132
SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTEL PROFESYONELLERİNİN İLHAM REHBERİ - RENOVASYON SAYISI SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTEL PROFESYONELLERİNİN İLHAM REHBERİ - RENOVASYON SAYISI WWW.HOTELIERINTERNATIONAL.COM TÜRKİYE EDİSYONU K.K.T.C. FİYATI: 12,50 TL FİYATI: 10 TL

Turkish edition 3

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Turkish edition 3

SAYI NO. 03 İLKBAHAR 2015OTEL PROFESYONELLERİNİN İLHAM REHBERİ - RENOVASYON SAYISI

SA

YI N

O.0

3 İL

KB

AH

AR

20

15

OT

EL

PR

OF

ES

YO

NE

LL

ER

İNİN

İLH

AM

RE

HB

ER

İ - RE

NO

VA

SY

ON

SA

YIS

IW

WW

.HO

TE

LIE

RIN

TE

RN

AT

ION

AL

.CO

M

TÜRKİYE EDİSYONU

K.K.

T.C.

FİY

ATI:

12,5

0 TL

FİYA

TI: 1

0 TL

001_HI_KAPAK.indd 1 18.02.2015 22:59

Page 2: Turkish edition 3

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

PROJECT_ILAN-4.pdf 1 17.02.2015 21:09

İYİ OTELLER SÜREKLİ KENDİLERİNİ YENİLERLER; bu, oteli birkaç yıl kapamayı gerektirecek kadar büyük, ya da sadece birkaç odayı veya lobi gibi ortak alanlardan birini yenilemek gibi ufak ölçekte olabilir. Türkiye’deki ilk renovasyon sayımızda büyük ölçekli ve tarihi projeleri ele aldık. Tarih ve renovasyon dendiğinde aklımıza ilk gelen örnek İstanbul’un en eski ve ünlü otellerinden Pera Pa-lace oldu. Üzerine birçok kitap yazılan, Atatürk’ten Ernest Hemingway’e, Greta Garbo’dan Agatha Christie’ye birçok ünlüyü konuk etmiş bu ‘soylu ve şık İstanbul hanımefendi-si’nin 2010 yılında tamamlanan renovasyon projesini daha önce olmadığı kadar detaylı inceledik.Otel endüstrisinin önde gelen yaratıcı girişimcileri ve ta-sarımcılarına dergimizin her sayısında yer veriyoruz; fakat eski hanlar, hapishaneler, kâğıt fabrikaları, bankalar ya da hastaneler gibi önceden çok farklı işlevlere sahip olarak inşa edilen binaların başarıyla restore edilip lüks otellere dönüşmesi büyük hayranlık uyandırıyor. Örneğin 1994 yı-

lındaki bir yangında harap olan ve kelimenin tam anlamıyla ‘küllerinden yeniden doğan’ Gaziantep’teki Şirehan Hotel, 1885 yılında kervansaray olarak inşa edilmişti. Paris’teki Peninsula Hotel’in binanın tarihi kimliğini koruyarak gerçek-leştirilen etkileyici renovasyonu sırasında ise duvarlarına tek tek elle 40 bin adet altın varaklı yaprak motifi uygulandı. Otelinizi renove etmek için pratik tavsiyeler içeren sayı-mızda, dünyadaki otel renovasyonlarından çarpıcı ör-neklerin yanı sıra, Jean-Philippe Nuel ve Sinan Kafadar gibi otel renovasyonunda uzman mimar ve tasarımcılarla röportajlar okuyacak ve özellikle Concierge bölümünde çocuklara özgü hizmetler, instagram kullanımı, sağlıklı yaşam eklentileri gibi otelinizi yenilemekte size yardımcı olacak fikirler bulacaksınız. Yeni Delhi’deki yenilenen The Claridges’in ekibi “Bir otel geçmişin izinden gider, gele-cekten ilham alır” diyor. Renovasyon sayımızın size ilham vermesini diliyor; bu konudaki tüm görüş, öneri ve dene-yimlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum.

S AY G I L A R I M L A ,

ECE ERASLAN — YAYIN YÖNETMENİ — [email protected]

EDİTÖR

003_HI_EDITO.indd 3 18.02.2015 22:59

Page 3: Turkish edition 3

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

PROJECT_ILAN-4.pdf 1 17.02.2015 21:09

İYİ OTELLER SÜREKLİ KENDİLERİNİ YENİLERLER; bu, oteli birkaç yıl kapamayı gerektirecek kadar büyük, ya da sadece birkaç odayı veya lobi gibi ortak alanlardan birini yenilemek gibi ufak ölçekte olabilir. Türkiye’deki ilk renovasyon sayımızda büyük ölçekli ve tarihi projeleri ele aldık. Tarih ve renovasyon dendiğinde aklımıza ilk gelen örnek İstanbul’un en eski ve ünlü otellerinden Pera Pa-lace oldu. Üzerine birçok kitap yazılan, Atatürk’ten Ernest Hemingway’e, Greta Garbo’dan Agatha Christie’ye birçok ünlüyü konuk etmiş bu ‘soylu ve şık İstanbul hanımefendi-si’nin 2010 yılında tamamlanan renovasyon projesini daha önce olmadığı kadar detaylı inceledik.Otel endüstrisinin önde gelen yaratıcı girişimcileri ve ta-sarımcılarına dergimizin her sayısında yer veriyoruz; fakat eski hanlar, hapishaneler, kâğıt fabrikaları, bankalar ya da hastaneler gibi önceden çok farklı işlevlere sahip olarak inşa edilen binaların başarıyla restore edilip lüks otellere dönüşmesi büyük hayranlık uyandırıyor. Örneğin 1994 yı-

lındaki bir yangında harap olan ve kelimenin tam anlamıyla ‘küllerinden yeniden doğan’ Gaziantep’teki Şirehan Hotel, 1885 yılında kervansaray olarak inşa edilmişti. Paris’teki Peninsula Hotel’in binanın tarihi kimliğini koruyarak gerçek-leştirilen etkileyici renovasyonu sırasında ise duvarlarına tek tek elle 40 bin adet altın varaklı yaprak motifi uygulandı. Otelinizi renove etmek için pratik tavsiyeler içeren sayı-mızda, dünyadaki otel renovasyonlarından çarpıcı ör-neklerin yanı sıra, Jean-Philippe Nuel ve Sinan Kafadar gibi otel renovasyonunda uzman mimar ve tasarımcılarla röportajlar okuyacak ve özellikle Concierge bölümünde çocuklara özgü hizmetler, instagram kullanımı, sağlıklı yaşam eklentileri gibi otelinizi yenilemekte size yardımcı olacak fikirler bulacaksınız. Yeni Delhi’deki yenilenen The Claridges’in ekibi “Bir otel geçmişin izinden gider, gele-cekten ilham alır” diyor. Renovasyon sayımızın size ilham vermesini diliyor; bu konudaki tüm görüş, öneri ve dene-yimlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum.

S AY G I L A R I M L A ,

ECE ERASLAN — YAYIN YÖNETMENİ — [email protected]

EDİTÖR

003_HI_EDITO.indd 3 18.02.2015 22:59

Page 4: Turkish edition 3

Yayıncı Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.İCRA KURULU BAŞKANI MEHMET Y. YILMAZ

YAYIN DIREKTÖRÜ İLHAN DEMİRİZ YAYIN YÖNETMENI ECE ERASLANGÖRSEL YÖNETMEN MURAT KARS

YAZI IŞLERI CANSU URASKATKIDA BULUNANLAR ABIGAIL BLASI, BOYD FARROW, CHERYL-ANNE STURKEN, JODI HELMER,

NICK DALL, PETER VENISON, RON GLUCKMAN, SUZANNE WALES SAYFA OPERATÖRÜ SELİM GÖKÇESORUMLU MÜDÜR CEMAL SUBAŞI

REDAKSIYON NURETTİN GENÇÇEVIRI HALE YILDIRIM (ALAZ ÇEVİRİ YAYINCILIK)

ANKARA TEMSILCISI VE YAYIN DANIŞMANI ERDAL İPEKEŞEN TEL: 0312 207 00 71 - 207 00 95ILETIŞIM: TEL: 0212 410 3263 / [email protected]

YÖNETIMGENEL YAYIN KOORDINATÖRÜ YEŞİM DENİZEL

PROJELER DIREKTÖRÜ (TÜZEL KİŞİ TEMSİLCİSİ) FERİT ÖZKAŞIKCISATIŞ DIREKTÖRÜ ORHAN TAŞKIN

FINANS DIREKTÖRÜ DİDEM KURUCUÜRETIM DIREKTÖRÜ SERVET KAVASOĞLU

REKLAM GRUP BAŞKANI VİKİ HABİF

GRUP BAŞKAN YARDIMCISI FUNDA BAYKALSATIŞ KOORDINATÖRÜ MENEND ÇERÇİOĞLU

SATIŞ MÜDÜRLERI NURAY BERKTAV, LELANİ GÖNCÜTEKNIK MÜDÜR NUSRET KIRIMLIOĞLU TEL: 0212 336 53 60 (3 HAT) FAKS: 0212 336 53 90

KURUMSAL ILETIŞIM DIREKTÖRÜ NESLİHAN SADIKOĞLUREZERVASYON:

TEL: 0212 336 53 00 - 57 - 59 / FAKS: 0212 336 53 92 - 93ANKARA REKLAM BÖLGE TEMSILCISI SEZİNUR BALIKÇIOĞLU TEL: O312 207 00 72-73

HEDEF SAYFALAR TEL: 0212 336 53 70 FAKS: 0212 336 53 91

ULUSLARASI REKLAM SATIŞ TEMSILCILERIMIZALMANYA/MERKEZ VANESSA NOETZEL TEL: +49 89 9250 3532, [email protected]

MICHAEL NEUWIRTH TEL: +49 89 9250 3629, [email protected]/ISVIÇRE: GORAN VUKOTA TEL: +41 44 81 02 146, [email protected]

FRANSA/LÜKSEMBURG: MARION BADOLLE-FEICK TEL: +33 1 72 71 25 24, [email protected]: MARIOLINA SICLARI TEL: +39 02. 91 32 34 66, [email protected]

INGILTERE/IRLANDA: JEANNINE SOELDNER TEL: +44 20 3440 5832, [email protected]+KANADA+MEKSIKA: SALVATORE ZAMMUTO TEL: +1 212 884 48 24, [email protected]

YÖNETIM YERITRUMP TOWERS KULE 2 KAT: 21-24, 34387 ŞİŞLİ - İSTANBUL / TEL: 0212 410 33 10 / FAKS: 0212 410 33 11

BASKI: BİLNET MATBAACILIK VE AMBALAJ SAN. A.Ş.DUDULLU ORG. SAN. BÖLGESİ 1.CAD. NO:16 ÜMRANİYE-İST DAĞITIM YAYSAT A.Ş.TEL: 0212 622 22 22

YAYIN TÜRÜ: YEREL, SÜRELİ, ÜÇ AYDA BİR ÜYESİDİR.

HOTELIER INTERNATIONAL LIMITED3RD FLOOR, 207 REGENT STREET LONDON W1B 3HH, UNITED KINGDOM T.+44(0)2076920947 F.+44(0)2076920948

PUBLISHER: PIERRE F. HAMMOND EDITOR-IN-CHIEF: SARAH ANDREWS ART DIRECTOR: ERIC WITHAM DESIGNER: ALISTAIR SMITH DESIGN ASSISTANT: GILLI CUTHBERT ASSISTANT EDITOR: SIMON HURST ONLINE EDITOR: KRISTOFFER ROXBERGH

WEB MASTER: EDUARDO LUTTNER INTERNATIONAL LICENSING: KARL-HENRY EDSTRÖM

KAPAK FOTOĞRAFI: FOUR SEASONS HOTEL FLORANSA, İTALYA

004_HI_KUNYE.indd 4 19.02.2015 13:08

V3 Mobilya Dekorasyon Tic. ve San. A.Ş.Nispetiye Cad. Yıldız Çiçeği Sk. No: 5 EtilerTel: 0212 265 75 12www.visionnaire.com.tr

Kingsley Sofadesign Giuseppe Vigano

Page 5: Turkish edition 3

Yayıncı Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.İCRA KURULU BAŞKANI MEHMET Y. YILMAZ

YAYIN DIREKTÖRÜ İLHAN DEMİRİZ YAYIN YÖNETMENI ECE ERASLANGÖRSEL YÖNETMEN MURAT KARS

YAZI IŞLERI CANSU URASKATKIDA BULUNANLAR ABIGAIL BLASI, BOYD FARROW, CHERYL-ANNE STURKEN, JODI HELMER,

NICK DALL, PETER VENISON, RON GLUCKMAN, SUZANNE WALES SAYFA OPERATÖRÜ SELİM GÖKÇESORUMLU MÜDÜR CEMAL SUBAŞI

REDAKSIYON NURETTİN GENÇÇEVIRI HALE YILDIRIM (ALAZ ÇEVİRİ YAYINCILIK)

ANKARA TEMSILCISI VE YAYIN DANIŞMANI ERDAL İPEKEŞEN TEL: 0312 207 00 71 - 207 00 95ILETIŞIM: TEL: 0212 410 3263 / [email protected]

YÖNETIMGENEL YAYIN KOORDINATÖRÜ YEŞİM DENİZEL

PROJELER DIREKTÖRÜ (TÜZEL KİŞİ TEMSİLCİSİ) FERİT ÖZKAŞIKCISATIŞ DIREKTÖRÜ ORHAN TAŞKIN

FINANS DIREKTÖRÜ DİDEM KURUCUÜRETIM DIREKTÖRÜ SERVET KAVASOĞLU

REKLAM GRUP BAŞKANI VİKİ HABİF

GRUP BAŞKAN YARDIMCISI FUNDA BAYKALSATIŞ KOORDINATÖRÜ MENEND ÇERÇİOĞLU

SATIŞ MÜDÜRLERI NURAY BERKTAV, LELANİ GÖNCÜTEKNIK MÜDÜR NUSRET KIRIMLIOĞLU TEL: 0212 336 53 60 (3 HAT) FAKS: 0212 336 53 90

KURUMSAL ILETIŞIM DIREKTÖRÜ NESLİHAN SADIKOĞLUREZERVASYON:

TEL: 0212 336 53 00 - 57 - 59 / FAKS: 0212 336 53 92 - 93ANKARA REKLAM BÖLGE TEMSILCISI SEZİNUR BALIKÇIOĞLU TEL: O312 207 00 72-73

HEDEF SAYFALAR TEL: 0212 336 53 70 FAKS: 0212 336 53 91

ULUSLARASI REKLAM SATIŞ TEMSILCILERIMIZALMANYA/MERKEZ VANESSA NOETZEL TEL: +49 89 9250 3532, [email protected]

MICHAEL NEUWIRTH TEL: +49 89 9250 3629, [email protected]/ISVIÇRE: GORAN VUKOTA TEL: +41 44 81 02 146, [email protected]

FRANSA/LÜKSEMBURG: MARION BADOLLE-FEICK TEL: +33 1 72 71 25 24, [email protected]: MARIOLINA SICLARI TEL: +39 02. 91 32 34 66, [email protected]

INGILTERE/IRLANDA: JEANNINE SOELDNER TEL: +44 20 3440 5832, [email protected]+KANADA+MEKSIKA: SALVATORE ZAMMUTO TEL: +1 212 884 48 24, [email protected]

YÖNETIM YERITRUMP TOWERS KULE 2 KAT: 21-24, 34387 ŞİŞLİ - İSTANBUL / TEL: 0212 410 33 10 / FAKS: 0212 410 33 11

BASKI: BİLNET MATBAACILIK VE AMBALAJ SAN. A.Ş.DUDULLU ORG. SAN. BÖLGESİ 1.CAD. NO:16 ÜMRANİYE-İST DAĞITIM YAYSAT A.Ş.TEL: 0212 622 22 22

YAYIN TÜRÜ: YEREL, SÜRELİ, ÜÇ AYDA BİR ÜYESİDİR.

HOTELIER INTERNATIONAL LIMITED3RD FLOOR, 207 REGENT STREET LONDON W1B 3HH, UNITED KINGDOM T.+44(0)2076920947 F.+44(0)2076920948

PUBLISHER: PIERRE F. HAMMOND EDITOR-IN-CHIEF: SARAH ANDREWS ART DIRECTOR: ERIC WITHAM DESIGNER: ALISTAIR SMITH DESIGN ASSISTANT: GILLI CUTHBERT ASSISTANT EDITOR: SIMON HURST ONLINE EDITOR: KRISTOFFER ROXBERGH

WEB MASTER: EDUARDO LUTTNER INTERNATIONAL LICENSING: KARL-HENRY EDSTRÖM

KAPAK FOTOĞRAFI: FOUR SEASONS HOTEL FLORANSA, İTALYA

004_HI_KUNYE.indd 4 19.02.2015 13:08

V3 Mobilya Dekorasyon Tic. ve San. A.Ş.Nispetiye Cad. Yıldız Çiçeği Sk. No: 5 EtilerTel: 0212 265 75 12www.visionnaire.com.tr

Kingsley Sofadesign Giuseppe Vigano

Page 6: Turkish edition 3

İÇİNDEKİLERSAYI NO.03 İLKBAHAR 2015

EDİTÖR .......................................................................................................... 03

CONCIERGE OTELCİNİN YARDIM MASASI ......................................................... 14

UZMAN TAVSİYESİ Pera Palace Hotel Jumeirah’nın Genel Müdürü Pınar Kartal Timer’in almış olduğu en iyi kariyer tavsiyesi ............................................................................30

SORU&CEVAP

JORDI CLOS Derby Hotels Collection’ın Başkanı Jordi Clos, markasının son restorasyon macerasını ve duvarlarınıza neleri asmamanız gerektiğini anlatıyor. ............................. 36

MİMAR SİNAN KAFADAR Türkiye’deki en lüks otellerin çoğunda onun imzası var. Sinan Kafadar ve Metex Design ekibi ile renovasyonun incelikleri üzerine konuştuk. .............................. 42

TASARIMCI JEAN-PHILIPPE NUEL Dünyaca ünlü tasarımcı Jean-Philippe Nuel, tasarım aracılığıyla hayal gücünün kapılarını açıyor. ................................................................................... 52

İÇ MİMAR HAKAN HELVACIOĞLU 25 yıllık kariyerinde ağırlıklı olarak konut tasarlayan Hakan Helvacıoğlu, Roomers projesiyle otel sektörüne giriyor. ............................................................. 58

EN İYİ

HAPİSHANE OTELLERİ ..................................................................................... 64 LOBİ RENOVASYONLARI .................................................................................. 74 TARİHİ KORUMA PROJELERİ ............................................................................ 84

PROFİL

PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH Yeniden hayat bulan narin, kırılgan ve gösterişli bir İstanbul hanımefendisi ................... 94

PENINSULA HOTEL PARİS Eski olan her şey, yeniden moda oluyor ................................................................104

ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP Yüzyıllık tarihi tanığın uyanışı! Şehrin en görkemli tarihi mirası, otel olarak konuklarını ağırlıyor ..................................................................112

THE CLARIDGES YENİ DELHİ Eski ve yeni arasındaki hassas dengenin başarılı bir şekilde kurulduğu otel: The Claridges .............................................................................120

BOUTIQUE ....................................................................................................128

SON BAKIŞ ....................................................................................................130

006_HI_ICINDEKILER.indd 6 18.02.2015 22:55

AKLINIZDA OLAN OLMAYAN NE VARSA

MUDO CONCEPT'TE !

Otel, restoran ve kafeniz için tarzınız ne olursa olsun çözümü aynı yerde... Üstelik toplu alımlara özel

avantajlar ve Kurumsal Satış& Projelendirme Ekibimizin size özel danışmanlık ve mimari destek hizmetiyle birlikte...

Mudo Concept kalitesi ve estetiğiyle...

Rys Edirne Hotel

Tel: 0 212 456 07 07 (1560) • Gsm: 0 533 392 15 35• e-mail: [email protected]

HOTELIER 22x285ilan_Mart.indd 1 16.02.2015 16:30

Page 7: Turkish edition 3

İÇİNDEKİLERSAYI NO.03 İLKBAHAR 2015

EDİTÖR .......................................................................................................... 03

CONCIERGE OTELCİNİN YARDIM MASASI ......................................................... 14

UZMAN TAVSİYESİ Pera Palace Hotel Jumeirah’nın Genel Müdürü Pınar Kartal Timer’in almış olduğu en iyi kariyer tavsiyesi ............................................................................30

SORU&CEVAP

JORDI CLOS Derby Hotels Collection’ın Başkanı Jordi Clos, markasının son restorasyon macerasını ve duvarlarınıza neleri asmamanız gerektiğini anlatıyor. ............................. 36

MİMAR SİNAN KAFADAR Türkiye’deki en lüks otellerin çoğunda onun imzası var. Sinan Kafadar ve Metex Design ekibi ile renovasyonun incelikleri üzerine konuştuk. .............................. 42

TASARIMCI JEAN-PHILIPPE NUEL Dünyaca ünlü tasarımcı Jean-Philippe Nuel, tasarım aracılığıyla hayal gücünün kapılarını açıyor. ................................................................................... 52

İÇ MİMAR HAKAN HELVACIOĞLU 25 yıllık kariyerinde ağırlıklı olarak konut tasarlayan Hakan Helvacıoğlu, Roomers projesiyle otel sektörüne giriyor. ............................................................. 58

EN İYİ

HAPİSHANE OTELLERİ ..................................................................................... 64 LOBİ RENOVASYONLARI .................................................................................. 74 TARİHİ KORUMA PROJELERİ ............................................................................ 84

PROFİL

PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH Yeniden hayat bulan narin, kırılgan ve gösterişli bir İstanbul hanımefendisi ................... 94

PENINSULA HOTEL PARİS Eski olan her şey, yeniden moda oluyor ................................................................104

ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP Yüzyıllık tarihi tanığın uyanışı! Şehrin en görkemli tarihi mirası, otel olarak konuklarını ağırlıyor ..................................................................112

THE CLARIDGES YENİ DELHİ Eski ve yeni arasındaki hassas dengenin başarılı bir şekilde kurulduğu otel: The Claridges .............................................................................120

BOUTIQUE ....................................................................................................128

SON BAKIŞ ....................................................................................................130

006_HI_ICINDEKILER.indd 6 18.02.2015 22:55

AKLINIZDA OLAN OLMAYAN NE VARSA

MUDO CONCEPT'TE !

Otel, restoran ve kafeniz için tarzınız ne olursa olsun çözümü aynı yerde... Üstelik toplu alımlara özel

avantajlar ve Kurumsal Satış& Projelendirme Ekibimizin size özel danışmanlık ve mimari destek hizmetiyle birlikte...

Mudo Concept kalitesi ve estetiğiyle...

Rys Edirne Hotel

Tel: 0 212 456 07 07 (1560) • Gsm: 0 533 392 15 35• e-mail: [email protected]

HOTELIER 22x285ilan_Mart.indd 1 16.02.2015 16:30

Page 8: Turkish edition 3

HOTELIER ilan ok.indd 2 12/17/14 3:52 PM

ica.com.tr

HOTELIER ilan ok.indd 3 12/17/14 3:52 PM

Page 9: Turkish edition 3

HOTELIER ilan ok.indd 2 12/17/14 3:52 PM

ica.com.tr

HOTELIER ilan ok.indd 3 12/17/14 3:52 PM

Page 10: Turkish edition 3

ELLE_.indd 2 16.02.2015 13:13:54 ELLE_.indd 3 16.02.2015 13:14:05

Page 11: Turkish edition 3

ELLE_.indd 2 16.02.2015 13:13:54 ELLE_.indd 3 16.02.2015 13:14:05

Page 12: Turkish edition 3
Page 13: Turkish edition 3
Page 14: Turkish edition 3

14

SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTELCİNİN YARDIM MASASI

CONCIERGE

YAZI BOYD FARROW

Ekonominin bile sosyal medyaya endekslendiği bir çağda oteller gittikçe eleştiriye daha açık hale gelirken, konuk-ların geri bildirimleri tabii ki çok değerli oluyor. Bazı oteller konukların, otelden ayrılmak üzere taksiye bindikleri anda cep telefonlarına anket gönderiyor. Sorular-dan bazıları resepsiyon veya odalardaki iPad’lere yükleniyor.

Oteller bu anketler için çeşitli f ir-malarla çalışıyor. New World Hospitality adlı f irmanın hazırladığı anketlerde konuk-ların, otel çalışanlarıyla arasındaki duygu-sal bağlantıya odaklanılıyor. Dorchester Collection yıllık 10 bin anketten daha faz-lasına ulaşmak için Gallup adlı f irmayla anlaştı. Wyndham’ı tercih edenler, kalış-

ları sonrası anketleri TripAdvisor üzerin-den cevaplıyor ve sonuçları otelin kendi web sitesinden görebiliyorlar. Hyatt ise bütün yorumlar ve analizlere Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya kanalların-dan ulaşıyor. Özellikle negatif veya pozitif yorum geldiğinde sistem genel müdürü uyarıyor. O da sosyal ağ üzerinden direkt konukla iletişime geçiyor.

Hyatt’ın anket sisteminde konuk profilleri de kaydediliyor; böylece onlar check-in yaparken bilgilerine ağdan ula-şılabiliyor. Bu sayede resepsiyondakiler konuğun bir önceki anketteki yorumla-rına bağlı olarak onu, örneğin asansörden uzak bir odaya yerleştirebiliyor. Avrupa’da 34 otele sahip Lindner Grubu, benzer özelliklere sahip yazılımlar kullanıyor.

Marriott’un sosyal medya sayfa-ları ve siteleri ise konukların oy vereceği ve f ikirlerini paylaşabileceği bir sisteme sahip. Bu oylamalar ve yorumların sonu-cunda ne yapmaya karar verdiklerini de yine bu mecralardan duyuruyorlar. Diğer oteller ise TripAdvisor gibi sitelerde ya-yınlanan geri bildirimlere göre hareket ediyor. Omni Hotels & Resorts ise bu tür sitelerde yayınlanan birkaç şikâyetten sonra odalara daha fazla priz ekledikle-rini ve tamamen yeni binalarda daha iyi banyolar tasarladıklarını açıkladı. New York’taki Loews Regency ise, konukla-rın kapatıp açmak zorunda kaldıkları ışık sayısından dolayı şikâyetçi olmalarından sonra odalara merkezi bir açma kapama düğmesi yerleştirdi.

MEMNUN KALDINIZ MI?

014_035_HI_CONCIERGE.indd 14 18.02.2015 22:36

Page 15: Turkish edition 3

14

SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTELCİNİN YARDIM MASASI

CONCIERGE

YAZI BOYD FARROW

Ekonominin bile sosyal medyaya endekslendiği bir çağda oteller gittikçe eleştiriye daha açık hale gelirken, konuk-ların geri bildirimleri tabii ki çok değerli oluyor. Bazı oteller konukların, otelden ayrılmak üzere taksiye bindikleri anda cep telefonlarına anket gönderiyor. Sorular-dan bazıları resepsiyon veya odalardaki iPad’lere yükleniyor.

Oteller bu anketler için çeşitli f ir-malarla çalışıyor. New World Hospitality adlı f irmanın hazırladığı anketlerde konuk-ların, otel çalışanlarıyla arasındaki duygu-sal bağlantıya odaklanılıyor. Dorchester Collection yıllık 10 bin anketten daha faz-lasına ulaşmak için Gallup adlı f irmayla anlaştı. Wyndham’ı tercih edenler, kalış-

ları sonrası anketleri TripAdvisor üzerin-den cevaplıyor ve sonuçları otelin kendi web sitesinden görebiliyorlar. Hyatt ise bütün yorumlar ve analizlere Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya kanalların-dan ulaşıyor. Özellikle negatif veya pozitif yorum geldiğinde sistem genel müdürü uyarıyor. O da sosyal ağ üzerinden direkt konukla iletişime geçiyor.

Hyatt’ın anket sisteminde konuk profilleri de kaydediliyor; böylece onlar check-in yaparken bilgilerine ağdan ula-şılabiliyor. Bu sayede resepsiyondakiler konuğun bir önceki anketteki yorumla-rına bağlı olarak onu, örneğin asansörden uzak bir odaya yerleştirebiliyor. Avrupa’da 34 otele sahip Lindner Grubu, benzer özelliklere sahip yazılımlar kullanıyor.

Marriott’un sosyal medya sayfa-ları ve siteleri ise konukların oy vereceği ve f ikirlerini paylaşabileceği bir sisteme sahip. Bu oylamalar ve yorumların sonu-cunda ne yapmaya karar verdiklerini de yine bu mecralardan duyuruyorlar. Diğer oteller ise TripAdvisor gibi sitelerde ya-yınlanan geri bildirimlere göre hareket ediyor. Omni Hotels & Resorts ise bu tür sitelerde yayınlanan birkaç şikâyetten sonra odalara daha fazla priz ekledikle-rini ve tamamen yeni binalarda daha iyi banyolar tasarladıklarını açıkladı. New York’taki Loews Regency ise, konukla-rın kapatıp açmak zorunda kaldıkları ışık sayısından dolayı şikâyetçi olmalarından sonra odalara merkezi bir açma kapama düğmesi yerleştirdi.

MEMNUN KALDINIZ MI?

014_035_HI_CONCIERGE.indd 14 18.02.2015 22:36

Page 16: Turkish edition 3

16

Konuk ağırlama endüstrisinin, çocuklarıyla tatile çıkan ailelere düşkün olduğu tartışmasız bir gerçek. Hatta pek çok otel, gurme bebek mamalarından gençlere özel yemek çeşitlerine kadar geniş bir yelpazeyle konuklarını baştan çıkarıyor. Fakat bazı niş otellerin de aileleri kazanmaya çalışması şaşırtıcı gözükebilir.

New York’un yukarı kısmındaki sofistike otel The Mark’ı ele alalım. Leziz mamaların yanında özel Maclaren bebek arabaları ile Zittle’ın oyuncak mağazasından özel oyuncak çantaları sunan otelde, odaları birbirine bağlayan kapıların bulunduğu aile süitleri de yer alıyor. İnzivaya çekilmek isteyenlerin tercihi, gösterişli St. Regis Aspen Resort, açık hava sıcak havuzunu çocukların eğlenceli vakit geçirebileceği bir alana çevirmiş. Renkli oyuncaklar ve deniz topları-nın yer aldığı bu mekânda aynı zamanda çocuklar kurabiye hamuru hazırlayarak eşsiz bir ‘aşçılık’ deneyimi de yaşayabilirler.

Four Seasons’ın Afrika Aşağı Sahra bölgesindeki ilk mülkü Four Seasons Safari Lodge ise çocuklara özel bir lüks safari prog-ramına sahip. Pek çok aktivite sunan otelde Kids Club’ın yöneti-mini Masai Kabilesi üstleniyor. Çocuklar boncuklu takılar yapıyor, iguana arıyor veya gece ortaya çıkan hayvanları izleyebilmek için kızılötesi kamera hazırlıyorlar.

Puglia’da, Avrupa’nın butik otelcilik anlayışıyla harikalar di-

yarının buluştuğu otele gidelim: Borgo Egnazia. Justin Timberlake ile Jessica Biel’ın evlendiği otel olarak da bilinen Borgo Egnazia’da açık ve kapalı yüzme havuzları, çocuk kulübü, sinema, çocuklara özel restoran ve aşçılık okulu bulunuyor. Bir başka yetişkin otel ise İskoçya’daki Gleneagles. Bu otel, çocuklarıyla birlikte gezen golf tutkunları ve açık hava faaliyetleriyle ilgilenenler için bir çözüm sunuyor. The Zone, armut koltuklar ve deri kanepeler, Sony PlayS-tation’lar, masa futbolu, bilardo masası, ses sistemi ve kablosuz ağın olduğu, özel bir lounge. Avrupa’nın merkezine, Londra’ya gel-diğimizde St James’s Hotel & Club’la karşılaşıyoruz. Daha başına buyruk çocukların ebeveynleri için oldukça cazip olan bu otel, baş-kentin atraksiyonlarını genç konuklarla tanıştıran özel bir concierge hizmeti sunuyor - BF

Oteller, teknolojiyi bütün süreç-lere entegre etmiş durumdalar. Tablet bil-gisayarlarınızdan otel rezervasyonunuzu yaparken, dokunmatik ekranlardan çıkı-şınızı yapabiliyorsunuz. Stockholm’deki Clarion Hotel gibi birkaç otelde konuklar, akıllı telefonlarını kullanarak odalarını ayar-layabiliyorlar. Otele varmadan önce online check-in linkinin ve elektronik oda anah-tarlarının olduğu bir mesaj alıyorlar.

Bu esnada sanal concierge hizmet-leri de gittikçe yayılıyor. Konukların, otelin içinde ve dışındaki servislere anında ula-şabilmeleri için uygulamalar bulunuyor. Peninsula Hotels’in tablet bilgisayarları ve dokunmatik ekranları, tam 11 dilde geniş bir servis yelpazesi sunuyor. InterContinental Miami’de ise lobideki konuklar sehpalardaki dokunmatik ekranlardan içecek menüsüne ulaşıp seçim yapabiliyor. Park Hyatt Tokyo ve Park Hyatt Seul, misafirlerine akıllı tele-fonlarından ve tabletlerinden 2.300 gaze-teye parasız olarak erişmelerini sağlıyor.

Konukların deneyimlerinin artmasının yanı sıra, otelciler de kâr paylarını yükseltmek

için teknolojiden yararlanıyor. Londra’daki May Fair Hotel, konukların süitlerindeki iPad’ler sayesinde oda servisine ulaşmala-rını ve spa programı randevusu almalarını sağlayan hizmetiyle satışlarda önemli bir artış kaydettiğini ifade ediyor. Otelciler ay-rıca barlar, restoranlar ve spa’lardaki trafiği analiz eden gizli IP kameralar da kullanıyor. Bazıları stok yönetimi ve yatak çarşaflarına iliştirilen RFID (radyo frekansı) etiketleriyle oda hazırlama hızını geliştirdi. Bu etiketler sayesinde çamaşır sepetleri çamaşırhane-deki sensörlere geldiğinde içlerindeki parça sayısı okunabiliyor.

Günümüzde hem konukların mem-nuniyeti hem de yönetimin bütçe planlama ve kontrolü için üst düzey bir teknoloji mevcut. Kaliforniya, Cupertino’daki Aloft Hotel, havluları, su şişelerini, diş fırçala-rını ve diğer parçaları odalara dağıtması için robotları kullanıyor. Robotlar koridor-larda yönlerini bulabilmek için kablosuz ağ, sonar, lazerler ve kameralardan yarar-lanıyor. Otelin CEO’su Steve Cousins, bu durumu şöyle özetliyor: “Bu oldukça yeni bir uygulama ve bence böyle bir tekno-loji, geleceğin ta kendisi.” Umarız asansör düğmelerine de basabiliyorlardır! - BF

TEKNOLOJİK OTELLER

ÇOCUKLU LÜKS TATİL

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 16 18.02.2015 22:36 HOTELIER ilan ok.indd 1 2/13/15 2:33 PM

Page 17: Turkish edition 3

16

Konuk ağırlama endüstrisinin, çocuklarıyla tatile çıkan ailelere düşkün olduğu tartışmasız bir gerçek. Hatta pek çok otel, gurme bebek mamalarından gençlere özel yemek çeşitlerine kadar geniş bir yelpazeyle konuklarını baştan çıkarıyor. Fakat bazı niş otellerin de aileleri kazanmaya çalışması şaşırtıcı gözükebilir.

New York’un yukarı kısmındaki sofistike otel The Mark’ı ele alalım. Leziz mamaların yanında özel Maclaren bebek arabaları ile Zittle’ın oyuncak mağazasından özel oyuncak çantaları sunan otelde, odaları birbirine bağlayan kapıların bulunduğu aile süitleri de yer alıyor. İnzivaya çekilmek isteyenlerin tercihi, gösterişli St. Regis Aspen Resort, açık hava sıcak havuzunu çocukların eğlenceli vakit geçirebileceği bir alana çevirmiş. Renkli oyuncaklar ve deniz topları-nın yer aldığı bu mekânda aynı zamanda çocuklar kurabiye hamuru hazırlayarak eşsiz bir ‘aşçılık’ deneyimi de yaşayabilirler.

Four Seasons’ın Afrika Aşağı Sahra bölgesindeki ilk mülkü Four Seasons Safari Lodge ise çocuklara özel bir lüks safari prog-ramına sahip. Pek çok aktivite sunan otelde Kids Club’ın yöneti-mini Masai Kabilesi üstleniyor. Çocuklar boncuklu takılar yapıyor, iguana arıyor veya gece ortaya çıkan hayvanları izleyebilmek için kızılötesi kamera hazırlıyorlar.

Puglia’da, Avrupa’nın butik otelcilik anlayışıyla harikalar di-

yarının buluştuğu otele gidelim: Borgo Egnazia. Justin Timberlake ile Jessica Biel’ın evlendiği otel olarak da bilinen Borgo Egnazia’da açık ve kapalı yüzme havuzları, çocuk kulübü, sinema, çocuklara özel restoran ve aşçılık okulu bulunuyor. Bir başka yetişkin otel ise İskoçya’daki Gleneagles. Bu otel, çocuklarıyla birlikte gezen golf tutkunları ve açık hava faaliyetleriyle ilgilenenler için bir çözüm sunuyor. The Zone, armut koltuklar ve deri kanepeler, Sony PlayS-tation’lar, masa futbolu, bilardo masası, ses sistemi ve kablosuz ağın olduğu, özel bir lounge. Avrupa’nın merkezine, Londra’ya gel-diğimizde St James’s Hotel & Club’la karşılaşıyoruz. Daha başına buyruk çocukların ebeveynleri için oldukça cazip olan bu otel, baş-kentin atraksiyonlarını genç konuklarla tanıştıran özel bir concierge hizmeti sunuyor - BF

Oteller, teknolojiyi bütün süreç-lere entegre etmiş durumdalar. Tablet bil-gisayarlarınızdan otel rezervasyonunuzu yaparken, dokunmatik ekranlardan çıkı-şınızı yapabiliyorsunuz. Stockholm’deki Clarion Hotel gibi birkaç otelde konuklar, akıllı telefonlarını kullanarak odalarını ayar-layabiliyorlar. Otele varmadan önce online check-in linkinin ve elektronik oda anah-tarlarının olduğu bir mesaj alıyorlar.

Bu esnada sanal concierge hizmet-leri de gittikçe yayılıyor. Konukların, otelin içinde ve dışındaki servislere anında ula-şabilmeleri için uygulamalar bulunuyor. Peninsula Hotels’in tablet bilgisayarları ve dokunmatik ekranları, tam 11 dilde geniş bir servis yelpazesi sunuyor. InterContinental Miami’de ise lobideki konuklar sehpalardaki dokunmatik ekranlardan içecek menüsüne ulaşıp seçim yapabiliyor. Park Hyatt Tokyo ve Park Hyatt Seul, misafirlerine akıllı tele-fonlarından ve tabletlerinden 2.300 gaze-teye parasız olarak erişmelerini sağlıyor.

Konukların deneyimlerinin artmasının yanı sıra, otelciler de kâr paylarını yükseltmek

için teknolojiden yararlanıyor. Londra’daki May Fair Hotel, konukların süitlerindeki iPad’ler sayesinde oda servisine ulaşmala-rını ve spa programı randevusu almalarını sağlayan hizmetiyle satışlarda önemli bir artış kaydettiğini ifade ediyor. Otelciler ay-rıca barlar, restoranlar ve spa’lardaki trafiği analiz eden gizli IP kameralar da kullanıyor. Bazıları stok yönetimi ve yatak çarşaflarına iliştirilen RFID (radyo frekansı) etiketleriyle oda hazırlama hızını geliştirdi. Bu etiketler sayesinde çamaşır sepetleri çamaşırhane-deki sensörlere geldiğinde içlerindeki parça sayısı okunabiliyor.

Günümüzde hem konukların mem-nuniyeti hem de yönetimin bütçe planlama ve kontrolü için üst düzey bir teknoloji mevcut. Kaliforniya, Cupertino’daki Aloft Hotel, havluları, su şişelerini, diş fırçala-rını ve diğer parçaları odalara dağıtması için robotları kullanıyor. Robotlar koridor-larda yönlerini bulabilmek için kablosuz ağ, sonar, lazerler ve kameralardan yarar-lanıyor. Otelin CEO’su Steve Cousins, bu durumu şöyle özetliyor: “Bu oldukça yeni bir uygulama ve bence böyle bir tekno-loji, geleceğin ta kendisi.” Umarız asansör düğmelerine de basabiliyorlardır! - BF

TEKNOLOJİK OTELLER

ÇOCUKLU LÜKS TATİL

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 16 18.02.2015 22:36 HOTELIER ilan ok.indd 1 2/13/15 2:33 PM

Page 18: Turkish edition 3

18

YAZI: CANSU URAS

Antalya’ya gidenler bilir. Kaleiçi’ne ve eski Doğu Garajı yakınlarına gittiğinizde ara sokaklara girmediğiniz sürece sahil şehrinde değil de bir metropolde olduğu-nuzu hissedebilirsiniz. Turistlerin akın ettiği bu bölgenin tam kalbine yapılan alışveriş merkezi çevredeki mütevazı esnafı gölgede bırakır, araba kornasından başka bir ses duyamazsınız ve kalabalıkta yürümeye ça-lışmak sizi çocukluk günlerinizde oynadığı-nız video oyunlarına geri götürebilir. Fakat Kaleiçi’nden biraz yukarı doğru çıktığınızda Toroslar’ın karlı zirvelerinin görkemiyle, masmavi deniz manzaralı Lara Yolu çıkar. Tabii durum böyle olunca, bu yolun üzerin-deki ikonik yapılardan biri olan Dedeman da misafirleri kendisine bir mıknatıs gibi çeker.

Fakat Temmuz 2014 itibariyle artık Dedeman yok. Çünkü 43 yıldır turizm sek-

töründe olan Barut Grubu, Dedeman Ote-li’ni alıp renove ederek, toplam 125 milyon dolarlık yatırımla markanın 10’uncu ve ilk şehir oteli olan Akra Barut’a, yepyeni bir şehir oteline dönüştürdü. Otelden içeri gir-diğiniz an sizi beyaz, ekru ve açık kahve-rengi tonlarının hâkim olduğu, MOB Design imzasını taşıyan sade bir iç mimari karşılı-yor. Odanıza girdiğinizde ise Toros Dağları ile Akdeniz’i gölgede bırakmayacak bir de-korasyon bu minimalist akımı takip ediyor. 471 oda ve üç özel süiti, iki balo ve 16 top-lantı salonu, 5 bin 500 metrekare alana ku-rulu Akra Health Club ve altı farklı restoran ve barı ile hizmet veren Akra Barut’un en önemli özelliği Genel Müdür Levent Top-çuoğlu’nun deyimiyle “24 saat boyunca uyumuyor” oluşu. Şehrin Akdeniz’e açılan bu yepyeni kapısı ile farklı bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz

HİÇ UYUMAYAN OTEL

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 18 18.02.2015 22:36

Page 19: Turkish edition 3

18

YAZI: CANSU URAS

Antalya’ya gidenler bilir. Kaleiçi’ne ve eski Doğu Garajı yakınlarına gittiğinizde ara sokaklara girmediğiniz sürece sahil şehrinde değil de bir metropolde olduğu-nuzu hissedebilirsiniz. Turistlerin akın ettiği bu bölgenin tam kalbine yapılan alışveriş merkezi çevredeki mütevazı esnafı gölgede bırakır, araba kornasından başka bir ses duyamazsınız ve kalabalıkta yürümeye ça-lışmak sizi çocukluk günlerinizde oynadığı-nız video oyunlarına geri götürebilir. Fakat Kaleiçi’nden biraz yukarı doğru çıktığınızda Toroslar’ın karlı zirvelerinin görkemiyle, masmavi deniz manzaralı Lara Yolu çıkar. Tabii durum böyle olunca, bu yolun üzerin-deki ikonik yapılardan biri olan Dedeman da misafirleri kendisine bir mıknatıs gibi çeker.

