26
70’li yıllardan itibaren yurtdışı, 90’lı yıllardan iti- baren ise yurtiçi literatüründe yaygın bir araştırma konusu olarak çalışılan tükenmişlik fenomenine ilişkin araştırmaların farklı bir seyir içinde gerçek- leştiği görülmüştür. Başlangıçta insanlarla yüz yüze çalışan yardım mesleklerinde incelenmeye başlan- mış, daha sonraki yıllarda hemen her alanda çalışan meslek gruplarında incelenmesi yönünde sürmüş- tür (Maslach ve Leiter, 1997). En son aşamada ise “eşler/evliler” (Çapri, 2008; Pines, 1993, 1996; Pines ve Nunes, 2003) ve “öğrenciler” (Çapri, Gündüz ve Gökçakan, 2011; Hu ve Schaufeli, 2009; Kutsal, 2009; Pines, Neal, Hammer ve Icekson, 2011; Scha- ufeli, Martinez, Marques-Pinto, Salanova ve Bakker, 2002; Schaufeli, Salanova, Gonzalez-Roma ve Bak- ker, 2002; Zhang, Gan ve Zhang, 2005) gibi meslek dışı popülasyonlar üzerinde yapılan çalışmalarla yö- nünün özel ve yeni bir noktaya ulaştığı görülmüştür. Ulaştığı bu noktaya gelmesinde tükenmişliği açıkla- mak üzere geliştirilen modellerin [Maslach Modeli (Maslach, 1976; Maslach ve Jackson, 1982) Psikoa- nalitik Model (Freudenberger, 1980), Cherniss Mo- deli (Cherniss, 1980), Edelwich Modeli (Edelwich ve Brodsky, 1980), Pines’in Psikoanalitik-Varoluşçu Öz Bu araştırmanın amacı, Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ- KF)’nun Türkçe uyarlama çalışmalarını gerçekleştirmek ve psikonalitik-varoluşçu bir bakış açısıyla katılım- cıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırmaya Mersin’de hemşire, öğretmen ve okul yöneticiliği görevlerini sürdürmekte olan 460 (262 kadın ve 198 erkek) evli birey katılmıştır. Araştırmada “Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF)”, “Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF)”, “Mas- lach Tükenmişlik Envanteri (MTE)” ve araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Verilerin analizinde, temel bileşenler faktör analizi, ölçüt bağıntılı geçerlik, test-tekrar test güvenirlik katsayısı, madde toplam test korelasyonları ve Cronbach Alpha katsayıları hesaplanmıştır. Ayrıca değişkenler arasında- ki ilişkileri hesaplamak için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı; TÖ-KF ve ETÖ-KF puanlarının cinsiyet ve meslek değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere ise t testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Türkiye’de geçerli ve güvenilir bir biçimde kullanılabileceği görülürken, katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasında anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Anahtar Kelimeler Mesleki Tükenmişlik, Eş Tükenmişliği, Meslek, Cinsiyet, Geçerlik, Güvenirlik. Burhan ÇAPRİ a Mersin Üniversitesi Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması ve Psikoanalitik-Varoluşçu Bakış Açısından Mesleki ve Eş Tükenmişlik İlişkisi a Dr. Burhan ÇAPRİ Eğitim Bilimleri alanında yardımcı doçenttir. Çalışma alanları arasında tükenmişlik (mes- leki, eş ve öğrenci), öz-yeterlik (genel, öğretmen ve öğrenci), bilişsel gelişim gibi konular yer almaktadır. İletişim: Mersin Üniversitesi,Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Yenişehir, Mersin. Elektronik posta: [email protected] Tel: +90 324 341 2815. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Educational Sciences: Theory & Practice - 13(3) • 1393-1418 © 2013 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. www.edam.com.tr/kuyeb DOI: 10.12738/estp.2013.3.1576

Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

70’li yıllardan itibaren yurtdışı, 90’lı yıllardan iti-baren ise yurtiçi literatüründe yaygın bir araştırma konusu olarak çalışılan tükenmişlik fenomenine ilişkin araştırmaların farklı bir seyir içinde gerçek-leştiği görülmüştür. Başlangıçta insanlarla yüz yüze çalışan yardım mesleklerinde incelenmeye başlan-mış, daha sonraki yıllarda hemen her alanda çalışan meslek gruplarında incelenmesi yönünde sürmüş-tür (Maslach ve Leiter, 1997). En son aşamada ise “eşler/evliler” (Çapri, 2008; Pines, 1993, 1996; Pines ve Nunes, 2003) ve “öğrenciler” (Çapri, Gündüz ve Gökçakan, 2011; Hu ve Schaufeli, 2009; Kutsal,

2009; Pines, Neal, Hammer ve Icekson, 2011; Scha-ufeli, Martinez, Marques-Pinto, Salanova ve Bakker, 2002; Schaufeli, Salanova, Gonzalez-Roma ve Bak-ker, 2002; Zhang, Gan ve Zhang, 2005) gibi meslek dışı popülasyonlar üzerinde yapılan çalışmalarla yö-nünün özel ve yeni bir noktaya ulaştığı görülmüştür.

Ulaştığı bu noktaya gelmesinde tükenmişliği açıkla-mak üzere geliştirilen modellerin [Maslach Modeli (Maslach, 1976; Maslach ve Jackson, 1982) Psikoa-nalitik Model (Freudenberger, 1980), Cherniss Mo-deli (Cherniss, 1980), Edelwich Modeli (Edelwich ve Brodsky, 1980), Pines’in Psikoanalitik-Varoluşçu

ÖzBu araştırmanın amacı, Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF)’nun Türkçe uyarlama çalışmalarını gerçekleştirmek ve psikonalitik-varoluşçu bir bakış açısıyla katılım-cıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasındaki ilişkileri incelemektir. Araştırmaya Mersin’de hemşire, öğretmen ve okul yöneticiliği görevlerini sürdürmekte olan 460 (262 kadın ve 198 erkek) evli birey katılmıştır. Araştırmada “Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF)”, “Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF)”, “Mas-lach Tükenmişlik Envanteri (MTE)” ve araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Verilerin analizinde, temel bileşenler faktör analizi, ölçüt bağıntılı geçerlik, test-tekrar test güvenirlik katsayısı, madde toplam test korelasyonları ve Cronbach Alpha katsayıları hesaplanmıştır. Ayrıca değişkenler arasında-ki ilişkileri hesaplamak için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı; TÖ-KF ve ETÖ-KF puanlarının cinsiyet ve meslek değişkenleri açısından farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere ise t testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Türkiye’de geçerli ve güvenilir bir biçimde kullanılabileceği görülürken, katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasında anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur.

Anahtar KelimelerMesleki Tükenmişlik, Eş Tükenmişliği, Meslek, Cinsiyet, Geçerlik, Güvenirlik.

Burhan ÇAPRİa

Mersin Üniversitesi

Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması ve

Psikoanalitik-Varoluşçu Bakış Açısından Mesleki ve Eş Tükenmişlik İlişkisi

a Dr. Burhan ÇAPRİ Eğitim Bilimleri alanında yardımcı doçenttir. Çalışma alanları arasında tükenmişlik (mes-leki, eş ve öğrenci), öz-yeterlik (genel, öğretmen ve öğrenci), bilişsel gelişim gibi konular yer almaktadır. İletişim: Mersin Üniversitesi,Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Yenişehir, Mersin. Elektronik posta: [email protected] Tel: +90 324 341 2815.

Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri • Educational Sciences: Theory & Practice - 13(3) • 1393-1418 ©2013 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.

www.edam.com.tr/kuyebDOI: 10.12738/estp.2013.3.1576

Page 2: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1394

Modeli (Pines ve Aronson, 1988; Pines, Aronson ve Kafry, 1981), Fischer Modeli (Fischer, 1983), Golembiewski ve Munzenrider Modeli (Golembi-ewski ve Munzenrider, 1984), Leiter Modeli (Leiter, 1991)] önemli katkıları olmuştur.

Literatüre bakıldığında, üzerinde en çok araştırma konusu yapılmış olanın Maslach’ın mesleki tüken-mişlik modeli olduğu göze çarpmaktadır. Bu mo-dele (Maslach ve Jackson, 1986) göre tükenmişlik, insana yardım mesleklerinde çalışan bireyler arasın-da, duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma ve kişisel başarı duygusunun azalması biçiminde ortaya çıkan bir sendrom olarak tanımlanmaktadır. Üzerinde en çok araştırma yapılmış diğer bir mesleki tükenmiş-lik modeli olan Pines’in Psikoanalitik-Varoluşçu Modeli’ne (Pines ve Aronson, 1988) göre ise tüken-mişlik, bir şevk, enerji, idealizm, perspektif ve amaç kaybı olarak sürekli strese, umutsuzluğa, çaresizliğe ve kapana kısılmışlık duygularına neden olan fizik-sel, duygusal ve zihinsel bir yorgunluk semptomu olarak tanımlanmaktadır. Pines’in Psikoanalitik-Va-roluşçu Modeli’nin belki de bu denli öne çıkmasının altında, bugüne kadar yalnızca meslekler üzerinde yürütülen tükenmişlik araştırmalarının eş/evlilik gibi meslek dışı bir alana uyarlanarak literatüre yeni ve önemli bir boyut kazandırması yatmaktadır. Çünkü son dönemde yapılan çalışmalarda, mesleki tükenmişliğin evlilik/ilişki ve aile üzerine yayıldığı (Burke ve Greenglass, 2001; Hammer ve Zimmer-man, 2010; Hochschild, 1999; Jayaratne, Chess ve Knukel, 1986; Jones ve Fletcher, 1993; Kinnunen ve Mauno, 1998; Kossek ve Ozeki, 1998; Lavee ve Adi-tal, 2007; Leaman, 1983; Pines ve ark., 2011; Rook, Dooley ve Catalano, 1991; Vinokur ve Westman, 1998; Westman, 2001), eşlerden birinin yaşadığı tü-kenmişlik duygusunun diğer eşe geçiş yaptığı ve bu geçiş sürecinin karşılıklı olduğu (Bakker, Demerouti ve Schaufeli, 2005; Demerouti, Bakker ve Schaufe-li, 2005; Hammer, Allen ve Grigsby, 1997; Pines ve ark., 2011; Vinokur ve Westman, 1998; Westman, 2001; Westman ve Etzion, 1995; Westman, Etzion ve Danon, 2001) görülmüştür.

Diğer yandan, literatürde “Maslach Tükenmişlik Envanteri (MTE)”nden sonra mesleki tükenmişliği ölçmek üzere en sık kullanılan ikinci ölçme aracı Pines’in “Tükenmişlik Ölçeği (TÖ)”dir (Schaufeli ve Enzmann, 1998). Yönetici, öğretmen, sanatçı, bilim adamı, öğrenci ve sosyal çalışmacı gibi birçok farklı meslek çalışanının (Pines, Aronson ve Kafry, 1981) yanı sıra politik çatışma-uyuşmazlık (Pines, 1994) ve evlilik ve ilişki (Pines, 1996) gibi mesleki olmayan alanlarda da kullanılan ölçme aracı Pines ve Aronson (1988) tarafından geliştirilmiştir. Birey-

lerin mesleki tükenmişlik düzeyini ölçmek üzere yedi dereceli (1 Hiçbir zaman ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] olarak hazırlanmış yirmibir maddeden olu-şan ölçek (Pines ve Aronson, 1988) oldukça geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olarak ifade edilmekte-dir (Schaufeli ve Enzmann, 1998). Yapı geçerliği için yapılan faktör analizi çalışmalarında ölçeğin tekbo-yutlu (Corcoran, 1986; Justice, Gold ve Klein, 1981; Schaufeli ve Van Dierendonck, 1993) ve üç boyutlu (Enzmann, Schaufeli, Janssen ve Rozeman, 1998; Shirom ve Ezrachi, 2003) olduğuna ilişkin farklı sonuçlar rapor edilmiştir. Yapı geçerliği için kanıt oluşturması amacıyla yapılan bir diğer çalışmada, mesleki tükenmişlik ile özerklik, iş ve yaşamdan alınan doyum gibi mesleki özelliklerle negatif; baş ağrısı, iştahsızlık, sinirlilik, sırt ağrısı ve mide ağrı-sı gibi fiziksel semptomlar arasında pozitif ilişkiler bulunarak anlamlı sonuçlara ulaşıldığı rapor edil-miştir (Pines ve Aronson, 1988; Pines ve ark., 1981; Schaufeli ve Enzmann, 1998). Ayrıca ölçüt bağıntılı geçerlik çalışmaları kapsamında, MTE’nin alt bo-yutlarıyla ilişkisine bakılmış ve anlamlı sonuçlara ulaşılmıştır (Corcoran, 1986; Enzmann ve Kleiber, 1989; Schaufeli ve Van Dierendonck, 1993; Stout ve Williams, 1983). Diğer yandan, Pines ve Aronson (1988) güvenirlik çalışmaları kapsamında, ölçeğin iç tutarlık katsayısının 0.90, bir ve dört ay arayla uygulanan test-tekrar test güvenirlik katsayısının ise sırasıyla 0,88 ve 0,66 olduğunu rapor etmişlerdir.

TÖ’nün Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenir-lik çalışmasını farklı meslek çalışanları üzerinde gerçekleştiren Çapri (2006) elde ettiği bulgular so-nucunda, ölçme aracının görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] tek faktörlü fakat üç bileşenli bir ölçme aracı olarak geçerli ve güvenilir bir biçimde kullanılabileceğini rapor etmiştir. Ölçeğin ölçüt ba-ğıntılı geçerliğinin belirlemek için, Maslach Tüken-mişlik Envanteri (MTE) ve alt ölçekleri ile TÖ puan-ları arasındaki ilişki incelemiştir. Bu çalışmadan elde edilen verilere göre, toplam TÖ puanları ile duygu-sal tükenmişlik (r= .57, p<.01) ve duyarsızlaşma (r= .30, p<.01) alt ölçekleri puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif korelasyon, kişisel başarı (r= -.22, p<.01) puanları arasında ise anlamlı düzeyde negatif bir korelasyon gözlenmiştir. TÖ’nün güvenirlik ça-lışmaları kapsamında iç tutarlık katsayısı .93; iki ay arayla elde edilen korelasyon katsayısı .83 ve eşdeğer yarılar yöntemi ile ölçeğin iki yarısı arasındaki eşde-ğerlik katsayısı .84 olarak hesaplanmıştır.

Diğer yandan, Pines (2005) 21 maddeden oluşan TÖ’nün yerine, araştırmacı ve uygulayıcıların ih-tiyacını karşılamaya yönelik olarak uygulama ve

Page 3: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1395

analiz aşamasında daha az zaman gerektiren ve daha az maddeden oluşan kullanımı kolay bir ölçme aracı oluşturmak amacıyla, onun 10 maddelik kısa formunu geliştirmiştir. Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) için seçilen 10 madde, bir kişinin fiziksel, duygusal ve zihinsel yorgunluk düzeylerini değerlendiren 21 maddelik TÖ’nün bağlamsal te-meli doğrultusunda belirlenmiştir. Diğer bir deyişle, maddeler TÖ’nün 21 maddelik versiyonunun ista-tistiksel bir analizi temel alınarak değil, onun teo-rik bir analizi temel alınarak seçilmiştir. TÖ-KF’nin maddeleri de TÖ’de olduğu gibi 7 dereceli (1 Hiçbir zaman ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde değerlen-dirilmektedir. TÖ ve TÖ-KF karşılaştırılarak yapı-lan çalışmalara bakıldığında, Yahudi, hemşire, yük-sek lisans öğrencileri ve yönetici örneklemlerinden (Etzion ve Pines, 1986; Pines, 2000b) TÖ’nün hem uzun, hem de kısa formu için elde edilen toplam tükenmişlik puan ortalamalarının aynı olduğu bu-lunmuştur (Pines, 2005). Ayrıca, yüksek lisans öğ-rencilerine uygulanan ölçeğin uzun ve kısa formun-dan elde edilen tükenmişlik puanları arasındaki ko-relasyonun da oldukça yüksek olduğu görülmüştür (r= .77). TÖ toplam puanları ile bunlar arasından TÖ-KF için seçilen 10 maddenin toplam puanları arasında yüksek bir ilişki bulunmuştur (r= .89). TÖ toplam puanı ile geriye kalan 11 maddenin toplam puanı arasında daha düşük bir ilişki elde edilmiştir (r= .46). Bu da kısa form için seçilen maddelerin tükenmişliği ölçmek için uygun ve ideal olduğu bi-çiminde yorumlanmıştır (Pines, 2005). Diğer taraf-tan, TÖ-KF’nin geçerlik çalışmalarına bakıldığında, tek ve üç faktör çözümlemesi yapılarak elde edilen sonuçlarda, TÖ için yapılan ve tek boyutlu (Corco-ran, 1986; Justice ve ark., 1981; Schaufeli ve Van Di-erendonck, 1993) ve üç boyutlu (Enzmann ve ark., 1998; Shirom ve Ezrachi, 2003) olduğunu bulan ça-lışmalara benzer sonuçlar elde edildiği belirtilmiştir. Buna ek olarak, yapı geçerliğine kanıt oluşturmak için TÖ-KF ve tükenmişlikle teorik olarak ilişkili olan değişkenler arasındaki ilişkilere bakılmış ve anlamlı sonuçlara ulaşıldığı rapor edilmiştir. Ayrı-ca, TÖ-KF’nin görünüş ve klinik geçerliğine sahip olduğu da ifade edilmiştir. Diğer taraftan, güvenirlik çalışmalarına bakıldığında, TÖ-KF’nin iç tutarlılık katsayısı Yahudi, Arap, Polis, Hemşire ve yüksek li-sans öğrencileri için sırasıyla, .87, .85, .92, .88, ve .85 olarak bulunmuştur. Buna ek olarak, dönem başı ve sonunda olmak üzere tezsiz yüksek lisans öğrencile-rine üç ay ara ile yapılan test tekrar test güvenirliği-nin ise .74 olduğu görülmüştür (Pines, 2005).

