ÜRETEN TÜRKİYE’NİN GAZETESİ

/sanayigazetesi.com.tr /sanayigazetesi sanayigazetesi@

Yıl: 9 Sayı: 431 Fiyatı: 7.5 TL 10 Eylül - 16 Eylül 2018

BULMACASAYFASI SİZLERLE

Endüstri camiasının nabzını tutan Sanayi Gazetesinde bundan böyle her hafta, bulmaca sayfası siz değerli okurlarımızla buluşacak. Sanayinin önemli isimlerinin, temel kavramların sorulacağı bulmaca, hem eğlendirip hem de bilgi hazinenizi zenginleştirecek.

08

01

AR-GE’YE YENİ SOLUKAltyapı çalışmaları devam

eden Zaim Teknopark, İstan-bul’un Ar-Ge ve inovasyon ekosistemini güçlendi-recek. Sabahattin Zaim

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Üniversi-

te-sanayi iş birliğini artıracağız. Ülkemiz teknolojisine ve ekonomisine ileri düzey katkı sağlamaya niyetli sanayicilerimizi teknoparkımızda girişimci olarak görme arzusundayız” dedi.

İŞSİZLİK SORUNUNA GEBZE YANITI

Kocaeli’nin Gebze, Çayırova ve Darıca ilçeleri iş yerleri açısından Türkiye’de 6’ncı sırada yer alırken, istihdama da önemli katkıda bulunu-

yor. İŞKUR Gebze Hizmet Merkezi Müdürü Ayhan Kutlu,

bu bölgelerde yaklaşık 300 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi.

İNALTEKİNGURURLANDIRDI

Bilkent CYBERPARK Genel Müdürü ve Tekno-loji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD) Başkanı Faruk İnaltekin, Ulusla-rarası Teknoparklar Birliği

(IASP) Yönetim Kuruluna seçildi. İran’da düzenlenen

IASP 2018’de yapılan seçimde tek liste oylandı. İnaltekin’in de Yönetim Kuruluna girdiği IASP, bilim parkları ve yenilik alanları için küresel bir ağ olarak faaliyet yürütüyor.

ARBİOGAZ RÜZGARIArıtma sektörünün

deneyimli firması Arbiogaz, İstanbul’a yapılan yeni havalimanı projesinde arıtma tesisiyle yer aldı.

Arbiogaz A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hasan Köseleci,

“Günlük 15 bin metreküp atık sudan 11 bin metreküp suyu geri kazanacağız” dedi.

02

03

11

ZAM DA VARTESVIK DE

MAĞDURİYETİ ÖNLEMEK İÇİN YENİ DESTEKLER DEVREDE

Enerji alanındaki dışa bağımlılık, döviz kuru artışları ve enflasyon artışıyla beraber, elektrik ve doğal gaz faturaları yeniden zamlandı. 1 Eylül itibariyle sanayide kullanılan doğal gaz ve elektriğe yüzde 14 zam geldi. Yeni zamlarla birlikte faturalara yansıtılan elektrik fiyatları kilovat saat başına sanayide 41,96 kuruşa çıkarken; 100 kilovat saat tüketim için sanayi kullanıcılarından 12,89 lira daha fazla tahsilat yapılacak. Son zamla, sanayide elektriğe son bir yılda yapılan zam oranı yüzde 44’ü aşmış oldu. Sanayide kullanılan elektrik, nisan ayında Son Kaynak Tedarik Tarifesi ile yüzde 27, 1 Ağustos’ta da yüzde 9 zamlanmıştı. Bir yandan enerji maliyetlerine zam gelirken, bir yandan da hükümet sanayicinin mağdur olmaması için yeni teşvik ve kredi paketlerini devreye almaya başladı.

BİR YILDA YÜZDE 44 ARTTI

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üretim maliyeti artan sanayicinin imdadına yetişti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sanayi kuruluşları, Ar-Ge merkezleri, KOBİ’ler, tekno girişimler ve üniversitelerin güç birliği yapacağı mekanizmayla toplamda 500 milyon liralık destek verileceğini söyledi. İhracatta yüksek teknolojili ürünlerin payının artırılmasına yönelik geliştirilen Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) için çağrıya çıkıldığını belirten Bakan Varank, “Milli teknoloji hamlemizin bir parçası olacak bu uygulama ülkemizin bir üst lige çıkmasına ciddi katkı sağlayacaktır” dedi. Bakan, ayrıca Bireysel Genç Girişim (BİGG) Programı kapsamındaki 200 bin liralık hibe desteği de sunulacağını da müjdeledi.

500 MİLYONLUK DESTEK

Bunun yanı sara TOBB ve Ekonomi Bakanlığı, piyasaları rahatlatmak için yeni bir nefes kredisini hayata geçiriyor. “KOBİ Destek Kredisi”, iki-üç ay içinde reel sektöre 10 milyar liralık finansman sağlayacak. KOBİ Destek Kredisi aylık faizi yüzde 1,85, yıllık faiz yüzde 22 olacak. Uygulama kapsamında oda üyeleri azami 200 bin lira kredi kullanabilecek. Kredi 6 ay anapara ödemesiz, sonrasında 12 eşit taksitli toplam 18 ay olacak. Kredinin yüzde 85’i Hazine destekli Kredi Garanti Fonu kefaleti kapsamında olacak. Başvuruların başladığı krediden faydalanmak isteyen KOBİ’ler, oda ve borsalardan alacakları üyelik belgesi ile çalıştıkları banka şubesine başvurabilecek. Destek kredisi kullanan işletmeler, normal kredilerin 8-10 puan altında maliyetle finansmana erişebilecek.

TEMİNAT SIKINTISI YOK

Bülent ÇEBİN

Ağustos 2018 tarihinde tüketicilere yansıtılan elektrik

ve doğal gaz zamları

09 Av. Ilgın GÜLER

Sanayi parsellerindeki katılımcı/kiracılara

ilişkin kurallar

09Prof. Dr. A. Hamit SERBEST

Teknoloji geliştirmebölgeleri (TGB’ler)

10

Önemli sanayi kentlerini bünyesinde barındıran MARKA, dört gruptaki mali destek programlarına 24,5 milyon liralık destek sunuyor. Böylece, özellikle mesleki eğitime yönelik önemli projeler hayata geçebilecek.

MARKA, KESENİN AĞZINI AÇTI

Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MAR-KA), 2018 yılı Mali Destek Programları kap-samında bünyesindeki beş ilde gerçekleştiri-lecek projeler için 24,5 milyon liralık destek sağlayacak. Ajans, mesleki eğitimin, üretim altyapısının, ulaşım araç sistemlerinin ve turizmin gelişmesi için 51 projeyi destekle-yecek. Çoğunlukla meslek liselerinin baş-vurduğu “İmalat Sanayine Yönelik Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi Mali Destek Progra-mı” kapsamında 29 proje destek almaya hak kazandı. Bu grupta ağırlıklı olarak meslek liseleri ve meslek yüksekokulları tarafından hazırlanan projelerde, sanayiye nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla yenilikçi teknolojilerin bulunması dikkat çekti.

Kuruluşlara çağrıMARKA Genel Sekreteri Mustafa Çöpoğlu, kapasite eksikliği olan tüm kurumlara proje yazma eğitimlerine katılmaları çağrısında bulunarak, “Bölgemizde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar proje eğitimlerimizden yararlanarak devletimizin sunduğu bu kay-nakları etkin ve verimli bir şekilde kullansın” dedi. İlan edilen mali destek programları kapsamında kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteleri içeren kurum ve kuruluşlarla değeri 30 milyon lirayı bulan 51 projenin hayata geçirilmesinde iş birliği yapa-cak olan MARKA, bu miktarın 24,5 milyon liralık bölümüne mali destek verecek. 07 05

PATENTTE“DAMPİNG”

Türk Patent ve Marka Kurumunca 2018 Yılında Uygulanacak Ücret Tari-

fesine İlişkin Tebliğ’de değişiklik yapıldı. Patent, marka, tasarım başvuru, tescil ve diğer işlem ücretlerinde ortalama yüzde 40’a varan indirime gidildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan sanayici, KOBİ ve girişimciler için 16 maddelik destek ve önlem paketinde yer alan patent, marka, tasarım başvuru, tescil ve diğer işlem ücretlerine ilişkin yapılan değişiklikler doğ-rultusunda hazırlanan düzenlemeye göre, Türk Patent ve Marka Kurumunun uyguladığı ücret tarifleri değiştirildi.

İHRACAT BEDELİ YURDA DÖNECEK

İhracat işlemlerine ilişkin bedellerin doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya getirilmesi zorunluluğu getirildi. Yayımlanan tebliğe göre, ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesinin ardından, “doğrudan ve gecikmeksizin” bankaya transfer edilecek ya da getirilecek. Altı ay boyunca geçerli olacak düzenleme ile ihracat bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü ge-çemeyecek. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80’inin bir bankaya satılması zorunlu olacak. Düzenlemeye göre, peşin döviz karşılığında ihra-catın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi gerekecek.

Sanayici, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında bir ay önce yaşanan artışların ardından yeni bir zam dalgasıyla karşı karşıya kalırken; yeni destek, hibe ve teşvik paketleri ile biraz soluklanacak. Sanayici ve KOBİ’lere toplam 500

milyon liralık destek paketi ve 10 milyar liralık kredi olanağı hayat geçirildi.

02

10 Eylül - 16 Eylül 2018 Yeni Nesil Haber

cilik

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi02 ROPORTAJ

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNE YENİ TUĞLA

Yenilikçi fikirlerin hayata geçmesini hızlandıracak ve sektörle olan bağları güçlendirecek Zaim Teknopark, özellikle enerji, savunma, gıda ve sağlık alanındaki

çalışmalarıyla öne çıkacak. Resmi olarak kurulan teknopark faaliyete geçtiğinde, üniversite-sanayi iş birliğini artıracak.

8 üniversitesi, 4 teknoloji geliştirme bölgesi olan İzmir’in Sanayi 4.0’a uyum sağlaması

için pilot il olması önerisi getirildi.

AR-GE EKOSISTEMINE“ZAIM” ETKISI

“TUTKUYLA İLERLEYECEĞİZ”Son olarak eklemek istedik-leriniz nelerdir?Zaim Teknoparkta, bir tekno-parktan beklenen teknolojik ve ekonomik faydanın yanı sıra; İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğrencileri henüz eğitim hayatındayken iş dünya-sına girecekler, sanayi ile bütün-leşmiş ve profesyonel hayata erkenden katılmış olacaklar. Bu sayede yenilikçi fikirleriyle değişimi ve gelişimi yönetecek

müteşebbis ruhlu, nitelikli beyin göçüne önemli katkılar sağlaya-cağımızı düşünüyoruz. Özellikle 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinde bölgenin en büyük ekonomisi olma yolunda, ülkemizi orta gelir tuzağından bir üst lige çıkaracak en önemli projelerin başında Ar-Ge ve inovasyona önem veren üniversitelerin ve teknoparkların öncülüğü ola-caktır. Zaim Teknopark olarak bu yolda tutkuyla ilerleyeceğiz.

İLK ETAPTA 150 KİŞİİstihdamda tahmini hedef-leriniz nelerdir ve KOBİ’lere nasıl bir yön tayin edecek-siniz?Yaklaşık 11 bin metrekare kapalı alana sahip ilk binamızda yak-laşık 150 kişi kapasiteli girişimci firmaya yer tahsisi sağlamayı planlıyoruz. Bu rakamları, ilave binalar ile yıllar içerisinde artır-mayı hedefliyoruz. KOBİ’lerdeki

yenilikçi fikirlerin endüstriye ve ekonomiye kazandırıl-ması, seri üretime geçmesi ve ülkemize katma değer sağlaması, teknoparkımızın temel hedefleri arasındadır. Bu kapsamda sanayicilerle olan iş birliğimizin içinde elbette ki yenilikçi ve girişimci KOBİ’ler de yer alacaktır.

REHBERLİK EDECEKTeknoparkınızın içerisinde yer alacak, firmalara ne gibi kolaylıklar sağlayacaksınız?Zaim Teknoparkımızın bün-yesinde laboratuvarlar, ofis mekânları, gerekli her türlü altyapı hizmetleri, sosyal te-sis gibi imkânlarla yenilikçi bir teknoloji geliştirme bölgesi

sağlamayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda Ar-Ge çalışmala-rına destek olma yönünde girişimci firmalara, eğitimler düzenleme, fon desteği bul-malarında yardımcı olma ve sanayi iş birliği konularında destek olma gibi hizmetlerde kendilerine yardımcı olacağız.

İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRACAKTeknopark olarak sanayi dünyası ile nasıl bir ilişki içinde olacaksınız? Teknoparklar ve teknoloji trans-fer ofisleri (TTO’lar), üniversite-lerdeki bilim insanlarının ürettiği bilgiyi sanayi ile buluşturup, ül-kenin ihtiyacı olan katma değeri

yüksek Ar-Ge ürünlerini üretme imkânı sağlar. Bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliğini ar-tıracağız. Ülkemiz teknolojisine ve ekonomisine ileri düzey katkı sağlamaya niyetli sanayicileri-mizi teknoparkımızda girişimci olarak görme arzusundayız.

TEKNOPARK A.Ş. KURULDUTeknoparkınızı tam anla-mıyla ne zaman hizmete geçirmeyi düşünüyorsunuz?Zaim Teknopark A.Ş. Ağustos 2018 itibariyle kuruldu. Hızlı bir şekilde plan çalışmalarını tamamlayarak merkez bina inşaatına başlayacağız. En kısa zamanda teknolojiye, çevreye ve enerji verimliliğine duyarlı, tüm altyapısıyla yepyeni bina-larla sanayimize ve teknolojik

gelişimimize katkı sağlamaya başlayacağız. Başta Ar-Ge merkezli projeler olmak üzere yeni fikirleri olan, inovatif ve katma değeri yüksek ürünler üretmeye dönük projeleri olan sanayiciler, akademisyenler, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz, kurdukları şirket-lerle teknoparkımızda faaliyet gösterebileceklerdir.

KAPILARI SONUNA KADAR AÇIKZaim Teknoparkta önceliği-niz ne olacak?Teknoparklar, üniversite ile sanayinin en verimli şekilde buluştuğu teknoloji yoğun ortamlardır. Yine teknoparklar, yeni fikirleri olan ve Ar-Ge’ye önem veren sanayici ve iş

adamlarıyla üniversitenin ürettiği bilgiyi birleştiren, yeni fikir ve araştırma alt yapısının geliştirildiği alanlardır. Bu sebeple yenilikçi fikirlere sahip sanayiciler, akademisyenler ve öğrencilere kapımız her daim açık olacaktır.

BİLGİ BİRİKİMİ SANAYİYLE BULUŞACAKBir vakıf üniversitesi olarak teknopark ile nasıl bir fayda sağlamayı düşünüyorsunuz?Öncelikle ülkemizdeki vakıf üniversiteleri arasında tek-nopark sahibi sınırlı sayıdaki üniversiteden birisi olduğumuzu vurgulamak isteriz. Üniversite-

mizdeki bilgi birikimini sanayi ile buluşturarak, geleceğe yön verecek katma değeri yüksek teknolojik ürünlere dönüşme-sini sağlayacak yeterlilikte bir vakıf üniversitesi olduğumuzu düşünüyoruz.

