TC'nin geleneksel inkar ve i mha politikasında ıs­rar eden i le gel inen a�aınada askeri çözümün gerçekte çiizüın­süzlük olduğunu giderek daha açık tarzda it iraf eden kesimler arası nda çelişkiler mevcuttur. Ne var ki, Kürt özgürilik müca­delesinin şiddetle bastırı laınadığının görüldüğü yerde ve Bat ı l ı emperyalistlerin baskısı doğrultusunda, bazı güdük reformlarla Kiirt halkın ın ehli leştiril ınesinden, devriınci dinamiklerin tecrit edi lmesinden yana eğilim bel irleyenler de, gerçekte bugünkii sü­rece teslim olmuş durumdalar. Bir yandan. Kürt u lusal k urtuluş mücadelesini kısmi kül tiire l ve sosyal haklarla teslim alına ola­nakları alabildiğince daralmıştır . Öte yandan ise. TC kendisini kirli savaşa öylesine kil itleıniştir ki , her geri adım ciddi bir zayı .f­l ık anlamına gelecek, yenilgi psikozunu derinleştirecektiL K i bu yalnızca Kürdistan cephesi açısından deği l , özel l ikle de Türkiye işçi sını fı ve emekçiler üzerinde yolaçabi leceği olası etki ler ba­kımından önem taşımaktadır. Buı:juvazi. tahamıniii sınırlarını aşıın saldırı l ar karşısında sınıfın mi l l i birlik ve beraberlik demagoji leri ve şovenizm zehiri ile teslim alınmaya çal ışı ldığı bir sırada, inkar ve imha politikasındaki her değişikliğin, s ınıfsal mücadelenin za­ten çok hassas olan dengelerini altüst edebileceğinin bilincindedir. Gelinen aşamada. askeri çözümden TC 'nin çıkarları nı mümkün olan en az düzeyde zedeleyen bir düzen içi "siyasal çiizüın''e düınen kımıak istese dahi, dizginleri l iiınüyle kaybetme tehlikesini hissetmektedir. Daha önem lisi . o bugün için kısmi reformlar gerçekleştirebi l ıne koşul larına dahi sahip deği ldir. Kürt sorunu karşısında manevra ve esneme kabi l iyetini bi zzat kendi poli t ika

2 1 9

Page 220: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve uygulamalarıyla yit irın i�ti r. Ekonomik bunal ı m ı n gün geçtikçe derinlqt iğ i , s ın ıfsal

çel işki lerin o labi ld iğ i nce kesk inlcşt iği . siyasal k i l i t lcnmenin parlamenter rejimin temel organ larını felce uğrattığı bir süreç yaşanıyor. Böylesi bir dönemde ipierin MGK, polis şefleri, MiT ve kontr-geri l lanın elinde toplanması. parlamentonun tümüyle bir kenara i ti lmes i . denetimin sermayeye rağmen bu güçlerin el ine geçmesini anlatmaz. Tersine , gelinen bu aşamada, buıjuva s ını f egeme n l i ğ i n i n ancak bunlar arac ı l ığ ıy la güvence al t ına alınabildiğini. ayakta durabi lmek için daha sistenıli baskı ve şiddete ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

Bu açıdan bakıldığında. Kürt sorunu üzerindeki hesapların suya dü�mesiyle birl ikte ara seç imlerin acz içinde iptalinden sonra Özgiir Ülke gazetes in in bombalanması ve ard ından da DEP davasının ağır nıahkumiyet kararlarıyla sonuçlanması bir rastlantı deği ldir. Bu olayların AGiK ve Avrupa Birliği toplantı larına denk gelmesi de, aynı �eki lde "tal ihsiz'' bir rastlant ı deği ldir. Sürecin böyle scyrclmcsi bil inçli hesaplara, açık nıes<ü lara dayanmaktadır.

Buıjuvazi bir yandan. ba�ta ABD olmak üzere emperyalist dünyaya bu aşamada inkar ve imha polit ikasından vazgeçemc­yeceğin i vurgulamak, öte yandan PKK ' n ı n yeni d iplomatik giri� imlcrini dinamit lemek ve yanı ı lamak istemiştir. Ne var ki

bunu Batıya bir meydan okuma olarak anlamak yanl ışt ır. Zira TCnin ne gücü, ne de kiş i l iği buna müsaittir. O daha ziyade. Kürt sorununa daha geniş ve bölgesel dengelerden. oradaki ih­tiyaçlarından bakan emperyalistlere kıırşı . kendi misak-ı mi l l i ç ıkarlarında d i renebilcceği kadııı· d i reıımek, bu aşamada em­peryal istlerin istediği tarzda bir "siyasi çözüm"e hazır olmadığını anlatmak amacındadır. Siizkonusu olan da bu kararl ı l ık gösterisi deği l . "ez"emedeği sürece "çüz''meye geçcmemenin yarattığı bir çaresizl ik ve tükenmişl ik bel irt is idir.

Kısacası düzen, giderek daha kör bir kinle ve ölçüsüz bir şiddetle kir l i topyekün savaş po l i t ikasını sürdürmektedir. Ne var ki buna bakıp, siyasal çözüm ve d iplomatik girişim ler sayfası­nın tümüyle kapandığını düşünmek yersizdir. Aksine kirl i savaşta-

220

Page 221: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

k i k i l i t lenmcnin bir türiii aşılamadığı . askeri alandaki çozum­süzlüğün ve hczimetin gün geçtikçe dcrinleşt iği yerde, sermaye cephesindeki çıkış arayışları da yoğunla�acakt ı r. B u ıj uva iktida­rın kısmi reform ve kültürel haklarla sınırl ı bir "siyasal çözüm .. ü olanaklı kı lacak koşu l l ara bugiin için sahip olmaması. bugünden K ürt u lusal kuı1uluş mücadelesini . bazı kısmi tavizleri de içeren siyasal manevralarla teslim alma hesapları yapmasının, bu doğ­nıl tuda diplomatik girişimlerde bulunmasının önünde engel değil­dir. Önümüzdeki süreçte düzen in giderek daha açık bir ıarzda "siyasal çözi.im"den yana di.iınen kı rmasının zem ini doğacak ını . yoksa kendi içerisindeki " s i y asal çözüm" sözeli l cr in i dahi susturacak açık bir faşist dikta sürecine mi girilecek? Bu tümüy­le iç ve dış dengelere bağlı olacaktır.

DEP dava sonuçlarına döne l i m. Açıktır ki, verilen mesaj­lar ne yalnızca emperyalizme yönelikt ir, ne de yalnızca P K K · ­

nın diplomatik girişimlerini yanıt lamakla � ın ırl ıdır. M . Al ımık ve Ş . Sakık gibi düzenle uzlaşmaya en açık iki vcki l i n tahliye edi lmesi , diğerleri nin üzerinde ise DG M savcısın ın "yargııaya gideceğiz. idam isteycccğiz" tehdidini savurması. devletin bu kc­sim üzerindeki hesaplarını n tümüyle bilmediğini d iişündürtmck­tedir. Anı seçimlerdeki tutum konusunda DEP ' l i lerin ancak son andaki bir müdahale i l c d izginlencbilen yalpalamaları . t i.imüyle siyasi bir yargı lama i lc yüzyüze olduk larının b i l i ncinde olan DEP ' l i lerin son dcreec t i ı rck ve kaypak bir hukuksal savunma ç izgisini aşaınmnaları , tüm bunlar. söıniirgcci devlete ayrı bir cesaret vermektedir. K ürt orta burj uvazisinin u l usal kurı u l uş mücadelesi karşısındaki kaypak konuımınu çıplak bir tarzda göz­ler öıliine seren DEP davası , öte yandan eliizenin öni.imi.izdcki si.ircçtc bu kesimler üzerindeki havuç-sopa pol i tikasını yoğunlaş­t ı racağının işaret lerini de verm iş ti r. Şeral'cıtin Elçi ajanı aracı l ı ­ğıyla kurdurtılmak isıencn Kürt partisi bu pol it ikanın b ir boyutuy­sa, DEP' l i nıi l letvek i l lerinin çcşiı l i baskı ve tehdi t lerle benzer bir çizgiye çekilmek istenınesi de diğer bir boyutudur.

Ekim

Ocak '95

22 1

Page 222: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

TOBB Raporu: "Devrimci özünü boşalt ve ehlileştir!"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 'nin (TOBB) finanse et­tiği ve Doğu Ergil 'e hazırlatılan "Doifu Sorunu Teşhisler ve Tes­pit/er" ba�lıklı bir rapor geçen günlerde yayınlandı.

Rapor, iddia edi ldiği üzere, Kürt özgürlük mücadelesinin etkinliğinin güçlü olduğu ve geniş bir politizasyonun ya�andığı Serhad ve Botan eyaletlerinde ve tumarnı Kürt olan 1 267 kişi üzerinde yapılan, 1 ,5 yı la yayılan bir anket çalışmasını kapsıyor.

Rapora göre ankete katılanların % 42'si federasyon, % 1 1 ' i bağımsız Kürt devleti, % 5 3 ' ü d e "siyasi çözüm'"le birlikte (rapor­da "Kürt halkının özgür ulus kimliği üzerinde toplumsal yaşam ı rahatça örgütleyebi ldiği bir düzenleme" diye belirtiliyor) Kürt sorunun çözi.i lebileccğine inanınaktadır. Raporun ortaya koydu­ğu sonuçlardan bir diğeri, Kürtlerin kültürel haklarının ve kim­liklerinin tanınması gerektiğidir. K i.irt halkının ekonomik yatırım ve iş sahalarının açılmasını istediğini vurgulayan rapor, bölgede

222

Page 223: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yu�unan göçün ekonomik kayanakl ı olduğunu ve özel timden bir hoşnutsuzluktan kaynakfanmadığını aktarmaktadır. Rupor ayrıca. Kürt halkının OHAL'den memnun olduğunu öne sürmektedir. "Askeri çözüm"ün gerçekte çözümsüzlUk ürctıiği ise raporda kıv­rak ifadelerle tanımlanmaktadır.

Rapor kamuoyumı aç·ıklanır açıkhmmaz kızı ica kıyamet kop­tu. Burjuva siyasetçi ve yuzarları birbirine girdi. Ortalığın tozu dumanı inince ise, TOBB ruporunun gerçek amacı ve işlevi dahu iyi gürülebitir hale geldi . Rapor esasta, şimdiye kadar açıktan yazılamayanı yazan, aniatı lımıyanı anlat;ın bir işl!!v yliklenerek ortaya atılmıştır.

70 yıldır Kürt halkına karşı asimilasyon, soykırım ve kirli sava� uygulamalarından ödün vermeyen sermaye· dev leti. Kürt halkının ulusul eşitlik ve özgürlük mücadelesi karşısında giderek daha fazla çözümsüzlük batağına batmaktadır. Geleneksel imha ve inkar politikası iOas etmiştir. Derin bir ekonomik ve siyasal kriz içinde bulunan kapitalist düzen açısından kirl i savaş, ekono­mik ve siyasal yükü giderek ağırlaşan bir kambur durumundadır.

Rapor bunun tesc i l l i olmuştur. Ve sermaye çcvrelerinin. emperyalist dünyanın basıncının da etkisiyle, ABD patentl i "dev­rimci özünü boşalt ve chlilcşt ir" çözümüne giderek daha sıcak buktiklarının gi)stcrgcsi say ı lmalıdır.

TOBB raporunun hangi konjunktürdc ortaya al ı ldığının tah� I i i edilmesi, burjuvazi içerisinde neden olduğu sert tartışmala­rın aniaşılmasını da kolaylaştı racaktır. Bi l.indiği gibi X4'te sıkı­lan "ilk kurşun"la dirilen Kürt ulusal kurtuluş miicadclesi, ilzcl­liklc 1 989-90 dönemi arasında hızla gelişerek. kır ve kentin Kürt halkını kucaklayan bir devrimci kitle hareketi haline geldi. Ne var ki, bu süre zarfında Türkiye işçi ve emekçi sını narından an­laml ı bir destck göremeyen hareket giderek kendi sınırlarına dayand ı. Güçlü ve devrimci bir işçi s ınıfı hareketi olmadığı ko­şul larda. tıkanıkl ığı aşmakta zorlanan PKK, bugün tiim devriınci direncine rağmen yüzünü giderek daha fazla d iplomatik girişiın­Iere ve reformcu bir "siyasal çözüm"e dönmüştür. Bunların bir çoğu PKK açısından "taktiksel açı l ımlar" olarak göri.i lsc dahi,

22?

Page 224: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

uzun vadede geniş Kürt nüfusu içerisinde bilinç b ulandı rıcı yan­kı lar uyandıracağı , halkın devrimci enerj isini törpüleyeceği göz­den kaçı rı lmamal ıdır. Dahası K ürt ul usal kurtuluş hareketi içeri­sinde Kürt buıjuvazisine giderek daha fazla etkinlik alanı açacağı da açıktır.

TOBB raporu , onbine yak ı n PK K tutsağının "siyasal çö­züın"ün zorlanması doğrultusunda kirli savaşa karşı bir dizi is­tem ekseninde direnişe başladığı, lutsak yakınları ve metropol ler­deki Kürt halkı tarafından sahiplenen eylemlerin dalgalar halin­de yay ıldığı bir dönemde açıklandı.

K uşkusuz TOB B raporu, Özal ' dan beri zemini döşenıncye çal ışı lan emperyalist çözüm platformu doğrultusunda ve uzun va­del i bir planın bir parçası olarak hazırlanmışt ır. Ancak tam da bügiin ortaya atı lması tesadüf deği l . bi l inçl i bir tercih olm uştur. Kürt u lusal kurtuluş hareketinin "siyasal çözüm"ü giderek daha fazla gündemleştirdiği bir aşamada devreye sokulan rapor, dev­riınci mücadelede ısrar eden Kürt halkı içerisinde "düzen içi çözüm" yanı lsamasını yaratmak ve güçlendirmek amacını taşı­maktadır. Kürt u lusal sorununun son eylemlerle dünya kamuo­yunda güncleın leşınesine paralel olarak artan emperyalist dünya­nın basıncını göğüsrcıneye dönük bir adım olarak da anlaşı lmalı­dır.

Öte yandan ise, bugün sermaye henüz Kürt lnılkına kısmi kültürel k ırıntı lar dahi verıneye hazır değildir. hatta devriınci di­renci tümüyle kır ı l ınadan böyle bir girişimin Kürt u lusal kurtu­l uş mikadelesini daha da güçlendinnesinden korkınaktadır. Kar­ş ı t tepki ler bunun ifadesidir. Ve gerçekte Kürt u lusal kurtuluş mücadelesinin düzen içi bir siyasal çözümle ehl i leştirilmesine muhalefetten ziyade, t ıkanıkl ıkla yüzyüze olan hareketi. askeri yöntemlerle ezeınese dahi yorarak, geri Jeterek onursuz kırıntı lara razı etmek pol i tikasının bir uzantısıdır.

Raporu savunan i le şiddetle karşı çıkanlar işin esasında hem fikirler. Bu esas da PKK 'nin ezihnesi ya da devrimci özü­nlin boşalt ı lması gerektiğidir. B ugün geleneksel inkar ve imha politikasında ısrar edenler i lc, giderek ABD patentli "ez ve ch-

224

Page 225: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l i leştir" poli t ikasının adım adım gündeme sokulmasını isteyen­ler arasındaki tek fark buna nasıl ulaşı laeağı sorunundadır. Kaldı ki tartışmalar büyük ölçüde sahtedir ve hashas bir konjonktürün hassas dengeleri üzerinde yükselmektedir. Burjuvazi pekala, ser­maye rejiminin içinde bulunduğu derin ekonom i k ve siyasal kriz_ koşullarında, Kürt hareketinin devrimci direncinin kın lamadığı b ir 'aşamada K ürt sorunu konusunda manevra yapınanın güç­l üklerinin farkındadır ve buz üzerinde dans etmenin tedirginl i­ğiyle hareket etmektedir.

Kaldı ki rapor neden olduğ u tüm gürült üye ve çektiği tüm tepki lere rağmen, gerçekte l iberal burjuva pol itikanın son derece temkinl i bir kamuoyu yoklamasının ötesine gideınemektedir. Raporda yer alan ekonomik ve demokratik h'akların üzeri biraz kazındığında hemen altından tek siyasal kiml ik , tek devlet çatısı, tek resmi di l sonuçları ortaya çıkmaktadır. Raporun özü ve ruhu ise Doğu Erg i l ' i n şu sözlerinde i fadesini buluyor: "Biz raporu ülke bölünmesin diye yapt ık !"

Kürt halkının üzerinde oynanan yeni oyunlar, açılan yeni tuzaklar devrimci mücadelede ısrar etmeyi ve devrimci çözümü d'ıYatmayı çok daha zorunlu k ı lıyor. Kürt halkı kalıcı bir çözüme, gerçek bir kurt�luşa ancak tüm u luslara kendi . kaderlerini tayin hakkını tanıyacak ve-eşitlik, özgürlük, gönüllü birl ik koşullannda yaşamaya imkan sağlayacak, sömürgeci sermaye rejimini yıka­cak sosyal ist bir devri m le ulaşabilecektir. Türkiye işçi sınıfına düşen ise kardeş Kürt halkına tam destek vererek, Kürt halkının kendi kaderinin tayin hakkının tavizsiz bir savunucusu olarak, bu m ücadelede Kürt halkını müıtefıği o larak kazanmak ve ikti­dar mücadelesine önderlik etmektir.

Kızıl Bayrak Ağustos '95

225

Page 226: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Siyasal tabloda gelecek görüntüleri (Parça)

Kürt sorunu: Sermaye düzeni aç1smdan tam bir açmaz

Scnmıyc düzeni Kiirt sorununda, s iyasal çozum ilc . savaş

açmazı arasında gidip gelmektedir. Bir yandan TÜSiAD. TOBB vb. sermaye kuruluşları. Sabancı gibi tckelci burjuvazinin önde

gelen bir ismi K ürt sorununda yo.:ni polit ikaları. siyasal çözümü gündeme getim1enin zorunluluğundan süz etmekte, ama öte yan­

dan da aynı dönemde sümürgeci sermaye devleti PKK 'nın i lan ettiği ateŞkesi tümüyle görmezlikten gelme yoluna giderek, dah­

ası Güçiiikonak türü katliamlar gerçekleştirerek, Sivas ve Hatay '­

da küy bo�altmalarını gündeme getirerek. Mclik Fırat gibi Kürt sorununun en uysal temsi lci lerinden birini cezaevine tıkanık kirl i

savaş poli t ikasını yoğunl aştırmaktadır . B u ne basit bir i k i l i politikadır. n e d e sıradan bir aldatmaca ... Ti.imi.iyle siinıiirgeci ser-

22()

Page 227: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ımıyc devler inin bu sorundaki açmazının bir sonucudur. Düzen bu sonında açmaz içcrisindcdir, zira Kürı ulusal kurıulu� sava�ımı kar�ı .yüriilülcn kirl i sömürgcci sava�lan zafcrle çıkımının mümkün olımıdığinı artık yeterl i açıklıkla görmekıcdir. Öte yandan bu ko­�ullarda emperyal istlerin Kürt sorununun siyasi çözümü doğrul­tusunda sömürgcci sermaye devletine yaptığı baskı her ge\·cn gün arlımıkıadır. Türk tckelci buıjuvazisi içerisinde de giderek farkl ı pol iı ikııhırın devreye sokulması eğilimi güçlcnmcktedir. Zira kirl i sava� hem kronik bi.ilçc a�·ıklarının e n öneml i nedenidir. hem te­kelci buıjuvazinin bel i i bir pazardan yararlanamaması sonucu­nu doğurmaktadır ve hem de siyasal istikrarsızlığı bi.ilün ülke sathına yayarak ve derinlc�ıircrck, sermayenin çıkarlarını bu açı­dım da zora sokımıkı:ıdır.

Ne var ki işin bir cephesidir bu. Sömürgeci sermaye dev­leti PKK czi lip cıkisizleşı iri lmedikçc. si lahsızlandırıl madıkça. bu koşullarda verilccek kısmi tavizlerin u lusal kurı uluş hareketini daim büyük ve tehlikel i bir güç olarak kendi kar�ısına dikcbilc­ceği kaygısı iÇl'risindedir. Bu kaygı da onu kirli savaşı t ırman­dınmıya i ı iyor. işte bir yandım siyasal çöztimden söz edi l ıneyc başlanırken. d iğer yandım da kirli savıışı ı ınmmdınmmın arkasın­da. düzen açısından böyle bir açmaz ve çaresizl ik durumu var.

Sivas \'C Hatay: Süınürgcci sm·aşta iki kritik alan

Sivas ve Hatay bazı öneml i ortak özell ik lere sahip. Her iki i l de K uzey Kiirdisıan ' ın .sınır i l ieri durumundadır. Ve her iki ilde de önemli bir A levi nüfus bulunımıktadır. B u iki il in sınır kuşağında bulunması: sinılej ik ve pol itik açıdan buralarda denc­tim i ele geçinneyi son dcreec önemli k ı l ıyor. Eğer ulusal kurtuluş hıırckcti bu sııur i l l erinde dcnct imi e l ine gcçirirsc. bu m)Uil

Kiird isıan ' ı n iç bülgclcrin�lcki deneli m i n i çok daha k uvvct­lendirecck. sömiirgeci devletin iç bölgelerdeki askeri varl ığı çok daha kolay eıkisizlc�ıiri lcbilccektir. Bu nedenle buralardaki denc­timi ele gcçim1ck. sava�ın kazaıı ı l ın ış ya da kaybedilmiş olması

227

Page 228: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

açısından simgesel bir öneme de sahiptir. Sömürgeci sem1ayc devleti bunun bi l incinde oldlığu içindir k i , uzunca bir süreden beri bu bölgeye özel bir askeri yığınak gerçek leştirmekte, bölge­deki Sünni Türk nüfusu si lahiandı ranık ulusal kurtu luş hareketi­ne karşı k ışkırtmaktadır. K ürt ul usal hareketi de aynı bil inçle bu bölgeye yerleşmcyc özel bir önem vermekte, özel l ikle de bölgede­ki Alevi köylerini kazanarak orudaki varl ığını kalıcı laştırıp yay­gınlaştı rmayı hedeflemektedi r. Sermaye dev leti bugün ulusal kurtuluş hareketinin bu hesaplarını boşa çıkarmak amacıyla, söz­konusu Alevi köylerini insans ızlaşt ırmaya çalışmakta, Alevi nü­fus üzerinde baskı ve terörünü yoğunlaştırmaktadır.

Sivas ' ta yaşanan son köy boşaltma olayları bir başka açıdan da büyük bir önem taşıyor. Uzunca bir süre devlet politikalarının da etkisiyle. Kürt ulusal hareketiyle Alevi kit leler arasında be­lirli bir mesafe bulunageldi. K ürt u lusal hareketinin Dersim 'de örgütlenmeye başlamasıyla, bu durumda da köklü değişiklikler yaşanınaya baş landı. PKK 'nın S ivas ve Hatay 'daki örgütlenme çabaları işte bu açıdan da, Alevi kökenl i Kürtlerle kurulmaya başlanan bağı güçlendirebi lınek açısından da büyük bir önem ta­şımaktadır. Sömürgeci sermaye devlet i . kuşkusuz kendisi açısın­dan son dcreec tehlikeli olan bu gelişimi göm1ckte: bunu en­gel lemek için özel bir çaba harcamaktadır. Ne var k i , A levi k itlelerine baskı ve terör uyguladıkça. onları güçc zorladıkça. ulu­sal hareketle Alevi kit lelerin arasındaki bağı deği l , tersine Türk­Kürt Alevi kit leleri i l e kendisi arasındaki bağı koparmaktadır. Sivas ' taki devlet zorbul ığ ı , geniş A levi yığınlarının toplumsal mücadelenin içerisine çekilcbilmesini ve Kürt ulusal hareketi i lc Alev i kitleler arasındaki yal ı tı lmı�lığm ortadan kaldırmasını ko­laylaştıran büyük bir olanağa dönüşmektedir.

( . . . ) Düzenin tek çaresi: Daha azgın terör,

d aha fazla şovenizm

Yukarda en genel hatlarıyla çizilen tablo, sermaye düzeni­nin önümüzdeki süreçte ne tür güçHiklerle, açmazlarla yüzyüze

228

Page 229: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

olduğunu yeterl i açıkl ıkta ortaya koymaktadır. Düzenin açmazı­nı derinle�tircn bir başka öneml i olgu daha var: sermaye devleti bu güçlüklerden kurtulabi lmek, emekçileri denetleyebilmck için çok fazla olanağa da sahip değ i ldir. Onun el inde bu açıdan iki öneml i si lah kalınışt ır yalnızca. B irisi terör ve diğeri de şoven­izm.

Ni tek im 24 Aral ık seçimlerinden bu yana geçen iki aylık dönemde, yargısız infazlar, fai l i meçhul cinayetler, cezaevi kat­l iaınları , Kürt halkına yönel ik katliamlar en azgın biçimleriyle uygulanınaya çalışı lmıştır. Ne var ki bu aynı süreçle, dev letin terör pol itikasını artık eskisi denl i rahat uygulayamayacağını or­taya koyan bir dizi olay da yaşanmıştır. Ümraniye katl iamının ve hemen ardından gazeteci Metin Göktepe 'nin katlcdi l ınesinin ardından, bir dizi öneml i ki t lesel protesto eylemi gerçekleştiri l­n�iştir. B u eylemlerin emekçi kesimlerdeki yank ıs ı son dcreec olumlu olmuştur. Tüm bu pcşisıra yaşamm gel işmeler, kitlelerde devletin terör politikasına karşı öneml i bir tepkinin birikmeye başladığını göstermiştir. Gazi olayları ilc başlayan. işçilerin Ankara yürüyüşüylc, Metin Göktepe'n in öldürülmesini protesto güsteri­leriylc, öğrencilerin son eylemleriyle vb. kendisini açık bir biçimde dışa vurmaya başlayan bir olgudur bu. Kısacası, sennaye devleti bu alanda da, önümüzdeki sü·rcçte eskisine göre çok daha büyük güçliiklcrlc karşı karşıya kalacaktır . Eğer devrimci güçler her adıında etki l i ve birleşik bir karşı koyuşu örgiiılcycbil irlersc. dev­letin terör polit ikasını etkisizleştirip tersine döndürcbil ınenin olanakları her geçen gün daha da çoğalmaktadır.

Sermaye dev letinin kitle hareketini dizginleycbilınek açısın­dan kullandığı ve son dönemde iyiden iyiyc yoğunluk kazandır­dığı bir başka si lah da, şovcnizındir. Kürt ulusal mücadelesi kar­şısında estirilen şovenist rüzgarı n. işçi ve emekçi hareket ini diz­ginleınede bugüne kadar öneml i bir işlev gördüğünü bi l iyoruz. K irli sömürgcci savaşın uzaması ve bu savaşın faturasını işçi ve emekçilerin ödemek zorunda kalması, bu şovenizm rüzgarının et­kisini giderek azaltmaktadır. Ne var ki şovenizm, yine de son dcreec öneml i bir yönetme si lahıdır. Ve sermaye devleti çok çe-

229

Page 230: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

şiı l i vesilclcr yaratarak her geçen gün bu kirli si lahı çok daha yoğun bir biçimde devreye sokmaktadır.

Son bir aylık döneme bakı ldığında bile, sennayc düzeninin kit leleri uyuştunnak, onların lcpki ve öfKelerini başka alanlara kanalize etmek amacıyla nası l azgın bir şovenizm dalgası ya­ratmaya çalışlığını bütün açıklığı ve iğrcnçliği i lc görebiliriz. Ka­m uoyunda ''Kardak krizi" olarak bilinen. suni olarak yanıtı lan ya da abartılan Egc''dcki kayal ıklar sorunu, sermaye devletin­cc tam bir şovenizm histerisine döni.işıüriilmeye çalışılmıştır, ha­len de çalışılmaktadır. "Mil l i çıkar··. "mi l l i onur'' demagojisi eş­l iğinde kardeş Yunan halkına karşı özel bir düşmanlık kampanya- · sı örgiillcnmcktedir. Tırmandırıl<ın şovenizm histerisine yiikselıi­lcn savaş çığlıkları eşl ik etmekledir vb. Sermaye devletinin her olayı azgm bir şovenizme konu etme gayretinin yakın dönemde yaşanan bir başka ilginç ömeği de, Karadeniz'deki "gemi kaçırma" olayı_ olmuştur. Sermaye devleti, bu korsanlık olayını bile "ırkda­şımız Çeçenler", "düşmanımız Ruslar'' Iliründen aşağılık bir şoven kampanya haline dönüştlircbihnişıir. içinden geçtiğimiz şu günler­de ise. "Kardak krizi''nc bir de "Suriye krizi'' eklendi. Bu kez anlaşmazlığa konu olan sorun, sınırdaki birbuçuk kilometrekarelik bir toprak parçw;ı ! Sermaye basınının yürüllliği.i kampanyaya göre bu bi.iyi.ik ve önemli anlaşmazlık nedeniyle iki ü l ke arasında giderek daha da sıcakla�an savaş rüzgarları esiyor! vb . . .

Öyle görünmekied i r k i , sermaye düzeni içerde sıkışı ıkça şovenizm rüzgarını da daha kuvvetl i esJinucyc çalışacak, işçi ve emekçi leri bu yolla denel im alıında ltılımıyı dcncyecekt ir. Bu ol­gu (ioğal olarak öni.iıni.izdeki si.ircçıe komünistler ve devriınciler açısından şovenizme karşı mücadelenin çok daha özel bir önem kazanacağına da işaı·cı etmektedir. Şovenizme kar�ı "halkların kardeşliği'' bayrağını. yi.ikselıınek, �ovcnizınin sın ı f ve emekçi ki t leler üzerindeki eıki ve denelimini k ınnak, sın ı f mücadelesi­nin geleceği açısından kritik öneme sahip bir görev al<ını olarak dunmıkıadır. biz koınünisılcrin ve devrimcilerin önünde.

230

Ekim

15 Şubat '96

Page 231: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Çözüm de!rimde, kurtuluş sosyal izmde!

Tek taranı ateşkes ''e gerçekler

Sönıilrgeci devlet öteden beri P K K 'n ın "siyasal çozum konusundaki ısrarını ve bunun yolunu açma .amaçlı ıek tanını

ateşkes girişimlerini PKK 'nın ciddi bir. zaafiyelinin i f:ıdesi ola­

rak propaganda etmiştir. Geri l lanın ·öze l l ikle ateşkes döneınieri­ne

, tekabül eden eylem kapasitesindeki düşüşünü/ ya da sınırl ı

harcketl i l iğini de bunun somut kanıtı olarak giisıcrm i�t ir. Veril­

mek · istenen mesaj şudur; "terörün" belini kırdık. PK K artık Ku­

zey Kürdistan 'da kalıcı mevziler olu�tunmık gücünde değildir.

Gerillanın şurada ya da burada ortaya koyduğu eylemler ise da­

ğılmıŞ PKK'den arta kalan küçük grupların sınırlı ve küçük çap­

l ı . vur�kaç eylemlerinden ib�reıı ir. Güvenl ik güçleri Kürdistan çapında duruma tamamıyla hakimdir.

Bir kaç yıl öncesine kadar PK K Botan bölgesiyle birlikte anı-

13 1

Page 232: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l ı rdı . Yalnızca gerillanın eylem sahası olarak deği l , siyasal kitle desteği bakımından da Botan PK K için stratejik önemde bir alan­dı . Tam da bu nedenle, sömürgcci sermaye devleti topyekün sa­vaş stratej isini benimser benimsemez bu bölgeye yi.ikleııdi. Kanlı ve kirl i savaşını esas olarak Botan 'da ve yanısıra Amed'te (Di­yarbakır) yoğunlaştırdı. Binlerce köyü yaktı, yıktı ve boşaltt ı . Bo­tan adeta insansızlaştırı ldı . Yalnızca kırsal bölgeler deği l , Ş ırnak ve Cizre gibi yerleşim birimleri de aynı türden saldırıların boy hedefi oldular. O kadar ki , bu kentler "yeniden oluşturuldu"lar. ·Birer "korucu kent" hal ine geti rildi ler.

Tüm bunları.n PKK 'nın öze l l ikle kit le desteği ne bir darbe olduğu açıktır. Ancak sermaye dev letinin güvenl ik güçlerinin Botan 'da ve genel olarak Kürdistan 'da duruma hakim olduğu şeklindeki propagandasının yalana dayalı olduğu gerçeğini de­ğiştinııez. PKK sömürgeci semıaye devletinin Ilim çabalarına kar­şın Botan'dan sökülüp atı lamanıışt ır. Botan ve yanısıra Amed eyaleti bugi.in de geri l lanın en önemli eylem alanlarıdır. Keza kitle desteği bakımıııdan da eski konumunu korumaktadırlar. Sağgöze kampının PKK 'nın ikinci Be k aa 'sı niteliğinde bir kamp olduğunun açıklanması ve günümüzde savaşın özel l ikle Kulp. Li­cc ve Gcrs üçgeninde yoğunlaştırı lması da bu gerçeğin it iraf edilmesidir.

Öte yandan Kürt özgürli.ik mi.icadelesinin cereyan ettiği sa­ha yalnızca Botan-Amed (Diyarbakır) ve Serhal ( Kars) eyaJet­lerinden ibaret deği ldir. Özgürlük mücadelesi Dersim ve S ivas gibi yeni ve öneml i mevziler de kazanmıştır. Dahası PKK sa­vaşı , Hatay başta olmak üzere, Çukurova'ya da yayınayı ba­şarmıştır. Söınürgeci burjuvazinin tüm bir '95 yı l ını Dcrsiın ' i insansızlaştınna ile geçirmesi , '96'da h ışın1la Sivas'a yüklenmesi ve nihayet Hatay 'ı Olağanüstü Hal kapsamına almak için bi.iyük çaba sarfetmesi. bu olmayınca özel i l stati.isü alternatifini ortaya alınası vb. boşuna değil . Demek oluyor ki , söıni.irgeci sermaye devleti Ki.irdisıan'da duruma hakim değildir. Tüm çabası Kürt özgürlük mücadelesini sözkonusu alanlardan söküp atma ve ala­mı hakim olma, PK K 'nı ıı güç ve etkisini hiç . değilse sın ı rlama

232

Page 233: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çabasıdır. PKK bel l i dönemlerde bel ir l i gel-gitleri yaşasa ·da güç ve et­

kisini korumuş ve yayınayı başarmıştır. Son 24 Aral ık seçimleri­nin ortaya çıkardığı tablo dahi PKK'nın Kuzey Kürdistan'daki güç ve etkisini bell i bir başarı ilc koruduğuna somut bir göstergedir.

PKK daha bir kaç yıl öncesine kadar Güney Kürdistan'da daha çok askeri b ir güç olarak an ı l ı rd ı . PKK bu y ı l l arda Güney Kürdistan' ı daha çok Kuzey Kürelistana geçiş alanı olarak kullanır, Kuzey Kürdistan 'a dönük geri l la eylemleri için elverişl i bir saha ve önemli bir lojistik destek kaynağı ol<ırak dcğerlendirirdi. Nedir ki, giderek buraya da yerleşti, burada da önemli mevziler kazanarak kal ıcı hale geldi. TC'nin Barzani ve Talabani i lc işbirliği halinde bu durumu engel lemeye dönük saldırı ları da bunu önlcyemedi . PKK özellikle "İkinci Ağustos At ı l ımı" denilen çıkışı i le "ınisalir güç" olma konumundan çıkıp Güney'deki güçleri etkileyen bir güç ve konum ·elde etti . Gelinen yerde PK K Güney Kürdistan'da yalnızca askeri bir güç deği l , art ık TC ve emperyalist lerin de i tiraf ettikleri Ül.ere Barzani ve Talabani ' den sonra üçüncü sahasal kuvvcttir. PKK ' nın Güney Kürdistan'da etkin b ir siyasal güç olduğunu gelinen yerde Güney Kürdistan ' ın iki büyük gücü KDP ve YNK da kabul etmektedir. A BD'nin bilgisi ve denet iminde. üste l ik TC'nin devre dış ı kalınası pahasına gerçek leş t i ri lmcyc çalışı lan Dubl in toplant ı ların ın başarıs ızl ıkla sonuçlanınasmın arkasında da açıkça PKK etkeni ve PKK 'nın "İk inci Ağustos Atı l ımı" vardır.

PKK 'nın son bir iki y ı l içinde Kuzey Kürdistan'da yeni ve önemli ınczi ler elde etmesi, savaşı Çukurova ve Hatay ' ı kapsa­yacak denl i yayınası ve en önemlisi de Güney Kiirdistan'da sü­reçleri etki leyecek kadar etkin bir siyasal kuvvet hal ine gelmesi. başta söınürgeci sermaye devleti TC'yi olmak üzere bölge dev­letlerini ve ABD başta gelmek üzere emperyalist leri fazlasıyla rahatsız etmektedir.

Sözkonusu gelişmelerden en fazla rahatsızlık duyan söınürgcci TC'dir. Başta Türk Genelkurmayı 'n ın birinci derecede yetki l i leri olmak üzere tüm devlet adam ları sürecin kendi aleyhlcrine ge-

233

Page 234: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l iştiğini gayet açık görmektedirler. TC mevcut durum karşısında büyük bir telaşa kapıl ınışı ır ve korku içinded ir.

TC yakın dönemde gerçekleştirilen Ortadoğu 'daki terür zirve­sine çok · büyük önem vermektedir. Cumhmbaşkanlığı katında bu zirveye kat ı l ması başta Filistin hal k ı olmak üzere, tüm bir Arap dünyasını fazlasıyla rahatsız ell i . iu ifak arayışları: Ortadoğu'nun en büyük terürist devlet i israi l " le süzde terüre karşı ik i l i anlaş­ımılar imzalaması: PKK "yı destekl iyorlar diyerek Yunanistan. Su­riye ve iran ' la düşmanca çatışmalara girecek denl i i l işkilerini ger­ginleşt irmesi : A B D ve diğer empery<ılist leri bu üç (kvlete bask ı yapmaya zorl aması: 1 rak · ın toprak bütünlüğünü yeniden sağla­mak üzere ambargonun kaldırılarak Irak ve Saddam i lc yeniden i l işki kurulması talep ve girişim leri, Barzani ve Tahthani 'ye ver­dikleri "kırmızı pasaporı '"lan iptal etmeleri ve emperyalist iilkcle­rin Barzani ve Talabani 'ye hiçbir biçimde güvenmemeleri ge­rektiğini telkin etmeleri vb. -Ilim bunlar TC" nin içine girdiği kor­ku ve ıcla�m i fadeleridir.

TC. Ecev i t " in son günlerde a<;ıkça dile getirdiği gibi Güney Kürdistan'da PK K ' nın denet imi nde bir K ün devletinin kurulm:a­ğı korkusuna kapı lmışı ır. TC bi r olası l ık olanık böylesi bir geliş­meyi dü�ünınek dahi istenıemekıedir. Bu nedenle de ç ı lgınlık pa­hasına sürecin bu yönde seyre!mesiııi engellemeye çal ı�makıadır . . Sömürgeci sermaye devletinin emperyal.isı ü lkelerin telkinlerine karşın kirli savaşı sürdünnek konusundaki ısrar ve direncinin açık göstergesi son operasyonlan da bunun i fadesidir. Siimürgeci ser­maye. devleti iğreti bir çiiziinıü dahi içine sindirememektedir. He­nüz buna hazır deği ldir ve K ürt hal k ını imha st ratejisinde ısrar etmeye hiç değilse bir süre daha devam etme kararl ı l ığındadır.

Emper�·alistler de sertleşiyorlar

ABD başta gelmek üzere emperyalist ler yakın döneme kadar bülgedeki hesaplarını Barzani ve Talabuni gibi işbirl ikçi ı l ıml ı l iderler üzerinden yupıyorlardı . Ne var k i . diğer k imi etkenierin yanısıra. özel l ikle PKK ·nm bölgede etkin bir siyasal güç hal ine

234

Page 235: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gclıncsi bu olanağı Himüylc olmasa dahi . önemli ölçüde gerilere illi. Güçlükler yanını. P K K ·nın siyasal etki nl iğinin Dublin zirve­sini boşa çıkarııcak denli rol oynaması da bunun i fadesi oldu.

Gelinen yerde Kuzey i lc Güney arasındaki sınır çizgi leri si­l ik leşmiş, süreçler içiçe geçmiştir. K iirt sorununun çözümü de bu gelişmeye bağlı olarak daha k<ırmaşık ve d;ıha güç bir hal almıştır. Yalnızca Barzani ve Talabani üzerinden iş görmek <Iii­nemi geride kalmıştır. Çözüınii PKK 'sız diişiinmck -bugiinkü giiç ve etk in l iğini koruduğu sürece- neredeyse olanaksızdır. PKK bu karınaşık ve içiçe geçen süreçlerin ister istemez ınuhatap alınması gereken bir ünemli etkendir. içlerine sindirsinlcr ya <hı sindirmesinler emperyalistler de bunu görüyorlar. Esasen emper­yal istler, PK K ·nın siyasal çöztim konusundaki ısrarının ve buna zemin hazırlaımık amaç l ı tck taranı ateşkes g i rişimlerini de ve­sil.c ederek topnığı PKK 'lı bir çöziimc hazır hale gctinnek eği l i ­mini de gösterdi ler. Son olarak Almanya aracıl ığıyla bu yündc bir nabız yoklaması da yaptılar. Ancak onların temel bir koşulu vardı ; PKK 'nın ehli lcşmcs i ! Açıkçası ABD ve diğer Batı l ı em­peryalistler PKK ' n ı n bayrağında Onık-Çe k i ç ' i ç ıkilfması n ı . Öcalan ' ı n PKK 'n ın klasik K P' dcn farkl ı b i r part i olduğu açık­laımılarını. ABD başkanımı yazdığı mektupta dile getirdiğiklerini yeterli giirınüyorlar. Son düneınierde daha bel irgin biçimde di le getirdikleri gibi, PKK · nı n adını değiştirmesi de dahi l . strateji­sinde ve yöntemlerinde köklü değişiklikler yapmasını , açıkçası silahı bırakıp ı l ımlı siyasal bir partiye dönüşmesini . A. Öcalan'ın da Talabani ya da hiç değilse Kemal Burkay gibi ı l ı ınlı bir lider kiml iği kazanmasını. daha vurucu bir anlaıımla "Öcalaıı ' ın Yaser Arafat' laşması"nı istiyor ve dayatıyorlar.

A. Öcalan ve PKK siyasal çöztim komısuı)daki ısrarımı kar­şın bu istem ve dayatmalanı açık bir direnç gösterdi ve gtister­nıcye de devam ediyor. Emperyalist ülkelerin son dönemde artan PK K 'yı yal ıtma ve kuşatımı gi ri�iın lcri nin nedeni de PKK' nın

ehli lcşıneye açı k bir direni� giistermesidi r. Emperyal i st ler ge l i ­

nen yerde PKK ·ya karşı bir sert l ik pol i t i kası izlenıcktcdirlcr. Bu­

nun son ve somut iirncği ise A lman devlet i n i n P K K 'ya diiniik

Page 236: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

saldırı kaınpanyasıdır. Alınan devleti günümüzde PKK'ya karşı TC i le benzer bir politika izlemekte, PKK üzerinde tam bir devlet terörü cstirınektcdir. Bu saldırı ların yegane amacı var; ehl i leş­ıncyc direnen PKK 'yı zora dayanarak chl i lcştirınek! Ne k i . bu operasyon da öncekiler gibi iimürsi.izdür ve öınürsüz kalacaktır.

TC'nin tarihi yalan ve inkar tarihidir

"Aldatmaca ve Atmaca" ya da daha doğru bir söyleyişle ya­lancı l ık ve ikiyi.izli.i l ük söınürgcci TC'nin en karakteristik özel­l iğidir. O kadar k i , genekle ve öze l l ikle de Kürt halkına dönük yönü i lc Cumhuriyet tarihi tüm üyle bir yalan ve i nkar tarihidir. '38 Dcrsim isyanının ınanevi l ideri Seyit Rıza'nın o güne kadar­ki tüm cumhuriyet hi.iküınetlcrinc atfcn söylediği "hukuınata be sercf u zurekar··. yani "yalancı ve şerefsiz" ni tclemesi, keza ünli.i yazarımız Yaşar Kemal ' in TC' nin Kürt halkına dhnük tüm bir pol i t ika ve propagandasının yalana dayal ı ve Cumhuriyet tari­hinin bir "yalanlar seferi"nden ibaret olduğuna i l işkin yazısı da bu bakımdan oldukça isabetl i olmuştur.

Sözge l imi : M . Kemal işgal y ı l ları nda Kürt halkına büyük vaatlerde bulunmuş, ne ki işgal kırı l ıp gelip Türk burj uvazisi ik­t idara yerleşince vaatlerini unutmuştur. B ununla da kal ınınadı; Kürtlerin varl ığı dahi inkar edi l ip Kürtler tam bir soykırımdan geçiri ldi . Sonrası tck parti ve tek şef dönemidir ki; Ki.irtlcr bi.i­ti.in bir dönem jandarma-tahsi l dar ve ağa zulınü alt ındadır, sür­gi.inden ve kırımdan başını kaldıraınanı ışt ır. Bu dönemi Bayar ve Menderes ' in Demokrat Parti dönemi izler. Tek parti ve tck şef döneminde sını rsız acı lar çeken Kürtler bu kez Demokrat Partisi ' ne sığın ı rlar adeta. Fakat değişen hiçbir şey yoktur. De­mokrat Parti bünyesinde yer alan büyük toprak ağaları da da­h i l , s�tld ırı lara i lk uğrayıp yeniden sürgi.inlere gönderi lenler, zul­me hedef olanlar yine Kürtlerdir. Bütün bir ' 60 ve '70 ' l i yı l lar boyunca ise Kürdistan ' da komando zulmü kol gezınektedir. Sö­ınürgeei sermaye devletin in karakteristik özel l iği .olan yalancı l ık ve ikiyüzlülük politikası , yükselen devriınci Kürt u lusal hareketi

236

Page 237: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kar!iısında açık bir sıkışınış l ığ ı , acz ve çaresizl iği ya�adığı 'RO' I i y ı l ların ortalarında!' itibaren yeniden devreye girmiştir.

Özal dönemi tümüyle Kürt halkı içinde hayal ler yayma ve boş bcklcntil�r yaratma dönemidir. H içbirinin en küçük bir karşı­l ığı olmadığı gibi. bu dönem K ürtlerin hem K uzey'de hem de Güney Kürdistan'da büyük acı lar ve yıkımlar yaşadığı bir dö­nem olmuştur.

' 9 1 yı l ında kurulan DYP-S HP hükümeti döneminde ise Kürt sorununun yeni bir ıcınci üzerinde gelişip çözümünü dayatma­sı karşısında, dönem in başbakanı Demirel "Kürt real itesini ta­nıyoruz" demek durumunda kalm ı şt ı r. Ancak bu sözler de önce­ki ler gibi ç-ok çabuk unutul m uş, Kürt halk ına dönük baskı ve kirli savaşa devaın edil miştir. Demire l 'den boşalan yere oturan Tansu Çi l ler, başbakanl ığ ın ın ilk döneminde birdenbire ortaya "Bask ınodeli"ni atını!i , ama akabinde topyekün savaş parolm;ıy­la Kürt halkına dönük tarihin en kapsaml ı saldırısını başlatmış­tır. Üç binin üzerinde Kürt yerteşi m birimi yak ı l ı p yıkı lmış ve boşaltılmış, milyonlarca Kürt insanı mecburi iskana tabi tutulmuş­tur. Türkiye genelinde olduğu gibi işkence, fai l i meçhul cinaycılcr, gözaltı ve tutuklama Kürt halkının -üstelik de kitlesel boyutlarda­ya�adığı günlük olaylar haline gel miştir.

Kürt halkı içinde dayanaksız hayaller ve bo� beklenıi ler ya­

ratmanın yeni ve sön örneğini ise yakı n dönemde işbaşma ge­len ANAP-DYP hükümeti başbakanı Mesut Y ı l maz sergil iyor. O da öncekiler gibi Kürt halk ına dönük vaatlerde bulundu .. Kürt sorununu yalnızca askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini, yeni yaklaşımiara başvunnak gerekt iğini i leri sürerek i şe başladı . Olağanüstü Hal'in kaldırı lacağı ve Kürtçe televizyon sözleri verdi. Dahası seçimlerin hemen öncesinde "Yalanlar Seferi'" yazısıy­la biiyük yankı lar yaratan Yaşar Kemal ' le Kürt sorunu üzerinde tartı�mak-görü� almak üzere bir görüşme yaptı . Öze l l i k le bu görüşme hemen her çevrede büyük merak uyandı rd ı , belki de dayanı ksız hayal lerin yayı l ınasının en öneml i nedeni oldu.

Mesut Y ılmaz hayal yaymaya sürdürken, söınürgeci serına­ye devleti boş durmadı. Mesut Y ı lmaz ' ı n "büyük dostum'" dediği

237

Page 238: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ym�<ır Kcm.ı l " i ağır cezaya çarptırdı . K ürl halkı ise 5 N i san'dan beridir kanlı ve kirli büyük bir yeni saldırıyı yaşıyor.

Demirel-Çil ler Mesut Y ıl maz ve bu amda çeşit l i sanayici ve iş adamlarının dönem dilnem kamuoyunu meşgul edip, "siyasal çözüm"e i l işkin bcklcnıilcr yaratan sözlerinin gerçek yaşamda hiç­bir karş ı l ığı yoktur. Ve esasen böylesi bir çüziim için bile bir ağırl ık koyma kararlı l rğını i fade etmemektedir. Bel l i bir rahat­sızlığı, kirl i savaş ·konusunda bel l i bir çatiağı i fade etse bile "si­yasal çôzüm" için umut olma üzel l iğini taşımamaktadır. Tümli de özünde ve esasında poli t ik birer ımıncvnıdan, bir kirli savaş taktiğinden başka bir şey deği ld ir. Bu nedenle de hiçbirine ina­nılmamalıdır.

Çözüm devı·imdedir!

Dönem kirli savaş taktiğinin i fadesi mancvrcılara. şurada ya da burada o luşan çatlaklara, gerçek yaşamda hiçbir karş ı l ığı olmamı� ve olmayacak olan siizlcre takıl ıp , hayallere dalımı ve yığın ları beklenti içine sokımı dünemi değildir. Dönem gerçeğe dönme ve gerçek yaşamın asli unsurlarımı bakma dönemidir.

Ti.im veri ler Türkiye'nin yeni bir si.irece evri lceeğini gösteri­yor. iktisadi kriz derinleşiyor. Ekonomi felç olmuş durumda. Tür­kiye'de iktisadi-toplumsal ve siyasal koşullar işçi ve emekçi ler için her geçen giin daha da çekilmez hale geliyor. Semıaye iktidarı felç doruımı yaşayılll ekonominin -kirli savaşın çıkardığı ek fa­tura da dahi l- tüm yiiklerini işçi ve emekçi sınınara yüklemek istiyor. Yoğun iktisadi sömürü, düşük ücret politikusı , s ıfır zam dayatması . ardı arkası kesilmeyen zamlar, hayat pahal ı l ığı, aç­l ık ve sefalet. iktisadi ve toplumsal yaşamda bundan böyle çok daha yakıcı .biçimde kendisini hisset irecek olan özel leştirme sal­dırısı. hak gaspları ve nihuyel artanık süren siyasal devlet terörii; biiilin bun lar· i�çi ve emekçiler içinde gi.iı1 geçtikçe daha derin ho�ıwısuzluklara yol açıyor. Hak arayışları artıyor. Sümlirliyc, bask ıya. ardı arkası kes i lmeyen devlet terörline karşı kent yok­sul imın ın Gazi i lc başlayıp yükselen hareketi, eğitimin tizel lcş-

238

Page 239: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tirilmesi saldırısına kar�ı parasız eğitim talebiyle alanlara çıkan öğrenci gençl iğin bel l i bir kitlesell ik ve ıni l itcın l ık la karaktcrize olan eylemliliği, kamu emekçilerinin özelle�tinncyc ·karşı ve grev­l i-toplusözleşmeli sendika talebi için başlattıkları eylemler, işçi sın ı fında t ı rmanan hoşnutsuzluk ve mücadele isıeği vb., bunların tümü Türkiye'de devrimci bir sını f mücadelesinin gelişip-yük­seleceğinin ön bel irti lcridir.

Öıe yandan işçi ve einckçi sınıllar giderek yaşannıaz hale ge­len iktisadi, toplumsal ve siyasal koşulların Kürt halkına dönük kirli sava�la bağını bugün daha çok görüyor, sonuçlarını çok daha doğrudan yaşıyorlar. B u ise onları k i rl i savaşa kar�ı tutum al­maya, suskunluğu bi r yana bırakıp kirl i savaşa karşı seslerini yiiksclııncyc zorluyor. "Kirl i savaşa son, yaşasın halkların kar­deşl iği !", "Savaşa deği l , eğilime-sağlığa bütçe!'' vb. şiarları kitle eylemlerinin en çok ve en gür aıı lan şiarları hali ne gelmesi de bunun .gös-tergesidir. Gelişıneler bundan böyle kirli savaşa karşı işçi ve emekçi ağı rlığının daha da hissedileceğini gösteriyor.

Türkiye devriınci hareketinin bel l i. bir güce ulaŞınası ve bu temel üzerinde düne göre daha kapsaml ı bir pol it ik çal ışına ve eylem kapasitesi ortaya koymaya başlaması bi r diğer önemli gelişmedir. İşte bütün bu gelişıneler Kürt özgürilik hareketine (PK K) önemli görevler yükli.iyor. Kürt kurtuluş hareketi gelinen yerde siyasal ya da barışçıl çözüme dayalı stratejiden v<ızgeçıne­l i , yüzünü Türkiye devrimine çevirınel idir. Kendi orta sını narı üzerinden iş görme isteğine son verip kendi alı sını flarımı gü­venınel idir. Mi lyonlarca emekçi ve yoksul Kürt köylüsünUn de­mokratik ve devrimci potansiyelini açığa çıkannayı ve harekete geçinneyi esas almalıdır. Kirli savaş taktiklerinin i fadesi dayanak­sız hayalleric ve boş be�lenti lerle vakit öldi.irıneınclidir. Yüzünü Türkiye işçi sını fı . emekçileri ve devriınci kuvvetlerinden yana çevinneli, onlarla birleşınelidir. Metropollerdeki proleter ve emek­çi kitle hareketl i l ikleri içinde aktif bir Kürt işçi ve emekçi po­tansiyeli var. PKK bu potansiyelin Türk i�çi ve emekçi kit lelerle bi rliktcliğini teşvik etmelidir. Zira, "kirli savaşın sonu'" bu bir­l ikteliklen geçmektedir. Kürt sonımında köklii. kalıcı ve gerçek

239

Page 240: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir çözüm ancak sermaye devletini yıkacak devrim ve sosyalizm mücadelesi ve Kürt kurtuluş mücadelesinin buna verdiği aktif desteklc olanakl ıdır.

Öte yandan komünistler Ki.irt kökenl i işçi ve emekçi lerin Türkiye i�çi sın ı fı ve emekçi kit le mücadelesinin ön sanarında tuttukları önem l i konuımı çok iyi dcğerlendirınel id ir. Bu paha biçilmez olanağı birleşik devriınci mücadelenin etkin bir dayana­ğına çevirınclidirler. Türk işçi ve emekçileri içinde Kürt kurtuluş mücadelesinden yana gel işen duyarl ı l ık etkin bir faal iyetle ge­l i�tirilınel i ve akt i fle�tiri lınelidir. Komünistler çabalarını başta işçi s ını fı olmak üzere emekçi katınanların Kürt kurtul uş müca­delesine eylemli desteğini örgütleınek üzere yoğunlaştırmal ıdır. Bu görev günümüzde yakıcı bir nitel iğe sahiptir.

240

Kızıl Bayrak Mayıs '96

Page 241: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Faşist rejimin kudurganltğt arttyor Sald1r1ya karşi birleşik direniş!

(Parça)

Öte yandan. seçimlerin hemen ardından· devrimci ve ein_ekçi hareketi . peşpeşe bazı yeni pol i t ik çıkışlar yaptı. Y ı l ı n b�şında zindanlara yönelti len saldırı kararlı bir elirenişle püskürli.ildü. M . Göktepe'nin iildürülınesi büyük b i r anıi-faşist protesto gösterisine neden oldu ve pol isin gerçek yüzünün açığa çıkmasında öneml i b i r rol oynadı, Şubat'ta öğrenci hareketinin· büyük çıkışı yaşandı. Harçlara karşı başlayan protestolar hızla mi l itan kitlesel bir karak­ter kazandı ve eğitimde özelleştirmeye karşı bir harekete dönüşti.i. Bu. yı l ların durgunluğu içindeki .öğrenci hareketinde öneml i bir politik sıçraınaydı . Mart ayında başlayarak yeni bir çıkışı bu kez kamu çalışanları hareketi yapt ı . N isan ayı içindeki eylemiere ge­niş bir memur kitlesi katı ldı . 1 4 N isan eylemleri memur hareke­tinin polit ik karakter ve mil itan tutum bakımından en i leri düze­yini ol uşturdu. Ve nihayet, İ stanb u l ' daki görkemli 1 Mayıs kutlaması, kitle hareketinde�i bu polit ik çıkışların üzerine g"eldi

241

Page 242: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve onl arı n en i leri noktası oldu. Sermaye cephesi istanbu l 'da yüzbini aıjkın bir kitlenin katıldığı bu görkemli gösteride yalnızca kitlelerin düzene öfkesini ve ıni.ieadele kararl ı l ığını deği l . fakat aynı zamanda devrimci örgütlerin güç ve etkinliğini de yeterli açıklıkta gürdi.i. K itle hareketi ndeki geliıjme ile örgütlü devriınci hareketteki güçlenıncnin organik bir bütünlük olu�turduğu görüldü.

Bu tablo MGK yönelimindeki düzen cephesini harekete ge­çirdi . 1 M ayıs'ta bel l i bir ba�urıyla gerçekleştirdikleri provo­kasyonla elde ettikleri atmosfer, saldırının 1 Mayıs' ın hemen ar­dın<lan başlatı l ınasını kolaylaştırdı . Sermaye medyasının oluş­turduğu zemi n üzerinde devlet karşı saldınya geçti. Zindanlar he­def tahtas ına oturtu ldu. Sokak eylem l eri ne, h ak arama doğrul-tusundaki en meşru çıkışlara azgın bir polis terörüyle yanıt ve- rildi . Yüzlerce insan sık sık gözaltına alındı. Bu bir tür fii l i sıkıyönetiındi .

·

Fakat medya tarafından alçakça bir propagandayla destek- . lenen bu saldırılara rağmen devlet açık bir i.islünli.ik sağlaymna­dı . Çıplak zorun bu kaba devreye sokuluıju devletin gücünün de­ği l , aczi nin bir göstergesiydi. Onu bu acze devrim cephesinin ve yığınların direnme kararl ı l ığ ı itiyordu. Arzuladığı türden bir denet imi sağlayabi l mek için çı plak zoru en kaba biçimde sergi­lemek zorunda k�ıl ıyordu. Bu ise rejimin gerçek kimliğini .ıçığa çıkarıyor. onun teşhirini kolayhııjt ırıyordu. Cezaevlerini tesl im al ımiya yönelik saldı rının binlerce devrimci tutsağın kararl ı d ire­niş duvarına ç�ırpması, faşist rejime işinin ne kadar güç olduğunu, çat ışmanın bu en kritik cephesi üzerinden somut olarak göstemıiş durumdaydı :

H ADEP Kongresi 'ndeki "bayrak olayı" bahane edilerek ül­ke çapında başlatı lan şovenist kampanya bu ortaını n üzerine gel­di. Bu, faşist rejim için. dunıınu kendi lehine dcğiştinnek için yapılan yeni bir çık ı ş oldu. Sermaye şimdi en iğrenç karlını oy­nuyor. Bu. yığınların u lusal duygularının en ikiyüzlü biçimde ve en aşağ ı l ık hesaplarla kışkırt ı l ı p istismar edilmesidir. 'oünyanın emperyalist e fendi lerine w�akl ık edenler. Türkiye'yi her açıdan ABD emperyalizmine peşkeş çekenler, ulusal çıkar ve değer adımı �

242

Page 243: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ne varsa onyı l lardır emperyal ist ağababalarının ayaklarının altına serenler, bugün kalkıp her türiii u l usal haktan zorla yoksun bı­raktıkları Kürt halkı karşısında "ulusal gunır'' oyununu oynuyorlar. Daha doğrusu Türk halkını bu oyuna alet ederek serseınletınek, yarattıkları şoven toz-duınan dalgası içinde toplumu arzuladıkları türden bir cendere içine sokmak istiyorlar. Şoveniz;n histerisinin uygun ortaınında çıplak zora, teröre, cinayetlere, infazlara, işken­ceye bel l i bir meşruluk kazandı rmak istiyorlar. Bayrak olayının hemen ard ı ndan üç HADEP ' I i y i alçakça kur�unlaınaları , EP taraflarların ın barışçıl eylemine başkentin göbeğinde en vahşi biçimde saldırınaları bunu gösteriyor. Çok özel tarzda yarattıkları bu ortamı koruyab i l i rlerse, pervasız saldı rı ları yeni boyut lara çıkararak sürdürecekler.

Ne var k i . bu oyunu sürdürmek hiç de sandık ları kadar ko­lay değildir. Topl umun devrimci ve ilerici güçleri bu alçakça oyu­nu bozmak için gerekl i kararl ı l ık la direneceklerini şimdiden bel l i etmiş durumdalar. Y<ınıtı lan ortaının basınc ımı rağmen HADEP için dile getirilen i lerici dayanışma bunun göstergesidir. B ugün devrimci ve i lerici güçlerin önünde, faşizmin şovenist kampanya­sına karşı "Yaşasın halkların kardeşl iği ! " şiarını yükseltmek, Kürt halkının meşru ·ul usal istemlerini her zamankinden daha. büyük bir kararl ı l ıkla savunmak ve K ürt halkını hedef alan sömürgeci kirli savaşa karşı her zamankinden daha etki n bir mücadele yü­rütmek görevleri durmaktadır. Faşist rej imin topluma egemen kılınaya çalıştığı şovenist histeriye veri lecek en iyi ve en acil yanıt budur.

