16
YKP Yürütme Kurulu Üyesi Alpay Durduran New York'taki son üçlü görüþmeyi ve Kýbrýs sorunundaki son geliþmeleri deðerlendirdi Utanç verici bir durumla karþý karþýyayýz. BM genel sekreteri Kýbrýs'taki toplum liderlerini New York'a çaðýrýp taahhütlerini yerine getirmediklerini saptadýðýný ve BM'nin zamanýný boþa harcadýklarýný söyledi. Yani resmen ikisini de fýrçaladý Kýbrýs sorunun böylece çýkmaza girmesinden tüyü kýpýrdamayan Eroðlu ve destekçisi Türkiye halkýmýza ne vaat etmektedir? Bu politikayla hem fikir olduðunu söyleyen meclis partileri bize ne demektedirler. Çözüm olmasa da olur diyen eski devrin politikacýlarýndan farklarý sadece üsluplarý mýdýr? YKP olarak bunlarýn yanýtlarýný bekliyoruz YKP olarak liderlerin çözüm için çalýþtýklarýna inanmýyoruz. Bizi kandýrmalarýna iznimiz yoktur SINIRSIZ, SÝLAHSIZ, GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS MÜMKÜN ! yeniçað haftalýk siyasi gazete BU MEMLEKET BÝZÝM! SERHAN GAZÝOÐLU Uzun lafýn kýsasý... TARÝH: 26 KASIM 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1019 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ 2 Bazý Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasi partilerin, Slovakya'nýn Lefkoþa Büyükelçiliði'nin organizesiyle düzenlenen aylýk toplantýsý YKP'nin ev sahipliðinde "Maronit, Ermeni ve Latinlerin kültürel mirasý ve çözümden sonra azýnlýk haklarý" baþlýðý ile 24 Kasým, Çarþamba günü yapýldý Ara bölgedeki Ledra Palace Oteli'nde yaklaþýk 2.5 saat süren ve Maronit toplumu temsilcisi Antonis Hadjiroussos, Ermeni toplumu temsilcisi Vartkes Mahdessian ve Latin toplum temsilcisi Benito Mantovani de katýldý Toplantýnýn ev sahipliðini yapan Yeni Kýbrýs Partisi’nin Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Kanatlý toplantýda yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda, kullanýlmamakta olmasýndan Maronit, Ermeni ve Latinlerin kültürel mirasýn aleyhinde çalýþtýðýný söyledi ve "özellikle Maronit Manastýrý Peygamber Elias (Prophet Elias) ve Ermeni Manastýrý Sourp Magar'ýn (Magaravank) ivedilikle desteðimize ve ilgimize ihtiyacý vardýr" diyerek , 2 Maronit köyü Asomatos (Özhan) ve Aya Marina (Gürpýnar) köylerinin askersizleþtirilmesi ve tüm Maronitlerin köylerine dönmelerine izin verilmesi gerektiði söyledi Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasilerin ara bölgedeki rutin toplantýsý yapýldý MARONÝT, ERMENÝ VE LATÝNLERÝN SORUNLARI VE KÜLTÜREL MÝRASI TARTIÞILDI 3 ÜÇLÜ GÖRÜÞME, ÝKÝ FIRÇA! ÜÇLÜ GÖRÜÞME, ÝKÝ FIRÇA! YKP, Kýbrýs sorunundaki son geliþmeleri deðerlendirdi...

Yeniçağ 261110

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yeniçağ 261110

Citation preview

Page 1: Yeniçağ 261110

● YKP Yürütme Kurulu Üyesi Alpay Durduran New York'takison üçlü görüþmeyi ve Kýbrýs sorunundaki son geliþmelerideðerlendirdi

● Utanç verici bir durumla karþý karþýyayýz. BM genelsekreteri Kýbrýs'taki toplum liderlerini New York'a çaðýrýptaahhütlerini yerine getirmediklerini saptadýðýný ve BM'ninzamanýný boþa harcadýklarýný söyledi. Yani resmen ikisinide fýrçaladý

● Kýbrýs sorunun böylece çýkmaza girmesinden tüyü kýpýrdamayan Eroðlu ve destekçisi Türkiye halkýmýza ne vaatetmektedir? Bu politikayla hem fikir olduðunu söyleyen meclispartileri bize ne demektedirler. Çözüm olmasa da olur diyeneski devrin politikacýlarýndan farklarý sadece üsluplarý mýdýr?YKP olarak bunlarýn yanýtlarýný bekliyoruz

● YKP olarak liderlerin çözüm için çalýþtýklarýna inanmýyoruz.Bizi kandýrmalarýna iznimiz yoktur

SINIRSIZ, SÝLAHSIZ,GARANTÖRSÜZ YENÝ BÝR KIBRIS

MÜMKÜN!yeniçað

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t e

BU MEMLEKET

BÝZÝM!

S E R H A N G A Z Ý O Ð L U

Uzun lafýn kýsasý...

TARÝH: 26 KASIM 2010 CUMA YIL: 20 SAYI: 1019 FÝYATI: 2 TL SAHÝBÝ: YENÝ KIBRIS PARTÝSÝ

2

● Bazý Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasi partilerin, Slovakya'nýn LefkoþaBüyükelçiliði'nin organizesiyle düzenlenen aylýk toplantýsý YKP'nin evsahipliðinde "Maronit, Ermeni ve Latinlerin kültürel mirasý ve çözümdensonra azýnlýk haklarý" baþlýðý ile 24 Kasým, Çarþamba günü yapýldý

● Ara bölgedeki Ledra Palace Oteli'nde yaklaþýk 2.5 saat süren ve Maronittoplumu temsilcisi Antonis Hadjiroussos, Ermeni toplumu temsilcisi VartkesMahdessian ve Latin toplum temsilcisi Benito Mantovani de katýldý

● Toplantýnýn ev sahipliðini yapan Yeni Kýbrýs Partisi’nin Yürütme KuruluSekreteri Murat Kanatlý toplantýda yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda, kullanýlmamakta olmasýndan Maronit, Ermeni ve Latinlerin kültürel mirasýnaleyhinde çalýþtýðýný söyledi ve "özellikle Maronit Manastýrý Peygamber Elias(Prophet Elias) ve Ermeni Manastýrý Sourp Magar'ýn (Magaravank) ivedilikledesteðimize ve ilgimize ihtiyacý vardýr" diyerek , 2 Maronit köyü Asomatos(Özhan) ve Aya Marina (Gürpýnar) köylerinin askersizleþtirilmesi ve tümMaronitlerin köylerine dönmelerine izin verilmesi gerektiði söyledi

Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasilerin ara bölgedeki rutin toplantýsý yapýldý

MARONÝT, ERMENÝ VE LATÝNLERÝN SORUNLARI VE KÜLTÜREL MÝRASI TARTIÞILDI

3

ÜÇLÜ GÖRÜÞME, ÝKÝ FIRÇA!

ÜÇLÜ GÖRÜÞME, ÝKÝ FIRÇA!

YKP, Kýbrýs sorunundaki son geliþmeleri deðerlendirdi...

Page 2: Yeniçağ 261110

HABER2 26 KASIM 2010 CUMA

YKP Yürütme Kurulu Üyesi Alpay DurduranNew York'taki son üçlü görüþme ve Kýbrýs soru-nundaki son geliþmeleri deðerlendirdi. Konu ileilgili açýklama þöyle:

Utanç verici bir durumla karþý karþýyayýz. BMgenel sekreteri Kýbrýs'taki toplum liderlerini NewYork'a çaðýrýp taahhütlerini yerine getirmedikleri-ni saptadýðýný ve BM'nin zamanýný boþa har-cadýklarýný söyledi. Yani resmen ikisini de fýrçal-adý.

Kýbrýs Rum tarafý dönüþümlü baþkanlýkkonusunda bile adým attý ise de Annan Planý'nahayýr demiþ olmak ve hala daha halka federalçözümü anlatmayýp desteðini almamakdolayýsýyla uzlaþmaz taraf olmaktan çýkarýlmadý.Öyle anlaþýlýyor ki Kýbrýs Rum liderden beklenençok daha fazla fedakârlýk ama taviz deðil. Nekadar taviz gibi görünen þey ileri sürülse de iyi

taraf olunamayacak. Kýbrýs sorunun böylece çýk-maza girmesinden tüyü kýpýrdamayan Eroðlu vedestekçisi Türkiye halkýmýza ne vaat etmekte-dir? Bu politikayla hemfikir olduðunu söyleyenmeclis partileri bize ne demektedirler. Çözümolmasa da olur diyen eski devrin politikacýlarýn-dan farklarý sadece üsluplarý mýdýr? YKP olarakbunlarýn yanýtlarýný bekliyoruz.

BM Kýbrýs'ta olduðu sürece en büyük hizmetidoðru dürüst tanýklýk etmek ve dünya kamuoyu-nun dikkatini çekip burasýný ani patlayan olaylarakarþý aþýrý tepki gösterilerek badireye sokmamakolmuþtu. Þimdi bu da elimizden alýnýyor veKýbrýslý Türklerin geleceði belirsizliðini koruyor.Biliyoruz ki þimdiki hükümet üyelerinin aralarýn-daki diyaloglarda ortaya tekrar çýkmýþtýr ki Hatayolmak isteyenler vardýr. Ama biz buna karþýyýzve AB üyesi bir ülkeyi ikiye bölüp bir parçasýný

yutmaya kalkanýn vay haline diyoruz.Bize gene beklemek layýk görüldü. Halkýmýz

artýk kaderine el atmalýdýr. Olmayacak bir duauðruna zamana terk edilip tüm hasletlerimiziyitirmek ve malýna mülküne yýllardýr el konulaninsanlarýmýzýn yüzüne bakamaz hale gelmekistemediðimizi hep birlikte haykýrmalýyýz.

Bize BM'nin elinden alýnýp AB'ye terk edildiktensonra antlaþmaya baðlanan ama o güne kadardarmadaðýn edilen bir yurt býrakacaklar.Göçlerle aramýzdan ayrýlan kardeþlerimizinacýsýyla ve yeniden yerleþtirilmeleri sorunlarýylabaþ baþa kalacaðýmýz gibi bir yýðýn yabancýnýnne olacaðý ile de uðraþacaðýz. Göreceðiz ki ozaman ne garanti ne de yabancý asker kalacak.Onun için bir an önce çözüm istiyoruz.

YKP olarak liderlerin çözüm için çalýþtýklarýnainanmýyoruz. Bizi kandýrmalarýna iznimiz yoktur.

Üçlü görüþme, iki fýrça...

Yeniçað: Sununda beklenen gerçekleþti veBM genel sekreteri Ki-moon Ban iki kavgacýtarafý BM genel merkezi olan New York'a davetetti. Günlerce basýn ve yayýnda izlenen cevher-lerle tahminlere konu olan Ki-moon'un niyetigizli ve saklý deðildi. Mademki ilerleme yoktuBM onlara çok kez açýkladýðý Kýbrýs'tan çek-ilme planlarýný uygulamaya geçmenin zamanýgelip gelmediðini deðerlendirecekti. Onlarýçaðýrýp ilerleme umudu olup olmadýðýný anla-maya çalýþacaktý. Tabii bu arada dünyaya daKýbrýslýlara da durumu anlatacaktý. Nitekim öyleyaptý.

Ancak basýna bakarsanýz iþler halaanlaþýlmýþ deðildir. Ünlü isimler ortaya çýkarýlýpüstün fikirlerini almaya devam ediyorlar. AmmaBM çekilirse bu yalancýlar dünyasýnda olduðukadar iyi iliþkileri sürdürmek ve sýnýr olaylarýnýdenetim altýnda tutmak mümkün olacak mýdiye düþünen olmadý. Bundan sonragörüþmelere devam etmek mi ya da sonrasýn-da kopan görüþmelerin yerine iki ayrý devletiikame etmek mi gelecek? Yoksa Türkiye'ninvalisini karþýlama törenlerine fedakârlýklarýylaimkân veren büyük liderlerimizi saðcý solcuayýrt etmeden davet etmek için liste kavgasýnýbaþlatmak mý gerekecek? Bunlarý kim nasýlistiyor ve nasýl olacak?

Kimsenin karný aðrýmýyor ki hakkýndakonuþulmuyor.

Eskiden milli diye bir dava ve politika kabuletmeyen muhalefet vardý. Þimdi ise oy birliði ileheyetler kurup ziyaretlere gitmek, BM karþýsýn-da milli tarafý kayýrmak ve sonunda Milli Deðerve Semboller icat etme devri baþladý. Onuniçin muhalefet de Ban'ýn liderinin ve Türkiyefýrçaladýðýný yýllardýr dünya ile yalanlarýyla alayettiðini görmedi. Hem de gidiþatý bildiklerihalde.

Þimdi zaman BM'nin Kýbrýs sorunundakigörevini deðiþtirmesine yani Kýbrýs'ý terk etme-sine izin vermemek için Ocak'a kadar geliþmesaðlanmasýna katkýda bulunmak veya BM git-tikten sonra olacaklarý düþünüp uyarýda bulun-maktýr. Yani uyarýp baþkalarýnýn devreye girme-sine karþý ne yapýlmalý, ayrý devlet tanýnmaya-caktýr denildiðine göre ayrý devlet yoksa ne ola-cak diye yorumlamalý, ya da iþ zamana kaldýðý-na göre bu arada Kýbrýs'ta bir daha çözümolmasýna olanak vermeyecek þekilde nüfusyapýsýnýn deðiþmesinin nasýl engelleneceðinianlatmalýdýrlar. Amma aðzýný açan yok.

Kim ne derse desin bazýlarýnýn vebaþbakanýn aðzýndan kaçýrdýðý gibi zamanýgelmedi ama yakýnda Hatay olmanýn yoluaçýlacak diye ummaktadýrlar. Halkýn ne dediðide umurlarýnda deðildir. Çünkü seçimlerde oyverirken seçilme þansý olduðuna inanýlan parti-lerin hiç birinin Hatay olmaya karar verilmesihalinde engel olmaya kalkacaðýna inanmýyor.Yani istese de istemese de Hatay olunacaktýrdiye bilmekte ve oy verme sýrasýnda bu faktörolarak düþünülmemektedir.

Amma halk Hatay olma fikrinden dehþetedüþmektedir. Elinden geleceðine inandýðýtakdirde fiilen önlemeye kalkacaktýr. Amma aklý

sonradan baþýna gelecek ve daha sonra karþýçýkacaktýr.

Kýbrýslýnýn bu aþamada dahi sorunun devametmesinde menfaati vardýr çünkü þu andaHatay olma tehlikesi dýþýnda sadece beklemeþansý vardýr. Hatay olmayý kabul edenler ellerini ovuþtururken sorunun hala canlýolmasýndan da Hatay olmayý nefretlekarþýlayanlar ellerini ovuþturuyorlar. Hala birKýbrýs Türkü varsa Kýbrýs sorunu gündemdeolduðu için vardýr yoksa Kýbrýs sorunundanbýkýldýðý anda Türkiye burayý yutacak ve KKTCdiyenler þaþýrma fýrsatý bile bulmayýp kimHatay olmaya hizmet etti diye aralarýnda yarýþyapmaya baþlayacakladýr.

Denktaþ'a Hatay cumhurbaþkanýna yapýlanitibar elbette gösterilecektir çünkü sýrada kimbilir nerelerinin olduðunu umacaklar çýkacak-lardýr. Nahcivan?

BM genel sekreteri Güvenlik Konseyi'nintanýnmayý yasaklayan kararýný hatýrlamamýþolmasý olasý deðil ama nihayeti o da birmemurdur. Hatýrlamamýþ olsa onaBaþpiskopos Hrisostomos hatýrlatmýþ veHristofias'ý sýkýþtýrmamasý için ona yalnýzKKTC'yi tanýnmayýn kararýný deðil BM'nin ilkeve deðerlerini de hatýrlatmýþtý; onun içinsadece ilerleme olmadý deðil kim ilerlemeyemani oldu deðerlendirmesini bekleyenler çokidi. Olmadý. Ýkisine birden fýrça çekti. Yürüyündedi. Gerisini de diðer mesajlarýyla beraberalýp deðerlendirenler BM genel sekreterliðinintaraflara artýk pes edeceðini hatýrlattýðýnainandýlar. Haberlere göre yemek ve ardýndanuzun görüþme esnasýnda artýk BM askerlerininçekilmesine hazýrlanýldýðý gündeme geldi.

Çeþitli gözlemciler de bu konuda hemfikirdir.Kýbrýs sorunu artýk taraflara býrakýlacak veKýbrýs sorunun çözümü beklenileceðine baþkasorunlara etkisinin kabul edilmeyeceði ilerisürülerek baskýlar Kýbrýs sorunu çözülmedidiye takýnýlan ve yabancýlara sorun çýkaranhususlar ayrý olarak ele alýnmaya çalýþýlacak.

Yani, NATO'yla iliþki kurulmasý çabalarýnda

Kýbrýs'ý veto eden Türkiye'ye Kýbrýs sorununukarýþtýrma diyecekler, Türkiye ile AB askeriiþlerine sýra geldiðinde de Kýbrýs'a Kýbrýs soru-nunu karýþtýrma ihtarýný yapacaklar. Aynizamanda Kýbrýs'a Kuzey ile ticaret konusundaAB'nin menfaatlerini deðil diðer 26 ülkeninzararýna bencil menfaatlerini düþündüðü içinmahkemeye vermeye bile kalkabilecekler.

Her halde Kýbrýs Türk yönetimi tanýnmamýþülke olarak daha uzun bir periyoda girecek veyerlilerin aleyhine olan bugünkü defakto durumKýbrýs karakterini silip götürecek. Ýnsanlarýnýseven varsa ve Ada'dan bir parçayý Türkiye'yevermekten baþka bir amacý olmayanlardandeðilse bunu tartýþma ve çözümün tamamenolanaksýzlaþýp Rumlarý daha iyisi toprak versin-ler biz de ayrý devleti onaylayalým noktasýnagelmesini önleme önerileri ve kavgasý baþlat-malýdýr.

Durum tehlikeli ama umutsuz deðil gibigörünmektedir. Çünkü emekli dýþiþleri bakanýJack Straw artýk ayrýlma görüþülmeli derkenhenüz emekliye ayrýlmayan Ýngiliz milletvekillerive David Hannay yeniden birleþme yani çözümkonusunda taleplerini Ýngiliz hükümetine duyu-ruyorlardý. AB de çözümü Türkiye'nin üyeliðiiçin önþart olarak hatýrlatýyor ve Kuzey'in de ABülkesi olduðunu orada yaþayan KýbrýslýTürklerin de AB yurttaþý olduðunu yineliyor veonlara daha fazla dikkat gösterileceði vurgu-lanýyordu.

Türkiye de durumun farkýnda ki ne Kýbrýs'tanne de AB'den vazgeçmeyeceðini tekrarlýyor veKýbrýs sorununu üyeliðini içine sindiremeyenFransa gibi ülkelerin ön koþul haline getirdiðinive mazeret olarak kullandýðýný iddia ediyor.

Bunlarýn hepsi BM gitti diye Kýbrýs'ta sorununçözümü için neden kalmayacaðýný sanan veTayvan'a bile razý olmayýp Hatay olmaya hevesedenlere inat Kýbrýs sorunun devam edeceðiniher taþýn altýndan çözüm isteðinin çýkacaðýnýkanýtlýyor. Kýbrýslýlarý eritmekle Hatay fethini-ilti-hakýný gerçekleþtirmenin daha bir sürebekleyeceðini anlatýyor.

Downer: Liderler Genel Sekreterle 25 veya 26 Ocak'ta Cenevre'degörüþebilirler(KHA) Birleþmiþ Milletler GenelSekreterinin Kýbrýs Özel DanýþmanýAlexander Downer, Genel SekreterinKýbrýs'taki iki toplum lideriyle 25 veya 26Ocak 2011'de Cenevre'de görüþebileceðiniduyurdu.

Çarþamba günü Cumhurbaþkaný DimitrisHristofyas tarafýndan kabul edilen Downer,Cenevre toplantýsýnda Ban Ki-moon'unKýbrýs müzakerelerinde canlýlýk sað-landýðýndan emin olmaya devam etmekistediðini söyledi.

New York'taki üçlü görüþmeden sonraKýbrýslý Türk Lider Derviþ Eroðlu'nun toprakve mülkiyet konularýnýn iki farklý konuolduðunu ve birleþtirilemeyeceðini açýkla-masýný yorumlamasý istenen AlexanderDowner, Birleþmiþ Milletlerdeki toplantýylailgili ayrýntýlara girmek istemedi, bu toplan-týnýn özel olduðunu, bu konularýn iki tarafiçin de hassas siyasi konular olduðunuifade etti.

