132
SÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün zihnimizde uyandırdığı ilk izlenimdir. Temel anlam, kelimenin tek başına düşündürdüğü anlamdır. Buna Sözlük Anlamı da denir. *Sözcük temel anlamda kullanılmışsa onun yerine aynı anlama gelebilecek başka sözcük kullanılamaz. b. YAN(YAKIŞTIRMA) ANLAM: Kelimenin temel anlamına bağlı kalarak kazandığı yeni anlamlardır. Kelimeye ilgi veya benzetme sonucu yüklenen anlamdır. 2. MECAZ ANLAM: Sözcüğün gerçek anlamının dışındaki anlamıdır. Karma örnekler: Başımın üstünden yorgun bulutlar geçer. (temel) Aklımdan sen geçersin. (mecaz) İplik iğnenin deliğinden zor geçti. (yan) Elindeki taşları suya bir bir atıyordu .(temel) Sırtına bir şal atmıştı .(yan) Sıcak olunca ceketleri sırtımızdan attık . (yan) Kedi yavrularını bahçeye atmışlar .(yan) Yabancılığı üzerimden attım .(mecaz) Öğretmen beni sınıftan attı . (yan) Evimiz caddeye bakıyor. (yan) Duvardaki tabloya bakıyorum . (temel) Arabasına iyi bakmamış . (yan) Babaanneme biz bakıyoruz . (yan) Sen onun kusuruna bakma . (mecaz) Adam sıkıntıdan patlamış . (mecaz) Elbisenin dikişleri patlamış . (yan) Su borusu patlamış . (yan) Çocuğun balonu patladı. (temel) Çocuk daha konuşamıyor . (temel) Üst kattaki komşuyla konuşmuyoruz . (yan) Parti lideri yarın bu meydanda konuşacak . (yan) Biz de bu konuyu konuşuyorduk . (yan) Dilsizler el işaretleriyle konuşur . (yan) Yasaların yerine yumruklar konuştu . (mecaz) Bu hafta hangi film oynuyor ? (yan) Bilgisayarın tuşlarıyla oynama . (yan) Hastanın bacağı oynamıyor . (yan) Çocuklar bahçede oynuyorlar . (temel) Talih bizimle oynuyor . (mecaz) Lambalar yanıyor . (yan) Mangaldaki kömür yanıyor . (temel) Yemek yanmış . (yan) Ekinler susuzluktan yandı . (yan) Bu soruyu bilemezsen yandın . (mecaz) *Organ adlarının doğaya aktarılması da yan anlam oluşturur. 1

hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

SÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün zihnimizde uyandırdığı ilk izlenimdir. Temel anlam, kelimenin tek başına düşündürdüğü anlamdır. Buna Sözlük Anlamı da denir.*Sözcük temel anlamda kullanılmışsa onun yerine aynı anlama gelebilecek başka sözcük kullanılamaz.b. YAN(YAKIŞTIRMA) ANLAM: Kelimenin temel anlamına bağlı kalarak kazandığı yeni anlamlardır. Kelimeye ilgi veya benzetme sonucu yüklenen anlamdır.2. MECAZ ANLAM: Sözcüğün gerçek anlamının dışındaki anlamıdır. Karma örnekler:Başımın üstünden yorgun bulutlar geçer. (temel)Aklımdan sen geçersin. (mecaz)İplik iğnenin deliğinden zor geçti. (yan) Elindeki taşları suya bir bir atıyordu.(temel) Sırtına bir şal atmıştı.(yan) Sıcak olunca ceketleri sırtımızdan attık. (yan) Kedi yavrularını bahçeye atmışlar.(yan) Yabancılığı üzerimden attım.(mecaz) Öğretmen beni sınıftan attı. (yan)Evimiz caddeye bakıyor. (yan)Duvardaki tabloya bakıyorum. (temel)Arabasına iyi bakmamış. (yan)Babaanneme biz bakıyoruz. (yan)Sen onun kusuruna bakma. (mecaz) Adam sıkıntıdan patlamış. (mecaz) Elbisenin dikişleri patlamış. (yan) Su borusu patlamış. (yan) Çocuğun balonu patladı. (temel)Çocuk daha konuşamıyor. (temel)Üst kattaki komşuyla konuşmuyoruz. (yan)Parti lideri yarın bu meydanda konuşacak. (yan)Biz de bu konuyu konuşuyorduk. (yan)Dilsizler el işaretleriyle konuşur. (yan)Yasaların yerine yumruklar konuştu. (mecaz) Bu hafta hangi film oynuyor? (yan) Bilgisayarın tuşlarıyla oynama. (yan) Hastanın bacağı oynamıyor. (yan) Çocuklar bahçede oynuyorlar. (temel) Talih bizimle oynuyor. (mecaz) Lambalar yanıyor. (yan)Mangaldaki kömür yanıyor. (temel)Yemek yanmış. (yan)Ekinler susuzluktan yandı. (yan)Bu soruyu bilemezsen yandın. (mecaz) *Organ adlarının doğaya aktarılması da yan anlam oluşturur. masanın ayağı, kunduranın topuğu, suyun gözü, bıçağın sırtı, iki diş sarımsak, tarağın dişleri, çarkın dişleri, bir baş soğan, çivinin başı, yokuşun başı, uçağın kanadı, uçurtmanın kuyruğu vb.***çamaşır suyu, papatya çayı, diş taşı, kestane kebabı, pamuk şeker vb.Soba için dirsek aldım. *Dağın eteğine evler yapmışlar.*Bir kelimenin birden fazla kavramı karşılamasına ÇOK ANLAMLILIK denir.

3. AD AKTARMASI (MECAZIMÜRSEL / DÜZ DEĞİŞMECE):1

Page 2: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Benzetme amacı olmadan bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasıdır.Ad aktarması çeşitli ilişkilere dayanır:A. PARÇA-BÜTÜN İLİŞKİSİ: Ya parça verilip bütün ya da bütün verilip parça anlatılır.Bunlar duyarlı bir yüreğin şiirleridir. (şairin)Dergimizde ünlü kalemler yer alacak.(yazarlar)Dünyanın en ünlü eldivenleri bu ringde karşılaşacak. (boksörleri)“Kirpikleri süzgün o ihanet dolu gözler (insan)Rikkatle bakarken bile bir fırsatı gözler.”Başın sağ olsun. (tüm vücudun: sen)Marmara’da her yelken uçar gibi neşeli (gemi)Hepimiz ekmek parası için çalışıyoruz. (geçim)Fatih, İstanbul’u kuşatır.(ordusu)Şu sigarayı yaksana.(ucunu)Gemi Mersin’e yanaştı.(limanına)Tırnaklarını hemen keseceksin. (ucunu) *Bazen özellik verilir, varlık anlatılır:Dergiyi ikinci hamura basacağız.(kâğıda)Yine beyazlar giymişsin. (giysiler)Otobüslere önden binilir, arkadan inilir. (kapıdan)Beni cepten ararsın. (cep telefonundan)B. İÇ-DIŞ İLİŞKİSİ: Ya iç verilip dış ya da dış verilip iç anlatılır.Çaydanlık fokur fokur kaynıyor.(su)Kaç gündür bu dosyayı inceliyorum.(içindeki evrak)Tabağını bitirmeden kalkma sofradan. (içindeki yemek) Çayı getireyim mi? (çaydanlık veya çay bardağı)Suyu buzdolabına koy.(şişe, sürahi)Ayaklarını çıkarmadan girme içeri.(ayakkabı)C. SANATÇI-ESER İLİŞKİSİ:Tarık Buğra’yı hiç okumamış.(eserlerini)Genellikle Mozart dinlerim. (bestelerini)D. MEKÂN-İNSAN İLİŞKİSİ:Adresi bir de şu dükkâna soralım.(dükkândaki kişiye)Belgeleri karşı masa imzalıyor.(masadaki memur)Eve söylemeden gidemem.(evdeki insanlara/ anne babaya)Stadyum ayağa kalktı.(seyirciler)Gaziantep yazdan kalma bir gün yaşadı.(halk)E. MEKÂN-DURUM İLİŞKİSİ:Dersten yeni çıktık.(sınıftan)Yeni bir işe girmiş.(iş yerine)F. YÖN-ÜLKE İLİŞKİSİ:Bu oyuncaklar Uzak Doğu’dan geliyor.(Çin, Tayvan vs.)Orta Doğu kaynıyor.(Filistin, Irak, Suriye vs.)4.SESTEŞ(EŞ SESLİ) KELİMELER: Yazılışı aynı, anlamı farklı olan kelimelerdir.Gel gül dedi bülbül güle gül gülmedi gittiBülbül güle, gül bülbüle yâr olmadı gittiEyleme vaktini zayi, deme kış yaz; oku, yaz. *Sesteşliğe uygun kelimeler: al, ak, at, kız, kaz, koy, soy, düş, yol, it, kat, yat, saç, kaç, sol, yer, kıl vb.*Hem eylem, hem ad soylu sesteşi olanlar:yüz(sayı), yüz(çehre), yüz (eylem)sağ(yön), sağ (ölü olmayan),sağ(eylem)kır gezisi(doğa), kır saçlı(aklı karalı), kır bunları (eylem)*Ad soylu sesteşler:arı(saf), arı(böcek); ben (kişi zamiri), ben (siyah nokta); saz (çalgı aleti), saz (kamış); kara (siyah), kara (toprak parçası)

2

Page 3: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

5. SOMUT ANLAMLI KELİMELER: Varlığını beş duyudan en az biriyle veya gelişmiş araçlarla algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan kelimelerdir.bakteri, gen, ışın, ışık, hava, ses, elektrik, ateş, toz, insan, beyin, ev, otobüs vb. 6. SOYUT ANLAMLI KELİMELER: Varlığını duyularla ve gelişmiş araçlarla algılayamadığımız kavramları karşılayan kelimelerdir.dostluk, samimiyet, inanç, korku, güven, cesaret, akıl, utanç, hayal, rüya, cin, melek, sağduyu, aşk, nefret, hırs, ideal vb.7. EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) KELİMELER: Aynı kavram ya da varlığı karşılayan farklı kelimelerdir.sözcük-kelime, uyak- kafiye, doğa-tabiat, mecburi-zorunlu, millî-ulusal, heyet-kurul, teşhis-tanı (tıp), teşhis-kişileştirme (ed.), mezarlık- kabristan, il-vilayet, sınav-imtihan, mana-anlam, mahzur-sakınca, yerel-mahallî, zıt-karşıt, suni-yapay, sıfat-ön ad, zamir-adıl, illegal-yasa dışı, monoton-tekdüze, motorin-mazot, anı-hatıra, cevap-yanıt, nasihat-öğüt, tecrübe-deneyim, ikaz-uyarı, talep-istek, vazife-görev, yoksul-fakir, ulus-millet, matem-yas, güçlü-kuvvetli, kanun-yasa, sene-yıl, söyleşi-sohbet, anımsamak-hatırlamak, keder-üzüntü, seyahat-yolculuk, güz-sonbahar, fayda-yarar, şahıs-kişi vb.

8. YAKIN ANLAMLI KELİMELER: Aynı kavramı karşılamayan ancak bazı ortak yönleri bulunan kelimelerdir. Bunlar bazen birbiri yerine kullanılmaktadır.bakmak-seyretmek, dinlemek-işitmek, yalan-yanlış, mal-mülk, ağrı-sızı-sancı, sıcağı sıcağına-hemen…benimsemek: Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmektir.özümsemek: Edinilen bilgileri bireyin kendi öz malı hâline getirmesidir. Ürkmek: Bir şeyden korkup birden sıçramaktır. Korkmak: Bir tehlike veya tehlike düşüncesiyle kaygı duymak, endişe etmek, korku duymaktır.Sıkılmak: Can sıkıntısı duymaktır.Bıkmak: Sürüp giden bir şeyi doygunluk veya yorgunluk nedeniyle istemez olmaktır.Beğenmek: İyi veya güzel bulmaktır.Hoşlanmak: Hoşuna gitmek, hoş bulmaktır.Sevmek: Sevgi ve bağlılık duymak, gönül vermektir. Bağırmak: Yüksek ve gür ses çıkarmaktır.Çağırmak: Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemektir. Çevirmek: Bir şeyin yönünü değiştirmektir.Döndürmek: Bir şeyin dönmesini sağlamaktır.Kendimi bildim bileli bu evde otururuz. Bu köy öteden beri balıkçılıkla geçinir.Sakının bu insanlardan. Uzak durun bunlardan.Bu kitapları belirlediğiniz ölçülere göre seçin, ayırın. (2001-ÖSS)9. KARŞIT (ZIT) ANLAMLI KELİMELER: Zıt kavramları karşılayan kelimelerdir.az-çok, ileri-geri, ağır-hafif, sıcak-soğuk, uzun-kısa, zayıf-şişman, açık-kapalı, yeni-eski vb.gelmek-gitmek, ağlamak-gülmek, sevmek-nefret etmek, düşmek-kalkmak vb.*Zıtlıkla olumsuzluk karıştırılmamalıdır. gelmek-gelmemek (olumsuzu), gelmek-gitmek(karşıtı) akıllı-akılsız (olumsuzu), akıllı-deli (karşıtı) *Renklerden sadece “ak-kara” (beyaz-siyah) arasında zıtlık vardır.*Bazı kelimeler birden fazla kelimenin karşıtıdır:eğri-doğru, yanlış-doğru; girmek-çıkmak, inmek-çıkmak, batmak-çıkmak*Bazı sözcükler kullanıldığı cümleye göre karşıtlık oluşturur.açık bir çay- koyu bir çay, hafif bir tütün-sert bir tütün, bozuk para-bütün para*Zıt sözcüklerin her ikisi de gerçek olmalıdır veya her ikisi de mecaz anlamda olmalıdır. soğuk su-sıcak tavır (zıtlık yok)*Kavramsal karşıtlıkta kelimelerin yakın anlamlıları karşıtı yerine kullanılır.zayıf-kilolu, karanlık-gündüz, karanlık-ışık, sıcak-üşümek, gülmek-üzülmek, sevinmek-ağlamak vb.10. NİCEL VE NİTEL ANLAMLI KELİMELER: Sayılabilen, ölçülebilen, tartılabilen ve artıp eksilen değerleri bildiren kelimeler Nicel(Nicelik) Anlamlı Kelimeler’dir.

3

Page 4: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sayılamayan, ölçülemeyen, tartılamayan özellik ve durumları bildiren kelimeler Nitel (Nitelik) Anlamlı Kelimeler’dir.Uzun ve geniş bir koridordan geçtik. (nicel)Güzel davranışlar insanı yüceltir. (nitel)Öndeki araba ağır gidiyor. (nicel)Ağır sözlerle kalbimizi kırdı. (nitel)Bu işten büyük kâr elde etti. (nicel) O, büyük bir sanatçıdır. (nitel) 11. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI KELİMELER: Sözcük, bir türün tamamını karşılayacak şekilde kullanılmışsa genel, bir kısmını veya bir tanesini karşılayacak şekilde kullanılmışsa özel anlamlıdır.Suyu hayat diye tanımlıyorlar. (genel)Kireçli olduğu için suyu içemedik. (özel)Papatya fazla su istemez. (genel)Papatyalar susuzluktan kurumuş. (özel)Hastaya bir demet papatya götürdüm. (özel)12. TERİM ANLAM: Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konuyla ilgili belirli ve özel bir kavramı karşılayan kelimelerdir.ödem, anjiyo, anestezi, enfeksiyon vb. (tıp terimleri)dönence, enlem, boylam, ekinoks vb. (coğrafya terimleri)tümleç, özne, yüklem, sözcük kökü vb. (dil bilgisi terimleri)açı, hipotenüs, açıortay vb. (geometri terimleri)İkisi arasında 40˚’lik bir açı var. (terim)Olaylara bir de bu açıdan bakın. (mecaz) Bu odanın perdesi çabuk kirleniyor. (temel)Oyunun ikinci perdesine yetiştik. (terim)13. DOLAYLAMA: Tek kelimeyle anlatılabilecek bir kavramı birden fazla kelimeyle anlatmaktır.ormanlar kralı:aslan , file bekçisi: kaleci, meşin yuvarlak: top(futbol), ulu önder: Atatürk,yavru vatan: Kıbrıs, kara elmas: kömür, bacasız sanayi: turizm, beyaz altın: pamuk,beyaz ölüm: uyuşturucu Kadın “Evimin direği gitti.” diye ağlıyordu. (koca)14. GÜZEL ADLANDIRMA: Bazı varlık veya kavramlar söylendiğinde oluşabilecek iğrenme, korku ve kötü izlenim gibi durumları önlemek amacıyla yapılan dolaylamadır.işitme engelli:sağır, görme engelli: kör, bedensel engelli: sakat, zihinsel engelli: deli, ölüm meleği: Azrail, yakasız gömlek: kefen, ince hastalık: verem,kötü hastalık: kanser, üç harfliler: cinler,ayak yolu: tuvalet , ebedi istirahatgâh: mezar*Cümle şeklinde güzel adlandırmalar da vardır.Sizlere ömür: öldü Hastalığa yenik düştü: öldü Ecel şerbetini içti: öldüAramızdan ayrıldı: öldü

4

Page 5: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Hakk’ın rahmetine kavuştu: öldü Son yolculuğuna uğurlandı: gömüldü Kalbi bu acıya dayanamadı:öldü Toprağa verildi: gömüldü15. YANSIMALAR: Varlıklardan çıkan sese benzer seslerle türetilen kelimelerdir.çıt, vız, tık, pat, çat, küt, hor, me, miyav, hav vb. (yansımalar)*Yansımalardan isim de türetilebilir, fiil de.İSİM: çıtırtı, vızıltı, fısıltı, horultu, çatırtı, gümbürtü, cızırtı, düdük, çıngırak…FİİL: çıtla-, çıtırda-, tıkla-, fısılda-, horla-, patla-, patırda-, mele-, havla-, miyavla-, fışkır-,hıçkır-, ulu-, tükür- ...*Yansımalar tek başına da kullanılabilir, ikileme olarak da kullanılabilir.Kapıyı küt diye çarptı. Kalbim küt küt atıyor. *ışılda-,pırılda-, ışıltı, pırıltı (yansıma değil)*kişne-, kükre-, bağır-, ötüş- (yansıma değil)*Eski anlayışlar çatır çatır yıkılıyor. (yansıma değil, mecaz anlamda)16. İKİLEMELER: Aynı, yakın veya zıt kelimelerin tekrarıyla oluşan söz gruplarıdır. İki ana grupta incelenir: A. TEKRAR GRUPLARIYLA YAPILANLAR: a. Aynı Kelimelerle: ağır ağır, hızlı hızlı, tek tek, koşa koşa, yeşil yeşil, bir bir vb.b. Zıt Kelimelerle: az çok, ileri geri, aşağı yukarı, gece gündüz, düşe kalka, gide gele, bata çıka vb.c. Biri Anlamlı Biri Anlamsız İki Kelimeyle: sıkı fıkı, bölük pörçük, kaba saba, çoluk çocuk, yırtık pırtık, ufak tefek, kap kacak, eğri büğrü vb.d. Anlamsız İki Kelimeyle: abur cubur, abuk sabuk, ıvır zıvır, apar topar, paldır küldür, pılını pırtını, eciş bücüş, kem küm vb.e. Yakın Anlamlı Kelimelerle: eş dost, hısım akraba, mal mülk, yana yakıla, akıl fikir, toz toprak, delik deşik, doğru dürüst, şöyle böyle, derme çatma, derli toplu, yalan yanlış vb.f. Eş Anlamlı Kelimelerle: bitmek tükenmek, bıkmadan usanmadan, ses seda, güçlü kuvvetli vb.g. Yansımalarla: horul horul, çıtır çıtır, fokur fokur, şırıl şırıl vb.B. İLAVELİ İKİLEMELER:a. Kelimelerin Başına m- Ünsüzü Getirilerek Yapılanlar: kitap mitap, elbise melbise, soru moru, arkadaş markadaş vb.b. Kelimelerin İlk Hecesine m,p,r,s Ünsüzü Getirilerek Yapılanlar: bomboş, apayrı, tertemiz, dosdoğru vb.17. DEYİM AKTARMASI (ÖZELLİK AKTARMASI):Varlıklar ve kavramlar arası özellik aktarmasıdır. Başlıca deyim aktarmaları:a. Organ Adlarının Doğaya Aktarılması:ayakkabının burnu, kapının kolu vb.b. İnsana Ait Özelliklerin Doğaya Aktarılması:Hüzünlü akşamlarda deniz kimsesizKörfezdeki dalgın suya bir bakNe söyler şu dağa Çoban ÇeşmesiKarlı dağlara sor hasretimiDağlar ağlasın garip hâlimeHayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmetBeyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmetc. Doğaya Ait Özelliklerin İnsana Aktarılması:sert bir müdür,pişkin bir adamO, ne tilkidir.İlk eseriyle parladı. Adam bir anda köpürdü. d. Duyular Arası Aktarma (Duyu Aktarımı):keskin bir koku(dokunmadan koklamaya), acı bir çığlık (tatmadan işitmeye), soğuk renkler (dokunmadan görmeye),

5

Page 6: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

tatlı bir koku(tatmadan koklamaya),sert bakış(dokunmadan görmeye) vb.18. SOMUTLAMA: Soyut kavramların somut varlıklar aracılığıyla örneklendirilerek dile getirilmesidir. Somutlamanın iki ana yolu vardır:a. Soyut sözcük cümlede yoktur, onun yerini somut bir sözcük tutar: Bunu yapmaya yürek gerek. (cesaret) ad aktarması yoluylaOnda bu meseleyi anlayacak kafa mı var? (zekâ) ad aktarması yoluylaKızcağız bir oduna düştü. (kaba, anlayışsız) açık istiare ile Olanları duyan babam ateş püskürdü. (sinirlendi) kapalı istiare ileFıstık gibi bir araba satın almış.(güzel) benzetme ileb. Soyut sözcük cümlede vardır ama somut varlıkların özellikleriyle ifade edilir: Gönlümü yoluna serdim. (Halıya benzetilerek somutlandı- kapalı istiare)Sen her zaman kuralları çiğniyorsun. (sakıza benzetilerek somutlandı-kapalı istiare)Umut fakirin ekmeğidir. (Ekmeğe benzetilerek somutlandı- teşbihibeliğ)19. KİNAYE (DEĞİNMECE):Sözü hem gerçek hem mecaz anlama gelecek şekilde kullanma sanatıdır.Verdiğim kitabı elinden düşürmüyormuş. Taşıma su ile değirmen dönmez.Ne söylersen söyle yüzü kızarmıyor adamın. Boş fıçı çok langırdar.Herkes ektiğini biçer. Ateş düştüğü yeri yakar. Batı’dan gelen bu fırtına ülkemizi etkileyecek gibi. (esinti, moda, anlayış)Makbul isen hitabına herkes kulak tutar.20. DEYİMLER: Anlatıma akıcılık kazandırmak amacıyla birden fazla kelimeden en az birinin mecazlı kullanımıyla oluşmuş söz grubudur. Özellikleri:a. Deyimler yargı bildirmez.b. Anonimdir, söyleyeni belli değildir.c. Kalıplaşmıştır, kelimeleri değiştirilemez.d. Kişilere ve kiplere göre çekimlenebilir.bel bağlamak, bulanık suda balık avlamak, tepesi atmak, yanlış kapıyı çalmak, el etek öpmek, ipe un sermek, tadında bırakmak, tadı tuzu kalmamak, turnayı gözünden vurmak, abayı yakmak, iki yakası bir araya gelmemek, burnu büyümek, gönül koymak, köprüleri atmak, içi içine sığmamak, ateş almaya gelmek, kaleminden kan damlamak, kanına susamak, bıçak kemiğe dayanmak, fincancı katırlarını ürkütmek, diş bilemek, diş geçirmek, el açmak, gün görmek, diline dolamak, dilinden düşürmemek, dil uzatmak, çamur atmak, göz açtırmamak, ocağına incir dikmek, yılan hikâyesine dönmek, gemi azıya almak vb.*Mastar şeklinde olmayan deyimler de vardır: çantada keklik, aklı gözünde, maymun iştahlı, eli kulağında, içten pazarlıklı, eli sıkı, eli açık,çenesi düşük, aslan payı, eski toprak, eski kulağı kesiklerden, ateşten gömlek, tuzu kuru, gözü kara, ekmek kapısı, ekmek teknesi, can pazarı, cadı kazanı, deve kini, fi tarihinde, dil yarası, zehir zemberek, şom ağızlı, kaçın kurası, iki dirhem bir çekirdek, ayran gönüllü vb.*Cümle tipinde deyimler de vardır:Yumurtadan çıkar, kabuğunu beğenmez.Üsküdar’da sabah oldu.Besledik büyüttük danayı, beğenmez oldu anayı.Atı alan Üsküdar’ı geçti.Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye.Ayıptır söylemesi. Dostlar alışverişte görsün. *Bazı deyimler gerçek anlamını korur.Çoğu gitti, azı kaldı.Yükte hafif, pahada ağır.İyi gün dostu. Kimi kimsesi yok.İsmi var, cismi yok.

6

Page 7: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

21. ATASÖZLERİ: Halkın tecrübeleriyle ortaya çıkmış, halkça bilinen özlü sözlerdir. Özellikleri:a.Atasözleri yargı bildiren birer cümledir. b. Anonimdir.c.Kalıplaşmıştır, kelimeleri değiştirilemez. d.Anlam derinliğine sahiptir, az sözle çok şey anlatır.e.Atasözleri genellikle öğüt verir, bazen de yaşamın bir gerçeğini yansıtır ve genel anlam bildirir.Hasta yatan değil, eceli yeten ölür. Bin nasihatten bir musibet yeğdir.*Bazı atasözleri gözleme dayanır.Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Isıracak it, dişini göstermez. Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider. Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.Dirlik olmayan yerde varlık olmaz. Çıkmadık candan ümit kesilmez.Kışın güneşine, yazın yağmuruna güvenme. Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.Çobana verme kızı; ya koyun güttürür ya kuzu.Akşam bulutu kızarırsa eline abayı al, sabah bulutu kızarırsa eline yabayı al.Misafirin ahmağı, ev sahibini ağırlar.*Bazı atasözleri gelenek ve göreneklerden izler taşır:Su küçüğün, sofra büyüğün. Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar.Erine göre bağla başını, parana göre pişir aşını. Gelin atta, nasip Hak’ta. Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. Hatır için çiğ tavuk yenir.Misafirin hakkı üç gün. Anasına bak, kızını al; kenarına bak, bezini al.Ana ekmeğine kuru, ayranına duru deme.*Bazı atasözleri mecaz anlam içerir:Ateş düştüğü yeri yakar. Mum dibine ışık vermez.Ayağını yorganına göre uzat. Lafla peynir gemisi yürümez.Gülü seven dikenine katlanır. Bülbülün çektiği dili belasıdır.Kurt kocayınca köpeklere maskara olur. Irmaktan geçerken at değiştirilmez.*Gerçek anlamda kullanılan atasözleri de vardır.Son pişmanlık fayda etmez. Bugünün işini yarına bırakma.Dost ile ye, iç; alışveriş etme. Akıllı düşman akılsız dosttan yeğdir.Çok söyleme, arsız edersin; aç bırakma, hırsız edersin.Aç gezmekten tok ölmek yeğdir.

7

Page 8: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

CÜMLE ANLAMI VE YORUMU1. AYNI ANLAMA GELEN CÜMLELER: Söyleniş bakımından farklılıklar gösteren ancak anlamı tamamen aynı olan cümlelerdir. Dünyada kusursuz iki insan vardır: Biri ölmüş, diğeri doğmamıştır.Dünyada kusursuz insan yoktur. Senin yüzünden bu hâllere geldik. Bu duruma düşmemizin sorumlusu sensin.O, yazılarında hiçbir zaman objektif olmadı. O, yazılarında her zaman öznel bir yaklaşım sergiledi. İçinde iyi bir yön bulunmayacak kadar kötü bir kitap yoktur. Az ya da çok her kitapta iyi yönler vardır.Sesi soluğu kimsenin sesine soluğuna benzemeyen bir sanatçıdır o.O, özgün bir sanatçıdır. Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak şarttır. Bilgili biri olmak için çok çalışmak gerekir.Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.Analık kadına güç verir.2. YAKIN ANLAMLI CÜMLELER: Söyleniş ve anlam bakımından farklılıklar gösteren ancak düşünce doğrultusu aynı olan cümlelerdir.Eleştirmen, geleneksel anlayışın dışına çıkabilmeli; yepyeni tatlar bulabilmelidir.Eleştirmen, alışılmış güzellikler yanında yeni güzelliklere de yer vermelidir. Büyük sanatçı, kendi görüşlerini bize, doğrudur diye kabul ettirebilendir. Başarılı sanatçılar, anlattıkları konu üzerinde okuyucuyu düşünmeye yönlendirir.Büyük acılar kadar insanı olgunlaştıran bir şey yoktur.İnsan acı çekmedikçe hayata gerçekçi bir bakışla bakamaz.3. YARGI (HÜKÜM):Doğruluğu ve yanlışlığı söz konusu olabilen her cümle bir yargıdır. a. ÖZNEL YARGI: Doğruluğu kişiden kişiye değişen yargıdır.Öznel yargılarda kişisel görüşler, duygu, düşünce, beğeni ve yorumlar söz konusudur. Bunlar kanıtlanamayan yargılardır.Yazarın bu kitabı da diğerleri gibi yaşama sevinci veriyor insana.Dilimizin yalınlaşması yolunda özverili çalışmaları var.Dünyayı yaşanılır kılmak hepimizin ortak amacı olmalıdır.Güzel bir şiirin bizi bambaşka dünyalara götürdüğünü hiçbirimiz yadsıyamayız. Edebiyat toplumsal faydayı değil, güzelliği amaçlamalıdır.“Eylül” psikolojik roman türünün başarılı ilk örneğidir.Bu eseri okuyup da etkilenmeyecek kimse yoktur.İzmir, tarihî ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir. Nedim, Türk aruzunun en usta şairidir. Çatık kaşları, yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havası vardı.Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.Konferansa katılanların saçma sapan fikirleri beni iyice sıkmıştı.Yazar, sürükleyici anlatımı ve ilginç betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde yaşatıyor.b. NESNEL YARGI: Doğruluğu ve yanlışlığı herkes için aynı olan yargıdır.Nesnel yargılarda kişisel görüşler (yorum) yoktur. Bunlar kanıtlanabilen yargılardır.Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 5’lik bir artış göstermiştir.Dört perdeden oluşan bu oyunda yazar, aile bireyleri arasındaki sorunları anlatır.Bu köyde halk hayvancılıkla geçinir.En fazla satılan romanı ilk romanıydı.Olaylar İstanbul’un bir kenar mahallesinde geçiyor.Iğdır’da da kayısı yetişmektedir.Eser kuşak çatışmasını konu edinmektedir.

8

Page 9: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Hikâyenin iki kahramanı var.4. TANIMLAMA: Bir kavramı bütün ögeleriyle eksiksiz anlatmaktır.Tanım “… nedir?” sorusunun cevabıdır.Öykü, yaşanması mümkün olayların anlatılmasıyla oluşur. (tanım değil, açıklama)Öykü, yaşanması mümkün olayların anlatılmasına dayanır. (tanım değil, açıklama) Öykü, yaşanması mümkün olayların anlatıldığı kısa yazıdır. (tanım )Zamir, ismin yerini tutan sözcüktür.Atasözlerinin söyleyeni belli olan kısmına vecize denir.5. GÖZLEM: Parçada gözleme yer verilip verilmediği sorulur. Buna görmeyle ilgili ayrıntılar göz önünde bulundurularak cevap verilir. Balkan Savaşları’na da katılan Ömer Seyfettin’in yüzünde bu savaşın getirdiği acılar ve saçlarında aklar vardı.6. AŞAMALI DURUM BİLDİREN CÜMLELER: Bir durumun iyi ya da kötü aşamalı biçimde değiştiğini bildiren cümlelerdir.Çocuk gün geçtikçe zayıflıyor.Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor.Uçak giderek gözden kayboldu.Tarımsal üretim yıldan yıla azalmış.Günler gitgide kısalmakta.Okuyordum, okudukça bilgileniyordum, bilgilendikçe dünyaya bakışım değişiyordu.*Borsa endeksi her gün değişiyor. (aşama yok)*Hastanın günü gününe uymuyor. (aşama yok)7. KARŞILAŞTIRMA: İki varlık ya da iki durumun benzer ya da zıt yönlerden karşılaştırılmasıdır.Karşılaştırma cümlelerinde ya iki varlık ya da ikinci varlığa işaret eden bir sözcük bulunmalıdır.Sevgiyle büyümüş çocuklar daha başarılı oluyor.Dünkü yarışmada en uzun boylusu birinci oldu. “Ünlü mahpushanelerinde Anadolu’mun En çok Çukurovalılar mahpustur.”Bisikletim benden çok senin işine yaradı. Maupassant klasik hikâyede öncü sayılırken Çehov modern hikâyede öncü sayılmaktadır.*Ben çalışkan bir insanım. (karşılaştırma yok)*Bu oda geniştir. (karşılaştırma yok)8.YORUM: Cümleyi söyleyenin sözünü ettiği konu hakkında kendi görüşlerini ortaya koymasıdır. (Yorum öznel niteliktedir.)“Öyle mahzun ve esrarlı gözlerin, Yanık türkülerin, kınaların…”“Rüzgâr uyuyan suları uyandırırkenYüce dağlarda farklı bir metanet var.”Dağlarca büyük soluklu şairlerden biridir. O, yorgun değil atik; gösterişli değil büyüktür.Çok fakir olmasaydı ekmek kuyruğuna girer miydi?“Bir ince bahara uzanırız Hatıranın güneşli balkonundan” “Koymuştu kılıcını içine kınının, Yürüyordu arasında sevgili halkının.” (99-ÖSS) “Nedense küçük istasyonlar bana Buruk yalnızlıklar yaşatır.” “Bu küçük istasyonlardan yaz kış Ayrılmayan bir memur vardır.”(yorum yok)9. DEĞERLENDİRME: Bir sanat eserinin, sanatçının ya da herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymaya veya özelliklerini belirlemeye değerlendirme denir.*Değerlendirme, belli bir varlığa yöneliktir; genel kural niteliği taşımaz.*Değerlendirme öznel de olabilir, nesnel de.Aklına gelen her şeyi söyleyen insanların sonu budur işte.Yazarın anlatımında bir tekdüzelik ve kuruluk görülüyor.

9

Page 10: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Yazar, sürekli gerilimler yaratarak okurun ilgisini hep canlı tutuyor.Sanatçının başkalarını taklit etmesi eserlerinin özgünlüğüne gölge düşürmüş.Tevfik Fikret, çocuklar için yazdığı şiirlerinde heceyi başarıyla kullanmıştır.Saçlarımızı ağartan zaman, onun sanatını ve kalemini çok daha işlek ve verimli hâle getirdi.Şiirde hiçbir kural tanımaması şiirlerinin hiçbir şeye benzememesine yol açıyor.İlgi alanına giren her konuda yazı yazmaktan çekinmemesi, yazılarının tuhaf bir hâle gelmesine neden oluyor.Maddi çıkar sağlamayı düşünmediğinden bütün yazıları sanatın lezzetini taşıyordu.Fuzuli’nin şiirlerinde de aruz kusurlarına rastlıyoruz.Öyküde gencin başından geçenler abartılı bir üslupla anlatılmış. *Herhangi bir gazetede çalışmadığı zamanlarda bile çeşitli yayın organlarına yazılar yazdı. (değerlendirme yok)*Romancı toplum değerlerini göz ardı etmemelidir. (değerlendirme yok)10. ELEŞTİRİ (TENKİT): Bir olay, durum, varlık ya da kişi hakkında olumlu ya da olumsuz görüş bildiren cümlelere eleştiri cümleleri denir.Eleştiri öznel de olabilir nesnel de.Filmdeki bazı uzun diyaloglar filmin güzelliğine gölge düşürmüş. (Olumsuz Eleştiri) İşini bu şekilde titiz yapması başarılı olmasını sağlıyor. (Olumlu Eleştiri)Bu gidişle bir yere varamazsın. (Olumsuz Eleştiri)Yazar, eserinde yabancı sözcüklere yer vererek eserin anlaşılmasını engellemiş. (Olumsuz Eleştiri)O, giyimiyle, konuşmasıyla, cömertliğiyle dört dörtlük bir insandır. (Olumlu Eleştiri)Burnu havada biri olduğu için herkesi küçümserdi. (Olumsuz Eleştiri)Ödevlerini yine baştan savma yapmışsın. (Olumsuz Eleştiri)Yazar, son romanında anlatım bozuklukları yapmış. (Olumsuz-Nesnel )11. OLASILIK-TAHMİN: Bir durum ya da olay hakkında tecrübeye ya da gözleme dayalı akıl yürütmedir.Sesler kesildi, ders zili çalmış olmalı. Belki de sanatçılar gelecekte aynı şeyleri yazmayacak.Genç öykücüler yetkin ürünler ortaya koyamayabilir.Müzikle çok uğraşmaktan olmalı, her şeyde müzikal bir yön arıyor.İki gün sonraki toplantıya katılamayabilirim.Ferit bugün işe gelmedi, herhâlde hastalandı.Bu kitabı okursan sınavda başarılı olabilirsin.Galiba sen de hastalanmıştın. Duygu, arkadaşlarıyla oynamaya gitmiş olmalı.Annem meraktan patlıyordur şimdi.*Sezgiye dayalı tahmin cümleleri de vardır:Bu olayın böyle sonuçlanacağını ben çok önceden anlamıştım. (1990 ÖSS)Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyordum. (1990 ÖSS)Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğimi sanıyorum. (1990 ÖSS)Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım. (1990 ÖSS)Bu durum, burada eski bir Zeus Tapınağı’nın bulunduğu yolundaki düşünceleri daha da güçlendiriyor. (2000 ÖSS)Bu hafta yağmur yağacağı içime doğmuştu.Onun bu havada kaza yapacağını size söylemiştim.Hareketlerinden işlerin yolunda gitmediğini hissetmiştim.Davranışlarından bu soruyu hiç bilmediği çok belli.Onu görür görmez renkli bir kişiliğe sahip olduğunu anlamıştım.Onun, günün birinde ünlü bir gazeteci olacağı içime doğmuştu.Eşinin çekilmez biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştık.12. VARSAYIM: Gerçekleşmemiş bir işin ya da durumun bir an için gerçekleştiğini düşünmektir. Cümlelere varsayım anlamı “tut ki, diyelim ki, varsayalım ki, mesela, farz edelim, bir an için düşün” gibi sözlerle kazandırılır.Diyelim ki aracınız otoyolda arızalandı.Varsayalım ki akşama kadar durmadan çalıştınız.Adamı buraya kadar getirdiğimizi düşünelim.Bir an için sınava giremediğini düşün.Bizi seninle görüşmüş say.

