12
Uzun suredir, uzunca bir izlenim okumadiniz... Bu aksam YIBOlu cocuklari anlatiyor sevgili Elif, kendisi de bir YIBOlu Elif... Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel cocuklarinin resmini koyduk, birbirinden guzeller hepsi de... Bir resim haric, onu koyalim, koymayalim mi epey tartistik, yatakta bir resim ve 3 eski YIBOlu gonullumuz, Elif, Nihayet ve Halide.. Ne kadar fedakarlar... Projenin son gunu Borcka Ambarli'da yani Nihayet'in okulunda, belki de Nihayet'in eski yataginda, kardeslik nasil da boyveriyor; eminim hayat boyu birbirilerinin en yakin arkadasi oldular... "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil uyumusuz bilmiyorum, ama Elif'le Nihayet'in ayaklari hep cenemdeydi..." Elif'in dedigi gibi, bir masal yasadigimiz guzellikler... Boy boy atan sevgi dallari, Karadenizin guzel cocuklariyla buyudu, gelisti... Ne kadar ozledigimizi anlatamayiz... O resimlere dalip bakip gidersin, belki 23 nisan da buraya gelir, ya da yaz kampinda goruruz; ya da en garantilisi cok calisip burayi kazanip gelirler diye umut edersin... Niye olmasin ki, daha bugun BOTE'den Bingol Kigi YIBO'dan 1. siniftan itibaren okumus Metin'le tanismak, umutlarimizi hep canli tutuyor... Desteklerinize cok tesekkur ediyor, saygilarimizi sunuyoruz... ILKYAR Turkcell 5228'e mesajiniz bu guzel cocuklara 1 kitap oluyor... -- Cocuklarimiz, ilk goz agrilarimiz, ilk yarimiz; hele ki uzaklardaki, YIBOlardaki cocuklarimiz, kardeslerimiz… www.ilkyar.org.tr [email protected]

Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Uzun suredir,

uzunca bir izlenim okumadiniz...

Bu aksam YIBOlu cocuklari anlatiyor

sevgili Elif, kendisi de bir YIBOlu Elif...

Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel cocuklarinin

resmini koyduk, birbirinden guzeller hepsi de...

Bir resim haric, onu koyalim, koymayalim mi

epey tartistik, yatakta bir resim ve 3 eski YIBOlu

gonullumuz, Elif, Nihayet ve Halide..

Ne kadar fedakarlar... Projenin son gunu Borcka Ambarli'da

yani Nihayet'in okulunda, belki de Nihayet'in eski yataginda,

kardeslik nasil da boyveriyor; eminim hayat boyu birbirilerinin

en yakin arkadasi oldular... "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz,

hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?"

"Nasil uyumusuz bilmiyorum, ama Elif'le Nihayet'in ayaklari hep cenemdeydi..."

Elif'in dedigi gibi, bir masal yasadigimiz guzellikler...

Boy boy atan sevgi dallari, Karadenizin guzel cocuklariyla buyudu, gelisti...

Ne kadar ozledigimizi anlatamayiz... O resimlere dalip bakip gidersin,

belki 23 nisan da buraya gelir, ya da yaz kampinda goruruz;

ya da en garantilisi cok calisip burayi kazanip gelirler diye umut edersin...

Niye olmasin ki, daha bugun BOTE'den Bingol Kigi YIBO'dan 1. siniftan

itibaren okumus Metin'le tanismak, umutlarimizi hep canli tutuyor...

Desteklerinize cok tesekkur ediyor,

saygilarimizi sunuyoruz...

ILKYAR

Turkcell 5228'e mesajiniz

bu guzel cocuklara 1 kitap oluyor...

--

Cocuklarimiz, ilk goz agrilarimiz, ilk yarimiz;

hele ki uzaklardaki, YIBOlardaki cocuklarimiz, kardeslerimiz…

www.ilkyar.org.tr [email protected]

Page 2: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Yaşasın İLKYARla Büyülü Okyanus (YİBO) Masalına Daldım

Her YİBO öğrencisinin olmazsa olmazıdır YİBO’nun açılımına kendince bir şeyler uydurmak. Ye İç Boş Otur, Ye İç Beleş Otur, Yaz İmzala Banka Onayla… Ben de bu

kez Yaşasın İLKYARla Büyülü Okyanus Masalına Daldım şeklinde yorumlanmasını istedim.