Birleþmiþ Milletler Genel Sekreterinintoplantýnýn içeriðinin mahrem kalmasýnýistediðini hatýrlatan Downer, GenelSekreterin açýklamalarýna göre Kýbrýsmüzakerelerinin tüm yönlerinin New York'tagörüþüldüðünü kaydetti.

Alexander Downer, "Genel Sekreterinaçýklamalarýna göre bütün müzakere sürecigörüþüldü, bütün bölümler ve ana konulargörüþüldü. Bugünden itibaren 25 veya 26Ocak'a kadar Genel Sekreter liderlerleCenevre'de yeniden bir araya gelene kadarbazý çalýþmalar yapýlacak" dedi.

Cenevre'deki görüþmenin hakemlik olarakdeðerlendirilip deðerlendirilemeyeceðisorusuna Downer, "Genel Sekreter herzaman bunun Kýbrýslýlarýn yürüttüðüKýbrýslýlara ait bir süreç olduðunu veBirleþmiþ Milletlerin sürece yardým ettiðini,bizim bu süreçte hakemlik yapmayý planla-madýðýmýzý söylemiþtir" yanýtýný verdi.

Birleþmiþ Milletlerin her zaman sürecincanlanmasý gerektiðini söylediðini, sonzamanlarda iyi bir canlýlýk olmayan birsüreç yaþadýklarýný anlatan AlexanderDowner, Birleþmiþ Milletler Genel SekreteriNew York'taki üçlü toplantýda sürece bazýyeni canlýlýklar zerk etmeyi baþarýyla yap-týðýný söyledi.

Downer, "Sanýyorum bunu büyük baþarýy-la yapmýþtýr ve Ocak'taki toplantý bu can-lýlýðýn sürdürülmesiyle ilgilidir. Ocak sonunakadar her konuda anlaþmaya varýlacaðýsöylenemez. Söylediðimiz bu sürecin iler-lemesi gerektiði ve epeyce hýzlý ilerlemesigerektiðidir" dedi.

Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteriningeçen hafta New York'ta yapýlan toplantýdaönemli bir rol üstlendiðini, sürece bazý yenicanlýlýklar getirmeyi baþardýðýný anlatanAlexander Downer þöyle devam etti:

"Ve Genel Sekreter saðlanan bu can-lýlýðýn Ocak'ta liderlerle yeniden yapacaðýgörüþmede devam edeceðinden eminolmak istiyor. Ama bununla hakemlik yap-týðý söylenemez" þeklinde konuþtu.

1974'teki Türk iþgalinden bu yana bölün-müþ olan adanýn yeniden birleþtirilmesi veüzerinde görüþ birliðine varýlacak birçözüm için Kýbrýs'ta Eylül 2008'deBirleþmiþ Milletler gözetiminde baþlayanmüzakereler devam ediyor.

MAHKEME YÝNE ERTELENDÝMeclis önünde 2009 Aralýk ayý içindeyapýlan bir eylemde polisi darp ettikleri vegörev yapmalarýný engelledikleri iddiasýylayargýlanan 8 sendikacýyla ilgili duruþma 9Aralýk Perþembe günü saat 14.00'e erte-lendi. Kýdemli Yargýç Fugen Ulutekinbaþkanlýðýnda oturum yapan Lefkoþa KazaMahkemesi, 8 sendikacýnýn yargýlandýðýdavaya dinlemek üzere erteledi. DavadaBurak Maviþ, Hasan Belen, MünirRahvancýoðlu, Ýlkþen Varoðlu Atik, CenkGürçað, Serman Yiðit, Devrim Barçýn ileGökan Öztan tutuksuz olarak yargýlanýyor.

BU KEZ DE KÝ-MOON TOKATLIYOR...

Page 3: Yeniçağ 261110

HABER 26 KASIM 2010 CUMA 3

Bazý Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasipartilerin, Slovakya'nýn LefkoþaBüyükelçiliði'nin organizesiyle düzenle-nen aylýk toplantýsý YKP'nin evsahipliðinde "Maronit, Ermeni veLatinlerin kültürel mirasý ve çözümdensonra azýnlýk haklarý" baþlýðý ile 24Kasým, Çarþamba günü yapýldý.

Ara bölgedeki Ledra Palace Oteli'ndeyaklaþýk 2.5 saat süren ve Maronittoplumu temsilcisi Antonis Hadjiroussos,Ermeni toplumu temsilcisi VartkesMahdessian ve Latin toplum temsilcisiBenito Mantovani de katýldý.

Toplantýnýn ev sahipliðini yapan YeniKýbrýs Partisi Yürütme Kurulu SekreteriMurat Kanatlý toplantýda yaptýðý açýlýþkonuþmasýnda zamanýn, kullanýlmamak-ta olmasýndan Maronit, Ermeni veLatinlerin kültürel mirasýn aleyhindeçalýþtýðýný söyledi ve "özellikle MaronitManastýrý Peygamber Elias (ProphetElias) ve Ermeni Manastýrý SourpMagar'ýn (Magaravank) ivedilikledesteðimize ve ilgimize ihtiyacý vardýr"diyerek , 2 Maronit köyü Asomatos(Özhan) ve Aya Marina (Gürpýnar) köy-lerinin askersizleþtirilmesi ve tümMaronitlerin köylerine dönmelerine izinverilmesi gerektiði söyledi.

Toplantý sonunda katýlýmcýlar tarafýndanbenimsenen, Kýbrýs Slovak BüyükelçisiAnna Turenicova tarafýndan okunanortak bildiride Maronit, Ermeni ve Latintoplumuna ait kültürel mirasýn korun-masýna yönelik adým atýlmasýnýn gereklil-iði belirtildi.

Açýklamada Eroðlu ve DimitrisHristofyas'a müzakere sürecindeMaronit, Ermeni ve Latinlerin kültürel vesiyasi haklarý konusunda Avrupa Konseyiönerileri ve AB'nin prensiplerini dikkatealmalarý çaðrýsýnda bulunuldu.Açýklamada ayrýca, toplantýya katýlansiyasilerin, kültürel mirasýn nasýl iyileþtir-ilebilip korunabileceði konusunda çalýþ-ma yapacaðý belirtildi.

Turenicova toplantýnýn baþýnda iseSlovak Büyükelçiliði'nin düzenlediði rutintoplantýlara en çok katýlanlardan BirleþikDemokratlar (EDÝ) Temsilcisi SpirosHadjigregoriyu'ya "iki toplumu bir arayagetirmek için ortaya koyduðu çabalarýn-dan" dolayý Avrupa Parlamentosu LiberalDemokrat Grubu tarafýndan verilen"Liberal Demokrat Yerel ve BölgeselSiyasiler Ödülü'ne layýk görüldüðünüaçýkladý.

Ara bölgedeki Ledra Palace Oteli'ndesaat 10:30'da baþlayan toplantýya kuzey-den Yeni Kýbrýs Partisi (YKP),Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), KýbrýsSosyalist Partisi (KSP), ToplumcuDemokrasi Partisi (TDP) ve BirleþikKýbrýs Partisi (BKP), güneyden iseMücadeleci Demokrasi Hareketi (ADIK),Çalýþan Halkýn Ýlerici Partisi (AKEL),Kýbrýs Yeþiller Partisi, Demokrat Parti(DIKO), Birleþik Demokratlar (EDÝ),

Demokratik Seferberlik Partisi (DISI),Sosyal Demokrat Hareketi (EDEK) veMerkezin Yeniden Yapýlandýrýlmasý ÝçinPolitik Grup (EPALXI)'nin baþkan veyatemsilcileri katýldý.

Bir sonraki toplantýnýn 15 Aralýk'tayapýlacaðý kaydedildi.

Açýlýþ konuþmasýYKP Yürütme Kurulu Sekreteri Murat

Kanatlý'nýn Slovak Elçisinin rutin düzen-lediði toplantýlarýn Kasým 2010 tarihliolanýnda YKP'nin ev sahibi olmasýnedeni ile önerdiði toplantý baþlýðý"Maronit, Ermeni ve Latinlerin kültürelmirasý ve çözümden sonra azýnlýk hak-larý" üzerine toplantý açýlýþ sunumu þöyle:

Kýbrýs sorunu yeniden kritik bir aþa-madan geçmektedir…

Yeni Kýbrýs Partisi olarak bugüne kadargeçen zaman içinde bu konuyu yeterincetartýþtýðýmýza inanmaktayýz.40 küsur vedaha fazla yýldan beri görüþmeler devametmekte ve bunca yýlýn sonucunda bin-lerce sayfa belge, taslak anlaþmaçerçeveleri, anlaþma taslaklarý üretildi;örneðin Ghali Fikirler Demeti, AnnanPlaný ve diðerleri... Eðer masada iyi niyetvarsa tüm bunlar, sorunu kýsa bir zaman-da çözmek için yeterlidir... Masada iyiniyet olmuþ olsaydý, Annan Planý veGhali Fikirler Demeti'ni temel alarak ABailesine bir bütün olarak hemen þimdikatýlabilirdik. Ancak, görüþmeler devametmekte ve bir sonraki randevumuzCenevre'dir...

YKP olarak inanmaktayýz ki, GüvenArtýrýcý Önlemler, örneðin, bölgeselaskersizleþtirmeler, Maraþ'ýn yasal sahip-lerine iadesi ve bir miktar yabancýaskerin hemen adadan çekilmesi, busüreçte halen çok önemlidir... Ve aynýzamanda, tüm Kýbrýs'ta nüfus sayýmýyapýlmasý, devam etmekte olangörüþmeler sürecinde önemli bir unsur-dur.

Bu görüþmeler süresi boyunca maale-sef çoðu zaman bazý þeyleri de görmez-likten gelmekteyiz. Sadece KýbrýslýRumlarla Kýbrýslý Türklerin sorunlarý

üzerinde yoðunlaþmaktayýz, ancak Kýbrýskültürünün önemli parçalarý olan azýnlýk-larýn, yani Ermenilerin, Maronitlerin veLatinlerin durumu ne olacak?

Kýbrýs'ýn anayasasý onlarý "dini gruplar"þeklinde tanýmlamaya devam etmektedir,ancak biz, siyasi olarak daha doðru olan"azýnlýklar" terminolojisini kullanmayý ter-cih etmekteyiz.

YKP olarak "çözümden sonra azýnlýkhaklarý" konusunu ele alma zamanýnýngeldiðine inanmaktayýz ve bu nedenlekonuyu tartýþmaya açýp onlarýn da görüþ-lerini dinlemek istemekteyiz. Bu amaçlatemsilcilerini bu toplantýya davet etmiþbulunuyoruz.

Ayný zamanda kültürel miras konusunuyeniden bir kez daha tartýþmak istemek-teyiz, ancak bu kez, þimdiye kadar elealýnmayan kýsmýyla konuyu tamamla-yarak, Ermenilerin, Maronitlerin veLatinlerin kültürel miraslarýyla birliktetartýþmak istemekteyiz...

1974'ten bu yana, dini gruplara aitkültürel miraslarýn çoðu kullanýlamamak-ta ve zaman onlara karþý çalýþmak-tadýr... Kýbrýslý Rumlarýn ve KýbrýslýTürklerin kültürel miraslarýnýn yaný sýra,zaman, diðer dini gruplarýn kültürelmirasý aleyhine de iþlemektedir... Özellik-le Maronit Manastýrý Peygamber Elias veErmeni Manastýrý Sourp Magar'un ivedi-likle desteðimize ve ilgimize ihtiyacývardýr…Bu çerçevede, Kýbrýs Türk lider-liðinin ciddi bir sorumluluðu olduðunainanmaktayýz.

YKP olarak iki Maronit köyünün(Asomatos and Ayia Marina) askersi-zleþtirilmesi ve tüm Maronitlerin köylerinedönmelerine izin verilmesinin önemli birgüven artýrýcý önlem olduðu ve Kýbrýskültürünün korunmasý için önemli birhediye olacaðý konusundaki inancýmýzdevam etmektedir.

YKP olarak inanmaktayýz ki kültürelmirasýmýz, kültürel mozaiðimiz tümparçalarýyla birlikte, eksiksiz olarak zen-gin ve deðerlidir ve her parçasýný koru-makla gerçek barýþa ulaþmamýzmümkün olacaktýr.

Kýbrýslý Türk ve Kýbrýslý Rum siyasilerin ara bölgedeki rutin toplantýsý yapýldý

Maronit Manastýrý Peygamber Elias (Prophet Elias)Ýlk olarak bugün kalýntýlarý kalan Metochi yakýnlarýnda1735-1740 yýllarýnda kurulmuþ, 1762 Osmanlýlar tarafýn-dan yaðmalanmýþ ve 1943 ylýnda eski olan yerin yanýnayeniden inþaa edilmiþtir. 1974 yýlýnda aðýr þekilde bom-balanmýþ ve ciddi þekilde harap duruma gelmiþtir. 2003yýlýna kadar da herhangi bir þekilde kullanýlamamýþtýr.Þimdi ise yýlda bir defa harabe ve hayvan barýnaðýdurumuna gelen manastýrda Maronitlerin ayin yap-masýna izin verilmektedir… Manastýr Yýlmazköy'denOmorfoya giderken sað tarafta üstünde bayrak olantepenin eteðindeki Aya Marina köyünün yakýnýndadýr

Ermeni Manastýrý Sourp Magar'ýn (Magaravank)Ýlk olarak M.S.1000 yýllarýnda bir Koptik manastýr olarakkurulmuþ ve Ýskenderiye'li aziz St. Makarios'a adan-mýþtýr. Meryem Manastýrý olarak da anýlmaktadýr. 15. yy.baþýnda Ermeni Kilisesi'ne geçen manastýr, zamanlaErmeni hacýlarýnýn Kudüs'e giderlerken geçiþ noktasýiþlevini görmüþtür. 1974 yýlýna kadar bu iþlevi sür-müþtür. Þu andaki kalýntýlar 19. yy'a aittir. ManastýrAlevkayasýndadýr…

MARONÝT, ERMENÝ VE LATÝNLERÝN SORUNLARI VE KÜLTÜREL MÝRASI TARTIÞILDI

Page 4: Yeniçağ 261110

HABER4 26 KASIM 2010 CUMA

Yeniçað: BM son dönemKýbrýs'la ilgili geliþme raporunuhazýrlayýp BM Güvenlik konseyiüyelerine daðýttý. RapordaKýbrýs'taki ilgililerin, el birliði ile,BM'ye yýlsonuna kadar çözümbulmak için var güçleri ile çalýþa-caklarýný ve çözüm için umutluolduklarýný söyledikleri anlatýldý.Tabii ilgililer olarak da hemYunanistan hem de Türkiye iþiniçinde gösterildi. Geliþmelerinsonuç bölümünde de ilgililerinsözlerinin gereðini yapmadýðýnýve geliþme kaydetmediklerinianlatan raporda nedenlerin biriolarak da Türk tarafýnýn mülkiyetkonusunda ilerleme saðlaya-bilmek için Rum tarafýnýn iki bölgekonusunun gündeme alýnmasýönerisini reddetmesi gösterildi.

Yeþilirmak (Limnidi) kapýsýnýnaçýlmasýnýn da önemli ve yararlýbir geliþme olarak ele alýndýðýgörülen raporda esas olarak lider-lerin çözüm fikrini ve þeklini halkaanlatmamalarý ve halk desteðinialmaya çalýþmamalarý irdelendi.YKP'nin sýk sýk iþaret ettiði gibihalk bir birinden korkutulurken birçözümü desteklemesinin beklen-emeyeceðini onun için liderlerininisiyatif alýp kararlarýný ver-melerinin ve halka bunun yarar-larýný anlatýp desteklerini iste-menin esas olduðunu ama bununyapýlmadýðýný içerdi. Bir taraftanhalka dalkavukluk yaparken vetabii milli birlik ve beraberlik

nutuklarý ile gerçek geliþmeleri veamacý tam anlatmazken ilerlemebeklenemeyeceði raporda yerbuldu.

BM'nin görevleri arasýndaGüvenlik Konseyi kararlarýndanalýntýlar yapýlarak hatýrlatýlanhalkýn desteði ve sivil toplumörgütlerinin çözüme katýlmalarýnýnsaðlanmasý bulunmaktadýr vebuy raporda yer aldý. Buna göreBM çözümü ilerletme yönünde bir

fiil sivil toplumla iþbirliði yapacakve bizim þaklabanlarý yabancýmüdahale var diye baðýrtacak.

Ocak ayýnda liderleri gene bukez Cenevre'de toplantýyaçaðýran Genel Sekreter bu daolmazsa BM Kýbrýs'taki misy-onunu gözden geçirecek veonlara anlatacak. Daha önce deBM karargâhýndan siyasilere üçkez anlatýlan yeni misyona göreya hiç asker kalmayacak ya da

çok küçük bir birlik kalacak, onundýþýndaki iþleri sivil bir ekip idareedecek. Çünkü BM bundan sonraliderlerin iþlerine karýþmayýbýrakýyor ve Kýbrýslý bir çözümbulunmasýný destekliyor. TabiiKýbrýslý deyince en büyük KýbrýslýCemil Çiçek baþka büyük yokdiyenlere çözümü terk ediyor.

Halkýn çözüm umudunuyitirmesini liderlere çözüm içindestek olmak istememesine yaniçözüme karþý olduðuna dairdüþünceleri paylaþmayan raporbunun sorumluluðunu halkageliþmeler ve gereklilikler hakkýn-da bilgi vermeyen liderleri sorum-lu tuttu. Tavizler koparmak içinkarþý tarafa saldýran liderlerinhalký býktýrýp çözümden uzak-laþtýrmasýnýn beklenen bir þeyolduðunu dile getiren rapor bututumdan vazgeçmelerini vedostça davranýþlar için girilmesiniöðütledi.

Sonuçta BM taraflara son biruyarý yaptý ve bundan sonrageliþme olmazsa Kýbrýs'ta görevi-ni býrakacaðýný ya da minimumadüþüreceðini ve bunu da Ocak'tayapacaðý görüþmede liderlereanlatacaðýný rapor etti.

Geniþleme raporunda Ki-Moon yeni misyonu anlattý...

Elektrik Kurumu Çalýþanlarý Sendikasý (El-SEN), kurumun tamamen veya kýsmenözelleþtirilmesine karþý olduðunu yineledi.Kamunun, kuruma olan borçlarýný ödemesiniisteyen EL-SEN, "çocuklarýn geleceðininkarartýlmasýna seyirci kalmayacaðýný",direniþini sürdüreceðini belirtti.

Sendika Baþkaný Tuluy Kalyoncu yazýlýaçýklamasýnda, çalýþanlarý ve halký tedirgineden hükümet yetkililerinin özelleþtirme açýk-lamalarýna, son zamanlarda TürkiyeCumhuriyeti Lefkoþa Büyükelçisi'nin deeklendiðini söyledi. Kalyoncu, tutarsýz açýkla-malar yapýldýðýný ve ne yapýlacaðýnýn halktangizlendiðini savunarak, çalýþanlarýn huzursuzedilmesine son verilmesini istedi.

Konu ile ilgili açýklama þöyle:Baþbakaný ve çeþitli bakanlarýnýn her akýl-

larýna geldiðinde veya soru sorulduðunda,Kýbrýs Türk Elektrik Kurumu'nun tamamenveya kýsmen özelleþtirileceðini açýklamalarý

ve gerek çalýþanlarý ve gerekse halkýmýzýtedirgin etme çabalarýna son zamanlardaTürkiye Cumhuriyeti Lefkoþa Büyükelçisi deeklendi.

Tutarsýz ve birbirini tutmayan açýklamalaryapýlýrken, ne yapacaklarýný halktan gizley-erek sürdürülen çalýþmalara dayanarakçalýþanlarýn huzursuz edilmesine son ver-ilmelidir.

Elektrik Kurumu'nda, diðer kamu kuru-luþlarýna göre veya K.K.T.C.'nin geneli veyahatta özel sektöre göre verimsizlik sözkonusu deðildir. Aksini iddia edenler, Kurumverimsiz çalýþýyor demekle yetinmemeli vevarsa verilerini ortaya koymalýdýrlar.

Kýb-Tek'e olan kamu borçlarý yaklaþýk 400milyon TL iken alacaklarý, yaklaþýk 180 mily-on TL'dir. Yani kamunun, Kýb-Tek'e olanborcu yaklaþýk 220 milyon TL'dir. Bir diðerifade ile eski para birimi ile 220 trilyon ala-caklý olan Kýb-Tek'e, kamu borcunu öde-

memektedir. Kamunun Baþbakaný veBakanlarý da, Elektrik Kurumu özelleþtirile-cektir demeye devam etmektedirler.

