24
Vergide Gündem Tax Agenda Mayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av. Tuğçe Gültekin English Translation Dünyadan vergi haberleri Jbid Silahlı Resmi Gazete’den... Senem Mallı Sirküler indeks Vergi takvimi Vergi hakkında Concerning tax

Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Vergide Gündem Tax Agenda Mayıs / May 2012

Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan

Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçlarıAv. Tuğçe Gültekin English Translation

Dünyadan vergi haberleriJbid Silahlı Resmi Gazete’den...Senem Mallı

Sirküler indeks

Vergi takvimi

Vergi hakkında

Concerning tax

Page 2: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 5

İhracat işlemleri ve ihracat istisnasına ilişkin düzenlemeler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11 ve 12’nci maddelerinde geniş olarak yer almaktadır. Mal ihracında KDV Kanunu açısından herhangi bir sorun yaşanmazken, hizmet ihracı ise mevzuatta yer alan kısıtlı düzenlemeler sebebi ile uygulamada farklı yorumlara sebep olmaktadır.

İhracat tanımı ile ilgili düzenlemeler, Gümrük Kanunu, ilgili tebliğ ve yönetmeliklerde yer almakta iken hizmet ile ilgili düzenlemeler ise KDV Kanunu ve ilgili tebliğlerinde yer almaktadır. Gümrük Kanunu’nda ihracata yönelik yapılan düzenlemelerin tamamı mala yöneliktir. Mal ihracında KDV istisnası konusunda fiziki niteliği gereği ve gümrük işlemlerine konu oluşu nedeniyle, tüketim yerinin tespiti açısından sorun yaşanmamaktadır. Ancak hizmet kavramında tüketimden anlaşılması gereken “hizmetten faydalanma”dır. Bununla beraber, Kanun’da hizmetten yurtdışında faydalanmanın ne anlama geldiği açıklanmamıştır. Bu nedenle, faydalanma yeri tespit edilemeyen bazı hizmetler ile ilgili olarak yapılan farklı yorumlar nedeniyle uygulamada netlik sağlanamamakta ve hizmetin hangi ülke tarafından vergilendirilmesi gerektiği sorunu ortaya çıkmaktadır.

Bu makalemizde KDV Kanunu ve tebliğleri ile son dönemlerde Maliye Bakanlığı tarafından verilen özelgeleri inceleyerek, idarenin hizmet ihracı ile ilgili olarak “faydalanma” kavramına bakışını ortaya koymaya çalışacağız.

Hizmet ihracında KDV istisnasına ilişkin yasal düzenlemeler

Kanun’un 11. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendiyle; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgedeki müşteriler için yapılan fason

hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetleri KDV’den istisna edilmiştir.

Aynı Kanun’un 12. maddesinin 2 numaralı fıkrasında, “yurt dışındaki müşteri” tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi aşağıdaki iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

a) Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.

b) Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.

Buna göre, Kanun’un 12. maddesinin 2 numaralı fıkrası ile 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (K) bölümü uyarınca, bir hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilebilmesi için;

1. Hizmetin Türkiye’de yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması,

2. Fatura veya benzeri nitelikteki belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi,

3. Hizmet bedelinin, döviz olarak Türkiye’ye getirilmesi ve

4. Hizmetten yurt dışında faydalanılması

şartlarının yerine getirilmiş olması gerekmektedir.

30 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde ise, “Yurt dışındaki firmaların Türkiye’den ithal edecekleri mal ve hizmetlerle ilgili olarak, bu firmalara aracılık hizmeti

Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramıHizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı

Vergide GündemDerya Arslan

Page 3: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 6

verenlerin söz konusu hizmetleri karşılığında aldıkları komisyonlar, ihraç edilen mal ve hizmetler yurt dışında tüketildiğinden hizmet ihracı istisnası kapsamında mütalaa edilecektir” denilmektedir.

Söz konusu tebliğ hükmü ile benimsenen anlayış, hizmetin bir mala yönelik olarak verilmesi durumunda, söz konusu malın tüketildiği yere göre faydalanma kriterinin belirlenmesidir. Buna göre, hizmete tabi mallar yurtdışında tüketilecek ise faydalanma yurtdışında olarak değerlendirilerek ve bu durumda KDV istisnasından faydalanılabilecektir.

Son dönemde yapılan düzenlemeler

Diğer taraftan, 05.12.2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde hizmet ihracı ile ilgili düzenlenme yapılarak, 26 Seri No’lu KDV Genel Tebliği’nde yer alan şartlar tekrarlanmış, ancak hizmet ihracı istisnası şartlarından yalnızca “hizmet bedelinin Türkiye’ye getirilmesi” ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre yurt dışındaki müşteriler için ifa edilen hizmetlerin, hizmetin ifa edildiği dönemde, bedelin döviz olarak Türkiye’ye gelmesi beklenilmeden ihracat istisnası kapsamında beyan edileceği, ancak, bu şekilde beyan edilen işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan vergilerin KDV Kanunu’nun 32’nci maddesi kapsamında iadesinin hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye gelmeden yerine getirilmeyeceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 08.08.2011 tarihli 60 Seri No’lu KDV Sirküleri’nde de hizmet ihracına değinilmiş, söz konusu sirkülerde 26 ve 113 seri numaralı Tebliğlerde geçen ifadelere yer verilmiştir. Sirkülerde;

▶ Yurt dışında faaliyet gösteren bir firmaya yurt dışındaki inşaatlara ilişkin olarak Türkiye’den verilen mühendislik, proje-taahhüt ve danışmanlık hizmetlerinin,

▶▶ Yurt dışındaki bir firmanın Türkiye’den ithal edeceği mallara ilişkin olarak Türkiye’de verilen kalite kontrol, barkodlama, elleçleme, aracılık, imalatçı seçimi, sipariş takibi vb. hizmetlerin,

KDV Kanunu’nun 11 ve 12’nci maddeleri ile konuyla ilgili genel tebliğlerdeki açıklamalar kapsamında KDV’den istisna olacağı belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere bu sirkülerde de 30 Seri No’lu KDV Genel Tebliği’ndeki anlayış benimsenmiş ve işlem bazlı örneklere yer verilmiştir. Ancak, mevcut KDV sisteminde işlem bazlı örneklerden ziyade daha genel açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Yeni teşvik uygulamasına ilişkin Kanun Tasarısı’nda hizmet ihracı

Cari açıkla mücadele kapsamında, Maliye ve Ekonomi Bakanlıkları tarafından son dönemlerde yeni teşvik paketleri açıklanmaktadır. 17.04.2012 tarihinde Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan ve Maliye Bakanlığının sitesinde yayınlanan Kanun Tasarısı Taslağı’nda hizmet ihracına yönelik teşviklere de yer verilmiştir.

Kanun Tasarısı’nda, Türkiye’den yurtdışına uzaktan erişim ile verilecek mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, tıbbi raporlama hizmetleri için yurtdışında faydalanma şartı ile KDV istisnası uygulaması öngörülmektedir.

Söz konusu hizmetlerden elde edilen kazançlara vergi indirimi uygulanması da öngörülmektedir. Diğer taraftan, yabancılara verilen eğitim ve sağlık hizmetleri için de vergi indirimi planlanırken, KDV açısından herhangi bir istisna getirilmemektedir.

Ancak, görüldüğü üzere Kanun Tasarısı’nda faydalanma kavramına herhangi bir açıklama getirilmemiş, bu şartın yerine getirilmesi koşulu ile istisna ve vergi indirimlerinin uygulanabileceği belirtilmiştir.

Avrupa Birliği ülkelerinde hizmetlerin vergilendirilme prensipleri

Avrupa Birliği KDV direktiflerinin temelinde yer alan menşe ülkesi vergilendirme prensibine göre, hizmeti yapan hangi ülkede mukimse, şube faaliyetleri açısından, şube hangi ülkede ise hizmet o ülkede yapılmış ve hizmetten o ülkede istifade edilmiş olduğu kabul edilir. Bu durumda vergilemenin de o ülke tarafından yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, her ne kadar mevcut Avrupa Birliği KDV direktifleri menşei varış yeri ilkesine göre vergilendirme yapsa da globalleşen piyasalar ve gelişen teknolojiler dikkate alınarak yeni düzenlemelerin yapılması gereği hissedilmiş ve bu nedenle de AB Komisyonu 5 Aralık 2011 tarihinde KDV’nin geleceğine yönelik “Yeşil Rapor”u (Green Paper) hazırlamıştır. Söz konusu rapora göre, gelecekte Avrupa KDV sisteminde “varış yeri ilkesi”nin (destination principle) temel alınacağı öngörülmektedir. Bu ilke, vergilendirmenin nihai tüketicinin mukimi olduğu ülke tarafından yapılmasını gerektirmektedir. Böylece, mevcut direktiflerin temelini oluşturan menşe ülkesi ilkesinden tamamıyla vazgeçilmiş olunacaktır.