ÖNCELİKLİ ALANLARTeknopark olarak daha çok hangi alanlarda faaliyet gös-termeyi düşünüyorsunuz? Teknoparkımız bünyesinde öncelikle, gıda, sağlık, enerji, savunma sanayi, İslami finans

ve yazılım alanlarında faaliyet gösterme arzusundayız. Önce-likli olarak bu alanlarda faaliyet gösterecek yeni fikirleri olan girişimcileri bekliyoruz.

ULUSLARARASI MERKEZ OLMA HEDEFİTeknopark olarak vizyonu-nuzu anlatır mısınız?Öncelikle vizyonumuz, yeni fikirlerin değer yaratan çıktılara dönüşme sürecinin bütün aşamalarında yer alan uluslararası bir iş birliği merkezi olmaktır. Amacımız, bilim ve teknoloji alanlarında yetişmiş insan gücünden yeni girişimciler

yetiştirerek, üniversite ve Ar-Ge kuruluşlarında birikmiş bilginin, nitelikli girişimcilerin kurduğu teknoloji oryantasyonlu firmalar aracılığıyla ekonomik dönüşü-münü ülkemize sağlamaktır. İşte bu istek ve heyecanla teknoparkımızı kurmuş bulu-nuyoruz.

PROJELER YEŞERECEKİstanbul’a bu sene kurulan dört teknoloji geliştirme bölgesin-den biri olan Zaim Teknopark, 35 dönümlük bir arazide faaliyet yürütecek. İstanbul’da vakıf üniversiteleri bünyesin-deki ilk teknopark olan bölge, yenilikçi fikirlerin ticarileşmesini sağlayacak ve bölgede üniver-site-sektör iş birliğini artıracak. Akademisyen ve öğrencilerin projelerinin hayata geçme-sini hızlandıracak teknopark, öğrencilere staj ve mezunlara nitelikli iş imkânları sağlayacak. Küçükçekmece-Halkalı’da olan İstanbul Sabahattin Zaim

Üniversitesi İZÜ Teknoloji Geliştirme Bölgesinde ağırlıklı olarak; enerji, savunma, gıda ve sağlık faaliyetlerinin yer alması bekleniyor. Teknopark inşasının tamamlanmasının ardından 3 yıl içinde firma sayısının 60’a, girişimci sayısının da bine çıkması öngörülüyor. Sanayi Gazetesine bilgi veren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bu-lut, “Yaklaşık 11 bin metrekare kapalı alana sahip ilk binamızda yaklaşık 150 kişi kapasiteli girişimci firmaya yer tahsisi sağlamayı planlıyoruz” dedi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkan Vekili İbrahim Gökçüoğlu, İz-mir’in Sanayi 4.0 kapsamında “pilot il” ilan edilmesini önerdi. Ağustos ayı meclis toplantısında konuşan Başkan Vekili Gökçüoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve yapılması planlanan 5 endüstri bölgesi arasında İzmir’in de yer aldığını belirterek, “Tarımda ithalata bağımlı hale geldiğimiz bir süreçte, verimli toprakları ile İzmir Bergama Bakırçay Havza-sı’nın tarım endüstri bölgesi olarak değerlendirilmesinin faydalı olacağı inancındayım. Katma değerli ürün gerçekleştirebilmek için, 8 üniversite, 4 teknoloji geliştirme bölgesi ve çalışması devam eden teknoloji üs projesi ile birlikte 5 bin yıllık ticari ve sanayi geçmişi olan İzmir’in, Sanayi 4.0’a hızlı uyum sağlayabileceği dikkate alınarak, serbest şehir ilan edilmesi ve bu kapsamda pilot il olması, bölge ve ülkenin menfaatine olacaktır” dedi.

Döviz türbülansıEkonomide yaşanan son gelişme-leri de değerlendiren Gökçüoğlu, “FED’in faiz kararı, jeopolitik riskler, makroekonomik dengelerimizdeki bozulmaya ek olarak, ABD’nin takındığı tavır ve manipülatiflerin devreye girmesiyle, piyasalar yangın yerine döndü ve bir döviz türbülansı yaşadık. Ocak ayından bu yana ülke para birimlerinin dolar karşısındaki

performansları incelendiğinde Türkiye ne yazık ki, net olarak negatif ayrışmıştır. Doların karşısında 6 TL’nin üzerindeki seviye gerçeklik-ten uzaktır ve piyasalarda güvenin tesisi beklentilerin doğru yönetilmesi öncelikli önem taşımaktadır” dedi.

Kendi önlemimizi alacağızDevletin birçok kurumunun piyasa-ların ateşini düşürmek için önemli adımlar attığını ve atmaya da devam ettiklerini belirterek söz konusu açıklanan destek paketleri ve eylem planları hakkında üyeleri bilgilendi-ren İbrahim Gökçüoğlu, “Bizler de kendi önlemlerimizi almak zorunda-yız. Çünkü bizler salt kendimizden sorumlu değiliz. Çalışanlarımız var. Çalışanlarımızın ailesi var. Bugün bir dükkanın kapanması ile üretimini durduran bir fabrikanın kapanması aynı etkiyi yaratmaz” diye konuştu.

Nitelikli iş gücü vurgusu Gökçüoğlu, katma değerli üretim adına birçok destek verilmeye baş-landığını ve son olarak TEYDEB 2.0 desteklerine de değindi. Söz konusu desteklerin sonrasının da takip edilmesi, fayda-maliyet analizlerinin yapılması her bir destek için değer-lendirilmesi gerektiğini kaydeden Gökçüoğlu, “Bununla birlikte, katma değerli üretimi gerçekleştirecek nitelikli işgücümüz ne kadar yeterli seviyede? Hem açıklanan ulusal veri-ler, hem uluslararası sıralamalar hem de toplumun olaylara verdiği tepkiler açısından eğitimin ne kadar önemli olduğu herkes tarafından dillendi-rilmektedir. Zira, Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Rekabet Endeksi alt başlığında yer alan Matematik ve Fen Bilimleri eğitimindeki kalite açısından Türkiye, 137 ülke arasında 104. sırada. Geçen sene 103. sırada idi. Biz böyle bir sıralamada nasıl inovasyon yapacağız, Sanayi 4.0’ı nasıl yakalayacağız?” dedi.

“İzmir pilot ilolsun”

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Ülkemiz teknolojisine ve ekonomisine ileri düzey katkı sağlamaya niyetli

sanayicilerimizi teknoparkımızda girişimci olarak görme arzusundayız” dedi.

İstanbul Zaim Üniversitesi Ağustos 2018 Prof. Dr.

Mehmet Bulut

Ümit UÇAR umitucar@sanayigazetesi.com.tr

35 dönüm

Yeni Nesil Haber

cilik SANAYI

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi03

03

Türkiye sanayisinin lokomotifi Kocaeli, sanayiye nitelikli iş gücü yetiştirilmesi için önemli bir adım attı.

İşverenlerin nitelikli işgücü ihtiyacını yetiştirmek

için, teorik ve pratik eğitimin bir arada sunulacağı

Mesleki Eğitim ve Beceri Geliştirme İşbirliği Proto-

kolü (MEGİP) eğitim sistemi, Kocaeli

Sanayi Odasında düzenlenen toplan-

tıda ele alındı. Aile, Çalışma ve Sosyal

Hizmetler Bakanlığı ile TOBB arasında

imzalanan MEGİP kapsamında, iki yıl

boyunca mesleki eğitim kurslarında

teorik ve pratik eğitim bir arada

uygulanacak. İşverenlerin ihtiyaç duyduğu nitelikli

iş gücü, yine işverenlerin talepleri doğrultusunda

oluşturulacak eğitim programı ile yetiştirilecek.

Eğitimler başlayacak

Kocaeli Sanayi Odasındaki toplantıya, Kocaeli

Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy,

Genel Sekreteri Memet Turabi, Körfez Ticaret

Odası Genel Sekreter Yardımcısı Berat Nas, Kocaeli

Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Barış

ve Genel Sekreter Yardımcısı Adem Aykaç ve Geb-

ze Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Kenan

Coşkunçelebi katıldı.

NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE MEGİP AŞISI

10 Eylül - 16 Eylül 2018

GEBZE VE ÇEVRESİ EKONOMİYE CAN VERİYOR

Türkiye’nin birçok ilini geride bırakarak, sayılı sanayi merkezleri arasına girme başarısı gösteren Gebze ve yakın çevresinde, yaklaşık 300 bin sigortalı çalışan bulunuyor.

Bölge sanayisi, ülkenin genel işsizlik sorununa da cevap vermeye çalışıyor.

Son günlerde rekor artış gösteren dolar kuruna karşı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının daha önceden sanayiciyi

korumak için aldığı önlem, Antalya OSB’de hayata geçti.

300 BIN KISILIKISTIHDAM ORDUSU

“İŞ BEĞENMEME”SÖZ KONUSUAynı iş gücü piyasasına etki eden İstanbul’un yakın ilçeleri ile birlikte, bölgedeki iş ve iş yeri seçeneklerinin çok fazla olması, arz-talep dengesinden dolayı iş arayanların ücret beklentilerini arttırırken, asgari ücretli işlere talep azaldı. İş seçeneklerinin fazla olması, iş arayanların “iş beğenmeme” olarak nitele-nebilecek şekilde fazla seçici olarak bazı firmaların iş gücü

taleplerinin karşılanmasında olumsuzluğa neden oluyor. Bölgede herhangi bir mesleği niteliği olmayan düz beden işçisinin iş bulması dahi çok kolay olması itibarıyla mesleki eğitim kurslarına rağbet düşük oluyor. Nihayetinde, kurslardan mezun olarak nitelikli statüde işe girenlerin ücretlerinde de esaslı fark olmuyor.

ULAŞIM SIKINTISI ETKİLİYORMüdür Ayhan Kutlu’nun ver-diği bilgilere göre, iş yerlerinin çoğunda çalışanlara aidiyet duygusu oluşturma çabası yok. Yeni işe giren personel ile 10 yıldır çalışan personelin ücret-leri aynı. Sık sık iş değişikliğinin ücret dışındaki bir nedeni de çalışanların işyerlerinde gelecek görememeleri, kendilerini işyerine bağlayacak motivasyon kaynağı bulamamaları. Çoğu iş yerinin OSB’lerde bulunması,

söz konusu bölgelere ulaşım sıkıntısından dolayı işçi adayları-nın başvurularını azaltıyor ve iş gücü talepleri karşılıksız kalıyor. İŞKUR Hizmet Merkezinin her-kesçe bilinen ve kolay ulaşılan nokta olmasına rağmen, iş arayanlarla işverenlerin görü-şebileceği görüşme odalarına, toplantı salonlarına sahip olma-ması, istihdamı zorlaştırıcı etken olarak beliriyor.

NİTELİKSİZ İŞ GÜCÜ GÖÇÜDoğu illerinden bölgeye yoğun, ancak niteliksiz iş gücü göçü söz konusu olduğunu anlatan İŞKUR Gebze Hizmet Merkezi Müdürü, göçten dolayı bölgenin nüfus artış hızının ülke ortalamasından kat kat fazla olduğunu kaydetti. Müdür Kutlu, “Bölge sanayisi bu anlamda ülkenin genel işsizlik sorununa da cevap vermeye çalışıyor. Göç devam ettiği süre-ce, Kocaeli il geneline etki eden işsizlik oranının istenilen düzeye

düşmesi mümkün görünmüyor. Yabancı dil, iş deneyimi veya geçerli bir belgesi olmayan üniversite mezunları kendi branşlarında iş bulmakta güçlük çekiyor. Kayıtlı işsiz sayısının önemli bir kısmı bu kişilerden oluşuyor. İş bulmakta zorlanan diğer gruplar; 40 ve üzeri yaşta iş arayanlar, sabıka kaydı bulunanlar ile engelli statüsüne ulaşmayan oranda sağlık sorunu bulunanlar” dedi.

AŞIRI HAREKETLİLİK VARİŞKUR Gebze Hizmet Merkezi-nin Gebze, Çayırova ve Darıca ilçelerini kapsayan sorumluluk bölgesinde aşırı hareketli bir iş gücü piyasası olduğunu vurgulayan Ayhan Kutlu, 300 bine yakın sigortalı çalışanın bulunduğu bölgede her yıl bu sayının yarısı kadar sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlen-diğini söyledi. Kutlu, “Aşırı hareketliliğin bir sonucu olarak Gebze Hizmet Merkezinde gerçekleştirilen işsizlik sigortası işlem sayısı, tüm iller arasında ilk 10 içinde yer alıyor. İŞKUR

Gebze Hizmet Merkezine kayıt olanların veya kayıtlarını aktif tutanların ortalama yüzde 40’ı bir iş yerinde tam zamanlı çalı-şan durumunda. Bu durumun nedenlerinden biri; çalışmakta oldukları işlerinden farklı neden-lerle memnun olmayıp ‘daha iyi şartlarda iş arama’ amacıyla kayıtlarını aktif tutanlar, diğeri ise; İŞKUR ve SGK portallarının eş zamanlı çalışmaması, işe girenlerin kayıtlarının uzun bir süre daha İŞKUR portalında aktif kalmaya devam etmesidir” diye konuştu.

ALTINCI SIRADAOSB’leri, teknoparkları, Ar-Ge ve tasarım merkezle-riyle Türkiye’nin öncü sanayi merkezlerinden Gebze ve yakın çevresindeki Çayırova ve Darıca’da 300 bine yakın si-gortalı çalışan bulunuyor. Buna karşın, sanayici nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor. İŞKUR Gebze Hizmet Merkezi Müdürü Ayhan Kutlu, Sanayi Gazete-sine Gebze iş gücü piyasası ile ilgili bilgi verdi. Kutlu, Gebze, Çayırova ve Darıca ilçelerinin iş yeri sayısı bakımından tüm iller

arasında 6’ncı sırada olduğunu söyledi. Müdür Kutlu, “Gebze, Çayırova ve Darıca ilçelerini kap-sayan sorumluluk bölgesinde faaliyet gösteren 50 ve üzeri işçi çalıştıran 672 iş yeri, 10 ve üzeri işçi çalıştıran yaklaşık 3 bin iş yerinin dışında; aynı iş gücü piyasasına etki eden İstanbul’un Tuzla, Pendik ve Kartal ilçeleri, ayrıca Dilovası ilçesindeki sanayi kuruluşları ile birlikte muhteme-len ülkemizin en büyük sanayi havzasını oluşturuyor” dedi.

Sanayiciyi döviz kurundaki dal-galanmalardan korumak için OSB Uygulama Yönetmeliği ile döviz kurunu 3,77 liraya sabitleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bu kararı, Antalya OSB’de uygulanmaya başladı. 328 firması ve 13 bin kişilik istihdam rakamıyla Türkiye’nin öncü sanayi bölgelerinden Antalya OSB, sanayicinin hızlı artış gösteren dolar kurundan etkilenmesini önlemek amacıyla sabit kur uygulamasına geçme kararı aldı. Antalya OSB katılımcılarının 31 Ağustos 2018 tarihinden itibaren arsa taksit ve borç ödemelerini sabit kur üzerin-den yapacağını belirten Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, “31 Ağustos 2018-31 Aralık 2018 tarihleri arasında dolar kurunu 3,77 TL’ye sabitlemiş bulunmaktayız. Sabit kur uygula-ması ile son günlerde rekor üstüne rekor kırarak artan dolar kurundan Antalya sanayicilerinin asgari düzey-de etkilenmesini amaçlıyor, ülkemiz-deki siyasi ve ekonomik istikrarın sürdürülmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

Yatırımcının eli güçlenecekAntalya OSB’deki arsa tahsislerinin dolar kuru üzerinden yapıldığını hatırlatan Bahar, “Antalya OSB katı-lımcıları yer tahsisi sırasında toplam alanın yüzde 10’una tekabül eden miktarı peşin olarak, kalan kısmını ise 5 yıl içerisinde taksitle ödemek-tedir. Yani 5 yıl önce tahsis almış tüm katılımcılarımız halen tahsis bedeli ödemekte ve bu bedeller firmalarımızın gider kaleminde

önemli bir yer tutmaktadır. Ancak son günlerde dolar kurunun rekor seviyelerde artması, sadece tahsis ödemeleri açısından değil birçok açıdan sanayicilerimizin omuzların-daki yükü bir hayli artırmıştır. Bu yükün hafifletilmesi için alınmış, katılımcılarımızın elini güçlendire-ceğini düşündüğümüz bir karardır” şeklinde konuştu.