Türkiye Cumhuriyeti'nin LefkoþaBüyükelçisi, ülkesini temsil etmeyi bir yanabýrakarak elçi olarak bulunduðu bir ülkededilediðini söylemekte ancak, resmi makamlarsus pus her söyleneni sineye çekmektedirler.Kýbrýs'tan sorumlu T.C. Bakanýnýn, geçmiþikahramanlýklarla dolu Kýbrýs Türk Halkýný biranda Rumcu ilan edebilmesinden cesaretalan elçisi de, bir baþka ülkede elçi olmuþolsa idi aðzýna bile alamayacaðý talepleri,alenen söyleyebilmektedir.

Bir ülke, bir diðer ülkeye sýrf mali yardýmdabulunuyor diye yardým ettiði ülke halkýný bukadar aþaðýlayamaz. Hükümet edenler, halk-larýna yapýlanlarý bu kadar rahat sineyeçekemez. En azýndan sineye çekmemelidir.

EL-SEN, Elektrik Kurumu'nun ne parçala-narak özel sektöre devredilmesine ne de en

çok iþ kazasýnýn yaþandýðý enerji sektörününçalýþanlarý olarak aþaðýlanmalarýna sessizkalmayacaktýr. Bizler kýþýn soðuðunda çalýþ-masýný bildiðimiz gibi, direnmesini de çok iyibiliriz. Bizler, canýmýzý tehlikeye atarakçalýþan ve ekmek parasýný kazananlarolarak, sýrf T.C. Baþbakan Yardýmcýsý veyaElçisi öyle uygun gördü diye canýmýzdan çoksevdiðimiz çocuklarýmýzýn geleceðininkarartýlmasýna seyirci kalmayacak, aþaðýlan-malarý sineye çekmeyecek ve meþru heryolla direneceðiz.

Kamu, borcunu ödesin. Kýb-Tek'e uygu-lanan haksýz rekabet koþullarý ortadankaldýrýlsýn. Bazý yöneticilerin dillerindendüþürmedikleri verimlilik veya elektriðinneden vatandaþa pahalý satýldýðýný bilimselolarak ortaya koymadan özelleþtirilen veyayok edilen diðer kamu mallarý ve kurumlarý gibi bizi de parçalayarak yok edemeyeceklerdir.

EL-SEN, KIB-TEK'ÝN ÖZELLEÞTÝRÝLMESÝNE KARÞI ÇIKIÞINI SÜRDÜRÜYOR

DEVRÝMCÝ GENEL-ÝÞ LAÜ'DE BÝR GÜNLÜK GREV YAPTIDevrimci Genel-Ýþ, toplu iþ sözleþmesindendoðan bazý yükümlülüklerin yýl ortasýndan beriyerine getirilmemesine tepki amacýyla LefkeAvrupa Üniversitesi (LAÜ)'de bugün bir günlükgrev yaptý. Sendika, eylem çerçevesinde Lefke-Gemikonaðý arasýnda yürüyüþ de gerçekleþtirdi.

Devrimci Ýþçi Sendikalarý Federasyonu (Dev-Ýþ)'e baðlý Devrimci Genel-Ýþ Genel BaþkanýHasan Felek 09.30-11.00 saatleri arasýndagerçekleþen yürüyüþte eylemcilere hitap etti.

Felek, "dünya ve ülkede yaþanan ekonomikkrizin faturasýnýn her yerde, her zaman olduðugibi emekçilere çýkarýlmak istendiðini, Türkiye'dendayatýlan paketlerle Kýbrýslý Türklerin yokluk veyoksulluða mahkum edilmek istendiðini" söyledi.

Felek, Kýbrýs Türk emekçilerinin yýllardýrmücadele ederek kazandýðý haklarýn bir birortadan kaldýrýldýðýný ifade ederek, "UBPhükümetinin halký kandýrarak aldýðý yetkiyleülkeyi yangýn yerine çevirdiðini" söyledi.

Hükümetin aldýðý kararlarla iþçiyi, memuru,emekliyi, üreticiyi, küçük esnafý periþan ettiðinikaydeden Felek, "Kamu görevlilerinin baþlangýçücretlerini düzenleyen yasayý, yani 'göç yasasý'nýgeri çekeceklerini söylediler, hatta yazýlý taah-hütte bulundular. Seçim geçtikten sonra yasayýMeclis'ten geçirdiler. Eþel Mobili iki ayda biruygulamaya devam edeceklerini söylediler,seçimden sonra altý ayda bir uyguladýlar" þek-linde konuþtu.

Kýbrýs Türklerine ait kurumlarýn özelleþtirme adýaltýnda batýrýldýðýný, Kýbrýs Türk Hava Yollarý'nýnbeceriksizce kapatýldýðýný kaydeden Felek, "SýraKýbrýs Türk Elektrik Kurumu, TelekomünikasyonDairesi, DAÜ, Eti ve Cypfruvex gibi kurumlarýnözelleþtirme adý altýnda birilerine peþkeþ çekilme-sine geldi" dedi.

"Özelleþtirme demek iþsizliktir, sefalettir, KýbrýsTürklerinin göçü demektir" diyen Felek, DevrimciGenel-Ýþ'in bunlara karþý sonuna kadar diren-mede kararlý olduðunu kaydetti.

Hükümeti uyguladýðý ekonomik önlemlerle topluiþ sözleþmeleriyle emekçilerin kazandýðý haklarýyasalarla ortadan kaldýrmaya çalýþmaklasuçlayan Felek, "Ýhtiyat Sandýðý Yasasý'nýdeðiþtirerek iþçilerin geleceði ipotek altýna alýn-maya çalýþýlýyor, sendikasýzlaþtýrmayla toplusözleþme düzeni ortadan kaldýrýlmak isteniyor,sigortalýlarýn 50 olan emeklilik yaþý 60'a çýkarýl-mak isteniyor" dedi.

Bu politikalardan LAÜ çalýþanlarýnýn da nasibinialdýðýný kaydeden Felek, Üniversite yönetiminitoplu iþ sözleþmesinden doðan bazý yükümlülük-leri yýlýn ortalarýndan bu yana çeþitli bahanelerlegeciktirmekle, söz verilmesine karþýn maðduriyet-leri gidermemekle suçladý.

Çalýþanlardan her ay düzenli kesilen ÝhtiyatSandýðý yatýrýmlarýnýn Mayýs 2010'dan beri yatýrýl-madýðýný ve toplu sözleþmeden kaynaklananhaklarýn verilmediðini anlatan Felek, taleplerigerçekleþene kadar mücadeleye devam edecek-lerini kaydetti.

Adalet ve Kamu DüzeniBakaný Loukas Louka 24-26Kasým tarihleri arasýnda Ýstan-bul'da yapýlacak ve AvrupaKonseyi tarafýndan düzenlenenAvrupa Adalet BakanlarýZirvesine katýlmak amacýylaÇarþamba günü adadan ayrýldý.

Adadan ayrýlmadan önceLarnaka Havaalanýnda açýkla-mada bulunan Bakan, Ýstanbul'-da Avrupa Konseyi Adalet

Bakanlarý 30. Zirvesinin gerçek-leþtiðini ve toplantýda hapis-hanelerin bugünkü durumununele alýnacaðýný söyledi.

Bakan, suç sayýsýndaki artýþnedeniyle hapishanelerde yýðýl-ma sonucu yaþanan sorunlarýnKýbrýs ve diðer ülkelerdeyaþanan sorunlar olduðunusöyledi.

Bakan ayrýca, toplantý sýrasýn-da Mahkemelerin elektronikyönetmenliði ve bunun yarar-

larýnýn ele alýnacaðýný veKýbrýs'ýn da böyle bir çaðdaþuygulama içine girmesi içingerekli hukuki deðiþiklerdebulunmasý zamanýnýn geldiðinibelirtti.

Ýstanbul'da gerçekleþentoplantýnýn açýlýþý Türkiye AdaletBakaný Sadullah Ergin veAvrupa Konseyi Genel SekreterYardýmcýsý Maud de Boer-Buquicchio tarafýndanyapýlacak.

Adalet Bakaný Ýstanbul'a gitmek üzere adadan ayrýldý...

BM VEDA HAVASINA GÝRDÝ

Page 5: Yeniçağ 261110

HABER 526 KASIM 2010 CUMA

Bir bayram böyle geçti,Bir dini bayram, kurban bayramý da böyle

geçti,Nasýl geçti diye sorarsanýz, söyleyelim:Kimi tok, kimi aç!Açýn halinden anlamayanlarýn çoðunluk

haline geldiði bir dönemi yaþýyoruz,Kýbrýslýnýn dini inançlarýnýn yüksek olmadýðýný

bilmeyen yok,Ama Kýbrýslý açýn halinden anlayan bir toplumdu,Komþusuna yardým eden bir toplumdu,Bayramlarý vesile ederek ailesini, büyüklerini ziyaret eden

bir toplumdu,Ancak ganimet düzeninin yarattýðý ortam Kýbrýslýnýn bu

özelliðini de aldý elinden.Büyük küçüðü, küçük büyüðü tanýmaz oldu,Saygý sevgi dayanýþma yok denecek kadar azaldý,Kýsacasý bozulan toplumsal yapý bayramlarda da

hissedilir oldu,Bayramla birlikte daha neler yaþandý neler:Olmayan devletin 27. kuruluþ yýlýný kutlandý!Kutlandý kutlanmasýna da bu yýl ilk kez önemli geliþmeler

yaþandý,Muhalefet yeme-içme ziyafetlerine katýlmadý,

Buna raðmen misafirler'e kokteyller, yemekler gýrla.UBP parti merkezlerinde kutlama yaptý, el öptüler, el

öptürdüler,Hem kurban bayramlarýný hem olmayan çiçek bayram-

larýný kutladýlar,Bu vesile ile yaklaþan kurultay için de propagandalarýný

yaptýlar.Kýbrýslýlara hakaret etmek için görevlendirilen Çiçek,

çiçeklerle karþýlanmadý bu kez.' Çiçek evine dön' pankartlarý ile karþýlandý.Defalarca Kýbrýslýlara yaptýðý hakaretler bir yerde kendi-

sine iade edildi.Sendikalarýn Çiçek'e karþý ortaya koyduðu tepkiyi, çok

önceleri ortaya koymasý gereken zevat ise yine Çiçek'esarýldýlar.

Çiçek'in önünde takla atmayý sürdürdüler,Ve aþaðýlanmayý reddedenlere saldýrdýlar.Her vesile ile sarfettikleri küfürleri tekrarladýlar.Kendisi her vesile ile aþaðýlanan Küçük, kendisini

aþaðýlayan Çiçek'e yað çekmeye devam etti.Misafir böyle karþýlanmazmýþ!Nasýl karþýlanýrmýþ Sn. Küçük?Söyleyelim: Misafir layýk olduðu gibi karþýlanýr ve aðýr-

lanýr.Çiçek de misafirdi ve Kýbrýslýlara karþý takýndýðý tavýrlar-

dan dolayý sendikalar tarafýndan gerektiði gibi karþlýlandý.Rejim ve rejimin temsilcilerine göre Çiçek misafir deðil,

asýl ev sahibidir. Bu memleketin gerçek sahibi biziz ama buradaki yetkisiz

yetkililerin davranýþý nedeni ile, TC yetkililerinin önündetavla teslim olup her türlü hakaret ve aþaðýlamayý kabuletmeleri ile memleketin asýl sahibi Çiçek, Küçük ve takýmýda misafir.

Çiçek de kendini ev sahibi hissettiði için misafir olarakgördüðü Küçük ve takýmýný aþaðýlamayý sürdürmektedir.

Çiçek her geliþinde yaptýðý hakaretlere bir yenisini dahaeklemeyi de ihmal etmedi.

Kendisine, Kýbrýslýlarýn bu hakaretleri reddettiðini hatýrla-tan sendikacýlara, Rumcu diyebilmiþtir.

Onlarýn güneyden geldiklerini sandýðýný söyleyecek kadarkendini kaybetti.

Bundan sonra böyle. Aðýzlarýndan çýkaný kulaklarý duy-malý,

Duymazlarsa bu kendilerine geri iade edilmelidir,Çiçek son söyledikleri ile Kýbrýslýlara tahammül etmediðini

gösterdi,Kýbrýslýlarýn söz söylemelerine, kendilerini eleþtirmelerine

tahammül etmediðini gösterdi.Ve her zaman için ' biz söyleriz, siz uymak duru-

mundasýnýz' anlayýþlarýnýn devam edeceðini gösterdi.Ankaraya çaðýrýp her fýrsatta fýrça üstüne fýrça çekiyorlar,

hakaret ediyorlar, aþaðýlayýyorlar,Kýbrýsa gelip ayný tavýrlarýný gösteriyorlar,Ama bunu kabul edenler, etmeyenler var,Eminim Kýbrýslýlarýn çoðunluðu Çiçek ve AKP'nin diðer

isimlerinin Kýbrýslýyý aþaðýlamalarýný reddetmektedirler,ancak her zaman için sessiz çoðunluðu temsil etmekte-dirler.

Bu durum karþýsýnda sendikalarýn, demokratik kitle örgüt-lerinin bu sessiz kitleyi ayaða kaldýrmak için bir baþlangýþyapmýþtýr.

Artýk yeter! Gelen giden hakaret edecek!Ve Kýbrýslý da bu hakaretleri sineye çekecek!Yok artýk. Bu bir baþlangýþtýr,Bu tutumlarýna devam ederlerse, ki huylu huyundan

vazgeçmez, bundan sonra geldiklerinde onlarý daha geniþkitleler karþýlayacaktýr.

Beðenseler de beðenmeseler de bundan sonra böyle.Ve bir bayram daha böyle geçti!

Rasýh

KeskinerBÝR BAYRAM BÖYLE GEÇTÝ

[email protected]

Ekonominin sorunlarý geçici olarak ele alýnmak-la büyük hatalar edilmektedir. UBP demek palyatifönlemler demektir. Baþýndan sonuna kadarTürkiye'den para ve baþka türlü destek almakçabasýyla özetlenebilecek tutumu hiçdeðiþtirmediler. Þimdi de deðiþtirmeye niyetlideðildirler.

Cemil Çiçek ile somutlaþan ekonomik anlayýþýçözüm olarak görmek benim için olanaksýzdýrama sözde bu anlayýþa destek veren UBP ile

uyuþmak da olanaksýzdýr. Her kavgada taraflarýn ikisini dedesteklemediðim için sorun yaþasam da devam edeceðim.Hem de bu kez yalnýz deðilim.

Sendikalar olarak direnen çevrelerden benim bazý görüþler-ime katýlan da vardýr. Cemil Çiçek de eminim biliyordur kiUBP kendisi ile hemfikir gibi yapýyorsa da aslýnda sübvansiy-onlarla eþi dostu desteklemekten vazgeçmiþ deðildir. Sözverse de kalkýnma Bankasýnýn paralarýný geri almaya çalýþ-mayacaktýr. Çoðu kredi için UBP teminatçý durumda olmalýdýrçünkü seçim masraflarýný baþka türlü karþýlamasýolanaksýzdýr.

Cemil diretse de iþe göre adam alma ve baþarýya göredeðerlendirme esasýna dayanan liyakat merkezli reformuyapmaya kalkmayacaktýr. Kapýcýlarý bile geçici yapýp gýrtlak-tan yakalamýþken Cemil'in hatýrýna kayýrmacýlýðý kurbanetmeyecektir.

Bunlar olmadan ekonomiye hayýrlý bir katký yapmak olamaz.Seni kimse dinlemez, sen bir þey öðrenemezsin ve doðrukarar veremezsin, senin kayýrdýklarýn ekonominin önündebürokratik engel diye görünür ve önünde durur, ve adamkayýracaðým derken ekonomiyi yanlýþ yönlendirip çare diyegörülenlerle kýsýrlýðýn nedenlerini yaratýrsýn.

Olan da budur. Ekonomi Türklerin eline geçtiði günden beritýkanýktýr. Uzun süre bu ambargolara baðlandý ama sonraambargodan bahseden azaldý. Çünkü ambargo sadece ufakbir faktördür. Esas olan yönetimin ekonominin önünde engelolarak durmasý ve yaþamaya muktedir olmayan dallarýndestekle ayakta tutulmaya devam edilmesidir. Zamanladeðiþen politikalara raðmen denemelerin hep baþarýsýzolmasý ve büyük paralarýn çarçur olmasý kanýtlar ki önündegörülmeyen bir engel vardýr veya görülmüþtür ama adý belir-tilmek istenmemektedir. Yardýmlarla açýk kapatýlmaya çalýþýl-maktadýr.

Yani sonuçta Cemil Çiçek boþa kürek çekmektedir. Hatayyapýp Türkiye'ye katmayý bekleyen bir yönetimin üyesi olarakbu yýl da 800 milyon lira ile kurtulmaya çalýþacak ama hazýrolsun gelecek yýl o da yetmeyecek. Bu yýl mevsim öylegeldiði için Zeytin iyi oldu. Hade bakalým Cemil Efendi var mýbaþka yolu? Destek deyip Anavatandan bir cemile adý takýpdestek atýþý yapmaktan baþka çaren var mý? Yoksamaliyetinin altýnda fiyatla satamayan üreticinin elinde geçenyýldan kalan yaðlar gibi zeytinyaðýnýn elde kalmasýnýgöðüsleyecek misin?

Bugün zeytinyaðý yarýn portakal öteki gün bilmem ne? Bu çark böyle döndürüldü ve sonunda kendi destekçilerini

yarattý. Bunlara hakaret etmek Cemil Çiçek'e eðlenceligelebilir ama sonuçta giden halkýn parasý ve emeðidir. Elbirliðiile Türkiyelilerle Kýbrýslýlarýn arasýna nifak da sokan bir ucubeyarattýlar ya sevinsinler. Türkiyeli burayý istila etti, düþürdüðüücretlerin kurbaný olan Kýbrýslý emekçi göç etti, ama gene deücretler Türkiyelileri cezp ediyor ama ayni zamandaKýbrýslýlara Türkiye'nin parasýný yedikleri halde þükran yerinesövdüklerini düþünmeye baþladýlar. Kýbrýslýlarýn sayesindeTürkiye'nin parasýyla sürdürülen bu garip ekonomidengeçindiklerini Kýbrýslýlarýn aðlamamasý halinde gelmeyecekyardýmlara dayanan bu ucubenin çökeceðini ve kendilerininde bu kýraçlardan geri ülkelerine gideceðini aklýna getiren yok.

Ne paraný ne talimatýný sloganý kanýna dokunuyormuþ.Doðrudur; nerede bir kana dokunma varsa orada bir terslikvardýr. Amma terslik UBP ve sonunda CTP'nin kopardýðý(!)mangýrlardan pay alanlarýn onlara kýzanlarýn ifadelerindenkanlarýnýn dokunulmasýdýr. Kurtlar sofrasýnýn kalýntýlarýnaortak olurken kanýný niye karýþtýrasýn ki!

Ekonomiye çar aramaya baþlayan bugünkü ekonomikortam içinde yani sosyalist bir rejime geçmeyecekse önceparasal politikayý ele almalýdýr. Faizlerle ve eldeki para stokuile ekonomiye yön vereceksen maliyet analizini tamam yap-malýsýn. Niçin zeytin de Limongiller gibi satýlabilecek fiyataelde edilememiþtir? Bunun yanýtýný verebilecek misiniz?Yoksa bir az kesenin aðzýný açýp bir miktar zeytinyaðýný alýpüreticiye selam mý diyeceksiniz?

Böyle ekonomi olmaz. Üretici ürünün elde ettikten sonrapazarlýðýný yapýp satýþýný yapmalý ve gelecek yýl daha iyibakýp daha çok ürün elde etmeye çalýþma azmini dilegetirmelidir.

Bu hale gelebilen bir ülkede halk ayaða kalkar ama naren-ciyeci ürününü satabilmek için mevsim boyu seçeceði poli-tikacýlardan prim dilenirse ve bu prim baþka bir ülkedengelirse ne beklersiniz?

Öyle olmasa yabancý iþçi sorununu hiçbir yabancý iþçininyerliden daha düþük ücrete çalýþmasýna izin vermeyendenetleme usulleriyle nüfus yapýsýnýn bozulmasýna da izinvermezsiniz ve Yunanistan'dan daha iyi ekonomisi olanGüney Kýbrýs gibi iþler deðiþir ve Kýbrýs Türkiye'ye yardýmyapar.

