147
ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Semiha ZORLU KIRKA (ESKİŞEHİR) BOR YATAKLARI ÇEVRESİNDEKİ BİYOJEOKİMYASAL ANOMALİLERİN ARAŞTIRILMASI JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ADANA, 2006

ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Semiha ZORLU

KIRKA (ESKİŞEHİR) BOR YATAKLARI ÇEVRESİNDEKİ BİYOJEOKİMYASAL ANOMALİLERİN ARAŞTIRILMASI

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2006

Page 2: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Semiha ZORLU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Bu tez 31/05/2006 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir. İmza:................................. İmza:................................ İmza:............................ Yrd.Doç.Dr.Mustafa AKYILDIZ Yrd. Doç.Dr.Zeynep ÖZDEMİR Prof. Dr. Servet YAMAN DANIŞMAN II. DANIŞMAN ÜYE İmza:........................... İmza:............................. Prof. Dr. Hüseyin ÇELEBİ Yrd.Doç.Dr.Ayfer ALKAN TORUN ÜYE ÜYE Bu Tez Enstitümüz Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalında Hazırlanmıştır.

Kod No:

Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür

Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: MMF.2004.YL.51 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki Hükümlere tabidir.

ESKİŞEHİR-KIRKA BOR YATAKLARININ BİYOJEOKİMYASAL ANOMALİLERİNİN İNCELENMESİ

Page 3: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

I

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Semiha ZORLU

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Danışman :Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKYILDIZ Yrd. Doç. Dr. Zeynep ÖZDEMİR (İkinci danışman) Yıl :2006, Sayfa: 132 Jüri :Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKYILDIZ Yrd. Doç. Dr. Zeynep ÖZDEMİR Prof. Dr. Servet YAMAN Prof. Dr. Hüseyin ÇELEBİ Yrd. Doç. Dr. Ayfer ALKAN TORUN Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi amacıyla Kırka (Eskişehir) Bor Madeni ve çevresinde doğal olarak yetişen Gypsophila perfoliata L., Pinus nigra Arn, Chrysopogon gryllus (L.) Trin., Juniperus oxicedrus L. subsp., Juniperus foetidissima Willd., Apera intermedia Hackel, Quercus trojana P.B. Webb, Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Alyssum sibiricum Wılld, Genista aucheri Boiss ve Euphorbia hirsuta L., bitki türleri ve üzerinde yetiştikleri topraklardan örnekler alınmıştır. Bitki ve toprak örneklerinin B, Li, Sr, Cu, Zn, Mn, Ni ve Co içerikleri saptanarak biyojeokimyasal anomalileri incelenmiştir. Bitkilerde bulunan element içeriği ile topraklarda bulunan element içeriği karşılaştırılarak belirtgen (indikatör) bitkiler saptanmıştır. Yapılan değerlendirme sonucunda; P. intermedia (Schur) Janchen (n=17, r=0,7274) ile G. aucheri Boiss bitki türlerinin dalları (n=26, r=0,7934) ve P. nigra Arn. bitki türünün yaprağı (n=16, r=0,6805) B için, G. aucheri Boiss bitki türünün dalı (n =18, r=0,6214), J. oxicedrus L. subsp. bitkisinin hem dalı (n=24, r=0,7267) hem de yaprağı (n=20, r=0,8293) ve P. nigra Arn. bitki türünün yaprağı (n=19, r=0,6655) Li için, J. oxicedrus L. subsp. bitki türü (n= 16, r=0,6824) ile E. hirsuta L. bitki türünün yaprağı (n=14, r= 0,7511) ve P. nigra Arn. bitki türünün dalı (n=16, r = 0,8567) Sr için, G. perfoliata L. bitki türünün dalı (n=13, r=0,7915) Mn için belirtgen bitki olarak saptanmıştır. Ancak bitki türlerinin içerdiği Cu, Zn, Ni ve Co içerikleri ile topraktaki içerikleri arasında istatistiksel anlamda doğrusal bir ilişki saptanamamıştır. Anahtar kelimeler: Biyojeokimya, B, Li, Sr, Mn, belirtgen bitki, Kırka (Eskişehir)

KIRKA (ESKİŞEHİR) BOR YATAKLARI ÇEVRESİNDEKİ BİYOJEOKİMYASAL ANOMALİLERİN ARAŞTIRILMASI

Page 4: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

II

ABSTRACT

MSc. THESIS

Semiha ZORLU

DEPARTMENT OF GEOLOGICAL ENGINEERING INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES

UNIVERSITY OF ÇUKUROVA

Supervisor :Assist. Prof. Dr. Mustafa AKYILDIZ Assist. Prof. Dr. Zeynep ÖZDEMİR (Co Supervisor) Year :2006, Page : 132 Jury :Assist. Prof. Dr. Mustafa AKYILDIZ Assist. Prof. Dr. Zeynep ÖZDEMİR Prof. Dr. Servet YAMAN Prof. Dr. Hüseyin ÇELEBİ Assist. Prof. Dr. Ayfer ALKAN TORUN

Gypsophila perfoliata L., Pinus nigra Arn, Chrysopogon gryllus (L.) Trin., Juniperus oxicedrus L. subsp., Juniperus foetidissima Willd., Apera intermedia Hackel, Quercus trojana P.B. Webb, Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Alyssum sibiricum Wılld, Genista aucheri Boiss ve Euphorbia hirsuta L. plants samples and soil samples where plants are growing, were collected in and around the Kırka (Eskişehir) Borate Mine for exploring the new borate mines that has used strategic importance and widely in a lot of industry fields from chemistry to the space and aeronautics. The B, Li, Sr, Cu, Zn, Mn, Ni and Co contents of plant and soil samples were determined, and the biogeochemical anomalies of them were investigated. Element contents of the plant samples were compared with the element level of the soil samples, then indicator plants were foundet. As a result of the evaluations, the determined indicator plants were, P.intermedia (Schur) Janchen plant species (n=17, r=0.7274), twigs of G. aucheri Boiss (n=26, r=0.7934) and leafs of P. nigra Arn. (n=16, r=0.,6805) for B; twigs of G. aucheri Boiss (n =18, r=0.6214), both twigs (n=24, r=0.7267) and leafs (n=20, r=0.8293) of J. oxicedrus L. subsp. and leafs of the P. nigra Arn. (n=19, r=0.6655) for Li; J. oxicedrus L. subsp. plant species (n= 16, r=0.6824), leafs of the E. hirsuta L. (n=14, r= 0.7511) and branches of P. nigra Arn. (n=16, r = 0.8567) for Sr; twigs of G. perfoliata L. (n=13, r=0.7915) for Mn. However there is no statistical relations were established between the Cu, Zn, Ni and Co values of plant and soil samples. Key Words: Biogeochemistry, B, Li, Sr, Mn, indicator plant, Kırka (Eskişehir)

AN INVESTIGATION OF THE BIOGEOCHEMICAL ANOMALIES AROUND THE KIRKA (ESKİŞEHİR) BORATE MINE

Page 5: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

III

TEŞEKKÜR

Tez çalışmalarım sırasında, yapıcı eleştirileri ve özenli değerlendirmelerinden

dolayı, danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKYILDIZ’a ve çalışmalarım

süresince tecrübeli bilgileriyle beni yönlendiren, bilgilendiren ve ayrıca laboratuar

çalışmalarım sırasındaki katkılarından dolayı ikinci danışman hocam Sayın Yrd. Doç.

Dr. Zeynep ÖZDEMİR’e,

Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümüne ait jeokimya laboratuarının

olanaklarından faydalanmamı sağladıkları için bölüm başkanı Sayın Prof. Dr. Hüseyin

ÇELEBİ’ye,

Bor analizinde kullandığım yöntem konusunda beni yönlendiren Sayın Yrd. Doç.

Dr. Ayfer ALKAN TORUN’a (Çukurova Üniversitesi) ve Sayın Prof. Dr. Yüksel

ÖZDEMİR’e (Mersin Üniversitesi),

Bitki örneklerinin sistematiğinin yapılmasında yardımcı olan Sayın Prof. Dr.

Bayram YILDIZ’a (Balıkesir Üniversitesi), ve Araş. Grv. Sayın Rıza BİNZET’e (Mersin

Üniversitesi ),

Laboratuar çalışmalarım sırasında yardımcı olan Jeoloji Mühendisi Sayın Aynur

KOCAMAN’a, ve Yüksek Jeoloji Mühendisi Sayın Tülin GEDİK’e,

Arazi çalışmalarımda yardımcı olan Araş. Grv. Sayın Mehmet Ali KURT’a ve

hayatımın her aşamasında maddi manevi desteğinden ve arazi çalışmalarımda

yardımlarından dolayı Araş. Grv. Sayın Kemal ZORLU’ya (Mersin Üniversitesi),

Çalışmalarım süresince maddi ve manevi desteklerini gördüğüm annem ve

babam Gülbeyaz-Ahmet KIRIŞ ile kardeşim Erkan KIRIŞ’a

Bu çalışmayı, 104Y009 nolu proje kapsamında destekleyen TUBİTAK’a, ve

MMF. 2004. YL. 51 nolu proje kapsamında destekleyen Çukurova Üniversitesi Bilimsel

Araştırma Projeleri Birimine,

Sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Page 6: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

IV

İÇİNDEKİLER SAYFA

ÖZ .....................................................................................................................I

ABSTRACT ......................................................................................................II

TEŞEKKÜR ......................................................................................................III

İÇİNDEKİLER..................................................................................................IV

TABLOLAR DİZİNİ .........................................................................................VII

ŞEKİLLER DİZİNİ ...........................................................................................XI

1. GİRİŞ ............................................................................................................1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR..............................................................................4

2.1. Jeolojik Çalışmalar ..................................................................................4

2.2.Bölgenin Jeolojisi.....................................................................................5

2.2.1. Zahrandere Traverteni .......................................................................5

2.2.2. Lepçekdere Formasyonu....................................................................7

2.2.3. Salihiye Formasyonu ........................................................................7

2.2.4. Karaören Formasyonu .......................................................................8

2.2.5. Kırka Formasyonu .............................................................................8

2.3.Biyojeokimyasal Çalışmalar .....................................................................10

2.3.1. Biyojeokimya ....................................................................................10

2.3.2. Anomali Kavramı ..............................................................................14

2.3.2.1. Jeokimyasal Anomaliler...............................................................14

2.3.2.2. Biyojeokimyasal Anomaliler........................................................15

2.3.2.3. Biyojeokimyasal Anomalilerin Ortaya Çıkartılmasında

Önemli Faktörler..........................................................................17

2.3.3. Bitkilerin Element İçerikleri ..............................................................21

2.3.4. Bor (B) Elementi ...............................................................................23

2.3.5. Lityum (Li) Elementi.........................................................................25

2.3.6. Stronsiyum (Sr) Elementi ..................................................................25

2.3.7. Mangan (Mn) Elementi......................................................................26

2.3.8. Bakır (Cu) Elementi ..........................................................................27

2.3.9. Çinko (Zn) Elementi..........................................................................28

Page 7: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

V

2.3.10. Nikel (Ni) Elementi .........................................................................29

2.3.11. Kobalt (Co) Elementi.......................................................................30

3. MATERYAL VE METOD ............................................................................32

3.1. Materyal..................................................................................................32

3.2. Metod......................................................................................................39

3.2.1. Hazırlık ve Ön Çalışma .....................................................................39

3.2.2. Bitki Örneklerin Kimyasal Analize Hazırlanması...............................39

3.2.2.1. Bitkide Bor Analizleri.................................................................40

3.2.2.2. Bitkide Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Analizi ..............................41

3.2.3. Toprak Örneklerinin Kimyasal Analize Hazırlanması ........................41

3.2.3.1. Toprakta Bor Analizi ...................................................................41

3.2.3.2. Toprakta Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Analizi............................42

3.3. Verilerin İstatistiksel Değerlendirilmesi...................................................43

4. ARAŞTIRMA BULGULARI.........................................................................45

4.1. B, Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Elementlerinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi.....................................................................45

4.1.1. Bor (B) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi ...45

4.1.2. Lityum (Li) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin

İncelenmesi ........................................................................................61

4.1.3. Stronsiyum (Sr) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi...............................................................74

4.1.4. Mangan (Mn) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi................................................................86

4.1.5. Bakır (Cu) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi................................................................95

4.1.6. Çinko (Zn) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi................................................................101

4.1.7. Nikel (Ni) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi................................................................107

4.1.8. Kobalt (Co) Elementinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi....................................................................113

Page 8: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

VI

4.2. Belirtgen Olarak Saptanan Bitki Türlerinin Topraktaki

Diğer Elementlerle İlişkisi ......................................................................119

5. SONUÇLAR.................................................................................................124

KAYNAKLAR..................................................................................................126

ÖZGEÇMİŞ.......................................................................................................132

Page 9: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

VII

TABLOLAR DİZİNİ SAYFA

Tablo 2.1. Dünyanın bazı bölgelerinde Cu, Ni, Co, Zn, Mn ve B elementleri

İçin biyojeokimyasal prospeksiyonda kullanılan bitki türleri.............16

Tablo 2.2. Bitkiler için gerekli besinler olduğu kabul edilen elementler .............23

Tablo 2.3. Antagonistik elementler ve bitkiler tarafından alınımına engel

olunan element .................................................................................24

Tablo 3.1. Kırka (Eskişehir), Emet (Kütahya) ve Bigadiç (Balıkesir) B

madenleri civarından alınan bitki türleri ve alındıkları İstasyonlar...33

Tablo 3.2. Örnek sayısına (n) bağlı olarak olması gereken teorik korelasyon

katsayısı (rteorik) değerleri ..................................................................44

Tablo 4.1. Kırka Bor Madeni civarından alınan Euphorbia hirsuta,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia intermedia

bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru

ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki B konsantrasyonları................. 47

Tablo 4.2. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan Quercus

trojana, Genista aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus nigra bitki

türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık

üzerinden) ve topraklarındaki B konsantrasyonları............................50

Tablo 4.3. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Allyssum sibiricum, Apera intermedia bitki türlerinin çeşitli

kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve

topraklarındaki B konsantrasyonları..................................................53

Tablo 4.4. Bigadiç (Balıkesir) Bor Madeni civarından alınan toprak ve

Quercus coccifera, Cataprosa aquatica ve Pinus brutia bitki

türlerinin çeşitli organlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık

üzerinden) B düzeyleri......................................................................54

Tablo 4.5. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan bitki

türlerinde ve toprakta B’un istatistiksel değerlendirilmesi .................55

Page 10: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

VIII

Tablo 4.6. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allyssum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia

intermedia bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.,

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Li konsantrasyonları....... 63

Tablo 4.7. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan Quercus

trojana, Genista aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus nigra bitki

türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık

üzerinden) ve topraklarındaki Li konsantrasyonları..........................65

Tablo 4.8. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki

(yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Li

konsantrasyonları..............................................................................68

Tablo 4.9. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan

bitki türlerinde ve toprakta Li’un istatistiksel değerlendirilmesi ........69

Tablo 4.10. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allyssum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia

intermedia bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki

(yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Sr

konsantrasyonları............................................................................75

Tablo 4.11. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan

Quercus trojana, Genista aucheri, Juniperus oxycedrus,

Pinus nigra bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.,

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Sr Konsantrasyonları .....77

Tablo 4.12. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak,

dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki

Sr konsantrasyonları ........................................................................79

Tablo 4.13. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan bitki

türlerinde ve toprakta Sr’un istatistiksel değerlendirilmesi ..............80

Tablo 4.14. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allysyum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia

Page 11: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

IX

intermedia Bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Mn konsantrasyonları........ 88

Tablo 4.15. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan

Quercus trojana, Genista aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus

nigra bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru

ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Mn konsantrasyonları................90

Tablo 4.16. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak,

dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Mn

konsantrasyonları............................................................................92

Tablo 4.17. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan bitki

Türlerinde ve toprakta Mn’nın istatistiksel değerlendirilmesi ..........93

Tablo 4.18. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allysyum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia

intermedia bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.,

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Cu konsantrasyonları.....96

Tablo 4.19. Kırka Bor Madeni civarından alınan Quercus trojana, Genista

aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus nigra bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden)

ve topraklarındaki Cu konsantrasyonları ...............................................98

Tablo 4.20. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta., Apera intermedia bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden)

ve topraklarındaki Cu konsantrasyonları ........................................100

Tablo 4.21. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allysyum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia

intermedia bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.,

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Zn konsantrasyonları .........102

Tablo 4.22. Kırka, Emet ve Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan

Quercus trojana, Genista aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus nigra,

bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru

ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Zn konsantrasyonları ..................104

Page 12: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

X

Tablo 4.23. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta ve Apera intermedia, bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden)

ve topraklarındaki Zn konsantrasyonları ........................................106

Tablo 4.24. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allysyum sibiricum

Chrysopogon gryllus., Gypsohila perfoliata, Puccinellia

intermedia bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs.,

kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Ni konsantrasyonları ...... 108

Tablo 4.25. Kırka Bor Madeni civarından alınan Quercus trojana, Genista

aucheri, Pinus nigra, Juniperus oxycedrus bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden)

ve topraklarındaki Ni konsantrasyonları ..........................................110

Tablo 4.26. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima,

Euphorbia hirsuta bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak,

dal vs., kuru ağırlık üzerinden) ve topraklarındaki Ni

konsantrasyonları............................................................................112

Tablo 4.27. Kırka Bor Madeni civarından alınan Allysyum sibiricum,

Chrysopogon gryllus, Gypsohila perfoliata, Puccinellia intermedia

bitki türlerinin çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs. kuru

ağırlı üzerinden) ve topraklarındaki Co konsantrasyonları ............... 114

Tablo 4.28. Kırka Bor Madeni civarından alınan Quercus trojana, Genista

aucheri, Juniperus oxycedrus, Pinus nigra, bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden)

ve topraklarındaki Co konsantrasyonları .........................................116

Tablo 4.29. Kırka Bor Madeni civarından alınan Juniperus foetidissima

Euphorbia hirsuta, Apera intermedia bitki türlerinin

çeşitli kısımlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlı üzerinden)

ve topraklarındaki Co konsantrasyonları ........................................118

Tablo 4.30. Belirtgen bitki olarak saptanan bitki türlerinin çeşitli

kısımlarının topraktaki diğer elementlerle (B, Sr, Li, Mn, Cu,

Zn, Ni ve Co) olan ilişkisi ..............................................................119

Page 13: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

XI

ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA

Şekil 1.1. İnceleme alanı yer bulduru haritası ...................................................3

Şekil 2.1. Kırka (Eskişehir) bor madeni civarının genelleştirilmiş stratigrafik

dikme kesiti (Gök vd. 1979’den sadeleştirilerek alınmıştır)...............6

Şekil 2.2. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarı jeoloji haritası

(Gök, vd. 1979) ................................................................................9

Şekil 2.3. Bigadiç (Balıkesir) bor madenleri ve civarının jeoloji

haritası (Helvacı ve Alaca, 1991) ......................................................11

Şekil 2.4. Emet (Kütahya) bor madenleri ve civarının jeoloji

haritası (Helvacı, 1984).....................................................................12

Şekil 2.5. Anomali, temel ve eşik değerler arasındaki ilişki (Köksoy,

1991’den basitleştirilerek) ...............................................................14

Şekil 2.6. Biyojeokimyasal anomalilerin tespitinde bitki köklerinin yapısı ile

cevher zonu arasındaki bağıntının etkisi (Köksoy, 1991) ...................17

Şekil 2.7. Elementlerin biyojeokimyasal çevrimi (Hawkes and Webb,1962:

Köksoy,1991’den) ............................................................................22

Şekil 3.1. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Alyssum

sibiricum Willd bitki türü.................................................................34

Şekil 3.2. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Chrysopogen

gryllus bitki türü ..............................................................................34

Şekil 3.3. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Gypsophila

perfoliata L. bitki türü ......................................................................35

Şekil 3.4. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Puccinellia

intermedia (Schur) Janchen bitki türü ...............................................35

Şekil 3.5. Kırka (Eskişehir) ve Emet (Kütahya) Bor Madeni civarında

yetişen Quercus trojana P.B. Webb bitki türü................................36

Şekil 3.6. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Genista aucheri

Boiss bitki türü .................................................................................36

Şekil 3.7. Kırka (Eskişehir), Emet (Kütahya) ve Bigadiç (Balıkesir)

Bor Madenleri civarında yetişen Juniperus oxicedrus L.

Page 14: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

XII

subsp bitki türü.................................................................................37

Şekil 3.8. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Pinus nigra Arn.

bitki türü...........................................................................................37

Şekil 3.9. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Juniperus

foetidissima Wildd bitki türü.............................................................38

Şekil 3.10. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Euphorbia

hirsuta L.bitki türü..........................................................................38

Şekil 3.11. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Apera

intermedia bitki türü ........................................................................39

Şekil 4.1. Topraktaki B konsantrasyonu ile Puccinellia intermedia bitki

türünün kabuk kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki..........58

Şekil 4.2. Topraktaki B konsantrasyonu ile Genista aucheri Boiss. bitki

türünün dal kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki ...............59

Şekil 4.3. Topraktaki B konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn.bitki türünün

yaprak kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki......................60

Şekil 4.4. Bor belirtgeni bitkilerin aynı grafikte gösterimi ................................61

Şekil 4.5. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Genista aucheri Boiss bitki

türünün dal kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki .............71

Şekil 4.6. Şekil 4.5. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Genista aucheri

Boiss bitki türünün dal kısmındaki Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki ......................................................72

Şekil 4.7. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Juniperus oxicedrus L.

subsp bitki türünün dal kısmındaki Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki .......................................................72

Şekil 4.8. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn. bitki

türünün yaprak kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki.........73

Şekil 4.9 Lityum belirtgeni bitkilerin arasındaki ilişki .....................................74

Şekil 4.10. Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Juniperus oxicedrus L.

subsp bitki türünün yaprak kısmındaki Sr konsantrasyonu

arasındaki ilişki ................................................................................83

Şekil 4.11. Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn. bitki

Page 15: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

XIII

türünün dal kısmındaki Sr konsantrasyonu arasındaki ilişki ..............84

Şekil 4.12.Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Euphorbia hirsuta L. bitki

türünün yaprak kısmındaki Sr konsantrasyonu arasındaki ilişki.........85

Şekil 4.13. Stronsiyum belirtgeni bitkilerin arasındaki ilişki...............................85

Şekil 4.14. Topraktaki Mn konsantrasyonu ile Gypsohila perfoliata L. bitki

türünün dal kısmındaki Mn konsantrasyonu arasındaki ilişki ............87

Şekil 4.15. Juniperus oxicedrus L. subsp bitkisinin yaprağı ile toprakta

bulunan Li konsantrasyonu arasındaki ilişki......................................120

Şekil 4.16. Pinus nigra Arn. bitkisinin yaprağı ile toprakta bulunan Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki .......................................................120

Şekil 4.17. Pinus nigra Arn. bitkisinin dalının içerdiği Sr konsantrasyonu

ile toprakta bulunan Mn konsantrasyonu arasındaki ilişki .................121

Şekil 4.18. Euphorbia hirsuta L. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr

konsantrasyonu ile toprakta bulunan B

konsantrasyonu arasındaki ilişki .......................................................122

Şekil 4.19. Euphorbia hirsuta L. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr

konsantrasyonu ile toprakta bulunan Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki .......................................................122

Şekil 4.20. Gypsophila perfoliata L. bitkisinin dalının içerdiği Mn

konsantrasyonu ile toprakta bulunan Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki .......................................................123

Page 16: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

1. GİRİŞ Semiha ZORLU

1

1.GİRİŞ

Yerkabuğunda bulunan cevherce ümitli bölgelerin aranması ve jeolojik

açıdan yatağın değerlendirilmesi için yapılan çalışmalar prospeksiyon evresini

kapsamaktadır. Maden arama yöntemlerinden biri olan Biyojeokimyasal

prospeksiyon da bu evrede yapılabilecek, gelişmekte olan bir yöntemdir ve bitkilerin

değişik organlarının (dal, yaprak, çiçek vs.) analizleriyle maden aranması esasına

dayanmaktadır (Köksoy, 1991).