Üretim artarak sürmeliÜretim yapan sanayicilerin son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde büyük bir kur, finans ve maliyet baskısı altında olduğunu ak-taran Bahar, “Açıklanan üst yardımcı kararların uygulamasında ve tabana yayılmasında bankaların, özellikle de devlet bankalarının ciddi isteksizliği gözlenmektedir” ifadelerini kullandı. Sabit kur uygulamasının bölge katılımcılarının yanı sıra daha birçok alanda olumlu etkileri olacağına değinen Başkan Bahar, “Ekonomik açıdan zor günler yaşayan firmalar ilk iş olarak personelleri ile yollarını ayırır. Dolayısıyla bu uygulama ile istihdamın korunacağına, üretim kanallarının açık kalacağına inanıyo-ruz. Üretimimiz artarak sürmeli ki ekonomimiz canlansın. Ayrıca tahsis bedellerinin zamanında ödenmesi Bölgemiz kaynaklarının korunması anlamına da gelir ki bu da, katılım-cılarımıza sunduğumuz hizmetlerin kalitesine ve sürekliliğine artı yönde etki eder” dedi. Parsellerde yüzde 100 doluluk oranına ulaşan bölgede gıda, ahşap, mobilya, kağıt, ambalaj, tarım, gübre, kimya, makine, metal, enerji, plastik, polyester, akrilik, inşa-at, yapı ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Ticaret hacminin 7,5 milyar liraya, ihracat ise 500 milyon dolara ulaştığı bölgede, elektrik işletme bakım, doğalgaz, içme, kullanma suyu, peyzaj ve regreasyon, kanalizasyon ve atık su arıtma tesisi, çamur geri devir pompa istasyonu, itfaiye, haberleş-me, personel lojmanları, alışveriş merkezi gibi birçok hizmet ve tesis bulunuyor.

Antalya OSB sabit kura geçti

İŞKUR Gebze Hizmet Merkezi Müdürü Ayhan Kutlu, Gebze, Çayırova ve Darıca ilçelerini kapsayan sorumluluk bölgesinde aşırı hareketli bir iş gücü

piyasası olduğunu belirterek, bölgede 300 bine yakın sigortalı çalışanın bulunduğu kaydetti.

İŞKUR

Ali ŞAHİN alisahin@sanayigazetesi.com.tr

Gebze, Çayırova, Darıca Ayhan Kutlu300 bin

04

04 SANAYI Yeni Nesil Haber

cilik

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

İSTİŞARE EDECEK VE DESTEKLEYECEK

Yaklaşık 700 üyesi bulunan Eskişehir Sanayi Odası, üyelerinin zor günleri atlatabilmesi için birbiri ardına proje üretiyor. Yapı malzemeleri sektöründe faaliyet

gösteren firmalara 1 milyon dolarlık destek sağlayacak olan Oda, kent sanayisini geleceğe taşımak için de Yüksek İstişare Kurulu oluşturdu.

ONEMLI PROJELEREESO IMZASI

18 DENEYİMLİ İSİMKURULDAEskişehir Sanayi Odasının yöne-tim kuruluyla, meclisiyle, komi-teleri ve konseyleriyle birlikte yüksek katma değer üreten bir sanayiyi oluşturmak için çalıştı-ğının altını çizen Başkan, “Eko-nomimizin zor bir sınav geçirdiği şu günlerde birlik ve beraberliğe her şeyden çok ihtiyacımız var. Moral bozmadan ihracatı ar-tırmak, şehrimiz sanayisini ileri taşımak için çözümler arıyoruz. Bu kapsamda Yüksek İstişare

Kurulumuzu da oluşturduk. Birbirinden tecrübeli ve başarılı isimlerden oluşan ESO Yüksek İstişare Kurulumuzun kıymetli üyelerine yapacakları çalışmalar için şimdiden teşekkürlerimi su-nuyorum” dedi. Kesikbaş, ESO Yüksek İstişare Kurulunun 18 kişiden oluşacağını açıklayarak, “Yüksek İstişare Kurulumuzda sanayimiz için önemli olan görüş ve önerileri değerlendire-ceğiz” açıklamasını yaptı.

YÜKSEK İSTİŞARE KURULU OLUŞTURULDUÖte yandan Eskişehir Sanayi Odası, şehrin sanayisini ortak akılla ve vizyoner anlayışla geleceğe taşımak için “Yüksek İstişare Kurulu” oluşturdu. Ku-rulla ilgili de bilgi veren Başkan Kesikbaş, “Her zaman söyle-diğimiz gibi birinci önceliğimiz hep Eskişehir ve sanayisi oldu. Ortak akılla gerçekleştireceğimiz

makro projelerimiz için adımlar atmaya devam ediyoruz. Sanayimizin önemli üreticilerini aynı masa etrafında buluştur-mak amacıyla oluşturduğumuz Yüksek İstişare Kurulumuz da hedeflerimize çok daha güçlü ve kararlıkla ilerlememize ışık tuta-cak” değerlendirmesini yaptı.

DÜNYAYA AÇILAN SEKTÖRTürkiye’nin 2023 yılı hedefi olan 500 milyar dolar ihracat planında yapı malzemeleri sektörünün önemli bir paya sahip olacağının vurgulayan ESO Başkanı Kesikbaş, özellikle inşaat sektöründe ciddi bir gelişim kaydeden Türkiye’nin elde ettiği üretim kabiliyetini dünyanın farklı lokasyonlarında da kullanabileceğini işaret etti. Kesikbaş, Eskişehir sanayisini

geliştirme yaklaşımıyla projeleri-ni hazırladıklarını hatırlatarak, “Odamızın projesi, yapı malze-meleri sektörü içinde birbirini tamamlayan ürünler üreten üyelerimizi bir araya getirecek. Bütüncül bir kümelenme yaklaşımıyla projemiz hem bölgemizin hem de ülkemizin ihracat performansına katkıda bulunulacak” dedi.

1 MİLYON DOLARBaşkan Kesikbaş, Odanın projesi dâhilinde bakanlık tarafından katılımcı firmalara yüzde 75 oranında hibe sağlanacağını söyledi. Destek kapsamında ihtiyaç analizleri, eğitimler, yurt dışı pazarlama faaliyetleri, ticaret ve alım heyetleri, özel danışmanlık gibi birçok destek kaleminin sanayicilere sunulaca-ğını dile getiren Kesikbaş, “Proje kapsamında firmalarımıza sunulacak eğitim, danışmanlık

ve yurt dışı organizasyon hiz-metleriyle sektördeki firmaların toplam ihracat tutarlarının, ihraç edilen ürünlerin çeşitliğinin ve katma değerinin en az yüzde 10 oranında artırılması hedefleni-yor. Üç yıl boyunca uygulanacak olan projenin bütçesinin ise 1 milyon doları aşması bekleniyor. Projenin koordinatörlüğünü ise ESO Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Öztürk yapacak” diye konuştu.

HİÇ İHRACAT YAPMAYANA ÖNCELİKKısa bir süre içinde uygula-maya geçirilecek proje ile yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren katılımcı firmaların arasında bugüne kadar hiç ihracat yapmamış olanların ihra-cata başlayacaklarını ifade eden Kesikbaş, “İhracatçı firmalarımız ise ihracat kapasitelerini artırı-

larak ekonomiye daha çok kat-kıda bulunacaklar. Eskişehir’de yapı malzemeleri sektöründe iş birliğinin ve ihracat kabiliyetle-rinin geliştirilmesinin yanı sıra, yeni ve katma değerli ürünlere geçiş de projenin ana amaçları arasında yer almakta” dedi.

3 UR-GE PROJESİ SIRADAHayata geçirilecek projeyle ilgili bilgi veren Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesik-baş, “Eskişehir Yapı Malzemeleri Sektöründe Uluslararası Reka-betçiliğin Geliştirilmesi Projesi” ile önemli adımlar attıklarını, bu-nun kentteki ihracat seferberli-ğinin önemli aşamalarından biri olduğunu söyledi. İlk günden bu yana Eskişehir sanayisini ihracat

ile büyüteceklerini söylediklerini anımsatan Kesikbaş, Eskişehir ihracatının artırılması adına özel faaliyetlerin Oda tarafından tasarlanacağına dikkat çekti. Kesikbaş, projenin Ticaret Ba-kanlığının Ur-Ge Destek Prog-ramı kapsamında yapılacağını ve yine farklı alanlarda 3 Ur-Ge Projesinin de çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.

SANAYİCİNİN ARKASINDAİl ve bölge sanayicisinin so-runlarıyla ilgili çözüm önerileri sunan, sanayileşmenin önemi konusundaki çalışmalarıyla Tür-kiye’nin öncü odalarından biri haline gelen Eskişehir Sanayi Odası (ESO), üyelerine yönelik önemli projeler geliştirmeye devam ediyor. Oda, yapı malze-meleri sektöründe faaliyet gös-teren üyelerine, danışmanlıktan eğitime, kapasite artırımından

ticaret heyeti organizasyonları-na kadar 3 yılda 1 milyon dolar proje desteği sağlayacak. Projesi kapsamında bakanlık tarafından katılımcı firmalara yüzde 75 oranında hibe sağlanacak. Eskişehir Sanayi Odası ayrıca, şehrin sanayisini ortak akılla ve vizyoner anlayışla geleceğe taşımak için “Yüksek İstişare Kurulu” oluşturdu.

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Eskişehir’de yapı malze-meleri sektörü için 1 milyon dolarlık proje desteği sağlanacağını belirterek,

bunun firmaların ihracat kabiliyetlerini geliştireceğini söyledi.

Eskişehir OSB eğitim birimi olan Meslek Edindirme ve Geliştirme Merkezi (MEGEM), iki yeni hizmeti sanayicilerle buluşturuyor. İlk olarak yakın zamanda kapanan ve Eskişe-hirli sanayicilerin mağdur olmasına sebep olan KOSGEB laboratuvarının tekrardan açılması için EOSB Yöne-tim Kurulu birçok girişimde bulundu. OSB Başkanı Nadir Küpeli, Ankara KOSGEB İdaresi Başkanlığına yazmış

olduğu yazıdan da bir dönüş alama-yınca, sanayicinin mağduriyetine son vermek için KOSGEB laboratuvarının vermiş olduğu bütün test hizmetle-rinin hatta bünyesinde bulunmayan birçok testin de Eskişehir OSB’ye ait olan MEGEM’de yapılmasına karar verdi. Küpeli, “Sanayiciler merkezdeki laboratuvardan çekme testi, eğme testi, çentik darbe testi, vickers sertlik testi, makro inceleme, mikro inceleme, kimyasal analiz testlerinden yararlanabile-ceklerdir” dedi. Sanayicilerin nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla MEGEM’de bazı branşlarda kurs açılacağının da müjdesini veren Küpeli, “İlk etapta merkezde CNC operatörü, kalite kontrol operatörü, kaynak operatörü kurslarını aça-cağız. Bu merkezden yetişecek kursi-yerler sanayimizin nitelikli iş gücünü oluşturacaktır” diye konuştu.

Mağduriyetsona erecek

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mehmet Büyüksimitci, son günlerde yaşanan sıkıntılı süreci en az hasarla atlatabilmek adına firma-lara birtakım tavsiyelerde bulundu. Başkan Büyüksimitci, “Öncelikle nakit akışına dikkat etmemiz gere-kiyor. Ödemelerimizi son güne bırak-mamalıyız. Maliyet muhasebesini iyi yaparak, satın almalarda olabilecek maliyet artışlarına dikkat etmeliyiz. Üretimde verimliliği artırmanın üzerine ciddi kafa yormalıyız. Döviz girdimiz kadar döviz cinsinden borç-lanmalı, döviz girişimiz yoksa döviz borcumuzda olmamalı. İhracata ve

alternatif pazarlara ağırlık vermeliyiz. Stok kontrolünü iyi yapmalıyız. Ticari alacak sigortası bu dönemde güvenli bir liman olabilir. Firmalarımızı ve ürünlerimizi yeni dünyaya göre dö-nüştürmeliyiz. En önemli konulardan biri de modern pazarlamanın gereği olan müşteri ihtiyacını karşılaya-bilecek esnek üretim metotları ve ürünlere ağırlık vermeliyiz” şeklinde konuştu. Döviz kurlarında yaşanan aşırı oynaklıklar nedeniyle ülke ola-rak oldukça zor günler geçirdiklerini belirten Başkan, “Bu gelişmelerde küresel, bölgesel ve ülkemizdeki bir-çok faktörün olumsuz rolü olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu faktörler bu düzeyde bir kur artışını açıklamakta yetersiz kalıyor. Artık önümüze bak-mak, stratejik düşünerek karşımıza çıkan şartları avantaja çevirmek zo-rundayız” dedi. Bu süreçten gereken dersleri çıkartarak, sanayileşmeye ve üretime daha çok önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Büyüksi-mitci, dünyadaki ucuz dış kaynağa bağlı olarak Türkiye’nin büyümesini sürdürdüğünü kaydetti.

Firmalara krizi aşma tavsiyeleri

MÜSİAD Ankara, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini hedef alan her türlü saldırıya milli ve yerli savunma sanayi ile çözüm üretmek için tüm tarafları, I. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde bir araya getiriyor. Türkiye’nin en büyük savunma sanayi üreticileri, sektörün alt yüklen-icileri, akademisyenler, orduda görevli kıdemli karar vericiler, teknoloji uzmanları, askeri denetim ve sınır kontrolü uzmanları tek çatı altında buluşacak. Toplam 6 milyar dolarlık üretim gücüne sahip savunma sanayi, 2-3 Ekim 2018 tarihlerinde Ankara’da bir araya gelecek. MÜSİAD Ankara Savunma Sanayi ve Havacılık Sektör Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Altunbaş, “Türkiye, modern

savunma sanayisine geçişini yerli kaynak, teknoloji ve insan gücüyle yapması halinde bölgedeki gücünü daha da artıracak. Türk savunma sanayi, son 16 yılda yaklaşık 5 kat bü-yüyerek 6 milyar doları aşan üretim gücüne ulaştı. Sektörün ülkemizin ihtiyacını karşılama ve ih-racat potansiyeli düşünüldüğünde, 10 kat daha fazla büyüme potansiyeline de sahip” dedi. Zirvede alanında uzman konuşmacılar tarafından sınır güvenliği alanındaki güncel geliş-meler aktarılacak. Savunma sanayi için üretim yapan sektör devleriyle küçük ve orta ölçekli firmaların da buluşma nok-tası olacak zirvede; stratejik iş birliği anlaşmalarının ya-pılması, iş bağlantılarının kurulması, ortak akılla iş fikirlerinin geliştirilmesi bekleniyor.

