7
TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü [email protected] Ö ncelikle İktisat ve Toplum dergisine şu elinizdeki ya- zıyı yazarken kendi arka bahçesinden uzak, pusulası merak, buldukları henüz yarım yamalak bu uluslara- rası iktisatçıya düşüncelerini siz okuyucuyla paylaş- ma vasıtası olduğu için teşekkür ediyorum. Burada, iktisadi bir bakış açısıyla değerlendirmek istediğim ayak izleri, silinmeleri denizin insafına kalmış, sahilde bıraktığımız cinsten olanlar değil. Niyetim, sizinle silinmesi hayli zor ekolojik ayak izlerimizle ilgi- li yapmış olduğum, beni şaşırtan bir iki alıştırmayı paylaşmak. Bundan iki yıl kadar önce, bir zamandır uluslararası ticaret yazınını kasıp kavuran heterojen firma modellerinin temel taşı niteliğinde- ki verimlilik değişkeninin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı soru- sunu cevaplamak üzere bilmediğim sularda seyretmeye başladım. Bunda, o zamanlar aynı bölüm koridorunu paylaştığım, verimlilik yazınının iki duayeninin, Shawna Grosskopf ve Rolf Färe’in, ver- diği cesaretin de büyük payı oldu. Uluslararası ticaret yazınında da verimliliğin sadece iyi çıktıyı değil, üretilen atık gibi, sebep olu- nan hava kirliliği gibi kötü çıktıları da göz önüne alması gerektiği düşüncesiyle uzun soluklu, mikro veriye dayanan bir araştırmaya başladım ve halen de devam etmekteyim. Fakat mikro veriyle çalışmak zahmetlidir, emek yoğundur, yoru- cudur. İnsanda makro çalışma arzusu uyandırır. İşte öyle zamanla- rın birinde kötü çıktının en kompozit ölçütünü aramaya koyuldum. Ekolojik ayak izi kulağıma çalınmıştı bir yerlerden. Bir Google ta- raması yaptığımda çıkan 3 milyonun üzerinde sonuç konuya olan ilgiyi belgelemek adına yüreklendirici fakat konuya dair bilgisizli- ğimi gün ışığına çıkarmak adına içler acısıydı. Neler yapılmamıştı ki? Kimler kullanmamıştı ki bu ölçütü? Avrupa Birliği’nden, çev- reci yapılanmalara, haber kanallarından, ortaokul çocuklarına ka- dar karma bir kitle tarafından kullanılmış ve hatta internette kişisel ayak izi hesap makineleri dahi oluşturulmuştu.

TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü [email protected]

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ

AyçA Tekin koru

TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

İşletme Bölümü

[email protected]

Ö ncelikle İktisat ve Toplum dergisine şu elinizdeki ya-zıyı yazarken kendi arka bahçesinden uzak, pusulası merak, buldukları henüz yarım yamalak bu uluslara-rası iktisatçıya düşüncelerini siz okuyucuyla paylaş-

ma vasıtası olduğu için teşekkür ediyorum.

Burada, iktisadi bir bakış açısıyla değerlendirmek istediğim ayak izleri, silinmeleri denizin insafına kalmış, sahilde bıraktığımız cinsten olanlar değil. Niyetim, sizinle silinmesi hayli zor ekolojik ayak izlerimizle ilgi-li yapmış olduğum, beni şaşırtan bir iki alıştırmayı paylaşmak.

Bundan iki yıl kadar önce, bir zamandır uluslararası ticaret yazınını kasıp kavuran heterojen firma modellerinin temel taşı niteliğinde-ki verimlilik değişkeninin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı soru-sunu cevaplamak üzere bilmediğim sularda seyretmeye başladım. Bunda, o zamanlar aynı bölüm koridorunu paylaştığım, verimlilik yazınının iki duayeninin, Shawna Grosskopf ve Rolf Färe’in, ver-diği cesaretin de büyük payı oldu. Uluslararası ticaret yazınında da verimliliğin sadece iyi çıktıyı değil, üretilen atık gibi, sebep olu-nan hava kirliliği gibi kötü çıktıları da göz önüne alması gerektiği düşüncesiyle uzun soluklu, mikro veriye dayanan bir araştırmaya başladım ve halen de devam etmekteyim.

