16
SINIRSIZ, SÝLAHSIZ, GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS MÜMKÜN ! yeniçað haftalýk siyasi gazete BU MEMLEKET BÝZÝM! SERHAN GAZ O—LU Uzun lafýn kýsasý... TARÝH: 17 ARALIK 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1022 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ 3 BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan YKP'nin konuðu olarak 10 Aralýk, Cuma akþamý adaya geldi ve 12 Aralýk, Pazar günü adadan ayrýldý… BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan'ýn adada olduðu sürede iki parti yetkilileri 11 Aralýk, Cumartesi sabahý Türkiye ve Kýbrýs'taki son geliþmeleri deðerlendirdikleri bir toplantý gerçekleþtirdi… Toplantýnýn ardýndan ise KTÖS Lokalinde basýn toplantýsý düzenleyerek gündeme iliþkin konulardaki görüþlerini açýkladýlar… Cumartesi akþam ise Koma Çarnewa grubunun da katýldýðý "Dengê Vejînê" etkinliði Gönyeli'de, Yalçýn Park'ta gerçekleþti… BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan ve YKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlý bu etkinliðine katýlarak, burada birer konuþma yaptý. BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan YKP'nin konuðuydu! 2-3 Kýbrýs’ýn kuzeyini kim, nasýl yönetir ? AÝHM kararlarýnda Kýbrýs'ýn kuzeyinin Türkiye'nin alt yönetimi olduðu yazýlýr ama bizimkiler hala burasý ile ilgili baðýmsýz devlet iddiasýnda bulunmaya devam ederler… Ama fiili çalýþma þekline bakýnca Kýbrýs'ýn kuzeyinin Türkiye'nin seksen bir buçukuncu ili olduðu hemen anlaþýlmakta… Altýnda koca koca ünvanlarla "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil ÇÝÇEK - Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti Baþbakaný Derviþ EROÐLU" imzalarý olan "2010 Mali Yýlý Türkiye Cumhuriyeti Kaynaklarýndan Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'ne Saðlanan Finansmanýn Kullanýmýna Ýliþkin Protokol" metnini inceleyenler burasýnýn nasýl yönetildiðini rahatlýkla anlayabilir Dünyaya tanýtma niyetinde/iddiasýnda olduklarý "KKTC" denen yapý yalnýzca bu protokolde istiþare edilecek bir kurum, Lefkoþa kaynaklý projelerde istiþare edilecek kurum bile deðil… 'Teknik ve idari þartnamelerine', harcama bel- gelerine bile güvenilmeyen bir kurumdur da "KKTC" denen yapý… O zaman bakanlar ne yapar? Kelimenin tam anlamý ile bakarlar… Halil Ýbrahim Akça burada Cemil Çiçek'in gölgesi, koordinatörlerin koordinatörü… Yani aslýnda Vali pozisyonunda olan o, elçi ise olsa olsa vali yardýmcýsý pozisyonda olabilir her- halde… Akça ilginç bir isim, adý sürekli olarak vekil olacaklar listesinde dolaþýyor… Ama yalnýzca potansiyel vekil listesi deðil Ergenekon 1. iddianame, sayfa 631 ve 636 da adý geçiyor 81 1/2 . VÝLAYET KUZEY KIBRIS

Yeniçağ 17122010

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yeniçağ 17122010

Citation preview

Page 1: Yeniçağ 17122010

SINIRSIZ, SÝLAHSIZ,GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS

MÜMKÜN!yeniçað

ha f ta l ý k s i yas i gaze teBU MEMLEKET

BÝZÝM!

S E R H A N G A Z Ý O — L U

Uzun lafýn kýsasý...

TARÝH: 17 ARALIK 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1022 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ

3

● BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan YKP'nin konuðu olarak 10 Aralýk,Cuma akþamý adaya geldi ve 12 Aralýk, Pazar günü adadan ayrýldý…BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan'ýn adada olduðu sürede iki partiyetkilileri 11 Aralýk, Cumartesi sabahý Türkiye ve Kýbrýs'taki songeliþmeleri deðerlendirdikleri bir toplantý gerçekleþtirdi… Toplantýnýnardýndan ise KTÖS Lokalinde basýn toplantýsý düzenleyerek gündemeiliþkin konulardaki görüþlerini açýkladýlar… Cumartesi akþam ise KomaÇarnewa grubunun da katýldýðý "Dengê Vejînê" etkinliði Gönyeli'de,Yalçýn Park'ta gerçekleþti… BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan veYKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlý bu etkinliðine katýlarak,burada birer konuþma yaptý.

BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan

YKP'nin konuðuydu!

2-3

Kýbrýs’ýn kuzeyini kim, nasýl yönetir ?

● AÝHM kararlarýnda Kýbrýs'ýn kuzeyinin Türkiye'nin alt yönetimi olduðu yazýlýr ama bizimkiler hala burasý ile ilgili baðýmsýz devletiddiasýnda bulunmaya devam ederler… Ama fiiliçalýþma þekline bakýnca Kýbrýs'ýn kuzeyininTürkiye'nin seksen bir buçukuncu ili olduðuhemen anlaþýlmakta…

● Altýnda koca koca ünvanlarla "TürkiyeCumhuriyeti Devlet Bakaný ve BaþbakanYardýmcýsý Cemil ÇÝÇEK - Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti Baþbakaný Derviþ EROÐLU"

imzalarý olan "2010 Mali Yýlý Türkiye CumhuriyetiKaynaklarýndan Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti'ne Saðlanan FinansmanýnKullanýmýna Ýliþkin Protokol" metnini inceleyenlerburasýnýn nasýl yönetildiðini rahatlýkla anlayabilir

● Dünyaya tanýtma niyetinde/iddiasýnda olduklarý"KKTC" denen yapý yalnýzca bu protokoldeistiþare edilecek bir kurum, Lefkoþa kaynaklý projelerde istiþare edilecek kurum bile deðil…'Teknik ve idari þartnamelerine', harcama bel-gelerine bile güvenilmeyen bir kurumdur da

"KKTC" denen yapý… O zaman bakanlar neyapar? Kelimenin tam anlamý ile bakarlar…

● Halil Ýbrahim Akça burada Cemil Çiçek'in gölgesi, koordinatörlerin koordinatörü… Yaniaslýnda Vali pozisyonunda olan o, elçi ise olsaolsa vali yardýmcýsý pozisyonda olabilir her-halde… Akça ilginç bir isim, adý sürekli olarakvekil olacaklar listesinde dolaþýyor… Ama yalnýzca potansiyel vekil listesi deðilErgenekon 1. iddianame, sayfa 631 ve 636 daadý geçiyor

811/2. VÝLAYETKUZEY KIBRIS

Page 2: Yeniçağ 17122010

HABER2 17 ARALIK 2010 CUMA

BDP Þýrnak Milletvekili Hasip KaplanYKP'nin konuðu olarak 10 Aralýk, Cumaakþamý adaya geldi ve 12 Aralýk, Pazar günüadadan ayrýldý…

BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan'ýnadada olduðu sürede iki parti yetkilileri 11Aralýk, Cumartesi sabahý Türkiye veKýbrýs'taki son geliþmeleri deðerlendirdikleribir toplantý gerçekleþtirdi… Toplantýnýn ardýn-dan ise KTÖS Lokalinde basýn toplantýsýdüzenleyerek gündeme iliþkin konulardakigörüþlerini açýkladýlar…

Cumartesi akþam ise Koma Çarnewagrubunun da katýldýðý "Dengê Vejînê" etkinliðiGönyeli'de, Yalçýn Park'ta gerçekleþti… BDPÞýrnak Milletvekili Hasip Kaplan ve YKPYürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlý buetkinliðine katýlarak, burada birer konuþmayaptý.

Hasip Kaplan adada bulunduðu süredeçeþitli ziyaret ve temaslarda da bulundu…

Basýn toplantýsýYeni Kýbrýs Partisi'nin (YKP) davetlisi olarak

Kýbrýs'a gelen BDP Þýrnak Milletvekili HasipKaplan, Cumartesi günü YKP YürütmeKurulu Sekreteri Murat Kanatlý ile birlikteKTÖS Lokalinde saat 10'da basýn toplantýsýdüzenledi.

Toplantý sýrasýnda Güney ve GüneydoðuKültür Derneði Baþkaný Ýsmet Ýlkhan iledernek üyeleri de hazýr bulundu.

KanatlýBasýn toplantýsýnýn açýlýþ konuþmasýný

yapan YKP Yürütme Kurulu Sekreteri MuratKanatlý, BDP ile iþbirliklerinin devam ettiðini,geçen sene YKP Heyetinin Ýstanbul'dakiziyaretleri sýrasýnda ilk kez resmi olarak biraraya iki partinin bir araya geldiðini, geçensene YKP Kurultayý davetlisi olarak kapatýlanDemokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekiliSabahat Tuncel'i adada konuk ettiklerinihatýrlattý. Kanatlý, bu süreç içinde YKP'nin deDTP ve BDP'nin kongrelerine katýldýðýný, tümbu süreçlerde YKP ve BDP arasýndaki iliþki-lerin geliþtiðine dikkat çekti.

Kanatlý, basýn toplantýsý öncesinde yapýlantoplantýda Kýbrýs sorununu ele aldýklarýný vebu konuda fikir alýþveriþinde bulunduklarýnýdile getirdi. Daha önce Kasým 2009'daKýbrýs'ta yapýlan ÖDP, Sosyalist Parti veDTP'nin katýlýmý ile gerçekleþen ortak toplan-

týlar sonunda ortaya çýkan metnin hala gün-celliðini koruduðunda hem fikir olduklarýný dabelirten Kanatlý, bu metnin altýnda þu aþamaTürkiye'den ÖDP, Sosyalist Parti ve BDPharicinde Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)ve Devrimci SosyalistÝþçi Partisi (DSÝP) deimzasýnýn olduðununbilgisini verdi…

Kanatlý, YKPolarak BDP'nin anadilde eðitim ve anadilin kullanmasýmücadelesinidesteklediklerinibelirterek, BDP'yeuygulanan tümbaskýlarý ve tutuk-lamalarý dakýnadýklarýnýsöyledi.

KaplanBDP Þýrnak

Milletvekili HasipKaplan da,Türkiye'de bütçegörüþmeleriolduðunu ve yoðun bir program bulun-duðunu, ancak kýsa bir süre Kýbrýs'a ziyarettebulunmaktan mutlu olduðunu söyledi.

Kaplan, Türkiye sorunlarý ile Kýbrýs sorun-larýnýn birbirinden ayrý düþünülemeyeceðini,o yüzden Kýbrýs'ta yaþayan kardeþlerininKürt sorunlarýný anlamasýnýn normalolduðunu belirtti.

Hasip Kaplan, dünyada þimdiye dek 1.Dünya Savaþý ve 2. Dünya Savaþý olmaküzere 2 büyük kriz yaþandýðýný, 3. büyükkrizin ise global ekonomik krizle yaþandýðýný

ifade ederek, ekonomik krizin Kýbrýs soru-nunu da yakýndan etkilediðini söyledi.Ekonomik krizin her yaný sardýðýný, Kýbrýssorununda da ciddi sorunlar bulunduðunu,ancak Kýbrýs sorununda bunun iyi yöndedeðerlendirilebileceðini dile getiren Kaplan,Kýbrýs sorununun; Türkiye ve Yunanistan'ýn

geçmiþiyle yüzleþmesidurumundaçözülebileceðinisöyledi."Kýbrýs'ta istenirse

çok rahat çözümbulunabilir, Kýbrýssorunu çok rahatçözülebilir" diyenKaplan, BDP olarakKýbrýs sorununun biran önce iki eþit toplumtemelinde, yaþayabilirbir anlaþmaylaçözülmesini veKýbrýslý Türk kardeþ-lerinin dünyada hakettiði yeri almasýnýistediklerini

belirterek, bu yolda her zaman KýbrýslýTürklerin destekçisi olduklarýný belirtti.

Kýbrýs'ýn kuzeyinin yýllardýr "Yavruvatan"olarak anýldýðýný, ancak artýk "yavru" vatanlýk-tan çýktýðýný, büyüdüðünü ve reþit olduðunukaydeden Kaplan, Kýbrýslý Türklerin artýkkendi kaderini tayin edebileceðini vurguladý.

Hasip Kaplan, 2011 yýlýnda Türkiye'deyapýlacak olan genel seçimlere dedeðinerek, BDP olarak seçimlerde parlamen-toya daha etkin ve fazla sayýda milletvekiliylegelmeyi amaçladýklarýný kaydetti.

Güney ve Güneydoðu Kültür DerneðiBaþkaný Ýsmet Ýlkhan da, BDP Þýrnak

Milletvekili Kaplan'ý Kýbrýs'ta aðýrlamaktanduyduklarý memnuniyeti dile getirerek,dernek olarak amaçlarýnýn kültürlerini yaþat-mak olduðunu belirtti.

Gönyeli'de "Dengê Vejînê" etkinliðiBu arada Gönyeli'de Cumartesi akþamý

"Koma Çarnewa" müzik grubunun dakatýldýðý yüzlerce kiþinin coþkulu katýlýmý ile"Dengê Vejînê" etkinliði düzenlendi.

Gönyeli Yalçýn Park'ta saat 19.00'dabaþlayan etkinlikte, BDP Þýrnak MilletvekiliHasip Kaplan ile YKP Yürütme KuruluSekreteri Murat Kanatlý da katýlarak birerkonuþma yaptý.

Konuþmasýnda Hasip Kaplan, Kýbrýs sorununa iliþkin BDP'nin görüþlerini aktadýr ve son dönemde Türkiye'de yaþananlarýdeðerlendirdi…

Kaplan Bosna'da acýlar çekildiðini ama þuaþamada dönüþümlü baþkanlýkla yönetilenbir ülke olduðunu hatýrlatarak "Kýbrýs'ta dadönüþümlü baþkanlýkla yönetilen federal birhükümet neden olmasýn" diye sordu. Kaplan,Kýbrýs'ta bir çözüm bulunmasý için kendilerinin dayanýþmalarýnýn devam edeceðini ve kendilerini destekleyenherkesten de bu dayanýþmalarýnýn ortayakoymasýný da istedi…

Kanatlý ise konuþmasýnda son dönemdekiDTP ve BDP ile yaptýklarý toplantýlardakigörüþ alýþ-veriþlerinden Mezopotamyacoðrafyasý, Kürdistan coðrafyasý ile Kýbrýs'ýnbirçok ortak noktasý olduðu net olarakanladýklarýna dikkat çekti. Kanatlý ikicoðrafyanýn da bölünmüþlükle mücadeleettiðini, asimilasyonlara karþý, iþgallere karþýmücadele ettiðini, buna benzer birçok benz-erliklerinin olduðunu söyledi. Kanatlý, sondönemde Kürt siyasetinde yükselen edibese! (artýk yeter!) sloganýný hatýrlatarak,Kýbrýslýlar olarak kendilerinin de Kýbrýs'tasüren statükoya, bölünmüþlüðe, iþgallere,asimilasyona edi bese! (artýk yeter!) dedik-lerini ve bunun için Kýbrýs coðrafyasýndayaþayan herkesten daha fazla dayanýþmatalep ettiklerini vurguladý…

Konuþmalarýn ardýndan "Koma Çarnewa"müzik grubunun konseri devam etti.

Hasip Kaplan 12 Aralýk, Pazar sabahý daadadan ayrýldý.

7 Kasým 2009, Cumartesi günü KTÖSLokalinde YKP Yürütme Kurulu SekreteriMurat Kanatlý, DTP Ýstanbul Milletvekili, DýþÝliþkilerden Sorumlu Eþbaþkan YardýmcýsýSabahat Tuncel, ÖDP Genel BaþkanYardýmcýsý Önder Ýþleyen Sosyalist PartiMerkez Komite Üyesi Mahir Sayýn'ýn katýldýðýbasýn toplantýsýnda hazýrlanan ortak metinokunmuþtu. Metin daha sonra ortak toplantýyakatýlmayan diðer partilerin de gündeminegetirildi. SDP ve DSÝP metni þu aþamayakadar desteklediðini açýklayan 2 parti oldu…

Ortak açýklama þöyle:Yeni Kýbrýs Partisi (YKP), Demokratik

Toplum Partisi (DTP), Özgürlük veDayanýþma Partisi (ÖDP), Ýþçilerin SosyalistPartisi 6-7 Kasým tarihlerinde Lefkoþa'da biraraya gelerek Kýbrýs sorununda görüþ alýþver-iþinde bulundu ve ortak açýklama yapmayakarar verir:

Kýbrýs sorunu, uzun bir çatýþma tarihiniiçinde barýndýrmaktadýr. Kýbrýslýlarýn ortakvatanlarýnda yaþamlarý, milliyetçi kesimlerin"büyük"(!) düþlerinin, kapitalist toplumdakiklasik sýnýf çeliþkilerinin ve emperyalistlerceönemli sayýlan coðrafyanýn tutsaklýðýnýn day-atmalarýndan kurtulamadý.

Yaþanan süreçte Kýbrýslýlar, ortasýndan tel

örgüler geçen, coðrafyasý kanla bölünmüþ,halký ve tüm yaþam alanlarý ikiye ayrýlmýþolarak hayatlarýný sürdürmeye çalýþýyor…

1974 yýlýnda, NATO'nun kendi çýkarlarýçerçevesinde ortaya koyduðu senaryonun bir-inci perdesinde; Yunan cuntasýnýn askeridarbesinin ardýndan, ikinci perdesinde deTürkiye'nin askeri iþgali, bu coðrafyanýn soru-nunu baþka bir boyuta taþýmýþ bulunmaktadýr.Ancak, askeri harekâtýn neticesinde ortayaçýkan iþgal; fetih siyasetiyle bir istilayadönüþmüþ durumdadýr...

Bu fetih siyaseti sonucu, TC sivil ve askeribürokratlarý baþta olmak üzere; Türkiye'ninderin ve sivil yönetimleri uyguladýklarý asimi-lasyon ve entegrasyon politikalarý sonucundaKýbrýs'ýn kuzeyini Türkleþtirme ve Sünni -Müslümanlaþtýrma gayretini ýsrarlasürdürmektedirler. Bu anlayýþ, resmi olarak1950'lerin ortasýnda TAKSÝM tezi ile ifadeedilirken ki o zamanda da ana hedef adanýntamamýný geri almaktý, þimdi "ata topraðýnýgeri alma ve Türkleþtirme" diye de ifadeedilebilecek istirdat (irredentist) siyasetiKýbrýs'ýn kuzeyi için günlük yaþamda öne çýk-maktadýr. Bunun için; Kýbrýs'ýn kuzeyinde birvalilik gibi çalýþan elçilik kurumu oluþturulmuþ,bu kurum aracýlýðý ile sosyo-politikalara, siyasialana açýk ve kapalý müdahalelerde bulunul-

muþ, Kýbrýs'ýn kuzeyindeki idarenin,Ankara'nýn bir acentasý gibi hareket etmesisaðlanmýþtýr. Askeri kurumlarýn yanýnda, KutluAdalý'nýn da öldürülmesinden de sorumlututulan, kendine ait radyosu ile her gün þovenve milliyetçi yayýnlarý çeþitli formatlardakitlelere taþýyan, Kýbrýs'ýn kuzeyini dev Türkbayraklarýyla donatan, yeraltý faaliyetlerindeparavan olarak kullanýlan Sivil SavunmaTeþkilatý'nýn baþýnda TC Genelkurmayýtarafýndan atanan askeri yetkililer bulunmak-tadýr.

AKP iktidarý da, klasik devlet politika vesöylemlerinden bir farklýlaþma, sözdedemokratik bir tutum içerisinde görünmesineraðmen Kýbrýs üzerindeki tahakkümünü koru-manýn ve sürdürmenin yollarýný aramaktadýr.Egemen sýnýflar bugün AKP eliyle, 'yeniOsmanlýcýlýk' söylemi ile Kýbrýs'ýn kuzeyiningerici tarikat yapýlarý eliyle fetihçi bir anlayýþlasürdürmeye devam etmektedir. Diðer yandanda AKP eliyle gündeme getirilen ekonomipolitikalarý ile emekçilerin haklarý ortadankaldýrýlmaya çalýþýlmaktadýr.

Son 35 yýlda uygulanan entegrasyon - asim-ilasyonla, Türkleþtirme ve Sünni -Müslümanlaþtýrma politikalarýna uygun olaraktaþýnan nüfus sonucunda; 100 bin civarýndakalan adanýn kuzeyindeki Kýbrýslý nüfus azýn-

lýða düþürülerek; 400 bin civarýnda Türkiye'ninçeþitli yerlerinden gelen/getirilen taþýmanüfusla, Kýbrýslýlarýn özgür iradesi blokeedilmiþtir. Bu, adanýn kuzeyindeki Kýbrýslýyýyok etmeyi amaçlayan ve bu coðrafyayýTürkiye'nin bir vilayeti yapmaya çalýþan men-talitenin Kýbrýslýlar üzerinde en acý saldýrýsilahý olmuþtur. Gelinen noktada, Kýbrýs'ýnkendine has kültürü Türkiye Cumhuriyeti'niyönetenlerin yayýlmacý politikasýyla, adanýnkuzeyinde yok olma tehlikesiyle karþýkarþýyadýr.

1- Gerçek bir barýþ, Kýbrýslýlarýn özgüriradesinin sonucu olacaktýr. Kýbrýslýlar kendigeleceklerini kendileri tayin etmelidir. Büyükgüçlerin hegemonya ve güç mücadelesinin veçýkar iliþkilerinin içinde kirletilmiþ bir çözümgerçek barýþý saðlayamaz. Adada barýþ vebirlikte yaþam, Kýbrýslýlarýn barýþ, demokrasive kardeþlik doðrultusunda toplumsal hayatýnher alanýnda yürütecekleri mücadele vebirikimleri üzerinden geliþecektir.

2- Kýbrýs'ta acil bir çözüme ihtiyaç var. Buçözümün yolu, iki bölgeli, iki kesimli, siyasieþitliðe dayanan federal bir Kýbrýs'týr. Böylesibir geliþme, Kýbrýs sorununun çözüm sürecineyardýmcý olacaktýr. Kýbrýs sorununun çözümü,bölgede barýþ mücadelesine katký saðlaya-

Ortak açýklama... Ortak açýklama... Ortak açýklama...

BDP Þýrnak Milletvekili Hasip Kaplan YKP'nin konuðuydu!

Page 3: Yeniçağ 17122010

HABER 17 ARALIK 2010 CUMA 3

caktýr. Ancak bölgede kalýcý barýþ hemensaðlayamayacaktýr. Kýbrýs'ta, Ortadoðu'da veEge'de barýþ, bölge halklarýnýn emperyalizmeve her tür tahakküme karþý ortak mücadelesiile hayata geçecektir, bizler böylesi bir barýþmücadelesinin parçasý olarak mücadele ettik,etmeye devam edeceðiz.

3- Çözüm için adanýn tamamýnýn askersi-zleþtirmesini saðlamalýdýr. Böylesi bir askersi-zleþtirmenin adadaki Ýngiliz üslerini veAmerikan dinleme tesislerini de kapsamalýdýr.

4- Kapsamlý askersizleþtirme yanýnda,çözüme sürecine yardýmcý olacak güvenartýrýcý önlemlerin de hayata geçirilmesiönemlidir. Bu nedenle bölgesel askersi-zleþtirmeleri, dekonfrantasyon ve Türkiye'ninasker çekmeye baþlamasýný hemen þimditalep ediyoruz.

5- 12 Aðustos 1949 tarihli Savaþ ZamanýSivil Halkýn Korunmasý Hakkýnda CenevreKonvansiyonu'nun 49. Maddesinde iþgaledilmiþ bölgelerdeki nüfusun taþýnmasý vedemografik yapýnýn deðiþtirilmesine yasaklan-mýþtý:

"Korunmuþ kimselerin iþgalci güç tarafýndaniþgal edilmiþ bölgeden baþka bir bölgeye,iþgal edilmiþ ülkeden baþka bir ülkeye birey-sel veya kitle halinde zoraki taþýnmalarý,kovulmalarý, her hal ve karda ve þartta, hangi

durumda olursa olsun yasaklanmýþtýr.(…)Ýþgalci güç, iþgal etmiþ olduðu bölgeye kendisivil nüfusunu taþýyamaz"http://www.icrc.org/ihl.nsf/FULL/380?OpenDocument

Türkiye yönetimleri etnik mühendislikçerçevesinde, Cenevre Konvansiyonuna daaykýrý olarak, 1974 yýlýndan sonra, savaþ son-rasý iþgal ettiði bölgeye kitlesel nüfustaþýmýþtýr, taþýmaya ve/veya taþýnmasýna gözyummaya, bu süreci teþvik etmeye de devametmektedir. Bunun yanýnda yüz binlerceKýbrýslý 1974 yýlýndaki savaþ sýrasýnda yer-lerinden edilmiþ, býraktýklarý taþýnýr ve taþýn-maz mallarý yaðmalanmýþ, savaþ ganimetiolarak diðer topluma daðýtýlmýþtýr.

Türkiye askerinin mevcudiyeti ve Türkiyeliyerleþikler Kýbrýs sorununun en zor çözülecekparçalarýdýrlar ve Kýbrýslýlarýn iradesi yoksayýlarak Kýbrýs'ýn kuzeyinde yeni "yurttaþ"yapýlmasý ve yapýlmaya devam edilmesibarýþý zora sokmaktadýr.

Özellikle 2004 yýlýndaki referandum sonrasýoluþan göç hareketleri ile Kýbrýs'ýn kuzeyinde-ki eðitim ve saðlýk sisteminin de çökmesineneden olan bir nüfus yoðunluðu ortaya çýktý.Göç hareketi ile Kýbrýs'a gelenler devletinasimilasyon aracý olmakla birlikte TC Devletibu insanlarý saðlýklý yaþam koþullarýndan yok-

sun bir halde köle gibi kullanmaktadýr. Sukaynaklarýnýn kýsýtlý olduðu bir coðrafyadaböylesi bir nüfus yoðunluðu yakýn bir gelecek-te ciddi ekolojik sorunlara da neden olacaktýr.Bu nedenlerle de nüfus taþýma iþlemi durdu-rulmalý, Kýbrýs'ýn kuzeyine taþýnan nüfus,insan haklarý da gözetilerek, kademeli olarakhemen azaltýlmaya baþlanmalýdýr.