6 milyar dolarlık buluşma

10 Eylül - 16 Eylül 2018

ESO YÜKSEKİSTİŞARE KURULU

Cemalettin Sarar, Ali Korkmaz, Ekrem Bulur, Ertuğrul Tezgören, Can Mutlu, Fatih Erkut, Selim Öğütür, Güven Terzioğlu, Mahir Sevinçli, Mehmet Akif Çağlayan, Mehmet N. Çengelli, Mehmet Raif Ziya, Mesut Yurtcan, Mustafa Işık, Mustafa Ünal, Recai Yardımcı, Volkan Şahlan ve Zeki Ertan.

Celalettin Kesikbaş Başkanlığındaki ESO Yüksek İstişare Kurulu şu isimlerden oluştu:

Eskişehir Sanayi Odası

Celalettin Kesikbaş1968

Ur-Ge projesi, yüksek istişare kurulu

05

05IHRACAT/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

Yeni Nesil Haber

cilik

10 Eylül - 16 Eylül 2018

HAFTADA BİR YAYIMLANIR Genel Yayın Yönetmeni

Şenol AYDIN

İMTİYAZ SAHİBİ

SANAYI GAZETECILIK Matbaacılık Reklam Prodüksiyon ve

İnternet Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. adına;

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Ümit UÇAR

Haber Müdürü

F. Tuğçe EROL

Mali İşler Sorumlusu

Nuran AYAR

Haber Merkezi

Helin AYGÜN

İnternet Editörü

Fatih AĞARMAN

Reklam ve Halkla İlişkiler

Ali ŞAHIN

Grafik Tasarımcı

Aydanur UZEL

Dağıtım

Organize Yayın Dağıtım

ANKARA MERKEZ;

Mustafa Kemal Mh. 2127. Sk. No:14/3

ÇANKAYA0 312 417 11 44

KOCAELI OFIS;

Güzeller OSB Fatih Sultan Mehmet Cad.

No:17 Gebze0 262 777 00 44

Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın

sanayigazetesi@gmail.comsanayi@sanayigazetesi.com.tr

www.sanayigazetesi.com.tr

0 (262) 777 00 40

Ofset Hazırlık: Sanayi Gazetecilik Ltd. Şti.Baskı: Akademi Basın Yayın

Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 230Topkapı/İSTANBUL Tel: 0212 493 24 67-68-69

E-posta: akademiajansmatbaa@gmail.comBaskı Tarihi: 30 Ocak 2018

10 Eylül - 16 Eylül 2018 Yıl: 9 Sayı: 431

Toplam nüfusun yüzde 70’ini oluşturan 565 milyon internet kullanıcısı ve internetten aktif olarak alışveriş yapan 261 milyon kullanıcı ile Avrupa pazarı Türk şirketleri için geniş bir potansiyel sunuyor. 229 milyon hanenin internet bağlantı-sına sahip olduğu Avrupa’da, hane başına yılda 2 bin Euro internet harcaması yapılıyor. 450 milyar Euro’luk e-ticaret iş hacmine ulaşan Avrupa ülkeleri, bu iş hacmiyle perakende pazarının yüzde 6’lık kısmına ulaşmış durumda. İngiltere

142 milyar Euro, Almanya 80 milyar Euro, Fransa ise 67 milyar Euro’luk iş hacmiyle Avrupa pazar toplamının yüzde 60’ını oluşturuyor. Avrupa ülkelerinin internet harcamalarında hazır giyimin ilk sırada yer aldığını belirten B2CDirect’in CEO’su Yusuf İbili, “Avrupa giyim sektöründeki birçok büyük firmanın tedarikçileri arasında Türk şirketleri de bulunu-yor. Ülke olarak bu pazarları tanıyor olmamız e-ihracat için çok büyük avantaj” dedi.

E-ticarette rota Avrupa

Egeli ihracatçılar, ağustos ayında bayram tatili yapmadı. Ağustos ayın-daki 9 günlük Kurban Bayramı ve Zafer Bayramı tatiline rağmen Ege İhracatçı Birlikleri, ağustos ayında 996 milyon 900 bin dolarlık ihracata imza attı. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, ABD Başkanı Donald Trump’un Türk çelik ve alüminyum ürünlerine 13 Ağustos 2018 tarihinde ikinci ek vergi kararına rağmen ABD’ye ihracatını ağustos

ayında yüzde 63 arttırmayı başardı ve 2 milyon 844 bin dolar dövizi kazandırdı. Demir ihracatçılarının ağustos ayındaki toplam ihracatı ise; yüzde 49’luk artışla 123 milyon 360 bin dolara çıktı. Ege İhracatçı Birlik-leri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2017 yılı Ağustos ayında günlük 40 milyon dolarlık ihracat performan-sına sahip olduklarını, 2018 yılı Ağustos ayında ise; 45 milyon doları aşan günlük ihracat ortalamasına ulaştıklarını söyledi. 2017 yılı Ağustos ayında 26 iş gününde 1 milyar 46 milyon dolarlık ihracat yaptıkları bilgisini paylaşan Eskinazi, “2018 yılı Ağustos ayında 22 iş gününde 996 milyon dolarlık ihracata imza attık. 2018 yılında Ağustos ayında 26 iş günü olsaydı 1 milyar 180 milyon dolarlık ihracat rakamına ve yüzde 13’lük ihracat artışına ulaşacaktık. Eylül ayında ihracatımızı arttıraca-ğız” diye konuştu.

Çelikçilerdendemir yumruk

Yılda yaklaşık 30 milyar dolar ihracat ile Avrupa’daki bazı ülkelerin toplamı kadar ihracata imza atan Türk otomotiv sektörü, Rusya ile iş birliği fırsatlarını geliştirerek bölgesel gücünü pekiştirmek amacıyla MIMS Automechanika Moskova Fuarına

milli katılım gerçekleştirdi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) organizasyonluğun-da fuara katılan 47 Türk firması, uluslararası ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. OİB Başkanı Baran Çelik “Bu yıl ocak-temmuz döneminde Rusya’ya ihracat yüzde 57 artışla 273 milyon dolara yükseldi. 2018 yılının tamamında Rusya’ya yönelik otomo-tiv ihracatımızın 500 milyon dolara yaklaşmasını bekliyoruz” dedi. Rus-ya’nın sadece Türkiye için değil dünya otomotiv sektörü için önemli ve gün geçtikte büyüyen bir pazar olduğuna dikkat çeken Çelik, Rusya’da faaliyet gösteren ana sanayi firmalarının, Türk otomotiv sanayi firmalarını yakından tanıdığını vurguladı.

Otomotivcilerhedefe yaklaştı

Ağustos ayında 12,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Geçen ay 9 günlük bayram tatiline rağmen, ihracat güçlü performansına ara vermeden devam etti.

Ağustos ayında ihracat geçen

yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 azalarak, 12,4 milyar dolar oldu.

Yılbaşından bu yana 8 aylık ih-

racat 108,7 milyar dolara, son 12 aylık

ihracat 162,4 milyar dolara ulaştı. Bu dönemde 169 ülkeye ihracatta TL kulla-nıldı. Toplam 3,4 milyar TL tutarında ihracat Türk Lirası ile yapıldı. Ağustos ayında sektörel bazda en fazla ihracatı, 1,6 milyar dolar ile yine otomotiv sektörü yaptı. Otomotiv sektörünü, 1,4 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ve 1,3 milyar dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti.

“Eylülde telafi edeceğiz”Ağustos ayında gerçekleştirilen ihracatın iş günü

bazında ortalama değerine bakıldığında; 26 iş günü olan 2017 Ağustos ayında günlük ihracat ortalaması 480 milyon dolar gerçekleşirken, 22 iş günü olan 2018 Ağustos ayında bu rakam yüzde 14,6 artarak 550 milyon dolara çıktı. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Bayram tatili 9 gün olmasaydı ihracatımızda yüzde 10’un üzerinde bir artış görecektik. Ağustos ayında eksik iş günü sebebi ile yaşadığımız kaybı eylül ayında telafi edeceğiz. Ekim, kasım ve aralık aylarında da çift haneli ihracat artışı öngörüyoruz” dedi.

TL ile 3,4 milyarlık ihracatAğustos ayında ihracatın önemli bir bölümü TL ile yapıldı. Ağustos ayında 169 ülkeye ihracatta TL kullanıldı. Toplam 3,4 milyar TL tutarında ihracat Türk Lirası ile yapıldı. Ağustos ayında Euro ve Dolar paritesindeki hareketin ihracata etkisi ise negatif yönlü olarak 129,6 milyon dolar oldu. TİM Başkanı Gülle, “Milli paramızın ticarette daha fazla kullanı-mı hepimizin ortak arzusu. Kurdaki dalgalanmanın piyasayı etkilediği bu günlerde TL’nin değerini

koruyabilmemiz adına TL’nin uluslararası ticarette kullanılmasını arttırabilmemiz çok önemli. Şu anda TL ile ihracatımız toplam ihracatımızın yüzde 4,7 sini oluşturuyor. Bu oranı yukarılara çıkarmamız gerekli” değerlendirmesini yaptı.

Mücevher atak yaptıAğustos ayında sektörel bazda en fazla ihracatı, her zaman olduğu gibi yine otomotiv sektörü yaptı. 1,6 milyar dolar seviyesinde ihracat gerçek-leştiren otomotiv sektörünü 1,4 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ve 1,3 milyar dolarla kimyevi maddeler sektörleri izledi. Ağustos ayında en fazla ihracat artışı yaşayan sektörler ise, yüzde 177 ile mücevher, yüzde 43 ile çelik, yüzde 10,2 ile yaş meyve sebze sektörleri oldu. Ağustos ayında 26 il ihracatını artırma başarısı gösterirken, ilk 5 İl sırasıyla İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. İhracat artışında öne çıkan il ise yüzde 166 artışla Osmaniye, yüzde 165 artışla Çorum ve yüzde 62 artışla Düzce oldu.

İHRACAT TATİL YAPMADI

İhracat bedellerinin yurda getirilme esaslarını düzenleyen tebliğe göre, bu bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecek ve en az

yüzde 80’inin bir bankaya satılması zorunlu olacak.

IHRACAT BEDELLERINDE180 GUN SARTI

İHRACATÇI SORUMLUİhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, ban-kalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatıl-masından ihracatçılar sorumlu

tutulacak. İhracata aracılık eden bankalar ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlü olacak.

MÜTEAHHİT FİRMAYA1 YIL SÜREYurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunlu ola-cak. Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satıl-mak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda

getirilerek bir bankaya satılması gerekecek. İlgili mevzuat hü-kümlerine göre yurt dışına geçi-ci ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde, satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunlu olacak.

PEŞİN ÖDEMEDE 24 AYDüzenlemeye göre, peşin döviz karşılığında ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunlu olacak. Dâhilde İşleme İzin Belgesi ve Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi kapsamında ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak sağlanan peşin dövizlerin kullanım süresi, belge süresi kadar olacak. Tamamı tek sefer-

de iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirileme-yen peşin dövizler prefinans-man hükümlerine tabi olacak. Prefinansman hükümlerine tabi hale gelen peşin dövizlerin, ihracat taahhüt sürelerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesin-de uzatılması halinde, alıcının muvafakat etmesi kaydıyla kullanım süreleri de verilen ek süre kadar uzatılmış sayılacak.

YÜZDE 80’İBANKAYA SATILACAKTebliğde, “Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleşti-rilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecik-meksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda geti-rilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80’inin bir bankaya satılması zorunludur” denildi. İhracat

bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesinin esas oldu-ğu; ancak, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesinin de olanaklı olduğu belirtilen tebliğde, “İhra-cat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi halinde gümrük idarelerine be-yan edilmesi zorunludur” uyarısı da yapıldı.

ALTI AY BOYUNCA GEÇERLİYurt içi satışlarda yaşanan daral-mayı ihracatla aşmaya çalışan sanayi ve iş dünyası, ihracat işlemlerine ilişkin bedelleri, itha-latçının ödemesinin ardından, “doğrudan ve gecikmeksizin” bankaya transfer edecek ya da getirecek. Bu bedellerin en az yüzde 80’i bir bankaya satılacak. Hazine ve Maliye Bakanlığının, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen Türk parası

kıymetini koruma hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliği ya-yımlandı. Buna göre, bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü ge-çemeyecek. İhracat işlemlerine ilişkin bedeller; akreditifli, kabul kredili akreditifli, kabul kredili mal mukabili, vesaik mukabili, mal mukabili ödeme ve peşin ödeme şekillerinden biriyle yurda getirilebilecek. Tebliğ, altı ay süresince geçerli olacak.

Hazine ve Maliye Bakanlığı

İhracat bedellerine ilişkin tebliğ

180 gün, döviz, banka

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi YATIRIM Yeni Nesil Haber

cilik

06

06MİLYARLARCA DOLARLIK YATIRIM İÇİN START VERİLDİ

Türkiye’nin Körfez’deki en yakın dostlarından olan Katar, Türkiye’ye 15 milyar dolarlık yatırım yapacak. Bunun yanı sıra bu ülkenin işadamları da 300 milyon dolar tutarındaki

bireysel yatırımlar için yönünü Türkiye’ye çevirdi.

KATAR TURKIYE’YIUS OLARAK SECTI

5 KATARLI FİRMA BEKLİYOR50 milyar dolarlık yatırım gücüne sahip 5 Katarlı firma, Türkiye’ye 300 milyon dolar yatırım yapmak için harekete geçti. Katar’da yatırımcılarla ilgilenecek bir ofisin kurulması durumunda, özel sektörden gelecek yatırımın 50 milyar dolara ulaşabileceği kayde-dildi. Söz konusu beş büyük

şirketin sahibi olan şeyhler ve patronların, enerjiden tarım ve gayrimenkule kadar her alanda Türkiye’ye yatırım yapmayı istediği belirtilirken, Katarlı firmaların Türkiye’nin her tara-fında araştırma yaptığı, ilk satın alma işleminin ise duvar kâğıdı fabrikasıyla Adana’da başladığı bildirildi.

NELER GETİRİYOR?Anlaşmayla mal ve hizmet tica-retinde kapsamlı bir serbestleş-me getiriliyor. Buna göre, başta petrol türevleri ve doğalgaz gibi girdiler ucuza temin edilecek. Ayrıca bu ürünlerin üretiminde de maliyetler düşürülecek.

Telekomünikasyon ve mali hiz-metleri de kapsayan anlaşma, Türkiye’nin cari açığının daraltıl-ması, ülkeye Katar sermayesinin çekilmesi konusunda ciddi bir atılım sağlayacak.

15 MİLYAR DOLARTürkiye ekonomisine yönelik saldırılar karşısında döviz kurundaki hareketlilik nedeniyle yatırımcı zor günler geçirirken, Katar Türkiye’ye yatırım yapma kararı aldı. Geçen yıl uygulanan ambargo ile zor duruma düşen Katar’a yardım eden Türkiye, bunun meyvelerini almaya başlıyor. Katar iş dünyası, Türkiye’ye telekomünikasyon ve mali hizmetleri kapsayan alanlarda yatırım yapacak. Petrol türevleri de ucuza temin

edilebilecek. İki ülkenin ticaret bakanları, Türkiye’ye yapılacak 15 milyar dolarlık yatırım için imza attı. Öte yandan, Katar’da yatırımcılarla ilgilenecek bir ofisin kurulması durumunda, Katar özel sektöründen gelecek yatırımın 300 milyon dolara ulaşabileceği dile getiriliyor. Türkiye’nin Katar’a ihracatı bu yılın ilk yedi ayında 611 milyon dolar, bu ülkeden ithalatı ise yüzde 195 milyon dolar olarak gerçekleşti.