Fakat Temmuz 2014 itibariyle artık Dedeman yok. Çünkü 43 yıldır turizm sek-

töründe olan Barut Grubu, Dedeman Ote-li’ni alıp renove ederek, toplam 125 milyon dolarlık yatırımla markanın 10’uncu ve ilk şehir oteli olan Akra Barut’a, yepyeni bir şehir oteline dönüştürdü. Otelden içeri gir-diğiniz an sizi beyaz, ekru ve açık kahve-rengi tonlarının hâkim olduğu, MOB Design imzasını taşıyan sade bir iç mimari karşılı-yor. Odanıza girdiğinizde ise Toros Dağları ile Akdeniz’i gölgede bırakmayacak bir de-korasyon bu minimalist akımı takip ediyor. 471 oda ve üç özel süiti, iki balo ve 16 top-lantı salonu, 5 bin 500 metrekare alana ku-rulu Akra Health Club ve altı farklı restoran ve barı ile hizmet veren Akra Barut’un en önemli özelliği Genel Müdür Levent Top-çuoğlu’nun deyimiyle “24 saat boyunca uyumuyor” oluşu. Şehrin Akdeniz’e açılan bu yepyeni kapısı ile farklı bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz

HİÇ UYUMAYAN OTEL

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 18 18.02.2015 22:36

Page 20: Turkish edition 3

20

CONCIERGE

Oteller konukların ruh hallerini değiştirmek için, ortak alanları güzel kokularla renklendirir. Fakat endüstrinin hızla ilerlemesiyle bu durum markalar için bir fırsata dönüştü. Nasıl mı? Artık kokulu mum-ları veya oda spreylerini otellerin lobilerinden veya online sitelerinden de satın alabiliyorsunuz.

Scent Marketing Institute, Mandarin Oriental’ın kokusunu geliştirmekle görevlendirildi. Marka, otelin adından da esinlene-rek karışımda portakal esansı kullandı. Le Bristol Paris’in kokusu tasarlanırken ise, konukların otelin bahçelerini hatırlamalarını sağ-layacak esanslar tercih edilmiş. New York menşeli özel koku ta-sarımcısı Le Labo, Gramercy Park Hotel’in kokusunu daha inşaatı devam ederken geliştirdi. Lobideki şöminenin yapımı devam eder-ken, firma, ahşap ve meşin esanslarını formüle ederek kokuyu ha-zırladı. Aradan beş yıl geçti ve 100 dolar değerindeki kokulu mum, hâlâ otelin hediyelik eşya mağazasının en çok satan ürünü.

Otellerin imza niteliğindeki karışımlar yaratılırken, amaç

özgün kalmak olsa da, çoğu ortak parfüm notalarını kullanıyor. Çay ve turunçgil oldukça popüler. She-raton’dan Shangri-La’ya pek çok otelin kokularını seçen ScentAir’a göre incir ise seksi. Bazı oteller,

katlarda ve lobilerde de özel kokularını kullanarak konuklarını du-yusal açıdan tatmin ediyor. Bütün Langham otellerindeki konuklar Ginger Flower’ı deneyimleyebiliyor. Her bir Le Meridien otelinde kullanılan LM01, erz ağacı, tütsü, zambak ve misk içeriyor.

Diğer oteller ise orijinallik istiyor. Park Hyatt Milan, diğer Park Hyatt’lardan farklı olarak kehribar, vanilya özü ve portakal çi-çeği karışımı kullanıyor. Otel, bu kokuyu yaratması için yerel par-fümcü Laura Tonatto ile çalışmış. Konuklar vücut sütü, oda spreyi ve parfümü sadece otelden satın alabilir. Ritz-Carlton South Beach ise konuklarına özellikle otelin yeni spa’sı Taste of the Tropics’i ha-tırlatan Mango Guava kokulu mumunu piyasaya sürerek farklı bir yol izliyor. Tabii, mumu satın alabilmeniz için spa randevusu alma-nız gerekiyor. - BF

YAZI CHERYL-ANNE STURKEN

Seyahate çıkacaksınız. Fakat beslenme ve egzersiz programınızı nasıl devam ettirebileceğinizi düşünüyorsunuz. Pek çok kişi tatile gittiğinde sağlık rutinini bozmaktan endişelenir. Sağlığına dikkat eden bu tür gezginlerin güvenini kazan-mak için oteller, bir dizi yaratıcı hizmet su-nuyor.

2014’ün başlarında Malta menşeli ultra lüks otel zinciri Corinthia Hotels, İn-giliz beslenme uzmanı Jeannette Hyde ile işbirliği yaptı. Hyde, zincirin dokuz ote-lindeki şeflerle çalışarak yeni, glütensiz ‘Food for Thought’ menülerini yarattı. Böl-gesel proteinlerin, tahılların ve sebzelerin ön plana çıkartıldığı menüde işlenmemiş şeker ve saf karbonhidratlar bulunuyor. Ayrıca avokado, yaban mersini ve bitter çikolata gibi leziz tatlar da unutulmamış.

Westin Hotels & Resorts, ‘Westin Well-being Movement’ adlı kampanyaları için 2014 yılının başında tam 15 milyon dolar yatırım yaptı. Bu kampanyalarıyla marka, dünya çapındaki 200 oteline sağlıklı yaşam tarzını getirerek konukların dikkatini çekti. Westin Hotels & Resorts’da, buğday çimi suyu ve kendi içeceğinizi hazırlamak gibi farklı seçenekler de sunuluyor. Peki, sağlıklı yaşam için başka hangi hizmetler var? Günlük 5 dolar ödeyerek çoraplar da

SAĞLIK HAREKÂTI

dâhil olmak üzere spor kıyafetleri ve ayak-kabıları kiralayabiliyorsunuz. Westin oteller zinciri bu konuda oldukça iddialı, çünkü New Balance markasıyla iş birliği içinde. Her bir otelini de kendi seçeneklerini ekle-mek konusunda teşvik ediyor.

“Sin City” her ne kadar bir sağlık destinasyonu olarak görülmese de, bu durum Las Vegas’taki 5.044 odalı MGM Grand’i bu sağlık harekâtına katılmaktan alıkoymuyor. Marka, 2013 yılında bir ka-tındaki 171 odayı ‘Stay Well’ (Sağlıklı Kal) odalarına çevirmiş. C vitamini infüzyonlu duş, hava temizleme sistemi, güneş ışığını engelleyen stor perde ve enerji verici atış-

tırmalıklarla dolu bir mini bar ile lüks tatil deneyiminize ‘sağlıklı’ sıfatını da ekleyebi-lirsiniz. ‘Stay Well’ odaların ücreti normal odaların fiyatından 30 dolar fazla olmasına rağmen; otel yönetimi konukların ilgisin-den oldukça memnun. Hatta öyle ki, otelin bir diğer katındaki odaları da ‘Stay Well’ odalarına dönüştürmeyi planlıyorlar. Stay Well buluşmalarının yapıldığı toplantı oda-larında da bu konseptin yansımaları var. 13 toplantı odası, sağlık gurusu Dr. Deepak Chopra tarafından tasarlandı. Bu odalarda yaratıcılığı artıran renkler tercih edilerek, hava ve su temizleme sistemleri kullanıldı ve sağlıklı menüler hazırlandı.

ÖZGÜN NOTALAR

014_035_HI_CONCIERGE.indd 20 18.02.2015 22:36

Page 21: Turkish edition 3

20

CONCIERGE

Oteller konukların ruh hallerini değiştirmek için, ortak alanları güzel kokularla renklendirir. Fakat endüstrinin hızla ilerlemesiyle bu durum markalar için bir fırsata dönüştü. Nasıl mı? Artık kokulu mum-ları veya oda spreylerini otellerin lobilerinden veya online sitelerinden de satın alabiliyorsunuz.

Scent Marketing Institute, Mandarin Oriental’ın kokusunu geliştirmekle görevlendirildi. Marka, otelin adından da esinlene-rek karışımda portakal esansı kullandı. Le Bristol Paris’in kokusu tasarlanırken ise, konukların otelin bahçelerini hatırlamalarını sağ-layacak esanslar tercih edilmiş. New York menşeli özel koku ta-sarımcısı Le Labo, Gramercy Park Hotel’in kokusunu daha inşaatı devam ederken geliştirdi. Lobideki şöminenin yapımı devam eder-ken, firma, ahşap ve meşin esanslarını formüle ederek kokuyu ha-zırladı. Aradan beş yıl geçti ve 100 dolar değerindeki kokulu mum, hâlâ otelin hediyelik eşya mağazasının en çok satan ürünü.

Otellerin imza niteliğindeki karışımlar yaratılırken, amaç

özgün kalmak olsa da, çoğu ortak parfüm notalarını kullanıyor. Çay ve turunçgil oldukça popüler. She-raton’dan Shangri-La’ya pek çok otelin kokularını seçen ScentAir’a göre incir ise seksi. Bazı oteller,

katlarda ve lobilerde de özel kokularını kullanarak konuklarını du-yusal açıdan tatmin ediyor. Bütün Langham otellerindeki konuklar Ginger Flower’ı deneyimleyebiliyor. Her bir Le Meridien otelinde kullanılan LM01, erz ağacı, tütsü, zambak ve misk içeriyor.

Diğer oteller ise orijinallik istiyor. Park Hyatt Milan, diğer Park Hyatt’lardan farklı olarak kehribar, vanilya özü ve portakal çi-çeği karışımı kullanıyor. Otel, bu kokuyu yaratması için yerel par-fümcü Laura Tonatto ile çalışmış. Konuklar vücut sütü, oda spreyi ve parfümü sadece otelden satın alabilir. Ritz-Carlton South Beach ise konuklarına özellikle otelin yeni spa’sı Taste of the Tropics’i ha-tırlatan Mango Guava kokulu mumunu piyasaya sürerek farklı bir yol izliyor. Tabii, mumu satın alabilmeniz için spa randevusu alma-nız gerekiyor. - BF

YAZI CHERYL-ANNE STURKEN

Seyahate çıkacaksınız. Fakat beslenme ve egzersiz programınızı nasıl devam ettirebileceğinizi düşünüyorsunuz. Pek çok kişi tatile gittiğinde sağlık rutinini bozmaktan endişelenir. Sağlığına dikkat eden bu tür gezginlerin güvenini kazan-mak için oteller, bir dizi yaratıcı hizmet su-nuyor.

2014’ün başlarında Malta menşeli ultra lüks otel zinciri Corinthia Hotels, İn-giliz beslenme uzmanı Jeannette Hyde ile işbirliği yaptı. Hyde, zincirin dokuz ote-lindeki şeflerle çalışarak yeni, glütensiz ‘Food for Thought’ menülerini yarattı. Böl-gesel proteinlerin, tahılların ve sebzelerin ön plana çıkartıldığı menüde işlenmemiş şeker ve saf karbonhidratlar bulunuyor. Ayrıca avokado, yaban mersini ve bitter çikolata gibi leziz tatlar da unutulmamış.

Westin Hotels & Resorts, ‘Westin Well-being Movement’ adlı kampanyaları için 2014 yılının başında tam 15 milyon dolar yatırım yaptı. Bu kampanyalarıyla marka, dünya çapındaki 200 oteline sağlıklı yaşam tarzını getirerek konukların dikkatini çekti. Westin Hotels & Resorts’da, buğday çimi suyu ve kendi içeceğinizi hazırlamak gibi farklı seçenekler de sunuluyor. Peki, sağlıklı yaşam için başka hangi hizmetler var? Günlük 5 dolar ödeyerek çoraplar da

SAĞLIK HAREKÂTI

dâhil olmak üzere spor kıyafetleri ve ayak-kabıları kiralayabiliyorsunuz. Westin oteller zinciri bu konuda oldukça iddialı, çünkü New Balance markasıyla iş birliği içinde. Her bir otelini de kendi seçeneklerini ekle-mek konusunda teşvik ediyor.

“Sin City” her ne kadar bir sağlık destinasyonu olarak görülmese de, bu durum Las Vegas’taki 5.044 odalı MGM Grand’i bu sağlık harekâtına katılmaktan alıkoymuyor. Marka, 2013 yılında bir ka-tındaki 171 odayı ‘Stay Well’ (Sağlıklı Kal) odalarına çevirmiş. C vitamini infüzyonlu duş, hava temizleme sistemi, güneş ışığını engelleyen stor perde ve enerji verici atış-

tırmalıklarla dolu bir mini bar ile lüks tatil deneyiminize ‘sağlıklı’ sıfatını da ekleyebi-lirsiniz. ‘Stay Well’ odaların ücreti normal odaların fiyatından 30 dolar fazla olmasına rağmen; otel yönetimi konukların ilgisin-den oldukça memnun. Hatta öyle ki, otelin bir diğer katındaki odaları da ‘Stay Well’ odalarına dönüştürmeyi planlıyorlar. Stay Well buluşmalarının yapıldığı toplantı oda-larında da bu konseptin yansımaları var. 13 toplantı odası, sağlık gurusu Dr. Deepak Chopra tarafından tasarlandı. Bu odalarda yaratıcılığı artıran renkler tercih edilerek, hava ve su temizleme sistemleri kullanıldı ve sağlıklı menüler hazırlandı.

ÖZGÜN NOTALAR

014_035_HI_CONCIERGE.indd 20 18.02.2015 22:36

Page 22: Turkish edition 3

22

‘MÜCEVHER KUTUSU’ MİSALİCONCIERGE

Akaretler’in tam kalbinde Osmanlı dönemine ait bir yapı; hani şu önünde ko-caman bir ‘W’ harfi bulunan. Oryantalizm, Batı ile birlikte dans ediyor demek yerinde bir tespit olur. Otelin mimarı Mahmut Anlar, bizden daha güzel bir tanımla karşımıza çıkıyor: “Osmanlı’ya Amerikalı gelin getir-dik.” İşte, bu gelin şimdi gençlikten olgun-luk dönemine geçiyor; hem de yepyeni bir yüzle. W Istanbul, yenilenen lobisi ile mi-safirlerini ağırlamaya başladı. Lobiden içeri

girildiği andan itibaren iddiasını ortaya koyan otel, W Lounge’a kadar uzanan ve bir mücevher kutusunu andıran etkileyici tüneli ile konuklarını karşılıyor.

Hardal sarısı kumaşlar, petrol yeşili deriler ve ceviz tonlarında ahşabın kullanıl-dığı lobide Osmanlı çinileri modernize edil-miş ve tünel kısmında ağırlıklı olarak ayna, iç kısımlarda ise metaller ve pirinç mesh’ler kullanılmış. Mahmut Anlar tarafından bilge-liği temsil eden tarihi Ayasofya’dan ilham

alınarak tasarlanan özel oturma grupları da oryantalizmin ağır bastığı noktalardan.

Yaklaşık yedi ay süren renovasyon süreci sonrasında açılan bu mücevher ku-tusunun en ilgi çekici kısımlarından biri de, otelin girişinde yer alan ‘Who’s Behind the Mirror?’ (Aynanın arkasında ne var?) ens-talasyonu. Sanatçı Thierry Dreyfus’a ait bu enstalasyonda ışık, video görüntüleri, ay-nalar ve hareket sensörleri bir araya geli-yor. – CU

014_035_HI_CONCIERGE.indd 22 18.02.2015 22:36 HOTELIER LR .indd 1 2/9/15 2:00 PM

Page 23: Turkish edition 3

22

‘MÜCEVHER KUTUSU’ MİSALİCONCIERGE

Akaretler’in tam kalbinde Osmanlı dönemine ait bir yapı; hani şu önünde ko-caman bir ‘W’ harfi bulunan. Oryantalizm, Batı ile birlikte dans ediyor demek yerinde bir tespit olur. Otelin mimarı Mahmut Anlar, bizden daha güzel bir tanımla karşımıza çıkıyor: “Osmanlı’ya Amerikalı gelin getir-dik.” İşte, bu gelin şimdi gençlikten olgun-luk dönemine geçiyor; hem de yepyeni bir yüzle. W Istanbul, yenilenen lobisi ile mi-safirlerini ağırlamaya başladı. Lobiden içeri

girildiği andan itibaren iddiasını ortaya koyan otel, W Lounge’a kadar uzanan ve bir mücevher kutusunu andıran etkileyici tüneli ile konuklarını karşılıyor.

Hardal sarısı kumaşlar, petrol yeşili deriler ve ceviz tonlarında ahşabın kullanıl-dığı lobide Osmanlı çinileri modernize edil-miş ve tünel kısmında ağırlıklı olarak ayna, iç kısımlarda ise metaller ve pirinç mesh’ler kullanılmış. Mahmut Anlar tarafından bilge-liği temsil eden tarihi Ayasofya’dan ilham

alınarak tasarlanan özel oturma grupları da oryantalizmin ağır bastığı noktalardan.

Yaklaşık yedi ay süren renovasyon süreci sonrasında açılan bu mücevher ku-tusunun en ilgi çekici kısımlarından biri de, otelin girişinde yer alan ‘Who’s Behind the Mirror?’ (Aynanın arkasında ne var?) ens-talasyonu. Sanatçı Thierry Dreyfus’a ait bu enstalasyonda ışık, video görüntüleri, ay-nalar ve hareket sensörleri bir araya geli-yor. – CU

014_035_HI_CONCIERGE.indd 22 18.02.2015 22:36 HOTELIER LR .indd 1 2/9/15 2:00 PM

Page 24: Turkish edition 3

24

CONCIERGE

YAZI NICK DALL

Instagram yüzde 100 görsel olduğu için, lüks otellerin sunduğu beş duyuya hitap eden hizmetlerini gösterecekleri en ideal sosyal medya platformu. İşte, Instagram fenomeni olmaya aday lüks otellerden bazılarının paylaşımları…

GANSEVOORT OTELLER GRUBU @gansevoort (11 bin takipçi) “Gansevoort, her mülkünden 360 derece perspektifle konukların, Gansevoort ekibinin ve komşu binalardaki kişilerin çektiği kışkırtıcı ve ilham verici fotoğrafları özenli bir şekilde derleyip takipçileriyle paylaşıyor. Gansevoort Hotel Group, ayrıcalıklı ‘Gansevoort Yaşa-mı’na bir ön gösterim sunuyor.”Stephanie Sprayregen – Dijital Pazarlama Müdürü

1888 HOTEL, SİDNEY, AVUSTRALYA @8hotels (5851 takipçi) Dünyanın ilk ‘Instagram oteli’ konuklarına pek çok fotoğraf seçeneği sunuyor. Resepsiyondaki ekranlara #1888hotel hashtag’i ile paylaşılan fotoğraflar canlı olarak yansıtılıyor ve konuklara özel bir çerçeve ile selfie alanı sağlanıyor. 10 binden fazla takipçisi olan Instagram kullanıcılarına bir gecelik ücretsiz konaklama hediye ediliyor.

SHANGRI-LA OTELLERİ@shangrilahotels (8914 takipçi) Bazı otellerin Instagram’da beğeni ve takipçi sayısını artırması için çok uğraşmasına gerek yok. Eyfel Kulesi manzaralı, taze kruvasanlar, leziz reçeller ve portakal suyunun yer aldığı bir kahvaltı sofrasıyla kolay kolay kimse başa çıkamaz.

Yukarıdaki fotoğraf #ShangriLa hashtag’ini kulla-nan bir konuğa ait.

W HOTEL BANGKOK @wbangkok (3719 takipçi) “#WDOESBRUNCH etkinliğine katılan tüm ko-nuklarımızı, broşürlerimize ve kat planlarına koy-duğumuz hashtag’i kullanmaya teşvik ediyoruz. Şu ana kadar sadece 8 brunch düzenledik; fakat bu etkinliklerden oldukça fazla poz elde ettik. İnsanlar, ne kadar harika hayatlarının olduğunu dünyaya göstermeyi seviyor.”Waraluck Wongwitdecha – Pazarlama İletişim Müdürü

YOKSA SİZİN HÂLÂ INSTAGRAM HESABINIZ YOK MU?

FOUR SEASONS HOTEL KAHİRE NILE PLAZA@fscaironp (2805 takipçi) “Instagram, bir yıldan az bir sürede takipçi sayısındaki yaklaşık yüzde 400 artışla en hızlı büyüyen sosyal ağımız. En ilgi çekici fotoğraflarımız, konuyla ilgili hashtag’lerle paylaşılan, konukların otelde geçirdikleri vakti ve birbirleriyle ya da otel personeliyle aralarındaki etkileşimi yansıtan kareler.”Christeen George – Dijital Pazarlama Müdürü

WALDORF ASTORIA, NEW YORK@waldorfnyc (6153 takipçi) “Waldorf Astoria New York’ta Instagram’ı, otelimizi ilham verici bir ortam olarak göstermek ve konuklarımızın yaşadığı unutulmaz anları kut-lamak için kullanıyoruz. Hedefimiz #waldorfnyc etiketiyle paylaşılan yüksek çözünürlüklü fotoğraf-lar ve konuklarımız tarafından gönderilen içerikleri kullanarak uluslararası bir erişim sağlamak.”Melissa Howard – Sosyal Medya Direktörü

014_035_HI_CONCIERGE.indd 24 18.02.2015 22:36

25

CITIZEN M OTELLERİ@citizenm (4937 takipçi) Bazen değişik bir koltuk, Instagram dünyasında beğenilen biri olmanız için yeterli. #citizenMnyc etiketiyle paylaşılmış bu regram da bunun kanıtı.

MARINA BAY SANDS, SİNGAPUR@marinabaysands (4024 takipçi) Dünyanın en ünlü yüzme havuzuna sahip otel, konuklarını #SandsStyle hashtag’ini kullanarak fotoğraflarını paylaşmaya teşvik ediyor.

ST PANCRAS RENAISSANCE HOTEL, LONDRA@stpancrasren (2372 takipçi) @wheretheduck (215 takipçi) Londra’nın en trend mekânlarını gezmeye ne dersiniz? Eğer nereye gideceğinizi bilmiyorsanız St Pancras Renaissance Hotel’in ördekleri size yardımcı olabilir. Nasıl mı? Odaların banyolarında konukları bekleyen plastik ördekler, #Kings- Cross ve ötesini keşfetmeniz için banyodan çıkıyor. Ve sizi #wheretheduck hashtag’ini kullanarak kendilerine katılmaya davet ediyor. St Pancras Renaissance Hotel’in @wherethe-duck adlı Instagram hesabı konukları, ördeklerin başrolde olduğu Londra fotoğraflarını paylaşmalarına teşvik ediyor.

THOMPSON OTELLERİ @thompsonhotels (11 bin takipçi) Vintage, neon bir tabela, Instagram dünyası için şüphesiz bir ikon. Bir de buna konuğun bakış açısı ile kullandığı efekti eklediğinizde Thompson Hotels’in Instagram devriminde uzun bir süredir neden ön taraflarda yer aldığını kolaylıkla görebilirsiniz.

BURJ AL ARAB@burjalarab (66 bin takipçi) “Instagram hesabımız, iki girişimin ardından oldukça dikkat çekti: #MyDubai kampanyası ve temmuz ayında Beautiful Destinations eki-biyle birlikte yaptığımız Instagram buluşması. Instagram buluşmasına sosyal medyadaki aktiflikleri açısından dünyanın en etkili 10 ismi katıldı. Bu isimlerin paylaşımları, 18 milyon-dan fazla kişi tarafından takip ediliyor.”Izabela Hamilton – Halkla İlişkiler Müdürü

MORGANS OTELLER GRUBU@mondrianldn (2164 takipçi) “Google’ın algoritmasındaki değişimle birlikte markaların, anlamlı bir diyalogla tüketicilerin ilgisini çekmeleri oldukça önemli hale geldi. Bir konuğun konaklama deneyimini sergilemekten yerel kültürü ve otel etkinliklerini yansıtmaya kadar; Morgans, her otelinin sıra dışı özelliklerini vurgularken, bir yandan da bir bütün olarak hikâyeler anlatıyor.”Steven Rojas – Kurumsal Dijital Direktörü(Morgans Oteller Grubu)

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 25 18.02.2015 22:36

Page 25: Turkish edition 3

24

CONCIERGE

YAZI NICK DALL

Instagram yüzde 100 görsel olduğu için, lüks otellerin sunduğu beş duyuya hitap eden hizmetlerini gösterecekleri en ideal sosyal medya platformu. İşte, Instagram fenomeni olmaya aday lüks otellerden bazılarının paylaşımları…

GANSEVOORT OTELLER GRUBU @gansevoort (11 bin takipçi) “Gansevoort, her mülkünden 360 derece perspektifle konukların, Gansevoort ekibinin ve komşu binalardaki kişilerin çektiği kışkırtıcı ve ilham verici fotoğrafları özenli bir şekilde derleyip takipçileriyle paylaşıyor. Gansevoort Hotel Group, ayrıcalıklı ‘Gansevoort Yaşa-mı’na bir ön gösterim sunuyor.”Stephanie Sprayregen – Dijital Pazarlama Müdürü

1888 HOTEL, SİDNEY, AVUSTRALYA @8hotels (5851 takipçi) Dünyanın ilk ‘Instagram oteli’ konuklarına pek çok fotoğraf seçeneği sunuyor. Resepsiyondaki ekranlara #1888hotel hashtag’i ile paylaşılan fotoğraflar canlı olarak yansıtılıyor ve konuklara özel bir çerçeve ile selfie alanı sağlanıyor. 10 binden fazla takipçisi olan Instagram kullanıcılarına bir gecelik ücretsiz konaklama hediye ediliyor.

SHANGRI-LA OTELLERİ@shangrilahotels (8914 takipçi) Bazı otellerin Instagram’da beğeni ve takipçi sayısını artırması için çok uğraşmasına gerek yok. Eyfel Kulesi manzaralı, taze kruvasanlar, leziz reçeller ve portakal suyunun yer aldığı bir kahvaltı sofrasıyla kolay kolay kimse başa çıkamaz.

Yukarıdaki fotoğraf #ShangriLa hashtag’ini kulla-nan bir konuğa ait.

W HOTEL BANGKOK @wbangkok (3719 takipçi) “#WDOESBRUNCH etkinliğine katılan tüm ko-nuklarımızı, broşürlerimize ve kat planlarına koy-duğumuz hashtag’i kullanmaya teşvik ediyoruz. Şu ana kadar sadece 8 brunch düzenledik; fakat bu etkinliklerden oldukça fazla poz elde ettik. İnsanlar, ne kadar harika hayatlarının olduğunu dünyaya göstermeyi seviyor.”Waraluck Wongwitdecha – Pazarlama İletişim Müdürü

YOKSA SİZİN HÂLÂ INSTAGRAM HESABINIZ YOK MU?

FOUR SEASONS HOTEL KAHİRE NILE PLAZA@fscaironp (2805 takipçi) “Instagram, bir yıldan az bir sürede takipçi sayısındaki yaklaşık yüzde 400 artışla en hızlı büyüyen sosyal ağımız. En ilgi çekici fotoğraflarımız, konuyla ilgili hashtag’lerle paylaşılan, konukların otelde geçirdikleri vakti ve birbirleriyle ya da otel personeliyle aralarındaki etkileşimi yansıtan kareler.”Christeen George – Dijital Pazarlama Müdürü

WALDORF ASTORIA, NEW YORK@waldorfnyc (6153 takipçi) “Waldorf Astoria New York’ta Instagram’ı, otelimizi ilham verici bir ortam olarak göstermek ve konuklarımızın yaşadığı unutulmaz anları kut-lamak için kullanıyoruz. Hedefimiz #waldorfnyc etiketiyle paylaşılan yüksek çözünürlüklü fotoğraf-lar ve konuklarımız tarafından gönderilen içerikleri kullanarak uluslararası bir erişim sağlamak.”Melissa Howard – Sosyal Medya Direktörü

014_035_HI_CONCIERGE.indd 24 18.02.2015 22:36

25

CITIZEN M OTELLERİ@citizenm (4937 takipçi) Bazen değişik bir koltuk, Instagram dünyasında beğenilen biri olmanız için yeterli. #citizenMnyc etiketiyle paylaşılmış bu regram da bunun kanıtı.

MARINA BAY SANDS, SİNGAPUR@marinabaysands (4024 takipçi) Dünyanın en ünlü yüzme havuzuna sahip otel, konuklarını #SandsStyle hashtag’ini kullanarak fotoğraflarını paylaşmaya teşvik ediyor.

ST PANCRAS RENAISSANCE HOTEL, LONDRA@stpancrasren (2372 takipçi) @wheretheduck (215 takipçi) Londra’nın en trend mekânlarını gezmeye ne dersiniz? Eğer nereye gideceğinizi bilmiyorsanız St Pancras Renaissance Hotel’in ördekleri size yardımcı olabilir. Nasıl mı? Odaların banyolarında konukları bekleyen plastik ördekler, #Kings- Cross ve ötesini keşfetmeniz için banyodan çıkıyor. Ve sizi #wheretheduck hashtag’ini kullanarak kendilerine katılmaya davet ediyor. St Pancras Renaissance Hotel’in @wherethe-duck adlı Instagram hesabı konukları, ördeklerin başrolde olduğu Londra fotoğraflarını paylaşmalarına teşvik ediyor.

THOMPSON OTELLERİ @thompsonhotels (11 bin takipçi) Vintage, neon bir tabela, Instagram dünyası için şüphesiz bir ikon. Bir de buna konuğun bakış açısı ile kullandığı efekti eklediğinizde Thompson Hotels’in Instagram devriminde uzun bir süredir neden ön taraflarda yer aldığını kolaylıkla görebilirsiniz.

BURJ AL ARAB@burjalarab (66 bin takipçi) “Instagram hesabımız, iki girişimin ardından oldukça dikkat çekti: #MyDubai kampanyası ve temmuz ayında Beautiful Destinations eki-biyle birlikte yaptığımız Instagram buluşması. Instagram buluşmasına sosyal medyadaki aktiflikleri açısından dünyanın en etkili 10 ismi katıldı. Bu isimlerin paylaşımları, 18 milyon-dan fazla kişi tarafından takip ediliyor.”Izabela Hamilton – Halkla İlişkiler Müdürü

MORGANS OTELLER GRUBU@mondrianldn (2164 takipçi) “Google’ın algoritmasındaki değişimle birlikte markaların, anlamlı bir diyalogla tüketicilerin ilgisini çekmeleri oldukça önemli hale geldi. Bir konuğun konaklama deneyimini sergilemekten yerel kültürü ve otel etkinliklerini yansıtmaya kadar; Morgans, her otelinin sıra dışı özelliklerini vurgularken, bir yandan da bir bütün olarak hikâyeler anlatıyor.”Steven Rojas – Kurumsal Dijital Direktörü(Morgans Oteller Grubu)

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 25 18.02.2015 22:36

Page 26: Turkish edition 3

26

CONCIERGE

En iyisinden en lüksüne, en romantiğinden servisi en iyi olana… Otelcilik dünyasının ‘en’leri 12 yıldır olduğu gibi, bu yıl da dünyanın en büyük otel ve seyahat değerlendirme sitesi TripAdvisor’ın milyonlarca kullanıcısının oyları sonucu belirlendi. ‘Travellers Choice 2015’ ödüllerinde dünya çapında tam 8 bin otel ödül kazandı. Küller şehri Kapadokya’nın en mistik ve özel otellerinden Kayakapı Premium Caves, sekiz ödülle Türkiye’den ödül kazanan tek otel oldu. ‘Dünyanın En İyi 25 Oteli’ listesinde 24’üncü, ‘Dünyanın En Lüks 25 Oteli’ sıralamasında ise 12’nci sırada yer aldı. Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin sosyal, kültürel ve tarihi açıdan Kapadokya’daki tek temsilcisi olan Kayakapı Mahallesi’ne kurulmuş otel, 1500’e yakın kayadan oyma oda ve 6 mağara süiti ile misafirlerinin taşlara ka-zınmış tarihe tanıklık etmesini sağlıyor. Odaların yüzde 80’inde Osmanlı hamamı olması da Kapadokya’nın oryantalist dokusunu koruyor. Kayakapı Premium Caves’in sahip olduğu bu özellikler otelin uzun zaman TripAdvisor listelerinde yer alması için yeterli. Listenin bir diğer dikkat çeken oteli ise Maldivler’deki Gili Lankan-fushi. Doğal cennet olarak adlandırılan bu görkemli otel dünyanın en iyi oteli seçilirken; dünyanın en lüks oteli ise Tayland’daki The Place Luxury Boutique Villas oldu. – CU

GEZGİNLERİN SEÇİMİ

014_035_HI_CONCIERGE.indd 26 18.02.2015 22:36

Sezgisel:Daha kolay kontrol sistemi içinSelect düğmeleri - Yaşlılar veçocuklar için dahi son derecekolay ve sezgisel.

Kolay kullanım:İstenilen ısı derecesi, kullanımırahat ayar volanı ile kolaycaayarlanabilir.

Ödüllü tasarım:ShowerSelect Ankastrebataryaların estetik görünüşüTasarım konseyi tarafından“Design Plus Award“ ileödüllendirildi.

Uzun ömürlü:250,000 açma kapamadayanım testinden geçmiştir –her dokunuş garanti altında.

ShowerSelect®: Duş keyfini kontrol etmenin yeni yoluBiçim ve fonksiyon ShowerSelect ankastre bataryalarında iç içe geçmiştir. Basit bir tuş dokunuşu ile açıp kapayarak el duşundan tepe duşuna kolayca geçiş yapabilir veya istediğiniz akış türünü kolayca seçebilirsiniz. Üstelik komplike elektronik sistem yerine sadece mekanik teknoloji ile...

ShowerSelect ankastre bataryalar duş konforunuz için idealdir. Daha fazla bilgi için www.hansgrohe.com.tr/select adre-sini ziyaret edin.

Hansgrohe Armatür San. ve Tic. Ltd. Şti. · Fulya Mh. Ortaklar Cd. Bahçeler

Sk. No: 17 K: 2 · 34387 Şişli · Istanbul · Türkiye

Tel.: (02 12) 273 07 30 (Pbx) · Fax (02 12) 273 07 40

Page 27: Turkish edition 3

26

CONCIERGE

En iyisinden en lüksüne, en romantiğinden servisi en iyi olana… Otelcilik dünyasının ‘en’leri 12 yıldır olduğu gibi, bu yıl da dünyanın en büyük otel ve seyahat değerlendirme sitesi TripAdvisor’ın milyonlarca kullanıcısının oyları sonucu belirlendi. ‘Travellers Choice 2015’ ödüllerinde dünya çapında tam 8 bin otel ödül kazandı. Küller şehri Kapadokya’nın en mistik ve özel otellerinden Kayakapı Premium Caves, sekiz ödülle Türkiye’den ödül kazanan tek otel oldu. ‘Dünyanın En İyi 25 Oteli’ listesinde 24’üncü, ‘Dünyanın En Lüks 25 Oteli’ sıralamasında ise 12’nci sırada yer aldı. Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin sosyal, kültürel ve tarihi açıdan Kapadokya’daki tek temsilcisi olan Kayakapı Mahallesi’ne kurulmuş otel, 1500’e yakın kayadan oyma oda ve 6 mağara süiti ile misafirlerinin taşlara ka-zınmış tarihe tanıklık etmesini sağlıyor. Odaların yüzde 80’inde Osmanlı hamamı olması da Kapadokya’nın oryantalist dokusunu koruyor. Kayakapı Premium Caves’in sahip olduğu bu özellikler otelin uzun zaman TripAdvisor listelerinde yer alması için yeterli. Listenin bir diğer dikkat çeken oteli ise Maldivler’deki Gili Lankan-fushi. Doğal cennet olarak adlandırılan bu görkemli otel dünyanın en iyi oteli seçilirken; dünyanın en lüks oteli ise Tayland’daki The Place Luxury Boutique Villas oldu. – CU

GEZGİNLERİN SEÇİMİ

014_035_HI_CONCIERGE.indd 26 18.02.2015 22:36

Sezgisel:Daha kolay kontrol sistemi içinSelect düğmeleri - Yaşlılar veçocuklar için dahi son derecekolay ve sezgisel.

Kolay kullanım:İstenilen ısı derecesi, kullanımırahat ayar volanı ile kolaycaayarlanabilir.

Ödüllü tasarım:ShowerSelect Ankastrebataryaların estetik görünüşüTasarım konseyi tarafından“Design Plus Award“ ileödüllendirildi.

Uzun ömürlü:250,000 açma kapamadayanım testinden geçmiştir –her dokunuş garanti altında.

ShowerSelect®: Duş keyfini kontrol etmenin yeni yoluBiçim ve fonksiyon ShowerSelect ankastre bataryalarında iç içe geçmiştir. Basit bir tuş dokunuşu ile açıp kapayarak el duşundan tepe duşuna kolayca geçiş yapabilir veya istediğiniz akış türünü kolayca seçebilirsiniz. Üstelik komplike elektronik sistem yerine sadece mekanik teknoloji ile...

ShowerSelect ankastre bataryalar duş konforunuz için idealdir. Daha fazla bilgi için www.hansgrohe.com.tr/select adre-sini ziyaret edin.

Hansgrohe Armatür San. ve Tic. Ltd. Şti. · Fulya Mh. Ortaklar Cd. Bahçeler

Sk. No: 17 K: 2 · 34387 Şişli · Istanbul · Türkiye

Tel.: (02 12) 273 07 30 (Pbx) · Fax (02 12) 273 07 40

Page 28: Turkish edition 3

28

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 28 18.02.2015 22:36

29

ULUSLARARASI OTELCİLİK ÜSSÜAnfaş Hotel Equipment ‘Uluslararası

Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’, bu yıl 26’ncı yılını kutladı. 21-24 Ocak tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşen fuarda 408 katılımcı firma, 3 bin 702 marka sergiledi. İnteraktif bir fuar olarak ben-zer pek çok etkinlikten ayrılan Anfaş Hotel Equipment’ta, ‘7. Uluslararası Altın Kep Aşçı Yarışması’ düzenlendi. Pek çok aşçı 4 gün boyunca marifetlerini sergilerken, mutfak ekipmanları markaları da stantlarını renk-lendirerek canlı yemek sunumları gerçek-

leştirdiler. Fuarda tek yarışan aşçılar değildi. Hoted Alanya Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği, ‘Housekeeping Olim-piyatları’na ev sahipliği yaptı. Olimpiyatlara 12’si yurt dışından toplam 78 yarışmacı ka-tıldı. Anfaş Hotel Equipment’ta düzenlenen etkinliklerden biri de Hotelier Internation der-gisinin lansmanı oldu. Doğan Burda Dergi Grubu Ankara Temsilcisi Erdal İpekeşen ve TUROFED Başkanı Osman Ayık’ın katılımıyla gerçekleşen lansman, turizm sektörünün önde gelenlerini buluşturdu. – CU

(Soldan sağa) Bekir Akkaş,Erdal İpekeşen, Yusuf Hacısüleyman,Osman Ayık

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 29 18.02.2015 22:37

Page 29: Turkish edition 3

28

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 28 18.02.2015 22:36

29

ULUSLARARASI OTELCİLİK ÜSSÜAnfaş Hotel Equipment ‘Uluslararası

Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı’, bu yıl 26’ncı yılını kutladı. 21-24 Ocak tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşen fuarda 408 katılımcı firma, 3 bin 702 marka sergiledi. İnteraktif bir fuar olarak ben-zer pek çok etkinlikten ayrılan Anfaş Hotel Equipment’ta, ‘7. Uluslararası Altın Kep Aşçı Yarışması’ düzenlendi. Pek çok aşçı 4 gün boyunca marifetlerini sergilerken, mutfak ekipmanları markaları da stantlarını renk-lendirerek canlı yemek sunumları gerçek-

leştirdiler. Fuarda tek yarışan aşçılar değildi. Hoted Alanya Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği, ‘Housekeeping Olim-piyatları’na ev sahipliği yaptı. Olimpiyatlara 12’si yurt dışından toplam 78 yarışmacı ka-tıldı. Anfaş Hotel Equipment’ta düzenlenen etkinliklerden biri de Hotelier Internation der-gisinin lansmanı oldu. Doğan Burda Dergi Grubu Ankara Temsilcisi Erdal İpekeşen ve TUROFED Başkanı Osman Ayık’ın katılımıyla gerçekleşen lansman, turizm sektörünün önde gelenlerini buluşturdu. – CU

(Soldan sağa) Bekir Akkaş,Erdal İpekeşen, Yusuf Hacısüleyman,Osman Ayık

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 29 18.02.2015 22:37

Page 30: Turkish edition 3

30

UZMAN TAVSiYESiPınar Kartal Timer, beş yıl önce

şu soruyla karşılaşmış: “İleride ne yap-mak istersin?” Otelcilik kariyerinde hep satış ve gelirler bölümünde çalışmış olmasına rağmen hiç düşünmeden ce-vaplamış: “Günün birinde Pera Palace yenilenirse, orada ev sahibi olmak iste-rim.” Pınar Kartal Timer, otelcilik sektö-ründe ender görebileceğiniz kişilerden. Çünkü erkeklerin ağırlıkta olduğu bir sektörde dümenin başına geçen nadir kadınlardan biri ve de en önemlisi Tür-kiye’nin tarihine ev sahipliği yapmış; hatta yer yer onu yazmış bir otelde, ha-yallerinin otelinde, genel müdürlük gö-revini üstlenmeyi başarmış.

Mesleğine Hilton İstanbul’da başlayan ve satış biriminin her biri-minde görev alan Timer, tam 15 yılını bu otele verdi. Dönemindeki uluslara-rası otellerden en önde gelen Hilton’da geçirdiği dönemden sonra kendisine bir daha bu sektörde çalışmayacağı konu-sunda söz vererek bu otelden ayrıldı. Fakat anlaşılan insan bir kere içine çekildikten sonra tekrar ko-pamıyor. Mövenpick İstanbul’un sadece açılışını yapacağını düşü-

nerek kendisine gelen iş teklifini kabul eden Timer orada da beş yıl geçirdi. Sonrasında yoluna Çırağan Palace Kempinski’de devam etti.

Sektöre hâkim ve tam 28 yıldır yaşam alanını oteller haline getiren Timer, kadın olmanın avantajlarını ye-rinde kullanıyor. Kadın beyninin çok çetrefilli çalıştığını düşünen Timer, duyguları ve altıncı hissinden hare-ketle daha fazla detayı görebildiğini dile getiriyor. “Ancak 24 saat yaşayan sektörümüzde uzun çalışma saatleri nedeniyle çok fazla kadın göremiyor-sunuz” diye de ekliyor.

Aldığı en iyi kariyer tavsiye-sini sorduğumuzda Timer, mesleğine başladığı Hilton’dan bahsediyor. “Hil-ton’da çalıştığım dönemdeki rezer-vasyon şefimiz o kadar disiplinli ve işine saygısı olan biriydi ki, kendisi, benim için başlı başına bir tavsiyeydi. Sert biriydi; fakat bu yapısı sayesinde ondan işe saygının ne demek oldu-

ğunu gördüm. Gözlemleyerek kendime bir şeyler katmaya çalış-tım.”