Anlaþma ile birlikte insancýl konular gözetil-erek iki tarafýn da kabul edeceði miktarda kiþiyeni federe devletin yurttaþlýðýný alacak,ülkenin sosyo-ekonomik yapýsýna göre degöçmen iþçi kabul edilecektir. Bu nedenle,taraflarýn üzerinde daha önce uzlaþýlan busüreci ortadan kaldýracak hareketlerden uzakdurmasý çaðrýsý da yaparýz…

6- Kýbrýs'ta nüfusun önemli bir kýsmý savaþlabirlikte yer deðiþtirmiþ, zorla göçe zorlan-mýþtýr. Bu nedenle bugünkü koþullarda birinsan hakký olan özel mülk edinme hakkýsilah zoru ile ihlal edilmiþtir. Her türlü ulus-lararasý hukuka aykýrý ve anlaþmalarý zorasokan inþaat faaliyetleri zorunlu bireysel olan-lar hariç hemen durdurulmalýdýr. KýbrýslýRumlara, Ermenilere, Maronitlere (Marunîler)ait arazilerin ticari metaya dönüþtürülmesinekarþý hemen moratoryum ilan edilmelidir. Buçerçevede yýllardýr kapalý tutulan Maraþhemen sahiplerine iade edilmeli, yeniden

iskân edilmeleriyle ilgili çalýþmalara olanaktanýnmalýdýr. Antlaþmanýn amacýna ulaþa-bilmesi ve gerçek bir barýþýn olabilmesi içinTürkiye, Ýngiliz ve Yunan devletleri tarafýndanverilen zararlar da tazmin edilmelidir.

7- Kýbrýs Türk liderliði ve Türkiye tarafýndandaha önce kabul edilen þekilde Omorfo'nun(Güzelyurt) alternatif yerleþim yerleriyle ilgiliþehir planlamasý ve alt yapý çalýþmalarý yapýl-malýdýr. Ýki büyük toplum dýþýndaki KýbrýslýMaronitler (Marunîler)'in de Kýbrýs'ýn kuzeyin-deki 3 yerleþim yeri askeri kamp olarak kul-lanýlmaktadýr. Bu yerleþim yerlerindeki askeriiþgal kaldýrýlarak, Maronitlerin (Marunîler) köy-lerine geri dönüþ olanaðý yaratýlmalýdýr.

● Kýbrýs Türkiye için de yýllardýr üzerine'kahramanlýk' hikayelerinin anlatýlarak mil-liyetçi/ýrkçý anlayýþlara güç taþýyan bir mitolmuþtur. Bizler, Türkiye ve Kýbrýs'ý teslimalmaya çalýþan bu 'fetihçi' anlayýþlar karþýsýnda, halklar arasýnda barýþ vekardeþliðin geliþmesi ve Kýbrýslýlarýn kendigeleceklerini özgürce tayin etmeleri noktasýn-da birlikte mücadele edeceðiz. Baþka birgelecek için Kýbrýs'ýn gerçek acýlarýný, hayalkýrýklýklarýný, umutlarýný içeren baþka bir tarihibirlikte anlatarak, barýþýn dilini kurmaya kararlýyýz.

Ortak açýklama... Ortak açýklama... Ortak açýklama...

AÝHM kararlarýnda Kýbrýs'ýn kuzeyininTürkiye'nin alt yönetimi olduðu yazýlýr ama biz-imkiler hala burasý ile ilgili baðýmsýz devletiddiasýnda bulunmaya devam ederler… Amafiili çalýþma þekline bakýnca Kýbrýs'ýn kuzeyininTürkiye'nin seksen bir buçukuncu ili olduðuhemen anlaþýlmakta…

Kýbrýs'ýn kuzeyini nasýl mý yönetiliyor?Altýnda koca koca ünvanlarla "Türkiye

Cumhuriyeti Devlet Bakaný ve BaþbakanYardýmcýsý Cemil ÇÝÇEK - Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti Baþbakaný Derviþ EROÐLU"imzalarý olan "2010 Mali Yýlý TürkiyeCumhuriyeti Kaynaklarýndan Kuzey KýbrýsTürk Cumhuriyeti'ne Saðlanan FinansmanýnKullanýmýna Ýliþkin Protokol" metnini inceleyen-ler burasýnýn nasýl yönetildiðini rahatlýklaanlayabilir…

Metinde finansman kullanýmý ile ilgili bölümüaþaðýda tam metin olarak okuyabilirsiniz amabazý kýsýmlarýn altýný biz de çizelim:

"hazýrlanan teknik ve idari þartnameler iletoplam proje finansmaný için Yardým HeyetiBaþkanlýðý'nýn uygun görüþünü müteakip"

"Projeler gerçekleþtikçe K.K.T.C. makam-larýnca düzenlenecek harcama belgesi (hakediþ) Yardým Heyeti Uzman Müþavirlerinceincelendikten sonra uygun görülenler onayla-narak, uygun görülmeyenler iade edilerekK.K.T.C. Maliye Bakanlýðý'na gönderilecektir.Uygun görülerek K.K.T.C. Maliye Bakanlýðý'nagönderilen harcama belgeleri (…) incelenerekÖdeme Listesi oluþturulacaktýr. Yardým HeyetiBaþkanlýðý'nýn onayýný alan söz konusuÖdeme Listesindeki tutarlar (…) ödenecektir."

"Diðer yardým tertiplerinden (…) K.K.T.C.makamlarý ile istiþare edilerek Yardým HeyetiBaþkanlýðý'nýn teklifi ve Kýbrýs ÝþlerindenSorumlu T.C. Devlet Bakanýnýn onayý ilegerçekleþtirilecektir. Lefkoþa kaynaklý projelerarasýnda yýlý içinde doðabilecek ödenek aktar-malarýna iliþkin iþlemler ise, Yardým HeyetiBaþkanlýðý'nca sonuçlandýrýlacaktýr."

Dünyaya tanýtma niyetinde/iddiasýnda olduk-larýný "KKTC" denen yapý yalnýzca istiþareedilecek bir kurum, Lefkoþa kaynaklý projel-erde istiþare edilecek kurum bile deðil…'Teknik ve idari þartnamelerine', harcama bel-gelerine bile güvenilmeyen bir kurumdur da"KKTC" denen yapý… O zaman bakanlar neyapar? Kelimenin tam anlamý ile bakarlar…

Peki bu kadar mý?Arada aman bir þey olmasýn diye "KKTC"

Kalkýnma Bankasý Yönetim Kurulunda TCLefkoþa Büyükelçiliðine Yardým HeyetiKoordinatörü Ertan Tosun ile TBMM Bilgi ÝþlemMüdürü Dr. Zeki Çiftçi da bulunmakta…

Zaten Merkez Bankasý Baþkaný AhmetTugay da TC'den atmakta, ama Tugay'ýn birönceki görevi TC Merkez Bankasý TeftiþKurulu Baþkanlýðý olunca yukardaki yazýlanlar-la bayaðý uyumlu (!) bir atamayý TC'nin yaptýðýdüþünülebilir…

TC Devlet Planlama Teþkilatý internetsitesinde "2002 yýlýndan beri DPT'deMüsteþar Yardýmcýlýðý görevinisürdüren Halil Ýbrahim Akça, aynýzamanda Kalkýnma Bankasý YönetimKurulu Üyeliði, Türkiye Cumhuriyetiadýna KKTC Teknik Heyet Baþkanlýðý(...) görevlerini sürdürmekte" bilgisi yeralmakta…

Yani TC KalkýnmaBankasýnda Halil ÝbrahimAkça, KKTC KalkýnmaBankasýnda Ertan Tosun,çift taraflý koordinasyon!

Halil Ýbrahim Akça buradaCemil Çiçek'in gölgesi,koordinatörlerin koordi-natörü… Yani aslýnda Valipozisyonunda olan o, elçiise olsa olsa vali yardýmcýsýpozisyonda olabilir her-halde…

Akça ilginç bir isim, adýsürekli olarak vekil olacaklar listesinde dolaþýy-or… Ama yalnýzca potansiyel vekil listesi deðilErgenekon 1. iddianame, sayfa 631 ve 636 daadý geçiyor; adý geçen bölüm þöyle

"Bu dokümaný nereden ve ne amaçla teminettiði sorulduðunda; Bu dokümaný hatýrlýyorumbu doküman SESAR a posta yolu ile 4 Aykadar önce geldi kimin gönderdiðini bilmiyo-rum isimsiz olarak geldi. 1 adet iki sayfadanibaret ''Mustafa Oðuz Kurmay Albay ÝletiþimD.Bþk.'' Baþlýklý ''Arz ederim'' ile son bulandokümanda; Anayurt Gazetesi ve YýlmazÇamdal hakkýnda bilgi notu olduðu tespitedilmiþtir, bu dokümaný nereden ve ne amaçlatemin ettiði sorulduðunda; 1 adet bir sayfadanibaret ''Sýddýk Arslan'' baþlýklý ''Müsteþaryardýmcýlarýndan'' ibaresi ile son bulan dokü-manda; Çeþitli þahýs isimleri ve meslek kuru-luþlarýnýn isimlerinin özenle not alýndýðýgörülen yazý olduðu tespit edilmiþtir? Bu dokü-

maný nereden ve ne amaçla temin ettiði sorul-duðunda; 2003-2004 yýllarýnda SýddýkARSLAN in s Turizm Bakanlýðýnda bir görevetalip olduðunu, kendisi ile bu konuda görüþtük-lerini, bu görüþmede aldýðý notlar olduðunu, 1adet bir sayfadan ibaret "Halil Ýbrahim Akça"baþlýklý ''05324714432'' ibaresi ile son bulandokümanda; Ýhaleler ve yatýrým ödeneklerinidaðýtýðý iddia edilen þahýs isim ve telefonu

olduðu bilgiler olduðutespit edilmiþtir"

Devlet BütçeUzmanlarýDerneðindeki üye bil-gileri içinde ErtanTosun ile ilgili "Ekim-2008 tarihinde TCLefkoþaBüyükelçiliðine Yardým

Heyeti Koordinatörü olarak atandý. Bu görevisýrasýnda KKTC Kalkýnma Bankasý YönetimKurulu üyeliði ve Teknik Heyetler ArasýEkonomik Koordinasyon Danýþma Kuruluüyeliði yaptý. Ayrýca Kamu Çalýþanlarý veKamu Teþebbüsleri Reformu Komitesi ileKamu Mali Yönetimi ve Kamu Borç YönetimiKomitesinde görev aldý" bilgisi yer alýyor…

Tüm bunlar toplu düþünüldüðünde TCvilayeti olduðumuz daha iyi anlaþýlýyor…

Protokolden"Ankara kaynaklý olarak gösterilen projeler-

den T.C. kurumlarýnca gerçekleþtirilecek olan-larýn ihalesi ve ödemeleri Türkiye'de yapýlacakolup, ihalelerde ve ödemelerde T.C. mevzuatýgeçerli olacaktýr. Projeleri gerçekleþtirecekkurumlarca gerek görülürse bu projelerinihaleleri K.K.T.C.'de yapýlabilecektir. Ankarakaynaklý olarak gösterilen projelerin ihalelerine

T.C. mevzuatýnýn izin verdiði durumlardaK.K.T.C.'li müteahhitlerin de katýlmasýna imkântanýnacaktýr.

Lefkoþa kaynaklý olarak gösterilen projeler,K.K.T.C. tarafýndan kendi mevzuatýna göreyürütülecektir. Bu projelerin uygulamasýnda,hazýrlanan teknik ve idari þartnameler iletoplam proje finansmaný için Yardým HeyetiBaþkanlýðý'nýn uygun görüþünü müteakipYardým Heyeti Baþkanlýðý'ndan bloke talebindebulunulacaktýr. Yardým Heyeti Baþkanlýðý'ncauygun görülen ödenek blokeleri, ilgili dairelereK.K.T.C. Maliye Bakanlýðý'nca verilecektir.

Projeler gerçekleþtikçe K.K.T.C. makamlarýn-ca düzenlenecek harcama belgesi (hak ediþ)Yardým Heyeti Uzman Müþavirlerince ince-lendikten sonra uygun görülenler onaylanarak,uygun görülmeyenler iade edilerek K.K.T.C.Maliye Bakanlýðý'na gönderilecektir. Yapýlacaködemelerin karþýlanabilmesi için T.C. ZiraatBankasýndaki T.C. Lefkoþa BüyükelçiliðiYatýrým Hesabýndan ayný Bankada açýlacakolan K.K.T.C. Maliye Bakanlýðý Hazine veMuhasebe Dairesi Yatýrým HarcamalarýHesabýna yeteri kadar ödenek belli periyotlardahilinde aktarýlacaktýr. Uygun görülerekK.K.T.C. Maliye Bakanlýðý'na gönderilen harca-ma belgeleri K.K.T.C. Hazine ve MuhasebeDairesi tarafýndan en geç 15 gün içerisindeincelenerek Ödeme Listesi oluþturulacaktýr.Yardým Heyeti Baþkanlýðý'nýn onayýný alan sözkonusu Ödeme Listesindeki tutarlar K.K.T.C.Maliye Bakanlýðý Hazine ve Muhasebe DairesiYatýrým Harcamalarý Hesabýndan ödenecektir.Ýþ avansý verilmesini gerektiren durumlarda dasüreç ayný þekilde iþletilecektir.

Diðer yardým tertiplerinden T.C. Teknik Heyetikararýyla belirlenen kaynaklarýn mevcut veyayeni açýlacak yatýrým projelerine tahsisi,Ankara kaynaklý projeler arasýnda yapýlacaködenek aktarmalarý, Ankara kaynaklý projelerile Lefkoþa kaynaklý projeler arasýnda yapýla-cak ödenek aktarmalarý ve Ankara kaynaklýveya Lefkoþa kaynaklý projelerden yeni açýla-cak projelere yapýlacak ödenek aktarmalarý;K.K.T.C. makamlarý ile istiþare edilerek YardýmHeyeti Baþkanlýðý'nýn teklifi ve Kýbrýs Ýþlerinden Sorumlu T.C. Devlet Bakanýnýnonayý ile gerçekleþtirilecektir. Lefkoþa kaynaklýprojeler arasýnda yýlý içinde doðabileceködenek aktarmalarýna iliþkin iþlemler ise,Yardým Heyeti Baþkanlýðý'nca sonuçlandýrýlacaktýr.

811/2

. VÝLAYET KUZEY KIBRIS

Page 4: Yeniçağ 17122010

HABER4 17 ARALIK 2010 CUMA

n Ýlgilileri paket görüþmeden vazgeçerekuygulanabilecek anlaþmalarý hayatageçirmeye, AB müktesebatýnýn askýdanindirilebilecek olanlarýný indirmeyi velimanlarý açarak AB ile iþbirliðini art-týrabilecek olan Türkiye'ye açýlmasýnýdesteklediðimizi söylemeye davetederiz

YKP Yürütme Kurulu üyesi Alpay Durdurançözümden sonra da TL kullanýlmasý önerisinideðerlendirdi. Konu ile ilgili açýklama þöyle:

Ýnanýlacak gibi deðil ama o kadar kanýk-sandý ki doðru dürüst haber bile olmadý. Türk

tarafý çözümden sonra AB üyesi Kýbrýs'ýnTürk Lirasý'ný da tedavülde tutmasýný öner-miþ. Ýki paralý olmasýnýn kabulünü önermiþ.

Bir AB üyesi iki paralý olacak ve tabii AB deiki paralýk olacak.

Belki Yunanistan'da Drahmi'yi tekrartedavüle sokmak isteyenler EURO'yu datedavülde býrakmayý düþünür ama onlarýnaklýna bile seslendirmesi gelmedi. Bu öneriKýbrýs Rum tarafýnda þok etkisi yarattý vezaten en az durumda olan güveni ve umudubitirdi.

Kuzeyde halkýn duymamasý için mi basýnve partiler üzerinde durmadýlar bilinemez

ama açýkça görüþmeleri yokuþa sokmagayretidir ve görüþmeleri destekleyen ulus-lararasý topluma meydan okunmaktadýr.

Bizim ihracatýmýzýn ve üretici sektörlerimizinhiç birinin karlý çalýþmamasý ve karlý çalýþtýra-cak tek bir alt sektör bile bulunamamasýTürkiye þartlarýna göre kararlaþtýrýlan parapolitikasýnýn öngördüðü aþýrý deðerlendirilmiþTürk Lirasý'nýn kullanýlmasý olduðu konuþul-mayan bir gerçektir.

Karlý çalýþacak tek bir alt sektör bulunabilseidi yirmi beþ yýldýr biri yatýrým yapardý.Yatýrýmlarýn sadece kumar, kabare ve üniver-site alt sektörleriyle sýnýrlý kalmasý nedensiz

deðildir.Bu öneriyi karþý tarafýn kabul etmesi bek-

lenmemektedir, kimse de aklý baþýnda birininyapacaðý öneri olarak kabul etmemiþtir amagene de yapýlmýþtýr.

Bellidir ki antlaþma istememektedirler.Ancak halk çözüm bekliyor.

Ýlgilileri paket görüþmeden vazgeçerekuygulanabilecek anlaþmalarý hayata geçirm-eye, AB müktesebatýnýn askýdan indirilebile-cek olanlarýný indirmeyi ve limanlarý açarakAB ile iþbirliðini arttýrabilecek olan Türkiye'yeaçýlmasýný desteklediðimizi söylemeye davetederiz.

YKP, çözümden sonra da TL kullanýlmasý önerisini deðerlendirdi...

Aklý baþýnda birinin yapacaðý öneri deðil ama yapýldý!

Maðusa Ýnisiyatifi 17 Aralýk, Cuma akþamýDoðu Akdeniz Üniversitesi Mehmet TahiroðluKonferans Salonu'nda 'Maðusa'da EkonomikPatlamanýn ve Kýbrýs'ta Çözümün Þifresi;Maraþ-Liman-Suriçi' isimli tartýþma panelidüzenledi.

Moderatörlüðünü Serdar Atai'nin yaptýðýPanele ülkenin tanýnmýþ ekonomistlerindenVargýn Varer, Yenal, Süreç ve Radar Reþatkonuþmacý olarak katýldý.

Panel'de ilk olarak geçmiþten bugüneMaraþ'ý anlatan bir sinevizyon gösterisisergilendi. Ardýndan Dr. Okan Daðlý kýsa birgiriþ konuþmasý yaparak Maðusa Ýnsiyatifiolarak adaya barýþýn gelmesini istediklerinisöyledi ve Maraþ'ýn tutsaklýðýna son veril-erek Maraþ, Liman ve Suriçi'nin tümKýbrýslýlarýn ortak yaþam alaný olmasýný arzuettiklerini belirtti.

Daha sonra söz alan Serdar Atai ise, songünlerde ÝÞAD tarafýndan ortaya atýlangörüþlerin kafa karýþýklýðýna yol açarakkamuoyunca Maðusa Ýnsiyatifi'nin görüþleriimiþ gibi algýlandýðýný dile getirerek, ÝÞADönerileri ile temel farklýlýklarýný ortaya koydu.Atai, ÝÞAD'ýn KKTC Yönetimi'nde ve KKTCcoðrafyasýnda bir Maraþ açýlýmýndan bahset-tiðini, BM ile uzlaþmayý arzuladýðýný ancakmevcut bütün BM kararlarýnýn Maraþ'ýn BMkontrolünde açýlmasý gereðini kayýt altýnaaldýðýný, bu noktada da ÝÞAD'ýn büyük birçeliþki yaþadýðýný söyledi.

Atai sözlerine devamla, ÝÞAD'ýn böylesi biraçýlýmda çok az Rum'un geri döneceðinibildiði halde dönenlerle dönmeyenleri vedönenlerle Rum Hükümeti'ni birbirinedüþürmeyi amaçladýðýný, bunun ise hiçbiruzlaþmacý yönü bulunmadýðýný savundu.

Ekonomist Yenal Süreç panelde yaptýðýkonuþmasýnda, Maraþ'ýn açýlmasý durumun-da ne gibi faktörlerin ortaya çýkacaðýna iliþkinbilgiler vererek, bu durumda iþçilik, mimarlýk-mühendislik ve taþýmacýlýk gibi alanlardafaaliyetlerin gündeme geleceðini söyledi.

Ayrýca Liman'ýn yasal bir statüye kavuþturu-larak ortak kullanýma açýlmasýyla yolcutrafiðinin artacaðýný kaydetti. Bununlaberaber ilave ihtiyaçlarýn ortaya çýkacaðýný,mal ve hizmet sunumuna olan talebin arta-caðýný söyledi. Maraþ'ta 15-20 bin nüfuslu,yýlda 1 milyon turist aðýrlayan ve bunun içinlojistik desteðe ihtiyaç duyan bir yapýnýnoluþabileceðine deðindi.

Süreç, Suriçi'nin tarihsel açýdan öneminede vurgu yaptýðý konuþmasýnda bin yýllýk tari-hi dokunun aktive edilmesi gerektiðinebelirterek, Liman ve Maraþ'ýn hayata geçme-siyle Suriçi'nin de önemli bir çekim bölgesiolacaðýný dile getirdi.

Ekonomist Vargýn Varer de konuþmasýnda,Maraþ- Liman ve Suriçi'nin EkonomikBoyutunu irdeleyerek Maraþ'ýn ekonomik açý-dan potansiyeli yüksek bir bölge olduðunuifade etti ve Maraþ'ýn ekonomik etkilerini üçdeðiþik senaryo altýnda özetledi.

Varer; Maraþ'ýn Rum Yönetimi'nde yaniYeþil Hattýn Palm Beach önünden geçmesihalinde açýlmasý, Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti'nin Maraþ'ý kendi inisiyatifiyle

açmasý ve Maraþ'ýn Birleþmiþ Milletler gözeti-minde açýlmasý olarak ortaya koyduðu farklýyaklaþýmlarda, bölgenin Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti inisiyatifiyle açýlmasýnýn ser-maye etkisi açýsýndan olumlu olabileceðiniancak burada Rumlarýn ne kadarýnýn geridöneceði ile ilgili ciddi riskler olduðunu söyle-di.

Maraþ'ýn Birleþmiþ Milletler gözetimindeaçýlmasýnýn olumlu etkilerine de deðinenVarer, bu durumun Kuzey Kýbrýs TürkCumhuriyeti vatandaþlarýna istihdam olanaðýyaratacaðýný, buraya gelen turistlerin bir þek-

ilde Maðusa'nýn Suriçini ve diðer bölgelerinide ziyaret ederek para býarkacaðýný busayede de ekonominin olumlu etkileneceðinibelirtti. Maraþ'ýn herhangi bir senaryoda açýl-masýnýn ekonomiyi pozitif etkileyeceðigörüþünü ortaya koyan Vargýn Varer, ancakayný anda Limanlar ve havalimanlarýnýn dauluslararasý trafiðe açýlmasý gerektiðini söyle-di.

Varer konuþmasýnýn sonunda 'Kýbrýs'tanihai bir çözüm istiyorsak þu an iki liderinmasada görüþtüðü ekonomik modeliMaraþ'ta uygulayarak bir prototip oluþturabili-

riz' dedi.Panelin son konuþmasýný ise Ekonomist

Radar Reþat yaptý.Reþat, Maraþ'ýn açýlmasýnýn önemli bir

konu olduðunu ancak bundan da önemliolanýn, açýlmasý halinde bizim neyimiz var kibu bölgede birþeyler yapabilelim konusuolduðunu belirtti. Bunun için de önceliklegerek teknik olarak gerekse altyapý olarakyatýrým yapabilecek seviyeye gelmemizinönemine vurgu yaptý.

Mevcut yatýrým ikliminden memnunolmayan iþadamlarýnýn oraya nasýl yatýrýmyapacaðýný sorgulayan Reþat, mevcut yasalyapýmýzýn, yönetim þeklimizin, kurumsallaþ-ma eksiðimizin en ciddi handikaplarýmýzoldugunun altýný çizdi.

Ekonomik Patlamadan söz ederken inþaatpatlamasý bizi çok memnun eder mi diyesoran Reþat, planlý ve programlý yapýlaþ-manýn ve büyümenin önemine dikkat çekti.

Reþat, Maðusa Limaný'nýn Altýn Yýllarý'nýn1992 yýlýna kadar sürdüðüne iþaret ederek1950'lerdeki, 1960'lardaki performanslarýn dayapýlan karþýlaþtýrmalarda dikkate alýnaraksaðlýklý analizler yapýlmasý gerektiðini ifadeederek sözlerini tamamladý.

● Pek çok ülkede yaðmur yaðýnca insan-lar sevinirken bizim insanlarýmýz korkuiçinde

● Geçen sene yaþanan sel felaketlerineraðmen hiçbir tedbir alýnmadý; yineayný akýbet mi bizi bekliyor?

● Geçen yýl sel felaketinden zarar gören-leri tazmin etmek için toplanan paralarnerede ve nereye harcanmýþtýr?Soruyoruz

Yeniçað: Uzun süredir beklenen yaðýþlýhavalar nihayet geldi. Geçtiðimiz yýllara göreoldukça geç gelen yaðýþlar tarýmla uðraþansayýlý insanýmýzý sevindirmesine raðmen,genelde çoðunluk " ya geçen seneki selfelaketlerini yine yaþarsak" endiþesi ve tedir-ginliði içinde bulunmaktadýr.

Nitekim daha ilk yaðmurlarda Vadili veçevresini sel sularý basmýþ, epey zarara yolaçmýþtýr.

Bilindiði gibi geçtiðimiz yýl iki kez sel baskýn-larýna maruz kalýnmýþ, milyonlarca liralýkzarar ziyan meydana gelmiþti. O günlerde,sel baskýnlarýna neden olan hususlarýortadan kaldýracaklarýný söyleyen yetkisizyetkililer, seçim, kurultay derdi derken selbaskýnlarýný ortadan kaldýracak tedbirleralmayý unuttular.

Geçtiðimiz yýl sel baskýnýna uðrayanOmorfo bölgesinde, bir kez daha benzerifelaketin yaþanmamasý için hiçbir tedbir alýn-madýðýný geçtiðimiz gün bölgenin UBP mil-letvekili itiraf etti. Sorunun, Güneydeki

derelerin bizim tarafa akmasýndan kay-naklandýðýný söyleyen vekil, dolayýsý ile neyapýlýrsa yapýlsýn yine sel baskýnlarýnýn ola-bileceðini söyledi. Ancak bilindiði gibiOmorfoda dere yataklarý kapatýlmýþ, suyunaktýðý doðal güzergah kapatýlmýþ ve bu yer-lere belediye tarafýndan yatýrýmlar yapýlmýþtýr.

Benzer duruma Girne'de de rastlanmak-tadýr. Nitekim dere yataklarý kapatýlarakinþaat yapýlmýþ, Hilarion altýndaki yamaçlardabulunan yaðmur suyu arklarýnýn önü kap-atýlarak inþaat yapýlmýþ, su akýþ güzergahlarýdeðiþtirilmiþ ve sel baskýnlarýna davetiyeçýkarýlmýþtýr.

