118
I ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I www.sstbdergisi.com ID:94 K:122 ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 www.sstbdergisi.com ISSN PRINT : 2146-8508 / ONLINE: 2147-1711

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

I

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ

Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3

www.sstbdergisi.comISSN PRINT : 2146-8508 / ONLINE: 2147-1711

Page 2: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

II

İÇİNDEKİLER

REKREASYON BÖLÜMLERİNİN TERCİH EDİLME NEDENLERİ VE BÖLÜM ÖĞRENCİLERİNİN BEKLENTİLERİNİN ARAŞTIRILMASI 1-15Ercan ZORBA, Emrah CERİT, Hayrettin GÜMÜŞDAĞ, Meltem EVLİ

GÜNÜMÜZ KOZMETİK ÜRÜN TELEVİZYON REKLAMLARININ TÜKETİCİ SATIN ALMA DAVRANIŞLARI ÜZRİNDEKİ ETKİLERİNİN İSTABUL BAĞLAMINDA İNCELENMESİ 16-36Sefer Gümüş

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN ÖZ-YETERLİKLERİ, TÜKENMİŞLİKLERİ VE İŞ DOYUMLARININ İNCELENMESİ 37-54Murat ÖZŞAKER

SPOR YÖNETİMİNDE ALAN UYGULAMASI: ALGILAR, BEKLENTİLER VE SORUNLAR 55-67Dilşad ÇOKNAZ, Devrim BULUT

YETİŞKİN ERKEK HALTERCİ VE SEDANTERLERDE KARPAL KEMİK HACİMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI 68-76Mehmet Emin YILDIZ, Kamil BEŞOLUK

HASTANIN KANSER TANISINA UYUMUNUN SAĞLANMASINDA HEMŞİRENİN ROLÜ 77-86Medet KORKMAZ, Şefika Tuğba YANGÖZ

REFLEKSOLOJİNİN KADIN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ 87-100Ruşen ÖZTÜRK, Ümran SEVİL

Page 3: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

III

BAŞ EDİTÖR Çetin YAMAN

BAŞ EDİTÖR YARDIMCILARI Gülten HERGÜNER Gökşen ARAS Nur DİLBAZ ALACAHANFatma TEZEL ŞAHİNAdalet KANDIR

EDİTÖR Işık BAYRAKTAR

SİSTEM EDİTÖRÜ Serdar TOK

ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME EDİTÖRÜ Gökhan DELİCEOĞLU

SAĞLIK BİLİMLERİ EDİTÖRÜ Emre YANIKKEREM

SAĞLIK BİLİMLERİ EDİTÖR YARDIMCISI Saliha ALTIPARMAK

SPOR BİLİMLERİ EDİTÖRÜ Özgür ÇELİK

SPOR BİLİMLERİ EDİTÖR YARDIMCISI Ahmet YILDIRIM

ALAN EDİTÖRLERİ Fahri ERDOĞANAyşe Ferda OCAKÇICem KOPUZ Ali AYDINLARBesim AKINC. Avni BABACANCemal AYGITCumhur BİLGİ Fazilet KAYASELÇUKİlkin ÇAVUŞOĞLUİnci ALİCAN Kadir EMRE AKKUŞMehmet Faik ÖZÇELİKNuri BİLGİNVeli DUYANGülgün ERSOYMehmet BAYANSALDUZFatih KILINÇCanan ALBAYRAKMurat ÇİLLİNaim DENİZ

TEKNİK EDİTÖR Burhan Maden

Page 4: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

IV

Uluslararası Hakemli Akademik Spor Sağlık ve Tıp Bilimleri dergimizin bu sayısında farklı makaleleri inceleme fırsatı bulacaksınız. Dergimiz, disiplinler arası etkileşimin en iyi örneklerinden biri olma yolunda iddialıdır. Bilim insanlarının emekleriyle yazdığı makaleler, birçok hakemin görüşü ile düzenlenmektedir. Alan editörlerinin yanında ölçme değerlendirme editörlüğü tarafından yapılan istatistiksel incelemeler maka-lelerin güçlü olarak yazılmasını sağlamaktadır. Yeni olarak kabul edeceğimiz dergimiz, yayınlanan makaleler ile daha kaliteli ve yaygın olarak yerini en iyi şekilde oluşturacaktır. İndeksli dergi olma yolunda niteliğin önemini kavramış durumdayız. Bu kapsamda tarzımızdaki değişimin sizler tarafından görüleceği ve zamanla benimseneceğimizi düşünmekteyiz. Bizleri destekleyen hakem, editör, yazar ve okurlarımıza dergimizin adına teşekkürlerimi iletirim.

Bu sayıda 7 makale yer almaktadır. Sizlere çok şey katacağını düşündüğümüz makaleleri keyifle okun-manız dileğiyle, saygılarımla…

Gökhan DELİCEOĞLU

Page 5: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

V

Page 6: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

1

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

REKREASYON BÖLÜMLERİNİN TERCİH EDİLME NEDENLERİ VE BÖLÜM ÖĞRENCİLERİNİN BEKLENTİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Ercan ZORBA1 Emrah CERİT2 Hayrettin GÜMÜŞDAĞ2 Meltem EVLİ3

1Muğla Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Muğla2Hitit Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Çorum

319 Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Samsun

Özet: Bu çalışma Rekreasyon Bölümlerinin tercih edilme nedenleri ve bölüm öğrencilerinin beklentilerine ilişkin mevcut durumunu ortaya koyarak çözüm önerilerinde bulunmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini Muğla,Adnan Menderes, Pamukkale, Hacettepe, Başkent, Kırıkkale, Anadolu, Sakarya ve Kocaeli Üniversiteleri, Rekre- asyon Bölümü hazırlık, 1.2,3.,ve 4. sınıflarında yer alan yaklaşık 1500 öğrencinin %37’sine ulaşılarak toplamda400 öğrenci araştırmanın örneklem grubunu oluşturmuştur. Verilerin analizi IBM SPSS) for Windows (19,0) ista- tistik paket programında, frekans ve yüzde dağılımlar yoluyla yapılmıştır. Yorumlarda, satır yüzdeleri göz önünde bulundurulmuştur Elde edilen veriler tablolar halinde yansıtılmıştır. Anket sonuçlarından elde edilen verilere göre öğrencilerin % 32,8 i rekreasyon bölümünü ilgi duydukları için tercih ettikleri görülmektedir. Öğrencilerin %47.2 si rekreasyon bölümündeki öğretim elemanlarını akademik açıdan kısmen yeterli bulurken % 22 lik bir kısmıise yetersiz bulmuştur. Rekreasyon bölümünden mezun olan öğrencilerin %25.8 i alanıyla ilgili iş imkanı bulur-

ken,%31.8’ i ise iş imkanı bulamamaktadır. Rekreasyon bölümü öğrencilerinin eğitim-öğretim zamanı içinde almış oldukları derslerdeki görüşlerine bakıldığı zaman öğrencilerin % 41,3’ü gereksiz derslerin olduğunu, % 22,5’ininderslerdeki uygulama alanlarının yetersiz olduğunu,%21,3’ünün derslerin içeriğinin yetersiz olduğunu söylemiş-lerdir. Rekreasyon bölümünde öğrenim görüp okuduğu bölümden memnun olan öğrenci oranı % 51,5’iken öğren-cilerin % 30,5’i Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümüne geçiş yapmak istemiştir. Sonuç olarak yapılan bu çalışma- da, ülkemizde genel itibari ile üniversitelerde verilen eğitim ve öğretimin bazı açılardan yetersiz olduğu, bilimsel kriterlere uygun olmadığı bir gerçektir. Siyasi veya ekonomik çıkarlar gözetilerek açılan rekreasyon bölümleri; neamacına uygun olarak ders programı belirlemekte, Ne de bölüm açılmadan önce takip edilen ülkelerde ki rekreas-yon programına uygun olarak eğitim vermediği tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Serbest Zaman, Rekreasyon, Üniversite Öğrencilerinin Beklentileri

Page 7: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

2

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

THE REASONS OF PREFERED AND EXPECTANCES OF THE STUDENTS WHICH STUDY IN RECREATION DEPARTMENT

Abstract: This study is aimed to find out the reason why the learner preferred recreation departments’ constitu- tion to expectation of the students and to make suggestions to finding solution by using the extant situations. The main mass of the research Education in Muğla, Adnan Menderes, Pamukkale, Hacettepe, The Capital, Kırıkkale,Turkey, Anatolia, Sakarya, Kocaeli University, Department of Recreation, 1, 2, 3, and 4 constituted approxima- tely 1500 students in grades reaching 37% of total study sample consisted of 400 students. Data analysis (IBM SPSS) for Windows (19.0) statistical package program, the frequency and percentage distributions were made by Cronbach’s alpha coefficient of internal consistency in the application was calculated as 0.91.Comments, the row percentages reflected in the tables are taken into account the data obtained. According to the results of the survey data obtained from the %, 32.8 recreation part of the students preferred to be seen that they are interested. 47.2% percent of students academically partly adequate recreation department of the teaching staff of finding a portion of 22% of the poor has found. Graduating students are related to the Recreation department of the 25.8% of finding jobs, 31.8% can not find the business opportunity. Recreation department students have taken academic courses in time when viewed from the views of students’ 41.3% third of that unnecessary courses, 22.5% application areas is insufficient Scroll subjects, 21.3% in one third said that there is insufficient content of the courses. Recreation departments of the learning rate of students who see and read the chapters satisfied 51.5% of the students, while30.5% wanted to make the transition to Part Physical Education Teacher. Made as a result of this study, the uni- versities in our country as of general education and training is inadequate in some respects, a fact that the science is fully captured. Political or economic interests, considering the drop-down department of recreation, nor for the purpose of determining the curriculum, nor the countries that follow before opening the recreation department inaccordance with the training program was not identified.

Keywords: Free time, Recreation, The Expectations of University Students

Page 8: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

3

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

GİRİŞ

Küreselleşme ile birlikte küçülen dünyada insan unsuru giderek önem kazanmaktadır. Toplumun her kesiminde bireylerin sahip oldukları bilgi düzeyleri onların yaşam koşularını etkileyen faktörden biridir. Bireyler aldıkları eğitim ve edindikleri tecrübelerini kullanarak geçimlerini sağlarlar. Günümüz toplumunda iyi yetişmiş, nitelikli işgücüne olan talep gün geçtikçe art-maktadır. Ülkemizde mesleki eğitimin temelini üniversitelerde verilen eğitim oluşturmaktadır. Gelişen teknoloji içerisinde çalışan insanların, bedenen çalışma özellikleri azalmış, daha durağan bir yaşam tarzına doğru yönelmişlerdir. İnsanlarda doğal yapılan bedensel aktivitelerden çok zihinsel yüklenmeler artmıştır. Bu durağanlığın önüne geçmek için rekreasyon, ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişme seviyelerine göre ilgi alanlarına girerek önem kazanmaya başlamıştır.

Geleneksel olarak toplumlar çalışma hayatındaki verimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen zihniyet ve yetenekler sadece birey için değerli olmayıp aynı zamanda bireyin bir parçası olduğu ve iş yaşamım da etkilediği için toplum açısından da önemlidir. Gelişmiş ülkeler bu durumu göz önünde bulundurarak, bireylerinin serbest zamanlarını daha iyi değerlendirmeleri için çok farklı imkanlar geliştirmekte ve bunu topluma sunmaktadırlar.

Üniversiteler, her açıdan topluma yararlı ve mesleklerinde iyi yetişmiş bireyler yetiştirmeyi hedefleyen kurumlar olmalıdır. Çünkü üniversite öğrencileri aldıkları eğitim ve ileride bulunacak-ları konumlar açısından ülkelerin geleceklerini belirleyen kişiler olmaya adaydır. Bu nedenle

üniversite öğrencilerinin yalnız mesleki değil, sosyal, fiziksel ve ruhsal açıdan gerekli olan çok yönlü eğitim programlarından geçirilmesi ülkemizin geleceği açısından önem taşımaktadır (Mansuroğlu 2002, 53-62).

Yaşamın önemli bir parçasını oluşturan üniver-site çağı, ergenlik dönemi gibi yaşam krizinin ardından başlamasıyla üzerinde özenle durmayı ve araştırmayı gerektirmektedir. Bir taraftan farklı bir ortama, diğer taraftan geçirmiş olduk-ları gelişim aşamasına bir de çevresel faktörler eklenince “üniversite Öğrenimi” olgusu başlı başına ve değişim boyutları ile araştırma ko-nusu haline gelmektedir. Bu açıdan üniversite öğrencilerinin ihtiyaçları, problemleri, kimlik gelişimleri, üniversite ortamına uyum süreçleri, mesleki tutum girişimleri, psikolojik hizmetlerden faydalanma imkânları ve tutumları, üniversite psikolojik hizmetler servisinin daha kapsamlı olarak incelenmesi ve sonuçlarının üniversiteye yönelik öğrenci kişilik hizmetleri açısından daha iyi yapılandırılması gerekmektedir (Kaygusuz 2002, 76-86).

Ülkemizde üniversitelerin eğitim ve öğretim olanakları, vizyonları, misyonları, yönetilme biçimleri, araştırma-geliştirme, iletişim, bilişim ve ulaşım imkânları, veri toplama, işleme ve bilgi üretme olanak ve kapasiteleri gibi birçok imkânlar açısından birbirleriyle farklılık gös-terdiği görülmektedir. Bu durum, öğrencilerin gerek üniversiteyle ilgili gerekse gelecekle ilgili beklentilerinde farklılıklara yol açabilmektedir. Özellikle üniversiteye yeni girmiş öğrencilerin beklentileri ile bölümlerinde okumakta olan öğrencilerin beklenti değişimlerinin bilinmesi ve bu konuda yeni düzenlemelere gidilmesi,

Page 9: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

4

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

yeni kararların alınıp uygulamaya geçirilmesi, üniversitelerin işlevlerini daha iyi ve gerçekçi yönde yerine getirebilmeleri açısından kaçınılmaz olmaktadır. Bu yönde yapılacak araştırmalar da üniversite yönetimine ışık tutacaktır (Naralan ve Kaleli, 2012).

Öğrenci beklentilerin değişiklik göstermesindeki temel nedenlere bakıldığında Üniversiteye farklı bir şehirde başlayan öğrenciler, kendilerini aniden değişik bir akademik ve sosyal çevre içinde bul-maktadır. Bu yeni yaşam boyutu; eğitim yaşantıları, insan ilişkileri ve sosyal yasam açısından geçmiş yaşantılara göre farklılık göstermektedir. Öğren-ciler yabancı oldukları bu sosyal ortamda bütün bireysel yaşam sorumluluklarını da tek basına üstlenmek zorunda kalmaktadır. Öğrenciler aile ve yakın arkadaş desteğinin bir anda kesildiği bu yabancı çevreye en kısa zamanda ve bireysel potansiyellerini de en üst düzeyde kullanarak uyum sağlamak ve sürdürmek zorundadır (Özkan ve Yılmaz. 2010:153-171).

Üniversite öğrenimi, yıllar boyu devam edecek davranış biçimlerinin oluştuğu en önemli süreç-tir. Bu süreçte elde edilecek her pozitif davranış bireyi mutluluğa taşımada bir adım daha ileriye götürecektir. Bu nedenlerle, serbest zaman ve rekreasyon üniversite öğrencileri için akademik eğitimin bir parçası olarak yer almalı, Öğren-ciler rekreasyon kavramının ve serbest zamanı değerlendirme eğitiminin kendi hayatlarındaki Önemim tespit etmelidirler. Aslında, rekreasyon, bireyler için farklı bir dünya oluşturan ve karşı-laşılan zorlukları yenmek için çeşitli deneyimler kazandıran faaliyetleri içerir. Kişilerin ilgi ve eğitimlerini belirlemeye yönelik sürekli çalış-malar yapmak, yaş, kalıtım, eğitim süreci gibi

faktörler iyi bir rekreasyon programı için göz önünde bulundurmak çok önemli görülmektedir. Çünkü serbest zaman, yaşam içinde çocukluk-tan yaşlılığa kadar sürekli bireyle birlikte var olacak ve rekreasyon yaşamın her safhasında, insana psikolojik, sosyal ve fiziksel faydalan olacak deneyimler yükleyecektir. Bu nedenle rekreasyonun, temel eğitimin bir parçası olarak desteklenmesi gerekir. Ayrıca eğitimin ana unsuru olarak kabul edilmelidir. Rekreasyon faaliyeti okul yaşamının bir parçasıdır. Bugün zamanın büyük çoğunluğunu sınıflarda, laboratuvarlarda ya da çalışma masalarında geçiren her öğrenci-nin rekreatif etkinliklere katılım ihtiyacı vardır. Bu nedenle üniversitelerin faaliyet programlan, rekreasyon ve dinlenme için fırsatlar sağlamalı, modern yaşamın ve okul çalışmalarının verdiği yoğunluğu öğrencinin üzerinden atmalıdır.

Bunun için gerekli çaba, planlama ve programlama yapılmalıdır. Buna dayanarak yapılacak çalışmanın amaçları: Üniversite öğrencilerinin rekreasyon faaliyetlerine katılım düzeylerini belirlemek; üniversitelerdeki rekreasyon faaliyetlerinin yeni-den yapılanmasına yardım ve katkıda bulunmak; üniversite öğrencilerinin serbest zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini anlamak; bu alanda yapılmış olan çalışmalara katkıda bulunmak; ayırdıkları ve katıldıkları organizasyonları belirlemektir (Zorba ve ark., 2006 43-44).

Üniversite bir kurum olarak toplum ve kültürü yansıtan bir araç olduğu kadar aynı zamanda üniversite toplum ve kültür tarafından da şe-killendirilir. Eğer mevcut kültürün ihtiyaçları çeşitli ve karmaşık ise üniversitenin fonksiyonu da benzer şekilde ortaya çıkacaktır. Bu yüzden, miktarına göre rekreasyon eğitimi ile zamanın nasıl

Page 10: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

5

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

kullanacağımızı öğrenmeli ve kişiliği etkileyen yönlerinden nasıl yararlanılacağı bilinmelidir. Bu, serbest zamanın yaratılması, kullanılması, ilgilerin bilinmesi öğrenme sorumluluğunun paylaşılması ile olur (Hacıoğlu ve ark., 2003 18).

Rekreasyon, sportif aktivite kavramı ile birlikte ilk akla gelen yarışma amacına yönelik olarak yapılan ve bireysel ya da takımlar arası mücadele ile gerçekleştirilen etkinlikleridir. Bununla birlikte, yarışma amacına yönelmeden, yalnızca bir hobi olarak spor yapan çok geniş kitle olduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir. Bu tür etkinliklerde kazanmak veya kaybetmek endişesi olmadığından, insanlar çok daha rahat ortam içerisinde fiziksel etkinliklerde bulunma olanağına sahip olabilirler. Ayrıca katılma zorunluluğu da olmadığından ka-tılımcılar ruhsal yönden kendilerinin son derece rahat hissedebilirler (Hazar, 2003: 5).

Rekreatif eğitimlerle her yaştaki İnsanın yaşam kalitesini arttırmak, çocukluk çağından itibaren; vücudunu doğru kullanma doğru değerleri yaşam felsefesi olarak benimseme özelliklerini geliş-tirmeyi hedefler. Ayrıca, sigara alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durma, daima aktif yaşam tarzım benimseme, aile ve toplum ile uyum içinde olma gibi değerlerde kazandırılmaya çalışılır. Ailede başlayan bu alışkanlıklar, okul çağında gelişir. Bu sebeple sağlıklı yaşam ve egzersiz konusunda; kişilerin, ailelerin, eğitimcilerin ve yöneticilerin bilinçli olması çok önemlidir (Zorba ve ark., 2003: 207)

Geçmişten günümüze kadar Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü’nün yanı sıra, Spor Yöneticiliği, Antrenörlük ve Rekreasyon gibi çeşitli ve nitelikli bölümlere kavuşturulmuş, bu durum beden eğitimi ve sporun gelişimine

katkı sağlarken, çeşitli problemleri beraberinde getirmiştir. Söz konusu problemlerin başında ise özellikle öğretmenlik bölümünün dışındaki bölümlerden mezun olan ya da olacak Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunlarının istihdam sorunu gelmektedir.

(Kırımoğlu, 2010: 37-46) Bu düşünceden hareket ederek, yapılan çalışmada Rekreasyon Bölümlerinin Tercih Edilme Nedenleri ve Bölüm Öğrencilerinin Beklentileri araştırılmıştır.

Araştırmanın Amaç ve Kapsamı

Bilime dayalı bilginin oluşturulduğu, geliştirildiği ve bunları kullanabilecek bireylerin yetiştirildiği eğitim-öğretim kurumları olan üniversiteler, temel bilimsel ve uygulamalı araştırmalar ile yeni kavramların meydana gelmesine öncülük ederler. Bir ülkenin bilimsel ve teknolojik araştır-ma-geliştirme sistemi içinde en önemli yeri olan üniversiteler, ayrıca ülkenin ekonomik, sosyal yönden büyüme ve gelişmesine de doğrudan etki ederler. Üniversitelerin söz konusu etkileri; insan kaynağının geliştirilmesi, ekonomik politikaların analizi ve araştırılması, ekonomik gelişme için danışmanlık yapılması, sahip oldukları bilgi ağının teknik asistanlık yoluyla sanayiye aktarılması, yeni bilgiler için sürekli bir araştırma ortamına sahip bulunulması şeklindedir (Naralan ve Kaleli, 2012).

Üniversite dönemleri, bireylerin yalnızca dersle ilgilenerek kendilerini tam anlamıyla geliştire-bilecekleri bir dönem değildir. Birçok birey için üniversite dönemleri, akademik ve sosyo-kültürel gelişimin sağlanabilmesinde önemlidir. Aynı zamanda, rekreatif etkinliklerin insan yaşamının birçok alanını (iş tatmini, yaşam tatmini, aile yaşamını vb.) da olumlu etkilemektedir (Tütün-

Page 11: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

6

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

cü ve ark., 2011: 69-83). Bölüm eğitim-öğretim programlarında, fiziksel aktivitenin, egzersizin ve sporun bilimsel temelleri ile ilgili detaylı bilgileri, sporun biyolojik yönleri ve spor tıbbi konularından oluşan sağlık bilimleri, rekreas-yonun psiko-sosyal yönünü ele alan davranış bilimleri, rekreasyonun uygulamalı yönlerini ele alan spor dallan, rekreasyon eğitimini irdeleyen eğitim bilimleri ve rekreasyonun yönetsel ve organizasyon yanını ele alan yönetim bilimleri dersleri yer almaktadır.

Rekreasyon kavramının ülkemizdeki geleceği ile ilgili beklentilerin odak noktasında Rekreasyon bölümünden mezun olan öğrencilerimizin kali-tesinin üst seviyeleri taşınabilmesi yatmaktadır. Çünkü kaliteli mezunlar verebilen Rekreasyon bölümleri, ülkemizin gelişmesinde rekreasyon ile bağlantılı bütün kavramlara pozitif etki sağlayacak-tır. Bunun için açılmış ve açılacak bu bölümlerin yörenin konumuna ve ihtiyaçlara göre, eğitimi dejenere etmeden, rekreasyon alanında gelişmiş ülkeleri yakından takip ederek, aynı zamanda kendi toplumsal değerlerimizle birlikte kültürel zenginlikleri de dikkate alarak hizmet vermesi sağlanmalı.

Üniversiteye yeni girmiş öğrencilerin tercih nedenlerinin ve beklentilerinin bilinmesi, bu bek-lentilere cevap verebilecek yeni düzenlemelere ve programlamalara gidilmesi, yeni kararların alınıp uygulamaya geçirilmesi, üniversitelerin işlevlerini daha iyi ve gerçekçi yönde yerine getirebilmeleri açısından yardımcı olabilir.

2. MATERYAL VE YÖNTEM

Araştırma Rekreasyon Bölümlerinin tercih edilme nedenleri ve bölüm öğrencilerinin ilişkin mevcut

durumunu ortaya koyarak çözüm önerilerinde bulunmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda araştırmanın evreni Muğla, Adnan Menderes, Pa-mukkale, Hacettepe, Başkent, Kırıkkale, Anadolu, Sakarya ve Kocaeli Üniversiteleri, Rekreasyon Bölümü hazırlık, 1.2.3.,ve 4. sınıflarında yer alan yaklaşık 1500 öğrencinin %37’sine ulaşılarak toplamda 400 öğrenci, araştırmanın örneklem grubunu oluşturmuştur.

Veri Toplama Araçları

Öğrencilerin rekreasyon bölümlerini tercih etme nedenleri ve beklentilerini belirlemeye yönelik olarak önceki araştırmalardan da (Gavcar ve ark., 2005: 21-39, Turgut ve ark., 2004:91-99) yararlanarak 24 maddeden oluşan bir anket formu hazırlanmış, hazırlanan anket formu rekreasyon alan uzmanlarının görüşleri alındı. Ayrıca, anket sorularının doğruluğu, anlaşılırlığı ve anlamlılığı kontrol edilmek amacıyla, anket ve ölçüm yapı-lacak 400 deneğin 1/5 oranına tekabül eden 80 kişiye ön test uygulanarak anketin geçerliliği ve güvenirliği sağlanmaya yönelik pilot uygulaması yapılmıştır. Pilot uygulama sonucunda araştırmanın amacına uygun olmadığı tespit edilen 5 maddenin çıkarılmasıyla anket 19 maddeye düşürülerek son şekli verilmiştir.

Verilerin Toplanması

Anketlerin uygulanma sürecinde iki yol izlenmiştir; Muğla Üniversitesi’nde yapılan anket uygulama-ları, Rekreasyon Bölümü öğretim elemanlarının yardımlarıyla araştırmacının kendisi tarafından yapılırken, diğer üniversitelerde, araştırmacının posta yoluyla ulaştırdığı anketler, iletişim kurulan bölüm öğretim elemanları tarafından öğrencilere uygulanmıştır. Uygulamalardan önce araştırmanın

Page 12: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

7

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

amacı ve anketlerin doldurulmasıyla ilgili detaylar uygulayıcılar tarafından öğrencilere aktarılmıştır. Araştırmacı tarafından dağıtılan 500 anketin 70 tanesi geriye dönmemiştir. Ayrıca eksik doldurulan 30’u değerlendirmeye alınmamıştır. Değerlen-dirilen toplam anket sayısı 400’dür. Belirlenen araştırma yöntemi çerçevesinde

Verilerin Analizi

Verilerin analizi ( IBM SPSS) for Windows (19,0) istatistik paket programında, frekans ve yüzde dağılımlar yoluyla yapılmıştır. Uygulamanın iç tutarlılık katsayısı Cronbach Alpha 0.91 olarak hesaplanmıştır. Yorumlarda, satır yüzdeleri göz önünde bulundurulmuştur. Elde edilen veriler tablolar halinde yansıtılmıştır.

3. BULGULAR

Bu çalışmada, Rekreasyon Bölümlerinin tercih edilme nedenleri ve bölüm öğrencilerinin bek-lentilerinin araştırılmasında uygulanan anket sorularının istatistiksel olarak tablolar halinde değerlendirilmesi yapılmıştır.

Tablo 1 : Öğrencilerin rekreasyon bölümünü tercih etmelerindeki sebepler

ile ilgili veriler

Tercih F %İlgi duyduğum için 131 32.8Akademik kariyer 63 15.8Üniversite mezunu 49 12.0Yönlendirme 75 18.8Giriş puanım yetersiz 63 15.8Diğer 19 4.8Toplam 400 100.0

Rekreasyon bölümü öğrencilerinin okudukları bölümü tercih etmelerindeki nedenlerin başında

% 32,8 lik oranla ilgi duydukları için,% 18,8 lik oranla sadece yönlendirme ile bu bölümü tercih ettiklerini söylerken, % 15,8’i akademik kariyer yapmak için,%15.8’i ise giriş puan yetersiz olduğu için, % 4,8’i ise diğer nedenlerle bölümü tercih ettiklerini ifade etmişlerdir.

Tablo 2: Rekreasyon bölümünde öğrenci olma memnuniyeti ile ilgili veriler

Memnuniyet F %

Evet 186 46.5Hayır 45 11.3Kısmen 169 42.2Toplam 400 100.0

Bölüm öğrencilerinin % 46.5”i okudukları bö-lümden memnun görünürken %42,2’si kısmen memnun kalmıştır.%11,3’ü ise okuduğu bölümden memnun olmadığı görülmektedir.

Tablo 3: Eğitim sürecinde alınan derslerin içeriği ile ilgili veriler

Görüş F %

İçeriği Yetersiz 85 21.3Ders Saati Yetersiz 15 3.6Gereksiz Dersler Var 165 41.3Uygulama Alanları Yetersiz 90 22.5Dersler Amaçları Doğrultusunda Değil 40 10.0

Diğer 5 1.3Toplam 400 100.0

Rekreasyon bölümü öğrencilerinin eğitim-öğretim zamanı içinde almış oldukları derslerdeki görüşlerine bakıldığı zaman öğrencilerin % 41,3’ü gereksiz derslerin olduğunu, % 22,5’inin derslerdeki uy-gulama alanlarının yetersiz olduğunu,%21,3’ünün derslerin içeriğinin yetersiz olduğunu söylemişler-dir. Derslerin amaçları doğrultusunda olmadığını

Page 13: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

8

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

söyleyen öğrencilerin oranı %10 iken,% 3,6’sı ders saatlerini yetersiz bulmuştur. Son olarak öğ-rencilerin % 1,3 ü diğer seçeneğini belirtmişlerdir. Ayrıca derslere girmek istememelerinin yanı sıra teorik dersleri sıkıcı bulan öğrencilerinde mevcut olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 4: Derslerin yeterliliği ile ilgili veriler

Dersler F %Evet 83 20.8Hayır 161 40.2Kısmen 156 39.0Toplam 400 100.0

Rekreasyon bölümünde okutulan dersleri yeterli-liği sorusuna % 40,2’si hayır cevabını verirken,% 39’u kısmen cevabını vermiştir.% 20,8’inin ise evet cevabını verdiği tespit edilmişti

Tablo 5: Öğretim elemanlarının akademik açıdan yeterliliği ile ilgili veriler

Akademik F %Evet 123 30.8Hayır 88 22.0Kısmen 189 47.2Toplam 400 100.0

Tablo 5 de rekreasyon bölümünde öğrenim gö-ren öğrencilerin, okudukları bölümdeki öğretim elemanlarını akademik açıdan %47.2’si kısmen yeterli bulurken,%30.8’i evet cevabı vererek ye-terli bulmuştur.%22 si ise hayır cevabını vererek akademik açıdan yetersiz bulmuştur.

Tablo 6: Rekreasyon bölümüne başvuruda-ki tercihle ilgili veriler:

Başvuru F %Evet 126 31.5Hayır 270 67.5Kısmen 4 1.0Toplam 400 100.0

Özel yetenek sınavlarına başvuruda öğrencilerin %67.5’i rekreasyon bölümünü ilk tercih olarak seçmezken, %31.5’i ilk tercih olarak seçtiği görünmektedir.% 1 ‘lik bir oranda ise öğrenciler kısmen cevabını vermişlerdir.

Tablo 7: Öğrencilerin rekreasyon alanında kendilerini geliştirmeleriyle ilgili veriler

Geliştirme F %Evet 202 50.5Hayır 74 18.5Kısmen 124 31.0Toplam 400 100.0

Anket verilerine bakıldığı zaman rekreasyon bölümünde öğrenim gören öğrencilerin % 50.5’i kendilerini rekreasyon alanında geliştirebileceğini söylerken,% 31’i ise kısmen yetiştirebileceği cevabını vermiştir. % 18.5’lik bir oran ise hayır cevabını vererek rekreasyon alanında kendilerini geliştiremeyecekleri tespit edilmiştir.

Tablo 8: Öğrencilerin iş imkânlarıyla ilgili veriler

İş İmkanı F %

Evet 103 25.8Hayır 127 31.8Kısmen 170 42.4Toplam 400 100.0

Page 14: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

9

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

Öğrenciler okudukları bölümden mezun ol-dukları zaman % 42,4’lük bir oran kısmen iş imkânı bulabildiklerini söylerken, %31,8’ i iş imkânı bulamadıklarını belirtmiştir.% 25,8’inin ise mezun olduğu zaman iş imkânı bulabildiği tespit edilmiştir.

Tablo 9: Rekreasyon bölümünden diğer bö-lümlere geçişle ilgili veriler

Geçiş F %Evet 194 48.5Hayır 206 51.5Toplam 400 100.0

Yapılan ankette rekreasyon bölümünde öğrenim gören öğrencilerin % 51.5’i okudukları bölümden memnun iken, öğrencilerin % 48.5’ide okuduğu bölümden memnun olmadığını ve diğer bölüm-lere geçiş yapmak istediklerini ifade etmişlerdir.

Tablo 10: Rekreasyon bölümünün dışında tercih edilen bölümlerle ilgili veriler

Diğer F %

Beden eğitimi 122 30.5Antrenörlük 35 8.8Yöneticilik 15 3.7Okuduğum bölümden memnunum 206 51.5

Diğer 22 5.5Toplam 400 100.0

Rekreasyon bölümünde öğrenim görüp okuduğu bölümden memnun olan öğrenci oranı % 51,5’iken öğrencilerin % 30,5’i Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümüne geçiş yapmak istemiştir. Antrenörlük bölümünü tercih eden öğrenci oranı ise 8,8’dir. Müzik, Güzel sanatlar başta olmak üzere faklı bölümleri tercih eden öğrencilerin oranı %5,5’dir.

Yöneticilik Bölümünü tercih eden öğrenciler ise % 3,7’lik bir oran ile en son tercih edilen bölüm olduğu tespit edilmiştir.

4. TARTIŞMA VE SONUÇ

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları bünyesindeki Rekreasyon Bölümlerinin öğrenciler tarafından tercih edilme nedenleri ve bölüm öğrencilerinin beklentilerinin belirlenerek mevcut durumun ortaya konmasını amaçlayan araştırmada elde edilen bulguların tartışılması bu bölümde yer almıştır. Rekreasyon Bölümleri özel yetenek sınavlarıyla öğrenci alan bölümlerdir. Özel ye-tenek sınavı esnasında BESYO bünyelerindeki tüm bölümler arasından bir tercih yapılmaktadır. Yeni yapılanmaya başlamış, genç olarak kabul edilebilecek bu bölümleri, kazanan ve öğrenci-likleri devam eden öğrencilerin % 31,5’inin ilk tercihi rekreasyon bölümü olmuştur. Bu oran rekreasyon bölümlerinin artık tercih edilen bö-lümler olmaya başladığının göstergesidir (Tablo 6). Aynı zamanda öğrenciler öğrenim hakkı elde ettikten sonra bölümlerinde olmaktan duydukları memnuniyeti, bu bölümleri tercih etmekle doğru yaptıklarını belirtmişlerdir. Rekreasyon bölümü öğrencileri, öğrenim gördükleri bölümü tercih etmelerinin nedenlerine bakıldığında ilk olarak % 32,8’lik bir oranla ilgi duymak başı çekmektedir. İlk rekreasyon bölümleri 2000 yılında açılmıştır. O yıldan günümüze rekreasyon bölümlerinin sayıları ülke genelinde artmaya başlamıştır. Rekreasyon bölümlerinin açılma nedenleri ara-sında artan talep önemlidir. Daha önceki yıllarda çok fazla tanınmayan rekreasyon kavramı ve bölümleri, her geçen sürede daha fazla tanınan, ilgi çeken bölümler olmaya başlamıştır. Rekre-asyon bölümlerini tercih eden öğrenciler artık

Page 15: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

10

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

daha bilinçli ve hangi bölümü tercih ettiklerinin farkındadır. İkincil neden olarak belirtilen % 18,8 le başkaları tarafından yönlendirme isteği ve % 15,8 le akademik kariyer yapma nedenleri bu farkındalığı destekler niteliktedir. Ancak, giriş puanlarının yetersizliğini belirten %15,8’lik oran ve herhangi bir şekilde üniversite mezunu olmayı hedefleyen %12’lik oran olmak üzere toplamda %27’Iik göze çarpan orandaki öğrenci kesimine dikkat edildiğinde, bu bölümlerin başka seçenek olmamasından dolayı da tercih edildiği akla gelmektedir ( Tablo 1). Turgut ve arkadaş-larının yapmış olduğu çalışmada, öğrencilerin %15,1’ inin eleman yetersizliğinden %11,4’ lük kesimi ise başkalarının yönlendirmesi ve boşta kalmak kaygısıyla okudukları bölümü seçtikleri tespit edilmiştir (Turgut ve ark. 2004: 91-99). Bu doğrultuda bizim yapmış olduğumuz çalışmayla benzerlik gösterdiği sonucuna varılmaktadır. As-lında bu sıkıntı sadece rekreasyon bölümü için değil, BESYO bünyelerindeki diğer bölümler ve üniversitelerdeki tüm bölümlerde öğrencilerin yaşadığı bir durumdur. Gavcar ve ark. yapmış olduğu bir çalışmada da, öğrencilerin Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni tercih nedenleri arasında en önemli faktörün % 51.8 le düşük puan olduğunu ortaya koymuştur ( Gavcar ve ark. 2005;21-39). Yükseköğretim kurumlarına girememe olasılığının yüksek olması nedeniyle öğrencilerin çoğu zaman yanlış tercih-ler yapabilmektedirler. Yapılan yanlış tercihlerin büyük bir kısmını ise bilinçsizce yapılan tercihler oluşturmaktadır. Özellikle açıkta kalmamak için bireyler bazen ilgi alanlarına girmeyen, yetenekle-rinin dışında, rastgele programlar seçmektedirler.

Rekreasyon bölümü öğrencilerinin, bölüm öğ-retim elemanlarının mesleki yeterliliklerine

ilişkin soruya verdikleri yanıtların oranları pek olumlu olmayan düşünceleri ortaya çıkartmıştır. Öğrencilerin % 30,8’lik kesimi öğretim eleman-larını yeterli bulmakta iken %47,2’lik kesimi ise kısmen yeterlilikten söz etmiştir, bunlara öğretim elemanlarını yetersiz bulan % 20’lik öğrenci de ilave edildiğinde, öğretim elemanlarının akademik yeterliliğiyle ilgili öğrenci yargıları düşündürücü bir tespiti yansıtmaktadır (Tablo 5). Karahan’ın yapmış olduğu çalışmada öğrenciler yükseko-kullarındaki öğretim elemanlarının yeterlilik düzeyleri konusunda; %42 memnun, %16 çok memnun, %23 kararsız, %10 hiç memnun değil, %9 memnun değildir cevaplarını vererek öğretim elemanlarının mesleki yeterlikleri konusunda çok memnun olduklarını belirtmişlerdir (Karahan 2013;1-9). Bu doğrultuda bizim yapmış olduğu-muz çalışmayla farklılıkların olduğu görülmek-tedir. Bu farklılıkların nedenlerine bakıldığında Rekreasyon bölümlerinin çok fazla bir geçmişe sahip olmaması, rekreasyonla ilgilenen akademis-yenlerin sayısının yeterli düzeyde olmadığı, daha çok BESYO’ların diğer bölümlerinden takviye edilen öğretim elemanlarıyla zaman zaman alan derslerinin bile yürütülmeye çalışıldığı gerçeği de hesaba katıldığın da bu sonuç çok da şaşırtıcı olmamalıdır. Dolayısıyla, bu sonuçlar sadece rekreasyon bölüm öğretim elemanları için geçerli gibi gözükmemektedir. Öğrencilerin bu düşünce-leri, zaman içinde elde edilecek gelişimlerin bir sonucu olarak, kalifiye öğretim elemanı sayısı arttıkça daha olumlu olabilir.

Rekreasyon bölümleri eğitim öğretim programın-da yer alan derslerin yeterliliğine bakıldığında öğrencilerin % 40,2 dersleri yeterli bulmadığını söylerken. %20.8’i ise bölümde verilen derslerin yeterli olduğunu söylemiştir (Tablo 4). Öğrencilerin

Page 16: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

11

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

okudukları bölümdeki dersleri yeterli bulmama-larındaki nedenlere bakıldığında ise en önemli şikâyetlerin sırasıyla %41,3’le gereksiz derslerin var olması, %22,5’le uygulama alanlarının ye-tersizliği, %21,3’ü derslerin içeriklerinin yetersiz olduğu ve %10,0’luk bir kesiminde derslerin amaçları doğrultusunda olmadığını savunmuşlar-dır (Tablo 3). Turgut ve arkadaşlarının bölümde okutulan derslerin yeterliklerine baktıkları bir çalışmada öğrencilerin %27,3’ü dersleri yeterli bulurken, %38,1’i dersleri yeterli bulmamıştır. Buna neden olarak ta %20,1’le gereksiz ders-lerin var olduğunu, %13,8 inin ders içeriklerini yetersiz olduğunu tespit etmiştir (Turgut ve ark. 2004: 91-99). Yani yapmış olduğumuz çalış-mayla benzerlikler göstermektedir. Karahan’ın yaptığı çalışmada ise öğrenciler yüksekokulda okudukları derslerin içerikleri ve yeterliliği ko-nusunda, %38 memnun, %18’ i ise hiç memnun olmadığını söyleyerek bizim yapmış olduğumuz çalışmayla arada farklılıkların olduğunu ortaya koymuştur (Karahan 2013;1-9). Sonuçların bu şekilde olmasından dolayı bölümlerin eğitim öğretim programında yer alan derslerin tekrar gözden geçirilmesi, bölümün amaç ve hedefleri, bölümün olduğu üniversitenin ve kentin fiziki ve doğal koşullarının da dikkate alınarak daha işlevsel bir hale getirilmesiyle acil bir yenilemenin yapılmasını gerekliliğini işaret etmektedir.

Genel olarak öğrencilerin okudukları bölümden memnuniyetlerini araştırdığımızda %46,5’inin okudukları bölümdeki memnun oldukları, % 11,3’ünün ise okudukları bölümden memnun olmadıkları saptanmıştır (Tablo 2). Naralan ve Kaleli’nin yapmış olduğu çalışmada da öğren-cilerin %68,5 gibi büyük bir oranının eğitim gördükleri bölümden memnun oldukları görül-

müştür. Memnun olmayanların oranı ise %18 civarındadır (Naralan ve Kaleli 2012;1-11). Yine Kırçık ‘ın yapmış olduğu çalışmada öğrencilerin %70’inin okudukları bölümden memnun olduk-ları %29,2’sinin ise memnun olmadığı sonucuna varılmış olması yapmış olduğumuz çalışmayla paralellik göstermektedirler (Kırçık 2005; 1069-1074). Ancak Çitil ve ark. Araştırmasına göre ise, üniversite öğrencilerinin %61’inin okudukları bölümden memnun olmağı görülmüştür ( Çitil ve ark. 2006; 69-81). Yine Şanlıer ve Şener’in araştırmasında da öğrencilerin % 48’i her za-man başka bir bölümde okumayı düşündüğünü, %42,7’si okudukları bölümü bazen değiştirmek istediğini, %9,3’ü ise kesinlikle okudukları bölümü değiştirmek istemediğini ifade etmeleri yapmış olduğumuz çalışmayla arasında farklılıkların olduğunu ortaya çıkartmıştır (Şanlıer ve Şener, 2001; 1-10).

Rekreasyon bölümünde öğrenim gören öğren-cilerin % 51,5’i okudukları bölümden memnun iken, öğrencilerin % 48,5’ide diğer bölümlere geçiş yapmak istediklerini ifade etmişlerdir (Tablo 9). Şahin ve ark yapmış olduğu çalışma-da öğrencilerin %15,7’sinin okudukları bölümü değiştirmek istediği, %66,5’inin değiştirmek istemediği, %17,8’inin ise bu konuda kararsız olduğu görülmektedir (Şahin ve ark 2011; 429-452). Şahin ve ark. yapmış olduğu çalışma bizim çalışmamızla benzerlik gösterirken Şanlıer ve Şener’in araştırmasında ise, öğrencilerin % 48’i her zaman başka bir bölümde okumayı düşündüğünü, %42,7’si okudukları bölümü bazen değiştirmek istediğini, %9,3’ü ise kesinlikle okudukları bö-lümü değiştirmek istemediğini ifade ettiklerinin görülmesi bizim çalışmamızla arada farklılıkların

Page 17: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

12

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

olduğu sonucunu ortaya çıkmaktadır (Şanlıer ve Şener, 2001; 1-10).