Faşist sermaye rejiminin hesaplarını bozmak için koşullar fazlasıyla uygundur. Sermaye düzeni iç ve dış politi kada gitgide daha çok bir batağa saplanınaktadır. İçerdeki azgın işçi-emekçi düşmanı uygulama ve pol itikalara, dışarda ABD-İsrai l eksenine dayal ı ve bölge halklarına dü�ınan bir saldırgan pol i tika eşlik et­mektedir. Ağırlaşan iktisadi ve toplumsal sorunlara sermaye-nin hiçbir çözümü yoktur. Y ı l lardır yapılan ve halen yapılınakla olan faturayı işçi s ınıfına ve eınekçi lere ödeterek günü kurtarınaktan ibarettir. B una karşı oluşan toplumsal tepki ise, parti ler düzeni-

243

Page 244: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nin i Oasıyla birl ikte, artık gitgide daha geniş bir biçimde çıplak zor i le karş ı lanmaktadır. K ürt sorununda kör bir k irl i savaşı sü­rekl i tumandırmak dışında düzenin hiçbir stratejik politikası yok­tur. Kürdistan Türk devleti için çoktandı r gerçek bir balağa dö­nüşmüştür. Bu ortamda özel provokasyontarla tezgahianan şo­venizm histerileri rejime ancak çok kısa süreli soluklanınalar sağ­lar. Buna bile fırsat venneınek, sanı ldığı kadar zor değildir. B u nerdeyse tümüyle devrim cephesinin izlcyeccği doğru politik tu­tum ve göstereceği direnme kararl ı l ığına bağ lıdır.

244

Ekim

IS Haziran '96

Page 245: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

işçilerin birliği, halklarin kardeşliği !

"Adil düzen" şarlatanlığı ve din bezirganl ığı ile güç toplayan RP, sonunda iktidara ortak olmayı başardı . Ancak gerek altına imza aıtığı hükümet programı i le, gerekse de işbaşı yaptıktan bu yana attığı her adımda sermaye uşağı .karakterini ortaya serdi. "Bir el diğerini y ıkar;, m antığıyla, yolsuzluk ve vurl!unculukla birbiriyle yarışan iki düzen partisinin k irl i anlaşması sonucunda kurulan Refahyol hükümeti diğerleri gibi azıl ı bir saldırı ve kirl i savaş hükümetidir.

Son günlerde ardarda yağan zamlar, asgari ücret adı altında saptanan sefalet ücreti , "kaynak yaratmak" örtüsü altında gün­deme sokulan yeni saldırı paketi ve daha nice emek düşmanı uygulama Refahyol hükümetinin işçi ve emekçi lere saldırmak­ta sınır tanımadığının göstcrgeleridir.

işçi ye emekçileri sefalctin uçurumuna yuvarlayan, işsizlik kabusuyla yüzyüze bırakan, örgütlülüğünü dağıtan, kazan ı lmış haklarını gaspeden, sosyal güvenceden yoksun bırakan özelleştir­me, taşeronlaştırma ve sosyal güvenl ik kurum larının tasfiyesi

245

Page 246: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sermayenin temel prograınıdır. Emperyalizme uşak l ıkta sınır tanımayan sermaye iktidarı İ MF, dünya bankası gibi emperyalist finans kuruluşları tarafından dayatılan bu programı uygulamaya ınahkuındur. Ülke ekonomisi muazzam bir iç ve dış borç kaınburu altında ezi l ınektedir. Sermaye rejimi hem kölece bağımlı olduğu emperyalizme borç ödemelerini yapmak ve hem de kardeş Kürt halkına kaıiŞı yürüttügü kirli savaşı finanse etmek için "kaynak yariıtınak" zorundadır. Zenginl iklerini işçi ve emekçilerin alın­teri ve kanı üzerinde inşa eden sermaye sınıfının kendi ç ıkarla­rına dokunduğu, kar hı'rsının önüne geçtiği nerede görülmüş? Elbette bu kaynak çalışan yığınların sahip o lduğu son kırıntıları da gaspederek sağlanacaktır!

Erbakan, daha dün "kaşıkla verip kepçeyle geri alınayaea­ğız" diyordu. Enflasyonun % I OO'leri geçtiği, ekmek fiyatının 20 bin l i ra Qlaeqğı tartışıldığı bugün ise · l l milyon gibi koınik" bir rakamı asgari ücret olarak saptıyor. Emeğiyle geçinenlerin üınınüğüne çökmüş Çil ler çok değ i l , daha bir kaç sene önce herkese iki anahtar vaadetınemiş miydi?

Açıktır ki onların, tüm diğer düzen parti leri gibi işçi ve eınekçilere sunabilecekleri hiç bir şey yoktur. Birbirlerinden farkları olmadık ları gibi asıl yönetenler de onlar değ i l ler. Refahyol hükümeti , faşist sermaye rejiminin ipi MGK 'nın e l inde yeni bir kuklasıdır yalnızca. Scnnayenin azgın saldırı programını uygulamak için elindeki tek silaha, terör sopasına sıkı sıkı sarı lmaktan başka çaresi de kalmamıştır.

Faşist terör rej iminin sonuçlarını hep birl ikte ya�ıyoruz. Yalnızca göz göre göre katledilen zindan direnişçi leri deği l , hak ve özgürlükler için mücadele yükselten tüm ezilen emekçi kesim­ler azgın bir zulüm ilc yüzyüze geldi. Toplumsal muhalefet en koyusundan faşist uygulamalarla sindiri lınck, ezilınek istenmekte­dir. Kürdistan ' da Qnyı l lardır yürütülen kirli sömürgeci savaş ise tüm vahşeti i lc sürdürülınektedir.

Sermaye düzeni en meşru haklarını arayan kitleler üzerine ordu boyu pol isini , jandarmas ını . sürmek, kati l · sü'rülerini teçhi­zatlandınnak için hiç bir harcaımıdan çekinmiyor. Biz işçi ve emek-

246

Page 247: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çilere verecek kırıntı ları dahi yok. Ama hiç bir çıkarımızın bu­lunmadığı kirl i , söınürgeci bir sava�a gün be gün tri lyonlar akıl­ınaktan da geri dunnuyorlar. Kendileri sefahat sürerken emekçi halkın çocuklarını haksız bir savaşa yem olarak sürüyorlar.

Topyekün imha politikasına yıl lardır direnen kardeş Kürt hal­kının özgürlük mücadelesi bir yanda, tam bir batak hal ini alan savaş ekonomisi diğer yanda iyice sıkışan söınürgeci sermaye rejimi şimdilerde "siyasal çözüm" demagoji·lerini yeniden piyasa­ya sürmüş bulunuyor. Kuşkusuz rej im, söınürgeci çıkarlarından asla vazgeçmeye razı gelıncın�ktcdir. Kürtçe TV vb. gibi bazı kültürel hakların tanınınası doğrultusunda yapı lan açı klaınala­rın birkaç gün geçmeden yine devlet sözcülerince tezkip edilmesi bile "ez ve çöz" formülüne kıl ıf uydunnaktan öteye gitmediklerini J�österıncktedir.

Faşist sermaye rej iminin en büyük korkusu Türkiye'de işçi ve emekçilerin devriınci bir önderlik altında birleşmesi ve devriınci Küıt ulusal hareketiyle aym hedefte buluşmasıdır. Zira ·o da biliyor ki , işçi ve emekçi lerin, ezi len halkların daha fazla sefalet, daha fazla zulüm dışında bu düzenden bir beklentileri kalmamıştır, olamaz. Bu iğrenç söınürgeci, sermaye düzeninin yıkılınası qrtak çıkarlarıdır!

Ücretli kölelik düzenindeiı, · söınürgeci barbarl ıktan kurtulmanın tek bir yolu vardır, o da sömürü ve zulüm düzenine kar�ı işçile­rin birliği, halkların kardeşliğidir! Türkiye işçi sınıfı hak ve özgür­lük lerine kavuşmak için kavgayı yüksel tmel i , gücünü bi rleş­tinnelidir. Sokiıklar ve .alanlar s ınıfın birleşik eylemleriyle fethe.­dilınelidir. işçi sınıfının hiçbir çıkarının bulunmadığı kirli savaşa dur denın.elidir. Kardeş Türk ve Kürt halkı sömürüye, söınürgeci­l iğe ve emperyalist kölel iğe karşı mücadelede buluşmal ıdır.

Gerçek ve kal ıcı çözüm devriınci mücadeleden, devrimden geçmektedir. Çözüm söınürgeci sermaye iktiqarını devirınektir. Eşit l ik, özgürlük, gönüllü birlik temel inde bir sosyal ist cum­huriyetler birliği için mücadeleyi bi rleşt irınektir!

Kızıl Bayrak Ağustos '96

24 7

Page 248: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

REFAHYOL hükümetinin Kürt halkina karş1 savaş gündemi

K ürt ul usal m ücadelesi bugün düzenin önündeki en önemli sorun olmaya devam ediyor. Kürt sorunu bunun yanısıra RP için özel bir önem de taşıyor. RP gel işme sürecinde kitle desteğini esas olarak Kürdistan bölgesinde sağlamıştı. Kürt halkı RP için hala da" ·önemli bir oy potansiyel i olmaya devam ediyor. RP "Türk- Kürt. tüm müslümanlar kardeştir" demagojisiyle u lusal bil inci din bczirganl ığı i lc boğma, sömürgecil iğin egemenliğini bu yoldan tesis etm� politikasına sahipti . Bir yandan da ve daha çok o bölgeylc

_ sınırl ı bir tutumh-ı "laik batı ! devletin Doğu'daki Kürt müsl üman kardeşlere karşı zulmünü" sözde hedef alıyordu. Mazlum-Der vb. aracı l ığıyla Kürtlerin insan haklarına sahip çı­

kar görünüyordu. Peki neydi bu zulmün nedeni? RP'ye göre bu­nun nedeni rejimin müslüman düşmanlığı idi ! RP sömürgecil i­ğİn ve ulusal kurtuluş m ücadelesinin aciını ağzına almamakta ye­minliych. RP'ye göre bu düşmanlığa ve .eziyetlere sadece Kürtler

248

Page 249: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

deği l , Türk müslümanlar da hedef oluyordu, zal im devlet tüm mazlum müslümanlara eziyet ediyordu. RP'nin iktidara gelme­siyle ise bu sorunlar çözülecekt i . RP 'nin Kürt halkına yönel ik demagojik söylemi buydu.

Öte yandan da sömürgeci lerc, ulusal hareketi czebi lccek. Kürt halkını devlet i lc barı�tırabilecek tck alternati fin kendi politikala­rı olduğunu duyuruyordu. B una göre. sadece askeri yöntemlerle sorun çözi.ilemezdi. Kürt halkının ulusal uyanı�ını boğmak için bölgede din temelinde sözde Türk-Kürt kardeşliği bil incinin geliş­tiri lmesi gerekiyordu. Askerlerin, kontgcri l lanın. özel t imin. ko­rucuların yanısıra bir de imam ordusu görev yapmal ıydı. Kuran kursları , imam-hatip okul ları açı lmalıydı. RP böylece sömürge­ci misyoncrl iğe tal ip oluyordu. Türk devleti ise bölgede dinsel gerici l iği u lusal harekete karşı zaten ku l lanıyordu. Tarikatlar­la içli dışl ıydı . H izbullah kontrasını besliyordu. RP'nin politikası özünde aynıydı. yanısıra taktik olarak da fazla bir açıl ım sunmu­yordu. Müslümanlık temelinde kardeşlik demagoj isi Kürdistan ' ­da pek b i r fayda sağlaınazdı , çünkü Kürtler doğal o lanık Türk kardeşleriyle eşit haklara sahip olmayı talep etmeye ve. bunu için devlete karşı mücadele etmeye devam edeceklerd i . Ama devlet yine de bölgede tck sivil dayanağı olan RP'nin etkisine önem veriyordu. RP bölgede devlet tarafından özel - o larak destekleni­yordu. RP özünde aynı söınürgeci politikayı savunmasına ve za­man zaman ırkçı MHP i le seçim i t t ifakı örneğinde olduğu gibi bunu kaba biçimlerde sergi lemesine rağmen, iktidarda olmamanın sağladığı avantaj ları kul lanıyordu. Çeşi t l i manevra ve deınagoji­lerle Kürt halkın ın bel l i kesim leri üzerinde etkisini korumayı , beklenti yaratınayı başannışt ı .

RP hükümete gelince, Kürt halk ına yönel ik deınagoji lerle icracıtlarına başladı. Önce "göç eden lerin artık köylerine geri dönebi leceği" yönünde "müjde" veri ldi . Al t ından

·koca bir yalan

ve koruculuk dayatması çıktı . Kürdistan 'a yönelik "yatırım ve ekonomik yardım paketleri" açıkland ı . Her zaman olduğu gibi fos çıktı. Sonra Olağanüstü Hal.in yakında "kaldırı lacağı" i fade edi ld i . Devletin amacının yeni i l ler Yasası i le Olağanüstü Hali

249

Page 250: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gcnelleşti rınek ve faşist rejimi tahkim etmek olduğu zaten bi l i­niyordu. Arkasından da sıra üç günlük "barış" deınagoji lerine gel­d i .

"Barış" çıkışı

Tüm bu cleınagoji lerin arkasında sadeec RP'nin Kürt halkı içindeki oy desteğini korumak kaygısı yatın ıyor. Bundan önceki her yeni hükümet de i lk iş olarak Kürt halkının karş ısına çıkıp bu tür deınagojik söylemleri öne çıkardı . Kürt halkına bazı kültü­rel hakların verilmesi gerektiğinden. sorunun sadece terör sorunu olarak _ göri.ikıniyeceğinden, sa(lecc askeri yöntemlerle çözi:ile­ıniyeceğinden tutun da gerekirse PKK ile masaya oturulabilece­ğinin ima edi lmesine kadar. ANAP, DYP-SH P, DYP-ANAP hükümetlerinin i lk dönemlerinde bunun örnekleri vardır. Olay RP'ye özgü değildir. Peki olup biten nedir, amaçlanan nedir? B u parti lerin demokratik barışcı siyasal _ çözüm yolunda eği l imled­ni ortaya koymaları , bu doğrultuda zemin yoklaınaları, adım at­maya çalışmaları, ama daha sonra bu girişimlerin "şahinler" ta­rafından bast ırı lması ve sonuçsuz kalınası mıdır? Türk ve Kürt reformisıleri gelişmeleri böyle yorumluyor. Ve bu gelişmeleri barış ve demokrasi güçlerinin, dinamiklerinin düzen içinde kuvvetlen­mesi, devletin içinde çatlaklar yaratınası vb. olarak 1,1itclcndiriyor­lar. Sonra da "biraz "daha zamana ihtiyacımız var, barış dinamik­lerini zayıflatacak, devlet ve düzen içindeki demokrasi güçlerini küstürecek, $<\hinlcr'in el ine koz verecek aşırı tutumlardan kaçı­nalım, devriıncilerin provokasyonlarına izin verıneyel iın, her alan­da · uzlaşma pol itikasını öne çıkartalı m" diyorlar.

Amaçlanan nedir diye sorınuştuk. Önce fai l in kim olduğu sorusunu yanıt lamak gerekir. B undan öncekilerde olduğu gibi, RP-DYP hükümetinin de "barış" çıkışı ve diğer deınagojileri, asıl yönetici güç olan MGK ' nın denetimi dışında, ona rağmen ya da ona karşı atı lmış olan adımlar deği ldir. B izzat MGK 'nın olur demesiyle hükümete gelenlerin , hükümetleri döneminde Kürt halkına yönelik söınürgeci katliam ve terörün uygulayıcısı olanla-

250

Page 251: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rın, MGK 'nın "tavsiye" kararlarının . ınceliste noterl iğin i yapınak­tan ba�ka bir yönetici i�levc sahip olmayanların, hele Erbakan gibi Genelkurmay şahsında devlete ve egemen sınıfa güven ver­mek için yaltaklanmada hiç b ir s ınır tanı ınayanların. MGK 'nın güdüınii d ı�ında hareket etmelerini beklemek ancak yorgun de­ınokratlara has bir safl ık olabi l i r. Bu tür çıkı�lar, devletin gele­neksel söınürgeci politikasında bir açınazın da i fadesi olmakla birlikte, i�in esasında K ürt ulusal mücadelesini ezmcye yönel ik bir saldırıdır. Bu devletin yıl lardır uyguladığı bir sava� ve saldırı taktiğidir. RP bir yandan bu taktiği izl iyor, bir yandan da dema­gojik çıkı�larla Kürt halkı içindeki teşhir ve tecrit sürecinin önü­nü kesmeye çal ı�ıyor. Yarın K ürdistan 'da seçim meydanların­da "biz barış istiyorduk, bunun adımlarını attık, ama gördüğünüz gibi ortağımız ve devlet içindeki güçler buna izin vermedi, bu­gün gücümüz bu kadarımı yctiyor, bizi tck başımıza iktidara get i­rirseniz sorunlannızı çözcceğiz"' diyebi lme fırsat ını heba etmek istemiyor.

Devlet destekli "barı�" savunucularının maskesi i ndiri ldi­ğinde görülecek ki arkasındaki sömiirgeci devletin yüzüdi.ir. Söz­de "barış" çıkı�ını yapanların ve buna devl�ı katında utangaçca destek verenlerin öne sürdüğü şartların başında PKK 'nin s i lah bırakması ve tesl im olması gelmektedir . Diğer bütün va(ıtler bu­na bağlı olarak giindeme getirilmektedir. Devlet böyle bir "çözüme'' dünden nızıdır! Devlet böylece ,;biz de sava�ın bitme�inden ya­mıyız. biz de sorunun çözümünden yamıyız, ama PKK si lah _bı­rakınıyor, PKK tesl im olmuyor" deımıgoj isiyle hem Kürt halkı içinde hayal ler yaymakta, hem de PKK 'yi Kürt halkından tecrit etmeye çal ışmaktadır. Devletin bu tür ·'barışçı" çıkı�larla amacı Kürt halkını PKK 'yi desteklemekten vazgeçinneye çal ı�ınaktır. PK K'yi ve s i lahlı mücadeleyi hedef göstererek , Kürt halkı içinde PKK'ye ka�ı k itle tabıını yaratınaya çalışmaktır. K ürt halkı için­den yeni korucular dcvşirmeyc çalışınaktır. K ürt halkının söınür­gcci savaş nedeniyle ya�adıklarının sorumlusunun PKK olduğu yalanını propaganda etmektir. Kendisinin Kürtlerle bi"r sorunun olmadığını. hatta belli kültürel haklar dahi verebileceğini, Kürtlere

25 1

Page 252: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

iş ve ekmek sağlamak niyetinde olduğunu. ama PKK'nin ve si lah­lı mücadelesinin bunun önünde engel tqkil ettiği yalan ın ı pro­paganda etmektir. Devlet eliyle, PKK 'siz ve düzen içi bir çözüm hayal i Kürt halkı içinde körüklcnmcyc çal ış ı lmaktadır. Arkasın­dan da yanıt ı b i le beklcmcyc gerek duymaksızın "günah bizden gitti" diyerek PK K 'ye ve Kürt halkına yönel ik sava�ı yükseltmek­te, papazvari demagoji lcrle gcvşetmeye. yumuşatmaya, çözmeye çalıştığı ulusal hareket güçlerini bu sefer kanlı yöntemlerle ezıne­ye yönelmektedir. İşte devlet içindeki bu "barış" savunucuları papazl ık ya da i maml ık rolünü icra etmektedirler.

HADEP'e saldırı

Bu sözde "barış" çıkışı . HADEP'e dönük saldırı larla aynı dö­neme denk gelmiştir . HA DEP yönetici leri . kongredeki bayrak indirme olayı bahane edilerek eczaevine atı lmışlardır. Şimdi de DG M . HADEP ' i kapatmayı hede fleyen ve her satırından kan danı layan ırkçı faşist bir dava dosyası hazırlamıştır. Devlet bunu daha önce de denedi. Ancak hiçbir girişim iyle istediği sonucu elde edemedi. DEP ıni l lctvckil leri hala cczacvindclcr. H EP'ten sonra DEP de kapat ı ldı . Kapatılmadan önce yoğun bir devlet te­röri.ine maruz kaldı. B i r çok üyesi devlet tarafından kaı ledi ldi . "Barış" deınagojisi ve HADEP'c dönük saldırı, kıştırtılan şovenisı heyezanlar hep aynı amaca dönlikt ür. Aynı s_öıni.irgcci savaş tak­tiğinin birbirini tamamlayan iki ytinüdi.ir. Devletin verınek istedi ­ğ i mesaj " P K K i l e , _dolayısıyla Kürt u lusal mücadelesi i le bütün bağlannızı kopartın, ona karşı devletle birl ikte hareket edin, safını­zı bizden yana seçip işbirlikçi olun. yoksa sizi yaşatınayız" tehti­didir. Devriınci güçleri czenıediği koşullarda bu devlete refom1i znı de ki'ır etınenıektedir. Onlar sömi.irgeci düzenlerini ayakta tuta­bi l nıek için ancak tesc i l l i i şbirl ikçi krc güvenmek, onlara d�ıyan­mak zorunda kalıyorlar. Devlet HADEP'e dönük saldırısıyla Kürt ulusal hareketi içindeki ı l ı m l ı , reformisı kesimleri baskılarla yı l­dıranık i�birli kçi konuımı getinncyc, tesl im almaya, PKK 'ye karşı konumlandırmaya çal ışıyor.

252

Page 253: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Yeni İller İdaresi Yasası

Refahyol hükümetinin diğer bir demagojisi de Olaganüstü Hal ' in kaldırı lmasının gündeme alınınası oldu. Böylece Kürdis­tan 'da "normal'' yönetim koşullarına geçilecek propagandası ya­pıldı . Devlet "Olağanüstü Hali'' kaldırıyor. Ama yerine onu arat­mayacak, dahası Kürdistan i l leriyle sınırlı olmaktan çıkartıp tüm TC sınırl arı içinde genel leşti recek bir faş ist idare sisiemi i lc düzenini lahkim etmeye yönetiyor. Devlet bu değişik l ik i lc hem Kürt ulusal mücadelesini hem de Türkiye devriınci hareketini , işçi ve emekçi hareketini birlikte hedeniyor. Kürt halkına yönelik hiç bir iyi leştione yok bu değişiklikle. Tersine Kürdistan'da söınür­geci sava�ın. Türkiye'de terör ve kat l iam uygulamaları nın artık "hukuk" kı l ı fı içine sokularak yasal l ık kazanınası ve daha da ıır­ınandırılınası sözkonusu olacak. Dün Kürdistan 'da yasadışı, hu­kuk dışı . denetim dışı olarak görülen bu yüzden çok daha geniş kesimlerin tepkisini çeken Olağanüstü Hal uygulamaları, arıık görüntüele sivil bir k ı l ı fa sokulmuş olacak. Ayrıca, bu hukuk ve uygulaınaların geçerl i l iğinin sadece KUrdistan i lc sınırl ı olmama­sı da, devlete, Kürt halkına yönelik "ayrımcı l ık" yaptığı yönünde­ki eleştirilere karşı deınagoji malzemesi sağlayacak! "Bizde eşit­sizlik yok, ayrımcıl ık yok, biz Tiirk lerc nasıl davranıyorsak Kürt­lere de öyle davranıyonı7.!" diyecek Türk devleti u luslararası ka­muoyuna karşı. Evet, Türk ve Küı1 halkı. Türk ve Kürt devrimcileti bu devletin faşist katl iam. terör ve baskı uygulaınalarına maruz

.kalmak konusunda artık yasalar önünde de "eşit'' hale gelecekler, düzen nezdinde aralarındaki tck "hak'·' eşit l iği de bu olsa gerek! Devlet Olağanüstü Hali TC sınırlarımı yayarak Türkiye devrimci hareket in i ezıneye, Türkiye işçi s ı nı fı hareket in i bast ı rmaya çal ışacak. Böylece, düzen için canal ıc ı bir tehl ike arzeden Kürt u lusal mücadelesi i le Türkiye işçi ve emekçi lerinin devriınci i tt ifakının gelişınesini engel lemeye çal ışacak. U lusal kurtuluş mücadelesine bu yönden de bir darbe ind irmeye çal ışacak.

Kiirdistan cephesinde yeni bir şey yok. Sömürgcci savaş bi.i­lün hızıyla devam ediyor. Kürt halkı, devletin demagoji lerinc kan-

253

Page 254: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mıyor, ulusal mücadeleden vazgeçmiyor. Sorunun çözümü ulusal hareketin devrimci m ücadele yolunda · ısrar etmesinden, Türkiye işçi smıfm m kardeş Kürt halkınııi ul usal taleplerine sahip çık­masından, Türkiye ve Kürdistan 'da sömürgeci sermaye iktidarı­na karşı birle�ik devrimci mücadelenin yükselti lmesinden geçiyor .

. Bölgedeki diğer sömürgeci devletlerle

işbirliğini geliştirme çabaları

Refahyol ' un Kürt ul usal mi.icadelesine saldırısnım bir diğer boyutu bölgedeki diğer sönıürgeci devletlerle işbirl iğini geliştir­mek yönünde attığı adım l ar oldu. Erbakan' m i ran gezisinin te­mel gündem maddesi buydu. Aynı günlerde Mehmet Sağlam ve Şevket Kazan Irak 'ta bu gündemi görüşmek üzere Saddam i le bi raraya geldi ler. Y anısıra i ran üzerinden Suriye bu işbirl iğine çekilmek istendi. Türk devleti bir yandan da Erbakan e l iyle, Gü­ney 'Ki.irdistan 'da i ran desteld.i faali yet yürüten Kürt örgütüyle PKK 'ye karşı işbirl iği gel iştirmenin yol larını arıyor. bunu KDP ve KYB 'yi yola ·getinnek için bir koz olarak kul lanmaya çalışıyor.

Türkiye, i ran, I rak ve Suriye 'nin sömi.irgeei egemenliklerini sürdürmek konusunda çıkarları ortaktır. Bugüne kadar Kürt u lu­sal hareketlerini ezmek için aralarında bir çok kez suç ortaklığı yapi ı lar. Bunun için bölgesel pak tl ar oluşturdular, birbi rlerine sınırlaı:ını açtı lar, askeri destck .verdi ler.

Bu devletlerin hepsi de, Kürtlerin Türk, �rap ve Fars halkla­rıyla eşi t u l usal haklara sahip o lmas!na, Kürtlerin kendi devletle­rini kurma haklarına karşıdır. Bu devletlerin hepsi de. bölgede devrimci bir u lusal .ve s ınıfsal kurtu luş hareketinin gelişip güç­lenınesine karşıdır. Bununla birlikte bu devletler arasındaki il işki­ler Kürt sorunundan ibaret değil ve karşı l ık l ı birçok gerici çıkar çatışmasını içinde barındınyor. Bu çıkar çatışmaları, Kürt hare­ketlerine karşı ortak saldırı gel iştirmelerinin önünde de zaman zaımm pürüzler çıkarıyor. Yeri geldiğinde birbirlerine karşi Kürt hareketleriyle i l işkilerini bir koz olarak el lerinin altında tutmaya, kullanmaya çal ışıyorlar. Böylece bir yandan da birleşik bir ulusal

254

Page 255: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

hareketin gel işmesinin önüne geçmeye ve i lişki içinde olduklıırı Kürt örgütlerini uzlaşmacı bir zemine çekmeye çal ışıyorlar.

Irak. iran ve Suriye bölgede ABD'nin hcgenionyasımı karşı kendi gerici sınıf çıkarlan üzerinden direnıncyc çalışan ülkeler­dir. Türk devleti ise ABD'nin uşağı ve israi l ' in destekçisi ko­numunda ve bölgede bütünüyle onların hizmetinde hareket et­mektedir. Daha önceleri israil i lc gizlice yürütlüğü i l işkilerini ar­tık açıktan yürütmekte ve bölgeye dönük askeri işbirl iği antlaş­ınalıırı iınzalamaktadır. Bu, Türk devletinin bölge halkları nezdinde teşhir ve tecrit sürecini de gcliştiımcktcdir. Bölge devletleri. özün­de birbirinin aynı olan gerici ve yayı l ımıcı çıkarlarının çal ışımı­sından dolayı Türk devleti i lc i htilar hal indedirlcr.

ABD ise. bu dört söınürgcci devletin Kürt hareketini ezmek amacıyla da olsa biraraya gelerek işbirl iğ i yapmalarını. ekono­mik ve siyasi i l işki lerini kendi ç ıkarları ve denetimi dışında gc­liştimlelerini istemiyor. Bu olguya. bölgedeki egemenl iğini pekiş­tirınesini zorhıştınıcak bir faktör olarak yaklaşıyor. Türk devleti ise bir yandan bölgede ABD'ni n pol i tikalarımı uşakl ık etmeden. onun düıncn suyunda hareket etmeden ayakta duramayacağını bil iyor, diğer yandan PK K 'yi ve Kürt u lusal hareketini ezmek için diğer söınürgcci devletlerle işbirl iğini gcliştinnck istiyor. Bu, Türk devleti için bir açmaz yaratıyor ve b(>Jgc dcvlctlcriylc sadece Kürt hareketini ezmek amacıyla sınırlı bir çerçevede i l işki leri geliştirmenin yollarını arıyor.

ABD'nin iran·a yönel ik yeni yaptırımlar gündeme getirdiği bir dönemde Türk devletinin i ran i lc başlayan "ıni.islümıın'' ülke­ler ziyareti . burjuva basında Türk devletinin bölgede ABD'den bağımsız hareket etmesi , yi.izünü Doğu 'ya çcvirınesi . müslüman halkların l iderl iğine soyunınası vb. ajitasyonlanı konu oldu. Oy­sa A!3D Türkiye 'nin iplerini e l inde sık ıca tutuyor. Bu durum işbirlikçileri tarafından öylesine kanıksanmış ki , yaklaşan seçim­ler nedeniyle her fırsatta ona buna kükreyen ABD'nin lafızda karşı çıktığı bir i nın ziyareti bile, bu ziyaretin içeriğine bakılmak­sızm, emperyalizme. ABO'yc kafa tutmak olarak lanse edi l iyor. Üstel ik daha Çekiç Gi.iç'ü uzatımt kararının ınürekkebi bile ku-

Page 256: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rumadan. Bu durum, Türk devletinin dı!i politikada "bağımsız" inisiyatifinin sınırlarını da gösteriyor. Dahası ABD, Türk devleti­nin bölge ülkeleriyle i l işkilerini geliştirmesine peşinen karşı da değildir. ABD için önemli olan Türk devletinin bu i l işkileri kimin çıkarları doğrultusunda yürüllüğüdür. ABD'nin çıkarları doğrultu­sunda yürütüldüğü sürece sorun yoktur. ABD Dışişleri Bakanl ığı sözcüsü iran ziyareti i le ilgili olarak şu dcmeci veriyor: "Türki­ye'nin komşuları i lc iyi i l işkiler kurması tüm Ortadoğu için iyi olur. Ancak Türkiye 'nin i ran' ı olumlu ctkilcmcsi gerekir". Erba­kan da ziyaretin ABD'nin çıkarlarına karşı olmadığın ı , yapılan ticari antlaşmaların yaptırımları dclınediğini, Türkiye'nin iran i le ABD arası nda arabuluculuk yapabi leceğini vb. söyleyerek kimin dümen suyunda olduğunu açıkça i fade etme gereği duymuşıur. iran ziyaretinden hareketle demagojik anti-emperyalist söylemlcrle, önemsiz ya da biçimsel ihtilatlarla emperyalizmle temel bağımlı­l ık i lişkileri gizlenmeye çalışılmaktadır. Temel amaç Türk devleti­nin ABD'ye uşakl ığını gizlemek, ayakları alt ı na aldıkları ulusal duyguları okşanıak, diğer yandan iran ve Irak ziyaretlerinin asıl amacı olan Kürt ulusal hareketini sömürgecilerin işbirliği ile ezıne amacını gizlemektir.

Küıt hareketini ezmek temelindeki bu bölgesel işbirliği amyışı, Perinçek gibi işbirlikçi hainler tarafından ayakta alkışiandı ve anti­emperyalist bir girişim olarak görülüp desteklendi. iP bu konuda­ki politikasını "ABD dayalınalarına karşı tck seçenek, Türkiye-. iran-I rak-Suriye ve Kürt Örgüıleriyle Ortak Çözüm" başl ığı i lc yayınladı. Üç Dünyacı sın ı f işbirlikçisi kokuşmuş teoriler bu se­fer Kuzey-Güney çelişkisi temel inde yeniden forınüle edi ldi. Pe­rinçek, sanki bu gerici devletleri biraraya getiren şey, ortak sö­ınürgeci çıkarlarından ve Kürt u l usal hareketini ezme amaçların­dan başka bir şey olabi l inniş gibi davranıyor. Her biri kendi emekçilerine kan kusturan bu gerici burjuva rejimierin işbirliğini geliştirmeleri sanki bölge halklarının, emekçi lerinin çıkarına ola­bil irmiş gibi, bu girişime destck veriyor. Perinçek'in hakkını ye­memek lazım, o bu girişimi kerhcıı destekliyor. Olumlu fakat yetersiz buluyor! Emperyalizme göbeğinden bağl ı olan, çıkarları

Page 257: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

onunla içiçe geçm iş Türk buıj uvazisinden ve onun siyasi tem­silci lerinden İMF paketleri, Çekiç Güç. lrak'a ambargo vb. konu­larda da anti-emperyal ist adım lar atarak bu anti-emperyalist girişiınlcıine tutarl ı l ık kazandırınalarını talep ediyor! Türk devleti­ni ikinci bir kurtuluş savaşıyla ezilen dünyayı yeniden ayağa kal­dı rınaya çağırıyor!

Perinçek yayınaya çal ıştığı bu sınıf işbirlikçi hayal lere kendi­si bile inanmıyordur, ama o görevini yerine getiriyor. Kürt halkı ­nın, i�çi ve cınekçi lerın bu hayal lere kmıarak tesl im bayrağını çekmeleri için çalışıyor. Kürt halkından, sözde anti-emperyalizm adına, söınürgeci cellatların ipine boyunlarını uzatmasını istiyor. işçi ve emekçi lerin, emperyal izmden bağımsız bir Türkiye kapi­talizmi hayal iyle sını f düşmanı burj uvazinin kuyruğuna takıl ına­sın ı , onun sınıf saldırısına boyun cğınesini, söıni.irgeci şovenisı politikalarımı destek vermesini istiyor. Perinçek ' in bu politikası özünde emperyalizme hizmet etmektedir. İıjçi sın ı fı i lc buıjuvazi, ezilen halklar i lc söınürgeci devletler arasındaki s ınıfsal ve u l u­sal mücadeleyi yok saymak. işçi sı n ıfın ı ve Kürt halkını serma­ye sın ı fı ve sömürgcci devletiyle işbirliğine sevketmek, tüm bunlar

. emperyalizmin ülkedeki ve bölgedeki ası l dayanaklarının buıju­vazinin gerici s ın ı f egemenl iği olduğu gerçeğini g izlcmek ve semıaye iktidarına karşı devriınci mücadele görev lerini karaı1mak demektir. K i bu emperyal izme ve onun egemenl iğine verilen en büyük hizmettir.

Perinçek, sahte anıi-emperyal ist söyleınieric yel değinnenleri­ne karşı savaş veriyor gözüküyor. Ama onun ası l kime karşı sa­vaş açtığı, Gazi Ayaklanması sı rasında, devriınci 1 Mayıs son­rasında, devriınci hareketleri Türk devletine karşı emperyal izmin taşeronu, devriınci eylemleri Türk devletine karşı emperyal izmin provokasyonları olarak suçlaınasından, PKK 'yi emperyal izmin taşeronu olarak i lan etmesinden bel l idir. Bir de bu gerici tutumu­na sözde demokrat ik bir görünüm kazandırmak için. bölge dev­letlerinin iıjbirliğine Kürt örgüt lerinin de katılması gerektiğini savunuyor. PKK 'yi emperyal izmin taşeronu olarak gören bu hainlerin, anti-emperyalizm adına PKK 'nin ezi hnesi ne her türlü

257

Page 258: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

desteği sunduğu ve sunacağı tartı�ımı götürmez. Öyleyse İP'in katılsın dediği Kürt ürgüt leri, kırıntılar kar�ıl ığında söınürgeci bur­juva devletlerin bekçiliğini yapınaya talip olacak işbirlikçi Kürt örgütleri ol•ıbi lir en fazla. Perinçek'in bu önerisinin pratikteki kar­şılığı Kürt halkının sömiirgeci cellatlarının ipine boymınu uzatması ve ulusal kurtuluş hareketlerinin ezihnesinden başka bir şey de­ğildir. İran'daki eli kanlı mollaların Kürt sorunu karşısındaki tu­tumları bellidir. Daha dün G.Kürdistan topraklarında İran Kürdistan Demokrat Partisini ezmek için kanl ı saldı rı lara girişti ler. Onlar da Perinçek ilc aynı ağızdan konuşuyorlar "İran Kürtleri ABD'­n in piyonudur, bu yüzden kana boğulmaları gerekir! ''. I rak ve Türk devletlerinin sömürgeci tutumları da yeterince kadar açıktır. Suriye'de de KUrtler u lusal haklarından yoksun ve baskı altında yaşamaktadırlar. Perinçek ve şurekası , sat ır aralarına söınUrgc­ci devletlerin Kürt u lusal hareketini ezmek amacıyla oluşturduk­ları Sadabaci Paktını anti-emperyalist bir bölgesel itt ifak olarak örnek göstererek gerçek amacını açık ediyor. Bu gerici burjuva rejimterin tahkiı.n edi lmesi ve KUrt halkına yönelik yeni soykı­rımlar için davetiye çıkarıyor. 1 937'de Türk devletinin öncülü­ğUnde kurulan Sadahat Paktı 'n ın 7. maddesi paktın ası l amacı­nı ortaya koyuyor: "Birbirlerine komşu olan bu devletlerden her biri , kendi siyasi sınırları içersinde ya da hudutlarında vaki ola­bilecek ve merkezi otoriteye doğru yiinchilmiş, her türlü harekete ya da o iilkcnin herhangi bir toprak parçasında otoriteyi yeniden kunnak için, birlikte ve beraberce harekete gcçeccklcrdir". Anti­emperyalizm m i , karş ı-devriınci l ik ıni? Perinçek ' in görevi anti­emperyalizm sosuna batırı lmış karşı-devrimcil ik.

Bölge gericiliklerinin emperyalistlerle sömürgeci işbirliği

Türkiye bir tarafa, ne Irak, ne İran, ne de Suriye rejimleri emperyalizme karşıdır. Bu gerici rejimlcr, bir burjuva sınıf dik­tatörliiğü olmaların ın doğal sonucu olarak emperyalist ülkelerle il işki lerini çok yönlü sürdünnekıcdirler. Emperyalizmden bağımsız

258

Page 259: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

olarak kendi gerici rejimlerin i ayakta �utamazlar. A B D i lc çıkar çelişkileri, bölgedeki yağımı pol itikalarından, işçi ve emekçi lerin söınüıüsündcn, halkların birbirine kırdırılmasından kimin ne kadar pay alacağı i le i lgi l idir. Onlar A B D yerine Alınanya vb. emperya­l ist ülkeleriyle işbirliğini tercih edebil irler, ama kendi emekçi sı­nı fları ve bölge halkları için sonuç hiç de rarklı olmayacaktır.

Bu işbirl iği , söınürgcci , karşı devrimci. gerici bi r birliktir. H içbir anti-emperyalist yönü yoktur ve h içbir biçi mde destck vcri lcınez. Emperyalizme karşı mücadele. sömürgcci buıjuva devletlere karşı mücadeleden ayrı vcrilemez. Sennaye iktidarını hedeflcmcycn bir anti-emperyal i zm sahtcdir. Senmıye ikt idarına ve sonuçta emperya l izm i n egemenl iğine h i zmet eder. Bölge halklarını "ezi len dünyanın birliği ve halkların kardeşl iği" adına kendi gerici devletleriyle işbirliğine scvkctınck, ezilenlerin daha razla czi hncsinc hizmet eder. Halkların kardeşfiğini dçğil , burjuva politikaları doğrultusunda halkların birbirine kırdırt ı lmasını öngö­rür. Bülgc devletleri �endi gerici çıkarları için -iran-irak savaşı ve Kürt sorumı örneğinde olduğu gibi- halkları birbirine düşman etme ve birbirine kırdırımı pol itikasına geleneksel olarak sahiptir­ler. Müsliimanların kardeşliği ve birliği demagojisini elden bırakma­yan bu devletler, "ınüsl üımın" Kürt halkının kanını dökmekten ve bu konuda işbirliği yapmiıktan, diğer halkları şovenizm zehiri i lc Künlcrc karşı kışkırımaktan geri durmazlar. Onlar kendi halk­larının da dü�ımınıdır. Tck amaçlan gerici sın ı f egemenliklerini korumaktır. bunun için gerektiğinde devrimci hareket lere karşı emperyal ist devletlerle çel işki lerini geriye atıp işbirl iğini yük­seltmekten geri durmazlar. Bölge halklarının kurtuluşu. gerici bölge devletlerinin işbirliğinin desteklenmesinden ve kendi buıjuvazile­rinin kuyruğumı takıl ınaktan deği l . bölge halklarının emperyaliz­me ve omın dayanaklarına karşı . kendi gerici buıjuva rejimlerine karşı devriınci mücadeleyi geliştirmelerindcn. kendi anılannda halkların kardeşliği ve devriınci sınıf çıkarları temelinde entcmas­yonalist dayanışma ve birl iği yüksel tmeleri nden geçer.

Kı·Ztl Bayrak Eylül '96

259

Page 260: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"Siyasal çözüm" ve reformisi hayaller

Kürt u l usal kurtuluş mücadelesi PKK 'nın öncülüğünde bir gerilla savaşı ohırak başladı. PKK, devletin tüm baskı ve terörü­ne rağmen kısa denilebilecek bir sürede Kürt yoksul ve orta köy­l ülüğü i le birleşmeyi başardı ve büyük bir · k itle gücüne ulaştı.

Hareket muazzam bir gelişme dinamizmine sahipti. Öyle ki , '90 yı l ına gel indiğinde önce Kürdistan' ın küçük kasabaları­na, ardından da biiyük kentlerine sıçradı. Kentlerin küçük burjuva emekçi katımıniarını da içine alarak iyice genişledi. Böylece bir geri l la hareketi olmaktan çıkıp, kent ve kırın yoksul emekçi ta­bakalarına dayanan gerçek bir halk hareketine dönüştü.

Bir yandan geri l la mücadelesi ve öte yandan buna eşlik e­den poli tik çalışma, K ürdistan ' ı n bir çok kent ve kasabasında yaygın bir politik kitle hareketine yol açtı. Serhildan denilen po­l itik kitle gösterileri başladı. Hareket '92 Newroz'unun öngün­lerinc gelindiğinde bir sıçramanın eşiğindeydi .

260

Page 261: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömürgeci sermaye devleti lam da bu tarihte Kürt u lusal hareketine dönük kapsaml ı bir saldırıya hazırlanıyordu. Newroz'­da saldırıya geçecekti. PKK hem bu saldırıyı püskürtmek, hem de kendini dayatan

"sıçramayı gerçekleştirebilmek amacıyla "or­

dulaşnuı/ayaklanma/ Botan-Behdinan hükümeli kurma" kararını aldı. Nedir ki beklenen olmadı. PKK bu kararını hayata geçire­medi. PK K ve onun öncli lüğündeki Kürt özgürlük mücadelesi '92 Newroz' undan sonra da gel işmesini sürdürdü. Ne var ki ne­reden bakı l ırsa bak ılsın '92 N ewroz'unu takip eden dönem PKK ve K ürt özgürl iik mücadelesi için bi r yeni dönemdir.

Kürt ul usal hareketi. Kürdistan 'daki öz dinamiklerinin cl­verdiği ölçüde, varabildiği yere varmıştı. Ancak Türkiye işçi sı­n ı fı ve emekçi halkından umduğu desteği alamayan hareket, dü­şiinülen türden bir sıçramayı yapamadı . K ısa vade iç inde bu desteğin oluşacağı kanaatinde de değildi ve giderek bu yöndeki umudunu yitiriyordu. Bu koşullarda savaşın uzmnası , açık bir zorlanmayı yaşamak dcmekti. PKK, yeni bir arayı ş içine girdi. Kazandığı mevzileri bel l i tavizler karşı l ığında konırnak ve bunu bir sonuca bağlamak şekl inde özetlenebilecek bir "ara çözüm'' formül üne sarı ldı , yiıni Kürt sorununa "poli tik çözüm".

'93 N isan ' ında tek taranı i lk ateşkes i lan edildi. PSK (Kür­distan Sosyal ist Partisi) i lc K ürt reformisı burjuvazisinin ulusal sorundaki programının ifadesi olan bir protokole imza attı. "Siya­sal çözüm" denilen düzen içi çözüm çizgisi böylece resmi hale getiri ldi.

. PKK süreci "onurlu bir uzlaşma" ile bağlamak istiyordu. Bu

nedenle neredeyse li.imi.iyle "siyasal çözüm" arayışına yoğunlaş­t ı . "Politik çözüm" tiim propaganda ve söyleminin özünü oluş­turuyordu. Sü.rgünde Kürt parlementosu kuruldu, sorunu uluslar­arası d üzeye taşıyıp TC üzerinde bir baskıya dönüştürmek ama­c ıyla e tkin bir diplomasi atağı başlattı . Bir yandan Güney'deki Talabani . diğer yandan Kuzey Kürdistan'daki orta sınına i lişkiler kurdu, işbirliğine gitti. Deyim yerindeyse her şey "siyasal çözü­me'' endekslendi .

Başta ateşkes olmak üzere Ilim bunlar PK K 'ye elbetteki bel-

261

Page 262: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l i bir soluklanma fırsatı verdi , manevra imkanları sağladı. Soru­nun u luslararasıla�masını ve bu sayede emperyalist batının TC üzerindeki bask ısını var elmek gibi yeni imkanlar da yaratı ldı . Ancak tüm bunların zaman içinde giderek büyüyen tehlikeli baş­ka sonuçları da olacaktı ve oldu.

Giderek devrimci çözüm perspekti fi zayıfladı. Reformisı po­l i tika ve söylem egemen hale gcl<.li. Bu da boş beklentileri ve dayanıksız hayal leri besledi. güçlendirdi.

PKK o güne değin Kürt halk dinaıniğine yalnızca ulusal is­tem ve çelişki lerle sınırl ı potansiyel ini açığa çıkarmıştı. Oysa da­ha güçlü yönü, s ın ı fsal istem ve çel işki ler alanı olduğu gibi du­ruyordu. PKK "politik çözüm"c cndckslcncrek bu büyük imka­nı da kaçırdı . Dahası veri l i polit ik kit le hareketinde de bir dü­şüş oldu, giderek en alt düzeye indi. Harekette orta sın ı fın polit ik etkinliği arttı ve bir ağırlığa dönüşmeye başladı.

Son olarak sorunu u l uslararası platformlam t aşıımı adımı yürütülen diplomasi fıuıl i yeti zaman zmnan sağl ıksız çizgiler kazandı. Bizzat A. Öcalan' ın ABD başkanı Clinton'a yazdığı mek­tup bunun çok somut bir örneği ydi ve ABD 'yi Kürt sorununun çözümü için devreye ginneye davet ediyordu.

Geri l la sava�ı '93 den sonra da devam cui. Hatta Dcrsim­Sivas ve Çukurova-Hatay hatt ına doğru bir genişleme de yaşan­dı . Ne var ki zaman içinde bu sahada da bir daralına başgöster­meye başlad ı .

Sonuç olarak 'R4'tcn '97'ye sürcç. ' hayli uzun b i r süreçtir. Savaşın uzaması ama buna karşın kar�ı l ık bulmayan bcklcntiler, gerçekleşmeyen hayal ler umut k ırıcı bir rol oynamaktadı r. Da­hası uzayan savaş hem PKK'de ve hem de K ürt halk kit lelerin­de (Türkiye i�çi sınıfı ve hal kından anlam l ı bir dcstcğin gelme­ınesinin de derinlcştirdiği) bir yorgunluğa yol açmış bulunuyor. "Politik çözüm" taktik bi r çözüm olmaktan çıkıp stratej ik dü­zeyde bir politika haline gelmiştir. Daha da öneml isi sorunu "po­l itik çözüm" çerçevesiilden de daha dar bir çerçevede, son derc­ce güdük bazı haklar (kimliğe ve kültüre i l işkin) üzerinde bir uzlaşma i lc bir an önce sonuca bağlama eğil imi boy göstermekte-

262

Page 263: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dir. ister emperyal ist ülkelerin bu çerçevede bir baskısı i le ol­sun, ister TC'nin buna dönük bir açı l ı m ı i lc olsun l'arkctıniyor. Öyle ki , gerek emperyal ist ülkelerin bu yönlü açıklaınaları ve gerekse söınürgeei buı:juvazinin hiç değilse bel l i kesimlerinin kıs­mi politik manevraları rahatl ıkla ulusal hareket in sallarında yan­kı yapabi liyor, yeni ve daha güçlü beklentilere ve hayal lere yol açabil iyor. Bu durumun en yeni ve en somut örneği ise ul usal hareketin TÜS i A D ' ın son raporu karşısın da ortaya koyduğu tutumdur.

Kızıl Bayrak

Mart '97

263

Page 264: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halki direnerek kazanacaktir

Özel savaş kunnaylarının ve hükümet sözcülerinin bir süre­dir çok bil inçli bir tutuml a geliştirdikleri bir söylem var. Buna göre, "terör büyük ölçüde etkisizleştirilmiş", "bölgede kontrol ye­niden sağlanmıştır". K ış döneminin kendine özgü durgunluğu ile Kürt hareketinin "barış"a endeksli politikalarının yarattığı nispi yuınuşaına bu söyleme belli bir zemin hazırlamaktadır. Bundan yararlanmaya çalışan kirli savaş cephesi, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin toplumda yaratt ığı elki ve hassasiyeti kırmayı amaçlıyor. -su arada sahte bir güçlülük gösterisi ilc yığınları bir süre için de olsa aldalmayı umuyor.

Ama gerekli yanıtı son Newroz kutlamalarında almış olmalı­dır. Tüm engellemelere rağmen büyük katı l ımlar halinde ger­çekleşen kutlarnalara hemen her yerde büyük bir coşku ve mili­tan bir ruh egemen oldu. Kürt halkı meşru ulusal hakları uğruna büyük bir direnme kararlı l ığı içinde olduğunu bir kez daha tüm

264

Page 265: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

açık l ığı i lc ortaya koydu. Devletin "bölge"dc kontrolü yeniden sağlayabildiğini iddia edebi lmesi için bu kararl ı l ığı kırımısı . gere­kir ki , bunu bugün için hayal bi le edemez.

Her türlü yol, yöntem ve uygulamanın sın ı rsızca uygulandı­ğı bir kirli savaş döneminin ardından tarafların son durumunun ne olduğunu görebilmek için, S usurluk skandal ı ilc son Ncwroz kutlaımılarına birarada bakmak yeterl idir. Susurluk skandalı , kirli savaş süreci içinde dev letin kendi meşruiyetini tart ışmal ı hale getiren bir batağa boğazına kadar ballığını gözler önüne serdi . Oysa Newroz kutlamaları, K ürt halkının özgürlük heyecanı ve kararl ı f ığının bütün gücünü koruduğuna tanıkl ık eli i .

Elbette bu olgular Kürt hareketi cephesindeki açık zaafiycti gözden kaçırınanın bir nedeni haline gctiri l ıncınclidir. "Siyasal çöziiın''e endeksli politikalar Kürt hareketini uzun zamandır red­dedilcınez bir zıtariyel içine di.işümli.iştiir. K irli savaş k urımıy­l arının spckiilasyonları bu zaafiyeHen gi.iç almaktadır. B unu ar­tık günnck gerekir.

Bu politikalar zamanında savaş "yorgunluğu" duyan kit lele­rin "barış'' özlemi i lc de gcrckçdendirilınişti . Oysa son Ncw­roz kutlamalarının belki de en dikkate değer yönü, Kürt halk k itlelerinin "barış beklentisi"nden duydukları yorgunluğu d ışa vunnuş olmalarıdır. M ücadele ve dircnmeyc çağrı nitcliğindcki sloganların gördüğti büyük destck karşısında "barış" söylemine duyulan açık i lgisizlik bunun göstergesidir.

Ncwroz çoğu kere K ürt hareketi için bel l i dönemeçleri işa­retlcıniştir. 1 990 Ncwrozu Serh i ldan patlamalarımı sahne olınuş ve hareketi sarsıcı poli t ik k iı le eylemleri aşamasına sıçraıınıştı. 1 992 Ncwrozu Kürt hareketinin kendi dinamikleriyle yapınayı umduğu yeni sıçramayı (ki t lesel yerel ayak hınmaları) başaracak güçte olmadığını ortaya koymuştu. Bu �ir geri çekil ıneyi �oşul la­dı ve '93 Newrozu "ateşkes" yuınuşaması içinde geçti . Izleyen y ı l larda Ncwrozlara egemen n ispi zayıfl ık ve ı l ıml ı l ık . adeta bu yı l larda savaş cephesindeki ki litlcnmenin ve önplcımı geçen "siya­sal çözüm" eksenli arayışların b ir yansıımısıydı .

Newrozlar Kürt halk hareketinin baroıncıresi olma öze ll iği-

265

Page 266: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ni ·sürdürüyor ve son kullamalar emekçi tabandan gelen bir mücadele isteğini dışa .vuruyor. Kürt devriınci hareketinin bunu kucaklayacak ve değerlendirecek devriınci açı l ım lara ihtiyacı var. Herşeyden önce sorun "savaş ını barış ını" sahte iki leminden çıka­rı l ınalı , devrim mi reform mu biçimindeki gerçek alternaliller ek­seqine oturtulınal ıdır. Emekçi tabanından yükselen m ücadele kararlı l ığı tutulması gereken yola da ışık tutuyor. Küıt hareketinin bugünkü açınazdan kurtulması ve savaş cephesindeki ki l i t lenme­yi kıı·ınası. Kürt emekçi Iabanındaki ulusal enerjiyi sın ı fsal ener­jiyle birleştirecek, mücadeleyi bu zemine oturtacak politik açıl ım­ları yapıp yapınamasına sıkı sıkıya bağl ıdır.

Böyle bir açı l ım ul usal özgürlük mücadelesini toplumsal devrim perspektifine bağlamayı gerektirir. Bu doğrultudaki ger­çek bir çıkış. Türkiye ve Kürdistan'daki bütün poli t ik ve sosyal güçlerin yeniden mevzilenmesine neden olacak, Türkiye ve Kür­distan devrimi önünde yeni ufuklar açacaktır. Özgürlük mücadele­si için tck gerçek devriınci alteıııatif budur.

266

Kızıl Bayrak Mart '97

Page 267: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ulusal köleliğe karşi mücadele emperyalizme karş1 mücadeleden

ayrilamaz

PK K ' ni n çağrısıyla 26 Nisan ' 97 tarihinde A lmanya'nın Düsseldorf ke.ntin<k "Kürdistan için barış zamanıdır! '' şiarı al­tında bir yürüyüş yapı ldı .

Son derece barışçı l bir atmosfer taşıyan bu yürüyüş, K uzey Kürdistan 'da kanl ı ve k uralsız bir savaşın t üm acımasızl ığıyla sürdüğü ve Güney Kürdistan'a dönük muhtemel bir işgalin an meselesi olduğu bir sırada gerçekleştiri ldi.

Bu çok üçık bir biçimde, PK K ' nin: uzun süredir içine düş­tüğü çelişkili ve lutarsız konumun ötesinde, "siyasal çözüm" çiz­gisinde bir hayli mesafe aldığını gösteriyor. Artık yapılan açık­lamaları "politi k manevra" i fadesi olarak değerlendirmek müm­kün değil . PKK Kürt sorununda düzen içi bir çözümün adı olan "siyasal çözüm"e iyiden iyiye ang<.ıje olmuştur. Kürt burjuvazi­sinin ve reformisılerinin yı l lardır kendisine enjekte etmeye ça­lıştıkları bu politika, gelinen yerde artık PKK 'nin de kendini ki-

267

Page 268: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

I i liediği temel politika haline gelmiştir. Anayasal "siyasal çözüm" platfonmı Kürt burjuvazisinin Kürt

sorununa il işkin çözüm platformudur. Bu kurulu düzenin kendi smırları içinde bir çiizi.iın demektir. Kürt burjuvazisinin, �mıf i l işki lerinde herhangi bir değişime yol açınaksızm, sömürgeci sermaye devleti ve onun gerisindeki emperyalizmle uılaşma çiz­gisini anlatır. Kürt burj uvazisiyle işbirliği çizgisinde ilerleyen PKK düne kadar kendisine ait olmayan bu platformun giderek asıl temsilcisi haline gelmektedir.

Komünistler daha i lk günden buna işaret etmiş ve PK K'yi girdiği bu yol konusunda döne döne uyarmışlardır.

Bu politikada ısrar ettiği ölçüde, bunun, niyetinden bağımsız olarak, PKK 'yi adım adım o güne kadar kendisini karaktcrize eden emekçi sınıf kiml iğinden uzaklaşli racağını ve Kürt bur­juvazisine yakınlaştıracağını belirtınişlerdi. Dahası "siyasal çözüm'' platformunun Kürt burjuvazisinin etkinlik alanı olduğuna, bunun kaçın ı lmaz olarak Kürt bu�juvazisinin u lusal hareketi içindeki etkinliğini artı racağıncı ve giderek bir ağırlığa dönüştüreceğine de işaret etmişlerdi. O günden bugüne yaşanan tüm gel iş ıneler her bakımdan komünistleri doğru lamıştır.

PKK "siyasal çözüm" platformunda ısrar ettiği ölçüde dev­riınci-halkçı kimliğinden önem l i oranda uzaklaşınış, kendi bur­juvazisine yaklaşmıştır. Daha önemlisi . gelinen yerde PKK, Kür.t burjuvazisi ve refom1istleri tarafından adeta kuşatı lmıştır. Bu­gün artık Kürt burjuvazisi ve reforınizmi u lusal hareket içeri­sinde hatırı sayıl ır bir güce ve inisiyatife sahiptir.

Politikada önemli olan nelerin hangi çerçevede ve neyin ara­cı olarak dile gctirildiğidir. PKK 'nin Kürt ulusunun ulusal istem­lerini bel l i bir kararl ı l ıkla dile getirmesi , hala s i lahl ı bir hareket olması sorunun siyasal-sın ıfsal özünü dcğiştirınemektedir. Zira sözkonusu kararl ı l ık u lusal burjuva platformda gösterilen bir ka­rarl ı l ıktır. Kaldı ki bu istemler artık iğreti bir düzen içi çözüm demek olan "siyasal çözüm" platformu çerçevesinde i leri sürül­mektedir. Bugünkü silahlı mücadele de TC'yi böylesi iğreti bir çözüme zorlamanın bir aracı olarak yürütülmektedir. PKK bugün-

268

Page 269: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kü tüm politikalarını "siyasal çözüın"e ve "barış"a endeksleıni�ıir. Adeta bu politikaya mahkum hale gelmiş ve kitlesini de bu poli­tikaya esir etmiştir. Düsseldorf'daki "Kürdistan için barış za­manıdır!" yürüyüş ve mitingi de bunun aynası olm uştur.

Yürüyüşe Avrupa'nın dört bir yanından gelen yüzbine ya­kın bir kitle katılmıştır. Yürüyüşün kitle katı lıını yönünden görkem­l i bir görünümü vardır. Ne var ki bu kez, geçmiş yürüyüş ve mitinglerdeki devrimci coşkudan eser yoktur. Aynı şekilde, her defasında Newroz ateşini Avrupa 'n ın metropol lerine taşıyan. otohanları işgal edip polisle kıyasıya çatışan mücadelcci bir kitle­nin ve dünyanın gözleri önünde üzerlerine gaz döküp yakacak denli kendisini davaya adayan m i l itanların yerine, bu kez daya­naksız barış hayal leriyle sersemleıilmiş bir kitle ve mi litanlar var­dır sahnede. Ne çeki len halaylar, ne genç unsurların taşıdığı PKK, ARG K ve ERN K bayrakları i le A .Öcalan posterleri, ne arada bir at ı lan "Geri l la vuruyor, K ürdistan' ı kuruyor!" sloganı ve ne de genç yuı1severlerin geri l la kıya fetli yürüyüşü, toplam atmosferi değiştirmeye yetmiştir. Deyim uygunsa, koca bir kitle. günler öncesinde yapı lan tümüyle reformisı ve yasalcı içerikl i propagandalada terbiye edilmi� olarak miting alanına getirilmişt ir. Bu nedenle de yürüyüş rahatsı z edici düzeyde bir barışç ı l l ığın ve icazetçi liğin egemen olduğu bir yürüyüş olarak başlamış ve öyle de bitmiştir.

Emperyalizme vurmadan ulusal özgürlük mümkün müdür?

Düsseldorf yürüyüş ve mitinginin oldukça rahatsız edici bir önem li boyutu daha var. Yürüyüş boyunca bu kez geçmişteki türden sahneler yaşanmadı . · Alınan polisi bu defa saldırgan deği l­di. Kimi küçük müdahaleler dışmda herhangi bir sorun çıkarmadı.