Bitkiler topraktaki ve daha derinlerdeki yeraltı sularında çözünmüş

elementleri kökleriyle bünyelerine alarak beslenirler. Bu nedenle toprak çözeltisi,

köklerin kapsamış olduğu geniş bir sahadaki toprak ve yeraltı suyunu temsil eder.

Böylece cevherce toksik bölge toprakları üzerinde yetişen bitkiler diğer bölgelerde

yetişen aynı bitki türüne göre farklı konsantrasyonlarda element içermektedirler.

Bitkide ve toprakta bulunan element konsantrasyonu arasında doğrusal bir

ilişki varsa, bu bitkiler ortamdaki element seviyesini yansıtırlar ve belirtgen

(indikatör) bitki olarak adlandırılırlar. 1965 yılından itibaren bu alanda belirtgen

bitkiler tam anlamıyla kullanılmaya başlanmış ve bu çalışmalarla 1949-1973 yılları

arasındaki 90 mineral yatağı saptanmıştır (Erdman ve Kokkola,1984; Köksoy, 1991;

Özdemir ve Sağıroğlu, 1997).

Literatürde dünyada en fazla Au olmak üzere Ni, Cu, Fe, Mn, Pb, Co, Cr, Zn,

Mo, Cd, Ti, U gibi elementlerin belirtgen bitkilerinin saptanmasına yönelik bir çok

çalışma bulunmaktadır. Kimya sanayinden uzay teknolojisine kadar çok geniş

alanlarda kullanılan ve stratejik öneme sahip yer altı kaynaklarından biri olan B için

yalnızca Brooks vd. (1995)’nin belirttiğine göre 1961’de Rusya’da B’un belirtgen

bitkileri (Salsola nitraria, Eurotia ceratoides, Limonium suffruticosum ) saptanmıştır.

Kırka (Eskişehir) Bor Madeni ve çevresinde yapılan bu çalışma kapsamında,

başka B madenlerinin aranmasında kullanılabilecek belirtgen bitkilerin saptanması

için B’un biyojeokimyasal anomalileri araştırılmıştır. Ayrıca bu çalışmada B’un yanı

sıra Cu, Ni, Co, Li, Sr, Zn, Mn elementlerinin de biyojeokimyasal anomalileri

incelenmiştir. Bu amaçla bölgede doğal olarak yetişen Gypsophila perfoliata L.,

Pinus nigra Arn, Chrysopogon gryllus (L.) Trin., Juniperus oxicedrus L. subsp.,

Page 17: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

1. GİRİŞ Semiha ZORLU

2

Juniperus foetidissima Willd., Apera intermedia Hackel, Quercus trojana P.B.

Webb, Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Alyssum sibiricum Wılld, Genista

aucheri Boiss ve Euphorbia hirsuta L., bitki türleri ve üzerinde yetiştikleri

topraklardan örnekler alınarak analiz edilmiş ve sonuçlar Schroll (1975)’a göre

istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.

Kırka (Eskişehir) Bor Madeni çevresinde 2004 Temmuz ayında yapılan ilk

çalışmayı desteklemek amacıyla bir yıl sonra aynı bölgeden ve aynı bitki türlerinden

örnekler alınmıştır. Yine aynı yıl Bigadiç (Balıkesir) ve Emet (Kütahya) Bor

Madenleri civarında, karşılaştırma yapmak amacıyla bitki ve toprak örneklemesi

yapılmıştır. Ancak üç bölgede de aynı olduğu düşünülerek alınan bitkilerden yalnızca

J. oxicedrus L. subsp bitki türünün ortak olduğu, Emet ve Kırka Bor Madeni

çevresinde ise Q. trojana P.B. Webb bitki türünün aynı diğerlerinin ise farklı türler

olduğu saptanmıştır. Bigadiç Bor Madeni civarından alınan bitki türlerinin, Pinus

britua Ten., Quercus coccifera L., Catabrosa aquatica (L.) P. Beauv., Juniperus

oxicedrus L. subsp ve Emet Bor Madeni çevresinde alınan bitki türlerinin ise

Q.trojana P.B. Webb, J. oxicedrus L.subsp olduğu tespit edilmiştir.

Maden aramalarında kullanılan belirtgen bitkilerin, toprak kirliliğinin ortaya

çıkartılmasında ve bitkilere toksik etki yapan element fazlalığının giderilmesinde

(fitoremediasyon) kullanılabileceği önerilebilir (Özdemir vd., 2003; Kocaer ve

Başkaya, 2003; Uysal, 2004; Özdemir, 2005).

Page 18: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

1. GİRİŞ Semiha ZORLU

3

Şekil 1.1’de Kırka (Eskişehir), Bigadiç (Balıkesir) ve Emet (Kütahya) Bor

Madenlerinin yer bulduru haritası verilmiştir.

Şekil 1.1 İnceleme alanlarının yer bulduru haritası

Page 19: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

4

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

2.1. Jeolojik Çalışmalar

Bölgede yapılan jeolojik çalışmalardan bazıları aşağıda özetlenmiştir.

Gök S., Çakır A. ve Dündar A. (1979), Kırka borat yataklarının,

volkanitlerle ardalanmalı Karasal Neojen Formasyonları içinde yer aldığını ve

inceledikleri bölgede, Zahrendere traverteni, Lepçekdere formasyonu, Salihiye

formasyonu, Karaören formasyonu ve Kırka formasyonu olmak üzere 5 formasyonun

bulunduğunu belirlemişlerdir.

Yalçın H. (1989), Neojen istifini İdrisyayla volkanitleri (andezit, riyolit ve

volkanik breş), Karaören formasyonu (zeolitli tüfler), Sarıkaya formasyonu,

Türkmendağı bazaltı ve Fethiye formasyonu olmak üzere beş litostratigrafi birimine

ayırmıştır.

Yalçın H. ve Baysal O. (1991), Kırka baseninde ve yakın çevresinde,

Miyosen öncesi temel kayaçlar (metamorfik, ofiyolit ve karbonatlar) ile Neojen yaşlı

volkanik ve sedimanter birimlerin yer aldığını belirtmişlerdir.

Helvacı C. (2003), Türkiye’nin bilinen borat yataklarının, Tersiyer’de

başlayan ve Kuvaterner’in başlangıcına kadar devam eden volkanik aktivitelerin yer

aldığı dönemlerde, Miyosen gölsel (laküstrin) ortamlarda depolandığını belirtmiştir.

Ayrıca Bigadiç ve Sultançayır (Balıkesir), Kestelek (Bursa), Emet (Kütahya) ve

Kırka (Eskişehir) borat yataklarının, Miyosen volkanizması sırasında playa-göl

tortulları içinde biriktiğini ve B minerallerinin, çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı, şeyl, marn,

kireçtaşı ve tüf ardalanmalı istifte; çamurtaşı, kiltaşı, şeyil ve tüfler içinde oluştuğunu

ifade etmiştir.

Helvacı C. (2004), Miyosen volkanosedimenter tortular içinde yer alan

Türkiye borat yataklarının geometrisinin, genel olarak tortular içinde merceksel

yapılar sunmasına karşın, sıkça tortularla ardalanmalar, ince bantlar ve yanal olarak

kamalanmalar gösterdiklerini ve Türkiye’deki tüm yataklarda, B içeren birimlerden

önce ve sonra yaygın olarak kireçtaşı çökeliminin gerçekleştiğini belirtmiştir.

Page 20: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

5

2.2. Bölgenin Jeolojisi

Bor elementinin yerkabuğundaki dağılımı çok az olmasına karşın, belli

alanlardaki B konsantrasyonunun çok fazla olması ve olağanüstü artışı ekonomik B

yataklarının oluşumunu sonuçlar. Türkiye’de bilinen B yataklarının tümü Batı

Anadolu’da; Marmara Denizi’nin güneyinde, doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 300

km’lik ve kuzey-güney doğrultusunda ise 150 km’lik alan içinde Bigadiç ve

Sultançayır (Balıkesir), Kestelek (Bursa), Emet (Kütahya) ve Kırka (Eskişehir)

bölgelerinde bulunmaktadır.

Bu çalışmada incelenen örneklerin büyük çoğunluğunun derlendiği Kırka

(Eskişehir) Bor Madeni ve civarının jeolojisi ile karşılaştırma amaçlı örnekleme

yapılan, Bigadiç (Balıkesir) ve Emet (Kütahya) bor yatakları ve civarının jeolojisi

önceki çalışmalar doğrultusunda genel olarak aşağıda verilmiştir.

Çalışma alanlarının konumu: Kırka Bor Madeni; Eskişehir ili sınırları

içerisinde Seyitgazi ilçesine bağlı bulunan Kırka bucağı civarında olup Eskişehir

J24b3-J25a4 paftalarında, 39°16’03’’ - 39°19’11’’ Kuzey ve 030°26’15’’ –

030°31’43’’ Doğu koordinatları arasında yer almaktadır. Emet Bor Madenleri;

Kütahya ili sınırları içerisinde Emet ilçesi civarında olup Emet J22a2-J22a3-J22b3-

J22b4 paftalarında, 39°13’58’’ - 39°23’02’’ Kuzey ve 029°13’22’’ – 029°17’48’’

Doğu koordinatları arasında yer almaktadır. Bigadiç Bor Madenleri; Balıkesir ili

sınırları içerisinde Bigadiç ilçesi civarında olup Bigadiç J20a1-J20a2 paftalarında,

39°25’27’’ - 39°31’27’’ Kuzey ve 028°06’07’’ – 028°15’55’’ Doğu koordinatları

arasında yer almaktadır.

Kırka Bor Madeni ve civarında yer alan birimler yaşlıdan gence doğru;

Zahrendere traverteni, Lepçekdere formasyonu, Salihiye formasyonu, Karaören

formasyonu ve Kırka formasyonudur (Gök, vd. 1979) (Şekil 2.1).

2.2.1. Zahrandere Traverteni (Miyosen)

İnceleme alanındaki birimlerin tabanını oluşturan Zahrandere traverteni

güney kesimlerde Akseki tepe civarında dar bir yayılım sunmaktadır (Şekil 2.2).

Page 21: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

6

Şekil 2.1. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarının genelleştirilmiş stratigrafik dikme kesiti (Gök vd. 1979’den sadeleştirilerek)

Page 22: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

7

Birim kirli bej – sarı – beyaz renkli travertenden oluşmaktadır. Kalınlığı

yaklaşık 250-300 m. olan Miyosen yaşlı Zahrandere traverteni, Lepçekdere

formasyonu tarafından üzerlenmektedir (Gök vd., 1979).

2.2.2. Lepçekdere Formasyonu (Miyosen)

İnceleme alanının orta ve güney bölümlerinde yayılım sunan Lepçekdere

formasyonu Salihiye formasyonu tarafından uyumlu olarak üzerlenmektedir.

Miyosen yaşlı Lepçekdere formasyonunun tabanını Zahrandere traverteni

oluşturmaktadır (Şekil 2.2). Formasyon boratlı kiltaşı, kireçtaşı ve killi kireçtaşı

ardalanmasından oluşmaktadır. Kırka Borat Yatakları kiltaşları içerisinde yer

almaktadırlar. Bu yataklar tabanda ve tavanda kiltaşı seviyeleri tarafından

korunmuştur. İnce marn ve kireçtaşı tabakaları borat yatakları içinde ara katkı olarak

yer almakta ve borat yataklarının kenarlarına doğru kalınlaşmaktadır. Lepçekdere

formasyonunun kalınlığı Etibank tarfından yapılan sondajlarda 200 m. olarak tespit

edilmiştir (Gök vd., 1979).

2.2.3. Salihiye Formasyonu (Miyosen)

Salihiye formasyonu inceleme alanında oldukça geniş bir yayılım

sunmaktadır. Formasyon çalışma alanının orta kesimlerinde Kırka formasyonu

tarafından, güneybatı ve güney kesimlerinde ise Karaören formasyonuna ait tüfler

tarafından örtülmektedir (Şekil 2.2). Miyosen yaşlı Salihiye formasyonu inceleme

alanı içinde Lepçekdere formasyonunu üzerlemektedir (Gök vd., 1979). Salihiye

formasyonu tamamıyla kireçtaşlarından oluşmuştur. Formasyon içerisinde

kireçtaşları ile arakatkılı şekilde opaller gözlenmektedir. Salihiye formasyonunu

oluşturan kireçtaşlarının yapısı, dokusu ve arakatkıları düşey ve yanal olarak

değişiklikler göstermektedir. Birimin kalınlığı Etibank tarafından yapılan sondajlarda

75-100 m. olarak tespit edilmiştir (Gök vd., 1979).

Page 23: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

8

2.2.4. Karaören Formasyonu (Miyosen)

İnceleme alanının güneybatı kesiminde dar bir alanda yayılım sunan Karaören

formasyonu inceleme alanı dışında kalan bölgelerde oldukça geniş bir yayılım

sunmaktadır (Şekil 2.2). Zahrandere traverteni ve Salihiye formasyonu üzerinde

uyumsuz olarak yer alan Miyosen yaşlı Karaören formasyonu, Kırka formasyonu

tarafından üzerlenmektedir. Formasyon killeşmiş karbonatlaşmış bir tüf seviyesi ile

başlamakta ve üste doğru kaba taneli tüflere geçmektedir. Tüfler içinde kiltaşı,

kireçtaşı ve opal ardalanması yer almaktadır. Karaören formasyonunun azami

kalınlığı Etibank tarafından yapılan sondajlarda 200 m. olarak tespit edilmiştir (Gök

vd., 1979).

2.2.5. Kırka Formasyonu (Pliyosen)

İnceleme alanındaki Neojen Çökelleri'nin en genç birimi Kırka

formasyonudur. Birim çalışılan alanının doğu kesimleri oldukça geniş bir yayılım

göstermektedir. Pliyosen yaşlı Kırka formasyonu çalışma alanda Salihiye ve

Lepçekdere formasyonlarını uyumsuz olarak üzerlemektedir (Şekil 2.2), ancak

inceleme alanı dışında kalan sahada Karaören formasyonu üzerinde yer almaktadır.

Kırka Formasyonu, Karaören formasyonunun tüflerinden türeme tüf, kiltaşı ve

kireçtaşları ile opal içeren kısmen killeşmiş ve karbonatlaşmış tüfit tabakalarından

oluşmaktadır. Birimin yaşı Gök vd., (1979) tarafından Pliyosen olarak tespit

edilmiştir. Etibank tarafından yapılmış olan sondajlarda Kırka Formasyonu'nun 125-

130 m. kalınlıkta olduğu anlaşılmıştır (Gök vd., 1979).

Bigadiç Bor Madeni Miyosen ve Pliyosen yaşlı playa göl çökellerinden

oluşan KD-GB uzanımlı bir havza içinde iki farklı zonda yeralır. Bölgedeki volkano-

sedimanter istif, alttan üste doğru; taban volkanitleri, Taban kireçtaşı, alt tüf, alt

borat, üst tüf, üst borat ve olivinli bazalt birimlerinden oluşur. İnceleme alanı

içerisinde bu diziye ait üst tüf ve olivinli bazalt birimleri gözlenmemiştir (Şekil 2.3)

Bölgedeki Neojen istifi, Paleozoyik ve Mesozoyik yaşlı temel karmaşığı üzerine

uyumsuzlukla oturur. Alt ve üst borat yatakları, kurak iklim koşullarında yerel

Page 24: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

9

Şeki

l 2.2

. Kırk

a (E

skişe

hir)

Bor

Mad

eni v

e ci

varının

jeol

oji h

arita

sı (G

ök, v

d. 1

979’

den

basit

leşt

irile

rek)

Page 25: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

10

volkanizma ile bağlantılı olan hidrotermal çözeltiler ve sıcak su kaynakları ile

beslenen sahalarda gelişmiş, ayrık veya birbiri ile bağlantılı olabilen playa göllerinde

oluşmuşlardır. Yataklar tüf, tüfit, kil, marn ve kireçtaşları ile ara katkılıdır (Helvacı,

2003).

Emet yöresi ve dolayındaki Neojen yaşlı çökeller yaklaşık K-G uzanımlı bir

havza içinde birbirine bağlanan göllerde çökelmiştir. Bu birimler Palezoyik yaşlı

metamorfikler (mermer, kalkşist, kloritşist) üstünde açısal uyumsuz olarak

çökelmişlerdir. Yörede Neojen yaşlı birimlerin dizilimi; a) Üst kireçtaşı (kiltaşı,

marn ve çört mercekleri içerir), b) Borat yataklarını içeren kiltaşı, tüf, tüfit, marn ve

ince katmanlı kireçtaşı, c) Kırmızı birim (çakıltaşı, kumtaşı, marn ve kireçtaşlarından

oluşur; linyit ve jips katmanları içerir), d) Ortaç ve asidik volkanikler, tüf ve

aglomeralar, e) Alt kireçtaşı (ince katmanlı, marn ve tüf mercekleri içerir), f)

Çakıltaşı, kumtaşı, silttaşı, kiltaşı (üst seviyelerinde linyit bantları içerir). Dizideki

volkanikler riyolitik, dasitik ve andesitik lav akıntılarıdır. İnceleme alanı içerisinde

volkaniklerden sadece dasitler gözlenebilmiştir (Şekil 2.4).

2.3. Biyojeokimyasal Çalışmalar

2.3.1. Biyojeokimya

Jeokimyasal arama yöntemlerinde, arazide maden yataklarının yerini

saptamak amacıyla, kayalar, dere sedimanları, topraklar, bitkiler, sular ve gazların

içerdiği elementlerin kimyasal özelliklerinin sistematik ölçümleri bir kılavuz olarak

kullanılır. Mineral prospeksiyonunda bitkiler başarılı bir şekilde araç olarak

kullanılmıştır (Akıncı, 2003). Biyojeokimyasal prospeksiyon bitki analizi ile maden

arama esasına dayanan ve 1965’den bu yana gelişmekte olan jeokimyasal arama

yöntemlerinden biridir (Köksoy, 1991; Erdman ve Kokkola).

Maden aramalarında bitkilerden:

● Bitkilerin kimyasal bileşimlerindeki farklılığın tespiti ile (biyojeokimya)

● Cevher yatakları üzerinde yetişen bitkilerin morfolojik ve fizyolojik değişimlerinin

gözlemlenmesi (jeobotanik) şeklinde yaralanılmaktadır.

Page 26: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

11

Şeki

l 2.3

. Big

adiç

(Balık

esir)

Bor

Mad

enle

ri ve

civ

arının

jeol

oji h

arita

sı (H

elva

cı v

e A

laca

, 199

1’de

n ba

sitleşt

irile

rek)

Page 27: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

12

Şekil 2.4. Emet (Kütahya) Bor Madenleri ve civarının jeoloji haritası (Helvacı,

1984’den basitleştirilerek)

Page 28: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

13

Bitkiler toprakta ve yeraltı sularında çözünmüş elementleri bünyelerine alarak

beslenirler. Bu nedenle toprak çözeltisi, köklerin kapsamış oldukları geniş bir

sahadaki toprak ve yeraltı suyunu temsil eder. Bitki ihtiyacı olan elementi seçmeye

yarayan bir mekanizmaya sahiptir. Böylece bitkiler bazı elementleri bünyelerine

kolayca kabul ettikleri halde bazı elementleri de bünyelerine kolaylıkla

almamaktadırlar. Bitkilerin bu özelliklerinden hareketle biyojeokimyasal çalışmalar

başlamıştır (Köksoy, 1991; Rose vd., 1979).

Kökensel olarak biyojeokimya kelimesine bakıldığında tüm canlıları içeren

bitki hayvan ve mikroorganizmaların jeokimyasal özellikleri anlaşılmakta ancak,

örneklemenin kolay yapılması, yaygın bulunmaları ve dolayısıyla bulunduğu

ortamları en iyi şekilde temsil etmeleri açısından bitkilerin kullanılması daha

yaygınlaşmıştır. Özellikle bazı bitki türlerinin kökleri yardımı ile yüzey örtüsünün

derin kısımları hakkında rahatlıkla bilgi edinilebilmektedir (Köksoy, 1991).

Cevherleşme zonlarında gelişen topraklar, cevher minerallerince oldukça

zengindir. Bu topraklarda büyüyen bitkiler diğer topraklarda büyüyen bitkilere oranla

bu elementlerden daha fazla etkilenerek ortama uyum sağlar yada ölürler. Buna

dayanarak; araziden sistematik bir biçimde alınmış olan bitki türlerinin çeşitli

organlarının (dal, yaprak, kabuk gibi) kimyasal analizleriyle cevher aranmasına

“Biyojeokimyasal Prospeksiyon” denilmektedir (Köksoy, 1991).

Biyojeokimyasal prospeksiyonun başarılı bir biçimde uygulanması, toprakta

cevherleşmeye ait element derişimi ile bitkideki element derişimi arasında doğrusal

bir ilişkinin olmasına bağlıdır. Bu ilişkiyi sağlayan bitkiler, topraktaki element

seviyesini belirtme özelliğine sahiptirler ve bu bitkilere belirtgen bitkiler

denilmektedir (Köksoy, 1991).

Biyojeokimyasal prospeksiyonun en önemli özelliği bitkilerin geniş ve

oldukça derinlere inebilen kök sistemleri sayesinde sahanın yüzeyde tek bir örnekle

temsil edilebilmesidir. Ayrıca belirtgen bitkilerle adeta sığ sondaj yapıldığından,

özellikle örtülü arazilerde cevher yataklarının aranması ve saptanmasında bu bitkiler

kolaylık sağlamaktadır. Bu yöntemde bir bitki türünün yalnızca bir organı (kök, dal,

yaprak, çiçek vs. den biri) analiz edilerek cevhere ulaşılabilecektir (Köksoy, 1991).