Lisedeyken üniversiteye gittiğimde ilk işim bulunduğum ildeki YİBO’yu bulup ordaki öğrencilere ablalık yapmak onları geleceğe dair motive etmekti. İstanbul’da YİBO bulmak gibi bir şansım olmadı. İLKYAR’la karşılaşmam benim için mucize gibi bir şey oldu, çünkü ben bir okula ablalık yapmayı düşünürken İLKYAR önüme Türkiye haritasını serdi. Kısacası ben bir dereyle yetinmeyi düşünürken İLKYAR beni okyanusa daldırdı. İşte YİBO’da ki büyülü okyanusun hikayesi.

13 Şubat 2011 de başlamış olan İLKYAR maceram eylül projesinde tam bir masal tadındaydı. Bir YİBO düşünün dağın zirvesinde, tüm şehir eteklerine kurulmuş. Öğretmenleri, öğrencileri, okulu, yurdu, bulunduğu yer harika… Harikalar diyarıydı Ordu Çamaş YİBO. Öğretmenler emanetlerine gözü gibi bakıyor. Öğrencinin evi okulun karşısında ama yatılı imkan sunulduğu için yatılı okumayı tercih etmiş. Bunun üzerinde duruyorum yatılı okumayı TERCİH ETMİŞ. Ortada herhangi bir zaruriyet yok. Düşünün daha ilkokul öğrencisinin isteyerek ve tercih ederek kaldığı bir okulu, bu

Page 3: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

okulda yaşanan güzellikleri... Sadece sabah müdür yardımcısının tüm öğrenciler sınıflara girmek üzere toplandığında mikrofona anlattıklarına değinip gerisini size bırakıyorum.

‘’Arkadaşlar bugün doğum günü olanları buraya çağırmayacağım çünkü bugünü hepinizin doğum günü olarak kutluyorum şimdi herkes kendini alkışlasın.’’

Ordu Çamaş YİBO’daki güzellikleri ne kadar anlatmaya çalışsam da hep bir şeyler eksik kalıyor.

Oyun etkinliği yapıyordum bu projede. İlköğretim 1-2-3. Sınıflara yapılan bir etkinlik.

Senenin ilk günü haliyle birinci sınıfların annelerinden ilk ayrılışlarına da şahit olduk. Ordu Çamaş’ta ilk kademe gündüzlüydü. İlk saat etkinliğimizde biraz ağlayan olduysa da oyunun ve öğrencilerin etkisiyle çabucak toparlandılar.

Karadeniz hep gemilerin batmasıyla anılırdı. Oysa emanetlerine nasıl sahip çıktığı da anlatılmalıymış.

Ordudan sonra Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize diye devam edip Artvin’de son bulmuştu eylül masalı.

Benim YİBOm eski YİBOlardandı. Dereli, Kaşdibi, Anbarlı.. YİBOlar benim YİBOmun aynısıydı.

Her YİBO apayrı anıları çağrıştırıyor ama bu YİBOlar mekan benzerliğinin de etkisiyle daha adımımı atar atmaz binlerce anıyla beni baş başa bırakıyor. Her köşesi bambaşka bir aleme götürüyordu beni.

Page 4: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Her insan kendi yaşadıkları doğrultusunda karşıdakini anlayabiliyor bu projede bunu anladım.

Gittiğim her okulda farklı manzaralarla karşılaştım aslında. Minicik bedenlere yüklenmiş ağır yükler vardı.

Benim YİBOmda hep köyünde okulu olmayanlar vardı. Özel durumlu çocuklarla karşılaşmamıştık. Bu yüzden bu çocukların nasıl olduğuna dair herhangi bir fikrim yoktu.

Eğitim fakültesi dördüncü sınıf öğrencisiyim ve öğretmen lisesi mezunuyum. Piaget, Maslow, Vygotsky’nin gelişim dönemlerine dair her şeyi şeyi biliyor durumdaydım anlayacağınız.

Hangi evrede çocuklar ne yapar nasıl davranır, onların davranışları nasıl kontrol edilir… İLKYARla gitmiş olduğum okulları da düşünecek olursam artık eğitim konusunda öğretmenin sahip olduğu yeterliliklere sahiptim.

Ama öyle manzaralarla karşılaşıyorsun ki bazen, o çocuklar bütün teorilere kafa tutuyorlar yüklendikleri sorunlarla/sorumluluklarla..

Bana okulda öğrencinin derse ilgisini nasıl çekersin, motivasyonunu nasıl sağlarsın anlatılır en fazla. Ev ödevleriyle doludur yapılandırmacı yaklaşım. Okul-aile işbirliği içinde olmalıdır der yeni sistem.