Gözlemleri onu sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en bü-yüleyici otellerinden birinin başına getirdi. Timer’le konuşurken kendinizi Pera Palace’ın 1920’li dönemlerinde hissetmeniz ka-çınılmaz. Her detaydan, her andan ve her dokunuştan tutkuyla bahsediyor. Greta Garbo’nun odasını anlatırken, sanki gerçek-ten onu ağırlamış veya Agatha Christie’nin kaldığı odada efsane yazarı, polisiye romanının son satırlarını yazarken izlemiş gibi ko-nuşuyor. Pera Palace’ın balo salonunda vals yapmamış olabilir; fakat otelin tarihinin zamansız ruhuyla bütünleştiği kesin. Timer, Çırağan Palace Kempinski’nin eski Genel Müdürü Henry Blin’in yaptığı yorumla tamamlıyor sözlerini: “Unutma, genel müdürlük pozisyonu en yalnız pozisyondur.” Timer Pera Palace’ın sadece genel müdürü değil, sanki ihtişamlı bir köşkün ev sahibesi gibi hareket ediyor. Otelin geçmişteki geleneğini sürdürmeye devam ederek klasik müzik konserleri, özel etkinlikler, ihtişamlı yılbaşı baloları ve daha pek çok etkinliğe ev sahipliği yaparak hem Pera Palace’ın tarihini ayakta tutuyor hem de dünyanın dört bir yanın-dan ve Türkiye’den misafirleri bu tarihle buluşturuyor.

HILTON, MÖVENPICK VE ÇIRAĞAN GİBİ, 28 YILLIK KARİYERİNDE PEK ÇOK LÜKS OTELDE GÖREV ALDIKTAN SONRA ‘DÜMENİN BAŞINA’ GEÇEN, PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH’NIN

GENEL MÜDÜRÜ PINAR KARTAL TİMER’İN ALDIĞI EN İYİ KARİYER TAVSİYESİYAZI: CANSU URAS

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 30 18.02.2015 22:37

MIRROR PYRAMIDAlbi Serfaty

Nispetiye Mah. Aytar Cad. No: 24 Kat: 1-2-3 1.Levent - İstanbul / 0212 279 29 03 www.tepta.com - [email protected] #teptagram

Page 31: Turkish edition 3

30

UZMAN TAVSiYESiPınar Kartal Timer, beş yıl önce

şu soruyla karşılaşmış: “İleride ne yap-mak istersin?” Otelcilik kariyerinde hep satış ve gelirler bölümünde çalışmış olmasına rağmen hiç düşünmeden ce-vaplamış: “Günün birinde Pera Palace yenilenirse, orada ev sahibi olmak iste-rim.” Pınar Kartal Timer, otelcilik sektö-ründe ender görebileceğiniz kişilerden. Çünkü erkeklerin ağırlıkta olduğu bir sektörde dümenin başına geçen nadir kadınlardan biri ve de en önemlisi Tür-kiye’nin tarihine ev sahipliği yapmış; hatta yer yer onu yazmış bir otelde, ha-yallerinin otelinde, genel müdürlük gö-revini üstlenmeyi başarmış.

Mesleğine Hilton İstanbul’da başlayan ve satış biriminin her biri-minde görev alan Timer, tam 15 yılını bu otele verdi. Dönemindeki uluslara-rası otellerden en önde gelen Hilton’da geçirdiği dönemden sonra kendisine bir daha bu sektörde çalışmayacağı konu-sunda söz vererek bu otelden ayrıldı. Fakat anlaşılan insan bir kere içine çekildikten sonra tekrar ko-pamıyor. Mövenpick İstanbul’un sadece açılışını yapacağını düşü-

nerek kendisine gelen iş teklifini kabul eden Timer orada da beş yıl geçirdi. Sonrasında yoluna Çırağan Palace Kempinski’de devam etti.

Sektöre hâkim ve tam 28 yıldır yaşam alanını oteller haline getiren Timer, kadın olmanın avantajlarını ye-rinde kullanıyor. Kadın beyninin çok çetrefilli çalıştığını düşünen Timer, duyguları ve altıncı hissinden hare-ketle daha fazla detayı görebildiğini dile getiriyor. “Ancak 24 saat yaşayan sektörümüzde uzun çalışma saatleri nedeniyle çok fazla kadın göremiyor-sunuz” diye de ekliyor.

Aldığı en iyi kariyer tavsiye-sini sorduğumuzda Timer, mesleğine başladığı Hilton’dan bahsediyor. “Hil-ton’da çalıştığım dönemdeki rezer-vasyon şefimiz o kadar disiplinli ve işine saygısı olan biriydi ki, kendisi, benim için başlı başına bir tavsiyeydi. Sert biriydi; fakat bu yapısı sayesinde ondan işe saygının ne demek oldu-

ğunu gördüm. Gözlemleyerek kendime bir şeyler katmaya çalış-tım.”

Gözlemleri onu sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en bü-yüleyici otellerinden birinin başına getirdi. Timer’le konuşurken kendinizi Pera Palace’ın 1920’li dönemlerinde hissetmeniz ka-çınılmaz. Her detaydan, her andan ve her dokunuştan tutkuyla bahsediyor. Greta Garbo’nun odasını anlatırken, sanki gerçek-ten onu ağırlamış veya Agatha Christie’nin kaldığı odada efsane yazarı, polisiye romanının son satırlarını yazarken izlemiş gibi ko-nuşuyor. Pera Palace’ın balo salonunda vals yapmamış olabilir; fakat otelin tarihinin zamansız ruhuyla bütünleştiği kesin. Timer, Çırağan Palace Kempinski’nin eski Genel Müdürü Henry Blin’in yaptığı yorumla tamamlıyor sözlerini: “Unutma, genel müdürlük pozisyonu en yalnız pozisyondur.” Timer Pera Palace’ın sadece genel müdürü değil, sanki ihtişamlı bir köşkün ev sahibesi gibi hareket ediyor. Otelin geçmişteki geleneğini sürdürmeye devam ederek klasik müzik konserleri, özel etkinlikler, ihtişamlı yılbaşı baloları ve daha pek çok etkinliğe ev sahipliği yaparak hem Pera Palace’ın tarihini ayakta tutuyor hem de dünyanın dört bir yanın-dan ve Türkiye’den misafirleri bu tarihle buluşturuyor.

HILTON, MÖVENPICK VE ÇIRAĞAN GİBİ, 28 YILLIK KARİYERİNDE PEK ÇOK LÜKS OTELDE GÖREV ALDIKTAN SONRA ‘DÜMENİN BAŞINA’ GEÇEN, PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH’NIN

GENEL MÜDÜRÜ PINAR KARTAL TİMER’İN ALDIĞI EN İYİ KARİYER TAVSİYESİYAZI: CANSU URAS

CONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 30 18.02.2015 22:37

MIRROR PYRAMIDAlbi Serfaty

Nispetiye Mah. Aytar Cad. No: 24 Kat: 1-2-3 1.Levent - İstanbul / 0212 279 29 03 www.tepta.com - [email protected] #teptagram

Page 32: Turkish edition 3

32

Stephen J. AldenMaybourne Oteller Grubu Başkanı“Tarihi bir binaya baktığınızda, mimari önem taşımayan pek çok elementin yıllar boyunca eklendiğini fark edersi-niz. Hangisinin gerçek miras, hangisi-nin başkasının fikri olduğunu anlamak önemlidir. Gerçek binanın iskeletine ulaşana kadar binayı, deyim yerin-deyse, soymanız gerekir. Tarihi dokuyu korumak ve katmanlar halinde binanın her yerine yaymak istersiniz. Claridge’s için 100 yılı aşkın süre önce konulan orijinal tuğlayı kullanma şansına sahi-biz. Büyük oteller tasarıma ve altyapıya yatırım yapmak zorunda. Aksi takdirde geride kalacaklar. Fakat insanların is-tekleri ile mirasa sadık kalma arasında denge sağlamalısınız.”

David ChaseThe New York Palace Genel Müdürü“Karşılaştığımız en büyük zorluk, bu denli büyük bir renovasyon sırasında otelin açık kalmasıydı. Ve bu durum o dönemde konuklarımıza rahatsızlık verdi ve trafik akışı sorunlarına yol açtı. Ayırıcı duvarlar ve alternatif koridorlar yarat-mak için ciddi çaba sarf ettik. Alternatif geçiş koridorlarında alçıpandan duvar-lar kullandık; ışık kaynağı olarak aplikler yerleştirdik. Bu koridorları konuklarımız için daha güvenli, temiz ve rahat hale getirmek için de duvarları tavanlarla sa-bitledik. Lobideki düzenin devamlı de-ğişmesine rağmen sürekli ek inşaatlar yaparak konuklarımızın kendilerini rahat hissetmeleri için ciddi çaba sarf ettik.”

Paolo LorenzoniGritti Palace Venedik Genel Müdürü“Restorasyonun en zorlayıcı süreçle-

rinden biri, hepsi kataloglanarak kal-dırılan, restorasyona ya da depoya gönderilen her bir mobilya, ışıklandırma ve aksesuar parçasını fotoğraflamaktı. Binadaki her şeyi belgelememiz ve sonra da bütün fotoğraflar üzerinden hangi parçaların yenilenip yeniden kul-lanılabileceğini kararlaştırmamız ge-rekiyordu. Neredeyse yarısını tekrar değerlendirdik. Bu, birlikte çalıştığımız yeni mimarların tarihi dokuyu hissetme-lerine yardımcı oldu.”

Kamal NaamaniAsia Pacific, Pragma Grup Müdürü“Her şeyden önce konuyla ilgilenen herkesin planlar üzerinde anlaşmasıydı. Peace Hotel’in renovasyonundan önce otel çok daha küçük ve birbirinden kopuk alanlara ayrılmıştı. Avlunun ye-rinde alışveriş yapabileceğiniz bir pasaj vardı. Batı tarafındaki alanlar China Te-lecom’a bağlıydı. Pek çok kayıp alanı yeniden kazanmak için taraflarla uzlaş-maya varmak oldukça zorluydu.”

Deborah ForrestMimari Tasarım Firması ForrestPerkins’in Kurucu Ortağı“New York Marriott Marquis’nin iki katlı balo salonu için tasarlanan sekiz adet (1.134 kilogram ağırlığında, yaklaşık 5x5 m ölçülerinde) özel tasarım avizeyi yapboz gibi bir araya getirmekti. Çünkü asansörler, avizeleri taşımak için ye-teri kadar büyük değildi. Üfleme cam ve akrilik panellerden oluşan, yaklaşık 130 ila 150 parçalı avizelerin neredeyse her noktasına erişim sağlanması ge-rekiyordu. Avizelerin farklı boylardaki parçalarından dolayı güvenliği sağla-mak için kordonlar ve salkım kristallerle

kapatılan yangın söndürme fıskiyeleri yapıldı. Asıl destek, bina yapısı ile avize arasındaki, her bir avizenin 16 nokta-dan tavana asılmasını sağlayan orta düzey yapı sayesinde sağlandı. Son olarak uzaktan kumanda edilen tüm elektrik ve programlama ekipmanını sa-lona bitişik bir locaya yerleştirdik.”

Anthony RossThe Opposite House Pekin Genel Müdürü“The Opposite House başlangıçta bir otel olarak tasarlanmadığı için görsel olarak devasa giriş holünü bölümlere ayırmamız gerekiyordu. Mekânda bir resepsiyon masası bulunmayacağı için bu özellikle önemliydi. Tasarımcı Kengo Kuma’nın çözümü, tavandan ze-mine inen 6 bin çekmeceli, altı metre yüksekliğinde akrilik bir eczane ünitesi tasarlamaktı. Bu geleneksel Çin mobil-yasının modern yorumu hem mekânda bir separatör görevi görüyor, hem bir sanat eseri, hem de resmi olmayan bir back-office yaratıyor.”

Thomas SchmidThe Dolder Grand Zürih’in İş Geliştirme Direktörü “Otel, ne bir Disneyland ne de İsviçre klişelerinin karışımı olmak istiyordu. Bu nedenle Fosters and Partners’ın katı-lımı anahtar niteliğindeydi. Herkes bu yıldız mimari ekolüyle yarış halindeydi ve Zürih şehri için haritada böyle bir ismin yer alması oldukça önemliydi. Geleneksel ile modernin dualitesi, yani ana binanın tarihi atmosferiyle yeni otel kanatlarının yalın, pürist çizgilerinin bu-luşması benim için The Dolder Grand’i eşsiz kılan özelliklerdir.”

RENOVASYONUN GİZLİ TEHLİKELERİ: RENOVASYONDA KARŞILAŞTIĞINIZ EN BÜYÜK

SORUN NEYDİ VE BU DURUMU NASIL ÇÖZDÜNÜZ?DERLEYEN: BOYD FARROW

BiR SORUCONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 32 18.02.2015 22:37

Page 33: Turkish edition 3

32

Stephen J. AldenMaybourne Oteller Grubu Başkanı“Tarihi bir binaya baktığınızda, mimari önem taşımayan pek çok elementin yıllar boyunca eklendiğini fark edersi-niz. Hangisinin gerçek miras, hangisi-nin başkasının fikri olduğunu anlamak önemlidir. Gerçek binanın iskeletine ulaşana kadar binayı, deyim yerin-deyse, soymanız gerekir. Tarihi dokuyu korumak ve katmanlar halinde binanın her yerine yaymak istersiniz. Claridge’s için 100 yılı aşkın süre önce konulan orijinal tuğlayı kullanma şansına sahi-biz. Büyük oteller tasarıma ve altyapıya yatırım yapmak zorunda. Aksi takdirde geride kalacaklar. Fakat insanların is-tekleri ile mirasa sadık kalma arasında denge sağlamalısınız.”

David ChaseThe New York Palace Genel Müdürü“Karşılaştığımız en büyük zorluk, bu denli büyük bir renovasyon sırasında otelin açık kalmasıydı. Ve bu durum o dönemde konuklarımıza rahatsızlık verdi ve trafik akışı sorunlarına yol açtı. Ayırıcı duvarlar ve alternatif koridorlar yarat-mak için ciddi çaba sarf ettik. Alternatif geçiş koridorlarında alçıpandan duvar-lar kullandık; ışık kaynağı olarak aplikler yerleştirdik. Bu koridorları konuklarımız için daha güvenli, temiz ve rahat hale getirmek için de duvarları tavanlarla sa-bitledik. Lobideki düzenin devamlı de-ğişmesine rağmen sürekli ek inşaatlar yaparak konuklarımızın kendilerini rahat hissetmeleri için ciddi çaba sarf ettik.”

Paolo LorenzoniGritti Palace Venedik Genel Müdürü“Restorasyonun en zorlayıcı süreçle-

rinden biri, hepsi kataloglanarak kal-dırılan, restorasyona ya da depoya gönderilen her bir mobilya, ışıklandırma ve aksesuar parçasını fotoğraflamaktı. Binadaki her şeyi belgelememiz ve sonra da bütün fotoğraflar üzerinden hangi parçaların yenilenip yeniden kul-lanılabileceğini kararlaştırmamız ge-rekiyordu. Neredeyse yarısını tekrar değerlendirdik. Bu, birlikte çalıştığımız yeni mimarların tarihi dokuyu hissetme-lerine yardımcı oldu.”

Kamal NaamaniAsia Pacific, Pragma Grup Müdürü“Her şeyden önce konuyla ilgilenen herkesin planlar üzerinde anlaşmasıydı. Peace Hotel’in renovasyonundan önce otel çok daha küçük ve birbirinden kopuk alanlara ayrılmıştı. Avlunun ye-rinde alışveriş yapabileceğiniz bir pasaj vardı. Batı tarafındaki alanlar China Te-lecom’a bağlıydı. Pek çok kayıp alanı yeniden kazanmak için taraflarla uzlaş-maya varmak oldukça zorluydu.”

Deborah ForrestMimari Tasarım Firması ForrestPerkins’in Kurucu Ortağı“New York Marriott Marquis’nin iki katlı balo salonu için tasarlanan sekiz adet (1.134 kilogram ağırlığında, yaklaşık 5x5 m ölçülerinde) özel tasarım avizeyi yapboz gibi bir araya getirmekti. Çünkü asansörler, avizeleri taşımak için ye-teri kadar büyük değildi. Üfleme cam ve akrilik panellerden oluşan, yaklaşık 130 ila 150 parçalı avizelerin neredeyse her noktasına erişim sağlanması ge-rekiyordu. Avizelerin farklı boylardaki parçalarından dolayı güvenliği sağla-mak için kordonlar ve salkım kristallerle

kapatılan yangın söndürme fıskiyeleri yapıldı. Asıl destek, bina yapısı ile avize arasındaki, her bir avizenin 16 nokta-dan tavana asılmasını sağlayan orta düzey yapı sayesinde sağlandı. Son olarak uzaktan kumanda edilen tüm elektrik ve programlama ekipmanını sa-lona bitişik bir locaya yerleştirdik.”

Anthony RossThe Opposite House Pekin Genel Müdürü“The Opposite House başlangıçta bir otel olarak tasarlanmadığı için görsel olarak devasa giriş holünü bölümlere ayırmamız gerekiyordu. Mekânda bir resepsiyon masası bulunmayacağı için bu özellikle önemliydi. Tasarımcı Kengo Kuma’nın çözümü, tavandan ze-mine inen 6 bin çekmeceli, altı metre yüksekliğinde akrilik bir eczane ünitesi tasarlamaktı. Bu geleneksel Çin mobil-yasının modern yorumu hem mekânda bir separatör görevi görüyor, hem bir sanat eseri, hem de resmi olmayan bir back-office yaratıyor.”

Thomas SchmidThe Dolder Grand Zürih’in İş Geliştirme Direktörü “Otel, ne bir Disneyland ne de İsviçre klişelerinin karışımı olmak istiyordu. Bu nedenle Fosters and Partners’ın katı-lımı anahtar niteliğindeydi. Herkes bu yıldız mimari ekolüyle yarış halindeydi ve Zürih şehri için haritada böyle bir ismin yer alması oldukça önemliydi. Geleneksel ile modernin dualitesi, yani ana binanın tarihi atmosferiyle yeni otel kanatlarının yalın, pürist çizgilerinin bu-luşması benim için The Dolder Grand’i eşsiz kılan özelliklerdir.”

RENOVASYONUN GİZLİ TEHLİKELERİ: RENOVASYONDA KARŞILAŞTIĞINIZ EN BÜYÜK

SORUN NEYDİ VE BU DURUMU NASIL ÇÖZDÜNÜZ?DERLEYEN: BOYD FARROW

BiR SORUCONCIERGE

014_035_HI_CONCIERGE.indd 32 18.02.2015 22:37

Page 34: Turkish edition 3

34

Otel işletmeciliği kariyerim süresince en büyüğü daha sonradan Atlantis olarak yeniden doğan Bahama’lardaki Paradise Island Resort olmak üzere yirmiden fazla otel ve casino’nun renovas-yonundan sorumluydum ve çoğuyla bizzat ilgilendim. Paradise Island’da olduğu gibi, bazı otelleri yenilerken hizmet vermeye devam ettik, bazılarında ise otelleri geçici olarak kapattık. Aldı-ğım en önemli dersler (ki çoğunu tekrar tekrar almak zorunda kaldım) şunlar:

Büyük demek daha zor demek değildirÇok büyük renovasyon projelerinde çalışmak; proje yönetimi, danışmanlık yapan mühendisler, dekoratörler ve de en önemlisi daha büyük inşaat şirketleri gibi daha fazla (bazen de daha iyi) kaynaklara sahip olmanıza olanak sağlar. Büyük inşaat firmaları, işlerini daha özenli yapmaya meyillidir ve sözleşmenin esasların-dan dolayı üstlenilen işlerin yapılmaması durumunda karşı karşıya kalınacak cezaların farkında olduklarından sözleşmeye gereken değeri verirler. Diğer bir deyişle büyük renovasyon işleri, müda-hil tüm şirketlerin özen göstermesini zorunlu kılarken küçük işler söz konusu olduğunda işinize istenilen öncelik tanınmaz ve sözler verilerek işiniz bir şekilde ‘ayarlanır’. Küçük projelerin yönetimini büyük projeler gibi ele almanız için işte size en önemli sebep!

Demode olmak, otelciliğin düşmanıdırBazen söz konusu tesis yenilenme aşamasının ötesine geçeli çok olmuştur. Bunun farkında olmanız ve gerçek çözümün te-sisin yıkılması olması durumunda renovasyon işlerine kalkış-mamanız, çok önemlidir. Mauritius’taki Saint Geran Hotel’i ele alalım. Bu otel, 1972 yılında açıldı ve zamanında ‘son teknoloji’ tasarımlara ev sahipliği yapıyordu. Neredeyse 30 yıl boyunca birçok kez yenilikler yapılsa da, piyasada rekabet giderek artıyor ve yalnızca Mauritius’ta değil, diğer rakip tatil adalarında da otel tasarımı gelişiyordu. Üstün hizmet kalitesi ve ünü sayesinde hâlâ daha yüksek getirilere sahip olsa da, 2000’li yıllarda piyasada rekabetçi olarak kalabilmenin yolunun otelde esaslı değişiklikler yapmaktan geçtiğine karar verildi. Ne kadar denersek deneye-lim yaklaşık 3x3 m’lik bir banyoyu nasıl yeni bir milenyum ürü-nüne çevireceğimizi bilemedik. Ne yapmalıydık? Otelin satılması için milyon dolarlık teklif ler alsak da, oteli yıktık ve en gelişmiş, en yeni özelliklere sahip bir resort inşa ettik; şunu da eklemem gerekir, bu işi Paskalya ile Noel tatilleri arasındaki en yoğun se-zonda yaptık. Yapılacak en doğru şey de buydu; oda fiyatları anında iki katına çıktı!

Paranızı, getirisi en çok olan yerlere harcayınEğer renovasyon bütçeniz kısıtlıysa (ki öyle olacaktır!), insanların gözünün önünde olan yerlere daha çok para harcayın. Lobide müşterileri kendine hayran bırakacak her dokunuş, odalardaki diğerlerinden iki inç daha büyük olan televizyonlardan çok daha fazla katkı sağlayacaktır. Ancak yatak odalarını yeniliyorsanız, sakın lobiye dokunmayın; potansiyel müşterilerinizin çoğu, ne yaptığınızı asla fark etmeyecektir. Paradise Island buna güzel bir örnek. Bu yıkık dökük tesis, ilk aldığımızda çoğunlukla betondan oluşan dinlenme alanı ile ha-vuzu çevreleyen üç kuleli oda bloklarından meydana geliyordu. Her ne kadar plaj ile havuz arasına şezlongdan bakınca okyanus manzarasını kapatan çirkin bir duvar örülmüş olsa da, otelin plajı ve arazisi muhteşemdi. Bütçemiz kısıtlıydı, fakat yaklaşık 52 met-rekarelik açık alanda bir su parkı ve içini 20 binden fazla tropik balıkla doldurduğumuz bir akvaryum inşa ettik. 1000’den fazla odanın yeniden dekorasyonundan biraz kısarak tutumlu davran-dık; fakat ortak alanların yarattığı etki, otelimizin dolmasını sağladı ve oda fiyatını neredeyse anında iki katına çıkarttı.

Belirlediğiniz tarihten şaşmayınRenovasyonun aşağı yukarı ne kadar tutacağına yönelik yaptığınız ilk tahmin mutlaka yanlış çıkacaktır. Aynı şekilde ne kadar sürece-ğine dair yaptığınız tahminler de yanlış olacaktır. Renovasyon işinde, her zaman karşınıza hayal edebileceğinizden çok daha fazla ilgilen-mek zorunda kalacağınız -çoğu kötü- sürprizler çıkar. İşlerin bitmesini istemekten ziyade bitmesini sağlamak için bek-lenmedik durumlar karşısında kullanabileceğiniz sağlam bir bütçe oluşturmanın yanında, işiniz için bir bitiş tarihi belirlemeli ve bu planınızı tamamlanmayan işler için tazminat ödenmesini zorunlu kılarak güçlendirmeniz gerekir. Renovasyon işleri, verilen sü-reye yayılmaya meyillidir. Vaktin nakit olduğu zamanlarda haliyle devreye çok daha fazla kaynak girer. Bu nedenle oteli yeniden hizmete açacağınız tarihi daha en baştan belirlemeli ve bu tarih-ten sapmamalısınız. Bunun yanında, renovasyon işleri ne kadar çabuk biterse, daha önceden çalıştığınız, denediğiniz kadrolu personelinizin hizmetine o kadar çabuk kavuşursunuz.

Yazar hakkında: Peter Venison, ’Managing Hotels’ (Otel Yöne-timi) ve ‘100 Tips for Hoteliers’ (Otelciler İçin 100 Püf Noktası) adlı kitapların yazarıdır. Venison, konuk ağırlama konusunda 50 yıllık deneyime sahip bir uzman olarak uluslararası otel ve casino endüstrisinde danışman olarak çalışmaya devam ediyor.

CONCIERGE

DANIŞMANYAZI: PETER VENISON

OTEL RENOVASYONUNDAN AZAMİ DERECEDE YARARLANMAKLA İLGİLİ ALINACAK DERSLER

014_035_HI_CONCIERGE.indd 34 18.02.2015 22:37

Merkez: Ömer Seyfettin Cad. Seher Sok. No: 1 Darıca / Kocaeli Tel: (0 262) 653 85 66 Faks: (0 262) 653 85 67Şube: Kalamış Fener Cad. Altay Apt. No: 59/1A Fenerbahçe / İstanbul Tel: (0 216) 336 77 35 Fax: (0 216) 349 62 25Şube: Cemil Topuzlu Cad. No: 88/A Caddebostan / İstanbul Tel: (0 216) 302 94 17 - 302 94 83 Fax: (0 216) 302 94 18http: www.kulemobilya.com.tr [email protected]

Page 35: Turkish edition 3

34

Otel işletmeciliği kariyerim süresince en büyüğü daha sonradan Atlantis olarak yeniden doğan Bahama’lardaki Paradise Island Resort olmak üzere yirmiden fazla otel ve casino’nun renovas-yonundan sorumluydum ve çoğuyla bizzat ilgilendim. Paradise Island’da olduğu gibi, bazı otelleri yenilerken hizmet vermeye devam ettik, bazılarında ise otelleri geçici olarak kapattık. Aldı-ğım en önemli dersler (ki çoğunu tekrar tekrar almak zorunda kaldım) şunlar:

Büyük demek daha zor demek değildirÇok büyük renovasyon projelerinde çalışmak; proje yönetimi, danışmanlık yapan mühendisler, dekoratörler ve de en önemlisi daha büyük inşaat şirketleri gibi daha fazla (bazen de daha iyi) kaynaklara sahip olmanıza olanak sağlar. Büyük inşaat firmaları, işlerini daha özenli yapmaya meyillidir ve sözleşmenin esasların-dan dolayı üstlenilen işlerin yapılmaması durumunda karşı karşıya kalınacak cezaların farkında olduklarından sözleşmeye gereken değeri verirler. Diğer bir deyişle büyük renovasyon işleri, müda-hil tüm şirketlerin özen göstermesini zorunlu kılarken küçük işler söz konusu olduğunda işinize istenilen öncelik tanınmaz ve sözler verilerek işiniz bir şekilde ‘ayarlanır’. Küçük projelerin yönetimini büyük projeler gibi ele almanız için işte size en önemli sebep!

Demode olmak, otelciliğin düşmanıdırBazen söz konusu tesis yenilenme aşamasının ötesine geçeli çok olmuştur. Bunun farkında olmanız ve gerçek çözümün te-sisin yıkılması olması durumunda renovasyon işlerine kalkış-mamanız, çok önemlidir. Mauritius’taki Saint Geran Hotel’i ele alalım. Bu otel, 1972 yılında açıldı ve zamanında ‘son teknoloji’ tasarımlara ev sahipliği yapıyordu. Neredeyse 30 yıl boyunca birçok kez yenilikler yapılsa da, piyasada rekabet giderek artıyor ve yalnızca Mauritius’ta değil, diğer rakip tatil adalarında da otel tasarımı gelişiyordu. Üstün hizmet kalitesi ve ünü sayesinde hâlâ daha yüksek getirilere sahip olsa da, 2000’li yıllarda piyasada rekabetçi olarak kalabilmenin yolunun otelde esaslı değişiklikler yapmaktan geçtiğine karar verildi. Ne kadar denersek deneye-lim yaklaşık 3x3 m’lik bir banyoyu nasıl yeni bir milenyum ürü-nüne çevireceğimizi bilemedik. Ne yapmalıydık? Otelin satılması için milyon dolarlık teklif ler alsak da, oteli yıktık ve en gelişmiş, en yeni özelliklere sahip bir resort inşa ettik; şunu da eklemem gerekir, bu işi Paskalya ile Noel tatilleri arasındaki en yoğun se-zonda yaptık. Yapılacak en doğru şey de buydu; oda fiyatları anında iki katına çıktı!

Paranızı, getirisi en çok olan yerlere harcayınEğer renovasyon bütçeniz kısıtlıysa (ki öyle olacaktır!), insanların gözünün önünde olan yerlere daha çok para harcayın. Lobide müşterileri kendine hayran bırakacak her dokunuş, odalardaki diğerlerinden iki inç daha büyük olan televizyonlardan çok daha fazla katkı sağlayacaktır. Ancak yatak odalarını yeniliyorsanız, sakın lobiye dokunmayın; potansiyel müşterilerinizin çoğu, ne yaptığınızı asla fark etmeyecektir. Paradise Island buna güzel bir örnek. Bu yıkık dökük tesis, ilk aldığımızda çoğunlukla betondan oluşan dinlenme alanı ile ha-vuzu çevreleyen üç kuleli oda bloklarından meydana geliyordu. Her ne kadar plaj ile havuz arasına şezlongdan bakınca okyanus manzarasını kapatan çirkin bir duvar örülmüş olsa da, otelin plajı ve arazisi muhteşemdi. Bütçemiz kısıtlıydı, fakat yaklaşık 52 met-rekarelik açık alanda bir su parkı ve içini 20 binden fazla tropik balıkla doldurduğumuz bir akvaryum inşa ettik. 1000’den fazla odanın yeniden dekorasyonundan biraz kısarak tutumlu davran-dık; fakat ortak alanların yarattığı etki, otelimizin dolmasını sağladı ve oda fiyatını neredeyse anında iki katına çıkarttı.

Belirlediğiniz tarihten şaşmayınRenovasyonun aşağı yukarı ne kadar tutacağına yönelik yaptığınız ilk tahmin mutlaka yanlış çıkacaktır. Aynı şekilde ne kadar sürece-ğine dair yaptığınız tahminler de yanlış olacaktır. Renovasyon işinde, her zaman karşınıza hayal edebileceğinizden çok daha fazla ilgilen-mek zorunda kalacağınız -çoğu kötü- sürprizler çıkar. İşlerin bitmesini istemekten ziyade bitmesini sağlamak için bek-lenmedik durumlar karşısında kullanabileceğiniz sağlam bir bütçe oluşturmanın yanında, işiniz için bir bitiş tarihi belirlemeli ve bu planınızı tamamlanmayan işler için tazminat ödenmesini zorunlu kılarak güçlendirmeniz gerekir. Renovasyon işleri, verilen sü-reye yayılmaya meyillidir. Vaktin nakit olduğu zamanlarda haliyle devreye çok daha fazla kaynak girer. Bu nedenle oteli yeniden hizmete açacağınız tarihi daha en baştan belirlemeli ve bu tarih-ten sapmamalısınız. Bunun yanında, renovasyon işleri ne kadar çabuk biterse, daha önceden çalıştığınız, denediğiniz kadrolu personelinizin hizmetine o kadar çabuk kavuşursunuz.

Yazar hakkında: Peter Venison, ’Managing Hotels’ (Otel Yöne-timi) ve ‘100 Tips for Hoteliers’ (Otelciler İçin 100 Püf Noktası) adlı kitapların yazarıdır. Venison, konuk ağırlama konusunda 50 yıllık deneyime sahip bir uzman olarak uluslararası otel ve casino endüstrisinde danışman olarak çalışmaya devam ediyor.

CONCIERGE

DANIŞMANYAZI: PETER VENISON

OTEL RENOVASYONUNDAN AZAMİ DERECEDE YARARLANMAKLA İLGİLİ ALINACAK DERSLER

014_035_HI_CONCIERGE.indd 34 18.02.2015 22:37

Merkez: Ömer Seyfettin Cad. Seher Sok. No: 1 Darıca / Kocaeli Tel: (0 262) 653 85 66 Faks: (0 262) 653 85 67Şube: Kalamış Fener Cad. Altay Apt. No: 59/1A Fenerbahçe / İstanbul Tel: (0 216) 336 77 35 Fax: (0 216) 349 62 25Şube: Cemil Topuzlu Cad. No: 88/A Caddebostan / İstanbul Tel: (0 216) 302 94 17 - 302 94 83 Fax: (0 216) 302 94 18http: www.kulemobilya.com.tr [email protected]

Page 36: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JORDI CLOS

LÜKS, TAR İH VE SANAT BULUŞMASI

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

SORU & CEVAP

JORDI CLOS

Derby Hotels Collection’ın Başkanı

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 36 18.02.2015 22:56

SORU & CEVAP JORDI CLOS

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 37 18.02.2015 22:57

Page 37: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JORDI CLOS

LÜKS, TAR İH VE SANAT BULUŞMASI

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

SORU & CEVAP

JORDI CLOS

Derby Hotels Collection’ın Başkanı

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 36 18.02.2015 22:56

SORU & CEVAP JORDI CLOS

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 37 18.02.2015 22:57

Page 38: Turkish edition 3

38

SORU & CEVAP JORDI CLOS

Gerçek bir koleksiyoncu, hayırsever, Bar-selona Mısır Müzesi’nin kurucusu, Derby Hotels Collection’ın başkanı, fazlasıyla Indiana Jones’u anımsatan JORDI CLOS LLOMBART, belki de Avrupa’nın en renkli otelcisi diyebiliriz. Jordi Clos, şirketinin son restorasyon macerasını ve duvarlarınıza neleri asmamanız gerektiğini anlatıyor.

Hotelier International: Bir otelci mi yoksa koleksiyoncu musunuz?Jordi Clos: Bildiğiniz gibi sanat ve kültür benim en büyük tutkum, özellikle de Ejip-toloji. Bu benim ‘diğer’ mesleğim, fakat ilk mesleğimle de yakından alakalı. Otellerimizin hepsi, lüks olmalarıyla tanınıyor; hepsi sembolik binalardan oluşuyor ve her birine, sanat koleksiyonumun parçalarından oluşan küçük müzeler ekledik. Bu özelliklerin tümü, Derby Hotels’in kimliğini şekillendiriyor.

HI: Yani sanat ile lüksün iç içe oldu-ğunu düşünüyorsunuz?

JC: Evet, düşünüyorum. Eski Mısır ve Ro-malılardan başlayarak lüks, tarih boyunca hep sanat ile ifade edilmiştir; mimari, resim, şiir, müzik ve daha birçoğu. Beş yıldızlı bir otelin ‘çikolata kutusu sanatı’ olarak ad-landırdığım türden şeyleri duvarlarına as-masına gerçekten anlam veremiyorum.

HI: Barselona’daki Claris Hotel, oteller grubunuzun en önemli üyesi. Bu otelin lüks ve çağdaşlık seviyesini nasıl ko-ruyorsunuz?JC: 1992 yılında Barselona’da çağa uygun lüks bir otel yoktu. Biz de bir tane yapmaya karar verdik. Ancak 1992’nin Claris’i bugün gördüğünüzden çok daha farklıydı. Nere-deyse her şeyi yeni baştan yaptık. Karşılaş-tığımız en büyük zorluk, ortak alanların en güzel kısımlarını muhafaza etmek ve müşte-rilerin kendilerini adeta lüks bir apartmanda gibi hissetmesini sağlayacak alanlar üret-mekti. Ancak sonunda bunu başardığımıza inanıyorum. Claris, oldukça özel bir otel.

HI: Aynı zamanda ‘Katalan Tasarımı’nın da mükemmel bir örneği.JC: Doğru. Katalan tasarımının duyarlılığı otellerimizin tümünde açıkça görülmek-tedir. Otel sektörüne atılmadan önce bir inşaat ve iç mimari şirketinin sahibi oldu-ğumu hatırlatmakta fayda var. İşe tasarım dünyasında başladım.

HI: Bana biraz Arai Aparthotel deneyi-minizden bahseder misiniz?JC: Arai, Barselona’nın Barri Gòtic bölge-sinde 17’nci yüzyıla ait bir saray. Onu satın aldığımda dökülüyordu. Hem mesken hem de büro olarak kullanılmıştı ve bu nedenle binada birtakım değişiklikler meydana gel-mişti. Sonuçta beş yılda elimizden gelenin en iyisini yaptık.

HI: Fakat bazı yetkililer ile bir anlaş-mazlık yaşadığınızı duydum. Doğru mu? JC: Evet, doğru. Lobinin restorasyonu sı-

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 38 18.02.2015 22:57

39

SORU & CEVAP JORDI CLOS

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 39 18.02.2015 22:57

Page 39: Turkish edition 3

38

SORU & CEVAP JORDI CLOS

Gerçek bir koleksiyoncu, hayırsever, Bar-selona Mısır Müzesi’nin kurucusu, Derby Hotels Collection’ın başkanı, fazlasıyla Indiana Jones’u anımsatan JORDI CLOS LLOMBART, belki de Avrupa’nın en renkli otelcisi diyebiliriz. Jordi Clos, şirketinin son restorasyon macerasını ve duvarlarınıza neleri asmamanız gerektiğini anlatıyor.

Hotelier International: Bir otelci mi yoksa koleksiyoncu musunuz?Jordi Clos: Bildiğiniz gibi sanat ve kültür benim en büyük tutkum, özellikle de Ejip-toloji. Bu benim ‘diğer’ mesleğim, fakat ilk mesleğimle de yakından alakalı. Otellerimizin hepsi, lüks olmalarıyla tanınıyor; hepsi sembolik binalardan oluşuyor ve her birine, sanat koleksiyonumun parçalarından oluşan küçük müzeler ekledik. Bu özelliklerin tümü, Derby Hotels’in kimliğini şekillendiriyor.

HI: Yani sanat ile lüksün iç içe oldu-ğunu düşünüyorsunuz?

JC: Evet, düşünüyorum. Eski Mısır ve Ro-malılardan başlayarak lüks, tarih boyunca hep sanat ile ifade edilmiştir; mimari, resim, şiir, müzik ve daha birçoğu. Beş yıldızlı bir otelin ‘çikolata kutusu sanatı’ olarak ad-landırdığım türden şeyleri duvarlarına as-masına gerçekten anlam veremiyorum.

HI: Barselona’daki Claris Hotel, oteller grubunuzun en önemli üyesi. Bu otelin lüks ve çağdaşlık seviyesini nasıl ko-ruyorsunuz?JC: 1992 yılında Barselona’da çağa uygun lüks bir otel yoktu. Biz de bir tane yapmaya karar verdik. Ancak 1992’nin Claris’i bugün gördüğünüzden çok daha farklıydı. Nere-deyse her şeyi yeni baştan yaptık. Karşılaş-tığımız en büyük zorluk, ortak alanların en güzel kısımlarını muhafaza etmek ve müşte-rilerin kendilerini adeta lüks bir apartmanda gibi hissetmesini sağlayacak alanlar üret-mekti. Ancak sonunda bunu başardığımıza inanıyorum. Claris, oldukça özel bir otel.

HI: Aynı zamanda ‘Katalan Tasarımı’nın da mükemmel bir örneği.JC: Doğru. Katalan tasarımının duyarlılığı otellerimizin tümünde açıkça görülmek-tedir. Otel sektörüne atılmadan önce bir inşaat ve iç mimari şirketinin sahibi oldu-ğumu hatırlatmakta fayda var. İşe tasarım dünyasında başladım.

HI: Bana biraz Arai Aparthotel deneyi-minizden bahseder misiniz?JC: Arai, Barselona’nın Barri Gòtic bölge-sinde 17’nci yüzyıla ait bir saray. Onu satın aldığımda dökülüyordu. Hem mesken hem de büro olarak kullanılmıştı ve bu nedenle binada birtakım değişiklikler meydana gel-mişti. Sonuçta beş yılda elimizden gelenin en iyisini yaptık.

HI: Fakat bazı yetkililer ile bir anlaş-mazlık yaşadığınızı duydum. Doğru mu? JC: Evet, doğru. Lobinin restorasyonu sı-

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 38 18.02.2015 22:57

39

SORU & CEVAP JORDI CLOS

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 39 18.02.2015 22:57

Page 40: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JORDI CLOS

40036_041_HI_JORDI CLOS.indd 40 18.02.2015 22:57

41

SORU & CEVAP JORDI CLOS

rasında gün yüzüne çıkardığımız eserlerin bazılarını sergilemek istedik ama izin ver-mediler. Fakat bu eserlerin oldukları yerde kalmasına izin vermeyen bu karar, yanlıştı. Bu eserlerin çoğu şimdi bir depoda bekli-yor ve bir daha asla gün yüzüne çıkmaya-cak. Biz de onun yerine ‘Grand Tour’ adını verdiğimiz ve eski fotoğraflardan tabaklara, hatta iç savaş zamanından kalma bomba-lara kadar, yüzyıllar boyunca bu binada ya-şamış insanların kullandığı günlük objeleri sergilediğimiz ufak bir müze açtık.

HI: Bir döneme ait bir binayı restore etmek bir keşif yolculuğu mu?JC: Evet öyle. Banke’yi ele alalım (Derby’nin Paris’teki butik oteli). Oteli bitmiş olarak satın aldım. İşletme iznim vardı; fakat otelin yenilenme şeklini beğenmemiştim. Ayrıca 110 odası vardı ve ben bu sayıyı 95’e indi-rerek odaları biraz daha büyütmek istiyor-dum. Bu nedenle sil baştan başladık. İlginç olan şu ki, tırabzanlar gibi otelin içindeki

tüm demir işçiliği, Eiffel tarafından yapıl-mıştı. Döneme ait tüm muhteşem detayların üstü kapatılmıştı, fakat tahrip edilmemişti. Neyse ki onları kurtarmayı başardık.

HI: Ben bir otelciyim. 19’uncu yüzyıla ait bir bina satın aldım. Nereden baş-lamalıyım?JC: Öncelikle tarihe özel bir ilgi duymalısı-nız. Duymuyorsanız, metal ve camdan yeni bir bina inşa etseniz çok daha iyi edersiniz. Fakat ilginiz varsa ve tarihi bir otelin sahip olduğu kişilik sizi çekiyorsa, binanın taş-larını ‘okuyabilmeniz’ gerekir. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Binayı çalışarak. Neyse ki birçok şehirde eski belgelere erişmenizi sağlayacak bir Kültür Mirası yetkili birimi mevcut. Bütün bilgileri sindirdiğinizde, bi-nayı yeniden yorumlamaya ve yaratmaya başlayabilirsiniz. Aklınızda tutmanız gereken bir diğer faktör de, bir mimarın tasarladığı yeni bir binada büyük olasılıkla bulunan imkânlara eski bir

binada asla sahip olmayacağınızdır. Mesela asla 1000 metrekarelik bir toplantı salonu-nuz olmayacak. İmkansız! Fakat her zaman söylediğim gibi, hayatta kullanabileceğiniz iki otomobil vardır: Fer-rari veya Rolls Royce. İkisi de sizi gide-ceğiniz yere götürür. Ancak Ferrari, Rolls Royce’un size sunduğu iç tasarım zevkini asla vermez. Bu nedenle yapmanız gere-ken şey, ne tür bir insan, yani bir Ferrari mi, yoksa Rolls Royce mu olduğunuza karar vermektir.

Yazar hakkında: Suzanne Wales, Bar-selona’da yaşayan Avustralyalı bir yazar, danışman ve medya profesyonelidir. Lüks seyahat ve yaşam tarzı sektöründe uzmanlaşmış olan yazarın yazıları Wal-lpaper*, Vogue, concierge.com ve The Australian Newspaper’da yayımlanır. Ay-rıca, Barselona ile ilgili bir dizi seyahat ve tasarım kitaplarının ilk baskılarının da yazarıdır.

