107
ISSN: 2587 - 0890 : 3 : 1 : 2019

vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Derman

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

ISSN: 2587 - 0890

: 3: 1

: 2019

Page 2: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

TÜRK TURİZM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

JOURNAL OF TURKISH TOURISM RESEARCH

Cilt:3 Sayı:1 2019 Vol.:3 No:1

Türk Turizm Araştırmaları alanındaki profesyonellere akademik ve sektörel uygulamalara katkı sağlayan teorik ve uygulama arasında köprü olan, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi alanlarında ulusal ve uluslararası karşılaştırmaları inceleyen eserler yer almaktadır. Türk Turizm Araştırmaları Dergisi’nin yayın kapsamında; Turizm İşletmeciliği, Seyahat İşletmeciliği ve Turist Rehberliği, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Rekreasyon Yönetimi, çalışmaları yer almaktadır.

EDİTÖR Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK Hacı Bayram Veli Üniversitesi [email protected] YAYIN KURULU Doç. Dr. Elbeyi PELİT, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Özlem SÜRÜCÜ, Sinop Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Nurettin AYAZ, Karabük Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ALKIŞ, Adıyaman Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üyesi Serdar ÇÖP, İstanbul Gelişim Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üyesi Onur GÖRKEM, Pamukkale Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üyesi Gonca KILIÇ, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Dr. Ahmet UŞAKLI, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, [email protected]

HAKEM KURULU Prof. Dr. Ahmet GÜRBÜZ, Karabük Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Ahmet TAYFUN, Gazi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Akın AKSU, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Ali YAYLI, Gazi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Atilla AKBABA Kâtip Çelebi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Atilla YÜKSEL, Adnan Menderes Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Beykan ÇİZEL, Akdeniz Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Bilgehan GÜLCAN, Gazi Üniversitesi, [email protected]

Page 3: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Prof. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Derman KÜÇÜKALTAN, İstanbul Arel Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Düriye BOZOK, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Füsun İSTANBULLU DİNÇER, İstanbul Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. İsmail KIZILIRMAK, İstanbul Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Kemal KANTARCI, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN, Gazi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Kurtuluş KARAMUSTAFA, Erciyes Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Mehmet SARIIŞIK, Sakarya Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Nazmi KOZAK, Anadolu Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Necdet HACIOĞLU, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Orhan BATMAN, Sakarya Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Oya AYTEMİZ SEYMEN, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Ozan BAHAR, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Salih KUŞLUVAN, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Yasin BOYLU, Gazi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Yaşar SARI, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Zeliha ESER, Başkent Üniversitesi, [email protected] Prof. Dr. Zeynep ASLAN, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Ahmet BAYTOK, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Ahmet KÖROĞLU, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Arzu KILIÇLAR, Gazi Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Atınç OLCAY, Gaziantep Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Ayhan GÖKDENİZ, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Burhan AYDEMİR, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Burhan KILIÇ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Burhanettin ZENGİN, Sakarya Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Cafer TOPALOĞLU, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Cemalettin AKTEPE, Gazi Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Ece KONAKLIOĞLU, Gazi Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Elbeyi PELİT, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Emrah ÖZKUL, Kocaeli Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Evren GÜÇER, Gazi Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Hasan Hüseyin SOYBALI, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Hüseyin ÇEKEN, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Muammer MESCİ, Düzce Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Murat DOĞDUBAY, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Murat ÇUHADAR, Süleyman Demirel Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Nurettin AYAZ, Karabük Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Özlem SÜRÜCÜ, Gazi Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Rüya EHTİYAR, Akdeniz Üniversitesi, [email protected]

Page 4: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Doç. Dr. Sebahattin KARAMAN, Balıkesir Üniversitesi, [email protected] Doç. Dr. Taşkın DENİZ, Karabük Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Ali AVAN, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Ayşe Nevin SERT, Selçuk Üniversitesi, Turizm Fakültesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Cenk Murat KOÇOĞLU, Karabük Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Cüneyt TOKMAK, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Erdem TEMELOĞLU, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Esra GÜL YILMAZ, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Gonca KILIÇ, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Hüseyin ALKIŞ, Adıyaman Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Mehmet Han ERGÜVEN, Kırklareli Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. M. Murat KIZANLIKLI, Gazi Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Onur GÖRKEM, Pamukkale Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Özcan ZORLU, Afyon Kocatepe Üniversitesi, [email protected] Dr. Öğr. Üy. Serdar ÇÖP, İstanbul Gelişim Üniversitesi, [email protected] Dr. Ahmet UŞAKLI, Gazi Üniversitesi, [email protected]

Page 5: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

TÜRK TURİZM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

JOURNAL OF TURKISH TOURISM RESEARCH

Cilt:3 Sayı:1 2019 Vol.:3 No:1

İÇİNDEKİLER/CONTENTS Araştırma Makalesi Turizm Meslek Lisesi Öğrencilerinin Demografik Değişkenlerine Göre Mesleki Bağlılık Düzeylerinin İncelenmesi (Investigation of Professional Commitment Level According to The Demographic Variables of Vocational and Technical Anatolian High School Students) Sercan YILDIZ, L. Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve F. F. İSTANBULLU DİNÇER ss.1-12. Araştırma Makalesi Kişilik Özelliklerinin Algılanan Aşırı Nitelikliliğe Etkisi: Konaklama İşletmeleri Çalışanları Üzerine Bir Araştırma (The Impact of Personality Characteristics on Perceived Excessive Quality: A Research on Employees of Accommodation Business Enterprises) Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA ss.13-33. Araştırma Makalesi Turizm Endüstrisinde Blogların Gücü ve Turist Rehberleri Açısından Bir Değerlendirme (Power of Blogs in Tourism Industry and an Evaluation from Tourist Guides' Perspective) Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ ss.34-46. Araştırma Makalesi Türk Devletlerinin Turizm Rekabetçilik Performansının Homojenlik Analizi (The Homogeneity Analysis of Tourism Competitiveness Performance of Turkish States) Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK ss.47-58.

Page 6: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Araştırma Makalesi Konfor Gıda Tüketimi: Mersin’den Örnekler (Consumption of Comfort Foods: Examples from Mersin) Neslihan ŞİMŞEK, A. Celil ÇAKICI ve Serpil YALIM KAYA ss.59-65. Araştırma Makalesi Restoran Müşterilerinin Personel İletişim Düzeyi Algıları ve Memnuniyetleri Arasındaki İlişki (The Relationship Between Restaurant Customers' Perceptions of Personnel Communication Level and Satisfaction) Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ceyhun APAK ss.66-78. Araştırma Makalesi Avrupa’da Termal Spa Terapi Uzmanı Mesleğinin Yeterlilik Alanlarına ve Eğitim İhtiyacına İlişkin Bir Araştırma (Research into the Competency Areas and Training Needs for the Occupation of Thermal Spa Therapist in Europe)

Salih KUŞLUVAN, Olcay YÜCEL, Karel Van ISACKER, António Silva DIAS, Petia GRUDEVA, Filip NICASI ve Zdenka WLTAVSKY ss.79-92. Kavramsal Makale Türk Dünyası’nın Tanıtımında “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi” (Modern Silk Road Joint Tour Package” in the Promotion of the Turkish World) Taşkın DENİZ ve Doğan KARADAĞ ss.93-101.

Page 7: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):1-12

DOI: 10.26677/tutad.2019.43

ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Turizm Meslek Lisesi Öğrencilerinin Demografik Değişkenlerine Göre Mesleki Bağlılık Düzeylerinin İncelenmesi

Öğr. Gör. Sercan YILDIZ, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-5246-6855

Öğr. Gör. Levent Selman GÖKTAŞ, Harran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-6675-3759

Tuncay HABİL, İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği A.B.D Doktora Öğrencisi, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-1310-8673

Prof. Dr. F. Füsun İSTANBULLU DİNÇER, İstanbul Üniversitesi, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-2338-2462

Öz

Bu araştırma, İstanbul’da bir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde turizm eğitimi gören ve en az bir dönem turizm sektöründe staj yapmış 11. ve 12. Sınıf öğrencilerinin demografik özelliklerine göre turizme yönelik mesleki bağlılık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Öğrencilerin mesleki bağlılık düzeylerinin belirlenmesinde, Meyer ve diğerleri (1993) tarafından ortaya atılan ve Tak ve Çiftçioğlu (2009) tarafından Türkçe’ye çevrilerek güvenilirlik ve geçerlilik çalışması yapılan, “Mesleki Bağlılık Ölçeği" kullanılmıştır. Veriler, okul idaresi tarafından 2016-2017 eğitim-öğretim yılında 11. ve 12. sınıfta öğrenim gören 290 öğrenciden anket tekniği ile toplanmıştır. Man Whitney-U testi ile gerçekleştirilen hipotez testleri sonucunda, öğrencilerin cinsiyet ve en son staj yaptıkları işletme özelliklerine göre, turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca araştırma sonuçları, öğrencilerin sınıf düzeylerine göre mesleki bağlılık düzeylerinde anlamlı bir farklılık olmadığını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Turizm, Bağlılık, Mesleki Bağlılık, Turizm Meslek Lisesi, Staj Programı. Makale Gönderme Tarihi: 13.09.2018 Makale Kabul Tarihi: 31.12.2018

Önerilen Atıf: Yıldız, S., Göktaş,. L. S., Habil, T. ve İstanbullu Dinçer, F. (2019). Turizm Meslek Lisesi Öğrencilerinin Demografik Değişkenlerine Göre Mesleki Bağlılık Düzeylerinin İncelenmesi, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 8: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 2 -

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):1-12

DOI: 10.26677/tutad.2019.43

ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org

RESEARCH PAPER

Investıgation of Professional Commitment Level According to The Demographic Variables of Vocational and Technical Anatolian High School Students

Öğr. Gör. Sercan YILDIZ, İstanbul Gelişim University, Vocational School, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-5246-6855

Öğr. Gör. Levent Selman GÖKTAŞ, Harran University, Vocational School of Social Sciences, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-6675-3759

Tuncay HABİL, İstanbul University Tourism Management, Ph.D Student , e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-1310-8673

Prof. Dr. F. Füsun İSTANBULLU DİNÇER, İstanbul University, İstanbul, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-2338-2462

Abstract

This research was conducted so as to determine the level of professional commitment towards tourism according to some demographic characteristics of 11th and 12th grade students who have been trained tourism in a Vocational and technical Anatolian High School in Istanbul and who have completed at least one term internship in tourism sector. In determining the level of professional commitment of students, "Professional Commitment Scale" by put forward Meyer et al. and Tak and Çiftçioğlu translated it into Turkish and conducted a reliability and validity study is used. Data were collected with questionnaire technique by the school administration from 290 students in 11th and 12th grade studying in the 2016-2017 academic year. As a result of the hypothesis tests performed by the Man Whitney-U test, significant differences were found in the level of commitment towards tourism profession, according to the students' gender and the characteristics of the business to do their internship. Also the results of the research show that there is no significant difference in the level of professional commitment according to the class levels of the students.

Keywords: Tourism, Commitment, Professional Commitment, Vocational and Technical Anatolian High School, İnternship Program. Received: 13.09.2018 Accepted: 31.12.2018

Suggested Citation: Yıldız, S., Göktaş,. L. S., Habil, T. and İstanbullu Dinçer, F. (2019). Investigation of Professional Commitment Level According to The Demographic Variables of Vocational and Technical Anatolian High School Students, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):1-12. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 9: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Sercan YILDIZ, Levent Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve Füsun İSTANBULLU DİNÇER

- 3 -

GİRİŞ

Bir turizm işletmesinin varlığını koruyup, büyüyebilmesi için müşteri memnuniyet düzeyinin yüksek olması gerekmektedir. Emek yoğun bir sektör olmasından dolayı, turizm işletmelerinde müşteri memnuniyeti sağlanmasında en önemli faktörlerden bir tanesi de iş görenlerin sunduğu kaliteli hizmettir. Bu sebeple, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, diğer sektörlerden farklı olarak iş gören konusunda daha dikkatli olmalıdır. Bu noktada, turizm işletmelerinde insan kaynakları yönetiminde çalışanların mesleki bağlılığı yüksek iş görenleri seçmesi ve işletmeye kazandırması önem arz etmektedir. Profesyonel bağlılık olarak da adlandırılan mesleki bağlılık, uzmanlık kazanma amacı taşıyan bireyin yaşamında mesleğine verdiği önem derecesini ifade etmektedir. Aslan’a göre (2008: 165) mesleki bağlılık, bireyin belirli bir alanda beceri ve uzmanlık kazanmak amacıyla yaptığı çalışmalarının sonucunda mesleğini yaşamında ne derece merkezi bir konumda değerlendirdiğidir. Başka bir tanıma göre mesleki bağlılık ise, “mesleğe ve mesleki kariyere bağlılık ve mesleğe ve meslekî kariyere kişinin kendini adaması ve meslekî etik ve meslekî amaçlara inanması ve bunları kabul etmesidir” (Şimşek ve Aslan, 2012: 420). Bu tanımlamalardan hareketle mesleki bağlılık ile örgütsel bağlılık birbiri ile karıştırılmamalıdır. Mesleki bağlılık; bireyin belirli bir dalda beceri ve uzmanlık kazanmak üzere yaptığı çalışmalar sonucunda mesleğinin yaşamındaki önemi ve ne kadar merkezi bir yere sahip olduğu ile ilgilidir (Baysal ve Paksoy, 1999: 8). Ancak örgütsel bağlılıkta birey açısından en merkezi yerde örgütün kendisi bulunmaktadır. Bu noktada mesleki bağlılık, örgütsel bağlılıktan ayrılmaktadır.

Meslek liseleri, bir mesleğe yönelik pratik ve teorik bilgilerin birlikte verilerek, henüz mesleğe tam olarak atılmadan, o mesleğe ilişkin birçok bilgi ve beceriyi öğretmeyi amaçlayan, öğrencilerin ilgili mesleki becerilerini geliştirerek, işletmelerin teknik ve kalifiye eleman desteğini sağlamaya çalışan eğitim-öğretim kurumlarıdır. Bu sebeple meslek liseleri, öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkarmaya, öğrencileri mesleğe ve dolayısıyla hayata hazırlamaya yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, turizm meslek lisesi öğrencilerinin turizm mesleğine ilişkin bağlılık düzeyleri üzerinde etkili olan demografik değişkenlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu değişkenlerin önceden belirlenmesi araştırmacılara, turizm meslek lisesi öğrencilerinin mesleklerine olan bağlılık ve istek düzeylerine ilişkin önemli ipuçları vererek, mesleklerinde ve hayatlarında daha başarılı bireyler olmalarına yardımcı ve/veya yönlendirici bilgiler sunacağı düşünülmektedir.

MESLEKİ BAĞLILIK KAVRAMI VE DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ

Mesleki bağlılık, genel olarak, bireyin mesleğinin yaşamında ne kadar merkezi bir yere sahip olduğuna ve mesleğine ilişkin tutum ve algılarını ifade etmektedir (Çetin, vd., 2016: 291 ve Çelik ve Yıldız, 2018: 49). Vandenberg ve Scarpello (1994), bireyin duygusunu davranış eğilimi odaklı yorumlayarak mesleki bağlılığın, insanlar ile meslekleri arasında ve kişinin iş değerine olan inancı ve bunu benimsemesi ile meslek seçimi arasında bulunan psikolojik bir bağlılık olarak ifade etmektedir (Akt: Lin vd., 2014: 68).

Mesleki bağlılığın önemi, bireylerin tutum ve davranışları açısından her geçen gün artmaktadır. Bunun en büyük nedeni de istihdam güvenliğinin azaldığı bir çağda mesleki bağlılığın önemli bir tanımlama ve süreklilik kaynağı olduğu düşünülmektedir (Van der Heijden vd., 2009: 617). Bu çerçevede ilgili literatürde mesleki bağlılık kavramının nasıl ölçülebileceğine ilişkin çalışmalar son yıllarda ağırlık kazanmaktadır. Ayrıca, örgütsel bağlılık çerçevesinde izlenen gelişime paralel olarak mesleki bağlılık çalışmalarının da ilgili literatürü zenginleştirmeye başladığı gözlemlenmektedir (Tak ve Çiftçioğlu, 2008: 157). Ancak, mesleki bağlılık konusunda ki çalışmaların yetersizliğine dikkat çeken Meyer vd. (1993), bireyin mesleğine olan bağlılığını çok boyutlu olarak ele almış ve bireylerin mesleklerine karşı duygusal,

Page 10: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 4 -

devamlılık ve normatif olarak bağlı olduklarını öne sürmüştür (Blau, 2003: 469-470). Bu noktadan hareketle, duygusal bağlılık; örgüt amaç ve değerlerini benimseyerek içinde bulunduğu işletmede veya kurumda kariyerini sürdürme konusunda istekli olmak ve örgüt çıkarları için çaba sarf etmeye gönüllü olmak olarak tanımlanmaktadır (Çekmecelioğlu, 2006: 296). Devamlılık bağlılığı ise; örgütten ayrılmanın getireceği yüksek maliyetleri göze alamamayı, mesleğe vazgeçemeyecek kadar çok yatırım yapmış olmayı ve harcanan zaman ve emek sonucunda kazanılan para ve statünün meslekten ayrılma sonucunda kaybedilmesi ile sonuçlanacağı düşüncesiyle oluşan bağlılıktır (Özmen vd., 2005: 3; Başol ve Yalçın, 2009: 4-5). Son olarak normatif bağlılık ise; temelinde zorunluluk hissiyatını barındırmakla birlikte, örgüte karşı kişinin kendisini yükümlü hissetmesi ile meydana gelmektedir. İş görenlere sağlanan yardımlar (nakit avans, eğitim, ödüllendirme vb.) karşısında iş görenlerin kendilerini örgüte karşı borçlu hissetme inancına sahip olmaları ve bu inanç sonucunda iş görenlerin sağlanan yardımların karşılığını ödeme zorunluluğu hissetmesi bu bağlılık türü içerisinde ortaya çıkmaktadır (Çolakoğlu vd., 2009: 79).

Literatürde yapılan çalışmalar, sıklıkla mesleki bağlılık ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Örneğin Uysal, 2013 yılında 317 stajyer katılımcı/çalışan ile yapmış olduğu “mesleki bağlılık gelişimine örgüt ikliminin etkisi” konulu çalışmasında, olumlu örgüt ikliminin pozitif mesleki bağlılık ortamı yarattığını saptamıştır. Negatif bir örgüt ikliminin ise mesleğin ilk uygulamasıyla tanışan stajyerleri yanlış bir mesleki bağlılık gelişimine yönelttiği veya meslekten soğuttuğu ortaya çıkmıştır (Uysal, 2013). Güneş vd., 2009 yılında 329 katılımcı/çalışan dâhil ederek yapmış oldukları çalışma sonucunda, katılımcıların örgütlerine ilişkin duygusal bağlılıklarının yüksek olduğunu ve bu durumun, Türkiye’de yaşayan insanların ülkesine ve işine/mesleğine sadık bireyler olarak yetişmesinden kaynaklandığını ifade etmişlerdir. Yine aynı çalışmada, kadın çalışanların erkek çalışanlara göre mesleki bağlılık düzeylerinin daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumun kaynağı olarak kadınların hem iş hem de ev hayatında ki sorumluluklarının erkeklere göre daha fazla olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir (Güneş vd., 2009).

Bazı araştırmacılar bireylerin çalıştıkları örgüt yerine mesleklerine bağlanma eğilimlerinin arttığı görüşündedirler. Buna göre örgütlerin yapılanma biçimi ve çalışma koşullarında meydana gelen değişimler çalışanların kariyer gelişimlerini belirsizleştirmekte ve bireyler çalıştıkları örgüte karşı olumsuz bir tutum geliştirmektedirler (Morrow, 1993: 33). Bazı çalışmalara göre ise (Carson vd., 1995: 303; Carson ve Carson, 1997: 65- 67; Blau, 2003: 471-472) bireyler, çevresel ve örgütsel belirsizlikle baş edebilmek için üzerinde kontrol güçlerinin daha fazla olduğu mesleklerine yatırım yapmakta; yani, örgütlerine bağlanmaktansa mesleklerine bağlanmayı tercih etmektedirler.

Bazı durumlarda mesleki bağlılığı yüksek olan bireylerin, örgüte bağlılığı aynı düzeyde yüksek olmayabilir. Bu durumda çalışanlar, örgüte bağlılık düzeyleri düşük olmasına rağmen mesleki bağlılıklarını devam ettirerek, işletmeden ayrılmamaktadır. Carson vd., 1996 yılında yapmış oldukları çalışma sonucunda, mesleki bağlılık düzeyi yüksek olan, fakat örgütsel bağlılık düzeyi düşük olan bireylerin, meslekten ayrılma maliyetlerinin yüksek olmasından veya iş alternatiflerinin eksikliğinden dolayı örgüt üyeliğini devam ettirdiklerini saptamıştır (Carson vd., 1996). Ancak bu durum, İlerleyen zamanlarda örgüt içerisinde giderek mutsuzlaşan bireylerin mesleki bağlılık düzeylerinin de düşmesine, birey açısından telafisi mümkün olmayan (iş/meslek değişikliği vb.) sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu noktada, bireylerin mesleki bağlılık düzeylerinin, ileride çalışacakları sektöre uygun olup olmadığının belirlenmesinin önemi açığa çıkmaktadır.

Page 11: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Sercan YILDIZ, Levent Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve Füsun İSTANBULLU DİNÇER

- 5 -

METODOLOJİ

Bu araştırma, İstanbul’da bir Turizm Meslek Lisesi’nde öğrenim gören ve en az bir dönem (5 ay) turizm sektöründe staj yapmış 11. ve 12. sınıf öğrencilerinin demografik değişkenlerine göre mesleki bağlılık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaca uygun olarak çalışmada, nicel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Veriler Anket tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada kullanılan anket, iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde 3 adet demografik ve sosyo-ekonomik soru yer almaktadır. Bu sorular, öğrencilerin mesleki bağlılık algılarını etkileme gücü olduğu varsayılan öğrencilerin cinsiyeti, sınıf düzeyleri ve çalıştıkları turizm işletmesi sorularından oluşmaktadır. Turizm sektörünün görece yoğun bir emek sektörü olmasından mütevellit, öğrencilerin mesleklerine olan bağlılık düzeylerinde cinsiyetlerinin anlamlı etkisi araştırılmak istenmiştir. Benzer şekilde öğrencilerin sınıf düzeyleri, mesleğe ilişkin öğrenilen bilgileri seviyesini ve meslek tecrübelerini değiştirmektedir. Özellikle lise son sınıf öğrencilerinin mesleklerine karşı hala belli bir bağlılık duymaları, onların kariyer planları üzerinde etkili olacaktır. Bu çerçevede çalışmada, öğrencilerin sınıf düzeylerine göre mesleki bağlılık algılarında anlamlı farklılıklar test edilmek istenmiştir. Son olarak öğrencilerin staj dönemlerinde çalıştıkları işletmeler, onların sektördeki ilk meslek tecrübeleridir. Bu işletmelerden alınacak tecrübe, öğrencilerin üzerinde planlama aşamasında olumlu veya olumsuz önemli derecede etkili olacaktır. Bu sebeple, öğrencilerin staj yaptıkları işletmeye göre öğrencilerin mesleki bağlılık algılarındaki anlamlı farklılıklar test edilmek istenmiştir.

İkinci bölümde ise, öğrencilerin mesleki bağlılık düzeylerinin belirlenmesi amacıyla 18 adet soruya yer verilmiştir. Bu bölümde kullanılan anket sorularını Meyer vd., (1993) tarafından ortaya atılan ve Tak ve Çiftçioğlu (2009) tarafından Türkçe’ye çevrilerek güvenilirlik ve geçerlilik çalışması yapılan Mesleki Bağlılık Ölçeği oluşturmaktadır (Meyer vd., 1993 ve Tak ve Çiftçioğlu, 2009). Tüm ölçüm araçlarında “1- Kesinlikle katılmıyorum” ve “7-Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde dizayn edilmiş yedi maddeli Likert tipi ölçek kullanılmıştır. Araştırmaya katılacak öğrenciler, en az bir dönem turizm sektöründe staj deneyimine sahip olan 11. ve 12. sınıf öğrencilerinden, tabakalı örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Her tabakadan (Sınıf) bağımsız olarak, rasgele örnekleme ile örneklem seçilmiştir. Buradaki temel amaç, mesleki bağlılıkları incelenen farklı sınıf ve departmanda staj yapan öğrencilerin araştırmaya dahil edilmesidir. 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde, İstanbul’da bir Turizm Meslek Lisesi’nde öğrenim gören 11. ve 12. Sınıf öğrencilerinin sayısı 410’dur. Bu çalışma kapsamında 290 anket verisi toplanmıştır. Bu rakam, örnekleme ilişkin kabul edilebilir hata değeri ±0.5 olarak alındığında, evrenin %99’undan fazlasını temsil etme gücüne sahiptir (Yazıcıoğlu ve Erdoğan, 2004: 50).

Meslek Liselerinde uygulanan staj programları, öğrencilerin mesleklerine ilişkin teorik bilgilerin yanında, pratik bilgilerin de öğrenilmesi açısından önemlidir. Ayrıca staj programları, öğrencilerin mesleki hedeflerini belirlemede, kariyerlerini planlamada ve en nihayetinde, öğrencilerin mesleklerine ilişkin mesleki bağlılık düzeylerinin belirlenmesinde önemli bilgiler sunan faydalı bir dönemdir. Buradan hareketle, mesleklerinin henüz başında bulunan turizm meslek lisesi öğrencilerinin mesleki bağlılık düzeylerinin bilinmesi ve bu doğrultuda gereken eğitim ve bilginin öğrencilere kazandırılması, ülkemiz turizm sektörünün içinde bulunduğu mesleki sıkıntılar göz önüne alındığında, başta mesleğine bağlı kalifiye eleman ihtiyacı olmak üzere, sektöre ilişkin bir çok sorunun çözümüne yardımcı olabilecektir. Bu noktada, öğrencilerin demografik özelliklerinin ortaya çıkan bu mesleki bağlılık düzeyinde ne derece etkili olduğunun veya olmadığının bilinmesi de önemli olabilir. Bu sebeple, ilgili literatür doğrultusunda aşağıda verilen araştırma hipotezleri sınanmıştır:

Page 12: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 6 -

H1: Öğrencilerin cinsiyetlerine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılık vardır.

H2: Öğrencilerin sınıf düzeyine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılık vardır.

H3: Öğrencilerin en son çalıştıkları turizm işletmesine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılık vardır.

ÖLÇEĞE İLİŞKİN GÜVENİLİRLİK VE GEÇERLİLİK ANALİZLERİ

Literatürde ölçek güvenilirliğiyle ilgili en yaygın kullanılan kıstas, Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değeridir. Yapılan güvenilirlik analizi sonucunda, bu çalışmada kullanılan mesleki bağlılık ölçeğinin Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değeri 0,920 olarak bulunmuştur. Bulunan bu değer, bir bütün olarak ölçeğin son derece güvenilir olduğunu göstermektedir (Hair vd., 2006: 118). Ölçek geçerliliğinin test edilmesi amacıyla ise “Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA)” yönteminden yararlanılmıştır. Bir ölçeğe ait geçerliliğin faktör analizi yöntemi ile belirlenmesi için, o ölçüme ait veri setinin faktör analizi yöntemine uygun olması gerekmektedir. Verilerin açıklayıcı faktör analizine uygunluğu, Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Katsayısı ve Barlett Küresellik Testi ile incelenebilir. Faktörleşebilirlik için KMO katsayısının 0,6’dan büyük olması ve Barlett Küresellik Testi analizi kapsamında hesaplanan ki-kare istatistiğinin ise anlamlı çıkması beklenmektedir (Büyüköztürk, 2011: 126). Yapılan analizler sonucunda bu çalışmada kullanılan ölçeklere ilişkin KMO katsayısı 0,901 olarak ölçülmüş, Bartlett Küresellik Testi anlamlılık değeri ise p<,000 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Bulunan her iki değer, çalışmada kullanılan ölçeğin ve veri setinin faktör analizi için uygun olduğunu göstermektedir.

Faktör analizinde, faktörler altında kümeleşen her bir ifadeye ait faktör yük değerinin 0,40 ya da daha yüksek olması, seçim için iyi bir ölçüdür (Büyüköztürk, 2011: 126). Dolayısıyla bu çalışma kapsamında yapılan açıklayıcı faktör analizinde faktör yükü alt sınırı 0,40 olarak seçilmiştir. Ardından 18 ifade, Direkt Oblimin döndürme yöntemi ile açıklayıcı faktör analizine tabi tutulmuştur. Birden fazla faktör altında toplanan (binişik) bir ifade (ifade 18) ve faktör yükü 0,40’ın altında olan bir ifade (ifade 11) analizden çıkartılmıştır. Geriye kalan 16 ifade, tekrar Direkt Oblimin döndürme yöntemi ile açıklayıcı faktör analizine tabi tutulmuş ve öz değeri birden büyük üç faktör elde edilmiştir. Elde edilen üç faktörün toplam varyans açıklama oranı %65,504 olup, kabul edilebilir düzeydedir (Nakip, 2003: 412). Açıklayıcı faktör analizi sonuçları Tablo.1’de gösterilmiştir.

Tablo.1’de verilen Açıklayıcı Faktör Analizi sonuçları incelendiğinde, elde edilen faktör yapısı, ölçeğin ortaya atıldığı çalışmanın bulguları ile benzerlik göstermektedir (Meyer vd., 1993: 544). Analiz sonucunda elde edilen birinci faktör, toplam varyansın %43,827’sini açıklamaktadır. İkinci faktör, toplam varyansın %15,487’sini açıklamaktadır. Üçüncü ve son faktör ise toplam varyansın %6,191’ini açıklamaktadır. Ölçeği oluşturan faktörlerin, kapsadıkları ifadeler göz önüne alındığında, orijinal ölçeğe sadık kalınarak “Normatif Bağlılık”, “Duygusal Bağlılık” ve “Devamlılık Bağlılığı” olarak adlandırılması uygun görülmüştür.

Çalışma kapsamında ayrıca, mesleki bağlılık ölçeğini oluşturan her bir faktörün Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değeri de analiz edilmiştir. Tablo.1’de gösterildiği üzere, “Devamlılık Bağlılığı” faktörünün Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değeri 0,509 ile kabul edilebilir değerin (α >0,5) çok az üstünde bulunmuştur (Chakrapani, 2004: 100). Bu faktöre ait Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değerinin bu denli düşük çıkmasının nedeni, ilgili faktör altında kümeleşen ifade sayısının az olmasıdır (Cortina, 1993: 100). Analiz sonucunda, “Normatif Bağlılık” ve “Duygusal Bağlılık” faktörlerinin Cronbach’s Alpha iç tutarlılık değerleri ise 0,894 ve 0,909 olarak yüksek derecede

Page 13: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Sercan YILDIZ, Levent Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve Füsun İSTANBULLU DİNÇER

- 7 -

güvenilir bulunmuştur (Cronbach, 1990). Bulunan bu değerler, faktörleri oluşturan ifadelerin bir bütün oluşturarak, ölçümün güvenilir olduğunu göstermektedir (Büyüköztürk, 2011: 126).

Tablo.1 Açıklayıcı Faktör Analizi Sonuçları Boyutlar Ölçek İfadeleri Faktör Yükü Varyans Oranı Normatif Bağlılık İfade 17 ,847 % 43,827 α = 0,894 İfade 16 ,836

İfade 10 ,829 İfade 9 ,726 İfade 15 ,646 İfade 8 ,603 İfade 14 ,566 İfade 7 ,542

Duygusal Bağlılık İfade 4 -,942 % 15,487 α = 0,909 İfade 3 -,923

İfade 5 -,889 İfade 2 -,842 İfade 6 -,792 İfade 1 -,577

Devamlılık Bağlılığı İfade 13 ,871 % 6,191 α = 0,509 İfade 12 ,606

Toplam Varyans Açıklama Oranı: %65,504 α= Cronbach’s Alpha İçsel Tutarlılık Değeri KMO: 0,901 Bartlett Küresellik Testi: P=,000

ARAŞTIRMA BULGULARI

Araştırmaya katılan öğrencilerin demografik özellikleri Tablo.2’de gösterilmiştir. Tablo.2’ye göre, ankete katılan öğrencilerin %51,4’ü erkektir. Sınıf olarak araştırmaya katılan öğrenciler incelendiğinde %50,3’ünun 11. sınıf öğrencisi olduğu görülmektedir. Son olarak öğrencilerin en son staj yaptıkları işletmeler incelendiğinde %73,1’inin Konaklama/Otel sektöründe staj yaptıkları görülmektedir.

Tablo.2 Öğrencilerin Demografik Özelliklerine Göre Betimsel İstatistikler

Cinsiyet N % Kadın 141 48,6 Erkek 149 51,4 Toplam 290 100 Sınıf N % 11. Sınıf 146 50,3 12. Sınıf 144 49,7 Toplam 290 100 İşletme N % Konaklama/Otel 212 73,1 Seyahat/Acente 78 26,9 Toplam 290 100

Page 14: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 8 -

Araştırma kapsamında turizm lisesi öğrencilerinin cinsiyetlerine göre mesleki bağlılık algılarındaki anlamlı farklılıkları belirlemek için verilen H1 araştırma hipotezinin testi için öncelikle veri setinin parametrik testler için uygunluğu kontrol edilmiş ve ilk olarak normallik varsayımı araştırılmıştır. Ancak, yapılan analizler sonucunda veri setinin, H1 araştırma hipotezi için verilen her bir bağımsız değişken grubunda normal dağılıma sahip olmadığı, başka bir ifadeyle parametrik testlerin kullanılması için gerekli varsayımın sağlanamadığı görülmüştür. Bu sebeple, verilen araştırma hipotezinin testi için, bağımsız iki değişken grubu arasındaki anlamlı farklılıkları ortaya çıkaran ve non-parametrik bir test olan Man Whitney-U testinin kullanılmasına karar verilmiştir. Yapılan Man Whitney-U testi sonuçları Tablo.3’de gösterilmiştir.

Tablo.3 Öğrencilerin Mesleki Bağlılık Düzeylerinin Cinsiyete Göre Karşılaştırılması

Faktörler Kadın Erkek U Z P

N Sıra Ort.

Sıra Top. N Sıra

Ort. Sıra Top.

Normatif Bağlılık 137 119,56 16379,50 140 158,03 22123,50 6926,50

0 -

4,003 ,000**

Devamlılık Bağlılığı 140 134,01 18761,00 147 153,52 22567,00 8891,00

0 -

2,013 ,044*

Duygusal Bağlılık 134 133,19 17847,50 145 146,29 21212,50 8802,50

0 -

1,367 ,173

*p<0,05 **p<0,01

Tablo.3’de verilen Man Whitney-U testi sonuçları incelendiğinde, öğrencilerin cinsiyetlerine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerine göre, “Normatif Bağlılık” ve “Devamlılık Bağlılığı” faktörlerinde anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Anlamlı farklılık tespit edilen her iki faktöre ilişkin sıra ortalamaları incelendiğinde, erkeklerin algılarının, kadınların algılarına oranla daha olumlu olduğu görülmektedir. Başka bir ifade ile bu sonuç, erkeklerin isteseler dahi mevcut işlerinden ayrılamayacağı, mesleklerine bağlı olmayı ve/veya çalışmayı bir zorunluluk olarak gördükleri anlamını taşımaktadır. Bu sonuçlara göre verilen H1 araştırma hipotezi kabul edilmiştir.

Tablo.4 Öğrencilerin Mesleki Bağlılık Düzeylerinin Sınıflarına Göre Karşılaştırılması

Faktörler 11. Sınıf 12. Sınıf U Z P

N Sıra Ort. Sıra Top. N Sıra

Ort. Sıra Top.

Normatif Bağlılık 139 145,65 20246,00 138 132,30 18257,00 8666,000 -

1,390 ,164

Duygusal Bağlılık 142 145,75 20696,50 137 134,04 18363,50 8910,500 -

1,220 ,223

Devamlılık Bağlılığı 143 144,63 20682,50 144 143,37 20645,50 10205,50 -

,1300 ,896

Page 15: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Sercan YILDIZ, Levent Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve Füsun İSTANBULLU DİNÇER

- 9 -

Turizm lisesi öğrencilerinin şuanda okudukları sınıf özelliklerine göre mesleki bağlılık algılarındaki anlamlı farklılıkları belirlemek için verilen H2 araştırma hipotezinin testi için Man Whitney-U testinden yararlanılmış ve analiz sonuçları Tablo.4’de gösterilmiştir. Tablo.4 incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerin sınıf özelliklerine göre hiçbir faktörde anlamlı farklılık gözlemlenememiştir. Turizm lisesi öğrencilerinin 11. sınıf veya 12. sınıfta okuyor olmalarının onların mesleki bağlılık algıları üzerinde anlamlı bir etkisinin olmayışı, iki sınıf arasında algılar üzerinde anlamlı farklılıkları ortaya çıkaracak kadar önemli bir zaman farkı olmadığı anlamına da gelebilir. Bu sonuçlara göre verilen H2 araştırma hipotezi reddedilmiştir.

Tablo.5 Öğrencilerin Staj Yaptıkları İşletmeye Göre Man Whitney-U testi Sonuçları

Faktörler Otel Acente U Z P

N Sıra Ort. Sıra Top. N Sıra

Ort. Sıra Top.

Normatif Bağlılık 202 146,93 29680,00 75 117,64 8823,00

5973,000 -2,709 ,007**

Duygusal Bağlılık 203 141,42 28707,50 76 136,22 10352,50 7426,50

0 -,482 ,630

Devamlılık Bağlılığı 209 144,37 30173,00 78 143,01 11155,00 8074,00

0 -,125 ,901

**p<0,01

Turizm lisesi öğrencilerinin staj yaptıkları işletmeye göre mesleki bağlılık algılarındaki anlamlı farklılıkları belirlemek için verilen H3 araştırma hipotezinin testi için Man Whitney-U testinden yararlanılmış ve analiz sonuçları Tablo.5’de gösterilmiştir. Tablo.5 incelendiğinde, öğrencilerin en son staj yaptıkları işletmeler göz önüne alındığında, “Normatif Bağlılık” faktöründe anlamlı farklılık gözlemlenmiş, her iki bağımsız gruba ait sıra ortalamaları incelendiğinde, en son konaklama/otel işletmesinde staj yapan öğrencilerin görüşlerinin, seyahat/acente işletmesinde staj yapan öğrencilerin görüşlerinden daha olumlu olduğu görülmüştür (Sıra Ort= 146,93). Ortaya çıkan bu sonuca göre, öğrencilere sağlanan imkânlar göz önüne alındığında, konaklama/otel işletmelerinde staj yapan öğrencilerin, seyahat/acente işletmelerinde staj yapan öğrencilere oranla mesleklerine daha fazla bağlı oldukları görülmektedir. Bu sonuçlara göre verilen H3 araştırma hipotezi kabul edilmiştir.

SONUÇ VE TARTIŞMA

Bu çalışmanın amacı, İstanbul’da bir Turizm Meslek Lisesi’nde öğrenim gören ve en az bir staj dönemi turizm sektöründe çalışmış 11. ve 12. Sınıf öğrencilerinin demografik değişkenlerine göre mesleki bağlılık düzeylerinin belirlenmesidir. Bireylerin mesleki bağlılıklarını etkileyen birçok etkenin varlığı (zorunluluk, duygusallık, devamlılık vb.), ilgili literatürde sıklıkla tartışılmasının yanı sıra, bu bağlılığın bireylerin demografik özelliklerine duyarlı olup olmadığının bilinmesi de önemli olabilir. Araştırmada bu amaçla verilen hipotezler sınanmıştır. Verilen H1 araştırma hipotezinde, Turizm Meslek Lisesi öğrencilerinin cinsiyetlerine göre, turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılık olup olmadığı, Man Whitney-U testi ile araştırılmıştır. Analiz sonucunda, “Normatif Bağlılık” ve “Devamlılık Bağlılığı” faktörlerinde, cinsiyet gruplarına göre anlamlı farklılık tespit edilmiş ve erkek öğrencilerin algılarının, kız öğrencilerin algılarından

Page 16: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 10 -

daha olumlu olduğu görülmüştür. Ortaya çıkan bu bulgu, Güneş vd., çalışması ile benzerlik göstermektedir (Güneş vd., 2009).

Faktör ifadeleri incelendiğinde, erkek öğrencilerin genç yaştan itibaren mesleklerine ilişkin zorunluluk duygusu ile mesleklerine bağlı oldukları, çalışmayı sorumluluk ve/veya yükümlülük olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Türk toplumlarında erkeğin, özellikle aile içerisindeki yeri düşünüldüğünde, kendilerine yüklenen para kazanma misyonu ile birlikte, genç yaştan itibaren çalışmayı bir zorunluluk olarak gördükleri söylenebilir. Başka bir ifadeyle bu durum, erkek öğrencilerin isteseler dahi mesleklerinden ayrılma eğiliminde olmadıkları, mutsuz olsalar dahi, bu durumun kendileri için olumsuz sonuçlar doğuracağını düşündükleri anlamını da taşımaktadır. İşletmeler açısından bakıldığında bu durumun, mesleğine duygusal olarak bağlı olmayan, işverene karşı borçlu hissettikleri için o mesleği yapmayı sürdüren personeller ortaya çıkardığı söylenebilir. Bu sonucun, en basit haliyle işletmenin müşteri memnuniyeti veya memnuniyetsizliğine yansıması kaçınılmaz olacaktır. Özellikle erkek öğrencilere ilişkin bu bağlılık türünü ortaya çıkartan faktörlerin ve/veya düşüncelerin ne olduğunun belirlenmesi, benzer şekilde kız öğrencilerin, turizm mesleğine ilişkin bu bağlılık düzeylerini düşüren etmenlerin araştırılması, turizmde hizmet kalitesinin yaratılması adına önemli ipuçları verebilir.

Araştırma kapsamında verilen ve Turizm Meslek Lisesi öğrencilerinin sınıf düzeylerine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerinde anlamlı farklılık olup olmadığının araştırıldığı H2 araştırma hipotezinin testi için benzer şekilde Man Whitney-U testinden yararlanılmıştır. Ancak, analiz sonucunda öğrencilerin sınıf özelliklerine göre bağımsız gruplar arasından anlamlı farklılıklar belirlenememiştir. Başka bir ifadeyle, öğrencilerin sınıf düzeyi, turizm mesleğine ilişkin mesleki bağlılık üzerinde duyarlı bulunamamıştır. Çalışmaya katılan ve turizm sektöründe en az bir dönem staj yapma tecrübesine sahip öğrenciler, 11. ve 12. sınıfta öğrenim görmektedir. Görece aynı yaş aralığında olan ve görece aynı süre iş tecrübesine sahip olan öğrencilerin algıları, anlamlı düzeyde farklılaşmamaktadır. Bu açıdan ortaya çıkan bu sonuç beklenen bir durumdur.

Araştırma kapsamında, öğrencilerin en son çalıştıkları turizm işletmesine göre turizm mesleğine yönelik bağlılık düzeylerindeki anlamlı farklılıkları ortaya çıkarmak üzere verilen son araştırma hipotezinin testi için yapılan analiz sonucunda, sadece normatif bağlılık faktöründe anlamlı bir farklılık tespit edilmiş ve konaklama/otel işletmelerinde staj yapan öğrencilerin algılarının, seyahat/acente işletmelerinde staj yapan öğrencilerin algılarından daha olumlu olduğu görülmüştür. Bu durum konaklama/otel işletmelerinde staj yapmış öğrencilerin, seyahat/acente işletmelerinde staj yapmış öğrencilere oranla kendilerini normatif olarak turizm mesleğine daha bağlı hissetlerinin bir göstergesidir. Turizm sektörünün en önemli işletmelerinden birisi olarak konaklama/otel işletmelerinin, öğrencilere sunduğu farklı departmanlarda kariyer imkânı, öğrencilerin konaklama/otel işletmelerine yönelik, mesleki bağlılık algılarını etkiliyor olabilir. Öyle ki, staj ile birlikte konaklama/otel işletmelerinin herhangi bir departmanında çalışmaya başlayan öğrencilerin, seyahat işletmelerinde çalışmaya başlayan öğrencilere oranla, kendilerini daha fazla turizmin bir parçası olarak görmeye başladıkları yorumu da yapılabilir. Benzer şekilde, çalışan sayısının konaklama/otel işletmelerine oranla az olduğu seyahat/acente işletmelerinde kariyer yapmanın zor olduğu düşüncesi, öğrencilerin bu yönde algılarını etkiliyor olabilir. Bir diğer önemli husus, staj yaptıkları işletme farklılığı göz önüne alınmaksızın, Turizm Meslek Lisesi’nde okuyor olmanın öğrenciler üzerinde yarattığı, artık lise ve meslek değiştirmenin görece zor ve hatta imkânsız olacağı bilincinin de normatif bağlılık üzerinde etkili olabileceği unutulmamalıdır.

