Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Dağıtıma İlişkin Yasal Düzenlemeler: Haksız
Rekabetin Önlenmesi ve Tüketicinin Korunması (*)
Prof. Dr. Tunç EREM
Marmara Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
GİRİŞ
Bir ülkedeki dağıtım kanallarıyla ekonomik gelişme süreci ara
sındak_i ilişki bugüne kadar birçok bilim adamı tarafından incelenmiş
ve bu incelemeler bize bir .ülkedeki dağıtım yapısının · o ülkenin eko- ·
nomik gelişmişliğinin bir aynası olduğunu göstermiştir.
Nitekim, Michael Michealis isimli bir bilim adamı gelişmekte olan
ülkelerdeki dağıtım sistemlerinden söz ederken şöyle demiştir :
«Modern bir .fabrika A.B.D.'den kolaylıkla Asya'ya,
Afrika'ya veya Latin Amerika'ya nakledilebilir. Ma
kineler aynı şekilde çalışır, aynı ürünleri elde ede-
riz, ancak yoğun rekabetin hakim olduğu Birleşik
Amerika pazarında fevkalade gelişmiş olan · da
ğıtım yöntemlerini aynı şekilde nakledip uygula
yamayız» (1).
Bilindiği gibi dağıtım kanalları herşeyden önce ekonomik bir sis
temdir. Ancak bu ekonomik sistemin sosyal ve yasal yönleri de vardır.
Dolayısıyla dağıtım kanallarına sadece ekonomik yönden değil, sos
yal, kültürel ve yasal yönlerden de bakılması lazımaır. Onun için de
dağıtım kanallarının bir sosyo-ekonomik sistem olarak gözetilmesi da
ha doğru olur.
Teknolojideki sürekli değişim ve yeni ürünlerin geliştirilmesin
deki sürekli artış pazarlamanın görevini hergün biraz daha zorlaş-
(*) Tebliğ : Dağıtım Sistemlerinin Etkinliği Semineri - İstanbul Ticaret Odası,
15 Ekim 19-85.
(1) Michael Michealis. «Distribution in Developing Econıomies», Boston Con
ference on Distribution, 1981.
267
tırmaktadır. Pazarlamanın görevi zorlaştıkça dağıtım kanallarının et
kinliğini korumak da zorlaşmaktadır. Bir kanal sisteminin etkili bir
rekabet ünitesi olabilmesi için herşeyden önce bir bütün olarak ça
lışması lazımdı_ r. Ancak dağıtım kanalının üretici ve aracılar arasında
etkili bir koordinasyon ve işbirliği olmadan tam bir bütün olarak faali
yette bulunması mümkün değildir. Nitekim, zamanla «Cevre»de olu
şan değişiklikler ve gelişmeler kurumları bazı tedbirler almaya yönelt
miş ve onları örgütlenmeye itmiştir. Esasen dağıtım kanalları için
deki bu birleşmeler böyle bir korunma gereğinden ortaya çıkmıştır.
İşletmelerin bu şekilde örgütlenmeleri karşısında tüketiciler de ko
runma gereğini duymuşlardır. Geçmiş yıllarda batı ülke·lerinde· gö
rülen bu tüke!ici hareketleri veya tüketici birleşmelerinin yarattığı
sorunlar ve haksız rekc;ıbeti önleyen Anti - Tröst Kanunları dağıtım
kanallarındaki kurumların daha sıkı bir işbirliği yapmalarını ve ye
ni sistemlere yönelmelerini zorunlu kılmıştır.
Kanal üyelerinin birbirine olan bu bağımlılığı ve birbirlerini et
kileyebilmeleri, dağıtım 'kanallarını bağımlı bileş~nlerden oluşan bir
sistem haline getirmiş ve dağıtım kanallarındaki bu birleşmeler o ül- .
kedeki dağıtım sisteminin yapısını oluşturmuştur. Dağıtım yapısı ise
ulusal çevrenin, .o da uluslararası çevrenin birer alt sistemidir. Ulu
sal cevre ise dağıtım kanalı sisteminin gelişmesini etkileyecek ve onu
sınırlayabilecek teknolojik, ekonomik, sosyal ve yasal alt sistemler
den oluşmuştur. Tebliğ konumuz dağıtım sistemlerinin yapısını oluş
turan «Cevre»nin yasal yönü ile ilgilidfr.