Alpay

Durduran

T E VT E V A Z UA Z U

D O S T Ç AD O S T Ç A

[email protected]

ÇÖPLERNEDEN BÝZÝMÜLKEMÝZEGETÝRÝLDÝ?Kýbrýs Türk Diþ Tabipleri Birliði, Kýbrýs Türk SerbestÇalýþan Hekimler Birliði, Kýbrýs Türk Tabipler Birliði,Kýbrýs Türk Tabipleri Odasý, Yeþil Barýþ Hareketiortak açýklamasý þöyle:

2 ay önce Türkiye'den Afrika'nýn Gambia ülkesinegötürülmek üzere yola çýkan, ancak ambarlarýnýnbirinde çýkan yangýn sonucu zarar gören 5 bin tonun yüklü Efe Murat Gemisi, Maðusa limanýnagelmekle kalmadý. Çevre Bakanlýðýnýn verdiði izinle,daha ileri giderek, yetkililerin "Bakanlar Kurulu" ve"Meclis" seviyelerinde olayý yalanlamalarýna, atýk-larýn kabul edilmeyeceðine dair yaptýklarý açýkla-malara raðmen, atýk haline gelen un yükününboþaltýlmasý halk arasýnda infial ve tedirginlik yarattý.

Yürürlükte bulunan çevre yasasýnýn 19.Maddesine tamamen aykýrý olan bu uygulama çokbüyük bir suç teþkil etmektedir. Bunlara karþýn,saðlýðmýz ve varlýðýmýz hiçe sayýlarak bu olayýnnasýl gerçekleþtiðinin bir açýklamasý yapýlmalý,sorumlular ortaya çýkarýlmalýdýr. Ülkenin, çevrenin,ve toplumun saðlýðý ile oynayarak kazanç elde edenbirileri varsa, mutlaka cezalandýrýlmalýdýr. Geriyedönüþü olmayan böylesi saldýrýlar geleceðe örnekve emsal yapýlmamalýdýr.

"Dikmen Atýk Alaný"na boþaltýldýðý söylenen 2600ton atýk undan, geminin toplam yükünden geriyekalan 2400 ton unun ne olduðu konusunun da açýk-lanmasý gerekmektedir.

Bu saldýrýlarý görmezden gelmek suça ortakolmak demektir. Bizler, ne bu suça ortak olmak, nede daha fazla tahribatlar yaþamak istiyoruz. Birilerikazanacak diye, saðlýðýmýzla oynanmasýna, hep-imizin olan güzelim ülkemizin her yanýnýn bozul-masýna, kirletilmesine ve/veya katledilmesine seyircikalamayýz. Bu korkunç ve haksýz cürümühalkýmýzýn, "dünya kamuoyu"nun ve yetkililerindikkatine getirip her bireyin sorumluluðunu vurgula-yarak herkesi, elele vererek, bu ihlale karþýmücadeleye çaðýrýyoruz.

EKONOMÝ YARDIMLA YAÞAMAKTAN

KURTARILMALIDIR

Page 6: Yeniçağ 261110

HABER6 26 KASIM 2010 CUMA

Antigone

Solomonidou

Drousiotou'nun

Phileleftheros

gazetesi için YKP

Yürütme Kurulu

Sekreteri Murat

Kanatlý ile yaptýðý ve

7 Kasým yayýnlanan

röportajý:

n Temsilciler Meclisi'nde herkonuþtuðunuzda ne hisseder-siniz?

Dört kez gittim. Son olarakTemsilciler Meclisi Ulaþtýrma veÝmar Komitesi'ne gittim. Bütün üyel-er beni iyi karþýladý ve Karpaz böl-gesi konusunda samimi bir tartýþ-ma gerçekleþtirdik. Umarým bu gir-iþim Komitelerde diðer KýbrýslýTürklerin de görüþlerinin duyl-masýnýn önünü açar…

n Ýlk kez ne zaman gittiniz?Gençlik Örgütü (Youth Board)

Gençlik Parlamentosu'nu düzen-lediðinde.. Kýbrýslý Türklerin temsil-cileri olarak gitmiþtik. Ýkinci defasýn-da Kýbrýs'ýn Avrupa Birliði'nekatýlýmý olduðunda ve üçüncüsü deAvrupa anayasa tartýþýldýðýnda.

n Yunanca konuþurmusunuz?

Çok iyi deðil, tercümana ihtiyacýmvar.

n Yeþiller Partisi ile Karpazturunuz nasýl düzenlenmiþti?

Karpazla ilgili duyarlýlýðýmýz uzunzamandýr var…. ApostolosAndreas'ta elektrik þebekesiyenilendiðinde, bunu yeni inþaat-larýn takip edeceði endiþesiylebüyük bir gösteri düzenlemiþtik.Kýbrýslý Rumlara ait bazý evlerinyýkýlmasýný da protesto etmiþtik.Aðustos ayý sonunda partimizingençliði ile Karpaz'a kamp kurduk.Devam etmekte olan yol çalýþ-masýný gördük, ancak bu kadargeniþ çapta olacaðýný düþün-memiþtik. Bu nedenle, Eylül ayýndaneler olduðunu görmek ve durumuAvrupa Parlamentosu'na þikayetetmek için Perdikis ile birlikte bölg-eye gittik. Davlos köyündenbaþladýk, Komikebir'den Yalousa'yakadar gittik ve büyük yýkýmý gördük.Böylece son günlerdeParlamento'ya giderek konuyu gün-deme getirdik. Þimdi ise bazý pratikönlemlere yönelerek çevrekatliamýný durdurmamýz lazým.Büyük bir marina inþa ediyorlar,büyük oteller inþa etmeyi planlýyor-lar, onlarý durdurmak için bir yolbulmalýyýz, çünkü çevreyi tahripediyorlar.

n Karpaz'ý Akdeniz'in LasVegas'ýna dönüþtürmeyi plan-ladýklarý için onlarý kýnýyorsunuz,deðil mi?

Bunu ben söylemedim; Erdoðanve Eroðlu bölgeyi ziyaret ettik-lerinde Kýbrýs'ýn kuzeyini Akdeniz'inLas Vegas'ý yapacaklarýnýsöylemiþlerdi.

n Kuzeydeki tüm bu inþaatlarnasýl durdurulabilir?

Çevre için Avrupa'nýn korumasýnaihtiyacýmýz var, ancak, maalesef,Kýbrýs Cumhuriyeti yetkilileri tanýn-ma endiþesi içindedirler. Avrupamüktesebatý ve "Natura 2000"kuzeyde uygulanmýyor, bu nedenleAvrupa Birliði sözlü bir yorum yap-maktan baþka fazla bir þeyyapamýyor. Sadece çevre konu-larýnda deðil, sosyal ve insan hak-larý konularýnda da, Avrupayasalarýna uymayanlarý cezalandýr-mak için bir yöntem bulmalýyýz.Kuzeyde birçok kiþi günden 10saatten fazla çalýþmakta, ancakkimse Avrupa müktesebatýný uygu-layamamaktadýr. Bu tanýnmakorkusu birçok þeyin önünegeçmektedir…

n Parlamento'da ne karar verdiniz?

Düþüncelerimizi kaðýda döktük veendiþelerimizi dile getirdik. AvrupaMüktesebatý'nýn kuzeyde uygulan-masýnýn önündeki sorunun üstesin-den gelmenin bir yolunu bulmalýyýz.Avrupa Sol Partisi'nde gözlemciyizve bu konuyu gündeme getirdik.Kýbrýs çok küçüktür ve maalesefsorunlarý Avrupa Birliði'nin odaðýn-da deðildir.

n Doðrudan ticaret konusunuele alýyorlar.

Bu konuyu Avrupa yetkilileriyle degörüþtük ve hepsi de bize, Kýbrýs'ýnkonularýnýn, her zaman Türkiye'ninAvrupa'ya katýlým sürecineçarparak durduðunu söylediler.Doðrudan ticaret konusunu kimseayrý olarak tartýþmamaktadýr.Maðusa limanýnýn Avrupa Birliðiþemsiyesi altýnda açýlmasý,Maraþ'ýn da yasal sahiplerine ver-ilmesini, güven artýrýcý önlemlerinuygulanmasýný ve tüm Kýbrýslýlarýnyeniden inþaa sürecine katýlmasýnýdesteklemekteyiz.

n Evet, ama Maraþ'ý iadeetmeden doðrudan ticaret istiy-orlar.

Tüm açýklamalar sert, amaAvrupa Ýnsan HaklarýMahkemesi'nin son tazminat karar-larý, Kýbrýs'ýn çok pahalý bir oyunolduðunu ve alabilmesi için verme-si de gerektiðini Türkiye'nin anla-masýna yardýmcý olacaktýr.

n Türkiye'nin Maraþ'ý vere-ceðine inanýyor musunuz?

Ýnanýyorum ki büyük bir olasýlýklaverecektir, çünkü artýk KýbrýslýTürkler de Maraþ'ýn iade edilmesiniistemeye baþladýlar. Savaþýn izlerigünlük yaþamlarýný etkilemektedir.Maraþ'ýn açýlmasý her iki tarafa dabirçok yarar saðlayacaktýr. Bizlerde son 10 yýl içinde, Maraþ'ýn açýl-masý için çeþitli kampanyalar yürüt-tük.

n "Maðusa'yý birleþtirelim"sloganýyla.

Evet, bu slogan çerçevesindeçalýþýyoruz. Ýnsanlar Lefkoþa'nýntek bölünmüþ bir þehir olduðunusanýyor, ancak Maðusa da bölün-müþ bir þehirdir. Ayrýca kentin açýl-

masý birçok fýrsatlar yaratacaktýr.Kentin birleþtirilmesi için elit poli-tikalar nedeniyle birçok fýrsatlarkaçýrdýk çünkü sadece politikacýlarmevcut durumdan bir þeyler kazan-maktadýrlar.

n Kýbrýslý Türklerin sesi duyu-luyor mu? Yoksa yerleþiklerkarþýsýnda cýlýz mý kalýyor?

Ýki hafta önce 25 aydýn, Maraþ'ýnaçýlmasý için bir dilekçe imzaladý vebu sayý giderek artarak þimdi yüzeyükseldi. Daha önce söylediðimgibi kentin açýlmasýný istemeninbirçok nedeni vardýr. ÖrneðinMaðusa denizin yanýndadýr, ancakliman ve askeri bölgeler nedeniylekent sakinlerinin denize eriþimi çokazdýr. Maraþ'ýn açýlmasýMaðusalýlarýn denize eriþiminisaðlayacaktýr.

n Maðusa Belediye BaþkanýAlexis Galanos ile iþbirliði yapýy-or musunuz?

Evet, temasýmýz vardýr. MaalesefÇoðu Kýbrýslý Rum kendi kampa-nyalarýný düzenlemeyi tercihetmekte ve bu nedenle çoðuyabancýlar, kentin iadesini sadeceKýbrýslý Rumlarýn istediðini sanmak-tadýrlar. Çabalarýmýzý birleþtirmem-izi istedik. Þüpheye yaklaþanlarvar. Örneðin, askersizleþtirme kam-panyamýzý baþlattýðýmýzda KýbrýslýRumlar yalnýzca iþgal ordusununçekilmesi konusunu gündemegetirmek istediler. Fakat askersi-zleþtirme, tüm askerlerin çekilmesidemektir. Güven artýrýcý önlemlerher zaman için önemlidir. Örneðin5-6 yýllýk bir kampanyadan sonraLedra sokaðýnýn ve son günlerdede Limnitis-Pirgo yolunun açýl-masýný baþardýk. Kokkina kontrolnoktasý da açýlmalýdýr. Bütün bunlardediðim gibi yararlýdýr, ama sorunuçözmemektedir.

n Sorunu ne çözecektir?Ýki kesimli, iki toplumlu bir çözüm,

ancak inanýyoruz ki insanlar bunuistemelidir. Bir anlaþma imzalarsaktek baþýna çözüm demek deðildir.Bunu korumalýyýz ve onu iþlet-meliyiz ki çözüme ulaþabilelim.

n Bunu politikacýlar daistemelidir...

Evet, Kýbrýslý Rum politikacýlaruyanmalý ve bir þeyler yapmalýdýr-lar, çünkü önümüzdeki yýllarda birçözüm olmazsa taksim gelecektir.Ýþgal altýndaki bölgede nüfus yarýmmilyon civarýndadýr, bunlarýn 120bini Kýbrýslý Türk, 380 bini de yer-leþiktir; Kýbrýs konusunu çözümekavuþturmak için cesur kararlaraihtiyacýmýz vardýr.

n Politikacýlarýmýz cesur karar-lar alabilirler mi?

Ýnanýyorum ki Hristofiyas böylekararlar alabilir, önerilerinden veaçýklamalarýndan olumlu mesajlaralmaktayýz. Ancak Eroðlu zayýf birliderdir ve bu nedenle, Erdoðan birantlaþmayý imzalamaya kararverirse Eroðlu bunu reddetmeye-cektir.

n Erdoðan'ýn bir çözüm imza-lamaya hazýr olduðuna inanýyor

musun? Erdoðan, Kýbrýs konusunu,

Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne katýlýmýsüreci için kullanmak istemektedir.AB ona bu þansý verirse imzalaya-caktýr, o gücü vardýr.

n Gücü vardýr ama iradesi devar mý?

Bugünkü durumda böyle bir iþaretalmýyoruz, çünkü Türkiye'nin AB ileiliþkileri çok iyi deðildir. Bu nedenle,Türkiye'ye baský yapabilmenin yol-unu bulmalýyýz. Avrupa Birliði,Lizbon antlaþmasýnýn tam olarakyürürlüðe girmesinden ve Kýbrýs'ýnAB baþkanlýðýný üstleneceði 2012yýlýndan önce Kýbrýs konusunuçözmek isteyebilir. Biz inanýyoruz kiherhangi bir anlaþma iþleyebilir,çünkü Kýbrýslýlarýn onu iyileþtirecek-lerine olan güvenimiz vardýr.

n Halkýn bir çözüm istediðinigörüyor musunuz?

Farkýna vardýklarýnda, evet.Örneðin, Limasol ve Baf halkýnçözümden korkmakta ve bazý poli-tikacýlar bu korkuyu kullanmaktadýr-lar. Kuzeyin iþgalinin devam etmesihalinde onlarýn yaþamýnýn da etk-ileneceði konusunda onlarý iknaetmenin yolunu bulmalýyýz. Kýbrýskonusu nedeniyle eðitimin, saðlýðýnve sosyal politikalarýn iyileþtirilmesiiçin kullanýlabilecek paralar savun-ma için harcanmaktadýr. Temasolmamasý nedeniyle 1964'ten beriKýbrýslý Rumlar, Kýbrýslý Türklerinvarlýðýný hissetmemekteydiler.Þimdi Kýbrýslý Türkler yenidengörünür olmaya baþladý ve çoðukiþi, bu nedenle elde ettikleri hak-larýný onlarla paylaþacaklarý için buhaklarý kaybedeceklerini düþün-mektedirler ve tepki göstermekte-dirler. Birkaç gün önce yarý resmibir örgüte gittim ve Kýbrýslý Türkolduðumu duyar duymazlar, tedir-gin oldular. Bana hizmet etmeleriiçin kýsa da olsa bir zaman geçme-sine gerekti ama sonra rahatladýlarve iþimiz oldu. Ýnsanlarýn birbirleriile temas ettikleri iki toplumlu etkin-likler bunun için yararlýdýr.

n Ýki toplumlu etkinlikleregenellikle ayný kiþiler katýlýyor.

Evet, bu zayýf bir noktadýr vedaha fazla insanlarýn katýlýmý içinyollar bulmalýyýz. Birkaç yýl önce ikibelediye iþçisi, böcekleri ilaçlamakiçin evimiz gelmiþti. Onlara, sadecebiraz Yunanca konuþabildiðimisöyledim. Bana nerede olduðumusordular. Onlara Kýbrýslý olduðumusöyledim. Yine Yunanca konuþ-maya baþladýlar. Onlara, yenidençok az Yunanca konuþtuðumusöyledim. Bir tanesi neden diyesorunca, diðeri de "çünkü o birKýbrýslý Türktür" diye yanýtladý.Uzun zamandan sonra büyük ihti-mal hayatlarýnda Ýlk defa bir KýbrýslýTürkle karþýlaþýyorlardý. Bu nedenleböylesi davranmalarý bir anlamý ileaslýnda normal. Sýk sýk bu tür tep-kilerle karþýlaþýyorum. ÖrneðinCumhurbaþkanlýðý seçimlerinde oykullanmaya gitmiþtim. Oy vermeodasýnda adýmý söylediðimdeküçük bir panik oluþtu. "KýbrýslýTürk!!!" Türkçe oy pusulasý getirdil-er ve sonra da rahatladýlar. Ama

temaslar artýkça iliþkiler ve insan-larýn tepkileri normalleþiyor…

n Olumsuz tepkilerle dekarþýlaþýyor musun?

Evet, çünkü bazýlarý mülklerini,akrabalarýný kaybettiler, savaþtakötü tecrübeleri oldu ve bunlarý birsonraki nesiler aktardýlar. KýbrýslýTürklerin kötü olduðuna inanmaktave bu nedenle olumsuz tepkigöstermektedirler. Bu nedenle enbaþtan kayýp kiþiler konusuyla çokyakýndan ilgilendik, çünkü güvenlibir gelecek kurmak için hatýrlamakzorundayýz ki ayný yanlýþlýklarý yap-mayalým. Son on yýlda birçok etkin-lik düzenledik. Kayýp kiþiler içinortak bir anýt dikmeliyiz ki insanlarhatýrlasýn ve ayni hatalarý bir dahatekrarlamasýnlar. Tekrar edeyim,iletiþim olduðunda duygulardeðiþmektedir. Örneðin Birçok kiþi,EDEK ve Yeþiller Partisi ile nedeniþbirliði yaptýðýmý soruyorlar...

n Çünkü farklý politik tutu-munuz var?

Evet, ama bir diyalog oluþturduk,bizi birleþtiren ortak konularüzerinde odaklanmaktayýz, böylecebirbirimizi anlamaya baþlamak-tayýz. Demokrasi, tutumlarýnýanlatabilmeleri için herkes içindir.Bu nedenle her türlü iki toplulutemasýn yararýna inanmaktayýz…

Benim nesil Kýbrýs konusunudaha kolay çözebilecektir...

n Kýbrýs Cumhuriyeti'nin 50.yýl dönümünü nasýl kutladýnýz?

Hristofiyas'ýn davetini kabulederek 1 Ekim gecesi düzenlenenkutlamalarýna katýldýk, çünkü KýbrýsCumhuriyetinin tüm Kýbrýslýlara aitolmasý gerektiðine inanýyoruz.Günümüzde teorik olarak KýbrýsCumhuriyeti tüm Kýbrýslýlar içindir,ama 1964'ten sonra sadece KýbrýsRumlarýndýr. Hükümetten dahafazla pratik önlemler bekliyoruz,çünkü birçok Kýbrýslý Türk, KýbrýsCumhuriyeti'nin kendilerininolmadýðýný yeniden hissetmeyebaþladýlar. Tasos Papadopulosdöneminde çok tahribat oldu;umarým þimdi bu durum düzeltilir.Kapýlarýn açýlmasýndan 7 yýl sonrabile resmi belgelerde dil konusunuhenüz halledemedik. Tabelayý 3dilde yazýyorlar, ama pratikte dahafazlasý olmamaktadýr. Örneðin, birziyaretimizde Parlamento'ya git-tiðimizde anayasanýn Türkçe met-nini istedik fakat bulamadýlar. Bubize çok þey anlatmaktadýr.Umarým hükümet bir þeyler yapar,çünkü Cumhuriyet bütün Kýbrýslýlariçindir.

n Kendi yaþýnýzdaki poli-tikacýlarýn partilerdeki idareyialmasý durumunda Kýbrýs farklýmý olacak?

Evet, çünkü bizim politikaya yak-laþýmýmýz, 1974 deneyimini akýldatutan daha yaþlýlardan farklýdýr.

Uyan, Kýbrýs'ýn taksimi

Page 7: Yeniçağ 261110

HABER 726 KASIM 2010 CUMA

mi yolda...Benim nesil daha kolay iletiþim kur-makta ve bu yüzden Kýbrýs soru-nunu daha rahat çözülebilir.

n Yaþlýlarýn gitmesini mi bek-lemeliyiz?

Sanmýyorum.

Ýnsanlar farklý birdönemde yaþadýðýma inanýyor

n Her gün kontrol noktasýn-dan geçme konusunda nehissediyorsun?

Her gün kendine güvensizliði veistikrarsýzlýðý hissediyorum. Bazenkimlik kartýmý gösterip geçiyorum,bazý zamanlarda da Kýbrýs Rumpolisi küçük sorunlar çýkarýyor. Hergün bir taraftan diðer tarafa geçtiði-mi hatýrlatýyorum, ancak beni hatýr-lamadýklarýný söylüyorlar! Ancakçoðu polisler nazik ve yardým-severdir.

n Kýbrýslý Türkler size sorunçýkarmýyor mu?

Uzun zamandýr sorun çýkarmýyor-lar. Her gün gazetelerde gördükleriiçin beni tanýyorlar.

n Kýbrýslý bir Rumla evlisinizve Lefkoþa'da yaþýyorsunuz,Kýbrýslý Türkler bunu nasýlkarþýlýyorlar?