PKK devrimci kurtuluş hareketi kimliğinden taviz vermedi ­ği, Kürt\-ı;orununda devriınci b i r çözümde ısrar ettiği günlerde, Alınan emperyal izmi nin kapsaml ı ve acımasız saldırı larıyla yüz­yüz� gelmişti. Alınan devleti ' R9 'da PKK 'yi "eli kanlı bir cinayet

269

Page 270: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

örglitü" i lan edip. bir kısım yönetici ve mil itanını tuLUklamıştı . Ünlü Düsseldorf duruşmalarında P K K ' y ı b i r terör örgütü olarak dünyanın gözii öniindc mahkum cımcye çal ışmışt ı . PKK 'nin Almanya 'da polit ik faaliyet yürlilmesini olanaksız hale geıinnek anlamına gelen yasakları gündeme get i ren. derneklerini kapatan. Kürtler üzerinde terör estiren. güzalt ı na alan, ıutuklayan ve sınır dışı eden de A lınan dcvlct iydi . Daha geçen yı l Kürt halkının NewrO?. 'u kutlamasına izin vermemiş. Him sınırları ve otohanları Kiiıtlerc kapamış, acımasızca saldırıp Ncwroz'u kana bulamıştı.

Peki ama ne olmuştu da Alınan devleti ve Alman polisi bu kez "ı l ıınl ı'' ve "sempat ik" bir t ut um scrgi lcmişti. Bunun sırrı­nı Avrupa'da bası lan günllik Özgiir Politika gazetesi 2R N isan '97 tarihl i başyazısında şöyle açıkl ıyor:

"Tiirk hasımna l'e hiiyiikelçisin(• göre 'Kiirtler Alnıanya'yı hir kez daha oyuna ,ı:etirmiş, lı/man ya.mlarınm yunıuşaklı.�mdan ist!f'ade edaek keıuli biiliicii V<' terörist i.ftemlerini tlile getirmişlerdir' . Bunun için hep bir a,�IZllan yiiriiyiişiin PKK' nın göl'de gösterisi haline döniiştii,�iinii, polis ve savcuun ııeden harekete geçmedi,�ini sordular. Tiim amaçları . yiiriiyiişlc birlikte Kiirt taraji ile Alman devleti arasında do.�an ılınılı atmosferi da.�ıtmak. karalama ve provokasyon/arta kısmen de olsa başlayan siyasal diyalog siirecini haltalamaktı. Ancak Alman devleti ve yetkilileri şunu hilmelidir: Kiirtlerin ille de Bonn hiikiimetini ya da Bavyera yönetimini karşıianna alma. onları teşhir ederek 'ne kadar heceriksiz olduk/arım gösterme' gihi hir sorımfarı yoktur. Kiirtler, Alman yasalanmil ve kamıwyumm demokrasi kiiltiiriiniin kaldırahileı.:e,�i hir şekilde. gayet medeni kurallar çerçevesinde en do.�a/ 'siyaset yapma' hakiarım kullanmış/ardır. Bu anlamda yasaları uygulamakla görevli olan A lman makamlarllllll makul o/am yaparak yiiriiyiiş katılımcıianna yardım etmesi ve Tiirkiye' nin provokasymılarma gelmemesi ancak kutlanahilir hir barekeuir. Bu siyasetin takihi her iki ha/km da yararına olacak/Jr." (Vurgular bize ait)

B i.illin bu açıklamalar Kürt halkı için vahim bir durumu işarclliyor. B u açıklaınalardan anlaşı l ıyor ki, Kürt halkı adına,

270

Page 271: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt halkının özgürlük m ücadelesinin azı l ı dü�manlarından biri ve TC'nin Kürt halkına dönük kanl ı . kirl i ve kuralsız savaşının en aktif dcstckçisisi olan bir emperyal ist devletle, yani Alımın devleti i lc son dcreec tehl ike l i bir i l işki içine giri lmiştir. Ya da girilmek üzeredir. "Kısmen de olsa başlayan siyasal diyalog sü­reci'' ilc anlatı l ımık istenen de bundan başka bir şey değildir. Yine bu açıklaınalardan anlaşı l ı yor ki, basit bir "siyaset yapımı" hakkı için. güclük bir "siyasal çözüm" için. Al ınan devletinin dayattığı ya da dayatacağı her koşula ve kurala olumlu yanıt verilecektir. Kürt buı:juvazisi ve reformisıleri açıkça Kürt ulusal mücadelesini Alınan devletinin (ve genelde emperyal izmin) vesa­yetine açık hale getirmiş oluyorlar böylece. Artık chli leşliklerini ve bundan böyle "Bonn hükümetini ya da Bavyera yönet imini karşı ianna alma ... " diye bir sorunlarının olmadığını .di le getiriyor­lar. Bu konuda Alınan devletine güvence veriyorlar. Alınan dev­letini ve polisini Tiirk dev letinin provokasyonlarımı gelmeyip kendilerine yardımcı oldukları için kutluyorlar. Al ınan devleti i lc aralarında oluşan "ı l ıml_ı atınosfer"in devamını di l iyorlar. İstedik­leri tek şey, Alınan devletinin TC üzerindeki nüfuzunu kullanarak onu iğreti bir _siyasal çözüme razı etınesidir.

Kendi emperyalist çıkarları çerçevesinde kul lanabileceği. baş­la ABD olmak iizere diğer eınperyalistlerle rekabetinde koz olarak i leri sUreceği chl i leşti rilnliŞ bir K ürt u lusal hareketi A l ınan em­peryal izm i nin de hedefleri arasındaydı . Bu açıklaınalardan anl a­ş ı l ıyor ki . A lınan devleti bunu hazır halde önünde bulmu�tur. Bu koşull arda böylesi bir olanağı redeletmesi düşünülemez. Ter­sine ona ı l ıınl ı yaklaşacak ve "sempati" gösterecektir. Düssel­dorf'daki barışÇı l eyleme dönük ı l ı ınl ı tutumu da bunun ifadesidir.

Özgiir Politika'da di le getiri len bu açıklamalar yalnı7.ca Kürt buı:_juvalarının ve refonnistlerinin niyet ve açıklamalarından iba­ret olsayd ı , durum o denl i vahim sayı l ımıyabil irdi . Yazık ki bir süredi r hemen hemen benzer açıklamalar bizzat A .Öcalan tanı­fından da yapı lmaktadır.

PKK ulusal burjuvazinin politik platfonnu olan "siyasal çö­züm" plcıtformunu benimscyel i beri, A.Öcalan sürekl i bir biçim-

271

Page 272: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

de, PKK ' nin bir terör örgüiii olmadığı gibi marksisı bir örgüt de olmadığını , tersine yalnızca kültür ve kiml iğe i l işkin ulusal haklar talep eden bir hareket olduğunu beliııiyordu. Böyle olduğu­nu kanıtlamak ve bu çerçevede meşrula�mak için bir dizi de açı­lım yaptı . Öyle ki, A.ÖCalan Clinton'a yazdığı mektupta işi, ABD'­nin Kürt sorununda siyasal bir çözüm için devreye girmesini istemeye dek vardırdı. Böylesi bir çözüm için ileri sürülecek her türlü koşula (tavize) hazır olduğunu bile belirtti.

Benzer çağrı lar sürekl i olarak Alman emperyalizminin siya­sal temsi lci lerine de yapı ldı . A.Öcalan ' ın gerek doğrudan ve gerekse bugün için PKK destekçisi görünen bir kısım Kürt refor­misli üzerinden Alrtıan devletiyle i lişkiler kurımı ve geliştirme çabasında hiç değilse i lk adımlarını attığı anlaşı lıyor. Tüm veriler bunun bir gerçek olduğunu gösteriyor.

PKK yakın dönemlere kadar ulusal hareket çerçevesinde bir öncünün oymıyabileceği en i leri rolü , en kararl ı , en mil itan ve en gözüpek biçimde oynamışt ı r. Üstel ik bunu yaşadığı büyük yalnızlık ve kuşatmaya karşın başaımıştır. Devrimci bir çözüm için epeyce elirenmiş ve dayanm ıştır. Ancak iç ve dış koşullar nihayetinde onun dayanma gücünü de koşullamış. "ötesine izin verıncmiştir. '93 Ncwroz'u ilc birlikte yöneldiği "siyasal çözüm" siireci ise başka bazı etkenlerle de birleşerek onun dayanma gü­cünü erozyona uğratmış, hayli zayıflatmışur. Ulusal cepheyi ge­niş tutarak yalnızl ıktan kurtulmak için kendi burjuvazisi i lc gir­diği işbirliği süreci PKK 'ya pahalıya malolmuştur. Anayasal siya­sal çözümün bir pol itikaya dönüşmesi bu i l işkilere kuvvetli bir temel kazandırmış, onları yeni boyutlanı vardınnıştır. PKK, hare­ket içinde gücü artan Kürt burjuvazisi tarafından, içten adeta bir kuşatma altına alınmıştır. Onun tarafından bugün artık hayli ı l ımlı bir çizgiye çekilmiştir.

Almanya i le "kısmen başlayan diyalog süreci" ve "Kürt tara­fı i lc Alman devleti arasında doğan ı l ım l ı atmosfer" bunun ifa­dcsidir.

Küıı ulusal hareketinin tüm bir deneyimi, içerde kendi bur­juvazisi i le, < ışarda şu ya da bu sönıürgeci devlet ve onların

272

Page 273: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gerisindeki emperyalist güçlerle uzlaşarak sonın�ı çozum arama strateji ve politikasının hazin i n asını anlatıyor. Bu strateji ve bu politika bugüne kadar Kürt halkına ncı ve yık ımdan başka hiç bir şey vermemiştir.

PKK daha düne kadar şiddetle reddedip mahkum ettiği bu pol itikayı terk etmelidir. FKÖ deneyimi yeterince uyarı cıdır. Olanaklar henüz tükenmemiştir. PKK hala etrafında kenetlenmiş büyük bir kitleye sahiptiı:. Yeniden ve hızla kendini var eden emekçi halk tabanına dönmcli, çözümü kendi emekçi sınınarı ilc Türkiye işçi s ın ıfının samimi i ttifakında, iki u lustan işçi lerin birliğinde ve birleşik devriminde aramalıdır. Tüm 20. yüzyıl ta­rihi gösteriyor ki, emperyalizmi doğrudan karşıya almadan, ona cepheden vurmadan gerçek bir u l usal özgürlüğe ulaşmak da olanak l ı değildir.

Kızıl Bayrak

Mayıs '97

273

Page 274: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ordu, irtica ve ulusal hareket

Türkiye son günlerde .önemli gel işmelere sahne oluyor. Bu gelişmelerin başında ise Genelkunnayın 1 1 Haziran'da biri medya ve diğeri de yargı mensupianna dönük olarak gerçekleştirdiği brifingler geliyor. Ordunun siyasal yaşama dolaysız müdahale­sinin i fadesi olan bu bri finglerde ağ

.ırl ık l ı olarak islamcı serma­

yenin icraatl<\rımlan söz edi ldi , irtica tehl ikesine dikkat çekildi, laik düzenin tehdi t altında olduğu propagandası eşliğinde i rtica­nın kaynaklarıyla birl ikte ezileceği bel irti ldi .

Sözkonusu brifinglerin sömürgeci devletin Güney Kürdis­tan 'daki işgal in devam ettiği, özel likle emekçi kitleler içinde iş­gale dönük hoşnutsuzlukların arttığı ve yer yer cılız da olsa ken­disini dışa vurduğu bir zamanda gerçekleştirilmesi anlamlıydı.

Besbel l i ki özel savaş cephesi bu brifinglerde bir kez daha "bölücülük tehl ikesi"ne dikkat çekmek istiyordu. i;'Jitekim Ge­nelkunnay sözcüleri yalnızca "laikl ik"in değil "Türkiye'nin bö-

274

Page 275: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lünmez bütünlliğü"nün de tehdit altında olduğunun belirgin biçimde altını çizdiler. Ancak dikkate değer olan, i ıtica ilc "bölücü tehdit'' olarak adland ırdıkları Kürt özgürlük hareketi arasında dolaysız bir i l işki olduğunu iddia etmelcriydi. Bu iddialarının inand ırıcı olması için bir takım "kanıtlar" da i leri sürdüler.

Genelkurmay yetki l i lerine göre, irticai kesime mensup özel­l ikle "Güneydoğu" kökenli bazı m i l letveki l leri, içerde PKK 'nin güdümündeki H ADEP yöneticileri , d ışarda ise sürgündeki Kli ı1 parlamentosu üyeleriyle sürekl i temas hali ndedirler. Bu m i l ­letveki l lerinin PKK ' nı n ısrarla d i l e getirdiği ateşkes, bölgesel özerklik, genel af ve Olağanüstü H al in kaldırılması gibi hassas konuları hem kendi medya organlarında ve hem de zaman za­man mecliste gündeme getirmeleri bumın ifad�sidir. ·

Genelkurmay yetki l i leri, "PKK 'nın Türkiye'ye yönelik emel­lerini gerçekleştirmek için, kendine en yakın müttefik olarak ra� dikal islamcı grupları gördüğü"nü, hatta bizzat A.Öcalan' ın "MED­TV'de yaptığı açıklamada ü lkemizdeki Irticai faal iyetlerin art­masının amaçların ın tahakkümü için uygun bir fırsat olarak" de­ğerlendi�di ğini ve "bu kesimle i l işki lerin daha da gel iştirilmesi gerektiğini açıkça beyan" ettiğini de buna kanıt gösterdiler. PKK '­nın taban oluşturmak ve islami kesimi etkilemck için " i nanlar Birl iği''ni kurduğu, Güney 'deki Kürdistan İslam i Hareketi lideri Şeyh Osman ' la iyi il işkiler içinde olduğu, i leri sürülen diğer k:a­nıtlardı .

Bu gelişıneler sömürgeci buıjuva1.i sanıldığından da bil inçli ve deneyimli bir sınıf olduğunu göstermektedir. İrtica ile Kürt özgürl ük mücadelesi bi l inçli biçimde i l işkilcndirilerek "çağdaş yaşamı· ve demokratik değerleri" sav unma yalan ına dayalı pro­paganda i le geliştiri len irtica karşıtı tepki ler Kürt özgürlük mü­cadelesine de yönel t i lmek istemektedir. Daha önem lisi , Kürt özgürlük mücadelesini aşağı l ık bir biçimde irticanın bir başka türü olarak sunulmaktadır. Böylece yıl lardır K uzey Kürdistan ' ­d a v e şimdi d e Güney'de sürdürii len sömürgeci kirli savaş haklı ve meşru gösterilmeye, işgalci yüz gizlenmeye çal ış ı lmaktadır.

Bu, Kemalizmin 1 920' lerde başvurduğu klasik taktiği n gü-

275

Page 276: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nümüzdeki bir versiyonudur. Kemalist bu�juvazi de 1 920' lerde düzene yönelik sını fsal ve ulusal her türden toplumsal muhalefeti, benzer taktik/ya da taktiklerle karş ı lamışt ı . Hiç bir ayrı m gözetmeksizin tümünü "çağdaş ve demokratik bir toplum kurul­masın ı " istemeyen "irticai hareketler" olarak niteleyip ezmişti . Sömürgeci burjuvazi günümüzde bir kez daha bunu yapıyor.

Açıktır k i , sömi.irgeci burjuvazi şu son birkaç ayda sergile­diği manevralarla hayli başarıl ı olmuş ve önemli bir mesafe al­m ıştır. O kadar ki, düzenin gerçek iktidar gücü ordu, medya, sosyal-demokrasi ve reformİst solun da katkı larıyla, toplumun oldukça geniş bir kesimine "çağdaş ve demokratik değcrler"in yegane savunucusu olduğunu y utturabil ınektedir. Bu sayede, Kemalizmin ve burjuvazinin günümüzdeki en ıni.litan savunucusu olan Doğu Perinçek haini, sömürgcci Türk ordusunu "çağdaşl ­ığın" "ilericiliğin" ve "devrimci demokrasinin yegane gücü'' olarak propaganda etme gücünü kendinde bulabi lmektedir.

Kuşkusuz ki gerçek gösteri lmek istenenin tam tersinedir. Türk bu�juvazisi tepeden tırnağa gerici bir sınıftır. Ti.irk devleti dünya gericiliğinin bölgemizdeki kalesidir. Türk ordusu da yalnız­ca bölgemizin değil dünyanın en gerici ordusudur. Her türden çağdaş, i lerici ve bil imsel düşüncenin, insanlığa ınalolmuş her türden çağdaş ve bil imsel kültürün aınansız düşınanıdır. Darwin'­in "insanl ığın türeyişi" gibi her türden bil imsel öğretiyi ders kitaplarından çıkaran, YÖK yasası i lc üniversiteleri birer gerici kurum haline getirip bi l im adamlarını ve aydınlarını hapse atan, geriye kalanları sürgüne gönderenler onlar değil midir'? Dinsel ideolojiyi de dahi l, her türden gerici ideolojiyi ve öğretiyi kulla­nan, yayan ve yayılmasını teşvik edenler onlar değil midir? Okul­larda din dersini zorunlu hale getiren, genç beyin iere dinsel hurafclerin poınpalanmasını isteyen, imam hatip liselerini ve ku­ran kurslarını yaygınlaştıran, hacı-hoca ve tarikat şeyhlerinin elini­eteğini öpüp onları makbul kişiler haline getirenler bizzat 12 Ey­lül generalleridir. Refah Parti 'sini besleyip büyüten de, irticayı "tehdit" haline getirenler de onlardır. Bu�juvazi ve onun vurucu gücü ordu, karşı olmak şöyle dursun. her ı i.irden gerici, çağdışı

276

Page 277: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ideoloji , il işki ve kurumun yaşatılmasını ve güçlenmesinin önünü açan yegane güçtür. Burj uvazi sınıf egemenl iğini bugüne dek yığınları çağdışı ideoloji ve hurafelerle zehirleyerek, çağdışı ilişki ve kuruıniara yaslamırak korumuştur ve hal a da bu sayede koru­maktadır.

"Ordunun çağdaş ve demokratik değerlerin savunucusu olduğu" demagojisi Kürt sorunu ve Kürt u lusal kurtuluş mi.iea­delesine dönük yüzü i le çok daha iğrenç bir içeriğe sahiptir.

Kürdistan Türk devletinin Osmanl ı 'dan miras olarak devral­dığı bir sömiirgedir. Demek oluyor ki Tlirk'tıevleti sömürgecidir. Sömürgec i l i k geçmişten devra l ınmış çağdışı b i r düzendir . Sömi.irgeci Türk burjuvazisi y ı l lardır K ürt halkını özgürleşme­nin, demokrat ikleşmenin ve uluslaşmanın biricik engeli olan bu çağdışı rejimle yönetmektedir. Çağdışı güçlere. i l işkilere ve ku­rumlara dayanmaktadır. B unlar büyük toprak sahipleri . aşiret ağaları, feodal ve yarı-feodal i l işkiler, şeyhler ve sayıları yüzlcrle ifade edilen tarikatlar(\ır. Türk burjuvazi yı l lardır sömürgeci sı­nıf egemenliğini bu sayede koruyup yaşatmaktadır.

Si lahlı Kürt kurtuluş hareketine, yani PKK 'ye gelince. PKK bir demokratikleşme, özgürleşme ve gerçek bir u lusal laşma hare­keti olarak doğmuştur. Ağırlıklı olar.ık yoksul ve emekçi köylülü­ğe dayanmaktadır. Si lahlı kurtul uş mücadelesi esasta bu sınıf ve katmanların mücadelesi olarak gelişmiştir. B u sınıf ve katmanl a­rın çıkarları, istemleri ve özlemleri ise sömürgeciliğin Kürdistan' ­daki dayanağı olan feodal toprak sahipleri, aşiret ağaları. şeyhler ve tarikatlarla taban tabana zıttır. Tam da bu nedenledir ki, bu güçler başından itibaren Kürt alt sınınanna dayalı devrimci kurtu­luş .mücadelesine karşı açık tutum almışlardır. Ulusal hareketin o güne dek feodal-aşiretsel bağıml ı l ık i l işki leri içinde bulunan Kürt köylülüğiinün bu ortaçağ i lişkilerinden kuıtulması ve özgür­leşmesi süreci olarak i lerlediğini gördükleri ölçüde ona karşı ar­tan bir düşmanl ık göstermişlerdir. Gerici sınıfsal tepki ve düş­manlıklarını, sömürgeci Türk buı:juvazisi i le daha sıkı bir kcnet­lenmeye giderek, onun mil i tarisı aygıt larıyla bütünleşerek ve "korueuluk sistemi'' yoluyla sömürgecil ik cephesinden bizzat sa-

277

Page 278: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

vaşa katı larak ortaya koymuşlardır. Sömürgeci Türk devleti son 1 7 yı ldır bu güçlere de dayanarak kardeş Kürt halk ına kan kusturuyor. Sömürgeci Türk ordusu 1 9R4 ' ten bu yana yürüttüğü kirli savaşı. aşiret alayları olarak da nitelenen köy korucuları i le birlikte yürütüyor.

Öte yandan bugün çağdışı olarak nitelediği ümmet teorisi­nin Kürt yoksul köyli.ileri içinde propaganda edilmesini teşvik eden de general lerdir. imam hatip okul ları ve Kuran kursları en çok Kürdistan'da teşvik edi l ip yaygınlaştırı lmıştır. Tarikatlar en büyük hoşgöriiyü Kürdistan'da görmüşlerdir. Çağdışı olarak Ian­se ettikleri tarikatların %90' ı Kürdistan kökenlidir. Aczimendi ' ­(erin faal iyet alanı Kürdistan ' d ır. Müslüm G ündüz' leri n Al i Kalkancı ' ların hepsi Kürdistanl ıdır. Hizbul lah' ı ör"gütleyip PKK ve Kürt kurtuluş mücadelesinin üstüne salan da sömürgeci Türk ordusudur. Kuran 'dan ayetleri n kullanıldığı bildiri leri uçaklarla Kürt köylerine boca etmişler, Kürt yoksul köylülerinin PKK 'ya desteğini engellemek için A.Öcalan' ın Ermeni olduğu şeklinde gerici propagandalar örgütlemiş lerdir.

Yalnızca Kuzey Kürdistan 'da deği l , Güney Kürdistan'da da Talabani ve Barzani gibi çağdışı sınıfların temsilci leriyle işbirli­ği yapan, burada da ne kadar çağdışı i l işki , güç ve kurum varsa onlara dayaiıan, onlara dayanarak kirli bir savaş yürüten de sö­mürgeci Türk ordusudur. Perinçek gibi l iberal ler Amerikancı ge­neral lerin "çağdaş ve demokratik değerler"in savunucuları ol­duklarını i leri sürüyorlar. "Çağdaş ve demokratik değerler"in sa­vunucuları olabilmek, herşeyden önce, sözü edilen tüm bu çağdışı güçlere, kurumlara ve i l i şki lere karşı olmayı gerektirir. Oysa generallerin en yakın ve en sadık müttefikleridirler bu güçler.

Türk ordusu Perinçek ' in i ddialarının tersine, "devrimci de­mokrasinin gücü'' olmak bir yana, Türkiye üzerindeki emperyalist egemenliğin ve kokuşmuş sermaye düzeninin en temel dayana­ğı ve vurucu gücüdür. Bu konumuyla her türlü demokratik ge­lişmenin önündeki en büyük engeldir. İşçi sınıfının, emekçi halk ve ezilen Kürt halkı üzerindeki çok yönlü köleliğin temel direği­dir. Sömürgeci ve faşist bir iç savaş ordusudur.

278

Page 279: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Dün yoğun bir kapital ist sömürüye tabi tutulan, açlığa ve sefalete itilen, devlet terörüyle bunaltılan işçi ve emekçi yığınlarını, kirl i sav�ştan canı yanan yoksul ve emekçi Kürt köyililerini aldatmak ve denetim altına almak için dinsel gericil iği kul landı­lar. Bugün ise dinsel gericil iğe karşıymış gibi görünerek topluın­sal muhalefeti dizginleınek ve denetim altına almak istiyorlar. irticayı besleyip büyüten sermaye düzeninin kendisidir. RP'yi de hükümete taşıyan general lerin politikalarıdır. Bugün RP'yi göz­den çıkarınaları ve irticayı başl ıca tehdit i lan etmeleri kimseyi yanı ltmaınalıdır. Olası bir darbe esas olarak işçi sınıfına, emek­çi yığınlam ve Kürt halkına dönük olacaktır. Ve irticai güçlerden çok :·çağdaş, i lerici , demokratik ve devrimci" ne varsa, onları tırpanlayacaktır.

* * *

Genelkurmay sözcü lerinin Kürt ulusal kurtuluş ıniicadele­si i le irticayı i l işkilendirınesi kuşkusuz ki ımıksatlıdır. En başta Kürt özgürlük mücadelesini karalamak ve gözden düşürmek, da­hası da tümüyle haklı ve meşru istemler için mücadele eden Kürt halkına dönük kirl i ve haksız savaşı ıneşrulaştırınak için bu yola başvuruyorlar.

Ancak Kürt kurtuluş hareketinin (PKK 'nin) dinsel ideolojjyc ve dinsel akımlara i l işkin yaklaşımlarının bunda önemli bir rol oynadığı da bir gerçektir. Kabul edilmelidir ki özel savaş cephe­si, PKK 'nin bu alandaki zaafından yar�rlanarak ve kuşkusuz bu­nu gereğinden de fazla abartarak bu iddiaları ileri sürınekıedir. Kürt kurtuluş hareketi dine ve dinsel akımlara il işkin yaklaşımla­rını gözden gcçirınel i , taktik ınanada dahi olsa dinsel akımlarla işbirliğine yanaşınaınalıdır. Bunun kısa vadede bazı yararlan ol­sa da, uzun vadede önemli zararları olacağı kesindir. Bizzat Kürt ulusal hareketinin bugüne kadarki tarihsel deneyimi bu konuda yeterince uyarıcı derslerle doludur.

Kızıl Bayrak Haziran· '97

2 79

Page 280: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 281: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lY. B.ölüm HEP'd�n HADEP'e . . .

Page 282: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 283: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

DEP kapatiidi

Sömürgeci sermaye devleti; HEP'ten sonra DEP'i de ka­p-attı . Bi l indiği gibi HEP, devrimci Kürt hareketini etkisizleş­tirmek, Kürt halkının mücadelesini reformisı kanallarda eritmek amacıyla kurulmasına göz yumulmuş ya da bizzat devlet tanı�ın­dan kurdurulmuş bfr partiydi. Ne var ki , düzenin bu politikası başarıl ı olamadı. Düzen, H EP i le Kürt hareketini etkisizleştire­medi� ama tersinden, devrimci Kürt hareketi HEP'i u lusal mü­cadelenin önemli bir legal imkanına dönüştürebildi.

Bu noktadan sonra sömürgeci sennaye devleti HEP'i tehdit ve terörle sindirmek, rüşvetle satııi . almak esasına dayalı bir poli­tika izledi. Devrimci ulusal hareket tarafından düzenin bu politi­kao;ı da büyük ölçüde boşa çıkarıldı. Bütün bu politikalannda ba­şarı l ı olamayan düzen bu kez HEP'i kapatarak HEP içinde ör­gütlü Kürt orta burjuva sınınarına, PKK'dan ayrışmaları doğrul­tusunda bir gözdağı verdi.

283

Page 284: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

B ugün sömiirgeci sermaye devleti tarafından kapatı lmış bulunan DEP. HEP'in kapat ılınasının ardından bu partinin mis­yonunu sürdürmek üzere kurulmuştu. Düzenin DEP'e yönelik politikaları da esasta çok farklı olmadı. Bir yandan DEP üzerinde azgın bir terör esti ri ldi, pek çok DEP üyesi ve yöneticisi serma­ye devletinin resmi ve gayrı-resmi terör çeteleri tarafından kat­ledi ldi; diğer yandan da PKK 'ya tavır alınası şartıyla, DEP'e, düzen içi kanallar hep açık tutulınaya çal ışıldı. Düzenin bu poli­tikaları da başarıl ı oiaınadı . Bu legal imkan sayesinde, devrimci ulusal hareket politik güç ve etkinliğini geçmişe göre çok daha fazla artırdı. Kürdistan sınırları içerisinde devletin siyasi otorite­sini tartışmalı hale getirdiği gibi, bu legal mevzinin de yardımıyla, metropol lerde de önemli bir siyasi etki ve destek alanı yarallJ.

Kürt u lusal hareketinin ulaşmış bulunduğu bu düzey, düzc­nin Kürt ulusal hareketine karşı bir topyekün savaş i lanını zorunlu kıldı. Dün, temelde yine ş iddet politikası uygulamasına karşın düzen, HEP-DEP gibi araçları ehli leştirebileceğini, bu yolla dev­riınci Kürt u lusal hareketini ezebileceğini düşünürken; son birbu­çuk yıldır, bu sınırlı "esnekliğe'' de tahammül edemez hale gel­miştir. Dün, bütün risklerine karşın DEP gibi partilerin varl ığı­nı kirl i yüzünü ikten bir demokrasi maskesi olarak kullanınayı hcsaplayabilen söın�rgeci devlet, bugün artık bu tür maskeleri bile yük sayınaktadır.

Düzen, bundan birbuçuk yıl önce topyekün savaşı günde­me get irdi . O vakitler bizzat söınürgeci sermaye · devletinin sözcüleri, bu topyekün savaşın temel hedefini, PKK 'nın bütün destek alanlarını yok etmek ve böylece PKK'yı güçsüzleştirınek olarak açıklamışlardı. PK K 'yı destekleyen, yardım ve yataklık eden herkes söınürgeci devletçe terörist i lan edilmişti .

DEP, işte bu açık katliam politikasının bir uzantısı olatak kapatılınıştır. DEP' i kapatarak stiınürgeci devlet, "PKK 'nın önem­li bir mevzisini ve destek alanını"ortadan kaldırmayı hedefle­miştir.

DEP'l iler seçime girdikleri bölge halkın_ın, Kürt nüfusunun %80-90' 1ara varan çok önemli bir oy desteği

. ile meclise girmiş-

284

Page 285: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lerdi . DEP'in kapatılması, aynı zamanda sözümona oy desteği­ni "dokunulmaz en kutsal değer'' ilan eden burjuva demokrasisi­nin de ne menem bir şey olduğunu ortaya koymuştur. Bu olay, burjuva demokrasisinin yalnızca burjuvazinin uşakları, sömürge­ci düzenin şakşakçıları için bir dem.okrasi, tiim bunlara karşı du­ran ve mücadele edenler için ise azgın bir terör rejimi olduğu­nu gösteren en son örnektir.

Kürt halkı, bu düzenden. bu düzenin parlamenter demok­rasisinden hiçbir şey beklememelidir.

Kızıl Bayrak

Temmuz '96

285

Page 286: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

DEP davas1: Yargiianan Kürt halkidir

B iri bağımsız, beşi DEP' l i a l l ı K�rt mil letvekilinin "yar­gılanma"sı başlamış bulunuyor. Yaklaşık beş ay önce MGK'nın talimatları doğrultusunda DEP' e yönelik" olarak başlatılan saldın, "parlmncntcr demoknısi"nin Türkiye 'de ne tür bir ucubenin karşılığı olduğunu son dcreec yalın bir şekilde ortaya koymuştur. Burjuva düzen hukukunun gereklerine uygun olarak "demokratik" yollardan seçilmiş bu mi l letvekil lerinin liimüyle temelsiz iddialarla önce dokunulmazlıkları kaldırılmıştır. Ardından yine aynı uydurma iddialara dayanı larak DEP kapalılmıştır. Şimdi ise bu milletvekille­ri parlamenter yaşamları sırasındaki bazı söz . ve konuşmalarından dolayı idamla yargılanmaktadırlar. DEP'e yönelik bu saldırı sürecinde "demokrasinin en temel'' kurumu'' olarak lanse edilen parlaınentoya

-düşen ise, DGM savcısı ve MGK 'nın direktiflerini

uygulamak olmuştur. Kısacası "parlamenter demokrasi'' adı allında oynunanın son

286

Page 287: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

derece bayağı ve düzeysiz bir ortaoyunu olduğu bir kez daha sergilenmiştir. PEP olayı da göstermiştir ki , bütün ipierin gene­rallerin; M İT'in, polis şeflerinin, kontr-geril lanın, DGM savcıları­nın elinde toplandığı bir siyasal rejimle karşı karşıyayız. Bu re­jimde, mevcut parlamentonun artık bir asma yaprağı olma işle­vini dahi yerine getiremediği son derece açık bir biçimde ortaya çıkmıştır.

Demokrasi oyununun kural larına uygun olarak seçi lmiş bir grup milletveki l inin böylesine pervasız bir saldırının hedefi hali­ne getirilmesi, sömürgeci rejimin Kürt sorunundaki açmazları i le doğrudan bağlantı l ıdır.

HEP/DEP'in Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesini dü­zen kanallarında eritmek konusunda oyn·ayabi leceği rol üzerine hesaplar yapan sömÜrgeci burjuvazi , onun meclis çatısı altına girebilmesinin yolunu açmakta bir s�kınca görmemiştir. Kürt orta sınıflarının partisi olarak HEP/DEP de, sınıfsal konumuna uy­gun olarak son derece yumuşak ve uzlaşmacı bir siyaset izle­miştir. DEP mi l letveki l leri parlamento kürsüsünü bir mücadele kürsüsü olarak kul lanmak bir yana, DEP' in konumu çerçevesin­de dahi son derece zayıf, titrek ve tutarsız davranmışlardır. Kendi­lerine çizilen şını rları aşmamaya büyük bir özen göstermişler, yaptıkları ufak tefek çıkışlar nedeniyle koparılan patırtı karşısında ise savunmacı bir muhalefet çizgisini aşamamışlardır. Buna rağ­men düzenin saldırı hedefi haline gelmekten ·de kurtulamaınışlardır.

Bu nedensiz değildir. Zira tüm zayıfl ıkianna ve tuıarsızlıkla­rına rağmen, HEP/DEP, Kürt devrimci .hareketi için önemli bir legal mevzi olma işlevi görmüşlerdir. Bu DEP/HEP'e rağmen ya­şanan bir olgudur. Devrimci bir ç izgide ve son derece zorlu koşul­lar altında yürütülen mücadeledir HEP/DEP'i vareden ve bir güç haline getiren. S ınıfsal konumundan gelen tüm tutarsızlıklarına rağmen, giderek Kürt halk kitlelerinin daha geniş kesimlerini içine alan mücadele onu da kendi peşinden sürüklemiştir. Bu koşul lar­da düzenin onu ehlileştinne ve bir bütün olarak düzen iç1ne çek­me pol i tikaları etkisiz kalmıştır. "Bir avuç eşkiya"yı, yani Kürt halkının devrimci öncüsünü etkisizleştirmeden bunu başarmanın

287

Page 288: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ne denl i güç olduğunu gören devletin, üstelik bu silahın kendi­sine karşı kul lanı lmasına uzun bir süre tahammül etmesi dü­şünülemezdi. Üçyüzbin kişi l ik bir kirli savaş ordusuna, özel tim­lerine, kirli cinayet çetelerine, sınır ve kural tanımayan tüm vah­şetine rağmen ezme politikasında mesafe katedemeyen sömürgeci dı;:�let, Kürt halkını sözde yıldırmak amacıyla, en kolay saldıra­bileceği hedef olarak DEP'e yönelmiştir.

Bu saldırının esas hedefinin DEP mil letveki l leri olmadığı , onlar üzerinden Kürt halkının u lusal özgürlük ve eşitlik müca­delesine saldırıldığı her türlü tartışmanın ötesindedir. Düzenin bunu DEP üzerinden yapması bir kez daha onun bu mücadele karşısındaki zayıfl ığının ve aczinin itirafı olmuştur. Askeri plan­da tam bir hezimeti yaşayan ve gelinen noktada yenilgi psikozuna giren sömürgeci devlet, uzun bir dönemdir psikolojik üstünlük sağlama çabası içindeydi. Kirli savaş medya eliyle psikolojik plan­da da alabildiğine tırmandırılmış, bunun için en iğrenç yol ve yönetındere başvurulmuştu. DEP yargılamasınırı da moral üstün­lük sağlamanın etki l i bir malzemesi olarak kullanıl abileceği he­saplanıyordu. Ancak gel ineo noktada bunun sanı ldığı kadar ko­lay olmadığı da görülmüş bulunuyor. Tümüyle düzenin çizdiği sınırlar · içinde hareket eden, sürekli her türlü teröre karşı olduğu­nu açıklayan ve muhalefeti devlet terörünün teşhirini aşmayan bir partinir. mi l letveki l lerinin idam cezasıyla yargı l anması , sö­tnürgeci devleti u luslararası planda oldukça güç bir duruma dü­şürmüştür.

Açılan dava DGM 'lerin terörist düzenin hukuksal plandaki icraatçı ları olduğunu, DGM savcılarının özel savaşın birer ele­manı gibi çal ıştıklarını her adımda ortaya koymaktadır. Gerici­şoven bir kampanya eşliğinde sürdürülen "yargı lama" son de­rece kaba bir hukuksuzluk gösterisi olarak sürmektedir. MiT, kontr­geri l la raporlarına, korucuların ve itrafçı ların ifadelerine dayanı­larak hazırlanan iddianamenin, resmi ideoloji savunusu ırkçı-şoven gerici bir propaganda metni olmaktan öte bir anlamı yoktur.

Bu koşullarda mahkeme kürsüsünü bir mücadele platformu­na, yargı lamayı bir karşı yargı lamaya çevirmek, hesap vermek

288

Page 289: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

değil hesap sormak büyük bir önem taşımaktadır. Mahkemeyi Kürt halkının tümüyle meşru ve haklı bir temelde gel işen ulusal özgürlük ve. eşitlik mücadelesinin savunusunun etkili bir platfor­mu olarak kullanmanın olanakları fazlasıyla mevcuttur. Zira bu­gün sömürgeci sermaye düzeninin Kürt sorunundaki çözümsüz­l üğü ve aczi iyiden iyiye suyüzümi çıkmıştır. Kirli savaşın her cephede ala�i ldiğine tırmandırı ldığı, i lan edilen yeni savaş stra­teji leriyle artık Kürt halk kitlelerinin açıktan hedef alınacağının i lan edildiği yeni bir saldırı dönemi başlatı lmıştır.

Ne var ki başlayan davada i lk işaretler umut kırıcıdır. Yar­gı lanan Kürt mi l letvekil lerinin mahkeme platformunu bir müca­dele kürsüsü olarak kullanabi ldiğini söylemek şu an için müm­kün değil . Halihazırda Hatip Dicle dışındaki mi l letvekil leri bu konuda iyi bir sınav verı,nemişlerdir. Bir yandan sık sık bu da­vanın siyasi bir dava olduğu vurgulanırken, öte yandan hukuki savunmayı öne çıkaran bir tutarsızlık sergilenmektedir.

Kürt halkı en akı l almaz ve sınır tanımaz bir vahşete rağ­men ulusal köleliği reddeden ve bu uğurda büyük bedeller öde­meyi göze alan bir halk olduğunu şimdiden kanıtlamışpr. DEP davası bu onurlu mücadeleyi Kürt orta sınıflarının ne ölçüde ve nereye kadar omuzlayacakları noktasında bir sınav olacaktır.

Ekim

15 Ağustos '94

289

Page 290: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Seçimler ve sol hareket (Parça)

"Emek, Barış ve Demokrasi Bloku"

HADEP çatı s ı altında seçimlere giren "Emek, Barış ve Demokrasi Bloku", seçim platformundaki bir üçüncü reformisı oluşumdur. Geniş bir gruplar çevresini bir araya getiren ve ulu­sa·ı hareketin kitle tabanından dolayı da önemli bir kitle deste­ğine sahip bulunan bu blok, reformİst seçim platformları içinde kuşkusuz en dikkate değer olanıdır. Bu seçim blokuna HADEP. Burkay çizgisindeki DOP, BSP, SİP ve diğer bazı sol gruplar katı l ıyorlar.

HEP geleneğinin devamı olan HADEP hakkındaki değer­lendirmelerimiz bilinmektedir. Bu kendine özgü oluşumu ve işle­vini burada ayrıntıya girerek değerlendirmek bu nedenle gerekl i değildir. HADEP devrim ya da sosyalizm adına hiçbir açık iddia taşımayan, yalnızca Kürt ulusunun ulusal demokratik hakları uğ-

290

Page 291: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

runa yasal platfonnlarda demokratik bir mücadele yürütmek iddi­ası taşıyan, i lerici-demokratik bir oluşumdur. Bu çizgi, Kürt orta sınıf katmanlarının Kürt sorunu çerçevesindeki politik tutum ve eğilimlerinin özlü bir ifadesidir.

HADEP'in durumuna bel l i bir özgünlük kazandıran temel faktör, Kürdistan'daki devrimci özgürlük mücadelesine verdiği destektir. Bunu tersinden ve daha doğru bir biçimde şöyle ifade edebi l iriz: HEP-DEP-HADEP çizgisi, Kürdistan'daki devrimci özgürlük mücadelesinin· etkilediği, harekete geçirdiği ve kendi politik yörüngesine çektiği orta sınıf kesimlerinin politik platfor­mudur. Bu özgün konum, başından itibaren ciddi karışıklıkların da asıl nedenidir. HEP-DEP-H ı\ DEP çizgisi, yalnızca devlet ta­rafından değil, çoğu kere devrimci çevreler tarafından da Kürt devrimci hareketiyle özdeşleşti ri lebi lmektedir. Dolayısıyla bu çizgiyle (ve partiyle) i l işkiler i le devrimci Kürt hareketi birbirine karıştırılabiltnektedir. Devlet bunu bi lerek, kasten yapmaktadır. Bazı sol çevrelerin tutumu ise çai))ık bir bakışın ürünü olarak göstennektedir kendini.

Nitekim pek "sosyalist" olmak iddiasındaki bazı çevreler, şimdiki seçim blokunu, ciddi ciddi "işçi dinamiği i le Kürt yoisul köylü dinamiğinin buluşması" olarak niteleyebilmektedirler. Kuş­kusuz bu değerlendinne böylelerinin gerçek sınıf perspektifleri ve ölçütleri konusunda dolaysız bir" kanıt sunmanın ötesi nde bir anlam ifade etmemektedir. Böyleleri kurdukları blokla, gerçekle; HADEP şahsında Kürt orta sınıfl�mnın politik platfoml.uyla ya­kınlaşmışlardır. Bunun farkında olmadıklarını düşünmek ise müm­kün değildir. Zira "Barış ve Demokrasi" platfonnu bu gerçeği yeterli açıklıkta sunmaktadır. Tutup buna kendi başına hiçbir açık politik tanım ve kimİik bildinneyen bir "Emek" ibaresi eklemek, böylece bunu işçi sınıfı dinamiğinin Kürt yoksul köylü dinamiği ile buluşturulması olarak sunmak, dayanaktan yoksun. bir başka ciddiyetsizliktir.

· "Emek, Barış ve Demokrasi" blokunun gerçekte hangi "di­namik"leri birleştirdiğini " görmek için blokun isminin yeterli bir açıkl ık sunduğunu söyledik. "Barış" talebi, çok bil inen ve çok

291

Page 292: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tartışı lan Kürt sorununa "siyasal çözüm" politikasının bir ifade­sinden başka bir şey değildir. B unun ise, geçtik sosyalist sınıf politikasından, genel devrimci bakışaçısından bile gerçekte ne ifa­de ettiğini defalarca ortaya koyduk. Son olarak EKİM 3. Genel Konferansı bu sorunu ayrıntıl ı olarak ayrıca tartışıp değerlendirdi. "Demokrasi" talebinin kapsamı da, "Barış" talebinden kendiliğin­den çıkmaktadır. Türk ve Kürt reformisı solunun geniş kesimleri­nin yı l lardır ortak argümanı şudur: Türkiye 'de Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü demokrasiye giden tek yoldur. Ke­mal Burkay l iderliğindeki PSK'nın "Türkiye'ye demokrasi , Kür­distan'a otonomi" biçimindeki ünlü formülü bilindiği gibi bunu ifade etmekteydi .

Türkiye'de Kürt halkı üzerindeki sömürgeci boyunduroğun demokrasi sorununun kilit unsurlarından biri olduğu kuşkusuz­dur. Fakat bu ne tek unsurdur ve ne de Kürt sorununun düzen içi kısmi bir çözümüyle Türkiye'ye demokrasi gelecektir. Bu en büyük aldatmacadır. Reformisı odaklar "siyasal çözüm" basıncı çerçevesinde yığınlara sürekli bu yalanı pompalamaktadırlar.

Emperyalizme dayal ı sermaye düzeni siyasal gerici liğin te­mel kaynağıdır. Bu sınıf devrilmeden, onun egemenl ik aygıtı olan devlet yığınların devrimci zoruyla parça parça edilmeden, Türki­ye'de demokrasi mücadelesi de zafere ulaştırı lamaz. Bu düzen, bu düzenin .mevcut sınıf i lişkileri, bu düzenin b· ·günkü uluslar­arası i lişkiler sistemi ' içindeki yeri korunduğu sürece, Türkiye'­ye demokrasi gelebi leceği hayalini kitlel�r içinde yaymak, ger­çekte en berbat, en bayağı bir reformizmdir.

B ugünkü "Emek, Barış ve Demokrasi Cephesi"nin politik bileşenlerine baktığımızda gördüğümüz nedir? HADEP'in ken­disi üzerine gerekeni söyledik. DDP ise, bi l indiği gibi Kürt re­formizminin baştemsilcisi B urkay çizgisinde bir partidir. Bu parti y ı l lardır Kürt sorununa bizzat emperyalist odakların koyacağı ağırl ıkla bir çözüm aramaktadır. BSP'ye gelince, dünün revizyo­nist bugünün l iberal çevreleriyle, dünün devrimci bugünün yor­gun demokrat unsurlarının üst üste yığı ldığı bir belkemiksiz oluşumdur. Liberal troçkistler bu bulamacı ayrıca renklendiriyor.

292

Page 293: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devrim, iktidar, sosyalizm BSP'yi i lgilendirmiyor. BSP bulamacı­nı oluşturanlar, uysal bir demokratl ığı Kürt halkının acılarına duy­dukları yakınl ıkla birleştiren, devrimci siyasal mücadelede hiçbir yeri olmayan devrimci örgüt ve mücadele kaçkınlarıdır. Şimdi devrim ve sosyalizmi bir söz olarak bile yük sayan Dev-Yol artık­larıyla birleşerek tam bir liberal yamalı bohça o lmaya hazırla­nıyorlar. "Barış ve Demokrasi" tamı tarnma bunların platformudur. Her şey .bir yana yorgun ve ürkek demokratlar olarak bu onların siyasal huzuru için _gereklidir.

Geriye son bir bileşen olarak SİP kalıyor. Devrimci söylem, fakat legalist-reformist pratik denebilir ki bu partinin en ayırdedi­ci özelliğidir. Ve ne iyi ki onlar reformisı blokta yerlerini tered­dütsüz biçimde alarak bunu herkese en açık biçimde göstermiş oldular. TİP Türkiye'de reformist-legalist geleneğin temsilcisiy­di. Geleneği devrimcileştirdikleri iddiası taşıyanların, iddiaları doğ­rultusunda atacakları en temel adımlardan biri, faşist bir polis­asker rejiminin icazet sınırları dışına çıkmak, düzen karşısında ihtilalci bir örgütsel konuma geçmek olabilirdi. Oysa iddia sahiple­ri bunu düşünmek bile istemediler. Bu onların gerçek ideolojik­politik kimliklerinin de aynasıdır. Bu partinin değişik politik so­runlarda aldığı bell i olumlu tutum ve davranışları elbette önemse­memezlik etmiyoruz. Fakat her şey bir yana, legal konumlanışın kendisi bile, bu "radikalizm"in hem sınırları ve hem de geleceği konusunda herhangi bir tereddüt de bırakmıyor. Zamanında "Ge­lenek"e fikir ve ruh verenlerin bugün BSP bi.leşeni olmalarına da çok şaşırmıyoruz bu nedenle. Bugünkü "seçim bloku" ise geri­de kalanların konumu hakkında da bir fikir vermektedir. Aynılar aynı yerde toplanmıştır. HADEP, DDP, BSP ve SİP tablosu ger­çekten açıklayıcıdır.

S İP Genel Başkanı "Emek, Barış ve Demokrasi Cephesi" hakkında şunları yazıyor; "Seçimlere emek ve özgürlükten ya­na bir ittifak halinde gitmeye karar veren partiler Türkiye siyase­tinde yeni bir ujiık açıyor/ar . . . . 'Düzen Partisinin' karşısmda bir emek ve özgürlük kutbu �edni alacaktır. Bu yerin güçlü bir bi-çimde tutulacağı daha baştan bellidir . . . . Bwjuva siyaseti dev-

293

Page 294: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rimei/er tarafmdan son dönemlerde ilk kez hu denli geniş bir ölçekte dinarnit/enmiş olacak." (Sosyalist iktidar, 1 7 Kasım '95)

Bir reformisı partiler blokunu "devrimciler" olarak nitele­yebilenler, pelteleşmiş l iberallerle Kürt burjuva demokratlarında burjuva siyasetini dinamitleyecek bir devrimci dinamizm göre­bilenler, böylece kendi konurolanna da açıklık getirmiş oluyorlar.

"Türkiye'nin siyasetinde yeni bir t:fuk .açma"ya gelince. Se­çimi izleyen dönemde, emperyalistlerin basıncı ve bazı serma­ye çevrelerinin daha etkin bir ağırlık koymasıyla, önce "ateşkes" ve ardından da "siyasal çözüm" süreci i şlerse, k i yabana atı l ır bir olasıl ık değildir, bu gerçekten "Türkiye'nin siyasetine yeni bir ufuk" açacaktır. Bu gerçekleşirse eğer, hiç kuşkusuz bunda "Emek, Barış ve Demokrasi Cephesi"nin de bir nebze olsun rolü olacaktır. S İP ve Genel Başkanı , o zaman bununla hakl ı olarak övünebil irler.

" ' Siyasal çözüm' _denilen şeyin son tabii lde esaret ve söm­ürü mekanizmalarının zaferi" demek olduğunu bildikleri konu­sunda herkesi temin edenler bilmelidirler ki, mevcut blok, HADEP'i emekçi dinamiğine yaklaştırmıyor, tam tersine, bu blokun basın­cıyla ve kendileri gibilerinin desteği ile, emekçi dinamiğini "siya�al çözüm" denilen pol i tikanın yedeğine koşuyor. Kürt devrimci hareketinin son yıl lardaki değişmez pol itikası da . zaten budur.

"Politika yapmak" güzel ve arzu edil ir bir şeydir de, onun ancak bağımsız gelişmeyle yaratılmış güçlerle yapılabileceğini; bu güçten yoksun "politika" yapanların ise, başkalarının politika­larına dolgu malzemesi olmaktan öteye gidemeyeceklerini, politik yaşamın dışındaki insanlar bile biliyorlar. Ama eğer gerçek politik platfornıunuz, devrim ve iktidarı değil de "demokrasinin geniş­letilmesi" ve bu çerçeve içinde az çok barışçıl bir politik yaşam­sa, bu demektir ki , muhataplarınızın politik stratejileri i le sizin politik platformunuz zaten doğal bir biçimde kesişiyordur. Bu durumda herhangi bir sorun da kalmaz. Örneğin BSP için gerçek­ten sorun yok. Sorun olmak bir yana, "siyasal çözüm" arayışları nedeniyle büyük bir rahatlama ve "bariş" üzerine politika yapma olanağı var.

294

Page 295: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

EKİ M 3. Genel Konferans ı 'nın aşağıdaki değerlendi rmesi , HADEP-DOP-BSP-SİP itti fakı tablosunun mantığını önden li.im açıkl ığı i le ortaya koymaktadır:

"PKK' nın izledi,� i yeni politik çizgi, Türkiye için devrimi de,� il. fakat demokrasiye geçişi esas alan bir çizgidir. PKK, Tür-kiye' nin işçi-emekçi hareketini ve onun devrimci-politik giiçle-ı1ni devrim sürecinin dinamikleri _ olarak de,� il, fakat Kürdistan' -daki özel savaş baskısını azaltacak, giderek Kürt sorununun "si-yasal çözüm" ünü kolaylaştıracak "demokrasi güçleri" olarak gö-rüyor. Bu bakışaçısının bir yansıması olarak, /993 yazında giindeme getirilen ve çok-geçmeden da,�ılan Devrimci-Demokra-tik Güç Birli,�i için hazırlanan mücadele platformunda; devrim ve iktidar hedeflerinin açık bir tanımından şaşırtıcı 'hir ısrarla kaçını/mıştır. PKK' nın bu politik yaklaşımmm, "siyasal fs·iiziim" çizgisine de ba,�lı olarak. Türkiye solunun reformisı kesimlerin-den ve sendika biirokrasisinin reformisi temsilcilerinden des- tek bulması anlaşılır bir durumdur. " (EKİM 3. Genel Konfer<;msı!Siyasa/ ve Örgiitsd Değerlendirmeler, Eksen Yayın'c ı l ık , s. l 06)

Bu değerlendirme aynı zamanda, PKK 'nın "Emek, Ba�ış ve_ Demo�rasi Cephesi"ne verdiği desteğin mantığını ve ama­cını da ortaya koymaktadır. Değişik vesilelerle tartıştığımız bu sorunun burada ayrıca bir

. izah gerektirdiğini zannetmiyoruz.

Seçimler ve devrimciler

Devrimci gruplar seçim dönemine ortak bir devrimci plat­formdan yoksun olarak girmektedirler. Bunun önemli bir zaafi­yel göstergesi olduğu açıktır. Dahası bu grupların bir kısmı se­çimlere bağımsız de�rimci adaytarla girerlerken, diğer bir kısmı seçimleri boykot etmektedirler. Ortak tutum ve politika alanın­daki bu dağınıkl ığa rağmen, ulusal hareketin etki alanındaki bazı çevreler hariç, hemen tüm devrimci örgütlerin reformisı odaklar üzerinden yaratılan "Barış ve Demokrasi Cephesi" ile aralarına bir sınır çekmeleri olumlu bir göstergedir. 'Devrimci hareketi_n devrim ve iktidar mücadelesi eksenine oturan bir seçim pol i-

295

Page 296: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

likasında ısrarı, sol hareketteki iç ayrışmada bir bulanıklığa olanak tanımamaları , devrimci siyasal mücadelenin geleceği bakımından yaşamsal bir önem taşımaktadır.

Boykot politikasının yanlışl ığını görmekte gerçekte bir güç­lük yoktur. Bir kısım devrimci çevrelerin boykot tutumuna yak­laşımı sağlam bir bakışaçısından yoksundur. Boykot mevcut tem­sili kurumların ne ölçüde işlevsel olduğuyla değil, devrimci kitle hareketindeki ge l işmeyle, seçimlere katı l ıp-kat ı imam anın bu gelişmeyi nas ı l ve ne yönde etkileyeceği sorunuyla i lgil i bir ko­nudur. Kitle hareketinin bugUnkü düzeyinde ise boykot tutumu­nun anlaşı l ır bir yanı yoktur.

Elbette boykotun kitle mücadelesinin düzeyinden ayrı ola­rak gündeme gelebileceği ve kitlelere anlamlı bir mesuj taşıyabi­leceği daha özel durumlar olabilir. Örneğin 27 Mart Yerel Seçim­leri öncesinde devlet kaba bir zorbalıkla DEP'i seçim dışı bıraklı ve Kürt mil letvekil ierini yaka-paça meclisten attı . Bunu genel ve azgın bir şovenist kampanya i le birleştirdi. Bu koşul larda seçimleri boykot, Kürt halkının özgürlük mücadeLesiyle dayanış­ma ve rejimin kendi hukukunu bile bu kadar kaba bir biçimde çiğnemesini teşhir etmek bakımından anlam lıydı.

Kuşkusuz 24 Aralık seçimleri de bazı " bakımlardan benzer özel likler taşıyor. Herşey bir yana, önemli bir Kürt seçmeni kü­tüklere kayıtlı değildir. Fakat Kürt hareketinin seçimlere katıldığı ve sorunun bu yönti üzerinde fazla durmadığı koşullarda, böyle bir gerekçeyle gÜndeme getirilecek bir boykotun etkisi ve mesajı çok anlaml ı olmayacaktır.

Komünistler seçimlere, yığınlardan oy desteği talep etmek için değil , fakat düzenin ve onun sözde temsil i kurumlarının bu vesileyle etki l i bir teşhirini yapmak, yığınlar arasında temel ve taktik devrimci şiarlarını yaymak, seçim ortamını mücadelenin, devrimin ve sosyalizmin etki l i bir propagandası için kullanmak üzere katı l ıyorlar. Bunun toplum genelinde ne kadar güçlü ve etkili yapılabildiği, yapı labileceği değildir sorun. Sorun, bugünkü güç ve olanakları sonuna kadar kul lanarak bu tür bir faaliyeti yürütebilmektir. Bu faaliyet içinde bağımsız kimliğini ve etkinliği-

296

Page 297: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ni geliştirebilmektir. Bu ilkesel tutuma özen gösterilerek yürütüle­cek bir faaliyetten güçlenerek çıkabilmek ve bu güçle yarının yeni görevlerine daha etkil i sarılabilmektir.

Bu çalışmayı yürütürken, devrimci m ücadele platformunda duran, reformisı hayal leri değil devrimci şiarları yayan, düzene ve devlete ceP.heden vuran her kişi, akım ve örgütle fiili bir daya­nışma içinde olacağız. B u dayanışma ve işbirliğini, "HADEP çatısı"yla değil, fakat açık bir devrimci tutumla hareket edecek olan Kürt devrimcileriyle de geliştirebilmek için her türlü çabayı harcayacağız. Düzen partilerini ve sahte sol alternatifleri teşhir �derken, devrimin ve sosyalizmin platformuna dayalı bir çalışma yürüten bağımsız devrimci adayları destekleyeceğiz.

Burada sözkonusu olanın oy desteğinden çok, devtirnci se­çim çalışması olduğunu belirtÖlek bile gereksizdir. Politikada gerçekçilikse gerf<kli olan, komünistler ve devrimciler, güç ve etkinliklerini oy potansiyeliyle değil, fakat etkil i bir teşhir ve pro­pjlganda çalışmasıyla ortaya koyabilecekleri konusunda devrim­ci bir gerçekçil ikle hareket etmek zorundadırlar. Devrimci güçler cephesi için seçim'ler bugün ancak bu açıdan bir i şlev göre­bilmektedirler.

Ekim 1 Aralık '95

297

Page 298: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Seçimler ve reformisi sol (Parça)

Emek-Barış ve Ozgürlük Platformu

Kürt ulusal hareketi , HADEP'in etrafında bir blok oluştura­rak bu seçimlere katıldı. HADEP bu bloku ilk başlarda daha ge­niş kesimleri, örneğin YDH'yi de kapsayacak bir taktik oluşum olarak öngörmekteydi. Ne var ki bu yöneliş pratikte karşılığını bulamadı, blok HADEP ile "sosyalizm" iddialı çeşitli reformist akımların bir ittifakı olarak şekillendi.

HADEP'in Kürt orta smıflarıyla ulusal hareketin ortak bir platformu olduğu biliniyor. Bu platforma, zaman içinde düzey farklılıkları gösterse bile, esasta Kürt orta sınıfları damga<;ını vur-. du. Geçmişte Kürt orta sınıfl;myla devrimci ulusal hareket ara­sında çeşitli çatışmaların da yaşanabildiği bu ortak platforma, son süreçte bir uzlaşma ve ortaklaşma havasının hakim olduğu söy� lenebi lir. Bu . uzlaşmanın arkasında ise, her iki kesimin de ortak bir siyasal platfof!11da buluşmuş olma<;ı gerçeği vardır. Bu "siya-

298

Page 299: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sal çözüm" platformudur. PKK, Kürt ulusal hareketini kendi iç dinamikleriyle daha da i leriye taşımanın giderek zorlaştığı bir konjoktürde, mücadelesini giderek emperyalist ülkelere ve Ti.frk burjuvazisine kendi meşruiyetinin kabul ettirmeye, sömürgeci Türk sermaye devletini masaya oturmak zorunda bırakmaya dayalı ve diplomasi ağırl ıkl ı bir eksene kaydırmaya başladı . B u süreçten sonra Kürt orta sınıflarıyla yaşanan geri l im de büyük ölçüde azalmaya başladı .

HADEP'in seçim taktiği ve ittifak çağrısı, işte bu temel yö­neliş ekseninde şekil lendi . Seçimlerde elde edi lecek bir başarı ve HADEP'in parlamentoya girebi lmesi, siyasal çözüm pol itika­sını daha etki l' i bir şekilde uygulayabi lmenin önemli bir olanağı olarak değerlendirildi . B öylece hem PKK'nın Kürt halkırım .temsilcisi olduğu seçimler aracığıyla da kanıtlanmiş olacak, hem de HADEP şahsında bir "siyasal çözüm" muhatabı yaratılacaktı. Nitekim PKK genel sekreteri tarafından seçim öncesi dönemde üst üste yapılan açıklamalar, PKK 'nın bu tür bir yöneliş ve bekle­yiş içerisinde olduğunu açık bir biçimde ortaya koyuyordu. PKK genel sekreteri sözkonusu açıklamalarında "dev letin PKK ile masaya oturması gerekmiyor, Kürt halkının ba�ka temsilcileriyle de masaya oturabi lir" demekteydi. Seçimler, HADEP şahsında masaya oturulabilecek bu temsilcileri de ortaya çıkarmış olacaktı. HADEP'in seçimlerden başarıl ı bir şekilde çıkması koşullarında, emperyalist dünyanın siyasal çözüm doğrultusundaki baskı ları­nın daha da artacağı, hesaba katılan bir başka noktaydı .