Fakat mikro veriyle çalışmak zahmetlidir, emek yoğundur, yoru-cudur. İnsanda makro çalışma arzusu uyandırır. İşte öyle zamanla-rın birinde kötü çıktının en kompozit ölçütünü aramaya koyuldum. Ekolojik ayak izi kulağıma çalınmıştı bir yerlerden. Bir Google ta-raması yaptığımda çıkan 3 milyonun üzerinde sonuç konuya olan ilgiyi belgelemek adına yüreklendirici fakat konuya dair bilgisizli-ğimi gün ışığına çıkarmak adına içler acısıydı. Neler yapılmamıştı ki? Kimler kullanmamıştı ki bu ölçütü? Avrupa Birliği’nden, çev-reci yapılanmalara, haber kanallarından, ortaokul çocuklarına ka-dar karma bir kitle tarafından kullanılmış ve hatta internette kişisel ayak izi hesap makineleri dahi oluşturulmuştu.

Page 2: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

Peki, neydi bu ekolojik ayak izi? Bir doğal kaynak muhasebe aracı olduğunu anlamıştım anlaması-na da... Nereden çıkmıştı? Neden ihtiyaç duyul-muştu? Nerelerde kullanılıyordu? Politika hedefi olarak kullanılıyor muydu? Acaba doğru bir ölçüt müydü? Dünyada bıraktığımız izi sahiden ölçebi-liyor muydu? Analitik iktisatçı, zihninde çarkları döndürmeye başlamıştı bile.

Ekolojik ayak izi, 1990’lı yılların başında Mathis Wackernagel ve William Rees tarafından geliş-tirilmiş bir ekolojik muhasebe ölçütü. Bu ölçüt, mevcut teknoloji ve kaynak yönetimiyle, tüketilen kaynakların üretimi ve bu sırada yaratılan atığın bertarafı için gereken biyolojik olarak verimli toprak ve su alanını “küresel hektar” (kha) cinsin-den ifade ediyor. Ekolojik ayak izi, altyapı ve atık karbondioksitin emilimini sağlayacak bitki örtüsü için gerekli alanları da içeriyor. Dünyanın yenile-nebilir doğal kaynakları üretme kapasitesinin gös-tergesi olan biyolojik kapasite ve ekolojik ayak izi değerlerinin karşılaştırılması sonucu bir minimum sürdürülebilirlik ölçütü ortaya çıkıyor.

Araştırmalarım sırasında okuduğum neredeyse tüm yazılarda geçen anahtar sözcük, “sürdürülebi-lirlik”. Genel olarak bir yaşam biçiminin kesinti-siz biçimde devam ettirilmesi olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla, bu tanıma göre toplam ekolojik ayak izi, toplam biyolojik kapasiteden daha az olmalı. Tabi bu tanım, ekosistemlerin sağlığını, ekosistem ve tür çeşitliliğini, ya da zehirli atıklar gibi faktör-leri içermiyor. Fakat, burada yapmak istediğim bir kaç basit alıştırma için asgari koşulları sağlıyor.

İlk olarak, konuya ilişkin bazı rakamlarla başla-mak isterim. Küresel Ayak İzi Ağı, her yıl 150’den fazla ülkenin ulusal ayak izini hesaplıyor. Bu he-saplamalara göre, insanlığın ekolojik ayak izi 1961 ile 2007 yılları arasında iki katına çıkmış. Toplam ayak izi 2007 yılında 18 milyar kha, yani kişi ba-şına 2,7 kha olarak gerçekleşmiş. Biyolojik kapa-sitesi ise 11,9 milyar kha, yani kişi başına 1,8 kha seviyesinde kalmış. Daha fiyakalı söylemek gere-kirse, insanlığın sürdürülebilirliği garanti etmek için şu anda 1,5 gezegene ihtiyacı var. Bu şekilde devam edersek 2030 yılında 2; 2050 yılında ise 2,8 gezegene ihtiyacımız olacak.