Bilindiði gibi Girne bölgesinde de yaðmursuyu baskýnlarýnýn sele dönüþmesi ile pekçok evi su basmýþ milyonlarca liralýk zararmeydan gelmiþti.

Lefkoþa'da yaþananlar olayýn bir diðerhazin tablosu. Hastanenin bodrumunu,sanayi bölgesini teslim alan yaðmur sularýkarþýsýnda çaresiz kalan yetkisiz ilgililerbugün oldu hiçbir tedbir almadýlar. Son hafta-larda alel acele, hastane arkasýnda yapmaya

çalýþtýklarý ise o günden bugüne hiçbir þeyyapamadýklarýný için panik içinde olduklarýnýgöstermektedir.

Bu küçük adanýn üçte birinde bu tür sorun-larýn yaþanmasý aslýnda gelmiþ geçmiþ tümyönetimlerin yarattýklarýnýn sonucudur. Bunabir de TC'li siyasetçi ve bürokratlarýn akýlhocalýðý eklenince pek çok sorunla boðuþaninsanlarýmýz bir de yaðmur suyu, sel felaket-leri ile korku içinde yaþamak zorunda kaldýlar.

Ormanlarýmýz yakýlýr, yerine yenisi ekilmeztoprak çýplak býrakýlýrsa, topraðý tutan harup,zeytin, meþe vs bitki topluluklarý sökülüpinþaat yapýlýrsa, dere yataklarý kapatýlýp üzer-ine inþaat yapýlýrsa bu yaþananlar kaçýnýlmazolmaktadýr.

Trafikte her yýl yüze yakýn insanýmýz ölmek-tedir. Trafik kazalarýný yaratan sorunlar belli.Ama tedbir alýnmamakta ýsrar edilmekte vedolayýsý ile hergün trafik kazalarý olmakta,insanlarýmýz ölmekte, milyonlarca liralýkekonomik kayýplar olmaktadýr.

Sel baskýnlarýna neden olan olumsuzluklarda bellidir. Ama bu olumsuzluklarýn ortadankaldýrýlmasý için hiçbir tedbir alýnmamaktaýsrar edilmiþtir, edilmektedir. O zaman yinesel felaketleri kapýdadýr.

Geçtiðimiz yýl yaþanan sel felaketi sonrasýn-da, zarara uðrayan binlerce yurttaþ için zararziyan raporlarý hazýrlanmýþtý. Bu zararlarýntazmini için paralar toplanmýþtý. Bu vesile ilekaç yurttaþýmýzýn tazmin edildiði, o toplananparalarýn nerelere gittiði, nerelere harcan-dýðýný da, yanýt vermeyecek olsalar bile, sormak ve varandaþýn dikkatini çekmek istiyoruz.

YAÐMUR YAÐMAYA BAÞLADI HERKES TEDÝRGÝN

Maðusa Ýnisiyatifi, ‘Maraþ - Liman - Suriçi’ adlý panel gerçekleþtirdi

Page 5: Yeniçağ 17122010

HABER 517 ARALIK 2010 CUMA

Bir yýlý daha geride býrakmak üzereyiz,Beklentilerle dolu bir yýl daha geride kalýyor,Beklentilerimiz ne yazýk ki bir baþka bahara

kaldý,Bu baþka bahar önümüzdeki bahar olabilir mi?Biraz zor görünüyor ama yine de her zaman için

bir umut vardýr,En zor koþullarda dahi umudu korumak ve

inancýný yitirmemektir asýl olan.Beklentilerimizin bir baþka bahara kaldýðýný

söyledim.Hem bireylerin, hem toplumun beklentilerini, insanlýðýn bek-

lentilerini anlatmak istedim,Ýnsanlarýmýzýn da bireyler olarak beklentileri var.Daha iyi yaþam koþullarý,Tüm aile bireylerinin birarada bulunabilme koþullarý,Çevresiyle, ailesiyle, komþularýyle daha sýk buluþabilme

koþullarýToplumsal çevresinin, sosyal yaþam çevresinin devamý,

korunmasý koþullarý,Ve ne yazýk ki insanýmýz bütün bu koþullarýn nerede ise yok

olduðu bir ortamý yaþamaktadýr,Kýbrýs sorununun bir andlaþmaya baðlanmasý beklentileri var

insanlarýmýzýn,Tüm Kýbrýsýn, tüm Kýbrýslýlarýn bu sorunun bir andlaþmaya

ulaþmasý beklentileri var,Ama Kýbrýs sorunundaki geliþmeler de bir baþka bahara

kaldý.Þimdi beklentiler gelecek ay Cenevrede yapýlacak

görüþmelere bakýyor,Konu ile ilgili çok deðerlendirmeler yapýlmaktadýr,Peki neler beklenebilir bu toplantýdan?Çeþitli yorumlar yapýlmaktadýr,BM Genel Sekreteri ile New York'ta yapýlan görüþmelerden

ortaya çýkan, BM'nin bu gidiþten memnun olmadýðýdýr,Zaten BM'nin tavrý açýklamýþ olduðu rapordan da bellidir,Durumu Hristofyas- Eroðlu'nun yanyana durduklarý zaman

görüntülenen resimlerinden de anlaþýlmaktadýr. Suratlar may-hoþ!

Son BM toplantýsý sonrasý gelecek ay Cenevre'de yapýlacaktoplantýdan beklentileri çok olanlar vardýr.

Mesela andlaþma istemeyenler, BM'nin artýk bu iþtenvazgeçeceðini bekliyorlar,

Bu iþin orada kopacaðýný, herkesin yoluna ayrý ayrý devamedeceðini bekliyorlar,

Bunlarýn yanýnda, hakikaten andlaþma yanlýsý pek çok insanda bu toplantýnýn son þans olduðunu beklemektedir.

Þurasý bir gerçek ki, BM bu iþten usanmýþtýr, býkmýþtýr,Ama bu iþi de býrakacaðýný hiç sanmýyorum.Nitekim BM'nin görev süresinin uzatýlmasýný da gündeme

almýþ bulunmaktadýrlar,Cenevre'de muhtemelen, bu güne kadar süren görüþme

sürecindeki durum etraflýca gözlemlenecek ve görüþmeleredevam kararý alýnacak.

Mart ayýnda yeniden buluþulacak ve yine görüþmeleredevam denilecek,

Ardýndan Kýbrýsýn güneyindeki seçimler,Onun ardýndan Türkiyedeki seçimler derken 2011 in sonba-

harýný da bulmuþ oluruz.Yani bir yýl daha geçmiþ olur,Beklentiler içinde, ekonomik, sosyal sýkýntýlar içinde bir yýl

daha,Umarým bu seçim dalgasý geçince durumun biraz daha

netleþmesidir,Bütün bu deðeerlendirmeler yanýnda bir de bu iþin gerçek

sahiplerinin ne yaptýðýna bakalým.Cenevre'den bir sonuç beklenmiþ olunsa idi, buradaki çalýþ-

malarýn seyri böyle olmazdý.Harýl harýl çalýþan bir görüþme heyeti görmemiz gerekirdi,

Hergün sürekli toplanan, ciddi olarak her konuyu sonlandýr-maya uðraþan bir çalýþma temposu,

Ama ne görüyoruz?Cenevre öncesi 3-4 kez toplanacaklarmýþ!Haftada , onbeþte bir..Ve o haftada bir toplandýklarý zaman da bir kaç saati geçmiy-

or,Bir de bildiðimiz kadarý ile taraflar ana dillerinde konuþtuklarý

için, tercüman kullanýlmakta, artýk siz karar verin bu birkaçsaatte ne konuþulmakta, ne kadar konuþulmakta!

Bu iþler, herr iþte olduðu gibi niyet meselesidir.Bir iþi yapmak, sonuçlandýrmak isrerseniz imnanmanýz

gerekmektedir,Bugün masa baþýnda olanlar bu iþe, yani Kýbrýs'ta ivedi bir

andlaþmaya inanýyorlar mý?Ýnandýklarýný gösteren hiçbir somut delil veya gösterge

görünmüyor,Zaten Eroðlu'nun oradaki varlýðý ha var ha yok,Ankara'nýn yakýn bir zamanda andlaþma istemediði ortada,Ankara Kýbrýs'ý kendi çýkarlarý için daha uzun bir süre koz

olarak kullanmayý kafasýna koymuþtur,Bu çerçevede masada ne kadar kalýrsa kalacak.Hristofyas ise ciddi atýlýmlar yapmaktan korkmaktadýr,Lider olma özellilkleri olmayan, kendi çevresinden, muhale-

fetin tepkisinden korkmaktadýr,Dolayýsý ile o da zamana oynamaktadýr.Bu seyirde bir görüþme sürecinin sonuca ulaþmasý beklene-

mez.Niyet olsa, full time çalýþýlýr, her konu kýsa bir sürede bitirilir,Niyet olsa taraflar kitlelerini bir andlaþmaya hazýrlar,Kýbrýslýlar arasýnda giderek azalan güvenin yeniden tesisi için

birþeyler yaparlar,Þovenizmin, fanatizmin hortlamasýna izin vermezler,Bu nedenle belli ki iþimiz zor,Beklenti içinde geçireceðimiz daha aylarýmýz var önümüzde,Ama unutmayalým, her zaman için bir umut vardýr.Umutla inatla Kýbrýsýn ve Kýbrýslýlarýn birleþtirilmesi için

mücadeleye devam...

Rasýh

KeskinerBEKLENTÝ ÝÇÝNDE

BÝR YIL DAHA GEÇTÝ

[email protected]

Basýnýn en ünlülerinden biri din-cilerin sayfasýnda gene cevherlerianlattý. Gazetenin sayfalarýna mýacýsam dedim, bununla defolsunsusayým mý dedim, dayanamadýmbir yanýt da benden dedim.

Atýk her gün beni bilmediðimArapça ile camiye davet edenmakamlý sesler dinlemeye mecbu-rum. Beni de borçlandýrýp her

kenara bir cami ve bol hoparlörlerle ampli-fikatörler koyabildikleri için kaçamak yok.

Bazýlarý sesleri seçemeye tabi tutmak istediðiiçin ve bazýlarý da sesleri azaltmak istedikleriiçin þikayet üzerine makamlý okumaya ve okut-maya çalýþýyorlar, merkezi sisteme baðlayýptek gayde ile seslenilsin diyorlar ama sesle-nilen insanlarýn anladýðý dilden olsun diyenyok. Sanýrým hiç duyulmasýn diyenler anlaþýlandilden olsun diye umursayanlardýr, onlar daseslenmeseler anlaþýlmamasý daha da iyi diy-orlardýr.

Gazeteler de bir yerden emir almýþ olmalýlarki Cuma sayfalarýna baþladýlar ve Ramazansayfalarýný arttýrdýlar. Ben kurtarýrsamMüslüman olacaksýnýz deselerdi kurtulmakisteyen ne kadar olurdu bilmem ama dini baskýKýbrýslýyý rahatsýz eder.

Her ne ise dincilere göre biz de Müslüman'ýzonun için susup oturuyoruz. Birisi imamý nasýlsusturduðunu anlatýyordu, yarýn da birinin nasýlsusturulduðunu görmeyi bekliyorum.

Ünlü ünsüz büyük adamlar gelip gittiler. Birçoðu Kýbrýslý Türk'ün Atatürk devrimlerini ilkkabul edenler olduðunu söyledi, çaðdaþ veAvrupai olduklarýný söyledi ve son nüktelerdenbiri de bu yapýlarýný korumanýn çok önemliolduðunu söylemesi idi. Hem de Kýbrýs'ta mily-onlarca lira harcama yetkisi olan büyük elçiolaný…

Amma o Kýbrýslýnýn yapýsýný koruma merak-

lýsý zat yapýyý yýkmak için bolcamili ve vaizli kültür kýyýcýlarýbeslemeye de katkýda bulun-du, beslemek isteyen TChükümetine de hizmet etti.

Bu zavallý düþünceleri dinkültürü gibi sunmak ve iþgarantisi veya hediye paketiolarak takdim etmek buradakiyapýyý bozmaya baþladý.Bazýlarý hediyeye nail oldu mu

bilmem. Bildiðim hediye var diyenlerin dahahediyeyi almadan baþýný sardýðýdýr. Yoksa bukadar dar kafayý saracak hediye paketi ödene-mez. Bildiðim insanýn bir türlü býrakamadýðýbüyücüler devrinden beri bilinen istismarlar ve1500 yýldan beri sürmekte olan islam devrininboþ sözlerine kapýlmaktýr.

Din istismarýna karþý yazýlarý ile tanýnanlarýnbile Cuma sayfalarýyla deðersiz yazýlara yervermesi hurafelere önem verenlere tavizolduðu gibi hurafelerin deðer kazanmasýna dahizmet etmektedir.

Namaz kýlarken spor yapýldýðýný ve namazzorunluluðunun bunun için hikmetli olduðunuyazmanýn ne manasý var ki böyle þeyleryazanlar makale yazýp para kazanýr.

Gazete haberlerinde idi birisinin çoðuna heromzunda bir melek oturduðunu ve ha bre neyaparsa yazýp Allah'a rapor edeceðini vekýyamet gününde hesaba çekileceðini okuldahocanýn anlattýðýný ve çocuðun günlerce rahat-sýzlýk duyduðunu söylemiþ.

Ne olacaktý yani! Anlatmasýn mý idi? Ýslam'agöre omzunda papaðanla gezdiði rivayetedilen topal korsan gibi insanlarýn omuzlarýndamelekler vardýr. Ýster inanýn ister inanmayýn.Ýnanmak için bu "bir tanýmdýr. Manevi bir þey-dir. Siz onlarý görmezsiniz" deyin öyle inanýnisterseniz melek falan yoktur ama bir güçvardýr ve ondan iyilik yapmazsak ceza verir,korkulmasý iyi olur deyin.

Gene de Ýslam'ýn kolonyanýn günah olduðunahükmetmesi, bir kandil gecesi Arapça birkaçsöz söylenmesi ile büyük miktar günahtan kur-tulma olanaðý gibi fetvalar inanýlmasý zor olan-lardýr.

Esas olan bunlara inanýlmamasýnýn günah,bu dünyada bile ceza verilecek suçlarolduðunu kabul etmek ve en korkuncu da bucezalarýn devlet eliyle icrasýný istemektir.Düþünün ki Ýslam ülkelerinde Hýristiyan dönüp

Müslüman olursa iyidir ama MüslümanHýristiyan olursa mürtet olur ve idam yer.

Dini iyi kötü tanýmý ve iyiliðin savunulmasýolarak görenler vardýr ama bakýn gazetelerindini sayfalarýna ve TV'lerdeki vaizlerin sözlerinebütün hikaye dua etmekle ve bazý hareketleriyapmak veya yapmamakla cennete gitmeðehak kazanmak olduðunu görürsünüz. Budünya önemsizdir, dua yeter de artar bile, gýrt-laðýna su kaçarsa oruç bozulmaz, çok olursazayi orucu tutarsýn gibi "bilgileri" 1500 yýldýrinceler ve naklederler sonra da dinde hurafeyoktur diye fetva verirler ama huriler, cinler,zebaniler ve kýlmanlar dolu bir dünya hayalederler.

Ne isterseniz inanýn ama özgürlüðü koruyun.Bir kadýnýn ailenin baskýsýyla baþýný sardýðýnýgörürseniz onaylamayýn. Baþýna kefen diyebez sarýp gezene dikkatle bakýn dünyanýnfelaketini hazýrlamaya çalýþanlarýn yolunda ola-bilir.

Atom bombasý da tedarik edip barýþ vegüvenliðe ebediyen son vermek üzeredirler.Korkmadan uçaða binmek artýk kolay deðil.Bunlar Müslüman iþi deðil demek iþi halletmiy-or.Müslümanlar da bunlarý anlamalý ve masuminsanlarý hedef alanlara destek deðil karþýolmalýdýrlar.

Dünya küçüldü ve baþkasý yok. Var diyen veöteki dünya arayan da var ama ya ötekisiyoksa demek günah olsa bile gereklidir.Kendimizi deðil baþkalarýný ve tüm yaþamýdüþünmeliyiz.. Ýnsanlarý gavur ve mümin diyeayýrmak ve sýnýrsýz güç sahibi olarak taným-ladýklarý Allah'ýn müdafii kesilerek cihat çýðlýklarýatmak kimseye yarar getirmez.

Küçücük Kýbrýs'tan çýkan Nakþibendi þey-hi'nin bile "bu taraf Gavur bu taraf Müslümanolur mu, dünya Müslüman olmalý yoksa harpgerekir" diye vaaz vermesi, bunun videoyaçekilmesine izin vermesi ve sonuçta internettenyayýlmasý olacak iþ mi?

Papa ile görüþen bu mu? Bununla konuþannasýl Müslüman'ýn barýþa tehdit olmadýðýnainansýn? Dünyayý dar ül-harp ve dar ül-islamdiye ikiye bölen anlayýþ yaþýyorsa savaþ düþükdüzeyde de olsa devam eder ve etmektedir.Þimdi ellerine nükleer silah geçirme gayretiiçinde olanlara bakýldýðýnda düþükten büyükdurumuna geçme olasýlýðý da kapýda.

Alpay

Durduran

T E VT E V A Z UA Z U

DOS TÇADOS TÇA

[email protected]

BÝN BEÞ YÜZ YILDIR YANITINI BULAMADIKLARI

SORULAR

Kýbrýs Rum ve KýbrýsTürk þirketlere finansýman verildi(KHA) Birleþmiþ Milletler KalkýnmaProgramý- Ýþbirliði ve GüvenHareketi (UNDP-ACT) "EkonomiAlanýnda Karþýlýklý Güven" adlý pro-gram çerçevesinde Salý günüLefkoþa'da düzenlenen özel birtören sýrasýnda 26 Kýbrýslý Rum veKýbrýslý Türk þirkete her iki toplumdapazar araþtýrmalarýnda bulunmalarýamacýyla toplam 39 bin Avrolukbaðýþta bulundu. Tören sýrasýndakonuþan Kýbrýs Ticaret ve SanayiOdasý Baþkaný ManthosMavrommatis, þirketleri tebrik etti ve"Ekonomi Alanýnda Karþýlýklý Güven"adlý programa deðinerek ikitoplumun yakýnlaþmasýnýn Kýbrýs'ýnyeniden birleþmesini olumlu etk-ilediðini söyledi. Kýbrýs Türk TicaretOdasý Baþkaný Günay Çerkez ise"Ekonomi Alanýnda Karþýlýklý Güven"adlý programý her iki tarafýndaki þir-ketlerin desteklediði bir programolduðunu belirtti.

Kayýp Kiþiler KomitesiAvrupa Komisyonuteþekkür etti(KHA) Kýbrýs Kayýp Kiþiler Komitesi,Avrupa Komisyonu'na bir mektupgöndererek, Komisyonu'nunKomiteye 150 bin Avroluk baðýþtabulunmasýndan dolayý teþekkürleriniiletti. Komite tarafýndan yapýlan açýk-lamada, 150 bin Avroluk baðýþýn,Komitenin 2011 yýlýndaki programýn-da kullanýlacaðý, belirtildi. KýbrýsKayýp Kiþiler Komitesi'nin bugünekadar yaptýðý çalýþmalarda toplam750 kayýp kiþinin kemikleri bulunduve bunlardan 260'ýnýn akýbeti belirlendi.

Page 6: Yeniçağ 17122010

HABER6 17 ARALIK 2010 CUMA

Stefo Benlisoy - Yeniyol

Geçtiðimiz hafta baþbakanýn üniver-site rektörleriyle yapacaðý toplantýyýprotesto etmek isteyen öðrencilerepolisin uyguladýðý vahþi þiddet vesonrasýnda AÜ Siyasal BilgilerFakültesi'nde Süheyl Batum ve özel-likle Burhan Kuzu'nun yumurtaatýlarak protesto edilmesi üzerineçokça konuþuldu. Bu iki olayüzerinden öðrenci gençlik muhalefetiyýllardan beri hiç olmadýðý kadarkamuoyunun gündemine girme veegemen medyanýn çarpýtmaya açýkyapýsýný bir kenara býrakýrsak,sözünü kamuoyuna taþýma imkânýbuldu. Ýstisnai bir durumdu yaþanan.Neredeyse sayýsýz haber yapýldýöðrencilerin maruz kaldýklarý þiddetleve gerçekleþtirdikleri protestoyla ilgili.

Kabul etmek gerekir ki, uzun birzaman sonra belki de ilk defa, öðren-ci muhalefeti üniversitedeki aktüelgücüyle orantýsýz bir söz söyleme vemeþruiyetini pekiþtirme imkâný buldu.Ummadýk bir biçimde ÖðrenciKolektifleri, Gençlik Muhalefeti ya daGenç-Sen kamuoyunun bildiði,tanýdýðý, öðrencilerin sözünün temsil-cisi olarak kulak kesildiði yapýlarhaline geldiler. Þimdi oluþan bu çat-laðý daha da derinleþtirmek, bu kon-jonktürel fýrsatý öðrenci hareketiniyeniden inþa etmek için kullanmakgerekiyor. Ortaya çýkan toplumsalmeþruiyet havasýndan olabildiðinceistifade ederek üniversitelerdekiYÖK-idare-polis baskýsýndan yük-seköðretimin ticarileþmesine bir dizimeselede etkin bir karþý duruþuortaya koymak, olabilecek en geniþmuhalefet cephesini okullarda örmekgerekiyor.

Diðer taraftan, hükümet kanadýn-dan yapýlan açýklamalarda yaþananþiddet hakkýnda en ufak bir özründolaylý biçimde dahi dile getirilmeme-si, olaylarda bir de can kaybý yaþan-mýþ olmasýna raðmen EgemenBaðýþ'ýn "öðrenciler polise aþýrý þid-det kullandýlar" sözlerini sarf ede-bilmiþ olmasý, hükümetin toplumsalmuhalefete iliþkin önümüzdekidönemdeki yaklaþýmýnýn içeriðiniaçýkça ortaya koyuyor. Özellikle SBFprotestosundan sonra hükümeteyakýn medyanýn öðrencileri "faþistlik-le, patolojik olmakla, ifade hakkýnýengellemekle, saldýrganlýkla" ithamedebilmesiyse daha kýsacýk bir süreöncesinde demokratlýðý kimseyebýrakmayan kalem erbabýnýn deyimyerindeyse maskelerini alaþaðý etti.Hükümetin dizginsiz polis þiddetinihoyratça savunmasýný eleþtiren sonderece meþru bir protestoyu bile,benzerleri ancak soðuk savaþ döne-minde görülen bir anti-komünist his-teriyle kriminalize etmekten, buprotestolara katýlan öðrencilerin boyboy fotoðraflarýný yayýmlayarak onlarýhedef haline getirmekten imtinaetmeyen bir anlayýþýn demokrasiylene menem bir alakasý olduðu ayanbeyan ortaya çýktý. Bu anlamýylaöðrenci hareketinin deðiþik bileþen-lerinin protestolarý, sadece öðrencimuhalefetine ivme katýp geniþkamuoyu önünde önemli bir

meþruiyet zemini saðlamaklakalmamýþ, Türkiye'de müesses niza-mýn hakim otoriter karakterine iliþkinözellikle soldaki kimi yanýlsamalarýda yerle yeksan etmiþtir.

Öðrenci muhalefetinin toplumsalmuhalefetin diðer bileþenleri açýsýn-dan da önemli olabilecek bu istisnaibaþarýsýnýn ihtiva ettiði potansiyellerdaha tam açýða çýkmamýþken,geçtiðimiz Cumartesi günü ÝHD'ninÇanakkale'de "Çok kültürlülük per-spektifinde barýþýn dilini kurmak"baþlýðýyla yaptýðý etkinliðe katýlanRoni Marguiles'in bir kez daha boyave yumurta atýlarak "protesto"edilmesi, hükümeti açýktan veyadolaylý destekleyen kalemlere adetanefes aldýran bir iþlev gördü. Öyleya, öðrenciler ÝHD etkinliðindesosyalist kimlikli bir yazara, üstelik butopraklarda "azýnlýk" olarakadlandýrýlagelen kesimlere mensupbir yazara "saldýrmýþ", onu "konuþtur-mamýþlardý". Bu gençlerin ifadeözgürlüðünü engelleyen "zorbalar"olduklarý tescillenmiþti böylelikle.Örneðin Taraf hadiseyi "kolektiffaþizm" baþlýðýyla duyurmaktanAhmet Altan da "gençlikfaþizmi"nden dem vurmaktan imtinaetmedi. Kendi tayin ettikleri sýnýrlarýaþan her muhalefet hareketiniErgenekonculukla, darbecilikle,faþizmle damgalamayý itiyad halinegetirmiþ çevrelerin iktidarý koruyupkollamak adýna Çanakkale'deki olayasarýlmalarýnda bir garabet yokelbette.

Ancak burada durup düþünmekgerekiyor. Öðrenci hareketinin sondönemdeki baþarýsý hayli kýrýlgan birzeminde ortaya çýkmýþtýr. Yukarýdada ifade edildiði üzere, hareketgücünün ötesinde bir "görünürlülük"kazanmýþ, bir hafta boyunca adetaülke gündemini belirler hale gelmiþtir.

Ama zafer sarhoþluðuna kapýlmanýnzamaný deðil. Öðrenci hareketininbaþarýsýnda kendi dýþýnda geliþensüreç ve etkenlerin öneminiküçümsememeli. Toplum nezdindeöðrencilere karþý oluþan sempatiönemsenmeli, henüz zayýf hareketinancak bu sempati ve meþruiyethavasýndan istifade ederek büyüye-bileceði atlanmamalý ve dolayýsýylada her adim titizlikle atýlmalýdýr.Öðrenci eylemleri vesilesiyle songünlerde yaþanan tartýþma, AKP ikti-darýnýn "demokrasi" kavramýüzerinde kurduðu tasalludu uzunzaman sonra ilk defa bu ölçekteortaya koymuþ, mevcut hükümetinhegemonik "demokratikleþme-sivilleþme" söyleminde bir gedikaçmýþtýr. Bu anlamda neyin protesto,neyin muhalefet, neyin þiddetolduðuna dair yaþanan tartýþmayýönemsemek ve muktedirler bloðununargümanlarýný çürütmek önemli birsiyasal görev olarak duruyor.