Ülkemizde TÖ-KF’nin Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları ilk olarak Tümkaya, Çam ve Çavuşoğlu (2009) tarafından sınıf öğretmeni

adayları üzerinde sınırlandırılarak gerçekleştirilmiş ve tükenmişlik varyansının %55.92’sini açıklayan tek faktörlü bir yapıya ulaşıldığı rapor edilmiştir. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayısını .91; dört hafta arayla elde edilen korelasyon katsayısını .70 olarak hesaplamışlar ve benzer bir çalışmanın farklı meslek çalışanları üzerinde de gerçekleştirilmesi-nin yararlı olacağını önermişlerdir.

Daha sonra Pines (1996) farklı meslek grupları üze-rinde oldukça geçerli ve güvenilir olarak kullanılabi-leceği görülen (Pines, 1993; Pines ve Aronson, 1988; Schaufeli ve Enzmann, 1998) TÖ’nü eş ilişkileri (evlilik, sözlülük, nişanlılık ve flört gibi) için uyarla-yarak “Eş Tükenmişlik Ölçeği”ni geliştirmiştir. Flört yaşayan, nişanlı olan veya çift olarak nitelendirilen tüm ilişki türlerinde yer alan kişilerin tükenmişlik düzeyini ölçmek üzere yedi dereceli (1 Hiçbir zaman ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] olarak hazırlanmış yir-mibir maddeden oluşan bu ölçme aracının TÖ’den ayrıldığı en temel noktanın, ölçeğin 15. maddesinde yer alan “İnsanlarla ilgili hayal kırıklığına uğrama ve gücenme” şeklindeki ifadede yer alan “insanlar” kelimesinin yerine “Eş/İlişki” kelimelerinin gelmesi olduğu ifade edilmektedir (Pines, 1996). ETÖ’nün güvenirlik çalışmaları incelendiğinde, bir, iki ve dört ay arayla uygulanan test-tekrar test güvenirlik katsayısı sırasıyla .89, .76 ve .66 olarak bulunmuş-tur. Ölçeğin oluşturulma aşamasında üzerinde çalı-şılan örneklem gruplarından elde edilen iç tutarlık katsayılarının .91 ile .93 arasında değiştiği, madde toplam test korelasyonlarının ise .53 ile .86 arasın-da değiştiği rapor edilmiştir (Pines, 1989, 1996). ETÖ’nün geçerlik çalışmaları incelendiğinde ise, yapı geçerliğine kanıt oluşturmak amacıyla, eş tü-kenmişliğinin daha önce pozitif ve negatif olarak ilişkili olduğu ifade edilmiş olan özelliklerden; ikili ilişkilerin belirleyicisi olan ilişki özellikleri (pozitif bakış açısı, iletişim, güvenlik, kendini gerçekleştir-me, önem, duygusal çekicilik, cinsel yaşam, kişilik-lerin bağdaşabilirliği, partnerin çekiciliği, fiziksel çekicilik, benzer amaçlar/hedefler, zihinsel çekicilik, kontrol duygusu, ve paylaşım vb.), pozitif ve negatif evlilik özellikleri (takdir etme, fazla yüklenme, sıkıl-ma, talep çatışması, başarı, uyumlu olma, sadakat, bağımsızlık, iş-ev çatışması, çevre baskısı (stresi), ev işleri, istismar, suçluluk ve anksiyete vb.) ve ev-iş özellikleri (değişiklik yapma, olumsuz sonuçlar, fiziksel tehlike, rahat ve güvenli çevre, bürokratik baskılar, yönetimsel zorluklar, politika etkisi, fırsat yaratma, kişisel ilişkiler, paylaşım ve karşılıklı duy-gusallık vb.) ile istatistiksel olarak anlamlı ilişkilere ulaşıldığı rapor edilmiştir (Pines, 1989, 1996). Ay-rıca, eş tükenmişliği ile teorik olarak ilişkili oldu-

Page 4: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1396

ğu ifade edilen, kişinin eşinden ayrılma arzusu ile pozitif, kişinin yaşamdan, evliliğinden, eşinden ve kendisinden aldığı doyum ve kişinin duygusal-fizik-sel durumu arasında ise negatif ilişkilere ulaşıldığı rapor edilmiştir (Pines, 1996). Buna ek olarak, eş-lerin birbirlerinin tükenmişliklerini değerlendirme-leri istenerek, eşlerden birinin kendi tükenmişliğini değerlendirmesi sonucunde elde ettiği puanlar ile diğer eşlerin onların tükenmişliklerini değerlen-dirmeleri sonucunda elde ettikleri puan arasındaki korelasyon değerinin (r= .42) istatistiksel olarak .01 düzeyinde anlamlı bulunması da yapı geçerliğine bir kanıt olarak değerlendirilmiştir (Pines, 1989, 1996).

ETÖ’nün Türkçe uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Çapri (2008) tarafından gerçekleştiril-miştir. ETÖ’nün geçerliği için yapılan faktör analizi sonucunda elde edilen bulguların ölçeğin yapı ge-çerliğine sahip olduğuna işaret ettiği, Maslach Tü-kenmişlik Envanteri (MTE) ve Tükenmişlik Ölçeği (TÖ) ile yapılan ölçüt bağıntılı geçerlik çalışmaları sonucunda, MTE’nin alt boyutlarından duygusal tükenmişlik (r= .44, p<.01) ve duyarsızlaşma (r= .35, p<.01) alt ölçek puanları ve TÖ toplam puanı (r= .53) arasında anlamlı düzeyde pozitif korelas-yon, kişisel başarı (r= -.31, p<.01) alt ölçek puanları arasında ise anlamlı düzeyde negatif bir korelasyon bulunduğu rapor edilmiştir. ETÖ’nün güvenirlik çalışmaları sonuçlarına göre ise, iç tutarlık katsayısı .94 ve iki ay arayla elde edilen test-tekrar test kore-lasyon katsayısı .91 olarak hesaplanmıştır.

En son olarak, Pines ve arkadaşları (2011) araştır-malarında 21 maddelik ETÖ yerine, araştırmacı ve uygulayıcıların ihtiyacını karşılamaya yönelik ola-rak uygulama ve analiz aşamasında daha az zaman gerektiren ve daha az maddeden oluşan kullanımı kolay bir ölçme aracı oluşturmak amacıyla, onun 10 maddelik kısa formunu kullanmışlardır. Eş Tüken-mişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF)’nun maddele-ri de ETÖ’nde olduğu gibi evli olan, flört yaşayan, nişanlı olan veya çift olarak nitelendirilen tüm ilişki türlerinde yer alan kişilerin evlilik ve ilişki ile ilgili tükenmişlik düzeyini ölçmek üzere görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] olarak cevaplanan 7 dereceli (1 Hiçbir zaman ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde değerlendirilmektedir. ETÖ-KF’nin TÖ-KF’dan ayrıldığı en temel nokta, ölçeğin 2. madde-sinde yer alan “İnsanlar İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış” şeklindeki ifadede yer alan “İnsanlar” keli-mesinin yerine “Eşi/Partneri” kelimelerinin gelmesi-dir. Evli bireylerden elde edilen verilerle hesaplanan ölçeğin iç tutarlık katsayılarının evli kadınlar için .94, evli erkekler için ise .95 olduğu bulunmuştur.

Psikoanalitik-Varoluşçu Bakış Açısından Mesleki ve Eş Tükenmişlik İlişkisi

Pines, Psikoanalitik-Varoluşçu Mesleki ve Eş Tü-kenmişlik Modeli’ni, Frankl’ın (1976) “bir kişinin yaşamındaki anlamı arama çabası insanoğlunun en temel gücüdür” yönündeki “İnsancıl Varoluş-çu Paradigma”sına dayandırmaktadır. Pines’in bu modeli iki sayıltıya dayanmaktadır. Birinci sayıltı, insanların yaşamlarının anlamlı olduğuna inanma ihtiyacında olmaları ve onlar için önemli ve anlamlı olan şeyleri arama eğiliminde olmalarıdır (Pines, 1993, 2000a). İkinci sayıltı ise insanların ailelerin-den kalıtım yoluyla geçen ve çocukluklarında do-yurmak ihtiyacı içinde olup da doyuramadıkları beklentileri ve güncel hayallerini, anlamlı çocukluk deneyimleriyle yer değiştirmelerine olanak sağla-yacak bir seçim yapma eğilimine sahip olmalarıdır (Pines, 2000b; Pines ve Yanai, 2000).

Bu noktada, psikoanalitik-varoluşçu modele göre, yaşamda varoluşsal anlam arayışına ilişkin en sık-lıkla seçilen iki alandan biri “iş” diğeri ise “eş”tir (Pines ve Nunes, 2003). Bu modele göre, insanlar doyurulmamış çocukluk ihtiyaçlarını giderecek ve çocukluk yaşantılarına anlam kazandıracak bir iş ve romantik bir eş seçmektedirler (Pines, 2000a). Bu durumda, herhangi bir iş ve eş seçiminin bilinçdışı belirleyicilerini kişilerin bireysel ve ailesel tarihle-ri (geçmişleri) yansıtmaktadır. Başka bir deyişle, insanlar çocukluk yıllarında doyuramadıkları bazı ihtiyaçlarını gidermek ve çocukluk yaşantılarına varoluşsal bir anlam kazandırabilme imkanını elde edebilmek için bir meslek ve bir eş seçmektedirler (Pines, 1996, 2000b; Pines ve Yanai, 2000, 2001).

Pines ve Nunes’e (2003) göre, insanlar böylesi önemli iki konu olan meslek ve eş seçimi üzerine odaklandıklarında çok yüksek düzeyde bir beklen-ti içerisine girmektedirler. Bu durumda birey için en yüksek beklenti, çözümlenmemiş (iyileşmemiş) bazı çocukluk yaralarıdır ve yaşamdan elde edilen doyum ve başarılar bu yaraların iyileşmesine yar-dımcı olmaktadır. Ancak insanlar bunları elde et-mede başarısız olduklarında, seçilen meslek veya eş, çocukluk travmalarının yol açtığı yaraları iyileş-tirmek yerine aynı travmaların yeniden yaşanması-na neden olmaktadır. Bu durum ise tükenmişlik ile sonuçlanmaktadır.

Psikoanalitik-Varoluşçu Tükenmişlik Modeline göre, mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği bir-birine paralel geliştiği gibi aynı zamanda birbirle-rini de etkilemektedir (Pines, 1993, 1996). Ayrıca, tükenmişlik ev yaşamından iş yaşamına, iş yaşa-mından ev yaşamına doğru bir yayılma biçiminde de gerçekleşebilmektedir. Bu durumda, evlilik ve

Page 5: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1397

mesleki yaşamlarında varoluşsal bir anlam duygusu arayan insanların tükenmişlik duyguları, evlilikle-rinde ve iş yaşamlarında eşgüdümlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Aslında, her iki tükenmişlik durumu arasındaki benzerlik ve yakın ilişki göz önüne alındığında, bazı zamanlar insanların ilişki-lerindeki problemler için iş yerindeki tükenmişlik durumlarını, iş yerlerindeki problemler için de iliş-kilerindeki tükenmişlik durumlarını suçlama eği-limi taşıdıkları gözlenmektedir (Pines, 1993, 1996; Pines ve Aronson, 1988). Pines ve Nunes’e (2003) göre, mesleki tükenmişlik şikâyetiyle gelen bir kişi ile ilgili kısa bir araştırma yapıldıktan sonra gerçek problemin evlilik ya da ilişki olduğu keşfedilebilir. Diğer taraftan, evlilik tükenmişliği problemine yar-dım aramak için gelen bir kişinin de gerçek proble-minin işi ve mesleği olduğu ortaya çıkabilir.

Sonuç olarak, Pines’in psikoanalitik-varoluş-çu perspektifine göre, mesleki tükenmişlik ile eş tükenmişliği arasında önemli düzeyde bir ilişki vardır. Çünkü insanların hem eş ilişkisi, hem de meslek seçimi üzerinde aynı çocukluk travmala-rının iyileştirilmesi ve de çocukluk ihtiyaçlarının doyurulması güdüsü söz konusu ise ikisi arasında önemli düzeyde bir ilişkinin olması beklenen bir durumdur (Pines, 1996). Böylesi önemli düzeyde bir ilişkinin bulunduğuna ilişkin olarak, literatürde birçok araştırma bulgusu göze çarpmaktadır (Çap-ri, 2008; Gonzalez, 2000; Laes ve Laes, 2001; Nunes, Pines, Rodrigue ve Utasi, 2000; Pines, 1993, 1996, 2000c; Pines, Nunes, Rodrigue ve Utasi, 2000; Pines ve ark., 2011; Pines ve Nunes, 2003; Utasi, 2000).

Psikoanalitik-Varoluşçu Bakış Açısından Hemşi-re, Öğretmen ve Yöneticilerde Tükenmişlik

Hemşire, öğretmen ve yöneticiler üzerindeki tü-kenmişlik araştırmalarının tükenmişlik literatürü-ne paralel bir biçimde 70’li yılların başından itiba-ren gerçekleştirilmeye başlandığı (Kremer-Hayon, Faraj ve Wubbels, 2001; Landsbergis, 1998; Pines ve Kanner, 1982; Schaufeli, 1998) ve farklı kuram-sal bakış açılarıyla incelendiği (Buunk, Schaufeli ve Ybema, 1994; Friedman, 2000; Schaufeli, 1998; VanYperen, Buunk ve Schaufeli, 1992) göze çarp-maktadır. Bu üç meslek grubu üzerinde çalışan kuramsal bakış açılarından birisi de psikoanalitik-varoluşçu tükenmişlik yaklaşımıdır.

Psikoanalitik-varoluşçu tükenmişlik yaklaşımı pers-pektifinden bakıldığında, insanların hemşirelik, öğ-retmenlik ve yöneticilik gibi meslekleri seçmesinde farklı psikodinamik nedenler ön plana çıkmaktadır. Her üç meslek grubu için de tükenmişliğin en temel

nedenlerinden birisi işlerinden varoluşsal bir anlam duygusu elde etmek amacıyla bazı amaç ve beklenti-ler oluşturmaları ve bunları gerçekleştirebilmek iste-melerine rağmen mesleki şartların bunları imkânsız hale getirmesidir. Bir diğer nedeni ise çözülmemiş farklı çocukluk yaralarını iyileştirebilmek amacıyla bir meslek seçmelerine rağmen seçilen mesleklerin bu yaraları iyileştirmemesidir. Bu noktada hemşi-reler için en önemli amaç, acı çeken insanlara yar-dımcı olmaktır. Hemşirelerin tükenmişliklerinin en önemli nedeni ise yardım edebilmeksizin onların acı çekmelerine tanık olmalarıdır. Diğer yandan, öğretmenler için en önemli amaç öğrencilerinin gelecekleri üzerinde etkili olmak, kişiliklerini bi-çimlendirmek ve onları eğitmektir. Öğretmenlerin tükenmişliklerinin en temel nedeni ise, yaramazlık, saygısızlık gibi istenmeyen öğrenci davranışları ve disiplin problemleri gibi mesleki süreçlerle karşı-laşmaları ve bunlar üzerinde başarısız olmalarıdır. Ayrıca, yöneticiler için en önemli amaç, başarılı ol-mak, yapabileceğinin en iyisini yapmak ve kurumu üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olabilmektir. Yö-neticilerin en temel tükenmişlik nedeni ise yapabi-leceklerinin en iyisini yapmada ve gerçek bir etkiye sahip olmada yeterince güç ve kaynağa sahip olama-malarıdır (Pines, 2002a).

Diğer taraftan, psikoanalitik-varoluşçu tükenmişlik yaklaşımına göre, insanların kariyer seçimleri zor çocukluk yaşantılarının üstesinden gelmede kul-landığı bilinçsiz güçlerden etkilenmektedir ve kari-yerlerine yaşamlarına varoluşsal anlam sağlamasını bekledikleri bu bilinçsiz güçlerle ilişkili olarak baş-ladıklarında bazı amaç ve beklentilere sahip olmak-tadırlar. Bunları elde etmede başarısız olduklarında tükenmişlik yaşamaktadırlar. Hemşirelik, öğret-menlik ve yöneticilik mesleğine başlayan insanlar da bu meslekleri benzer nedenlerle seçmektedirler ve kariyer başlangıçlarındaki amaç ve beklentileri de benzerlik göstermektedir (Pines, 2002a). Litera-türde bu benzerlikten yola çıkılarak her üç meslek grubunda yer alan bireylerin tükenmişliklerinin psikoanalitik-varoluşçu bakış açısından incelendi-ği birçok araştırma (Etzion, Kafry ve Pines, 1982; Pines, 1998a, 1998b, 2000a, 2000b, 2002a, 2002b) göze çarpmaktadır.

