30
Ortaçağ İslam Diş Hekimliği Islam bilim adamlarinin bilim tarihine katkilari, Antik Çag Eski Yunan ve Roma bilgi birikimini Rönesansa hazirlamakta olan Avrupa'ya aktarmalariyla özetlenebilir. Bu bölümde Islam hekim yazarlarinin vermis olduklari dishekimligi bilgileri ele alinacaktir. 1.Ali Ibn Rabban at'Tabari Aslen Iranlidir. 850 yilinda Firdavs al-Hikme isimli tibbi eserini yazmistir. 30 bölümde 360 konuyu anlatan eserin bölümü de dishekimligine ayrilmistir. Islenen konular sunlardir: - Fonasyon: Dudaklar tarafindan temih edilir. Burun ve kesici disler fonasyonu tamamlar. Bunun polipi veya yarik damak ve dudaklar konusma zorluklarina neden olurlar. - Agiz kokusu: Midedeki putrefaksiyon ve fermantasyonla ilgilidir. Sebeb mide ise purgatif kullanilmalidir. - Koku: Gevsemis veya çürümüs dis etinden geliyorsa nezle otu, mercan, sirke ve hardal ihtiva eden gargara verilmelidir. - Diseti Hastaliklarinda: Agiz kokusu olursa, ilgin agaci meyvesi ve sirke ile agiz çalkalanir ve misvak kullanilir. Eger dis hastaligi balgam üstünlügünden olusuyorsa, yemeklerden sonra hasta kusturuluru ve arkasindan purgatif verilir. Tuzlu balik yenir. - Sararmis ve çürümüs içi oyulmus dis: Tedavi için çürük disi çekmek, oyugu doldurmak veya disin kole kismini daglamak gerekir. - Dis agrilari: Bu bölümde dis gevsemeleri, diseti kanamasi anlatilir. Batil itikatlara çok yer veren Tabari dis agrisi için boyna siralanan sag disini asmayi veya agriyan dis üzerine ölü disini takmayi önerir. 2. Ebu Bekir Muhammed bin Zekeriya ar'Razi (865-932) Et Tabari'nin ögrencisidir. Tip, Astronomi, Matematik, Din ve Felsefe alaninda 230 eser yazmistir. El Fakhir adli eserinde disler ve dis hastaliklari üzerinde genis bilgiler vermis; disler, dislerin kamasmasi, dis çürügükleri, diseti iltihabi, ülserli ve kanamali diseti ve agiz kanamalari... gibi konulari islemistir. Dis Agrisi: Diseti sismesinden olabilecegi gibi olmayabilir de. Eger sisme varsa sebebi iltihaptir. Belirtisi; kizarti verir ve soguk su iyi gelir. Tedavi de bas damarindan (vena cephalica) kan alinir. Sise çekilir. Birgün sirkeli, birgün kazurulu su ile agiz çalkalanir. Eger dis agrisinda dis eti sismesi yoksa dis agrisinin sebebi soguk veya iltihaptir. Disin kolesine tiryak veya katranla kitreyi yogurup sürmek

 · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Ortaçağ İslam Diş Hekimliği Islam bilim adamlarinin bilim tarihine katkilari, Antik Çag Eski Yunan ve Roma bilgi birikimini Rönesansa hazirlamakta olan Avrupa'ya aktarmalariyla özetlenebilir. Bu bölümde Islam hekim yazarlarinin vermis olduklari dishekimligi bilgileri ele alinacaktir.

1.Ali Ibn Rabban at'Tabari

Aslen Iranlidir. 850 yilinda Firdavs al-Hikme isimli tibbi eserini yazmistir. 30 bölümde 360 konuyu anlatan eserin bölümü de dishekimligine ayrilmistir. Islenen konular sunlardir:

- Fonasyon: Dudaklar tarafindan temih edilir. Burun ve kesici disler fonasyonu tamamlar. Bunun polipi veya yarik damak ve dudaklar konusma zorluklarina neden olurlar.

- Agiz kokusu: Midedeki putrefaksiyon ve fermantasyonla ilgilidir. Sebeb mide ise purgatif kullanilmalidir.

- Koku: Gevsemis veya çürümüs dis etinden geliyorsa nezle otu, mercan, sirke ve hardal ihtiva eden gargara verilmelidir.

- Diseti Hastaliklarinda: Agiz kokusu olursa, ilgin agaci meyvesi ve sirke ile agiz çalkalanir ve misvak kullanilir. Eger dis hastaligi balgam üstünlügünden olusuyorsa, yemeklerden sonra hasta kusturuluru ve arkasindan purgatif verilir. Tuzlu balik yenir.

- Sararmis ve çürümüs içi oyulmus dis: Tedavi için çürük disi çekmek, oyugu doldurmak veya disin kole kismini daglamak gerekir.

- Dis agrilari: Bu bölümde dis gevsemeleri, diseti kanamasi anlatilir.

Batil itikatlara çok yer veren Tabari dis agrisi için boyna siralanan sag disini asmayi veya agriyan dis üzerine ölü disini takmayi önerir.

2. Ebu Bekir Muhammed bin Zekeriya ar'Razi (865-932)

Et Tabari'nin ögrencisidir. Tip, Astronomi, Matematik, Din ve Felsefe alaninda 230 eser yazmistir. El Fakhir adli eserinde disler ve dis hastaliklari üzerinde genis bilgiler vermis; disler, dislerin kamasmasi, dis çürügükleri, diseti iltihabi, ülserli ve kanamali diseti ve agiz kanamalari... gibi konulari islemistir.

Dis Agrisi: Diseti sismesinden olabilecegi gibi olmayabilir de. Eger sisme varsa sebebi iltihaptir. Belirtisi; kizarti verir ve soguk su iyi gelir. Tedavi de bas damarindan (vena cephalica) kan alinir. Sise çekilir. Birgün sirkeli, birgün kazurulu su ile agiz çalkalanir.

Eger dis agrisinda dis eti sismesi yoksa dis agrisinin sebebi soguk veya iltihaptir. Disin kolesine tiryak veya katranla kitreyi yogurup sürmek gerekir. Dis sicaktan nadiren agrir bu gibi durumlarda soguk uygulamak gerekir,

Razi dis anatomisi ve dis fonksiyonlari ile ilgili bilgiyi Galinos'tan almistir.

Disi tutan lifler sismisse disi sökmeden tedavi imkansizdir. Dis uzadikça ve büyüdükçe ögütme gücüde onunla ters orantili olarak azalir. Burada uzamadan alveol erimesine bagli klinik uzama kastedilmistir. Diste zayif ve iyi beslenmeye bagli hastalik olusabilir. Zayif beslenme disi de zarif ve yumusak yapar ve kurutur.

Fazla beslenme ise yumusak dokularda sismeye benzer bir sey yapar. Tedavisi; bu fazlaliklari çözücülerle atmalidir (1).

Page 2:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Besin zayfligi kök gevsemesine de sebeb olabilir. Çocuklarda sismis dis eti astrenjanlarla iyice kuvvetlendirilir ve diseti iyilesinceye kadar bu tedaviye devam edilir.

Asit sekresyonlar disin oyulmasina neden olurlar. Bu nedenle agizdaki hasta ve cerahatli kisimlar düzeltilmeli ortadan kaldirilmalidir. Hastalik küçük bir alanda ise kismen ilaçlarla lokal tedavi yapilir. Eger iltihap büyükse disin taç kismi temizlenir.

Dis taslari Razi tarafindan incelenmis, yesil ve siyah olarak ikiye ayrilmistir.

Alveolit Tedavisi: Razi “Eger disi çektikten sonra, dis boslugunda herhangi bir abse tesekkül etmis ise tedavide söyle bir yol izlenmelidir: Birer dirhem süsen kökü ve nezle otu, ikiser dirhem adi sap, narçiçegi, mazi, sumak. Bunlar karistirilip terkip elde edilir ve çekim bosluguna uygulanir.

Dis kamasmasinin tedavisi: Razi, bunu harici ve dahili olarak iki sebebe baglar. Harici olan eksi ve sikistiricidir. Kamasma aniden gelir ve kaybolur. Dahili olan midedeki eksi balgam nedeniyledir.

Dis çürüklerinin sebebi islak humordan olursa, eger çürük önemsiz ise disi doldurulup kaplamalidir. Böylece nemin içeri girmesi önlenmis olur.

Dis etindeki siyah lekeler de ayni sekilde tedavi edilir. Razi, dis dolgularini, kullanilan maddelerin yetersizliginden dolayi pek tatmin edici bulmaz. Fakat önceleri sakiz ve bal gibi kisa ömürlü maddeler kullanilmisti.

3. Ibni Sina (980-1037)

Türk hekim ve düsünürü Ibni Sina, 980 yilinda Türkistan'in Buhara kenti yakinlarindaki Afsana köyünde dogdu. Ilk ögrenimini dogdugu bölgede yapan Ibni Sina, sosyal ve uygulamali bilimler yaninda tip da ögrendi. 18 yasinda ilk eserini yazdiginda ülkesinin taninmis hekimleri arasinda idi. Ögrenimi sirasinda yalniz okumakla kalmamis, ögrendiklerini hastalari üzerinde uygulayarak bilgi ve deneyimini arttirmistir. 22 yasinda iken dünyaca ünlü bir hekim olarak devrinin hükümdarlari yaninda görev yapti. Bilimsel çalismalari yaninda politika ile de ugrasan Ibn Sina 1037 yilinda Hemedan kentinde ölmüstür.

Ibn Sina'nin bugün bilinen 276 eserinden 43'ü tipla ilgilidir. Bunlar arasinda en önemlisi “Al-Kanun fit'Tib” (Kanun) dur. Ibn Sina, Cürcan kentinde hükümdar Muhammed al-Sirazi'nin istegi üzerine yazmaya basladigi bu bes ciltlik eserini, Rey'de Buveyh oglu Mecd al-Devle zamaninda tamamladi. Ögrenimi sirasinda Hint ve Uygur tibbini da inceleyen Ibn Sina'nin yapitlarinda sik sik Dioscorides (40-90), Galinos (130-200), Hipokrates (M.Ö.460-370), Asclepiades ((M.Ö.124-45), Andromachus (50-?) gibi adlara da yer vermesi, onun yazmadan önce Antik çag tibbini iyi inceledigini gösterir.

Kanun eseri, tip alaninda kendinden önce gelen bilgi birikimini büyük ölçüde içerdigi ve yazarinin gözlem ve uygulamalarinin isiginda hazirlandigi için ortaçag tibbinin yapitaslarindan birisini teskil etmistir. Bu eser Latinceye ilk kez Toledo'da çevrilmis bunu 1544 te Venedikte ve 1593 te Roma'da yapilan çeviriler izlemistir.

Ibni Sina, hekimlik alanina yeni kuramlar getirmemis, hastaliklarin patojenezini o dönemde henüz geçerligini sürdürmekte olan Hipokratin “Dört Unsur” kavramina dayandirmistir.

Kanun eserinde hastaliklarin nedenlerinin açiklanmasinda ve tedavi önerilerinde daima Humoral Patoloji kuraminin sinirlari içinde kalinmistir. Ancak, Kanun yalniz tibbi tedaviye yer vveren bir eser degildir. Bes ciltten olusan yapitin birinci kitabi (Külliyat) anatomi, fizyoloji bilgilerine ve dört hilt ile mizaçlarin açiklanmasina ayrilmistir. Bu kitabin üçüncü bölümü saglik koruma ile ilgilidir.