10

Page 11: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

13. NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ: Bir eylemin hangi nedenle yapıldığını bildiren cümlelerde neden-sonuç ilişkisi vardır. (Bunlar gerekçenin de belirtildiği cümlelerdir.)Sorumsuzca davrandığından son işinden de atıldı. Kendimi kötü hissettiğim için biraz uzanmak istedim.Sinirimden gözüm kimseyi görmüyordu.“Her gün gönlüm ister seni görmeyi, Korkarım arada söz olur diye.”Oda sıcak olmalı ki pencereyi açmışlar. Gevezeliğinden dolayı sınıftan atıldığı için ağlıyordu.Hastalandığından okula gelememiş.Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı artmış.Hediye almadık diye bize kızmış.Sinemaya gidemeyince çok sinirlendi.Okumayı çok severdim, haftada en az bir kitap okurdum. (1.cümle neden, 2.cümle sonuç)Aldığım hiçbir ödülün üzerimde şaşırtıcı bir etkisi olmadı. Hepsi bilinçli olarak yaptığım çalışmaların sonucuydu. (2.cümle neden, 1.cümle sonuç)14. AMAÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ: Eylemin hangi amaçla yapıldığını bildiren cümlelerde amaç-sonuç ilişkisi vardır. Ulusal zevki bulmak için halka yönelmişlerdi.Yazılıya çalışmak üzere kütüphanede buluştular. Bu çiçekleri ortam güzelleşsin diye dizdim.Bu, bizi birbirimize düşürmek maksadıyla söylenmiş bir sözdür.Her gün balık tutmaya geliyorum buraya. Yemek yapmak için erkenden evine gitti. 15. KOŞULA (ŞARTA) BAĞLILIK: Eylemin gerçekleşmesinin bir şarta bağlanmasıdır. Şart anlamı genellikle -se/-sa ekiyle sağlanır.Bana yardımcı olursanız büyük işler başarabileceğime inanıyorum.Çözüm üretmezsek problem daha da büyür.Ameliyat olmazsa sakat kalırmış.Her insanda bir kusur bulursan çevrende kimsenin kalmadığını görürsün.*Şart anlamı -se/-sa eki olmadan da sağlanır.Yarın erkenden burada olmak kaydıyla şimdi gidebilirsin.Kalemimi iade etmek üzere almıştı.Parayı veren düdüğü çalar.Planlı çalışılmadıkça başarı elde edilemez.Ödevlerini yapacaksın, maça öyle gideceksin.Arkadaşlarınla sen de gidebilirsin ama eve erken döneceksin.Güneş doğsun da gidelim.16. SAPTAMA (TESPİT) CÜMLELERİ: Bir nesnenin, bir durumun ayırıcı özellikleriyle tanınması ya da bir konunun gözleme veya ölçüye dayalı ayrıntılarla belirlenmesidir. Başka bir ifadeyle mevcut bir durumla ilgili tespitte bulunulmasıdır.*Tren istasyonları bu sanatçının romanlarının ayrılmaz bir parçasıdır.*Batı dünyasında özellikle trajediden sonra filozoflar sayesinde yazarlık bir meslek hâline geldi. *Ülkemizde son yıllarda ahşap yapı sayısında bir artış gözlenmektedir. *Bu dergide anne sütünün çocuk üzerindeki etkilerini bulabilirsiniz. *Ergenlik döneminde kişilerin geçirdiği bunalım veya bocalamalar, meslek seçimini de olumsuz yönde etkiler.*Eskiler, ebru için yağmur suyu kullansa da artık genellikle saf su tercih edilmektedir. *Özdemir Asaf, okuyucusuna yoğun bir duyarlılıkla, çarpıcı sözcükler seçtiğini sezdirmeden küçük dizeler hâlinde şiirler sunar.*Çevremizde bulunan her malzeme ancak ustasının elinde değer kazanır.*Günümüz okuru, çok satılan kitaplara ilgi gösteriyor; kitapların değerini kaliteleri değil, satış miktarları belirliyor.17. ÇIKARIM CÜMLELERİ: Bir yargıdan hareketle başka bir yargıya varma, başka bir yargıyı çıkarma işidir.*Bugün çok mutsuz görünüyor, demek ki dün gece yine kavga ettiler.

11

Page 12: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Yazar beş yılda sekiz kitap çıkardı, bu da onun üretici kişiliğini gösteriyor.*Şair son eserinde sanatlı ve ağdalı bir anlatım kullanmış ve 30.000 satmıştır; o hâlde sanatlı anlatım yapan yazarlar çok satmaktadır.*Yapıtları üzerine yazılmış inceleme yazılarının sayısı, onun nitelik açısından ciddi bir okur kitlesine sahip olduğunu gösterir.18. YAKINMA CÜMLELERİ: Şikâyet eder bir tavırda anlatma, sızlanma anlamındadır. Yakınma, daha çok başkalarına ve çevreye ait davranış ve gelişmelerle ilgilidir. Bir kişiden duyulan rahatsızlığı başkasına anlatmaktır. “Söyleyin, söyleyin, kim anlar derdimdenKim alır yarı yolda kalmış selamımı?” (1999-ÖSS)Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?(2005-ÖSS)Başlığı ile içeriği birbirine uymayan yazılar bizi çok zorluyor.Bir haftadır hasta yatıyorum, kimse bana nasılsın, diye sormadı.Boş boş geziyor, hiçbir işe elini sürmüyor.Çevreyi koruma konusunda büyükler küçüklere iyi örnek olmak yerine kötü örnek oluyor.Hadi perdelerimizi açtık diyelim; masraflarımızı çıkaramıyoruz, destek görmüyoruz ki devam edelim. Her defasında en zor işi bana veriyor.Kurallara uyan yok, herkes bildiğini okuyor.Ne yazık ki pek çok eleştirmen, sanatçıya ha babam vurmayı hüner sayıyor.Nice ünlü yapıtı okumamış aydınlar var.Onlar benim sözlerime kulak asmazlar ki.Sanki şimdiye kadar, gerektiği gibi çalıştı da. Ders çalış diye ne kadar söylediysem de dinletemedim ki!Çevresindeki arkadaşlarıyla sürekli kavga ediyor.Çocuğunuz verilen ödevlerin hiçbirini yapmamış.Odasını toplamaktan bıktım artık!Bu kadar dağınık bir çocuk görmedim.Bir de aklına gelince çekip gitmese.Bir türlü asfaltlanmayan caddeler bize çok güçlük çıkarıyor.19. SİTEM CÜMLELERİ: Birine karşı duyulan kırgınlığı belirten cümlelerdir. Bir kişiden duyulan rahatsızlığı kişinin kendisine söylemektir.Hadi gelmedin, bari bir telefon etseydin.Hani bana karşı dürüst olacaktın.Yemekten bana niye ayırmadınız?Bir yudum mutluluğu çok gördünüz bize.Buraya geldi de hasta babasını ziyaret etmedi.Her hafta sonu toplanıp kıra gidersiniz de beni çağırmazsınız.İnsan, kendisine bunca emeği geçen insanı bir kere de olsa arayıp sorar.Söz verip daha sonra da sözünü unutuyorsun.Derste sürekli konuşup dersin akışını kesiyorsun.Nedense beni davete çağırmadın. Kendi görevini bana yaptırdığı için toplantıyı kaçırdık.Bir gün olsun beni aradın mı, durumumu sordun mu?20. KİNAYELİ SÖYLEYİŞ: Alaylı söyleyiştir. Bir gerçeği vurgulamak için sözün imalı olarak tam karşıt anlam verecek şekilde kullanılmasıdır.Pazar tezgâhındaki malı beğenmeyip de gittiğinizde arkanızdan açılan ağızların iltifatını hiç duymayın.Arkadaşınızın ciddiyeti derste sakız çiğnemesinden belli oluyor.Bu adamın başarısına diyecek yok, baksanıza nasıl batırdı çalıştığı şirketi. Eh, bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız.21. DOĞRUDAN ANLATIM: Bir başkasının sözlerini olduğu gibi aktarmaya doğrudan anlatım denir. Başkasına ait cümle genellikle tırnak içinde verilir.Hasan “Ben başka insanlara benzemem.” dedi. Arkadaşım “Bu kitapta zor sorular var.” diyor.Napolyon, “imkânsız” aptalların sözlüğünde bulunur, diyerek insanın isterse her şeyi yapabileceğini belirtir.

12

Page 13: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Spiker “Hava sıcaklıkları bu hafta azalmaya başlayacak.” dedi.22. DOLAYLI ANLATIM: Cümlede başkasına ait sözlerin biçimce değiştirilerek aktarılmasıdır.Hasan, kendisinin başka insanlara benzemediğini söyledi.Arkadaşım, bu kitapta zor soruların bulunduğunu ileri sürüyor.Napolyon, ‘imkânsız’ın aptalların sözlüğünde bulunacağını ifade etmiş.Spiker hava sıcaklıklarının düşeceğini belirtti.İdare, deneme sınavı yapılacağını açıkladı.23. HAYIFLANMA: Kişinin yapmadığı işten ya da kaçırdığı bir fırsattan dolayı üzüntü duymasıdır.Keşke önceden bildirseydin bu durumu bize. Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım?Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz. “Hayal meyal şeylerden ilk aşkımızHatırası bile yabancı gelirHayata beraber başladığımızDostlarla da ayrıldı yollar bir bir Gittikçe artıyor yalnızlığımız”24. ÜSLUP (BİÇEM): Üslup sanatçının yazım tekniği, anlatım biçimidir.Dili iyi ya da kötü kullanma, yabancı sözcük kullanıp kullanmama, cümleleri devrik ya da düz kurma, uzun veya kısa cümleyi tercih etme; akıcılık, yalınlık, duruluk, anlatımın sağlamlığı, kelime seçimindeki titizlik gibi kavramlar üslupla ilgilidir.Yazıda içerik (konu) ayrı, üslup ayrıdır.İçerik(konu) “Ne anlatılıyor ?” sorusunun cevabıdır.Üslup ise “Nasıl anlatılıyor ?” sorusunun cevabıdır.25. ÖZ ELEŞTİRİ: Yazarın kendini eleştirmesidir.Başarısızlığımızın en önemli nedeni, yapıtlarımızı oluştururken kendimizi toplumdan soyutlamamızdır.Geleneksel şiir anlayışımızdan bütünüyle bağımsız şiirler yazdığımdan, şiirlerim okur tarafından benimsenmedi. O zamanlar, içinde bulunduğum koşulları değerlendiremediğim için çok yakınımda olan mutluluğu göremez, onu çok uzaklarda arardım.(1997-ÖSS)26. ÖZGÜNLÜK: Yazarın kendi üslubunu oluşturması, kimseyi taklit etmemesi ve kimseye benzememesidir. *Yazdıklarına damgasını vurmasıdır.*Eserlerinde güçlü sanatçıların rüzgârlarının esmemesidir.*Herkesten farklı şeyler söylemesidir.*Apayrı bir hava oluşturmasıdır.27. KANIKSAMA: Çok tekrarlamak yüzünden tepki vermez duruma gelmektir.*Asla olmaz denilen şeylerin zamanla olabilir olması karşısında alışır hâle gelinmesidir. Bir çeşit kabullenme ve duyarsızlaşma durumudur.“Burası Türkiye kardeşim, olur böyle şeyler.”“Gevezelikleri bizi etkilemiyor artık.” cümlelerinde kanıksama anlamı vardır.**Aşağıdaki cümleleri işittiğimizde biz kanıksıyoruz bu durumları.Yaşlı, normal giyimli bir kadın, elinde poşet, pazar çöplerinin arasından işe yarayabilecek yiyecekleri seçiyor. Yine bir kadın, çocuğu kucağında, gecekondusunun çatısına çıkmış, yıkıma gelen panzerlerle karşı karşıya, dehşet içerisinde... “Esenler’de Katliam” diye başlıyor televizyondaki haber. Karısına kızıp tüm ailesini öldürmüş biri. Yine bir genç Boğaz Köprüsü’nün parmaklıklarına tutunmuş, öfkeli ve çaresiz, bir şeyler bağırıyor, etrafına toplanan kalabalık seyrediyor: ha atladı ha atlayacak... 28. SAYIP DÖKME ANLAMI: Fr. Enumération (Söz sanatı terimi)Bir işin türlü hâllerini, bir şeyin bütün parçalarını zihne çarpacak şekilde art arda sıralayıp söylemedir. (Eş görevli kelimeleri peş peşe sıralamaktır. )“Bir mühendisi, bir şairi, bir doktoru, hatta ismini bile ömrünüzde işitmediğiniz herhangi bir mesleğe mensup birini, hiç anlamadığınız bir işten dolayı beğenir gibi olunuz, derhâl...” - Ahmet Haşim.

(2012 KPSS ) Her şeyi göze alanlar, aysız bir gece vakti yalnız kabı kacağı, tası tarağı, yatağı yorganı değil; ellerindeki nasırı, soludukları dağ kokusunu, içlerindeki sesleri, dedelerinin anlattıkları göç hikâyelerini, yaşayıp

13

Page 14: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

biriktirdikleri ne varsa güçleri yettiğince yüklediler kamyona. Ama kamyona yüklediklerinden daha çoktu geride bıraktıkları. İnsan ne kadarını sırtlanıp nereye kadar sürükleyebilirdi ki çocukluk vatanını? Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?A) Değişik duyulara seslenen ayrıntılardan yararlanılmıştır.B) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.D) Öyküleyici anlatım yeğlenmiştir.E) Kişileştirme yapılmıştır. CEVAP: E

(2011 LYS) İstanbul’un İstiklal Caddesi. Eski adıyla “Cadde-i Kebir” yani “Büyük Cadde”. Ortasında tramvay yolu, cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, hanlar. İstiklal Caddesi’ne paralel olarak uzanan Beyoğlu'nun arka sokakları… Niye “arka sokaklar” diye biliniyor? Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirketlerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu dükkânlara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış, çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?A) Soyutlamaya başvurulmuştur.B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.C) İkilemeden yararlanılmıştır.D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.E) Yalın bir dil kullanılmıştır. CEVAP: A(2012 LYS TÜRKÇE)15. Masmavi suları, dipdiri palamudu, lüferi ve levreği olan bir ülkede, elbet deniz de Orhan Veli gibi bir şair de çıkacak karşına; sakın şaşırma! Üç yanı denizle çevrili bu ülkede, şaşıracaksan sandalla denize açılıp da oltayla balık tutma zevkini tatmamış birini görünce şaşır.Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?A) Eksiltili cümle kullanılmıştır.B) Senli benli bir havası vardır.C) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.D) Pekiştirmeli sözcüklere yer verilmiştir.E) Öznellik söz konusudur. CEVAP: A29. YİNELEME: Anlatımın etkisini güçlendirmek için bir sözcüğü ya da sözcük grubunu art arda tekrarlamaya tekrir denir.Tekrir sanatı, eğer, soru anlamı taşıyan sözcüklerle yapılırsa istifham, ünlemlerle yapılırsa nida adını alır. Örnekler:Hadi uyan,Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın,İlkyazlar sıcağı biriksin.Yoksul olsan da uyan,Garip olsan da uyan, Mademki güzelsin, güzeli yaşatmak için,Mademki iyisin, iyiliği yaşatmak için,Mademki umutlusun, umudu yaşatmak içinHadi uyan*********Sular gene o sular, kıyı gene o kıyı...Gene çamlar dinliyor uzaktan bir şarkıyı . *********Bir candır bu, bir andır bu.Giden gelmez, bir handır bu.Dağ taş değil, insandır bu.Gelsen de bir gelmesen de.*********Akşam yine akşam, yine akşamBir sırma kemerdir suya baksam 30. SESSEL YİNELEME: Kelime sonunda harflerin (eklerin) tekrar edilmesidir.

14

Page 15: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sesleriyle, renkleriyle, bakışlarıyla…Nehrin suları baharda coş(ar) ve bazen yatağına sığmaz, taş(ar) ama yazın durul(ur),dingin ak(ar). Bereketli ovaların toprağı onun sularıyla coş(ar).Suyunu içir(ir), insanları serinlet(ir) ve elektrik ol(ur),kenti aydınlat(ır). 31. ÖYKÜNME: İmrenerek taklit etmektir. Başka birinin davranışlarını benimseme amacı ile olduğu gibi yinelemektir.

NOT: Cümle anlamıyla ilgili olarak beğenme, üzülme, özlem, acıma, pişmanlık, ön yargı, kararsızlık, tehdit, öneri, genelleme, gerçekleşmemiş beklenti gibi kavramların varlığı ya da yokluğu sorulabilir.Yürüyüşünde bile bir asalet var adamın.(beğenme)Bu sanatçımız yıllarca yılmadan çalıştı, her çalışmasında yeni bir şeyler ortaya koydu, çağdaş ve evrensel bir çizgiye ulaştı. (beğenme)Küstüğümüzü duyunca bizi barıştırır sanmıştım.(gerçekleşmemiş beklenti)Buraya gelince bizi de ziyaret eder diyordum.(gerçekleşmemiş beklenti)Dar günlerimizde bize yardım edeceğini düşünmüştük.(gerçekleşmemiş bek.)Üzülerek söyleyeyim ki bu kampanya tutmayacak. (ön yargı)Bu çocuk adam olmaz. (ön yargı)İkisinin dostluğu fazla sürmez. (ön yargı)Bizi görür görmez yine bağırıp çağıracak. (ön yargı)Bu işte başarılı olacağından kuşkum yok. (ön yargı)Şiir kitabın çok beğenilecek ve çok satılacak. (ön yargı)Bu romanın bir de İngilizcesini okumanızın bakış açınızı değiştireceğini düşünüyorum. (öneri)Akçakoca’ya gidince mutlaka uğrayın Ceneviz Kalesi’ne. (öneri)Güzel şiir yazmak isteyenler, tüm şairleri okumanız çıkarınız gereğidir. (öneri) Dünyanın bütün ülkelerinde polisiye romanlar çok satar. (genelleme)Sıcak ülkelerin insanları heyecanlı olur. (genelleme)Yazarlar, yaşlılık dönemlerinde üne kavuşurlar. (genelleme)

PARAGRAF DÜZEYİNDE ANLAMParagraf bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilmiş cümleler topluluğudur.

15

Page 16: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Bir yazının bütünlük taşıyan en küçük bölümüdür. Paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler, aynı düşünceyi açıklar veya destekler.PARAGRAF SORULARI ÇÖZÜLÜRKEN:1. Mutlaka önce soru okunmalıdır.2. Özel uyarılara dikkat edilmelidir. Soru cümlesinde altı çizilen ya da tırnak içine alınan “-me/-ma, değildir, yoktur” gibi ek ve sözcüklere özellikle dikkat edilmelidir.3. Anlatılanlar paragraf bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir.4. Ön yargılar ve kabuller bir tarafa bırakılmalı, yorum yapılmamalı ve sadece verilenler değerlendirilmelidir.5. Paragrafta kendi doğrularımız değil, yazarın anlattıkları geçerlidir.6. Paragrafları dudağımızla değil, gözlerimizle okumalıyız. Yapılan araştırmalar gözün okuma hızının, zihnin düşünme ve anlama hızına dudağınkinden daha yakın olduğunu ortaya çıkarmıştır.ANLATIM TEKNİKLERİ:1. ÖYKÜLEME (HİKÂYE ETME/ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM): 1. Bir olayın eylemler yardımıyla anlatılmasıdır.2. Olay, zaman, yer ve kişiler öykülemenin ana unsurlarıdır.3. Olayın olmadığı yerde öyküleme yoktur.4. Ele alınanlar, hareket hâlinde yansıtılır.5. Genellikle -di’li geçmiş zaman kullanılır.6. Öyküleyici anlatım sanat metinlerinde ve öğretici metinlerde kullanılır.7. Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin türlerinde kullanılır.8. Öyküleme anlatım yönüyle betimlemeye benzer ancak betimlemede yazarın izlenimleri söz konusu iken öykülemede olayların aktarılması, durumların değişmesi ve zaman söz konusudur. 2. BETİMLEME (TASVİR ETME/BETİMLEYİCİ ANLATIM):1. Varlıkların iç ve dış niteliklerinin, sıfatlar yardımıyla yazıya aktarılmasıdır.2. Yazarın gördüklerini (gözlemlerini) okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşur. 3. Betimleme yapıldığında kafamızda bir resim belirmelidir. (tasvir kelimelerle resim yapmadır.)4. Betimlemede amaç, dış dünyayı duyular aracılığıyla algılamaktır.5. Benzetmeler, mecazlı ifadeler, sıfatlar bolca kullanılır.6. Betimleme ve öyküleme, yazılarda genelde iç içe kullanılır.*İnsanların iç yapısını (kişilik özelliklerini) anlatan “ruhi”; dış yapısını (fiziksel özelliklerini) anlatan “fiziki” betimlemeler vardır. Bunlara “Portre” de denir.7. Çevrenin tanıtılması da betimlemedir.8. Betimleme, ilk kez romantik sanatçılarda ortaya çıkmıştır. Çünkü dünya edebiyatında ilk kez onlar gerçek yaşamı, kişileri ve varlıkları ele alma gereği duymuşlardır.Betimleme ikiye ayrılır:a. AÇIKLAYICI BETİMLEME: Varlıkların yorum yapılmaksızın tanıtıldığı betimlemedir.*Bilgi vermek amacıyla yazılır.*Genel ayrıntılar üzerinde durulur.*Ayrıntılar objektif şekilde verilir.b. SANATSAL(İZLENİMSEL) BETİMLEME: Öznel yaklaşımlarla yapılan betimlemedir. *İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.*Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur.*Ayrıntılar sübjektif olarak verilir, amaç sanat yapmaktır. 3. AÇIKLAMA (AÇIKLAYICI ANLATIM):1. Öğretmek, bilgi vermek ve tanıtmak amacıyla yazılan yazıların tekniğidir.2. Ders kitaplarında, ansiklopedilerde bu biçim kullanılır.3. Bu biçimde nesnellik ağır basar.4. Konu, çeşitli yönleriyle ele alınır.5. Yazar, bu biçimde değişik düşünceyi geliştirme yollarını kullanabilir. (Tanımlama, örneklendirme, karşılaştırma vs.)6. Makale, eleştiri gibi yazılarda da bu teknik kullanılır. 7. Yazarda “Bu bilgileri ben biliyorum, okuyucu bilmiyor; anlatayım da öğrensin.” anlayışı vardır.8. Klasik paragraflarda yani giriş, gelişme, sonuç cümlelerini içeren paragraflarda bu yönteme başvurulur.

16

Page 17: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

4. TARTIŞMA (TARTIŞMACI ANLATIM):1. Bu anlatım biçiminde, bir fikre karşı çıkılır.2. Karşı çıkılan fikir, sanatçının fikirleriyle çürütülmeye çalışılır.3. Okuyucunun konu hakkındaki fikri değiştirilmeye çalışılır.4. Eleştirel yazılar bu teknikle yazılır.5. İki farklı bakış açısının olduğu konular bu türde işlenmeye daha elverişlidir.6. Yazar değişik yöntemler kullanır, deliller getirir, ispatlar yapar ve parçanın sonunda kendi görüşünü haklı çıkarır.5. DESTANSI (EPİK) ANLATIM:1. Olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.2. Destan türünün yiğitçe havası vardır.3. Tarihî konular ve kahramanlıklar işlenir.4. Anlatımda abartıya yer verilebilir.5. Şiir, destan, roman, hikâye, tiyatro, destansı anlatımın kullanıldığı türlerdir.6. EMREDİCİ ANLATIM:1. Dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.2. Emir, telkin, öneri anlamı taşıyan ifadelere yer verilir.3. Öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.4. Sosyal hayatın düzenlenmesinde emredici anlatım kullanılır.5. Trafik kuralları, bazı eşyaların kullanma kılavuzları, ilaçların kullanma kılavuzları emredici anlatıma örnek verilebilir.7. KANITLAYICI ANLATIM: 1. İnandırma, ikna etme, aydınlatma, kendi görüşünü kabul ettirme amaç edinilir.2. Konuyu aydınlatmak ve düşünceleri kabul ettirmek için örneklere başvurulur.3. Tanık göstermeye başvurulur.4. Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır.5. Kanıtlayıcı anlatımda hitap edilen toplumun kültür düzeyi ve beklentileri önemlidir.8. DÜŞSEL(FANTASTİK) ANLATIM:1. Konu olağanüstü ve fantastiktir yani hayal ürünüdür.2. Zaman belirli ya da belirsizdir, olağanüstü özelliklere sahip olabilir.3. Mekân olağanüstü, düşsel ögelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.4. Kişiler çoğu zaman olağanüstü kişilerdir. 5. Düşsel anlatımda hayal, varsayım, abartma, kişileştirme gibi unsurlar çok kullanılır.Örnekler: Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Gora, E.T., Yıldız Savaşları9. GELECEKTEN SÖZ EDEN ANLATIM:1. Gelecekten söz eden metinler varsayım ile oluşmuştur.2. Verilerden yola çıkılarak geleceğe ait tahmin yapılabilir.3. Olandan çok olması istenilen anlatılır. 4. Gerçekleşmesi mümkün olmayan tasarı ve düşünceler(ÜTOPYA) anlatılır.DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI:1. TANIMLAMA:*Bir varlık ya da kavramı temel nitelikleriyle anlatmak ve onun ne olduğunu belirtmektir. *Tanım, “… nedir?” sorusunun cevabıdır. *Açıklama ve tartışma gibi anlatım biçimlerinde kullanılır.İntak, insan dışı varlıkları konuşturma sanatıdır.İnsan dışı varlıkları konuşturma sanatına intak denir. 2. KARŞILAŞTIRMA:*Konu, kavram, durum veya olaylar arasındaki benzerlik ya da farkların ortaya konmasıdır. *“oysa, ise, ne var ki” gibi bağlaçlar çokça kullanılır.Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın olanıdır.Kiraz pahalı, elma ise ucuz bir meyvedir. 3. TANIK GÖSTERME:*Anlatılmak istenen fikri güçlendirmek, inandırıcı kılabilmek için; tanınmış, otorite durumunda olan bir kişinin

17

Page 18: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

sözünün yazıda kullanılmasıdır.*Sıradan bir insanın söylediği söz, tam bir tanık gösterme olmaz.*Alıntı yapılan söz genellikle tırnak işareti içinde kullanılır.Örnek: Sözcük, başka bir sözcüğün yanına geldiğinde ışıldar, bir anlam kazanır. Tek başınayken sönüktür, ölüdür. Mallerme’nin “Şiir, sözcüklerin dilidir.” demesi bundandır. Bütün bunlar düşünüldüğünde görülecektir ki şiir başlı başına hüner işidir.Not: Tanık gösterilen kişinin sözü alınmaz da sadece ismi parçada geçerse bu, örneklendirme olur.4. ÖRNEKLENDİRME: Soyut durumdaki bir görüşe, bir düşünceye somutluk kazandırmak amacıyla uygun örneklerin verilmesidir.*Örneklendirmeye daha çok paragrafın gelişme bölümünde yer verilir.*Verilen örneklerin somut ve inandırıcı olmasına dikkat edilir. Teknolojinin getirisi kadar da götürüsü var. Cep telefonları her an her yerle kolay iletişimi sağlarken bir yandan da kanser riskini artırıyor. Ortak paydayı yakalayan şiirler kalıcı olur. Boşuna mı hepimiz biliriz Orhan Veli’nin “Anlatamıyorum” şiirini? Hepimizin anlatamadığı bir şeyler vardır.

Ankara, tarihin şaşırtıcı terkipleriyle doludur. Burada kerpiç bir duvardan İyonya tarzında bir sütun başlığı fırlar, bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün şehre gelişini kutlayan bir baş görünür. Ahi Şerafettin'in türbesini, asırlardır Greko Romen aslanları bekler. Bu yüzden Aslanhane adını alan caminin mihrabında Etilerin toprak ve bereket ilahesinden başka bir şey olmayan bir yılan, meyveler arasında dolanır. Yazar, parçanın ilk cümlesindeki savını inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisine özellikle başvurmuştur? A) Örneklemelere ağırlık verme B) Öyküleyici anlatım yolunu seçme C) Konuyu tartışma içinde sunma D) Okurun hayal gücüne dayanma E) Kanılarını öne çıkarma (1982/11)5. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA:*Öne sürülen görüşleri inandırıcı kılmak için sayısal verilerden yararlanmaktır.*Anket sonuçları, istatistiksel bilgiler parçada kullanılabilir. Bunların bilimsel ve objektif olmasına dikkat edilir.Not: Düşünceyi geliştirmek ve anlatıma güç kazandırmak için benzetme, kişileştirme, abartma, somutlama, ilgi kurma ve söz sanatlarından yararlanma gibi yollara da başvurulabilir.

PARAGRAFTA ANLATIM NİTELİKLERİ1.YALINLIK (SADELİK): Konunun süse, gösterişe kaçılmadan, dolambaçlı ifadeler kullanılmadan ve söz sanatlarına başvurulmadan doğrudan anlatılmasıdır.*Gereksiz ayrıntılara, sanatsal söylemlere girilmemesidir. O, özgün bir sanatçıdır.(yalın cümle)Sesi soluğu kimsenin sesine soluğuna benzemeyen bir sanatçıdır o. (yalın değil)

Artık çaresizdi. (yalın cümle)Yüreğini bıçak gibi dilim dilim kesen bir çaresizlik içindeydi artık.(yalın değil)

Dedem seksen yaşında öldü. (yalın cümle) Dedem seksen yıllık ömrünü tamamlayıp ezelî ve ebedî bir diyara göçtü.(yalın değil)

Şiir, sözcüklerle güzel biçimler kurmayı bilme sanatıdır. (yalın cümle)Hangi sözcük hangi sözcükle yan yana gelirse bir güzellik ortaya çıkar, bunu bilme sanatıdır şiir. (yalın

değil)2. DURULUK: Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğunun bulunmamasıdır. Hiç olmazsa bari yağmurun dinmesini bekleyin. (duru değil)Yaklaşık elli kadar gösterici tutuklandı. (duru değil)Yemeğe arkadaşını da yanında getirmiş. (duru değil)Arkadaşının kulağına alçak sesle bir şeyler fısıldadı. (duru değil)3. AÇIKLIK: Anlam belirsizliğinin olmamasıdır. Cümlenin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılmasıdır.Resmini astım duvara. (senin, onun) :açık değilAhmet Bey’i Ankara’da öğretmenlik yaparken tanıdım.(Öğretmenlik yapan ben miydim, o muydu?): açık değil

18

Page 19: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Ayşe Hanım’ı tüm kadınlar adına tebrik ettim.: açık değil(1.Tüm kadınları tebrik etmek adına Ayşe Hanım’ı tebrik ettim.)(2.Tüm kadınların tebriğini Ayşe Hanım’a sundum.)4. ÖZLÜLÜK: Az sözle çok şeyin anlatılmasıdır. Buna anlam derinliği, anlam yoğunluğu da denir.*En özlü sözler atasözleri ve özdeyişlerdir.5. AKICILIK: Yazıda söylenişi zor sözcüklerin kullanılmaması ve okumanın kesintiye uğramamasıdır. 6. ÖZGÜNLÜK: Bir yazının anlatımının yazarına özgü nitelikler taşıması ve başkalarının yazılarına benzememesidir.7. TUTARLILIK: Yazıda düşünce ve görüşlerin birbiriyle çelişmemesidir.EDEBÎ ESERLERDE BAKIŞ AÇILARI1. İLAHİ (TANRISAL/ HÂKİM) BAKIŞ AÇISI: Edebî metinlerde kullanılan en eski yöntemdir. Bu yöntemde sınırsız bir bakış açısı vardır. Anlatıcı, öyküde anlatılanların tamamını bilen bir varlıktır. Kahramanların gizli konuşmalarını, kafalarından ve gönüllerinden geçeni anlatır. Zaman zaman kendi yorumlarını ekleyebilir, açıklamalarda ve yargılarda bulunabilir. Öyküde ne kadar kişi varsa her birinin açısından olayları ayrı ayrı görmemizi sağlar. Öyküyü kimi zaman hızlandırır, kimi zaman da yavaşlatır. 2. KAHRAMAN ANLATICININ (1. KİŞİ) BAKIŞ AÇISI: Bu yöntemde olayı anlatan “ben” vardır. Bu ben, öykünün kahramanı olabileceği gibi tanık ya da gözlemcisi olabilir. Olayları anlatan kişinin bilgisi, deneyimi, algılama ve yorumlama yeteneğiyle sınırlıdır. Olaylar ancak anlatıcının başından geçtiği ya da gözüyle gördüğü (tanık olduğu) biçimiyle anlatıldığından inandırıcılığı yüksektir. 3. GÖZLEMCİ (MÜŞAHİT/ 3. KİŞİ) ANLATICININ BAKIŞ AÇISI: Bu yöntemde olaylar dışarıdan görüldüğü biçimiyle nesnel bir tarzda aktarılır. Olaylar bize anlatılmıyor da kişinin gözünün önünde oluyormuş izlenimi verilir. Kişilerin duygu ve düşünceleri eylemlerinden çıkartılır. Kişiler ve iç dünyaları ile ilgili kendi söyledikleri ve davranışlarını dikkatle izlenerek bir fikir sahibi olunabilir. Bir edebî metinde birden fazla bakış açısıyla yazılmış bölümler bulunabilir.

PARAGRAFTA DUYU AYRINTILARI: Paragrafta duyuların bir kısmıyla ya da bütünüyle ilgili ayrıntıların bulunup bulunmadığı sorulur. Buna duyularla ilgili ipuçları değerlendirilerek cevap verilir.

PARAGRAFTA KARAKTER ÖZELLİKLERİ: Paragrafta bazen bir şahıs tasvir edilir. Bu kişinin karakteri hakkında ipuçları verilir. Bizden bu kişiye ait olabilecek ya da olamayacak karakter özelliklerini bulmamız istenir. (karamsarlık, kararsızlık, inatçılık, sabırlılık, korkaklık, anlayışsızlık, alçakgönüllülük, çekingenlik, huysuzluk, fedakârlık vb. )PARAGRAFIN YAPISI:Paragraf bir makalenin, bir denemenin veya herhangi bir yazı türünün küçültülmüş şeklidir. Dolayısıyla bunlarda bulunan giriş, gelişme, sonuç bölümleri paragrafta da bulunur. PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ:1. GİRİŞ: Konunun ayrıntılara girilmeden tanıtıldığı bölümdür. Genellikle tek cümledir ve genel hüküm cümlesidir. *Giriş cümlesinde örneklere ve önceki cümlelerle bağlantı kuran “ama, lakin, hâlbuki, oysa, ne var ki, çünkü, kaldı ki, bununla birlikte, buna rağmen, bundan dolayı” gibi sözlere yer verilmez.2. GELİŞME: Konu bu bölümde genişletilir ve açıklık kazanır. Paragrafın en uzun bölümüdür. Konunun gelişmesini sağlayan yardımcı düşünceler de bu bölümde yer alır. Bu bölümde çeşitli anlatım tekniklerine başvurulur.3. SONUÇ: Anlatılanların bir yargıya, bir sonuca bağlandığı bölümdür.Genellikle tek cümledir ve genel hüküm cümlesidir. Ana düşünce çoğunlukla bu bölümde yer alır.

PARAGRAFTA KONU(İÇERİK):Üzerinde durulan duygu, düşünce, durum; kısacası her türlü kavramdır. Konuyu bulmak için:“Parçada neden söz edilmekte?”, “Parçada neden yakınılmakta?” , “Parçada ne anlatılmakta?” soruları sorulur.

19

Page 20: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

AKIŞI BOZAN CÜMLELER: Bir paragrafta o paragrafta yer almaması gereken bir cümle varsa o cümle anlamın akışını bozar.* Yanlış yerde kullanılmış bir cümle de akışı bozar.*Ayrıca paragrafta farklı bir konunun ya da konuya farklı bir bakışın başladığı nokta, akışın bozulduğu noktadır. Paragraf bu noktada ikiye bölünebilir.

PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE: Bir yazının yazılmasına sebep olan ve o yazının temelini oluşturan düşüncedir.* Ana düşünce yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Ana düşünce:a. Kesin bir yargı cümlesidir.b. Parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı düşüncedir.c. Paragraftan herkesin çıkardığı genel anlamdır.d. Anlatılmak istenenlerin tek cümleyle ifade edilmesidir.

ANA DÜŞÜNCEYLE İLGİLİ SORU TİPLERİ:*Asıl anlatılmak istenen hangisidir?*Özellikle üzerinde durulan düşünce hangisidir?*Hangi düşünce vurgulanmakta?*En kapsamlı yargı hangisidir?*Yazarın söylemek istediği nedir?*Ana düşünce hangisidir? PARAGRAFTA BAŞLIK: Bir yazının başlığı o yazıda anlatılanla anlatılmak istenenlerin yani konuyla ana düşüncenin kısa ve açık bir şekilde söylenmesidir.*Başlık ana düşünceyle uyum içinde olmalıdır. *Bir yazının başlığı o yazının geneli hakkında bilgi verir.

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER: Paragrafta ana düşünce dışında ana düşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hâle getiren ve işlenen konunun sınırlarını çizen düşünceler de vardır. Bunlara yardımcı düşünceler denir.*Yardımcı düşünce birden fazla olabilir. Yardımcı düşünceyle ilgili sorular genellikle olumsuz tiptedir.

YARDIMCI DÜŞÜNCEYLE İLGİLİ SORU TİPLERİ:*Parçada hangisine değinilmemiştir?*Hangisi paragraftan çıkarılabilecek bir sonuç değildir?*Yazıda hangi görüşe karşı çıkılmamaktadır?*Parçadan hangisi çıkarılamaz? *Parçadan hangisine ulaşılamaz? *Parçada hangi sorunun cevabı yoktur?*Hangisi yazara yöneltilen eleştirilerden biri değildir?

20

Page 21: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

SÖZCÜK TÜRLERİAD SOYLU (İSİM SOYLU) SÖZCÜKLERLE EYLEMLERİN AYRIMI: İsimler, varlık ve kavramların; eylemler, hareketlerin dildeki karşılığıdır. *Eylemler -mek/-mak mastar ekini alabilme yönünden diğer sözcüklerden ayrılır.gel(mek), koş(mak), yorul(mak), üzül(mek), yaşlan(mak), soğu(mak),kes(mek) vb.

*-mek/-mak mastar ekini alamayan sözcüklerin tümü ad soylu (isim soylu) sözcüktür.kitap, düşünce, endişe, insan, elma, hayat, sınıf vb. (isim)yeni görev, kırmızı karanfil, bu ev, üç kişi, her yıl vb. (sıfat)biz, sen, o, şuna, ötekiler, kendi, nereye, herkes vb. (zamir)hemen, hiç, bazen, yavaş, çok (yorulmak), şimdi vb. (zarf)gibi, için, kadar, üzere, sanki, -den önce, -e rağmen vb. (edat)ve, ki, veya, çünkü, fakat, oysaki, dahi, bile, lakin vb. (bağlaç)hey, öf, vay be, yuuh, bravo, imdat, hişt, vah vaah vb. (ünlem)

KÖKTEŞ KELİMELER (ORTAK KÖK / İKİLİ KÖK):*İsim şekli de, fiil şekli de aynı anlamı içeren kelimelerdir. *Bir sözcük kökünün, aynı anlamı verecek şekilde hem isim hem fiil olarak kullanılabilmesidir.*Kökteş kelimeler sesteş kelimelerle karıştırılmamalıdır. Sesteşlerde hiçbir anlam ilgisi yokken kökteşlerde anlam birliği vardır.