Psikoanalitik-Varoluşçu Bakış Açısından Tüken-mişlik ve Cinsiyet Farklılıkları

Pines’e (1996) göre, modern kültür içindeki erkek-ler, iş yaşamlarını, mesleki başarılarını ve mesleki başarısızlıklarını, kişisel başarı ve kişisel başarısızlık boyutunda tanımlayarak sosyalleşmektedirler. Diğer taraftan kadınlar ise, özellikle son yıllara kadarki dö-

Page 6: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1398

nemde, kişisel başarı ya da kişisel başarısızlık boyut-larını daha çok anne veya eş rolleri açısından tanım-layarak sosyalleşmektedirler. İnsanlar yaşamlarına anlam kazandıracak kimlik rollerine ilişkin beklenti-lerinde, hayal kırıklığı yaşadıklarından dolayı tüken-diklerinde, iş yaşamlarında erkeklerin tükenmişliği kadınlardan daha fazla yaşaması, evlilik yaşamında da kadınların erkeklerden daha fazla tükenmişlik yaşaması olası olarak değerlendirilmektedir.

Ancak, mesleki tükenmişlik alanındaki cinsiyet fark-lılıkları araştırmalarının büyük bir çoğunluğunda kadınların erkeklerden daha yüksek düzeyde mesle-ki tükenmişlik yaşadıkları rapor edilmiştir (Çapri ve Gökçakan, 2007; Etzion, 1988; Etzion ve Pines, 1986; Golembiewski, Scherb ve Boudreu, 1993; Lackritz, 2004; Leiter, Clark ve Durup, 1994; Maslach ve Jack-son, 1981; Pines ve Kafry, 1981; Pines ve ark., 2011; Ronen ve Pines, 2008; Tümkaya, 1997; Westman ve Etzion, 1990). Diğer taraftan, cinsiyetler açısından erkeklerin lehine fark bulan (Bibou-Nakou, Stogi-annidou ve Kiosseoglou, 1999; Brake, Bloemendal ve Hoogstraten, 2003; Burke ve Greenglass, 1989; Greenglass ve Burke, 1988; Maslach ve Jackson, 1985; Norvell, Hills ve Murrin, 1993) ve bu iki cinsi-yet arasında hiçbir fark bulamayan çalışmalar (Ben-bow ve Jolley, 2002; Evers, Brouwers ve Tomic, 2002; Greenglass, 1991; Hastings ve Bham, 2003; Kalimo, 2000; Maslach ve Jackson, 1985; Tuettemann ve Punch, 1992) da rapor edilmiştir.

Eş tükenmişliği açısından bakıldığında ise tükenmiş-lik yaşayan eşlerle yapılan klinik çalışmalar ve müla-katlarda, cinsiyetler açısından kadınların erkeklerden daha yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadığı rapor edilmiştir (Pines, 1987, 1989, 1993, 1996; Pines ve ark., 2011). Pines’e (1989) göre, kadınların evlilik ya-şamında erkeklerden daha fazla tükenmişlik yaşama-larının 2 nedeni bulunmaktadır. Birincisi, kadınların evliliklerine yaşamlarına anlam vereceğini düşünerek oldukça yüksek bir beklenti düzeyiyle başlamalarıdır. İkincisi ise, eşlik ve annelik rollerine ilişkin görevle-rin üstesinden gelmeye çalışan evli kadınların, sahip olduğu zorlanma ve stres durumlarının, babalık ve kocalık rollerine sahip olan evli erkeklerinkinden anlamlı düzeyde daha yüksek olması durumudur. Bu durum, erkek ve kadınların ilişkilerine çok farklı romantik idealler, yaşantılar ve streslerle başlamaları ve evliliklerini farklı biçimlerde tanımlamalarından kaynaklanmaktadır. Bu noktada, özellikle kadınların erkeklerden farklı olarak, yaşamlarının en önemli ve anlamlı parçası olarak kariyerlerinden ziyade ilişki-lerini tanımlayarak, evliliklerini oldukça önemli bir konuma getirmeleri sonucunda tükenmişlik yaşama-ları daha olası olmaktadır. Özellikle geleneksel açıdan

bakıldığında erkekler iş yaşamlarından varoluşsal bir anlam duygusu almayı beklerken, kadınlar aynı duy-guyu ilişki ve evlilik yaşamlarından almayı beklemek-tedirler. Bu da çoğu kadının yaşamlarının en önemli ve anlamlı parçası olarak kariyerlerinden ziyade ilişki ve evliliklerini tanımlamaları sonucunu doğurmakta-dır (Pines, 1996).

Bunu görüşü destekleyecek bir biçimde, Greeng-lass ve Burke (1988) yaptıkları çalışmalarının so-nucunda, kadın ve erkeklerin tükenmişliklerinin yordayıcılarının farklı değişkenler olduğunu rapor etmişler ve erkekler için tükenmişliğin yordayıcıları olarak iş alanı, kadınlar için ise hem iş, hem de aile ve evlilik alanı olma eğilimi olduğunu bulmuşlardır. Benzer biçimde, ülkemizde eş tükenmişliğini yor-dayan değişkenleri inceleyen Çapri (2008) özellikle kadınların eş tükenmişlik puanlarını en yüksek ev-lilik uyumu değişkeninin, erkeklerin ise mesleki tü-kenmişlik değişkeninin yordadığını rapor etmiştir.

Özellikle ülkemiz tükenmişlik literatüründe yapılan çalışmaların neredeyse tamamına yakınının mesleki tükenmişlik üzerine ve çoğunlukla Maslach’ın mo-deli çerçevesinde ve özellikle de Maslach Tükenmiş-lik Envanteri (MTE) kullanılarak gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, çalışma alanı hızla genişleyen ve gelişen tükenmişlik literatüründe araştırmacılar tarafından kısa zamanda ve kolay uy-gulanıp puanlanabilecek, gerek tüm meslek grupları, gerekse mesleki olmayan gruplar üzerinde de kullanı-labilecek ölçme araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak düşüncesiyle yapılan hâlihazırdaki bu çalışma ile MTE’den sonra en sık kullanılan 21 maddelik Tükenmişlik Ölçeği (TÖ) ve onun eşler için uyarlanmış hali olan Eş Tükenmişlik Ölçeği (ETÖ)’ne göre cevaplaması, puanlaması, yorumlaması daha kısa zaman alan 10 maddelik versiyonları olan Tükenmiş-lik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF) yeni veriler üzerinde değerlendirilerek Türkçe alanyazına kazandırılabile-cektir. Aynı biçimde, bu çalışma ile ülkemiz literatü-ründe farklı cinsiyet ve mesleklerde yer alan bireylerin mesleki ve eş tükenmişlikleri arasındaki ilişkilerin Pines’in psikoanalitik-varoluşçu tükenmişlik mode-li bakış açısından ilk kez inceleniyor olması oldukça önemlidir. Ayrıca psikoanalitik-varoluşçu model çerçevesindeki yapılan çalışmalarda, öğretmenlik, hemşirelik ve yöneticilik gibi meslek dalları ile cinsiyet farklılıkları üzerine gerçekleştirilen tükenmişlik çalış-malarının oldukça önemli bir yere sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu değişkenlerin mesle-ki tükenmişlik ve eş tükenmişliği üzerindeki etkileri açısından elde edilecek sonuçlar da literatüre önemli katkılar sağlayacaktır.

Page 7: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1399

Araştırmanın Amacı

Tüm bu açıklamalar ışığında, bu araştırmanın genel amacı, Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun (ETÖ-KF) Türkçe uyarlama geçerlik ve güvenirlik çalışmaları-nı gerçekleştirmek ve psikonalitik-varoluşçu bir ba-kış açısıyla katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasındaki ilişkileri incelemektir.

Alt Amaçlar:

• Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF) Türkçeye uygun nitelikte geçerli ve güvenilir ölç-me araçları mıdır?

• Katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanla-rı arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

• Mesleklerine göre katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

• Cinsiyetlerine göre katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

Yöntem

Araştırmanın Deseni

Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun (ETÖ-KF) Türkçe uyarlama geçerlik ve güvenirlik çalışmaları-nı gerçekleştirmek ve psikonalitik-varoluşçu bir ba-kış açısıyla katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlik puanları arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla geçekleştirilen bu araştırma betimsel yöntemle yapılmış bir alan taraması niteliğindedir. Araştır-manın birinci aşamasında TÖ-KF ile ETÖ-KF’nin uyarlama çalışmaları için, yapı geçerliği, ölçüt ba-ğıntılı geçerlik ile iç tutarlık ve test-tekrar test güve-nirlik katsayıları hesaplanmıştır. İkinci aşamada ise, bağımlı değişkenler olan mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği arasındaki ilişkilere bakılmış ve mes-lek ile cinsiyet bağımsız değişkenlerinin bağımlı değişkenler üzerinde anlamlı bir farklılık oluşturup oluşturmadığı araştırılmaya çalışılmıştır.

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Mersin’de yaşayan ve hemşi-re, öğretmen ve okul yöneticiliği görevlerini sür-dürmekte olan evli katılımcılardan oluşmaktadır. Evrende bu özelliklere sahip olan katılımcılara ulaşılmasının zorluğundan ötürü, evreni temsil eden örneklemin yansız bir biçimde seçilmesi yolu-

na gidilmiş ve örneklem seçiminde “basit tesadüfî örnekleme” yöntemi kullanılmıştır. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi evrendeki tüm elemanların birbirine eşit seçilme şansına sahip oldukları ör-nekleme türüdür (Karasar, 1995) ve bu örnekleme türünde, evrendeki her birimin örnekleme seçimin-de eşit ve bağımsız olma olasılığı göz önüne alına-rak yansız olarak seçim yapılır (Balcı, 2001). 2010 yılı içerisinde ilk ve orta dereceli okullar ve birinci basamak sağlık kuruluşlarından çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 500 katılımcı araştırma örneklemine dahil edilmiş ve katılımcılara araştır-manın amacı konusunda bilgi verildikten sonra, uygulamalar; katılımcıların çalışma ortamında ve çalışanlar dinlenme aralarındayken gerçekleştiril-miştir. Araştırma örnekleminde yer alan katılımcı-lara uygulanan ölçme araçlarını tam ve doğru olarak dolduranların verileri değerlendirilmeye alınırken, kişisel bilgi formu ve ölçme araçlarının herhangi birinde eksiği olanların verileri değerlendirmeye alınmamıştır. Bu durumda örneklemde yer alan 500 katılımcıdan bu kriterleri karşılamayan 28’i kadın ve 12’si erkek olmak üzere toplam 40 katılımcı ör-neklem grubundan çıkarılmıştır. Bu durumda araş-tırmanın alt amaçları için belirlenen tüm işlemler, kriterleri karşılayan 262’si kadın (%56,96) ve 198 erkek (%43,04) olmak üzere toplam 460 katılımcı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların %28,3’ü hemşire (n=130), %41,3’ü öğretmen (n=190) ve %30,4’ü okul yöneticisidir (n=140). Meslekler açı-sından dağılımlarına bakıldığında, 130 hemşirenin tamamının da kadınlardan (%100) oluştuğu gö-rülürken, 190 öğretmenin 93’ünün kadın (%48,9) ve 97’sinin erkek (%51,1); 140 okul yönetisinin 39’unun kadın (%27,9) ve 101’inin ise erkek (%72,1) katılımcılardan oluştuğu göze çarpmaktadır. Yapılan çalışma, Mersin il merkezindeki ilk ve orta dereceli okullarda görev yapan öğretmen ve okul idarecileri ile birinci basamak sağlık kuruluşlarında görev ya-pan hemşireler ve bu katılımcılara uygulanan bilgi formu ve ölçme araçlarında yer alan maddeler için belirttikleri görüşlerle sınırlıdır.

Veri Toplama Araçları

Tükenmişlik Ölçeği Kısa Formu (TÖ-KF): Pines ve Aronson’un (1988) 21 maddeden oluşan Tüken-mişlik Ölçeği’nin (TÖ) yerine, Pines (2005) araş-tırmacı ve uygulayıcıların ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak daha az maddeden oluşan kullanımı kolay bir ölçme aracı oluşturmak amacıyla, onun 10 maddelik kısa formunu uyarlamıştır. TÖ-KF için seçilen 10 madde, bir kişinin fiziksel, duygu-sal ve zihinsel yorgunluk düzeylerini değerlendiren

Page 8: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1400

21 maddelik TÖ’nün bağlamsal temeli doğrultu-sunda belirlenmiştir. TÖ-KF, kişilerin mesleki tü-kenmişlik düzeyini ölçmek üzere yedi dereceli (1 Hiçbir zaman ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] olarak cevaplanmaktadır. Farklı etnik köken, meslek ve öğrenci gruplarından elde edilen verilerle hesap-lanan ölçeğin iç tutarlık katsayılarının .85 ile . 92 arasında değiştiği gözlenmiştir. Ölçeğin yönergesi, maddeleri ve puanlanmasını içeren bir örneği Ek 1’de sunulmuştur.

Eş Tükenmişlik Ölçeği Kısa Formu (ETÖ-KF): Pines’in (1996) 21 maddeden oluşan Eş Tükenmiş-lik Ölçeği’nin (ETÖ) yerine, Pines ve arkadaşları (2011) araştırmacı ve uygulayıcıların ihtiyacını kar-şılamaya yönelik olarak daha az maddeden oluşan kullanımı kolay bir ölçme aracı oluşturmak amacıy-la, onun 10 maddelik kısa formunu kullanmışlardır. Pines’in (2005) 10 maddelik TÖ-KF’nin eş ilişkileri (evlilik, sözlülük, nişanlılık ve flört gibi) için uyar-lanmış hali olan ETÖ-KF’nin bu ölçme aracından ayrıldığı en temel nokta, ölçeğin 2. maddesinde yer alan “İnsanlar İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış” şeklindeki ifadede yer alan “İnsanlar” kelimesinin yerine “Eşi/Partneri” kelimelerinin gelmesidir. ETÖ-KF, evli olan, flört yaşayan, nişanlı olan veya çift olarak nitelendirilen tüm ilişki türlerinde yer alan kişilerin evlilik ve ilişki ile ilgili tükenmişlik düzeyini ölçmek üzere yedi dereceli (1 Hiçbir za-man ve 7 Her zaman) bir ölçek üzerinde görüşme-cilerin beyanına dayalı [self-report] olarak cevap-lanmaktadır. Evli bireylerden elde edilen verilerle hesaplanan ölçeğin iç tutarlık katsayılarının evli kadınlar için .94, evli erkekler için ise . 95 olduğu bulunmuştur. Ölçeğin yönergesi, maddeleri ve pu-anlanmasını içeren bir örneği Ek 1’de sunulmuştur.

Maslach Tükenmişlik Envanteri (MTE): Mas-lach ve Jackson (1981) tarafından geliştirilen ve Maslach’ın adıyla literatüre geçen Tükenmişlik Envanteri yedi dereceli Likert tipi bir ölçek olup, toplam 22 madde ve üç alt ölçekten oluşmaktadır. Bu alt ölçeklerden duygusal tükenme [emotional exhaustion, EE] alt ölçeği 9 maddeden, duyarsızlaş-ma [depersonalizasyon, DP] alt ölçeği 5 maddeden ve kişisel başarısızlık [personal accomplisment, PA] alt ölçeği de, toplam sekiz maddeden oluşmakta-dır. Ölçek maddeleri “1 hiçbir zaman” ve “7 her zaman” biçiminde puanlanmaktadır. Ergin (1992) tarafından Türkçe’ye çevrilen envanterde bazı de-ğişikliklere gidilerek özgün formunda yedi dere-celi olan cevap seçeneklerinin “0 hiçbir zaman”, “4 her zaman” olarak ölçeğin beş dereceli olarak düzenlenmesine karar verilmiştir. Tükenmişliğin

yüksekliği duygusal tükenme ve duyarsızlaşma alt ölçeklerindeki yüksek puanı, kişisel başarı, alt ölçe-ğindeki düşük puanı yansıtmaktadır. Puanlamada, her bir kişi için üç ayrı tükenmişlik puanı hesap-lanmaktadır.

Kişisel Bilgi Formu: Katılımcıların cinsiyet ve meslek değişkenlerine ilişkin bilgilerini içeren bu form araştırmacı tarafından hazırlanmıştır.