Bir ülkenin genel turizm hizmet kalitesi düşünüldüğünde, çalışma hayatlarında çeşitli turizm işletmelerinin hemen her departman ve kademesinde görev alacak olan, başta Turizm Meslek Lisesi öğrencilerinin mesleki bağlılık düzeylerinin bilinmesi önemlidir. Bu noktada, özellikle

Page 17: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Sercan YILDIZ, Levent Selman GÖKTAŞ, Tuncay HABİL ve Füsun İSTANBULLU DİNÇER

- 11 -

Turizm Meslek Lisesi yönetiminin ve öğretmenlerinin, özellikle öğrencilerin cinsiyet ve staj yaptıkları işletmelere göre ortaya çıkan normatif ve devam bağlılığı yaratan faktörlerin tespit edilmesi, gerekirse bu faktörlerin bertaraf edilerek, öğrencilerin mesleklerine duygusal olarak bağlı olmalarını sağlayacak psikolojik destek ve/veya eğitimler verilmesi sağlanabilir. Ayrıca lise dönemlerinden itibaren meslekleriyle iç içe olan öğrencilerin, ilgili sektöre bağlılıklarının ilerleyen dönemlerde de ölçülmesi, sonuçların karşılaştırılması açısından önemli olabilir. Ülkemizde son zamanlarda turizm sektörüne kalifiye eleman kazandırma arayışı hız kazanmıştır ve turizm lisesi öğrencilerinden başlayarak mesleki bağlılık oluşturulması sektör için oldukça önemli bir durumdur. Aynı zamanda yüksekokul ve fakülte bünyesinde doluluk sorunu yaşamaya başlayan turizm bölümleri, turizm lisesi öğrencilerinde oluşacak mesleki bağlılık ile farklı bölümler yerine turizmde eğitim almaya devam edecek olmaları bu bölümlerinde doluluk oranlarını arttıracak ve kalifiye eleman sayısında da artışı beraberinde getirecektir.

KAYNAKÇA

Aslan, Ş. (2008), Örgütsel Vatandaşlık Davranışı İle Örgütsel Bağlılık ve Mesleğe Bağlılık Arasındaki İlişkilerin Araştırılması, Celal Bayar Üniversitesi Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 15 (2). 163-178

Başol, G. ve Yalçın, B. (2009). Eğitim Örgütlerinde Meyer ve Allen Üç Boyutlu Örgütsel Bağlılık Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. The 5th International Balkan Educational and Science Congress, 2, 497-507, Trakya University, Edirne, Turkey.

Baysal, A. C. ve Paksoy, M. (1999). Mesleğe ve Örgüte Bağlılığın Çok Yönlü İncelenmesinde Meyer-Allen Modeli. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, 28(1), 7-15.

Blau, G. (2003). Testing for A Four-Dimensional Structure of Occupational Commitment. Journal of Occupational and Organizational Psychology, 76(4), 469-488.

Büyüköztürk, Ş. (2011). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. Ankara: Pegem.

Carson, K. D., Carson, P. P. and Bedeian, A. G., (1995). Development and construct validation of career entrenchment measure. Journal of Occupationaland Organizational Psychology, 68, 301-320.

Carson, K. D., Carson, P. P., Phillips, J. S. and Roe, C. W. (1996). A Career Entrenchment Model: Theoretical Development and Empirical Outcomes. Journal of Career Development, 22(4), 273-286.

Carson, K. D., and Carson, P. P., (1997). Career entrachment: A quite march toward occupational death? Academy of Management Executive, 11(1), 62-75.

Chakrapani, C. (2004). Statistics in Market Research. London: Arnold Publisher.

Cortina, J. M. (1993). What Is Coefficient Alpha? An Examination of Theory and Applications. Journal of Applied Psychology, Vol. 78, No. 1, 98-104.

Cronbach, L. J. (1990). Essentials of Psychological Testing. New York: Harper & Row.

Çekmecelioğlu, H. G. (2006). Örgüt İklimi, Duygusal Bağlılık ve Yaratıcılık Arasındaki İlişkilerin Değerlendirilmesi: Bir Araştırma. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 20 (2). 295-310.

Çelik, M. ve Yıldız, B. (2018), Hemşirelerde Mesleki Bağlılık, Özdeşleşme ve İşten Ayrılma Niyeti İlişkisi: Kamu Sektörü Ve Özel Sektör Karşılaştırması. Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 20(2), 47-75.

Page 18: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):1-12

- 12 -

Çetin, A., Erenler, E., ve Şentürk, M. (2016). Mesleki Bağlılık ve Mesleki Öz-yeterlik Algısının Bilgi Paylaşma Davranışına Etkisi. Çankırı Karatekin Üniversitesi İİBF Dergisi, 6(2), 289-316.

Çolakoğlu, Ü., Ayyıldız, T. ve Cengiz, S. (2009). Çalışanların Demografik Özelliklerine Göre Örgütsel Bağlılık Boyutlarında Algılama Farklılıkları: Kuşadası'ndaki Beş Yıldızlı Konaklama İşletmeleri Örneği. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 20(1). 77-89.

Güneş, İ., Bayraktaroğlu, S. ve Kutanis, R. Ö. (2009). Çalışanların Örgütsel Bağlılık ve Tükenmişlik Düzeyleri Arasındaki İlişki: Bir Devlet Üniversitesi Örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(3). 481-497.

Hair, J. F., Black, W. C., Babin, B. J., Anderson, R. E. and Tatham, R. L. (2006). Multivariate Data Analysis. New Jersey: Prentice Hall.

Lin, S., Professor David Lamond, P., Yuan, L., Yu, Y., Li, J. and Ning, L. (2014)," Occupational Commitment, Industrial Relations and Turnover Intention: Empirical Evidence from China", Chinese Management Studies, 8(1), 66–84

Meyer, J. P., Allen, N. J. and Smith, C. A. (1993). Commitment to Organizations and Occupations: Extension and Test of a Three-Component Conceptualization. Journal of Applied Psychology, Vol: 78, No: 4, 538-551.

Morrow, P. C. (1983). Conceptredundancy in organizational research: The case of work commitment. The Academy of Management Review, 8(3), 486-500.

Nakip, M. (2003). Pazarlama Araştırmaları: Teknikler ve Uygulamalar. Ankara: Seçkin Kitapevi.

Özmen, Ö. T., Özer, P. S. ve Saatçioğlu, Ö. Y. (2005). Akademisyenlerde Örgütsel ve Mesleki Bağlılığın İncelenmesine İlişkin Bir Örnek Araştırma. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, 6 (2). 1-14.

Tak, B. ve Çiftçioğlu, B. A. (2008). Mesleki Bağlılık İle Çalışanların Örgütte Kalma Niyeti Arasındaki İlişkiyi İncelemeye Yönelik Görgül Bir Çalışma. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 63(4), 155-178.

Tak, B. ve Çiftçioğlu, B. A. (2009). Üç Boyutlu Mesleki Bağlılık Ölçeğinin Türkçe’de Güvenilirlik ve Geçerliliğinin İncelenmesine Yönelik Bir Alan Araştırması. İşletme Fakültesi Dergisi, 10(1), 35-54.

Uysal, H. T. (2013). Stajyer Çalışanların Mesleki Bağlılık Gelişimine Örgüt İkliminin Etkisi/Effect of Organizational Climate to Professional Commitment Development of Intern Workers. Business and Economics Research Journal, 4(3), 93-110

Van der Heijden, B. I., van Dam, K. and Hasselhorn, H. M. (2009)," Intention to Leave Nursing: The Importance of Interpersonal Work Context, Work-home Interference, and Job Satisfaction Beyond the Effect of Occupational Commitment", Career Development International, 14(7), 616–635.

Şimşek, M. Ş. ve Aslan, Ş. (2012). Meslekî ve Örgütsel Bağlılığın, Örgütsel Davranışa İlişkin Sonuçlarla İlişkileri. Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 12(23), 414-454.

Yazıcıoğlu, Y. ve Erdoğan, S. (2004). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Detay Yayıncılık.

Page 19: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):13-33.

DOI: 10.26677/tutad.2019.44 ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Kişilik Özelliklerinin Algılanan Aşırı Nitelikliliğe Etkisi: Konaklama İşletmeleri Çalışanları Üzerine Bir Araştırma

Elif Esma KARAMAN Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-5735-2504

Dr. Öğr. Üyesi, Neslihan ÇETİNKAYA, Atatürk Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Erzurum, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1549-0834

Öz

Literatürde insanların eğitimi, bilgi ve becerilerinin yaptığı işin gereklerine uymaması olarak ifade edilen nitelik kavramı son yıllarda işletmelerde bir istihdam konusu olarak ele alınmaktadır. Örgütlerde çalışan insanlar ya yaptıkları işe göre kendilerini aşırı nitelikli hissetmekte ya da sık rastlanmasa da işin kendi niteliklerine fazla olduğunu kabul etmektedirler. Her iki durumda da örgüt çalışanı mutlu olmayan, mutlu olmadığı için verimi düşük çalışanlara dönüşmektedir. Ancak bazı durumlarda iş, çalışanın niteliklerine uygun olsa da çalışan kendisini aşırı nitelikli hissettiği için örgüte fayda sağlayamamaktadır. Bu durumda çalışanların kişilik özellikleri devreye girmektedir. Hangi kişilik özelliğine sahip çalışanın kendisini aşırı nitelikli hissettiğinin tespit edilmesi ve özellikle yöneticiler tarafından bu konuda önlemler alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı kişilik özelliklerinin algılanan aşırı nitelikliliğe etkisini incelemektedir. Bu amaç doğrultusunda “Beş faktör kişilik modeli” ile “Algılanan aşırı niteliklilik ölçeği” kullanılarak anket formu düzenlenmiş ve konaklama işletmelerinde çalışan işgörenlere anketler yapılmıştır. Toplamda değerlendirmeye alınan 132 ankete güvenilirlik ve geçerlik analizleri ile regresyon analizi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde duygusal dengenin algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Genellikle kendisini rahat bir insan olarak nitelendiren, her şeyi merak eden duygusal denge kişilik özelliğine sahip insanların kendisini işin gerektirdiğinden fazla yetenekli ve bilgili gördüğü söylenebilir. Bu durumda yöneticilere düşen çalışanlarını iyi tanımak ve aldıkları eğitimle, sahip oldukları yeteneklere doğru orantılı işlere/departmanlara yerleştirmektir.

Anahtar Kelimeler: Kişilik Özellikleri, Algılanan Aşırı Niteliklilik, Konaklama İşletmeleri. Makale Gönderme Tarihi: 10.08.2018 Makale Kabul Tarihi: 25.12.2018 Önerilen Atıf: Karaman, E. E. ve Çetinkaya, N. (2019). Kişilik Özelliklerinin Algılanan Aşırı Nitelikliliğe Etkisi: Konaklama İşletmeleri Çalışanları Üzerine Bir Araştırma, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 20: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

14

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):13-33.

DOI: 10.26677/tutad.2019.44 ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org

RESEARCH PAPER

The Impact of Personality Characteristics on Perceived Excessive Quality: A Research on Employees of Accommodation Business Enterprises

Elif Esma KARAMAN Atatürk University, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, e-mail [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-5735-2504

Dr. Öğr. Üyesi, Neslihan ÇETİNKAYA, Atatürk University, Tourism Faculty, Erzurum, e-mail [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1549-0834

Abstract The concept of quality expressed as not adapting the education, knowledge and skills of people to the necessity of the work being done in the literature has been a matter of employment in business enterprises in recent years. People working in the organizations either feel themselves over-qualified in accordance with the work they do or accept that the work is more than their skills despite not being common. In both cases, the employees of the organization turn into unhappy workers and this unhappiness decreases their performance. However, despite the fact that the work is suitable in line with the skills of the employees, the employees do not make any contribution to organization as they feel themselves over-qualified in some cases. In this vein, the personality characteristics of the employees come into play. It is essential to determine which employees with personality characteristics feel themselves over-qualified and particularly, the directors need to take precautions on this subject. In this sense, this purpose of this research is to investigate the impact of personality characteristics on perceived over qualification. A questionnaire form was developed using ‘’Five Factor Personality Model’’ and ‘’Perceived Over qualification” and was applied on the employees of the accommodation business enterprises. A sample of 132 questionnaire forms was evaluated and some statistical tests were run such as reliability test, validity analysis and regression analysis. The obtained data revealed that the emotional balance had a significant impact on perceived over qualification. It can be said that the people describing themselves as an easy-going person, having curiosity on everything and having emotional balance personality characteristic regard themselves more skilled and knowledgeable more than the work’s necessity. In this case, the directors need to know the employees well and direct them right works and departments in proportion with their educational background and talents.

Keywords: Personality Characteristics, Perceived Over qualification, Accommodation Business Enterprises Received: 10.08.2018 Accepted: 25.12.2018 Suggested Citation: Karaman, E. E. and Çetinkaya, N. 2019). The Impact of Personality Characteristics on Perceived Excessive Quality: A Research on Employees of Accommodation Business Enterprises, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):13-33. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 21: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

15

GİRİŞ

Her örgütün genel amacı yüksek kar marjıdır. Ancak son yıllarda örgütlerin temel amaçlarının yalnızca kar elde etmek olmadığı, bunun yanında beşeri sermayeye yatırım yapmayı amaçladığı da görülmektedir. Beşeri sermaye, bir toplumda yer alan herhangi bir bireyin üretim süreciyle ilişkili olarak bir taraftan sahip olduğu bilgi, beceri, yetenek, tecrübe, işine bağlılık vb. özelliklerin düzeyini diğer taraftan da bedensel ve zihinsel zindeliğini ifade eden bir kavram olarak nitelendirilmektedir (Keskin, 2011: 128). Örgütlerin beşeri sermayeye odaklanmasının sebebi küresel pazarda rekabet edebilirlik yeteneğini artırabilme amacından kaynaklanmaktadır. Bu amacın gerçekleşebilmesi için ise iş-birey uyumuna dikkat edilmekte ve doğru işe doğru insan felsefesiyle konuya yaklaşılmaktadır.

Literatürde iş-birey uyumu konusunda insan davranışlarını inceleyen çalışmalara (O’Reilly vd., 1991; Cable ve Judge, 1997; Kılıç vd., 2008; Taslak, 2015; Kılıç ve Yener, 2015) rastlanmaktadır. Genellikle insan davranışlarını açıklayabilmek için kişilik özelliklerinin analizinin yapılması gerektiği sonucuyla karşılaşılmaktadır. Kişilik konusunun hem örgütsel davranış hem de insan kaynakları yönetimi açısından farklı boyutlarda ele alındığı görülmektedir. Özellikle örgütlerde yöneticilerin çalışan davranışlarını doğru anlayabilmesi, çalışanların birbirleriyle uyumlu çalışmalarının sağlanabilmesi ve çalışanların iş tatmini düzeylerinin artırılabilmesi için örgüt yöneticilerinin çalışanların kişilik özelliklerini bilmesi şarttır. Çalışanların kişilik özelliklerinin bilinmesi örgütün amaçlarını gerçekleştirmesinde önemli bir ölçüttür.

Örgütlerde çalışanların kişilik özelliklerinin bilinmemesi bazı olumsuz durumlarla karşılaşılmasına sebebiyet vermektedir. Çalışan, bir kişilik özelliği olarak kendini diğer insanlardan daha üstün görüp, her zaman “en iyinin” kendisi olduğunu düşünürse yani kendini diğer çalışanlara göre aşırı nitelikli olarak görürse hem kendine hem de çevresine zarar verebilir. Bu düşüncesi onun yaptığı işe uymadığı, daha iyi işleri hak ettiği sonucunu doğurmakta ve çalışan işinden tatmin olmamaktadır. Ayrıca çevresine her zaman küçümseyen bir tavır sergileyeceğinden örgüt ikliminin bozulmasına sebebiyet de verecektir. Bu durumda aşırı niteliklilik kavramıyla karşılaşılmaktadır. Aşırı nitelikliliğin iş ile ilgili tutum ve davranışları olumsuz etkilediği birtakım araştırmalarla desteklenmiştir (Johnson vd., 2002:439; Maynard vd., 2006: 549). Bu durumda aşırı nitelikliliğin olumsuz sonuçlarını en aza indirgemek için önce çalışanların kişilik özelliklerinin tespit edilmesi daha sonra sahip oldukları yetkinlikler de göz önünde bulundurularak doğru işe/departmana yerleştirilmelidir. Bu noktadan hareketle bu araştırmada çalışanların kişilik özelliklerinin algılanan aşırı nitelikliliğe etkisi olup olmadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

LİTERATÜR TARAMASI

Kişilik Özellikleri

İnsan davranışları karmaşık bir yapıya sahiptir ve insanlar doğum ile ölüm arasındaki süreçte sayılamayacak kadar çok faaliyet ve hareketlerle davranışlarını belli ederler. Davranışın gözlenebilen, kaydedilebilen ve ölçülebilen bütün etkinlikleri içermesine (Crider vd., 1983: 5) rağmen, bireyin iç dünyasıyla şekillendiği için her davranışı anlamlandırmak kolay olmamaktadır. Bu noktada davranışlarını çözümlemeye çalıştığımız kişinin kişilik özellikleri hakkında bilgi edinme gerekliliği devreye girmektedir. Kişilik özellikleri, bir kişinin bütün özelliklerini yansıtan bir kavramdır (Eroğlu, 2013: 218). Bu nedenle araştırmacıların ilgisini çeken bir konu olmuştur. Ancak kavram çok farklı bakış açılarıyla ele alındığı için üzerinde fikir birliğine varılmış bir tanım bulunmamaktadır.

Page 22: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

16

Kişilik kavramı kökenini Latince “persona” kelimesinden almaktadır. Latin dilinde yer alan persona kelimesi tiyatro oyuncuları tarafından kullanılan maske anlamına gelmekte ve oyuncuların canlandıracakları karakteri yansıtmak amacıyla oyun süresince yüzlerinde kullandıkları maskeyi temsil etmektedir (Karabacak, 2010: 3). Yapılan araştırmalar (Luthans, 1992: 85; Yanbastı, 1996:9; Hergenhahn ve Olson, 2003:1; Parlak ve Sazkaya, 2018) bu kavramın kişiler arasındaki karakteristik farklılıkları anlatan bir niteliğe sahip olduğunu göstermektedir. Çok yönlü bir kavram olan kişiliğin insan davranışlarıyla ilgili birçok özelliği çağrıştırması yapılan tanımların sayısını artırmıştır. Kişilik kavramını genel bir davranış teorisi olarak inceleyen Hellriegel (1989: 38), kişiliği “zamanın insanlara birer biyolojik ve sosyal özellikler olarak yüklediği ve belirli bir zaman içerisinde de sürekliliğini koruyan psikolojik davranışlarındaki (düşünceler, duygular ve eylemlerdeki) farklılıkların ve ortaklıkların hepsini belirleyen eğilim ve karakterlerin tamamına verilen bir ad” olarak tanımlamıştır. Kişiliğin en güncel tanımını yapan Weinstein, Capitanio ve Gosling (2008: 330) ise kişiliği “bireylerin istikrarlı bir örüntü gösteren duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını tanımlayan ve açıklayan bireysel özellikler” olarak tanımlamışlardır (Kuşluvan ve Eren, 2011: 142).

İnsan toplumsal bir varlık olarak dünyaya gelir ve toplumun temel yapı taşını oluşturur. İnsanın bu toplumsal yönü sosyal bilimlerde de kişilik tanımının farklı bilim dalları tarafından farklı açılardan ele alınmasına ve bu nedenle birçok farklı tanımın oluşmasına neden olmuştur. Her bilim dalı kişiliği incelediği çerçeveye göre tanımlamıştır. Psikoloji alanında psikologlar bazı yönlerden insanın benzer özellikleri taşıdıklarını kabul etmekle birlikte temelde kişilerin farklılıklarını araştırma yoluna gitmişlerdir (Uysal, 2006: 85-86). Psikologlar kişilik tanımlamalarında iki temel ilişkiyi baz almışlardır. Bunlardan birincisi kişinin kendisi ve iç dünyası ikincisi ise çevresi ve dış dünyasıdır (Mehmedoğlu, 2004: 46). Bu hususta psikolog Holm (2004: 109) kişiliği, “Uzun süre boyunca istikrar gösteren ve çeşitli durumlarda ortaya çıkan, bireye ait belirli bir davranış modeline neden olan ruhsal özellikler bütünü “olarak ifade ederken Parot, “Bireyin kendine özgü davranış biçimlerini veren zihni yapısının tüm elemanlarının sentezi” olarak yorumlar. (Altınköprü, 2005: 19). Sosyal psikolog Güngör (1997: 12) ise kişiliği, “her insanın kendine özgü davranış ve eğilimlerinin dinamik bir bütünüdür.” şeklinde tanımlamış ve kişinin kalıtımsal olarak sahip olduğu değerleri eğilimleriyle birleşimi sonucunda yansıttığını ifade etmiştir.

Kişilik, çok sayıda özellikten meydana gelen karmaşık bir bütündür (Eroğlu, 2013: 231). Her birey kendine özgü bir takım kişilik özelliklerine sahiptir. Bireyin dış görünüşü, bir faaliyet alanına yönelik olarak rolü veya görevi, zekâ, enerji, arzu, ahlak vb. gibi potansiyel yetenekleri ve kişinin içinde yaşadığı toplumsal özellikler (toplumun yaşam felsefesi, kültür seviyesi, ahlak ve din anlayışı vb.) kişilik özelliklerini ortaya koyan faktörlerdir (Eren, 2014: 83). İlgili literatürde kişiliği belirleyen faktörlerin farklı sınıflandırmaları da mevcuttur.

İnsanın kişilik gelişimini etkileyen temel ögelerden birincisi varoluşundan itibaren anne ve babasından kalıtım yoluyla dünyaya getirmiş olduğu özelliklerdir. İkinci faktör ise doğum anından itibaren kişinin kendisi dışındaki her şeyi çevresel faktör olarak değerlendirmesi ve kişiliğini ona göre şekillendirmesidir. Kişilik özelliklerini etkileyen faktörler sınıflandırılırken farklı sayılarda alt başlıklar göze çarpmaktadır. Yapılan bu sınıflandırılmaların temelinde ise ilk olarak kalıtımsal özellikler daha sonra da çevresel faktörler gelmektedir. Kişiliği oluşturan bu etmenlerden kalıtımın mı yoksa çevresel etmenlerin mi daha etkin rol aldığını belirlemek oldukça güçtür. Bu sebeple kişilik kalıtımsal ve çevresel faktörlerin birlikte oluşturduğu bir bütündür (Sarıtaş, 1997).

Tüm kişiler sahip oldukları farklılıklar neticesinde kendilerine özgü olarak farklı tutum ve davranışlar sergilerler. Bu tutum ve davranışlar neticesinde ise kişiler çalıştıkları örgütlerde farklı şekillerde değerlendirilirler. Bir kurum ve kuruluşta çalışan sıfatıyla yer alan kişilerin sahip oldukları kişilik özellikleri, mensubu oldukları örgütlerin verimliliklerini etkilemektedir. Aynı

Page 23: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

17

örgütte aynı vasıflara sahip olan kişilerin yapmaları gereken bir işi aynı hedef doğrultusunda farklı şekillerde yapmasının altındaki sebep ise kişilik özelliklerindeki farklılıklardandır (Kelly, 2006: 22). Kişilik özelliklerinin çalışanların çalışma ortamlarındaki etkileri üzerine araştırma yapan Staw vd., (1986), kişilik özelliklerinin iş değerleri ve tutumlarını nasıl etkilediğini iki şekilde açıklamıştır. Bunlardan birincisi, hissi durumun kişilerin dünyayı algılama şeklinin işe karşı bakışını etkilediği, ikincisi ise farklı kişilerin farklı işlere yöneldiği şeklindedir. Furnham vd., (2005), kişilik özelliklerini ve çalışanın iş değerlerini inceledikleri çalışmada, gelişim faktörünün iç ihtiyaçlarla ve çalışma koşullarıyla, finansal koşulların ise dış maddelerle bağımsız ve yeteneklerin kullanılmasının motive edici değerlerle ilişkili olduğunu tespit etmiştir (Kubat ve Kuruüzüm, 2010: 493).

Kişilik özellikleri ilk kez 1936 yılında Allport ve Odbert tarafından sınıflandırılmıştır. Araştırmacılar Webster’s New International Dictionary’i incelemiş ve bir kişinin davranışlarının diğerlerinden ayrıldığını iddia ettikleri bir terimler listesi oluşturmuşlardır. Bu listeden genel davranışları eledikten sonra kişiliği tanımlamak için kullanılan 17.953 kelimelik bir sıfatlar listesi ortaya çıkarmışlardır (Dunsmore, 2005: 2). Daha sonra Raymond Cattel (1946) tarafından sıcakkanlılık, problem çözme, canlılık, kurallara bağlılık, strese dayanıklılık, girişkenlik, baskınlık, duyarlılık, ihtiyatlılık, soyut düşünme, kendini sorgulama, değişimlere açıklık, mükemmeliyetçilik, kendine yeterlik, gerginlik, ketumluk şeklinde 16 kişilik özelliğiyle ifade ederek bugünkü Beş Faktör Modelinin temeli oluşturulmuştur. Fiske 1949 yılında Cattel’in kişilik özellikleri modelinin 16 faktör yerine beş faktörle açıklanabileceğini savunmuştur (Dunsmore, 2005: 2). 1963 yılına gelindiğinde ise beş faktör kişilik modelini günümüzdeki kullanım şekline uygun olarak Warren Norman düzenlemiştir. Norman kişiliği dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duyusal denge ve yeniliklere açıklık olarak ayırmıştır (Morgan, 1999: 51).

Aşırı Niteliklilik

Günümüzde işletmelerin yalnızca mekanik bir sistem olmadığı, dinamik bir özelliğinin de olduğu görülmektedir. İşletmelere dinamiklik kazandıran en önemli unsur “insan” unsurudur (Öğüt ve Kocabacak, 2013). İnsan kaynağı olarak da nitelendireceğimiz bu unsur, işletmelerin bu kaynağı doğru kullanmasıyla başarıya ulaşmasına yardımcı olmaktadır. Bu durumda insan kaynakları yöneticileri “insan kaynağını” doğru kullanabilmek hatta işe alım sürecinde “doğru işe doğru insan” felsefesinden yararlanmalıdır. İnsan kaynakları yönetimi (İKY) uygulayıcılarının karşılaştıkları en önemli konulardan biri, çalışanların işlerini başarıyla gerçekleştirecek becerilere sahip olmalarını sağlamaktır (Grugulis, 2003). İnsan kaynakları yöneticileri her ne kadar yeterince çalışmayan veya sahip olduğu yetenekleri değerlendiremeyen çalışanlara yönelseler de (Edwards vd., 2009), günümüzde işlerinde aşırı/fazla nitelikli olan çalışanlara dikkat edilmeye başlanmıştır (Erdoğan vd. 2011b). Quintini (2011) ve Pouliakas (2013), artan eğitim seviyesinin, küresel değişkenliğin ve son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin çalışanları daha nitelikli hale getirdiğini ifade etmişlerdir (Alfes vd., 2016: 84). Bu durumda hem aşırı niteliklilik kavramının öneminin arttığı görülmekte, hem de kişi-iş uyumunun takip edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Edwards (1991) “Kişi-İş Uyumu” konusunda yaptığı literatür incelemesinde bu uyumu talep- yetenek ve ihtiyaç-sunulan uyumu olarak incelemiştir. Talep-yetenek uyumunda içinde bulunulan ortamın/örgütün bireyden/çalışandan bazı talepleri olmaktadır. Eğer bireyler/çalışanlar kendilerinden beklenen talepleri sahip oldukları bilgi, beceri ve yeteneklerle karşılayabilirlerse bu durumda talepler ve yetenekler arasında uyum gerçekleşmektedir (French vd., 1982; Kristof, 1996: Cable ve DeRue, 2002). İhtiyaç-arz uyumu ise örgütlerin çalışanlarının ihtiyaçlarını, arzularını ve tercihlerini karşılaması anlamına gelmektedir (Kristof, 1996). French

Page 24: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

18

vd., (1974) bu uyumu çalışanların biyolojik ihtiyaçlardan psikolojik ihtiyaçlara kadar birçok farklı ihtiyacı olabileceğini ifade etmektedir. İhtiyaç-arz uyumunun Psikolojik İhtiyaçları Karşılama kuramında da kabul gördüğü yapılan araştırmalarda (Edwards, 1991; Saks ve Ashforth, 1997; Cable ve DeRue, 2002) görülmektedir. Bu kurama göre çalışanların ihtiyaçları karşılanmazsa veya ihtiyaç duyduğundan daha azı karşılanırsa, kişinin doyumsuzluğu ortaya çıkmaktadır (Irak, 2012: 15).

Kişi-iş uyumunun boyutlarından biri olan nitelik uyumu/uyumsuzluğu, çalışanların niteliklerinin işin gerektirdiği niteliklerle uyumlu olup olmaması durumudur. Kalleberg (2006)’e göre nitelik uyumu/uyumsuzluğu kişi-iş uyumunun talep-yetenek boyutunu göstermektedir. Talep-yetenek uyumsuzluğu ise aşırı niteliklilik kavramını doğurmaktadır. Aşırı niteliklilik kavramı örgütsel araştırmalarda çok az yer edinmiştir (Erdoğan vd. 2011a). Geçmiş araştırmalar aşırı niteliklilik kavramını objektif (Madamba ve De Jong, 1997) ve öznel (Johnson vd. 2002; Maynard vd., 2006) olarak ölçmüştür. Objektif yani nesnel olarak değerlendirilen aşırı niteliklilik ölçülürken, genellikle çalışanın kendi algısından ziyade bir ölçme aracından ya da dış gözlemciden yararlanılarak çalışanın nitelikleri ile işin gerekleri arasındaki uyum değerlendirilmektedir (Maltarich vd., 2011:236). Objektif ölçümler daha somut sonuçlar verirken sübjektif ölçümlerle elde edilen sonuçlar daha soyut nitelik taşımaktadır.

Erdoğan vd. (2011a) tarafından yapılan “Overqualification Theory, Reserch and Prctice: Things That Matter” isimli araştırmada iş başvurusunda bulunan adayların işe alınmadan önce objektif ölçümler doğrultusunda somut bir değerlendirmeye alındığı, ardından da adayın sübjektif değerlendirme aşamalarını geçmesi gerektiği ifade edilmektedir (Şekil 1). Yapılan objektif ölçüm değerlendirmeleri adayın eğitim düzeyini, zekâ seviyesini, iş tecrübesinin ve yeteneklerinin iş için gerekli olup olmadığını ortaya koymaktadır (Akın ve Ulukök, 2016). Sübjektif ölçümlerde ise kişinin aşırı niteliklilik özelliğinin işe girmeden önce var olma durumu ve işe girdikten sonra oluşma durumu değerlendirilmektedir (Akbıyık, 2016: 29).

Şekil 1: Aşırı Nitelikliliğin Objektif ve Sübjektif Ölçümü

Kaynak: Erdoğan vd., (2011a:263)

Algılanan aşırı niteliklilik, çalışanın fazla meslek yeterliliğine sahip olması ve yeni bir işle ilgili beceri edinme ve bu becerileri kullanma fırsatlarının sınırlı olması olarak tanımlanmaktadır (Hoskins, 2003: 15). Algılanan aşırı niteliklilik kavramı ilgili yazında iki şekilde fonksiyonel hale yani işlevsel hale getirilebilir. Kavramlarla ilgili olan ilk tanımda “aşırı nitelikli olmak hali hazırdaki görevlerini yerine getirmek için istenilenden daha fazla özelliklere sahip olan işçilerin veya emekçilerin sadece bir algılaması” olarak öne sürülmektedir. İkinci tanımda ise emekçilerin/işçilerin iş tanımları ve resmi özellikleri üzerine yoğunlaşılmaktadır. Bu durumda aşırı nitelikli olma durumu hali hazırdaki iş tanımının gerektirdiğinden daha fazla resmi özelliğe sahip olma durumu olarak tanımlamak mümkündür (Berk vd., 2015:61).

Aşırı niteliklilik kişinin, eğitim, iş tecrübesi, yetenek ve becerilerinin faaliyet gösterdiği işinin ihtiyaç duyduğundan daha fazlasına sahip olmasından dolayı ortaya çıkan bir olgudur (Erdoğan

Page 25: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

19

ve Bouer, 2009: 557). Bir benzer tanımı yapan Fine ve Nova (2008: 346)’ya göre aşırı niteliklilik, işin ihtiyaç duyduğundan daha fazla eğitim, tecrübe ve beceriye sahip olunması, kişinin işin gerekleri ile uyumsuzluğu sonucunda kişinin taşıdığı tüm nitelikleri eksik kullanmasıdır (Kristof- Brown, 2000).

Kişilik Özellikleri ile Aşırı Niteliklilik İlişkisi

Aşırı nitelikli çalışanlar, yaptıkları işin gerektirdiğinden daha fazla bilgi, beceri, yetenek ve eğitim seviyesine sahiptirler (Maynard vd., 2009). Bu durum işyerlerinde onlardan istenen ile sahip olunan yeteneklerin birbirleriyle örtüşmemesine sebep olmaktadır. İş yeri yetenekli çalışanından yeteneklerini kullanacağı bir şey talep etmemektedir. Bu durumda aşırı nitelikli çalışandan da durumdan memnun olmamakta ve olumsuz bir takım sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü bu çalışanlar işlerini veya yaptıklarını küçük görmekte ve kendilerine bu durumu yakıştıramamaktadırlar.

Aşırı nitelikliliğin bireysel ve örgütsel sonuçlarının ele alındığı araştırmalarda aşırı nitelikli çalışanların yüksek işten ayrılma niyetlerine sahip olduğu (Sagie vd., 2002; Maynard vd., 2006; Erdogan ve Bauer, 2009; Lobene ve Meade, 2013), örgütüne düşük düzeyde duygusal bağlılık duyduğu (Bolino ve Feldman, 2000; Lobene ve Meade, 2013), yüksek düzeyde üretkenlik karşıtı iş davranışı sergilediği (Luksyte vd., 2011 ve Liu vd., 2015), işlerinden tatmin olmadıkları (Johnson ve Johnson, 1997; Maynard vd., 2006; Johnson vd., 2002 ve Fine ve Nevo 2008), performanslarının düşük olduğu (Feldman vd., 2002 ve Bolino ve Feldman 2000), işe adanmışlık seviyelerinin düşük olduğu (Dumani, 2015) görülmektedir. Lobene ve Meade (2010), yaptıkları çalışmalarında algılanan aşırı nitelikliliğin işi asma (işe geç gelme veya erken ayrılma) ve işte var olamama durumu ile ilişkili olduğuna yönelik hipotezler kurmuş, ancak bu hipotezler verilerle desteklenmemiştir.

Bir çalışanın kendini diğer çalışanlarla kıyaslayarak aşırı nitelikli olduğunu algılaması, kendisiyle aynı işi yapan ancak kendisi gibi eğitim, yetenek, tecrübe vb. konularda daha düşük niteliklere sahip olan çalışanlarla aynı ücreti alması ve aynı haklara sahip olması, aşırı nitelikli çalışanın iş yerine karşı bir takım olumsuz tutum ve davranışlar sergilemesine neden olmaktadır. Aşırı nitelikli çalışanların memnun edilmesi ve çalışanın dolayısıyla örgütün olumsuz etkileneceği sorunların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Literatürde bu konuya yönelik verilen önerilerde aşırı nitelikli çalışanların bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması, ödüllendirme sisteminin getirilmesi, başarılarının her zaman özellikle diğer çalışanlar yanında takdir edilmesi, istedikleri uygun çalışma ortamının oluşturulması vb. sonuçlar yer almaktadır. Ancak söz konusu turizm sektörü çalışanları olduğu zaman karşımıza kariyer engelleri ve “okullu-alaylı” kavramları çıkmaktadır. Turizm sektöründe hem alt kademelerden başlayarak belirli bir noktaya gelen hem de turizm eğitimi aldıktan sonra sektöre giriş yapan çalışanlar mevcuttur. Bu durumun “okullu-alaylı” ayrımına ve dolayısıyla kariyer hedefi açısından engel teşkil eden bir boyuta taşındığı yapılan araştırmalarla (Gürkan, 2005) desteklenmektedir.

İnsanın insana hizmet ettiği turizm sektöründe hizmetin üretildiği anda tüketilmesi ve müşteri-çalışan arasında etkin iletişim kurulması gerekliliği sektörde çalışanların nitelikli olması zorunluluğunu doğurmaktadır. Herhangi bir turizm işletmesi nitelik ve nicelik olarak ne kadar yeterli ve başarılı olursa olsun turizm eğitimi almamış işgücü ile istenilen kalitenin sunulması mümkün olmamaktadır (Grant, 1991; Harmancıoğlu, 2012). Bu durumda turizm sektöründe çalışan işgörenlerin kendilerini nitelikli görmeleri için kendi alanında eğitim alarak uzmanlaşmış olması gerekmektedir (Güzel, 2006: 228-229; Işık vd., 2015: 29). Ancak nitelikli çalışanlar (okullu), herhangi bir eğitim almadan eğitim alandan daha önce çalışmaya başlayanlarla (alaylı) aynı örgütte aynı statüde dahi değerlendirilemedikleri için turizm sektöründe gerçekleşen hizmet

Page 26: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

20

kalitesinin düzeyinde sıkıntılar yaşanmaktadır. Turizm sektöründe var olan aşırı nitelikli çalışanların da bireysel ve örgütsel olarak sıkıntılar yaşadıkları yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bu noktada çalışanların kendilerini aşırı nitelikli görmesine rağmen aslında aşırı nitelikli olmadığı da karşılaşılan sorunlar arasındadır. Bu durumda iş yerlerinde çalışanların kendilerini aşırı nitelikli görüp görmedikleri ve/veya hangi kişilik özelliklerine sahip bireylerin kendilerini aşırı nitelikli gördüğü konusuna da ağırlık vermek ve gerekirse çalışanları sahip oldukları kişilik özellikleri neticesinde değerlendirmek ve memnun etmek gerekecektir. Bu nedenle literatürde yer almamasına rağmen iş görenlerin kişilik özelliklerinin aşırı nitelikliliğe olan etkisinin de araştırılması gerekmektedir.

İnsanların kişilik özellikleri konusunda çok net bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak araştırmacılar tarafından insanların kişilik özelliklerinin belirlenmesine yönelik birçok model geliştirilmiştir. Norman (1963) tarafından geliştirilen beş faktör kişilik modelinin faktörleri; dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duygusal denge ve yeniliklere açık olmadır. Dışa dönüklük özelliğine sahip bireyler, sempatik, baskın (Erkuş ve Tabak, 2009:217), risk alabilen, duygularını gösteren, değişikliği tercih eden (Bowditch ve Buono, 2005:46), kaynakların bulunmasında ve kullanılmasında öncülük eden, (Can, 2007:109) toplum içinde olmayı seven, insan odaklı ve iyimser (Costa vd., 1986:641; McCrae ve Costa, 1986:392) bireyler olarak tanımlanmaktadırlar. Uyumluluk özelliğine sahip bireyler arkadaşça davranan, birlikte çalışmayı seven, kibar, hoşgörülü, güven verici, yumuşak kalpli, iş birliğine inanan, etrafına karşı saygılı ve anlayışlıdırlar. Sorumluluk özelliği öz disiplin göstermeye yönelim, sorumluluk sahibi olarak hareket etme ve başarı için azimli olma; kendiliğinden olan yerine planlı hareket etme” olarak tanımlanmaktadır. (Ören ve Biçkes, 2011:69) Can’a göre (2007) bu boyuttaki özelliklere sahip bireylerin hem otonom hem de hiyerarşik yapı içerisinde her türlü görevde başarı kazanma olasılıkları fazladır. Yüksek duygusal dengeye sahip bireyler ise, güven verici, sakin, dengeli vb. kişilik özellikleri gösterirler. Ayrıca bireyin sinirli olup olmaması, kendine güven derecesi, iyimser ve kötümser olması, sıkılgan olması, duygusal olması ve endişeli olması gibi özellikler bu boyutun kapsamındadır. (Can, 2007:110) Açıklık özelliğine sahip bireylerin ise, kültürlü, meraklı, orijinal fikirlere sahip, hayal gücü geniş, yenilikçi bireyler olduğu ifade edilmektedir (Serçeoğlu ve Gündüz, 2013: 387).

Örgütlerde işgörenlerin sahip oldukları kişilik özellikleri hem kendisini hem de iş arkadaşlarını bazı durumlarda olumlu bazı durumlarda olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Genel olarak dışa dönük kişilik özelliğine sahip olan işgörenlerin insan odaklı olması, kalabalık içinde çalışmayı sevdiğini gösterirken; mesafeli olan işgörenlerin sosyalleşmeyi sevmemesi, çalışmasını veya verimli olmasını etkilemektedir (Şimşek ve Çetinkaya, 2017: 533). Şeker (2011)’e göre başkalarıyla çalışmayı seven ve işbirliğine inanan uyumlu işgörenlerin diğer işgörenlere göre performanslarının daha yüksek olacağı ifade edilmektedir. Ayrıca disiplin sahibi, özenli, dikkatli ve sorumlu kişilik özelliklerine sahip işgörenlerin de yüksek performans gösterdikleri söylenebilir. Ancak aşırı nitelikli işgörenlerin performanslarının genellikle düşük olduğuna yönelik çalışmaların varlığı sorumluluğun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde etkisi olduğunu göstermektedir. Beş faktör kişilik özelliklerinin bir başka boyutu olan duygusal denge boyutunda ise sakin, hevesli, güven verici, eleştiriye açık kişilik özelliklerinin olduğu görülmektedir. Bu özelliklere sahip olan işgörenlerin ise örgütlerine ve aynı zamanda işlerine bağlı olacakları ilgili yazında ifade edilmektedir (İnanır, 2012: 53; Sakallı, 2015: 52). Ancak aşırı niteliklilik ile ilgili yazın incelendiğinde aşırı nitelikli işgörenlerin işlerine bağlı olmadıkları, örgütüne sadakat duymadıkları ve işten ayrılma niyetleri oldukları gözlenmektedir. Bu durumda duygusal denge kapsamındaki kişilik özelliklerine sahip bireylerin kendilerini aşırı nitelikleri görmedikleri söylenebilir. Beş faktör kişilik modelinin son boyutunu oluşturan yeniliklere açık olma kişilik özelliği ise kendine güven, hayal kurma, merak, yenilik kavramlarıyla açıklanmaktadır.

Page 27: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

21

Kendilerine güvenen iş görenlerin muhtemelen kendilerini aşırı nitelikli hissetmeleri normal olarak tahmin edilmektedir. Bu bağlamda yeniliklere açık olan işgörenin aşırı nitelikli olduğu varsayımı ifade edilebilir. Bu araştırma sonuçlarından hareketle aşırı nitelikli iş görenlerin kişilik özelliklerinin tespit edilebilmesi için aşağıdaki hipotezler kurulmuştur:

H1: Dışa dönüklüğün algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

H2: Uyumluluğun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

H3: Sorumluluğun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

H4: Duygusal dengenin algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

H5: Yeniliklere açık olmanın algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Araştırmanın Değişkenleri ve Ölçümü

Bu araştırmada turizm sektöründe çalışan işgörenlerin kişilik özelliklerinin algılanan aşırı nitelikliliğe etkisi incelenmektedir. Araştırmada kişilik özellikleri bağımsız değişkeni oluştururken, algılanan aşırı niteliklilik bağımlı değişkeni oluşturmaktadır. İlgili yazında bahsi geçen iki değişkenin birbirlerine olan etkisi veya birbirleriyle olan ilişkilerine yönelik herhangi bir araştırma bulunmamaktadır. Ancak dolaylı olarak kişilik özelliklerinin etkileri ve algılanan aşırı nitelikliliğin bireysel ve örgütsel sonuçları göz önünde bulundurularak işgörenlerin sahip olduğu kişilik özelliklerinin kendilerini aşırı nitelikli görüp görmeyeceklerini etkileyeceği düşünülmektedir. Bu doğrultuda araştırmada işgörenlerin kişilik özelliklerini belirleyebilmek amacıyla “Beş Faktör Kişilik Modeli”, algılanan aşırı nitelikliliği belirleyebilmek için ise Maynard vd. (2006) tarafından geliştirilen 9 maddeli “Algılanan Aşırı Niteliklilik Ölçeği” kullanılmıştır.

Algılanan aşırı niteliklilik ölçeği oluşturulurken ilk önce ilgili yazarların içeriği ve kapsamı belirlemek için literatür taraması yaptıkları gözlenmiştir. İşyerlerinde aşırı nitelikliliğin nasıl anlaşıldığını belirleyebilmek/ölçebilmek için daha önce yapılan nitel araştırmalardaki yönetici ve çalışanlara yönelik aşırı niteliklilik kavramları gözden geçirilmiştir. Başta 22 maddeden oluşan ölçeğe temel bileşenler analizi uygulanmıştır. Bu analiz, tek bir grup halinde bulunan çok sayıdaki değişkenlerin boyut indirgeyerek anlamlı ve daha kolay açıklanabilir daha az sayıdaki değişkenle ifade edilmesini amaçlamaktadır. Temel bileşenler analizi, başlı başına bir analiz tekniği olduğu gibi, başka analiz teknikleri için veri hazırlama tekniği olarak da kullanılmaktadır. Analizin çok değişkenli analizler olan Faktör Analizi, Kanonik Korelasyon Analizi, Ayırma Analizi, Lojistik Regresyon Analizi ve Çok Değişkenli Regresyon Analizi için de ilk adımı oluşturduğu görülmektedir (Alkan, 2008: 2). Yapılan temel bileşenler analizinden sonra ölçeğin uzunluğu düşürülmüştür. Orijinal dili İngilizce olan ölçek ifadeleri iyi derecede İngilizce bilen ve konusunun uzmanı bir akademisyen tarafından Türkçeye, Türkçesi ise bir başka akademisyen tarafından tekrar İngilizceye çevrilmiş ve ölçek ifadeleri karşılaştırılmıştır. Hala herhangi bir anlam hatasının olup olmadığı net olarak belli olmadığı için Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ile memurlarından oluşan 25 kişilik gruba pilot testi uygulanmıştır. Bu test sonucunda anlaşılır olmayan herhangi bir ifade bulunmadığına karar verilmiş ve anket formu son haline getirilmiştir.