Maliye Bakanlığı tarafından verilen örnek özelgeler

Uygulamada yurt dışındaki müşteri ile bağlantılı bir hizmetin nerede tüketildiği, dolayısıyla anılan hizmetin hizmet ihracatı kapsamında istisnadan yararlandırılması konusunda mükellefler tereddütler yaşamaktadır. Bu nedenle de çok sayıda özelge talebinde bulunulmaktadır.

Aşağıda, son dönemlerde verilen örnek özelgeler incelenerek idarenin faydalanma kavramına bakış açısını tespit etmeye çalışacağız. Özelgeler incelendiğinde, faydalanmanın tespitinde iki kritere göre karar verildiğini gözlemliyoruz.

1) Hizmetin Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisi olmaması

Örnek 1 Yurtdışında mukim uluslararası faaliyeti bulunan aracı kuruma, Türk hisse senetleri ve tahvilleri ile Türk Sermaye Piyasaları hakkında verilen raporların, aracı firma tarafından

Page 4: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 7

yurtdışındaki müşterilerine sunulması durumunda; Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili olmaması, diğer bir ifade ile yurtdışındaki kendi müşterilerine (bedelli veya bedelsiz veya promosyon olarak) verilmek amacıyla alınıyor olması halinde, bu hizmetlerden yurtdışında yararlanılacağından, hizmet ihracıyla ilgili dört şartın da gerçekleşmesi halinde hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna olacaktır. 1

Örnek 2 İngiltere’de yapılacak vize ve göçmenlik başvurularının hazırlanmasında rehberlik hizmeti verildiği, vize ve göçmenlik başvurularının İngiltere göçmenlik yasalarına uygun olarak hazırlandığı, Türkiye’de yaşayan veya danışmanlık hizmetinden Türkiye’de faydalanan kişi ve kurumlara verilen hizmet için KDV hesaplandığı belirtilerek yurt dışında ikamet eden Türkiye veya yabancı uyruklu müşterileriniz için İngiltere’de vize alabilme, göçmenlik başvurusu, hukuki sürecin nasıl işlediği konularında verilecek olan danışmanlık hizmetlerinden yurtdışında yararlanıldığından, yukarıda belirtilen diğer koşulların sağlanması kaydıyla söz konusu hizmet, hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna tutulacaktır. 2

Örnek 3 Dünyanın her yerinden bireysel ve kurumsal yatırımcıların foreks piyasalarında işlem yapmaları için, yatırımcılarla müşteri olan aracı kurumları tanıştırmak suretiyle Türkiye’de vereceğiniz aracılık hizmetlerinden Türkiye’de yararlanıldığından söz konusu hizmetlerin, hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 3

Örnek 4 Avukatlık bürosunun Uluslararası Yol Taşımacılığı Birliğine Türk Vergi ve İdare Hukuku konularında vermiş oldu danışmanlık hizmetinden yurtiçinde yararlanıldığından, söz konusu danışmanlık hizmetleri Kanun’un 1/1. maddesi gereği katma değer vergisine tabidir. 4

Yukarıda yer alan özelgelerin incelenmesi neticesinde, faydalanma kriteri belirlenmesinde, verilen hizmetlerin yurtdışında mukim müşterilerin Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili olup olmamasının dikkate alındığı görülmektedir. Özellikle birinci örnekteki farklı bir özelgedir. Bu özelgede verilen hizmetin Türk piyasası ile ilgili olmasına karşılık, söz konusu hizmetten hizmeti alan yabancı aracı kurumun değil, kurumun müşterilerinin faydalanıyor olması nedeniyle, faydalanmanın yurt dışında olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.

Diğer taraftan, üçüncü özelgede ise aracılık verilen hizmetin, kurumun Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili olmasından hareketle, KDV istisnası uygulanamayacağı şeklinde bir değerlendirme yapılmıştır.

2) Hizmetin mala yönelik verilmesi durumunda malın nerede tüketildiği

Örnek 1 Şirketinizin, yurtdışındaki mukim firmanın Türkiye’den satın aldığı bir uçağı sökmesi, çıkan parçaları paketlemesi, ambalajlaması ve yurtdışına gönderilmek üzere gümrük işlemlerinin tamamlanması, gümrük sahasında müşteri temsilcisine teslim edilmesi şeklinde verdiği hizmetlerden yurtdışında faydalanılacağından, ilgili tebliğdeki şartların da yerine getirilmesi kaydıyla bu hizmetlerin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır. 5

Örnek 2 Tütün satın alma departmanında çalışan personeliniz aracılığıyla merkezinizden organize edilerek yönetilen ve yurtdışındaki mukim grup şirketinizin Türkiye’den satın alacağı tütünler için verilen danışmanlık hizmetinin yukarıda belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi kaydıyla, hizmet ihracı olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, yurtdışındaki mukim grup şirketinizin Türkiye dışından satın alacağı tütünler için şirketinizce verilen danışmanlık hizmetinin yerine getirilmesi aşamasında, personelinizce yurtdışına çıkarılarak tedarikçi firmaların ziyaret edilmesi durumunda da hizmetin bir bütün olarak değerlendirilip Türkiye’de yapıldığının kabulü gerektiğinden, yukarıda belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi kaydıyla bu hizmet nedeniyle de ihracat istisnasından faydalanılabileceği tabiidir. 6

Örnek 3 Yurtdışına (Amerika) ihraç edilecek ilaçlarla ilgili yurtdışındaki firmanın talebi doğrultusunda verilen kalite kontrol hizmetleri, ihracata konu mallar yurtdışında tüketildiğinden, dolayısıyla hizmetten de yurtdışında faydalanıldığından yukarıda sayılan tüm şartların da gerçekleşmesi halinde hizmet ihracı istisnası kapsamında katma değer vergisine tabi olmayacaktır. 7

Örnek 4 Tarafınızca merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Şirketin gönderdiği kumaş numunesine uygun kumaşın bulunup bu Şirket’in onayından sonra tedarik edilerek, yine Şirketin istediği model doğrultusunda yurt içindeki üretici firmalara kesim, dikim, ütü, paket, kolileme gibi tüm işleri yaptıracak firmaların ayarlanması, Şirketinizin kontrol ve onayından geçen işlerin ihracat işlemlerinin tümünün yapılmasının sağlanması, ihracat yapacak firmaların ayarlanması ve ürünü yurt dışına gönderilmesi karşılığında alınan hizmet bedeli hizmet ihracı kapsamında değerlendirilerek KDV’den istisna tutulacaktır. Ancak, Türkiye’ye gelen yönetici veya çalışanlarının ağırlanması, işlerin yapıldığı yerlerde kontrol ve denetleme gibi işlere yönelik gezdirilmesi ve Türkiye’de yaptıkları gezilere refakat edilmesi şeklinde verilen hizmetler Türkiye’de yapıldığından hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmemekte ve bu hizmetler KDV’ye tabi bulunmaktadır. 8

1 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 03.07.2009 tarihli KDV.MUK.B.07.01.GİB4.34.17.01.12.25- 37761 sayılı özelge2 Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 10.02.2012 tarihli B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-4:2010-14011-50-199 sayılı özelge3 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 09.05.2011 tarihli B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 12-473 sayılı özelge4 Maliye Bakanlığı, 26.03.2007 tarihli B.07.1.GİB.0.01.55/5511-2534/26456 sayılı özelge5 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 26.07.2011 tarihl , B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 12-1106 sayılı özelge6 İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, 10.12.2009 tarihli B07.1.GİB.4.35.17.01-02-2867/2858 sayılı özelge7 Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, 23.10.2008 tarihli B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk-353 sayılı özelge8 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 20.07.2011 tarihli B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1031 sayılı özelge

Page 5: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 8

Örnek 5 Türkiye’de bulunan hava meydanlarındaki havayolu şirketlerine yurtdışındaki firmalarca yapılacak uçak kimyasalları ve motor yedek parça teslimleri için yurtdışındaki firmalara verdiğiniz aracılık hizmetlerinin, hizmetten Türkiye’de faydalanılıyor olması nedeniyle katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir. 9

Örnek 6 Yurtdışındaki bir firmanın Türkiye’den ithal edeceği mallara ilişkin olarak Türkiye’de verilen kalite kontrol, barkodlama, elleçleme, aracılık, imalatçı seçimi, sipariş takibi vb. hizmetler, KDV Kanunu’nun 11 ve 12’nci maddeleri ile konuyla ilgili Genel Tebliğlerdeki açıklamalar kapsamında KDV’den istisna tutulacaktır. Dolayısıyla ihracatı yapılacak işlenmiş tütünlerin ambalajlanmasına yönelik olarak yurt dışındaki firmaya Türkiye’de verdiğiniz hizmetler hizmet ihracına ilişkin olarak belirlenen şartların gerçekleşmesi kaydıyla hizmet ihracı kapsamında değerlendirilerek KDV’den istisna tutulacaktır. İşleme ilişkin olarak yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturanın “hizmet+ambalaj bedeli” olarak düzenlenmesinin istisna uygulamasına bir etkisi bulunmamaktadır.