Şekil 1, 2007 yılı için ülkelerin gelişmişlik sevi-yelerine göre kişi başına ayak izini gösteriyor. Bu-rada, ekonomik gelişmişlik ölçütü olarak kişi ba-şına gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) kullandım.

Ekolojik ayak izi, mevcut teknoloji ve kaynak yönetimiyle, tüketilen kaynakların üretimi ve bu sırada

yaratılan atığın bertarafı için gereken biyolojik olarak verimli toprak ve su alanını “küresel hektar” (kha)

cinsinden ifade ediyor.

14 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012

Page 3: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

ancak yarısı kadar biyolojik kapasiteleri olduğu görülüyor.

Bu yazıyı yazarken, ekolojik borçlu ve alacaklı ülkelerin çalakalem bir resmini de görmek için te-matik harita yapmayı öğrendim. Küresel Ayak İzi Ağı 2007 yılı verilerini kullanarak oluşturduğum Şekil 2’yi incelediğimde ortaya çıkan durum içler acısı. Gezegenin beline kırmızı bir kuşak sarılmış

izlenimi veren bir harita bu. Haritada kırmızılar ekolo-jik borçlu ülkeleri, yeşiller ise ekolojik alacaklı ülkeleri gösteriyor. Renkler koyulaş-

tıkça borç da artıyor, alacak da.

Bu durum, ekolojik açık veren ülkelerin ekolojik darboğazlara girerek diğer ülkelere bağımlılıkları-nın artması ve buna bağlı ekonomik çalkantıların yaşanması anlamına gelmekte. Çoğu yeşile boyan-

Ülkelerin gelişmişlik seviyesi arttıkça çevreye verilen zararın önce arttığı sonra azaldığı ters U şeklindeki çevresel Kuznet eğrisinin varlığı uzun yıllar tartışıldı. Kullanılan çevre kirliliği ölçütüne göre sonuçlar değişkenlik gösterdi. Burada benim yapmak istediğim Çevresel Kuznet eğrisi ile ilgili varoluşçu bir irdeleme yapmak değil.

Sizinle paylaşmak istediğim gözlem şu: 2007 yı-lında ortalama ekonomik re-fah arttıkça kişi başına eko-lojik ayak izi de artmış ve bu artış düşük ve orta gelirli ülkelerde azalan oranda iken yüksek gelirli ülkelerde artan oranda gerçekleş-miş. Burada, gelişmişliğin beraberinde getirdiği sürdürülebilmesi mümkün olmayan tüketim dav-ranışları, yüksek derecede kaynak israfı ve sanayi-leşmenin sebep olduğu karbon salınımı artışları en önemli sebepler gibi görünüyor.

İnsanlığın ekolojik ayak izi 1961 ile 2007 yılları arasında iki katına

çıkmıştır.