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 41 18.02.2015 22:57

Page 41: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JORDI CLOS

40036_041_HI_JORDI CLOS.indd 40 18.02.2015 22:57

41

SORU & CEVAP JORDI CLOS

rasında gün yüzüne çıkardığımız eserlerin bazılarını sergilemek istedik ama izin ver-mediler. Fakat bu eserlerin oldukları yerde kalmasına izin vermeyen bu karar, yanlıştı. Bu eserlerin çoğu şimdi bir depoda bekli-yor ve bir daha asla gün yüzüne çıkmaya-cak. Biz de onun yerine ‘Grand Tour’ adını verdiğimiz ve eski fotoğraflardan tabaklara, hatta iç savaş zamanından kalma bomba-lara kadar, yüzyıllar boyunca bu binada ya-şamış insanların kullandığı günlük objeleri sergilediğimiz ufak bir müze açtık.

HI: Bir döneme ait bir binayı restore etmek bir keşif yolculuğu mu?JC: Evet öyle. Banke’yi ele alalım (Derby’nin Paris’teki butik oteli). Oteli bitmiş olarak satın aldım. İşletme iznim vardı; fakat otelin yenilenme şeklini beğenmemiştim. Ayrıca 110 odası vardı ve ben bu sayıyı 95’e indi-rerek odaları biraz daha büyütmek istiyor-dum. Bu nedenle sil baştan başladık. İlginç olan şu ki, tırabzanlar gibi otelin içindeki

tüm demir işçiliği, Eiffel tarafından yapıl-mıştı. Döneme ait tüm muhteşem detayların üstü kapatılmıştı, fakat tahrip edilmemişti. Neyse ki onları kurtarmayı başardık.

HI: Ben bir otelciyim. 19’uncu yüzyıla ait bir bina satın aldım. Nereden baş-lamalıyım?JC: Öncelikle tarihe özel bir ilgi duymalısı-nız. Duymuyorsanız, metal ve camdan yeni bir bina inşa etseniz çok daha iyi edersiniz. Fakat ilginiz varsa ve tarihi bir otelin sahip olduğu kişilik sizi çekiyorsa, binanın taş-larını ‘okuyabilmeniz’ gerekir. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Binayı çalışarak. Neyse ki birçok şehirde eski belgelere erişmenizi sağlayacak bir Kültür Mirası yetkili birimi mevcut. Bütün bilgileri sindirdiğinizde, bi-nayı yeniden yorumlamaya ve yaratmaya başlayabilirsiniz. Aklınızda tutmanız gereken bir diğer faktör de, bir mimarın tasarladığı yeni bir binada büyük olasılıkla bulunan imkânlara eski bir

binada asla sahip olmayacağınızdır. Mesela asla 1000 metrekarelik bir toplantı salonu-nuz olmayacak. İmkansız! Fakat her zaman söylediğim gibi, hayatta kullanabileceğiniz iki otomobil vardır: Fer-rari veya Rolls Royce. İkisi de sizi gide-ceğiniz yere götürür. Ancak Ferrari, Rolls Royce’un size sunduğu iç tasarım zevkini asla vermez. Bu nedenle yapmanız gere-ken şey, ne tür bir insan, yani bir Ferrari mi, yoksa Rolls Royce mu olduğunuza karar vermektir.

Yazar hakkında: Suzanne Wales, Bar-selona’da yaşayan Avustralyalı bir yazar, danışman ve medya profesyonelidir. Lüks seyahat ve yaşam tarzı sektöründe uzmanlaşmış olan yazarın yazıları Wal-lpaper*, Vogue, concierge.com ve The Australian Newspaper’da yayımlanır. Ay-rıca, Barselona ile ilgili bir dizi seyahat ve tasarım kitaplarının ilk baskılarının da yazarıdır.

036_041_HI_JORDI CLOS.indd 41 18.02.2015 22:57

Page 42: Turkish edition 3

SORU & CEVAP

MiMAR SiNAN

KAFADAR FOUR SEASONS SULTANAHMET,

PERA PAL ACE HOTEL JUMEIRAH, 10 K ARAKÖY, VAULT, WALDORF ASTORIA KUDÜS… HEPSİ SİNAN

K AFADAR VE EKİBİ METEX DESIGN TARAFINDAN RENOVE EDİLEN BU

TARİHİ BİNAL ARIN GEÇMİŞİNİ HAYAL MEYAL HATIRLIYOR OL ABİLİRSİNİZ.

ESKİ HALLERİNDEN İPUÇL ARI TAŞISAL AR DA YERLERİNDE

YEPYENİ YAPIL AR YÜKSELİYOR RÖPORTAJ: CANSU URAS

FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 42 18.02.2015 22:57

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 43 18.02.2015 22:58

Page 43: Turkish edition 3

SORU & CEVAP

MiMAR SiNAN

KAFADAR FOUR SEASONS SULTANAHMET,

PERA PAL ACE HOTEL JUMEIRAH, 10 K ARAKÖY, VAULT, WALDORF ASTORIA KUDÜS… HEPSİ SİNAN

K AFADAR VE EKİBİ METEX DESIGN TARAFINDAN RENOVE EDİLEN BU

TARİHİ BİNAL ARIN GEÇMİŞİNİ HAYAL MEYAL HATIRLIYOR OL ABİLİRSİNİZ.

ESKİ HALLERİNDEN İPUÇL ARI TAŞISAL AR DA YERLERİNDE

YEPYENİ YAPIL AR YÜKSELİYOR RÖPORTAJ: CANSU URAS

FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 42 18.02.2015 22:57

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 43 18.02.2015 22:58

Page 44: Turkish edition 3

44

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 44 18.02.2015 22:58

45

Hotelier International: Size gelen ilk renovasyon projesini kabul etme ne-deniniz neydi?Sinan Kafadar: İlk renovasyon projemiz Four Seasons Sultanahmet’ti. O yıllar iti-bariyle bizi kabul etmiş olmaları bile ola-ğanüstü bir şey (gülüyor). Four Seasons Sultanahmet’in renovasyonuna 1993 yılında başladık. Otel 1996 sonu, 1997 başı açıldı. Tabii Metex Design o dönemde çok daha ufak bir ofisti. Renovasyon deneyimimizin hiç olmadığı ve genelde de çok az tecrü-beye sahip olduğumuz bir dönemde, proje-mizi Four Seasons gibi bir dünya markasına kabul ettirmek oldukça zordu. Fakat Four Seasons Sultanahmet, sonraki restorasyon projelerimiz için önemli bir örnek teşkil etti.

HI: Four Seasons Sultanahmet proje-sinde sizi en zorlayan bölüm hangisi oldu?SK: Mekânın doğal verilerinin uygulaya-cağınız fonksiyonlar için doğru olup ol-

madığına bakıyorsunuz. Four Seasons Sultanahmet’te soru “Bir hapishaneyi bir otele dönüştürebilir miyiz?” idi. Bir reno-vasyon projesine başladığınızda pek çok zorlukla karşılaşıyorsunuz. Bazen hiç iste-mediğiniz bir yerde büyük taşıyıcı bir duvar oluyor. Anıtlar Kurulu’nun birtakım kısıtla-yıcı etmenleri oluyor. Tabii otel zincirinin o mekândan beklentilerini de unutmamak gerekiyor.

HI: Binanın hapishaneden önce de bir geçmişi var galiba…SK: Four Seasons Sultanahmet’in olduğu bina aslında bir hapishane olarak yapıl-mamıştı. Sarayın yanındaki üniversiteydi. Eski Darülfünun binasıydı. Fakat 1917 yılı Osmanlı’nın son dönemi olduğu için sara-yın eğitim kurumu fonksiyonunu çok fazla yürütememiş. Daha sonrasında, şu anda Ayasofya’ya bakan tarafta çok büyük bir meclis binası yapılmış. Osmanlı’nın parla-mento sistemine geçmesi zor olduğu için

adliye sarayı olarak kullanılmaya başlan-mış. Ve sonrasında da tutuk evine dönüş-müş. Tutuk evinden sonra da dönemin çok ünlü fikir suçlularının konulduğu hapishane olarak kullanılmış.

HI: Sultanahmet hem turistlerin en uğrak yeri hem de hâlâ muhafazakâr-lığını koruyan bir semt. Bu sizi nasıl etkiledi? SK: Four Seasons Sultanahmet’te iki fak-tör vardı. Bir yanda bir Türk’ün, binaya gir-diğinde burayı benimsemesi gerekiyordu. Diğer yandan da yabancı turistlere İstan-bul’un liberal, dünya görüşlerine sahip bir şehir olduğunu göstermeliydik. Bu reçete Four Seasons Sultanahmet’te tuttu.

HI: Peki, bir renovasyon projesine başlarken ilk gözettiğiniz unsur ne oluyor?SK: Fonksiyonlar zaman içinde değişebilir. Fakat bunun karşısında mimari gerçeklik

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Four Seasons Sultanahmet

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 45 18.02.2015 22:58

Page 45: Turkish edition 3

44

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 44 18.02.2015 22:58

45

Hotelier International: Size gelen ilk renovasyon projesini kabul etme ne-deniniz neydi?Sinan Kafadar: İlk renovasyon projemiz Four Seasons Sultanahmet’ti. O yıllar iti-bariyle bizi kabul etmiş olmaları bile ola-ğanüstü bir şey (gülüyor). Four Seasons Sultanahmet’in renovasyonuna 1993 yılında başladık. Otel 1996 sonu, 1997 başı açıldı. Tabii Metex Design o dönemde çok daha ufak bir ofisti. Renovasyon deneyimimizin hiç olmadığı ve genelde de çok az tecrü-beye sahip olduğumuz bir dönemde, proje-mizi Four Seasons gibi bir dünya markasına kabul ettirmek oldukça zordu. Fakat Four Seasons Sultanahmet, sonraki restorasyon projelerimiz için önemli bir örnek teşkil etti.

HI: Four Seasons Sultanahmet proje-sinde sizi en zorlayan bölüm hangisi oldu?SK: Mekânın doğal verilerinin uygulaya-cağınız fonksiyonlar için doğru olup ol-

madığına bakıyorsunuz. Four Seasons Sultanahmet’te soru “Bir hapishaneyi bir otele dönüştürebilir miyiz?” idi. Bir reno-vasyon projesine başladığınızda pek çok zorlukla karşılaşıyorsunuz. Bazen hiç iste-mediğiniz bir yerde büyük taşıyıcı bir duvar oluyor. Anıtlar Kurulu’nun birtakım kısıtla-yıcı etmenleri oluyor. Tabii otel zincirinin o mekândan beklentilerini de unutmamak gerekiyor.

HI: Binanın hapishaneden önce de bir geçmişi var galiba…SK: Four Seasons Sultanahmet’in olduğu bina aslında bir hapishane olarak yapıl-mamıştı. Sarayın yanındaki üniversiteydi. Eski Darülfünun binasıydı. Fakat 1917 yılı Osmanlı’nın son dönemi olduğu için sara-yın eğitim kurumu fonksiyonunu çok fazla yürütememiş. Daha sonrasında, şu anda Ayasofya’ya bakan tarafta çok büyük bir meclis binası yapılmış. Osmanlı’nın parla-mento sistemine geçmesi zor olduğu için

adliye sarayı olarak kullanılmaya başlan-mış. Ve sonrasında da tutuk evine dönüş-müş. Tutuk evinden sonra da dönemin çok ünlü fikir suçlularının konulduğu hapishane olarak kullanılmış.

HI: Sultanahmet hem turistlerin en uğrak yeri hem de hâlâ muhafazakâr-lığını koruyan bir semt. Bu sizi nasıl etkiledi? SK: Four Seasons Sultanahmet’te iki fak-tör vardı. Bir yanda bir Türk’ün, binaya gir-diğinde burayı benimsemesi gerekiyordu. Diğer yandan da yabancı turistlere İstan-bul’un liberal, dünya görüşlerine sahip bir şehir olduğunu göstermeliydik. Bu reçete Four Seasons Sultanahmet’te tuttu.

HI: Peki, bir renovasyon projesine başlarken ilk gözettiğiniz unsur ne oluyor?SK: Fonksiyonlar zaman içinde değişebilir. Fakat bunun karşısında mimari gerçeklik

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Four Seasons Sultanahmet

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 45 18.02.2015 22:58

Page 46: Turkish edition 3

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Vault Karaköy

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 46 18.02.2015 22:58

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

KARAKÖY’DEKİ SÜMERBANK VE ARKASINDAKİ CEMAAT HAN’I

BİRLEŞTİREREK 63 ODALI VAULT KARAKÖY’E DÖNÜŞTÜRDÜK

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 47 18.02.2015 22:58

Page 47: Turkish edition 3

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Vault Karaköy

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 46 18.02.2015 22:58

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

KARAKÖY’DEKİ SÜMERBANK VE ARKASINDAKİ CEMAAT HAN’I

BİRLEŞTİREREK 63 ODALI VAULT KARAKÖY’E DÖNÜŞTÜRDÜK

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 47 18.02.2015 22:58

Page 48: Turkish edition 3

48

değişmeyebilir. O yüzden yapının birimleri, Anıtlar Kurulu’nun öngördükleri ve ana ta-şıyıcı duvarlar bizim için daha önemli. Ya-pının o anki fiziksel konumu ve bizim o an neleri koruyup neleri koruyamayacağımız dikkat etmemiz gereken bir unsur. Reno-vasyona başlarken önce röleve projesini istiyoruz. Birinci aşama bu. Böylece binayı kabataslak kâğıt üzerinde görmüş oluyo-ruz.

HI: Pera Palace’ta renovasyon sü-reci zorlu geçmiş olmalı. Anıtlar Ku-rulu’yla birlikte Danışma Kurulu da vardı galiba…Yalın Çağatay: Danışma Kurulu vardı; fakat onlar bizi Anıtlar Kurulu’na hazır-ladı. Aynı taraftaydık. Amacımız yapının gerçeklerini ve kimliğini korumaktı. Onlar hangi mimari veya sanatsal öğenin bu bi-nanın özü olduğu, hangisinin ise sonradan eklendiği, fakat istenildiği gibi olmadığı ko-nusunda bizi yönlendirdiler. 120 küsur ya-şında bir bina, zamanla çok fazla tadilattan geçmiş ve birçoğunda da uygun olmayan eklentiler yapılmış. Nitelikli eklentileri koru-duk. Lobideki saatler gibi.

HI: İstanbul’un yükselen yıldızı Ka-

raköy’e gelelim. Orada da ilk olarak Vault yapıldı. Eski Sümerbank’tan dö-nüştürüldü, değil mi?Aslı Çakın: Sümerbank binası 1867 yı-lında, İstanbul doğumlu bir İtalyan olan mimar Antoine Tedeschi tarafından yapıldı. Banka kapanınca Yılmaz Ulusoy alıyor ve içinin bütün işi başlıyor. Bu otel sadece Sü-merbank’tan oluşmuyor. Arkasında Cemaat Han dediğimiz Musevilere ait bir bina daha var. İki binayı birleştirerek 63 odalı bir otele dönüştürdük. Aynı zamanda bina askıya alı-narak üç bodrum kat da aşağı inildi. Fakat tabii yine Anıtlar Kurulu’nun tutması zorunlu olan yerlerdeki karolar, tavandaki dekoratif öğeler, mermer efekti, sütunlar, ana mer-merler ve ferforje olan süs asansörü kalmak zorundaydı. Vault’ta bu asansör kullanılıyor. Bu açıdan çok ciddi bir uğraş verdik. Alt katta kasa odaları vardı. Tabii buralarda da tonlarca ağırlıkta kasalar bulunuyordu. Çok iyi bir kasa bulduk ve bunu girişte barın ar-kasında içki dolabına dönüştürdük. İçi ok-sijenle delindi, bazı noktalarına aydınlatma getirildi ve eskisine benzeyen raflar yapıldı.

HI: Peki, Anıtlar Kurulu bu kararları neye göre alıyor?SK: Venedik Sözleşmesi diye bir talim-

name var. Herkesin uyması gerekiyor. Restorasyon anayasası diyebiliriz. Bu ana-yasada şöyle der: “Her yapı parçası, her yapı unsuru kendi dönemini yansıtmalı ve bu dokunun yanına koyduğunuz bir şeyin ondan farklı olduğunu hissettirmelisiniz.” Varsayalım ki tuğladan bir duvar var. Sı-vayı söktük ve tuğlayı gördük. Fakat bizim ihtiyacımız yok. O kapıyı kapatmak istiyo-ruz. İşte bu noktada o kapı boşluğunu aynı tuğladan tamamlamamız gerekiyor. Fakat açık yüreklilikle söylemeliyim ki, bunu her zaman uyarlayamıyoruz.

HI: 10 Karaköy de bölgenin en yeni gözdesi. Bu projeye nasıl başladınız?Hüray Erk: Şu an 71 odalı bir otele dö-nüştürdüğümüz bina, eskiden Balıklı Rum Hastanesi’ymiş. 18’inci yüzyılda ahşap bina yanınca yerine yenisi yapılmış. Zengin Rumların katkılarıyla Balıklı Rum Hastane-si’ne akar getirilsin diye yapılan bir büro hanıymış. Zaten 18’inci yüzyılda Karaköy liman bölgesiydi. O nedenle bürolar da çoğalmış. Yaklaşık 120 tane büro han var-mış. Günümüzde yaklaşık 30 tanesi kaldı. Burası eskiden Elektronikçiler Çarşısı’ydı.Yapının ortasında avlu olması bizi çok etki-ledi; o alanı lobiye dönüştürdük.

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Pera Palace Hotel Jumeirah(Soldan sağa) Kağan Erk, Yalın Çağatay, Sinan Kafadar, Aslı Çakın, Hüray Erk, Sezen Öktem

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 48 18.02.2015 22:58

49

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

10 Karaköy

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 49 18.02.2015 22:58

Page 49: Turkish edition 3

48

değişmeyebilir. O yüzden yapının birimleri, Anıtlar Kurulu’nun öngördükleri ve ana ta-şıyıcı duvarlar bizim için daha önemli. Ya-pının o anki fiziksel konumu ve bizim o an neleri koruyup neleri koruyamayacağımız dikkat etmemiz gereken bir unsur. Reno-vasyona başlarken önce röleve projesini istiyoruz. Birinci aşama bu. Böylece binayı kabataslak kâğıt üzerinde görmüş oluyo-ruz.

HI: Pera Palace’ta renovasyon sü-reci zorlu geçmiş olmalı. Anıtlar Ku-rulu’yla birlikte Danışma Kurulu da vardı galiba…Yalın Çağatay: Danışma Kurulu vardı; fakat onlar bizi Anıtlar Kurulu’na hazır-ladı. Aynı taraftaydık. Amacımız yapının gerçeklerini ve kimliğini korumaktı. Onlar hangi mimari veya sanatsal öğenin bu bi-nanın özü olduğu, hangisinin ise sonradan eklendiği, fakat istenildiği gibi olmadığı ko-nusunda bizi yönlendirdiler. 120 küsur ya-şında bir bina, zamanla çok fazla tadilattan geçmiş ve birçoğunda da uygun olmayan eklentiler yapılmış. Nitelikli eklentileri koru-duk. Lobideki saatler gibi.

HI: İstanbul’un yükselen yıldızı Ka-

raköy’e gelelim. Orada da ilk olarak Vault yapıldı. Eski Sümerbank’tan dö-nüştürüldü, değil mi?Aslı Çakın: Sümerbank binası 1867 yı-lında, İstanbul doğumlu bir İtalyan olan mimar Antoine Tedeschi tarafından yapıldı. Banka kapanınca Yılmaz Ulusoy alıyor ve içinin bütün işi başlıyor. Bu otel sadece Sü-merbank’tan oluşmuyor. Arkasında Cemaat Han dediğimiz Musevilere ait bir bina daha var. İki binayı birleştirerek 63 odalı bir otele dönüştürdük. Aynı zamanda bina askıya alı-narak üç bodrum kat da aşağı inildi. Fakat tabii yine Anıtlar Kurulu’nun tutması zorunlu olan yerlerdeki karolar, tavandaki dekoratif öğeler, mermer efekti, sütunlar, ana mer-merler ve ferforje olan süs asansörü kalmak zorundaydı. Vault’ta bu asansör kullanılıyor. Bu açıdan çok ciddi bir uğraş verdik. Alt katta kasa odaları vardı. Tabii buralarda da tonlarca ağırlıkta kasalar bulunuyordu. Çok iyi bir kasa bulduk ve bunu girişte barın ar-kasında içki dolabına dönüştürdük. İçi ok-sijenle delindi, bazı noktalarına aydınlatma getirildi ve eskisine benzeyen raflar yapıldı.

HI: Peki, Anıtlar Kurulu bu kararları neye göre alıyor?SK: Venedik Sözleşmesi diye bir talim-

name var. Herkesin uyması gerekiyor. Restorasyon anayasası diyebiliriz. Bu ana-yasada şöyle der: “Her yapı parçası, her yapı unsuru kendi dönemini yansıtmalı ve bu dokunun yanına koyduğunuz bir şeyin ondan farklı olduğunu hissettirmelisiniz.” Varsayalım ki tuğladan bir duvar var. Sı-vayı söktük ve tuğlayı gördük. Fakat bizim ihtiyacımız yok. O kapıyı kapatmak istiyo-ruz. İşte bu noktada o kapı boşluğunu aynı tuğladan tamamlamamız gerekiyor. Fakat açık yüreklilikle söylemeliyim ki, bunu her zaman uyarlayamıyoruz.

HI: 10 Karaköy de bölgenin en yeni gözdesi. Bu projeye nasıl başladınız?Hüray Erk: Şu an 71 odalı bir otele dö-nüştürdüğümüz bina, eskiden Balıklı Rum Hastanesi’ymiş. 18’inci yüzyılda ahşap bina yanınca yerine yenisi yapılmış. Zengin Rumların katkılarıyla Balıklı Rum Hastane-si’ne akar getirilsin diye yapılan bir büro hanıymış. Zaten 18’inci yüzyılda Karaköy liman bölgesiydi. O nedenle bürolar da çoğalmış. Yaklaşık 120 tane büro han var-mış. Günümüzde yaklaşık 30 tanesi kaldı. Burası eskiden Elektronikçiler Çarşısı’ydı.Yapının ortasında avlu olması bizi çok etki-ledi; o alanı lobiye dönüştürdük.

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

Pera Palace Hotel Jumeirah(Soldan sağa) Kağan Erk, Yalın Çağatay, Sinan Kafadar, Aslı Çakın, Hüray Erk, Sezen Öktem

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 48 18.02.2015 22:58

49

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

10 Karaköy

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 49 18.02.2015 22:58

Page 50: Turkish edition 3

50

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

HI: Bir de renovasyon işinin Kudüs ayağı var. Waldorf Astoria Kudüs ciddi bir tarihe sahip.Sezen Öktem: Waldorf Astoria Kudüs binasının aslı Mimar Kemalettin tarafın-dan yapılıyor. Mimar Kemalettin, Mescid-i Aksa’yı güçlendirmesi için Kudüs’e yolla-nıyor. O dönemde de Kudüs, Filistinlilerin yönetiminde. Oranın ileri gelen zengin-leri ve iş adamları “İstanbul’dan böyle bir mimar başı gelmiş” diyerek ondan bir otel yapmasını istiyorlar. Sonra kendisi ha-yatını kaybettiği için yardımcısı rezidans yapmaya karar veriyor. Daha küçük bir parsel olarak başlıyor. Fakat sonra otel olarak devam etmesine karar veriliyor. Ve yandaki parseli de alıyorlar. Öyle olunca da proje büyüyor ve yardımcısı Mimar Mehmet de oteli bitiriyor. 1929 yılında da açılıyor. O anki bina üç katlıydı. Ancak ek bir bina daha yaparak, mekânı 36 odalı Waldorf Astoria Kudüs’e dönüştürdük. Böylece Avrupalı bir marka Ortadoğu’yla buluşmuş oldu.

HI: Peki, Kudüs coğrafi ve politik ya-nıyla sizi nasıl etkiledi?SK: Her ülkenin kendine özgü bir inşa etme tarzı var. Kudüs, inşaat kavgalarının olduğu bir yer. Bir tek Sezen ve ben vardık. O kültüre adapte olmamız gerekti. Filistin meselelerinden ötürü kolaylıkla anlaşmaya varabilen karakterler değiller. İşi yapmak bir konu, başkalarıyla nasıl yaptığınız ikinci konu. Bizim için önemli olan, heyecan ve-rici kısmı bir Türk mimarın başka bir ülkede bir yapı yapmasıydı.

HI: Tüm bu renovasyon projelerinde kendinizi ne kadar özgür hissettiniz?SK: Pera Palace’ta bir operatör hissiyatı bizde yoktu. İşletme kısmından gelen ta-lepler olmadı. Morgans’da yani 10 Kara-köy’de ise oldukça fazlaydı istek; ama biz onları dikkate almadık. Çünkü istediğimiz ve düşündüğümüz gibi olmazdı. House’cu-lar yani Vault’ta ise bizi oldukça serbest bıraktılar. “Ne yaparsanız kabulümüz” de-nildi. Ancak Waldorf, bunların içinde çok

zor bir markaydı. Yerleşik bir proje ekipleri var, onları ikna etmemiz gerekiyor. Yani ça-lışmakta olduğunuz otel operatörünün kim olduğu çok önemli. Hepsi ayrı bir trafik ve de ikna turu.

HI: Peki, otel projeleri için özellikle ilham aldığınız bir sanat dalı var mı?SK: Danny Boyle’ın ‘Trainspotting’ diye bir filmi vardır. Otelde geçiyor. Bizim o çok ide-alize ettiğimiz, “O koltuk burada, şu lamba ise mutlaka şurada olsun” diye titizlendiği-miz durumun, sürekli otel kullanıcısı veya uzun kalan biri için ne kadar rahatsız edici olduğunu anlıyorsunuz. Filmdeki kadın karakteri hatırlıyorsunuzdur. Kaldığı otel odasını, evi haline getiriyor. Kendine özgü bir şekilde yeniden tasarlıyor. Film, normal insan davranışının bizim idealize ettiğimiz dünyalardan çok farklı olduğunu gösteri-yor. Bu filmi her düşündüğümde zihnimde şu mesaj çakıyor: “Buna takılma!” Ayrıca Mondrian’ın tabloları da ilham kaynağı ola-biliyor.

Waldorf Astoria Kudüs

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 50 19.02.2015 12:16

Page 51: Turkish edition 3

50

SORU&CEVAP SİNAN KAFADAR

HI: Bir de renovasyon işinin Kudüs ayağı var. Waldorf Astoria Kudüs ciddi bir tarihe sahip.Sezen Öktem: Waldorf Astoria Kudüs binasının aslı Mimar Kemalettin tarafın-dan yapılıyor. Mimar Kemalettin, Mescid-i Aksa’yı güçlendirmesi için Kudüs’e yolla-nıyor. O dönemde de Kudüs, Filistinlilerin yönetiminde. Oranın ileri gelen zengin-leri ve iş adamları “İstanbul’dan böyle bir mimar başı gelmiş” diyerek ondan bir otel yapmasını istiyorlar. Sonra kendisi ha-yatını kaybettiği için yardımcısı rezidans yapmaya karar veriyor. Daha küçük bir parsel olarak başlıyor. Fakat sonra otel olarak devam etmesine karar veriliyor. Ve yandaki parseli de alıyorlar. Öyle olunca da proje büyüyor ve yardımcısı Mimar Mehmet de oteli bitiriyor. 1929 yılında da açılıyor. O anki bina üç katlıydı. Ancak ek bir bina daha yaparak, mekânı 36 odalı Waldorf Astoria Kudüs’e dönüştürdük. Böylece Avrupalı bir marka Ortadoğu’yla buluşmuş oldu.

HI: Peki, Kudüs coğrafi ve politik ya-nıyla sizi nasıl etkiledi?SK: Her ülkenin kendine özgü bir inşa etme tarzı var. Kudüs, inşaat kavgalarının olduğu bir yer. Bir tek Sezen ve ben vardık. O kültüre adapte olmamız gerekti. Filistin meselelerinden ötürü kolaylıkla anlaşmaya varabilen karakterler değiller. İşi yapmak bir konu, başkalarıyla nasıl yaptığınız ikinci konu. Bizim için önemli olan, heyecan ve-rici kısmı bir Türk mimarın başka bir ülkede bir yapı yapmasıydı.

HI: Tüm bu renovasyon projelerinde kendinizi ne kadar özgür hissettiniz?SK: Pera Palace’ta bir operatör hissiyatı bizde yoktu. İşletme kısmından gelen ta-lepler olmadı. Morgans’da yani 10 Kara-köy’de ise oldukça fazlaydı istek; ama biz onları dikkate almadık. Çünkü istediğimiz ve düşündüğümüz gibi olmazdı. House’cu-lar yani Vault’ta ise bizi oldukça serbest bıraktılar. “Ne yaparsanız kabulümüz” de-nildi. Ancak Waldorf, bunların içinde çok

zor bir markaydı. Yerleşik bir proje ekipleri var, onları ikna etmemiz gerekiyor. Yani ça-lışmakta olduğunuz otel operatörünün kim olduğu çok önemli. Hepsi ayrı bir trafik ve de ikna turu.

HI: Peki, otel projeleri için özellikle ilham aldığınız bir sanat dalı var mı?SK: Danny Boyle’ın ‘Trainspotting’ diye bir filmi vardır. Otelde geçiyor. Bizim o çok ide-alize ettiğimiz, “O koltuk burada, şu lamba ise mutlaka şurada olsun” diye titizlendiği-miz durumun, sürekli otel kullanıcısı veya uzun kalan biri için ne kadar rahatsız edici olduğunu anlıyorsunuz. Filmdeki kadın karakteri hatırlıyorsunuzdur. Kaldığı otel odasını, evi haline getiriyor. Kendine özgü bir şekilde yeniden tasarlıyor. Film, normal insan davranışının bizim idealize ettiğimiz dünyalardan çok farklı olduğunu gösteri-yor. Bu filmi her düşündüğümde zihnimde şu mesaj çakıyor: “Buna takılma!” Ayrıca Mondrian’ın tabloları da ilham kaynağı ola-biliyor.

Waldorf Astoria Kudüs

042_051_HI_SINAN_KAFADAR.indd 50 19.02.2015 12:16

Page 52: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

SORU & CEVAP

TASARIMCIJEAN-PHILIPPE

NUEL TASARIM ARACIL IĞ IYL A

‘HAYAL GÜCÜNÜN K APIL AR IN I AÇIYOR’

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 52 18.02.2015 22:41

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

SORU & CEVAP

TASARIMCIJEAN-PHILIPPE

NUEL TASARIM ARACIL IĞ IYL A

‘HAYAL GÜCÜNÜN K APIL AR IN I AÇIYOR’

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 53 18.02.2015 22:41

Page 53: Turkish edition 3

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

SORU & CEVAP

TASARIMCIJEAN-PHILIPPE

NUEL TASARIM ARACIL IĞ IYL A

‘HAYAL GÜCÜNÜN K APIL AR IN I AÇIYOR’

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 52 18.02.2015 22:41

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

SORU & CEVAP

TASARIMCIJEAN-PHILIPPE

NUEL TASARIM ARACIL IĞ IYL A

‘HAYAL GÜCÜNÜN K APIL AR IN I AÇIYOR’

RÖPORTAJ: SUZANNE WALES

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 53 18.02.2015 22:41

Page 54: Turkish edition 3

54

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

Jean-Philippe Nuel, muhteşem yeteneği sayesinde yavaş fakat sağlam adımlarla, lüks otellerin en önemli tasarımcısı olarak ün kazandı. Paris’te birbirinden farklı otel-lerin stillerinden sorumlu olmasının yanında Sofitel (La Défense ve Budapeşte), Hilton (Evian), Marriott (Marakeş) ve Intercontinen-tal (Marsilya) için projeler yürüttü. Ancak tasarımcının bugüne kadar yaptığı belki de en göz alıcı iş, Art Deco tarzındaki efsanevi yüzme havuzu Molitor’u (son yıllarda grafiti sanatçıları için bir yeraltı galerisi haline gel-

mişti), Paris’in 16’ncı bölgesinde yer alan nefes kesici bir resort otele, yani McGallery Hotel Molitor’a dönüştürmesidir.

Hotelier International: Molitor’daki her alan, ister Art Deco ister sokak sanatı olsun, otelin geçmişinden bir hikâyeyi gözler önüne sererek birbirinden son derece farklı iki kültürü bir araya ge-tiriyor. Bunun için ayrı bir çaba gös-terdiniz mi; yani otelin içinin bir hikâye anlatmasını mı istediniz?

Jean-Philippe Nuel: Bir projeyi her zaman bir hikâyeyi temel alarak gerçekleştiririm. Ancak, bunu yalnızca ‘pazarlama’ amacıyla yapmıyorum -bu hikâyenin bina ile bağlantılı olması gerekir. Hikâye gerçek bir derinlik ile verilmelidir ve ziyaretçilere çok katmanlı bir algı sun-malıdır. Bir otel için ‘hikâye’ demek, hayal gücünün kapılarını açabilme yeteneği de-mektir. Ben kitabın ilk bölümünü yazdım; bundan sonra konuklar işi devralarak kendi hikâyelerini ekleyecekler.

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 54 18.02.2015 22:41

55

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

HI: “Koruma altına alınmış binalarda çalışmak, sizi hiç ummadığınız yönlere çeker” demişsiniz. Bunu biraz açabilir misiniz?JPN: Yeni bir bina, boş bir sayfa gibidir. Koruma altına alınmış eski bir binanın ise tam tersine bir tarihi, geçmişi vardır. Bu ögeler haliyle size ilham verir ve işinizin gidişatını belirler. Molitor’un durumunda, dış duvarların orijinal rengini tespit etmek, tam bir keşif ti. Elimizde yalnızca siyah beyaz fotoğraflar olduğundan ve kimse

eski halini hatırlamadığından Molitor, ‘beyaz okyanus gemisi’ olarak tanımlanı-yordu. Bölgede bulduğumuz yıkık dökük eski bir tablo sayesinde orijinal renklerinin koyu sarı ve mavi olduğunu öğrendikten sonra, otelin iç tasarımında bu renk ska-lasını kullandım. Normalde bunu yapmaz-dım.

HI: İç mimar ve tasarımcılar, bir binayı değiştirirken binanın ‘anısına’ saygı duymaktan sıklıkla söz ederler. Bu

sizin için ne kadar önemli? Ya binanın güzel bir geçmişi yoksa? Mesela eski bir hapishane veya hastane ise?JPN: Bir binanın yeni hali, asla eskisinin göl-gesinde kalmamalıdır; eğer öyleyse zaten bina tam anlamıyla ‘dönüştürülmemiş’ de-mektir. Kültürel mirasa saygı, binanın özüne odaklanmalıdır. Marsilya’daki Hôtel Dieu, eskiden yoksullar için bir darülaceze idi. Fakat bu binanın muhteşem olmadığı anla-mına gelmiyordu. Binada uyguladığım lüks konsepti, gösterişli değildi; binayı bir ‘saray’

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 55 18.02.2015 22:42

Page 55: Turkish edition 3

54

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

Jean-Philippe Nuel, muhteşem yeteneği sayesinde yavaş fakat sağlam adımlarla, lüks otellerin en önemli tasarımcısı olarak ün kazandı. Paris’te birbirinden farklı otel-lerin stillerinden sorumlu olmasının yanında Sofitel (La Défense ve Budapeşte), Hilton (Evian), Marriott (Marakeş) ve Intercontinen-tal (Marsilya) için projeler yürüttü. Ancak tasarımcının bugüne kadar yaptığı belki de en göz alıcı iş, Art Deco tarzındaki efsanevi yüzme havuzu Molitor’u (son yıllarda grafiti sanatçıları için bir yeraltı galerisi haline gel-

mişti), Paris’in 16’ncı bölgesinde yer alan nefes kesici bir resort otele, yani McGallery Hotel Molitor’a dönüştürmesidir.

Hotelier International: Molitor’daki her alan, ister Art Deco ister sokak sanatı olsun, otelin geçmişinden bir hikâyeyi gözler önüne sererek birbirinden son derece farklı iki kültürü bir araya ge-tiriyor. Bunun için ayrı bir çaba gös-terdiniz mi; yani otelin içinin bir hikâye anlatmasını mı istediniz?

Jean-Philippe Nuel: Bir projeyi her zaman bir hikâyeyi temel alarak gerçekleştiririm. Ancak, bunu yalnızca ‘pazarlama’ amacıyla yapmıyorum -bu hikâyenin bina ile bağlantılı olması gerekir. Hikâye gerçek bir derinlik ile verilmelidir ve ziyaretçilere çok katmanlı bir algı sun-malıdır. Bir otel için ‘hikâye’ demek, hayal gücünün kapılarını açabilme yeteneği de-mektir. Ben kitabın ilk bölümünü yazdım; bundan sonra konuklar işi devralarak kendi hikâyelerini ekleyecekler.

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 54 18.02.2015 22:41

55

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

HI: “Koruma altına alınmış binalarda çalışmak, sizi hiç ummadığınız yönlere çeker” demişsiniz. Bunu biraz açabilir misiniz?JPN: Yeni bir bina, boş bir sayfa gibidir. Koruma altına alınmış eski bir binanın ise tam tersine bir tarihi, geçmişi vardır. Bu ögeler haliyle size ilham verir ve işinizin gidişatını belirler. Molitor’un durumunda, dış duvarların orijinal rengini tespit etmek, tam bir keşif ti. Elimizde yalnızca siyah beyaz fotoğraflar olduğundan ve kimse

eski halini hatırlamadığından Molitor, ‘beyaz okyanus gemisi’ olarak tanımlanı-yordu. Bölgede bulduğumuz yıkık dökük eski bir tablo sayesinde orijinal renklerinin koyu sarı ve mavi olduğunu öğrendikten sonra, otelin iç tasarımında bu renk ska-lasını kullandım. Normalde bunu yapmaz-dım.

HI: İç mimar ve tasarımcılar, bir binayı değiştirirken binanın ‘anısına’ saygı duymaktan sıklıkla söz ederler. Bu

sizin için ne kadar önemli? Ya binanın güzel bir geçmişi yoksa? Mesela eski bir hapishane veya hastane ise?JPN: Bir binanın yeni hali, asla eskisinin göl-gesinde kalmamalıdır; eğer öyleyse zaten bina tam anlamıyla ‘dönüştürülmemiş’ de-mektir. Kültürel mirasa saygı, binanın özüne odaklanmalıdır. Marsilya’daki Hôtel Dieu, eskiden yoksullar için bir darülaceze idi. Fakat bu binanın muhteşem olmadığı anla-mına gelmiyordu. Binada uyguladığım lüks konsepti, gösterişli değildi; binayı bir ‘saray’

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 55 18.02.2015 22:42

Page 56: Turkish edition 3

56

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

gibi döşemedim. Otelin zarafeti, binanın içinde kullanılan malzemelerin kalitesinden ve alanlardan ileri geliyor.

HI: Bir kültür mirasının sınırları içinde çalışmak, yaratıcılık bakımından bir engel mi, yoksa bir artı mıdır?JPN: Bence yaratıcılığı artırıyor; zira çağ-daş mimaride bazen aşırı rasyonel düşü-nüyoruz. Tarihi binalarda çift yükseklikler ve sıra dışı alanlar ile çalışabiliyoruz ve bu durumlara çözüm getirmek, aslında pro-

jeye gerçek kimliğini kazandırıyor. Kültür miraslarıyla çalışmak, bir kısıtlamadan çok bir fırsat olarak değerlendirilmeli.

HI: Çağdaş gezginlerin ihtiyaçları ile tarihi öğeleri dengelemek ne kadar zorlayıcı? JPN: Doğru tasarımı seçmek için bina-nın sahip olduğu artılara bir bütün olarak bakmalısınız. Renovasyon süreci, mutlaka modernite ve fonksiyonellik ile çelişmek zorunda değildir.

HI: Hayallerinizdeki otel projesini tarif edebilir misiniz?JPN: İç mimari projeleri, çocuklar gibidir. Her zaman çocukların en küçüğüne, yani en son doğana daha çok bağlanırız. Şu anda 7’nci bölgede 68 odalı bir butik ote-lin tasarımını tamamlıyorum. 30 yıllık en-düstriyel bir binayı dönüştürüyoruz ve bu, benim için eşsiz bir fırsat. Konuklarına Pa-ris’te kendi ufak dairelerine sahipmiş hissi verecek olan bu otel, tüm kurallara mey-dan okuyacak.

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 56 18.02.2015 22:42

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 57 18.02.2015 22:42

Page 57: Turkish edition 3

56

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

gibi döşemedim. Otelin zarafeti, binanın içinde kullanılan malzemelerin kalitesinden ve alanlardan ileri geliyor.

HI: Bir kültür mirasının sınırları içinde çalışmak, yaratıcılık bakımından bir engel mi, yoksa bir artı mıdır?JPN: Bence yaratıcılığı artırıyor; zira çağ-daş mimaride bazen aşırı rasyonel düşü-nüyoruz. Tarihi binalarda çift yükseklikler ve sıra dışı alanlar ile çalışabiliyoruz ve bu durumlara çözüm getirmek, aslında pro-

jeye gerçek kimliğini kazandırıyor. Kültür miraslarıyla çalışmak, bir kısıtlamadan çok bir fırsat olarak değerlendirilmeli.

HI: Çağdaş gezginlerin ihtiyaçları ile tarihi öğeleri dengelemek ne kadar zorlayıcı? JPN: Doğru tasarımı seçmek için bina-nın sahip olduğu artılara bir bütün olarak bakmalısınız. Renovasyon süreci, mutlaka modernite ve fonksiyonellik ile çelişmek zorunda değildir.

HI: Hayallerinizdeki otel projesini tarif edebilir misiniz?JPN: İç mimari projeleri, çocuklar gibidir. Her zaman çocukların en küçüğüne, yani en son doğana daha çok bağlanırız. Şu anda 7’nci bölgede 68 odalı bir butik ote-lin tasarımını tamamlıyorum. 30 yıllık en-düstriyel bir binayı dönüştürüyoruz ve bu, benim için eşsiz bir fırsat. Konuklarına Pa-ris’te kendi ufak dairelerine sahipmiş hissi verecek olan bu otel, tüm kurallara mey-dan okuyacak.