Page 28: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

22

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Erzurum ilindeki konaklama işletmelerinin işgörenleri oluştururken, örneklemini Palandöken kayak merkezindeki 4 ve 5 yıldızlı konaklama işletmelerinin işgörenleri oluşturmaktadır. Örneklemin tespitinde kullanılan örnekleme yöntemi evrendeki tüm elemanların birbirine eşit seçilme şansına sahip oldukları örnekleme türü olan oransız eleman örnekleme yöntemidir. Bu yönteme basit tesadüfi örnekleme, yalın örnekleme ve yansız örnekleme gibi isimler de verilmektedir. Basit tesadüfi örnekleme yönteminde ana kütlede yer alan her birimin önceden bilinen ve diğer birimler ile eşit seçilme ihtimalleri vardır. Diğer bir ifadeyle her birim ana kütleyi oluşturan diğer birimlerden bağımsız olarak seçilmektedir (Karasar, 1994).

Anketin uygulanacağı birim sayısı, n= {z2pq}/ d2 formülü yardımıyla hesaplanan denklemde; 0,05 anlamlılık düzeyinde z=1,96; d(duyarlılık)=0,05 ve p ve q değerleri 0,5 olmak üzere örneklem hacmi 384 olarak hesaplanmıştır (Ural ve Kılıç 2006).

İlgili literatür doğrultusunda hazırlanan anket formları konaklama işletmeleri bizzat ziyaret edilerek dağıtılmıştır. Bilindiği üzere kayak merkezinde yer alan oteller sezonluk faaliyet göstermektedir. Her ne kadar Erzurum ilindeki iki 5 yıldızlı otel tüm yıl faaliyet gösterse de müşteri ve işgören sayısının fazlalığı yalnızca Kasım-Şubat arasında olmaktadır. Kayak sezonunun sona ermesiyle müşteri sayısı ve işgören sayısı azalmaktadır. Bu nedenle araştırmanın özellikle Kasım-Şubat ayları içinde yapılması uygun görülmüştür. Ancak bu durum yoğun sezonda işgörenlerin büyük bir kısmının araştırmamıza dâhil olamaması anlamına gelmektedir. Bu nedenle her ne kadar “384” rakamına ulaşılmaya çalışılsa da geri dönen anket sayısı yalnızca “207” olmuştur. Ancak bu sayının içinden kullanılabilir nitelikte olmayan anketler çıkarılmış ve kullanılabilir nitelikteki anket sayısı “132” olmuştur.

ARAŞTIRMANIN BULGULARI VE TARTIŞMA

Güvenilirlik ve Geçerlilik

Güvenilirlik, bir ölçeğin ölçmek istediği özelliği ne ölçüde doğru ölçtüğünü, ölçeğin üretkenliğini ve sürekliliğini gösteren bir ölçüttür (Çakmur, 2012: 340). Ölçekte yer alan ifadelerin kendi aralarında tutarlılık gösterip göstermediğini test etmek amacıyla kullanılan güvenilirlik analizleri içerisinde en yaygın olarak kullanılanı ise Cronbach alpha iç tutarlılık değeridir (DeVellis, 2003: 27). Bu değer 0 ila 1 arasındadır ve değer 1’e yaklaştıkça tutarlılık artmaktadır (Kalaycı, 2005: 405). Bu nedenle konunun amacına uygun olarak kullanılan ölçeklerin güvenilirlik ve geçerlilik oranları incelenmiştir. Aşırı niteliklilik ölçeğinin maddelerinin iç tutarlılığının ve homojenliğinin bir göstergesi olarak Cronbach alpha katsayısı hesaplanmış ve Tablo 1.de gösterilmiştir.

Elde edilen değerler incelendiğinde düzeltilmiş madde-toplam puan korelasyonunda herhangi bir negatif ve sorunlu değerin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda ölçekte yer alan maddelere ilişkin katılımcıların verdikleri cevapların oranlarını belirleyebilmek üzere betimleyici istatistikler yapılarak tek bir boyutu olan ölçeğin minimum, maksimum, ortalama ve standart sapma değerleri incelenmiştir. Bu değerler Tablo 2.’de yer almaktadır.

Tablo 2. incelendiğinde aşırı niteliklilik ölçeğinde yer alan ifadelere katılımcıların genel olarak (ortalama=2,91) “katılmıyorum” ve “ne katılıyorum ne katılmıyorum” şeklinde cevaplar verdikleri gözlemlenmiştir. Ölçekteki ifadelere verilen cevapların ortalamalarının tespit edilmesindeki neden anketi cevaplayan katılımcıların ölçeğin her bir boyutuna ve maddesine ilişkin algı düzeylerini belirleyebilmek içindir. Ortalama değerin düşük olması katılımcıların aşırı niteliklilik konusunda olumsuz bir yaklaşım sergilediklerini ortaya koymaktadır.

Page 29: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

23

Tablo 1. Aşırı Niteliklilik Ölçeğinin Cronbach Alpha Katsayısı

Aritmetik Ortalama

Standart Sapma Madde Silinirse Ölçeğin Ortalaması

Madde Silinirse Ölçeğin Varyansı

Düzeltilmiş Madde- Toplam Puan Korelasyonu

Madde Silinirse Ölçeğin Cronbach Alpha Katsayısı

S1 2,5267 1,45881 23,6641 31,379 ,574 ,529 S2 2,4046 1,50782 23,7863 34,677 ,335 ,592 S3 2,6336 1,50490 23,5573 35,756 ,271 ,609 S4 2,7405 1,48110 23,4504 32,834 ,463 ,559 S5 2,9008 1,46684 23,2901 38,454 ,126 ,643 S6 3,2901 1,42769 22,9008 37,059 ,218 ,620 S7 3,3588 1,40914 22,8321 36,679 ,248 ,613 S8 2,9237 1,51210 23,2672 34,967 ,315 ,597 S9 3,4122 1,28823 22,7786 37,435 ,241 ,614 Ölçeğin

Aritmetik Ortalaması

Standart Sapması

Varyansı Madde Sayısı Cronbach Alphası

26,1908 6,54936 42,894 9 ,627

Tablo 2. Aşırı Niteliklilik Ölçeğine İlişkin Betimleyici İstatistikler

Faktör Adı N En Düşük

En Yüksek Standart Sapma

Ortalama Cronbach Alpha

Aşırı Niteliklilik 132 1,22 4,89 ,72497 2,9108 ,627

Beş faktör kişilik envanterinin de iç tutarlılığını ve homojenliğini tespit edebilmek için Cronbach Alpha katsayısı hesaplanmıştır. 50 ifadeden oluşan envanterden elde edilen değerler incelendiğinde, yalnızca bir ifadenin düzeltilmiş madde-toplam puan korelasyonunun negatif olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle beş faktör kişilik envanterindeki 20.ifade olan “Kişisel eşyalarımı çevrede bırakırım” ifadesi ölçeğe negatif yönde katkısı puanlama ile açıklanamayacağından ölçekten çıkarılmıştır. Ancak envanterde kalan 49 ifadeye tekrar Cronbach Alpha katsayısı hesaplaması yapmak gerekmektedir. Bu bağlamda yenilenen test Tablo 3.’te yer almaktadır.

Bu test sonrası sorunlu bir ifadenin kalmadığı negatif değerli ifadelerin olmamasıyla ispatlanmıştır. Bu doğrultuda ölçeğin beş boyutuna ilişkin katılımcıların verdikleri cevapların betimleyici istatistiklerle ortaya konulması uygun görülmüştür.

Tablo 4.’te yer alan betimleyici istatistiklere göre boyutlar arasındaki ortalamaların birbirlerine yakın olduğu tespit edilmiştir. Ortalama değerlerin incelenmesinin nedeni araştırmaya katılan kişilerin kullanılan ölçeğin her bir boyutuna karşı ne derece olumlu veya olumsuz yaklaştıklarını ortaya koymaktır. Sonuç olarak düşük düzeyde hesaplanan ortalama değerler olumsuz bir yaklaşımı belirtirken; yüksek düzeyde hesaplanan otalama değerler ise olumlu bir yaklaşımı belirtmektedir. Tablodaki standart sapma değerleri incelendiğinde sorumluluk boyutunun diğer boyutlardan daha yüksek bir değere sahip olduğu görülmektedir. Standart sapma değeri gözlem değerlerinin ortalama değerlerden ne derece farklılık gösterdiği konusunda bir fikir vermektedir. İlgili tablonun Cronbach Alpha güvenirlik değerleri incelendiğinde ise duygusal denge ve sorumluluk boyutunun oldukça güvenilir olduğu söylenebilir.

Page 30: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

24

Tablo 3. 49 Maddelik Beş Faktör Kişilik Envanterinin Cronbach Alpha Katsayısı

Aritmetik Ortalama

Standart Sapma Madde Silinirse Ölçeğin Ortalaması

Madde Silinirse Ölçeğin Varyansı

Düzeltilmiş Madde- Toplam Puan Korelasyonu

Madde Silinirse Ölçeğin Cronbach Alpha Katsayısı

S1 3,4688 1,36859 149,9063 417,282 ,218 ,760 S2 3,4844 1,32204 149,8906 416,949 ,235 ,760 S3 3,2344 1,35444 150,1406 412,311 ,313 ,757 S4 3,4766 1,37449 149,8984 411,431 ,324 ,757 S5 3,0859 1,44738 150,2891 415,136 ,240 ,759 S6 3,2734 1,46731 150,1016 415,761 ,225 ,760 S7 3,7500 1,31017 149,6250 417,008 ,236 ,760 S8 3,5000 1,30414 149,8750 410,646 ,360 ,756 S9 3,6484 1,28339 149,7266 407,555 ,428 ,753 S10 3,2109 1,38412 150,1641 416,689 ,226 ,760 S11 3,0156 1,43073 150,3594 421,287 ,137 ,763 S12 2,6094 1,45934 150,7656 425,645 ,060 ,766 S13 3,1172 1,38962 150,2578 421,075 ,147 ,763 S14 3,5469 1,36814 149,8281 407,136 ,405 ,754 S15 3,3984 1,36519 149,9766 421,614 ,141 ,763 S16 3,2266 1,41541 150,1484 413,734 ,271 ,758 S17 3,5703 1,37860 149,8047 412,410 ,305 ,757 S18 2,9609 1,37699 150,4141 420,182 ,165 ,762 S19 2,9844 1,40855 150,3906 409,594 ,347 ,756 S20 3,0000 1,41977 150,3750 419,496 ,170 ,762 S21 2,6719 1,46942 150,7031 423,344 ,097 ,765 S22 3,0391 1,34224 150,3359 429,118 ,157 ,762 S23 3,0078 1,47149 150,3672 410,376 ,316 ,757 S24 3,3203 1,52632 150,0547 422,462 ,105 ,765 S25 2,6484 1,36659 150,7266 424,436 ,090 ,765 S26 3,8359 3,82857 149,5391 388,959 ,184 ,775 S27 2,3438 1,48185 151,0313 427,621 ,025 ,767 S28 3,5859 1,38341 149,7891 413,333 ,287 ,758 S29 3,4688 1,41387 149,9063 409,739 ,343 ,756 S30 3,7031 1,38814 149,6719 409,057 ,363 ,755 S31 2,7813 1,58207 150,5938 406,149 ,356 ,755 S32 2,8438 1,46044 150,5313 415,448 ,232 ,760 S33 3,4766 1,35719 149,8984 411,257 ,332 ,756 S34 2,7891 1,42338 150,5859 425,189 ,071 ,766 S35 3,1797 1,27009 150,1953 408,190 ,420 ,754 S36 2,9063 1,35993 150,4688 419,684 ,177 ,762 S37 2,9297 1,36424 150,4453 420,690 ,158 ,762 S38 2,4922 1,43629 150,8823 418,183 ,189 ,761 S39 2,7266 1,51483 150,6484 416,324 ,206 ,761 S40 2,8203 1,49768 150,5547 416,658 ,204 ,761 S41 3,4688 1,33362 149,9063 417,440 ,223 ,760 S42 3,0469 1,38530 150,3281 415,277 ,251 ,759 S43 3,4844 1,37460 149,8906 420,870 ,153 ,763 S44 3,6016 1,35356 149,7734 412,366 ,312 ,757 S45 3,4141 1,36045 149,9609 409,880 ,357 ,756 S46 2,5459 1,46808 150,8281 420,017 ,153 ,763 S47 2,4375 1,44587 150,9375 422,154 ,120 ,764 S48 3,3203 1,31577 150,0547 416,902 ,237 ,760 S49 1,9219 1,26497 151,4531 427,037 ,052 ,766 Ölçeğin

Aritmetik Ortalaması

Standart Sapması

Varyansı Madde Sayısı Cronbach Alphası

153,3750 20,76945 431,370 49 ,764

Page 31: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

25

Tablo 4. Beş Faktör Kişilik Ölçeğine İlişkin Betimleyici İstatistikler

Faktör Adı N En Düşük

En Yüksek Standart Sapma

Ortalama Cronbach Alpha

Dışadönüklük 132 1,60 4,70 ,58684 3,1064 ,557 Uyumluluk 132 2,00 4,50 ,52141 3,1205 ,531 Sorumluluk 132 1,89 4,89 ,73232 3,2466 ,692 Duygusal Denge 132 1,90 4,40 ,60210 3,0174 ,755 Yeniliklere Açık Olma 132 2,00 4,70 ,50619 3,2056 ,561

Araştırmaya Katılan İş Görenlerin Demografik Özellikleri

Araştırmaya katılan iş görenlerin demografik özellikleri Tablo 5.’de yer almaktadır. Araştırmaya 132 işgören katılmıştır. Bu çalışanların 114’ü 5 yıldızlı otelde, 18’i ise 4 yıldızlı otelde çalışmaktadır. Çalışanların yarısından fazlasının (%68,2) erkek olduğu ve çalışanların % 72,8’lik kısmının 19-32 yaş aralığında olduğu gözlenmiştir. Bu durumda turizm sektörü çalışanlarının genel olarak genç nüfustan oluştuğu söylenebilir. Çalışanların eğitim durumları incelendiğinde lisans mezunlarının sayısının az olduğu görülmektedir. Genellikle ortaöğretim ve ön lisans mezunlarının fazla olması sektör çalışanlarının eğitim düzeylerinin düşük olduğunun ispatı niteliğindedir. Çalışanların çoğunluğunun (%81,1) gelir durumlarının düşük olduğu da görülmektedir. Eğitim durumlarının düşük olması gelir durumlarının da düşük olduğunun bir göstergesidir. Çalışanların medeni durumlarının % 60 oranında bekar olması yaş aralıkları ile de örtüşmektedir. Çalışanların departmanları incelendiğinde ise yiyecek-içecek ve kat hizmetleri departmanında çalışanların sayı olarak daha fazla olduğu görülmektedir. Turizm sektöründe konaklama işletmelerinin en fazla çalışan istihdam edilen departmanı yiyecek-içecek departmanı olduğundan sonuçların birbiriyle örtüştüğü görülmektedir. Çalışanlar büyük oranda (%78,8) departman çalışanı, 1 yıldan az çalışan (% 31,8), yarısından fazlası (% 54,5) daha önce turizm eğitimi almamış kişilerdir.

Araştırma Hipotezlerinin Test Edilmesi

Araştırmanın temel amacı doğrultusunda kişilik özelliklilerinin algılanan aşırı nitelikliliğe etkisini test edebilmek amacıyla araştırmanın bu aşamasında regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen değerler Tablo 6.’da verilmiştir.

Tablo 6. Aşırı Niteliklilik ve Kişilik Özellikleri Regresyon Analizi Sonuçları

Model R2 F Std. Edilmiş Beta

t Anlamlılık

Dışa Dönüklük ,026 3,510 ,162 1,874 ,063 Uyumluluk ,019 2,580 ,139 1,606 ,111 Sorumluluk ,007 ,889 ,082 ,943 ,347 Yeniliklere Açık Olma ,072 10,087 ,268 3,176 ,002 Duygusal Denge ,109 15,975 ,331 3,997 ,000

Not: Bağımsız Değişkenler; Dışa dönüklük, Uyumluluk, Sorumluluk, Yeniliklere Açık Olma, Duygusal Denge, Bağımlı Değişken: Aşırı Niteliklilik *p<,005

Page 32: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

26

Tablo 5. Araştırmaya Katılan iş Görenlerin Demografik Özellikleri

(n) (%) Cinsiyet

Erkek 90 68,2 Kadın 42 31,8 Yaş 18 ve altı 1 0,8 19-25 53 40,2 26-32 43 32,6 33-39 29 22,0 40 ve üzeri 6 4,5 Eğitim Durumu İlköğretim 10 7,6 Ortaöğretim 49 37,1 Ön Lisans 46 34,8 Lisans 26 19,7 Lisansüstü 1 0,8 Gelir Durumu 1400 TL ve altı 27 20,5 1401-2400 TL 80 60,6 2401-3400 TL 21 15,9 3401-4400 TL 3 2,3 4401-5400 TL 1 0,8 Medeni Durum Evli 52 39,4 Bekar 80 60,6 Çalışılan Departman Ön Büro 16 12,1 Yiyecek-İçecek 30 22,7 Güvenlik 16 12,1 Muhasebe 12 9,1 Mutfak 12 9,1 Teknik Servis 5 3,8 Kat Hizmetleri 25 18,9 Diğer 16 12,1 İşletmede Çalışılan Kademe Departman Çalışanı 104 78,8 Departman Şefi 20 15,2 Departman Müdürü 8 6,1 Sektörde Çalışma Süresi 1 yıldan az 42 31,8 1-3 yıl 33 25,0 4-6 yıl 30 22,7 7 yıl ve üzeri 27 20,5 Daha Önce Turizm Eğitimi Alma Durumu Evet 60 45,5 Hayır 72 54,5 Konaklama İşletmesinin Sınıfı Dört Yıldızlı 18 13,6 Beş Yıldızlı 114 86,4 Toplam 132 100

Page 33: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

27

Tablo 6.’daki anlamlılık değerleri incelendiğinde dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk ve yeniliklere açık olma boyutlarının algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi görülmemiştir. Ancak kişilik özelliklerinden duygusal denge (β = ,331; p=,000 <0,05) boyutunun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu görülmüştür. Yani duygusal dengenin algılanan aşırı nitelikliliği açıklama oranı % 10 düzeyindedir. Bu bağlamda “dışa dönüklüğün algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır” şeklindeki H1 hipotezi, “uyumluluğun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır” şeklindeki H2 hipotezi, “sorumluluğun algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır” şeklindeki H3 hipotezi ve “yeniliklere açık olmanın algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır” şeklindeki H5 hipotezi reddedilirken; “duygusal dengenin algılanan aşırı niteliklilik üzerinde anlamlı bir etkisi vardır” şeklindeki H4 hipotezi kabul edilmiştir.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Bu araştırmada sahip olunan kişilik özellikleri çerçevesinde algılanan aşırı niteliklilik üzerinde durulmuş ve kişilik özelliklerinin algılanan aşırı nitelikliliğe etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışanların öncelikle yöneticiler tarafından daha sonra iş arkadaşları tarafından anlaşılabilmesi, doğru bir iletişim kurabilmesi için bilinmesi gereken kişilik özellikleri, çalışanların kendilerini aşırı nitelikli olarak görüp görmediğinin de bir ölçütü olarak ön görülmektedir. Bunun yanı sıra çalışanın kişilik özelliklerinin tespitiyle, aşırı niteliklilik düzeyinin belirlenmesi sonucu yöneticiler, çalışanlarını doğru işe yerleştirip yerleştirmediğinin farkına varır, kendisinin aşırı nitelikli olduğunu düşünen ve gerçekte de öyle olan çalışanların hak ettiklerini anlamasına çabalar. Bu durumda her örgütte hem bireysel hem de örgütsel sonuçlara yol açan aşırı nitelikliliğin doğru yönetilmediği takdirde daha çok olumsuz sonuçlar doğuracağı ifade edilebilir.

Araştırmanın amacı doğrultusunda yapılan analizler sonucunda yalnızca duygusal denge kişilik özelliğine sahip olan çalışanların, diğer çalışanlara nazaran aşırı nitelikli olduğu tespit edilmiştir. İlgili literatür incelendiğinde duygusal denge sahibi insanların sakin, dengeli, heyecansız ve tutarlı (Aslan vd., 2012:205) oldukları görülmektedir. Genellikle diğerlerinden daha rahat çalışanların kendisini aşırı nitelikli hissettiği söylenebilir. Bu durum kişi kendisini nitelikli buluyorsa, iş ortamında rahat davranıyor anlamına gelmektedir. Yaptığı işin gerektirdiğinden daha fazla beceriye/yeteneğe ve eğitime sahip olduğuna inanmakta ve ne yazık ki bu durum kişinin görev performansını negatif yönde etkilemektedir.

Aşırı niteliklilik örgütlerde işten ayrılma niyeti (Maynard vd. 2006; Erdoğan ve Bauer, 2009; Lobene ve Meade, 2013); düşük iş performansı (Bolino ve Feldman, 2000; Fine ve Nevo, 2008), düşük iş tatmini (Johnson vd., 2002; Maynard vd., 2006), düşük duygusal bağlılık (Lobene ve Meade, 2013) gibi olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. Bunun yanında aşırı nitelikli çalışanların, yüksek düzeyde üretkenlik karşıtı iş davranışı gibi tutum ve davranışlar da sergilediğine de rastlanmıştır (Luksyte vd., 2011; Liu vd., 2015). Ayrıca kendisini aşırı nitelikli gören ve sahip olduğu özelliklerin işinin gerektirdiğinden daha fazla olduğuna inanan çalışan, kendisi gibi nitelikli olmayan ancak kendisiyle aynı işi yapıp aynı ücreti alanlara karşı ve dolayısıyla örgüte karşı olumsuz davranışlar da sergileyebilecektir (Akın ve Ulukök, 2016: 81). Bu sonuçlardan hareketle örgütlerdeki bu olumsuzlukların azaltılabilmesi için yöneticilere büyük sorumluluklar düşmektedir. Yöneticiler işe aldıkları çalışanlarının hem iş için gerekli olan niteliklerini bilmeli hem de kişilik özelliklerini öğrenmelidir. Sahip olunan niteliklerin yönetici tarafından öğrenilmesi yöneticinin işe aldığı/alacağı personeli doğru departmana yerleştirmesine olanak tanıyacaktır. Personel doğru departmanda ve doğru konumda çalışınca işinden tatmin, yüksek performans sergileyen ve işten ayrılma niyeti olmayan bir personel olacaktır. Ayrıca herhangi bir

Page 34: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

28

haksızlıkla karşı karşıya kaldığını düşünmediğinden diğer çalışanlarla da iyi bir iletişim kuracaktır. Ancak tüm bunlara rağmen aşırı nitelikliliğini abartıp örgütün iklimini olumsuz bir şekilde etkileyen çalışanın neden bu tutum ve davranışa sahip olduğunun da araştırılması gerekmektedir. Kendini başka insanlardan üstün gören bir personelin olduğu örgütte çalışanlar arası huzurun sağlanmasını sağlayacak olan kişi yine yöneticidir. Bu nedenle özellikle insanın insana hizmet ettiği konaklama işletmelerinde müşteri kayıplarını engelleyebilmek için huzurlu bir ortam yani iyi bir örgüt iklimi sağlanmalıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için ise her çalışan kişilik özellikleriyle tanınmalı ve tedbirler de bu doğrultuda alınmalıdır.

KAYNAKÇA

Akbıyık, B. Ü. (2016). Otelcilik Sektöründe Algılanan Aşırı Nitelikliliğin Görev Performansına Etkisi: Alternatif İş Fırsatlarının Biçimlendirici Değişken Rolü, Journal of Tourism Theory and Research, 2(1), 26-41.

Akın, A. ve Ulukök, E. (2016). Fazla Nitelikliliğin Bireysel ve Örgütsel Sonuçlarının İncelenmesine Yönelik Kavramsal Bir Değerlendirme, Journal of Business Research Turk, 8(4), 71-86.

Alfes, K., Shantz, A. and Baalen, S. V. (2016). Reducing Perceptions of Over Qualification and its Impact on Job Satisfaction: The Dual Roles of Interpersonal Relationships at Work, Human Resource Management Journal, 26(1), 84-101.

Alkan, Ö. (2008). Temel Bileşenler Analizi ve Bir Uygulama Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Altınköprü, T. (2005), Şahsiyet Analizi, İstanbul: Hayat Yayıncılık.

Aslan, Z., Ünüvar, Ş. ve Başoda, A. (2012). Turizm Eğitimi Alan Öğrencilerin Kişilik Özelliklerinin Belirlenmesi ve Turizm Sektörüne Uyumu Açısından Değerlendirilmesi, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 23(2), 203-219.

Berk, U., Kahya M., Kuzu, B. and Bayramlık, H. (2015). Effect of Laborers Over Qualifications Perception on Job Satisfaction and Organizational Commitment: An Empirical Study on Health Sector in Turkey”, Journal of International Health Sciences and Management, 1(1), 60-73.

Bolino, M.C. and Feldman, D. C. (2000). The Antecedents and Consequences of Underemployment Among Expatriates, Journal of Organizational Behavior, 21, 889-911.

Bowditch, J. L. and Buono, A. F. (2005). A Primer on Organizational Conflict. (Sixth Edition). John Wiley & Sons Inc. USA.

Cable, D, M. and DeRue, D, S. 2002. The Convergent and Discriminant Validity of Subjective Fit Perceptions, Journal of Applied Psychology, 87, 875–884.

Cable, D. and Judge, T.A. (1997). Interviewers' Perceptions of Person–Organization Fit and Organizational Selection Decisions. Journal of Applied Psychology, 82, 562–577.

Can, Y. (2007). A Tipi ve B Tipi Kişilikler Bakımından Mobbing Kişilik İlişkisinin İncelenmesi ve Bir Uygulama, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi.

Costa, P, T., Busch, C, M., Zonderman, A, B. and McCraf, R.R. (1986). Correlations of Mmpi Factor Scales with Measures of the Five Factor Model of Personality, Journal of Personality Assessment, 50 (4), 640-650.

Page 35: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

29

Crider, A. B., Goethals, G. R., Kavanaugh, R. D. and Soloman, P. R. İ. (1983). Psychology Scott, Foresman and Company, Glenview, Illinois.

Çakmur, H. (2012). Araştırmalarda Ölçme-Güvenilirlik-Geçerlilik, TAF Prev Med Bull, 11(3), 339-344.

DeVellis, R., F. (2003). Scale Development: Theory and Applications, (2.Bs.), Sage: Thousand Oaks.

Dumani, S. (2015). Engaging Overqualified Employees: The Role of Job and Nonwork Crafting, Doctoral Dissertation, University of South Florida.

Dunsmore, A. J. (2005). An Investigation of the Predictive Validity of Broad and Narrow Personality Traits in Relation to Academic Achievement, The University of Tennessee, Phd Dissertation, Knoxville, UMI.

Edwards, J. R. (1991). Person-Job Fit: A Conceptual Integration, Literature Review and Methodological Critique. International Review of Industrial/Organizational Psychology (Vol. 6) in (283-357). London: Wiley.

Edwards, P., Sengupta, S. and Tsai, C.J. (2009). Managing Low-Skill Workers: A Study of Small UK Food Manufacturing Firms, Human Resource Management Journal, 19(1), 40–58.

Erdoğan, B. and Bauer, T.N. (2009). Perceived Over qualification and its Outcomes: The Moderating Role of Empowerment, Journal of Applied Psychology, 4(2), 557-565.

Erdoğan, B., Bauer, T.N., Peiro, J.M. and Truxillo, D.M. (2011a), Over Qualification Theory, Research, and Practice: Things That Matter, Industrial and Organizational Psychology, 4, 260-267.

Erdoğan, B., Bauer, T.N., Peiro, J.M. and Truxillo, D.M. (2011b), Over Qualified Employees: Making the Best of A Potentially Bad Situation for Individuals and Organizations, Industrial and Organizational Psychology, 4, 215-232.

Eren, E. (2014). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, İstanbul: Beta Yayıncılık.

Erkuş, A. ve Tabak, A. (2009). Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin Çatışma Yönetim Tarzlarına Etkisi: Savunma Sanayiinde Bir Araştırma, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 23(2), 213-242.

Eroğlu, F. (2013). Davranış Bilimleri, İstanbul: Beta Yayıncılık.

Feldman, D.C., Leana, C.R. and Bolino, M.C. (2002). Underemployment and Relative Deprivation Among Re-Employed Executives, Journal of Occupational and Organizational Psychology, 75(4), 453-471.

Fine, S. and Nevo, B. (2008). Too Smart for Their Own Good? A Study of Perceived Cognitive Overqualification in the Workforce, The International Journal of Human Resource Management, 19(2), 346–355.

French, J. P. R., Caplan, R. D. and Harrison, R. V. (1982). The Mechanisms of Job Stress and Strain. New York: Wiley.

French. J. P. R., Rogers, W. and Cobb, S. (1974). Adjustment as Person-Environment Fit. G. Coelho, D. Hamburg and J. Adams, (Ed.), in Coping and Adaptation (316-333). New York: Basic Books.

Furnham, A., Petrides, K. V., Tsaousis, I., Pappas, K. and Garrod, D. (2005). A Cross-Cultural Investigation into the Relationships Between Personality Traits and Work Values, The Journal of Psychology, 139(1), 5-32.

Page 36: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

30

Grant, R. M. (1991). The Resource-Based Theory of Competitive Advantage: Implications for Strategy Formulation, California Management Review, 33 (3). S. 114-135.

Grugulis, I. (2003). ‘Putting Skills to Work: Learning and Employment at the Start of the Century. Human Resource Management Journal, 13(2), 3–12.

Güngör, E. (1997). Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak. İstanbul: Ötüken Yayınları.

Gürkan, A. (2005). Alaylı-Mektepli http://www.turizmgazetesi.com/articles/article.aspx?id=19485 (erişim,06.01.2018).

Güzel, N. G. (2006). Yükseköğretimde Turizm Eğitimi ve Hizmet Kalitesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.

Harmancıoğlu, N. (2012). İnovasyon Süreci: Yeni Ürün Geliştirmede İnovasyon Literatürünün Teorik Meta Analizi, Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Dergisi, 1(1), 1-29.

Hellriegel, D., Slocum, J.W. and Wodman, R. W. (1989). Organizational Behavoir, Fifth Edition, West Publighing Company, St. Paul.

Hergenhahn, B.R. and Mathevw H. O. (2003). An Introduction to Theories of Personality, Pearson Education, Upper Saddle River Newjersay.

Holm, N. G. (2004). Din Psikolojisine Giriş (Çev. A. Bahadır), İstanbul: İnsan Yayınları.

Hoskins, T. E. (2003). The Effects of Perceived Overqualification on Job Satisfaction, Organizational Commitment and Turnover: A Study of a Fit Graduates.

Irak, D. U. (2012). İsyerinde Birey-Çevre Uyumu: Kuramsal Yaklaşımlar ve Örgütsel Psikolojideki Yeri. Türk Psikoloji Yazıları, 15(30), 12-24.

Işık, C., Keskin, G. ve Serçeoğlu, N. (2015). Turizm Sektöründe Nitelikli İşgücü Açığına Yenilikçi Yaklaşım: Kapadokya Örneği, Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Dergisi, 4(2), 27-48.

İnanır, A. (2012). Konaklama İşletmelerinde İşgörenlerin Kişilik Tipleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.

Johnson, G.J. and Johnson, W.R. (1997). Perceived Overqualification, Emotional Support and Health. Journal of Applied Social Psychology, 27(21), 1906–1918.

Johnson, W. R., Morrow, P. C. and Johnson, G. J. (2002). An Evaluation of Perceived Overqualification Scale Across Settings. Journal of Applied Psychology, 136, 425- 441.

Kalaycı, Ş. (2005). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri. Ankara: Asil Yayın Dağıtım.

Kalleberg, A. (2006). The Mismatched Worker, Contemporary Societies, W. W. Norton & Company, New York.

Karabacak, G. (2010). İşgören Kişilik Özelliklerinin İş Stresi Üzerine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Karasar, N. (1994). Bilimsel Araştırma Yöntemi, Ankara: 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd.

Kelly, J. (2006). An Overview of Conflict, Dimensions of Critical Care Nursing, 25(1).

Keskin, A. (2011). Ekonomik Kalkınmada Beşeri Sermayenin Rolü ve Türkiye, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 25 (3-4), 125-153.

Page 37: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

31

Kılıç, K. C. ve Yener, D. (2015). Birey-Örgüt ve Birey-İş Uyumunun Çalışanların İş Tutumlarına Etkisi: Adana İlinde Bankacılık Sektöründe Çalışanlar Üzerine Bir Araştırma, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24(1), s.161-174.

Kılıç, K. C., İplik, F. N. and Yalçın, A. (2008). The Impact of Person-Organization Fit on Organizational Citizenship Behaviors: A Research on Turkish Academicians. Management and Education, 4(1), 66-74.

Kristof, A. L. (1996). Person–Organization Fit: An Integrative Review of Its Conceptualizations, Measurement and Implications. Personnel Psychology, 49, 1–49.

Kristof-Brown, A. L. (2000). Perceived Applicant Fit: Distinguishing Between Recruiters’ Perceptions of Person-Job and Person-Organization fit. Personnel Psychology, 53, 643-671.

Kubat, U. ve Kuruüzüm, A. (2010). İş Değerleri İle Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Bir Yapısal Denklem Modelleme Yaklaşımı, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15(3), 487-505.

Kuşluvan, S. ve Eren, D. (2011). İşgörenlerin Kişilik Özelliği Olarak Hizmet Verme Yatkınlığı ve Ölçümü: Bir Literatür Taraması, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 22(2), 139-153.

Liu, S., Luksyte, A., Zhou, L., Shi, J. and Wang, M. 2015. Overqualification and Counterproductive Work Behaviors: Examining a Moderated Mediation Model. Journal of Organizational Behavior, 36, 250-270.

Lobene, E. and Meade, A. W. (2010). Perceived Overqualification: An Exploration of Outcomes, Paper Presented at the 25th Annual Meeting of the Society for Industrial and Organizational Psychology, Atlanta, GA.

Lobene, E. and Meade, A.W. (2013). The Effect of Career Calling and Perceived Overqualification on Work Outcomes for Primary and Secondary School Teachers, Journal of Career Development, 00(0), 1-23.

Luksyte, A., Spitzmueller, C. and Maynard, D. C. (2011). Why Do Overqualified Incumbents Deviate? Examining Multiple Mediators, Journal of Occupational Health Psychology, 16, 279–296.

Luthans, F. (1992), Organizational Behavior, 6. Edition, Mcgraw-Hill, Inc. New York.

Madamba, A. B. and De Jong, G. F. (1997). Job Mismatch Among Asians in The United States: Ethnic Group Comparions. Social Science Quarterly, 78, 524–542.

Maltarich, M. A., Reilly, G. and Nyberg, A. J. (2011). Objective and Subjective Overqualification: Distinctions, Relationships and a Place for Each in The Literature. Industrial and Organizational Psychology, 4: 236-239.

Maynard, D. C., Joseph, T. A. and Maynard, A. M. (2006). Underemployment, Job Attitudes, and Turnover Intentions. Journal of Organizational Behavior, 27: 509-536.

Maynard, D. C., Taylor, E. B. and Hakel, M. D. (2009). Applicant Overqualification: Perceptions, Predictions and Policies of Hiring Managers. In O. T. Chen (Ed.), Organizational Behavior and Dynamics (pp. 13–38). Hauppauge, NY: Nova Science.

McCrae, R.R. and Costa, P. T. (1986), Personality, Coping, And Coping Effectiveness in an Adult Sample, Journal of Personality, 54 (2), 385-405.

Mehmedoğlu, A. U. (2004). Kişilik ve Din (Dindarlık Düzeyi İle Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma). İstanbul: Dem.

Page 38: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):13-33.

32

Morgan, C. T. (1999). Psikolojiye Giriş, 13. Baskı, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları, Yayın No:1

Norman, W. T. (1963). Toward an Adequate Taxonomy of Personality Attributes: Replicated Factor Structure in Peer Nomination Personality Ratings. Journal of Abnormal and Social Psychology, 66, 574-583.

O'Reilly, C.A., Chatman, J. and Caldwell, D.F. (1991). People of Organizational Culture: A Profile Comparison Approach to Assessing Person–Organization Fit. Academy of Management Journal, 34, 487–516.

Öğüt, A. ve Kocabacak, A. (2013), Doğru İşe Doğru İnsan, Nobel Akademik Yayıncılık

Ören, K. ve Biçkes, M. (2011). Kişilik Özelliklerinin Girişimcilik Potansiyeli Üzerindeki Etkileri (Nevşehir’deki Yüksek Öğrenim Öğrencileri Üzerinde Yapılan Bir Araştırma, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(3), 67-86.

Parlak, Ö. ve Sazkaya, M. K. (2018). Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin İş Yaşamında Yalnızlık Üzerine Etkisinin İncelenmesi, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 8(1), s.149-165.

Pouliakas, K. (2013). The Skill Mismatch Challenge in Europe, in European Commission (ed.), Employment and Social Developments in Europe 2012, Brussels: Publications Office of the European Union.

Quintini, G. (2011). Over-Qualified or Under-Skilled. A Review of Existing Literature’, OECD Social, Employment and Migration Working Papers No. 121, Paris: Organisation for Economic Cooperation and Development.

Sagie, A., Birati, A. ve Tziner, A. (2002). Assessing The Costs of Behavioral and Psychological Withdrawal: A New Model and an Empirical Illustration. Applied Psychology, An International Review, 51, 67-89.

Sakallı, S. (2015). Örgütsel Adalet İle Örgütsel Güven ilişkisinde Kişilik Özelliklerinin Düzenleyici Rolü ve Bir Alan Araştırması, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir.

Saks, A. M. ve Ashforth, B. (1997). A Longitudinal Investigation of the Relationships Between Job Information Sources, Applicant Perceptions of Fit and Work Outcomes. Personnel Psychology, 50, 395– 426.

Sarıtaş, M. (1997). Yönetimde Kişilik Faktörü, Eğitim Yönetimi, 3(4), 527-548.

Serçeoğlu, N. ve Gündüz, F. (2013). Konaklama İşletmelerinde Çalışan İş Görenlerin Kişilik Özellikleri İle Çatışma Yönetim Tarzları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi, 12.Ulusal İşletmecilik Kongresi, 2/4 Mayıs, Muğla Marmaris.

Staw, B. M., Bell, N. E. and Clausen, J. A. (1986). The Dispositional Approach to Job Attitudes: A Lifetime Longitudinal Test. Administrative Science Quarterly, 31, 56-77.

Şeker, M. (2011). Kişilik Özellikleri ile Örgütsel Bağlılık ve İşgören Performansı Arasındaki İlişkiler ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Bir Uygulama, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi, Niğde.

Şimşek, A. ve Çetinkaya, N. (2017). Yiyecek-İçecek İşletmeleri Personelinin Kişilik Özellikleri ile İş Bağlılıkları Arasındaki İlişki, Akademik Bakış Dergisi, 64, 529-543.

Page 39: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Elif Esma KARAMAN ve Neslihan ÇETİNKAYA

33

Taslak, S. (2015). Banka Çalışanlarının İşten Ayrılma Niyetleri Üzerinde Etkili Olan Faktörlere Yönelik Bir Araştırma: Muğla İli Örneği, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(12), s.145-160.

Ural, A. ve Kılıç, İ. (2006). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık.

Uysal, V. (2006). Türkiye’de Dindarlık ve Kadın, Dem Yayınları: İstanbul.

Weinstein, T. A. R., Capitanio, J. P. and Gosling, S. D. (2008). Personality in Animals. in O. P. John; R. W. Robins and L. A. Pervin (Editörler), Handbook of Personality: Theory and Research (P. 328- 350), New York: The Guilford Press.

Yanbastı, G. (1996). Kişilik Kuramları, İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.

Page 40: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):34-46.

DOI: 10.26677/tutad.2019.45

ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Turizm Endüstrisinde Blogların Gücü ve Turist Rehberleri Açısından Bir Değerlendirme

Prof. Dr. Mithat Zeki DİNÇER, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İstanbul, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4928-8303

Öğr. Gör. Dr. Tolga Fahri ÇAKMAK, Bartın Üniversitesi, Bartın Meslek Yüksekokulu, Bartın, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-7952-1102

Arş. Gör. Merve AYDOĞAN ÇİFÇİ, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İstanbul e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-7597-6951

Öz

21. yüzyılın küreselleşen dünyasında internet teknolojileri hayatın her alanında kendisini etkin bir biçimde hissettirmektedir. Öte yandan dünyanın en hızlı büyüyen endüstrilerinden biri olan turizm endüstrisi ile internet teknolojileri arasında da hızlı bir etkileşim yaşanmakta ve bu etkileşim gün geçtikçe artmaktadır. Üstelik artan bu ilişki sadece işletmelerin hizmet satışı veya reklamları odaklı olmamakta, aynı zamanda gezginlerin deneyimlerini paylaşması ve başkalarını etkilemesi noktasında da etkin bir görev üstlenmektedir. Pek çok farklı platform üzerinden gerçekleşen bu bilgi paylaşım yöntemlerinden biri de blog olarak isimlendirilen kişisel web sayfalarıdır. Kullanımı ve önemi giderek artan bloglar soyut olan hizmetin satın alınmaya karar verilmesi sürecinde önemli bir görev üstlenmektedir. Bu çalışmada internet teknolojileri ve özellikle blogların turizm endüstrisi üzerindeki etkileri araştırılarak geleceğe yönelik analizleri turist rehberleri üzerinden yürütülen bir çalışma ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma kartopu örneklem yöntemi ile tespit edilen 13 adet blog yazarı turist rehberi katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Toplanan bilgilerden hareketle, turist rehberlerinin blogları mesleki yaşamlarında nasıl kullandıkları, iş hayatlarına ve turlarına nasıl etki ettiği araştırılmış, blogların etkinliği mesleki açıdan ortaya konulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Blog, Turizm Endüstrisi, Tur Rehberleri, İnternet Teknolojileri. Makale Gönderme Tarihi: 22.11.2018 Makale Kabul Tarihi: 30.12.2018

Önerilen Atıf: Dinçer, M. Z., Çakmak, T. F. ve Aydoğan Çiftçi, M. (2019). Turizm Endüstrisinde Blogların Gücü ve Turist Rehberleri Açısından Bir Değerlendirme, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 41: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

35

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):34-46.

DOI: 10.26677/tutad.2019.45

ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org RESEARCH PAPER

Power of Blogs in Tourism Industry and an Evaluation from Tourist Guides' Perspective

Prof. Dr. Mithat Zeki DİNÇER, İstanbul University, Faculty of Economics, İstanbul, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4928-8303

Dr. Tolga Fahri ÇAKMAK, Bartın University, Bartın Vocational School, Bartın, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-7952-1102

Research Assistant. Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ, İstanbul University, Faculty of Economics, İstanbul e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-7597-6951

Abstract

In the 21th centuries’ globalling world internet technologies have arisen effectively in almost every part of life. On the other hand, internet technologies interact with tourism industry which is most growing rapidly and this interaction is increasing day by day. Moreover, this increasing interaction is not only focused on service sales and advertisement, but also functions on travelers’ experience sharing and altering other people. One of the methods which appears in different platforms is personal web pages naming blogs. Blogs which usage and significance are expanding, play a crucial role on making decision on purchasing the intangible services. In this study analyses are made intended for future according to study which is conducted by tourist guides’ participation by exploring internet technologies’ and particularly blogs’ effects on tourism industry. The study has been conducted with 13 tourist guide who are blog writer identified by snowball sampling method. According to data collected, it’s explored that how tourist guides use blogs in their professional works, how blogs affect their work life and tours and blogs effectiveness is presented in terms of professional work. Keywords: Blog, Tourism Industry, Tourist Guides, Internet Technologies. Received: 23.11.2018 Accepted: 30.12.2018

Suggested Citation: Dinçer, M. Z., Çakmak, T. F. and Aydoğan Çiftçi, M. (2019). Power of Blogs in Tourism Industry and an Evaluation from Tourist Guides' Perspective, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):34-46. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 42: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

36

GİRİŞ

Son zamanlarda turizm de dahil olmak üzere bir çok alanda internet teknolojileri, sosyal medya ve elektronik ağızdan ağıza pazarlama gibi kavramlar sık sık incelenmeye başlamıştır. Turizm ürünlerinin özellikleri, soyut yapısı, birçok olay ve olguya karşılık kırılganlığı nedeniyle bu trendlerin turizm endüstrisine yansımalarıyla teknolojik gelişmelere karşı esnekliği incelenmesi gereken önemli bir konudur.