Ama hiçbir zaman ailesi hakkında herhangi bir bilgisi olmayan çocukla karşılaştığımda nasıl davranman gerektiği anlatılmaz. Ölen annesini çalışmaya gitti zanneden, baba kavramından haberi olmayan.. Hepsini geçtim daha 3-4 yaşında kız çocuğu ki ‘’Piaget’e göre işlem öncesi dönemdir, benmerkezci düşünür, dünya onun için yaratılmıştır, basit motor hareketlerini yapar…’’ ama anne yok, baba gurbette(!)

Page 5: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

çalışıyor, o minicik yürekten kaldığı evde ev işleri yapması, çamaşır yıkaması, uslu durması, “ÇOCUK GİBİ OYNAMAMASI...” isteniyor. Ee bu durumu Piaget’in hangi teorisine uydurmalıyım? Hani işlem öncesi dönemdi, hani basit motor hareketleri yani ayakkabısını giyme ve ipini bağlama, düğmesini ilikleme gibi şeyler yapabilirdi hani çocuğun hayatı on iki yaşına kadar oyundan ibaretti. Peki bu çocuk neler yapıyor?

Bu çocuğun önünde iki yol var: ya on beşine geldiğinde evlenecek ya da okuyacak..

Evet YİBOlar sadece köyünde okulu olmayanlar için değil hayatta diğerlerinin sahip olduğu şansa sahip olamayanlar içinde olmazsa olmaz.

YİBO başlı başına bir ailedir apayrı bir okuldur. Ayşeler Fatmalar aliler veliler hepsi

ama hepsi yaşadıkları her ne olursa olsun SEVGİ etrafında toplanırlar ve tek bir isim ortaya çıkar: AİLE.

Gittiğim her okulda farklı bir benle karşılaştım.

Mesela Dereli YİBOydu sanırım bir Esma’mız vardı. Neymiş efendim gündüzlü öğrenciler ona oyuncak odasında oyuncak vermemişler ve “burası bizim sınıftı” demişler. Gururlu Esma böyle bir ortamda hiç durur mu? Çekmiş kapıyı çıkmış, “alın

oyuncaklarınız sizin olsun” diye

Sınıfa girdim güya etkinlik yapacağız. Esma iki kolunu kilitlemiş kaşlar öyle bir çatılmış ki yanaklarda kıpkırmızı. Küsmüş herkese. Esma’cım neyin var diyerek girmiş

olduğumuz konuşmada herkesi kendinden özür diletti ve öyle oyuna katıldı Tabii

herkes özür dilediyse en popüler öğrenci de o olmalı değil mi? Eveet doğru tahmin

gündüzlü öğrenciler akşama kadar Esma’yı kırmamaya onla güzel vakit geçirmeye çalışıyordu.

Sevgili Esma’nın ayakkabısı yırtılmış. Ayağını kaldırıyor adım atmaya çalışsa ayakkabı iki kat haline dönüşüyor o derece yırtılmış hani. Akşam eğlencesinde koşup zıplamak

Page 6: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

istiyor ama ayakkabı müsaade etmiyor. Gönüllü ablası da ona yerinde nasıl

oynayabileceğini göstermişti evet Esma da gururlu ve meydan okuyan halimizi

gördük.

Ya Şuayip; 6.sınıf öğrencisi. Anneyi o kadar özlemiş ki köyünden gelen yok diye ağlıyor. Gelecekle ilgili hayaline gelince; yine Piaget’e göre somut işlemler döneminde öyleyse istekleri de daha somut şeyler olmalı geleceğe dair. Mesela bir bisikletinin olmasını istemesi gibi..

Şuayip ise gelecekten çok para istiyor. Birincisi hasta annesini iyileştirmek, ikincisi Afrikadaki aç insanlara yardım etmek, üçüncüsü ise elindeki paraları insanlara dağıtmak; ama herkese ihtiyacı kadar dağıtmak istiyor. Çünkü eğer insanlar ihtiyaçlarının fazlasını elde ederlerse ihtiyacı olanları düşünmezler ve onların durumunu anlayamazlar diyor Şuayip.