HADEP temelde . bu amaçla ve odağında barış ve demokrasi talebinin yeraldığı bir platforrnla seçimlere katıldı. "Barış" vurgu­su, PKK 'nın şu ya da bu biçimde bir taraf o larak m uhatap alın­ması ve her iki tarafın masaya oturf!lası amacını i fade eder

.ken;

"demokrasi" Kürt sorununun düzen sınırları içerisinde çözüme · kavuşturulabileceği bir burjuv a-demokratik siyasal çerçeveye ulaşmak amacını tanımlıyordu. B lok çağrısına "sosyalizm" iddialı çeşitli reformisı gruplardan olumlu yanıt gelmesiyle barış ve demokrasi vurgusu, emek, barış ve özgürlük vurgusuyla yer �e­ğiştirdi. Fakat blokun ortaya koyduğu seçim platformuna ve seçim

299

Page 300: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

süresince izlediği propaganda çizgısıne bakı ldığında, buradaki "emek" vurgusunun büyük ölçüde görüntüyle sınırlı kaldığı da görülmektedir.

Yukarda özetlenıneye çalışı lan bakışaçısı, blok tarafından örgütlenen miting ve toplantı ların da temel siyasal içeriğini oluşturdu. "Biji Apo, Biji PK�!", "Vur geril la vur Kürdistan ' ı kur!", "Kürdistan faşizme mezar olacak!" vb. şiarlar ulusal hare­ket temsilcilerinin geçen süreçte örgütledikleri kitle gösterilerinin ana temasını oluşturmaktaydı. Seçim kampanyası boyunca kitle gösteri lerine hakim k ı l ınmaya çalışı lan şiarlara bakıldığında ise, bunların temelde düzt;:n içi ve parlamentarist bir bakışaçısını ya­nsıttığı görü lmektedir. Seçim m itinglerinde "Oylar H ADEP'e!", "HADEP iktidar, Bozlak başbakan!" vb. türden şiarlar blok tara­fından özel bir tarzda yaygınlaştırılmaya çal ışıldı. B lokun sahip­lenebi ldiği en i leri sloganlar "Yaşasın halkların kardeşl iği !" ve "Şehit namırın !" türünden sloganlar olabi ldi. Kampanya dönemi boyunca blok temsilcileri , bir iki istisna aday dışında, devrim ve sosyalizm sözcüklerini telaffuz etmemeye özel bi r önem gös­terdiler, Barış ve demokrasi, yürütülen propagandanın ana teması olduğu gibi , bunlara ulaşabilmenin yolu olarak da kitlelere mü­cadeleden ziyade oy sandığı ve parlamento gösterildi.

Soruna, HADEP'in elde ettiği seçim sonuçları üzerinden bak­tığımızda ise, şu tür bir değerlendirme yapmak mümkün. Seçim sonuçları, devletin Kürt halkını önemli ölçüde kaybettiğini; PKK'­nın ise, özellikle Kürdistan' ın sınırları içerisinde yaşayanlar ol­mak üzere Kürt halkının açık bir desteğine sahip olduğunu, bir kez daha ve çok somut bir biçimde ortaya koymuştur. Kaldı k i resmi sonuçlar gerçekliği tam olarak yansıtmamaktadır da. Öze­l l ikle Kürdistan ' ın kırl ık bölgelerinde, devletin sandıklara açık ve kaba müdahaleleri sözkonusudur. Şehir merkezlerinde %70'­lere ulaşan bir destek elde edebilen HADEP, kırsal bölgelere gidil­dikçe o/o 1 0- 1 5 ' ler seviyesine gerilemektedir. *

· * HADEP tarafından kamuoyuna açıklanan bazı somut olgular, devletin ne tür sahtekarlıklara başvurduğunu da çarpıcı olarak

Page 301: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

HADEP'in devletin bütün baskı ve sindirme politikalarına ve entrikalarına karşın, Kürdistan sınırları içinde elde ettiği büyük oy_ desteği , PKK'nın kitle desteğinden yoksun bir terör örgütü olduğu demagojisine indiri lmiş son derece ağır bir darbe olmuş­tur. Devletin savaşın en kritik alanında yenilgiye uğramış olduğu gerçeğini tescil etmiştir.

Kürdistan sınırları içinde ezici bir oy üstüplüğü kurabilen HADEP, metropol lere gidildikçe oldukça zayıf bir görüntü sun­maktadır. Bu durum HADEP' in metropol lerdeki Kürt nüfusunu etki lemek ve yönlendirebilmek açısından, ciddi bir zayıfl ık içeri­sinde olduğunu göstermektedir. Bu değerlendirmeyi yaparken metropol lerde ortaya ç ıkan tablonun HADEP gerçeğini tam ola­rak yansıtamadığını, HADEP'in gerçek gücünü _ ve etkinliğini ol­duğundan daha zayıf gösterdiğini belirtmek gereklidir. HADEP'e oy vermesi büyük bir olas ı l ık olan ve küçümsenmeyecek bir ni­cel iği temsil eden bir kitle, bu seçimlerde fii len oy hakkından yoksun bırak ı lmışlır. Ne var ki bu tek başına yukarıdaki sapta­mayı geçersiz kı labilecek bir veri de değildir. Öyleyse, HADEP'­in metropol lerde çok daha zayıf bir oy desteği elde etmesinin ardında başka önemli faktörler olmalıdır.

Kürt u lusal hareketi , u l usal bir hareket olma gerçeği i le doğrudan bağlant ı l ı olarak, başından beri yürüttüğü savaşı esas­ta Kürdistan sınırlarıyla i lgi l i görmüştür. Metropolleri savaşın esas alanı değil ama bir cephe gerisi olarak değerlendirmiş, met­ropol lerdeki Kürt nüfusu örgütlernek ve yönlendirmek sorununa da bu bakışaçısıyla yaklaşmışt ır. PI>K açısından metropollerde­ki Kürt kitleleri , zaman zaman kitle gösterileriyle, daha çok da bireysel teröre dayalı eylemlerle sömürgeci devleti "cephe ge-

kanıtlıyor. Musa Anter' in köyünden HADEP'e bir tek oy çıkmı­yor. HADEP'in bir mi l letveki l i adayı kendi köyünden bir oy alabi l iyor. Yani yalnızca adayın kendisi HADEP'e oy veriyor. Karısı , akrabaları vb. içinden H ADEP'e oy veren kimse yok ! Bu ikiyüzlü sahtekarlıklara bir de baskı ve tehditler eklendiğin­de, yüzde % I 0- I 5 'e düşüş daha anlaş ı l ı r oluyor.

301

Page 302: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

risi"nde de rahat bırakmayacak bir yedek güç olarak değer ta­şımıştır. Dahası PKK siyasal çözüm pla�formuna giderek daha fazla angaje oldukça, metropollerdeki Kürt kitlesinin denetimini de fiilen ve büyük ölçüde Kürt orta sınıfiarına terk etmeye baş­lamıştır. Bu kesimler de Kürt kitlesini mücadeleye kanalize etmek noktasında -reformist kimlikleriyle doğrudan bağlant ı l ı olarak­herhangi· bir cidqi gayret içerisine girmemişlerdir. Metropoller­de yaşayan �ürt yığınları içerisinde HADEP'in etk_i l i , sürekli bir pol itik örgütleme çabası hiçbir zaman sözkonusu olmamıştır. Devletin sistematik baskısı ve Kürt orta sınıflarının bu baskıyı göğüsteyecek irade ve cesaret yoksuniuğu da, bu süreci besleyen son derece önemli bir başka ek faktör olmuştur. Üçüncü önemli etken ise metropol lerdeki emekçi Kürt halkına dar bir ulusal platformdan seslenilmeye çalı şılmış olmasıdır. Sınıfsal özlem ve talepleri kucaklamaktan uzak . bu tür bir müdahale tarzı, ·met­ropol lerdeki Kürt emekçi halkını hem sınıfsal hem de ulusal mücade_le açısından edilgen bir pozisyona hapsetmiştir. Dahası sınıf�al özelliklerin karartıldığı dar bir ulusal platform, bu kesim­lerin etkilenip örgütlenebilmesi iÇin yeterli olamamış, HADEP bu kesimlerden yeterli bir oy desteği elde edememiştir.

( ... )

302

Ekim

15 Ocak '96

Page 303: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devlet bunu hep yap1yor!

HADEP yöneticileri on ay önce gerçekleştirilen HADEP 2. Kongresi 'nde yaşanan "bayra� provokasyonu"nun ardından tu­tuklanmışlardı. Tümüyle keyfi bir biçimde uzun süre içerde tutu­lan HADEP'liler geçtiğimiz günlerde serbest bırakıldı.

Devletin "bayrak provokasyonu" sık sık tekrarlanan taktiğin yeni bir örneği olmuştu. Ne zaman devrimci sınıf mücadelesi gelişse, devlet hemen saldırıya geçmiş, 'provokasyonlar düzen­lemiştir.

'96 yılının ilk günlernden itibaren devrimci ve emekçi hare­keti peşpeşe yeni ·politik çıkışlar yapmıştı. Zindanlara dönük sal­dırı kararlı bir direnişle püsk�rtülmüş, l\1.Göktepe cinayeti büyük bir · anti-faşist protesto gösterisiyle karşı!anmıştı. Öğre�ci · genç­l ik eğitimde özelleştirme saldırısına karşı militan ve kitlesel bir çıkış yapmıştı. Nisan ayında

· ise kamu emekçileri en kitlesel ve

en militan eylemlerini ortay� koymuş!ardt. Tüm bunların üzerine

303

Page 304: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

görkemli '96 1 Mayıs ' ı gelmişti. Devrimci ve emekçi kitle hareketi maddi ve moral açıdan güçlenmişti.

İşte tam bu sırada sermaye devleti kudurganlık derecesinde karşı-devrimci bir saldırı başlattı. Önce I Mayıs provokasyonu tezgahlandı . B u provokasyonla gerici bir atmosfer yaratıldı ve yaygın saldırı lara girişi ldi. Devrimci örgütlere dönük seri ope­rasyonlar başlatıldı. Zindanlar hedef tahtasına oturtuldu. Kamu emekçileri bu aynı dönemde i lk kez pol isin kapsaml ı ve vahşi bir saldırısı ile yüzyüze geldiler. "Cumartesi Anaları"nın eylemleri dahil en meşru hak eylemleri dahi azgın bir terörle ezilmeye çalışı ldı . Bu saldırıların yegane amacı, sokağı işçi, emekçi ve devrimcilere kaJ?atmak, devrimci ve emekçi kitle hareketini yıldı­np moral üstünlüğü yeniden ele geçirmekti.

HADEP'e dönük saldırı işte bu koşullarda gündeme geldi. Hiç kuşkusuz bu saldırının da bir mantığı ve bir amacı vardı. Bell i bir süredir kendi mecrasında seyreden Kürt kurtuluş hare­keti, metropollerde bir devrimci ve emekçi kitle hareketinin yük­selişiyle birl ikte. yeniden umutlanmış ve yüzünü yeniden bu ha­rekete çevirmişti. Deyim yerindeyse bir birleşme eği l imi içine girmişti. Bunun üzerine sömürgeci sermaye devleti bu umudu kırıp-tüketmek ve sözkonusu birleşme eğiliminin önüne geçmek için Kürt ulusal kurtuluş mücadelesine dönük topyekün bir saldı­rıya geçti. Yı l lardır sürdürdüğü kirli ve kuralsız savaşı güney­deki Kürtleri de kapsayacak biçimde boyutlandırdı.

HADEP'e gelince. HADEP Kürdistan'daki seçimlerde bü­yük bir başarı elde etmiş, moral bir üstünlük kazanmıştı. Bu mo­ral üstünlüğü dayanak yaparak örgütlenmesini yayıp pekiştirrnek ve yeni bir çıkış yapmak istiyordu. HADEP 2. Kongresi de bu­nun aracı olacaktı. Nedir ki sömürgeci sermaye devleti buna izin vermedi . Önce "bayrak indirme operasyonu" tezgahlandı. Ardın­dan da saldırıya geçi ldi. İçlerinde genel başkanları Murat Boztak da olmak üzere HADEP' in hemen tüm yönetici leri tutuklandılar. Delegesiyle, daveti isiyle kongreye kalı lan h�men herkes sopadan geçirildi. Kongre delegesi üç HADEP üyesi Kayseri 'de kurulan alçakça bir tuzak sonucu katledildi. Daha sonraki günlerde bir

304

Page 305: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çok HADEP binası polis kuşatması altına al ındı . Parti binaları kurşunlandı, kundaklandı. HADEP adeta çalıştınlamaz hale ge­tiri lmek isteniyordu.

Aşağılık sermaye medyasının da aktif çabasıyla, ülke çapın­da bir "bayrak sendromu" yaratıldı. Kürt halkına dönük h isterik bir şoven kampanya örgütlendi. Hemen Türk bayrağı basıl ıp ço­ğaltı ldı. Irkçı ve şoven bir "vatan-mi l let-bayrak" propagandası eşliğinde hemen tüm devlet dairelerine, sokaklara, parti binaları­na, evlere ve camilere bayrak asıldı. M HP ve ülkücü faşist çete­ler sokaklara sal ındı . Faşist çeteler bir çok yerde savunmasız Kürtlere dönük saldırılara giriştiler. Gösteri ve mitingler tertiple­diler. Zorla bayrak satışları yaptılar.

"Osmanl ıda oyun çoktur" denir. Onun mirasçısı TC'de ise daha çoktur. Türkiye'yi her açıdan ABD'ye peşkeş çekenler, ulu­sal çıkar ve değer adına ne varsa emperyalistlerin ayağı altına serenler, her türden haktan yoksun bir halk karşısında aşağıl ık ve ikiyüzlü bir ulusal gurur oyunu oynuyorlardı . "Bayrak indir­me provokasyonu" bahanesiyle başlat ı lan histerik-şoven kam­panyanın tozu-dumanı içinde, hem devrimci ve emekçi kitle ha­reketini ezerek iktisadi, sosyal ve siyasal saldırı l arı için yolu düzlemek, hem de kardeş Kürt halkına yönelik kanlı ve kirli İcraatiarını gizlemek, meşrulaştırmak ve yeni saldırı lara zemin hazırlamak istiyorlardı . Oynanan oyun da bu amaçlara ulaşmak için sahneye konulmuştu.

Bu oyunun özel bir amacı da vardı. Sömürgeci devlet her zaman için HADEP' i Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin yumu­şak karnı olarak görmüştÜr. Saldırı larının en çabuk ve en kolay HADEP'te yankı bulduğu/bul acağı düşünmektedir. "Bayrak pro:vokasyonu" ile bir kez daha HADEP'e yüklenmesi de bu ne­denleydi. HADEP'i sindirmek, terbiye etmek ve eğer başarırsa onu Kürt kurtuluş hareketinden koparmak istiyordu.

Devletin her türden provokasyon ancak tutarlı politikalarla, sağlam politik duruşla ve politik uyanıklıkla deşifre edil ip, boşa çıkarılabil ir. Ardına gelen saldırılar da, Cumartesi Analarının ey­lemi ve zindan direnişleri örneğinde olduğu gibi, ancak mil i tan

305

Page 306: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bir direnişle gerileti l ip-püskürtülebilir. HADEP her iki açıdan da başarıl ı bir pratik sergi leyemedi . Yaratılan "bayrak sendromu" karşısında gerekl i direnci gösteremedi. Ürktü, geriledi ve savun­ınada kaldı.

"Bayrak provokasyonu"nun gerçek amacı anında deşifre edilemedi. Ardına gelen saldırılar gerektiği gibi püskürtülemedi. Bunda ve HADEP'in bell i ölçülerde panikleyip sinmesinde, Tür­kiye devrimci hareketinin de belirgin bir sorumluluğu vardır. Devrimci hareketten yeterli inoral ve maddi desteği alamadılar. Dahası kimi "sosyal istler" ve solcular i le kimi devrimci akimlar, "bayrak provokasyon"nu deşifre etmekten çok, ciddi ciddi Kürt kurtuluş hareketine ve H ADEP'e yönelik eleştiri salvasuna ge­çebildiler. Onlara göre "halkın duygu ve düşünceler"ini gözet­mek, "halkın ulusal değerleri" i le olur olmaz oynamamak gereki­yordu. Aksi takdirde şu ya da bu şekilde provokasyonlara çanak tutulmuş olunurdu.

İma yol l u da olsa onlar şunu söylemek istiyorlardı: Bayrak sorunu hassas bir sorundur; ancak HADEP sorunun hassasiyetine uygun davranmamıştır. Sonuçta şu ya da bu biçimde bu prova­kasyona çanak tutmuştur. En azından buna katkıda bulunmuştur. Dahası HADEP ' in "halkın duygu ve düşünceler"ini hiçe saymaya, "ulusal değerler"iyle oynamaya hakkı yoktur. HADEP bundan böyle bu tür rencide edici tutumlara düşmemelidir.

· Kuşkusuz sözkonusu kişi ve akımlar tüm bunları dostça bir uyarının ifadesi olarak dile getiriyorlar. Ancak gelinen yerde bir kez daha düşünmeleri gerekir ki, yaptıkları uyarı ve eleştiri!er, yalnızca zamansız değil ama özünde yersizdi . Zira genel ve soyut planda gözetilmesi ve olur olmaz oynanmaması gereken "halkın duygu ve düşünceleri" ya da "ulusal değerleri" ile somutta "bay­rak olayı"nın bir i lgisi yoktu. Tersini söylemek; aralarında zorla­ma bir bağ kurmaya çalışmaktı. B u tutumuri gerisinde öteki şey­ler yanında bizzat provokasyonun yarattığı şoven histeri karşı­sında düşülen zayıflık vardı.

Bugün her şey aP.açık orta yere serilmiştir. Susurluk skandalı i le sömürgeci sermaye devletinin geçmişten bugüne tüm kanlı

Page 307: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve kirli icraatları deşifre olmuştur. Ne kadar cinayet, toplu katli­am ve provokasyon varsa tümünün devletin denetiminde ve Çal­lılar eliyle gerçekleştirildiği artık herkes tarafından bilinmekte­dir. Bunu ·bizzat M.Ağarlar, Hanefi A vcılar, Ko'rkut Ekenler, Meh­met Eymürler, İbrahim Şahinler ve onların basit piyonları duru­mundaki itirafçtiarın kendileri itiraf etmektedirler. Yine bizzat itirafçılann itiratlaiıyla açığa çıkmıştır ki, HADEP 2. Kongresi 'nde yaşanan "bayrak provokasyonu" da devletin bir provokasyonu­dur. Bizzat itirafçı provokatörlerin tezgahıyla gerçekleştirilmiştir.

HADEP'in 2. Kongresi 'nde Türk bayrağını indiren {>rovaka­tör devletin ta kendisidir. HADEP yöneticilerinin serbest bırakıl­ması da bunun açık ve dolaysız itirafıdır.

Kızıl Bayrak

Mayıs ' '97

307

Page 308: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 309: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

V. Bölüm Güney Kürdistan

Page 310: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 311: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kimin eli kimin cebinde? KOP· YNK çat1şmas1

Güney Kürdistan 'da (kısa süreli ateşkes dönemleri dışta tutulacak olursa) bir süredir Kop· ile Y N K arasında sert bir iç savaş yaşanıyor. En son geçen günlerde Erbil 'de biraraya gelen KDP ve YNK, kamuoyuna yeni bir ateşkes haberini duyurdular. Hatta Halepçe 'yi işgal eden islami güçlere . ve İ ran· Pastaran'ına karşı, eğer bu güçler Halepçe'den çekilmezlerse, birlikte müdaha­le edeceklerini duyurdul�r. Çatışmanın nihayet sona erdiği izleni­mini veren bu açıklama, henüz daha yeni dünya kamuoyuna ulaş­nuştı ki, bu kez de tersinden, �DP ile YNK .arasında çatışmaların yeniden başladığı ha�erlçri or�alığa yayılmaya başladı. Ü�telik bu haberler .ateşkesin ilan edildiği Erbil'e çok yakın bir bölgeden, Kala Diza bölgesi�den gelmekteydi:

KOP ile YNK 'nın geçmişlerine bakıldığında, taribierinin .bir karşılıkh çatışma tarihi olduğu da görülür. Uzun süreli çatışmalar sonucunda taraflar arasında güvensizlik ve düşmanl ık duyguları

3 l l

Page 312: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kökleşmiş durumdadır. Bölünme ve çatışma, Kürtler'in gelenek­sel yazgısının bir simgesidir adeta. Kürtler'in tarihi, feodal i lişkile­rin köklü olmasına sıkı sıkıya bağlı olarak bölünmüşlük ve kar­deş kavgası tarihidir de . . . Feodal i lişki lerin köklü olması, ulusal mücadelenin toplumsal temelinin zayıflığı ve ulusal bilincin geri­l iği i le eşanlam taşımaktadır. B u durum mücadeleyi baştan za­yıflatan temel bir öğe olmuş, u luslararası emperyalizm ve bölge devletleri, tam da bu zayıfl ığından yararlanarak Kürt ulusal ha­reketini bölmeyi, iç çatışmaya sürüklerneyi ve b'u yolla da ezmeyi sayısız defa başarmışlardır. KDP i le YNK arasında süren çatış­maların nesnel temeli de budur. Biri1 daha ziyade feodal aşiretçi bir toplumsal temele, dolayısıyla daha zayıf bir u lusal kiml iğe sahiptir (KDP). Diğeri, daha çok kentsel bir tabana, burjuvalaşmış feodallere, yarı burjuvalam ve burjuva aydınlarına dayanmakta­dır (YNK). Sözkonusu iki örgütün ulusal mücadeleye i lişkin pers­pektiflerini de bu sınıfsal , sosyal yapıları belirlemiştir. YNK, KOP'ye göre daha gel işkin bir u lusal kimliği temsil etmesine karşın, her iki gücün son derece temel bir ortak özell iği vardır. Gerek KDP, gerekse YNK, Kürt alt sınıflarının değil , (burjuva ya da feodal) Kürt üst sınıflarının temsilci leridirler. Bu durum, Güney Kürdistan'daki ulusal mücadelenin radikal halkçı bir nite­likten uzakl ığını gösterdiği gibi, buna bağlı olarak atomizasyona, iç çatışmaya, uzlaşmaya ve pragmatizme yakınlıklarının da temel nedeni olmaktadır. Her iki örgüt de, bu nedenle emperyalizmle, bölge devletleriyle pragmatist temelde i l işki lere kolaylıkla �ire­bi lmekte, bir iç savaş ortamına aynı kolaylıkla sürüklenebilmek­tedirler.

KDP ile YNK, bel irttiğimiz gibi çok eski tarihlerden beri sürekl i bir çatışma halinde olmuşlardır. Her iki hareket arasın­daki çatışmaların başlangıcı Molla Mustafa Barzani dönemine kadar uzanır. 1 986'da her iki gücün ittifakı i le Kürdistanİ Cep­he'nin oluşturulmasıyla araya bugüne dek süren nispeten uzun bir barış dönemi girmiştir. Ne var ki , yakın zaman önce yeniden başlayan iç savaş bu barış döneminin sonlandığının da göster­gesi olmuştur. Geçmişten gelen karşıl ıklı güvensizlik ve düşman-

312

Page 313: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

l ık duygularını, bugünkü çatışmayı kolaylaştıran bir unsur olarak sayabiliriz. Ama çatışmaların tek başına ve temel olarak bu et­kente açıklanamayacağı da açıktır. Bu etken, yalnızca çatışmala-

. rın geçmişe i l işkin köklerini anlamamıza yardımcı olabilir. Sözkonusu yeni çatışmanın temel nedenlerini anlayabilmek

için, çatışmanın ortaya çıktığı dönemin kendisine yakından bak­mak gerekecektir. Geçmişle bugün arasındaki en önemli farklıl ık, bugün Güney Kürdistan 'da I rak rej iminin bir otoritesinin artık sözkonusu olmaması , bunun yerine emperyalizmin de teşviki ve korumasıyla bir Kürt federe devletinin oluşturulmuş bulunmasıdır. Federe devletin yönetiminde ise KDP ve YNK 'nın aşağı yukarı eşit ağırl ıkta etkinlikleri vardır. Bu durum, yani iktidarda bir iç otoritenin sağlanamamış olması , bugünkü çatışmanın i lk önemli nedenidir de. Geçmişten beri Güney Kürdistan halkının temsilci­liği konusunda rekabet eden ve bu rekabeti kendi lehlerine sonuç­landıramayan KDP ve YNK, federe dev letin kuruluşuyla beraber bu rekabeti iktidardaki egemen güç olma rek.abetine dönüştürmüş­lerdir. Her iki güç de, iktidarı kendi perspektif ve çıkarlari çloğ­rultusunda kullanamamakta, diğerinin baskısını sürek li üstünde hissetmektedir. KDP ve YNK, uzun süredir kendi cephelerinden dengeyi değiştirebilecek her türlü olanağı kullanmak için büyük bir çaba harcamaktadırlar. Küçük gruplarla ittifak yapmak, onları kendi safına çekmek, bu doğrultuda şimdiye kadar kullanılan te­mel yöntem oldu. Nihayet KDP, bu sürecin sonunda pek çok küçük grubu yanına çekerek kendini iktidar için biraz daha avan­tajl ı hisseder hale gelmiştir. Bu nedenle de YNK'yı bir süredir erken bir seçime zorlamaktadır. YNK ise, kendi aleyhine bir so­nuç çıkacağını bildiği için bir erken seçime yanaşmamaktadır. Erken seçim aracıl ığıyla iktidardaki dengeyi kendi lehine çevir­me çabası başarı l ı olamayan KDP, şimdi bu aynı sonucu bir iç çatışma ortamı yaratarak sağlamaya çalışmaktadı r. İ lk başta ken­di denetiminde olan islami güçleri YNK üzerine saldırtmış, bu iki güç arasında bir dizi sert çatışma yaşandıktan sonra bizzat kendisi de YNK güçlerine karşı açık bir saldırıya geçmiştir.

YNK ile KDP arasındaki otorite savaşımı , belirttiğimiz gibi

313

Page 314: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bugünkü çatışmanın içe dönük en önemli nedenidir. Ama konu Ortadoğu ve Kürdistan olunca, buradaki , üstelik bu boyuttaki bir olayı uluslararası emperyal izmden ve gerici bölge devletlerinden bağımsız düşünmek hiç mümkün değildir .. SSCB'nin çözülüşüyle �eraber dünyadaki emperyalist dengelerin daha hızlı biçimde sar­sıldığı, rekabetin çok daha kızıştığı açık bir gerçektir. Bu rekabe­tin en şiddetli biçimde yaşandığı bölgelerin başında ise Ortado­ğu gelmektedir. Hem bölgede SSCB 'den boşalan otorite alanları­nı doldurmak, hem de birbirleri üzerinde egemenlik kurmak is­teyen emperyalist devletler Ortadoğu 'da k ıyasıya bir rekabet yürütmektedirler. Ortadoğu'nun önemi bil.iniyor. Ve bu öneminden dolayı da Ortadoğu 1 900' 1erin başından beri emperyalist devletle­rin başlıca saldırı ve talan alanlarından biridir. Bugün Avrupa petrol ihtiyacının %50'sini, ABD %20'sini, Japonya ise %75 ' ini bu bölgeden karşı lamaktadır. Ortadoğu, dünya petrol rezervinin üçte ikisine sahiptir. Dolayısıyla burada sağlanacak bir egemen­lik, dünya üzerindeki egemenlik kavgasında son derece belirleyici bir öneme sahiptir. Aynı zamanda burada emperyalizmin alacağı ciddi bir darbe tüm emperyalist sistemde son derece derin sarsın­tılar yaratabilecektir. i şte bu nedenler yüzündendir ki , Ortadoğu bölgesel savaşlardan ve iç çatışmalardan bir türlü belini doğrul­tamamaktadır.

Emperyali stler, Kürt sorununa da bu çerçeve içerisinde hep yakın bir i lg( göstermişlerdir. Bir yandan, Kürt ulusal hareketini bölgedeki çıkarları doğru ltusunda ehl i leştirip kullanmak çaba­sında olmuşlar, diğer yandan da kendi çıkarlarına ters gelen Kürt ulusal hareketlerini çeşitli yollarla (bölgesel devletleri kullanarak, bu hareketler arasında iç çatışma ortamı yaratarak) ezmeye ça­lışmışlardır. Emperyalizmin PKK 'ya i lişkin politikasıyla YNK­KDP gibi güçlere i l işkin politikalarına yakından -baktığımızda da göreceğimiz şey bu aynı iki l i politikadır.

Körfez Savaşı 'ndan sonra, emperyalistlerin Kürt sorununu bölgedeki çıkarları için bir kaldıraç olarak kullanma eğilimleri yoğunlaşmış durumdadır. ABD, bu savaşın hemen ertesinde, as­lında uzun zamandır planladığı bir senaryoyu hayata geçirme fır-

314

Page 315: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

satı bularak, Güney Kürdistan'da kendi denetiminde bir Kürt fe­dere devletinin kurulmasına önayak oldu. Böylece bölgede İsrai l , Suudi Arabiştan, Türkiye vb. gibi kendi çıkarlarının kol layıcısı olacak, kendi askeri güçlerine üs görevi görebilecek öneml i bir mevzi elde etmeyi hedefledi. Almanya ise, bu gelişmeyi bozmak ve kendi lehine çevirmek için daha o günlerde kol ları sıvadı. Bölgede ABD ile problemleri olan Suriye, İran, I rak gibi devlet­lerle i lişkiyi geliştirdi. Kürt sorunundan dolayı çıkarı zedelene­cek olan Türkiye i le de bu sorun üzerinden diyalog kurdu. Öte yandan da (Talabani ABD'ye daha yakın olduğu için) Barzani i le temasa geçti. Emperyalistlerin bu çıkar çelişkilerinin ve ça­tışmalarının Güney Kürdistan' daki son çatışmada da öneml i bir rolü van!lır.

Barzani , federe Kürt dev.letindeki otoritesini sağlamlaştırmak ve YNK'yı etkisiz hale getirmek için bölge devletlerinin desteğine de ihtiyaç duymaktadır. İran gibi daha genel planda olmasa da, Kürt sorununda ABD pol i tikası i le çafışan bölge devletleri, Bar­zani 'nin en öneml i bölgesel destekleri olmaktadırlar. Zira, bu güç­ler ABD politikasının Güney Kürdistan'da temsilcisi olan YNK i le de çıkar çatışması içindedirler ve' onun ·zayıflamasında yararı olan devletlerdir. B u ise, bu üç gücü Kürt sorunu konusunda Al­manya'ya daha da yakınlaştırmakta, Almanya i se bunu bölgedeki rekabet mücadelesi açısından kullanmaktadır.

Türkiye, kendi çıkarları doğrultusunda· bu çatışmada açık bir taraftır. Dahası KOP'ye bu yönde destek vererek çatışmaları biz­zat teşvi k etmektedir. Türkiye'nin KOP'ye verdiği desteğin ve Güney Kürdist�n'daki çatışmayı kışkırtmasının arkasındaki en önemli etken, kendi Kürtlerine karşı verdiği mücadeledir. Türki­ye, KOP'ye desteği yalnızca YNK 'ya saldırması için değil , bun­dan daha öneml i o_larak PKK'ya saldırması için de vermektedir. KOP'yi kullanmak suretiyle PKK'nın bu ü lkede üslenmesi ve mevzi kazanmasını engellemeye çalışmaktadır. KOP ise, hem PKK 'yı kendisi için "tehlikeli" bir rakip olarak görmesi nedeniy­le, hem de PKK 'nın Amerikancı çözümden yana YNK i le daha sıkı bir i l işki içinde olması yüzünd�n PKK 'ya karşıt bir tutum

Page 316: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

içindedir. Bu nedenle de Türkiye'nin PKK'ya yönelik -politika­sına suç ortak l ığı yapmaktadır.

* * *

YNK-KDP çatışmasının arka planı kısaca böyle. Burada ana çizgileriyle ortaya konulduğu gibi, olayın arkasındaki süreç ol­dukça karmaşık çıkar i lişkileri ve çatışmalar tarafından besleni­yor. KOP-YNK arasındaki otorite rekabeti , bölge devletlerinin çıkar çatışmaları ve uluslararası emperyalizmin Ortadoğu üzerine hesapları , tümü bir arada, bu çatışmayı besleyen dinamikleri oluş­turuyorlar. Çatışmanın arkasındaki nedenler bu kadar karmaşık, çatışmayı dinamitleyen çıkar çatışmaları bu kadar keskin olduğu için, bu çatışmanın kısa sürede sonlanması ·da pek mümkün görünmüyor.

U lusal hareketler, özel l ik le de üst sınıfiara dayalı olanları emperyalizme karşı tutarlı bir politika izleyemezler. Er ya da geç, şu ya da bu biçimde ama kaçınılmaz olarak ona teslim olurlar. Emperyalizmin hareketi ı<u l lanmasına, bölmesine ve iç çatışma­ya sürüklemesine imkan sağlarlar ve yeri geldiğinde de ('75 ' te Mustafa Barzani 'nin başına geldiği gibi) bir kenara itelenmek� ten kurtu lamazlar. İşte YNK-KDP çatışması , aynı zamanda bu temel gerçeği de kanıtlayan bir olaydır.

Emperyalizmle kesin ve tam bir hesaplaşmanın, u lusal so­runu eşitlik ve özgürlük temel inde tam ve kesin bir çözüme ka­vuşturmanın tek yolu sosyalizmdir.

Ulusların tam hak eşitliği temeline ve gönüllü birlik esa-;ına dayamın Birleşik sosyal ist cumhuriyetler birliği ulusal sorunun tek gerçek çözümüdür.

3/6

Kızıl Bayrak

Haziran '94

Page 317: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömürgeci devletin Güney Kürdistan işgali

Sömürgeci sermaye devleti 40 bin kişilik bir· askeri güçle Güney Kürdistan' ı işgal etti . Güney Kürdistan ' a yönelik bu son saldırı, öncekilere göre belli önem li farkl ı l ıklar taşımaktadır. Sö­mürgeci sermaye devleti bu kez Güney Kürdistan'a, bu coğrafyayı kalıcı olarak denetleyebilmek amacıyla girdi. Bu yönüyle son sal­dırı açık bir işgal niteliğine bür:ünmüş durumda.

Bu işgal girişimini birbirine bağlı üç boyut içerisinde ele al­mak mümkündür:

Bu işgalin özel l iklerinden birisi, işgalin, içerde sıkışan, sı­kıştıkça uyguladığı baskı ·· ve zulmü arttırmak zorunda kalan bir devlet tarafından gerçekleşt iri t mi ş olmasıdır. Sömürgeci ser­maye devleti içerdeki sıkıntıyı geçici de olsa hafıfletebilecek bir "milli Şahlanış" ruh hali yaratabilmek amacındadır. işgal, içinde bulunduğu iktisadi krizden kurtulabilmek için düzenin yeni saldırı paketlerini gündeme almaya başladığı bir döneme denk düş-

3 1 7

Page 318: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mektedir. Sıfır sözleşme dayatmaları, grev ertelemeleri gündem­dedir. Önümüzdeki günlerde yeni "5 N isan Kararları"nın açıkla­nacağı söylentileri ortal ıkta dolaşmaktadır. Baskı ve yoksul luk­tan bunalan emekçi' sınıflar patlama noktasına gelmiştir. İşgalden bir hafta önce Gazi 'de başlayan ve 2-3 gün içinde giderek yaygın­laşan emekçi halk direnişi, toplumda biriken pallayıcı dinamikle­rin boyutunu apaçık ortaya koymuştur. Güney Kürdistan işgal i­nin böylesi bir döneme denk düşmesi tesadüf değildir. Bu işgalin, -tek Y'! da temel olmamakla beraber- sahip olduğu işlevlerden birisi budur. içerde sıkışan düzen, "mi l l i zafer"ler yaratarak, şo­venizm histerisini yaygınlaştırarak soluk almak istiyor: Bu işgal emekçilerin sesini k ısmak, haklarını aramak için mücadeleye atı lanları , "ülkenin yüksek menfaatleri" sopasıyla susturmak amacına da hizmet etmektedir.

içerde bu denl i s ıkışmış olan sömürgeci sermaye düzeni açısından, Kürt ulusal hareketini biraz olsun geriletebilmek, hı­zını kesebilmek başlı başına önemli bir amaç haline gelmiştir. Kürt ulusal hareketinin her bahar dönemini yeni bir atı l ım için kullandığı bilinmektedir. Sömürgeci devlet Kürt ulusal hareketi­nin Güney Kürdistan'da bu amaç doğrultusunda yoğunlaşan askeri ve siyasi hazırlıklarının farkındadır. Dahası , Güney Kürdistan'da KDP ile YNK. arasında süren iç çatışmalar, bu coğrafyada PKK'­nin etkinliği ve otoritesi açısından büyük imkanlar yaratmıştır. PKK, Güney ' in bel l i bölümlerinde keHdi inisiyatif ve otoritesini tesis etmiş durumdadır. Sömürgeci devlet Kürt ulusal hareketinin yeni atı l ımlarını önlemek, ulusal hareketin Güney Kürdistan 'daki askeri ve siyasi hazırlıklarını boşa çıkarmak, PKK'nin bu bölge­de ·oluşturduğu inisiyatif ve denetimi kırmak amacıyla böylesi bir işgale başvurmuştur.

Güney Kürdistan işgalinin bir diğer boyutunu ise, sömürgeci devletin bölgeyi uzun süreli olarak denetlemek, burada kalıcı bir hegemonya ol uşturmak doğru l tusundaki niyet ve hedefleri oluşturuyor. Sömürgeci sermaye devleti, büyük bir askeri güçle Güney Kürdistan'a girerken, burada mümkünse kal ıcı olabilmeyi planlamış gözüküyor. B u amaç doğal olarak açıkça değil , dolaylı

318

Page 319: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yollarla i fade ediliyor. Sömürgeci devlet tepkileri test etme, çok çeşitli yoklamalarla durumu kendi lehine çevirme taktiğini izliyor. Sırayla gündeme getirilen tampon bölge oluşturmak, sınırı yeni­den düzenlemek, çekiç gücün kara kuvveti olmak, KDP ve YNK ile işbirliği içerisinde Güney Kürdistan ' ı denetlernek vb. öneri­lerin tümü bölgede kalıcı olabilmeye dönüktür.

Sermaye devletinin Güney Kürdistan 'a yönelik bu son saldı­rısı tüm bu nedenlerle açık bir işgal niteliği taşımaktadır. Türki­yeli komünistlere ve devrimcilere düşen görev, bu gerçekten bağımsız olamaz. Sömürgeci devletin Güney Kürdistan'a yönelik saldırganl ığının gerçek niteliğini açığa çıkarmak ve işgale kesin bir biçimde karşı çıkmak, komünistlerin ve devrimcilerin önün­deki temel görevidir.

Kızıl Bayrak Mart '95

3/9

Page 320: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk ordusu Kürdistan'dan d1şar1 !

Kürt özgürlük savaşçılaFına karşı, Irak sınırını geçerek, 8 kez giriştiği hava ve kara saldırılarından eli boş dönen sömürgeci Türk devleti, bu kez Güney Kürdistan 'a yönelik uzun süreli bir işgal harekatına girişti. Türk devletinin kuruluşundan beri Kürt halkına karşı yürüttüğü asimilasyon ve katliam politikası Kuzey Kürdis­tan 'da özgürlük mücadelesinin mayalanmasına neden olmuştu. Bu zeminde · PKK önderliğinde gelişen Kürt özgürlük mücadelesi, süreç içinde yalnız Kuzey 'de değil, tüm olanaksızlıklara rağmen Kürdistan 'ın diğer parçalarında da belli bir toplumsal tabana, do­layısıyla etkinliğe sahip oldu. Bu açıdan bugün Irak sınırları için­de yer alan Güney Kürdistan'ın özel bir yeri ve önemi vardır. Güney Kürdistan, emperyalistlerle Türk ve Irak sömürgeci rejim­lerinin kuklası durumunda olan KOP (Barzani güçleri) ve YNK (Talabani güçleri) karşısında yoksul Kürt köylüleri içinde PKK:­nin giderek güç kazandığı ve mevzilerini geliştirdiği bir bölge

320

Page 321: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

haline gelmişti. Böylece Güney Kürdistan, Kuzey'deki mücadele­nin önemli bir askeri ve lojistik destek alanına dönüşmüş, Güneyli Kürt halkı da özgürlük mücadelesine seferber edilmiş, bu ne� denlerle de emperyalistlerin bölgeye yönelik emellerinin önünde büyük bir engel halini almıştı. İşte Güney Kürdistan' ın işgalinin nedenlerinden biri burada önemli mevziler kazanmış olan PKK'­nin güçlerini "imha etmek", baharla birlikte atılıma geçecek olan PKK 'nin önünü kes�ktir.

Ancak, işgalin yalnızca "PKK'nin ezilmesi"ne yönelik olma­dığı, başta Türk devleti olmak üzere, tüm çevrelerce kabul edtle·n bir gerçektir. Her ne kadar özgürlük mücadelesinin ve PKK'nin ezilemese bile zayıftatılması işgalin önemli bir amacı ise de, iş­gal çok daha geniş bir perspektifle gerçekleştirilmiştir. Bu ge­

.niş perspektif ise sömürgeci Türk devletine değil , onun efendisi ABD emperyalizmine aittir. B urada Türk devletine düşen rol, ABD'nin çıkarları doğrultusunda bölge halklarına kılıç sallamak ve diğer emperyalistler karşısında ABD'nin bölgedeki konumunu güçlendirmekten ibarettir. Sömürgeci -sermaye devleti bu rolünü iyi oynayabilmek için son on yılda silahianma harcamasını ikiye katlamış ve dünyada beşinci sıraya yükselmiştir.

Tüm emperyalistler, işgalin "PKK' nin ezilmesi" amacını gö­nülden destekliyorlar. Bu konuda aralarında bir ayrıl ık yoktur. Sorun, Avrupalı emperyalistlerin ABD'nin bölgede sarsılmaya yüz tutan etkinliğinin işgalle birlikte güçlendirilmesine karşı duyduk­ları rahatsızl ıktan kaynaklanıyor. Bütün bu dalaşmaların arkasın­da ise bölgenin zengin petrol yataklan üzerinde egemenlik kurma i steği ·vardır. Körfez savaşı ile birlikte Ortadoğu'daki konumunu perçinleyen ABD emperyalizminin, lrak'a ambargo ve 36. parale­lin kuzeyinin Çekiç Güç denetimfne alınmasıryoluyla, lrak'a iliş­kin amaçları, Saddam rejiminin devrilmesi gerçekleşmemiş, _gelinen yerde istenilen sonucu vermemiştir. Bu durumda; Fransa, Alman­ya ve Rusya konvansiyonel ve nükleer silahlardan. arındınlmış bir Irak'a yaptırımların kaldırılması ve ekonomik işbirliğinin ku­rulması talepleriyle ABD emperyalizmine karşı atağa k�lkmış du­rumdadırlar.

321

Page 322: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk devletinin işgalinin arkasında yatan temel amaçlardan biri ABD emperyalizminin bölgedeki etkisini pekiştirmektir. Kendisini ABD'nin katarına bağlayan ve Musul-Kerkük petrolle­rine i l işkin tarihsel sömürgeci emellerinden vazgeçmemiş Türk devleti de bu sayede Güney Kürdistan 'da etkin bir konum kazan­mayı, bölgedeki yağmadan iyi bir pay almayı hesap etmektedir.

Bu amaçlar peşinde saflaşan emperyal istler ve sömürgeci güçler arasında işgalin niteliği üzerinde demagojik bazı çıkışlar sözkonusu olmaktadır. Bunlar, "PKK ' ye karşı mücadelenizi anlıyoruz, ama orada uzun süre kalmanızı, sivil halka zarar ver­menizi kabul edemeyiz" diyorlar. Bizzat kendileri dünyanın dört bir yanındaki emperyalist soygun savaşlarında, işgallerde dünya­nın mazlı.im halklarına kan kusiurmuş, milyonlarca emekçinin kanına · girmiş olan emperyalistlerin ''sivil halk"a i lişkin sözde kaygıları hayasız bir y.alandan ibarettir. 1 milyon Cezayirli 'nin kanına giren Fransız emperyalizmi değil miydi? Vietnam yıl larca Fransız ve Amerikan emperyalistlerinin çizmeleri altında ezilmedi mi? Balkanlar' ı , Kafkasya'yı emperyalist çıkarları için kan .gölüne çevirenler, kardeş halkları birbirlerine kırdıranlar bunlar değil mi? Daha dün Körfez savaşında Irak halkının üzerine yağan tonlarca ABD bombasını alkışlayan, destekleyen bu emperyalist güruhun "sivil halk"a i l işkin kaygıianna kim inanır? Şimdi de sömürgeci Türk ordusunun Kürt özgürlük mücadelesine karşı savaşını des­tekleyen, bu orduyu ağır silahlarla besleyen tüm emperyalist kamp ikiyüzlüdür. Bunlar, Türk sömürgeci l iğinin işgal harekatını ABD lehine ve kendi etkinliklerinin sınırlandırılmasına yönelik gördük­leri için "sivil lerin korunması" demagojisine başvuruyorlar. Tarih­te hangi işgal hareketi, bu haydutların "siviller" dediği emekçi halk ezilmedcn, katiedilmeden uygulanm�ştır? Baskı ve katliam, sömürgeciliğin temel karakteridir. Sömürgeci Türk devleti de on­yıllardır Kuzey Kürdistan'da uyguladığı tüm sömürgeci politikalan -köy bombalama, yakma, boşaltma, gözaltı, katliam vb.- şu anda işgal ettiği Güney Kürdistan'a taşımıştır. işgalci Türk ordu birlik­leri , işbirlikçi Barzani çelesinin parti kimliğini taşımayanları gözaltına almakta, PKK yanlısı diye i hbar edilen _köyleri bom-

322

Page 323: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

balamakta, onbinlerce köylüyü evlerini terke zorlamakta, bir çoğu­nu katletmektedir. Bu icraatlarını gizlemek için de basın mensup­larına bölgeye giriş yasağı koymuştur. Tüm bu zulüm ve katliam, Türk devletinin yıllardır Kuzey Kürdistan'da uyguladığı soykırım politikasından başka bir şey değildir.

Fakat sömürgeci devletin işgal ve savaş alanı genişledikçe batak alanı da genişlemekte, sömürgecil iğe karşı ezilen Kürt hal­kının özgürlük kavgası da büyümekte ve güçlenmektedir. Türk devleti, işgali G.Kürdistan 'daki "otorite boşluğu"nu doldurmakla gerekçelendirmişti. Sömürgeci lerin "otorite boşluğu" dediği şey, özgürlük mücadelesini yürüten ve destekleyen Kürt halk kitle­leri üzerinde terör ve katliamı örgütleyecek bir gücün yokluğu­dur. İşte sömürgeci ordunun temel misyonlarından . biridir bu. Halbuki PKK, bölgedeki gücünü "otorite boşluğu"ndan değil , Kuzey'de olduğu gibi, Kürt halkının sömürgeci liğe ve emperya­list yağmaya karşı özgürlük ve kurtuluş istemlerinden· almaktadır.

Bu çıkmazının farkında olan sömürgeci sermaye devleti son manevra olarak sınır bölgesinde kalıcı bir güç bırakma, bunun yanısıra işbirlikçi Barzani çetesini ayda 50 dolar karşılığında korucu olarak kullanma niyetindedir. Ama bu da fayda etmeyecektir. B u durum, · işbirlikçi çeteterin Güileyl i yoksul Kürt halkı içinde iyice teşhir olmalarını ve özgürlük mücadelesinin tabanının daha da gelişmesini sağlayacaktır.

* * *

Sömürgeci sermaye devleti en kir l i yöntemlerle işgali sürdü­rürken ·cephe gerisini de sağlamlaştırmaya çalışıyor. İşgali n he­men öncesinde İstanbu l 'da emekçi halka karşı giriştiği katliamla kitleleri susturmak istemişti. Şu anda da Güney'in yanısıra Kuzey Kürdistan'da da sömürgeci savaşı şiddetlendirmekte; ülkenin dört bir yanında baskı ve terörünü yoğunlaştırmaktadır. Öte yandan işgalle birl ikte "PKK'yi ezdik, belini kırdık", "Devlet güçlüdür, Batı 'ya meydan okuyoruz" teraneleriyle işçi ve emekçi kitleler üzerinde yeni şovenist cereyanlar estirmeye, devlete karşı artan güvensizlik ve öfkeyi dizginlemeye uğraşmaktadır. "Birl ik, be­raberlik, milli seferberlik" demagojileriyle yeni istikrar paketlerini,

323

Page 324: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

fedakarlık zokalarını işçi ve emekçilere yuttuimaya çalışmaktadır. Bu faaliyetinde her zaman olduğu gibi sendika bürokrasisi emrine amadedir. Türk-Iş hainleri işçileri devletle bütünleşmeye, işgali desteklemeye çağınyor. DİSK ve KÇSP sessiz kalarak işgale onay veriyorlar.

Sömürgeci sermaye devletinin işçi ve emekçilere dönük poli­tikasının diğer ayağı da her zaman olduğu gibi "demokratikleş­me" salvolarıyla beklenti yaratmaktır. Sermaye sözcüleri "hazır PKK 'nin belini kırmışken demokratikleşmenin ve Kürt reform­larının tam zamanıdır" demagojisiyle umut tüccarlığı yapıyorlar.

* * *

Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri gelecek umudunu, ekonomik­demokratik hakların kazanımını Kürt özgürlük mücadelesinin ezilmesine, emperyalist yağmadan nasiplenme düşüncesiyle Türk devletinin bölge halklarına karşı yürüttüğü saldırı politikasına bağlayamaz. Bunun gibi "milli duygular"la sermayenin yeni eko­nomik-siyasi saldırı paketlerine karşı sessiz de kalamaz. Tarihte sermaye devletlerinin diğer halkiara karşı giriştiği hiç bir saldırı, katliam, savaş politikalan bu politikaya alet olan işçi ve emekçilere bir şey kazandırmamıştır. Tersine tüm sömürgeci ve emperyalist savaşlar, işgaller işçi sınıfı ve emekçilerin daha büyük bir yıkımı

· ve sefaletiyle sonuçlanmıştır. İşçi ve emekçiler için her türlü kazanırnın yoi'U sermaye

sınıfına ve onun devletine karşı .mücadeleden geçer. Kendisini sermayenin savaş arabasına bağlamaktan değil . Bu sömürgeci savaşta Türkiye proletaryasının safı özgürlük için mücadele eden Kürt emekçi halkının .safıdır. Başka bir u lusu ezen ulusun işçi ve emekçileri de özgür değildir. Kürdistan' ı sömürgeleştiren devlet, Türkiye proletarya<;ı Kuzey ve G üney Kürdistan'ın işgaline karşı mücadele etmedikçe, Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkına sahip çıkmadıkça kendisinin koltarını bağlayan ücretli kölelik zincirlerini de parçalayamaz.

324

Kızıl Bayrak

Mart '95

Page 325: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney Kürdistan'In işgali

Batakllkta bir Ç1rp1n1ş

Sömürgeci sermaye devleti, qüney Kürdistan 'ı isti la ettikten sonra bir buı<.lma istilanın maksadını da açığa vuran gÜvenlik bölgesi oluşturma planını gündeme getirerek istilayı ge�kÇelendirdi:

"PKK, Kuzey Irak'ta var olan otorite boşluğu ve istikrarsız­l ık ortamından yararlanarak güç toplamakta ve topraklarımıza saldırmaktadır, buna daha fazla seyirci kalamazdık, kalamayız." Özünde 'kendi güçsüzlüğünü ve sorunun kaynağını (sömürgeci boyunduruk) saptırmak için başvurulan bu özel savaş imalatı de­magoji gerçekte• yeni değildir. Özgürlük hareketinin ' 84 atılımın­dan beri dil lendirilen bu demagojiye dün İ ran-Irak savaşı , savaş bitince bu kez Suriye, sonraları ise İran, Irak, Ermenistan, Yuna­nistan ve hatta Kıbrıs Cumhuriyeti dayanak yapı lmıştı . Konu­muz istilayı haklı çıkarmak için öne sürülen bu demagojik daya­naklar olmadığı için, yalnızca oluşturulmak istenilen güvenlik böl­gesi plimıyla olan bağıntısı çerçevesinde değinmekle yetineceğiz.

325

Page 326: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömürgeci rejimin otorite boşluğu hakkında söylemek iste­diği olgu, B arzani ve Talabani çetelerinin halk nezdinde giderek itibar ve güç kaybına uğraması karşısında Güney'de PKK 'nin giderek güç kazanması gerçeğidir. Güney Kürdistan hal�ın·ın ulu­sal ve toplumsal hiç bir özlem ve talebine cevap veremeyen, bila­kis ihanetçi bir tutum içinde olan Barzani ve Talabani çeteleri hızla güç kayhelmeye başladılar. Bu süreç içerisinde artan bir ivmeyle çıkar dalaşına da girince Güney halkı üzerindeki i tibar­lan ve etkinlikleri büyük ölçüde kaybolmaya başladı. Gerek BAAS rejimine karşı yı l lardır yürütülen mücadele, gerekse de B arzani ve Talabani çetelerinin iç savaş boyutunda bir çatışma içine gir­meleri yüzünden Güney halkının büyük çoğunlukla s ilahlanmış olma'>ı ve PKK'nin burada hızla güç kazanarak halk nezdinde taban oluşturmaya başlaması sömürgeci devleti epeyce korkuttu. Amerikan emperyalizminin, bölgede kendi egemenlik alanlarını geliştirmek isteyen Almanya, Rusya ve Fransa emperyalistlerine karşı , egemenliğini sağlarolaştırma hesapları ile sömürgeci Türk devletinin Güney K ürdistan üzerindeki yayılınacı emellerinin örtüşmesi, Güney �Urdistan 'nın ABD himayesinde açıkça istila edilmesinin temel nedeni olmuştur. Güney Kürdistan istilas ı sömürgeci rejimin bölgede ABD jandarması olarak daha etkin bir rol oynayacağının da en güçlü belirtisidir. Özellikle Alman emperyalizminin isti lanın kalıcılaşmasına gösterdiği tepki, işga­l in arkasında ABD emperyalizminin varlığını tartışmasız kı l ıyor.

Sömürgeci sermaye düzerinin kendi iç dengeleri i le uluslar­arası dengeler ve siyasi konjonktür, istilanın kalıcılaşmasını güç­leştiriyor. "Güvenlik bölgesi" pl�nı bu güçlüğün bir ürünü olarak gündeme getirildi. Türk devleti, güvenlik bölgesi (tampon bölge) planını, Barzani-Talabani çetesini resmen koruculaştırarak kalıcı. isti lasını meşrulaştı rmak amacıyla gündeme getiriyor. Böylece sömürgeci Türk Ordusu Güney Kürdistan 'dan çekiise bile "gü­venli bölge" kı l ıfı altında bölgeye sürekli müdahale ve kısmen de yerleşme zeminine sahip olacak. "Güvenlik bölgesi" planına gö;e, sadece özgürlük hareketine, dolayısıyla Kuzey Kürdistan parçasındaki Kürt halkına karşı değil, fakat aynı zamanda, Güney

326

Page 327: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürdistan parçasındaki Kürt halkına karşı savaş açabilme şansı ortaya çıkıyor. Bu plan, Kuzey halkıyla Güney halkının arasına düşmanlık tohumlan ekıneyi amaçl ıyor. Böylelikle her geçen gün daha da iç içe geçen ve kaderleri birleşeri Kuzey' le Güney' i ayır­mak ve güçlerini etk isizleştirmek, dahası çatıştırmak imkanı doğacak.

Ne var k i , emperyalistlerin ve sömürgeci rejimin bu uğur­suz planları boşa çıkmaya ma�kumdur. Güney Kürdistan halkının ulusal ve toplumsal özlem ve taleplerini emperyalist haydullara peşkeş çeken ve Güney halkını emperyalist ve sömürgeci. güçlere muhtaç hale getiren savaş ağaları Barzani ve Talabani , hakimi­yetlerini pekiştirrnek ve özgürlük hareketinin tabanını etkisizleş­tirrnek için kendilerine biçilen koruculuk rolüne de hevesle soyun­maya hazır olduklarını açıkladılar. Ancak, bu işbirlikçi lere rağ­men Güney halkı daha şimdiden, istilacı Türk ordusuna ve onun her .türlü uzantısına karşı tavır almaya başladı bile. Yakın zaman­da "Kızılay görevl isi" adı altında bölgeye sokulan Türk istihba­rat ajanlarının başına gelenler bu olgunun canlı kanıtıdır. Söınür­geci kirli savaşı Güney'� yayan rejim, onlarca köyü bo�alttırrnış, onbinlerce insanı zorla göç ettirmiş ve onlarca yoksul köylüyü katletmiştir. Sömürgeci rejimin bu kirli savaş uygulamalarına ses­siz kalmayacağını gösteren Güney' in yoksul emekçi kitleleri ta­vırlarını kitlesel serhildanlarla ortaya koyuyorlar. Dün Cizre, Şır­nak ve Nusaybin 'de serhi ldanlar yaşanırken, bugün Erbil , Ame­diye, Duhok vb. kentlerde Kürt halkı serhildanları sürdürüyor. · Sömürgeci rejimin i stikrarsızlık, otorite boşluğu yaygarasına yol­açan işte bu serhıldanlardır. ÖzgürlUk hareketi�in etkinliğinin bir ifadesi olan bu serhıldanlar yalnızca Barzani-Talabani çetesini de­ğil, onlardan daha çok olmak üzere emperyalist güçleri ve sömür­geCi güçleri ve özellikle Türk devletini korkutmuştur. Zira Güney'in de devrimcileşmesi demek, sermaye iktidarı için Kürdistan'da bo­ğulmak demektir. Stratejik ve politik açıdan önemli bir coğrafyada yer alan ve üzerinde emperyalist haydutların kıyasıya kapışlıkları bir alan olan Kürdistan 'ın Güney parça�ının devrimci leşmesi bir devrimci kaynaşmalar ve istikrarsızlıklar kuşağı olan Ortadoğu'da

32 7

Page 328: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

uluslararası sennaye cephe�i ve Türkiye kapitalizmi için başı sonu kontrol edilemeyen bir sürecin başlamac;ı ve büyük olasılıkla ölüm çanla,rının çalması anlamına gelir.

Kürdistan batağına boğazına kadar sapianan sömürgeci re­jimi güvenlik bölgesi de kurtaramayacaktır. Aksine Güney, kendi­siyle birlikte Talabani-Barzani çetesini de boğacak bir bataklık

1 olacaktır. Türk devletinin paralı askerleri haline gelecek olan Bar-zani ve Talabani çetesinin bu ihanetlerine Güney halkı sessiz kal­mayacaktır. Kontra basının sahte zafer yaygaralannın kısa sürede yerini şaşkınl ığa, kuşkuya ve hatta karamsarlığa bırakması içine düştükleri Kürdistan bataklığının derinliğini gönneleri yüzünden­dir.

Komünistler ve devrimciler sömürgeci kirli savaşa ve istilaya salt Kürt halkına karşı devrimci görevlerini yerine getinnek için değil , aynı zamanda sömürgeci egemenliği hakettiği çöplüğe göndennek için de karşı dunnalı ve görevlerine daha sıkı sar­ılmal ıdırlar. Sennaye iktidarını döktüğü kanda boğmak için başta işçi sınıfının ana mevzileri fabrikalar olmak üzere her yeri Kür­distan gibi düzen için için�e boğulacağı bir bataklık haline getir­mek sorumluluğuyla yüzyüzeyiz.

328

Kızıl Bayrak Mart '95

Page 329: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömiirgeci TC'nin Biiney Kürdistan işgali Türk ordusu . Kürdistan'dan

defolsun!

Sömürgeci sermaye devleti TC 35-40 bin kişilik bir askeri güçle ve büyük bir kampanya eşliğinde Güney Kürdistan' ı işgal etti. Sermayenin cahilliği ile de ünlenen başbakanına göre, "bu Plevne'den bu yana gerçekleşmiş en büyük askeri harekat"tı ! "PKK' nın b u sefer işi bitecek"ti ! ·"Ya teslim oıacaidar, ya öle­cekler"di!'

lşgalin üzerinden on günü aşkın bir süre geçmiş bulunu­yor. Bu süre zarfında sonuç iŞgalciler için

_ tam bir fiyaskodur.

Onlar Kürt halkına karşı yürüttükleri savaşta öldürdükleri yurtse­ver sayısını başarının en önemli ölçüsü olarak kullanageldiler. Bu aynı militarist ölçüyle bakıldığında işgalci TC ordusu için ortada bir başarı yoktur. Resmi olarak aç'ıklanan ."ölü ele geçen PKK'l ı sayısı?' son derece düşüktür. Verilen rakamın önemli bir bölümünün abartma olduğu da düşünülürse, işgalcilerin başarı­sızlığı. çok daha açık hale gelir.

329

Page 330: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Sömürgeci devlet bu açık fiya<;koyu örtbas etmek için kendi­sini daha da gülünç duruma düşüren yeni başarı ölçülerine başvur­maktadır. MGK 'nın yaptığı açıklamaya göre operasyonun başa­rısı karşı tarafa verilen fiziki kayıpla değil , e le geçirilen silah ve mühimmat miktarıyla ölçülmelidir. Ne var ki bu açıklamanın ardından burjuva bas.ında ç ıkan başka haberler, bu "başarı"nın da ciddiyetten yoksun olduğunu göstermektedir. Burjuvc. bası­nın dış basından aktararak verdiği bir habere göre, ele geçirilen silahlar· çok büyük ölçüde eski ve işe yaramaz durumdadır.

. işgalin ardından geçen on günlük süre.nin o·rtaya koyduğu tablo, çok büyük mali kaynakları "görünmeyen güçlerle" savaş­mak için tüketen bir devlet gerçeğidir. "Görünmeyen" PKK' l ı la­rın ise nereye gittiği henüz bi l inmemektedir! Bir görüşe göre PKK' l ı lar sivil halkın arasına karışmıştır. Bir başka görüşe göre

· ise yeraltında inşa ettikleri dehlizlerde yaşamaktadırlar. Kısacası işgal in. PKK 'yı biti rme iddia'iıyla ilgili bölümü tam bir k omediye dönüşmüş durumdadır.