Yukarıdaki örnek özelgelerde mallara yönelik olarak verilen hizmetlerde faydalanmanın belirlenmesinde temel alınan kriterin, söz konusu malların ithalata mı ihracata mı konu olduğunun belirlenmesi olduğu görülmektedir. Beşinci örnek özelgede verilen hizmetler ithalata konu mallar olarak değerlendirilmiş ve istisnadan yararlanamayacağı belirtilmiştir. Beşinci örnek dışındaki tüm özelgeler ise ihracata konu mallar için verildiğinden faydalanmanın yurt dışında olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç

Globalleşen dünya ekonomisinde firmalar mal ihracından daha büyük bir oranda hizmet ihracatı yapmaya başlamıştır. Mal alışverişinin yanında veya mal alışverişinden ayrıca sağlanan hizmet alışverişinin dünya ekonomisinde oldukça önemli bir yeri bulunmaktadır. Hizmet sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla içerisindeki payı gün geçtikçe artmakta ve bu hizmetleri veren ile hizmetten yararlananların bulunduğu ülkelerin tespit edilmesi de güçleşmektedir.

Yukarıda, hizmet ihracı konusunda Maliye Bakanlığı’nca verilen örnek özelgeler temel alınarak Maliye Bakanlığı’nın faydalanmanın belirlenmesinde esas almış olduğu kriterler tespit edilmeye çalışılmıştır. Örnek özelgelerden yola çıkarak her ne kadar ortak kriterler tespit edilebildiyse de görüleceği gibi hizmet ihracında “faydalanma” kriterinin kesin çizgileri belirlenememiştir.

Örnek özelgelerde bahsedilen hizmetlerin; Türkiye’deki faaliyetlerle ilgili olmaması veya mala yönelik verilen hizmetlerin tüketildiği yer kriterlerinin, 26 ve 30 Seri No’lu KDV Genel Tebliğleri ile aynı yönlü olduğu gözlemlenmektedir. Ancak yine de mükelleflerin en çok tereddüde düştükleri konulardan birinin hizmet ihracı istisnası olması ve tebliğlerde

açık bir düzenleme yapılmamış olması, mükelleflerin çok sayıda özelge talebinde bulunmasına neden olmaktadır.

Türk KDV mevzuatında “varış yeri” (destination) vergileme prensibinin benimsendiği düşünülebilir, ancak Kanun’da konu ile ilgili herhangi bir düzenlemenin yer almaması mükelleflerin özelge talep etmeye devam etmelerine neden olacaktır.

Katma değer vergisinde hizmet ihracı istisnası uygulamasında karşılaşılan sorunları gidermek amacıyla ekonomik koşullara uygun ve hizmet ihracatını artıracak yeni düzenlemelerin yapılmasının gerekli olduğu ortadadır.

Sonuç olarak, mevcut sistemin net olmamasının yanında, ekonomik ortamda meydana gelen ani değişikler, yeni teknolojilerin gelişi ve karmaşık mali araçların çoğalması KDV mevzuatında yeni düzenlemelerin yapılması gereğini bir kez daha ortaya koymaktadır.

9 İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, 03.03.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-274 sayılı özelge

Page 6: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 9

Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları

Vergide GündemAv. Tuğçe Gültekin

I. Giriş

Avrupa Birliği’ne üye ülkeler açısından, ticari işletmelerin, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ)1 , geç ödemeler sebebiyle karşılaştıkları güçlükler sebebiyle Avrupa’da iflasların ve dolayısıyla işsizliğin arttığı, büyüme, rekabet gücü ile istihdamın azaldığı görülmüş; özellikle işletmeler ve işletmeler ile kamu kurumları arasındaki ticari işlemlerde geç ödemelerin KOBİ’ler üzerinde daha ağır bir baskı yarattığı kabul edilmiştir.

Bu kapsamda, 2000/35/EC sayılı “Ticari İşlerde Geç Ödemeyle Mücadeleye İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi” 29 Haziran 2000 tarihinde Avrupa Parlamentosunda kabul edilmiştir.

Söz konusu Yönerge’de irade serbestisi, ekonomik olarak zayıf konumda olanın korunması ilkeleri ile alacaklı-borçlu ilişkisi, sözleşmenin ihlali, temerrüt faizi, alacaklının zararlarının ne şekilde karşılanacağı gibi konulara yer verilmiştir. Daha sonra 2011/7/EU sayılı Yönerge ile 2000/35/EC sayılı Yönerge’de köklü değişiklikler yapılmıştır.

Söz konusu düzenlemeler ışığında, Avrupa’da olduğu gibi geç ödemelerin de Türk işletmeleri üzerinde finansal bir risk yarattığını dikkate alan kanun koyucu, Yönergeler ışığında, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (Yeni TTK) 1530. maddesinde, ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçlarını hüküm altına almıştır. Söz konusu hüküm ile özellikle tedarik zincirinin en önemli halkası olan KOBİ’lere destek olmak amaçlanmıştır.

Nitekim maddenin gerekçesinde de, hükmün getiriliş amacı “Üreticileri, KOBİ’leri ve fatura ya da eşdeğer ödeme talepleri karşılığı hizmet veren ticari işletmeler ile kişileri, şartları dayatma

konumları güçlü ticari işletmeler, özellikle market, süper market, hiper market gibi alışveriş merkezleri karşısında korumak” şeklinde belirtilmiştir.

Bu itibarla, Yeni TTK’nın 1530. maddesi kapsamında getirilen düzenlemelere aşağıda detaylı olarak yer verilmektedir.

II. Temerrüt hali

Yeni TTK’nın 1530. maddesinde, “(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.” denilmek suretiyle borçlu temerrüdünün koşulları hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda borçlunun temerrüde düşmesi için kanun koyucu tarafından aranan şartlar aşağıdaki gibidir.

i. İşlemin konusunun para borcu doğuran mal ve hizmet tedariki olması

Madde metninde yalnızca ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedarikinden doğan borçların geç ödenmesinden bahsedilmiş, ancak tedarikten doğan borcun para borcu olmadığı durumlar açısından açık bir düzenleme yapılmamıştır. Nitekim maddenin devam eden hükmünde temerrüt tarihinin belirlenmesinde fatura ve eşdeğer ödeme taleplerinin esas alınacağı belirtildiğinden ve söz konusu belgelerin de yalnız para borçları için kullanıldığı dikkate alındığında, kanun koyucunun sadece para borçları için düzenleme yaptığı sonucuna ulaşılabilecektir.

1 18 Kasım 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 18 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe giren “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında, 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu 25.000.000-TL’yi (Yirmibeş Milyon Türk Lirası’nı) aşmayan ve bu Yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca “KOBİ” olarak adlandırılan ekonomik birimleri ifade etmektedir.

Page 7: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 10

ii. Mal ve hizmet tedarikinin ticari işletmeler arasında gerçekleştirilmesi

Kanun maddesinde düzenlenen ihtarsız temerrüdün gerçekleşebilmesi ve temerrüt faizinin talep edilebilmesi için sözleşmenin iki tarafının da ticari işletme olması gerekmektedir.

Nitekim ticari işletmelerin tanımını yapan, Yeni TTK’nın 11. maddesinde de, bir işletmenin ticari işletme vasfına ulaşabilmesi için, gelir sağlanmasının hedeflenmesi, devamlılık, bağımsızlık ve esnaf işletmesi için öngörülen sınırların aşılması şartlarını birlikte sağlaması gerektiği belirtilmiştir.

Böylelikle geç ödemenin sonuçları yalnızca ticari işletmeler üzerinde doğmakta, esnaf işletmeler ve serbest meslek icra edenlerin tedarik ettikleri mal ve hizmet bedellerinin geç ödenmesi ihtimalinin kapsam dışı bırakıldığı kabul edilmektedir.

iii. Muacceliyet şartı

Yeni TTK ile borçlunun ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmesi için, muacceliyet tarihinin tespiti önem taşıdığından, kanun koyucu bunun için farklı yollar öngörmüştür. Bu yollarda ilki, tarafların sözleşmede uygun bir tarih tespit etmesidir. Böylelikle sözleşmede belirtilen ödeme gününde veya sürenin bitiminde borç muaccel hale gelecek ve ayrıca herhangi bir işlem yapılmaksızın borçlu temerrüde düşecektir.

Bununla birlikte, Yeni TTK’nın 1530. maddesinin 6. fıkrasında, sözleşmede öngörülen ödeme süresinin faturanın veya eşdeğer ödeme talebinin veya mal ya da hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla 60 gün olabileceğine yer verilmiştir. Ancak fıkranın devamından tarafların açıkça kararlaştırmaları ve alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak kaydıyla 60 günden daha uzun sürelerin de öngörülebileceği kabul edilmiş olup, taraflara sözleşmeyle ödeme günü veya süresini serbestçe kararlaştırma imkanı tanınmıştır.

Ancak belirtmek isteriz ki, alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici veya borçlunun büyük ölçekli ticari işletme sıfatını taşıdığı durumda ödeme süresi 60 günü aşamayacaktır. Böylelikle, kanun koyucu büyük ve güçlü ticari işletmelerin geç ödemeyi bir finansman aracı olarak kullanmasını engellemeye çalışmaktadır.