Turizmde ağızdan ağıza pazarlama yöntemi giderek etkisini arttırmakta, teknolojik gelişmelerle birlikte daha da gelişerek tümüyle şekil değiştirmektedir. Bu değişimin bir parçasını da bloglar teşkil etmektedir (Wang, 2015). Öte yandan blogların turizm destinasyonlarının geleceğine yön verecek boyutta çoğalmasına rağmen hak ettiği ölçüde çalışmalara konu olmadığı da ilgili literatür taramasından sonra gözlenmiştir. Oysa sosyal medya merkezli teknoloji kullanım süreçleri içerisinde bloglar; gidilen destinasyonlara yönelik tanıtımlar yapmak, hikâyeler yazmak veya deneyimler paylaşmak profesyonel bir uğraşa dönüşerek gelir getiren bir iş kolu haline gelmiştir. Ayrıca kimi noktalarda da kazanılan deneyimlerin herkese ulaştırılması açısından önemli bir aracı niteliğini teşkil etmeye başlamıştır. Blog yazarları yanı sıra devamlı bu siteleri takip edip tatil planlarını bu yaşanmış deneyimler doğrultusunda planlayan turist sayısı da gün geçtikçe artmakta, blogların okur sayısı ve takipçileri de gözle görülür biçimde artmaktadır. Bu anlamda hikaye ve görüş paylaşımı sadece seyahat edenleri değil seyahat etme potansiyeli bulunan pek çok insanı etkilediğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Günümüzde seyahat blogları dünyada en çok takip edilen blog kategorisi içerisinde yer almaktadır. Turist rehberleri de tıpkı turistler veya gezginler gibi gezmekte fakat bu işi ayrıca hayatlarını kazanmak için yapmaktadırlar. Bu iş esnasında gezdikleri yerlerin fotoğraflarını çekmekte ve bu destinasyonlarda yaşadıkları deneyimleri bloglar aracılığı ile dünyaya duyurmaktadırlar. Bir otel ya da acentanın sahip olduğu blog kullanımından çok daha farklı olarak rehberlerin sürekli mobil konumda yeni yerlere gitmesi ve bu bölgeleri tanıtması, hem o bölgeye karşı bir merak hissi uyandırmakta hem de rehberin tanınmışlığına da etki edebilmektedir. Bu noktada rehberlerin yazmış oldukları bloglar, kurumsal işletmelerin blog sayfalarından daha samimi ve kişisel izler taşımaktadır. Dolayısıyla çalışmanın en önemli hedeflerinden birisi rehberlerin blog yazarlıklarının mesleki kazanımlarını nasıl etkilemekte olduğunun tespit edilmesidir.

Bu çalışma mesleklerinin icra edilmesi şekli gereği turistlerle sürekli ve kesintisiz iletişim kuran ve aynı zamanda blog yazarı da olan turist rehberleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bu amaçla blog yazarlığı yapan 13 adet turist rehberi ile yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ilk olarak internet kullanımının turizm endüstrisindeki son durumu tartışılmış, devamında blog siteleri özelinde turizmin farklılaştığı konular incelenmiş ve son olarak turist rehberlerinin görüşleri değerlendirilerek, gerçekleştirilen görüşmeler ışığında SWOT analizi uygulanmıştır.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Özellikle seyahat acentaları, oteller ve destinasyon pazarlayıcıları gibi turizm işletmeleri, internet teknolojilerinin gelişmesi hususunda çağa ayak uydurma adına bir yandan ciddi bir mücadele verirken diğer yandan pek çok fırsatın kapısını da aralamaktadır (Carson, 2008). İnternet, 2000’li yılların başında tahmin bile edilemeyen şekilde iletişimi güçlendirmiş, seyahat süreçlerini kolaylaştırmış ve dağıtım kanallarını genişletmiştir (Akehurst, 2009). İlerleyen zamanlarda internet teknolojilerinin ne kadar gelişeceği veya neleri değiştirebileceği kestirilememektedir. Bu sebeple turizm ürünü ve hizmeti pazarlayan kuruluşlar, müşterilerinin gittikçe büyüyen sayıda

Page 43: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

37

sanal platformları kullandıklarını ve kullanacaklarını kabul etmelidir. Bu yüzden rakiplerinin izledikleri yolları takip etmekle beraber yeni gelişen teknolojilere de ayak uydurmak mecburiyetindedirler (Litvin vd., 2008). Aksi tutum ve davranışlar ise özellikle uluslararası piyasalarda yaşanan yoğun rekabet koşullarında geri kalma, yarışamama gibi durumları ortaya çıkartmaktadır.

Teknolojinin çok hızlı bir şekilde seyahat süreçlerini kolaylaştırdığı açıktır. Hatta teknolojik gelişmelere turistler de çok hızlı adapte olmaktadır. Öyle ki turistler için bir destinasyon hakkında bilgi sahibi olabilmek için kısa zamanda etkin bilgilere ulaşmaya yarayan blogları araştırmak bile çok zaman alır hale gelmiştir. Bu yüzden bloglardaki ilgili verilere ulaşılmayı kolaylaştırmak adına ilgi alanına göre veri kalabalığından arındırılmış, birçok bloğun kolayca tek bir anda görüntülenebilmesine olanak veren sistemler geliştirilmeye başlanmıştır (Sharda ve Ponnada, 2008). Bu da blogların seyahat kararları verirken ne kadar etkin kullanıldığını ispatlamaktadır. Bilginin kategorizasyonu ve gözetimi bu noktada bloglar üzerinde de etkin bir şekilde hissedilebilmektedir (İstanbullu Dinçer ve Çakmak: 2018) .

Yapılan çalışmalar internet teknolojilerinin gelişimi ile birlikte seyahat eden çoğu insanın destinasyonlar hakkında bilgi toplamak ve seyahat prosedürlerini gerçekleştirmek için interneti kullandığını kanıtlamaktadır. Örneğin Yoo ve Gretzel (2010) çalışmasında %73 katılımcı tatil planında interneti kullanmıştır. Hatta bu katılımcıların % 27’si gibi önemli bir oranının seyahatlerinin tamamını; % 31,7’sinin ise seyahatlerinin en az % 75’ini internet kullanarak gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır.

Google ve OTX’in 2009 yılında 6 aylık bir dönemde yaptığı araştırmaya göre internet seyahat planı için ilk sırada önemi olan kaynaktır. Aynı araştırmaya göre % 74 iş amaçlı seyahat edenler ve % 79 tatil amaçlı seyahat edenler seyahatlerini planlarken interneti kullanmışlardır. İş amaçlı seyahat edenlerin %50’si, tatil amaçlı seyahat edenlerin ise % 41’i diğer turistlerin yorumlarına ve deneyimlerine göre seyahat planı yapmaktadır. Bunun yanında arama motorları en kullanışlı internet aracıdır. Bloglar ise kullanıcı dostu arama motorları desteğiyle seyahat kararlarında önemli bir rol oynamaktadır. Yine aynı araştırmaya göre iş amaçlı seyahat edenlerin % 25’i gittikleri yer ile ilgili yorum yazmakta, % 16’sı seyahatle ilgili bloglara katılmakta ve yine % 16’sı bir seyahat videosu eklemektedir (Tse ve Zhang, 2013).

Günümüzde internet teknolojisi hem turizm arzı sağlayanlar hem de talep edenler için yeni bir iletişim platformu olmuştur. Hatta internet, ağızdan ağıza pazarlamayı daha kapsamlı ve daha çok kitlelere ulaşmayı sağlayan şekline yani elektronik ağızdan ağıza pazarlamaya dönüştürmüştür. Elektronik ağızdan ağıza pazarlamanın en iyi örneği de bloglardır (Litvin vd., 2008).

Bloglar “genellikle ters kronolojik sırayla, bir web sayfası ara yüzü aracılığıyla sunulan hatıra günlüklerinin bir değişik şekli” olarak tarif edilebilir ve çoğunlukla yazar, yazının başlığı ve yazılma tarihi gibi bilgilerle başlayan bir yapı izler (Wenger, 2008). Başka bir çalışmada online günlükler olarak geçen bloglar; “yaş aralığı, milliyet, seyahat stili ve ziyaret edilen ülkeler açısından geniş bir yelpazede turist deneyimlerini incelemeyi sağlayan kolay ulaşılabilir araçlardır” şeklinde açıklanmıştır (Enoch ve Grossman, 2010).

Bloglar aslında sosyal medya genel başlığı altında bir alt başlık olsa da (Thevenot, 2007) seyahat deneyimi paylaşımı konusunda diğer sosyal medya araçlarına göre ulaştığı kitle ve paylaşılanlar açısından farklılıklar arz etmektedir. Bloglar yine internet tabanlı olan e- posta veya diğer bazı paylaşım siteleri gibi tek ya da birkaç kişinin birçok kişiye ulaşmasını değil birçok kişinin birçok kişiye ulaşmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla bloglar turizm özelinde hem üreticinin tüketiciye, hem tüketicinin üreticiye, hem tüketicinin tüketiciye, hem de üreticinin üreticiye kolaylıkla ulaşabileceği bilgi akışı ortamı sağlar.

Page 44: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

38

Sosyal medya tabanlı bu siteleri dört ana başlık altında kategorize etmek mümkündür. Bunlar; sadece kişilerin deneyimlerinin paylaşıldığı “Kişisel Bloglar”, kişilerin turizm hizmetleri ile işbirliği halinde oluşturdukları “İşbirlikçi Bloglar”, turizm hizmeti veren kurumların oluşturdukları “Şirket Blogları” ve medya kurumlarının (örn; USA Today) oluşturduğu “Geleneksel Medya Blogları”dır (Thevenot, 2007).

Bloglarda verilen bilgilerin yanında kimlerin o bilgileri yazdığı da önemlidir. Yazılan mesajlar destinasyon hakkında gerçekte doğru olan ya da olmayan destinasyonun servis kalitesi, çekiciliği ve fiyat rekabeti ile ilgili abartılmış görüşler içerebilmektedir (Wenger, 2008). Bu yüzden okuyanı doğru ya da yanlış düşüncelere sevk edebilmektedir. Sonuç itibariyle bloglar kişisel, sübjektif bilgileri yansıtmaktadır.

Turizm endüstrisinde yapılan çalışmalarda blogların destinasyon pazarlamasındaki en önemli handikaplarından biri olarak dil problemi görülmektedir. Bir destinasyon hakkında yazan kişi eğer İngilizce biliyorsa çok fazla sorun görülmemekle birlikte İngilizce resmi dili olmayan bir yer için diğer dillerde yazı yazmak ulaşılmak istenen kitleyi aza indirgemektedir. Bu yüzden bloglarda sağlanması gereken bir özelliğin birden fazla dili içerebilir şekilde oluşturulmasıdır (Li ve Wang, 2011). Öte yandan günümüzde Google Translate gibi teknolojilerin giderek yapay zekâ merkezli gelişimi ve çeviri noktasında mükemmele yakın sonuçlar veriyor olması blogların dil problemini de gelecek süreçte ortadan kaldırıcı yönde ilerlemektedir.

Turizm bloglarında çoğunlukla yazılı metinler yanında fotoğraflar da paylaşılmaktadır. Bu da destinasyon hakkında yazılan bilgilerin yanı sıra okuyana görsel bir fikir verebilmektedir. Turizm pazarlayıcıları bloglarda paylaşım yapmayı desteklemeli ve olumsuz görüşler yazacakları korkusuyla blog kullanımını reddetmemelidir (Tse ve Zhang, 2013). Sonuç olarak yazılanların yanı sıra görsel kaynaklar olumsuz görüşleri destekleyebileceği gibi olumlu görüşleri de gerçeğe oranla daha etkileyici ve pozitif yapabilir.

Turizm destinasyonları özelinde bloglar hakkında yapılan çalışmaları incelemek blogların turizm endüstrisinde ne anlam ifade ettiğini anlamaya yardımcı olacaktır. Turizm endüstrisinde bloglar hakkında yapılan çalışmaların çoğu destinasyonun pazarlanması ile ilgilidir (Carson, 2008; Pühringer ve Taylor, 2008; Li ve Wang, 2011; Son, 2011; Tse ve Zhang, 2013). Bunun genel sebebi ise blog içeriklerinin araştırmalarda içerik analizi yoluyla bir destinasyon hakkında geniş bir zaman aralığı boyunca kullanışlı bilgiler içerebilmesidir (Banyai ve Glover, 2012). Bir destinasyonun güçlü ve zayıf yönlerini tespit edebilmek için de bloglar diğer veri tabanlarına göre daha kullanışlı olabilmektedir (Pan vd., 2007).

Bloglarda paylaşılan konular hakkında yapılan çalışmalar turistlerin daha çok duygu paylaşımı yaptığını göstermektedir. Chandralal vd., (2015) çalışmasında iki ünlü blog sitesinde 100 adet turistler tarafından yayınlanmış hikayeleri incelemiş ve iki ana sonuca ulaşılmıştır; blog yazarları çoğunlukla pozitif unutulmaz turist deneyimlerini yazmaktadır ve bu pozitif turist deneyimleri yedi konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu konular; (1) Yerel yaşam ve kültür, (2) Kişisel önemli deneyimler, (3) Paylaşılan deneyimler, (4) Algılanan yenilikler, (5) Algılanan tesadüfler, (6) Profesyonel yerel rehberler ve tur operatörü hizmetleri (7) Unutulmaz turist deneyimleri ile ilgili etkileyici duygulardır. Bloglar her ne kadar çoğunlukla sübjektif bilgileri içerse de bir çok kişi tarafından yazıldığında bir destinasyon hakkında genel bir izlenim edinilmesine yardımcı olmakta ve sübjektif bilgiler objektif bilgilere dönüşme yoluna girebilmektedir.

Bloglardaki turist deneyimi paylaşımı turistlerin beklentilerini, destinasyonun beklentileri karşılamadaki potansiyelini ve nihayetinde o destinasyonun imajını ortaya koyar. Bu nedenle aslında bloglar pazar bölümleme ve destinasyon markasının konumlandırılmasında oldukça önemlidir. Bir anlamda bloglar destinasyon pazarlamasını diğer geleneksel pazarlama yöntemlerinden farklı olarak eş zamanlı bilgi paylaşımı yoluyla yapmayı sağlar (Banyai, 2012:

Page 45: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

39

436). Mack vd., (2008) çalışmasında blogların güvenilirliği hakkında araştırma yapmış, eski ağızdan ağıza pazarlama yöntemlerine göre daha az güvenilir olsa da bloglar, bugün kullanılan bir çok elektronik ağızdan ağıza pazarlama yöntemine göre en güvenilir platformlardan biri olduğunu belirtmiştir. Bu sonucun online kanalların kullanımı arttıkça değişebileceği göz ardı edilmemelidir. Çünkü turizm ürünleri hali hazırda soyuttur ve deneyimler önceki bir zamanda test edilemez.

ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Bu araştırma, turist rehberlerinin blogları mesleki yaşamlarında kullanımlarının analizine odaklanmaktadır. Bu noktada blog yazarlığı yapan turist rehberlerine çeşitli sorular sorularak mesleki kariyer açısından önemli olduğu düşünülen sorunlar araştırılmıştır. Çalışma kapsamında sorulan sorular; turların bloglara yazılan yazılardan ne şekilde etkilendiği, bu yazıların kariyer ve ek fırsatlar açısından iş yaşamına bir katkısının olup olmadığı, turistler ile olan iletişimini nasıl değiştiği gibi hususlara odaklanmaktadır. Çalışmanın önemi başta sosyal medya merkezli teknolojiler tabanlı mesleki etki araştırmalarının güncelliğine ek olarak ilgili alanda turist rehberleri üzerinde çok sınırlı sayıda araştırmanın yapılmış olmasıdır (Çakmak ve Demirkol 2017, Tekin vd., 2017). Konuyu bloglar üzerinden ele aldığımda turist rehberlerinin teknoloji kullanım düzeylerinin mesleki yaşama etkilerinin araştırıldığı her hangi bir yayına rastlanmamıştır. Yapılan araştırmalar genel bir teknoloji kullanımı üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu noktada blogların kulanım etkinliğinin turist rehberinin mesleki hayatına ne gibi olumlu ya da olumsuz çıktılar sunduğunun analizi önem kazanmaktadır.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Yöntem esnek yapısı ve araştırma esnasında ek bilgilerin de konuya dahil edilmesine izin vermesi sebebi ile tercih edilmiştir (Türnüklü, 2000). Yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinde daha önceden hazırlanmış sorular olmakla beraber bu soruların belirli bir sırası bulunmamakta ve konunun gidişatına göre ek sorular sorulmasına fırsat vermektedir. Bu durum araştırmaya esneklik sağlamakla birlikte yeni bilgilerin dahil edilmesi noktasında da önemli bir artı sağlamaktadır. (Smith, 2003).

Bu çalışmada da konu ile ilgili derinlemesine bilgi sahibi olmak yanı sıra blog yazar rehber sayısının kaç tane olduğunun bilinememesi veya buna dair herhangi bir veriye ulaşılamamış olması yöntem tercihinde etkili olmuştur. Konu ile ilgili Turist Rehberleri Birliği ve en çok üyeye sahip rehberlik odası olan İstanbul Rehberler Odasına başvurulmuş fakat blog kullanan rehberler konusunda herhangi bir araştırma veya istatistik bulunmadığı öğrenilmiştir. Bu kapsamda araştırmada kartopu örneklem yolu ile toplamda 17 adet turist rehberine ulaşılmıştır. Kartopu örneklem yöntemi; ana kütlenin bilinmediği, ana kütleyi oluşturan birimlerin belirlenemediği durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Araştırmacı araştırmak istediği kütleye ilk temasından sonra hacmi büyülterek ikinci birime oradan üçüncü birime ulaşarak amacını gerçekleştirir (Yazıcığlı ve Erdoğan, 2014).

BULGULAR

Ulaşılan 17 adet katılımcıdan 4 adet rehberin araştırma yapılan süre zarfı içerisinde, turda veya yabancı bir ülkede farklı bir dil eğitimi almakta olmalarından dolayı görüşme

Page 46: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

40

gerçekleştirilememiş olup 13 adet turist rehberi ile görüşme sağlanmıştır. Görüşmeler 20-25 dakikalık süreler içerisinde yüz yüze gerçekleştirilmiştir.

Tablo 1’de görüşme yapılan rehberlerin profesyonel rehberlik yaptıkları diller, aktif olarak rehberlik yaptıkları süreler ve blog yazarlığı yapma süreleri bulunmaktadır.

Tablo 1: Görüşme Yapılan Turist Rehberlerinin Mesleki ve Blog Kullanım Bilgileri

Katılımcı No Rehberlik Dili Rehberlik

Süresi (yıl) Blog Kullanım

Süresi (yıl) Katılımcı 1 İngilizce 9 5 Katılımcı 2 İngilizce – Almanca 14 5 Katılımcı 3 İngilizce 6 3 Katılımcı 4 Fransızca 18 7 Katılımcı 5 İtalyanca 12 8 Katılımcı 6 İspanyolca-

Portekizce 13 5

Katılımcı 7 Fransızca 9 6 Katılımcı 8 İtalyanca 12 4 Katılımcı 9 İngilizce 15 3 Katılımcı 10 Çince 8 4 Katılımcı 11 Arapça 12 5 Katılımcı 12 Fransızca 15 6 Katılımcı 13 Japonca 11 9

Tablo 1’i incelediğimizde görüşme yapılmış olan 13 adet turist rehberinden (birden fazla dilde çalışma kartına sahip olan rehberler de dikkatte alınmak suretiyle) 4 adet İngilizce, 3adet Fransızca, 2 adet İtalyanca, 1 er adet Almanca, İspanyolca, Portekizce, Çince, Arapça ve Japonca rehber bulunmaktadır. Turist rehberlerinin profesyonel olarak turist rehberliği yapmış oldukları süreler 6 ile 18 yıl arası değişmektedir. Blog kullanım süresi ile 3 ila 8 yıl arasında değişmektedir.

Görüşmeler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile tamamlanmış olup, katılımcılara sorulan temel sorular aşağıda yer almaktadır :

• Blog yazarlığının mesleki katkıları nelerdir? • Yazdığınız yazıların turun seyrine etkisi oluyor mu? • Blog yazarlığı yapmanın daha fazla tur yapmanıza ya da özel turlar teklif edilmesine yol

açabilmek temidir? • Blog yazarlığını diğer rehberlere de önerir misiniz? • Farklı rehberlerin ya da bloggerların bloglarını takip eder misiniz? • Bir seyahat yazarı- rehber olarak blog yazarken nelere dikkat edilmesi gerekir?

Araştırma kapsamında sorulan ve yukarıda yer alan sorular oda ve birlik yöneticileri ile yapılan ön görüşmeler ve ilgili literatür incelemeleri ile oluşturulmuş olup, doğrudan başka bir araştırmada kullanılan sorular kullanılmamıştır. Bunun sebebi başta rehberlik mesleğinin işletmeden ziyade bireysel olarak yapılmakta olduğu ve konu ile ilgili daha önce yapılmış herhangi bir araştırmaya rastlanılmamasıdır. Bulgular kısmında görüşme yapılan katılımcıların fikirleri genel olarak verilmiş devamında ise konu ile ilgili spesifik cevaplara değinilmiştir.

Katılımcılar “Blog yazarlığının mesleki katkıları nelerdir?” sorusuna verdiği cevaplar incelendiğinde blog kullanıcısı olmanın kendilerine olumlu bir katkı sunduklarını ifade

Page 47: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

41

etmişlerdir. Bu sayede hem güncel kalınabildiğinin hem de mevcut güncel bilgileri paylaşmanın olumlu katkılarına dikkat çekilmiş, ayrıca sadece rehberlik değil bunun yanında fotoğrafçılık, kimi gazetelerde turizm köşesinde yazarlık yapabilme gibi ek uğraşların da birer hobiye dönüştüğü ve meslekten daha fazla zevk almanın mümkün olduğu belirtilmiştir.

Katılımcı 3: Blog yazmaya başladığımdan beri teknoloji ile daha haşır neşirim, daha çok dikkatimi çekiyor bu konudaki yenilikler. Üstelik yeni teknolojilere entegre olmam konusunda da itici bir güç gibi. Örneğin akıllı telefon almamın sebebi düzenli blog yazmam, bu sayede akıllı telefonların ne kadar kullanışlı olduğunu da keşfettim, turlarda çok işime yarıyor.

Katılımcı 8: Güzel bir blog oluşturmak için güzel fotoğraflar da çekmem gerektiğini bir süre sonra diğer blogları da incelediğimde anladım ve bu konuda geçen zaman zarfında kendimi geliştirdim. Turlarda güzel noktalarda çektiğim fotoğraflar bana rotaları daha net hatırlamama hatta bu noktalarda verdiğim fotoğraf molaları ile daha olumlu turist geri dönüşleri almamı sağlamakta.

Katılımcı 9: Tura gittiğim destinasyonları bloğumda da tanıtacağım için o bölgeye ait daha etraflı araştırmalar yaptığımı da zaman içinde fark ettim. Özellikle her yeni destinasyon yeni bir blog sayfası olacağından bölgeye daha hazırlıklı gidiyor, bölgede yapılması muhtemel etkinlikleri eskiye oranla daha eksiksiz yapmaya çalışıyorum.

Katılımcı 10: Gittiğim turistik işletmelerde bloğum için fotoğraf çektiğimi gören veya bunu fark eden yerel işletme sahiplerinin kendi reklamlarının da yapılacağı algısı ile kimi zaman bana ve grubuma daha kibar davrandığını hissediyorum.

Katılımcıların “Yazdığınız yazıların turun seyrine etkisi oluyor mu?” sorusuna yanıtı ise genel olarak tur grubu ile alakalı olarak değiştiklerini bildirdiler. Kapalı ve özel ilgi turlarında bunun net bir şekilde fark edildiği ve etki ettiği söylenmekteyken, daha büyük çaplı turlarda, turun seyrini o kadar da etkilemediği bildirilmiştir.

Katılımcı 2: Kesinlikle, çalıştığım acente kurumsal firmalara tur düzenlemekte ve turist profili yönetici gruplarından oluşup genelde küçük 10-12 kişilik olmakta. Bu tarz gruplarda herhangi bir yeri değil, öncesinde araştırdıkları ve merak ettikleri bölgeleri seçmekteler. Blog’umda anlattığım ve fotoğraflarını paylaştığım yerler bu noktada karar verilmesi aşamasında etkili olduğunda muhakkak buralarda soru soruluyor, bazen tur güzergahında olmasa da grubun ortak isteği doğrultusunda rota spontane değişebiliyor.

Katılımcı 11: Özellikle V.İ.P turlarda, tur öncesi beni googledan sorgulayıp bloğuma ulaşan Arap turistlerden daha önce deneyimlerimi paylaştığım alışveriş merkezlerine gidilmesi hususunda istek geldiği oluyor. Ama bu çok da fazla gerçekleşiyor diyemem.

Katılımcı 8: Duruma göre. Örneğin sezon içinde günde 40-50 otobüs kaldıran acentaların müşterileri katıldıkları paket turu, tur esnasında öğrenmeye daha meraklı oluyorlar dolayısı ile ön hazırlığı olmayan bir grupta da blog’un pek önemi kalmıyor, küçük ve kapalı gruplarda bu durum kendisini daha da belli ediyor.

Katılımcı 5: Çok fazla etkilediğini söyleyemem ama turuma katılan birinin yazmış olduğum bloğu okuması ve bunu okuduğunu belli eden bir soru sorması insanın hoşuna gidebiliyor. Blog için harcanılan zamana değen bir geri dönüş olmuş oluyor.

Bir diğer soru olan “Blog yazarlığı yapmanın daha fazla tur yapmanıza ya da özel turlar teklif edilmesine yol açabilmekte midir ?” sorusuna verilen yanıtlarda ise blog yazarlığına ayrılan süre ve bu işi ne kadar ilerlettiği ile alakalı olarak değişmektedir. Yazmış oldukları blogları sosyal medyada paylaşan veya ulusal gazetelerin blog sayfalarını kullanan yazarlar, özel ilgi gruplarının dikkatini çektiğini belirtmekte, blog yazarlığının diğerleri kadar üzerine düşmeyen

Page 48: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

42

rehberler ise bunu daha çok kişisel bir hobi olarak değerlendirdiklerini ve pazarlamasını yapmadıklarından turlarına yansımadıklarını söylemişlerdir.

Katılımcı 4: Elbette, ulusal bir gazetenin blog sayfasında yazılarımı yayınlıyorum, burada bir süre yazdıktan sonra kimi gazetelerde de gezi yazıları yazma şansım ortaya çıktı. Bu bölgelere tura gitmek isteyen kimi gruplardan doğrudan benimle iletişime geçenlerde olduğu gibi bu destinasyonlara tur düzenleyen acentalarda turlarına benim çıkmamı istedi.

Katılımcı 3: Açıkçası çok fazla oldu diyemem. Tanıdığım kimi blogger rehber arkadaşlar kadar bloğumun üzerine düşmüyor ya da sosyal medyada bu paylaşımları takip etmiyorum. Biraz da kendim için yazıyorum hatta.

Katılımcılar “Farklı rehberlerin ya da bloggerların bloglarını takip eder misiniz?” sorusuna genel olarak inceledikleri cevabı alınmıştır. Rehberler özellikle yeni gittikleri destinasyonlarda diğer bloglardan yararlanma yoluna gitmekte, bölgeye dair tur esnasında daha işlevsel ve pratik bilgiler öğrendiklerini dile getirmişlerdir.

Katılımcı 7: Sıklıkla. Özellikle ilk defa çıkacağım rotalar öncesi bölge için hazırlanmış tanıtım siteleri yerine bloglar üzerinden araştırma yapmayı daha doğru buluyorum. Çünkü buralarda kişilerin doğrudan yaşadıkları deneyimler söz konusu. Uzun süredir takip ettiğim yazarların ise yazdıkları daha güvenli oluyor.

Katılımcı 4: Kesinlikle. Özellikle benim için yeni olan, çok bilmediğim destinasyon ve rotlarda sıklıkla baş vurmaktayım. Kimi blog yazarları ciddi manada gezme konusunda profesyoneller ve tanıtım broşürlerinde rastlayamayacağınız kıyıda köşede kalmış önemli değerlere bloglarında yer verebiliyorlar.

Katılımcı 9: Ederim. Çünkü blog yazarları bölgeye dair olumlu şeyleri yazdıkları kadar, karşılaştıkları sorunları da dile getirmekteler, örneğin bölgedeki tuvaletlerin yeterliliği, yemek yenilecek mekanlar, kültürel öğeleri yapılması ve kaçınılması gereken şeyler gibi. Bunlara broşür veya tanıtım kitaplarında rastlamak pek mümkün olmuyor açıkçası.

Katılımcılar “Blog yazarlığını diğer rehberlere önerir misiniz?” sorusuna istisnasız bir şekilde olumlu yanıt vermişlerdir. Blog yazarlığı yapmanın kişide zaman içerisinde daha dikkatli olma gibi bir özellik kazandırdığı belirtilirken, blog yazmadan önce iyi bir blog okuyucusu olunmasının da gerektiğinin altı çizilmiştir.

Katılımcı 6: Kesinlikle öneririm. Meslekte yenilikler arayanlar için oldukça faydalı. Zaten turlarda deneyimlerimizi mümkün olduğunca paylaşıyoruz ama bir de bunu herkesin istediği zaman ulaşabileceği bir platform üzerinden yapmak son derece keyif verici.

Katılımcı 2: Öneririm ama çok da acele edilmemesi taraftarıyım. İyi bir blog yazarı olmak için iyi bir blog okuyucu olmak gerektiğini düşünüyorum. Ben uzun süre blog okuyuculuğu yaptıktan sonra yazmaya karar verdim. Yani benim de bir sayfam olsun mantığı ile hareket etmedim. Çünkü bu yazılar ile rehber kendisine bir portföy oluşturma çabasındaysa deneyimlerini aktarma noktasında daha seçici, çektiği fotoğrafları yayınlama konusunda daha titiz olmalı.

Katılımcı 9: Blog yazarlığı özellikle yeni rotalar üzerinde çalışan rehberlerin kendilerini ve uğraşlarını tanıtmaları için bulunmaz nimet. Gidilen yöreye dair deneyim paylaşımları sizin orayı ne kadar iyi bildiğinizin adeta birer kanıtı oluyor. Bu noktada özellikle bu tarz turlar yapan kişiler için çok yararlı sanıyorum.

Katılımcılar “Bir seyahat yazarı-rehber olarak blog yazarken nelere dikkat edilmesi gerekir?” sorusuna yapılan bu işin ciddiyet gerektirdiğini belirtecek şekilde cevap vermişlerdir. Gidilen

Page 49: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

43

yere dair yapılan tanıtım yazılarının artı veya eksi yönleri ile ön yargılardan arındırılarak yazılması gerektiğini bildirmişlerdir.

Katılımcı 1: Her şeyden önce doğru bilgi kullanımı çok önemli. Blog yazarlığı bir emek işi, kullanılan görseller ve verilen bilgilerin kaynağı kendisi ise bunu belirtmeli, kulaktan dolma veya doğruluğuna emin olmadığı şeyleri yazmaması gerekmekte. Özellikle bu blogları okuyup yabancı ülkelere giden kişiler aksi durumlarda zarar görebilir. Yazarlar yazdıklarının herkes tarafından okunabildiğini asla unutmamalı.

Katılımcı 2: Gidilen yere dair değerlendirmelerin dikkatli ve ön yargılardan sıyrılmış şekilde olması gerektiğini düşünüyorum. Orada yaşadığınız bir aksilik gerçekten tüm destinasyona mal edilebilir mi yoksa anlık bir şansızlık mı bunun değerlendirmesini iyi yapmalı yazar. Aynı durum olumlu şeyler içinde geçerli tabi. Yaşadığınız olumlu ve güzel şeyler bazen sadece o an ile alakalı olabiliyor.

Katılımcı 13: Neden blog yazdığınıza karar vermeniz gerekiyor. Kişisel bir hobi mi yoksa mesleki bir atılım çabası mı taşıyorsunuz? Mesleki ise seçilen kelimeler bile çok önemli. Bir yandan hitap ettiğiniz turist grubunun algısına yönelik yazmak lazım diğer yandan o bölgede tur yapma isteği uyandıracak betimelemeler, fotoğraflar kullanılmalı. Yöre insanına dair fotoğraf ve görüşmeler de oldukça ilgi çekici. İnsanların fotoğrafta gördüğü kişi ile turda karşılaşması oldukça heyecan verici bir deneyim olabiliyor.

SWOT ANALİZİ

Rehberler ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler esnasında ayrıca SWOT analizinde veri olarak kullanmak amacı ile blog yazarlığının güçlü zayıf yönleri ile fırsat ve tehditler görüşme esnasında sorulmuş ve alınan yanıtlar derlenerek aşağıdaki Tablo 2 de yansıtılmıştır. Yapılmış olan bu SWOT analizinin tüm verileri çalışma kapsamında yapılmış görüşmelerden elde edilen sonuçlardan hareket ile oluşturulmuştur.

Çalışmada SWOT analizinin kullanılmasının temel sebebi görüşmeler ile elde edilen verileri tasnifi, kategorizasyonu ve ayrıştırılması sonucu blogların tam olarak mesleki katkılarının ortaya çıkartılmasıdır. Bu katkının belirlenmesinde güçlü yönler ve fırsatların belirlenmesi ilerleyen süreçte daha doğru adımların atılması noktasında büyük önem arz ederken zayıf yönler ve tehditler dikkat edilmesi gereken hususları ortaya çıkartıcı niteliktedir.

Turist rehberlerinin blog kullanımları ile ilgili yapılan SWOT analizi neticesinde güçlü yönler ve fırsatların zayıf yönler ve tehditlere oranla çok daha fazla olduğu göze çarpmaktadır. Bu bağlamda görüşme yapılan rehberler blog kullanımının kendi mesleki yaşamlarında pozitif yönlerinin belirgin şekilde daha da hissedildiğini belirtmişlerdir. Blog yazarlığının rehbere sağlamış olduğu sürekli güncel bilgi ve teknolojiye entegre görüntü bu bağlamda önem arz etmekte, rehberlerin yeni teknolojilere ulaşması hususunda öncü bir rol üstlenmektedir. Ayrıca blog yazıları ile tanınan rehberlerin özellikle kapalı tur gruplarında blogların da yazdıkları şeylerin soru olarak ya da beklenti olarak daha çok karşılarına çıktığı da belirtilmiştir. Yaratıcı fikirlerin çalınabilmesi önemli bir zayıf nokta olarak göze çarparken ücretsiz blog sitelerindeki server hatalarının tüm blog yazılarının silinmesi ile sonuçlanabildiği de belirtilmiştir. Bu sebeple blog yazmayı planlayan rehberlerin ücretli ve daha korunaklı blog alternatiflerini değerlendirmelerinin daha sağlıklı olabileceğinin altı çizilmiştir.

Rehberlerin gelirlerinin vergilendirilmesi hususundaki belirsizlik blog yazarlığı ve kişisel reklam noktasında bir tehdit olarak algılanmaktadır. Verilen bilgilerin objektif olması gerekliliği veya bilgi aktarımı esnasında kullanılan dilin de yanlış anlaşılmaya mahal vermemesi gerekmektedir.

Page 50: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

44

Tablo 2: Rehberlerin Blog Yazarlıklarının Mesleki Etkilerine Üzerine Yapılmış SWOT Analizi Güçlü Yönler Zayıf Yönler

• Teknolojiye hakim bir görüntü sunması • Sadece rehberlik değil, sosyal ilişkiler,

fotoğraf çekme vs. gibi diğer yönlerde de yeteneklerin turistler ile paylaşılması

• Tura katılan turistlerin rehber ile ilgili soru işaretlerinden sıyrılmaları

• Tura belli bir konsept veya beklenti ile katılımın artması sayesinde daha amaca uygun turlar ve homojen grupların oluşması

• Güçlü referans oluşturma etkisi • Diğer rehberlik hizmeti sağlayan

rehberlerden güçlü olan yönleri sergileme fırsatı

• Kişisel yaşamdaki güçlü yönleri ortaya çıkartarak rekabet gücü elde etme

• Orjinal fikirlerin ve rotaların çalınabilmesi

veya farklı acentaların bu rotaları daha iyi sunması

• Ücretsiz blog sitelerinin kapanabilmesi ve bu site üzerine verilen emeğin boşa gitmesi

• Blog yazarlığının diğer sosyal medya iletişim ağları ile de desteklenmesi gerekliliği

Fırsatlar Tehditler • Rehberin daha hızlı ve etkin bir şekilde ismini

duyurma şansı • Farklı alanlardan farklı kişiler ile tanışma

şansı • Rehberlik dışında ek işler ile uğraşabilme

şansı • Sürecin bir getirisi olarak farklı farklı blog

yazarlarının takip etme eylemi ile öğrenme sürecinin sürekli devam etmesi

• Yanlış bilgilendirme • Yanlış anlaşılabilme • Kaçak rehberliği özendirici bir merkez haline

gelmesi • Turist rehberliği konusunda vergilendirme

sıkıntıları

SONUÇ VE ÖNERİLER

İnternet kullanımının hayatımızın her alanına girdiği ve giderek daha da fazla yer teşkil ettiği günümüzde, bilgi akışının yoğunluğu aynı zamanda ürünlerin oluşum sürecinden, satın alımına karar verilişine kadar her süreci ilgilendirmekte ve etkilemektedir. Kişisel sayfalar olarak ortaya çıkan bloglar da bu noktada oldukça önemli bir paylaşım platformu olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda insanların turizme katılma süreci içerisinde internetin günden güne daha önem kazandığı dikkatlerden kaçmazken blogların bu karar verme sürecinde etkinliğinin artmakta olduğu da dikkat çekmektedir. Bir anı, deneyim ya da gerçekleşmekte olan olayların birinci kişi ağzından yazıldığı seyahat blogları, ilgili destinasyonları deneyimlemiş kişilerin doğrudan fikirlerini yansıttığı kişisel sayfalardır. Dolayısı ile insanlar tatillerini burada yazan bilgiler ışığında da şekillendirebilmektedir.

Yapılmış olan bu çalışmanın en önemli amacı da gezmiş oldukları destinasyonlar ile ilgili seyahat bloğu yazıp bu bölgeleri bilfiil tanıtan ve mesleğini de buna göre şekillendiren rehberlerin blogları mesleki boyutta ne kadar aktif kullandıkları, bu kullanımın mesleki ne gibi kazanımlar sunduğunun anlaşılmaya çalışılmasıdır. Bu kapsamda görüşme yapılan 13 adet blog yazarı turist rehberinden sorulan sorular eşliğinde blogları meslek hayatları içerisinde konumlandırmaları istenmiştir.

Genel itibariyle verilen cevapları değerlendirdiğimizde blogların turist rehberlerinin tanınmalarını sağlaması ve daha geniş kitlelere ulaşmaları noktasında oldukça yararlı olduğu

Page 51: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):34-46.

45

görülmüştür. Turist rehberleri yazmış oldukları bloglar ile kimi zaman turistlerin kimi zamanda acentaların ilgisini çekebilmektedir. Öte yandan kimi acentalar tur yapmak istedikleri güzergah doğrultusunda ilgili destinasyonlara yönelik turlarda bu destinasyona dair geniş kapsamlı blog yazısı bulunan rehberler ile çalışmak istemişlerdir. Bloglarda verilen bilgiler bir anlamda rehberler için bir çeşit fiziksel kanıt niteliği taşımakta olduğu gözlenmiştir. Rehberin bölgede yaşadıkları, yerel halk veya yönetimler ile olan ilişkisi, çektiği fotoğraflar ve destinasyona olan hakimiyetini anlama noktasında blog yazıları kişisel portföyün oluşmasına ciddi manada katkıda bulunmaktadır.

Blog yazarlığının bir diğer yararı rehberlerin sürekli kendilerini yenileme noktasında itici bir güç niteliği oluşturmasıdır. Sürekli ve anında güncel paylaşımlar için teknolojiyi takip artarken, bloğunda yazma maksadı ile ilgili destinasyonlar üzerinde eskiye oranla daha çok çalışıldığı belirtilmiş, ayrıca fotoğraf çekme gibi hobi niteliğinde yeni alışkanlıkların kazanılmasında da etkin bir sebep sunduğu gözlenmiştir.

Bunlarla birlikte kimi rehberler orijinal fikirlerinden çıkan tur güzergahlarının blog yazıları sonrası kimi rehber veya acentalar tarafından kopya edildiğini bildirmişlerdir. Fakat bu sitelere dair en önemli sorun, rehberlerin gelirlerinin vergilendirilmesi hususunda, rehberin yazarlığının bir reklam unsuru olarak görülüp ek bir vergi külfetine girebilmesi tehlikesidir.

Elde edilen bulgular ve yorumlarından hareketle turist rehberlerinin kişisel blog sayfalarını aktif şekilde kullanmaları, güncel tutmaya özen göstermeleri, bol görsel ve açıklayıcı yazılar ile bu platformu desteklemeleri önerilmektedir. Bunu yaparken fikirlerin çalınmaması noktasında stratejik açıdan önemli olan bilgi ve paylaşımlar hususunda dikkat edilmesi gerekliliği de yapılabilecek bir diğer önemli öneridir.

Bu çalışmanın devamı niteliğinde yine blog yazarı turist rehberlerini ilgilendirecek şekilde acentaların blogları ne şekilde takip ettikleri, takip ettikleri rehber bloggerların yazılarının turlarına rehber seçme hususunda bir etkisi olup olmadığı ölçülebilir. Ayrıca blog yazarı rehberlerin turlarına katılan turistler üzerinde bir araştırma yapılarak blog yazıları sonrası oluşan beklenti ile tur sonrası algılanan değer arasındaki fark karşılaştırılarak blogların etkinliği üzerine çalışmalar yapılabilir. Buna ek olarak turist rehberlerinin şahsi blog sayfaları kullanılan fotoğraflar, yorumlar ve gezilen yerlere göre içerik analizi uygulanarak incelenebilir.

KAYNAKÇA

Akehurst, G. (2009). User Generated Content: The Use of Blogs for Tourism Organisations and Tourism Consumers, Service Business, 3, 51–61.

Banyai, M. (2012). Travel Blogs: A Reflection of Positioning Strategies? Journal of Hospitality Marketing & Management, 21 (4), 421-439.

Banyai, M. and Glover, T.D. (2012). Evaluating Research Methods on Travel Blogs, Journal of Travel Research, 51(3) 267– 277.

Carson, D. (2008). The ‘Blogosphere’ As a Market Research Tool for Tourism Destinations: A Case Study of Australia’s Northern Territory, Journal of Vacation Marketing, 14 (2),111–119.

Chandralal, L. Rindfleish, J. and Valenzuela, F. (2015). An Application of Travel Blog Narratives to Explore Memorable Tourism Experiences, Asia Pacific Journal of Tourism Research, 20 (6), 680-693.

Çakmak, T. F. ve Demirkol, Ş. (2017). Teknolojik Gelişmelerin Turist Rehberliği Mesleğine Etkileri Üzerine Bir Swot Analizi, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(7), 221-235

Enoch, Y. and Grossman, R., (2010). Blogs of Israeli and Danish Backpackers to India. Annals of

Page 52: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Mithat Zeki DİNÇER, Tolga Fahri ÇAKMAK ve Merve AYDOĞAN ÇİFTÇİ

46

Tourism Research, 37 (2): 520–536.

Google and OTX. (2009). The Traveler’s Road to Decision. [Online] http://www.youtube.com/watch?v=wHLNtcxSa7s [Erişim Tarihi: 10.04.2016]

İstanbullu Dinçer, F. Çakmak, T. F. ve İstanbullu Dinçer, F .(2018). Gözetim Toplumu Yönetimi ve Turizm Endüstrisi Açısından Değerlendirilmesi, Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (4): 551-558

Li, X. and Wang, Y. (2011). China in the Eyes of Western Travelers as Represented in Travel Blogs, Journal of Travel & Tourism Marketing, 28 (7): 689-719.

Litvin, S. W. Goldsmith, R. E. and Pan, B. (2008). Electronic Word-of-Mouth in Hospitality and tourism Management. Tourism Management, 29: 458–468.

Mack, R.W. Blose, J.E. and Pan, B. (2008). Believe it or not: Credibility of Blogs in Tourism Journal of Vacation Marketing, 14 (2): 133–144.

Pan, B. Maclaurin, T. and Crotts, J.C. (2007). Travel Blogs and the Implications for Destination Marketing. Journal of Travel Research, 46(1): 35–46.

Pü̈hringer, S. and Taylor, A. (2008). A Practitioner’s Report on Blogs as a Potential Source of Destination Marketing Intelligence, Journal of Vacation Marketing, 14 (2): 177–187.

Sharda, N. and Ponnada, M. (2008). Tourism Blog Visualizer for Better Tour Planning, Journal of Vacation Marketing, 14 (2): 157–167.

Smith, M. (2003). Research Methods in Accounting, Sage Publications, İngiltere

Son, A. (2011). International Tourists' Image of Zhangjiajie, China: Content Analysis of Travel Blogs, International Journal of Culture, Tourism and Hospitality Research, 5 (3): 306 – 315.

Tekin, Ö. Bideci, M. ve Avcıkurt, C. (2017). Turist Rehberliğinde Yeni Teknolojilerin Kullanımı, (Editör) Güzel, Ö. F., Altıntaş, V., Şahin, İ.: Turist Rehberliği Araştırmaları Öngörüler ve Uygulamalar, Detay Yayınları, Ankara

Thevenot, G. (2007). Blogging as a Social Media, Tourism and Hospitality Research, 7, 287–289.

Tse, T.S.M. and Zhang, E.Y. (2013). Analysis of Blogs and Microblogs: A Case Study of Chinese Bloggers Sharing Their Hong Kong Travel Experiences, Asia Pacific Journal of Tourism Research, 18 (4): 314-329.