Askeri açıdan durum budur. Politik açıdan ise ortada başarı bir yana, yeni bir sorunlar yumağı vardır. Sermaye devleti Gü­ney Kürdistan macerasıyla yeni bir batağa batmıştır. Dahası , BM 'nin TC ile PKK'yı savaşan taraflar kabul eden işgal sonrası bazı açıklamaları TÜrk devletini büyük bir siyasal açmazia da yüzyüze' bırakmıştır.

* * *

Her geçen gün daha da belirginleşen olaylar, son askeri ha­rekatın basit bir . "sınır ötesi operasyon" kapsamını aştığını gös­termekted Demirel ' in "bir yıl sürer" açıklaması, ardından kalıcı bir "güvenlik kuşağı" ya da "tampon bölge" oluşturulması proje­leri, sermaye devletinin, bazı uzun vadeıl hesapları olduğunu orta­ya koymaktadır.

Sömürgeci devlet Güney Kürdistan'da bugün yaşanmakta olan otorile boşluğunun PKK'nın işine yaradığının, Kürt ulusal ha­reketinin güçlenmesine zemin oluşturduğunun farkındadır. Körfez savaşının ardından oluşan ve KDP-YNK çalışmasıyla süren bu otorite boşluğu, Kürt ulusal hareketine son derece öneml i bir ini-

330

Page 331: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

siyatif alanı yaratmaktadır. Sömürgeci sermaye devleti bu durum değiştirHemediği müddetçe Kürt ulusal hareketine kalıcı bir darbe indiremeyeceğini düşünmektedir. Bu nedenle operdsyonu mümkün olduğunca uzun bir süreye yaymak ve olanaklıysa bu topraklarda kalıcı güç bulundurmak! sömürgeci sermaye devletinin hesap­larından biri olarak gözükmektedir:

Ayrıca, sömürgeci sermaye devletinin bu hesaplarına başka bazı hesaplarta ABD emperyalizminin de zımni bir destek verdiği görülmektedir. Bunu destekler bazı önemli belirtiler de mevcuttur. Saddam yönetimini devirerneyen ve kendi güdümündeki bir Kürt federe devleti projesine işlerlik kazandımmayan ABD emperyaliz­mi, Güney Kürdistan 'daki boşluğu Türkiye'nin yardımıyla dol­durmak amacında gözükmektedir. Dolayısıyla burada Türkiye'ye düşen bir kez daha ABD emperyal izmine taşeronluk etmektir. Nitekim sömürgeci devletin, Güney Kürdistan'da Çekiç Güç bün­yesinde yeni bir güvenlik sistemi kurulması doğrultusunda ABD emperyalizmi şahsında başlattığı girişimler, yukarıdaki iddiayı doğrular nitelikte gelişmelerdir. Böylece Türk devleti M usul ve Kerkük üzerindeki yayılınacı hedeflerini gerçekleştirme şansı el­de ederken, ABD emperyalizminin de Türk devletinin vesayetin­de bir Kürt federasyonu oluşturma projesini hayata geçirme im­kanlarını elde etmesi sözkonusudur. Bölgedeki nüfuz rekabetinde ağırlığını gitgide daha etkin bir biçimde duyuran Alman emper­yalizminin işgale tepkisi de bu çerçevede anlaşı labilir. "İnsan hakları", "sivil lerin yaşamı" gibi argümanlar burada ikiyüzlü bi­rer politik malzemeden ibarettir. Alman emperyalizminin tepkisi Güney Kürdistan Işgalinin gerisindeki ABD hesa'plarına karşıdır.

* * *

Yine de Güney Kürdistan işgalinin arkasındaki karmaşık hesaplar henüz kalın çizgiler. halinde belinniş olmaktan uzaktır. Önümüzdeki günler bu konuya daha büyük açıklıklar sağlayacak­tır. Ama kesin açıklıkta olan bazı önemli olgular da var.

Sömürgeci devlet Güney Kürdistan'da "güvenlik kuşağı" ya da "tampon bölge" adı altında kahcı bir güç bulundurmak ama­cındadır. Daha bugünden bu doğrultuda girişimler içindedir. Ne

331

Page 332: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

var ki bu gerçekleşmiş olsa dahi , Türk devletinin kirli sömürgeci savaşta arzuladığı hedeflere ulaşması hiç de kolay olmayacaktır. Güney Kürdistan 'daki PKK varlığının imhası coğrafi koşullar nedeniyle imkansız denilecek kadar zordur. BAAS rejiminin Bar­zani güçleri karşısında yıllarca elde edemediği başarıyı sömürge­ci sermaye devletinin PKK karşısında elde edebileceğini düşün­mek için hiçbir geçerli neden yoktur.

Ayrıca Güney Kürdistan 'da kalıcı bir güç bulundurmak ve bunu yayılınacı bazı amaçlarla birleştirmek, sömürgeci devlet açısından çok büyük yeni sorunlarla yüzyüze kalmak anlamına gelecektir. Bir ke

.z bunalım içinde debelenen sermaye düzeni

böylesi yayılmacı-emperyalist hevesler için uygun iç koşullardan yoksundur. Öte yandan böyle bir davranış sömürgeci devleti Avrupa'l ı emperyalistlerle, Rus emperyalizmiyle, bölgedeki Suri­ye, İran, Irak gibi devletlerle ve Kürt hareketleriyle açık bir bi­çimde karşı karşıya getirecek, sömürgeci devletin uğraştığı "Kürt sorunu"nu daha da büyütecektir. Türkiye'deki Kürt sorunu da Gü­ney Kürdistan üzerin9en tümüyle u luslararasılaşacaktır. Bu ise Türk sermaye devleti için yeni ve daha büyük bir batakl ığa sap­Ianmak anlamına gelecektir.

* * *

Sömürgeci Türk devleti Güney Kürdistan'da açık bir işgalci güç pozisyonundadır. Türkiye ' l i komünistler bugün işgalci bir ülkenin komünistleri konumundadırlar. Dolayısıyla görev ve sorumluluklara yaklaşımları da buna uygun olmak durumunda4ır. Komünistler bu işgal girişimine karşı "Güney Kürdistan'da iş­gale son !", "Sömürgeci sermaye ordusu Kürdistan'dan defol !", "Kürt halkına kendi kaderini tayin hakkı!" şiarları etrafında etkin bir propaganda ve ajitasyon çalışması yürütmek, sömürgeci dev­letin işgalci ve katliamcı yüzünü her adımda teşhir etmek görev ve sorumluluğuyla · yüzyüzedirler.

332

Ekim 1 Nisan '95

Page 333: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney Kürdistan'da devrimci atiiim

PKK'nın 26 Ağustos'ta Güney Kürdistan'a yönelik olarak gerçekleştirdiği "Güney Atılımı", poljtik anlamı ve sonuçları ba­kımından son derece öneml i bir devrimci gelişmedir. Bu, yıl lar­dır Güney Kürdistan'a egemen bulunan işbirlikçi çizgiye olduğu kadar, ABD emperyalizminin -Dublin Toplantısı i le birlikte yü­rürlüğe koymaya çalıştığı yeni Kürt planına da önemli bir darbe olmuştur. Açılan yeni mücadele cephesinde gelişmelerin nasıl seyredeceği doğal olarcık henüz bel l i değildir. Fakat önemli qlan, atılan i lk adımın kendisidir. Fiilen zaten gitgide daha çok içiçe geçen Kuzey Kürdistan i le Güney Kürdistan'nın, PKK tarafından resmen de tek bir mücadele alanı i lan edilmiş olmasıdır.

Bu, Körfez Savaşı 'nın Irak'ta ortaya çıkardığı fiili durumun kaçınılmaz bir sonucu olmuştur. ABD emperyalizminin kendisi için bir üs haline getirdiği, Türk devletinin sürekl i bir fiili" saldırı sahası olarcık gördüğü bu alanda, devrimciler de açık bir tutumla

333

Page 334: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ve devrimci bir alternatif olarak ortaya çıkmak durumundaydılar. PKK bunu Körfez Savaşı 'ndan beri belli sınırlar içinde fiilen yapıyordu. Şimdi olayın adı konulmuştur ve muhakkak ki bu, önemli bir devrimci sıçramanın ifadesidir.

KDP ve YNK, ABD emperyalizminin tezgahladığı ve Türk devletinin de katıldığı Dublin Toplantısı 'nda, bil inen ihanet çiz­gisinin yeni bir örneğini sergilediler. PKK yeni çıkışını bu olayın hemen arkasına denk getirerek, akıl l ı bir zamanlama yapmıştır. Fakat bunun hiç de sürpriz bir çıkış olmadığı bilinmektedir. A. · Öcalan, 1 O Haziran '95 tarihi taşıyan ve SerxwehUn 'un Ağustos tarihli 1 64. sayısında yayınlanan, Güney Kürdistan 'da Devrimci Savaş ve İktidar Sorunu başlıklı değerlendirmesinde, durumu ve bunun gerektirdiği . devrimci görevleri bütün açıklığı i le ortaya koymaktadır: "Özetlersek: (Bugün Güney Kürdistan'da) Büyük hir iktidar· hoşlu,�u var. Çok zayıf güçlerin, iç ve dış güçlerin denetimi var. Halk çok zor hir durum yaşıyor ve ulusal-demokratik talepleri etra.finda örgütlenmiş değil. Bu anlamda, yaşanan hir iktidar hoş/uğu ile birlikte hir kaos durumu sözkonusudur. Devrimci savaş ve iktidar sorunu çözümfenrnek isteniyorsa, hu tablodan çıkarılabilecek sonw,Jar son derece açıktır: Buraya hızla hir devrimci savaşı dayatmak ve yine hu iktidar hoşluğunu çok hızlı hir hiçimde gidermek. işte en önemli sonuç ve dayanılması gereken tez hudur . . . . Bu sadece hakkımız değil, vazgeçilmez hir görevimizdir de. Yine yalnızca koşullar gerekli kıldığı için de deği{. hir ilkeye haf!l! olmanın gereği olarak hu böyledir."

Güney Atılımı, l ıerşeyden önce ABD emperyalizminin Kürt sorununa bulmaya çalıştığı gerici emperyalist çözüme bir darbe­dir.

ABD emperyalizmj Körfez savaşında Irak ' ı ezerek elde et­tiği mutlak askeri üstünlüğü, hızla Ortadoğu 'daki hegemonyası­nı pekiştirrnek doğrultusunda siyasal kazanımlara dönüştürmek için seferber oldu. Siyonisı İsrail ' in bölgede meşrulaştı rı lması ile Filistin sorununun bu doğrultuda denetim altına alınması, bunun en önemli halkalarından biriydi. İsraii-FKÖ barışıyla bu doğrultu­da önemli adımların atıldığı bilinmektedir. Kuşkusuz Filistin soru-

Page 335: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nu çözülmüş deği ldir. Fi l istin halkının özgürlük tutkusu tümden boğulmuş değildir. Bununla birlikte, "özerklik" adı altında, FKÖ İsrail devletinin mahall i bir polis gücüne dönüştürülerek ve siyo­nisı İsrai l ' in bölgedeki durumu güçlendiri lerek, çok önemli bir adımın atıldığı da ortadadı_r.

Emperyalizm için Ortadoğu'da baş ağrıtıcı olmakhr .kalmayan, Türkiye Kürdistanı 'ndaki devrimci süreçle birlikte tehiikeli hale gelmeye de başlayan bir öteki sorun ise, Kürt sorunuydu. ABD emperyalizminin Körfez Savaşı 'nın hemen ardından ikinci önemli müdahalesi bu soruna oldu. Önce savaştaki yenil ginin ortaya çıkardığı iktidar zaafiyeti ortamında ayaklanı;ın Güney Kürdistan halkı, işbirlikçi Kürt önderliğin ihaneti sayesinde Irak'a kolayca ezdirildi. Sonra da ABD, güçsüz ve savunmasız bırakılmış bu halkın koruyucusu sahtekarlığı ile Güney Kürdistan 'a �ii len yer­leşti. Tescilli işbirlikçiler olan Barzani ve Talabani 'ye kurdurduğu kukla fe<lf:re devletle de bu duruma bir meşruluk kazandınnaya çalıştı. Bu ABD emperyalizmi için bir başka önemli başarı ol­du. Böylece stratejik önemde bir petrol bölgesini denetimine al­makla kalmadı, Kürt sorununun kendi çıkarlarına uygun bir em­peryalist çözümü için de önemli bir mevzi elde etmiş oldu.

Ne var ki devrimci bir atıl ımın değil, fakat emperyalist he­sapların ürünü olan bu köksüz ve dayanaksız sözde Kürt devleti, ABD'nin istediği rolü oynayamadığı gibi , nesnel olarak, emper­yalist hesapları zora sokan ve PKK'nın devrimci bir alternatif olarak Güney'de de öne çıkmasını kolaylaştıran bir zaafıyet ala­nına dönüştü. Türk devletinin sık sık Güney Kürdistan'a saldınnası ve son olarak büyük bir fiyaskoyla sonuçlanan geniş çaplı Çelik Operasyonu 'na girişınesi de, bu zaafiyelin göstergesiydi. Bütün bunlara ek olarak, Güney Kürdistan 'da kukla bir devleti bile olanaksız kılan feodal-aşiretsel iç bölünmüşlük ve çatışmalar da alıp başını gidince, ABD yeni m üdahale planlarıyla ortaya çık­mak zorunda kaldı. Dublin Toplantısı bunun ifadesi oldu. Bu top­lantıda ABD kerıdi çözümünü yalnızca Güneyli işbirlikçilere de­ğil, fakat kendi Kürt sorununda çözümsüzlük içinde bunalan Türk devletine de dayattı. Güney ve Kuzey Kürdistan' ı tek bir "paket

Page 336: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

proje" içinde ele alan bu planın esası, bölgedeki emperyalist ve gerici çıkarları tehdit eden her türlü devrimci alternatifi boşa çı­karacak ve gelişmelere göre şu veya bu biçimi alacak bir çözüm arayışıydı.

PKK 'nın Güney Atı lımı herşeyden önce ABD'nin bu he­saplarına önemli bir darbe olmuştur. PKK, işbirlikçiler aracılığıyla uygulamaya konulmak istenen emperyalist hesaplara ve planla­ra seyirci kalmayacağını i lan etmiştir.

Doğal olarak bu, aynı zamanda onyı l lardır Güney Kür­distan'daki Kürt hareketine egemen işbirlikçi ihanet çizgisine de önemli bir darbedir. Her zaman feodal-burjuva öğelerin damga­sını vurduğu Güney işbirlikçiliği, '70'lerin başından itibaren belir­gin biçimde ABD'nin denetimine ve hizinetine girdi. Mazlum bir halkın hakl ı özgürlük mücadelesi, Baba Barzani tarafından CİA'nın ve ABD jandarması İran Şaıu 'nın basit oyunlarının aleti haline getirildi. Güneyli işbirlikçiler, feodal-burjuva sınıf konum­larımt uygun olarak, bir yandan emperyalizme; öte yandan ise, kendi ülkelerindeki Kürt halkını aynı biçimde ezen komşu sö­mürgeci devletlere dayanmaya çalışarak, sözde ulusal özgürlük mücadelesi vermeye çalıştılar. Sık sık da bizzat Irak devleti i le uzlaşma yolunu tuttular. Bu işbirlikçi ihanet çizgisi, bugüne kadar Güney Kürdistan halkına sayısız acılar yaşattı ve karşı l ığı bir hiç olan büyük bedeller ödetti. Sözümona 40 yıldır ulusal özgürlük mücadelesi verilen bu bölgede, geri feodal-aşiretsel yapı olduğu gibi duruyor ve feodal savaş ağaları. bunu dışta işbirlikçilik, içte ise kendi sefil çıkarları uğruna halkı birbirine kırdırırnak doğ­rultusunda kullanıyorlar.

Bu işbirlikçi çizgi son yıl larda tepeden tırnağa ihanete bat­mıştır. Bunun nedeni yalnızca, halkın devrimci atılıını yerine emperyalizme ve komşu sömürgeci devletlere dayanmak değildir. Bu kadarı onların her zamanki tutumudur. Yeni olan, Türkiye Kürdistanı 'ndaki büyük devriınci ulusal uyanıştır. Feodal aşiret i l işkilerine dayalı toplumsal yapıda büyük sarsıntılar yaratan ve modem bir ulusal kimliği hızla geliştiren bu mücadeleyi, Güneyli işbirlikçiler, yerinde bir tutumla, ken.di toplumsal varlıkları ve

336

Page 337: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kürt hareketi üzerindeki siyasal egemenlikleri için büyük bir tehdit olarak algılamışlardır. Bunun için de, bir yandan PKK 'yı ABD emperyalizminin dayattığı "yeni dünya düzeni"ne boyun eğme­ye zorlamışlardır; öte yandan ise, PKK'nın ezilmesi için Türk devletine hizmette kusur etmemi.şlerdir. Bunlardan KDP, Türki­ye Kürdistanı 'ndaki bazı aşiretlerin korucu çeteleri olarak örgüt­lenmesinde Türk devletine her türlü yardımı sunmuştur. Bu iha­netçi tutum, 1 992 sonbaharında, Türk devleti ile birlikte PKK'ya karşı bizzat savaşmak noktasına varabilmiştir.

Dolayısıyla, PKK'nın Güney Atıl ımı 'nı bir "kardeş kavga­sı" olarak sunan Kuzeyli reformistler, yalnızca ucuz bir demagoji yapmakla kalmıyorlar, kendi toplumsal-siyasal konum ve kim­liklerini de böylece açığa vuruyorlar. Çoğu hala "sosyalist" ge­çinebilen bu reformistler, işbirlikçi ihanet çizgisi i le devrimci özgürlük çizgisinin karşı karşıya gelmesinin neresinde bir "kar­deş kavgası" görüyorlar? Bu taban tabana zıt çizgilerin gerisinde, çıkarları ve çözümleri birbirine taban tabana zıt toplumsal güçler durduğunu nasıl oluyor da göremiyorlar? Barzaniler, Talabaniler Kürt halkının kardeşleri değil fakat tesci l l i hainleridirler. Onlar, Kürt burjuva-feodal sınıflarının has temsilcileri ve sözcüleri olarak, gerçek "kardeş"lerini, daha doğrusu efendilerini gayet iyi tanımak­tadırlar. Bunun en son örneği bizzat Du bl in Toplantısı 'nın kendi­sidir. Burada kurul;, .. ı masanın sahipleri ve "gözlemci"leridir onla­rın gerçek "kardeş"leri ya da efendileri. Onlar, bir yandan Kuzey" Kürdistan'daki mücadeleterin yarattığı manevra olanaklarından en iyi biçimde yararlanıp yıllardır onun rantıni yerlerken ve öte yan­dan da bu mücadelenin boğulmas! için herşeyi yaparlarken, ger­çek bir sınıf bilinciyle hareket ediyorlar. Kürt feodal-burjuva sı­nıflarının temsilcileri , emperyal izmin uşakları ve nihayet Türk sömürgeci liğinin destekçiteri olarak onlar, Kürt emekçilerinin "kardeş"leri deği l , iç düşmanlarıdırlar. PKK 'nın Güney Atı lımı, adı yeterli bir açıklıkta konulmamış olsa da, bu düşman sınıfsal konumun i lanıdır.

Ve son olarak, Güney Atılımı, aynı zamanda sömürgeci Türk devletinin umutlarına da büyük bir darbedir. Büyük gürültüyle

jJ7

Page 338: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yürütülen ("Pievne"den daha önemli ve geniş kapsamlı ilan edilen) Çelik Operasyonu'nun gerçekte bir fiyasko oiduğunun son geliş­melerle bir kez daha tesci l edilmiş olması bir yana. Daha önemli olanı , yeni gelişmelerden beklenen sonuçların daha masadan kalkmadan suya düşmüş olmasıdır.

ABD Türkiye'yi Dublin Toplantısı ' na katı lmaya zorlayarak, onu kendi düşündüğü Kürt planının içine sokmuş oldu. Bu Gü­ney Kürdistan ile Kuzey K ürdistan için bir tek "paket çözüm" demekti . Federe devletin meşrulaştırılması karşıl ığında, Güney­li işbirlikçilerden daha etkin bir destek alınacak, böylece Ku­zey'deki mücadelenin ezilmesi kolayl aştırı lacaktı . Bu arada, Türkiye, devrimci çözüm alternatifinin boğulmasına paralel ola­rak, kendi Kürtlerine (örneğin Doğu Raporu'nun öngördüğü tür­den) belli tavizler de verirse, böylece emperyalist gerici çözüm Güney' le birlikte Kuzey'de de olanaklı hale gelecekti. ABD'nin geliştirmeye çalıştığı çözümün mantığı budur. Kuşkusuz TC, ABD'nin hayli karışık ve kendi çıkarlarını tam kollarken, yerine göre işbirlikçilerini bel l i sıkıntılara sokmaktan da geri durmarna­ya dayalı Kürt politikalarından belirgin biçimde kaygı duymaktay­dı. Buna rağmen, bu planın verdiği umutların yanısıra, baskı (hatta tehdit) ve çaresizlikten dolayı, TC Dublin'deki masaya taraf olarak oturdu. Elbette ki bunda, kendi başına askeri yöntemlerin çözüm getiremeyecegini bir süredir vurgulayagelen büyük sermaye çev­relerinin son zamanlarda (özellikle Doğu Raporu ile birlikte) yarat­tığı basıncın da payı vardı.

Ne var ki, Dublin Toplantısı 'nın hemen ardından PKK'nın başlattığı 26 Ağustos çıkışı , herşeye rağmen taşınan tüm umut­lara büyük bir darbe vurdu. Türk devleti şimdi çaresizlik içinde durumu izlemektedir. "Bölgesel güç" havalarında sunulan Dub­lin macerasının sonu pek hazin olmuştur.

* * *

Komünistler olarak, herhangi b i r dayanaksız hayale kapıl­mıyoruz. Gelinen yerde PKK ' nın izlediği genel çizgi, ciddi çe­lişkiler ve tutarsızl ıklarla yüklüdür. Bunun nedenlerini, seyrini ve bugün aldığı bel l i biçimleri, değişik vesilelerle ele aldık. En

338

Page 339: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

son olarak 3. Genel Konferansımız bunun genel ve çok yönlü bir değerlendirmesini yaptı. Yalnızca konuya ilişkin değerlendir­melerimiz değil, konferansımızın yaptığı tartışmaların tutanakları da olduğu gibi kamuoyuna sunuldu.

PKK'nın izlediği politikanın tutarsızlıkları ve çelişkileri, ken­dini son olarak, bizzat Güney Atıl ımı'na eşlik eden açıklama­larda da gösterdi . Abdullah Öcalan Güney Atıl ımı ' nı gerekçe­lendiren açıklamasında, aynen şunları söyleyebildi : "Dublin Top­lantısına TC' nin temsilcileri katılmıştır. Ama Kuzey' in halk temsilcileri katılmamıştır. Bu da büyük bir haksızlıktır. Düşmanı c_;ağırıyorlar, yurtsever guçleri çağırmıyorltir. Buna da son vermek için bu atılım büyük bir rol oynayacaktır. " (Özgür Politika, 28 Ağustos '95)

PKK sözcüleri, bu mantığı izleyerek,- Dublin ihanetini tüm açıklığı ile sergilerierken bile, ciddi ciddi, "orada PKK neden yoktu?" diye sorabil iyorlar. Bir an için "politik" niyetlerle ifade edildiği düşünüise bile, böyle sorular yığınların bilincini bulan­dırmaktan başka bir şeye hizmet etmez. "Orada" PKK yoktur, olamaz, olmamalıdır! Zira orası "emperyalist çözüm" masasıdır. Orada emperyalistler ve uşakları bulunabilirler ancak. Orada Kürt sorununun emperyalist ç ıkariara uygun çözümleri tartışılabilir an­cak. Orası , hainlerin, işbirlikçilerin ve. teslimiyetçilerio yeridir. Orada olmamak, PKK için bir "haksızlık" olmak bir yana, tersine devrimCi bir onurdur. PKK orada olmadığı içindir ki, Güney Kür­distan köylüsü i le buluşmayı hedefleyen, hedeflernesi gereken, Güney Atı l ımı 'nın içindedir.

Abdullah Öcalan' ın Güney Atıl ımı 'nın sonuçlarına i ' : şkin olarak söyledikleri arasında, şunlar da var: "Hem büyük devletler, hem küçük devletler gerçekleri daha iyi anlayarak, Kürdistan' da neyin etkili ve gelişmeye müsait olduğunu görerek, tavırlarını gözden geçirip yeni politikalar geliştireceklerdir . . . Diplomaside olsun, yine bazı ittifaklarda olsun yeni gelişmeler beklenebilir . . . Açık olan, halkın devrimci-demokrat eğiliminin daha fazla dikkate alınacağı , muhatap kabul göreceğidir. Yine hareketimiz de uluslararası alanda daha büyük hir ciddiyet/e değerlendirilecektir.

339

Page 340: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Herkes kendi çıkarianna göre ilişki arayacak/ır. Bu da yeni bir takım ittifakiann gelişmesine katkıda bulunacaktır . . . Önümüzdeki günlerde çeşitli güçlerin , bu arada devletlerin tavırlarının değişe­ceği beklenebil ir."

Bu mantığa ve muhakeme tarzına, buna dayandırılan politik yönelimlere· yabancı değiliz. Öcalan ' ın açıklamaları, politik man­tık olarak, örneğin ateşke'sin sona erdirildiği sıradaki açıklama­larını anıştırıyor. O zaman da, Türk devletini "siyasal çözüm"e razı etmek amacıyla, "savaşın yeniden tırmandırı lacağı" ifade edi lmişti.

Komünistler ise, bu tutumu irdeleyen temel bir yazılarında, buradaki zayıfl ığa açıkça işaret etmekle birlikte, yürütülen mü­cadeleye tam destek çağrısı yapmış ve bunu, öteki şeyler yanın­da, şöyle gerekçelendirmişlerdi: "Koşulların reformcu çözümlere fazla imkan tanımadığı, tersine devrimci çözümleri dayattığı, bu ateşkes sürecinin gösterdiği temel gerçeklerden biridir. Ayrıca PKK si l ahl ı mücadeleye ağırl ık verdikçe (barışç ı l ve diplomatik yöntemlerin öne geçtiği döqemlere göre) hareket alt sınıfiara daha fazla dayanma ihtiyacı duyacaktır. Bunun ise devrimci çözümden yana öneml i bir ağırlık yaratacağı kesindir." (Kürt Ulusal Sorunu, s.203)

Dolayısıyla, biz komünistler olarak PKK 'nın son Güney Atıl ımı 'na tam destek verirken, bunu yalnızca emperyalizmin ve gericiliğin Dubl in 'de tezgahianan planiarına taktik bir darbe vur­duğu için yapıyor değiliz. PKK, Güney Atılımı 'nda başarıl ı olmak istiyorsa ve istediği ölçüde, olayın doğası gereği, bunu ancak Gü­neyli Kürt yoksul köylülüğüne ve şehir emekçilerine dayanarak ve bunları Güney' in feodal-burjuva sınıflarının temsilcilerine kar­şı harekete geçirerek yapabi lir. Bu toplumsal tem�le dayalı bir siyasal hareketieniş ise, Güney'deki feodal-aşiretsel i lişkilere bü­yük bir darbe olacak ve Kürt sorunl!nun devrimci çözümünü zor­layacak sınıf dinamiklerinin harekete geçmesi anlamına gelecek­tir. Böyle bir gelişme Kuzey'deki özgürlük mücadelesinin de devrimci seyrini koruması için önemli bir yeni olanak olacaktır.

Güney Atı l ımı ' nın ne kadar ve ne ölçüde süreceğinden ba-

340

Page 341: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ğımsız olarak, atılan adımın i lke planında böyle bir anlamı ve mantığı vardır. Önemli olan bunu görmek ve buna uygun bir tutum içerisinde olabilmektir.

Ekim 15 Eylül '95

341

Page 342: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ortadoğu halklarina çevrilmiş emperyalist namlu: Çekiç Güç

Ortadoğu'da Irak'ın Kuveyt' i işgali ve ilhakıyla başlayan ve Körfez Savaşı ile gelişen süreç, bölgedeki güç dengelerinde önem­l i değişikliklere yol açtı. En başta gelen sonuç bölgedeki ABD hegemonyasının pekişınesi ·oldu. Çekiç Güç, Körfez Savaşından sonra bölgede genelde emperyalizmin özelde ise ABD'nin çı­karlarını hakim kılmak yönündeki emperyalist hegemonya po­litikasının bir uzantısı olarak gündeme getirildi. Çekiç Güç ile emperyalist güçler bölgede askeri varlıklannı dolaysız dayattı lar ve buna bir anlamda meşruluk kazandırdılar. Askeri müdahale tehtidini ise bölgede hakimiyetlerini tesis etme ve güç dengele­rini bu çerçevede yeniden şekil lendirme sürecinin önündeki her türlü engele karşı bir baskı unsuru olarak kullanmaya başladılar.

Çekiç Güç, öncelikli olarak Irak' ı hedefliyor görünse de, böl­gede emperyalist devletler ve özellikle ABD i le çıkar çelişkileri bulunan İran, Suriye vb. diğer devletlere karşı da bir ba'ikı ve boyun eğdirme aracı olar.:ık işlev gördü. Bugün ve gelecekte em-

342

Page 343: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

peryalizmin bölgedeki çıkarlarını asıl tehdit ' erlecek olan güç ise gelişecek devrimci hareketler olacaktır. Bu yüzden emperyaliz­min bölgedeki stratejik hedefi, gelişecek devrimci hareketleri ez­mek üzerine kuruludur.

Çekiç Güç Kürt halkmın koruyucusu mu?

Reformisı Kürt örgütleri , emperyalist devletlerin bölge dev­letleriyle çelişkilerine dayanarak, Kürt halkının ulusal çıkarları­nın emperyalizmin himayesi ve vesayeti altında korumanın müm­kün ve gerekli olduğunu savundular. Çekiç Güç 'ün Kürt halkını Saddam zulmünden koruduğu, ulusal haklarını kazanmasına yar­dımcı olduğu ve bu yüzden d�steklenmesi gerektiği aynı çevre­ler tarafından öne sürüldü. Emperyalizme ve ulusal hareketin çıkarlarına devrimci bir bakıştan yoksunluğun ifadesi olan bu söy­lem, emperyalistlerin bölgedeki hakimiyet planlarını gizlemek için kullandıkları söylem ile çakışıyor. Buna göre emperyalist devlet­ler Çekiç Güç'ü Kürt halkını Saddam' ın zulmünden korumak için insani amaçlarla bölgeye yerleştirdiler. Bunun ötesinde bir amaç­ları yoktu !

· �mperyalizm i le bölge devletleri areısındaki mevcut çıkar çelişkilerinin temelinde, bölge devletlerin Kürt halkına karşı uy­guladığı sömürgeci politikları yatmıyor. Emperyalist haydutlar onyıl lardır kendi terörist çıkarlarını "barış, insan hakları, demok­rasi" maskesi i le kamufle etmeye çalışmışlardır. Bugün de · aynı şeyi yapıyorlar. Geçmişte Kürdistan ' ı , bölgedeki hakimiyetlerini kolaylaştırmak için yapay olarak bölen ve paylaştıran aynı emper­yalist güçlerdir. Bugün de ne Kürt halklarının özgürlüğünden taraftırlar ne de bölgedeki güç dengelerini, ittifak i l işki lerini alt üst edecek bir sınır değişikliğinden yanadırlar. Emperyalist dev­letler Kürt halkının ulusal haklarını değil, sadece kendi emperya­list çıkarlarını düşünüyorlar. Kürt ulusal hareketine yanaşmak­taki amaçları, hem içindeki devrimci güçleri bertaraf etmek ve hem de bölgedeki devletlere karşı onları bir koz olanık kullanmak ve sonra da yüzüstü ·bırakmaktır.

343

Page 344: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk devleti ise emperyalizmin ve ABD'nin bölgedeki başta gelen uşaklarından biridir. Kürt ulusal devrimci hareketi , Türk devletinin çıkarlarını olduğu kadar, çıkarları onunla içiçe geçmiş emperyalist güçlerin ve ABD'nin çıkarlarını da tehdit etmekte­dir. Türk devleti ile ABD, devrimci ulusal hareketin ezilmesi ge­rektiği konusunda temelde tam bir ittifak halindedirler. Araların­daki sorun ise, sadece, bunun gerçekleştirilmesinin yol ve yön­temleri üzerinedir.

Çekiç Güç Kürt halkım nasıl koruyor?

Sömürgcci devletlerin Kürt halkı üzerindeki terörü "sınır" tanımıyor!

Çekiç Güç oluşturduğu "uçuşa yasak tampon bölge" ile sö­zümona bölgedeki Kürt halkını koruyor. Ama sömürgeci Türk ve İran devletleri sınır ötesi operasyonlar düzenleyerek bu bölge­ye yönelik işgal girişimlerinde, askeri müdahalelerde bulunuyor­lar. Dün Irak ' ın sahnelediği baskı ve terör, bugün bunlar eliyle yürütülüyor. Bu operasyonlar sırasında dağlar, tarlalar, sivil yerle­şim birimleri bombalanıyor, köylüler katledil iyor, köyler boşal­tıl ıyor, halk koruculuğa zorlanıyor, ekinlerine, hayvaniarına el ko­nuluyor, gıda ambargosu uygulanıyor . . . Kısacası sömürgeci terör sınır ötesine taşınıyor ve tüm bunlar Çekiç Güç'ün gözetiminde, onun desteğiyle ve onlardan alman istihbaratlar doğrultusunda gerçekleşti ri liyor.

Kürt halkı kendi topraklarında özgürlüğü değil, köleliliği ve sefaleti yaşamaya devam ediyor!

Güney Kürdistan 'da dün Irak devletinin yürüttüğü sömürge­ci yağmacı politikalar bugün emperyalistler tarafından devralın­mış durumda. Bölgedeki Kürt halkı, emperyalizmin petrol kaynak­ları üzerindeki hakimiyetinden bağımsız düşünülemeyecek olan ekonomik gerilik ve sefalet koşul ları içinde yaşıyor. Bu koşullar, işbirlikçi Kürt örgütlerinin gerici aşiret ve grup çıkarları tarafın­dan da yönlendirilerek kardeş kavgalarına zemin oluşturuyor. Emperyal izm bölgedeki petrol ve diğer kaynaklardan aslan payı-

344

Page 345: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

nı alırken Kürtler geriye kalan ufak tefek kırıntıları kapmak için birbirlerine karşı savaşa kışkırt ı l ıyor. Binlerce Kürt başta KOP, K YB olmak üzere Kürt örgütleri arasındaki bu iç çatışmalarda can veriyor. Emperyalist devletler, "böl, birbirine karşı kırdır. zayıf düşür ve yönet" taktiği uyguluyorlar.

Emperyal istler yarın koşullar değiştiğinde sömürgeci devlet­lerin yeni soykırımiarına destek vermekten de geri durmayacaklar!

Kurtuluş hareketi sömürgeci devletlerle birlikte emperya­list egemenliğe ve onun iktisadi ve siyasi boyunduruğuna yönel­diğinde Çekiç Güç'ün ve sahiplerinin gerçek yüzü daha çırlak biçimde açığa çıkacaktır. Bu koşullarda emperyalist devletler di­ğer sömürgeci devletlerle işbirl iği içinde Kürt halkına ve onun devrimci hareketine yönelik yeni katliamlar, soykırımlar örgüt­Iemekten de hiçbir şek ilde geri durmayacaklardır.

B ugün Güney Kürdistan' da emperyalizmin denetimi altına giren Kürt hareketinin Kürt halkının ulusal özgürlük ve toplum­sal kurtuluş yolunda bir gelişme kaydettiği söylenebilir mi? Böl­genin, başta petrol olmak üzere, kaynaklarının emperyalistler tarafından denetlenmesi anlamına gelen emperyalist çıkarlar, Kürt halkının siyasal ve ekonomik özgürlük ve kurtuluş mücadelesinin çıkarları i le de doğrudan çatışmaktadır. Emperyalizmin çıkarları bölgedeki Kürt halkı için daimi bir ekonomik sefaJet ve siyasi esaret demektir. İç çatışmaların körüklenerek kardeş kanının dö­külmesi, sömürgeci devletlerin karşıt çıkarları doğrultusunda kul­lanı lmak ve gerektiğinde kendi sömürgecilerinin önüne yem ola­rak atı lmak ve bunun tehdidi i le kişil iksiz bir siyaset aracına çevrilmek demektir. Bölgedeki Kürt örgütleri emperyalizmin poli­tikalarını kabul ettikleri, ona aracı l ık ettikleri, onun çizgisi dışına çıkmadıkları ölçüde ondan destek ve onay görürler. Bu bile böl­gedeki hassas, karmaşık ve değişken dengelere dayalı gelip ge­çici bir destektir.

Çekiç Güç ve Türk devleti

TC, Özal döneminde emperyalist devletlerin bölgeye yöndik

4

Page 346: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sürekli bir askeri müdahale gücünün TC sınırları içinde konuş­landırılmasını bizzat kendisi talep etti. Bunun sözde bahanesi , Güney Kürdistan halkını Saddam'ın saldırılarından korumak ye Güney'den Kuzey'e Kürt göçüne engel_ olmaktı. Yani bütünüyle Kürt halkının çıkarlarını gözeten insani amaçlar! Tabi ki gerçek bu değildi. Emperyalistler ve TC, daha önce Halepçe katliamı karşısında sessiz kalıp destek verdikleri gibi, Saddam 'ın Körfez Savaşı sonrasında Güney Kürdistan halkına yönelik katliamları­na da seyirci kaldılar ve adeta bunu teşvik ettiler. Kürtlerin hami­liği rolüne soyunabilmek için önce onların kana boğulması, mağ­dur edilmesi, kurtarıcıya muhtaç hale getirilmesi gerekiyordu!

TC'nin Çekiç Güç'ü kendi sınırları içine davetİndeki asıl amaç, Özal ' ın Körfez Savaşı 'nda emperyalizme koşulsuz destek verirken "bir koyup üç almak" şeklinde formüle .ettiği hesapla­rın bir devamıydı . Bu, fiyasko olduğu ortaya -çıkınca birçok de­magog tarafından iddia edildiği gibi Özal ' ın kendi bağımsız inisiyatifi değildi. TC Körfez Savaşı i le birlikte ABD'nin bölge­ye yönelik müdahalesinde daha etkin bir rol oynamak ve bunu kendi militarİst yayılınacı gerici emelleri i le uyumlutandırmak istiyordu. B u doğrultuda başta bölge halkı ve devrimci hareketle­rine karşı ikinci bir israil jandarmalığı anlamına gelecek olan aktif uşaklık politikasına yöneldi . Kronikleşen ekonomik ve si­y-si krizini sözümona böyle aşacaktı. Bu senaryoya gört TC, ABD adına Güney Kürtlerinin hamil iğine soyunacak, Türkmenlerin varlığını da kullanarak bu bölge üzerinde hak iddia edecek; fiilen denetimi altına alacak ya da federasyon vb. biçimlerle kendisine bağlayacaktı.

Bu politikanın hayata geçirilebi lmesindeki en önemli halka ise Türkiye Kürdistan' ındaki ulusal devrimci hareketin tasfiye edilmesi, çzilmesi ya da aynı anlama gelmek üzere makul sınır­lar içinde ehl ileştirilebilmesiydi. Aksi takdirde TC'nin Güney Kürdistan' ı kendisine bağlayabilmesinin politik koşulları ortadan kalkıyordu. içerde sömürgeci savaş batağında bun�tlan ekonomisi ve siyaseti ç ıkma:z:a saptanan -bir devletin, dışarıda emperyalistle­rin çıkarları doğrultusunda askeri ve siyasi manevralar yürütebi l-

346

Page 347: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mesi de mümkün değildi. Güney Kürdistan'da KDP ve KYB'de bu planı kabul ettiler.

Türk devleti i le karşılıklı diplomatik ilişkilerini hızla geliştirdi­ler. Bir yandan yeni dünya düzenine ve ABD'ye övgüler yağ­dırdılar, diğer yandan da işbirlikçilere yakışır bir ikiyüzlülükle TC'yi demokratik bir devlet, PKK'yi ise terörist bir örgüt ilan ettiler. Ve her ikisi de ittifak halinde PKK'ya karşı savaş başlat­tılar. TC de bunu fırsat bilip içeride sömürgeci savaşı daha da tırmandırdı, devrimci ulusal hareketi ezmek için Kürt halkına yö­nelik kitlesel katliamlar örgütledi. PKK'ya karşı KDP ve YNK'­ya (KYB) destek vermek üzere düzenli sınır ötesi askeri hare­katlar, operasyonlar gerçekleştirdi.

Ama Kuzey Kürdistan 'da PKK şahsında ulusal devrimci hareketin yenilgiye uğrattiamaması ve Kuzey'in yanısıra Güney Kürdistan 'da da güçlenmesi, bu planın özellikle TC'nin hesap­ları ile ilgili yönlerini sekıeye uğrattı . Dahası başını ağrıtan ek gelişmelerin de yolunu açtı.

Güney Kürdistan'da emperyalistlerin vesayeti altında bir Kürt yönetimi kuruldu. Komşu sömürgeci devletin "bölünmez bütün­l iiğü", kendi halklarına bir çakıl taşı bile vermemekle kararlı olan TC'ye adeta nispet edercesine, fii len ortadan kalktı. Kürt sorunu emperyalist vesayet yoluyla da olsa uluslararasılaştı ve bu ka­çınılmaz olarak Türkiye'deki Kürt sorunu için de benzer sonuçlar yardttt. PKK Güney Kürdistan'da da mevzilt:r kazandı . Ve TC, PKK ile başedemediği, deVrimci ulusal hareketi ezemediği için, "dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma" korkusuna kapıldı. Dün Çekiç Güç aracıl ığıyla gözünü militarİst yaytimacı emeller için dışarıya dikmişken, bugün tüm dış politikasını PKK'­nın ezilmesi ve ulusal devrimci hareketin yenilgiye uğratıJma­sı hedefine kilitiemek zorunda kaldı. Dün Güney Kürdistan 'ın efendisi olma hayalini kurarken, PKK 'ya karşı destek vermeleri için KDP ve KYB'nin eteğine yapışmak zorunda kaldı. Dün sır­tını ABD'ye dayayarak horozlandığı Irak, Suriye, İran gibi dev­letlerle Kürt ulusal hareketine karşı sömürgeci işbirliğini yükselt­mek için i lişkilerini yeniden geliştirmek yollarını aradı. Bu sefer

347

Page 348: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ABD'nin tepki ve yaptırımianna maruz kaldı . Bu koşullarda Çekiç Güç 'ün varl ığı ve Güney Kürdistan 'da

fi i l i bir Kürt devletinin oluşumu, kendi Kürt sorunundan başını kaldıramayan, PKK i le başedemeyen ve her yere bu sorunun pen­ceresinden bakar duruma düşen TC için bölgede aktif uşakl ığa sıçrama tahtası olma işlevini bu dönem için yitirmiş oldu.

PKK ile başedemediği, Kürt ulusal hareketini ezemediği bu durumun sürüp giderek bunal ımın daha da derinleşmesi koşulla­rında yarın emperyalistlerin TC'yi Kürt halkının belirli talepleri­ni kabullenmesi, hatt2 PKK ile anlaşması için zorlaması olası­l ığı da Türk devletini sürekl i tedirgin etti. Gördüğü kabusların daha kötüsü de vardı . Türkiye cephesinde de yükselişe geçen devrimci hareketin Kürt ulusal hareketi ile ittifak halinde bu sö­mürgeci haramiler iktidarını alaşağı etmesi !

Çekiç Güç'e muhalefet

İçerdeki göstermelik muhalefet, Çekiç Güç'e, ABD'ye, böl­gedeki emperyalist politikalara uşaklığa karşı değil, Çekiç Güç ve diğer hizmetleri karşı l ığında emperyalist devletlerin sömürgeci savaşla TC'ye daha fazla destek vermesini sağlamaya y.öneliktir.

Emperyalizmin bölge politikaları dışında hareket edemeyen ve kendi özgül çıkarlarını bu politikalar ile uyumlandırarak şekii­Jendinnek zorunda olan TC, Çekiç Güç'e destek verirken, sömür­geci kirli sava�ıa emperyal isllerin kendisine verdiği ekonomik, siyasi ve askeri desteği gözetmektedir. Ba�ta gelen çıkarı budur ve sürekli o larak bunu talep etmektedir. Örneğin TC içinde bir kesim l rak ' m Güney Kürdistan 'da tekrar egemenliğini sağlama­sının bölgedeki otorite boşluğunu dolduracağı ve PKK 'nın ezil­mesinin yolunu açacağı düşüncesiyle Çekiç Güç'ün varlığına karşı ımıhalefet etmektedir. Bu muhalefetin temelinde emperyalizme karşı bağımsızlık i· ıcminin deği l , Kürt halkına karşı sömürgeci çıkarların yattığı aşikardır. Keza ABD de Türk devletine, Sad­dam' ın egemenliğinin PKK'yı zayıflatmayacağını, tersine Çekiç Güç sayesinde Güney Kürdistan'a Türk ordusunun istediği za-

348

Page 349: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

man elini kolunu saliayarak girme imkanına kavulituğunu vb. söyleyerek bu muhalifleri ikna edebilmektedir.

Sözümona emperyalizme karşı mi l l i çıkarları korumak ola­rak lanse edilen bu muhalefet, emperyal izme kölece uşaklı(ı giz­lemenin ve emperyalizmin de desteğiyle Kürt halkı üzerindeki sömürgeci savaş politikalarını sürdürmenin bir aracı olarak kul­lanılmaktadır. Çekiç Güç'ü oluşturan emperyalist devletler de bu taleplere, son göstermelik oylama öncesinde yaptıkları açıklama­daki gibi genelde olumlu karşı l ık verdi ler. " 1 . ABD ve müttefik­leri lnık'ın toprak bütünlüğünü kabul ediyor, bağımsız bir Kürt devletinin oluşumunu desteklemiyor. 2 . ABD ve müttefikleri PKK 'yı terörist olarak görüyor. Türk devletinin PKK 'ya karşı savaşında işbirl iğini sürdürecek, sınır koruması konusunda Türk devletine yardımda bulunacak. 3. Kuzey Irak Kürtleri 'nin PKK'­nın bölgede barınmasını önlemesi sağlanacak. 4. Gayrı resmi ku­ruluşlar"ın Kuzey Irak 'ta amaç dışı faal iyetde bu lunması önlene­cek. 5. ABD, Kuzey Irak'ta Türkmenlerin varlığını kabul ediyor ve Çekiç Güç 'ün onlar için de bir güvence olduğunu bil iyor.'·

Çekiç Güç?ün varl ığı TC'nin bölgede kendisine biçtiği em­peryalizme jandarmalık misyonu ve mil i tarisı yayılma emelleri ile uyum içinde olduğu kadar, Kürt ulusal hareketine karşı yi.i­riHtüğü savaşta da Türk devletine destek olmuştur. Söıni.irgcci devlet Güney Kürdistan' a arka bahçesine girer gibi girip çıkmak­ta, emperyalist devletlerin de onay ve desteğiyle düzenli olarak sınır ötesi harekatlar örgütlemektedir. Çekiç Güç bu hürekatlar­da TC'ye önemli istihbarat hizmetleri sunmaktadır. Türkiye em­peryalizmi bölgedeki hizmetleri karşı l ığında, sömürgeci savaşı sürdürmesinde de öneml i bir dayanak olan askeri ve ekonomik yardımlar almaktadır. TC diğer yandan Çekiç Güç'ün açtığı yol­dan bölgedeki militarisı yayıl ınacı emellerini de sürdünnektedir. Çekiç Güç'ün PKK'ya destek olduğu iddiası ise bir demagojidir.

Ama buna rağmen PKK i lc başedemeyen Türk devleti cm­peryalizmden sömürgeci savaşına desteğini artırmasını ve ulusal hareketi ezmekle kendi yönetimini benimsemelerini , bundan vazgeçmemelerini talep etmektedir. O emperyalistlere her ti.irlü

349

Page 350: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

uşaklığa razıdır, emperyalizm bölgeye yerleşsin, halkları birbirine karşı boğazlasın. bölgenin kaynaklarını talan etsin, askeri müda­halelerle bölge halklarının kanını döksün. TC'nin bunlara hiçbir ilirazı yoktur, olmadığı gibi bun lardan onursuzca nasiplenmenin hesabı içindedir. O sadece _çekiç Güç'e ve emperyalizmin bölge politikalarına verdiği desteğe karşı l ık olarak emperyal istlerden, Kürt halkına karşı savaşında sonuna kadar destek talep. etmekte­dir. Çekiç Güç oylamalarını bunun için bir pazarl ık unsuru olarak kullanmaya çalışmaktadır. Bunun ötesinde TC'nin ne Çekiç Güç ile ne de bunun bir uzantısı olduğu emperyalizmin bölgedeki hegemonya politikaları i le temelde hiç bir sorunu yoktur. Türk devletinin israi l i lc yaptığı askeri işbirliği ve güvenlik anlaşması da bunun en son örneğidir. TC, emperyalizmin Çekiç Güç ara­cıl ığıyla bölge devletler üzerindeki baskısının bölge içi dengeler­de kendi konumunu kuvvetlendireceğini ve emperyalizmin bölge jandarması olma yolunu kendisine açacağını hesap etmektedir. TC içindeki bir diğer kesim aynı çerçeve içinde buna ek olarak şunu savunmaktadır: "Türkiye kendi Kürt sorununu çözerse, böl­gedeki hareket alanı genişler, manevra imkanlan artar, böylece aktif uşaklık politikasını hayata geçirmenin yolu açıl ı r. Bunun için TC Kürt. ulusal hareketinin uzerine terörün yanısıra kısmi kültürel reformlarla gitmelidir. Bu başarı l ırsa bugün başkalarının elinde tuttuğu "Kürt anahtarı'' TC'nin eline geçecektir, bu anah­tarı el inde tutmak TC'ye bölgede nüfuzunu artınnanın kapısı­nı da açacaktır."

· TC içindeki burjuva muhalefetin bir bölümünün savunur göründüğü "Türkiye kendi mil l i çıkarlarına rağmen Çekiç Güç'e izin veriyor. Çekiç Güç PKK 'yı destek liyor, .ABD bağımsız bir Kürt devletini hedefliyor, ABD Türkiye'yi parçalamayı hedefli­yor" vb. görüşler ise kaba birer demagojiden ibarettir. Bu dema­goji i le TC ve yanısıra Perinçek gibi şovenist hainler PKK 'yı emperyal izm i lc işbirl iği içinde kökü dışarıda bir hareket olarak göstermek, Kürt halkının me�ru ve hakl ı ulusal t.,Ieplerini kara­lamak istiyorlar. Emperyalizme uşaktıklarını gizlemek, emper­yalizme yönelik tepkiyi şovenizm yoluna kanalize etmek, Türk

350

Page 351: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

devletinin Kürt ulusal hareketi karşısındaki aczini emperyalizmin sözümona PKK'ya verdiği destek ile mazur göstennek amacında­dırlar. Yarattıkları sahte anti·-emperyalist muhalefetin basıncıyla, emperyalist güçlerin sömürgeci savaşa desteğini güvence altına almayı ve kendi önlerine fazladan bir kaç kırıntı atılmasını sağ­lamayı istemekıedirler.

Muhalefetteyken keskin Çekiç Güç karşıtı kesilen burjuva partilerin iktidara geldiklerinde ya da ihtiyaç duyulduğunda, MGK'nın "tavsiyesi" ile Çekiç Güç'e evet demeleri, bu yüzden hiç de şaşırtıcı değildir. Çekiç Güç'ün süresi .bugüne kadar tam 1 2 kez "son defa" uzaulmıştır. Bugün mecliste DSP ve RP da· hil, eli Çekiç Güç pisliğine bulaşmamış tek bir parti bile kalma­mıştır. Dün Çekiç Güç'ü "işgal kuvveti, Ermeni ordusu siyoniz­min tezgahı, müslüman devletleri birbirine kırdınnanın aracı" ola­rak nitelendiren ve destek verenleri �atana ihanet etmekle suçla­yan RP ve Erbakan bakın bugün neleri itir.ıf ediyor: "Çekiç Güç'ün şu anda gitmesi milli menfaatlere uygun değil . Bunca yıl karşı çıkmamızın nedeni milli menfaatlerimize en uygun pazarlık fırsa­_tını elde etmek içindi. Şimdi bu fırsatı elde ettik. Ne kabul ettirir­sek o kardır. Hepsini kabul ettiremeyebiliriz. Çünkü ABD'de de seçim yılt. .. Mill i savunmamız onlara bağl ı , çok ekonomik-sıkın­tılarımız var. Mil l i menfaatlerimiz bunlarla kavga etmeyi gerek­tinniyor."

Bu kölece uşaklık. kendi burjuva sınıf politikalarının ifade­si olan "mil l i" çıkarları açısından bir ihanet deği l , gerekl i l iktir. Yeter ki emperyalizmin de desteğiyle Kürt u lusar hareketini ez­meyi başarabilsinler, Kürt halkı üzerindeki sömÜrgcci egemen­liklerini devam ettirebilsinler. Yeter ki bölgedeki militarisı yayıl­macı emellerini gerçekleştirebilmenin yolunu açabi lsinler. Yeter ki bölge halklarına karşı jandannalık yaparak emperyalist ağa­babaları tarafından ödüllendirilsinler!

"Emperyalizme bağımlı l ık ile tekelci burjuva�inin bu temel üzerinde yükselen gerici sınıf egemenliği, Tükiye'nin izlediği ge­leneksel dış politikanın genel tarihsel ve sosyo-ekonomik temelini oluştunnaktadır. Bu politikayı emperyalist sistemin genel çıkar-

35 1

Page 352: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ları, ABD emperyalizminin temel ve dönemsel çıkarları v� ancak bu genel çerçevede ve onunla uyum içinde Türk burjuvazisinin kendine özgü çıkarları belirlemektedir" (Düzenin Uluslararası Durumu ve Dış Politikası, EKİM 3. Genel Konferansı! Siyasal ve Örgütsel Değerlendirmeler)

352

Kızıl Bayrak Ağustos '96

Page 353: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Emperyalizmin Ortadoğu hükümranliği

Ortadoğu iktisadi ve siyasi açıdan bugün dünyanın en stra­tejik bölgelerinden biri, deni lebil ir ki birincisidir. Öteki faktörler · bir yana, Ortadoğu bugün dünya rezervlerinin üçte ikisini barın­dıran bir petrol bölgesidir. Petrol ise bugün hala kapitalist dün­ya ekonomisinin en stratejik ihtiyaç maddesidir. Ortadoğu'daki her gelişme ve çatışmanın geniş yankılar yaratması, büyük önem kazanan bir uluslararası soruna dönüşmesi bundandır. Aynı şekil­de, dünya kapitalizminin patronu ve emperyalist sistemin jan­darması ABD'nin onyıl lardır Ortadoğu'yu "yaşamsal çıkar" alanı olarak i lan etmesi de bundandır.

ABD bunun için bölgede kendine bağlı siyonist, faşist, ge­rici ve şeriatçı ·rejimlerden oluşan bir işbirlikçiler ağı oluşturmak­la yetinmemiş, kendisi bizzat bölgeye _askeri olarak yerleşmiş­tir. Bugün Ortadoğu'nun bir çok ülkesinde ABD'nin üsleri ve harekete her an hazır askeri kuvvetleri vardır. Bölgeyi kuşatan tüm denizlerde en modern savaş araçlanyla donatılmış ABD sa­vaş gemileri sürekli seyir halindedir. Bu dolaysız askeri varl ık,

353

Page 354: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

müd�hale, işgal ya da cezalandınna amacına yöneliktir. Körfez Savaşı bunun yakın dönemdeki somut bir uygulaması oldu ve ABD'nin bölge üzerindeki hakimiyetini pekiştirdi. ABD bu sava­şı Ortadoğu'nun farkl ı ü lkelerine daha geniş çapiı kalıcı askeri güçler yerleştinnek ve bölgedeki donanmasını takviye etmek için bir fırsat olarak değerlendirdi. Öylesine ki, dünyanın öteki ucun­daki ABD, bugün adeta bölgedeki herhangi bir devletinkine eşit askeri güce sahip bir bölge devleti gibidir.

Emperyalizm Ortadoğu'ya devasa bir dolaysız askeri güç yığınakla kalmıyor, yanısıra bölgede görülmemiş bir si lahlanma­yı da teşvik ediyor. Bugün Ortadoğu, dünyanın yalnızca en önem­li petrol bölgesi deği l , fakat aynı zamanda en büyük ve en karlı silah pazarıdır da. Emperyalizmin sinsi oyun ve kışkırtmalarının da etkisiyle, bölge devletleri, bölge zenginliklerinin önemli bir kısmını birbirlerine karşı silahlanmak için kullanıyorlar. Ve doğal olarak, emperyalist sil ah tekelleri de bundan görülmemiş karlar elde ediyorlar.

Bugün Ortadoğu, aynı zamanda, gitgide kızışan bir emperya­l ist rekabet ve nüfuz mücadeleleri alanıdır. Yakın zamana kadar emperyalist dünyanın jandannası konumuyla ABD, Ortadoğu'ya tüm emperyal ist dünya adına neredeyse tek başına hükmediyor­du. Özel l ikle Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'daki gelişmelerin ardından bu durum değişmeye başladı . ABD dışındaki başlıca emperyalist odaklar, bölgede kendi dolaysız nüfuz alanlarını oluş­tunnak ve genişletmek için harekete geçtiler. Bu, bölge üzerindeki emperyalist rekabeti gitgide kızıştınnaktadır. Şimdil ik daha çok Avrupalı emperyalistler sahnededir. i ran, Irak ve Suriye gibi bazı bölge devletlerinin ABD i le çelişkilerin�en yararlanarak, kendile­rine dolaysız etki alanı açmaya çalışıyorlar. (Son olaylar benzer çelişki lerden yararlanarak Rusya'nın da devreye ginnek istediği­ni gösteriyor.) Aynı şekilde bölgenin en önemli sorunlan arasında bulunan Fi l istin ve Kürdistan gibi sorunlar, bölge gerici dev­letlerinin kendi aralarındaki çel işki ler ve sürtüşmeler, bu reka­betin malzemesi olarak kullanı lmaya çal ış ı lmaktadır. Yakın gelecekte, dünya ölçüsünde emparyalistler arasındaki güç i l işki-

354

Page 355: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lerinde yaşanacak değişmelere de bağlı olarak, Ortadoğu üzerinde emperyalist nüfuz mücadeleleri gitgide daha sert biçimler alacaktır. Zira petrol kaynakları üzerinde dolaysız nüfuz sahibi olmak ve dünyanın en geniş ve en karlı silah pazanndan gerekli payı almak, emperyalist bir odak olarak sivrilmenin zorunlu gereklerindendir.

Fakat Ortadoğu yalnızca bir petrol bölgesi ve karlı silah pa­zarı alanı değil, bunlarla da bağlantılı olarak bugün dünyanın en istikrarsız bölgesi durumundadır. Bu nedenledir ki, emperyalist­ler bölgeyi yalnızca bir "yaşamsal çıkar" alanı olarak değil, aynı zamanda sistem için tehlike ifade eden bir "istikrasızlık kuşağı" olarak tanımlıyorlar.

Ortadoğu'yu istikrarsız kı lan çelişki ve çatışmaların çok karmaşık nedenleri var. Siyasal, toplumsal, ulusal, dinsel, mez­hepel vb. türden çok değişik nedenlerdir bunlar. Bunlar içerisinde, Filistin ve Kürdistan sorunlarının yanısıra, bölge halkları arasın­da yaygın ve derin kökleri olan anti-emperyalist, anti-Amerikan hareketlerin özel bir yeri vardır. Kuşku yok ki, emperyalistler bölgeyi bir "istikrarsızlık kuşağı" olarak i lan ederlerken, bugün hayli yumuşak bir mecraya çektıkleri Arap-İsrail çatışması ya da bölgedeki gerici devletler arasında biz�at kışkırttıkları çelişki ve sürtüşmelerden çok, devrimci gelişmelere dayanak olabilecek ve dolayısıyla bölge üzerindeki emperyalist hakimiyeti tehlikeye sokabilecek olan bu ulusal ve toplumsal dinamikleri gözönünde bulundurmaktadırlar.

Ortadoğu' da emperyalizmin hükümranlığına karşı tehlike oluşturan bu ulusal ve toplumsal dinamiklerin, Türkiye Kür­distanı 'ndaki Kürt hareketi dışında, bugün devrimci bir önderlik­ten ve doğrultudan yoksun olmaları emperyalizm için bir şans ve tersinden bölge devrimi için büyük bir zaafiyetin ifadesidir. Uzun yıl lara dayalı bir çok faktör açıkça gösteriyor ki, Orta­doğu'daki devrimci dinamiklerin ve olanakların geleceği, Tür­kiye ve Kürdistan'daki devrimci süreçlerin gel işme seyri ve geleceğiyle çok yakından bağlantılıdır.

Kızıl Bayrak Eylül '96

355

Page 356: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney Kürdistan üzerinde kirli oyunlar

İşbirlikçe çizgi Kürt halkma ihanette smır tammıyor

Güney Kürdistan'daki son gel işmeler günlerdir uluslararası politika gündeminin ana konusunu oluşturmaktadır. KDP. ile YNK.

arasındaki sonu gelmez çatışmalara bizzat KOP'nin çağnsıyla Irak ordusu müdahale edince bölgede aniden yeni bir durum ortaya çıktı. Şimdi Kürdistan' ın farklı parçalannı ellerinde tutan bölgesel sömürgeci güçler i le bölgenin halihazırdaki gerçek hakimi ABD emperyalizmi,' ortaya çıkan bu yeni durumu kendi çıkarlan doğ­rultusunda değerlendirmeye çalışıyorlar. Kürt halkının kaderi üzerine bir kez daha kirli hesaplar yapılıyor, yeni kanlı oyunlar tezgahlanıyor. Bölge üzerinde süren ve zaten hiçbir zaman du­rulmamış olan nüfuz mücadeleleri ve çatışmalar şimdi yeni boyut­lar kazanıyor.