İ N-C ELEME
1. DAGITIM KANALLARINDA YATAY, DİKEY VE KAR'IŞIK
BÜTÜNLEŞMENİN HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ VE
TÜKETİCİNİN KORUNMASI ACISINDAN DEGERLENDİRİLMESİ
Dağıtım kanalları sisteminde bütünleşme yani entegrasyon bir
kanal üyesinin ilişkide olduğu diğer kanal üyelerinin yönetimlerini 'be
lirli föçülerde etkilemek üzere başvurduğu değişik stratejiler veya
birden fazla üyenin aralarında anlaşarak aynı amaçlarla davranması
olarak açıklanabilir (2).
(2) Erdoğan Kumcu, «Dağıtım Kanalları Sistemi», Mehmet Oluc ve diğerleri,
(deri.) Pazarlama Yönetimi icinde 2. baskı (İ. Ö. İşletme Fakültesi, Pazarlama Ensti
tüsü Yayını, Ne 10, İstanbul 1978), sayfa 263.
268
Pazarlama bilimi butünleştirme yahut entegrasyon olayını üçe
ayırarak incelemektedir. Bunlar :
1 - Yatay, 2 - Dikey, 3 - Karışik bütünleşmedir.
Entegrasyon türlerinden yatay bütünleşme aynı seviyedeki iki
veya daha fazla kanal üyesinin herhangi bir şekilde bütünleşmeye
(birleşmeye) gitmesi durumudur. Bu uygulama ise, o malın üretim ve
dağıtımında tekelci bir yapıyı özendirmektedir. Tabiatıyla bu durum
sonuçta haksız rekabete neden olabilecek ve tüketi9i çıkarlarına ters
düşecektir. Bu tür bir uygulamanın önlenebilmesi için dağıtım sis
temlerinde bazı ,yasal düzenlemelere gerek olduğu görülmektedir. ·
Buna karşın dikey bütünleşme ileriye veya, geriye doğru olabil
mektedir. Bu tür bir bütünleşmenin tanımı yapılmak istenirse, bu en
tegrasyon türüne bir kanal üyesinin kendisinden önce veya sonra ge
len kanal üyesi veya üyelerini denetim ve yönetimi altına almasıdır
diyebiliriz. Dikey. entegrasyona başka bir ifade ile, aynı kanal için-
deki yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya doğru yapılan birleş
melerdir de denebilir. Dikey bütünleşme başlıca üc şekilde olabil
mektedir. Bunlardan birinci şekilde kanal üyelerinin kendi aralarında
herhangi bir yazılı anlaşma yapmadan ve bağımsızlıklarını koruyarak
ortak çıkarları doğrultusunda karar aldıkları tesbit edilmiştir. Bu tür
bir bütünleşmeye «Yönetilen Dikey Pazarlama Sistemi» denmekte-
. dir (3 ). Dikey bütünleşmenin ikinci şeklinde ise yazılı bir sözleşme
mevcuttur. Dolayısıyle kanalın herhangi bir seviyesinde yer alan fir
malar ve ka'nalın başka bir seviyesinde yer alan işletmeler araların
da yazılı bir anlaşma yaparak bütünleşmeyi yasal şekle sokarlar. An
cak bu uygulamada farklı arac• düzeylerindeki işletmelerin mülkiyet
· hakları saklıdır. Dikey bütünleşmenin üçüncü şekli ise, herhangi bir
aracı düzeyindeki kanal üyesinin farklı · bir aracı düzeyindeki kanal
üyesini satın alması durumudur. Bu tür bir dikey bütünleşmeye «Doğ
rudan Dağıtım Kanalı» adı verilmektedir.
Dikey entegrasyonun tüm çeşitlerinde görüldüğü üzere bu tür
bütünleşmelerde genellikle aracı · çıkarlarının korunması hedef alın
maktadır. Bu ifadeyle neyi kastettiğimizi şöyle açıklayabiliriz: Örne
ğin, «Doğrudan Dağıtım Kanalı»nda bir kanal · üyesinin kendisinden
(3) Tuncay Kocamaz, «Pazarlama Dağıtım Kanalları ve Fiziıksel Dağıtım»
(Nihad Sayar Yayın ve Yardım Vakfı Yayınları 398 - 682), İstanbul 1985, sayfa 22.