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 56 18.02.2015 22:42

SORU & CEVAP JEAN-PHILIPPE NUEL

052_057_HI_JEAN-PHILIPPE.indd 57 18.02.2015 22:42

Page 58: Turkish edition 3

SORU & CEVAP

iÇ MiMAR HAKAN

HELVACIOĞLUİŞİNİ ‘HAUTE COUTURE MODANIN MİMARİDEKİ K ARŞILIĞI’ OL ARAK TANIML AYAN, ÇOK BÜYÜK

MEK ÂNL ARI USTALIKL A GİYDİREN HAK AN HELVACIOĞLU, 25 YILLIK MESLEK HAYATINDA AĞIRLIKLI OL ARAK KONUT TASARL ADIK TAN

SONRA ‘ROOMERS’ PROJESİYLE OTEL SEK TÖRÜNE GİRİYOR

RÖPORTAJ: ECE ERASLAN

FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 58 18.02.2015 22:42

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 59 18.02.2015 22:42

Page 59: Turkish edition 3

SORU & CEVAP

iÇ MiMAR HAKAN

HELVACIOĞLUİŞİNİ ‘HAUTE COUTURE MODANIN MİMARİDEKİ K ARŞILIĞI’ OL ARAK TANIML AYAN, ÇOK BÜYÜK

MEK ÂNL ARI USTALIKL A GİYDİREN HAK AN HELVACIOĞLU, 25 YILLIK MESLEK HAYATINDA AĞIRLIKLI OL ARAK KONUT TASARL ADIK TAN

SONRA ‘ROOMERS’ PROJESİYLE OTEL SEK TÖRÜNE GİRİYOR

RÖPORTAJ: ECE ERASLAN

FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 58 18.02.2015 22:42

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 59 18.02.2015 22:42

Page 60: Turkish edition 3

60

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

Hotelier International: Hakan Helva-cıoğlu stilini kısaca tanımlar mısınız?Hakan Helvacıoğlu: Aslında kendimi belirli bir stili olmayan, sadece doğru nok-taları, doğru sıcaklığı yakalamaya çalışan bir tasarımcı olarak görüyorum. Fakat müşterilerim ve beni takip eden kitle, yaptığım mekânlara girdiğinde, bana ait olduğunu anlıyor. “Öyle farklı malzeme-leri, renkleri ve dokunuşları bir araya geti-riyorsunuz ki, o formülü biz hissediyoruz” diyorlar. Açıkçası her mekânı ayrı, özel bir beden olarak algılıyorum ve o bedeni giydirmeye çalışıyorum. İçinde yaşayacak kişilerle bir senaryo yazıp, filmini kurgu-luyorum bir anlamda. Orada bir dünya yaratıyorum; renkler, malzemeler, yerle-şim ve ışıkla. ‘Kişiye özel’ temasından hiç uzaklaşmadım. Yalıyı yalı, villayı villa gibi, Bodrum’daki bir evi oraya özel tasarlarım; Paris veya Moskova’da bir ev yapıyor-sam oradaki lokasyondan besleniyorum. Dolayısıyla her projenin kendine özgü bir formülü oluyor. Bunun fotografik olarak kopyalanması mümkün değil, sadece bir his olarak algılanıyor.

HI: Bir mekânı tasarlamaya nasıl baş-lıyorsunuz?HH: Konu ve mimari çok önemli. Mekânın içinde bir yaşam örgüsü ve bu örgünün ka-rakterlerini kurguluyorum. Nihai bir tüketi-cimiz var; yani o evde, otelde yaşayanlar. Buna yükleyeceğim hikâyenin lokasyonla örtüşmesi gerekiyor. Mimarinin stilini de muhakkak içeri taşırım. Yani çok modern bir binanın iç mekânlarını klasik yapmam. Mimari modernse içeride altyapıyı mo-dern; klasikse klasik tasarlayarak, aralara çağdaş ve etnik parçalar ekliyorum. İç ve dış mekânı her zaman çok iyi bir şekilde harmanlamak gerekir.

HI: Dış mekânı da tasarlıyor musunuz?HH: Bina bir bütündür. Cephesi ve mimari kurgusu kadar peyzajı da önemli; bu yüz-den her projede peyzajı da tasarlıyorum. İster otel, ister konut olsun, mekânda kul-lanıcının ayak bastığı her nokta tasarlan-malıdır. Hatta daha da ötesine geçerek, görebileceği her nokta diyorum. Elinin uzanabildiği, projede sınırı olan her yer ta-sarımcının görevidir.

HI: Bir otele girdiğinizde ilk dikkat et-tiğiniz unsur nedir?HH: Yatak. Odada vaktin çoğu uykuyla geçiyor. Rekreasyon hissini zaten ote-lin genelinde, etkinliklerinde alıyorsunuz. Otele tamamen bütün dünyadan kopmak, kısacık bir dönemde farklı bir hayatı, lez-zeti deneyimlemek için gidilir. Bu süreç de, uyku ağırlıklı bir süreyi kapsıyor. Dolayısıyla yatağın şekli, konumu, güneşle olan, varsa televizyonla, banyoyla bağlantısı; renkleri, materyalleri, yatağı benzerlerinden ayıran unsurlar çok önemlidir. Uykudan sonra en çok vakit geçirilen yer banyo olduğu için de ikinci olarak banyoya dikkat ederim. Banyonun konumu, odayla bağlantısı, kon-foru, yeniliği, hangi tasarım ve üretim sınır-larının zorlandığı beni çok heyecanlandırır.

HI: İşiniz gereği çok seyahat ediyor-sunuz. Türkiye ve dünyada tasarımını en beğendiğiniz otel hangisi?HH: İstanbul’da yaşadığım için şehirdeki otellerde pek konaklamadım; mimari tur olarak gezdim. Işıltı, yenilik, fantezi açı-sından Wyndham Kalamış’ı çok beğeniyo-

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 60 18.02.2015 22:43

61

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

MEKÂNIN İÇİNDE BİR YAŞAM ÖRGÜSÜ VE BU

ÖRGÜNÜN KARAKTERLERİNİ KURGULUYORUM

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 61 18.02.2015 22:43

Page 61: Turkish edition 3

60

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

Hotelier International: Hakan Helva-cıoğlu stilini kısaca tanımlar mısınız?Hakan Helvacıoğlu: Aslında kendimi belirli bir stili olmayan, sadece doğru nok-taları, doğru sıcaklığı yakalamaya çalışan bir tasarımcı olarak görüyorum. Fakat müşterilerim ve beni takip eden kitle, yaptığım mekânlara girdiğinde, bana ait olduğunu anlıyor. “Öyle farklı malzeme-leri, renkleri ve dokunuşları bir araya geti-riyorsunuz ki, o formülü biz hissediyoruz” diyorlar. Açıkçası her mekânı ayrı, özel bir beden olarak algılıyorum ve o bedeni giydirmeye çalışıyorum. İçinde yaşayacak kişilerle bir senaryo yazıp, filmini kurgu-luyorum bir anlamda. Orada bir dünya yaratıyorum; renkler, malzemeler, yerle-şim ve ışıkla. ‘Kişiye özel’ temasından hiç uzaklaşmadım. Yalıyı yalı, villayı villa gibi, Bodrum’daki bir evi oraya özel tasarlarım; Paris veya Moskova’da bir ev yapıyor-sam oradaki lokasyondan besleniyorum. Dolayısıyla her projenin kendine özgü bir formülü oluyor. Bunun fotografik olarak kopyalanması mümkün değil, sadece bir his olarak algılanıyor.

HI: Bir mekânı tasarlamaya nasıl baş-lıyorsunuz?HH: Konu ve mimari çok önemli. Mekânın içinde bir yaşam örgüsü ve bu örgünün ka-rakterlerini kurguluyorum. Nihai bir tüketi-cimiz var; yani o evde, otelde yaşayanlar. Buna yükleyeceğim hikâyenin lokasyonla örtüşmesi gerekiyor. Mimarinin stilini de muhakkak içeri taşırım. Yani çok modern bir binanın iç mekânlarını klasik yapmam. Mimari modernse içeride altyapıyı mo-dern; klasikse klasik tasarlayarak, aralara çağdaş ve etnik parçalar ekliyorum. İç ve dış mekânı her zaman çok iyi bir şekilde harmanlamak gerekir.

HI: Dış mekânı da tasarlıyor musunuz?HH: Bina bir bütündür. Cephesi ve mimari kurgusu kadar peyzajı da önemli; bu yüz-den her projede peyzajı da tasarlıyorum. İster otel, ister konut olsun, mekânda kul-lanıcının ayak bastığı her nokta tasarlan-malıdır. Hatta daha da ötesine geçerek, görebileceği her nokta diyorum. Elinin uzanabildiği, projede sınırı olan her yer ta-sarımcının görevidir.

HI: Bir otele girdiğinizde ilk dikkat et-tiğiniz unsur nedir?HH: Yatak. Odada vaktin çoğu uykuyla geçiyor. Rekreasyon hissini zaten ote-lin genelinde, etkinliklerinde alıyorsunuz. Otele tamamen bütün dünyadan kopmak, kısacık bir dönemde farklı bir hayatı, lez-zeti deneyimlemek için gidilir. Bu süreç de, uyku ağırlıklı bir süreyi kapsıyor. Dolayısıyla yatağın şekli, konumu, güneşle olan, varsa televizyonla, banyoyla bağlantısı; renkleri, materyalleri, yatağı benzerlerinden ayıran unsurlar çok önemlidir. Uykudan sonra en çok vakit geçirilen yer banyo olduğu için de ikinci olarak banyoya dikkat ederim. Banyonun konumu, odayla bağlantısı, kon-foru, yeniliği, hangi tasarım ve üretim sınır-larının zorlandığı beni çok heyecanlandırır.

HI: İşiniz gereği çok seyahat ediyor-sunuz. Türkiye ve dünyada tasarımını en beğendiğiniz otel hangisi?HH: İstanbul’da yaşadığım için şehirdeki otellerde pek konaklamadım; mimari tur olarak gezdim. Işıltı, yenilik, fantezi açı-sından Wyndham Kalamış’ı çok beğeniyo-

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 60 18.02.2015 22:43

61

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

MEKÂNIN İÇİNDE BİR YAŞAM ÖRGÜSÜ VE BU

ÖRGÜNÜN KARAKTERLERİNİ KURGULUYORUM

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 61 18.02.2015 22:43

Page 62: Turkish edition 3

62

rum. Benim en beğendiğim otel, şu anda konumla, doğayla en bütünleşmiş olan, iki gece konakladığım, hatta benim için Bod-rum’daki en güzel otel olan Aman Ruya’dır. Zinciri zaten severim; Uzakdoğu’da birkaç tanesinde kalmıştım. Doğaya kütle olarak müdahale etmeyen, tamamen içinde kay-bolmuş, kullanılan lokal malzemeler, hafif ‘orient’ dilin Bodrum’daki karakterle ka-rışması, tonlar olağanüstü. Hatta Uzakdo-ğu’dakilerden bile çok daha güzel bir otel.

HI: Bugüne dek ağırlıklı olarak konut tasarlamış bir iç mimar olarak otel en-düstrisine girişiniz nasıl oldu?HH: Çok büyük, 5 bin metrekareye kadar ulaşan evler tasarlamış, yani konforu büyük alanlarda sağlamış bir tasarımcı olarak küçük alanlarda neler yapabilirim diyerek otel sektörüne atıldım açıkçası. Çok büyük evlerde tüm efektif alanları de-ğerlendirmek zorundasınız; bu alanlara o kadar çok işlev yüklüyorsunuz ki. En son Ankara’da tasarladığım evde, içinde 7.5 metre yüksekliğinde tırmanma duvarı da

bulunan 450 metrekarelik bir spor salonu vardı örneğin. Bu ölçülerdeki mekânlar or-talama bir butik otelden daha büyük. Ben de bu gözle, yani evde uzmanlaşmış bir iç mimarın gözüyle otel yapmaya soyun-dum. Aynı konforu ve kişiye özel, insanla-rın kendi evlerinde yaşadıkları deneyimleri kısa süre konaklayacakları bir butik otelde yaşatmak üzere yola çıktım.

HI: Projeden biraz bahseder misiniz?HH: Şu an ‘Roomers’ adlı bir lüks butik ‘business’ otel zinciri üzerinde çalışıyo-rum. Projenin isim hakkı Alman; dış cephe mimarisinden iç dekorasyonuna tüm pro-jeyi biz geliştiriyoruz. İlki 25 odalı olacak; Nişantaşı’nda inşaatı hâlâ devam ediyor. İkincisi 100 odalı olarak Dolapdere’de, üçüncüsü daha büyük olarak Şişhane’de düşünülüyor. Sonra Türkiye’ye yayılmayı planlıyoruz. Öğrenci kenti olduğu için Es-kişehir’e geçeceğiz. Konsepti “küçük alan-lardaki büyük yaşamlar”. İsim de oradan geliyor. Odalar son derece küçük; Nişan-taşı’ndaki otelde en küçük oda 11 met-

rekare; 27 metrekareye kadar çıkıyor. İş oteli olacağı için sadece oda kahvaltı su-nulacak. Her türlü aktivite lobide gerçek-leşiyor; karşılama, dinlenme, kahvaltı ve business court gibi. Odalar da aynı şekilde çok işlevli. Örneğin duvarı çeviriyorsunuz içinden dolap çıkıyor, yatağı kaldırıyorsu-nuz altından başka bir detay. Valizinizi koy-duğunuz aparat masa olabiliyor. Bu küçük alanda 100 metrekarelik bir mekânın işlevi bulunuyor. 3 metrekarelik bir banyoda spa konforu sağlıyoruz. Kişiye özel değişiklikler de yapılabiliyor. Rezervasyona eklediğiniz takdirde yatağın yönü değişebiliyor, altın-dan başka bir unsur çıkartılabiliyor, dolap-lar üreyebiliyor, azaltılabiliyor; bir tür lego sistemi geliştirdik. Büyük evlerde aile fert-lerinin rahat alanlarındaki tüm konforunu küçük odalara estetikten ve konfordan ödün vermeden taşımak bu projenin beni en heyecanlandıran yönü.

HI: Peki otel tasarımının olmazsa ol-mazları nelerdir?HH: Yatak ve banyo deneyimi dışında de-

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

Bodrum Mandarin Oriental Residences’daki villa

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 62 18.02.2015 22:43

63

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

polamanın yani odalardaki dolap alanının yeterli olması gerekiyor. Bir de, ben se-yahat ederken, odada uyku dışında nere-deyse hiç vakit geçirmediğim için, otelin herhangi bir alanında kendimi evimde his-setmek isterim. Lobi, kış bahçesi, merdi-ven altı bile olabilir bu mekânlar; önemli olan otelde insanların tek başlarına, diğer insanların arasında bile yalnız kalabilme-leridir. Roomers’da bu amaçla cepler ha-zırlıyoruz. Herkes istediği zaman ‘kendi cebinde’ rahatça, istediği konforu yaşa-yabiliyor. Dinlenebilir, yemek yiyebilir, ça-lışabilir. İster tarihi ister modern çizgide bir otel olsun, ister yurt dışında ister Türki-ye’de, aradığım şey kalabalığın içerisinde bile yalnız kalabilme lüksüdür.

HI: En son ve en beğenilen projeleri-nizden birisi Bodrum Mandarin Orien-tal otel projesi kapsamında dekore ettiğiniz villa oldu.HH: Bodrum Mandarin Oriental kurgu-lanmış bir otel. Mimarı ayrı, iç mimarı ayrı; otelin kendi bünyesinde villaları ve rezi-

dansları bulunuyor. Ayrıca kişilere özel 99 adet villa ile rezidanslar mevcut. 2014’te tamamlanan ve satışı gerçekleşen villalar-dan birisiydi bu proje. İki ay gibi kısa bir süreçte tamamlayıp teslim ettik.Cennet Koyu’na bakan villanın modern ama etnik detayları bulunan, Uzakdoğu çizgile-rini benimsemiş mimari altyapısına dokun-madan içini giydirdik. Cennet Koyu’nun maviden yeşile geçiş yapan, ebruli, degrade tonlarını; mimari ve cephe tonlamasındaki gri taş işçiliğini içeri taşıdım. Yine mimaride kullanılan ahşap, tik tonlarını iç dekoras-yonda kullandım. Ortaya lokasyondan, mi-mariden kopmayan, sanki hep oradaymış gibi hissettiren bir mekân çıktı. Sanat en-deksli bir ev oldu; Berna Arpacı’nın mekâna özel yaptığı tablolar, Okan Rakıcı adlı genç bir artwork tasarımcısının heykelleri, Serdar Gülgün’ün tasarımları bulunuyor. Mutfakta da dev bir Ali Atmaca tablosu mevcut.

HI: Genel bir Uzakdoğu esintisi de his-sediliyor.HH: Evet dış mekânda çok güzel taş Buda

heykelleriyle Uzakdoğu’ya gönderme yap-mak istedim. Evin mimarisinin getirdiği büyük avantajlar vardı, iki adet iç bahçe gibi. Evin içerisine hem ışık veriyor hem de doğayı evin içerisine taşıyor. Her bi-rini farklı yorumladık; peyzaj mimarisinde Zeynep Akgöz ile çalıştık. Salona bakan iç bahçe Zen bahçesi oldu. Çocuk odalarına bakan ikinci kış bahçesine, bebek Buda heykelleri koyduk. Villanın muhteşem bir havuzu vardı; etrafını sanki 24 saat dışa-rıda yaşanacakmış gibi tasarladık. Şu an yine aynı yerde iki adet villa ve üç rezidans projem devam ediyor.

HI: Butik şehir otelinden sonra gü-neyde bir otel projesine imza atmayı düşünür müsünüz?HH: Aslında gündemde böyle bir proje mevcut, ama önce elimdeki şehir projesini tamamlamak istiyorum. Ev tasarımı konu-sunda her zaman iddialıyım fakat otel pro-jesinde doyurmak istediğim birkaç noktam var. Daha sonra güneye inmeyi düşünüyo-rum.

Roomers Hotel projesi

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 63 18.02.2015 22:43

Page 63: Turkish edition 3

62

rum. Benim en beğendiğim otel, şu anda konumla, doğayla en bütünleşmiş olan, iki gece konakladığım, hatta benim için Bod-rum’daki en güzel otel olan Aman Ruya’dır. Zinciri zaten severim; Uzakdoğu’da birkaç tanesinde kalmıştım. Doğaya kütle olarak müdahale etmeyen, tamamen içinde kay-bolmuş, kullanılan lokal malzemeler, hafif ‘orient’ dilin Bodrum’daki karakterle ka-rışması, tonlar olağanüstü. Hatta Uzakdo-ğu’dakilerden bile çok daha güzel bir otel.

HI: Bugüne dek ağırlıklı olarak konut tasarlamış bir iç mimar olarak otel en-düstrisine girişiniz nasıl oldu?HH: Çok büyük, 5 bin metrekareye kadar ulaşan evler tasarlamış, yani konforu büyük alanlarda sağlamış bir tasarımcı olarak küçük alanlarda neler yapabilirim diyerek otel sektörüne atıldım açıkçası. Çok büyük evlerde tüm efektif alanları de-ğerlendirmek zorundasınız; bu alanlara o kadar çok işlev yüklüyorsunuz ki. En son Ankara’da tasarladığım evde, içinde 7.5 metre yüksekliğinde tırmanma duvarı da

bulunan 450 metrekarelik bir spor salonu vardı örneğin. Bu ölçülerdeki mekânlar or-talama bir butik otelden daha büyük. Ben de bu gözle, yani evde uzmanlaşmış bir iç mimarın gözüyle otel yapmaya soyun-dum. Aynı konforu ve kişiye özel, insanla-rın kendi evlerinde yaşadıkları deneyimleri kısa süre konaklayacakları bir butik otelde yaşatmak üzere yola çıktım.

HI: Projeden biraz bahseder misiniz?HH: Şu an ‘Roomers’ adlı bir lüks butik ‘business’ otel zinciri üzerinde çalışıyo-rum. Projenin isim hakkı Alman; dış cephe mimarisinden iç dekorasyonuna tüm pro-jeyi biz geliştiriyoruz. İlki 25 odalı olacak; Nişantaşı’nda inşaatı hâlâ devam ediyor. İkincisi 100 odalı olarak Dolapdere’de, üçüncüsü daha büyük olarak Şişhane’de düşünülüyor. Sonra Türkiye’ye yayılmayı planlıyoruz. Öğrenci kenti olduğu için Es-kişehir’e geçeceğiz. Konsepti “küçük alan-lardaki büyük yaşamlar”. İsim de oradan geliyor. Odalar son derece küçük; Nişan-taşı’ndaki otelde en küçük oda 11 met-

rekare; 27 metrekareye kadar çıkıyor. İş oteli olacağı için sadece oda kahvaltı su-nulacak. Her türlü aktivite lobide gerçek-leşiyor; karşılama, dinlenme, kahvaltı ve business court gibi. Odalar da aynı şekilde çok işlevli. Örneğin duvarı çeviriyorsunuz içinden dolap çıkıyor, yatağı kaldırıyorsu-nuz altından başka bir detay. Valizinizi koy-duğunuz aparat masa olabiliyor. Bu küçük alanda 100 metrekarelik bir mekânın işlevi bulunuyor. 3 metrekarelik bir banyoda spa konforu sağlıyoruz. Kişiye özel değişiklikler de yapılabiliyor. Rezervasyona eklediğiniz takdirde yatağın yönü değişebiliyor, altın-dan başka bir unsur çıkartılabiliyor, dolap-lar üreyebiliyor, azaltılabiliyor; bir tür lego sistemi geliştirdik. Büyük evlerde aile fert-lerinin rahat alanlarındaki tüm konforunu küçük odalara estetikten ve konfordan ödün vermeden taşımak bu projenin beni en heyecanlandıran yönü.

HI: Peki otel tasarımının olmazsa ol-mazları nelerdir?HH: Yatak ve banyo deneyimi dışında de-

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

Bodrum Mandarin Oriental Residences’daki villa

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 62 18.02.2015 22:43

63

SORU&CEVAP HAKAN HELVACIOĞLU

polamanın yani odalardaki dolap alanının yeterli olması gerekiyor. Bir de, ben se-yahat ederken, odada uyku dışında nere-deyse hiç vakit geçirmediğim için, otelin herhangi bir alanında kendimi evimde his-setmek isterim. Lobi, kış bahçesi, merdi-ven altı bile olabilir bu mekânlar; önemli olan otelde insanların tek başlarına, diğer insanların arasında bile yalnız kalabilme-leridir. Roomers’da bu amaçla cepler ha-zırlıyoruz. Herkes istediği zaman ‘kendi cebinde’ rahatça, istediği konforu yaşa-yabiliyor. Dinlenebilir, yemek yiyebilir, ça-lışabilir. İster tarihi ister modern çizgide bir otel olsun, ister yurt dışında ister Türki-ye’de, aradığım şey kalabalığın içerisinde bile yalnız kalabilme lüksüdür.

HI: En son ve en beğenilen projeleri-nizden birisi Bodrum Mandarin Orien-tal otel projesi kapsamında dekore ettiğiniz villa oldu.HH: Bodrum Mandarin Oriental kurgu-lanmış bir otel. Mimarı ayrı, iç mimarı ayrı; otelin kendi bünyesinde villaları ve rezi-

dansları bulunuyor. Ayrıca kişilere özel 99 adet villa ile rezidanslar mevcut. 2014’te tamamlanan ve satışı gerçekleşen villalar-dan birisiydi bu proje. İki ay gibi kısa bir süreçte tamamlayıp teslim ettik.Cennet Koyu’na bakan villanın modern ama etnik detayları bulunan, Uzakdoğu çizgile-rini benimsemiş mimari altyapısına dokun-madan içini giydirdik. Cennet Koyu’nun maviden yeşile geçiş yapan, ebruli, degrade tonlarını; mimari ve cephe tonlamasındaki gri taş işçiliğini içeri taşıdım. Yine mimaride kullanılan ahşap, tik tonlarını iç dekoras-yonda kullandım. Ortaya lokasyondan, mi-mariden kopmayan, sanki hep oradaymış gibi hissettiren bir mekân çıktı. Sanat en-deksli bir ev oldu; Berna Arpacı’nın mekâna özel yaptığı tablolar, Okan Rakıcı adlı genç bir artwork tasarımcısının heykelleri, Serdar Gülgün’ün tasarımları bulunuyor. Mutfakta da dev bir Ali Atmaca tablosu mevcut.

HI: Genel bir Uzakdoğu esintisi de his-sediliyor.HH: Evet dış mekânda çok güzel taş Buda

heykelleriyle Uzakdoğu’ya gönderme yap-mak istedim. Evin mimarisinin getirdiği büyük avantajlar vardı, iki adet iç bahçe gibi. Evin içerisine hem ışık veriyor hem de doğayı evin içerisine taşıyor. Her bi-rini farklı yorumladık; peyzaj mimarisinde Zeynep Akgöz ile çalıştık. Salona bakan iç bahçe Zen bahçesi oldu. Çocuk odalarına bakan ikinci kış bahçesine, bebek Buda heykelleri koyduk. Villanın muhteşem bir havuzu vardı; etrafını sanki 24 saat dışa-rıda yaşanacakmış gibi tasarladık. Şu an yine aynı yerde iki adet villa ve üç rezidans projem devam ediyor.

HI: Butik şehir otelinden sonra gü-neyde bir otel projesine imza atmayı düşünür müsünüz?HH: Aslında gündemde böyle bir proje mevcut, ama önce elimdeki şehir projesini tamamlamak istiyorum. Ev tasarımı konu-sunda her zaman iddialıyım fakat otel pro-jesinde doyurmak istediğim birkaç noktam var. Daha sonra güneye inmeyi düşünüyo-rum.

Roomers Hotel projesi

058_063_HI_HAKAN HELVACIOGLU.indd 63 18.02.2015 22:43

Page 64: Turkish edition 3

ESKİDEN BİR GECE GEÇİRMEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞINIZ BU BİNALAR, ŞİMDİ SON DERECE ŞIK

VE RAĞBET GÖREN OTELLERE DÖNÜŞTÜ.YAZI: NICK DALL

EN İYİ

HAPiSHANE OTELLERi

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 64 18.02.2015 22:44

65

İyi konuma sahip ve bu kadar zarif bir binanın hapishane olarak inşa edildiğine inanmak çok zor.

Sultanahmet’in konumu, eski Adalet Sarayı’na yakın olduğu için önemliyken seçkin tasarımı, Türk

hapishanelerine özgü olan toplumsal yaşamdan ileri geliyor. Sultanahmet, bir otel olarak hizmet

vermeye 1996 yılında başladı. Otelin 65 geniş odası bulunuyor. Mahkûmların egzersiz yaptıkları

alan, manzaralı bir bahçeye dönüştürülmüş; her biri muhteşem şehir manzarasına sahip dört göz-

lem kulesi ise asansörlere ev sahipliği yapıyor. Four Seasons Sultanahmet’in 347 penceresi var

(görünen o ki eski mimar, binanın asıl amacından ziyade stiline önem vermiş). Ancak bu pence-

relerde demir parmaklıklar bulunuyordu. Bu parmaklıklar, bina otele dönüştürülünce kaldırılmış.

Otel, geçmişiyle ve gelecek nesiller için korunan, eski mahkûmlardan birinin hücresinin duvarına

kazıdığı “Tüm dünya bir handır - ya da hikâye budur. Fakat Sultanahmet kokuşmuş bir hapisha-

nedir” yazısıyla gurur duyuyor. Zaman nasıl da değişiyor...

FOUR SEASONS ISTANBUL SULTANAHMET

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 65 18.02.2015 22:44

Page 65: Turkish edition 3

ESKİDEN BİR GECE GEÇİRMEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞINIZ BU BİNALAR, ŞİMDİ SON DERECE ŞIK

VE RAĞBET GÖREN OTELLERE DÖNÜŞTÜ.YAZI: NICK DALL

EN İYİ

HAPiSHANE OTELLERi

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 64 18.02.2015 22:44

65

İyi konuma sahip ve bu kadar zarif bir binanın hapishane olarak inşa edildiğine inanmak çok zor.

Sultanahmet’in konumu, eski Adalet Sarayı’na yakın olduğu için önemliyken seçkin tasarımı, Türk

hapishanelerine özgü olan toplumsal yaşamdan ileri geliyor. Sultanahmet, bir otel olarak hizmet

vermeye 1996 yılında başladı. Otelin 65 geniş odası bulunuyor. Mahkûmların egzersiz yaptıkları

alan, manzaralı bir bahçeye dönüştürülmüş; her biri muhteşem şehir manzarasına sahip dört göz-

lem kulesi ise asansörlere ev sahipliği yapıyor. Four Seasons Sultanahmet’in 347 penceresi var

(görünen o ki eski mimar, binanın asıl amacından ziyade stiline önem vermiş). Ancak bu pence-

relerde demir parmaklıklar bulunuyordu. Bu parmaklıklar, bina otele dönüştürülünce kaldırılmış.

Otel, geçmişiyle ve gelecek nesiller için korunan, eski mahkûmlardan birinin hücresinin duvarına

kazıdığı “Tüm dünya bir handır - ya da hikâye budur. Fakat Sultanahmet kokuşmuş bir hapisha-

nedir” yazısıyla gurur duyuyor. Zaman nasıl da değişiyor...

FOUR SEASONS ISTANBUL SULTANAHMET

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 65 18.02.2015 22:44

Page 66: Turkish edition 3

Het Arresthuis, 1863’ten 2007 yılına kadar neredeyse 150 yıl boyunca hapishane olarak kulla-

nıldı. Zahmet verici restorasyon işlerine 2009 yılında başlandı ve nihayet 2011 yılında otel olarak

hizmete açıldı. Binanın önceki yaşamını ele veren ilk şey, mimarisi: Dökme demirden merdiven-

ler, özgün hücre kapıları ve parmaklıklı pencereler. Fakat tasarımcılar bununla sınırlı kalmamış.

Mahkûmların grafitileri, otelin mutfak malzemelerinde ve duvar süslerinde motif olarak kullanıldı;

odalara hücre adı verildi (aslında her oda, birbirine açılan üç hücreden meydana geliyor); mi-

safirlerin sabıka fotoğrafı çekilebilecekleri bir kabin eklendi ve akşamları yatak açma servisine,

hapishane yıllarında binaya gönderilmiş uyuşturucu kuryelerine inceden gönderme yapılarak, toz

şeker ve top şeklinde nane şekeri ikramı dâhil edildi. Otel yönetimi, binanın ilginç geçmişinin hem

Hollanda hem de dünyada yarattığı etkiden heyecan duyuyor.

HET ARRESTHUISROERMOND, HOLLANDA

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 66 18.02.2015 22:44

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 67 18.02.2015 22:44

Page 67: Turkish edition 3

Het Arresthuis, 1863’ten 2007 yılına kadar neredeyse 150 yıl boyunca hapishane olarak kulla-

nıldı. Zahmet verici restorasyon işlerine 2009 yılında başlandı ve nihayet 2011 yılında otel olarak

hizmete açıldı. Binanın önceki yaşamını ele veren ilk şey, mimarisi: Dökme demirden merdiven-

ler, özgün hücre kapıları ve parmaklıklı pencereler. Fakat tasarımcılar bununla sınırlı kalmamış.

Mahkûmların grafitileri, otelin mutfak malzemelerinde ve duvar süslerinde motif olarak kullanıldı;

odalara hücre adı verildi (aslında her oda, birbirine açılan üç hücreden meydana geliyor); mi-

safirlerin sabıka fotoğrafı çekilebilecekleri bir kabin eklendi ve akşamları yatak açma servisine,

hapishane yıllarında binaya gönderilmiş uyuşturucu kuryelerine inceden gönderme yapılarak, toz

şeker ve top şeklinde nane şekeri ikramı dâhil edildi. Otel yönetimi, binanın ilginç geçmişinin hem

Hollanda hem de dünyada yarattığı etkiden heyecan duyuyor.

HET ARRESTHUISROERMOND, HOLLANDA

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 66 18.02.2015 22:44

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 67 18.02.2015 22:44

Page 68: Turkish edition 3

Hiçbir şey Malmaison Oxford’dan daha tarihi ve nostaljik olamaz. 13’üncü yüzyılın başlarında

hapishane olarak kullanılmaya başlayan bina, 1966 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Bu yıllar

boyunca hapishane birçok kez el değiştirdi ve sayısız renovasyona uğradı. İki yıllık bir renovasyon

projesinin ardından 2005 yılında hizmete açılan bugünkü otelin büyük bir bölümü, 1786 yılının

renovasyonundan kalma. Standart hücre odaları, eski üç kişilik üç adet hücreden yapıldı. Üzerle-

rinde küçük bir pencere olan demir kapılar muhafaza edildi. Hapishane müdürlerinin odaları, lüks

süitlere dönüştürülürken eskiden idamların gerçekleştirildiği yer, bir restorana çevrildi (elbette

önce bir rahip tarafından kutsanarak!). Konuklar, oteldeki ince uzun ranzası ve her şeyiyle olduğu

gibi korunan eski bir hücreyi ziyaret etmeye bayılıyorlar.

MALMAISONOXFORD, İNGİLTERE

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 68 18.02.2015 22:44

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 69 18.02.2015 22:44

Page 69: Turkish edition 3

Hiçbir şey Malmaison Oxford’dan daha tarihi ve nostaljik olamaz. 13’üncü yüzyılın başlarında

hapishane olarak kullanılmaya başlayan bina, 1966 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Bu yıllar

boyunca hapishane birçok kez el değiştirdi ve sayısız renovasyona uğradı. İki yıllık bir renovasyon

projesinin ardından 2005 yılında hizmete açılan bugünkü otelin büyük bir bölümü, 1786 yılının

renovasyonundan kalma. Standart hücre odaları, eski üç kişilik üç adet hücreden yapıldı. Üzerle-

rinde küçük bir pencere olan demir kapılar muhafaza edildi. Hapishane müdürlerinin odaları, lüks

süitlere dönüştürülürken eskiden idamların gerçekleştirildiği yer, bir restorana çevrildi (elbette

önce bir rahip tarafından kutsanarak!). Konuklar, oteldeki ince uzun ranzası ve her şeyiyle olduğu

gibi korunan eski bir hücreyi ziyaret etmeye bayılıyorlar.

MALMAISONOXFORD, İNGİLTERE

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 68 18.02.2015 22:44

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 69 18.02.2015 22:44

Page 70: Turkish edition 3

The Liberty’nin 298 odasından yalnızca 18 tanesi eski Charles Sokağı Hapishanesi’nde yer alır; geri

kalanlar ise eski ile yeni arasında bariz bir farklılık yaratan 16 katlı modern bir kulede bulunur. 1970’li

yıllarda insan yaşamına elverişli olmadığı beyan edilen bina, 150 milyon dolarlık bir renovasyon pro-

jesinin ardından kapılarını tekrar 2007 yılında açtı. Bina, 1851 yılında inşa edilmişti ve zamanında

hapishane tasarımı konusunda bir öncüydü. Merkezi binadan çıkarak dört kanadıyla bir haç şekli

meydana getiriyordu. Görkemli lobi dâhil olmak üzere otelin ortak alanlarının çoğu, bu görkemli mer-

kez binanın içine inşa edildi. Otelin zeki bir şekilde adlandırılmış ana restoranı Clink (İngilizce’de bu

sözcük hem kadeh tokuşturulduğunda çıkan ses, hem de hapishane anlamına gelir), eski hücrelerin

kalıntılarını barındırırken, popüler bar Alibi, ünlülerin eğlenceli sabıka fotoğraflarının sergilendiği du-

varları sayesinde binanın geçmişiyle adeta flört ediyor.

THE LIBERTYBOSTON, ABD

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 70 18.02.2015 22:44

71

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 71 18.02.2015 22:44

Page 71: Turkish edition 3

The Liberty’nin 298 odasından yalnızca 18 tanesi eski Charles Sokağı Hapishanesi’nde yer alır; geri

kalanlar ise eski ile yeni arasında bariz bir farklılık yaratan 16 katlı modern bir kulede bulunur. 1970’li

yıllarda insan yaşamına elverişli olmadığı beyan edilen bina, 150 milyon dolarlık bir renovasyon pro-

jesinin ardından kapılarını tekrar 2007 yılında açtı. Bina, 1851 yılında inşa edilmişti ve zamanında

hapishane tasarımı konusunda bir öncüydü. Merkezi binadan çıkarak dört kanadıyla bir haç şekli

meydana getiriyordu. Görkemli lobi dâhil olmak üzere otelin ortak alanlarının çoğu, bu görkemli mer-

kez binanın içine inşa edildi. Otelin zeki bir şekilde adlandırılmış ana restoranı Clink (İngilizce’de bu

sözcük hem kadeh tokuşturulduğunda çıkan ses, hem de hapishane anlamına gelir), eski hücrelerin

kalıntılarını barındırırken, popüler bar Alibi, ünlülerin eğlenceli sabıka fotoğraflarının sergilendiği du-

varları sayesinde binanın geçmişiyle adeta flört ediyor.

THE LIBERTYBOSTON, ABD

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 70 18.02.2015 22:44

71

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 71 18.02.2015 22:44

Page 72: Turkish edition 3

72

Bu tesis, 1749’dan beri bir hapishane olarak kullanılsa da halihazırdaki kırmızı tuğlalı bina, 1888

yılında inşa edildi. Finlandiya’nın renovasyon kanunlarında meydana gelen değişiklikler, zaman

içinde binayı daha çekici hale getirse de zamanında “dışarıdan bakıldığında uğursuz, içeride ise

bunaltıcı” olmak üzere inşa edilmişti. “Yeni bir bina inşa etmekten çok daha fazlasına mal olan”

bir yıllık bir renovasyonun ardından 2007 yılında açılan otel, tarihle iç içe. İkinci Dünya Savaşı

sırasında iki bombalı saldırıya uğrayıp ayakta kalmış ve birçok ünlü siyasi suçlu burada yatmış.

Helsinki’nin ikinci en eski kilisesi olan eski hapishane şapeli şimdi muhteşem bir ziyafet alanı ola-

rak kullanılırken, zindana benzeyen Jailbird restoran, tarih ile dolup taşıyor. Eski iki hücre, olduğu

gibi bırakılmış. Otel ayrıca ‘Kaçış’ ve ‘Hapishane’ adını verdiği grup aktivitelerinin yanında temalı

akşam yemekleri de organize ediyor. Bunların hepsi Katajanokka’nın, Helsinki’nin en sıra dışı

otellerinden biri olmasını sağlıyor.

BEST WESTERN PREMIER HOTEL KATAJANOKKAHELSİNKİ, FİNLANDİYA

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 72 18.02.2015 22:44

Page 73: Turkish edition 3

72

Bu tesis, 1749’dan beri bir hapishane olarak kullanılsa da halihazırdaki kırmızı tuğlalı bina, 1888

yılında inşa edildi. Finlandiya’nın renovasyon kanunlarında meydana gelen değişiklikler, zaman

içinde binayı daha çekici hale getirse de zamanında “dışarıdan bakıldığında uğursuz, içeride ise

bunaltıcı” olmak üzere inşa edilmişti. “Yeni bir bina inşa etmekten çok daha fazlasına mal olan”

bir yıllık bir renovasyonun ardından 2007 yılında açılan otel, tarihle iç içe. İkinci Dünya Savaşı

sırasında iki bombalı saldırıya uğrayıp ayakta kalmış ve birçok ünlü siyasi suçlu burada yatmış.

Helsinki’nin ikinci en eski kilisesi olan eski hapishane şapeli şimdi muhteşem bir ziyafet alanı ola-

rak kullanılırken, zindana benzeyen Jailbird restoran, tarih ile dolup taşıyor. Eski iki hücre, olduğu

gibi bırakılmış. Otel ayrıca ‘Kaçış’ ve ‘Hapishane’ adını verdiği grup aktivitelerinin yanında temalı

akşam yemekleri de organize ediyor. Bunların hepsi Katajanokka’nın, Helsinki’nin en sıra dışı

otellerinden biri olmasını sağlıyor.

BEST WESTERN PREMIER HOTEL KATAJANOKKAHELSİNKİ, FİNLANDİYA

EN İYİ HAPİSHANE OTELLERİ

064_073_HI_HAPISHANE OTELLERI.indd 72 18.02.2015 22:44

Page 74: Turkish edition 3

“MISSISSIPPI DELTASI, PEABODY HOTEL’İN LOBİSİNDE BAŞLAR VE VICKSBURG’DAKİ CATFISH ROW’DA

BİTER”. TARİHÇİ DAVID COHN, 1935 YILINDA MEMPHIS’IN GÖZBEBEĞİNİ BU ŞEKİLDE TASVİR ETMİŞTİR. BU CÜMLE, YEREL FOLKLÖRÜN BİR PARÇASI HALİNE GELDİ VE PEABODY HOTEL’İN

LOBİSİNE MEŞHUR CANLI ÖRDEKLERİYLE BİRLİKTE KAZINDI. BİR OTELİN MUHTEŞEM BİR LOBİYE SAHİP OLMAK İÇİN SU VE YABAN HAYATINA İHTİYACI YOK.

ANCAK LOBİLER, KONUKLARIN İLK GÖRDÜKLERİ KISIM OLDUĞU İÇİN BİR YOLCULUĞA ÇIKIYORMUŞ HİSSİ UYANDIRMALI. SADECE EŞSİZ VARLIKLARINI

EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK SURETİYLE BUNU BAŞARAN BEŞ OTELİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ.

YAZI: SUZANNE WALES

EN İYİLOBi

RENOVASYONLARI

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 74 18.02.2015 22:45

ÖNCE: Valensiya’nın en eski bölgelerinden birinde yer alan Palacio de Marqués de Caro’nun

19’uncu yüzyıldan kalma cephesi, 2 bin yıla yayılan mimari katmanların izlerini taşıyordu. Tarihi ve

estetik önemini gözeterek binayı 26 lüks odadan meydana gelen butik bir otele çevirmek çok zordu.

Bu görev, lineer ve sade tarzıyla ön plana çıkan ödüllü Katalan tasarımcı Francesc Rifé’ye verildi.

SONRA: Rifé’nin niyeti, sarayın restore edilmiş mimari ve sanatsal özelliklerini pürüzsüz bir şekilde

kaliteli, doğal malzemeler ve cesur formlardan meydana gelen sade bir alana entegre etmekti. Eşsiz

oyma tavanlardan 2’nci yüzyıl Roma kaidelerine kadar odaların ve ortak alanların her biri özgün ha-

zinelere ev sahipliği yaptığından konuklar, otelin antika niteliğine yavaş yavaş akın etmeye başladı.

Kül rengindeki duvara yerleştirilmiş cam kapılardan geçerek girilen Caro’nun uzatılmış lobisi, oda ve

süitlere giden, 1919 yılından kalma muazzam bir mermer merdivene ev sahipliği yapıyor. Çok daha

eski olan taş kemer ise şehrin orijinal Arap duvarı, manzaralı teras ile Meta Bar’ı birbirinden ayırıyor.

CARO HOTELVALENSİYA, İSPANYA

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 75 18.02.2015 22:45

Page 75: Turkish edition 3

“MISSISSIPPI DELTASI, PEABODY HOTEL’İN LOBİSİNDE BAŞLAR VE VICKSBURG’DAKİ CATFISH ROW’DA

BİTER”. TARİHÇİ DAVID COHN, 1935 YILINDA MEMPHIS’IN GÖZBEBEĞİNİ BU ŞEKİLDE TASVİR ETMİŞTİR. BU CÜMLE, YEREL FOLKLÖRÜN BİR PARÇASI HALİNE GELDİ VE PEABODY HOTEL’İN

LOBİSİNE MEŞHUR CANLI ÖRDEKLERİYLE BİRLİKTE KAZINDI. BİR OTELİN MUHTEŞEM BİR LOBİYE SAHİP OLMAK İÇİN SU VE YABAN HAYATINA İHTİYACI YOK.

ANCAK LOBİLER, KONUKLARIN İLK GÖRDÜKLERİ KISIM OLDUĞU İÇİN BİR YOLCULUĞA ÇIKIYORMUŞ HİSSİ UYANDIRMALI. SADECE EŞSİZ VARLIKLARINI

EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK SURETİYLE BUNU BAŞARAN BEŞ OTELİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ.

YAZI: SUZANNE WALES

EN İYİLOBi

RENOVASYONLARI

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 74 18.02.2015 22:45

ÖNCE: Valensiya’nın en eski bölgelerinden birinde yer alan Palacio de Marqués de Caro’nun

19’uncu yüzyıldan kalma cephesi, 2 bin yıla yayılan mimari katmanların izlerini taşıyordu. Tarihi ve

estetik önemini gözeterek binayı 26 lüks odadan meydana gelen butik bir otele çevirmek çok zordu.