Page 3:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Ikinci kitap ise o dönemde bilinen 760 müfred (basit) ilacin listesinden olusmaktadir.

Üçüncü kitap (Mualecat), her hastaligin klinik ve prognoz açisindan genel açiklanmasina yer verir. Bu açiklamalar bastan ayaga sira ile yapilmistir.

Dördüncü kitapta (Hummiyat), ates, küçük cerrahi ve travmatoloji ile kizil, çiçek gibi bazi özel hastaliklarin açiklanmasi yer almistir.

Besinci Kitap (Mürekkebat), bilesik ilaçlarin endikasyonlari, karisim oranlari, dozajlari ile drog zehirlenmelerine ayrilmistir.

4. Kanun Eserinin Türkçe Çevirisi “Tahbiz al-Mathun”

Ibni Sina'nin Kanun eserinin birçok özeti ve serhleri yapilmistir. Bunlar arasinda Ibn an-Nefis (1210-1288)'in Al-Mucez eseri çok degerlidir. Bu kisaltma da güç anlasildigi için Cemalettin Aksarayi bazi serhler ekleyerek Halal al-Mucez adinda bir yapit ortaya getirmistir. Bu eseri önce Ahi Çelebi (15.yüzyil) sonra da onun oglu Gelibolulu Sururi Mustafa Efendi Türkçeye çevirmislerdir. Bu çevirinin bir kopyasi Süleymaniye Kütüphanesi Fatih kitaplari bölümünde saklanmaktadir.

Bir bütün olarak Kanun eseri Türkçeye ilk defa III. Mustafa (1757-1774) döneminde Tokatli Mustafa bin Ahmed (?-Ölm.1781) isimli bir saray hekimi tarafindan “Tahbiz al-Mathun” adiyla çevirilmistir. Çevrenin el yazisi ile olan nüsha, Istanbul'da Koca Ragip Pasa Kütüphanesi 1335 numarada kayitlidir. Ayrica Topkapi Sarayi Kütüphanesinde, Bagdat Köskü Kit.342 numarada kayitli ve Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Kit. 1016 numarada kayitli Tokatli Mustafa Efendi çevirisi Türkçe Kanun nüshalari da bilinmektedir.

5. Tahbiz al-Mathun'daki Dishekimligi Bilgileri

Tokatli Mustafa Efendinin yaptigi Kanun çevirisi incelendiginde agiz ve dishekimligi bilgilerine genis olarak yer verildigi görülür. Bu bilgiler eserin üçüncü kitabinda yer almistir. Anatomi bilgileri ise birinci kitapta yer almaktadir. Bu bilgileri yazilis sirasina göre asagida veriyoruz:

a) Dis Anatomisi Bilgileri:

Yukarida özelliklerini belirttigimiz Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Kitaplari 1016 numaradaki yazmada dishekimligi ile ilgili bilgiler l2 b. Sayfasindan itibaren yer almaya baslar. Burada dislerle ilgili anatomik bilgiler verilmekte,l toplam dis sayisinin 32 oldugu, ancak bazen 28 de olabilecegi, ön dislerin kesici, arka dislerin ise ögütücü islevi oldugu belirtilmektedir. Ibn Sine, Galineos'a dayanarak diste duyumun bulundugunu da belirtmistir.

b) Dil, Dudak ve Agiz Hastaliklari:

Üçüncü kitabin l. Faslinda (bölüm) dil ve dudak hastaliklari ile ilaçlari anlatilir (29l a ). Bu bölümde önce dil anatomisi ile ilgili açiklamalar yapilmis, sonra dilalti tükürük bezinin salgi kanallarinin agzi ve dilalti kara damari tanimlanmistir.

Daha sonraki fasillarda su bilgilere yer verilmistir.

1. Tat alma bozuklugu ve bunun ilaci (29l b) açiklanmistir.

2. Dil parezisi ile konusma kesilmesi ve bunlarin nedenleri ile tedavisi anlatilmaktadir.

3. Dil felci anlatilmaktadir (292 a)

4. Bu fasil dil büyüklügü (Makroglossi), tipleri ve tedavisine ayrilmistir.

Page 4:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

5. Dil frenulumunun kisaligi ve bu kisaligin neden oldugu bozukluklar anlatilmakta ve tedavisi için frenulumun kesilip çikarilmasi önerilmektedir.

6. Burada dil alti bölgesinin iltihabi ile kan almak ve daglamaktan ibaret olan tedavisi anlatilmaktadir.

7. Konusma bozukluklari ve tedavisine yer verilmistir (292 b). Burada konusma bozukluklarinin ise dili oynatan sinir ve kaslarin yetersizliginin sonucu oldugu kabul edilir. Ancak dil ve bogaz bölgesindeki diger organlar da söz yitimine neden olabilirler. “sersem”dan olan söz yitiminde ise dilaltindaki toplardamardan kan alinmalidir.

8. Bu fasilda da kurbagacigin (Ranula) tedavisi anlatilmaktadir. Hastaligin tanimi yapildiktan sonra sebep kan humoru üstünlügüne baglanmaktadir.

9. Burada, dil fissürleri ve bunun tedavisinde kullanilan ilaçlar ve koruyucu tedavileri anlatilmaktadir.

10. Bu fasilda dil üzerindeki kabarciklar ve bunlarin tedavisi anlatilmaktadir.

11. Dilin agiz disina tasmasi anlatilmaktadir. Bu disari tasma dil yaralari nedeniyle olabilecegi gibi,solunum sirasinda nefes yollarindaki darliktan olabilir.

12. Burada agiz ve dudaktaki sivilceler ve tedavisi açiklanmaktadir.

13. Bu fasilda aft “Kilag” ve agizda çikan kötü huylu tümörlerin tanimi ve humoral patolofiye göre tiplerinin açiklanmasi yer alir (293 b). Ibn Sina, Galinos'un yüzeseysel olan yaralara aft terimini kullandigini, yara derin olursa tümör adini verdigini yazar. Üstün olan humora göre degisik tedaviler önedilmektedir.

14. Tükürük fazlaligi “Hipersalivsyon” ve uyku sirasinda agizda salya akmasinin nedeni ve tedavisi açiklanmistir. Salya fazlaligi bazen hararet bazen de rutubet üstünlügünden olabilir. Tedavisi üstün gelen humora göre degisik olacaktir. Bu fasilda Tokatli Mustafa Efendi, kendi özel formülüne de yer vermistir.

15. Dudaktaki kötü kokular ve bunlarin koku gidericilerle tedavisi anlatilmistir.

16. Dudak kanamalari açiklanmistir.

17. Bu fasilda agiz kokusu açiklanmistir. Islam tibbinin önem verdigi konulardan birisi olan agiz kokulari uzunca açiklanmis ve giderilmesi için birçok ilaç formülü önerilmistir. Bunlar arasinda bir formül de Tokatli Mustafa Efendiye aittir.

18. Hastaliklari ile ilgili bu son fasilda da dudak açikligi ile belirti gösteren agizdan solunum anlatilmaktadir. Bunun nedeni, kaslardaki çekme bozuklugu veya bogaz hastaliklarina baglanmistir.

a) Dis Hastaliklari ile ilgili Bilgiler: l9. bölümde verilir.

l.Birinci fasilda mine renklesmesi ve dis kiri (Plak ?) anlatilir.

2.Ikinci fasilda dis sagligini korumak için sekiz ögüt verilmistir. Bunlar :

5. Fena yiyeceklerden sakinmak,

6. Normal kusmak,

7. Tatli ve yapisken gidalardan kaçinmak,

8. Kati seyler kesmemek,

Page 5:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

9. Zarar verici seylerden kaçinmak

10. Siddetli soguk ve sicak gidalardan kaçinmak

11. Disleri firçalamak

12. Misvak kullanmak

Olarak siralanmistir.

1. Üçüncü fasilda bazi dis hastaliklarini ilaçlari verilmektedir. Bunlardan bazilari disleri korumak içindir. Bazilari ise dis hastaliklarini tedavi amacini tasir.

2. Burada dis agrilari anlatilir. Agrinin nedeni, belirtisi, ayirici tanisi, tedavisinde kullanilan ilaçlar ve kan alma ile lavman yapmaktan ibaret olan tedavi yöntemleri anlatilmaktadir.

3. Bu fasilda da dis tedavisinde kullanilan ilaçlarin listesi yer almistir.

4. Burada disleri uyusturmak için kullanilan ilaçlar anlatilir. Verilen formüllerden bir tanesi asagidaki gibidir:

Bezr_il benç (Hyosycamus Niger,L., Banotu tohumu)

Mia (Strax officinale)

Afyon (Opium Papaveraca)

Kina (Lawsonia Inermis;L.)

Fülfül (Piper Longum,L.)

Her birinden ikiser dirhem, fülfül'den l dirhem, hepsi karistirilir, agriyan dise sürülür.

5. Sallanan disler ve bunlari daha uzun süre agizda tutabilmenin yöntemleri anlatilir. Gargara için içinde astrenjan ilaçlar bulunan formüllerden yararlanilir.

6. Dis çürükleri, nedeni ve ilaçlari anlatilir.

7. Burada da disin dagilmasi ve kirilmasi açiklanmaktadir.Bunun nedeni rutubet üstünlügüdür.

8. Dislerin kötü renklerinin nedenleri anlatilar. Bu renkler bazen dis üzerindeki eklentiler, bazen dis üzerindeki eklentiler, bazen da disin kendi öz rengi nedeniyle olusabilir.

9. Dislerin güç sürmesi (Dentitio Difficilis) ve bunu kolaylastirmak için alinacak önlemler belirtilmektedir.

10. Dislerin çekimi açiklanmaktadir.

11. Bu fasilda da agrisiz çekim teknigi anlatilmistir.

12. Dis kurtlarinin giderilmesi anlatilmistir.

13. Dis gicirdatmanin tedavisi açiklanmistir.

14. Burada uzayan disleri agizda tutmak için alinacak önlemlere yer verilmistir.

15. Dis kamasmasi açiklanmaktadir.

Page 6:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

16. Bu fasilda, dis suyunun gitmesi nedeniyle meydana gelen soguk ve sicaga hassasiyet ve tedavisi anlatilir.

17. Dis zayifligi açiklanmaktadir.

13. Diseti hastaliklari ile ilgili bilgiler :

Üçüncü kitaptaki diseti hastaliklari bölümünde bilgiler su sira ile verilmistir:

l. Diseti hastaliklari ve ilaci sayfa (298 a) da açiklanir.

1. Disetinden kan gelmesi anlatilmistir

2. Diseti yarilmasi anlatilmaktadir.

3. Diseti ülserleri açiklanir.

4. Diseti iltihabi anlatilmistir.

5. Diseti çekilmeleri anlatilmistir.

6. Disetindeki gevseme açiklanir.

7. Disetindeki tümörün tedavisi anlatilmaktadir.

8. Kanun çevirisinin bizim inceledigimiz nüshasinda bu fasil atlanmistir.

9. Dudak yarilmasini anlatir.

10. Bu fasilda da diseti yaralari anlatilmaktadir.

11. Dudak veremi (yaralari) ve tümörü anlatilmistir.

12. Bu fasil dudak titremeleri konusuna ayrilmistir (3).  

13. Abulkasim Zahravi (ölm. 1013)

Abulkasim, x. Asirda Ispanya'da dogdu ve yasadi. Ölüm tarihi münakasali ise de l0l3 oldugu kabul edilmektedir. Tibba dair eseri otuz cilttir. Bu eserinin bilhassa cerrahi konulara ayrilmis sonuncu cildi At'tasrif adini alir ve çok önemlidir. Asirlar boyunca Hristiyan müellifler tarafindan basvuru kitabi olarak kabul edilmistir. Abulkasim burada sik sik sahsi düsüncelerini zikreder ve yaptigi uyarmalardan tedavi ettigi hastasini çok iyi taniyan bir hekim oldugu havasi sezilir. Meslegine asik her cerrah gibi kullandigi aletleri titizlikle tarif eder ve sekil ve yapilislari hakkinda en ince teferruati bile verir.