269
farklı düzeydeki bir kanal üyesini satın alması söz konusu olduğun
dan, bu tür bir uygulama kanalda fiyatların istenildiği şekilde belir
lenmesine yol açmakta, bu durum da öze-ilikle o sektörde rekabetin
az olması halinde daha büyük bir ciddiyet kazanmaktadır. Haliyle
böyle bir durumda üreticinin çıkarları esas <llındığı için tüketicinin
korunması da . zorlaşmaktadır. Şu halde bu tür bir bütünleşmenin
haksız rekabet ortamı yarattığı ileri sürülebilir. Kısaca, satıcı piya
sasının hakim · olduğu yani rekabetin olmadığı sektörl.erde genellikle
her türlü bütünleşme çeşidi haksız rekabet şartlarına ortam hazırla
yabilmektedir. Tabiatıyla bu durum tüketicinin korunmasına ters düş
mektedir.
Rekabetin mevcut olduğu yani alıcı piyasasının hakim olduğu sek
törlerde bile yatay bütünleşmenin eksik rekabet koşulları · yarattığı,
haksız rekabete yol açtığı ve tüketicinin çıkarlarını zedelediği görül
mektedir. Buna karşın, dikey bütünleşme ile kanal üyeleri birbirlerine
bağtrnlı üniteler oluşturduklarından pazarlama maliyetlerinde belirli
bir tasarruf sağlanmaktadır. Dolayısıyla dikey bütünleşmeyi tam re
kabetin mevcut olduğu ekonomilerde rasyonel bir dağıtım sistemi ola
rak nitelendirmek mümkündür.
Karışık şekilde bütünleşme «Combined lntegration» ise hem ya~
tay hem dikey bütünleşme bileşimlerini i·çeren bir entegrasyon türü
dür. Bu tür bir bütünleşme ise haksız rekabete yol açabileceğinden
tüketicinin korunması açısından sakıncalıdır.
Ülkemizdeki dağıtım sistemlerini incelediğimiz zaman bazı sek
törlerde dikey, bazı sektörlerde yatay diğer bazı sektörlerde ise ka
rışık türde bütünleşmenin mevcudiyetini görmekteyiz. Bu konuda ke
sin bir hükme varılması zor olmakla birlikte iç ticaretin yapısı ile Hgili
olarak yaptığımız bir araştırma sonucu günümüzde hangt sektörün
ne tür bir bütünleşme i·çinde olduğu tarafımızdan belirlenmiştir. An
cak bana ayrılan süre içinde bu tür ayrıntılara girmem mümkün olma
dığından bütünleşme konusunu birkaç önemli noktayı vurgulayara~
bitirmek istiyorum.
Türkiye'deki dağıtım sistemleri 1970'1ere kadar pekcok sektör
de üreticinin kanalda egemen olduğu bir dikey bütünleşme sistemin
den 1980'1erde üreticinin kanalda egemenliğini kaybettiği yeni ·bir
sisteme yönelmiş bulunmaktadır. Bazı sektörlerdeki bu değişmeyi te
kelci bir dikey bütünleşmeden rekabet koşullarının yarattığı bir ya
tay bütünleşmeye geçiş olarak yorUmlayabiliriz. Bu noktada Türki-
270 ı. ;
ye'yi bir tarafa bırakıp AET ülkeleri ve A.B.D.'ye bakacak olursak bu ülkelerin dağıtım kanallarında da bütünleşme olduğu görülecektir. Ancak, bu ülkelerde dağıtım kanalının her düzeyinde yoğun rekabet olduğundan bütünleşme olayı tekelci bir egemenlik gücüne yol acmamaktadır. Ayrıca A.B.D. gibi tam rekabetin mevcut olduğu bu ülkelerde yatay bütünleşmenin gerçekleşmesi de mümkün değildir. Zira, müteakip kısımda inceleyeceğimiz Anti - Tröst Yasaları bu tür anlaşma ve birleşmeleri engellemektedir. Rekabetin A.B.D. gibi yoğun .olmadığı Türkiye'de ise Anti - Tröst Yasaları da bulunmadığı için, bağlayıcı sözleşmeler ya da fiyat kartelleri ile haksız rekabete neden olunabilmektedir.
il. TÜRKİYE'DEKİ DAGITIMA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELERE GENEL BİR BAKIŞ VE A.B.D. MODELİ
A. TÜRKİYE'DEKİ YASAL DÜZENLEMELER
Şayet az önce incelediğimiz bütünleşme olayı bir ülkedeki dağıtım sistemlerinin gelişmesi için gerekliyse, bu ancak dağıtım kanallarında rekabet koşullarının yaratılmasıyla sağlanmalıdır. Bilindiği gibi az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde rekabet ortamı olmadığından bu durum tekelci uygulamalara ve haksız rekabete yol acmakta ve tüketici hakları zedelenme.ktedir. Ülke ekonomisinin ve dağıtım kanaırarımn sağlıklı biçimde gelişmesi ise rekabet koşullarının yaratılmasına bağlıdır. Bu da birçok batı ülkesinde görüldüğü gibi ancak yasal düzenlemelerle mümkün olmaktaqır.