Çanakkale'de yaþanan hadise bugörevin mana ve ehemmiyetinin nederece idrak edilmiþ olduðuna dairister istemez soru iþareti yaratýyor.Roni Marguiles ve mensubu olduðuhareketin son dönemde AKP ikti-darýný olumlayan, referandumda"evet"i örgütleyen tutumu ve özelliklesosyalist solun geçmiþ ve bugününeiliþkin kullandýðý kýyýcý ifadeler, solunana damarýný oluþturan hareketleri"darbecilikle, milliyetçilikle,Kemalizmle" itham etmesi, böylesibir protestonun muhatabý kýlýnmasýnýmeþrulaþtýrabilir mi? Böylesi bireylem Burhan Kuzu veya diðer ikti-dar partisi temsilcilerinin yumurtaatýlarak protesto edilmesiyle aynýanlamý taþýyabilir mi? Beðenilir-beðe-nilmez son kertede ÝHD'nin organizeettiði bir panelde görüþlerini açýk-layan bir yazara karþý böylesine bir

eylemde bulunmak haklý gösterilebilirmi? Her þeyden öte iktidarýn ve onuneli klavye tutan destekçilerinindemokrasi bahsinden ne anladýklarýen yalýn biçimde açýða çýkmýþken birÝHD etkinliðini engellemiþ, protestoetmiþ ve konuþmacýlarý susturmuþolmanýn siyaseten mazur görülebile-cek bir yaný var mýdýr? Dahasý bahsigeçen panelin katýlýmcýlarý arasýndaDiyarbakýr Sur Belediyesi BaþkanýAbdulah Demirtaþ, ikisi de Türkiye'deilgili kamuoyu tarafýndan yakýndantanýnan insan haklarý savunucusuKostas Argaliotis ve Batý TrakyaSinaspismos eski milletvekili MustafaMustafa varken böylesi bir eylemigerçekleþtirmenin anlamý ne olabilir?Þiddet tekelini elinde bulunduran vebunu toplumsal muhalefete karþý acý-masýzca kullanan iktidar ve egemensiyasetin temsilcilerine karþý gerçek-leþtirilen eylem sembolik gücüylekamuoyunda geniþ bir sempati dal-gasý yaratýrken bunu çokkültür-lülüðün tartýþýlacaðý ÝHD'nin bir pan-elinde görüþlerini dile getiren biryazara karþý gerçekleþtirmenin saplasamaný karýþtýrmaktan, tam da muk-tedirlerin iþine gelecek þekilde suyubulanýklaþtýrmaktan baþka bir iþleviolmuyor. "Yumurta" tam da iktidarayakýn kalemlerin korktuðu gibi ikti-darýn hoyratlýðýna, eleþtiri kabuletmezliðine karþý geniþ toplumsalkesimlerin bir muhalefet sembolünedönüþebilecekken onun bir "þiddet"ya da "tahammülsüzlük" aracý olarakkaralanmasýna böylece zemin hazýr-lanmýþ olmuyor mu?

Öte yandan kendilerini sosyalistsoldan ayýrmak için olanca gücüyleçabalayan malum siyasal çevreninhadiseyi "ýrkçýlýkla", yumurta ve boyaatan gençleri ve mensup olduðuörgütlülükleri de "ýrkçý, ulusalcý sol"olarak tarif edivermeleri

düþündürücü. Böylesi kolaycý ve kar-alamaya dönük yaftalamalarý kulla-narak birilerini solculuktan atma ve"en hakiki solcu" olduðunu ispatetme yarýþýna girdiklerini, solu neticeitibariyle iktidarýn dilini andýrýr bir dilebaþvurarak suçladýklarýný görmüyor-lar mý? Söz konusu eylemi "ýrkçýlýk"olarak adlandýrmalarýnýn öðrencihareketini karalamaya dönük mukte-dir bloðun dilini ne kadar andýrdýðýný,onu yeniden ürettiðini göremeyecekkadar körleþmiþ olabilirler mi?

Öðrenci muhalefeti bugün tam dayaratmýþ olduðu politik iklim veetkinin omuzlarýna yüklemiþ olduðusorumluluða yakýþan bir tavýrsergilemelidir. Oysa yapýlan bununtam tersi olmuþ, hükümet ve yan-daþlarýnýn öðrenci hareketini karala-ma, kriminalize etme giriþimlerinealtýn tepside bir fýrsat sunulmuþtur.Bu anlamýyla daha referandumsürecinde Adalet Aðaoðlu'nunkatýldýðý bir panelde gösterilen yanlýþtavýr belleklerde henüz tazeyken,hele böylesi bir konjonktürde yineböylesi açýkça eleþtirilmesi gerekenbir yönteme baþvurulmuþ olmasývahim bir hatadýr ve öðrenci hareke-tinin neredeyse bütün toplumnezdinde yarattýðý haklýlýk ve meþru-luðun aþýnmasý riskini taþýmaktadýr.Sözün özü bu eylemi gerçekleþtiren-lerin artýk hiç olmazsa bu sefer butarz hareketlerin öðrenci ve gençlikhareketine ve en genelinde sosyalistsolun meþruiyetine, sözününgüvenirliliðine zarar verdiðinigörmeleri gerekiyor. Aksi taktirde busosyalist hareketi yaftalamaya, tarihi-ni karartmaya ve bugününü teslimalmaya niyetli anlayýþlara güç ver-mekten baþka bir yere varmayacak-týr.

Öðrenci hareketinin son haftalardaaçtýðý çatlaðý önemsemek, bunugeliþtirmek görevi büyük bir sorumlu-luðu gerektiriyor. Kendimizi kandýr-mayalým. Son günlerde yaþanan"öðrenci olaylarý" sýklýkla Ýtalya,Yunanistan ya da Ýngiltere'dekiörneklerle kýyaslandýysa da bizdekihareketin henüz anýlan örneklerdekikitlesellik ve militanlýk düzeyine ulaþ-mamýþ olduðu aþikâr. Hal böyleykenson günlerde yaþanan olumlugeliþmeleri, öðrenci muhalefetininelde ettiði meþruiyeti, hareketinalanýný geniþletmek, onu daha büyüt-mek için kullanmakta hassas davran-mak gerekiyor. Ýktidar öðrencihareketini tecrit etmek, onu sondönemde oluþan meþruiyet halesin-den yalýtmaya çalýþýyor. Bunubaþardýðýnda polisiyle, soruþtur-masýyla, bin bir türlü baský aygýtýylamuhalif öðrencilerin tepesine bin-menin hülyasýný kuruyor. Bu oyunuboþa çýkartmak, söz konusu toplum-sal meþruiyet halesini ve sempatiyikorumak ve geniþletmekle mümkünolacak ancak. Öðrenci hareketinin buboyutu dikkate almadan gerçek-leþtireceði Çanakkale benzeri herhareket, onu yalnýzlaþtýrmak yalýtmakiçin seferber olmuþ düzen partisinebulunmaz bir fýrsat vermek anlamýnageliyor.

“Yumurta” ve Öðrenci Hareketinin Toplumsal Meþruiyetine Dair

Page 7: Yeniçağ 17122010

HABER 717 ARALIK 2010 CUMA

MELÝH PEKDEMÝR - Birgün

Eylemci gençliðe güzelleme...

Ama hakikaten hak ettiler... Herkesin doðrudan ya da dolaylý küfretmeyi

iþ edindiði, çirkinleþtirmek için birbiriyleyarýþa giriþtiði muhalif gençler, devrimcigençler, yani bizim gençler dört dörtlük birgüzellemeyi hak ettiler.

Eylemci gençliðe küfreden, kalemini katranyapýp çirkinleþtirenler, elbette kendilerineaydýn rolü de biçebilir, gençleri kendi "kast-larý" dýþýnda korunmaya muhtaç aklý erme-zler olarak dahi görebilir. Ama þu gerçeðideðiþtiremezler:

Eylemci gençlerin her biri, kimse meraketmesin, aydýn sýfatýný taþýyanlarýn çoðundandaha fazla aydýnlanmýþ haldeler; entelektüeldüzeyleri kendini þair, yazar, entelektüelbilmem ne sananlarýn, ama kesinlikle muhalifolamayanlarýn, çünkü iktidarýn himayesi altýn-dan çýkmayanlarýn, propagandalarýný dahionlarýn ihsanlarýyla yapanlarýn epeyüstündedir.

Çünkü bizim gençler yeri geldiðinde Ýsrail

askerine taþ atan Edward Sait denli entelek-tüel, yeri geldiðinde coptan da biber gazýn-dan da korkmayan birer militandýrlar. Faþizmordularý karþýsýnda direnmeyi eksiðiylefazlasýyla, bizzat kendi özdeneyimleriyleöðrenmekte olan birer partizandýrlar.

Eylemlere karýþmayan genç insanlar neyazýk ki çoðunlukta. Aralarýnda üniver-sitelilerin de olduðu bu genç insanlar, týpkýAKP'yi filan iktidar yapan ebeveynleri gibi,Wikileaks'in Beþiktaþ'a transfer olan yenioyuncu sandýklarý ölçüde gayet zararsýzlar.Zararlý görülen, tehlikeli görülen ise henüz biravuç sayýlan bizim gençler. Bilinçlenmenin veisyan etmenin birer kývýlcýmý olaraksahnedeler.

Çünkü bizim gençler tüm eylediklerini, bil-erek, hedef gözeterek, hangi aracýn etkiliolduðunu tespit ederek yapýyorlar. Zaten tar-ihsel olarak da gençlik, dünya muhalefeteylemlerinde öncelikle "aydýn hareketinin" endiri en devrimci kesimi olagelmedi mi?

Þimdiki birer isyan kývýlcýmý olan gençlerim-iz de olup bitenlerden son derece haberdar-lar... IMF'yi de biliyorlar, neo-liberalizmi de...

Bu yüzden AKP iktidarýnda sömürünün kat-merleþmesine ilk önce onlar isyan ediyorlar.Sivil itaatsizliði de biliyorlar.

Ve bu yüzden AKP'nin neden zalimolduðunu ve zalimlerin demokrasi getirmeye-ceðini baþkaldýrýlarýyla ispat ediyorlar,maskeleri düþürüyorlar...

Üstelik toplumsal doðalarý, yapýlarý gereðiher daim görece özerkler... Bu yüzdenkaplarýna, sýnýflarýna, siyasi oluþumlarýnasýðmýyorlar, sýðamýyorlar. Zaten sýðma-malýlar. Sýðdýklarý zaman sýðlaþýrlar, katýlaþýr-lar, içindeki kabýn þeklini alarak özgüriradelerinden yoksun kalýrlar.

Her þey bir yana, gençleri "yanlýþ" yaptýk-larýnda eleþtirebilmek için de, onlarýn yanýn-da, safýnda olmanýn "anlamýný" fiilen bilmekgerek... Bunun için, muhalefetin ne olduðunuda bilmek gerek...

Gençliðe güzellemeyi geçen yýl Tekel iþçi-leri yapmýþtý... Gençliðe güzellemeyi, þimdiyine iþçiler, mühendisler, doktorlar, kamuçalýþanlarý yapýyor... Sebebi basit: Çünkügençlerin asýl derdinin ne olduðunu en fazlaonlar biliyor.

Devrimci gençlere "faþist" yaftasý takanlara,önce sureti haktan görünerek "onlarýdövmeyeceðiz, onlarý dövenleri alkýþlamaya-caðýz" deyip ardýndan "genç faþizmin saldýr-gan þiddetinin toplumun doðal ve alýþýlmýþparçasý haline gelmesinden" bahis açanlarave utanmazca bu gençlerin "kaba kuvvetebaþvurduðu" iftirasýný atýp hedef halinegetirenlere de bir çift sözüm var:

Evet, yukarýdaki gibi laflarý eden AhmetAltan gibi pespaye kalemler: Safýnýz zatenbelli, Mümtaz'er Türkönelerle, BurhanKuzularla birliktesiniz.

Fikir mücadelesini de "lise münazarasý"diye yutturmaya kalkýþmaktasýnýz. Polis cop-undaki faþist þiddet ile "yuh" anlamýna gelenyumurta, boya filan atma eylemini ayný þid-det kategorisine koyuyorsunuz. Yani "Hepbiz konuþalým ve alkýþlanalým, konuþurkenkimse yuhalamasýn" istiyorsunuz.

Yuh size! Þimdi þu yaþýmda olmak deðil de... Þimdi devgenç yaþýmda olmak vardý

anasýný satayým...

ÞÝMDÝ DEVGENÇ YAÞIMDA OLMAK VARDI

ÖNDER ÝÞLEYEN - Birgün

Gençlik demokratik ve renkli eylemleri ileAKP'nin 'ileri demokrasi düzenini' deþifreetmiþtir. Gençliðin eylemi 'kriptolarý' çözmüþ'demokrasi masallarýnýn' arkasýnda bir 'demiryumruk' olduðunu ortaya çýkarmýþtýr. Kral dasoytarýlarý da çýplaktýr!

Bu durum AKP'lilerin sinir sistemini fenahalde bozduðundan büyük bir hiddetle eller-ine ne geçirirlerse gençlerin üzerine fýrlatýyor.Ergenekonculuktan teröristliðe, patolojiden68 göndermelerine kadar bir dizi argümanortalýða saçýlýrken 'biçare zavallýlýk içinde'yapýlan komik analizlerle iþ kotarýlmaya, AKPaklanmaya çalýþýlýyor. Misal MümtazerTürköne, 'Eyleme katýlanlar üç gruba ayrýlýy-or. Lider grup, bütün hareketleri yönetiyor.Ortadaki militanlar, polisi tahrik edip þiddetkullanmaya zorluyor' diyerek eylemlerinardýndaki 'büyük oyunu' dahiyane bir þekildeifþa ederken; Melih Altýnok ise daha köklübir çözüm olarak 'baþbakanýna solcudanýþman' öneriyor. M.Altýnok bunu da'AKP'nin bekasý için deðil solun temsiliiçin yaptýðýný' söylüyor! Anlaþýlan uzunzamandýr AKP yandaþlýðý yapan 'yetmezçýðýrtkanlarý' þimdi de iktidara soluezmenin 'ince taktiklerini' vermek üzeredanýþmanlýða terfi istiyor. Haklarý doðrusu!

Yetmez çýðýrtanlarýnýn bu meseledeAKP'yi kurtarmanýn yollarýný arayarak iktidarnezdinde kendini biraz daha parlatmanýn birfýrsatý olarak görüp -belki de bir danýþmanlýkkopartýrým hevesiyle- yazdýklarýný bir yanabýrakýrsak 68 göndermesi üzerinde durmakhem iktidarýn zihinsel kodlarýný anlamak hemde gençliði eyleminin gerçek anlamý üzerindedurmak açýsýndan faydalý olur.

Gençliðin Eylemindeki 68 Kuzu'dan Kurt'a herkes eylemlerin ardýndan

68'e bir göndermede bulundu. 68'i 'darbeci-lik-kýþkýrtma-oyuna gelme- kullanýlma' gön-dermeleri içerisinde ele alarak gençliðineylemlerinin böyle anlaþýlmasý gerektiðinisöyledi. Bunlar rastgele söylenen sözlerolmaktan öte egemenlerin yýllardýr bilinçli vesistemli bir þekilde oluþturmaya çalýþtýklarýtarih okumasýna iliþkin bir göndermedir. Özel-likle AKP iktidarý ve cemaat medyasý eliyle -ve soldan da bu koroya katýlanlarýn tanýk-lýðýnda- son yýllarda devrimci hareketin tarihibu okuma içerisinde 'yamultulmaya' çalýþýlýy-or.

Gençliðin mücadelesinin 'darbeye zeminhazýrlamak üzere' organize edildiði-rayýndan

çýkartýldýðý-kýþkýrtýldýðý üzerine kuru-

lu bu yaklaþým asýl olarak her þeyin -birþekilde- hakim sýnýflar eliyle yapýlabileceðini,bunun dýþýnda kimsenin kendi gücüne daya-narak düzene baþkaldýrma cüretini bulamay-acaðý söylenmektedir.

Egemenlerin egemenliklerini sürdürebilmesiancak insanlarýn kendi kendilerini yönete-meyeceðine dair bir zihinsel tutsaklýðý bakikýlmalarý ile mümkündür ki 68'in toplumsalhafýzadan silinmek ve tarihe gömülmekistenmesinin asýl nedeni budur. Ötesindemesele sade bir tarih tartýþmasý olduðundada darbecilik konusunda bu memleketin geri-ci sað güçlerinin eline kimsenin su döke-meyeceðini tartýþmaya bile lüzum yoktur.

68, gençliðin düzene karþý baþkaldýrýsýnýnbir ifadesi ayný zamanda yeni bir gelecekkurma arayýþý olarak geliþmiþtir. Ülkemiz de68 hareketinin temel karakteri de gençliðinülkenin kaderine ve kendi geleceðine sahipçýkma mücadelesini ülke tarihinde ilk kez budenli güçlü biçimde üstlenerek kendi öz

gücüyle harekete geçmesidir. Bugünlerde de Avrupa'da kapitalizmin

emekçi sýnýflarý daha da sömürerek krizdençýkmaya dönük politikalarýna karþý geliþengençlik eylemleri içinde '68 baharýný' hatýr-latýrken ülkemizde de gençliðin yeni birpolitikleþme dalgasý kendini hissettiriyor.Kuþkusuz bu hatýrlatma -bugün yaþanangeliþmelerle 68 hareketini her bakýmdankýyaslayan bir deðerlendirme deðil-gençliðin gelecek arayýþýnýn ve bunun

için kendi söz ve eylemi ile mücadeleetmesi olarak 68'in dünü ve bugünü arasýn-daki özsel baða iliþkindir.

AKP'nin 'Önleyici Savaþ Stratejisi' Gençlik sesini çýkarmaya baþladýðý her

vakit bu tür bir baskýyla susturulmaya çalýþýl-masýnýn asýl nedeni de burada aranmalýdýr.'Orantýlý ya da orantýsýz zorbalýk' da ideolojikmanipülasyon da bu genel yaklaþýmýnparçasýdýr. Buna da 'önleyici savaþ stratejisi'denilebilir. AKP 'önleyici savaþ stratejisi' ileyalnýzca o anki bir 'þiddet ve bastýrmayý' deðil'mutlak bir sessizliði' amaçlýyor. Çünkü AKPkendi iktidarýný korumanýn yolu olarakherkesin 'suskunluk sarmalýnýn içinde dilsizbýrakýlmasýný' hedeflediðinden bir daha kims-enin konuþmaya cesaret etmemesi gerektiði-ni polisin þiddeti ile gençliðin bedeni üzerinekazýyarak anlatmak istiyor. O yüzden meseleyalnýzca bir 'ideolojik aygýt olarak polisin'kendisine tanýnan 'þiddet hakkýný' orantýlý yada orantýsýz kullanmasýnýn ötesinde AKP'nin-tüm muhalefete ve- gençliðe dönüksürdürdüðü sistemli saldýrýdýr.

Bugün de YÖK'ün 'geniþ soruþturma tali-matýndan', terör örgütü imalarýna, cemaatmedyasýnda öðrencilerin boy boyfotoðraflarýnýn yayýnlanmasýna varanoperasyonel bir hazýrlýðýn zemini oluþturuluy-or. Bunun bir parçasý olarak da gençleri 'bil-inçsiz bir þiddet nesnesi' olarak sunan ide-olojik manipülasyon devreye sokuluyor. Dünnasýl TEKEL iþçilerinin eyleminde 'terörizm'arandýysa bugün de gençliðe aynýsý yapýlýy-or. Olmayan 'taþ-sopa-molotof' üzerinden bir'þiddet ve korku' yaratýlarak eylem gözdendüþürülmeye çalýþýlýyor. Ýþte AKP'nin 'ileridemokrasisi' de böyle iþliyor.

Kimileri de -geçmiþte silahla-sopayla savur-duklarý öfkelerini bu kez de- gençlere 'tedaviedilmesi gereken hastalar' diyerek tarihseldüþmanlýklarýný dýþa vuruyor. Bu da yeni birþey deðildir. Ýnandýðý fikirler uðruna hiçbirçýkar beklemeksizin kendi hayatýný da ortayakoyanlar; girdiði kabýn kývamýný alan 'herdönemin adamlarý' tarafýndan bir 'hastalýk'olarak gösterilmeye çalýþýlýr. CheGuevara'nýn mücadelesinde 'patoloji' arayan-lara Eduarda Galeano þöyle yanýt veriyordu,'Sað, devrimcileri her zaman bir psikanalistkoltuðuna yatýrma arzusundadýr; sanki mili-tanlýk ya da ideolojik baðlýlýk, zamanýnda ver-ilmemiþ bir biberonun ya da anneye duyulanimkansýz aþkýn bir sonucuymuþ gibi,isyancýlýðý çocukluktan gelen herhangi birbaþarýsýzlýðýn klinik tablosuna indirgeyerektaný koymak hevesindedir. Ama Che devrim-ciliðin kardeþliðin ve insan onurunun canlýörneðidir. Yýkýlmýþ iyi bir aileden bir küçükbeyin patolojik bunaltýsý deðil onunkisi, süregiden bir yiðitlik eylemi; günümüz tarihindeçok az insan kendisi için hiçbir þey isteme-den bir ya da iki umut karþýlýðýnda bu kadarþeyden böyle tekrar tekrar vazgeçti. Kendisiiçin fedakarlýk ve tehlike saatinde ilk sýrada,ödül ve güven­lik saatinde son sýrada olmak-tan baþka bir þey istemeden'

Kendi var oluþlarýný 'el pençe divan durma-kul köle olma' üzerine kuran kralýn soy-tarýlarýnýn hazýr ola geçmeyenlere, itirazedenlere karþý bu denli öfke duymasýnýn asýlnedeni kendileriyle yüzleþmeleridir. Yani Kralda soytarýlarý da çýplak diye o sestir!

Sonuç olarak bu eylemler her þeyden öncegençliðin kendi söz ve eylemiyle özgürleþmemücadelesinin ve yeni bir gelecek arayýþýnýnifadesi olmasý bakýmýndan önemlidir.Gençliðin eyleminin içindeki 68 de budur. Vemesele 68 ise memleketin en çok ihtiyacýolan þeyin de yeni bir 68 olduðuna hiç þüpheyoktur.

Kral da soyratýrýlarý da çýplak...

Page 8: Yeniçağ 17122010

HABER8 17 ARALIK 2010 CUMA

n Her kalem YardýmHeyetinin iznine tabi

Yýllardýr TC yardýmlarýna þükran diyerekbütçeleri onayladýlar. Þimdi gizlemeye gerekduymadan konuþuyorlar ki "nasýl olsa bukonuda bizi rezil etmez" diyerek Türkiye'denpara koparmanýn yolunu bulurlarmýþ.

Onun için artýk elçilikten veya yardýmheyetinden birileri görüp yapýldý demedenyapýlan iþler için para verilmez, para da ver-ilen amaca harcanmadan baþka maksatlakullanýlmasýn diye gereken her tedbir alýnýrolmuþ. Bu þartlar altýnda iþleyen bir bütçeyekomitede mebuslar "ver Allah versin" diyerek23 milyon artýþ yaptýlar yani ciddiyeti böylegörünür kýlýnmýþ 2011 yýlý KKTC(!)bütçesinin.

Bu yýlýn bütçesinin 11. ayý raporu elimizeulaþmadýðý ve 10. ay raporu da meçhullerde

olduðu için ancak ödenekler bazýndakarþýlaþtýrma yapýlabilir. Lakin geçen yýlverdiðimiz haberde de görüleceði üzerebütçede gerçekleþme sorunu vardýr. Hep deolmuþtur. Sadece zaman zaman yerlibütçede isabetli tahminler yapýlmýþ zamanzaman da TC yardýmlarýnda isabet olmuþama toplamda çok kýsa bir dönem hariç %30dolayýnda sapma vardýr. Ya para bulun-mamýþ bütçede gösterilen maksat için harca-ma yapýlamamýþ ya da ödenek meclisinonayladýðý kaleme deðil baþka kalemeaktarýlmýþ ve yahut bir ödenek arttýrýlmýþama baþka ödenek eksiltilmemiþ ama paraolmadýðý için harcama yapýlmamýþtýr.

Bütçenin %30'u olan TC yardýmlarý bile yýliçinde elçinin keyfine göre bir maksattanbaþka maksada kaydýrma yapýlmakta ve birçok kalem sapmaktadýr. Örneðin sel baskýnýkalemlerin sapmasýna neden olmuþtur.

Bu þartlar altýnda bütçe meclisten ha

geçmiþ ha geçmemiþ. Mebuslarýn zahmetedip de 23 milyon atýþ yapmalarý olsa olsaseçmene bak biz size komitede ödenek koy-durduk ama bu namussuz bakanlar yasaysaraðmen ödemediler ne yapacaktýk demekanlamýndadýr. Çünkü maliye öyle düþündüböyle düþündü daha fazla ödenek koyarsamay gülünç olacaðýz ya da Türkiye kýzacakdiyerek ödeneði baðladý.

Anayasa komitede artýþ önerileri ancak aynimiktarda gelir artýþý ile yapýlýr dediði için içborçlanma kalemine de artýþ getirdiler. Ancakkimden nasýl borçlanýlacak ki! Zaten her yýlborçlanýlabilecek her kaynak kullanýlmaktadýrve bunu mebuslar da bilir.

Çaðdaþ devletlerde parlamento mali dene-tim için hayata geçirildi ve geliþti ama bizdekimali denetimi unuttu. Unutmasa idi harca-malara getirilen artýþ kadar borçlanýlacak yeride faizini de geri ödeniþini de düþünerekyasaya koymalý idi. Bunu yapmadýlar. Çünkü

maksat onlarý seçen ahmaklarý gene kandýr-maktý. Bütçenin altý üstü tutmadýðý için tefer-ruata gerek yok ama karakteri hakkýnda bilgivermek gerekir diye verelim.

Saðlýk bakanlýðý bütçesinin bütçe içindekipayý geçen yýla göre %6.13'ten %5.89'a ger-iledi. Eðitim bakanlýðý bütçesinin genel bütçeiçindeki payý %15.04'ten %14.4'e geriledi.Dahasýna gerek yok çünkü ekonomiye, refa-ha ve ilerlemeye devlet karýþmasýn diyen birhükümet var ve devlete ait ne kadar satýpsavulacak mal varsa satmakla baþarýgöstertmiþ diye anavatanýnýn takdirinikazanacak

Bütçe sonuçta 23 milyon artý8þla 3 milyar55 milyona baðlandý. Anavataný 860 milyonverecek 500 milyonu güya borç olacakmýþ.

Ýç kaynaklardan da 23 milyon artýþla 316milyon toplayacaklarmýþ. Makiniste arabaonartýp para vermeyerek borçlanma gibi heryol mubahtýr.