Bu görev, lineer ve sade tarzıyla ön plana çıkan ödüllü Katalan tasarımcı Francesc Rifé’ye verildi.

SONRA: Rifé’nin niyeti, sarayın restore edilmiş mimari ve sanatsal özelliklerini pürüzsüz bir şekilde

kaliteli, doğal malzemeler ve cesur formlardan meydana gelen sade bir alana entegre etmekti. Eşsiz

oyma tavanlardan 2’nci yüzyıl Roma kaidelerine kadar odaların ve ortak alanların her biri özgün ha-

zinelere ev sahipliği yaptığından konuklar, otelin antika niteliğine yavaş yavaş akın etmeye başladı.

Kül rengindeki duvara yerleştirilmiş cam kapılardan geçerek girilen Caro’nun uzatılmış lobisi, oda ve

süitlere giden, 1919 yılından kalma muazzam bir mermer merdivene ev sahipliği yapıyor. Çok daha

eski olan taş kemer ise şehrin orijinal Arap duvarı, manzaralı teras ile Meta Bar’ı birbirinden ayırıyor.

CARO HOTELVALENSİYA, İSPANYA

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 75 18.02.2015 22:45

Page 76: Turkish edition 3

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

ÖNCE: Floransa’nın tarihi merkezinin bir ucunda olan Four Seasons Hotel, 15 ve 16’ncı yüzyıllar-

dan kalma iki meydanı kaplıyor ve 4.5 hektarlık nefes kesici bahçelerden oluşuyor. 2001 yılında

Four Seasons Group tarafından satın alınan binanın restorasyonu, sanatsal varlıkların korunma-

sından sorumlu bir kurum ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yakından takibi ile gerçekleştirildi. Bu

kurumlar, freskler, bas-rölyefler ve içerideki süslemeler gibi otelin barındırdığı her eserin tam tari-

hini belirlemekten ve böylece restorasyonun mümkün olan en doğru şekilde yapıldığını sağlamak-

tan sorumluydu. Floransa’daki Four Seasons bir otelden öte, içinde uyuyabileceğiniz bir müze gibi.

SONRA: Rönesans döneminin soyluları, zenginliklerini sergilemekten çekinmiyorlardı ve sarayla-

rın avluları her zaman göz alıcıydı. Four Seasons Floransa’nın avlusu, lobiye dönüştürüldü. Otelin

en değerli sanat eseri, Flaman sanatçı Jan van der Straet’ın (1523-1605) çeşitli mitolojik hikâyeleri

betimlediği bas-rölyefleridir. Revakların kemerleri incelikle boyanmış panel-

lerden meydana gelirken üst pencereler zarif frizler ile süslenmiş. Konuklar,

mücevher renklerindeki koltuklarda Michelangelo’nun Bacchus’unun rep-

likası eşiliğinde oturarak, kendilerini bu zengin görsel şölene kaptırabilir ler.

FOUR SEASONS HOTELFLORANSA, İTALYA

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 76 18.02.2015 22:45

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 77 18.02.2015 22:45

Page 77: Turkish edition 3

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

ÖNCE: Floransa’nın tarihi merkezinin bir ucunda olan Four Seasons Hotel, 15 ve 16’ncı yüzyıllar-

dan kalma iki meydanı kaplıyor ve 4.5 hektarlık nefes kesici bahçelerden oluşuyor. 2001 yılında

Four Seasons Group tarafından satın alınan binanın restorasyonu, sanatsal varlıkların korunma-

sından sorumlu bir kurum ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yakından takibi ile gerçekleştirildi. Bu

kurumlar, freskler, bas-rölyefler ve içerideki süslemeler gibi otelin barındırdığı her eserin tam tari-

hini belirlemekten ve böylece restorasyonun mümkün olan en doğru şekilde yapıldığını sağlamak-

tan sorumluydu. Floransa’daki Four Seasons bir otelden öte, içinde uyuyabileceğiniz bir müze gibi.

SONRA: Rönesans döneminin soyluları, zenginliklerini sergilemekten çekinmiyorlardı ve sarayla-

rın avluları her zaman göz alıcıydı. Four Seasons Floransa’nın avlusu, lobiye dönüştürüldü. Otelin

en değerli sanat eseri, Flaman sanatçı Jan van der Straet’ın (1523-1605) çeşitli mitolojik hikâyeleri

betimlediği bas-rölyefleridir. Revakların kemerleri incelikle boyanmış panel-

lerden meydana gelirken üst pencereler zarif frizler ile süslenmiş. Konuklar,

mücevher renklerindeki koltuklarda Michelangelo’nun Bacchus’unun rep-

likası eşiliğinde oturarak, kendilerini bu zengin görsel şölene kaptırabilir ler.

FOUR SEASONS HOTELFLORANSA, İTALYA

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 76 18.02.2015 22:45

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 77 18.02.2015 22:45

Page 78: Turkish edition 3

78

ÖNCE: Loire Vadisi’nde yer alan Fontevraud Manastırı, Orta Çağ’dan kalma en büyük ma-

nastırlardan biri. Manastır, Kral I. Richard’ın (nam-ı diğer Aslan Yürek) defnedildiği yer ola-

rak ünlüdür ve bugün mezarı hâlâ manastırdadır. 1980’lerde manastırın Saint Lazare bölümü,

ziyaretçiler için bir misafirhaneye dönüştürüldü. 2012’de kapatılan bu misafirhane, Jouin-Manku Stu-

dio’nun teknik anlamda muhteşem ve huzur veren bir ortama çevirdiği L’Hôtel olarak yeniden açıldı.

SONRA: UNESCO’nun koruma listesinde olan duvar ve tavanlarda bir değişiklik yapamayan mimar-

ların imkânları oldukça kısıtlıydı; bu yüzden yenilikçi çözümlere başvurarak, pasif ‘mikro mimari’ ile

binanın iç mekânlarını renove ettiler. Otelde estetik açıdan yapmayı amaçladıkları şey, ‘gelenek ve mo-

dernite arasında bir yolculuk’ idi; ki bunu da orijinal mimarinin üzerine yerleştirilen keskin fakat zarif

öğelerle gerçekleştirdiler. L’Hôtel’in lobisi, eski şapelin içinde konumlanıyor. Saint Lazare’ın manastır

mirasına uzun, mihrap benzeri meşe masayla gönderme yapılmış. Kok-

teyllerin yanı sıra, bar üstündeki tablet bilgisayarlar sayesinde bu mekân

konukların manastırın tarihi ve kültürel önemi hakkında araştırma ya-

pabilecekleri bir buluşma ve öğrenme yeri. Mimarların tasarladığı pa-

ravanlarla mekân yumuşatılmış ve ekstra oturma bölümleri sağlanmış.

L’ HÔTEL FONTEVRAUD ANJOU, FRANSA

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 78 18.02.2015 22:45

79

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 79 18.02.2015 22:45

Page 79: Turkish edition 3

78

ÖNCE: Loire Vadisi’nde yer alan Fontevraud Manastırı, Orta Çağ’dan kalma en büyük ma-

nastırlardan biri. Manastır, Kral I. Richard’ın (nam-ı diğer Aslan Yürek) defnedildiği yer ola-

rak ünlüdür ve bugün mezarı hâlâ manastırdadır. 1980’lerde manastırın Saint Lazare bölümü,

ziyaretçiler için bir misafirhaneye dönüştürüldü. 2012’de kapatılan bu misafirhane, Jouin-Manku Stu-

dio’nun teknik anlamda muhteşem ve huzur veren bir ortama çevirdiği L’Hôtel olarak yeniden açıldı.

SONRA: UNESCO’nun koruma listesinde olan duvar ve tavanlarda bir değişiklik yapamayan mimar-

ların imkânları oldukça kısıtlıydı; bu yüzden yenilikçi çözümlere başvurarak, pasif ‘mikro mimari’ ile

binanın iç mekânlarını renove ettiler. Otelde estetik açıdan yapmayı amaçladıkları şey, ‘gelenek ve mo-

dernite arasında bir yolculuk’ idi; ki bunu da orijinal mimarinin üzerine yerleştirilen keskin fakat zarif

öğelerle gerçekleştirdiler. L’Hôtel’in lobisi, eski şapelin içinde konumlanıyor. Saint Lazare’ın manastır

mirasına uzun, mihrap benzeri meşe masayla gönderme yapılmış. Kok-

teyllerin yanı sıra, bar üstündeki tablet bilgisayarlar sayesinde bu mekân

konukların manastırın tarihi ve kültürel önemi hakkında araştırma ya-

pabilecekleri bir buluşma ve öğrenme yeri. Mimarların tasarladığı pa-

ravanlarla mekân yumuşatılmış ve ekstra oturma bölümleri sağlanmış.

L’ HÔTEL FONTEVRAUD ANJOU, FRANSA

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 78 18.02.2015 22:45

79

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 79 18.02.2015 22:45

Page 80: Turkish edition 3

80

ÖNCE: Paris’in Opera bölgesinde yer alan ve Belle Epoque döneminin özelliklerini taşıyan Banke Hotel,

bir zamanlar Banque Suisse Français’nin merkezi olarak hizmet veriyordu. Şimdi ise otellerinin her

birinde sergilediği Eski Mısır’a ait sanat eserlerinden Art Nouveau tarzındaki mücevherlere kadar değerli

sanat eserleriyle ün kazanmış Derby Hotels Collection grubuna ait. (Grubun başkanı Jordi Clos, ünlü bir

koleksiyoncu). Banke’nin renovasyon süreci 2009 yılında başladı ve toplamda 7 milyon euro harcandı.

Çabalarından ötürü otel 2014 yılında Fransa Turizm Kalkındırma Ajansı tarafından beş yıldız ile ödüllendirildi.

SONRA: Banke’nin lobisi, otelin en mükemmel ögesine ev sahipliği yapıyor: Yerden tam 19 metre yükseklikteki

kristal kubbe. Binanın önceden sahip olduğu ve muhafaza edilen görkemli özelliklere mozaik taban, asma

kattaki metal tırabzanlar ve bankanın eski sağlam ahşap tezgâhları da dâhil.

Derby Hotels’in geleneği olduğu üzere yeni stil, tarihi stilin arasına serpiştirilmiş.

Kızıl kahve ve altın rengi duvar ve tavan işlemeleri ile ateş kırmızısı mobilya ve

perdeler, Banke’nin lobisinde çarpıcı bir 21’inci yüzyıl ambiyansı oluşturuyor.

Cam fanuslar içerisinde Papua Yeni Gine kabilelerine ait kolyelerden Mali

çöllerinden gelen tılsımlara kadar otelin eşsiz etnografik hazineleri sergileniyor.

BANKE HOTELPARİS

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 80 18.02.2015 22:45

81

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 81 18.02.2015 22:45

Page 81: Turkish edition 3

80

ÖNCE: Paris’in Opera bölgesinde yer alan ve Belle Epoque döneminin özelliklerini taşıyan Banke Hotel,

bir zamanlar Banque Suisse Français’nin merkezi olarak hizmet veriyordu. Şimdi ise otellerinin her

birinde sergilediği Eski Mısır’a ait sanat eserlerinden Art Nouveau tarzındaki mücevherlere kadar değerli

sanat eserleriyle ün kazanmış Derby Hotels Collection grubuna ait. (Grubun başkanı Jordi Clos, ünlü bir

koleksiyoncu). Banke’nin renovasyon süreci 2009 yılında başladı ve toplamda 7 milyon euro harcandı.

Çabalarından ötürü otel 2014 yılında Fransa Turizm Kalkındırma Ajansı tarafından beş yıldız ile ödüllendirildi.

SONRA: Banke’nin lobisi, otelin en mükemmel ögesine ev sahipliği yapıyor: Yerden tam 19 metre yükseklikteki

kristal kubbe. Binanın önceden sahip olduğu ve muhafaza edilen görkemli özelliklere mozaik taban, asma

kattaki metal tırabzanlar ve bankanın eski sağlam ahşap tezgâhları da dâhil.

Derby Hotels’in geleneği olduğu üzere yeni stil, tarihi stilin arasına serpiştirilmiş.

Kızıl kahve ve altın rengi duvar ve tavan işlemeleri ile ateş kırmızısı mobilya ve

perdeler, Banke’nin lobisinde çarpıcı bir 21’inci yüzyıl ambiyansı oluşturuyor.

Cam fanuslar içerisinde Papua Yeni Gine kabilelerine ait kolyelerden Mali

çöllerinden gelen tılsımlara kadar otelin eşsiz etnografik hazineleri sergileniyor.

BANKE HOTELPARİS

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 80 18.02.2015 22:45

81

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 81 18.02.2015 22:45

Page 82: Turkish edition 3

82

ÖNCE: La Mamounia, Afrika kıtasındaki en efsanevi oteldir. Kentin ünlü simgelerinden biri olan

otel, Atlas Dağları’nın manzarasıyla çevrelenmiş sekiz hektarlık muhteşem bahçelere sahip. Ote-

lin müdavimlerinden biri olan Winston Churchill burası için ‘dünyanın en güzel yeri’ demiştir. Ote-

lin büyümesini tetikleyen ve Avrupa’nın elit kesimi ile Hollywood’un zengin ve ünlülerinin dinlenme

mekânı olarak ün kazanmasını sağlayan birçok meşhur müdavim de onunla aynı fikirdedir. La Ma-

mounia’nın dekoru son yıllarda birçok kez değişime uğradı; bunlardan hiçbiri özellikle başarılı ola-

rak addedilmedi. En son yapılan ve 2009’da tamamlanan değişiklik ise 176 milyon dolara mal oldu.

SONRA: La Mamounia’nın dönüşümü, Paris’teki en ünlü otel ve restoranlarda (son derece moda olan

Hotel Costes de dâhil olmak üzere) imzası bulunan Fransız iç mimar Jacques

Garcia’ya emanet edildi. Garcia’nın amacı, La Mamounia’nın arabesk ile Art

Deco stillerinin özgün ve eşsiz karışımından meydana gelen stilini korumaktı.

Yerel zanaatkârların yardımıyla otelin içi oyma tahta tavanlar, ‘zellige’ mozaik-

leri, dekoratif stucco sıva, az ışık veren fenerler, sığ havuzlar ve şırıl şırıl akan

çeşmeler ile donatıldı. Otelin lobisi, La Mamounia’nın meşhur zenginlik ve ge-

leneğine bir girizgâh gibi. Konuklar otele varır varmaz Arap konukseverliği ile

karşılaşıyor. Görevlilerden biri check-in formaliteleriyle ilgilenirken konuklar,

hemen bir koltuğa oturtuluyor ve onlara nane çayı ile hurma ikram ediliyor.

LA MAMOUNIAMARAKEŞ

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 82 18.02.2015 22:45

83

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 83 18.02.2015 22:45

Page 83: Turkish edition 3

82

ÖNCE: La Mamounia, Afrika kıtasındaki en efsanevi oteldir. Kentin ünlü simgelerinden biri olan

otel, Atlas Dağları’nın manzarasıyla çevrelenmiş sekiz hektarlık muhteşem bahçelere sahip. Ote-

lin müdavimlerinden biri olan Winston Churchill burası için ‘dünyanın en güzel yeri’ demiştir. Ote-

lin büyümesini tetikleyen ve Avrupa’nın elit kesimi ile Hollywood’un zengin ve ünlülerinin dinlenme

mekânı olarak ün kazanmasını sağlayan birçok meşhur müdavim de onunla aynı fikirdedir. La Ma-

mounia’nın dekoru son yıllarda birçok kez değişime uğradı; bunlardan hiçbiri özellikle başarılı ola-

rak addedilmedi. En son yapılan ve 2009’da tamamlanan değişiklik ise 176 milyon dolara mal oldu.

SONRA: La Mamounia’nın dönüşümü, Paris’teki en ünlü otel ve restoranlarda (son derece moda olan

Hotel Costes de dâhil olmak üzere) imzası bulunan Fransız iç mimar Jacques

Garcia’ya emanet edildi. Garcia’nın amacı, La Mamounia’nın arabesk ile Art

Deco stillerinin özgün ve eşsiz karışımından meydana gelen stilini korumaktı.

Yerel zanaatkârların yardımıyla otelin içi oyma tahta tavanlar, ‘zellige’ mozaik-

leri, dekoratif stucco sıva, az ışık veren fenerler, sığ havuzlar ve şırıl şırıl akan

çeşmeler ile donatıldı. Otelin lobisi, La Mamounia’nın meşhur zenginlik ve ge-

leneğine bir girizgâh gibi. Konuklar otele varır varmaz Arap konukseverliği ile

karşılaşıyor. Görevlilerden biri check-in formaliteleriyle ilgilenirken konuklar,

hemen bir koltuğa oturtuluyor ve onlara nane çayı ile hurma ikram ediliyor.

LA MAMOUNIAMARAKEŞ

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 82 18.02.2015 22:45

83

EN İYİ LOBİ RENOVASYONLARI

074_083_HI_LOBI RENOVASYONLARI.indd 83 18.02.2015 22:45

Page 84: Turkish edition 3

84

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

DUVARLARIN DİLİ OLSA, BU OTELLER İNANILMAZ HİKÂYELER ANLATIRDI. DÜNYADAKİ BİRÇOK BUTİK OTEL, KONUKLARINI AĞIRLAMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE FABRİKA, KALE, EMNİYET MERKEZİ VEYA

SARAY OLARAK KULLANILIYORDU. SAYFALARIMIZA TAŞIDIĞIMIZ BEŞ ÜNLÜ İSİM, TARİHİ ÖZELLİKLERİ

KORUNARAK YENİLENEN OTELLERİN DÜNYADAKİ EN İLGİ ÇEKİCİ ÖRNEKLERİNİ TEMSİL EDİYOR.

YAZI: JODI HELMER

EN İYİTARiHi KORUMA

PROJELERi

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 84 18.02.2015 22:46

85

Kâğıt fabrikasından butik otele dönüştürülen Paper Factory Hotel’in lobisindeki matbaa ma-

kinesi, binanın endüstri kökenini onurlandıran tasarım ögelerinden yalnızca biri. Gelecek vaat

eden bir mevkide yer alan 123 odalı butik otel, orijinal tahta döşemeler, metal kaplamalar ve

açıkta bırakılan tuğlalara ev sahipliği yapıyor. Lobinin ünlü ahşap duvarları, vintage gazete

kupürleri işlenmiş beton yer döşemeleri ve spiral şeklinde kule gibi yükselen kitaplar, otelin

endüstriyel havasını daha da vurguluyor. 1912 yılında yapılan ve 2011 yılına kadar bir kağıt

fabrikası olarak kullanılan binadaki odaların her birinde, orijinal sanat eserleri, kilimler, ay-

dınlatmalar da dâhil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki butikler veya bit pazarlarından

alınmış eşsiz parçalar bulunuyor. Binanın orijinal mimari detaylarını muhafaza etmek isteyen

otelci Gal Sela’nın kararlılığı sayesinde otelin renovasyonu iki yılda tamamlanmış.

PAPER FACTORY HOTEL LONG ISLAND CITY, NEW YORK

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 85 18.02.2015 22:46

Page 85: Turkish edition 3

84

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

DUVARLARIN DİLİ OLSA, BU OTELLER İNANILMAZ HİKÂYELER ANLATIRDI. DÜNYADAKİ BİRÇOK BUTİK OTEL, KONUKLARINI AĞIRLAMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE FABRİKA, KALE, EMNİYET MERKEZİ VEYA

SARAY OLARAK KULLANILIYORDU. SAYFALARIMIZA TAŞIDIĞIMIZ BEŞ ÜNLÜ İSİM, TARİHİ ÖZELLİKLERİ

KORUNARAK YENİLENEN OTELLERİN DÜNYADAKİ EN İLGİ ÇEKİCİ ÖRNEKLERİNİ TEMSİL EDİYOR.

YAZI: JODI HELMER

EN İYİTARiHi KORUMA

PROJELERi

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 84 18.02.2015 22:46

85

Kâğıt fabrikasından butik otele dönüştürülen Paper Factory Hotel’in lobisindeki matbaa ma-

kinesi, binanın endüstri kökenini onurlandıran tasarım ögelerinden yalnızca biri. Gelecek vaat

eden bir mevkide yer alan 123 odalı butik otel, orijinal tahta döşemeler, metal kaplamalar ve

açıkta bırakılan tuğlalara ev sahipliği yapıyor. Lobinin ünlü ahşap duvarları, vintage gazete

kupürleri işlenmiş beton yer döşemeleri ve spiral şeklinde kule gibi yükselen kitaplar, otelin

endüstriyel havasını daha da vurguluyor. 1912 yılında yapılan ve 2011 yılına kadar bir kağıt

fabrikası olarak kullanılan binadaki odaların her birinde, orijinal sanat eserleri, kilimler, ay-

dınlatmalar da dâhil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki butikler veya bit pazarlarından

alınmış eşsiz parçalar bulunuyor. Binanın orijinal mimari detaylarını muhafaza etmek isteyen

otelci Gal Sela’nın kararlılığı sayesinde otelin renovasyonu iki yılda tamamlanmış.

PAPER FACTORY HOTEL LONG ISLAND CITY, NEW YORK

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 85 18.02.2015 22:46

Page 86: Turkish edition 3

86

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 86 18.02.2015 22:46

87

Boston Polis Departmanı’nın merkezi olarak 70 yıldan uzun süre boyunca hizmet vermiş bir bi-

nayı yıkmak büyük suç olurdu. Bu ikonik bina 2004 yılında polis merkezinden 225 odalı bir otele

dönüştürüldü. Loews 2013 yılında oteli satın aldığında, butik otel zinciri binanın dış cephesindeki

kireçtaşına kazınmış “Boston Police Department Headquarters” yazısı, girişteki pirinç kapılar ve

lobideki orijinal mermer yer döşemeleri gibi otelin belirleyici özelliklerini muhafaza ederek binayı

yeniledi. 1925 yılından kalma binanın renovasyon aşamasına yeniden tasarlanan bir restoran da

dâhil edildi. Yeni Precinct Kitchen & Bar; polis departmanının vintage fotoğrafları ile Boston Polis

Departmanı’ndan bir tarihçinin küratörlüğünü yaptığı, departmanın tarihini ön plana çıkaran sanat

eserleri koleksiyonunun dönüşümlü olarak sergilendiği bir vitrine ev sahipliği yapıyor. Sonuç, ko-

nukları muhteşem bir ‘deneyim cezası’na çarptıran etkileyici bir mekân...

LOEWSBOSTON

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 87 18.02.2015 22:46

Page 87: Turkish edition 3

86

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 86 18.02.2015 22:46

87

Boston Polis Departmanı’nın merkezi olarak 70 yıldan uzun süre boyunca hizmet vermiş bir bi-

nayı yıkmak büyük suç olurdu. Bu ikonik bina 2004 yılında polis merkezinden 225 odalı bir otele

dönüştürüldü. Loews 2013 yılında oteli satın aldığında, butik otel zinciri binanın dış cephesindeki

kireçtaşına kazınmış “Boston Police Department Headquarters” yazısı, girişteki pirinç kapılar ve

lobideki orijinal mermer yer döşemeleri gibi otelin belirleyici özelliklerini muhafaza ederek binayı

yeniledi. 1925 yılından kalma binanın renovasyon aşamasına yeniden tasarlanan bir restoran da

dâhil edildi. Yeni Precinct Kitchen & Bar; polis departmanının vintage fotoğrafları ile Boston Polis

Departmanı’ndan bir tarihçinin küratörlüğünü yaptığı, departmanın tarihini ön plana çıkaran sanat

eserleri koleksiyonunun dönüşümlü olarak sergilendiği bir vitrine ev sahipliği yapıyor. Sonuç, ko-

nukları muhteşem bir ‘deneyim cezası’na çarptıran etkileyici bir mekân...

LOEWSBOSTON

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 87 18.02.2015 22:46

Page 88: Turkish edition 3

88

Cabo Enderrocat, Palma Körfezi’ni savunmak üzere 1889’da inşa edildi; fakat bu askeri kaleye ko-

nuşlandırılmış askerler hiçbir çatışmaya girmedi. Kale 2010 yılında, 25 süit odalı lüks bir otel olarak

İspanya’nın Mayorka adasında, Cap Rocat adıyla yenilenerek hizmete açıldı. İspanyol mimar Anto-

nio Obrador, oteli zenginliğin kalesi haline getirerek bölgenin tarihi önemini (yerel kanunlar orijinal

mimarinin değiştirilmesini yasaklıyordu) onurlandırdı. Kalenin imkânlarından en iyi şekilde fayda-

lanmak için kaleyi çevreleyen surlara bir ‘sonsuzluk havuzu’ eklenmiş ve kıyı şeridini gören askeri

depolama binası, La Fortaleza adlı restorana dönüştürülmüş. Bir zamanlar düşmanı gözetlemek

üzere kullanılan teras şimdi, manzara eşliğinde stres atmak için kullanılıyor. Eski askeri koğuşların

olduğu yerde bulunan Double Fortaleza da dâhil olmak üzere lüks süitlerin her biri, özel havuzlar

ve teraslar gibi konforlar sunarak rahatlamak için mükemmel bir yer haline gelmiş.

CAP ROCATMAYORKA, İSPANYA

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 88 18.02.2015 22:46

89

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 89 18.02.2015 22:47

Page 89: Turkish edition 3

88

Cabo Enderrocat, Palma Körfezi’ni savunmak üzere 1889’da inşa edildi; fakat bu askeri kaleye ko-

nuşlandırılmış askerler hiçbir çatışmaya girmedi. Kale 2010 yılında, 25 süit odalı lüks bir otel olarak

İspanya’nın Mayorka adasında, Cap Rocat adıyla yenilenerek hizmete açıldı. İspanyol mimar Anto-

nio Obrador, oteli zenginliğin kalesi haline getirerek bölgenin tarihi önemini (yerel kanunlar orijinal

mimarinin değiştirilmesini yasaklıyordu) onurlandırdı. Kalenin imkânlarından en iyi şekilde fayda-

lanmak için kaleyi çevreleyen surlara bir ‘sonsuzluk havuzu’ eklenmiş ve kıyı şeridini gören askeri

depolama binası, La Fortaleza adlı restorana dönüştürülmüş. Bir zamanlar düşmanı gözetlemek

üzere kullanılan teras şimdi, manzara eşliğinde stres atmak için kullanılıyor. Eski askeri koğuşların

olduğu yerde bulunan Double Fortaleza da dâhil olmak üzere lüks süitlerin her biri, özel havuzlar

ve teraslar gibi konforlar sunarak rahatlamak için mükemmel bir yer haline gelmiş.

CAP ROCATMAYORKA, İSPANYA

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 88 18.02.2015 22:46

89

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 89 18.02.2015 22:47

Page 90: Turkish edition 3

90

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 90 18.02.2015 22:47

91

Londra’nın Westminster bölgesinin kalbinde yer alan 1903 yılından kalma bina, hükümet tarafın-

dan satın alınıp yüksek mevkilerdeki misafirlere kiralanan odalara, yani Queen Anne’s Chambers’a

dönüştürülmeden önce hastane olarak kullanılıyordu. 2011 yılında bina otele çevrildi. Şimdi ise

Conrad markası altında 256 oda ve 15 süit olmak üzere lüks konaklama imkânı sunuyor. Tuğladan

ön cephe, tıpkı yüz yıl önce gözüktüğü gibi. İçeride ise eskiden kalma üç şömine hâlâ kullanılıyor ve

ortak alanlara sıcaklık katıyor. Bir hükümet binası olarak binanın tarihini onurlandırmak için mekân,

İngiliz sanatı ve siyasi karikatürler ile doldurulmuş. Churchill’i anmak için ise odalara bir şişe viski,

bir paket çikolata ve onun ünlü sözlerinden oluşan kitaplar konuluyor.

CONRAD ST. JAMESLONDRA

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 91 18.02.2015 22:47

Page 91: Turkish edition 3

90

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 90 18.02.2015 22:47

91

Londra’nın Westminster bölgesinin kalbinde yer alan 1903 yılından kalma bina, hükümet tarafın-

dan satın alınıp yüksek mevkilerdeki misafirlere kiralanan odalara, yani Queen Anne’s Chambers’a

dönüştürülmeden önce hastane olarak kullanılıyordu. 2011 yılında bina otele çevrildi. Şimdi ise

Conrad markası altında 256 oda ve 15 süit olmak üzere lüks konaklama imkânı sunuyor. Tuğladan

ön cephe, tıpkı yüz yıl önce gözüktüğü gibi. İçeride ise eskiden kalma üç şömine hâlâ kullanılıyor ve

ortak alanlara sıcaklık katıyor. Bir hükümet binası olarak binanın tarihini onurlandırmak için mekân,

İngiliz sanatı ve siyasi karikatürler ile doldurulmuş. Churchill’i anmak için ise odalara bir şişe viski,

bir paket çikolata ve onun ünlü sözlerinden oluşan kitaplar konuluyor.

CONRAD ST. JAMESLONDRA

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 91 18.02.2015 22:47

Page 92: Turkish edition 3

92

Meksiko şehrinin kalbinde yer alan Hotel Downtown Mexico, tarihi öneminden ötürü UNESCO’nun

Dünya Mirası listesinde yer alıyor. 1670 yılında Miravelle Kontlarının sarayı olarak inşa edildi. Sı-

rasıyla banka, otel ve özel mesken görevi gördükten sonra terk edilmiş durumdaydı. 2007 yılında

yerel mimarlık firması Cherem Serrano Arquitectos, binayı 17 odalı butik bir otel olarak yeniden

hayata döndürmek için restorasyon çalışmalarına başladı. Hotel Downtown Mexico, 2012 yılında

hizmete açıldı. Kaldırım taşlarından oluşan yer döşemeleri ve duvarlardaki volkanik taşlar gibi de-

taylar, binanın orijinalinde mevcut. Otel, yaklaşık 4.5 metre kalınlığındaki ahşap giriş kapısı ve ünlü

sanatçı Manuel Rodriguez Lozano tarafından 1945 yılında yapılan “El Holocausto” duvarı gibi sayı-

sız önemli dekoru barındırıyor. Otel, içeride yer alan nefes kesici bahçelerin yanında duvar üzerine

yapılmış canlı bir bahçe ile yüzme havuzlu, şehrin ufuk çizgisiyle buluştuğu noktanın panoramik

manzarasını sunan bir terasa sahip.

HOTEL DOWNTOWN MEXICOMEKSİKO

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 92 18.02.2015 22:47

Page 93: Turkish edition 3

92

Meksiko şehrinin kalbinde yer alan Hotel Downtown Mexico, tarihi öneminden ötürü UNESCO’nun

Dünya Mirası listesinde yer alıyor. 1670 yılında Miravelle Kontlarının sarayı olarak inşa edildi. Sı-

rasıyla banka, otel ve özel mesken görevi gördükten sonra terk edilmiş durumdaydı. 2007 yılında

yerel mimarlık firması Cherem Serrano Arquitectos, binayı 17 odalı butik bir otel olarak yeniden

hayata döndürmek için restorasyon çalışmalarına başladı. Hotel Downtown Mexico, 2012 yılında

hizmete açıldı. Kaldırım taşlarından oluşan yer döşemeleri ve duvarlardaki volkanik taşlar gibi de-

taylar, binanın orijinalinde mevcut. Otel, yaklaşık 4.5 metre kalınlığındaki ahşap giriş kapısı ve ünlü

sanatçı Manuel Rodriguez Lozano tarafından 1945 yılında yapılan “El Holocausto” duvarı gibi sayı-

sız önemli dekoru barındırıyor. Otel, içeride yer alan nefes kesici bahçelerin yanında duvar üzerine

yapılmış canlı bir bahçe ile yüzme havuzlu, şehrin ufuk çizgisiyle buluştuğu noktanın panoramik

manzarasını sunan bir terasa sahip.

HOTEL DOWNTOWN MEXICOMEKSİKO

EN İYİ TARİHİ KORUMA PROJELERİ

084_093_HI_TARIHI KORUMA PROJELERI.indd 92 18.02.2015 22:47

Page 94: Turkish edition 3

94

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

094_103_HI_PERA PALACE.indd 94 18.02.2015 22:48

95

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

PERA PALACE HOTEL

JUMEIRAHYENİDEN HAYAT BULAN NARİN, KIRILGAN VE GÖSTERİŞLİ BİR İSTANBUL HANIMEFENDİSİ

YAZI: CANSU URAS

094_103_HI_PERA PALACE.indd 95 18.02.2015 22:48

Page 95: Turkish edition 3

94

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

094_103_HI_PERA PALACE.indd 94 18.02.2015 22:48

95

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

PERA PALACE HOTEL

JUMEIRAHYENİDEN HAYAT BULAN NARİN, KIRILGAN VE GÖSTERİŞLİ BİR İSTANBUL HANIMEFENDİSİ

YAZI: CANSU URAS

094_103_HI_PERA PALACE.indd 95 18.02.2015 22:48

Page 96: Turkish edition 3

96

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

OTEL, PARİS’TEKİ EYFEL KULESİ’NDEN SONRA YAPILAN DÜNYANIN İKİNCİ ELEKTRİKLİ

ASANSÖRÜNE SAHİP

094_103_HI_PERA PALACE.indd 96 18.02.2015 22:48

97

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Şimdi size tam 120 yıla yayılan bir hikâye anlatacağım. Fakat bu hikâyeyi okurken bir rehbere ihtiyacınız var. Romantik dönem klasik müzik bestecilerinden Johannes Brahms size bu kısa yolcu-lukta eşlik etsin. ‘Hungarian Dance No. 5’ı açın ve yüzyıla yayılmış bu hikâyenin siz de tanığı olun.

Kahramanımız dillere destan güzelliğe sahip bir İstanbul hanımefendisi. Bu hanımefendi, Haliç’in kenarında arz-ı endam eden ve görenleri kendine hayran bırakan biri. Öyle ki ünü Tür-kiye sınırlarından çıkıp dünyaya yayılmış. Erkekler, onunla birlikte eğlenmek, kadınlar ise çay saatlerini geçirmek istemiş. Dünyaca ünlü Orient Express’in yolcuları bile İstanbul’a geldiklerinde kendi-sini görmeden edememişler. Baloların görkemli yıldızı olmuş. Tutku dolu valsleri gölgede bırakmış. Fakat bu hanımefendi öyle narin ve kırılganmış; ayrıca bir o kadar da kaprisliymiş ki, insanlarla sürekli vakit geçirmesinin ardından yorulmuş. 2006 yılına kadar dayanabil-miş ve nisan ayında da herkese veda etmiş.

Ardında Ernest Hemingway’in ‘Kilimanjaro’nun Karları’ adlı yapıtında romantik bir paragraf, Mustafa Kemal Atatürk’ün teşrif ettiği görkemli balolar, Agatha Christie’nin sırlarıyla dolu defterin anahtarı, 6 bin parça gümüşle dolu gizli bir oda ve onun özlemini

duyan sayısız konuk bırakmış. Hikâyenin giriş kısmını okudunuz. Gelişme ve sonuç kısmına

gelmeden önce sizi kahramanımızla, bu gösterişli İstanbul hanı-mefendisiyle tanıştıralım: Pera Palace. Şu an Pera Palace Hotel Jumeirah adıyla varlığını sürdüren bu görkemli otelin genel müdürü Pınar Kartal Timer’e göre, hem narin hem de bir o kadar kaprisli bir hanımefendiyle karşı karşıyayız. Otelin 2006 yılında el değiştir-mesiyle herkesin içinde yeniden bir umut ışığı doğmuş: Acaba bu hanımefendiyle tekrar görüşebilecek miyiz?

Otel, 2006 Nisan’ında kapandı. Planlamalar ve projenin Anıtlar Kurulu’ndan geçme sürecinin ardından 2008 yılında ise re-novasyon için kollar sıvandı. Bu zorlu iş, Türkiye’nin önde gelen mimarlık firmalarından Metex Design’a verildi. Cavit Sarıoğlu imza-sını taşıyan yapının restorasyon mimarı ise Cengiz Kabaoğlu. Tabii sadece otel değil, aynı zamanda bir tarihi eserle karşı karşıya olun-duğu için sanat tarihçisi, taş hocası, mimarlar gibi pek çok alanda uzmanlardan oluşan 10 kişilik bir danışma kurulu da Pera Palace Hotel Jumeirah’nın bugünkü halini almasına katkı sağladı.

Timer, renovasyonu enteresan ve zorlu bir süreç olarak ta-nımlıyor: “Otelin o nostaljik estetiğini korurken 21’inci yüzyılın da

094_103_HI_PERA PALACE.indd 97 18.02.2015 22:48

Page 97: Turkish edition 3

96

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

OTEL, PARİS’TEKİ EYFEL KULESİ’NDEN SONRA YAPILAN DÜNYANIN İKİNCİ ELEKTRİKLİ

ASANSÖRÜNE SAHİP

094_103_HI_PERA PALACE.indd 96 18.02.2015 22:48

97

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Şimdi size tam 120 yıla yayılan bir hikâye anlatacağım. Fakat bu hikâyeyi okurken bir rehbere ihtiyacınız var. Romantik dönem klasik müzik bestecilerinden Johannes Brahms size bu kısa yolcu-lukta eşlik etsin. ‘Hungarian Dance No. 5’ı açın ve yüzyıla yayılmış bu hikâyenin siz de tanığı olun.

Kahramanımız dillere destan güzelliğe sahip bir İstanbul hanımefendisi. Bu hanımefendi, Haliç’in kenarında arz-ı endam eden ve görenleri kendine hayran bırakan biri. Öyle ki ünü Tür-kiye sınırlarından çıkıp dünyaya yayılmış. Erkekler, onunla birlikte eğlenmek, kadınlar ise çay saatlerini geçirmek istemiş. Dünyaca ünlü Orient Express’in yolcuları bile İstanbul’a geldiklerinde kendi-sini görmeden edememişler. Baloların görkemli yıldızı olmuş. Tutku dolu valsleri gölgede bırakmış. Fakat bu hanımefendi öyle narin ve kırılganmış; ayrıca bir o kadar da kaprisliymiş ki, insanlarla sürekli vakit geçirmesinin ardından yorulmuş. 2006 yılına kadar dayanabil-miş ve nisan ayında da herkese veda etmiş.

Ardında Ernest Hemingway’in ‘Kilimanjaro’nun Karları’ adlı yapıtında romantik bir paragraf, Mustafa Kemal Atatürk’ün teşrif ettiği görkemli balolar, Agatha Christie’nin sırlarıyla dolu defterin anahtarı, 6 bin parça gümüşle dolu gizli bir oda ve onun özlemini

duyan sayısız konuk bırakmış. Hikâyenin giriş kısmını okudunuz. Gelişme ve sonuç kısmına

gelmeden önce sizi kahramanımızla, bu gösterişli İstanbul hanı-mefendisiyle tanıştıralım: Pera Palace. Şu an Pera Palace Hotel Jumeirah adıyla varlığını sürdüren bu görkemli otelin genel müdürü Pınar Kartal Timer’e göre, hem narin hem de bir o kadar kaprisli bir hanımefendiyle karşı karşıyayız. Otelin 2006 yılında el değiştir-mesiyle herkesin içinde yeniden bir umut ışığı doğmuş: Acaba bu hanımefendiyle tekrar görüşebilecek miyiz?

Otel, 2006 Nisan’ında kapandı. Planlamalar ve projenin Anıtlar Kurulu’ndan geçme sürecinin ardından 2008 yılında ise re-novasyon için kollar sıvandı. Bu zorlu iş, Türkiye’nin önde gelen mimarlık firmalarından Metex Design’a verildi. Cavit Sarıoğlu imza-sını taşıyan yapının restorasyon mimarı ise Cengiz Kabaoğlu. Tabii sadece otel değil, aynı zamanda bir tarihi eserle karşı karşıya olun-duğu için sanat tarihçisi, taş hocası, mimarlar gibi pek çok alanda uzmanlardan oluşan 10 kişilik bir danışma kurulu da Pera Palace Hotel Jumeirah’nın bugünkü halini almasına katkı sağladı.

Timer, renovasyonu enteresan ve zorlu bir süreç olarak ta-nımlıyor: “Otelin o nostaljik estetiğini korurken 21’inci yüzyılın da

094_103_HI_PERA PALACE.indd 97 18.02.2015 22:48

Page 98: Turkish edition 3

98

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

bütün gereksinimlerini enjekte ediyorsunuz. 120 yıllık bir otel ve tarihine baktığınızda hiç havalandırma sistemi olmamış. Split kli-malar kullanılmış. Onların kaldırılıp içeri havalandırma kanallarının ve tesisatının yapılması çok önemliydi. İlk defa teknoloji girdi otele. Çok ciddi bir süreçti.” Bu sürecin altından o kadar ustalıkla kal-kılmış ki, şu an hiçbir teknolojik unsur bu hanımefendinin önüne geçmeyi başaramıyor. Otelden içeri adımınızı atıp lobiye girdiğiniz an bordo, pembe ve yeşil tonlarının asilliği ve kibarlığı, loş ışıklan-dırmayla buluşuyor. Bu da, kendinizi zamansız bir ortamda, mekân uzamının subjektif olduğu bir yerde bulmanızı sağlıyor. Oraya ister eviniz deyin, isterseniz hayallerinizin tam merkezi!

Teknolojinin, Pera Palace’ın gönlünü çalması oldukça zorlu olmuş; çünkü tüm tesisatın ya zeminin altından ya da tonos tavan-lardan geçirilmesi gerekiyordu. Bu da tabii açılışı birkaç kere erte-ledi. Fakat Pera Palace’ın kaderinde Orient Express’in yolcularıyla yeniden buluşmak varmış anlaşılan. Çünkü 1 Eylül 2010’da yeniden kapılarını açan otelin ilk konukları, o gün İstanbul’a gelen ekspresin yolcularından başkası değil.

Peki, 1 Eylül 2010’a kadar renovasyon süreci nasıl iler-ledi? Özellikle otelin lobisi koruma altında olduğu için temizleme ve aslına uygun restoreden başka işlem yapılmadı. Fakat katlara çıktığınızda, işte o noktada sizi bambaşka bir Pera Palace bekli-

İnönü Süiti

Ernest Hemingway Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 98 18.02.2015 22:48

99

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Agatha Christie Odası

Greta Garbo Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 99 18.02.2015 22:49

Page 99: Turkish edition 3

98

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

bütün gereksinimlerini enjekte ediyorsunuz. 120 yıllık bir otel ve tarihine baktığınızda hiç havalandırma sistemi olmamış. Split kli-malar kullanılmış. Onların kaldırılıp içeri havalandırma kanallarının ve tesisatının yapılması çok önemliydi. İlk defa teknoloji girdi otele. Çok ciddi bir süreçti.” Bu sürecin altından o kadar ustalıkla kal-kılmış ki, şu an hiçbir teknolojik unsur bu hanımefendinin önüne geçmeyi başaramıyor. Otelden içeri adımınızı atıp lobiye girdiğiniz an bordo, pembe ve yeşil tonlarının asilliği ve kibarlığı, loş ışıklan-dırmayla buluşuyor. Bu da, kendinizi zamansız bir ortamda, mekân uzamının subjektif olduğu bir yerde bulmanızı sağlıyor. Oraya ister eviniz deyin, isterseniz hayallerinizin tam merkezi!

Teknolojinin, Pera Palace’ın gönlünü çalması oldukça zorlu olmuş; çünkü tüm tesisatın ya zeminin altından ya da tonos tavan-lardan geçirilmesi gerekiyordu. Bu da tabii açılışı birkaç kere erte-ledi. Fakat Pera Palace’ın kaderinde Orient Express’in yolcularıyla yeniden buluşmak varmış anlaşılan. Çünkü 1 Eylül 2010’da yeniden kapılarını açan otelin ilk konukları, o gün İstanbul’a gelen ekspresin yolcularından başkası değil.