SERBESTLEŞME GETİRİLDİKatar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ahmed bin Muhammed bin Cassim el-Sani, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye geldi. İki bakan, düzenlenen törende Türkiye-Katar Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşma-sını parafladı. İmza töreninde konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Asırlardır devam eden

Türk-Katar dostluğunun bugün tarihi bir aşamasına geçiyoruz. Katar ile Türkiye arasındaki dostluk ve ekonomik ilişkilerinin pekiştirilmesiyle ilgili özel bir anlaşma imzalıyoruz kendi aramızda. Parafını attığımız bu anlaşmasının her iki ülkenin ticaret erbabına hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.

Sanayide yerlileşme çalışmaları, ilaç sektöründe de devam ediyor. 2016’dan bu yana yerli ilaç firmaları 4,5 milyar liralık yatırım yaparak 40 yeni üretim tesisi açtı. Mevcut üre-tim tesislerine 47 üretim hattı daha ilave edildi. Hem tıbbi cihaz, hem de ilaç alanında verilen teşviklerle yatırım cazipleştirilirken, milyarlarca

liranın da yurt içinde kalması sağ-lanıyor. Yerelleşme çalışmalarının başladığı 2016 yılından bu yana fir-malar 4,5 milyar liralık yatırım yaptı. Sadece 2017 yılında yerli üretilecek ilaçların üretim hatları için firmalar yaklaşık 1,5 milyar lira yatırım yaptı. 2018 yılı itibariyle Türkiye’de toplam 261 yerli tesis bulunuyor.

Yerli ilaca 4,5milyar lira

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Belarus’un ithalatında Türkiye’nin 6’ncı sırada olduğunu belirterek, Belarus’un ithal ikamesi politikası uyguladığından ülkeye ihracattan ziyade yatırım yapmanın avantajlı olacağını söyledi. Baran, ATO’da Belarus Büyükelçiliğiyle ortaklaşa düzenledikleri Belarus ile Yatırım ve Ticaret Fırsatları Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ticaretin artırılması gerektiğini kaydetti. Belaruslu iş adamlarıyla ATO üyelerini bir araya getirmek

istediklerini vurgulayan Baran, “Ekonomik ilişkilerimizi daha ileri bir düzeye taşımak en büyük arzumuz. Ayrıca ticaretimiz üzerindeki kur baskısını da azaltmalıyız. Karşılıklı ticaretimizi kendi milli paramızla ya-pabiliriz” ifadelerini kullandı. Baran, Belarus’un ithal ikamesi politikası uyguladığından ülkeye ihracattan ziyade yatırım yapmanın avantajlı olacağını dile getirerek, Türkiye’nin otel inşaatı ve komünikasyon sektörlerinde yatırımları olduğunu anımsattı.

Ankaralı firmalara Belarus çağrısı

Yerli akıllı cep telefonu ve tabletler üreten yerli firma reeder, 8 milyon lira yatırımla Samsun’da telefon fabrikası açtı. Fabrikada yılda 600 bin teknolojik cihaz üretilecek. Yak-laşık 100 kişinin çalıştığı fabrikanın açılışı reeder kurucu ortakları Uygar Saral ve Sezen Sungur Saral’ın ev sahipliğinde yapıldı. Organize Sanayi Sitesinde bulunan fabrikanın açılış töreninde konuşan reeder Yönetim Kurulu Başkanı Uygar Saral, bu

fabrikanın açılmasıyla bir hayalini gerçekleştirdiğini belirterek, “Benim bir hayalim var. Değer yaratan dünyada gerçek değer yaratan bir Türkiye için Samsun’dan başlayan bir mücadeleyi vermek. Bu müca-deleyi daha önce bu topraklarda yaşayan büyüklerimiz verdiler. Siga-ra üretirken, tütün dizerken verdiler. Samsun markasıyla verdiler. Biz de şimdi reeder markasıyla vereceğiz” dedi.

Samsun’a yerlitelefon fabrikası

10 Eylül - 16 Eylül 2018

Ticaret Bakanlığı Ruhsar PekcanKatar yatırımı 15 milyar TL

TESVIKYeni Nesil Haber

cilik

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

07

0710 Eylül - 16 Eylül 2018

51 PROJEYE 24,5 MİLYON LİRA

MARKA, mesleki eğitimin, üretim altyapısının, ulaşım araç sistemlerinin ve turizmin gelişmesi amacıyla 51 projeye destek yağdırdı. Ajans Genel Sekreteri Mustafa Çöpoğlu, “İnşallah sürecin sonunda bölgemizde istihdamın artması ve firmaların ihtiyaç duyduğu

nitelikli personel ihtiyacının karşılanması konusunda güzel geri dönüşler alırız” dedi.

MESLEKI EGITIM“MARKA”LASACAK

PROJE SUNMAYANAKAYNAK YOKSözleşme imza töreninde konuşan MARKA Genel Sekreteri Mustafa Çöpoğlu, proje bazlı çalışmanın önemine değindi. Artık ne Avrupa’da ne de Türkiye’de proje sunmayan hiçbir kurum veya kuruluşa mali kaynak sağlanmadığını söyledi. Kapasite eksikliği olan tüm kurumlara proje yazma eği-timlerine katılmaları çağrısında bulunan Çöpoğlu, “Bölgemizde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar proje eğitimlerimiz-den yararlanarak devletimizin sunduğu bu kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullansın”

dedi. MARKA’nın kuruluşundan bu yana toplam 483 projeye 94 milyon liranın üzerinde mali destek sağladığını dile getiren Çöpoğlu, “Bu destekler bölgemizin istihdamına, ihracatına, patent sayısına ciddi manada katkı sundu. Bu yıl da bölgemizdeki 51 projeye 24,5 milyon liralık destek sağlaya-cağız. İnşallah sürecin sonunda bölgemizde istihdamın artması ve firmaların ihtiyaç duyduğu nitelikli personel ihtiyacının kar-şılanması konusunda güzel geri dönüşler alırız” diye konuştu.

ODALAR DA VAR TGB’LER DEEğitim kurumlarının yanı sıra projeleri için MARKA destekle-rinden yararlanmak amacıyla; sanayicinin çatı örgütleri olan Kocaeli Sanayi Odası, Düzce TSO, Bilişim Vadisi, Sakarya Teknokent, TOSB ve TÜBİTAK BİLGEM gibi kuruluşlar da başvuruda bulundu. Kocaeli Sanayi Odasının “Metal Sektörü Makina-İmalat-Montaj Alanında İş Gücü Geliştirme ve Koordi-nasyon Projesi”, Düzce TSO’nun “Makine İmalat Sanayinde Yeterliliklerin ve İş Birliklerinin Geliştirilmesi Projesi”, TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas

OSB’nin “TOSB İnovasyon Mer-kezi Projesi”, Sakarya Teknoken-tin “Doğu Marmara Prototip Uygulama Merkezi (PUMER)”, Bilişim Vadisinin “Bilişim Vadisi Dijital Animasyon ve Oyun Üre-tim Merkezi Projesi”, TÜBİTAK BİLGEM’in “Tümdevre Tasarım ve Eğitim Laboratuvarının Test Altyapısının Geliştirilmesi Projesi”, Gebze Teknik Eğitim ve Araştırma Vakfının “Özgün Biyo-Ekonomi Kaynakları Mükemmeliyet Merkezi (ÖBEK) Projesi” MARKA’dan destek almaya hak kazandı.

MESLEKİ EĞİTİM AĞIRLIKTA“İmalat Sanayine Yönelik Mesleki Eğitimin Geliştiril-mesi Mali Destek Programı” kapsamında 29 proje, “Ulaşım Araç Sistemleri Değer Zincir-lerinin Güçlendirilmesi Mali Destek Programı” kapsamında 2 proje, “Üretim Altyapılarının Geliştirilmesi Küçük Ölçekli Mali Destek Programı” kapsamında

13 proje ve “Turizm Mali Destek Programı” kapsamında 7 proje destek almaya hak kazandı. İmalat Sanayine Yönelik Mes-leki Eğitimin Geliştirilmesi Mali Destek Programı’nda, ağırlıklı olarak meslek liseleri ve meslek yüksekokulları tarafından hazır-lanan projeler Ajans desteğine sunuldu.

PROJELERE AJANS DESTEĞİSanayinin merkez üslerinden Kocaeli ile Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova’yı kapsayan bir bölgeye hizmet sunan Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA), 4 mali destek progra-mındaki 51 proje için 24,5 milyon liralık destek sağlayacak. “2018 yılı Mali Destek Programları” kapsamında bölgedeki beş ilde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek-leştirilecek projelerin hayata

geçmesini sağlayacak Ajans, kuruluşundan beri 483 projeye 94 milyon liranın üzerinde mali destek sundu. İlan edilen mali destek programları kapsamında kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteleri içeren kurum ve kuruluşlarla değeri 30 milyon lirayı bulan 51 projenin hayata geçirilmesinde iş birliği yapacak olan MARKA, bu miktarın 24,5 milyon liralık bölümüne mali destek verecek.

Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars’ta faaliyet yürüten Serhat Kalkın-ma Ajansının (SERKA) 59’uncu Yönetim Kurulu Toplantısı Ağrı’da yapıldı. SERKA Başkanı Ağrı Valisi Süleyman Elban başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, bölgedeki illerde yürütülen ve uygulanması planlanan projeler görüşüldü. Ajansın 2019 yılındaki organizasyonları, yürüteceği güdümlü projeler ile destek programlarının ele alındığı

toplantıda ayrıca, TRA2 Bölgesinde bulunan dört ilin bal potansiyelinin araştırılması ve bölge illerinin turizm stratejisinin hazırlanması konuları masaya yatırıldı. Ağrı Valisi Süley-man Elban, Yönetim Kurulu olarak daha aktif çalışacaklarını söyledi. Toplantıya, Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez, Iğdır Valisi Enver Ünlü, Kars Valisi Rahmi Doğan, belediye başkanları ve SERKA Genel Sekreteri Oktay Güven katıldı.

Yeni projelermasaya yatırıldı

İs- tan-bul Kal-kın- ma

Ajansı (İSTKA) Yönetim Kurulu ta-rafından, 2018 yılı Mali Destek Prog-ramları kapsamında Ajansa yapılan proje başvurularından 89’u başarılı bulundu ve bu projelerin desteklen-mesi kararlaştırıldı. Girişimcilik Mali Destek Programı kapsamında İstan-bul Üniversitesi TGB’nin “İstanbul Teknokent Uluslararası Hızlandırma Programı”, İstanbul Sanayi Odasının “İSO-KOZA: Girişim Hızlandırma Programı”, Küçükçekmece Bele-diyesinin “Girişimcilerin Girişim-cilik Ekosistemindeki Aktörlerle İşbirliğinin Geliştirilmesi ve Girişimci

Gelişim Takip Sistemi Kurulması”, Koç Üniversitesinin “Girişimcilik ve İnovasyon Ekosistemini Güçlendiren İnovasyon Platformu Projesi”, Tür-kiye İş Kadınları Derneğinin “Kadın Girişimciliğini Geliştirme Merkezi” gibi 17 proje desteklenecek. Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı kapsamında ise İstanbul Sanayi Odasının “İSO-Sanayide Dijital Dönüşüm Ofisi”, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun “KOBİ’ler Gelecekle Buluşuyor: Dijital Dönüşüm Merkezi”, İstanbul Kültür Üniversitesinin “Tasarım Fabrikası”, İstinye Üniversitesinin “Teknoloji Transfer Ofisi Yapısın Oluşturulması, Üniversite Sanayi İşbirliği ve Girişimcilik Yapısının Güç-lendirilmesi Projesi” destek almaya hak kazandı.

İSTKA 89 projeyi destekleyecek

An- ka-ra Kal-

kınma Ajansı (ANKARAKA), bölge-sindeki paydaşların proje yönetim ve yürütme kapasitesini arttırarak hem Ajans mali destek hem de ulusal ve uluslararası proje fonu sağlayan ku-ruluşların fon kaynaklarından azami etkinlikte yararlanması amacıyla proje hazırlama ve uygulama eği-timleri düzenliyor. Ajans uzmanları tarafından verilecek olan yeni eğitim programı, 26-27 Eylül 2018 tarihinde

Ajans binasında gerçekleştirilecek. Proje Döngüsü Yönetimi eğitim-lerinde proje hazırlama yöntemi olarak AB ve Diğer Uluslararası Fon Kaynakları’nın tercih ettiği Proje Yönetim Döngüsü (PCM) ve Man-tıksal Çerçeve yaklaşımı baz alınıyor. Bir eğitim programı için ortalama katılımcı sayısı 30-40 kişi olarak dü-şünülürken, aynı eğitim oturumuna bir kurumdan ikiden fazla katılımcı alınamayacak. Sistemden kaydı gerçekleşen katılımcılara, eğitim baş-vurusu sırasında belirtilen e-posta adresi üzerinden eğitim tarihi, saati, programı gibi bilgiler iletilecek.

ANKARAKA’dan proje eğitimi

Zafer Kalkınma Ajansı, fizibilite desteği için asgari 75-150 bin lira arasında katkı sağlayacak. Savunma teknolojileri, deri ve tekstil sektöründen girişimcilerin de

başvurabileceği destekler için aralık ayına kadar başvuruda bulunmak gerekiyor.Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa ve Uşak illerinin kalkın-masına ve rekabet gücü açısından

önemli fırsatlardan yararlanılmasına, bölgenin yenilik ve girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesine yönelik faaliyetler yürüten Zafer Kalkınma Ajansı, 2018 Yılı Fizibilite Desteği Programı’nı ve 2018 Yılı Teknik Des-tek Programı’nı ilan etti. 1,5 milyon lira bütçeli 2018 fizibilite desteği kapsamında asgari 75 bin lira, azami 150 bin lira destek verilecek. 600 bin lira bütçeli 2018 Teknik Destek Programı kapsamında desteklen-meye hak kazanan eğitim/danışmanlık faaliyetleri, Ajans personeli veya Ajansın hizmet alımı yoluyla belirleyeceği yükleniciler tarafından sağlanacak. Tek-nik Destek Programı kapsamında öncelikler ve her bir öncelik kapsamında desteklenecek faaliyet başına yapılacak hizmet alımı için ayrı tutar belirlenecek.

Fizibilitede son gün 23 AralıkFizibilite desteği ile “TR33 Bölgesi’nin kalkınmasına

ve rekabet gücü açısından önemli fırsatlardan ya-rarlanılmasına, bölge ekonomisine yönelik tehdit ve risklerin önlenmesine, bölgenin yenilik ve girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesine yönelik Ajansın plan, program ve stratejik öncelikleri ile uyumlu, kısa/orta vadede yatırıma dönüştürülebilecek nitelikteki fizibilite çalışmalarının desteklenmesi” amaçlanıyor. Projenin KAYS girişi ve onayı 23 Aralık 2018 günü sonuna, taahhütnamenin e-imzası ve tesliminin 28 Aralık 2018 günü saat 18.00’e kadar yapılması gerekiyor.