Kürt halkı ise, PKK'nın tutmayı başardığı mevziler dışında,

356

Page 357: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gelişmeler karşısında bugün için sahipsiz ve çaresiz bir durum­dadır. Kürt halkını bu duruma düşüren KDP ile YNK 'nın iş­birlikçiliği ihanet boyutlarına vardıran tutum ve politikalarıdır. Onyıl lardır Kürt halkının ulusal özlemleri ve özgürlük istemi üzerine politika yapan ama sefil bir takım feodal-aşiretsel çıkarla­rın temsilcileri olmaktan öteye geçemeyen bu iki gerici odak, emperyalizmin ve komşu sömürgeci devletlerin basit piyonları olmaktan bir türlü kurtulamamaktadırlar. Bu sonu gelmez ihane­tin faturasını ise her zaman olduğu gibi bu kez de Güney Kürdis­tan halkı ödemektedir. Gerek emperyalizmin ve gerekse bölgesel sömürgeci devletlerin Güney K ürdistan'daki oyunları Kürt hal­kının genel özgürlük mücadelesini hedef aldığı içindir ki, bu fa­turayı aynı zamanda Kürdistan' ın öteki parçalarındaki Kürtler de ödeyeceklerdir.

Güney Kürdistan'daki bu işbirlikçi ihanet çizgisinin toplum­sal anlamına ve siyasal sonu-ç larına girmiyoruz. Bu konuda, PKK'nm '95 Ağustos'unda Kürdistan'ın bu bölgesine yaptığı ye­rinde devrimci müdahaleyi ele alan eski bir değerlendirmemiz­den bazı bölümleri ekte yayınlamakla yetiniyoruz. Son gelişme­ler bu değerlendirmelere ayrı bir anlam, kuvvet ve güncellik kazandırmıştır. PKK'nın Güney Kürdistan'a yerleşmek ve Gü­ney Kürtlerinin karşısına alternatif bir devrimci ulusal hareket olarak çıkmak üzere yaptığı çıkışın stratejik anlamı ve önemi de son gelişmelerin ardından bugün çok daha iyi anlaşılabilir hale gelmiştir.

Güneyli işbirlikçiler bugüne kadar Kürt halkının kendi öz devrimci birikimine dayanacaklarına ve bölge halklarıyla birlik ve dayanışma politikası izleyeceklerine, her zaman, şaşmaz bir kural olarak, hep emperyalizme dayandılar ve kendi Kürtlerini zalimce bir boyunduruk altında tutan komşu sömürgeci devlet­lerle işbirliği içinde oldular. Son gelişmeler gösterdi ki, çok iyi bi.linen ve artık kanıksanan bu politika, gelinen yerde Irak rejimine karşı federe ulusal devlet ilan ettikleri topraklara Irak ordusunun müdahalesini bizzat isternek noktasına varabiliyor. Son olayların çok kimse için Şaşırtıcı yanı budur. Bu akıl almaz davranış, bugün

357

Page 358: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

için Kürt halkının ulusal özgürlük özlemlerine görülmemiş bir darbe oldu. Fakat bu aynı gelişme, "ulusal hareket" kisvesine bürünmüş bu savaş ağalarının ihanetlerini nerelere vardırabilece­ğini Kürt halkı önünde açığa çıkarmak gibi olumlu bir rol de oynamıştır. Bunun kuşkusuz olayların bundan sonraki seyri için önemli sonuçları olacaktır. PKK tarafından temsil edi len ve halihazırda Güney Kürdistan 'da üçüncü bir kuvvet olan devrimci ulusal hareket bunu değerlendirebi l irse eğer, özgürlük mücade­lesindeki kısa dönemli geri lernelere rağmen, orta ve uzun vadede bu aynı gelişmelerden kazançlı çıkacak olan Kürt halkı ve bölge halkları olacaktır.

Emperyalist savaş makinası emperyalist çıkarların hizmetinde

Son gelişmelerde sahneye önce Saddam yönetimi çıktı . YNK'nın sırtını iran'.a dayaması. karşısınd;ı PKK engelinden do" layı Türkiye'den istediği desteği alamayan KDP, çözümü katli­arncı Bağdat rejimini müdahaleye çağırmakta buldu. I rak ordu­su federe devletin başkenti olan ve Talabani'nin elinde bulunan Erbil kentine müdahale e_derek, onu geçici olarak KDP denetimine verdi. Geçici diyoruz, zira bizzat KOP'nin çağrısı, I rak sömürge­ciliğinin Güney Kürdistan üzerindeki hak iddiasına yeni bir temel ve kuvvet kazandırmış oldu.

Bu noktadan itibaren bu kez devreye ABD emperyalizmi gir­di. ABD, bi)lgedeki dolaysız varlığına yeni bir ayak oluşturmak ve bu arada Kürt sorununun seyrini kendi kontrolüne almak için kurdurduğu kukla Kürt devleti bünyesindeki kanıksanmış iç ça­tışmaları gerçekte çok da dert etmiyordu kendine. Bu çatışma­ların her seferinde KDP ve YNK üzerindeki denetimini daha da güçlendirdiğini görmenin verdiği bir rahatlıktı bu. Dahası , bu a­maçla sözkonusu çatışmaları dipten dibe kendisinin kışkırttığı bi­le söylenebi lir. Tek rahatsızlığı , son zamanlarda bu aynı çatış­malardan İran'ın da gitgide daha çok yararlanma olanağı bulabil­mesiydi.

358

Page 359: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Empery�lizm tarihte her zaman ve her yerde özgürlük değil egemenlik peşinde olmuştur. Emperyalizmin tüm tarihinden Şaş­maz bir biçimde çıkan bu sonuç, bizzat Güney Kürtlerinin kendi tarihiyle de somut olarak kanıtlanmıştır. Geçmiş'te Irak'ta Sovyet­ler Birliği 'ne yakın duran bir rejime karşı Baba Barzani'yi kulla­nan ABI?, günü geldiğinde (ABD jandarması Şah rejimiyle Irak anlaştığında) Kürtleri olduğu gibi yüzüstü bırakmış, Bağdat reji­mi tarafından zalimce imha edilmelerine seyirci kalmıştır. ABD ya da bir başka emperyalist güce dayanarak ulusal özgürlüğün kazanılabileceğine İnanmak, Kürt feodal burjuva öğelerin Kürt halkına aşılamaya çalıştığı en öldürücü düşünce olmuştur. '74'­teki ağır yenilginin" ardından bu gerçek bir parça anlaşılmış gibi göründü. Fakat etkisi uzun sürmedi, süremezdi de. Zira Kürt mülk sahibi sınıfların damgasını taşıyan akımlar emperyalizme ve bölgesel sömürgeci güçlere sırtlaqnı dayamaksızın ayakta duracak güç ve iradeden yoksundurlar. Emperyalist mihraklara dayalı bu kurtuluş umutlarına dönek Kürt solcuları son yı l larda (Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'nın çöküşünün ardından) yeni bir ideolojik kuvvet kazandırdılar. Körfez savaşının ardından Gü­ney Kürdistan'da kukla bir Kürt devletinin kuruluşunu ise bu ha­yallerine somut dayanak saydı lar.

Oysa dün olduğu gibi bugün de Kürtlerin özgürlüğü ve �lu­sal hakları emperyalistlerin zerre kadar umrunda deği ldir. Son gelişmeler bunu bir kez daha somut olarak göstererek buna i lişkin boş hayal lere büyük bir darbe vurmuştur. Geçmişten beri Kürtlere hamilik iddiası taşıyan, Paris 'te Kürt konferansları toplayacak ka­dar i leri giden Fransız emperyalizmi, son gelişmelerin ardın­dan, "Irak 'ın egemenlik hakları" adı altında Saddam rejimine açık ve tam destek vermiştir. Bu şaşırtıcı değildir; zira bir dizi kısııla­m� ve ambargoyla Irak ' ı boğan ABD emperyalizmi karşısında Irak rejimine arka çıkmak, bölgesel rekabetle Fransa'ya önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu tıpkı ABD'nin bunaltıcı kuşatınası karşısında bulunan İran'la Alman emperyalizminin geliştirdiği ya­kın i l işkiler gibidir. Emperyalizm her zaman kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder, nüfuz ve egemenirk peşinde koşar.

359

Page 360: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Onun tutum ve davranışlarını tayin eden tek ölçüt budur. Fakat burada ası l konumuz, Körfez krizinin ardından fede­

re Kürt devletine önayak olan ve güya Güney Kürtlerini korumak için Kuzey Kürdistan'da Çekiç Güç bulunduran ABD'dir. Tescil l i ABD işbirlikçisi Talaban i , Saddam rej iminin Erbil 'e müdahale niyetini üç gün önceden bildirdiğini söylediği ABD'nin buna rağmen hareketc;iz kalmasına önce öfkeli sitemler elli. Fakat Irak müdahalesinden üç gün sonra da olsa ABD emperyal izmi Irak kentlerine füzeler yağdırdığında ise, bu kez yeniden şükranla­rını ifade etti. Böylece de, bu i şbirl ikçi hainlerin izledikleri poli­tikalarla yalnızca Kürt halkına sonu gelmez acılar tattırmakla kalmadıkları , fakat aynı zamanda dünyanın emperyalist efen­dilerinin bölgeye askeri müdahalelerine masum gerekçeler sağla­mak yoluyla bölge halkianna ihanet ettikleri de bir kez daha ortaya çıktı. Bir ·başka halkın ABD'nin emperyalist savaş makinasının saldırıları ve emperyalist ambargoların kıskacı altında iniernesi­ne dayalı bir politika, Kürtlerin özgürlüğüne değil, tam tersine, Kürtler de içinde bölgesel çapta perçinlenmiş emperyalist köle­liğe hizmet eder sadece. Ama bu katı gerçek, feodal-burjuva çıkar çetelerinin, Kürtlerin kaderine hükmeden bu savaş ağalarının umrunda bile değildir.

ABD emperyalistleri Irak ordusunun Erbil 'e müdahalesinin ardından l rak 'a karşı yeni bir haydutça cezalandırma eylemine giriştiler. Bunu yapmak zorundaydılar; hiç de Kürtleri düşündük­leri için değil , fakat Irak onların tayin ettiği davranış çizgisinin dışına çıkmış bulunduğu için. Zira Irak ' ın mahkum edildiği bu çizgi, Körfez savaşının ardından ABD emperyalizminin Orta­doğu'da perçinierne imkanı bulduğu bölgesel hükümranlığının sim­gesel bir i fadesidir. Irak şahsında sürekl i tehdit edilen, hırpala­nan ve aşağılanan gerçekte tüm bölge halklarıdır. Bir başka i fadeyle, ABD emperyalizmi, bölge halklarına karşı kudretini, bir şamar oğlanı gibi kul lanmaya çalıştığı I rak üzerinden gösteri­yor. Bu nedenle, l rak'a yöneltilmiş son zalimce saldırı da, özün­de tüm bölge halklarına yöneltilmiş bir saldırıdır. Saddam rejimi­nin Kürt halkına saldırısı ve zulmü ise ABD'nin umrunda değil-

360

Page 361: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dir, ABD'yi ilgilendiren Saddam' ın çizmeyi aşmasıdır. Nitekim ABD Savunma Bakanı , son saldırıların hemen ardından, kendi­lerini Irak' ın kuzeyinin değil fakat güneyinin i lgilendirdiğini; kendileri için önemli olanın petrol kaynakları ve yollarının güven­l iği olduğunu; kuzeydeki girişimlerine sessiz kalınırsa bunun Saddam rejimini güneye yönelik olarak da 'cesaretlendirebileceği­ni; dolayısıyla buna mahal vermemek için de Irak 'a yönelik son saldırıları yaptıklarını açık açık söylemiştir.

Kürtlerin özgürlüğü · ABD emperyalizmini zerre kadar i lgi­lendirmemektedir dedik. Ama bu, ABD'nin Kürtlerle çok yakın­dan ilgi lenmesine yine de engel değildir. Bu i lginin tek nedeni , Kürt sorunundan yararlanarak bölgeye fiilen yerleşme olanağı bulabilmesi ya da bu sorunu bölgesel güçlere karşı (bugün l rak'a karşı olduğu gibi) kullanabilmesi de değildir. Çok daha önemli ve çok daha stratejik bir başka neden var. Ortada bir "Kürt soru­nu" vaı'. Kürtler birbirine komşu dört Ortadoğu ülkesi tarafın­dan ulusal kölelik altında tutulmaktadırlar. Bu olgu Kürtlerin ulu­sal özgürlük özlemlerine tükenmez bir kaynak oluşturmakla kal­J!Iamakta, bu özlemierin Ortadoğu'daki gerici ve emperyalist sta­tükoya büyük darbeler vurabilec_ek bir devrimci dinamik olarak şekillenebilmesine potansiyel bir zemin de hazırlamaktadır. Yal­nızca ABD'nin değil tüm emperyalistlerin, yanısır-a tüm Ortado­ğu gericiliğiıiln, gitgide büyüyen en büyük korkularından biri, tam da Kürt sorununun bir devrimci gelişme dinamiği olarak oy­nayabileceği bu roldür.

Türkiye Kürdistanı 'ndaki gelişmeler bu korkuyu ·somutlamış­tır. ABD Körfez savaşının ardından Güney Kürdistan'da işbir­l ikçi KDP ve YNK aracılığıyla bir kukla Kürt devleti oluşturma yoluna giderken, böyle bir gelişmenin önünü kesrnek gibi strate­jik önemi çok büyük bir hedef de güdüyordu. Güney Kür­distan'daki kukla devlet onlar için Kürt sorununu kendi kontrolleri altına almanın ve sistem içi bir çözüme kavuşturmanın dayanağı olma rolünü oynayacaktı .

Fakat işler umdukları gibi gitmedi. KDP ve YNK'nın iç ça­tışma ve dalaşınalarının yarattığı sorunlar bir yana. Kuzey Kür-

361

Page 362: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

distan'daki devrimci ulusal hareketin bu alanı kendisi için bir cephe gerisi haline getirmeyi başarması ve böylece emperyalist­lerin umduğunun tam tersi geli şmelere dayanak olarak kul­lanabilmesi de yapılan hesapları zaafa uğrattı. Türk devletinin Güney Kürdistan ' ın Körfez savaşı sonrası statüsünün yolaçtığı gelişmelerden bugün duyduğu . çok büyük rahatsızlık da bunu kanıtlamaktadır. Ve daha da önemlisi , Saddam rejiminin Erbi l 'e son müdahalesi karşısında ABD'nin nispeten daha "ölçülü" davranmasının gerisinde, Güney Kürdistan'ın bu açıdan bir za­afiyet alanına dönüşmesinin büyük payı vardır . . KOP ' nin ve YNK'nın iç çatışmalarla birbirlerini yıprattıkları bir ortamda PKK'nın Güney Kürdistan'da giderek büyüyen bir güç olması ihtimali karşısında, emperyalistler, bunun önünü kesebilecek Irak müdahalelerine gerekli açık ya da örtülü desteği vermekte durak­samayacaklardır. Nitekim Türk devletinin aynı amaçla Güneye yönelik olarak şu günlerde hazırlamakta olduğu saldırıya ve tam­pon bölge" yaratma planiarına verildiği açıklanan destek de bunu gösteriyor.

Türk devleti Güney Kürdistan'• işgale hazırlanıyor

Güney Kürdistan'daki son gelişmelerin ardından Türk dev­letinin gelişmelere hazırl ıksız yaka.landığı ve devre dışı kaldığı üzerine sayısız spekülasyon yapıldı. Daha çok burjuva muhalefet cephesinden gelen bu speküla<>yonlar, belli bir gerçeklik payı taşı­yor olsalar da, Türk devletinin Saddam rejimiyle son zamanlarda geliştirdiği özel i l işkileri, bunun Saddam 'ın Kürt bölgesine yap­tığı müdahaleyle doğrudan bağını gizlerneye hizmet ediyorlar. Bil indiği gibi, kendi Kürtlerinin devlet kurma arzularına emsal oluşturacağı kaygısıyla Türk devleti her zaman Kür<!istan'ın öteki parçalarında, değil devletsel oluşumlara, bölgesel özerklik ya da otonomi türünden gelişmelere bile geleneksel olarak karşı olmuş­tur. Bu çizgiden tek sapma, Güney Kürdistan ' ı da kapsayacak egemenl ik ya da nüfuz planları çerçevesinde ABD'nin özendir­diği Özal çizgisi olmuştur. Fakat �u sapma hertaraf edildikten

362

Page 363: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sonra, Türk devleti geleneksel politikasına daha bir sıkı sarı lmış, ABD'nin Güney Kürdistan'daki federe devlet girişimlerine karşı olmuş, fakat uşaklık ettiği bu emperyalist güce söz geçiremediği için de fii l i duruma katlanmak zorunda kalmıştır. Yine de, poli­tikasını ilkesel olarak yineleyip durmuş, he� fırsatta Irak'ın "toprak bütünlüğü"ne i lişkin hassasiyetini ifade etmiştir.

Kukla federe devletin YNK ve KDP' nin iç dalaşmalarıyla çökmesi ve PKK'nın Güney Kürdistan'da da bir güç olarak sivrii­meye başlaması , TÜrk devletinin "tez"ini güçlendiren bir ortam yarattı. Refah ' l ı yeni hükümetin kurulması, Genelkurmay' ın Sad­dam rejimiyle bu geleneksel tez doğrultusunda i l işkilere girme­sini kolaylaştırdı. Nitekim Körfez Savaşından beri i lk kez olarak iki bakan tarafından I rak 'a günlerce süren bir ziyaret yapıldı. Kesine yakın bir ihtimalle KDP'nin de dahil olduğu bir gizli antlaşma çerçevesinde, I rak ' ın Erbi l 'e müdahalesi üzerinde bir antlaşmaya varı ldı. Buradan bakıldığında, son gelişmeler Türk devleti için bir sürpriz oluşturmak bir yana, onun da dahi l ol­duğu planın bir parçasıdır.

Irak ' ın Erbil 'e müdahalesi, gerçekte, Türk devletinin I rak' ın egemenlik hakları ve toprak bütünlüğü üzerine tezlerine kuvvet kazandırmıştır. KDP'nin Saddam 'ı federe Kürt devletinin baş­kenti olan Erbil 'e askeri müdahaleye davet etmesi , Kürt devleti iddiasına en büyük darbeyi vurarak, Türk devletine hiç deği lse şimdil ik nefes aldırtmıştır. B M'nin ambargoyu gevşetme kararını ertelemesinin Türk devletini petrol boru hattı gel irinden yoksun bırakmasina gel ince, bu yüzeysel iddiayı çürütmek için, aynı Türk devletinin, Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğmak için yıl­da 7-8 milyar doları gözünü kırpmadan harcadığını hatırlatmak bile yeterlidir. Son gelişmeler onun Güney Kürdistan 'a i l işkin politikasına kuvvet kazandırmışsa eğer, birkaç milyar dolarlık pet­rol gelirinden yoksun kalmasının gerçekt� bir önemi olabilir mi?

Fakat dahası yar. KDP ve YNK arasındaki çatışmaların var­dığı son nokta ve bu çerçevede I rak saldırısı, Güney Kürdistan' ı her türlü dış müdahaleye açık hale getirmiştir. Emperyalistlerin, İran'ın ve bu arada Türkiye'nin ... Bu satırların kaleme alındığı

363

Page 364: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sırada Türk devletinin "güvenlik zirvesi" yapılıyordu ve bu "zir­ve"nin gündemi Güney Kürdistan'a müdahale sorunuydu. Bunun bahanesi ise "son gelişmeler"in yarattığı boşluğun Türkiye'nin güvenliği için yarattığı tehditti. "Zirve"den çıkacak karar könu­sunda önceden bilgilendirildiği anlaşılan medya, "Kalkan Hare­katı" adını taşıyan bu işgalci müdahale i le, bir "tampon bölge" kurulacağını ve 25 kilometre derinliği olacak bu bölgenin tama­men insansızlaştırılacağını duyuruyor.

Yaratılan "tampon bölge" ile PKK'nin Güney Kürdistan'ı bir destek üssü olarak kullanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Türk devletinin bu işgalci adımı, Saddam rejiminiri Erbil müda­halesinin TC için sağladığı avantajları tamamlar niteliktedir. Ama çok geçmeden, bu işgalin Güney Kürdistan ile Kuzey Kür­distan'ın fii l i birliğine yeni bir kuvvet kazandırarak, Güney'de de PKK'nın öne çıkmasını kolaylaştıracagını görme olanağı bu­lacağız. Kısa döneml i kazanımlar uzun vadede sömürgeci Türk devleti için hüsrana dönüşecektir. Bundan kuşku duyulmamalı­dır.

364

Ekim 1 Eylül '96

Page 365: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Devrimi boğma planlar•

Kürt sorunu ve Güney Kürdistan üzerine oynanan uluslar­arası oyunlar son adımlarla yeni boyutlar kazandı . Oynanan oyunların gerisinde ABD emperyalizmi, Türk gericiliği ve Avrupalı emperyalistler var.· Bunların herbirinin kendine göre kaygıları ve hesaplan olmakla birlikte, tümünün girişimlerini kesen ortak pay­da, PKK şahsında kendini gösteren devrimci alternatifi hertaraf etmektir.

Saddam rejimi başlangıçtaki çıkışlarının ardından yeni da­yatmalar karşısında teslimiyetini bir kez daha i lan ettiği halde, ABD emperyalizmi Körfez'e ·yeni askeri güçler yığınaya devam etti, ediyor. Bununla öncelikle Irak rejiminin Güney Küı'distan 'a yeniden egemen olma çabalarİnı boşa çıkarmayı amaçlıyor. Gü­ney Kürdistan ' ı kendi dolaysız etki alanı olarak tutmak, böylece Kürt sorunu üzerinde kurduğu dolaysız denetimi sürdürmek istiyor. ABD bu amaç çerçevesinde yarattığı askeri tehditle, Irak rejimi-

365

Page 366: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ni yeni bir teslimiyete zorlamış, böylece de Irak rejimi ile KDP arasında gelişebilecek i l işki leri şimdilik engellemiştir.

Fakat ABD'nin askeri girişimlerinin politik amacı hiç de bundan ibaret değildir. ABD emperyalizmi, tam da Irak rejimine koşullarını dayatmak ve Güney Kürdistan üzerindeki vesayeti­ni korumak için giriştiği bu askeri yığmak sayesinde, bölge halk­larına karşı saldırgan ve tehditkar bir hava da estirmek istemiş­tir. I rak'taki gelişmeleri bölgenin gerçek hakimi ve baş jandar­ması olduğunu vurgulamak için bir fırsat saymış, bunu somut güç gösterisiyle ortaya koymak yoluna gitmiştir.

ABD, Ankara'da yapılan görüşmede Barzani 'yi Irak rejimi i le kendi iznini aşan bir i l işkiden kesin bir biçimde men etmiş­tir. Saddam rejimiyle giriştiği işbirliğinin altında ezilen ve sırtı­nı her zaman için �BD emperyalizmine dayarnaya alışmış bulu­nan Barzani ise, gerekli desteğin sağlanması ve güveneelerin verilmesi koşuluyla istenen uşaklığı kabullenmekte bir güçlük çekmemiştir. ABD'nin dayatmalarına, yani dolaysız emperyalist vesayete razı olmuştur.

Dış politikası tamamen ABD emperyal izminin hizmetinde olan Türk devleti ise ABD'nin bölgeye ilişkin emperyalist planlan çerçevesinde kendi özel kaygı ianna çözümler aramaktadır. Gelişmelere i l işkin i lk değerlendirmemizde de belirtildiği gibi, Türk devleti Irak rejiminin Güney Kürdistan'a müdahalesini ger­çekte özel bir memnuniyetle karşıladı. Zira o bunu kendi Kürtle­rine kötü bir örnek olabilecek bağımsız bir Kürt devleti ihtimali­nin zayıflaması ve tersinden "lrak'ın toprak bütünlüğü"ne ilişkin kendi tezinin güçlenmesi sayıyordu. Fakat Irak müdahalesinin ortaya çıkardığı yeni durum bir yandan ABD'nin çıkarlarıyla çelişirken, öte yandan da (işbirlikçe ihanet çizgisinin Güneyli Kürtler nezdinde açığa ç ıkması ölçüsünde) PKK ' nın Güney Kürdistan'da devrimci bir alternatif olarak sivrilmesine zemin hazırlamaktaydı.

Dolayısıyla bu durumda Türk gericiliği bir yandan ABD çıkarları ile bağdaşmaya çalışırken, öte yandan d� bu riski so­mut önlemlerle hertaraf edebilmeliydi. Bunun için düşünülen ilk

366

Page 367: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çözüm, Güney Kürdistan ' ın sınır bölgelerin i işgale dayanan bir "tampon bölge" oluşturmak planıydı. Bu plan ABD'nin de deste­ğini aldı. Fakat öteki u luslararası odaklardan gelen geniş tep­kiler üzerine şimdilik uygulamaya konulamadı. B unda kuşkusuz böyle bir müdahalenin astarın ın yüzünden pahal ıya patlamasın­dan duyulan korkunun da rolü oldu.

Son gelişmeler Türk gericiliğinin ABD planları çerçevesin­de yeni bir çözüm arayışı içerisinde olduğunu gösteriyor. Şim­di ABD'nin de desteğiyle PKK 'nın Güney kürdistan'dan tasfi­yesi için Barzani 'yle sıkı bir işbirliğine girilmeye çalışı l ıyor. Bu­nu tamamlayan yeni bir başka gel işme da,ha var. Türk devleti kendini Irak'taki Türkmenlerin vasisi i l an ederek Güney Kür­distan'daki gelişmeler üzerinde doğrudan söz sahibi olmak isti­yor. Bununla bölge üzerinde yeni bir nüfuz kanalı yaratmak ve gerektiğinde doğrudan müdahale edebilmek için uygun bir zemin hazırlamak istiyor. Barzani i le Ankara'da yapılan görüşmelerin çerçevesini bu niyetler belirledi. Türk Dışişleri Bakanlığı bunu açıkça i lan da etti.

Bütün bu hesapları ve planları ise beklenmedik bir başka gelişme tamamladı. Tam da ABD ve Türk Dışişleri Bakanlığı temsilci lerinin Ankara'da Barzani i le görüştükleri bir sırada, Brüksel 'de ve Londra'da uluslararası bir komplo sahneye konul­du. Belçika, Almanya, ingiltere ve Hol landa polisi tarafından MED-TV 'ye, Sürgünde Kürt Parlamentosu'na ve PKK'ya yakın öteki kuruluşlara karşı geniş çaplı bir ortak saldırı başlatıldı.

Aynı ana denk gelen bu iki olay arasında hiç kuşkusuz do­laysız bir bağ vardır. Bugüne kadar Kuzey Kürdistan'daki dev­rimci özgürlük mücadelesinin boğulm�sında Türk devletine her türlü desteği veren Batı l ı emperyalist odaklar, Güney Kürdistan'­daki son gelişmelerin ortaya çıkardığı yeni durumun taşıdığı po­tansiyel tehli�eleri gözetmiş, PKK 'nın uluslararası i tibarını sars­mak ve onu güçten düşürmek için bu son adımları almışlardır. ABD ve Türk gericiliği Ankara'da KOP'ye güç ve destek verir­lerken, Avrupalı emperyalistler de Brüksel ve Londra'daki komp­lolarla PKK'ya uluslanırası bir darbe vurmak yoluna gitmişler-

Page 368: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dir. Avrupalı emperyalistlerin PKK 'ya yakın Kürt kuruluşlarına

bu ortak saldırısı, yaklaşık üç yıl önce Almanya ve Fransa'nın Avrupa'daki Kürt kuruluşlarına yönelttiği saldırının bir benzeri­dir. Fakat bu sonuncusu, gerek kapsamı, gerek zamanlaması ve gerekse politik anlamı ve sonuçları bakımından, '93 yılı sonunda­ki saldırıyla kıyaslanamaz bir öneme sahiptir. '93 saldırısı bazı Kürt derneklerine yönelmişti. Oysa bu son saldırı Sürgünde Kürt Parlamentosu ve MED-TV'yi hedef almıştır. Bu iki kuruluş, Kürt hareketinin yıl lardrr emek verdiği uluslararası diplomasinin en önemli iki somut kazanımı durumundaydı. Bu kurumlara yönel­tilen saldırı Kürt özgürlük hareketinin bunlar üzerinden kazandı­ğı politik ve diplomatik meşruiyeti hedef almıştır. PKK gibi mil­yonlarca Kürdü temsil eden politik bir örgüt bir anda adi bir "suç örgütü" i lan edilerek ona uluslararası bir darbe vurulmak istenmiştir.

Denilebi lir ki bu son saldırı, Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğü kirli imha savaşına bugüne kadar verilmiş en önemli politik destek olmuştur. Ve bu desteğin zamanlaması da son derece dikkate değerdir. Tam da YNK'nın sahneden silin­diği ve KDP'nin Saddam rejiminin işbirlikçisi kimliği ile sahne­d(! göründüğü bir sırada, PKK bir "terör" ve "suç" örgütü ilan ediliyor. Belli ki Avrupalı emperyalistler Türk devletine çok kritik bir anda büyük bir destek vermenin ötesinde niyetlerle hareket etmişlerdir. Güney Kürdistan'daki gelişmelerin emperyalist çıkar­lar için yarattığı riski gözeten ve hertaraf etmeyi amaçlayan bir adım almışlardır.

Kürt halkının devrimci iradesine ve kazanımiarına yönel­miş bu iğrenç ve alçakça saldınlar şüphe yok ki son derece öğreti­ci dersler de içermektedir. PKK devrimci kimliğini koruduğu sü­rece emperyalizmin ve gericil iğin bu türden ortak saldırı larına döne döne hedef olacaktır. Emperyalizmin şaşmaz hedefi PKK'­yı ya tasfiye etmek ya da emperyalist çıkarlar çerçevesinde eh­lileştirmektir. Emperyalist dünya için bunun ötesinde bir i l işki

·ve politika alanı işin doğası gereği yoktur.

368

Page 369: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Son olaylar devrimci kimlik korunduğu sürece emperyalist dünyanın mevcut siyasal yapısı içerisinde gösterilecek diploma­tik çabaların iğretiliğini de bütün açıklığıyla göstermiştir. Kürt özgürlük hareketinin, devrimci kimliğini korumak istediği sürece iğreti kalmaya mahkum diplomatik açılımlara değil, fakat halkları muhatap alan devrimci politikalara ihtiyacı vardır. Son olaylar bu açıdan da son derece öğretici olmuş, Kürt sorununda devrim­den başka çözüm olmadığını bir kez daha doğrulamıştır.

Ekim ıs Eylül '96

369

Page 370: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Emperyalizm Ortadoğu'dan defol!

Ortadoğu'dan yine kan ve barut kokuları yükseliyor. Bölge­nin 4 komşu sömürgeci ülkesi tarafından ulusal kölelik altında tutulan kardeş Kürt halkına emperyalizm ve işbirlikçi egemenler bir kez daha ölüm kusuyor.

Güney Kürdistan 'da ABD emperyalizminin icazeti altında kurulan "bağımsız Kürt federe devleti"nde yaşanan ve tüm Or­tadoğu ülkelerini içine alan gelişmeler i lk bakışta içinden çıkıl­maz bir karmaşıklığı yansıtıyor. Oysa gerek işbirlikçi Kürt örgüt­leri KDP i le YNK arasında sürüp g-iden çıkar çatışmalannda, ge­rek ·bölge burjuvazilerinin nüfuz alanlarını genişletmek doğrul­tusundaki arayışlarında, gerekse de bölgenin esas hakimi olan ABD emperyalizminin güç gösterilerinde yeni bir şey yoktur.

Emperyalizmin jandarması ABD Ortadoğu'nun zengin yeral­tı kaynakları (petrol) ve geçiş yolları üzerindeki denetimini güç­lendirmek ve genişletmek için yı l lardan bu yana bölg�de milita-

3 70

Page 371: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rist bir terör gücü olarak bulunuyor. Sömürgeci kölelik altında inleyen kardeş Kürt halkının ulusal kurtuluş umudunu ·sömüren YNK ve KDP gibi feodal-aşiretçi örgütler ise s ırtlarını emper­yalizme dayayarak varlı k haklarını koruyabiliyorlar. Başından i tibaren kendi halklarını boyunduruk altında tutan sömürgeci devletlerle işbirliği içerisindedirler. Aralarındaki çatışmalar em­peryalizmin bölge üzerindeki denetimini kolaylaştıran ve güç­lendiren bir zemin oluşturmaktadır. Bölge ülkelerin, YNK ve KDP gibi işbirlikçi örgütlerin kendi aralarında ve emperyalizmle olan çatışmaianna bakıp da aldanmamalıdır. Gerek emperyalizmin, ge­

rek sömürgeci bölge ülkelerinin, gerekse de işbirlikçi örgütlerin kaygıları temelde ortaktır. Dört Ortadoğu ülkesi tarafından ulusal kölelik altında tutulan Kürt halkının devrimci bir önderlik altında birleşmesinden, sömürgecilik zincirlerini kırmasından ve böylece bölgedeki gerici-emperyalist egemenlik i lişkilerine güçlü bir dar­be vurmasından korkuyorlar. Kuzey Kürdistan'da özgürlük ate­şini tutuşturan ve sömürgeci l iğe karşı devrimci mücadeleyi yükselten PKK'nin varlığı onların en büyük kabusudur. PKK'­nin tasfiyesi veya onun bir değişik biçimi olan ehlileştirilmesi için tüm bu güçler elele vermiştir. Başta Kürt halkına karşı sömürgeci kirli bir savaş yürüten Türkiye burjuvazisi, hepsi de emperyalist güçlerin sustah maymunları olan bölge ülkelerinin ve işbirlikçi Kürt örgütlerinin kendi aralarındaki çıkar çatışmaları ancak bu çerçevede bir anlam kazanmaktadır. Ye kardeş halkları birbirine kırdırtmaktan, emperyalizmin egemenliğini pekiştiren bir istikrarsızlık ve kaos ortamı yaratmaktan başkaca da bir sonuç üretmemektedir.

Bölgenin gerçek hakimi olan emperyalizm başta kardeş Kürt halkı olmak üzere bölge halklarının en büyük düşmanıdır. Sü­ren savaşlarda ve çatışmalarda tek çıkarı olan yine emperyalizm ve onun uşakları, işbirlikçi leridir. Her vesileyle (3-4 Eylül sal­dırısı ABD emperyalizminin Güney Kürdistan' a olan 7. saldırı­sıdır) Kuzey Irak 'a askeri müdahale düzenleyen ABD gerçekte tüm bölge ülkelerini tehdit etmektedir. Körfez Savaşı 'ndan bu yana Kuzey lrak'a sıklaştırdığı saldırılarla dünya kamuoyuna "çı-

371

Page 372: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

karlanının sözkonusu olan her yerde, sözümün dışına çıkıldığı her an saldırabilirim!" kanlı mesajını i letıneye çalışmaktadır. Böl­geye muazzam bir askeri güç konuşlandıran ABD bu aynı yön­temle Ortadoğu'daki emperyalist hegemonyasını m ilitarist varlığı i le meşru laştı rmaya çalışmaktadır.

Son gelişmeler bir kez daha kardeş Kürt halkı için emperya­l izmin icazeti altında bir kurtul uş un mümkün olmayacağını göstermiştir. Emperyalist boyunduruğu hedeflemeden, sömürge­ci ülke iktidariarına karşı devrimci savaşı yükseltmeden ulusal özgürlük de sağlanamayacaktır. Kardeş Kürt halkının müttefik­leri emperyalist güçler ve işbirlikçileri olamazlar. Aksine ulusal kurtuluş mücadelesi dostunu-düşmanını iyi belirlemelidir. Kar­deş halklar ve komşu ülkelerin proJetaryası sömürgeci ülke bur­juvazilerine ve emperyalizme karşı devrimci mücadelede bu­l uşmalıdır.

Kürdistan' ın diğer bölgelerinden farkl ı olarak Türkiye Kür­distanı ' nda u lusal kurtuiuş mücadelesi devrimci bir mecrada yürümektedir. Bu olgu bu mücadelenin devrimci önderliğini yürü­ten PKK'ye, Türkiye proletaryasına ve Türkiye devrimci hareke­tine özel bir sorumluluk yüklemçktedir. Ortadoğu'daki emperya­list boyunduruğa, emperyalizmin uşağı sömürgeci Türk burjuva­zisine ve işbirlikçi ihanete karşı devrimci mücadele yükseltilme­lidir!

3 72

Kızıl Bayrak

Eylül '96

Page 373: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Kirli ellerinizi Kürdistan'dan çekin!

İsrail yıl lardır Fil istin v e Arap halklarına kan kusturuyordu. Filistiniiierin topraklarını işgal etmişti. Bir bölümünü yerlerinden, yurtlarından söküp-atmış, mülteci bir konuma itmişti. Geriye kalantarı ise, tıpkı kendilerine geçmişte aynı mua!lleleyi yapan faşist Hitler gibi tel örgülerle çevirip, herbiri birer Nazi kampı olan toplama kamplarına hapsetmiş, esareti dayatmıştı. Tepe­den tımağa militaristti. Barbar ve işg�lci bir devletti İsrail . Aynı zamanda Ortadoğu'nun en saldırgan, en yayılmacı devletiydi. ABD'ye kölece bir sadakat· içindeydi. ABD'nin çıkarları için savaşıyordu.

Sömürgeci Türk devleti tutup, Ordadoğu ' nun bu barbar, işgalci, saldırgan, yayılmacı, militarist ve Amerikan uşağı _dev­leti i le· i leri derecede bir işbirliğine gitti. ABD'nin önderliği al­tında İsrail i le Ortadoğu'da yeni bir saldırganlığın ifadesi olan açık-gizli bir dizi anlaşma yaptı.

3 73

Page 374: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Komünistler bu saldırgan i ttifakın gerçekleşiirildiği daha ilk günlerde; "bu ittifak TC'nin Ortadoğu'da yeni bir role soyundu­ğunun ifadesidir. TC de saldırgandı, ancak bundan böyle daha saldırganlaşacaktır !" demişlerdi. Nitekim öyle oldu. Bu saldırgan ittifak daha i lk aşamada i lk meyvesini vermekte gecikmedi . Sömürgeci Türk devleti , üstelik de bölge halklarının tepkisi ne olur, dünya kamuoyu ne der demeden Güney Kürdistan' ı işgal etti . Yı l lardır Kuzey Kürdistan 'da kanl ı , kirli ve hı:ıksız bir savaş yürüten, Kürt halkına yı l lardır kan kusturan, Kuzey Kürdistan' ı bir boydan bir boya yıkıma uğratan bu barbar devlet, şimdi de Güney Kürdistan 'dadır. Günlerdir benzer şeyleri orada da ger­çekleştiriyor.

Günlerdir koca bir u lusun özgürlük savaşını, onun özgür­lüğe, eşitliğe, kardeşliğe i l işkin çığl ıklarını bastırmak üzere Gü­ney Kürdistan 'a bomba ve kurşun yağdırıyor. Kürt halkının öz­gürlük savaşçılarını. geril lasını imhaya çal ışıyor. Hiç bir ayrım gözetmeksizin halkı biçiyor.

Önce Osmanlı lar işgal etmişti Güney Kürdistan' ı . Ardından İngi l iz sömürgeci leri. Her ikisi de Kürt halkına acıdan, yoksul­l uktan, yıkımdan ve esaretten başka bir - şey vermemişlerdi. Da­ha yakın zamanlara kadar ise Saddam rejimi biçti Kürtleri. Hiro­şima türünden katliamlar yaşattı Kürt halkına. Şimdi de barbar Türk devleti . . . Kürt halkı adeta acıdan acıya, yıkımdan yıkıma sürükleniyor.

Güney Kürdistan 'daki kanlı ve haksız savaşın başında Türk generalleri bulunuyor. İşgal i bölge halkının istemlerini· hiçe saya­rak gerçekleştirdiler. İşgal için "olur"u çok önceden ve yalnızca ABD ve İsrai l 'den aldılar. Çünkü onlar Amerikancıdırlar, çünkü onlar siyonizmin dostudurlar. TC ve Amerikancı general ler işgali hakl ı göstermek için, "millet ve vatan" diyorlar, "halkın huzuru ve çıkarları" diyorlar, "insani yardım" diyorlar. Hepsi yalan!

Koca bir u lusu, Kürt u lusunu, fiiğer üç sömürgeci devletle (Suriye, Irak ve İran) birlikte bölüp, her bir bölümünü esaret altın­da tutan, özgürlükten yoksun koşul larda yaşamaya mahkum eden onlar değil mi? Kürdistan ' ı dört parçaya bölenler, başka bir hal-

374

Page 375: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

kın "vatan"ını işgal edenler, vatansever olabilir mi? Sermaye­nin, sermaye sahiplerinin vatanı yoktur. Yatan onlar için yalnız­ca ve yalnızca çıkarlarıdır. Paradır, petrol yeşili dolardır ... "Hal­kın çıkarları" da değil dertleri. Onlar Güney Kürdistan 'da ABD'­nin, İsrail ' in ve tabi ki kendi burjuvalarının sefil çıkarları için savaşıyorlar.

Sömürgeci Türk devletini Güney Kürdistan'a davet eden Mesut Barzani ve benzeri 'aşiret ağaları, feodal ler ve korucubaş­ları dışındaki tüm bir Güney halkı işgale karşıdır. PKK ve diğer yurtsever örgütlerle birlikte sömürgeci Türk devletine ve işbir­l ikçi Mesut Barzani 'nin peŞmerge kıl ığındaki korucuianna karşı direnişe geçmiştir. işgalci Türk ordusu bölgeden çekilineeye ka­dar direnmeye kararlıdır.

Hiç bir kirli ve haksız savaşın zafere ulaştığı görülmemiştir. Bunu eri iyi Vietnam'da yaşadığı yeni lginin şahsında, Türk dev­letinin ağababası ABD bilir. Sömürgeci Türk devleti de yenilgiye mahkumdur. Tarih son tahtilde hep haklıdan yana olmuştur. Za­fer er ya da geç Kürt ve diğer bölge halklarının olacaktır.

Türkiye işçi sını fı ve emekçileri. sömürgeci burjuvazinin Kuzey'i ve Güney'i ile Kürdistan'da yürüttüğü kifli savaş -karşısın­daki suskunluğuna artık son vermelidirler. Katledilen kardeş bir halktır. Kardeş bir halkın katiedilmesine seyirci kalmamalıdırlar. Komünistler her yerde ve her fırsatta sömürgeci burjuvazinin Kürt halkına karşı yürüttüğü kirli ve haksız savaşı' teşhir etmelidir­ler. Sömürgeci Türk ordusunun Güney Kürdistan 'a dönük işgali­ne karşı protestolar örgütlemelidirler.

Kızıl- Bayrak Mayıs '97

Page 376: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk burjuvazisi emper_yalist hayaller peşinde

Sömürgeci Türk devleti Güney Kürdistan' ı bir kez daha iş­gal etm_iş bulunuyor. işgalci Türk ordusu günlerdir Güney Kür­distan'a bomba yağdırıyor.

işgal, bölge halkının iradesi ve istemleri hiçe sayılarak ger­çekleştiri lmiştir. Tümüyle -haksız ve gayri meşrudur.

işgali yönetenler Amerikancı Türk generalleridir. Aynı za­manda israil dostu da olan Amerikancı general ler, işgalin bölge halkına- değil, yalnızca PKK 'ye yönelik olduğunu söylüyorlar.

Her zaman olduğu gibi, işgalin en önemli hedeflerinden bi­rinin PKK olduğu açıktır. Saldırı ların özellikle PKK kampları üzerinde yoğunlaştınlması da bunun ifadesidir. Ne var ki Ameri­kancı generaller gizlerneye çalışsalar da, bu işgal in PKK 'ye ağır darbeler vurmak ve eğer başarılabilirse bölge dışına sürmekten öte amaçları var.

Sömürgeci Türk devletinin öteden beri Musul ve Kerkük

3 76

Page 377: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

üzerinde "tarihi hak" iddiasında bulunduğu bilinmektedir. Sö­mürgeci Türk burjuvazisi son on yıl içinde bu iddiasını daha sık tekrarlar olmuştur. Körfez savaşı ile birlikte Türk burjuvazisi, aynı zamanda içteki sor.unların üzerini örtmenin de bir aracı .ola- . rak, aktif bir dış politika izlemeye başlamıştır. Bu politikanın temel unsurlarından biri ise Güney Kürdistan ' ı bir etki ve ege­menlik sahası haline getinilektir. Musul ve Kerkük'e ilişkin tarih­sel emeller bu iştahı ayrıca kabartmaktadır. Musul ve Kerkük sömü; geci devletin adeta doğal bir müdahale ve etkinlik alanı olarak görülmüştür. Türk ordusunun ikide bir Güney Kürdistan' ı işgale kalkması d a bunun göstergesidir.

Sömürgeci Türk devleti bugüne dek pek çok kez Güney Kür­distan' ı işgal etti. Ancak her defasında hedefine ulaşamadan ge­ri çekilmek zorunda kaldı. Çünkü emperyalist erneilere sahip ol­makla, onları gerçekleştirrnek arasında her zaman önemli bir me­safe vardır. Sömürgeci devletin gücü ise bugüne dek tek başına bu mesafeyi kapatmaya yetmedi . PKK ve bölge halkı bir yana, bizzat sömürgeci burjuvazinin sadakatle hizmet ettiği ABD başta gelmek üzere, batıl ı emperyalistler de bugüne dek burjuvazinin bu emelini gerçekleştirmesine izin vermediler.

Bugün koşullar geçmişe göre pek çok açıdan farkl ıdır. Türk devleti herşeyden önce bugün ABD gibi bölgenin hakimi konu­mundaki emperyalist bir güçle ve İsrail gibi bölgenin güçlü ve en saldırgan devleti ile sağlam bir itti fak kurmuştur. Bu ittifak emperyalist, saldırgan ve yayılınacı nitel ikte bir ittifaktır. Her geçen gün biraz daha geliştirilmekte olan bu ittifakın iki gücü, yani ABD ve İsrail , sömürgeci Türk burjuvazisinin Musul ve Kerkük'e dönük emellerinin ve bu yöndçki hevesinin bütünüy­le farkındadırlar. Burjuvazinin Musul ve Kerkük 'e i l işkin emel­leriyle ABD'nin buralardaki petroi lere dönük emelleri ise gelinen yerde örtüşmektedir. ABD .bölgedeki petrol kaynakları üzerinde denetim kurmak amacı çerçevesinde, Tütk burjuvazisinin Musul ve Kerkük'e dönük bu hevesini kışkırlmak ve kul lanmak istemek­tedir. Sömürgeci burjuvazinin bu hevesini gerçekleştirmek üze­re başlattığı bugünkü işgale, İsrai l ' le birlikte tam destek yennesi

377

Page 378: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

de bu emperyalist politikanın bir gereğidir. Belirtmek gerekir ki ABD'nin bu politikası Türk burjuvazisini emperyalist emellerini gerçekleştirmede hayli cesaretlendirici bir rol oynamaktadır.

Sömürgeci burjuvazinin el inde bugün bir de Türkmen kartı var. O, ABD, YNK ve KOP'nin de katıldığı ve altı kez tekrarla­nan "Ankara zirveleri"nde bu kartı da kullanmaktadır. Bu kartın Musul ve Kerkük'e dönük tarihsel düşünü gerçekleştirmede, hiç değilse pastadan pay kapmasını sağlamada işe yarayacağını dü­şünmektedir.

Türk devletinin bugün Güney Kürdistan 'da yürüttüğü savaş son on yı ldır Kuzey Kürdistan ' da yürüttüğü kanl ı ve kirli sava­şın kaba tekran niteliğinde bir savaş değildir. Tam tersine, ABD'­nin Ortadoğu'da yürüttüğü emperyalist sömürü ve yağma sava­şının bir uzantısıdır. Türk burjuvazisi bölgeye dönük emperyalist ve yayılmaca hevesiere sahiptir. Türk devleti bu heveslerini ger­çekleştirme şansının ABD'nin bölgede yürüttüğü emperyalist yağ­ma savaşına katılmaktan geçtiğini b i lerek davranıyor. Güney Kürdistan ' ı da bu amacı gözeterek işgale kalkışmıştır.

Sömürgeci burjuvazi halihazırda emperyalist ve yayılınacı amaçlarla başlattığı bu savaşı sürdürmektc oldukça kararlı görü­nüyor. Bu amacına ulaşmadan işgale son vereceğe de benzemi­yor. Amerikancı Türk generallerinin operasyonun PKK bölgeden temizleninceye kadar süreceği şeklindeki açıklamaları da bunun ifadesidir.

Ne var ki sömürgeci burjuvazinin Güney Kürdistan'a dönük hesapları bu defa da boşa çıkacaktır. Herşey bir yana bu bölgede kalıcı olmak sanıldığı kadar kolay değildir. Güney Kürdistan çev­resiyle birlikte bir dizi çelişkiyi ve çıkar çatışmasını bünyesinde barındıran bir bölgedir. Bölgede YNK ve KDP de dahil , pek çok güç bulunmaktadır. Bu güçlerin her biri farkl ı çıkarlar peşinde koşmaktadırlar. Öte yandan hepsinin birbirleriyle ciddi çelişki­leri var. Bu nedenle de sık sık birbirleriyle çatışmaktadırlar. Bu­gü-ne kadarki tarihsel · deneyim göstermiştir ki, ne herhangi bir emperyalist güç ve ne de bölge devletlerinden herhangi biri , bu güçleri uzun süre bir arada tutabilmiştir. Bu aynı şey bugün için

378

Page 379: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

de aynen geçerlidir. Onları bugün bir arada tutan ya da tutuyor gibi görünen zemin hayli kaygan bir zemindir. Dolayısıyla bu güçler her an saf değiştirebi lirler. KOP'nin bugün için ABD ve TC'yi bölgeye müdahale için davet etmesi KOP'ye güvenmek için yeterli bir neden değildir. Unutulmasın ki, bu aynı KOP da­ha dün benzer bir daveti, ABD'nin bölgedeki boy hedefi Saddam rejimine yapmıştı. KOP ya da YNK pek çok kez' yaptıkları gibi pekala yarın bir başka emperyalist güce ve bir başka bölge dev­letine davetiye çıkarabil irler. Tek başına bu durumun kendisi bi­le TC'nin emperyalist emellerine ulaşmadan bölgeden çekilmek zorunda kalmasına yetecektir.

Sömürgeci Türk devleti ABD'nin açık desteği ve işbirlikçi Kürt örgütlerinin yardımları s�yesinde kolaylıkla işgal ettiği Gü­ney Kürdistan 'da daha fazl a i lerleyemeyecektir. Her defasın­da halkı yenilgiye, yıkıma ve büyük acılara sürükleyen bölgedeki işbirlikçi .önderlik iflas �tmiştir. Güney halkı artık yenilgiye, yıkıma ve acıya mahkum değildir.

Tarih hiçbir kirli ve haksız savaşın kazanıldığına tanıklık etmemiştir. Sömürgeciler ve emperyalistler emellerine ulaşama­yacaktır. Zafer er ya da geç sömürgeci ve emperyalist zulme di­renen bölge halklarının olacaktır.

Kızıl Bayrak Mayıs '97

379

Page 380: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney Kürdistan ve iflas eden "ulusal birlik" hayalleri

Sömürgeci Türk devletinin Güney Kürdistan 'a yönelik sal­dırganlığı gelinen yerde yeni bir boyut kazanmış bulunuyor. Sür­mekte olan askeri harekatla Güney Kürdistan 'a tümüyle yerleş­mek amaçlanıyor. Sömürgeci Türk burjuvazisinin Güney'e yöne­lik politikalarını bu denli pervasız bir biçimde hayata geçirme cüretinin gerisinde kuşkusuz ki ABD-Türkiye-İsrail saldırgan ge­rici ittifakı ve bu ittifakın bölgeye ilişkin hesapları durmaktadır.

TC'nin saldırganlığının önünü açan, ona bölgede daha ra­hat hareket alanı sağlayan bir diğer etken ise, bölgedeki gerici­işbirlikçi Kürt önderliğidir. Nitekim sömürgeci rejimin sözcüleri de yeni saldırgan operasyonu bu. önderiikierin "daveti" üzerin­den açıklamışlardır. Yeni a-;keri harekatın KDP'nin isteği üzerine ve "insani yardım" çerçevesinde gerçekleştirildiği türünden son derece gülünç açıklamalar yapmışlardır. Böyle bir "davet" söz­konusu olsa bile, kirli savaş aygıtının sınır ötesine hangi amaçla

380

Page 381: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

gittiği herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak denli açıktır. Uzun bir zamandır süren askeri h<!zırlık süreci, PKK kamplarını imha etmek yoluyla gerçekleştirilecek "insani yardım"ın ötesin­de, bölgeye tümüyle yerleşme amacını ele vermektedir. Nitekim yapılan diğer açıklamalar da bunu açıkça teyid etmektedir.

Sözkonusu "davet" yapılmış olsun ya da olmasın, bölgede­ki işbirlikçi Kürt önderliği, yıl lardır empe�yalizmin ve TC'nin bölgeye i l işkin çok yönlü pol itikalarını hayata geçirebilmesinin bir dayanağı olarak işgörmektedir. Güney Kürdistan'daki işbir­likçi .parti ler emperyal izmin Ortadoğu'ya i l işkin planları çerçe­vesiı:ıde kendilerine verilen rolü başarıyla oynamaktadırlar. Sö­mürgeci Türk burjuvazisini cesaretlendiren, onun bölgeye il işkin kirli tarihsel emellerini kışkırtan etkenlerden biri de budur.

Güney Kürdistan'daki ulusal burjuva-feodal önderlikterin üstlendikleri bu uğursuz rolü, basitçe onların "ulusal hain"likleri üzerinden açıklamak, işin kolayına kaçmak olacaktır. Ortada kuş­kusuz bir "ihanet" vardır. Fakat bunt,ın açık bir sınıfsal mantığı vardır. Bu ihanetin gerisinde Kürt burjuva-feodal sınıfların ben­cil çıkarları vardır. Onların bu bencil çıkarlarıyla çatışan her du­rumda onlar "ulusal birliğe" i hanet etti ler ve edeceklerdir. Düne kadar YNK ile çatışan KPD, şimdi de en güçlü peşmerge birlik­lerini TC'nin yeni opercısyonu çerçevesinde PKK'nın üzerine gön­dermiş bulunmaktadır. Operasyonun hemen öncesinde Ankara'da KOP ve YNK temsilcileri i le "ateşkes" çerçevesinde bir toplantı daha gerçekleştirilmiştir. Türkmen temsilci lerinin de katıldıkları bu toplantıda hazırlıkları sürmekte askeri harekatın tartışı ldığı, onların da kendilerine dayatılan işbirliğini kabul ettikleri yete­rince açıktır.

Bugün yaşananlar, bu aşiret reisierinin ne ilk ihanetidir ne de sonuncusu olacaktır. "İşbirlikçilik" ve "ihanet" Güney'deki burjuva-feodal Kürt önderliklerinin bütün bir geçmişine damga­sını vurmuştur. Onların tarihi emperyalizmle ve bölgedeki gerici rejimlerle uzlaşma ve onlardan· birine dayanmanın tarihi olmuş­tur. Onlara hep bencil sınıf çıkarları yön vermiştir. Burjuva-feo­dal önderlikler arasında yaşanan ve Kürt halkına büyük acılara

381

Page 382: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

malolan çatışmalar gerici sınıfsal çıkariara dayalı çatışmalardır. "Ulusal hain"lik üzerinden yapılan değerlendirmelerin yerli yerine oturlamadığı işte bu "sınıfsal" gerçekliktir. Artık bu sınıf, emper­yalist-kapitalist egemenlik koşul larında, sırtlarını emperyalistlere ve gerici devletlere dayamadan ayakta kalma ve egemenliğini sür­dürme gücüne ve yeteneğine sahip değildir. Kürt burjuva-feodal önderliklerinin emperyalistlerin ve bölge gericil iğinin birer kukla­ları haline gelmeleri, onların bölgeye i l işkin planlarının basit bi­rer aletleri olarak kullanı labilmeleri bundan dolayıdır.

Bugün Güney Kürdistan'da kurulmuş bulunan kukla Kürt devleti Kürt halkı için kısmı ve iğreti bir çözümü bile ifade ede­memektedir. � lusal bir bütünleşme yaşamak bir yana, Kürt hal­kı yeni acılarla yüzyüze kalmaktadır. Özellikle ABD emperyaliz­minin bölgeye i l işkin hesapları çerçevesinde varoluş hakkı tanı­nan bu devlet, ancak emperyal izmin ve bölge gericil iği i le açık bir işbirliği çizgisi izleyerek varlığını sürdürebilmektedir. Bugün bu kukla Kürt devleti sayesinde Güney Kürdistan TC'nin iste­diği gibi at koşturduğu, dağını-taşını bombaladığı, sivil yerleşim bölgelerini yerle-bir ettiği bir alan haline gelmiştir. Bu devle­tin sözde "ulusal önder"leri bir taraftan gerici çıkar çatışmaları yüzünden birbirlerini yerlerken, bir taraftan da emperyalizmin bölgeye i l işkin politikalarının basit birer piyonları olarak iş gör­mektedirler. Kuzey Kürdistan'daki ulusal devrimci mücadeleyi boğma planları çerçevesinde aşağılık bir rol üstlenmektedirler. Bu nedenledir ki, ortada artık biçimsel açıdan bile bütünlüğü olan bir devlet değil , Barzani 'nin ve Talabani 'nin birer aşiret prens­l iği vardır.

Kürt burjuva-feodal önderlikleri için öncelikli olan kendi ge­rici "sınıfsal" çıkarlarıdır. Çağımızda mülk sahibi sınıflar ancak kendi sını f çıkarlarına yanıt verdiği ölçüde "ulusal" çıkarlar için savaşabi lirler. Ancak bu çerçevede bir "ul usal birlik"i savunabi­l irler. Bu ikisi karşı karşıya geldiği ve kendi çıkarları tehlikeye girdiği andan itibaren ise, Kürt mülk sahiplerinin her bir kesimi seçimini birkisinden yana yapacaktır. Kürt ulusal hareketinin ta­rihi bunun tartışmasız kanıtıdır. Devrimci bir çizgide gelişen bir

382

Page 383: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ulusal özgürlük mücadelesi ise her zaman mülk sahibi sınıfların bu ihanet duvarına çarpacaktır. Bu ihanetin sınıfsal mantığını gör­mezlikten gelenler, Kürt üst sınıflarından medet umanlar, bu iha­neti her seferinde acı bir biçimde yaşayacaklardır. '92 yılında yaşanan bu olmuştur. Sömürgeci devletin gerçekleştirdiği askeri operasyonda KDP açık bir ihanet çizgisi izlemiştir.

KDP;nin sömürgeci Türk devleti i le PKK 'ya karşı girişti­ği bu utanç verici işbirliği "kardeş kavgası" olarak nitelenebil ­mekte, böylece bu işbirliğinin son derece açık olan sınıfsal man­tığının üzerinden atlanmaktadır. Oysa emperyalizmin icazetiyle kurulan kukla Kürt devleti, varlığını sürdürebilmek için "ulusal" değil "sınıfsal" çıkarlarına, bu çıkarların mantığına göre hareket etmek zorundadır. Bunun için de emperyalist plan ve politikalara uygun davranmak zorundadır. Dolayısıyla sözkonusu olan bi­reylerin ya da l iderlerin "ulusal ihanet"inin ötesinde, bu bireylerin ya da l iderlerin temsil ettiği_ Kürt burjuva-feodal sınıflarının ihanetidir.

Bugün PKK 'nın "siyasal çözüm"e yönelen politikalarının Kürt üst sınıfıarına ulusal özgürlük mücadelesi içinde kazandır­dığı ağırlık bilinmektedir. "Tüm ulusun birliği" üzerinden sağlan­maya çalışı lan "en geniş cephe" politikasında epeyce yol alınmış bulunmaktadır. Bu politikanın varacağı yeri görebilmek için Gü­ney Kürdistan 'a bakmak yeterlidir. Bugün Güney Kürdistan 'da yaşananlar, emperyalist-kapitalist sistemin egemenliği koşulla­rında "tüm bir ulusun birliği"nin yalnızca boş bir hayal olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

"Bütün bir ulusun ortak çıkarları" söylemi, Kürt üst sınıf­larının çıkarlarının en iyi formüle edilmiş biçimidir. Kürt mülk sahibi sınıflarıyla yolunu ayırınayı başaramayan, dolayısıyla top­lumsal devrim mücadelesine bağlanamayan bir ulusal özgürlük mücadelesinin devrimci bir geleceği olamaz. Güney Kürdistan türünden kısmi ve iğreti "çözüm"ler ancak emperyalizmin vesa­yeti ile gerçekleşmekte, bunun karşılığı ise onur kırıcı dayatmalara boyun eğmek olmaktadır.

Güney Kürdistan 'da yaşananlar emperyalizm çağında "ulu-

383

Page 384: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sal sorun"un nasıl karmaşık bir karakter kazandığını ortaya koy­maktadır. Emperyalizm bu sorunu yeni temel ler üzerinde ve yeniden yeniden üretmektedir. Ulusal sorun yalnızca bir ülkeyi ya da bir bölgeyi i lgi lendiren bi r sorun olmaktan çıkmıştır. Devrimci çizgide gelişen bir ulusal özgürlük mücadelesi, karşı­sında emperyalist burjuvaziyi ve bütün bir gericiliği bulmaktadır. Sözkonusu olan emperyalizmin yaşamsal çıkarlarını i lgilendi­ren "istikrarsızlık kuşağı" bir bölge olunca, sorun çok daha kar­maşık· bir mahiyet kazanmaktadır. Bölgedeki ulusal, mezhepsel ve aş_iretsel farklılıklar, emperyalistler mihraklar ve gerici devlet­ler tarafından sürekli kışkırtılmaktadır. Buı:juva gericil iğinin bu kirli silahı en etkin bir biçimde bu bölgede iş görmektedir. Dört sömürgeci devletin baskısını ve zulmünü yaşayan Kürt halkı, bir de kendi gerici önderlerinin boğazlaşmalarının acısını yaşamak zoru'nda kalmaktadır.