Dis tababetinde Abulkasim, kendinden önce gelenleri çok asan ilerlemeler getirmis ve o devirde nasil tatbik edildigi hayret uyandiracak mükemmellikle agiz operasyonlari tarif etmistir.

Abulkasim, dis kolelerinde biriken taslarin zararlarini ve bunlarin temizlenmesini de biliyordu. “Dis dipleri sari, yesil veya siyah renk alirlar. Bu birikintiler dis etlerini bozar.” Diyordu. Tedavisi için temizleme ameliyesini söyle anlatmaktadir ;

“Ön disler ve molarlar üzerindeki bu eklentiler hiç kalmayincaya kadar kaziyin. Bu isi çok itinali yapmali, gerekiyorsa birkaç kere tekrar etmelidir.”

Abulkasim bu ameliyat için kullandigi lüzumlu aletlerin resimlerini de çizmektedir.

Page 7:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Çekim hususunda, Abulkasim muhafazakardir, disleri bütün çarelere bas vurarak korumayi, mümkün oldugu kadar çekimlerini geciktirmeyi tavsiye etmekte, fakat zaruret olunca da basvurulmasini söylemektedir. Ancak o zaman çok tedbirli davranmalidir. Önce hasta disin hangisi oldugunu iyice tespit etmelidir. Zira hastanin bunda sik sik yanildigi görülür ve çürük olmayan bir dis sise çekicilerin düstügünü söylüyor. Bu gibi kimselerin küçük cerrahi ve bilhassa dis müdahalelerinde bulunmus olmalari çok muhtemeldir.

Bununla beraber Abulkasimin bu cerrahi metoda sik sik basvurmus olsa gerekir. Çünkü çekim teknigini eserinde itinali bir sekilde anlatir ve sonucunun iyi olmasi için gereken her tedbiri alir. Agri sebebi ve süresiyle fazlaca ilgilenir. Çekim esnasinda bir muvaffakiyetsizligin önüne geçmek için söyle davranmalidir :

Disetini keserek siyirmali ve parmakla veya bir pensle disi yerinden oynatmaya çalismalidir. Sonra hastanin basini dizlerinin oynatmaya çalismalidir. Sonra hastanin basini dizlerinin arasina almali ve disi bir pensle kuvvetle kavramalidir. Disin kirilmasini önlemek için çürügün içini bir bez veya pamukla dikkatle kapamalidir.

Kendi çekim metodunu anlattiktan sonra müdahale için gerekli aletleri tarif eder.

“disi çikarmak için kullanacaginiz penslerin boylari uzun olmali. Uçlari kisa, saplari kalin olmalidir ki müdahale esnasinda kirilmasin. Demiri, Hint demiri veya iyi su verilmis çelikten olmalidir. Alet itinayla yapilmis olmalidir. Kollari disi iyi kavrayabilmesi için birbirlerine çok iyi uymalidir. Uçlari pürtüklü olan kollar ayni zamanda disi kuvvetle kavramaya çekim sonrasi kanamalari için vitriol tatbiki veyahut koterizasyon düsünür. Abulkasim, kök çekimine ayri bir bahis ayirir. Bu müdahale için pensin ucu leylek gagasi seklinde olmalidir.

“Eger bu penslerle dis çikmasi mümkün olmuyorsa bir bistürü ile kökün etrafini iyice siyirin sonra küçük bir elevatörle çikmasini tecrübe edin. Bu aletin ucu egridir ve kirilmamasi için pek ince ve uzun olmamalidir. Yine de muvuffak olamazsaniz resimlerini verdigim deger aletleri kullanmalisiniz.”

Abulkasim,tarif ettigi aletlerin bazilarini çok sik kullanir ve uzun bir tatbikatin belirtisi olan su hakikat dolu sözleri söyler. “Disler için kullanilacak aletler pek çoktur. Bunlarin hepsini burada zikretmemiz imkansizdir. Tecrübe ve zeki bir hekim her hastalikta ve degisen sartlara göre yeni aletlerin icat etmesini bilmelidir.”

Muhtelif aletlerin resimleri arasinda disleri kesmek için kullandigi testere ve törpüler de mevcuttur. Ayrica bilhassa kadinlarin ve cariyelerin güzelligini bozan düzensiz disleri kesme ameliyesine sik sik basvurur ve bu çikintilari kesme teknigini uzun uzun anlatir.

Abulkasim, sallanan disleri saglam dislere baglayarak pekistirmeyi tavsiye eder ve bunun için altin tel kullanir. Gümüs teli yeserdigi ve karardigi için kullanmaz. Bu ameliyenin semalariyla birlikte genisçe izahini da yapar (Sekil:8)

Abulkasim reimplantasyonu biliyor muydu? Bu konuda sunlara rastliyoruz :

“Agizda düsmüs bir dis yerine konabilir ve saglamlastirabilir. Ancak bunun için ehil ve tecrübeli eller gerekir.”

Bu sözlerden baska anlamlar da çikabilir ve çesitli seylere atfedilebilir. Yukaridaki cümlelerden bir ligatürü de bir protezi de anlayabiliriz. Abulkasim acaba bizim uyguladigimiz bir disin alveolüne yeniden konmasi olan reimplantasyonu mu düsündü? “ onlar yerine konabilir” ibaresi bunu izah edebilir. Fakat bu sözlerle reimplatasyon gibi fevkalade bir olayin espirisini kavramak mümkün olmus ve belki de yanlis anlasilan bu birkaç söz büyük bir tekamülün öncüsü olmustur. Bu sözlere l6. yüzyilin büyük cerrahi Ambroise Pare'nin bile saskinliga düstügünü ve onun dediklerine dayanarak bu metoda birçok yenilikler kattigini söyleyebiliriz.

Page 8:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Abulkasim bu tespit seklinden seklin den bahsederken alveol ve diseti dokulariyla baglantisi olmayan çekilmis tabii dislerden tesekkül etmis basit bir protezi mi sööylemek istemisti. Cümlenin sonundaki “...bunun için hateyit eder gibi görünüyor. Zira protez yapabilmek iççin özel cihaz, ihtisaslasmis bilgi ve yatkin bir el gerektigi bilinmelidir. Eger reimplantasyonu biliyorsa bunu çok az yapmis olmalidir. Zaten uzun bir süre böyle bir operasyonu yapabilecek “yatkin ellere” pek rastlanmamistir. (3).

7.Serefeddin Sabuncu oglu (1385-1468) ve Cerrahiyetü'l-Hanniye Eserindeki Dis hekimligi Bilgileri

Abulkasim'in cerrahi eseri,400 yil sonra, Anadolu da, Amasyali bir Türk hekimi olan Serefeddin Sabuncu oglu tarafindan yeniden ele alinmistir.

Eserlerinde belirttigi adiyla Serefeddin Ali bin Elhac Ilyas olan Sabuncuoglu'nun (787H.-1385 M..) Yilinda Amasya'da dogdugunu biliyoruz. Yani Osmanlilar Amasya'ya geldiklerinde ancak 7-8 yaslarinda idi. Amasya daha o devirde üstün bir bilim muhiti olarak biliniyordu ve çesitli kaynaklara göre Serefeddin okumus bir aileye mensuptu. Ilk ve orta tahsilini dogdugu ilde bitirdikten sonra gene Amasya Darüssifasinda hekimlik ögrenmis ve uygulamistir. Devamli okuyan, arastiran hatta tecrübeler yapan bir hekim oldugunu eserlerinden anliyoruz. Arapça, Farsça ve belki de Yunanca'yi biliyordu. Çevresinde saygi uyandiran bir kimse oldugu muhakkaktir. Ele geçen dört otografindan iyi bir hattat oldugunu da anliyoruz. Bunlardan birisi müfid'dir. Bir tip eseridir ve bir talebesi için kaleme alinmistir. Digeri Hekim Halimi'nin Farsça manzum bir eseridir. Öteki iki yazma da Cerrahiyet Al-Haniye'nin iki nüshasidir.

Serafeddin, Cerrahiyet Al-Haniye adli eserini, 83 yasinda iken 870 H.- 1465 M. De yazdigini biliyoruz. Halen bilinen üç nüshasi vardir. Bir tanesi Paris'te Bibliothegue Nationale' dedir. Digerleri de memleketimizde, Fatih Millet Kütüphanesi ve Istanbul Tip Fakültesi Tip Tarihi Enstitüsündedir. XVII. Yüzyilda istinsah edildigi sanilan bu sonuncu nüsha disinda diger ikisi, müellefin kendi kaleminden çikmistir.Fatih'e sunmak üzere hazirladigi Paris nüshasi en bol resimli ve en eksiksiz olanidir. Paris nüshasindaki eksiklerin Millet nüshasinda mevcut olusu bu yazmada aralardan sayfalarin koparilmis oldugu gösteriyor.Bu nüshada 138 ameliye ve 167 alet resmi vardir. Bu resimlerinin bilimsel degeri digerlerine nazaran daha yüksektir ve 34 tanedir Müellif nüshalarindaki ameliye resimleri, dikkatli, pek sevimli bir yasli hekim, telassiz ve her seye razi bir hasta ve agaç, çiçek gibi dekoratif unsurlardan meydana gelmektedir.Bazi resimlerde hekimin yardimcilari da vardir. Hekim müdahaleye hazir durumda gösterilmekteyse de, ameliye teknigi hakkinda tafsilat yoktur. Bu minyatürlerin bizzat yazar tarafindan yapilmasi ve o yasli hekimin de Serefeddin'in kendisi olmasi pek muhtemeldir. Ancak bu iddia eserin Fransizca tipki basimini hazirlayan Grmek ve Huard tarafindan kabul edilmemektedir (Sekil:9).

Devri için çok önemli bir cerrahi eser olan Cerrahiyet al-Haniye umumi çizgileriyle Islam hekimi Abulkasim Zehravi'nin At-Tasrif adli eserinin tercümesidir. Ancak, yer yer müellefin kendi orijinal müsahadeleriyle zenginlesmis ve ameliye resimleriyle de üstün bir deger kazanmistir. Yazar eserini sunmak için Istanbul'a gelmis, bazilarina göre Fatih tarafindan kabul olunmus, bazilarinca da umdugu ilgiyi bulamamistir.

Serefeddin ve eserleri maalesef bir süre sonra unutulmustur. Bu, bir tasrali hekim olusuna, o devirde moda olan tibbin yaninda felsefe ve dini ilimlerde bir eser vermemis olmasina ve kendi ana dilinde yazmasina baglanabiliri. Onu ilk defa Ruscuk'lu Dr.Hakki Mücerrebname eseriyle bir günlük gazetede tanitmistir. Bursali Mehmet Tahir de Osmanli Müellifleri kitabina bu yazmayi almistir. Cerrahiyet al-Haniye ise ilk defa 1927 de Ali Canip Yönetim tarafindan Hayat Mecmuasinda tanitilmistir.

Cerrahiyet al-Haniye üç babdan (bölümden) meydana gelmektedir. Birinci babda daglama “Cauterisation”, ikincide çesitli insizyonlar ve diger cerrahi müdahaleler, üçüncüde de kirik ve çikiklarin tedavisi anlatilmaktadir. Ayrica sonuncu babta disaridan kullanilan bazi ilaç reçeteleri de yer almistir.