Eşyalar zamanla eskiyor. (kökteş) Eski eşyaları elden çıkardı. (kökteş) Toplumun barışa ihtiyacı var. (kökteş)Siz de artık barışın. (kökteş)Yine mi dişin sancıyor? (kökteş) Diş sancısını iyi bilirim. (kökteş) Ağaçtan bir dal koptu. (sesteş)Sen de hayallere dal. (sesteş)

Kökteşliğe Uygun Kelimeler: İsim: güven, sıva, boya, ekşi, kuru, göç, ağrı, yarış, uğraş, koca, savaş, yama, güreş vb.Fiil: güven-, sıva-, boya-, ekşi-, kuru-, göç-, ağrı-, yarış-, uğraş-, koca-, savaş-,yama-,güreş- vb.

İSİMLER ( ADLAR)Canlı cansız tüm varlıkları; duygu, düşünce ve durumları tek tek veya tür tür karşılayan kelimelerdir. A.VARLIKLARA VERİLİŞİNE GÖRE İSİMLER: 1.ÖZEL İSİM: Tek olan, diğer varlıklar arasında tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan isimlerdir: Bunlar: *Kişi adları: Kâmil, Sevgi, Burak, Ahmet Hamdi TANPINAR vb.

21

Page 22: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Kurum, dernek, vakıf, okul, cemiyet adları: Türk Hava Kurumu, Boğaziçi Üniversitesini, Gaziantep Kolej Vakfında, Akınal Anadolu Lisesi, Sigarayla Savaşanlar Vakfı vb.*Yer adları: Güvenevler Mah., Şehreküstü, Şehitkâmil, Gaziantep, Türkiye, Avrupa vb.*Din, dil, mezhep adları: İslamiyet, Hristiyanlık; Türkçe, Arapça; Budizm, Hanefilik, Şafiilik, Şiilik vb.*Kitap, dergi, gazete isimleri: Perili Köşk, Çanlar Kimin İçin Çalıyor; Otohaber, Aktüel; Milliyet, Sabah vb.

*Ülke isimleri: Türkiye, Çin, Özbekistan, Hollanda, Yemen vb.*Millet adları: Türk, Arap, İngiliz, Çinli, Japon, Fransız vb.*Hayvanlara takılan adlar: Yumak, Karabaş, Sarıkız, Tekir, Fındık, Boncuk vb.2.CİNS (TÜR) İSMİ: Aynı türden varlıkları karşılayan isimdir. Dilin temel kavramları tür adlarıdır. Organ adları, akrabalık isimleri, hayvan ve bitki adları, araç gereç isimleri tür adları arasındadır.*Bir isim özel isim değilse tür ismidir.beyin, kulak, mide, el, ayak; dayı, amca, teyze, hala, baba, anne, abla; hayvan, kedi, Van kedisi, köpek, kanarya; bitki, çiçek, gül, papatya, ağaç, çam, maydanoz; ceket, halı, tabak, kanepe; insan, ev, araba, hırs, güven, aşk, şüphe vb.

B.MADDESİNE (OLUŞUNA) GÖRE İSİMLER:1. SOMUT İSİM: Varlığını beş duyudan en az biriyle veya gelişmiş araçlarla algıladığımız varlıkların ismidir.ışık, elektrik, hava, mikrop, leke, atom, toz, insan, kalem, gen, elma vb.2. SOYUT İSİM: Varlığını duyularla ve gelişmiş araçlarla algılayamadığımız kavramların ismidir.mutluluk, hüzün, ideal, keder, moral, özveri, aşk, vefa, kin, hayal, melek, cin, inanç, iman, dostluk vb.C. KARŞILADIĞI VARLIĞIN SAYISINA GÖRE İSİMLER:1. TEKİL İSİM: Sayıca tek varlığı karşılayan isimdir.ayakkabı, çorap, defter, üzüm, yaprak, dal, gövde, ağaç, korku, şüphe, hayal vb.*Sayılamayanlar da tekildir.un, kum, bulgur, pirinç, tuz, pudra, şeker vb.*Bugün evde sular akmıyor. (biçimce çoğul, anlamca tekil) Bu bölgenin suları kireçlidir. (çoğul)2. ÇOĞUL İSİM: Sayıca birden fazla varlığı karşılayan isimdir. İsimler -ler/ -lar ekiyle çoğul yapılır.ayakkabılar, defterler, günler, işler, korkular, şüpheler, insanlar, öğrenciler vb.“-ler/ -lar” ÇOĞUL EKİNİN ÖZEL KULLANIM YERLERİ:I. Özel isimlere ancak şu durumlarda eklenir:a. Aynı ismi taşıyanlar bir arada söyleniyorsa:Karadeniz’de Dursunlar çoktur. İran’da Aliler sevilir.b. “benzerleri” anlamı katıyorsa:Klasik edebiyatımız Fuzuliler, Bakiler yetiştirmiş bir edebiyattır.c. “-gil” anlamında kullanılıyorsa: Bugün Erkanlara gideceğiz.d. Aile, sülale, millet isimlerinde kullanılıyorsa: Köprülüler, Emeviler, Osmanlılar, Türkler, Araplar vb.II. Mübalağa (abartma) için kullanılabilir:Bu iyiliğinle bizlere dünyaları bağışladın. Çocuk ateşler içinde yanıyordu.III. Saygı için kullanılabilir:Vali Beyler yerinde mi? IV. Sitem veya alay için kullanılabilir:Biz dışarıda donuyoruz, beyefendiler içeride keyif çatıyor.Hanımefendiler bir saatte hazırlanamadı mı?V. “her” anlamında kullanılabilir:

22

Page 23: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sabahları bir acı kahve içmeden evden çıkmazdı.VI. “yaklaşık” anlamında kullanılabilir:1.85 boylarında bir adamdı.

3. TOPLULUK İSMİ: Çoğul eki almadan birden çok varlığı karşılayan isimdir.*Teklerin bir arada bulunmasından oluşan grubu tanıtmaya yarayan isimdir.toplum, halk, cemiyet, grup, kabile, aşiret, aile, millet, sürü, ordu, orman, kavim, jüri, heyet(kurul), öbek, takım, deste, düzine, topluluk vb.*Topluluk isimleri çoğul eki alabilir. Bu durumda grupların çokluğu söz konusudur.milletler, gruplar, aileler, aşiretler, heyetler, kavimler, ordular vb.*Yer adları ad aktarması yoluyla topluluk ismi yapılabilir.Sınıf yeniden boyanacak.(tekil) Sınıf buna itiraz etti.(topluluk)

*Sözcüğün genel anlamda kullanılması onu topluluk ismi yapmaz.İnsan, bir mikroba yenilecek kadar aciz bir varlıktır.(tekil)Balık suda yaşar. (tekil) Çiçek susuz yaşayamaz. (tekil)

D. YAPISINA GÖRE İSİMLER:1. BASİT İSİM: Yapım eki almamış isimdir. Basit isimler çekim eki alabilir.ceketimi, evinizde, yoldan, hayaller, kitaplarım, sınıf, radyo, sevdalar vb.2. TÜREMİŞ İSİM: En az bir yapım eki almış isimdir.yolcular, uzaklığı, Türkçeden, suçluyu; yazısını, yangında, tutanak, bilmecesi, etki, seçkin vb. 3. BİRLEŞİK İSİM: Birden fazla kelimenin birleşimiyle oluşan isimdir.hünkârbeğendi, karabiber, dedikodu, ağaçkakan, çekyat, deve kuşu, üst geçit vb.

İSİMLERDE KÜÇÜLTME:-cık/-cik, -ce/-ca, -cağız, -msı/-msi, -mtırak ekleriyle yapılır. Bu ekler küçültme anlamı yanında sevgi, acıma, sınırlama gibi anlamlar da sağlar. Hangi anlamı sağlarsa sağlasın küçültmeli ad sayılır. tepecik, kulübecik, derecik vb. (küçültme)kedicik, serçecik vb. (sevgi)kadıncağız, hayvancağız vb. (acıma)genişçe, kalınca, yüksekçe vb. (sınırlama)ekşimsi, sarımtırak vb. (sınırlama)

*Küçültme kavramı sadece isimlerde yoktur, diğer sözcük türlerinde de küçültme kavramı söz konusudur.Üzerindeki gömlek yeşilimtıraktı. (küçültmeli ad)Üzerinde yeşilimtırak bir gömlek vardı. (küçültmeli sıfat)Üzerindeki gömlek yeşilimtırak görünüyordu. (durum zarfı)

SIFATLAR (ÖN ADLAR)İsimleri renk, şekil, durum yönünden niteleyen ya da onların sayılarını, yerlerini belirten kelimelerdir.*Sıfatlar isim soylu sözcüklerdir. Tek başına sıfat yoktur. Bir kelime bir ismi niteler veya belirtirse sıfat olur.*Sıfatlar isim çekim eklerini (hâl, iyelik, çoğul, ilgi) almaz, alırsa adlaşmış sıfat olur yani isimleşir.

23

Page 24: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Yoksul insanlar toplanmıştı etrafında.(sıfat) Yoksullar toplanmıştı etrafında.( adlaşmış sıfat)Küçük kardeşi daha anlayışlı bir insandı.(sıfat) Küçüğü daha anlayışlıydı. (adlaşmış sıfat)

*Sıfatın isimden önce gelme zorunluluğu yoktur. Şarkılarımız vardır duygulu, huzur veren.Çocuklara şekerler dağıtıldı yumuşacık, rengârenk.

*Birden fazla sıfat, bir ismi niteleyebilir.Kısa boylu, esmer, kıvırcık saçlı bir adamdı. Üzerinde mavi, uzun, ipekli bir elbise vardı.Uzun ve yorucu bir yolculuk geçirdik.

*Bir sıfat, birden fazla ismi niteleyebilir.Bu çarşıda pahalı giysiler, takılar ve ev eşyaları satılıyor. Eski koltuk ve kanepeleri tamir ediyor. Zengin renk ve desenleri bulabilirsiniz.

*Sıfatla nitelediği ismin arasına hiçbir noktalama işareti konmaz.Yaşadığımız, çevreyi temiz tutmalıyız. (noktalama yanlışı)Uzak, bir ihtimaldi bu. (noktalama yanlışı)

*Sıfatlar tek başına kullanılır veya çekim eki alırsa adlaşmış sıfat olur yani isimleşir.İhtiyar bana doğruyu söylemedi. Küçük herkesi şaşırttı. Yaralı, insanlara seslendi. SIFATLARIN (ÖN ADLARIN) ÇEŞİTLERİA. NİTELEME SIFATLARI: İsimleri renk, şekil, durum yönünden niteleyen sıfatlardır. Bunlar varlığın nasıl olduğunu bildirir ve isme sorulan NASIL sorusuna cevap verir.*Niteleme sıfatları varlıkların yapısal özelliklerini ortaya koyan sıfatlardır. Genel olarak isimlerin kalıcı özelliklerini gösterir.beyaz tebeşir, mor menekşe, siyah palto, kırık cam, büyük taş, somut isim, paslı çivi, yeni görev, soğuk su, vefalı insanlar, yalan yanlış haberler, türemiş fiil, saçma sapan sözler vb.B. BELİRTME SIFATLARI: İsimleri sayı, işaret, soru ve belirsizlik gibi yönlerden belirten sıfatlardır.Varlıkların diğer varlıklarla ilgileri sonucu aldıkları özellikleri belirten sıfatlardır. 1. SAYI SIFATLARI: Varlıkların sayısal özelliklerini belirten sıfatlardır.a. Asıl Sayı Sıfatları: Varlığın kaç adet olduğunu belirten sıfatlardır.iki ekmek, üç ay, yirmi beş soru, yüz elli sayfa vb.Bir öğrenci soruyu okusun. (belgisiz sıfat) Soruyu bir öğrenci çözebildi.(asıl sayı sıfatı)

b. Sıra Sayı Sıfatları: -ncı/-nci ekiyle elde edilir. İsimlerin sıralarını, derecelerini belirtir. birinci sınıf, ikinci kat, on beşinci sayfa, yüzüncü yıl, ilk soru, son soru vb.!!!Yarışmada birinci seçildim. (adlaşmış sıfat)

c. Üleştirme(Paylaştırma) Sayı Sıfatları: -er/-ar ekiyle elde edilir. İsimlerin bölümlere ayrıldığını belirtir.birer simit, ikişer çay, sekizer yıl, yüz otuzar soru vb.!!! Merdivenleri ikişer ikişer çıkmayın. (durum zarfı)

d. Kesir Sayı Sıfatları: İsimlerin parçalarını belirten sıfatlardır.24

Page 25: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

yüzde yirmi kâr, onda üç hisse, yarım ekmek, çeyrek altın vb.!!! O, artık yarım bir insan. (niteleme sıfatı)Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.(niteleme sıfatı)

e. Topluluk Sayı Sıfatları: Topluluk (grup) bildiren sayı sıfatlarıdır.ikiz kardeş, üçüz çocuk, 90’lı yıllar vb.

f. Belgisiz Sayı Sıfatları: Belirsizlik ifade eden sayı sıfatlarıdır.üç dört kişi, kırk elli soru vb.

2. İŞARET SIFATLARI: İsimleri işaret yoluyla belirten sıfatlardır. Bunlar: “bu, şu, o, öteki, beriki, böyle, şöyle, öyle” vb.bu araba, şu çocuk, o kitap, o an, öteki bina, beriki sokak, şuradaki ağaçlar vb.*“böyle, şöyle, öyle” kelimeleri şekil, durum, tarz yani nitelik anlamlı işaret sıfatlarıdır.Herkes böyle bir evde oturmak ister.Şöyle bir telefon alacağım.Ben öyle giysileri giyemiyorum.

3. BELGİSİZ SIFATLAR: İsimleri belirsizlik yoluyla belirten sıfatlardır.Bunlar: “bir, birkaç, birçok, biraz, az, çok, pek az, pek çok, kimi, bazı, her, hiçbir, tüm, bütün, herhangi bir, birtakım” vb.birkaç kişi, kimi günler, birçok kitap, az zamanda, çok iş, her düşünceye, hiçbir kuruluş, bazı kaynaklar, herhangi bir okul

4. SORU SIFATLARI: İsimlerin özelliklerini soran sıfatlardır. *Bunlara verilen cevaplar da sıfattır.Nasıl bir elbise istiyorsunuz? Eviniz kaçıncı katta? Kaç para gider bu işe? Hangi araba kazaya yol açan?Şirket yüzde kaç kâr etti?Kaçar soru çözdüklerini biliyor musun? (soru anlamı soru edatıyla sağlanmış)NOT:** “ne” kelimesi “nasıl, hangi” anlamındaysa Soru Sıfatıdır.Baban ne iş yapar? Bu ne hâl? Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna? **“ne” kelimesi “niçin” anlamındaysa Soru Zarfıdır.Ne ağlarsın benim zülfü siyahım? Ne bağırıyorsun?**“ne” kelimesi “nasıl, hangi, niçin” anlamında değilse Soru Zamiridir.Arkadaşın ne istedi senden? Ne alayım pazardan? Ne dedi sana o?Dün ne konuştunuz?

ADLAŞMIŞ SIFAT: Niteleme sıfatları nitelediği isimden ayrı kullanılırsa veya çekim eki alırsa adlaşmış sıfat olur.Kimse yaralıya yardım etmemiş. Kötüye bir şey olmaz.Çalışanla çalışmayanı bir tutmayın.

25

Page 26: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Bildiklerini kimseye söyleme Rüzgâr eken fırtına biçer. Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.Hasta, arkadaşına bir şeyler söylemek istedi.

UNVAN SIFATLARI: Kişilerin makam, rütbe, meslek ve lakaplarını bildiren sıfatlardır. İsimden önce de sonra da gelebilir ve büyük harfle yazılır.Enver Paşa, Osman Gazi, Mimar Sinan, Doktor Salih Bey, Betül Hanım, II. Abdülhamit, Çerkez Ethem, Sarı Selim, Deli Petro vb.

SIFATLARDA PEKİŞTİRME:1. m, p, r, s ile yapılır: dümdüz bir ova, sapsarı saçlar, tertemiz bir mekân, masmavi gözler...2. İkilemelerle yapılır: yeni yeni fikirler, eğri büğrü bir değnek...3. Soru edatı “mı/mi” ile yapılır: uzak mı uzak bir yer, ekşi mi ekşi narlar...4. İyelik ekiyle yapılır: canım elbise, güzelim tablo...

SIFATLARDA KÜÇÜLTME:1. -ce/-ca ile yapılır: genişçe bir oda, kalınca bir kitap vb.2. -cık/-cik ile yapılır: alçacık duvar, ufacık bir paket, minicik eller vb. 3. -msı, -mtırak ile yapılır: ekşimsi bir meyve, yeşilimtırak bir kumaş vb.4. -sı/-si ile yapılır: çocuksu yüz, kadınsı tavır vb.

SIFATLARDA DERECELENDİRME (SIFATLARDA ANLAM DERECELERİ):Sıfatlarda derecelendirme zarf türündeki sözcüklerle yapılır.uzak bir yer gayet uzak bir yerdaha uzak bir yer pek uzak bir yeroldukça uzak bir yerçok uzak bir yerhayli uzak bir yer en uzak yer YAPI BAKIMINDAN SIFATLAR:1. BASİT SIFAT: Yapım eki almamış sıfattır. yeni giysiler, bazı insanlar, kırmızı kalem, üç kişi vb.2. TÜREMİŞ SIFAT: En az bir yapım eki almış sıfattır.aylık giderler, şakacı biri, solgun güller, soğuk su, dalgın biri vb.3. BİRLEŞİK SIFAT: Birden fazla kelimenin birleşimiyle oluşan sıfattır.kahverengi kumaş, biraz para, çok sayıda örnek, orta yaşta bir adam, herhangi bir okul, hiçbir soru vb.

ZAMİRLER (ADILLAR)Cümlede ismin yerini tutan, isim olmadığı hâlde isim gibi kullanılan kelimelerdir. Dolayısıyla ismin aldığı tüm ekleri alabilir ve tamlama kurabilir. (Zamirler isim soylu sözcüklerdir. )1. ŞAHIS ZAMİRLERİ (KİŞİ ADILLARI): Kişi adlarının yerini tutan adıllardır. Bunlar: “ben, sen, o, biz, siz, onlar”* Kişi adılları cümlede herhangi bir öge olabilir.Aradığınız kişi benim.(yüklem) Onları da davet edelim.(nesne)Biz sana söylemiştik. (özne- dolaylı tümleç)

26

Page 27: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Onunla tanışmadık. (edat tüm.)*Tamlama kurabilir ama sadece tamlayan olur.benim görevim, senin suçun, bizim mahallemiz*İyelik eklerini almaz, ilgi ekini alabilir. benim sınıfım, onun kitabı, bizim evimiz*ben ve sen adılları yönelme durum ekini alınca ses değişikliğine uğrar.ben-e > bana sen-e > sana*Kişi zamirleri eşitlik ekini alabilir. ben-ce, sen-ce, siz-ce*Kişi zamirlerinden sözcük türetilebilir.Benliğinizi kaybetmeyin. (isim) Onsuz bir hayata katlanamam. (sıfat) Çok bencil davranıyorsun. (zarf) Oraya sensiz gider miyiz hiç? (zarf) Bencil biridir o. (sıfat)Hiçbir şeyi benimsemiyor. (fiil)

2. İŞARET ZAMİRLERİ (ADILLARI): İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir. Bunlar: “bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki” vb.“o” ve “onlar” kelimeleri insan için kullanılmışsa kişi zamiri, insan dışı varlıklar için kullanılmışsa işaret zamiridir.Şu onun dayısıymış.iş. kişi Onlarla görüşemedim henüz. kişi Berikini tanıyor musun? Şunları taşıyalım.*“böylesi, şöylesi, öylesi” kelimeleri şekil, durum, tarz anlamlı işaret adılıdır.Gel de böylesine acı. Şöylesini istiyormuş. Öylelerinden uzak duracaksın.*“burası, şurası, orası” kelimeleri yer anlamlı işaret adılıdır.Eşyaları oradan şuraya getirin. Burası bir zamanlar dedeminmiş. Şuramda bir sızı var. Oraya gidemediniz mi?*İşaret adılları cümlelerin yerini tutabilir.Dersi takip etmezseniz çok kızarım, bunu hepiniz biliyorsunuz.*İşaret adılları eşitlik ekini alabilir. Bu durumda sıfat veya zarf olur.Bunca insan seni bekliyor. (sıfat) Onca bekledik gelirsin diye.(zarf)

3.BELGİSİZ ZAMİRLER (ADILLAR): İsimlerin yerini belirsizlik yoluyla tutan zamirlerdir. Belgisiz zamirlerin bir kısmı esasen belgisiz zamirdir, bir kısmı ise belgisiz sıfatların ek almasıyla zamire dönüşmesinden oluşur.Bunlar: “biri, birisi, birileri, kimi, kimisi, kimileri, hepsi, tümü, tamamı, bütünü, bir kısmı, bazısı, bazıları, hiçbiri, kimse, hiç kimse, herkes, şey, her şey, hiçbir şey, azı, çoğu, pek azı, pek çoğu, başkası” vb.Metnin bir kısmını yazabildim. Bundan kimsenin haberi yoktu. Birisi sizi arıyordu. Herkes her şeyi bilemez ki. Soruların tümünü çözdüm. Başkası işime karışmasın.

27

Page 28: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Adam hepimizi tebrik etti. Kimi ağlar, kimi güler dünyada

4. SORU ZAMİRLERİ (ADILLARI): İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. *Bunlara verilen cevaplar ya zamirdir ya isimdir.Bu dükkânı kim kiralamış? Kime teslim edelim belgeyi?Bunların kaçını tanıyorsun? Kitabı nereden almışlar?Nereye gidiyorsun bu saatte? Hangisi sana yalan söyledi?Nesini beğenmemiş elbisenin? Çarşıdan ne almamı istersin?Ne dediniz?* Ne istediklerini biliyor musun? (soru anlamı edatla sağlanmış)

5. DÖNÜŞLÜLÜK ZAMİRİ (ADILI): Kişileri pekiştirerek belirten ve yüklemdeki işi, yapan kişiye döndüren zamirdir. Dönüşlülük zamiri “kendi” kelimesidir.*Şahıs zamiri olarak (kişi adılının yerine ) kullanılabilir.Buna kendiniz karar verin. (siz) Kendisine söylemiştim. (ona)*Özneyle birlikte kullanılınca pekiştirme görevini üstlenir.Buna siz kendiniz karar verin. Yemekleri ben kendim hazırladım.Hasta kendisi istememiş kimsenin gelmesini.*İyelik eklerini alabilir ve tamlama kurabilir.kendi-m kendi-n kendi-si kendi-miz kendi-niz kendi-leri kendi işimiz, kendisinin suçu, adamın kendisi *İkileme oluşturabilir. Adam kendi kendine konuşuyor.*İyelik ekinden sonra hâl eki veya eşitlik eki alabilir.kendi-m-e, kendi-s-i-n-den, kendi-leri-n-ikendi-m-ce, kendi-n-ce, kendi-niz-ce*Yapım eki alabilir. kendi-lik-i-n-den (kendiliğinden)EK HÂLİNDEKİ ZAMİRLER1. İLGİ ZAMİRİ “-ki” (İLGİ ADILI): İsim tamlamalarında düşen ismin (tamlananın) yerini tutar ve daima bitişik yazılır.Benim yazım seninkinden güzel. (yazın) Gömleğin kumaşı ceketinkinden kaliteli. (kumaşı)Sizinkiler yine geç kaldı.(çocuklarınız, arkadaşlarınız)*İlgi zamiri olan “ki”, sıfat yapan “ki” ile karıştırılmamalıdır. Ağaçtakileri ben topladım, yerdekileri kardeşim topladı. (sıfat yapan “ki”)Bizi kapıdaki karşıladı. (sıfat yapan “ki”)

2. İYELİK ZAMİRLERİ (İYELİK ADILLARI): İyelik ekleri, iyelik zamiri diye de adlandırılmakta ve ek hâlinde zamir kabul edilmektedir.arkadaş-ım / -ımız düşünce-m / -miz

28

Page 29: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

-ın / -ınız -n / -niz -ı / -ları -si / -leri

İSİM TAMLAMALARI (AD TAKIMLARI)Aralarında anlamca ilgi bulunan iki ismin oluşturduğu söz grubudur. Tamlamalar iki unsurdan oluşur: a) Tamlayan b) Tamlanan * Tamlayan Eki (ilgi eki): -ın/ -in/ -un/ -ün (-nın/ -nin/-nun/ -nün), -im* Tamlanan Ekleri (iyelik ekleri): -ı/ -i/ -u/ -ü (-sı/ -si/-su/-sü) -m,-n,-miz, -niz, -leri**İsim tamlamalarında “KİM” ve “NE” soruları kullanılır. 1. BELİRTİLİ İSİM TAMLAMASI (BELİRTİLİ AD TAKIMI):Tamlayanı da tamlananı da ek almış tamlamadır.günlerin kısalığı, bülbülün feryadına, adamın inadını, iyiliğin karşılığı, şiirin ölçüsü, paragrafın ana düşüncesi, okulun eski öğrencileri, dayımın oğlu vb.*senin sözlerin, benim fikrim, bizim hakkımız vb. (tamlayanı kişi zamiri olan tamlamalar)*bunun sonunda, hangisinin suçu, neyin fiyatı, birinin kabahati(tamlayanı zamir olanlar)*şunların kaçını, neyin nesi(hem tamlayanı hem tamlananı zamir olan tamlamalar)*aşağıdakilerden hangisi (“-den” hâl eki, “-in” ilgi eki yerine kullanılabilir)*ben ve biz zamirleri tamlayan olduğunda aldığı ek, iyelik değil, ilgi ekidir.benim görevim, bizim görevimiz*“su” ve “ne” kelimeleri kaynaştırma eki olarak “y” alır.suyun tadı, neyin bedeli, meyve suyu vb. *bizim mahalle (tamlanan eki düşmüş belirtili isim tamlaması) sizin çocuk (tamlanan eki düşmüş belirtili isim tamlaması)*Bu kitap senin mi? (tamlananı düşmüş belirtili isim tamlaması)*Arkadaşlarım beni bekliyor. (tamlayanı düşmüş belirtili isim tamlaması)

2. BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI (BELİRTİSİZ AD TAKIMI): Sadece tamlananı ek almış isim tamlamasıdır.heyet raporu, devlet hastanesi, çay ocağı, gelir vergisi, tarım kredisi, ekmek parası, işçi maaşları, nüfus cüzdanı, minibüs şoförü, bahar ayları, ayva reçeli, mercimek çorbası, un helvası, bulgur pilavı, sigara böreği, dikiş makinesi, bulaşık makinesi, deprem felaketi, sel felaketi, sınav kaygısı vb.*patlıcan kebap, tandır kebap, bayan ceket, kuzu kıyma (tamlanan eki düşmüş belirtisiz isim tamlaması)3. TAKISIZ İSİM TAMLAMASI (TAKISIZ AD TAKIMI): Tamlayanı da tamlananı da ek almamış isim tamlamasıdır. Takısız isim tamlamaları anlamca ikiye ayrılır:a. Tamlayan tamlananın neden yapıldığını belirtir.yün çorap, gümüş kolye, ipek mendil, kâğıt mendil, tahta köprü, çelik çaydanlık, taş duvar, naylon torba, bakır tepsi, bronz madalya, cam kavanoz, plastik şişe vb.b. Tamlayan tamlananın neye benzediğini belirtir.selvi boy, elma yanak, kiraz dudak, kömür gözler, altın saçlar, altın başak, inci dişler, örümcek adam, pırlanta çocuk, sırma saç, mühür göz vb.*ölü deniz (takısız isim tamlaması) *taş duvar (takısız isim tamlaması)*ölü kedi (sıfat tamlaması) *kalın duvar (sıfat tamlaması)

*elma yanak (takısız isim tamlaması) *pembe yanak (sıfat tamlaması)

4. ZİNCİRLEME İSİM TAMLAMASI (ZİNCİRLEME AD TAKIMI):Tamlayanı ya da tamlananı isim tamlamalarından birisi olan tamlamadır.*Zincirleme isim tamlaması için en az üç ismin kullanılması şarttır.

29

Page 30: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

yün çorabın desenleri, cam kavanozun plastik kapağı, tiyatro izleyicisinin beğenisine, dayımın çiçekçi dükkânı, dayımın çiçekçi dükkânının işçileri, nisan yağmurlarının faydası, olayların etkisi altında, süt ürünleri üretim tesisi, Türk edebiyat tarihi yazarlarından, Mustafa’nın abisinin ilk sözü *yeni projenin olumsuz yönleri (belirtili isim tamlaması)*Erhan AKIN’ın defteri (belirtili isim tamlaması)

TAMLAMALARDA ARAYA KELİME GİRMESİBu duruma daha çok belirtili isim tamlamalarında rastlanır. Araya giren sözcük de çoğunlukla sıfattır. Böyle tamlamalara KARMA TAMLAMA da denir.bir köylünün acıklı türküleri, okulun bütün öğretmenleri, soru bankasının ilk sayfası, dostlarımızın vefa örneği davranışları, evimizin aylık giderleri, yokuşun en dik yerinde vb.*Araya sıfat dışında sözcükler de girebilir.Gözlerimin sel gibi yaşı akar derinden.Senin de suçun var.Sizin bana düşmanlığınız var herhâlde.Sokağın her gün temizliğini bu kadın yapardı.Okulun artık sorunları çözümlenmişti. Son yolcunun gömüldü yolda son adımları.

TAMLAYANLA TAMLANANIN YER DEĞİŞTİRMESİTamlananın tamlayandan önce söylenmesidir.Gizli arzuları var bunda bütün ülkenin, Bekledik hiç gelmeyen yağmurunu göklerin.Bu firar aklına nerden, ne zaman esti senin? Sırtına Sakarya’nın Türk tarihi vurulur.

TAMLAYANI DÜŞMÜŞ İSİM TAMLAMALARITamlayanı kişi zamiri olan isim tamlamalarında tamlayan düşebilir. Bu durumda sadece tamlanan kullanılır. Tamlayanı düşmüş isim tamlamaları iyelik ekleri yardımıyla bulunur. Akdeniz’in dalgası gönlüm kadar taşmadıHey, ne dağsın ki dalgam zirvene ulaşmadı

Derde düşmem bu bahar bir gül açılmazsa bileRengin, ıtrın yetişir bahçemi doldurmak için

Sindi simasına akşam hüznüBir sabah söyledi son sözlerini

Adam, elinde mermer bir heykelcik taşıyordu.Benimle konuşurken sözlerinize dikkat edin.

NOT: Eylemsilerin ve edatların tamlanan olarak kullanıldığı tamlama yapıları isim tamlaması değildir. Bunlar “grup” diye adlandırılır.Kardeşimin böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. (sıfat-fiil grubu)Okulunun ne zaman açılacağını bile bilmiyordu. (sıfat-fiil grubu)Evinin düzenli olmasına özen gösterirdi. (isim-fiil grubu) (1987-ÖYS)Sarsıntının önce nerede duyulduğu öğrenilemedi. (sıfat-fiil grubu)*Arkadaşının kitabını bulamayınca çok üzüldü. (İSİM TAMLAMASI)Onun gibisi görülmemiştir. (edat grubu)

SIFAT TAMLAMASI

Bir ismin bir veya daha fazla sıfat tarafından nitelendiği veya belirtildiği söz grubudur. *Sıfatlar isimden önce gelir.**Sıfat tamlamalarında “NASIL, HANGİ, KAÇ” soruları kullanılır.

30

Page 31: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

acı kahve, tuzlu su, taze ekmek, büyük karar, yeni proje, kısacık boy, saçma sapan sözler, çilekli dondurma, türemiş eylem, nasıl biri, hangi araç, kaç yıl, on kişi, üçer yıl, savrulan kar, bazı günler vb.

*Adlaşmış sıfatlar sıfat tamlaması kuramaz.Tok olanlar bilemez çektiğini aç kalanın Bilmeyen ne bilsin biziKimsesizleri her zaman gözetirdi.Bilenlere selam olsunTopladıklarını ortaya döktü.

SIFAT GRUBU ( BİRLEŞİK SIFAT )Sıfat görevindeki söz grubu kendi içinde isim tamlaması, sıfat tamlaması, ikileme, derecelendirilmiş veya pekiştirilmiş sıfat ise böyle sıfatlara SIFAT GRUBU(BİRLEŞİK SIFAT) denir.Çin malı oyuncaklar, el işi masa örtüsü, bal rengi kazak, küf yeşili ceket, Amerikan yapımı film, amcamın oğlu Ali, yırtık pırtık elbiseler, irili ufaklı elmalar, sarı sarı saçlar, daha fazla süre, çok uzak bir yer, geçen gün çarşıda gördüğümüz adam vb.

*Sıfat tamlamasına veya takısız isim tamlamasına -lı/-li, -lık/-lik, -sız/-siz ekleri eklenerek KURALLI(ÖZEL) BİRLEŞİK SIFAT elde edilir.uzun boylu öğrenciler, mavi gömlekli çocuk, ak sakallı adam, selvi boylu yâr, beş parasız biri,sırma saçlı sevgili, on günlük rapor vb.

*Bazen sıfatla ismin yeri değiştirilir, isme iyelik eki eklenerek KURALLI (ÖZEL) BİRLEŞİK SIFAT elde edilir.boyu uzun öğrenciler, balkonu geniş bir ev, saçları ağarmış biri vb.

ZARFLAR (BELİRTEÇLER)Eylemleri, eylemsileri, sıfatları ve zarfları belirten kelimelerdir.*Zarflar isim soylu sözcüklerdir. *Zarflar isim çekim eklerini (hâl, iyelik, çoğul, ilgi) almaz, alırsa isimleşir.

1.DURUM BELİRTEÇLERİ (DURUM ZARFLARI/ HÂL ZARFLARI): *Eylemleri ve eylemsileri durum yönünden belirten zarflardır. *Bunlar hâl, tavır, biçim ve nitelik bildiren zarflardır.*Bunlar eyleme ve eylemsiye sorulan “NASIL” sorusuna cevap verir.

31

Page 32: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Kaç bahar bülbüle hasret, güle hasret yaşadık.Güzel konuşmak bir erdemdir.“Kimi derya gibi dört ufka uzatmış kolunu.Planlı çalışan öğrenciler başarılı olur. Kimi avare nehirler gibi akmış yabana.”Hızlı yürüyerek ulaşabilirsin onlara.Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar. Tepeden aşağı daralarak inen bir yol vardı.Koridorda yavaş yürüyün.

2.ZAMAN BELİRTEÇLERİ (ZAMAN ZARFLARI): *Eylemleri, eylemsileri zaman yönünden belirten zarflardır. *Bunlar eyleme ve eylemsiye sorulan “NE ZAMAN” sorusuna cevap verir. “dün, bugün, yarın, şimdi, henüz, hâlâ, demin, her zaman, hep, daima, daha, sabahleyin, öğle vakti, akşamüstü, artık, şimdilik, akşamları, sonra, kışın, yazın vb.”Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım. Daha gelmediler buraya.Sen hep yalan söylüyorsun.İstanbul’a kışın taşındılar.Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.Henüz tanışmadık kendisiyle.Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk.Konuları her gün tekrarlayarak pekiştirirsiniz.Olayı görünce kanımız dondu.Dün konuştuğumuz olayı anlatsana. Yaşaran gözlerimde artık her şey değişti.Her gün soru çözmek başarı için şarttır.

*Yüklemdeki sözcüğün türü ne olursa olsun, yüklemin zamanını bildiren sözcük zaman zarfıdır.Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda.Uzun bir yolculuktan sonra İncesu’daydık.Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı.Yazın çok serindir bu yayla.*Zaman anlamlı her sözcük zaman zarfı değildir.Onu dün akşam gördüm markette. (sıfat)Yarınlara güvenle bakıyordu. (isim)Burada üç saat seni bekledik. (miktar zarfı)*Zarf olabilecek kelimeler özne olduğunda isimleşir.Yarın elbet bizim, elbet bizimdir.(isim)

3.MİKTAR ZARFLARI (AZLIK-ÇOKLUK/ NİCELİK BELİRTEÇLERİ): * Eylemleri, eylemsileri, sıfatları ve zarfları miktar yönünden belirten kelimelerdir.*Bunlar eyleme, eylemsiye, sıfata ve zarfa sorulan “NE KADAR” sorusuna cevap verir. (Sıfatlarda derecelendirme yapan kelimeler de miktar zarfıdır. )Hayli geciktik, birazcık hızlanalım.Bu konuyu çok düşündük.Orada hiç beklemedik.Pek sıkılmamışsınızdır.Çok fazla okuyan bir öğrenciydi o.Oldukça az görünüyor.Daha fazla konuşmana gerek yok.En iyi dostum kitaplardır.Sibirya kadar soğuk bir yer burası.Az çalışmışsın yazılıya.* Adlaşmış sıfatları belirtenler de miktar zarfıdır.

32

Page 33: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sınıfın en çalışkanıydı o.Daha iyisi can sağlığı.*Miktar anlamlı her sözcük miktar zarfı değildir.Yemeğe biraz tuz, biraz karabiber atacaksın. (belgisiz sıfat) Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.(isim)Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz. (belgisiz sıfat) Fazlası senin olsun. (belgisiz zamir) Fazla kalemin var mı? (belgisiz sıfat)* “daha, en” kelimeleri üstünlük belirtecidir. 4.YER-YÖN BELİRTEÇLERİ (YER-YÖN ZARFLARI): *Eylemleri, eylemsileri yer-yön anlamıyla belirten zarflardır. *Bunlar “nere” sorusuyla bulunur. *Yer-yön zarfları: “içeri, dışarı, aşağı, yukarı, ileri, geri, öte, beri,-e doğru”*Bunların eksiz kullanılması şarttır. Bunlar ek alırsa isimleşir.Misafirleri yukarı çıkarın. (yer-yön zarfı)Misafirleri yukarıya çıkarın. (isim)Hepsi aşağı insin. (yer-yön zarfı)Hepsi aşağıya insin. (isim)Öğrenciler dışarı çıkmıştı, içeri girmek istemiyordu. (yer-yön zarfı)Tren ileri gidemiyordu. (yer-yön zarfı)Şu sıraları geri çekelim. (yer-yön zarfı)Öte gitsene. (yer-yön zarfı) Kapıya doğru yürüdüm. (yer-yön zarfı)Beri gel. (yer-yön zarfı) İçeri girip anlatın. (yer-yön zarfı) *Yer-yön anlamlı her sözcük yer-yön zarfı değildir.İçeri dışarıdan da soğuk. (isim/isim)Aşağısı buradan temiz. (isim)Benimle ileri geri konuşamazsın.(durum zarfı) Aşağı mahallede oturuyorlar. (sıfat)Aşağı yukarı yedi ay önce ayrıldı buradan. (miktar zarfı) İleri görüşlü biridir o. (sıfat)

5.SORU BELİRTEÇLERİ (SORU ZARFLARI): Eylemin zamanını, miktarını, durumunu ve sebebini soran zarflardır. Bunlara verilen cevaplar da zarftır. Bu insanları nasıl ikna ettiniz?Buraya ne zaman geleceklermiş?Niçin yardım etmedin arkadaşlarına?Niye çattın kaşlarını?Neden her gün geç geliyor bu çocuk?Burada ne kadar beklememiz gerekiyor?Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Ne bağırıyorsun?