Peki, 1 Eylül 2010’a kadar renovasyon süreci nasıl iler-ledi? Özellikle otelin lobisi koruma altında olduğu için temizleme ve aslına uygun restoreden başka işlem yapılmadı. Fakat katlara çıktığınızda, işte o noktada sizi bambaşka bir Pera Palace bekli-

İnönü Süiti

Ernest Hemingway Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 98 18.02.2015 22:48

99

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Agatha Christie Odası

Greta Garbo Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 99 18.02.2015 22:49

Page 100: Turkish edition 3

100

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Atatürk Müze Odası

Pierre Loti OdasıAtatürk Müze Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 100 18.02.2015 22:49

101

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

yor. Çünkü geçmişte bir, iki ve üçüncü katlar aristokratların kal-dığı, daha geniş, tavanları yüksek ve banyoların olduğu odalarken; dördüncü ve beşinci katlarda ise o kişilerin hizmetlilerinin kaldığı odalar bulunuyordu. Tabii söz konusu katı bir hiyerarşi olunca içinde dönemeyeceğiniz kadar ufak ve banyosu olmayan odalarla karşılaşıyorsunuz. Renovasyon sırasında 30 oda yıkılarak odaların hepsi aynı standartlara getirildi. Alt katlar tamamen otelin operas-yon alanlarına, spa, restoran ve 200 metrekarelik toplantı salonu ile fuayeye dönüştürüldü.

Otelin Genel Müdürü Pınar Kartal Timer’in renovasyon dö-neminde işe başlaması oda konfigürasyonlarının belirlenmesinde, yani kaç odada duş ve küvet olacağını; kaçında çift kişilik kaçında ise iki tane tek kişilik yatak olacağının kararında etkili olmuş. Bütün odaların halı, perde, desen ve kumaş seçiminde de ipleri elden bırakmamış. “Elimde minik tüylerle oradan oraya koşturdum. Hangi halıya hangi renk, dokular gider diye araştırdım” diyen Timer, Pera Palace’ta kalan ünlü isimlerin adlarının verildiği odaları da tutkuyla anlatıyor. Bu odalar arasında en bilineni elbette Agatha Christie odası. Efsane polisiye roman yazarı, Pera Palace’a belki de ulus-lararası alanda en büyük ünü kazandıran isimlerden birisi. Bordo,

kırmızı ve siyah gibi, polisiye roman yazarlarının ilham renklerinin kullanıldığı odada, Christie’nin eserlerinin bulunduğu küçük bir kü-tüphane, İstanbul ziyaretleriyle ilgili haberler ve daktilosunun repli-kası yer alıyor. Odanın ayrıca oldukça gizemli bir yönü var. Agatha Christie’nin 11 gün boyunca kayıp olduğu döneme ait meşhur günlüğünün anahtarı bu odada bulundu. Bunu ortaya çıkaran kişi ise ABD’deki bir medyum. Hercule Poirot veya Miss Marple olmak isterseniz Pera Palace’ın sunduğu ‘Travelling Time with Agatha’ (Agatha ile Seyahat Vakti) adlı paketi de satın alarak Sirkeci Garı’na gidip müzeyi gezebilir ve oteldeki Agatha menüsünü tadabilirsiniz.

Agatha Christie’den sonra en çok ilgi gören odalar Greta Garbo ve Ernest Hemingway. Greta Garbo odası diğerlerine göre biraz daha feminen. Pembe ve erguvan renkleri ağırlıkta. Hem İs-tanbul’u yansıtırken hem de Garbo’nun içe dönük, kırılgan yapısına vurgu yapıyor. Hemingway’de ise oldukça maskülen bir deniz ve puro tutkununun odasına giriyorsunuz. Tütün rengi ve deniz mavisi tonlarının hâkim olduğu odada ‘Kilimanjaro’nun Karları’ adlı yapı-tında Hemingway’in Pera’da kaldığı odayla ilgili pasajı sergileniyor.

Kendi tarihiyle birlikte her bir odası ayrı bir hikâye olan Pera Palace Hotel Jumeirah’nın bir de halka açık, oldukça önemli bir

094_103_HI_PERA PALACE.indd 101 18.02.2015 22:49

Page 101: Turkish edition 3

100

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Atatürk Müze Odası

Pierre Loti OdasıAtatürk Müze Odası

094_103_HI_PERA PALACE.indd 100 18.02.2015 22:49

101

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

yor. Çünkü geçmişte bir, iki ve üçüncü katlar aristokratların kal-dığı, daha geniş, tavanları yüksek ve banyoların olduğu odalarken; dördüncü ve beşinci katlarda ise o kişilerin hizmetlilerinin kaldığı odalar bulunuyordu. Tabii söz konusu katı bir hiyerarşi olunca içinde dönemeyeceğiniz kadar ufak ve banyosu olmayan odalarla karşılaşıyorsunuz. Renovasyon sırasında 30 oda yıkılarak odaların hepsi aynı standartlara getirildi. Alt katlar tamamen otelin operas-yon alanlarına, spa, restoran ve 200 metrekarelik toplantı salonu ile fuayeye dönüştürüldü.

Otelin Genel Müdürü Pınar Kartal Timer’in renovasyon dö-neminde işe başlaması oda konfigürasyonlarının belirlenmesinde, yani kaç odada duş ve küvet olacağını; kaçında çift kişilik kaçında ise iki tane tek kişilik yatak olacağının kararında etkili olmuş. Bütün odaların halı, perde, desen ve kumaş seçiminde de ipleri elden bırakmamış. “Elimde minik tüylerle oradan oraya koşturdum. Hangi halıya hangi renk, dokular gider diye araştırdım” diyen Timer, Pera Palace’ta kalan ünlü isimlerin adlarının verildiği odaları da tutkuyla anlatıyor. Bu odalar arasında en bilineni elbette Agatha Christie odası. Efsane polisiye roman yazarı, Pera Palace’a belki de ulus-lararası alanda en büyük ünü kazandıran isimlerden birisi. Bordo,

kırmızı ve siyah gibi, polisiye roman yazarlarının ilham renklerinin kullanıldığı odada, Christie’nin eserlerinin bulunduğu küçük bir kü-tüphane, İstanbul ziyaretleriyle ilgili haberler ve daktilosunun repli-kası yer alıyor. Odanın ayrıca oldukça gizemli bir yönü var. Agatha Christie’nin 11 gün boyunca kayıp olduğu döneme ait meşhur günlüğünün anahtarı bu odada bulundu. Bunu ortaya çıkaran kişi ise ABD’deki bir medyum. Hercule Poirot veya Miss Marple olmak isterseniz Pera Palace’ın sunduğu ‘Travelling Time with Agatha’ (Agatha ile Seyahat Vakti) adlı paketi de satın alarak Sirkeci Garı’na gidip müzeyi gezebilir ve oteldeki Agatha menüsünü tadabilirsiniz.

Agatha Christie’den sonra en çok ilgi gören odalar Greta Garbo ve Ernest Hemingway. Greta Garbo odası diğerlerine göre biraz daha feminen. Pembe ve erguvan renkleri ağırlıkta. Hem İs-tanbul’u yansıtırken hem de Garbo’nun içe dönük, kırılgan yapısına vurgu yapıyor. Hemingway’de ise oldukça maskülen bir deniz ve puro tutkununun odasına giriyorsunuz. Tütün rengi ve deniz mavisi tonlarının hâkim olduğu odada ‘Kilimanjaro’nun Karları’ adlı yapı-tında Hemingway’in Pera’da kaldığı odayla ilgili pasajı sergileniyor.

Kendi tarihiyle birlikte her bir odası ayrı bir hikâye olan Pera Palace Hotel Jumeirah’nın bir de halka açık, oldukça önemli bir

094_103_HI_PERA PALACE.indd 101 18.02.2015 22:49

Page 102: Turkish edition 3

102

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

bölümü var: Atatürk Müze Odası. Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olan bölümde Atatürk’ün 37 adet şahsi eşyası ser-gileniyor. Bunlardan en dikkat çekeni bir Hint kâhininin ona ha-zırlamış olduğu halı. Çerçeve içinde sergilenen halıya baktığınızda Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım 1938 saat 09:05’in öngörü-lerek, farklı geleneksel ve spiritüel motiflerle belirtilmiş olduğunu görüyorsunuz.

Tabii böyle bir otelin renovasyonunda ilginç keşifler de ya-şanmış. Demsa Group’tan önce oteli satın alan Beşiktaş Deniz-cilik’in hukuk müşavirinin, mutfak bölümündeki devasa dolabın arkasında keşfettiği kapının ardından tam 6 bin adet gümüş çıkmış. Bunlardan 3 bin 900 parça Christofle marka. Timer’in isteği üze-rine Paris’ten gelen Christofle uzmanları bu eserlerin envanterini çıkarmış. Bazıları şu an otelde sergileniyor. 2011 yılı sonunda oteli devralan Demsa Grubu ise Pera Palace için ikinci bir şans olmuş ve otel 2012 yılında dünyanın en lüks otel zincirlerinden Jumeirah Grubu’nun işletmesine verilmiş.

2014 yılında ‘Dünyanın En Lüks Tarihi Oteli’ ödülünü kaza-nan Pera Palace Hotel Jumeirah ile ilgili anlatılacaklar hiçbir zaman bitmez. Kubbeli tavanı, Paris’teki Eyfel Kulesi’nden sonra yapılan dünyanın ikinci elektrikli asansörüne sahip olması, taş duvarları,

odalarındaki ipek kumaşlar o kadar çok ana, kişiye ve gizeme ta-nıklık etmiş ki, otelin misafirlerine anlatacağı daha çok hikâye var. Bu misafirler arasında öyle biri var ki Pera’nın o tarihi, naif ve gös-terişli ruhunu ‘Midnight at Pera Palace’ adlı kitabıyla şu sıralar tüm dünyayla paylaşıyor. Georgetown Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Charles King’in bu kitabı size “İkinci bir Midnight Express olayı mı?” dedirtmesin. Kitaba adını veren olay Miladi Takvim’le kutlanan ilk yılbaşı gecesi, yani 31 Aralık 1925’te Pera’da gerçekleşen ilk balo ve sonrasında yaşananlar. Bu İstanbul hanımefendisinin King ile paylaştığı çok güzel hikâyeler var. Yazarın Pera Palace tanımı otelin görkemini incelikli bir şekilde özetliyor: “Pera Palace, efsa-nevi bir şehirdeki efsanevi bir otel. Öyle bir yer ki bir yüzyıldan daha uzun bir süredir İstanbul’un nesiller boyunca kendini yeniden ya-ratma yeteneğini temsil eden; şehrin imza niteliğindeki yapılarından biri. Onu artık geçmişte kalan asilzadeliğin yaşlı üyelerinden biri, tam bir hanımefendi olarak tanımlayabilirsiniz; ya da bir zaman-lar soylu bir yaşam sürdürürken, değişen koşullar sebebiyle daha farklı bir hayat yaşamak zorunda kalmış bir kadın olarak... Talihi her zaman yaver gitmemiş olsa da, tecrübenin getirdiği bilgeliğin, gençliğin sunduğu heyecandan daha üstün olduğunu bilen bir ha-nımefendi Pera Palace.”

094_103_HI_PERA PALACE.indd 102 18.02.2015 22:49

103

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Adres: Meşrutiyet Caddesi No: 52, 34330 Tepebaşı-Beyoğlu / İstanbul - Türkiye

Telefon: +90 212 377 40 00İnternet sitesi: www.jumeirah.comGenel Müdür: Pınar Kartal Timer

Otel sahibi: Demsa GroupOda f iyatı: 245-495 euro (normal odalar) /

375-4000 euro (süitler)Oda sayısı: 16’sı süit, 16’sı da deluxe

olmak üzere toplam 115 oda

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

094_103_HI_PERA PALACE.indd 103 18.02.2015 22:49

Page 103: Turkish edition 3

102

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

bölümü var: Atatürk Müze Odası. Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olan bölümde Atatürk’ün 37 adet şahsi eşyası ser-gileniyor. Bunlardan en dikkat çekeni bir Hint kâhininin ona ha-zırlamış olduğu halı. Çerçeve içinde sergilenen halıya baktığınızda Atatürk’ün ölüm tarihi olan 10 Kasım 1938 saat 09:05’in öngörü-lerek, farklı geleneksel ve spiritüel motiflerle belirtilmiş olduğunu görüyorsunuz.

Tabii böyle bir otelin renovasyonunda ilginç keşifler de ya-şanmış. Demsa Group’tan önce oteli satın alan Beşiktaş Deniz-cilik’in hukuk müşavirinin, mutfak bölümündeki devasa dolabın arkasında keşfettiği kapının ardından tam 6 bin adet gümüş çıkmış. Bunlardan 3 bin 900 parça Christofle marka. Timer’in isteği üze-rine Paris’ten gelen Christofle uzmanları bu eserlerin envanterini çıkarmış. Bazıları şu an otelde sergileniyor. 2011 yılı sonunda oteli devralan Demsa Grubu ise Pera Palace için ikinci bir şans olmuş ve otel 2012 yılında dünyanın en lüks otel zincirlerinden Jumeirah Grubu’nun işletmesine verilmiş.

2014 yılında ‘Dünyanın En Lüks Tarihi Oteli’ ödülünü kaza-nan Pera Palace Hotel Jumeirah ile ilgili anlatılacaklar hiçbir zaman bitmez. Kubbeli tavanı, Paris’teki Eyfel Kulesi’nden sonra yapılan dünyanın ikinci elektrikli asansörüne sahip olması, taş duvarları,

odalarındaki ipek kumaşlar o kadar çok ana, kişiye ve gizeme ta-nıklık etmiş ki, otelin misafirlerine anlatacağı daha çok hikâye var. Bu misafirler arasında öyle biri var ki Pera’nın o tarihi, naif ve gös-terişli ruhunu ‘Midnight at Pera Palace’ adlı kitabıyla şu sıralar tüm dünyayla paylaşıyor. Georgetown Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Charles King’in bu kitabı size “İkinci bir Midnight Express olayı mı?” dedirtmesin. Kitaba adını veren olay Miladi Takvim’le kutlanan ilk yılbaşı gecesi, yani 31 Aralık 1925’te Pera’da gerçekleşen ilk balo ve sonrasında yaşananlar. Bu İstanbul hanımefendisinin King ile paylaştığı çok güzel hikâyeler var. Yazarın Pera Palace tanımı otelin görkemini incelikli bir şekilde özetliyor: “Pera Palace, efsa-nevi bir şehirdeki efsanevi bir otel. Öyle bir yer ki bir yüzyıldan daha uzun bir süredir İstanbul’un nesiller boyunca kendini yeniden ya-ratma yeteneğini temsil eden; şehrin imza niteliğindeki yapılarından biri. Onu artık geçmişte kalan asilzadeliğin yaşlı üyelerinden biri, tam bir hanımefendi olarak tanımlayabilirsiniz; ya da bir zaman-lar soylu bir yaşam sürdürürken, değişen koşullar sebebiyle daha farklı bir hayat yaşamak zorunda kalmış bir kadın olarak... Talihi her zaman yaver gitmemiş olsa da, tecrübenin getirdiği bilgeliğin, gençliğin sunduğu heyecandan daha üstün olduğunu bilen bir ha-nımefendi Pera Palace.”

094_103_HI_PERA PALACE.indd 102 18.02.2015 22:49

103

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

Adres: Meşrutiyet Caddesi No: 52, 34330 Tepebaşı-Beyoğlu / İstanbul - Türkiye

Telefon: +90 212 377 40 00İnternet sitesi: www.jumeirah.comGenel Müdür: Pınar Kartal Timer

Otel sahibi: Demsa GroupOda f iyatı: 245-495 euro (normal odalar) /

375-4000 euro (süitler)Oda sayısı: 16’sı süit, 16’sı da deluxe

olmak üzere toplam 115 oda

PROFİL PERA PALACE HOTEL JUMEIRAH

094_103_HI_PERA PALACE.indd 103 18.02.2015 22:49

Page 104: Turkish edition 3

104

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

ESKİ OLAN HER ŞEY, YENİDEN MODA OLUYORYAZI: BOYD FARROW

PENINSULA HOTEL PARiS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 104 18.02.2015 22:50

105

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 105 18.02.2015 22:50

Page 105: Turkish edition 3

104

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

ESKİ OLAN HER ŞEY, YENİDEN MODA OLUYORYAZI: BOYD FARROW

PENINSULA HOTEL PARiS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 104 18.02.2015 22:50

105

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 105 18.02.2015 22:50

Page 106: Turkish edition 3

106

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 106 18.02.2015 22:51

107

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

Peninsula Paris’in lobisi -burası döküm, altın varak ve Fransa’nın en iyi sanatçıları tarafından titizlikle onarılan tablolar ile süslenmiş düğün pastası renginde bir lounge aslında- otelin re-novasyon projesinin muazzamlığı hakkında bir ipucu niteliğinde. Restorasyon işi mükemmel bir şekilde gerçekleştirildiğinden, ote-lin yenilenmesi inşa edilmesinden iki kat uzun sürmüş.

O dönemde piyasada rekabet oldukça yüksekti. Asya’nın en eski, lüks otel markası Peninsula Hotels, otellerin mevkisi ko-nusunda çok seçici olması bakımından bir efsane haline gelmiş bir markadır. Ayrıca bu otel, markanın Avrupa’da sahip olduğu ilk mülk olmakla beraber Asyalı rakipleri Mandarin Oriental, Raffles ve Shangri-La gibi isimlerin Paris’te yaptığı açılışları takip etmiştir.

Açılışından yalnızca iki ay sonra, ekim ayında, otel yüzde 80 oranında doldu ve Eyfel Kulesi’ne bakan çatı katı restoranında üç aylık bekleme listesi oluştu. Bu da yapılan tüm harcamalara ve bekleyişe değdiğinin en büyük kanıtı. Yağmurlu bir salı sabahında gösterişli konuklar ve hoş personel, tanışma ve selamlaşmalar-

dan meydana gelen sabah balesini sergilerken lounge’da hafif bir uğultu vardı. Zafer Takı manzaralı terastan bakıldığında her şey yolunda görünüyordu.

Fakat otelin müdürü Vincent Pimont, oturmak üzere ol-duğu her yeri ıslak mı diye kontrol eden biri gibi oldukça temkinli davranıyor. “Buraya gelene kadar uzun bir yolculuk yaptık” diye belirtiyor. “Başlangıçtan beri bir sürü zorlukla karşılaştık. Aslında, 19’uncu yüzyıl klasik Fransız tarzı bir binanın mimarisi ile tasarı-mının bütünlüğünü korumalıydık. Aynı zamanda konukların Penin-sula’dan beklediği şekilde modern tesisleri, en son teknolojiyi ve diğer her şeyi de entegre etmek zorundaydık.”

Pimont, binayı eski görkemine kavuşturmanın çok büyük bir sorumluluk olduğunu söylüyor. Bina ilk olarak 1908 yılında Paris’in en ünlü ‘grand otelleri’nden biri olarak açıldı. Savaş yıl-larında Paris’in işgalinin ardından otel 1946 yılında UNESCO’nun merkezi haline getirildi. 1958 yılında Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın konferans merkezi haline gelerek 2009 yılına kadar birçok orga-

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 107 18.02.2015 22:51

Page 107: Turkish edition 3

106

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 106 18.02.2015 22:51

107

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

Peninsula Paris’in lobisi -burası döküm, altın varak ve Fransa’nın en iyi sanatçıları tarafından titizlikle onarılan tablolar ile süslenmiş düğün pastası renginde bir lounge aslında- otelin re-novasyon projesinin muazzamlığı hakkında bir ipucu niteliğinde. Restorasyon işi mükemmel bir şekilde gerçekleştirildiğinden, ote-lin yenilenmesi inşa edilmesinden iki kat uzun sürmüş.

O dönemde piyasada rekabet oldukça yüksekti. Asya’nın en eski, lüks otel markası Peninsula Hotels, otellerin mevkisi ko-nusunda çok seçici olması bakımından bir efsane haline gelmiş bir markadır. Ayrıca bu otel, markanın Avrupa’da sahip olduğu ilk mülk olmakla beraber Asyalı rakipleri Mandarin Oriental, Raffles ve Shangri-La gibi isimlerin Paris’te yaptığı açılışları takip etmiştir.

Açılışından yalnızca iki ay sonra, ekim ayında, otel yüzde 80 oranında doldu ve Eyfel Kulesi’ne bakan çatı katı restoranında üç aylık bekleme listesi oluştu. Bu da yapılan tüm harcamalara ve bekleyişe değdiğinin en büyük kanıtı. Yağmurlu bir salı sabahında gösterişli konuklar ve hoş personel, tanışma ve selamlaşmalar-

dan meydana gelen sabah balesini sergilerken lounge’da hafif bir uğultu vardı. Zafer Takı manzaralı terastan bakıldığında her şey yolunda görünüyordu.

Fakat otelin müdürü Vincent Pimont, oturmak üzere ol-duğu her yeri ıslak mı diye kontrol eden biri gibi oldukça temkinli davranıyor. “Buraya gelene kadar uzun bir yolculuk yaptık” diye belirtiyor. “Başlangıçtan beri bir sürü zorlukla karşılaştık. Aslında, 19’uncu yüzyıl klasik Fransız tarzı bir binanın mimarisi ile tasarı-mının bütünlüğünü korumalıydık. Aynı zamanda konukların Penin-sula’dan beklediği şekilde modern tesisleri, en son teknolojiyi ve diğer her şeyi de entegre etmek zorundaydık.”

Pimont, binayı eski görkemine kavuşturmanın çok büyük bir sorumluluk olduğunu söylüyor. Bina ilk olarak 1908 yılında Paris’in en ünlü ‘grand otelleri’nden biri olarak açıldı. Savaş yıl-larında Paris’in işgalinin ardından otel 1946 yılında UNESCO’nun merkezi haline getirildi. 1958 yılında Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın konferans merkezi haline gelerek 2009 yılına kadar birçok orga-

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 107 18.02.2015 22:51

Page 108: Turkish edition 3

108

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

nizasyona ev sahipliği yaptı. Tüm bu zaman boyunca binanın içi birçok kez değiştirilmiş ve bakımsız kalmıştı.

Peninsula; mermer, sıva, mozaik, çini ve tabloların titizlikle restore edilmesi için daha önce Louvre ve Versay Sarayı’nda ça-lışmış, nesillerdir var olan aile şirketleri ile anlaştı. 1000’den fazla ahşap panel yenisiyle değiştirildi. 40 bin kadar altın varaklı parça, elle yerlerine yerleştirildi. Binanın 10 bin metrekarelik ön cephe-sini 20 adet duvar işçisi, binanın eski halinde kullanılanlarla aynı taş ocağından gelen kireçtaşları ile restore etti. Bir çiçek kabart-ması yapmak, bir işçinin üç haftasını aldı.

Ancak yapılması gerekenler estetik dokunuşlardan çok daha fazlaydı. Binada büyük ölçekte mühendislik işleri yapılması ve yerin altındaki üç katın kazılması gerekiyordu. Kazma işi, Pe-ninsula’nın kendi tasarısına göre yapıldı. “Her Peninsula’nın yer altında bir otoparkı olmalı. Bu otoparka 57 araba sığıyor. Bod-rumda 20 metrelik bir havuz ve spa merkezi de istedik. Ayrıca

otelin tüm IT işlemlerini kontrol edebileceğimiz bir odaya da ih-tiyacımız vardı. Kültür mirası biriminden izin aldıktan ve insanları ikna ettikten sonra çevreye zarar vermeden toprağı kazabildik. Bu arada metro istasyonu birkaç metre ötede.”

Bu süreç, Pimont’a iki şey öğretti: Potansiyel ilerlemeler söz konusu olduğunda planlarda değişiklik yapmaktan korkma-mayı ve en zor bürokratik formalitelerle karşı karşıya kalındığında bile asla vazgeçmemeyi.

Puro lounge’ı Le Lounge Kléber’in tavanındaki beyaz bo-yanın altında iki önemli fresk keşfedilince, planlarda bir değişiklik yapıldı. Daha önce Leonardo da Vinci’nin Louvre’daki eserlerini kurtaran bir uzman, bu iki eseri tam dokuz ay boyunca temizledi ve restore etti. Duvarlar biraz alçaltıldı ve eserleri dumandan ko-rumak için cam bir tavan yerleştirildi.

Yapılan bir diğer büyük değişiklik ise L’avenue des Portugais boyunca ikinci bir mermer tabanlı lobi inşa etmek oldu. Bu lobi,

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 108 18.02.2015 22:51

109

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

etkili bir giriş yapabileceğiniz ferah bir alan sağlamasının yanında kültür mirası değerindeki binaya çağdaş bir hava katıyor. Konukları 800 adet ‘dans eden yapraklardan’ meydana gelen bir avize kar-şılıyor. Lobinin önemi yalnızca bu kadar değil: “Kadınlar topukluları ses çıkardığı için mermer yerlerde yürümeyi severler” diyor Pimont. “Peninsulaların hepsi, mermer döşemelere sahip olmalıdır” diye de ekliyor. Otelin diğer odalarında ise kültürel varlık yetkililerini mem-nun etmek için ahşap ve mermer karışımı kullanılmış.

Lobi barın beyaz olmasını sağlamak da epey beceri gerek-tirdi. Kültür mirası değerindeki varlıklara ilişkin organizasyonlar, odanın eski renginde olması gerektiğinde ısrar ediyordu; yani ye-şilin çirkin bir tonu. Kulağa iç mimarların yaptığı beyin fırtınasından çok, CSI dizisinin bir bölümü gibi gelse de, alınan bir örnek New York’taki bir laboratuvara gönderildi. Böylece Peninsula, yeşilden önce binanın beyaza boyandığını kanıtlayabildi. Pimont laboratu-varın, binanın beyaza boyanmadan önce mor olduğunu keşfetmiş

olmaları durumunda ne yapacaklarını bilmediğini söylüyor. Pimont, hiçbir şeyi aceleye getirmemenin belki de reno-

vasyon süresince aldığı en önemli ders olduğunu belirtiyor. “Planladığınız açılış tarihi ertelendikçe, her şeyi mükemmel

yapmak için daha çok zamanınız oluyor; yalnızca bina değil, per-sonel ve diğer tüm küçük detaylar gibi. En kötüsü işleri aceleye getirmek veya açılışları aşama aşama yapmak. Bunun yerine sa-bırlı olun ve insanların en nihayetinde görecekleri şeyden mem-nun kalmasını ümit edin.”

Yazar hakkında: Boyd Farrow, Londra ile Berlin arasında mekik dokuyan ve iş hayatı ile ilgili konuları ele alan bir yazar ve editördür. 2012 yılına kadar editörlüğünü yaptığı aylık dergi CNBC de dâhil olmak üzere çeşitli uluslararası yayınlara konuk ağırlama sektörü ile ilgili makaleler yazan Farrow, ABD ve Avrupa’daki bir-çok dergi için otel eleştirileri kaleme alıyor.

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 109 18.02.2015 22:51

Page 109: Turkish edition 3

108

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

nizasyona ev sahipliği yaptı. Tüm bu zaman boyunca binanın içi birçok kez değiştirilmiş ve bakımsız kalmıştı.

Peninsula; mermer, sıva, mozaik, çini ve tabloların titizlikle restore edilmesi için daha önce Louvre ve Versay Sarayı’nda ça-lışmış, nesillerdir var olan aile şirketleri ile anlaştı. 1000’den fazla ahşap panel yenisiyle değiştirildi. 40 bin kadar altın varaklı parça, elle yerlerine yerleştirildi. Binanın 10 bin metrekarelik ön cephe-sini 20 adet duvar işçisi, binanın eski halinde kullanılanlarla aynı taş ocağından gelen kireçtaşları ile restore etti. Bir çiçek kabart-ması yapmak, bir işçinin üç haftasını aldı.

Ancak yapılması gerekenler estetik dokunuşlardan çok daha fazlaydı. Binada büyük ölçekte mühendislik işleri yapılması ve yerin altındaki üç katın kazılması gerekiyordu. Kazma işi, Pe-ninsula’nın kendi tasarısına göre yapıldı. “Her Peninsula’nın yer altında bir otoparkı olmalı. Bu otoparka 57 araba sığıyor. Bod-rumda 20 metrelik bir havuz ve spa merkezi de istedik. Ayrıca

otelin tüm IT işlemlerini kontrol edebileceğimiz bir odaya da ih-tiyacımız vardı. Kültür mirası biriminden izin aldıktan ve insanları ikna ettikten sonra çevreye zarar vermeden toprağı kazabildik. Bu arada metro istasyonu birkaç metre ötede.”

Bu süreç, Pimont’a iki şey öğretti: Potansiyel ilerlemeler söz konusu olduğunda planlarda değişiklik yapmaktan korkma-mayı ve en zor bürokratik formalitelerle karşı karşıya kalındığında bile asla vazgeçmemeyi.

Puro lounge’ı Le Lounge Kléber’in tavanındaki beyaz bo-yanın altında iki önemli fresk keşfedilince, planlarda bir değişiklik yapıldı. Daha önce Leonardo da Vinci’nin Louvre’daki eserlerini kurtaran bir uzman, bu iki eseri tam dokuz ay boyunca temizledi ve restore etti. Duvarlar biraz alçaltıldı ve eserleri dumandan ko-rumak için cam bir tavan yerleştirildi.

Yapılan bir diğer büyük değişiklik ise L’avenue des Portugais boyunca ikinci bir mermer tabanlı lobi inşa etmek oldu. Bu lobi,

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 108 18.02.2015 22:51

109

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

etkili bir giriş yapabileceğiniz ferah bir alan sağlamasının yanında kültür mirası değerindeki binaya çağdaş bir hava katıyor. Konukları 800 adet ‘dans eden yapraklardan’ meydana gelen bir avize kar-şılıyor. Lobinin önemi yalnızca bu kadar değil: “Kadınlar topukluları ses çıkardığı için mermer yerlerde yürümeyi severler” diyor Pimont. “Peninsulaların hepsi, mermer döşemelere sahip olmalıdır” diye de ekliyor. Otelin diğer odalarında ise kültürel varlık yetkililerini mem-nun etmek için ahşap ve mermer karışımı kullanılmış.

Lobi barın beyaz olmasını sağlamak da epey beceri gerek-tirdi. Kültür mirası değerindeki varlıklara ilişkin organizasyonlar, odanın eski renginde olması gerektiğinde ısrar ediyordu; yani ye-şilin çirkin bir tonu. Kulağa iç mimarların yaptığı beyin fırtınasından çok, CSI dizisinin bir bölümü gibi gelse de, alınan bir örnek New York’taki bir laboratuvara gönderildi. Böylece Peninsula, yeşilden önce binanın beyaza boyandığını kanıtlayabildi. Pimont laboratu-varın, binanın beyaza boyanmadan önce mor olduğunu keşfetmiş

olmaları durumunda ne yapacaklarını bilmediğini söylüyor. Pimont, hiçbir şeyi aceleye getirmemenin belki de reno-

vasyon süresince aldığı en önemli ders olduğunu belirtiyor. “Planladığınız açılış tarihi ertelendikçe, her şeyi mükemmel

yapmak için daha çok zamanınız oluyor; yalnızca bina değil, per-sonel ve diğer tüm küçük detaylar gibi. En kötüsü işleri aceleye getirmek veya açılışları aşama aşama yapmak. Bunun yerine sa-bırlı olun ve insanların en nihayetinde görecekleri şeyden mem-nun kalmasını ümit edin.”

Yazar hakkında: Boyd Farrow, Londra ile Berlin arasında mekik dokuyan ve iş hayatı ile ilgili konuları ele alan bir yazar ve editördür. 2012 yılına kadar editörlüğünü yaptığı aylık dergi CNBC de dâhil olmak üzere çeşitli uluslararası yayınlara konuk ağırlama sektörü ile ilgili makaleler yazan Farrow, ABD ve Avrupa’daki bir-çok dergi için otel eleştirileri kaleme alıyor.

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 109 18.02.2015 22:51

Page 110: Turkish edition 3

110

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

THE PENINSULA PARİS

Telefon : +33 1 5812 2888İnternet sitesi: paris.peninsula.com

Adres: 19 Avenue Kléber, ParisGenel Müdür: Nicolas BeliardOtel sahibi: Katara Hospitality

Oda f iyatı (Çift kişi l ik): 1.095 euro’dan başlıyor

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 110 18.02.2015 22:51

111

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİSPROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 111 18.02.2015 22:51

Page 111: Turkish edition 3

110

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

THE PENINSULA PARİS

Telefon : +33 1 5812 2888İnternet sitesi: paris.peninsula.com

Adres: 19 Avenue Kléber, ParisGenel Müdür: Nicolas BeliardOtel sahibi: Katara Hospitality

Oda f iyatı (Çift kişi l ik): 1.095 euro’dan başlıyor

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 110 18.02.2015 22:51

111

PROFİL PENINSULA HOTEL PARİSPROFİL PENINSULA HOTEL PARİS

104_111_HI_PENINSULA HOTEL PARIS.indd 111 18.02.2015 22:51

Page 112: Turkish edition 3

112

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 112 18.02.2015 22:52

113

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

ŞiREHAN HOTEL

GAZiANTEPYÜZYILLIK TARİHİ TANIĞIN UYANIŞI

ŞEHRİN EN GÖRKEMLİ TARİHİ MİRASI, OTEL OLARAK KONUKLARINI AĞIRLIYOR

YAZI: CANSU URAS

112_119_HI_SIREHAN.indd 113 18.02.2015 22:52

Page 113: Turkish edition 3

112

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 112 18.02.2015 22:52

113

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

ŞiREHAN HOTEL

GAZiANTEPYÜZYILLIK TARİHİ TANIĞIN UYANIŞI

ŞEHRİN EN GÖRKEMLİ TARİHİ MİRASI, OTEL OLARAK KONUKLARINI AĞIRLIYOR

YAZI: CANSU URAS

112_119_HI_SIREHAN.indd 113 18.02.2015 22:52

Page 114: Turkish edition 3

114

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

“Allah mübarek etsin, güzel, gönül çeken, yüksek bir han oldu. Nice yüksek er ona tenezzül etseler, yani konup göçseler yakışır. O, elbette hem hayırlı, hem uğurlu olur. Çünkü Abdülmecit Han’ın zamanında yapılmıştır.” Şair Hasırcızade Hacı Mehmet Ağa, kuzey kapısı üzerindeki kitabede Şirehan’ı böyle anlatıyor. 19’uncu yüzyıla uzanıp baktığımızda, İpek Yolu’nun geçtiği Gaziantep’in, ‘medeniyetler beşiği’ olarak misafirlerini selamladığını görürüz. Ti-caretin merkezi olarak adlandırılan şehirde, dönemin Halep Valisi Cemil Bey, kervansaray yaptırmaya karar veriyor. Fakat hazineye bakıldığında yeterli para olmadığı görülüyor. Bunun üzerine halktan vergi toplanıyor. Gaziantep halkı her zamanki gibi cömert ve de eli fazlasıyla açık. Ancak toplanan vergiler yeterli gelmiyor. Bu durum karşısında çözüm belli; ekonomik durumu iyi olmayanlar kervansa-rayın inşaatında çalışmaya başlar. Peki, ya başhekimler, özürlüler ve engelliler? Onların da bu yüzyıllık tarihi içine sığdıran kervan-sarayda payı var: Duaları! Kıssadan hisse kiminin parası, kiminin emeği, kiminin de duasıyla dünyanın görüp görebileceği en büyük ‘borsa’lardan biri çıkar ortaya.

Borsa denildiğinde Kapalıçarşı gibi bir yer hayal etmeyin. Çünkü bu borsa para üzerine kurulu değil. Şirenin (üzüm suyu), Antep fıstığının, cevizin, kayısının, incirin ve aklınıza gelebilecek

pek çok baharatın satıldığı hanlardan oluşan bir borsa burası. Sa-dece güneydoğunun değil, dünyanın kalbi burada atınca devlet işleri de bu hana taşınıyor ve ön tarafı belediye olarak hizmet veriyor. Bugün Gaziantep’e gittiğinizde kime bu hanın hikâyesini sorarsanız halk ortak bir cevapta buluşuyor: “Antep’in neredeyse tamamı bu belediye binasında evlendi. Bu han, bir dönemin tari-hini değil, Gazianteplinin en mutlu anılarını, ruhunu taşıyor”. Hatta bir rivayete göre Atatürk’ün konuştuğu balkon da belediyenin önündeki balkon.

Tabii pek çok tarihi yapı gibi bu binanın da talihsiz bir kaderi var. 1994 yılında yaşanan büyük yangın sonucunda ker-vansarayın görkemli hikâyesinden geriye küller ve yıkık dökük bir harabe kalıyor. Sonrasında ortaya nasıl bir manzara çıktığını tahmin edersiniz. Antep halkı bir şeyler yapmak istese de binaya sahip çıkan olmuyor. Ta ki iki yıl önce “Antep’e olan borcumu ödemek istedim” düşüncesiyle bunu bir sosyal sorumluluk pro-jesi olarak görüp kolları sıvayan Tahir Tekin Öztan’a kadar. İstan-bul’daki Sahan restoran zincirinin sahibi olan Öztan, Gaziantep’i mutfağıyla temsil eden biri iken “Herkes çocuklarının mürüvve-tini görmek ister, ben de paramın mürüvvetini görmek istedim” diyerek Şirehan’ı bugünkü haline, yani tarihi dokusunun aynen

112_119_HI_SIREHAN.indd 114 18.02.2015 22:52

115

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

korunduğu Şirehan Hotel’e dönüştürüyor. Kulağınıza çekiçle vurma sesi geldiğinde bir inşaatın yakın-

larında olduğunuzu düşünürsünüz, değil mi? Öyle bir yer hayal edin ki etrafta hiç inşaat yok; ama sürekli bu sesi duyuyorsunuz. Çünkü Gaziantep’in tam kalbinde, Bakırcılar Çarşısı ile Tarihi Almacı Pa-zarı’ndasınız. Bakırcılar ince ince bu sert materyali işleyerek kahve fincanları, semazen gibi dini figürler, narlar ve daha pek çok be-reket getirdiğine inanılan objeleri hazırlıyor. İşte, Şirehan Hotel de bütün ihtişamıyla bu Bakırcılar Çarşısı ile Tarihi Almacı Pazarı’nı korur gibi onların arkasından yükseliyor.

Kervansarayın tek bir duvarına bile dokunulmamış. Her bir han ile banyosu aynen korunmuş. Otele girerken hemen sağ cep-heye baktığınızda Kurtuluş Savaşı’ndan hatıra kalan top ve mermi izlerini görmek bile mümkün. Öztan, iç mimaride de tarihi dokunun her bir köşede hissedilmesine oldukça önem vermiş. Öyle ki tam sekiz iç mimarla görüştükten sonra Müge Coşkun ve otelin kon-sept mimarı İlknur Kürklü ile anlaşmış.

Otelden içeri adımınızı attığınız an, o büyüleyici taş yapıda sizi 100 yıllık avizeler, canlı turuncu ile sakinleştirici gri sedirler, si-niler, kağnı arabası ve Gaziantep’e özgü sedef el işlemeciliği örnek-leri karşılıyor. Otelde görebileceğiniz neredeyse her objeyi Öztan,

Gaziantep’in en köşede bucakta kalan sokaklarına bile girerek kendisi seçmiş. Öyle ki 360 derece döndüğünüz birinci katta her adımınızda size Uşak, Kütahya ve İran halıları ile köylerde dokunan kilimler eşlik ediyor.

Odalara girdiğinizde sizi, sadece Gaziantep’in değil, yüzyıl-ların tarihinde yolculuğa çıkaran taş duvarlar karşılıyor. Halep sı-vasıyla taş efektinin güçlendirildiği otelin odalarında turkuaz tonlar ağırlıkta. İç mimar Coşkun, denize uzak bir şehirde de bu tonun kullanılabileceğini göstermek istemiş. Aynı zamanda yapının ken-disiyle bir zıtlık oluşturan bu renk, süit odalarda yerini kırmızı ve bordo tonunun ihtişamına bırakıyor. Koyu ceviz olarak bilinen ka-kule kahvesinin de ahşap renklerini oluşturduğu odalarda püskül detaylar Coşkun’un deyimiyle ‘karma’ yaratıyor. Püsküllerin üze-rinde Selçuklu ve Anadolu mimarisinden esintiler taşıyan işlemeler bulunurken, yatakların başında iki yandaki girintilerden sallanan zincir avizeler ise Orta Çağ dokusunu odalara taşıyor. Yatak baş-larındaki turkuaz çiniler gelenekseli, tercih edilen deri kumaş ise modernizmi temsil ediyor.

Odanızın atmosferinden çıkıp bu eski, devasa kervansarayı keşfe çıktığınızda lobide bulunan barın üstündeki Anadolu medeni-yetlerini gösteren seramik çalışmalar dikkat çekiyor. Lobiden dışarı

112_119_HI_SIREHAN.indd 115 18.02.2015 22:52

Page 115: Turkish edition 3

114

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

“Allah mübarek etsin, güzel, gönül çeken, yüksek bir han oldu. Nice yüksek er ona tenezzül etseler, yani konup göçseler yakışır. O, elbette hem hayırlı, hem uğurlu olur. Çünkü Abdülmecit Han’ın zamanında yapılmıştır.” Şair Hasırcızade Hacı Mehmet Ağa, kuzey kapısı üzerindeki kitabede Şirehan’ı böyle anlatıyor. 19’uncu yüzyıla uzanıp baktığımızda, İpek Yolu’nun geçtiği Gaziantep’in, ‘medeniyetler beşiği’ olarak misafirlerini selamladığını görürüz. Ti-caretin merkezi olarak adlandırılan şehirde, dönemin Halep Valisi Cemil Bey, kervansaray yaptırmaya karar veriyor. Fakat hazineye bakıldığında yeterli para olmadığı görülüyor. Bunun üzerine halktan vergi toplanıyor. Gaziantep halkı her zamanki gibi cömert ve de eli fazlasıyla açık. Ancak toplanan vergiler yeterli gelmiyor. Bu durum karşısında çözüm belli; ekonomik durumu iyi olmayanlar kervansa-rayın inşaatında çalışmaya başlar. Peki, ya başhekimler, özürlüler ve engelliler? Onların da bu yüzyıllık tarihi içine sığdıran kervan-sarayda payı var: Duaları! Kıssadan hisse kiminin parası, kiminin emeği, kiminin de duasıyla dünyanın görüp görebileceği en büyük ‘borsa’lardan biri çıkar ortaya.

Borsa denildiğinde Kapalıçarşı gibi bir yer hayal etmeyin. Çünkü bu borsa para üzerine kurulu değil. Şirenin (üzüm suyu), Antep fıstığının, cevizin, kayısının, incirin ve aklınıza gelebilecek

pek çok baharatın satıldığı hanlardan oluşan bir borsa burası. Sa-dece güneydoğunun değil, dünyanın kalbi burada atınca devlet işleri de bu hana taşınıyor ve ön tarafı belediye olarak hizmet veriyor. Bugün Gaziantep’e gittiğinizde kime bu hanın hikâyesini sorarsanız halk ortak bir cevapta buluşuyor: “Antep’in neredeyse tamamı bu belediye binasında evlendi. Bu han, bir dönemin tari-hini değil, Gazianteplinin en mutlu anılarını, ruhunu taşıyor”. Hatta bir rivayete göre Atatürk’ün konuştuğu balkon da belediyenin önündeki balkon.