Page 9:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Cerrahiyet al-Haniye'deki Dishekimligi Bilgileri:

Yukarida verdigimiz tasnif çerçevesinde yazar dishekimligi konularina da yer ayirmistir.

a. Yüz felcinde Daglama: Tip Tarihi nüshasinda bu fasil eksiktir. Paris nüshasinda daglama yapilacak bölge resimde gösterilmis ve teknigi anlatilmistir. Millet nüshasinda bu resim yoktur.

b. Dudak Yarigini Daglama: Millet ve Tip Tarihi nüshalarinda yine eksiktir. Paris nüshasinda resimli ve etrafli olarak anlatilmistir. Hastalik, tip dilindeki tavsan dudagi “bec de lievre” olabilir. Zira müellif daha ziyade çocuklarda görüldügünden bahsediyor. Burada biçak agzi gibi keskin bir koterle daglama yapiliyor.

c. Dis Eti ve Alveol Absesinde Daglma: Bu fasil yalniz Paris nüshasinda mevcuttur. Yazar, önce dis eti fistülü ve alveol absesini tarif ediyor ve ilaçla tedavi imkansiz ise daglamayi tavsiye ediyor. Koter, fistül agzindan içeri sokulacaktir. Egir hastalik dis etinin tedavisiyle geçmezse kemige müdahale etmek gerekir.

d. Koku Yapan Dis Etinin Daglamasi: Koku yapan dis eti için tavsiye edilen bu daglama birinci faslin yirmi yedinci babinda verilmistir. Millet nüshasinda bu bölümün bir kismi eksiktir ve her iki nüshasindaki resimler arasinda bazi küçük farklar vardir. Tip Tarihi nüshasinda ise bölüm hiç yoktur.

e. Dis agrisinda Daglama: Paris ve Millet nüshalarinda resimli olarak açiklanmistir. Yalniz Paris nüshalarinda resimli olarak açiklanmistir. Yalniz Paris nüshasinda hastanin arkasinda bir de yardimci yer almis.

Millet nüshasinda ise hekim alisilanin disinda profilden çizilmistir. Yazar, önce agriyan dise yaga batirilmis pamuk koymakta ve üzerini de etrafi korunmali hususi bir koterle daglamaktadir. Serefeddin bu tarifin disinda dis agrisini dindirme konusunda su öneriyi getirmistir. “Bir kimsenin sol tarafindaki disi agrirsa sag taraf bileginin alt kemiginin üzerini daglamalidir, sag taraftaki disi için de bunun aksini yapmalidir”. Bu göz lemini Millet nüshasina yazdigi halde Paris nüshasindan nedense çikarmistir. Tip Tarihi nüshasinda ise bu bölüm yine eksiktir. Bu müsahade, günümüzde uygulanan aküpuntur yönünden ilgi çekicidir.

f. Dudak Tümörlerinin Tedavisi: Ikinci babin 27.faslinda verilmistir. Üç nüshada da mevcuttur. Ancak Paris nüshasinda resimlidir. Tümör çikarildiktan sonra yeri zaç yagi ile veya baska kostiklerle tedavi edilmektedir.

g. Dis Eti Absesini Açmak: Yazar abse açma teknigini de açiklamakta ve ameliyat sonrasi kullanilacak kostiklerin isimlerini vermektedir.

h. Dis taslarinin Kazinmasi: Yazmanin her üç nüshasinda da tafsilatli ve güzel bir sekilde anlatilmistir. Yazar önce tas tesekkülü ve çesitleri hakkinda bilgi veriyor ve neden bu taslari kazimak gerektigini açikliyor. Sonra da kazima teknigini anlatiyor. Tip Tarihi nüshasinda digerlerinden fazla olarak 15 alet resmi çizmistir. Müellif bu aletlerin herbirinin ayri ayri nerelerde kullanilacagini da söylemektedir.

i. Dis Çekimi Teknigi: Eger disin tedavisi diger tedbirlerle imkansizlanmis ise artik çekmekten baska çare yoktur. Ancak, herseyden önce dis çekilince yerine bir daha çikmayacagina göre agriyan disi iyice tesbit etmek gerekir. Yazar aynen söyle diyor: “zira dis bir cevher-i latifdir ki çikacak (Çikinca) yerine dis bitmez”.

Bilgisiz kimseler çok kere hastanin yanlis disini agriyan dis diye çekerler. Sonra yazarimiz önce çizdigi bir aletle disin etinden siyrilmasini tavsiye ediyor. Artik dis çekime hazirdir. Kerpeten iyi cins çelikten olmali, agzi kalin ve içi ege disi gibi olmali ve tutacak yeri de saglam olmalidir. Ayni bilgi ve resimler Cerrahiyet al-Haniyenin her üç nüshasinda da vardir.

Page 10:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

14. Dis Kökü ve Alveol Parçasinin Çikarilmasi: Eger çekim yapildiktan sonra dis kökü veya bir alveol parçasi çekim yerinde kalmissa önce kökün gevsemesi için yaga batirilmis pamuk bu kökün üstüne konur ve bir iki gün birakilir. Sonra ince agizli özel bir kerpetenle çikarilir. Dis eti, eger kök görünmüyorsa açilmalidir. Bu ameliyati gerçeklestirmek için üç alet resmi verilmistir ki, bunlardan sonuncusu özel bir penstir. Tip Tarihi nüshasindaki bu resim her ne kadar resim olarak güzelse de aleti belirtmek yönünden digerleri kadar açik degildir. Müellif bu bölümde dis aletlerinin çok çesitli oldugunu ve tecrübe ve harekete göre kullanilacak alet sayisinin artacagini söylemektedir.

15. Artik Disin Çekilmesi : Gerek Abülkasim ve gerekse Serefeddin artik dedikleri disin fazla sayida bir dis mi (meziodens gibi ) yoksa çaprasik, intizamsiz bir dis mi oldugunu belirtmemislerdir. Eger dis uygun yerde ise sekilde çizilen özel egelerle dis törpülenmektedir. Disin konumu dolayisiyla egelemek zorsa çekim tavsiye edilmektedir.

16. Sallanin Disleri Telle Baglama : Yazar burada ön dislerin altin telle baglanmasini anlatmistir. Oysa Abülkasim arka disleri baglamaktan bahsetmisti. Bunlar muhtemelen ön-alt dislerdir. Zira sekiller daha ziyade o dislere benzemektedir. Bugün bile daha ziyade ön dislere baglama uygulanmaktadir. Bu da yazarin bu bölümü at-Tasrif'den aynen çevirmedigini , pek büyük bir ihtimalle bu ameliyeyi uyguladigini göstermektedir. Yazar gümüs telin de kullanilabilecegini, ancak oksitlenip çürüyecegini bu nedenle de altin tel kullanmanin uygun olacagini söylüyor. Tel, dislerin arasindan dolandirilarak, baglanacak disin sonuna gelince geri dönülür ve 8 seklinde dis aralarindan dolasilarak baglamaya ilk baslanan yerde telin öteki ucuyla dügümlenir ve kivrilip dislerin arasina sokulur. Bu teknigi anlatan metin her üç yazmada da ayni oldugu halde resimler birbirinden farklidir. Millet nüshasinda üç disi baglamayi gösteren basit bir resim çizilmistir. Tip Tarihi nüshasinda ise, baglama sekli çizilmemis yalniz alt bölgeye ait olmasi muhtemel üç azi dis resmedilmistir. Bu husus dikkat çekicidir.

Bu bölümde yazar dis protezinden de bahseder. Abülkasim'da da bu bölüm vardir. Yalniz onun bir implantan mi yoksa bir protezden mi bahsettigi batili yazarlarca tartisilmis ve tartisilmaktadir. Ancak Serefeddin'de bu açik olarak, sigir kemiginden yapilacak bir dis protezi seklinde ifade edilmisti

17. Dil Alti Baginin Kesilmesi : O zamanin düsüncelerine göre konusmaya engel oldugu sanilan kisa dil frenumunun kesilmesi anlatilmaktadir. Serefeddin bu kisa frenumu kestikten sonra, ameliyat sonrasi kanama için gül suyu, sirke veya soguk su tavsiye ediyor ve sonra da hastanin dil altina keten bezinden yapilmis bir fitil koyuyor. Eger sekonder kanama görülürse zaç yagi tavsiye ediyor. Paris nüshasi resimlidir. Diger nüshalarda resim yoktur.

18. Alt Çene Kiriginin Tedavisi : Paris nüshasinda resimli olarak verilen bu bölgede yazar çene kirigi ve sonucunda hasil olan kemik kaymalarini tedavi ediyor, çesitli repozisyon usulleri ve ameliyat sonrasi bakimi anlatilmistir.

KAYNAKLAR

1. Khalifah, E. , Haddad, S. : dental gleanings from arabian Medicine; JADA,24 : 944-955, l957.

1. Uzel, l. : Ibni Sina'nin Kanun eserinin Türkçe çevirisindeki dis hekimligi bilgileri , A.Ü. Tip Bül., Supp No: 1, 66-77, 1983.

2. Spink, M.S., Lewis, G.: Albucasis, On Surgery and Instruments, Welcome Ed., London, 1973.

3. Uzel, I.: Serefeddin Sabuncuoglu ve Cerrahiyet al-Haniye eserindeki dishekimligi bilgileri, Türk Kültürü, 147: 172-180, 1975.

Page 11:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

4. Uzel, I., Tavas, A., Johnson, L.: Serefeddin Sabuncuoglu, A Dental Surgeo of XVth Century. Hamdard, 30 (3): 3-21, 1988.

Mezopotamya Uygarlıklarında Diş Hekimliği Irmaklar arasi anlamina gelen Mezopotamya, Ön Asya'nin iki büyük irmagi olan Dicle ve Firat arasinda kalan ve Toroslardan Basra körfezine kadar uzanan bölgedir. Bu bölgede, M.Ö. 3 binden baslamak üzere Sümer, Akad, Elam, Babil gibi uluslarin siyasi hakimiyetinde uygarliklar yasanmistir.

Sümerler tarihe yaziyi bulan millet olarak geçmislerdir. Sümerleri yikan ve Babil Devletini kuran Hammurabi M.Ö.(1728-1686) nin yasalari hukuk alaninda oldugu kadar tip tarihi ve deontoloji yönünden büyük önem arzeder. Onun koydugu yasalar, en eski deontolojik belgelerdir. Hammurabi Kanunlarinda dis tedavisi ile ilgili iki madde de yer almaktadir (Sekil: 4).

MADDE 201- Bir kimse, kendi seviyesindeki baska bir kimsenin disine zarar vermisse, baska birisi de onun disine zarar vermeli.

MADDE 202- Eger bu kimse köle ise, bir gümüs mina'nin 1'3 kadar parayi ona ödemeli (1).

Dini ve hukuki belgeler, ögrenim amaciyla yazilan tabletler ve tibbi reçetelerin incelenmesinden anlasildigina göre Mezopotamya tibbi animist özelliktedir. Bu metinlerde birçok hastalik adi dogru olarak kaydedilmesine ragmen insan vücudu çok az incelenmistir. Hastaliklarin etyolojisi bedene giren ve gözle görülmeyen cinler ile tanrilarin öfkesi olabilir. Rahip büyücü hekim ise bu cinleri uzaklastirmali ve böylece öfkeyi yok etmeli ve hastaliklari iyilestirmelidir.