Page 29: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

14

Bitkiler normal yaşantıları için az miktarda elementlere ihtiyaç duyarlar. Fakat

bazı cevher yatakları üzerinde büyüyen bitkilerde görüldüğü gibi, bitki bünyesine

fazla miktarda alınan elementler bitkilerde hastalık ve anormalliklere sebep

olmaktadırlar. Diğer yandan bazı bitkiler ise belirli bir elementin fazla miktarda

bulunduğu bölgeleri seçerler. Bitki türlerinin cevherleşme sahalarıyla ilgili olarak

gösterdikleri dağılım ve morfolojik değişiklilerin gözlem yoluyla incelenmesi

sonucunda cevher yataklarına ulaşmakta mümkündür. Bu şekilde yapılan

prospeksiyona “Jeobotanik prospeksiyon” denilmektedir. Jeobotanik ve Jeokimyasal

prospeksiyon yöntemlerinin her ikisine birden ise “Botanik prospeksiyon” adı

verilmektedir (Köksoy, 1991).

2.3.2. Anomali Kavramı

2.3.2.1. Jeokimyasal Anomaliler

Jeokimyasal prospeksiyon, indikatör elementlerin cevher yatakları çevresinde

göstermiş oldukları ve cevherleşme ile yakından ilişkili, normalden farklı dağılım

özelliklerinin saptanmasına dayanmaktadır (Şekil 2.5). İndikatör elementlerin cevher

yatakları civarında ve cevherleşme ile ilişkili olarak göstermiş oldukları farklılıklara

“jeokimyasal anomali” denilmektedir (Köksoy, 1991).

Şekil 2.5. Anomali, temel ve eşik değerler arasındaki ilişki (Köksoy, 1991’den

basitleştirilerek)

Page 30: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

15

Cevherleşmenin olmadığı veya cevherleşmeden etkilenmemiş bölgelerden

alınan örneklerdeki bir elementin miktarına “temel değer” (background değer veya

normal değer) denilmektedir. Aynı bölgede, aynı elemente ait temel değer

topluluklarının nitelikleri, örnek türüne (kayaç, toprak, dere kumu, bitki, su vb.) göre

değişebileceği gibi bir bölgeden başka bir bölgeye göre de değişiklik

gösterebilmektedir.

Cevher yatakları civarında bulunan veya bunlardan türeyen, normalden farklı

indikatör element dağılımlarına “anomali dağılımları” denilmektedir. Jeokimyasal

prospeksiyonun öncelikli amacı ekonomik cevher yataklarından kaynaklanan

jeokimyasal anomalilerin yerlerini saptamaktır. Temel değerler ile anormal değerleri

birbirinden ayırt eden değere ise “eşik değer” denilmektedir. Eşik değer, normal

değerlerin üst sınırı veya anomali değerlerinin alt sınırı olarak tanımlanabilir

(Köksoy, 1991).

2.3.2.2. Biyojeokimyasal Anomaliler

Cevher yatakları üzerinde yetişen bitkiler, diğer bölgelerde yetişen aynı tür

bitkilere göre farklı derişimlerde element içermektedirler. Bu farklılık pozitif (+)

anomali ve negatif (-) anomali şeklinde olabilmektedir (Şekil 2.6). Anomalili

topraklarda yetişen bitkilerde çeşitli fizyolojik ve morfolojik değişiklikler meydana

gelebilmektedir.

Bitki organlarındaki element derişimi prospeksiyon amacıyla kullanılacaksa,

bitkilerdeki element derişimi ile üzerinde yetiştiği toprağın element derişimi arasında

doğrusal bir ilişki olmalıdır. Bu ilişkiyi sağlayan bitkilere belirtgen bitki (indikatör

bitki) denilmektedir (Rose vd., 1979; Köksoy, 1991; Brooks vd. 1995). Tablo 2.1.

‘de dünyanın bazı bölgelerinde Cu, Ni, Co, Zn, Mn ve B madenlerinin aranmasında

kullanılan belirtgen bitkiler verilmiştir.

Page 31: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

16

Tablo 2.1. Dünyanın bazı bölgelerinde Cu, Ni, Co, Zn, Mn ve B elementleri için biyojeokimyasal prospeksiyonda kullanılan bitki türleri Element Tür adı Referans

Helichrysum candolleanum Blepharis diversispina Nkoane vd. (2005)

Rosa canina Gedik, (2005) Rumex acetosella Fagonia mollis Reeves vd. (1986)

Salix acmophylla Tamarix smyrnensis Phragmites australis

Özdemir ve Sağıroğlu, (1997)

Melicytus ramiflorus Dysoxylum spectabile Yates vd., (1974)

Palicaria undulata

Cu

Dicoma niccolifera Bogoch vd., (1984)

Helichrysum candolleanum Blepharis diversispina Nkoane vd. (2005)

Leucanthemopsis alpina Senecio pauperculus Solidago hispida Alyssum (48 tür) Berkheya coddii Thlaspi (23 tür) Betula papyrifera

Ni

Hybanthus(5 tür)

Reeves, (1991)

Eurotia ceratoides Brooks vd., (1992) Aeollanthus subacaulis Brooks vd., (1977) Salsola nitraria Brooks, (1977) Co

Haumaniastrum robertii Brooks vd., (1979) Limonium suffruticosum Cometes suratensis B Carex juncella

Brooks vd., (1995)

Thlaspi caeruledcens Lasat, (2000) Pinus nigra Gedik, (2005) Populus nigra Özdemir vd. (2000a)

Zn Thlaspi rotundifolium Reeves vd. (1983)

Salix acmophylla Tamarix smyrnensis

Özdemir ve Sağıroğlu, (1999) Mn

Astragalus sp. Gedik, (2005)

Page 32: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

17

Şekil 2.6. Biyojeokimyasal anomalilerin tespitinde bitki köklerinin yapısı ile

cevher zonu arasındaki bağıntının etkisi (Köksoy, 1991)

2.3.2.3. Biyojeokimyasal Anomalilerin Ortaya Çıkartılmasında Önemli Faktörler

• Arazide hakim bitki türlerinden fazla miktarda toplanmaya dikkat edilmeli

aynı tür içinde, mümkün olduğunca aynı boyda ve aynı yaşta bitkilerden

örnek alınmalı ayrıca güvenilir sonuca ulaşılabilmesi için en az bir bitki

türünden 10-15 tane alınmalıdır.

• Anomalili saha ile birlikte temel değer oluşturabilecek, cevherce temiz bir

yada iki bölgeden de örnek alınmalıdır.

• Bitkide element miktarına etki edebileceği düşünülen her türlü özellik not

edilmelidir (karayolları kenarı, fabrika yakınları vs.).

• Sistematik tanımlama için preslenmek üzere uygun örnekler alınmalı ve

çoğunlukla mayıs-temmuz ayları arasında örnekleme yapılmalıdır.

• Element analizleri için uygun yöntemler seçilmelidir.

• Örnekler organlarına ayrılarak her organ ayrı ayrı analiz edilmelidir.

• Sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirilmeli ve bu değerlendirme her organ

için (dal, yaprak vs.) ayrı ayrı yapılmalıdır (Erdman ve Kokkola, 1984;

Köksoy, 1991; Brooks vd., 1995; Özdemir ve Sağıroğlu, 1996).

1965 yılından günümüze kadar gelişmeye ve kullanılmaya başlayan

biyojeokimyasal çalışmalar literatürde şu şekilde özetlenebilir;

Page 33: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

18

Brooks R.R., Morrison R.S. Reeves R.D., Dudley T.R. and Akman Y.,

(1979), Alyssum olarak tanımlanan 168 bitki türünün nikel için hiperakümülatör olup

olmadığının anlaşılması için Ni içerikleri saptamıştır. Bu çalışmada 14’ü Avrupa türü

olmak üzere toplam 31 tane hiperakümülatör bitki saptamışlardır (1 gr kuru ağırlıkta

>1000µg).

Dunn C. E., Brooks R.R., Edmondson J., Leblanc M. and Reeves R.D.

(1996), Güney Fas’ta eski Cu madeni ve çevresinde yaptıkları çalışmada, 1200 µgg-1

Cu içeriği olan topraklarda yetişen bitkilerin Cu içeriğinin 79-181 µgg-1 arasında

değiştiğini belirtmişlerdir.

Özdemir Z. ve Sağıroğlu A. (1997), Maden (Elazığ) bölgesinde bulunan Cu

işletme sahasından çıkan metalce kirlenmiş suların karıştığı maden çayı boyunca

yaptıkları çalışmada bitki-toprak arasındaki Cu düzeylerine ait ilişkiyi istatistiksel

olarak incelemişlerdir. Salix acmophylla, Tamarix smyrnensis, ve Phragmites

australis türlerinin dalında Cu düzeyi ile topraktaki Cu düzeyi arasındaki ilişkinin

önemli olduğunu belirterek, bu bitki türlerinin Cu elementi için belirleyici bitki

olduklarını ve biyojeokimyasal prospeksiyonda başarılı bir biçimde

kullanılabileceğini belirtmişlerdir.

Akçay, M., Lermi, A., Van, A., (1998), Kayabaşı (Yorma-Trabzon)

dolaylarında yaptıkları çalışmada Kanköy cevher sahasında toprak jeokimyası

yöntemiyle Cu, Pb, Zn anomali değerlerini tespit etmiş ve bölgede bulunan

bitkilerdeki Cu, Pb, Zn değerleri ile karşılaştırmışlardır. Doğu Karadeniz Bölgesinde

Rhododentron ponticum, (mor çiçekli orman gülü), Corylus avellana (Fındık),

Rhododentron luteum (sarı çiçekli orman gülü) bitkileri ile biyojeokimyasal

çalışmaların yürütülebileceğini ortaya koymuşlardır.

Özdemir Z. ve Sağıroğlu A. (1998), Maden’de (Elazığ) bulunan maden çayı

boyunca yaptıkları çalışmada Fe elementinin bitki-toprak arasındaki ilişkisini

incelemiş ve Phragmites australis ve Carex acuta türlerinin istatistiksel olarak

anlamlı olduğunu belirlemişlerdir. Bu bitki türlerinin Fe elementi için belirleyici bitki

oldukları ve biyojeokimyasal prospeksiyonda başarılı bir biçimde kullanılabileceğini

belirtmişlerdir.

Page 34: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

19

Özdemir Z. ve Sağıroğlu A. (1999), Maden çayı (Elazığ-Maden) boyunca

bitki toprak ve su örneklerinde yaptıkları çalışmada bitki ve toprak arasındaki

ilişkinin Salix acmophylla ve Tamarix smyrnensis için çok önemli olduğunu

belirtmişlerdir. Bu bitki türlerinin Mn elementi için belirleyici bitki olduklarını ve

biyojeokimyasal prospeksiyonda başarılı bir biçimde kullanılabileceklerini

belirtmişlerdir.

Baroni F., Boscagli A., Protano G. and Riccobono F. (2000), İtalya’da

bulunan ve artık işletilmeyen antimon maden yatağı çevresinde yetişen Achillea

ageratum, Plantago lanceolata ve Silene vulgaris bitki türlerinde ve toprak

örneklerinde antimon içeriğini araştırmışlardır. Yaptıkları çalışma sonucunda toprak

örneklerinde 139-793 µgg-1, Plantago lanceolata’nın kök kısmında 1150 µgg-1,

Silene vulgaris’in kök kısmında 1164 µgg-1 ve Achillea ageratum’un yaprağında

1367 µgg-1 antimon bulmuşlardır. Bitkilerin antimon içeriği ile topraklardaki antimon

içeriğini karşılaştırmış ve bu bitki türlerinin antimon için belirtgen olabileceklerini

vurgulamışlardır.

Lasat, M. M. (2000), Bitkilerin çoğunda 100 µgg-1’lik Zn birikiminde

toksisite semptomlarının gözlendiğini ancak yaygın metal hiperakümülatörü olarak

bilinen Thlaspi caeruledcens‘ın 26000 µgg-1’in üzerinde bir birikim sağladığını tespit

etmiştir.

Özdemir, Z. ve Sağıroğlu, A. (2000a), Maden Çayı (Elazığ-Maden) ve

çevresinde yetişen bitki türleri ile toprak ve su örneklerinin Zn düzeylerini

araştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda Platanus orientalis, Salix acmophylla ve

Populus nigra türlerinin dallarında Zn konsantrasyonunun fazla olduğunu

belirtmişlerdir. Ayrıca bu bitki türlerini Zn için belirtgen bitki olarak saptamışlardır.

Özdemir, Z. ve Sağıroğlu, A. (2000b), Bakır işletmesinin atıklarıyla

kirlenen Maden Çayı (Elazğ-Maden) ve çevresinde yaptıkları çalışmada bitki toprak

ve suda Cu düzeylerini incelemişler, Salix acmophylla, Tamarix smyrnensis ve

Phragmites australis bitki türlerini Cu için indikatör bitki olarak belirlemişlerdir.

Nagaraju A. ve Karimulla S. (2001), Hindistan’ın Andhra Pradesh Nellore

Mika Kuşağında yetişen Gymnosporia montana bitki türünün, biyojeokimyasal

Page 35: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

20

davranışlarını incelemişlerdir. Bu bitki türünün Ca, K, Mg, Ba, Cu, Mn, Sr ve Zn

elementlerini yüksek miktarda akümüle ettiğini belirlemişlerdir.

Nagaraju A. ve Karimulla S. (2002), Jatropha curcas, Dodena viscosa ve

Cassia auriculata bitki türleri ile bunların yetiştikleri toprakların içerdiği elementleri

araştırmışlardır. Bu bitkilerde bol miktarda Ba, Mn, Sr, ve Zn elementleri, yetiştikleri

topraklarda ise Al, Fe ve Be saptamışlardır. Bu çalışma ile; Nellore Mika Kuşağı

üzerinde spesifik bitki davranışları hakkında ve metal yayılımı ile ilgili bilgi

sağlanabileceğini ve onların biokütle hareketlerini bulmak için bitkilerdeki metal

konsantrasyonunun kullanılabileceğini belirtmişlerdir.

Özdemir Z., Zorlu S. ve Eryılmaz F. Y. (2003), “Toprakta metal kirliliğinin

saptanmasında indikatör bitkilerin kullanılması” başlıklı çalışmalarında dünyada ve

Türkiye’de farklı araştırmacılar tarafından çeşitli elementler için tespit edilmiş olan

belirtgen bitkiler ile üzerlerinde yetiştikleri topraklarda bulunan element içeriklerini

derlemişlerdir.

Zorlu S., Çetin E. ve Özdemir Z., (2004), Dünyanın değişik bölgelerinde

Cu, Zn, Fe, Mn, Co, Ni ve Cr gibi cevher yataklarının aranmasında (jeobotanik ve

biyojeokimyasal prospeksiyonda) kullanılan bazı belirtgen bitkilere örnekler vererek

bu bitkilerin gömülü cevhere rehber olabileceklerini belirtmişlerdir.

Baroni F., Boscagli A., Di Lella L. A., Protano G. and Riccobono F.

(2004), İtalya’nın Güney Tuscany bölgesinde iki farklı bölgeden 64 bitki ve üzerinde

yetiştikleri toprak örneklerinin içerdiği As miktarını araştırmışlardır. Toprak

konsantrasyonu içerisinde As içeriğini 5,3-2035,3 µgg-1 olarak tespit etmişlerdir.

Bitki türlerinden ise en yüksek As içeriğini Mentha aquatica bitki türünün kök ve

yapraklarında (540-216 µgg-1), Phragmites australis bitki türünün kök kısmında (588

µgg-1) bulmuşlardır. Analiz edilen türlerde kök kısımlarının yüksek miktarda As

içerdiğini, bunu sırası ile yapraklar ve sürgünlerin izlediğini belirtmişlerdir.

Cutter A. G. (2005), “Biyojeokimya: Günümüzde ve Gelecekte” isimli

makalesinde Biyojeokimyanın, Jeobiyolojinin önemli bir disiplini olduğunu ve

biyoloji ile jeokimya bilimlerinin etkileşimi olarak tanımlandığını ayrıca her yıl

bilimsel literatürde yapılan dergi, ders kitabı ve yüzlerce bilimsel yayın ile oldukça

gelişmiş bir alan olduğunu belirtmiştir.

Page 36: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

21

Nkoane B. B. M., Sawula G. M., Wibetoe G., Lund W. (2005),

Bostwana’da mineralli bölgelerde Helichrysum candolleanum ve Blepharis

diversispina bitki türlerinde Cu ve Ni birikimini araştırmışlardır. Toprak ve

organlarına ayrılan bitki örneklerinin (kök, gövde, dal, çiçek) analizlerini

elektrotermal atomik absorbsiyon spektrometresi (ETAAS) ile yapmışlar ve H.

candolleanum bitkisinin dallarında ve yapraklarında hem Cu hem de Ni için yüksek

metal içeriği tespit etmişlerdir (Cu için >2.5 % (w/w) ve Ni için >0.1 % (w/w)).

Bakır'ın, H. candolleanum bitkisinin dal ve çiçeklerinde 0.2 % (w/w) den daha

yüksek oranda bulunmasından dolayısıyla, bu elementin bu bitki için

hiperakümülatör olabileceğini belirtmişlerdir.

Özdemir Z. (2005), Musalı (Mersin) yakınlarındaki kromit ve ultramafik

kayalar üzerinden ve Silifke-Anamur (Mersin) klastik sedimenterleri üzerinden

toplanan Pinus brutia bitki türü ve toprak örneklerinin Zn ve Fe düzeylerini

incelemiştir. Buna göre Pinus brutia’nın iğne yapraklarının Zn, dalının ise Fe için

indikatör bitki olabileceğini belirlemiştir.

Gedik T. (2005), Madenköy (Niğde/Ulukışla) ve dolaylarında gerek

cevherleşme gerekse madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini, bitkiler üzerinde

biyojeokimyasal yöntemlerle araştırmış, Astragalus sp.bitki türünü Mn için,

Juniperus oxicedrus bitkisini Pb için, Pinus nigra bitkisini Zn için, Rosa canina’yı

Al-Cu ve Fe için, Paliurus spinachrit bitkisini ise Mn, Fe, Zn, Pb için indikatör

olarak belirlemiştir.

2.3.3. Bitkilerin Element İçerikleri

Bitkiler kökleriyle üzerinde büyüdükleri toprak ve kayaçlardan çeşitli

elementleri yapılarına alırlar. Bitkinin yaprak, dal, çiçek vb. gibi çeşitli organlarının

yapılarına giren bu elementler bitki organlarının dökülme kırılma ve ölümüyle

toprağın üst kısmında birikirler. Böylece bitkiler, derinlerdeki elementleri toprak

üstüne taşımış olurlar. Çürüme ürünlerinin bir kısmı da toprağın B- zonunda Fe, Mn

ve Al ile birlikte çökelir veya adsorbe edilir. Diğer bir kısmı ise bitki kökleri

tarafından tekrar emilirler. Böylece bazı elementler için biyojeokimyasal çevrim

Page 37: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

22

kayaç-toprak-bitki-toprak-bitki şeklinde devam eder. Elementlerin biyojeokimyasal

çevrimi şematik olarak Şekil 2.7’ de gösterilmiştir.

Şekil 2.7. Elementlerin biyojeokimyasal çevrimi (Hawkes and Webb,1962:

Köksoy,1991’den)

Bitkilerin kuru ağırlığının büyük bir kısmını C, O, H oluşturur. Bu

elementleri bitki CO2 ve H2O’dan elde eder. Önem bakımından daha sonra N ve

sırası ile K, Ca, Mg, P, S ve F gelir. Bu gün için belirlenmiş olan elementlerin en az

60’ının bitkilerde bulunduğu bilinmektedir. Bitki köklerinin bir dereceye kadar

çevresindeki toprakta bulunan bütün elementleri absorblayabilecekleri düşünülsede

bitkiler çeşitli iyonları absorblama hızlarını ayarlayabilme ve seçim yapabilme

yeteneğine sahiptirler. Ayrıca farklı türlerin belli elementler arasında seçim yapma

yetenekleri farklıdır (Yürekli ve Aslanargun, 2002).

Toprakta bulunan çok sayıda elemente karşın, genellikle bitkilerin büyüme ve

gelişmeleri için bunların 16 tanesi gereklidir. Bu elementlere de "bitki besin

elementleri", "bitki besin maddeleri" veya sadece "bitki besinleri" denilmektedir ve

makro elementler ve mikro elementler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Makro elementler

bitki tarafından fazla miktarda ihtiyaç duyulan ve bitki bünyesinde fazla bulunan

elementlerdir (Tablo 2.2). Bu elementler N, P, S, K, Ca, Mg’dur. Mikro elementler

ise bitki bünyesinde az bulunan ve bitki tarafından az alınan elementlerdir. Bu

elementler Fe, Zn, Mn, Cu, B’dur (Yılmaz, 2004).

Page 38: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

23

Tablo 2.2. Bitkiler için gerekli besinler olduğu kabul edilen elementler (Yılmaz 2004)

Organik maddenin asıl elementleri

Makro elementler

Mikro elementler

Sadece bazı bitkiler için gerekli elementler

C N Fe Al H P Zn Co 0 S Mn Na K Cu Ni

Ca B Si

Mg Cl V

Mo

Bu çalışmada tartışılan doğal bitki türlerinin organlarında araştırılan

elementlerin, çeşitli ortamlarda bulunuşu, miktarı ve genel özellikleri bazı kaynaklara

göre aşağıda özetlenmiştir;

2.3.4. Bor (B) Elementi

Bor, periyodik sistemin 3. grubunda yer alan atom numarası 5, atom ağırlığı

10,81 olan metalle ametal arası yarı iletken özelliğe sahip bir elementtir. Tetragonal-

hegzagonal kristal yapısında olup sertliği ise 9.3 Mohs düzeyindedir. Doğada serbest

olarak bulunmaz; volkanik kökenli kaynak sularında ortoborik asit yada B ve

kolemanit türünden boratlar olarak içerilmektedir. Silikatlarla yada O2 ile birleşmiş

olarak bor tuzları bileşikleri de vardır. Na, Ca, ve Mg ile oluşturduğu bileşikleri en

yaygın bulunuşludur (Helvacı, 2004).

Bor bitkiler için gerekli besin elementlerinden biridir ve bitkiler tarafından

(BO3)-3, (B4O7)-2 şeklinde topraktan alınır (Yürekli ve Aslanargun, 2002).

Topraklarda B’un alınabilirliliğini etkileyen bazı etmenler vardır. Bunlardan

en önemlileri toprak pH’sı, tekstürü, ve antagonizmdir. pH’ nın artışıyla B’un

bitkilerce alınımında azalma görülür, bitkiler tarafından B’un alınımını mümkün

kılan optimum pH sınırı 5,0-7,5 tir (Yılmaz 2004). Kaba tekstürlü topraklar ince

tekstürlü topraklardan daha düşük miktarlarda alınabilir B içerirler. Benzer B

Page 39: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

24

konsantrasyonuna sahip topraklarda bitkilerce B alımı killi topraklara göre kumlu

topraklarda daha fazladır (Goldberg,1997: Alkan 1998 dan).