Hal böyle iken, halihazırda yürürlükte olan ve ödeme süresi 60 günden daha uzun tespit edilmiş olan sözleşmelerin, Yeni TTK yürürlüğe girdikten sonra ne olacağı hususu ayrı bir tartışma konusunu oluşturmaktadır. Bu konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmamış olup, genel hukuk yorumu kapsamında sözleşmelerin tamamının geçersiz kılınması yerine, sınırın aşıldığı tutar veya kısmın geçersiz olabileceği düşünülebilir.

Muacceliyet tarihinin tespiti açısından ikinci yol ise taraflarca sözleşmede ödeme günü veya süresinin tespit edilmediği veya tespit edilen sürenin Kanun hükmüne aykırı olması halidir. Söz konusu madde hükmü aşağıdaki gibidir.

“Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:

a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.

b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.

c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.

d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.”

Yukarıdaki düzenlemeye baktığımızda, alacaklıların özellikle KOBİ’lerin aleyhine haksız bir durum yaratmamak adına, ödeme süresinin tespit edilememesi veyahut kanun hükmüne aykırı tespit edilmesi halinde genel olarak borçlunun temerrüde düşme tarihi 30 gün ile sınırlandırılmıştır.

III. Temerrüt halinin sonuçları

Yukarıda yer verilen açıklamalar ve Kanun hükümleri çerçevesinde temerrüde düşen borçlunun ödemesi gereken masraf ve temerrüt faizi Yeni TTK’nın 1530. maddesinin 7. fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda mütemerrit borçlunun alacaklısının sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, alacaklının ayrıca talep etmesine gerek olmaksızın ve sözleşmede ayrıca belirtilmese dahi temerrüt faizine hak kazanacağı kabul edilmiştir.

Ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi oranı, sözleşme serbestisi kapsamında taraflarca serbestçe belirlenebilecektir. 2 Ancak alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde, uygulanacak faiz oranı ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) her yıl ocak ayında ilan edecektir. Bu kapsamda ilan edilecek faiz oranının, 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen ticari işlere uygulanacak temerrüt faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olması gerekmektedir.

2 Faiz konusunda tek sınırlama “Oran Serbestisi ve Bileşik Faizin Şartları” başlıklı Yeni TTK’nın 8. maddesinde birleşik faize ilişkin olarak düzenlenmiştir.

Page 8: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 11

IV. Taksitlendirme yasağı

Üreticileri, KOBİ’leri ve fatura ya da eşdeğer ödeme talepleri karşılığı hizmet veren ticari işletmeler ile kişileri, şartları dayatma konumları güçlü ticari işletmelere karşı korumayı amaçlayan kanun koyucu Yeni TTK’nın 1530. maddesinin 8. fıkrasında, alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hallerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümlerinin geçersiz olacağını hüküm altına almıştır.

Öte yandan büyük ölçekli işletmeler açısından ise mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, bu maddenin ödeme sürelerini düzenleyen hükümlerin birinci taksit bakımından uygulanacağı kabul edilmiştir.

Söz konusu hükmün getiriliş amacının taksitlere bağlanan ödeme sürelerini kısaltmak olduğu kabul edilse dahi, kanun koyucunun sadece ilk taksit için düzenleme yapmakla yetinmesi bu hükmün uygulanabilirliğini etkilemektedir.

Nitekim tarafların taksitle ödemeyi kararlaştırdıkları bir durumda, vadeler arası sürelerin birbirinin aynısı olma zorunluluğu bulunmadığından, ödeme süresinin yalnızca birinci taksit için belirlenmiş olması diğer taksitler arasındaki vadeyi etkilemeyecektir. Böylelikle ilk taksitin ödeme süresini kanun hükmüne uygun olarak belirleyen taraflar, sonraki taksitler için uzun vadeler belirleyebileceklerdir.

V. Sonuç

Günümüz modern hukukunda, pazarlık güçleri ile konumları aynı olmayan kişi ve işletmeler arasında sözleşme özgürlüğü ilkesinin geçerli olmayacağı ve bu kapsamda güçlü olmayan üretici, KOBİ ve benzeri işletmelerin teslim ettikleri malların ve hizmetlerin bedellerini zamanında alarak ekonomik yapılarını güçlendirmelerine yardımcı olunması gerektiği kabul

edilmektedir.3 Nitekim Avrupa Birliği Yönergeleri ile Yeni TTK bu kapsamda oluşturulmuştur.

Ancak belirtmek isteriz ki, geç ödemelere karşı KOBİ’lerin korunması amacı ile öngörülen ve sözleşme özgürlüğünü belirli çerçevede sınırlandıran bu maddenin yorumunun, uygulamada birçok sorunu beraberinde getireceği değerlendirilebilir. 4

Öncelikle, kanun koyucunun 1530. madde ile güçsüzün lehine getirmiş olduğu böyle bir düzenlemede, yalnızca ticari işletmeleri düzenlemesi, Kanun maddesinin uygulama alanını oldukça daraltmaktadır. Özellikle Yeni TTK’nın 1530. maddesinin KOBİ’leri korumak amacıyla getirildiği dikkate alındığında, bu amacın gerçekleştirilmesinin zor olduğu anlaşılacaktır. Çünkü ticari işletme çap ve büyüklüğüne ulaşmamış olan KOBİ’ler, ihtarsız temerrüt ve yüksek temerrüt faizinden yararlanamayabileceklerdir.

Bu nedenle, ticari işletmelerin ölçeklerinin tespiti önem arz etmekte olup, bu kapsamda ikincil mevzuatın biran önce yayımlanması gerekmektedir.

Ayrıca KOBİ’leri korumak amacıyla getirilen vade ve taksitlendirme yasağının etkileri konusunda tereddütler ortaya çıkmaktadır. Nitekim tedarik edeceği mal veya hizmet bedelini tek seferde ödeyecek durumda olmayan veya taksitle ödemeyi daha avantajlı bulan büyük ölçekli işletmeler, KOBİ veya tarımsal veya hayvansal üreticiler yerine büyük ölçekli işletmelerle iş yapmayı tercih edebileceklerdir. Böylelikle ekonomik piyasada konumları güçsüz olan KOBİ’lerin iş kaybı nedeniyle daha büyük sıkıntılara girme riski ortaya çıkabilecektir.

Sonuç olarak, KOBİ’leri korumak amacıyla getirilen bu düzenlemeler doktrinde tartışmalara ve görüş ayrılıklarına yol açmakta olup, Yeni TTK’nın yürürlüğe gireceği tarihe kadar çıkarılacak ikincil mevzuat ile bu konulara bir an önce açıklık getirilmelidir.

3 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Gerekçesi4 Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, “Yeni Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler”, İstanbul 2011, Sayfa: 535-536

Page 9: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 12

Vergide GündemEnglish Translation

The concept of “utilization abroad” in service exportation

Export operations are regulated broadly under the articles 11 and 12 of the Value Added Tax Law. While no issues are encountered in exportation of goods in terms of the VAT Law, service exports lead to different interpretations in practice due to restrictive regulations under the legislation.

All regulations regarding exportation under the Customs Law are concerned with goods. Since the VAT exemption in export of goods is of physical nature and subject to customs processes, taxpayers do not encounter any problems in terms of determination of the place of consumption. However, consumption refers to “utilization of the service” in the service concept. Nevertheless, what “utilization of the service abroad” refers to is not explained in the Law. Therefore, due to different interpretations brought with respect to certain services whose place of utilization cannot be determined, there are ambiguities in practice and uncertainty regarding which country is entitled to levy the VAT.

In this article, we will review the VAT Law and communiqués along with the tax rulings provided by the Ministry of Finance in recent periods, in an attempt to reveal the tax authority’s view on “utilization” concept in terms of service exportation.

According to the tax rulings provided in recent periods, the tax authority approaches the utilization concept in the light of two criteria.

The first criterion is whether the services rendered are related with the non-resident customers’ activities in Turkey.

The second criterion is whether the goods in question are subject to importation or exportation in case of services rendered for goods. Accordingly, it is stated that services rendered for imported goods are utilized in Turkey and they may not be benefited from

exemption. On the other hand, it has been concluded that utilization takes place abroad in case of services rendered for exported goods and therefore they should be treated in the scope of exemption.

It is observed that the criteria regarding the association of the services mentioned in the example tax rulings with the activities in Turkey or regarding the location where the services are consumed are parallel with the VAT General Communiqués series no. 26 and 30. However, there are numerous tax ruling requests from taxpayers, since service export exemption is one of the issues where taxpayers mostly hesitate and there are no clear regulations in the communiqués.

It is clear that new regulations that are compatible with economic conditions and that would boost service exportation should be introduced in order to eliminate the problems encountered in service export exemption in Value Added Tax.

In conclusion, the necessity to introduce new regulations in the VAT legislation is manifested not only by the lack of clarity in the current system, but also by sudden changes in the economic environment, introduction of new technologies and increase in the number of complex financial instruments.