Ninovada Asurbanipal kütüphanesinde bulunan bir tablet en eski odontolojik belgeler olarak kabul edilir (2).

KAYNAKLAR:

1. Hoffman-Axthelm, W.: History of Dentistry, Quintessence Publ., Chicago, 1981, pp.27-32.

2. Dechaume, M., Huard, P.: Histoire Illustre de I'Art Dentaire, Ed.Roger Dacosta, Paris, 1977, p.: 19.

Page 12:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Eski Yunanda Diş Hekimliği Eski Yunan'da tibbin bilimsel temelleri M.Ö. 5.yüzyilda atilmistir. Bu yüzyildan önce Yunanlilar hastalarin iyilesmesi için tanrilara basvuruyorlar bir takim büyü formülleri, kurbanlar ve dualarla bunlarin yardimini sagliyorlardi. Mesela saglik tanrisi Askle pios'un tapinaklarinda hastalar tapinak uykusuna yatiriliyor ve onlar da rüyalarinda tanriyi görmek suretiyle iyileseceklerine inaniyorlardi. Plutarkos'a göre Epik krali, ayak parmaklarindan birine dokunmak suretiyledis agrisini iyi edebiliyordu.

Çiçeron'a göre tarihte ilk dis çekimi üçüncü Eskülap tarafindan yapilmistir. Eskülap ayrica agiz ve dis sagligini da tavsiye etmisti. Böylece saglik tanrisinin agiz hijyeninin de ilk uygulayicisi olduguna inanilir. Ancak yukarida belirtilen iki husus da tartismalidir. Çünkü Neolitik Çag'in son dönemlerinde insanlar elleriyle çekim yapabiliyorlardi.

Aurelianus Delfi'deki Apollon tapinagina dis çekmek için bir bir kursun davye kondugunu kaydeder. Bugün bu davyenin kopya için konuldugu zannedilmektedir.

Yazili dishekimligi tarihi Hippokrates (M.Ö.460-370) ile baslar. Eserlerinde dis hastaliklarina birçok yorumlar vardir. Ölümünden sonra ve ögrencileri tarafindan kaleme alinan Hipokrat külliyatinda (Corpus Hippocraticum) agiz ve dis hastaliklarini ilgilendiren pek çok bölüm vardir (1) (Sekil:7).

M.Ö.460 yillarina dogru Istanköy'de dogdugu tahmin edilen Hipokrates hastaliklari dogal nedenlere baglayarak, tibbi bilimsel temellerine oturtmustur.

Hipokrat ilk defa sistematik muayene uygulamistir. Epidemiler eserinde, bir orbita alti absesi ile damak kubbesinin kaybi, burun çökmesi ve göz komplikasyonolari ile bir arada görülen agiz gangrenini (Frengi?) tarif etmektedir. Azilarin düsmesiyle bir arada görülen bir osteomyelit vakasi, alt çene kiriklarinin tasnifi de Hippokratin eserlerinde yer alan dishekimligi bilgileridiri. Alt çene kiriklarini deplasmanli ve deplasmansiz olarak ikiye ayirmis, tedavisi için de dogru bir artikülasyon elde ettikten sonra deri ve bunlara benzer maddelerle bandaj tavsiye etmistir.

Hipokrat dentisyon hakkinda da sunlara yer vermistir: Disler 7 aylik embriyonda görülmeye baslar. En çok kaninler çikarken çocuklarda disetleri kasinir ve atesle birlikte ishar görülür.

Ayrica Hipokrat dislerin pozisyon anomalileri, akil disi sürme komplikasyonlari, dis agrilarinin çesitleri, alveol abseleri, çocuklarda görülen aftlar gibi konularda da deginmistir.

Dis tedavisi amaciyla disetlerini daglamis, dis çekimi, mastikatuvarlar ve agiz gargaralari kullanmistir.

Hippokrat dis hastaliklarinin sebeplerinin açiklanmasinda insan vücudunda bulunan 4 humor'dan birinin üstünlügünden kaynaklandigi varsayimina dayanmistir.

Sonuç olarak Eski Yunan'da, hekimlerin dis hekimligi konusuna dikkatle egildikleri ve dis yapisi ve agiz hastaliklari ile ilgili bazi orijinal buluslar yaptiklari söylenebilir.

KAYNAKLAR:

3. Littre, E.: Corpus Hippocraticum (Quvres Completes) V.I-X, Baillere Fils, Baillere Fils Ed, Paris, 1839-1863).

Page 13:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Eski Romada Diş Hekimliği 1.Italya'da Roma Dönemi Öncesi Dishekimligi

Eski Roma'da Etrükslerin ve Fenike'nin etkisiyle dis hekimliginde ileri bir asamaya gelindigi bilinmektedir. Roma'da Eksik olandisleri tamamlamak için iki teknik gelistirilmisti. Bunlardan birincisi altin tellerle, digeri de altin plakalarla disleri tutturmakti. Tarquinia nekropolünde bulunmus bir protezde eksik iki alt kesici, kabaca yontulmus at kemiginden yapilmisti. Ayrica, bu at disi hastada daha önce mevcut interinsizal diastemayi taklit etmek için aralikli yapilmisti.Buna benzer bir protez de Türkiye'de kesfedilmistir (1).

2.Eski RomaDishekimligi

M.Ö.450 yilinda hazirlanan Oniki levha Kanununda ölülerin mücevherleri ile gömülmeleri yasak edilmis, fakat bundan disleri tutturan altin teller istisna birakilmisti. Romanin yükselme çagindaki dishekimligi hakkinda tek kayit bundan ibarettir.

Roma'da agiz hijyenine çok önem verilirdi. Altin, gümüs, balik kilçigi, kus tüyü ve bitki kaynakli pek çok dis kürdani modeli gelistirilmistir. Galinos, (M.S.131-200) Salvadora Persica'yi ilk defa firça olarak tavsiye etmistir. Pistachia Lentiscus'a da kürdan olarak kullanilmistir.

Parfüm eski devir uygarliklarinda da önemli bir yer isgal ederdi. Bu nedenle kolanyaya benzer seyler ve çigneyici deodorantlari agiz kokusunu gidermek için kullanmistir. Güzel koku sagligin bir kaniti sayilmistir.

Anavarzali Rioscorides (M.S.I. YY), Materia Medica eserinde kötü agiz kokusunu gideren bitkilerin listesini vermistir. Mesela sarap kaynatilmis kuru gül yapragi ve arpa suyu ile agiz çalkalamak bunlardan bir tanesidir.

Romalilar dis dolgusunu da bilmekteydiler. Fare pisligi veya lezar cigeri ile mumdan yapilan dolgular kullanmislardir.

Bergamali Galinos (131-200) dislerin ve çenelerin anatomisi hakkinda pek çok çalisma yapmis ve ilk defa disleri kesici, kanin ve azilar olarak üçe ayirmistir. Kök sayi ve sekillerini dogru olarak üçe ayirmistir. Kök sayi v sekillerini dogru olarak tanimlamis, 3 büyük azilarin geç sürme nedenlerini tartismistir. Dis siniri ve damarlarindan da ilk kez söz eden odur. Pulpanin disi beslemesindeki rolünü o belirlemis tir. Dis çürügü ve agrilarinin nedenini ve kendine göre yorumlamistir. Ona göre vücuttaki asit koroziv humor, disleri tipki deride kendi kendine olusan yaralar gibi kemiriyordu. Dis çürügünün bünyesel nedenle olusabilecegini de ilk açiklayan kisi Galinosdur.

Dis agrilari, yerlestigi yere göre iltihapli dis etinden veya baski altindaki sinirden olusabiliyordu.

Galinos agiz gargaralari ve dis tozlarina da eserlerinde yer vermistir. Dis çekimi konusunda çok muhafazakardir. Protezi hiç kullanmamistir.

Scribonus Largus'un tip eseri, imparator Oktavianus ve imparatorice Messalina'nin dis tozunun formülünü verir:

1- Yanmis geyik boynuzu, Chio sakizi, amonyakli tuz,

2- Güneste kurutulmus gül yapragi veya sarap ve nardenk.

Page 14:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Imparatorluk devrinde yasamis Celsius (M.Ö.I.YY) De re Medica adli eserinin 6, 7 ve 8 .ciltlerinde dis hijyeni yaninda dil ülseri, aft ve parulisi anlatir. Disleri korumayi önerir ve çekim için birkaç tavsiye verir. Celsius arduvaz agacindan dolgu yapmis ve disleri baglamak için iplik kullanmistir. Fakat eserinde protezle ilgili bir bilgi yoktur.

Archigenes (M.Ö.100) çürük olmayan fakat periostit görülen dislerde trepanasyon önermistir. Bu gaye için pulpaya girebilen ve ölü dokuyu çikaran bir trepan gelistirmistir (2)

KAYNAKLAR:

1. Terzioglu, A., Uzel, I.: Die goldbandprothese in etruskischer Technik, Philip Journal, 2: 109-112, 1987.

2. Dechaume, U., Huard, P.: L'Histoire de L'Art Dentaire, Ed.Roger Dacosta, Paris, 1977, pp.17-18.

Eski Mısırda Diş Hekimliği Eski Misir Uygarligi, M.Ö.3000'den Büyük Iskender'in Misir'i almasina, yani (M.Ö.333) tarihine kadar sürer. Bu tarihten sonra, Misir, Eski Yunan ve Roma'nin siyasal ve kültürel hakimiyetine girmistir.

Eski Misir Uygarligina Mezopotamya uygarliginin etkileri büyüktür. Dinler ve Tanrilardaki benzerlik bunun bir kanitidir. Ancak eski Misir'a ait kaynaklar daha boldur ve bu nedenle uygarligi görünüste Mezopotamya Uygarliklarindan daha üstün bir durum arzeder.

Eski Misirda tip, siyasal gelismelere paralel bir gelisim göstermistir. Bu nedenle Misir siyasi tarihinin ana dönemlerini bilmemiz yerinde olur. Bu dönemler:

1. Eski imparatorluk devri (M.Ö.2778-2413)

2. Orta imparatorluk devri (M.Ö.2065-1585)

3. Yeni imparatorluk devri (M.Ö.1585-1085)

4. Son imparatorluk devri (M.Ö.1085-333)

Herotodos, Eski Misirda, dishekimlerinden bahsetmektedir. Onun bu kayitlarinin disnda, Eski Misirda tiptan ayri bir dishekimliginin uygulandigini kanitlayan baska pekçok delil de vardir.

Eski Misirda dishekimleri “Su-Nu” olarak adlandirilmislardir. Psen ten-Seneb Eski Imparatorluk döneminde 26.sülale zamaninda yasamis bir hekim, dishekimi ve ayni zamanda komuutandi. “Men-Kaou Re Ankh” de Eski imparatorluk döneminde 5.sülale devrinde yasamis bir dishekimidir. Eski imparatorluk döneminde 3.sülale zamaninda yasayan “Hesi-Re” ise dünyada bilinen dishekimlerinin en eskisidir. Sakkarada bulunan mezarindaki dört tahta panelde ayakta ve oturarak tasvir edilmistir. (Sekil: 5).

1. Eski Misirda Dishastaliklari ve Tedavisi

Page 15:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Yapilan arastirmalar Eski Misir'da dis hastaliklarina oldukça sik rastlandigini ortaya çikarmistir. Dishekimleri ve agiz hekimleri mevcut olduguna göre ne türde dis bakimlari gerçeklestirildigi konusu tibbi papirüsler ve arkeolojik kazi buluntulari ile anlasilmaktadir.