YAPI BAKIMINDAN ZARFLAR:1.BASİT ZARF: Yapım eki almamış zarftır. Yarın görüşürüz. Hiç beklemeyin. 2.TÜREMİŞ ZARF: En az bir yapım eki almış zarftır.Hızlı yürüyün. Ağlayarak geldi yanımıza. Buralar kışın ılıktır.3. BİRLEŞİK ZARF: Birden fazla kelimenin birleşimiyle oluşan zarftır.Bugün niçin geciktin?Adam birdenbire bağırdı.

33

Page 34: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

4. GRUPLAŞMIŞ(ÖBEKLEŞMİŞ) ZARF: Birden fazla kelimenin grup hâlinde birleşimiyle oluşan zarftır.Pencereyi kapadıktan sonra çıkın sınıftan.Birçok kişiyle görüşüp karar verin buna.Kırk yılda bir söz dinle.

NOT: Özel anlamlı durum belirteçleri de vardır. işte: gösterme belirteci belki: olasılık belirteci acaba: kuşku belirteci evet, hayır: yanıt belirtecieğer, şayet: koşul belirteciinşallah, keşke, bari, tek: dilek, istek belirtecitekrar, yine, gene, çok kez, ikide bir, bir daha: yineleme belirtecimutlaka, asla, katiyen, kesinlikle, kuşkusuz, şüphesiz, hiç şüphesiz, elbet, elbette: kesinlik belirteci

EDATLAR (İLGEÇLER)*Tek başına anlamı olmayan, cümle içinde anlam ilgileri kuran kelimelerdir.*Edatlar eklendiği kelimelerle birlikte edat öbeği (edat grubu) oluşturur. Bu gruplar cümlede çoğunlukla sıfat ya da zarf görevinde kullanılır.*Edatlar, kullanıldığı cümleye göre değişik anlamlar kazanır.*Edatlar cümleden çıkarıldığında genellikle cümlenin hem yapısı hem anlamı bozulur. *Edatlar isim çekim eklerini almaz, alırsa isimleşir. Başlıca edatlar:“gibi, için, kadar, üzere, ancak, yalnız, sadece, ile, sanki, -e göre, -e doğru, -e dek, -e değin,-e özgü, -e karşı, -e rağmen (-e karşın), -den önce, -den sonra, -den beri, -den bu yana, -den dolayı, -den ötürü, -den başka, değil (olumsuzluk edatı), mı, mi (soru edatı) vb.”GİBİ: Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna (benzetme anlamı/ edat öbeği zarf görevinde)Altın gibi saçları vardı. (benzetme anlamı/ edat öbeği sıfat görevinde)Altın gibi sapsarı saçları vardı. (benzetme anlamı/ edat öbeği zarf görevinde)Yine ağlamış gibisin.(olasılık, kuşku)Kış bitti gibi. (tam olmasa da yakın)Saat 17.00 gibi gelirim. (yaklaşık)Silahı kaptığı gibi dışarı fırladı. (o anda, hemen, zaman anlamı)**Onun gibisi görülmemiştir. (isim)KADAR: Elinde elli kadar davetiye vardı. (yaklaşık anlamında/ edat öbeği sıfat görevinde)Çöl kadar susuz ve sıcak bir yer burası. (nitelikte eşitlik, benzer yönden karşılaştırma/ edat öbeği zarf görevinde)Gürültü akşama kadar devam etti. (zaman/ edat öbeği zarf görevinde)Diyet süresince kibrit kutusu kadar peynir yiyeceksin. (ölçü/ edat öbeği sıfat görevinde)Gücümün yettiği kadar yardım ederim. (miktarda, derecede/ edat öbeği zarf görevinde)**Bu kadarı da fazla. (isim)İÇİN: Yorumumu geliştirmek için kitap okuyorum. (amaç-sonuç / edat öbeği zarf görevinde)Cümle, açık olmadığı için farklı anlaşılıyor. (neden-sonuç / edat öbeği zarf görevinde)Benim için hava hoş. (görecelik/ edat öbeği zarf görevinde)Babam için bir gömlek aldım. (aitlik, özgüleme/ edat öbeği zarf görevinde)Senin için sakar diyorlar. (hakkında/ edat öbeği zarf görevinde)

34

Page 35: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

İki çay için 20 TL istedi. (bedeli, karşılığı/ edat öbeği zarf görevinde)Bir bakışın ölmem için yetecek. (sebep olarak/ edat öbeği zarf görevinde)Neler yapmadık vatan için ? (uğrunda/ edat öbeği zarf görevinde)ÜZERE: Ticari bağlantılar yapmak üzere Avrupa’ya gitti. (amaç / edat öbeği zarf görevinde)Gürültü yapmamak üzere burada oturabilirsiniz. (koşul / edat öbeği zarf görevinde)Otobüs hareket etmek üzere . (yüklem içinde/ zamanda yakınlık)Binayı tarif edildiği üzere yaptık.(şekilde/ edat öbeği zarf görevinde ) - E GÖRE: Bu oda diğerine göre çok ışık alıyor. (karşılaştırma/ edat öbeği zarf görevinde)Son verilere göre ekonomi iyi durumda değil. (bakılırsa/ edat öbeği zarf görevinde)Bana göre sorular kolaydı. (görecelik/ edat öbeği zarf görevinde)Tam san a göre bir gömlek. (uygun, yakışır/ edat öbeği sıfat görevinde)

İLE: *Bu sözcük “ve” anlamındaysa bağlaçtır, değilse edattır. (ile: -le,-la)Gömleğiyle kravatı uyum içinde. (bağlaç)Mendiliyle gözyaşlarını sildi.(edat)Açlıkla tokluğun arası yarım yufka. (bağlaç)Oraya trenle gidebilir miyiz? (edat/ vasıta anlamı)Seninle hiçbir yere gidilmez. (edat/ birlikte anlamı)Bağırmasıyla herkesi uyandırdı. (edat/ neden-sonuç anlamı)Oradan hızla uzaklaştık. (edat/ durum anlamı)Sevgiyle yaklaşmalısınız çocuklarınıza. (edat/ durum anlamı)Şafakla kapanacak bağrımdaki yaralar. (edat/ zaman anlamı)

ANCAK, YALNIZ: *Bu sözcükler “sadece” anlamındaysa edattır.*Bu sözcükler “ama, fakat” anlamındaysa bağlaçtır.**Bu sözcükler “sadece, ama, fakat” anlamında değilse diğer sözcük türleridir.

Bu kapıyı ancak çok güçlüler açabilir. (edat)Her şeyi biliyordum ancak susmam gerekiyordu.(bağlaç)Yazıyı ancak yetiştirebildim.(zar zor, zaman / zarf )Bu gıda bize ancak on gün yeter.(en fazla/ zarf)

Yalnız seni mi sorumlu tutuyorlar? (edat)Bu çocuk çok zeki yalnız çok geveze. (bağlaç)**Yine yalnız kalmıştım, yalnız insanların neler çektiğini daha iyi anlıyordum. durum zarfı nit. sıfatıYalnızım dostlarım… (adlaşmış sıfat/ isim)SANKİ: Orman sanki yeşil bir deniz. (benzetme)Bir çıtırtı oldu sanki. (öyle sanma)Gitmemekle iyi mi ettin sanki? (sitem)-E KARŞI: Size karşı ayıp oldu. (yönelik olarak)Sabaha karşı yağmur başladı. (zaman)**Buradan karşı iyi görünüyor. (isim)**Ayhan, babasına karşı geliyor.(anlamca kaynaşmış birleşik fiil) **Arkadaşıma karşı daireyi kiraladık. (sıfat)

35

Page 36: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

KARMA ÖRNEKLER:Dünden beri bununla uğraşıyorum. Okula doğru yavaş yavaş yürüdük.Geç gelmesine karşın sınava alındı.Tek ben değilim seni eleştiren.Bin geçit aştı gönlüm, bir kalbini aşmadı.Sizden önce gelenler vardı.Bundan başka bir araç bulamadınız mı?Yaratılanı hoş gör Yaratan’dan ötürü.Bugüne değin bir açıklama yapılmadı.Bundan sonra tedbirli olun. Not: Ek hâlinde edatlar da vardır. Bunlar: -e/-a, -ce/-ca, -msı/-msi, -den/-danBabama bir gömlek aldım. (için/aitlik, özgüleme)Çakmak çakmaya geldik. (için/amaç)Sıkıntıdan saçları dökülüyor. (-den dolayı/neden)sence (-e göre)bunca (kadar) kadifemsi (gibi)

BAĞLAÇLAR *Kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri bağlayan sözcüklerdir.*Bağlaçlar cümleden çıkarıldığında genellikle cümlenin yapısı bozulmaz ancak anlamında daralma olabilir.*Başlıca bağlaçlar:“ve, ki, de, veya, ya da, yahut, ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, çünkü, dahi, bile, ise, oysa, oysaki, hâlbuki, mademki, ne var ki, gel gör ki, demek ki, kaldı ki, ta ki, meğer, meğerse, ne… ne (de), ya… ya (da), hem… hem (de), ister… ister, kâh… kâh, ha… ha, bir… bir”

VE:Sessiz ve huzurlu bir ortam istiyordu.(sıfatları bağlamış)Seni ve kardeşini düşündüm bugün. (belirtili nesneleri bağlamış)Konunun ağırlığı ve yazarın üslubu okuyanları sıkıyor. (söz gruplarını/ özneleri bağlamış)Kimseye bir şey söylememiş ve oradan uzaklaşmıştı. (cümleleri bağlamış)

DE/DA: Başka durumların varlığını belirtir. Cümlelere değişik anlamlar katar.Sen de uykusuz görünüyorsun. (başkaları gibi)Uyu da turnalar gelsin rüyana. (koşul)Birazcık sussan da ben de konuşsam. (koşul/başkaları gibi)Ben yardım ettim de kurtuldunuz. (sebep-sonuç)Onun yapacağı da bu kadar olur. (küçümseme)Ekonomi düzelecek de insanlar rahat edecek. (umutsuzluk)Sen gelme de göreyim seni. (tehdit)Araba da arabaymış arkadaş. (beğenme)Başkalarını düşünüyorsun da bizi hiç düşünmüyorsun. (sitem)İyi ettik de yanımıza şemsiye aldık. (memnuniyet)Onunla görüşmem de görüşmem diyor. (inat)Adam anlattı da anlattı. (aşırılık, süreklilik)Siz beni bir de yüzerken görün.(böbürlenme)

36

Page 37: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

AMA, FAKAT, LAKİN, ANCAK, YALNIZ: Bağlaçları anlamca ters düşen yargıları bağlar.Yahya Kemal geçmişe özlem duyar ama geçmişte çakılıp kalmaz.Sizi çok aradık fakat bulamadık.Kaç kere konuştum kendisiyle lakin hiçbir sonuç alamadım.Oyuncular çok istekliydi ancak tecrübeli değillerdi.**Bu çocuk çok ama çok konuşuyor. (pekiştirme) Bize hiç ama hiç yardımcı olmadınız. (pekiştirme)

İSE: Karşılaştırma yapan bir bağlaçtır, şart ekiyle karıştırılmamalıdır. Ben klasik müziği seviyordum, arkadaşımsa poptan hoşlanıyordu.Odalar temiz, koridorlarsa oldukça pisti.“Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu.”**Konuşacaklarınız özelse dışarı çıkayım. (şart eki)

Kİ: Sen ki en çalışkan öğrenciydin. (açıklama, vurgu)Biraz gayret edin ki işler yetişsin. (koşul) Üzgün olmalı ki hiç konuşmuyor. (neden-sonuç)Seni arayacaktım ki uzaktan göründün.(o anda)Haberimiz olmadı ki. (pekiştirme)

NE … NE (DE): Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümleler oluşturan bir bağlaçtır.“Memleket isterim Ne bizi dinliyor ne ailesini. Ne zengin fakir Orada ne doktor ne hemşire vardı. Ne sen ben farkı olsun.”** Hava ne sıcak ne soğuk. (ortalama) YA … YA (DA): Ya hata yapma ya özür dilemeyi bil.Ya düzgün konuşsun ya sussun.**Ya bunu taşı ya diğerini. (eylem değişmeden seçenek sunma )

KARMA ÖRNEKLER:Düşünmekten korkmayın çünkü doğrulara düşünerek ulaşırsınız.Kendisine çok yardım ettik hâlbuki böyle bir zorunluluğumuz da yoktu.Ha suçu işlemişsin ha suçluyu gizlemişsin.Hem bilmez hem konuşur.Ben onu ikna ederim yeter ki sen barışmayı düşün.Yine çalışmadan gelmişsin demek ki dün boşuna konuşmuşuz.Sobayı yakalım yoksa hepimiz donacağız.Ta ki o gelene kadar gökten yıldız toplayacağım. İster burada bekleyin ister dışarıda.Kâh eserim yeller gibi kâh tozarım yollar gibi.Bu durumu bir sen bir ben biliyoruz.Sen dahi çözemezsin bu soruyu.Avustralya’dan bile gelenler vardı. İyi biri sanıyorduk meğer dolandırıcıymış.

37

Page 38: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

ÜNLEMLER*Tek başına anlamı olmayan, cümle içinde “sevinç, şaşma, acıma, pişmanlık, özlem, rahatlama, hiddet” gibi duyguları karşılayan kelimelerdir.*Ünlemler, esasen ünlem olanlar ve sonradan ünlemleştirilen kelimeler diye ikiye ayrılır.*Seslenmeler birer ünlemdir.*Her kelime ses tonuyla ünlem yapılabilir. Vay be! (şaşma)Tüh be! (pişmanlık) O da ne! (şaşma) Oh be! (rahatlama)Hadi be! (inanmama )Vay canına! (şaşma) Vah vaah! (acıma) Öf be! (sıkılma)Ah, aah! (özlem/şikâyet/ can yanması)Hey!, Hişşt!, Hop, hoop!, Hoppala!, Bravo!, Defol!, Yuuh!, Yandım!, Alçak!, Şerefsiz!, Eyvah!, Yeter artık!, Yaşa! Bu ne cüret! Hırsız var!

**Alma mazlumun ahını… (isim)

EYLEMLER (FİİLLER)Dilde hareketleri karşılayan kelimelerdir. Bir işi, durumu ya da oluşu zamana ve kişilere bağlı olarak anlatan kelimelerdir. Eylemler -mek/-mak ekini alabilme yönünden diğer sözcüklerden (ad soylu sözcüklerden) ayrılır. EYLEMLER KARŞILADIĞI HAREKETİN NİTELİĞİNE GÖRE ÜÇE AYRILIR: 1. KILIŞ (İŞ) EYLEMLERİ: Bir öznenin iradesiyle gerçekleşen ve nesneye ihtiyaç duyan eylemlerdir.Bu eylemlerden önce “onu” sözcüğü söylenebilir.ye-, iç-, al-, taşı-, kes-, böl-, ayır-, kır-, temizle-, kaz-, kazı-, yak-, yık-, ölç-, as-, döv-, boğ-, sil-, oku-, yakala-, düşün-, bağla- vb.

2. DURUM EYLEMLERİ: Nesneye ihtiyaç duymayan eylemlerdir. Durum eylemlerinin bir bölümünde hareket vardır, bir bölümü ise bir durumu ifade eder.Bu eylemlerden önce “onu” sözcüğü söylenemez.otur-, kalk-, uzan-, doğrul-, çekil-, bağır-, ağla-, gül-, bak-, kız-, üzül-, küs-, sevin-, yas tut-, güven-, çekin- vb.3. OLUŞ EYLEMLERİ: Kendiliğinden olan eylemlerdir. Bunlarda irade de, hareket de yoktur.Bu eylemlerden önce “onu” sözcüğü söylenemez.sarar-, sol-, acık-, doy-, uza-, geliş-, büyü-, morar-, terle-, paslan-, yaşlan-, fenalaş-, iyileş- vb.

FİİL ÇEKİMİ Fiillerin kip ve şahıs bildirecek biçimde yapılanmasına FİİL ÇEKİMİ denir. ÇEKİMLİ FİİL: Kip ve şahıs eki almış eylemlere ÇEKİMLİ EYLEM denir. FİİLLERDE KİP Eylemlerde zaman kavramını karşılayan; ayrıca gereklilik, dilek-şart, istek ve emir gibi anlamları sağlayan eklere KİP denir. Türkçede beşi haber, dördü dilek kipi olmak üzere 9 kip vardır.

38

Page 39: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

A. HABER (BİLDİRME ) KİPLERİ: 5 temel zamandan oluşur. Zaman kavramı haber kiplerinde vardır, dilek kiplerinde yoktur.1. GÖRÜLEN (BİLİNEN, BELİRLİ,-di’li) GEÇMİŞ ZAMAN KİPİ: Bu kip, yapılan ya da görülen eylemleri anlatmak için kullanılır.Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda Yollarını bekledim görüneceksin diyeAğır ağır yanımdan geçti deve kervanıBir tarafta göründü beldenin viran hanı2. ÖĞRENİLEN (DUYULAN,-miş’li) GEÇMİŞ ZAMAN KİPİ: Bu kip, ya başkasından duyulan ya da sonradan farkına varılan eylemleri anlatmak için kullanılır.Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burada (başkasından duyma)Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam (başkasından duyma)Kendimi kaptırarak tekerleğin sesineUzanmışım kalmışım yaylının şiltesine (sonradan farkına varma)

*Gerçekleşmiş eylemlerin tespiti de bu kip kapsamındadır.“Bir gün camı açtım ki ufuk bir kara perde… Sahrayı beyazlar bürümüş, yollar uyuşmuş .”Fani bir iz bırakmış burada yatmışsa kimler. Pantolonun çamur olmuş.Çorba çok tuzlu olmuş.3. ŞİMDİKİ ZAMAN KİPİ(-yor):Eylemin söylendiği anda yapıldığını belirten kiptir. *İş ile anlatışın aynı anda olduğu kiptir.Bir güzel şarkı söylüyor rüzgâr.Otobüs bekliyorlar durakta.Güneş altın rengiyle görünüyor uzakta.İçeride maç izliyorlar.Bu testi çözmeni istiyorum. * On yıldır bu kurumda çalışıyorum.*-mekte/-makta eki şimdiki zaman eki olarak kullanılmaktadır.Sorunlar için çözüm düşünmekteyiz. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer.4. GELECEK ZAMAN KİPİ(-ecek / -acak): Eylemin söylendiği andan sonra yapılacağını belirten kiptir. Birazdan günün ilk ışıkları belirecek.İnsanlar anlayacak bir gün gerçekleri.Artık sana yardım etmeyeceğim.İzmir’e taşınacaklar.5. GENİŞ ZAMAN KİPİ (-r/-er/ -ar/-ır/ -ir/-ur/ -ür, -me/-ma,-mez/-maz): Eylemin herhangi bir zamanda yapılabildiğini gösteren kiptir. Geniş zaman tüm zamanları içerir.Mikroplu sular tifoya yol açar. Düşenin dostu olmaz.Düzenli çalışmalar hep iyi sonuçlar verir.Ben kimseye yağcılık yapmam.Buralarda kar ilk olarak şu dağa düşer. Dedikoduyu sevmezler onlar.Acı haber tez duyulur.Sen anlaşamazsın bu adamla.B. DİLEK (TASARLAMA) KİPLERİ:

39

Page 40: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Bu kiplerde zaman kavramı yoktur. İşin yapılıp yapılmayacağı da belli değildir. Dilek kiplerinin geleceğe yönelik bir anlamı vardır.1. GEREKLİLİK KİPİ(-meli/ -malı): Eylemin yapılması gerektiğini bildiren kiptir.Ülkemizin çölleşmesine izin vermemeliyiz.Çalıştığınız ortama uyum sağlamalısınız.Haksızlıklar karşısında susmamalısın.Her iş zamanında yapılmalı.*Gereklilik kipi olasılık (ihtimal) anlamı da sağlar.Bahsettikleri şu kitap olmalı. İstanbul’a varmış olmalılar.Yine uykuda kalmış olmalı.

2. DİLEK-ŞART KİPİ (-se/-sa): Dilek ve şart anlamını bir arada sağlayan kiptir.Bağırmadan konuşsan daha iyi anlarım.Yardım etseniz işimiz çabuk biter.*Dilek-şart kipi istek anlamı da sağlar.“Büyük randevu bilsem nerede, saat kaçta; Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta.”“Bir kuş olsam, uçsam sana, süzülsem sokaklarında, Çiğdem olsam, çiçek açsam kavuran o toprağında.”

“Kimseler duymasa şair gönlümün Sende karar kıldığını”3. İSTEK KİPİ(-e/-a): Eyleme isteklenme bildiren kiptir. Daha çok 1. tekil ve 1. çoğul şahıs çekimleri kullanılır.Kul olayım kalem tutan ellere. Onları da davet edelim.Ne ışıkta gezeyim ne göze görüneyim.Yolun açık ola.Kapı önünde beklemeyelim.Sürüm sürüm sürünesin.“Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip bencileyin.” (Yunus Emre)4. EMİR KİPİ: Emir eylemin kök ya da gövdesiyle yapılır. 1. tekil ve 1. çoğul şahsın emri yoktur.“İçlenme tabiattaki yekpare kederden, Bu soruyu da sen oku. Yas tutma dağılmış diye kuşlarla çiçekler.”Sınavı hemen başlatsın.

FİİLLERDE KİP (ZAMAN/ANLAM)KAYMASI:Bir kipin kendi anlamı dışında başka bir kipin anlamını verecek biçimde kullanılmasıdır. Kip kayması anlatım bozukluğu değildir. Anlam kaymasına rastlanan başlıca kipler:1. Geniş Zaman Kipi Yerine Şimdiki Zaman Kipi Her gün yedi saat çalışıyorum. (çalışırım)Böyle konuşmalar hoşumuza gitmiyor. (gitmez)Bu adam sürekli bu çocukla dalga geçiyor. ( dalga geçer)2. Öğrenilen Geçmiş Zaman Kipi Yerine Şimdiki Zaman Kipi Dedesi, Balkan Savaşı’nda şehit düşüyor. (düşmüş)Eser, Fransız İhtilali yıllarında yazılıyor. (yazılmış)3. Görülen Geçmiş Zaman Kipi Yerine Şimdiki Zaman Kipi İhtiyarla uzun uzun sohbet ediyor, sonra yola koyuluyoruz. (sohbet ettik, yola koyulduk)

40

Page 41: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

4. Gelecek Zaman Kipi Yerine Şimdiki Zaman Kipi Misafirlerimiz birazdan gidiyorlar. (gidecekler)Bir hafta sonra kitap fuarı açılıyor. (açılacak)5. Gelecek Zaman Kipi Yerine Geniş Zaman Kipi Az sonra gelir Müdür Bey.(gelecek) Bütün dertler biter bir gün. (bitecek)6. Öğrenilen Geçmiş Zaman Kipi Yerine Geniş Zaman Kipi Nasrettin Hoca bir gün gölün kıyısına iner. (inmiş)Fatih, İstanbul’u kuşatır. (kuşatmış)7. Emir Kipi Yerine Geniş Zaman KipiAlışverişinizi yapar yapmaz eve dönersiniz.(dönün) Ankara’ya ulaşınca beni ararsın . (ara)8. Emir Kipi Yerine Geniş Zamanın Soru Şekli Pencereyi açar mısın?(aç) Bir kalem verebilir misiniz? (verin)9. Emir Kipi Yerine Gelecek Zaman KipiÇalışmalar bitince hemen bizi arayacaksın. (ara) Bir daha yalan söylemeyeceksin. (söyleme)10. Gereklilik Kipi Yerine Gelecek Zaman KipiGeç kaldığına göre işi çıkmış olacak. (olmalı)11. İstek Kipi Yerine Emir Kipi Her şey gönlünüzce olsun. (ola)Allah ne muradın varsa versin. (vere)12. Emir Kipi Yerine İstek KipiArkadaşlar, lütfen konuşmayalım. (konuşmayın)

EK EYLEM (EK FİİL)İsim soylu (ad soylu) sözcükleri yüklemleştiren, ayrıca birleşik çekimli (birleşik zamanlı) eylemler oluşturan eke EK EYLEM (EK FİİL) denir.* Ek eylemin olumsuzu “değil” kelimesiyle yapılır.* Ek eylemin ad soylulara ve eylemlere yönelik iki ana görevi vardır.A. EK EYLEMİN İSİM SOYLU (AD SOYLU) SÖZCÜKLERİ YÜKLEMLEŞTİRMESİEk eylem isim soylu (ad soylu) sözcükleri 4 kipte yüklem yapar.1. EK EYLEMİN GÖRÜLEN GEÇMİŞ ZAMANI (i-di):Geçen hafta çok hastaydım. (hasta i-di-m)Aradığım kitap buydu. (bu i-di)Bu, çok çetin bir savaştı. (çok çetin bir savaş i-di) Çay buz gibiydi.(buz gibi i-di)Bunları söyleyen kendisiydi. (kendisi i-di)Durumu iyi değildi. (iyi değil i-di)Yetkili kişi bendim. (ben i-di-m) Dün siz de çarşıdaydınız. (çarşıda i-di-niz) *En iyisi konuşmamaktı.(konuşmamak i-di)*O, içimizde en çok çalışandı. (çalışan i-di)2. EK EYLEMİN ÖĞRENİLEN GEÇMİŞ ZAMANI (i-miş):Bu kitap da 25 TL’ymiş. (25 TL i-miş)Asıl suçlu sizmişsiniz. (siz i-miş-siniz)O cadde trafiğe kapalıymış. (kapalı i-miş)

41

Page 42: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Çocukcağız sabahtan beri açmış. (aç i-miş)Dedesi şu bastonlu ihtiyarmış.( şu bastonlu ihtiyar i-miş)Ağlamakmış oysa sevmek. (ağlamak i-miş)Sevmek diye bir şey varmış, (var i-miş)Sevmek diye bir şey yokmuş. (yok i-miş)3. EK EYLEMİN ŞARTI (i-se):Acı çekmek özgürlükse özgürüz ikimiz de. (özgürlük i-se)Suçlu bensem cezamı çekerim.(ben i-se-m)Hastaysan dışarı çıkma. (hasta i-se-n)Hangi araç hızlı ve güvenliyse onu tercih ederiz. (hızlı i-se, güvenli i-se)Geveze değilsen niye herkes sana kızıyor? (geveze değil i-se-n)4. EK EYLEMİN GENİŞ ZAMANI: Ek eylemin geniş zamanında ek eylem ve geniş zaman eki düşmüştür. İsme eklenen şahıs ekleri ek eylemin geniş zamanını oluşturur.isim ek eylem kip şahısçalışkan i di m (görülen geçmiş zamanı)çalışkan i miş im (öğrenilen geçmiş zamanı)çalışkan i se m (şartı)çalışkan ? ? im (geniş zamanı) (Ek eylemin geniş zaman ekleri)Ben sinirli biriy im . Biz onların kara gün dostuy uz . Düştüğüm yollar gibi sonsuz dur benim tasam.“En ölümsüz eserlerin ilhamı sende dir , En muhteşem kasidelerin kahramanı sın .” --Nerelisin? --Gaziantepliyim.*Ek eylemin geniş zamanı, şimdiki zamanı da ifade eder. Çok yorgun um ve çok aç ım .Çarşıday ız şu an.-Niçin durgun sun ?-Hastay ım . *Ek eylemin geniş zaman eklerinden “-dır/-dir” söylenmeyebilir.“Şu Metris’in önü bir uzun alan (-dır) Bir tek seni sevdim, gerisi yalan.” (-dır)

Bu kitap daha kapsamlı. (-dır)B. EK EYLEMİN BİRLEŞİK ÇEKİMLİ (BİRLEŞİK ZAMANLI) EYLEMLER OLUŞTURMASI Basit çekimli eylemlere “-di, -miş, -se” eklerinin eklenmesiyle BİRLEŞİK ÇEKİMLİ(BİLEŞİK ZAMANLI) eylemler elde edilir. Ek eylem iki kipi birbirine bağlar.*Fiil+kip+şahıs eki : BASİT ÇEKİMLİ (BASİT ZAMANLI) EYLEMtanıyorum (tanı-yor-um), anlatacaksın (anlat-acak-sın), gidebiliriz (gidebil-ir-iz)*Fiil+kip+kip+şahıs eki : BİRLEŞİK ÇEKİMLİ (BİRLEŞİK ZAMANLI) EYLEMtanıyordum (tanı-yor i-di-m), anlatacakmışsın (anlat-acak i-miş-sin), gidebilirsek (gidebil-ir i-se-k)Birleşik çekimli (birleşik zamanlı) eylemler üçe ayrılır:1. HİKÂYE BİRLEŞİK ÇEKİMİ (ZAMANI): Haber veya dilek kipi almış eylemlere görülen geçmiş zaman eki “-dı/ -di”nin eklenmesiyle elde edilir.Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu. (ayır-ıyor i-di) şimdiki zamanın hikâyesiGölgelenmişti kayıtsız uyuyan genç adalar (gölgelen-miş i-di) öğrenilen geç. zamanın hikâyesisöylediydi(söyle-di i-di) görülen geçmiş zamanın hikâyesi ,ağlardım(ağla-r i-di-m) geniş zamanın hikâyesi

42

Page 43: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

sormazdı(sor-maz i-di) geniş zamanın hikâyesiokumalıydın(oku-malı i-di-n) gerekliliğin hikâyesibekleyecektik(bekle-y-ecek i-di-k) gelecek zamanın hikâyesibilseydiniz(bil-se i-di-niz) dilek-şart kipinin hikâyesigitmeyeydin(gitme-y-e i-di-n) istek kipinin hikâyesianlatır mıydı (anlat-ır mı i-di) geniş zamanın hikâyesi2. RİVAYET BİRLEŞİK ÇEKİMİ (ZAMANI): Haber veya dilek kipi almış eylemlere öğrenilen geçmiş zaman eki “-mış/ -miş”in eklenmesiyle elde edilir.*Görülen geçmiş zamanın rivayeti yoktur.Kimseyle konuşmazmış bu adam. (konuş-maz i-miş) geniş zamanın rivayetiHepinizi tanıyormuş kendisi. (tanı-yor i-miş) şimdiki zamanın rivayetigörmüşmüş (gör-müş i-miş) öğrenilen geçmiş zamanın rivayetigidecek miymişiz (git-ecek mi i-miş-iz) gelecek zamanın rivayetisorarlarmış (sor-ar-lar i-miş) geniş zamanın rivayetibekletmeliymişiz (beklet-meli i-miş-iz) gerekliliğin rivayetigörmeseymiş ( gör-me-se i-miş) dilek-şart kipinin rivayeti

3. ŞART BİRLEŞİK ÇEKİMİ (ZAMANI): Haber kiplerine ve gereklilik kipine eklenen “-se/-sa” şart ekiyle elde edilir.*Dilek-şart, istek ve emir kiplerinin şart birleşik çekimi yoktur.“Hayat bıçağın sırtında, Yaşa yaşayabilirsen.” (yaşayabil-ir i-se-n) geniş zamanın şartıyazdıysanız (yaz-dı i-se-niz) görülen geçmiş zamanın şartıgelmişlerse (gel-miş-ler i-se) öğrenilen geçmiş zamanın şartıbiliyorsan (bil-iyor i-se-n) şimdiki zamanın şartıgetirecekse ( getir-ecek i-se) gelecek zamanın şartıbeklersek (bekle-r i-se-k) geniş zamanın şartısormazsan ( sor-maz i-se-n) geniş zamanın şartıgitmeliysek( git-meli i-se-k) gerekliliğin şartıNOT: Birleşik çekimli olmasına rağmen tek zaman kavramı içeren eylemler de vardır. (Bunların biri haber, biri dilek kipi olmalıdır.)gittiyse (git-ti i-se) sormalıymış (sor-malı i-miş)

*Üç kip yan yana gelirse Katmerli Birleşik Çekim oluşur.gitmeyecektiysen (git-me-y-ecek i-di i-se-n) gelecek zamanın hikâyesinin şartıbiliyormuşsa (bil-iyor i-miş i-se) şimdiki zamanın rivayetinin şartı

***Ek eylemin geniş zaman eklerinden “-dır/-dir” çekimli eylemlere eklendiğinde olasılık veya kesinlik anlamı sağlar ve birleşik çekim oluşturmaz.Bu durumu kendisi de biliyor dur .(olasılık )Dersimiz burada sona ermiş tir .(kesinlik)

43

Page 44: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

EYLEMSİLER (FİİLİMSİLER)Fiil kökenli olduğu hâlde isim, sıfat ve zarf görevinde kullanılan kelimelerdir.*Fiilden türeyen her isim, sıfat ve zarf eylemsi değildir.*Eylemsiler eylem özelliğini tam yitirmemiş sözcüklerdir.*Eylemsilerin özel ekleri vardır. Bu ekleri alan eylemler eylemlikten çıkar, eylemsi; yani ad soylu sözcük olur.*Eylemsiler birleşik cümleler oluşturur, eylemsi yan cümleciğin yüklemi olur. *Eylemsinin içinde bulunduğu öge yan cümleciktir.*Eylemsiler olumsuzluk eki olarak “-me/-ma” alabilir.*Eylemsiler isimler gibi ek eylemle yüklemleştirilir.*Eylemsiler üç grupta incelenir:

1.İSİM-FİİLLER (AD-EYLEMLER/ MASTARLAR): Fiil kök ya da gövdelerine eklenen “-ma, -ış, -mak” ekleriyle elde edilir. *Bunlar yarı isim, yarı fiildir.*İsim-fiiller yapılan işin yani eylemin adıdır.*Ad-eylemler hâl, iyelik, çoğul ve ilgi eklerini alabilir.Sabahları sahilde bir başına yürümek onu rahatlatıyormuş. Bunları düşünmeye vaktim yok.Seninle uğraşmaktan bıktım.Bugün bizi aramasını beklemiyorduk zaten.Nehrin akışını izliyorum.Düğününe bizi çağırmayışının nedenini biliyorum.Buradan uzaklaşmanızı istiyor.Olayları çarpıtarak anlatışı hepimizi çileden çıkardı.

44

Page 45: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Arkadaşım sebepleri sıralayışınıza çok kızdı.Sizi daha sabırlı olmaya davet ediyorum.Konuşmak istemiyorum. Bugün bu konuyu burada seninle konuşmak istemiyorum.

NOT: İsim-fiil ekleri kalıcı isim yapmışsa bunlar eylemsi sayılmaz.Broşürleri danışmaya bıraktım. (kalıcı isim) Sana bir şeyler danışmaya geldim. (isim-fiil)Karın yağışı hızlanıyor. (isim-fiil)Metrekareye düşen yağışı hesapladık. (kalıcı isim/ kar, yağmur)vb.Yaşasın yemek yemek. “Yaşasın yemek (kalıcı isim) yemek(isim-fiil).”Kazmayla şurayı kazmaya başla. “Kazmayla(kalıcı isim) şurayı kazmaya(isim-fiil) başla.”

KALICILIĞA UYGUN KELİMELER: haşlama, kızartma, kavurma, kıyma, sarma, dolma, dondurma, gözleme, yuvarlama, dövme, asma, basma, yazma, doğrama, pastırma(bastırma), çakmak, görüş(fikir), anlayış (zihniyet)

NOT: İsim-fiil eklerinden -me/-ma sıfat yapmışsa bunlar da eylemsi sayılmaz.burma kadayıf, süzme yoğurt, asma tavan

2.SIFAT-FİİLLER (ORTAÇLAR): Fiil kök ya da gövdelerine eklenen“-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ekleriyle elde edilir. *Bunlar yarı sıfat, yarı fiildir.*Cümlede çoğunlukla sıfat görevinde kullanılır.Yaşlı adam titreyen elini masaya uzattı.Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun.Bu habere sevinen köylüleri görmeliydiniz. Boyu devrilesi adam bizi kandırmış.“Bir kaza kurşunu her yerde bulur Süvarisiz şaha kalkan atları.”“Bakarım bakarım sılam görünmez,Yıkılası dağlar var aramızda.”Kör olası gurbet derde düşürdü bizi.Öpülesi elleri var.Ürünleri kırılmaz plastikten yapmışlar.Bugün aşılmaz dağları aşacağız.Kâğıtlara anlaşılmaz cümleler yazmıştı.Görünmez bir kazaydı bu.Yenir yutulur sözler söylemedi ki.Anlaşılır şey değil.Beklenmedik durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bir çıkar yol bulmalıyız. Çalıştığınız ortamda takdir edilmelisiniz.Üzülecek bir durum yok.Size çalışacağınız konuları söyleyeyim.Benim de unuttuğum şeyler var. Panoya asılacak kâğıtları getir bana.Hurdaya çıkmış gemiler vardı burada.“Çocuklara açar mağaraları Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler.”

45

Page 46: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

NOT: Sıfat-fiiller adlaşmış sıfat olarak kullanılabilir.Alışılmışın ötesinde bir durumdu bu. (alışılmış durumların)Umarım korktuğunuz başınıza gelmez. (korktuğunuz olay)Bu adamı tanıyan var mı?(tanıyan kişi)Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer. (umduğu yiyeceği, bulduğu yiyeceği)

3.ZARF-FİİLLER (BAĞ-FİİLLER/ULAÇLAR): Fiil kök ya da gövdelerine eklenen “-e/-a, -ıp, -ınca, -arak, -dıkça, -madan, -maksızın,-alı, -ken,-dığında, -casına, -r…-mez, -dı mı” ekleriyle elde edilir. Bunlar yarı zarf, yarı fiildir.*Cümlede sadece zarf görevinde kullanılır.Okula saat sekize on kala geldim.Bir yolunu bulup anlatmalısın her şeyi.Okula saat sekizi çeyrek geçe geldim. Bilgileri özümseyip kullanırız.Niye ders çalışmıyorsun diye bana bağırdı.Gördükçe seni tazelenir sanki hayatım.Adam gözümün içine baka baka yalan söylüyor. Cevabı bulunca sevindim.Güle oynaya kabul eder bu işi.Sınıftan pencereleri kapatıp çıkın. Merdivenlerden yuvarlanınca kolunu kırmış.Deli deliyi görünce değneğini saklar. Bir ağaca yaslanarak uyudum. Kahve içerek uykumu dağıtıyorum.Tepeden göle doğru daralarak inen bir yol vardı.Bu semte taşınalı işleri iyiymiş.Arkadaşlarımla konuştukça açılıyordum. Görüşmeyeli üç yıl olmuş.Ödevini bitirmeden çıkamazsın dışarı.7 saatlik yolu mola vermeksizin aşmışlar.Hiçbir cümleyi yorumlamaksızın geçmezdi.Uçak bileti bulamadığından İstanbul’a gidememiş. Hırsızı öldürürcesine dövmüşler.Babam geldiğinde uyumak üzereydim.Birbirleriyle konuştuklarında iyice saçmalıyorlar.Yayladan inerken bir güzel gördüm.İnsanları aşağılarcasına konuşmayın.Haber alır almaz yola çıktık.Sıcaklar başladı mı tadı tuzu kalmaz buraların.