Page 10: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 13

Vergide GündemEnglish Translation

Consequences of late payment in supply of goods and services under the new Turkish Commercial LawI. Introduction

It is observed that bankruptcies, thus unemployment is on the rise while growth, competitiveness and employment diminishes in Europe due to the difficulties encountered by business enterprises, small and medium enterprises (SME)1 in particular, in member countries of the European Union. It is an accepted fact that late payments in commercial transactions between enterprises and between enterprises and public institutions create a more severe pressure on SMEs.

Accordingly, the “European Union Directive on Combating Late Payment in Commercial Transactions” numbered 2000/35/EC has been accepted, and later it has been essentially amended by another Directive numbered 2011/7/EU.

In the light of these directives, consequences of late payment in the supply of goods and services between business enterprises are regulated under Article 1530 of the New Turkish Commercial Law (“New TCL”) numbered 6102. The referred provision particularly aims to support SMEs as being the most important link of the supply chain. In this respect, new regulations introduced under Article 1530 of the New TCL are explained below.

II. Default

Default of debtors is regulated under Article 1530 of the New TCL. Conditions required by the legislator for the default of debtors are as follows.

i. The subject of the transaction shall be the supply of goods and services resulting in monetary debt

The wording of the article refers only to the late payment of debts arising from the supply of goods and services between business enterprises, however it does not introduce a clear regulation regarding situations where the debt arising from the supply is not monetary. Since it is stated in the subsequent provisions of the article that invoice and equivalent payment demands shall be taken as basis for the determination of the default date and considering that these documents are used only for monetary debts, it may be concluded that the legislator introduced this regulation only for monetary debts.

ii. The supply of goods and services shall be conducted between business enterprises

Default without notification, regulated under the referred article of the New TCL, may be realized and default interest may be demanded only if it is provided that both parties of the agreement are business enterprises.

iii. Maturity requirement

Under the New TCL, determination of the maturity date is important in terms of debtor’s default without notification. Therefore, the legislator has prescribed different methods to determine this date. In the first method, parties determine an appropriate date within the scope of the agreement. Accordingly, the debt would reach maturity on the payment date or at the end of the period of payment specified in the agreement, and the debtor would be in default without taking any action.

1 Under the “Regulation on Description, Features and Classification of Small and Medium Enterprises”, published in the Official Gazette dated 8 November 2005 and enforced on 18 May 2006, Small and Medium Enterprises refer to economic units which employ less than 250 people annually, whose annual net sales revenue or financial balance sheet does not exceed TL 25.000.000- (Twenty Five Million Turkish Lira), which are classified as micro enterprise, small enterprise and medium enterprise and briefly called “SME”.

Page 11: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 14

On the other hand, Article 1530/6 of the New TCL states that the payment deadline specified in the agreement shall consist of 60 days at most as of the date when the invoice or equivalent payment demand or the goods or services are received, or the date when the review and acceptance procedure of the goods or services are completed. On the other hand, parties are also allowed to freely decide on the payment date or period of payment under the agreement.

However, we would like to note that the payment deadline shall not exceed 60 days in case the creditor is a small or medium enterprise (SME) or an agricultural or husbandry producer or the debtor is a large scale business enterprise. Thus, the legislator aims to prevent the use of late payment by large and powerful business enterprises as a financing instrument.

The second method prescribed for the determination of the maturity date is applicable in case where the parties do not determine a payment deadline or period of payment in the agreement or the period of payment determined is against the provision of the Law. Under the New TCL, it is regulated that the debtor shall be in default in 30 days in general, if the period of payment cannot be determined or is determined against the provision of the Law.

III. Consequences of default

The cost and default interest payable by debtors who go into default in the framework of the explanations and provisions explained above are regulated under Article 1530, paragraph 7 of the New TCL. In this context, it is accepted that the creditor of the debtor in default shall be entitled to default interest as of the date prescribed in the agreement or the day following the end of the period of payment, without need for additional demand of the creditor and even if it is not additionally stated in the agreement.

The default interest rate applicable in commercial transactions may be freely determined by the parties in the framework of the freedom of contract principle.2 However, the interest rate to be applied and the minimum compensatory amount that may be claimed for costs incurred to collect the receivable in cases where the default interest rate pertaining to late payments made to the creditor is not prescribed in the agreement or the related provisions are not applicable shall be declared annually in January by the Central Bank of Turkey. The interest rate to be declared in this framework must be at least 8% more than the default interest rate applicable to commercial transactions prescribed under the Law of 4.12.1984 numbered 3095 on Legal Interest and Default Interest.

IV. Prohibition of Installment

With the aim to protect producers, SMEs and business enterprises and individuals who provide services in return for invoice or equivalent payment demands, against powerful business enterprises highly capable of imposing conditions, under Article 1530, paragraph 8 of the New TCL the legislator

stipulated that in case the creditor is a small and medium enterprise or an agricultural or husbandry producer and the debtor is a large scale enterprise, provisions of agreements that prescribe payment in installments shall not be applicable.

V. Conclusion

In the modern law of today, it is accepted that the freedom of contract principle will not be applicable between individuals and enterprises that are not equal in terms of marketing capabilities and positions and in this respect, producers, SMEs and similar enterprises that are not powerful should be supported in enhancing their economic structures through timely collection of the costs of the goods and services they deliver.3 European Union Directives and the New TCL have been established in this framework.

However, we would like to note that the interpretation of this article, which is introduced in order to protect SMEs against late payments and which restricts the freedom of contract to a certain extent, would bring along many issues in practice.4

The fact that the legislator only regulates business enterprises in the regulation introduced in favor of less powerful entities under Article 1530 significantly restricts the area of application of the article. Therefore, it is important to determine the size of business enterprises and secondary legislation for this purpose should be published at once.

Furthermore, there are hesitations regarding the effects of the prohibition of sales on credit and installment, which is introduced to protect SMEs. Large scale enterprises which are not capable of paying the price of goods or services to be supplied in one single payment or which find payments on installment plan more advantageous might prefer to conduct business with large scale enterprises instead of SMEs or agricultural or husbandry producers. Thus, SMEs which are weakly positioned in the economic market might be under the risk of going through more severe difficulties due to loss of business.

Consequently, the regulations introduced to protect SMEs lead to discussions and dissent in the doctrine and these issues must be clarified at once through secondary legislation to be introduced by the date of enforcement of the New TCL.

2 The only limitation in terms of interest is introduced for compound interest under the article 8 of the new TCL titled “Rate Freedom and Conditions for Compound Interest”. 3 Statement of Justification of the Turkish Commercial Law No. 61024 Prof. Dr. Abuzer Kendigelen, “Yeni Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler”, İstanbul 2011, Pg:535-536

Page 12: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 15

Page 13: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 16

Dünyadan vergi haberleri Jbid Silahlı

Macaristan

IMF Macaristan’ın vergi politikalarını eleştirdi

IMF, Macaristan tarafından son dönemde yürürlüğe konulan vergi politikalarının ülkenin büyüme olanaklarını kısıtlayan ve yabancı yatırımları engelleyen etkilere yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Ülkenin bütçe açığının 2012 yılında düşmesi beklense de, 2010 yılında göreve gelen hükümetin yürürlüğe koyduğu tek oranlı gelir vergisi uygulaması ve KDV’nin artırılması ile çoğunlukla yabancı şirketlerin faaliyet gösterdiği enerji, perakende ve telekomünikasyon sektörlerinde uygulanan “kriz vergileri” gibi vergisel değişikliklerin orta vadede ülke ekonomisini olumsuz etkileyebileceği belirtildi.

IMF Survey Online’da yayınlanan bir söyleşide IMF Macaristan Heyeti Başkanı Christoph Rosenberg, yatırımcı ve tüketici güveninin, “tahmin edilemez ve ayrımcı” olarak algılanan hükümet politikaları nedeniyle olumsuz etkilendiğini açıkladı.

Açıklamada, Macaristan ekonomisinin iyileşmesi için gerekli olan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesinde geçmiş yıllara nazaran daha düşük bir performans gösterildiği belirtilerek, asgari ücrette yapılan yüksek oranlı zam ile gelir vergisi ve KDV ile ilgili düzenlemelerin geri alınması da tavsiye edildi.

Çin

Vergi İdaresi uluslararası şirketlerin transfer fiyatlandırması işlemlerine odaklanıyor

2001 yılında vergi gelirinin yaklaşık 3,8 milyar USD tutarında artışıyla sonuçlanan, vergiden kaçınma ile mücadele girişiminin başarısından

esinlenen Devlet Vergi İdaresi (SAT), 2012 yılında uluslararası firmaların kazancına odaklanmayı planlıyor.

25 Şubat tarihli “Shangai Securities News” haberinde, SAT Uluslararası Vergi Bölümünden adı açıklanmayan bir temsilcisinin açıklamalarına yer verilmiş ve 2012’de ilişkili kişilerle yapılan işlemelerle ilgili vergi denetimlerinin bu işlemlerdeki kar seviyelerine odaklanacağı belirtilmiştir.

İlişkili kişilerle gerçekleştirilen işlemlere yönelik beyanlar ile eş zamanlı olarak transfer fiyatlandırması dokümantasyonundan yararlanılarak oluşturulacak bir elektronik veritabanı sayesinde, sektörlerine, bölgelerine ve geçmiş yıllara nazaran düşük kar seviyesi elde edildiği tespit edilen ilişkili kişi işlemleri, vergiden kaçınma şüphesiyle incelemeye alınacak.