Verilerin Analizi

Araştırmanın birinci alt amacı çerçevesinde, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin yapı geçerliğine kanıt oluştur-mak ve faktör yapısını incelemek için temel bile-şenler faktör analizi kullanılırken, ölçüt bağıntılı geçerlik çalışmaları kapsamında Pearson moment-ler çarpımı korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Ölçeklerin güvenirliğine ilişkin Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı ve madde toplam test korelasyon-ları kullanılmış ve test-tekrar test güvenirlik çalış-ması için Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Araştırmanın diğer alt amaçları çerçevesinde ise, katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF’den aldıkları puanlar arasındaki ilişkileri belirlemek üzere Pearson momentler çarpımı kore-lasyon katsayısı, cinsiyetlerine göre fark olup olma-dığını belirlemek üzere ise t testi, mesleklerine göre fark olup olmadığını belirlemek üzere ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Ortaya çıkan farkın kaynağını belirlemek amacıyla Schef-fe testi kullanılmıştır. Ayrıca bağımsız değişkenle-rin etki büyüklüğünü belirlemek için eta kare (η2) değerine bakılmıştır. Elde edilen eta kare değerleri etki büyüklük indekslerinden birisi olan Cohen’in “d” indeksi doğrultusunda (Cohen, 1988’den akt., Erkuş, 2005); .01’de “küçük”, .06’da “orta” ve .14’te ise “büyük” olarak gruplanmıştır. SPSS paket prog-ramının 17.0 versiyonunun kullanıldığı analizlerde hata payı üst sınırı 0.01 olarak kabul edilmiştir.

Bulgular

TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Türkçeye Uyarlama Ge-çerlik ve Güvenirliklerine Yönelik Bulgular

Çeviri Çalışmaları: TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin çeviri çalışmaları kapsamında önce ölçeklerin orijinalin-de yer alan maddeler araştırmacı tarafından, daha sonra eğitim bilimleri ve yabancı diller eğitimi bö-lümü öğretim elemanlarınca Türkçeye çevrilmiştir. Son aşamada Türkçe eğitimi bölümünde çalışmak-ta olan öğretim elemanlarınca Türkçe imla ve an-lam kurallarına uygunlukları açısından inceletilen Türkçe formlarına son şekli verilmiştir. Diğer yan-

Page 9: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1401

dan, oluşturulan Türkçe formlar ile ölçeklerin oriji-nalleri arasındaki eşdeğerliği belirleyebilmek ama-cıyla, her iki dili de iyi bilen ve etkili bir biçimde kullanan öğretim elemanlarına iki hafta arayla öl-çekler uygulanmıştır. Uygulamalardan elde edilen puanlar arasındaki korelasyon katsayıları TÖ-KF için 0.92 ve ETÖ-KF için 0.94 olarak bulunmuştur. Toplam altmışbir öğretim elemanıyla gerçekleş-tirilen çeviri çalışmalarının sonuçları, ölçeklerin Türkçe formlarının çeviri güvenirliğine ve ölçekler için uygun bir çeviri yapılmış olduğuna kanıt olarak kabul edilmiştir.

Geçerlik Çalışmaları:

Yapı Geçerliği: Uyarlama çalışması yapılan TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin yapı geçerliğine kanıt oluşturmak ve faktör yapısını belirlemek amacıyla 460 katılımcı-nın ölçeğe verdiği tepkilerden elde edilen puanlara temel bileşenler faktör analizi uygulanmıştır. Temel bileşenler faktör analizinde TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değerleri sırasıyla 0.93 ve 0.92 olarak hesaplanırken, Bartlett Sphericity testi ise anlamlı bulunmuştur (TÖ-KFχ

2=2470.27,

p<.01; ETÖ-KFχ2=2496.12, p<.01).

TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Faktör Yükleri, Madde Toplam Test Korelasyonları, Açıkladıkları Varyans Oranları, Özdeğerleri, İç Tutarlık Katsayıları ve Test-Tekrar Test Güvenirlik Sonuçları ile ilgili bul-gular tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1’e bakıldığında, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin her ikisinin de tek faktörlü bir yapıya sahip olduğu görül-mektedir. TÖ-KF’nin özdeğerinin 5.52 ve varyansın %55.17’sini açıkladığı ve faktör yüklerinin .52 ile .84 arasında değiştiği, ETÖ-KF’nin ise özdeğerinin 5.56 ve varyansın %55.62’sini açıkladığı ve faktör yükleri-nin .49 ile .83 arasında değiştiği göze çarpmaktadır.

Ölçüt Bağıntılı Geçerlik: TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin ölçüt bağıntılı geçerliği için katılımcılara MTE uy-gulanmış ve ölçekler arasındaki korelasyon incelen-miştir. Buna göre, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin toplam puanları ile MTE’nin alt ölçek puanları arasındaki korelasyon katsayıları istatistiksel olarak 0.01 düze-yinde anlamlı bulunmuştur. TÖ-KF ile MTE’nin alt ölçeklerinden duygusal tükenmişlik (DT) (r=0.60, p<0.01) ve duyarsızlaşma (DY) (r=0.34, p<0.01) ile pozitif, kişisel başarı (KB) (r=-0.26, p<0.01) ile ne-gatif yönde anlamlı bir ilişki gözlenmiştir. Benzer biçimde, ETÖ-KF ile MTE’nin alt ölçeklerinden duygusal tükenmişlik (DT) (r=0.42, p<0.01) ve du-yarsızlaşma (DY) (r=0.35, p<0.01) ile pozitif, kişisel başarı (KB) (r=-0.20, p<0.01) ile negatif yönde an-lamlı bir ilişki bulunmuştur.

Güvenirlik Çalışmaları: TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin güvenirlik çalışmaları kapsamında; Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı, madde toplam test korelasyon katsayısı ve test tekrar test (kararlılık) güvenirlik katsayısı yöntemleri kullanılmış ve bulgular tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1’e bakıldığında, TÖ-KF’ye ait Cronbach alfa iç tutarlık katsayısının 0.91 olduğu, madde toplam test korelasyonlarının 0.44 ile 0.77 arasın-da değerler aldığı, test tekrar test yöntemiyle dört hafta arayla elde edilen korelasyon katsayısının ise r=0.88 (p<0.01) olarak hesaplandığı göze çarpmak-tadır. Diğer yandan, ETÖ-KF’nin Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı 0.91 olarak hesaplanırken, madde toplam test korelasyonlarının 0.41 ile 0.76 arasında değiştiği ve dört hafta arayla elde edilen test tekrar test korelasyon katsayısının ise r=0.90 (p<0.01) elde edildiği görülmüştür.

Sonuç olarak, bu çalışmadan elde edilen bulgulara dayanarak, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Türkçe uyarla-

Tablo 1.TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Faktör Yükleri, Madde Toplam Test Korelasyonları, Açıkladıkları Varyans Oranları, Özdeğerleri, İç Tutarlık Katsayıları ve Test-Tekrar Test Güvenirlik Sonuçları

TÖ-KF ETÖ-KFMaddeler F. Y. r Maddeler F. Y. r

1. Yorgun .64 .56 1. Yorgun .64 .572. İnsanlar İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış .52 .44 2. Eşi/Partneri İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış .73 .653. Umutsuz .79 .72 3. Umutsuz .83 .764. Kapana Kısılmış .84 .77 4.Kapana Kısılmış .78 .705. Çaresiz .59 .51 5. Çaresiz .49 .416. Çökmüş .80 .74 6. Çökmüş .76 .707. Zayıf .80 .74 7. Zayıf .80 .738. Güvensiz .77 .69 8. Güvensiz .79 .719. Uyuma Güçlüğü .79 .73 9. Uyuma Güçlüğü .81 .7410. Yeter Artık Dayanamıyorum .82 .75 10. Yeter Artık Dayanamıyorum .77 .70

N 460 N 460Açıklanan Varyans (%) 55.17 Açıklanan Varyans (%) 55.62

Özdeğerler 5.52 Özdeğerler 5.56Cronbach Alpha .91 Cronbach Alpha .91Test-Tekrar Test .88 Test-Tekrar Test .90

Page 10: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1402

masından elde edilen formlarının mesleki tüken-mişliği ve eş tükenmişliğini ölçebilecek düzeyde yüksek geçerlik ve güvenirlik değerlerine sahip ol-duğu söylenebilir.

Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puan-ları Arasında Anlamlı Bir İlişkinin Olup Olma-dığına Yönelik Bulgular

Katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF’den aldıkları pu-anlar arasındaki ilişkileri belirlemek üzere Pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı uygulan-mış ve bulgular tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF Puanları Arasındaki İlişki-lerden Elde Edilen N, Ortalama, Standart Sapma ve Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı Sonuçları

Gruplar Ölçme Araçları N r

ToplamTÖ-KF 460

.60*ETÖ-KF 460

Hemşire (H)TÖ-KF 130

.60*ETÖ-KF 130

Öğretmen (Ö)TÖ-KF 190

.51*ETÖ-KF 190

Okul Yöneticisi (OY)TÖ-KF 140

.58*ETÖ-KF 140

*p< .01

Tablo 2’de katılımcıların aldıkları toplam puanlar göz önünde bulundurulduğunda TÖ-KF puanları ile ETÖ-KF puanları arasında orta düzeyde pozitif yönde (r= .60, p<.01) anlamlı bir ilişkinin olduğu göze çarpmaktadır. Mesleklerine göre katılımcı-ların aldıkları puanlara bakıldığında ise, her üç meslek grubu için TÖ-KF puanları ile ETÖ-KF puanları arasında orta düzeyde pozitif yönde (Hr= .60, p<.01; Ör= .51, p<.01; OYr= .58, p<.01) anlamlı ilişkilerin olduğu göze çarpmaktadır.

Mesleklerine Göre Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puanları Arasında Anlamlı Bir Fark-lılaşmanın Olup Olmadığına Yönelik Bulgular

Mesleklerine göre katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF’den aldıkları puanlar arasında farklılaşmayı be-lirlemek üzere tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmış ve bulgular tablo 3’te verilmiştir.

Tablo 3’te mesleklerine göre TÖ-KF (F(2-459)= 21.671, p>.01, η2=.095) ve ETÖ-KF (F(2-459)= 22.325, p>.01, η2=.089) puan ortalamaları açı-sından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Ortaya çıkan bu farkın kaynağını araştırmak amacıyla post hoc test olarak uygulanan Scheffe testi sonuçlarına göre; TÖ-KF puan ortala-maları açısından hemşirelerin puan ortalamaları-nın, öğretmen ve okul yöneticilerinin puan ortala-malarından yüksek olduğu görülmektedir. ETÖ-KF puan ortalamaları açısından ise hemşirelerin puan ortalamalarının, öğretmen ve okul yöneticilerinin puan ortalamalarından; okul yöneticilerinin puan ortalamalarının da öğretmenlerin puan ortalama-larından anlamlı bir düzeyde yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Buna ek olarak, elde edilen eta kare değerlerine göre meslek değişkeninin TÖ-KF (η2= .095) ve ETÖ-KF (η2= .089) puan ortalamalarına etkisi orta düzeyde bulunmuştur.

Cinsiyetlerine Göre Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puanları Arasında Anlamlı Bir Fark-lılaşmanın Olup Olmadığına Yönelik Bulgular

Cinsiyetlerine göre katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF’den aldıkları puanlar arasındaki farklılaşmayı belirlemek üzere t testi uygulanmış ve bulgular tab-lo 4’te verilmiştir.

Tablo 4. Katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF Puanlarına İlişkin, N, Ortalama, Standart Sapma ve t Testi SonuçlarıÖlçme Araçları Cinsiyet N X S t

TÖ-KFKadın (K) 262 2.64 1.15

2.86*Erkek (E) 198 2.35 .92

TÖ-KFKadın (K) 262 2.27 1.10

2.91*Erkek (E) 198 1.99 .85

*p< .01

Tablo 3.Mesleklerine Göre Katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF Puanları Arasındaki Farklılaşmalardan Elde Edilen N, Ortalama, Standart Sapma ve Tek Yönlü Varyans Analiz (ANOVA) Sonuçları

Ölçme Araçları Gruplar n X S F Anlamlı Fark η2

TÖ-KFHemşire (H) 130 2.99 1.20

21.671*H-Ö

H-OY .095Öğretmen (Ö) 190 2.22 .95Okul Yöneticisi (OY) 140 2.49 .93

ETÖ-KFHemşire (H) 130 2.60 1.11

22.325*H-Ö

H-OYOY-Ö

.089Öğretmen (Ö) 190 1.86 .85Okul Yöneticisi (OY) 140 2.13 .97

*p< .01

Page 11: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1403

Tablo 4’te katılımcıların puanlarına bakıldığında, kadınların TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalamaları-nın (TÖ-KFX = 2.64, Ss= 1.15; ETÖ-KFX = 2.27, Ss= 1.10) her ikisinde de erkeklerin TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalamalarından (TÖ-KFX= 2.35, Ss= .92; ETÖ-KFX = 1.99, Ss= .85) yüksek olduğu görülmektedir. Benzer biçimde, cinsiyetler arasında TÖ-KF (t=2.86, p<.01) ve ETÖ-KF (t=2.91, p<.01) puanları açısından kadınlar lehine istatistiksel ola-rak anlamlı farklılıkların olduğu göze çarpmaktadır.

Tartışma

Psikonalitik-varoluşçu bir bakış açısıyla gerçekleş-tirilen bu çalışma ile 70’li yıllardan bu yana bilim dünyası için yoğun bir araştırma konusu olan ve bireylerin hem mesleki hem de evlilik yaşamını önemli düzeyde tehdit eden tükenmişlik fenomeni-nin ölçülmesi aşamasında daha az zaman gerekti-ren ve daha az maddeden oluşan kullanımı kolay bir ölçme aracı olarak katkıda bulunacak TÖ-KF ve ETÖ-KF Türkçe’ye kazandırılmıştır. Ayrıca ka-tılımcıların mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği puanları açısından tüm gruplarda orta düzeyde po-zitif yönde anlamlı ilişkiler bulunurken, meslekle-rine göre en yüksek ilişki katsayısına hemşirelerin ulaştığı ve onları daha sonra sırasıyla okul yöneti-cilerinin ve öğretmenlerin takip ettiği görülmüştür. Diğer yandan, katılımcıların mesleklerine ve cinsi-yetlerine göre mesleki ve eş tükenmişlik puan or-talamaları arasındaki farklılaşmalar incelenmiş ve TÖ-KF puan ortalamaları açısından hemşirelerin, ETÖ-KF puan ortalamaları açısından hemşirelerin ve okul yöneticilerinin, cinsiyetler açısından ise kadın katılımcıların lehine anlamlı sonuçlara ula-şılmıştır. Buna ek olarak, mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği puanları üzerinde meslek değişkeni-nin büyük düzeyde bir etkisinin olduğu görülmüş-tür. Elde edilen bulgular araştırmanın alt amaçları doğrultusunda sırasıyla aşağıda tartışılmıştır.

Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun (ETÖ-KF) Türkçe’ye Uyarlama Geçerlik ve Güvenirlik Ça-lışmalarına Yönelik Bulguların Tartışılması

TÖ-KF’nin Türkçe uyarlama geçerlik ve güvenirlik çalışmalarından elde edilen bulgular sonucunda tek faktörlü bir yapı elde edilmiştir. Bu tek faktörün özdeğeri 5.52, toplam varyans açıklama oranı ise %55.17 olarak bulunmuştur. Pines (2005) çalışma-sında, tek ve üç faktör çözümlemesi yaparak elde ettiği sonuçlarda, sırasıyla tükenmişlik varyansı-nın %46,2’sini açıklayan tek bir faktör ve %64,8’ini

açıklayan 3 faktörlü yapılara ulaştığını rapor etmiş-tir. Benzer biçimde, Tümkaya ve arkadaşları (2009) tarafından öğretmen adayları üzerinde gerçekleşti-rilen çalışma sonucunda, tükenmişlik varyansının %55.92’sini açıklayan tek faktörlü bir yapıya ula-şıldığı rapor edilmiştir. Bu durumda bu çalışma-dan elde edilen sonuçlar, Pines’in (2005) tek faktör çözümlemesinden elde ettiği ve daha önce TÖ için benzer sonuçların elde edildiği araştırmalar (Cor-coran, 1986; Justice ve ark., 1981; Schaufeli ve Van Dierendonck, 1993) ile Tümkaya ve arkadaşları-nın elde ettiği sonuçlarla benzerlik gösterirken, üç boyutlu olduğunu belirten araştırma sonuçlarıyla (Enzmann ve Kleiber, 1989; Enzmann, Schaufeli, Janssen ve Rozeman, 1998; Mei ve Li, 2006; Shirom ve Ezrachi, 2003) farklılık göstermektedir.

TÖ-KF’nin ölçüt bağıntılı geçerliğine kanıt oluş-turması amacıyla ise, MTE’nin alt ölçekleri ile TÖ-KF’nin puanları arasındaki ilişki incelenmiştir. Elde edilen sonuçlarda, TÖ-KF puanları ile MTE’nin, DT (r=0.61, p<0.01) ve DY (r=0.34, p<0.01) alt ölçek puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif korelasyon, KB (r=-0.30, p<0.01) alt ölçek puanı arasında ise anlamlı düzeyde negatif bir korelas-yon gözlenmiştir. Bu bulgular, TÖ toplam puanı ile tükenmişliğin yalnız başına temel boyutu oldu-ğu ifade edilen MTE’nin duygusal tükenmişlik alt boyutu arasında yüksek korelasyon bulan Corcoran (1986), Enzmann ve Kleiber (1989), Schaufeli ve Van Dierendonck (1993), Stout ve Williams (1983) ve Çapri’nin (2006) bulguları ile tutarlı görünmek-tedir. Ayrıca, TÖ-KF’nin diğer duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutlarıyla da nispeten yüksek korelasyon bulunması Çapri’nin (2006) TÖ ile ilgili çalışmalarından elde ettikleri bulgularıyla benzer-lik göstermektedir ve elde edilen tüm bu bulgular ölçeğin ölçüt bağıntılı geçerliğini desteklemektedir.