OLMAYAN PARANIN BÜTÇESÝ KOMÝTEDEN GEÇTÝ

KTÖS tepkili:“KýbrýsCumhuriyeti'ndekihaklarýmýz bize yeter...”Kýbrýs Türk Öðretmenler Sendikasý, yaptýðýbasýn açýklamasýyla, 13. maaþlarla ilgiligörüþ belirtti, hükümeti çok sert bir dilleeleþtirdi. Konu ile ilgili açýklama þöyle:

Adamýzýn kuzeyinde iþbirlikçi UBPhükümetinin Maliye Bakaný, onüçüncümaaþlarýn ödenmesi için T.C. Yardým HeyetiBaþkaný Halil Ýbrahim Akça'ya baþvurduk-larýný ve olumsuz yanýt aldýklarý açýklamasýyapmýþtýr. Ýþbirlikçi UBP hükümeti görevegeldikten sonra adaya yýðýlan nüfus, ser-maye kesimlerinden vergi alýnmasýkonusunda adým atmazken T.C.'den aldýðýemirler doðrultusunda emekliden vergialmaya, çalýþanlarýn maaþlarýndan kesintiyegitmeye ve "Göç Yasasý" ile Kýbrýslý Türkler'iülkeden kaçýrmaya yönelmiþtir. Sn. Tatar budayatýlanlarla ekonomiyi düzelteceðinisöyleyerek övünmeyi marifet sayarkenortaya çýkan tablo ise hiç de içaçýcý deðildir.Bizi Türkiye ile kýyaslayan T.C. bürokratlarý,kýskançlýk ve haset ile "Kýbrýslý Türkler'i"fakirleþtirmeye ve adanýn kuzeyinikolonileþtirmeye yönelmiþlerdir. ÝþbirlikçiUBP hükümetinin Maliye Bakaný þimdi bize"hikaye okumaktadýr." Öte yandan Sn.Eroðlu ise görüþme sürecinin kesintiye uðra-masýný olumlu bir geliþme olarak deðer-lendirdiðini, bu coðrafyada kendi kendimizibaþkasýnýn tahakkümü altýna girmedenyönettiðimizi ifade etmektedir. Anlaþýlan odurki cebinde formülle gelip, tüm sorunlarýçözeceði iddiasýnda bulunan Sn. Eroðlu her-halde baþka bir ülkede yaþamaktadýr.Ülkenin T.C. hükümetlerinin kontrol veidaresinde olduðu bu kadar açýkken ve T.C.hükümetinin adanýn kuzeyini kolonileþtiripuzun süren bir çözümsüzlük için hazýrlýkyaptýðý ortada iken Kýbrýslý Türkler'e masalokuma zamaný geçmiþtir. Bilinmelidir kiKýbrýslý Türkler 1960 Kýbrýs Cumhuriyeti'nineþit ve egemen ortaðýdýrlar. Türkiye garan-törlük görevi çerçevesinde KýbrýsCumhuriyeti'nin anayasal nizamýný ve toprakbütünlüðünü korumak için bu ülkede bulun-maktadýr. Kýbrýslý Türkler'i Türkiye'nin degerisine itip fakirleþtirmek, elindeki bütünkamusal alanlara el konmak isteniliyorsabize Kýbrýs Cumhuriyeti'ndeki haklarýmýzyeter diyoruz. Çalýþanýn hakký olan onüçüncü maaþý bile ödemekten aciz bir yöne-tim bizi temsil edemez.

Slovakya'nýn Kýbrýs Büyükelçiliðihimayesinde yapýlan Kýbrýs Rum ve KýbrýsTürk siyasi partilerin lider ya da temsilcileriarasýndaki rutin görüþme Çarþamba günüLedra Palas'ta gerçekleþti.

Görüþmede, Karpaz bölgesindeki çevreninkorunmasý konusu ele alýndý.

Görüþmeden sonra ortak açýklamayýokuyan Slovakya'nýn Kýbrýs Büyükelçisi AnnaTurenicova, Karpaz'da çevrenin eþsizolduðunu belirtti.

Turenicova, bölgede yapýlaþmanýn çevreyitehlikeye soktuðunu, Kýbrýs sorununa birçözüm bulunmasýndan sonra bölgeninAvrupa Birliðinin "Natura 2000" programýnakatýlacaðýný söyledi.

Ýki toplumdan siyasi partiler arasýndayapýlacak gelecek görüþmenin 19 Ocak2011'de saat 10.30'da gerçekleþeceði açýk-landý.

Toplantýya Yeni Kýbrýs Partisi (YKP),

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP),Kýbrýs Sosyalist Partisi (KSP),Toplumcu Demokrasi Partisi(TDP) ve Birleþik Kýbrýs Partisi(BKP), Mücadeleci DemokrasiHareketi (ADIK), Çalýþan HalkýnÝlerici Partisi (AKEL), KýbrýsYeþiller Partisi, Demokrat Parti(DÝKO), Birleþik Demokratlar(EDÝ), Demokratik SeferberlikPartisi (DÝSÝ), Sosyal DemokratHareketi (EDEK) ve MerkezinYeniden Yapýlandýrýlmasý içinPolitik Grubun (EPALXÝ) baþkanveya temsilcileri katýldý.

Toplantý sýrasýnda YKP Yürütme KuruluSekreteri Murat Kanatlý, Karpaz'ýn bir bütünolarak ele alýnmasý gerektiðine dikkat çektive þu aþamada devam eden Kuzey SahilÞeridinin çevreye vereceði zararýn da gözönüne alýnarak, bu yönde de mücadele

edilmesi çaðrýsý yaptý. Kanatlý, özellikleDavlos (Kaplýca) ile Balalan arasýnda dahaönce olmayan bir yolun yapýlýyor olasýnýn da,el deðmemiþ bir arazinin daha kýyýma açýla-caðýna da vurgu yaptý. Kanatlý toplantýsýrasýnda sunduðu yol haritalarý üzerindengeliþmeleri aktardý. Haritalarda durumvahimiyeti açýkça görülmekte…

Kýbrýs Rum ve Kýbrýs Türk Siyasi partileri Karpas'taçevrenin korunmasý konusunu görüþtüler

Page 9: Yeniçağ 17122010

ÖZEL 917 ARALIK 2010 CUMA

SerhanGazioðluHAFTANIN GETÝRDÝKLERÝ...

Page 10: Yeniçağ 17122010

Maðusa Ýnsiyatifi'nin Maraþ'ýnBM kontrolünde yasal sahipler-ine devredilip MaðusaLimaný'nýn da AB gözetimindeuluslararasý trafiðe açýlmasýnýgündeme getirip tartýþtýrmaþýve kamuoyunda ciddi yankýbulmasýndan sonra milliyetçi velilliyetçi cephe her zamanolduðu gibi harekete geçti.

Siyasi partilerin toplum nezdinde büyükprestij kaybettiðini gören rejim, devreye birkez daha sivil toplum tetikçilerini koydu vebu kez de Ýþ Adamlarý Derneði (ÝÞAD)aracýlýðýyla Maraþ'ýn KKTC'nin yönetimindeaçýlmasýný gündeme getirdi!

BM'nin bu konuda sayýsýz kesin kararlarýolmasýný göz ardý eden iþadamlarýmýz, hernedense bir yerlerden iþaret almýþ olsalargerek ki hareketin önünü kesmek için red-dedileceðini bile bile Maraþ'ýn KKTCidaresinde açýlmasýný savundu. Peki buneye ve kimlere hizmet eder? Üstelik"Maraþ, bütünlüklü çözüm olmadandevredilemez" masalýný söylemeleri kurulurejimdeki siyasi partilerle nasýl kesiþip aynýparelelde hareket etttiklerinin ispatý deðil mi?

ÝÞAD'ýn açýklamalarýna ilk tepki,bölünmüþ þehrin diðer yakasýnda-ki Maðusa Belediye BaþkanýGalanos'tan geldi. Galanos öneri-leri "tuzak" olarak nitelediBizim ekonomik örgütlerimiz, her nedense

ticaret erbabýnýn devasa sorunlarýna çareüretip çözeceðine, iþte böyle milliyetçi karþýçýkýþlar sergilemek ve olumlu olaný baltala-mak için kullanýlýrlar. Ülkede ne zaman birsorunu çözme konusunda adým atýlsa, BMya da AB kararlarýna karþý ters tepkilerortaya koyarlar. Onlara þöyle bir ekonomiksoru soralým: 20.000'e yakýn esnafýn ÝhtiyatSandýðý ve Sosyal Sigorta primleriniödeyemediði bugünkü ekonomik durgunluk-ta bunun nasýl ödeneceði konusunda birfikirleri var mýdýr acaba?

ÝÞAD'ýn açýklamalarýna ilk tepki, bölünmüþþehrin diðer yakasýndaki Maðusa BelediyeBaþkaný Galanos'tan geldi. Galanos önerileri"tuzak" olarak niteleyip "Maraþ

Belediyesi'nin bu tuzaðadüþmeyeceðini" belirterek,"Eðer Kýbrýslý Türk iþadamlarýiyi niyete sahip olsalardý ozaman Maraþ'ýn iadesininBM'ye deðil AB'ye saðlan-masýný önerirlerdi" þeklindekonuþtu. Galanos, önerininboþluða düþtüðünü ve bununhiç de pratik olmadýðýný, ayrý-ca ilgili kararlara da ters

düþtüðünü savundu. Galanos kýsaca KýbrýsTürk tarafýnýn samimiyetini test ediyor.

BM kararlarýna da açýkça karþýgeliyorlarÝÞAD yetkilileri ise ticaret erbabýnýn

ekonomik sorunlarýna çözüm bulacaðýna,nasýl bir açýlýmla Maraþ'tan en büyük mam-mayý yiyebileceðinin muhasebesini yapýyor.ÝÞAD'ýn sözde yetkili temsilcisi Maraþ'a dön-mek isteyenle dönmeyeni birbirine düþüre-cekmiþ ve böylelikle de Rum Yönetimiüzerinde baský yaratacak-mýþ. Bizimiþadamlarýmýzda her türlü tilkilik mevcut.Çünkü 74 sonrasýnda hep tilkilik yaparaksermayedar oldular. Sistemden beslendikleriiçin de, "sorunun çözümü ne kadar uzarsaRum arsalarýna daha ne kadar inþaatyaparýz, parsayý nasýl toplarýz" diyehesapçýklar yapýyorlar. Sektörler çökmüþ,küçük esnaf Sosyal Sigorta, Ýhtiyat Sandýðýprimini veya bankaya borcunu ödeyememiþ,faize teslim olmuþ; bunlar onlarý hiçilgilendirmiyor! Ýlgilendikleri tek konuganimetten nasýl daha çok peydahlanacak-larýdýr. Rejimle göt göte vermiþler, sonra dabuna kendilerince açýlým diyorlar. BM karar-larýna da açýkça karþý geliyorlar.. Maðusalimanýnýn AB gözetiminde çalýþtýrýlmasýkendi üyeciklerinin çýkarlarýna dokunacaðýn-dan mevcut hukuk ve standart dýþý yapýnýnlimanda aynen devam etmesini arzuluyorlar.KKTC sonsuza kadar yaþayacak, onlar davurguna ve soyguna devam edecek. Eyvabrodi!

Düne kadar "Açýn, Açýn KapýlarýAçýn" diye çýrpýnýp duruyorlardýMaraþ'ýn BM kontrölünde açýlmasý ile birlik-

te ekonomide bir big-bang olayý yaþanacak,tüm ekonomiyi tetikleyecek, binlerce insan iþbulacak ama Ticaret Odasý'ndan týs yok,Sanayi Odasý'ndan týs yok. Ya Lokmacýbarikatýnýn þampiyonu Esnaf veZanaatkarlar Odasý nerede??? AnlaþýlanSayýn Talat'tan henüz vize alamamýþlar kisuskunlar! Malum Talat'a göre de yenikapýlar açýlýrsa Kýbrýs konusu bir dahaçözülmez-miþ. Halbuki 2000'li yýllarda mey-danlarda ve sokaklarda "Açýn, Açýn Kapýlarý

Açýn" diye çýrpýnýp duruyorlardý.Tarihin garip bir cilvesi onlarýhükümete taþýyýnca attýklarý slo-ganlarýn içinin boþ olduðugörüldü.

Sayýn Talat son Brüksel ziy-eretinde yine herkesi hayal kýrýk-lýðýna uðratan bir demeç veripþunu dedi: "Rumlara hangi jestiyaparsanýz yapýn, çözüm iste-mezler."

Baba Denktaþ'la ne fark var?Talat kaybettiði koltuðunu gerialmak uðruna hala rejime gözkýrpsa da, maskeler düþmüþ,siyasiler ve ekonomik örgütlerin kimlereçalýþtýðý açýkca ortaya çýkmýþtýr… Tetikçiolarak kullandýklarý ÝÞAD gibi örgütler deonlarý kurtarmaya yetmeyecektir. Toplumkendine yapýlan tüm ihanetlere raðmenonlarý eleyerek yoluna devam edecektir…

YENÝ YIL SÜSLEMELERÝ VEBELEDÝYELER!Her yeni yýl öncesi dünyanýn geliþmiþ

ülkelerinde etraf bir renk cümbüþünedönüþür, hatta aylar öncesinden her tarafsüslenir. Güney Kýbrýs da bunlardanbiridir…Iþýk, insana pozitif enerji vermeklebirlikte insanlarýn alýþveriþ duygusunu dakamçýlamaktadýr. Motivasyonu artýrmakta,ticarete de ekstra bir doping saðlamaktadýr.Ama gelin görün ki bizim belediyelerimizyasalarýn kendilerine ticareti düzenlemeyetkisi vermesine ve ziyaret ettikleri ülkelerigözlemlemelerine raðmen iþin bu püf nok-tasýný gözden kaçýrmakta ve ciddi algýlamasorunu yaþamaktadýrlar. Dahasý "marka"olduðunu iddia eden belediyelerimizin engözde caddelerinde karanlýk kol gezmekte,sokaklarda dolaþmak yürek istemektedir.Tüm uyarýlara raðmen "ceketimi assam

kazanýrým" anlayýþý hakim olduðundan birþey deðiþmemekte sanatçý getirmek içinmilyonlarca dolar harcayan belediyelerimizcaddelerin aydýnlatýlmasý ve süslenmesi içinkýllarýný kýpýrdatmamakta, trilyonlar harcayýpdevasa tesisler yapmalarýna raðmen 'bukonuda para yok' ayaklarýna yatmaktadýrlar.Herhalde süslemenin ve caddeleri aydýnlat-manýn siyasi, ekonomik bir rantý olmadýðýnýdüþünüyorlar ve büyyük iþler peþinde koþ-tuklarýndan olsa gerek esasý gözden kaçýrýy-orlar Albert Einstien'in tarihe mal olmuþsözünü onlara hatýrlatalým: Yaþam ayrýntýdagizlidir beyler!

GÖZDEN KAÇMAYANLAR!Belediye para yok deyince, Suriçi esnafý

kendi arasýnda para toplayýp Magusa SuriçiDerneði'nin katkýlarý ile bir dizi etkinlikdüzenleyip caddeleri süslemeye karar verdi.Esnaftan kiþi baþý 75 TL para toplandý. 60esnaf içerisinden 8'i, esnaf kardeþlerini enayiyerine koyup "biz ödemeyiz" dediler. Ýþte buolmadý baylar. Karanlýk günlerden geçtiðimizbugünlerde dayanýþma içerisinde olmamýzve karanlýk için bir mum da bizim yakmamýzgerekirken, küçük hesaplar peþinde koþ-mak yakýþmadý.

HABER10 17 ARALIK 2010 CUMA

Yýlmaz

ParlanÝÞAD'ýn Maraþ

(aç)ýlýmý!

ÇUVÇUV A LD I ZA L D I Z . . .. . .

(Birgün) Sanatçý Ahmet Kaya'nýn DGM'deyargýlanmasýna ve yurtdýþýna gitmesineneden olan Berlin konserinin kayýtlarý 17 yýlsonra bir belgeselde gün yüzüne çýktý.Almanya'da yaþayan yazar ve yönetmenHayri Avgar, Ahmet Kaya'nýn sürgün yýl-larýný anlatan "Yaðmurlu Ülkenin Sürgünü"adlý belgesel çalýþmasýnda çokça tartýþýlanBerlin konseri görüntülerini kullandý. CHA,konser kayýtlarýný abonelerine geçti.Hürriyet gazetesinin 14 Þubat 1999 tarihlimanþetinde yer alan "Ayýp ettin gözüm"baþlýklý haberde, Kaya'nýn Berlin'dekatýldýðý bir konserde Kürdistan haritasý veAbdullah Öcalan'ýn fotoðrafý önünde birkonuþma yaptýðý belirtilerek, Kaya'nýn,"Orkestrayla gelmedim. Gelseydim bukonser 20-25 bin marka mal olurdu.Daðdaki adamýn paraya ihtiyacý var" þek-linde sözler sarf ettiði yazýlmýþtý. Haber üzerinehakkýnda Ýstanbul Devlet GüvenlikMahkemesi'nde (DGM) "PKK'ya yardým veyataklýk yapmak" suçlamasýyla dava açýlanAhmet Kaya, bir süre sonra yurt dýþýna çýkmakzorunda kalmýþ ve yargýlama sonunda 3 yýl 9 ay

hapis cezasýna mahkûm edilmiþti. Ýlk kez ortayaçýkan görüntülerde Kaya'nýn seslendirdiðiþarkýlarýn arasýnda iddia edildiði gibi "Daðdakiadamýn paraya ihtiyacý var" þeklinde bir cümlekurmadýðý ve arka planda Öcalan'ýn fotoðrafýnýnyer almadýðý görülüyor.

GÖRÜNTÜLER MONTAJLANMIÞKaya'nýn Berlin konserinde yaptýðý konuþ-

manýn tam metin çözümü þöyle: "Artýkbüyük orkestralar taþýyoruz arkadaþlar biliy-orsunuz. Onlar büyük paralar istiyor.Örneðin Almanya'ya bir orkestrayý getirmekiçin, adam bir kere konser baþýna 8 binmark para istiyor.

Bunlarýn yol parasý, uçak parasý, gidiþlerigeliþleri masraflarý oldukça yüklü. Bunlarýkarþýlamak elbette o kadar zor deðil; amabiz karýnca kararýnca þuradan gelen tek birbilet parasýnýn Türkiye Kürdistan'ýndakiinsanlara ne kadar katkýda bulunacaðýnainandýðým için, ben abartmasýz bu insan-larýn buraya gelmelerinin gerekli olmadýðýnýdüþündüm." Konser görüntülerini belge-selinde kullanan Hayri Avgar, þunlarý söyle-di: "Arþivimde olan 3 saatlik konser görün-

tüsünde çekim açýlarýndan Hürriyet'teki gibi birpozisyon gözükmüyor. Gecede kamera kaydýyapanlar Demokratik Esnaflar Birliði Derneði'ninüyeleri. Ben de bu görüntüye onlardan ulaþtým.Geceyi organize eden dernek yöneticileri deÖcalan'ýn fotoðrafýnýn olmadýðýný söyledi.

Görüntülerden de anlaþýlacaðý gibi sadecesahnede Þeyh Said ve Seyit Rýza'nýn fotoðrafýasýlý olduðu görülüyor. Dernek yöneticileri debunlarýn dýþýnda baþka bir fotoðrafýn olmadýðýnýsöyledi.

'ASIL AYIBI MANÞETÝ ATANLAR ÝÞLEDÝ'Görüntüler o zaman ortaya çýkmýþ olsaydý

Kaya'ya 3 yýl 9 ay ceza veremeyeceklerdi.Çünkü, Kaya'nýn o geceki yaptýðý konuþmalarceza için yeterli kanýt niteliðinde deðil. O dönemKaya'ya bir komplo kuruldu. Bu komploda dafotoðraf ve konuþmalar ayarlanarak sanatçýya'PKK'ya yardým ve yataklýk' yaptýðýna dair suçkanýtý oluþturulduðunu düþünüyorum. O gün'Ayýp Ettin Gözüm' baþlýðýný atanlar asýl ayýbýkendileri iþlediler. Kaldý ki, kendi ana dilindeþarký söylemenin veya konuþmanýn neresi ayýpolabilir?"Ýstanbul DGM'de toplam 13.5 yýl aðýrhapis istemiyle yargýlanmasý üzerine Haziran1999'da Türkiye'den ayrýlan Ahmet Kaya,Paris'deki evinde geçirdiði kalp krizi sonucu 16Kasým 2000'de ölmüþtü.

[email protected]

AHMET KAYA’YA KÜRDÝSTAN HARÝTASI KOMPLOSU ORTAYA ÇIKTI

Page 11: Yeniçağ 17122010

YORUM 1117 ARALIK 2010 CUMA

Medya ansýzýn bize bazý olaylarý gündem yapýp sonradasilercesine unutturur: O günlerde kafamýza kazýlanla olayorda býrakýlýp devamý veya ardýndan çýkan diðer gerçek-ler vurgulanmaz. Böylelikle sistem dilediðini dilediði gibisunup düþüncesini de oluþturur. Kosova sanýrým sondönemin en önemli çarpýk ama oldukça etkili yapýlan gün-lük ama derinden propaganda elitlerinden biri olmaktadýr.Korkunç bir anti etnik birikimle aslýnda Balkan parçalamasiyasetinin önemli dönemeci olarak tarihe kazýldý: Kosovabu açýdan her zaman yeni olgularý ve göz ardý ettirilengerçekleriyle gündem olmaya adaydýr. Eðer konuyuserbest piyasalaþmanýn bir devamý, Balkanlarýn parçala-narak yeniden oluþumu kuramýndan koparýr etnik milliyet-cilik otoriter gerçekle sistemsel tetiklemeleri göz ardý der-seniz, Kosovayý aynen sistemin istediði gözle konuþupkalýrsýnýz.

Kosova aslýnda küçük yer olmasýna karþýn, sistemseloyunda oldukça rol aldý: Balkanlarýn ve özdeYugoslavyanýn parçalanýp piyasalaþmanýn son halkasýoluyurdu. Bu kadarla kalýnmayarak; baðýmsýzlýk ilanýylaresmen konulan uluslararasý hukukta yeniden yazýlmakonumuna sokuldu. Bunlar teker teker olurken arada birde bildik Kosova dýþýnda baþka ama önemli Kosova daortaya çýkýyordu. Nitekim son günlerde yeniden bizzathazýrlanan raporlarla "mahsun" Kosova liderlerinin vedünyanýn alkýþladýðý simgeleþen kiþilerin aslýnda çokçirkin iþler yaptýðýný yeniden hatýrlatýrcasýna yayýnlanýyor.UÇK lideri, þimdi de son seçimi de kazanan HaþimTaçinin aslýnda benim gibi araþtýranlarýn bildiði ancak sis-temin hep örtüp onu mahsum kahraman yapangerçekeler sýrýtýyor.

Kosova konusu gündemleþtiði zamandan beri hepyazdým: Salt Sýrp milliyetcilik ve özde Miloseviçle sýnýrlýkalmayalým dedim: Özelikle þu diðer yüze hep deðindim:"UÇK eðtiminden oluþumuna batýnýn direk katkýsý vardýr:Olayýn fitilini çektiði de tartýþýlan diper olgudur" diye hepyazdým. Oysa resmi medyalarýn ve siyasetin propagan-dalarýyla adeta olay salt Miloseviçin egemen etnik otoriterkonumunda býraklýp tek eksenli Kosova sunuldu. Son bel-gler gösteriyor ki bu böyle deðil: Daha önceleri benzer

eleþtirileri yapan bazý gazeteler ve aydýnlar oldu: Ancak odenli mahsun Kosova takýntýsý oldu ki bunlar duyulmadý:iþte yine Kosovanýn diðer yüzü karþýmýza geldi.

Raporlar bana hiç yabancý gelmedi: Taçi Kosova seçim-lerinin galibi diðe alkýþlanýrken, gelecek Kosova umuduolarak sunuluyordu: Belgeler ise liderin söyletilmeyendiðer yüzü açýklanýyordu. Organ kaçakçýlýklarýndaoldukça etkin rol aldý. Esir Sýrplarý kaçýrýp onlarýn organ-larýný sattýklarý yeniden yazýldý. Bu yelpazenin oldukçaetkin yaygýn olduðu da hatýrlatýldý. Dikkat edin sözkonusu edilen kiþiler Kosova yöneticileri olup onlarýnBaðýmsýzlaþtýrma bizzaat B.M. destekli kurumlardýr.Bunlar bize Kosovanýn öteki yüzünü söyletiyor.

Taplo bize çok olgu anlatýr: Kosova salt etnik sýrpkarþýtýndan çýkarýlýp sistemsel düþünceleþmeye taþýnýncaçok deðiþik gelme durumundadýr. Desteklenen kurumsal-laþtýrýlan ve sonunda devlet ilaný dahi zorlatýlan uluslararasý kurallarla ilan edilip güç dayatmasý olurken, diðeryandan hep desteklenen eðitilen lider yapýlan siyasalelitin altýnda hep kirli doslayalar çýkýyor: Anýmsatalým;Haþim Taçi de zamanýnda yargýlanma konumuna sokul-mak istendi; Fakat tuhaf þekilde Sýrplar yargýlanrken TaçiKosova devletinde yükselen lider oluyordu. Özellikle olay-lardaki rolundan organ kaçak ticaretine dek yapýlan suçla-malar hiç dikkate alýnmadý. Son raporlar duyarlý olanlaraistemeden bazý sorularý elbet sorduracaktýr. Hele YeniLiberal siyasetden emperyalist kurumsal gerçekten uzak-laþanlara ve olaya salt istenilen Sýrt Miloseviç etnik ege-men idolojik tek karþýtýyla bakanlarý etkileyecektir. Amayaþananlar devam edip Kosova bu çarpýklýklarla yolalmaya devam ediyor.

Ýnsanlar yakalanýyor, Sýnýrýn ötesine geçirilip organlarýaldýrýp öldürtülüyor: Bu daha sonra devam edip gidiyor.Bunlar örtülmeye, bulgularýn yayýnlanmamasý önem ver-ilen davranýþ oluyor. Duyarsýz ama sadece KosovayýSýrplarýn katliamý ve istenilen sistemsel güncelleþmedebýrakanlar ise hala o rüzgarla konuya bakýyorlar.

Oysa baþtan beri yazdýðým Genel emperyalist Balkanparçalatma siyasetiyle kullanýlan etnik egemen idolojilerinsonucu oluþan bu acýlar hep parçalanýp yeniden sisteminserbest piyasalaþmasý olan anlayýþýn sonuçlarý oluyor.Yeni liberal anlayýþta ulusal parçalama ve piyasalaþmasiyasetinde etnik ideolojilerin otoriter bölünmedeki yeriniyeri geldikçe yazdým. Kosova bu örneklerden en canlýsýolmaktadýr. Üstelik geliþmeleri direk uuslararasý güçlerindenetiminde yaþayarak kendi ilkelerini yok saydýrtarakoluþmaktadýr. Bilmem yine raporlarda kurumsallaþtýrýlanKosova yapýsýnýn rüþvet yolsuzluk karneleri veya mefyagücünü bilen takip eden varmý?