Aca1ba ülkemizde dağıtıma ilişkin yasal düzenlemeler var mıdır? Varsa, bu yasalar nelerdir? Şimdi bunları kısacq inceleyelim :
Türkiye'deki mevcut yasalara bakılacak olursa, özellikle Türk Tic.aret Kanı.munda haksız rekabet konusuna yer verildiği ancak dağıtıma ilişkin konularda yasad_a pek birşey bulunmadığı ·görülecektir. Başka bir ifadeyle Türk Ticaret Kanununda haksız rekabet konusu vardır ve yasanın .. kapsamı kötüleme, gerçeğe aykırı bilgi verme, yanıltıcı ilanlar yapma, iltibas (karışıklık) meydana getirme,_ yardımcılara haksız yararlar sağlama gibi konulardır. Ancak yasa dağıtım konusuna eğilmiş değildir.
Buna mukabil 80 sayılı Haller Yasası, 1580 sayılı Belediye Yasası ve 1705 sayılı Ticarette Tağşişin Men'i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkındaki Kanun dağıtım kanaliarına iliş°kin belli başlı yasalardır.
271
Örneğin, 80 sayılı Ha.ı Yasası belediye hudutları içinde toptan
. satışların hallerde yapılacağına amirdir. Buna rağmen bugün hallere
gelen mal miktarı ancak % 30 civarında olup bu.nların % 70'i pazar- ·
lorda, hatta mana_vlarda satılmaktadır. Ayrıca, yasada malın hale
sadece bir kere girmesi hükmü · yer almasına rağmen özellikle An
talya yöresinden . gelen mallarda yaş meyve ve sebze bazen hem
üretim, hem tüketim yerinde hale girdiğinden dağıtım maliyeUeri
artmaktadır. Bu hal yasasının yetersiz olduğunun bir kanıtıdır.
Dağıtıma ilişkin yasal düzenlemelerin yetersizliğine ilişkin başka
bir örnek Belediyelerle ilgilidir. Örneğin, etirı dağıtımında söz konusu
malın Belediye tarafından taŞ:ınması gerekirken özel taşıyıcı firmalar
aracılığı ile taşıttırıldığı için gereksiz yerde normal taşıma ücretinin
·üç katı bir ücret ödenmektedir. Bu · durum belediyenin amc - gere·c
yetersizliğinden ileri gelmektedir. Bu da bize fiziksel yetersizliklerden
ötürü dağıtımdaki bazı yasaların uygulanmadığını göstermektedir.
Ticarette Tağşişin Men'i Hakkındaki Kanun ise .ic ve dış ticaret
menfaatlerini korumak ve ticaret malları üzerindeki hilelere mani ol
mak üzere hükümeti mamullerin sınıflandırılmasında, ambalajlarında,
alım-satım, nakil ve muhafazalarında tedbirlet almaya yetkili kılmış
tı .r. Bu yasa 1983 yılında 90 misli arttırılan para cezaları yanında
üç yıla kadar hapis, mahalli gazetelerde te·şhir ve ticaret odalarında
kara listeye · alınma gibi cezaları da kapsamaktadır. ~u yasanın da
ülkemizde ne ölçüde. uygulandığı 'belli değildir.
Görüldüğü gibi ülkemizde dağıtıma ilişkin bazı yasalar vardır.
Ancak, bunlar Anti-Tröst yasaları niteliğinde olmadığından haksız re
kabeti önlemekten uzak olup tüketicinin de korunmasına yönelik de
ğildirler.
'8. A.B.D. MODELİ
A.-B.D.'deki dağıtım kanallarinı düzenleyici federal yasalar veya
diğer adıyla Anti-Tröst Yasalarının temel amacı serbest rekabet or
tamın: sağlamak ve tüketiciyi tek.elci uygulamalardan korumaktır. Bir
çok batı ülkelerinde olduğu '9.ibi A.B.D.'de de hakim otan inanc ser
best rekabetin en sağlıklı bir ekonomik faaliyet olduğudur. Zira, bu
faaliyet sürekli yenilikler yaratarak verimliliği arttıran ve neticede de
tüketiciye en uygun fiyatlarla mal ve hizmet arzını sağlayan bir eko
nomik sistemi oluşturmaktadır.