Rekreasyon bölümünde öğrenim görüp okuduğu bölümden memnun olan öğrenci oranı % 51,5’iken öğrencilerin % 30,5’i Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümüne geçiş yapmak istemiştir. Antrenörlük bölümünü tercih eden öğrenci oranı ise 8,8’dir. Müzik, Güzel sanatlar başta olmak üzere faklı bölümleri tercih eden öğrencilerin oranı %5,5’dir.Yöneticilik Bölümünü tercih eden öğrenciler ise % 3,7’lik bir oran ile en son tercih edilen bölüm olduğu tespit edilmiştir (Tablo 10). Turgut ve ark yaptığı çalışmada öğrencilerin öğrenim gördükleri bölümden başka bir bölüme geçiş hakkı tanındı-ğında geçmek istedikleri bölüme ilişkin soruya, %52,2’sinin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümüne geçiş yapmak istediği görülmektedir (Turgut ve ark. 2004: 91-99). Kırçık’ın yapmış olduğu çalışmada da öğrencilerin imkânları olsaydı %58,5’i Beden Eğitimi Öğretmenliğine geçiş yapmak istediklerini belirtmiştir (Kırçık 2005; 1069-1074). Yine Kasap’ın yaptığı çalış-mada Marmara Üniversitesi BESYO Antrenör-lük Eğitimi ve Spor Yöneticiliği Bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerinin başka bir bölüme geçiş hakkı tanınması durumunda, çoğunluğunun Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliğini tercih et-mek istediklerim belirtmiştir (Kasap 1993; 485). Çalışmalar arasında genel olarak bakıldığında paralelliklerin olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Buna göre büyük bir çoğunluğun Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümüne geçiş yapmak istemelerinin sebebi olarak, idealleri olan bu bölümde öğrenim görememeleri veya Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünden mezun olanların, Spor Yöneticiliği ve Antrenörlük Eğitimi Bölümünden mezunlara göre daha az istihdam

sorunları olduğundan dolayı geçiş yapmak iste-dikleri söylenilebilir. Bu düşüncenin temelinde, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü mezunlarının öğretmenlik hakkının olması ancak aynı çatı altında olan diğer bölümlere bu hakkın tanınmamasının yattığı düşünülmektedir.

İnsanların geleceğe yönelik olumsuz beklentileri, bireylerin sorunlarıyla başa çıkma yöntemlerini ve çevreye uyum sürecini olumsuz yönde etkile-mektedir. Rekreasyon bölümünden mezun olacak adaylarının istihdam sorunları ve kendi gelecek-lerine dair beklentilerinde olumsuz düşüncelere sahip olması, geleceğimiz için de endişe doğuran bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü geleceğimize karşı duyduğumuz umut ya da umutsuzluklar kişisel verimliliğimizde önemli bir yere sahiptir. Rekreasyon bölüm öğrencile-rinin % 50,5’i rekreasyon alanında kendilerini geliştirebileceklerini belirterek geleceğe umutla baktıklarını ortaya koyarken, %31’i kısmen, % 18,5’i ise kendilerini bu alanda geliştiremeyecek-lerini belirtmiştir (Tablo 7). Öğrenciler okudukları bölümden mezun oldukları zaman % 42,4’lük bir oran kısmen iş imkânı bulabildiklerini söylerken, %31,8’ i iş imkânı bulamadıklarını belirtmiştir.% 25,8’inin ise mezun olduğu zaman iş imkânı bulabildiği tespit edilmiştir (Tablo 8). Nitekim diğer bir çalışma bulgusuna göre, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin mezuniyet sonrası istihdam problemi kaygısı taşıyıp taşı-madıklarına ilişkin olarak; %72,3’ünün Evet, %6,2’sinin ise Kısmen şeklinde görüş bildirdik-leri kaydedilmiştir (Turgut ve ark., 2004:91-99).Bu nedenle yaptığımız çalışmayla da paralellik göstermektedir. Karahan’ın çalışmasında ise öğrenciler yüksekokullarının mezuniyet sonrası işe yerleştirilme konusunda %28 kararsız, %27

Page 18: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

13

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

memnun, %10 çok memnun, %18memnun değil, %17hiç memnun değildir. Buna göre araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğu, yüksekokullarından mezun olduktan sonra iş bulmakta sıkıntılarının daha az olduğu ve yaptığımız çalışmayla farklı-lıkların olduğu açıkça görülmektedir (Karahan 2013;1-9). Üniversitelerin rekreasyon bölümle-rinde öğrenimlerini sürdürmekte olan öğrenciler de harcadıkları zaman ve para karşılığında sahip olacakları istihdam olanakları ile ilgili bazı bek-lentilere sahiptirler. Üniversite öğrencilerinin mezun olduktan sonraki iş beklentileri, hem okul başarısını hem de iş başarısını etkilemektedir. Bu bölümlerden mezun olanların iş bulmada zorluk çekmeleri, çoğunlukla uzmanlık alanlarının dışında çalışmak zorunda kalmaları ya da iş bulamamaları, bu bölümlerde okuyan öğrencilerin de meslekleri ile ilgili geleceğe yönelik beklentilerini olumsuz yönde etkilediği gözlenmektedir

Sonuç olarak bakıldığında Ülkemizde genel itibari ile üniversitelerin yetersiz olduğu, bilim üretme-diği, kadrolaşma içersin de oldukları ve bilimsel ölçütlere uygun olmayan çeşitli kuralları bilim ve bilimsellik adına ortaya attıkları toplumun bütün kesimi tarafından kabul gören bir gerçektir. Ülke-mizdeki hiçbir üniversitenin dünya sıralamasında ilk 500’e bile girememesinin altındaki en büyük neden yukarıda saymış olduğumuz gerçeklerdir. Bu durum ne yazık ki Rekreasyon bölümünü de olumsuz yönde etkilemiştir. Siyasi veya ekonomik çıkarlar gözetilerek açılan rekreasyon bölümleri; ne amacına uygun olarak ders programı belirle-mekte, nede bölüm açılmadan önce takip edilen ülkelerde ki rekreasyon programına uygun olarak eğitim vermektedir. Üniversitelerin rekreasyon konusunda devletin gerekli organlarını haberdar etmemelerinden, tanımda geçen kurum ve kuru-

luşlara rekreasyon konusunda gerekli bilgilendirme yapmamalarından dolayı rekreasyon öğrencileri şu anda belirtilen tüm alanlarda gerek imza yetkisi konusunda olsun gerekse diğer kurum ve kuruluş-larda görevlendirilme konusunda olsun çok büyük sıkıntı çekmektedirler. Rekreasyon bölümünden mezun olan veya okumakta olan öğrencilerin sürekli olarak yaşadıktan sorunlar karşı üniver-siteler sessiz kalmaktadır. Akademik alanlarla ilgili sorunların birçoğu öğrenciyi üniversiteye girmeye iten nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genellikle üniversiteye giriş nedeni olarak bir meslek sahibi olmak, kişilik geliştirmek, aileden ayrılıp bağımsız olmak, bir statü sahibi olmak ve bilimsel çalışma yapmak görünürdeki nedenler olarak sayılabilir. Bu doğrultuda üniversiteye giriş nedenlerini psikolojik, ekonomik ve toplumsal olmak üzere üç boyutlu olarak düşünülebilir. Türkiye “deki yükseköğrenim için gereken süre, çeşitli okul ve disiplinlere göre farklılık göster-mekle beraber ortalama 4 yıl olarak kabul edilir. Fakat bu öğrenimi, öğrencilerin küçük bir azınlığı normal süre içerisinde tamamlayabilmektedir. Bir çoklar için lisans öğrenimi süresi 4-8 yıl arasında değişmektedir. Bunun, öğrencilerin yetenek ve çalışkanlıktan arasındaki farklılıklardan olduğu kadar, okul ve ev arasındaki ulaşım zorluklar ve maddi imkânsızlıklar nedeni ile de öğrenim dışı çalışma zorunluluklarından ileri geldiği söylenebilir. Şayet Öğrenim dışı çalışmalara için harcanan bu zaman ulaşım için harcanana katılırsa, akademik anlamda öğrencilerin günün yansında fazlasını boşa sarf ettikleri görülür. Bu olumsuz zaman harcamalarının yanı sıra ulaşım ve öğrenim dışı çalışmalar için gerekli ders saatlerinin çakışması neticesinde ve Öğrencilerin yeteri kadar dinlene-memelerinden kaynaklanan yorgunluklarından

Page 19: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

14

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

ötürü devamsızlıklar belirmektedir. Bundan dolayı da öğrencinin akademik açıdan yetersizliği ortaya çıkmakla birlikte öğrenci-Öğretim elemanı arasında da ilgi kurabilme olanaktan kısıtlanmaktadır. Bunun sonucunda da öğrenciler akademik açıdan öğretim elemanlarım yetersiz bulabilmektedirler. Çeşitli incelemelerde dersler ve başarı düzeyi ile ilgili sorunların öğrencilerce en önemli stres kaynağı olarak algılandığı ortaya çıkmaktadır. Öğrencile-rin bu denli önemli olan akademik başarı istediği alanda eğitim, ekonomik durum, ailenin yanında kalmak, öğrencilerin ruhsal durumu, öğrencinin başarısızlık yaşantısına ilişkin yorumu ile ilgilidir. Gençlerin akademik yaşantıları ile ilgili sorunları üniversiteye giriş nedenleri, başarı, eğitim Öğre-tim sistemi ve üniversite içi iletişim-bilgi edinme sorunları başlıkları altında ele alınabilir.

KAYNAKÇA

ADALI, S. İMAMOĞLU., A. F. EKENCİ, G., (1992). “Yüksek Öğretim Kurumlarındaki Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerinin Öğretim Programlan Üzerine Bir Araştırma”, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. Cilt:8, Sayı:4, s. 23l-232.Ankara.

BROWN, N., (2004). “Hat makes a good educa-tor? THA relevance of meta programmers”. Assessment and Evaluation in Higher Edu-catıon, 29, p.515-533.

ÇİTİL, M., İSPİR, E., SÖĞÜT, Ö. VE BÜYÜK-KASAP, E. (2006). ‘Fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin profilleri ve başarılarını etki-lediğine inandıkları faktörler; K.S.Ü. örneği.’ Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi 8(2), 69–81.

GAVCAR, E., BULUT, Z. A., KARABULUT, N.A., (2005). «Öğrencilerin İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesini Tercih Nedenleri ve Beklentileri (Muğla Üniversitesi Örneği)» İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi yıl.4 sayı:7, s.21-39

HACIOĞLU, N., GÖKDENİZ, A., DİNÇ, Y., (2003). “Boş Zaman Rekreasyon Yönetimi Örnek Animasyon Uygulamaları,’1. baskı, “s. 18

HAZAR, A., (2003). “Rekreasyon ve Animasyon”, Detay Yayıncılık, s.5„ Ankara.

KARAHAN, M.,(2013) “Yükseköğretim Kurumları Kalite Yeterliliklerinin Öğrenci Memnuniyeti ve Sürdürülebilirlik Açısından İncelenmesi: İnönü Üniversitesi Malatya MYO Uygulaması” Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi C:2 S:3 Yaz 2013 (1-9)

KASAP, H., (1993). “Beden Eğitim ve Spor Yüksek Öğreniminde Mesleki Tercihlerin İncelenmesi ve Sonuçlan”, Eğitim Kurumlarında Beden Eğitimi ve Spor II. Ulusal Sempozyumu 16-18 Aralık 1993, Manisa s. 485,

KAYGUSUZ, C., (2002). “ Üniversite Öğrenci-lerinin Problem Alanları ve Bunların Bazı Değişkenlerle İlişkileri.” Eğitim Araştırmaları Dergisi.6. s. 76-86

KILIÇ, M., (2002). “ 2000-2001 Akademik Yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi I. Sınıflarına Kayıt Yaptıran Öğrencilerinin Niteliklerinin Bazı Değişkenlere Göre ince-lenmesi.(Eğitim Fakültesi Örneği)”. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi ,:s.36.49.

KIRÇIK, K.Ş,(2005) “Burdur Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümündeki Öğ-rencilerin Bu Bölüme Girmelerinde Rol Oynayan Etkenler ve Beklentileri” I. Burdur Sempozyumu s.1069-1074

Page 20: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

15

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:94 K:122

KIRIMOĞLU, H., (2010). “Türkiye’deki Beden Eğitimi Ve Spor Yüksek Okulu Son Sınıf Öğrencilerinin İstihdam Sorunu Açısından Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi” Kastamonu Eğitim Dergisi Ocak 2010 Cilt:18 No:1 2.37-46

MANSUROĞLU, S., (2002). “Akdeniz Üniversi-tesi Öğrencilerinin Serbest Zaman Özellikleri ve Dış Mekan Rekreasyon Eğilimlerinin Belirlenmesi”.Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 15(2),53-62)

NARALAN, A., KALELİ, S. S.,(2012). “Üniver-site Öğrencilerinin Üniversiteden Beklentileri Ve Bölüm Memnuniyeti Araştırması: Atatürk Üniversitesi Örneği” Organizasyon Ve Yönetim Bilimleri Dergisi Cilt 4, Sayı 1, 2012 ISSN: 1309 -8039 (Online)

ÖZKAN, S., YILMAZ, E., (2010). “Üniversite Öğrencilerinin Üniversite Yaşamına Uyum Durumları (Bandırma Örneği)” Fırat Saglık Hizmetleri Dergisi, Cilt:5, Sayı:13 s.153-171

ŞAHİN, İ., ZORALOĞLU, Y. R., & ŞAHİN F, N. (2011). “Üniversite öğrencilerinin ya-şam amaçları, eğitsel hedefleri, üniversite öğreniminden beklentileri ve memnuniyet durumları.” Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi [Educational Administration: Theory and Practice], 17(3), 429-452.

ŞANLIER, N. VE ŞENER, H. F. (2001). “Mesleki eğitim fakültesinin çeşitli bölümlerinde okuyan öğrencilerin eğitim gördükleri bölümlerden memnun olma durumları ve beklentileri”. X. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, (1.cilt), 7-9 Haziran 2001. (ss. 1–10).

ŞENCAN, H., ORDUN, G., (2000). “İstanbul Üniversitesi Î.İ.B.F. Öğrencilerinin Üniver-siteye Giriş Sınav Tercihleri ile Derslerden Duyduktan Memnuniyet ve Mesleki Yöne-limlerine İlişkin Göstergeler,” İ.Ü İşletme Fakültesi Dergisi, Nisan, s. 139.

TURGUT, M., GÖKYÜREK, B., YENEL, F., (2004). “Beden Eğitimi ve Spor Yüksek okullarındaki Antrenörlük Eğitimi ve Spor Yöneticiliği Bö-lümlerinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Bu Bölümleri Seçme Nedenleri ve Beklentileri Üzerine Bir Araştırma” G.Ü. Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, cilt 5, sayı 1s., 91- 99

TÜRKÜM, A.S., KIZILTAŞ, A., YEMENİCİ, B., ve BIYIK, N., (2004). “Anadolu Üniversitesi Öğrencilerinin Sosyo -Demografik Özellikleri, Sorunları ve Üniversiteye İlişkin Görüşleri.” Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir.

TÜTÜNCÜ, Ö., AYDIN, İ., KÜÇÜKUSTA, D., AVCI, N., TAŞ, İ., (2011). ‘Üniversite Öğren-cilerinin Rekreasyon Faaliyetlerine Katılımını Etkileyen Unsurların Analizi’ Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi , 22 (2), 69–83

ZORBA, Erd., ZORBA, Erc., KESİM, Ü., AĞ-1LÖNÜ, A., CERİT, E., (2006). Üniversite Öğrencilerinin Rekreatif Etkinliklere Katılım Düzeylerinin Belirlenmesi (Muğla Üniver-sitesi Örneği) 9.Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi s.43-44 MUĞLA

ZORBA, E., KÖMÜR, Ş., MİÇOĞULLARI, O., (2003). “Comparison and Analysis of Sportive Récréation / Animation Programmes Between Holiday villages and 4—5 Stars Hotels”, International Conference on Higher Education Innovation,Kiev, p.207 may 2003

Page 21: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

16

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

GÜNÜMÜZ KOZMETİK ÜRÜN TELEVİZYON REKLAMLARININ TÜKETİCİ SATIN ALMA DAVRANIŞLARI ÜZRİNDEKİ ETKİLERİNİN

İSTABUL BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Sefer GÜMÜŞBeykent Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

Özet: Bu çalışma günümüz kozmetik ürün tüketiminin TV reklamları kullanılarak tüketici algısı üzerinde oluş- turulan etkinin saptanması amacıyla yapılmıştır. Araştırma uygulamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanınevrenini İstanbul ili, örneklemini ise Beyoğlu, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Kadıköy ve Bakırköy ilçeleri oluştur-

maktadır. Araştırmaya toplam (N=244) kişi katılım sağlamıştır. Araştırmaya katılım sağlayan bireyler rast gele seçilerek belirlenmiştir. Katılımcılara anket formları internet üzerinden oluşturulan bir sistem ile dağıtılarak kendi düşüncelerini ifade edecek şekilde katılım sağlamaları istenmiştir. Elde edilen bulgular PASW Statistic 18 SPSSStatistical Package For Social Sciences programı ile analiz edilmiştir. Analizde güvenirlilik analizi, frekans tab- loları, betimleyici istatistikler, bağımsız örneklem, t testi, tek yönlü varyans analizi, Tukey ve Chi-square testleri kullanılmıştır. Güvenirlilik analizi sonucunda Cronbach’s Alpha kat sayısı olarak 0.932 değeri elde edilmiştir. Elde edilen bu değer çalışmanın oldukça güvenilir olduğunu göstermektedir. Araştırmaya katılanların yaş ortalamasının 40 yaşa yakın olduğu bulunmuştur. Katılımcıların genellikle yüksek eğitim seviyesinde olduğu görülmektedir. Saptanan bir diğer husus ise genellikle çalışma hayatı içerisinde olan kişilerin daha yoğun katılım gerçekleştirdiği gözlenmiştir. 120 tl ve üzerinde bir harcama yaptıkları, 10 sene ve üzerinde kozmetik ürün tükettiği, en az üç ile beş farklı ürün arasında aylık bir tüketim yaptığı saptanmıştır. Yine katılımcıların bilinçsiz kullandığı kozmetikürünler nedeniyle nefes darlığı, solumun sorunu ve cilt sorunları yaşadığı da saptanan sonuçlar arasındadır. Araş- tırmanın sonunda TV reklamlarının ve reklamlarda kullanılan pazarlama stratejilerinin özellikle kadın tüketicilerüzerinde etkili olduğu, erkek tüketicilerin ise kadınlara göre daha az etkilendiği gözlenmiştir. Yine yapılan televiz- yon reklamlarında kadınların daha çok kozmetik cilt ürünlerini erkeklerin ise parfüm ve deodorant tarzı ürünleritercih ettiği belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kozmetik, Reklam, Tüketici, Davranış, Algı, Ürün, Pazarlama

AN ANALYSIS OF THE EFFECTS OF TODAY’S COSMETIC PRODUCTS TV COMMERCIALS ON CONSUMER BUYING BEHAVIOR IN THE CONTEXT

OF ISTANBUL

Abstract: This study was conducted with the purpose of determining the effect of today’s cosmetic product consumption created on consumer perception by using TV commercials. The research was an applied research. The target population is composed of Istanbul city and the sample is composed of districts of Beyoğlu, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Kadıköy and Bakırköy. A total of (N=244) people participated in the research. Participant indi-viduals were randomly selected. Questionnaire forms of the participants were distributed via a system created on internet, and they were asked to participate in a way to reflect their opinions. Findings were analyzed with PASW

Page 22: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

17

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Statistic 18 SPSS Statistical Package for Social Sciences program. Reliability analysis, frequency charts, descrip-tive statistics, independent sample, t test, one-way variance analysis, Tukey and Chi-square tests were used in the analysis. As a result of the reliability analysis, Cronbach’s Alpha coefficient was found as 0,932. This value indicates that the study is highly reliable. The average age of participants was found as nearly 40. It is observed that participants have a high level of education. Another remarkable point is that the rate of participation for the individuals who are in working life is higher. It has been determined that they spend 120 TL and more, they have been consuming cosmetic products for 10 years and more and their consumption is on monthly basis between three or five different products. Shortness of breath, breathing problem and skin problems because of the partici-pants’ unconscious use of cosmetic products are among the consequences found. Following the research, it has been observed that TV commercials and marketing strategies used in the commercials are especially effective on female consumers, and male consumers are less affected in comparison to female consumes. It has also been stated that women prefer cosmetic skin products more and men prefer such kind of products as perfume and deodorant more in the TV commercials.

Key Words: Cosmetic, Commercial, Consumer, Behavior, Perception, Product, Marketing

1. GİRİŞ

Bu çalışmada günümüz kozmetik sektörü-nün televizyon reklamları ile tüketici üze-rinde oluşturmuş olduğu algı ve satın alma davranışlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Konuyla ilgili olarak literatür çalışmaları incelenmiş, kurumsal bir çerçeve oluşturul-muştur. Araştırma uygulamalı olarak gerçek-leştirilmiştir. Araştırmada daha önceden kul-lanılmış ve güvenirliliği sağlanmış ölçekli bir anket kullanılarak uygulamaya gidilmiştir. Bu araştırmada yapılmak istenen TV reklam-larının tüketici algısı ile satın alma davranışı arasındaki ilişkinin kurulması şeklindedir. Bu nedenle ürün ya da hizmetlerin tanıtılmasında TV reklamlarının etkisinin hedeflenen tüketi-ciler üzerindeki algı ile satın alma davranışı üzerinde ne oluşturduğudur.

2. ARAŞTIRMANIN PROBLEM DURUMU

Bilindiği üzere; bugün ve geçmişte birçok işletme ürünlerinin tanıtılması ile pazarlan-

ması konusunda reklamlara başvurmuştur. Tüketicinin ilgisinin arttırılması ve ürün-lerin satışının gerçekleşmesinde birçok yol izlenmiştir. Bunların başında TV reklamla-rı ve bu reklamlarda kullanılan materyaller dikkat çekmektedir. Yaptığımız araştırmada özellikle günümüz işletmelerinin tüketici algısını nasıl etkilediği, satın alma davra-nışlarının nasıl izlendiği, ürünün satışa nasıl dönüştürüldüğü üzerinde durulmak istenmiş-tir. Her geçen gün artan rekabet ortamında kozmetik piyasasında kendine yer edinmek için birçok farklı satış stratejisi uyguladığı bilinen gerçekler arasındadır. Topluma mal olmuş starların kullanımı, indirimler, ürün-lerin tüketiciye sağladığı faydaları, marka değeri, promosyonlar ve diğer bazı faktörler şeklinde sıralayabiliriz. Günümüz kozmetik tüketicisinin en fazla üzerinde durduğu nok-talardan birisi de; kullanmış olduğu ürünle-rin kendisine sağlayacağı sağlık yönündeki faydasıdır. Oysaki bilinçsizce ve ürüne yö-nelik hiç bir bilgiye sahip olmadan, uzman

Page 23: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

18

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

hekim tarafından bilgi alınmadan kullanılan ürünlerin tüketici üzerinde oluşturduğu tahri-bat ile zararlar oldukça fazladır. Bunların ilk başında cilt kanserleri, saç dökülmeleri, kök hücrelerin zarar görmesi, kalp rahatsızlıkla-rı, astım, ciğer ve daha birçok sağlık sorunu-nun oluştuğu söylenebilir. Birçok kozmetik ürünün raf ömrü arttırılmak üzere kullanılan etkin maddelerin içerdiği kimyasallar kalıcı tahribatlar da meydana getirmektedir. Yine bu konuda yapılan birçok araştırma ve araştırma sonunda elde edilen bulgulara bakıldığında ölüme kadar götürdüğü belirtilmektedir. Bu nedenle bilinci tüketim anlayışının önemi ortaya çıkmaktadır. Araştırmanın problemle-rine baktığımızda; TV reklamlarının tüketim oranının yükseltilmesine yönelik olup olma-dığı, kozmetik tüketici profilinin bilinçlimi bilinçsiz mi olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Yine bilinçsizce ve rast gele kullanılan koz-metik ürünlerinin tüketici sağlığı üzerinde oluşturduğu genel bilgi düzeyi belirlenme-si amaçlanmıştır. Araştırmada katılımcıların kozmetik ürünlere yönelik harcama oranları, ekonomik boyutu ve bütçeleri belirlenmek is-tenmiştir. Bu budur satıcı ile alıcı arasındaki ekonomik ilişkinin ya da satıcının reklamlar için ayıracağı bütçenin ne olup olmadığına işaret edecektir. Marka değerinin önemi vur-gulanmak istenmiş, markanın tüketim algısı üzerinde bir etki oluşturup oluşturmadığına vurgu yapılmıştır. Cinsiyet açısından tüketi-ciler farklı farklı değerlendirilmiş olup, hangi cinsiyetin TV reklamlarından etkilendiği ve hangi cinsiyete sahip tüketicinin daha fazla kozmetik ürün tüketiminin fazla olup olmadı-ğı saptanmaya çalışılmıştır.

3. YAPILAN LİTERATÜR ÇALIŞMALARI

Günümüz işletmeleri Pazar boşluğunun dol-durulması ve rekabet ortamında kendine yer edinebilmek amacıyla, tüketici davranışlarını etkileyecek birçok pazarlama stratejisi geliş-tirmiştir (Whitelock & Rey: 1998: 257-276). Kozmetik ve diğer birçok alanda yapılan pa-zarlama faaliyetlerine bakıldığında günümüz pazarlama alanındaki gelişmelerin modern pazarlamadan post modern pazarlamaya geçiş dönemi olarak literatürde yerini aldığını gös-termektedir (Temel, 2006: 20). Günümüz koz-metik tüketici algı anlayışında güzel görün-mek, farklılık yaratmak, farklılığını hissettir-mek, ilgi görmek ve hoş bir intiba oluşturmak adına ürün kullanım anlayışı daha yaygındır (Sünnetçioğlu, 2006: 1-17). Kozmetik kavra-mı ve kozmetik sektörünün algısal yapısında güzellik, değişim ve farklılık yaratmak ilkesi yatar (Underhill, 2002: 130-131). Kozmetik sektörünün en önemli uygulamalarının ba-şında reklam gelir (EKOBİR, 26 Ocak 2013). Yapılan kozmetik reklamları tüketici algısı ve satın alma davranışlarını etkiler (Baran ve Erzin, 2010: 1-14). Yapılan birçok televizyon reklamlarının tüketicinin algısı üzerinde etki yarattığını gösterir. Televizyon kanalları, rad-yolar, dergiler ve gazetelerde yapılan reklam-lar işletmelerin hedef kitleye ulaşmasını sağ-layan en önemli faktördür. Fakat yapılan rek-lamların gerçekliğin dışında birde yanıltıcı ol-ması tüketicinin birçok açıdan zarar etmesine ve sıkıntı yaşamasına neden olur (Yahyaoğlu ve Korkmaz, 2011: 1-35). Günümüzde birçok kozmetik firmasının yanıltıcı reklamlar ile tüketiciyi zarara uğrattığı bilinen gerçekler

Page 24: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

19

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

arasındadır (Öztürk, 2007: 1-149). Aldatıcı reklamları literatür açısından incelendiğinde ve TTK m56 – 57/3’e göre de gizli ve bilin-çaltı reklam olarak tanımlandığı görülür. Koz-metik sektörü ile birçok farklı alanda yapılan televizyon reklam çalışmalarına baktığımızda kullanılan yöntem ve tekniklerin tamamen tü-keticinin etkilenmesi, günlük hayatın bir un-suru olarak tanıtılan ürünün kullanılmasının zorunluluğu ile sevecenliği kabul ettirilmeye çalışılmaktadır (Yağcı, 2011: 1-182). Günü-müz işletmelerinin ve kozmetik sektörünün genel reklam stratejisine bakıldığında yapılan televizyon reklamlarında reklam metaforu-nu niçin tercih ettiği ve izleyicilerin televiz-yon reklamlarındaki metaforu nasıl algılayıp algılamadıkları üzerinde durulması gerekir (İnam, 2008: 1-173). The Guardian gazetesi-nin yaptığı bir haberine göre; “McDonalds”ın televizyon reklamlarında çocukların firma-mın pazarladığı ürünleri daha fazla tüketme-si ve satın alma davranışlarının etkinleşmesi amacıyla yıllık bütçesinin 30 ile 70 milyon dolar arasında değiştiğine işaret etmektedir (The Guardian,27 Jun 2013). Kozmetik sek-tör firmalarının bir önemli tanıtım sahası da büyük alışveriş merkezlerinde bulunan work-shop aracılığı ile yaptığı tanıtım ve satışlardır. Kozmetik ürünlerinin pazarlanması ve tanı-tımında kullanılan personelin eğitim ve eği-tim kalitesi ile tüketici algısı arasındaki ilişki üzerinde durulması gerekir (Akman, 2008: 1-222). Kadın kozmetik tüketicinin ürünler konusunda etkilenmesi yönünde yapılan çalış-malarda da makyöz ve makyör olarak çalışan personelin müşteri algısı üzerindeki etkisinin önemi de büyüktür (Kahraman, 2007: 1-89).

İlaç ve kozmetik sektöründe işletmelerin ürün tutundurma faaliyetlerine baktığımızda en önemli stratejilerinin televizyon reklam-ları olduğunu görürüz (Nayir, 2006: 1-123). Kozmetik ve diğer ürünlerin tüketici üzerin-deki algı seviyelerinin belirlenmesine yönelik yapılan çalışmalara bakıldığında, kozmetik alanında yapılan pazarlama faaliyetleri ile reklamların daha çok televizyon reklamları ile internet reklamları üzerinden yapıldığını görürüz (Bozkurt, 2006: 1-173). Televizyon reklamları ile tüketici algısı üzerinde oluştu-rulan etki nedeniyle tüketicinin kullanmaya başladığı kozmetik ürünlerinin birçok sağlık sorununa neden oluşturulduğu görülmektedir (Jacobson, & Mazur, 1995: 74-78). Kozmetik sektörünün tüketici algısı ve tüketim miktarı-nın arttırılmasına yönelik kullandığı ambalaj malzemelerinin ciddi bir sağlık tehdidi içer-diğini söyleyebiliriz. Bu konuda yapılan bir araştırma çalışmasında kozmetik ürünlerinin saklandığı plastik kapların ve ambalaj malze-melerinin sağlık tehdidi oluşturduğuna işaret edilmektedir (Epa, 2003).

4. ARAŞTIRMA METODOLOJİSİ

4.1. Araştırmanın Yöntemi ve Kapsamı

Bu araştırmada çalışanların Tv izleme alış-kanlığı ve kozmetik ürün kullanımı arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda 244 katılımcıya iki bölümden oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Anketin ilk bölümünde katılımcılara kişisel bilgileri (yaş, cinsiyet, medeni durum, hangi bölümde çalıştıkları vs.) sınıflayıcı ölçekle demografik değişken-ler olarak sorulmuştur. Bunun yanında TV izleme alışkanlıkları, kozmetik kullanım sık-

Page 25: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

20

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

lığı vs. sorular yöneltilmiştir. İkinci bölümde ise Kozmetik ve TV ilişkisi hakkında 20 adet soru sorulmuş ve görüşleri 5’li likert ölçekle sorgulanmıştır. Oluşturulan ölçeğin güvenilir-liğini test etmek amacıyla Cronbach’s alpha analizi uygulanmıştır. İki bağımsız gruptan oluşan değişkenlere ilişkin yapılan analizler-de bağımsız örnek t testi kullanılırken, üç ve daha fazla gruba sahip karşılaştırmalarda tek yönlü ANOVA tercih edilmiştir. Ayrıca ba-ğımsızlık araştırması için Chi-Square testleri kullanılmıştır. Belirtilen testler PASW Statis-tic 18 paket programı analiz edilmiştir.

4.2. Verilerin Analizi

Anket uygulaması sonucu elde edilen veri seti PASW Statistic 18 (SPSS-Statistical Package for Social Sciences) paket programında ana-liz edilmiştir. Analiz kapsamında, güvenilirlik analizi, frekans tabloları, betimleyici istatis-tikler, bağımsız örneklem t testi, tek yönlü varyans analizi, Tukey ve Chi-square testle-rinden faydalanılmıştır.

5. BULGULAR

Katılımcılara ait demografik bulgular:

Analize dâhil olan katılımcıların Kadın-Er-kek oranları çok yakın çıkmaktadır. Erkekle-rin oranı %50,4 ile bir miktar daha fazladır. Yaş dağılımlarına bakıldığında; 36-40 yaş arası katılımcıların %31,6’lık oranla birinci sırada çıkmaktadır. Bunun ardından %25,4 ile 31-35 yaş arası yaş grubu gelmektedir. Eğitim seviyelerine bakıldığında Lise ve üzeri eğitim seviyesine sahip katılımcıların

oranı %95,1 çıkmaktadır. Lise mezunu ka-tılımcılar %35,2 oranla birinci sırada çık-maktadır. Katılımcılar arasında bekârlık oranı %51,6 ile ilk sıradadır. Evli olan ka-tılımcıların %50,4’ü çocuk sahibi olduğu belirlenmiştir. Çalışanların %39,8’i 11-15 yıl arası zamandır iş hayatında bulunmakta-dır. Çalışanların %79,9’u hizmet sektöründe çalışmakta ve %32’si yetkili olarak çalışma hayatında bulunmaktadır.

Tablo1: Cinsiyet

Erkek 50,4%

Kadın 49,6%

Tablo2: Yaş

18-25 9,0%

26-30 18,0%

31-35 25,4%

36-40 31,6%

41-50 13,9%

51+ 2,0%

Tablo3: Eğitim

İlköğretim 4,9%

Lise 35,2%

Yüksekokul 25,4%

Üniversite 33,2%

Yüksek Lisans ve üstü 1,2%

Tablo4: Gelir

501-1000 11,9%

1001-1500 27,0%

1501-2000 27,0%

2001-2500 29,9%

2501-3000 3,7%

3001+ 0,4%

Page 26: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

21

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Tablo5: Medeni Durum

Evli 48,4%

Bekar 51,6%

Tablo6: Çocuk var mı

Evet 50,4%

Hayır 49,6%

Tablo7: Kaç çocuk

1 19,0%

2 21,2%

3 21,7%

4 14,1%

5 22,8%

5+ 1,1%

Tablo8: Kaç yıldır iş hayatındasınız

1-5 yıl 8,6%

6-10 yıl 22,5%

11-15 yıl 39,8%

16-20 yıl 17,6%

20+ 11,5%

Tablo9: Faaliyet konusu

Üretim 20,1%

Hizmet 79,9%

Tablo10: Kurumdaki konum

Vasıfsız işçi 4,9%

İşçi 25,0%

Memur 29,1%

Yetkili 32,0%

Amir-yönetici 7,0%

İş yeri sahibi 2,0%

Kozmetik kullanımı ile ilgili sorular:

Katılımcıların büyük bir çoğunluğu 10 yıldan fazla bir zamandır kozmetik kullandıklarını belirtmişlerdir. Aylık tüketim miktarı 3 ile 5 çıkmaktadır (%45,5). Aylık kozmetik harca-malarına bakıldığında katılımcıların kozme-tik için ayırdıkları bütçe 120 TL’ye yakın çık-maktadır.

Tablo11: Kaç yıldır kozmetik kullanmaktasınız

1-5 yıl 9,4%

6-10 yıl 22,1%

11-15 yıl 36,5%

16-20 yıl 27,5%

20+ 4,5%

Tablo12: Ayda kaç adet kozmetik ürün tüketirsiniz

1-2 adet 19,7%

3-4 adet 45,5%

5 adet 4,5%

6 adet ve üzeri 29,5%

5 0,8%

Tablo13: Aylık kozmetik harcamanız nedir

120 TL 28,3%

150 TL 23,4%

180 TL 20,1%

210 TL 15,2%

300 TL 12,3%

500 TL üstü 0,8%

Katılımcıların kozmetiğe bağlı sağlık sorunu yaşama oranlarına bakıldığında %77,9’unun herhangi bir sağlık sorunu yaşamadıkları gö-rülmektedir. %30,3’ünün kozmetiğe bağlı so-

Page 27: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

22

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

lunum ve nefes darlığı şikâyeti yaşadığı gö-rülmektedir. Ancak %56,1’i bu şikâyetlerinin çalışma hayatlarına etki etmediğini belirt-mektedir.

Tablo14: Kozmetiğe bağlı sağlık sorunu yaşadınız mı?

Evet 22,1%

Hayır 77,9%

Tablo15: Yaşadığınız sağlık sorunu nedir

Sağlık sorunum yok 25,4%

Kanser 1,2%

Cilt rahatsızlığı 9,8%

Kalp 11,5%

Solunum ve nefes darlığı 30,3%

Diğer 21,7%

Tablo16: Sağlık sorununuz çalışma hayatınızı etkiledi mi

Sağlık sorunum yok 25,0%

Evet 18,9%

Hayır 56,1%

Katılımcıların çoğunluğu ortam veya arka-daş çevresi vasıtasıyla kozmetik ürünler ile tanışmışlardır. %55,7’sinin ailesinde başka kozmetik ürün kullanan bulunmamaktadır. %45,1’i aylık 1 ile 3 adet ürünü aileleri ile birlikte kullanmaktadır.

Tablo17: Kozmetik ürün kullanmaya başlama nedeniniz

Aile 3,7%

Çevre 17,2%

Ortam 28,3%

Arkadaş 45,9%

Okul 4,9%

İnternet 0,0%

Reklam 0,0%

Tablo18: Ailenizde başka kozmetik ürün kullanan var mı

Evet 44,3%

Hayır 55,7%

Tablo19: Aileniz ile birlikte aylık kozmetik ürün kullanımınız nedir

1-3 adet 45,1%

4-5 adet 27,0%

6-8 adet 27,0%

10 ve üzeri 0,4%

5,00 0,4%

Katılımcıların kozmetik ürün kullanma ile ilgili görüşlerine bakıldığında genel olarak kozmetik ürün kullanmaktan hoşlanmakta ol-dukları görülmektedir.

Tablo20: Kozmetik kullanımına ilişkin sorular

Evet Hayır

Kozmetik ürün kullanmayı seviyor ve istiyor musunuz 44,3% 55,7%

Bir başkasına kozmetik ürün kullanmayı önerir miydiniz? 8,6% 91,4%

Kullandığınız kozmetik ürünler konusunda genel bilgi edindiniz mi 13,1% 86,9%

Page 28: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

23

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Kozmetik ürünler hakkında yapılan uyarıları dikkate alır mısınız 45,5% 54,5%

Kozmetik ürün kullanımına yönelik kur eğitim gibi sosyal etkinliklere katıldınız mı 48,0% 52,0%

Kozmetik ürünlere yönelik sağlık açısından düzenlenen tüketici etkinliklerine katıldınız mı 22,5% 77,5%

Kozmetik ürünler sizce bir kullanım zorunluluğu içeriyor mu 59,0% 41,0%

Katılımcıların %43,4’ü alışkanlık edindiği için %39,3’ü ise güzel görünmek için kozme-tik ürün kullanmaktadır. %59,8’inin bilinçsiz kullanım sonucu oluşacak risklerden haberdar olduğu görülmektedir. %59,4’ü tüketici bilin-cinin geliştirilmesi için kamusal destek sağ-lanmasını istemektedir.

Tablo21: Neden kozmetik ürün kullanıyorsunuz

Sevdiğim için 16,4%

Alışkanlık 43,4%

Güzel görünmek için 39,3%

Diğer 0,8%

Tablo22: Bilinçsiz kullanılan kozmetik ürünlerinin sağlık riskleri konusunda bilginiz var

Evet 59,8%

Hayır 40,2%

Tablo23: Kullandığınız kozmetik ürünlere yönelik ücretsiz ve tüketici bilincinin

geliştirilmesi için kamusal destek sağlanmasını ya da hukuki düzenlemelerin yapılmasını

istermiydiniz

Evet 40,6%

Hayır 59,4%

Kozmetik ürün tüketiminde tüketicileri etki-leyen en önemli faktörler sırasıyla; Alışkan-lıklar, Satış yeri ve satıcılar ve TV reklamları olduğu görülmektedir.

Tablo24: Kozmetik Ürün Tüketiminde Sizi Etkileyen En önemli Faktör Aşağıdakilerden Hangisidir

Ailem yakın çevrem 4,9%

Arkadaş grubum 15,2%

Alışkanlıklarım 23,8%

TV Reklamları 19,7%

Satış yeri ve satıcılar 23,8%

Marka 3,7%

Fiyat etkinliği ve indirimler 2,0%

İnternet reklamları 2,9%

Eşim 1,6%

Cep telefonuma gelen bildirimler 2,5%

Page 29: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

24

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Katılımcıların yıllık kozmetik bütçelerine bakıldığında 500 ile 750 lira arasında harca-manın daha yüksek paya sahip olduğu görül-mektedir. Katılımcıların %77,5’i bir markayı sürekli olarak takip etmediklerini belirtmek-tedirler. En çok kullanılan ürünlere bakıldı-ğında ilk sırada Parfüm gelmektedir. Bunu Deodorant ve yüz bakım ürünleri kullanımları takip etmektedir.

Tablo25: Aylık veya Yıllık Bir Kozmetik Tüketim Bütçesi Oluşturururmusunuz Ne kadar

250 TL 7,0%

500 TL 42,2%

750 TL 45,9%

1000 TL 3,3%

1500+ 1,6%

Tablo26: Belirli bir marka takibiniz var mı

Evet 21,3%

Hayır 77,5%

Diğer 1,2%

Tablo27: En sık kullandığınız kozmetik ürünü hangisidir

Deodorant 26,6%

Parfüm 27,0%

Saç bakım ürünleri 10,7%

Yüz bakım ürünleri 23,4%

El bakım ürünleri 2,5%

Makyaj ürünleri 2,5%

Cilt bakım ürünleri 7,4%

Katılımcıların yoğun TV izleyicisi oldukları görülmektedir. %36,4’ü 3-5 saat arası TV iz-lemektedir. %90,6’sının da sosyal güvenceye sahip olduğu görülmektedir.

Tablo28: Günde Kaç Saat Televizyon İzlersiniz

Hiç 16,80%

1-2 saat 27,87%

3-5 saat 36,48%

6 saat ve üzeri 18,85%

Tablo29: Sosyal güvenceniz var mı

Evet 90,6%

Hayır 9,4%

Tablo30: Kozmetik ürün kullanımı ve TV ilişkisiKatılımcıların kozmetik ürünler ve TV ilişkisi ile ilgili cevapları aşağıdaki gibidir:

Hiç katılmıyorum

Çok az katılıyorum

Biraz katılıyorum Katılıyorum Tamamen

katılıyorum

1.Televizyon Reklamları bir ürün ya da hizmetin satışını artırmada olumlu rol oynar.

30,3% 13,5% 17,6% 27,5% 11,1%

2.TV reklamları insanların sosyal davranışlarını etkiler 25,8% 36,5% 25,0% 9,0% 3,7%

3.TV reklamları bir kurumun ya da markanın prestijini artırmada önemli rol oynar

22,5% 27,5% 30,7% 12,7% 6,6%

Page 30: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

25

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

4.TV Reklamları satıcının gücü hakkında pozitif izlenimler verir

24,2% 28,3% 23,8% 16,0% 7,8%

5.TV Reklamları satıcısının gücü hakkında pozitif izlenimler verir.