Olumlu. Bizim için bu konular çokdoðal bu nedenle çoðu insan bizimyanlýþ bir dönemde yaþadýðýmýdüþünüyor. Görüþlerimizi destekliy-orlar ama yarýn için bunlarýnmümkün olduðuna inanýyorlar. Yanisiyasal olarak bizi seviyorlar, amabizimle evlenmiyorlar.

n Gina Chappa ile evlenmekararý zor bir karar mýydý?

Hayýr, etnik köken konusunu hiçdüþünmedik. Evlilik kiþisel birkonudur...

n Medya düðününüze yerverdi.

Evet, medya ile konuþmayý red-detmemize raðmen. Tüm o yayýn-lar bizim için þaþýrtýcýydý, çünkü okadar farklý bir þey yaptýðýmýzýdüþünmüyorduk. Sadece bizdeðiliz, birçok kiþi evlendi, amaonlarý medya fark etmemiþti. Bunedenle bizimki bayaðý ilgi çekti…

n Samos'ta evlendiniz.Evet, aile içinde bir düðün

istemiþtik.

n Nerede doðdunuz?Ýstanbul'da. babam Larnakalý'dýr.

Ýstanbul'a okumaya gitmiþti, babamdoktordur, Orada evlendiler ve ben1973'te doðdum. Kýbrýs'a Haziran1974'te döndük. Birinci yýldaLefkoþa'daydýk, daha sonraPergama'da ve ben Vadili'debüyüdüm.

n Savaþ karmaþasý deneyimi-ni yaþamadýnýz ve son zaman-lara kadar Kýbrýslý Rumlarla özlübir temasýnýz olmadý, Kýbrýs'ýnyeniden birleþmesini neden bu

kadar kuvvetle destekliyor-sunuz?

1990 yýlýnda politikaya katýldým veYeni Kýbrýs Partisi içinde çalýþmayabaþladým. Ýki toplumlu iliþkilerle ilgiligüçlü fikir o zaman oluþtu. KýbrýslýRumlarla iletiþimim 1993 yýlýndabaþladý. Maðusa kapýsýndaki biretkinliðe polis nezaretinde git-tiðimizi çok iyi hatýrlýyorum. Orayavardýðýmýzda, bir tarafta Yunanbayraklarýyla bizi yuhalayanlar,diðer tarafta da kýzýl bayraklarla bizidestekleyenler vardý. Ýlginç birdeneyimdi.

n Hiç tutuklandýn mý? Birçok kez beni mahkemeye

çýkardýlar, fakat uluslararasý iliþkiler-im benim desteðim oldu. Bunedenle çok kez bu davalarý ilerigötürmediler.

n Korkuyor musunuz?Hayýr. Örneðin 6 yýl önce ülkücü-

lerin fiziki saldýrýsýna uðradým,dövüldüm, bu olay basýnda geniþyer aldý, bu nedenle sanýrým benidövenler bile piþman olmuþtur.Güvencem bu tip siyasal iliþkil-erdir.. Kýbrýs'ýn her iki yanýndakimilliyetçilerin sayýsý çok az amasesleri çok çýkmaktadýr ve birlikolmamýz halinde onlara rahatlýklakarþý durabiliriz.

DÝKO hariç tüm partilerle bir arayageldik.

n Tüm Kýbrýslý Rum parti-leriyle temasýnýz var mý?

Evet, AKEL ve BirleþikDemokratlarla uzun yýllardýr çalýþ-maktayýz;bu iþin kolay kýsmý. Bunedenle asýl EDEK, DÝKO veEVROKO'yu ikna etmemiz lazým,ya da, onlar, tezleri konusunda biziikna etmelidirler. Onlarla çeþitlitoplantýlar yaparak ortak bir zeminbulmaya çalýþmaktayýz.

n Sizi dinliyorlar mý yoksasadece nazik davranýp kabul-leniyorlar mý?

Ýlginçtir ki, Kýbrýs konusundakigörüþleri ve yapabilecekleri

konusunda Eroðlu ve Talat'ý aynýolduðunu söyleyerek boykotettiðimiz son "cumhurbaþkanlýðýseçimi"nden önce kuzeydeki duru-mu anlatmak için tüm Kýbrýslý Rumpartilerle görüþmek istemiþtik. Bizeyanýt vermeyen DÝKO hariç hep-siyle görüþtük. Bu toplantýda pay-laþtýðýmýz görüþ ve bilgiler son-rasýnda, EDEK, bizimle birlikteBrüksel'deki AvrupaParlamentosu'na gitmeyi uygungördü. Ancak ilginçtir Eroðlu'nun"seçilmesi"nden sonra sadeceEVROKO bizi toplantýya çaðýrdý ve"seçimleri" deðerlendirmek için ikin-ci kez bir araya geldik. Bu yapýlançalýþmlar sonucunde bizi kullandýk-larýný sanmýyorum, çünkü bizimgörüþlerimiz bellidir, görüþlerimizisöyleriz ve bu görüþlerçerçevesinde uygun bulduklarýmýzaherkesle iþbirliði yaparýz.

n Görüþünüz nedir?Acil bir çözüm için güven artýrýcý

önlemleri ileri götürmek ve halký birçözüme hazýrlamak…

n Görüþmelerin bizi birçözüme götüreceðine inanýyormusunuz?

Maalesef, hayýr. Özellikle mülkiyetkonusunda çok zaman ve enerjiharcadýlar. Hristofiyas ve Eroðluher bir kiþinin tek tek sorunlarýný dahalletmeye çalýþýyorlar. Mülkiyetkonusu, nihai çözüm belgesinde 3sayfadan fazla yer tutmamalýdýr.Ana ilkeler üzerinde anlaþmalýdýrlarve federal hükümet bu konularüzerinde durabilir, önceden bunlarýhalletmeye gerek yok. Çözümünertesi günü ne olacaðýný nasýlbilebiliriz?

n 1960'ýn yanlýþýný tekrarlama-maya çalýþýyorlar.

Güven eksikliði nedeniyle güvenartýrýcý önlemler konusunda ýsrar-lýyýz. AB üyesiyiz de ve orada dabirçok sorunumuzu halletmek içinolasýlýklar vardýr. Ýnsanlarý birçözüme mutlaka hazýrlamalýyýz…

n Ýki lider anlaþamadýðýnda,bulunacak bir çözüm sorunsuznasýl iþleyebilir?

Kýbrýslýlarýn çoðu mantýk sahibidir

ve sorunlara en iyi çözümleri bula-caklardýr. Ýnsanlar, çözümdensonra mülkiyet konusunu çözmekiçin bir yol bulacaklardýr. örneðintopraðýn deðeri artacak, aynýzamanda yabancý yatýrýmcýlardanda ilgi olacak. Bunlar böylesi konu-lara çözüm için yeni olanaklaryaratacaktýr. Ancak politikacýlarþimdi durumun devamý için mevcutsorunlarý kullanmaktadýrlar.

n Görüþmelerin yapýlýþ þeklin-in bizi bir yere götürmediðineinanýyor musunuz? Kýbrýskonusunu nasýl çözeceðiz?

Bizce takvimlere ihtiyacýmýz varçünkü Kýbrýslý Türkler için zamanhýzla daralmaktadýr.

n Söylenen bu þeyi 18Kasýmda yapýlacak görüþmedeBM genel sekreteri yapmayaçalýþacak mý?

Her iki liderin de baskýyý his-setmesi lazým ve görüþmeler birsonuca en kýsa sürede gitmelidir.2004 yýlýndan sonra 200 bin yeniyerleþimcinin aileleriyle küçükçocuklarýyla geldiklerini tahmin

ediyoruz. Bu çocuklar büyümekte-dirler. Bu durum þimdi yeni insanibir sorun yaratmaktadýrlar. KýbrýslýRumlar yerleþikler konusuna duy-gusal bakýyorlar, biz bu durumuyaþýyoruz ve yaþamýmýzý etkile-mektedir, ancak gerçek þudur ki,çözümsüzlük nedeniyle bugün yer-leþimcilerin üçüncü nesli büyümek-tedir. Çoðu kendilerini yerleþimci yada Kýbrýslý Türk olarak görmüyorlar.Pratikte onlarý Anadolu'ya geri gön-deremeyiz çünkü onlarýn olan biryerleri yok. Bu gerçeðe nasýl yak-laþmamýz gerektiðini tam olarakbilemiyoruz ama zaman geçtikçesorun daha da karmaþýklaþmakta.Bu nedenle Kýbrýs konusu ivediolarak çözümlenmelidir. Bu neden-le sadece Kýbrýslýlarýn deðil,Türkiye ve AB'nin de baskýyý hissetmeleri için takvim belirlenmelidir.

Röportajýn orjinali:https://docs.google.com/leaf?id=0BzLtCI-k2S6SYmRjZDkxY2YtZGIwYy00MTI2LThkMjMtY2MyY2RkMDU0MWQ4&hl=en

(KHA) - Avrupa Denetçi Mahkemesi'ninKýbrýslý Üyesi Lazaros Lazaru tarafýndan Salýgünü yayýnlanan verilere göre, Kýbrýs'ýn AvrupaBirliði bütçesine net katkýsý 2007-2013 döne-minde 100 milyonu buldu.

Kýbrýs'ýn 2007-2013 dönemi için Avrupa birliðibütçesine katkýlarýnýn yaklaþýk 1 milyar Avro'yubulacaðý hesaplanýyor.

Lazaru, Kýbrýs'la ilgili 2007-2013 bütçe döne-minde Avrupa Birliði bütçelerinin müþterek enönemli tamamlayýcýsýnýn, sürdürülebilirgeliþmede % 61 (% 47'si sürdürülebilir geliþmeve rekabet, % 11'i istihdam ve % 3'ü bölgeseliþbirliði) geriye kalan % 39'unun da doðal kay-naklarýn korunmasý ve idaresi, esas olarakçiftçilere yardým þeklinde (%21), geriyekalanýnýn tarýmsal geliþim (% 16) ve balýkçýlýk(%2) olmasýnýn beklendiðini kaydetti.

Lazaros Lazaru, Avrupa Birliði'nin 209 mali

yýlýnda toplam reel harcamalarýnýn Kýbrýs'lailgili olanýn 172.3 milyon Avro'yu bulduðu,uygulanabilir geliþme alanýnýn % 53, doðalkaynaklarýn idaresi ve korunmasý alanýnýn%34, vatandaþlýk, özgürlük, güvenlik ve adaletalanlarýnýn % 9 oranýnda olduðunu belirtti.

Basýn konferansýnda konuþan AvrupaParlamentosu'nun Kýbrýs'taki Ofisi'nin Baþkaný Tasos Georgiu da Kýbrýs'ýn rekabetedilebilir olan ve birkaç milyon Avro tutarýndaolan yatay fonlarý kullanmasý gerektiðinedikkati çekti.

Georgiu, Kýbrýs'ýn þu an için 100 milyon dahaaz Avro'su olduðunu, ancak bu fonlarýnkolaylýkla kurumlardan, üniversitelerden, þir-ketlerden ve yerel yönetimlerden yatay fonlarlaçekilebileceðini söyledi.

Fonlarýn çekilmesi konusunda da Georgiou,Kýbrýs'ýn Avrupa Birliði dikey fonlarýyla ilgili

olarak % 100'e yaklaþmakta olduðunu, üniver-site ve araþtýrma merkezlerinin bugüne kadar2007-2013 dönemi için 35 milyon Avro çektiði-ni anlattý.

Avrupa Denetçi Mahkemesi Üyesi yýllýkraporunda 2009 AB Bütçesi'nin uygulanmasýkonusunda ise Lazaru, Avrupa Birliðiödemelerinin 2009 için 118,4 milyon Avroolduðunu, bu miktarýn Avrupa Birliði Brüt MilliGelirinin yaklaþýk yüzde bir olduðunu ifade etti.Lazarou, Avrupa Birliði'nin gelirleriyle ilgiliolarak da, bunlarýn esas olarak üye ülkelerinBrüt Milli Gelirleri (BMG % 70,3) temelindekatkýlarýndan ve üye ülkelerin vergilere eklediðikatma deðer vergileriyle (KDV % 11,7) ilgilivergilendirmeden, bu arada gelirlerin önemlibölümünün tarým vergisi ve hizmetlerden(geleneksel olarak AB'nin kendi kaynaklarý - %12,4) oluþtuðunu bildirdi.

Avrupa Denetçi Mahkemesi Üyesi yýllýk rapor sundu

Murat Kanatlý: Kýbrýs konusunuçözmek için siyasi liderlerincesur kararlar vermeleri lazým

Page 8: Yeniçağ 261110

HABER8 26 KASIM 2010 CUMA

KILIÇDAROÐLU ASIL BUNLARI BÝLMELÝSELAMÝ ÝNCE - Birgün

CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun,Paris'te Sosyalist Enternasyonel toplantýsýnakatýlmasý, CHP'nin evrensel solla, en azýn-dan Avrupa'daki sosyalist partilerle yakýnlaþ-masý olarak yorumlandý. Ancak,Kýlýçdaroðlu'nun katýldýðý SosyalistEnternasyonel bugün, adýndaki 'sosyalist'sözcüðü dýþýnda, ne sosyalizmle ne de sollahiçbir iliþkisi kalmamýþ, son ekonomik kriziyaratan neo liberal politikalarý uygulayan par-tilerden oluþan bir platform.

CHP gerçekten sosyalizmle ya da evrenselsol ile bir iliþki kurmak istiyorsa,Kýlýçdaroðlu'nun, 2-5 Aralýk tarihleri arasýndayine Paris'te gerçekleþtirilecek Avrupa SolParti'nin 3. Kongresi'ne katýlmasý dahayerinde olur. Kýlýçdaroðlu'na, Avrupa'da neoliberal olmayan sosyalistlerin neler tartýþtýðýnýanlamasý için, kongrede karara baðlanacakolan 'Sosyal Avrupa Ajandasý' taslaðýnýnönemli bölümlerini özetleyerek yardýmcýolalým.

Avrupalý bir çok sol, sosyalist, komünist veözgürlükçü partinin biraraya gelerek 2004'tekurduðu, Türkiye'den Özgürlük veDayanýþma Partisi'nin (ÖDP) üye olduðuAvrupa Solu kongresinde, "baþka bir Avrupa,alternatif Avrupa" düþüncesini gerçek-leþtirmek hedefli ortak eylem ve direniþ rotasýbelirlenecek. 'Sosyal Avrupa Ajandasý'nda,"baþka bir Avrupa'nýn mümkün" olabilmesiiçin neo liberal politikalara karþý verilmesigereken mücadele ve alýnmasý gerekenönlemler tartýþýlýyor. Taslak Ajanda, neo liber-al politikalar öneren ve uygulayan AvrupaBirliði'nin yeniden kurulmasýný istiyor.

EKONOMÝK KRÝZÝN NEDENÝ SÝYASÝKRÝZÜç bölümden oluþan Ajanda, ekonomik

krizin çeþitli yönlerden analizi ve krizin fat-urasýnýn yoksullara-iþçilere ödetilmeyeçalýþýldýðý tespitiyle baþlýyor. Ajandaya göre,bazý ekonomistler ya da hükümetlerce için-den çýkýldýðý söylenen kriz, bütün þiddetiylesürüyor ve krizi yaratanlar krizden kazan-maya baþladý. Ajanda'da ekonomik krizin enönemli nedeni olarak 'siyasi kriz' gösteriliyor.Ajandanýn, 'Avrupa Politikalarýnýn RadikalDemokratikleþtirilmesi Zamaný' adlý birincibölümünde, AB sýnýrlarý içinde, ekonomikkrize neden olan siyasi krizin analizi yapýlýy-or. Bütün kararlarýn iþçilerden ve emekçiler-den gizli alýndýðýnýn altýnýn çizildiði ajandada,AB ülkelerinde ve Avrupa Parlamentosu'ndadýþ politikadan, ekonomik sosyal politikalara,hukuktan yatýrýmlara kadar bütün alanlardaiþçi ve emekçi sýnýfýnýn söz sahibi olmadýðý,ama bu alanlarýn hepsinde verilen yanlýþkararlarýn faturasýný bu sýnýflarýn ödediðibelirtiliyor. Avrupa'da her geçen gün daha daartan yoksulluk ve toplumsal eþitsizliðin ABprojesinin iflasý olduðunu belirten ajanda,'sosyal bir Avrupa'nýn, mümkün olduðunubelirtiyor.

EMPERYALÝZMÝN KRÝZÝNE KARÞIAB ülkelerinin krizden çýkmak için halkýn

zararýna olan tasarruf politikalarý uygulamayabaþladýðýný belirten Ajanda, Avrupa Solu'nunbuna karþý sokaða dökülen göstericileridesteklediðini ve destekleyeceðini vurguluy-or. Avrupa Solu'nun, tam istihdam, insanonuruna yakýþýr ücret ve emekli maaþý,saðlýk ve eðitim sisteminin düzeltilmesi, diðertoplumsal sistemlerin kurulmasý gibi talepleridesteklediðini belirten Ajanda, baþka birAvrupa'nýn mümkün olduðunu göstermekiçin, toplumsal, demokratik, barýþçýl ve ekolo-jik iyileþtirme taleplerine öncülük edeceðinibelirtiyor. Taslak Ajanda'ya göre, AvrupaSolu, neo liberal politikalara karþý yürütülenmuhalefet hareketinin sadece bir parçasý ve'mücadele eden sendikalar, çevreci gruplar,

barýþ ve eþitlik hareketleri, anti ýrkçýlar,eleþtirel biliminsanlarý ve IT uzmanlarý,sosyal forum eylemcileri, eðitim ve kültür bir-likleri' gibi muhalif güçlerle diyalog içinde.

Taslakta, bugünkü kapitalizmin ve neo liber-al menajerliðinin krizinin, aslýnda son sýnýr-larýna dayanan sömürgeci, yayýlmacýemperyalist sistemin krizi olduðu ve radikaldemokratik dönüþümün saðlanmasý için engeniþ cephenin harekete geçirilmesi gerektiðivurgulanýyor.

BORÇLARI DEVLETLEÞTÝRÝLÝYORAjanda'nýn 2. bölümünde ise, "Krizinizin

bedelini biz ödemeyeceðiz" deniyor. Bubölümün baþýnda þu çarpýcý cümlelerigörmek mümkün: "Krizden bu yana, ulus-lararasý finans kuruluþlarýnýn kapitalizmehizmet görevlerini son iki yýldýr devletlerüstlendi. Yoksulluk ve iþsizliði önemsemeyendevletlerin, batan büyük þirketleri ve ulus-lararasý finans kuruluþlarýný kurtarmak içinyaptýðý borç rekor seviyelere ulaþtý..."Devletleþtirmeye radikal bir biçimde karþýolan devletlerin kapitalist sistemin borçlarýnýhemen devletleþtirdiði, örneðin batanbankalarýn kendisinin deðil borçlarýnýndevletleþtirildiði vurgulanýyor: "Bankalarýn dadevletleþtirilmesini savunanlar ise, Allah'aküfretmiþ gibi karþýlanýyor!"

Devletlerin finans kapitalin hizmetinde olanbu tavrýyla iþçi sýnýfýnýn daha dasömürülmesineyardým ettiðive yukarýdanaþaðý bir sýnýfsavaþý baþlattýðýbelirtiliyor.Avrupa Solu,finans kapitalin veuluslararasý ser-mayenin kontrolaltýna alýnmasýdoðrultusundaAB'ye önerilergetiriyor. Bazýlarýþunlar:● Avrupa Merkez

Bankasý'nýn (ECB) görevleri deðiþtirilmeli.ECB, sosyal ve yeni iþ olanaðý sunanyatýrýmlar için devletlere ucuz faizli kredi ver-meli, finans yatýrýmlarýna verilen kredidenyüksek faiz alýnmalý.● Bütün para transferleri vergilendirilmeli.

Bu alanda uluslararasý düzenleme yapýlmasýiçin AB ve kurumlarý öncülük etmeli.● Finans kurumlarýndan ve büyük ser-

mayeden vergi alýnmasý yoluyla kamusalgelirler artýrýlmalý. Reel ekonominin geliþmesiiçin destek ve giriþimde bulunulmalý.● Avrupa sýnýrlarý içinde ve dýþýnda bulu-

nan 'vergi cennetleri' yok edilmeli. HedgeFonds ve Junk-Bond yasaklanmalý.● Avrupa rating ajansý kurulmalý ve

böylece ülkeler spekülatif özel ratingajanslarýnýn elinden kurtulmalý. Ayrýca,ülkelerin ucuz kredi kullanabilecekleri fonkurulmalý.