Tabii pek çok tarihi yapı gibi bu binanın da talihsiz bir kaderi var. 1994 yılında yaşanan büyük yangın sonucunda ker-vansarayın görkemli hikâyesinden geriye küller ve yıkık dökük bir harabe kalıyor. Sonrasında ortaya nasıl bir manzara çıktığını tahmin edersiniz. Antep halkı bir şeyler yapmak istese de binaya sahip çıkan olmuyor. Ta ki iki yıl önce “Antep’e olan borcumu ödemek istedim” düşüncesiyle bunu bir sosyal sorumluluk pro-jesi olarak görüp kolları sıvayan Tahir Tekin Öztan’a kadar. İstan-bul’daki Sahan restoran zincirinin sahibi olan Öztan, Gaziantep’i mutfağıyla temsil eden biri iken “Herkes çocuklarının mürüvve-tini görmek ister, ben de paramın mürüvvetini görmek istedim” diyerek Şirehan’ı bugünkü haline, yani tarihi dokusunun aynen

112_119_HI_SIREHAN.indd 114 18.02.2015 22:52

115

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

korunduğu Şirehan Hotel’e dönüştürüyor. Kulağınıza çekiçle vurma sesi geldiğinde bir inşaatın yakın-

larında olduğunuzu düşünürsünüz, değil mi? Öyle bir yer hayal edin ki etrafta hiç inşaat yok; ama sürekli bu sesi duyuyorsunuz. Çünkü Gaziantep’in tam kalbinde, Bakırcılar Çarşısı ile Tarihi Almacı Pa-zarı’ndasınız. Bakırcılar ince ince bu sert materyali işleyerek kahve fincanları, semazen gibi dini figürler, narlar ve daha pek çok be-reket getirdiğine inanılan objeleri hazırlıyor. İşte, Şirehan Hotel de bütün ihtişamıyla bu Bakırcılar Çarşısı ile Tarihi Almacı Pazarı’nı korur gibi onların arkasından yükseliyor.

Kervansarayın tek bir duvarına bile dokunulmamış. Her bir han ile banyosu aynen korunmuş. Otele girerken hemen sağ cep-heye baktığınızda Kurtuluş Savaşı’ndan hatıra kalan top ve mermi izlerini görmek bile mümkün. Öztan, iç mimaride de tarihi dokunun her bir köşede hissedilmesine oldukça önem vermiş. Öyle ki tam sekiz iç mimarla görüştükten sonra Müge Coşkun ve otelin kon-sept mimarı İlknur Kürklü ile anlaşmış.

Otelden içeri adımınızı attığınız an, o büyüleyici taş yapıda sizi 100 yıllık avizeler, canlı turuncu ile sakinleştirici gri sedirler, si-niler, kağnı arabası ve Gaziantep’e özgü sedef el işlemeciliği örnek-leri karşılıyor. Otelde görebileceğiniz neredeyse her objeyi Öztan,

Gaziantep’in en köşede bucakta kalan sokaklarına bile girerek kendisi seçmiş. Öyle ki 360 derece döndüğünüz birinci katta her adımınızda size Uşak, Kütahya ve İran halıları ile köylerde dokunan kilimler eşlik ediyor.

Odalara girdiğinizde sizi, sadece Gaziantep’in değil, yüzyıl-ların tarihinde yolculuğa çıkaran taş duvarlar karşılıyor. Halep sı-vasıyla taş efektinin güçlendirildiği otelin odalarında turkuaz tonlar ağırlıkta. İç mimar Coşkun, denize uzak bir şehirde de bu tonun kullanılabileceğini göstermek istemiş. Aynı zamanda yapının ken-disiyle bir zıtlık oluşturan bu renk, süit odalarda yerini kırmızı ve bordo tonunun ihtişamına bırakıyor. Koyu ceviz olarak bilinen ka-kule kahvesinin de ahşap renklerini oluşturduğu odalarda püskül detaylar Coşkun’un deyimiyle ‘karma’ yaratıyor. Püsküllerin üze-rinde Selçuklu ve Anadolu mimarisinden esintiler taşıyan işlemeler bulunurken, yatakların başında iki yandaki girintilerden sallanan zincir avizeler ise Orta Çağ dokusunu odalara taşıyor. Yatak baş-larındaki turkuaz çiniler gelenekseli, tercih edilen deri kumaş ise modernizmi temsil ediyor.

Odanızın atmosferinden çıkıp bu eski, devasa kervansarayı keşfe çıktığınızda lobide bulunan barın üstündeki Anadolu medeni-yetlerini gösteren seramik çalışmalar dikkat çekiyor. Lobiden dışarı

112_119_HI_SIREHAN.indd 115 18.02.2015 22:52

Page 116: Turkish edition 3

116

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 116 18.02.2015 22:53

117

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

baktığınızda o an gözünüzde bir kına gecesi veya düğün canlan-dırabileceğiniz avlu misafirleri karşılıyor. Şirehan Hotel’i oldukça başarılı bir renovasyon eseri kılan unsur da avlunun altında yatıyor. Ortak alanları yaratan mimar Ali Eşber Coşkun, avlunun altında 1000 kişilik görkemli bir balo salonu yapmış. Salondan içeri girdi-ğinizde kendinizi kırmızı bir kubbenin altında buluyorsunuz. Kolon-suz olan bu balo salonunun en büyük özelliği Ayasofya ile birebir aynı ölçülerde olması. Kendisini bir masalın kahramanı olarak his-setmek isteyen gelinlerin oldukça ilgisini çeken salona, Gaziantep dışından da yoğun bir ilgi var.

Gaziantep denilince tabii ki akla mutfağı geliyor. Lobideki restoranda Antep’e özgü tatlarla birlikte, dünya mutfağından lez-zetlerle donatılıyorsunuz. Kuru patlıcan dolmasından tuzlu Antep peynirine, yuvarlamasından patlıcan kebabına pek çok Antep ye-meğini yiyebileceğiniz restoranda elbette fıstıklı baklava da unu-tulmamış.

111 odalı Şirehan Hotel’de lobide oturup avluya baktığı-nızda, tam karşıda Ahmet Ümit odası bulunuyor. Odadan girdi-ğinizde, sağ taraftaki camekân kütüphanede Ümit’in Türkçe ve yabancı dillerde yayımlanmış tüm eserleri, sol tarafta ise kendisinin

daktilosu bulunuyor. Komiser Nevzat ile vakit geçirmek ve pek çok tarihi sırrı taşıyan bu kervansarayda polisiye atmosferi yaşamak is-terseniz, Ahmet Ümit odası, normal odalardan az bir fiyat farkıyla misafirlerini bekliyor.

Assolistlerin en son sahne alması gibi biz de sona Padişah Odası’nı saklamak istedik. “Bir gerdanlıkta en büyük taş yoksa o mücevher parıltısını kaybeder. Padişah odamız Şirehan’ın en gör-kemli taşıdır” cümlesiyle betimlenen bu süitin ilk misafiri de adına yakışır bir sima olmuş: Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray. Yatak odasında Şoray’ın karakalem portresine bordo ve kırmızılar eşlik ediyor; altın tonları deyim yerindeyse raks ediyor. Kervansa-rayın eski halini görebileceğiniz fotoğrafların asılı olduğu duvarlar, diğer odalarda olduğu gibi zincir detaylarla güçlendirilmiş.

“Süzülünce kemerli kapıdan içeriye, huzurun gönül okşayan görünmez dalgaları vurur yüreğinize… Taşın binlerce yıllık kadim tanıklığı, tarihin bilge seslerini fısıldar kulaklarınıza…” Şirehan Ho-tel’in tanıtımında şüphesiz en çok bu mısralar dikkat çekiyor. Yüz-yıllara yayılan bir tarih, adeta Gaziantep’i koruyup ona sahip çıkar gibi Bakırcılar Çarşısı’nın eteğinde yükseliyor ve misafirlerini yüzyıl-lık tarihin tanığı olmaya çağırıyor.

112_119_HI_SIREHAN.indd 117 18.02.2015 22:53

Page 117: Turkish edition 3

116

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 116 18.02.2015 22:53

117

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

baktığınızda o an gözünüzde bir kına gecesi veya düğün canlan-dırabileceğiniz avlu misafirleri karşılıyor. Şirehan Hotel’i oldukça başarılı bir renovasyon eseri kılan unsur da avlunun altında yatıyor. Ortak alanları yaratan mimar Ali Eşber Coşkun, avlunun altında 1000 kişilik görkemli bir balo salonu yapmış. Salondan içeri girdi-ğinizde kendinizi kırmızı bir kubbenin altında buluyorsunuz. Kolon-suz olan bu balo salonunun en büyük özelliği Ayasofya ile birebir aynı ölçülerde olması. Kendisini bir masalın kahramanı olarak his-setmek isteyen gelinlerin oldukça ilgisini çeken salona, Gaziantep dışından da yoğun bir ilgi var.

Gaziantep denilince tabii ki akla mutfağı geliyor. Lobideki restoranda Antep’e özgü tatlarla birlikte, dünya mutfağından lez-zetlerle donatılıyorsunuz. Kuru patlıcan dolmasından tuzlu Antep peynirine, yuvarlamasından patlıcan kebabına pek çok Antep ye-meğini yiyebileceğiniz restoranda elbette fıstıklı baklava da unu-tulmamış.

111 odalı Şirehan Hotel’de lobide oturup avluya baktığı-nızda, tam karşıda Ahmet Ümit odası bulunuyor. Odadan girdi-ğinizde, sağ taraftaki camekân kütüphanede Ümit’in Türkçe ve yabancı dillerde yayımlanmış tüm eserleri, sol tarafta ise kendisinin

daktilosu bulunuyor. Komiser Nevzat ile vakit geçirmek ve pek çok tarihi sırrı taşıyan bu kervansarayda polisiye atmosferi yaşamak is-terseniz, Ahmet Ümit odası, normal odalardan az bir fiyat farkıyla misafirlerini bekliyor.

Assolistlerin en son sahne alması gibi biz de sona Padişah Odası’nı saklamak istedik. “Bir gerdanlıkta en büyük taş yoksa o mücevher parıltısını kaybeder. Padişah odamız Şirehan’ın en gör-kemli taşıdır” cümlesiyle betimlenen bu süitin ilk misafiri de adına yakışır bir sima olmuş: Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray. Yatak odasında Şoray’ın karakalem portresine bordo ve kırmızılar eşlik ediyor; altın tonları deyim yerindeyse raks ediyor. Kervansa-rayın eski halini görebileceğiniz fotoğrafların asılı olduğu duvarlar, diğer odalarda olduğu gibi zincir detaylarla güçlendirilmiş.

“Süzülünce kemerli kapıdan içeriye, huzurun gönül okşayan görünmez dalgaları vurur yüreğinize… Taşın binlerce yıllık kadim tanıklığı, tarihin bilge seslerini fısıldar kulaklarınıza…” Şirehan Ho-tel’in tanıtımında şüphesiz en çok bu mısralar dikkat çekiyor. Yüz-yıllara yayılan bir tarih, adeta Gaziantep’i koruyup ona sahip çıkar gibi Bakırcılar Çarşısı’nın eteğinde yükseliyor ve misafirlerini yüzyıl-lık tarihin tanığı olmaya çağırıyor.

112_119_HI_SIREHAN.indd 117 18.02.2015 22:53

Page 118: Turkish edition 3

118

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEPPROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 118 18.02.2015 22:53

119

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

Adres: İsmet Paşa Mah. Eski Belediye Cad. No: 1 Şahinbey – Gaziantep / Türkiye

Telefon: +90 342 221 00 11İnternet sitesi: www.sirehanotel.com

Otel sahibi: Tahir Tekin ÖztanStandart çift kişi l ik oda f iyatı: 80-160 euro

arasında değişiyorOda sayısı: 13’ü süit, toplam 111 oda

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 119 18.02.2015 22:53

Page 119: Turkish edition 3

118

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEPPROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 118 18.02.2015 22:53

119

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

Adres: İsmet Paşa Mah. Eski Belediye Cad. No: 1 Şahinbey – Gaziantep / Türkiye

Telefon: +90 342 221 00 11İnternet sitesi: www.sirehanotel.com

Otel sahibi: Tahir Tekin ÖztanStandart çift kişi l ik oda f iyatı: 80-160 euro

arasında değişiyorOda sayısı: 13’ü süit, toplam 111 oda

PROFİL ŞİREHAN HOTEL GAZİANTEP

112_119_HI_SIREHAN.indd 119 18.02.2015 22:53

Page 120: Turkish edition 3

THE CLARIDGES YENi DELHi

SADIK MÜŞTERİLERİNİZİ UZAKLAŞTIRMADAN GENÇ

MÜŞTERİLERİ OTELİNİZE NASIL ÇEKERSİNİZ? CEVABI BASİT:

ESKİ VE YENİ ARASINDA HASSAS BİR DENGE KURARAKYAZI: ABIGAIL BLASI

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 120 18.02.2015 22:53

121

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 121 18.02.2015 22:53

Page 121: Turkish edition 3

THE CLARIDGES YENi DELHi

SADIK MÜŞTERİLERİNİZİ UZAKLAŞTIRMADAN GENÇ

MÜŞTERİLERİ OTELİNİZE NASIL ÇEKERSİNİZ? CEVABI BASİT:

ESKİ VE YENİ ARASINDA HASSAS BİR DENGE KURARAKYAZI: ABIGAIL BLASI

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 120 18.02.2015 22:53

121

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 121 18.02.2015 22:53

Page 122: Turkish edition 3

122

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

DESPITE BEING A STONE’S THROW AWAY FROM A BUSY TRAFFIC

JUNCTION AND TOURIST HOTSPOTS, THE LODHI LOOKS AND FEELS MORE

LIKE A PLUSH COUNTRY RESORT THAN A CITY HOTEL.

122

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 122 18.02.2015 22:53

123

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

Yeni Delhi’nin sembolik binalarından biri olan The Clarid-ges, birçok otelcinin aşina olduğu bir çıkmazla karşı karşıyaydı: Otelin ihtiyaç duyduğu renovasyonu markanın karakterini koru-mak, sadık müşterileri kaybetmemek ve müşteriler üzerindeki et-kiyi en aza indirmek kaydıyla nasıl gerçekleştirebiliriz?

1952 yılında inşa edilen The Claridges Yeni Delhi, mimar Edward Lutyens’in Britanya Rajı’nın tepelerine kurduğu, Hindis-tan’ın başkentinde yer alıyor. Lutyens, çimenleri, parkları, bulvar-ları ve beyaza boyanmış zarif bungalovları ile yeni ve yeşil bir şehir kurdu. The Claridges da bulunduğu çevrenin ruhunu yansıtıyor.

Bölgesel Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Jagdeep Pillai, durumun öncesini şöyle açıklıyor: “Renovasyon hakkında halihazırda var olan görüş, artık çok geç olduğuydu. İkon haline gelmiş bir otel olan The Claridges’ın özünü kaybetmesini istemi-yorduk. The Claridges, yemekleri, konumu ve İngiliz çayı içebi-leceğiniz bahçesi gibi özellikleriyle bir bütün haline gelmişti. Bu nedenle bu özelliklerin hepsini muhafaza etmek ve aynı zamanda daha yeni, daha genç bir müşteri kitlesine de hitap etmek istiyor-duk. Yani, at arabamızı değiştirmek istemiyorduk, yalnızca ona bir Porsche motoru takmak istiyorduk.”

Renovasyon projesi hâlâ devam etmekte olan The Clarid-ges’a, etrafı gölgelikli ‘cabanalar’ ile çevrili sıcaklığı kontrol edi-

TOPLUMUN FARKLI

BİR KESİMİNE DEĞİL,

YENİ NESLE HİTAP

ETMEK İSTİYORDUK.

RENOVASYONLARIN İŞİMİZİ

ETKİLEDİĞİNİ SÖYLEMEK

İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN,

FAKAT ŞİMDİYE KADAR

GENELDE OLUMLU GERİ

BİLDİRİMLER ALDIK.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 123 18.02.2015 22:54

Page 123: Turkish edition 3

122

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

DESPITE BEING A STONE’S THROW AWAY FROM A BUSY TRAFFIC

JUNCTION AND TOURIST HOTSPOTS, THE LODHI LOOKS AND FEELS MORE

LIKE A PLUSH COUNTRY RESORT THAN A CITY HOTEL.

122

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 122 18.02.2015 22:53

123

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

Yeni Delhi’nin sembolik binalarından biri olan The Clarid-ges, birçok otelcinin aşina olduğu bir çıkmazla karşı karşıyaydı: Otelin ihtiyaç duyduğu renovasyonu markanın karakterini koru-mak, sadık müşterileri kaybetmemek ve müşteriler üzerindeki et-kiyi en aza indirmek kaydıyla nasıl gerçekleştirebiliriz?

1952 yılında inşa edilen The Claridges Yeni Delhi, mimar Edward Lutyens’in Britanya Rajı’nın tepelerine kurduğu, Hindis-tan’ın başkentinde yer alıyor. Lutyens, çimenleri, parkları, bulvar-ları ve beyaza boyanmış zarif bungalovları ile yeni ve yeşil bir şehir kurdu. The Claridges da bulunduğu çevrenin ruhunu yansıtıyor.

Bölgesel Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Jagdeep Pillai, durumun öncesini şöyle açıklıyor: “Renovasyon hakkında halihazırda var olan görüş, artık çok geç olduğuydu. İkon haline gelmiş bir otel olan The Claridges’ın özünü kaybetmesini istemi-yorduk. The Claridges, yemekleri, konumu ve İngiliz çayı içebi-leceğiniz bahçesi gibi özellikleriyle bir bütün haline gelmişti. Bu nedenle bu özelliklerin hepsini muhafaza etmek ve aynı zamanda daha yeni, daha genç bir müşteri kitlesine de hitap etmek istiyor-duk. Yani, at arabamızı değiştirmek istemiyorduk, yalnızca ona bir Porsche motoru takmak istiyorduk.”

Renovasyon projesi hâlâ devam etmekte olan The Clarid-ges’a, etrafı gölgelikli ‘cabanalar’ ile çevrili sıcaklığı kontrol edi-

TOPLUMUN FARKLI

BİR KESİMİNE DEĞİL,

YENİ NESLE HİTAP

ETMEK İSTİYORDUK.

RENOVASYONLARIN İŞİMİZİ

ETKİLEDİĞİNİ SÖYLEMEK

İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN,

FAKAT ŞİMDİYE KADAR

GENELDE OLUMLU GERİ

BİLDİRİMLER ALDIK.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 123 18.02.2015 22:54

Page 124: Turkish edition 3

124

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

lebilen bir havuz (daha önce bulunmayan bir özellik), iskeleler ve hemen yakına bir bar eklendi. Yenileme işleri hemen bitişikteki spa salonunda da devam ediyor. Bahçeye ise yeşil alanlar ekle-nerek ağaçlara şekil verildi, suların şırıldayarak aktığı çeşmeler inşa edildi ve böylece daha da huzurlu ve sakin bir ortam yaratıldı.

Bir diğer önemli değişiklik ise İspanyol ve Akdeniz mutfa-ğından seçme lezzetlerin servis edildiği, otelin birçok ödül kazan-mış restoranı Sevilla. Daha önceden masalardan sarkan beyaz kumaşları, beyaz işli demir ve parlak mavileri ile İbiza’yı andıran bohem tarzdaki mekân, şimdi gösterişli krem rengi perdeleriyle daha resmi ve klasik bir çekicilik kazanmış. Restoranın eski lo-gosu, kıvrık formdaki italik harflerle yazılmışken yeni logo, zarif bir şekilde büyük harfler ile yazılmış. Bu haliyle de daha çağdaş bir Hint tarzını yansıtıyor. 55 farklı çeşit votkanın servis edildiği Aura isimli votka bar da baştan aşağı yenilenmiş ve ilgi göreceği düşünülen yeni bir Rus mönüsü oluşturulmuş.

Pillai: “Açıkçası bunların hepsi The Claridges’ın ne oldu-

ğunu ve ne anlama geldiğini unutmadan, yani kökten hiçbir de-ğişiklik yapmadan yeni parayı çekmek için yapılan şeylerdi; bunu daha iyi bir şekilde ifade etmemin yolu yok maalesef. Oteldeki her şey zarif ve klasik olarak bırakıldı” diye belirtiyor.

Otelin sadık müşterilerini uzaklaştırma riski olduğundan, renovasyon işleri dikkatli bir şekilde yürütülmeliydi. The Claridges bunu bazı alanlarda çok hafif değişiklikler ve eklemeler yaparak başardı. Örneğin, birçok Delhilinin The Claridges ile bağdaş-tırdığı tahta şeritli bar Pickwicks, varlığını aynen koruyor. Pillai: “Dünya mutfağı bakımından daha zengin olan yepyeni bir yiye-cek ve içecek mönüsü hazırladık. Ancak yine özümüzden tama-mıyla vazgeçmiyoruz; yani domates çorbası ve sarımsaklı ekmek değil, domates çorbası ve yanında başka bir şey servis ediyoruz. Hem kahve servis edilen hem de yemek yenilen, daha yaratıcı bir mekân yaptık. Bu uygulamaya bir aydır devam ediyoruz ve şim-diye kadar çok iyi tepkiler aldık” şeklinde açıklıyor.

“Toplumun farklı bir kesimine değil, yeni nesle hitap etmek

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 124 18.02.2015 22:54

125

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

istiyorduk. Renovasyonların işimizi etkilediğini söylemek için henüz çok erken, fakat şimdiye kadar genelde olumlu geri bildi-rimler aldık” diye devam ediyor.

Pillai’nin anlattığı gibi, otelin kültürel varlık kapsamına giren kısımlarında da birtakım zorluklarla karşılaşılmış: “Oda ek-leyip çıkartamazsınız, yapı aynı kalmak zorunda. Böyle dediğime bakmayın, binaya zaten dokunmak istemiyorduk. Ancak bazen restoranda çatal bıçaklar için daha fazla yer olmasını istiyorsunuz mesela. Fazla alandan hiçbir zaman zarar gelmez. Fakat sonuçta bu kısıtlamalarla yaşamayı öğrendik, ki bence bu kötü bir şey değil.”

The Claridges, tarihi yönü ağır basmasına rağmen yeni nesle eski zamanda takılıp kalmış gibi görünmemek için renovas-yon işlerini titizlikle gerçekleştirdi. Yeni Sevilla’nın logosundan ve yenilenmiş odalarda kullanılan nötr ve baskın tonların karışımın-dan anlaşılacağı üzere yeni tasarımlar Hint kültürünü daha fazla, fakat küçük değişiklikler yoluyla yansıtıyor.

Pillai, sadık müşterilerinin ilk başlarda duruma şüp-heyle yaklaştıklarını ve “The Claridges’a ne yapacaksınız?” diye sorduklarını belirtiyor. Ancak Pillai, şu ana kadar al-dıkları geri bildirimlerin “Yenilenme zamanı çoktan gelmişti” şeklinde olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sadık müşterilerimizin çoğu, gördüklerinden memnun kaldı.”

Bir otelin renovasyonunun başarısı, gelenek ve deği-şimin dikkatli bir şekilde kombine edilmesine bağlıdır. The Claridges ekibinin söylediği gibi bir otel “geçmişin izinden gider, gelecekten ilham alır”.

Yazar hakkında: Abigail Blasi, yazıları Marie Claire, Wan-derlust, Lonely Planet Traveller, Insight Guides gibi pek çok önemli dergide yayımlanmış bir gazetecidir. Düzenli olarak www.i-escape.com’a otel kritikleri yazıyor.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 125 18.02.2015 22:54

Page 125: Turkish edition 3

124

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

lebilen bir havuz (daha önce bulunmayan bir özellik), iskeleler ve hemen yakına bir bar eklendi. Yenileme işleri hemen bitişikteki spa salonunda da devam ediyor. Bahçeye ise yeşil alanlar ekle-nerek ağaçlara şekil verildi, suların şırıldayarak aktığı çeşmeler inşa edildi ve böylece daha da huzurlu ve sakin bir ortam yaratıldı.

Bir diğer önemli değişiklik ise İspanyol ve Akdeniz mutfa-ğından seçme lezzetlerin servis edildiği, otelin birçok ödül kazan-mış restoranı Sevilla. Daha önceden masalardan sarkan beyaz kumaşları, beyaz işli demir ve parlak mavileri ile İbiza’yı andıran bohem tarzdaki mekân, şimdi gösterişli krem rengi perdeleriyle daha resmi ve klasik bir çekicilik kazanmış. Restoranın eski lo-gosu, kıvrık formdaki italik harflerle yazılmışken yeni logo, zarif bir şekilde büyük harfler ile yazılmış. Bu haliyle de daha çağdaş bir Hint tarzını yansıtıyor. 55 farklı çeşit votkanın servis edildiği Aura isimli votka bar da baştan aşağı yenilenmiş ve ilgi göreceği düşünülen yeni bir Rus mönüsü oluşturulmuş.

Pillai: “Açıkçası bunların hepsi The Claridges’ın ne oldu-

ğunu ve ne anlama geldiğini unutmadan, yani kökten hiçbir de-ğişiklik yapmadan yeni parayı çekmek için yapılan şeylerdi; bunu daha iyi bir şekilde ifade etmemin yolu yok maalesef. Oteldeki her şey zarif ve klasik olarak bırakıldı” diye belirtiyor.

Otelin sadık müşterilerini uzaklaştırma riski olduğundan, renovasyon işleri dikkatli bir şekilde yürütülmeliydi. The Claridges bunu bazı alanlarda çok hafif değişiklikler ve eklemeler yaparak başardı. Örneğin, birçok Delhilinin The Claridges ile bağdaş-tırdığı tahta şeritli bar Pickwicks, varlığını aynen koruyor. Pillai: “Dünya mutfağı bakımından daha zengin olan yepyeni bir yiye-cek ve içecek mönüsü hazırladık. Ancak yine özümüzden tama-mıyla vazgeçmiyoruz; yani domates çorbası ve sarımsaklı ekmek değil, domates çorbası ve yanında başka bir şey servis ediyoruz. Hem kahve servis edilen hem de yemek yenilen, daha yaratıcı bir mekân yaptık. Bu uygulamaya bir aydır devam ediyoruz ve şim-diye kadar çok iyi tepkiler aldık” şeklinde açıklıyor.

“Toplumun farklı bir kesimine değil, yeni nesle hitap etmek

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 124 18.02.2015 22:54

125

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

istiyorduk. Renovasyonların işimizi etkilediğini söylemek için henüz çok erken, fakat şimdiye kadar genelde olumlu geri bildi-rimler aldık” diye devam ediyor.

Pillai’nin anlattığı gibi, otelin kültürel varlık kapsamına giren kısımlarında da birtakım zorluklarla karşılaşılmış: “Oda ek-leyip çıkartamazsınız, yapı aynı kalmak zorunda. Böyle dediğime bakmayın, binaya zaten dokunmak istemiyorduk. Ancak bazen restoranda çatal bıçaklar için daha fazla yer olmasını istiyorsunuz mesela. Fazla alandan hiçbir zaman zarar gelmez. Fakat sonuçta bu kısıtlamalarla yaşamayı öğrendik, ki bence bu kötü bir şey değil.”

The Claridges, tarihi yönü ağır basmasına rağmen yeni nesle eski zamanda takılıp kalmış gibi görünmemek için renovas-yon işlerini titizlikle gerçekleştirdi. Yeni Sevilla’nın logosundan ve yenilenmiş odalarda kullanılan nötr ve baskın tonların karışımın-dan anlaşılacağı üzere yeni tasarımlar Hint kültürünü daha fazla, fakat küçük değişiklikler yoluyla yansıtıyor.

Pillai, sadık müşterilerinin ilk başlarda duruma şüp-heyle yaklaştıklarını ve “The Claridges’a ne yapacaksınız?” diye sorduklarını belirtiyor. Ancak Pillai, şu ana kadar al-dıkları geri bildirimlerin “Yenilenme zamanı çoktan gelmişti” şeklinde olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Sadık müşterilerimizin çoğu, gördüklerinden memnun kaldı.”

Bir otelin renovasyonunun başarısı, gelenek ve deği-şimin dikkatli bir şekilde kombine edilmesine bağlıdır. The Claridges ekibinin söylediği gibi bir otel “geçmişin izinden gider, gelecekten ilham alır”.

Yazar hakkında: Abigail Blasi, yazıları Marie Claire, Wan-derlust, Lonely Planet Traveller, Insight Guides gibi pek çok önemli dergide yayımlanmış bir gazetecidir. Düzenli olarak www.i-escape.com’a otel kritikleri yazıyor.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 125 18.02.2015 22:54

Page 126: Turkish edition 3

126

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

THE CLARIDGES YENİ DELHİ

Adres: 12 Aurangzeb Road, Yeni Delhi Telefon: +91 11 3955 5000

İnternet sitesi: www.thelodhi.comGenel Müdür ve tüm operasyonlardan sorumlu

Başkan Yardımcısı: Atull LallOtel sahibi: The Claridges Hotel Group

İndir imsiz iki kişi l ik oda f iyatı: Oda kategorisine bağlı olarak 8.300 (yaklaşık 114 euro)-17.000

(yaklaşık 233 euro) Hint Rupisi arasında değişiyor.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 126 18.02.2015 22:54

Page 127: Turkish edition 3

126

PROFİL THE CLARIDGES YENİ DELHİ

THE CLARIDGES YENİ DELHİ

Adres: 12 Aurangzeb Road, Yeni Delhi Telefon: +91 11 3955 5000

İnternet sitesi: www.thelodhi.comGenel Müdür ve tüm operasyonlardan sorumlu

Başkan Yardımcısı: Atull LallOtel sahibi: The Claridges Hotel Group

İndir imsiz iki kişi l ik oda f iyatı: Oda kategorisine bağlı olarak 8.300 (yaklaşık 114 euro)-17.000

(yaklaşık 233 euro) Hint Rupisi arasında değişiyor.

120_127_HI_THE CLARIDGES YENI DELHI.indd 126 18.02.2015 22:54

Page 128: Turkish edition 3

128

SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTELCİNİN ALIŞVERİŞ REHBERİ

BOUTIQUESANATSAL DOKULARDünyaca ünlü Alman barok müzik bestecisi Sebastian Bach’ın müziği, Fuga Mobilya’nın Bach adlı TV ünitesinde hayat buluyor. Ceviz gövdesi, metal raf bölmeleri, kütüphane ve raf sistemleri istenilen ölçüde ayarlanabilen bu TV seti sizi yüzyıllara damga vuran sa-natçıyla bir araya getirirken, markanın en yeni koltuk takımı Gaudi’yle birlikte İspan-ya’ya yolculuğa çıkacaksınız. İspanyol Art Nouveau akımının usta mimarı Gaudi’den esinlenen koleksiyon farklı formu, mavi ve ceviz tonlarıyla Akdeniz ikliminin sıcaklığını ahşabın dokusuyla buluşturuyor. (www.fugamobilya.com)

Otel odasına gir-diniz ve duşunuzu aldınız. Seyahat sonrası yorgunluğunuzu atmak için yatağa uzandınız. Fakat hem ışığı kapamanız gerekiyor hem de klimayı ayar-lamanız. Artık pek çok otelde yatağın ya-nında genel bir ışık açma kapama düğmesi bulunuyor. Peki, ya klima? Elektrik anahtarı ve priz markası VİKO tarafından geliştiri-len Thea IQ Dokunmatik Yönetim Paneli ile yerinizden kalkmanıza gerek yok. Isıtma, iklimlendirme, aydınlatma ve jaluzi / pan-jur kontrolünü bu yeni ürün ile dinlenirken de, yattığınız yerden de yapabilirsiniz. Thea IQ Dokunmatik Yönetim Paneli’nde ayrıca taksi, kuru temizleme, temizlik hizmeti, me-kanik/elektrik hizmetleri, alışveriş ve diğer concierge hizmetleri için de telefon açma-nıza gerek kalmıyor. (www.viko.com.tr)

DOKUNMATİK YAŞAM

128_129_HI_BOUTIQUE.indd 128 18.02.2015 22:54

BOUTIQUE

CAMIN ZARAFETİBatarya ve duş tasarım markası Hansgrohe, SE elmas ve eğri kesimli olmak üzere iki yeni cam tasarımını Axor Starck V bataryalarla buluşturuyor. Alternatif olarak, çıkarılabilir üst bölümünü porselen olarak da sunan marka, ürünlerini ilk defa 10 Mart’ta Frankfurt Almanya’da gerçekleşen Hansgrohe ISH ticaret fuarında görücüye çıkaracak. “Axor Starck V’yi ilk kez piyasaya sürmemizden bir yıl sonra, bu devrim yaratan tasarım objesini avangard tasarımdan klasik ta-sarıma kadar tüm çeşitliliği ile sergiliyoruz” diyen Axor Başkanı Philippe Grohe, bataryalara ekledikleri opsiyonlar ile kullanıcıların ürünleri kişisel-leştirebileceklerini de belirtiyor. (www.hansgrohe.com.tr)

DÜNYA TURUBaşlık sizi yanıltmasın, ülke ülke gezmeye-ceksiniz. Fakat ICA’nın Türkiye’ye getirdiği dünyaca ünlü markalar ile dünya turuna çıkmanız mümkün. Afrika’dan Avustral-ya’ya, Avrupa’dan Japonya’ya dünyanın dört bir yanına yayılan İngiliz mobilya mar-kası Gloster, özellikle dış mekân mobil-yaları ile otellerin tercihi. İtalyan Nardi de Raffaelle Galiotto’nun termoplastik reçine-den ürettiği bahçe mobilyaları ile ICA’nın yelpazesinde yer alıyor. Otellerin görkemli lobilerine ve dinlendirici ancak bir o kadar baştan çıkarıcı odalarına girdiğimizde ise İtalyan mobilya markası Selva ile Ligne Roset bizi karşılıyor. (www.ica.com.tr)

BEYAZIN SAFLIĞIÇamurlu ortamlarda yaşadığı halde temiz-liği ve aydınlığı temsil eden Lotus çiçeği, Porland’ın aynı adlı serisinin ilham kaynağı oldu. Bu özelliği ile ham maddesi toprak olan porselenin dünya üzerinde en temiz ve sağlıklı yeme-içme aracı olduğunu vur-gulayan Lotus Serisi, beyazın saflığı öne çıkarılarak tasarlandı. Otellerde kullanım kolaylığı sağlayacak seride; farklı boylarda düz tabaklar, kayık ve çukur tabaklar, kâ-seler, çok amaçlı mini kâse ve tabaklar ile dekoratif amaçlı kâseler yer alıyor. (www.porland.com.tr)

128_129_HI_BOUTIQUE.indd 129 19.02.2015 12:15

Page 129: Turkish edition 3

128

SAYI NO.03 İLKBAHAR 2015 OTELCİNİN ALIŞVERİŞ REHBERİ

BOUTIQUESANATSAL DOKULARDünyaca ünlü Alman barok müzik bestecisi Sebastian Bach’ın müziği, Fuga Mobilya’nın Bach adlı TV ünitesinde hayat buluyor. Ceviz gövdesi, metal raf bölmeleri, kütüphane ve raf sistemleri istenilen ölçüde ayarlanabilen bu TV seti sizi yüzyıllara damga vuran sa-natçıyla bir araya getirirken, markanın en yeni koltuk takımı Gaudi’yle birlikte İspan-ya’ya yolculuğa çıkacaksınız. İspanyol Art Nouveau akımının usta mimarı Gaudi’den esinlenen koleksiyon farklı formu, mavi ve ceviz tonlarıyla Akdeniz ikliminin sıcaklığını ahşabın dokusuyla buluşturuyor. (www.fugamobilya.com)

Otel odasına gir-diniz ve duşunuzu aldınız. Seyahat sonrası yorgunluğunuzu atmak için yatağa uzandınız. Fakat hem ışığı kapamanız gerekiyor hem de klimayı ayar-lamanız. Artık pek çok otelde yatağın ya-nında genel bir ışık açma kapama düğmesi bulunuyor. Peki, ya klima? Elektrik anahtarı ve priz markası VİKO tarafından geliştiri-len Thea IQ Dokunmatik Yönetim Paneli ile yerinizden kalkmanıza gerek yok. Isıtma, iklimlendirme, aydınlatma ve jaluzi / pan-jur kontrolünü bu yeni ürün ile dinlenirken de, yattığınız yerden de yapabilirsiniz. Thea IQ Dokunmatik Yönetim Paneli’nde ayrıca taksi, kuru temizleme, temizlik hizmeti, me-kanik/elektrik hizmetleri, alışveriş ve diğer concierge hizmetleri için de telefon açma-nıza gerek kalmıyor. (www.viko.com.tr)

DOKUNMATİK YAŞAM

128_129_HI_BOUTIQUE.indd 128 18.02.2015 22:54

BOUTIQUE

CAMIN ZARAFETİBatarya ve duş tasarım markası Hansgrohe, SE elmas ve eğri kesimli olmak üzere iki yeni cam tasarımını Axor Starck V bataryalarla buluşturuyor. Alternatif olarak, çıkarılabilir üst bölümünü porselen olarak da sunan marka, ürünlerini ilk defa 10 Mart’ta Frankfurt Almanya’da gerçekleşen Hansgrohe ISH ticaret fuarında görücüye çıkaracak. “Axor Starck V’yi ilk kez piyasaya sürmemizden bir yıl sonra, bu devrim yaratan tasarım objesini avangard tasarımdan klasik ta-sarıma kadar tüm çeşitliliği ile sergiliyoruz” diyen Axor Başkanı Philippe Grohe, bataryalara ekledikleri opsiyonlar ile kullanıcıların ürünleri kişisel-leştirebileceklerini de belirtiyor. (www.hansgrohe.com.tr)

DÜNYA TURUBaşlık sizi yanıltmasın, ülke ülke gezmeye-ceksiniz. Fakat ICA’nın Türkiye’ye getirdiği dünyaca ünlü markalar ile dünya turuna çıkmanız mümkün. Afrika’dan Avustral-ya’ya, Avrupa’dan Japonya’ya dünyanın dört bir yanına yayılan İngiliz mobilya mar-kası Gloster, özellikle dış mekân mobil-yaları ile otellerin tercihi. İtalyan Nardi de Raffaelle Galiotto’nun termoplastik reçine-den ürettiği bahçe mobilyaları ile ICA’nın yelpazesinde yer alıyor. Otellerin görkemli lobilerine ve dinlendirici ancak bir o kadar baştan çıkarıcı odalarına girdiğimizde ise İtalyan mobilya markası Selva ile Ligne Roset bizi karşılıyor. (www.ica.com.tr)

BEYAZIN SAFLIĞIÇamurlu ortamlarda yaşadığı halde temiz-liği ve aydınlığı temsil eden Lotus çiçeği, Porland’ın aynı adlı serisinin ilham kaynağı oldu. Bu özelliği ile ham maddesi toprak olan porselenin dünya üzerinde en temiz ve sağlıklı yeme-içme aracı olduğunu vur-gulayan Lotus Serisi, beyazın saflığı öne çıkarılarak tasarlandı. Otellerde kullanım kolaylığı sağlayacak seride; farklı boylarda düz tabaklar, kayık ve çukur tabaklar, kâ-seler, çok amaçlı mini kâse ve tabaklar ile dekoratif amaçlı kâseler yer alıyor. (www.porland.com.tr)

128_129_HI_BOUTIQUE.indd 129 19.02.2015 12:15

Page 130: Turkish edition 3

130

SON BAKIŞ

Amsterdam’daki 93 odalı Waldorf Astoria, sadece büyü-leyici gözükmekle kalmıyor, başarılı renovasyon projesiyle de ne-fesleri kesiyor. 17 ve 18’inci yüzyıldan kalma iki konak (eskiden belediye başkanlarının rezidansı olarak kullanılmış), tarihi detay-ların sunduğu hazineleri muhafaza ederek Herengracht boyunca tek bir bina oluşturacak şekilde bir araya getirilmiş. Evlerden biri, III. William’ın mimarlarından biri olan Daniel Marot tarafın-dan yapılmış bir merdivene ev sahipliği yapıyor. Diğeri ise Hol-landalı 18’inci yüzyıl sanatçısı Jacob Maurer tarafından yapılmış rokoko tarzı dekorasyonlar ile donatılmış. Esasında her bir köşe, dönemin mimarisini veya tasarımını yansıtıyor; ve gün ışığı, derin pencerelerden süzülerek soluk mermer yer döşemelerinin üzerine

YAZI: BOYD FARROW

KLASİK İLE MODERNİN BAŞARILI BİRLİKTELİĞİ AMSTERDAM’DAKİ WALDORF

ASTORIA’DA SERGİLENİYOR

düşüyor. GA Design’daki tasarımcıların en büyük başarısı belki de parlak, beyaz panellerden meydana gelen lobiden Guerlain spa ve havuza kadar, her şeyin son derece modern görünmesini sağlamak olmuş. Ana ortak alan, büyük bir avluya bakan, lobiden ayrı parlak bir lounge. Bir diğer başarılı kombinasyon, Waldorf’un imzası haline gelen Peacock Alley’in Hollanda ile birleşmesi. Restoranın ortasında yer alan Güneş Sistemi’ni gösteren küre, Hollanda’nın denizcilik geleneğine atıfta bulunurken Delft porse-lenleri ve Vermeer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosunun renkleri, mekânı daha da anlamlandırıyor. Kuytudaki cazip köşeler ve Delft mavi-sine boyanmış duvarlar da klasik ile moderni başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.

130_HI_SON BAKIS.indd 130 18.02.2015 22:55ELLE_.indd 1 18.02.2015 14:55:30

Page 131: Turkish edition 3

130

SON BAKIŞ

Amsterdam’daki 93 odalı Waldorf Astoria, sadece büyü-leyici gözükmekle kalmıyor, başarılı renovasyon projesiyle de ne-fesleri kesiyor. 17 ve 18’inci yüzyıldan kalma iki konak (eskiden belediye başkanlarının rezidansı olarak kullanılmış), tarihi detay-ların sunduğu hazineleri muhafaza ederek Herengracht boyunca tek bir bina oluşturacak şekilde bir araya getirilmiş. Evlerden biri, III. William’ın mimarlarından biri olan Daniel Marot tarafın-dan yapılmış bir merdivene ev sahipliği yapıyor. Diğeri ise Hol-landalı 18’inci yüzyıl sanatçısı Jacob Maurer tarafından yapılmış rokoko tarzı dekorasyonlar ile donatılmış. Esasında her bir köşe, dönemin mimarisini veya tasarımını yansıtıyor; ve gün ışığı, derin pencerelerden süzülerek soluk mermer yer döşemelerinin üzerine

YAZI: BOYD FARROW

KLASİK İLE MODERNİN BAŞARILI BİRLİKTELİĞİ AMSTERDAM’DAKİ WALDORF

ASTORIA’DA SERGİLENİYOR

düşüyor. GA Design’daki tasarımcıların en büyük başarısı belki de parlak, beyaz panellerden meydana gelen lobiden Guerlain spa ve havuza kadar, her şeyin son derece modern görünmesini sağlamak olmuş. Ana ortak alan, büyük bir avluya bakan, lobiden ayrı parlak bir lounge. Bir diğer başarılı kombinasyon, Waldorf’un imzası haline gelen Peacock Alley’in Hollanda ile birleşmesi. Restoranın ortasında yer alan Güneş Sistemi’ni gösteren küre, Hollanda’nın denizcilik geleneğine atıfta bulunurken Delft porse-lenleri ve Vermeer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosunun renkleri, mekânı daha da anlamlandırıyor. Kuytudaki cazip köşeler ve Delft mavi-sine boyanmış duvarlar da klasik ile moderni başarılı bir şekilde bir araya getiriyor.

130_HI_SON BAKIS.indd 130 18.02.2015 22:55ELLE_.indd 1 18.02.2015 14:55:30

Page 132: Turkish edition 3