Türnüklü, A. (2000). Eğitimbilim Araştırmalarında Etkin Olarak Kullanılabilecek Nitel Bir Araştırma Tekniği: Görüşme, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 24 (24): 543-559

Wang, P. (2005). Exploring The Influence of Electronic Word-of-Mouth on Tourists’ Visit Intention a Dual Process Approach, Journal of Systems and Information Technology, 7 (4): 381-395

Wenger, A. (2008). Analysis of Travel Bloggers’ Characteristics and Their Communication About Austria as a Tourism Destination. Journal of Vacation Marketing, 14 (2): 169–176.

Yazıcıoğlu, Y. ve Erdoğan, S. (2014). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Detay Yayınları, Ankara

Yoo, K.H. Gretzel, U. (2010). Influence of Personality on Travel-Related Consumer-Generated Media Creation. Computers in Human Behavior, 27 (2): 609–621.

Page 53: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):47-58.

DOI: 10.26677/tutad.2019.46 ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Türk Devletlerinin Turizm Rekabetçilik Performansının Homojenlik Analizi

Orkhan ALİLİ, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm İşletmeciliği Doktora Öğrencisi, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-5339-1429

Prof. Dr. İsmail KIZILIRMAK, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İstanbul, e-posta: [email protected] ORCİD: https://orcid.org/0000-0001-9141-6420

Öz

Yerli ve yabancı literatürde sektörlerin rekabet gücünü şekillendiren çok sayıda faktörden söz edilmektedir ki, ilgili sektörün rekabet gücünün değerlendirilmesi ancak bu faktörlerin ölçülmesi ile mümkün olabilmektedir. Yüksek rekabet gücüne sahip destinasyonlar, pazar payını korumakla beraber, bu süreçte kaynaklarını da sürdürülebilir bir şekilde kullanarak katma değeri daha yüksek turizm ürünü ortaya koyacaklardır ki, bu da destinasyonların rekabetçilik gücüne etki eden faktörlerin ölçümünü zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türk Devletlerinin rekabet güçlerinin Küresel Rekabet Endeksi ve Seyahat ve Turizm Rekabet Endeksi ışığında değerlendirilmesi ve turizm rekabet gücünün uluslararası rekabetçilikte üstünlük kazanmayı anlamlı bir şekilde etkileyip etkilemediğinin tespit edilmesidir. Ayrıca, turizm rekabetçiliğine göre ülkelerin homojen bir yapıya sahip olup olmadıkları da çalışma kapsamında analiz edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışma, Türk Devletlerinin turizm performanslarının bölge ülkeleriyle kıyaslanması için literatüre önemli ölçüde katkı sağlamakla beraber, turizmde rekabet gücünün arttırılması için gerek duyulan stratejilerin geliştirilmesi sürecinde politik karar vericilere de yardımcı olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Rekabet Gücü, Kümelenme, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi, Türk Devletleri. Makale Gönderme Tarihi: 31.10.2018 Makale Kabul Tarihi: 18.12.2018

Önerilen Atıf: Alili, O. ve Kızılırmak, İ. (2019). Türk Devletlerinin Turizm Rekabetçilik Performansının Homojenlik Analizi, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 54: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

48

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):47-58.

DOI: 10.26677/tutad.2019.46 ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org

RESEARCH PAPER

The Homogeneity Analysis of Tourism Competitiveness Performance of Turkish States

Orkhan ALİLİ, İstanbul University, Institute of Social Sciences, Tourism Management PhD Student, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-5339-1429

Prof. Dr. İsmail KIZILIRMAK, İstanbul University, Faculty of Economics, İstanbul, e-mail: [email protected] ORCİD: https://orcid.org/0000-0001-9141-6420

Abstract

The findings in both the local and international literature have identified that there are a number of indicators that could influence the competitiveness of the sectors and for determining the competitive power of the industries, it is very crucial to measure these parameters. Destinations with high tourism competitiveness, will not only maintain and protect the current market share, but also could develop high value-added tourism product, which emphasize the importance of evaluating the factors affecting the tourism competitiveness. The main purpose of this research is to analyze the competitiveness of Turkish states regarding with Global Competitiveness Index and Travel and Tourism Competitiveness Index and to determine if the competitiveness of tourism sector has an influence on the global competitiveness of these countries. Moreover, cluster analysis was conducted aimed at identifying the group of countries with similar tourism competitiveness scores and if the distribution of these countries is homogenous considering the subcategories of Travel and Tourism Competitiveness Index. This study is important in terms of helping political decision makers to improve the strategies that is important obstacle for higher tourism competitiveness, while also contributing significantly to the literature for comparing the tourism performance of Turkish States.

Keywords: Competitiveness Power, Clusters, Travel and Tourism Competitiveness Index, Turkish States. Received: 31.10.2018 Accepted: 18.12.2019

Suggested Citation: Alili, O. and Kızılırmak, İ. (2019). The Homogeneity Analysis of Tourism Competitiveness Performance of Turkish States, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):47-58. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 55: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK

49

GİRİŞ

Rekabet gücü, mikro anlamda firmalar, daha geniş bir çerçevede ise ülkelerin belirli bir sektörü tarafından üretilen mal ve hizmetlerin alternatifleri karşısında tercih edilmesi, bu sürecin sürdürülebilir bir şekilde devamlılığının sağlanması ve böylece piyasada rakiplerine karşı üstünlük sağlama yeteneği olarak ifade edilmektedir (Sarıkaya, 2006: 852-855). Turizm destinasyonları açısından değerlendirdiğimizde, günümüzde pazar payını korumak ve bunu üst sıralara taşımak isteyen destinasyonların kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak daha yüksek katma değere sahip ürünler üretmesi yüksek rekabet gücü göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bir turizm bölgesini rakiplerinden farklı kılan herhangi bir özellik taşımaması durumunda özellikle küreselleşme ile birlikte daha zorlu bir süreç haline gelen yoğun rekabet ortamında başarı elde etmesi hatta faaliyetini uzun süre devam ettirmesi oldukça güçtür (Hassan, 2000). Destinasyonların rekabet gücünü şekillendiren çok sayıda parametrenin var olduğu bilinmekte olup, ilgili sektörde kaydedilen gelişmelerin daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi ve rekabet gücünün ortaya konulabilmesinin tek yolu bu faktörlerin dikkatli bir şekilde ölçülmesi ve değerlendirilmesi ile mümkün olabilecektir.

Bu çalışmanın temel amacı, Dünya Ekonomik Formu tarafından her yıl yayınlanan Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi (TTCI) ve Küresel Rekabetçilik Endeksi (GCI) verilerinden yararlanılarak, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Güney Avrupa bölgesi ülkeleri ile Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetlerinin de yer aldığı Avrasya bölgesi ülkelerinin turizm sektörlerinin rekabet gücünün uluslararası rekabet gücü elde etmede herhangi bir etkiye sahip olup-olmadığını analiz etme, ayrıca çok değişkenli istatistiksel teknikler yardımıyla yapılan kümelenme analizi ile bu ülkelerin turizm rekabetçiliğine etki eden alt faktörleri inceleyerek bu bakımından ülkelerin homojen özelliklere sahip olup olmadıklarını belirlemektir. Bu bölümlendirmenin temel amacı, turizmin gelişimi bakımından benzer özelliklere sahip ülkelerde turizmin mevcut durumunu değerlendirmek ve rekabetçi performansların gruplar arasında ne şekilde farklılık gösterdiğini belirlemektir. Yapılan analizler sonucunda, bölge ülkelerin turizm rekabet güçlerinin ülke rekabetçiliği üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiş, ayrıca Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksinin alt kategorileri göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmede, bölge ülkelerinin homojen bir dağılım göstermedikleri de ortaya çıkmıştır. Yapılan analizin Türk Cumhuriyetlerinde turizm politikalarının hazırlanması sürecinde en fazla gelişime gerek duyulan faktörlerin belirlenmesi, turizme tahsis edilen kaynakların daha etkin bir şekilde kullanımı, turizm stratejilerinin daha başarılı bir şekilde uygulanması (Evans vd., 2003: 173) ve ülkeler arasında kıyaslama yapılması sürecine de yardımcı olması hedeflenmiştir.

LİTERATÜR TARAMASI

Turizm, son yıllarda istihdama ve ülkelerin milli gelirine sağladığı katkılar ile hizmet sektörleri arasında ekonomiye en fazla girdi sağlayan sektörlerden biri haline gelmiştir. Bu bakımdan özellikle gelişmekte olan ülkelerin döviz açığını kapatmada önemli role sahip olması ve ödemeler dengesine sağladığı katkılar göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde turizmin ekonomik etkilerinin yüksek boyutlara ulaşmış olduğu, bölgelerarası dengesizliği ortadan kaldırmada ve refah seviyesini yükseltmedeki rolü ile ise ülkelerin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına da yardımcı olduğu görülmektedir (Scheyvens, 2007: 232; Theobald, 2008:6).

Page 56: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

50

1960’lı yıllara kadar uluslararası turizm hareketleri daha çok yüksek gelire sahip grupların katılımıyla ve sınırlı sayıdaki ülkelere yönelik gerçekleşmekteydi. 1980’li yıllardan itibaren ulaşım teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, ayrıca orta ve dar gelirli sınıfların da katılım sağlamaya başlaması ile turizm sektörü kitlesel bir olgu haline gelmiştir (Bahar ve Kozak, 2012: 38). BM Dünya Turizm Örgütü’nün 2017 yılında yayınladığı raporda son on yılda uluslararası turizm hareketlerinde kayda değer artışların yaşandığı ve turizmin hizmet sektörleri içerisinde lokomotif sektörlerden biri haline geldiğine dikkat çekilmektedir. Dünya Turizm Örgütü, 2017 yılında da seyahat ve turizm sektörünün istihdam yaratmaya, yoksulluğu azaltmaya, ülkelerin dengeli kalkınmasına sağladığı yararlar bakımından hizmetler sektörü içerisinde öne çıktığını ve artan politik ve ticari risklere rağmen arka arkaya yedi yıl istikrarlı bir büyüme kaydettiğini vurgulamaktadır. Raporda ayrıca, sektörün 2016 yılında küresel gelir içerisindeki payının %10,2’ye ulaştığına ve 292 milyon kişiye istihdam sağladığına da dikkat çekilmektedir (UNWTO, 2017). Gelecek yıllarda da artış hızının devam edeceği öngörülen sektörün sağladığı ekonomik, sosyal ve çevresel faydalardan daha fazla pay almaya çalışan ülkeler arasında rekabetin de hız kazanacağı şüphesizdir (Webster ve Ivanov, 2014: 137).

Büyüyen turizm pazarında daha fazla söz sahibi olmak ve pastadan daha büyük pay almak isteyen ülkelerin rekabetçi destinasyonlardan biri haline gelmesi son derece önemlidir. Bu durum, özellikle ülke gelirlerinin büyük bir bölümünü turizmden karşılayan ülkeler için turizm planlaması ve turizm politikalarının oluşturulması sürecinde doğru kararların verilmesini daha da önemli hale getirmekte, bu bakımdan turizm rekabetçilik gücüne etki eden faktörlerin dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır (Navickas ve Malakaustkaite, 2009: 37).

Turizmde rekabet gücünü etkileyen faktörler arasında turizm altyapısı, hükümet politikaları, çalışanların yetenekleri gibi faktörler ile birlikte rekabetçi üstünlük sağlamaya yardımcı olan doğal kaynakların da önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Bir turizm destinasyonunun rekabet gücüne etki eden çok sayıda objektif ve sübjektif kritik bileşenin var olduğunu belirten ve bunları niteliksel ve niceliksel faktörler altında gruplandıran Bahar ve Kozak (2012); insan sermayesini, teknolojik gelişmeleri, turistik arz ve talebi, imaj ve devletin rolünü, sunulan hizmet kalitesi gibi bileşenleri rekabete etki eden temel parametreler arasında değerlendirmektedir. Dwyer ve Kim (2003), Bütünleştirilmiş Rekabet Modelinde bu faktörleri doğal kaynaklar, talep koşulları, destinasyon yönetimi ve bölgesel koşullar başlığı altında, Crouch ve Ritchie ise (2000), Kavramsal Rekabet Modelinde temel kaynak ve çekicilikler, destek faktörleri, destinasyon yönetimi ve niteliksel faktörler başlıkları altında gruplandırmıştır. Bu modeller yanında, son yıllarda ülkelerin hem uluslararası, hem de seyahat ve turizm sektörlerinin rekabet gücünü ölçme ve değerlendirmede Dünya Ekonomik Formu tarafından yapılan araştırmalar da önemli rol oynamakta olup, bu kapsamda kurum tarafından geliştirilen Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi (WEF, 2017b), sektörün rekabet gücüne etki eden faktörlerin belirlenmesine ve ülkeler arasında karşılaştırma yapmaya imkan tanımakta iken, Küresel Rekabetçilik Endeksi ise ülkelerin uluslararası rekabetçilik düzeylerinin analizine yardımcı olabilmektedirler (WEF, 2017a).

Dünya Ekonomik Formu tarafından hem Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi, hem de Küresel Rekabetçilik Endeksinin oluşturulması ve ülke puanının hesaplanması sürecinde sektörlere tahsis edilen kaynakların ne kadar etkin bir şekilde kullanıldığı, ayrıca sektörlerin sürdürülebilir gelişimi için gerek duyulan diğer zorunlu koşulların sağlanıp sağlanmadığı dikkate alınmaktadır. Rekabet gücünün analizi sonucunda yapılan puanlamalar özellikle ilgili sektörlerdeki eksikliklerin belirlenmesi ve geliştirilmeye ihtiyaç duyulan alanların tespit edilmesi açısından önem taşımakta olup (Mazanec ve Ring, 2011: 728) gelecekte bu alanda yapılması gereken iyileştirmeler ile sektörlerin genel ülke ekonomisine doğrudan ve ülke rekabetçiliğine olan dolaylı katkısı da arttırılabilecektir. Bu bakımdan, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi

Page 57: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK

51

tek başına Türk Cumhuriyetlerinin turizm rekabet gücünü ve buna etki eden faktörlerin ağırlığını ortaya çıkarmada yeterli iken, Küresel Rekabetçilik Endeksi ile birlikte değerlendirildiğinde çarpan ve çoğaltan etkisi ile 40’dan fazla sektörle etkileşim halinde olan turizm sektörünün ülke rekabeti üzerindeki mevcut etkisinin analizine de yardımcı olacağı düşünülmektedir (Ersun ve Arslan, 2011: 234).

Brittanica ansiklopedisinde Türk toplulukları, Altay dil ailesinin alt grubu olan Türk dil ailesinin farklı dillerinden birini konuşan ve ortak kültürü taşıyan gruplar olarak tanımlanmaktadır (www.brittanica.com). Günümüzde Türk Dünyası olarak ifade edilen coğrafyada var olan bağımsız Türk Devletleri; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir. 2017 yılı Dünya Ekonomik Formu tarafından yayımlanan Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksinde (WEF, 2017b) Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan Avrasya bölgesi ülkeleri içerisinde, Türkiye ise Güney Avrupa ülkeleri ile beraber ele alınarak turizm rekabet gücü bakımından değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC, 2017) verilerine göre, 2017 yılında Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’a yapılan toplam seyahat sayısı 41,7 milyon kişiye ulaşmış olup, bu rakam aynı yıl gerçekleşen toplam uluslararası seyahatlerin %3,3’ne karşılık gelmektedir. Kış sporları, dağcılık, sağlık ve termal turizm, inanç turizmi bakımından yüksek potansiyele sahip bu devletlerin tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde bulunması, bölgenin kültürel açıdan da zengin mirasa sahip destinasyonlardan birine dönüşmesine önemli katkılar sağlamış, bu durum bölge ülkelerinin turizm rekabetçiliğini arttırma fırsatını da beraberinde getirmiştir (Kantarcı, 2007: 825). 2017 yılında turizm sektörü Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın toplam milli gelirine doğrudan %3,5’lik katkı sağlamış olup, 849 bin kişiye de istihdam imkanı sunmuştur (WTTC, 2017).

YÖNTEM

Bu çalışmanın ilk amacı; ülke rekabetçiliği ile seyahat ve turizm rekabetçiliği arasında herhangi bir ilişkinin var olup olmadığını, bu bakımdan turizm rekabetçiliğine etki eden faktörlerde meydana gelecek değişikliklerin ülkelerin uluslararası rekabet gücünü ne şekilde etkilediğini belirlemektir. Bu kapsamda Dünya Ekonomik Formu tarafından yayımlanan endekste Türk Cumhuriyetlerinin de (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan) aralarında bulunduğu Güney Avrupa ve Avrasya bölgesi ülkelerinin turizm sektörlerinin mevcut durumu değerlendirilerek sektörün uluslararası rekabetçilik elde etmedeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın ikinci amacı ise; Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksine göre ülkelerin rekabetçilik performanslarının homojenliğinin kümelenme yöntemi ile analiz edilmesi ve yine endeksin homojenlik analizini gerçekleştirmede yeterli bir gösterge olup olmadığının belirlenmeye çalışılmasıdır. Yayınlanan raporlarda Türkmenistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm sektörüne ilişkin verilere ulaşmanın oldukça güç olduğunu göz önünde bulundurarak bu araştırma sürecinde yapılan değerlendirmelerde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın verilerinden yola çıkılarak analiz süreci gerçekleştirilmiştir.

Araştırma sürecinde kullanılan ikincil verilere ulaşmada Dünya Ekonomik Formu tarafından yıllık olarak yayımlanan raporlardan yararlanılmıştır. Buna göre ülkelerin rekabetçilik düzeylerine ilişkin veriler Küresel Rekabetçilik Endeksi Raporu (WEF, 2017a), turizm sektörünün rekabetçilik düzeylerine ilişkin veriler ise Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi (WEF, 2017b) Raporundan elde edilmiştir. Araştırmada aşağıda verilen hipotezler test edilmiş olup, verilerin

Page 58: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

52

analizinde, kümelenme analizi ve regresyon analizi gibi istatistiksel yöntemlerden yararlanılmıştır.

𝑯𝟏: Türk Cumhuriyetlerinin de aralarında bulunduğu Güney Avrupa ve Avrasya bölgesi ülkelerinin seyahat ve turizm sektörlerindeki rekabet gücü uluslararası rekabetçilik üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir.

𝑯𝟐: Turizm sektörünün gelişimi ve rekabetçilik performansını etkileyen faktörler açısından Türk Cumhuriyetleri homojen olmayan bir yapıya sahiptir.

Bu kapsamda, yukarıdaki hipotezlerden hareketle araştırmanın sonuç ve tartışma kısmı ise aşağıdaki gibi tasarlanmıştır;

• Avrasya ve Güney Avrupa bölgesi ülkelerinin rekabetçilik düzeylerinin Küresel Rekabetçilik Endeksi ve Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi’ne göre değerlendirilmesi ve bunlar arasındaki korelasyonun incelenmesi,

• Genelde Avrasya ve Güney Avrupa bölgesi ülkelerinin, özelde ise Türk Cumhuriyetlerinin seyahat ve turizm sektörlerinin rekabetçilik düzeylerini etkileyen faktörlere göre homojen bir yapıda olup olmadıklarının analiz edilmesi.

BULGULAR

Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi turizm bölgelerinin veya ulusal ekonomi düzeylerinde turizm sektörünün rekabetçiliğini gösteren endekstir. Endekse göre sektörün rekabet gücü ülkelerdeki turistik çekicilikleri, turizmin gelişim düzeyini ve bunlara etki eden bileşenleri göz önünde bulundurarak belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda endeksin ortaya çıkmasını etkileyen dört ana faktör bulunmaktadır ki, bunlar; “Yasal Çerçeve”, “İş Ortamı”, “Altyapı” ve “Doğal ve Kültürel Kaynaklar” faktörleridir. Her bir ana faktör çok sayıda alt bileşenden meydana gelmekte olup, bu bakımdan Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi, sektörün rekabet gücünü etkileyen toplam 14 alt faktörün birleşmesinden meydana gelmektedir.

Araştırmada kullanılan bir diğer endeks, ulusal ekonomilerin rekabetçilik düzeylerini değerlendirme, bununla da hem mikro, hem de makroekonomik durumu analiz etmede kullanılan Küresel Rekabetçilik Endeksidir. Küresel Rekabetçilik Endeksi üç ana parametreden oluşmaktadır ki; bunlar “Temel Gereksinimler”, “Etkinlik Arttırıcılar” ve “İnovasyon” faktörleridir. Ana faktörler farklı alt faktörlerden meydana gelmekte olup, bu endeksteki alt faktörlerin toplam sayısı ise 12’dir.

136 ülkenin değerlendirilmeye tabi tutulduğu 2017 yılı Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Raporunda, Türk Devletlerinin 44’cü sıradan 115’ci sıraya kadar farklı konumlarda bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda Türk Cumhuriyetlerini turizm sektörlerinin rekabetçilik düzeyleri üzerinden karşılaştırdığımızda; listenin en üst sırasında bulunan Türkiye’nin ortalama 4,14 puan ile 44. sırada yer aldığı görülmekte iken, en düşük göstergeye sahip Kırgızistan’ın ise 3,1 puan ile toplam 136 ülkenin sadece 21’den daha yüksek turizm rekabetçilik puanına sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırma kapsamında ülkelerin uluslararası rekabet güçlerini değerlendirmek amacıyla yararlanılan Küresel Rekabetçilik Endeksinde ise Türk Devletleri arasında en yüksek göstergenin 35’ci sıra ile Azerbaycan’a, en düşük göstergenin ise genel sıralamada 137 ülke arasında 102’ci sırada yer alan Kırgızistan’a ait olduğu görülmektedir.

Page 59: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK

53

Tablo 1. Türk Cumhuriyetlerinin Küresel Rekabetçilik ve Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Skorları ve Sıralamaları

GCI 2017-2018 TTCI 2017-2018

Ülke Skor Sıra Skor Sıra

Azerbaycan 4,7 35 3,7 71

Türkiye 4,4 53 4,14 44

Kazakistan 4,35 57 3,6 81

Kırgızistan 3,90 102 3,10 115

Araştırmada 𝑯𝟏 hipotezi kapsamında test edilen ilk hipotez ile turizm sektörünün rekabetçiliği ve uluslararası rekabetçilik arasındaki ilişkinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda ilgili verilerine ulaşılan Türk Cumhuriyetlerinin de aralarında bulunduğu toplam 16 ülkenin turizm rekabet gücü ve uluslararası rekabet gücü arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla Pearson Korelasyon Analizi uygulanmıştır. Yapılan analiz sonucunda turizm ve uluslararası rekabet gücü arasında pozitif yönlü doğrusal bir ilişkinin (r= ,590) var olduğu ve bu ilişkinin istatistiksel açıdan da anlamlı olduğu (p< 0,05) ortaya çıkmıştır (Tablo 3).

Tablo 2: Turizm Rekabetçiliği Bağımsız Değişkeni ile Uluslararası Ülke Rekabetçiliği Bağımlı Değişkeni Arasındaki İlişki

TTCI 2017-2018 GCI 2017-2018

TTCI 2017-2018 Pearson Katsayısı 1 .590*

Anlamlılık Düzeyi .016

N 16 16

GCI 2017-2018 Pearson Katsayısı .590* 1

Anlamlılık Düzeyi .016

N 16 16

*Korelasyon 0.05 düzeyinde anlamlıdır.

Bu ilişkinin daha iyi anlaşılması için Türk Cumhuriyetlerinin de aralarında bulunduğu Güney Avrupa ve Avrasya bölgesi ülkelerinin seyahat ve turizm rekabetçilik düzeyinin ülke rekabetçiliği üzerindeki etkisini test etme amacıyla regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonucunda, bir sektör olarak seyahat ve turizm sektörünün ülkelerin rekabet güçleri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu (β=0,229; p<0,05) bulgulanmıştır (Tablo 4). Buna göre, ilgili ülkelerin seyahat ve turizm sektörlerinin rekabet gücünde meydana gelecek bir puanlık artış uluslararası rekabet gücünü ,229 puan arttıracaktır. Sonuç olarak 𝐻% hipotezi yapılan analiz sonucunda kabul edilmektedir.

Page 60: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

54

Tablo 3: Turizm Rekabetçiliği Bağımsız Değişkeni ile Uluslararası Ülke Rekabetçiliği Bağımlı Değişkeni Arasındaki Regresyon Analizi

Model B Std. Error Beta t Sig.

1 Sabit 3.414 .344 9.919 .000

Turizm Rekabetçiliği

.229 .084 .590 2.735 .016

a. Bağımlı Değişken: Ülke Rekabetçiliği

Çalışmada Türk Cumhuriyetlerinin turizm rekabetçiliğine etki eden faktörler bakımından homojen bir dağılım gösterdiğine ilişkin varsayımın test edilmesi amacıyla ise kümelenme analizine başvurulmuştur. Çok değişkenli analizlerden biri olan küme analizinin temel amacı çok sayıdaki değişkeni benzer ve farklı özelliklerinden yola çıkarak göre gruplandırmaktır. Bu bakımdan grup içerisindeki değişkenler kendi arasında homojen özellikler sergilerken, gruplar arasında heterojenlik hakim olacaktır (Chandra ve Menezes, 2001: 89-90).

Değişkenlerin bir küme altında gruplandırılmasında farklı yöntemlerden yararlanılmaktadır ki, bunlar arasında daha yaygın olarak kullanılan yöntemler hiyerarşik ve hiyerarşik olmayan gruplandırma yöntemleridir. Çalışma kapsamında kullanılan K-Ortalamalar kümelenme analizi, hiyerarşik olmayan kümelenme yöntemlerinden biridir. Hiyerarşik kümelenme yönteminde küme sayısı analiz sonucunda ortaya çıkmakta iken, K-Ortalamalar tekniği araştırmacı tarafından önceden belirlenen sayıda kümelerin oluşturulması açısından farklılık göstermektedir (Veal, 2017: 493).

Çalışma kapsamında küme analizi SPSS paket programından yararlanılarak yapılmıştır. Küme analizinin gerçekleştirilmesinin temel amacı, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksini alt boyutlarına göre değerlendirdiğimizde turizm sektörünün rekabetçilik düzeyi bakımından homojen yapıya sahip ülkelerin belirlenmesi ve bu ülkelerin birbirlerine göre rekabet durumlarının kıyaslanmasıdır. Daha önce de belirttiğimiz üzere, Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksinin dört ana parametresi bulunmakta olup, bunlar da kendi içerisinde çok sayıda alt boyutlardan meydana gelmektedirler. Bu faktörlerden ilki, “Çevresel Faktörler” olup; “İş Çevresi”, “Emniyet ve Güvenlik”, “Sağlık ve Hijyen”, “Beşeri Kaynaklar ve İşgücü Piyasası” ile “Bilgi ve İletişim” gibi alt kategorilerden meydana gelmektedir.

Çevresel Faktörler boyutu göz önünde bulundurularak yapılan ilk analizde, Şekil 2’den de görüldüğü üzere Azerbaycan ve Kazakistan yüksek rekabetçiliğe sahip birinci kümede, Kırgızistan orta rekabetçiliğe sahip ülkelerin bulunduğu ikinci kümede yer almakta iken, Türkiye ise üçüncü kümede yer almıştır. Çevresel rekabetçiliği etkileyen bileşenler açısından değerlendirildiğinde, özellikle hem son yıllarda ulusal güvenliğin turizm sektörü üzerindeki artan etkisi (Aschauer, 2014) ve yaşanan terör olaylarının ülke imajını zedelemesi hem de teknolojik altyapı faktörü bakımından Türkiye ve Kırgızistan’ın diğer grup ülkelerinden geride kalması gruplar arasında farklılığın ortaya çıkmasını etkileyen temel bileşenler olarak değerlendirilmektedir. Bunun dışında, Şekil 2 incelendiğinde yabancı sermaye yatırımlarına ilişkin düzenlemeler, özel sektör için yasal düzenlemelerin yeterliliği, ülkedeki vergilendirme sistemi, zorunlu eğitim ve işçi hakları gibi bileşenlerin yer aldığı eğitim, emek piyasaları ile finansal hizmetler bakımından ise kümeler arasında anlamlı bir farklılığın bulunmadığı görülmektedir.

Page 61: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK

55

Şekil 1. Ülkelerin Seyahat Ve Turizm Rekabetçiliği Endeksi Alt Faktörlerine Göre Kümelenmesi

Şekil 2. Seyahat ve Turizm Rekabetçiliğini Etkileyen Bileşenlerin Kümelenme Değerleri

Turizm Politika ve Koşullarının Etkinleştirilmesi başlıklı ikinci faktörde bulunan “Turizmin Önceliklendirilmesi”, “Uluslararası Açıklık”, “Fiyat Rekabeti” ve “Çevresel Sürdürülebilirlik” alt faktörleri göz önünde bulundurularak yapılan küme analizinde ise Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi daha düşük rekabetçilik düzeylerine sahip ülkelerin üçüncü, Türkiye’nin ise bu ülkelere nazaran daha iyi göstergelere sahip olmasından dolayı ikinci kümede yer aldığı

1 1 1 1 1 1

3

1

3

1 1 1 1

3

2 2

1

2

1 1

2

1

2

1

3

2

3 3 3 3 3 3

1 1 1

3

1 1

3 3 3

2 2 2 2 2 2 2

1 1

3 3 3

2

3

2

3

2 2 2 2 2 2 2

0

1

2

3

4

İspan

yaİta

lya

Portekiz

Yunanist

an

Hırvati

stan

Malta

TürkiyeKıbrıs

Rusya

Gürcista

n

Azerb

aycan

Kazak

istan

Ermen

istan

Ukrayna

Tacikist

an

Kırgızi

stan

Çevresel Faktörler Turizm Politika ve Koşullarının Etkinleşdirilmesi

Altyapı Doğal ve Kültürel Kaynaklar

0

1

2

3

4

5

6

7İş Ortamı

Emniyet ve Güvenlik

Sağlık ve Hijyen

İnsan Kaynağı veİşgücü piyasası

Bilgi ve İletişimTeknolojileri

TurizminÖnceliklendirilmesi

Uluslararası Açıklık

Fiyat Rekabeti

ÇevreselSürdürülebilirlik

Hava TaşımacılığıAltyapısı

Kara TaşımacılığıAltyapısı

Turistik HizmetAltyapısı

Doğal Kaynaklar

Kültürel Kaynaklar veİş Seyahati

1. Küme 2. Küme 3. Küme

Page 62: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

56

görülmektedir. SSCB’nin dağılması ile bağımsızlığına yeni kavuşan Türk Devletlerinin özellikle geçiş ekonomisinde bulunmasından kaynaklı uluslararası açıklık konusunda büyük ölçüde zayıf kaldığı bilinmektedir. Bu bağlamda, yürürlükte olan bölgesel ticaret anlaşmaları ve hava hizmetlerindeki işbirliği bakımından ülkelerin gelişme kaydedememesi ayrıca vize süreci ve bu konudaki bürokratik engellere yönelik olarak son yıllarda Azerbaycan’ın ilerleme kaydetmesine rağmen (Carrion, 2016: 18), bunun bütüncül etkisinin yetersiz kalması ülkelerin bu faktörde geri kalmalarını etkileyen en temel bileşenlerdir.

Yukarıda söz edilen faktörler yanında kamu politikalarında turizme ayrılan bütçenin az olması, turizm ve seyahat verilerinin zamanında toplanması ile ilgili eksiklikler ve bu verilerin kapsamlılığına ilişkin sıkıntılar da “Turizm Politika ve Koşulları” faktöründe, Kazakistan ve Kırgızistan gibi üçüncü grupta kümelenen ülkelerin hem Türkiye gibi ikinci, hem de İspanya, İtalya, Portekiz gibi rekabet gücü bakımından lider birinci grup ülkelerinden geride kalmalarının başlıca nedenleri arasında sıralanabilir. Faktöre dahil diğer bileşenler açısından incelendiğinde, Kırgızistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın sadece fiyatlar genel düzeyi ve fiyat rekabetçiliği hususunda Türkiye’ye göre daha güçlü rekabet gücüne sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Faktördeki son bileşen olan turizmin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması amacıyla yürütülen politika ve stratejiler açısından değerlendirdiğimizde ise, analize tabi tutulan tüm Türk Devletlerinin hem birbirine benzer bir yapıya sahip oldukları, hem de bölgedeki diğer ülkelerin genel ortalamasına yakın bir göstergeye sahip oldukları ortaya çıkmıştır.

Turizmin gelişimi üzerinde önemli bir paya sahip ulaşım ve turistik hizmet altyapısına ilişkin verilerden yararlanılarak yapılan üçüncü analiz sonucunda Türkiye’nin orta rekabetçilik düzeyi ile Rusya, Yunanistan ve Kıbrıs gibi bölge ülkeleri ile benzer özellikler göstererek üçüncü kümede konumlandığı görülmektedir. Bu bakımdan Türkiye’nin İtalya, İspanya, Hırvatistan ve Portekiz gibi birinci kümede yer alan ve daha güçlü rekabetçilik düzeyine sahip bölge ülkelerinden kara ulaşım altyapısı ve turistik hizmet altyapısı bakımından geride kaldığı, hava yolu ulaşım altyapısı bakımından ise benzer rekabetçilik düzeyine sahip olduğu görülmektedir. 2017 yılında yayınlanan raporda (WEF, 2017b), hava ulaşımı altyapısı bakımından 136 ülke arasında 14. sırada yer alan Türkiye’nin özellikle 2018 yılından itibaren yeni havalimanının da faaliyetine başlaması ile beraber yoğunluk sorununu ortadan kaldıracağı ve gelecek yıllarda daha üst sıralara çıkacağı tahmin edilmektedir. İkinci grupta yer alan Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkeler ise turizm altyapısı bakımından zayıf rekabet gücüne sahip ve bu bakımdan gelişime ihtiyaç duyulan ülkeler olarak değerlendirilmektedir.

Analize tabi tutulan son parametre turizm bölgelerinin rekabet gücü elde edebilmesi için kritik öneme sahip doğal ve kültürel çekiciliklerin dahil olduğu “Kaynaklar” alt kategorisidir. Bu kapsamda sadece Türkiye’nin hem doğal hem de kültürel kaynaklar bakımından diğer Türk Devletlerinden daha yüksek bir rekabetçilik düzeyine sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Dünya Mirası Listesi’nde bulunan doğal ve kültürel değerleri ve yine sayısı 15’e ulaşan somut olmayan kültürel miras örnekleri ile listenin üst sırasında kararlaşan Türkiye’nin sahip olduğu bu eşsiz değerlerle önemli bir fırsatı da elinde bulundurduğu şüphesizdir. Ancak unutulmamalıdır ki, listede yer alan ancak doğal ve kültürel değerleri bakımından rekabetçilik düzeyi daha zayıf kalan Türk Devletlerinin turizm politikası ve planlaması sürecinde belirleyecekleri stratejik kararlar ile bu zayıflıkları atlatabileceği de şüphesizdir.

Page 63: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Orkhan ALİLİ ve İsmail KIZILIRMAK

57

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu araştırma ile Türkiye, Azerbaycan Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetlerinin turizm sektörlerinin genel durumu analiz edilerek, sektörün uluslararası rekabetçilik kazanmaya katkı sağlayıp sağlamadığı Dünya Ekonomik Formu tarafından belirlenen parametreler ve alt faktörler ışığında incelenmeye çalışılmıştır. Ülkelerin turizm sektörlerinin genel durumu her yıl Dünya Ekonomik Formu tarafından yayımlanan, 4 ana faktör ve 14 alt faktörden oluşan Seyahat ve Turizm Rekabetçilik Endeksi ve Küresel Rekabetçilik Endeksi verilerinden yararlanılarak incelenmiş, analize tabi tutulan Türk Devletleri endekste yer alan bölümlendirme şekli ile Güney Avrupa ve Avrasya ülkeleri ile beraber ele alınarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Endekste yer almayan Türkmenistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi Türk Devletlerinin ilgili verilerine ulaşılamaması sebebi ile araştırma kapsamı dışında tutulmuştur.

Araştırma bulguları, analize tabi tutulan ülkelerde turizm rekabet gücünün uluslararası rekabetçilik üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğuna yönelik hipotezi doğrular niteliktedir. Bu sonuç, turizm rekabetçiliğinde yaşanan artışların Türk Devletlerinin uluslararası rekabet gücünü arttırmaya yardımcı olacağını bir kez daha ortaya koymaktadır. Araştırma sürecinde başvurulan küme analizi ile benzer turizm rekabet gücüne sahip olan ülkelerin gruplandırılması amaçlanmış olup, rekabetçiliği etkileyen dört ana faktör ve bunları oluşturan alt faktörler göz önünde bulundurarak yapılan analizler ile Türk Devletlerinin bazı faktörlerde iki, bazı faktörlerde ise üç farklı grupta kümelendiği ve bu bakımdan homojen olmayan özellik gösterdikleri ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan, genel sonuçlar itibariyle Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın bölgedeki diğer ülkelere göre birçok bileşende düşük rekabetçilik skorları ile zayıf rekabetçilik düzeyine sahip oldukları görülmüş, Türkiye’nin ise orta rekabet gücü ile bu ülkelerin önünde, bölgedeki İspanya, İtalya gibi ülkelerin ise gerisinde yer aldığı bulgulanmıştır.

Ortaya çıkan kümeler, turizm rekabetçiliği konusunda benzer ve farklı özelliklere sahip Türk Devletlerinin belirlenmesine yardımcı olmuştur ki, bu da gelecekte ortak rekabet stratejilerinin geliştirilmesine de yardımcı olacaktır. Çalışma sonucunda aynı kümede yer aldığı ve turizm rekabetine etki eden faktörler bakımından homojen özellikler gösterdiği belirlenen Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında mevcut eksiklerin ortadan kaldırılması için ortak çalışmalar yürütülebilir. Özellikle zengin doğal ve kültürel kaynaklara sahip olmasına rağmen bu göstergelerde düşük rekabetçilik grubunda yer alan bu ülkelerin ortak tanıtım çalışmalarına yönelmesi buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca turistik hizmet altyapısı, hava taşımacılığı altyapısı ve uluslararası açıklık bakımından zayıf rekabetçiliğe sahip Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın hem turizm rekabetçiliğini, hem de turizm rekabetçiliğinden etkilenen uluslararası rekabetçiliğini artırması için bu faktörlerde en iyi gelişmişlik düzeyine sahip İspanya, İtalya, Portekiz gibi ülkeler ile neredeyse benzer rekabetçilik gücüne ulaşmış olan Türkiye’nin tecrübelerinden de yararlanabilmesi, bunun için karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesinin de ilgili eksikliklerin ortadan kaldırılmasına olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

KAYNAKÇA

Aschauer, W. (2014). New Approaches in The Research on Terrorist Attacks Affecting Tourism Demand, (Editor) Andrews, H.: Tourism and Violence incl. (165-186) New York: Routledge. Bahar, O. ve Kozak, M. (2012). Turizm ve Rekabet, Ankara: Detay Yayın.

Carrion, C. J. (2016). Why Azerbaijan Needs A Strategic Reform of Its Foreign Policy Towards The European Union?, Center for Economic and Social Development, Baku.

Page 64: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):47-58

58

Chandra, S. and Menezes, D. (2001). Applications of multivariate analysis in international tourism research: The marketing strategy perspective of NTOs, Journal of Economic and Social Research, 3 (1): 77–98.

Çoban, O. (2001). Teknolojik Gelişme ve Rekabet Gücü. Verimlilik Dergisi, 4, 32.

Crouch, G. I. and Ritchie, J. B. (2000). The Competitive Destination: A Sustainability Perspective, Tourism management, 21(1): 1-7. Dwyer, L. and Kim, C. W. (2003). Destination Competitiveness: Determinants and Indicators, Current Issues in Tourism, 6(5): 369-414. Ersun, N. ve Arslan, K. (2011). Turizmde Destinasyon Seçimini Etkileyen Temel Unsurlar ve Pazarlama Stratejileri, MU Iktisadi ve Idari Bilimler Dergisi, 31 (2), 229-248. Evans, N., Stonehouse, G. and Campbell, D. (2003). Strategic Management for Travel and Tourism. Amsterdam: Butterworth-Heinemann.

Hassan, S. S. (2000). Determinants of market competitiveness in an environmentally sustainable tourism industry, Journal of Travel Research, 38(3), 239-245.

Kantarci, K. (2007). Perceptions of Foreign Investors on the Tourism Market in Central Asia Including Kyrgyzstan, Kazakhstan, Uzbekistan, Turkmenistan, Tourism Management, 28, 820-829.

Mazanec, J. A. and Ring, A. (2011). Tourism Destination Competitiveness: Second Thoughts on The World Economic Forum Reports, Tourism Economics, 17 (4), 725-751. Navickas, V. and Malakauskaite, A. (2009). The Possibilities for The Identification and Evaluation of Tourism Sector Competitiveness Factors, Engineering Economics, 1, 37–44.

Sarıkaya, S. (2006). Sürdürülebilir Rekabet Avantajı, (Editör) Eraslan, H. ve Şelli, F.: Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede Organik Tarım Sektörü : Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar içinde (ss. 851-864) İstanbul, Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK).

Scheyvens, R. (2007). Exploring the Tourism-Poverty Nexus, Current Issues in Tourism, 10(2-3): 231-234.

WEF (World Economic Forum). (2017a). Global Competitiveness Report 2017-2018. [Online] https://www.weforum.org/reports/the-global-competitiveness-report-2017-2018 , [Erişim Tarihi: 24.04.2018]

WEF (World Economic Forum). (2017b). The Travel &Tourism Competitiveness Report 2017. [Online] http://www3.weforum.org/docs/WEF_TTCR_2017_web_0401.pdf , [Erişim Tarihi: 24.04.2018]

Theobald, W. (2006). The Meaning, Scope, and Measurement of Travel and Tourism, (Editor) Theobald, W.: Global Tourism incl. (pp. 5-25) Amsterdam, Butterworth-Heinmann.

UNWTO. (2017). Tourism Highlights 2017 Edition, World Tourism Organization, Madrid.

Veal, A. J. (2011). Research Methods for Leisure & Tourism. United Kingdom: Harlow.

Webster, C. and Ivanov, S. (2014). Transforming competitiveness into economic benefits: Does tourism stimulate economic growth in more competitive destinations? Tourism Management, 40, 137-140. World Travel and Tourism Council (WTTC). (2017). Travel and tourism: Global economic impact and issues, 2017.

www.britannica.com/topic/Turkic-peoples [Erişim Tarihi: 21.05.2018].

Page 65: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):59-65.

DOI: 10.26677/tutad.2019.47 ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası:

https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Konfor Gıda Tüketimi: Mersin’den Örnekler1

Arş. Gör. Neslihan ŞİMŞEK, Mersin Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Mersin, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-3492-3757

Prof. Dr. A. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği, Mersin, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-9192-1969

Dr. Öğr. Üyesi Serpil YALIM KAYA, Mersin Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Mersin, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4762-596X

Öz

Konfor2 gıdalar; stres, üzüntü, depresyon gibi negatif duygu durumunda iyi hissetmek ya da mutluluk, başarı gibi pozitif duygu durumunda bireylerin kendilerini ödüllendirmek için tükettikleri gıdalar olarak tanımlanabilir. Bu çalışmanın amacı, Mersin’de yaşayan insanların negatif ve pozitif duygu durumlarında tükettikleri konfor gıda tercihlerinin belirlenmesidir. Mersin il merkezinde yaşayan 168 kişi ile 2018 yılı Mart ve Nisan aylarında yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş ve 154 adet geçerli form elde edilmiştir. Katılımcılar kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak araştırmaya dahil edilmiş, elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışma bulgularına göre, negatif ve pozitif duygusal durumlarda tüketilen konfor gıdaların farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bireylerin mutlu, keyifli ve başarılı oldukları durumlarda çay, kahve, kebap ve köfte çeşitlerine, çekirdek ve çikolataya yöneldiği bulgulanmıştır. Bireylerin stresli ve gergin oldukları durumlarda en çok yöneldikleri konfor gıdalar sırasıyla çay ve kahve, çikolata ve tatlılar kategorisinden künefe ve baklava gibi şerbetli tatlılar olmuştur. Bununla birlikte bireylerin önemli bir kısmı stres altında yeme ve içmeye yönelmediğini ve iştahlarının kesildiğini belirtmiştir. Çocukluk anılarını hatırlatan nostaljik yiyecek ve içecekler incelendiğinde sırasıyla şekerleme, çorbalar, çiğ köfte, dolma ve batırık ile kişinin dalından topladığı meyvelerin nostaljik konfor gıdalar olduğu tespit edilmiştir. Gelecekte konfor gıdalarla ilgili yapılacak çalışmalar için, demografik özelliklere göre konfor gıda tüketiminin ve farklı kültürlerin konfor gıda tercihlerinin incelenmesi önerilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Konfor gıda, Duygular ve gıda tüketimi, Mersin Makale Gönderme Tarihi: 01.10.2018Makale Kabul Tarihi: 8.12.2019

Önerilen Atıf: Şimşek, N., Çakıcı, A. C. ve Yalım Kaya, S. (2019). Konfor Gıda Tüketimi: Mersin’den Örnekler, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):59-65. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

1 Bu çalışma Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeler Birimi (BAP) tarafından kabul edilen 2018-1-TP2-2834 numaralı proje kapsamında desteklenmiştir.

2 “Comfort food” kavramı hakkında Türkçe terim arayışı devam etmektedir. Uygun bir terim bulunana kadar “konfor gıda” kelimesinin kullanılmasına karar verilmiştir.