Antagonizm, bir elementin, başka bir elementin bitkilerce alınabilirliği

üzerine olumsuz etki yapması anlamına gelir (Tablo 3.4). Örneğin toprakta bulunan

aşırı N ve aşırı K bitkinin B’u bünyesine almasını engellemektedir (Yılmaz, 2004).

Tablo 2.3. Antagonistik elementler ve bitkiler tarafından alınımına engel olunan

element (Yılmaz 2004)

Antagonistik Element Bitkiler Tarafından Alınımına Engel Olunan Element

Aşırı Azot (N) Potasyum (K), Bakır (Cu), Bor (B)

Aşırı Fosfor (P)

Potasyum (K), Kalsiyum (Ca), Çinko (Zn), Demir (Fe), Bakır (Cu)

Aşırı Potasyum (K) Bor (B), Magnezyum (Mg)

Aşırı Çinko (Zn) Mangan (Mn), Demir (Fe), Bakır (Cu)

Aşırı Mangan (Mn) Çinko (Zn), Demir (Fe)

Aşırı Demir (Fe) Fosfor (P), Mangan (Mn)

Aşırı Bakır (Cu) Çinko (Zn), Demir (Fe), Mangan (Mn)

Rose vd., (1979) magmatik kayaçların 3-10 µgg-1, sedimenter kayaçların 20-

100 µgg-1 B içerdiğini, toprakların 29 µgg-1 ve bitkilerin ise 230 µgg-1 B içerdiğini

belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır, yaklaşık olarak; kuru

ağırlık x 40 = kül değeri).

Kacar, (1984) toprakların yararlı B içeriğinin 0,1-6 µgg-1 arasında olduğunu,

bitkilerin B içeriklerinin 3-60 µgg-1 arasında değişiklik gösterdiğini, normal bitkilerin

çok olağan dışı hallerde 100 µgg-1’den fazla B içerdiklerini, bu değerin 200 µgg-1’e

çıktığı durumlarda B’un toksik etkisinin ortaya çıkabileceğini belirtmiştir (kuru

ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) B içeriğinin magmatik kayaçlarda 5-15 µgg-1, sedimanter

kayaçlarda 200 µgg-1 olduğunu, bu değerlerin, topraklarda genel olarak 5-80 µgg-1

arasında değiştiğini, bitkilerde ise 5-100 µgg-1 arasında olabileceğini belirtmişlerdir

(bitkilerde kuru ağırlık üzerinden).

Page 40: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

25

Marschner, (1999) B’ca toksik olan topraklarda yetişen bitkilerin, genellikle

bünyelerine 208 µgg-1’e kadar B alabildiklerini ancak nadiren bu değerin 2500 µgg-1

kadar çıkabildiğini belirtmiştir.

Aktaş, (2004)’ normal koşullarda bitkiler 25-100 µgg-1 (µgg-1 = milyonda bir)

B içerirler ve bitki kuru maddesinde 20 µgg-1 B yeterlilik sınırı olarak

değerlendirilir. Bor toksisitesi diğer pek çok elementin toksisitesinden daha

önemlidir. Çünkü bitkiler için yeterli ve gerekli B miktarı ile zararlı olacak toksik

seviye arasında ki fark çok azdır. Toprakta bitkilerce alınabilir B miktarı 1 µgg-1 den

düşük ise B noksanlığı 5 µgg-1’den yüksek ise B fazlalığı söz konusu olabilmektedir

2.3.5. Lityum (Li) Elementi

Lityum bitki besin elementleri içerisinde bulunmamaktadır.

Yalçın ve Baysal (1991)’in bildirdiğine göre Kicth ve Degens (1959),

Pensilvaniyen yaşlı denizel ve denizel olmayan şeyllerin sırasıyla 159 ve 92 µgg-1,

Holland vd. (1976), denizel pelajik killerin 50 µgg-1, magmatik kayaçların 30 µgg-1

Li içerdiklerini belirtmiştirler.

Rose, vd., (1979) magmatik kayaçların 40 µgg-1, sedimanter kayaçların 5-66

µgg-1 Li içerdiklerini bu değerlerin topraklarda 22 µgg-1 bitkilerde ise 6,2 µgg-1

olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Nagaraju ve Karimulla (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraktaki 2-4 µgg-1 Li içeriğine karşılık bitkilerde 3-9 µgg-1 Li

içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

2.3.6. Stronsiyum (Sr) Elementi

Doğada serbest olarak bulunmayan Sr’un bitki gelişimi için gerekli olduğuna

dair bir bilgi bulunmamaktadır.

Rose vd., (1979) Sr içeriğinin magmatik kayaçlarda 5,8-465 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 20-610 µgg-1 arasında olduğunu, bu değerin topraklarda 67

Page 41: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

26

µgg-1, bitkilerde ise 140-1800 µgg-1’ arasında değiştiğini belirtmişlerdir (bitkilerde

kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Nagaraju ve Karimulla, (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 10-24 µgg-1 Sr içeriğine karşılık, bitkilerde 238-

1364 µgg-1 Sr içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

2.3.7. Mangan (Mn) Elementi

Mangan bütün canlılar için mutlak gerekli bir elementtir. Bitkilerde Fe ile

birlikte klorofil oluşumuna yardım eder. Bu nedenle fotosentez için gereklidir. Bitki

gelişimine yardımcı olmak için Cu, Fe ve Zn ile kombinasyonlar oluşturur (Yılmaz,

2004).

Rose, vd., (1979) Mn içeriğinin magmatik kayaçlarda 390-1500 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 850-1100 µgg-1olduğunu bu değerlerin topraklarda 320 µgg-1

bitkilerde ise 6700 µgg-1 olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Köksoy ve Topçu (1976) Mn içeriğinin magmatik kayaçlarda 600-2200 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 385-1300 µgg-1 olduğunu bu değerlerin toprakta 850 µgg-1,

bitkilerde ise 7500 µgg-1 olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Mn içeriğinin çeşitli kayaçlarda 10-1600 µgg-1 arasında

değiştiğini, bu değerin topraklarda 20-800 µgg-1 olduğunu , bitkilerde ise Mn

içeriğinin 1000 µgg-1’in üzerine çıktığında toksik etkinin ortaya çıkabileceği

vurgulamışlardır.

Aloway (1995) Mn içeriğinin, toprakta en az 20, ekstrem durumlarda en

fazla 3000 µgg-1 olabileceğini bitkilerde ise 31-850 µgg-1’e kadar Mn

konsantrasyonunun bulunabileceği belirtmiştir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Normandin vd., (1999)’nin Kanada’da yaptıkları çalışmada, toprakların

içerdiği 500-900 µgg-1 Mn değerine karşılık, bitkilerin genel olarak 20-500 µgg-1

Page 42: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

27

arasında değişen değerlerde Mn içerdiklerini saptamışlardır (bitkilerde kuru ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır).

Özdemir ve Sağıroğlu (1999)’nun Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 506-1966 µgg-1 Mn içeriğine karşılık bitkilerde

222-10144 µgg-1 Mn saptamışlardır (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Nagaraju ve Karimulla (2002)’nın Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 141-230 µgg-1 Mn içeriğine karşılık, bitkilerde 134-

1940 µgg-1 Mn içeriği saptamışlardır (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Özdemir (2003) tarafından Musalı (Mersin) bölgesinde yapılan çalışmada Mn

içeriklerini, topraklarda 119- 2783 µgg-1 karşılık bitkilerde 11-118 µgg-1 olarak

saptamışlardır (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Gedik, (2005)’in Madenköy (Niğde/Ulukışla) civarında yaptığı çalışmada,

Mn içeriklerini topraklarda 349-2746 µgg-1’e karşılık bitkilerde 182-10134 µgg-1

olarak saptamıştır (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

2.3.8. Bakır (Cu) Elementi

Bakır toprakta genellikle Cu 2+ iyonu şeklinde bulunur ve bitkiler tarafından

da bu şekilde alınır. Bakır bitki fizyolojisi açısından çok önemli bir elementtir.

Vitamin, karbonhidrat ve protein sentezi ile fotosentez ve solunum gibi çok sayıda

komplike olayda görev alır (www.bahce.biz/gubre/meyvedegubre).

Bakır, toprakta fazla bulunduğu durumlarda, bitkilere toksik etki yapmasının

yanı sıra, bitkiler tarafından demirin alınımını da güçleştirmektedir (Bozcuk, 1986).

Köksoy ve Topçu, (1976) Cu içeriğinin, magmatik kayaçlarda 30-140 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 5-150 µgg-1olduğunu, bu değerlerin topraklarda 21 µgg-1,

bitkilerde ise 210 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Rose vd. (1979) Cu içeriklerini, magmatik kayaçlarda 12-72 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 5-42 µgg-1, topraklarda 15 µgg-1 bitkilerde ise 130 µgg-1

olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Page 43: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

28

Özbek vd., (1993) Cu içeriğinin, kayaçlarda genel olarak 4-90 µgg-1 arasında

değişen değerlerde olduğunu, bu değerlerin Cu’ca temiz topraklarda 2-40 µgg-1,

Cu’ca kirlenmiş topraklarda ise 1000 µgg-1 olabileceğini, bitkilerde ise Cu içeriği

genellikle 2-20 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır)

Alloway, (1995) Cu içeriğinin magmatik kayaçlarda 4-160 µgg-1, tortul

kayaçlarda 20-200 µgg-1, volkanik kayaçlarda, kireç taşları ve kum taşlarında 5-20

µgg-1’ olduğunu, bu değerin topraklarda 2-100 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmiştir.

Dunn vd., (1996)’nin Güney Fas’ta eski bir Cu madeni civarında yaptıkları

çalışmada, Cu içeriği 1200 µgg-1 olan topraklar üzerinde yetişen bitkilerin 79-181

µgg-1 arasında değişen değerlerde Cu içerdiklerini belirtmişlerdir.

Chettri vd., (1997) Yunanistan’da yaptıkları çalışmada Neophuscelia pulla

bitki türünde Cu içeriğini 100-800 µgg-1 arasında bulmuşlardır.

Özdemir ve Sağıroğlu (2000) Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış oldukları

çalışmada Cu içeriğini, topraklarda 62-1920 µgg-1 ve bu topraklar üzerinde yetişen

bitkilerde 16-780 µgg-1 olarak saptamışlardır.

Aktaş, (2004) bitkilerin Cu ihtiyaçlarının oldukça düşük düzeyde olduğunu ve

birçok bitkinin Cu içeriğinin 2-20 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmiştir (bitkilerde

kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Gedik (2005)’ Madenköy (Niğde/Ulukışla ) civarında yaptığı çalışmada

topraklarda 19-50 µgg-1 arasında değişen Cu içeriğine karşılık 7 farklı bitki türünde

34-386 µgg-1 arasında değişen Cu içeriği saptamıştır ve bu bölgenin Cu içeriği için

eşik değerde olduğunu belirtmiştir.

2.3.9. Çinko (Zn) Elementi

Çinko bitkiler için mutlak gerekli bir mikro elementtir. Toprakta Zn2+

katyonu halinde alınan Zn, bitkilerde gelişmeyi teşvik eden hormonların faaliyeti için

gereklidir. Suyun bitkiye alımı ve kullanımında da görev alır (Yılmaz, 2004).

Topraklarda Zn miktarı genelde düşük düzeydedir. Özellikle yüksek pH’ya

sahip topraklarda Zn oldukça düşük miktarlarda bulunur (Aktaş, 2004).

Page 44: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

29

Rose vd., (1979) Zn içeriğinin magmatik kayaçlarda 51-94 µgg-1, sedimanter

kayaçlarda 21-100 µgg-1 olduğunu, bu değerin topraklarda 36 µgg-1, bitkilerde ise

570 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Zn içeriği topraklarda 10-80 µgg-1, bitkilerde 5-100 µgg-1

arasında değişmektedir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Alloway (1995), Zn içeriğinin topraklarda 10-300 µgg-1 olduğunu, bitkilerde

20 µgg-1’den az olduğu durumlarda yetersiz, 25-150 µgg-1 arasında yeterli, 400µgg-1’

den fazla Zn içeriğinin ise toksik etki yaratacağını belirtmiştir.

Akçay vd., (1998) Trabzon’da yapmış oldukları çalışmada, topraklarda 5-948

µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkilerde 3-1244 µgg-1 arasında değişen değerlerde Zn

içeriği ölçmüşlerdir.

Özdemir ve Sağıroğlu (2000), Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış oldukları

çalışmada, topraklarda 3846-5645 µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkilerde 365-1697

µgg-1 arasında değişen değerlerde Zn ölçmüşlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Gedik, (2005)’in Ulukışla (Niğde) yöresinde yapmış olduğu çalışmada,

topraklarda 42-171µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkide 68-1245 µgg-1 aasında değişen

değerlerde Zn içeriği tespit etmiştir. (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

2.3.10. Nikel (Ni) Elementi

Son yıllarda bitki gelişimi için gerekli bir besin element olarak tanımlanmış

olan Ni’in, topraklarda yüksek konsantrasyonda bulunduğu durumlarda bitki

büyümesine ters etki yaptığı saptanmıştır (www.bitkisagligi.net).

Köksoy ve Topçu (1976) Ni içeriğinin magmatik kayaçlarda 8-1200 µgg-1, sedimanter kayaçlarda 3-100 µgg-1 olduğunu, bu değerlerin topraklarda 41 µgg-1,

bitkilerde ise 50 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Page 45: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

30

Rose vd., (1979) Ni içeriğinin magmatik kayaçlarda 45-2000 µgg-1,

sedimanter kayaçlarda 2-68 µgg-1, topraklarda 17 µgg-1, bitkilerde ise 18 µgg-1, olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Reeves, (1992)’in New Caledonia bölgesinde yapmış olduğu çalışmada, Ni

içeriği 5900 µgg-1 olan topraklar üzerinde yetişen ve Ni bünyesinde biriktirmeyen

bitkilerde Ni içeriğini ortalama 27 µgg-1 olarak saptamıştır. Yazar aynı bölge

toprakları üzerinde yetişen ve Ni bünyesinde biriktiren bitkilerde ise 12400 µgg-1 Ni

konsantrasyonu saptamıştır.

Özbek vd., (1993) Ni bakımında zengin kayaçlardan oluşan topraklarda 100-

5000 µgg-1 Ni içeriğinin bulunduğunu, bitkilerin Ni içeriğinin ise genelde < 3 µgg-1

olduğunu bu değerin 11-30 µgg-1 arasında olması halinde toksik etki

gösterebileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Alloway (1995), Ni değerlerinin magmatik kayaçlarda 2-3400 µgg-1, tortul

kayaçlarda 26-1000 µgg-1 arasında değiştiğini ifade etmiştir. Yazar toprağı oluşturan

ana kayacın özelliğine göre topraklardaki Ni içeriğinin değiştiğini, örneğin genel

olarak topraklarda 20 µgg-1 olduğu belirtilen Ni içeriğinin serpantinlerin oluşturduğu

topraklarda 7000 µgg-1’e kadar çıktığını belirtmiştir. Ayrıca çalışmada, Ni

elementince normal düzeyde olan topraklar üzerinde yetişen bitkilerde Ni içeriğinin

0,1-5 µgg-1 arasında değişmekte olduğu, serpantin topraklar üzerinde yetişen

bitkilerde ise genel olarak 20-100 µgg-1 arasında Ni bulunduğu ve bazı

hiperakümülatör bitkilerin 1000 µgg-1’den fazla Ni bünyelerinde barındırdıklarını

(Sebertia acuminata bitki türü bünyesinde %11 Ni içeriğine sahiptir) ifade etmiştir.

Demirezen ve Aksoy, (2004) Kayseri civarında yaptıkları çalışmada

topraklarda Ni çeriğini 90 µgg-1, bitkilerde ise 1-20 µgg-1 arasında ölçmüşlerdir.

2.3.11. Kobalt (Co) Elementi

Kobalt elementinin bitkilerin gelişimleri için gerekli olup olmadığı konusu

bilinmemektedir. Toprakta fazla oranda Co bulunduğunda bitkiler üzerine toksik

etkisine nadir olarak rastlanmaktadır. Özellikle diğer mutlak gerekli elementlerin

etkisini azaltma şeklinde ortaya çıkmaktadır (Özbek vd., 1993).

Page 46: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ZORLU

31

Köksoy ve Topçu (1976) Co içeriğinin magmatik kayaçlarda 18-200 µgg-1,

sedimanter kayaçlarda 0,2-50 µgg-1 arasında değiştiğini, bu değerlerin topraklarda 11

µgg-1, bitkilerde ise 15 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır).

Rose vd., (1979) Co içeriğinin magmatik kayaçlarda 1-110 µgg-1, sedimanter

kayaçlarda 0,1-0,3 µgg-1olduğunu, bu değerlerin topraklarda 10 µgg-1, bitkilerde ise

5µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Co içeriğinin ultrabazik kayaçlarda 150 µgg-1, granitte 4,

kireç taşlarında 2 µgg-1 olduğunu, ana materyalin bileşimine bağlı olarak topraklar da

Co içeriğinin 1-40 µgg-1arasında değiştiğini, bitkilerin ise 0,02-0,5 µgg-1 arasında

değişen değerlerde Co içerdiğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Alloway, (1995) topraklardaki Co içeriğinin 0,05-300 ppm gibi geniş bir

aralıkta değişim gösterdiğini ve ortalama olarak toprakların 10-15 µgg-1 Co içerdiğini

belirtmiştir. Yazar toprakların Co içeriklerinin toprağı oluşturan ana materyal ile

direk ilişkili olduğunu ifade etmiştir ve serpantin, andezit ve granitler üzerinde

oluşmuş olan İskoç topraklarında sırası ile 40-200 µgg-1, 10-20 µgg-1, 1-3 µgg-1 Co

tespit edildiğini ifade etmiştir.

Nagaraju ve Karimulla (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 6-12 µgg-1 Co içeriğine karşılık, bitkilerde 2-8 µgg-1

Co içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Varışlı vd., (2004)’nin Fındıkpınarı (Mersin) bölgesinde yapmış oldukları

çalışmada, topraklardaki 7-90 µgg-1 Co içeriğine karşılık, bitkide 3-24 µgg-1 Co

içeriği bulmuşlardır.

Page 47: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

32

3. MATERYAL ve METOD

3.1. Materyal

Kırka (Eskişehir) Bor Madeni çevresinde 2004 yılı Temmuz ayında yapılan

çalışma kapsamında bölgede doğal olarak yetişen, Gypsophila perfoliata L., Pinus

nigra Arn, Chrysopogon gryllus (L.) Trin., Juniperus oxicedrus L. Subsp, Juniperus

foetidissima Willd., Apera intermedia Hackel, Quercus trojana P.B. Webb,

Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Alyssum sibiricum Wılld, Genista aucheri

Boiss. Euphorbia hirsuta L. bitki türlerinden, 46 istasyondan 220 bitki örneği (dal,

yaprak, çiçek gibi organlarına da ayrıldıktan sonra yaklaşık 450 örnek) ve

üzerlerinde yetiştikleri topraklardan alınmıştır. (Şekil 3.1 - 3.2 - 3.3 - 3.4 - 3.5 3.6 -

3.7 - 3.8 - 3.9 - 3.10 - 3.11).

Kırka Bor Madeni çevresinden yapılan ilk çalışmadan bir yıl sonra, bu

bölgede aynı bitki türlerinden tekrar örnekleme yapılmıştır. Ayrıca karşılaştırma

yapmak amacıyla Bigadiç (Balıkesir) Bor Madeni civarından 7 ve Emet (Kütahya)

Bor Madeni civarındanda 6 istasyondan bitki ve toprak örnekleri alınmıştır. Ancak

örnekleme esnasında Kırka Bor Madeni civarında toplanan örneklere benzeyen bu

bitki türlerinin sistematik tanımlamaları yapıldığında farklı türler olduğu

anlaşılmıştır. Bigadiç (Balıkesir) Bor Madeni civarından alınan bitki örneklerinin;

Pinus britua Ten., Juniperus oxicedrus L. Subsp, Quercus coccifera L., Catabrosa

aquatica (L.) P.Beauv., Emet (Kütahya) Bor Madeni çevresinden alınanların ise

Quercus trojana P.B. Webb,, Juniperus oxicedrus L. Subsp bitki türleri olduğu

anlaşılmıştır. Üç bölgede de ortak olan bitki türü yalnızca Juniperus oxicedrus L.

Subsp’dir. Quercus trojana P.B. Webb’in ise hem Kırka hem de Emet bor madenleri

civarından alınan örneklerde bulunduğu saptanmıştır (Tablo 3.1)

Bitkideki B analizi için Alkan (1998)’ın bildirdiğine göre Bingham (1982)

ile Zaijun vd. (2005)’nin geliştirdiği Azomethin-H yöntemi kullanılmıştır. Li, Sr,

Mn, Cu, Zn, Ni ve Co elementlerinin bitki örneklerinde bulunan içeriklerinin tespiti

için Benton ve Jones (1984) tarafından geliştirilen yöntem, toprak örneklerinde ise

Brooks vd. (1992) tarafından önerilen yöntem kullanılarak analize hazırlanmıştır.

Page 48: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

33

Page 49: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

34

Şekil 3.1. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Alyssum sibiricum Willd

bitki türü

Şekil 3.2. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Chrysopogen gryllus bitki

türü

Page 50: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

35

Şekil 3.3. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Gypsophila perfoliata L.

bitki türü

Şekil 3.4. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni üzerinde yetişen Puccinellia intermedia

(Schur) Janchen bitki türü

Page 51: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

36

Şekil 3.5. Kırka (Eskişehir) ve Emet (Kütahya) Bor Madeni civarında yetişen

Quercus trojana P.B. Webb bitki türü

Şekil 3.6. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Genista aucheri Boiss

bitki türü

Page 52: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

37

Şekil 3.7. Kırka (Eskişehir), Emet (Kütahya) ve Bigadiç (Balıkesir) Bor Madenleri

civarında yetişen Juniperus oxicedrus L. subsp bitki türü

Şekil 3.8. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Pinus nigra Arn. bitki

türü

Page 53: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

38

Şekil 3.9. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Juniperus foetidissima

Wildd bitki türü

Şekil 3.10. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Euphorbia hirsuta L.

bitki türü

Page 54: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

39

Şekil 3.11. Kırka (Eskişehir) Bor Madeni civarında yetişen Apera intermedia bitki türü

3.2. Metod

3.2.1. Hazırlık ve Ön Çalışma

2004 Temmuz ayı içerisinde Kırka (Eskişehir) Bor Madenine, gidilerek bitki-

toprak örnekleri sistematik olarak alınmış ve örnek yerleri GPS ile saptanıp 1/25 000

ölçekli jeoloji haritaları üzerine işaretlenmiştir. 2005 Temmuz ayı içerisinde de

Bigadiç (Balıkesir) ve Emet (Kütahya) bor madenlerine gidilerek aynı şekilde

örnekleme yapılmıştır. Alınan bitki ve toprak örnekleri numaralandırılarak

laboratuara getirilmiştir.