16,8% 21,7% 27,9% 18,4% 15,2%

6.TV reklamları tüketicinin bilgilendirilmesini, malı tanımasını ve doğru seçim yapmasını sağlar

24,6% 27,5% 25,4% 13,1% 9,4%

7.TV reklamları mal ya da hizmetin satışında satıcısına kolaylık sağlar

11,9% 18,0% 25,0% 18,0% 27,0%

8.TV reklamları tüketicisinde marka bilincinin oluşmasını sağlar

15,2% 16,0% 19,7% 20,9% 28,3%

9.TV reklamları firmanın ürünlerinin tüketicisinin hafızasında taze kalmasını sağlar

42,2% 10,2% 4,5% 24,2% 18,9%

10. TV reklamları ürünün çeşitli özelliklerinin vurgulanarak daha prestijli gözükmesine ve daha üstün algılanmasına yol açar

41,4% 13,9% 30,3% 11,9% 2,5%

11.TV reklamları rekabeti teşvik eder kaliteyi yükseltir 16,8% 29,9% 13,9% 9,8% 29,5%

12.TV reklamlarında ürün ve fiyat bilgileri açık ve net olarak sunulmamaktadır

16,4% 23,8% 27,0% 14,3% 18,4%

13.TV reklamlarında kullanılan kelime oyunlarıyla tüketiciler aldatılmaktadır

33,6% 18,4% 20,1% 22,1% 5,7%

14.TV reklamlarında reklamı yapılan ürünlerle ilgili verilen sözler yerine getirilmemektedir

22,1% 27,5% 29,1% 15,6% 5,7%

15.TV reklamlarında gerçek dışı vaatlerle tüketiciler yanıltılmakta ve mantıklı tercih yapmaları zorlaştırılmaktadır

26,2% 31,6% 23,8% 10,2% 8,2%

16. TV reklamları tüketicileri aşırı savurganlığı ve israfa yöneltmektedir

45,5% 18,4% 22,5% 9,8% 3,7%

Page 31: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

26

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

17. TV reklamları ürün ve hizmetlerin maliyetlerini ve fiyatlarını arttırır

42,6% 24,2% 18,4% 13,1% 1,6%

18. TV reklamları insanların tatminsizlik duygularını arttırır

31,1% 28,3% 27,5% 9,8% 3,3%

19. TV reklamları tekel oluşturarak rekabeti azaltır 35,7% 32,4% 15,6% 12,7% 3,7%

20. TV reklamları toplumun estetik ve kültürel değerlerini yıpratır

22,1% 15,2% 35,7% 11,1% 16,0%

Hipotezler:

Hipotez 1:TV izleme oranı aylık kozmetik ürün kullanma sayısı üzerinde etkili bir fak-tör değildir.

H0 ret edilmektedir. TV izleme aylık kozme-tik ürün kullanma sayısı üzerinde etkili bir faktördür. Hiç izlemeyen grup izleyen grupla-ra göre daha az ürün kullanmaktadır.

Hipotez 2: TV izleme oranı aylık kozmetik gideri üzerinde etkili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. TV izleme aylık kozme-tik ürün kullanma sayısı üzerinde etkili bir faktördür. Hiç izlemeyen grup izleyen grupla-ra göre daha az harcamaktadır.

Hipotez 3: TV izleme oranı aileyle birlikte tüketim ve ürün kullanma sayısı üzerinde et-kili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. TV izleme aylık kozme-tik ürün kullanma sayısı üzerinde etkili bir faktördür. Hiç izlemeyen grup izleyen grupla-ra göre daha az ürün kullanmaktadır.

Tablo31: TV izleme ve kozmetik kullanım ilişkisi

N Ortalama SS F p Fark Tukey

Ayda kaç adet kozmetik ürün tüketirsiniz

Hiç 41 2,22 1,061

9,465 0,000 1-3,4

1-2 saat 68 1,97 ,992

3-5 saat 89 2,81 1,075

6 saat ve üzeri

46 2,74 1,219

Total 244 2,46 1,134

Aylık kozmetik harcamanız nedir

Hiç 41 2,32 1,128

13,884 0,000 1-3,4

1-2 saat 68 1,91 1,116

3-5 saat 89 3,20 1,298

6 saat ve üzeri

46 2,83 1,637

Total 244 2,62 1,396

Page 32: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

27

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Aileniz ile birlikte aylık kozmetik ürün kullanımınız nedir

Hiç 41 1,41 ,499

22,144 0,000 1-3,4

1-2 saat 68 1,41 ,579

3-5 saat 89 2,30 ,897

6 saat ve üzeri

46 1,96 ,942

Total 244 1,84 ,867

Hipotez 4: TV izleme oranı tüketicileri sa-vurganlığa ve israfa yöneltmemektedir.

H0 ret edilmektedir. TV izleme savurganlık üzerinde etkili bir faktördür. Hiç izlemeyen grup izleyen gruplara göre daha az savurgan çıkmaktadır.

Tablo32: TV izleme ve savurganlık ilişkisi

N Ortalama SS F p Fark Tukey

TV reklamları tüketicileri aşırı savurganlığı ve israfa yöneltmektedir

Hiç 41 2,12 1,269

4,207 0,006 1-3,4

1-2 saat 68 1,66 1,045

3-5 saat 89 2,28 1,108

6 saat ve üzeri 46 2,26 1,324

Total 244 2,08 1,186

Hipotez 5: Kozmetik kullanım miktarı koz-metiğe bağlı sorun yaşama sıklığı üzerinde etkili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. Kozmetik kullanma mik-tarı ile kozmetiğe bağlı sorun yaşama olasılığı üzerinde etkili bir faktördür.

Tablo33: Ürün kullanımı sağlık sorunu ilişkisi

N Ortalama SS F p Fark Tukey

Kozmetiğe bağlı sağlık sorunu yaşadınız mı?

1-2 adet 48 1,83 ,377

3,319 0,011 1-2,3,4

3-4 adet 111 1,73 ,446

5 adet 13 2,00 ,000

6 adet ve üzeri 72 1,81 ,399

Total 244 1,78 ,416

Hipotez 6: TV izleme sıklığı ürünün satışın-da etkili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. TV izleme sıklığı ürün veya hizmetlerin satışını artırmada etkili bir faktördür.

Page 33: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

28

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Tablo34: TV izleme ve satış ilişkisi

N Ortalama SS F p Fark Tukey

Televizyon Reklamları bir ürün ya da hizmetin satışını artırmada olumlu rol oynar.

Hiç 41 2,56 1,050

5,438 0,001 1-2,3,4

1-2 saat 68 2,28 1,423

3-5 saat 89 3,15 1,403

6 saat ve üzeri 46 2,87 1,529

Total 244 2,75 1,419

Hipotez 7: TV izleme sıklığı marka bilinci-nin oluşmasına destek sağlamaz.

H0 ret edilmektedir. TV izleme sıklığı marka bilincinin oluşmasında etkili bir faktördür.

Hipotez 8: TV izleme sıklığı firmanın hafıza-da kalmasını sağlamaz.

H0 ret edilmektedir. TV izleme sıklığı marka-nın hafızada yer etmesinde etkili bir faktördür.

Tablo35: TV izleme ve marka ilişkis

N Ortalama SS F p Fark Tukey

TV reklamları tüketicisinde marka bilincinin oluşmasını sağlar

Hiç 41 2,46 1,398

7,432 0,000 2-3,4

1-2 saat 68 3,31 1,538

3-5 saat 89 3,46 1,297

6 saat ve üzeri

46 3,78 1,191

Total 244 3,31 1,420

TV reklamları firmanın ürünlerinin tüketicisinin hafızasında taze kalmasını sağlar

Hiç 41 2,10 1,261

9,590 0,000 1-3,4

1-2 saat 68 2,09 1,523

3-5 saat 89 3,26 1,662

6 saat ve üzeri

46 2,91 1,644

Total 244 2,67 1,640

Hipotez 9: Cinsiyet ile TV izleme sıklığı ba-ğımsızdır.

H0 ret edilmektedir. TV izleme sıklığı ile cin-siyet birbirinden bağımsız değildir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla izlemektedir.

Page 34: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

29

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Tablo36: TV izleme ve cinsiyet ilişkisi

Chi-Square

Tests

Value df Asymp. Sig. (2-sided)

Pearson Chi-Square 3,824 3 ,028

Likelihood Ratio 3,861 3 ,027

Linear-by-Linear Association 1,563 1 ,021

N of Valid Cases 244

Hipotez 10: Cinsiyet ile kozmetik ürün kul-lanım motivasyonu bağımsızdır.

H0 ret edilememektedir. Kozmetik ürün kul-lanım motivasyonu cinsiyetten bağımsızdır. Daha çok alışkanlık sebebiyle kullanıcılar kozmetik ürünlere yönelmektedirler.

Tablo37: Kozmetik ürün kullanım cinsiyet ilişkisi

Neden kozmetik ürün kullanıyorsunuz * Cinsiyet Crosstabulation

Count

Erkek

Cinsiyet

TotalKadın

Neden kozmetik ürün kullanıyorsunuz Sevdiğim için 22 18 40

Alışkanlık 54 52 106

Güzel görünmek için

47 49 96

Diğer 0 2 2

Total 123 121 244

Tablo38: Kozmetik ürün kullanım cinsiyet ilişkisiChi-Square Tests

Value df Asymp. Sig. (2-sided)

Pearson Chi-Square 2,463 3 ,482

Likelihood Ratio 3,236 3 ,357

Linear-by-Linear Association ,848 1 ,357

N of Valid Cases 244

Page 35: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

30

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Hipotez 11: Cinsiyet ile kozmetik ürün risk-leri hakkındaki bilinç düzeyi birbirinden ba-ğımsızdır.

H0 ret edilememektedir. Kozmetik ürün risk-leri hakkındaki bilinç düzeyi cinsiyetten ba-ğımsızdır.

Tablo39: Kozmetik ürün risk bilinci cinsiyet ilişkisi

Independent Samples t-test

t df Sig. (2-tailed) Sonuç

Bilinçsiz kullanılan kozmetik ürünlerinin sağlık riskleri konusunda bilginiz var mı

-,625 242 ,532 Fark yoktur

Hipotez 12: Yaş kozmetik kullanım süresi üzerinde etkili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. Yaş kozmetik kullanım süresi üzerinde etkili bir faktördür.

Tablo40: Yaş ve kozmetik ürün kullanım ilişkisi

N Ortalama SS F p F a r k Tukey

Kaç yıldır kozmetik kullanmaktasınız

18-25 22 1,68 ,780

25,660 0,000 3-4

26-30 44 2,36 ,865

31-35 62 2,92 ,855

36-40 77 3,23 ,841

41-50 34 3,76 ,819

51+ 5 4,40 ,548

Total 244 2,95 1,027

Hipotez 13: Cinsiyet ile kozmetik bütçesi bir-birinden bağımsızdır.

H0 ret edilememektedir. Cinsiyet ile kozme-tik bütçesi birbirinden bağımsız faktörlerdir.

Tablo41: Cinsiyet kozmetik bütçesi ilişkisi

Chi-Square Tests

Value dfAsymp. Sig.

(2-sided)

Pearson Chi-Square 2,331 4 ,675

Likelihood Ratio 2,341 4 ,673

Linear-by-Linear Association ,266 1 ,606

N of Valid Cases 244

Page 36: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

31

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Hipotez 14: Cinsiyet ürün kullanımları üze-rinde etkili bir faktör değildir.

H0 ret edilmektedir. Cinsiyet ürün kullanım-ları üzerinde etkili bir faktördür.

Tablo42: Cinsiyet ürün kullanımı ilişkisiIndependent Samples t-test

t df Sig. (2-tailed) Sonuç

En sık kullandığınız kozmetik ürünü hangisidir

-9,310 242 ,000 Fark vardır

Güvenirlik Analizi:Tablo43: Güvenirlik analizi

Reliability Statistics

Cronbach’s Alpha N of Items

,932 17

17 maddeden oluşan güvenirlik analizi ölçe-ğine göre anketlerin güvenirliği yüksek dere-cede çıkmıştır.

Faktör Analizi:

Faktör analizi dâhilinde likert ölçekle sorul-muş 20 adet ifade incelemeye tabi tutulmuş-tur. Farklı denemeler sonucu bütün madde-lerin analizde kalması sonucu doğrudan ve olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Buna göre en son aşamada 20 ifade ile analize de-vam etme kararı verilmiştir. Analiz sonuçları aşağıdaki gibi özetlenmiştir;

Tablo44: KMO Bartlett Testi

KMO and Bartlett’s Test

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy.

,923

Bartlett’s Test of Sphericity

Approx. Chi-Square

1714,527

df 190

Sig. ,000

Faktör analizinin uygunluğunu belirlemek üzere faktör analizi yapılmış ve yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Bunun göre; örnek-lemin faktör analizine uygunluğunu ölçen KMO ölçütü 0,923>0,6 çıkmıştır. Bu da ör-neklemin analize uygun olduğunu göstermek-tedir. Küresellik ölçüsü olan Bartlett ölçütü ise Sig (0,000)<0,05 olduğundan değişken-ler arasında korelasyon olduğunu dolayısıyla faktör analizinin uygulanabileceğini göster-mektedir.

Toplam varyans açıklama tablosu incelendi-ğinde elde edilen 4 faktörün toplam varyansın %63’ünü açıkladığı görülmektedir.

Page 37: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

32

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

Tablo45: Faktör analizi varyans açıklama tablosu

Total Variance Explained

Component

TotalInitial Eigenvalues

Extraction Sums of Squared Loadings Rotation Sums of Squared Loadings

% of Variance

Cumulative % Total

% of Variance

Cumulative % Total

% of Variance

Cumulative %

1 1,790 8,948 45,220 1,790 8,948 45,220 1,823 9,117 38,402

2 1,344 6,721 51,941 1,344 6,721 51,941 1,740 8,701 47,103

3 1,134 5,672 57,612 1,134 5,672 57,612 1,629 8,145 55,248

4 1,055 5,275 62,887 1,055 5,275 62,887 1,528 7,639 62,887

5 ,928 4,638 67,525

6 ,914 4,571 72,096

7 ,851 4,256 76,352

8 ,747 3,735 80,086

9 ,658 3,292 83,379

10 ,575 2,876 86,254

11 ,515 2,575 88,830

12 ,432 2,159 90,989

13 ,424 2,118 93,107

14 ,367 1,835 94,942

15 ,327 1,633 96,575

16 ,298 1,488 98,064

17 ,277 1,383 99,446

18 ,111 ,554 100,000

1. Faktör açıklama tablolarına bakıldığında elde edilen 4 faktörün şu şekilde olduğu gö-rülmektedir.

Faktör – TV reklamları tüketime teşvik eder

2. TV reklamları sayesinde markaları ve ürünleri hatırlamada önemli bir vasıtadır. TV reklamlarının ürünlerin güçlü yanlarını öne çıkararak prestij sağlama ve bunu satışa yön-lendirme açısından önemi vardır.

Faktör – TV reklamlarının yanıltıcı yönü

3. TV reklamları tüketicileri yanıltmakta

toplumun estetik ve kültürel değerlerini zayıf-

latmaktadır. TV reklamları vasıtasıyla mal ve

hizmet satışları kolaylaşır.

Faktör – TV reklamlarının markanın gü-

cüne etkisi

4. TV reklamları markanın gücünü ve pres-

tijini artırır. Tüketici üzerinde pozitif izlenim-

Page 38: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

33

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

ler yaratarak konu edilen markaya yönelme-sini sağlar.

Faktör – TV reklamlarının tüketicinin ürünü tanıması üzerindeki etkisi

TV reklamları vasıtasıyla iletilen mesajlar çoğunlukla ürün hakkında doğru bilgi verme-mektedir. Gerçek dışı vaatler mantıklı tercih yapmayı zorlaştırır.

Tablo46: Faktör analizi döndürülmüş bileşen matriksi

Rotated Component Matrixa

Component

1 2 3 4

9.TV reklamları firmanın ürünlerinin tüketicisinin hafızasında taze kalmasını sağlar

,833

10. TV reklamları ürünün çeşitli özelliklerinin vurgulanarak daha prestijli gözükmesine ve daha üstün algılanmasına yol açar

,762

1.Televizyon Reklamları bir ürün ya da hizmetin satışını artırmada olumlu rol oynar.

,672

17. TV reklamları ürün ve hizmetlerin maliyetlerini ve fiyatlarını arttırır ,627

16. TV reklamları tüketicileri aşırı savurganlığı ve israfa yöneltmektedir ,599

19. TV reklamları tekel oluşturarak rekabeti azaltır ,595

18. TV reklamları insanların tatminsizlik duygularını arttırır ,487

2.TV reklamları insanların sosyal davranışlarını etkiler ,467

20. TV reklamları toplumun estetik ve kültürel değerlerini yıpratır ,727

8.TV reklamları tüketicisinde marka bilincinin oluşmasını sağlar ,714

7.TV reklamları mal ya da hizmetin satışında satıcısına kolaylık sağlar ,575

12.TV reklamlarında ürün ve fiyat bilgileri açık ve net olarak sunulmamaktadır

,557

11.TV reklamları rekabeti teşvik eder kaliteyi yükseltir ,460

13.TV reklamlarında kullanılan kelime oyunlarıyla tüketiciler aldatılmaktadır

-,455

3.TV reklamları bir kurumun ya da markanın prestijini artırmada önemli rol oynar

,684

5.TV Reklamları satıcısının gücü hakkında pozitif izlenimler verir. ,669

4.TV Reklamları satıcının gücü hakkında pozitif izlenimler verir ,612

14.TV reklamlarında reklamı yapılan ürünlerle ilgili verilen sözler yerine getirilmemektedir

,772

6.TV reklamları tüketicinin bilgilendirilmesini, malı tanımasını ve doğru seçim yapmasını sağlar

,687

15.TV reklamlarında gerçek dışı vaatlerle tüketiciler yanıltılmakta ve mantıklı tercih yapmaları zorlaştırılmaktadır

,664

Page 39: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

34

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

SONUÇ

Katılımcıların profillerine bakıldığında Ka-dın/Erkek oranın çok yakın olduğu, yaş sevi-yesinin 40’lı yaşlara yakın çıktığı ve Lise üze-ri eğitim seviyesine sahip katılımcıların daha fazla olduğu görülmektedir. Katılımcıların bekar olma oranı daha yüksektir. Evli olanla-rın yarısı çocuk sahibidir. Çalışanların uzun süredir iş hayatında bulunduğu ve daha çok hizmet sektöründe çalıştıkları görülmektedir.

Kozmetik kullananların 10 seneden uzun süredir kullandıkları ve aylık 3-5 arasında tüketilen ürünlere 120 TL ye yakın bir ücret ödemektedir. Kozmetik nedeniyle sorun ya-şayanların daha çok solunum ve nefes darlığı yaşadıkları görülmektedir. Bu şikâyetlerin iş hayatına etkisi görülmemektedir.

Kozmetik ürün kullanımı daha ortam veya ar-kadaş çevresi vasıtasıyla olmaktadır. Yarıdan fazla katılımcı ailesinde bu ürünleri kullanan-ları barındırmamaktadır. Ortalama 1-3 adet ürün aileler ile beraber kullanılmaktadır.

Kozmetik kullanımı genel olarak rahatsız-lık vermeyen bir durum olarak çıkmaktadır. Kozmetik kullananlar arkadaşlarına da ürün kullanmayı önermekte ve ürünler hakkında genel bilgi seviyesi yüksek çıkmaktadır. An-cak ürünler hakkında yapılan uyarılar pek işe yaramamaktadır. Katılımcıların yarıdan fazla-sı ürünler hakkında herhangi bir eğitici etkin-liğe katılmamıştır.

Kozmetik kullanım motivasyonlarına bakıldı-ğında daha çok güzel görünmek ve alışkanlık olması sebebiyle ürün kullanımı olduğu gö-rülmektedir. Satış yeri ve TV reklamları ürün

satışını ve tüketimini etkileyen en önemli fak-törlerdir. Yıllık kozmetik harcaması ortalama 750 liraya yakın çıkmaktadır. Genel olarak bir marka tercihi olmamakla beraber en çok Par-füm, Deodorant ve yüz bakım ürünleri kulla-nılmaktadır.

Katılımcıların yoğun TV izleyicisi (3saatten fazla) oldukları görülmektedir. TV izleme alışkanlığı ürün kullanma sayısı ve miktarı, aylık kozmetik giderleri üzerinde etkili bir faktördür. Hiç izlemeyen grup izleyen grup-lara göre bu sorulara daha düşük miktarlar belirtmişlerdir. Tv izleme alışkanlığı ayrıca savurganlığa neden olmaktadır.

- Kozmetik kullanma miktarı ile kozmetiğe bağlı sorun yaşama olasılığı üzerinde etkili bir faktördür.

- TV izleme sıklığı ürün veya hizmetlerin satışını artırmada etkili bir faktördür.

- TV izleme sıklığı marka bilincinin oluş-masında etkili bir faktördür.

- TV izleme sıklığı markanın hafızada yer etmesinde etkili bir faktördür.

- TV izleme sıklığı ile cinsiyet birbirinden bağımsız değildir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla izlemektedir.

- Kozmetik ürün kullanım motivasyonu cinsiyetten bağımsızdır. Daha çok alışkanlık sebebiyle kullanıcılar kozmetik ürünlere yö-nelmektedirler.

- Kozmetik ürün riskleri hakkındaki bilinç düzeyi cinsiyetten bağımsızdır.

Page 40: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

35

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

- Yaş kozmetik kullanım süresi üzerinde et-kili bir faktördür.

- Cinsiyet ile kozmetik bütçesi birbirinden bağımsız faktörlerdir.

- Cinsiyet ürün kullanımları üzerinde etkili bir faktördür.

Ayrıca katılımcılara yöneltilen 20 adet kozme-tik ürün kullanımı ve TV davranışı arasındaki ilişkiyi ölçmeye yarayan sorular sorulmuş ve görüşleri alınmıştır. Bu sorular toplamda dört boyutta algılanmıştır. Bunlar aşağıdaki gibi-dir;

5. Faktör – TV reklamları tüketime teşvik eder

TV reklamları sayesinde markaları ve ürün-leri hatırlamada önemli bir vasıtadır. TV rek-lamlarının ürünlerin güçlü yanlarını öne çıka-rarak prestij sağlama ve bunu satışa yönlen-dirme açısından önemi vardır.

6. Faktör – TV reklamlarının yanıltıcı yönü

TV reklamları tüketicileri yanıltmakta toplu-mun estetik ve kültürel değerlerini zayıflat-maktadır. TV reklamları vasıtasıyla mal ve hizmet satışları kolaylaşır.

7. Faktör – TV reklamlarının markanın gücüne etkisi

TV reklamları markanın gücünü ve prestiji-ni artırır. Tüketici üzerinde pozitif izlenimler yaratarak konu edilen markaya yönelmesini sağlar.

8. Faktör – TV reklamlarının tüketicinin ürünü tanıması üzerindeki etkisi

TV reklamları vasıtasıyla iletilen mesajlar çoğunlukla ürün hakkında doğru bilgi verme-mektedir. Gerçek dışı vaatler mantıklı tercih yapmayı zorlaştırır.

KAYNAKLAR

AKMAN, R., (2008). Kozmetik Ürün Sa-tış Elemanı Eğitim Programı İçeriğinin Belirlenmesi”, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Giyim Endüstri ve Moda Tasarımı A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis.Tezi, Ankara. ss.1-222

BARAN, Z., ve ERZİN, N., (2010). Televiz-yon Reklamlarının Etik Açıdan Algılan-ması Üzerine Bir Araştırma: Akçakoca Yerleşkesi Örneği, MYO-ÖS 2010- Ulu-sal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sem-pozyumu, 21-22 Ekim 2010 Düzce. ss.1-14

BOZKURT, Y., (2006). Reklamda Bilgi İçe-riği: Türkiye’deki Gazete ve TV Rek-lamlarına Yönelik Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Reklamcılık ve Halk-la İlişkiler A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi, Eskişehir. ss.1-173

İNAM, Ö., (2008). Televizyon Reklamlarında Metafor Kullanımı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Reklamcılık ve Halkla İlişkiler A.B.D. Yayınlanmış Doktora Tezi, Eskişehir. ss.1-173

Page 41: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

36

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:90 K:133

JACOBSON, M.F., & MAZUR, L.A., (1995). Sexism and Sexuality in Adversising. In M.F. Jacobson & L.A. Mazur (Eds), Mar-keting Madness: A Survival Guide For A Consumer Society, pp.74-78 Boulder, CO: Westview Press.

KAHRAMAN, T., (2007). Makyöz ve Mak-yör Olarak Çalışanların Mesleki Yeter-liliklerinin Belirlenmesi”, Gazi Üniver-sitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Giyim Endüstri ve Moda Tasarımı A.B.D. Ya-yınlanmış Yük.Lis.Tezi, Ankara. ss.1-89

NAYİR, N., (2006). Türk İlaç Sektöründe Tu-tundurma Faaliyetleri: Hekim Gözüyle Bir Bakış”, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi ve Pazarlama A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi. Sakarya. ss.1-123

SÜNNETÇİOĞLU, İ., (2006). Kozmetik Sektöründe Ambalajlamanın Rolü ve Önemi: Parfüm Üzerine Geliştirilmiş Bir Örnek Uygulama, Dokuz Eylül Üniversi-tesi İşletme A.B.D. Pazarlama Bölümü, Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi. İzmir. ss.1-160

TEMEL, S., (2006). Televizyon Reklamla-rının, Tüketicilerin Satın Alma Davra-nışları Üzerindeki Etkilerinin Üniversite Öğrencileri Bağlamında Araştırılması, Çanakkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi. Çanakkale. ss.1-161

ÖZTÜRK, Ö., (2007). Aldatıcı Televizyon Reklamlarına Karşı Tüketicinin Korun-ması, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilim-

ler Enstitüsü, Radyo Televizyon Sinema A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi, Anka-ra. ss.1-149

UNDERHILL, P., (2002). Alışveriş Bilimi, Sosyal Yayıncılık, İstanbul. s.130- 131

WHITELOCK, J. ve J.C. REY., (1998). “Cross Cultural Advertising in Europe: An Empricial Survey of Television Ad-vertising in France and the UK”, Inter-national Marketing Rewiev. Vol: 15 No: 4, pp.257-276

YAHYAOĞLU, G., & KORKMAZ, M., (2011). Aldatıcı Reklamların Tüketici Üzerindeki Etkilerinin Rekabet Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, Uluslara-rası Hakemli Akademik Bilimler Dergisi, Sayı: 24, (10) ss.1-35

YAĞCI, Ö., (2011). Bir İletişim Biçimi Ola-rak Reklamın Etik Açıdan Değerlendiril-mesi: Margarin Piyasası Örneği, Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler A.B.D. Yayınlanmış Yük.Lis. Tezi, Ankara. ss.1-182

İNTERNET KAYNAKLARI

http: / /www.ekobir.com/kimyakozme -tik/23/0/7233/kozmetik-sektorunun-basi-taklitle-dertte.html (Erişim: 11.07.2013).

http://www.guardian.co.uk/business/mcdo-nalds (Erişim: 09.07.2013).

http://www.epa.gov/osw/conserve/materials/plastics.htm (Erişim: 06.07.2013).

Page 42: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

37

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN ÖZ-YETERLİKLERİ, TÜKENMİŞLİKLERİ VE İŞ DOYUMLARININ İNCELENMESİ

(Aydın İli Örneği)

Murat ÖZŞAKER

Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu

Özet: Bu araştırma Aydın İlinde görev yapmakta olan Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin öğretmen öz ye- terlik, tükenmişlik ve iş doyum düzeylerini belirleyip, çeşitli değişkenler açısından iş doyum üzerindeki etkisiniincelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında Moran ve Woolfolk-Hoy (2001) tarafından geliş- tirilen Öğretmen Ölçeği (Teacher Sense of Effıcacy), Maslach ve Jackson [1981] tarafından geliştirilen Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Weiss, David, England ve Lofguist (1967) tarafından geliştirilen Minnesota İş Doyum Ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmaya devlet ve özel ilköğretim okullarında görev yapan 80 Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni gönüllü olarak katılmışlardır. Verilerin analizinde araştırmanın amaçları doğrultusunda yüzdelik dökümler, aritmetik ortalamalar, Mann-WhitneyTesti, Non parametrik korelasyon ve Linear Regresyonanalizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin İş doyum düzeyleri ile Tü- kenmişlik puanları arasında negatif yönde (p<0.001), Öz yeterlilik puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunurken (p<0.001); Tükenmişlik, öz yeterlilik, yaş ve Hizmet içi eğitimin iş doyumu üzerinde anlamlı biretkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Öz yeterlik, Tükenmişlik, İş Doyum, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni

THE STUDY OF PHYSICAL EDUCATION AND SPORTS TEACHERS’ SELF-EFFICACY, BURNOUT AND JOB SATISFACTION

(Province Aydın)

Özet: The present research aims at determination and evaluation professional self sufficiency, burnout and Job Satisfaction levels of physical education and sports teachers who worked in Aydın Province and at investigating them in terms of some variables. For data collection, Teacher’s Sense of Efficacy Scale-developed by Moran and Woolfolk-Hoy (2001) and Turkish validity and reliability studies conducted by Çapa, Çakıroğlu and Sarıkaya (2005), . Maslach Burnout Inventory developed by Maslach and Jackson (1981), Minnesota Job Satisfaction Scale (MJSS) developed by Weiss, David, England ve Lofguist (1967) was used. 80 volunteer Physical Education and Sports Teachers who worked at state schools and private schools participated in the study. For the data analysis; percentages, arithmetic means, Mann-Whitney Test, non-parametric correlations and Linear Regression analysis

Page 43: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

38

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

were used. As the result of the research, there was a statistically significant correlation between Job Satisfaction and Burnout as negative(p<0.001), and also Job Satisfaction and Self Efficacy as pozitive(p<0.001). There was also found that Burnout, self efficacy, age and service education were a statistically significant ınfluenced on jobsatisfaction.

Keywords: Self Efficacy, Burnout, Job Satisfaction, Physical Education And Sports Teachers

GİRİŞ

Son zamanlarda öğretmenler üzerinde yapılan araştırmalarda, iş doyum, öz yeterlik ve tükenmişlik kavramlarının arttığı görülmektedir. Günümüzde eğitim sisteminin en önemli yapı taşlarından biri olan öğretmenlerin (Saracaloğlu, 2000), çalışma alanlarının öğretimsel faaliyetlerin dışında, ders programları, öğrenciler, veliler, okul topluluğu ve alanı ile ilgili pek çok görev üstlenmek zo-runda kaldığı bilinmektedir(Pillay, Goddard ve Wilss, 2005). Eğitim politikalarındaki yapılan değişiklikler, ekonomik zorluklar, iş yükü, veli ve öğrencilerin ilgisizliği, okul idarecileri ile yaşanan sorunlardan dolayı öğretmenler işlerinde kendilerini yetersiz hissetmekte, doyumsuzluk ve tükenmişlik yaşamaktadırlar(Telef 2011).

İş doyum, kişilerin başarılı, mutlu ve üretken olabilmelerinin en önemli gerekliliği(Çam et al. 2005) ve işin bireye sağladıklarının algılanma-sıyla oluşan hoşnutluk duygusudur(Özgen et al. 2002). Bir çalışanın yaptığı işin ve elde ettiklerinin gereksinimleri ile ve kişisel değerler yargılarıyla örtüştüğünü veya örtüşmesine olanak sağladığını fark etmesi sonucu yaşadığı bir duygu olduğunu ifade edilen (Barutçugil 2004, Vural, 2004) iş doyumu, birçok meslek için önemli olduğu ka-dar öğretmenlik mesleği için de oldukça dikkate değer bir konudur.

Öz yeterlik, kişinin kendine ait güven ve üretkenliği(Knaus,1998), bir işi başarıyla yapmak

için gerekli becerilere sahip olduğu konusundaki inancı(Kurbanoğlu, 2004) ve olası durumlarla başa çıkabilmek için gerekli olan eylemleri ne kadar iyi yapabileceklerine ilişkin yargısıdır(Bandura, 1982). Öz yeterlik inancı, bireylerin başarı düzeylerini(Pajares, 2002), düşünce biçimlerini ve duygusal tepkilerini pozitif bir şekilde etkilerken, öz yeterliği yüksek insanların zor işlerde ve olaylarda rahatlık duygusu içinde daha güvenli ve güçlü hareket ettikleri görülmektedir(Kesgin, 2006). Öğretmen öz yeterliği inancı ise, öğret-menlerin öğretme işini başarılı bir şekilde yerine getirebilmeleri için gerekli davranışları göstere-bilecekleri konusundaki inanışları; öğrencilerin performanslarını etkileme kapasitelerine olan inançları olarak ifade edilmektedir(Saracaloğlu, Aslantürk ve Çengel, 2006).

Tükenmişlik, insanların kendilerini çaresiz, kapana kısılmış, bitmiş hissetmelerine neden olan(Levinson, 1996) ve aynı zamanda çevre ve kişilik özellikleri arasındaki etkileşimi içe-ren kronik strese bir tepki(Dale ve Weinberg, 1990) olarak tanımlanmaktadır. Öğretmenlik mesleğinin diğer mesleklere göre daha fazla stres yaşadıkları(Hodge and et al.,1994) ve insanların hayat sürelerini kısaltma ihtimali olan, aynı za-manda günlük hayat problemleri ile etkili şekilde başa çıkmayı zorlaştıran mesleklerden biri olduğu bilinmektedir(Baltaş and Baltaş, 2002).

Öğretmenlerin üzerine yüklenen görev ve sorum-lulukları başarılı bir şekilde yerine getirebilme-

Page 44: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

39

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

lerinin koşulu, mesleklerinden aldıkları tatminle ilişkilidir. İşinden doyum sağlayan öğretmenlerin psikolojik sağlıklarının da yükseleceği düşünül-mektedir. Eğer psikolojik durumları iyi ise bu işlerine de yansıyacak ve işlerini isteyerek en verimli şekilde yapmaları söz konusu olacaktır. Yapılan birçok araştırmalar(Friday and Friday 2003, Goris 2006) kişinin işinde mutlu ve huzurlu olmasının (iş doyumunun) örgüt performansı ve verimliliğine olan etkisinin pozitif düzeyde olduğunu ortaya koymuştur.

İş doyumu ve öz yeterlik, öğretmenin profesyo-nelliğini sürdürmede önemli değişkenler arasında yer almaktadır(Pillay, Goddard ve Wilss, 2005). Öz-yeterliği yüksek olan öğretmenlerin, güçlü bir iş doyumuna sahip olduğu belirtilmektedir(Caprara, Barbaranelli, Steca ve Malone, 2006), Kişinin işe gelme isteksizliği, işinden doyum alamaması, per-formans düşüklüğü gibi pek çok nedenin çalışma yaşamındaki doyum eksikliğinden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu bağlamda, bireyin yaşam kalitesi ve çalışma yaşamı kalitesinin yükseltilmesi önem arz etmektedir(Keser, 2005). Azar, Vasudeva ve Abdollahi (2006)’da yaptığı araştırmada, öz-yeterlik ile yaşam doyumu arasındaki olumlu bir ilişki bulurken, öz-yeterliği yüksek kişilerin stresli durumlar karşısında daha etkin başa çıkma stratejilerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Diğer yandan öğretmenlerin iş doyumu ve mesleki tü-kenmişlik düzeyleri, yaşam doyumlarını olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilerken (Avşaroğlu, Deniz ve Kahraman, 2005), ekonomik durum, mesleki statü, çevre koşulları ve beklentiler gibi faktörler de onların yaşam doyumlarını etkileyen diğer değişkenler olarak ifade edilmektedir.

Özellikle beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin karşılaştıkları zorlukların, yaşadıkları sıkıntıların ve olumsuz koşulların iş doyumlarını, öz yeterliklerini ve tükenmişlik düzeylerini etkilediği görülmektedir.

Bu nedenle araştırmada, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin sosyo demografik özellikleri ile birlikte bazı değişkenler açısından iş doyum, öz yeterlik ve tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır:

1- Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin öz-yeterlikleri, iş doyumları ve tükenmişlikleri okul türüne göre anlamlı düzeyde farklılaş-makta mıdır?

2- Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin öz-yeterlikleri, iş doyumları ve tükenmişlikleri cinsiyetleri bakımından anlamlı düzeyde bir farklılaşma bulunmakta mıdır?

3- Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin öz-yeterlikleri, iş doyumları ve tükenmişlikleri hizmet içi eğitime göre anlamlı bir fark gös-termekte midir?

4- Yönetim Görevi açısından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerin Öz yeterlilik, Tükenmişlik ve iş doyum durumlarına ilişkin anlamlı bir fark var mıdır?

5- Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerin Öz ye-terlilik, Tükenmişlik ve iş doyumları arasında anlamlı ilişkiler var mıdır?

6- Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin yaş, hizmet içi eğitim, öz yeterlik ve tükenmişlik değişkenlerinin iş doyumu üzerinde etkisi bulunmakta mıdır?

Page 45: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

40

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

GEREÇ VE YÖNTEM

Araştırmanın evrenini, Aydın Milli Eğitim il müdürlüğüne bağlı devlet ve özel okullarda görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenleri oluştururken, örneklem ise evrenden araştırma için tesadüfî (random) olarak alınan 80 beden eğitimi ve spor öğretmeninden gönüllülük esasına dayalı olarak oluşturulmuştur. Araştırmaya katılmak isteyen öğretmenlere anket formları dağıtılmış ve soru formları üzerinde anlaşılmayan nokta olup olmadığı sorularak, istenildiğinde açıklamalara yer verilmiştir. Formların doldurulmasında süre sınırlaması yapılmamıştır. Araştırma öncesin-de Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden resmi izin alınmıştır.

Veri Toplama Araçları

Tarama (survey) metodu içerisinde, evreni ge-nellemeye yönelik yapılan araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi seçilmiş, sosyo-demografik veri toplama formu ile birlikte beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin öğretmen yetkinlik beklenti (öz yeterlik) düzeylerini belir-lemek amacıyla, Moran ve Woolfolk-Hoy(2001) tarafından geliştirilen ve Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Çapa, Çakıroğlu ve Sarı-kaya (2005) tarafından gerçekleştirilen öğretmen ölçeği (Teacher Sense of Effıcacy), tükenmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla, Maslach ve Jackson [1981] tarafından geliştirilen ve Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Girgin (1995) ile Sucuoğlu ve Kuloğlu (1996) tarafından yapılan maslach tükenmişlik ölçeği ve iş doyum düzeylerini belirlemek amacıyla, Weiss, David, England and Lofguist (1967) tarafından geliştirilen ve Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Baycan (1985)

tarafından gerçekleştirilen Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır.

Sosyo-demografik veri toplama formu: Ki-şinin kendisinin doldurduğu bu formda, 7 ayrı [cinsiyet, medeni durum, yaş, çalıştığı kurum, mesleki kıdem, haftalık ders saati yükü, spor tesisi olanakları] değişkene ait soru yer almak-tadır. Seçilmiş olan demografik değişkenlerin bir kısmı, daha önce bazı meslek gruplarına ve öğretmenlere uygulanmış araştırmalarda kullanılan değişkenlerden seçilmiş, bu değişkenlerin Beden eğitimi öğretmenleri üzerindeki etkilerinin de tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bir kısmı da anket hazırlanmadan önce, rastgele seçilen Beden eğiti-mi öğretmenleri ile yapılan yüz yüze görüşmeler sonucu, öğretmenlerin sorun olarak ifade ettikleri ortak konu ve davranışlara yönelik seçilmiştir.

Öğretmen Öz Yeterlik Ölçeği: Tschannen-Moran ve Woolfolk-Hoy (2001) tarafından geliştirilen “Öğ-retmen Öz yeterlik Ölçeği”nin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin 24 maddeden oluşan deneme formu 628 öğretmen adayı üzerinde uygulanmış ve faktör analizi yapılmıştır. Ölçme aracı 9’lu ölçektir. Maddeler; 1-hiçbirşey, 3-çok az, 5-biraz yeterli, 7-oldukça yeterli, 9-çok yeterli olarak değerlendirilmektedir. Öğretmen İnancı Ölçeği’nin her biri 8 maddeden oluşan üç alt boyutu vardır. Bunlar; Öğrenci Katılımını Sağlama (Öğrenci Katılımı) Öğretim Stratejilerinde Yeterlilik (Öğretim Stratejileri) ve Sınıf Yönetiminde Yeterlilik (Sınıf Yönetimi) boyutudur. Ölçeğin Türk öğretmen adayları için iç tutarlılık alfa güvenirlik katsayıları Öğrenci Katılımı için .82, Yönetim Stratejileri için .86 ve Sınıf Yönetimi için .84 olarak bulunmuştur. Tüm ölçeğin güvenirlik katsayısı .93 ‘tür ve hepsi

Page 46: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

41

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

de .01 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Ayrıca doğrulayıcı faktör analizi yapılan Öğretmen Öz yeterlik İnancı Ölçeği’nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğu saptanmıştır. Eldeki araştırmada ise bu değerler sırasıyla; Öğrenci Katılımı için.71, Öğretim Stratejileri için .81, Sınıf Yönetimi için .79 ve Öz yeterlik toplam puan için .89 olarak hesaplanmıştır.

Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ): Maslach ve Jackson [1981] tarafından geliştirilen bir ölçektir. MTÖ toplam 22 maddeden oluşmakta ve tükenmişliği, Duygusal Tükenme (DT), Du-yarsızlaşma (D) ve Kişisel Başarı (KB) olmak üzere üç boyutta değerlendirmektedir. Çalışmada kısaltmalar (MTÖ, DT, D, KB) literatürde genel olarak tercih edilen şekli ile uygun görülüp aynı şekilde kullanılmıştır. Duygusal tükenme boyutunda 9 madde, duyarsızlaşma boyutunda 5 madde ve kişisel başarı boyutunda da 8 madde yer almakta-dır. Duygusal tükenme ve duyarsızlaşma ile ilgili ifadeler olumsuz, kişisel başarı ile ilgili olanlar olumlu ifadelerdir. Ölçeğin özgün biçimindeki 7 basamaklı yanıt seçeneklerinin uygun olmadığı belirlenerek, uyarlama çalışmasında basamak sayısı 5’e indirilmiştir. MTÖ’nin alt ölçeklerinin değerlendirilmesi ayrı ayrı yapılmaktadır. DT - D ve KB alt ölçek puanları, 5 li likert tipi olarak hazırlanan anket sorularında, her bir madde için; ‘hiçbir zaman’ -0-, ‘çok nadir’ -1-, ‘bazen’ -2-, ‘çoğu zaman’ -3-, ‘her zaman’ -4- olacak şekilde değerlendirilmektedir. Ancak KB alt ölçeğinin olumlu sorulardan oluşması ve ters puanlama yapılmadığı için, kişisel başarı olarak ifade edilmekte, alınan puan yükseldikçe tükenmişliğin azaldığı kabul edilmektedir. Ölçeğin öğretmen örnekleminde geçerlik ve güvenirlik çalışması ilk kez Girgin (1995) ile Sucuoğlu ve Kuloğlu (1996) tarafından yapılmıştır. Girgin yaptığı çalışmada MTÖ’nin

güvenirliğini belirlemek amacıyla, test-tekrar test yöntemi ve iç tutarlık katsayısının hesaplanması yöntemlerini kullanmıştır. Yapılan test tekrar test yöntemi ile DT, D ve KB alt ölçekleri için elde edilen güvenirlik katsayıları sırası ile 0.86, 0.68 ve 0.83 bulunmuştur. Yapılan araştırmada ise; ölçek deneklere tek tek uygulanmış, ölçeğin tü-kenmişlik konusuyla ilişkili olduğu belirtilmeyerek bunun yerine, işe ilişkin tutumlarının ölçüldüğü bir araştırma olduğu söylenerek, ankete verilen cevapların güvenirliliği artırılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada Cronbach-Alpha katsayıları duy-gusal tükenme 0.81, duyarsızlaşma 0.67, kişisel başarı 0.79 ve Tükenmişlik toplam puan ise .82 olarak bulunmuştur.

Minnesota İş Doyum Ölçeği: İş doyumu düzeyini ölçmek için Weiss, David, England and Lofguist (1967) tarafından geliştirilen ve Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Baycan (1985) tarafın-dan gerçekleştirilen Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek 20 sorudan oluşmaktadır. Her bir soru içinde kişinin işinden duyduğu hoşnutluk derecesini tanımlayan beş seçenek vardır. Bu seçenekler, Hiç hoşnut değilim, Hoşnut değilim, Kararsızım, Hoşnudum ve Çok hoşnudum şek-lindedir. Bu seçeneklerin değerlendirilmesinde, sırasıyla 1, 2, 3, 4 ve 5 puan verilmiştir. Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 100, en düşük puan 20 olup, orta noktaya düşen 60 ise nötr doyumu ifade etmektedir. Puanların 20’ye yaklaşması doyum düzeyinin düştüğünü, 100’e yaklaşması ise yükseldiğini göstermektedir. Ölçme aracının Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı .90’dır. Yurtdı-şında yapılan araştırmalarda ise, .82 ile .92 arasında değiştiği bulunmuştur (Erdwins et.al. 2001). Bu araştırmada ise Cronbach alfa iç tutarlık katsayısı .92 olarak hesaplanmıştır.