ÖZELLEÞTÝRME DEÐÝL KAMULAÞTIR-MA OLMALIAjanda'nýn Ýþsizlik, Yoksulluk ve Toplumsal

Dýþlanmýþlýða Karþý Eylem Planý bölümündeise, Avrupa'da artan yoksulluðun ve eþitsi-zliðin nedeni olarak AB tarafýndan uygulananneo liberal politikalar gösteriliyor. Krize karþýAvrupa kararlarýnýn ve eylemlerinin özünüyine karlýlýðýn ve rekabetin oluþturduðu belir-tilen taslakta, bu mantýkla eþitsizliðin ve krizinortadan kaldýrýlamayacaðý belirtiliyor.

Ajanda'da 'ortak mal ve hizmetler' olaraktanýmlanan su, saðlýk, kültür, hazine topraðý,doðal kaynaklar ve üretim araçlarýnýnözelleþtirilemeyeceði, aksine ortak kullanýmaaçýk hale getirilmesi ve kamulaþtýrýlmasýgerektiði belirtiliyor. Sosyal sigortalara, saðlýk

sektörüne, kamusal hizmetlere, kamusalbarýnmaya ve çevreye yüksek devlet yatýrýmýöneriliyor. Yine, iþçilere geçinebileceklerikadar asgari ücret garantisi, iþsizlere insanonuruna yaraþýr iþsizlik maaþý, öðrencilereburs, 60 yaþýný geçmiþ herkese emeklilik veiþ sürelerinin maaþlar kýsýlmadan kýsaltýlmasýda taslaktaki talepler arasýnda.

YENÝ BÝR UYGARLIK ÇAÐI'Yeni Bir Geliþme Modeli Ýçin' baþlýklý son

bölümde, insanlýðýn yeni bir uygarlýk çaðýnabaþlamasý için ilerici reformlarla sistemindeðiþtirilmesi gerektiði üzerinde durulmuþ.'Uygarlýk deðiþimi'nin gerçekleþmesi için atýl-masý gereken adýmlarý Avrupa Sol Parti öze-tle þöyle görüyor:● Avrupa Sol Parti, kitlesel imha

silahlarýnýn yok edilmesi için mücadele eder,savaþa ve yýkýma karþýdýr. Ortadoðubarýþýnýn saðlanmasý için BM'nin önerdiðiÝsrail'in yanýnda Filistin devletinin de kurul-masýný destekler. NATO'nun Afganistan'dasürdürdüðü savaþýn bitmesini ve bütünyabancý birliklerin ülkeden çekilmesini ister.Kalan bütün askeri birliklerin de Irak'tan çek-ilmesini savunuyoruz ve Irak, kendi kendiniyöneten, seçimlerin yapýldýðý egemen birülke olmalýdýr.

● Avrupa Sol Parti,NATO'nun kaldýrýlmasýtalebini vurgular.Demokratik bir yapýyakavuþturulmuþ BMgözetiminde, enter-nasyonal bir kolektifgüvenlik sistemininkurulmasýný önerir.AB'nin dýþ iliþki-lerindeki her türlümilitarist tutum-larýna karþýyýzve Avrupa'nýnbarýþçýl bir rol

oynamasýndan yanayýz. ● Türk devletinin, adanýn iþgalini

tamamlamaya yönelik politik bir eylemi olanTürk halkýnýn Kýbrýs'a göçü hemen durdurul-malý. Kýbrýs adasýnýn yüzde 37'sini iþgaletmiþ Türkiye'nin iþgaline son verilmelidir.Türk hükümeti Kýbrýs sorununun, Avrupahukukuna, devletler hukuku ve BM kararlarý-na uygun, adaletli ve uygulanabilir çözümüiçin, siyasal sürece katýlmalý.● Avrupa Solu, Latin Amerika'daki

demokratikleþme süreçleriyle dayanýþmaiçinde olduðunu açýklar. Özellikle Küba'yakarþý uygulanan ambargonun kaldýrýlmasýnýnönemine vurgu yapar.● AB ve Latin Amerika ülkeleri arasýnda

imzalanan iþbirliði anlaþmalarý, çok uluslu þir-ketlere hizmet eden, neo liberal þartlarýn day-atýlmasý olarak deðerlendiriyoruz.Anlaþmalar, doðaya korkunç zarar verecekþartlar içermektedir.● AB ülkelerinin, yurtiçi milli hâsýlalarýnýn

en az yüzde 0.7'sini yoksul ülkelere vermesözü 2015'e kadar yerine getirilmeli. Buyardým yoksul ülkelerin zenginliklerinisömürme amacý gütmemeli. Yoksul ülkelerinborçlarý silinmeli.● Etnik kökeni, cinsel eðilimi, cinsiyeti,

dini, ideolojisi, engelli durumu ya da yaþýnedeniyle ayrýmcýlýða uðramýþ kiþilerin hak-larý için mücadele ediyoruz. Kadýn ve erkekeþittir. Avrupa Solu, devletin dinler karþýsýndatamamen tarafsýz olmasý prensibineuymasýný ister. Faþizme, yabancý düþman-lýðýna, þovenizme, ýrkçýlýða, antikomünizme,homofobiye ve ayrýmcýlýðýn her türünekarþýyýz.

Ajanda'da son sözler þunlar: "Avrupa Solu,bir yeni dünya, demokrasi ve sosyalizm vizy-onunu temsil ediyor. Avrupa Solu, bu ajan-dayý desteklemek isteyen herkese açýk.Özgürlük, eþitlik ve adaletin hâkim olduðu,baský, sömürü, açlýk ve kýtlýðýn olmadýðý bir

dünya projesini gerçekleþtireceðiz…"Kýlýçdaroðlu, gerçekten sola meyil ediyorsa,

en azýndan bunlarý bilmesi gerekiyor. Buoldukça kýsaltýlarak yapýlan çevirilerle yetin-mek istemezse, www.european-left.org'tanAjanda'nýn tamamýný okumakla iþe baþlaya-bilir.

Kriz insanlýða fýrtýna dalgasý gibiçarptý AVRUPA Sol Parti Genel Baþkaný ve

Avrupa Parlamentosu Milletvekili LotharBisky, BirGün'ün sorularýný cevapladý.● Avrupa Sol Parti'nin 3. kongresi gün-

deminde hangi konular bulunuyor?Avrupa 2008 bankalar krizinin ardýndan,

uluslararasý finanskapital krizinin ikinci dal-gasýyla karþý karþýya. Finanskapitalinborçlarýný devralan, devlet borçlarýnýn kriziyleilgili birþey bu. Seyehat imkâný, eðitim,ekonomik destek ve kültürel deðiþim alan-larýnda tasarruf söz konusu olduðu için bukrizden bütün insanlar zarar görüyor.Herþeyden önce kongre gündeminde, krizinnedenleriyle mücadele var. Temel hedefler-imiz arasýnda, krize neden olanlar ve þimditekrar kazananlarýn, sebep olduklarý zararýödemeleri gerektiði var. Varolan finansfiyasalarý ciddi bir biçimde yeniden düzenlen-meli.

Finans krizi, ayný zamanda insanlýðýnçözülmemiþ demokrasi ve toplum krizi gibi,diðer sorunlarýna da gemiye çarpan fýrtýnadalgalarý gibi çarptý ve ezip geçti: Savaþlarýnortadan kalkmasý, yoksullukla mücadele veçevre sorunlarýna çözüm bulunmasý bütüninsanlýðý ilgilendiriyor. Kriz zamanlarýnýnradikal reformlar gerçekleþirmek için uygunzamanlar olmadýðý bilinir. Bugün daha çok,uzun erimli alternatiflerimize kýsa dönemlisiyasi çözümlerimizi eklemleme zamaný.Üçüncü Kongre delegeleri, baþka kararlarýnyanýnda Avrupa Sol Parti Yönetimi'ninsunacaðý bir ana önergeyi karara baðlaya-cak. Bu, Sosyal Avrupa Ajandasý önergesi,Avrupa Sol Parti üyesi bütün partilere,Alternatif Avrupa'nýn hayata geçmesi için,ortak eylem ve direniþ platformu olarakhizmet verecektir. Bu önerge, AvrupaSolu'nun üçüncü kongresinden önce, gazet-eniz BirGün aracýlýðý ile ülkenizde de, sizinokurlar tarafýndan tartýþýlýrsa - tabii siz böylebir imkan sunmak isterseniz- çok memnunolurum.● Avrupa Sol Parti'yi nasýl tanýmlýyor-

sunuz? Bir 'parti' olarak mý yoksa 'yenibir enternesyonel' olarak mý?

Mayýs 2004'te 15 Avrupa ülkesinden 19partinin delegesi, kuruluþ kongresi içinbiraraya geldiðinde, Avrupa'da yeni bir siyasiözne olarak, siyasi parti formunda AvrupaSolu adýnda bir parti kurmak hedefine sahip-ti. Avrupa Sol Partisi, 1989/90 yýlýna kadarkiuluslararasý komünist iþçi hareketi deneyimiýþýðýnda kuruldu. Bugün özgürleþmeci,ataerkillik karþýtý, anti sömürgeci ve çevrecihareketler de modern solun kaynaklarýarasýnda.

Avrupa Solu, biten bir çaðýn sonuçlarýna veyeni çaða parti düzleminde verilen cevaptýr.Bu çaba, Avrupa solunu siyasi olarak koor-dine etme ve örgütsel olarak da birliktehareket ettirmeye yönelik bir çabadýr. Bunlargönüllülük temelinde gerçekleþiyor. Buanlamda kuruluþtan bu yana iþleyen süreçgayet baþarýlýydý. Doðu ve Batý solcularý içinAvrupa Sol Parti, iyi bir anlaþma zeminisundu.● Avrupa Solu'nun AB karþýsýndaki

tutumu nasýl?Avrupa Sol Parti, AB'yi ve bundan da öte,

bütün Avrupa kýtasýný alternatif politikalar içinönemli bir alan olarak görüyor. Bu temelde,Avrupa Sol Parti, þu an AB'de egemen olanneo liberal politikalarý reddediyor. Buna ekolarak, AB'nin yeniden tanýmlandýrýlmasý veþekillendirilmesi için mücadele veriyor.

Page 9: Yeniçağ 261110

ÖZEL 926 KASIM 2010 CUMA

SerhanGazioðluHAFTANIN GETÝRDÝKLERÝ...

Page 10: Yeniçağ 261110

HABER10 26 KASIM 2010 CUMA

Takiyyenin baþustasý TCBaþbakan Yardýmcýsý veKýbrýs'tan sorumlu BakanCemil Çiçek nam-ý diðer ÇelikBilek adamýza geldi ve herzamanki gibi nezaketsizliginielden býrakmadý.Aþaðýlamalarýnýn dozunuartýrdý ve bakýn neler dediÇiçek: "Ben orada baðýranlara

baktým… Yeþil Hat'týn öbür tarafýndabaðýranlara ne kadar da çok benziyor.Kutlamalara katýlmak için öbür taraftan butarafa mý geldiler dedim…" ifade aynen bu.Türkçe tercümesi; önce dalgasýný geçti,ardýndan kendi ülkemizde bizi yabancý gör-erek ve sendikacýlara "güneydeki Rumýrkçýlarý" yakýþtýrmasý yaparak kendiülkesinde ýrkçýlýðýn hangi boyutta

olduðunu, Dünya kamuouyu ve parlamen-tolarýnda Ermeni meselesi üzerinde vic-danlarda ve idari mekanizmalarda nasýlmahkum olduðunu unuturak konuþtu.

Dahasý son mohikanlar gibi ülkesindekalarak doðduðu büyüdüðü topraklarda tekamacý sadece insanca yaþamak isteyengazeteci yazar Hrant Dink'in binlerceinsanýn yürümekte olduðu bir caddedeadice vurulmasýný ve vuranýn onca yýlgeçmesine raðmen mahkeme mahkemegezdirilerek býrakýn yargýlanmasýný kemikyaþý küçükmüþ ve çocukmuþ diyerektençocuk mahkemelerinde yargýlanmasýný neçabuk da unuttu! Bebeklerin seri katiledönüþtüðü bir ülkeden geldiðini hatýrlat-makta fayda var Çiçek Efendiye! Ordabulunanlar için "güneyden geldiler zannet-tim" ifadesi ise üstü kapalý da olsa bize

"Rum tohumu" demesininbir deðiþik þeklidir! Esasbudur iþte irdelenmesigereken...

Ercan'da yaþananlarSincan'nýn kötü bir kopyasý

Çiçek o ifadesi ile garantörülke olarak Kýbrýs Cumhuriyeti'nin ýrzýnageçtiðini gözlerden kaçýrýp, Ada'nýn bir-leþtirilmesi için yapýlan görüþmelerde sami-mi olmadýðýný da bir anlamda itiraf ediyor.Bizi Rumlara benzeterek aþaðýlamayaçalýþýp, sanki de güneyden gelmek, oradayaþamak ve Rum olmak çok adi asaðýlýkbir þeymiþ gibi konuþuyor. Üstelik o insan-larýn geçmiþte TMT'nin öz çocuklarýolduðunu unutarak... Piþkinliðin bu kadarý-na pes doðrusu! Öncelikle ona þunusöyleyelim: Sizin ne tohumu olduðunuzubelli mi? Malumunuz Osmanlý büyük birimparatorluktu! Ama hangi dili konuþursakkonuþalým, bizler Kýbrýs tohumuyuz ve butopraklarda doðup büyümekten onur vegurur duyarýz. Türklük gurur vesilesiolmadýðý gibi, Rum olmak da ayýp deðildirbize göre. Yoksa siz de "Ne mutlu Türküm"

deyip de baþý göðe erenlerdenmisiniz? Biz sizi takunyalýtakiyyecilerden biliyorduk amayanýlmýþýz! Göstericilerinorada bulunduðu saatte,askerlerin tam tehçizatlý olarakeller tetikte onlarca askerikamyonla üstü açýk þekildeoradan geçirilip gözdaðý ver-ilmesi ise akýllara Refah Yolhükümetinin düþürülmesinesebep olan Sincan vakasýnýgetirdi. Evet, Ercan'dayaþananlar Sincan'ýn çok kötübir kopyasý idi. Öncelikle sizeyapýlmasýný istemediðiniz þey-leri siz de baþkasýna yapmay-acaksýnýz Bay Çiçek. Orada

gördüðünüz insanlar yüreði insansevgisiyle dolu tertemiz insanlarýdýr buülkenin ve öyle sizin huzurunuzda beþvakit secdeye varýp yalakalýk eden, yaðçeken kuklalara hiç benzemezler.

Çanlar çalýyorYaþananlar TC için sonun baþlangýcýný

gösteriyordu. Eskiden bayraklarla, halaylar-la, nutuk çekilerek karþýlananlar artýkprotestoyla kaþýlanýyordu ve bu bir ilkti.Arkasý da gelecektir, meþale bir kez yan-maya görsün! Toplum içten içe kaynýyor vesular ýsýnýyor. AKP'li yetkililer bir hesaphatasý yapmýþ, öncelikle taþýdýklarý nüfuslayerli nüfusu azýnlýða düþürmüþ, ekonomikdeðerleri yeþil sermayenin temsilcilerinepeþkes çekmiþ ve tüm bunlar yetmezmiþgibi iplerini ellerinde bulundurduklarý kuk-

lalar vasýtasý ile Göç Yasalarýný geçirmiþlerve topumuzun defterini dürmeye hazýr-lanýyorlar. Yaþam kalitemizi Türkiye'nin dealtýna çekerek bu topraklardan açýkça göçetmemizi istiyorlar, nasýlsa Yeni Kýbrýslýlaryolda! Son 10 yýlda onbinlerce insanýmýzÝngiltere'ye göç etmiþ, Larnaka'da yüzlerceTürk ailenin yaþamasý ise kuzeyinterkedilmesi açýsýndan durumun vahemeti-ni ortaya koyuyor. Tavsiye diye aldýrttýklarýkararlarýn ekonomiyle uzak-tan yakýndan ilgisi yok.Sürekli nüfus taþýnan biryerde tedbir almadýðýnýz gibiyapýlanlar da zaten CenevreKonvansiyonu'na tamamenaykýrý. Eskiler "Yanlýþ hesapBaðdat'tan döner" derlerdiya bu da öyle olacak. Sonelli yýla damgasýný vuranbaba Rauf Denktaþ dahiuygulamalara itiraz edip birdevletin görevinin vatan-daþlarýnýn refah seviyesinidüþürmek deðil, yükseltmekolduðunu söyluyor. 76 yýlýn-dan sonra kurulan tüm UBPhükümetlerinde damgasýolan Dr. Derviþ Eroðlu ise tören alanýndayaptýðý açýklamalarla yandaþlarýný ve yük-selen protestolarý yatýþtýrmak için SömürgeValisi ile ters düþüyor ve zorla yaptýrýlanyanlýþa dikkat çekiyor. Çanlar acaba kiminiçin çalýyor?

Çiçek çocuklarýKendisini Baþbakanlýða fena kaptýran

sözde Baþbakan Küçük, toplumunu sürekliküçük düþürmekle kalmýyor, toplumunhakkýný savunan sendikacýlardan "kendini

bilmez 3-5 kiþi" diye bahsedip konuþ-masýnda, Cemil Çiçek'in adaya hergeliþinde birçok mutlluðu da beraberindegetirdiðini söyleyerek AKP yetkililerine nasýltavla teslim olduðunu çok net bir þekildeifade ediyor. Onun için yazabileceðim tekþey ne yazýk ki tarih sayfalarýnda artýk birdipnot olarak bile yer almayacak olmasý.Sevgili okurlar küflü sahnede sona doðruyaklaþýyoruz, Rum ve Rumcu diye itham

ettikleri TMT'ci insanlar sayesinde buradabulunduklarýný unutanlar utanacaklar!Buradaki iþbirlikçileri sayesinde bu raunduda kazanabilirler ama Venezuella'dameþhur bir kelime vardýr: "Por ahora" yani"Þimdilik", ya sonra? Ercan'da toplanankalabalýk, Çiçeðin çocuklarý deðil 'SoðukSavaþýn' ipini çeken hareketin bu topraklar-da yaþamak isteyen ülkenin onurlu vegururlu insanlarýnýn Kýbrýs'taki ÇiçekÇocuklarýnýn nüvesini oluþturdular!

Yýlmaz

ParlanRUM TOHUMU

VE CEMÝL ÇÝÇEK!

Ç U VÇ U V A L D I ZA L D I Z . . .. . .

[email protected]

Dönüþ yok...15 Kasým Cumhuriyet kutlamalarý

nedeniyle bir gazetede KKTC'nin enuzun Dýþiþleri Bakanlýðýný yapmýþ þah-siyetle röportaj yayýmlandý. Ancak Sayýnçevreci eski bakan konuþurken kutla-malara kendisini fazlasýyle kaptýrmýþ kieski bir bakan, bir devlet adamý gibi deðilde, kahvehanede gibi konuþtu!

"KKTC'nin ilk dýþiþleri bakaný KenanAtakol, Kýbrýs'ta varýlan noktanýn dönüþüolmadýðýný belirtti. Kýbrýs Türkü'nünKKTC'yi vatan bildiðini söyleyen Atakol,tüm saldýrýlara, ambargolara, izolasyon-lara raðmen yýkýlmadýðýný söyledi.Ülkenin, demokrasi ve insan haklarýnasaygýsý ile dünyada büyük bir saygýnlýkkazandýðýný, belirten Atakol, bununbüyük bir artý olduðunu vurguladý."

Yukarýda aktardýklarým tamamen kendiifadesi ama dahasý var virgülüne, nok-tasýna dokunmadan aynen aktarýyorum...

"KKTC'nin en büyük sorunlarýndanbirinin çevre kirliliði ve doða tahribatýolduðuna iþaret eden Atakol, "Her yerbaþtanbaþa bir 'Dikmen Çöplüðüne'dönüþtü. Doða katledildi, doðal varlýklaryok edildi. Bunu görmekten büyükýzdýrap duyuyorum" dedi.

Kýsaca ifadesi böyle sanýrsýnýz ki buülkede 8 yýl boyunca Bakanlýk yapankendisi deðilde bir baþkasý idi! Yukarýdakiparagrafta izalosyonlara amborgolararaðmen KKTC'nin tüm kurumlarý ileçalýþýp dimdik ayakta olduðunudemokrasi ve insan haklarýna saygýsý iledünyada büyük bir saygýnlýk kazandýðýnýiddia edeceksiniz, ardýndan da KKTC'yibaþtan aþaðýya Dikmen çöplüðünedönüþtüðünü ilan edeceksiniz. Ee bar-donnnn! Anlaþýlan Sayýn Atakol'un aðzýn-dan çýkaný kulaðý duymuyor vecumhuriyet kutlamalarý baþýný döndür-müþ!

GÖZDEN KAÇMAYANLAR!