3.2.2. Bitki Örneklerinin Kimyasal Analize Hazırlanması

Araziden alınarak laboratuara getirilen bitki örneklerinin bir miktarı

preslenerek sistematik tanımlama için ayrılmıştır. Geri kalan örnekler saf su ile

yıkanarak kağıt zarflar içerisinde 80 Co‘de 24 saat etüvde kurutulmuş ve neminden

Page 55: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

40

arındırılmıştır. Kurutma işleminden sonra bitkiler dal, yaprak, çiçek ve kabuk gibi

organlarına ayrılarak öğütülmüştür. Aynı örnekler hem B analizi hem de Li, Sr, Mn,

Cu, Zn, Ni, ve Co analizleri için ayrı ayrı hazırlanmış olup örneklerde organik madde

yıkımında yaygın olarak kullanılan kuru yakma yöntemi uygulanmıştır.

3.2.2.1. Bitkide Bor Analizi

Bitkilerde B analizi için, öğütülen örneklerden 0,2 g alınıp porselen krozelere

konularak kül fırın içerisinde 50 0C/saat hızla 550 0C’ye kadar getirilmiş ve bu

sıcaklıkta 7 saat yakılmıştır. Yakma işleminden sonra örnekten 2 ml 1/3 oranında

seyreltilmiş 6 N HCI ile işleme tabi tutulmuş ve daha sonra örnek hot plate üzerinde

45-50 0C’de buharlaştırılmıştır. Buharlaştırılan örnekler son hacim 25 ml olacak

şekilde saf su ile yeniden çözündürülerek mavi bant filtre kağıdından süzülmüştür.

Elde edilen çözelti Azomethin-H yöntemine göre analize hazırlanmıştır.

Bitkideki B analizi için, Alkan (1998)’ın bildirdiğine göre Bingham (1982)

ile Zaijun vd. (2005)’nin geliştirdiği Azomethin-H yöntemi kullanılmıştır. Bu

çalışmaya göre öncelikle aşağıda belirtilen çözeltiler hazırlanmıştır:

1. Tampon Çözeltisi : 50 g NH4OAc (amonyum asetat) 70 ml saf su

içerisinde çözündürülmüştür ve pH’sının 8 olması sağlanmıştır.

2. Azomethin- H Reagent : 0,45 g azomethin- H %1’lik askorbik asit içinde

çözündürülerek hazırlanmıştır. Bu çözelti zamandan ve ışıktan etkilendiği

için ışıktan korunacak şekilde ve günlük olarak hazırlanmıştır.

3. Standart B Çözeltisi : 0,114 g H3BO3 (borik asit) 1 lt saf suya

tamamlanarak çözündürülmüştür. Bu çözeltinin B konsantrasyonu 20

µgg-1 dir. Bu çözeltiden 4, 6 ve 8 µgg-1 B standartları hazırlanmıştır.

Bor analizi için süzülen örneklerden 12,5 ml alınmış, üzerine 2,5 ml tampon

ve 2,5 ml azomethin- H çözeltisi ilave edilerek 90 dakika karanlıkta bekletildikten

sonra gelişen renk 420 nm’de Genesys 20 marka spektrofotometrede okunmuştur.

Page 56: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

41

3.2.2.2. Bitkide Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Analizi Bitki örneklerinin analize hazırlanması Benton ve Jones (1984) tarafından

geliştirilen yönteme göre yapılmıştır. Kurutulup öğütülerek hazırlanan bitki

örneğinden 2,000 g’lık bir kısım 0.000 hassasiyetindeki analitik terazi yardımı ile

tartılmış ve porselen kroze içerisine konulmuştur. Daha sonra porselen kroze yüksek

sıcaklığa çıkabilen elektrikli fırın (Proterm marka kül fırın) içerisine yerleştirilmiş ve

saatte 50 0C artacak şekilde programlanarak sıcaklık 550 0C ayarlanmıştır. Kroze bu

sıcaklıkta 7 saat bekletilmiş, elde edilen kül üzerine 5 ml derişik HNO3 çözeltisi

ilave edildikten sonra ısıtıcı tabla üzerinde çözücü kuruyuncaya kadar

buharlaştırılmıştır. Daha sonra kroze içerisinde kalan kalıntı üzerine 5 ml derişik

HCl eklenerek kalıntı tamamen çözündürülmüş ve çözelti balon joje içerisine

konulduktan sonra saf su ile 25 ml’ye tamamlanmıştır. Örneklerde bulunan Cu

(324,8 nm dalga boyunda), Ni (232,0 nm), Co (240,7 nm) derişimleri Perkin elmer

3100 model ve Li (670,8 nm), Sr (460,7 nm), Zn (213,9 nm), Mn (279,5 nm)

derişimleri ise Perkin elmer 5000 model Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresinde

okunmuştur.

3.2.3. Toprak Örneklerinin Kimyasal Analize Hazırlanması

Çalışma alanından alınan bitki örneklerinin üzerinde yetiştiği topraklardan bir

mikrar alınarak laboratuara getirilmiştir. Kağıt zarflar içerisinde 80 °C’ye ayarlanan

etüvde yaklaşık 10 saat kurutulmuştur. Kurutulan toprak örnekleri -80 meş’lik

elekten elenerek, hem B analizi hem de Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co analizleri için

ayrı ayrı analize hazırlanmış.

3.2.3.1. Toprakta Bor Analizi

Toprakta B analizi Alkan (1998)’ın bildirdiğine göre Bingham (1982)

tarafından geliştirilen azomethin- H yöntemine göre yapılmıştır.

Page 57: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

42

1. Bor ekstraksiyon çözeltisi : 1,1 g susuz CaCl2 (0,01 M ) ile 1,82 g mannitol

(0,01 M) saf su ile 1 lt’de çözündürülmüştür.

2. Tampon Çözelti : “Bitkide B analizi” kısmında açıklandığı şekilde

hazırlanmıştır.

3. Azomethin- H Reagent : “Bitkide B analizi” bölümünde açıklandığı şekilde

hazırlanmıştır.

4. Standart Bor Çözeltisi : “Bitkide B analizi” bölümünde açıklandığı şekilde

hazırlanmıştır.

Yukarda belirtilen çözeltiler hazırlandıktan sonra -80 meş elekten elenmiş

olan toprak örneklerinden 5 g tartılarak plastik kaplara konulmuş ve her bir örneğe

20 ml bor ekstraksiyon çözeltisi eklenmiştir. Çalkalayıcıda 16 saat çalkalanan

örnekler daha sonra mavi bant filtre kağıdından süzülmüştür.

Standart ve çözeltilerin renklendirilmesinde “Bitkide Bor Analizi” kısmında

yapılan işlemler uygulanmıştır. Analiz sonuçlarının doğruluğu açısından, toprak ve

bitki örneklerinde B analizi yapılırken bulaşmanın önlenmesi için analizin her

aşamasında cam malzeme yerine plastik malzeme kullanılmıştır.

3.2.3.2. Toprakta Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Analizi

Toprak örneklerinde Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co elementlerinin analize

hazırlanması Brooks vd.1995’den yararlanılarak yapılmıştır. Elenmiş toprak

örneklerinden 0,100 g alınarak teflon buharlaştırma kabı içerisine konulmuştur.

Üzerine 10 ml derişik HF + HNO3 (1:1) karışımı eklendikten sonra hot plate

üzerinde kuruyuncaya kadar buharlaştırılmıştır. Daha sonra üzerine 7 ml 6 N HCI

eklenmiş ve buharlaştırma işlemi tekrarlanmıştır. Elde edilen kalıntı 7 ml 6 N HCI

‘de çözüldükten sonra mavi bant filtre kağıdından süzülerek balon jojeye aktarılmış

ve saf su ile 25 ml ye tamamlanarak elde edilen çözeltilerde Cu, Ni, Co Perkin Elmer

3100 model ve Li, Sr, Zn, Mn ise Perkin Elmer 5000 model Atomik Absorbsiyon

Spektrofotometresinde bitki örneklerinde belirtilen dalga boylarında okunmuştur.

Page 58: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

43

3.3. Verilerin İstatistiksel Değerlendirilmesi

Toprak ve bitki örneklerinde B, Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co analizi ile

element düzeyleri belirlendikten sonra toprak ve bitki değişkenleri arasındaki ilişki

Excel programı kullanılarak incelenmiştir. İki değişken arasındaki ilişkinin

incelenmesine basit korelasyon analizi adı verilmektedir. Basit korelasyon analizi ile

iki değişken arasındaki ilişkinin gücünü gösteren ölçü korelasyon katsayısıdır ve r ile

gösterilmektedir. Korelasyon katsayısı -1 ile +1 arasında herhangi bir değer

alabilmektedir (Sümbüloğlu vd., 1995: Gedik 2005’den).

Deneysel olarak saptanan korelasyon katsayısı değerleri (rdeneysel), Schroll

(1975) tarafından % 95 ve % 99 güvenilirlikle verilen teorik korelasyon katsayısı

(rteorik) değeri ile karşılaştırılmıştır. Tablo 3.2. de örnek sayısına bağlı olarak % 95 ve

% 99 güvenilirlikle, teorik olarak olması gereken korelasyon katsayısı değerleri

verilmiştir. Bitki ve toprak arasında iyi bir korelasyon olabilmesi için rdeneysel > rteorik

olması gerekmektedir.

Page 59: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

3. MATERYAL ve METOD Semiha ZORLU

44

Tablo 3.2. Örnek sayısına (n) bağlı olarak olması gereken teorik korelasyon katsayısı (rteorik) değerleri ( Schroll, 1975)

Teorik Korelasyon Katsayısı Serbestlik

derecesi

(n-2)

%95 Güvenilirlikle

(p < 0,05)

%99 Güvenilirlikle

(p < 0,01)

1 0,997 1,00

2 0,950 0,990

3 0,878 0,959

4 0,811 0,917

5 0,754 0,874

6 0,707 0,834

7 0,666 0,798

8 0,632 0,765

9 0,602 0,735

10 0,576 0,708

11 0,553 0,684

12 0,532 0,661

13 0,514 0,641

14 0,497 0,623

15 0,482 0,606

16 0,468 0,590

17 0,456 0,575

18 0,444 0,561

19 0,433 0,549

20 0,423 0,37

21 0,413 0,526

22 0,404 0,515

23 0,396 0,505

24 0,388 0,496

Page 60: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

45

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.1. B, Li, Sr, Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co Elementlerinin Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi

Kırka (Eskişehir) Bor Madeni çevresinde yapılan bu çalışma kapsamında

bölgede bulunan, Gypsophila perfoliata L., Pinus nigra Arn, Chrysopogon gryllus (L.)

Trin., Juniperus oxicedrus L. Subsp, Juniperus foetidissima Willd., Apera intermedia

Hackel, Quercus trojana P.B. Webb, Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Alyssum

sibiricum Wılld, Genista aucheri Boiss. Euphorbia hirsuta L. olmak üzere 11 farklı bitki

türünden ve üzerinde yetiştikleri topraklardan örnekler alınmıştır

Kırka Bor Madeninde borat minerallerine Sr ve Li bakımından zengin kil ve

karbonat mineralleri eşlik etmektedir ve bölgede boraksın (tinkal) yanı sıra yapısında Sr

olan B minerallerinden tünelit de (SrB6O104H2O) bulunmaktadır (Yalçın ve Baysal,

1991). Helvacı (2001)’nın Sr ve Li iz elementlerinin yoğunlaşmasındaki değişimlerin

izlenmesiyle Kırka dolaylarında yeni bor yataklarının tespit edilebileceğini belirtmesi

nedeni ile alınan bitki ve toprak örneklerinde bor dışında Sr ve Li başta olmak üzere

Mn, Cu, Zn, Ni, ve Co elementleri de araştırılmıştır.

4.1.1. Bor (B) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Açık ocak işletmelerinde B cevheri elde edilirken, üzerinde bulunan borca zengin

örtü tabakası tıraşlanarak atılmaktadır. Borca zengin olan pasa erozyon ve yağışın

etkisiyle hem akarsulara ulaşmakta, hem de geçtiği yerlerdeki toprakları kirletmektedir.

Borca kirli topraklar üzerinde yetişen bitkiler de bor toksisitesine maruz kalmaktadırlar.

Bazı araştırmacılara göre toprakların ve bitkilerin B içerikleri şu şekilde özetlenebilir;

Rose vd., (1979) B içerdiğinin topraklarda 29 µgg-1 ve bitkilerde 230 µgg-1 olarak

belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır, yaklaşık olarak; kuru

ağırlık x 40 = kül değeri).

Kacar, (1984) toprakların yararlı B içeriğinin 0,1-6 µgg-1 arasında olduğunu,

bitkilerin B içeriklerinin 3-60 µgg-1 arasında değişiklik gösterdiğini, normal bitkilerin

çok olağan dışı hallerde 100 µgg-1’den fazla B içerdiklerini, bu değerin 200 µgg-1’e

Page 61: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

46

çıktığı durumlarda B’un toksik etkisinin ortaya çıkabileceğini belirtmiştir (kuru ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) B içeriğinin topraklarda genel olarak 5-80 µgg-1 arasında

değiştiğini, bitkilerde ise 5-100 µgg-1 arasında olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde

kuru ağırlık üzerinden).

Marschner, (1999) B’ca toksik olan topraklarda yetişen bitkilerin, genellikle

bünyelerine 208 µgg-1’e kadar B alabildiklerini ancak nadiren bu değerin 2500 µgg-1

kadar çıkabildiğini belirtmiştir.

Aktaş, (2004)’e göre normal koşullarda bitkiler 25-100 µgg-1 (µgg-1 =

milyondabir) B içerirler ve bitki kuru maddesinde 20 µgg-1 B yeterlilik sınırı olarak

değerlendirilir. Bor toksisitesi diğer pek çok elementin toksisitesinden daha önemlidir.

Çünkü bitkiler için yeterli ve gerekli B miktarı ile zararlı olacak toksik seviye arasında ki

fark çok azdır. Toprakta bitkilerce alınabilir B miktarı 1 µgg-1 den düşük ise B

noksanlığı 5 µgg-1’den yüksek ise B fazlalığı söz konusu olabilmektedir

Kırka Bor Madeni civarında B konsantrasyonu toprak örneklerinde 2-723 µgg-1,

bitkilerde ise 31-1197 µgg-1 arasında değişen değerlerde saptanmıştır (Tablo 4.1-4.2-4.3).

Maksimum değerler araştırmacıların belirttiği temel değerden (maksimum B içerikleri

Özbek vd., (1993)’ne göre toprakta 80 µgg-1, Rose vd., (1979)’ne göre bitkide 230 µgg-1)

yüksek olup anomali değer olarak kabul edilebilecek düzeydedir ve bu topraklar

üzerinde yetişen bitkiler bor toksisitesine maruz kalmışlardır.

Kırka Bor Madeni civarında alınan bitki türlerinden Emet ve Bigadiç Bor

Madenleri civarında da bulma amacıyla ikinci yıl yapılan çalışmada; Kırka Bor

Madeninde bulunan Quercus trojana P.B. Webb bitki türünden Emet Bor Madeninde ve

Juniperus Oxicedrus L. subs bitki türünden ise 3 bölgede de tespit edilmiştir. Ancak bu

bitkilerin Emet ve Bigadiç bor madenlerinde fazla yayılım göstermemeleri nedeni ile az

miktarda örnek alınabilmiştir. Bigadiç Bor Madeni civarında, Kırka Bor Madeni

civarından alınan Puccinellia intermedia (Schur) Janchen, Quercus trojana P.B. Webb

ve Pinus nigra Arn. bitki türlerine benzer bitkilerden alınmış ancak sistematikleri

yapıldıktan sonra bu türlerinin sırasıyla Cataprosa aquatica (L.) P Beauv. Quercus

coccifera L. ve Pinus brutia Ten. oldukları anlaşılmış (Tablo 4.4). Kırka, Emet ve

Bigadiç Bor Madenleri civarından alınan örneklerin B konsantrasyonlarının maksimum,

minimum ve ortalama değerleri ve ortanca değerleri Tablo 4.5.’de verilmiştir.

Page 62: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

47

Page 63: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

48

Page 64: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

49

Page 65: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

50

Page 66: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

51

Page 67: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

52

Page 68: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

53

Page 69: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

54

Tablo 4.4. Bigadiç (Balıkesir) Bor Madeni civarından alınan toprak ve Quercus coccifera,Cataprosa aquatica ve Pinus brutia bitki türlerinin çeşitli organlarındaki (yaprak, dal vs., kuru ağırlık üzerinden) B konsantrasyonları

Quercus coccifera (B) µgg-1 Pinus brutia (B) µgg-1 Cataprosa aquatica (B) µgg-1

İst. Toprak Dal Yaprak Toprak Dal Yaprak Toprak Dal Başak

52 - - - 14 67 393 123 116 -

52b - - - 10 - 318 - - -

53 - - - 15 173 - 51 159 -

53 - - - - - - 103 118 140

54 - - - - - - 130 750 -

55a 4 103 134 4 - 169 - - -

55b 5 67 503 5 35 134 - - - 56 - - - 3 - 44 - - - 56 - - - 7 69 375 - - - 57 - - - 23 71 444 - - - 58a 2 57 151 - - - - - - 58b 2 139 194 - - - - - -

Alyssum sibiricum Willd; Bitkinin üzerinde yetiştiği, topraklarda B

konsantrasyonu 5-21 µgg-1 arasında olup bu değerler, bitkinin yaprak kısmında 50-

325 µgg-1, dal kısmında ise 38-188 µgg-1 arasında değişmektedir. A. sibiricum Wılld

bitkisinin B konsantrasyonun temel değerden fazla olmasına rağmen, bitki ile

toprak arasındaki ilişki istatistiksel olarak incelendiğinde aralarındaki korelasyonun

Schroll (1975)’a göre % 95 güvenilirlikten daha az olduğu saptanmıştır (rdeneysel<

rteorik). Bu nedenle A. sibiricum Willd bitki türü belirtgen bitki olarak

değerlendirilememiştir.

Chrysopogon gryllus (L.) Trin; Bor konsantrasyonu, bitkinin üzerinde

yetiştiği topraklarda 1-18 µgg-1, arasında değişen değerlerde olup, bitkinin başağında

48-736 µgg-1, dalında 31-51 µgg-1ve kabuğunda 33-87 µgg-1 olarak saptanmıştır.

Dalında ve kabuğunda B içeriği temel değerler içinde olup başak kısmında ise temel

değerin çok üzerinde bulunmaktadır. Buna rağmen bitki ile toprak arasında bir

korelasyon saptanamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Page 70: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

55

Page 71: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

56

Page 72: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

57

Gypsohila perfoliata L.; Topraktaki B konsantrasyonu 9-723 µgg-1 olmakla

birlikte bitkinin dalında B konsantrasyonu 43-243 µgg-1 arasında, yaprağında ise 95-

1102 µgg-1 arasında değişmektedir. Toprakta ve bitkide saptanan değerlerin temel

değerin çok üzerinde çıkmasına rağmen G. perfoliata L. bitkisi ile toprak arasında

korelasyon bulunmamaktadır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ). İki yıl Kırka

Bor Madeninde gözlemsel olarak yapılan tespite göre G. perfoliata L. bitkisi yalnızca

B yatağının yüzeylendiği ve B’un yoğun olarak bulunduğu bölgelerde bulunmaktadır

(madenin hemen üzerinde ve nakliyesi için kullanılan yol kenarlarında). Kırka Bor

Madenin hemen üzerinde bol olarak bulunmasına rağmen Emet ve Bigadiç bor

madenlerinde bu bitki türüne rastlanılmamıştır. G. perfoliata L. bitki türünün

dünyadaki yayılımı İran, Irak, Suriye, Rusya Federasyonu, Batı Sibirya, Çin,

Güneydoğu ve Doğu Avrupa gibi bölgeleri kapsamaktadır (www.rbgkew.org.).

Puccinellia intermedia (Schur) Janchen; Topraktaki B konsantrasyonu 8-

462 µgg-1 arasında değişmektedir. Bitkinin dalında 36-190 µgg-1, başağında 99-641

µgg-1 ve kabuğunda 88-445 µgg-1 B içeriği saptanmıştır (genel olarak maksimum B

içerikleri Özbek vd., (1993)’ne göre toprakta 80 µgg-1, Rose vd., (1979)’ne göre

bitkide 230 µgg-1 olarak belirtilmiştir). Bitkinin toprak üstü organlarından başak ve

kabuğunda B içeriği temel değerin üstünde olmasına rağmen toprakta bulunan B

içeriği ile aralarında korelasyon bulunmamaktadır. Toprakta bulunan B

konsantrasyonu ile dalının içerdiği B konsantrasyonu arasında % 99 güvenilirlilikte

pozitif (+) korelasyon saptanmıştır (n = 17, r = 0,7274, rdeneysel > rteorik, P<0,01) (Şekil

4.1). Buna göre P.intermedia (Schur) Janchen bitki türünün dalının B için belirtgen

bitki olabileceği söylenebilir.

P. intermedia (Schur) Janchen bitkisinin B cevherinin yüzeylendiği

bölgelerde Gypsohila perfoliata bitkisi ile yan yana bulunmasına rağmen G.

perfoliata bitkisi daha fazla B derişimi içermektedir (1102 ppm). Bölgede P.

intermedia (Schur) Janchen bitki türü G. perfoliata’ya göre daha fazla yayılım

göstermektedir. P. intermedia (Schur) Janchen bitkisi Batı Asya ve Güneydoğu

Avrupa’da yayılım göstermekle birlikte bu bölgelerde B madenlerinin

biyojeokimyasal prospeksiyonunda başarılı bir şekilde kullanılabilecektir

(www.rbgkew.org.).

Page 73: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

58

Puccinellia intermedia Dal Grafiği

y = 0,1761x + 80,5 R2 = 0,5291 r=0,7274

n=17

020406080

100120140160180200

0 100 200 300 400 500

Toprakta B Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

B K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.1. Topraktaki B konsantrasyonu ile Puccinellia intermedia bitki türünün

kabuk kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki

Quercus trojana P.B. Webb; Kırka Bor Madeni civarında yapılan çalışmada

Q. trojana P.B. Webb bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki B

konsantrasyonunun 2-15 µgg-1 arasında, bitkinin dalında bulunan B konsantrasyonun

43-119 µgg-1, yaprağında ise 45-423 µgg-1 olduğu anlaşılmıştır. Emet Bor Madeni

civarından alınan 7 örnekle yapılan çalışmada; B konsantrasyonunun toprakta 1-5

µgg-1, bitkinin dalında 43-73 µgg-1 ve yaprağında ise 80-250 µgg-1 olduğu

saptanmıştır. Her iki bölgedeki örnekler beraber değerlendirilmiştir. Q. trojana P.B.