Page 47: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

42

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

Verilerin analizi: İstatistiksel olarak verilerin

analizinde raştırmanın amaçları doğrultusunda

yüzdelik dökümler, aritmetik ortalamalar, Mann-

WhitneyTesti, Non parametrik korelasyon ve

Linear Regresyon analizi yapılmıştır. Anlamlılık

değeri p<0.05 ve p<0.01 olarak alınmıştır.

BULGULAR

Tablo 1: Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenle-

rin Sosyo Demografik Yüzdelik Dağılımları

Sosyo Demografik n %

Okul TürüDevlet (Dev) 72 84,7

Özel (Öz) 13 15,3

CinsiyetKadın (K) 28 32.9Erkek (E) 57 67.1

Sosyo ekonomi

Alt 11 12,9Orta 72 84.7Üst 2 2.4

Medeni durum

Evli 74 87,1Bekar 7 8.2

Boşanmış 4 4.7

Eşi Çalışıyor mu?

Evet 57 67,1Hayır 28 32.9

Hizmet içi eğitim

Evet 75 88,2Hayır 10 11.8

Mesleki yayın izleme

Evet 35 41,2Kısmen 49 57.6Hayır 1 1.2

Yönetim görevi

Evet 10 11,8Hayır 75 88.2

Tablo 1’ de görüldüğü gibi Sosyo Demografik açısından Beden eğitimi ve spor öğretmenlerin %84,7’si devlet okulunda, % 15,3’ünün de özel okulda görev yaptığı; % 32.9’unun bayan, % 67.1’inin ise erkek olduğu; %12.9’unun alt gelir grubuna , %84.7’sinin orta, % 2.4’ünün ise üst gelir grubuna sahip olduğu; %87.1’inin evli, %8.2’sinin bekar, % 4.7’sinin ise boşanmış olduğu; %67.1’inin eşinin çalıştığı, %32.9’unun ise eşinin çalışmadığı; % 88.2’sinin hizmet içi eğitim aldığı, %11.8’inin ise hizmet içi eğitim almadığı; hizmet içi eğitim aldığı 41.2’sinin mesleki yayın izlediği, %57.6 mesleki yayınları kısmen izlediği, % 1.2 ise mesleki yayın hiç takip etmediği; %11.8’inin yönetim görevinin olduğu, % 88.2’sinin ise yönetim görevinin olmadığını belirtmişlerdir.

Tablo 2: Devlet ve Özel Okul Açısından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin Öz Yeterli-lik, Tükenmişlik Ve İş Doyum Durumlarına İlişkin Mann-Whitney Testi

Okul Türü n Ort. SS U Z P

Öğrenci KatılımıDevlet (Dev) 72 54,61 6,634

404,500 -,780 ,435Özel (Öz) 13 56,15 4,930

Öğretim StratejileriDev 72 58,36 7,059

453,500 -,178 ,859Öz 13 58,15 6,804

Sınıf YönetimiDev 72 59,75 6,738

451,000 -,209 ,835Öz 13 59,69 7,295

Öz Yeterlik ToplamDev 72 172,72 17,952

451,000 -,208 ,835Öz 13 174,00 16,872

Duygusal TükenmeDev 72 17,70 5,455

381,000 -1,065 ,287Öz 13 15,84 4,469

Page 48: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

43

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

DuyarsızlaşmaDev 72 13,52 4,344

315,500 -1,872 ,061Öz 13 11,15 2,075

Kişisel Basarı AzalmaDev 72 29,72 4,853

466,000 -,025 ,980Öz 13 29,38 6,062

Tükenmişlik ToplamDev 72 60,95 10,451

382,000 -1,052 ,293Öz 13 56,38 10,145

İs DoyumDev 72 80,36 11,095

253,500 -2,623 ,009**Öz 13 89,15 9,290

**p<001

Devlet ve Özel okullarda görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin öz yeterlik, tükenmişlik ve iş doyum durumlarına ilişkin Mann-Whitney Testi Tablo 2’ de görülmektedir. Devlet ve özel okullarda görev yapma açısından beden eğitimi ve spor öğretmenlerin öz yeterlilik

ve tükenmişlik alt boyutları dahil olmak üzere

anlamlı bir farklılığa rastlanılmazken, sadece iş

doyumları açısından özel okullarda görev yapan

öğretmenlerin lehine anlamlı farklılık bulunmuştur

(U=253,500; p<0.01).

Tablo 3: Cinsiyet Açısından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerin Öz Yeterlilik, Tükenmiş-lik Ve İş Doyum Durumlarına İlişkin Mann-Whitney Testi

Cinsiyet n Ort. SS U Z P

Öğrenci katılımıKadın (K) 28 55,00 6,655

792,500 -,052 ,959Erkek (E) 57 54,77 6,333

Öğretim stratejileriK 28 55,57 6,332

534,000 -2,481 ,013*E 57 59,68 6,936

Sınıf yönetimiK 28 58,64 7,283

698,500 -,935 ,350E 57 60,28 6,518

Öz yeterlik toplamK 28 169,21 17,531

668,500 -1,212 ,225E 57 174,73 17,649

Duygusal tükenmeK 28 18,89 5,769

612,000 -1,743 ,081E 57 16,70 5,003

DuyarsızlaşmaK 28 13,50 5,196

782,500 -,146 ,884E 57 13,00 3,585

Kişisel basarı azalmaK 28 29,46 5,594

787,000 -,103 ,918E 57 29,77 4,758

Tükenmişlik toplamK 28 61,85 13,399

696,000 -,956 ,339E 57 59,47 8,728

İs doyumK 28 81,25 10,326

753,000 -,421 ,673E 57 81,92 11,756

*p<0.05

Page 49: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

44

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

Tablo 3’ de görüldüğü gibi cinsiyet açısından beden eğitimi ve spor öğretmenlerin sadece öz yeterlik alt boyutlarından öğretim stratejileri alt boyutunda erkek öğretmenlerin lehine anlamlı

farklılık bulunurken, tükenmişlik ve iş doyum durumlarına ilişkin puanlarında ise anlamlı bir farklılık bulunmamıştır(p>0.05).

Tablo 4: Hizmet İçi Eğitim açısından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerin Öz yeterlik, Tü-kenmişlik ve İş doyum durumlarına ilişkin Mann-Whitney Testi Sonuçları

Hizmet İçi Eğitim n Ort. SS U Z P

Öğrenci katılımıEvet (E) 75 54,96 6,537

343,00 -,439 ,661Hayır (H) 10 54,00 5,497

Öğretim stratejileriE 75 58,66 6,844

306,50 -,939 ,348H 10 55,80 7,857

Sınıf yönetimiE 75 59,81 6,898

347,50 -,377 ,706H 10 59,20 6,124

Öz yeterlilik toplamE 75 173,44 17,826

326,00 -,669 ,503H 10 169,00 17,081

Duygusal tükenmeE 75 17,32 5,347

337,00 -,519 ,603H 10 18,20 5,452

DuyarsızlaşmaE 75 13,41 4,169

223,50 -2,077 ,038*H 10 11,30 3,772

Kişisel basarı azalmaE 75 29,73 5,256

283,50 -1,254 ,210H 10 29,20 2,740

Tükenmişlik toplamE 75 60,46 10,717

295,50 -1,087 ,277H 10 58,70 8,769

İs doyumE 75 82,60 11,210

206,50 -2,302 ,021*H 10 75,00 9,533

* p<0.05

Hizmet içi eğitim alan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin iş doyum düzeylerinin hizmet içi eğitimi almayanlara göre daha yüksek görülürken, anlamlı bir farklılık bulunmuştur(U=206,500; p<0.05). Bununla birlikte tükenmişlik düzeyin-de sadece duyarsızlaşma alt boyutunda hizmet

içi eğitim alan öğretmenlerin lehine anlamlı farklılığa rastlanılmıştır(U=206,500; P<0.05). Diğer yandan öz yeterlilik ve tükenmişlik alt boyutlarından duygusal tükenme, kişisel basarı azalma ve tükenmişlik toplam puanlarında anlamlı farklılık bulunmamıştır(p>0.05)(Tablo 4).

Page 50: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

45

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

Tablo 5: Yönetim Görevi açısından Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerin Öz yeterlilik, Tü-kenmişlik ve İş doyum durumlarına ilişkin Mann-Whitney Testi Sonuçları

Yönetim görevi n Ort. SS U Z P

Öğrenci KatılımıEvet (E) 10 59,00 6,548

227,50 -2,024 ,043*Hayır (H) 75 54,29 6,218

Öğretim StratejileriE 10 62,60 8,643

247,00 -1,755 ,079H 75 57,76 6,592

Sınıf YönetimiE 10 62,00 9,043

280,50 -1,295 ,195H 75 59,44 6,439

Öz yeterlik ToplamE 10 183,60 23,528

240,00 -1,843 ,065H 75 171,49 16,456

Duygusal TükenmeE 10 17,30 5,056

375,00 ,000 1,000H 75 17,44 5,403

DuyarsızlaşmaE 10 14,90 3,071

213,00 -2,221 ,026*H 75 12,93 4,246

Kişisel Basarı AzalmaE 10 31,70 4,498

285,50 -1,226 ,220H 75 29,40 5,048

Tükenmişlik ToplamE 10 63,90 6,226

230,00 -1,982 ,047*H 75 59,77 10,856

İş DoyumE 10 86,90 9,036

259,50 -1,578 ,115H 75 81,01 11,382

* p<0.05

Tablo 5 incelendiğinde, yönetimde görev alan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin lehine öz yeterlik alt boyutlarından öğrenci katılımı alt boyutunda(u=227,500; p<0.05), tükenmişlik alt bo-yutlarından duyarsızlaşma alt boyutunda(u=213,000; p<0.05) ve tükenmişlik toplam puanda ((u=230,000; p<0.05) anlamlı farklılık bulunurken; öz yeterliğin

öğretim stratejileri, sınıf yönetimi ve öz yeterlik toplam puanlarında; tükenmişliğin duygusal tü-kenme ve kişisel basarı azalma alt boyutlarında ve iş doyum düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır(p>0.05).

Page 51: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

46

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

Tablo 6. Beden Eğitimi Ve Spor Öğretmenlerin Öz Yeterlik, Tükenmişlik Ve İş Doyum Du-rumlarına İlişkin Korelasyon Sonuçları

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11

1.Yaş

2.Mesleki Kıdem ,901**

3.Haftalık DersYükü -,315** -,279**

4.Öğrenci Katılımı ,040 ,087 ,047

5.ÖğretimStratejileri ,100 ,085 -,031 ,588**

6.Sınıf Yönetimi ,059 ,078 -,082 ,606** ,762**

7.Öz yeterlikTop. ,063 ,083 -,017 ,839** ,882** ,894**

8.Duygusal Tük. ,088 ,085 ,018 ,007 -,202 -,232* -,170

9.Duyarsızlaşma ,047 ,050 ,155 -,056 -,036 -,135 -,104 ,496**

10.Kişisel baş. Az. ,109 , 177 -,150 ,402** ,356** ,317** ,404** -,027 ,024

11.TükenmişlikTop. ,116 ,150 ,017 ,161 ,014 -,028 ,037 ,815** ,686** ,406**

12.İş Doyum -,262* -,207 ,106 ,248* ,283** ,374** ,355** -,549** -,239* ,201 -,301***p<0.05, **p<0.01

İş doyum ölçek puanı ile yaş (r=-,262; p<0.05), duygusal tükenme alt boyutu (r=-,549; p<0.001, duyarsızlaşma(r=-,239; p<0.05) ve tükenmişlik toplam puanda (r=-,301; p<0.001) negatif yön-de, öğrenci katılımı(r=,248; p<0.05), öğretim

stratejileri(r=,283; p<0.001), sınıf yönetimi(r=,374;

p<0.001) ve öz yeterlik toplam puan (r=,355;

p<0.001) arasında pozitif yönde anlamlı ilişki

saptanmıştır (Tablo 6).

Tablo 7. İş Doyumunu Etkileyen Değişkenlerin Regresyon Analizi İle İncelenmesi

Model Değişkenler β t R R2 F p

1 Tükenmişlik Toplam 102,387 14,995 ,320 ,102 9,448 ,000

2 Tükenmişlik Toplam, Öz Yeterlik Toplam 68,716 5,512 ,447 ,200 10,236 ,000

3 Tükenmişlik Toplam, Öz Yeterlik Toplam, Yaş 80,139 6,235 ,510 ,260 9,495 ,000

4Tükenmişlik Toplam, Öz Yeterlik Toplam, Yaş Hizmet İçi Eğitim 90,870 6,779 ,552 ,305 8,766 ,000

Tükenmişlik, öz yeterlilik, yaş ve hizmet içi eğitimin iş doyumu üzerinde anlamlı herhangi bir etkisinin olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile incelenmiştir. Analizde, tükenmişlik, öz yeterlilik, yaş ve hizmet içi eğitim bağımsız

değişken, iş doyumu bağımlı değişken olarak ele alınmıştır. Model 1’de tek başına tükenmişlik, toplam varyansın %10’unu, model 2’de tüken-mişlik, ile birlikte mesleki öz yeterlik varyansın %20’sini, model 3’te tükenmişlik, mesleki öz

Page 52: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

47

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

yeterlik ve yaş varyansın %26’sını, hizmet içi eğitim ile birlikte tüm değişkenler varyansın %30’unu açıklamaktadır. Tükenmişlik, mesleki öz yeterlik, yaş ve hizmet içi eğitimin modele katkısı anlamlıdır (p = 0.00).

Ayrıca Beden eğitimi ve spor öğretmenlerin sos-yo demografik açıdan incelendiğinde, ekonomi, medeni durum, eşinin çalışıp çalışmama durumu ve mesleki yayın takip edip etmeme durumlarına göre öz yeterlilik, tükenmişlik ve iş doyum du-rumlarına ilişkin yapılan istatistiki sonuçlarında hiçbir anlamlı farklılık tespit edilmemiştir(p>0.05).

TARTIŞMA ve SONUÇ

Aydın İlinde görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin öğretmen öz yeterlik, tükenmişlik ve iş doyum düzeylerini belirleyerek, çeşitli de-ğişkenler açısından iş doyum üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu araş-tırmada, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin sosyo ekonomi, medeni durum, eşinin çalışıp çalışmama durumu ve mesleki yayın takip edip etmeme durumlarına göre öz yeterlik, tükenmişlik ve iş doyum değişkenlerine göre anlamlı bir fark-lılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte yönetimde görev alan ve idarecilik yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin lehine, öz yeterlik alt boyutlarından öğrenci katılımı alt boyutunda(p<0.05), tükenmişlik alt boyutlarından duyarsızlaşma alt boyutunda(p<0.05) ve tüken-mişlik toplam puanda (p<0.05) anlamlı farklılık bulunurken; öz yeterliğin öğretim stratejileri, sınıf yönetimi ve öz yeterlik toplam puanlarında; tükenmişliğin duygusal tükenme ve kişisel basarı azalma alt boyutlarında ve iş doyum düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır(p>0.05).

Araştırmadan elde edilen diğer bulgular incelen-diğinde, beden eğitimi ve spor öğretmenlerin öz yeterlik, tükenmişlik ve iş doyum düzeylerinin okul türü değişkenine göre anlamlı farklılık bu-lunmazken, sadece iş doyum değişkeni açısından özel okullarda görev yapan öğretmenlerin lehine anlamlı farklılık tespit edilmiştir(p<0.01). Mes-leki öz yeterlik açısından çalışmanın bulgularına paralel olarak Telef (2011)’ in yaptığı çalışmada okul türüne göre beden eğitimi ve spor öğret-menlerinin öz yeterlik puanları arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Tam tersine Saracaloğlu, Özşaker ve Varol (2012)’ un yaptıkları çalışmada özel okul ve devlet okullarında çalışan öğretmen-lerin öz yeterlikleri arasında anlamlı farklılığın olduğu(p<0.05), özel okullarda çalışan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin daha yüksek düzeyde öz yeterliğe sahip olduğu belirlemişlerdir. Tükenmişlik açısından literatürdeki benzer çalış-maların (Vurgun and et al., 2006; Özşaker, 2012) araştırma bulguları ile paralellik göstermektedir. İş doyum değişkenine göre ise bu araştırmanın bulguları ile literatür birbirini destekler niteliktedir( Akıner 2005; Özşaker ve ark., 2011).

Devlet okullarında öğretmenlik yapanların özel okulda çalışanlara göre fiziksel yetersizlik, spor malzeme problemlerini yaşama, spor tesislerinin olmaması gibi faktörlerden dolayı işlerinde daha çok yorulup, yıprandıklarını ve tükenmişlik düzeylerinin arttığını; bununla birlikte, özel okullardaki saha, malzeme ve sınıf mevcudunun devlet okullarına göre daha iyi koşullarda olmasının bu sonuçların elde edilmesinde etkili olduğu düşüncesini ortaya çıkarabilir. Ayrıca, özel okulda çalışan öğretmenler devlet okullarında çalışan öğretmenlere göre uygun öğretim stratejileri kullanmak için gerekli olan materyal çeşitliliğine sahip bulunmaları beden

Page 53: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

48

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

eğitimi öğretmenlerinin kendilerini daha yeterli hissetmelerine ve öğrenciye daha kaliteli eğitim verdiği söylenebilir. Diğer yandan özel okullarda görev yapan öğretmenlerin iş doyum düzeylerinin yüksek çıkması işlerini yapabilecekleri ortamı rahat buluyor olmalarından kaynaklanabilir. Buna ilişkin olarak özel okullarda spor salonlarının bulunması, materyal zenginliği, okul sporları-nın bir rekabet ve tanıtım unsuru olarak teşvik edilmesi bu kurumlarda çalışan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin iş doyum düzeylerinin yüksekliğinin muhtemel nedenleri arasında yer aldığı söylenebilinir.

Cinsiyet açısından araştırma bulgularına bakıl-dığında, beden eğitimi ve spor öğretmenlerin tükenmişlik ve iş doyum değişkenlerinde anlamlı farklılık bulunmazken(p>0.05), öz yeterlik alt boyutlarından sadece öğretim stratejileri alt bo-yutunda erkek öğretmenlerin lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur(p<0.05). Özşaker (2012) ve Şahin (2008)’in yaptıkları araştırmada benzer sonuçlar elde edilmiş, cinsiyet açısından tüken-mişlik değişkeninde gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bununla birlikte cinsiyet konusundaki bazı araştırmalar tutarlı sonuçlar ortaya koymamıştır(Torun, 1996). Bazı çalış-malar kadınlarda, kimileri erkeklerde iş stresi ve tükenmenin daha yoğun yaşandığını bildirirken, kimilerinde ise cinsiyetler arası ayrılık bulun-mamıştır (Aslan, 1996; Soyer and et al., 2009). Bu sonuçlar doğrultusunda bayan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin daha fazla tükenmişlik yaşadığı belirlenmiştir. Benzer sonuçlar beden eğitimi ve spor öğretmenleri ile yapılan araştır-malarda da görülmektedir(Özkan 2007). Bayan öğretmenlerin daha fazla duygusal tükenme yaşamalarının, kadın ve erkeklerin iş yaşantısı

deneyimlerinin farklı olmasından, okul, veli, öğrenci ilişkilerinde farklı tutumlarla karşılaş-malarından ve kadınların duygusal olarak daha hassas olmalarından kaynaklandığı söylenebilir.

İş doyumu değişkeni açısından ise bu araştırmayla pek çok benzerlik gösteren bir çok çalışmalar bulunmaktadır(Özşaker ve ark., 2011; Shultz and Shultz 1990). Diğer yandan Eldred (2010) cinsiyetin iş doyum düzeyini etkilemediğini ifade etmişlerdir. Bu sonuçlar doğrultusunda bayan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin toplumsal rol açısından annelik görevlerinin ve buna bağlı olarak yarım gün çalışma ve uzun tatillerin(Özdemir and Yalın 2000) mesleğe yönelik iş doyumlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Aynı şekilde öz yeterlik değişkeni açısından bu araştırmaya benzer çalışmaların yanı sıra(Başer, Günhan ve Yavuz, 2005), tam tersine farklı araştırma sonuçları da (Yılmaz ve ark., 2010; Özşaker ve ark., 2011; Cheung, 2008) ortaya çıkmıştır.

Hizmet içi eğitim alma değişkenine göre beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin iş doyumları açı-sından anlamlı bir farklılığa rastlanırken(p<0.05), hizmet içi eğitimi alan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin iş doyum düzeylerinin hizmet içi eğitim almayanlara göre daha yüksek skor-lara sahip olduğu belirlenmiştir. Özşaker ve ark. (2011)’in araştırmasında, hizmet içi eğitim alan beden eğitimi ve spor öğretmenleri ile hizmet içi eğitim almayan öğretmenler arasında anlamlı farklılık tespit edilirken, hizmet içi eğitim alan öğretmenlerin iş doyum düzeylerinin almayanlara göre daha yüksek olduğunu ifade etmişlerdir. Yapılan literatür taramasında hizmet içi eğitim alma durumuyla öz yeterlik algısını araştıran çalışma sayısının sınırlı sayıda olduğu belirlen-

Page 54: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

49

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

miştir. Saracaloğlu, Aslantürk ve Çengel (2006) tarafından yapılan araştırmada da öğretmenlerin öz yeterlik düzeylerinin hizmet içi eğitim alma durumuna göre farklılaştığı saptanmıştır. Ortaç-tepe (2006) yaptığı araştırmada, öğretmenlerin aldıkları hizmet içi eğitim ile öz yeterlik algıları arasında bir ilişki olmadığını belirtmiştir. Bu durum, hizmet içi eğitim programlarının niteliği ile ilgisi olduğu düşünülebilir.

Öte yandan bu araştırmada öz yeterlilik ve tükenmişlik puanlarında anlamlı farklılık bulunmamıştır(p>0.05). Tam tersi sonuç olarak Özşaker (2012)’in çalış-masında hizmet içi eğitim almayan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin duygusal tükenmişlik düzeyi yüksek, kişisel başarı alt boyutunda hiz-met içi eğitim alan öğretmenler ile almayanlar arasında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0.05), Bu bağlamda hizmet içi eğitimin beden eğitimi ve spor öğretmenleri için öz yeterliklerini ve iş doyumlarını yükselten, tükenmişlik düzeylerini düşüren önemli bir faktör olarak görülmektedir. Ayrıca öğretmenlerin mesleklerini geliştirme ve kendilerini yenileme fırsatı vererek performans-ları üzerinde ne derece önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmaya katılan beden eğitimi ve spor öğretmen-lerinin iş doyum puanları ile yaş (p<0.05), duygusal tükenme alt boyutu(p<0.001), duyarsızlaşma(p<0.05) ve tükenmişlik toplam puanda (p<0.001) negatif yönde ilişki görülürken, öğrenci katılımı(p<0.05), öğretim stratejileri(p<0.001), sınıf yönetimi(p<0.001) ve öz yeterlik toplam puan (p<0.001) arasında ise pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

İş doyum- yaş değişkenine göre literatürdeki çalış-malara bakıldığında, Shead (2010) ve Oshagbemi (2000) yaş ile iş doyumu arasında anlamlı ilişki

bulurken, yaş ilerledikçe işlerinde daha doyumlu oldukları sonucuna ulaşmışlardır. Bazı yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda ise öğretmenlerin yaş değişkeni ile iş doyumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır(Özşaker ve ark., 2011; Castillo 1999, Kale, 2007). Yaş ilerledikçe bilgi birikimi ve deneyimin artması “kişisel başarıyı” olumlu yönde etkilerken, zamanla meslekte yıp-ranma, ağır çalışma koşulları sonucu bıkkınlığın da yaşam doyumunu azatlığı söylenebilir.

Gençay (2007) Beden eğitimi ve spor öğretme-lerinin iş doyumu ve mesleki tükenmişliklerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi üzerine yaptığı araştırmada ise, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin tükenmişlikleri ile iş doyumları arsında anlamlı ilişki bulunurken, tükenmişlik düzeylerinin artması ile iş doyumlarının azaldığını ortaya koymuştur. Bizim araştırma bulguları ile Gençay’ın araştırması paralellik göstermektedir. Diğer yandan Soyer ve ark., (2009) araştırmasında, tükenmişlik puanları ile iş doyum düzeylerinden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılığa rastlamamıştır.

Öz yeterlik algıları ile tükenmişlik düzeylerinin incelendiği bu araştırmadan elde edilen sonuca bakıldığında, beklenildiği gibi beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin öz-yeterlik algısı arttıkça tükenmişlik düzeyi azaldığı görülmektedir. Ka-rahan ve Balat (2011) çalışmasında eğitimcilerin öz-yeterlik algıları ile tükenmişliğin alt ölçekleri olan duygusal tükenme ve duyarsızlaşma arasında negatif, kişisel başarı ile pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu bulmuştur. Benzer olarak Brou-wers, Tomic ve Evers, (2002), Betoret (2006), Skaalvik ve Skaalvik (2007), yaptığı araştırma sonuçlarında da öğretmen öz yeterlilik ile tüken-

Page 55: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

50

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

mişlik arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiş, gerek ülkemizde gerekse yurt dışında yapılan araştırma sonuçları ile tutarlık göstermektedir. Literatür ışığındaki bütün bulgular bu araştırma ile destekler nitelik taşımaktadır.

Bazı araştırmacıların yaptıkları çalışmaların so-nucunda, öğretmen öz-yeterliğinin tükenmişliğe karşı önemli koruyucu bir unsur olabileceğini belirtmişlerdir(Schwarzer ve Hallum, 2008; Jennett, Haris ve Mesibov, 2003). Bu bulgular ışığında öz-yeterlik algıları öğretmenlerde yükseldikçe tükenmişlik düzeylerinin de o derece azalacağı ifade edilmektedir. Kısacası genel olarak kendini yeterli hisseden ve mesleki anlamda kendi özsaygısı yüksek olan öğretmenlerin daha az duyarsızlaşma ve duygusal tükenme yaşamaları ve daha fazla kişisel başarı elde etmeleri muhtemel bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır.

Öz-yeterlik ile iş doyumu arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya yönelik yapılan analiz sonuçlarında, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin genel öz-yeterlikleri ve öz-yeterliğin alt boyutu olan öğrenci katılımını sağlama yeterliği, öğretim stratejilerini kullanma yeterliği ve sınıf yönetimi yeterliği ile iş doyumu arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu bulguların literatürdeki araştırma sonuçları ile örtüştüğü görülmektedir (Caprara, Barbaranelli, Borgogni ve Steca, 2003; Caprara, Barbaranelli, Steca ve Malone, 2006). Beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin öğrenci katılımını sağlama ye-terliği, öğretim stratejilerini kullanma yeterliği, sınıf yönetimi yeterliği ve genel öz-yeterlikleri artıkça iş doyumlarının da arttığı tespit edilmiştir.

Tükenmişlik, öz yeterlik, yaş ve hizmet içi eği-timin iş doyumu üzerinde anlamlı herhangi bir etkisinin olup olmadığını ortaya koymaya yönelik

yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda, tek başına tükenmişlik toplam varyansın %10’unu, tükenmişlik ile birlikte mesleki öz yeterlik var-yansın %20’sini, tükenmişlik, öz yeterlilik ve yaş varyansın %26’sını oluştururken, hizmet içi eğitim ile birlikte tüm değişkenler varyansın %30’unu sağlamaktadır. Tükenmişlik, yaş, hizmet içi eğitim ve öz-yeterlik algısı öğretmenin iş doyumunu etkileyen değişkenler olarak değerlendirilmek-tedir. Beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin iş doyumları üzerinde tükenmişlik, mesleki öz yeterlik, yaş ve hizmet içi eğitimin anlamlı etkisi ön plana çıkmaktadır.

İş doyumunun, öz-yeterliğin ve tükenmişliğin beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin davranış-larını, başarılarını ve eğitim öğretim sürecindeki performanslarını olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilediği bilinen bir gerçektir. Bütün bunlar göz önüne alındığında, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin tükenmişlik düzeylerini azaltma, mesleki öz yeterliklerini yükseltme ve iş doyum düzeylerini artırma yolunda yapılacak her türlü girişimlerin onların performanslarında çok önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

KAYNAKÇA

AKINER, B., (2005). “Özel ve devlet okulların-da çalışan beden eğitimi öğretmenlerinin iş doyumunun analizi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi, SBE, Manisa.

ASLAN, H., (1996). “Tıpta Uzmanlık Ögrencisi Hekimlerde Tükenme Düzeyleri”, Türk Psikiyatri Dergisi, Cilt: 7, s.1.

AVŞAROĞLU, S., DENİZ, M. E. VE KAHRA-MAN, A., (2005). “Teknik öğretmenlerde

Page 56: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

51

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

yaşam doyumu, iş doyumu ve mesleki tü-kenmişlik düzeylerinin incelenmesi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı:14, s.115–129.

AZAR, I. A. S., VASUDEVA, P. & ABDOLLAHİ, A. (2006). “Relationship between quality of life, hardiness, self-efficacy and self-esteem amongst employed and unemployed marri-ed women in zabol”, Iran J Psychiatry 1, pp.104–111.

BALTAŞ, A., BALTAŞ, Z. (2002). “Stress and Coping Ways” 21st Edition, Istanbul: Remzi Publishing.

BANDURA, A. (1982). “Self-efficacy mechanism in human agency”, American Psychologist 37 (2), pp.122-147.

BARUTCUGİL, I. (2004). “Stratejik insan kaynakları yönetimi”, Kariyer Yayıncılık, Istanbul.

BAŞER, N., GÜNHAN, B.C., & YAVUZ, G. (2005). “İlköğretim Öğretmen Adayları-nın ve Öğretmenlerin Öğretmen Yeterlilik Algılarının Karşılaştırılması Üzerine Bir Araştırma”, XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Denizli.

BAYCAN, A. (1985). “An analysis of the several aspects of job satisfaction between different occupational groups”, Boğaziçi Üniversitesi SBE, Doktora Tezi, İstanbul.

BETORET, F.D. (2006). “Stressors, self-efficacy, coping resources, and burnout among secon-dary school teachers in spain”, Educational Psychology 26 (4), pp.519-539

BROUWERS, A., TOMİC, W., & EVERS, W.J.G., (2002). “Burnout and self efficacy: A study on teachers’beliefs when implemen-ting an innovative educational system in the netherlands”, Brıtısh Journal of Educational Psychology 72, pp.227-243

CAPA, Y., CAKIROĞLU, J., & SARIKAYA, H., (2005). “Öğretmenlik oz-yeterlik ölceği Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirlik çalışması”, Eğitim ve Bilim 30 (137), pp.74–81.

CAPRARA, G.V., BARBARANELLİ, C., BOR-GOGNİ, L. & STECA, P., (2003). “Efficacy beliefs as determinants of teachers’ job satis-faction”, Journal of Educational Psychology 95, pp.821–832.

CAPRARA, G.V., BARBARANELLİ, C., STE-CA, P., & MALONE, P.S. (2006). “Teachers’ self-efficacy beliefs as determinants of job satisfaction and students’ academic achieve-ment: A study at the school level”, Journal of School Psychology 44, pp.473–490.

CASTİLLO, J.X., (1999). “Job satisfaction of ohıo agricultural education teachers”, Journal of Agricultural Education 4: 2.

CHEUNG, Y.H., (2008). “Teacher efficacy: a comparative study of Hong Kong and Shang-hai primary in-service teachers”, Australian Educational Researcher 35(4), pp. 103-123.

ÇAM, O., GÜMÜS, A., AKGÜN, E., BİLGE, A., & KESKİN, G. (2005), “Bir ruh sağlığı ve hastanesinde çalışan hekim ve hemşirelerin klinik ortamların değerlendirilmeleri ile iş doyumları arasındaki ilişkinin incelenmesi”, Anadolu Psikiyatri Dergisi 3:2.

Page 57: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

52

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

DALE, J., WEİNBERG, R., (1990), “Burnout in Sport: a Review and Critique”, Journal of Applied Sport Psychology, 2, pp.67-83.

ELDRED, J.A., (2010). “A study to determine the relationship between the perceived leadership styles of school principals and teacher job satisfaction at selected elementary schools”, Unpublished Doctoral Dissertation, Capella University.

ERDWİNS, C.J., BUFFARDİ, L.C., CASPER, W.J., & O’BRİEN, A.S., (2001). “The re-lationship of women’s role strain to social support, role satisfaction, and self-efficacy”, Family Relations 50 (3), pp.230-238.

FRİDAY, S.S., & FRİDAY, E., (2003). “Raci-oethnic perceptions of job characteristics and job satisfaction”, J Manage Develop 22, pp.426-442.

GENÇAY, Ö.A., (2007). “Beden Eğitimi Öğret-menlerinin İş Doyumu Ve Tükenmişliklerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Kastamonu Eğitim Dergisi 15 (2), pp. 765-780.

GİRGİN, G., (1995). “İlkokul Öğretmenlerinde Mesleki Tükenmişliğin Gelişimini Etkileyen Değişkenlerin Analizi ve Bir Model Önerisi”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, pp. 76 – 82.

GORİS, J. S., (2006). “Effects of satisfaction with communication on the relationship between individual-job congruence and job performance/satisfaction”, J Manage Develop 26, pp.737-752.

HODGE, G., JUPP, J., & TAYLOR, J., (1994). “Work stres,distress and burnout in music

and mathematics teachers”, British Journal of Educational Psychology 64, pp.65-76.

JENNETT, H. K., HARRİS, S.L., & MESİBOV, G.B., (2003). “Commitment to philosophy, teacher efficacy, and burnout among teachers of children with autism”, Journal of Autism and Developmental Disorders Vol. 33, No. 6, pp.583–593.

KALE, F., (2007). “Beden Eğitimi Öğretmenleri-nin İş Doyumu Ve Tükenmişlik Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi, Niğde.

KARAHAN, Ş., BALAT, G.U., (2011). “Özel Eğitim Okullarında Çalışan Eğitimcilerin Öz-Yeterlik Algılarının ve Tükenmişlik Düzeylerinin İncelenmesi”, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 29/1, s. 1-14.

KESER, A., (2005). “İş doyumu ve yaşam doyumu ilişkisi: otomotiv sektöründe bir uygulama”, Çalışma ve Toplum 4, s.77–96.

KESGİN, E., (2006). “Investigation of the relation between self sufficiency levels and levels of using problem solving attitudes of preschool teachers (Denizli province example)”, Unpub-lished Master Thesis, Pamukkale University, Social Sciences Institute, Denizli.

KNAUS, W.J., (1998). “Do it now! Break the procrastination habit”, New York: John Wiley & Sons, Inc.

KURBANOĞLU, S. S., (2004). “Öz yeterlik inancı ve bilgi profesyonelleri için önemi”, Bilgi Dünyası s.137-152.

Page 58: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

53

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

LEVİNSON, H., (1996). “Burnout, Harvard Business Review”, pp.153-161.

MASLACH, C., & JACKSON, S.E., (1981). “The Measurement of Experienced Burno-ut”, Journal of Occupational Behavior 2, pp.99-113.

ORTAÇTEPE, D., (2006). “The relationship between teacher efficacy and professional development within the scope of an in service teacher education program”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

OSHAGBEMİ, T., (2000). “Is Length of Service Related to the Level of Job Satisfaction?”, International Journal of Social Economics 27 (3), pp.213–226.

ÖZDEMİR, S., & YALIN, H., (2000). “Öğret-menlik mesleğine giriş”, Nobel Yayınları, Ankara.

ÖZGEN, H., ÖZTÜRK, A., YALÇIN, A., (2002). “İnsan kaynakları yönetimi”, Nobel Yayınevi, Ankara.

ÖZKAN ŞY., (2007). “Niğde İlinde Görevli Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Mesleki Tükenmişlik Düzeylerinin Araştırılması”, Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi, Niğde.

ÖZŞAKER, M., İLHAN, L., & KIRIMOĞLU, H., (2011). “Evaluatıon Of Job Satısfactıon Levels Of Physıcal Educatıon And Sports Teachers In Terms Of Some Varıables”, 4th Annual Internatıonal Conference: Physıcal Educatıon, Sport And Health, Pıtestı,, Ro-manıa, pp. 323-328.

ÖZŞAKER, M., (2012). “Investigation of Bur-nout Levels of Turkish Physical Education and Sports Teachers in Terms of Various Variables”, Selçuk University Journal of Physical Education and Sport Science 14(1), pp. 64–70.

PAJARES F., (2002). “Overview Of Social Cognitive Theory and of Self efficacy”, s.14.

PİLLAY, H., GODDARD, R., & WİLSS, L., (2005). “Well-being, burnout and competence: Implications for teachers”, Australian Journal of Teacher Education Vol. 30, No.2, pp.22–33.

PİLLAY, H., GODDARD, R., & WİLSS, L., (2005). “Well-Being, Burnout and Compe-tence : Implications for Teachers.,”Australian Journal of Teacher Education Vol. 30: Iss. 2.

SARACALOĞLU, A.S., ÖZŞAKER, M., VAROL, R., (2012). “Investıgatıon Of Professıonal Self Suffıcıency Levels Of Physıcal Educatıon And Sports Teachers” International Online Journal Of Primary Education Volume 1, İssue 1, pp.14-20.

SARACALOĞLU, A.S., (2000). “Fen ve ede-biyat fakülteleri öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşleri”, İzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını: 100.

SARACALOĞLU, A.S., ASLANTÜRK, E., & ÇENGEL, M., (2006). “Investigation of Pro-fessional and Individual Sufficiency of Primary School Teachers in Aydın Province in terms of some variables”, National Primary School Teachers Symposium Booklet pp.104-118.

SCHULT, D.P., & SCHULTZ, S.E., (1990). “Psychology and industry today: An int-

Page 59: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

54

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:85 K:26

roduction to industrial and organizational psychology”, New York, Macmillion.

SCHWARZER, R., & HALLUM, S., (2008). “Perceived teacher self-efficacy as a predictor of job stress and burnout: mediation analy-ses”, Applıed Psychology: An International Review 57, pp.152–171.

SHEAD, L.M., (2010). “An investigation of the relationship between teachers rating of their principals leadership style and teachers job satisfaction ın public education”, Unpublished Doctoral Dissertation, Our Lady Of The Lake University, San Antonio, Texas.

SKAALVİK, S., SKAALVİK, E.M., (2007). “Dimensions of Teacher Self-Efficacy and Relations With Strain Factors, Perceived Collective Teacher Efficacy, and Teacher Burnout”, Journal of Educational Psychology (0022-0663), 99(3), pp. 611-625

SOYER, F., CAN,

Y., & KALE, F., (2009). “Be-

den Eğitimi Öğretmenlerinin İş Tatmini Ve Mesleki Tükenmişlik Düzeylerinin Çeşitli Faktörler Açısından İncelenmesi”, Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi Cilt 3, Sayı 3.

SUCUOĞLU, B., & KULOĞLU, N., (1996). “Özürlü çocuklarla çalışan öğretmenlerde tükenmişliğin değerlendirilmesi”, Türk Psi-koloji Dergisi 10 (36), pp. 44- 60.

ŞAHİN Ş., (2008). “Beden Eğitimi Öğretmen-lerinin Tükenmişlik ve Yaşam Doyumu Düzeyleri”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi, Sağlık Bilimleri

Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı. Tez No: 122.

TELEF, B.B., (2011). “The Study Of Teachers’ Self-Efficacy, Job Satisfaction, Life Satisfac-tion And Burnout”, Elementary Education Online 10(1), pp.91-108.

TORUN, A., (1996). “Stres ve tükenmişlik in Tevrüz S (ed): Endüstri ve Örgüt Psikolojisi”, Türk Psikologlar Derneği Yayını s. 43 -53.

TSCHANNEN-MORAN, M. & WOOLFOLK-HOY, A. W., (2001). “Teacher efficacy: Capturing an elusive construct”, Teaching and Teacher Education 17 (7), pp.783-805.

VURAL, B., (2004). “Yetkin-ideal-vizyoner öğretmen”, Hayat Yayınları, İstanbul.

VURGUN, N., DORAK, F., ÇETİNKALP, Z., (2006). “Devlet ve Özel Okullarda görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin yaşam doyumları ve tükenmişliklerinin belirlenmesi”, Performans, 12(4):s.29-35.

WEİSS, D.J., DAVİS, R.V., ENGLAND, G.U., LOFTGUİST, L.H., (1967). “Manuel for the minnesota satisfaction questionnaire minne-sota studies in locational rehabilition”, XXII, Minnepolis Ünv. of Minnesota, Industrial Relations Center, Word Addestment Project.

YILMAZ, G., YILMAZ, B., TÜRK, N., (2010). “Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenlerinin Mesleklerine İlişkin Öz Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi (Nevşehir İli Örneği)”, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilim Dergisi 12 (2), s.85–90.

Page 60: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

55

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

SPOR YÖNETİMİNDE ALAN UYGULAMASI: ALGILAR, BEKLENTİLER VE SORUNLAR

Dilşad ÇOKNAZ1, Devrim BULUT2

1Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Bölümü2Spor Yönetimi A.B.D

Özet: Bu araştırmanın amacı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına başlamadan önce, uygulamaya yönelik algı ve beklentilerinin tespit edilmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi ve verilerin toplanmasında da yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırma 2011-2012 öğretim yılında alan uygulaması dersini alan 60 öğrenci arasından 15 gönüllü öğrenci ile yüz yüzegörüşülerek yapılmıştır. Öğrencilerin 7’si uygulama yeri olarak farklı spor kulüplerini, 2’si özel sektörü, 2’si fede- rasyonları ve 4’ü de Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nü belirlemiştir. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. İçerik analizinin dört aşaması gerçekleştirilerek veriler kodlanmış, temalar bulunmuş, bulunantema ve kodların kendi aralarında düzenlenmesinin ardından bulgular yorumlanarak analiz tamamlanmıştır. Araş-tırmanın geçerliği ve güvenirliği için birbirinden bağımsız iki araştırmacının bulguları karşılaştırılmış ve teyit edil- miştir. Araştırmada yer alan katılımcıların isim ve birimleri tanımlanmamıştır. Bulgular, seçim kriterleri, algılanan kazanımlar, algılanan sorunlar ve kurumdan beklentiler olmak üzere dört başlık altında ifade edilmiştir. Araştırma sonuçları genel olarak AİBÜ spor yönetimi bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına yönelik beklentilerinin vealgıladıkları sorunların dünyadaki akranlarıyla benzer olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Alan Uygulaması, Spor Yönetimi, Beklentiler, Algılanan Kazanımlar, Algılanan Sorunlar

FIELDEXPERIENCE IN SPORTMANAGEMENT: EXPECTATIONS, PERCIEVE DOUT COME SAND PERCIEVED PROBLEMS

Özet: The purpose of this study was to determine the perceptions and the expectations of AİBÜ sport management department students through field experience before starting the application. A qualitative research method was used in this study. Semi-structured interview technique was chosen in order to obtain data and 15 students were interviewed face to face. The subjects were selected among 60 students who will take the field experience course in 2011-2012 academic year. Seven of the students chose their field experience in sport clubs, two in private sport organizations, two in sport federations and another four in Provincial Directorates of Youth and Sports. The data were analyzed with content analysis method. All four phases of the content analysis were undertaken: data wascoded, the themes were found and the themes and the codes were organized among themselves prior to the interp-

retation of the data. In order to provide reliability and validity two researchers worked independently from eachother and their findings were compared and confirmed. Students who provided data were described without disc- losing their names or departments. Findings were gathered under four main themes: a selection criteria, perceived outcomes, perceived problems and expectations from the institution. Generally the conclusion of the research hasshown that the expectations and perceived outcomes and perceived problems in field experience of sport manage-ment department students of the AIBU have similarities with their peers around the world.