“Kimi yerden kimi gökten üşüşüp her kapıya Giriyor birbiri ardınca ilahi yapıya.” (ardınca zarftır ama zarf-fiil değildir) Ona bütün ömrünce destek olduk(ömrünce zarftır ama zarf-fiil değildir)

NOT: İsim-fiiller olumsuz fiil ve işteş fiille karıştırılmamalıdır. Kimseye açıklama olayın nedenini. (olumsuz fiil) Bize bir açıklama yapın. (isim-fiil)İki lider dün yine atıştı. (işteş fiil)Bu, başarısız bir atıştı. (isim-fiil)

46

Page 47: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Sıfat-fiil ekleri kip ekleriyle karıştırılmamalıdır. Sonunda kabul edilir bu tasarı. (geniş zaman kipi)Kabul edilir bir durum değil bu. (sıfat-fiil)İyi pişirilmemiş bu yemek.(öğr. geç. zaman kipi) İyi pişirilmemiş bir yemekti. (sıfat-fiil)Atılacak buradaki eşyalar. (gelecek zaman kipi)Atılacak eşya mı bunlar? (sıfat-fiil)Çalmadık kimsenin kapısını. (gör. geç. zaman kipi) Çalmadık kapı bırakmadık. (sıfat-fiil)Çıkmaz bu sokak hiçbir yere. (geniş zaman kipi)Çıkmaz bir sokağa girmişiz. (sıfat-fiil)

EKLER *Sözcüklerin kök ya da gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara değişik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten seslere EK denir.*Ekler çekim ekleri ve yapım ekleri olmak üzere ikiye ayrılır.

ÇEKİM EKLERİ İSİM ÇEKİM EKLERİ FİİL ÇEKİM EKLERİ1.Hâl Ekleri 1.Kip Ekleri2.İyelik Ekleri 2.Şahıs Ekleri3.İlgi Eki 3.Olumsuzluk Eki4.Çoğul Eki5.Eşitlik Eki

YAPIM EKLERİ1.İSİMDEN İSİM YAPAN EKLER2.İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER3.FİİLDEN İSİM YAPAN EKLER4.FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER

ÇEKİM EKLERİ47

Page 48: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Kelimelerin cümle içinde kullanımını sağlayan, onlara işlerlik kazandıran eklerdir. Bunlar eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez yani yeni bir varlık ya da kavram türetmez.A. İSİM ÇEKİM EKLERİ: 1. HÂL EKLERİ(AD DURUM EKLERİ): İsmin 5 hâli vardır.a. İsmin -i Hâli (Belirtme Durum Eki): Belirtili nesne oluşturan ektir. Eylemin neyi etkilediğini belirtir.Buradaki tüm kitapları ben getirdim.Seni bekliyorlar.Olayı anlatsın bize.Kapatıver şu radyoyu.Okula gelmeyeceğini söylemişlerdi.**İsmin -i hâliyle iyelik eki karıştırılmamalıdır. Çocuğu hastalanmış. (iyelik eki)Çocuğu hastaneye götürmüş. (hâl eki)b. İsmin -e Hâli (Yönelme/Yaklaşma Durum Eki): Temel olarak yönelme yani yer bildirir. Dolaylı tümleç oluşturur.Şu tepelere bakın. (yönelme-yer-dolaylı tümleç)Kimse dışarıya çıkmasın. (yönelme-yer-dolaylı tümleç)Sana birkaç kitap vereceğim. (yönelme-kişi-dolaylı tümleç)

**-e hâl eki farklı anlamlar da sağlar.Bu konuyu haftaya görüşelim. (zaman)Kitabı 25 TL’ye aldım. (miktar)Hâlini hatırını sormaya geldik. (amaç)Boşuna çekilmedi bunca acı.(durum)*Deyim içinde kullanılabilir: cana yakın, ele avuca sığmaz*İkileme oluşturabilir: dişe diş, göze göz, başa baş, baş başa*Sıfat yapım eki olarak kullanılabilir: ölümüne sevda

c. İsmin -de Hâli (Bulunma Durum Eki): Temel olarak bulunma yani yer bildirir. Dolaylı tümleç oluşturur.Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta. (bulunma-yer-dolaylı tümleç)Evde daha verimli çalışıyorum. (bulunma-yer-dolaylı tümleç)**-de hâl eki farklı anlamlar da sağlar.Saat 18.00’de gelirim. (zaman)Piyesi ayakta alkışladılar. (durum)Geçiyor önümden sirenler içinde (durum)Ah, eller üstünde, çiçekler içinde (durum)**-de hâli sıfat yaparsa yapım ekine dönüşür: sözde özne, gözde futbolcu

d. İsmin -den Hâli (Ayrılma/Çıkma Durum Eki): Temel olarak ayrılma, çıkma yani yer bildirir. Dolaylı tümleç oluşturur.Romandan birkaç paragraf aldım. (ayrılma/çıkma-yer-dolaylı tümleç)Durakta otobüsten üç kişi indi. (ayrılma/çıkma-yer-dolaylı tümleç)Fransa’dan geliyor bu araçlar. (ayrılma/çıkma-yer-dolaylı tümleç)**-den hâl eki farklı anlamlar da sağlar.Uçak alçaktan uçuyor. (durum)Yorgunluktan adım atamıyorum.(neden) Bir ay doğar ilk akşamdan, geceden (zaman) Aniden karar verdik. (durum)**-den hâl eki tamlayan eki (-ın/-in) görevinde kullanılabilir.

48

Page 49: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

aşağıdakilerden hangisi,bunlardan birini**-den hâli sıfat yaparsa yapım ekine dönüşür:sıradan insanlar, sudan bahaneler,uzaktan akraba, toptan eşya

e. İsmin Yalın Hâli: İsmin -i, -e, -de, -den hâl eklerini almamış hâlidir. Yalın durumdaki isimler yapım eki, çoğul eki, iyelik eki, ilgi eki, eşitlik eki alabilir.elbise, çocuklar, düşüncesi, konunun, ayrıntıları, boyca, korkum, çiçek, kâğıt vb.

2. İYELİK (AİTLİK, SAHİPLİK, TAMLANAN)EKLERİ: Varlık ya da kavramın kime ait olduğunu belirten ektir.Kardeş-im / -imiz

-in / -iniz-i / -leri

korku-m /-muz -n / -nuz -su/-larıSınavın erteleneceğini söylediğimi hatırlamıyorum.

3. İLGİ (TAMLAYAN) EKİ: Tamlamalarda tamlayanın aldığı ektir. Başka bir varlığı gerektiren ektir. (-ın/ -in/ -un/ -ün, -nın/ -nin/ -nun/ -nün, -im)gazetenin tirajıhikâyenin kahramanıbenim dostlarımbizim işimizkonunun detayları4. ÇOĞUL EKİ(-ler,/-lar): göller, dağlar, insanlar, fikirler, canlılar, sorular vb.

5. EŞİTLİK EKİ (-ce/ -ca): Çok değişik anlamlar sağlayan bir ektir.bence (-e göre/görecelik)boyca(karşılaştırma)heyetçe(tarafından)ailece (birlikte)B. FİİL ÇEKİM EKLERİ: 1. KİP EKLERİ: Haber ve dilek kipi ekleri.2. ŞAHIS(KİŞİ)EKLERİ: Eylemi yapanı belirten ektir.Gör-dü-m/ -k

-n/ -nüz ---/ -ler

anlat-ıyor-um/ -uz -sun/-sunuz --- / -lar3. OLUMSUZLUK EKİ (-me/ -ma): sor-ma-dı-lar, iste-mi- yor-uz, git-me-sin vb.

YAPIM EKLERİ49

Page 50: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

İsimlere ya da fiillere eklenerek bunlardan yeni isimler ya da fiiller türeten eklerdir. Bunlar eklendiği kelimenin anlamını değiştirir.1. İSİMDEN İSİM YAPAN EKLER: -lık/-lik: çamlık, tuzluk, gözlük, varlık, benlik vb.-lı/-li: canlı, sinirli, hızlı, tatlı, haklı, Osmanlı, köylü vb.-cı/ -ci: işçi, kiracı, sanatçı, yolcu, boyacı, tamirci, fırıncı vb.-sız/-siz: anlamsız, suçsuz, yüzsüz, tuzsuz, görgüsüz vb.-ki: (sıfat yapan ki) dünkü sınav, akşamki program, defterdeki yazılar vb.-ce/-ca: Almanca, Arapça; karaca, kokarca, delice(kuş cinsi); Çamlıca, Kanlıca, Sütlüce, Kaynarca vb.-ek/-ak: topak, solak, benek, yanak, başak vb.-deş/-daş: sesteş, kökteş, yoldaş, meslektaş, addaş (adaş), sırdaş vb.-ncı/-nci: birinci, ikinci, altıncı, onuncu, ellinci vb.-er/-ar: birer, üçer, yedişer, onar vb.-leyin: geceleyin, sabahleyin vb.-cıl/-cil: evcil, ölümcül, etçil, otçul, bencil, balıkçıl vb.-cık/-cik: bademcik, maymuncuk, gelincik, arpacık vb.-gil: dayımgil, amcamgil, halamgil, teyzemgil vb.-tı/-ti: gürültü, gümbürtü, fısıltı vb.-z: ikiz, üçüz vb.-sel/-sal: evrensel, toplumsal, kumsal, sanatsal, yöresel vb.-ıt/-it: yaşıt, eşit vb.

2. İSİMDEN FİİL YAPAN EKLER: -le-/-la-: izle-, azarla-, patla-, suçla-, gözle-, başla-, topla- vb.-el-/-al-: daral-, çoğal-, azal-, düzel-, yönel-, dikel- vb.-l-: incel-, sivril-, kısal-, doğrul-, küçül-, alçal-, yüksel- vb.-e-/-a-: türe-, yaşa-, boşa-, oyna-, kana- vb.-er-/-ar-: yaşar-, ağar-, morar-, sarar- (sarı-ar-) , kızar- (kızıl-ar-), yeşer- (yeşil-er) vb.-ık-/-ik-: acık-, gecik-, birik-, gözük- vb. -de-/-da-: fısılda-, patırda-, çatırda- vb.-se-/-sa-: susa-, garipse-, önemse-, umursa- vb.-mse-/-msa-: benimse-, azımsa-, özümse-, kötümse-, küçümse- vb.-leş-/-laş-: iyileş-, uzaklaş-, güzelleş-, aptallaş- vb.-len-/-lan-: huylan-, sinirlen-, hızlan-, canlan-, evlen-, uslan, içlen-, kirlen- vb.-kır-/-kir-: fışkır-, püskür-, tükür- vb.

3. FİİLDEN İSİM YAPAN EKLER: Eylemsi eklerinin hepsi bu gruba dâhildir.-m/-ım/-im: yem, tanım, giyim, alım, satım, kesim, bölüm, çekim, ölüm, açılım, uçurum vb.-k/-ık/-ik: elek, soğuk, tarak, bellek, yanık, sanık, sapık, kırık, boğuk, bölük, kesik, soluk(nefes), soluk(solgun) vb.-ek/-ak: korkak, ürkek, batak, konak, sapak, durak, uçak, bıçak, dönek, saçak vb.-ın/-in: akın, gelin, tütün, yazın (edebiyat) , basın, yayın vb.-gı/-gi: sevgi, algı, baskı, keski, atkı, içki, vurgu, görgü, salgı, tutku, uyku, askı, yenilgi vb.-gın,/-gin: sürgün, dalgın, keskin, etkin, seçkin, baskın, bilgin, durgun, solgun, yangın vb.-gıç/-giç: bilgiç, dalgıç, başlangıç vb.-ga/-ge: dalga, bilge, bölge, süpürge vb.-gan/-gen: sıkılgan, yapışkan, üretken, çekingen, atılgan vb.-gaç/-geç: yüzgeç, süzgeç, kıskaç, solungaç vb.-ı/ -i/ -u/ -ü: yazı, soru, duyu, bölü, artı, tartı, ölü, bakı, veri, sürü, korku vb.-ıcı/-ici: alıcı, verici, kesici, bölücü, yırtıcı, bakıcı, görücü, öğrenci, dilenci, patlayıcı vb.-ç: inanç, sevinç, utanç, iğrenç vb.

50

Page 51: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

-ntı/-nti: akıntı, çıkıntı, sızıntı, üzüntü, kesinti, kırıntı vb.-men/-man: seçmen, yazman, sayman, göçmen, öğretmen, okutman, yönetmen vb.-r/-er/-ar/-ır/-ir: gelir, gider, yazar, okur, çıkar, Yaşar, Güler vb.-mış/-miş: dolmuş, geçmiş, yemiş vb.-ecek/-acak: gelecek, yiyecek, içecek, yakacak, giyecek vb.-tı/-ti: belirti, kızartı, morartı, bağırtı vb.-ıt/-it: yapıt, kesit, anıt, yazıt, dönüt, kanıt vb.-amak: basamak, kaçamak vb.-enek/-anak: gelenek, görenek, olanak, tutanak, sağanak, değnek vb.-mece/-maca: bilmece, bulmaca, çekmece vb.-sı/-si: giysi, sinsi, yatsı, tütsü vb.-sel/-sal: işitsel, görsel, uysal vb.

4. FİİLDEN FİİL YAPAN EKLER: -n-: beklen-, okun-, taşın-, sürün-, çekin-, takın-, bilin- -l-: atıl-, çekil-, seçil-, asıl-, tutul-, içil-, vurul- vb.-ş-: ağlaş-, bekleş-, kaçış-, buluş-, dövüş-, itiş- vb.-ır-/-ir-: içir-, kaçır-, geçir-, uçur-, doğur-, duyur- vb.-er-/-ar-: kopar-, gider-, çıkar- vb.-t-: arat-, tanıt-, okut-, beklet-, ağlat-, kızart-, belirt- vb.-dır-/-dir-: aldır-, yedir-, öldür-, güldür-, sevdir- vb.-ele-/-ala-: kovala-, itele-, silkele-, tepele- vb.

SÖZCÜK YAPISISözcükler yapısına göre basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üç grupta değerlendirilir.A.BASİT SÖZCÜK: Yapım eki almamış sözcüktür. Basit sözcükler çekim eki alabilir. Çekim eki kelimenin basitliğini bozmaz.dostlarımı, şunlara, hüznümüzden, çok, iyi, sordum, anlıyordum vb.

B.TÜREMİŞ SÖZCÜK: En az bir yapım eki almış sözcüktür.duyularımız, etkisini, sanatçılardan, yolluk, büyükler, sanılıyor, aşılmaz, kanamıştı vb.

C.BİRLEŞİK SÖZCÜK: Birden fazla sözcüğün birleşmesiyle oluşan sözcüktür.51

Page 52: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

ayakkabılarını, aşevi, Güvenevler’de, birkaç, arz ederim, alabilirsin vb.

YAPI BAKIMINDAN İSİMLER1.BASİT İSİMLER: güllerden, aranızda, gazeteye, caddeler, hayallerim, parklara, insan… 2.TÜREMİŞ İSİMLER:İsimden: tuzluğu, işsizlik, İngilizceden, yoldaşınız, peynirciler vb.Fiilden: duygularınız, kesintisi, korkumuz, ışığı, soygundan vb.Yansımadan: çıtırtı, horultu, cızırtı, gürültü, düdük vb.3.BİRLEŞİK İSİMLER:a. isim + isim: atasözü, denizaltı, devetabanı, karnıyarık, aslanağzı, Edirnekapı(sı), iş yeri vb.b. sıfat + isim: kırkayak, karafatma, ilköğretim, açıkgöz, anayasa, karabiber, başhakem vb. c. isim+ fiil: gecekondu, mirasyedi, kuşkonmaz, imambayıldı, külbastı, hünkârbeğendi, albeni d.fiil+fiil: biçerdöver, uyurgezer, dedikodu, çekyat, tutkal, verkaç, kapkaç, vurdumduymaz vb.e. isim+ eylemsi: kardelen, gökdelen, cankurtaran, dalgakıran, ağaçkakan, saçkıran vb.f. yansımalarla: çıtçıt, cızbız, fırfır, el gırgırı, fiskos vb.

YAPI BAKIMINDAN SIFATLAR1. BASİT SIFATLAR: eski evimiz, dar sokaklar, mavi gömlek, basit konular vb.2. TÜREMİŞ SIFATLAR:İsimden: elbiselik kumaş, farklı görüşler, şakacı biri, tatsız bir şey vb.Fiilden: büyük şirketler, soğuk ayran, durgun sular, kanayan yara, seçilmiş bir topluluk vb.3. BİRLEŞİK SIFATLAR: özverili bir insan, dürüstlük abidesi bir arkadaş, Japon malı saat, siyah montlu çocuk, orta yaşta biri, herhangi bir iş yeri, saçı sakalı birbirine karışmış bir adam, daha geniş olanaklar, en kötü ihtimal vb.

YAPI BAKIMINDAN ZARFLAR1. BASİT ZARFLAR:Buraya çabuk gelin. İstediklerinizi hemen hazırlarım. Fazla yormayın kendinizi.Yeni konuştum onunla. Az uğraşmadım bu işle. Demin buradaydı.Konu yarın görüşülecek.2. TÜREMİŞ ZARFLAR: Araç hızlı gidiyordu. Onunla sabahleyin tartıştık. Yazın İstanbul’a gideceğim. Bizi soğuk karşıladılar. Düşünerek konuşmalısın.İçeri girin.3. BİRLEŞİK ZARFLAR:Niçin konuşmuyorsun? Bugün moralim bozuk. Nasıl anladın yalan söylediğini?Sabredin siz de biraz. Adam birdenbire ortadan kayboldu. Böyle konuşma. 4. GRUPLAŞMIŞ (ÖBEKLEŞMİŞ) ZARFLAR:İnsanları rahatsız etmeden çalışın. Öğleye doğru yağmur başladı.Pencereleri birer birer kapatıp çıktım dışarı. Zaman zaman tartışıyoruz.Kendisi birkaç gün aradan sonra gelmişti buraya.

YAPI BAKIMINDAN EYLEMLER1. BASİT EYLEMLER: okumuştum, taşıyacağız, anlıyor musun, görmedim, durursan vb.2. TÜREMİŞ EYLEMLER:İsimden: çoğaldı, birikmiş, küçülüyor, alçaldı, yaşıyoruz, izledim, boşamış vb.Fiilden: kopardık, kaçırmayın, ağlaşıyor, açılmış, giyindim vb.Yansımadan: fısıldadı, cızırdıyor, patladı, gümbürdedi, hıçkırıyor vb.3. BİRLEŞİK EYLEMLER: Üç grupta incelenir:A.KURALLI (ÖZEL) BİRLEŞİK EYLEMLER: İki eylemin birleşmesiyle oluşan eylemlerdir. Bunlar kendi içinde dörde ayrılır. Bunların hepsi bitişik yazılır.A1. Yeterlik Eylemi(-ebil-): Eyleme yeterlilik anlamı kazandıran eylemdir.Bilgisayarda program yapabiliyorum.

52

Page 53: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Dün yirmi beş sayfa yazabilmiş.Dağın zirvesine iki saatte tırmanabildik.Uçağa yetişebilmişler mi?Bu kadar eşyayı taşıyabilir mi bu çocuklar?Çözebildin mi tüm soruları?** Yeterlik eylemi değişik anlamlar da sağlar.Yağmur yağabilir bugün. (olasılık)Dışarı çıkabilir miyim? (izin isteme)

** Yeterlik eyleminin olumsuzunda “-ebil-” kullanılmaz, bunun yerine “-eme-” kullanılır. ** Yeterlik eyleminin olumsuzu da birleşik eylem sayılır.Soruların çoğunu çözememiş. Yazılıya çalışamadım hiç. At, fazla yüke dayanamadı.Bahçede göremedik seni.Arkadaşının düğününe gidememiş.Hiçbir şey soramadım kendisine. * Yarın gelemem. (kesin yetersizlik)*Yarın gelmeyebilirim. (isteğe bağlı yetersizlik)*Yarın gelemeyebilirim. (ihtimalli yetersizlik)A2. Tezlik Eylemi(-iver-): Eyleme çabukluk anlamı kazandıran eylemdir. *Beklenmezlik anlamı da bu eylemle sağlanır.Tamirci, bozuk arabayı çalıştırıverdi. Romanı bir gecede bitirivermiş.**Sempozyumdaki katılımcı konuşmayıverdi. (beklenmezlik)**O anda gözyaşlarım boşanıverdi. (beklenmezlik)**Bugün de maça gitmeyiver. (önemsizlik)**Bana bir bardak su getiriver. (tezlik+ rica)A3. Yaklaşma Eylemi(-eyaz-): Eylemin gerçekleşmek üzere olduğunu ancak gerçekleşmediğini belirten eylemdir. Olumsuzu yoktur.Otobüs buzlanmış yolda devrileyazdı.Adam havuzda boğulayazmış.Ayağım kayınca düşeyazdım.A4. Sürerlik Eylemi(-egel-, -edur-, -ekal-): Eylemin sürekliliğini belirten eylemdir. Olumsuzu yoktur.Filozoflar yanlış anlaşılagelmiştir.Töreler böyle süregelmiş.Bakakalırım giden geminin ardından.Burada bekleyedurun.

B. YARDIMCI EYLEMLE KURULAN BİRLEŞİK EYLEMLER: Bir isim ve bir yardımcı eylemden oluşan birleşik eylemlerdir.Yardımcı Eylemler: “et-, ol-, eyle-, kıl-, buyur-”Kendisine teşekkür ettim.Sen de onu razı edersin.Orayı hemen terk ettik.Bize yardımcı olmadınız.Güneş, bulutlar arasında kayboldu.Bu dert beni iflah etmez, del’eyler.Sevdan beni kül eyledi.

53

Page 54: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Seyreyledim eşkâl-i hayatı.Bu programda ben yetkili kılındım.Sonunda böyle karar kıldık.Kabul buyurursanız memnun oluruz.Lütuf buyurdunuz efendim.Not: Yardımcı eylemler bazen asıl eylem olarak kullanılır.Bu araba 50.000 TL etmez. (değmez)Ben ettim, sen etme. (yaptım, yapma)Güzelliğin on para etmez.(değmez)Kayısılar henüz olmamış. (olgunlaşmamış)Yarın burada olurum. (bulunurum)Hüseyin Bey’in bir kızı olmuş. (doğmuş)İyi sütlaç olur bu sütten. (yapılır)Sofraya buyurun. (gelin)

C. ANLAMCA KAYNAŞMIŞ BİRLEŞİK EYLEMLER: Belli bir yardımcı eylemi olmayan, sözcüklerin kendi anlamları dışında bir anlam verecek biçimde kaynaştıkları birleşik eylemlerdir. Bunların çoğu deyimlerdir.Bizi ele vermeyesin.Olanları duyan abim ateş püskürdü.Müdür, işçilere göz açtırmıyor.akla karayı seç-, ileri sür-, varsay-, vazgeç-, başvur-, elver-, tepesi at-, ağzını ara-, yüz ver-, düşünmeye başla-…

NOT: Özel anlamlı birleşik eylemler de vardır.İSTEKLENME EYLEMİ(-esi gel-): O hâlinizi görünce gülesim geldi. BEKLENMEZLİK EYLEMİ(-eceği tut-): Ders çalışacağı tuttu arkadaşınızın.BAŞLAMA EYLEMİ(-ir ol-, -mez ol-): Hâlimi hiç sormaz oldun.

Her işe çocuklar karışır oldu.BİTİRME EYLEMİ(-miş ol-): Bir kere söz vermiş olduk.

O kadar güzel fırsatı kaçırmış oldular.YELTENME EYLEMİ(-ecek ol-): Gereksiz konuşunca kendisine bağıracak oldum.SANMA EYLEMİ(-yor olmalı, -miş olmalı): Ders çalışıyor olmalı.

Ankara’ya ulaşmış olmalılar.OLUP BİTME EYLEMİ(fiil+ gitti): Tüm eşyaları sattım gitti.SONUÇLAMA EYLEMİ(-e gör-, -e görsün): Bir kere sevdaya tutulmaya gör

Ateşlere yandığının resmidir.

KELİME GRUPLARI(SÖZCÜK ÖBEKLERİ)En az iki sözcükten oluşan kelime grubudur. Bir varlığı, bir kavramı, bir durumu veya bir eylemi karşılamak için belli kurallara göre oluşan kelime topluluğuna KELİME GRUBU (SÖZCÜK ÖBEĞİ) denir.1. TAMLAMA GRUPLARI:A. İSİM TAMLAMALARI: Aralarında anlamca ilgi bulunan iki ismin oluşturduğu söz grubudur. sınıfın başarısı, fabrika işçileri, kiraz ağacının yapraklarına, selvi boy, plastik şişe…B. SIFAT TAMLAMASI:beyaz gömlek, uzak semtlerde, ılık hava, üç kişi, yalan yanlış ifadeler, her yıl, bu kitap, üçer soru, hangi öğrenci…

54

Page 55: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

2. EDAT GRUBU(EDAT ÖBEĞİ): Bir edatla bir veya birkaç ismin oluşturduğu söz grubudur. Bu öbekler cümlede sıfat veya zarf görevinde kullanılır. Buz gibi ayranlar içerdik yaylada. (edat öbeği sıfat görevinde) Kendisini bugüne kadar hiç üzmedik. (edat öbeği zarf görevinde)Saatler süren bir çalışmadan sonra buldular arızayı. (edat öbeği zarf görevinde)Okul bahçesinde otuz kadar öğrenci vardı. (edat öbeği sıfat görevinde)İngilizce öğrenmek için yurt dışına gidecekmiş. (edat öbeği zarf görevinde)3. ZARF GRUBU: Birden fazla kelimeden oluşan zarflardır.Kırk yılda bir söz dinle. Yarın akşam sınıfça tiyatroya gideceğiz.4. SIFAT GRUBU: Sıfat görevinde bulunan söz öbeği kendi içinde isim tamlaması, sıfat tamlaması, ikileme, pekiştirilmiş sıfat, derecelendirilmiş sıfat gibi özellikler taşıyorsa, bu sıfata “birleşik sıfat” ya da “sıfat grubu” denir.Uzun boylu bir öğrenci seni sordu. Çok çalışkan bir kadındır o.Güzel mi güzel bir şiir yazmış. İrili ufaklı evler dağın yamacına dizilmişti.Roman daha etkili bir türdür. Kırk yıllık komşumuzdur onlar.5. BAĞLAMA GRUBU(BAĞLAÇ GRUBU): Bir bağlaçla birbirine bağlanan iki veya daha fazla isim unsurundan meydana gelmiş kelime gruplarıdır. Bağlama grupları cümlede isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.Kırmızı ve Siyah, babalarla oğulları, olmak veya olmamak, Ayaşlı ve Kiracıları, çalışkan fakat şanssız, hem annem hem babam hem de kardeşim, eli de ayağı da,ne sevinç ne üzüntü, ya bunu ya şunu ya da onu...* İçinde ikiden fazla isim bulunan bağlama gruplarında “ve” bağlacı son iki ismin arasında yer alır. Okumak, anlamak ve uygulamakUfak tefek, sinirli ve inatçıDağ, deniz ve ova... *Bu grupta isim unsuru, kelime grubu olabilir. Ne gülen ne el sallayan ne de bir çift lâf eden oldu.İçeri girmek ve annesinin niçin kovulduğunu sormak istedi.Gelenekler, arkasından başkaları geldiği için ve kendilerine ihtiyaç kalmadığı için giderler. (Beş Şehir)

6. ÜNLEM GRUBU: Bir ünlemle bir isim unsurundan oluşan kelime gruplarıdır.Ey Türk gençliği! A canım!, be kardeşim!, bre yalan dünya!, hey çocuklar!Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!; Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

7. UNVAN GRUBU: Bir kişi ismiyle bir unvan veya akrabalık isminden meydana gelen kelime gruplarıdır.Bilge Kağan, Bayındır Han, Osman Gazi, Hasan Paşa, Ali Bey, Şinasi Efendi, Kemal Ağa, Nigâr Hanım... Zafer yolunda unutamayacağım yüzlerden biri, Hatice Nine'nin yüzüdür.

8. BİRLEŞİK FİİL GRUPLARI:a. KURALLI BİRLEŞİK FİİLLER: İki eylemin birleşmesiyle oluşur. * Yeterlik Eylemi(-ebil-): taşıyabilirler, gidebilirim, alabilirsin…* Tezlik Eylemi(-iver-): çalıştırıvermiş, getiriver, uçuverdi… * Yaklaşma Eylemi(-eyaz-): düşeyazdım, boğulayazmış…* Sürerlik Eylemi(-edur-, -ekal-, -egel-): bakakalırım, bekleyedurun, süregelmiş…b. YARDIMCI EYLEMLE KURULAN BİRLEŞİK FİİLLER(et-,ol-,eyle-,kıl-,buyur-):teşekkür ettim, kaybeder, hapsolursunuz, razı olmaz, terk eyledik, karar kılarız, kabul buyurdular…c. ANLAMCA KAYNAŞMIŞ BİRLEŞİK FİİLLER: başvurmalısınız, vazgeçmeyin, ileri sürdüler, ağzını aradık, tepemi attırdılar… 9. EYLEMSİ GRUPLARI:

55

Page 56: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

a. İSİM-FİİL GRUBU: Bir isim-fiil ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan sözcüklerin veya sözcük gruplarının oluşturduğu yeni gruptur. Her sabah parkta biraz yürümeye karar verdim.Ünlü sanatçının, ödül törenine gelmemesine çok kırıldık.Küçük çocuk, buradan trenlerin geçişini seyrederdi. Yoldaki çukurların kapatılmayışı trafiği felç etti.b. SIFAT-FİİL GRUBU: Bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına sıfat-fiil grubu denir.Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun.Ocağın sönmeye yüz tutan ateşine baktı.Rakibi, yenir yutulur lokma değildi.Akla sığmaz başarılar elde ettiler.Adam olacak öğrenci, çalışmasından bellidir.Akla gelebilecek tüm soruları hesaba kattık.Ele alınmadık sorun kalmadı.Kör olası hastalık belimi büktü.c. ZARF-FİİL GRUBU: Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir.Gürültüye aldırmadan işiyle meşgul oluyordu.Gün ağarırken düştük tarla yollarına.Ankara’ya tüm belgeleri tamamlayıp gideceksin.Gün ağarır ağarmaz yola çıktılar. Gördükçe seni tazelenir sanki hayatım.

10. SAYI GRUPLARI: Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur.* Genellikle ara sayılar sayı grubudur.Bir, beş, on, yüz, bin, milyon… (sayı ismi)İki yüz, beş bin, otuz milyon… (sıfat tamlaması)On bir, doksan iki, yüz elli dört…(sayı grubu)*Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur. İkiden fazla kelime bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya kelime grubudur.Yedi / yüz (sıfat tamlaması)Yedi yüz / elli (sayı grubu)Yedi yüz / elli iki (sayı grubu)

Yedi yüz elli iki / bin (sıfat tamlaması)Yedi yüz elli iki bin / altı (sayı grubu)Yedi yüz elli iki bin / altı yüz (sayı grubu)Yedi yüz elli iki bin / altı yüz / on dört (sayı grubu)11. TEKRAR GRUPLARI(İKİLEMELER): Cümlede anlamı pekiştirmek amacıyla kurulan söz öbekleridir. Çocuklar uslu uslu oturuyorlar. Dağ yolunda yavaş yavaş ilerledik.Kimseden ses seda çıkmıyor.Adam ezile büzüle odayı terk etti.Aşağı yukarı on yıldır ondan haber alamıyoruz. Başkaları hakkında ileri geri konuşmak doğru değildir.Kap kacakla doldurmuş tüm dolapları. Yine abuk sabuk konuşmaya başladı.

56

Page 57: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Arabalar yanımızdan vızır vızır geçiyordu.Suyun şırıl şırıl akışı dinlendiriyor.12. AİTLİK GRUBU: -ki aitlik ekiyle yapılan bu grup, cümlede zamir veya sıfat görevinde bulunur: çalışkan öğrencininki, sizinki, tarihten önceki, üniversite ile çarşı arasında gidip gelen dolmuşlardaki vb.13. DEYİM GRUBU: Anlatıma güç kazandırmak için bir araya getirilmiş söz grubudur. Genellikle mecaz anlam içerir. Akla karayı seçmek, acısını çıkarmak, açık kapı bırakmak, aklına esmek, bam teline basmak, beyninden vurulmuşa dönmek, canıma değsin, damdan düşer gibi, dananın kuyruğu kopmak, ekmeğini taştan çıkarmak, fasulye gibi kendini nimetten saymak, galeyana gelmek, kabak başına patlamak, laf aramızda, meteliğe kurşun atmak…

CÜMLE ÖGELERİTemel Ögeler: Yüklem, ÖzneYardımcı Ögeler: Nesne, Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci, Edat Tümleci1.YÜKLEM: Asıl hükmü (yargıyı) bildiren ögedir. Yüklem eylem de olabilir, ad soylu bir sözcük de olabilir.“Akşam pembeleşiyor bembeyaz tepelerde,İstediğim bu değil.

Eğiliyor bulutlar engine perde perde.”Dün hasta gibiydin.

Dünyada şereftir yaşatan milleti, ferdi.Yetkili kişi benim.

Kireçli bir toprağa dikilen bir ağacım.Kapıyı çalan kim?

Bizim senden istediğimiz de budur.İşteşlik eki -ş’dir.

En sevdiği içecek portakal suyuymuş.Şakayı da tadında bırakın.

Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır.Kiraladıkları yer şu eski binaymış.

Her gün gönül ufkumda doğan mavi sabahtın.

Çağdaş insan, okulda öğrendikleriyle kalmayan, bunları özümseyen, hayata geçiren; sürekli

57

Page 58: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

çalışan, üreten ve başarıdan başka bir şey düşünmeyen azimli insandır.

2.ÖZNE: Yüklemde bildirilen işi yapan ya da bir oluş içinde bulunan ögedir. *Özne tanımı yapılan kavramdır.*Yükleme sorulan “KİM” ve “NE” sorularına cevap verir.*Özne hâl eklerini almaz, iyelik ve çoğul eklerini alabilir.3 türlü özne vardır:a. GERÇEK ÖZNE: Yüklemde bildirilen işi yapan ve cümlede bulunan öznedir.Sen gittin, yaslara büründü cihan

Soluyor dallarda gül dertli dertli

Karacaahmet’in ıssızdır yolu

Ve içi tabut kadar serin

Sanatçı, yaşadığı toplumu en iyi anlayan kişidir.

Tilkiler diktiğimiz bağlara sahip çıktı,

Kargalar topladı hep döktüğümüz taneleri.

Not: Soru anlamı taşıyan kelimeler sorduğu ögenin kendisidir.Koliden ne çıktı? (özne)Kim getirdi bunları? (özne)

b. GİZLİ ÖZNE: İşi yapan ancak cümlede bulunmayan öznedir. Gizli özne, yüklemdeki kişi eklerinden çıkarılır.Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi. (ben)

Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda? (siz)

İstanbul’da, Boğaziçi’nde bir fakir Orhan Veli’yim. (ben)

Not: Seslenmeler, ara sözler ve bağlaçlar cümle dışı unsurdur.

Çağır Karac’oğlan çağır (sen: Gizli Özne/ Karac’oğlan: Cümle Dışı Unsur )

Taş düştüğü yerde ağır

c. SÖZDE ÖZNE: Edilgen fiillerin öznesidir. Sözde özne işi yapmaz, yapılan işten etkilenir.İlk senin ismin okunmuş listeden.Bu tatlıya süt katılmaz ki.Sonuçlar açıklanacak birazdan.Perdeler yıkanmadı henüz.Kapıya bir duyuru asılmıştı.

** “tarafından” kelimesi ve “-ce/-ca” ekiyle ÖRTÜLÜ ÖZNE oluşturulur. Görevliler kurulca belirlendi.

58

Page 59: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Suçlular polis tarafından yakalandı.

* Takımdan atılmışsın. (sen/ gizli sözde özne)

3.NESNE (DÜZ TÜMLEÇ): Cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir. “kimi, neyi” soruları BELİRTİLİ NESNEYİ; “ne” sorusu BELİRTİSİZ NESNEYİ buldurur.Mağazadan iki metre yünlü kumaş almış. (Belirtisiz Nesne)

Bana bir kitap seti hediye ettiler. (Belirtisiz Nesne) Kuş yem yemiyor. (Belirtisiz Nesne)Bardakları kutudan çıkar hemen. (Belirtili Nesne) Bu adamı tanımıyoruz. (B.li Nesne)Siz ne olup bittiğini bilmiyorsunuz. (Belirtili Nesne) Gemi yük taşır. (Belirtisiz Nesne)Sanatçı içinden çıktığı toplumu ihmal etmemelidir. (B.li Nesne)Senden ne istedi arkadaşın? (Belirtisiz Nesne) Hangisini getirelim? (Belirtili Nesne) Haritada nereyi arıyorsun? (Belirtili Nesne) Kimi bekliyorsunuz? (Bli Nesne)*Biz sütü yoğurt yaparız genellikle. (B.li nesne/ B.siz nesne)4.DOLAYLI TÜMLEÇ (YER TAMLAYICISI): -e, -de, -den hâl eklerini alarak cümleyi yer anlamıyla tamamlayan ögedir.*Yükleme sorulan -e, -de, -den hâlindeki sorulara cevap verir.“kime, kimde, kimden / neye, neyde, neyden / nereye, nerede, nereden…”Bir kuş sesi gelir dudaklarından.Bu maçta ben yokum.

Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin.İçme suyuna mikrop karışmış.

Kumaşı pamuk ve polyesterden yapmışlar. Nereye gönderdin çocukları?

İnsanları gerçeğe bilimsel çalışmalar götürür.Kimden gelmiş bu davetiye?

F akültede araştırma görevlisiymiş.Denizler hayran olur gözlerine bir çocuğun. ** -e, -de, -den hâl ekleri zarf tümleci de oluşturabilir.Son günlerde iyi şeyler olmuyor. Haftaya görüşelim.

Yorgunluktan adım atamıyorum. Dünden hazırdı her şey.

5. ZARF TÜMLECİ: Yüklemin zamanını, miktarını, durumunu, sebebini, yönünü ve şartını bildiren ögedir.*Yükleme sorulan “ne zaman, ne kadar, nasıl, niçin, nere, ne şartla” sorularına cevap verir.Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı. Senelerce bu anı bekledim.

59

Page 60: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Ben her akşam dolaşırdım bu yeşil sahilde.Hiç konuşmuyorsun.

Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.Bilginiz yoksa konuşmayın.

Kurşunlar sıkılır göklere doğru.Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı.

Korkumuzdan bir şey söyleyemedik.Niçin ikide bir dışarı bakıyorsun?

6. EDAT TÜMLECİ (İLGEÇ TÜMLECİ): Yüklemin ne ile, kim ile, ne için, kim için, neye göre, kime göre yapıldığını bildiren öğedir.Bahçeyi betonla kapladılar.Senin için sakar diyorlar.

Cebini taşlarla doldurmuştu.Başarılı olmanız için çalışıyorum.

Seninle hiçbir yere gidilmez.Bizim için yemek hazırlamış.

Onunla dalga geçmeyin. Bu oda diğerine göre sıcak.

Babama göre biz çok duyarsızız.