TÖ-KF’nin güvenirliğine ilişkin olarak yapılan çalışmalarda ise iç tutarlık ve test-tekrar test yön-temleriyle elde edilen korelasyon katsayıları hesap-lanmıştır. Yapılan hesaplamada iç tutarlık katsayısı 0.91 olarak hesaplanmıştır. Bu bulgular, Pines’in (2005) ölçeğin orijinali için yaptığı çalışmalarda iç tutarlık katsayılarının 0.85 ile 0.92 arasında değişti-ğini rapor ettiği sonuçlarla tutarlılık göstermekte-dir. Benzer biçimde, Pines (2005) orijinal TÖ-KF için yüksek lisans öğrenci grubu üzerinde test tek-rar test korelasyon katsayısını 0.74 olarak hesaplar-ken, Tümkaya ve arkadaşları (2009) ölçeğin dört hafta arayla öğretmen adayları üzerindeki uyarlama çalışmasında korelasyon katsayısını 0.70 olarak he-saplamışlardır. Bu uyarlama çalışması kapsamında TÖ-KF’nin dört hafta arayla elde edilen test tekrar

Page 12: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1404

test korelasyon katsayısı 0.88 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bu bulgu ölçeğin zamana bağlı değiş-mezlik düzeyinin yeterli olduğunu göstermektedir.

TÖ-KF (Pines, 2005), Pines ve Aronson (1988) ta-rafından geliştirilen 21 maddelik TÖ’nün bağlamsal temeli doğrultusunda belirlediği 10 maddelik uyar-lanmış haliyken, ETÖ-KF ise Pines (1996) tarafın-dan geliştirilen ETÖ’nün bağlamsal temeli doğrul-tusunda belirlediği 10 maddelik uyarlanmış halidir. Pines (2005) TÖ-KF’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını rapor ederken, Pines ve arkadaşları (2011) araştırmalarında ETÖ-KF’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarına yer vermemişlerdir. Yal-nızca araştırma kapsamındaki verilerden elde edi-len iç tutarlık katsayılarını (Cronbach alpha) rapor etmişlerdir. Bu araştırmada ise Pines ve arkadaşla-rından (2011) farklı olarak ETÖ-KF’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarına da yer verilmiştir.

ETÖ-KF’nin Türkçe uyarlama geçerlik ve güve-nirlik çalışmalarından elde edilen sonuçlar, TÖ-KF’nin sonucuyla benzer bir biçimde tek faktörlü bir yapıya işaret etmektedir. Bu tek faktörün özde-ğeri 5.56, toplam varyans açıklama oranı ise %55.62 olarak bulunmuştur. ETÖ-KF’nin ölçüt bağıntılı geçerliğine kanıt oluşturması amacıyla MTE’nin alt ölçekleri ile ETÖ-KF’nin puanları arasındaki ilişki incelenmiş ve ETÖ-KF puanları ile MTE’nin, DT (r=0.42, p<0.01) ve DY (r=0.35, p<0.01) alt ölçek puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif korelas-yon, KB (r=-0.20, p<0.01) alt ölçek puanı arasında ise anlamlı düzeyde negatif bir korelasyon gözlen-miştir. Elde edilen bu sonuçlar Çapri’nin (2008) ETÖ ile ilgili bulguları ile tutarlı görünmekte ve ölçeğin ölçüt bağıntılı geçerliğini desteklemektedir.

Diğer yandan, ETÖ-KF’nin güvenirliğine ilişkin olarak yapılan çalışmalarda ise iç tutarlık ve test-tekrar test yöntemleriyle elde edilen korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamada iç tutarlık katsayısı 0.91 olarak hesaplanmıştır. Bu bulgular, Pines ve arkadaşlarının (2011) evli birey-lerden elde edilen verilerle hesapladıkları iç tutarlık katsayılarının evli kadınlar için 0.94, evli erkekler için ise 0.95 olarak buldukları araştırma sonuçla-rıyla tutarlılık göstermektedir. Ayrıca ETÖ-KF’nin dört hafta arayla elde edilen test tekrar test kore-lasyon katsayısı 0.90 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen bu bulgu, Çapri’nin (2008) ETÖ için 2 ay arayla 0.91 olarak elde ettiği bulgusu ile benzerlik göstermekte ve ölçeğin zamana bağlı değişmezlik düzeyinin yeterli olduğuna işaret etmektedir.

Bu çalışmadan elde edilen bulgulara dayanarak, TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin Türkçe uyarlama sonuçla-rının hemşire, öğretmen ve eğitim yöneticilerinin

mesleki ve eş tükenmişlik düzeylerini ölçebilecek nitelikte yeterince yüksek geçerlik ve güvenirlik de-ğerlerine sahip olduğu söylenebilir.

Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puan-ları Arasında Anlamlı Bir İlişkinin Olup Olma-dığına Yönelik Bulguların Tartışılması

İkinci alt problemde, katılımcıların mesleki tüken-mişlik ve eş tükenmişliği puanları arasındaki ilişki değerlendirildiğinde, TÖ-KF puanları ile ETÖ-KF puanları arasında orta düzeyde pozitif yönde (r= .60, p<.01) anlamlı bir ilişkinin olduğu bulunmuş-tur. Mesleklerine göre ise katılımcıların mesleki ve eş tükenmişlikleri arasındaki ilişkilere bakıldığın-da, en yüksek ilişki katsayılarına hemşirelerin (r= .60, p<.01) sahip olduğu, onları sırasıyla okul yö-neticilerinin (r= .58, p<.01) ve öğretmenlerin (r= .51, p<.01) takip ettiği göze çarpmaktadır. Bulunan bu ilişki katsayılarının literatürde (Gonzalez, 2000; Laes ve Laes, 2001; Nunes ve ark., 2000; Pines, 1996, 2000c; Pines ve ark, 1981; Pines ve ark., 2000; Pines ve ark., 2011; Pines ve Nunes, 2003; Utasi, 2000) birbirlerinden kültürel ve sosyo-demografik açı-lardan farklı özelliklere sahip katılımcılardan elde edilen sonuçlarla tutarlı olduğu göze çarpmaktadır. Ancak bu çalışmalardan elde edilen ilişki katsayı-larının genel olarak r= .30 ile r= .42 arasında de-ğiştiği rapor edilmiştir. Diğer taraftan, ülkemizde Çapri’nin (2008) üniversite personeli üzerinde ger-çekleştirdiği araştırmasında mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği arasındaki ilişki katsayısının r= .53 olduğu bulunmuştur. Tüm bu sonuçlar göz önün-de bulundurulduğunda, Türkiye’de yürütülen bu çalışmadan elde edilen sonucun aynı ülkede Çapri (2008) tarafından yapılan araştırma sonucuyla ben-zer, diğer ülke ve kültürlerden elde edilen sonuçlar-dan ise yüksek olduğu görülmektedir.

Bu noktada, yurtdışı literatürü açısından değerlen-dirildiğinde, özellikle yapılan çalışmalardaki ülke ve kültürlerin neredeyse tamamına yakını ABD, İngiltere, İspanya, Portekiz, Finlandiya gibi kül-türel olarak bireyci bir özelliğe sahiptir. Bu çalış-malardaki ülkelerden yalnızca İsrail, ülkemiz gibi kültürel olarak daha çok toplulukçu bir ülke olarak göze çarpmaktadır. Ancak İsrail örnekleminden elde edilen sonuçların da kültürel olarak bireyci bir özelliğe sahip olan ülkelerden elde edilen puanlarla benzer olduğu göze çarpmaktadır.

Ayrıca Pines’e (1993; 1996) göre mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği birbirine paralel geliştiği gibi aynı zamanda birbirlerini de etkilemektedir ve ev yaşa-mından iş yaşamına, iş yaşamından ev yaşamına

Page 13: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1405

doğru bir yayılma biçiminde de gerçekleşebilmek-tedir. Bu durumda, evlilik ve mesleki yaşamların-da varoluşsal bir anlam duygusu arayan insanların tükenmişlik duyguları, evliliklerinde ve iş yaşamla-rında eşgüdümlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Buradan yola çıkıldığında, bu çalışmada mesleki ve eş tükenmişliği arasında elde edilen yüksek ilişki de-ğerleri Türkiye’deki bireylerin iş ve evlilik yaşamları-na ilişkin beklentilerinin benzer düzeyde olduğunu ve bu nedenle de birinde ortaya çıkan tükenmişliğin de diğerine yayıldığını düşündürmektedir. Ayrı-ca, bu yayılma durumuna bağlı olarak evlilik ve iş yaşamlarında eşgüdümlü bir biçimde ortaya çıkan tükenmişlik duyguları da aralarındaki ilişki katsayı-sını yükseltmiş olabilir. Literatürde böylesi bir yayıl-ma sürecini destekleyen bir çok araştırma (Bakker ve ark., 2005; Demerouti ve ark., 2005; Hammer ve ark., 1997; Pines ve ark., 2011; Vinokur ve Westman, 1998; Westman, 2001; Westman ve Etzion, 1995; Westman ve ark., 2001) göze çarpmaktadır.

Mesleklerine Göre Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puanları Arasında Anlamlı Bir Farklılaşmanın Olup Olmadığına Yönelik Bulgu-ların Tartışılması

Mesleklerine göre katılımcıların TÖ-KF ve ETÖ-KF’den aldıkları puanlara bakıldığında, her üç meslek grubunun sonuçlarında da TÖ-KF puan ortalamalarının ETÖ-KF puan ortalamalarından; hemşirelerin TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalamala-rının ise okul yöneticileri ve öğretmenlerden daha yüksek olduğu görülmüştür. Diğer yandan, meslek-lerine göre TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı farkların ol-duğu ve bu farkların da TÖ-KF puan ortalamaları açısından hemşirelerin, ETÖ-KF puan ortalamaları açısından ise hemşirelerin ve okul yöneticilerinin lehine olduğu bulunmuştur.

Bu bulgulardan yola çıkılarak düşünüldüğünde, Türk örnekleminde hemşirelerin mesleki ve eş tü-kenmişlik düzeylerinin okul yöneticileri ve öğret-menlerden daha yüksek tükenmişlik ortalamaları-na sahip olduğu düşünülebilir. Bir başka deyişle bu üç farklı meslek grubu içinde mesleki tükenmişlik ve eş tükenmişliği açısından en fazla tükenmişlik yaşayanların hemşireler olduğu, daha sonra onları okul yöneticileri ve öğretmenlerin izlediği söyle-nebilir. Psikoanalitik-Varoluşçu bakış açısından, özellikle hemşirelerin tükenmişliklerinin diğer meslek gruplarından daha yüksek bulunması so-nucu, onların iş ve eşlerinden varoluşsal bir anlam duygusu elde etmek amacıyla oluşturdukları amaç ve beklentileri yeterince karşılayamamış olmaları

ve çocukluk yaralarını iyileştirebilmek amacıyla seçtikleri iş ve eşlerinin bu yaraları yeterince iyileş-tirememiş olmaları ile açıklanabilir.

Ancak benzer bakış açısıyla farklı kültürlerde hem-şireler üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonuç-larına bakıldığında, hemşirelerin çalışma şartları birbirine çok benzer olmasına rağmen Türk hem-şirelerin 2.99 olarak bulunan mesleki tükenmişlik ortalamalarının, 3.2 olarak bulunan Amerikan (Pi-nes ve Kanner, 1982) ve Alman (Enzman ve Klei-ber, 1989) ile 3.3 olarak bulunan Polonyalı (Scha-ufeli ve Janczur, 1990) hemşirelerin puan ortala-malarından nispeten biraz daha düşük, 2.8 olarak bulunan İsrailli (Pines, 2000b) hemşirelerin puan ortalamalarından ise nispeten daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Burada Amerikan ve Avrupalı hemşirelerden nispeten daha düşük bir puan elde edilmesi sonucunun, Etzion ve Pines (1986) ve Pines’in (2000b) İsrailli hemşirelerden elde edilen düşük puanlar için yaptıkları daha büyük bir anlam duygusuna sahip olmuş olabilecekleri biçimindeki yorumla açıklanabileceği düşünülmektedir.

Ayrıca TÖ-KF ve ETÖ-KF puanlarının değerlen-dirme aralıklarına göre, yalnızca hemşirelerin 2.5 ile 3.4 aralığında yer alarak tükenmişlik açısından bir tehlike sinyalinin olduğu düzeyde olduğu, öğ-retmen ve okul yöneticilerinin ise çok düşük bir tükenmişlik düzeyi olan 2.4 ve altında bir düzeyde yer aldığı göze çarpmaktadır. Bu sonuçlara ışığında düşünüldüğünde, tükenmişlik riskinin en yüksek olduğu insanlarla yüz yüze ilişki ve etkileşim ge-rektiren meslek gruplarında yer almalarına rağmen Türk Hemşire, öğretmen ve okul yöneticilerinin farklı ülkelerdeki meslektaşlarına göre hem mesleki tükenmişlik, hem de eş tükenmişliğini daha düşük düzeylerde yaşıyor olmaları önemli bulunmuştur.

Cinsiyetlerine Göre Katılımcıların Mesleki ve Eş Tükenmişlik Puan Ortalamaları Arasında An-lamlı Bir Farklılaşmanın Olup Olmadığına Yöne-lik Bulguların Tartışılması

Katılımcıların cinsiyetlerine göre mesleki ve eş tü-kenmişlikleri değerlendirildiğinde, kadınların TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalamalarının her ikisinde de erkeklerin TÖ-KF ve ETÖ-KF puan ortalama-larından yüksek olduğu ve cinsiyetler arasında TÖ-KF ve ETÖ-KF puanları açısından kadınlar lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların olduğu gö-rülmektedir.

Mesleki tükenmişlik açısından kadınlar lehine elde edilen bu sonuçların, kadınların erkeklerden daha yüksek düzeyde mesleki tükenmişlik yaşadıklarının

Page 14: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

K U R A M V E U Y G U L A M A D A E Ğ İ T İ M B İ L İ M L E R İ

1406

rapor edildiği araştırma sonuçları (Çapri ve Gök-çakan, 2007; Etzion, 1988; Etzion ve Pines, 1986; Golembiewski ve ark., 1993; Lackritz, 2004; Leiter ve ark., 1994; Maslach ve Jackson, 1981; Pines ve Kafry, 1981; Pines ve ark., 2011; Ronen ve Pines, 2008; Tümkaya, 1997; Westman ve Etzion, 1990) ile benzerlik gösterdiği, cinsiyetler açısından erkeklerin lehine fark bulan (Bibou-Nakou ve ark., 1999; Brake ve ark., 2003; Burke ve Greenglass, 1989; Greenglass ve Burke, 1988; Maslach ve Jackson, 1985; Norvell ve ark., 1993) ve bu iki cinsiyet arasında hiçbir fark bula-mayan araştırmalar (Benbow ve Jolley, 2002; Evers ve ark., 2002; Greenglass, 1991; Hastings ve Bham, 2003; Kalimo, 2000; Maslach ve Jackson, 1985; Tuettemann ve Punch, 1992) ile farklılık gösterdiği göze çarpmak-tadır. Benzer biçimde, eş tükenmişliği açısından ka-dınların lehine elde edilen sonuçlar ise literatürdeki araştırma sonuçları (Pines, 1987, 1989, 1993, 1996; Pines ve ark., 2011) ile tutarlılık göstermektedir.

Ayrıca, bu araştırmada kadınların hem meslek hem de evliliklerinde daha fazla tükenmişlik yaşadığının bulunması, Greenglass ve Burke’nin (1988) araştırma-larında kadınlar için tükenmişliğin yordayıcılarının hem iş, hem de aile ve evlilik alanı olma eğilimi oldu-ğunu buldukları sonuçlarıyla tutarlılık göstermekte-dir. Bu noktada kadınların her iki alanda da daha fazla tükenmeleri durumu, Greenglass ve Burke’nin evli ve çocuk sahibi olan çoğu kadının, aynı zamanda evdeki temel sorumlulukları taşıma eğiliminde oldukları için özellikle çalışan kadınlar üzerindeki taleplerin eşlerin-den daha yüksek düzeyde olduğu ve bu nedenle de tükenmişliğin kadınlarda daha yüksek düzeyde ger-çekleşebileceği yönündeki yorumlarıyla açıklanabilir.

Buna ek olarak, Babaoğlan (2006) kadınların daha fazla tükenmişlik yaşamasının ülkemiz ve yurt dı-şında benzer biçimde yorumlandığını ifade etmiş ve kadınların taşıdığı sorumlulukların fazla olması, cinsiyet rolleri gereği karşılarındaki insanları daha fazla gözetmeleri, önem vermeleri ve sorunlarıyla daha fazla ilgilenmeleri, ailelerinin duygusal gerek-sinimlerinden daha fazla sorumlu olmaları (hem evde, hem de işte), diğer insanların sorunlarıyla ilgilenmenin getirdiği gerilim durumuyla iki kat daha fazla karşılaşmalarından dolayı tükenmişlik için daha fazla riskte olduğunu belirtmiştir. Bu du-rumda, bu araştırmada yer alan kadınların ev ve iş yerinde daha fazla sorumluluk taşımış olmaları ve sorunların getirdiği gerilim durumlarıyla iki kat karşılaşmış olmalarından ötürü daha fazla tüken-mişlik yaşamış oldukları düşünülebilir.