Kosova konusunu yeri geldikçe yazacam: Hem etnik

çatýþma parçalama sonucu oluþan yapý, hem sistemindoksanlarla Avrupadaki Balkan ayrýþmasýnýn en sonörneði hemde alýnacak kararlarla sonunda yeri geldiðindebize de yansýmasý ihtimali olan hukuksal yeni denkleminbilinmesi þartýr. Üstelik tüm bunlar bizzat uluslar arasýgüçlerin etkisinde kontrolunda ve yapýlandýrýlmasýndagerçekleþiyor. Þimdi herkes merak ediyor: Durmadanaçýklanan ve özelikle organ kaçakçýlýklarýndaki yeri ileoradaki yönetim gerçeklerine raðmen ne yapýlacaktýr?Baþtan beri desteklenen güçlendirilen ama kirli iþleri debilinen UÇK liderlikleri þimdi yeni belgelerin karþýsýndayine sesizce geçiþtirilecekmi?

Ülkemizde hep etnik ýrkçý denilen eyilimler konuþulur:Bunlar tekilleþtirilip hatta halk sözcükleriyle de eleþtirilir:Ama bunlar hiç genele dek getirilmez. Unutulur ki YeniLiberal anlayýþla tetiklenen etnik ýrkçýlýk yeri geldikçe ser-mayenin piyasalaþma etkinliklerine hizmet ettiði akýldansilinir. Kültürler çatýþmasý, serbest piyasa olmada etnikegemen idolojilerin çokca kulanýldýðý belleklerden yokedilir.

Belki sadece etnik egemen ideolojiye getirilip býrakýlýr. Ozamanda egemen sistemin yeni koþullardaki gerçeklerhep göz ardý edilir. Kosova bunlarýn en net belgesi oluyor.Kullanýlandýrýlan Sýrp egemen otoriter etnik idolojinindiðer oyuncusu hep unuturuluyor. Eðer bu gün Miloseviçsuçlanýrken Taçinin hala devlet liderlikte olmasý sanýrýmçok yanýt veren taplo oluyor. Ötekileþtirme veya yok say-dýrarak birini kötü diðerini mahsun eksenine koyup ayrýþ-ma yapýlýrsa, gün gelir uðruna baðrýlan nice gerçek tamda bir yalan yýkýmýna dönen duvara dönüþür. Bakalýmson Kosova rezaleti birilerini sýzlatacak mý?

Bu tip yazýlarý yazarken, en azýndan hem dünyadagizletilen sistemi yeniden hatýrlatma ilk amacým oluyor.Ayrýca benzer tartýþmalarýn yapýldýðý ülkemizde örnekselkaynak sunmada önemli katký ummaktayým: Çünkü hemgünden kopuk hemde eskiyi onutup adeta bazý kavram-larla sýkýþan tartýþma sonuç veremez.

En acýsýný yeniden yazayým: Bugün bölgemizde etkinsol hareketin olmamasý nedeniyle daha saðlýklý tartýþmave dayanýþma olmasýna engeldir. Sistemin eksenindebireysel el yordamýyla bir þeyler yazma uðrundauðraþýrýz.

Ama gelecek ufkun belirsizlikleri ve sistemin kýskacýbize basit doðrularý dahi anlatma sýkýntýsý getirir.Sýkýþtýrýlan ve daraltýlan deðerlerle de konular iyice sapar.Onun için konularla ilgilenlere Kosova gibi örneklerle bazýhatýrlatma ve sistemin duruþlarýný yazma çabasýndayým:Bakalým Kosova örneklerinden kim ne çýkaracak?

Özkan

YýkýcýKOSOVA YAVAÞ

YAVAÞ GERÇEKLERÝNÝDE ORTAYA KOYUYOR.

[email protected]

Bir mücadeleyi en fazla umutsuzluk çökertir.Dayanýþmasýzlýk, yalnýz býrakýlmak ve kötüm-serlik ardý ardýna gelir. Kamil Bey içinaðladýðýmýz bugünlerde, Kamil Bey'inumudunun ve mücadele azminin bize örnekolmasý gerektiðine inanýyorum. Dede olacakyaþýna raðmen Kamil Korat Bey hiçbir zamanfikirlerinden ödün vermedi. Ayný fikirlerinimezara kadar taþýdý. Ben Kamil Bey'den

önce ölen arkadaþlarýmýzýn da ayný olduklarýný biliyorum.Mehmet Asi de onlardan biri idi. Ýnandýklarý doðrultusundagitti Asi. Kýbrýs'a devrimci düþünceyi taþýyanlarýn baþýndageliyordu. Daha önceden ölenler de vardý pek tabi ki…Kutlu Bey'i unutan mý var? Onca yalnýzlýðýna raðmenKutlu Bey de baskýlara direndi. Ölümü bile göze aldý KutluBey. Ve bir gece kalleþ kurþunlar ona kýyarken onu dakaybetmiþtik. Maðusa'dan yitirdiðimiz arkadaþlarýmýz davardý bu arada. Aytaç Hoca da buradaki haksýzlýklara vede umutsuzluklara direnerek genç yaþta geçenlerde ölüpgitmiþti. Orhan Bahtiyar arkadaþýmýz da Beyefendi ve ileri-ci duruþuyla hep akýllarda kalacak. Sarper Ufukarkadaþýmýzý hiç unutmayacaðýz… Onu da sessiz sessizyitirdik. Kamil Bey her zaman karþýlaþtýðýmýz dostlarýmýz-dan biriydi. Onunla sanýrým bir ondört yýl kadar önceLondra'da tanýþma olanaðý bulmuþtum. Ben oraya bir kursiçin gitmiþtim. Kutlu Bey daha yeni öldürülmüþtü.

Leyton'daydý sanýrým. Bir arkadaþýyla dolaþýyordu kikardeþim Hamza onlara seslendi ve yanýmýza geliptanýþmýþtým Kamil Bey'le. O oldu, Kamil Beyle burada dadevamlý buluþtuk. Onun hikayelerini ve anýlarýný dinledik.O bize bir aðabey ve bir büyüðümüz gibi hitap etmezbilakis bir arkadaþ gibi yaklaþýrdý.

Ben genelde hep aldýðým turist gruplarýný Büyük Han'ada götürürdüm. Otuzüç yýllýk turist rehberiyim ayný zaman-da. Öðretmenlikten öncedir rehberliðim ama son yirmiyýldýr bu hep aksamýþtýr. Çünkü zaten turist yok memleke-timizde. Onu da oradaki bir kahvehanede devamlýarkadaþlarýyla tavla oynarken görür ve seslenirdim. KamilBey illa oturmamý ve sohbet etmemi ister hatta muhakkakbir içki de ýsmarlamak için bana seslenirdi. Turist gruplarý-na Büyük Han'da ancak on dakikalýk bir müddet tanýrdým.Onlar etrafý görüp ihtiyaçlarýný da giderene kadar zatenhemen on dakikayý geçmezdi. Ayaküstü Kamil Bey'le soh-bet ettikten sonra oradan ayrýlýrdým. Üç sene var devamlýonunla o Büyük Hanýn kahvehanesi'nde buluþtuk. Hepsohbet ettik. Bana devamlý kardeþim Hamza'yý sorardý.Hamza ile de yakýndan tanýþýrdý kamil Bey. Ama artýk onuorada göremeyeceðim. Su içmek veya meþrubat almakiçin girdiðim kahvehanede Kamil Bey hiç olmayacak.Anýsý önünde eðilmekten baþka ne yapabilirim ki…

Kamil Bey'i sonsuza uðurlarken, bugünlerde toplumu-muzda hüsranlar ve umutsuzluklarda konuþulmakta.Bunun yanýnda toplumumuzun yokolacaðý da konuþul-makta. Ve gerçekten bu gözle görülür bir durum. KamilBey'in de uðruna mücadele ettiði toplumumuz artýk tarihsahnesinden silinecek. Kamil Korat ve arkadaþlarý iþte buhallere düþmemek için, Kýbrýstürk toplumu acýlarçekmesin diye mücadele etmiþler ve toplumumuzuörgütlemeye çalýþmýþlardý. Onlarý anlamak istemeyenlerveya ileriyi göremeyenler onlarý acýmasýzca katletmiþlerdi.Kamil Bey'in acý sonu planlýdýr veya deðildir. Trafik detoplum fertlerinin bir düþmaný deðil mi? O da bizi mahvet-miyor mu? Ama bir de toplumumuzu mahveden bir trafik

keþmekeþinin de varlýðý dikkat çekmektedir. Kýbrýstürktoplumu sadece adayý terk etmiyor. Kýbrýstürk toplumununfertleri acýdan,trafik kazasýndan, hüsrandan ve umutsu-zluktan kanser, kalp krizi ve karamsarlýktan da hayataveda ediyor. Daha bu hafta birkaç gencimiz trafikkazalarýndan ve birkaç insanýmýzý da kalp krizi ve kanser-den topraða verdik. Baflý Osman abiyi mi (Emekli Polis)yazayým, Maðusa'nýn en iyi yürekli insanlarýndan iyi vedürüst insan Doðan Polis'i mi buraya, yoksa arkadaþýmýzYurdaer'in daha 22 yaþýndaki oðlunu trafik kazasýnda kay-betmesini mi yazayým. Ama bu durumlarýn direk veya indi-rek yaþanan toplumsal travmalardan olduðunu da yazmakgerekmektedir.

2000'li yýllarýn baþlarýnda büyük bir kalkýþma ile umut vesevinçle rejimi deðiþtirmeye çalýþan Kýbrýstürk toplumununzavallý fertleri, istençlerinin seçim hesaplarýna kurbanedilmesini yaþadýlar. Beþ yýllýk bir hükümet için halkýndeðiþim arzusu heba edilirken, beþ yýl sonra sað vefanatik unsurlara dayalý döþeli hükümeti hediye edenler,bundan sadece hicap duymalýydýlar. Þu anda ise kýs kýsgülerek, UBP yýksýn, etsin, yapsýn, sonra da biz tekrartahtaravalliye binerek yaptýklarýný hazýr bulalým kumpasýiçindeyseler vay bu halkýn yaþam ve direniþ arzusuna diy-orum. Bir defa daha halka gene hüsranlarý yaþatacaklardemektir bu zatlarýn tekrar devr-i iktidarlarý.

Meclise hiç bulaþmamýþ ama halkýn kaderini umut iklim-ine çýkaracak YKP gibi namuslu demokratlarýn içindebulunduðu demokrat ve ilerici örgütler harekete geçipöncülüðü almalý ve hep birlikte halký da kapsayarak,serbest piyasa martavallarýna da kulak asmadan, düzeçýkma mücadelesine girerek bir çözüme ve barýþa ulaþýl-malýdýr.

Umutsuzluk, hüsran ve karamsarlýk kaderimiz deðildir.Kamil Koratlarýn mücadelesi mücadelemize ve hayatýmýzaörnek olsun diyorum.

Ulus

Irkad

YENÝLGÝLER, YANILGILAR VE

ÜSTELÝK UMUTSUZLUK

[email protected]

Page 12: Yeniçağ 17122010

METE ÇUBUKÇU - Radikal2

WikiLeaks belgeleri kimilerine göre sür-priz olmasa da, yakýn zamana ait buncayazýþmanýn 30-40 yýl beklenmedendeþifre olmasý önemli; zaten biliyordukbakýþýyla geçiþtirilebilecek gibi deðil.Belki tuhaf ama bu bakýþ açýsý en çokda Türkiye'de hakim. Belgelerin içeriðibirçok kiþiyi þaþýrtmamýþ olabilir amaOrtadoðu'da kimin kime nasýl baktýðýnýnbizzat liderlerin aðzýndan öðrenmekmüthiþ bir þey. Þu ana kadar açýklananbelgeler, Ortadoðu konusunda þunugösteriyor: Bölge ülkelerinin Ýran'a karþýtopyekûn düþmanlýk beslediði, þimdilikÝsrail ile ilgili belgelerin ortada olmadýðý.Bu durum bazýlarýnýn iddia ettiði gibibelgelerin bir Ýsrail komplosu olduðunugöstermiyor. Belgeler üzerindenTürkiye'de giderek artan antisemitik zih-niyete katkýda bulunmak da gerekmiyor.

Diktatörlük "iyidir"Ortadoðu'da Amerika'nýn payandasý

olan "mutedil" rejimlerin, monarþilerin,diktatörlüklerin yýllardýr kitlelere Ýsrail'ihedef gösterip el altýndan bu ülkeyidesteklemesinin açýkça deþife olmasý,önümüzdeki dönemde olabileceklereýþýk tutuyor. Yýllardýr Arap sokaklarýnýndemokratik taleplerini Ýsrail ve iþgalgerekçesi ile zapturapt altýna alan, enküçük muhalefete göz açtýrmayan,muhalefeti sadece Ýslam parantezinesýkýþtýrmak zorunda býrakan yönetimler,radikal hareketleri de besledi. SuudiArabistan, ABD'nin yakýn müttefiki.Bununla birlikte, dünyanýn en þiddetliAmerikan karþýtý terör aðýný Suudiparasý destekliyor. Belgelerde bunlaraçýkça yer alýyor. ABD, Suudilerdenþikayetçiymiþ gibi yapýyor. AslýndaSuudi rejiminin bekasý, Ýslam anlayýþlarýdünyadaki en gerici anlayýþlardan biriolan Vahabi din adamlarýyla anlaþ-malarýna baðlý. Bu din adamlarý, hem"kâfir" Amerika'yla ittifakýný hem de bin-lerce prensin gayri Ýslami yaþam tar-zlarýna gözlerini kapatýp rejimi destekliy-

or. Rejim bunun karþýlýðýnda onlara mil-yarlarca dolar veriyor, onlar da buparanýn büyük kýsmýný camileri ve diniokullarý yönetmek için kullanýyorlar; veburadan militan yetiþtirmek için...

Belgelere göre, Amerikan yönetimleribu rejimleri eleþtiriyor gibi görünmesineraðmen her iki tarafýn da bu kirli iliþki-den rahatsýz olmadýðý ortada. Suudibaðýþçýlar, Kaide gibi Sünni militan gru-plarýn ana finansörleri olmayý sürdürüy-or. Arap diktatörler, Ýran'a Ýsrail kadardüþmanlýk besliyor. Ýran'da Musaddýk'ýdevirip Ýslam devriminin yolunu açan,Ýslam devrimi kapýdayken "önemli birþey yok" raporlarý veren Amerikan diplo-matik misyonlarýnýn cehalet ve sentezyoksunluðu, yýllar sonra belgelerle birkez daha gözler önüne seriliyor. Irakiþgali öncesi ve sonrasýnda yaþananlarda ABD'nin bölge konusunda ne kadarbilgisiz olduðunu göstermiþti. Irak'ýniþgali öncesinde bu iþgalin Amerika'nýnaleyhine döneceðini söylerken belgeler-den haberimiz yoktu ama yalanlarý biliy-orduk. Ancak, bu yalanlarýn belgelerarasýnda olmadýðý görülüyor. Amerikamuktedir gibi görünse de bazý olaylarý elyordamýyla götürmeye çalýþtýðý, dýþarý-dan göründüðü gibi organize bir ülkeolmadýðýnýn kanýtý da bu belgeler. Ogünlerde Amerika'nýn süper gücünüyere göðe koyamayan bizim "oryan-talistler"in þimdi Amerika'nýn ne kadarbeceriksiz olduðunu söylemesi demanidar.

Siz kapýþýn, biz silah satalýmBelgelere göre bölgedeki Arap liderler,

Amerika ve Ýsrail'in çýkarlarýný onlardandaha iyi koruyor; halkýn bakýþ açýsýumurlarýnda deðil. Suudi Arabistan KralýAbdullah "yýlanýn baþýný ezmeli" derken,Bahreyn Kralý Hamad Al-KhalifaAmerika'dan "Ýran'ýn nükleer programýnýdurdurmasýný" istiyor. Abudabi PrensiMuhammed Bin Zayed bu liderler içindeen kararlýsý: "Ýran'ýn nükleer sitelerinekarþý havadan saldýrýlar yetersiz,karadan da saldýrmak gerekir.'' Ýranlýlar

için "yalancý olduklarý ve onlara inanýl-mamasý gerektiðini'' söyleniyor. Yineayný belgelerde, Ürdün Meclis BaþkanýZeid Rifaiu'nun da, Amerikalýlara,"Ýran'la diyalogla hiçbir yere varýlamaz''dediði kaydediliyor.

Belgelerde yazmasa da bölgedeÞii/Sünni ekseni tam anlamýyla ayrýþmýþgibi. Hatta Arap liderler, Ýran düþmanlýðýkonusunda Ýsrail'den daha kararlý.Madalyonun diðer yüzünde hiç de safolmayan bir Amerika var. Araplarý Ýran'akarþý kullanýrken, Suudi Arabistan veKörfez ülkelerine 20 milyar dolarlýk silahF-16 uçak satýþý gerçekleþtiriyor.Yazýþmalara göre Ýsrail bile bu silahlan-madan rahatsýz. 2006'da Ýsrail Lübnan'asaldýrdýðýnda sessiz kalan Ürdün, SuudiArabistan, Mýsýr gibi çürümüþ rejimlerÝsrail'e destek vermiþ, Hizbullahdolayýsýyla Ýran hedeflenmiþti. Mýsýr veFilistin Yönetimi liderlerinin Gazzesaldýrýsý sýrasýnda Hamas'a karþý Ýsrail'idesteklemesi de durumun nereyevardýðýný, kitlelerden nasýl kopuþyaþandýðýný gösteriyor. Bu yüzden Arapliderlerin bekasý halký baský altýnaalmasýna baðlý. Bu yüzden Nasrallahbugün en popüler liderler arasýnda,Ahmedinejad ve Erdoðan sokaklarýheyecanlandýrýyor. Belgeler bize Ýranbahanesi ile Arap rejimleri-Ýsraildayanýþmasýný bir kez daha gösteriyor.Filistin'in hamisi gibi görünen Arapyönetimleri artýk bu sorunun öznesiolmaktan çýkmýþ durumda. Bunu Ýsrailde biliyor. Bu yüzden Filistin meselesisürekli kaybedilen bir mücadele halinegeldi. Yaser Arafat WikiLeaks bel-gelerinde yýllar önce bu rejimlerinden birþey çýkmayacaðýný görerek FKÖ'yü kur-muþ, "Araplarýn birliðinin Filistin'ýn kurtu-luþundan" geçtiðini söylemiþti.Zavallýlýklarý belgelerle bir kez dahatescil edilen Arap yönetimler, belli ki "bir-liði" baþka ülkeler üzerinden kurmayayönelmiþ. Unutmadan Lübnan Savaþý,Arafat'ýn ölümü, Gazze saldýrýsý ile ilgilibelgeler henüz ortada yok. Umarýmçýkar.

HABER12 17 ARALIK 2010 CUMA

Evet, benim de her yurttaþýn, her insanýn almaya hakkýolduðu gibi bir ehliyetim var… Ve her yurttaþ gibi þikâyetetme hakkým da var.

"Olmaz olaydý" diye çok iç geçirmiþliðim olmuþtur amaalternatif bir çözüm yolu maalesef yok…

Tek yaptýðým, trafik teröründen nasibini almýþ, suçlu veyasuçsuz zarar gören insanlarýn arkasýndan üzülmek vedevletin acizliðini izlemek…

Hepsi bu…KKTC'de, toplu taþýmacýlýk neredeyse, sýfýrýn altýnda eksi

otuz bir…"Çük kadar adamýzda, sokaða çýkmaya korkar olduk"

diyebilecek haklý bir bahanemiz de trafik terörü…Trafikte can kaybýnýn yaþanmadýðý gün ya da hafta

geçmiyor. Neredeyse her gün bir can dikkatsizlik veyasorumsuzluk yüzünden hayatýndan oluyor. Bir can demek:Onlarca aileyi ölümden beter etmek demek… Genci/yaþlýsý sokaklarda affedersiniz çatýr çatýr giderken "neredebu 'devlet'?" diye soran yok!

Neden bir önlem alýnmýyor kimse merak etmiyor…Hýz yapan kiþi suçludur mutlaka…***Altý aydan fazla Ýngiltere'de yaþa(mak zorunda kal)dým.

Neredeyse geri döneceðim güne kadar, trafik kurallarýnabir türlü alýþamamýþtým.

Neden mi?Kýbrýs'ta yaþadýðým süre zarfýnda trafik kurallarýna uyum

konusunda çok umursuz davrandýðýmýzdan, 'yaya'geçidinden geçmeden önce arabalara yol veren ben oluy-or(d)um - þoför efendinin nezaketen teþekkürü dâhilindetabii- ve sonra eðer yol müsaitse benim geçme hakkýmdoðuyor.

Yurtdýþýna ilk gidiþimdi, abartmýyorum: Ehliyetimi aldýðýmilk sene olduðu için arabalara karþý çok düþkün bir dönem-di benim için… Ve Ýngiltere'de altýna araba çekmek içinçok imkân olduðu halde; toplu taþýmacýlýðýn (kýrmýzý oto-büsler ve metrolarýn) verdiði kolaylýk ve zevki arabalaratercih ettim…

Arabasýz da yaþanabileceðini ya da arabaya sanýldýðýn-dan çok gerek olmadýðýný ancak orada yaþayýp görebileninsan bilebilir…

Ve birde çoðu kez yaya geçitlerinden geçerken nezaman yolun kenarýna yaklaþsam yaya geçitlerinde dur-duðum için, sekiz milyon kere uyarýldýðým oldu þoförlertarafýndan…

Yaya geçitlerinin de yayalara ait olduðunu yine oradafark ettim…

Bu daha bir kaç örnek elbette. Sadece aklýmda kalan-lar…

***Kýbrýs'ýn güneyindeki durumu bilmiyorum ama Kuzey'de

son haftalarda üzüldüðüm birçok haber aldým. ÖzellikleKamil amcanýn yok yere aramýzdan ayrýlýþý beni derindenetkiledi…

Tanýþýklýðýmýz var…Çok sevecen bir insandý…Bana çoðu kez 1950 sonrasý Kýbrýs'ta yaþanýlan olaylarý

ve kendisinin olaylar içindeki rollerinden bahsetti…TMT'nin çýkardýðý infaz listesinde ismi bulunduðunu…Birkaç kez ölümle karþý karþýya geldiðini…

Ve daha neler…Geçen gün, pisipisine trafik terörünün kurbaný oldu…TMT'nin yapamadýðýný, Trafik terörü yaptý yani!***Ýtiraf etmek gerekirse haberi görmesem bu konuda yazý

yazmayý düþünmeyecektim bile…Fakat suçlu aramaktan çok madem bu olaylar sýklýkla

yaþanýyor, bu iþte de devletin büyük bir sorumsuzluðu var. Arkadaþ sen madem devletim diyorsun, "yok çok hýzlý

sürüyorlar, yok aileleri daha elleri doymadan altlarýna sonmodel araba çekiyor ve saire" gibi bahanelerin altýna sýðý-narak sýyrýlamazsýn… Mademki bu kuduzlar saatte 240km. hýza ulaþabiliyor ve madem ki sende bunlarýn adayagirmesine izin veriyorsun ve madem senin toplu taþý-macýlýðýn yok: Gençtir basacaktýr devlet baba. Ýlle de birimi hatýrlatacak bunu sana, yoksa bir tek vatan hainleriiþgal/ barýþ/ korsan deyince mi aklýna gelir devletolduðun?

Olur olmaz yere kamera takmakla kazalarý önleye-mezsin…

Ya da þehir içinde iþinden, 100 metre öteye gitmek içinkemerini takmayan insana yüzlerce lira para kesmekle busorunlar önlenemez…

Kimi zaman baþýmýza bir dert gelmezse akýllanmayýzderler… Biz dertler yumaðýnda boðulur olduk, hala buduruma dur diyebilecek bir giriþimde bulunan yok.

***Kamil Tuncel'in, caný pahasýna sendikal harekette verdiði

mücadeleler, iki toplumun kardeþçe yaþayabileceðineyürekten inanan ve bu yolda uðraþ veren güzel insan: Bizgenç nesillere miras býraktýðýn mücadele devam edecek…

Kamil yoldaþýmýzýn ve tüm ailesinin baþý saðolsun…

Salih

Batak

DAHA KAÇ YÜREKTRAFÝK TERÖRÜ

YÜZÜNDEN DURACAK?

[email protected]

Araplarýn zavallýlýðýNisyana isyan...

Yumurtalý Kuzu ile yararlý temasta bulunanlar hatýrlatmasý!Bugün Türkiye'de öðrenci muhalefetinin son yumurtalý saldýrýsýnauðrayan Burhan Kuzu aslýnda anayasa profesörü… Bizimlealakasý ne? Annan Planý hazýrlýk döneminde Kýbrýs Türk DevletiAnayasasý için görüþ verenlerden biri… Görüþleri ne kadar yan-sýdý bilemeyiz, ama konunun detayýný hatýrlayalým: "1 Mart 2004tarihinde "Kýbrýs Türk Kurucu Devletinin Anayasa TaslaðýHazýrlama Komitesi" Türkiye'ye" gitmiþti, Komitede Soyer,Arabacýoðlu ve Ýzcan vardý"

Konu Kýbrýs'ýn kuzeyindeki mecliste tartýþýlýrken tutanaða dageçen Ýzzet Ýzcan'ýn þu cümleleri dikkat çekiciydi: "AnayasaKomisyonu Baþkaný ki ayný zamanda Anayasa Profesörüdür,Burhan Kuzu Bey ile ve diðer ilgili yetkililerle yararlý temaslardabulunduk"

Murat Kanatlý'nýn Yeni Çað Gazetesi'nde 27 Ekim 2006 tarihinde"Akýl tutulmalarý" baþlýðý ile çýkan yazýsýndan ilk kez dile getirmiþve bu ziyareti eleþtirmiþti. Daha sonra konu yine gündeme getir-ilmiþ ve Kanatlý'nýn Yeni Çað Gazetesi'nde 27 Þubat 2009 tari-hinde "Þemsiye açacaklarmýþ!" baþlýðý ile çýkan yazýsýndan detay-larý okumak mümkün:

Bunu da, macera listesine eklenmesi gerek bir olay olmasýnedeniyle hatýrlatalým; 1 Mart 2004 tarihinde "Kýbrýs Türk KurucuDevletinin Anayasa Taslaðý Hazýrlama Komitesi" Türkiye'ye" git-miþti, Komitede Soyer, Arabacýoðlu ve Ýzcan vardý.