Page 66: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):59-65.

60

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):59-65.

DOI: 10.26677/tutad.2019.47 ISSN: 2587–0890 Journal Homepage:

https://www.tutad.org

RESEARCH PAPER

Consumption of Comfort Foods: Examples from Mersin

Res. Assist. Neslihan ŞİMŞEK, Mersin University, Tourism Faculty, Department of Gastronomy and Culinary Arts, Mersin, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-3492-3757

Prof. Dr. A. Celil ÇAKICI, Mersin University, Tourism Faculty, Mersin, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-9192-1969

Dr. Serpil YALIM KAYA, Mersin University, Tourism Faculty, Department of Gastronomy and Culinary Arts, Mersin, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4762-596X

Abstract

Comfort food can be defined as foods that people consume to relieve themselves in the event of negative feelings such as stress, sadness, and depression or to reward themselves in the case of positive feelings such as happiness and success. The aim of this study is to determine the preferred comfort foods people living in Mersin consume in the negative and positive situations. Semi-structured interviews were conducted with 168 participants living in Mersin province center in March and April 2018 and 154 valid forms were obtained. Participants were included in the study using convenience sampling method based on their age and gender. The obtained data were subjected to content analysis. According to the findings of the study, it was determined that the comfort foods consumed in negative and positive emotional situations were different. It was found out that when people were happy, pleased, and successful, they mostly preferred Turkish tea, coffee, assorted kebabs and meatballs, sunflower. On the other hand, when they are stressed and nervous, the most frequent comfort foods are respectively Turkish tea and coffee, chocolate, and desserts with sweet syrup such as künefe and baklava. Nevertheless, a significant number of participants expressed that they aren’t tend to eat or drink under stress and that they lose their appetite. When nostalgic foods and drinks reminiscent of childhood memories were examined, it was found that candies, soups, çiğ köfte, dolma, batırık and fruits are respectively nostalgic comfort foods for participants. It is suggested for future studies on comfort foods that comfort food consumption based on the demographic characteristics and comfort food preferences of different cultures can be examined.

Keywords: Comfort food, Emotions and food consumption, Mersin Received: 01.10.2018 Accepted: 8.12.2019

Suggested Citation: Şimşek, N., Çakıcı, A. C. and Yalım Kaya, S. (2019). Consumption of Comfort Foods: Examples from Mersin, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):59-65. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 67: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Neslihan ŞİMŞEK, A. Celil ÇAKICI ve Serpil YALIM KAYA

61

GİRİŞ

Bireylerin gıda seçimini etkileyen çeşitli faktörlerin olduğu bilinmektedir (Shephard ve Dennison, 1996: 348). Bu faktörler kendi arasında değişik şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Bireylerin gıda seçimlerine etki eden faktörleri Vabø ve Hansen (2014:146) biyolojik, psikolojik, kültürel ve toplumsal faktörler şeklinde sınıflandırırken, Babicz-Zielińska (2006: 379) ürüne ilişkin faktörler, tüketiciye ilişkin faktörler ve çevreye ilişkin faktörler şeklinde üçe ayırmıştır. Tüketilen gıdaların çeşidi ve miktarının belirlenmesi konusunda tüketiciye ilişkin faktörlerden birini oluşturan psikoloji faktörünün ise gıda seçimini etkileyen faktörler arasında önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir (Babicz-Zielińska, 2006: 379). Bireylerin pozitif ve negatif duygu durumlarında farklı gıdalara yöneldiğine ilişkin araştırmalar yapılmış, genel olarak negatif ve pozitif duygu durumunda tüketilen gıdalar, konfor gıdalar olarak adlandırılmıştır. Konfor gıda, tüketimi teselli ya da iyi olma hissi veren, (Fearnley-Witttingstall, 2012), duygusal beslenme sağlayan, geçmişin olumlu hatıralarını, aşinalık ve güven duygularını kişiye yaşatan (Long, 2017: 128), ev yemekleri ya da çocuklukla ilişkili gıdalar şeklinde tanımlanabilmektedir (English Oxford Living Dictionary, 2017). Özetle konfor gıda, tüketimi bireylerde psikolojik ve duygusal rahatlık sunan gıdalardır (Spence, 2017: 105).

Konfor gıdalarla ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde konfor gıda tüketiminin kültürlere göre farklılık gösterdiği bilinmektedir. Örneğin; Dubé, LeBel ve Lu (2005), Fransızların konfor gıda olarak daha çok meyve ve sebze gibi düşük kalorili gıdaları tercih ederken, İngilizlerin daha çok yüksek kalorili tatlı gıdaları tercih ettiği sonucuna ulaşmıştır. Locher, Yoels, Maurer ve Ells (2005), konfor gıda tüketimi üzerine ele aldıkları araştırmada katılımcılardan kendileri için konfor gıda olan yiyecek ve içecekleri okulda düzenlenen grup yemeğine getirmelerini istemişlerdir. Okula getirilen konfor gıdalar incelendiğinde öğrencilerin çoğunun kendi kültürlerine ait yemekleri (humus, Alman salatası, İsveç köftesi vb.) getirdikleri görülmüştür.

Negatif duygu durumunda tüketilen konfor gıdalar incelendiğinde tüketilen gıdaların daha çok tatlı ve yağlı gıdalar olduğu bilinmektedir. Örneğin; Wansink ve Sangerman (2000) tarafından yapılan araştırmada, bireylerin üzgün oldukları zaman daha çok kurabiye, dondurma ve patates cipsi tükettiği sonucuna ulaşılmıştır. Locher ve arkadaşları (2005), pizza ve browninin stres anında rahatlamak için tüketilen konfor gıdalar olduğunu bulgulamışlardır. Kandiah, Yake, Jones ve Meyer (2006), stres durumlarında şekerleme, çikolata, kek gibi atıştırmalık gıda tüketiminin arttığı; meyve, sebze, et gibi gıdaların tüketimin azaldığı sonucuna ulaşmışlardır. Kim, Yang, Kim ve Lim (2013) tarafından stres durumunda tüketilen konfor gıdaların incelenmesi amacıyla yürütülen araştırmada bireylerin stres durumunda tatlı gıdalara yöneldikleri bulgulanmıştır. Tryon, DeCant ve Laugero (2013) kronik strese sahip bireylerin stres durumundan kurtulmak için çikolatalı keke yöneldiklerini bulgulamıştır. Kim ve arkadaşları (2013), öğrencilerin akademik stres seviyesi arttıkça; tatlı mısır gevreği, karamel, ay pastası, şekerleme, çikolata gibi tatlı gıdaları tüketme eğilimine girdiklerini bulgulamıştır.

Wansink ve Sangerman (2000) tarafından bireylerin mutlu oldukları zaman en çok pizza ve et gibi ürünleri tükettikleri bulgulanmıştır. Locher vd., (2005) konfor gıdanın sosyal ve duygusal önemini inceledikleri araştırmada, katılımcıların çok severek tükettikleri gıdaları ara sınav ve final sınavı gibi zor deneyimlerde motive edici ve ödül gıda olarak gördüklerini belirtmişlerdir. Wansink ve Sangerman (2000) Amerika’daki bireylerin “konfor gıda” tercihlerini, ne zaman tükettiklerini ve bireylerin tüketme isteklerinin nasıl oluştuğunu inceleyen üç aşamalı bir araştırma yapmışlardır. Katılımcıların %74’ü kendilerini ödüllendirmek istedikleri zaman konfor gıda tükettiklerini belirtmiştir.

Mersin’in mutfak kültürü incelendiğinde yemeklerin genelde bol baharatlı ve acılı olduğu görülmektedir. Mersin mutfağının temelini ise kebap çeşitleri oluşturmaktadır. En yaygın olan

Page 68: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):59-65.

62

kebap çeşidi ise tantunidir. Akdeniz’e kıyısı olması sebebiyle Mersin’de deniz ürünleri de yoğun bir şekilde tüketilmektedir. En yaygın olan içecekler ise şalgam, meyan şerbeti ve Tarsusi kahvedir. Tarsusi, Türk kahvesinin çay bardağında servis edildiği şeklidir. Tatlı olarak, tatlı havuçtan yapılan cezerye, salamura olmamış peynirden üretilen künefe, içliköfteye benzeyen içi Antepfıstığı ya da cevizle dolu olan kerebiç (Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2018) ve incir, elma, ayva, balkabağı, turunç kabuğu ile hazırlanan reçel ve tatlılar ve pekmez bulamacı (palıza), tüketilmektedir. Un bulamacı, etsiz yahni, nohut ve fasulye yemekleri, kısır paça, aslı bulgur çorbası olan “lepe”, sütlü kabak, mumbar, humus, fava, analı kızlı, mercimekli patlıcan, babaganuş, sarımsaklı köfte, topalak çorbası, hıhırtlaklı çorba, mercimekli ıspanak başı, bendure biriz, (domatesli pirinç), batırık, arabaşı yörede pişen diğer yemeklerdir. Yörede sıkma ve börek (gözleme) diğer sık tüketilen yiyeceklerdendir. Aynı zamanda yaz aylarında fasulye, patlıcan, kabak, domates gibi sebze yemekleri yapılmaktadır. Yufka ekmek, bazlama (tapı) ve miytan (buğday ve arpa karşımı unlardan yapılan ekmek) yörede sıklıkla tüketilen ekmeklerdendir (Çağlar, 2016: 61).

Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de yaşayan insanların negatif ve pozitif duygu durumlarında tükettikleri konfor gıda tercihlerinin belirlenmesidir. Tespit edilen bu konfor gıdalardan faydalanılarak Türkiye’de yaşayan insanlar için sağlıklı, kolay ulaşılabilir, bireylerin tercih edebileceği ve piyasaya uygun özellikte yeni gıda reçetelerinin geliştirilmesinde yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

YÖNTEM

Bu araştırmanın evrenini, Mersin merkez ilçelerinde (Akdeniz, Mezitli, Toroslar, Yenişehir) yaşayan 18 ile 72 yaş arasındaki bireyler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini oluşturan bireyler, kolayda örnekleme ile seçilmiştir. Tüm nitel veri toplama çalışmalarında örnek büyüklüğünün en az 15 olması tavsiye edilmekle birlikte (Mason, 2010: 3), bu araştırmada 168 kişi ile görüşülmüş ve 154 adet geçerli form araştırmaya dahil edilmiştir. Görüşme formunda yer alacak sorulara son şeklini vermek ve anlaşılırlığı sağlamak için 16.02.2018-16.03.2018 tarihleri arasında peş peşe ön testler yapılmıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak 27 Mart-27 Mayıs 2018 tarihleri arasında toplanmıştır. Sekiz adet açık uçlu soru ve 4 adet kapalı uçlu sorudan oluşan görüşme formu, Dubé vd., (2005), Kandiah vd., (2006), Locher vd., (2005), Wansink vd., (2003) Wansink ve Sangerman (2000)’nın gerçekleştirdikleri çalışmalardan faydalanılarak geliştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda bireylerin günlük hayatta, pozitif duygu durumunda ve negatif duygu durumunda tükettikleri gıdalar ve neden tükettikleri sorulmuştur. Son olarak; tüketildiğinde çocukluk ya da geçmiş dönemleri hatırlatan yiyecek ve içecekler ile neden bu yiyecek ve içeceklerin çocukluk/geçmiş dönemleri hatırlattığı sorulmuştur.

Araştırmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sorularına verilen cevaplar içerik analizi için veri kaynağı durumundadır. Elde edilen veriler için konuyla ilgili literatürden (Türkan, 2012; Yazıcıoğlu, Işın ve Koç, 2013) yola çıkılarak veri analizi için bir çerçeve oluşturulmuş ve temalar belirlenmiştir. Veriler okunup, elde edilen temalara yerleştirilmiştir.

BULGULAR

Araştırmaya 80’i kadın, 74’ü erkek olmak üzere toplam 154 birey katılmıştır. Elde edilen verilerden yola çıkılarak sıcaklar, salatalar-mezeler-ordövrler-zeytin yağlılar, börek-hamur işleri, kahvaltılık, fast food, tatlılar, meyveler, kuruyemişler, abur cuburlar, içecekler ve ekmekler olmak üzere 11 kategori, 41 ifade elde edilmiştir.

Page 69: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Neslihan ŞİMŞEK, A. Celil ÇAKICI ve Serpil YALIM KAYA

63

Mutlu, keyifli ve başarılı hissedilen pozitif duygu durumunda iken sırasıyla içecek (%33), sıcak yemek (%15) ve kuruyemiş (%12) ile abur cubur (%12) kategorilerine ait yiyecek ve içeceklerin daha fazla tüketildiği bulgulanmıştır. Katılımcılar, içecek kategorisi içerisinde %49’luk bir oranla sıcak içecekler grubundan çay ve kahve tükettiklerini belirtmişlerdir. Sıcak yemekler kategorisi (%15) incelendiğinde kırmızı et yemeklerinin %66’lık oranla grupta en büyük paya sahip olduğu görülmektedir. Bireylerin kırmızı et yemeklerinden en çok et mangal, kebap, İskender kebap, tandır ve köfte gibi kırmızı et yemeklerine yöneldikleri bulgulanmıştır. Katılımcılar kuruyemiş kategorisinde yer alan kabuklu kuruyemişlerden (%98) en fazla çekirdek tükettiğini belirtmiştir. Abur cuburlar kategorisinde ise, katılımcılar sırasıyla çikolata (%67), cips (%19) ve dondurma (%14) tükettiğini belirtmiştir.

Bireylerin stresli, gergin ya da mutsuz hissettikleri negatif duygu durumunda tükettikleri konfor gıdalar sırasıyla içecekler (%32), abur cubur (%27) ve tatlı kategorileri (%14) olmuştur. Sıcak içeceklerden (%55), çay ve kahve en sık tüketilen içeceklerdir. Abur cuburlar kategorisinde sıklıkla tekrar edilen çikolata (%54) olmuştur. Tatlılar kategorisinde katılımcılar tarafından sıklıkla tekrar edilen tatlı grubu şerbetli tatlılar (%42) olmuştur. Katılımcılar negatif duygu durumlarında sıklıkla künefe ve baklava tüketmeye yöneldiğini belirtmiştir. Negatif duygularda bireylerin tükettikleri konfor gıdaların frekansı incelendiğinde, günlük tüketilen yiyeceklerin frekansına göre büyük oranda bir düşüş gözlenmiştir.

Araştırmaya katılan bireylerin çocukluğunu, geçmişini hatırlatan nostaljik yiyecek ve içecekler ise sırasıyla sıcaklar (%16), abur cuburlar (%16), salatalar-mezeler-ordövrler-zeytin yağlılar (%13), meyveler (%13) ve börek-hamur işleri (%10) kategorilerinde toplanmıştır. Sıcaklar kategorisinde en çok ifade edilen grup çorbalar (%30) olmuştur. Çorbalar grubunu sıklıkla tekrar eden mercimek çorbası, tarhana çorbası, yayla çorbası, analı kızlı gibi yöresel çorbaların oluşturduğu görülmektedir. Abur cubur kategorisini oluşturan ve katılımcılar tarafından sıklıkla belirtilen grup şekerleme (%32) olmuştur. Diğer konfor gıda kategorileri incelendiğinde, salatalar-mezeler-ordövrler-zeytinyağlılar kategorisinden (%13) çiğ köfte, dolma ve batırık gibi soğuk ordövrler ve salatalar (%49); meyve kategorisinden elleri ile topladıkları erik, incir ve karpuz gibi meyvelerin (%13) sıklıkla tekrar edildiği bulgulanmıştır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmanın geneline bakıldığında, negatif ve pozitif duygularda bireylerin iştah durumlarında farklılık görüldüğü ve tüketilen konfor gıdaların da farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bireylerin mutlu anlardaki tükettikleri gıdalar için toplam frekans değeri 355 iken; iştah durumunun azaldığının belirtildiği stresli durumlar için toplam frekans değeri 139 olarak tespit edilmiştir. Bireylerin pozitif duyguya hakimken daha çok keyif için ve başarılarını ödüllendirmek için her zaman tüketmedikleri şeyleri tüketmeye yöneldikleri belirlenmiştir. Pozitif duygu durumunda tüketilen konfor gıdalar içerisinde sıklıkla tekrar edilenler; çekirdek türevleri, bardağı, tabağı ve demliği ile Türk kültürünü yansıtan Türk çayı ile kebap ve mangal gibi kırmızı et yemeklerinin olduğu söylenebilir. Bireyler bu gibi durumlarda, kendilerine o an için bir ayrıcalık tanıdıklarını belirtmişlerdir.

Negatif duygu durumunda tüketilen konfor gıdalara bakıldığında çay, kahve, çikolata ve şerbetli tatlıların sıklıkla tüketildiği görülmektedir. Katılımcıların bir kısmı meyve ve çekirdek yediklerini, meyve soyarak ve çekirdek çitleyerek kendilerini oyaladıklarını ve zihinlerini boşaltmaya çalıştıklarını belirtmişlerdir. Negatif duygu durumunun yanı sıra pozitif duygu durumunda da bireylerin çay ve kahve gibi sıcak içecekler ile birlikte tatlı yiyeceklere yöneldiği görülmektedir. Bu durum ise, bireylerin pozitif duygu durumlarında belirli bir gıdaya yönelmelerine teşvik eden

Page 70: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):59-65.

64

unsurun stres gibi negatif bir duygu durumundan kurtulma sonrası rahatlığa kavuşma ve rahatlığı devam ettirme isteğinden kaynaklandığı söylenebilir.

Katılımcıların bahsettikleri nostaljik gıdaların ortak özelliği aile büyüklerini, çocukluklarını ve o zamanki kalabalık aile yemeklerini özdeşleştirdikleri yemekler ile ağacından toplanan meyveler oluşturmaktadır. Katılımcılar meyve bahçelerinden meyve topladıklarını ve o zamanki meyvelerin tadının şimdikilerde olmadığına değinmişlerdir. Eski zamanlarda gerek yemek pişirirken gerek yemek yerken aile bireyleri ve komşuların birlik ve beraberliğinin şimdi olmadığına değinmişlerdir. Sosyal yemenin, yeme davranışı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu düşünerek, konfor gıda tüketiminde ve tüketim nedeninde de maneviyat açısından büyük bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Kimi katılımcılar, konfor gıda olarak belirli gıdaları belirtmekten daha ziyade, konfor gıdaları “tat” açısından değerlendirmişlerdir. Bu durum kimi bireyler için gıdalardan daha ziyade, tatların bireyler için konfor olabileceğini ortaya çıkarmaktadır.

Bu araştırmada, Mersin merkez ilçelerinde yaşayan bireylerin konfor gıdaları belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak, şehirde yaşamanın vermiş olduğu kısıtlı imkanlar ve Mersin’in göç olan bir şehir olduğu düşünüldüğünde merkezde yaşayan ve köylerde yaşayan bireylerin tükettikleri gıdalar arasında farklılıklar olabileceği düşünülmektedir. Bundan sonraki yapılacak çalışmalarda bu farklılığın göz önünde bulundurularak örneklemin elden geldiğince homojen kılınmasında (nispeten benzer özelliklerde olması) fayda vardır. Örnekleme tekniği olarak yaş, cinsiyet ve gelir düzeylerine göre kota örneklemesi önerilebilir. 154 bireyin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçları genelleme yapmaya izin vermese de, gelecekte farklı örneklemlerle ve değişkenlerle çalışılan konfor gıda tüketimi ile ilgili araştırmalara bir zemin hazırlayabileceği düşünülmektedir.

KAYNAKÇA

Babicz-Zielińska, E. (2006). Role of Psychological Factors in Food Choice-A Review, Polish Journal of Food and Nutrition Sciences, 15(56), 379-384.

Çağlar, T. A. (2016). Mersin ve Tarsus Halk Kültürü. Nisan: Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları.

Dubé, L., LeBel, J. L. and Lu, J. (2005). Affect Asymmetry and Comfort Food Consumption, Physiology & Behavior (86), 559-567.

English Oxford Living Dictionaries (2017). "Comfort Food" Definition, [URL: https://en.oxforddictionaries.com/definition/comfort_food], Erişim Tarihi: 10.08, 2017.

Fearnley-Whittingstall, H. (2012). The Guardian, What Does Comfort Food Mean to You?, [URL: https://www.theguardian.com/lifeandstyle/wordofmouth/2012/jan/18/what-does-comfort-food-mean-to-you], Erişim Tarihi: 07.09.2017.

Kandiah, J., Yake, M., Jones, J. and Meyer, M. (2006). Stress Influences Appetite and Comfort Food Preferences in College Women, Nutrition Research, 26, 118-123.

Kim, Y., Yang, H.-Y., Kim, A.-J. and Lim, Y. (2013). Academic Stress Levels were Positively Associated with Sweet Food Consumption Among Korean High-School Students, Nutrition, 29, 213-218.

Locher, J. L., Yoels, W. C., Maurer, D. and Ells, J. (2005). Comfort Foods: An Exploratory Journey into the Social and Emotional Significance of Food, Food & Foodways, 13(4), 273-297.

Page 71: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Neslihan ŞİMŞEK, A. Celil ÇAKICI ve Serpil YALIM KAYA

65

Long, L. M. (2017). Comfort Food in Culinary Tourism: Negotiating "Home" as Exotic and Familiar. (Editor) M. O. Jones and L. M. Long, Comfort Food Meanings and Memories (pp. 126-149). United States of America: University Press of Mississippi.

Mason, M. (2010). Sample Size and Saturation in Phd Studies Using Qualitative Interviews, Forum: Qualitative Social Research, 11(3), 1-19.

Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ne Yenir?, [URL: http://www.mersinkulturturizm.gov.tr/TR-73474/ne-yenir.html], Erişim Tarihi: 12.12.2018.

Shepherd, R. and Dennison, C. M. (1996). Influences on Adolescent Food Choice, Proceedings of the Nutrition Society, 55, 345-357.

Spence, C. (2017). Comfort Food: A Review, International Journal of Gastronomy and Food Science, 9, 105-109.

Tryon, M. S., DeCant, R. and Laugero, K. D. (2013). Having Your Cake and Eating It too: A Habit of Comfort Food May Link Chronic Social Stress Exposure and Acute Stress-Induced Cortisol Hyporesponsiveness, Physiology & Behavior, 114-115, 32-37.

Türkan, C. (2012). Aşçılık-Ev Hanımları için Kaşık ve Bardak Ölçüleriyle (6 b.). Bolu: Sistem Ofset.

Vabø, M. and Hansen, H. (2014). The Relationship Between Food Preferences and Food Choice: A Theoretical Discussion, International Journal of Business and Social Science, 5(7), 145-157.

Wansink, B. and Sangerman, C. (2000). Engineering Comfort Foods, American Demograpies (66-67), 1-7.

Yazıcıoğlu, İ., Işın, A. ve Koç, B. (2013). Üniversite Öğrencilerinin Fast Food Ürünleri Tercih Etme Nedenleri, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 1(1), 36-41.

Page 72: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):66-78.

DOI: 10.26677/tutad.2019.48

ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Restoran Müşterilerinin Personel İletişim Düzeyi Algıları ve Memnuniyetleri Arasındaki İlişki*

Dr. Öğr. Üyesi Ozan BÜYÜKYILMAZ Karabük Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü, Karabük e-posta: [email protected]: https://orcid.org/0000-0001-5499-1485

Ömer Ceyhun APAK Karabük Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme ABD, Karabük e-posta: [email protected]: https://orcid.org/0000-0002-1409-6707

Öz

Yiyecek-içecek hizmeti sunan restoranlar için en önemli konu müşterilerin memnun edilmesidir. Restoranların fiziki koşulları istek ve ihtiyacını karşılamayı amaçlayan müşteriler için önemlidir. Bununla birlikte, restoranların emek yoğun hizmet işletmeleri olması sebebiyle, doğrudan iletişim kurulan personel davranışlarının da müşteri memnuniyetinin oluşmasında payı vardır. Bu bağlamda çalışmanın amacı personel iletişim düzeyinin müşteri memnuniyeti üzerindeki etkisini belirleyebilmektir. Belirlenen amaç doğrultusunda Safranbolu’daki restoranları ziyaret eden 427 müşteriye anket uygulanarak personel iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri incelenmiştir. Elde edilen bulgular, müşteri memnuniyeti üzerinde iletişimin önemli bir etkisinin bulunduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Personel İletişim Düzeyi, Müşteri Memnuniyeti, Safranbolu. Makale Gönderme Tarihi: 01.10.2018 Makale Kabul Tarihi: 23.12.2018

Önerilen Atıf: Büyükyılmaz, O ve Apak, Ö. C (2019). Restoran Müşterilerinin Personel İletişim Düzeyi Algıları ve Memnuniyetleri Arasındaki İlişki, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

* Bu çalışma, 4. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Sempozyumu (19-21 Temmuz 2018)kapsamında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 73: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

67

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):66-78.

DOI: 10.26677/tutad.2019.48

ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org

RESEARCH PAPER

The Relatıonshıp Between Restaurant Customers' Perceptıons of Personnel Communıcatıon Level and Satısfactıon

Asst. Prof. Dr. Ozan BÜYÜKYILMAZ Karabük University, Faculty of Business, Department of Business Administration, Karabük e-mail: [email protected]: https://orcid.org/0000-0001-5499-1485

Ömer Ceyhun APAK Karabük University, Social Sciences Institute, Karabük e-mail: [email protected]: https://orcid.org/0000-0002-1409-6707

Abstract

The most important issue for restaurants offering food and beverage services is satisfaction of the customers. The physical conditions of restaurants are important for customers who want to meet their needs and desires. However, due to the fact that restaurants are labor-intensive service establishments, the behavior of employees who communicate directly with the customers also contributes to the formation of customer satisfaction. In this context, the aim of this study is to determine the effect of employees’ communication level on customer satisfaction. In accordance with this purpose, a survey was conducted to assess the perceptions of employee communication level and customer satisfaction level on 427 customers who visited restaurants in Safranbolu. The findings show that there is a significant effect of communication on customer satisfaction.

Keywords: Employee Communication Level, Customer Satisfaction, Safranbolu. Received: 01.10.2018 Accepted: 23.12.2018

Suggested Citation: Büyükyılmaz, O and Apak, Ö. C (2019). The Relationship Between Restaurant Customers' Perceptions of Personnel Communication Level and Satisfaction, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):66-78. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 74: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

68

GİRİŞ

Globalleşme eğilimleri ve sanayileşmenin hızla artması tüm sektörler açısından rekabet ortamının oluşmasına yol açmıştır. Rekabetin oluşması çeşitli sektörlerde olduğu gibi yiyecek-içecek sektörünü de önemli ölçüde etkilemiştir (Farrell vd., 2001). Bu bağlamda yiyecek ve içecek hizmeti sunan işletmelerin varlığını sürdürmesi, kaliteli ürün ve hizmetler sunarak gerçekleşmektedir. Hizmet işletmelerini farklı kılan özelliği rakip işletmelere göre sunduğu hizmetlerin daha kaliteli olmasıdır. Müşteri memnuniyetini sağlamak için yiyecek içecek işletmelerindeki atmosfer, yiyecek ve içecekler için kullanılan ekipmanlar ve işletmenin çekiciliği önemlidir. Bunun yanında bu hizmetlerin sunumunda insan faktörü göz ardı edilmemelidir. Ürün veya hizmetlerin sunumunda müşteri tatmininin sağlanmasında çalışan personelin davranışları ve müşterilerle olan iletişimleri müşteri sadakatinin oluşmasına olanak sağlamaktadır (Olcay vd., 2014; Bucak ve Turan, 2016).

İşletmelerde ürün ve hizmetlerin sunulması aşamasında, personel arasındaki iletişimin yeterli olması hizmet sunumunu kolaylaştırırken iletişimde yetersizlik olması halinde hizmet sunumunda aksaklıkları meydana getirmektedir. Dolayısıyla müşteri memnuniyetsizliğinin yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. İşletmelerde personeller arasındaki iletişimin öneminin yanında ürün ve hizmetlerin sunumunda müşteriler ve personeller arasındaki iletişim de önemlidir. Çalışan personelin hizmet sunarken sürekli iletişim halinde olduğu müşterilerin memnun kalmasına çeşitli iletişim becerileriyle etki etmektedir (Çıkmaz, 2013).

Bu araştırmanın amacı, ziyaretçilerin yiyecek içecek işletmelerinde çalışan personelin iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri üzerine bilimsel temelli bir bakış açısı geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda yiyecek içecek işletmelerinde ürün ve hizmet satın alan ziyaretçilerin çalışan personelin iletişim düzeyi algısı ile memnuniyet algıları arasında ilişkinin olup olmadığı analiz edilmektedir. Ayrıca araştırmada ziyaretçilerin memnuniyet düzeylerinin ölçülmesiyle turizm açısından önemli bir varış noktası olan Safranbolu ilçesinde bulunan yiyecek ve içecek işletmelerine yol gösterici olması beklenmektedir.

LİTERATÜR TARAMASI

Dışarıda yemek yeme alışkanlığının hızla artması yiyecek içecek işletmelerindeki sayının da artmasına neden olmuştur. Bu nedenle yiyecek içecek hizmeti sunan işletmeler arasında rekabet ortamı meydana gelmiştir. Pazarlama stratejilerini doğru şekilde uygulayan işletmeler bu şekilde daha tatminkâr müşteri portföyü elde ederek rekabet üstünlüğü avantajını elde edebileceklerdir. Kaliteli hizmet sunarak rekabet üstünlüğü sağlayan işletmeler, müşterilerin memnun kalmasını sağlamakta ve tekrar satın alma davranışlarını etkileyebilmektedirler (Quin ve Prybutok, 2009).

Yiyecek içecek işletmelerinde müşterilerin memnuniyetini sağlamak için hizmet kalitesinin yüksek olması, sunulan yiyecek ve içeceklerin kusursuz olması gerektiği vurgulanmaktadır. Gıdaların ve hizmet kalitesinin müşterilerin beklentilerini karşılaması, restorana yönelik gelecekteki müşteri davranışlarını önemli derecede etkileyecektir (Petzer ve Mackay, 2014). Müşteriler bir restorandan memnun ayrılmak için sunulan yiyecek ve içecek hizmetlerinin kaliteli olmasını beklerken bunun yanında restoranın atmosferi, ambiyansı, tasarımı, kullanılan renkler, müzik, aydınlatma gibi faktörleri de göz önünde bulundurmaktadırlar (Kumar vd., 2010).

Restoranlarda atmosfer, görsel ve duygusal olarak müşterilerin iyi hissetmelerini sağlamaktadır. Görsel olarak hoş bir şekilde tasarlanan bir işletme, insanların ruh halini olumlu şekilde etkilemektedir. İyi bir yerleşim düzenine sahip ve müşterilere kalabalık hissettirmeyecek şekilde tasarlanan işletmeler ise müşterilere rahat bir ortam sunmakta ve memnuniyet duymalarını

Page 75: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

69

sağlamaktadır. Renkler ve aydınlatmanın da restoranlar için önemi kaçınılmazdır. Renk ve aydınlatma, müşterilerin heyecan duymasına katkı sağlayarak tüketicilerin zihninde olumlu izlenimler uyanmasını sağlamaktadır. Ayrıca işletmelerde kullanılan dinlendirici müzikler, restoranı ziyaret eden müşterilerin rahatlamasına etki edecektir (Countryman ve Jang, 2006).

Fiziki koşulların (atmosfer, tasarım, renk, müzik, aydınlatma vb.) yanı sıra restoranlarda müşterilerin memnuniyetinin ve sadakatinin oluşumu çalışan personelle de ilişkilidir. Hizmet yoğun işletmelerde iletişimin odak noktası olan insan faktörü memnuniyet için belirleyici bir rol oynamaktadır. Müşteriler ve personeller arasındaki iletişimde sözlü, yazılı ve beden dili olarak ifade edilen iletişim becerileri öne çıkmakla birlikte, bu iletişimin başarıya ulaşması için işletmede çalışan personelin iyi bir iletişim becerisinin olması gerekmektedir (Erkuş ve Günlü, 2009). Bununla birlikte Olcay vd. (2014) çalışmasında, işletmelerde çalışan personellerin bireysel olarak özelliklerinin ve becerilerinin müşteriler ile etkileşim sağlamada çok önemli olduğunu vurgulamıştır. Emek yoğun olan otel, restoran vb. işletmelerde kar elde edebilmek için önemli bir faktör olan personellerin işe alım sürecinde beden dili, sözlü ve yazılı iletişim yetkinliği konusunda bazı kriterlere göre seçim yapılması gerekliliği öngörülmüş olup müşteri memnuniyetini sağlamada personelin etkili olduğuna dikkat çekilmiştir. Bununla birlikte kalite ve imajın konukların zihninde canlı tutulması için hizmet içi eğitimlerin önemli olduğu ifade edilmektedir (Ayaz ve Yalı, 2017).

YÖNTEM

Yiyecek ve içecek sektörü emek yoğun bir sektör olması sebebiyle müşterilerin memnuniyetlerinin sağlanması çok önemlidir. Bu bağlamda hem işletmelerin fiziki koşulları hem de sunulan hizmetlerin sağlanmasına kaynaklık eden personeller, konuk memnuniyetinin oluşumunu etkileyecek bir durum olarak görülebilmektedir. Dolayısıyla bu araştırma, yiyecek içecek işletmelerinde sunulan hizmetlerin yeterliliği kapsamında müşteriler perspektifinden katkı sağlanması düşüncesiyle hazırlanmış betimsel bir çalışmadır.

Araştırmanın Problemi, Amacı ve Önemi

Araştırmada yiyecek-içecek işletmelerinde çalışan personellerin iletişim düzeyinin müşteri memnuniyeti üzerine etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaçla birlikte araştırma problemi “restoranlarda çalışan personellerin iletişim düzeyinin müşteri memnuniyetine olumlu bir etkisinin bulunup bulunmadığının test edilmesi” olarak öngörülmüştür. Araştırmada temel amaç, restoranlarda çalışan personellerin iletişim düzeylerinin ve müşteri memnuniyetlerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu kapsamda çalışmanın Safranbolu turizm destinasyonunda bulunan yiyecek-içecek işletmelerini müşteri memnuniyeti konusunda bilgilendirmesi, personelin iletişim düzeyi ve konukların memnuniyeti konusunda ilgili kurumlara bilimsel olarak katkı sağlaması beklenmektedir.

Araştırmanın Modeli ve Hipotezler

Personel iletişim düzeyinin müşteri memnuniyetine etkisinin test edilmesi amacıyla hazırlanan çalışmada araştırma modeli Şekil 1’de öngörülmüştür.

Page 76: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

70

Şekil 1. Araştırma Modeli

H1: Personel iletişim düzeyinin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır.

H1-a: Personel iletişim düzeyi olarak sözlü iletişimin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır.

H1-b: Personel iletişim düzeyi olarak beden dilinin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır.

H1-c: Personel iletişim düzeyi olarak yazılı iletişimin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır.

Araştırmanın Evreni ve Örneklem

Araştırmanın evreninin, Safranbolu ilçesinde bulunan 199 yiyecek-içecek işletmesi oluşturmuştur. Bu veriler kapsamında zaman, ulaşılabilirlik ve maliyet unsurlarının dikkate alınmasıyla örnekleme başvurulmuştur. Örneklem büyüklüğü %+-5 hata payında ve Z değeri 1,96 olmak üzere 74 restoran olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda 384 ziyaretçiye ulaşılması öngörülmüştür.

Verilerin Toplanması ve Analizi

İki aşamalı süreçte toplanan araştırma verileri kapsamında birinci aşamada literatür incelemesi olarak ikincil kaynaklardan personel iletişim düzeyi ve müşteri memnuniyetine yönelik tarama yapılmış olup ikinci aşamada ise müşterilerin personel iletişim düzeyi algılarını ve memnuniyetlerini belirlemek amacıyla anket ölçeği tasarlanmıştır. Anket ölçeğinin hazırlanması sürecinde Olcay vd. (2014) ve Ünal vd. (2014) araştırmalarından faydalanılmıştır. Kolayda örneklem yöntemi kapsamında Kasım 2017 döneminde uygulanan anketin ön testi kapsamında restoranları ziyaret eden 50 müşteri ile görüşülmüştür. Ön test verileri analizi sonuçlarına göre personel iletişim düzeyi bölümü için 7 soru memnuniyet için ise 1 soru çıkarılarak ölçek düzenlenmiştir. Düzenleme yapıldıktan sonra personel iletişimi için Cronbach Alpha değeri 0,74; memnuniyet için ise 0,81 olarak tespit edilmiştir. Anket Aralık 2017-Şubat 2018 tarihleri arasında Safranbolu’daki restoranları ziyaret eden müşterilere kolayda örneklem ve yüz yüze anket tekniği kapsamında araştırmacı tarafından doldurtulmuştur. Anketin uygulanması aşamasında 450 anket dağıtılmış ve 435 anketten geri dönüş sağlanmış (geri dönüş oranı %95) olup kullanılabilir 427 anket ile araştırmanın uygulama kısmı gerçekleştirilmiştir.

PERSONEL İLETİŞİM DÜZEYİ

Sözlü MÜŞTERİ

MEMNUNİYETİ

H1

Beden Dili Yazılı

H1-a

H1-b H1-c

Page 77: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

71

Araştırma için kullanılan anket üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda; restoranları ziyaret eden müşterilerin demografik özelliklerini belirlemeye yönelik kişisel bilgileri (cinsiyet, medeni durum, yaş, eğitim durumu, aylık gelir, restoran ziyaret etme sıklığı) belirlenmiştir. İkinci ve üçüncü kısımda ise restoranları ziyaret eden müşterilerin personel iletişim düzeyi algılarının ve memnuniyetlerinin belirlenmesi kapsamında aralıklı ölçek kullanılmıştır. 5’li Likert Ölçeği “1=Hiç Katılmıyorum; 2=Katılmıyorum; 3=Orta Düzeyde Katılıyorum; 4=Katılıyorum; 5=Tamamen Katılıyorum” şeklinde tasarlanmıştır. Toplanan verilerin analizinde ise yüzde ve frekans analizi, standart sapma, aritmetik ortalama, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır.

BULGULAR

Restoranları ziyaret eden müşterilere yönelik demografik özellikler açısından yüzde ve frekans analizi sıralanmış olup Tablo 1’de gösterilmiştir. Katılımcılara ilişkin bilgilerde cinsiyet açısından erkekler (%55,3), medeni durum açısından bekarlar (%61,6), eğitim durumu açısından lisans eğitimli olanlar (%40,7), yaş açısından 21-30 yaş aralığı (%35,8), aylık gelir açısından 1500 TL ve altı (%26,7) ve 1501-2500 TL (%25,5) ve restorana gitme sıklığı açısından ise haftada birkaç kez (%26,9) ve haftada bir kez (30,7) olarak ön plana çıktığı söylenebilir.

Tablo 1. Katılımcılara İlişkin Tanımlayıcı Bilgiler (n=427)

Değişkenler Gruplar f %

Cinsiyet Erkek 236 55,3 Kadın 191 44,7

Medeni Durum Evli 164 38,4 Bekâr 263 61,6

Eğitim Durumu

Ortaöğretim 85 19,9 Ön lisans 136 31,9 Lisans 174 40,7 Lisansüstü 32 7,5

Yaş

20 yaş ve altı 99 23,2 21-30 yaş 153 35,8 31-40 yaş 100 23,4 41 yaş ve üzeri 75 17,6

Aylık Gelir

1500 TL ve altı 114 26,7 1501-2500 TL 109 25,5 2501-3500 TL 82 19,2 3501-4500 TL 67 15,7 4501 TL ve üzeri 55 12,9

Restorana Gitme Sıklığı

Her gün 52 12,2 Haftada birkaç kez 115 26,9 Haftada bir kez 131 30,7 On beş günde bir kez 81 19,0 Ayda bir kez 48 11,2

Page 78: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

72

Araştırma verilerine göre müşterilerin Safranbolu’daki restoranlarda çalışan personel iletişim düzeyi algılarına yönelik faktör analizi kapsamında üç boyut (sözlü, beden dili, yazılı) tespit edilmiştir. Boyutlara ilişkin olarak 9 yargının KMO Örneklem Ölçüm Değer Yeterliliği katsayısı 0,71, Bartlett's Kürsellik Testi anlamlılık düzeyi; p=0,000, varyans açıklama oranı; 64,66 ve toplam güvenilirlik kat sayısı; 0,74 olarak belirlenmiş olup Tablo 2’de gösterilen biçimde sunulmuştur.

Tablo 2. Müşterilerin Personel İletişim Düzeyi Algılarına Yönelik Faktör Analizi

Faktör

S.S Faktör Yükü

Cronbach Alpha

Varyans Açıklama

(%) Sözlü 3,76 0,76 0,694 23,405 Personeller kelimeleri doğru telaffuz etmekte ve yöresel şive ve ağız kullanmamaya özen göstermektedir.

3,91 1,07 0,756

Personeller konuşurken ses tonunu iyi ayarlamaktadır. 3,61 1,03 0,712

Personeller uzun ve sıkıcı bir şekilde konuşmamaktadır. 3,92 0,99 0,706

Personeller konuşma hızını iyi ayarlamaktadır. 3,61 1,09 0,680

Beden Dili 3,44 0,83 0,795 22,653 Personellerin beden hareketleri abartıdan uzaktır ve yapmacık değildir. 3,48 0,95 0,861

Personeller el ve kollarını yerinde ve doğru kullanmaktadır. 3,51 0,95 0,859

Personeller jest ve mimiklerini yerinde ve doğru kullanmaktadır. 3,33 1,14 0,658

Yazılı 3,66 0,93 0,748 18,604 Personeller yazılı mesajların iletiminde titiz davranmaktadır.

3,63 1,02 0,895

Personellerin hazırladığı bilgi amaçlı yazılar açık ve anlaşılırdır. 3,68 1,03 0,874

Toplam Cronbach Alpha / Varyans Açıklama (%)

0,746 64,662

KMO Örneklem Ölçüm Değer Yeterliliği: 0,710 Bartlett's Kürsellik Testi (Ki-kare / sd /p (anlamlılık düzeyi): 1030,539/ 36 / 0,000

Safranbolu’daki restoranları ziyaret eden müşterilerin memnuniyetlerine yönelik faktör analizi sonuçlarına göre 15 yargıya ait 5 faktör (estetik, tasarım, ambiyans, ekipman ve malzeme, aydınlatma) için KMO katsayısı 0,76, Bartlett Sphericity testi anlamlılık düzeyi; p=0,000 olup, varyans açıklama oranı; 70,45 ve güvenirlik kat sayısı; 0,81 olarak tespit edilmiştir (Tablo 3).

X

Page 79: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

73

Tablo 3. Müşterilerin Memnuniyetlerine Yönelik Faktör Analizi

Faktör

S.S Faktör Yükü

Cronbach Alpha

Varyans Açıklama

(%) Estetik 3,35 0,80 0,757 15,874 Restorandaki resimler ya da fotoğraflar ilgi çekiciydi. 3,51 0,95 0,797

Restorandaki renkler sıcak bir atmosfer oluşturmuştu. 3,48 0,95 0,763

Restorandaki duvar dekorları görsel olarak ilgi çekiciydi. 3,33 1,14 0,737

Restorandaki bitkiler ya da çiçekler bana huzur verdi. 3,06 1,15 0,676

Tasarım 3,79 0,92 0,826 14,953 Restorandaki oturma düzeni rahatça yerleşmemi sağladı. 3,82 1,07 0,867

Restoranın yerleşim düzeni rahatça hareket etmemi kolaylaştırdı. 3,81 1,08 0,857

Restoranda çalan fon müziği beni rahatlattı. 3,74 1,06 0,805 Ambiyans 3,64 0,85 0,807 14,477 Restoranın sıcaklık düzeyi uygun seviyedeydi. 3,68 0,97 0,873 Restoranın haz verici bir kokusu vardı. 3,64 1,03 0,821 Restoran aydınlatması iyi bir şekilde karşılanma hissi verdi. 3,60 1,02 0,741

Ekipman ve Malzeme 3,83 0,85 0,783 14,108 Restorandaki yemek takımları (çatal, bıçak gibi) görsel olarak ilgi çekiciydi. 3,89 1,00 0,863

Restorandaki sofra örtüleri (masa örtüsü, peçete gibi) ilgi çekiciydi. 3,82 1,02 0,783

Restorandaki sofra takımları (cam, porselen, gümüş gibi) yüksek kaliteydi. 3,79 1,03 0,768

Aydınlatma 3,77 0,97 0,768 11,047 Restoran aydınlatması sıcak bir atmosfer yaratmıştı. 3,78 1,07 0,886

Restoran aydınlatması rahat bir atmosfer yaratmıştı.

3,76 1,08 0,878

Toplam Cronbach's Alpha / Varyans Açıklama (%) 70,459

KMO Örneklem Ölçüm Değer Yeterliliği: 0,764 Bartlett's Kürsellik Testi (Ki-kare / sd /p (anlamlılık düzeyi): 2330,639/ 105 / 0,000

Safranbolu’daki restoranları ziyaret eden müşterilerin personel iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri arasında ilişkinin bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla Korelasyon Analizi öngörülmüştür.