n Şekil 1: Gelişmişlik Seviyesine Göre Kişi Başına Ayak İzi, 2007

CODBDIGNBMWIERI

NER

ETHTJKLBRCAF

NPLSLEMDGTGO

MLIBFATCD

RWA

GHAUGA

MOZZWECOMKGZBENZMBHTI

TZALSOKENLAONGA

BGDKHMMDAGINSENCIVYEM

MRT

SDNVNMGMB

PAK

PNG

INDIRQCMR

MNG

UZB

KIR

DJINICIDN

SLB

COG

GUYUKRBOL

LKA

BTN

GEO

AGOPHL

HNDSYRARM

PRY

VUT

TKM

ECUALB

MAR

TUV

CPV

EGYSWZ

CHNGTMAZE

TONBIH

MKD

IRN

FSM

DZA

BLR

FJI

KAZ

JOR

BGRSUR

THAROUNAMSLVPER

RUS

TUNCOL

MDV

DOM

BLZZAFJAMGAB

BWA

CUB

BRA

MUSVCTMYS

LCACRIPANTURLBNDMAVEN

LTU

GRD

HUN

POL

CHL

LVA

MEX

HRVPLW

ESTURYCZE

GNQ

SVK

KNA

SAU

ARG

BRBOMN

TTO

MLTCYPATGPRT

BHR

SVNGRCKORNZL

ESP

PRI

BRN

ITAISR

ANDBHS

FRA

AUS

BELKWT

DEU

CANNLD

AUT

ARE

FIN

GBR

SGP

SMR

DNK

SWE

CHE

USA

JPN

NOR

02

46

810

Kişi

Baş

ına

Eko

lojik

Aya

k İz

i (kh

a)

0 10000 20000 30000 40000

Kişi Başına GSYH

Ülkeler geliştikçe kişi başına ekolojik ayak izi ar-tıyor. Peki, ekoloji bütçesi gelişmişlik seviyesine göre açık mı fazla mı veriyor? Daha doğrusu, ülke-ler ekonomik zenginlikleri arttıkça ekolojik olarak borçlu mu (kişi başına ekolojik ayak izi biyolojik kapasiteden büyük) alacaklı mı (kişi başına ekolo-jik ayak izi biyolojik kapasiteden küçük) konuma geliyorlar? Tablo 1’in son üç kolonuna baktığım-da yüksek gelirli ülkelerin bıraktıkları ayak izinin

mış düşük gelirli ülkelerde sorun şimdilik bu kadar vahim değil gibi gözükse de bu ülkelerin de geliş-tikçe dünya kaynaklarına olan talepleri benzer şe-kilde artarsa, çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz apaçık ortada.

Bu resme bakıp kara kara düşünürken aklıma ge-len soru şu oldu: Bir hektarlık ayak izi karşılığın-da elimize ne geçiyor? Belki orada söylenecek iki çift iyi söz vardır. Kısacası bir hektarın verimliliği

15İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012

Page 4: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

ların ne derecede başarılı olduğu tartışması için zemin hazırlayabilir.

Şekil 3, bir hektarlık ayak izi karşılığında kaza-nılan GSYH’nın 1997-2007 yılları arasında nasıl değiştiğinin küresel bir resmi. Kırmızılar ayak izi verimliliğindeki düşüşü, yeşiller ise artışı gösteri-yor. Görünen o ki, yoğun olarak enerji sektöründe faaliyet gösteren ülkeler haricinde neredeyse tüm dünyada ayak izi verimliliğinde bir artış var.

Aynı miktarda kaynaktan daha fazlasını elde ede-bilmek elbette umut verici bir gelişme. Fakat, bu yorumu yaparken iki hususta dikkatli olmakta fay-da var: (i). Ayak izi verimliliği adını taktığım bu gösterge, hesaplamasında kullanılan her iki göster-genin yani toplam ekolojik ayak izi ve GSYH’nın zaafiyetlerini barındıran son derece toplulaştırıl-mış bir ölçüt. Dolayısıyla yorum yaparken çok ileri gitmemek gerekir. (ii). Bu gösterge mükemmel bir gösterge bile olsaydı, Şekil 3’te görülen artışların büyük bölümü %25’in altında. Hatta %10’un al-tında. Yetmez. Biyolojik kapasiteye erişim için re-kabetin giderek arttığı günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu ekolojik riskler hafife alınmayacak düzeyde. Dolayısıyla, böyle bir tehditle baş etmek için kullanılan tedbirlerin sadece başarısı değil ne derecede etkili olduğu da önemli.