TC'den talimat alýnmasý konusu açýldýðýnda sloganlar atabilenÝzcan'ýn bu Türkiye macerasýný adý geçen TV programýnda hatýr-latýnca Ýzcan savunma olarak yalnýzca Ankara Üniversitesi SiyasalBilgiler Fakültesi Anayasa Hukuku Profesörü Yavuz Sabuncu ilegörüþtüklerini, baþka kimseyi ile görüþmedikleri açýklamýþtý. Ancakmeclis'in 6 Mart 2004 tarihli 18'inci Birleþim tutanaðýný ayni þeyisöylemiyor. Tutanakta Ýzcan'ýn konuþmasýnda; "Orada SayýnMeclis Baþkaný Bülent Arýnç Bey ile Anayasa Komisyonu Baþkanýki ayný zamanda Anayasa Profesörüdür, Burhan Kuzu Bey ile vediðer ilgili yetkililerle yararlý temaslarda bulunduk" dediði belir-tilmekte…

Hemen bir not düþelim. Burhan Kuzu'dan yararlý bilgi almakaslýnda eþyanýn tabiatýna aykýrýdýr. Uzun uzun örnekler vermekmümkün ama Aðustos 2006'da DTP'nin seçime baðýmsýz adaylar-la gireceðini açýklamasýndan sonra Kuzu'nun açýklamasý; "seçim-lerde baðýmsýz adaylar için baraj uygulanmasý formülününAnayasa açýsýndan sakýncalý olmadýðýný" söylemiþ (…) ve "eðergerçekleþirse baðýmsýza baraj ilk defa olacak. Mantýksýz bir þeydeðil" de demiþti. Ýzcan'ýn yararlý temas kurduðu Kuzu'nun diðermaceralarýný internet arama yaparak rahatlýkla bulabilirisiniz…"

Evet, Yeniçað Gazetesi, Burhan Kuzu'dan yararlý bilgi almanýneþyanýn tabiatýna aykýrý olduðunu yazmýþtý, Türkiye'deki öðrenci-lerin bizlerle ayni fikirde olmasýna sevindik…

Page 13: Yeniçağ 17122010

HABER 1317 ARALIK 2010 CUMA

Sivil Toplum Örgütlerinden YumurtalýProtestoya Destek

(BÝA-NET) Sivil toplum örgütleri ve siyasi partil-er yaptýklarý ortak basýn açýklamasý üniver-sitelere ve öðrencilere yönelik saldýrýlarý protestoetti.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal BilgilerFakültesi (SBF) önündeki basýn açýklamasýna12 sivil toplum kuruluþu ile siyasi partilerin tem-silcileri katýldý. Açýklamayý Türk Tabipleri Birliði(TTB) Genel Sekreteri Feride Aksu Tanýk okudu.

Adalet ve Kalkýnma Partisi (AKP) milletvekiliBurhan Kuzu'ya yönelik yumurtalý protesto gös-terileri bahane edilerek üniversitelere ve öðren-cilere yönelik yeni bir saldýrý kampanyasýbaþlatýldýðýný belirten Tanýk, AKP iktidarýnýnmuhalefet eylemlerine karþý saldýrgan bir politikaizlediðini savundu.

Eyleme katýlan öðrencilerin örgüt üyesi olduðuyönündeki iddialarý da eleþtiren Tanýk, "Eðer buöðrencilerin parasýz, eþit, özgür eðitim taleplerinikomplo ve yýkýcýlýk olarak görüyorsanýz 12 siviltoplum örgütü olarak biz de ayný komplonunparçasýyýz" dedi.

"Biz de ayný örgütteniz""Üniversite öðrencilerinin, üniversite ve ülke

sorunlarýna duyarlýlýk göstermeleri patolojik deðilsaðlýklý bir davranýþtýr. Bu bilimsel ahlakýnolduðu kadar siyasal etiðin de bir gereðidir:Yanlýþa karþý çýkýlmalýdýr" diyen Tanýk'ýnokuduðu açýklamada, þu ifadeler yer aldý:

* Halkýn sorunlarýný ayný zamanda kendisorunlarý olarak kabul eden öðrencilerin duyarlýdavranýþlarýnýn iktidar ve yanlýlarý tarafýndan suçsayýlmasý kabul edilemez.

* Daha önce katýldýklarý eylemler sayýlarak buçocuklarýn suçlu ilan edilmeye çalýþýlmasý,hukuk dýþý olmanýn ötesinde faþizan bir yak-laþýmdýr.

* Üniversite öðrencilerinin düþünmelerine,düþündüklerini eyleme geçirmelerine tahammüledemeyenlerin, onlara hakaret edip terörist ilanedenlerin daha önce 12 Eylül darbesini yapanlarolduðunu biliyoruz.

* Yumurta üzerine yürütülen bu tartýþmalarakatýlmayacaðýz ancak, bu çocuklarýn arkasýndaörgüt arýyorsanýz, bizler de ayný örgütteniz.

* Üniversitede yumurtalý protestoyla karþýlaþ-manýzý üniversite yönetiminin de içinde olduðubüyük komplolarýn bir parçasý olarak niteliyor-sanýz, bizler de ayný komplolarýn parçasýyýz.Öðrencilerin özgür üniversite ve parasýz eðitimtaleplerini yýkýcýlýk olarak görüyorsanýz, aþaðýdaimzasý olan bizler de bu taleplerinsavunucusuyuz.

Açýklamada imzasý bulunan sivil toplum örgüt-leri: Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði(TMMOB), Türk Tabipleri Birliði (TTB), AleviBektaþi Federasyonu (ABF), Mülkiyeliler Birliði,Ortadoðu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) MezunlarýDerneði, Halkevleri, Türkiye Ýþçi SendikalarýKonfederasyonu (Türk-Ýþ) / Türkiye Petrol KimyaLastik Ýþçileri Sendikasý (Petrol-Ýþ) AnkaraÞubesi, Aydýn Sanatçý Giriþimi, Emek Partisi(EMEP), Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP),Türkiye Komünist Partisi (TKP).

(BÝA-NET) Dolmabahçe'de YÖK'ü protestoeden üniversitelilere polisin sert müdahalesi-ni destekleyen Baþbakan Recep TayyipErdoðan, Ankara Üniversitesi Siyasal BilgilerFakültesi'nde AKP'li Burhan Kuzu'nunyumurtalý eylemle karþýlaþmasýyla ilgili de,polisin gereken önlemleri almaya devamedeceðini bildirdi.

Polisin biber gazý, cop ve tekmeli müda-haleleriyle karþýlaþan üniversiteliler, sadeceYÖK'ü deðil Baþbakaný ve hükümet poli-tikalarýný eleþtirdikleri ve protesto ettikleri içinde gözaltýna alýnýyor, yargýlanýyor ve tutuk-lanýyorlar.

En son Sarýyer 3. Asliye ceza Mahkemesi,Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nin (ÝTÜ) açýlýþý-

na 2008 yýlýnda konuk olan Baþbakanýprotesto eden 18 öðrenciyi 1 yýl 3'er ay hapiscezasýna çarptýrdý.

5 Kasým'da mahkeme, "AKP dýþarý, üniver-siteler bizimdir, liboþa, yobaza býrakmayýz","12 Eylül çocuðu doðum gününü baþkayerde kutla" þeklinde slogan attýklarý ve "ÝTÜmedrese", "Bir AKP hükümeti filmi", "Büyükiþgal", "ÝTÜ açýlýþ töreni baþ konuþmacýsý,Rektörlük AKP þubesi deðildir" yazýlý dövizleraçan öðrencileri 2911 sayýlý Toplantý veGösteri Yürüyüþleri Kanunu'na muhalefetettikleri iddiasýyla hapse mahkum etti;cezalarý daha önce suç iþlemedikleri içinertelemiþti. Baþbakanýn da katýldýðý Ýstan-bul'daki "Roman Buluþmasý"nda pankart açýl-

masýyla ilgili Ferhat Tüzer ve Berna Yýlmazhalen Ýstanbul 10. Aðýr Ceza Mahkemesi'ndetutuklu yargýlanýyor.

"Parasýz eðitim istiyoruz, alacaðýz" içerikli"Gençlik Federasyonu" imzalý pankartý açtýk-larý gerekçesiyle yargýlanan altý kiþi, DevrimciHalk Kurtuluþ Partisi Cephesi (DHKP/C)örgütü üyesi olmak ve örgüt propagandasýyapmakla suçlanýyorlar. Ýddianamede, Tüzer,Yýlmaz ve tutuksuz yargýlanan Utku Aykar'ýn6 ile 15'er yýl arasýnda çeþitli hapis cezalarý-na çarptýrýlmalarý isteniyor.

Baþbakanýn Üsküdar Erdem Hastanesiaçýlýþý sýrasýnda Afganistan'a asker gönder-ilmesini protesto eden "Amerika Defol BuVatan Bizim" pankartý açan sekiz Halk

Cepheli üyesinden üçü 7 Þubat'tan berihalen tutuklu.

Kadýköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi,Baþbakan için "Geçen hafta evde tüpümüzvardý ve çayýmýz piþiyordu. Ama þu antüpümüz de bitti ve utanmýyor, söylüyorum:Banyo yapmaya, arkadaþýma gidiyorum. Bizbu halde yaþýyoruz. Söylemek istediðim tekþey var: Tayyip, Allah belalarý versin!" dediðiiçin yargýlanan ve iki yýl hapsi istenen AlperAteþ'i ilk duruþmada beraat ettirdi.

Ateþ bu sözleri, Halkevlerinin, "HalkKürsüsünü Kuruyor" kampanyasý kapsamýn-da, 27 Aralýk 2008'de ve 3 Ocak 2009'daKadýköy Çarþýsý'nda kurduðu kürsüde dilegetirmiþti.

Polis Þiddetini Savunan Baþbakan da Eleþtiriye Tahammülsüz...

EMRE ÖZTÜRK / Genç-Sen MYK Üyesi - Radikal2

''Hepimizin arzusu, temennisi, keþke bugörüntüler olmasa, siz bu sorularý sor-masanýz, biz de cevap vermesek." CemilÇiçek. Genç-Sen olarak Baþbakanýn rek-törlerle yaptýðý toplantýyý protesto ederkenkarþýlaþtýðýmýz polis þiddetininardýndan hükümetten gelen ilktepkilerden biri iþte bu veciz sözlebaþladý. "Talebeler olmasa maarifine güzel yönetirdim" þakasýný budevirde bile hiç aratmýyor doðrusu.

Bu modern fikirlerin yaný sýra yinebaþýmýzdaki büyüklerden YÖKbaþkaný Y. Z. Özcan buyuruyorlar ki,"eylem tarzlarý çok demode". Peþisýra hükümet büyükleri açýklamaüstüne açýklama yapýyor ve hepsininortak üzüntüsü ve dertleniþi nasýl oluy-or da "30 yýl önceki günlere geri gidiliy-or." Bizce dertlenmekte haklýlar. YÖKkurulalý 29 yýl olmuþ ama öðrencilerinhâlâ politik görüþleri ve örgütleri var.Bilim insanlarýmýz þaþkýnlýklarýnýgizleyemiyor. Bu basýncýn altýnda bile birhayat belirtisinin olmasý gerçekten inanýl-maz onlara kalýrsa. Darbeyse darbe,otoriterlikse otoriterlik, statükoysa sonunakadar statüko, demokrasiyse denizseviyesinin altý fazla bile, e nasýl oluyorda mücadele filiz veriyor yine?

Herkesin bildiði üzere geçen haftacumartesi Baþbakan rektörleri çalýþmaofisine davet ediyor. 78 rektör toplantýyaiþtirak ediyor. Rektörler Baþbakanlarýnasaygýlý, hepsi elleri dizlerinde uslu uslu din-liyor. Salonda çýt yok. Tam bir YÖK düzenitoplantýsý. Bu fotoðrafý görünce insanürperiyor. Bu rektörlerin üniversitelerle ilgilifarklý bir görüþ beyan etmesi mümkün mü?Toplantýnýn Baþbakanýn konuþmasýnýndýþýnda basýna yansýyan tek bir yönü yok.Zaten pek mümkün de görünmüyor.

Biz üniversitelerimizden bu rektörlerigayet yakýndan tanýyoruz. Soruþturmaüzerine soruþturma açan, ÖGB'lere çevikkuvvet yetkisi vermekte bir sýkýntýgörmeyen, okulda sivil polisin varlýðýndanmemnun, bir lise müdürü mazbutluðuyladünyayý ele alan 12 Eylül rektörleri onlar.

Esastan itirazDaha önce Kenan Paþalarýna el pençe

divan duran gelenek þimdi de Baþbakanýnadurmaktan geri kalmýyor. Baþbakan YÖK'üne yapacaklarýný bu kafileyle görüþecek-miþ. Biz Genç-Sen'liler bu anlayýþa esastanitiraz ediyoruz. Tartýþma YÖK ise, üniver-siteler ise öðrencisiz, öðretim görevlisiz,üniversite çalýþansýz toplantý olamaz. Onunadý rektörlerin içtimasýdýr. Saðdan say, bir,iki, üç...

Davet edilmediðimiz toplantýya gittik, yinegideriz. Tutarlýlýk bir kitap ismi deðildir. MaviMarmara gemisi davet edilmediði yere,

Gazze'ye giderek bir insanlýk görevini yer-ine getirdi ve içindeki dokuz yolcu bu yoldacan verdi. Biz de davet edilmediðimiz biryere gitmek istedik. Bir þeye dikkat çekmekiçin; sizin devam ettirmek istediðiniz,öðrencilerden gayrý tartýþmak istediðinizYÖK düzenine. Ne farkýnýzvar katil

dediklerinizden? Ýsraildedi ki, ellerinde silah vardý. Siz de bizediyorsunuz ellerinde bayrak direkleri vardýdiye. Bakanlar diyor ki, polisleri bizdövmüþüz. Ýsrail askerlerini Furkan mýyaralamýþtý? Elimizdeki çapý 1 cm olanplastik flama sopalarýmýz, elimizde "ismi,logosu deðil, YÖK'ün yapýsý deðiþmeli" diyebaþlýk attýðýmýz dosyamýzý suç aletleriolarak gösterip, bire bin katýp bizi haksýzgöstermeye polisin ayarsýz þiddetinimasum göstermeye gücünüz yetmiyor.Hala anlamýyor musunuz?

Baþbakanýn sað BekiO ne hamaset, o ne "vecd ile bin secde",

o ne 12 Eylül kafasý. Eski bir sözle 41 keremaþallah.

Tam Baþbakanýnýn yazarý. Bu mahkemel-er hani baðýmsýzdý artýk. Referandum dasonuçlandý ya. Bizim mevcut kanunlara bileaykýrý olmadýðýmýzý ilan etti o mahkemeler.Akif Beki'ye ne oluyor? Nereden aldý buþevki? Yürümek istediðimiz güzergahýn sol-unda da Garnizon vardýr, Beþiktaþ civarýnýbilen bilir. Ýyi ki orayý ele geçireceðimiziöngörmedi. Maazallah ya olaylar büyürse.Sendin deðil mi YÖK düzeninin beki?Yanlýþ anlaþýlmaya mahal vermeden tekrar

edelim. Rivayet edildiði gibi bir baskýnkararý almadýk. Baþbakanlýk ofisinin yakýný-na kadar yürüyüp en fazla üç kiþidenoluþabilecek bir heyetle malum taleplerimizive eleþtirilerimizi bir yetkiliyle toplantýyasunmaktý hedefimiz. Ne büyük gaflet deðilmi bizdeki? Video kayýtlarýný polis bri-flerinden deðil, öðrencinin gözünden,Öðrenci Haber Ajansý'ndan izleyelim,öðrenelim. (www.ogrenciajansi.com)Sandýðýn gibi naif deðil, gayet hazýrlýklýy-dýk her ihtimale. Senin de korktuðun buola ki.

Velev ki ideolojikÖðrencilerle de Ocak ayý içerisinde

toplanýlacakmýþ. Yalnýz bizlerBaþbakanýn YÖK'ü tartýþacaðý kriter-lere yine uygun deðiliz. En baþta ide-olojiðiz. Siyasi örgütler bizi yön-lendiriyor. Baþbakanýn yazarlarý vekanallarý hazýr, hemen karþý ataklar

baþlýyor. Bazý partiler de eylemlerimizi yön-lendiriyormuþ. Ne büyük yanlýþ.

Baþörtülü kadýn arkadaþlarýmýzýnüniversitelere alýnmamasýna"baþörtüsü siyasi simgedir" diyerekkarþý çýkýldýðý vakit Baþbakan "velevki siyasi simge" demiþti haklý olarak.Elbette ki bizlerin politik fikirleri var veçoðunlukla halkýnýn yanýnda olan birideolojiyi benimsiyoruz. Bu durumYÖK düzeninin devam etmesinimeþru mu kýlýyor? AKP'den baþka par-tilere üye olmak, siyasi hareketlerekatýlmak ne zamandýr gayrimeþru?Hak-Ýþ veya Türk-Ýþ veya DÝSK üyeleriarasýnda hiç mi AKP'li yok? Bizler deGenç-Sen'liler olarak elbette ideallere ve

görüþlere sahip olmayý önemsiyor, ogörüþler etrafýnda örgütlü mücadeleetmenin gereðini üniversitelerimizde ilanediyoruz. "Asla yalnýz yürümeyeceksin"diyoruz ve örgütleniyoruz.

Ýleri demokrasi ve sansürÜniversitelerin özerk ve demokratik bir

yönetim biçimine sahip olmasý gerektiðini,üniversitenin toplum için bilim üreten deðilde sermayenin yatýrým aracý olarak düzen-lenmesine güçlü bir muhalefet örgütlüyorolmamýz hoþunuza gitmeyebilir. Bu demek-tir ki, sizden farklý düþünüyoruz. Oysa ileridemokrasilerde farklý görüþlerin kendiniifade edebilmesinin imkanlarý yaratýlmalýdýr.Sansür ve yasaklar baský dönemlerinin enönemli uygulamalarýdýr. Týpký 12 Eylül'de,28 Þubat'ta olduðu gibi.

Varsa hükümetin YÖK düzenine karþýalternatif fikirleri çýksýn söylesinler ama biziengellemesinler. Ha eðer "ayný tas, aynýhamam" olacak diyorsanýz, buna karþýmücadelemiz de güçlenerek yoluna devam edecek demektir. Özerk demokratiküniversite mücadelesi sürüyor, sürecek:YÖK üniversitelerin baþýndan kovuluncaya dek.

Velev ki öðrenciler ideolojik

Page 14: Yeniçağ 17122010

HABER14 17 ARALIK 2010 CUMA

Adres: Bedreddin Demirel Cad. No:13 Kat 1 Daire 3,GÝRNE, DERYA BUTÝK üzeri Ofis Tel: 816 1087

Fax: 815 7144 Ev: 815 4418 Cep: 0533 861 2004

ÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝKÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝK

u Sýhhi Tesisatu Isýtmau Soðutma

u Havalandýrmau Yüzme Havuzuu Altyapý Projeleri

Her türlü mekanik proje iþlerinizde hizmetinizde

Son kurultayýyla toplumda ilaveli konuþma konusuolan bu partiye eleþtirileri yöneltmeyi kategorik olarakikiye ayýrmak, böyle partiler için daha anlatýmcý olur.

Kategorik olarak ikiye ayrýlan eleþtiri, bir, içeridenyani bu partiyle ayný kulvarda olan yapýlanmalarýn yada bu partiyle paralel düþünen öznelerin yapmýþolduklarý eleþtiriler.

Bu cenahtaki eleþtirilerin veya eleþtirenlerin ortaközellikleri, ayný odaktan referans alma çabalarý vebunun yanýnda da halka uðraþ edindirdikleri poli-tikalardýr. Ýþlevlerinin ikili karakterinde ki halký "poli-tikayla uðraþtýrmak" demogojik karakterli olguolmasýdýr. Asli görevlerinin "sahibine ses olma" ise,kongrelerinin seyre konu olmasýdýr.

Ayný kulvarda olan partilerin ana karakterde ortak-laþmalarý, onlarýn tamam da ayný olduklarý anlamýnagelmez. Kimi yapýlar bu anlamýyla tarihsel yaþan-mýþlýklar ile ele alýndýðý zaman, daha doðru anlatýmatabi tutulmuþ olurlar.

Ada parçasýnda ki var olan partileri anlamayaçalýþtýðýmýz zaman, bunlar içerisinde bir tanesi vardýrki, özellikle ayrý tutulmasý gerekmektedir.

O, UBP, ulusal birlik partisidir.UBP'yi, kuruluþ tarihi ile ele almak, bu partiyi anla-

maya çalýþmakta iþe yarýsýný çözmüþ olarak baþla-mak demekle eþ deðerdedir. Parti; tarihi içerisindemayalandýðý alana baktýðýmýz zaman, partinin,ada'nýn taksimi sloganý ve TMT (Türk MukavemetTeþkilatý) ile alýnmasý doðruyu anlamamýza en iyiyoldur.

UBP, TMT yapýlanmasý içerisinden oluþturulmuþ birpartidir.

TMT; TC devletinin kontrgerilla örgütlenmesinin adada vücuda getirdiði, tamamen dýþ odak denetimli biryapýdýr. Askeri kanat, kontrgerilla biriminin atadýðýelemanlarca yönetilirken bunun siyaset düzeyindeki,legaldeki anlatýmcýsý ise Kýbrýs Türk Toplumu yöneti-ciliði ile Denktaþ'týr.

Ada da taksimi kalýcýlaþtýrmak TC derin devlet poli-tikasýnýn ana prensibi olmasý, yerelde bu anlayýþýUBP'nin siyaset sahnesine sokmasýdýr.

Dolayýsýyla þöyle bir deðerlendirme yapmak yanlýþadüþürmez bizi. UBP, ada parçasýnda TC devletinin;topluma kendi politikasýný yayma ve uygulama parti-

sidir.UBP, TC devletinin ada parçasýndaki koç

baþýdýr.Durum bu iken; bu partiye yönelik olarak ilkesel

karþý duruþtaki politik yapýlanmalar ve poli-tikacýlar bu yapýya eleþtirilerini/teþhirlerini nasýlyapýlandýrmalýdýrlar. Karakterleri gereði çizgiötesinden politik duruþa karþý olduklarýndandolayý, eleþtirilerini/teþhirlerini tam da cephedenyöneltmek zorundadýrlar. Karþý cephedenyürütülmeyen siyasi faaliyetler, bu partinin ana

karakterini gölgeleme tehlikesini de beraberindegetirebilir.

Ötesinde ise; eleþtiriler teþhir noktasýndayürütülmediði zaman, karþýdaki partilerin karþýduruþlarý gölge almaya baþlar ve bu da toplumdaanlatýlmak istenenin anlatýlamamasý tehlikesiniberaberinde getirebilir.

Þüphesiz ki; siyaset açýklamalarý bu þekildeyapýlýrken, madem ki her þeyin kaynaðý TC politikhedeflerinden kaynaklanýyorsa o halde UBP'ninfonksiyonunu anlatmaya gerek yoktur yanlýþlýðýnadüþmeye meydan verilmemelidir.

Evet, her þey TC politik hedefleriyle yürütülmektedirama bu UBP'nin olmazsa olmaz karakterini unut-mamýza vesile olmamalýdýr. Ki bu, UBP'nin: dýþarýdanörgütsel ve siyasal kurgulamanýn ada parçasýndakiifadesi olduðu gerçeðini bilince çýkarmak, bilinçte tut-maya denk düþmek demektir.

Yakýn zamana kadar baþta UBP olmak üzere, türevyakýnlýðý içerisinde bulunan partilerin önemli birkolaylýklarý vardý. Bu kolaylýk ayný zamanda onlara"baðýmsýz politika" yapýyoruz anlatýmýna neden olanmali katkýlarýn kullaným biçimlerinde tanýn kýsmýözerklikti.

Son dönemle birlikte, mali kaynaklarýn daraltýlmasýve doðal olarak kýsmý özerkliklerin kaldýrýlmasýndankaynaklanan teferruatta laf geveleme durumlarý, bupartiye farklý bir karakter kazandýrmamaktadýr.

Bura da, bu anda önemli olan; siyasal teþhircilikte"son dönem politikalarý" ný da güncelleyip tutumalýþlar ona göre yapýlmalýdýr.

Özcesi:UBP, askeri ve demografik iþgale karþý olan politik

hatlar açýsýndan, onun tarihsel konumu dikkate alý-narak, karþýdan eleþtirilmek ve teþhir edilmek zorun-dadýr.

Unutmayalým ki, UBP toplumsal tabandan (Kýbrýslýtoplum) ne kadar soyutlanýrsa ada sorunu daçözüme o oranda durma noktasýnda olacaktýr.

Onlara meþruiyet gücü aktarmak anti iþgalcileringörevi deðildir.

Ali

Sarýtepe

KARÞIDANPOLÝTKALAR VE

UBP

[email protected]

Liu Xiaobo Nobel'i hak ediyor mu?Dünyaca ünlü muhalif yazarlardan Tarýk Ali, geçtiðimiz yýl ABD

Baþkaný Obama'nýn aldýðýný Nobel Barýþ Ödülü'nün bu yýl ki sahibiÇinli, tutuklu Liu Xiaobo'nun ABD ve savaþ yanlýsý bir neo-conolduðuna dikkat çekti. Ali, Counterpunch'daki yazýsýnda"Geçtiðimiz yýl Nobel Barýþ Ödülüne layýk görülen ödülü aldýktanbirkaç hafta sonra Afganistan'daki savaþý týrmandýrdý. ÖdülObama'yý bile þaþýrttý. Bu yýl Çin hükümeti Çin PEN baþkaný veneo-con Liu Xiaobo'ya iþkence etmekle aptallýk yaptý. Asla gözaltý-na alýnmamalýydý ama Thorbjørn Jagland'ýn yönettiði Nobel Ödülükomitesini oluþturan Norveçli siyasetçiler Çin'e bir ders vermekistediler. Ve bu yüzden kahramanýn görüþlerini de görmezdengeldiler. Belki de kendi görüþleri de farklý olmadýðýndan bununfarkýndaydýlar" diyor.