Keywords: Fieldexperience, Sportmanagement, Expectations, Percieved Out Comes, Percieved Problems

Page 61: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

56

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

1.GİRİŞ

Ülkemizde kamu ve özel sektör, yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlar vb. alanlarda spor hizmet ve faaliyetlerinin sevk ve idaresinde çeşitli şekillerde görev alacak spor yöneticilerinin yetiştirilmesinde spor yönetimi eğitimi, genellikle Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları bünyesindeki spor yöne-timi bölümlerinde verilmektedir. Dünya’da spor yönetimi eğitim programlarını çağdaş gelişmeler ve iş yaşamına yönelik gerekli bilgi ve beceriler çerçevesinde akredite eden NASPE-NASSM’ in eğitim programlarını spor yönetimi, spor pazarla-ması, spor hukuku, spor ekonomisi, halkla ilişkiler, etik, finans ve muhasebe ile alan uygulaması ya da staj olarak ifade edilebilecek temel alanlar ile şekillendirdiği görülmektedir (Appenzeller ve Appenzeller, 2008). Ülkemizdeki spor yönetici-liği programları da birbirlerinden bazı noktalarda ayrılan yönleri olmasına rağmen, benzer şekilde hem genel hem de spora özel yönetim ve orga-nizasyon, işletme, hukuk, pazarlama, ekonomi, iletişim vb. gibi alanlar ile biçimlendirilmişlerdir. Spor yöneticisi olarak çalışmak üzere yetiştirilen bu öğrencilerin istihdam alanları da kamudan özel sektördeki çeşitli iş pozisyonlarına uzanan geniş bir yelpazeye yayılmaktadır.

Son yıllarda spor yönetimi programlarının art-masıyla birlikte nitelikli spor yöneticisi yetiştir-me faaliyetleri hız kazanmış ve üniversitelerin müfredatlarında öğrencilerin kişisel gelişimlerine katkı sağlama ve profesyonel iş yaşamını tecrübe edinmelerinde alan uygulaması veya staj önemli hale gelerek (Chouinard, 1993; Barner,2009), spor yönetimi programlarının temel bir bileşeni olarak kabul edilmiştir (Southall, 2003). Bu uygulamalar spor yönetimi alanındaki öğrencilere öğrenimleri

boyunca edindikleri teorik bilgileri uygulamaya dönüştürme fırsatı sunmaktadır (DeSensi, Kelley, Blanton veBeitel, 1990; Chouinard, 1993; SMP Rewiev, 2000; akt: Southall, 2003; NASPE/NASSM, 1993/2000; akt: Jowdy, McDonald ve Spence, 2004; Leberman ve Martin 1994 ve 1999, akt: Martin ve Leberman, 2005,Barner, 2009). Bu anlamda, spor yönetimi öğrencilerinin edindikleri bilgileri alan uygulaması ile birlikte tecrübeye dönüştürmeleri spor endüstrisi için gerekli nite-likli eleman yetiştirilmesine katkı sağlamaktadır (Appenzeller H, Appenzeller T, 2008).

Performans temeline dayalı olarak sunulan alan uygulaması öğrencilerin çeşitli nitelikleri elde etmesinde faydalı olabilmekte (Sutton, 1989), üniversite çevresinden iş çevresine geçişte önem-li rol oynamaktadır(Ross, 2006: akt. Begss, Ross,Goodwin,2008).

Alan uygulaması veya staj ile elde edilen ka-zanımlar, kariyer seçeneklerinin keşfedilmesi, yönetim becerilerinin geliştirilmesi ve spor or-ganizasyonlarında yapılan işlemlerin anlaşılması temelinde şekillenmektedir (NASPE / NASSM, 1993 /2000; aktaran Jowdy vd.,2004). Skinner ve Gilbert’e göre (2007), spor yönetimi eğitim programlarındaki alan uygulamaları sayesinde, öğrenciler çağdaş spor yönetimi felsefesini an-lama ve bunu uygulama fırsatı bulma, güncel gelişmelerden haberdar olma, teorikte edindikleri bilgileri uygulamada içselleştirerek tecrübe edin-me, alanı daha yakından tanıyarak gelecekteki iş fırsatlarını bu sayede değerlendirebilme ve kariyer gelişiminde kendilerine yön verebilme fırsatı kazanabilmektedir. Cuneen ve Sidwell de (1993) bu kazanımlara ek olarak, stajın öğrenci-lere kendilerini değerlendirme fırsatı sunduğunu,

Page 62: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

57

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

seçtikleri çalışma alanı ile daha derin bir bağ kurmalarına olanak sağlandığını ifade etmektedir.

Spor yönetimi programlarındaki öğretim elemanla-rının tamamı stajın ödüllendirici, eğitsel bakımdan anlamlı, kariyer geliştiren bir deneyim olduğunun doğruluğunu kabul etmektedir (Stier, 2002; akt: Ross ve Beggs, 2007). Ancak Chouinard (1993) stajın (aynı zamanda alan deneyimi, iş deneyimi gibi isimlerle de anılmakta) önemine yönelik güçlü bir fikir birliği olmasına rağmen nitelikli bir öğrenci için stajın içeriği konusundaki çalışmaların eksikliğini vurgulamakta, Stratta (2004) bu alanda öğrencilerin bakış açısını yansıtan çalışmaların azlığına dikkat çekmektedir. Begss ve diğerleri (2008) ise daha nitelikli bir staj deneyimi sağlamak için staj deneyimleri ile ilgili algı ve beklentilerin belirlenmesi gerektiğini söylemektedir.

AMAÇ

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) spor yö-neticiliği bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına başlamadan önce uygulamaya yönelik algı ve beklentilerinin tespit edilmesidir. Başlangıçta da belirtildiği gibi alan uygulamasına ilişkin algı ve beklentilerin belirlenmesi, öğrenciler açısından daha nitelikli bir alan uygulaması deneyimi için yol gösterici bilgilere ulaşılmasında önemli bir konudur.

Araştırmanın amacı doğrultusunda yanıt aranan sorular şu şekilde belirlenmiştir:

1. Alan uygulaması için iş yeri seçimindeki etmenler nelerdir?

2. Alan uygulamasından elde edilecek kazanımlar nelerdir?

3. Alan uygulamasına yönelik algılanan sorunlar nelerdir?

4. Alan uygulamasının yapılacağı işyeri ve işye-rindeki amirden beklentiler nelerdir?

2.YÖNTEM

Spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına başlamadan önce uygulamaya yönelik algı ve beklentilerini belirlemek üzere yapılan bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.

Kapsam

Araştırmada katılımcıların belirlenmesinde tipik durum örneklemesi kullanılmıştır. Bu örnekleme yöntemine göre araştırmada alan uygulamasını 2011-2012 öğretim yılında farklı kurumlarda yapacak olan öğrenciler yer almıştır. Araştır-mada toplam 15 (10 erkek, 5 kadın) öğrenci bulunmaktadır. Öğrencilerin 7’si uygulama yeri olarak farklı spor kulüplerini, 2’si özel sektörü, 2’si federasyonları ve 4’ü de Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nü belirlemiştir.

Alan Uygulaması Dersi Hakkında

Kuruluşundan bu yana Abant İzzet Baysal Üniver-sitesi (AİBÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Spor Yöneticiliği bölümü öğrencileri, aldıkları derslerde edinmiş oldukları bilgileri farklı işyerlerinde uygulama imkanı sağlayarak, profesyonel iş yaşamlarına yönelik deneyim kazanmaları ve uygulama yaptıkları kurumu yakından tanıma olanağına sahip olabilmeleri amacıyla zorunlu olarak Alan Uygulaması dersini almaktadırlar. Programın VII. yarıyılında yer alan bu ders için mevcut yönergeye göre her öğrenci kendi isteği doğrultusunda spor yönetimine yönelik tecrübe kazanabileceği bir iş yerinde, bölümün ve kurumun onayı ile toplam 160 saatlik bir süre

Page 63: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

58

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

geçirmektedir. Bu süreç içerisinde öğrenciler iş yeri amirleri ve bölüm koordinatörü tarafından takip edilerek denetlenmektedir. Öğrenciler bu süreç sonunda bir değerlendirme yapıp, ilgili kurumda tespit ettikleri olumlu yönler, sorunlar ve çözüm önerilerinden oluşan bir rapor hazırlayarak, deneyimlerini sınıf ortamında diğer arkadaşları ile paylaşmaktadır. Bu süreç sonunda öğrenciler gelecekte çalışmayı düşündükleri kurumları ya-kından tanıma olanağına sahip olabilmektedir.

Prosedür

Araştırmada veri toplamayla ilgili olarak “yarı yapılandırılmış görüşme” yöntemi seçilmiştir. Bu görüşme yaklaşımı, araştırmacıya önceden hazırlanmış konu ve sorulara sadık kalarak, hem sorular hakkında ayrıntılı bilgi alabilme hem de ek sorular sorabilme özgürlüğü tanıdığı (Yıldı-rım ve Şimşek, 2011) için tercih edilmiştir. Bu doğrultuda, görüşmeler sırasında katılımcılara yöneltilen sorular için bir görüşme formu hazır-lanmıştır. Yaklaşık 30 dakika süren görüşmelerde katılımcıların izni ile ses kayıt cihazı kullanılarak veriler kaydedilmiştir. Ses kaydının yanı sıra araştırmacı tarafından kısa notlar tutulmuştur.

Verilerin Analizi

Araştırmada betimsel analiz ve içerik analizi kulla-nılmıştır. Betimsel analizde, ses kaydı kullanılarak elde edilen veriler nitel araştırmada uzman olan araştırmacılar tarafından işlenmiş ve elektronik ortama aktarılmıştır. Ayrıca, araştırmacı tarafın-dan tutulan kısa notlar ile bulguların tutarlı olup olmadıkları kontrol edilmiştir. Bu aşamada tüm katılımcılar (S1, S2.,,) şeklinde, kurumlar ise spor kulüpleri (SK), özel sektör (ÖS), federasyonlar (F) ve Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü

(G) harfleriyle kodlanmıştır. İçerik analizinde ise,betimsel analizle özetlenen veriler, daha derin bir işleme tabi tutulmuşlardır. İçerik analizinin dört aşaması gerçekleştirilerek veriler kodlanmış, temalar bulunmuş, bulunan tema ve kodların kendi aralarında düzenlenmesi ve tanımlanmasının ardından bulgular yorumlanarak raporlaştırılmıştır.

Geçerlik ve Güvenirlik

Çalışmanın geçerliği için nitel araştırma konu-sunda uzman iki araştırmacı tarafından, yüz yüze görüşme yapılmış, ayrıntılı bir şekilde bilgiler toplanmıştır. Bulgular ses kaydı ve kısa notlar tutularak farklı veri toplama yöntemleriyle elde edilmiştir. Bununla birlikte elde edilen bulguların anlamlı bir bütün oluşturması sağlanmış, bulgu-ların kendi arasında tutarlı ve anlamlı olmasına dikkat edilmiştir. Araştırmanın güvenirliği için, analizler sırasında nitel araştırma alanında uz-man iki araştırmacının yer alması, bu sürecinin karşılıklı tartışmalar halinde tamamlanması, araştırmada yer alan katılımcıların isim ve bi-rim bildirilmeden tanımlanmış olmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca, nitel araştırmalarda, geçerliği ve güvenirliği sağlamak için araştırmacının konu ile uzun süreli bir etkileşim içerisinde olması önemlidir. Bu araştırmada da araştırmacının altı yıldır alan uygulaması koordinatörlüğü görevi-ni yürütmesi veri kaynakları üzerindeki öznel algılardan kaynaklanan durumları anlamasında etkili olmuştur(Yıldırım ve Şimşek, 2011;s:265).

3.BULGULAR

Öğrencilerin iş yeri seçim nedenlerini anlamaya yönelik elde edilen bulgular “Seçim Kriterleri” başlığı altında Şekil 1.’de yer almaktadır.

Page 64: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

59

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:83 K:119

kaynaklanan durumları anlamasında etkili olmuştur(Yıldırım ve Şimşek, 2011;s:265). 3.BULGULAR Öğrencilerin iş yeri seçim nedenlerini anlamaya yönelik elde edilen bulgular “Seçim Kriterleri” başlığı altında Şekil 1.’de yer almaktadır.

Şekil 1. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulamasında İş Yeri Seçim

Kriterleri

Şekil 1.’de de görüldüğü gibi “kurumun özelliği” ve “yaşanan yere yakınlık” araştırma kapsamında alan uygulamasının yapılacağı tüm iş yerlerinin tercihi için belirleyici olmuştur. Öğrencilerin kurumun özelliği ile birlikte ulaşım ve konaklama ile ilgili konularda kendileri açısından daha elverişli olduğu için yaşadıkları yerde bulunan iş yerlerini tercih ettikleri görülmektedir. Örneğin; S8 ve S3 kodlu öğrenciler bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

“Hem de evime çok yakın her şeyden önce. Yani 5 dakikalık bir mesafede (S8)” ya da “Ankara’da oturuyorum. Yakında olduğu için, çok yakın değil aslında iki sefer otobüse bineceğim ama hani kendi yaşadığım çevrede olabilir diye düşündüm o yüzden (S3)”

Kendi yaşadığı yerde alan uygulamasını yapmak zorunda kalan bir öğrenci ise (S6)

Seçim Kriterleri

kurumun özelliği

S1SK,S4SK,S10SK,S13SK,S14SK,S2G,S5G,S7G,S8

ÖS

yaşanan yere yakınlık

S4SK,S6SK,S14SK,

S2G,S15G,S3ÖS, S8ÖS

prestij S10SK,S11SK,

S14SK

kurumun sahip olduğu

olanaklar S4SK,S12F

büyük şehirde olması

S1SK özel sektör olması

S3ÖS

zaman S2G

referanslar S4SK,S13SK,S9F

,S12F,S8ÖS

Seçeneksizlik S6SK

Şekil 1. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulamasında İş Yeri Seçim Kriterleri

Şekil 1.’de de görüldüğü gibi “kurumun özelliği” ve “yaşanan yere yakınlık” araştırma kapsamında alan uygulamasının yapılacağı tüm iş yerlerinin tercihi için belirleyici olmuştur. Öğrencilerin kurumun özelliği ile birlikte ulaşım ve konakla-ma ile ilgili konularda kendileri açısından daha elverişli olduğu için yaşadıkları yerde bulunan iş yerlerini tercih ettikleri görülmektedir. Örneğin; S8 ve S3 kodlu öğrenciler bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

“Hem de evime çok yakın her şeyden önce. Yani 5 dakikalık bir mesafede (S8)” ya da “Ankara’da oturuyorum. Yakında olduğu için, çok yakın değil aslında iki sefer otobüse bineceğim ama hani kendi yaşadığım çevrede olabilir diye düşündüm o yüzden (S3)”

Kendi yaşadığı yerde alan uygulamasını yapmak zorunda kalan bir öğrenci ise (S6) bu durumu diğerlerinden farklı olarak bir olumsuzluk şek-linde ele almış ve başka seçeneği olmadığı için yaşadığı yerdeki spor kulüplerinden birini tercih ettiğini bildirmiştir.

Öğrencilerin iş yeri seçimindeki diğer etkenlerden ikisi kurumun prestiji ve sahip olduğu olanak-lardır. Bu yöndeki örnek ifadeler;“Sonuçta isim yapmış bir yer, bir kulüp. Diğer kulüplere göre bence tercih edilecek bir şeydir yani (S10).”; “Bir de tesisleri çok yeterli hocam o yönden ….be-lediyesinin güzel tesisleri var, o yönden burayı tercih ettim(S4).” şeklindedir.Bunların dışında büyük şehirde olma, özel sektör olma, kurumla ilgili referanslar spor kulüpleri, özel sektör ve federasyonların tercihindeki diğer etmenlerdir.

Page 65: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

60

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

Araştırmanın ikinci sorusu alan uygulamasından elde edilecek kazanımlara yöneliktir. Şekil 2. algılanan kazanımlar başlığı altında, bu yönde

elde edilen verilerin analizi sonucu ortaya çıkan

temaları göstermektedir.

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:83 K:119

bu durumu diğerlerinden farklı olarak bir olumsuzluk şeklinde ele almış ve başka seçeneği olmadığı için yaşadığı yerdeki spor kulüplerinden birini tercih ettiğini bildirmiştir. Öğrencilerin iş yeri seçimindeki diğer etkenlerden ikisi kurumun prestiji ve sahip olduğu olanaklardır. Bu yöndeki örnek ifadeler;“Sonuçta isim yapmış bir yer, bir kulüp. Diğer kulüplere göre bence tercih edilecek bir şeydir yani (S10).”; “Bir de tesisleri çok yeterli hocam o yönden ….belediyesinin güzel tesisleri var, o

yönden burayı tercih ettim(S4).” şeklindedir.Bunların dışında büyük şehirde olma, özel sektör olma, kurumla ilgili referanslar spor kulüpleri, özel sektör ve federasyonların tercihindeki diğer etmenlerdir.

Araştırmanın ikinci sorusu alan uygulamasından elde edilecek kazanımlara yöneliktir. Şekil 2. algılanan kazanımlar başlığı altında, bu yönde elde edilen verilerin analizi sonucu ortaya çıkan temaları göstermektedir.

Şekil 2. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulaması İle İlgili Algılanan Kazanımlar

Algılanan kazanımlarda, öğrencilerin ifadeleri genel olarak alanı tanımak, tecrübe kazanmak, kurumun iç işleyişini anlamak, geleceğe yönelik iş bağlantısı temalarında yoğunlaşmaktadır. Bunlardan

geleceğe yönelik iş bağlantısı dışındaki temaların tümünde öğrenciler aslında ileride çalışmak istedikleri alana yönelik daha derinlemesine bilgi kazanmaları ile

Algılanan Kazanımlar

alanı tanımak S1SK,S13SK,S5G,S7G,S15G,S3

ÖS,S12F

tecrübe kazanmak S4SK,S13SK,S14SK,S12F,S9F, S8ÖS

kurumun iç işleyişini anlamak

S1SK,S6SK, S10SK,S13SK,

S14SK,S5G, S15G

geleceğe yönelik iş bağlantısı sağlamak

S4SK,S11SK, S13SK,S9F, S12F,

S15G

teoriyi uygulamak S3ÖS,S7G

pratiği görmek S1SK,S4SK,

S14SK

kişilerarası ilişkileri öğrenmek S2G,S10SK, S8ÖS

yeni insanlar tanımak

S1SK,S10SK

Şekil 2. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulaması İle İlgili Algılanan Kazanımlar

Algılanan kazanımlarda, öğrencilerin ifadeleri genel olarak alanı tanımak, tecrübe kazanmak, kurumun iç işleyişini anlamak, geleceğe yönelik iş bağlantısı temalarında yoğunlaşmaktadır. Bunlardan geleceğe yönelik iş bağlantısı dışındaki temaların tümünde öğrenciler aslında ileride çalışmak is-tedikleri alana yönelik daha derinlemesine bilgi kazanmaları ile ilgili bir durumu açıklamaktadır. Bu temalara ait ifadeler şu şekildedir:

“Bir şeyler öğrenebilmek. Dediğim gibi futbolla ilgili yönetim aşamalarıyla ilgili bir şeyler öğrenebilmek. Hani hep gördüğüm gibi mi yoksa daha farklı şeyler de oluyor mu içinde? (S13); “En azından daha sonra çalışacağım

bir sektörde, önceden çalıştığım bir kurumu tanımış olacağım ve ona göre davranışlarda bulunacağım. Daha sonra ne yapılabilir diye düşüneceğim (S3).”ve“Ben daha önce hiç böyle profesyonel anlamda ya da stajyer anlamda çalışmadım. Öncelikle iş hayatını gerçekten 22 yaşında görmüş olacağım. En basitinden bana bir yazı verdiklerinde, bunu bilgisayarda yazıp onaylatmak, yolla ilgili bir çizelgeden tutun da görev dağılımı, tesis, çalışma saatlerini ayarlayabilmek, bunun her şeyiyle bana çok büyük bir tecrübe olacağına inanıyorum. Çünkü daha önce hiç böyle bir tecrübem olmadı (S4)”

Page 66: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

61

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

Algılanan kazanımlarda “geleceğe yönelik iş bağlantısı” öğrencilerin alan uygulaması süresince iş yerinde tanışacakları kişilerin ya da ortaya ko-yacakları iş performansının kendilerine iş bulma ile ilgili sağlayacağı avantajları açıklamaktadır. Örneğin S15’in“Belki bir şekilde orada birileriyle tanışabilirim, onlar bana ileriki hayatımda ön ayak olabilirler. Herhangi bir iş için. Başka bir federasyonda bir tanıdığı vardır, bir şeyi vardır. Referans olabilirler belki orada kendimi iyi gös-terirsem” ifadesi ile S11’in “Yani sanırım güzel bir gelecek var eğer orada devam etmek istersem stajdan sonra, kendimi kabul ettirirsem gelecek olabilir” şeklindeki ifadesi bu temayı açıklayan ifadelerdir. Bununla birlikte teoriyi uygulamak,

pratiği görmek ve kişiler arası ilişkileri öğrenmek ve yeni insanlar tanımak da algılanan kazanımlar başlığı altında ortaya çıkan diğer temalar olarak görünmektedir.

Alan uygulaması yapmak üzere gidecekleri kurumlarda ve bu süreçte öğrencilerin herhangi bir sorun yaşayıp yaşamayacaklarına yönelik ne düşündükleri sorulduğunda ortaya çıkan tema-lar ise Şekil 3.’de yer almaktadır. Öğrencilerin uygulama süresince yaşayabilecekleri sorunlara yönelik elde edilen verilerin analizinde ortaya çıkan temalar; niteliksiz iş yapmak, işi öğrenememek, uyum sağlayamamak, spor yönetici olarak kabul görmemek, çatışma ve ulaşım şeklinde ortaya çıkmaktadır (Şekil 3.).

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:83 K:119

Şekil 3. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulaması İle İlgili Algılanan

Sorunlar “Niteliksiz iş” ile ilgili olarak öğrenciler; “Oraya gidip herhangi bir eleman gibi dosya götür, dosya getir işine bakmak istemiyorum açıkçası (S1)”;“En fazla ne olabilir, belki bize ayak işlerini falan yaptırırlar diye düşünüyorum. Hani sadece öyle bir izlenim geldi görüşmeye gittiğim gün (S6)” ve“İş yükü sorunu şöyle mesela; bize çok fazla iş vermeyip, işte siz şu işe bakın, ayak işleri dediğimiz işler var ya hani onları verirlerse, bir gün iki gün idare ederim ama sonrasında derim ki; ben buraya temizlik ya da getir götür yapmaya gelmedim (S9)”şeklindeki ifadeleri ile telefona bakmak ya da fotokopi çekmek gibi işleri niteliksiz olarak tanımlayarak bunun kendileri için bir sorun olacağını belirtmişlerdir. Algılanan bir başka sorun “işi öğrenememektir”. Öğrenciler, “Benim için fiziksel sorunlardan ziyade önemli olan

mesela benim orada bir şey öğrenememem veya bana orada bir şey katmaması en büyük sorun (S1)”; “Muhtemelen karşılaşacağız çünkü diğer arkadaşlarımızın da söylediği gibi çok fazla bir şey öğrenemeyeceğimizi söylüyorlar. Ben açıkçası sadece bu yönden korkuyorum (S9)” şeklindeki ifadeleri ile bu konudaki kaygılarını açıkça dile getirmiştir. Spor yöneticisi olarak kabul görmemek temasını açıklayan örnek bir ifadede S4 durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Gittiğim vakit öncelikle spor yöneticisi olarak gittiğim için acaba beni öyle kabul edecekler mi bir onu merak ediyorum. Çünkü belediye olduğu için insanlar staj için başvurduğu zaman herhangi bir yere, kulübe de yerleştirebiliyorlar, mali işlere, basına da. Öncelikle ben bölümüm adına spor yöneticisi vasfıyla gittiğimi ve sadece

Algılanan Sorunlar

uyum sağlayamamak

S1SK,S11SK,S7G

spor yöneticisi olarak kabul görmemek S4SK,S7G

niteliksiz iş yapmak S1SK,S4SK, S6SK,S9F

işi öğrenememek S2SK,S4SK,S6SK,

S5G,S9F

çatışma S4SK

ulaşım S11SK,S15G,

S9F

Şekil 3. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulaması İle İlgili Algılanan Sorunlar

“Niteliksiz iş” ile ilgili olarak öğrenciler; “Ora-ya gidip herhangi bir eleman gibi dosya götür,

dosya getir işine bakmak istemiyorum açıkçası (S1)”;“En fazla ne olabilir, belki bize ayak iş-

Page 67: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

62

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

lerini falan yaptırırlar diye düşünüyorum. Hani sadece öyle bir izlenim geldi görüşmeye gittiğim gün (S6)” ve“İş yükü sorunu şöyle mesela; bize çok fazla iş vermeyip, işte siz şu işe bakın, ayak işleri dediğimiz işler var ya hani onları verirlerse, bir gün iki gün idare ederim ama sonrasında derim ki; ben buraya temizlik ya da getir götür yapmaya gelmedim (S9)”şeklindeki ifadeleri ile telefona bakmak ya da fotokopi çekmek gibi işleri niteliksiz olarak tanımlayarak bunun kendileri için bir sorun olacağını belirtmişlerdir.

Algılanan bir başka sorun “işi öğrenememektir”. Öğrenciler, “Benim için fiziksel sorunlardan ziyade önemli olan mesela benim orada bir şey öğrene-memem veya bana orada bir şey katmaması en büyük sorun (S1)”; “Muhtemelen karşılaşacağız çünkü diğer arkadaşlarımızın da söylediği gibi çok fazla bir şey öğrenemeyeceğimizi söylüyorlar.

Ben açıkçası sadece bu yönden korkuyorum (S9)” şeklindeki ifadeleri ile bu konudaki kaygılarını açıkça dile getirmiştir.

Spor yöneticisi olarak kabul görmemek temasını açıklayan örnek bir ifadede S4 durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Gittiğim vakit öncelikle spor yöneticisi olarak gittiğim için acaba beni öyle kabul edecekler mi bir onu merak ediyorum. Çünkü belediye olduğu için insanlar staj için başvurduğu zaman herhangi bir yere, kulübe de yerleştirebiliyorlar, mali işlere, basına da. Önce-likle ben bölümüm adına spor yöneticisi vasfıyla gittiğimi ve sadece spor işleriyle ilgilendiğimi bunu üst yöneticilere bildirmek isterim.”

Son olarak öğrencilerin uygulama için gidecekleri kurumdan ve kurumda kendilerinden sorumlu iş yeri amirinden beklentileri “kurumdan beklentiler” başlığı altında sunulmuştur (Şekil 4.).

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİ Temmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.com ID:83 K:119

spor işleriyle ilgilendiğimi bunu üst yöneticilere bildirmek isterim.”

Son olarak öğrencilerin uygulama için gidecekleri kurumdan ve kurumda

kendilerinden sorumlu iş yeri amirinden beklentileri “kurumdan beklentiler” başlığı altında sunulmuştur (Şekil 4.).

Şekil 4. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulamasında Kurumdan

Beklentiler “Yol göstericilik” öğrencilerin kurum ve kurum amirinden en temel beklentileri olarak şekillenmiştir. S1; “Yanlış yapsam da bazı doğruları bana söylemesini isterim. Şunu doğru yaptın, şunu yanlış yaptın, bana dönüt vermesi önemli”; S5;“Bana yardımcı olmasını ya da işleyişi veya ne yapmam gerektiği, gerektiği yerde müdahale etmesini beklerim” ve S8 de “Daha çok yapabileceğimiz acemilik, bu hataları biraz daha tolere edebilmesi ve bize hani bunun böyle değil de bu şekilde farklı bir şekilde yapılması gerektiği, doğru yolu göstermesi”şeklindeki ifadeleri ile bu temaya açıklık kazandırmaktadır. Bunun dışında ortaya çıkan temalar ise;

fark edilmek, saygı, ilgi, güven, iletişim ve objektifliktir. 4.TARIŞMA VE SONUÇ Araştırma sonuçları genel olarak AİBÜ spor yönetimi bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına yönelik beklentilerinin ve algıladıkları sorunların dünyadaki akranlarıyla benzer olduğunu göstermektedir. AİBÜ spor yönetimi bölümü öğrencileri alan uygulaması yönergesinde yer alan ölçütler doğrultusunda iş yerlerini kendileri belirleme konusunda özgür bırakılmıştır. AİBÜ spor yöneticiliği bölümünde, iş yeri ile yapılan ön görüşmeden sonra alan

Kurumdan Beklentiler

yol göstericilik S1SK,S11SK,

S13SK,S5G,S7G,S15G,S3ÖS,S8ÖS

S9F

farkedilmek S4SK,S15G

saygı S4SK

ilgi S1SK,S12F

güven S3ÖS

objektiflik S4SK,S9F

iletişim S10SK,S8ÖS

Şekil 4. Araştırma Bulgularına Dayalı Olarak Alan Uygulamasında Kurumdan Beklentiler

Page 68: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

63

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

“Yol göstericilik” öğrencilerin kurum ve kurum amirinden en temel beklentileri olarak şekillen-miştir. S1; “Yanlış yapsam da bazı doğruları bana söylemesini isterim. Şunu doğru yaptın, şunu yanlış yaptın, bana dönüt vermesi önemli”; S5;“Bana yardımcı olmasını ya da işleyişi veya ne yapmam gerektiği, gerektiği yerde müdahale etmesini beklerim” ve S8 de “Daha çok yapabi-leceğimiz acemilik, bu hataları biraz daha tolere edebilmesi ve bize hani bunun böyle değil de bu şekilde farklı bir şekilde yapılması gerektiği, doğru yolu göstermesi”şeklindeki ifadeleri ile bu temaya açıklık kazandırmaktadır. Bunun dışında ortaya çıkan temalar ise; fark edilmek, saygı, ilgi, güven, iletişim ve objektifliktir.

4.TARIŞMA VE SONUÇ

Araştırma sonuçları genel olarak AİBÜ spor yö-netimi bölümü öğrencilerinin alan uygulamasına yönelik beklentilerinin ve algıladıkları sorunların dünyadaki akranlarıyla benzer olduğunu göster-mektedir. AİBÜ spor yönetimi bölümü öğrencileri alan uygulaması yönergesinde yer alan ölçütler doğrultusunda iş yerlerini kendileri belirleme konu-sunda özgür bırakılmıştır. AİBÜ spor yöneticiliği bölümünde, iş yeri ile yapılan ön görüşmeden sonra alan uygulaması koordinatöründen onay alan öğrenci, uygulamasını yaz dönemi boyunca istediği bir zaman diliminde tamamlamaktadır. Bu sürecin tek başına tamamlanması, O’shea ve Watson’un (2007) da belirttiği gibi iş arama, iletişim ve görüşme becerilerinin gelişimine katkı sağlaması beklenen bir durumdur. Ancak öğrencilerin iş yerlerini kendilerinin bulması, mo-tivasyon ya da gerçek bir iş başvurusuna hazırlık gibi avantajlar kazandırması ile birlikte, sürecin kusursuzca tamamlanmamasının beklentilerin

gerçekliğini yitirmesinde dezavantaj oluşturacağı da düşünülmelidir (Cuneen ve Sidwell, 2005).

Araştırmada yer alan öğrenciler alan uygula-ması için iş yeri seçerken kurumun özelliğini, yaşadığı yere yakın olmasını, prestijini, sahip olduğu olanaklarını ve kurumla ilgili referansları dikkate almaktadır. Stratta’ya göre (2004)staj yeri seçiminde kurumun misyonu, büyüklüğü ve endüstrideki algılanışı öğrenciler açısından önemlidir. Bu araştırmadaki öğrenciler iş yerini seçerken tek başına “yaşanan yere yakınlığı” ya da “kurumun özelliğini” göz önünde bulundur-mamakta, bununla birlikte kendi beklentilerini tamamıyla karşılayabilecek nitelikte bir kuru-mu tercih etmektedir. Bir başka deyişle iş yeri seçiminde farklı etmenleri bir arada bulunduran kurumların tercih edildiği açıktır. Özellikle kuru-mun prestiji, örneğin profesyonel spor takımları, öğrenciler için prestijli olan birkaç fırsattan biri olarak stajyeri olumlu etkileyebilecek önemli bir faktördür (Moorman, 2004). Araştırma sonuç-larına göre prestijin yalnızca spor kulüplerinin tercihinde ortaya çıkması, spor kulüplerinin diğer spor örgütlerine göre prestijli algılandığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Tek bir öğrenci yaşadığı yer olan Bolu dışında uygulamasını tamamlama olanağı bulamadığı için “seçeneksizliği” bir seçim kriteri olarak ifade etmiştir. Bu durum öğrencinin nitelikli bir deneyim yaşamasına engel olabilecek bir olumsuzluktur. Sutton (1989), bölgesel olanaklar sınırlı olabileceği için öğrencilerin özel işyeri olanakları sağlamak için başka bir yere gitmek zorunda kalabileceğini, bu yüzden fakültelerin sadece yerel değil, bölgesel ya da ulusal olanaklar yaratmaları gerektiğini belirtmektedir. AİBÜ Spor

Page 69: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

64

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

Yöneticiliği Bölümü Bolu’da bulunmaktadır. Türkiye’deki büyük şehirler ile kıyaslandığında spor yönetimi alanında yapılacak bir alan uygula-ması için Bolu’daki seçenekler oldukça kısıtlıdır. Bu anlamda araştırmada ortaya çıkan bu sonuç, hem bölüm hem de öğrenciler açısından büyük bir eksiklik olarak değerlendirebilir.

Staj deneyiminde öğrencilerin gelecekte spor endüstrisinde istihdamlarını kolaylaştıracak giriş fırsatları beklentisi bulunmaktadır (Stratta, 2004; Koo ve ark, 2008).Bu araştırmada da benzer şekilde öğrenciler geleceğe yönelik iş bağlantısı sağlamayı beklemektedir. Ancak Ross ve Beggs’in (2007) çalışması, öğrenciler ve işverenlerin stajdan sonra iş olanağı sunulması hakkında hemfikir olma-dıklarını, bu beklentinin yalnızca öğrencilere ait olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan çalışmalarda staj ile elde edilecek kazanımların liderlik, sosyal beceriler, iletişim, teorinin pratiğe uyarlanması, kariyer bağlantısı geliştirme, alana yönelik bilgiyi artırma ve kişisel değerleri geliştirme (Hong, 2008; O’shea ve Watson; 2011, Sotiriadou, 2011; Surujlal ve Singh, 2010) olduğu bulunmuştur. Farklı coğrafyalarda olsalar da öğrencilerin alan uygulaması ve staj gibi uygulamalar sayesinde benzer kazanımları elde ettikleri görülmektedir. Örneğin Magara, Bukirwa ve Kayiki’nin (2011) Uganda’daki üniversite öğrencilerinin staj süre-since elde ettikleri kazanımları değerlendirdikleri çalışmalarında, kazanımlar; iletişim becerileri, kişiler arası ilişkiler, bilgi yönetimi becerileri ve yeni ilişkiler ve arkadaşlıklar geliştirme olarak şekillenmiştir. Bu araştırmanın sonuçlarında algılanan kazanımlar ile bahsi geçen çalışmalar arasında benzerlik görülmektedir.

Staj sırasındaki olumlu ya da olumsuz bir deneyim stajyerin daha sonraki kariyeri ile ilişkili duygu ve davranışlarını, spor yönetimi mesleğindeki potansiyel kariyerine ilişkin beklentilerini etkile-yebilmektedir (Cunningham, Sagas, Dixon, Kent ve Turner, 2005). Örneğin turizm sektöründe otel yönetimi alanındaki pek çok öğrencinin, muhtemelen stajları sırasında yaşadıkları olumsuz deneyimlere bağlı olarak geliştirdikleri olumsuz tutumların onları alandan uzaklaştırdığı ifade edilmektedir (Sıu, Cheung ve Law, 2012). Bu durumda Sıu, Cheung ve Law’un (2012) çalış-masında da belirttiği gibi öğrencilerin alana karşı olumsuz tutumlar geliştirmesini önlemek adına, alan uygulaması süresince kurumun bir çalışanı olarak görülmesi, geçici bir süre de olsa kendile-rini ifade edebilecekleri ortamların hazırlanması önemlidir. Leland’a göre (2003) eğer stajyerler ucuz işçi kaynağı olarak görülür ve telefonlara cevap verme gibi basit görevleri yapmaları istenirse sonrasında stajın ortaya çıkardığı değerlerin de sorgulanması gerekmektedir (akt: Cunningham vd., 2005). Araştırma sonuçlarında öğrencilerin en büyük kaygılarının kendilerine niteliksiz diye tanımladıkları işlerin verilmesi ve bu yüzden işi öğrenememek olduğu görülmektedir. Ayrıca öğrenciler spor yöneticisi olarak kabul görmeye-cekleri konusunda endişeli görünmektedir.

Staj uygulamalarında öğrenci için belki de en anlamlı kişi kurum danışmanıdır(Kelly, 2004) ve kurumun stajyerlere oryantasyon ve eğitim sağlaması, profesyonel gelişim için fırsat sunması önemlidir (Beggs, Ross ve Knapp, 2006; Ross ve Beggs, 2007). Williams (2004), stajyer bir öğrencinin iş yerindeki stajına başlamadan önce kurum danışmanı tarafından yapılacak planlama-nın, aynı zamanda danışmanın motivasyonu ve

Page 70: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

65

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

deneyiminin, öğrencilerin deneyimi üzerinde etkili olabileceğini belirtmektedir. Araştırma kapsamın-daki öğrenciler de iş yerlerindeki amirleriyle ilgili beklentilerinde yol göstericiliğe, fark edilmeye, saygıya, ilgiye ve güvene ihtiyaç duyduklarını açıkça belirtmişlerdir.

Sonuç olarak, staj programları hem işverenler hem de öğrenciler açısından kazan-kazan pozis-yonundaki programlar olarak nitelendirilmektedir (Knemeyer ve Murphy, 2002). Bu tip uygulama-lar öğrencilere farklı fırsatlar sunan ve istihdam olanağını artıran etkili bir mekanizma olarak görülmektedir. Shoenfelt, Stone ve Kottke, 2013

Kazancın her iki taraf için de tatmin edici ol-ması, beklentileri karşılayabilen bir deneyimin yaşanmasına bağlıdır. Beklentilerin karşılanması öğrenci açısından hayal kırıklığına yol açmaya-cak, bunun da ötesinde beklentilerin üzerindeki deneyimler uygulamayı daha değerli hale geti-recektir. Bu yüzden öğrencilerin uygulamaya gitmeden önceki beklentilerinin, bununla birlikte algıladıkları sorunların bilinmesi daha nitelikli bir alan uygulamasının kapılarını açabilecektir.

KAYNAKLAR

APPENZELLER, H., & APPENZELLER, T., (2008).SuccessfulSport Management, Carolina AcademicPress/Durham,3rd Edt., North Carolina, 33-46.

BARNERS, J., (2009). Sports Management and Administration InternshipsandStudentsWith-Disabilities: ResponsibilitiesandPracticesfor-Succes, Quest, 61, 191-201.

BEGGS. B.,ROSS. C.M., KNAPP. J.S., (2006).Internships in Leisure Services: An Analysis

of StudentandPractitionerPerceptionsandEx-pectations, SagamoreJournals, 21, 1-18.

BEGGS. B.,ROSS C.M., GOODWİN. B., (2008). A Comparison of StudentandPractitionerPers-pectives of the Travel andTourismInternship, Journal of Hospitality, Leisure, Sport&Tourism, 7(1), 31-39.

CHOUINARD N., (1993). “Some Insights on Meaningful Internship in Sport Management: A Cooperative Education Approach”, Journal of Sport Management, 7, 95-100.

CUNEEN J. VESIDWELL. M.J. (1993). Sport Management Interns-Selection Qualifications, JOPERD, January, 91-95.

CUNEEN. J. VESIDWELL. M.J. (2005). Sport Management Field Experience (2nd Editi-on), WV: Fitness Information Technology, Morgantown.

CUNNINGHAM. G.B, SAGAS. M., DIXON. M., KENT A. ve TURNER. B.A. (2005).Anticipated Career Satisfaction, Affective Occupational Commitment, and Intentions to Enter the Sport Management Profession, Journal of Sport Management, 19, 43-57.

DESENSI, J.Y., KELLEY, D.R., BLANTON M.D., BEITEL P.A. (1990). “Sport Management Curricular Evaluation and Needs Assessment: A Multifaceted Approach”, Journal of Sport Management, 4, 31-58.

JOWDY, E., MCDONALD, M., SPENCE, K. (2004). “An Integral Approach to Sport Management Internship”, Europan Sport Management Quarterly, 4:4, 215-233.

Page 71: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

66

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

KELLY D.R. (2004).“Quality Control in the Administration of Sport Management In-ternship”, Journal of Physical Education, Recreation&Dance, 75(1), 28-30.

KNEMEYER A.M. VE MURPHY P.R. (2002). Logistic Internships- Employer and Student Perspectives, International Journal of Physical Distribution& Logistics Management, 32(2), 135-152.

MARTIN A. VELEBERMAN S. (2005).Keeping Up With the Play: Practicum, Partnership and Practise, Asia-Pasific Journal of Cooperative Education, 6(1), 17-25.

MAGARA, BUKİRWA, J., KAYİKİ, R. (2011), Knowledge Transfer through Internship:The EASLIS Experience in Strengthening The Governance Decentralisation Programme in Uganda, Afr. J. Lib,Arch. &Inf.Sc., 21(1), 29-40

MOORMAN, A.M., (2004).“Legal Issues and the Supervised Internship Relationship: Who is Responsible for What?”, Journal of Physical Education, Recreation&Dance, 75(2), 19-24.

O’SHEA, M., & WATSON, G.,(2007). “Academic Learning for Sport Management Students: Learning Through Engaged Practise”, Asia-Pasific Journal of Cooperative Education, 8(1), 53-65.

ROSS, C.M., VEBEGGS, B.A., (2007). Campus Recreational Sports Internships: A Compari-son of Student and Employer Perspectives, Recreational Sports Journal, 31, 3-13.

SKİNNER, J. VE GİLBERT K. (2007).Sport Management Education: Teachingand Le-

arning fortheFuture An Introductiontothe Special Issue, Sport Management Review, 10, 125-131.

SHOENFELT, E. L., STONE, N.J., And

KOTTKE, J. L., (2013). Internships: An Established Mechanism For Increasing Employability, Industrialand Organizational Psychology, 6( 1), 24–27,

SOUTHALL, R.M., NAGEL, M.S., LEGRAN-DE, D., HAN P., (2003). Sport Management Practica: A Metadiscrete Experiential Le-arning Model, Sport Marketing Quarterly, 12(1), 27-36.

SOTIRIADOU, P., (2011). Improving the Prac-ticum Experience in Sport Management: A Case Study, Europan Sport Management Quarterly, 11(5), 525-546.

STRATTA T, M.P., (2004). “The Needs and Concerns of Students During the Sport Ma-nagement Internship Experience”, Journal of Physical Education, Recreation&Dance, 75(2), 25-33.

SIU, G., CHEUNG, C., AND LAW R., (2012). Developing a Conceptual Framework For Measuring Future Career Intention of Hotel Interns, Journal of Teaching in Travel &To-urism, 12:188–215

SURUJLAL, J., & SINGH, C., (2010). Internship as a Mechanism for Professional Preparation of Sport Management Personnel: An Empirical Study of Students’ Perceptions, South Afri-can Journal for Research in Sport, Physical Education and Recreation, 32(2), 117-130.

Page 72: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

67

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:M-I

www.sstbdergisi.comID:83 K:119

SUTTON, W.A.,(1989). The Role of Internships in Sport Management Curricula-A Model Development, JOPERD, September, 20-24.

YILDIRIM, A. & ŞIMŞEK, H., (2011).Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, SeçkinYayıncılık, Ankara.

WILLIAMS, J., (2004). Sport Management In-ternships: Agency Perspectives, Expectations, and Concerns, JOPERD, 75(2), 30-33.

INTERNET KAYNAKLARI

Koo G., Diacin M., Hardin R.(2008). The Effects Of Internship Satisfaction On Affective Com-mitment And Behavioral Intentions, North American Society For Sport Management Conference (Nassm 2008),Www.Nassm.Com/Files/Conf_Abstracts/2008-39.Pdf; Erişim:01.10.2010.