2. Tibbi Papiruslar

Eski Misir tibbina isik tutan tibbi ve cerrahi papirüslerin bazilari onu kesfeden kisiye, bazilari da saklandiklari yerlere göre adlandirilmislardir.

Bunlardan konumuz açisindan önemli olanlar Ebers ve Edwin Smith papirüsleridir.

a. Ebers Papirüsü

1862 de Prof.Dr.George Ebers tarafindan Teb kentinde bulunmustur (Sekil: 6). Bugün Leipzig Müzesinde saklanmaktadir. 110 sayfadir ve 900 reçete ihtiva eder. Papirüs, hastaliklarda cinleri uzaklastirmak için yapilan büyülerle doludur. Cin tutmasinin, Eski Misirda Patolojinin temelini teskil ettigi bilinmektedir. O zaman, ilacin kullanilmasindaki talimat “Hos geldin ilaç, mideme dokunan su kötülügü çikar” diye baslar ve “su çok iyi gelir” diye biter. Agiz ve dis hastaliklariyla ilgili birkaç reçete asagida verilmistir:

Ebers papirüsündeki reçetelerde bahsedilen dis hastaliklarinin taninmasi güçtür. Bazi reçeteler çürük disi doldurmaya yarayan, pek az dayanikli geçici dolgu maddelerine benzer. Bunlardan nasil bir fayda umuldugu da merak konusudur. “Çürük disleri kapamak için gerekli reçetede Mimi (7) unu, Nübya topragi-1; bal-1; dis doldurulur. Çürük disi kapamak için baska reçete: Terebentin reçinesi-1, Nübya topragi-1, yesil zamk, havanda dövülerek dise konur. Diger reçete: Su-1, saam (bitki)-1, ayni sekilde hazirlanir”.

Lefebre, “dislerde ülser” diye tercüme edilebilen “Benout” hastaliginin dis çürügünden ayri bir hastalik oldugunu öne sürer. Bunlar ayni seyler olabilir. Çünkü 745 nolu reçete bir dis dolgusunu vermektedir. Bundan öncede bu hastalik anlatilmistir. Agrili bir dis ülseri ve dis etlerini kapamak için reçete: inek sütü-1, taze hurma-1, kuru keçiboynuzu-1, avluya birakmali ve sonra dokuz gün çignemeli (Eb.no.746). Dislerde ülserden dolayi görülen tahribati kapamak için bir reçete daha: Cinnamome-1, zamk-1, yag-1. Bununla sarmali (Eb.no.563).Dislerdeki ülseri iyilestirmek ve dislerini doldurmak için: Rezene-1: Yalanci çinarin meyvesi (çizilmis olacak)-1, anus-1, bal-1, terenbentin reçinesi-1, 1: su-1: Bu ilaç, gece soguga birakilacak ve sonra çignenecek (Eb.no: 554).

“Dislerin saglamlastirilmasi” dislerin oldugu kadar periodontal lezyonlarin ilerlemesini durdurmaga yariyordu. Çignenen preparat da muhtemelen bu rahatsizlik için kullaniliyordu. 749 nolu reçetenin muhtevasi arastiricilari yaniltmaktadir. Diseti kemirilmesinin tedavisi için reçete: Gebout bitkisi-1/32; Kolokent-1/64; zamk-1/16; yalanci çinarin meyvesi-1/8; anason-1/32. Bu posyon gece doluncaya birakilacak ve sonra agiz dört gün çalkalanacak (1). Ayrica:

- Çürükleri doldurmak için, güherçile, sari asi boyasi ve bal karistirilir ve çürük dis doldurulur.

- Disetinin iltihabi hastaligi için yalanci çinar agacinin meyvesi, fasulyesi, bal ve mabasit, ögütülür ve disetine sürülür.

- Agiz kokusu için, günlük, çam fistigi tanesi, kokulu mese, tarçin kabugu, tanin, Fenike kamisi. Ince dögülür, balda ezilir pisilerek pastil haline getirilir. Kadinlar tütsü yaparlar ve agiza tutulan duman kokuyu giderir.

- Dis sürme, güçlükleri, çocuga veya annesine pismis fare yedirilir. Farenin kemikleri de çocugun ensesine yedi dügümlü kumas parçasina sarilarak yerlestirilir.

Görüldügü gibi bu papirüs Eski Misir tababetinin sihirsel ve amprik yanini açiklamaktadir.

Page 16:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

b. Edwin Smith Papirüsü

1862 de Edwin Smith tarafindan Teb sehrinde bulunan cerrahi papirüs ise bilinen tibbi dökümanlarin en eskisidir. M.Ö.2000 yillarina aittir. Papirüste bastan ayaga sira ile 40 kadar cerrahi hastalik tedavisi ile bazi anatomik bilgiler verilir. Travmatizmalar bu papirüste çok güzel anlatilmistir. Mesela dudak yaralanmalari evvela taze et tatbikinden sonra sütürle tedavi edilmektedir. Alt çene lükssasyonunda redüksiyon teknigi ise çok mükemmel olarak tarif edilmistir. Zaten bu teknik o devirden beri hiç degismemistir:

“Bir alt çene çikiçigi ile ilgili tavsiyeler. Eger agzi açik kalmis ve kapatamayan bir sahsi tedavi etmen gerekiyorsa, basparmaklarinla alt çeneeyi içeriden, diger parmaklarinla da disaridan kavrarsin. Çeneyi asagiya çekerek geriye dogru it. Böylece yerine oturmus olur.

Metinde bulunan 48 vakanin 27 si basla ilgilidir. 3 vaka çeneler, 2 vaka alt çene ve bir vaka ise üst dudakla ilgilidir. Her vakanin adi, muayenesi, tanisi, tedavisi (mümkün, muhtemel veya imkansiz seklinde) üçe ayrilmis ve tedavisi sirasiyla verilmistir.

15. vaka: Üst çenesinde ve yanaginda perforasyonu olan birisi tedavi edebilirim.

Tedavi: “Inru” ile sararim (inru bugün bilinmeyen bir mineraldir” sonra, yag ve bal iile iyilesinceye kadar her gün pansuman yaparim.

25. vaka: Sarkik bir alt çene (burada günümüzde de uygulanan alt çene çikiginin tedavisi açiklanmaktadir).

“Alt çenesi sarkik bir kimseyi muayene edersenagzinin açik oldugunu ve kapatamadigini görürsün” denir ve yukarida verilen tedavi anlatilir.

Dil hastaliklarini gidermek için, agiz sütle çalkalanir ve tükürülür. Baska reçete de hasta dili iyilestirmek için sigiryagi, inek sütü ve taze ekmekle gargara tavsiye edilir.

Hasta disleri tespit etmik için, ammi tozu-(2), Nübiya topragi ve bal karisiminin diseti arasina doldurulmasi tavsiye edilmektedir (2).

KAYNAKLAR:

1. Leca: La Medecine Egyptienne aux Temps des Pharaons, Inf.Dent., 14: 1327-1334, 1972.

2. Quin quenouille: La bouche et les dents dans l'antiquite Egyptienne (These), Lyon, 1975.

Antik Çağda Diş Hekimliği ESKI TIPTA HASTALIKLARIN OLUS NEDENLERI VE EFSANEVI DISHEKIMLIGI

Dishekimliginin, Eski Misir, Mezopotamya, Eski Yunan ve Eski Roma'daki dikkat çekici ilerlemesi, büyük ölçüde daha önce yasanan ampirik, büyücü dinsel tip evrelerine baglidir. Aslinda insanlik tarihinin temelinde, efsane, büyü ve eksorsizm yatar.Bugün bile folklorik tipta,efsane ve büyüye dayanan hekimligin kalintilarini görmek mümkündür.

Page 17:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Bilimsel tip ise, Eski Yunanla birlikte dogmustur. Insanoglu hastaligin dogal etkenlerin bir sonucu oldugunu anlayinca tedaviler de dogal olan ve dogaüstü olmayan yöntemlerle gerçeklestirilmeye baslamistir. Oysa ilkel insan, ruhlarin ve doga üstü güçlerin hastaliklari olusturduguna inanmaktaydi. Buna bagli olarakta tedavi, kötü ruhlarin, kötü etkenlerin uzaklastirilmasi seklinde gerçeklesmistir.

Tarih boyunca iki hayali patojeni, dishekimliginde hastaliklarin açiklanmasinda etken olmustur. Bunlardan bir tanesi “Dis kurtlari” digeri de “Humoral patoloji”dir.

1. Dis Kurtlari

Dis çürügüne ve buna bagli olarak dis agrisana, çürük içine yerlesen kurtlarin neden oldugu ve bunlari gidererek çürükten korunabilecegine inanisi tarihi çok eskilere dayanmaktadir. Asagidaki siir Babil'de bulunmus bir tablette yer almaktadir.

Anu gökyüzünü semayi yarattiktan sonra

Sema yeryüzünü yaratti,

Yeryüzü nehirleri yaratti

Nehirler kanallari yaratti.

Kanallar batakliklari yaratti.

Batakliklar kurdu yaratti.

Kurt aglayarak Samas'in huzuruna çikti

Ea'nin huzurunda göz yaslari akiyordu.

“Yiyecegim olarak bana ne vereceksin?

Içecegim olarak bana ne vereceksin”

“Sana olgun incir verecegim,

Kayisi (verecegim)”

“Olgun incir ve kayisi

Benim için nedir?

Beni yüceltti

Disler ve çene kemikleri arasinda oturayim

Dislerin kanini emeyim,

Çene kemiklerindeki dis köklerini

Yiyip bitireyim”

Igneyi yerlestir, kurdun ayagini yakala

Ey kurd sen bunu diledigin için

Ea seni güçlü elleri ile yok etsin,

Page 18:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

Dis agrisina karsi efsun (dur).

Ritüel: Ikinci kalite bira ve yagi ile bir arada karistiracaksin. Bu karisimi onun dislerinin üzerine koydugunda dbu duayi üç kere tekrarlayacaksin.

Yukaridaki, metin büyük bir olasilikla rahip büyücüler tarafindan yazilmistir.

Dis kurtlariyla ilgili en eski bilgiler M.Ö.1200-1100 yillari arasinda Misir'da yazilan Anastasi Papirusunda da kaydedilmistir.

Bu konudaki en genis arastirma B.R.Townend tarafindan yapilmistir (1). Arastirici dis agrisina ve çürügüne kurtlarin neden oldugu hakkindaki inanisin Anadolu'da dogdugunu göstermistir. Townend, bu inanisa, Eski Misir, Eski Yunan, Asur, Babil, Hindistan hatta Madagaskar, Filipinler, Okyanus Adalari, Guatemala ve Kuzey Amerika'da bile rastlandigini söylemektedir.

Dis agrilarinda kurt etkeni, Ortaçagda Avrupada ve Doguda, Islam hekimlerince de benimsenmisti (Sekil:1).Türkçe tip eserlerinde de bu etkene yer veriilmistir (2).

Dis kurtlarinin çürüge neden oldugu hakkindaki düsünce Musitano (1635-1714) ve Nicholas Andry (1660-1745)e kadar sürmüstür. Bu hayali patojeni, J.Mouillier (1495-1562) ve daha sonra da, dishekimliginin kurucularindan Pierre Fauchard (1635-1714) tarafindan çürütülmüstür.

Günümüzde Anadolu'nun birçok yerinde bu ihahisin hala devam ettigi de bir gerçektir.