Nitekim A.B.D.'deki Hukuki Sistemin yapısını inceleyecek olur
sak, bu sistemin temelde serbest rekabeti kon,.ımak üzere kurulduğu
272
görülecektir. Sistemin yarattığı korumacılık şu üc temel esasta toplanmış bulunmaktadır. Bunlar :
1 - Dağıtıni kanallarında yer alan kurumların gücünü sınırla
maktadır. Dolayısiyle kurumların elindeki bu gücün· rekabe.ti zedeleyici biçimde kullanılmasını yasaklamaktadır.
2 - .Rekabeti bozacak biçimdeki bir işbirliğine dönük kanal iliş
kilerini yasaklamaktadır.
3 - Dağıtım kanallarında ortaya çıkması muhtemel çatışma ve anlaşmazlıkları Çözümleyici ortamı sağlamktır.
Görüldüğü gibi yasaların birinci amacı firmaların davranışlarını düzenleyerek serbest rekabeti korumaktır. Anti - Tröst Yasaları bu amaca ulaşabilmek için :
a) Teke·lc.i bölgesel hakimiyet ve ayrıcalıklı bayi anlaşmaları yapmak suretiyle kurumun gücünü kötüye kullanmasını önlemekte,
b) Kurumların ayırdıkları fonları ve yaptıkları tenzilatı kötüye kullanmalarını engellemekte,
c) Serbest rekabeti bozacak birleşmeleri ve hileli iştirakleri yasaklamaktadır.
Bu yasal düzenin ikinci amacı da tüketiciyi korumaktır. Tüketiciyi koruma yasaları ve mevzuatı, dağıtım kanalları içindeki kurumların birbirleri ile olan ilişkileriyle doğrudan doğruya alôkalı değilse
de, dağıtım· kanalındaki . egemenliğe, kanaldaki çatışma ve de işbirliğine tesir etmektedir (4 ).
A.B.D.'deki dağıtıma ilişkin Anti - Tröst Yasalarının özeti aşağıda gösterilmiştir.
(4) Donald J. Bowersox, M. Bixby Cooper, Douglas M. Lambert, Donald A . . Taylor cManagement in Marketing Channels,» (McGraw-Hill ine. 1980), sayfa 129-146.
273
A.B.D.'deki Dağıtım Kanallarını Düzenleyici Federal Yasalar (5) :
YASA
Sherman Ati -trus Act
Clayton Anti -tmst Act
Federal Trade Oommission
Aot
Robinson -Patman Act
Celler - Kefouver Act (Cloyton Antitrust Actin Tadill)
YIL
1890
1914
1914
19-36
1950
(5) Adı·gecen eser, s. 135.
274
HÜKÜMLER
1 - Ticari faaliyeti engelleyici birleşmeleri,
sözleşmeleri, gizli anlaşmaları yasaklar.
2 - İç ve dış ticarette· tekelleşmeye· yo. ı aça
bilecek her türlü faaliye~i yasaklar.
1 - Ticari faaliyetin sonucu rekabetin azal
tılmasına ve bir tekel yaratılmasına yöne
li·kse:
a) Ortaklaşa yöneıtimi
b) Fiyat farklılığını
c) Bağlayıcı sözleşmeleri
d) Tekelci (ayrıcalı'klı) bayi sözleşmele
rini
yasa:klar.
1 - Clnyton Antitrust ve diğer yasaları takvi
ye ederek:
a) Bütün halksız rekabet usullerini ya
saklar.
1 - Büyük çapta rekabeti azaltıcı ve tekel ya
ratan fiyat farklılaştırıl~asının yasaklan
ması:
a) Haksız kazanca yol açan komisyon ·
ücretleri,
b) Bazı ·hallerde tanıtım fonları (reklam),
c) Bazı ·hallerde (reklam) tanıtıma ilişkin
hizmetler
gibi.
1 - Stok ve a'ktiflerin satın alınmasıyla ger
çekleş:tirilen ve re:kabeti azaltarak tekel
leşmeye yol acan bütün yatay ve dikey
bütünleşmeleri yasaıktar.
SONUC VE ÖNERİLER
G·elişmekte olan Ekonomilerdeki dağıtım sistemlerinde dengeli bÜYÜ!lle ve rasyonellik esastır. Şu ha.ide dağıtım sistemleri sadece üretici ve aracının çıkarına hizmet etmemeli, aynı zamanda tüketiciyi de korumalıdır. Dağıtım kanallarında bütünleşme, daha önce de değindiğimiz gibi, gelişmiş ülkelerde de vardır. Ancak, bu ülkelerdeki dağıtım kanallarının her düzeyinde yoğun bir rekabet olduğu için bütünleşme olayı haksız rekabet ortamı yaratmamakta ve tüketici çıkarları zedelenmemektedir.