X

Page 80: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

74

Tablo 4. Müşterilerin Personel İletişim Düzeyi Algıları ve Memnuniyetlerine İlişkin Korelasyon Analizi

Temel Değişkenler (Boyutlar-Faktörler)

Sözl

ü

Bede

n D

ili

Yazı

Este

tik

Tasa

rım

Am

biya

ns

Ekip

man

Ayd

ınla

tma

İlet

işim

D

üzey

i

Mem

nuni

yet

Sözlü r 1 p

Beden Dili r 0,252 1 p 0,000*

Yazılı r 0,194 0,391 1 p 0,000* 0,000*

Estetik r 0,275 0,949 0,380 1 p 0,000* 0,000* 0,000*

Tasarım r 0,158 0,224 0,329 0,224 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

Ambiyans r 0,193 0,361 0,240 0,370 0,235 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

Ekipman r 0,199 0,320 0,383 0,306 0,312 0,362 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

Aydınlatma r 0,250 0,131 0,241 0,165 0,137 0,235 0,128 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

İletişim Düzeyi

r 0,753 0,748 0,642 0,731 0,309 0,362 0,396 0,287 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

Memnuniyet r 0,337 0,679 0,503 0,705 0,618 0,694 0,669 0,453 0,683 1 p 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000* 0,000*

*(p<0,001)

Değişkenler arası bağlılık veya ilişkinin durumunu ölçmede kullanılan korelasyon analizi, bu değişkenler arasındaki ilişkinin gücünü ve yönünü belirtmektedir. Değişkenler arasında “r” değerinin 0,00-0,29 olması; “düşük” ilişkinin olduğunu, 0,30-0,69 olması; “orta” düzeyde ilişkinin olduğunu, 0,70 ve üzeri olması ise “yüksek” düzeyde ilişkinin olduğu yönünde açıklanmaktadır (Ural ve Kılıç, 2006).

Korelasyon analizi sonuçlarına göre Safranbolu’daki restoranları ziyaret eden müşterilerin personel iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri arasında orta düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki (r=0,683) bulunduğu görülmektedir. Bununla birlikte sözlü iletişim ile memnuniyet arasında anlamlı ilişkinin (r=0,337) bulunduğu saptanmıştır. Beden dili iletişimi ile memnuniyet arasında ise pozitif yönde anlamlı ilişki (r=0,679) olduğu tespit edilmiştir. Son olarak yazılı iletişim ile memnuniyet arasında anlamlı ilişki (r=0,503) olduğu görülmektedir.

Araştırma kapsamında korelasyon analizinin neden-sonuç bağlamında yorumlanabilmesi için müşterilerin personel iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri alt boyutları arasındaki ilişkinin açıklanmasında çoklu doğrusal regresyon analizi ve müşterilerin personel iletişim düzeyi algıları ve memnuniyetleri arasındaki ilişkinin açıklanmasında basit doğrusal regresyon analizi Tablo 5 ve Tablo 6’da gösterilmektedir.

Page 81: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

75

Tablo 5. Müşterilerin Personel İletişim Düzeyi Algıları İle Memnuniyetleri Arasındaki İlişkiye Ait Çoklu Regresyon Analizi

Bağımlı Değişken

Bağımsız Değişken (β) t p F R2

Memnuniyet

Sabit 1,433 12,659 0,000*

170,758* 0,548 Sözlü 0,109 4,356 0,000* Beden Dili 0,359 14,845 0,000* Yazılı 0,156 7,377 0,000*

*(p<0,01)

Tablo 5’teki bulgulara göre personel iletişim düzeylerinin, memnuniyet üzerindeki etkisine ait çok değişkenli doğrusal regresyon modeli anlamlı (F=170,758; p<0,01) bulunmuştur. Katsayılardaki anlamlılık derecelerine bakıldığında; sözlü iletişim düzeyinin, beden dili iletişim düzeyinin ve yazılı iletişim düzeyinin öngörülen model üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Katsayılara göre sözlü beden dili ve yazılı iletişim düzeylerinin memnuniyet üzerinde pozitif bir etkisi olduğu saptanmıştır. Bu doğrultuda memnuniyetteki değişimlerin, %54 (R2=0,548) oranında sözlü, beden dili ve yazılı iletişimden kaynaklandığı söylenebilir. Dolayısıyla araştırmada öngörülen hipotezler (H1-a: Personel iletişim düzeyi olarak sözlü iletişimin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır. H1-b: Personel iletişim düzeyi olarak beden dilinin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır. H1-c: Personel iletişim düzeyi olarak yazılı iletişimin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır.) bulgular değerlendirilerek kabul edilmiştir.

Tablo 6. Müşterilerin Personel İletişim Düzeyi Algıları İle Memnuniyetleri Arasındaki İlişkiye Ait Basit Doğrusal Regresyon Analizi

Bağımlı Değişken Bağımsız Değişkenler

(β) t p F R2

Memnuniyet İletişim Düzeyi 0,638 19,288 0,000* 372,008 0,467

*(p<0,01)

Tablo 6’daki bulgulara göre personel iletişim düzeylerinin, memnuniyet üzerindeki etkisine ait basit doğrusal regresyon modeli anlamlı (F=372,008; p<0,01) bulunmuştur. Bu bağlamda personel iletişim düzeyinin memnuniyet üzerinde pozitif yönlü olumlu bir etkiye sahip olduğu gözlemlenmiştir. Buna göre memnuniyetteki değişimlerde, personel iletişim düzeyinin %46 (R2=0,467) oranında etken olduğu söylenebilir. Gözlemlenen araştırma verileri doğrultusunda araştırmanın ana hipotezi (H1: Personel iletişim düzeyinin müşteri memnuniyetine olumlu etkisi vardır) kabul edilmiştir.

Page 82: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

76

Şekil 2. Araştırma Bulgularının Model Üzerinde Gösterimi

Şekil 2’ye göre araştırma bulguları neticesinde müşterilerin personel iletişim düzeyleri algılarının; sözlü iletişimin β=0,109 ve (p=0,000, p<0,01) anlamlılık düzeyinde, beden dili iletişiminin β=0,359 ve (p=0,000, p<0,01) anlamlılık düzeyinde ve yazılı iletişimin β=0,156 ve (p=0,000, p<0,01) anlamlılık düzeyinde memnuniyetlerini olumlu etkilediği saptanmıştır. Ayrıca müşterilerin personel iletişim düzeyi algılarının memnuniyetlerini β=0,638 ve (p=0,000, p<0,01) anlamlılık düzeyinde olumlu etkilediği tespit edilmiştir.

SONUÇ

Ürün veya hizmet sunan tüm işletmelerde müşteri memnuniyetinin sağlanması önem arz etmektedir. Bu bağlamda emek yoğun hizmet işletmesi olan restoran işletmeleri, sürdürülebilirliğini sağlamak için müşteri beklentilerini, istek ve ihtiyaçlarını doğru anlamalıdır. Müşterileri memnun etmenin çeşitli faktörlere (estetik, tasarım, ambiyans, aydınlatma, yiyeceklerin niteliği, menü, fiyat vb.) dayandığı birçok araştırma (Andaleeb ve Conway, 2006; Akkuş ve Cengiz, 2013; Albayrak, 2014; Sabir vd., 2014; Almohaimmeed, 2017; Karakaş vd., 2017) ile tespit edilmeye çalışılmıştır.

Restoranlarda fiziksel koşulların yanı sıra çalışan personelin becerileri de müşteri memnuniyeti sağlama açısından belirgin bir etkiye sahiptir. Hizmet işletmesinde çalışan personeller ve müşteriler arasındaki etkileşimin iyi düzeyde olması müşterilerin işletmelerden memnun ayrılmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla personellerin müşteri memnuniyetini sağlamada nasıl bir etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi elzemdir. Fakat bu kapsamda kısıtlı sayıda araştırmaya (Clemes vd., 2009; Çatı vd., 2010; Wu ve Mohi, 2015) rastlanmaktadır.

Restoranları ziyaret eden müşterilerin personel iletişim düzeyi algılarının memnuniyetlerine etkisinin bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak amaçlı bu çalışmada aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

Araştırma kapsamında Safranbolu restoranları özelinde genel bir değerlendirme yapılacak olursa müşteri profili; cinsiyet açısından erkekler, medeni durum açısından bekarlar, eğitim durumu bakımından lisans eğitimli olanlar, yaş açısından 21-30 yaş aralığı, aylık gelir açısından 1501-2500 TL aralığı ve restorana gitme sıklığı açısından ise haftada bir kez olarak oluşmaktadır. Ayrıca müşterilerin personel iletişim düzeyi algıları; sözlü, yazılı ve beden dili, memnuniyetleri ise; ekipman ve malzeme, tasarım, aydınlatma, ambiyans ve estetik şeklinde öncelik sırasına göre şekillenmektedir.

PERSONEL İLETİŞİM DÜZEYİ

Sözlü MÜŞTERİ

MEMNUNİYETİ

H1 (β=0,638*)

Beden Dili Yazılı

H1-a (β=0,109*) H1-b (β=0,359*)

H1-c (β=0,156*)

Page 83: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):66-78.

77

Yapılan bu araştırma sonuçları göstermiştir ki personel iletişim düzeyi ve alt boyutlarının (sözlü iletişim, yazılı iletişim, beden dili iletişimi) müşteri memnuniyetine olumlu yönde etkisi vardır. Araştırma sonuçlarına göre personelin iletişim düzeyinin olumlu yönde artması müşteri memnuniyetinin de artmasına sebep olmaktadır. Bu durum restoranları ziyaret eden, ürün ve hizmet satın alan müşterilerin memnun ayrılmasında sadece restoranın fiziki ortamından etkilenmediğini, bunun yanında çalışan personellerin de memnuniyet sağlamada önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda restoran yöneticilerinden ilk yapmaları gereken davranış, mevcut çalışanlarının iletişim becerilerini geliştirmesine katkı sağlamaktır. Bunun yanında işe alım sürecinde personel adaylarının iletişim becerilerini tespit ederek veya çeşitli mülakat yöntemleriyle iletişim düzeylerini ölçerek bu süreci tamamlamaları yerinde olacaktır. Ayrıca işletmelerin çalıştırdığı personeller bulunduğu bölgedeki üniversiteler veya diğer paydaşlar aracılığıyla iletişim konusunda uygulamalı eğitim seminerler ile desteklenmelidir.

Bu araştırmada elde edilen sonuçlar, Safranbolu ilçesinde bulunan restoranları ziyaret eden müşterilerin personel iletişim düzeyi algılarını ve memnuniyetlerini belirlemeye yönelik ölçme aracı ile sınırlıdır. Dolayısıyla uygulanan ölçme aracının farklı zaman diliminde uygulanması veya başka bölgelerde uygulanması durumunda farklı sonuçlar elde edilebilir. Bununla birlikte araştırmada personellerin iletişim beceri düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Daha sonraki yapılacak çalışmalarda personellerin kişilik özelliklerinin veya hijyen davranışlarının müşteri memnuniyeti üzerine etkisine yönelik araştırmalar yapılabilir. Ayrıca daha sonraki çalışmalarda müşteri şikayetleri veya personellerin müşterilerle iletişim zorlukları üzerine araştırmalar yapılması yeni bakış açıları oluşturabilir.

KAYNAKÇA

Akkuş, Ç. ve Cengiz, G. (2013). Beş Yıldızlı Otel Restoranları Müşteri Memnuniyeti: Erzurum İlinde Bir Araştırma. Journal of Yasar University, 8(31), 5229-5252.

Albayrak, A. (2014). Müşterilerin Restoran Seçimlerini Etkileyen Faktörler: İstanbul Örneği. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 25(2), 190-201.

Almohaimmeed, B. M. A. (2017). Restaurant Quality and Customer Satisfaction. International Review of Management and Marketing, 7(3), 42-49.

Andaleeb, S. S. and Conway, C. (2006). Customer Satisfaction in the Restaurant Industry: An Examination of the Transaction-Specific Model. Journal of Services Marketing, 20(1), 3-11.

Ayaz, N. ve Yalı, S. (2017). Kültürel turistlerin seyahat tercihleri ve yiyecek-içecek beklentileri: Safranbolu örneği. Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 1(1), 43-61.

Bucak, T. ve Turan, Ö. (2016). Restoranlarda Hizmet Kalitesinin Misafir Memnuniyetine Etkisi: Çanakkale Merkezinde Bir Araştırma. The Journal of Academic Social Science Studies, (49), 287-304.

Clemes, M. D., Wu, J. H., Hu, B. and Gan, C. (2009). An Empirical Study of Behavioral Intentions in the Taiwan Hotel Industry. Innovative Marketing, 5(3), 30-50.

Countryman, C. C. and Jang, S. (2006). The Effects of Atmospheric Elements on Customer Impression: The Case of Hotel Lobbies. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 18(7), 534-545.

Çatı, K., Koçoğlu, C. M. ve Gelibolu, L. (2010). Müşteri Beklentileri ile Müşteri Sadakati Arasındaki İlişki: Beş Yıldızlı Bir Otel Örneği. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(1), 429-446.

Page 84: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Ozan BÜYÜKYILMAZ ve Ömer Ceyhun APAK

78

Çıkmaz, E. (2013). Otel İşletmelerinde Çalışan Personelin Sahip Olduğu İletişim Becerisinin Yükseköğretim Mezunu Müşteriler Tarafından Değerlendirilmesine Yönelik Gaziantep’te Bir Uygulama. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep.

Erkuş, A. ve Günlü, E. (2009). İletişim Tarzının ve Sözsüz İletişim Düzeyinin Çalışanların İş Performansına Etkisi: Beş Yıldızlı Otel İşletmelerinde Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 20(1), 7-24.

Farrell, A. M., Souchon, A. L. and Geoffrey R. (2001). Service Encounter Conceptualisation: Employees’ Service Behaviours and Customers’ Service Quality Perceptions. Journal of Marketing Management, 17(5), 577-593.

Karakaş, A., Bilgin, Y. ve Kıngır, S. (2017). Restoran İşletmelerinde Müşteri Memnuniyetinin Müşteri Sadakatine Etkisi: Amasra’da Faaliyet Gösteren Balık Restoranları Üzerine Bir Araştırma. B. Zengin ve O. Özer (Ed.), 4th International Congress of Tourism & Management Researches içinde (s.600-619). Girne.

Kumar, I., Garg, R. and Rahman, Z. (2010). Influence of Retail Atmospherics on Customer Value in An Emerging Market. Great Lakes Herald, 4(1), 1-13.

Olcay, A., Giritlioğlu, İ. ve Çıkmaz, E. (2014). Otel İşletmelerinde Çalışan Personelin İletişim Yeterlilik Düzeyi: Gaziantep Bölgesinde Bir Araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi, 6(1), 385-403.

Petzer, D. and Mackay, N. (2014). Dining Atmospherics and Food and Service Quality as Predictors of Customer Satisfaction at Sit-Down Restaurants. African Journal of Hospitality, Tourism and Leisure, 3(2), 1-14.

Quin, H. and Prybutok, V. R. (2009). Service Quality, Customer Satisfaction, and Behavioral Intentions in Fast-Food Restaurants. International Journal of Quality and Service Sciences, 1(1), 78-95.

Sabir, R. İ., Ghafoor, O., Hafeez, İ, Akhtar, N. and Rehman, A. U. (2014). Factors Affecting Customers Satisfaction in Restaurants Industry in Pakistan. International Review of Management and Business Research, 3(2), 869-876.

Ural, A. ve Kılıç, İ. (2006). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi. Ankara: Detay Yayıncılık.

Ünal, S., Akkuş, G. ve Akkuş, Ç. (2014). Yiyecek İçecek İşletmelerinde Atmosfer, Duygu, Memnuniyet ve Davranışsal Sadakat İlişkisi. Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dergisi, (1), 23-49.

Wu, J. H. and Mohi, Z. (2015). Assessment of Service Quality in the Fast-Food Restaurant. Journal of Foodservice Business Research, 18(4), 358-388.

Page 85: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):79-92.

DOI: 10.26677/tutad.2019.49

ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

ARAŞTIRMA MAKALESİ

Avrupa’da Termal Spa Terapi Uzmanı Mesleğinin Yeterlilik Alanlarına ve Eğitim İhtiyacına İlişkin Bir Araştırma1

Prof. Dr. Salih KUŞLUVAN, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Turizm Fakültesi, İstanbul, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-8746-6839

Olcay YÜCEL, Tuzla Belediyesi, İstanbul, e-posta: [email protected]

Karel Van ISACKER, Phoenixkm BVBA, Belçika, e-posta: [email protected]

Dr. António Silva DIAS, Caldas da Felgueira Termas & Spa, Portekiz, e-posta: [email protected]

Petia GRUDEVA, Zgura-M, Bulgaristan, e-posta: [email protected]

Filip NICASI, Horeca Partners, Belçika, e-posta: [email protected]

Dr. Zdenka WLTAVSKY, University Rehabilitation Institute, Slovenya Cumhuriyeti, e-posta: [email protected]

Öz

Bu araştırma, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen bir projenin ortakları olan Belçika, Bulgaristan, Portekiz, Slovenya ve Türkiye’de termal spa terapi uzmanının sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinlik alanlarını ve bu alanlardaki eğitim öğretim ihtiyacını ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda veri toplamak için termal spa terapistlerinin temel yeterlilik alanlarını ve eğitim ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak üzere yapılandırılmış görüşme sorularından ve termal spa terapi uzmanı yeterlilik ölçeğinden oluşan bir anket hazırlanmıştır. Örnekleme yöntemi olarak tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden amaca uygun (amaçlı) örnekleme yöntemi benimsenmiştir ve anket her bir proje ortağı ülkede termal tesis çeşitliliğini yansıtacak şekilde on tesiste uygulanmıştır. Veriler, termal spa tesisindeki bölüm şeflerinden, çalışan uzman kişilerden ve termal tesisin veya spa merkezinin yöneticilerinden yüz yüze toplanmıştır. Verilerin analizi sonucunda termal spa terapistleri için 9 temel yeterlilik (bilgi, beceri ve yetkinlik) alanı ortaya çıkarılmıştır. Türkiye’de termal spa çalışanlarının eğitimlerinin bu alanları kapsayacak şekilde genişletilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Termal, Spa, Terapi, Uzman, Yeterlilikler Makale Gönderme Tarihi: 22.10.2018 Makale Kabul Tarihi: 27.12.2018

Önerilen Atıf: Kuşluvan, S., Yücel, O., Isacker, K.V., Dias, A.S., Grudeva, P., Nicasi, F. ve Wltavsky, Z. (2019). Avrupa’da Termal SpaTerapi Uzmanı Mesleğinin Yeterlilik Alanlarına ve Eğitim İhtiyacına İlişkin Bir Araştırma, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

1 Bu çalışma, ‘Occupational Competence Profile for Thermal Care Agents through ECVET in European Tourism’ adlı Avrupa Komisyonu Erasmus+projesi (2016-1-TR01-KA202-034712) kapsamında yapılan bir araştırma raporundan proje ortaklarının onayıyla özetlenmiştir. Bu araştırma 19. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı’nda daha önce bildiri olarak yayımlanmıştır.

Page 86: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

80

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):79-92.

DOI: 10.26677/tutad.2019.49

ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org RESEARCH PAPER

Research into the Competency Areas and Training Needs for the Occupation of Thermal Spa Therapist in Europe

Prof. Dr. Salih KUŞLUVAN, İstanbul Medeniyet University, Tourism Faculty, İstanbul, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0001-8746-6839

Olcay YÜCEL, Tuzla Municipality, İstanbul, e-mail: [email protected]

Karel Van ISACKER, Phoenixkm BVBA, Belçika, e-mail: [email protected]

Dr. António Silva DIAS, Caldas da Felgueira Termas & Spa, Portekiz, e-mail: [email protected]

Petia GRUDEVA, Zgura-M, Bulgaristan, e-mail: [email protected]

Filip NICASI, Horeca Partners, Belçika, e-mail: [email protected]

Dr. Zdenka WLTAVSKY, University Rehabilitation Institute, Slovenya Cumhuriyeti, e-mail: [email protected]

Abstract

The aim of this research is to identify knowledge, skill and competence areas and training needs for the occupation of thermal spa therapist in five European project partner countries, namely Belgium, Bulgaria, Portugal, Slovenia and Turkey. In order to collect data about the competency areas and training needs for thermal spa therapist, a questionnaire that included a scale of competency areas for thermal spa therapist, structured and open ended questions relating to competency areas and training needs is used. Purposive sampling is used and the questionnaire is conducted in ten thermal spa facility in each project partner country. Facilities are selected in a way to reflect diversity and variety in terms of size, services and geography. Data were gathered face to face from managers of spa or thermal facility, head of thermal, medical, or spa department and specialist working in spa, medical, thermal or wellness centre. Based on the results of the research, nine compulsory competency areas are identified. It is suggested that the education and training of thermal spa therapist should be broadened and extended in Turkey in line with research findings.

Keywords: Thermal, SPA, Therapy, Therapist, Competency Received: 22.10.2018 Accepted: 27.12.2018

Suggested Citation: Kuşluvan, S., Yücel, O., Isacker, K.V., Dias, A.S., Grudeva, P., Nicasi, F. and Wltavsky, Z. (2019). Research into the Competency Areas and Training Needs for the Occupation of Thermal Spa Therapist in Europe, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):79-92. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi

Page 87: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

81

GİRİŞ

Dünyanın diğer bölgelerine kıyasla uluslararası turizmin büyüme oranının Avrupa’da düşük olmasından dolayı, son yıllarda Avrupa’nın pazar payı ve gelirleri oransal olarak düşmektedir (European Parliament, 2015). Bu nedenle, Avrupa Birliği turizm politikalarının ana amaçlarından birisi Avrupa’nın uluslararası ziyaretçi varış yeri olarak liderliğini korumasıdır (European Parliament, 2015). Avrupa turizminde rekabet gücünü ve turizm talebini arttırmak için, diğer tedbirler yanında turizm hizmetlerinin kalitesini iyileştirmek, turizm sektöründeki mesleki becerileri geliştirmek, turizm talebinin mevsimsel doğası ile baş etmek ve turizm ürününü çeşitlendirmek tavsiye edilmektedir (European Commission, 2010; European Parliament, 2015). Avrupa Birliğinde turizm ürünlerini çeşitlendirmek için sağlık amaçlı turizm faaliyetinin (sağlık turizminin) geliştirilebileceği ifade edilmektedir (European Commission, 2010; European Parliament, 2015).

Sağlık turizmi, ‘fiziksel ve zihinsel olarak iyi olma halini korumak, geliştirmek ve yeniden kazanmak için yapılan seyahat faaliyetini’ ifade etmektedir (Costa, Quintela ve Mendes, 2015: 6). Genel olarak sağlık turizmi, tıbbi turizm (tedavi amaçlı turizm-medical tourism) ve sağlıklı yaşam turizmi (wellness tourism) şeklinde iki grupta incelenmektedir. Tıbbi turizm, ‘bir hastalık veya sağlık sorunu/durumu için tedavi olmak veya kozmetik ameliyat için insanların başka bir yere seyahat faaliyetini’ ifade eder (Global Spa Summit, 2011: 20). Tıp Turizm Derneği (2017) tıbbi turizm tanımında ‘aynı ya da daha yüksek sağlık değeri sağlayan başka bir yere tıbbi tedavi, diş bakımı veya ameliyat olma amacıyla seyahat etmeyi’ vurgulamaktadır. Öte yandan, sağlıklı yaşam (wellness) turizmi, ‘insanların iyi olma halini korumak ve geliştirmek amacıyla yaptığı seyahat faaliyeti’ olarak tanımlanmaktadır (Global Wellness Institute, 2017:17).

Şekil 1: Termal Spa Tesisleri, Tıbbi ve Sağlıklı Yaşam Turizmi Arasındaki İlişkiler

Kaynak: SRI International’dan (2010) uyarlanmıştır.

Termal (sıcak) şifalı suların bulunduğu tesisler veya kaplıcalar hem tıbbi hem de sağlıkla yaşam turizmine alternatif tedaviler ve hizmetler sunmak ve insanların yaşam kalitesini ve sağlığını iyileştirmek için önemli fırsatlar sunmaktadır (Şekil 1) (Costa, Quintela ve Mendes, 2015). Avrupa’da, doğal şifalı suları olan geleneksel termal spa merkezlerine ve tesislerine artan bir ilgi söz konusudur (Rivero, Rangal ve Caldito, 2016) ve sağlık turizminin gelişme potansiyeli bulunmaktadır (Rivero, Rangal ve Caldito, 2016; Rocha ve Brandão, 2014; Smith ve Puczko, 2015). Bu durum, termal spa tesislerinde çalışanların özellikle tıbbi hidroterapi ve termal suları kullanarak sağlığı koruma ve geliştirme ile ilgili alanlarda bilgi, beceri ve yetkinliklerini genişletmeyi ve yenilemeyi gerektirmektedir (Ritter, 2005). Kaplıca tesislerinde suyla tedavi ve

Tıbbi Yaklaşım Sağlıklı Yaşam Yaklaşımı

Tepkisel Tedavi ve Sağlıklı Yaşam Önleyici

Tıbbi Turizm Sağlıklı Yaşam Turizmi

Termal Spa Tesisleri

Page 88: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

82

sağlıklı yaşam için çeşitli uygulamalar yapacak ve hizmetler verecek nitelikli personel yetiştirmek üzere Avrupa’da birçok meslek ve kurs ortaya çıkmaya başlamıştır. Bazı ülkeler sağlıklı yaşam terapilerini uygulayarak hastalıkları önlemek ve sağlığı geliştirmek için spa (şifalı su) terapistlerini, tıbbi banyo uzmanlarını ve fizyoterapistleri eğitmeye başlamıştır (Ritter, 2005). Termal spa terapi uzmanı veya kaplıca terapi uzmanı, termal suyla tedavi konusunda farklı mesleklerin görev ve sorumluluklarını bir araya getiren yeni bir meslektir ve sağlık, sağlıklı yaşam ve güzellik ile ilgili tedavileri, uygulamaları ve hizmetleri sunmayı kapsamaktadır (Beblavy, Akgüc, Fabo ve Lenaerts, 2016). Bu çalışma, termal spa veya kaplıca merkezlerinde hem tıbbi tedavi uygulamalarını hem de sağlıklı yaşam uygulamalarını ve hizmetlerini yerine getirebilmek için gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kapsayan yeni bir meslek profilini, yani termal spa terapi uzmanı mesleğinin temel yeterlilik alanlarını ve eğitim ihtiyaçlarını tanımlamaya yöneliktir. PROJE ORTAĞI ÜLKELERDE TERMAL SPA TERAPİ HİZMETLERİ İLE İLGİLİ MESLEKLER VE MESLEKİ YETERLİLİK ALANLARI Kelime anlamı olarak thermal spa ‘sıcak şifalı su’ veya ‘sıcak şifalı su tesisi’ demektir. Termal sular çıkış noktasında sıcaklığı 20°C ve üzerinde olan suları, kaplıca ise doğal termal (sıcak), mineralli veya termomineralli suların halkın hizmetine sunulduğu tesisleri ifade eder (Resmi Gazete, 2001). Terapi ise tedavi, sağlığa iyi gelen, rahatlatıcı, hastalık belirtilerini geçici olarak iyileştiren anlamlarında kullanılmaktadır. Termal şifalı su tesisleri veya kaplıcalar tıbbi tedavi hizmetleri vermek amacıyla kullanıldığı gibi sağlıklı yaşamı koruyucu ve geliştirici hizmet ve uygulamalar için de kullanılmaktadır. Mesleki yeterlilik, herhangi bir mesleği veya işi yapabilmek için gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kapsayan ulusal standartları ve mesleğin bu standartlara uygun olarak yerine getirildiğinin ispatlanmasını ve belgelendirilmesini ifade eder (Bateman ve Coles, 2013; Mernagh, 2006). Bir başka deyişle mesleki yeterlilik, bir mesleğin öğrenme kazanımlarının başarıyla yerine getirildiğini ölçme ve değerlendirme sonucunda ispatlamayı ve belgelemeyi ifade etmektedir (European Union, 2011). Mesleki yeterlilik alanları ise bir mesleği icra edebilmek için sahip olunması gereken standart bilgi, beceri ve yetkinlik alanlarını ifade eder. Termal spa veya kaplıca tesislerinde hem doktor reçetesine göre suyla tıbbi tedavi uygulamalarını, hem de termal ve spa merkezlerinin sulu alanlarında sağlıklı yaşam uygulamalarını (terapilerini) ve hizmetlerini yerine getirme işi, yeni bir mesleki profilin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu mesleği yapanların Avrupa ülkelerinde nasıl isimlendirildiğini ve bu mesleğin ana yeterlilik alanlarını öğrenmek üzere öncelikle proje ortağı olan beş ülkede daha sonra da genel yazında termal spa terapisi ile ilgili meslekler ve yeterlilik alanları gözden geçirilmiştir. Daha sonra araştırmanın yöntemine, bulgularına, sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

Tablo 1: Proje Ortağı Ülkelerde Termal Spa Terapisi İle İlgili Meslekler

Ülke Termal Spa Terapi Hizmetleri İle İlgili Meslekler

Ulusal Mesleki Standart/Kurs

Mesleki Yeterlilik Düzeyi

Belçika Spa ve Sağlıklı Yaşam Bakım Personeli

Yok Yok

Bulgaristan Termal İşlemler Uygulayıcısı Ulusal Mesleki Standart 2 Portekiz Termalizm Teknisyeni Ulusal Mesleki Standart 4

Slovenya Masör Ulusal Mesleki Standart Yok

Türkiye Spa Personeli Mesleki Kurs Yok Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:11).

Page 89: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

83

Tablo 1’de, proje ortağı olan ülkelerde termal spa terapileri ve hizmetleri ile ilgili meslekler gösterilmektedir. Termal spa terapi hizmetleri sunumu ile ilgili meslekler Belçika’da ‘Spa ve Sağlıklı Yaşam Bakım Personeli’, Bulgaristan’da ‘Termal İşlemler Uygulayıcısı’, Portekiz’de ‘Termalizm Teknisyeni’, Slovenyada ‘Masör’ ve Türkiye’de ise ‘Spa Personeli’ olarak ortaya çıkmaktadır (Tablo 1). Belçika’da spa ve sağlıklı yaşam bakım personeli meslek olarak tanımlanmamıştır ve hukuki bir statüsü bulunmamaktadır. Bu nedenle mesleğin resmi olarak tanımı, mesleki standartı ve ulusal yeterlilikler çerçevesi açısından seviyesi yoktur.

Tablo 2: Proje Ortağı Ülkelerde Termal Spa Terapisi İle İlgili Mesleklerin Yeterlilik Alanlarının Karşılaştırılması

Ülke Mesleğin Adı Yeterlilik Alanlarının Değerlendirilmesi Belçika Spa ve Sağlıklı

Yaşam Bakım Personeli

• Yeterlilik profili ve alanları yok

Bulgaristan Termal İşlemler Uygulayıcısı

• Sauna, buhar, hidroterapi teknikleri, vücut sarmalama, çamur terapi teknikleri ve uygulamaları meslek profilinde yer almaktadır.

• Masaj teknikleri ve güzellik terapisi uygulamaları dâhil edilmemiştir.

• Spa işlemleri ve geleneksel olmayan termal uygulamalar ifadeleri muğlaktır.

Portekiz Termalizm Teknisyeni

• Sauna, buhar, hidroterapi, suda hareket terapisi, elektro terapi, çamur ve masaj teknikleri ve uygulamaları meslek profiline dâhil edilmiştir.

• Manikür, pedikür, yüz ve cilt bakımı, ağda gibi güzellik terapisi uygulamaları yer almamaktadır.

Slovenya Masör/Masöz • Masaj teknikleri meslek profilinin özünü oluşturmaktadır.

• Buhar, banyo, hidroterapi, vücut sarmalama, çamur teknikleri ve uygulamaları dâhil edilmemiştir.

• Güzellik terapisi uygulamaları dâhil edilmemiştir. Türkiye Spa Personeli • Çeşitli masaj teknikleri meslek profiline dâhil

edilmiştir. • Hidroterapi teknikleri (özellikle tıbbi) ve güzellik

terapi uygulamaları dâhil edilmemiştir • ‘Modern spa’ ve ‘otantik spa’ uygulamaları

ifadeleri muğlaktır. • Güzellik terapisi uygulamaları dâhil edilmemiştir.

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:13).

Page 90: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

84

Tablo 3: Proje Ortağı Ülkelerde Termal Spa Terapisi İle İlgili Mesleklerin Yeterlilik Alanları Termal İşlemler Uygulayıcısı (Bulgaristan)

Termalizm Teknisyeni (Portekiz)

Masör (Slovenya) Spa Personeli (Türkiye)

• Spa işlemlerini uygulamak ve gözlemlemek

• Hidroterapi yöntemlerini uygulamak

• Çamur terapisi uygulamak

• Sodalı su terapisi uygulamak

• Parafin terapisi uygulamak

• Geleneksel olmayan termal terapileri bilmek ve uygulamak

• Balneoloji (banyo bilimi) ve spa turizmi hakkında bilgi sahibi olmak.

• Müşteriyi karşılama ve iletişim,

• İşe hazırlık ve iş organizasyonu

• Termal tekniklerin uygulanması ve gözetim

-Kulak, burun, boğaz ile ilgili termal teknikleri ve terapileri uygulamak

-Balneoterapi veya krenoterapi (banyo, duş ve buhar) tekniklerini ve terapilerini uygulamak

-Deniz suyuyla yapılan terapileri (Talassoterapi) uygulamak

-Hidrokinetik terapileri uygulamak

-Elektro terapi tekniklerini uygulamak

-Çamur terapi tekniklerini uygulamak

-Elle masaj tekniklerini uygulamak

• Temizlik ve tesisin bakımı,

• Kontrolü, güvenliği ve emniyeti sağlama.

• Anatomi ve fizyoloji bilgisi

• Profesyonel ve etik prensipler ve standartlar

• Hijyen bilgisi ve kuralları

• Kişisel hijyen ve bakım

• Çalışma ortamı ile ilgili hukuki mevzuat

• Müşteri ilişkileri ve değerlendirme

• Müşteri kayıtlarının yönetimi

• İlk yardım bilgisi • Masaja hazırlık ve

planlama • Masaj teknikleri,

etkileri ve zararlı sonuçları

• Hizmet kalitesi

• İnsan fizyolojisi bilgisi

• Salonun hazırlanması ve hijyenin korunması

• Lenfatik drenaj masajı uygulanması

• Aromaterapi masajı uygulamak,

• Taş masajı uygulamak

• Ayurveda masajı uygulamak,

• Refleksoloji masajı uygulamak,

• Shiatsu masajı uygulamak

• Tayland masajı uygulamak

• Modern spa uygulamaları ve bakımı yapmak

• Talasoterapi uygulamaları ve bakımı yapmak

• Otantik (yerel ve özgün) spa uygulamaları ve bakımı yapmak,

• Termal su uygulamaları ve bakımı yapmak.

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:11-13).

Page 91: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

85

Tablo 2’ de her ülkedeki termal spa terapi uzmanı profili bilgi, beceri ve yetkinlik alanları açısından karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Tablo 3’ de ise bu mesleklerin bilgi, beceri ve yetkinlik açısından yeterlilik alanları ana başlıklarıyla daha detaylı olarak verilmiştir. Bulgaristan, Portekiz ve Türkiye termal spa terapi uygulamalarına ve hizmetlerine özgü mesleklere ve mesleki standartlara veya kurslara sahiptir. En kapsamlı mesleki standart profili Portekiz’deki termalizm teknisyenliğidir ve bu meslek buhar, sauna, hidroterapi, hidrokinetik terapi, elektro terapi, çamur ve masaj terapi tekniklerini ve uygulamalarını kapsamaktadır. Manikür, pedikür, yüz ve cilt bakımı, ağda ve makyaj gibi güzellik terapisi uygulamaları incelenen ülkelerde yeterlilik alanı kapsamında değildir.

TERMAL SPA TERAPİSİ İLE İLGİLİ MESLEKLER VE YETERLİLİK ALANLARINA İLİŞKİN GENEL YAZIN TARAMASI

Termal spa uygulamaları ve hizmetleri ile ilgili mesleklerin neler olduğunu tespit etmek amacıyla, bilimsel veri tabanlarında (Ebscohost, Elsevier ScienceDirect, Elsevier Scopus, ABI/INFORM Collection, DynaMed, MEDLINE, Academic Search Complete, Business Source Complete) İngilizce olarak termal bakım uzmanı (thermal care agent), spa terapisti (spa therapist), termal spa terapi uzmanı (thermal spa therapy specialist), spa uzmanı (spa specialist), masaj terapisti (massage terapist) ve termal terapist (thermal therapist) gibi anahtar kavramlar ile taramalar gerçekleştirilmiştir. Tarama sonucu ilgili yazında termal spa terapi hizmetleri ve uygulamaları ile ilgili meslek adları olarak spa terapisti, masaj terapisti, güzellik ve spa terapi uzmanı, tıbbi banyo uzmanı ve güzellik terapisti mesleklerinin olduğu tespit edilmiştir. Proje ortakları bu alternatif meslek adlarını tartışmış ve ulusal danışma kurulunun da önerisiyle literatürde spa terapi hizmetlerini yerine getirenlerle ilgili en çok kullanılan spa tesapisti kavramından hareketle bu hizmetleri yerine getiren mesleği Türkçede ‘termal spa terapi uzmanı’ veya ‘termal spa terapisti’ şeklinde ifade etmeyi uygun bulmuştur. Alternatif olarak ‘kaplıca terapisti’ veya ‘kaplıca terapi uzmanı’ olarak da bu mesleğin Türkçeye kazandırılabileceği düşünülmektedir. Bilimsel veri tabanlarının taranması neticesinde termal spa terapi uzmanı veya spa terapi uzmanının yetkinlik alanlarına ilişkin bilimsel bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak literatürde termal spa terapi uzmanının bilgi, beceri ve yetkinlikleri ile kısmen alakalı olan masaj terapisti veya masör/masöz mesleği ile ilgili çeşitli yeterlilik profilleri tanımlanmaktadır (College of Massage Therapists Ontario, 2005; Massage Therapist Association of Alberta, 2011; MTBOK Task Force, 2010; Sefton, Shea ve Hines, 2011). Spa ve sağlıklı yaşam hizmetleri konusunda eğitim programlarına yönelik olarak ise Romanya, Bulgaristan, Avusturya ve Yunanistanı kapsayan bir araştırmada, araştırmaya katılanların %70’i spa ve sağlıklı yaşam hizmetleri ile ilgili uzman yetiştiren bir eğitim programının olmadığını ve bu alanda uzmanlaşmış personele ihtiyaç duyulduğunu belirtmişlerdir (Georgescua ve Necsoi, 2013). Aynı çalışmada spa ve sağlıklı yaşam hizmetleri için yetiştirilecek personelin en önemli bilgi, beceri ve yetkinlik alanlarının hidrokinetik terapi, masaj, refleksoloji, hidroterapi, klasik masaj ve tamamlayıcı terapiler olduğu tespit edilmiştir (Georgescua ve Necsoi, 2013). Yine literatür taraması sonucunda Estonya, İspanya, İskoçya ve Birleşik Krallıkları kapsayan dört Avrupa ülkesindeki spa terapi uzmanının sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinlik alanları ile ilgili ulusal meslek standarlarına ulaşılmış ve bu ülkelerdeki spa terapisti zorunlu yeterlilik alanları Tablo 4 de sunulmuştur. Bu ülkelerin ulusal yeterlilikler çerçevesinde termal spa terapisti mesleği genellikle 3. seviye eğitim gerektiren bir meslek olarak belirtilmektedir. Spa terapistleri için ağırlıklı olarak iletişim, iş organizasyonu ve hazırlık, hijyen, sağlık ve güvenlik, insan anatomisi ve fizyolojisi, hidroterapi uygulamaları, masaj terapi uygulamaları, vücut soyma ve sarmalama teknikleri ve uygulamaları, el ayak bakımı ve güzellik uygulamalarının temel ve zorunlu yeterlilik alanı olarak belirlendiği görülmektedir (Tablo 4).

Page 92: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

86

Tablo 4: Bazı Avrupa Ülkelerinde Termal Spa Terapi Uzmanı Ulusal Meslek Standartları Zorunlu Yeterlilik Alanları Spa Terapisti (Estonya)

Spa Personeli, Hidrotermal Hizmet Teknisyeni (İspanya)

Spa Terapisti (İskoçya)

Spa Terapisti (Büyük Britanya)

1-Müşteri hizmetleri 2-Spa hizmetleri organizasyonu 3-Spa uygulamalarını gerçekleştirmek (hazırlık, sauna uygulamaları, su uygulamaları, sıcak uygulamaları, çamur uygulamaları, özel uygulamalar) 4-Masaj uygulamaları 5-El ve ayak bakımı uygulamaları yapmak 6-Güzellik uygulamaları gerçekleştirmek

1-Hidrotermal ve tamamlayıcı hizmetler için terapi planı oluşturmak ve organize etmek 2-Standart terapi planlarını kişileştirerek hidroterapi tekniklerini uygulamak ve denetlemek 3-Hidrotermal hizmetlerde kozmetik güzellik terapileri uygulamak 4-Estetik amaçlı el ile veya mekanik masaj uygulamak

1-İş operasyonlarını güvenli bir biçimde kontrol etmek için iş süreçlerini izleme 2-Müşterilere ilave ürünleri tanıtma 3-Vücut masajı uygulama 4-Taş terapisi uygulama 5- Müşterileri, sauna ve buhar odasını ve hidroterapi uygulamalarını kontrol etme 6-Vücut sarmalama ve yüzdürme uygulamaları

1-İş sağlığı ve güvenliği 2-Müşteri ile iletişim ve danışma 3-Buhar, sauna ve hidroterapi 4-Vücut sarmalama 5-İsveç masajı 6-Masaj terapisinin başlangıcı ve tarihi 7-Anatomi ve fizyoloji 8-Bütünsel yüz güzelliği 9-Spa pedikürü 10-Spa manikürü 11-Ürünlerin tanıtımı ve satışı

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:15-16)

%13

%26

%23

%28

2%

2%

4%

2%

Günlük Spa

Otel/Sayfiye Spa

Medikal Spa

Termal Spa

Fizyoterapi/Sağlıklı Yaşam Merkezi

Rehabilitasyon Merkezi

Sağlıklı Yaşam/Güzellik Spa

Gimnastik Salonu Spa

Şekil 2: Araştırmaya Katılan Tesis Türleri (%)

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:18).

Page 93: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

87

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ Proje ortağı olan Avrupa ülkelerinde termal spa terapistlerinin sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri kapayan yeterlilik alanlarını, bu alanlardaki eğitim ihtiyacını ve en uygun eğitim öğretim yöntemlerini tespit etmek için tanımlayıcı bir araştırma tasarımı benimsenmiştir. Yeterlilikleri ve eğitim ihtiyaçlarını ve yöntemlerini tespit etmek üzere yapılandırılmış sorulardan ve termal spa yeterlilik ölçeğinden oluşan bir anket hazırlanmıştır. Anket, proje ortağı ülkelerde termal spa tesisinin özelliklerini, termal spa uzmanının sahip olması gereken yeterlilik alanlarını ve termal spa terapistleri için eğitim öğretim ihtiyacını ve yöntemlerini içeren sorulardan oluşmaktadır. Termal spa terapi uzmanı yeterlilik alanlarına ilişkin ölçek maddeleri, proje ortağı ülkelerdeki termal spa terapi hizmetleri ile ilgili mesleklerin yeterlilik alanları ve literatür taraması sonucu ortaya çıkan spa terapi uzmanı yeterlilik alanları esas alınarak oluşturulan madde havuzuna dayanmaktadır. Termal spa terapi uzmanı yeterlilik alanları ölçeğinde cevaplayıcılar her bir yeterlilik alanının önemini 4= Çok önemli, 3=Önemli, 2= Çok Az Önemli, 1=Önemsiz şeklinde sıralayarak her bir yeterlilik (bilgi, beceri ve yetkinlik) alanının termal spa terapi uzmanı mesleği ve eğitimi için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu belirtmişlerdir. Veriler termal/spa bölüm şefleri, termal/spa merkezindeki uzman kişiler ve termal tesisin veya spa merkezinin yöneticilerinden toplanmıştır. Örnekleme yöntemi olarak tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden amaca uygun (amaçlı) örnekleme yöntemi benimsenmiştir ve anket her bir proje ortağı ülkede on tesiste (toplam 50 tesiste) yüz yüze uygulanmıştır. Görüşme yapılacak tesislerin seçiminde tesislerin farklı coğrafyalardan, farklı büyüklükte ve farklı hizmetler (tıbbi, sağlıklı yaşam vb.) sunuyor olması dikkate alınmıştır. Araştırmada yapılandırılmış ve açık uçlu soruların da olması ve anketin yüz yüze uygulanması anketi cevaplayanların ekstra bilgi vermesine yardımcı olmuştur. Anketlerin yüz yüze uygulanması 30-60 dakika arasında sürmüştür. BULGULAR VE TARTIŞMA Alan araştırmasının sonuçları termal spa tesislerinin özellikleri, spa terapi uzmanı için yeterlilikler ve eğitim ihtiyacı ve yeterlilikleri kazanmak için eğitim öğretim yöntemleri başlıkları altında aşağıda verilmektedir. İncelenen İşletmelere İlişkin Özellikleri Araştırmanın gerçekleştirildiği işletmelerin büyük çoğunluğunu termal spa (n=13), otel/sayfiye spa (n=12), medikal spa (n=11) ve günlük spa (n=6) türündeki tesisler oluşturmaktadır (Şekil 2). Araştırmaya katılan diğer tesisler ise sağlıklı yaşam merkezi, medikal spa, güzellik spası, rehabilitasyon merkezi, fizik tedavi ve sağlıklı yaşam ve jimnastik salonu spa gibi adlarla ifade edilen tesislerden oluşmaktadır. İncelenen tesislerin yaklaşık yarısı (50 tesisten 24’ü) termal spa bölümünde çalışan personel sayısını vermek istememiştir. Tesislerin termal spa bölümünde çalışan sayısı 1 ile 39 arasında değişmektedir ve ortalama olarak her tesiste 10 kişi çalışmaktadır. Anketi cevaplayanlar termal tesisin veya spa merkezinin yöneticisi (n=20), termal/spa bölüm şefi (n=17) ve termal/spa merkezindeki uzman kişilerden (n=11) oluşmaktadır (Şekil 3).