2.Humoral Patoloji

Eski Yunan'dan Islam dünyasina ve oradan da Avrupaya geçen inanisa göre Makrokozmos denilen evrende insan bir Mikrokozmoz idi. Yani evrenin bir yansimasi idi. Tip gibi biyolojik bir bilimde bile bu kuramin izlerini görmek mümkündür. Bu kurama göre yeryüzü evrenin ortasinda hareketsiz durmakta ve bunu sira ile yedi gezegen kusatmakta idi ki, bunlardan yeryüzüne en yakin olani Ay'dir. Ay ile yeryüzü arasinda sira ile ates, hava, su ve toprak tabakalari vardi (Sekil: 2). Makrokozmozdaki bu dört unsura karsilik insanda da dört hilt [Humor (Fr); Ahlat-i erbaa (Ar)] bulunurdu ki bunlar sira ile:

Kan (Blood, ing, Dem, ar)

Balgam (Phylegm, ing., Muhat, ar.)

Kara Safra (Melancoly, ing., sevda, ar)

Sari Safra (Choler, ing.) idi.

Insanda yenilen, içilen gidalar da bu dört ana maddeye dönüsürdü, Yine eskilerin inancina göre ilkbahar kani, yaz safrayi, sonbahar sevdayi, kis ise balgami harekete geçirirdi. Saglik, bu dört unsur arasinda bir dengenin bulunmasiyla mümkündü. Hastaliklar ise bunlar arasinda dengenin çesitli sekillerde bozulmasinin sonucu idi. Mizaçlar “Temperements” bu unsurlarin o insandaki oranina bagliydi. Böylece insanlar “Balgami”, “Demevi”, “Safravi” ve “Melankolik” tiplere ayrilmis oluyordu. Hippokrat'tan (M.Ö.460-370?) beri hekimlikte geçerli olan Humoral Patoloji'nin esasi budur. Bu teoriyi esas alan tedavi bilhassa bosaltici “Evacuant” metoda çok yer verilmistir. Bu amaçla da çok kere kan almak, hacamat yapmak ya da lavman “Hukne” yapmaktan veya kusturucu ve idrar söktürücülerden yararlanilir; veyahut ta vantuz çekmek, daglamak suretiyle hastalik zararsiz bölgelere aktarilirdi. Dishekimliginde kan alinacak belli basli kara damarlar sunlardir:

1- Kifaller “Verid-i resi” = W.Cephaliaca,

Page 19:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

2- Çeharek “Evride-i ikliliye”-“Evride-i sefeviye” = V.Labiales,

3- Dilalti kara damari “Verid-i difdai” = V.Sublinguales (3).

Eski tipta kullanilan droglar da sicak ve soguk “Har ve Barid”, yas ve kuru “Ratip ve Yabis” olarak adlandirilirdi. Bu niteliklerden yalniz birine sahip olan droga Basit Drog “Edviye-i Müfrede”, çoguna sahip olana ise Kompoze Drog “Edviye-i Mürekkebe” denirdi (4).

KAYNAKLAR

(1) Townend, B.R.: The story of tooth-worm, Bull.Hist.Med., 15: 37-38, 1944.

(2) Uzel, I.: Ilk Türkçe Tip Yazmalarinin Agiz ve Dis Hastaliklari Yönünden Incelenmesi, (Doktora Tezi), Istanbul, 1979.

(3) Ünver, S.: Ibni Sina, Hayati ve Eserleri Hakkinda Çalismalar, Erenler Matbaasi, Istanbul, 1959.

(4) Sehsuvaroglu, B.N.: Eczacilik Tarihi Dersleri, Hüsnütabiat Mat., Istanbul, 1970.

Anadolu Uygarlıklarında Diş Hekimliği Anadolu, insanlik tarihinin çesitli dönemlerinde ön sirada yer almis ve bir çok özgün uygarligin besigi olmustur. Burada gelisen Çayönü, Hacilar ve Çatalhöyük yerlesmeleri Neolitik Çag'in (M.Ö.8000-5500) dünyadaki en eski kültürlerinden üçünü olusturur. Çatalhöyük bu dönemin yeryüzündeki en parlak merkezi idi. Baska deyisle Anadolu M.Ö.8., 7. ve 6. binlerde dünyada önder durumda idi.

Bir duraklama devrinden (M.Ö.5500-2500) sonra Anadolu yeniden büyük uygarliklara sahne oldu. Hattiler (M.Ö.2500-2000), Misir ve Mezopotamya'nin gerisinde olmakla birlikte çaglarinin en önde gelen topluluklarindan biri idiler. Halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen altin, gümüs ve elektrondan yapilmis Alacahöyük, Horoztepe ve Mahmatlar'dan gelmis Hatti sanat eserleri Sümerlerin “Ur Hazinesi”nden sonra Eski Çag'in en güzel örneklerindendir.

Hititler M.Ö.14.yüzyilda o zamanin üç büyük ve güçlü ülkesinden biri idi ve bir süper devletti. Federatif sistemde bir imparatorluk kurmuslar ve Suriye ile Mezopotamya üzerinde egemen olmuslardir. Hint- Avrupa kökenli olan bu ulus kadinlari erkeklerle esdegerde tutan, kölelerin bile haklarini koruyan bir hukuk devleti olarak essiz durumdadir.

Hellenler M.Ö.8.Yüzyilda Mezopotamya'nin ikibin yillik zengin bilgi hazinesini Anadolu'nun güney dogusunda yasayan Geç Hitit Beylikleri araciligi ile tanidilar. Fenike alfabesini Antakya'nin yakinindaki Al Mina'dan; Hesiodos'a ve Homeros'a kaynak olan mitolojiyi ve

Page 20:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

figüratif sanati ise Malatya, Kargamis, Zincirli gibi Geç Hitit merkezlerinden aldilar. M.Ö.8.Yüzyilda bir Hellenlinin basligi, migferi, etekligi, kemerleri, saç tipleri Hititlerdeki gibi idi yani onlarin etkisini tasiyordu.

Urartular (M.Ö.860-580), Frygler (M.Ö.750-300) ve Lykialilar (M.Ö.700-300), Anadolu'da o zamanki dünyanin en özgün uygarliklarini gelistirdiler. Bu üç kültürün ayaktaki eserleri ve Türkiye müzelerindeki sergilenen eserleri bugün hayranlikla izlenmektedir. Urartu ve Fryg uygarliklari, madeni eser, dokuma ve tekstil, mobilyacilik ve müzik konularinda Bati dünyasina büyük ölçüdüde etkili olmuslardir.

Anadolu, doga filozoflarinin döneminde (M.Ö.600-545 arasinda) o zamanki dünyanin en önde gelen kültür merkezi idi. Dünyanin kültür önderligi artik Misir ve Mezopotamya'dan Bati Anadolu kentlerine geçmistir. Doga filozoflari cinlerden, perilerden ve dinsel inanislardan siyrilmis olarak, doga olaylarinin nedenlerini özgür bir düsünce yöntemi ile ele almis ve bugünkü Bati uygarliginin temellerini atmislardir. Bu özgür arastirma yolu ile Miletos'lu Thales M.Ö.28 Mayis 585 tarihindeki günes tutulmasini önceden hesaplayarak haber vermistir. Bu, bir doga olayinin olusmasindan önce hesaplanmasinin tarihteki ilk örnegidir.

Pers isgalinde (M.Ö.545-333) Anadolu önderlik durumunu yitirmis, ancak Hellenistik Dönem (M.Ö.333-30) boyunca o zamanki dünyanin baslica kültür merkezlerini barindirmistir. O yüzyillarda yeryüzünün en bayindir kentleri arasinda Bergama, Milet, Priene, Efes, Teos ön sirada yer aliyorlardi. Bu dönemin Anadolu mimarligi Roma yapi sanatini büyük ölçüde etkilemistir.

Roma Çagi'(M.Ö.30-M.S.395) nda Anadolu dünyanin en bayindir ülkelerinden biri idi. Bu dönemin Bati Anadolu kentleri hiç bir yönden Roma'dan geri kalmayan bir düzeye sahipti. Anadolu'da ulasim ilk kez Roma Çagi'nda saglam ve bakimli yollar ve tasköprüler ile baglanmisti. Kentlerde, su kemerleri ile getirtilen akarsu güzel çesmelerden bollukla akiyordu. Her kentte mermerden yapilmis gymnasionlar, stadyonlar, tiyatrolar, belediye ve agora binalari, hamamlar, kütüphaneler, konforlu evler, gölgelikli direkli yollar, saglik kuruluslari ve büyük meydanlar mevcuttu. Anadolu'da bu eski kentlerden birçogu büyük ölçüde ayakta durmakta, hayranlikla izlenmektedir.

Selçuk Uygarligi (1071-1299) saglam ve bakimli yollari, tas köprüleri, kervansaraylari, su kemerleri, camileri, medreseleri, rasathaneleri, kütüphaneleri, hamamlari, darüssifalari ve saraylari ile Avrupa dahil Ortaçag dünyasinin en ileri düzeydeki temsilcilerinden biri idi. Haçli seferleri sirasinda Anadolu'ya gelen Avrupalilar Selçuklulardan bir çok konuda etkilendiler. Göz alici güzellikteki bu eserler ilgi ve hayranlik uyandirmaktadir.

Osmanlilar (1299-1923) güçlü bir imparatorluk kurmuslar ve yüzyillar boyunca Dogu Avrupa'ya ve Balkanlara egemen olmuslardir. Osmanlilar, Selçuklularin yüksek düzeydeki kültür ve sanat çalismalarini gelistirmisler, çini, minyatür, mücevhercilik, kumascilik, islemecilik, halicilik ve özellikle mimarlik alanlarinda essiz güzellikte eserler yaratmislardir.

Atatürk'ün önderligiyle 1923 te kurulan Türkiye Cumhuriyeti sayesinde bir yandan bayindirlik sürdürülürken bir yandan da Anadolu yeniden bilim, kültür ve sanat ülkesi olma yoluna girmistir.

Anadolu'nun bu zengin bilim-kültür birikimi yaninda çok önemli bir tip yasami oldugu da gerçektir. Sürekli iskan görmesi ve ugradigi istilalar nedeniyle zengin insan kalintilarina sahiptir. Bunlar üzerinde yapilan paleorantropolojik çalismalar insanlik tarihinin bilinmeyenlerini aydinlatacaktir. Kitabin Paleostomatoloji bölümünde Anadolu'dan verilen bu örnekler M.Ö.9250-600 arasindaki dönemi içermektedir.

Eski Yunan, Roma, Bizans gibi Antik Uygarliklar çaginda Anadolu Kos ve Knidos Ekolleri'nin etkinligi ile akilci tibbin öncüsü olmustur. Anadolu hekimleri tipta uzun süre kullanilan bu kuramlari gelistirmislerdir. Ayrica Anadolu'daki saglik kurumlarinin da tip

Page 21:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

tarihinde önemli bir yeri vardir. Eserde Eski Yunan-Roma Çagi bölümünde M.Ö.5-M.S.13.yüzyila ait örnekler verilmistir.

11. yüzyildan itibaren Anadolu Türk yerlesimine açilmistir. Böylece ülke Türk-Islam tibbi ile tanismistir. 11-16. yüzyillar arasinda antik tip kuramlari etkisiyle Türkçe tip eserleri yazilmistir. Bunlarin içinde agiz-dis hastaliklariyla ilgili bölümler mevcuttur. Ayrica tip tarihinin en eski dishekimligi monografilerinden birisi de gene Anadolu'da bu dönemde yazilmistir.