Diğer taraftan, eş tükenmişliği ortalama puanla-rı açısından kadınların lehine elde edilen sonuç, cinsiyetler açısından kadınların erkeklerden daha

yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadığının rapor edil-diği çalışmalarla (Pines, 1989, 1993, 1996) benzerlik göstermektedir. Böylesi bir sonucun nedeni olarak, Pines’in (1989) belirttiği gibi, evliliklerine yüksek bir beklenti oluşturacak nitelikte varoluşsal bir anlam yüklemiş olmaları ve eşlik/annelik rollerine ilişkin görevlerin üstesinden gelmede erkeklerden daha faz-la zorlanma ve stres yaşamış olmaları düşünülebilir.

Ayrıca, Pines’e (1996) göre, özellikle kadınlar er-keklerden farklı olarak, yaşamlarının en önemli ve anlamlı parçası olarak kariyerlerinden ziyade ilişki-lerini tanımlamakta ve bu da onların tükenmişlik yaşama olasılığını artırmaktadır. Bu durumda, Tür-kiye’deki kadınların erkeklere nazaran daha fazla eş tükenmişliği yaşamaları onların evlilik ve ilişkileri-ni yaşamlarının merkezine almaları varoluşsal an-lam duygusunu daha çok bu alana yüklemiş olma-larıyla açıklanabilir.

Diğer taraftan, Çapri’nin (2008) araştırmasında, ka-dınların eş tükenmişlik puanlarını en yüksek evlilik uyumu değişkeninin yordadığı bulunmuştur. Bura-dan yola çıkılarak düşünüldüğünde, bu araştırma kapsamındaki kadınlar, varoluşsal bir anlam duy-gusu elde etmek ve tükenmişlikle baş etmek ama-cıyla yüksek bir beklenti ile evlilik ve ilişkilerine başlamış olabilirler. Ancak evlilik ve ilişkilerinden yeterince doyum elde edememiş ve istedikleri nite-likte bir uyumu sağlayamamış olmalarından ötürü, tükenmişlik duygusunu daha fazla yaşamış olduk-ları düşünülebilir.

Elde edilen sonuçlar ışığında, bu konu üzerinde yeni çalışmalar yapacak olan araştırmacılara aşağı-daki önerilerde bulunulabilir:

• Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin, yeni gelişmelere bağlı olarak yaşayacağı değişim sü-reci ve TÖ-KF ve ETÖ-KF’nin görüşmecilerin beyanına dayalı [self-report] birer ölçme aracı olmalarının getirdiği sınırlılıklar göz önünde bulundurularak, her kullanımında temel geçer-lik ve güvenirlik çalışmalarının tekrarlanması, toplanan bilgilerin bilimselliği açısından gerekli-dir. Ayrıca bundan sonra yapılacak çalışmalarda, bu çalışmanın katılımcıları dışında kalan farklı meslek çalışanları üzerinde ve her iki eşin yer aldığı evli bireyler üzerinde de geçerlik ve güve-nirlik çalışmalarının yapılması yararlı olacaktır.

• Bu araştırmada, mesleki tükenmişlik ve eş tüken-mişliği arasında anlamlı ilişkilerin elde edilmesi, Pines’in psikoanalitik-varoluşçu mesleki tüken-mişlik ve eş tükenmişliği modelleri arasındaki, kavramsal, felsefi ve kuramsal ilişkilerin varlığı-na işaret etmektedir. Bu nedenle, yeni araştırma-

Page 15: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması...

1407

larla Pines’in bu modelleri arasındaki ilişkilerin nitel ve nicel yöntemler kullanılarak incelenmesi yararlı olacaktır. Bunun yanında, Pines’in her iki kuramının da Türkiye’de kuramsal bir temelle test edilmesinin ve batı ülkelerinden farklı puan ortalamalarına ulaşılmasının nedenlerinin orta-ya çıkarılmasına yönelik araştırmaların yapılma-sının önemli olduğu düşünülmektedir.

• Bu araştırma, hemşireler, öğretmenler ve eğitim yöneticileri üzerinde sınırlandırılarak gerçek-leştirilmiştir ve meslek değişkenin hem mesleki tükenmişlik, hem de eş tükenmişliği üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Bun-dan sonra, benzer çalışmalar hem yüz yüze ça-lışan diğer meslek dalları (doktor, polis, avukat, asker vb.), hem de yüz yüze çalışmayan meslek dalları (endüstri çalışanları, masa başı çalışanları vb.) üzerinde genişletilerek incelenebilir.

• Cinsiyetler açısından mesleki ve eş tükenmişlik puanlarının her ikisinde de kadınlar lehine an-lamlı sonuçların elde edilmesi ve literatürdeki farklı sonuçlardan ötürü, cinsiyet değişkenine ilişkin daha detaylı ve derinlemesine araştırma-ların dizayn edilmesinin gerekli olduğu düşünül-mektedir.

• Türkiye’deki hemşire, öğretmen ve okul yöneti-cilerinden elde edilen mesleki ve eş tükenmişlik ortalama puanları ile ilgili olarak daha geniş ör-neklem grupları üzerinde nitel ve nicel araştırma yöntemlerine dayalı yeni çalışmaların yapılması yararlı olacaktır. Ayrıca farklı meslek gruplarını da içine alacak bir biçimde kültürlerarası karşı-laştırmaya dayalı çalışmaların yapılarak derin-lemesine incelenmesi literatüre önemli katkılar sağlayacaktır.

• İnsan yaşamının en önemli iki alanını oluşturan meslek ve evlilik ortamında ortaya çıkan ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen tükenmişlik durumlarını yaşayan evli ve çalışan bireylerin tükenmişlik düzeylerini azaltmaya yönelik de-neysel çalışmaların yapılması her iki alana da önemli veriler sağlayacaktır. Ayrıca bireylerin bu sendromla etkili bir biçimde baş etmelerine yardım etmek amacıyla, psikolojik danışmanlar, meslek danışmanları ile evlilik ve aile danışman-ları tarafından gerek bireysel, gerekse grupla psikolojik danışma çalışmalarının yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Page 16: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

Researches concerning the phenomenon of burnout which has been studied as a common research subject since 1970s in the foreign and since the 1990s in the local literature have been observed to be conducted in a different progress. At the beginning, human services fields working with people face-to face were studied and in the subsequent years this continued with the studies of

occupational groups working in almost all the fields (Maslach & Leiter, 1997). At the final stage, the direction of the research has been observed to reach a new and specific point with the studies on the out-of-profession population such as “spouses/married couples” (Çapri, 2008; Pines, 1993, 1996; Pines & Nunes, 2003) and “students” (Çapri, Gündüz, & Gökçakan, 2011; Hu & Schaufeli, 2009; Kutsal,

Educational Sciences: Theory & Practice - 13(3) • 1408-1417 ©2013 Educational Consultancy and Research Center

www.edam.com.tr/estpDOI: 10.12738/estp.2013.3.1576

a Burhan ÇAPRİ, Ph.D., is currently an assistant professor of Guidance and Psychological Counseling. His research interests include stress and burnout (career, couple and student), self-efficacy (general, techer and student) and cognitive development. Correspondence: Assist. Prof. Burhan ÇAPRİ, Mersin University, Faculty of Education, Department of Educational Sciences, Yenişehir, Mersin, Turkey. Email: [email protected] Phone: +90 324 341 2815.

AbstractThe purpose of this research is to carry out the Turkish adaptation, validity, and reliability studies of Burnout Measure-Short Form (BMS) and Couple Burnout Measure-Short Form (CBMS) and also to analyze the correlation between the careers and couple burnout scores of the participants from the psychoanalytic-existential perspec-tive. This research included married individuals who have been living in Mersin and working as a nurse, teacher and school administrators. In the research “Burnout Measure-Short Version (BMS)”, “Couple Burnout Measure-Short Version (CBMS)”, “Maslach Burnout Inventory (MBI)” and an “Individual Knowledge Form” which was pre-pared by the researcher were used. In data analysis, principal components factor analysis, the criterion related validity, test-retest reliability, item-total test correlations and Cronbach’s Alpha coefficients were calculated. Moreover, the Pearson Product Moment Correlation Coefficient was used to calculate the relationships among the variables and t-test and one-way ANOVA was used to investigate the difference between the BMS and the CBMS scores in terms of gender and occupation. As a result of analysis, while the BMS and the CBMS were seen to be used in a valid and reliable way in Turkey, significant differences in terms of gender and occupation variables were found out and significant relations were found between participants’ career and couple burnout scores.

Key Words Career Burnout, Couple Burnout, Occupation, Gender, Validity, Reliability.

Burhan ÇAPRİa

Mersin University

The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short

Version (CBMS) and the Relationship between Career and Couple Burnout Based on Psychoanalytic-

Existential Perspective

Page 17: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short...

1409

2009; Pines, Neal, Hammer, & Icekson, 2011; Schaufeli, Martinez, Marques-Pinto, Salanova, & Bakker, 2002; Schaufeli, Salanova, Gonzalez-Roma, & Bakker, 2002; Zhang, Gan, & Zhang, 2005). Models developed to explain the burnout [Maslach Model (Maslach, 1976; Maslach & Jackson, 1982) Psychoanalytic Model (Freudenberger, 1980), Cherniss Model (Cherniss, 1980), Edelwich Model (Edelwich & Brodsky, 1980), Pines’ Psychoanalytic-Existential Model (Pines & Aronson, 1988; Pines, Aronson, & Kafry, 1981), Fischer Model (Fischer, 1983), Golembiewski and Munzenrider Model (Golembiewski & Munzenrider, 1984), Leiter Model (Leiter, 1991)] have significant contributions to this point arrived.

Considering the literature, Maslach’ career burnout model stands out to be the one on which the highest number of research has been conducted. According to this model (Maslach & Jackson, 1986), burnout is defined as a syndrome emerging as emotional exhaustion, depersonalization, reduced personal accomplishment among the individuals working in the human services field. According to Pines’ Psychoanalytic-Existential Model (Pines & Aronson, 1988) which is based on Frankl’s (1976) ideas about the human being’s search for meaning, burnout is defined as a symptom of physical, emotional and mental exhaustion resulting in the constant feeling of stress, hopelessness, despair and being trapped with the loss of enthusiasm, energy, idealism, perspective and purpose. Perhaps, the underlying reason why Pines’ Psychoanalytic-Existential Model has become so distinguishing is because it has added a new and significant dimension to the literature by adapting the burnout studies conducted on professions so far into an out-of-profession field such as couple/marriage. Because recent studies have revealed that career burnout has spread into the marriage/relationship and family (Burke & Greenglass, 2001; Hammer & Zimmerman, 2010; Hochschild, 1999; Jayaratne, Chess, & Knukel, 1986; Jones & Fletcher, 1993; Kinnunen & Mauno, 1998; Kossek & Ozeki, 1998; Lavee & Adital, 2007; Leaman, 1983; Pines et al., 2011; Rook, Dooley, & Catalano, 1991; Vinokur & Westman, 1998; Westman, 2001), the feeling of burnout experienced by one of the couples has passed on the other and this process of transition has become reciprocal (Bakker, Demerouti, & Schaufeli, 2005; Demerouti, Bakker, & Schaufeli, 2005; Hammer, Allen, & Grigsby, 1997; Pines et al., 2011; Vinokur & Westman, 1998; Westman, 2001; Westman & Etzion, 1995; Westman, Etzion, & Danon, 2001).

In addition, following the “Maslach Burnout Inventory (MBI)” in the literature, the second most-frequently used self-report instrument in order to measure the career burnout is Pines’ “Burnout Measure” (BM) (Schaufeli & Enzmann, 1998). The measure which is also used in non-occupational fields such as political conflict (Pines, 1994) and marriage-relationship (Pines, 1989, 1996) as well as many different occupational groups such as administrators, teachers, artists, scientists, students and social workers (Pines et al., 1981) was developed by Pines and Aronson (1988). BM’s adaptation into Turkish on different occupational groups and its validity and reliability studies were performed by Çapri (2006). On the other hand, in order to meet the needs of researchers and practitioners, Pines (2005) developed an easy-to-use and shorter version of BM with 10 items which requires less time in the implementation and analysis stages and contains fewer items instead of original 21-item BM. In our country, however, Turkish adaptation, validity and reliability studies of BMS were firstly carried out by specifically being limited to classroom preservice teachers by Tümkaya, Çam, and Çavuşoğlu (2009). Later on, Pines (1996) developed “Couple Burnout Measure (CBM)” by adapting BM used as quite valid and reliable on different occupations into couple relationships (such as marriage, engagement, fiance/fiancee and flirt etc.). Turkish adaptation, validity and reliability studies of CBM were carried out by Çapri (2008). Finally, instead of 21-item CBM, Pines et al. (2011) used its 10-item shorter form as an easy-to-use instrument which requires less time in the analysis stage and contains fewer items in order to meet the needs of the researchers and implementers.

On the other hand, when the relationship between the career and couple burnout is considered from the psychoanalytic-existential perspective, people choose their occupation and spouses in order to meet the needs that they could not satisfy in their childhood and to be able to get the chance of adding an existential meaning to their childhood experiences (Pines, 1996, 2000b; Pines & Yanai, 2000, 2001). According to Pines and Nunes (2003), people are in the highest expectation when they concentrate on such vital issues as the choice of career and spouse. In such a case, the highest expectation for an individual is some unsolved (unhealed) childhood wounds, and satisfaction and success gained in the life help them to heal these wounds. However, when people fail to gain them, chosen career or couple cause people to experience

Page 18: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1410

the same childhood traumas again rather than healing the wounds of them. Such a situation results in burnout. According to Pines psychoanalytic-existential perspective, there is a significant correlation between the career and couple burnout. Regarding the existence of such a significant correlation, a number of research findings in the literature stand out (Çapri, 2008; Gonzalez, 2000; Laes & Laes, 2001; Nunes, Pines, Rodrigue, & Utasi, 2000; Pines, 1993, 1996, 2000c; Pines & Nunes, 2003; Pines, Nunes, Rodrigue, & Utasi, 2000; Pines et al., 2011; Utasi, 2000).

Similarly, it is apparent that burnout studies on nurses, teachers and administrators have started to be carried out in parallel with the burnout literature since the early-1970s (Kremer-Hayon, Faraj, & Wubbels, 2001; Landsbergis, 1998; Pines & Kanner, 1982; Schaufeli, 1998) and they have been analyzed with different theoretical point of views (Buunk, Schaufeli, & Ybema, 1994; Friedman, 2000; Schaufeli, 1998; VanYperen, Buunk, & Schaufeli, 1992). One of the theoretical point of views working on these three occupations is the psychoanalytic-existential burnout approach. People who started the occupations of nursing, teaching and administrating choose them for similar reasons and their objectives and expectations also show some similarities at the very beginning of their careers (Pines, 2002a). In the literature based on this similarity, a number of research where the burnout of individuals in each of these three occupations has been examined from the psychoanalytic-existential perspective are available (Etzion, Kafry, & Pines, 1982; Pines, 1998a, 1998b, 2000a, 2000b, 2002a, 2002b).

In addition, it is seen that the subject of gender differences has been frequently studied in the literature on career and couple burnout. In the majority of the gender difference studies in the career burnout, it has been reported that women have experienced a higher level of career burnout than men (Babaoğlan, 2006; Çapri, 2008; Çapri & Gökçakan, 2007; Etzion, 1988; Etzion & Pines, 1986; Golembiewski, Scherb, & Boudreu, 1993; Lackritz, 2004; Leiter, Clark, & Durup, 1994; Maslach & Jackson, 1981; Pines & Kafry, 1981; Pines et al., 2011; Ronen & Pines, 2008; Tümkaya, 1997; Westman & Etzion, 1990). On the other hand, studies which found differences in favor of men in terms of gender (Bibou-Nakou, Stogiannidou, & Kiosseoglou, 1999; Brake, Bloemendal, & Hoogstraten, 2003; Burke & Greenglass, 1989; Greenglass & Burke, 1988; Maslach & Jackson, 1985; Norvell, Hills, & Murrin, 1993) and those which

found no differences between these two genders at all have also been reported (Benbow & Jolley, 2002; Evers, Brouwers, & Tomic, 2002; Greenglass, 1991; Hastings & Bham, 2003; Kalimo, 2000; Maslach & Jackson, 1985; Tuettemann & Punch, 1992). Similarly, in the consideration of couple burnout, it has been reported in the clinical studies and interviews with the couples experiencing burnout in terms of gender, women have experienced the burnout at a higher level than men (Pines, 1987, 1989, 1993, 1996; Pines et al., 2011).