Türkiye'de ise, maalesef İç Tfoareti düzenleyici yasalar yeterli değildir. Ayrıca bu yasalar ·çoğu kez uygulanmamakta ve yasayı denetliyecek merci de bulunmamaktadır. Bu koşullara rağmen, az önce ine.elemiş olduğumuz A.B.D.'deki Anti - Tröst yasalarının Türkiye'deki dağıtım sistemine aynen uygulanabileceğini söylemek mümkün değildir .. Ancak, rekabet koşullarının sağlanabilmesi ve serbest pazar ekonomisine işlerlik kazandırabilmesi için Türkiye'nin Ekonomik · ve Sosyal yapısına' uygun bir yasal düzenlemeye süratle yer verilmelidir. Serbest Pazar Ekonomisi üretim ve Ticaretle. iştigal eden kurum ve şahısların istedikleri herşeyi yapabilmeleri değildir. Dolayısıyle haksız rekabete yol açan tekelci uygulamaların önüne geçilmelidir. Ancak bu noktada çok önemli iki noktayı hatırdan çıkarmamak lazımdır. Herşeyden önce hazırlanacak yasa tasarılarının İç Ticarete aşırı müdahale özellikleri taşımamasına özen gösterilmelidir. Zira haksız rekabetin önlenmesi için yapılacak aşırı bir yasal müdahale bu defa serbest rekabeti kısıtlamaya dönüşecektir. Görülüyor ki sadece yasa çıkartmak da yeterli değildir. Serbest rekabet koşullarının sağlıklı bir şekilde geliştirilebilmesi için devletin bizzat bazı yatırımları yapması ve özel sektör yatırımlarını teşvik etmesi lazımbır. Rekabet ortamının yaratılması herşeyden önce bir zaman işidir. Ancak, rekabetin sağlıklı bir ortamda ·gelişmesini sağlamak da devlete düşen en kutsal bir görevdir.
275
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1- Bowersox, Donald J,., Cooper. M. Bix'by, Lambert, Douglas M., Taylor; D·bnald A.,
«Mana,gement in Marketin'g Channels», (McGraw- Hill ine., New York, 1980).
2- Erem, Tunc. «Pazarlama Zinciri Yapısı : Serbest Piyasa Mekanizmasının İş
lemesini Engelleyen Faktörler (Gıda Maddeleri Dağıtım Kanalları)», , Araştırma
Raporu, İJO, İstanbul 1982. ·
3- Erem, Tunc. «Yaş Meyve, ve Sebzenin Pazarlama ve i~racat Sorunları», Araş
tırma Raporu, İTO, İstanbul 1983.
4- Erem, Turgut S., «Ticaret Hukuku Prensipleri, Cilt I» (İTİA, Nihad Sayar Yayın
ve Yardım Vakfı Yayınları No. 2?5, İstanbul 1980).
5- Howard, Marshall C., «Legal Aspect~ of Markeıting», (McGraw- Hill ine. 1964).
6- Kaynak, Erdener, «Comparative Analyses of the Socio - Eco,nıomic, Cultural
and Re·gulatmy Environments in LDCs» (Singapore Management Review, Vol.
7, No 1, January 198S).
7- Kocamaz, Tuncay, «Pazarlama Dağıtım Kanalları ve Fiziksel Doğıtım», (Nihad
Sayar Yayın ve Yardım va,kfı Yayınları No· : 398- 632,, ist.anbul 19'85).
8-Kuıiıcu, Erdoğan, «Dağıtım Kanalları Sistemi», Mehmet Oluç ve diğerleri, (deri.)
Pazarlama Yönetimi icinde 2. bas'kı, (İ. Ü. İşletme Fakültesi, Pazarlama Ensti
tüsü Yayınları, No 10, İstanbul, 1978).
9- Michaelis, Michael, «Distri;bution in Developing Economies», (Bosron Con
ference on Distribution, 1981).
10- Rosenblo~m. Bert, «The, lnfluence, of Manufacturer, Örganizational Sıtructure
on Marketing Channel Mana•gement», (Second World Marketing Gongress
Proceedings: Ed. B:y: Skaw, S., Sparks, L. and Kaynak, E., Vol. il), Stirling, 1985.
276