Peki, ne yapılması gerekiyor? Elbette basit bir re-çete ile bu zor hastalığı iyileştirmek mümkün de-

nedir? Bunun çok kaba bir hesabı Tablo 1’de bi-rinci kolonda mevcut. Yüksek gelirli ülkeler 2007 ylında bir hektar karşılığında 2000 yılı fiyatları ile $4,489 seviyesince GSYH elde etmiş iken orta gelirli ülkeler $1,369 ve düşük gelirli olanlar ise $338 elde etmişler. Sadece merak ettiğim için seç-tiğim sekiz ülke için de bu değerleri inceleyebilir-siniz. İyi ya, ne öğrendik bu alıştırmadan? Gelir seviyesi yüksek ülkelerin daha çok kirlettiğini ve göreceli olarak karşılığını da aldıklarını gördük. Çok da yeni bir şey öğrenmedik ama takip eden alıştırmaya zemin hazırladık.

Burada önemli olabilecek konu son 10-15 yılda bir hektarın verimliliğinde olan değişim. Birleşmiş Milletler, 1992’de Rio’da gerçekleşen ve Dün-ya Zirvesi olarak da bilinen Çevre ve Kalkınma Konferansı’ndan tam 20 yıl sonra 2012’de yine Rio’da Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nı dü-zenledi. Amaç, sürdürülebilir kalkınma konusunda siyasi taahhütü yinelemek, daha önceki politika öl-çütlerinin başarısını tartışmak ve ortaya çıkan yeni sorunları ele almaktı.

Bu noktada, bıraktığımız bir hektarlık ayak izi kar-şılığında elimize geçenin daha mı az daha mı çok olduğunun değerlendirmesi, çok kabaca da olsa, yakın geçmişte tanık olduğumuz toplumsal çevre bilinci artışının ve bunun yansıması olarak değiş-tirilen ve kısmen uygulanmaya başlanan politika-

n Tablo 1: Ekolojik Muhasebeye Dair Bazı Göstergeler, 2007

GSYH / Toplam Ekolojik Ayak İzi ($)

Kişi Başına Ekolojik Ayak İzi (kha)

Kişi Başına Biyolojik Kapasite (kha)

Ekolojik Borçlu (Alacaklı)

Yüksek Gelirli 4.489 6,09 3,06 -3,03

Orta Gelirli 1.369 2,48 2,83 0,36

Düşük Gelirli 338 1,19 1,08 -0,11

Japonya 9.429 4,73 0,60 -4,13

ABD 5.088 8,00 3,87 -4,13

Almanya 5.375 5,98 1,02 -4,96

BAE 2.395 10,68 0,85 -9,83

Türkiye 2.009 2,70 1,32 -1,38

Çin 1.864 2,21 0,98 -1,23

Brezilya 1.533 2,91 8,98 6,07

Hindistan 782 0,91 0,51 -0,40

Not: GSYH (Reel, 2000 yılı $) değerleri Dünya Bankası Dünya Kalkınma Göstergeleri veri tabanından, ekolojik ayak izi ve biyolojik kapasite değerleri Küresel Ayak İzi Ağı veri tabanından alınmıştır.

16 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012

Page 5: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

ğımızın sıfır olduğunu kabul ediyorsak, öyle gö-züküyor ki çok geç olmadan hem bireyler ve hem de ulusal kimlikler olarak, ekonomik gelişmişlik düzeyinden bağımsız olmak üzere, kendimize çeki düzen vermek zorundayız.

Yazımı sonlandırdığım şu noktada sizi zihnimi kur-calayan önemli bir soruyla başbaşa bırakmak isti-yorum: Şekil 2’de çoğu az gelişmiş, yeşile boyalı ülkeler gün gelip bir kozmetik firmasının reklam sloganı misali “Biz de buna değeriz” dediklerinde kırmızıya boyalı ülkelerin “Biz ettik, siz etmeyin” demeleri ne derecede inandırıcı olacaktır? Yeni bir Doha Round yaşama lüksümüz var mıdır?