Şangay’da bulunan bir vergi dairesi internet üzerinden yayımladığı bir yazı ile 2011 yılı transfer fiyatlandırması dokümantasyonunda mükelleflerce bulundurulması istenen bazı özellikli bilgiler konusunda mükellefleri bilgilendirdi.

Mükellefler aşağıda yer verilen konularda bilgi vermek durumunda olacaklar:

▶ Kuruluş tarihinden günümüze kadar elde ettikleri kar seviyeleri,

▶ Şirket içerisinde yer alan bölümlerin her birinin fonksiyonları,

▶ İlişkili ve ilişkisiz kişilerle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili maliyet ve masraf dağılımlarına ait dayanaklar.

Sabit kıymet veya gayrimaddi hakların transferi konusunda da ayrı bir transfer fiyatlandırması analizi yapılması gerekecek. SAT, 1 Mart tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek bir kılavuz yayımlayarak, ilişkili kişilerle gerçekleştirilen işlemlerin beyanı ve eş zamanlı transfer fiyatlandırması dokümantasyonu uygulaması, beyanı, incelenmesi gibi konular hakkında açıklamalar da yapmıştır.

Page 14: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 17

Fransa

Sarkozy, büyük şirketler için yeni bir asgari kazanç vergisi teklifinde bulundu

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yeniden seçilme mücadelesinin bir parçası olarak, büyük şirketlerin tüm dünyada elde ettikleri kar üzerinden alınacak bir asgari kazanç vergisi teklifinde bulundu.

6 Mart tarihinde Fransız televizyonlarına çıkan Sarkozy, CAC-40 stok endeksinde bulunan Fransız firmalarına getirilecek kazanç vergisi sayesinde 2-3 milyar EUR tutarında vergi geliri yaratılmasının planlandığını söyleyerek tekrar seçilmesi durumunda gerekli düzenlemelerin yapılacağını belirtti. Sarkozy’nin sözcüsü ise 7 Mart’ta yaptığı açıklamada, söz konusu uygulamanın ana merkezi Fransa’da bulunan 100 kadar şirketi etkileyeceğini belirterek, verginin iki aşamalı olarak uygulanacağını ve vergi anlaşmalarının kabul edilmesiyle, verginin ilk aşamada dünya çapında satışlar üzerinden, ikinci aşamada ise dünya çapında kazançlar üzerinden alınacağını sözlerine ilave etti.

Sosyalist Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı François Hollande ise programı eleştirerek, “Sarkozy’nin ülkenin en büyük şirketlerinin vergi ödemekten kaçındıklarını ancak son döneminde anladığını ve bu programın 5 yıldır görevde olan bir Cumhurbaşkanı için çok küçük ve çok geç” olduğunu belirtmiştir.

22 Nisan ve 6 Mayısta yapılacak seçimlerin anketlerinde Sarkozy’nin önünde gözüken Hollande’ın, yıllık 1 milyon EUR üzerinde kazanca sahip mükelleflerin % 75 oranında gelir vergisine tabi olması ile ilgili planı, Fransız seçmenlerin çoğunluğundan destek görüyor.

İsviçre

İsviçre Senatosu expatlara yönelik vergi artışını onayladı

İsviçre Senatosu, varlıklı yabancılara yönelik uygulanan, götürü verginin artırılmasına yönelik teklifi onayladı. İsviçre Senatosu tarafından onaylanan düzenleme, İsviçre’de ikamet eden ancak burada çalışmayan varlıklı yabancılar için uygulanan gelir vergisi oranının yükseltilmesini sağlayacak. Karar sonucunda kantonlar, söz konusu kişileri dünya çapında kazançları yerine evlerinin kira değeri üzerinden vergileyebilecekler.

1920 yılından beri yürürlükte olan, “mobil” ve “oldukça varlıklı” kişilerin ülkede vergilendirilmesini amaçlayan götürü vergi rejimi, zengin mükelleflerin ödemeleri gerekenden az vergi ödedikleri ile ilgili söylentiler nedeniyle son yıllarda güvenilirliğini kaybetti. 2009 yılındaki kanton referandumunda aleyhte oy alan rejim ile ilgili olumsuz algının değişmesi için 2011 yılında İsviçre Hükümeti tarafından vergi oranının yükseltilmesi teklif edildi.

Eyaletler Konseyi tarafından onaylanan teklif ile götürü verginin matrahı, varlıklı yabancılara ait evlerin kira değerinin 5 ila 7 katı üzerinden belirlenecek. Otellerde kalan expatların

vergi matrahı ise ödedikleri oda fiyatının 2 ya da 3 katı olacak.

İsviçre dışında elde ettikleri gelir 400.000 CHF (yaklaşık 436.000 USD) üzerinde olan İsviçre mukimi olmayan kişilerin gelirlerine uygulanacak olan verginin, evli çiftler için uygulanmasında her iki eşin de gerekli koşulları sağlayıp sağlamadıkları dikkate alınacak.

Teklif, onay için Ulusal Konsey’e gönderildi.

Azerbaycan

Hükümet ödenemeyen vergi borçlarını azaltıyor

Azerbaycan Hükümeti tarafından 6 Mart tarihinde yapılan açıklamaya göre, 2010 ve 2011 yıllarında uygulamaya konan yeni vergi toplama metotları sayesinde, 200 milyon AZN’den fazla (yaklaşık 254 milyon USD) geçmiş dönem vergi borcu tahsil edilerek, bakiye borçların % 40’ından fazlası kapandı.

Vergi Bakanlığında vergilerin toplanması ile ilgili bölümün başında bulunan Ilkin Veliyev, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; 2010 yılından itibaren toplanan vergi borçları ile toplam vergi borçlarının 2010 yılında % 20, 2011 yılında % 43,5 oranında azaldığını belirtti.

Hükümetin vergi toplamaya yardımcı stratejilerinin arasında; ödemelerin taksitlere bölünüp ertelenmesi, mükelleflere ek süre tanınması ve mükelleflerle vergi uzmanları arasındaki birebir görüşmeler ile uzlaşmaya gidilmesi gibi yöntemler bulunuyor.

Kore

Yabancı şirketlere daha az vergi denetimi ve daha çok peşin fiyatlandırma anlaşması yapılmasına yönelik destek sözü verildi

Güney Kore Vergi İdaresi tarafından 14 Mart tarihinde yapılan açıklamada, yurtdışından daha fazla yatırım çekilebilmesi ve hükümete yönelik kurumsal güvenin artırılması amaçlarıyla, yabancı şirketlere yapılacak denetimlerin azaltılacağı ve peşin fiyatlandırma anlaşması başvurusunda bulunan mükelleflere destek verileceği belirtildi.

Ulusal Vergi İdaresi (NTS) Müdür Yardımcısı Kim Moon-soo yabancı şirket yöneticileriyle yapılan toplantıda, 2012 yılında geçen yıla kıyasla çok daha az sayıda vergi denetimi yapılacağını belirterek, yabancı şirketlerin Kore’nin ekonomik başarısının önemli faktörlerinden biri olduğunu söyledi. Açıklamada ayrıca, firmaların peşin fiyatlandırma anlaşmaları konusunda desteklenerek, Kore vergi sisteminde çifte vergilendirmenin önüne geçilmesinin sağlanacağı belirtildi.

Page 15: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 18

Litvanya

2012 bütçesi ile uygulamaya giren vergisel değişiklikler

Litvanya 2012 Yılı Bütçe Kanunu ile küçük işletmelerin gelişimlerinin desteklenmesi ve bütçenin dengelenmesi amaçlarına yönelik, IMF tavsiyeleri ile de paralel olan vergisel değişiklikler yapıldı.

1 Ocak tarihinden itibaren, yıllık cirosu 45.000 Euro’yu aşan şirketlerin KDV mükellefiyeti tesis etme zorunluluğu bulunacak. Bundan önceki uygulamada sınır 29.000 Euro idi. Ayrıca ısıtma ve sıcak su ile geri kazanımlı ilaçlar üzerinden alınan KDV’nin oranı artırıldı. Genel KDV oranı ise % 21 olarak kaldı.

2012 yılında % 5 oranındaki indirimli kurumlar vergisi uygulamasından faydalanmak için küçük şirketlerin ortalama olarak en fazla 10 kişi istihdam etmeleri ve ortaklarından hiçbirinin başka bir şirkette % 50’den fazla hisse sahibi olmaması gerekiyor.

İngiltere

Kurumsal reformlar, transfer fiyatlandırmasına yönelik yeni sorunlar meydana getirebilir

HMRC Direktör Yardımcısı ve Transfer Fiyatlandırması ve Uluslararası Şirketler Bölümü Başkanı Peter Steeds tarafından 13 Mart’ta Londra’da yapılan açıklamada, “Patent Box” (Patent Kazançlarına Yönelik Vergi Rejimi) ve kontrol edilen yabancı kurumlara yönelik yeni rejimlerin, transfer fiyatlandırması açısından gerek vergi idareleri gerekse özel sektör için sorunlar doğurabileceğine dikkat çekildi.