İki dönemli başvuruTeknik Destek Programı ile “TR33 Bölgesi’ndeki yerel aktörlerin bölgesel kalkınma açısından önem arz eden, ancak kurumsal kapasite eksikliği nedeniyle hazırlık ve uygulama aşamalarında sıkıntı ile karşılaşı-lan çalışmalarının gerçekleştirilmesine yönelik Ajansın ve Bölgesel İnsan Kaynakları Geliştirme Merkezi’nin (BİGEM) plan, program ve stratejik öncelikleri ile uyumlu eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinin desteklenmesi” hedefleniyor. İki dönem halinde

uygulanacak on programda, faaliyetin KAYS girişi ile onayı için son başvuru tarihi birinci dönem 31 Ekim 2018’de, ikinci dönem 25 Aralık 2018’de sona erecek.

Savunma, deri, tekstilDesteklerden faydalanabilmek için, faaliyetin belirlenen önceliklerden sadece bir tanesi ile ilişki-lendirilmesi gerekiyor. Buna göre fizibilite ve teknik destek başvurularının, Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Sonuç Odaklı Programı (SATUR SOP) kapsamında belirlenen özel amaçlar ile sonuç ve çıktı hedeflerine katkı sağlayacak fizibilite çalışmalarının gerçekleş-tirilmesi, Savunma Teknolojileri Geliştirme Kümesi Sonuç Odaklı Programı (SATEK SOP), Deri ve Tekstil Sektörlerinde Dönüşüm Sonuç Odaklı Programı (DERTEK SOP), Yaratıcı ve Kültürel Endüstriler Sonuç Odaklı Programı (KEN SOP), Gençlerin İstihdam Edilebilirliğinin Arttırılması Sonuç Odaklı Programı (GENÇ SOP) ve ve SOP’lar dışında kalan ancak aci-liyet taşıyan ve kritik önemi haiz yerel bir kalkınma fırsatı olarak değerlendirilebilecek konularla ilişkili olması şartı aranıyor.

“ZAFER”DE BAŞVURULAR BAŞLADI

MARKAMustafa Çöpoğlu

Destek programı 24,5 milyon TL Kocaeli, Sakarya,

Düzce, Bolu, Yalova

08 Yeni Nesil Haber

cilik

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

08

03 Nisan - 09 Nisan 2017

ÜST BAŞLIK

SPOT

ANABAŞLIK

IHRACAT

HazırlayanAhmet DÖNMEZYanıtlar Haftaya...

09/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

Yeni Nesil Haber

cilik YORUM

4562 sayılı Kanunun 18’inci mad-desinin onuncu fıkrası, “OSB’lerde yer alan sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısı üretim yapabilir. 6102 sayılı Kanunda tanımlanan hâkim ve bağlı şirketler, geçici 1’inci ve geçici 2’nci madde kap-samında kurulan OSB’lerdeki 1/7/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler ve geçici 5’inci madde kap-samında kurulan OSB’ler bu fıkrada yer alan kiralamaya ilişkin kısıtlamalardan muaftır” hükmünü amirdir.

Bu hükümle, bir sanayi parselinde bir katılımcının yer alacağı kuralı, yasal düzlemde ifade edilmiştir. Bu husus, genel kurulda oy hakkı sahipliği açısın-dan önemlidir. Her bir sanayi parselinin, genel kurulda tek oyla temsil edileceği, tartışmasızdır.

Yine fıkrada, bir sanayi parselinde bir kiracının üretim yapabileceği kuralına yer verilmiştir. Ancak fıkranın ikinci cümlesinde, bu kurala ilişkin olarak oldukça geniş kapsamlı bir muafiyet düzenlemesi getirilmiş ve “kiralama” yoluyla bir sanayi parselinde birden fazla tesisin kurulmasının, birden fazla şirket ve/veya kişinin üretim yapmasının yolu açılmıştır.

Buna göre bir sanayi parseli üzerinde;

•Katılımcı tek başına üretimde bulunabilir,

•Hem katılımcı üretimde bulunup hem de muafiyete ilişkin yasal koşulların varlığı halinde kiracısı/kiracıları üretim yapabilir,

•Katılımcının kiralama yaptığı tek bir kiracı üretim yapabilir ya da yine muafi-yete ilişkin yasal koşulların gerçekleşmiş olması halinde birden fazla kiracı üretim yapabilir.

Belirtmek gerekir ki; kanunda, kiracı sayısına ilişkin herhangi bir kurala ve sınırlamaya yer verilmemiştir.

Öte yandan; OSB Uygulama Yönetmeliğinin kira ilişkisini düzenleyen 173’üncü maddesinin ilk altı fıkrasında aranan koşulların, her bir kiracı için ayrı ayrı gerçekleşmiş olması gerektiği kabul edilmelidir.

4562 sayılı Kanunun 18’inci maddesi-nin onuncu fıkrasının birinci cümlesinde hükme bağlanan “OSB’lerde yer alan sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcının ya da katılımcının kiracısının üretim yapabileceğine ilişkin” kuralın, aynı fıkranın ikinci cümlesinde düzenle-nen istisnalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunda (TTK) tanımlanan hâkim ve bağlı şirket-ler, bu kuralda yer alan kiralamaya ilişkin kısıtlamalardan muaftır.

Buna göre; bir sanayi parseli üzerinde, aralarında TTK kapsamında hâkim ve bağlı şirket ilişkisi bulunan birden fazla şirket, “kiralama” yoluyla üretimde bulunabilecektir.

2- 4562 sayılı Kanunun geçici 1’inci ve geçici 2’nci maddeleri kapsamında kurulan OSB’lerde yer alan ve 01.07.2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler, bu kuralda yer alan kirala-maya ilişkin kısıtlamalardan muaftır.

Buna göre;

•4562 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş olup da Kanunun geçici 1’inci maddesi çerçeve-

sinde intibak işlemlerini tamamlayan OSB’lerde ve

•4562 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununun 5 inci maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt bendine göre kurulup yönetilmekte olan (4562 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesi kapsamında bulunan) OSB’ler-de bulunan ve 01.07.2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan birden fazla tesis, tek bir sanayi parseli üzerinde “kiralama” yoluyla üretimde bulunabilecektir.

3- 4562 sayılı Kanunun geçici 5’inci madde kapsamında kurulan OSB’ler, bu kuralda yer alan kiralamaya ilişkin kısıtlamalardan muaftır.

Bu çerçevede; 4562 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş olan küçük sanayi sitelerinden oluşan organize küçük sanayi bölgelerinde, hiçbir koşula bağlı olmaksızın; bir sanayi parseli üzerinde, “kiralama” yoluyla, bir-den fazla tesisin üretimde bulunabileceği kabul edilmiştir.

4562 sayılı Kanunun 18’inci madde-sinin onuncu fıkrasının uygulamasına ilişkin olarak ortaya çıkan tabloda; farklı OSB’ler için farklı uygulamaların yapılmasına yol açıldığı, kimi OSB’lerde hiç bir kural aranmaksızın birden fazla ki-racının üretim yapmasına izin verilirken, diğer OSB’lerde birden fazla kira ilişkisi kurulabilmesi için hakim ve bağlı şirket ilişkisinin bulunmasının koşul olarak arandığı görülmektedir.

Öte yandan; bu kanuni düzenlemey-le, katılımcının kendi parseli üzerinde kurmasına izin verilmeyen ikinci-üçüncü üretim tesislerinin, bağlı-hâkim şirketi konumundaki kiracısının kurmasına izin verilmektedir. Bu durumun, OSB’den tahsis alıp risk altına giren katılımcının aleyhine olmak üzere, kanuna karşı hile yollarını açtığı değerlendirilmektedir.

Kanun koyucu tarafından bu şekilde farklı uygulamaların kabul edilmiş olma-sının ve bu surette Anayasa ile güvence altına alınmış olan eşitlik ilkesine aykırı yasal düzenleme yapılmış olmasının nedeni anlaşılamamaktadır.

1 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Hâkim ve bağlı şirket” başlıklı 195’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendin-de sıralanan niteliklere sahip şirketler arasında, “hâkim-bağlı şirket ilişkisi” kanun gereği bulunmaktadır.

Aynı fıkranın (b) bendinde ise, birbiriy-le hiç bir bağlantısı bulunmayan şirketler arasında yapılacak bir “hâkimiyet sözleş-mesi” ile bu bağın kurulabileceği kabul edilmiştir.

1 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (m.195-209) ve Ticaret Sicil Yönetmeliği (m.105-107) hükümleri çerçevesinde söz-leşmeye dayalı “hâkim ve bağlı şirket” ilişkisinin kurulabilmesi için;

* İki şirket arasında yazılı bir hâkimi-yet sözleşmesi hazırlanması,

* Bağlı şirket genel kurulunun sözleş-meyi onaylaması,

* Sözleşmenin Ticaret Siciline tescil ve ilan edilmesi gerekli ve yeterlidir.

gulerilgin@gmail.com

Sanayi parsellerinde bir katılımcı/bir kiracı bulunacağına ilişkin kural ve istisnalar

Bu yazımızda aslında Temmuz ayında beklediğimiz ancak Ağustos ayında karşılaştığımız elektrik ve doğal gaz zamlarını konuşacağız. Elektrik sektörünün mevcut ve ilerleyen zamandaki durumu, zamların etkisi ve bunların son kullanıcıya olan etkilerini açıklamaya çalışacağız.

Enerji sektörü, Türkiye’nin geleceği için hayati önem taşıyan stratejik bir alan niteliğindedir. Enerji fiyatlarının tüm dünyada her geçen gün artması ve dünya genelinde kullandığımız enerji kaynaklarının giderek azalması enerji sektörünü daha da önemli hale getirmektedir. Küresel bağlamda ekonomik ve finansal krizlerin daha sık aralıklarla meydana geldiği günümüz-de tüm işletmeler finansal yapılarını güçlendirmek, korumak ve maliyetle-rinin ön görülebilir olmasını istiyorlar. Bu da oldukça makul bir istek. Aynı beklenti lisans sahibi enerji şirketleri için de mevcut. Ön görülebilir maliyet-ler ve şeffaf bir piyasa yapısı olmadan enerji ticareti yapmak gerçekten çok zor olabiliyor.

Enerji sektörü dövize endeksli maliyetleriniz olan bir piyasadır. Bunun en büyük sebebi yenilebilir enerji kaynaklarına döviz cinsinden ödenen desteğiniz var. YEKDEM Bedeli dediği-miz bu maliyeti Nisan 2018 tarihinden itibaren son kaynak tarifesinden elektrik kullanan işletmeler çok daha yakından takip etmek ve bu maliyete bire bir katlanmak zorunda kaldı. EPDK, YEKDEM Referans fiyatları belirliyor. Ancak bu referans fiyatların bile çoğu zaman tutmadığını görebi-lirsiniz. Bunun sebebi bu işin yüzde 100 doğrulukla yapılmasının mümkün olmayışıdır. YEKDEM kapsamında üretim yapan santrallerin ne kadar üretim yapacağını tahmin etmeniz gerekir. Bildiğiniz üzere santraller insan yapısı olup arızaya geçebilmektedir. Ayrıca döviz kurunun da, ne kadar olacağını son derece doğru tahmin etmeniz gerekir. 2017 yılından itibaren Dolar’ın artışı devam etmiştir. Mevcut ekonomik koşullarda bu tahminleri tutturmak bir yana yakın tahminler bile kabul edilebilir olmaktadır. Bu işin yazıldığı kadar kolay olmadığını söylememiz gerekir.

Ayrıca yüzde 97 civarında dışa bağımlı olduğunuz doğal gazdan elektrik üretimi sektörün önemli bir bölümünü oluşturuyor. Son dönemde ülkemizdeki döviz kurunun artışı enerji şirketlerinin maliyetlerini önemli ölçüde etkiliyor. Birçok yatırımın döviz cinsinden borçlanarak yapılmış olması kazancın dövize endeksli olmaması sebebi ile ciddi anlamda sıkıntıya girilmesine sebebiyet veriyor. Takdir edersiniz ki maliyetler artarken kazanç sürekli azalan bir ortamda şirketlerin varlıklarını sürdürmeleri pek mümkün olmaz. Yapılan araştırmalarda mali-yetler yükseliş trendindeyken dolar bazında elektrik fiyatlarının düştüğü de görülmektedir.

Peki, enerji sektöründe durum böyleyken açıklanan zamlardan sonra toplumun birçok kesiminden gelen zamlara tepki ne derece makuldür? Sanayicilerin birçoğu enerji maliyetle-rindeki belirsizliğin, artışın kendilerini zora soktuğunu söylüyor. Hal böy-leyken enerji sektörüne baktığınızda lisans sahibi şirketler karlılıklarına kar katmıyorlar. Mevcut durumda sürekli olarak bir personel çıkarılması söz konusudur. Serbest tüketici sayıları her geçen ay büyük bir hızla azalıyor. Şir-ketler borçlarını ödemekte zorlanıyor. Elektrik üretimi de sanayi kapsamında değerlendirilir. Diğer sektördeki sana-yicilerin argümanlarının aynısı enerji sanayicisi için de aynıdır. O zaman ya-pılan zamlara tepki “Ben daha çok kar edeyim ama sen etme!” yaklaşımından başka bir şey değildir. Bunun da makul bir talep olduğunu kimse söyleyemez.

2018 Mayıs ayında ABD doları cinsinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin en düşük sanayi elektrik fiyatları kaydedil-miştir. 1 Ağustos 2017’de sanayi abone grubunun aktif enerji fiyatından TRT payı (yüzde 2) da kaldırılmıştı. Sanayici yaklaşık 40 Krş / kWh elektrik tüketir-ken, konut ve meskende 46 Krş / kWh civarında elektrik kullandığını unutma-mak gerekiyor. Aşağıdaki tabloda tüm vergiler dâhil fiyatlar görülmektedir.(*1)

2018 Mayıs ayı itibari ile sanayi elektrik fiyatları, tüm sanayileşmiş ülkelerin ortalama elektrik fiyatlarının altında bir rakama düşerek 9 Cent / kwh’a kadar gerilemiştir. Hatta Çin’de sanayi fiyatları bile 14,2 cent / kWh civarındadır. Türkiye’ye benzer piyasaya sahip olan Polonya’da bu rakam 17 Cent/kwh’tır. Türkiye sana-yicisi kendi dengi ülkelerin neredeyse yarısı fiyatına (vergiler dâhil) elektrik kullanmaktadır. Buna rağmen elektrik fiyatların yüksekliğinden bahsedilmesi iyi niyetli bir yaklaşım olmayıp tek taraflı düşünen işletmeler olduğunu işaret etmektedir. (*1)

(1) World Energy Council “Elektrik Fiyatları, Kur ve Oyunlar” isimli makalesinden alıntı yapılmış-tır.

Yukarıdaki veriler incelendiğinde ülkemizdeki enerji fiyatlarının oldukça düşük olduğu görülecektir. Buna rağmen zamların ertelenmesi veyahut hiç yapılmaması talepleri gerçekçi ve makul olmadığı görülecektir. Devletin sübvansiyondan vazgeçmesi gerek-mektedir. Sübvansiyon ile maliyetlerin altında enerji satılması devletimizin bütçe açığını arttırmaya devam edecektir. Dolayısı ile çözüm enerji fiyatlarının artışına engel olmak değil katma değerli çalışmalar ile kazancın artırılması olacaktır.