ÖGE BULDURMAYA YÖNELİK SORULAR:Arkadaşın nerede? (yüklemi buldurmaya yönelik)

Arkadaşın nerede çalışıyor? (dolaylı tümleci buldurmaya yönelik)

Kim bu adam? (yüklemi buldurmaya yönelik)

Kim bu adamı kızdırdı? (özneyi buldurmaya yönelik)

ARA SÖZ / ARA CÜMLE: Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında veya anlatımında bir daralma yapmayan söz grubudur.*Ara söz, ögelerden birini açıklayıcı niteliktedir; ara cümle hiçbir ögeyi açıklamaz. *Ara söz ve ara cümle ya iki virgül ya iki kısa çizgi arasında yazılır.Yapılan araştırmalar, tıpla ilgili olanlar, bu dergide yayımlanacak. (ara söz özneyi açıklıyor )

Bu yaşlı adama, Halil Dede’ye, akıl danışırdık hep. (ara söz dolaylı tümleci açıklıyor )

Öğrencilerin bir bölümünü, üçte ikisini, bütünlemeye bırakmış. (ara söz nesneyi açıklıyor )

Taner, iki arkadaşıyla -Tolga ve Erkan’la- tatile çıkmış. (ara söz edat tümlecini açıklıyor )

O dağ gibi adam, çok kısa sürede -üç günde- yıkıldı. (ara söz zarf tümlecini açıklıyor )60

Page 61: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

* Gençler, bu dönemlerde -gerçi siz daha iyi bilirsiniz- bunalımlı olur. (ara cümle) *Bazı öğrenciler, nedendir bilinmez, sanat müziğini pek sevmez. (ara cümle)

CÜMLE VURGUSU: 1. Yükleme en yakın öge (yüklemden bir önceki) vurgulu ögedir.Bu kitabı bana dün bir arkadaşım verdi. (vurgulu öge özne)

Dün verdi bu kitabı bana bir arkadaşım. (vurgulu öge zarf tümleci)

Dün bana verdi bu kitabı bir arkadaşım. (vurgulu öge dolaylı tümleç)

Bana dün bir arkadaşım bu kitabı verdi. (vurgulu öge belirtili nesne)

2. Vurgu soru anlamı taşıyan sözcük üzerindedir.Kitabımı niye başkalarına veriyorsun? (vurgulu öge zarf tümleci)

Kim seni böyle hırpaladı? (vurgulu öge özne)

Nereye gidiyor çocuklar? (vurgulu öge dolaylı tümleç)

Nasıl böyle bir teklifi reddedersin? (vurgulu öge zarf tümleci)

3. Soru edatı “mı/ mi” vurguyu kendinden bir önceki kelimeye kaydırır.Sen bu adamdan para mı istedin? (vurgulu öge belirtisiz nesne)

Sen bu adamdan mı para istedin? (vurgulu öge dolaylı tümleç)

Sen mi bu adamdan para istedin? (vurgulu öge özne)

** “de” bağlacı da böyledir.Ben de bu çocuğu tanımıyorum. (vurgulu öge özne)

Ben bu çocuğu da tanımıyorum. (vurgulu öge belirtili nesne)

ÖGE BULMA ÇALIŞMASI

1. Sanat, benim için tek başına tadı çıkarılan bir şey değildir.

2. Gölgenin ve ışığın uyumunu yakalamaya çalıştığınız sırada, küçük bir çocuğun size yolun kenarından

el salladığını görürsünüz.

3. Oradan geçen bir yolcu olarak onların dünyasında nasıl bir umut olduğunuzu bütünüyle

bilemezsiniz.

4. Bilgisayar teknolojisiyle yetişen kuşaklarda ekrandan kitap okumanın yaratacağı hazzı, bilgisayarla

ileriki yaşlarda tanışan insanlar tadamayacaktır.

61

Page 62: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

5. Servetifünun temsilcileri içinde Tevfik Fikret’ten sonra “en büyük şair” olarak nitelendirilen Cenap

Şahabettin ile okul kitaplarında ilk karşılaşmam hançer gibi keskin bir Erzurum kışına rastlar.

6. Yaşadığı günün acıları ve felaketleriyle görkemli bir geçmişin şanlı hayalini ve o hayali

gerçekleştiren kahramanları karşılaştırmak, Akif’in fikrini allak bullak etmişti.

7. Havaalanının geniş pencereleri ardından bu sahneyi seyreden yaşlı çift, birbirine tedirgin bakışlarla

bakıyordu.

8. Mahkeme, öldürülenin de bıçak çekip çekmediğini anlamak üzere suçlunun gösterdiği şahitlerin

dinlenmesine karar verirken salonu terk ettim.

9. Dülger balığı, denizlerin, görünüşü pek dehşetli fakat kendisi pek uysal ve pek zavallı bir yaratığıdır.

10. Saat kulesi, bir hoş minare, şehrin, eteğine kurulup genişlediği kale, yoldan geçen insanlar, havada

uçuşan koku hatta o şehrin kuşları bile nereye varmakta olduğumuzun işaret taşlarıydı.

11. Gece yarısından beri yağan karın parkları, sokakları ve evleri örttüğü, soğuk ve dondurucu bir kış

günüydü.

12. Tarihin solunduğu ve gezmenin insana derin zevkler verdiği gözde İstanbul semtlerinden biridir

Eminönü. 13. Evimiz dayımlarla karşı karşıyaydı.

14. Murat Bey, dünkü toplantıda, fark ettiniz mi bilmem, çok dalgındı.

15. “Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece.”

16. “Salkım salkım tan yelleri estiğinde

Mavi patiskaları yırtan gemilerinle

Uzaktan seni düşünürüm İstanbul.”

17. “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim.”

18. Vatan toprakları üzerinde yaşayan hiç kimse "Vatan sorunlarından bana ne?" diyemez.

19. Karanlığa ve umutsuzluğa karşı çıkmak sanatın, edebiyatın doğasındadır.

62

Page 63: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

20. Türk sinemasında toplumsal içerikli filmler ilk olarak köylülük ve göç sorunlarının işlenmesiyle

ortaya çıkmıştır.

21. Ahmet Cemil ölçüsünde bir romanın sayfaları arasından fırlayarak sokaklarda dolaşmaya başlayan

pek az roman kişisi vardır.

22. Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak, yapayalnız kalmak iskelelerde.

23. Kitaplar başarıya ulaşmak için gidilen yolda en iyi iz sürücülerdir.

24. Milletlerin dilleri üzerinde söz sahibi olacakların; dili, milletten ve millî geçmişten ayrı bir varlık

gibi görmemeleri gerekir.

EYLEM ÇATISI (FİİL ÇATISI)Eylemi özne ve nesneyle ilişkisi bakımından görev ve anlamca tamamlayan biçime EYLEM ÇATISI denir. Bu ilişkiyi tamamlayan da bazı eklerdir.Eylem çatısı iki ana grupta incelenir:A. NESNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ1. GEÇİŞSİZ ÇATILI EYLEM: Nesne almayan eylemdir. Geçişsiz çatılı eylemlerde öznenin yaptığı iş bir nesneye geçmez yani diğer varlıkları etkilemez. Bu fiiller, durum ve oluş fiilleridir.*“kimi, neyi, ne” sorularına cevap vermez.* Bu fiillerden önce “onu” sözcüğü kullanılamaz.Yemek iyi pişmemiş. Bugün çarşıdan erken dönmüşsün.İlaç almak için eczaneye uğradım.Sarardı yeşil yaprak, dal koptu, fidan düştü. Ankara’da bir gün kaldık.Yine ağlamışsın sen. Çayı doldurunca bardak çatladı. İyi bakmadığınız için çiçekler kurumuş.Bu kuşlar uzaklardan geliyor. Geçişsiz eylemler: git-, öl-, gül-, bak-, sol-, kızar-, utan-, gücen-, kız-,büyü-, tüken-, ağar-, doy-, doğ-, uyu-, uyan-, kaç-, uza-, düş-, kop- vb.2. GEÇİŞLİ ÇATILI EYLEM: Nesne alabilen eylemdir yani başka varlıkları etkileme özelliği olan eylemdir.*“kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir.* Bu fiillerden önce “onu” sözcüğü kullanılabilir.Parkın içindeki ağaçları kesmişler.Sen bu olanakları başka bir yerde bulamazsın.Şiirleri yayımlayacağınızı bilmiyordum.Şu kitabı bana verir misin?Çocuklarını kimseye muhtaç etmemişti.Bir kola aldım.Kahvaltıda börek yemiş, süt içmişler.Geçişli eylemler: gör-, yaz-, sor-, oku-, yık-, taşı-, duy-,kaz-, kazı-, yak-,yol-,it-, bil-,kır- vb.

*Bazı eylemler kullanıldığı cümlelere göre geçişli veya geçişsiz olur.63

Page 64: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Kapıya yumrukla vurdu. (geçişsiz)Akşamları böyle yürürüz sahilde.(geçişsiz)Bu kuşları kim vurdu? (geçişli) O kadar yolu yürüyemem. (geçişli)İki gündür bu semtin sokaklarında dolaşıyoruz. (geçişsiz)İki gündür bu semtin sokaklarını dolaşıyoruz. (geçişli) *Yüklemi geçişli bir eylem olduğu hâlde nesne kullanılmamış cümleler de vardır.Ben de senin gibi bilmiyorum. Sabahtan beri burada bekliyoruz.İyi bakmazsan göremezsin. Ne kadar aradıysam da bulamadım.3. OLDURGAN ÇATILI EYLEM: Geçişsiz durumdayken “-r- , -t-, -dır-“ ekleriyle geçişli yapılmış eylemlerdir.Çiçekleri birer birer kopardım.Çocuğunu erkenden uyutmuş.Bu bardağı sen mi çatlattın?Adam, saatini düşürmüş.Bizi utandırmayasın.Olayları sen büyütüyorsun.Çantasından bir mendil çıkardı.Anlattıklarıyla bizi çok güldürdü.Şu kâğıtları yerden kaldır.(kalk-tır kaldır) Bana bir kitap getir. (gel-dir getir)

GEÇİŞSİZ OLDURGAN GEÇİŞSİZ OLDURGAN öl- öldür- piş- pişir-doğ- doğur- doy- doyur-bık- bıktır- ağar- ağart- belir- belirt- uza- uzat-

4. ETTİRGEN ÇATILI EYLEM: Geçişli eylemlerin “-r- , -t- , -dır-” ekleriyle bir kat daha geçişli yapılmış şeklidir.*Bunda, işi başkasına yaptırma anlamı vardır.Bu eski duvarı yıktıracağız.Yazıları uzman birine okutalım.Odunların hepsini taşıttık.Size bir not yazdırayım.İlaçları düzenli içirmelisin çocuğa. Kendime bir kazak ördürüyorum.

*Geçişli bir eylem iki kere ek alırsa bu eylem için “Geçişlilik derecesi fazla olan eylem” ifadesi kullanılır.Bir gazete aldırtalım. (al-dır-t-) , oku-t-tur-, tanı-t-tır-*Geçişsiz bir eylem ettirgen yapılmak istenirse önce oldurgan, sonra ettirgen yapılır.Yemekleri erkenden pişirttim. (piş-ir-t-)Seni öldürtecekmiş. (öl-dür-t-)

B. ÖZNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ1. ETKEN ÇATILI EYLEM: Öznesi gerçek ya da gizli özne olan eylemdir. Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya.

64

Page 65: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.Karlar yavaş yavaş eriyor.Ben hayatta en çok babamı sevdim.Her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğrenÜzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin.

2. EDİLGEN ÇATILI EYLEM: Öznesi sözde özne olan eylemdir. Sözde özne işi yapmaz, yapılan işten etkilenir. Fiiller -l- ,-n- ekleriyle edilgen yapılır.Yazıdaki hatalar hemen fark ediliyor.Tatilin uzatıldığı açıklandı.Bu kitap fotokopiyle çoğaltılamaz.Kalifiye eleman aranıyor.Listeler panoya asılmış.Masalar temizlenmemiş henüz.

*-l-, -n- edilgenlik ekini alan her eylem edilgen değildir, etken (dönüşlü) de olabilir.Ayrımı şöyledir: Yükleme sorulan “kim tarafından” sorusuna “başkası tarafından” cevabını veren eylemler edilgendir, vermiyorsa etken yani dönüşlüdür.Derece alan sporculara madalyaları takıldı. (edilgen)Çocuk da onların peşine takıldı. (dönüşlü)Etler satırlarla parçalandı. (edilgen)Tüm olumsuzluklara rağmen parçalanmadık. (dönüşlü)Bir kol saati bulunmuştur. (edilgen) O toplantıda ben de bulundum. (dönüşlü)Yaralının kolu sarıldı. (edilgen)İki dost birbirine sarıldı. (dönüşlü)Araçlar otoparka çekildi. (edilgen)Maçtan çekiliyoruz. (dönüşlü)

*Kendiliğinden olan eylemler -l-, -n- edilgenlik ekini alsa bile dönüşlü sayılır.Adamın saçları erken dökülmüş.Güneş tepeye dikilmişti.Yemeğin suyu çekilmiş.Toprak yağmurlarla yıkandı.Çiçeklerden güzel kokular yayılıyor etrafa. *Geçişsiz eylemler edilgen yapılırsa cümlede hiçbir özne bulunmaz. Okula bu yoldan gidilir.Şu kanepede ne güzel uyunur şimdi.Düşmana hınçla saldırıldı.Bu yaştaki bir çocuğa bağırılmaz.

3. DÖNÜŞLÜ ÇATILI EYLEM: Yüklemde bildirilen işten öznenin doğrudan etkilendiği eylemlerdir. Fiiller -n- ekiyle dönüşlü yapılır.Sık sık yıkanırım.Bu hayvan niye tepiniyor?Başka semte taşınacağız.Düşmemek için demirlere tutundum.Bunları söylemeye çekiniyormuş.Bu adam da sürekli övünüyor.

65

Page 66: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Dönüşlü eylemler: bakın-, dövün-, tıkın-, taran-, süslen-, sevin-, takın-, sürün-, kaşın- vb.*-n- eki alan her eylem dönüşlü eylem değildir.Saatlerce süslenmişsindir.(dönüşlü)Gelin arabası süslenir.(edilgen)

*-l- ve -ş- ekleri dönüşlü eylem oluşturabilir.Siz aradan çekilin. Çocuklar kamyonetin arkasına asılıyordu.Hasta konuştukça açılıyordu.Çocuk havuzda boğuluyordu.Kalabalığa karıştım.Böyle olaylara bulaşmayın.Anlamca dönüşlü eylemler: utan-, usan-, gücen- yelten-, darıl-, beğen- vb.

4. İŞTEŞ ÇATILI EYLEM: İşin birlikte veya karşılıklı yapıldığı eylemdir. Birden fazla özne gerektirir. Fiiller -ş- ekiyle işteş yapılır.Her zaman tartışıyoruz bu konuyu. (karşılıklı)Patlamanın etkisiyle insanlar kaçıştı. (birlikte)

Karşılıklı: dövüş-, buluş-, atış-, selamlaş-, boğuş- vb.Birlikte: uçuş-, meleş-, ağlaş-, gülüş- vb.

Çocuklar bağrışıyor. (birlikte)Karı koca bağrışıyor. (karşılıklı)

Not: Bazı kaynaklarda nitelikte eşitlik ve bir durumdan bir duruma geçiş bildiren eylemler işteş kabul edilmektedir ancak bunlar işteş değil etkendir.Bu yaz iyice bronzlaşmışsın.Elleri nasırlaşmış.

Anlamca işteş eylemler: yarış-, barış-, güreş-, savaş- vb.

NOT: Yükleminde çatı özelliği aranmayan cümleler, İSİM CÜMLELERİDİR.

CÜMLE ÇEŞİTLERİBir hüküm ya da dilek bildiren söz grubuna cümle denir.A. YAPISINA GÖRE CÜMLELER:1. BASİT CÜMLE: Bütün ögeleriyle tek hüküm ya da dilek bildiren cümledir. Basit cümlelerde yüklem dışında eylem ya da eylemsi bulunmaz.Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgâr.Ölümle yaşam arasında ince bir çizgi var.Bina sakinleri eski yöneticiden memnun değildi.Çocukluk anılarını anlatmış bazı öykülerinde.Onun için önemli bir kavramdı arkadaşlık.

2. BİRLEŞİK CÜMLELER: Birden fazla hüküm ya da dilek bildiren cümledir.

66

Page 67: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Birleşik cümlelerde temel yüklem ve yan cümlecik vardır.*Birleşik cümlelerde bir cümle ötekinin bir ögesi olur. *Bunlar birden fazla çekimli eylemle elde edilebileceği gibi eylemsiler yardımıyla da elde edilebilir.*Birleşik cümleler dörde ayrılır: a. İÇ İÇE BİRLEŞİK CÜMLE: Bir cümlenin ötekinin içinde kalmasıyla oluşan cümledir.*Yan cümlecik içte kalan cümledir.Konfüçyüs “Karanlığa küfredeceğine bir mum yak.” diyor. (yan cümle bsiz nesne)

Gönülden gönüle yol gider, derler. (yan cümle bsiz nesne)

Dediler “Cehennemde odun bulunmaz, yolcu yakacağını kendi götürür.” (yan c. bsiz nesne)

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar. (yan cümle bsiz nesne)

“Bugün hiç ders çalışamadım.” cümlesinde birleşik iki sözcük vardır. (yan cümle dolaylı tüm.)

b. ŞARTLI BİRLEŞİK CÜMLE: Yan cümleciği şartlı cümle olan birleşik cümledir.* Şartlı birleşik cümlelerde -se/-sa şart ekinin kullanılması zorunludur.

Havalar biraz ısınırsa doğa canlanır. (yan cümle zarf tümleci)

Sana bir şey söyleyeceğim eğer kızmazsan. (yan cümle zarf tümleci)

Söylenenler doğruysa başınız ağrır. (yan cümle zarf tümleci)

Bugün onu okulda görebilirsem konuşacağım onunla. (yan cümle zarf tümleci)

*Şart anlamı taşıyan her cümle yapıca şartlı birleşik cümle değildir.Dışarı çıkabilirsiniz ama uzaklaşmayın bahçeden. (bağlı cümle)

Başkalarına zarar vermediğiniz sürece özgürsünüz. (girişik birleşik cümle)

*Her “ise” şart eki değildir, şartlı birleşik cümle oluşturmaz.Mesai arkadaşları ise ondan hiç memnun değildi. (basit cümle)

c. ki’li BİRLEŞİK CÜMLE (İLGİ CÜMLESİ): Yan cümleciğin temel cümleye “ki” bağlacıyla bağlandığı birleşik cümledir.* Yan cümlecik ki’den sonraki kısımdır.Sen de biliyorsun ki bu işin sonu yoktur. (yan cümle bsiz nesne)

Sonra anlaşıldı ki adam yalan söylüyor. (yan cümle sözde özne)

Bir gün dedim ki sen artık dostum değilsin. (yan cümle bsiz nesne)

*“ki” içeren her cümle ki’li birleşik cümle değildir.Bu sanatçı ki yüzlerce ödül almıştır. (basit cümle)

Çiğ yemedim ki karnım ağrısın. ( bağlı cümle)

Çok çalışmalısın ki başarılı olasın. ( bağlı cümle)

67

Page 68: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

d. GİRİŞİK BİRLEŞİK CÜMLE: Temel yüklem dışında eylemsi içeren cümledir. *Yan cümlecik eylemsinin içinde bulunduğu ögedir.*Eylemsi yan cümleciğin yüklemidir.Dün evde sana söylenenleri başkalarına anlatmamalısın. (yan cümle bli nesne)

Günün birinde eski bir dostunun onu bir çiçekle anması ihtiyarı hayli mutlu etmişti.(Y.C özne)

Kuzular bize söyler yılların geçtiğini . (yan cümle bli nesne)

Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde . (yan cümle özne)

İstediğim kadar getirmemişsin. (yan cümle zarf tüm.)

Düşünmeden konuşunca rezil oldu. (yan cümle zarf tüm.)

Artık kızarmış ekmek kokusundan hoşlanmıyorum. (yan cümle dolaylı tüm.)

Söylediğin sözlere dikkat et. (yan cümle dolaylı tüm.)

Konuşmalarınız ders çalışanları rahatsız ediyor. (yan cümle özne/ bli nesne)

3.SIRALI CÜMLELER: Birden fazla yüklemi bulunan ve virgüllerle sıralanan cümledir.a. BAĞIMLI SIRALI CÜMLE: Ögelerinin biri veya birkaçı ortak olan sıralı cümledir.Gözyaşların yağmurdu, ıslatırdı içimi. (öznesi ortak)

Adam adamdan korkmaz, utanır. (öznesi ve dolaylı tümleci ortak)

Pencereyi ben açıyorum, sen kapatıyorsun. (nesnesi ortak)

Bu, dört mısra değildi, sanki dört damla kandı. (öznesi ortak)

Kimi konuşmaktan hoşlanır, kimi susmaktan. (yüklemi ortak)

Namluna dayanır, yola dalarsın. (sen/ gizli öznesi ortak)

Şairler her sabah bu çınarlı kahvede toplanır, kahve içer, sohbet ederlerdi. (öznesi, zarf

tümleci ve dolaylı tümleci ortak)

b. BAĞIMSIZ SIRALI CÜMLE: Ögelerinin hiçbiri ortak olmayan sıralı cümledir.Unut beni, kalbimdeki hicranla yalnız kalayım.

Ferman padişahın, dağlar bizimdir.

Dinmiş denizin şarkısı, rüzgâr uyumakta.

Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta.

Senin de yolun biter, diner gözünde yaşlar.

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.68

Page 69: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Hava çok soğuktu, donmak üzereydik.

4. BAĞLI (BAĞLAÇLI) CÜMLELER: Bir bağlaçla birbirine bağlanan cümlelerdir.a. BAĞIMLI BAĞLI CÜMLE: Ögelerinin biri veya birkaçı ortak olan bağlaçlı cümledir.Çok çalıştım ve sonunda başardım. (öznesi ortak)

Kitabı sana vereceğim ama karalamayacaksın. (nesnesi ortak)

Kasabaya yaklaşacak ancak girmeyecektik. (biz/ gizli öznesi ve dolaylı tümleci ortak)

İstediğim elbiseyi aramışlar fakat bulamamışlar. (onlar/ gizli öznesi ve nesnesi ortak)

Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin. (sen/ gizli öznesi ortak)

b. BAĞIMSIZ BAĞLI CÜMLE: Ögelerinin hiçbiri ortak olmayan bağlaçlı cümledir.

Yine boşboğazlık yapıyordu ama kimse ona kızmıyordu.

Senin için o kadar uğraştım fakat değmezmişsin.

Sizinle gelemem çünkü çok işim var.

Ne ben onu aradım ne de o beni aradı.

Ya sen konuş ya ben konuşayım.

B. YÜKLEMİNE GÖRE CÜMLELER:1. İSİM (AD) CÜMLESİ: Yükleminde isim (ad) soylu bir sözcük bulunan cümledir.*Ad soylular ek eylemle yüklem yapılır.*İsim cümlelerinde olumsuzluk “değil, yok” kelimeleri ve “-sız/-siz” ekiyle elde edilir.*“değil” tek başına yüklem olmaz.Bir sevdadır böylesine yaşamak.Uzun bir yolculuktan sonra İncesu’daydık.Sizdiniz bunları söyleyen.Gökyüzünün başka rengi de varmış.Ben dört duvar arasında değilim.Onun da bu konuda hiçbir fikri yok.*Yükleminde eylemsi olan cümleler de isim cümlesi sayılır.Sanatçının görevi topluma ışık tutmaktır.O, içimizde en çok çalışandı.*İsim cümleleri nesne almaz ancak yükleminde eylemsi varsa nesne alabilir.Amacım sizi yormamaktı.Başarımı sana borçluyum. (istisnai bir cümle)

2. FİİL (EYLEM) CÜMLESİ: Yükleminde çekimli bir eylem bulunan cümledir.“Seversin dünyayı doludizgin, Ayrılmak istemezsin dünyadan; Ama o senden ayrılacak.” (Nazım Hikmet)Beni al kollarına, uyut sonsuza değin.

69

Page 70: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne.

C. ÖĞE DİZİLİŞİNE (KURULUŞUNA/ YÜKLEMİNİN YERİNE) GÖRE CÜMLELER:1. DÜZ (KURALLI) CÜMLE: Yüklemi sonda bulunan cümledir.“Ben sana mecburum, bilemezsin. Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.” “İki gün diyardan diyara uçtumKayseri yolundan Niğde’ye geçtim.”Vatan borcu biter bitmez ordayım.

2. DEVRİK CÜMLE: Yüklemi sonda bulunmayan cümledir.“Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi, Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.”Yolcuyum bir kuru yaprak misali,Rüzgârın önüne katılmışım ben.Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.

3. EKSİLTİLİ CÜMLE: Yüklemi söylenmemiş cümledir. Böyle cümlelerde yüklemin ne olduğu okuyucunun yorumuna bırakılır.Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden…Her tarafta sessizlik, her tarafta ıssızlık…Yalnız arabacının dudağında bir ıslık…Aramızda karlı dağlar...Hasretin bağrımı dağlar.Ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü...Elinde divit kalem...Katlime ferman yazar.Bir sarsıntı… Uyandım uzun süren uykudan.Ya devlet başa ya kuzgun leşe...Haydi limon bir buçuk...*Konuşmalarda da eksiltili cümle kullanılır.-Kaç kişi gidecek?-İki.(eksiltili cümle)*Ek fiil eksikliği eksiltili cümle oluşturur.“Benim bildiğim Atatürk, Camdan çerçeveden uzak…” (1994/ ÖYS) 4. PARANTEZ CÜMLESİ: İçinde ara söz ya da ara cümle bulunan cümledir.Okuyucu, kitap hakkındaki hükmü verecek insan, eleştirmenlerce yönlendirilmemelidir.Kendisi -hangi alanda olursa olsun- hep en iyiyi hedeflemiştir.

D. ANLAMINA GÖRE CÜMLELER:1. OLUMLU CÜMLE: Eylemin gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini bildiren cümledir. (Eylemin iyiliği ya da kötülüğü fark etmez.)*İsim cümlelerinde ise varlık bildiren cümledir.Bir sabah evden çıktım, sokaklar ışıl ışıldı.Dört yanım günlük güneşlik…Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…Sen haklısın.

70

Page 71: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sen suçlusun. Bu çorba çok lezzetli.Bu çorba çok tuzlu.Adam yaşıyor.Adam öldü.Onu döveceğim.Yalancının biridir o.

2. OLUMSUZ CÜMLE: Eylemin gerçekleşmediğini veya gerçekleşmeyeceğini bildiren cümledir. İsim cümlelerinde ise yokluk bildiren cümledir.*Fiillerde olumsuzluk -me/-ma ekiyle; isimlerde “değil, yok” kelimeleri ve “-sız/ -siz” ekiyle sağlanır.Bazı insanlar doğuştan şanssızdır.Buralarda fırın yok.Çözememiş soruların çoğunu.Orası uzak değil.Bu çay şekersiz.Adam yaşamıyor. Sen suçsuzsun.Adam ölmedi.Sen haksızsın.

BİÇİMCE OLUMLU ANLAMCA OLUMSUZ CÜMLELER: “Ne ölümden korkmak ayıp Ne de düşünmek ölümü.”Orada ne doktor var ne de hemşire.O kadar yolu yürüyecek hâlimiz mi var? Bu gürültüde çalışabilirsen çalış.Gideli bizleri aramaz oldun.Sen sanki çok biliyorsun.Gel de sabret.

BİÇİMCE OLUMSUZ ANLAMCA OLUMLU CÜMLELER: Bunları bilmiyor değiliz.Sana konuşma demedik.Ben seni bilmez miyim?Kim istemez böyle bir arabayı?Bizi de davet etmeli değil miydin?

3. SORU CÜMLESİ: İçinde soru unsuru bulunan ve soru anlamı taşıyan cümledir.Nereye gittin kimseye bir şey söylemeden?Niye üzgünsünüz?Bugün kaç soru çözebilmiş?Kaç kilo elma alayım?*Cevap beklemeyen soru cümleleri SÖZDE SORU CÜMLELERİ ‘dir. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Ben seni bilmez miyim?Gecenin bu saatinde sokağa mı çıkılır?

4. EMİR CÜMLESİ: Yüklemi emir kipinde olan cümledir.Beni daha fazla bekletmeyin.Sen de gel.

71

Page 72: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Kimse ayrılmasın sınıftan.

5. ÜNLEM CÜMLESİ: Şaşkınlık, acıma, hiddet, özlem gibi duyguları anlatan cümledir.Kes artık, konuşma!Tuh senin kalıbına!Defol! Bravo!Yıkıl karşımdan!A, a! Ne garip bir hayvan!

ANLATIM BOZUKLUKLARICümlenin sağlıklı anlaşılmasını engelleyen yanlışlıklara ANLATIM BOZUKLUĞU denir.Bunlar anlama ve dil bilgisine dayalı bozukluklar diye ikiye ayrılır:A. ANLAMA DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANIMI: Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma veya anlatımında bir bozukluk meydana getirmeyen kelimeler gereksizdir. Bunlar da ikiye ayrılır.a. Aynı Anlama Gelen Kelimelerin Cümlede Bir Arada Kullanılması:Sayın katılımcılara teşekkür ve şükranlarımı sunarım.Bir ay dinlenip istirahat etmezsen iyileşemezsin.Sizinle aynı ortak zevkleri paylaşıyoruz.Bu çetin ve zor işi de başaracağınızdan eminim.Kendini yorgun, yalnız ve tek başına hissediyordu.Tiyatro da güçlü bir sanat ama ne var ki meraklısı az. Buraya kadar gelmemizin amacı senin hâlini hatırını sormak içindi.Kendisine kızmamın nedeni beni hiç dinlememesindendir.Bir gün adanın kıyı sahilinde bir tekne gördük.Bu koşullarda ve bu şartlarda gerçekleşebilecek bir şey söyleyin bana.Yaklaşık elli kadar gösterici tutuklandı. Bundan böyle artık sana da güvenmem. Gösterilen ilgi ve alakadan memnun kaldık. Bu monoton ve tekdüze hayat beni bıktırdı.Bu ilacı günaşırı iki günde bir içeceksin. Çok müsrif ve savurgan bir öğrencidir o.Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.

b. Bir Kelimenin Anlamının Cümlede Başka Bir Kelimede Bulunması:Kendisiyle ilk defa bir veli toplantısında tanıştık. Beklenmedik bir sürprizdi çıkıp gelmesi. Senin bu haksız iftiraların beni canımdan bezdirdi.

72

Page 73: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Kaç yıldır karşılıklı mektuplaşırız.Dün aldığım elbiseyi geri iade edeceğim. Eve kadar yaya yürümek zorunda kaldık.Arkadaşının kulağına alçak sesle bir şeyler fısıldadı. Merdivenlerden aşağı hızla indi.Siren sesini duyunca evin yanan lambalarını tek tek söndürdü.Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı giderek artıyor.Kızınca duvarları ayaklarıyla tekmeliyordu.“Ben gidersem sazım sen kal dünyada Gizli sırlarımı aşikâr etme.” (Âşık Veysel)2. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLER: Cümlede çelişkili kelimelerin bir arada kullanılmasıdır. Oyun için aşağı yukarı tam kırk gün hazırlandık.Bu konuda eminim hepiniz bir şeyler biliyor olmalısınız.Kesinlikle bizim düşündüklerimizi o da düşünüyor olmalı.Mutlaka onlarla birlikte Hüseyin’in de geleceğini sanıyorum.Bu çocuk hepimize düpedüz yalan söylüyor galiba.Söylediklerimin kesinlikle doğru olduğunu iddia edebilirim.Krizi aşmak için mutlaka bir plan yapılmış olmalı.Yaklaşık olarak tam 10 yıl kalmışlar o şehirde.

3. MANTIK YANLIŞLIĞI: Cümlenin anlatılmak istenen düşünceyi vermekten uzak olmasıdır. Buna MANTIKSAL SIRALANIŞ YANLIŞLIĞI da diyebiliriz.Bu tür iş kazaları ölüme hatta ağır yaralanmalara yol açabilir.Bu çocuk değil sınıf geçmek takdir bile alamaz.Bırakın kapıcılığı yöneticilik bile yapamaz o.Seninle değil şehir içinde gezmek dünya turuna bile çıkılmaz.Mumumuz bir yana, gaz lambamız hatta elektriğimiz bile yoktu.Tasarı yirmiye karşı on iki oyla kabul edildi.Gülme, düşünmenin fonksiyonudur; gülmeden düşünülemez.Bu çadırda uyurken yıldızları seyrediyordum. (uyurken yıldız seyredilmez/ üstelik çadırda yıldızın ne işi var?)4. YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN KELİMELER: Cümlede kullanılan bazı kelimelerin anlatılmak istenen düşünceyi vermekten uzak olmasıdır.Ben onun sayesinde düşük puan aldım. (yüzünden)Politikacılar ülkenin bunalıma girmesine hizmet ediyorlar. (yol açıyorlar)Hastalığın erken teşhisi hastanın ölümden kurtulmasına yol açıyor. (-ı sağlıyor)Erken gitmemiz felaketten kurtulmamıza neden oldu. ( -ı sağladı)Adam, komşusunun hırsızlık yaptığını savunuyor. (iddia ediyor)Giderken çok endişeliydi çünkü reddedilme imkânı vardı. (ihtimali)Olay 15 Temmuz 2009 yılında olmuş. (tarihinde)Zamanında ekilmeyen fidanların tutması zordur. (dikilmeyen)Kitabı kitaplığımda nereye koyduğumu bir türlü bulamadım. (hatırlayamadım)Bu elbisenin ücreti oldukça yüksek. (fiyatı)Koltuk takımının fiyatı çok pahalı. (yüksek)İnsanlar bu duruma olumlu tepki gösterdi. ( karşıladı)5. BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN KELİMELER: Söylenişi yakın, anlamı farklı kelimelerin birbiri yerine kullanılmasıdır.Tevfik Fikret, yaşantısının son dönemini bunalım içinde geçirmiştir. (yaşamının)Uzun yıllar Avrupa’da öğretim gördü. (öğrenim)

73

Page 74: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Deneme sınavındaki sorular tüm konuları kaplıyor. (kapsıyor)Röportaj ile sohbet arasındaki ayrıcalığı kısaca belirteyim. (ayrımı)Başbakan, petrol zammının dolara bağımlı olduğunu söyledi.(bağlı)Gördüğüm kadarıyla çok sessiz ve çekimser bir çocuktu.( çekingen)Anne, baba ve öğretmenlerin tüm uyarılarına karşılık çocuklar açıkta satılan yiyecekleri almaya devam ediyor. (karşın)Çok çalıştı, buna karşın kazandı. (karşılık)Öğrenimini tamamlayanların iş bulma güvenliği var mı? (güvencesi)Projelerimiz çevreye zararı olmayan akıllı projelerdir. (akılcı)Sosyal etkenlikler yönünden zayıf bir yer burası. (etkinlikler)O yıl Marmara’ya inanılmaz çoğunlukta balık akını oldu. (çoklukta)Yazarın son romanı da yayınlandı. (yayımlandı)6. ANLAM BELİRSİZLİĞİ: Tamlayan eksikliği anlam belirsizliğine yol açabilir.Bu olaydan sonra uslanacağını sanmıştım. (senin/ onun) İşine karışmak istemiyorum. (senin/ onun) Başının üstünde sonsuz bir gök görüyorum. (senin/ onun)Kızı alabilmek için babasına çok yalvardı. (kendi/ kızın)*Karşılaştırma anlamlı cümlelerde de belirsizlik görülebilir.Ben kardeşimi babamdan çok severim. 1. Ben kardeşimi babamın onu sevdiğinden çok severim.2. Ben kardeşimi çok, babamı ona nispeten az severim.

Bu arkadaş için yaptıklarımızın hiçbir önemi yok.1. Bu arkadaş için yaptıklarımızın bizce hiçbir önemi yok.2. Bu arkadaş için yaptıklarımızın ona göre hiçbir önemi yok.

Ali Bey’i İstanbul’da öğretmenlik yaparken tanıdım.(Öğretmenlik yapan ben miydim, o muydu?)

Hasan’ı pazarda dolaşırken gördük.(Pazarda dolaşan biz miydik, o muydu?)

Leyla Hanım’ı bütün kadınlar adına tebrik ettim.1. Leyla Hanım’ı, bütün kadınları tebrik etmek yerine tebrik ettim.2. Bütün kadınların tebriklerini Leyla Hanım’a sundum.

Annem Zehra Hanım’dan çok zarar gördü.1. Annem, Zehra Hanım’a oranla çok zarar gördü.2. Annem, Zehra Hanım’ın şahsından çok zarar gördü.

Çocuğun gözyaşlarını mendille sildi.1. Birisi bir çocuğun gözyaşlarını mendille sildi.2. Senin çocuğun kendi gözyaşlarını mendille sildi.3. Senin çocuğun senin gözyaşlarını mendille sildi.4. Senin çocuğun onun gözyaşlarını mendille sildi.NOT: Anlam belirsizliği noktalama işaretleriyle giderilebilir.Yabancı, esnafla konuşmak istemiyordu.Kadın, güvenlikçilere kızıyordu.Büyükannemin elmasını kim çaldı? (elma’sını, elmas’ını)Ünlü Fransız yazarı, Montaigne’i okumadığını söylüyor.

7. DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI: Deyim ve atasözünün kelimelerinin değiştirilmesi anlatım bozukluğu olduğu gibi bunların yanlış anlamda kullanılması da anlatım bozukluğudur.Devlet yağmasının elebaşlarına sırt çıkanları belirlemek lazım. (arka çıkanları)Sabah sabah yine yüzünden dökülen bin parça. (düşen)Çok sevinmiş olacak ki ağzını bıçak açmıyor. (ağzı kulaklarına varıyor)

74

Page 75: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Seni çok seviyor, adını diline dolamış adeta. (dilinden düşürmüyor)Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. ( el sallanmaz)Çocuğunu dövmeyen dizini döver. (kızını)

B. DİL BİLGİSİNE DAYALI ANLATIM BOZUKLUKLARI1. ÖZNE EKSİKLİĞİ: Cümlede özne bulunmaması ve özneliğe uygun olmayan kelimelerin özne gibi düşünülmesidir.Ali’nin sezgisi güçlüdür,* bazı şeyleri hepimizden iyi görür. (* Ali)Mahallede herkesin yüzü soluktu, *romatizmadan şikâyet ediyordu. (* herkes)Sana ne olmuş Roza, *bir derde tutulmuşsun. (* sen)Ayşe’yi görürsen *söyle, **kütüphaneye gelsin.(*Ayşe’ye -Dol. Tüm.- /**Ayşe-Özne-)Buna kılıç derler, *aralar açar. (* bu) Çalışmalarınızı gururla izliyorum, *gençliği yönlendirecektir. (*çalışmalarınız) “Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?*Dar geliyor, dar geliyor kardeşim.” (*bu hudut) Zavallı kadında hiçbir iyileşme belirtisi yoktu,*gittikçe zayıflıyordu. (*zavallı kadın)Televizyonun fişini çek de * biraz dinlensin. (televizyon)Adamın sakalları bembeyazdı ve *oldukça yorgun görünüyordu. (*adam)Çayı biraz daha kaynatırsan *zehir gibi olacak. (*çay)Kitaptaki yanlışlar düzeltilip * yeniden basılacak. (*kitap)Kâğıtları yerden kaldır da* ıslanmasın. (*kâğıtlar)Üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum düzeltilmedikçe* çağdaş üniversite olma niteliğini büsbütün kaybedecektir. (*üniversitelerimiz)Şirketin kuruluşu 31 Mayıs’a kadar tamamlanacak, *1 Haziran’da faaliyete başlayacak. (*şirket)2. NESNE EKSİKLİĞİ: Cümlede nesne bulunmaması ve nesneliğe uygun olmayan kelimelerin nesne gibi düşünülmesidir.Hepinize teşekkür ediyorum ve* sevgiyle kucaklıyorum. (*hepinizi)Hayvanlarına çok iyi bakar, *sürekli veterinere götürür. (*onları)Şoför, çok konuşan yolculara kızıp *otobüsten indirmiş. (*onları)Çocuğun elinden tutup *okula götürmüş. (*onu)Ataç, genç sanatçılara önem verir;* sürekli ön plana çıkarmaya çalışırdı. (*genç sanatçıları)Bir süre önce annesine mektup yazıp *yanına çağırdı. (*annesini)Çılgın âşık sevdiğinin başına üç kurşun sıkarak* öldürdü. (*sevdiğini)Bazı devrik cümleler yazıya renk katar,* monotonluktan kurtarır. (*yazıyı)Başkaları için de olsa çalışmak bize zarar getirmez, *aksine yüceltir. (*bizi)

3. TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ: Cümlede tümleç bulunmaması ve tümleçliğe uygun olmayan kelimelerin tümleç gibi düşünülmesidir.Bizi çok sıcak karşıladılar üstelik* birçok ikramda da bulundular. *(bize/ Dol.Tüm.)Para insanı ya mutlu eder ya da* hükmeder. (*insana/ Dol.Tüm.)Özürlüleri anlamak, topluma kazandırmak ve* iş bulmak lazım. (*onlara/ Dol.Tüm.) Çayı tatlandırmak için *üç kaşık şeker attı.(*çaya/ Dol.Tüm.)Kitabı senden aldım ama* bir türlü yararlanamadım. (*kitaptan/ Dol.Tüm.)Kimseyi küçük görmemeli, *iyi davranmalıyız. (*herkese/ Dol.Tüm.)Her insan böyle durumlarla karşılaşmış ve *çözüm bulmaya çalışmıştır. (*bunlara/ Dol.Tüm.)Bu sokağa giriş ve* çıkış yasaktır. (*bu sokaktan/ Dol.Tüm.)Elbise, kadını güzelleştirmez; sadece *yardımcı olur. (*kadının güzelleşmesine / Dol.Tüm.)Babası ona istediği kadar para verir ama* hiç ilgilenmezdi. (*onunla/ Edat Tüm.)Arabayı çalıştırıp *iki tur attı. (*arabayla/ Edat Tüm.)Benim için söyledikleri yüzünden ona darıldım, *uzun müddet konuşmadım.(*onunla/ Edat Tüm.)

75

Page 76: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Seni görmeyi ve *dertleşmeyi çok istiyordum. (*seninle/ Edat Tüm.)Onlar içeri girmeye çalışırken biz de* çıkmaya çalışıyorduk. (*dışarı/ Zarf Tüm.)

4. ÖZNE-YÜKLEM UYUŞMAZLIĞI: Öznenin tekillik-çoğulluk, olumluluk-olumsuzluk ve şahıs bakımından yüklemle uyuşmamasıdır. *Özne sayı sıfatı almışsa veya belgisiz bir sözcükse yüklem tekil olur. Diğer sınıftan üç kişi seninle görüşmek için bekliyorlar.(bekliyor)İki kardeş sırt sırta vermişlerdi. (vermişti)Öğrencilerin hepsi bu durumdan memnunlardı. (memnundu)Bu adamların hiçbiri sana yardım etmezler. ( etmez) Birçok şair ve yazar, fuarda kitap imzalayacaklardı. (imzalayacaktı)*İnsan dışı varlıklar çoğul özne olduğunda yüklem tekil olur. Nisan yağmurları sellere sebep oldular. (oldu)Elektrik direkleri yol boyunca sıralanmışlardı. (sıralanmıştı)Bu düşünceler geçerliliğini çoktan yitirdiler. ( yitirdi)Hayvanlar ormana doğru kaçıyorlardı. (kaçıyordu)*İnsanlar çoğul özne olduğunda yüklem tekil de olabilir, çoğul da olabilir.Çocuklar bahçede oynuyorlar. Çocuklar bahçede oynuyor.*Topluluk isimleri özne olduğunda yüklem tekil olur.Köy halkı onu köyde görmek istemiyorlardı. (istemiyordu)*Sıfatlar çoğul anlamda ise isimler tekil olur.Çok sayıda şirketlerin katılımı bekleniyor. (şirketin)Birçok sorunlarım var benim. (sorunum)**Yüklem olumluysa özne de olumlu, olumsuzsa özne de olumsuz olmalıdır.Olumlu Özneler: herkes, hepsi, her şey, hepimizOlumsuz Özneler: kimse, hiç kimse, hiçbiri, hiçbir şey, hiçbirimizHiçbiri okulu bırakmadı, *birer büyük adam oldu. (*hepsi)Kimse toplantıda konuşulanları dinlemiyor, *bir an önce toplantının bitmesini istiyordu. (*herkes)Hepimiz onun durumunu biliyor ama *ona müdahale edemiyorduk. (*hiçbirimiz) Hiçbir lider ve hiçbir grup bu sorumluluğu taşıyamaz,* bu sorumluluğun altında kalır.(*her lider ve her grup) ***Özne birden fazla kişiden oluşuyorsa yüklem bu kişilerin birleşimine göre çekimlenir.Bu durumdan sen ve Erkan sorumludur. (sorumlusunuz)Olaylardan ben ve ekibim sorumlu tutulamaz. (tutulamayız)Evin ihtiyaçlarıyla bir ben bir de abim ilgileniyordu.( ilgileniyorduk)Bizim gibi yazarlar memlekete yön verdiğimizi sanırız.(verdiklerini sanırlar)

5. YÜKLEM YANLIŞLARI: Yüklemin çatı, şahıs, kip, eylemsi, yardımcı eylem ve ek eylem gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesidir. Roman gerçeklerden yola çıkarak yazılır. (çıkılarak/ çatı uyuşmazlığı)Edebî eserlerin halkça benimsenmesi ve değerlendirmesi kolay değildir.( değerlendirilmesi / çatı uyuşmazlığı)Aynı niteliği taşıyan eserlerden örnekler alınarak bunları birçok yapıtta kullandı. (alarak/ çatı uyuşmazlığı)Dizeleri sadeleştirerek dizelerdeki söz sanatları bulundu. (-nı buldu/ çatı uyuşmazlığı)Okuyucu bir eseri değerlendirirken eserin yazıldığı şartlar da göz önüne alınmalıdır.(almalıdır/ çatı uyuşmazlığı)Limana doğru yapılacak kısa bir yürüyüşle birbirinden leziz balıkların tezgâhlarda sıralandığı lokantaları görebilirsiniz. (yapacağınız/ çatı uyuşmazlığı )Binanın inşaatı yakında bitecek, hepimiz o binada oturacaktık. (bitecekti/ şahıs) Pastanın yarısını ben*, yarısını Ahmet yedi.(*yedim/ şahıs)

76

Page 77: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Ne onlar beni aldattı ne de ben onları.* (*aldattım/ şahıs)Ne sen kimseden kork ne de kimse senden.* (*korksun/ şahıs)Suyunu biz*, sevgisini siz verin. (*verelim/kip + şahıs)Biz onu yatıştırmak için uğraşmış, o ise bize bağırmıştı.(uğraşmıştık/ şahıs)Bunları geçmişte de* gelecekte de savunacağım.(*savundum/ kip) Beyaz eti az*, kırmızı eti hiç yemem.(*yerim/kip)Yaşadım ben de orada kaç senedir.(yaşıyorum/ kip)Günlerimi dağlarda yürüyüş yaparak, radyo* ve televizyon izleyerek geçiriyorum. (*dinleyerek/ eylemsi/ yan yüklem eksik)Dilimize gereken ilgi* ve önemi vermek zorundayız.(*-yi göstermek/ eylemsi )Soruları yanıtlarken nelere dikkat etmenizi bir kez daha hatırlatacağım.(etmeniz gerektiğini/ eylemsi)Bütün geceyi şarkılar* ve masallar anlatarak geçirdik.(*söyleyerek/ eylemsi)Başkan oturumun akıcı, izlenebilir* ve bazı sorunların çözümüne katkıda bulunmasını sağlar. (*olmasını/ yardımcı eylem)Eserlerini incelediğimizde şiirlerinin güncel*, romanlarının ise güncel olmadığını görürüz. (*olduğunu/ yardımcı eylem)Kuzu eti sağlıklı* ve yaşlı olmayanlarca yenmelidir. (*olan/yardımcı eylem)Önce biraz sohbet*, sonra ders çalışırız.(*eder/ yardımcı eylem)Fikirlerinde ısrarlı* ama tutarsız değildi. (*idi/ek eylem eksik)Kendisi başarılı, çalışkan* ancak dürüst değildi. (*idi/ek eylem eksik)Her türlü elektrik arızası* ve elektrikli ev eşyası tamir edilir.(*giderilir/ yüklem eksik)Çıkan kavgada eşyalar etrafa saçılmış, tüm camlar* ve duvar kâğıtları yırtılmıştı.(* kırılmış/ yüklem eksik)Ziraat mühendisi bu bitkinin hormonsuz*ve zehirli olmadığını söyledi.(*olduğunu/yrd. eylem) Futbolcunun durumunun iyi* ve antrenmanlara çıkabileceği söylendi. (*olduğu/ yrd. eylem) 6. TAMLAMA YANLIŞLARI: İsim veya sıfat tamlamasında tamlayan ile tamlananın yanlış kullanılmasıdır. (İki tamlayanın aynı tamlanana bağlanamamasıdır.)Kurumda tanıtım* ve parasal işlere ben bakıyorum. (*işlerine)İkili* veya grup sohbeti için ideal bir mekân burası. (*sohbet)Tüm özel* ve kamu kuruluşları eylem kararı aldı. (*kuruluşlar)Büyük şair, şiirlerinin çoğunu serbest* ya da hece ölçüsüyle yazmış. (*ölçüyle)Toplumsal geleneklere ve* kurallarına bağlı olduğu söylenemez. (*toplum)Fen* ve askerî liselere hazırlık kursları açılmış. (*liselerine)7. EK EKSİKLİĞİ, FAZLALIĞI, YANLIŞLIĞI: Zekâ kadar hırçınlığıyla da dikkatleri çekiyordu. (zekâsı/ iyelik eki eksik)Bu sanatçının, yazarların nasıl öykü yazdıklarını inceleyen bir deneme var. (denemesi/ iyelik eki eksik)Ahmet Bey derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.(üyesi /iyelik eki eksik)Varlık dergisi okurlara hediye ettiği kitapları herkes beğendi. (dergisinin / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)Hayatta rastladığım her insan bir yönden bana üstün olan tarafını düşünürüm. (insanın / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)Yönetmelikteki kurallar, bu gibi durumlarda titizlikle uygulanması gerekiyor. (kuralların / ilgi eki “tamlayan eki” eksik)Neşe verici şeylerle uğraşalım, gülmesini bilelim. (gülmeyi / iyelik eki fazla)Sergideki resimler im in hepsi kendi eserimdir. (resimlerin / iyelik eki fazla)İsmimle sürekli alay ediliyorum. (ediliyor/ şahıs eki fazla) İnsanların kötülüğü, arzuları kuvvetli olduğu için değil, vicdanları zayıf olduğu için yaparlar.(insanlar / ilgi eki “tamlayan eki” fazla)Sanatçının bütün resimlerini zaman diye bir kavramın olmadığını doğrulamak içindir. (resimleri / hâl eki fazla)Günlük yaşamda hepimizin sorumluluğumuz var. (sorumluluğu/ yanlış iyelik eki)Bizi endişelendiren, senin geç kaldığındır. (kalmandır/ yanlış eylemsi eki)Deniz hayvanları üzerinde birçok araştırması var. (üzerine/ yanlış hâl eki)

77

Page 78: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

8. TAMLAYAN EKSİKLİĞİ: Cümlede tamlayan kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açabilir. Bu topluma ümit vermek, *moralini yükseltmek lazım. (* toplumun)Arkadaşıma bir kitap hediye ederek *gönlünü almaya çalıştım. (* onun)Ülkemizde kaza sayısının azalması ve* önlenmesi için tedbir alınmalı. (* kazaların)Kitapları raflara dizerek *yıpranmasına engel oldum. (* kitapların)Bu adamla ilgili soruşturmanın 20 gün içinde tamamlanacağı ve *Türkiye’ye iade edileceği söyleniyor. (* adamın)Herkese başarılarını anlatır, *kendine hayran olmasını isterdi. (* herkesin)

9. YAPISI YANLIŞ OLAN KELİMELER: Kelimelerin Türk dil bilgisi kurallarına uygun türetilmemesidir.Adam bu semtte yıllardır manavcılık yapıyor. (manavlık)Sen de kendini tanıştırsana. (tanıtsana)Öğrencilere bu konuda çeşitli ödüller verilebilinir.(verilebilir)Ünlü yazar sözlerinin çarptırıldığını söylüyor. (çarpıtıldığını)Başkasıyla oynayan çocuk ister istemez hoşgörülük kazanır. (hoşgörülülük)Polisiye filmlerden hoşlaşmıyorum. (hoşlanmıyorum)Bu otlar yenilmez. (yenmez)10. YANLIŞ YERDE KULLANILAN KELİMELER: Kelimenin, cümlenin anlam ve akışına uygun olmayan bir yerinde kullanılmasıdır. Hastanelerde ücretsiz hastalara bakılacakmış. (Hastanelerde hastalara ücretsiz bakılacak.)Kısaca bildiklerimi size anlatayım.(Bildiklerimi size kısaca anlatayım.)Bu servisteki hastalar çok ameliyattan korkuyor.(Bu servisteki hastalar ameliyattan çok korkuyor.)Tüketici en etkili televizyonla yönlendirilir.( Tüketici televizyonla en etkili yönlendirilir.)Soruları en iyi evde çözebiliyorum.( Soruları evde en iyi çözebiliyorum.)Yorgun işten dönüyordum.( İşten yorgun dönüyordum.)Geçen hafta kaybolan Kemal’in kitabı bulundu.( Kemal’in geçen hafta kaybolan kitabı bulundu.)Gaziantep Valiliğince şehre kaçak getirilen 2300 baş koyun ele geçirildi.( Şehre kaçak getirilen 2300 baş koyun Gaziantep Valiliğince ele geçirildi)Polis, dün gece çok sayıda evden kaçmış çocuk yakaladı.( Polis, dün gece evden kaçmış çok sayıda çocuk yakaladı.)Sen de çok başımızı ağrıtıyorsun.( Sen de başımızı çok ağrıtıyorsun.)İlk şiirlerinde Faruk Nafiz’in dili, daha çok hayattan sözlüğe bağlı bir dildir. (İlk şiirlerinde Faruk Nafiz’in dili, hayattan daha çok sözlüğe bağlı bir dildir.)Sorular kolay olduğu için sınavdan çıkan öğrenciler çok sevinçliydi.( Sınavdan çıkan öğrenciler sorular kolay olduğu için çok sevinçliydi.)

SES BİLGİSİTÜRKÇENİN BAZI SES ÖZELLİKLERİ:1. Uzun ünlü içeren kelimeler Türkçe değildir.ha:kim, su:ret, za:lim, a:lim, haki:kat, Nu:ri, mecbu:ren vb.2. İki ünlünün yan yana geldiği kelimeler Türkçe değildir.koalisyon, fuar, saat, saadet, ziraat, kooperatif, şiir, şair, iade, aile, iddia vb.3. İlk hecesi dışında o/ ö geniş ünlüsü bulunan kelimeler Türkçe değildir.salon, limon, balon, balkon, jeneratör, operatör, profesör, röportaj, televizyon, motor vb.4. Çift ünsüzle başlayan kelimeler Türkçe değildir.plastik, psikoloji, prestij, plaj, plak, star, strateji, stres, staj, stadyum, dram, tren, trajedi, kronik, krom, krem, kral vb.

78

Page 79: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

5. Kelime kökünde aynı iki ünsüzün yan yana geldiği kelimeler Türkçe değildir.millet, minnet, şiddet, hiddet, zillet, teşekkür, madde, teessüf, teşebbüs, sarraf, okka, temenni vb. (anne ve elli kelimeleri istisna)6. “f, h, j” ünsüzlerinden birini içeren kelimeler Türkçe değildir. (yansımalar hariç)sınıf, fark, hak, silah, tuhaf, fiyat, jilet, bagaj, garaj, jandarma vb.7. m, r, n, ğ, z, c, l ünsüzleriyle başlayan kelimeler Türkçe değildir. (yansımalar hariç)miras, merak, mal, ruh, rahat, rakip, nur, nar, naz, namaz, gayret, garip, gurbet, zekâ, zeki, zira, zekât, zarar, zaman, zor, cesaret, can, cin, cennet, liman, limon, lale vb. 8. Kalın ve ince ünlülerin bir arada kullanıldığı kelimeler Türkçe değildir.kitap, miras, sahip, cihan, mektup, takip, cahil, serum vb.

ÜNLÜ ŞEMASIDÜZ YUVARLAK

GENİŞ DAR GENİŞ DARKALIN a ı O uİNCE e i Ö ü

BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU (KALINLIK-İNCELİK UYUMU/ DİL BENZEŞMESİ):Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü varsa diğer hecelerinde de kalın ünlüler bulunur. İlk hecede ince bir ünlü varsa diğer hecelerde de ince ünlüler bulunur.tanıdıklarımıza, sorularınızdan, bilinmeyen, gördüğümüzde, seçmişler vb.*Tek heceli sözcüklerde, birleşik sözcüklerde ve yabancı sözcüklerde uyum aranmaz.*-yor, -ken, -ki, -leyin, -mtırak, -daş, -gil ekleri uyum bozan eklerdir.*Türkçe olduğu hâlde uyum dışı kalmış kelimeler de vardır.inanmak, kardeş, anne, elma, hangi, şişman KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU (DÜZLÜK-YUVARLAKLIK UYUMU/ DUDAK BENZEŞMESİ):Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz bir ünlü varsa diğer hecelerinde de düz ünlüler bulunur. İlk hecede yuvarlak bir ünlü varsa ondan sonraki hecede ya düz-geniş ya yuvarlak-dar ünlü bulunur. Düze geçildikten sonra düz devam edilir. yoğurtçularımızdan, söylediklerinize, üzüleceğinizi, unutulur, sorulunca, görüşünüze, bulmaksızın, sayıları, etkisini vb.*Türkçe olduğu hâlde uyum dışı kalmış sözcükler de vardır: tapu, kabuk, kavun, avuç, avunmak, savunmak, savurmak, yağmur, kavuk, tavuk, soruyor vb.

ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ / ÜNSÜZ UYUMU): Türkçede ünsüzler yumuşak ve sert ünsüzler diye ikiye ayrılır.Sert ünsüzler: f, s, t, k, ç, ş, h, p Bunların dışındaki ünsüzler yumuşaktır. Bir sözcük sert bir ünsüzle bitiyor ve ona c, d, g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getiriliyorsa bu ekin başındaki ünsüz sertleşir.(yani ç, t, k olur) Buna ÜNSÜZ BENZEŞMESİ (ÜNSÜZ SERTLEŞMESİ ) denir.kitap-da: kitaptaheyet-ce: heyetçetut-dur-mak:tutturmaksınıf-dan:sınıftankes-gin:keskingit-dik-imiz: gittiğimizgit-di:gittiseç-gin:seçkin kap-dır-mış-dı: kaptırmıştı

79

Page 80: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

gel-miş-dir:gelmiştir as-gı:askı Türk-ce: Türkçeoku-y-acak-dı:okuyacaktı balık-cıl:balıkçıl iş-ci: işçisaat 15.00’de: saat 15.00’te 2014’de:2014’tekitap-cık: kitapçık*Özel isimlerde de aynı kural geçerlidir.Kars’da: Kars’taMehmet’den: Mehmet’ten

ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ (ÜNSÜZ YUMUŞAMASI): İki ünlü arasında kalan p, ç, t, k sert ünsüzleri b, c, d, g, ğ ‘ye dönüşür. Buna ÜNSÜZ DEĞİŞİMİ (ÜNSÜZ YUMUŞAMASI ) denir.git-ecek -im:gideceğimkulak-cık-ı:kulakçığıkitap-ım:kitabımkaranlık-a: karanlığailaç-ınız:ilacınızkitap-cık-ı:kitapçığıkâğıt-ı-n-da:kâğıdındaarz et-er-im:arz ederimyemek-i:yemeğiyut-um-la-dı:yudumladıak-ar-mış-dı:ağarmıştıgit-er-di-ler:giderdiler*Tek heceli kelimelerin bir bölümünde yumuşama görülür.tek-i:teki suç-u:suçugöç-ü:göçüsaç-ı:saçısap-ı:sapıkat-ı-n-da:katındaçok-u: çoğuuç-u:ucugüç-ü:gücütaç-ı:tacıkap-ı:kabıtat-ı-n-da:tadında

*Yabancı kökenli sözcüklerde yumuşama genellikle görülmez.iş hukuku, sanatımız, saadetin, ticarete, milletin, devlete, suretini, suratına vb.

*Bazı kelimelerde iki ünlü arasında kalma şartı olmadan yumuşama görülür.kalp-im: kalbimdenk-iniz:denginizdört-üncü:dördüncüdert-i:derdiharç-ı:harcıart art-a: art arda

80

Page 81: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

*Özel isimlerin yazımında yumuşama gösterilmez. Bilecik’e, Zonguldak’ın, Ahmet’e...

SES DÜŞMESİa. Ünlü Düşmesi(Hece Düşmesi): Sözcüğün aslında bulunan bir ünlünün sözcüğe ek gelmesiyle düşmesidir. Genellikle son hecede bulunan dar ünlüler düşer.*Çekim ekleri ünlü kaybı oluşturur: akıl-ım:aklım, devir-i-n-de:devrinde, sabır-ınız:sabrınız gönül-ünüz-ce:gönlünüzce, asıl-ı-n-da:aslında *Yardımcı eylemler ünlü kaybı oluşturur: kahır olmak:kahrolmak, kayıp olmak:kaybolmak, sabır etmek:sabretmek devir etmek: devretmek *Türetilirken ünlü kaybına uğrayan kelimeler:devir-il-mek:devrilmek savur-ul-mak:savrulmak çevir-il-mek:çevrilmekoyun-a-mak:oynamak koku-la-mak:koklamak besi-le-mek:beslemek uyu-ku:uykuçevir-e:çevrekavuş-ak:kavşakayır-ıntı:ayrıntı ayır-ım:ayrımdevir-im:devrimbeniz-e-r:benzeryumurta-la-mak:yumurtlamak*Kelimeler birleşirken ses kaybına uğrayabilir. Buna ÜNLÜ ERİMESİ, ÜNLÜ AŞINMASI gibi adlar verilir.ne için:niçinkahve altı:kahvaltıcuma ertesi: cumartesipazar ertesi:pazartesine eylersin: neylersinecza-hane:eczanene asıl:nasılsütlü aş:sütlaçb. Ünsüz Düşmesi: Sözcüğün aslında bulunan bir ünsüzün sözcüğe ek gelmesiyle düşmesidir.alçak-l-mak:alçalmakyüksek-l-mek: yükselmekast-teğmen:asteğmenküçük-cük:küçücükalçak-cık:alçacıküst-teğmen:üsteğmenküçük-mse-mek:küçümsemekufak-cık:ufacıkad-daş:adaş

SES TÜREMESİ

81

Page 82: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

a. Ünlü Türemesi: Sözcüğün aslında olmayan bir ünlünün sözcüğe ek gelmesiyle ortaya çıkmasıdır. bir-cik:biricik genç-cik:gencecik yap-yalnız:yapayalnız az-cık:azıcık düp-düz:düpedüz güp-gündüz: güpegündüz çep-çevre: çepeçevre sap-sağlam: sapasağlam

b. Ünsüz Türemesi: Sözcüğün aslında olmayan bir ünsüzün sözcüğe ek gelmesiyle ortaya çıkmasıdır. his etmek:hissetmekzan etmek:zannetmekhak-ımız:hakkımızaf-ınız-a:affınızasır-ı:sırrıaf eder:affederret eder:reddederşık-ı: şıkkıüs-ü: üssü

ÜNLÜ DARALMASI-e/-a geniş ünlüsüyle biten eylemlere -yor eki eklendiğinde bu geniş ünlüler -ı/-i/ -u/ -ü dar ünlülerine dönüşür. Buna ÜNLÜ DARALMASI denir.bekle-yor:bekliyorkana-yor:kanıyorağla-yor:ağlıyorkokla-yor:kokluyoranlama-yor:anlamıyorgitme-yor:gitmiyorözle-yor:özlüyorde-yor:diyorye-yor:yiyorgörme-yor:görmüyordene-yor:deniyorsula-yor:suluyor

* “de-” ve “ye-” eylemleri -yor eki olmadan da darlaşır.de-y-e:diyede-y-ecek:diyecekde-y-en:diyenye-y-en:yiyenye-y-ecek:yiyecekye-y-erek:yiyerek* “de-” eylemi bazen de darlaşmaz.de-y-ince:deyince de-y-ip:deyip

*ne-y-e:niye

82

Page 83: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

KAYNAŞTIRMA HARFLERİ (KORUYUCU ÜNSÜZLER)Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana gelmez, araya mutlaka y, ş, s, n kaynaştırma harflerinden birisi girer. Bunların özel kullanım yerleri vardır.ş kaynaştırması: Üleştirme sayı sıfatlarında kullanılır.iki-ş-er, altı-ş-ar, yedi-ş-er, yirmi-ş-er, elli-ş-ers kaynaştırması: 3. tekil iyelik ekinden önce kullanılır.dede-s-i misafir oda-s-ıense-s-i su boru-s-ugelme-s-i anlatmama-s-ı elbise-s-i para-s-ın kaynaştırması: Üç yerde kullanılır.a. Zamirlere ek geldiğinde: bu-n-dan, şu-n-lar, o-n-suz, şu-n-u, öteki-n-e, bu-n-cab.İyelik ekiyle hâl eki arasında kullanılır: dede-s-i-n-e, ev-in ön-ü-n-de,kaynaştırma harfleri-n-ic. İlgi ekinden önce kullanılır: konu-n-un detayları, sehpa-n-ın ayağı, elbise-n-in fiyatı

y kaynaştırması: Yukarıdaki kullanımlar dışında hep y kaynaştırması kullanılır:bekle-y-erek bura-y-abilme-y-en pasta-y-ısorma-y-ın de-y-inEdirne-y-e diye(de-y-e)*idi, imiş, ise, ile sözcükleri ünlüyle biten bir sözcüğe eklendiğinde baştaki “i” ünlüsü “y” kaynaştırmasına dönüşür.burada idi: buradaydıgeldi ise: geldiysesınıfta imiş: sınıftaymışsırası ile: sırasıylaULAMA: Ünsüzle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük gelirse iki sözcük birbirine bağlanarak okunur. Buna ULAMA denir. Noktalama işaretlerinin olduğu yerde ulama yapılamaz.Payı yok, apansız_ inen_ akşamdanKaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri (Ahmet Arif)Ölenler_ anlayamaz_ ölümsüz_ âşıklarıRahatça dal, ölüm sonu gelmez bir _ uykudur (Yahya Kemal)Uçun kuşlar, uçun doğduğum yereDikenler_ içinde sarı gül vardır (Rıza Tevfik)Düşün, olasılık, atom fiziğiVe bizi biz_ eden_ amansız sevda (Ahmet Arif)ÜNLÜ DEĞİŞİMİ: “ben” ve “sen” zamirleri yönelme durum ekini(-e hâl ekini) alınca kökte ses değişikliğine uğrar. Buna ÜNLÜ DEĞİŞİMİ denir.ben-e :banasen-e : sanaSES GÖÇÜŞMESİ: Kelime içindeki seslerin yer değiştirmesidir. (Bu, aynı zamanda yazım yanlışıdır.)eşki, kiprik, nalet, kirbit, yalnış, yanlız, dorgu, tiskinmek vb. n : m DEĞİŞİMİ: Türkçe kelimelerde b ünsüzünden önce n ünsüzü bitişik hâlde bulunamaz. “n” ünsüzü “m”ye dönüşür.çenber: çember

83

Page 84: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

anbar:ambarsünbül:sümbülcanbaz:cambazperşenbe:perşembeçarşanba:çarşambasaklanbaç:saklambaçdolanbaç:dolambaç*onbaşı, binbaşı, sonbahar, İstanbul, Safranbolu kelimeleri istisnadır.

YAZIM(İMLA)KURALLARIBÜYÜK HARFLERİN KULLANILDIĞI YERLER: 1. Her cümle büyük harfle başlar ancak sıralı cümlelerde noktalı virgülden sonra küçük harfle devam edilir:Şairlerimizin çoğu, başkalarının gösterdiği yoldan gidiyor; eskiden kalma duyguları, düşünceleri söylüyor.Gün doğmuş, bir minare boyu yükselmişti; insanlar sokağa dökülmeye başlamıştı.2. Tüm özel isimler büyük harfle başlar:Depremler Japonya’da hayatın bir parçasıdır.Yahya Kemal’in “Eski Şiirin Rüzgârıyla”sını okumuştum. *** Özel isme bağlı unvan ve lakaplar isimden önce de sonra da gelse büyük harfle yazılır:Avukat İhsan Bey aile dostumuzdur.Muallim Naci, Ziya Paşa, Damat Ferit Paşa vb.***Akrabalık adları küçük harfle yazılır: Tülay ablam, Erhan abim, Kâmil dayım vb.***Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam ve unvan sözleri büyük harfle başlar:Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali dün kabul etti. ***Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük harfle başlar: Sayın Bakan, Sayın Başkan, Sayın Rektör, Sayın Vali vb.3. Mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:Sevgili Kardeşim, Aziz Dostum, Değerli Dinleyiciler, 4. Din ve mitolojiyle ilgili özel adlar büyük harfle başlar: Tanrı, Allah, İlah, Cebrail, Zeus, Kibele*** “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları, müzik dünyasının ilahı… 5. Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde “doğu” ve “batı” büyük harfle başlar: Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb. 6. Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar: Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Fırat Nehri, Süveyş Kanalı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi vb. 7. Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar: Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Mostar Köprüsü, Bilge Kağan Anıtı, Van Kalesi vb.8. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği vb. 9. Kurum adları büyük harfle başlar ve bu adlara eklenen ekler kesmeyle ayrılmaz. Mehmet Akif Ersoy Lisesi Müdürlüğüne, Türk Dil Kurumundan, Marmara Üniversitesine vb.10. Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, roman vb. kelimeler küçük harfle başlar.Sabah gazetesi, Varlık dergisi, Yeşil Gece romanı vb. 11. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, Taş Devri, Lale Devri, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde vb.12. Özel adlardan türetilen kelimeler büyük harfle başlar:Türkçenin, Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Avrupalı, Asyalılık, Darvinci, Gaziantepli vb. Uyarı: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz:

84

Page 85: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

acem(müzikte makam), hicaz(müzikte makam), allahlık(saf, zararsız kimse), amper(elektrik akımı şiddet birimi), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma) vb.Uyarı: Para birimleri büyük harfle başlamaz:lira, kuruş, avro, dolar, dinar, liret vb.Uyarı: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle başlamaz.13. Ay, güneş, dünya kelimeleri coğrafi bir terimse büyük, değilse küçük harfle yazılır:Eviniz Güneş alıyor mu?(yazım yanlışı)Bana dünya kadar iş çıkardın.Dünya’nın Güneş’e uzaklığı ne kadardır?14. Yön bildiren kelimeler yönünü bildirdiği isimden önce gelirse büyük, sonra gelirse küçük harfle yazılır:Doğu Anadolu’da, Anadolu’nun doğusunda, Kuzey Afrika’da, Afrika’nın kuzeyinde15.Tarihler arasında kalan ay ve gün isimleri büyük harfle yazılır:28 Nisan 2015 Salı günü yazılı yapacağım.Buralara her yıl nisan ayında gelir.*Rakama bağlı ay ve gün adları büyük harfle yazılır:13 Mayıs Çarşamba günü sempozyum başlıyor.1 Haziran’da buraya gelecekler.16. Şiirde tüm dizeler büyük harfle başlar.17. Şiir ve yazı başlıklarının her kelimesi büyük harfle başlar. (bağlaçlar hariç)18. Nokta, iki nokta, üç noktadan; soru ve ünlem işaretinden sonra büyük harfle başlanır.*İki noktadan sonraki kısım bir cümle oluşturuyorsa büyük harfle başlanır:Üç şeyden nefret ederim: yalancılık, ikiyüzlülük, yağcılık.19. Tırnak içine alınan cümleler büyük harfle başlar. O cümleyle ilgili noktalama tırnak içinde sona erer. Tırnak kapatıldıktan sonra küçük harfle devam edilir.

BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI: A. BİTİŞİK YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER1. Ses düşmesi olan birleşik kelimeler bitişik yazılır: birbiri, kaynana, nasıl, sütlaç, niçin vb.2.Kurallı (özel) birleşik eylemler bitişik yazılır:gidebiliriz, getiriver, devrileyazmış, düşünedurun vb.3. Özgün biçimleri tek heceli Arapça kökenli bazı kelimeler “etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak” yardımcı eylemleriyle birleşirken ses düşmesine, ses türemesine veya ses değişmesine uğradığında bitişik yazılır: emretmek, menolunmak, cemetmek, katetmek, defetmek, defolmak, kaybolmak; gasbetmek, darbetmek, dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek vb.4. Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır: a. Bitki adları: aslanağzı, civanperçemi, keçiboynuzu, kuşburnu, yılanyastığı, akşamsefası, camgüzeli, çobançantası, meryemanaeldiveni vb.b. Hayvan adları: danaburnu(böcek), alabacak (at), karagöz (balık), karafatma (böcek), sarıkuyruk(balık), karadul (örümcek), yalıçapkını (kuş) vb. c. Hastalık adları: itdirseği (arpacık), delibaş, karabacak vb. ç. Alet ve eşya adları: balıkgözü (halka), deveboynu (boru), domuztırnağı (kanca), kedigözü(lamba), sıçankuyruğu (törpü), horozayağı(burgu) vb. d. Biçim, tarz, tür, motif vb. adlar: balıksırtı (desen), civankaşı (nakış), kazkanadı(oyun), sıçandişi (dikiş), turnageçidi (fırtına), beşikörtüsü (çatı biçimi) vb. e. Yiyecek adları: hanımgöbeği(tatlı), kadınbudu(köfte), kedidili (bisküvi), tavukgöğsü(tatlı), vezirparmağı(tatlı), alinazik (yemek)vb. f. Oyun adları: üçtaş, beştaş, dokuztaş vb. g. Gök cisimlerinin adları: Altıkardeş(yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Samanyolu (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi), Küçükayı (yıldız kümesi), Demirkazık (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız)vb. ğ. Renk adları: baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, vişneçürüğü, kavuniçi, gülkurusu, narçiçeği, yavruağzı vb.

85

Page 86: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

h. Oğlu, kızı sözleri: elkızı, eloğlu, hinoğluhin, çapanoğlu vb.5. Somut olarak yer bildirmeyen “alt, üst ve üzeri” sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), akşamüstü, akşamüzeri, olağanüstü, suçüstü vb. 6. Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır: güneydoğu, güneybatı, kuzeydoğu, kuzeybatı 7. Dilimizde her iki ögesi de anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır: a. “baş” sözcüğüyle oluşturulan sıfat tamlamaları: başçavuş, başkomutan, başeser, başfiyat, başpehlivan, başhekim, başhemşire, başkent, başköşe, başmüfettiş, başrol, başsavcı, başyazar vb. b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki “başı” sözcüğü ile oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: aşçıbaşı, onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, çarkçıbaşı, ustabaşı vb. c. Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler: ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hacıağa, kadınnine, paşababa vb. ç. “Biraz, birçok, birçoğu, birkaç, birkaçı, birtakım, herhangi, hiçbir, hiçbiri” belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır. 8. “Ev” kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, huzurevi, gözlemevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, yayınevi, polisevi vb. 9. “sever” kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: vatansever, kitapsever, hayvansever, yurtsever, hayırsever vb.10. “Hane, name, zade” kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, yazıhane, kahvehane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade vb. 11. Farsça kurallara göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: Servetifünun, Fecriati, âlemşümul, darıdünya, ehlibeyit, ehvenişer, erkânıharp, gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî, suikast, cürmümeşhut, hamdüsena, hercümerç, hüsnükuruntu, hüsnüniyet vb. 12. Arapça kurallara göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: aliyyülâlâ, ceffelkalem, daüssıla, fevkalade, fevkalbeşer, hıfzıssıhha, hüvelbaki, şeyhülislam, tahtelbahir, aleykümselam, Allahualem, bismillah, fenafillah, fisebilillah, hafazanallah, inşallah, maşallah, velhasıl vb.13. Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan ve hastalık adları bitişik yazılır: akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek, kırmızıbiber, yeşilbiber; alabalık, beyazsinek, bozayı; aksu, mavihastalık, maviküf 14.Anlamca kaynaşmış birleşik eylemler bitişik yazılır.başvur-, varsay-, öngör-, vazgeç- vb. B. AYRI YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER1. “Etmek, edilmek, olmak, olunmak” yardımcı eylemleriyle kurulan birleşik fiiller, ses düşmesi veya ses türemesi olmamışsa ayrı yazılır: alt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, not etmek, terk etmek, kul olmak, yok olmak vb. 2. Birleşme sırasında kelimelerden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan kelimeler ayrı yazılır.a. Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar: ada balığı, köpek balığı, dil balığı, yılan balığı; arı kuşu, çalı kuşu, deve kuşu, saka kuşu, tarla kuşu; ağustos böceği, ipek böceği, uğur böceği, hamam böceği, sümüklü böcek; at sineği, su sineği, uyuz sineği; ok yılanı, deniz yılanı; dağ keçisi, yaban keçisi; fındık faresi, dağ sıçanı; bal arısı; Pekin ördeği, Ankara kedisi vb.b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar: ayrık otu, güzelavrat otu, çörek otu, ateş çiçeği, küpe çiçeği, tespih ağacı, öd ağacı, mantar ağacı; meyan kökü, helvacı kökü; dağ elması, deve dikeni, at kestanesi, şeker kamışı, Antep fıstığı, soya fasulyesi vb.UYARI: çöreotu, semizotu, dereotu yazımı gelenekleşmiş olduğu için bitişik yazılır.c. Nesne, alet ve eşya adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler: alçı taşı, çakmak taşı, lüle taşı, Oltu taşı; arap sabunu, yel değirmeni, duvar saati, İngiliz anahtarı, tüp geçit, toplu iğne, tuz ruhu, afyon ruhu, nane ruhu vb. ç. Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler: Arnavut kaldırımı, keçi yolu, çevre yolu, kara yolu, hava yolu, deniz yolu, demir yolu vb.