Hong J. (2008). The Expectations And Concerns Of Students RegardingSuccessful Sport Management Internships, North American Society for Sport Management Conference (NASSM 2008), www.nassm.com/files/conf_abstracts/2008-25.pdf; erişim:01.10.2010.

Page 73: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

68

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

YETİŞKİN ERKEK HALTERCİ VE SEDANTERLERDE KARPAL KEMİK HACİMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI*

Mehmet Emin YILDIZ1 Kamil BEŞOLUK2

1 Konya Karatay Feritpaşa İ.O.2 Selçuk Ünv. Vet. Fak. Anatomi A.D

Özet: Bu çalışma ile; yetişkin erkek halterci ve sedanter grubundan MDBT (Multidedektör Bilgisayarlı Tomog- rafi) ile alınan ossa carpi görüntüleme kesitlerinden üç boyutlu (3B) model ve veriler elde ederek halter sporunun kemik üzerindeki morfometrik etkilerinin araştırılması amaçlandı. Çalışmaya 20-25 yaşları arasında, en az 5 yılhalter sporu yapan 9 yetişkin erkek halterci ve spor yapmamış 9 sedanter dahil edildi. Katılımcıların vücut ağırlık- ları ve boy ölçümleri alındı. Halterci ve sedanterlerin sağ-sol el karpal kemiklerinin görüntüleri MDBT ile alındı.2B görüntüler, Mimics-13.1 yazılım programı ile 3B hale getirildi. Haltercilerin karpal kemik hacimlerinde, se- danterlere göre anlamlı bir farklılık bulunmadı. Karpal kemik hacimlerinin el bileği içindeki yüzde değerleri, iki grupta da farklı değildi. Her iki grupta, karpal kemiklerin hacim büyüklüğü sıralaması benzerlik gösterdi. Ayrıca hem haltercilerde hem de sedanterlerde grup içi sağ el ile sol el karpal kemik hacimlerinin karşılaştırmalarında da herhangi bir farklılık bulunmadı. Ancak daha net verilerin elde edilebilmesi için haltercilerde sikletlere göre ayrı çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler : 3B Modelleme, Hacim, Ossa Carpi.

COMPARISON THE VOLUME OF THE CARPAL BONES AMONG ADULT MALE WEIGHTLIFTERS AND SEDANTERY SUBJECTS

Özet: The aim of this study was to examine morphometrical deformities of weight-lifting sports on some bones from adult male weightlifters and sedentaries getting datas and 3D models that were taken from ossa carpi imaging sections with MDCT (Multidetector Computed Tomograhy). In this study, between the ages of 20-25, 9 adult male weightlifters that who have been weightlifting at least for 5 years and 9 adult male sedentaries who have not done sports before were included. The attendants’ weights and lengths were measured individually. All weightlifters andsedentaries’ right and left hand ossa carpi images were taken with MDBT. The 2D MDCT images were reconstruc-

ted 3-dimensionally via a software (Mimics 13.1). There were no significiant difference in the carpal bone volumes of the weightlifters according to the sedentaries. The percentage of carpal bones’ volumes in the wrist were similar in both groups. Moreover, there was no significiancy in the comparison of the volume of the carpal bones of bothright hand and left hand of weightlifters and sedantery subjects. However, in order to get more certain datas, diffe- rent studies must be done according to the weights of weightlifters.

Keywords:3D Modelling, Ossa Carpi, Volume.

* Bu çalışma, Selçuk Üniversitesinde Prof. Dr. Kamil BEŞOLUK danışmanlığında yapılan Mehmet Emin YILDIZ’ın doktora tezinden türetilerek hazırlanmıştır.

Page 74: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

69

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

GİRİŞ

Fiziksel aktivite ve egzersizin yarattığı mekanik yüklenmeler, kemiğin yapılanması, pik kemik kit-lesinin oluşumu ve mevcut kitlenin korunmasında olumlu katkı sağlar (Tüzün ve ark 2003). Yaşam boyunca kemikte ortaya çıkan tüm değişiklikler, normal büyüme ve gelişmeyle ilgili değildir. İskelet sisteminin farklı kuvvetlerin olup olma-masına bağlı olarak büyüklük ve yoğunluğunu değiştirmek suretiyle mekanik etkilere cevap verebilen bir sistem olduğu bilinmektedir (Mu-ratlı ve ark 2000). Egzersiz ve yaralanmalarda kemiğin fonksiyonel adaptasyonu (Wohl ve ark 2000), egzersizin kemik kalitesi ve kemik miktarı üzerine etki mekanizmaları (Judex ve ark 2008) incelenmiştir. Yüksek ağırlıklarla maksimal kuvvet çalışmasını gerektiren halter sporcularında loko-motor sistemde bazı yapısal değişim ve defor-masyonların olabileceği muhtemeldir. Literatürde halterciler üzerinde çok sayıda biyokimyasal, hematolojik ve biyomekanik çalışmalar tespit edilmiştir (Marchocka ve Smuk 1984, Hoek van Dijke ve ark 1999). Bazı araştırıcılar da halterci vücuduna ait değişik bölümlerin antropometrik ölçümlerini çalışmışlardır (Keogh ve ark 2007). Sporun el kemikleri üzerine etkisinin belirlen-mesi açısından önem arzeden ve judocuların el kemiklerinde yapılan bir çalışmada, metacarpal ve phalangeal kemiklerin kendi grupları içinde biyometrik oranlarının sedanterlerden farklılık gösterdiği kaydedilmiştir (Kalaycı 2008).

Komplike ve çok fonksiyonel bir uzuv olan el ve eklemlerinin spor branşlarının birçoğunda strese maruz kalması sonucu sakatlıkları da be-raberinde getirmektedir. Birçok neden yanında kemik yapısı ve kemik mineral içeriği zayıflığı

bu sakatlıklarda belirleyici rol oynamaktadır (Kerry ve ark 2005). Halter sporuyla uğraşan sporcuların, gerek antrenmanlarda gerekse ya-rışmalar esnasında meydana gelebilecek önemli sorunlarından biri, üst ekstremite kemiklerinde oluşan sakatlık ve deformitelerdir. Haltercilerde yapılan bir araştırmada, en çok omuz ve bilek yaralanması tespit edilmiştir. Haltercilerde strese bağlı karpal kemik yaralanmalarının başında da os scaphoideum kırıkları gelmektedir. Bu negatif durumlar sporcunun spor kariyerini etkilediği gibi normal yaşam kalitesini de olumsuz etkiler (Raske ve Norlin 2002, Heckmann ve ark 2008). Erkek askerlerde yapılan el yaralanmaların çoğu düşme nedeni ile ve karpal kemiklerden scafoid kemik kırığı %7,6 olarak tesbit edilmiştir (Sanal 2006).

Birçok hastalığın tanı ve değerlendirilmesi üzerinde dominant bir rol oynayan bilgisayarlı tomografi (Kara ve ark 2004), anatomi ile ilgili biyometrik araştırmalarla ırkların belirlenmesi (Onar ve ark 2002) gibi önemli katkılarda bulunmakta; kemi-ğin kalite, kantite ve hacim ölçümünde de çok detaylı bilgiler vermektedir (Zimmermann ve ark 2004). Multidedektör Bilgisayarlı Tomografi (MDBT), saniyeler içerisinde yüzlerce iki boyutlu görüntüleri ortaya koyabilmektedir. Elde edilen bu görüntüler de geliştirilmiş olan bilgisayar programları yardımıyla üç boyutlu hale getirile-bilmektedir (Hu ve ark 2000). 3B (üç boyutlu) geometrik modelleme tekniği; plastik cerrahi, ortopedik cerrahi, travmatoloji ve neuroşirurjikal uygulamalar ile birlikte medikal eğitimde geniş bir kullanım alanına sahiptir (Krupa ve ark 2004).

Değişik sporcularda bazı anatomik ve osteolojik çalışmalar yapılmasına karşın, haltecilerde karpal kemiklerinin üç boyutlu geometrik modeli ile ilgili

Page 75: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

70

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

olarak herhangi bir çalışmaya rastlanamamıştır. Yapılan bu araştırmadan elde edilen osteolojik verilerin, ileride yapılacak olan çalışmalara ışık tutması açısından; farklı spor branşlarına göre biyometrik farklılıkların ve deformitelerin be-lirlenmesinde de faydalı olabileceği, üç boyutlu geometrik verilerin halterci ve sedanterlerin karpal kemiklerinin morfolojik açıdan karşılaş-tırılmasına bilimsel bir dayanak teşkil edeceği öngörülmektedir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışmaya 20-25 yaşları arasında, en az beş yıl halter sporu yapan 9 yetişkin erkek halterci (deneme grubu) ve spor yapmamış 9 sedanter (kontrol grubu) dahil edildi. Ölçümler yapılmadan önce gönüllülere gerekli açıklamalar yapılmış ve ‘Bilgilendirilmiş Olur Formu’ doldurularak imza ile kayıt altına alınmıştır.

Bu çalışma protokolü, Selçuk Üniversitesi Selçuklu İlaç Dışı Klinik Araştırmaları Etik Kurulu’nun 03/05/2012 tarihli 2012/24 numaralı kararı ile onaylandı.

Katılımcıların vücut ağırlıkları ve boy ölçümleri alındı. Elde edilen boy ve kilo değerlerinden bede-nin uzunluğuna göre ağırlık dağılımını açıklayan ‘Beden Kitle İndeksi’ hesaplandı (BKİ=Ağırlık/Boy2). Halter ve sedanter grubundaki kişilerin tümü dominant olarak sağ elini kullandıklarını ifade etmiştir.

Halterci ve sedanterlerin sağ-sol el karpal kemikleri, MDBT (Somatom Sensation 64; Siemens Medical

Solutions, Forchheim, Germany) cihazıyla tarandı. Tomografi çekimleri prone pozisyonunda kollar ileriye uzatılarak gerçekleştirildi. MDBT cihazının parametreleri; fiziksel detector collimation, 32 x 0,6 mm; nihai kesit collimation, 64 x 0,6 mm; kesit kalınlığı, 0,75 mm; gantry rotasyon zama-nı; 330 msec; kVp; 120; mA, 300; rezolusyon, 512 x 512 pixel; rezolusyon aralığı 0,92 x 0,92 olarak ayarlandı. Doz parametreleri ve taramalar, standart protokoller ve literatür (Prokop, 2003; Kalra ve ark, 2004) esas alınarak gerçekleştirildi.

Elde edilen iki boyutlu axial görüntüler DICOM (Digital Imaging Communications in Medicine) formatında CD’lere aktarıldıktan sonra, içerisinde 3B modelleme programı olan Mimimcs (Mimics 13.1 Materialise Group, Leuven, Belgium) yüklü kişisel bilgisayara aktarıldı. Bu yazılım programında kemik imajları ayrı ayrı işlenerek modellendi ve hacim değerleri otomatik olarak elde edildi (Şekil 1, Şekil 2). Mimics (Materialise’s Interactive Me-dical Image Control System) programı blgisayar destekli tasarım yazılımında Belçika Leuven Üniversitesi ile birlikte Materialise’ın geliştirdiği bir medikal görüntüleme ve kontrol sistemidir. Bu programın en önemli özelliği, Hounsfield değerlerini kullanarak segmentasyon yapan bir program oluşudur. (Materialise, 2012). Poeschl ve arkadaşlarının (2013) tomografi görüntülerini kullanarak, Mimics’in de dahil olduğu üç yöntemle yaptıkları karşılaştırmalı çalışmalarında, yüksek oranda birbirleri ile uyumlu ölçüm sonuçları elde edilmiştir.

Page 76: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

71

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

Şekil 1. Mimics’de karpal kemik imajlarının işlenmesi

Şekil 2. Sol el ossa carpi’nin 3B modeli (dorsal ve palmar görünüm)

1- Os Scaphoideum 2- Os Lunatum 3- Os Triquetrum 4- Os Pisiforme

5- Os Trapezium 6- Os Trapezoideum 7- Os Capitatum 8- Os Hamatum

Page 77: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

72

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

Halterci ve sedanter gruplardan elde edilen tüm ölçüm verileri ve yüzdelik oranları Minitab-14 paket programına aktarıldı. İstatistik tabloların-da gruplara ait verilerin aritmetik ortalamaları ve standart hataları hesaplanarak gösterilmiştir (Mean ± SE). Gruplar arası karşılaştırmalarda two-sample t-testi ile istatistik analizi yapıldı. Grup içi sağ ve sol el verilerinin karşılaştırma-larında paired t-testi ile istatistik analizi yapıldı.

Yapılan testlerde p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

BULGULAR

Demografik bulgular incelendiğinde yaş, boy, kilo ve BKİ yönünden halterciler ile sedanterler arasında istatistiksel olarak fark olmadığı gözlendi (p>0,05).

Tablo 1. Haltercilerin ve sedanterlerin demografik verileri (Mean ± SE)

Grup N Yaş Boy (cm) Kilo (kg) BKİ (kg/m2)Halterci 9 22,33±0,67 169,67±1,80 70,30±3,60 24,29±0,82Sedanter 9 21,78±0,52 171,00±1,30 72,20±3,40 24,62±0,84

Gruplar arasında istatistikî açıdan bir fark bulunmamıştır (P>0,05).

Tablo 2. Haltercilerin ve sedanterlerin sağ ve sol el karpal kemiklerinin hacim değerleri (mm³) ortalamalarının karşılaştırılması (Mean ± SE).

Ossa Carpi Sağ El - Hacim (mm³) Sol El – Hacim (mm³)

Halterci Sedanter Halterci SedanterScaphoideum 2878±185 2791±184 2841±180 2775±147Lunatum 2000±109 1982±138 1890±132 1927±103Triquetrum 1686±96 1551±118 1667±92 1564±109Pisiforme 909±51 867±54 859±30 897±48Trapezium 2247±134 2194±142 2228±119 2165±127Trapezoideum 1558±109 1322±92 1532±111 1347±76Capitatum 3816±201 3421±211 3736±182 3397±169Hamatum 3091±165 2838±173 3074±171 2741±148

Gruplar arasında ve grup içi sağ-sol karşılaştırmalarında istatistikî bir fark bulunmamıştır (p>0,05).

Page 78: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

73

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

Tablo 3. Haltercilerin ve sedanterlerin sağ ve sol el karpal kemiklerinin hacim yüzdelik (%) oranları ortalamalarının karşılaştırılması (Mean ± SE).

Ossa Carpi Sağ - Hacim (%) Sol - Hacim (%)

Halterci Sedanter Halterci SedanterScaphoideum 15,8±0,7 15,9±0,6 16,4±0,3 16,5±0,3Lunatum 11,0±0,2 10,6±0,4 11,7±0,3 11,5±0,2Triquetrum 9,3±0,2 9,3±0,2 9,1±0,4 9,2±0,4Pisiforme 5,0±0,3 4,9±0,3 5,2±0,2 5,4±0,2Trapezium 12,4±0,4 12,5±0,3 12,9±0,2 12,9±0,3Trapezoideum 8,5±0,2 8,5±0,3 7,8±0,2 8,0±0,2Capitatum 21,0±0,5 21,0±0,3 20,2±0,3 20,2±0,3Hamatum 17,0±0,3 17,3±0,5 16,7±0,3 16,3±0,4

Gruplar arasında ve grup içi sağ-sol karşılaştırmalarında istatistikî açıdan bir fark bulunmamıştır (p>0,05).

TARTIŞMA VE SONUÇ

Kemik kitlesi ve geometrisinin yüksek yüklenmede belirleyici olduğu düşünülmektedir (Wilks ve ark, 2009). Kemiğin kullanılmaması sonucunda atrofi ‘zayıflama’, aşırı kullanılması durumunda ise ke-mik kitlesindeki artışla birlikte hipertrofi ‘anormal büyüme’ ortaya çıkar (Akay, 1992). Pettersson ve ark (1998) spor ve egzersiz yapanlarda hem kas kuvveti, hem de kemik parametrelerinde artış olacağını bildirmiştir.

Kalaycı (2008)’nın judocular üzerinde yaptığı os-teolojik çalışmasında; birçok metkarpal ve falanks kemiklerinde sedanterlere göre deformasyon olarak değerlendirilen hacim farklılıkları tespit etmiştir. BT verileri ile üç boyutlu rekonstrüksiyon analizi kullanılarak, erkek ve kadınların karpal kemik hacimlerinin karşılaştırıldığı başka çalışmalarda; erkeklerin karpal kemik hacimleri, kadınların karpal kemik hacimlerinden daha büyük olmasına

rağmen, bilek kemiklerinin göreceli boyutları (%) arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Erkek ve kadınlarda, hacimlerine göre karpal kemikler büyükten küçüğe doğru; os capitatum, os hamatum, os scaphoideum, os trapezium, os lunatum, os triquetrum, os trapezoideum ve os pisiforme olarak sıralanmıştır (Coburn ve ark 2004, Crisco ve ark 2005).

Mevcut çalışmada da; hem sedanterlerde hem de haltercilerde, karpal kemiklerin hacim büyüklüğü sıralaması yukarıdaki bilgilerle benzerlik gösterdi (Tablo 2). Haltercilerde tüm karpal kemik ha-cimleri sedanterlerden yüksek sayısal değerlere sahip olmasına rağmen, karpal kemiklerin hacim değerlerinde olduğu gibi görece (%) değerleri yönünden de gruplar arasında anlamlı bir farklılık (p>0,05) bulunmadı (Tablo 3). Bu veriler ışığında, haltercilerde bar ağırlığının kaldırılması esnasında karpal kemiklere binen ağırlığın belirli bir kemikte yoğunlaşmadığı ve karpal kemiklerde olumsuz

Page 79: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

74

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

olarak tanımlanabilecek bir deformasyona neden olmadığı sonucuna ulaşılabilir.

Ayrıca grupların kendi içinde sağ ve sol el karpal kemik hacimleri ve görece (%) değerlerinde de bir farklılık bulunmadı (p>0,05). İki grup arasındaki karpal kemik hacim değerleri karşılaştırmalarında, karpal kemik hacim değerleri farkı anlamlı bulun-masa da sol elde daha yüksek görülmesi ve grup içinde sağ-sol karpal kemik hacimlerinde anlamlı farklılık olmaması dolayısıyla bundan sonraki çalışmalarda sadece nondominant elden ölçüm alınmasının yeterli olacağı düşünülmektedir. Hem sedanterlerde ve hem de haltercilerde dominant olarak sağ elin günlük yaşamda kullanımının karpal kemik hacmi üzerinde arttırıcı bir etkisi olmadığı sonucuna ulaşılabilir.

Dayanıklılık egzersizlerinin uygulandığı genç sıçanlarda, koşu grubunun femur kemik hacmi, kontrol grubu değerlerinden daha yüksek bu-lunmuştur (Joo ve ark 2003). Uzun kemiklerin morfometrik ölçüm değerlerinin karşılaştırıldığı bir başka çalışmada, genç koşucu ve jimnas-tikçilerde kontrol grubuna göre üst ekstremite kemiklerinin kemik genişliği aynı iken, koşucu ve cimnastikçilerin alt ekstremitelerinde % 12 daha fazla kortikal kesit alanı bulunduğu rapor edilmiştir (Duncan ve ark, 2002). Mevcut çalış-mada ise, karpal kemiklerin morfometrik ölçüm değerlerinin uzun kemiklerde olduğu gibi bir değişime uğramadığı sonucuna ulaşılabilir. Ancak daha net verilerin elde edilebilmesi için halter-cilerde ayrı ayrı siklette çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte kemik kalitesini belirlemek için kemik mineral yoğunluğu ayrıca araştırılması gerekmektedir.

3B modelleme tekniği ile karpal kemiklerinde mevcut kırıklar veya iyileşmiş kırıklar hakkında çok yararlı veriler elde edilebileceği ve ülkemizde çok sınırlı olan kadavralardan elde edilmeye çalışılan osteolojik veriler yerine, 3B modelleme tekniği ile hem sedanter hem de sporcu kemik verilerine ait yeni bilgilere ulaşılabileceği düşünülmektedir.

Bu çalışmada elde edilen osteolojik verilerin ileride yapılacak olan çalışmalara ışık tutması açısından, farklı spor branşlarına göre biyometrik farklılıkların ve deformitelerin belirlenmesinde de faydalı olabileceği, üç boyutlu geometrik verile-rin halterci ve sedanterlerin karpal kemiklerinin morfolojik açıdan karşılaştırılmasına bilimsel bir dayanak teşkil edeceği öngörülmektedir.

KAYNAKÇA

AKAY TM., (1992) Genel histoloji. Beşinci baskı. Ankara. Palme Yayıncılık. 22-76.

COBURN JC., CRİSCO JJ., MOORE DC., UPAL MA., (2004) Carpal bone scaling is isometric and not gender specific. ORS.

CRİSCO JJ., COBURN JC., MOORE DC., UPAL MA., (2005) Carpal bone size and scaling in men versus in women. The Journal of Hand Surgery, 30(1): 35-41.

DUNCAN CS., BLİMKİE CJ., KEMP A AT AL., (2002) Mid-femur geometry and biomecha-nical properties in 15 to 18 year old female athletes. Medicine & Science in Sports & Exercise, 34: 673-681.

HECKMANN A., LAHODA LU., ALKANDARİ Q., VOGT PM., KNOBLOCH K., (2008)

Page 80: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

75

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

C-type scaphoid fracture in a elite power lifting. Sportverletzung-Sportschaden, 22(2): 106-108.

HOEK VAN DİJKE GA., SNİJDERS CJ., STOECKART R., HENK J., STAM H., (1999) A biomechanical model on muscle forces in the transfer of spinal load to the pelvis and legs. Journal of Biomechanics, 32: 927-933.

Hu H., He HD., Foley WD., Fox SH., (2000) Four multidetector-row helical CT: Image quality and volume coverage speed. Radio-logy, 215: 55-62.

JOO YI., SONE T., FUKUNAGA M., LİM SG., ONODERAA S., (2003) Effects of endurance exercise on threedimensio-nal trabecular bone microarchitecture in young growing rats. Elsevier-Bone, 33: 485-493.

JUDEX S., RUBİN J., RUBİN CT., (2008) Mechanisms of exercise effects on bone quantity and quality. Principles of Bone Biology, 1819-34.

KALAYCI İ., (2008) 3D Reconstruction of phalangeal and metacarpal bones of male judo players and sedentary men by MDCT images. Journal of Sports Science and Me-dicine, 7: 544-8.

KALRA MK., MAHER MM., TOTH TL AT AL., (2004) Strategies for CT radiation dose optimization. Radiology, 230: 619-28.

KARA M., TURAN E., DABANOĞLU I., OCAL MK., (2004) Computed tomographic assess-ment of the trachea in the german shepherd dog. Annals of Anatomy, 186: 317-321.

KEOGH JWL., HUME PA., PEARSON SN., MELLO P., (2007) Anthropometric dimensions of male powerlifters of varying body mass. New Zealand Journal of Sports Sciences, 25: 1365-76.

KERRY J., ANİTA C., PAUL S., MATTHEW T., PAMELA O., SUZANNE JB., (2005) Exercise effects on bone mineral density re-lationships to changes in fitness and fatness. American Journal of Preventive Medicine, 28(5): 453-460.

KRUPA P., KRSEK P., CERNOCHOVA P., MOLİTOR M., (2004) 3D real modelling and CT biomodels application in facial sur-gery. Neuroradiology European Society of Neuroradiology, 141-1.

MARCHOCKA M., SMUK E., (1984) Analysis of body build of senior weightlifters with particular regard for proportions. Biology of Sport, 1: 55-71.

MATERİALİSE. http://biomedical.materialise.-com/mimicsMimics. Erişim tarihi: 06/12/2012.

MURATLI S., TORAMAN F., ÇETİN E., (2000) Sportif hareketlerin biomekanik temelleri. İkinci baskı. Ankara. Bağırgan Yayınevi, 168-176.

ONAR V., KAHVECİOĞLU O., ÇEBİ V., (2002) Alman çoban köpeği (Alsatian) köpek yavrularında kranial kavite ve neurocranium bilgisayarlı tomografik analizi. Veterinarski Arhiv, 72: 57-66.

PETTERSSON U., ALFREDSON H., NORDS-TRÖM P., HENRİKSSON K., LORENTZON R,. (1998) Bone mass in female cross-country

Page 81: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

76

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİNisan-Mayıs-Haziran 2013 Sayı: 07 Cilt: 3 Spring Apri -May-June 2013 Volume:03 Issue:07 Jel:I

www.sstbdergisi.comID:63 K:91

skiers, reletionship between muscle strenth and different bmd sites. Medicine Unit, Department of Orthopaedics, 67: 199-206.

POESCHL PW., SCHMİDT N., GUEVARA-ROJAS G AT AL., (2013) Comparison of cone-beam and conventional multislice computed tomography for image-guided dental implant planning. Clin Oral Invest 17:317-324.

PROKOP M., (2003) General principles of MDCT. European Journal of Radio-logy, 45: 4-10.

RASKE A., NORLİN R,. (2002) Injury incidence and prevalence among elite weight and power lifters. American Journal of Sports Medicine, 30(2): 248-256.

SANAL HT., (2006) El ve el bileği kemik doku yaralanmaları: nedenler, işgücü kaybı. Gül-hane Tıp Dergisi, 48: 215-217

TÜZÜN F., AKARIRMAK U., DİNÇ A., (2002) Osteoporozun Epidemiyolojisi. In: Kemik

ve Eklemde Kadında Osteoporoz. Tüzün F, Akarırmak U, Dinç A, Ed. İstanbul. Aventis Pharma, 14-24.

WİLKS DC., WİNWOOD K., GİLLİVER SF AT AL., (2009) Bone mass and geometry of the tibia and the radius of master sprinters, middle and long distance runners, race-walkers and sedentary control participants. School of Healthcare Science, 45: 91-97.

WOHL GR, BOYD SK., JUDEX S., ZERNİCKE RF., (2000) Functional adaptation of bone to exercise and injury. Journal of Science and Medicine in Sport, 3(3): 313-324.

ZİMMERMANN CE., HARRİS G., THUR-MULLER P., TROULİS MJ., PERROTT BR., KABAN LB., (2004) Assessment of bone formation in a porcine mandibular distraction wound by computed tomography. International Journal of Oral and Maxillo-facial Surgery, 33: 569-574.

Page 82: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

77

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

HASTANIN KANSER TANISINA UYUMUNUN SAĞLANMASINDA HEMŞİRENİN ROLÜ

Medet KORKMAZ1, Şefika Tuğba YANGÖZ2

1Süleyman Demirel Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü2Süleyman Demirel Üniversitesi, Araştırma ve Uygulama Hastanesi

Özet: Bu derleme, kanser tanısı konulan bireylerin ve onların ailelerinin tanıya uyumunu sağlamada hemşireninrolünü incelemek amacıyla yapılmıştır. Kanser, dünyada hemen her ülkede morbidite ve mortalite oranları açısın-

dan önde gelen sağlık problemidir. Bugün, ölüme neden olan hastalıklar içerisinde ikinci sırada yer almaktadır.Kanser, psikolojik açıdan en derin etki bırakan hastalıktır. Sadece ölümü değil, ölüme ağrı içinde yavaş yavaş yak- laşmayı ve hastalığın gidişatına veya tedavisine bağlı sakatlanmayı çağrıştırır. Kanser tanısı konulması, birey için yıkıcı bir olaydır. Bireyin geleceğinin belirsizliğidir ve bu durum baş edilmesi oldukça zor bir durumdur. Kanser tanısı hasta için olduğu kadar, bu deneyimi paylaşan hasta ailesinin üyeleri için de başa çıkılması zor bir olaydır. Kanser tanısına uyum, birey ve aileler için karmaşık ve süreklilik isteyen bir süreçtir. Hemşireler, hasta ve hasta yakınlarının tanıya uyum sağlamalarında önemli rol oynamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kanser, Adaptasyon, Hemşirelik Bakımı

THE ROLE OF THE NURSE IN PROVIDING PATIENT ADAPTATION TO CANCER DIAGNOSIS

Özet: This study aims of examine the role of nurses in ensuring adaptation of individuals and their families to cancer diagnosis. Cancer the leading health problem in almost every country in the world in terms of morbidity and mortality rates. Today is the second leading cause of death of the diseases. Among all disease cancer, leaving the most profound impact on psychological disorder. Cancer is not only death the end of all of us but also in pain, slowly moving closer to death and the course of the disease or treatment-related injury evokes. Get diagnosed with cancer, a devastating event for individuals, uncertainty of the future it is extremely difficult to cope. For patients diagnosed with cancer, as well as family members share this experience to deal with a difficult event. Adaptation to diagnosis of cancer is a complex and seeking continuity process for individuals and their families. Nurses, play an important role to adjust of patients and relatives to diagnosis.

Keywords: Cancer, Psychological Adaptation, Nursing Care

Page 83: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

78

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

GİRİŞ

Kanser dünyada hemen her ülkede morbidite ve mortalite oranları açısından önde gelen sağlık problemidir. Bu yüzyılın başında ölüme neden olan hastalıklar sıralamasında 7-8. sıralarda iken bugün birçok ülkede kardiyovasküler hastalıklar-dan sonra ikinci sırada gelmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 6.5 milyon yeni kanser vakası ortaya çıkmaktadır (Uyar, Uslu ve Yıldırım, 2006).

Kanser, psikolojik açıdan en derin etki bırakan hastalıktır. Sadece ölümü değil, ölüme ağrı içinde yavaş yavaş yaklaşmayı ve hastalığın gidişatına veya tedavisine bağlı sakatlanmayı da çağrıştırır (Hossfeld ve Sherman, 1992).

Kanser tanısı yıkıcı bir olaydır, hasta açısından en kötü olan hastanın geleceğinin belirsiz olma-sıdır. Kanser tanısı, fiziksel problemlerin yanı sıra psikolojik, sosyal, varoluşsal yönden çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Bu süreç, hastaları etkilediği kadar onlarla birlikte bu süreci yaşayan ailelerini de etkilemekte ve bu durum onlar için de başa çıkılması zor bir olay haline gelmektedir (Fadıloğlu, Özçelik, Karabulut ve Uyar, 2010).

Kanser tanısına uyum süreci, süreklilik göste-ren güç bir durumdur. Birey ve ailenin tanıya uyumunu etkileyen birçok faktör bulunmaktadır Kanser tanısı almış bireylerin ve ailelerinin tanıya uyumları karmaşık bir süreçtir ve bu süreçte tüm sağlık profesyonelleri ile iş birliği yapılmalıdır. Hemşirelerin bireyin ve ailenin tanıya uyumunu sağlamada, gerekli konularda bireyleri bilgilendir-mede, bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmede, etkili baş etme stratejilerini öğretmede ve duygusal destek sağlamada önemli rolleri bulunmaktadır.

Bu derlemenin amacı, hasta ve hasta yakınları-nın kanser tanısına uyumunun sağlanmasında hemşirelerin rolünün incelenmesidir.

Kanser

Kanser, hücrelerin anormal, kontrolsüz çoğal-ması ve yayılması ile karakterize edilen bir grup hastalıktır. Kanser her ülkeden insanların yaşa-mını fiziksel, duygusal, ruhsal, kognitif, sosyal ve ekonomik yönden etkilemektedir. Kanser, asrımızın en korkunç hastalıklarından birisidir. Fakat kanserden korunma ve kurtulma hususunda insanların bilinç düzeyi arttıkça yaşanan korku azalabilir. Özellikle gelişmiş ülkelerde çok yaygın olan ve her üç kişiden birinde görülen kanser, tek bir hastalığın adı değildir. Çeşitli dokularda gelişen 200’den fazla hastalık kanser adı altında toplanır. Bu hastalıkların ortak özelliği, başlangıçta sağlıklı olan hücrelerin vücudun denetiminden çıkarak, aşırı biçimde çoğalmaya başlaması ve başka yerlerdeki organ ve dokulara yayılmasıdır. Günümüzde kanserli hastaların hemen hemen yarısı, tam anlamıyla iyileştirilebilmektedir. Geri kalanların pek çoğu da hastalığın denetim altına alınmasından sonraki periyotta yıllarca normal yaşamlarını sürdürebilmektedir. Bunu, özellik-le 1960’lardan bu yana kanserin tanısında ve tedavisinde sağlanan büyük gelişmelere borçlu olduğumuz söylenebilir (Karakuş ve Karakoç, 2010).

Kanser dünyada her yıl %2 oranında artmakta-dır. Her yıl ortalama 5 milyon insan bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Bu rakamlar gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde çok daha fazladır. WHO 2021 yılında dünyada 15 milyon kanser olgusunun var olacağını öngörmektedir (Uyar, Uslu ve Yıldırım, 2006).

Page 84: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

79

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

Kanser epidemiyolojisinde, kanser tiplerinin yaş, cinsiyet, etnik grup, ekonomik, coğrafi ve ırksal açıdan dağılım ve sağkalım bakımından farklılıklar gösterdiği saptanmıştır (Uyar, Uslu ve Yıldırım, 2006).

En son uluslararası verilere göre 2008 yılı ta-mamında 12,4 milyon yeni kanser vakası ve 7.6 milyon kanserden kaynaklanan ölüm meydana gelmiştir. İnsidans yönünden dünyada en yaygın kanserler akciğer kanseri (1.52 milyon), meme kanseri (1.29 milyon) ve kolorektal (1.15 milyon) kanserlerdir. Kötü prognoz nedeniyle akciğer kanseri aynı zamanda en fazla ölüme (1.31 milyon ölüm) neden olan kanser iken onu mide kanseri (780.000 ölüm) ve karaciğer kanseri (699.000 ölüm) izlemiştir (Levin ve Boyle, 2008).

Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser çe-şitleri akciğer, prostat, mesane kanseri, kolorektal kanser ve mide kanseri olarak sıralanmaktadır. Kadınlarda ise ilk beş sırada meme kanseri, ko-lorektal kanser, troid, uterus korpusu ve akciğer kanseri yer almaktadır (Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı, 2010 ).

Kanser (Onkoloji) Hemşireliği ve Sorumlulukları

Kanser vakalarında hastanın bakımı, multidisip-liner bir ekip yaklaşımını gerektirir ve onkoloji hemşiresi kanser bakımının önemli ve bütünleyici bir elemanıdır (Tuncer, 2007). Hemşire, kanserin bütün evrelerinde rol aldığı gibi kanser tanısına uyum açısından hasta ve aileye yardım etmede hemşirenin rolü tartışılmazdır.

Kanser hemşireliği uygulamaları, tüm yaş grup-larını ve hemşirelik uzmanlarını kapsar ve ev, topluluk, akut bakım kurumları ve rehabilitasyon

merkezleri dahil olmak üzere çeşitli sağlık bakım sistemlerinde gerçekleştirilir. Kanser hemşireliği-nin kapsamı, sorumlulukları ve amaçları, ayrıca onkoloji hemşireliği olarak adlandırılır. Onkoloji hemşireliği diğer hemşirelik alanları kadar karmaşık ve spesifik yapıdadır. Çünkü birçok insan ağrı ve ölümü kanserle bağdaştırır. Hemşirelerin kanser vakalarına karşı kendi tepkilerini tanımlamaları ve kanserli hastaların bakımında karşılaşabilecekleri doğal zorluklar için gerçekçi hedefler koymaları gerekir. Ayrıca, kanser hemşiresi, duygusal, sos-yal, kültürel, fiziksel ve ruhsal krizler içerisinde olan hasta ve ailenin desteğine hazır olmalıdır (Smeltzer ve Bare, 2005).

Kanserde Hemşirenin Sorumlulukları

Hemşire kanserin acı çekme ve ölümle ka-rakterize edilen, birden çok akut atağı olan kronik bir hastalık olduğu fikrini desteklemeli,

Hastalık sürecinin patofizyolojisiyle ilgili kendi bilgi düzeyini değerlendirmeli,

Kanser hastası ve hasta ailelerinin bakımında uygulamaları ve geçerli araştırma sonuçlarını kullanmalı,

Kanser için yüksek riskli hastaları tanımlamalı,

Primer ve sekonder önleyici girişimlere katılmalı,

Kanserli hastanın hemşirelik bakım gereksi-nimlerini tanılamalı,

Kanser hastasının öğrenme hedefleri, istekleri ve yeterliliklerini tanılamalı,

Hasta ve hasta ailesinin hemşirelik problem-lerini tanılamalı,

Page 85: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

80

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

Hastaya uygun sosyal destek ağını belirlemeli,

Hasta ve ailesiyle uygun girişimleri planlamalı,

Sıkıntı ve sınırlılıkları belirlemek için hastaya yardım etmeli,

Bakım için kısa ve uzun vadeli hedefleri oluşturmada hastaya yardım etmeli,

Tıbbi tedaviye paralel ve önceden saptanmış hedefleri içeren hemşirelik bakım planını uygulamalı,

Bakımın sürekliliğini teşvik etmek için mul-tidisipliner ekip üyeleriyle işbirliği yapmalı,

Hasta, ailesi ve multidisipliner ekip üyele-riyle birilikte hedefleri ve bakımın beklenen sonuçlarını değerlendirmelidir (Aslan ve Karadakovan, 2010).

Kanserde Tanı Aşaması

Hekim, hastasında kanser olasılığını düşününce, gerekli muayene ve tetkikleri yapar, bu olasılık dışlanır veya kesinleşir. Eğer bu olasılık kesinle-şirse, en çok tartışılan konu tanıyı söylemek veya söylememektir. Hasta ve hasta ailesi ile hastanın durumunu konuşmak, değerlendirmek kuraldır. Öte yandan kendisi hakkındaki gerçeği öğrenmek, her insanın doğal ve temel hakkıdır. Günümüzde özellikle doğu ülkelerinde ve Avrupa’da bu konuda “sessiz tutum” halen yaygındır. ABD’de ise he-kimlerin büyük çoğunluğu (%97) hastaya kanser tanısının söylenmesi taraftarıdır. Amerika’da 1960 yılında hekimlerin %90’ı kanser tanısını hastaya söylememekte idiler. Öte yandan hasta hakları konusundaki yasal ve tıbbi düzenlemeler de kanser tanısının söylenmesi yönündedir (Onat, 2002).

Aslında burada temel sorun söyleyip söyleme-mek değil, nasıl söylemek olmalıdır. Gerçeği söylemek tıbbi uygulama ve her insanın doğal hakkı anlayışı açısından esas alınmalı ve bunun nasıl olması gerektiği üzerinde düşünülmelidir. Nasıl söylenecek? sorusunun yanıtını ararken esas olan empati, ilgi, anlayış ve destektir. Hasta umudunu kaybetmeyecek, tedavisini kabul et-mesine ve sürdürmesine fırsat verilecek şekilde bilgilendirilmelidir. Tolere edebileceği şekilde, sürede ve süreçte söylenmelidir. Bu bir kez değil birkaç görüşmede yapılabilir. Bu konuda bir diğer nokta da tanıyı doğrudan tedaviyi sürdüren, so-rumlu onkolog veya ilgili uzmanın söylemesidir (Onat, 2002).

Tanı aşamasında hemşire hekimle ve diğer sağlık profesyonelleri ile iş birliği içerisinde olmalı, bi-reylerin sorularını yanıtlamalı ve onlara yardımcı olmalıdır. Hemşire bu aşamada bireye bütüncül yaklaşmalı, bireyi iyi değerlendirmeli, bireyin anlayacağı şekilde konuşmalı ve bireyin aşırı bilgilendirilmesinden kaçınılmalıdır.

Özkal (2008) hastaların %64’ünün ve hasta ya-kınlarının %72’sinin tanıyı bilmek istediklerini belirtmiştir. Hastaların %75’i ölümcül tanısını bilmek isterken aynı zamanda da yaklaşık ölüm zamanını bilmek istediklerini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan hasta yakınlarının çoğunluğu (%68) ölümcül tanıyı doktorun söylemesinin uygun olduğunu belirtmişlerdir (Özkal, 2008).

Kanser Tanısına Karşı Birey ve Ailenin Tutumu

Kanser ile karşılaştırıldığında kardiyovasküler hastalığa bağlı ani ölüm çok daha az korkutucu-dur. Enfeksiyon hastalıkları veya özel yatkınlık

Page 86: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

81

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

sonucu gelişen hastalık ise hastaları daha da az korkutur. Doğru veya yanlış, tedavi ile olsun olmasın vücudun hastalığa direneceği ve onu yeneceği düşünülür. Kanserin tedavi edilemeye-ceği konusundaki söylentilerin yanı sıra radikal tedavinin neden olabileceği sorunlar dehşet uyan-dırmaktadır. Hastaların kansere karşı tutumları dünyanın değişik bölgelerinde kültürel, etnik, sosyal, ekonomik ve eğitim gibi etmenlere bağlı olarak önemli ölçüde değişiklik gösterir (Hossfeld ve Sherman, 1992).

Kanser tanısının anlamı, geleceğin belirsiz olması-dır. Kanser tanısı, bireyin umut duygusunu tehdit edebilir. Kanser tanısı gelecekte belirsizliğe yol açmakta ve bireyin duygusal yapısını etkilemek-tedir (Kelleci, 2005). Kişinin kendini algılaması değişir. Belirli yaşam alışkanlıklarının ve yaşam biçiminin değiştirilmesi veya yeni alışkanlıkların edinilmesi gerekebilir. Birçok hasta bu düzenleme-lerde yalnız değildir. Aile üyelerinin etkilenmesi de ek sorunlar yaratabilir (Hossfeld ve Sherman, 1992). Tüm dünyada, kansere gösterilen tepkiler benzerlik gösterse de tepkilerin derecesi koşullara göre değişir (Barcley, 1987).

Bu süreç, hastaları etkilediği kadar onlarla birlikte bu süreci yaşayan hasta ailelerini de etkilemek-tedir. Aile üyeleri günlük yaşantılarını hastalara göre yeniden düzenlemekte, bu durum aile üye-lerinin fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarla karşılaşmalarına neden olmaktadır. Bu yüzden aile üyelerinin bu sorunlara yönelik karşılanması gereken birçok gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu gereksinimlerin karşılanmadığı ve aile üyelerinin bu süreçte yeterince destek-lenmediği durumlarda ailenin yaşam kalitesi de olumsuz yönde etkilenmektedir (Gümüş, 2005).

Gümüş (2005)’e göre, kanser tanısı hasta için olduğu kadar, bu deneyimi paylaşan hasta ailesinin üyeleri için de başa çıkılması zor bir olaydır. Hastalık sürecinde hastayla birlikte, aile üyelerinin, hatta hastayla birlikte yaşamayan hasta yakınlarının bile gerginlik ve stresleri artabilir. Kanser tüm aile sistemini etkileyip ailenin dengesini bozabilir. Kanser kronik bir hastalık olduğundan ailenin yaşam döngüsünü hiç beklenmeyen bir evrede kesintiye uğratabilir. Kanser hastasının olduğu bir ailede duygusal tepkiler, ekonomik sorunlar ve rol değişimleri ile belirginleşen birçok sosyal kriz yaşanabilir (Fadıloğlu, Doğan ve Ertem, 2006).

Özkal (2008), kanserin fiziksel bir hastalık olmasının yanı sıra psiko-sosyal sorunların en fazla gözlendiği hastalıklardan birisi olduğunu belirtmektedir. İnsanın varoluşuna ilişkin sorunları da beraberinde getirerek psikolojik açıdan ciddi sonuçlar doğurur. Bu nedenle tanının konulduğu andan itibaren her aşamada farklı psikolojik kriz-ler ortaya çıkmaktadır. Hastanın benlik saygısı azalmakta, beden imajı değişmekte, hastalığa, tedaviye ve değişen ekonomik ve sosyal koşullara uyum sorunları ortaya çıkmaktadır (Özkal, 2008).

Gümüş (2005), hastaların duygusal anlamda yoğun olarak belirsizlik, umutsuzluk, çaresizlik, güçsüzlük, üzüntü, endişe yalnızlık ve öfke his-settiklerini, sürekli olarak hastalığı düşündüklerini ve bu düşünceyi kafalarından atamadıklarını, ve başkaları tarafından anlaşılmama yönünde kaygıları olduğunu belirtmektedir. Hastaların tümünün aile yaşamlarının kesintiye uğramasından kaynaklanan yoğun kaygı ve endişeleri olduğu, bu konuda dile getirilen en önemli endişenin eş ve anne-baba gibi rolleri yerine getirememekten kaynaklanan eş ve çocuklarla ilgili durumlar olduğu görülmüştür.