Webb bitkisi topraktaki düşük B içeriğine rağmen bünyesinde yüksek değerlerde bor

konsantrasyonu içermektedir. Toprakla bitkide bulunan bor derişimi arasında ise

korelasyon bulunmamaktadır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Genista aucheri Boiss.; Topraktaki B konsantrasyonu 1-21 µgg-1’dir.

Bitkinin dalında B konsantrasyonu 39-188 µgg-1, yaprağında ise 71-250 µgg-1

arasında değişmektedir (genel olarak maksimum B içerikleri Özbek vd., (1993)’ne göre

toprakta 80 µgg-1, Rose vd., (1979)’ne göre bitkide 230 µgg-1 olarak belirtilmiştir).

Bitkinin dalı ile toprak arasından %99 güvenilirlikte pozitif (+) korelasyon

bulunmaktadır (n =26, r=0,8581, rdeneysel > rteorik, P<0,01) (Şekil 4.2). Buna göre G.

aucheri Boiss bitki türünün dalı B için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

Page 74: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

59

Grafikteki bitki örneklerinden, bünyesinde 7 ppm’den daha fazla B bulunan

topraklar üzerinde yetişmiş olan 5 G. aucheri Boiss bitki örneği için r= 0,9184

olarak hesaplanmıştır. Bu nedenle G. aucheri Boiss bitki türü topraktaki B içeriğinin

yüksek olduğu durumlarda B’u bünyesine doğrusal olarak alabileceği söylenilebilir.

Genista aucheri Dal Grafiği

y = 5,8817x + 46,042 R2 = 0,7364 r=0,8581

n=26

020406080

100120140160180200

0 5 10 15 20 25

Toprakta B Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

B K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.2. Topraktaki B konsantrasyonu ile Genista aucheri Boiss. bitki türünün dal

kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus oxicedrus L. Subsp; Kırka Bor Madeni civarında yapılan

çalışmada, J. oxicedrus L. subsp bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki B

konsantrasyonunun 1-16 µgg-1, bitkinin dalında saptanan B konsantrasyonun 36- 308

µgg-1 arasında, yaprağındaki B konsantrasyonunun ise 37-204 µgg-1 arasında

değiştiği belirlenmiştir. Emet Bor Madeni civarından alınan 6 örnekle yapılan

çalışmada; B konsantrasyonun toprakta 2-5 µgg-1, bitkinin dalında 44-105 µgg-1 ve

yaprağında ise 57-250 µgg-1 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Bigadiç Bor Madeni

civarından alınan 3 örnekte ise B konsantrasyonunun toprakta 3-5 µgg-1, bitkinin

dalında 41-147 µgg-1 ve yaprağında 62-110 µgg-1 arasında değiştiği tespit edilmiştir.

Üç bölgeden de alınıp beraber değerlendirilen J. oxicedrus L. subsp bitkisinin

organlarının içerdiği B konsantrasyonu ile toprağın B konsantrasyonu arasında

doğrusal bir ilişki bulunamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Pinus nigra Arn.; Kırka Bor Madeni civarında yetişen P. nigra Arn.

bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki B konsantrasyonu 1-16 µgg-1 olarak

Page 75: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

60

saptanmıştır. Bor konsantrasyonu bitkinin dalında 38-602 µgg-1, yaprağında ise 44-

223 µgg-1 olarak bulunmuştur (genel olarak maksimum B içerikleri Özbek vd.,

(1993)’ne göre toprakta 80 µgg-1, Rose vd., (1979)’ne göre bitkide 230 µgg-1 olarak

belirtilmiştir). Bitkinin yaprağı ile toprakta bulunan B konsantrasyonu arasında %99

güvenilirlikte korelasyon görülmektedir (n=16, r = 0,6805, rdeneysel > rteorik P<0,01)

(Şekil 4.3). Buna göre P. nigra Arn. bitki türünün yaprağı B için belirtgen bitki olarak

saptanmıştır. Bitki Avrupa, Asya, İspanya, Avustralya, Rusya gibi ülkelerde oldukça

geniş yayılım göstermekle birlikte B madenlerinin biyojeokimyasal prospeksiyonunda

başarılı bir şekilde kullanılabilir (www.fs.fed.us/database/feis/index.html).

Pinus nigra Yaprak Grafiği

y = 15,541x + 47,854 R2 = 0,4632 r=0,6805

n=16

0

50

100

150

200

250

0 2 4 6 8 10 12

Toprakta B Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

B Ko

nsan

trasy

onu

(µgg

-1)

Şekil 4.3. Topraktaki B konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn.bitki türünün yaprak kısmındaki B konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus foetidissima Willd; J. foetidissima bitki türünün üzerinde yetiştiği

topraklardaki B konsantrasyonu 5-15 µgg-1 arasında değişmekte olup, bitkinin

dalında 78-434 µgg-1, yaprağında ise 63-103 µgg-1 arasında B tespit edilmiştir.

Bitkinin dalının ve yaprağının B konsantrasyonu ile topraktaki B konsantrasyonu

arasında doğrusal bir ilişki saptanamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Euphorbia hirsuta L.; Bor konsantrasyonu E. hirsuta L. bitkisinin yetiştiği

topraklarda 2-15 µgg-1’dir. Bitkinin dalında 47-115 µgg-1 ve yaprağında 62-220 µgg-1

arasında değişmektedir. Bitkinin içerdiği B içeriği ile toprakta bulunan B içeriği

arasında korelasyon saptanamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Page 76: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

61

Apera intermedia Hackel; Topraktaki B konsantrasyonu 321-390 µgg-1’dir.

B konsantrasyonu bitkinin dalında 850-1160 µgg-1, çiçeğinde 700-1197 µgg-1 olarak

tespit edilmiştir. A. intermedia Hackel bitkisinin çalışma alanında yaygın olarak

gözlenmemesi nedeni ile yalnızca 2 örnek alınmıştır. Bu nedenle toprakla bitki

arasındaki ilişki incelenememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Bor için Belirtgen bitki olarak saptanan Pinus nigra Arn., Puccinellia

intermedia (Schur) Janchen ve Genista aucheri Boiss bitki türlerinden, P. nigra Arn.

bitkisinin topraktaki B’a karşı daha duyarlı olduğu söylenebilir (Şekil 4.4).

0

50

100

150

200

250

0 100 200 300 400 500

Toprakta B Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

B Ko

nsan

trasy

onu

(µgg

-1)

Puccinellia intemedia(Dal)Genista aucheri (Dal)

Pinus nigra (Yaprak)

Şekil 4.4. Bor belirtgeni bitkilerin aynı grafikte gösterimi

4.1.2. Lityum (Li) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Kırka Bor Madeninde bulunan borat minerallerine Li bakımından zengin kil

ve karbonat mineralleri eşlik etmektedir. Yalçın ve Baysal (1991)’in bildirdiğine

göre Kicth ve Degens (1959), Pensilvaniyen yaşlı denizel ve denizel olmayan

şeyllerin sırasıyla 159 ve 92 µgg-1, Holland vd. (1976), denizel pelajik killerin 50

ppm, magmatik kayaçların 30 µgg-1 Li içerdiklerini belirtmektedirler.

Rose vd. (1979) Li içeriğinin, magmatik kayaçlarda 40 µgg-1, sedimanter

kayaçlarda 5-66 µgg-1arasında değişirken bu değerlerin topraklarda 22 µgg-1 ve

bitkilerde 6,2 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Page 77: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

62

Nagaraju ve Karimulla (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraktaki 2-4 ppm Li içeriğine karşılık bitkilerde 3-9 ppm Li

içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Çalışma alanından alınan toprak örneklerinde Li konsantrasyonu 50- 273

µgg-1 arasında değişirken bitki örneklerinde 1-305 µgg-1 arasında Li tespit edilmiştir

(Tablo 4.6-4.7-4.8). Tablo 4.9’da Li konsantrasyonlarının maksimum, minimum,

ortalama değerleri ve ortanca değerleri verilmiştir.

Alyssum sibiricum Willd; Toprakta tespit edilen Li konsantrasyonu 113-215

µgg-1 arasında değişmektedir. Bitkinin, çiçek kısmında 6-172 µgg-1, dal kısmında ise 5-

73 µgg-1 arasında Li saptanmıştır. A. sibiricum Wılld bitkisinin içerdiği Li

konsantrasyonu ile toprak arasında korelasyon bulunmamaktadır (< %95 güvenilirlikten,

rdeneysel< rteorik ).

Chrysopogon gryllus (L.) Trin .; Toprakta Li konsantrasyonu, 70-215 µgg-1

arasında olup bitkinin başağında 3-5 µgg-1, dalında ise 3-4 µgg-1’dir. Bitki ile toprak

arasında Li içeriği açısından korelasyon bulunamamıştır (< %95 güvenilirlikten,

rdeneysel< rteorik ).

Gypsophila perfoliata L.; Topraktaki Li konsantrasyonu 50-260 µgg-1’dir.

Bitkinin dalında 34-173 µgg-1 arasında, yaprağında ise 11-305 µgg-1 arasında Li

saptanmıştır. Toprakta ve bitkide bulunan değerler karşılaştırıldığında aralarında

korelasyon olmadığı anlaşılmıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Puccinellia intermedia (Schur) Janchen; Bitkinin üzerinde yetiştiği

topraktaki Li konsantrasyonu 103-273 µgg-1 arasındadır. Bitkinin, dalında 3-31

µgg-1, başağında 0-9 µgg-1 ve kabuğunda 4-37 µgg-1 Li içeriği bulunmaktadır.

Toprak ile bitki arasında korelasyon tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten,

rdeneysel< rteorik ).

Quercus trojana P.B. Webb; Kırka ve Emet Bor Madenlerinden alınan ve

beraber değerlendirilen Q. trojana P.B. Webb bitkisinin Kırka bölgesinde yetiştiği

topraklarda Li konsantrasyonu 80-215 µgg-1 arasında olup, bitkinin dalında 6-55 µgg-1

ve yaprağında 1-36 µgg-1 Li bulunmuştur. Bitkinin Emet bölgesinde yetiştiği topraklarda

138-160 µgg-1, dalında 8-82 µgg-1 ve yapraklarında ise 29-59 µgg-1 Li içeriği

saptanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda topraktaki Li derişimi ile bitkide bulunan Li

derişimi arasında korelasyon saptanamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Page 78: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

63

Page 79: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

64

Page 80: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

65

Page 81: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

66

Page 82: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

67

Page 83: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

68

Page 84: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

69

Page 85: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

70

Page 86: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

71

Genista aucheri Boiss.; Topraktaki Li konsantrasyonu 70-268 µgg-1’dir.

Bitkinin dalında Li konsantrasyonu 5-33 µgg-1, yaprağında ise 2-85 µgg-1 arasında

değişmektedir (genel olarak maksimum Li içerikleri Rose vd., (1979)’ne göre toprakta

22 µgg-1, Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre bitkide kül ağırlık üzerinden 9 µgg-1

olarak belirtilmiştir). Bitkinin dalı ile toprak arasından % 99 güvenilirlikte pozitif (+)

korelasyon bulunmaktadır (n =18, r=0,6214, rdeneysel > rteorik) (Şekil 4.5) Buna göre G.

aucheri Boiss bitki türünün dalı Li için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

Genista aucheri Dal Grafiği

y = 0,2418x - 12,556 R2 = 0,3862 r=0,6214

n=18

0

510

15

20

25

30

35

40

45

0 50 100 150 200

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Li K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.5. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Genista aucheri Boiss bitki türünün dal

kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus oxicedrus L. Subsp; Kırka Bor Madeni civarında bulunan J.

oxicedrus L. subsp bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki Li konsantrasyonu 50-

228 µgg-1’dir. Bitkinin dalında Li konsantrasyonu 7-50 µgg-1, yaprağında ise 7-62

µgg-1 olarak belirlenmiştir. Emet Bor Madeni civarından alınan aynı bitkinin

üzerinde yetiştiği toprakta 143 µgg-1, dalında 46 µgg-1 ve yaprağında 38 µgg-1 Li

derişimi tespit edilmiştir. Bigadiç Bor Madeni civarından alınan örneklerde ise

toprakta 160-188 µgg-1, dalında 47-48 µgg-1 ve yaprağında 29-38 µgg-1 Li

konsantrasyonu saptanmıştır (genel olarak maksimum Li içerikleri Rose vd., (1979)’ne

göre toprakta 22 µgg-1, Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre bitkide kül ağırlık

üzerinden 9 µgg-1 olarak belirtilmiştir). Üç bölgeden de alınıp beraber değerlendirilen

Page 87: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

72

J. oxicedrus L. subsp bitkisinin yaprağı ile toprak arasında %99 güvenilirlikte

korelasyon tespit edilmiştir (n=20, r=0,8293, rdeneysel>rteorik, P<0,01) (Şekil 4.6).

Bitkinin dalı ile toprak arasında da %99 güvenilirlikte korelasyon bulunmaktadır

(n=24, r=0,7267, rdeneysel > rteorik, P<0,01) (Şekil 4.7). J. oxicedrus L. subsp bitkisinin

hem dalı hem de yaprağı Li için belirtgen bitki olarak tespit edilmiştir. J. oxicedrus

L. subsp tipik bir Akdeniz bitkisi olarak bilinmekle birlikte bu bölgelerde Li

yataklarının biyojeokimyasal prospeksiyonunda başarılı bir şekilde kullanılabilir

(www.florovivaistibs.it/redazionale).

Juniperus oxycedrus Yaprak Grafiği

y = 0,216x + 2,9046 R2 = 0,6879

n=20 r=0,8293

0

10

20

30

40

50

60

70

0 50 100 150 200 250

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Li K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-

1)

Şekil 4.6. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Juniperus oxicedrus L. subsp bitki türünün yaprak kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus oxicedrus Dal Grafiği

y = 0,1948x + 2,2736 R2 = 0,5281

n= 24 r=0,7267

0

10

20

30

40

50

60

0 50 100 150 200 250

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Li K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-

1)

Şekil 4.7. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Juniperus oxicedrus L. subsp bitki

türünün dal kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Page 88: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

73

Pinus nigra Arn.; Kırka Bor Madeni civarında yetişen P. nigra Arn.

bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki Li konsantrasyonu 50-258 µgg-1 olarak

tespit edilmiştir. Bitkinin dalında 3-9 µgg-1, yaprağında ise 2-8 µgg-1 Li

konsantrasyonu bulunmuştur (genel olarak maksimum Li içerikleri Rose vd.,

(1979)’ne göre toprakta 22 µgg-1, Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre bitkide kül

ağırlık üzerinden 9 µgg-1 olarak belirtilmiştir). Bitkinin yaprağı ile toprakta bulunan

Li konsantrasyonu arasında %99 güvenilirlikte korelasyon bulunmaktadır (n=19, r =

0,6655, rdeneysel>rteorik, P<0,01) (Şekil 4.8). Buna göre P. nigra Arn. bitki türünün

yaprağı Li için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

Pinus nigra Yaprak Grafiği

y = 0,0314x + 1,1164 R2 = 0,443

r=0,6655 n=19

0123456789

0 50 100 150 200 250

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Li K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.8. Topraktaki Li konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn. bitki türünün yaprak kısmındaki Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus foetidissima Willd; Bitkinin, üzerinde yetiştiği toprakta Li

konsantrasyonu 100-115 µgg-1arasında değişmekte olup, dalında ve yaprağında ise 6

µgg-1 Li konsantrasyonu bulunmuştur. Bitki ile toprak arasında Li elementi için

korelasyon bulunmamaktadır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Euphorbia hirsuta L.; E. hirsuta L bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki

Li konsantrasyonu 68-98 µgg-1’dir. Bitkideki Li konsantrasyonu ise dalında 6-7µgg-1,

yaprağında 6-216 µgg-1 arasında değişmektedir. Bitkinin içerdiği Li içeriği ile

toprakta bulunan Li içeriği arasında korelasyon bulunmamaktadır (< %95

güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Page 89: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

74

Lityum belirtgeni olarak saptanmış olan Pinus nigra Arn. Juniperus

oxicedrus L. subsp ve Genista aucheri bitkilerinden J. oxicedrus L. bitkisinin

yaprağının diğer belirtgen bitkilere oranla toprak bulunan Li’a daha duyarlı olduğu

söylenebilir (Şekil 4.9).

0

10

20

30

40

50

60

70

0 100 200 300

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Li K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Pinus nigra (Yaprak)Juniperus oxicedrus(Yaprak)Juniperus oxicedrus (Dal)Genista aucheri (Dal)

Şekil 4.9. Lityum belirtgeni bitkilerin arasındaki ilişki

4.1.3. Stronsiyum(Sr) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Rose vd., (1979) Sr içeriğinin magmatik kayaçlarda 5,8-465 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 20-610 µgg-1 arasında olduğunu, bu değerin topraklarda 67

µgg-1, bitkilerde ise 140-1800 µgg-1’ arasında değiştiğini belirtmişlerdir (bitkilerde

kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Nagaraju ve Karimulla, (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 10-24 µgg-1 Sr içeriğine karşılık, bitkilerde 238-

1364 µgg-1 Sr içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Çalışma alanında Sr konsantrasyonları topraklarda 50-10700 µgg-1 bitkilerde

ise 8-6183 µgg-1 arasında değişmektedir (Tablo 4.10-4.11-4.12). Tablo 4.13’de

toprakta ve bitkide tespit edilmiş Sr konsantrasyonlarının maksimum, minimum ve

ortalama değerleri ve standart sapmaları verilmiştir.

Page 90: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

75

Page 91: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

76

Page 92: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

77

Page 93: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

78

Page 94: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

79

Page 95: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

80

Page 96: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

81

Page 97: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

82

Alyssum sibiricum Wılld; Bitkinin, üzerinde yetiştiği topraklarda 1300-7200

µgg-1, çiçek kısmında 152-668 µgg-1, dal kısmında ise 48-2300 µgg-1 arasında Sr

bulunmuştur. A. sibiricum Wılld bitkisinin Sr konsantrasyonu temel değerden fazla

olmasına rağmen bitki ile toprak arasındaki ilişki istatistiksel olarak incelendiğinde

aralarında korelasyon olmadığı saptanmıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Chrysopogon gryllus (L.) Trin; Topraktaki Sr konsantrasyonu 750-3650

µgg-1 arasında olup bitkinin başak kısmında 20-190 µgg-1, dalında 10-121 µgg-1 Sr

saptanmıştır. Toprakta Sr içeriğinin yüksek çıkmasına rağmen bitki bünyesine fazla

Sr almamıştır ve bitki ile toprak arasında korelasyon bulunamamıştır (< %95

güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Gypsophila perfoliata L. ; Topraktaki Sr konsantrasyonu 50-10700 µgg-1’dir.

Bitkinin dalında Sr konsantrasyonu 217-3104 µgg-1 arasında, yaprağında ise 98-

6183 µgg-1 arasında değişmektedir. Çalışma alanında en yüksek derişimde Sr içeren

bitki türü olmasına rağmen G. perfoliata L. bitkisi ile toprak arasında korelasyon

bulunmamaktadır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Puccinellia intermedia (Schur) Janchen; Topraktaki Sr konsantrasyonu 325-

8825 µgg-1 arasındadır. Bitkinin dalında 43-157 µgg-1, başağında 68-408 µgg-1 ve

kabuğunda 10-247 µgg-1 Sr içeriği saptanmıştır. Bitkini yetiştiği topraklarda Sr derişimi

çok yüksek olmasına karşın bitki bünyesine çok az oranda Sr almıştır. Ayrıca maden

bölgesinde genelde Gypsophila perfoliata L. bitki türü ile yan yana bulunmalarına ve

aynı oranda toksisiteye maruz kalmalarına rağmen bu bitki türüne göre çok az miktarda

Sr bünyesine almıştır. Toprakta bulunan Sr derişimi ile bitkide bulunan Sr derişimi

arasında da korelasyon bulunmamaktadır(< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Quercus trojana P.B. Webb; Kırka Bor Madeni civarında yapılan çalışmada Q.

trojana P.B. Webb bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklarda 250-7150 µgg-1, dalında 145-

484 µgg-1, yaprağında ise 47-674 µgg-1 Sr konsantrasyonu tespit edilmiştir. Emet Bor

Madeni civarından alınan örneklerde yapılan çalışmada; bitkinin üzerinde yetiştiği

toprakta 675-2150 µgg-1, dalında 99-216 µgg-1 ve yaprağında ise 88-200 µgg-1 Sr içeriği

tespit edilmiştir. Her iki bölgedeki örnekler beraber değerlendirilmiştir. Ancak toprakta

bulunan Sr derişimi ile bitkide bulunan Sr derişimi arasında korelasyon bulunamamıştır

(< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Page 98: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

83

Genista aucheri Boiss.; Topraktaki Sr konsantrasyonu 110-2925 µgg-1’dir.

Bitkinin dalında 8-288 µgg-1, yaprağında ise 32-574 µgg-1 arasında Sr

konsantrasyonu bulunmuştur. Yapılan çalışma sonucunda toprakta bulunan Sr

konsantrasyonu ile bitkinin içerdiği Sr konsantrasyonu arasında doğrusal bir ilişki

bulunamamıştır (<%95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Juniperus Oxycedrus L. Subsp; Kırka Bor Madeni civarında yapılan

çalışmada J. oxicedrus L. subsp bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki Sr

konsantrasyonu 250-3750 µgg-1olarak tespit edilmiştir. Bitkinin dalındaki Sr

konsantrasyonu 39-353 µgg-1, yaprağında ki ise 96-683 µgg-1 olarak belirlenmiştir.