Page 11: Yeniçağ 261110

YORUM 1126 KASIM 2010 CUMA

Avrupa daha geri adýmlarla yeniden sermaye ekseninioluþtururken, Türkiye daha bir kendi denklemlerini sis-temle oluþturuken, Nato ise yeni strateji adýyla en basitifüze kalkan projesine direk Türkiyeye taþýyýp yazýlmasa-da iran þer eksenine oturturken, Kýbrýs þovu devamediyor. Hem Kýbrýs sorunu denilirken, diyer yandangeriye çekmelerle Türkiyeleþtirme siyaseti hayatýn heralanýna yansýtýlýyor. Paradokslar ve ilgisizliklerlegörüþmelerden paketlere bir çok geliþme akýþýnda iþlerdevam ediyor. Avrupa Ýrlanda mucizesi infilaký vePortekiz sýrasý nedeniyle grevler devam etmektedir.Hem AB hemde Türkiye kýsgacýndaki Kuzey Kýbrýstakendi oyunu oynanýyor. Ýþin acýsý ilgisizlik ve talimatsýkýþmasý arasýna takýlýp kalýndý. Onun için bu hafta tatilboþluk da düþünülerek biraz Kýbrýsý yazmak istedim:Bakalým yazarken nerelere uzanacam:

Tatiller falan siyaseti durdurmadý: Ama kamu oyunudondurdu: Bu nedenle ne Çiçek protestosu doðru dürüskonuþuldu, nede þu þanlý görüþmelerin perde arkasýkonuldu: Zaten ilgisizlik ve bilgisizlik kardeþliklerindenormal zamanda dahi buna çoðu eðilmez ya? Tatilsadece insanlarýn ara veriþini saðladý o kadar: Ama artýkbasit olgularý dahi gözden kaçýrmaya alýþtýk: Olmamasýgerekenlerin normal gündem yaþamý haline gelenKuzey Kýbrýsta neyin nasýl konuþulacaðý da ayrý tartýþmakonusu oluyor.

Cemil Çiçek olayý hakikaten önemli: Özelikle protesto-nun hemde KKTC ilaný gününde olmasý ile talimatlýpaketin birleþmesi anlamlýdýr. Kamu oyu zaten ekonomiktalimatýn adresini biliyor. Bunu kendi içinde deseslendiriyor. Bunu tartýþmaya hiç gerek yoktur. Amatepki konmamanýn önemli nedeni, hala bu sistemdenkoltuk beklemeden tutun avantalarýndan pay almayadek oldukça eylimlerin öne çýkmasýnýn koþulu ortadadýr.Bu nedenle talimat kelimesi kadar gerçek yanýna çýkar

koltuk avanta nedeniyle susup yaðcýlaþan kesimdegerçektir. Onun için özelikle koltuk bekleyen partiler bukonuda pek eylem yapmak istemez. Ama resmieksenden çýkýnca da "bizde biliriz her þeyin Türkiyedendayatýldýðýný" söylemekten geri kalmýyorlar. Hatta direkkararý uygulayanlar "bizde biliriz yanlýþ olduðunu" söyler-ler. Bir anlamda iki yüzlü oyunda pay alma koltuk kap-manýn deyerini ortaya koyuyorlar. Bu kýlýkla dýþa evetefendim ve içte kendinden olmayana pay vermemeyibaský kurmayý saðlýyorlar.

Bunlarý hep yaþýyoruz ve yaþayacak olmamýz kesindir:Ama þu görüþme þovuna birkaç kelime yapalým: Çünküartýk iyice çýðrýndan çýkarýldý. Brakýn resmileri barýþisteyenler dahi þu paranoyaya takýlýp resmileþiyor."Görüþmeler, çözüm". Oysa eyer bir geliþme veyaçözüm olacaksa hangi kriterlerde olacaðý hiç sorgulan-maz: Bunu da braktým: En azýndan son Newyorkzirvesinde kendini barýþçýl ve sistemi sorgulayanlar dahi"biz haklý çýktýk, bizim dediyimiz daha öne çýktý" tavýrlarýnereye gelindiyi sorusunu ortaya koydu: Öncelikle içiboþ olunca ve sadece barýþý anlaþmayý görüþmelerlesýnýrlayýp sonuçta istenmese de resmi idolojinin figüranýhaline sizi getirir. Kamu oyunda nerde ise hiç konuþul-mayan, anlaþma içerikleri hiç söylenmeden sadecezeytin dalý verme veya görüþme yapýlýyorsa umut gele-cek konulursa, olay içi boþ ve baþkalarýnýn içini doldur-ma gerçeyine geliriz.

Son Newyorkta görüþme yapýldý: Kamu oyunun hiçönemsemediyi ve çözüm falan beklenmediyi ortamda,bizim medyalar en baþta olmak üzere, Eroðlunun dahabaþarýlý çýktýðýný söylediler. Bunu algýlatma ile yan-daþlara ve ne yazýk ki "barýþçýl" denilen kiþilere deyazdýrýldý: Kimse gelecek çözümün niteliklerini veyahangi amaçla hareket edildiðini hiç sorgulamadý: heleayni zamanda AB Türkiye eksenli Kýbrýs arayýþlarýna hiçdeðinmedi: Böylelikle anlaþmayý salt var olan yasadýþýlýklarý yasalaþtýrma olarak kabulenen resmi siyasetibarýþçýlar alkýþlýyor.

Tekrar soralým: Masaya konulan önerileri bizimbarýþçýlar kabul ediyorlarmý? Feragatnameleri kentseldönüþümle sermayeye devri doðrumu? Bunlar sonsürülen öneriler olmaktadýr. Peki bunlar olurken acabaçoðu aydýn geçinen kiþi hangi ölçekle baþarý kriteriortaya koyuyor. En net olan ise hangi barýþtan anlaþ-madan yanadýrlar.

Eyer bir toplumda görüþme oluyorsa, insanlar katýl-mayýp seyirci dahi olmuyorsa, sadece barýþ kelimesiylesenbolik çýkýþ yapanlar dahi suçlanýrken, gelecek eyerolursa anlaþma ne içerecektir. Sanýrým her anlaþmadatoplumsal katgý ve önerilerle baský mekanizmalarýn nedenli önemli olduðu hep onutuluyor. Bu gün salt resmieksenler olunca da masada barýþ adýna var olan sis-temin yasalaþmasý ölçekleri temel olmasý normaldýr.Zaten barýþ ve görüþme kelimeleri dýþýnda doldurmalarolmadýðý için de þimdi öylesi noktaya geldik ki resmigörüþün baþarýsý baþarýslýklarý ile oyalanan aktörler ileyetiniyoruz. Hele kamu oyunda anlaþma beklentisiolmadýðý durumda bu daha anlamlýdýr.

Hep emperyalist siyaseti onuturuz: Son siyasalgeliþmelerin genel siaysal ayarlarla birlikte düþünmeyibellekten çoktan sildik: Kýbrýsýn gerçeyi ve alýnan karar-lar hep yok sayýlýyor. Þu basit Ýngiliz siyaseti bu nedenleprim yapýyor. Bir bakarsýnýz ayrýlmayý savunan kiþiler,öte tarafta ansýzýn karþýtý ayrýlamazcýlarla iki tarafa dagüzel uyuþturucu ilaç veriliyor. Ama dünya dönüyor veher zaman güçlü olan masada baþarýyor. Ufak birkaçuyarýcý geliþmeyi sadece barýþ deyip iyice boþaltanlarahatýrlatayým…

Kosova konusu uluslarasý davasýnda haklý görüldü:Böylelikle toprak bütünlüðü ve B.M. kararlarý adetayýrtýldý: Bu kadarla kalýnmadý; Þimdi Sudanýn parçalan-masý bizat B.M. tarafýndan da tetikleniyor. ÇünküSudandaki pastanýn Çin eksenine girmesiyle kurulacakGüney Sudan devletiyle yeniden elde geþme hesaplarýda vardýr. Son bir genel hatýrlatma: Yetmiþler ortasýndabirkaç iþgal giriþimi oldu Suriye Lübnaný, EndonezyaDoðu Timoru, Fas Batý Sahrayý benzer siyasetlerlemüdahale ile etkilediler. Ummandaki Dofar olayýný iranýniþgal ederek yok etmesini yazmýyorum: Þimdi Kýbrýs veBatý Sahra hala alýnan bir çok B.M. kararýna raðmençözümsüz. Emperyalist yeni sömürge siyasetinin sonu-cu olan bu geliþmeler, þimdilerde týkanan Yeni Liberalanlayýþla çýrpýnýyor.

Kýsaca bu hafta böylesi bir Kýbrýstan söz ettim;anlayan anlar, anlamayan ise içi boþ barýþý söyleyipresmiyetde sistemin yasalaþmasýný baþarýsýný savu-narak sirto oynadýðýný sanýp saray dansýna yöneliyor.Bakalým bizim ada daha bana neleri yazdýracaktýr?

Özkan

YýkýcýBÝRAZ KIBRISI

KONUÞALIM MI?

[email protected]

Þu andaki Dünya koþullarýný öne çýkar-madan 30 sene önce yaptýðýmýz tahlilleri þimdide yapabilir miyiz? Bana göre yapamayýz. Veher kim ki 30 sene önceki koþullarý düþünerekþimdi tahlil yapýp o koþullarýn hala daha geçerliolduðunu iddia eder bana göre yanlýþ yap-maktadýr. Bir kere 30 sene önce bir SovyetlerBirliði durumu vardý ve maalesef SovyetlerBirliði ortadan kalkalý hemen hemen yirmi

sene oldu. Peki Sovyetler Birliði'nin uydusu olan DoðuBloku ülkelerine ne oldu? Arnavutluk, Çekoslovakya vediðerleri…Hiçbiri ayakta deðil artýk. Hepsi de domino taþlarýgibi birbir yýkýlýp gittiler. Ama aksine Stalinizm gidince yerinede Kapitalizm geldi. Gerçi Kapitalizm serbest piyasa olarakher zaman için son elli senede uygulandý. SovyetBürokratlarý Sovyetlerde egemen kesim olarak burju-valaþtýlar ve Sovyetler de yýkýlýþýný ilan edince bugün burju-valaþmýþ olan Sovyet bürokratlarý esas yüzlerini göstererekRusya cumhuriyeti'nde ortaya çýktýlar.Esasýnda sondönemde mahallenin namusu kurtarýlmaya çalýþýldý.Bürokrasinin barýþçýl çizgisini temsil eden Gorbaçov, olayýgeçiþtirmek için baþa geldi ama Sovyetler Birliði'ndeyapýlan yanlýþlar en doruk noktasýna geldiði için o da fazlayaþayamadý ve çöküp gitti. Bürokratlar, Sovyetler çökerkengücü ellerinde bulundurduklarý için kontrollerinde bulundur-duklarý üretim araçlarýný paylaþmaya baþladýlar. Mafia gur-plarý da iþin içine girdi sonrasýnda. Patronlar bürokratlardý.Þu anda Rusya'da olan düzen de eski çarpýk düzenin ege-menlerinin burjuvalaþýp milliyetçi yüzleriyle ortayaçýkýþlarýdýr. Çin ise Sovyetlerin çarpýklaþmasýnýn ve yýkýlýþý-

na sebep olan sistemi devam ettiriyor. Esasýnda sonuçtaolacak olan da Sovyetlerde meydana gelen olaylar olacakÇin'de. Sovyetlerdeki çöküþ onu da sonunda yakalayacak.Oradaki proleteryayý sömürmek için çok baskýcý veBonapartist bir düzen kurulmuþ orada. Milyonlarca köylü veiþçi gökdelenli þehirlerin varoþlarýnda açlýk sýnýrýnda yaþa-makta. Çin'deki sistemi yaþatan sadece proleterleri baskýaltýna alan baskýcý düzen. Bu baskýcý düzen bir zayýflasaöncelikle onu boðacak olan orada yaþayan ezilenler ola-cak.

Þimdi baþýndan itibaren temele inip irdelemek gerekiyor.Sovyetlerdeki en baþýndan ,ilkelerin ayaklar altýna alýnmasý,insani deðerlere önem verilmemesi, insan faktörü ve insan-larýn ezilmelerinin hiç hesap edilmemesi, sanat ve diðeralanlarda hep sloganlara önem verilerek estetiðin ortadankaldýrýlmasý, kapitalist ülkeler ambargo uygularken Sovyetrejiminin de Batý'daki proleterlere ambargo uygulamalarýbüyük hatalardý. Sovyetler, kendilerine olacak büyük deðer-lerin transferini engelledi. Kapýlarýný dünya proleteryasýnakapamakla da enternasyonalin geliþmesini engelledi. Buarada kurulan sistemin yirmili yýllarýn sonlarýnda bürokratikkastýn eline geçerek onun menfaatlerini koruyucu bir duru-ma gelerek halka karþý posizyon almasý da oldukça büyükbir yanlýþ oldu. Hele hele 1940'lý yýllarda ve daha önceleriKuzey Avrupa'da Polonya dahil birçok ülkenin self- deter-minasyonu dahil ilkelere deðer verilmeyerek, SovyetOrdularýnýn iþgalciler gibi davranarak o ülkelerdeki halklarlakarþý karþýya kalmasý ve bunun yanýnda SovyetlerBirliði'nin bu ülkelere nüfus da taþýmasý bugünlere biletaþan sorunlarý yaratmýþtýr. Mesela þu anda Estonya'daolan sorun bundan kaynaklanmakta. Oradaki Rus nüfusuise maalesef dýþlanmaktadýr. Estonya'nýn yerli halkýylaoradaki ulusal sorun yüzünden Rus halký arasýnda ortak birnokta bulunmamaktadýr. Birleþtirici bir dinamik öðe debulunmamaktadýr. Rus halký oralarda Lenin'i bile ulusal birkahraman görürken, Estonya halký iþgalci gücün bir sem-bolü olarak onun heykelllerinden nefret etmektedir. HalbukiLenin uluslarýn kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesiniisteyen onlarýn devrim ihracý deðil ama kendi devrimlerinibaðýmsýz bir þekilde yaratmalarýný savunmaktaydý.

Bugünse bir zamanlar yapýlan hatalardan ötürü Lenin deulusal bir sembol olmaktadýr. Gerçekte Lenin'in putlaþtýr-maya ve ulusalcýlýða ne kadar karþý olduðu biliniyor.Polonyalýlar da Rusya'dan ve kendilerine sunulan rejimdennefret etmektedirler. Çünkü onlarýn da ülkelerine Rusyatarafýndan devamlý müdahale olmuþ ve sistem de ne kadarfaydalý isterse olsun aynen Rusya'daki gördüðümüznedenlerden ötürü nefret edilen bir sistem olmuþtur. Þunlarýaçýða çýkarmalýyýz: Rusya'da devrimden sonra 1920'li yýl-larda ortaya çýkan deðiþiklikler 1917 devrimini yapan Leninve Trotçki'yle ne kadar baðdaþmaktadýr? Stalin dönemindeuygulananlar ne kadar gerçek sosyalizmle uyuþmaktadýr?Stalin'in uyguladýðý siyasal ve ekonomik politikalar ne kadarsosyalist ilkelerle uyuþmaktaydý? Bugün Kýbrýs'ta vedünyanýn çeþitli ülkelerindeki sorunlar nasýl kaynaklandý?Bir komünist partisi ait olduðu etnisitenin mi yoksa enter-nasyonal deðerlerin mi savunucusu olmalýydý? NiyeSovyetlerin yýkýlmasýndan sonra sað ve milliyetçi akýmlarYugoslavya ve Doðu Bloku ülkelerinde fýþkýrdý? Polonya'daJaruzelski niye parladý? 1945 yýlýnda Doðu Blokuülkelerinde Naziler ortadan kalktýðýnda, Ýçeriye girenStalin'in Kýzýl Ordusu ve bürokratlarý niye oradaki burju-vazilerle iþbirliði yaptýlar? Niye Polonya, Macaristan,Bulgaristan ve Çekoslovakya'da bulunan Marksist komitel-er Stalinistler tarafýndan daðýtýlarak yönetimler burjuvalaraverildi? Proleterler bu ülkelerde bürokrasi ve burjuvazisayesinde niye sömürüldü? Stalinizm gerçekten bizeöðretilen veya Marks ve Lenin'den okuduðumuz sosyal-izmle ne kadar baðdaþýyordu?

Ýþte solu eleþtirecek olanlarýn veya genel bir bakýþ getire-cek olanlarýn bunlara açýklýk getirmeleri þarttýr. Aksi olursabana göre bu gerçekçi ve iyi bir analiz olmaz . BugünKuzey Kýbrýs'taki sol bilinenlerin duruþlarý bile bu sorularaverilecek yanýtlarda bulunmaktadýr ve sol da bu sorularavereceði yanýtlarla ancak önünü açabilecektir. Yoksa saðlahükümetçilik oynayarak memleketin genel þartlarýylahesaplaþmadan hükümetlere girmek veya sol adýnahareket edip serbest piyasa ekonomisini bayraklaþtýranlarauyguladýklarý siyasetler hiçbir zaman yardýmcý olmayacak.

Ulus

Irkad

SOL OLARAKKENDÝMÝZÝ

YENÝLEMEK

[email protected]

Page 12: Yeniçağ 261110

HABER12 26 KASIM 2010 CUMA

Öncelikle yazýya baþlamadan deðinmek isterim ki; siyaset-ten kendini soyutlaþtýrmaya çalýþan kiþiler, (bilerek veyabilmeyerek) sistemin asýl istediðini kendi rýzalarýyla kabullenipboyun eðerek, yani teslim olarak kaçamadýðý gibi: ancakrejime/ sisteme hizmet ederler… Bu yüzden siyaset, hangiaçýdan bakýlýrsa bakýlsýn, toplumsal bir kurum olarak bireyleriçin vazgeçilmezdir…

Ve insan - madem ki yaþýyor - siyasete dahildir; istese deistemese de…

Sýk sýk karþýlaþtýðým durumlardan bir tanesi; siyasete iliþkinaklýmýza gelen - iktidar olsun, egemenlik olsun, devlet olsun,hükümet olsun - 'bizim üzerimizde var saydýðýmýz þeyler'inmeþrulaþtýrýlmasýnýn ana sebebi; sadece bir konsensüse yada anlayýþa dayandýðý gibi, var olmasýnýn ya da bir baþkadeyiþle böyle kabul edilmesini mümkün kýlan þey de; iþleyiþ-lerinin hegemonik olmasýdýr…

Özellikle çaðdaþ, modern toplumlar da þiddetin çözüm bul-mak için kullanýlan yönüyle birlikte, hegemonik gücü de kul-lanýlýr…

Bu durum tarihsel süreç ile birlikte oluþturulan yeni dünyadüzeninin, bireyler için; yönetici kesimlerden, yukarýdanaþaðýya dayalý bir güç aktarýmýný onaylamasýný ve bu duru-mun kaçýnýlmaz olarak kendi içinde içselleþtirmesinisaðladý…

Ve bu demokrasi çerçevesinde yasalar aracýlýðý ilesaðlanýyor…

***Devlet, iktidar, egemenlik, kamu, kamuoyu v.s gibi kavram-

larýn bize her zaman uzak ve bizim üzerimizde olan kutsalvarlýklar olarak kabul görmesinin esas nedenin bu olduðunudüþünüyorum… Yararlanabileceðimiz bir çok kaynakta da bugibi kavramlarýn tanýmlamalarý, toplumsal yönüyle deðil de

yine kendi iþleyiþleri açýsýnda eksik olarak tanýmlanýyor…Fakat bu günümüz gerçekleriyle baðdaþmamaktadýr.

Örneðin en geliþmiþ siyasal kurum ve örgüt olarak devlet;kutsal bir varlýk deðildir!