Ya Nazlımız. 8.sınıf öğrencisi. Birinci sınıfa yeni gelen öğrencilerin ablası. Onların üzerini giydiriyor, çamaşırını yıkıyor, banyo yaptırıyor…

Böyle bir manzara karşısında insan aileyi sorgulamadan edemiyor. Sahi aile nedir? Aile olmak için illaki biyolojik bağ mı gerekir, ya da sadece biyolojik bağ aile olmaya yeterli midir?

Nazlı’yı ve Şuayip’i yetiştiren okul bulutların üstünde bir okul olan Gümüşhane Kürtün YİBOydu.

Projenin en zevkli anlarından biri de masal saatidir. Hepimiz yaşamış olduğumuz hayatın kahramanıyız, hepimiz kendi masalımızı yaşıyoruz aslında.

Page 7: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

İşte bu masal saatinde zaman zaman onlara bildikleri ve sevdikleri masalı soruyordum. Genellikle pamuk prenses ve külkedisi oluyordu. Peki pamuk prenses ne yaptı? Evden ayrıldığında kaç yaşındaydı? Ya külkedisi? Sihirli güçlerle prensese dönüştü.

Size başka bir masal anlatayım mıııı? Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde… ülkenin birinde dağların arkasında bir kahraman yaşarmış. Bu kahraman çok cesur ve çok akıllıymış. Çünkü yepyeni bilgiler öğrenmek için daha küçücükken yani yedi yaşındayken çok okuması gerektiğine karar vermiş. Bunun içinse annesinden ayrılmayı göze alıp bir YİBOya gelmiş….

Sizce de daha muhteşem bir masal oluşmadı mı? Külkedisi ne oldu? Bir prense evlenip prenses oldu. Prenseslik sıfatı birileri tarafından ihsan edilen bir kavram değil mi? Peki bu çocuklara ihsan edilen kavram neydi? Kendi sıfatlarını kendisi kazanan kadar güçlü kim olabilir ki şu hayatta? Evet hepimiz kendi masalımızın kahramanıyız. Sıfatlarımız

ister birileri tarafından verilsin, isterse kendimiz kazanalım.

İşte bu masal saatlerinden birinde YİBOlardan birinde masal saati için odaya girdim. Biri 3.sınıf, biri 5.sınıf, diğerleri de 8.sınıf öğrencileri. Sesim de biraz gitmiş durumda ve gününde yorgunluğu üzerime çökmüştü. Odaya girdim masal okuyacağım diye. Üçüncü sınıftaki atladı abla masalı ben okuyabilir miyim diye? “Amaç onlarla vakit geçirmek değil mi Elif?” Böyle bir teklif canıma minnet deyip hemen kabul ettim bu

dahi fikri bir öğrenci düşünün ön dişi çıkmış, “r” harfini tam söyleyemiyor ve o kadar

heyecanlı okuyor ki masalı yaşıyorsunuz resmen Evet okuduğumuz masallarda

kahramanlar pek kitap okumaz ama bu masalda en büyük kahramanlıktı kitap okumak.

Yine YİBOlardan bir anım daha. Etkinliğimiz birinci sınıflaraydı yine.

Page 8: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Öğrencileri sınıftan dışarı çıkardık ve bahçede oynamaya başladık ki bahçede bir aile dikkatimi çekti. Yanlarına vardığımda birinci sınıf öğrencisinin annesinden ayrılmak istemediğini öğrendik. Normaldir hiçbir çocuk annesinden ayrılmak istemez. Anne giderken üzülür, ağlar.. Bunlar normal şeyler. Öğrenciye çikolata verirsin, oyuna katarsın ve ağlamayı keser.

Ama bu öğrenci annesinin eteğine öyle bir sarılmış ki bırak çikolatayı, oyunu dünyayı versen umrunda değil, çünkü kendini öyle bir kilitlemiş ki kimseye cevap vermiyor. “Cereeeen al sana oyuncak” diyosun istemeeem diye çığlık atıp eline tutuşturduğumuz şeyi fırlatıyor. Annesi “kızım sana çarşıdan istediğin tokaları alacağım.” ‘’istemeeeem’’ diye çığlık. Eline para tutuşturuluyor ki bir YİBOlu için para demek mutluluk demektir, çikolata alınır, içecek alınır, alınır da alınır.. Ama “istemeeem” diye paraları da fırlatıyor. Çocuk kendisini öyle bir kilitlemiş ki anne de dahil hiç kimseyi dinlemiyor. Bu durumda annesi yanında diye diğer çocuklarla ilgileniyorduk. Ablası il dışına çıkacak ve aracının hareket saati geldi. Anne Ceren’i de yanında götürse o çocuk bir daha okula gelmeyecek. Sanırım annenin tek hamlesi kalıyor geriye o da hiç umursamıyormuş gibi gitmek. Çığlıkla ailenin olduğu yöne döndüğümüz vakit anne kızını ittirerek arabaya biniyor ve hemen uzaklaşıyorlar.. Bu arada Ceren okulun ilk günü gayet neşeli bir çocukmuş, annesi anlatıyor. Daha önce geldiğimizde hiçbir sorun yoktu okulu seviyordu ve bizden ayrılırken hiç zorlanmamıştı diyordu. Ceren’e soruyorlar niçin okulda kalmak istemiyorsun diye. Ceren de oda arkadaşı Ayşe’nin ona “pis” dediğini ve bunun için kalmak istemediğini söylüyor.. Dünyada kendi aralarında kavga etmeyen herhangi bir çocuk topluluğu yoktur, biri diğerine dil çıkarır, öbürü