Kürt sorunu gerçek ve kalıcı çözümünü ancak bölgesel dü­zeyde ve toplumsal devrime bağlanmış bir mücadele içinde bu­labilecektir. Böyle bir mücadele ise, alt sınıfların yalnızca ulusal talep ve özlemlerine deği l , onların sınıfsal çıkarlarına yanıt ve­rebilen bir çizgide ilerieyebi ldiği ölçüde derinleşip gelişebilece­tir. Yüzünü üst sınıfiara çeviren, "ortak ulusal çıkarlar" çerçeve­sinde mücadelesini ve programını mülk sahibi sınıfların kabul edebileceği bir çizgiye çeken bir ulusal özgürlük mücadelesinin akİbetinin ne olacağı konusunda, Güney Kürdistan deneyimi ye­terince açıklayıcıdır.

Güncel gelişıneler temel önemde derslerle doludur. Elbette öğrenmeye niyeti olanlar için.

384

Kızıl Bayrak Mayıs '97

Page 385: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ortadoğu'da emperyalist sald1rganl1ğ1n yeni ekseni:

ABD· Türkiye-israil ittifaki

Sömürgeci Türk ordusunun Güney Kürdistan işgali süri.ıyor. "Bölgeyi PKK'dan temizleyineeye dek" Kuzey Irak ' ı terket­meyeceklerini ifade eden askeri .yetkili ler; açıkça bölgede kalıcı olmayı hedeflediklerini dışa vuruyorlar.

Harekatın asıl amacı "teröre" karşı mücadele olarak yansı­tılıyor. Kuşkusuz, uzun yıllar boyu kardeş Kürf halkına karşı kirli bir savaş yürüten Türk burjuvazisi, bu- askeri işgal harekatı i le PKK 'ye kayıp verdirtmek, ao;keri bir üstünlük elde etmek peşin­dedie Ancak, hem haftalar öncesinden Irak sınırında askeri yığı­nak yaparak saldırıyı dosta-düşmana önden haber eden general­Ierin tutumu, hem de PKK'nin geri l la güçlerini as�eri harekat­tan çok önce bölgeden çektiği doğrultusundaki açıklamaları, tek ve asıl amacının bu olmadığını ele veriyor.

Güney Kürdistan'ın işgali ABD-İsrail-Türkiye ittifakının he­men ardından gündeme geldi. Türkiye 'nin önümüzdeki dönemde

Page 386: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

giderek daha aktif ve saldırgan bir role soyunacağının habercisi olan bu ittifak, ABD'nin Ortadoğu'daki emperyalist emelleri doğ­rultusunda oluşturuldu. Sözkonusu ittifak, aynı zamanda, uzun yı llar boyu büyük bir gizlil ik içinde MiT-MOSSAD aracıl ığıyla sürdürülen, son dönemde ise kendini iki ülke arasında yoğun bir siyasi ve askeri diplomasi olarak açığa vuran İsrai l-Türkiye işbirliğinin resmi ifadesidir.

Güney Kürdistan işgali, ve emperyalist ittifakın emelleri

Eski MiT müsteşarı Mahir Kaynak, MED TV'ye yaptığı açıklamada, Güney Kürdistan işgali i le ABD-Türkiye-İsrai l ittifakının dolaysız bağlantısını şöyle ifade ediyor: "İşgal hazırlığı özünde PKK'yı hastırma şeklinde ifade edilse hile, güç dengelerine müdahale . etmek amacı taşıdığını düşünüyorum. Bu ittifakın içinde yer alan desteklenecek, karşı çıkan hertaraf edilecektir."

Gerçekten de sözkonusu ittifak, bu emperyalist ve gerici iş­birliği içinde yer almayan, daha doğrusu bu ittifakın arkasındaki gücü, ABD emperyalizmini desteklemeyen, onun çıkarlarını teh­dit eden tüm güçlerin hertaraf edilmesini amaçlamaktadır. Tersin­den ise, ABD'ye kölece bağlı , emperyalizme hizmettte sınır ta­nımayan, ABD emperpalizminin bölgedeki jandannalığını ve taşe­ronluğunu üstlen�n İsrail ve Türkiye gibi gerici-işbirlikçi rejimle­ri askeri ve siyasi yönden güçlendirmeyi hedeflemektedir.

ABD'nin Ortadoğu'da petrol ve hegemonya peşinde oldu­ğu, bu çerçevede etkinlik alanlarını güvenceye almak, yeni nü­fuz alanları açmak istediği açıktır. Ancak Ortadoğu yalnızca petrol rezervleriyle değil , devrimci kaynaşmalarıyla da dünyanın en hassas, en geri l imli bölgelerinden biridir. Yalnızca Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi ve Filistin sorunu bile yeni dünya düzeni­nin Ortadoğu' daki dengelerini kökten sarsına potansiyellerine sahiptir. Tam da bu nedenle emperyalist güçler, Ortadoğu'daki hegemonyaları_nı korumak ve emperyalist emellerini gerçekleşti­nnek için, herşeyden önce ..bölgedeki gerici ve işbirlikçi rejimiere

386

Page 387: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dayanmaya çalışmaktadırlar. Ezilen emekçi bölge halklarına zu­lüm ve kan kusan krall ık_, şeyhlik, siyonizm, şeriat vb. gibi nice çağdışı gerici-faşist rejim emperyalizme verdiği hizmetlerden dola­yı ayakta tutulmakta, güçlendiri lmektedir.

ABD emperyalizminin bölge jandarmalığını üstlenen ülke­lerin başında İsrail gelmektedir. Bu terörist devlet bizzat ABD tarafından silahlandırılarak bölgenin en büyük askeri gücü ve iğ­renç bir savaş makinası haline getiri lmiştir. Türkiye ise gerek

. bölgedeki stratejik konumuyla, gerekse de sadık uşaklığını sayı­sız kere emperyalizme kanıtlamasıyla, ABD'nin bölgedeki en güvenilir dayanaklarından bir ötekidir.

ABD şimdi bu iki gücü bir araya getirmiş bulunuyor. Orta­doğu'nun başlıca gerici güçlerini a'>keri ve siyasal paktlar doğ­rultusunda birleştirmek ve birer savaş makinası olarak bölgedeki devrimci kaynaşmaların önüne dikmek amacında olan ABD, bu ittifakla emperyalist hegemonyasını sağlamlaştırmayı umuyor. ABD yetkil i leri tarafından ittifakın amacı açıkça "Ortadoğu'da caydırıcı bir güç oluşturmak" olarak tanımlanıyor. Akdeniz'de

. ortak bir askeri tatbikat için protokol imz�layan ittifak güçleri, planlanan bu güç gösterisiyle daha bugünden bölge halklarına gözdağı veriyorlar. Gerektiğinde vurucÜ bir güç olarak her türlü devrimci, anti-emperyalist gelişmeyi kana boğmaya hazır olduğu­nu belirtiyorlar.

Türk burjuvazisinin yayılınacı emelleri

Daha önce de belirttiğimiz gibi, ABD-Türkiye-İsrail ittifakı ve onu hemen izleyen Güney Kürdistan işgali , sömürgeci Türk devletinin bölgede bundan böyle daha aktif bir rol oynayacağını ortaya koyuyor. Bunu hem, salt kendi askeri gücüne dayanarak bölgedeki egemenliğini koruyamayacağının, böylesi bir askeri yığınağın anti-emperyalist mücadele dinamiklerini besteyeceği­nin bil incinde olan ABD emperyalizminin çıkarları gerektiriyor. Hem de, Türk burjuvazisi, tarihsel Arap düşmanlığıyla ve bir dizi başka dezavantajıyla bu görevi tek başına yerine getireme-

387

Page 388: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yen İsrai l 'in yanında bu role soyunmak için büyük bir istek du­yuyor. Sömürgeci Türk devleti, emperyalizme en utanç verici bir uşaklıkla bağlı lığını kanıtladığı ölçüde, kendi emperyalist hayalle­rini gerçekleştirme zeminini de bulacağını umuyor. Körfez savaşı sırasında Özal tarafından " 1 verip 5 almak" şeklinde formüle edi­len bu pol itika, bugüne kadar istenen son.uçları doğurmadı. Ne var ki, sömürgeci Türk devleti emperyalizme. daha fazla yaltak­lanarak, hizmetlerinin karşılığını er veya geç alacağını umut edi­yor. Bu <;loğrultuda Musui-Kerkürk 'ün ele geçirilmesi ise, geçmiş­ten bu yana Türk burjuvazisinin yayılınacı iştahını kabartan en büyük tarihsel düşü olmuştur.

Türkiye burjuvazisinin, PKK üzerinde askeri üstünlük kur­mak kadar, Musui-Kerkürk üzerindeki hesaplarının bir uzantısı olarak da gündeme gelen Güney Kürdistan işgal i , ABD emper­yalizmi tarafından açıkça desteklenmektedir. ABD emperyalizmi , sömürgeci Türk devletinin uşakhkta kusur etmediği, kendi çıkar­larını zedelemediği sürece, tarihsel emelleri doğrultusunda daha aktif ve inisiyatifli bir politika izlemesine bugün için gözyum­maktadır. Dahası ABD, Amerikancı Türk generalleri aracılığıyla, Güney Kürdistan ve buradaki petroller üzerindeki nüfuzunu artır­mayı, etkinlik alanlarını genişletmeyi planlamaktadır. Yine bu işgalin Kürt işbirlikçilerine dayanılarak, onları bahane ederek gün­deme getiri lmesi, ABD'nin Kürt sorununda PKK'yi dışlayan, KDP ve YNK gibi işbirlikçilere dayanan bölgesel çözüm plan­Iarına denk düşmektedir.

ABD-Türkiye-İsrail ittifakının hemen ardından ve onun bir uzantısı olarak gündeme gelen Güney Kürdistan işgali, açıktır ki, İsrail ' in çıkarlarını da yakından i lgilendirmektedir. Sömürge­ci Türk ordusunun Güney Kürdistan'ı işgali, Arap ülkeleriyle ta­rihsel bir düşmanlığı bulunan İsrail ' in İ ran ve lrak'ı bölmek, gü­çten düşürmek doğrultusundaki planlarıyla örtüşmektedir.

Ortadoğu halklarana karş1 sald1rgan odak

Bölgede caydırıcı bir güç oluşturmak için kurulduğu ilan edi-

388

Page 389: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

len ABD-Türkiye-İsrail ittifakının gerçek yüzü, Güney Kürdistan işgal inin tümüyle gayrı-meşru ve kanl ı mantığına olduğu gibi yansımaktadır. Hiç bir siyasal ve hukuksal dayanağı bulunmayan, pervasız bir saldırganlığa dayanan iğrenç bir işgaldir sözkonusu olan. Sömürgeci Türk ordusu "insani yardım" gibi ikiyüzlü bir yalanın ardına sığınarak, günlerdir Güney Kürdistan ' ı bombala­makta, sivil insanlara kan kusturmaktadır. ·

Açıktır ki, Amerikan emperyalizmi Türkiye sömürgeci liği ve İsrail siyonizmi arasında kurulan ittifak, bölge emekçi halklarını şiddet ve zulümle egemenlik altına almak, her türlü özgürlük girişimini ezmek amacını taşımaktadır. Başta Kürt ve Fil istin halklarının dinmeyen kurtuluş mücadeleleri, gerici, ortaçağ kahn­tısı rejimler altında ezilen Arap halklarının derin özgürlük özlem­leri bu kanlı ittifakla boğulmak istenmektedir.

Kapitalizmin can damarı olan petrol rezerv lerini barındıran Ortadoğu'da 40 y ı l ı aşkı n bir süredir emperyal izmin bekçi köpekliğini yapan Türk burjuvazisi , ABD-Türkiye-İsrail ittifakı ile bölgenin ezi len halklarına karşı soyunduğu kanlı misyonunu bir üst düzeye sıçratmaktadır. Türkiye kapital_izmi içerde ya�adığı derin çözümsüzlüğü ve çel işkileri , emperyalizme tam uşaklıkla ve dışa dönük aktif bir saldırganlıkla aşmaya Çalışmaktadır. Bugüne dek emperyalizmin ihtiyaçları gerektirdiği sürece, bölgedeki Arap halklarıyla karşı karşıya kalmaktan zaten geri durmayan sömürgeci Turk devleti , bugün Arap halklarının kanına giren siyonist İsrai l 'le kaderini birleştirecek denli i leri gidiyor. Böylece, özell ikle RP iktidarını n Türkiye halklarının dini duygularını istismar etmek için sık sık vurgu yaptığı "müslüman kardeşlik", "islam dünyası" vb. demagoji lerin tümüyle yalan olduğunu da sergi iemiş oluyor.

ABD-Türkiye-İsrail ittifakı bir kez daha ortaya koymuştur ki; sermayenin dini , ulusu, vatanı yoktur. Tek değeri para, Orta­doğu'daki adıyla petrol yeşil i dolardır. Bölgedeki petrol kaynak­larına hükmeden emperyalizm ve dayandığı işbirl ikçi-gerici re­jimler Ortadoğu halklarına yıkım ve sefalet, kan ve gözyaşın­dan başka bir şey getirmemektedir. Emperyalizm Ortadoğu 'da adeta, yeni dünya düzeni strateji leri doğrultusunda bir satranç

389

Page 390: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

oyunu oynamaktadır. Geleceği emperyalizme ödeyeceği kanl ı diyetlere bağlı olan işbirlikçi gerici rejimler, bir piyon gibi oradan oraya sürülmekte, birbirine karşı din, mezhep, ırk, milliyet teme­linde kışkırtılan halklar kırdırtılmakta, oluşan kan denizi üzerinde ise emperyalistler at koşturmaktadır.

Gerçek özgürlüğe, kahcı çözüme giden yol devrimdedir!

Bölge halklarını n kurtuluşu emperyal izmin ve onun gerici dayanaklarının Ortadoğu'dan sökülüp atılmasına sıkı sıkıya bağ­lıdır. Sermayenin evrensel çıkarları karşısına ezilen emekçi halk­Iarın evrensel çıkarları ile çıkılmalıdır. Ortadoğu'nun kardeş halk­l arı eş i t l ik ve özgürlük temel inde adil barış istemlerini gerçekleşti rmek için, herşeyden önce başlarındaki gerici rejimie­rin din, ırk, mezhep, milliyet kavgalarını körükleyen saldırgan politikalarını boşa çıkartmak, emperyalizme karşı mücadele bayrağını kaldırmak zorundadırlar. Ortadoğu 'da gerçek özgürlü-� ğe ve kalıcı çözüme giden yol, ezilen emekçi halkların işçi s ınıfı önderliğinde kendi gerici burjuva devletlerini yıkmalarından, em­peryalist kölelik zincirini parçalamaktan geçiyor.

Türkiye işçi sınıfının da, ne Güneyi ve Kuzeyi ile Kürdistan'da kardeş Kürt halkına karşı sürdürülen kirli savaşta, ne Türk burju­vazisinin yayılınacı emellerinde, ne ABD emperyalizmine kölece bağlıl ıkla ve ne de siyonist isl"dil ile girilen saldırgan ·iuifaklarda en ufak bir çıkarı yoktur. Türkiye işçi vç emekçi lerinin çıkarı Ortadoğu 'nun ezilen halklarıyla birleşmekten, onlarla kenet­lenmekten geçiyor.

Türkiye işçi sınıfı, içerde iMF ve CİA i le işbirliği içerisinde ezilen emekçi kitlelere zulüm estiren, ülkenin tüm zenginlikleri­ni emperyalistlerin talanına açan, dışarda ise emperyalizme bek­çi köpekliği yapan sermaye iktidarını yıkmak zorundadır. Kürt ve Arap halklarıyla birlikte ortak düşman olan emperyalizme kar­şı birleşik mücadelenin yol�;�nu açmak zorundadır.

390

Kızıl Bayrak Mayıs '97

Page 391: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türk devletinin Türkmenlere dönük ikiyüzlü politikasi

Musul-Kerkük: "Kuzey Irak'taki misakı milli toprakları"

Bilindiği gibi Güney Kürdistan 'da bel l i bir 'fürkmen azınlı­ğı yaşamaktadır. Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı topraklar daha çok Güney .Kürdistan' ın iki önemli kenti plan Musul ve Kerkük civarıdır, Musul ve Kerkük'ün petrol yatağı olması bu bölgeyi yüzyılın başından beri emperyalistlerin ve diğer bölge güçleri-nin nüfuz sağlamak, hak�m olmak için üzerinde çekiştiği bir. alan haline getirmiştir. Musul-Kerkük üzerinde· hak talep et­mek ve t;Juralardaki ·petrol yataklarına sahip olmak sömürgeci Türk devletinin de geleneksel özlemidir. B u bölgenin eskiden Osmanlıların egemenliği altında olması pu doğrultuda taşınan hayallerin tarihsel temelidir

Birinci· emperyalfst savaş sonrasında bölgenin haritası emper-

391

Page 392: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yalist çıkarlar doğrultusunda yeniden çizilirken, Türk devletinin payına Kuzey Kürdistan düşmüştür. Türk devleti o koşul larda bununla yelinmek zorunda kalmıştır. Fakat Türk devleti sömürgeci, yayıl ınacı hedeflerini bir kenara almamış, Musul-Kerkük üzerin­deki egemenlik özlemlerini içten içe sürdürmüştür.

Dünya koşul ları ve bölge "dengeleri uzun yıl lar Türkiye'nin Musul ve Kerkük üzerindeki hak iddasının resmi ve aktif bir dış politika haline gelmesine el vermemiştir. Bu alan uzun bir dö­nem ırkçı faşistlerin ve İhsan Doğramacı gibi misyonerierin pro­paganda malzemesi olarak kalmıştır. Türk devlet yöneticileri aynı' yı l larda I rak Türkmenlerinin adını ağzına almaktan bile kaçın­mışlardır. 1 925 Türk-İngi liz-I rak antlaşmasında, 1 937 Sadabad Paktı ' nda, 1 946 Türk-Irak dostluk anlaşmas ında, 1 955 Bağdat Paktı 'nda, Türk devleti Musul -Kerkük ya da Türkmenlerle i lgili hiç bir talcptc bulunmamış, sözünü bi le etmemiştir. 1 959'da I rak devletinin Kerkük'de giriştiği Türkmen kıyımına da ayiıı şekilde sessiz kalınmı�tır. Sennaye devletinin bu tutumundaki tayin edici etkenierin başında, Kuzey Kürdistan üzerindeki egemenliğini koruma ve sömürgeci suç ortağı I rak devleti i le bu doğrultudaki ittifak çıkarları gelmiştir.

Türk devleti bu dönemde, Kürt ulusal hareketinin denetim altı nda tutulmasının ve czi lmesinin bir aracı olarak, Irak ' ı n Gü­ney Kürdistan üzerindeki sömürgeci egemenliğine tam destek vermiştir. Bu çerçevede bölgede yaşayan Türkmenlerle ilişkileri de Irak devletinin desteklenmesi yönünde olmuştur.

Irak devleti i se, petrol bölgelerinde yoğunlaşan Türkmen nü­fusunu, Türk devletinin yayılınacı emel leri karşısında potansiyel bir tehlike olarak görmüş, uyguladığı baskı politikasını dönem dönem katliamlara dek vardırmıştır. Türk ve Irak devletlerinin Türkmenler üzerinden kendi gerici çıkarları için çekişmelerinin kanlı faturası, sonuçta Türkmenlcrc kesilmiştir. Öte yandan I rak devleti, bölgedeki Türkmenler i le Kürtleri birbirlerine karşı kış­kırtıp kul lanmaktan da geri durmarn ışıır.

Türk devletinin Musul-Kerkük özlemleri, i ran-Irak savaşı sıra­sında, savaşın İran lehine dönmeye başlamasıyla birl ikte yeniden

392

Page 393: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

alevlenmişti . Ası l kibriti çakan ise ABD idi. İ ran ' ın M usui­Kerkük'ü ele geçirme ihtimali beli ri nce, Türk devletinin i ran 'a karşı savaşa girmesi ve Musul-Kerkük 'ün işgal i ABD tarafından gündeme getirildi. Aynı politika, 1 958'de General Kasım'ın ikti­darı ele geçirmesi sonrasında, lrak 'a karşı savaş girişimiyle de gündeme getirilmişti. Türk devleti sözde "lrak'ın toprak bütünlü­ğünü dış mihraklara karşı korumak için" Musul ve Kerkük'ü iş­gal edecekti. Asıl korunmak istenen ise emperyalistlerin bölgedeki petrol çıkarlarıydı.

O yı l larda Musul-Kerkük emelleri, Türkmenlerle "soydaşlık" bağından çok, bu toprakların sözde Osmanl ı mirası olması ve sözde "misakı mi l l i" içerisinde yer almasıyla teınellendiri lıncye çalışıl ıyordu. Bu yoldan sadece Türkmenler üzerinde değil, Kürt­ler ve Güney Kürdistan üzerinde de hak i lan edi lmiş oluyordu.

Türkmen politikasında Türk devletinin iğrenç ikiyüzlülüğü

Körfez savaşı sonrasında sözkonusu bölgedeki değişikl ikle­rin neler olduğu bijiniyor. Emperyal istlerin Ortadoğu'daki hege­monya savaşının temel alanlarından biri G.Kürdistan toprakları­nın denetimi üzerinde odaklanıyor. Bölgedeki Türkmen nüfus, onları kendi yayı l ınacı emellerinin ve emperyalizmin hizmetine koşmak isteyen Türk devletinin yeniden ağzını sulandırıyor.

Bugün Türk devleti , Türkmenlerin adını ağzından düşürınü­yor. Türkmenleri soydaş ilan ediyor, u lusal haklarının hamisi rô­lüne soyunuyor. İ çlerinde Türkmen lerin kendi kaderini tayin hakkınının tanınmasını talep edenler dahi var. Bu ne iğrenç bir ikiyüzlülüktür. Kuzey Kürdistan' ı i lhak eden, sömürgeci egemen­liğini Kürt halkına soykırımiarta dayatınaya çalışan, Ki.irt ulusal özgürlük mücadelesini kanla hoğınaya çalışan, kendi sınırlarını Kürtlerin yanısıra bu topraklarda yaşayan bütün halkiara zindan eden söınürgeci faşist sermaye devleti, Irak devletine karşı Türk­menlerin ulusal haklarının savunucusu kesiliyor! Hem de Irak'­taki Türkmenlerin bölgedeki Kürtlerle eşit etnik, ki.i l t i.ircl ve

393

Page 394: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

yönetimsel haklara sahip olması gerektiğini talep ederek! Türk devleti, halklar arasında eşitlik istiyor! Uluslararası kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya, adilane davranmaya davet ediyor!

Türk devleti dün, bir yandan, "içerde" Kürt halkının en temel haklarını inkar edip katliamlar örgütlerken, diğer yandan "dışar­da" Bulgaristan 'daki Türklerin ulusal etnik hakları üzerinden de­magoji yapıyordu. Ama bugün, "içerde" aynı politikayı şiddetle sürdürürken, "dışarıda", sınırının üç karış ötesinde, Türkmenler­le Kürtler arasında eşit hak talep etmesi , Türk devletinin bu iki-. yüzlüiüğünü daha da iğrenç kıl ıyor.

Son dönemde burjuva ideologların, CIA ve MiT'in kalem­şörlerinin, "Türkmen sorunu" üzerine yazıp çizmeleri artmıştır (Bkz. "Avrasya Dosyası", "Strateji", "Yeni Forum" vb. MiT bağlantı l ı "akademik" yayınlar). Dün Türk devleti yetkililerince bile toplam 400-500 bin olarak ifade edilen Irak Türkmenlerinin nüfusu bugün 3, hatta 3.5 milyon olarak iddia edil iyor. Irak sö­mürgeciliğinin Türkmenleri nasıl ezdiği, Kürtlerin haklarından söz edi l irken Türkmenlerin nası l unutulduğu, Türkmenlere dönem dönem tanınan bazı etnik-kültürel hakların nasıl geri alındığı ya da kağıt üzerinde kaldığı tartışı l ıyor. Türkmenlerin Irak devleti tarafından nası l asimilasyona uğratı ldığı, köy isimlerinin nasıl değiştirildiği, nasıl sürgün edildikleri, nasıl katledildikleri vb. üze­rine sayfalar dolduruyorlar. Bu "yazarlar" I rak anayasalarında Türkmenlere dönük eşitsizlikleri , haksızlıkları didik didik ince­lİyorlar. Türkmenlere bölgedeki A rap ve Kürtler i le eşit haklar ve yanısıra kendi kaderini tayin hakkı talep ediyorlar! Tüm bun­lar, "Kürt halkı , Kürt halkının ulusal hakları" sözünü edenleri dahi hapse atan, partileri bu yüzden kapatan, yöneticilerini bu yüzden idamla yargılayan, sömürgeci savaşta kan içmeye doy­mayan TC devletinin kalemşörleri tarafından yazı l ıyor!

Gerçek şu ki, dün olduğu gibi bugün de bölgedeki Türkmen­lerin etnik, kültürel, toplumsal, ekonomik, siyasi sorunları, gerçek­te Türk devletini zerre kadar i lgilendirmiyor. Türk devleti bun- · ları bahane ederek, Türkmenleri kendi gerici çıkarlarına alet etmenin, Musul ve Kerkük 'ün petrol yatakları üzerinde nüfuz

394

Page 395: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sağlamanın hesabını yapıyor. Ve bu politikasını sadece "dışarı­da" ABD'nin dümen suyunda yayılmacılık için değil , aynı zaman­da "içeride" Kürt ulusal hareketini ezmek, sömürgeci egemenliğini sürdürmek için bir dayanak olarak kul lanmaya çalı şıyor.

Yeter ki ABD "evet" desin!

Türk devlet yetkili leri yı l lardır ABD'nin "Türkmen sorunu­nu" gündemine alması için çabal ıyorlar. ABD'nin "Türkmen sorununu" gündemine almas ı , Türkmenleri bölgedeki kan l ı hegemonya politikasında kendi emperyalist çıkarlarının bir daya­nağı olarak kullanması anlamına geliyor. Örneğin "Ortado,�u" gazetesi yazarı faşist Ferruh Sezgin, "Irak' ta Türk Hakları Yok mu?" başlıklı yazısında, Irak devletine karşı Kürt ve Şii cephe­lerinin yanısıra Türkİnı;:n cephesinin açılması gerekliliğini, "Ame­rikanın menfaatleri açısından" daha 1 992 yı lında şöyle formüle ediyordu:

"ABD yönetiminin kararsızlığı şurada: İki cephe bir bütünlük teşkil edemiyeceğine göre, Amerikan menfaalleri hangi cephenin desteklenmesini ya da hangi cephe üzerine daha çok aynanmasını gerektiriyor? Cevabı tam olarak bulunmayan soru, bu.

Birinci cephe desteklenirse, Kürt ağırlıklı bir muhalefet, bütün Irak' ı temsil edebilmekten çok uzak olacak. İkinci cephe des­teklenir se, sadece Şiiterin de bütün lrak' ı temsil edemiyece,�inin yanısıra, güçlenecek olan Şii hareketinin yeni ivmesi, Arap ya­rımadasındaki Amerikan uydusu yönetimleri birer birer devi­rebilecek.

Ya Irak Türkleri? Bu kaostan yararlananarak, Irak Türkleri için teminatlar aramak Türkiye'nin görevleri arasında değil mi? Türkiye' nin önünde, Irak Türklerine yeni teminatlar getirebilmek ya da Turan yolunda bir önemli adım atmak gibi tarihi bir şans yatıyor."

Türk devleti, ABD'nin bölgedeki Kürtlere -Talabani ve Bar­zani gibi işbirlikçi lere- dayanmak yerine Türkmenlere dayanma­sını, hiç olmazsa temel dayanaklardan birinin de bu olmasını

395

Page 396: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sağlamaya çalışıyor. Bölgedeki son gelişmeler, · işbirlikçi Kürt­ler arasındaki iç savaş ve yanısıra bunların Irak ve İran devlet­leriyle girdikleri i l işki ler, tüm bunların ABD nüfuzuna zarar vermesi, aklısıra Tür� devletinin bu önerisini daha rasyonel kılı­yor. Türk devleti ABD'ye; "Kürtlere güvenilmez, Kürtlere veri­len destek sonuçta PKK 'yi güçlendirir ve döner sizi bizi vurur. Oysa Türkmenler saftır, uysaldır, Irak devletine karşı bug"üne ka­dar tek bir kurşun bile sıkmamışlardır, hiç bir devrimci tehlike arz etmezler, onları nasıl İstersek öyle kullanırız" diyor.

Türk devletinin Türkmen politikasını resmi ağızlardan daha yüksek sesle ifade etmeye başlaması, Çiller'i n ABD gezisi sıra-. sında bu politikaya oriay alınması sonrasında gerçekleşiyor. Ay­nı gezide Çiller ABD yetkili lerine şunu söylüyordu: "Bugüne ka­dar ne istediniz de yapmadık, talep etmed(�iniz şeyleri de yerine getiremezdik ki!" Bu cümleler dahi Türkmenlerin hangi çıkarla­ra alet edilmek istendiğini göstermeye yeter. Türkmenler, ' Ürta­doğu'da emperyalistlerin kanlı satranç tahtasına, ABD'nin yeni bir piyonu olarak, TC'nin "turan" atının himayesinde öne sürüi­rnek isteniyor.

Türkmenler ABD ve TC'nin gerici çıkarlarına kurban edilmek isteniyor

Türk devleti bu politikadan çok yönlü çıkar sağlamak ama­cında. Birincisi , ABD ' nin Türkmenleri dayanak olarak kullan­ması, Türk devletinin de bölgedeki egemenlikten pay alma ve yayılınacılık imkanlarını arttıracak. ikincisi, Türkmen kozu Bar­zani'nin bölgedeki egemenliğini dengelemenin ve onu PKK'ye karşı savaşa zorlamanın bir aracı olarak kul lanılmaya çalışacak. Üçüncüsü, bizzat Türkmenler si lahlandırılarak PKK 'ye ve ge­rektiğinde bölgedeki diğer Kürt hareketlerine, Şi i muhalefetine ve Irak, iran, Suriye devletlerine karşı kul lanılmaya çalışı lacak.

Bu politika doğrultusunda gündeme getiri len i lk adım, Gü­ney Kürdistan 'da işbirlikçi Kürtlerin yönetimine Türkmenleri de ortak etmektir. Güney Kürdistan 'daki sözde güvenlik bölgesini

396

Page 397: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Türkmen nüfusunu da kapsayacak şekilde genişletmektir. Türk devleti bunun için, bugün kendi içinde 1 2 parçaya ayrı lmış oldu­ğu söylenen ve her biri aşiret çıkarları temelinde birbiriyle ihtilaflı dağınık Türkmen gruplarını kendi güdümü altında bi rleştirmeye çalışıyor. M iT ve Kontrgeril la bölgedeki Türkmenler !irasında hummalı bir faaliyet yürütüyor. Dağınık Türkmen gruplar mer­kezi Ankara 'da bulunan sözde Türkmen cephesi çatısı altında örgütlenmeye çalışılıyor. işbirlikçi reisler satın alınarak Türkmen­ler silahiandın imaya ve PKK 'ye karşı savaşa hazırlanıyor. Türk dev let i , Türkmenleri · faşist turancı sömürgeci propagandayla zehirl iyor. B ir yandan da ABD'ye Türkmenler üzerinden yeni bir ajan ordusu örgütlerneye çalışıyor. Türkmenler is_e daha şim­diden işbirlikçil iğin tokatını yemeye başlamış durumdalar. Sad­dam' ın '96 yazındaki saldırısı i le bölgedeki Türkmenler de katledilirken, bunların işbirlikçi reisieri Ankara'da Türk devleti tarafından ağırlanmakla meşgul lerdi.

Türkmenler Türk Devleti ile işbirliğini reddetmelidir

Eğer Türkmenler üzerlerine oynanan bu politikaya alet olursa birer maşa olarak ateşin içine iti lecekler. Türkmenlerle Kürtler ve Araplar arasındaki düşmanlık daha da kışkırtı lacak. Türkmenler ABD'nin ve TC' nin paralı askerleri, ajanları olarak onların çıkar­ları doğrultusunda kul lanı lacaklar. Gerektiğinde Irak devletinin önüne bir hedef tahtası olarak sunulacak, bir yem olarak atıla­caklar. Türkmenler açısından ulusal-kültürel hakların, özgürlüğün kazanı lma<>ı değil, köleliğin en onursuz biçimde devam etmesi anlamına gelecek. Emperyalistlerin ve bölge devletlerinin çıkar çatışmasında kapitalistlerin petro-dolarları uğruna kurbanl ık ko­yun gibi kardeş kavgalarına, kıyım·ıara sürülecekler.

Türkmenler bugüne kadar Türk devletinin ne hayrını görmüş­lerdir? Türk sermaye devleti, TC hapishanesinde yaşayan halk­lara, emekçifere kölelikten, sefaleUen, zulümden başka ne vermiştir ki, Türkmenlere rie verebilsin? Daha dün Körfez savaşı sonrası, lnık sömürgeciliğinin Kürtlerle birlikte Türkmenlere yönelik giriş-

397

Page 398: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

tiği katliama Türk devleti bizzat seyirci kalarak destek vermedi mi? Türk devleti daha dün Saddam'ın zulmünden kaçarak Kürtler­le birlikte göç eden Türkmenleri toplama kamplarına doldurmaya ve kendi sınırları dışına sürmeye kalktşmadı mı? ·Türk devletinin aynı demagojilerine kanarak Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç eden "soydaş"ların bugünkü durumları nedir? Türk devleti bir dış ve iç politika malzemesi olarak kullandığı, kendi gerici ç ıkarlarına alet etmeye çalıştığı bu insanlar Türkiye'ye göç ettiklerinde dönüp de yüzlerine bakmış mıdır? Türk devletinin "tarihsel ve kültürel bağlar" deınagojisi i le çengel attığı ve ABD emperyalizmine bir yem olarak sunduğu Azerbaycan halkı ve toprakları bugün em­peryalist-kapitalist boyunduruk altında sömürütüp yağmalanınıyor mu? Bosna'da dökülen "müslüman kanı" üzerine duygu sömürüsü yapan Türk devleti, bu savaşın taraflarından biri olarak aktif kışkırtıcısı değil mi? Türk devleti, dün çıkarları öyle gerektiriyor diye Türkmenler karşısında sağır dilsizi oynuyordu, bugün Türk­menleri el üstünde tutuyor gözüküyor. Oysa Türk devletinin· ge­rici burjuva politikası özünde aynıdır, değişen sadece koşullar ve çıkarlardır. Bu politikayı belirleyen ise, dün olduğu gibi bugün de Türk burjuvazisinin sefil çıkarları ile emperyalizmin bölge çıkarlarından başka birşey olmamıştır.

Türkmenler özgürlük için mücadele yolunu seçmelidir

Türkmenler Türk devletinin ve onun aracılığıyla emperyalist­lerin gerici çıkarlarına alet olmayı kabul etmemelidir. Türkmen­lerin tek bir kurtuluş yolu vardır. Bu yol, sömürgeci Irak devletine karşı , emperyalizmin bölgedeki egemenl iğine karşı, Türk, İran, Suriye vb. devletlerin gerici sömürgeci çıkarlarına karşı, bölge­deki Arap ve Kürt halklarıyla birleşınek ve bağımsız devrimci savaşt yükseltmektir. Bölge proJetaryası ve emekçi halklarıyla güçlerini birleştirmektir. Bu yolda atılacak her ileri adım, özgür­lüğün ve gerçek kurtu luşun önünü açacaktır. Tersi ise, gerici savaşlarda kardeşin kardeşi boğazlamasını getirecektir. Köleli-

398

Page 399: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ğin, sefaletin batağına daha fazla saplanmak, işbirlikçiliğin ça­muruna bulaşmak anlamına gelecektir. Türkmenler, bölgedeki Kürt, Arap, Fars, Türk ve diğer halklardan kardeşleriyle birlikte em­peryalizme ve bölge gericiliğine karşı özgürlüğün, özgürlük için devrimci savaşın yolunu seçmel idir.

Kızıl Bayrak Mayıs '97

399

Page 400: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"Turan" at1n1n dizginleri kimin elinde?

Doğu B loku'nun çöküşü ve Sovyetler Birliği 'nin dağılışı i le birlikte eski dünya dengeleri altüst oldu. Balkanlar, Kafkasya vı;: Ortadoğu'da ortaya çıkan. boşluk alanları ·ve kurulan yeni devlet­ler, emperyal ist kapital i st güçler ara�ında bu . alanlara dönük hegemonya m üc�delesinin yükselmesini de beraberi nde getirdi. Bu gelişmeler Balkan.l�r, Kafkasya ve Ortadoğu 'nun orta yerin­de bulunan Türk devletinin de geleneksel dış politikasında bir değişikliği dayattı.

Türkiye "tarihsel ve kültürel bağlarını" kul lanarak bu. bölge ülkeleri üzerinde nüfuz kurmaya, emperyalistlerin çıkar müca­delesine katı lmaya, onlara aracı l ık etmeye yöneldi .

.P u yönelişi sadece yeni dünya koşul larının gerektirdiği dış politika ihtiyacı biçimlcndi:miyordu. Türk devleti aynı zamanda çözümsüz iç sorunlarının üzerini de bu sayede örtmeyi umuyordu. Emperyalist şovenist hayalleri yığınlara

. bi rj kurtuluş ·yolu o larak

400

Page 401: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

sunmak, pan-türkist, pan-islamİst düşünceleric onları zehiriemek için de bir fırsat sayıyordu bu dış politika açı l ımlarını.

Ne var ki, Türk devletinin kendi çevresine dönük emperya­list hayalleri yeterli dayanaktan yoksundu. Balkanlar'da, Kaf­kasya'da, Orta Asya'da uğradığı i lk hezimetler, bi.ı bölgelerde oynayabi leceği rolün sınırlarını da göstermiştir.

Türk devletinin �'Türk ve İslam dünyası" i le "tarihsel ve kül­türel bağları" ancak ABD'nin bölge politikası ve çıkarları ilc ça­kıştığı durumlarda bir işe yarayabilmiştir. Ancak bu durumlar­da "turan" atı şahlanmış, Orta Asya'nm petrol steplerinde, Bal­kanlar' ın hassas bölgelerinde "dörtnala" koşmaya heveslcnmiştir.

Bosna politikası bunun tipik bir örneğidir. Azerbaycan dene­yimi ise bunu tersten göstermiştir. Türk devleti Azerbaycan 'da boyundan büyük işlere kalkışmış, Elçibey üzerinden Azerbaycan yönetimi üzerindeki nüfuzunu arttırmak istemiştir. Azerbaycan petrollerine hakim olmanı n, hiç değilse bu emperyalist talan sofrasından büyük bir lokma kapmanın hayalini kurmuştur. Türk faşistleri . Rusya'ya karşı cihad açıp sözde bağımsız Azerbaycan uğruna bu ülke topraklarında CİA, MOSSAD ve' M iT' in ortak yönlendirmesi altında hummalı faaliyetiere girişmişlerdir. Amaç­l arı Azerbaycan' ı Rusya'nın nüfuzundan kurtarıp, ABD'nin nü­fuzu altına sokmaktır. Ancak Rusya'nın ağırl ığını koymasıyla Elçibey i le birlikte Türk devletinin Azerbaycan hesapları da suya düşmüştür. Sonuçta Rusya'nın petrol payı artmış, Türkiye'nin ise azalmıştır. Asıl egemen ABD için ise, Elçibey'in gidip A liyev 'in gelmesiyle fazla bir şey değişmemiştir.

Azerbaycan hezimetinden sonra Türk faşistleri ABD'ye El­çibey'e destek vermediği için kızmışlardı. Kızgınl ıkları, ABD ta­rafından aşağı l ık bir şe

.ki lde kulianılma!arına deği l , kul lanıldık­

tan sonra bir tarafa atılmalarına dönüktü. Gerici burjuva mil l i­yetçil iğinin "kişi l ikl i", "bağımsız" dış pol i tika bağırtılarının ar­kasında, emperyalizme hizmetlerinin karşı l ığını alarnamanın acısı yatar. Eh, "kötü tüccarın" namusu bu kadar· olur! B unlar da göstermektedir k i , Türklerin "turan" atı , gerçekte dizginleri emperyalizmin elinde olan ve bizzat bölgedeki "Türk" halklarını

401

Page 402: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

hedefleyen bir "truva" atıdır. Emperyalizmin desteği olmadan de­ğil bir adım atacak, kişneyecek halde bile değildir.

"Türk ve islam dünyasına liderlik" demagojisi, Türk devleti­nin ABD emperyalizmi için Ortadoğu'da bekçi , İslam dünyası ile i l işkilerd� köprü, Orta Asya ile i l işkilerde taşeron konumu üzerine kuruludur. Türkiye'nin Balkanlardaki kışkırtıcı faal iyet­leri bütünüyle ABD'nin dümen suyundadır. Türk devleti bu böl­gelere dönük olarak emperyalizmin hizmetinde gerici, militarist, saldırgan bir dış politika izlemektedir. Mill i menfaatler dema­gojisiyle emperyalistlerin hizmetine koşmakta, bu bölgeler üzerin­de emperyalist kölelik i l işkilerinin pekişmesine, doğal kaynakla­rının emperyalistler tarafından yağmalanmasına aracılık etmekte­dir. En Türkçü, en Turancı , en İslamcı geçinen faşistler Orta Asya ve Kafkaslar'da bizzat emperyalizm ve siyonizm için misyoner­lik görevine soyunmuşlardır. Tıpkı Türkiye'de emperyalistlerin ve yerli ortaklarrom bekçi köpekl iğini yaptıkları gibi.

Balkanlar'da olduğu gibi Orta Asya'da da Türkiye'nin rolü, ABD emperyalizminin çıkarları tarafından belirlenmektedir. Tür­ki Cumhuriyetlerde ise üzerine düşen misyon, ABD ve İsrail firmalarına aracılık, taşeronluk yapmaktan ibarettir. "Tarihsel ve kültürel bağlar", emperyalistlerin ve siyonistlerin yolunu düzle­rnek için kullanılmıştır.

Türk devleti bir süredir de Irak'taki Türkmenlere yönelerek "aktif' dış politikasında yeni bir kanlı sayfa açmaya hazırlanıyor.

402

Kızıl Bayrak Mayıs '97

Page 403: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"ihanet belasi" bu kez aşiiacak m1d1r?

işbirlikçi önderliğin (KDP) sömürgeci Türk devletini Güney Kürdistan 'a davet etmesi ve onunla birlikte-· PKK'ya saldırması PKK içinde sert ve yoğun tepki,lere yol açmış bulunuyor. KDP bu son İcraatı üzerinden bir kez daha yoğun biçimde "işbirlikçi­l ik" ve "ihanet"le suçlanıyor.

Halka güvenmek yerine emperyalizmle ve bölgedeki sömür­geci devletlerle uzlaşmak ve onlardan birine yaslanmak, Güney'­deki işbirlikçi önderi ikierin her zaman�i tutumudur. ihanet ise onların tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır ve neredeyse tüm bir geç­mişlerine damgasını vurmuştur. Komünistler yıllardır, üstelik biz­zat Güney Kürdistan'daki ulusal mücadelenin somut tarihsel ve güncel deneyimlerinden hareketle döne döne bu gerçeğe işaret ediyorlar. Peki ama komünistlerin yıllardır Kürt sorununa verdik­leri önemin ve Kürt halkına karşı sorumluluklarının bir gereği olarak dile getirdikleri bu gerçeği görmek ve dile getirmek için

403

Page 404: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney Kürdistan ' ın bir kez daha işgal edilmesi mi gerekiyordu? Ya da bu gerçeği görebilmek için her defasında Kürt halkının büyük acılar yaşaması şart mıdır? Daha önemlis i , bugün dile getirilen bu sözler, işbirlikçi önderlik hakkında nihayet ulaşı lmış bir açıklığın ve işbirlikçi önderliğe karşı bundan böyle takınılacak kesin bir tutumun i fadesi midir?

Örneğin , M.Can Yüce 'nin Özgür Politika ' da yayınlanan "ihanet Belasi ' ' başlıklı yazısı , bu soruna yaklaşıma il işkin olum­lu ve i leri bir örneği oluşturuyor. M .Can Yilice bu yazısında iş­birlikçi önderl iğin tüm bir tarihinin teslimiyet, uşaklık ve ihanetin tarihi olduğunu bel irtiyor. Bunun ise Kürt egemenlerinin, yani feodal-buı:juva sını fın genel tutumu olduğunu, uşaklık ve ihanetin gerisinde de bu sınıfın benci l çıkarlarının yattığını söylüyor. Tam da bu nedenle i şbirl ikçi önderliğin ihanetlerine karşı veri lecek bir mücadelenin haklı ve meşru bir müca· .ele olduğunu ve bunun kesinlikle "kardeş kavgası" olarak algı lanmanıası gerektiğini ileri sürüyor. Ve nihayet sözü getirip şuraya bağlıyor:

"Çok net hi�·imde anlaşilıyor ki: Güney' de ilıanet sökülüp utılmadan ulusal hirl(�i. federasyon/aşmayı gerçekleştirmek, devrimi zafere ulaştırmak nıümkiin de.�ildir. Kurunısalluşnıış. savaş a.�alı.�ı ile palazlanmış KDP ile di,�er ihanet odakları gelişmenin . uluslaşmamn ve ulusar davan /ll öniindeki en hiiyiik engel/erdir. Mutlaka aştimaları gerekiyor."

işbirl ikçi öndcrl iğe i l işkin bu tür değerlendirmeler, PKK ve en başta da A. Öcalan. tarafından daha önce de yapı lmıştı. An­cak biliniyor ki, bu değerlendirmeler genell ikle PKK ile bu ihanet odakları arasında ciddi çelişki ve sorunların yaşandığı dönemlerde yapı lmıştı ve gerçek bir kavrayışa oturınuyordu. Bu nedenle de kalıcı olamadı. işbirlikçi ihanete dönük tüm bu sözler adeta öfke ile söylenmiş nitelemeler olarak kaldı ve bir süre. sonra da unutul­du. Bu kez tersi olacak mıdır? Örneğin M. Can 'yüce'nin di le getirdiği düşünceler u lusal harekette egemen ve kalıcı bir bil ince dönüşecek midir? Gerçekten de bundan böyle "ihanet odakları"na karşı kesin ve tutarlı bir mücadelenin içine giri lebi lecek midir?

Dahası var. Güney Kürdistan'daki feodal-burjuva önderlik

404

Page 405: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

geçmişte sözde de olsa bir "ulusal kurtuluş" mücadelesi veriyordu. Harekette zayıf da olsa ulusal bir yan vardı. Bugün bu bile yok. işbirlikçi Önderlik bugün "ulusal çıkar", "ulusal dava" gibi şeyleri bir yana bırakmıştır. Tümüyle kendi sefi l sınıfsal çıkarları için savaşmaktadır. Öte yandan onlar dün de sömürgeci l iğin Güney'­deki temel dayanağıydı lar ve dün · de vesayete açıktı lar. Bugün ise kaderlerini tümüyle emperyalizme ve bölgedeki gerici rejim­Iere bağlamışlardır. Gel inen yerde yı l larca peşinden koştukları güdük bir otonomi için mücadele edecek güç ve iradeden dahi yoksundurlar. Tüfllüyle em�eryalizm in vesayeti altına girmişler­dir. Ve nihayet işbirlikçi önderl ik günümüzde bölgede her türlü gericiliğin kalesi haline gelen sömürgeci Türk devletiyle sıkı bir işbirl iği içine girmiştir. '92'de olduğu gibi onu yeniden Güney Kürdistan ' a davet etmiştir ve PKK'yi ezmeye çal ı şmaktad ır. Tam da böyle bir dönemde, A.Öcalan, KOP'ye dönük "hainlik", "işbirlikçi lik" gibi öfkeli · suçlamalarda bulunmasına karşın ha­la KOP'ye bir takım çağrı lar yapabi l iyor. KPD'dcn "ulusal çıkar­lar"ı esas alıp sömürgeci Türk devletiyle işbirliğine son vermesi­ni istcyebi l iyor, Bu durumda PKK 'den bell i bir kararl ı l ıkla Kürt feodal-burjuva sınıfına yönelmesi ve onu tasfiye i le sonuçlanacak bir mücadelenin içine girmesi beklenebil ir mi? işte bu ku�kultidur. Her şeyden _önce bugünkü pol itik yönelimi buna engeldir.

PKK yoksul köylü ağırl ık l ı bir emekçi sınıf hareketi olarak doğup şeki l lendi. Onu özell ik le i lk döneminde karakterize eden de bu. emekçi sınıf kiml iğiydi. Ancak PKK emekçi sınıf kimliği­nin ön planda olduğu bu i lk dönemlerde dahi hep u lus;ıl istemleri di l lendirdi . Bu i stemler için mücadele etti. Sınıfsal istemler te­melinde bir propaganda ve ajita<>yondan ve bu istemler temelinde bir mücadeleden ·ısrarla uzak· durdu.

'93 ateşkesi sonrasında ise durum tümüyle fark l ıdır. PKK bu tarihten itibaren u lusal -sorunda düzen içi bir çözüm demek olan "siyasal çözüm" çizgisine kaymıştır. Emekçi sınıf kimliğin­den belirgin bir uzaklaşma vardır. Özgürlük mücadelesinin yoksul köylü emekçi tabanına dayalı halkçı-devrimci karakteri belirgin bir biçimde geri plana düş�üşliir. Ulusal hareket en saf biçimiyle

405

Page 406: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ulusal istemler çizgisine otunnuş, ulusal burjuva karakteri önpla­na çıkmıştır. Dahası PKK bu tarihten itibaren Kürt toplumuna i l işkin sınıfsal kategorileri iyice anmaz olmuştur.

PKK için yalnızca bir bütün olarak "Kürtler", "Kürt toplumu" ve "Kürt kimliği" vardır. "Kürt toplumu'.'nun çıkarları birbirine taban tabana zıt sınıflardan oluştuğu onu çok fazla ilgi lendinne­mektedir artık. PKK'ya göre her sınıftan "ulusal hainler" ya da "sömürgeci liğin ajanları" vardır, Görev- bunlar dışındaki tüm ulu­sal güçlerin lier düzeyde birliğini sağlamaktır. "Kürt u lusunun her düzeydeki birliği", bu, bugün PKK'nin temel bir politikasıdır ve PKK umudunu adeta bu politikaya bağlamıştır. Açık ihanete rağmen A. Öcalan'ın hala KDP'ye çağrı yapması i_şte bu politi­kanın bir ifadesi ve sonucudur." PKK devrimci ulusal kimliğinden vazgeçmedikçe (vazgeçmediğine göre), emperyalizmin "yeni dünya düzeni" çerçevesine oturan planlarının basit bir piyonu haline gel­medikçe (gelmediğine göre) bu politikanın gerçekjeşme şansı yoktur. PKK' nin ve A. Öcalan' ın Kürt feodal lerine ve aşiret ağalarına, Barzani ve Talabani ' I ere yaptığı tüm çağrı lar da sonuç­suz kalacaktır. Çünkü Barzani ve Talabani 'nin tutumunun nesnel­sınıfsal bir mantığı vardır ve onlar her durumda buna uygun davranacaklardır.

"Kürt feodal-burjuva - önderlikleri için öncelikli olan kendi gerici 'sınıfsal' çıkarlarıdır. Çağımııda mülk sahibi sınıflar an­cak kendi sınıf çıkarlarına yanıt verdiği ölçüde 'ulusal' çıkarlar için savaşabilir/er. Ancak bu çerçevede bir 'ulusal birlik' i savu­nabi Zir/er. Bu ikisi karşı karşıya geldiği ve kendi .çıkarları tehlike­ye gird(�i andan itibaren ise Kürt mülk sahiplerinin her bir kesi­mi seçimini birincisinden yana yapacaktır. Kürt ulusal hareketinin tarihi bunu tartışmasız kanıtıdır. Devrimci bir çizgide gelişen bir ulusal özgürlük mücadelesi ise her zaman mülk sahibi sınıfların bu ihanet duvarına çarpacaktır. Bu ihanetin sımfsal mantığını görmezlikten gelenler, Kürt üst smıj7arından medet umanlar, bu ihaneti her seferinde acı bir biçimde yaşayacak/ardır. " '92 yılm­da yaşanan buydu. Ve bugün bir kez daha bu yaşanmaktadır. "

Sonuç olarak, "ulusal birlik" politikası sömürgeci Türk dev-

406

Page 407: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Jetinin işbirlikçi Kürt önderliği i le işbirliği halinde gerçekleştirdiği son işgalin şahsında çok açık bir şekilde iflas etmiştir. PKK bu gerçeği artık görmeli ve "ulusal birlik" politikasını terketmelidir. Aksi halde ulusal "ihanet belası"ndan hiçbir zaman kurtulama­yacaktır. PKK Kürt üst sınıfları içinde kendisine müttefik ara­mak yerine vakit geçirmeksizin yüzünü kendisini vareden Kürt emekçi sınıfiarına dönmelidir. Bugünkü gelişmeleri hem Kuzey ve hem de Güney Kürdistan'da Kürt egemen sınıfiarına karşı demokratik ve devrimci bir mücadelenin vesilesi haline getirmeli­dir. Daha da önemlisi, Kürt ulusal sorunu bugün her zamankin­den daha belirgin bir biçimde bir bölge sorunu haline gelmiştir. Dolayısıyla bu sorun gerçek, tam ve kalıcı çözümünü ancak böl­gesel düzeyde ve toplumsal bir devrime bağlanmış bir mücadele içinde bulabilecektir. Bu ise herşeyden önce başta Türkiye pro­Jetaryası ve emekçi sınıfları olmak üzere bölgenin diğer ezilen emekçi halklarıyla samimi bir i ttifak demektir. PKK herkesten ve herşeyden çok böylesi bir ittifakın oluşması için çaba göster­melidir. Her defasında büyük acı lara ve yıkımiara yolaçan "iha­net belası" ancak bu koşul larda aşılabil ir.

. Ihanet Belasi

Kızıl Bayrak Haziran '97

"Kürdün ihanet yarası çok derindir; kökleri tarihimizin derinliklerine uzanıyor. Kürtler kadar ihanet belasından çeken başka bir halk var mıdır? i hanet bügüne kadar Kürtlerin peşini bırakmadı , bir gölge gibi onu izledi. Her defasında da çok derinden ve kapsaml ı vurdu. Eğer bugüne kadar belini doğrul tamadıysa · bunun en temel nedenlerden birisi tarihsel ihanet belasıdır!

"Halkımız tarih boyunca yabancı egemenlere, işgal ve istilaya karşı ayaklandı , görkemli direnişler sergiledi. Ancak bu direnişler her defasında yenilgi lere uğradı .Yenilgi lerden sonra büyük katliamlar yaşandı ." . . .

407

Page 408: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"Kazanmanın, bu direnişler sonucunda özgürlüğü yakalamanın, özgür ulusfar topluluğu içinde onurlu bir yer tutmanın olanakları vardı. Ancak yine ihanet belası yüzünden bu olanaklar ve fırsatlar kaçırıldı, ağır kölelik ve yok olma süreçlerine muhatap oldu. Direnişçilerio başları altın tepsi lerde zalimlere sunuldu. Böylece ihanet. kapkara harflerle tarihimize geçti , toplumsal yapımııda onulmaz yaralar açtı." . . .

"Kürt egemen sınıfların tarihi genel olarak teslimiyet, uşaklık ve ihanet tarihidir. Kendileri ihanet etmekle kalmamışlardır, aynı zamanda bu uğursuz çizgilerini bir yaşam tarzı olarak toplumumuza egemen kılmaya çal ışmışlardır. Böylece ihaneti ulusal dokumuza kazımışlardır. Bu nedenle her tarihsel dönemeçte bol bol hain çıkmakta, bir tas çorbaya kendini satanlar özgürleşme isteminin önüne dikilmektedirler-." . . .

"Bizim egemen sınıflarım ız aşiret reislerimiz. toprak ağaları ve feodal beylerimiz geleceklerini yabancı egemeniere uşaklık anlayışına bağl ı gördükleri için ihanet onlarda bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Bu tutumlarını özell ikle ayaklanma ve ulusal direniş süreçlerinde çok daha uğursuz bir tarzda icra etmişlerdir. Kürtler özgürleşınek ve ve geleceklerine sahip olabi lmek �çin ihanet belasını alt etmek, tasfiye etmek zorundadırlar."

"Genell ikle Kürtlerin mücadelelerinin bu özgün, ama zorunlu yönü anlaşı lmıyor; ihanete karşı verilen mücadele, 'kardeş kavgası ' olarak değerlendiri l iyor. Bu yanlış bir değerlendirmedir. ihanet, kendi kardeşini , halkını arkadan hançerleme, halkının en temel değerlerini gümüş tepsiele dli:;ınana sunma davranışı deği l midir? Elbette buna kar§ı mücadele meşru ve haklıdır: bu özgürlüğü avuçlaınak · açısından kaçını lmazdı r. Kazanınanın başka bir yolu da bulunmuyor. Örneğin birkaç kuruş için ruhunu herşeyini satan, özel savaş birliklerine ' Azap askerliğini ' yapan

408

Page 409: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

koruculara, kel le avcı larına karşı mücad�lenin hakl ı l ığı , meşruiyeti ve kaçını lmazlığı tart ış ı labi l ir mi?" . . .

"Bugün KDP denen aşiretçi-feodal güruh, saldırıya geçmiş bulunuyor, devrime karşı özel sava� birliklerinin önüne düşmüş, onlara "Azap askerliği yapıyor". KDP ve Barzani haini bu tavrıyla özel savaşın imha harekatını meşrulaştırıyor ve ulusal davanın tasfiye edilmesine hizmet ediyor. Bundan daha büyük bir ihanet olabil ir mi?" . . .

"Çok net b ir biçimde anlaşıl ıyor ki Güney'de ihanet sökülüp atı lmadan ulusal birl iği , federasyonlaşmayı gerçekleştirmek, devrimi zafere u laştırmak mümkün deği ldir. Kurumsal laşmış, savaş ağal ığı i le palazlanmış KDP ve diğer ihanet odakları geliş�enin, uluslaşmanın ve uiJJsal davanın önündeki en büyük engellerdir."

Özgiir Politika. M. Can Yiice �----------------------------_J

409

Page 410: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

TC'nin Güney Kürdistan işgali; sonuçlar ve sorumluluklar

Sömürgeci Türk devleti, bugün için Güney Kürdistan'a açık bir işgal gücü olarak yerleşmesinin koşullarinın olmadığını gör­müş bulunuyor. Şimdi zorunlu kalarak geri çekiliyor.

Bil indiği gibi - sömürgeci Türk devletinin bu işgali bir dizi hazırlığın ardından gerçekleştirildi. ABD, Batzani 'nin daveti üze­rine Güney Kürdistan'a giren lrak'a saldırmış, geri çekilmek zo­runda bırakılmıştı. Ardından ABD planlan çerçevesinde, daha ön­ce Silopi'de konuşlandırılan "Çekiç Güç'\ "müdahale gücü" adı altında Güney Kürdistan' da sözde kalıcı b�r barışı tesis etmek amacıyla Zaho'ya taşınmıştı. Böylece Güneyli işbirl ikçiler. de tümüyle kontrol altına alınmıştı. ABD, TC, Güneyli işbirlikçi­ler ve Güneydeki Türkmen temsilcilerinin katı ldığı "Ankara zir­veleri" gerçekleştirilmişti.

TC i le İsrail arasında gerçekleşen stratejik işbirliğinin ge­liştirilmesi tam da bu sürece denk düştü. Diğer şeyler bir yana,

410

Page 411: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

açık bir saldırganlığın ifadesi olan bu ittffak, başta ABD olmak üzere, bölgy halkları ve bölge ülkeleri (özellikle İran, I rak ve Suriye) üzerinde kesin bir denetim kurmak amacı çerçevesinde geniş kapsamlı hedeflere sahipti. Bu ittifaktan çok şey umuluyor­du; ancak Güney Kürdistan'a yönelik son işgal harekatıyla umu­lan sonuç gerçekleşmedi. Bu saldırgan ittifakın ilk meyvesi olan bu işgal saldırısı bugün için hedefine ulaşamadı. Bu, Güney Kürdistan 'daki direnişin önemli bir siyasal başarısıdır.

Türk devleti biri '92, diğeri '95 yıl ında olmak üzere daha önce de Güney Kürdistan'a dönük müdahalelerde bulundu. An­cak bunlar sınırlı amaçlara sahipti. Bu aşamada ABD'nin Kürt sorununa ilişkin çözüm planları henüz TC'ninki ile tam olarak örtüşmüyordu.

İkincisi, Türk devleti daha önce de saldırgan bir siyaset izle­mekteydi. Ancak yakın döneme kadar bu günümüzdeki gibi açık bir biçim kazanmamıştı. Sömürgeci devlet bugün bu konuda ye­ni bir role soyunmuştur. TC bugün Dublin sürecinde olduğu gibi ABD tarafından Kürt sorununa ilişkin planlara gönülsüz bir bi­çimde dahil edilen taraf konumunda değildir. Tam tersine, Ankara süreci ile birlikte açıkça ve resmen ABD'nin Güneye döriük çözüm planının gönüllü, aktif ve birinci derecede uygulayıcısı olma ko­numuna gelmiştir. Güneyli işbirlikçilerin tümüyle kontrol altına alınması ve Güneydeki Türkmenlerin de bu sürece dahil edilmesi, TC'nin bu konumu benimsernesinde önemli bir etken olmuştur. Daha önemlisi, sömürgeci devlet ABD'nin öteden beri kendisine telkin ettiği, hem Kuzey ve hem de G�neyi kapsayan "toptan çözüm"ü benimser hale gelmiştir.