Page 87: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

82

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

Hastaların genel olarak sosyal yaşamdan zevk alamama, çevredeki insanlara öfkelenme ve yalnız kalmayı isteme gibi sorunlar yaşadıkları, sosyal yaşama ilişkin en önemli beklentilerinin ise eski yaşamlarına geri dönmek, günlük faaliyetlerini ve eski sosyal ilişkilerini devam ettirmek olduğu belirlenmiştir. Hastalar hastalık deneyiminde ken-dilerine güç veren en önemli desteğin çocukları, eşleri, yakınları, dostları ve Kur’an okuma, dua etme ve namaz kılma gibi hastalıkla başa çık-mada kullandıkları dini destekler olduğunu ifade etmişlerdir (Fadıloğlu, Doğan ve Ertem, 2006).

Bir bireye kanser tanısı konulduktan sonra, hasta ve hasta yakınlarında hastalıkla ilişkili bedensel ve ruhsal tepkiler yaşanır (Bilge ve Ünal, 2005). Bu tepkiler kişiden kişiye farklılık gösterir ve çoğu kez iç içe geçmiş durumdadır (Ersoy, 1999).

Bireyin kanser tanısını nasıl karşıladığı, tanıyı izleyen tepkilerin süreci Kübler-Ross’a göre 5 aşamada tanımlanmıştır.

İnkâr

Öfke

Pazarlık

Depresyon

Kabullenme (Onat, 2002)

Kanser tanısı ilk aşamada şok tepkisine neden olur. Kişi kendi bedenine yabancılaşır, gelecek yatırımları tehdit altındadır. Yaşam krizi içinde-dir. Bu aşamada en uygun uyum stili inkârdır. İnkâr katlanılması mümkün olmayan gerçeğin bilinç dışında tutulması, benlik bütünlüğünün korunması çabasıdır. Sıklıkla ayrıştırma, yansıtma gibi psikolojik savunma tepkileri gelişir. Birey

söyleneni işitmiyor, gerçeği kavramıyor gibidir. Bu durum kişiye göre birkaç saatten, birkaç gün ve hatta haftaya kadar uzayabilir (Onat, 2002).

İkinci aşamada tepki fazladır. Kişi gerçeği kabul-lenmeye yönelmiş ve ona duygusal tepki göster-mektedir. Temel tepki biçimi kaygıdır. Yok olma tehdidi, kayıp algısı, ayrılık, ölüm düşüncesi ve bedene yabancılaşma duygusu, bu anksiyetedeki temel unsurlardır (Onat, 2002).

Üçüncü aşama, hastanın gerçeği kabul edip, ener-jisini ve ruhsal gücünü yeni yaşamına yönelttiği uyum dönemidir. Hastalık ile birlikte yaşamanın öğrenildiği dönemdir. Bu aşama ile birlikte, kişi yaşamını, geçmişini, geleceğini, varoluşunu, yeniden yorumlamaya başlar. Güven ve denge arayışı içindedir (Onat, 2002).

Bunların dışında hastada, tanıyı takiben maladaptif tepkiler gelişebilir. Hasta tanıyı ve olasılığı tüm-den inkâr edip, tedaviyi reddedebilir. Tedavinin reddi, ölümün kaçınılmaz olduğu hissinden de kaynaklanabilir (Onat, 2002).

Hasta ve Ailenin Tanıya Uyumu

Uyum süreci süreklilik gösteren karmaşık bir durumdur. Kanserli hastanın uyumunda rol oynayan bir dizi tıbbi, psişik ve psikososyal faktörler vardır. Uyumda rol oynayan faktörleri şöyle sıralayabiliriz;

Hastalığı, kendisi, hastalığın tuttuğu organ, hastalığın tipi, belirti ve bulguları, seyri, tıbbi hastalıklara ilişkin deneyim ve düşünceleri,

Hangi yaş döneminde bu hastalığa yakalandığı, yaşına uygun amaç ve projeleri için oluşturduğu tehdit düzeyi (iş, aile, yaş dönemi),

Page 88: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

83

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

Çevre destek sistemleri,

Hastalığa ilişkin kültürel ve sosyal tutumlar,

Hastanın genel, fiziksel ve psikolojik potansi-yeli, kişilik yapısı ve baş edebilme süreçleridir (Onat, 2002).

Kabataş (2008), kanserin, genellikle uyum sağ-lanması gereken tek bir olay değil, bir olaylar serisi olduğunu ifade etmektedir. Kanser tanısı konulan bireyler hastalıklarının gidişatı doğrul-tusunda yaşamlarını yeniden yapılandırma ve yarınlarının tehdit altında olması ile yüz yüzedir (Kabataş, 2008).

Ailenin uyum zorluğu yaşaması, bireyin hastalığa uyum sağlamasını zorlaştıracağından dolayı aile üyelerinin de kanserle baş etmeleri ve kansere uyum sağlamaları gerekmektedir (Bilge ve Ünal, 2005).

Bazı durumlarda uyum gerçekleşmeyebilir. Kan-sere uyum güçlüğü ve çaresizlik algısı depresyon gelişiminde en potansiyel unsurlardır. Ölüm kor-kusu, çaresizlik, yaşam ideallerinin tehdit altında olması, otonomisini kaybedeceği, çevreye bağımlı olacağı, fiziksel yıkıma uğrayacağı gibi düşünce ve kaygılar, depresyon gelişiminde önemli rol oynayan düşünce ve duygulardır. Kanser hastala-rında ortaya çıkan psikiyatrik morbiditeye ilişkin araştırmalar, bu hastaların %50’sinde tanı, tedavi ve hastalığın seyri sürecinde, tedavi gerektirecek şekilde psikiyatrik sendrom ortaya çıktığını ortaya koymaktadır (Onat, 2002).

Uyumu Sağlamada Hemşirenin Rolü

Kanser tanısının konulmasıyla hastalar ve hasta aileleri hastalık sürecinin her aşamasında farklı psikososyal sorunlar ve gereksinimlerle karşı-

laşabilirler ve çeşitli tepkiler gösterebilirler. Bu tepkilerin hepsinin psiko patalojik ya da normal olarak kabul edilmesi yanlıştır. Bu nedenle kanser tanı ve tedavisi multidisipliner olarak ele alınmalı ve hastanın cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi yöntemlerle tedavisinin ve fiziksel bakımının yanı sıra ruhsal tedavisi ve bakımı da, bütüncül tedavinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır (Yıldırım ve Gürkan, 2010).

Gümüş (2005), kanser hastalarının bütüncül bir yaklaşım içinde değerlendirilmelerinin tedavinin ve bakımın niteliğini arttırmada son derece önemli olduğunu ifade etmektedir. Kanserde psikososyal girişimlerin amacı, hastaların duygu ve kaygılarını ifade edebilmelerine olanak sağlamak, tedavi stresleriyle baş etme yeteneklerini arttırmak, yaşam kalitelerini yükseltmek, sıkıntılarını azaltmak, semptom yönetimine yardım etmek, yeni duruma uyumlarını arttırmak ve yeni ilgi, uğraş, beklenti, duygusal yatırım alanları geliştirmelerine yardım etmektir. Kanser tanısı konulan hastaların yaşam kalitelerini yükseltmek, psikososyal uyumlarını ve hastalıkla baş etme yeteneklerini arttırmak amacıyla, duygusal destek sağlayıcı girişimler geliştirmeleri ve bu girişimlerin uygulanmasında aktif rol almaları son derece önemlidir (Fadıloğlu, Doğan ve Ertem 2006).

Hasta ve hasta ailesi kanser tanısını ilk duydu-ğunda şok, inanmama gibi duygusal tepkiler verir. Hasta ve hasta ailesi bu aşamada tedavi hakkında önemli kararlar alır. Hemşirenin bu aşamada en önemli rolü soruları yanıtlamaktır (Aslan ve Karadakovan, 2010). Hemşireler yine bu aşama-da hastaya zaman tanımalı, umut yaratabilecek olumlu mesajlar verilmelidir (Onat, 2002).

Page 89: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

84

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

Hemşireler hasta için hastalığın ne anlama geldiğini onları dinleyerek, gerekirse onlara danışmanlık yaparak destek olabilirler. Hemşireliğin destek-leyici rolünün temel hedefi, onların sıkıntı veren duyguları anlamalarında hasta ve hasta ailesine yardımcı olmaktır (Yıldırım ve Gürkan, 2010). Kanserli hastaya destekleyici yaklaşımda hem-şirenin rolü, hastanın problemini çözmek değil, aynı zamanda hastanın önemli sorunlara çözüm ararken kendi iç dünyasını araştırmasına, hedef ve gereksinimlerini açıklığa kavuşturmasına da yardımcı olmaktır. Hemşireler hastalık sürecinde kişinin kendi gücünün, potansiyelinin ve yete-neklerinin farkına varmasına, tekrar bir denge kurmasına, mevcut durumuna uyum sağlamasına, bağımsız, üretken ve doyumlu bir yaşam sür-dürmesine yardımcı olabilirler (Akdemir, 1996).

Hemşirenin diğer rolleri ise hasta ve hasta ailesine yönelik hemşirelik girişimlerinin planlanmasında ve uygulanmasında kendilerini geliştirmek, tera-pötik yaklaşımı kullanarak hastanın umutsuzluk, değersizlik, suçluluk duygularını kontrol altına almasına yardım etmek, hastanın düşüncelerini ifade etmesini sağlamak, sosyal ilişkilerin ve yakın çevre desteğinin arttırılmasını sağlamaktır (Bahar, 2007).

Sonuç olarak kanser tanısı konulan hasta ve hasta ailesine yardımda aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır:

Hastalıkla ilgili bilgi alan ve duygularını paylaşan hastalar durumlarıyla daha iyi baş etmektedir.

Hastanın kaybolduğunu hissettiği zamanlarda, kontrolün yeniden sağlanması hissi baş etme gücünü arttırır.

Aktif dinleme, bireye önemsendiği, anlaşıldığı duygusunu verir ve bireyin kendisini ifade etmesine yol açar.

Hedef saptamaya hastayı katma, hastanın destek sistemlerini harekete geçirme, umudu besleme ve güçlü yönlerini hastaya fark ettirme destekleyici yaklaşımlardır.

Kanser sadece hastayı değil, hasta ailesini de etkilediği için tedavide aile de ele alınmalıdır.

Kaliteli bakımı, profesyonel gelişmeyi ve iş doyumunu arttırmak amacıyla kanseri dene-yimleyen bireyin neler yaşadığını anlamaya çalışmak önemlidir (Üstün, 1998).

SONUÇ

Her yıl dünyada milyonlarca insana kanser tanısı konulmakta ve hastalar bu süreçle baş etmek zorunda kalmaktadır. Kanser tanısı konulması bireyin umut duygusunu tehdit etmektedir. Kanser tanısı gelecekte belirsizliğe yol açmakta ve bireyin duygusal yapısını etkilemektedir. Kanser tanısı hasta için olduğu kadar, bu deneyimi paylaşan hastanın aile üyeleri için de başa çıkılması zor bir olaydır.

Hemşireler, bireylerin ve ailelerinin bu süreçte en önemli yardımcılarından birisidir. Hemşireler bu süreçte bireylere bütüncül yaklaşmalı, bireylerin ve ailelerinin kaygılarını ve duygularını ifade edebilmelerine olanak sağlamalı, onları dinlemeli ve hastaya zaman tanımalı, umut yaratabilecek olumlu mesajlar vermelidir. Hemşirelerin en önemli rolü, bireyin ve ailesinin uyumunu sağ-lamak, onların yaşam kalitelerini ve hastalıkla baş etme yeteneklerini arttırmak ve sıkıntılarını azaltmaktır.

Page 90: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

85

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

KAYNAKÇA

UYAR, M., USLU, R., YILDIRIM, Y., (2006). Kanser Epidemiyolojisi ss: 3-8, Kanserli Hastanın ve Ailenin Eğitimi ss: 323-344, Kanser ve Palyatif Bakım, İzmir.

HOSSFELD, D.K., SHERMAN, C.D., (1992). Kanserin Psikososyal Yönü, Klinik Onkoloji (Çev. Fırat D., Sarıalioğlu F., Kars A.), Başbakanlık Basımevi, Ankara, ss: 151-157.

FADILOĞLU, Ç., ÖZÇELİK, H., KARABULUT, B., UYAR, M., (2010). Kanser hastaları ve aileleri için palyatif bakım, Üniversiteliler Ofset, İzmir, ss:1-126.

KARAKUŞ, L., KARAKOÇ, Y., (2005). Genel Olarak Kanser ss:13, Kanserli Hastada Psikososyal Durum ve Hemşirelik Bakımı ss:185-190, Onkolojik Hastalıklar ve Hem-şirelik Bakımı El Kitabı, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi, Ankara.

LEVİN, B., BOYLE, P., (2008). World Cancer Report 2008, www.who.int, (Erişim Tarihi: 5 Ocak 2010).

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KANSERLE SAVAŞ DAİRESİ BAŞKANLIĞI 2004-2006 Yılları Türkiye Kanser İnsidansı, www.saglik.gov. tr, (Erişim: 26 Aralık 2010).

TUNCER, M., (2007). Kanserli hastalarda hemşi-relik bakımı; Onkoloji Hemşireliği, Türkiye’de Kanser Kontrolü, Ankara, ss:401-410.

SMELTZER, S.C., BARE, B.G., (2005). Onco-logy; Nursing Management in Cancer Care, Brunner & Suddarth’s Textbook of Medical-

Surgical Nursing, 10th Edition, Lippincott Williams & Wilkins, USA, p: 315-368.

ASLAN, E.F., KARADAKOVAN, A., (2010). Dâhili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım, içinde: onkoloji: Hastalık sürecinde birey ve aileye yönelik bakım, Çam O. (Ed.) ss:73-84, Kronik Durumlar, Oğuz S. (Ed.), Gülseven B. (Ed.) ss:99-112, Nobel Kitabevi, Adana.

ONAT, H., (2002). Mandel Molines N. (EdKanser hastasında psikiyatrik ve psikososyal destek, kanser hastasına yaklaşım, tanı, tedavi, takipte sorunlar, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul ss:345-354.

ÖZKAL, F., (2008). Kanser Tanısının Hastaya Söylenmesine İlişkin Hasta ve Hasta Yakınla-rının Görüşleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon.

KELLECİ, M., (2005). Kanser Hastalarının Umudunun Geliştirilmesine Yönelik Hemşi-relik Girişimleri, Anadolu Psikiyatri Dergisi, (6), ss:41-47.

BARCLEY, V., (1987). Kanserin psikolojik yönü ve hemşirenin rolü ss:42-49, Kanser Hastasının Rehabilitasyonunda Hemşirenin Rolü ss: 149-155, Kanser Hemşireliğinde Temel Kavramlar ( Çev. Platin N.) Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, Ankara.

GÜMÜŞ, B.A., (2005). Meme kanserli has-talarda duygusal destek odaklı hemşirelik girişimlerinin psikososyal uyuma etkisinin değerlendirilmesi, Ege Üniversitesi, Yayın-lanmamış Doktora Tezi, İzmir.

Page 91: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

86

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel:Z

www.sstbdergisi.comID:76 K:109

FADILOĞLU, Ç., DOĞAN, F., ERTEM, G., (2006). Kanser hastasının evde bakımı, Evde Bakım, Meta Basım, İzmir, ss:269-289.

BİLGE, A., ÜNAL, G., (2005). Kanserli hasta-nın yakınlarının öfke ve kaygı düzeylerinin belirlenmesi, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, (21):2, ss:37-46.

ERSOY, M.A., (1999). Kanser hastalarında dep-resyon tanısının incelenmesi, Ege Üniversitesi, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, İzmir.

KABATAŞ, S.E., (2008). Meme Kanseri Hasta-larının Kansere Uyumlarının Belirlenmesi, Gazi Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

YILDIRIM, S., GÜRKAN, A., (2010). Psikosos-yal Açıdan kanser ve psikiyatri hemşiresinin rolü, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, (26):1, ss: 87-97.

BAHAR, A., (2007). Kanser Hastalarına Psikososyal Yaklaşım, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 10 (1).

AKDEMİR, N., (1996). Psikososyal Destek, (Çev. Ed: Platin N), Hemşireler İçin Kanser El Kitabı, 1. Baskı, IV. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara, ss:175-185.

ÜSTÜN, B., (1998). Kanser hastasına nasıl yardım edilebilir? Hemşirelik Forumu; 1(5): 221-223.

Page 92: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

87

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

REFLEKSOLOJİNİN KADIN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ

Ruşen ÖZTÜRK1, Ümran SEVİL2

1-2Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları A.D.

Özet: Son yıllarda dünyada, sağlığın korunması ve sağlık problemlerinin çözümünde modern tıp dışındaki ve Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp (TAT) olarak adladırılan yöntemlerin kullanılmasında bir artış gözlemlenmektedir.Refleksoloji de, bu yöntemlerden biri olarak, yaygın bir şekilde kullanılan eski, non-invaziv bir tekniktir. Reflek- soloji, beden, zihin ve ruhu birleştiren, bütünsel bir iyileşme tekniği olarak tanımlanmaktadır. Refleksoloji ayak, el ve kulağa özgü baskı tekniklerinin kullanılmasını içeren bir yöntemdir. Bu baskı yönteminin, gevşeme ve kandolaşımını arttığı bunun sonucunda hücrelere daha fazla besin ve oksijen geçişi sağlandığı belirtilmektedir. Bu fiz- yolojik etkilerin yanı sıra refleksoloji dokunmaya dayalı bir terapi olması nedeniyle hasta ve hemşire arasında daha güçlü, samimi ve güvenilir bir ilişkiye de yol açmaktadır. Refleksoloji ile yapılmış birçok çalışma bulunmakla birlikte, bunların önemli bir kısmında hastalar üzerinde olumlu sonuçlar elde edildiği görülmektedir. Bu bağlamda, refleksolojinin, ucuz, etkin, kolay uygulanabilen bir hemşirelik girişimi olarak alanda kullanımı yaygınlaşmalıdır. Bu derlemede, uzun yıllardan beri kullanılmakta olan refleksolojinin kadın sağlığı üzerindeki etkisini ve rutin hemşirelik girişimlerinden biri olarak uygulanmasının önemini vurgulamak amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Refleksoloji, Hemşirelik, Kadın Sağlığı.

THE EFFECT OF REFLEXOLOGY ON WOMEN’S HEALTH

Özet: In recent years,an increase has been observed in the use of methods named as Complementary and Alternati- ve Medicine (CAM) and the ones apart from modern medicine in the protection of health and the solution of health problems.Being one of these methods, reflexology is also an old, non-invasive technique which is commonly used. Reflexology is defined as a holistic healing technique combining body, mind and spirit. Reflexology is a method which includes the use of pressure techniques particular to foot, hand and ear. This printing method, relaxation and increased blood circulation, provided it is stated as a result of the passage of nutrients and oxygen to the cells more. It is stated that this pressure technique increases relaxation and blood circulation and consequently more transition of food and oxygen is provided. Besides these physiological effects, as reflexology is a therapy basedon touching,it also leads to a more powerful, intimate and reliable relationship between the patient and the nurse. Although there are many studies done with reflexology, it is seen that positive results are obtained on patients in the majority of these.In this regard, the use of reflexology in the fieldas a nursing attempt which can be applied cheaply, effectively, and easily should become widespread. In this review, it is intended to emphasize the impactof reflexology which has been used for many years and its implementation as one of the routine nursing attempts.

Keywords:Reflexology, Nursing, Women’s Health.

Page 93: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

88

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

GİRİŞ

İnsanlık var olduğundan bu yana hastalık ve tedavi kavramları da onunla birlikte güncelliği-ni korumuştur (Edisan 2002). Tarihin akışıyla birlikte değişen yaşam standartları ve artan bilgi birikimleri sonucunda hastalıkların tedavisinde birçok yeni uygulamalara geçilmiştir. Bunların arasında önemini hiçbir zaman yitirmeyen bir tedavi unsuru vardır ki, o da insan elidir (Edisan 2002). Mısır mezarlarında bulunan ayak masajı resimleri refleksolojinin, 5000 yıldan beri tedavi biçimi olarak kullanıldığını düşündürmektedir (Williamson 2002, Asltoghiri 2012).

Modern tıp ile birlikte, kadınların yaşam beklentisi anlamlı derecede artmıştır. Bugün, fiziksel, zihinsel, sosyal sağlık ile ilişkili belirtilerin giderilmesi için tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin kullanımının önemi vurgulanmaktadır (Pinto 2012). Alternatif tıp doğanın iyileştirici gücü ile hastalıkları ve ağrı belirtilerini azaltmak ve bağışıklık sistemini, vücudun reküperatif gücünü pekiştirmek için kullanılmaktadır (Lee 2011).

Refleksoloji, tamamlayıcı tıbbın en çok kulla-nılan yöntemlerinden biridir (Lee 2011). Rees ve ark. (2000) İngiltere’de 714 meme kanserli bireyle yapıltıkları çalışmada, kadınların, masaj ve aromoterapiyi %14, refleksolojiyi %7 oranın-da kullandıklarını belirtilmişlerdir. Kremser ve ark., (2008) Avusturalya’lı 367 kadınla yapmış oldukları çalışmada, tamamlayıcı tedavilerden; masajın %41, refleksolojinin ise %8 oranında kullanıldığını bildirilmişlerdir. Refleksoloji, ayak-lara uygulanan özel ovma hareketleriyle, vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücününün harekete geçirilmesidir (Turan 2010). Refleksoloji,

ayaklardaki refleks noktalarını uyarmaya dayanan bir yönetimdir. Vücudun her bölgesinin, ayaklarda bulunan belirli bir noktaya karşılık geldiği ve bu noktalara uygulanan basıncın, tüm vücudu gevşetip dengeleyebileceği düşünülemektedir. Bu noktalar enerji kanalları, bölgeleri ve / veya meridyenleri ile iç organ ve yapıları ile bağlantı-lıdır. Hastalıklar veya dengesizlikler durumunda, vücuttaki bu enerji kanalları bloke olur (Tsay 2008). Refleks bölgelerine yapılan bu baskı, kalsiyum, laktat ve ürik asit kristallerinin emili-minde ve azalmasında etkili olması nedeniyle bu süreç “detoksifikasyon”olarak adlandırılmaktadır (Botting 1997). Refleksoloji ayak masajından daha farklıdır, daha yüzeysel temas ve ayağın bazı bölgelerinde derin baskıyı içermektedir (Griffiths 1996). Özel el ve parmak teknikleriyle bu refleks noktalarına uygulanan baskı, stresin azaltılmasını sağlayarak bedende fizyolojik değişikliklere yol açmaktadır (Turan 2010). Bu yöntemle bedenin kendi kendini tedavi etme mekanizması harekete geçirilerek, bedende fizyolojik bir rahatlama sağ-lanır. Ayrıca, refleksoloji vücudun kan akışının geliştirmesi, homestasın sağlanması ve gerginliğin azaltılmasına yardımcı olacağı belirtilmektedir (Botting 1997).

Refleksoloji yaygın olarak ebelik, ortopedi, nöroloji ve palyatif bakım gibi alanlarda kullanılmaktadır (Wang 2008). Hasta popülasyonunu, baş ağrısı (Launso ve ark.1999), astım, premenstrüel send-rom (Oleson1993), anovulasyon, detrusor aşırı aktivitesi, multipl skleroz (Siev-Ner 2003), bel-boyun ağrısı, siyatik, irritabl barsak sendromu, ayak ödemi, tip II diyabet, demans (Hodgson 2008), menopoz belirtileri, kanser hastaları ve postoperatif hastalar (Wilkinson et al 2008), ge-belik, doğum ve lohusalık dönemindeki kadınlar

Page 94: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

89

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

(McNeill 2006, Tipping 2000, Poorghazneyn 2006, Mollart 2003) oluşturmaktadır (Ernst 2011). Yapılmış birçok çalışmada refleksolojinin etkili olduğu görülmektedir, aynı zamanda anekdotsal kanıtlarda da ağrı, migren, distres ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi birçok durumda yararlı olduğunu belirtilmektedir (Tiran 1996, Launso 1999). Ancak refleksoloji ile yapılan çalışmalarda, anlamlı fark olmadığını gösteren ya da etkisiz olduğunu gösteren çalışmalarda mevcuttur. Örneğin; İngiltere’de yapılan bir çalışmada, refleksolojinin hafif bir formu olan Morrell tekniği, total diz protezi sonrası 29 hasta da kullanılmıştır. Postoperatif dönemde reflekso-loji alan hasta grubunun konfor düzeyinde artış olduğu, ancak kontrol grubuna göre aralarında anlamlı fark bulunmadığı belirtilmiştir. Yine gruplar arasında analjezik kullanımı ile anlamlı fark oluşmadığı saptanmıştır (Evans 1998). Tovey 2002 yılında yapmış olduğu çalışmada, irritabl bağırsak sendromu (IBS) olan 34 hasta randomize olarak refleksoloji ve plasebo olarak ayrılmıştır. Deney grubuna, 2 ay boyunca, altı kez 30 daki-kalık seans şeklinde refleksoloji uygulanmıştır. İzlenen belirtiler karın ağrısı, kabızlık / ishal ve karın şişliği olmuştur. Ancak IBS hastalarında refleksolojinin yararlı olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.

Gebelikteki Etkileri

Birçok çalışma, bitkisel ilaç, homeopati, aromate-rapi, refleksoloji, masaj ve akupunkturun, hamile kadınlar tarafından en çok kullanılan tamamlayıcı tıbbi tedavilerden olduğunu onaylamaktadır (Ti-ran 2001, Bishop 2011). Anne bakımında masaj, aromaterapi ve refleksolojinin kullanımının anne ve personel memnuniyetini yüksek seviyede

artırdığı görülmektedir. Refleksoloji, gebelikte bulantı ve kusma, kabızlık, baş ağrısı, sırt ağrısı, ve karpal tünel sendromu, doğum sonrası baş ve sırt ağrısı ve emzirmeye yardımcı olma gibi çeşitli fizyolojik koşulları tedavi etmek için gebelik, doğum ve lohusalık esnasında kullanılmaktadır (McNeill 2006, Tipping 2000, Poorghazneyn 2006, Mollart 2003).

Mollart’ın çalışmasında (2003), ayak ödemin azaltılmasında, lenfatik ayak refleksoloji tekniği ile geç gebelik sırasında dinlenmenin etkinliği karşılaştırılmıştır. Refleksoloji tedavi grubunun pretest-posttest düzeyleri karşılaştırıldığında, masaj sonrası geç hamilelik ödemi olan kadınlar, daha az şişlik ve gerginlik algılandıklarını belirmişlerdir. Ancak, lenfatik refleksoloji sonrası ortalama ayak bileği ve ayak çevresi ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır.

Doğumdaki Etkileri

İnsanoğlunun bildiği en şiddetli ağrılardan biri; doğum ile eşanlamlı olan doğum ağrısıdır. Doğum sırasında, aşırı ağrı, korku ve endişeye neden olmaktadır (Dolation 2011). Doğumda ağrı yönetiminde farmakolojik ve farmakolojik olma-yan iki yöntem kullanılmaktadır (Valiani 2010). Non-farmakolojik yöntemler; masaj, refleksoloji, dokunmatik terapi, gevşeme, dans, ısı ve soğuk terapi (örneğin duş veya sıcak bir banyo), trans-subkutan sinir uyarımı ve su terapi, akupunktur, aromaterapi ve müzik terapisi de dahil olmak üzere bir çok yöntem grubunu içermektedir (Valiani 2010). Bu yöntemlerden biri olan refleksoloji, fizyolojik ve psikolojik uyarılma noktalarını etki-lemektedir (Valiani 2010). Refleksoloji ile yapılan masaj ve cilt teması sonucunda enkefalinler ve endorfin salgılanmaktadır. Böylece, kaygı ve ağrı

Page 95: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

90

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

düzeyi azalmakta, geliştirilmiş lenfatik sinir ve kan akımı sonucunda vücuttan toksinlerin atılımı artmaktadır (Tiran 2005, Dolatian 2011). Genellikle refleksoloji, beyine giden ağrı mesajının sinirsel iletiminin durdurulmasında ve algılanan ağrının azaltılmasında etkili olmaktadır (Valiani 2010).

Refleksoloji, aynı zamanda doğum öncesi ve doğum sırasında önemli rol oynayabilmektedir. Refleksolojinin, uterus kasılmalarını teşvik etmek için oksitosin salınımını uyarılmasında, doğum sırasındaki kasılmaların düzenlenmesinde, ka-sılmalar sırasında gevşemenin oluşmasında ve deneyimlenen ağrı düzeyinin azaltılmasında etkili olduğu belirtilmektedir (McNeill 2006, Feder 1996 ).

Dolatian (2011), düşük riski olan 120 gebe ile randomize konrollü yaptığı çalışmasında, gebeleri 3 gruba ayırmıştır. Birinci gruba; aktif faz (yaklaşık 4-5 cm servikal genişlemesi) baş-langıcında 40 dakika refleksoloji uygulanmış, 2. gruba; doğumda aynı sürelerde emosyonel destek sağlanmış, üçüncü gruba, doğum sırasında sadece rutin bakım verilmiştir. Servikal dilatasyo-nun her üç aşamasında, ağrı şiddeti refleksoloji grubunda anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Dilatasyonun 4-5 cm olduğu aşamada, destek grubundaki kadınların, rutin bakım görenlere kıyasla daha az ağrı ifade ettikleri saptanmıştır. Aynı zamanda refleksolojinin, doğumun birinci, ikinci ve üçüncü evresinde doğumun süresini azaltabileceği belirtilmiştir. Yapılan diğer bir ça-lışmada, doğumun birinci evresinde (99 kadından 17’sinde), refleksoloji uygulanan deney grubunda kontrol grubuna göre, servikal dilatasyondaki ilerlemenin anlamlı düzeyde olduğu belirtilmiştir (Feder 1993).

Motha ve McGrath (1993), refleksoloji uygulaması ile doğum ağrısı ve analjezik ilaçların kullanımı-nın azaldığını, aynı zamanda doğum süresinin anlamlı ölçüde kısaldığını saptamışlardır. Benzer şekilde, McNeill ve ark. (2006) yaptıkları çalış-mada, refleksolojinin doğum ağrısı ve süresinin azaltılmasında etkili olduğunu belirtmişlerdir. Doğum sonuçları üzerinde refleksolojinin etkisini değerlendiren başka bir çalışmada, 68 kadına refleksoloji uygulanmış ve kadınlarının %90’ının doğum ağrısının azaltılmasında refleksolojinin yardımcı olduğunu, %9’unun etkisini hissetme-diğini belirtmişlerdir (Liisberg 1989).

Postpartum Döneme Etkileri

Postpartum dönemde, anne de var olan korku ve anksiyete, sinirsel uyarımla hipotalamusa iletile-rek, fizyolojik bir stres yanıtı oluşturabilmektedir. Bunun sonucunda sempatik sinir sistemi yoluyla adrenal bezlerden, adrenalin salınmasına yol açmaktadır. Adrenalin de oksitosin salınımını suprese ederek laktasyonu etkileyebilmektedir. Bu dönemde uygulanan refleksoloji, vücut sistemlerinin hassas dengesini geri kazandırarak, anksiyete ve korkuyu azaltabilmektedir (Tipping 2000). Li ve ark.’larının (2011) uyku problemi olan postpartum 65 kadınla yapmış oldukları çalışmada, reflek-soloji uygulaması sonrası, müdahale grubundaki annelerde, uyku kalitesindeki değişimlerin anlamlı olarak düşük olduğunu saptamışlardır. Çalışma sonucunda, postpartum dönemde uygulanan ayak refleksolojisinin, uyku kalitesini anlamlı derecede arttırdığını belirtmişlerdir.

Laktasyon, sadece meme dokusu ve endokrin sistemi içermemekte aynı zamanda psiko-duygusal, genetik ve çevresel faktörleri de içeren son derece karmaşık bir süreçtir (Tipping 2000). Refleksoloji

Page 96: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

91

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

bu süre boyunca iyi bir tedavi yöntemi olabilmek-tedir. Li (1996) tarafından, yeni doğum yapmış anneler iki gruba ayrılarak laktasyon boyunca izlenmiştir. Çalışmada, tedavi grubundaki 100 kadına, doğumdan sonraki 30 saat içinde ayak refleksolojisi uygulanmıştır. Kontrol grubundaki 100 kadına herhangi bir tedavi verilmemiştir. Tedavi grubunda, laktasyonun 43.47 saat içinde başladığı, kontrol grubunda ise 66.97 saat sonra başladığı gözlemlenmiştir. İki grupta, 72 saat içinde tatmin edici emzirme düzeyleri sırasıyla % 98 ve % 67 olarak bildirilmiştir. Aynı zamanda, ayak refleksolojisinin bebek için zararlı olabilecek laktasyonda ilaç kullanımı önlediği belirtilmiştir.

Park çalışmasında (2007) ayak refleksolojisinin, doğum sonrası kadınlarda vücut ağırlığı, alt eks-tremite ödemi ve serum lipitleri üzerine etkisini incelemiştir. Çalışmaya; 15 kontrol, 16 deney grubu olmak üzere 31 kadın dahil etmiştir. Deney grubuna, ayak refleksolojisi 2 hafta boyunca ve haftada 5 seans şeklinde uygulanmıştır. Kontrol grubuna göre deney grubunda, kan serumunda trigliserid düzeylerinde istatistiksel olarak an-lamlı bir azalma olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucunda; ayak refleksolojinin, postpartum kadınlarda serum lipit düzeyinin azaltılmasında etkili bir hemşirelik girişimi olarak uygulanması önerilmiştir.

Postoperatif Ağrı Üzerindeki Etkileri

Refleksolojinin, kapı kontrol mekanizması ile ağrı hissini azalttığı düşünülmektedir (Tiran 2005). Malzack tarafından 1965’te öne sürülen bu teoriye göre, kalın dokunma duyusu (A-alfa ve A-beta) lifleri, ağrı hissi ileten ince liflerden (A-delta ve C) daha hızlıdır. Bu bağlamda, cilt üzerinde mevcut mekanoreseptörler ve dokun-

sal duyu lifleri masaj yoluyla uyarılmaktadır, substantia gelatinosa hücreleri (kapı kapanır) teşvik edilmekte ve böylece T hücreleri için, sinyal iletim inhibisyonuna yol açarak ağrı hissi önlenmektedir. Substantia gelatinosa hücreleri uyarılınca, endojen opioidler olarak bilinen endorfin salgılanmaktadır (Ucuzal 2012). Bu tür bir masaj vücutta derin nefes, genel bir ra-hatlama, dinlenme ve uyuşukluk gibi konforda çeşitli sonuçlara yol açmaktadır (Degirmen 2010). Refleksoloji aynı zamanda dokunmaya dayalı bir terapidir. Dokunma, samimi ve güçlü terapötik bir deneyimdir, aynı zamanda, endorfin salınımını da içeren plazma zarı içindeki bir dizi kimyasal süreci uyarmaktadır. Fishman da (1994), benzer şekilde, dokunmayı takiben rahatlama düzeyinde artma ve uyarılma düzeyinde azalma olduğunu belirtmiştir. Otuz yedi masaj terapisini içeren meta analiz çalışmasında, tek bir masaj terapisi uygulamalarında bile durumsal anksiyete, kan basıncı ve kalp hızında azalma olduğu sonucuna varılmıştır (Moyer 2004).

Damrongrucktham (2009), abdominal cerrahi sonrası gerçek el refleksoloji ve mimik el refleksolojisini 0., 30., 90., 150. dakikalarda uygulamış, gerçek el refleksoloji uygulanan grupta ağrı düzeyinin anlamlı olarak daha düşük olduğu saptanmıştır. Gerçek el refleksoloji uygulanan abdominal cerrahi hastalarında, 90. dakikada ortalama ağrı skoru, 0. dakikaki masaj grubuna göre anlamlı derecede düşük bulunmuştur.

Tsay ve arkadaşlarının (2008), mide kanseri ve hepatosellüler kanserli hastalar da post operatif ağrı ve anksiyetenin azaltılmasında refleksoloji-nin etkisini değerlendikleri randomize kontrollü çalışmalarında, hastalar deney (n:30) ve kontrol

Page 97: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

92

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

grubu (n:30) olarak ikiye gruba ayrılmıştır. Deney grubundaki hastalara post operatif 2., 3. ve 4. günlerde 20 dakikalık refleksoloji uygulanmıştır. Çalışmada, hasta kontrollü analjezi tedavisi alan grupta, ameliyat sonrası ağrı ve anksiyetenin yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. Girişim grubundakilerin, zaman içinde daha az ağrı ve anksiyete hissettikleri, aynı zamanda kontrol grubuna göre analjezi alımlarının daha az olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucunda refleksolojinin postoperatif kanser hastalarında sunulması gere-ken bir hemşirelik girişimi olduğu belirtilmiştir.

Kesselring (1998)’in yapmış olduğu çalışmanın amacı, abdominal operasyon geçiren kadınlarda, ayak refleksolojinin, hastaların iyi olma durumları, idrar yapma, barsak hareketleri, ağrı ve uyku üzerine etkisi olup olmadığını test etmektedir. Örneklemi 130 denekten oluşan çalışmada, hastalar üç gruba randomize edilmiştir. Beş gün boyunca 15 dk’lık ayak/bacak refleksolojisi uygulanmıştır. Ayak refleksolojisi uygulanan grupta, diğer gruplara göre kataterin daha erken çıkarıldığı tespit edilmiştir. Aynı zamada reflek-soloji uygulanan grupta, ağrı, uyku ve iyi olma durumlarının, öznel ölçüm sonuçlarında diğer gruplarla karşılaştırıldığında anlamlı fark elde edilmiştir (Kesselring 1998). Kesselring (1999) diğer çalışmasında ise, çalışmanın örneklemini, jinekolojik nedenlerle batın operasyonu geçirmiş olan 130 kadın hasta oluşturmuştur. Bu çalışmada incelenen ayak refleksoloji sadece her hasta için bir kaç gün boyunca yapılmıştır. Hastaların öz-değerlendirme, genel durum, ağrı şiddeti, bağır-sak hareketleri, idrar yapma durumları ve uyku düzenleri, operasyondan öncesinde kaydedilmeye başlanmış, 10.güne kadar devam edilmiştir. Ayak refleksolojinin, negatif etkileri de içeren çeşitli

etkiler olsa da, basit masajın, dinlendirici, olumlu bir deneyim olduğu saptanmıştır. Ancak çalışma sonucunda diğer çalışmalardan farklı olarak, ayak refleksolojisinin, abdominal cerrahi sonrası zaman zaman karın ağrısını tetikleyebileceği için, akut dönemde tavsiye edilmemesi gerektiği belirtilmiştir (Kesselring 1999). Piotrowski ve ark. (2003) erkek hastalarda yapmış oldukları çalışmada ise tam tersi, masajın akut postoperatif ağrı yönetimi için yararlı bir adjuvan tedavi olabi-leceğini belirtmişlerdir. Wang ve Keck (2004)’de benzer şekilde ayak ve el masajının postoperatif dönemde ağrı yönetiminde, etkin, ucuz, düşük riskli ve kolay uygulanabilinen bir hemşirelik girişimi olduğunu belirtmişlerdir.

Premenstrüel Sendromdaki (PMS) Etkisi

Oleson (1993) PMS şikayeti olan 35 kadınla yapmış olduğu çalışmada, kulak, el ve ayak refleksolojisi uygulamıştır. PMS’ ye bağlı somatik ve fiziksel semptomlar tedavi öncesi, tedavi sırasında ve sonrasında olmak üzere 6 ay boyunca kayde-dilmiştir. Sekiz hafta boyunca haftada birkez 30 dk’lık seanslar şeklinde refleksoloji uygulanmıştır. Premenstrüel sendromu olan kadınlara uygulanan masaj sonrası, gerçek refleksoloji grubundaki semptomların plasebo grubuna göre anlamlı ölçüde azaldığı saptanmıştır.

Bolsoy ve Şirin’in (2008) çalışmasında örnek-lemi, 31 refleksoloji (deney) grubu ve 33 kontrol (tedavi nonsteroidal antienflamatuar ilaç alan) grubu olmak üzere toplam 64 kız öğrenci oluş-turmuştur. Araştırmada, uygulanan refleksoloji sonucu, deney gurubunda perimenstrüel distres puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş kaydedilmiştir. Menstrüel dönem semptomlarında % 46.5, premenstrüel dönem semptomlarında %

Page 98: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

93

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

44.9 azalma olduğu saptanmıştır. Aynı zamanda, menstrüel distres alt gruplarının her birinin pu-anlarında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş olduğu belirtilmiştir. Benzer bir çalışma Kim’in tarafından yapılmış (2002), 20 kontrol 20 deney olmak üzere 40 kız öğrenci ile yaptığı çalışmada, veriler 2 ay boyunca toplanmıştır. Deney gru-buna 60 gün boyunca toplamda altı kez olmak üzere 1 saatlik refleksoloji uygulanmış, kontrol grubuna herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Ayak refleksoloji öncesi premenstrüel sendrom ve dismenore puan ortalaması 8.35 iken, deney grubu için ilk mensturasyonda ayak reflekso-lojisi sonrası 4.16, ikinci menstruasyonda ayak refleksoloji grubunda 3.25 olarak belirlenmiştir. Ayak refleksoloji sonrası, yorgunluk (% 50), uykusuzluk (% 40), karın ağrısı (% 35), alt karın ağrısı (% 30), kabızlık (% 30) rahatlama belirtileri olduğu saptanmıştır.

Menopozal Semptomlardaki Etkisi

Menopozal semptomların azaltılmasında, çoğun-lukla hormon tedavisine üzerinde odaklanılmıştır. Ancak günümüzde fiziksel, mental ve sosyal sağlığa ilişkin semptomların giderilmesinde tamamlayıcı tıp yöntemlerinin kullanımının önemi ortaya çıkmıştır. Bu nedenle refleksolojinin bu dönemde kullanılacak en uygun tedavi yöntemlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Refleksoloji, vucüdun rahatlamasına yardımcı olmakta ve sinir ve en-dokrin sistemini yeniden dengelenmesi sayesinde menopoz belirtilerinin azaltılmasında ve böylece menopoz dönemine yumuşak bir geçiş oluşturul-masında, yardımcı olabilecek bir tedavi yöntemi olduğu belirtilmektedir (Pinto 2012, Rees 2000). Williamson’ın (2002) şiddetli sıcak basması ve gece terlemeleri olan kadınlarda yapmış olduğu

çalışmasında, 6 haftalık refleksoloji uygulaması sonrasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu bildirilmiştir. Ancak refleksoloji ve non-spesifik ayak masajı alan gruplar arasında menopoz semp-tomları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Pinto (2012) çalışmasında, ayak refeleksolojisi sonrasında menopoz dönemindeki kadınların, yaşam kalitelerinin yükseldiğini ve masaj öncesi ve sonrası puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğunu saptamıştır. Kadınların menopoz semptomları puan ortalamaları masaj öncesi 21.82 iken, masaj sonrası 16.82’ye düş-müştür. Çalışma sonucunda, ayak refleksolojisi, menopoz belirtilerini azaltarak yaşam kalitesini artırmada etkili bir teknik olduğu belirtilmiştir. Lee (2006a) refleksoloji uyguladığı deney grubu ile herhangi bir girişimde bulunmadığı kontrol grubu arasında yorgunluk, total kolesterol, kortizol seviyesi ve klimakterik semptomlar açısından aralarında anlamlı fark olduğunu saptamıştır. Diğer bir çalışmasında ise orta yaş dönemin-deki kadınlarda, kendi kendine uygulan ayak refleksolojisinin, depresyon ve algılanan stresin azaltılmasında etkin bir hemşirelik müdahalesi olabileceği belirtilmiştir (Lee 2006b).