Yıllık Uluslararası Transfer Fiyatlandırması Zirvesi’nde konuşan Steeds, ülkenin yeni patent rejiminin detaylarını açıkladı. Patentlerin % 10’luk indirimli oran üzerinden vergilendirilecek olmasına rağmen, gayrimaddi varlıkların satışına atfedilebilen kazançların yeni düzenlemenin kapsamı dışında bırakılacağını belirtti. Taslak halindeki mevzuat, kazançların atfedilmesinde OECD Model Vergi Anlaşması’nın 9. maddesi ile OECD’nin transfer fiyatlandırması hakkındaki rehberine işaret ediyor.

İngiliz şirketleri arasındaki işlemlerin de transfer fiyatlandırması konusuna gireceğine dikkat çeken Steeds, yeni yasanın uygulanmasında transfer fiyatlandırması ile ilgili deneyimlere sahip kişilere ihtiyaç duyulacağını söyledi.

Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarıyla ilgili yeni rejimler de transfer fiyatlandırmasına yönelik sonuçlar ihtiva ediyor. Yeni düzenlemede, vergilendirilebilir kazancın belirlenmesinde OECD’nin sabit işyeri ile ilgili raporunda kullanılan bazı yöntemler bir araya getiriliyor.

Steeds ayrıca İngiltere’nin Rusya ile iki taraflı bir peşin fiyatlandırma anlaşmasına oldukça sıcak baktığını da sözlerine ekledi.

“Dünyadan vergi haberleri” bölümünde yer alan bilgiler “Tax Notes International” adlı dergide yer alan makale ve haberlerden derlenmiştir.”

Page 16: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 19

Page 17: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 20

Resmi Gazete’den...Senem Mallı

28.03.2012, 2012/3 Sayılı Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Tebliğ ile 16.11.205 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2005/1 sayılı Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğin 6. maddesinin 4. fıkrasının (a) ve (c) bentleri;

“Türk lirası yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların en fazla % 40’ı ABD doları ve/veya euro döviz cinslerinden ve en fazla % 20’si standart altın cinsinden,”

“Kıymetli maden depo hesapları hariç yabancı para yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların % 0’ı standart altın cinsinden,”

şeklinde değiştirilmiştir.

Tebliğ 30.03.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

30.03.2012, 40 Seri Numaralı Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Tebliğ ile malûl ve engellilere ait taşıtlarda motorlu taşıtlar vergisi istisnası ve kasko sigortası değeri uygulamasında başvuru sahiplerinden istenilen bilgi ve belgeler açıklanmıştır. Tebliğ 30 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

31.03.2011, Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu yönetmelik ile Gümrük Yönetmeliğinin 53. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“İstisnai kıymetle beyana ilişkin tamamlayıcı beyanların süresi içerisinde verilmemesi nedeniyle zamanında ödenmeyen gümrük vergileri için eşyanın serbest dolaşıma girişine ilişkin beyannamenin tescil tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre

belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi tahsil edilir ve Kanunun 241.maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılır.”

Bu düzenleme ile, istisnai kıymet uygulamasında tamamlayıcı beyanın süresinde verilmemesinden dolayı zamanında ödenmeyen gümrük vergileri için öğrenilme tarihi değil serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihi esas alınarak gecikme faizinin hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gümrük Yönetmeliğinin 171. maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Dâhilde işleme izni kapsamında, ithalatını müteakip, ihraç ürünlerinin elde edilmesinde kullanılmak üzere Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen elyaf, iplik, ham ve mamul mensucat (astar dâhil) gibi temel tekstil hammaddeleri ile tekstil ve deri kimyasal maddeleri dışında kalan tela, etiket, düğme, fermuar, çıtçıt, rivet, askı, kuşgözü, şerit, kordela ve lastik gibi yardımcı maddeler gümrük idarelerine sözlü olarak beyan edilebilir.

Dâhilde işleme izni kapsamında sözlü olarak beyan edilebilecek eşyaya ilişkin kıymet ve/veya miktar Bakanlıkça belirlenir.

Dâhilde işleme izni kapsamında sözlü beyan, sözlü olarak beyan edilebilecek eşyanın sadece Türkiye Gümrük Bölgesine girişinde kullanılabilir.”

Gümrük Yönetmeliğinin 380. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Geçici ithal edilen eşyanın yurt dışı edilmesi ya da gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması için dış ticaret mevzuatı ya da sair mevzuat gereğince ibraz edilmesi gereken uygunluk belgesi, kontrol belgesi, ithal lisansı, izin yazısı, gözetim belgesi, tahlil raporu gibi belgelerin alınması veya buna ilişkin işlemlerin yerine getirilmesi ya da kiralama kapsamı hava taşıtlarının iadesi için gereken teknik bakım süreci sırasında geçen süreler, işlem tarihinin başladığı tarihte durdurularak rejimde kalış süresinin hesaplanmasında göz

Page 18: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 21

önünde bulundurulmaz ve işlemin sonuçlandığı tarihten itibaren kalan süre verilir.”

Gümrük Yönetmeliğinin 386. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Tam muafiyet suretiyle geçici ithalat izni verilen ticari kullanıma mahsus taşıtların serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması durumunda eşyanın gümrük kıymeti, Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde tespit edilecek değerdir. Söz konusu standartlara göre tespit edilecek kıymet, taşıt araçlarının emsal kıymetinden düşük olamaz.”

Yönetmelik 31.03.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

04.04.2012, Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunda ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 6288 Numaralı Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Kanun ile Katma Değer Vergisi Kanunu’na geçici 29. madde eklenmiştir. Bu madde ile aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır.

3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna göre yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilecek projeler ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 7. maddesine göre Yüksek Planlama Kurulu tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen sağlık tesislerine ilişkin projelerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanmış ancak teklif alınmamış olanlar ile 31.12.2023 tarihine kadar ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanacak olanların; ihale edilmesi ile görevlendirilen veya projeyi üstlenenlere yatırım döneminde proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden müstesna tutulmuştur.

Bu Kanun 04.04.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

07.04.2012, 3 Seri Numaralı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun Genel Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

2012/2941 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Vergi Usul Kanunu’nun 13. ve 15. maddeleri çerçevesinde doğal afet nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere borçlu olanlar ile Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, durumları Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesine göre mücbir sebep hali kabul edilenlerin, mücbir sebep hallerinin devam ettiği süre içinde 6111 Sayılı Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan idarelere ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri yeniden belirlenmiştir.

3 seri numaralı Tebliğ ile söz konusu BKK’nın uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

11.04.2012, 69 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Tebliğ’de “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar” adıyla tanımlanan cihazların taşıması zorunlu özellikler belirlenmektedir.

Üretici veya ithalatçı firmalar tarafından onay için Maliye Bakanlığına teslim edilecek olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazların, teknik ve fonksiyonel bakımlardan Gelir İdaresi Başkanlığı’nın www.gib.gov.tr adresli web sitesinde yayımlanacak “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar Teknik Kılavuzu”nda belirtilen özellikleri haiz olması gerekmektedir.

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar, Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenecek kıstaslara göre, anlık ya da dönemsel olarak, elektronik yolla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezine veri gönderebilecek ve Gelir İdaresi Başkanlığınca da erişilebilecek özellikleri taşıyacaktır.

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarda mali hafıza, cihaz şasisine, şasi tahrip edilmedikçe çıkartılamayacak tarzda korumalı olarak sabitlenmiş olacak, hiçbir şekilde değiştirme veya çıkarılma gibi bir işleme tabi tutulmayacaktır.

Mükellefler önceki mevzuat hükümlerine tâbi ellerindeki ödeme kaydedici cihazlarını, 31 Aralık 2015 tarihini geçmemek üzere, mali hafızaları doluncaya kadar kullanabileceklerdir.

14.04.2012, 117 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Tebliğ’de KDV tevkifat uygulamasına ve bu uygulamadan doğan iade talepleri ile ilgili olarak;

▶ KDV tevkifatı uygulanacak hizmet teslimlerinde tevkif edilen tutarın beyan ve indirim usulleri,

▶ Tam tevkifat uygulanacak işlemler,

▶ Kısmi tevkifat uygulanacak işlemler, kısmi tevkifat uygulamasına ilişkin esaslar,

▶ Tevkifat kapsamındaki teslimlere ilişkin iade ya da matrah değişiklikleri ile ilgili düzeltme işlemleri,

▶ KDV iadesi usulleri,

hakkında açıklamalar yapılmıştır. Tebliğ 01.05.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Page 19: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 22

Page 20: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 23

Sirküler indeks

KonuNo Tarih

50 23.04.2012 Kurumlar ve KDV beyannamelerinin verilme süreleri uzatıldı.

49 19.04.2012 KDV tevkifatının beyan zamanı ve sorumlu sıfatıyla ödenen KDV’nin indirimi.

48 16.04.2012 KDV tevkifat uygulamasına ilişkin usul ve esaslar hakkında açıklamalar yapıldı.