Türk devleti Kürt sorununda benimsediği bu yeni role uy­gun bir kararlı lıkla Güney Kürdistan' ı işgal etti. Ancak ABD'nin açık siyasal desteğine, İsrail 'in askeri alandaki lojistik yardımia­nna ve Güneyli işbirlikçilerin ihanetine karşın, bugün için de olsa başarıl ı olamadı. Türk devleti Güneyden tümüyle çekilmek isti­yor, ama çekilemiyor. Zira tümüyle çekilmesi demek açıkça başa­rısızlığı kabul etmek demektir. Bu nedenle işgal kuvvetlerinin bir bölümünü bugün için Güney Kürdistan 'da bırakmıştır.

4 1 /

Page 412: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Bu açıkça "İsrail modeli"ne bir i lk adımdır. Tutup tutmaya­cağını ise zaman gösterecektir. Ancak kesin olan şudur ki; TC Kuzey'de zaten bir çıkınazın içindeydi . bugün çok daha büyük bir çıkınazın içine girmiştir. Bu, Türkiye'de şimdiden hissedilmiş ve tartışı lmaya baş lanmıştır. Çıkınazın derinleşmesine paralel ola­rak i leride açıkça ve daha çok tartışılacaktır.

Türk burjuvazisi, ordunun özel inisiyatifi aracı l ığıyla İsrai l ' ­le stratej ik işbırl iği antlaşmaları imzalaınıştır. Bu , bölge halkla­rına ve bölge Ulkelerine dönük saldırgan bir konum demektir. Bu konum daha şimdiden Türk devletini bölgede yalnızlaşma sürecine sokınuştur. Bölge halk larının ve bölge ülkelerinin tep­kilerine yol açmıştır. Saldırganlığın açık biçimler alınasına bağlı olarak bu tepki ler daha bir yoğunlaşıp yaygınlaşacak, TC'nin etrafındaki çember daha da daralacaktır.

KOP, bölgenin en gerici ve saldırgan dev letin i Güne,ye da� vet edip, onunla birl ikte PKK ve Kürt halkına saidırınakla adeta kendi sonunu hazırlamıştır. Kürt halkı bu saldırının ABD ve İsra­i l destekl i olduğunu, yegane amacının da kendilerine ve diğer kardeş halkiara kayıtsız koşulsuz bir kölelik dayatmak olduğunu gördüğü ve anladığı ölçüde KOP'ye karşı tutum almakta, PKK ve direniş cephesinden yana geçmektedir. Bu süreç devam et­mektedir. işbirl ikçi çizgi deyim yerindeyse ağır bir darbe almış, dönüşü olmayan bit yola girmiştir. Görmek ve anlamak isteyen­ler için saflar oldukça netleşıniştir. Bunun kendisi değerlendirec bilenler için, Kürt sorununun bölge düzeyinde bir çözüme kavuş­turulması bakımından olsun, bölgedeki devrimci süreçlere it i l im kazandırmak bakımından olsun, öneml i bir imkandır.

Ancak bunlardan hareketle abartı l ı hayallere kapılmamak gerekir. Kürt kurtu luş hareketi de kapılmamalıdır. Ortada elbet­te bir başarı vardır. Herşeyden önce sö.mürgeci devletin Güne­ye dönük saldırısı durdurulmuş, sömürgeci ordu geriye dönmeye zorlanmıştır. Ancak bunu sadece TC'nin Zap'ta yediği darbeye bağlamak büyük bir abartina olacaktır. Sözkonusu olan bölgenin güçlü saldırgan bir devletidir. Henüz bir yenilgiden de söz edi­lemez. Sömürgeci Türk devleti emellerinden vazgeçmemiştir. Sö-

412

Page 413: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

mürgeci ordu da tümüyle geri çekilmemiş olup, bel l i bir bölümü ile hala Güney Kürdistan 'dadır. Büyük bölümünün bugün için geri çekilmiş olması yanı ltıcı olmamal ıdır. Sömürgeci devlet, tarihinden de bil iniyor ki, kinci ve kalleş bir devleltir. Uygun bir fırsatta yeniden saidıracağı ve bu saldırıyı sınırsız bir intikam hareketine ' dönüştüreceği kesindir.

Öte yandan sömürgeci ordunun geriye dönmesi bir yerde doğaldır. Zira işgal edilen bölge kolay hakim olunabilecek bir bölge değildir. Kaldı ki gel inen yerde koşu lların TC'nin kısa vadede bölgeye hakim o lması için yeterince elverişl i olmadığı da görülmektedir. Bu da geri dönmesinde bell i bir rol oynamıştır.

Sömürgeci ordunun geri dönmek zorunda kalması , açıkça, ABD'nin "Ankara Zirveleri"nde saptanan planlara da, TC-İsrail saldırganl ığına da öneml i bir darbe olmuştur. Bu tartışı lamaz. Ne ki bunu da abartmamak gerekiyor. Zira ABD bölgedeki stra­tejik çıkarlarından öyle kolay vazgeçmeyecektir. ABD TC'nin müdahalesine açık destek sunmuştur. Fakat o da bölgeye il işkin planlarını tam olarak uygulamak için zamanın henüz erken oldu­ğunu düşünmektedir. TC'nin geri çekilmesinde bu da rol oyna­mıştır.

Ayrıca, Güneydeki işbirlikçi ler aldıkları darbeye rağmen Gü­neyde hala bir güçtürler. Güney Kürdistaı.ı 'da işbirlikçi güçler çıkarmaya uygun bir toplumsa�-siyasal zemin vardır. İ�birl ikçi­ler yenilgiyi sineye çekmeyeceklerdir. Her an yeni bir gerici manevraya başvurabil ir, yeni hain girişimlerde bulunabil irler. Barzani 'nin daha kısa bir süre önce Talabani 'yi Güneyden silip atmak için Saddam celladını Güneye davet ettiği hatırlanmalıdır. işbirlikçiler benzer bir şeyi yine yapabi lirler. Ye bu durumda da güçler elengesi yeniden altüst olabi lir. Bu nedenle tüm bunları gözeten bir mücadele çizgisi izlemek büyük bir önem taşımaktadır.

Sömürgeci Türk devletin Güneye dönük saldırısına yalnızca Kürt ve bölgenin mazlum halkları tepki göstermedi. İsrail 'in dı­şındaki hemen tüm bölge ülkeleri (başta Suriye ve İran olmak üzere) bu saldırıyı yerinde bir tutunıla kendilerine de boyun cğ­dim1ek, Ortadoğu'daki güçler dengesini yeniden düzenlemek amaç-

413

Page 414: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

lı bir saldırı olarak algıladılar ve tepki gösterdiler. İran seçimler­den başını kaldırır kaldırmaz TC'ye iki kez üst üste nota verdi. Suriye benzer bir tutum ortaya koydu. Libya ağır itharnlarda bu­lundu. TC'yi açıkça sömürgecilikle suçlayarak, işgal kuvvetlerinin derhal geri çeki lmesini istedi . M ısır tepkisini D-8 ' 1er toplantısı­na üst düzeyde katılmayarak gösterdi. ABD-TC ve İsrail 'e en yakın Arap devleti Ürdün'dür. Ancak o bile TC'nin Güney işga­linden duyduğu rahatsızlığı dile getirrnek zorunda kaldı. Irak ise işgali kendi toprak bütünlüğüne yöneltmiş bir saldİrı olarak nite­ledi. Bütün bunları Suriye-İran ve Irak ekseninde kotarılmaya çal ışı lan ABD-TC ve İsrai l karşıtı bloklaşma izledi. Besbelli ki TC bu tepkileri hesaba katmak zorunda kaldı. Zira bu devletler­le kapışmadan bölgede kal ıcı hale gelemezdi. Bunu şimdilik gö­ze alamadı. Sömürgeci devletin çekilişinde bunun da payı vardır.

Ne olursa olsun Güney savaşından PKK ve Kürt halkı ka­zançlı çıkmıştır. Sömürgeci devlet bu son işgalle Güney ile Kuzey arasındaki sınırı kaldırıp atmıştır. Artık TC'nin karşısında Gü­ney Kürdistan halkı da vardır. Kürt halkı Körfez Savaşı sırasında­ki gibi sömürgeci devleti kendisine kucak açıp kollayan bir devlet olarak görmemektedir.

PKK geçmişte de Güneyde bell i bir güce sahipti. Ancak Güneydeki süreçlere müdahalede bugünkü düzeyde bir inisiyatife sahip değildi . TC'nin Güneyi de kirli savaşın içerisine çekmesine ve Güneydeki süreçlere dolaysız müdahaleci konumuna çıkmasına bağlı olarak PKK 'nin konumu da değişmiştir. PKK bu son işgalle birlikte sürece bir taraf olarak müdahale edecek bir konum kazan­mıştır. O artık Güneydeki işbirlikçiterin deyimi i le "misafir bir güç" değildir. Güneydeki halk da gelinen yerde PKK 'yi yerli bir güç olarak algılamaktadır. Bu, ulusal kurtuluş mücadelesi açısın­dan önemli bir kazanımdır.

Özel savaş cephesi yakın döneme kadar "PKK'nin Kuzey'de işini bitirdik . . . Zararsız hale getirdik . . . PKK artık kontrol altında­dır . . . " şek linde bir propaganda yapıyordu. Bu aynı şeyi Güney işgalinin ilk haftasında Zap'ta sergilenen özel seremoniyle de yapmışlardı. Bu propagandanın, yine bizzat Zap'ta, ·dahası sere-

414.

Page 415: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

moniyi düzenleyen subaylar şahsında alınan darbeden sonra fazla bir hükmü kalmamıştır. Moral üstünlük PKK'ye geçmi�ıir.

PKK şimdi, hem Kürt kurtuluş mücadelesi ve hem de böl­gedeki devrimci süreçler (özell ikle de Türkiye_ devrimi) gözeti l ­diğinde daha büyük bir sorumlulukla yüzyüzedir. Erken zafer sar­hoşluğuna ve bunun ifadesi bir rehavete kapılmadan elde edi­len moral üstünlüğü tutarlı bir siyasal mücadele çizgisinin daya­nağı haline getirmek sorumluluğu durmaktadır ortada.

Bundan anlaşılması gereken; halkı savaşın içine çekmek ve mücadeleyi içte feodal-burjuva sınıflam ve dışta mahali sömür­geci devletler ve emperyalist gericil iğe karşı bir mücadele ola­rak derinleştirmek olmalıdır. PKK tüm olanaklarını böylesi bir mücadele için kullanmalıdır. Daha da önemlisi , bu mücadeleyi kendi kendine yeterli bir mücadele olarak görmemeli ; mutlaka bölgedeki devrimci süreçlerin, en başta-ve özellikle Türkiye devri­minin bir bi leşeni haline getirmel idir. Bu hem nesnel ve hem de öznel açıdan zorunludur. Zira Kürt sorunu tam, gerçek ve kalıcı çözümünü böylesi birleşik bir mücadele i le bulabilecektir. ·

Tam da burada PKK 'ye verdiğimiz önemin ve Kürt halkına karşı sorumluluğumuzun gereği olarak PKK 'yi uyarınayı zorunlu görüyoruz. PKK görülebildiği kadarıyla erken bir zafer sarhoşluğu içine girmiştir. Belirtilmelidir ki bu tehlikelidir. Savaşta psikolojik boyut elbetteki önemlidir. Ancak bu hiç bir şeki lde savaşın ası l gerçeği konusunda hayale kapı lmayı gerektirmez. Daha katedil­mesi gereken çok uzun bir yol ve aşılması gereken önemli engel­ler var. Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi hala yolun başındadır. Halka moral aşılamak elbetteki gereklidir. Ama öte yandan sava­şın gerçeklerini de halka anlatmalıyız. Halkı savaştırabi lmenin tek güvenceli yolu budur. Başka türlüsü çok geçmeden hayal kırıklıkları yaratır. PKK bu tür bir davranıştan özenle uzak dur­malıdır. Unutulmasın ki PKK Kuzey'de bir dönem bugünkünden çok i leri konumlar elde etmişti. Ama bi l iyoruz ki bu süreklil ik arzetmedi. Uzun vadeli bakılmalı, soluklu davranı lmalıdır.

Abdullah Öcalan ' ın fömürgeci ordunun geri çekilmesinden sonra yaptığı kimi değerlendinne ve açıklamalar "siyasal çözüm"

415

Page 416: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

çizgisinde ısrar edildiğini gösteriyor. Özetle, A.ÖCalan sömürgeci devletin Zap'ta yediği darbe ile iyice sarsıldığını, savaşı kazana­mayacağınr daha iyi anlar hale geldiğini, bir süre sonra "siyasal çözüm"e yanaşmak zorunda kalacağını belirtiyor. Yanısıra, TC'­nin bu· son işgal ile tüm bir bölge devletleri�i karşısına aldığını, bunun ise kurtuluş mücadelesi için geniş bir manevra alanı ve taktik ittifak imkanı demek olduğunu ileri sürüyor. Örneğin Arap devletleri artık Kürt hareketine düşmanca davranmayacaklardır. iran PKK'ye daha farklı yakalaşacaktır diyebiliyor. Benzer şey­leri emperyalist oephe için de dile getiriyor. Fransa ve Almanya PKK'nin gücünü daha iyi gördüler, PKK'siz çözüm olmayacağını daha iyi anlar hale geldiler mealinden açıklamalar yapıyor. ABD'­nin dahi homojen bir· tutumda ısrar etmeyeceğini vurguluyor. Benzer açıklamalan A.Öcalan tarafından '92 ve· '95'teki savaştan sonra da dile getirilmişti. Bununla birlikte düşünüldüğünde Öca­lan'ın yaptığı açıklamalardan kaygı duymamak münkürl değil­dir. Besbelli ki Güney savaşı ile elde edilen konum yine "siyasal çözüm"ün dayanağı haline getirilmek isteniyor.

PKK bu yönelimden ve bunun ifadesi girişimlerden artık vazgeçmelidir. Artık kabul edilmelidir ki, içte feodal-burjuva sı­nıfla, dışta ise sömürgeci mahal li devletler ve onların gerisinde­ki emperyalizmle kesin ve kararlı bir hesaplaşmaya girilmeden, ne özgür ve ne ·de bağımsız Kürdistan hedefine ulaşa�ilir.

'416

Kızıl · Bayrak Ilaziran '97

Page 417: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Ekler

Page 418: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,
Page 419: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Güney savaş• ve sol

M. CAN YÜCE

Genelde Kürt sorunu, özelde bugün şiddetli bir tarzda süren Güney savaşı , Çok netleştirici, ayrıştırıcı bir rol oynuyor; kimin ne olup olmadığını, hangi çizgi ve renkler taşıdığını açığa çıkarıcı bir işlev görüyor, tıpkı turnosol kağıdı gibi.

Bir aya yaklaşan süredir, devlet, Güneyde yüzbinlerce ordu ve gücü, ve en gelişkin teknikle stratejik imha ve işgale dönük bir askeri harekat yürütüyor. Bu, halklarımızın kaderini, gelece­ğini yakından i lgilendiren çok ö1,1emli bir olaydır. Peki bu kadar yaşamsal önemde olan bu gelişmeye karşı kim ne yapıyor, neler düşünüyor, hangi �:!içim ve düzeyde mücadele ediyor, . kısacası tavrını nasıl biçimlendiriyor? Kürtlere dayatılan bu imha ve ezme harekatını kendi özlerine yapılmış bir hakaret (.)larak algılayıp değerlendiriyorlar mı? Ya Kürtlerin davalarına, özgürlük müca­delelerini kendi öz davaları ve mücadeleler( olarak algıl ıyorlar mı? Bu sorular, halklarımız arasındaki ilişkilerin, kader birlikle-

4/9

Page 420: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

rinin anlamını ve içeriğini anlamamıza yarayan temel sorulardır. Bu soruların yanıtiarına geleceğiz. Ancak buna geçmeden önce soldan ne anladığımızı , sol derken kimleri kastettiğimizi kısaca özetiernemiz gerekiyor.

Sol derken, MGK 'nın ardında secdeye duran, saf tutan, res­mi ideoloji ve çizgiden milim şaşmayan İP gibi partileri, Türk­İş, DİSK gibi sendikaları, CHP gibi katışıksız kemalist partile­ri , Doğu Perinçek gibi kemalizm ve ordu şakşakçılığını kastet­miyoruz. Bu anılan grup, çevre ve kişilikler tavırlarını, duruşla­rını tartışmaya yer bırakmayacak biçimde ortaya koymuşlardır. Bunlar, resmi çizginin, Kürtlere dayatılan imha seferlerinin des­tekçiteri konumundadırlar. Dolayısıyla bunları sol saymamız mümkün değildir.

Peki "Reformist Sol" denilen grupların tutumlarını, duruşları­nı nasıl tanımlamak gerekir? Örneğin reformİst solun çatı örgütü işlevini gören ÖDP ve başka bir reformİst çizginin temsilcisi olan EMEP' in Güney savaşı s ı rasındaki tutumları nasıl somutluk kazandı, pratikte ne yaptılar? Haklarını yemeyelim! Güney sefe­rini kınayıcı birkaç söz söylediler. Bunun dışında etkili bir ey­lemleri, etkil i bir tutumları olmadı. Hatta Sultan Ahmet meyda­nında gerçekleşen mitingde, ÖDP yetkilileri, Güney seferini daha radikal tarzda protesto eden, en büyük ulusal hain kimliğini ka­zanan Mesut Barzani'ye karşı öfkelerini haykıran birlerce kitleyi susturmaya çalıştılar, bunu başaramayınca mitingi planlanan zamandan daha erken bitirdiler. Bu tutumlarını sıradan bir korku ve çekingenlik olarak değerlendirmek mümkün mü? Hayır, ÖDP ve aynı çizgide buluşan kimi HADEP yöneticileri, kitle eylemini, kitlelerin devrimci coşkusunu söndürmek, eylemlerini rejim için kabul edilebi lir bir çizgide tutmak için özel çaba göstermişlerdir. Bu, onların ideolojik ve politik çizgilerinin pratik bir sonucudur, kesinlikle rastlantı deği ldir. ÖDP, kendi çizgisini; meşruiyet anlayışını "düzen ve rejim için kabul edilebilir sınırlar" olarak belirlemiş ve ona göre bir ·Ol muhalefet" pratiğini sergiliyor. HADEP'te bu anlayışta oian, ısrarla radikal kitleleri bu çizgiye · getirmek ve buna alıştınnak isteyen kişi ve çevreler var. Bunu

420

Page 421: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

da geçerken not etmekte yarar var. Söylernde devrimciliği başkasına bırakmak istemeyen, ken­

dinden başka devrimci görmeyen EMEP ve Emek gazetesi çev­�esinin tutumu da ÖDP'den çok farklı değildir. Emek gazetesi­nin sayfaları, haberleri, yorum yazıları her şeyi çok iyi anlatıyor. Güney Savaşı 'yla ilgili haberler ancak çok küçük bir yer tutuyor. O da psikolojik savaş habercil iğini pek aşmayan bir üslupla . . . Emek'e göre Güney Savaşı sıradan bir askeri eylemdir. Türki­ye gündeminin, emekçilerinin kaderini etkileyen önemli bir olay değildir. Anı şam duyulmam ış bir yerdeki bir grev veya sendi­kal bir eylem, kimi zaman manşetlik bir haber olurken, ülkemizi harabeye çeviren halkımızı kırarak yok etmeyi amaçlayan bü­yük bir operasyon, '!-ncak küçük bir sütuna konu olabiliyor. Elbet­te bu bir tavırdır. EMEK çevresinin genelde Kürt sorunuqa, özelde Güney Savaşı 'na yaklaşımı ve tutumu net bir biçimde gösteren bir aynadır!

Yeri geldiğinde bu anılan grup ve çevreler, enternasyonalizm, halkların kardeşliği k�nusunda mangalda kül bırakmazlar. Bir Arnavutluk'taki halk hareketietine gösterdikleri ilginin onda birini dahi özel savaşa ve Kürt direnişine göstermiyorlar. Elbette başka ülkelerdeki devrimci gelişmelere de ilgi gösteri lmelidir. Ancak kaderleri bu kadar birbirini yakından ilgilendiren iki halkın devrimci ilişkileri, çok daha kapsamlı ve içerikli olmak zorundadır. Ülkemiz ve Anadolu halkları arasındaki enternasyonalist i l işki, başka ülke halkları arasındaki enternasyonalist i lişkiye indirgenemez. içeri­ği çok daha zengin ve kökleri çok daha derin, i lişkilerin boyutları daha bir karmaşıktır. Ama anılan reformİst çevrelerin tutumların­da sıradan enternasyonalist belirtiler, izler bulmak bile çok güç!

Devrim.ci sol gruplar dediğimiz grupların, partilerin tutumları kendi içinde birçok yetersizlik ve yanılgı taşısa da esas olarak olumludur. Bir şeyler yapmaya, eylemler geliştirmeye çalışıyorlar ve basınlarında özel savaşa, Güney seferine karşı kitleleri eyleme çağıran bir pratik sergiliyorlar. Halklarımızın devrimci mücade­le birliği açısından bu tutum ve pratikler önemli ve anlaml ıdır. Ama siyasal etkisi sınırlıdır; kitleselleşme boyutları çok yetersiz-

42 1

Page 422: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dir. Ne varki bu yetersizlikler aşılabi l ir, en geniş güç ve mücadele birlikleri geliştiri lebi l ir, bu giderek daha üst boyutta birliklere, cepheleşmelere götürebi l ir. Daha doğrusu götürülmelidir.

Güney seferi, özelde Kürt halkına, genelde bütün Ortadoğu halklarına ve devrimlerine karşı geliştirilen bir emperyalist, siyo­nist ve. sömürgeci imha hareketidir. Bu katı gerçeklik birleşmeyi, güçleri biraraya getirmeyi dayatıyor. Öncelikle bu saldırının boy hedefi durumundaki halklarımız ve onların devrimci temsilci leri birliklerini geliştirmek için zorundadırlar. Bu bir tercih olmaktan çok, bir zorunluluk olarak algı lanmalıdır.

Tabii bu zorunluluğu anlamak için öncel ikle halklarımız ara­sında oluşan kader birl iğini çok iyi bi l ince çıkarmak gerekiyor. Kürdi.in davasını ve acısını, kendi öz davası ve acısı bilmeyen, mücadelesini kendi öz mücadelesi olarak algı lamayan bir Türki­ye solu entemasyonalizmin özüne yaklaşmaz. Aynı durum devrim­ci yurtsever mücadele içinde geçerlidir. Özel savaşın Güney sal­dırısını kendine, özüne karşı yapılmış bir saldırı olarak algılama­yan bir solun hayatın dayattığı görev ve sorumlulukları başarıyla yerine getirmesi mümkün mü? Peki devrimci sol, Güney savaşını ve ona karşı sergilenen direnişi böyle mi algıl ıyor? Bize göre bu soruların yanıtları tartışmalıdır. Bugün pratikte ortaya çıkan yetersizliklerin bir nedeni de enternasyonalizm anlayışındaki ye­tersizl ik ve yanı lgı lardır. Bunların aşılması, her türlü dargrupç:u ve dar u lusalcı yaklaşımların aşı lmasının önünü de açacaktır. ·

Türkiye halkı Kürdün derdini kendi derdi, Kürdün mücadele­sini kendi mücadelesi olarak algıladığı ve bunu yüreğin"in derin­liklerinde hissettiği zaman, bu tarihsel topraklarda özgürlük, kar­deşlik, sosyalizm gülleri çiçeklenecek; bu topraklar, o zaman, ren-

. garenk açan, sayısız koku saçan halklar bahçesi haline gelecektir! Peki bu bir düş mü, bir rüya mı?

Hayır, düş değil , bir adım ötede, el le tutulur somutlukta bir gerçekliktir! Bütün mesele, bu güzell iklere uzanmakta, birlikte uzanma becerisini göstermekte düğümleniyor . . .

(Özgür Politika, 13 Haziran '97)

422

Page 423: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Zorla göçün sosyal sonuçlari ve devrimci imkanlari

Varoşta yaşamak, baskı ve sömürünün her türüyle kuşatıl­mış olmaktır. Ve. bÖyle bir kuşatılinışlık, her şeyden çok belirler ve biçimlendirir insanları. Kapitalizmin kenar mahallelere ittiği her yaştan, cinsten, milliyetten, dinden insanların farklıl ıkları ve kendine özgü sorunları da ancak ücretli kölelik düzeni ve bu kö­leliğin bir biÇimi olan varoşta yaşamak Üzerinde� anlaşılabilir.

Bu böyle olmao;ına rağmen, bazı kesimler sorunları diğer­lerinden daha çeşitli ve zorlu yaşarlar. Yurtsever Kürt gençliği işte böyle bir kesimdir. Sistemin baskı ve sömürü. aygıtlarının öncelikle muhatabı olan, öte yandan aynı aygıtiara en. önce ve en şiddetli yanıtı veren de Kürt halkının gençleridir. Herşeyden önce içinde bulunduğu nesnel durumdan . dolayı bu böyledir. Bugünkü yan-proleter ya da proleterleşmekte olan konumuyla ya sınıfa çok yakındır ya da dosdoğru onun bir parçasıdır. Bütün bu özellikleriyle varoşlardaki dinamiklerin önemli bir bileşeni

423

Page 424: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

durumundadır. Bu yüzden varoşlardaki Kürt g�nçliğini anlamak varoşları, göçü ve bu alanlardaki sınıf mücadelesi dinamiklerini anlamayı gerektiriyor.

Zora dayalı göçün yarattığı sorunlar

'84'den bu yana ve '90 sonrasın�a özell ikle yoğunlaşmış bir göç yaşıyor Kürt halkı . Adı resmi ağızlarca konutmasa da, bu, TC tarihinin bir parçası olmuş "tehcir", yani zorunlu göçtür. Eski "tehcir"lerden farkı , silahl ı güçler ve bürokrasinin bu göçü ancak kısmen sevk ve idare etmesidir. Çünkü nasıl ve nereye sevk yapılacağını biternemektedir sermaye iktidarı. Milyonlarca insana hemen· hemen hiç bir hazırlık ve olanağın olmadığı bir anda yaptırılan göçün altından kalkamayacağını bilmektedir. Ne var ki, bir çok cepheden sıkışmışlık ve acz içinde olan devlet, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesini telafisi mümkün olmayan bir noktaya varmadan engelleme telaşı içinde davranıyor. Böylece potansiyel başka tehlikeleri de göze alarak her tür barbarca yolu devreye sokuyor.

Kürt u lusal kurtuluş hareketi '80' 1erin sonlarıyla birlikte mücadelenin az çok istikrarını sağlayacak güçlü bir halk desteği­ne kavuşmuştur. Sömürgeci sermaye devleti , si lahl ı mücadele yürüten önderliği ezebilmek için halk desteğini ezmenin stratejik bir sorun olduğunu bil iyor. Fail i meçhuller, işkenceler, yaygın gözaltılar ve nihayet toplu katliamlarla kitleleri dizginlemeye, sindirmeye çabaladı , çabalıyor. B unda kısmen başarıl ı olabildiyse de, Kürt ulusal kurtu luş mücadelesinin yeni mevziler kazanarak derinleşmesini , halk desteğinin yaygınlaşmasını engel leyemedi. Bu durumda, savaş bölgesinin fii l i olarak insansızlaştırılma<>ı olan zorunlu göç politikasını her geçen gün daha yaygın olarak uy­gu lamaya girişti.

Yüzbinlerin göçü şehirleri etkilerken, kimi şehirleri neredey­se tümüyle değiştirdi. Yan, Diyarbakır, Adana-Mersin hattı ade­La yeni bir çehre kazandı. V an ' ı n %80' i , Mersin ' in %70 ' i , Diyarbakır'ın ise e n az bir o kadarı yeni göçmen Kürtlerden oluş-

424

Page 425: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

maktadır. Savaşa yakın bu bölgeler, istanbul, Ankara, İzmir vb. metropol lerde göçün yarattığı etkiden farkl ı bir durumu yaşa­maktadır. Buralar, sorunlu bölgenin şehirleri olarak bir tür as­keri üsse dönüştürülmüşlerdir. Asker, polis, özel tim, korucu ve is�ihbarat görevlilerinin yığmak yaptığı , "özel" bir tarzda yöneti­len şehirlerdir. Göçün bi leşimi de metropollere göre farkl ıdır. B unlar arasında evleri yakı l ıp, köyleri boşaltı lan ların yanısıra korucu luk yapan ancak k ırsal alanda yeterli güvenlik olmadığı için şehirlere yerleşenler, korucu aşiretlerinden koruculuk yap­mayı reddedip. ayrı lan lar da vardır. B unlar farkl ı bölgelerde yaşamakta, öze ll ikle tehlikeli sayılan halk bölüğü ba<>kı altında tutulmakta, ordunun topları Van' ın Xaçort mahallesinde olduğu gibi bu mahallelere yöneltilmektedir. Kürt halkının en yoksul bölümü, daha çok bölge içindeki bu merkezleri tercih etmekte­dir. Metropollerde yaşamanın maddi olanaklarından tümüyle uzaktırlar. Ço�u mutlak bir yoksul luk içinde, en sağlıksız konut­larda (izm�r'de sel felaketinde ölen 52 kişinin çoğu Kürt'tü), sal­gın ha�talık ve açl ıkla içiçe yaşam mücadelesi vermektedirler. Belediye ve val il iğin sözde yardımları işe yaramamaktadır. Halk ordu · ve genel şehir çöplükİerinde karnını doyurmaya çalışmak­tadır. işin ve aşın olmadığı koşullarda dilencilik yaygın bir yaşama yolu olmaktadır. Diyarbakır'da nüfus son altı yılda % ı ı 6 artmış, işsizlik %70'e ulaşmıştır. Nüfusun %87 'si yoksul luk sınırının altında yaşamaktadır.

Metropol lerde durum biraz daha farkl ıdır. Van, Diyarbakır ve Mersin 'de olduğu gibi naylon .çadırları, romörk evleri, derme çatma kulübeleriyle göçerler, şehri kuşatıp yaşamı topyekün değiştirememişlerdir. Metropol ler de yoğun bir göç almaktadır, fakat Kürt göçmenleri kendileri nden önce ülkenin dört bir ya­nından gelerek şehri gecekondularıyla kuşatmış bulanan yoksul kenar mahall e halkına karışmış lardır. Göçerlerin bi leşiminde koruculuk aşiretleri üyeleri Kürdistan 'daki gibi yoğun değildir. Tqpl u göç yanında bireysel ya da bir kaç ailenin göçü de yay­gındır. Yerli halkla ayrışma ve gettolaşmanın düzeyi daha sınır­lıdır. Devletin baskı ve terörü daha önce de mevcuttur. Gelişleri,

425

Page 426: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

bu baskıyı daha yoğunlaştırmış ve çekilmez hale getirmiştir. Sermayenin zorunlu göçü, doğal olarak yoksul köylülüğü he­

def almaktadır. Göçenierin ezici çoğunluğunu bu toplumsal ke­sim oluşturmaktadır. Ancak bir yandan Kürt ulusal kurtuluş mü­cadelesinin mülk sahibi sınıfların bir kesimini de hareketlendir­mesi, diğer yandan bir bölgenin çoğu kez sınıfsal unsurlarına bakılmaksızın topyekün sürülmesi, küçük ve orta burjuva kesim­leri de bu sözkonusu bölgelere taşımıştır. Bu kesimler şehirler­de normal olan semt ya da mahalle ayrışmasını çok fazla yaşa­mamaktadırlar. Şovenizm, mill iyetçilik, devlet terörü yanında Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin ideolojik-politik etkisi ve birleşti­riciliği, bu kesimleri daha yoksullarla aynı mekanlarda yaşama­ya motive etmektedir. B u anlamda varoşların en azından bir bölümü içinde sadece yoksul ve emekçileri barındırmamaktadır.

Devletin gettolaşhrma politikası tutmuyor

Göçmen Kürt halkının yaşadığı varoşlarda çevreden gelen bir yalıtma ve gettolaşmadan söz edilemez. Şovenizm ve devlet terörü aracıl ığıyla aslında bu mahalleler şehirden ve' özel likle de diğer varoş emekçilerinden ayrılmaya çalışılmaktadır. Devlet, uy­gun koşul lar olsa katı bir gettolaşmayı bile gündeme sokacaktır. Ancak, emekçiler içinde aktif mil liyetçi bir kitle hareketi yarata­madığı koşullarda, böyle bir şeyi de gündeme getirememektedir.

Diğer yandan hem Kürt halkı , hem de diğer milliyetlerden emekçiler, böyle bir izolasyonun, terörist diktatörlük koşulların­da anlamsızlığını sezip görebi lmektedir. Mil liyetçilik· ve u lusal zorbalık denildiğinde, akla gelen , sermayenin gökdelenleri, ban­kaları, karakol larıdır. Yoksa en fazla bir iki sokak aşağıda ve benzer bir terör altında aç, sefil yaşayan Türk emekçi lerinin der­me çatma kulübeleri değildir. Onlar da akşamları evlerine yor­gun ve çoğu kez iş bulamamış olarak dönmektedirler. Aynı dara­cık odalarda basit ve besleyici olmayan akşam yemeklerini ye: mekte, bir sonraki günün na<;ıl atiatı lacağının sıkıntısıyla didişir­ken evleri bası l ıp, karakol iara al ınmaktadırlar.

426

Page 427: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Göçmen Kürt halkının varoşlarda karşılaştığı devlet, kırlar­da aşina olduğu o terörist devlettir. Yerleşlikleri mahallerde sivil ve resmi polis (eğer hadleri bildirilmiyorsa) otoları sürekl i do­laşmakta, geceleri srk sık girişlerde kontrol yapmaktadır. Ma­halleleri, diğer emekçi lerin yaşadığı mahalleler gibi sürekli ve sıkı bir kuşatma altında tutulmaktadır. Göç eden kesim, genellik­le Kürt halkının diri ve en politik kesimlerini içinde barındırmak­tadır. Devlet için bu halk kesimi, sürekl i baskıyla ehl i leştiri lip ezilmesi gereken bir kesimdir. S iyasi hayat kadar ekonomik ya­şam ve i l işkiler de denetim altına alınmaya çal ış ı lmaktadır. Za­ten son derece sınırlı ve istikrarsız geçim araçlan tahrip edilmekte, iş alanları bizzat devlet ' eliyle sınıriandınimaya çalışılmaktadır. Bu konuda polis, jandarma, özel tim, şehir zabıtası , belediye ve kimi patronlar tam bir işbirliği içinde çalışmaktadırlar. Sudan bahanelerle (seyyar satıcıların el arabasında silah taşımaları gi­bi) yaptıkları iş teröre konu �dilmekte, açlık ve sefaletin dozu arttmlmaya çalışılmaktadır.

Göç eden yığınlar, şehirlerde daha da yoksullaşmakta, ya­şam standartları daha da düşmektedir. Zaten yoksul kesimler çok az olan maddi birikimlerini · şehirlere taşıyamamışlardır. Yayla yasağı , "menşey belgesi" gibi uygulamalar yüzünden hayvanla­rını Kürdistan'dayken yitirmişlerdir. Zorla �e hazırlıksız göç ettirdildikleri için küçük topraklarını bile nakit paraya dönüştü­rememiş ya da yeniden dönebiliriz umuduyla hiç dokunmamışlar­dır. Bir kısmı tarlalarındaki ürünleri bile hasat ederneden korucu çetelerinin talan ve insafına bırakarak metropollere gelmişlerdir. Elde-avuçta bulunan paraysa ilk yerleşim ve göç masrafıarına gitmiştir. Çoğu yerde birkaç aile, aynı evi ya da odayı p'aylaşmak zorunda kalmıştır. Bir kısmının ise naylon çadırlar dışında hiç­bir barınma olanakları yoktur.

Kürt gençliğe metropollerde azgın bir kapitalist sömürü ile yüzyüze

Çiftçilik dışında iş bilmeyen vao;ıf.o;ız yığınlar şehirlerdeki genel

427

Page 428: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

işsizlikle yüzyüze kalmışlardır. Büyük ve ezici bir bölümü işsiz­ler ordusuna katılmıştır. Kürtlerin devam ettigi kahvelerde bin­lerce insan, ne olursa olsun gelecek bir iş umuduyla günlerce beklemektedir. Sadece Diyarbakır'da İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvurmuş 200 bin Kürt vardır. Çalışanlar grubuna dahil edi­lebilecekler, hammal lık, seyyar. satıcı lık, işportacılık gibi istikrar­sız işlerin yanında inşaat işçiliği ve kısmen de belediye vb. iyi işlerde çalışmaktadırlar. S adece Van'da 20 bin seyyar satıcı ve 5 bin üç tekerlekli harnal arabası vardır.

Fabrika'da çalışma oranı düŞüktür. Daha önce şehre gelmiş ve belli bir düzeyde vasıf kazanmış Kürt işçilerinin dışında kalan yeni kuşak ve son göç dalgasıyla işçileşmişler arasında vasıflı işçi sayısı azdır. Kürt gençliğinin önemli bir bölümü sömürü ve çalışma koşul larının çok ağır, ücret ve yaşam standartlarının çok düşük olduğu bazı alanlarda özel likle yoğunlaŞmıştır. Sa­nayi sitelerindeki atölyeler, küçük işl«?tmeler, küçük ve orta büyüklükteki tekstil atölye ve· fabrikaları böylesi alanlardır. Buralarda Kürt gençliği sendikasız, iş güvenliği, sigorta, sosyal güvenlik olanaklarından tümüyle yoksun olarak, kimi yerlerde asgari ücretin altında, bazen yarısından aza çalışmaktadır (daha geçtiğimiz yaz böyle bir tekstil fabrikasında çalışan bir çok genç Kürt i şçisinin maaşı 1 -5 milyon arasındaydı). Çaresizlik, işsizlik içindeki genç Kürt \şçiler, işveren tarafından rahatça bulunmak­ta ve sık sık işten çıkarılmaktadır. işyerleri arasında ucuz işgü­cü sömürüsü hesabına dayal ı hızlı bir sirkülasyon yaşanmakta­dır. Kısa aralıklarla yeni işyerlerine giren bu genç işçiler vasıf kazanamamakta, sınıfsal davranma alışkanlığı geç oluşmakta, örgütlenme ve bil inçlenme hızı azalmaktadır.

Siyasi nedenlerle zorla göç ettirilmiş ya da aynı nedenlerle isteyerek göç etmiş yığınlar, kader ve mücadele birliklerinden dolayı bel l i bir düzeyde yardımlaşma ve dayanışmayı hayata geçirmektedirler; Mevcut ekonomik olanaklar ve iş imkanları gö­çenlerin kullanımına açılabilmektedir. Ancak bu olanaklar, ye­tersizliği ve göç eden kitlenin sayısal ağırlığı nedeniyle bir çare olamamaktadır. Bugün göç eden Kürtlerin ekonomik yaşamlarını

428

Page 429: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ifade eden temel olgu işsizlik ya da gizli işsizliktir. Çalışan kesi­min ezici ağırl ığını Kürt gençliği oluşturmaktadır. Dolayısıyla ekonomik, kültürel ve siyasi olarak kentin genel yaşamına en çok katı lan halk kesimi gençliktir.

Sınıf mücadelesini sınırlayan bazı etkenler

Göç eden yığınlar, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak fark­l ı ve yabancı bir ortama ge.lmişlerdir. Bu yaşamla şu ya da bu düzeyde bir i l işki kurulmaktadır. B urda kastedilen etnik-kültü­rel özelliklerin metropolün kozmopolit ortamında çözülüp erimesi değildir. Kastedilen, kapitalist toplumlarda ekonomik ve siyasi erkin yoğunlaştığı alanlar olan kentlerin ekonomik-siyasi haya­tıyla i l işki kurma düzeyidir. Mevcut modem sınıf i l işki lerine en­tegre olmak anlamında şehirle i l işki kurma düzeyi sınırlı kalmak­tadır. Ekonomik, siyasi-ideolojik nedenlerden ve göçmenlik ko­numundan kaynakl ı bu sınırl ı l ık , sınıf m ücadeleri için öneml i sonuçlar yaratmaktadır.

Her şeyden önce, ekonomi k durum i leri düzeyde bir en­tegrasyonu zorlaştırmaktadır. Yoksul halk, örgütlenme, bi linç ve mücadele sürekl i l iği açısından bell i bir düzeyi ifade eden fabri­ka işçileriyle fabrika zemininde sınırlı düzeyde buluşabilmektedir . . Yaptıkları marjinal işler, dağınık çalışmayı gerektiren v e bu an. larnda proleterleşme hızını düşüren, örgütlenme ve bil inçlenme­yi zorlaştıran işlerdir. S ık sık iş değiştirme, işsizlik i le geçici işçilik arası gidip gelme, özellikle gençliğin yoğunlaştığı alanlar­daki hızlı sirkülasyon, şehirlerde mevcut modern sınıf i lişkileri yapısında işçi-emekçi kampına uyumu engelleyip daraltmaktadır.

İkinci olarak, göçmenlik özel bir sosyo-psikolojik durum üret­mektedir. Göçmenlik onların i steği ve tercihi değildir. Maruz kaldıkları çok yönlü baskı lar, .kimi kez de devletin doğrudan sev­kiyle metropol lere yerleşmişlerdr. K ırlardaki çözülme, işsizlik ve daha iyi yaşam koşullarına ulaşma arzusunun motive ettiği göç­ten farklİdır bu yüzden. Bu son durumda göçmen, çok yönlü zor­lanmalar yaşaması na rağmen, yeni yaşam alanı olan kentin

429

Page 430: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

ekonomik-sosyal ve kültürel hayatına entegre olmak için bilinçli bir çaba içine girer. İçine dahil olduğu sınıftarla daha kolay birleşip, eski kültürel-sınıfsal zeminden daha kolay sıyrı l ı r. Oysa zorunlu göç, bir tür hapis l ik durumuna benzemektedir. İnsanlar korun­mak ve güvenlik kaygısı dışında hiçbir sosyal-ekonomik faktörle güdülenmemişlerdir. S ürü ldükleri yerleri, yeni ve sürek l i ya­şam alanları olarak görememektedirler. İ lk fırsatta, koşulların daha elverişli olduğu bir zamanda, eski yurtlarına dönmek umu­du yoğundur. Nitekim, az da olsa toprağı olanlar, geri dönme umuduyla bunu satmadan olduğu gibi bırakmaktadırlar. Kırla olan ekonomik-kültürel bağları , sosyal yaşama il işkin anı lan, sı­cak ve canl ıdır. Öte yandan Kürt ulusal hareketinin ideolojik­siyasal etkisi, onun vatan, ulusal kültür, halk yaşamı türünden temaları, geri dönme arzusunu ayrıca sürekl i bir biçimde bes­lemektedir. S ıcak mücadele ve somut ulusal baskı, özgür, hiç değilse güvenlikli topraklara dönme motifini daha da idealize et­mektedir. Mevcut durumun başa gelmiş geçici bir bela, katlanı l­ması gerekli bir zaman dilimi olarak algı lanması, kentlerin top­lam yaşamının bir parçası olmayı zorlaştırmaktadır.

Üçüncü olarak. göçmen yığınların ideolojik-politik biçim­lenınesi ve örgütlülüğü kentieric genelde bütünleşmeyi deği l ayrı l ığı ya da en azından mesafel i bir duruşu yaratmaktadır. Okullarda yurtsever gençliğin öğrenci hareketiyle, metropol ler­deki ak-tif Kürt kitlesinin genel olarak işçi , kamu çalışanı ve varoş-yoksul kitle hareketiyle il işki leri oldukça dar ve zayıftır. Ti.inı bun lar aynı kitlelere yansıyan mesafeli duruşun farkl ı gö­ri.inümleridic Ulusal hareketin önderl iğinin ideolojik biçimlen­mesi, özell ikle ' 92 sonrasında mücadelenin kitle tabanının mülk sahibi orta sınıtlara doğru açık genişlemesi, hareketin hedefinin "siyasal çözüm" eksenine kayması ve saf ulusal isıekierin elde edilmesine yönel inmesi, tüm bunların sonucu olarak ulusal mücadelenin yoksul köylü-emekçi dinamiğinin taşıdığı kadarıyla enerjisini ortaya koymayışı. bu mesafeli tutuma uygun bir zemin döşemiştir.

430

Page 431: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Metropollerdeki mücadele için devrimci imkanlar ve komünistlerin görevleri

Göçmen Kürt yığınlarının devrimci bir mücadele açısından önemli bölüğünü Kürt gençleri oluşturmaktadır. Başlangıçta da söylendiği gibi, metropol lerdeki Kürt gençliği, devletin tüm bas­kı ve zulmünün odağında bulunmakta ve u lusal mücadelenin asıl yükünü taşımaktadır. Yine aynı kesim, köken olarak ağırlıkla yoksUl köylü-emekçi, yeni durumuyla ise ya işsiz ya da işçi-emek­çilerin en çok sömürütüp-ezilen bölüğünün bir parçasıdır. Bu nes­nel konumu, onu yaşadığı varoşlardaki yoksul emekçi hareke­tinin potansiyel ve kısmen de fii l i olarak önemli bir bileşeni ha­line getirmektedir. Bu nedenle bu gençl ik kesimi, tüm muhalif çıkışları devrimci bir işçi hareketinin sosyalizm kavgası altında birleştirmeye çalışan komünist hareketin gençliğinin temel bir i lgi alanı olmalıdır.

Şüphesiz ki, ulusal hareketi genel s ın ıflar mücadelesinin devrimci bir bileşeni olarak yeni bir düzeye yükselebilmesi, işçi sınıfının devrimci bil inç ve örgütlenme alanında alacağı mesafeye bağlıdır. Ancak bu temel· perspektif, Kürt g�nçliğinin, senpayenin topyekün saldırı larına karşı mücadeleye girişmiş k itl.e leri n hareketiyle daha i leri düzeyde bağ kurmayacağı, komünist gençli­ğin Kürt gençliğinin bir bölümünü hemen ve doğrudan örgüt­leyemeyeceği anlamına gelmemektedir. Kürt gençliğinin özellik­le metropoldeki bölümü nesnel olarak böyle bir çabaya açıktır. Metropollerde en ağır koşullarda sömürülüp baskı lanan, sömürge­ci sermaye iktidarının kendilerini aşıp çok daha geniş yığınlara yönelen saldırı larına, kapitalist ücretli kölelik düzeninin yarattığı sefalete ve şehirler merkezli diğer yığın hareketlerinin pratik eylemliğine doğrudan tanık olan Kürt gençliğinin, enternasyona­l ist bir bakışaçısıyla yapılacak devrimci siyasal müdahaleye ya­nıt vermemesi düşünülemez.

Metropoldeki Kürt gençliğinin mevcut politizasyonu, komü­nist gençliğin işini hem zorlaştıran hem de kol_aylaştıran bir etkendir. Ulusal eksenli devrimci nticadele bu gençliği sermaye

431

Page 432: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

düzeniyle bir biçimde hesaplaşmak zorunda bırakmaktadır. Ne var ki , ulusal mücadelenin bugünkü durumu, bu hesapiaşmayı köklü ve· topyekün bir düzeyden alıkoymakta, sınıfsal eksenl i bir çarpışmaya mesafeli bir duruşu getirmektedir. Fakat diğer yan­dan, ulusal özgürlük eksenli de olsa yaşanan politizao;yon, ayrış­m1ş ve netleşmiş bir proleter devrimci potitizasyon için elverişli bir eşiği de oluşturmaktadır.

Komünist gençliğin sorumluğu asıl .olarak yurtsever genç­liğin bu eşiği aşabilmesine olanakları ölçüsünde yardım edebil­mektir. Eşiği zorl�yan bileşenlerin her birini özümseyip, sistemli bir siyasal çalışma yürütmek zorunludur. İşin bir yanı, Kürt ulusal kurtulı.ış mücadelesine karşı komünist hareketin perspektifleriyle uyumlu olarak en samimi bir destek ve yardımiaşmayı örgüt­lemektir. Diğer yanı ise, nihai olarak bir sınıf mücadelesi ola­rak ya�anan ulusal özgürlük mücadelesinin sınıfsal özünün olduğu kadar metropollerdeki sınıfsal baskı ve sömürüyle karakterize olan yaşam üzerinden de güçlü bir propaganda ve ajitasyon çalışma­si'nı yürütebilmektir.

432

Kızıl Bayrak Nisan '97

Page 433: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Özgür Gündem'den Ülkede Gündem'e Özgür bas1n susturulamaz!

Kürt halkının sözcüsü durumunda olan ve muhalif bir ya­yın çizgisi izleyen yurtsever basın başından itibaren sömürgeci sennaye devletinin özel hedeflerinden biri olmuştur. Toplatma; yayın durdurma ve kapatmadan dağıtımı engellemeye dek bu yayınlara ceza: üzerine ceza yağdırı lmış, faşist sansür ve anti­terör yasaları i le s.usturulmaya çalişı lm.ıştır. Yurtsever basın ça­lışanları sistematik bir tarzda devlet terörünün hedefı olurken, gazete binaları sık sık polis operasyonlarına konu olmuş, bürolar basılıp dağıtılmıştır. Polis baskınları; gözaltıtar, işke.nceler, kaçır­ma, kaybetme ve infazlar adeta gündelik olaylar halini almıştır. Özgür Ülke 'nin 3 Aralık 1 994'de havaya uçurulmasL ise yurt-. . sever basın üzerindeki haskı ve terÖrün toplu katliam girişimle­rin.e dek vardmidığının göstergesi olmuştur.

433

Page 434: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Başbakan emriyle bombalanan bir gazete

Özgür Ülke gazetesinin o dönemin başbakanı Tansu Çil ler'­in emri ile bombalandığını ortaya koyan bir "gizli" genelge daha sonra ortaya çıkmıştı. Başta Özgür Ülke gazetesi olmak üzere yurtsever, devrimci ve sosyalist basını hedef gösteren, bu ya­yınların "bertaraf' edi lmesi için "etkil i" mücadele yönlemlerinin "kısa sürede" yürürlüğe koymasını isteyen genelgenin 30 Kasım '94 tarihinde yapılan MGK toplantısıyla aynı güne denk gelmesi, 3 gün sonra bombalanan gazetenin kimler tarafından havaya uçu­rulmaya çal ışı ldığını da ortaya' koymuştur.

Ne var ki, katl iam girişimlerine, baskı ve işkencelere rağ­men yurtsever basın s usturulamadı . Özgür Ülke bombalandığının ertesi günü "Bu Ateş Sizi de Yakar" başlığıyla yayın hayalına devam etmiştir. Yeni Ülke'den Özgür Gündem'e, Özgür Ülke'den Yeni Politika 'ya o rdan da Demokrasi'ye dek yurtsever basın varlığını sürdürmüş, Kürt halkının sesi boğulamamıştı.

Yurtsever basm gücünü Kürt halkının

mücadelesinden alıyor!

Kuşkusuz yurtsever bas ın ın tüm engel lemelere rağmen süreklil iğini sağlayabilmesinde ve boyun eğdirilememesinde her türlü bedeli göze alan basın çalışanları kadar, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin özel bir rolü vardır. Yurtsever basın Kürt halkının uzun mücadeleler sonucu yarattığı demokratik bir mevzidir. Ona güç ve hayat veren herşeyden önce Kürt halkının ulusal özgür­lük uğruna .scrgi l�d iği kahramanca direniştir. Ve tam da bu ne­denle Kürt u lusal kurtuluş mücadelesine köklü bir darbe indiri l ­f!!eden bu mevzinin kalıcı bir tarzda dağıtılması da mümkün de­ği ldir.

Sömürgeci sermaye devletinin yurtsever basma bu denli bü­yük bir kinle ve pervasızlıkla saldırmasının arkasında esasta bu gerçeklik vardır. Kirli savaş gerçekliğine ışık tutan ve Kürdistan '-

434

Page 435: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

dan yükselen direniş çığl ıklarını tüm dünya kamuoyuna yansı­tan yurtsever basın devletin gözünde sökülüp atılması gereken bir dikendir. Nac;ıl ki, özgürlük ve eşitlik uğruna devriınci mücadele bayrağını kaldıran kardeş K ürt halkı topyekün imha edilmek isteniyorsa, Kürt halkının sesi soluğu durumunda olan yurtsever basın de topyekün yok edilmek istenmektedir.

Basın özgürlüğü ve Dünya

Basın G�pü'nde kapatılan bir gazete

Ancak bu azgın terör ve saldırılar salt yurtsever yayınlarla sınırlı değildir. Gerçekte faşist sermaye rejiminin resmi ideoloji­nin sözcülüğünü yapmayan, kirli savaşın borazanı olmayan, dü­zen karşıtı veya muhalifi hiç bir sese tahammülü yoktur. Genelde toplumsal muhalefetin hedef olduğu uygulamalar bu konuda hiç bir şüpheye yer bırakmamaktadı r. En son olarak Kurtuluş ga­zetesinin yine bir MGK toplantısının ardından bombalanması ise önümüzdeki dönemde yurtsever, devrimci ve sosyalist basma dö­nük provokasyon ve katl iam girişimlerinin sistematikleştirilece­ğinin bir göstergesi sayı lmalıdır.

Demokrasi gazetesinin Çil ler'in 'Düşünce ve basın özgürlü­ğünde önemli adımlar alacağız" dediği bir dönemde ve Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kapatılması bu faşist sermaye rejimi­nin demokrasi ve özgürlük kavramiarına da ışık tutmaktadır . . Öz­gürlük ve demokrasi . burjuvazi ve MGK komutasındaki mehmet­çik basın için vardır. Kirli savaşın borazanı ve sermayenin söz­cüsü durumundaki burjuva medya tri lyonluk teşviklerle destek­lenirken, muhal if ve devrimci basına düşen bomba ve terör olmaktadır.

Demokrasi gazetesinin kapatılmasının yasalara dayandınlma­sı aynı zamanda burjuva hukukunun iğrenç içyüzüne ve kime hizmet ettiğine bir göstergedir. Binaları kontr-geri l la yöntemle­riyle bonıbalanan, çalışanları polisin keyfi terörü yetmediği yerde i l legal yollardan kaçırı lan, kaybedilen ve katledilen yurtsever ve

435

Page 436: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

devrimci basın adeta dört bir yandan kuşatılmış durumdadır.

Ezilen emekçi kitlelerin sesi susturulamaz!

Ne var ki, tarihten bu yana egemenlerin gücü ezilen emekçi yığınların sesini boğmaya yetmemiştir. Yı l lardır sömürgecil iğe ve kirli bir savaşa karşı direnen, özgürlük ve eşit l ik uğruna devrimci mücadele yürüten Kürt halkının sesini boğmak ise hiç mümkün deği ldir. Kardeş Kürt halkının ulusal kurtuluş savaşında ısrar ettiği gibi, demokratik mevzilerine de sahip çıkmaktadır. Bunun en güzel göstergelerinden biri, kapatı lan Demokrasi ga­zetesinin ardından, özgür yurtsever basın geleneğinin bir devamı olarak Ülkede Gündem gazetesinin 7 Temmuz'da yayın hayatına başramasıdır.

Arasından onlarca şehit vererek bugünlere ulaşan yurtsever basın kuşkusuz önümüzdeki dönemde de hertürlü engelleme, bas­kı ve terörle karşı laşacaktır. Ortadoğu 'da saldırgan ABD-israi l­Türkiye ittifakının kurulduğu, Güney Kürdistan işgalinin- bir hezi­metle yüzyüze kaldığı, geniş ezilen yığınların kirli savaşa karşı giderek daha fazla tepki duymaya başladığı, MGK ve İçişleri Ba­kanlığınca kirli savaşa ve Güney Kürdistan işgaline karşı tüm protesto gösteri lerinin yasaklandığı ve zor yoluyla dağıtılmasının emredi ldiği bir dönemde Kürt halkının sözcülüğünü üstlenen bir yayın kuşkusuz ki devlet terörünün de başlıca hedefi olacaktır.

Sermayeye karşı birleşik-militan mücadeleye!

. Gelinen aşamada saldırının bugün hangi gazeteye yöneldiği­nin çok fazla bir anlamı ve önemi yoktur. Canalıcı olan, devletin her türden toplumsal muhalefete yönelik terör politikasının özü­dür. Eli kaı:ı l ı kontr-geri l la şebekelerinden ve mafyalaşmış bir bürokrasiden ibaret kalan, tek i şleyen icra organı MGK ve ordu olan ve kendini ancak azgın bir terörle devam ettirebilen bir dev­lettir sözkonusu olan .

436

Page 437: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

Demokratik mevziterin kitlesel bir tarzda savunulması, yurt­sever ve devrimci basma sahip çıkı l ınası içinden geçtiğimiz dö­nemde özel bir önem taşımaktadır. Ancak unututmaması gereken tayin edici nokta şudur. Yurtsever, devrimci ve sosyalist basın ezilen emekçi kitlelerin mücadelesinin aynasıdırlar. Onu besledik­leri gibi, bu kaynak tarafından da beslenirler. Devrimci ve yurtse­vet - basının özgürleş '!lesi devrim ve ö�gürlük m ücadelesinin yükseltilmesiyle sıkı sıkı bağlantıl ıdır. B u mücadelenin ası l he­defi ise, özgür basının ö�ündeki en büyük engel olan sömiirgeci ve sömürücü sermaye egemenliği ve onun devleti olmak duru­mundadır. Sermaye devletini ken�li yaktığı alevlerin içinde yakıp kül edeçek güç, ezilenlerin birleşik, politik ve mil itan mücadele­si olacaktır. Hiç bir devlet, emekçi sınıfların ve mazlum halkların haklı mücadeleleri karşısında uzun zaman dayamıinamıştır. Te­rör silahını topyekün ezilen emekçi yığınlara yöneiten ve bir özel savaş aygıtına dönüşen Türk devleti de eninde sonunda yenilgiye· mahkumdur.

Sermaye iktidarını ve onun terör devletini y ıkacak temel devrimci güç olan işçi sınıfı kardeş Kürt halkının i ınhasımı ku­laklarını daha fazla tıkaınamalı , onun özgürlük taleplerini sahip­lenmeli, Kürt halkının sçsinln boğulmaya çalıştimasma seyirci kalmaınalıdır. Sınıf ınücade_lesini_ yozlaştıran, işçilerin gücUnU bö­lüp parçalayan ve onu sermayeı1iı1 güdümiine sokan şovenizmin panzehiri proletarya enternasyonal izınidir.

Öyleyse sermaye devlet ine kar�ı " i�çi lcrin birl i ğ i . halk ların

kardeşliği !" �iarıyla nüicadclcyi yiiksclıcl iın. siiıniirgcci kirl i sa­vaşa. yurtsever ve devrimci basın -ii;.nimkki baskı ve kriirc kar!?ı dunilıın !

Kızıl Rayrak Temmuz '1)7

-i.� . .

Page 438: Teorik Prograınatik Perspektifler ve Değerlendirıneler¼rt Ulusal Sorunu 2 Eksen... · dirmelerinin anlam ve önemine yeterli bir kanıt olmuştur. 2. kitap ilki ile aynı çizgidedir,

"Kürdistan' dakı devrınıci sürecin en hiiyiik arantajı, toplumsal güçlerle devrimci politik öncünün buluşması, mücadelede devrimci bir önderliğin varlığıdır. Fakat tam da bugüne kadarki mücadeleyle katedilen mesafe ve yaratılan birikim, Kürt özgürlük hareketini belli bir gelişme sınırına da getirip dayamış bulunmaktadır. Son bir kaç yılın olayları , Kürt ulusal hareketinin bu sınırları kendi gücüyle aşamadığını, tüm çabalarına rağmen bunda zorlandığını göstermektedir. Bunun hareketin önüne çıkardığı iki/em de bugün artık netleşmiştir. Ya Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinden alınacak destekle Kürdistan' daki devrimci sürecin derinleştirilmesi yoluna gidilecek, gerçek bir eşitlik ve özgürlük mücadelesinde ısrar edilecektir. Ya da, bugüne kadarki kazanımlar sömürgeci düzeni bir "siyasal çözüm" e zorlamak doğrultusunda değerlendirilmeye, emperyalistlerin "siyasal çözüm" baskısından da yararlanılarak bu iğreti sonuca u/aşı/maya çalışılacaktır.

Birinci alternatifın gerçeklik kazanması, Kürdistan cephesinde değil fakat Türkiye' de yaşanacak gelişmelere, daha somut olarak işçi hareketinin yaşayabi/eceği gelişmelere bağlıdır. Fakat sınıf hareketinin bugünkü zayıflığı ve genel planda Türkiye' deki sınıflar mücadelesinin güçsüzlüğü, Kürt ulusal hareketini son zamanlarda "siyasal çözüm" e özel bir ağırlık vermeye yöneltmiştir. "Siyasal çözüm" arayışlarına uygun düşen politik ve diplomatik açılımlara sürekli yenileri eklenmektedir. Böyle bir süreç kaçınılmaz olarak ulusal hareket içinde Kürt burjuvazisine yeni etkinlik alanları açmakta ve onun ağırlığını artırmaktadır. ( . . . ) Türkiye devrimci ve işçi hareketinden gerekli desteği yıllardır bulamayan Kürt özgürlük hareketinin bugünkü bu yönelimi şaşırtıcı değildir. Zira temelde köylülüğe ve şehir küçük­burjuvazisine dayanan bir hareket kendi başına ulusal sorunun kurulu düzeni aşan bir çözümünü gerçekleştiremez. Dolayısıyla sorun, hareketin önderliğinin kararlılığıyla değil, dayandığı toplumsal güçlerin gücü ve ufkuyla ilgilidir. "

EKİM 3. Genel Konferansı Bildirisi'nden ...

ISBN 975-727 1 - 12-8 (Tk) ISBN 975-727 1 - 14-4 (2. cilt)

Fiyatı: 850 000 TL (KDV Dahil)