Page 9: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

diğerine pis der, saçı çekilir hatta ve hatta dayak atılır akranlar arasında dayak yenilir.. Ama tüm bunlar akranlar arasındaysa eğer, çocuk bunu hiç korkmadan söyleyebilir.. Eğer yaptığı her şey doğru kabul edilen, otorite sahibi değilse (!) kavgalar çok normaldir ve hiçbir YİBOlu böyle bir gerekçeyle okuldan nefret etmez.

Anne gitti Ceren’in anneden ayrılışı o kadar tanıdık bir acıyı tetikliyor ki sanki 16 yıl öncesi daha dünmüş gibi..

Her çocuk ağlar ve çocukların en büyük silahıdır ağlamak. Oyuncak ister ağlar, eli yanar ağlar, abisi döver ağlar, dikkat çekmek ister ağlar. Hem ağlar, hem çığlık atar. Ama bu süre en fazla üç bilemedin beş dakikadır. Sonra ya istediğini elde eder ya da unutur ama bir şekilde susar.

Peki iki ders saati boyunca ağlayan çocuk? Neden hiçbir oyuncak, çikolata, para.. onun susmasını sağlayamıyor? İşte dünyanın en aciz insanı oluyorsunuz yedi yaşındaki bir çocuğun annesinden ayrıldığı ana şahit oluyorsanız? Çünkü dünyanın bütün oyuncaklarını önüne yığsanız dönüp bana mısın demez? Anne her şeyin ötesinde bir güvendir. Eğer o yedi yaşındaki çocuğa güven ortamı sunamazsak maalesef ki böyle trajedilerle baş başa kalırız.

Yaşayan bilir sözü tam da bu an içinmiş sanırım. İşte o ayrılık anında sol tarafın öyle sıkışır ki nefes almakta zorlanırsın, baktığın her nokta sana anneyi yani güvende olmayı hatırlatır. Hadi Ceren anneden ayrıldı da sol tarafı sıkışıyor, peki bana ne oluyor?

Page 10: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Çocuklar hiçbir şeyi unutmazlar. Unutmak fiili biz büyüklere aittir. Çocuklar asla unutmazlar da, affetmezler de.

Ceren’in güvenini kazanmam birazcık zaman aldı ama sonunda tekrardan güvenebilmesini başarmanın altında sanırım yaşanmışlık vardı. Tekrardan arkadaşlarının arasına karıştı ve sabahki olayı unuttu. Peki ya annesi? Öğleden sonra tekrardan okula gelmişti, büyük kızını il dışına gönderip. Bana Ceren’i sordu. uzaktan bir göreyim ondan sonra gideyim yoksa beni görürse bu sefer bırakamam dedi. Aslında en büyük fedakarlığı YİBOlu anneler yapıyorlar bu ayrılıkta. Çünkü gözyaşları hep geç akmak zorundadır bir YİBOlunun annesinin, çocuğuna güç vermek destek olmak adına..

Sonu mutlu bitti bu olayın. Ceren annesini gördü. Annesi ayrılırken de ağlamadı. Çünkü tekrardan o okulda güvende olabileceği inancı doğmuştu. Dilerim bu inancını tekrardan yitireceği herhangi bir olay yaşamaz.

Trabzon Araklı YİBO’da Cemile öğretmenimize değinmeden geçemeyeceğim. Şüphesiz YİBOlarda çok muhteşem öğretmenler var ve ben de bu öğretmenlerimiz sayesinde bugün bu konumdayım.