Emet Bor Madeni civarından alınan örnekte yapılan çalışmada; toprakta 675 µgg-1 ve

bitkinin yaprağında 188 µgg-1 Sr derişimi tespit edilmiştir. Bigadiç Bor Madeni

civarından alınan örneklerde ise toprakta 500-2150 µgg-1, bitkinin dalında 53-203

µgg-1 ve yaprağında 132-220 µgg-1 arasında değişen Sr konsantrasyonu saptanmıştır

(genel olarak maksimum Sr içerikleri Rose vd., (1979)’ne göre toprakta 67 µgg-1,

Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre bitkide kül ağırlık üzerinden 1367 µgg-1

olarak belirtilmiştir). 3 bölgeden de alınıp beraber değerlendirilen J. Oxycedrus

bitkisinin yaprağının içerdiği Sr konsantrasyonu ile toprağın Sr konsantrasyonu

arasında % 99 güvenilirlikte doğrusal bir ilişki bulunmaktadır (n= 16, r=0,6824,

rdeneysel > rteorik P<0,01) (Şekil 4.10). Buna göre J. oxicedrus L. subsp bitki türünün

yaprağı Sr için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

Juniperus oxicedrus Yaprak Grafiği

y = 0,1392x + 116,8 R2 = 0,4657 r=0,6824

n=16

0100200300400500600700800

0 1000 2000 3000 4000

Toprakta Sr Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.10. Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Juniperus oxicedrus L. subsp bitki

türünün yaprak kısmındaki Sr konsantrasyonu arasındaki ilişki

Page 99: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

84

Pinus nigra Arn.; Kırka Bor Madeni civarında yetişen P. nigra Arn.

bitkisinin üzerinde yetiştiği topraklardaki Sr konsantrasyonu 200-3750 µgg-1 olarak

tespit edilmiştir. Bitkide ise Sr konsantrasyonu, dalda 50-316 µgg-1 ve yaprakta 42-

226 µgg-1 olarak bulunmuştur (genel olarak maksimum Sr içerikleri Rose vd.,

(1979)’ne göre toprakta 67 µgg-1, Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre bitkide kül

ağırlık üzerinden 1367 µgg-1 olarak belirtilmiştir). Bitkinin dalı ile toprakta bulunan

Sr konsantrasyonu arasında %99 güvenilirlikte korelasyon görülmektedir (n=16, r =

0,8567, rdeneysel > rteorik, P<0,01) (Şekil 4.11). Buna göre P. nigra Arn. bitki türünün

dalı Sr için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

Pinus nigra Dal Grafiği

y = 0,0592x + 51,608 R2 = 0,734 r=0,8567

n=16

0

50

100

150

200

250

300

350

0 1000 2000 3000 4000

Toprakta Sr Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.11. Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Pinus nigra Arn. bitki türünün dal kısmındaki Sr konsantrasyonu arasındaki ilişki

Juniperus foetidissima Willd; J. foetidissima Wildd bitki türünün üzerinde

yetiştiği topraklardaki Sr konsantrasyonu 1125-1700 µgg-1 arasında değişmekte olup,

bitkinin dalında 95-276 µgg-1, yaprağında ise 315-339 µgg-1 arasında Sr tespit edilmiştir.

Bitkinin dalının ve yaprağının Sr konsantrasyonu ile topraktaki Sr konsantrasyonu

arasında doğrusal bir ilişki bulunamamıştır (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel< rteorik ).

Euphorbia hirsuta L.; E. hirsuta L. bitkisinin yetiştiği topraklardaki Sr konsantrasyonu

250-1475 µgg-1’dir. Bitkide Sr konsantrasyonu ise dalında 248-525 µgg-1 ve

yaprağında 74-833 µgg-1 olarak belirlenmiştir (genel olarak maksimum Sr içerikleri

Rose vd., (1979)’ne göre toprakta 67 µgg-1, Nagaraju ve Karimulla (2002)’ya göre

Page 100: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

85

bitkide kül ağırlık üzerinden 1367 µgg-1 olarak belirtilmiştir). Bitkinin yaprağının

içerdiği Sr derişimi ile toprakta bulunan Sr derişimi arasında %99 güvenilirlikte

doğrusal bir ilişki bulunmaktadır (n=14, r= 0,7511, rdeneysel > rteorik, P<0,01) (Şekil

4.12). Buna göre E. hirsuta L. bitki türünün yaprağı Sr için belirtgen bitki olarak

saptanmıştır. Bitki İbiza, Mayorka, Minorka (İspanya) ve Kuzeydoğu Amerika’da

yayılım göstermekle birlikte Sr yataklarının biyojeokimyasal prospeksiyonunda

başarılı bir şekilde kullanılabilecektir (www.florovivaistibs.it/redazionale).

Stronsiyum belirtgeni olarak saptanan Euphorbia hirsuta L., Juniperus

oxicedrus ve Pinus nigra Arn. bitki türleri arasından E. hirsuta L.‘nın Sr için daha

duyarlı olduğu söylenebilir (Şekil 4.13).

Euphorbia hirsuta Yaprak Grafiği

y = 0,3127x + 34,432 R2 = 0,5642

n=14 r=0,7511

0100200300400500600700800900

0 500 1000 1500 2000 2500 3000

Toprakta Sr Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.12. Topraktaki Sr konsantrasyonu ile Euphorbia hirsuta L. bitki türünün

yaprak kısmındaki Sr konsantrasyonu arasındaki ilişki

0100200300400500600700800900

0 1000 2000 3000 4000

Toprakta Sr Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u

(µgg

-1)

Euphorbia hirsuta (yaprak)

Juniperus oxicedrus(Yaprak)Pinus nigra (Dal)

Şekil 4.13. Stronsiyum belirtgeni bitkilerin arasındaki ilişki

Page 101: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

86

4.1.4. Mangan ( Mn) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Rose, vd., (1979) Mn içeriğinin magmatik kayaçlarda 390-1500 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 850-1100 µgg-1olduğunu bu değerlerin topraklarda 320 µgg-1

bitkilerde ise 6700 µgg-1 olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden).

Köksoy ve Topçu (1976) Mn içeriğinin magmatik kayaçlarda 600-2200 µgg-1,

sedimenter kayaçlarda 385-1300 µgg-1 olduğunu bu değerlerin toprakta 850 µgg-1,

bitkilerde ise 7500 µgg-1 olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden).

Özbek vd., (1993) Mn içeriğinin çeşitli kayaçlarda 10-1600 µgg-1 arasında

değiştiğini, bu değerin topraklarda 20-800 µgg-1 olduğunu , bitkilerde ise Mn

içeriğinin 1000 µgg-1’in üzerine çıktığında toksik etkinin ortaya çıkabileceği

vurgulamışlardır.

Aloway (1995)’e göre ise, bitkilerde kül üzerinden 31-850 ppm’e kadar Mn

bulunabileceği belirtilmektedir

Normandin vd., (1999)’nin Kanada’da yaptıkları çalışmada, toprakların

içerdiği 500-900 µgg-1 Mn değerine karşılık, bitkilerin genel olarak 20-500 µgg-1

arasında değişen değerlerde Mn içerdiklerini saptamışlardır (bitkilerde kuru ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır).

Özdemir ve Sağıroğlu (1999)’nun Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 506-1966 µgg-1 Mn içeriğine karşılık bitkilerde

222-10144 µgg-1 Mn saptamışlardır (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Nagaraju ve Karimulla (2002)’nın Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 141-230 µgg-1 Mn içeriğine karşılık, bitkilerde 134-

1940 µgg-1 Mn içeriği saptamışlardır (bitkilerde kül ağırlık üzerinden).

Özdemir (2003) tarafından Musalı (Mersin) bölgesinde yapılan çalışmada

Mn içeriklerini, topraklarda 119- 2783 µgg-1 karşılık bitkilerde 11-118 µgg-1 olarak

saptamışlardır (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Gedik, (2005) Madenköy (Niğde/Ulukışla) civarında yaptığı çalışmada

toprakta 349-2746 µgg-1, bitkilerde ise 182-10134 µgg-1 Mn derişimi ölçmüştür.

Aynı çalışmada toprakta 519-2746 µgg-1 Mn içeriğine karşılık Pinus nigra bitkisinde

310-3620 µgg-1 Mn, toprakta 397-805 µgg-1 Mn içeriğine karşılık Juniperus

Page 102: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

87

oxicedrus bitkisinde 182-2500 ppm Mn saptamıştır. Bu çalışmada ise toprakta 20-

843 µgg-1 Mn içeriğine karşılık P. nigra bitkisinde 1-38 µgg-1 Mn ve toprakta 73-790

µgg-1 Mn içeriğine karşılık J. oxicedrus bitkisinde 4-127 µgg-1 Mn saptanmıştır.

(bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Çalışma alanında bulunan topraklardaki Mn konsantrasyonu 10-925 µgg-1

tespit edilmiştir. Bu değerler araştırmacıların belirttiği temel değerin biraz

üzerindedir, bitkilerdeki Mn konsantrasyonu ise kuru ağırlık üzerinden 1-325 µgg-1

arasında olup temel değerler arasında değişmektedir (Tablo 4.14-4.15-4.16).

İncelenen bitki türlerinde yalnızca Gypsohila perfoliata L. bitkisinin içerdiği

Mn (3-33 µgg-1) ile toprakta bulunan Mn konsantrasyonu (10-385 µgg-1) arasında

%99 güvenilirlikte bir ilişki olduğu saptanmıştır (n=13, r=0,7915, P<0,01) (Şekil 4-

14). Ancak bu bitki türünün toprakta fazla Mn olduğu durumda davranışının ne

olduğu bilinmemekle birilikte, belirtgen bitki olabileceği söylenebilir.

Toprakta bulunan Mn değerleri ile incelediğimiz diğer bitki türleri arasında

doğrusal bir ilişki tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel<rteorik).

Gypsohila perfoliata Dal Grafiği

y = 0,063x + 2,7172 R2 = 0,6266 r= 0,7915

n=13

0

5

10

15

20

25

30

35

0 100 200 300 400 500

Toprakta Mn Konsantrasyonu (µgg-1)

Bitk

ide

Mn

kons

antra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.14. Topraktaki Mn konsantrasyonu ile Gypsohila perfoliata L. bitki türünün

dal kısmındaki Mn konsantrasyonu arasındaki ilişki

Page 103: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

88

Page 104: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

89

Page 105: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

90

Page 106: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

91

Page 107: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

92

Page 108: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

93

Page 109: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

94

Page 110: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

95

4.1.5. Bakır (Cu) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Köksoy ve Topçu, (1976) Cu içeriğinin topraklarda 21 µgg-1, bitkilerde ise 210

µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Rose vd. (1979) Cu içeriklerinin, topraklarda 15 µgg-1 bitkilerde ise 130 µgg-1

olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Cu içeriğinin, kayaçlarda genel olarak 4-90 µgg-1 arasında

değişen değerlerde olduğunu, bu değerlerin Cu’ca temiz topraklarda 2-40 µgg-1, Cu’ca

kirlenmiş topraklarda ise 1000 µgg-1 olabileceğini, bitkilerde ise Cu içeriği genellikle 2-

20 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır)

Alloway, (1995) Cu içeriğinin magmatik kayaçlarda 4-160 µgg-1, tortul

kayaçlarda 20-200 µgg-1, volkanik kayaçlarda, kireç taşları ve kum taşlarında 5-20

µgg-1’ olduğunu, bu değerin topraklarda 2-100 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmiştir.

Dunn vd., (1996)’nin Güney Fas’ta eski bir Cu madeni civarında yaptıkları

çalışmada, Cu içeriği 1200 µgg-1 olan topraklar üzerinde yetişen bitkilerin 79-181 µgg-1

arasında değişen değerlerde Cu içerdiklerini belirtmişlerdir.

Özdemir ve Sağıroğlu (2000) Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış oldukları

çalışmada Cu içeriğini, topraklarda 62-1920 µgg-1 ve bu topraklar üzerinde yetişen

bitkilerde 16-780 µgg-1 olarak saptamışlardır.

Aktaş, (2004) bitkilerin Cu ihtiyaçlarının oldukça düşük düzeyde olduğunu ve

birçok bitkinin Cu içeriğinin 2-20 µgg-1 arasında değiştiğini belirtmiştir (bitkilerde kuru

ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Gedik (2005)’ Madenköy (Niğde/Ulukışla ) civarında yaptığı çalışmada

topraklarda 19-50 µgg-1 arasında değişen Cu içeriğine karşılık 7 farklı bitki türünde

34-386 µgg-1 arasında değişen Cu içeriği saptamıştır ve bu bölgenin Cu içeriği için

eşik değerde olduğunu belirtmiştir.

Çalışma alanında toprakta Cu elementinin konsantrasyonu 1-50 ppm,

bitkilerde ise 2-8 ppm arasındadır (4.18–4.19–4.20). Genel olarak toprakta Cu

düzeyi temel değerden biraz fazla, bitkide ise temel değerin çok altındadır.

İncelediğimiz bitki türleri ile topraktaki Cu değerleri arasında hiçbir doğrusal

ilişki tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel<rteorik).

Page 111: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

96

Page 112: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

97

Page 113: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

98

Page 114: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

99

Page 115: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

100

Page 116: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

101

4.1.6. Çinko (Zn) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Rose vd., (1979) Zn içeriğinin topraklarda 36 µgg-1, bitkilerde ise 570 µgg-1

olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Zn içeriği topraklarda 10-80 µgg-1, bitkilerde 5-100 µgg-1

arasında değişmektedir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Alloway (1995), Zn içeriğinin topraklarda 10-300 µgg-1 olduğunu, bitkilerde

20 µgg-1’den az olduğu durumlarda yetersiz, 25-150 µgg-1 arasında yeterli, 400

µgg-1’ den fazla Zn içeriğinin ise toksik etki yaratacağını belirtmiştir.

Akçay vd., (1998) Trabzon’da yapmış oldukları çalışmada, topraklarda 5-948

µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkilerde 3-1244 µgg-1 arasında değişen değerlerde Zn

içeriği ölçmüşlerdir.

Özdemir ve Sağıroğlu (2000), Maden Çayı (Elazığ) boyunca yapmış oldukları

çalışmada, topraklarda 3846-5645 µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkilerde 365-1697

µgg-1 arasında değişen değerlerde Zn ölçmüşlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Gedik, (2005)’in Ulukışla (Niğde) yöresinde yapmış olduğu çalışmada,

topraklarda 42-171µgg-1 Zn içeriğine karşılık bitkide 68-1245 µgg-1 asında değişen

değerlerde Zn içeriği tespit etmiştir. (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Çalışma alanında ki topraklarda Zn içeriği 0-238 µgg-1, bitkilerde ki Zn

içeriği ise 0-36 µgg-1 arasında değişmektedir (4.21–4.22–4.23). Toprakta ki Zn

içeriğinin araştırmacıların belirttiği temel değerin üzerinde olmasına karşın bitkiler

Zn’yi bünyelerine fazla almamışlardır.

İncelediğimiz bitki türleri ile topraktaki Zn içerikleri arasında hiçbir doğrusal

ilişki tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel<rteorik).

Page 117: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

102

Page 118: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

103

Page 119: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

104

Page 120: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

105

Page 121: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

106

Page 122: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

107

4.1.7. Nikel (Ni) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Köksoy ve Topçu (1976) Ni topraklarda 41 µgg-1, bitkilerde ise 50 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Rose vd., (1979) Ni içeriğinin topraklarda 17 µgg-1, bitkilerde ise 18 µgg-1, olduğunu belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Reeves, (1992)’in New Caledonia bölgesinde yapmış olduğu çalışmada, Ni

içeriği 5900 µgg-1 olan topraklar üzerinde yetişen ve Ni bünyesinde biriktirmeyen

bitkilerde Ni içeriğini ortalama 27 µgg-1 olarak saptamıştır. Yazar aynı bölge

toprakları üzerinde yetişen ve Ni bünyesinde biriktiren bitkilerde ise 12400 µgg-1 Ni

konsantrasyonu saptamıştır.

Özbek vd., (1993) Ni bakımında zengin kayaçlardan oluşan topraklarda 100-

5000 µgg-1 Ni içeriğinin bulunduğunu, bitkilerin Ni içeriğinin ise genelde < 3 µgg-1

olduğunu bu değerin 11-30 µgg-1 arasında olması halinde toksik etki

gösterebileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Alloway (1995), Ni değerlerinin magmatik kayaçlarda 2-3400 µgg-1, tortul

kayaçlarda 26-1000 µgg-1 arasında değiştiğini ifade etmiştir. Yazar toprağı oluşturan ana

kayacın özelliğine göre topraklardaki Ni içeriğinin değiştiğini, örneğin genel olarak

topraklarda 20 µgg-1 olduğu belirtilen Ni içeriğinin serpantinlerin oluşturduğu

topraklarda 7000 µgg-1’e kadar çıktığını belirtmiştir. Ayrıca çalışmada, Ni elementince

normal düzeyde olan topraklar üzerinde yetişen bitkilerde Ni içeriğinin 0,1-5 µgg-1

arasında değişmekte olduğu, serpantin topraklar üzerinde yetişen bitkilerde ise genel

olarak 20-100 µgg-1 arasında Ni bulunduğu ve bazı hiperakümülatör bitkilerin 1000 µgg-

1’den fazla Ni bünyelerinde barındırdıklarını (Sebertia acuminata bitki türü bünyesinde

%11 Ni içeriğine sahiptir) ifade etmiştir.

Demirezen ve Aksoy, (2004) Kayseri civarında yaptıkları çalışmada topraklarda

Ni çeriğini 90 µgg-1, bitkilerde ise 1-20 µgg-1 arasında ölçmüşlerdir

Çalışma alanında toprakta ve bitkideki Ni elementinin konsantrasyonları, genel

olarak toprakta temel değerden fazla (0-175 ppm), bitkide ise temel değerin altındadır

(0-13 ppm) Tablo 4.24–4.25–4.26’da bitki türlerinin ve toprakların Ni konsantrasyonları

verilmiştir. İncelediğimiz bitki türleri ile topraktaki Ni değerleri arasında hiçbir doğrusal

ilişki tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel<rteorik).

Page 123: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

108

Page 124: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

109

Page 125: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

110

Page 126: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

111

Page 127: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

112

Page 128: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

113

4.1.8. Kobalt (Co) Elementinin Biyojeokimyasal Anomalilerinin İncelenmesi

Köksoy ve Topçu (1976) Co içeriğinin, topraklarda 11 µgg-1, bitkilerde ise

15 µgg-1 olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden

hesaplanmıştır).

Rose vd., (1979) Co içeriğinin topraklarda 10 µgg-1, bitkilerde ise 5µgg-1

olabileceğini belirtmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Özbek vd., (1993) Co içeriğinin ana materyalin bileşimine bağlı olarak

topraklar da Co içeriğinin 1-40 µgg-1arasında değiştiğini, bitkilerin ise 0,02-0,5 µgg-1

arasında değişen değerlerde Co içerdiğini belirtmişlerdir (bitkilerde kuru ağırlık

üzerinden hesaplanmıştır).

Alloway, (1995) topraklardaki Co içeriğinin 0,05-300 ppm gibi geniş bir

aralıkta değişim gösterdiğini ve ortalama olarak toprakların 10-15 µgg-1 Co içerdiğini

belirtmiştir. Yazar toprakların Co içeriklerinin toprağı oluşturan ana materyal ile

direk ilişkili olduğunu ifade etmiştir ve serpantin, andezit ve granitler üzerinde

oluşmuş olan İskoç topraklarında sırası ile 40-200 µgg-1, 10-20 µgg-1, 1-3 µgg-1 Co

tespit edildiğini ifade etmiştir.

Nagaraju ve Karimulla (2002) Andra Pradesh (Hindistan)’de yapmış

oldukları çalışmada, topraklarda 6-12 µgg-1 Co içeriğine karşılık, bitkilerde 2-8 µgg-1

Co içeriği tespit etmişlerdir (bitkilerde kül ağırlık üzerinden hesaplanmıştır).

Varışlı vd., (2004)’nin Fındıkpınarı (Mersin) bölgesinde yapmış oldukları

çalışmada, topraklardaki 7-90 µgg-1 Co içeriğine karşılık, bitkide 3-24 µgg-1 Co

içeriği bulmuşlardır. Çalışma alanında toprakta Co konsantrasyonu 0-115 µgg-1, bitkilerde ise 0-8

µgg-1 arasında değişmektedir (Tablo 4.27–4.28–4.29). Toprakta Co konsantrasyonu

araştırmacıların belirttiği temel değerin üzerinde olmasına rağmen bitkilerde genelde

temel değerler içerisindedir.

İncelediğimiz bitki türleri ile topraktaki Co değerleri arasında hiçbir doğrusal

ilişki tespit edilememiştir (< %95 güvenilirlikten, rdeneysel<rteorik).

Page 129: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

114

Page 130: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

115

Page 131: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

116

Page 132: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

117

Page 133: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

118

Page 134: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

119

4.2. Belirtgen Olarak Saptanan Bitki Türlerinin Topraktaki Diğer Elementlerle

İlişkisi

Bu bölümde B, Li, Sr ve Mn için belirtgen bitki olarak saptanmış bitkilerin

belirttiği element düzeylerinin toprakta bulunan diğer elementlerle (B, Sr, Li, Mn,

Cu, Zn, Ni ve Co) olan ilişkileri incelenmiştir (Tablo 4.30).

Tablo 4.30. Belirtgen bitki olarak saptanan bitki türlerinin çeşitli kısımlarının

topraktaki diğer elementlerle (B, Sr, Li, Mn, Cu, Zn, Ni ve Co) olan ilişkisi

Toprakta Element Belirtgen Bitkide B

B Sr Li Cu Zn Mn Co Ni Puccinellia intermedia (Schur) Janchen Dal ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Genista aucheri Boiss Dal ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Pinus nigra Arn. Yaprak ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Toprakta Element Belirtgen Bitkide Li Li Sr B Cu Zn Mn Co Ni

Genista aucheri Boiss Dal ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Juniperus oxicedrus L. subsp Yaprak ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Juniperus oxicedrus L. subsp Dal ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Pinus nigra Arn. Yaprak ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Toprakta Element Belirtgen Bitkide Sr Sr B Li Cu Zn Mn Co Ni Juniperus oxicedrus L. subsp Yaprak ÇÖ ÖD Ö ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Pinus nigra Arn. Dal ÇÖ ÖD Ö ÖD ÖD -ÇÖ ÖD ÖD

Euphorbia hirsuta L. Yaprak ÇÖ Ö Ö ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

Toprakta Element Belirtgen Bitkide Mn Mn B Li Cu Zn Sr Co Ni

Gypsophila perfoliata L Dal ÇÖ ÖD -ÇÖ ÖD ÖD ÖD ÖD ÖD

ÖD: Önemli Değil (< % 95 güvenilirlikle, P > 0,05); Ö: Önemli (> %95 güvenilirlikle,P < 0,05) ÇÖ: Çok Önemli (> %99 güvenilirlikle, P < 0,01); - ÇÖ: Negatif ilişki çok önemli (> %99 güvenilirlikle, P < 0,01)

Page 135: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

120

Stronsiyum için belirtgen bitki olarak saptanmış olan Juniperus oxicedrus L.

subsp bitkisinin yaprağının içerdiği Sr ile toprakta bulunan Li derişimi arasında %

95 güvenilirlikte bir ilişki bulunmaktadır (r= 0,6010, n=15) (Şekil 4.15). Toprakta Li

elementinin bulunduğu durumlarda Juniperus oxicedrus L. subsp bitkisi Sr

elementini bünyesine doğrusal olarak almaktadır ve bu bitki türünün Sr’yi alması

topraktaki Li değerine bağlı olabilmektedir.

y = 2,7105x - 122,99 R2 = 0,3612

r=0,6010

0

100

200

300

400

500

600

700

800

0 50 100 150 200 250

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1 )

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.15. Juniperus oxicedrus L. subsp bitkisinin yaprağının içerdiği Sr ile toprakta

bulunan Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Stronsiyum için belirtgen bitki olarak saptanan Pinus nigra Arn. bitkisinin

yaprağının içerdiği Sr ile toprakta bulunan Li derişimi arasında % 95 güvenilirlikte bir

ilişki bulunmaktadır (r=0,6264, n=11). P. nigra Arn. bitkisi bünyesine Sr’yi doğrusal

almakta ve bu bitki türünün Sr’yi alabilmesi topraktaki Li değerine bağlı olabilmektedir

(Şekil 4.16).

y = 0,7x + 13,75 R2 = 0,3925

r=0,6264

050

100150200250300350

0 50 100 150 200 250

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1 )

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

dyon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.16. Pinus nigra Arn. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr ile toprakta bulunan Li

konsantrasyonu arasındaki ilişki

Page 136: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

121

Pinus nigra Arn. bitkisinin dalının içerdiği Sr konsantrasyonu ile toprakta

bulunan Mn konsantrasyonu arasında negatif bir korelasyon bulunmaktadır (r= -

0,6964, n=16). Toprakta artan Mn değerine karşın Pinus nigra Arn. bünyesine Sr’yi

tersi oranda almaktadır (Şekil 4.17).

y = -0,2155x + 246,87R2 = 0,4851r= - 0,6964

0

50

100

150

200

250

300

350

0 200 400 600 800 1000 1200

Toprakta Mn konsantrasyonu (ppm)

Bitk

ide

Sr k

onsa

ntra

syon

u (p

pm)

Şekil 4.17. Pinus nigra Arn. bitkisinin dalının içerdiği Sr konsantrasyonu ile toprakta

bulunan Mn konsantrasyonu arasındaki ilişki

Stronsiyum için belirtgen bitki olarak saptanan Euphorbia hirsuta L.

bitkisinin yaprağının içerdiği Sr ile toprakta bulunan B derişimi arasında % 95

güvenilirlikte bir ilişki bulunmaktadır (r=0,5403, n=14). Toprakta B değerinin biraz

üzerinde olduğu durumda E. hirsuta L. bitkisi Sr elementini bünyesine doğrusal

almaktadır (Şekil 4.18). Toprakta fazla B bulunduğunda bünyesine Sr’yi fazla

alabileceği tahmin edilmektedir. Bu bitki türünün Sr’yi almasının topraktaki B

oranına bağlı olabileceği düşünülebilir. Ayrıca bu bitki türünün B yataklarının

aranmasında izsürücü bitki türü olabileceği, bitkideki Sr değerine karşılık topraktaki

B değerinin yorumlanabileceği ve B yataklarının aranabileceği söylenebilir. Aynı

ilişki toprakta bulunan Li derişimi ile E. hirsuta L. bitkisinin içerdiği Sr derişimi ile

de bulunmuştur (r=0,5417, n=13) toprakta fazlaca Li bulunduğu durumda E. hirsuta

L. bitkisinin yaprağı Sr elementini bünyesine doğrusal almakta ve bu bitki türünün

Sr’yi almasının topraktaki Li oranına bağlı olabileceği düşünülmektedir (Şekil 4.19).