Page 94: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

88

Anketi cevaplayanlara göre müşterilerinin termal spa tesisini ziyaret nedenleri rekreasyon (f=35, %42), medikal tedavi ve rehabilitasyon (f=28, %33) ve sağlıklı yaşam, zindelik ve güzellik uygulamalarıdır (f=21, %25). İncelenen tesislerin sundukları hizmetler arasında masaj hizmetleri ve uygulamaları (f=48), kaplıca banyo hizmetleri ve uygulamaları (f=44), cilt, güzellik ve sağlıklı yaşam hizmetleri ve uygulamaları (f=37) ve medikal termal spa hizmetleri ve uygulamaları (f=29) bulunmaktadır. Termal Spa Terapi Uzmanı İçin Yeterlilikler ve Eğitim İhtiyaçları

Termal spa terapi uzmanı yeterlilik alanları ile ilgili ölçekte sıralanan bilgi, beceri ve yetkinlik alanları anketi cevaplayanlar tarafından çok önemli, önemli ve çok az önemli, önemsiz ve fikrim yok olarak değerlendirilmiştir. Cevaplayıcı sayısı sınırlı olduğundan termal spa terapistinin yeterlilik alanlarını gruplandırmak için faktör analizi yapılmamış, ölçekte yer alan maddelerin içerikleri niteliksel analize tabi tutularak ana tema bazlı kodlama yapılmıştır. Yeterlilik temalarının kodlanması neticesinde 9 önemli ana yeterlilik alanı ortaya çıkmıştır. Bu öğrenme alanları: 1) İnsan anatomisi ve fizyolojisi bilgisi; 2) Özel ihtiyaçları olan tüketicilere hizmet; 3) Müşterilerle iletişim ve görüşme; 4) İş organizasyonu ve işe hazırlık; 5) Hidroterapi teknikleri ve uygulamaları; 6) Hidrokinetik terapi teknikleri ve uygulamaları; 7-Vücut derisi soyma ve vücut sarmalama teknikleri ve uygulamaları; 8-Masaj terapi teknikleri ve uygulamaları; 9) Sağlığın ve güvenliğin gözetimi ve korunması olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmanın bulguları proje ortağı ülkelerdeki spa terapi uzmanı yeterlilikleri ve mesleki standartları bulunan ülkelerdeki termal spa terapi uzmanı yeterlilikleri ile büyük ölçüde benzerlikler taşımaktadır (Georgescua ve Necsoi, 2013; Tablo 3; Tablo 4). Ancak bu çalışmada özel ihtiyaçları olan tüketicilere hizmet ayrı ve farklı bir yeterlilik alanı olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu çalışma ile farklı ülkelerde birbirinden farklı olan termal spa terapi uzmanı yeterlilik alanları bir biçimde entegre edilerek daha kapsamlı bütünsel ve kapsamlı yeterlilik alanları ortaya çıkartılmıştır. Bulgular ışığında, termal spa terapi uzmanı veya kaplıca terapisti, ‘tıbbi gözetim altında, tedavi ve sağlıklı yaşam amaçlı hidroterapi, hidrokinetik terapi, vücut derisi soyma ve vücut sarmalama ve masaj terapi tekniklerini ve uygulamalarını gerçekleştirebilen sağlık personeli’ olarak tanımlanabilir.

Anketi cevaplayanların önemli bir kısmı (%42) mevcut formal ve informal mesleki eğitimin, nitelikli termal spa terapi uzmanı yetiştirmek ve bunların kaliteli hizmet vermesini sağlamak için yeterli olmadığını belirtmişlerdir. Açık uçlu bir soruda, aşağıda belirtilen alanlarda termal spa terapi uzmanının eğitim ve beceri ihtiyacı içinde olduğu anketi cevaplayanlar tarafından vurgulanmıştır: 1) Anatomi ve fizyoloji bilgisi; 2) Sağlık sorunları ve suyla tedavileri (medikal

35%

42%

23%

Şekil 3: Anketi Cevaplayanların Profili (%)

Termal/Medikal/Spa Bölümü Yöneticisi

Spa/Termal Yöneticisi

Termal Spa Merkezinde Çalışan Uzman

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:18).

Page 95: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

89

%61.5

%18 %18%2.5

İşbaşı eğitimi Birebir eğitim Ders anlatma Karmaöğrenme

Şekil 4: Termal Spa Terapi Uzmanları için Tesislerin Tercih Ettiği Eğitim Metodları (%)

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:21)

hidroterapi); 3) El ile ve mekanik medikal ve sağlıklı yaşam amaçlı masaj teknikleri; 4) Engellilik türleri ve engelli müşterilere hizmet verme; 5) Medikal hidroterapi ve sağlıklı yaşam tekniklerinin ve uygulamalarının entegrasyonu; 6) Suyla tedavi konularında yeni teknikler ve teknolojiler; 7) Pazarlama ve ticaret eğitimi; 8) Sağlık ve güvenlik ve mevzuatı; 9) Yabancı dil; 10) Geri dönüşüm yöntemleri; 11) Cilt bakımı eğitimi. Buna ilaveten araştırmaya katılanlar, termal spa terapi uzmanı için meslek standartlarının olmamasının, termal ve spa tesislerine ilişkin yasal düzenlemelerin, gözetim ve denetiminin yetersiz olmasının da termal spa terapi uzmanlığı alanındaki mesleki bilgi, beceri ve yetkinlik eksikliklerine yol açtığını ifade etmişlerdir. Termal spa hizmetleri verecek personel için formal ve informal eğitimin yetersiz olduğu daha önceki çalışmalarda da vurgulanmıştır (Georgescua ve Necsoi, 2013; Ritter, 2005).

Anketi cevaplayanların büyük çoğunluğu (%82) termal spa terapi uzmanı mesleğinin iyi bir formal veya informal mesleki eğitim sürecinden sonra belgelendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılanlar belgelendirmenin hizmetlerin güvenilirliğini ve kalitesini, hasta güvenliğini ve termal spa terapi uzmanının niteliklerini, mesleki imajını ve mesleğin resmi olarak tanınmasını iyileştireceğini vurgulamışlardır. Bu açıdan, Türkiye’de yapılan görüşmelerde görüşmeye katılanlar, termal spa terapi uzmanı mesleğinin ağırlıklı olarak masaj teknikleri ve uygulamaları ile sınırlandırılmasının mesleğin sosyal statüsünü olumsuz etkilediğini çünkü masör mesleği ile ilgili bir çeşit damgalama söz konusu olduğunu ifade etmişlerdir. Benzer şekilde, mesleğin kapsamının ve iş tanımının medikal hidroterapi, hidrokinetik terapi, vücut derisi soyma ve vücut sarmalama teknik ve uygulamalarını kapsayacak şekilde genişletilmesinin mesleğin statüsünü iyileştireceğini belirtilmiştir. Görüşülen kişilerin bazıları da çoklu beceriye sahip termal spa terapi uzmanı istihdam etmenin ekonomik olarak işletmelerin etkinliğini ve verimliliğini arttıracağını çünkü farklı termal spa terapilerine ve hizmetlerine olan talebin istikrarsız ve tahmin edilemez olduğunu söylemişlerdir.

Tesislerin Eğitim Öğretim Uygulamaları ve Tercihleri İncelenen tesislerin büyük çoğunluğu (%85’i) termal spa terapistleri için daha önce eğitim programı düzenlediğini belirtmişlerdir. Bu eğitimlerin çoğunda (56%), eğitimi verenin ilgili tesisin çalışanı olduğu ifade edilmiştir (örneğin. işletme içi eğitimci). Sektör profesyonelleri termal spa terapistlerinin eğitiminde en fazla sırasıyla iş başı eğitimini, bire bir eğitimi ve öğreticinin ders anlatımını tercih etmektedirler. Görüşmeye katılanların bir kısmı e-öğrenme ortamını da kullandıklarını ve birebir eğitim ile ders anlatımını birleştirdiklerini ve karma eğitim metotları kullandıklarını belirtmişlerdir (Şekil 4).

Termal spa terapistleri eğitimi için eğitim programı ve eğitimci seçerken önem sırasına göre aşağıdaki faktörlerin önemli olduğu görüşmeye katılanlar tarafından dile getirilmiştir: eğitim

Page 96: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

90

programının içeriği; eğitimcinin nitelikleri; esnek zamanlama, sertifikalandırma imkânı, eğitimin maliyeti, eğitim programının nerede verildiği; eğitimin süresi; uygulamalı eğitim ve iş gören motivasyonu. Personeli için eğitimin zamanlaması ile ilgili olarak, anketi cevaplayanların yaklaşık %40’ı hafta içinde iş saatleri dışındaki dönemi ve üçte biri çalışma saatleri içinde bir dönemi tercih ettiğini ifade etmişlerdir (Şekil 5).

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:21)

SONUÇ VE ÖNERİLER Termal spa terapisti mesleği büyük ölçüde insan sağlığı ile ilgili olduğu için, termal spa terapi uzmanı yeterlilikleri ve eğitim öğretimi, sağlık eğitimi kapsamında düşünülmeli ve ele alınmalıdır. Termal spa terapi uzmanı mesleğinin yeterlilik profili ve eğitim ihtiyaçları konusunda proje ortağı beş Avrupa ülkesinde yapılan alan araştırma sonucunda, termal spa terapi uzmanı eğitimi için dokuz zorunlu, iki tane de seçmeli yeterlilik alanı ve öğrenme ünitesi önerilmiştir (Tablo 5). Bu çalışmayla termal spa terapi uzmanlığı için daha kapsamlı yeterlilik alanları oluşturulmuştur. Önceki çalışmalardan farklı olarak bu araştırmada özel ihtiyaçları olan tüketicilere hizmet ayrı ve farklı bir yeterlilik alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bulgular ışığında, termal spa terapi uzmanı veya spa terapisti, tıbbi gözetim altında tedavi ve sağlıklı yaşam amacıyla hidroterapi, hidrokinetik terapi, vücut derisi soyma ve vücut sarmalama ve masaj terapi tekniklerini ve uygulamalarını gerçekleştiren sağlık personeli olarak tanımlanmıştır. Spa yöneticilerinin ve uzmanlarının önemli bir kısmı (%42) mevcut formal ve informal eğitimin termal spa terapi uzmanı yetiştirmek için bazı açılardan yetersiz kaldığını belirtmişlerdir. Kaplıcalarda çalışan personelin özellikle medikal hidroterapi konusunda yeterli eğitim almadığı önemli bir eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. Termal spa terapistinin eğitimi için tercih edilen eğitim yöntemleri olarak işbaşı eğitimi, birebir eğitim ve ders anlatma ön plana çıkmıştır. Termal spa terapi uzmanlığı, detaylı bilgi, beceri ve yetkinlikler ve anlayış, kendi başına karar verme ve inisiyatif kullanma gerektirdiğinden Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde 4. seviye eğitim gerektiren bir meslek olarak belirlenebilir. Türkiye bağlamında, termal spa terapi uzmanı eğitiminin içeriği bu araştırma sonucu önerilen zorunlu ve seçmeli öğrenme alanlarını ve yeterliliklerini kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

İş Saatlerinde

%33

Hafta İçinde İş Saatleri Dışında

%39

Çalışılmayan Günlerde

%28

Şekil 5: Eğitim için Zaman Tercihleri

Page 97: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Salih KUŞLUVAN ve Diğerleri

91

Tablo 5: Termal Spa Terapisti için Önerilen Mesleki Yeterlilik Alanları ve Öğrenme Üniteleri

Ülke Belçika, Bulgaristan, Portekiz, Slovenya, Türkiye Mesleğin Adı Termal Spa Terapi uzmanı veya Termal Spa Terapisti (Kaplıca Terapi Uzmanı, Kaplıca

Terapisti) Mesleğin Tanımı Termal spa terapisti, tıbbi gözetim altında tedavi ve sağlıklı yaşam amaçlı hidroterapi,

hidrokinetik terapi, vücut derisi soyma ve vücut sarmalama ve masaj terapi tekniklerini ve uygulamalarını yapabilen kişidir.

Ulusal Yeterlilik Çerçevesi Eğitim Düzeyi

4

Standart Türü Formal eğitim öğretim (Ortaöğretim Diploması) Informal eğitim öğretim (Sertifika)

Zorunlu Öğrenme Üniteleri

1-İnsan anatomisi ve fizyolojisi bilgisi 2- Özel ihtiyaçları olan tüketicilere hizmet 3-Müşterilerle iletişim ve görüşme 4- İş organizasyonu ve işe hazırlık 5-Hidroterapi teknikleri ve uygulamaları 6-Hidrokinetik terapi teknikleri ve uygulamaları 7-Vücut derisi soyma ve vücut sarmalama teknikleri ve uygulamaları 8-Masaj terapi teknikleri ve uygulamaları 9-Sağlığın ve güvenliğin gözetimi ve korunması

Seçmeli Öğrenme Ünitesi 1- Elektro terapi uygulamaları 2- Güzellik terapi teknikleri ve uygulamaları

Kaynak: ‘A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries’ (2017:22).

Ayrıca Türkiye’de araştırma bulguları ışığında termal spa terapi uzmanlığı ile ilgili meslek standartlarının, öğrenme metaryellerinin ve ölçme değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi yerinde olacaktır. Termal spa terapi uzmanı eğitim öğretimi, formal olarak mesleki ve teknik anadolu liselerinde bir branş olarak ele alınabileceği gibi, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından akredite edilen kuruluşların mesleki standartlara göre düzenleyeceği kurslar vasıtasıyla verilerek de belgelendirilebilir. Bu konuyla ilgili yapılacak akademik çalışmalar daha büyük bir örneklem grubuyla niceliksel analiz teknikleri kullanarak yeterlilik ve öğrenme alanlarının tespit edilmesine yönelebilir. Ayrıca her bir öğrenme alanı ile ilgili etkin bir eğitim için nelerin nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda da akademik çalışmalar yapılabilir. KAYNAKÇA

A study of competence profile for thermal spa therapist in project partner countries (2017). Avrupa Komisyonu Erasmus+ Projesi (Proje No: 2016-1-TR01-KA202-034712). http://thermal4all.eu/Uploads/Outputs/AStudyofCompetenceProfileforThermalSpaTherapist5EN.pdf’den indirildi.

Bateman, A. and Coles, M. (2013). Qualifications frameworks and quality assurance of education and training. Bateman & Giles Pty Ltd.

Beblavy, M., Akgüc, M., Fabo, B. and Lenaerts, K. (2016). CEPS special report: Occupations Observatory-Methodological note. Brussels: Centre for European Policy Studies.

College of Massage Therapists Ontario (2005). Massage therapy competency standards. Canada: College of Massage Therapists Ontario.

Costa, C., Quintela, J. and Mendes, J. (2015). Health and wellness tourism: A strategic plan for tourism and thermalism valorisation of São Pedro do Sul. In: Peris-Ortiz, M.; Álvarez-Garcia, J. (Eds.). Health and Wellness Tourism – Emergence of a New Market Segment, pp. 21-32. New York: Springer.

Page 98: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):79-92.

92

European Commission. (2010). Communication 'Europe, the world's No 1 tourist destination – a new political framework for tourism in Europe'. 15.10.2017 tarihinde http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=COM:2010:0352:FIN:EN:PDF adresinden alındı.

European Parliament (2015). Tourism and European Union: Recent trends and policy developments. 15.10.2017 tarihinde http://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/IDAN/2015/568343/EPRS_IDA (2015)568343_EN.pdf adresinden alındı.

European Union (2011). Using learning outcomes. Belgium: European Union.

Georgescua, L. and Necsoi, I. (2013). Promoting e-learning educational programs for wellness and SPA therapies, 5th International Conference EDU-WORLD 2012 - Education Facing Contemporary World Issues, Procedia - Social and Behavioral Sciences 76, pp. 361 – 365.

Global Spa Summit (GSS). (2011). Wellness tourism and medical tourism: Where do spas fit? New York: Global Spa Summit.

Global Wellness Institute (2017). Global wellness economy monitor. Global Wellness Institute.

Massage Therapist Association of Alberta (2011). Standards of practice for massage therapists. Canada: Massage Therapist Association of Alberta.

Mernagh, E. (2006). Description of competences in EQF, 24.08.2018 tarihinde http://www.vocationalqualification.net/mmedia/2008.04.24/1209032216.pdf adresinden indirildi.

MTBOK Task Force (2010). Massage therapy body of knowledge (MTBOK). 10.09.2018 tarihinde http://www.mtbok.org/resources.html. adresinden indirildi.

Resmi Gazete, Tarihi: 24.07.2001 Sayısı: 24472. Kaplıcalar Yönetmeliği.

Ritter, S. (2005). Trends and skills needed in the tourism sector: 'tourism for wellness'. In S.-I. Olga, & M. Tessaring, Trends and skill needs in tourism (pp. 79-88). Thessaloniki: European Centre for the Development of Vocational Training.

Rivero, M. S., Rangel, C. R. and Caldito, L. A. (2016). Analysis of spa tourist motivations: A segmentation approach based on discriminant analysis. Enlightening Tourism: A Path making Journal, 6(1), 19-43.

Rocha, A. S. S. and Brandao, A. (2014). On developing wellness and medical tourism: the characterization of a national thermal network. International Journal of Healthcare Management, 7(4), 226-236.

Sefton, J. M., Shea, M. and Hines, C. (2011). Developing, maintaining and using a body of knowledge for the message therapy profession. International Journal of Therapeutic Massage and Bodywork, 39, 1-12.

Smith, M. and Puczko, L. (2015). More than a special interest: defining and determining the demand for health tourism. Tourism Recreation Research, 40(2), 205-219.

SRI International. (2010). Spas and the global wellness market: Synergies and opportunities. Global Spa Summit.

Page 99: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi 2019, 3(1):93-101.

DOI: 10.26677/tutad.2019.50

ISSN: 2587–0890 Dergi web sayfası: https://www.tutad.org

KAVRAMSAL MAKALE

Türk Dünyası’nın Tanıtımında “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi”*

Doç. Dr. Taşkın DENİZ, Karabük Üniversitesi, Safranbolu Turizm Fakültesi, e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1293-5404

Doğan KARADAĞ Karabük Üniversitesi, Safranbolu Turizm Fakültesi e-posta: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1174-2442

Öz

İnsanlık tarihine damga vuran, çağların bitmesi ve başlamasında rol oynayan, üç kıtada hüküm sürmüş, İslamiyet’in yayılmasına öncülük etmiş en kadim ve güçlü milletlerin başında Türkler gelmektedir. Savaşçı bir millet olmaları sebebi ile hareketli yaşam süren Türklerin ata yurdu, Orta Asya’dır. Türklerin ata yurdu olarak bilinen ve sınırları kurdukları devletlerin egemenlik sahasına göre değişen söz konusu coğrafi mekâna Türkistan - Turan - Türk İli - Türk Dünyası gibi isimler verilmektedirler. Bu coğrafyada Türk milleti çok sayıda devlet kurmuş, bölgeye egemen olmak isteyen Çinliler, Moğollar, Ruslar ve Farslar ile yüzyıllar boyu mücadele etmiştir. Çalışmanın amacı, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapmış Türkistan’ın sahip olduğu somut ve somut olmayan kültürel ve doğal miras unsurlarının turizm sektörü kapsamında tanıtılmasının sağlanması amacı ile gündeme getirilen “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi” projesini tanıtmak ve önemini ortaya koymaktır.

Anahtar Kelimeler: Türk Dünyası, Turizm, Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi. Makale Gönderme Tarihi: 02.11.2018 Makale Kabul Tarihi: 30.12.2019 * Bu çalışma, 4. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Sempozyumu (19-21 Temmuz 2018)kapsamında bildiri olarak sunulmuştur.

Önerilen Atıf: Deniz, T. ve Karadağ, D. (2019). Türk Dünyası’nın Tanıtımında “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi”, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):93-101. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 100: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):93-101.

94

Journal of Turkish Tourism Research 2019, 3(1):93-101.

DOI: 10.26677/tutad.2019.50

ISSN: 2587–0890 Journal Homepage: https://www.tutad.org

CONCEPTUAL PAPER

Modern Silk Road Joint Tour Package” in the Promotion of the Turkish World

Assoc. Prof. Dr. Taşkın DENİZ, Karabük University, Safranbolu Faculty of Tourism, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1293-5404

Doğan KARADAĞ, Karabük University, Safranbolu Faculty of Tourism, e-mail: [email protected] ORCID: https://orcid.org/0000-0003-1174-2442

Abstract

The Turks are among the most ancient and powerful nations that have played a role in the beginning and in the end of the ages, ruled three continents and pioneered the spread of Islam. Because they are a warrior nation, they live an active life with their ancestral homeland, Central Asia. Names such as Turkistan - Turan - Turkic - Turkish World are given to the geographical area which is known as the ancestral homeland of Turks and which changes according to the territory of the states where they establish the borders. In this geography, the Turkish nation has established many states and struggled with the Chinese, Mongols, Russians and Persians who want to dominate the region for centuries. The aim of this work is to promote and prove the importance of the "Modern Silk Road Common Tour Package" project, which aims to promote the concrete and intangible cultural and natural heritage elements of Turkistan that have been hosted by numerous cultural hosts within the tourism sector.

Keywords: Turkish World, Tourism, Modern Silk Road Common Tour Package Received: 02.11.2018 Accepted: 30.12.2019

Suggested Citation: Deniz, T. and Karadağ, D. (2019). Modern Silk Road Joint Tour Package” in the Promotion of the Turkish World, Journal of Turkish Tourism Research, 3(1):93-101. © 2019 Türk Turizm Araştırmaları Dergisi.

Page 101: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Taşkın DENİZ ve Doğan KARADAĞ

95

GİRİŞ

Türkistan1 genel itibari ile kuzeyde Sibirya, batıda Ural Dağları ve Hazar Gölü, doğuda Altay Dağları ve Doğu Türkistan, güneyde ise İran ve Afganistan arasında kalan yaklaşık 5.5 milyon km²’lik coğrafya ile Orta Asya’nın merkezi kısmını kapsamaktadır. Orta Asya’nın kalbi niteliğindeki bu coğrafi bölge uçsuz bucaksız düzlükleri, aşılması güç derin vadileri, gökyüzüne uzanan dağları, buzulları, akarsuları ve gölleri ile eşsiz bir doğaya sahiptir. Türkistan’ı dünyanın diğer bölgelerine bağlayan tek yol batıdaki Kafkasya ve Afganistan - İran hattıdır. Afganistan - İran hattı ya Türkiye ya da Irak ve Suriye üzerinden açık denizlere bağlanabilmektedir.

Türkistan sadece tarihi, siyasi ve ekonomik açıdan değil aynı zamanda sosyo-kültürel bakımdan da önem arz etmektedir. Kültürel zenginliğe sahip coğrafya İslamiyet, Hıristiyanlık, Budizm ve Hinduizm gibi dinlerin ve inançların kesişme noktasını oluşturmaktadır. Türk, Çin, Fars, Slav ve Hint medeniyetlerine ev sahipliği yapmaktadır. Böylesine kültürel zenginliğe sahip Türkistan coğrafyası, SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) döneminde yaşadığı kapalı yapı sebebi ile izole olmuş, çevresi ile bağlarını koparmış ve uluslararası turizm kapsamında tanıtımını gerçekleştirememiştir. Bu sebeple günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta olmak üzere diğer devletler açısından pek tanınmayan, az bilinen ama merak edilen gizemli bir coğrafyayı temsil etmektedir. SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarını elde eden Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan izolasyondan kurtulmuş ve uluslararası platform ile yüz yüze kalmıştır. Yaşadıkları en büyük sorun, SSCB sonrası bitme noktasına gelmiş ekonomik yapılarının uluslararası ekonomiye entegrasyonu olmuştur. Ülkelerindeki SSCB döneminden kalmış ve teknolojik yetersizliğe sahip sanayi tesislerinin varlığı fazla işe yaramamış, bu nedenle son dönemde ekonominin geliştirilmesi ve sürdürülebilir kılınmasında turizm sektörü önem kazanmaya başlamıştır. Bölgedeki Türk devletlerinin ekonomik yapısı göz önüne alındığında kısa sürede sanayileşmenin, üretimin, yatırımların ve teknolojik gelişmenin artması öngörülmemektedir. Ancak söz konusu devletler bu dezavantaj durumlarını sahip olduğu turizm potansiyelleri sayesinde aşabilme imkânına sahiptir.

LİTERATÜR İNCELEMESİ

MODERN İPEK YOLU ORTAK TUR PAKETİ

Bölgede yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında Rusya, Çin, İran ve Türkiye siyasi aktörler olarak öne çıkmaktadır. Çin’in “Yeni İpek Yolu Projesi” kapsamında Orta Asya’ya yaklaşımının ekonomik temelli olduğu ve kendi faydasını gözeterek hareket ettiği görülürken, Orta Asya devletlerinin ise Çin tarafından gerçekleştirilen yatırımları kalkınma ihtiyaçları doğrultusunda kabul etmekte olduğu ancak Çin’e bağımlılık düzeylerinde başta AB ve Rusya ile olan ilişkileri gereği temkinli davrandıkları görülmektedir. Orta Asya sadece Asya’nın değil Avrupa ve Çin’in Yeni İpek Yolu Projesi’ne ilişkin projelerinin de ortasında kalmakta hatta gelecek ve gelişme beklentileri sebebi ile taraflar arası ilişkilerde önemli rol oynamaktadır (Şahin, 2016:58).

Bölgedeki Türk ülkelerinin her biri farklı coğrafi ve iklim özelliklerine sahiptir. Bu durum her ülkede farklı nitelikler arz eden zengin doğal turizm varlıklarının oluşmasında rol

1 Zamanla Orta Asya dışına yayılmaya başlayan Türkler açısından Türkistan, sınırları belirli bir coğrafya olmaktan çıkmış günümüzde Türklerin yaşadığı her yer Türk Dünyası’na dönüşmüştür.

Page 102: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):93-101.

96

oynamıştır. Bir tarafta Balkaş ve Aral gölleri, Açlık ve Muyunkum çölleri ve Hazar Çukurluğu ile Kazakistan; Kızılkum Çölü ve Aral Gölü ile Özbekistan diğer tarafta Hazar Gölü ile Türkmenistan; Tanrı ve Pamir dağları, buzulları, Han Tengri ve Lenin zirveleri, Issık Gölü, Narin ve Talas nehirleri ile Kırgızistan yer almaktadır. Türk ülkelerinin her biri sadece doğal turizm varlıklarına ile değil aynı zamanda çok sayıda somut ve somut olmayan kültürel mirasa da ev sahipliği yapmaktadır. Söz konusu somut ve somut olmayan kültürel varlıkların dünya turizmine entegrasyonu sayesinde uluslararası turizm endüstrisinin oluşturduğu pastadan daha fazla pay alınabilmesi amacı ile alt yapıdan üst yapıya, tanıtımdan pazarlamaya, yatırımcıların desteklenmesinden sektördeki turistik ürün ve hizmetlerin sunulmasına dek hemen her konuda kamu ve özel sektörlerinin yönetişim ilkesi çerçevesinde bütüncül hareket etmesi önem taşımaktadır. Bu noktada Türkiye - Azerbaycan - Kazakistan - Kırgızistan arasında uygulamaya konulan “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi” adlı proje, belirtilen doğal ve kültürel miras unsurlarının ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde turizme kazandırılması açısından önem taşımaktadır (www.turkkon.org).

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi)’nin 2013 yılında aldığı bir karar ile Türkiye - Azerbaycan - Kazakistan - Kırgızistan arasında uygulamaya konulan “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi” adlı proje, Türk Dünyası’nın tanınması, reklamı ve imajının uluslararası düzeyde tanıtılmasında önemli rol oynayacaktır. Proje kapsamında gerekli çalışmalar tamamlanmış ve ilk tur 15 Mart 2018 tarihinde gerçekleştirilmiştir. “Grand Paket” adı ile de anılan tur şu anda Türkiye - Azerbaycan - Kazakistan - Kırgızistan’ı kapsamaktadır (Şekil 1). Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi kapsamına kısa sürede Özbekistan ve Türkmenistan da katılmalıdır. Böylece Türk Dünyası’nın tamamının tanıtımının sağlanması gerçekleştirilmelidir. Aksi durumda Semerkand, Buhara, Hive gibi tarihi yerleşmelere ev sahipliği yapan Özbekistan’sız ve Aşkabat’ı barındıran Türkmenistan’sız Ortak Tur Paketi eksik kalmış olacaktır.

Şekil 1: Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi Kapsamındaki Ülkeler

Page 103: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Taşkın DENİZ ve Doğan KARADAĞ

97

Tarihi İpek Yolu güzergâhında gerçekleşen siyasi, sosyo-ekonomik ve kültürel faaliyetler zamanla ticari yazışmaların artmasına, hatıraların ve gezginler tarafından seyahatnamelerinin yazılmasına, şehirler ve ülkeler arasında mesafelerin belirlenmesine, kervan yollarında tacirlerin güvenliğini sağlamak amacı ile gözetleme istasyonlarının, karakolların, surların, kalelerin, hanların ve kervansarayların inşa edilmesine, başka deyişle günümüzde bilimsel kaynak olarak yararlandığımız çok sayıdaki coğrafi ve tarihi eserin meydana getirilmesine neden olmuştur (Budagov ve Kurbanov, 2017:70). Bu kapsamda tur boyunca ziyaret edilen güzergâhlar ile doğal ve kültürel turizm varlıkları şu şekilde özetlenebilir;

1) Türkiye: Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi kapsamında geziye Türkiye’den başlanmaktadır. İstanbul’un ardından Konya, Nevşehir, Aksaray, Kapadokya gezilmekte ve sonrasında Kayseri’ye geçilmektedir. Kayseri gezisi tamamlandıktan sonra tekrar İstanbul’a dönüş sağlanmakta ve buradan ikinci durak olan Azerbaycan’a uçak seyahati ile gidilmektedir.

Türkiye’de Tarihi İpek Yolu’na ait en ilgi çekici unsurlar, Kayseri - Konya hattında görülebilmektedir. Çünkü bu hat boyunca pek çok han ve kervansaray ziyaret edilebilmekte ve aynı zamanda doğal ve orijinal tarihi ve kültürel zenginlikleri görme imkânı bulunmaktadır. Bu hat adeta zamanda yolculuk yaparak tarihe bir şekilde iz bırakmış sayısız insanın varlığını, neler yaşamış olabileceğini, ortaya koydukları birikimleri düşünmek ve hissetmek isteyenlere kucağını açmış şekilde ziyaretçilerini beklemektedir.

İmparatorlukların başkenti İstanbul; Aya Sofya, Sultan Ahmet Meydanı, Sultan Ahmet Camii, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi, Yerebatan Sarnıcı, Süleymaniye Külliyesi ve Camii, Hırka-i Şerif Camii, Eyüp Sultan, Galata Kulesi, Beyazıt Kulesi, Dikilitaş, Çemberlitaş, Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı, Sarayları ve Surları ile tarih boyunca çok sayıda medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış dünya çapında bir destinasyonudur (Şekil 2).

Şekil 2: İstanbul’un Somut Kültürel Miras Unsurları

Page 104: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):93-101.

98

Anadolu Selçuklu Devleti’nin eşsiz güzelliklere sahip tarihi başkenti Konya; Çatayhöyük, 13. Yüzyıla tarihlenen Obruk Han’ı ve Obruk Göl’ü, Sırçalı Medrese (1242),1251 yılına tarihlenen Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese (1254), Kubadabad Sarayı, Alaaddin Türbesi ve Camii, İplikçi Camii (1201), Şerafettin Camii (12. Yüzyıl), Şems-i Tebriz-i Camii, Selimiye Camii (1567), 1274’e tarihlenen Kubbe-i Hadra (Yeşil Türbesi), Mevlevi Sema Töreni ve Mevlana Türbesi gibi Türk tarihinin Anadolu’daki ilk eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Kapadokya’nın kalbinde yer alan Nevşehir; 1249 yılına tarihlenen ve günümüzde akşamları semazen gösterilerinin izlenebileceği bir kültürel merkez olarak değerlendirilen Damsa Vadisi’ndeki Saruhan (Sarıhan) Kervansarayı’na ev sahipliği yapmaktadır. Yeraltı şehirleri, kaya evleri, kiliseleri, peribacaları ile görülmeye değer bir şehirdir. Şehir merkezindeki Göreme Açık Hava Müzesi’ndeki panoramik manzaraya sahip Ortahisar ve Uçhisar Kaleleri, 20. Yüzyıl başına kadar Türk ve Yunan kültürlerine ev sahipliği yapmış Mustafa Paşa yerleşmesi, Kapadokya’nın genelinde görülen taş işçiliği örnekleri, Zelve ve Paşa Bağları Öreni, Güvercinlik ve Kızıl Çukur vadileri, Şahin Efendi Köyü’ndeki Roma dönemine ait Sobesos Antik Şehri ve Hamımı, 964-965 yıllarına tarihlenen Çavuşin Kilisesi, Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirleri, Hacı Bektaş Veli Müzesi ve Dergahı ile Nevşehir hem yerel hem de uluslararası turistlerin ziyaret ettikleri önemli bir merkezdir.

Şekil 3: Nevşehir’in Somut Kültürel Miras Unsurları

Aksaray; il merkezine yaklaşık 20 km mesafedeki tarihi Asur şehri Acemhöyük (Puruşhattum)’te bulunan bulgulara dayanarak, M. Ö. 1800’lere uzanan ticari bir geçmişe sahiptir ancak en parlak zamanını Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yaşamıştır. Konya, Kayseri ve Antalya arasındaki coğrafi konumu sebebiyle her daim önemli bir geçiş güzergâhı olmuştur. Şehir merkezine 21 km uzaklıktaki 1188 yılına tarihlenen Öresin Han (Tepesi Delik Han), İç Anadolu’nun ve Kapadokya'nın ilk köyü olma özelliğine sahip Âşıklı Höyük, Sultanhanı (1229), Ağzıkarahan (1239), Zinciriye Medresesi (1336), Akhan, Alayhan, Eğri (Kızıl) Minare (1236), 385 yılına tarihlenen Aziz Gregorius Kilise Camii, Güzelyurt Tarihi Evleri, Melendiz Çayı’nın Hasan Dağı’na ait lav örtülerini şekillendirmesi ile oluşmuş,

Page 105: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Taşkın DENİZ ve Doğan KARADAĞ

99

yaklaşık 14 km uzunluğa ve 120 m derinliğe sahip tarihi ve doğal güzellikleri bünyesinde barındıran Ihlara Vadisi (Peristremma) ile Aksaray ilgi çekici bir destinasyondur.

Kayseri; Asur Ticaret Kolonileri’ne kadar uzanan yaklaşık 4000 yıllık bir ticaret merkezi olma özelliği ile Anadolu’da ön plana çıkmaktadır. Hitit Devleti döneminde Mezopotamya’dan getirilen ticari ürünler, il merkezine 25 km mesafedeki Kültepe’de yer alan Karum’da pazarlanmaktaydı. Bu sebeple Kayseri Kültepe, “Dünya’nın ilk organize ticaret merkezi” olarak da kabul edilmektedir. Kayseri en parlak zamanını Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yaşamıştır. Hatta bu dönemde il merkezine 65 km uzaklıktaki Pınarbaşı Pazarören’de kurulan Yabanlu Pazarı aynı zamanda “Dünya’nın ilk uluslararası ticari pazarı” kabul edilmektedir. 1205 yılına tarihlenen ve günümüzde “Medikal Tarih Müzesi” olarak kullanılan Gevher Nesibe Medresesi, Hunat Hatun Külliyesi (1238), 1255 yılına tarihlenen Karatay Kervansarayı (Medresesi), Şah Cihan Döner Kümbeti (1276), Kurşunlu Camii, Ağırnas Yeraltı Şehri, Ahi Evran Zaviyesi, 1727 yılına tarihlenen Vezir Han Çarşısı ve Kapalı Çarşı (1859) ile adeta Tarihi İpek Yolu’nun günümüze yansıyan ticari hayatına ev sahipliği yapmaktadır.

2) Azerbaycan: Ülkede sırası ile Gence (Naftalan), Şeki, Şamahı ve Bakü illeri ziyaret edilmektedir. Gezi sonrasında Bakü’den üçüncü durak olan Kazakistan’a gidilmektedir.

Tarihi İpek Yolu’nun Anadolu coğrafyası üzerinden Avrupa’ya açılan kapısı durumundaki Azerbaycan, 14-18. yüzyıllar arasında Volga - Hazar Su Yolu’nun aktif kullanılmaya başlanması ile önemli bir ticaret merkezine dönüşmüştür. Özellikle Şeki, Derbent, Gence, Gebele ve Nahçıvan şehirleri ipekçiliğin gelişimine bağlı olarak ön plana çıkmıştır. 5-10. yüzyıllar arasında önemli bir ticaret merkezi olan Barda; ormanları, şarap bağları, gölleri, nehirleri ve dağları ile tarihi M. Ö. 494’e dayanan ve ülkenin ikinci büyük şehri olan Gence; 1762’ye tarihlenen Han Sarayı, kervansarayları, Arnavut Tapınağı ve pazarları ile Şeki; Tufandağ, Badabağ ve Pazardüzü ile Şamahı turistlerin ilgisini çekmektedir. Azerbaycan’ın başkenti Bakü, UNUESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Kız Kulesi ve Şirvanşah Sarayı ile bir açık hava müzesi niteliğindedir. Bakü’ye 60 km mesafedeki Gobustan Yerleşmesi ise doğal, tarihi ve estetik özellik taşımasıyla 2007 yılından beri UNESCO tarafından korunan bir destinasyondur.

3) Kazakistan: Kazakistan’da sırası ile Almatı, Taraz ve demiryolu ile ulaşılan Türkistan (Yesi) gezilmektedir. Kazakistan gezisi Türkistan’da tamamlandıktan sonra karayolu ile Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e geçiş sağlanmaktadır.

Yüzyıllar boyunca tarihi İpek Yolu’na ev sahipliği yapan Zhyetısu Vadisi, Trans Ala Dağları’nda bulunan altın ve yarı değerli taşlardan oluşan bir başlık olan Kargaly Diadem, 10-11. yüzyıllar arasında kurulduğu düşünülen Almatı şehri, 12.-14. yüzyıllar arasında yapılmış olan Kilovat Camii, 15. yüzyılın sonlarına tarihlenen Rabia Sultan Begim Türbesi, Aristan Bab Mozalesi, Ahmet Yesevi Türbesi, Eşim Han Türbesi, Çilyakana, Qajimukan Müzesi, Taraz şehrindeki Ayşa Bibi Mozalesi, Tekturmas Mozalesi, Karakan Mozalesi, Tortkul Kervansarayı, 1878 yılında inşa edilen Zuma Camii, Albay Meydanı ile Kök Töbü Dağlarını birbirine bağlayan yaklaşık 1.7 km’lik Teleferik Sistemi, 1975-1983 yılları arasında inşa edilen 372 m’lik Almatı Televizyon Kulesi, Panfilov Guardsmen Parkı, 1980 yılında hizmete açılan Müzik Enstrümanları Müzesi, Medeu Buz Pateni Pisti, Şimbulak Dağ Tesisleri, Güney Kazakistan’da yer alan Sayram Kasabası ve yırtıcı kuş gösterileri gibi doğal ve kültürel miras unsurları ile Tarihi İpek Yolu’nun önemli bir turizm üssüdür.

Page 106: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 3(1):93-101.

100

4) Kırgızistan: Ülkede sırası ile Bişkek, Oş, Narin Nehri ve Vadisi boyunca ulaşılan “Tanrı’nın yeryüzündeki gözü” ve “Kırgız Denizi” olarak da isimlendirilen Issık Göl ve Jeti Oguz (Yedi Öküz) Kanyonu gezilmektedir. Bu esnada geleneksel at yarışı “Kökbörü”, 19. Yüzyıl sonunda inşa edilen Karakol kasabasındaki Ortodoks Kilisesi, 20. Yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan Dungan Camii, “Kartal Avcılığı Gösterisi” de ziyaretçilere izletilmektedir. Böylece Ortak Tur Paketi sonlanmaktadır.

SONUÇ ve ÖNERİLER

Türkiye - Azerbaycan - Kazakistan - Kırgızistan arasında uygulamaya konulan “Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi” adlı proje bir taraftan belirtilen doğal ve kültürel miras unsurlarının ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde turizme kazandırılması diğer taraftan Türk Dünyası’nın tanınması, reklamı ve imajının dünyaya tanıtılmasında önemli rol oynayacaktır. Ortak Tur Paketi Projesi aynı zamanda Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın bölgedeki diğer devletler ile benzer tur paketleri düzenlemelerine de örnek olacak ve öncülük edecektir.

Türk Dünyası’nın lideri durumundaki Türkiye projeye sahip çıkma konusunda öncülük etmeli, Türkiye’de tanıtımının yapılması sağlanmalı ve Türkiye’de yaşayan vatandaşların mutlaka tur kapsamında ata yurdu topraklarının görmesi sağlanmalıdır. Bu durum Türk Dünyası’nın başta kültürel olmak üzere her konuda birlikteliğini sağlaması ve kuvvetlendirmesi açısından mutlak yarar sağlayacaktır.

Türk Dünyasını oluşturan ülkelerde turizmin geliştirilmesi ve uluslararası turizm endüstrisinin oluşturduğu pastadan daha fazla pay alınabilmesi amacı ile şunlara dikkat edilmelidir;

Ø Alternatif turizm türleri (yayla turizmi, sağlık ve termal turizm, kış sporları, golf turizmi, kültür turizmi, kongre ve fuar turizmi gibi) ön plana çıkartılarak ulusal ve uluslararası tanıtım ve pazarlamasına ağırlık verilmeli,

Ø Alternatif turizm türlerine yönelik gerçekleştirilecek işlerin planlanması turizm koridorları - turizm bölgeleri - turizm kentleri düzeylerinde ele alınmalı ve birbirleri ile entegrasyonları sağlanmalı,

Ø Turizm yatırımcıları yatırıma teşvik edilmeli, desteklenmeli ve bürokratik işlemler sadeleştirilerek kolaylaştırılmalı,

Ø Yerel doğal ve kültürel turizm kaynaklarının kullanımı konusunda vazgeçilmez bir paydaş olarak yerel halk ve sivil toplum kuruluşları süreçte aktif rol almalı,

Ø Turizm sektöründe hedef ülke olabilmek amacı ile kaynak ülkeler, tur operatörleri ve seyahat acentaları ile uluslararası işbirlikleri kurulmalı,

Ø Uluslararası doğrudan yatırımların çekilmesi için gerekli siyasi, ekonomik, güvenlik ve hukuksal alt yapılar hazırlanmalı,

Ø Bölgesel kalkınma ajansları daha işlevsel hale getirilmeli,

Ø Alt yapı ve üst yapıya ilişkin eksiklikler (su, kanalizasyon, elektrik, internet, yeşil alan, işlevsel limanlar, karayolu ve demiryolu ağlarının yenilenerek hem birbirleri hem de havalimanları ile entegrasyonun sağlanması vb.) tamamlanmalı,

Ø Sürdürülebilir çevre politikalarına bağlılıkta kararlı olunmalı,

Page 107: vol.2 issue.4 coverProf. Dr. Celil ÇAKICI, Mersin Üniversitesi, celilcakici@gmail.com Prof. Dr. Cevdet AVCIKURT, Balıkesir Üniversitesi, avcikurt@balikesir.edu.tr Prof. Dr. Derman

Taşkın DENİZ ve Doğan KARADAĞ

101

Ø Uluslararası turizm hareketliliğinin ve turizm taleplerinin yönelimleri takip edilerek geleceğine ilişkin projeksiyonlar çıkartılmalı,

Ø Turizm sektörü gençlerden üçüncü yaş grubuna dek tüm yaş gruplarına hizmet edebilecek nitelik ve nicelikte mevsimsel olmaktan çıkarılıp tüm yıla yayılabilmeli,

Ø Turist profili odaklı turizm ürünleri oluşturulmalı, turizm sektöründeki işverenlerin ve iş görenlerin eğitimine önem verilmeli,

Ø Sektörle ilişki tesislerin denetimleri yasalara uygun şekilde düzenli gerçekleştirilmeli,

Ø Turizm rehberlerinin yetiştirilmesinde yabancı dil çeşitliliğinin artırılması sağlanmalıdır.

KAYNAKÇA

Budagov, B ve Kurbaov, B, (2017). İpek Yolu ve Türk Dünyası, I. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Nevşehir, 67-72.

Şahin, Ç. (2016). Çin ve Avrupa Birliği’nin Yeni İpek Yolu Girişimleri ve Orta Asya’ya Yansımaları. III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu, 25-27 Mayıs, Bakü, s: 53-58.

http://www.turkkon.org/tr-TR/yayinlar/3/1642 ; Erişim Tarihi: 26 Mart 2018