47 12.04.2012 “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz”ların taşıması gereken özelliklere ilişkin açıklama yapıldı.

46 11.04.2012 Yeni teşvik paketi açıklandı.

45 10.04.2012 Mücbir sebep kapsamında 6111 Sayılı Kanun’a ilişkin taksit sürelerini uzatan BKK’nın uygulama

esasları açıklandı.

44 06.04.2012 Yap-işlet-devret modeli çerçevesindeki projelerle ilgili mal teslimleri ve hizmet ifalarına KDV

istisnası getirildi.

43 04.04.2012 İMKB’de işlem gören tahvil ve bonoların 31 Mart 2012 tarihi itibarıyla değerlemesinde esas

alınacak borsa rayiçleri.

42 04.04.2012 YMM üretim tasdik raporlarındaki G.T.İ.P. numaralarının tevsikine ilişkin gümrük genelgesi

yayınlandı.

41 30.03.2012 Malûl ve engellilere ait taşıtlarda MTV istisnası ve kasko sigortası değeri uygulaması hakkında

açıklamalar yapıldı.

40 30.03.2012 2012 yılında gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecek yurtdışı gündelik tutarları

açıklandı.

39 26.03.2012 İlaç etkin madde ve etkin madde üretiminde kullanılan hammaddelerin KDV oranı % 8’e

indirildi.

38 23.03.2012 Gelir vergisi beyannamelerinin verilme süresi, 29 Mart 2012 Perşembe akşamına kadar

uzatıldı.

37 23.03.2012 1 seri numaralı “Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması

Hakkında Tebliğ”de değişiklik yapılmasına dair 5 seri numaralı Tebliğ yayımlandı.

36 21.03.2012 Durumları mücbir sebep hali kabul edilen mükelleflerin 6111 Sayılı Kanun kapsamındaki

borçlarının taksit süreleri uzatıldı.

35 14.03.2012 Uluslararası taşımacılık istisnasının kapsamı ve iade için ibrazı gereken belgeler hakkında KDV

sirküleri yayınlandı.

34 25.02.2012 Anayasa Mahkemesinin yatırım indirimindeki % 25’lik sınırın iptaline ilişkin kararı ve sonuçları.

33 24.02.2012 Türkiye’deki vize rejimi uygulamasında yenilik.

32 20.02.2012 Kira geliri elde eden mükellefler beyannamelerini “Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname

Sistemi”nden verebilecekler.

31 17.02.2012 Anayasa Mahkemesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 73. maddesinin Anayasa’ya aykırı

olduğuna ve iptaline karar verdi.

30 17.02.2012 Anayasa Mahkemesi, yatırım indirimindeki % 25’lik sınırın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve

iptaline karar verdi.

29 16.02.2012 “Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ”de değişiklik

yapıldı.

28 16.02.2012 Alkollü içki ilan ve reklam giderlerinin indirilemeyeceğine ilişkin Danıştay Vergi Dava Daireleri

Kurulu kararı.

27 13.02.2012 Kullanım süresi geçen veya kullanılmayacak hale gelen mallara ilişkin yüklenilen KDV’ler

konusunda Danıştay kararı.

26 01.02.2012 2012 yılında menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi.

25 31.01.2012 Aralık ayına ilişkin Ba ve Bs formlarının verilme süresi 3 Şubat 2012 tarihine kadar uzatıldı.

24 24.01.2012 Türkiye-Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nın Türkiye

açısından onay prosedürü tamamlandı.

Page 21: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 24

Vergi Takvimi

2012 Mayıs ayı mali yükümlülükler takvimi7 Mayıs 2012 Pazartesi Nisan 2012 dönemine ilişkin çeklere ait değerli kâğıtlar vergisinin bildirimi ve ödenmesi

10 Mayıs 2012 Perşembe 16-30 Nisan 2012 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi

14 Mayıs 2012 Pazartesi Ocak-Şubat-Mart 2012 dönemine ait 1. üç aylık geçici vergi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi

15 Mayıs 2012 Salı Nisan 2012 dönemine ait kolalı gazoz, alkollü içecekler ve tütün mamullerine ilişkin özel tüketim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer mallara ilişkin özel tüketim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait tescile tabi olmayan motorlu taşıt araçlarına ilişkin özel tüketim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait özel iletişim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait kaynak kullanımı destekleme fonu kesintilerinin bildirimi ve ödenmesi

17 Mayıs 2012 Perşembe Ocak-Şubat-Mart 2012 dönemine ait 1. üç aylık geçici verginin ödenmesi

21 Mayıs 2012 Pazartesi Nisan 2012 dönemine ait belediyelere ödenecek vergilerin (haberleşme vergisi hariç) beyanı ve ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait şans oyunları vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait yarışma ve çekilişler ile futbol müsabakalarına ait müşterek bahislerle ilgili veraset ve intikal vergisi beyannamesini elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi

23 Mayıs 2012 Çarşamba Nisan 2012 dönemine ait gelir vergisi stopajının muhtasar beyanname ile elektronik ortamda beyanı Nisan 2012 dönemine ait kurumlar vergisi stopajının muhtasar beyanname ile elektronik ortamda beyanı Nisan 2012 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga vergisinin elektronik ortamda beyanı Nisan 2012 dönemine ait sosyal güvenlik primlerinin elektronik ortamda beyan edilmesi GVK geçici 61. madde uyarınca hesaplanan yatırım indirimi stopajının beyanı

24 Mayıs 2012 Perşembe Nisan 2012 dönemine ait katma değer vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi

25 Mayıs 2012 Cuma 1-15 Mayıs 2012 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisi beyannamesinin elektronik ortamda gönderilmesi ve verginin ödenmesi

28 Mayıs 2012 Pazartesi Nisan 2012 dönemine ait muhtasar beyanname ile beyan edilen gelir vergisi stopajının ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait muhtasar beyanname ile beyan edilen kurumlar vergisi stopajının ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga vergisinin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait katma değer vergisinin ödenmesi GVK geçici 61. madde uyarınca hesaplanan yatırım indirimi stopajının ödenmesi

31 Mayıs 2012 Perşembe Nisan 2012 dönemine ait sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi Nisan 2012 dönemine ait haberleşme vergisinin beyanı ve ödenmesi 6111 Sayılı Kanun’un 2,3,5,6,7 ve 8. maddeleri hükümleri uyarınca ödenmesi gereken 7. taksit ödemesi Emlak vergisi ve çevre temizlik vergisi (konut dışı binalar için) 1. taksitlerinin ödenmesi Veraset ve intikal vergisi 1. taksit ödemesi Vergi levhasının Internet Vergi Dairesi üzerinden yazdırılarak alınması Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamında bulunan şirket, şube ve irtibat büroları için, 2011 yılı faaliyetleri ile ilgili bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi Nisan 2012 dönemine ait mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formunun (Form Ba) bildirilmesi Nisan 2012 dönemine ait mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bildirilmesi Mükellef bilgileri bildiriminin elektronik ortamda verilmesi

Page 22: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 25

Vergi Hakkında Mayıs 2012

Page 23: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Mayıs 2012 26

Concerning Tax May 2012

Page 24: Vergide GündemMayıs / May 2012 Hizmet ihracında “yurtdışında faydalanma” kavramı Derya Arslan Yeni TTK kapsamında mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları Av

Ernst & YoungAssurance | Tax | Transactions | Advisory

Ernst & Young Hakkında

Ernst & Young, denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Dünya genelinde toplam 152.000 çalışanımız, ortak değerlerimizi ve kaliteyi ön planda tutan kararlı tutumumuzu hep birlikte paylaşmaktadır.

Ernst & Young, her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip Ernst & Young Global Limited’e üye firmalardan oluşan global bir organizasyon olup tüm hizmetlerini bu üye firmalar tarafından sunmaktadır.

Ernst & Young’ın sunduğu vergi hizmetleri

İşleriniz gerçek potansiyellerine güçlü temeller üzerinde yapılandırılarak ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirilerek ulaşabilir. Ernst & Young olarak vergi yükümlülüklerinizi sorumlu ve zamanında yerine getirmenizin önemli bir fark ortaya çıkaracağını düşünüyoruz. Bu nedenle 135’ten fazla ülkedeki 25,000 vergi çalışanlarımız nerede olursanız olun ve vergi ihtiyaçlarınız ne olursa olsun kaliteli hizmet anlayışımıza duyduğumuz tereddütsüz bağlılık temelinde sizlere teknik bilgi, iş tecrübesi ve tutarlı metodolojiler sunmaktadır.

Ernst & Young’ın farkı buradadır.

© Ernst & Young 2012 Tüm Hakları Saklıdır.

www.ey.com/trwww.vergidegundem.com

facebook.com/EYTurkiyeKariyertwitter: @vergidegundem

“Vergide Gündem” dergisi okuyuculara genel bilgi vermek amacıyla, yayına hazırlandığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Dergide yer alan makaleler yazarlarının konu hakkındaki kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Makaleler ile dergide yer alan bilgi ve açıklamalardan dolayı Ernst & Young ve Kuzey Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.