Muhalif yazar, komitenin Bush ve Blair'e Irak iþgalinden dolayýortak bir barýþ ödülü vermeyi düþündüðünü ancak halkýn tepkisinedeniyle geri adým attýklarýný hatýrlattý. Ali'ye göre, iþgal ve savaþkonusunda Obama'dan farklý görüþlere sahip olmayan Liu Xiaobodaha önce kamuoyuna þu görüþlerini beyan etmiþti:

(a) Çin'in trajedisi Batýlý bir güç veya Japonya tarafýndan en az300 yýl sömürülmemiþ olmaktýr. Bu onu açýk bir þekilde sonsuzakadar medenileþtirirdi;

(b) ABD'nin yürüttüðü Kore ve Vietnam savaþlarý totalitarizmekarþýydý ve Washington'un 'ahlaki güvenilirliðini' büyüttü;

(c) Bush Irak'ta savaþa girmekte haklýydý;(d) Afganistan? Burada da sürpriz bir durum yok. NATO savaþý-

na tam destek.Ali deðerlendirmelerini þöyle sürdürüyor:"Beyan etme hakký olduðu bu görüþler barýþ ödülü mü almalýy-

dý?Norveçli jüri Frerdik Heffermehl komitenin mirasý ödüllerin finans-

manýný saðlayan, dinamitin mucidinin arkada býraktýðý isteðini vevasiyetini çiðnediðini savunuyor:

'Nobel komitesi ödül parasýný istedikleri gibi kullanmalarý içinalmadýlar. Barýþý yaratmada öncü rol oynayan, silahlanmayarýþýnýn ve askeri güç oyunlarýnýn kötü niyetli halkalarýný kýranunsurlara vermekle görevlendirildiler. Bu bakýþ açýsýyla 2010Nobel'i de bir kez daha gayrý-meþru bir komite tarafýndan verilen,gayrý-meþru bir ödüldür"

Ýþkence maðduruna tazminat(ANKA) AÝHM, PKK'ye yardým ettiði gerekçesiyle gözaltýna alý-

nan S.Ö.'ye iþkence yapýldýðý gerekçesiyle Türkiye'yi 21 bin Avrotutarýnda manevi tazminat ödemeye mahkum etti.

Fransa'nýn Strazburg kentinde faaliyet gösteren AÝHM, 1997yýlýnda PKK'ye yardým ettiði kuþkusuyla gözaltýna alýnan S.Ö.'nün,polis tarafýndan "dövüldüðü, hakarete uðradýðý, iþkence gördüðüve tecavüz edildiði" savlarýyla yaptýðý baþvuru üzerine açýlandavayý Türkiye aleyhinde sonuçlandýrdý. AÝHM, ilgili polislerin,"kanýt olmadýðý gerekçesiyle suçsuz bulunduðu"na dikkat çektiðikararda Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi'nin iþkence ve kötümuamele yasaklayan 3. maddesinin ihlal edildiðine hükmederekTürkiye'nin, manevi tazminat olarak 21 bin, mahkeme masraflarýiçin de 2 bin Avro'yu ödemesine karar verdi.

Page 15: Yeniçağ 17122010

Kýbrýslýlarýn Sesi'nin 12 Aralýk2010 tarihinde yaptýðý açýklamaþöyle:

Güncel olan sosyo-politik durumuve özellikle görünüþe göre týkanmýþolan toplumlar arasý barýþgörüþmelerini deðerlendirenKýbrýslýlarýn Sesi Forumu aþaðýdakikararlarý almýþtýr:

1. Tüm ilgili taraflarýn siyasi istek-ten yoksun olmalarý ve ilerlemekaydedilmesi için gerekli olanesneklik ve yaratýcýlýða sahip olma-malarý nedeniyle UluslararasýToplum sabrýný yitirmeyebaþlamýþlardýr. BM GenelSekreteri'nin 18 Kasým açýkla-masýný ve 24 Kasým raporunu,BM'in Kýbrýs'taki Ýyi NiyetMisyonunun sonsuza kadar devamedemeyeceðinin açýk bir uyarýsýolarak deðerlendirmekteyiz.

2. Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rumtoplumlarý adýna görüþmeleriyürüten görüþmecilere, liderlik vedevlet adamlýðýnýn gereklerini yer-ine getirip kendi toplumlarýnýn öte-sine geçerek tüm Kýbrýs'a baðlýlýk-larýný yaymalarý çaðrýsý yaparýz.Yeniden birleþmek için zamanýntükenmekte olduðu bir dönemde,vizyon ve cesaret göstererek zorkonularýn üstesinden gelecek,ileriye dönük yaratýcý bir ruhlatoplumlarý ileriye götürecek veonlarca yýl toplumlar arasýndaoluþan histeri ve cepheleþmeleretakýlmayacak liderlere acilen ihtiyaçvardýr.

3. Tüm ilgililerin; Kýbrýs'taki ikitoplumun, Türkiye, Yunanistan veayrýca BM, AB ve ortak kabul göre-cek herhangi bir BM GüvenlikKonseyi Daimi Üyesinin sürece

aktif olarak katýlmalarý zamanýgelmiþtir.

4. Böylesi bir karar almasürecinde, doðrudan ilgili taraflarýniyi niyet çerçevesinde, iki tarafýntutsak olduðu katý tutumlarýnedeniyle týkanan konularda iler-leme saðlayacak uzalýþýcý fikir veönerileri iyi niyetle kabul etmelerive görüþmeye hazýr olmalarýgerekmektedir.

5. Bu arada, devam etmekte olansüreçte sivil toplumun birleþtirici vefederal bir çözüme olumlu ve aktifolarak teþvik edici olabilmeleri içindaha fazla þeffaflýk talep ederiz.Görüþmelerin sonuç doðurmadanuzamasý neticesinde her iki toplumiçerisinde yeniden canlanan ýrkçýlýknedeniyle, liderler seviyesinde birçözüme ulaþmak ve sivil toplumseviyesinde de yeniden birleþme

çabalarýna yeni bir ivme kazandýr-mak, son derecede acil bir durumalmýþtýr.

6. Görüþme sürecinde ve genelolarak toplumlar nezdinde gerekliolan olumlu havayý oluþturmak için,üzerinde anlaþýlan konularýn ikitarafý da baðlayýcý bir þekildekamuoyuna açýklanmasý gerek-mektedir.

7. Öyle inanýyoruz ki; 2004 BMönerileri esas alýnarak, kazan-kazan prensibi temelinde, AvrupaÝnsan Haklarý Sözleþmesi'nde ifadeedilen insan haklarý prensiplerinedayalý, ayrýca siyasi eþitlik veBM'nin formüle ettiði federasyonprensipleri çerçevesinde ve uygula-mada pratik yöntemler de gözetil-erek, Toprak ve Mülkiyet konularý

üzerinde çalýþýlabilir. 8. Ýki toplumun sosyal bütün-

leþmesini de tetikleyebilecek,ekonomik entegrasyon ve karþýlýklýbirbirine ihtiyaç duyulmasý hedefiile AB'nin kuzey Kýbrýs ile ticariiliþkileri normalleþtirmesi gerekmek-tedir. AB'nin Ýç Pazar, GümrükBirliði ve Mallarýn Serbest Dolaþýmýkurallarýnýn kuzey Kýbrýs'ta doðru-dan uygulanýr hale gelmesi için,askýdaki kurallarý kýsmen askýdanindirmesi için AB Komisyonu'naçaðrý yaparýz. Bu düzenlemetaraflarýn; mallarýn serbest dolaþýmýönündeki sýnýrlamalarý kaldýrmasýve mallarýn AB kurallarýnýn gerek-tirdiði þekilde dolaþýmýný mümkünkýlmak üzere gerekli kurumlarýoluþturmasý anlamýný taþýmaktadýr.

HABER 1517 ARALIK 2010 CUMA

ISI METAL

Yeni Çað okurlarýna bu yazý ile merhaba demenin

nedeni...

Bir halký ve o halkýn bir bireyini anlamanýn yolu, o halkýndinli ve kültürünü anlamaktan geçer diye düþünüyorum.

Biz Kürtler Türklerin dilini biliyoruz, onlarýn türküleri ilesevdalanýp, onlarýn türküleri ile hüzünlenebiliyoruz. Helekültür yapýlarýna tamamen hakim olmuþ durumdayýz amabu faþist ve ýrkçý sistemi elinde tutan ve bunun devamýn-da ýsrar edenler "Bin yýllýk kardeþlik" safsatalarý ile utan-madan halkýn karþýsýna çýkabiliyor ve yine utanmadanAmed "Diyarbakýr" meydanýndan "Bin yýllýk kardeþiz" saf-satalarýný söyleyebiliyorlar.

Eðer benim bin yýllýk kardeþim isen dilimi neden bilmiy-

orsun?Eðer benim bin yýllýk kardeþim isen benim dilime neden

"Bilinmeyen Dil" diyorsun?Eðer dilim bilinmiyor ise o zaman bana bilinmeyen insan

kimliðini ve, ben de bilinmediðimi anlayarak yaþýyayým.Yani kendi vatanýmda vatansýz olayým.Çünkü biz bu topraklarda var iken siz yoktunuz.Biz bu topraklara Dengbêjlerimizi gömerken, siz çadýr-

larýnýzý henüz yeni kurmuþtunuz Söðüt'e ve bir dili yoketmenin temellerini o gün attýnýz. O günden beri o kan sizizehirlemeye baþladý. Yani Hýrant Dink'in dediði gibi "Ozehirli kanýnýzý dökün" ve bu coðrafyada yaþayan bütünhalklar rahat yüzü görsün.

90 Yýla dayanan Cumhuriyetinize baktýðýnýzda ne görüy-orsunuz diye hiç kendinize sordunuz mu?

Sizi Kürt realitesinden ne kurtarabildi?Kemalist sistem ve Kemalizmin arkasýna sýðýnan darbe-

ci ordu mu?Ordunun arkasýna saklanan siyaset mi?Þim di de Din ve Milliyetçiliðe sýðýnan ABD uydularý mý?Sizi ne kurtarabildi Kürt realitesinden?Bunca katliamlar, linçler, infazlar, yok sayýlýp zindanlara

atýlmalar ve bunca ahlaksýz ve þerefsizliðe raðmen biz

yine "Bin yýllýk kardeþliðe" varýz ama sen halen ceketiminarkasýný kaldýrýyorsun ve arkamda kuyruk arýyorsun!

Artýk arkamda kuyruk aramaktan vazgeç ve beni insanolarak kabul et.

Dilim ile Fistanlý anam, þalvarlý babam ile kabul et.Biz sizi baðrýmýza çokta basmýþýz ve o kokularýnýzý çok-

tan içimize sindirmiþiz.Siz "Bin yýllýk kardeþlik" çarþafý altýnda bizleri doðrarken

bile, biz yine size sarýlmýþýz.Kardeþlik adýna ortak vatanda yaþam adýna ve o

bildiðiniz Allah'ýnýzýn aþkýna; Edî Besê "Artýk yeter" biziinsan görün.

***Ulan bu dik bakýþlarýmý saklayamamýþam.

Buðdaysý tenimin rengini Kürt babamdan almýþam

Sürüm, sürüm sürünmüþem.

Bana sakýncalý bakan gözlere gülmüþem.

Keko'mun cansýz bedenini almýþam yol kenarýndan

Yine de Barýþ'ýn adresini sormuþam.

Þiir: Necmettin Çapa'nýnAþk, Ýsyan ve Barýþ adlý kitabýndan.

Necmettin

Çapa

[email protected]

ZAPZAP

KÜRT'ÜN DERDÝ VE DÝLÝ

Kýbrýslýlarýn Sesi:

“Histeri ve cepheleþmelere takýlmayacak liderlere acilen ihtiyaç var...”

(ANF) Çevreci örgüt Greenpeace, genetiði deðiþtirilmiþ organiz-malý ürünlere karþý, 1 milyon imzalý dilekçeyi, AvrupaKomisyonu'na sundu.

Lizbon Anlaþmasý, Avrupalý Vatandaþ Giriþimi'yle, 1 milyon veüzeri vatandaþýn toplu olarak Komisyon'a baþvurup, yasalarýdeðiþtirme talebine imkan tanýyor.

Greenpeace ayrýca, GDO'lu besinlerin saðlýk ve çevreye etkilerinitespit etmek üzere baðýmsýz araþtýrma yapýlmasýný istedi.

Örgütün Avrupa direktörü Jorgo Riss, gýda güvenliði kurumunusuçlayarak, "Kaygýmýz þudur ki, Avrupa Gýda Güvenliði Kurumu,baðýmsýz verileri, sadece Greenpeace'ten deðil, üye ülkeler vebaðýmsýz laboratuvarlardan gelen verileri görmezden geldi. Ýþte bunedenle, vatandaþ giriþimi, Komisyon'dan, GDO'larýn saðlýk veçevreye etkileri üzerine baðýmsýz deðerlendirme yapýlacaðýgüvencesi talep ediyor. Komisyonun, baðýmsýz deðerlendirme vedaha fazla GDO'lu ürüne izin vermeyeceði konusunda bizi teminetmesini istiyor" diye konuþtu.

Ancak Komisyon'un saðlýktan sorumlu ismi John Dalli, "Þu belir-tilmelidir ki Avrupalý Vatandaþ Giriþimi henüz hayata geçmedi.Dolayýsýyla, bu çerçeveye dayanan hiçbir giriþimi resmi kabul ede-meyiz" diyerek Greenpeace 1 milyon imzalý dilekçesini görmezdengeleceklerinin iþaretini verdi.

Avrupa Komisyonu, 12 yýl aradan sonra geçen martta, GDO'luürün olan Amflora patatesinin ekimine izin vermiþti. GDO'lu tarým,Avrupa Birliði politikalarýnýn en tartýþmalý konularýndan biri.

Greenpeace GDO'lara karþý 1 milyon imza

Page 16: Yeniçağ 17122010

2-10 Aralýk arasýndaki CancunÝklim Zirvesi devam ederkendünyanýn birçok yerinde, onlarcainsanýn ölümüne, on binlercesininevsiz kalmasýna neden olan selfelaketleri yaþanýyordu

ÜMÝT ÞAHÝN / Yeþiller Partisi EþSözcüsü - Radikal2

Cancun'da, kelimenin gerçekanlamýyla, dünya üzerinde kirlioyunlar oynanýyor. Geçen seneKopenhag Ýklim Zirvesi hayal kýrýk-lýðýyla kapanýrken kimseMeksika'da yapýlacak bir sonrakizirveden umutla bahsetmiyordu.Ama bugün burada BirleþmiþMilletler Genel Sekreteri bileCancun'dan bir anlaþma çýkmasýnýbeklemediðini söylüyor. O zamanbinlerce insaný buraya nedentopladýnýz?

Aðýr bir jargonla anlaþýlmaz halegetirilmeye çalýþýlan iklim müzak-erelerinde dönen dolaplarý bazenbu oyunu müthiþ bir maharetletakip eden sivil toplum örgütleri veaktivistler, bazen de WikiLeaksortalýða döküyor. Bu nedenle resmiismiyle, görünen amacýyla hiç vakitkaybetmeden adýný koyabiliriz: BMzemininde yapýlan iklim müzak-ereleri geçen seneden bu yananeredeyse tamamen zenginülkelerin anlamlý bir sonuç alýn-abilecek masalardan kaçmaya veiklim deðiþikliði politikalarýndan yeniiþ alanlarý yaratmaya çalýþtýðý birþeye dönüþtü.

Türkiye'nin bekleme poli-tikasýGerçek anlamýyla iklim deðiþikliði-

ni durdurma yolunda liderlik bazýgeliþmekte olan ülkelere geçmiþdurumda. Örneðin Brezilya,ülkelerin iklim deðiþikliði poli-tikalarýndaki performansýný deðer-lendiren endekste birinci sýrayayükseldi. Her zaman doðrularýsöyleyen Bolivya delegasyonu, heraðzýný açtýðýnda Batý ülkeleribaþlarýný öbür tarafa çeviriyor.Küçük ada ülkeleri artýk herkesinhallerine acýdýðý küçük kardeþlerolmaktan çýkmýþ, önergeleriylebelirleyici hale gelmiþ durumda.

Bir zamanlarýn iklim lideri AvrupaBirliði ise artýk görüþmelere zararveren ülkelere verilen günün fosiliödüllerini topluyor. WikiLeaks'inyayýnladýðý diplomatik yazýþmalariklim deðiþikliðinin en büyükmüsebbibi ABD'nin iþe yaramaz biranlaþma çýkmasý için küçükülkelere rüþvet daðýttýðýný, sözünüdinlemeyen Bolivya ve Ekvator gibiülkeleri ise yardýmlarý keserekcezalandýrdýðýný ortaya koyuyor.

En zengin ülkelerden JaponyaKyoto Protokolü'nü bütünüyle bal-talamaya çalýþýyor. Daha müzak-erelerin ikinci gününde Japonyadelegasyonu baþkanýnýn çýkýpKyoto'da ikinci taahhüt dönemivarsa biz yokuz demesi, tarafýolduklarý bir uluslararasý hukuk bel-gesini ortadan kaldýrmaya yönelikbir cinayet teþebbüsüydü. Ýkincitaahhüt dönemi dedikleri þey terci-he baðlý deðil ki! KyotoProtokolü'nün kendisi 2012'densonra ikinci taahhüt döneminizorunlu kýlýyor.

Dünyanýn üçüncü büyük karbonkirleticisi ve en büyük petrol üreti-cisi Rusya ise hiçbir yapýcý adým

atmadan, sadece oturup bekliyor.Burada kýpýrdamadan beklemepolitikasý açýsýndan Türkiye'yi deRusya'ya benzetenler yok deðil.Ýster Çin olsun, ister Rusya, isterseTürkiye, bütün büyük ülkeler aðý-zlarýný açtýklarýnda sadece dahayeterince zengin olamadýklarýný vedurumlarýnýn özel olduðunu söylüy-orlar, yasal olarak baðlayýcý biranlaþmaya yanaþmayacaklarýnýniþaretini veriyorlar. Tek savunduk-larý kirletme haklarý.

Peki þimdi ne olacak?Ben bu satýrlarý Cancun'dan, zir-

venin bitimine iki gün kala yazýyo-rum. Ýklim deðiþikliðinin yarattýðýfelaketleri burada artýk kimse inkaretmiyor. Burada görüþmeler sür-erken Venezuela'da, Kolombiya'da,Avustralya'da, Ekvator'da,Arnavutluk'ta, Bosna-Hersek'te her

gün bir yenisi patlak veren veonlarca insanýn ölümüne, on bin-lercesinin de evsiz kalmasýnaneden olan sel felaketleri yaþanýyor. Herkes önümüzdeki 20yýl içinde karbon salýmlarý en azýn-dan yarý yarýya azaltýlmazsa, hep-imizin tanýk olacaðý kadar kýsa birsüre içinde bütün dünyanýn geçenyaz Rusya ve Pakistan nasýlsaonlara benzeyeceðini gayet iyi biliy-or.

Ama harekete geçmeleriniengelleyen büyük "ulusal çýkarlarý"ve büyük þirket kârlarý var. Buuðurda iklim deðiþikliðini durdura-cak bir þeyler yapmak yerine"yaratýcý" ekonomik enstrümanlarbulup iklim politikalarýndan parakazanmayý tercih ediyorlar.

Ýklim adaleti çaðrýsýÖrneðin Avrupa Birliði'nin zengin

ülkeleri azaltmalarý gereken emisy-on miktarýný 20 yýl önce Doðubloku ülkelerinin zaten salmadýðýkarbon emisyonu kotalarýný satýnalarak kapatýyor, böylece hemKyoto taahhütlerini yerine getirmiþgibi yapýp hem de atmosferi kar-bonla doldurmaya devam ediyorlar.

Örneðin ormansýzlaþmadan kay-naklanan emisyonu azaltacaðýnýiddia ettikleri REDD diye bir þeyicat eden Batý ülkeleri, hýzla orman-sýzlaþan Afrika ve Asya ülkelerinde-ki doðal ormanlarýn daha da fazlakesilmesine, yerlerine biyoyakýtiþinde veya kerestecilikte þirketlerebüyük kârlar saðlayacak yapayormanlarýn dikilmesine, bu aradada yerli halklarýn ve orman köylü-lerinin yerinden yurdundan edilme-

sine zemin hazýrlýyorlar.Cancun zirvesi mümkün olduðu

kadar dünyanýn gündemine getir-ilmeden atlatýlmaya çalýþýlýyor.Zaten Meksika hükümeti koskocabaþkentleri dururken zirveyi MexicoCity'ye 2 bin kilometre mesafedekibu yapay tatil kentine alýp toplan-týlarý aralarýnda onlarca kilometremesafe olan farklý otellere daðý-tarak, hem aktivistlerin ve basýnýnburaya gelmesini engellemeyehem de protestolarýn önünüalmaya baþtan kararlý olduðunugösterdi. Her þey sýký bir þekildekontrol altýnda. En ufak bir protestoyapanýn giriþ kartý elinden alýnýyor.Her tarafta federal polis ve ordubirlikleri üzerimize makineli tüfek-lerini doðrultarak "güvenliðimizi"saðlýyorlar.

Yine de dün burada binlerceinsanýn katýldýðý bir gösteri yapýldý.Aðýrlýklý olarak Latin Amerika'nýnher yerinden gelmiþ köylülerin,yerlilerin ve genç aktivistlerinkatýldýðý yürüyüþte iklim adaletiçaðrýsý yapýldý, REDD gibi, karbonticareti gibi yanlýþ çözüm politikalarýve sorunu aðýrlaþtýran Batý ülkeleriprotesto edildi.

Ýklim deðiþikliði hareketinin enönemli isimlerinden yazar veaktivist Bill McKibben'ýn dediði gibi;bu zirve Titanik'in güvertesinde ailebuluþmasý yapmaya benziyor.Sokaklarda birkaç yüz ya da birkaçbin kiþiyi deðil, milyonlarý topla-madan bu ikiyüzlülüðü durdur-mamýz mümkün deðil. Ya daherkes homurdanmayý býrakýpdürüstçe yaþanmaya baþlayanbüyük felaketteki kendi payýnýkabul edecek.

ha f ta l ý k s i yas i gaze teTALÝMA

TLA

YÖNETÝLMEYE

HAYIR!

ha f ta l ý k s i yas i gaze teTALÝMA

TLA

YÖNETÝLMEYE

HAYIR!

ACENTALARA KARÞI

SOSYALÝST SEÇENEK!

ADRES: Hüseyin Tahir Apt. No: 174/4 Tanzimat Sok. Lefkoþawww.yenicag.com.cy

TEL: 227 4917

FAX: 228 8931

e-mail:yen icag@yen icag.com.cy

(anf) BDP Genel Baþkaný SelahattinDemirtaþ, devletin düzenlemelerini bekle-meyeceklerini ifade ederek Kürtlerin yaþadýðýher yerde iki dilin olacaðýný belirtti. Demirtaþ,"Devletin yasal ve anayasal düzenlemelerinibeklemeyeceðiz. Kürtlerin yaþadýðý tüm böl-gelerde ve yaþamýn tüm alanlarýnda iki dillihayat olacaktýr. Bugün BDP'lilerin bir kýsmýanadilini bilmiyorsa bu onlarýn deðil, devletinutancýdýr" dedi.

Diyarbakýr Büyükþehir Belediye BaþkanýOsman Baydemir ve parti yöneticileriyleÝnsan Haklarý Haftasý nedeniyle ÝnsanHaklarý Derneði (ÝHD) Diyarbakýr Þubesi'niziyaret eden BDP Eþ Genel BaþkanýSelahattin Demirtaþ, bölgede yaþanan acýlar-da devletin payýnýn olduðunu vurguladý.

GEÇMÝÞLE YÜZLEÞMEYE BÝRÖZÜRLE BAÞLANABÝLÝRGeçmiþle yüzleþmeye çaðýran Demirtaþ,

"Eðer ki geçmiþle yüzleþme konusundasamimiyseniz, 'hükümet olarak analarýnacýlarýný anlýyoruz' diyorsunuz, yakýngeçmiþle ilgili bir özürle baþlayabilirsiniz.

Devlette süreklilik esastýr. Belki 3 bin köyAKP Hükümeti döneminde yakýlmamýþ ola-bilir ama devlet adýna özür dileyebilirsiniz. 17bin faili meçhul cinayetten devlet sorumludur.Bunun için özür dileyebilirsiniz" þeklindekonuþtu.

Ýnsan haklarý mücadelesine katký sunmayadevam edeceklerinin altýný çizen Demirtaþ,anadil konusuna da deðindi. Demirtaþ anadilmeselesinin uzun süredir Türkiye'nin günde-minde olduðunu ifade ederek, Devlet Bakanýve Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç'ýnMecliste yaptýðý konuþmada Kürtçe bir cümlekullandýðýný hatýrlattý.

ARTIK DÜZENLEMEBEKLEMEYECEÐÝZEsnafýn alýþveriþ dili olarak anadili kullan-

masý, ticarethane isimlerini anadillerinde koy-malarý, ticari markalarýn anadilde olmasý,menü ve tabelalarýn iki dilli olmasý gerektiðinivurgulayan Demirtaþ, bunun önünde hiçbiryasal engelin bulunmadýðýný ifade etti.Demirtaþ anadilin kullanýmý için artýk devletinyasal ve anayasal düzenleme yapmasýný

beklemeyeceklerini kaydetti.

ÝKÝ DÝLLÝ HAYATYaptýklarý her þeyin meþru, hak ve hukuka

uygun olduðunun altýný çizen Demirtaþ, "Ýkidilli tabelalarýmýz olacak. Köy ve mezralarýnisimleri de iade edilsin diye arkadaþlarýmýzhazýrlýklarýný sürdürüyor. Yaþamýn tüm alan-larýnda özellikle bu bölgede, iki dilli hayat ola-caktýr. Sayýn Arýnç eðer samimiyse bu kam-panyaya destek vermeli ve 'ben de Kürtçekursuna gideceðim' diye ilan etmelidir.Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, þu anakadar 97 köyün eski adýný iade etmiþ durum-da. Bölgenin tamamý iki dilli olacak. Türkçe-Kürtçe, Türkçe-Süryanice, Türkçe-Arapça, obölgede hangi diller varsa biz o dilleri yaþat-mak için elimizden gelen bütün gayretigöstereceðiz; bu, en doðal ve meþru haktýr.Þehrin giriþinde niye iki dilli 'hoþ geldiniz' diyekarþýlamalar olmasýn? O kentte, ilçeye gidenkiþi bilmelidir ki o yerlerde baþka diller vekültürler yaþýyor. Yaþamýn her alanýndaherkes hissetmeli" diye konuþtu.

Baydemir, bir gazetecinin "Kürtçe isimlerle

ilgili yasal bir sýkýntý var mý?" sorusu üzerine"þu anda 97 yerleþim biriminde iki dille yazýlýtabelalarýn bulunduðunu belirtti. Baydemir,günün ihtiyacýnýn bunu gerekli kýldýðýnýsöyleyerek kentin bütün giriþ ve çýkýþlarýndada gelen bütün konuklarý iki dille karþýlaya-caklarýný kaydetti.

“Kürtlerin yaþadýðý her yerde iki dilli hayat olacak”

Titanik'te aile buluþmasý...