Ağustos Ayında Açıklanan Enerji Zamları

Elektrik üretim amaçlı doğal gaz kul-lanımı için geçerli olan 2018 yılı Ağus-tos ayı doğal gaz satış fiyatı 1.312200 tl/sm3 (0.12332707 tl/kWh) olarak belirlendi. Buna göre Aralık ayından beri dördüncü kez (dördüncüsü yüzde 49,5 ) doğal gaza zam gelmiş oldu. Bu zam sadece doğal gaz ile elektrik üreten santrallerin kullandığı doğal gaz fiyatıdır. Bu zamdan sonra doğal gaz santrali olan işletmeler elektrik üretimlerini sınırlandıracaktır. Girdi maliyetleri artmasına rağmen satış fi-yatının olması gerektiği gibi artmaması sebebi ile üretimlerini kısacaklardır. Arz tarafından yaşanan bu daralma enerji piyasalarındaki fiyatları önümüzde-ki dönem arttıracaktır. Ayrıca gaz fiyatının döviz kuruna endekslenmesi ilerleyen dönemlerde döviz kurunun yükselmesine bağlı olarak otomatik olarak maliyet artışlarını getirecek ve bu da fiyat artışını devam ettirecektir.

Aslında evimizde kullandığımız do-ğal gaza uzun bir zamandır zam gelmi-yordu. 1 Ağustos’da konut abonelerine ve küçük ve orta ölçekli proses amaçlı doğal gaz kullanan doğal gaz satış fiyatı yüzde 9 oranında arttırıldı. Yıllık doğal gaz tüketimi 300 Bin Sm3’ün üstünde olan Serbest Tüketiciler için uygulanan fiyata yüzde 14 zam geldi.

Doğal gaza gelen zammın makul ve haklı gerekçeleri bulunuyor. Yüzde 97 oranında dışarı bağımlı olduğumuz bir sektör. Dolayısı ile yurt dışından döviz ile alınıyor. Son dönemde yaşanan kur artışları satış fiyatlarına yansıtılma-mıştı. Ham petrol varil fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak maliyetler ciddi anlamda artmıştı. Son iki yılda brent petrol fiyatlarında yüzde 100’ü bulan artışlar oldu. Bu sebepler ile doğal gaz fiyatlarında yeni bir düzenlemeye gidildiği açıklanmıştır. Maliyetler bu şekilde iken zam yapılmasın diyenlerin bu konuda çözüm önerilerini de sunmaları gerekmektedir. Bir konudan şikâyet ediyorsanız çözüm önerisini de beraberinde sunmanız gerekir.

Elektriğe gelen zamlar ise aşağıdaki gibidir.

*Vergi ve fonsuz tarife son kul-lanıcıların dikkate alması gereken zam orandır.

Ağustos ayında alışılmışın dışında bir şekilde elektriğe zam yapıldı. Bu aslında 2018 senesi içinde yapılan ilk zam değildi. Ancak bundan öncekilere göre önemli bir farkı oldu. Normal şartlarda elektrik sektöründe 1 Ocak, 1 Nisan, 1 Temmuz ve 1 Ekim tarihlerinde açıklanıyordu. Bu konuda yasal bir zorunluluk olmasa bile bugüne kadar alışık olduğumuz bir sistem vardı.

Piyasadaki oyuncular kendilerini tarife dönemlerine göre şekillendiriyordu. Aslında uzun zamandır elektrik sektörü zam bekliyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmış olması, yaklaşan yerel seçimler sebebi ile Tem-muz tarife dönemi zam yapılmak için uygun bir tarih olarak görülmekteydi. Ancak Temmuz tarife döneminde EPDK internet sitesinde yeni elektrik tarifesi ile ilgili bir şey yayınlanmazken gazetelerde elektrik ve doğal gaza zam olmadığını okuduk. Milyonlarca dolar değerindeki elektrik sektörü bu konudaki gelişmeyi gazetelerden okudu. Haliyle aklı başında olan herkes bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Temmuz ayında ihtiyaç olan zam yapılmazken Ağustos ayında değişen ne olmuştu da zam yapılmıştı? Bu sorunun cevabını ancak tahmin edebiliriz.

Ağustos ayında yapılan zam konu-sunun piyasaya dolaylı bir etkisi daha oldu. Sektörde ön görülmesi zor birçok belirsizlik varken şimdi birde tarife dönemleri haricinde zam yapılıp/yapıl-mayacağını düşünmeye başlayacağız. Dövizdeki yükselen trend ve buna bağlı olarak dışa bağımlı olduğumuz doğal-gaz ve YEKDEM ödemelerinin dolar üzerinden finanse edildiğini göz önün-de bulundurduğumuzda, bundan sonra lisans sahibi tüm elektrik şirketleri gibi elektrik tüketicileri olan işletmeler “her ay yeni zam gelebilir” diye beklenti içine gireceklerdir. Ayrıca Nisan 2018 döneminden itibaren yürürlüğe giren Son Kaynak Tüketim Tarifesiyle ilgili Enerji Bakanlığının yaptığı açıklamala-ra baktığımızda, düşük tüketime sahip sanayi kullanıcısı ile yüksek tüketimli sanayi kullanıcısının arasındaki fiyat farkının açıklığından kendilerinin de rahatsız olduğunu ve bu yüzden bir çalışma yapılacağını anlıyoruz.

Son Kaynak Tarifesine tepkiler çok olsa da elektrik sektörünün gelişmesi açısından çok önemlidir. Piyasadaki tüm maliyetlerin şeffaf şekilde elektrik abonelerine yansıtıldığı ve lisans sahibi elektrik şirketlerinin sadece yapılan iş-lemler sebebi ile kullanılan her bir MW (MegaWatt) elektrik için komisyon aldığı bir tarifedir. Bu tarife, işletmele-rin maliyetlerini arttırsa bile ülkemiz açısından önem arz etmektedir. Son Kaynak Tarifesi, ülkemiz enerji maliyet-lerinin bütçe açığı üzerindeki etkisini azaltmaktadır. Bu sebeple adım atılıp mesafe kat edilmiş bir konuda geriye dönülmesi elektrik sektöründeki piya-sa oyuncuları açısından sektöre olan güveni azaltacağı gibi 2018 Nisan ayın-dan beri bu tarifeden fatura ödeyenleri de mağdur etmiş olacaktır.

bulentcebin@afaenerji.com

Ağustos 2018 tarihinde tüketicilere yansıtılan elektrik ve doğal gaz zamlarıEnerji Tüketicileri Derneği

Genel Başkanı / AFA Danışmanlık

Bülent ÇEBİN

Av. Ilgın GÜLER

10 Eylül - 16 Eylül 2018

09

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi AR-GE Yeni Nesil Haber

cilik10

10

TASARIM ÜSSÜ BORSANDAN AR-GE ATAĞI…

Özel tasarımlı kablolarıyla sektörün önemli oyuncularından kabul edilen Borsan Grup, Türkiye için Ar-Ge merkezi kurmaya hazırlanıyor. Üretimlerine daha fazla

inovasyon aşılayacak olan firma, LED ve tasarım alanlarına yoğunlaşacağı bu merkezle ülke ekonomisine iletkenlik kazandırmayı planlıyor.

KABLOLARA AR-GEDOKUNUŞU

Borsan, Ar-Ge hassasiyetiyle önemli bir sorunu da çözdü. Üretmiş olduğu H03VV-F ve H05VV-F kablolarda zaman zaman pudrasızlık nedeniyle

kablo kılıfının soyulmama problemleri yaşanmakta olan firma, bu sorunun çözümü için yapılan Ar-Ge çalışma-larında, kablo damarları ve kılıf arasına polyester bant uyguladı. Böylece kılıf ile izolasyonların yapışması ta-mamen engellendi. Borsan’ın bu uygulaması, uluslararası HAR standartlarına uygun şekilde yapıldı.

“TÜRKİYE İÇİNDETEMKİNLİYİZ”Ürettikleri ürünlerin yüksek inovatif değer ihtiva ettiğini ifade eden Adnan Ölmez, “Gerek LED’li ürünler gerekse özel tasarım kablolar yüksek katma değeri olan ürünlerdir. Özellikle son yıllarda katma değeri yüksek olan ürünlere yöneldik. Şu anda fabrikalar dü-zenli bir şekilde çalışıyor ancak Türkiye içi satışlarında temkinli davranıyoruz. Hepinizin de bildiği gibi ham maddelerin büyük bölümü dolara bağlı olduğu için TL satışlarındaki satış sistemimizi güncelledik. Bu durumlarda zarar görmemek

mümkün değil ancak biz en az kayıpla en başarılı bir şekilde bu süreçten çıkmak için gayret gösteriyoruz. Bu bakış açısıyla yolumuza devam ediyoruz” açıklamalarına yer verdi. Ar-Ge merkezinin ülke için taşıdığı önemin de altını çizen Ölmez, “Türkiye’ye baktığımızda büyük sanayi kuruluşları içerisinde yüksek teknoloji üretimi yapan 9 tane üretici olduğunu görüyo-ruz. Bizim Türkiye olarak katma değeri yüksek ürünler üretmeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

KURDELE KESECEKTürkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunan ve ekonomik krizin nitelikli üretimle soğukkanlı bir biçimde alt edilebileceğini ifade eden Adnan Ölmez, “Zor bir dönem-den geçiyoruz. Daha öncesinde de yaşadığımız gibi krizlerin aynı zamanda birçok fırsatı da doğuracağı aşikâr. Bu durumda soğukkanlılığımızı koruyabi-

lirsek, daha avantajlı duruma geçebiliriz” diye konuştu. Kriz konusunda tecrübeli olduklarını belirten ve asıl neler yapılaca-ğının konuşulması gerektiğini söyleyen Ölmez, özellikle son 3 yılda büyük yatırımları devreye aldıklarını vurguladı. Ölmez, önümüzdeki 3 ay içerisinde Ar-Ge merkezini kurmayı hedef-lediklerini de dile getirdi.

LED’E TASARIM AŞISI2 sene önce, İstanbul’daki alü-minyum fabrikasını, geçtiğimiz sene ise İtalya’daki tesisini Samsun’a taşıyan ve LED aydın-latma üretimiyle katma değer ‘tasarlayan’ Borsan Grup, Ar-Ge merkezi atağına kalktı. Samsun OSB bünyesindeki bakır, alüminyum, özel kablo ve LED aydınlatma fabrikalarıyla emsal gösterilen Borsan, tasarım gücünü inovasyon yetkinliğiyle birleştirecek. Yeni bir Ar-Ge merkezi kurmaya hazırlanan

firma, bu merkezde özel tasarım kablolar ve LED ürünler üzerine çalışacak. Birkaç ay içerisinde merkezi devreye alacaklarını belirten Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, “Kurtuluşumuzun ve başarı-mızın en önemli alt yapısını oluşturacak unsurun, katma değeri yüksek olan ürünlere geçmek olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Türkiye için Ar-Ge merkezi kuruyoruz” dedi.

INOVASYONKABLOLARDAN GECECEK

10 Eylül - 16 Eylül 2018

BAMBU Hızlandırıcı ve Ön Kuluçka Merkezi, 1 yılını geride bıraktı. Yeni dönem başvuruları içinse, geri sayım başladı.

Kurduğu teknoloji merkezleriyle Türkiye’de girişimcilik ekosistemine katkıda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, girişimci fikirlerin ticarileştirmesi ve yeni teknolojilerin üretilmesi amacıyla kurduğu BAMBU Hızlandırıcı ve Ön Kuluçka Merkezi, girişimcilere ilham kaynağı oldu. Nanoteknolojiden nesnelerin internetine, ileri malzeme teknolojilerinden akıllı şehirlere, giyilebilir teknolojiden çevre teknolojilerine kadar birçok alanda girişimcilere destek veren merkezdeki Oyun Hızlandırma Programı ile

BAMBU Sağlık Hızlandırma Programları, girişim-ci fikirlerini ticarileştirmeyi hedefleyenlere önemli katkılar sağladı.

28 Eylül sonGirişimcilerin iş fikirlerini ve hayata geçirmek istedikleri projelerini geliştirebilmeleri için öğrenme ve uygulama sistemlerini içeren, herkese açık ve ücretsiz bir program olan BAMBU’nun 3. Dönem başvuruları 28 Eylül’e kadar devam edecek.

FİKİRLER “BAMBU”YLA TİCARİLEŞİYOR

Borsan GrupLED, tasarım, Ar-Ge, katma değer Adnan ÖlmezAr-Ge merkezi

kurulumu 3 ay Samsun

hamitserbest@gmail.com

“Yüksek katma değer” dünya-sına giriş kapısı: Teknoloji geliş-tirme bölgeleri (TGB’ler)

1970’li yıllardan bu yana dillendirilen, uzun zaman “fantezi” olarak algılanan üniversite-sanayi iş birliğinin belirli yetkinlikteki hemen her sanayi kuruluşunun gündemine girmiş olması sevindiricidir. Bu gelişmede devletin destek me-kanizmaları kadar sanayicinin rekabetçilikte yaşadığı zorluklar da etkili olmuştur. 1980’li yıllar-dan itibaren gümrük duvarları-nın kaldırılması, AB ile Gümrük Birliği anlaşması imzalanması ve küresel ekonomi ile giderek artan entegrasyon, Ülkemiz İmalat Sanayii sektörünü günümüzdeki sancılı konumuna getirmiştir.

Bir tarım ürününü işlenmiş olarak satmanın “katma değer yaratmak” olarak düşünüldüğü dönemler çok gerilerde kaldı. İşletmelerimiz halen hem iç pazarda hem de dış pazarlarda ancak fiyat esaslı rekabet gü-cüne sahipler. Bu tür rekabetin sürdürülebilir olması imkânsız-dır. Er geç daha ucuza satan bir rakip çıkacak ve pazar payını kapacaktır. O nedenle, işlet-meler kendilerini ve ürünlerini farklılaştırmak zorundadırlar.

Sürdürülebilir rekabet gücü ancak teknoloji esaslı olabilir, firmalarımız geliştirdikleri teknolojik yeniliklerle rekabet edecek yetkinliğe ulaşmalıdırlar. Teknolojik yenilik yapabilmenin yolu da yeni fikirler ve yeni bilgilerden geçer.

Yeni bilginin ana kaynağı ise tüm dünyada üniversite-lerdir. TGB’ler Üniversitelerin yerleşkesi içinde veya yakınında kurulmuş oldukları için “Bilgi Kaynağına Giriş Kapısı” konu-mundadır.

Bilgiye erişme becerileri, yani “Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon” yetkinlikleri itibariyle ülkemiz-deki işletmeleri sınıflandıracak olursak en üst düzeyde Ar-Ge merkezi sahibi olan sanayi ku-ruluşları bulunmaktadır. Bir alt kademede ise TGB’lerde Ar-Ge birimi kurmuş olan işletmeler vardır. Bu tip işletmelerin KOS-GEB Ar-Ge İnovasyon destekle-rinden yararlanmış, TÜBİTAK’ın sanayi Ar-Ge programlarından destek almış ve Ar-Ge kültürü-nü belirli bir ölçüde benimsemiş olduğu varsayılır.

İşletmenin eriştiği yetkinlik seviyesine bağlı olarak da, teknoparkta kuracağı Ar-Ge bi-riminde, belirli sayıda çalışanını günlük üretim süreçlerinden ayırarak işletmenin ihtiyaçlarına ve problemlerine yönelik çözüm bulmak üzere görevlendirdiği düşünülür.