Page 137: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

122

y = 53,166x + 144,75R2 = 0,292 r=0,5403

0

100

200

300

400

500

600

700

800

900

0 2 4 6 8 10 12

Toprakta B Konsantrasyonu (µgg-1 )

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.18. Euphorbia hirsuta L. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr konsantrasyonu ile

toprakta bulunan B konsantrasyonu arasındaki ilişki

y = 3,7546x - 104,35 R2 = 0,2935

r=0,5417

0

100

200

300

400

500

600

700

800

900

0 50 100 150 200

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1 )

Bitk

ide

Sr K

onsa

ntra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.19. Euphorbia hirsuta L. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr konsantrasyonu ile

toprakta bulunan Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Gypsophila perfoliata L bitkisinde bulunan Mn içeriği ile toprakta bulunan

Li arasında negatif bir korelasyon bulunmaktadır (r=-0,8151, n=10). Toprakta artan

Li konsantrasyonuna karşın Gypsophila perfoliata L. bitkisi bünyesine Mn’yi tersi

oranda almaktadır (Şekil 4.20).

Page 138: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

4. ARAŞTIRMA BULGULARI Semiha ZORLU

123

y = -0,1119x + 33,793R2 = 0,6644

r= - 0,8151

0

5

10

15

20

25

30

35

0 50 100 150 200 250 300

Toprakta Li Konsantrasyonu (µgg-1 )

Bitk

ide

Mn

Kons

antra

syon

u (µ

gg-1

)

Şekil 4.20. Gypsophila perfoliata L. bitkisinin dalının içerdiği Mn konsantrasyonu ile

toprakta bulunan Li konsantrasyonu arasındaki ilişki

Page 139: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

5. SONUÇLAR Semiha ZORLU

124

5. SONUÇLAR

Kırka (Eskişehir) başta olmak üzere Bigadiç (Balıkesir) ve Emet (Kütahya)

bor madenleri çevresinden alınan bitki ve toprak örneklerinin analizleri yapılarak B,

Li, Sr, Mn, Zn, Cu, Ni ve Co elementlerinin biyojeokimyasal anomalileri

incelenmiştir. Yapılan bu çalışma sonucunda;

1- Puccinellia intermedia (Schur) Janchen (n= 17, r=7274 ), bitki türünün

dalı, Genista aucheri Boiss bitkisinin (n =27, r=0,7934) ve Pinus nigra Arn.

bitkisinin (n=16, r=0,6805) yaprağı % 99 güvenilirlikte B için belirtgen bitki olarak

saptanmıştır.

2- Genista aucheri Boiss bitkisinin dalı (n =18, r=0,6214), Juniperus

oxicedrus L. subsp. bitkisinin dalı (n=20 r=0,8293) ve yaprağı (n=24, r=0,7267) ve

Pinus nigra Arn. bitkisinin (n=19, r=0,6655) yaprağı Li için % 99 güvenilirlikte

belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

3- Juniperus oxicedrus L. subsp. bitkisinin yaprağı (n=16 r=0,6824),

Pinus nigra Arn. bitkisinin (n=16 r= 0,8567) dalı ve Euphorbia hirsuta L.

bitkisinin (n=14 r=0,7511) yaprağı Sr için % 99 güvenilirlikte belirtgen bitki olarak

saptanmıştır.

4- Gypsohila perfoliata L. bitkisinin dalı (n=13, r=0,7915) % 99

güvenilirlikte Mn için belirtgen bitki olarak saptanmıştır.

5- Euphorbia hirsuta L. bitkisinin yaprağının içerdiği Sr konsantrasyonu ile

toprakta bulunan B konsantrasyonu arasında pozitif korelasyon bulunduğundan

dolayı, E hirsuta L’nın B yataklarının aranmasında izsürücü bitki olabileceği,

bitkideki Sr içeriğine göre topraktaki B içeriğinin yorumlanabileceği ve B

yataklarının aranabileceği söylenebilir.

6- Juniperus oxicedrus L. subsp., ve Euphorbia hirsuta L. bitkilerinin

yapraklarının ve Pinus nigra Arn. bitkisinin dalının içerdiği Sr konsantrasyonu ile

toprakta bulunan Li konsantrasyonu arasında pozitif korelasyon bulunduğundan

dolayı bu bitki türlerinin Li yataklarının aranmasında iz sürücü bitki olabileceği,

bitkilerin içerdiği Sr konsantrasyonuna göre topraktaki Li içeriğinin

yorumlanabileceği ve Li yataklarının aranabileceği söylenebilir.

Page 140: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

5. SONUÇLAR Semiha ZORLU

125

7- Pinus nigra Arn. bitkisinin dalının içerdiği Sr konsantrasyonu ile toprakta

bulunan Mn konsantrasyonu arasında negatif korelasyon saptanmıştır. Toprakta artan

Mn konsantrasyonuna karşılık bitkinin Sr’yi bünyesine alması zor olacaktır.

8- Gypsohila perfoliata L. bitkisinin dalının içerdiği Mn konsantrasyonu ile

toprakta bulunan Li konsantrasyonu arasında negatif korelasyon saptanmıştır.

Toprakta artan Li konsantrasyonuna karşılık bitkinin Mn’yi bünyesine alması zor

olacaktır.

9- Çalışma alanından alınan bitki ve toprak örneklerinde Cu, Zn, Ni ve Co

elementlerinin de biyojeokimyasal anomalileri incelenmiş fakat bitki ile toprak

arasında Cu, Zn, Ni ve Co içerikleri açısından doğrusal bir ilişki bulunamamıştır.

10- Bor için belirtgen bitki olarak saptanan Pinus nigra Arn. bitki türünün

yaprağının B ve Li için, dalının da Sr için belirtgen olması sebebiyle bitkinin

yalnızca belirli organlarının analizi ile B, Li ve Sr elementlerini içeren maden

yataklarının keşfedilmesi olasıdır.

11- Bor madeni civarında saptanan belirtgen bitki türleri;

biyojeokimyasal prospeksiyonda, B madeninin çevresel etkilerinin araştırılmasında

ve B, Li ve Sr’ca kirlenmiş toprakların saptanmasında çevresel izleme aracı olarak

kullanılabilir.

Page 141: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

126

KAYNAKLAR

AKÇAY, M., LERMİ, A., VAN, A., 1998. Biogeochemical Exploration for

Massive Sulphide Deposits in Areas of Dense Vegetation: an orientation

survey arround the Kanköy Deposit. Journal of Geochemical Exploration, 63:

173-187.

AKINCI, T. Ö., 2003. Maden Jeolojisi ve Arama yöntemleri. Süleyman Demirel

Üniversitesi Mühendislik – Mimarlık Fakültesi Yayınları, No: 33, Isparta.

AKTAŞ, M., 2004. Bitkilerde Beslenme Bozuklukları ve Tanınmaları,Tarım Sanayi

Bildiri Kitabı, 1118-1186. Tokat.

ALKAN, A., 1998. Farklı Tahıl Türleri ile Buğday ve Arpa Çeşitlerinin Bor

Toksisitesine Dayanıklılığının Araştırılması ve Dayanıklılıkta Rol Alan

Faktörlerin Belirlenmesi, Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı,

Doktora Tezi, 135 s., Adana.

ALLOWAY, B.J.(ed.), 1995. Heavy Metals in Soil. Blackie Academic and

Professional, Secand Edition, 368 pp.

BARONI, F., BOSCAGLİ, A., PROTANO, G. and RICCOBONO, F., 2000.

Antimony accumulation in Achillea ageratum, Plantago lanceolata and

Silene vulgaris growing in an old Sb mining area. Environmental pollition,

109: 347-352.

BARONI, F., BOSCAGLİ, A., DI LELLA, L. A., PROTANO, G. and

RICCOBONO, F., 2004. Arsenic in soil vegetation of contaminated areas in

southern Tuscany (Italy). Journal of Geochemical Exploration, 81: 1-14.

BENTON, J. ve JONES, R., 1984. Devolopments in the Measureument of Trace

Metal in Foods. Anal. Food. Cont. 157-206.

BINGHAM, F.T., 1982. Boron P. 431-447 In: Page, A.L., Miller, R.H., Keeney,

D.R., (eds.) “Methods of Soil Analysis” Part 2. Madison.

BOGOCH, R. and BRENNER, B. I. 1984. Journal of Geochemical Exploration 20,

311-321.

BOZCUK, S., 1986. “Bitki Fizyolojisi (Metabolik Olaylar)” Hatipoğlu Yayınları,

176 s., Ankara.

Page 142: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

127

BROOKS, R. R., 1977. Copper and cobalt uptake by Haumaniastrum species. Plant

and soil 48, 541-545.

BROOKS, R. R., CLEAVE, J. A. and SCHOFİELD, E. K., 1977. Cobalt and

nickel uptake by the Nyssaceae, 26, 194-201,

BROOKS R.R., MORRİSON R.S. REEVES R.D., DUDLEY T.R. VE AKMAN

Y., 1979. Hyperaccumulation of Nickel by Alyssum Linneus (cuciferae)

Proc. R.Soc. Lond.Sect. B, 203,287-403

BROOKS, R. R., DUNN, C. E., and HALL, G. E. M., 1995. Biological System in

Mineral Exploration and Processing, Elles Horwood Limitid, 538 pp.

BROOKS, R. R., BAKER, A. J. M. and MALAISSE, F., 1992. Copper flowers.

National geographic researc and exploration, 8(3), 338-351.

CHETTRI, M. K., SAWİDİS, T. and KARATAGLIS, S., 1997. Lichens as a Tool

for Biogeochemical Prospecting, Ecotoxıcology And Envıronmental Safety,

38: 322-335.

CUTTER, A. G. 2005. Biogeochemistry: now and into the future, Palaeo, 219: 191-

198.

DEMİREZEN, D. and AKSOY, A., 2004. Accumulation Of Heavy Metals İn

Typha Angustifolia (L.) And Potamogeton Pectinatus (L.) Living İn Sultan

Marsh (Kayseri, Turkey), Chemosphere, 56: 685-696.

DUNN,C. E., BROOKS, R. R., EDMONDSON, J.,LEBLANC, M., REEVES, R.

D., 1996. Biogeochemical Studies of Metal-Tolerant Plants From Southern

Morocco. Journal of Geochemical Exploration, 56: 13-22.

GEDİK, T., 2005. Madenköy (Niğde/Ulukışla) ve Dolaylarının Biyojeokimyasal

Anomalilerinin İncelenmesi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

Yüksek lisans Tezi. 113 s. Adana (Yayınlanmamış).

GÖK, S.; ÇAKIR, A. ve DÜNDAR, A., 1979. Kırka Kasabası Civarı Borat

Yatakları ve Diğer Endüstriyel Hammadde Etütleri Raporu: MTA Rap., 6768

(yayımlanmamış), Ankara.

ERDMAN, J.A. and KOKKOLA, M., 1984. Workshop 2: Biochemistry in mineral

exploration. Journal of Geochemical Exploration, 21: 123-128.

Page 143: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

128

HELVACI, C., 1984. Occurrence of Rare Borate Minerals: Veatchite-A, Tunellite,

Teruggite and Cahnite in the Emet Borate Deposits, Turkey. Mineral.

Deposita 19: 217-226.

2001. Özelleştirmenin Odağındaki Bor. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Yayınları, No:59, 64 s.

2003. Türkiye Borat Yatakları Jeolojik Konumu, Ekonomik Önemi ve Bor

Politikası, BAÜ Fen Bil. Enst. Derg.

2004. Türkiye Borat Yatakları: Jeolojik Konumu, Ekonomik Önemi ve Bor

Politikası. 5.Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu,11-27 s., İzmir.

HELVACI, C. ve ALACA, O., 1991. Bigadiç Borat Yatakları ve Çevresinin

Jeolojisi ve Mineralojisi. MTA Dergisi 113: 61-92.

KACAR, B., 1984. Bitki Beslenmesi. A. Ü.Zıraat Fak.Yay., No:289, Ankara, 317 s.

KOCAER, O. F. ve BAŞKAYA, S. H., 2003. Metallerle kirlenmiş toprakların

temizlenmesinde uygulanan teknolojiler, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-

Mimarlık Fakültesi Dergisi, 8/1, 121-131

KÖKSOY, M., ve TOPÇU S., 1976. Jeokimyasal Prospeksiyonun Tanıtımı ve

Laboratuar Metotları. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Yayınları, 16, 95 s

Ankara.

KÖKSOY, M., 1991. Uygulamalı Jeokimya. Hacettepe Yayınları, 368 s., Ankara.

LASAT, M. M., 2000. Phytoextraction of Metals From Contaminated Soil: A Reiew

of Plant/Soil/Metal İnteraction and Assessment of Pertinent Agronomic

Issues. Journal of Hazardous Substance Rese arch, 2(5),1-25.

MARSCHNER, H., 1999. Mineral Nutrition of Higher Plants. Academic Pres. 862 s

NAGARAJU, A. and KARİMULLA S., 2001. Geobotany and biogeochemistry of

Gymnosporia montana acase study from Nellore Mica Belt, Andhra Pradesh.

Environmental Geology, 41: 167-173.

NAGARAJU, A. and KARİMULLA S., 2002. Accumulation of elements in plants

and soil in and around Nellore Mica Belt, Andhra Pradesh, India

biogeochemical study. Environmental Geology, 41: 852-860.

Page 144: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

129

NKOANE, B. B. M., SAWULA, G. M., WİBETOE, G., LUND, W., 2005.

Identification Of Cu And Ni İndicator Plants From Mineralised Locations İn

Botswana, Journal Of Geochemical Exploration, 86: 130-142.

NORMANDİN, L., KENNEDY, G., and ZAYED, J., 1999. Potential Of

Dandelion Taraxacum Officinale As A Bioindicator Of Manganese Arising

From The Use Of Methylcyclopentadienyl Manganese Tricarbonyl İn

Unleaded Gasoline, The Science of the Total Environment, 239: 165-171.

ÖZBEK, H., KAYA, Z., GÖK, M. ve KAPTAN, H., 1993. “Toprak Bilimi”

Schehten Çeviri. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, 73, 816 s.,

Adana.

ÖZDEMİR, Z. VE SAĞIROĞLU, A., 1996. Botanik Prospeksiyon Mersin

Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Derlemeler dizisi, Mersin,4:93-100.

1997. Elazığ-Maden Bölgesi Maden Çayı Boyunca Bakır için

Biyojeokimyasal Anomalilerin İncelenmesi, Geosound, 30,755-764 s.

1998. Maden Çayı (Maden-Elazığ) Boyunca Fe Elementi için

Biyojeokimyasal Anomalilerin İncelenmesi,Türkiye Jeoloji Bülteni, 41- 1,

9-54 s., Türkiye.

1999. Biogeochemical Manganese Anomalies Along the Maden Çayı Valley,

Maden-Elazığ, Geochemistry İnternational, 37, 7, 673-677 s.

2000a. Biogeochemical Zinc Anomalies along the Maden Çayı Valley,

Maden-Elazığ,Turkey, Z. angew. Geol., 46;218-222.

2000b. Salix acmophylla Boiss, Tamarix smyrnensis Bunge and Phragmites

australis (cav) Trin. ex. Stuedel as biogeochemical indicators for copper

deposits in Elazığ-Turkey, Journal of Asian Earth Sciences.18, 595-601.

ÖZDEMİR, Z., ZORLU, S. ve ERYILMAZ. F.Y., 2003. Toprakta metal

kirliliğinin saptanmasında indikatör bitkilerin kullanılması, Mersin

Üniversitesi Jeoloji 10. yıl sempozyumu Mersin, Bildiri özleri kitabı, 89

ÖZDEMİR, Z., 2003. Biogeochemical studies at the Musalı and Silifke-Anamur

area in Mersin, Turkey. Geochemıstry International, 41, 9, 1-6

2005. Pinus brutia as a Biogeochemical Medium to Detect İron and Zinc in

Page 145: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

130

Soil Analysis, Cromite Deposits of the Area Mersin, Turkey. Geochemistry.

65: 79-88.

REEVES, R.D. VE BROOKS, R.R 1983. Journal Of Geochemical Exploration 18,

275-283.

REEVES, R. D., KELEPERTSİS, A. E., ANDRULAKİS, I. and HİLL, L. F.,

1986. Journal of Geochemical Exploration 26, 161-175.

REEVES, R. D., 1991. Proceedings of the First International Conference on

Serpentine Ecology, SP10 1YG, UK.

REEVES, R. D., 1992. The Hyperaccumulation of Nickel by Serpentine Plants,

Proceedings of the first international conference on serpentine ecology, p.254-277

ROSE, A.W., HAWKES, H.E., WEBB, J.S., 1979. Geochemistry in mineral

Exploration, 2nd ed. Academic Press, New York, p.657.

SCHROLL, E. (Ed),1975. Anallytische Geochemie Enke Verl. Bd. I. Stuttgart,

292p.

TABAN, S. ve ERDAL, İ., 2000. Bor Uygulamasının Değişik Buğday Çeşitlerinde

Gelişme ve Toprak Üstü Aksamda Bor Dağılımı Üzerine Etkisi. Türk J Agric

For. 24, 255-262.

UYSAL, Y., 2004. Sulu Ortamda Pb (II) ve Cd (II) İyonlarının Lemna minor L. ile

Alımının Araştırılması. Mersin Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Doktora

Tezi, 145 s., Mersin (Yayınlanmamış).

VARIŞLI, T.,ÖZDEMİR, Z. ve ORCAN, N., 2004. Co içeren maden yataklarının

jeokimyasal prospeksiyonu için belirleyici bir bitki: Alyssum peltarioides

BOISS subsp. virgatiforme (NYAR.) Dudley, I. Ulusal jeokimya

sempozyumu, Bursa 2004, s.23.

YILMAZ, C., 2004. Bitkisel Üretimde Besin Elementleri, Hasad Yayıncılık Ltd. Şti,

142 s.

ZAİJUN, L., ZHENGWEİ, C., and JİAN, T., 2005. The determination of boron in

food and seed by spectrophotometry using a new reagent 3,4-

dihydroxyazomethine- H. Food Chemistry.310-314.

Page 146: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

131

YALÇIN, H., ve BAYSAL, O., 1991. Kırka (Seyitgazi Eskişehir) Borat

Yataklarının Jeolojik Konumu, Dağılımı ve Oluşumu. M.T.A. Dergisi 113,

93-104 s., Ankara. Abstracts, 21, 39-42.

YALÇIN, H., 1989. Neojen Yaşlı Kırka (Eskişehir)Volkanosedimanter Gölsel

Basenin Stratigrafisi ve Tektonik Özellikleri. Yerbilimleri, Cumhuriyet

Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yayını, Seri-A, S:1-2, 1-18.

YATES, T. E., BROOKS, R. R. and BOSWELL, C.R., 1974. New Zealand

Journal Of Science 17, 151-159

YÜREKLİ, A. K. ve ASLANARGUN, B. A., 2002. Bitkilerde Mineral Beslenme

Fizyolojisi T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, 1432,119 s., Eskişehir.

ZORLU, S., ÇETİN, E. ve ÖZDEMİR, Z., 2004. Gömülü cevhere rehber bitkiler,

Mavi Gezegen, 9: 37-42

www.bahce.biz/gubre/meyvedegubre.htm., “Meyvede gübreleme yöntemleri”,

Bahçe Biz Web Sitesi, Erişim: [20 Eylül 2005].

www.bitkisagligi.net., “Elementlerin bitkilere etkileri”, Bitki Sağlığı Web Sitesi,

Erişim: [17 Ekim 2005].

www.florovivaistibs.it/redazionale., “Plant distribution”, Erişim: [15 Nisan 2006].

www.fs.fed.us/database/feis/index.html., “Plant distribution”, Erişim: [15 Nisan

2006].

www.rbgkew.org., “Plant distribution”, Erişim: [15 Nisan 2006].

Page 147: ÇUKUROVA UNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ …Kimya sanayinden uzay ve havacılık sanayine kadar pek çok alanda kullanılan ve stratejik öneme sahip borun yeni yataklarının bulunabilmesi

132

ÖZGEÇMİŞ 1977 yılında Çorumda doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi aynı ilde

tamamladım. 1995 yılında Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji

Mühendisliği bölümünde eğitimime başladım. 2003 yılında Çukurova Üniversitesi

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Maden Yatakları –

Jeokimya Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisansa başladım. Halen bu bölümde

eğitimime devam etmekteyim