86

Page 87: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

d. Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler: dil bilgisi, halk bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi, ses bilgisi, gök bilimi, şekil bilgisi vb. 3. Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır: bal rengi, duman rengi, gümüş rengi; ateş kırmızısı, çivit mavisi, gece mavisi, limon sarısı, safra yeşili, küf yeşili vb. 4. Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: ahlak dışı, yasa dışı, yurt dışı, yurt içi, hafta içi, aklı sıra, yanı sıra, ardı sıra, peşi sıra vb. 5. Somut olarak yer bildiren “alt, üst” sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: deri altı, su altı, yer altı, böbrek üstü bezi vb. 6. Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, peşin sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: alt yazı, alt kurul, üst kat, üst küme, ana bilim dalı, ana dili; ön söz, ön yargı, art damak, art niyet, arka plan, yan cümle, yan etki; karşı görüş, iç tüzük, dış hat, orta kulak, orta oyunu, peşin hüküm vb. 7. “şey” kelimesi daima ayrı yazılır: bir şey, her şey, hiçbir şey SORU EDATI “mı/mi”nin YAZIMI: Bu edat eklendiği kelimeden ayrı, kendisinden sonraki eklerle bitişik yazılır.Bu eller miydi topraktan evler yapan?Yetkili kişi siz misiniz?*Özel isme eklenirse kesmeyle ayrılmaz, ayrı yazılır.Mesut mu söyledi bunları?İKİLEMELERİN YAZIMI: 1. İkilemeyi oluşturan kelimeler arasına hiçbir noktalama konmaz:Buradan aşağı yukarı iki ay önce ayrıldı.Her şeyi tek tek anlattı. 2. Pekiştirmeli kelimeler bitişik yazılır: dosdoğru, çarçabuk, bembeyaz, sapasağlam vb. SAYILARIN YAZIMI: 1. Sayılar yazıyla da yazılabilir: bin yıldan beri, on dört gün, haftanın beşinci günü, üçüncü sınıf vb.*** Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır: 17.30’da, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 15 metre kumaş, 150 kilometre vb.*** Saatler ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir: saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala vb.***Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen “bin, milyon, milyar, trilyon” sözleri harfle yazılabilir: 1 milyar 500 milyon, 3 bin 255 kalem, 8 trilyon 412 milyar vb.2. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: iki yüz, bin iki yüz elli bir, üç yüz altmış beş vb.

Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.3. Para ile ilgili işlemlerle çek, senet vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır: 650,35(altıyüzelliTL,otuzbeşkr.)4. Yüzde, binde işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında boşluk bırakılmaz: %25, %o50 vb. 5. Adları sayılardan oluşan iskambil oyunları bitişik yazılır: ellibir, altmışaltı, yirmibir vb.6. Sayılara getirilen ekler sayının okunuşuna göre yazılır. Bugün saat 13.00’te buluşalım. (13.00’da)Dairemiz 7’nci kattadır.( 7’inci) Dairemiz 7. kattadır.(7.nci)İl 2’ncisi (2’incisi) İl 2.si (İl 2.’si)İl 2.ncisi7. Üleştirme sayı sıfatları sadece yazıyla yazılır. birer, ikişer, üçer, dörder vb. 8. Bir zorunluluk olmadıkça cümle rakamla başlamaz.

87

Page 88: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

ki’nin YAZIMI: Türkçede üç türlü “ki” vardır. Bunlar: İlgi zamiri olan “ki”, sıfat yapan “ki”, bağlaç olan “ki”a. İlgi Zamiri Olan “ki”: İsim tamlamalarında düşen ismin (tamlananın) yerini tutar ve bitişik yazılır.Sizin durumunuz bizimkinden çok farklı.Koridorun boyası salonunkinden geç kurudu.Seninki de laf mı?b. Sıfat Yapan “ki”: Eklendiği kelimeyi sıfatlaştırır ve bitişik yazılır.Tahtadaki soruları defterine yazdın mı?Dünkü maçı yorumluyoruz.c. Bağlaç Olan “ki”: Cümleye açıklama anlamı verir. Cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz. Her zaman ayrı yazılır. Çekimli eylemlerden sonra gelen ki’ler bağlaçtır.Anladım ki bu tartışma bitmeyecek.Sen de biliyorsun ki bu çocuk başarılı olamayacak.Bana söylemediniz ki. de’nin YAZIMI: Türkçede iki türlü de vardır. Bunlar: hâl eki olan “de”, bağlaç olan “de”a. Hâl eki Olan “de”: Bulunma yani yer bildirir. Dolaylı tümleç oluşturur. Bazen de zaman ve durum anlamı sağlar. Cümleden çıkarıldığında anlam bozulur.*Daima bitişik yazılır, ünlü ve ünsüz uyumlarına uyar.Bu kolide kaç paket var?Kitapta böyle bir bilgiye rastlamadım.Karlı havalarda hüzünlenirdi hep.Kasım ayında sınava girmiştim.Ayakta beklemeyin.b. Bağlaç Olan “de”: Başka durumların varlığını bildirir. Cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz.*Daima ayrı yazılır ve ünsüz benzeşmesi kuralına uymaz.Bu kuş da güzel ötüyor.Bana da bir çay getir.KISALTMALARIN YAZIMI: Kelimelerin baş harfleri alınarak yapılan kısaltmalar büyük harfle yazılır ve araya nokta konmaz. Ekler kısaltmanın okunuşuna göre yazılır.İTÜ’ni > İTÜ’yüMEB’nın > MEB’in AB’ne > AB’yeYÖK’na > YÖK’e LYS’nda > LYS’deUEFA’ya NATO’dan***T.C.(Türkiye Cumhuriyeti) T. (Türkçe) kelimelerinin kısaltılmasında nokta kullanılır.

*Kelimelerin kısaltılmasında nokta kullanılır.Mah. vb.Cad. c.(cilt) Apt. s.(sayfa) Prof. yy.(yüzyıl)Doç. Dr.

* Ağırlık ve uzunluk birimleri küçük harfle kısaltılır ve kısaltmada nokta kullanılmaz. g l (litre)kg ml (mililitre) mm cl (santilitre)

88

Page 89: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

cm m (metre)km *Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır ve ekler kesmeyle ayrılır:cm’yi kg’dan mm’denTuz miktarı 8 g’ın altında olmalı. *Numara sözcüğü “No.” şeklinde kısaltılır ve buna getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz. No.lu No.dan*Sonunda nokta bulunan kısaltılmalarla üs işareti bulunan kısaltmalara getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz. vb.leri kr.un (kuruşun) Alm.dan İng.yicm3e m2ye EK EYLEMİN YAZIMI: Ek eylem bitişik de ayrı da yazılabilir.haklı idi:haklıydıyakın imiş: yakınmışiyi ise:iyiyse* “ile” sözcüğünün yazımı da böyledir.TARİHLERİN YAZIMI: Tarihler rakamla yazılıyorsa araya nokta konur. Ay ismi yazıyla yazılıyorsa nokta kullanılmaz. Tarihlere getirilen ekler kesmeyle ayrılır.14.09.2015’te 14 Eylül 2015’te 14/09/2015’te 14/IX/2015’teYABANCI KELİMELERİN YAZIMI: 1. Yabancı kelimelerin başındaki çift ünsüzün arasına ünlü getirilmez.pilastik > plastik kırem > krem dıramatik > dramatik sıtrateji > strateji antırenör > antrenör elektirik > elektriktiren > tren2. Batı kökenli kelimelerdeki “g” ünsüzü “ğ” ya da “k” yapılmaz. katalog, sosyolog, program, paragraf, diyalog… (diyaloğu)*topoğraf, coğrafya ve fotoğraf istisna.SATIR SONUNDA SÖZCÜK BÖLÜNMESİ: 1. Kelimeler satır sonunda tire ile bölünür.2. Birleşik sözcükler tek sözcükmüş gibi hecelenerek(ulama yapılarak) bölünür: İlk- Kuş- öğretim (yanlış) adası (yanlış) il- Ku-köğretim (doğru) şadası (doğru)3. Özel isim satır sonuna gelirse bölünme için kesme işareti yeterlidir:Ankara- Ankara’-ya (yanlış) ya (yanlış) Ankara’ya (doğru)Edirne’nin (doğru)

89

Page 90: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

2015’te (doğru)

4. Ayırmada satır sonunda veya başında tek harf bırakılmaz:o- müdafa-nayınız(yanlış) a(yanlış)

90

Page 91: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

YAZIMI KARIŞTIRILAN BAZI KELİMELERAabuk sabukabuk subukacayipacenteacımtırakâcizaç biilaçaçgözlüaçık alınlıaçık havaaçıkgözaçık kalp ameliyatıaçık oturumaçık sözlüaçıortayada çayıada soğanıadamakıllıadamotuÂdem Babaadımbaşıademimerkeziyetâdetaaddetmekaerobikaforozağaçkakan ağırbaşlıağır ceza ağırkanlıağır sıkletağrı kesiciağustos böceğiahkâmahret kardeşiakarsuakaryakıtakciğerakordeon akordiyonaklıevvelaklıselimaklı sıraakıl dışıaksesuaraksetmekakşamüstü akşamüzeriakupunkturalavere dalaverealaca karanlıkalbenialelacayip alelacelealeladealçak basınçalçak gönüllüalem (bayrak) âlem (evren)alerjialışverişalt geçitalt yazıaltyapıaltüst(etmek)alın terialın yazısıalım satımaltmışalt etmekalüminyumana baba

ana düşünceana dilana fikirana konuana yönana yolanayasaAntep fıstığıaperitifara bulucuara cümleara sözara seçimara sıraarslanart ardaardı ardına art niyetarkeologartırmakarttırmakarzuhâlarzıendamarz etmekaslanaslanağzıaskerîaşçıbaşıâşıkaşık (kemiği)aşk olsunatardamaratasözüateşkesateş böceğiatölyeavuç içiayaküstüay ışığıayırt etmekaz buçukaz çokazı dişiaybeayBbabaevibabayiğitbadem yağıbaşıbozukbahsetmekbağ bozumubağ-fiilbağrı yanıkbağırsak (organ)bakımevibakraçbalayıbalık adambambaşkabanknotbarışseverbasımevibasmakalıpbaş aşağıbaş başabaşa başbaş etmekbaşbayibaşçavuşbaşhekimbaşhakembaşfiyatbaşıboş

başıbozukbaşkaldırıbaşlı başınabaşöğretmenbaşörtüsübaşparmakbaşsağlığıbaşsavcıbaş tacıbaşucu (yön)baş ucu kitabıbaşüstünebaşvurubaşyapıtbaşyazarbaşyazıbata çıkabazenbeşibiryerdebeyaz perdebeyaz peynirbeyaz eşyabeyazsinekbeyefendibiçim bilgisibiçim bilimibilim adamıbilim kurgubilinçaltıbilinç dışıbilirkişibilumumbilmukabelebir aradabirazbir birbirbiri birbirinibirçoğubirçokbirdenbirebirdirbirbirebir (çare)bire bir (görüşme)bir günbirkaçıbirleşik isimbirleşik fiilbir takım (sayı)birtakım (bazı)bir şeybisküvibloknotboa yılanıboşboğazboşu boşunaboş yerebriketBrüksel lahanasıbugünbu günbuz dağı Buzul ÇağıbuzdolabıbüyükanneBüyükayıbüyükbaşbüyükelçi Ccamekâncamii

camisicamgöbeğicamgöz (balık)camgüzelicanevicanciğercanıgönüldencanıyürektencankulağıcan acısıcan damarıcan eriğicana yakıncanı tezcansiparanecan yoldaşıcengâvercennet kuşucephanecezaevicırcır böceğiciciannecicimayıcingöz cübbecüzzamÇçağ dışıçakırkeyifçalakalemçalçeneçalı kuşuçalı fasulyesiçam yarmasıçarçur etmekçayır otuçekidüzençekyatçelik çomakçepeçevreçer çöpçıngıraklı yılançırçıplakçırılçıplakçıtçıt(kopça)çıt çıt (yansıma)çiftçiçiğ köfteçinekopçingene pembesiçipuraçoban salatasıÇoban Yıldızıçoğu kezçok anlamlıçok bilmişçok sesliçok ulusluDDadaizmdağbaşı (ıssız yer)dağ başıdâhidahi (bile)dâhildağıtımevidalgakırandarmadağınıkdarmadumandedikodudefetmekdefolmakdeğerbilir

dekorasyondeli doludemir yoludemek kidenizaltıdenizanasıdenizaşırıdeniz fenerideniz yoludeodorantdershanedert etmekderhâldevalüasyondeve dikenideve kuşudevetabanıdevretmekdış açıdışa dönükdik açıdikbaşlıdikkafalıdil bilgisidil bilimidinozordirektdistribütördiş etidişe dişdiz kapağıdizüstü (bilgisayar)düzyazıdoğaüstüdoğumevidoğum günüdokümandörtnaladüzayakdüzyazıEebet, -diebeveynEbucehil karpuzueczaneefektEdebiyatıcedideegzozeğerehlibeyitek eylemek fiilekşiel âlemel eleel işiel yazmasıeloğluemlakçıenikonuentelektüel erozyonespriespritüeleşek arısıeş seslieşofmanetütezkazaezogelin çorbasıFfaizfarenjit

fânifanilafantezifark etmekfarz etmekfasulyeFecriatifederalfermuarfındıkkıranfiyatfloresanfolklorfoseptikfondöten Ggardıropgasbetmekgayrimenkulgaz ocağıgecekondugelgeçgelgitgelgelelimgelin böceğigelişigüzelgerçeküstügitgidegök bilimigökkuşağıgözaltıgöz ardı et-göz bebeğigözlemevigözyaşıgreyfurtgrupguatrgurup vaktigüler yüzgün batımıgünden günegüneydoğugüneybatıgünübirlikgüpegündüzgüvenoyuHhachacıyatmazhaçhaddizatındahafriyathâl hâlbukihalk oyunuhallolmakhalüsinasyonhanımelihanımefendihavaalanıhavalimanıhava gazıhava yoluhazırcevapher anher biriherhâlde(belki)her hâlde (mutlaka)herhangi birher kimseher şeyHıdırellezhırgür

91

Page 92: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

hiçbirhiçbirihiç kimseHindistan cevizihipodromhoparlörhoşça kalhoş geldinizhoşgörühoşsohbetHristiyanhuzurevihükûmethümanisthümanizmIısıölçerızdırapışın bilimiıvır zıvırİiadeiitibaricat etmekiç açıiçe kapanıkiç işleriiçgüdüiç içe iddiaideolojiikametgâhikide birilkbaharİlk Çağilkokulilköğretimilk yardım ilk yarıillakiimkânillüzyoninisiyatifinkârinsanoğluipek böceğiiskontoiş adamıiş birliğiişbaşıiş güçişvereniş yeriiyilikseveriz düşümizzetinefisizolasyon JJapon gülüjeneratörjeton jimnastikKkafatasıkalemtıraşkamuoyukanaviçekanun dışıkapora kapitülasyon

kaptıkaçtıkapüşonkâğıtkarasinekkara sularıkara tahtakara yolukar çiçeğikarmakarışık karnabaharkatetmekkatsayıkauçukkaydolmakkeşmekeşklaksonkırkayakkibritkirpikklasisizmkocakarıkolektifkomodinkonukseverkonservatuvarkontörkontrplakkravatkupürkuru fasulyekuru kahvekuru yemişkuş bakışıkuş sütüKuvayımilliye kuvözkuzeydoğukuzeybatıKuzey KutbuKüçükayıküçükbaşLlaboratuvarlaubalilisansüstülütuflütfetmekMmaadamaailemaalesefmaatteessüfmabetmademkimağlup mahallîmahcupmahkûmmahvetmekmahvolmakmakineManihaizmmareşalmatbaameğerkimeğersemekânmembamenü

methetmekmetotMevlit KandilimeyvemillîmilletlerarasıMisakımillîmuzdaripmuşambamüsaademütevazıNnaaşnaatnamıdiğernarsisizmneme lazımne var kine yazık kiNevruz Bayramınikâhnispetnüansnüdizmnüfus bilimi nükleerOodun kömürüokul öncesiokuryazarolağanüstüoldubittiomuz omuzaorijinaloratoryoOrta Çağ Orta Doğuortaokulorta oyunu ortaöğretimoy birliğioysakiÖögeöğleöğlenöğleüstüöğleyinön adöngörmekönseziön sözön yargıörtbas etmeköteberiöyle öyle kiözbeözözdeyişöz eleştiriöz geçmişöz güvenözveriöz yaşam öz yaşam öyküsüPpanjurparagraf

paragözparamparçaparatonerpardösüparlamentopasaportpedagogpediyatripek az pek çokpekâlâperakendeperhizpeşi sırapeşi peşinepisboğazpisuvarpoğaçapostaneportmantoprofesörProtestanpsikiyatrpuf böreğipürdikkatRRamazan Bayramı raptetmekrastgelerealizmreformRegaip Gecesireisicumhurrekât rençperRen geyiğirengârenkrenk körlüğürepertuvarrestoranromantizmrölöveRönesansrötarrötuşrüzgârgülü Ssacayağısaçma sapansağduyusağ olsalepSamanyolusandviçsantrifüjsarımsaksarmaş dolaş sarf etmeksatılıksatır başısaygıdeğersere serpeServetifünunsezaryenstajyersıcakkanlısıdkı sıyrılmaksıfat-fiil

sımsıkısırrolmaksırsıklamsırılsıklamsilüetsoğukkanlısömestirsöz gelimisöz gelişisözüm onastat(-dı)stant (-dı)suistimalsürprizŞşarjşehadetşikâyetşofbenşoförşöyle bir şu hâldeşu kadar kişûra (danışma)şuuraltıTtabitabiitabildottakdimtakdirtakdirdetalih kuşutasfiyetekdüzeteke tektek tükteneffüsterk etmektespihtıraştırabzantrampettroleybüstoplum bilimtuvalTürk CumhuriyetleriUucu ucunaudiukalauluslararasıunvanusul(-lü)utuzuvuyurgezerUzak DoğuÜücraüniformaüslupüstünkörüüst başüst geçitüstyapıüst üste

ütopikVvaat etmekvakarvantilatörvarsayımvarsaymakvar olmakvatansevervazgeçmekvejetaryenvekâletnameveyahutviyadükYya da yad elleryâd etmekyağlı boyaYakın Çağyalnızyanlışyanı başıyanı sırayâr (sevgili)yar (uçurum)yarı finalyarımadayarı yarıyayarıyılyasa dışıyaşam öyküsüyayıneviyazar kasayazıhaneYeni Çağyeraltı dünyasıyer altı sularıyer üstüyeryüzüyeter kiyol ağzıyol açmakyolüstüyıl dönümüyurt dışıyurt içi yüksek lisansyüksekokulyükseköğrenimyükseköğretimyüz akıyüzükoyunyüzüstüyüzyılyüzyıllarcayüzyıllıkZzabıt (zaptı)zarafetzarf-fiilzatürrezekâzevküsefazeytinyağıziraatçızulümzulmetmekzüccaciye

NOKTALAMA İŞARETLERİ (İMLERİ)NOKTA (.)

92

Page 93: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

1. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır:“Eve tuz ekmek götürmeyi Böyle havalarda unuttum.”Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.*Cümle değerindeki kelimelerden sonra da kullanılır:--Kim getirdi bunları? --Selim.2. Sözcüklerin kısaltılarak yazılmasında kullanılır:Prof. Doç. Dr. Mah. c. (cilt) vb. vs. bkz. Cad. Apt. İst. Ün. s. (sayfa)yy.(yüzyıl) T.C. T. (Türkçe)3. Rakamla yazılan tarihler arasında kullanılır:14.09.2015 29.X.1923 vb.4. Saat ve dakika arasında kullanılır:Saat 11.50’de ders başlıyor.5. Sıra sayı bildiren -ncı/-nci eki yerine kullanılır:1. ders 2. kat 47. sayfa 6. Bir yazının alt başlıklarında kullanılan rakam ve harflerden sonra kullanılır: 1. a. 2. b. 3. c.7. Sayılarda binler basamağını (sayı bölüklerini) göstermek için kullanılır:13.465.0008. Matematikte çarpma işareti olarak kullanılır:9. Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlarda yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta kullanılır: 3,4 ve 7. Maddeler; XII-XIV. yüzyıllar arasında vb.10. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur: Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960. 11. Genel Ağ(İnternet) adreslerinde kullanılır: http: //tdk.org.tr

VİRGÜL (,)1. Eş görevli kelime ve kelime gruplarını ayırmak için kullanılır:Zayıf, uzun boylu, esmer bir adamdı. (sıfatları ayırmak için)Evini, işini, arkadaşlarını umursamaz olmuştu. (nesneleri ayırmak için)Orman, deniz, güneş buraya çekiyor insanları. (özneleri ayırmak için)2. Anlamca karışan kelimeleri ayırmak için kullanılır:Kız, kardeşini beklemeden gitmişti.İhtiyar, dostlarından ayrılacaktı.Kadın, elbiselerini valize koydu.3. Ara sözlerin başında ve sonunda kullanılır:İşçilerden biri, gözlüklü olanı, diğer işçileri kışkırtmış.Eski dostlarımız, nedendir bilinmez, bize pek sıcak davranmadılar.4. İçinde başka virgül bulunmayan sıralı cümleleri ayırmada kullanılır:O gün erkenden uyanmış, kasabanın yolunu tutmuştuk.Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma.Çok öfkelenmiş, önüne çıkan her şeyi kırmıştı.

93

Page 94: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

5. Cümle içinde ünlem bildiren kelimelerden sonra kullanılır:Hadi be, çabuk ol!Hişşt, gürültü yapmayın!Yoo, öyle söyleme!6. Seslenme bildiren sözcüklerden sonra kullanılır. Ayrıca mektuplarda hitaplardan sonra kullanılır:Mesut, beni de bekle.Dostlarım, size söyleyeceklerim var.Saygıdeğer Dostum Murat Bey,7. Cümlede başkasının sözünün bittiği yerde kullanılır: (Eğer bu söz tırnak içine alınmamışsa)Şimdi kendisiyle görüşmemem ayıp olmaz mı, dedi.Gerçek dost, kötü günde belli olur, diyordu.8. Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur: -- Bu akşam Datça’ya gidiyor musunuz, diye sordu. 9. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur: Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,--Bu anahtar köşkü de açar, dedi. 10. Onaylayan, reddeden, pekiştiren ve özetleyen “evet, hayır, yok, peki, öyle, haydi, elbette, hayhay, başüstüne, pekâlâ, tamam, olur” gibi kelimelerden sonra kullanılır:Evet, söylediklerin doğru çıktı.Hayır, ben öyle düşünmüyorum.Peki, senin dediğin olsun.Sonuç olarak, arkadaşları da onu bir bir terk etti.11. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasında kullanılır:Sokaklarda sel suları ağlaşır,Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır.

Sor, sor ki seni de azarlasın.Akşam, yine akşam, yine akşam…Bir sırma kemerdir suya baksam.12. Yüklemden uzak düşmüş özneyi ayırmada kullanılır:Mutluluk, dünyayı ondan hiçbir şey beklemeden sevmektir.Eleştirmen, tiyatro metninden uzun bölümler aktararak oyuna ilgi uyandırmış.13. Parçalanmış tamlamalarda kullanılır:Sanatın, insanın aklını ve yüreğini etkileme gücü vardır.Dante’nin, herhangi bir dilde yazı yazmanın en evrensel üslubuna sahip olduğunu gördüm.14. Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra kullanılır:Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu. UYARI: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra kullanılmaz:Cumaları mektepte buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar) 15. Özne olarak kullanılan bu, şu, o zamirlerinden sonra kullanılır:Bu, benim gibi yazarlar için hiç kolay olmaz. 16. Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra kullanılır: Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Yayınevi, İstanbul, 1958. *** Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül kullanılır: ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara,1958.

94

Page 95: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut, ya da bağlaçlarından önce de sonra da virgül kullanılmaz. Ayrıca tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra da virgül kullanılmaz:Hem gider hem ağlar.Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.Gerek nazımda gerek nesirde yeni bir söyleyişe ulaşılamamıştır. Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam. Ne kızı verir ne dünürü küstürür.UYARI: Metin içinde -ınca /-ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı/mi ekinden ve şart ekinden sonra da virgül kullanılmaz:Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.(Orhan Kemal)Öyle zekiler var ki konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin)17. Mektuplarda yer adıyla tarih arasında kullanılır: Gaziantep, 14.09.201518. Ondalık sayılarda kesirleri göstermek için kullanılır: 1,519. Lirayla kuruş arasında da kullanılır: 16,25 TL

NOKTALI VİRGÜL (;)1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Bağımlılığın inanç, umut, güven gibi olumlu; düşkünlük, tiryakilik, bel bağlama gibi olumsuz anlamları vardır.Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü. Pazardan elma, portakal, mandalina; patates, soğan; karabiber ve tarçın alacaksın.Hikâyede olay, yer, zaman, kişi; şiirde ölçü, uyak, redif vazgeçilmez unsurlardır.2. Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri ayırmak için konur: Kalp denize benzer; fırtınaları, sakin zamanları ve taşkınlıkları vardır; bazen de derinliklerinde inciler gizlidir.Bu işten yarar görenler, talih yüzüme güldü diye sevinir; zarar görenler de haksızlığa uğradığını zanneder. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.3. Öznenin diğer öğelerle karıştığı yerlerde özneyi ayırmak için kullanılır:(İkiden fazla eş değer öğeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir.)Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu. (Yahya Kemal Beyatlı)Tecrübe; görgü, bilgi, çalışma ve deneme ile kazanılır.İrfan; Ali, Tuncay, Mert ve Okan’ı çaya davet etti.Güreş; boks, judo ve karateden tehlikesiz bir spordur.UYARI: Bir bağlaçla birbirine bağlanan cümlelerde bağlaçtan önce kullanılmaz.Hayatı seviyorsanız zamanınızı boşa geçirmeyin; çünkü zaman hayatın ta kendisidir. (noktalama yanlışı)

İKİ NOKTA (:)1. Kendisiyle ilgili örnek verilecek veya açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem. Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim. (Falih Rıfkı Atay)

95

Page 96: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

II. Balkan Savaşı’nın nedenleri: Başarısızlığın üç sebebi var: düzensizlik, dikkatsizlik, güvensizlik. Daha önemli şeyler de var: insanlık, özveri, dürüstlük vb.2. Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır:a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.3. Karşılıklı konuşmalarda konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur:Bilge Kağan: Türklerim, işitin!

Üstten gök çökmedikçe,alttan yer delinmedikçeülkenizi kim bozabilir sizin?

Koro: Göğe erer başımızbaşınla senin!

Bilge Kağan: Ulusum birleşip yücelsin diye gece uyumadım, gündüz oturmadım. Türklerim Bilge Kağan der bana.Ben her şeyi onlar için bildim.Nöbetteyim!(Turan Oflazoğlu)

4. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur: -- Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?Ziraatçı sayar: -- Yulaf, pancar, zerzevat, tütün…(Falih Rıfkı Atay)5. Genel Ağ (İnternet)adreslerinde kullanılır: http://tdk.org.tr6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır. Not: İki noktadan sonraki kısım bir cümle oluşturuyorsa büyük harfle başlanır.UYARI: Tırnak içindeki alıntılardan önce artık iki nokta kullanılmıyor.Ceyhun Atıf Kansu “Benim en meşhur şiirim Kızamık Ağıdı’dır .” der.*Kişi adıyla aktarılan cümle arasına başka kelimeler girerse o zaman iki nokta kullanılır: Victor Hugo, adil olmanın önemini şöyle vurgular: “İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.”

ÜÇ NOKTA (…)1. Herhangi bir nedenle bitirilmemiş cümlelerin sonunda kullanılır:“Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm,Bende sabır, sende naz…”Yüzünde ızdırapların bıraktığı derin çizgiler…Onu gördüm fakat…2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz. Arabacı B…’a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu. Olayın gerçek boyutunu …’den öğrendim.Köylüler N… kasabasına sürgün edilmişti.3.Alıntılarda başta, ortada, sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine kullanılır:…derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı…(Tarık Buğra)M. Fuat Köprülü “…Edebiyatçılık farklıdır ancak edebiyat tarihçiliği çok çok farklıdır.” derdi.4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümünün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:

96

Page 97: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz!Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün daha ziyade takviye etmek… 5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur: Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:--Koca Ali … Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)

UYARI: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir: Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha olmadan. (Tarık Buğra)Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl Kısakürek)6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır: -- Yabancı yok!-- Kimsin?-- Ali…-- Hangi Ali?-- …-- Sen misin Ali usta?-- Benim!..-- Ne arıyorsun bu vakit buralarda?-- Hiç…-- Nasıl hiç? Suya çekici mi düşürdün yoksa!..--!.. (Ömer Seyfettin) UYARI: Üç nokta yerine iki nokta veya çok nokta kullanılmaz.UYARI: “Benzer örneklerin sürdürülebileceğini göstermek için kullanılır.” hükmü TDK 2012 yazım kılavuzunda yer almamaktadır. Bunun yerine “vb.” kullanılmaktadır. İnsanı ürküten şeyler vardı burada: bomboş sokaklar, yıkılmış binalar… (yıkılmış binalar vb.)Türemiş sözcükler yapım eki almış sözcüklerdir: bilgi, yangın, suçlamışlar… (suçlamışlar vb.)

SORU İŞARETİ(?): 1. Soru anlamı taşıyan cümlelerin sonunda kullanılır.2. Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur: Gümrükteki memur başını kaldırdı: -- Adınız? 3. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır.Yunus Emre (1240?- 1320), Seyyid Nesimi(?-1404), Necati Bey (?-1509), (Doğum yeri: ?) vb. 1496 (?) yılında doğan Fuzuli…Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş. UYARI: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)

ÜNLEM İŞARETİ(!): 1. Ünlem bildiren sözcüklerden veya cümlelerden sonra kullanılır.İmdat, hırsız var! Defol! Bu ne cüret! Bravo! Yuuh!Hava ne kadar da sıcak! Ne kadar akıllı adamlar var!

97

Page 98: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra kullanılır: Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak bir devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil Onan)Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!(Y. Kemal Beyatlı)UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururkenSana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç (parantez) içinde kullanılır: İsteseymiş bir günde bitirirmiş(!) ama ne yazık ki vakti yokmuş(!).Çok kibar (!) bir arkadaşın var.Bu ne çalışkanlık (!).

KISA ÇİZGİ (-): Buna Birleştirme Çizgisi ya da Tire de denir.1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonunda kullanılır.2. Ara sözlerin ve ara cümlelerin başında ve sonunda kullanılır. Bahçemizdeki ağaç -çınar ağacı- çocuklukta oyunlarımızın merkeziydi.Akşama kadar işimiz biterse- sanmıyorum ya- sizinle geliriz. 3. Kelimelerin köklerini, gövdelerini ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır: dur-ak, gör-gü-süz-lük, sanat-çı-lar vb. 4. Fiillerin kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-, gör-, ver-, okut-, taşla-, kana-, yönel-, başar- vb. 5. İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur:-ak,-gın,-l-, -ş- vb. 6. Heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi-le-zik, ku-yum-cu-luk, prog-ram vb.7. Arasında, ve, ile, ila, …den …e anlamlarını vermek için kelimeler ve sayılar arasında kullanılır: Aydın-İzmir yolu, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı’nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Artuklular(1102-1409), Türkçe-Fransızca Sözlük vb. UYARI: Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz: On on beş yıl. Üç beş kişi geldi. 8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20:30 9. Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır: -2 C 10. Batı imlasına uygun yazılan bazı kelimelerde kullanılır:check-up, stand-up, e-mail, e-okul, e-reçete UYARI: Osmanlıca tamlamalarda artık kullanılmıyor. Tekalif-i Milliye (yanlış) > Tekâlifimilliye (doğru), Misak-ı Milli(Y) > Misakımillî (D)Düyûn-ı Umûmiye (yanlış) > Düyunıumumiye(doğru), Kuva-yı Milliye(Y)>Kuvayımilliye(D)Servet-i Fünûn (yanlış) > Servetifünun, (doğru), Fecr-i Ati (Yanlış) > Fecriati(doğru)

UZUN ÇİZGİ (---): Konuşma çizgisidir, konuşmaların başında kullanılır:Frankfurt’a gelene herkesin sorduğu şunlardır:-- Eski şehri gezdin mi?-- Rothschild’in evine gittin mi?-- Goethe’nin evine gittin mi? (Ahmet Haşim)***Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da kullanılabilir:

98

Page 99: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Sıtkı Bey -- Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.İslâm Bey -- Ben daha ölmedim. (Namık Kemal)UYARI: Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz.Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?” (Faruk Nafiz Çamlıbel)

EĞİK ÇİZGİ (/): 1. Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak/ Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak/ O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak/ O benimdir, o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı No.:21/6 Kurtuluş/ANKARA***Ülke adı yazılacağında ise: Atatürk Bulvarı No.: 21706680 Kavaklıdere/Ankara

TÜRKİYE3. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır: 18/11/1969, 15/IX/1994 vb.4. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a/-e, -an/-en, -lık/-lik, madan/-meden vb.5. Genel Ağ adreslerinde kullanılır: http://tdk.gov.tr6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2:357. Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi kullanılır: g/s (gram/saniye)

TERS EĞİK ÇİZGİ ( \ ): Bilişim uygulamalarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır: C:\Belgelerim\Türk İşaret Dili\Kitapçık.indd

TIRNAK İŞARETİ( “ ’’ ): 1.Cümlede başkasına ait sözler tırnak içinde yazılabilir:Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk’ü duygulandırır.Suut Kemal Yetkin “Eleştirmen, kendi ikliminden ayrı iklimlerde yaşayan romanlara yaklaşamaz.” demiştir. 2.Cümle içinde geçen kitap, dergi, gazete isimleri tırnak içinde yazılabilir.*Tırnak içindeki kelimeye getirilen ekler tırnağın dışında yazılır ve eki ayırmak için ayrıca kesme işareti kullanılmaz:Peyami Safa “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”nda aslında kendini anlatır.Sait Faik’in “Dülger Balığının Ölümü” hikâyesini okudum.3.Vurgulanmak istenen sözler tırnak içinde yazılabilir:Geçişli eylemlerden önce “onu” sözcüğü söylenebilir.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kanıksama” anlamı vardır?

TEK TIRNAK İŞARETİ( ‘ ’ ): Tırnak içinde tekrar tırnak açmak gerekirse tek tırnak açılır.

99

Page 100: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Konuşmalarında “Bir şairde ‘estetik’ kaygısından başka düşünceler de bulunmalıdır.” derdi. Eleştirmen “Onun eserlerinin temelini ‘hayal’ oluşturuyor.” diyor.“Atatürk henüz ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.” (Falih Rıfkı Atay)

DENDEN İŞARETİ( " ):Bir yazıdaki maddelerin sıralamasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır: a. Etken fiilb. Edilgen "

YAY AYRAÇ (PARANTEZ) İŞARETİ: 1. Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için kullanılır: Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözcüğünü çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)2. Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır: Yunus Emre’nin (1240?-1320)… , Yakup Kadri’nin (Karaosmanoğlu) vb.İmek fiilinin (ek fiil) geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.3.Tiyatro metinlerinde ve senaryolarda hareketleri anlatan kısımlar parantez içinde yazılır:İhtiyar—(Yavaş yavaş Kaymakam’a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın… (Reşat Nuri Güntekin)4. Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır: Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdinKıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Mehmet Akif Ersoy)Bir isim kökü, gerektiğinde çeşitli eklerle fiil kökü durumuna getirilebilir.(Zülfikar 1991: 45)5.Cümle içinde geçen tarihler ve kelimelerle ilgili özel noktalamalar parantez içinde yazılır:Faruk Nafiz Çamlıbel(1898-1973), Beş Hececilerin en genci ve aynı zamanda en başarılısıdır. Abbasiler(750-1258)Türklerin sözlü edebiyatı MÖ 12. yy.a (?) kadar uzanmaktadır.6. Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama ayracı konur:I) a) 1)II) b) 2)!!!UYARI: Aşağıdaki maddeler TDK 2012 Yazım Kılavuzu’nda yer almamaktadır.***Cümle içinde bir sözcüğün eş anlamlısı parantez içinde yazılır.Bu beyitte istiare (eğretileme) sanatı yapılmıştır.***Cümle içinde herhangi bir söz açıklanırken kullanılır.Bu bölgede iki halk (İspanyollar ve Kızılderililer) bir arada yaşamayı öğrenmiş.***Yabancı kelimelerin okunuşu parantez içinde yazılır. Aisopos (Ezop), fabl türündeki eserleriyle tanınır.Racine (Rasin), Yunan tarihinden ve edebiyatından yararlanmış bir şairdir.

KÖŞELİ AYRAÇ ( [ ] ) İŞARETİ: 1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır: Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı(1886-1973) ]en güzel eserlerini Bodrum’da yazmıştır. 2. Metin aktarmalarında, çevirilerde, alıntılarda çalışmayı yapanın eklediği sözler için kullanılır:

100

Page 101: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

“Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra… (Hilmi Yavuz)3. Kaynak olarak verilen kitap veya makalelerin künyelerine ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Dersaadet, 1922.Server Bedi [Peyami Safa]

KESME İŞARETİ(’): 1.Özel isimlere eklenen çekim eklerini ayırmada kullanılır:Ahmet’ten, İstanbul’a vb.*Özel adlara getirilen yapım ekleri, çoğul eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz:Nevşehirlilerden, Atatürkçülüğün, Türkleşmekte, Hollandalıdan, Hıristiyanlıktan, Almancaya, Türklerin, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler vb. *Dil isimlerine eklenen çekim ekleri kesmeyle ayrılmaz:Türkçenin, İngilizceden, Fransızcaya, Arapçada vb.*Kurum, kuruluş, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına eklenen çekim ekleri kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda, Aydın Tevfik Fikret Lisesinde, İstanbul Üniversitesini, Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb. ***Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi… Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre vb. UYARI: Sonunda 3. tekil iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman vb.UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek aldığında “Başbakanlığa, Rektörlüğe” vb. biçimlerde yazılır.UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. 2.Sayılara getirilen ekleri ayırmada kullanılır:20.30’da, 4’üncü, 7’den büyük vb.3.Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmada kullanılır:RTÜK’ten, LYS’ye, TÜBİTAK’ın, ALES’te, KPSS’ye vb.4.İki sözcüğün kaynaştırılarak söylenmesi sırasında ses düşmesi olmuşsa veya vezin gereği ses düşürülmüşse bunu göstermek için kullanılır:On üç on dördünde var m’ola yaşı?Âlemi devretsem bulunmaz eşi.N’oldu yine?

“Çağır Karac’oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır.”

5.Anlamca karışan kelimelerin yazımında kullanılır:Tava’nın ortasında bir delik vardı.Tavan’ın ortasında bir delik vardı.Bu soru’nun çözümü kolay değil.Bu sorun’un çözümü kolay değil.Senin gem’in benim elimde artık.“Hikmet ağacında ben bir çiçeğim,

101

Page 102: hyildiz79.files.wordpress.com€¦  · Web viewSÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLAM. 1. GERÇEK ANLAM: Sözcüğün temel ve yan anlamlarından oluşan anlamdır. a. TEMEL ANLAM: Sözcüğün

Yarı’m dala, yarı’m köke bağlıdır.”6.Harflere ve eklere ek getirildiğinde kullanılır.y’nin değeri, ki’nin yazımı, a, b’den büyüktürDönüşlülük eki -n’dir.

HASAN YILDIZTÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

102