Jang (2009) 30 deney, 29 kontrol grubu olmak üzere 59 premenopozal dönemde olan kadınla çalışmıştır. Kadınlar her oturumda en az 40 dakika ve haftada 3 kez olmak üzere 6 hafta boyunca, kendi kendilerine ayak refleksolojisi uygulamışlardır. Sonuçlar, kendi kendine uygu-lanan ayak refleksolojisinin, premenopozal orta yaşlı kadınlarda, algılanan stres ve yorgunluğu azaltmada etkili olduğunu ve kan dolaşımına yardımcı olduğunu göstermiştir. Asltoghiri ve Ghodsi’nin (2012) yapmış olduğu randomize kontrollü çalışmada, menopoz dönemindeki 100

Page 99: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

94

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

kadın çalışmaya dahil edilmiştir. Kontrol grubuna hiçbir müdahale de bulunulmazken, deney gru-buna 21 gün boyunca günde 15 dakika süreyle refleksoloji uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar müdahaleden sonra uyku bozukluğunda önemli bir düşüş olduğunu göstermiştir. Refleksolojinin, uyku bozukluğunu iyileştirmede etkili olduğu ve bu nedenle ebelerin/hemşirelerin refleksolojiyi öğrenmesi ve menopoz dönemindeki kadınlarda öğretmesi gerektiği belirtilmiştir.

Kanser Hastaları Üzerindeki Etkileri

Macmillan Kanser Vakfı’na göre, kanser hasta-larında sunulan en yaygın tamamlayıcı tedaviler, masaj, aromaterapi masajı, refleksoloji, gevşeme terapisi, imgeleme, hipnoterapi ve akupunktur, akupresur olduğu belirtilmiştir. Reflekolojinin kanser hastalarındaki, nefes darlığı, yorgunluk, ansiyete ve ağrı gibi genel semptomların azaltıl-masında etkili olduğu saptanmıştır (Wilkinson 2008).

Stephenson (2000) ayak refleksoloji müdahalesin-den sonra, meme ve akciğer kanseri hastalarının, anksiyete düzeyinde önemli bir azalma yaşandığı belirtilmiştir. VAS ile mevcut ağrı değerlendiril-diğinde, müdahale ve kontrol grupları arasında anlamlı farklılık gösterilmemiştir. Ancak, meme kanserli hastalarda ağrıda belirgin bir azalma ya-şandığı saptanmıştır. Stephenson diğer çalışmasında (2007), 42 deney ve 44 kontrol olmak üzere 86 çiften oluşan metastatik kanserli birey ve eşleri ile çalışmıştır. Deney grubundaki hastaların eşlerine, sertifikalı refleksolojist tarafından 15-30 dakika müdahaleyi içeren ayak refleksolojisi eğitimi verilmiştir. Daha sonra kanser hastalarının eşleri tarafından, hastaya 30 dk’lık ayak refleksolojisi girişiminde bulunulmuştur. Partnerin uyguladığı

ilk ayak refleksolojisi girişimini takiben hastaların ağrı şiddeti ve kaygı düzeyinde önemli bir düşüş yaşanmıştır.

Kim (2004), radyoterapi alan kanser hastalarında, el refleksolojinin yorgunluk ve duygu durum üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptığı ça-lışmada, örneklemi 15 deney, 14 kontrol grubu olmak 29 hasta dahil edilmiştir. Deney grubuna, 20 dakikalık el refleksoloji (her iki ele) 5 gün boyunca uygulanmıştır. Uygulama öncesi ve sonrasında yorgunluk, anksiyete, duygu durum, nabız ve kan basıncı değerlendirilmiştir. Deney grubunda yorgunluk, anksiyete derecesi kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Deney grubunda sistolik kan basıncı ve nabız sayısı kontrol grubuna göre daha düşük olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucunda, el refleksolojisinin radyoterapi alan kanser hastalarında, emosyonel durum ve yorgunlukta etkili bir bakım müdaha-lesi olabileceği belirtilmiştir.

Randomize kontrollü çalışmalarda, kemoterapi alan hastalarda refleksolojinin anksiyete üzerinde yararlı olduğu gösterilmiştir (Sharp 2010). Won (2002), kemoterapi alan kanser hastalarında, refleksolojinin vital bulgular, genel yorgunluk, ruh hali ve ayak yorgunluğu üzerinde etkisini inceledikleri çalışmada, refleksoloji öncesi ve sonrası 11 hastadan veriler toplanmıştır. Uy-gulama öncesi ve sonrasında, sistolik/diastolik kan basıncı, nabız, genel yorgunluk, ruh hali ve ayak yorgunluğu arasında anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Çalışma sonucunda kemoterapi alan kanser hastalarında etkili bir hemşirelik girişimi olarak refleksolojinin kullanılması önerilmiştir. Yang (2005), 18 deney, 16 kontrol olmak üzere 34 meme kanserli kemoterapi alan hastalarda

Page 100: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

95

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

yapmış olduğu çalışmasında, pretest ve posttest bulantı, kusma ve yorgunluk düzeylerini ölç-müştür. İki farklı zamanda, yapılan refleksoloji sonrasında, deney grubunda kontrol grubuna göre bulantı ve kusma düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma saptanmıştır. Buna ek olarak, deney grubunda yorgunluk düzeyi-ninin kontrol grubuna göre anlamlı derecede azaldığı bulunmuştur. Benzer bir çalışmada, Grealish (2000), 87 kanser hastasına, 10 dakika boyunca ayak refleksolojisi uygulamış ve ayak refleksolojisinin, hastaların algıladıkları ağrı, bulantı ve rahatlama üzerinde önemli ve çabuk bir etki yarattığını belirtmiştir. Tamamlayıcı bir yöntem olarak refleksolojinin, bulantı veya ağrı şikayeti olan kanser hastaları için nispeten basit hemşirelik girişimi olarak uygulanması gerektiği tavsiye edilmiştir.

Refleksolojinin Uygulanmaması Gereken Durumlar

Refleksoloji ile yapılmış çalışmalarda, kısa dö-nemli sonuçları üzerinde durulurken yan etkileri konusunda yeterli çalışmalar bulunmadığı görül-mektedir. Lakasing yapmış olduğu derlemede (2010), kırık, gut atakları veya osteomyelit gibi ciddi bir probleme işaret eden ağrının şiddetli olduğu veya tedavi sırasında enfeksiyonun yayıl-masına yol açabilecek durumlarda refleksolojinin kontraendike olduğunu belirtmiştir. Her zaman ciddi arteriyel veya venöz tehlikelere işaret ettiği, herhangi bir alt ekstremite ülseri olan hastaların-da refleksoloji ile tedavi edilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Periferik damar hastalığı hikayesi veya tanı konmamış, tedavi edilmemiş şüpheli vakalar, refleksoloji tedavisine engel oluşturduk-ları vurgulanmıştır (Lakasing 2010). Gebeligin

ilk trimestiri, düşük veye erken doğum tehdidi, plasente previa, antepartum hemoroji, pre-eklamsi, cerrahi durumlar, açık yaraların olması, tıbbi acil-ler, maling melanom da uygulanmaması gereken durumlar olarak belirtilmektedir (Bolsoy 2008).

Sonuç

Sağlık alanında yaşanan teknolojik gelişmelerin ve bilimsel bilginin artması ile birlikte hem-şirelerin rol ve sorumluluklarında değişimler meydana gelmiştir. Bu doğrultuda, hemşirelerin tamamlayıcı tedavileri hemşirelik girişimlerine dahil etmeleri ve doğru şekilde kullanmaları, refleksoloji gibi çok boyutlu yararları olan tera-pileri öğrenmeleri gerekmektedir. Refleksoloji, sağlık alanında kullanımı gittikçe yaygınlaşan, tamamlayıcı tedavilerden biridir. Özellikle klinik koşullarda diğer tedavilere oranla, gittikçe önem kazanmaktadır (Carol 2011). Reflesoloji, ucuz, etkin, basit bir girişim olmasına rağmen, birçok sistem üzerinde etkili olması nedeniyle oldukça yararlı bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Refleksolojinin, yumuşak dokulara uygulanan masaj ile ağrıda azalmaya yol açtığı, dolayısıyla hastaların, hastalık koşullarına karşı uyumunu kolaylaştırdığı ve uyum gücünü artırdığı belirtil-mektedir (Shermeh ve ark. 2009). Aynı zamanda, refleksolojinin, hasta ve hemşire arasında güçlü bir terapötik etkisi olduğu belirtilmektedir. Çün-kü dokunmanın, terapist ve hasta arasında daha açık ve samimi bir ilişkiye yol açan güvenli ve yargısız bir ortam oluşturduğu ve güçlü bir tedavi edici yönü olduğu düşünülmektedir (Carol 2011). Bu durumun aynı zamanda, hasta ve hemşire arasındaki iletişim ve etkileşimi güçlendireceği ve hasta memnuniyetini de artıracağı düşünül-mektedir. Bu yöntemleri aynı zamanda hasta

Page 101: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

96

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

ve hasta yakınlarına öğreterek, hastaların uzun süreli etkilerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.

Refleksolojiye ilişkin teoriler ve yararlarını içeren bilgiler mevcut olmasına karşın tam olarak etki mekanizmasının bilinmediği görülmektedir. Ayrıca refleksolojinin, uzun dönem etkilerini gösteren ileri ve tekrarlı araştırmaların da, literatür de sı-nırlı olduğu görülmektedir. Özellikle bu konuda randomize kontrollü çalışmalara ve geniş popu-lasyonları kapsayan araştırmaların yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu konu da yapılmış çalışmaların artırılması, hemşirelik bakımı açısından yararlı olacaktır. Ayrıca hemşirelerin ders müfredatı ve hizmet içi eğitim programlarına refleksoloji gibi tamamlayıcı tedavilerin dahil edilmesin de önemli olduğu ve farkındalığı artıracağı düşünülmektedir.

KAYNAKLAR

EDİSAN, Z., AKSOY, Ş., (2002). “Geçmisten Günümüze Manuel Tedaviler”, T Klin J Med Ethics, Law and History 10, 269-278.

WİLLİAMSON, J.,WHİTE, A., HART, A., ERNEST, E., (2002). “Randomised Cont-rolled Trial of Reflexology for Menopausal Symptoms”, An International Journal of Obstetrics Gynaecology 109: 9, 1050-1055.

ASLTOGHİRİ, M., GHODSİ, Z., (2012). “The Effects Of Reflexology on Sleep Disorder in Menopausal Women”, Social and Behavioral Sciences 31, 242 – 246.

PİNTO, P.C., PAUL S., (2012). “Effect of Foot Reflexology on The Quality of Life Among Menopausal Women in Selected Schools in

Mangalore”, National Junior Honor Society 2:3,75-79.

Lee, J., Han, M., Chung, Y., Kim, J., Choi, J., (2011). “Effects of Foot Reflexology on Fatigue, Sleep and Pain: A Systematic Re-view and Meta-analysis”, Journal of Korean Academy of Nursing Dec 41: 6, 821-833.

REES, R.W., FEİGEL, I., VİCKERS, A., ZOLLMAN, C., MCGURK, R., SMİTH, C, (2000). “Prevalence of Complementary Therapy Use by Women with Breast Can-cer: A Population-Based Survey”, European Journal of Cancer 36, 1359–1364.

KREMSER, T., EVANS, A., MOORE, A., LUX-FORD, K., BEGBİE, S., BENSOUSSAN, A., ZORBAS, H, (2008). “Use of Complementary Therapies by Australian Women with Breast Cancer”, Breast Journal 17: 387–394.

TURAN, N., OZTURK, A., KAYA, N., (2010). “Hemşirelikte Yeni Bir Sorumluluk Alanı: Tamamlayıcı Terapi”, Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi 3:1, 93-98.

TSAY, S.L., CHEN, H.L., CHEN, S.C., LİN, H.R., LİN, K.C., (2008). “Effects of Refle-xotherapy on Acute Postoperative Pain and Anxiety Among Patients With Digestive Cancer”, Cancer Nursing 31:2, 109-115.

BOTTİNG, D., (1997). “Review of Literature on the Effectiveness of Reflexology”, Comple-mentary Therapies in Nursing & Midwifery 3, 123–130.

GRİFFİTHS, P., (1996). “Reflexology”, Comp-lementary Therapies in Nursing & Midwifery 2, 13–16.

Page 102: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

97

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

WANG, M.Y., TSAİ, P.S., LEE, P.H., CHANG, W.Y., YANG, C.M., (2008). “The Efficacy of Reflexology: Systematic Review”, Journal of Advanced Nursing 62:5, 512–20.

LAUNSO, L., BRENDSTRUP, E., ARNBERG, S., (1999). “An Exploratory Study of Reflexo-logical Treatment for Headache”, Alternative Therapies in Health and Medicine 5: 3, 57–65.

OLESON, T., FLOCCO, W., (1993). “Rando-mised Controlled Study of Premenstrual Symptoms Treated with Ear; Hand and Foot Reflexology”, Obstetrics & Gynaecology 82: 906–11.

SİEV-NER, I., GAMUS, D., LERNER-GEVA, L., ACHİRON, A., (2003). “Reflexology Treatment Relieves Symptoms of Multiple Sclerosis: A Randomized Controlled Study”, Multiple Sclerosis Journal 9, 356–61.

HODGSON, N.A., ANDERSON, S., (2008). “The Clinical Efficacy of Reflexology in Nursing Home Residents with Dementia”, Journal of Alternative and Complementary Medicine 14:3, 269–75.

WİLKİNSON, S., LOCKHART, K., GAMBLES, M., STOREY, L., (2008). “Reflexology for Symptom Relief in Patients with Cancer”, Cancer Nursing TM 31:5, 354- 360.

TİPPİNG, L., MACKERETH, P.A., (2000). “Concept Analysis: The Efect of ReflExology on Homeostasis to Establish and Maintain Lactation”, Complementary Therapies in Nursing & Midwifery 6, 189-198.

MCNEİLL., J.A., ALDERDİCE, F.A., MCMUR-RAY F.A., (2006). “Retrospective Cohort

Study Exploring the Relationship Between Antenatal Reflexology and Intranatal Outco-mes”, Complementary Therapies in Clinical Practice 12, 119–125.

POORGHAZNEYN, T., GHAFARİ, F., (2006). “The Effect of Reflexology on The Intensity of Fatigue on Pregnant Women Referred to Health Center of Ramsar City”, Nursing Midwifery J 12, 5-11.

MOLLART, L., (2003). “Single Blind Trial Add-ressing The Differential of Two Reflexology Techniques Versus Rest, on Onkle and Foot Oedema in Late Pregnancy”, Complement Therapies in Nursing and Midwifery 9, 203-8.

ERNST, E., POSADZKİ, P., LEE, M.S., (2011). “Reflexology: An Update of A Systematic Review of Randomised Clinical Trials”, Maturitas 68, 116–120.

TİRAN, D., (1996). “The Use of Complementary Therapies in Midwifery Practice: A Focus on Reflexology”, Complement Therapies in Nursing and Midwifery 96:2, 32-37.

EVANS, S.L., NOKES, L.D.M.,WEAVER, P., MAHESON, M.., MORRELL, P., (1998). “Effect of Reflexology Treatment on Recovery after Total Knee Replacement”, Journal of Bone and Joint Surgery (BR) 80-B:2S, 172.

TOVEY, P., (2002). “A Single-Blinded Trial of Reflexology for Irritable Bowel Syndrome”, British Journal of General Practice 52:474, 19-23.

TİRAN, D., (2001). “Complementary Strategies in Antenatal Care”, Complementary Therapies in Nursing and Midwifery 7:1, 19-24.

Page 103: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

98

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

BİSHOP, K., NORTHSTONE, J.R., GREEN, E.A., THOMPSON E.A., (2011). “The Use of Complementary and Alternative Medi-cine in Pregnancy: Data From The Avon Longitudinal Study of Parents And Children (Alspac)”, Complementary Therapies in Medicine 19:6, 303-310.

DOLATİAN, M., HASANPOUR, A., MON-TAZERİ, S.H., HESHMAT, R., MAJD, H.A., (2011). “The Effect of Reflexology on Pain Intensity and Duration of Labor on Primiparas”, Iranian Red Crescent Medical Journal 13:7 July, 475–479.

VALİANİ, M., SHİRAN, E., KİANPOUR, M., HASANPOUR, M., (2010). “Reviewing The Effect of Reflexology on The Pain and Certain Features and Outcomes of The Labor on The Primiparous Women”, Iranian Journal of Nursing and Midwifery 15:1 December, 302–310.

TİRAN, D., CHUMMUN, H., (2005). “The Physiological Basis of Reflexology and Its Use as A Potential Diagnosis Tool”, Comple-ment Therapies in Clinical Practice 11:58-64.

FEDER, E., LİİSBERG, G.B., LENSTRUP, C., (1993). “Zone Therapy in Relation to Birth”, in: Proceedings of the International Confederation of Midwives 23rd International Congress, vol. II. Vancouver: International Confederation of Midwives, 651–6.

MOTHA, G., MCGRATH, J., (1993). “The Effects of Reflexions”, Journal of the Association of Reflexologists 1, 2-4.

LİİSBERG, B.G., (1989). “The Effects of Ref-lexology on Labor Outcome”. Tidsskrift for Jordemodre 3, 11-15.

Lİ, C.Y., CHEN, S.C., Lİ, C.Y., GAU, M.L., HUANG, C.M., (2011).“Randomised Cont-rolled Trial of the Effectiveness of Using Foot Reflexology to İmprove Quality of Sleep Amongst Taiwanese Postpartum Women”, Midwifery 27, 181–186.

Lİ, S.L., (1996). “Galactagogue Effect of Foot Reflexology in 217 Parturient Women”, Beijing International Reflexology Confe-rence (Report), China Preventive Medical Association and the Chinese Society of Reflexology, Beijing, p. 14.

PARK, S.H., (2007). “Effects of Foot-Reflexology Massage on Body Weight, Lower Extremity Edema and Serum Lipids in Postpartum Women”, Korean Journal of Women Health Nursing. 13:2 Jun, 105-114.

UCUZAL, M., KANAN, N.,(2012). “Foot Mas-sage: Effectiveness on Postoperative Pain in Breast Surgery Patients”, Pain Management Nursing 1-8.

DEGİRMEN, N., OZERDOĞAN, N., SAYİ-NER, D., KOSGEROGLU, N., AYRANCİ, U., (2010). “Effectiveness of Foot and Hand Massage in Postcesarean Pain Control in A Group of Turkish Pregnant Women”, Applied Nursing Research 23, 153–158.

FİSHMAN, E., TURKHEİMER, E., DEGO-OD, D.E., (1994). “Touch Relieves Stress and Pain”, Journal of Behavioral Medicine 18:1, 69-79.

Page 104: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

99

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

MOYER, C.A., ROUNDS, J., HANNUM, J.W., (2004). “A Meta-Analysis of Massage Therapy Research”, Psychological Bulletin 130:1, 3–18.

DAMRONGRUCKTHAM, C., KİMPEE, S., TOSKUKAO, T., (2009). “Effects of Hand Reflexology on Level of Pain in Abdominal Surgery Patients”, Journal of Nursing Science 27 :2, 49-58.

KESSELRİNG, A., SPİCHİGER, E., MULLER, M., (1998). “Foot Reflexology: an Intervention Study”, Pflege Aug; 11:4, 213-8.

KESSELRİNG, A., (1999). “Foot Reflexology Massage: A Clinical Study”, Forsch Komp-lementarmed 6:1, 38-40.

PİOTROWSKİ, M.M., PATERSON, C., MİTC-HİNSON, A., KİM, H.M., KİRSH, M., HİNSHAW, D.B., (2003). “Massage as Ad-juvant Therapy in the Management of Acute Postoperative Pain: A Preliminary Study in Men”, Journal of the American College of Surgeons 197:6, 1037-1046.

WANG, H.L., KECK, J.F., (2004). “Foot and Hand Massage as an Intervention for Posto-perative Pain”, Pain Management Nursing June 5:2, 59-65.

BOLSOY, N., (2008). “Perimenstruel Distresin Hafifletilmesinde Refleksolojinin Etkinliğinin İncelenmesi”, Ege Universitesi Sağlık Bilim-leri Enstitüsü, Doktora tezi, İzmir, pp. 136.

KİM, Y.H., CHO, S.H., (2002). “The Effect of Foot Reflexology on Premenstrual Syndro-me and Dysmenorrhea in Female College

Students”, Korean Journal of Women Health Nursing 8: 2, 212-221.

LEE, Y.M, (2006A). “Effect of Foot Reflexology Massage on Climacteric Symptom, Fatigue and Physiologic Parameters of Middle Aged Women”, The Journal Of Korean Academic Adult Nursing 18, 284-92.

LEE, Y.M., (2006B). “Effect of Self-Foot Ref-lexology Massage on Depression, Stress Responses and Immune Functions of Middle Aged Women”, Taehan Kanho Hakhoe Chi 36:1, 179-188.

JANG, S.H., KİM, K.H., (2009). “Effects of Self-Foot Reflexology on Stress, Fatigue and Blood Circulation in Premenopausal Middle-Aged Women”, Journal of Korean Academy of Nursing 39 : 5, 662-672.

STEPHENSON, N.L., WEİNRİCH, S.P., TA-VAKOLİ, A.S., (2000). “The Effects of Foot Reflexology on Anxiety and Pain in Patients With Breast and Lung Cancer”, Oncology Nursing Forum 27, 67–72.

STEPHENSON, N.L.N, SWANSON, M., DAL-TON, J.A., KEEFE, F.J., ENGELKE, M., (2007). “Partner-Delivered Reflexology: Ef-fects on Cancer Pain and Anxiety”, Oncology Nursing Society 34:1, 127-132.

KİM, M.A., KİM, S.J., KİM S.J., KİM Y.J, (2004). “Effects of Hand Reflexology on Fatigue and Emotional State in Cancer Patients Receiving Radiotherapy,” Article Issue of Science Nursing Commandment 8:1, 39- 47.

Page 105: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

100

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİTemmuz-Ağustos-Eylül 2013 Sayı: 08 Cilt: 3 Summer July, August and September 2013 Issue: 08 Volume: 3 Jel: Z

www.sstbdergisi.comID:68 K:102

SHARP, D.M., WALKER, M.B., CHATURVEDİ,

A., UPADHYAY, S., HAMİD, A., WALKER, A.A., (2010). “A Randomised, Controlled Trial of The Psychological Effectsof Refle-xology in Early Breast Cancer”, European Journal of Cancer 46: 2, 312–322.

WON, J.S., JEONG, I.S., KİM, J.S., KİM, K.S., (2002). “Effect of Foot Reflexology on Vital Signs, Fatigue and Mood in Cancer Patients receiving Chemotherapy”, Journal of Korean Academy of Fundamentals of Nursing 9:1,16-26.

YANG, J., (2005). “The Effects of Foot Reflexology on Nausea, Vomiting and Fatigue of Breast Cancer Patients Undergoing Chemotherapy”, Taehan Kanho Hakhoe Chi. Feb 35:1,177-85.

GREALİSH, L., LOMASNEY, A., WHİTE-MAN, B., (2000). “Foot Massage: A Nursing Intervention to Modify The Distressing Symptoms of Pain and Nausea in Patients Hospitalized with Cancer”, Cancer Nurse 23:3 June, 237-43.

LAKASİNG, E., LAWRENCE, D., (2010). “When to Use Reflexology”, Primary Health Care February 20:1,16-19.

SAMUEL, C., (2011). “An Investigation İnto The Efficacy of Reflexology on Acute Pain In Healthy Human Subjects”, PhD thesis, University of Portsmouth.

SHERMEH, S.M., BOZORGZAD, P., GHA-FOURİAN, A. R., EBADİ, A., RAZMJOEİ, N., AFZALİ, M., AZİZİ, A., (2009). “ Ef-fect of Foot Reflex Massage on Sternotomy Pain After Coronary Artery Bypass Graft Surgery”, Iranian Journal of Critical Care Nursing 2:2, 51-54.

Page 106: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

101

HAKEM KURULU

ADI SOYADI BAĞLI OLDUĞU KURUM

A. Aylin ALSAFFAR ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ

A.Seza BAŞTUĞMARMARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ KLİNİK ECZACILIK ECZACILIK TEMEL BİLİMLERİ A.B.D.

Acar TÜZÜNER ANKARA ÜNV. TIP. FAK. GENEL CERRAHİ A.B.D.

Ali KUZU SAKARYA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ MYO. YBP. BŞK.

Asuman BİRİNCİ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAK. TIBBI MİKROBİYOLOJİ A.B.D.

Aylin ZEKİOĞLU CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ

Ayşe Ferda Ocakçı Marmara Üniversitesi

Burat TANDER19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Burçak BİLGİNERHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Burçin ÇELİK 19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ

Cem KOPUZ19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ ANATOMİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Cengiz AKALANANKARA ÜNV. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖR EĞİTİMİ BÖLÜM BAŞKANI

Cetin YAMAN SAKARYA ÜNV. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU

Cihan İŞLER BAĞCILAR DEVLET HASTANESİ BEYİN CERRAHİSİ KLİĞİNİ BAŞASİSTANI

Emre YANIKEKREM CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ

Engin CALGÜNER GAZİ ÜNV. TIP FAK. ANATOMİ A.B.D.

Erdem BÜYÜKBİNGÖLAnkara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya A.B.D. Öğretim Üyesi

Ergün TOZKOPARAN GATA TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI A.B.D.

Ersin ERDOĞANUFUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Fatih ÇATIKKAŞ Bartın Üniv. BESYO

Feyza ERKAN KRAUSEİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI A.B.D.

Gökhan BOZKURTHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

GökhanDELİCEOĞLU KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Page 107: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

102

Habib GEDİKOKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ MİKROBİYOLOJİ KLİNİĞİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI BÖLÜMÜ

Hacı Ahmet PEKELGAZİ ÜNV. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖRLÜK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

Hakan CANER BAŞKEN ÜNV. TIP FAK. BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Hakan GÜVENOKMEYDANI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİK ŞEF. YRD.

Hakan Murat KORKMAZ ICSU

Hakan ORUÇKAPTANHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Hakan UNCU ANKARA ÜNV. TIP. FAK. GENEL CERRAHİ A.B.D.

Haluk ÖZSARIİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON A.B.D.

Hatice YALÇIN KAMANANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ

Hatice YILDIRIM SARI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ

Hülagü KAPTAN SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROŞİRÜRJİ A.B.D.

Işık BAYRAKTARGENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SESAM

Kemal BENLİ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Lale ORTA OKAN ÜNİVERSİTESİ SPOR BİLİMLERİ

Levent BAYRAKTAR ATAKENT VETERINARY MEDICINE

M. Ömür KASIMCAN ÖZEL

Mehmet Yalçın TAŞMEKTEPLİGİL

19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ

Menderes KABADAYI 19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ

Metin KAPAN CERRAHPAŞA TIP FAK. GENEL CERRAHİ A.B.D.

Metin SAYIN CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Mine ÖZYAZICIEGE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMASÖTİK TEKNOLOJİ A.B.D.

Mustafa TUNCA GATA TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Nail KIRZ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ORTOPETİ VE TRAVMATOLOJİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Page 108: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

103

Nejat AKALINHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Nimet Sevgi GençalpMARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

Nur DİLBAZ ALACAHANÇANAKKALE 18 MART ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. İKTİSAT BÖLÜMÜ

Osman EKİN ÖZCANHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Oya KERİMOĞLU (SİPAHİGİL)

MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMASÖTİK TEKNOLOJİ A.B.D.

Pelin AVŞAR DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ

Ramazan ERDEM SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. SAĞLIK YÖNETİMİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Salih Murat AKIN CERRAHPAŞA TIP FAK. ANATOMİ A.B.D.

Saliha ALTIPARMAK CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEK OKULU HALK SAĞLIĞI A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Turgay DALKARAHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİK BİLİMLER A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Türker KILIÇMARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN ve SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Yaseri KARTER CERRAHPAŞA TIP FAK. İÇ HASTALIKLARI A.B.D.

İbrahim ÇAMCELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ SPOR YÜKSEK OKULU ÖĞRETİM ÜYESİ

İlker ATEŞ ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAK. TOKSİKOLOJİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

İlknur TÜTÜNCÜ KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

Zeliha BÜYÜKBİNGÖLAnkara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya A.B.D. Öğretim Üyesi

Zerrin PELİN Gazikent Ün öğretim üyesi

Ö. Selçuk PALAOĞLUHACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ A.B.D. ÖĞRETİM ÜYESİ

Özlem SÖĞÜTEGE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ TEMEL ECZACILIK ANALİTİK KİMYA A.B.D.

A. Salihl GÖKTEPE GATA TIP FAKÜLTESİ

Abdi ÖZASLAN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Abdullah EKMEKÇİ GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Abdülgani TATAR ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Page 109: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

104

Adile ÇEVİKBAŞ MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Ahmet UZUN 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Ahmet AYYILDIZ ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Ahmet ÇELİKKOL EGE ÜNV. TIP FAK.

Ahmet SONGUR AFYON KOCATEPE ÜNV. TIP FAK.

Ahmet UYGUN GATA TIP FAKÜLTESİ

Ahmet Nezih KÖK ATATÜRK ÜNV.TIP FAK.

Ahmet Yılmaz ÇOBAN 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Ali AYDINLAR ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Ali BENİAN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Ali FIRAT ANKARA ÜNV. TIP FAK.

Ali Ahmet DOĞANKIRIKKALE ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET VE ANTREMAN BİLİMLERİ. A.B.D.

Ali Demir SEZER MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Alis ÖZÇAKIR ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Alpaslan ŞENEL 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Aslan KALKAVANDUMLUPINAR ÜNV. SPOR YÜK. OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Aslı UÇAR ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Ayda ÇELEBİOĞLU ATATÜRK ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Ayhan CÖMERT ANKARA ÜNV. TIP FAK.

Ayhan ÖZŞAHİN MARMARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Aysun UZ ANKARA ÜNV. TIP FAK.

Ayşe Sezen BAYOĞLU ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Ayşegül GÜVENÇ ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Ayşin ALAGÖL BAĞCILAR DEVLET HASTANESİ KKB.

Azize Yaman ŞENER MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Bahadır Bülent GÜNGÖR 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Barış BAYKAL GATA TIP FAKÜLTESİ

Benan MUSELLİM CERRAHPAŞA TIP FAK.

Besim AKIN MARMARA ÜNV. İ.İ.B.F.

Betül Sever YILMAZ ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Bilge YILMAZ GATA TIP FAKÜLTESİ

Birol DOĞAN Ege Ünv. Spor Yük.OKulu Hareket ve Antreman Bilimleri A.B.D.

Page 110: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

105

Birsen BİLGİCİ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Bülent DURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Bülent EDİZ ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Bülent TUTLUOĞLU CERRAHPAŞA TIP FAK.

C.Avni BABACAN GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Canan KARAALP EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Canan Oğan HASÇİÇEK ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Cemal AYGIT BAĞCILAR DEVLET HASTANESİ KKB.

Cengiz IŞIK ABANT İZZET BAYSAL ÜNV TIP FAK. TIP FAKÜLTESİ ORTOPETİ VE TARVMATOLOJİ A.B.D.

Cihan URAS CERRAHPAŞA TIP FAK.

Cumhur ASLAN ÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Cumhur BİLGİ GATA TIP FAKÜLTESİ

Doğan BIÇKIÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Ebru Özgül GÜLER ÇUKUROVA ÜNV. İ.İ.B.F. EKONOMETRİ BÖLÜMÜ

Eda PURUTÇUOĞLU ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Efsun Ezele ESATOĞLU ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Emel IRGIL ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Emel Öykü ÇETİN UYANIKGİL

EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Emin Özgür AKGÜL GATA TIP FAKÜLTESİ

Emine ÖZMETE ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Engin ŞARER ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Erdal ZORBA GAZİ ÜNV. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTRENMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Erdinç ESEN GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Ergün BOZOĞLU GATA TIP FAKÜLTESİ

Erol AYAZ ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Erol KOÇ GATA TIP FAKÜLTESİ

Ertuğrul GELEN SAKARYA ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Esat Uğur GÖRPE CERRAHPAŞA TIP FAK.

Fadıl ÖZYENER ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Page 111: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

106

Fahri ERDOĞAN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Fatih KILINÇSÜLEYMAN DEMİREL ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Fatma DEMİRKAYA MİLOĞLU

ATATÜRK ÜNV. ECZACILIK FAK.

Fatma Nur KAYASELÇUK ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Fazilet KAYASELÇUK BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Fehmi TUNCELANKARA ÜNV. SPOK YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Ferhat ERİŞİR CERRAHPAŞA TIP FAK.

Feridun ŞİRİN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Fevziye CANBAZ TOSUN 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Feyza KARAGÖZ GÜZEY BAĞCILAR DEVLET HASTANESİ KKB.

Figen GÜRSOY ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Gökhan GÖKTALAY ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Göksel ŞENER MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Gökşin ŞENGÜL ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Gülden PEKCAN HACETTEPE ÜNV. BESLENME ve DİYETETİK BÖLÜMÜ

Gülden Z. OMURTAG MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Güler KAHRAMAN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Gülgün ERSOY HACETTEPE ÜNV. BESLENME ve DİYETETİK BÖLÜMÜ

Gülsen KORFALI ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Gülten HERGÜNER SAKARYA ÜNV. SPOR MESLEK YÜK.OKULU

Gülşen ERYILMAZ ATATÜRK ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Gülşen KIRLA ÇUKUROVA ÜNV. İ.İ.B.F. EKONOMETRİ BÖLÜMÜ

Gürol AÇIKGÖZ GATA TIP FAKÜLTESİ

H. Koray TOPGÜL 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

H. İnci GÜL ATATÜRK ÜNV.ECZACILIK FAK.

Hacer ÖNEN GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Hadiye ÖZER ATATÜRK ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Hakan USLU ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Hakkı Tangut AKAY BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Halil YAMAN GATA TIP FAKÜLTESİ

Hasan ALAÇAM 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Page 112: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

107

Hasan BAĞCI 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Hasene ÖZÇAM AK SAMATYA DEVLET HASTANESİ KADIN DOĞUM

Havva ÖZKAN ATATÜRK ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Hayri ERKOL ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Haşim OLGUN ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Hülya Gökmen ÖZEL HACETTEPE ÜNV. BESLENME ve DİYETETİK BÖLÜMÜ

Hüseyin ÖZ CERRAHPAŞA TIP FAK.

İlhan KARABIÇAK 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

İlkay YILDIZ ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

İlker ERCAN ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

İlker TAŞÇI GATA TIP FAKÜLTESİ

İlkin ÇAVUŞOĞLU ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

İnci ALİCAN MARMARA ÜNV. TIP FAK.

İrfan PAPİLA CERRAHPAŞA TIP FAK.

İsmail ÇEPNİ CERRAHPAŞA TIP FAK.

İsmet KIRPINAR ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Kaan KÜÇÜKOĞLU ATATÜRK ÜNV. ECZACILIK FAK.

Kadir BAL CERRAHPAŞA TIP FAK.

Kadir Emre AKKUŞ CERRAHPAŞA TIP FAK. ÜROLOJİ A.B.D.

Kamil ÖZDİL ÜMRANİYE DEVLET HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Kaya ÖZKUŞ CERRAHPAŞA TIP FAK.

Kenan GÜMÜŞTEKİN ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Konçuy SİVRİOĞLU ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Koray AYDEMİR GATA TIP FAKÜLTESİ

Koray KARABEKİROĞLU 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Lale YÜCEYAR CERRAHPAŞA TIP FAK.

Levent KIRILMAZ EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Levent Naci ÖZLÜOĞLU BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Leyla SAĞLAM ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

M. Ahmet TUNÇKIRAN BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

M. Burak HOŞCAN BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

M.Ayberk KURT ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

M.Hamidullah UYANIK ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Mahmut AKBOLAT SAKARYA ÜNV. SAĞLIK HİZMETLERİ M.Y.O.

Page 113: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

108

Mahmut Can YAĞMURDUR BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Maksut COŞKUN ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Mehmet ADA CERRAHPAŞA TIP FAK.

Mehmet BAYKARA ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Mehmet ERGÜN GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Mehmet ERTENÜ ÜMRANİYE DEVLET HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Mehmet TOP HACETTEPE ÜNV. İ.İ.B.F. SAĞLIK İDARESİ BÖLÜMÜ

Mehmet ZARİFOĞLU ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Mehmet Akif ZİYAGİLAMASYA ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Mehmet Ali TAŞKAYNATAN

GATA TIP FAKÜLTESİ

Mehmet Devrim TOPSESÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Mehmet Faik ÖZÇELİK CERRAHPAŞA TIP FAK.

Mehmet GÜÇLÜ GAZİ ÜNV. SPOR MESLEK YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Mehmet GÜNAY GAZİ ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Mehmet Levent ALTUN ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Mehmet Tahir ALTUĞ CERRAHPAŞA TIP FAK.

Mehmet Zeki HAZNEDAROĞLU

EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Mehtap BULUT ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Melahat Emine DÖNMEZ ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Melda KORKMAZ BALTA LİMANI HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİĞİNİ İSTANBUL

Meltem ÇETİN ATATÜRK ÜNV. ECZACILIK FAK.

Mesut SANCARMARMARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ KLİNİK ECZACILIK A.B.D.

Mete DÜREN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Metin ÖZATA GATA TIP FAKÜLTESİ

Metin ÖZKAN GATA TIP FAKÜLTESİ

Metin YAMAN GAZİ ÜNV. SPOR MESLEK YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Mithat GÜNAYDIN 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Page 114: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

109

Murat HANCI CERRAHPAŞA TIP FAK.

Murat HÖKELEK 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Murat TUNCER CERRAHPAŞA TIP FAK.

Murat YÜCE 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Mustafa GÜL ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Mustafa YÜKSEL MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Muzaffer BAHÇİVAN 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Müdriye Yıldız BIÇAKÇI ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Nadiye Pınar AY MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Nazan BİLGEL ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Nazım KORKUT CERRAHPAŞA TIP FAK.

Nebahat GÜLCÜ ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Necdet KOCABIYIK GATA TIP FAKÜLTESİ

Nermin KELEBEK GİRGİN ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Nermin KILIÇ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Nermin Nükhet MAS AFYON KOCATEPE ÜNV. TIP FAK.

Neylan ZİYALAR İSTANBUL ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ

Nezih ÖZKANABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.BEYİN ve SİNİR CERRAHİSİ A.B.D.BŞK.

Nihal APAYDIN ANKARA ÜNV. TIP FAK.

Nilgün SARP ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK. SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİCİLİĞİ A.B.D.

Niyazi ENİSELER CELAL BAYAR ÜNV. SPOR YÜK.OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Nurten KARA 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Nusret KORUN ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Okan İSTANBULLUOĞLU BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Oktay BÜYÜKAŞIK ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Oktay SARI GATA TIP FAKÜLTESİ

Onursal BUĞRA ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Osman AKTAŞ ATATÜRK ÜNV. TIP FAK.

Osman DÖNMEZ ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Osman SABUNCUOĞLU MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Osman YEŞİLDAĞ MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Page 115: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

110

Osman ŞENER GATA TIP FAKÜLTESİ

Ömer Rıfkı ÖNDER ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Ömer TANTUŞ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Özcan SAYGINMUĞLA ÜNV. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Özdemir SEVİNÇ ÇANAKKALE 18 MART ÜNV. TIP FAK.

Özgür KASAPÇOPUR ÇAPA TIP FAK.

Pamir ERDİNÇLER CERRAHPAŞA TIP FAK.

Petek BALLAR EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Polat DURSUN BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Polat DURUKAN ERCİYES TIP FAK.

Pınar ÇAKIROĞLU ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Ramazan YILMAZ MEVLANA ÜNV. TIP FAK.

Rasim KALE K.T.Ü. SPOR YÜKSEK OKULU HAREKET ve ANTREMAN BİLİMLERİ A.B.D.

Recep SÜTÇÜ SÜLEYMAN DEMİREL ÜNV. TIP FAK.

Sabiha SEVİNÇ ALTAŞ SAKARYA ÜNV. SAĞLIK HİZMETLERİ M.Y.O.

Sadık KILIÇTURGAY ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Saffet KARACA CERRAHPAŞA TIP FAK.

Salih GÜLŞEN BAŞKENT ÜNV. TIP FAK.

Salih PEKMEZCİ CERRAHPAŞA TIP FAK.

Samet KOÇ CERRAHPAŞA TIP FAK.

Sebati ÖZDEMİR CERRAHPAŞA TIP FAK.

Selçuk KÖKSAL CERRAHPAŞA TIP FAK.

Selma DÜZENLİ GEBDİREMEN

ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Senihe Rengin YILDIRIM GRIFFIN

CERRAHPAŞA TIP FAK.

Serap ALTUNTAŞ ATATÜRK ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Serdar KULA GAZİ ÜNV. TIP FAK.

Sevda LAFÇI AFYON KOCATEPE ÜNV. TIP FAK.

Seyfettin ULUDAĞ CERRAHPAŞA TIP FAK.

Sezgin Özgür GÜNEŞ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Sibel BARIŞ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Sibel GÜRÜN ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Page 116: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

111

Sinem GÖKTÜRK MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Suat Nail ÖMEROĞLU CERRAHPAŞA TIP FAK.

Süleyman ATAUS ÇAPA TIP FAK.

Süreyya ÖLGEN ANKARA ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Sıtkı ARI

Ş.Erol BOLU GATA TIP FAKÜLTESİ

Şafak ERMERTCAN EGE ÜNV. ECZACILIK FAKÜLTESİ

Şefik GÖRKEY MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Şefik GÜRAN GATA TIP FAKÜLTESİ

Şehamet BÜLBÜL MARMARA ÜNV. İ.İ.B.F.

Şengül HABLEMİTOĞLU ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Şeref ULUOCAKÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Şermin TETİK ULUSLAR ARASI KIBRIS ÜNV. ECZACILIK FAK.

Şule APİKOĞLU RABUŞ MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Tanju BEĞER CERRAHPAŞA TIP FAK.

Tarık AKÇAL CERRAHPAŞA TIP FAK.

Tonguç DEMİR BERKOL BAKIRKÖY SADİ KONUK EĞİTİM HASTANESİ

Turgut İPEK CERRAHPAŞA TIP FAK.

Tülin ŞENGÜL ANKARA ÜNV. TIP FAK.

Tülin Tiraje CELKAN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Tümer ULUS CERRAHPAŞA TIP FAK.

Türkan YILDIRIM ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Türkan YURDUN MARMARA ÜNV. ECZACILIK FAK.

Ümit TAŞKIN BAĞCILAR DEVLET HASTANESİ KKB.

Ümit AYDOĞAN GATA TIP FAKÜLTESİ

Ümit BİNGÖL ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Ümit Süleyman ŞEHİRLİ MARMARA ÜNV. TIP FAK.

Ünal BİLİR ÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Ünal EGELİ ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Vedat ÇİMEN DARICA FARABİ DEVLET HASTANESİ

Veli DUYAN ANKARA ÜNV. SAĞLIK BİLİMLERİ FAK.

Page 117: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

112

Yakup HACIÇANAKKALE 18 MART ÜNV. FEN.EDB.FAK.İSTATİSTİK BÖLÜMÜ

Yakup Sancar BARIŞ 19 MAYIS ÜNV. TIP FAKÜLTESİ

Yalçın KARAGÖZ ATATÜRK ÜNV. ECZACILIK FAK.

Yalçın KIRICI GATA TIP FAKÜLTESİ

Yalın DİKMEN CERRAHPAŞA TIP FAK.

Yeşim UNCU ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Yücel KADIOĞLU ATATÜRK ÜNV. ECZACILIK FAK.

Zehra Zerrin ERKOL ABANT İZZET BAYSAL ÜNV. TIP FAK.

Zeliha YAZICI CERRAHPAŞA TIP FAK.

Zeynep KAHVECİ ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Zeynep Oşar SİVA CERRAHPAŞA TIP FAK.

Ziya SALİHOĞLU CERRAHPAŞA TIP FAK.

Züleyha ALPER ULUDAĞ ÜNV. TIP FAK.

Page 118: ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK … 8.pdfverimliliği toplum sorunu, serbest zamanı ise kişisel tercih ve sorun olarak görmüştür. Serbest zaman sırasında geliştirilen

113

ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK SPOR SAĞLIK ve TIP BİLİMLERİ DERGİSİAtakent 2 Mah. Akasya 1 Evleri C2/23 Blok Kat 4 D 17 Halkalı Küçükçekmece İstanbul