ğil. Fakat, hastalığın ilerleyişinin hız kesmesi ve iyileşme sürecinin başlaması için ülkelerin acili-yetle kalkınma planlarını büyüme hızı dışındaki göstergeleri de ciddi bir şekilde göz önüne alarak yapmaları gerekiyor. Toplumların sürdürülebilir olmayan üretim ve tüketim yöntemleri konusun-da bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ekolojik limit aşımının önüne geçmek için biyolojik kapasiteye yatırım yapılması gerekiyor. Sadece devletin de-ğil, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin konuyla ilgili çalışmalarda işbirliği yapmaları ve ivedilikle uygulanabilirliği yüksek, etkin politikalar geliştirmeleri gerekiyor.

Yakın gelecekte başka dünyalar keşfetme olasılı-

2007 yılında ortalama ekonomik refah arttıkça kişi başına ekolojik

ayak izi de artmış ve bu artış düşük ve orta gelirli ülkelerde azalan

oranda iken yüksek gelirli ülkelerde artan oranda gerçekleşmiştir.

17İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012

Page 6: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

Aya

k İz

i Biy

oloj

ik K

apas

itede

n %

100

dah

a bü

yük

% 7

5-10

0 ar

ası b

üyük

% 5

0-75

ara

sı b

üyük

% 2

5-50

ara

sı b

üyük

% 0

-25

aras

ı büy

ük

Biyo

lojik

Kap

asite

Aya

k İz

inde

n%

0-2

5 ar

ası b

üyük

% 2

5-50

ara

sı b

üyük

% 5

0-75

ara

sı b

üyük

% 7

5-10

0 ar

ası b

üyük

% 1

00 d

aha

büyü

k

n

Şeki

l 2:

Eko

lojik

Bo

rçlu

ve

Eko

lojik

Ala

ca

klı Ü

lke

ler,

20

07

Aya

k İz

i Biy

oloj

ik K

apas

itede

n %

100

dah

a bü

yük

% 7

5-10

0 ar

ası b

üyük

% 5

0-75

ara

sı b

üyük

% 2

5-50

ara

sı b

üyük

% 0

-25

aras

ı büy

ük

Biyo

lojik

Kap

asite

Aya

k İz

inde

n%

0-2

5 ar

ası b

üyük

% 2

5-50

ara

sı b

üyük

% 5

0-75

ara

sı b

üyük

% 7

5-10

0 ar

ası b

üyük

% 1

00 d

aha

büyü

k

18 İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012

Page 7: TÜKETİMİN AYAK İZLERİ: DÜNYAYA BAKIŞ · 2017. 10. 26. · AyçA Tekin koru TED Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ayca.tekinkoru@tedu.edu.tr

% 1

00'd

en fa

zla

düşü

ş%

75-

100

aras

ı düş

üş%

50-

75 a

rası

düş

üş%

25-

50 a

rası

düş

üş%

0-2

5 ar

ası d

üşüş

% 0

-25

aras

ı düş

üş%

25-

50 a

rası

düş

üş%

50-

75 a

rası

düş

üş%

75-

100

aras

ı art

ış%

100

'den

fazl

a ar

tış

n

Şeki

l 3:

Bir

He

kta

r Ek

olo

jik A

yak

İzin

in G

etir

isin

de

ki D

işim

19

97

-20

07

% 1

00'd

en fa

zla

düşü

ş%

75-

100

aras

ı düş

üş%

50-

75 a

rası

düş

üş%

25-

50 a

rası

düş

üş%

0-2

5 ar

ası d

üşüş

% 0

-25

aras

ı düş

üş%

25-

50 a

rası

düş

üş%

50-

75 a

rası

düş

üş%

75-

100

aras

ı art

ış%

100

'den

fazl

a ar

tış

19İKTİSAT VE TOPLUM Sayı 24 2012