16-19. yüzyillarda Anadolu'nun agiz dishekimligi yönünden geriledigini görüyoruz. 20. yüzyilda ise canlanma baslamis ve 1909'da ilk dishekimligi okulu açilmistir. 1923 de Cumhuriyetin ilaniyla dishekimligi her bakimdan gelismis ve çagdaslasmistir.

Paleostomatoloji

Anadolu yarimadasi M.Ö.10. binden itibaren iskan edilmistir. Üzerinde gelisen uygarliklar ve yarimadanin ugradigi istilalar sonucunda ülke çok zengin insan kalintilarina sahip olmustur.

“Paleostomatoloji” eski canli kalintilarindaki patolojiyi inceleyen bilim olan “paleopatoloji”nin önemli bir alt dalidir. Bu bilim alani yardimiyla incelenen kafataslari, çeneler ve dislerden yalniz çürük veya dental patoloji degil, filojenetik evrim ve beslenme aliskanliklari da belirlenebilir. Pasalar, Çayönü, Dilkaya, Çatalhöyük, Yassihöyük, Aslantepe buluntularini Paleostomatolojiyle ilgili en eskiler arasinda sayabiliriz.

Bu alanda çalisan yazarlar arasinda Prof.Dr.Milton Krogman, Prof.Dr.Muzaffer Senyürek, Prof.Dr.Berrin Yurdadog, Prof.Dr.Enver Bostanci, Prof.Dr.Berna Alpagut, Prof.Dr.Erksin Güleç, Prof.Dr.Metin Özbek, Doç.Dr.Yilmaz Yükel, Prof.Dr.Ilter Uzel ve Prof.Dr.Mustafa Türker'i sayabiliriz.

Eski Yunan-Roma Çagi

Bati Anadolu'da M.Ö.5.yüzyilda Thales, Heraklit, Protogoras gibi filozoflarla baslayan bilimsel süreç tibba da yansidi. M.Ö.466'da Istanköy (Kos)'da dogan Hippokrates akilci tibbin öncüsü oldu. Kos, Izmir ve Efes'te tip ögrendi. Atina'da hekimlik yapti. Misir'a gitti. M.Ö.396'da Larissa'da öldü. Yalniz çok verimli bir yazar degil (eserleri 10 büyük ciltte toplanmistir) tipta yeni bir kuramin yorumcusu ve rasyonel tibbin da öncüsü idi. Hippokrates yazilarinda çok önemli stomatolojik bilgiler verdi. Anadolu'nun tip bilimi yaninda stomatoloji'deki üstünlügü Roma ve Bizans Çaginda M.S.11.yüzyila kadar sürdü.

Türk-Islam Çagi

Anadolu 11.yüzyilda Türk hakimiyetine girmistir. Bu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir.

Bu dönemde önemli saglik kuruluslari insa edilmistir, Haci Pasa ( -1421), Ibni Serif, Ishak bin Murad, Serefeddin Sabuncuoglu (1385-1468), Mümin bin Mukbil gibi çok önemli hekimler yasamis ve dishekimligi uygulamislardir.

15.yüzyilda Amasyali hekim Serefeddin Sabuncuoglu (1385-1468?) yazdigi Cerrahiyyetü'l-Haniyye eserinde çesitli agiz dis girisimlerinin teknigini açiklamis ve yanlis dis çekimine siddetle karsi çikmisti.

17. ve 19. Yüzyillarda Anadolu'da Dishekimligi

Dis çekimi dis agrisinin giderilmesi için pratik bir yöntem olarak yüzyillardir Anadolu'da uygulana gelmistir. Sair Sururi' (15yy.) nin:

Page 22:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

“Ey Sururi dend-i dendana çü çare bulmadin.

Çaresi yok bu beladir ki hemen çekmek gerek”

beyti ya da IV.Murat'in Emir Çelebi (?-1666) nin hekimbasi En Muzecü't-Tibb eserinde “Dis agrisinin en iyi tedavisi disin kökünü günese göstermektir” seklindeki sözleri bunun kanitidir.

15 yüzyilda bu cerrahi girisimlerinden bahsedilmesine ragmen bunlarin aletleri ele geçmemistir. Fakat Anadolu'daki atelyelerde yapilmis çesitli dis kerpeteni örnekleri vardir. 16 yüzyil sonuna ait Mehmed bin Ibrahim imzali bir dis kerpeteni simdilik bilinen tek imzali örnektir.

Istanbul Üniversitesi Dishekimligi Fakültesi

Dünyada ilk dishekimligi okulu ABD'nin Maryland eyaletinin Baltimore kentinde 1839'da açildi. Avrupa'daki ilk okul da 1856 da açilmistir. Anadolu'da ilk “Disçi Mektebi”nin açilmasi 1908'de Istanbul'da gerçeklesti.

Bu okulun açilmasini saglayan Prof.Dr.Halit Sazi (Kösemihal) 1869'da dogdu. Galatasaray Lisesi ve Askeri Tibbiye'de parlak bir ögrenci idi. Müsir Prof.Dr.Cemil Topuzlu Pasa (1866-1958)nin yaninda asistan oldu. Askeri Tibbiye'de müze direktörü ve küçük cerrahi profesörü iken dishekimligini ögrendi ve Cemil Topuzlu'yu ikna ederek 1909 da dishekimligi okulunu açti. 1921 de ölünceye kadar okulda hocalik yapti.

1934'de Ord.Prof.Dr.Alfred Kantorowitz (1880-1962) Almanya'dan Türkiye'ye geldi. 1949'a kadar Istanbul Dishekimligi Fakültesi'nde ögretim üyesi olarak çalisan Kantorowitz pek çok ögrenci yetistirdi ve egitimde reformlar yapti.

I.Ü.Tip Fakültesi Dishekimligi Okulu 1964 de fakülteye dönüstü. Halen Türkiye'de 14 dishekimligi fakültesi vardir.

Prostodonti Antikçagin en eski protezlerinden birisinin (M.Ö. 4yy.) Anadolu'da bulunmustur. Fakat daha geç dönemlere ait protez örnekleri çok azdir. Bunlar arasinda 19.yüzyil fildisi protezi ile 1237 (1824) tarihinde Bosna'da yapilip Istanbul'da kullanilan bir total protez sayilabilir.

Cumhuriyetten sonra Anadolu'da özellikle Istanbul'da üstün isçilikli kauçuk ve metal protezler yapilmistir. Kullanilan malzeme, aletler ve eldeki örnekler bunun kanitidir.

Konservatif Dis Tedavisi Ilk dis delgisinin Anadolu'da Efes'te bulunmasina ragmen elimizde 15. yüzyil Türkçe tip kitaplarinda disinda dis tedavisine ait bilgi yoktur. Bu eserlerde ise basit dolgu tarifleri yer almistir.

20.yüzyila ait tedavi aletleri ve dolgu malzemeleri, Anadolu'da çalisan dishekimlerinin döneminin çagdas yöntemlerini izlediklerini göstermektedir.

Agiz-Dis Sagligi Prepartlari

Bergamali Galen (131-200)'in hazirlayip eserlerine yazdigi dis sulari ve tozlari Antik Roma'da çok tercih edilirdi. Osmanli Döneminde yazilan kitaplarda “Sünun” adi verilen dis tozlari ve gargara formülleri vardir. 18-20. yüzyillarda Anadolu'da hem Bati patentli ilaçlar kullanilmis, hem de yerli preparatlar hazirlanmistir.

Sosyal Dishekimligi Ilk Dishekimligi Kongresi “I.Ulusal Dis Tababeti Kurultayi” adiyla 1932 de Istanbul'da toplandi. Bunu 1934 de Ankara'da toplanan II.Ulusal Distababeti Kurultayi izledi.

Page 23:  · Web viewBu dönemde antik Yunan Roma ve Bizans birikiminden yararlanilmis ve Islam ve Orta Asya tibbinin katkisi ile essiz bir sentez ortaya çikmistir. Bu dönemde önemli saglik

DISHEKIMLIGI YAYINLARI (KITAPLAR-DERGILER)

Dishekimligi Tarihinin ilk monografilerinden birisi Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde Türkçe olarak yazildi. 15-16. ve 17. yüzyillarin Türkçe tip kitaplarinda agiz ve dis hastaliklarinin tibbî ve cerrahî tedavisine genis olarak yer verilmistir.

Ilk basili Türkçe dishekimligi kitabi 1914 yilinda Charles Godon (1854-1923)'dan çevirilen “Ameli ve Nazari Disçilik” tir. Türkçe ilk dis monografisi ise Muallim Halil Salih tarafindan yazilan “Amel-i Tasni´i-Esnân”- 1338 (1921)'dir. Eser 52 sayfadir ve sekiller içermektedir.

1930 da Prof.Dr.Orhan Okyay (1898-1975) tarafindan yazilan “Ortodonsi Konferanslarim” harf devriminden sonra yayimlanan ilk eserlerdendir.

Istanbul'da 1921 de yayinlanan “Dis Tabipleri Cemiyeti Mecmuasi” Anadolu'da ilk dishekimligi dergisidir. Bunu, uzun süre yayimlanan (1921-1954) “Disçilik Alemi” izler. Dergi sonradan “Dishekimligi Alemi” olarak yayinina devam etmistir.

Akademik kurumlarca yayimlanan ilk dergi Ankara Üniversitesi Dishekimligi Yüksek Okulu Dergisidir (1966). Bunu Istanbul Üniversitesi Dishekimligi Fakültesi Dergisi (1967) izlemistir. Prof.Dr.Peker Sandalli tarafindan çikarilan “Dishekimligi Dergisi” ilk mesleki dernek (Türk Periodontoloji Dernegi) yayin organidir (1970).

KADIN VE DISHEKIMLIGI

M.S.2.yüzyilda Iskenderiye'de disleri kirilarak iskence edilip öldürülen St.Apollonia, Hristiyanlarca azize mertebesine yükseltilmisti. Antikçag'da Anadolu'da yasayan kadin disçi simdilik bilinmiyor. Fakat Osmanli çaginda Anadolu'da sifa verici kadinlar dis de çekerlerdi.

Istanbul Üniversitesi Dishekimligi Okulunu 1926 da bitiren Fatma Sadiye (Güvendiren) Anadolu'nun ilk kadin dishekimidir. Kadin dishekimleri, muayenehane dishekimligi, akademik kariyer ve yöneticilikte basarili bir çizgi sergilemislerdir.

ASKERLIK VE DISHEKIMLIGI

Petrograd Ermitaj Müzesi'deki M.Ö.4 yüzyila ait elektron alasimi çok üstün isçilikli bir Iskit vazosundaki resim bilinen ilk dis girisimidir. Burada savasci (cerrah?), bir askerin disini çekmektedir. Bu resim ayni zamanda askerlik ve dishekimliginin ilk belgesidir.

Hazreti Muhammed'in 625 yilinda Uhud Savasi'nda kirilan disi halen Topkapi Sarayi Müzesi Kutsal Emanetler Bölümü'ndedir,

1898 de açilan Gülhane Askeri Tip Akademisi'nde (GATA) 1.Cihan Savasi (1914-1918) öncesi kurulan Dis Klinigi'nin de dishekimligi tarihinde önemli bir yeri vardir. Türkiye'de ilk mezuniyet sonrasi egitim de GATA'da baslamistir (1946).

ATATÜRK VE DISHEKIMLIGI

Atatürk'ün dis sagligiyla ilgili ayrintili arastirma henüz yapilmamistir. Genç yasta protez kullanmaya basladigi tahmin edilebilir. Protezlerinden birisi Sisli Atatürk Müzesi'ndedir. Digerleri de Ankara'da Cumhuriyet Müzesi'nde bulunmaktadir