Bu noktada TGB’lere düşen görev, üniversitenin veya TGB’nin TTO – Teknoloji Transfer Ofisini “iş geliştirme birimi” ola-rak kullanabilmektir. TGB’deki Ar-Ge birimlerinin gelişimine yardımcı olup kendi Ar-Ge merkezlerini kurmak üzere mezun etmek ve TGB dışındaki firmalardan Ar-Ge kültürünü benimsemiş olanları TGB’de konuşlanmaya ikna etmektir.

TGB’lerin üstünlüğü, bünye-lerinde Ar-Ge şirketlerini ba-rındırmalarıdır ve bu şirketlerin uzmanlık alanı ve yetkinlikleri konusunda bilgi sahibidirler. Dolayısıyla, bu şirketler arasında TGB’nin koordinasyonunda yaratılacak sinerji ile şirketler arasında da bir “öğrenen plat-form” oluşturulmalıdır.

TGB şirketlerinin üniversite ile ilişkisine bakıldığında “üni-versitelerin sanayinin bilgi tedarikçisi” olması gerektiği söylenebilir. Ancak, öğretim üyelerinin genellikle kendilerinin ilgi duyduğu alanlarda araştır-ma yapma ve bilgi üretme arzu-sunda oldukları dikkate alınırsa sürecin bu kadar basit olmadığı görülür. Bir tarafta sorununun en çabuk ve en ucuz şekilde çözümünü bekleyen sanayi ile akademik dünyanın beklentileri örtüşmez.

O nedenle, bir arayüz yapı olarak, TGB’lerin bu iki kesim arasında hizmet alışverişini tam bir “hizmet süreci” olarak tasar-laması ve noktasal denetim-lerle kalite güvencesi vermesi gerekir. Aksi halde beklenilen sonuçlara ulaşıp üniversite-sa-nayi iş birliğini yaygınlaştır-mak mümkün olmaz. İletişim kanalları ne kadar sağlam olursa, ki bu TGB’lerin en önemli asli görevidir, iş birliği kültürü o kadar hızlı yerleşir ve sonuçları da o denli etkin ve verimli olur.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yasasının, özü itibariyle tekno-parklardan beklentisi; üretim sektörleri ile üniversiteler arasında işbirliği sağlayarak sa-nayimizin yüksek katma değerli ürünlerle uluslararası rekabet edebilir yetkinliğe kavuşturul-masıdır.

Teknolojinin gelişim hızı, hiçbir firmanın teknolojik yenilik yapmadan varlığını sürdüreme-yeceğini açıkça göstermektedir.

Lütfen; daha geç olmadan “katma değeri yüksek” ürün üretmeye başlayalım…

Çukurova ÜniversitesiMühendislik-Mimarlık Fakültesi / ÜSİMP Yürütme Kurulu Başkanı

Prof. Dr. A. Hamit SERBEST

/sanayigazetesi.com.tr

@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr

sanayigazetesi@

/sanayi-gazetesi

11

YENİ HAVALİMANINDA ATIK SUYA ARBİOGAZ ÇÖZÜMÜ

11Yeni Nesil Haber

cilik URETIM

29 Ekim’de açılması planlanan İstanbul’un yeni havalimanında arıtma işi Arbiogazdan sorulacak. Firma, su geri kazanımının ve arıtma çamuru kurutulmasının da içinde

olduğu entegre bir projeye imza attı.

MÜHENDİSLİK İLE FARKYARATIYORYurt dışı yatırımlarında karşıları-na Çinlilerin rakip olarak çıktığını anlatan Köseleci, “Finansman-larıyla birlikte geldikleri için, biz onları ancak mühendisliği-mizle yenebiliriz. Sürdürülebilir, kaliteli projeler gerçekleştirerek ve güven vererek Çinli firmaları geçebiliriz. Fiyatla onları alt et-memiz zor. Türk mühendisliğini Avrupa’ya eşdeğer görüyorlar.

Avrupa’dan daha düşük fiyata, Avrupa kalitesiyle mühendislik hizmeti alabileceklerini öngö-rüyorlar. Bu yüzden Arbiogaz onlara cazip geliyor. Oraya Türk malı ekipmanları götürüyor olmamızı çok önemsiyorum. Bu, ülkemize döviz girdisi açısından çok önemli” değerlendirmesini yaptı.

PAKİSTAN’A YATIRIMYAPACAKKöseleci, Arbiogazın kendisine İran ve Pakistan’ı hedef olarak seçtiğini söyledi. Arbiogazın her yıl büyümesini sürdürdüğünü ifade eden Genel Müdür Yar-dımcısı, şöyle devam etti:“Ayakları yere sağlam basan bir firma olarak hem kadromuzu koruyoruz hem de büyüyerek varlığımızı devam ettiriyoruz. Son beş yıl içinde, beş yıl ön-ceki halimizle bugünkü halimiz arasında 1,5 kat büyüdük. Öte

yandan yurt dışı bağlantılarımız devam ediyor. Biyogaz konu-sundaki çalışmalarımızı hem yurt içinde hem yurt dışında devam ettirmek istiyoruz. Özellikle Pakistan’da biyogaz tesisleri yapmak istiyoruz. Hem atık su arıtma hem de biyogaz tesisinde çalışmayı hedefliyoruz. Orada Türk Malı ekipmanlarla projelerimizi desteklemeyi amaçlıyoruz.”

OSB’LERE DE HİZMETSUNUYORMaliyeti düşük ve yenilikçi arıtma ve bertaraf hizmetleriyle OSB’lerin arıtma sorununa uy-gun çözümler sunan Arbiogaz, Makina İhtisas OSB’deki arıtma tesisini tamamladı. Tesisin birkaç ay önce devreye girdi-ğini belirten Köseleci, “Makina İhtisas OSB’de üç yıl boyunca işletme hizmeti vereceğiz. Bir yıl inşaatı sürdü, 6 ay devreye alma çalışmaları sürdü. Bugün de

tam kapasite işletmesi yapılıyor. Bunu yanı sıra Antalya OSB’nin arıtma tesisinin işletmesini yapıyoruz. Oradaki hizmet sözleşmemizi de 3 yıl uzattık” dedi. Genel Müdür Yardımcısı, sosyal sorumluluk projesi kap-samında her yıl üniversitelerde tecrübe paylaşımı yapıyoruz. Bu sene dördüncü defa bu katkıyı verdik” diye konuştu.

29 EKİM’E YETİŞECEKKöseleci, bu projeye 2017 yılı Haziran ayında başladıklarını, ilk kazmayı da 2017’nin Temmu-zunda vurduklarını belirterek, 29 Ekim 2018 tarihinde havaalanı faaliyete geçtiğinde, atık su arıtma tesisinin de işler halde olacağını ifade etti. Bu modeli

başka ülkelerdeki havalimanla-rına da sunduklarını dile getiren Köseleci, “Özellikle suyun çok kıymetli olduğu İran, Pakistan gibi ülkelerde böyle bir projenin ses getireceğine inanıyoruz” diye konuştu.

DÜNYADA EŞİ YOKGenel Müdür Yardımcısı Hasan Köseleci, İstanbul’un yeni havalimanında atık su arıtma tesisinin yapım işlerini müteakip 5 yıl işletmesini de Arbiogazın üstlendiğini kaydetti. Su geri kazanımının ve arıtma çamuru kurutulmasının da içinde olduğu bu projenin, “entegre bir proje” olması dolayısıyla ilk olma özelliği taşıdığını da vurgulayan Köseleci, “Dünyanın en büyük havaalanının arıtma tesisinin bu teknolojiler kullanılarak Arbio-

gaz tarafında yapılması ve 5 yıl boyunca firmamız tarafından işletilmesi, bizim için bir gurur vesilesidir. Dünyadaki diğer havaalanlarında arıtma tesisleri var. Bazılarından geri kazanım da söz konusu. Ama hem arıtma çamuru kurutan hem su geri kazanan hem de geri kazandığı suyu soğutma kule-lerinde kullanan bir proje ben bilmiyorum. Projenin maliyeti 6,5 milyon Euro dolaylarında oldu” dedi.

ÖRNEK TEŞKİL EDİYORBu projeyi çok önemsediklerinin altını çizen Köseleci, “Çünkü kompleks bir proje. Arıtma tek-nolojileri açısından baktığımızda ne ararsanız var. Atık suyu biyo-lojik yöntemler kullanarak te-mizleyeceğiz. Temizlenen suyu kum filtreleri ve aktif karbon filtrelerinden geçirip dezenfekte edeceğiz. Ultraviyole dezenfek-siyon sistemleri kullanacağız. Bir de bu suyu başka bir hatta ultra filtrasyonla da filtreleyip soğut-ma kulelerine göndereceğiz. Bu açıdan baktığınızda birçok yere

örnek olabilecek entegre bir proje olarak görüyoruz. Arıtma çamurları da ‘ARBIDRY’ adını verdiğimiz sistemimizde önce yüzde 45 katı madde seviyesine kadar kurutuluyor, sonra da solar kurutma ünitesinde yüzde 90 kuruluğa getirilerek atık miktarı 21 tondan 6 tona düşürülüyor. Bu yöntemde bir atık azaltımı söz konusu. Mühendislik açısından oldukça doyurucu bir proje olduğunu söyleyebilirim” bilgisini verdi.

GÜNLÜK 15 BİN METREKÜPHavalimanında atık su arıtma tesisi için seçilen proseslerin; fiziksel arıtma, biyolojik arıtma, çamur yoğunlaştırma ve çamur susuzlaştırma ünitelerinin yanı sıra solar çamur kurutma ünitesinin de yer aldığı ARBIDRY konsepti ve ultrafiltrasyon kalitesinde su geri kazanım üni-telerinden oluştuğunu anlatan Köseleci, tesisin kapasitesinin günlük 15 bin metreküp gün olduğunu söyledi. Köseleci, “15 bin metreküp atık sudan

11 bin metreküp suyu geri kazanacağız. Tesiste oluşacak çamurlar ARBIDRY ünitesinde kurutularak nihai bertarafa gönderilecek. Su geri kazanım ünitesinde ise soğutma kulesi ve bahçe sulamada kullanılmak üzere su elde edilecek. Soğutma kulesinde kullanılacak suyu elde etmek için arıtılmış su ileri arıt-ma üniteleri olan kum filtresi, aktif karbon ve ultrafiltrasyon membranlarından geçirilecek” diye konuştu.

GURUR VEREN PROJEÇevre teknolojileri sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alan Arbiogaz, bu-güne kadar inşa ettiği 400’den fazla referans projesine bir yenisini ekledi. Kamu ve özel sektör müşterilerine evsel ve endüstriyel atık su arıtma, atık su geri kazanımı, içme suyu arıtma ve desalinasyon, çamur kurutma ve katı atık işleme, koku giderimi ve biyogaz kullanımıyla yenilenebilir enerji üretimi alanlarında anahtar tes-lim tesis çözümleri sunan firma, İstanbul’da yakında faaliyete

geçecek üçüncü havalimanının atık su arıtmasından sorumlu olacak. Sanayi Gazetesine bilgi veren Arbiogaz A.Ş. Genel Mü-dür Yardımcısı Hasan Köseleci, “Bugünlerde devam eden proje-lerimizin başında ülkemiz için de çok büyük önem arz eden yeni havaalanı projesi geliyor. Bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Yeni havalimanının atık su arıtma tesisi, geri kaza-nım suları geri kazanım tesisi ve arıtma çamurları kurutma tesisi Arbiogaz tarafından yapıldı” dedi.

Gerçekleştirdiği yatırımlar ve geliş-tirdiği ürünlerde sürdürülebilir çevre misyonu doğrultusunda yol alarak inovatif iklimlendirme teknolojile-rine imza atan Mitsubishi Electric, 2017 yılı sonunda Manisa’da hayata geçirdiği ev tipi klima fabrikasında ürettiği çevreye dost yeni klima serisi EnviroME ile yüksek verimlilik, konfor ve kompakt yapıyı bir arada sunuyor. Mitsubishi Electric’in IoT temelli e-F@ctory konsep-tinin uygulandığı ve ileri robot

teknolojilerinin hakim olduğu dijital tabanlı fabrikasında Sanayi 4.0 dö-nüşümünün öncüsü olarak üretilen EnviroME klimalar, Türkiye ve Av-rupa pazarına sunuluyor. İhracatta rekabet sağlayacak katma değeri yüksek teknolojik ürünler üreterek yerli ekonomiye ve istihdama katkı-da bulunan Mitsubishi Electric, yeni klima serisi EnviroME ile çok sayıda inovasyonu bir arada sunuyor. Yeni seri, Red Dot ve Good Design 2018 tasarım ödüllerinin sahibi oldu.

Mitsubishi’yetasarım ödülü

Lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit teknolojileri lideri Kordsa, Brezilya’da ödüllere doymuyor. Gre-at Place to Work Institute (GPTW) tarafından Brezilya genelinde yapılan en iyi şirketler sıralamasına ilk kez 2016 yılında 25’inci sıradan giren Kordsa, 2017’de 31’inci sırada yer alırken bu sene 18’inci sıraya yükseldi. Bu yıl 22’ncisi gerçekleşen GPTW ödülleri 2 bin 300 şirket

başvurusu ile rekor bir katılıma imza attı. GPTW, bunlar arasından 80 büyük ölçekli, 35 orta ölçekli ulusal şirket ve 35 orta ölçekli çok uluslu şirketi ödüllendirdi. Kordsa daha önce Great Place to Work Institute (GPTW) tarafından Brezilya’nın Ba-hia Bölgesi için yapılan sıralamada da üç kez üst üste en iyi işveren markaları arasında yer almıştı.

Brezilya’nın eniyileri arasında

Bu yıl kuruluşunun 40’ıncı yıldö-nümünü kutlayan Ankara merkezli iş makinesi üreticisi HİDROMEK, eğitime destek vermeye devam ediyor. Bu alanda pek çok işbirliğine imza atan HİDROMEK, son olarak Trabzon-Ortahisar Mesleki ve Tek-nik Anadolu Lisesi için inşa edilecek olan Motorlu Araçlar Teknolojisi Atölye Binasının yapımını üstlendi. Üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi ve genç mühendislerin yetişmesini sağlamak için çalışan

HİDROMEK, aynı zamanda mesleki lise öğrencilerine teorik ve pratik eğitim olanağı sunuyor. Mesleki eğitime verdiği desteği yeni bir projeyle sürdüren HİDROMEK, Motorlu Araçlar Teknolojisi Atölye Binasının yapımı konusunda imzalanan sözleşme ile Ortahisar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne yaklaşık 300 metre karelik Motorlu Araçlar Teknolojisi Atölye Binasını kazandıracak.

Meslek lisesine atölye kuracak

ARITMAYAYENI BOYUT KATTI

10 Eylül - 16 Eylül 2018

Arbiogaz A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hasan Köseleci, 29 Ekim 2018 tari-hinde havaalanı faaliyete geçtiğinde, atık su arıtma tesisinin de işler halde

olacağını söyledi.

Arbiogaz 1985 Yeni arıtma tesisi Hasan Köseleci

Ali ŞAHİN alisahin@sanayigazetesi.com.tr

SPOT

12

ÜRETEN TÜRKİYE’NİN GAZETESİ/sanayigazetesi.com.tr /sanayigazetesi sanayigazetesi@

ÜST BAŞLIK

ANA BAŞLIK