It is seen that almost all of the studies conducted in the literature of burnout in our country were carried out based on the career burnout mostly within the scope of Maslach model and by particularly using the Maslach Burnout Inventory (MBI). From this perspective, the instruments which will be easily applied and scored in a short time by the researchers in the literature of the burnout whose field of study is getting wider and developing, and which will be used on both all occupations and also non-occupational groups are needed. By means of this very study done with the aim of meeting this need, Burnout Measure-Short Form (BMS) and Couple Burnout Measure-Short Form (CBMS) which have 10-item versions and take less time to answer, grade and interpret with respect to 21-item Burnout Measure (BM), the most frequently used scale after MBI, and Couple Burnout Measure (CBM) which is BM’s adapted version for couples will be able to be introduced into the Turkish literature by evaluating them on new data. Likewise, it is highly important that with this study in our literature the correlation between the career and couple burnout of individuals from different genders and occupations is being examined for the first time from the perspective of Pines’ psychoanalytic-existential burnout model. Moreover, in consideration of the fact that among all the studies within the frame of the psychoanalytic-existential model, burnout studies on different occupational groups such as nurses, teachers and administrators and gender differences have an important place, the results to be obtained in terms of the effects of these variables on the career and couple burnout will also make significant contributions to the literature.

Purpose of the Research

In the light of all these explanations, the main purpose of this research is to carry out the Turkish adaptation, validity and reliability studies of Burnout Measure-Short Form (BMS) and Couple Burnout Measure-Short Form (CBMS) and also

Page 19: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short...

1411

to analyze the correlation between the career and couple burnout scores of the participants from the psychoanalytic-existential perspective.

Sub-Purposes

• Are Burnout Measure-Short Form (BMS) and Couple Burnout Measure-Short Form (CBMS) valid and reliable instruments with suitable quality for Turkish?

• Is there a significant correlation between the career and couple burnout scores of the participants?

• Is there a significant difference between the career and couple burnout scores of the participants according to their occupations?

• Is there a significant difference between the career and couple burnout scores of the participants according to their genders?

Method

Research Design

This research which was aimed to carry out the Turkish adaptation validity, and reliability studies of Burnout Measure-Short Form (BMS) and Couple Burnout Measure-Short Form (CBMS) and also to analyze the correlation between the career and couple burnout scores of the participants from the psychoanalytic-existential perspective has the characteristic of survey conducted with a descriptive method. In the first stage of the research, within the scope of adaptation studies of BMS and CBMS, construct validity, criterion-related validity, coefficients of internal consistency and test-retest reliability were computed. In the second stage, the correlation between the career and couple burnout which were dependent variables was analyzed and whether independent variables such as occupation and gender made a significant difference on dependent variables were tried to be found out.

Population and Sample

The population of the research is composed of married participants who have been living in Mersin and working as a nurse, teacher and school administrators. Because of the hardship of the access to the participants with these qualities in the population, the sample representing the population was selected impartially and the method of “simple random sampling” in the choice of samples was used. Simple random sampling is

a type of sampling where all the members in the population have the equal chance of being selected (Karasar, 1995) and in this type of sampling, the selection is made impartially by considering the possibility of all the units in the population to be equal and independent (Balcı, 2001). Five hundred participants from primary and secondary schools and primary healthcare organisations who accepted to participate in the study voluntarily were included in the research sample in 2010, and after the participants had been informed about the objective of the research, applications were carried out in their working environment when they were in the break-time. While the data of the participants in the sampling of the research who filled the instruments fully and accurately were assessed, the data of the ones who had some parts missing in any of the personal information forms and instruments were not assessed. In this case, 40 participants - 28 female and 12 male - out of 500 taking place in the sample who did not fulfil the criteria were excluded from the sampling group. Thus, all the actions determined for the sub-purposes of the research were carried out on 460 participants in total -262 female (56,96%) and 198 male (43,04%) who met the criteria. 28,3% of the participants were nurses (n=130), 41,3% of them were teachers (n=190) and 30,4% were school administrators (n=140). Regarding their distribution in terms of the occupations, it was seen that 93 out of 190 teachers were female (48,9%) and 97 of them were male (51,1%); 39 out of 140 school administrators were female (27,9%) and 101 of them were male (72,1%) while all of 130 nurses were female (100%). The study conducted is restricted with the views of the teachers and school administrators working in the primary and secondary schools in the city center of Mersin and also of the nurses working in primary healthcare institutions stated in the information form applied and for the items in the instruments.

Instruments

Burnout Measure Short Form (BMS): Instead of the 21-item Burnout Measure (BM) of Pines and Aronson (1988), Pines (2005) adapted its 10-item shorter form as an easy-to-use instrument composed of fewer items in order to meet the needs of researchers and practitioners. 10 items selected from BMS were determined in accordance with the contextual base of 21-item BM which evaluates an individual’s physical, emotional and mental exhaustion levels. In order to assess individuals’ career burnout levels, a scale with

Page 20: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1412

7-points frequency scales (1 Never and 7 Always) was answered based on self-report. It has been observed that internal consistency coefficients of the scale figured out with the data that was gathered from different ethnicity, career and student groups differed between .85 and .92.

Couple Burnout Measure Short Form (CBMS): Instead of Pines’ (1996) 21-item Couple Burnout Measure (CBM), Pines et al. (2011) used its 10-item shorter form by adapting it for couple relationships (marriage, engagement, fiance/fiancee and flirt etc.) as an easy-to-use instrument composed of fewer items in order to meet the needs of researchers and practitioners. The most distinguishing point between CBMS and BMS was the replacement of the word “People” in the statement of “Disappointed with People” taking place in the second item on the scale with the words “Couple/Partner”. A 7-point frequency scale (1 Never and 7 Always) is answered based on self-report in order to measure the burnout level of the individuals who are married, flirting, engaged or in all types of relationships that can be described as couples. It was found out that internal consistency coefficients of the scale measured by the data gathered from the married couples were .94 for married women and .95 for married men.

Maslach Burnout Inventory (MBI): Maslach Burnout Inventory which is a 7-points Likert type scale developed by Maslach and Jackson (1981) and added to the literature with Maslach’s name is composed of 22 items and three sub-scales. Among these sub-scales, emotional exhaustion (EE) sub-scale is composed of 9 items; depersonalization (DP) sub-scale is composed of 5 items and personal accomplishment (PA) sub-scale is composed of 8 items in total. Scale items are scored as “0 never” and “6 always”. By making some changes in the inventory translated by Ergin (1992), answering options of the scale was decided to be arranged as 5-point scale “0 never” and “4 always” which were 7-point scale in the original form. The increase in the burnout means a high score in emotional burnout and depersonalization sub-scales and a low score on the personal accomplishment sub-scale. Scoring is done as three different burnout score for each person.

Personal Information Form: This form including the information about the participants’ gender and occupation independents was designed by the researcher.

Data Analysis

Having checked by the researcher, data gathered from the research was computerized and the statistical analysis of the data was done with SPSS package software version 17.0. In the scope of the first sub-purpose of the research, principal component factor analysis was applied in order to analyze BMS and CBMS factor structure. The item total test correlation was calculated with the purpose of providing evidence for the validity and homogeneity of items in the scales. Pearson product-moment correlation coefficient was found by calculating in order to determine the criterion-related validity of the scales. Internal consistency coefficient concerning the reliability of scales was calculated by using the Cronbach alpha coefficient. For test-retest reliability study, Pearson product-moment correlation coefficient was figured out by performing an application four-week interval. In the scope of the other sub-purposes of the research, Pearson product-moment correlation coefficient to determine the correlations between the scores of the participants from BMS and CBMS; t-test to determine whether there was a difference according to genders; and one-way analysis of variance (ANOVA) to determine whether there was a difference according to occupations were used. Scheffé test was applied to determine the source of resulting difference. In addition, in order to determine the effect size of the independent variables eta square (η2) value was analyzed. The eta square values were interpreted in accordance with Cohen’s-d index, which is one of the effect size indices. Some certain breakpoints were determined for Cohen’s-d interpretation: Effect sizes were grouped as “small” for d= .02, “medium” for d= .05 and “large” for d= .08 (Cohen, 1988 as cited in Erkuş, 2005). Starting from this, converting effect sizes into Cohen’s-d it was evaluated by considering .01 as “small”, .06 as “medium”, and .14 as”large”. The upper bound for an error margin in the analyses was accepted as 0.01.

Results

In the evaluation of the findings, it was seen that in the principal components factor analysis for BMS and CBMS construct validity, correlation coefficients between the total scores of BMS and CBMS in the scope of criterion-related validity studies and the scores of MBI sub-scale were statistically significant at the level of 0.01 while both of the scales had a structure of one factor. On the other hand, Cronbach alpha internal consistency coefficient, item test

Page 21: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short...

1413

correlation efficient, and test-retest reliability coefficients obtained within the scope of reliability studies of scales were found to be quite high.

Besides, while medium level positive significant correlation was found in all groups in terms of the participants’ career and couple burnout scores, it was seen that it was the nurses who reached the highest correlation coefficient according to the occupations and they were followed by school administrators and teachers respectively. On the other hand, the differentiation between the career and couple burnout score averages of the participants according to their occupations and genders was examined and significant results were reached in favor of nurses in terms of BMS score averages, in favor of nurses and school administrators in terms of CBMS score averages and in favor of female participants in terms of genders. In addition to this, the variable of occupation was seen to have a medium effect on the scores of career and couple burnout.

Discussion

In the first sub-purpose of the research, a single factorial structure was found in the result of the findings obtained from BMS construct validity studies. While this result showed similarities with the results of the research (Corcoran, 1986; Justice, Gold, & Klein, 1981; Schaufeli & Van Dierendonck, 1993) that Pines (2005) obtained from the one-factor solutions and for which similar findings had been obtained for BM beforehand, and also the results that Tümkaya et al. (2009) obtained for BMS, it differed with the results of the research stating to be three dimensional (Enzmann & Kleiber, 1989; Enzmann, Schaufeli, Janssen, & Rozeman, 1998; Enzmann & Kleiber, 1990; Mei & Li, 2006; Shirom & Ezrachi, 2003). In addition, in the results gained within the scope of the criterion-related validity of BMS, it was observed that there was a positive significant correlation between the scores of EE and DP sub-scales of MBI and the scores of BMS; however, there was a negative significant correlation between the scores of PA sub-scale and BMS. These findings seem to be consistent with the studies of Corcoran (1986), Enzmann and Kleiber (1989), Schaufeli and Van Dierendonck (1993), Stout and Williams (1983) and Çapri (2006) who state that there is a significant correlation between BM total score and sub-dimensions of MBI. All the findings obtained support the criterion-related validity of the scale. In addition to this, while internal consistency results for BMS are consistent with the results Pines (2005) obtained, the test-retest correlation results

are consistent with the results of Pines (2005) and Tümkaya et al. (2009). On the other hand, within the scope of criterion-related validity of CBMS, the correlation values obtained from the sub-factors of MBI show similarities with the correlation values Çapri (2008) obtained from CBM. Moreover, while internal consistency results gained for CBMS show similarities with the results that Pines et al. (2011) gained, test-retest correlation results also show similarities with the results that Çapri (2008) obtained from CBM.

In the second sub-purpose of the research, it was found that there was a medium level positive significant correlation between career and couple burnout scores of the participants. It is evident that these correlation coefficients are consistent with the results obtained in the literature (Çapri, 2008; Gonzalez, 2000; Laes & Laes, 2001; Nunes et al., 2000; Pines, 1996, 2000c; Pines et al., 1981; Pines et al., 2000; Pines et al., 2011; Pines & Nunes, 2003; Utasi, 2000). In addition, according to Pines (1993, 1996), just as career and couple burnout both develop in parallel with each other, so do they affect each other as well. Moreover, it can occur in the direction of domestic life towards work life or vice versa. From this point, high correlation values between career and couple burnout in this study make think that expectations of individuals in Turkey regarding their marriage and work life are similar and for this reason, burnout occurred in one also spreads to the other. A number of research supporting such a spreading process is available in the literature (Bakker et al., 2005; Demerouti et al., 2005; Hammer et al., 1997; Pines et al., 2011; Vinokur & Westman, 1998; Westman, 2001; Westman & Etzion, 1995; Westman et al., 2001)

In the third sub-purpose of the research, considering BMS and CBMS scores of the participants according to their occupations, it was revealed that BMS score averages were higher than CBMS score averages in the results of all three professions and also BMS and CBMS score averages of nurses were higher than those of school administrators and teachers. On the other hand, in terms of BMS and CBMS score averages according to occupations, it was found that there were statistically significant differences and these differences were in favor of nurses in terms of BMS score averages whereas they were in favor of nurses and school administrators in terms of CBMS score averages. From a Psychoanalytic-Existential perspective, the reason why especially nurses’ burnout was higher than the other occupations can be explained by

Page 22: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1414

the idea that they could not meet the goals and expectations sufficiently they set in order to get a sense of existential meaning from their jobs and couples and also the jobs and couples they chose in order to heal their childhood trauma failed to do so. However, regarding the research results conducted on nurses in different cultures with a similar point of view, it was seen that Turkish nurses’ career burnout score averages were relatively slightly lower than those of American (Pines & Kanner, 1982), German (Enzmann & Kleiber, 1989), and Polish (Schaufeli & Janczur, 1990) nurses while they were relatively higher than score averages of Israeli (Pines, 2000b) nurses despite having very similar working conditions. At this point, it is thought that the result of getting relatively lower scores than American and European nurses can be explained with an interpretation of Etzion and Pines (1986) and Pines (2000b) for Israeli nurses to have had a greater sense of meaning for their low scores.

In the fourth sub-purpose of the research, in consideration of career and couple burnout of the participants according to genders, it was shown that both of BMS and CBMS score averages of women were higher than BMS and CBMS score averages of men and there were statistically significant differences in favor of women in terms of BMS and CBMS scores. It was seen that these results obtained in favor of women in terms of career burnout showed similarities with the research results where women experiencing a higher career burnout than men were reported whereas they differed from both the research which found a difference in favor of men and found no difference between these two genders at all. Similarly, these results obtained in favor of women in terms of couple burnout are consistent with the research results in the literature.

References/KaynakçaBabaoğlan, E. (2006). İlköğretim okulu yöneticilerinde tükenmişlik (Yayınlanmamış doktora tezi). Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu.Bakker, A. B., Demerouti, E., & Schaufeli, W. B. (2005). The crossover of burnout and work engagement among working couples. Human Relations, 58(5), 661-689.Balcı, A. (2001). Sosyal bilimlerde araştırma yöntem, teknik ve ilkeleri. Ankara: Pegem A.Benbow, S. M., & Jolley, D. J. (2002). Burnout and stress amongst old age psychiatrists. International Journal of Geriatric Psychiatry, 17, 710-714.Bibou-Nakou, I., Stogiannidou, A., & Kiosseoglou, G. (1999). The relation between teacher burnout and teachers’ attributions and practices regarding school behaviour problems. School Psychology International, 20, 209-217.Brake, H. T., Bloemendal, E., & Hoogstraten, J. (2003). Gender differences in burnout among Dutch dentists. Community Dentistry Oral Epidemiology, 31, 321-327.Burke, R. J., & Greenglass, E. R. (1989). Psychological burnout among men and women in teaching: An examination of the Cherniss Model. Human Relation, 42(3), 261-273.Burke, R. J., & Greenglass, E. R. (2001). Hospital restructuring, work-family conflict and burnout among nursing staff. Psychology and Health, 16, 583-594.Buunk, B. P., Schaufeli, W. B., & Ybema, J. F. (1994). Burnout, uncertainty, and the desire for social comparison among nurses. Journal of Applied Social Psychology, 24, 1701-1718.Cherniss, C. (1980). Professional burnout in human service organizations. New York: Praeger Press.Corcoran, K. J. (1986). Measuring burnout: A reliability and convergent validity study. Journal of Social Behavior and Personality, 1, 107-112. Çapri, B. (2006). Tükenmişlik Ölçeği’nin Türkçe uyarlama geçerlik ve güvenirlik çalışması. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(1), 62-77. Çapri, B. (2008). Eş tükenmişliğini yordayan değişkenlerin incelenmesi (Yayımlanmamış doktora tezi). Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin. Çapri, B. ve Gökçakan, Z. (2007, Ekim). Endüstri çalışanlarında tükenmişlik: Cam, tekstil ve otomotiv sektörleri örneği. IX. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresi’nde sunulan bildiri, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.Çapri, B., Gündüz, B. ve Gökçakan, Z. (2011). Maslach tükenmislik envanteri-öğrenci formu (MTE-ÖF)’nun Türkçe’ye uyarlaması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 40, 134-147.Demerouti, E., Bakker, A. B., & Schaufeli, W. B. (2005). Spillover and crossover of exhaustion and life satisfaction among dual-earner parents. Journal of Vocational Behavior, 67, 266-289.Edelwich, J., & Brodsky, A. (1980). Burnout: Stages of disillusionment in helping professions. New York Human Science Press.Enzmann, D., & Kleiber, D. (1989). Stress and burnout in psychosozialen berufen. Heidelberg: Gottingen & Hogrefe. Enzmann, D., & Kleiber, D. (1990). Burnout: 15 years of research: An international bibliography. Göttingen: Hogrefe Verlag. Enzmann, D., Schaufeli, W. B., Janssen, P., & Rozeman, A. (1998). Dimensionality and validity of the Burnout Measure. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 71, 331-351.

Page 23: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short...