Cemile öğretmenimizin zorunlu tayini varmış. Yani bulunduğu okuldan ayrılması gerekiyormuş. Evinin yanında gündüzlü okullar dururken YİBOdan ayrılmak zorunda kalışı onu çok üzmüş. İki gözü iki çeşme. Ben yavrularımdan ayrılamam diyor. Gece birlere kadar okul işleriyle ilgilenmiş ki eğer ki gitmek zorunda kalırsa öğrencilerin işi aksamasın diye aylar sonrasının işleri dahi hallolmuş.

Bildiğim kadarıyla bir ders ücreti 7 TL, bir günlük nöbet ücreti: 20-30TL. bir öğretmen maaşı 1500TL. Ben bir öğrenci olarak bir saatlik özel dersi 50TL’ye veriyorum.

Page 11: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Araklı’da okulun çevresinde köpek görülmüş. Gecenin birinde bu haberi alan Cemile öğretmenin aracına atlayıp polisle köpek aramasının değerini kaç TL ile değerlendirmemiz gerektiğini bilemedim açıkçası..

Fedakarlığın temelinde fark etmek yatıyor. Ve bu çocukları fark eden de fedakarlığın en büyüklerini yapıyor.

Ve projede son günümüzdü. Bir oda da üç yatak ve bir yatakta üç YİBO’lu adına

dostluk denilebilir, kardeşlik denilebilir… hepsinden önemlisi onların üçü de farklı YİBO’larda büyümüşlerdi. Değişen sadece mekan, yaşanılanlar aynı, duygu da aynı. Biz bir AİLEYİZ.

Gönüllülere gelince de hayatında ilk defa bir yurtta hem de bir YİBO yurdunda kalanından tutunda mezun olduğu okulu söylediğinde uzun bir süre afalladığım insanlar vardı. Bu ne alçakgönüllülük bu nasıl bir adanmışlıktır. Kendisine sunulan tüm imkanları bir kenara bırakıp adını ilk defa duydukları bir yerlere gidiyorlar ve daha da ilginci o çocuklarla nasıl oluyor da bir anda iletişime geçebiliyorlar ve samimi olabiliyorlar? Tamam ben YİBOluyum ve işin mutfağını biliyorum hangi çocuğun yanına varsam konuşacak binlerce şey bulabilirken çoğu zaman kilitlenip kalırken arkadaşlar durmadan, yorulmadan birileriyle bir şeyler paylaşıyorlar. Etkinlik, deney, maç.. insanda enerji hiç bitmez mi? İşte hiç enerjisi bitmeyen bu insanlar binlerce umut taşıyorlar.

YİBOdayken en büyük hayalim bulunduğum ilde derece yapmak ve mikrofonlar bana uzatılıp bu başarımın kaynağını sorduklarında onlara sadece bir cümle söylemek isterdim. Sonra bununla da bitmeyecekti bu olay. Liseden mezun olduktan sonra da bu kez Türkiye derecesi yapacaktım. Bu kez de çevremi gazeteciler saracak ve bana yine mikrofonlar uzatılacaktı.

-Elif hanım bu başarınızı neye borçlusunuz? Onlara da yine aynı cevabı verecektim.

Ne il derecesi yapmak, ne de Türkiye derecesi yapma bana kısmet olmadı.

Page 12: Uzun suredir, Her sayfada bir de Ordu Camas'in guzel ... · "Anladim, 3 YIBOlu nostalji yapiyorsunuz, hava da soguk, onu da anladim, ama butun gece boyle yatmadiniz umarim?" "Nasil

Ama mikrofon uzatıldı hem de proje sonrası katıldığım YİBO çalıştayında.

Şans bu ya normalde ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğinden birinin gitmesi gereken bir çalıştaya İLKYAR sayesinde ben katıldım.

Evet daha yirmi gün evvel elektriği ve yolu olmayan bir yayladaydım. O anda da beş yıldızlı TÜBİTAK tesisindeydim ve mikrofonda bana uzatılmıştı.

Ve tekrar ediyorum:

‘’elektriği ve yolu olmayan bir köyde doğup;

bugün bu mikrofona konuşabiliyorsam,

bu satırları yazabiliyorsam

bunu YİBO’ya,

bunu devlete,

bunu herkese borçluyum.’’

Elif Demircik Marmara Üniversitesi

Fen Bilgisi Öğretmenliği 4. Sınıf İlk göz ağrılarımız, ilk yar’larımız...

www.ilkyar.org.tr [email protected]