1415

Ergin, C. (1992, Eylül). Doktor ve hemşirelerde tükenmişlik ve Maslach Tükenmişlik Öçeği’nin uyarlanması. VII. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde sunulan bildiri. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.Erkuş, A. (2005). Bilimsel araştırma sarmalı. Ankara: Seçkin yayıncılık.Etzion, D. (1988). The experience of burnout and work/non work success in male and female engineers: A matched-pairs comparison. Human Resource Management Journal, 27(2), 163-179.Etzion, D., & Pines, A. M. (1986). Sex and culture in burnout and coping among human service professionals. Journal of Cross Cultural Psychology, 17, 191-209.Etzion, D., Kafry, D., & Pines, A. M. (1982). Tedium among managers: A cross cultural American-Israeli comparison. Journal of Psychology and Judaism, 1, 30-41. Evers, W. J. G., Brouwser, A., & Tomic, W. (2002). Burnout and self-efficacy: A study on teachers’ beliefs when implementing an innovative educational system in the Netherlands. British Journal of Educational Psychology, 72, 227-243.Fischer, H. J. (1983). A psychoanalytic view of burnout. In B. A. Farber (Ed.), Stress and burnout in the human service professions (pp. 40-45). Oxford: Pergamon. Frankl, V. E. (1976). Man’s search for meaning. New York: Pocket Books.Freudenberger, H. J. (1980). Burn-out. New York: Anchor Press. Friedman, I. A. (2000). Burnout in teachers: Shattered dreams of impeccable professional performance. Journal of Clinical Psychology, 56, 595-606.Golembiewski, R. T., & Munzenrider, R. (1984). Phases of psychological burnout and organizational covariants. Journal of Health and Human Resources Administration, 6, 290-323.Golembiewski, R. T., Scherb, K., & Boudreu, R. A. (1993). Burnout in cross-national settings: Generic and model-specific perspectives. In W. Schaufeli, C. Maslach, & T. Marek (Eds.), Professional burnout: Recent developments in theory and research (pp. 217-234). Washington, DC: Taylor and Francis.Gonzalez, J. M. R. (2000). Examination of the Spanish version of the Pines couple burnout measure. Internatıonal Journal of Psychology, 35(3-4), 291-291. Greenglass, E. R. (1991). Burnout and gender: Theoretical and organizational implications. Canadian Psychology, 32, 562-574.Greenglass, E. R., & Burke, R. J. (1988). Work and family precursors of burnout in teachers: Sex differences. Sex Roles, 18, 215-229.Hammer, L. B. & Zimmerman, K. L. (2010). Quality of work life. In S. Zedeck (Ed.), Handbook of I/O psychology (Vol. 3., pp. 399-431). Washington, DC: American Psychological Association. Hammer, L. B., Allen, E., & Grigsby, T. D. (1997). Work and family conflict in dual-earner couples: Within-individual and crossover effects of work and family. Journal of Vocational Behavior, 50, 185-203.Hastings, R. P., & Bham, M. S. (2003). The relationship between student behaviour patterns and teacher burnout. School Psychology International, 24, 115-127. Hochschild, A. R. (1999). The time bind: When work becomes home and home becomes work. New York: Henry Holt. Hu, Q., & Schaufeli, W. B. (2009). The factorial validity of the Maslach Burnout Inventory-student survey in China. Psychological Reports, 105, 394-408.

Jayaratne, S., Wayne, A., Chess, W. A., & Knukel, D. A. (1986). Burnout: Its impact on child welfare workers and their spouses. Social Work, 31, 53-59.Jones, E., & Fletcher, B. (1993). An empirical study of occupational stress transmission in working couples. Human Relations, 46, 881-902.Justice, B., Gold, R. S., & Klein, J. P. (1981). Life events and burnout. Journal of Psychology, 108, 219-226. Kalimo,  R. (2000). The challenge of changing work and stress for human resources. The case of Finland. Journal of Tokyo Medical University, 58, 349-356.Karasar, N. (1995). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Alkım Yayınevi.Kinnunen, U., & Mauno, S. (1998). Antecedents and outcomes of work-family conflict among women and men in Finland. Human Relations, 51, 157-177.Kossek, E. E., & Ozeki, C. (1998). Work-family conflict, policies, and the job-life satisfaction relationship: A review and directions for organizational behavior-human resources research. Journal of Applied Psychology, 83, 139-149.Kremer-Hayon, L., Faraj, H., & Wubbels, T. (2001). Burn-out among Israeli Arab school principals as a function of Professional identity and interpersonal relationships with teachers. International Journal of Leadership in Education, 5(2), 149-162.Kutsal, D. (2009). Lise öğrencilerinin tükenmişliklerinin incelenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Lackritz, J. R. (2004). Exploring burnout among university faculty: Incidence, performance, and demographic issues. Teaching and Teacher Education, 20, 713-729.Laes, T., & Laes, T. (2001, August). Career burnout and its relationship to couple burnout in Finland: A pilot study. Paper presented in a symposium entitled “The Relationship between Career and Couple Burnout: A Cross-Cultural Perspective” held at the Annual Convention of The American Psychological Association, San Francisco, California.Landsbergis, P. L. (1998) Occupational stress among health care workers: A test of the job demands control model. Journal of Organizational Behaviour, 9, 217-239.Lavee, Y., & Adital, B. (2007). Relationship of dyadic closeness with work-related stress: A daily diary study. Journal of Marriage and Family, 69, 1021-1035.Leaman, D. R. (1983). Needs assessment: A technique to reverse marital burnout. Journal of Psychology and Christianity, 2, 47-51. Leiter, M. P. (1991). Coping patterns as predictors of burnout: The function of control and escapist coping. Journal of Organizational Behaviour, 12, 123-144.Leiter, M. P., Clark, D., & Durup, J. (1994). Distinct models of burnout and commitment among men and women in the military. Journal of Applied Behavioral Science, 30, 63-82. Maslach, C. (1976). Burned-out. Human Relations, 15, 16-22.Maslach, C., & Jackson, S. E. (1981). The measurement of experienced burnout. Journal of Occupational Behavior, 2, 99-113.Maslach, C., & Jackson, S. E. (1982). Burnout in health professions: A social psychological analysis. In G. Sanders, & J. Suls (Eds.), Social psychology of health and illness (pp. 227-251). Hillsdale, NJ: Erlbaum.Maslach, C., & Jackson, S. E. (1985). The role of sex and family variables in burnout. Sex Roles, 12(7/8), 837-851.

Page 24: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1416

Maslach, C., & Jackson, S. E. (1986). Maslach Burnout Inventory Manual. University of California: Palo Alto, Consulting Psychologist Press. Maslach, C., & Leiter, M. P. (1997). The truth about burnout: How organizations cause personal stress and what to do about it. San Francisco: Jossey Bass. Mei, M. J., & Li, Y. X. (2006). Construction research on the burnout measure. Psychological Science (in Chinese), 29, 409-411.Norvell, N., Hills, H., & Murrin, M. (1993). Understanding stress in female and male law enforcement officers. Psychology of Women Quarterly, 17, 289-301.Nunes, R., Pines, A. M., Rodrigue, J. M., & Utasi, A. (2000). Career burnout and couple burnout: A cross-cultural perspective-Portuguese Reality.  Internatıonal Journal of Psychology, 35(3-4), 290-290. Pines, A. M. (1987). Sex differences in marriage burnout. Israel Social Science Research. Special Issue: Women in Israel, 5, 60-75.Pines, A. M. (1989). Sex differences in marriage burnout. Israel Social Sciance Research, 5, 60-75.Pines, A. M. (1993). Burnout-An existential perspective. In W. Schaufeli, C. Maslach, & T. Marek (Eds.), Professional burnout: Developments in theory and research (pp. 33-52). Washington D.C.: Taylor & Francis.Pines, A. M. (1994). The palestinian intifada and Israilis’ burnout. Journal of Cross-Cultural Psychology, 25(4), 438-451.Pines, A. M. (1996). Couple burnout: Causes and cures. New York/London: Routledge.Pines, A. M. (1998a, August). Nurses burnout: An existential perspective. Paper presented at The International Congress of Applied Psychology, San Francisco, CA. Pines, A. M. (1998b, August). Techer burnout: a psychodynamic existential perspective. Paper presented at the Annual convention of the American Psychological Association. San Francisco, CA. Pines, A. M. (2000a). Treating career burnout: A psychodinamic existential perspective. Psychotherapy in Practice, 56(5), 633-642.Pines, A. M. (2000b). Nurses’ burnout: An existential psychodynamic perspective. Journal of Psychosocial Nursing & Mental Health Services, 38(2), 23-31.Pines, A. M. (2000c). Career burnout and couple burnout in Israel and the USA. Internatıonal Journal of Psychology, 35(3-4), 290-290. Pines, A. M. (2002a). A psyhoanalytic-existential approach to burnout: Demonstrated in the cases of a nurse, a teacher, and a manager. Psychotherapy: Theory/Research/Practice/Training, 39(1), 103-113.Pines, A. M. (2002b). Teacher burnout: A psychodynamic existential perspective. Teachers and Teaching: Theory and Practice, 8, 121-140. Pines, A. M. (2005). The burnout measure short version (BMS). International Journal of Stress Management, 12, 78–88. Pines, A. M., & Aronson, E. (1988). Career burnout: Causes and cures. New York: Free Press. Pines, A., Aronson, E., & Kafry, D. (1981). Burnout: From tedium to personal growth. New York: The Free Press.Pines, A. M., & Kafry, D. (1981). Tedium in the life and work of professional women as compared with men. Sex Roles, 7(10), 963-977.

Pines, A., & Kanner, A. (1982). Nurses’ burnout: Lack of posirive condirions and presence of negative conditions as two independent sources of burnout. Journal of Psychosocial Nursing and Mental Health Services, 20(8), 30-35.Pines, A. M., & Nunes, R. (2003). The relationship between career and couple burnout: ımplications for career and couple counseling. Journal of Employment Counseling, 40, 2, 50-64. Pines, A. M., & Yanai O. (2000). Unconscious influences on the choice of a career: Implications for organizational consultation. Journal of Health and Human Services Administration, 4, 502-511.Pines, A. M., & Yanai O. (2001). Unconscious determinants of career choice and burnout: theoretical model and counseling strategy. Journal of Employment Counseling, 38, 170-184.Pines, A. M., Neal, M. B., Hammer, L. B., & Icekson, T. (2011). Job burnout and couple burnout in dual-earner couples in the sandwiched generation. Social Psychology Quarterly, 74, 361-386.Pines, A. M., Nunes, R., Rodrigue, J. M., & Utasi, A. (2000). Career burnout and couple burnout: A cross-cultural perspective.  Internatıonal Journal of Psychology, 35(3-4), 290-290. Ronen, S., & Pines, A. M. (2008). Gender differences in Engineers’ burnout. Equal Opportunities International, 27, 677-691.Rook, S. K., Dooley, D., & Catalano, R. (1991). Stress transmission: The effects of husband’s job stressors on emotional health of their wives. Journal of Marriage and the Family, 53, 165-177.Schaufeli, W. B. (1998, August). Burnout and lack of reciprocity among teachers. Paper presented at the 106th Annual Conference of the American Psychological Association. San Francisco, USA.Schaufeli, W. B., & Enzmann, D. (1998). The burnout companion to study and practice: A critical analysis. London: Taylor & Francis. Schaufeli, W. B., & Janczur, B. (1990, September). Burnout among nurses. A polish-Dutch comparison. Paper presented at the first E. N. O. P. conference on professional burnout, Cracow, Poland. Schaufeli, W. B., & Van Dierendonck, D. (1993). The construct validity of two burnout measures. Journal of Organizational Behavior, 14, 631-647. Schaufeli, W. B., Martinez, I., Marques-Pinto, A., Salanova, M., & Bakker, A. (2002). Burnout and engagement in university students: A cross-national study. Journal of Cross-cultural Studies, 33, 464-481. Schaufeli, W. B., Salanova, M., Gonzalez-Roma, V., & Bakker, A. (2002). The measurement of burnout and engagement: A confirmatory factor analytic approach. Journal of Happiness Studies, 3, 71-92.Shirom, A., & Ezrachi, J. (2003). On the discriminant validity of burnout, depression and anxiety. Anxiety, Coping, and Stress, 16, 83-99. Stout, J. K., & Williams, J. M. (1983). Comparison of two measures of burnout. Psychological Reports, 53, 283-289.Tuettemann, E., & Punch, K. F. (1992). Psychological distress in secondary teachers research findings and their implications. Journal of Educational Administration, 30(1), 42-54.Tümkaya, S. (1997, Nisan). Öğretmenlerdeki tükenmişliğin sosyo-demografik özellikler ve iş ortamıyla ilişkisi. 3. Ulusal Psikolojik Danışma ve Rehberlik Kongresinde sunulan bildiri, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Adana.

Page 25: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

ÇAPRİ / The Turkish Adaptation of the Burnout Measure-Short Version (BMS) and Couple Burnout Measure-Short...

1417

Tümkaya, S., Çam, S. ve Çavuşoğlu, İ. (2009). Tükenmişlik Ölçeği Kısa Versiyonu’nun Türkçe’ye uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışması. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 18(1), 387-398. Utasi, A. (2000). Career burnout and couple burnout in Hungary. Internatıonal Journal of Psychology, 35(3-4), 291-291. VanYperen, N. W., Buunk, B. P., & Schaufeli, W. B. (1992). Communal orientation and the burnout syndrome among nurses. Journal of Applied Social Psychology, 22, 173-189. Vinokur, A. D., & Westman, M. (1998). Unraveling the relationship of distress levels within couples: common stressors, empathic reactions, or crossover via social interaction? Human Relations, 51, 137-157.Westman, M. (2001). A model of stress crossover. Human Relations, 54, 557-591.Westman, M., & Etzion, D. (1990). The career success/personal failure phenomenon as perceived in others: Comparing vignettes of male and female managers. Journal of Vocational Behavior, 37, 209-224.Westman, M., & Etzion, D. (1995). Crossover of stress, strain and resources from one spouse to another. Journal of Organizational Behavior, 16, 169-181. Westman, M., Etzion, D., & Danon, E. (2001). Job insecurity and crossover of burnout in married couples. Journal of Organizational Behavior, 22, 467-481.Zhang, Y., Gan, Y. Q., & Zhang, Y. W. (2005). The reliability and validity of MBI-SS and academic characteristics affecting burnout. Chinese Journal of Clinical Psychology, 13, 383-385.

Page 26: Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu ile Eş Tükenmişlik Ölçeği ... · anlamlı ilişkiler ve cinsiyet ile meslek değişkenleri açısından ise anlamlı farklılıklar bulunmuştur

E D U C A T I O N A L S C I E N C E S : T H E O R Y & P R A C T I C E

1418

TÖ-KFBu bir kendini değerlendirme ölçeğidir. İş ortamınız ve mesleğinizle ilgili aşağıdaki durumları ne sıklıkla yaşadığınızı belirtmeniz istenmektedir. Lütfen aşağıdaki her ifadeyi okuduktan sonra 7 dereceli ölçeği kullanarak her bir maddenin yanındaki boşluğa size en uygun olan rakamı yazın.

1 2 3 4 5 6 7

Hiçbir Zaman

Sadece Bir

DefaNadiren Bazen Sıksık Çoğunlukla Her

Zaman

ÖRNEK: 5 1- Yorgun

____ 1- Yorgun____ 2- İnsanlar İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış____ 3- Umutsuz ____ 4- Kapana Kısılmış ____ 5- Çaresiz____ 6- Çökmüş ____ 7- Zayıf____ 8- Güvensiz____ 9- Uyuma Güçlüğü____ 10- Yeter Artık Dayanamıyorum

ETÖ-KFBu bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Eşinizle/kız-erkek yakın ilişkinizle ilgili aşağıdaki durumları ne sıklıkla yaşadığınızı belirtmeniz istenmektedir. Lütfen aşağıdaki her ifadeyi okuduktan sonra 7 dereceli ölçeği kullanarak her bir maddenin yanındaki boşluğa size en uygun olan rakamı yazın

1 2 3 4 5 6 7

Hiçbir Zaman

Sadece Bir

DefaNadiren Bazen Sıksık Çoğunlukla Her

Zaman

ÖRNEK: 5 1- Yorgun

____ 1- Yorgun____ 2- Eşi/Partneri İle İlgili Hayal Kırıklığına Uğramış____ 3- Umutsuz ____ 4- Kapana Kısılmış ____ 5- Çaresiz____ 6- Çökmüş ____ 7- Zayıf____ 8- Güvensiz____ 9- Uyuma Güçlüğü____ 10- Yeter Artık Dayanamıyorum

PUAN HESAPLAMA: Puanınızı hesaplamak için 10 maddeye verdiğiniz puanları toplayıp 10 rakamına bölünüz. Çıkan sonuç sizin mesleki tükenmişlik puanınızdır.

PUAN HESAPLAMA: Puanınızı hesaplamak için 10 maddeye verdiğiniz puanları toplayıp 10 rakamına bölünüz. Çıkan sonuç sizin eş tükenmişlik puanınızdır.

Ek 1.Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (TÖ-KF) ve Eş Tükenmişlik Ölçeği-Kısa Formu (ETÖ-KF)