Veya Egemenliðin, iktidarýn doðasýnda var olan bir þeyolarak, tek ve bölünmez olduðunu düþünürsek dolayýsý ileegemenlik devlete iliþkin bir kavram olarak kabul edildiðinegöre devletin de tek ve bölünmez olduðunu kabul etmemiz,günümüz siyasal gerçekleriyle uyuþmamasýyla birlikte yanlýþþekilde yorumlamamýzý ve bu yöndeki mücadele yöntem-lerinin yanlýþ yöne eðilmesini saðlayacaktýr…

Tekrar edecek olursak, egemenlik olsun, devlet olsun bizimüzerimizde var saydýðýmýz þeylerin bu þekilde kabulgörmesinin sebebi belirli bir anlayýþa dayanýr… Toplum veyabireyler olarak biz buna onay vermezsek kendisinin üzerindemutlak ve sýnýrsýz güç olamaz…

Yani egemenlik yurttaþlarýn rýzasýna bakar… Ve iþleyiþiyukarýdan aþaðýya bir güç aktarýmýna dayanarak toplumunonayý ile saðlanýyor…

- Bunu toplumun ne açýdan/ ne þekilde yorumladýðý, kabulettiði veya onayladýðý farklý bir konudur… Yani bütün kabahatyönetilen kesimindir gibi bir algýlama biçimi yanlýþ olur.Sadece bunun farkýnda veya deðil yaþamýn her anýný bir-birinden farklý yaþayan ve farklý görüþlere sahip insanlarýn;önce eleþtirip, sonra dönüþtürmek istediði sistemin bu þekildevarlýðýný sürdüðünü bilmesi gerekir… -

Toplumsal açýdan incelendiði zaman görülecektir ki; toplumolmazsa devlette olmaz… Devletin sürekliliði saðlayan þeyalt tabakanýn rýzasý ile baðlantýlýdýr…

***Devletin doðuþundan - yani özel mülkiyetin ortaya çýk-

masýndan - bu yana; üretim araçlarýna sahip olan egemensýnýfýn, iþçi sýnýfýný sömürdüðü bir tarihten bahsediyoruz…Yani bununla birlikte paralel olarak geliþen; toprakpaylaþ(ama)manýn yani savaþlarýn hüküm sürdüðü bir tarih!..

Egemen sýnýf kendi varlýðýný sürdürebilmek için; senin boþzamanlarýný belirleyebiliyor… Hatta kaderini bile! Pekineden?

Seni istediði gibi sömürebilmek ve varlýðýný dolayýsý ile reji-mi sürdürebilmek için...

Bu tarihten edinen tecrübeye dayanarak, 'insanlarýn temelhak ve özgürlükleri' adý altýnda aslýnda var olmasý gerekenþeyler bize demokrasinin saðladý faydalar olarak empoze

ediliyor…Halbuki seyahat etme özgürlüðü olan demokratik bir

ülkede, cebinde paran yoksa nerde bunun özgürlüðü?..Ya da gelin bankadaki hesabýmýzý milli irade çerçevesinde

eþitleyelim diyen bir milli birlik nutukçusuna rastladýnýz mýhiç?..

<Hayýr >***Eþitlik olmayan bir ülkede; bireylerin özgürlüðüne doðrudan

müdahale vardýr demektir…Egemenliðin kullanýmýna iliþkin sorunlarGünümüzde toplumlar içerisinde farklý dünya görüþleri, fark-

lý ideolojiler gibi farklýlýklar vardýr. Ve bunun genel iradesinialmak bir baský mekanizmasýný doðurur…

Yani bu farklýlýklarý genelleþtirmemek gerekir…Egemenliði temsil eden güç; toplumun bütününü temsil

etmeyecek, onlardan oluþmayacak. Bu nedenle devletin ege-menliði içsel kullanýmý her zaman sorun yarattý/ yaratacak-týr…

Egemenliðin kullanýmýna iliþkin sorunlara bir örnek; yanitoplum genelinde bireyler, gruplar veya toplumu oluþturanbelirli bir kesim ayrýþtýrýlýrsa çatýþma doðurur…

Ve iþte tam burada demokrasi devreye giriyor…Demokrasilerde, toplumun çoðunluðu tarafýndan seçilen

temsilciler aracýlýðý ile yönetilen bir sistem vardýr… Günümüzün çaðdaþ/ modern toplumlarýnda demokrasi

þemsiyesi altýna sýðýnan bu kesimlerin haksýzlýða uðradýðýdurumlarda, taleplerini belirtmek için gerçekleþtirdiði sunieylemler yeterli sonuç getirmeyecektir… Çünkü madem kidemokrasi: çoðunluðun isteði yönünde geliþen durumlarýnkabul görmesi kaçýnýlmazdýr…

***Malumunuz yerimiz kýsýtlý…Diyeceðim þu ki;Sistem tüm çeliþkilerine raðmen oldukça iyi durumda ve

çok iyi çalýþýyor…Dünyanýn en az yüzde 50'si açlýk, sefalet içindeyken, bu

durumu görmemizi istemeyen sistem ve kule bekçileri; hakimolduðu kitle iletiþim araçlarý ve beraberinki baský mekaniz-malarý ile bizi uyutmaya çalýþýyor… Artýk salgýn bir hastalýkhaline gelen tüketim kültürünün önüne geçecek belirgin birpolitik mücadele þekli masaya yatýrýlmasý gerekiyor…

Salih

Batak

DEMOKRASÝ;DEMOKRATÝK BÝR

YÖNETÝM ÞEKLÝ DEÐÝLDÝR!

[email protected]

Masis Kürkçügil'in Birgün Gazetesinde yayýn-

lanan röportajý:

1917 Ekim Devrimi'ni oluþturan toplumsalkoþullarý, bir düzeni nasýl deðiþtirdiðini, bugününgüncelliðinde neler ifade ettiðini Masis Kürkçügil ilekonuþtuk. Devrim bir model deðil, deneyim olarakgörülmesi gerektiðinin altýný çizen Kürkçügil,"Ýnsanlýðýn kurtuluþu için, özgürleþmesi içinmücadele eden insanlar, þu anda insan misaliortada dolaþan fosillerden bin kat daha canlýdýr"diyor.● Ekim Devrimi'ni, sosyalizm adýna

gerçekleþtirilen diðer devrimlerden ayýran

neydi?

Bütün büyük devrimler gibi, Ekim Ýhtilali de geniþkitlelerin katýlýmýyla gerçekleþmiþ bir devrimdir.Dolayýsýyla bu geniþ kitlelerin eski rejimden kopuþsüreçlerinin bir ürünüdür. Unutmamak gerekir ki,Çarlýk Rusya'sý 1917 yýlýnda bütün toplumsaldayanaklarýný kaybetmiþti. Hatta kendi yerinegeçebilecek, düzen içi herhangi bir baþkaseçeneðe de yer býrakmayacak bir biçimdemeþruiyet kaybýna uðramýþtý. Þubattan Ekim'e,geniþ kitlelerin siyasallaþma sürecine baktýðýmýzzaman bunu çok açýk bir þekilde görürüz. BolþevikPartisi aslýnda birçoklarýnýn sandýðýnýn aksine, her-hangibir þeyi devirmemiþtir. Yani yerini aldýðý birburjuva aygýtý söz konusu deðildir, çünkü böyle biraygýt ortada kalmamýþtý, paramparça olmuþtu. Busavaþýn bir yandan getirdiði bir süreçti. Amasavaþýn yaný sýra tabii ki çarlýðýn artýk geniþkitlelerin taleplerini þu ya da bu þekilde kaybettiðinigösteriyordu. Devrimin oluþmasýný formüle edensorulara baktýðýmýz zaman, 3.5 milyon insanýnsavaþ karþýsýnda barýþý talep etmesi önemli birþeydi. Bunun yaný sýra insanlar 100 gram ekmeðemuhtaç duruma gelmiþti. Ekmek, bu açýdan önem-li bir þeydi. Köylüler için toprak meselesi kendigeçimlerini devam ettirebilmek için vazgeçilmez birunsurdu. Bunlarýn yaný sýra iþçiler için, ezilen ulusiçin demokratik haklar da 'özgürlük' olarak formüleedilmiþti. Bütün bunlar, bu formülasyonun ortayaçýkmasý önceki rejimin çürümüþlüðünü gösteriyor-du. Dolayýsýyla Eisenstein'in 'Ekim Ýhtilali' filmindekitasvir ettiði gibi örneðin Kýzýl Muhafýzlar KýþlýkSaray'a saldýrmadýðý gibi -o film icabý bir þeydir- iki

rejim karþý karþýya, yani Kýþlýk Saray'ý Beyazlarkoruyor, Kýzýllar saldýrýyor gibi bir durum da sözkonusu olmamýþtýr. Beyazlar zaten toplumsaldayanaklarýný ve meþruiyetlerini yitirmiþ durumday-dý. Dolayýsýyla kitleler kendi taleplerini formüleeden Bolþevikler dýþýnda baþka bir seçenekgörmemiþti. Þubattan Ekim'e kadar olan bütünsiyasi geliþmeler de diðer zahiri, sanal seçenek-lerin tek tek kendini bertaraf ettiðini gösterir.Bolþevik Partisi'ni öne çýkaran temel husus, bütünbu süre zarfýnda duruþunu deðiþtirmemesi, savaþakararlýlýkla karþý çýkmasý, köylülerin zaten baþlat-mýþ olduðu toprak iþgallerini meþru görmesi vebütün ezilenlerin, emekçilerin taleplerine sadýkkalmasýdýr. "Bütün iktidar Sovyetlere" sloganý dabaþlangýçta Bolþeviklerin attýðý bir slogan deðil,Bolþeviklerin hiç beklemediði bir anda kitlelerinattýðý bir slogandýr. Dolayýsýyla kitleler ile öncü partiarasýndaki iliþkiye bu devrim meselesiyle yenidenve yakýndan bakmakta yarar vardýr.● Peki, bugünün güncelliðinde Ekim

Devrimi bize ne ifade eder?

Ekim Devrimi'nin yeþerttiði umutlar açýsýndangüncelliðini sürdürdüðünü söylemek gerekir. Amaarada bu iþe meraklý olan herkesin Moshe Lewin'in'Sovyet Yüzyýlý' kitabýný okumasýnda yarar vardýr.Bu yüzyýllýk deneyimin baþlangýcýný, beklentilerini,umutlarýný ve uðradýðý ihaneti özetlemesi açýsýn-dan bu kitap bir ders kitabý olarak göz önüne alýn-malýdýr.

Yalnýzca devrimin kendisinin gerçekleþmesiylesýnýrlý olmayan; geniþ kitlelerin, emekçilerin, ezilen-lerin, yani o toplumun çok büyük bir bölümününbeklentilerini karþýlayacak bir toplumsal ve siyasalyapýnýn oluþmasý gerekiyordu. Burada 1918'deRosa Luxemburg'un eleþtirisi ile baþlayan bir dizisorun ile karþý karþýya kaldýðýmýzý görüyoruz ve busüreç zarfýnda Bolþevik Partisi'nin de kendi içindebir mücadele yaþadýðýný, devrimci bir partinin çeþitlinedenlerle nasýl idareci bir partiye dönüþtüðünügördük. Bu da tersinden önemli dersler çýkardý.Ama bütününe baktýðýmýz takdirde; parti sloganýy-la, kitlelerin katýlýmýyla, ürettiði yeni organlarla -yaniSovyetler ile- kendisinden önce veya sosyalisthareketin, iþçi hareketinin yaþadýðý en büyükdeneyim olan Paris Komünü'nün çok daha ötesine

geçti.Bu devrim bir model deðildir muhakkak ki. Ama

deneyim olarak görülmelidir ve bu konudayaþadýðýmýz en önemli deneyimdir. Devrimindeneyde 'yenilgiye uðramasýndan' umutsuzluðakapýlmamak gerekir, nihai baþarý bir dizi yenilgininürünü olacaktýr. Rosa Luxemburg'un dediði gibi...Bunu da göz önünden uzak tutmamak gerekir.1917 Ekim'ini yaratan geniþ kitlelerden ve hattadiyelim ki partiden bir anda insanlýðýn bütün sorun-larýný çözmesini beklemek de aþýrý dindar bir yak-laþým olurdu. Onlar bu yönde yapabilecekleriniyaptýlar, sonrasý tabii ki bugün yaþayan insanlaraait.● “Bunu model deðil, deneyim olarak algýla-

mak gerekir" dediniz. Sizce bazý kesimler için

sadece model miydi?

Marksizm'de hiçbir þeyin modeli yoktur. Modelyaptýðýnýz takdirde bu, kopya kaðýdý veya modelikoyacaksanýz, onun etrafýndan makasla, terzilerinyaptýðý gibi aynýsýný týpatýp çýkaracaksýnýz demektir.Þartlar hiçbir þekilde ayný þartlar deðildir. Ýnsanmalzemesi, o ülkedeki sýnýf mücadelesi geleneði,kültürü, dünya halleri vs. bütün bunlar deðiþiklikgeçirmiþtir. Dolayýsýyla bu yeni durumlara uygunyeni mücadele biçimleri bulmak gerekir. Amageçmiþin hatalarýný yinelememek için de sürekliolarak bu geçmiþ deneyimleri zihnimizde can-landýrmak, yeniden tartýþmak durumundayýz. AmaEkim Ýhtilali'ni iþleyen ciddiye alýnabilir kitaplarýnsatýþlarýna baktýðýmýz zaman, maalesef bu konudapek bir mesafe katedilemediði anlaþýlabilir. Ortadatatminkâr rakamlarýn gözüktüðü söylenemez. EkimÝhtilali'nden bahsediyoruz, çok söz ediliyor amaçok az okunuyor ve çok az tartýþýlýyor.● Bu açýdan bakýldýðýnda, devrimleri

geliþtirmeye kýlavuzluk edecek dersler unutul-

du mu?

Yaþatanlar da var, unutanlar da var. Unutmadediðimiz hafýza ile olan iliþki bir ihtiyaç mesele-sidir. Eðer gerçekten geleceðe iliþkin, dünyayýdeðiþtirme konusundaki umutlarýmýz henüz tüken-memiþse, o belleði sürekli canlý tutmayaçalýþýrsýnýz. Mesela, beðenirsiniz ya da beðen-mezsiniz ama Chavez, Ekim Ýhtilali'ne, devrimtartýþmasýna sürekli göndermede bulunuyor. Onun

için bu bir ihtiyaç. Hareketin yükseliþ döneminde,zihni hazýrlýk döneminde bütün bunlar bir ihtiyaçolarak ortaya çýkýyordu. Ama eðer böyle bir þey ileilginiz yoksa, zaten devrim anýný ileriye atmýþdurumdaysanýz, devrimi bazýlarýnýn sandýðý gibiyýkýcý bir þekilde tasavvur ettiðiniz takdirde farklýgörürsünüz.

Biraz önce söylediðim gibi Bolþevik Ýhtilalihiçbirþeyi yýkmamýþtýr, bu Moshe Lewin gibi büyükbir tarihçinin açýkça söylediði birþeydir. Çünküzaten o rejim tükenmiþti, meþruiyetini yitirmiþti;Bolþevikler ise aksine tarumar olan toplumuyeniden inþa etti. Böylesine bir zaviyeden mesel-eye baktýðýmýz takdirde, tarihle iliþkimiz her zamaniçin canlý olmalýdýr. Çünkü tarih geçmiþe iliþkin birþey deðil bugün ve gelecek ile baðlantýlý olan birþeydir. Geçmiþten ve geçmiþle kurduðumuz iliþkiüzerinden bugün yapmak istediklerimize baðlýdýr,yani kýsaca nasýl bir gelecek inþa etmek iste-diðinize baðlý herþey. Eðer gelecekten herhangi birbeklentiniz yoksa, bugün fazla birþey yapmanýzagerek yok. O zaman tarihle de öyle bir iliþki kur-mazsýnýz.

Yani geçmiþe mazi gibi bir durum söz konusudeðildir. Tarih tamamiyle gelecekle ve bugün yap-týðýmýz iþlerle baðlantýlý bir þeydir. Zaten bunu birazdaha geniþ zaman içinde düþünmek gerekir.Ýnsanlýðýn kurtuluþu için, özgürleþmesi içinmücadele eden insanlar, þu anda insan misaliortada dolaþan fosillerden bin kat daha canlýdýrzaten.

Ekim Devrimi'nden bahsettiðiniz zaman, bütünbir süreci görmek gerektiðini düþünüyorum; oluþu-mu ile, gerçekleþmesi ile ve tabii ki daha sonrabaþýna gelen ihanet ile birlikte... Buradan çýkara-cak bir ders vardýr. Bir an meselesi deðildir bu, bukonuda öne çýkmýþ olan önderlerin, Lenin'insebatkâr mücadelesine dikkat edip, sanýldýðý gibisloganla ya da hasbelkader bir devrimin gerçek-leþtirilmediði görülmeli. Sürekli inþa edilen bir politikmerkez ve politik seçeneðin sürekli inþasý sözkonusudur. Zaman izafi bir þeydir, kimi zamanhýzlanýr tarih, kimi zaman da aðýr aksak gider. Amaherhalde dünyanýn en zevkli þeylerinden biridirEkim Ýhtilali'ni tanýmak, öðrenmek ve tabii ki denemek...

‘Devrim, bir an meselesi deðildir'

Page 13: Yeniçağ 261110

HABER 1326 KASIM 2010 CUMA

Lizbon'da 19-21 Kasým günlerinde NATOzirvesiyle eþ zamanlý yapýlan NATO KarþýtýZirve'ye katýlan Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu'ndan (Küresel BAK) Yýldýz Önen'innotlarýndan derlediðimiz özeti sunuyoruz.

Savaþ karþýtlarý NATO Karþýtý Zirve'deNATO'nun laðvedilmesi, küresel barýþ ve adaletiçin silahsýzlanmaya özellikle nükleer silahsýzlan-maya bir an önce baþlanmasý çaðrýsý yaptý.

Üç günlük Karþý Zirve'de "NATO'nun yenistratejisi", "NATO'nun Afganistan savaþý" ileNATO baðlamýnda "Savaþ ve Küresel Kriz","Afganistan", "Avrupa Birliði", "Askeri Endüstri","Tarih", "Þiddet Ýçermeyen Direniþ", "NükleerSilahlanma", "Feminizm ve Militarizasyon","Üsler", "Silahsýzlanma ve Geliþme" ile "SavaþaHayýr, NATO'ya Hayýr! De" baþlýklý atölyelergerçekleþti.

Zirvede NATO'nun yeni stratejik konseptideðerlendirilmesi doðrultusunda küresel çaptaortaklaþa neler yapýlabileceði tartýþýldý, Avrupa,Amerika ve Latin Amerika deneyimleri paylaþýldý.

Karþý Zirve "Ortak deklarasyon"la NATO'yakarþý küresel eylem çaðrýsý yaptý.

Lizbon'da Camões Lisesi salonlarýndatoplanan NATO karþýtý Zirve'de 30 ülkedeki barýþhareketlerinden 100 savaþ karþýtý yer aldý. KarþýZirve Portekiz Savaþ ve NATO Karþýtý Platform(PAGAN) Avrupa NATO karþýtý UluslararasýKoordinasyon Kurulu (ICC) iþbirliði ile örgütlendi.Zirve'ye Türkiye'den Küresel BAK temsilcileri dekatýldý.

Barýþ yürüyüþüCumartesi günü binlerce barýþ aktivisti Portekiz

barýþ hareketi, siyasi parti ve sendikalarýn dakatýldýðý yürüyüþte NATO'yu protesto etti; baþta"Nato'ya Hayýr, Barýþa Evet" olmak üzere attýk-larý sloganlarla NATO'nun daðýtýlmasý, füzekalkanýnýn engellenmesi, Afganistan iþgalininsona erdirilmesini istedi.

Yürüyüþ öncesi iki gün boyunca Avrupa'nýnülkelerinden gelen göstericiler kendilerini bir-birine zincirleyerek sürmekte olan NATO zirvesi-ni engellemeye çalýþtýlar.

Eylemlerde gözaltýna alýnan 40 kiþi NATOZirvesini engelleme suçu ile bir süre tutuldu.Karþý Zirve için Lizbon'a gelmeye çalýþan 150kiþin sýnýrlardan geri çevrildi. Barýþ aktivistleriolayý demokrasi ihlali olarak protesto etti.

Tartýþmalardan satýr baþlarý* Egemen medya NATO zirvesini gerçeðin

aksine dünyayý barýþa götürecek bir buluþmaolarak aktarýyor. Medyanýn etkisini bilip bunagöre strateji belirlemek gerekir.

* Savaþ ve iþgal altýndaki ülkelerin savaþa vesilahlanmaya ayrýlan bütçeleri bu ülke halklarýnýnyoksulluk ve yoksunluklarý çözebilecek miktarda.

* "NATO ve Füze Kalkaný" projesinde "savun-ma amaçlý kalkan" diye tanýmlanan füze sistemigirdiði topraklarý savaþa sokabilecek güçte.

* Afgan halkýnýn kendi hayatýný yeniden kura-bilmesi için önce tüm iþgal güçleri Afganistan'ýterk etmeli. Amerika Birleþik Devletleri'nin (ABD)NATO þemsiyesi altýndaki Ýþgal güçleriAfganistan'ý yaþanýlmaz bir hale getiriyor.

* Ekim 2011'de Afganistan iþgalinin 10.yýldönümünde küresel protestolar örgütlenmeli.

* Savaþ karþýtý hareketin sokak gösterileri ileNATO üzerinde baskýyý arttýrmalý.

* Barýþ hareketi ile ekonomik krize karþý ortayaçýkan hareketler nasýl ortaklaþabilir?

* NATO - Avrupa Birliði (AB) birlikteliðininAvrupa'yý savaþ kalesine çevirebilme ihtimalinekarþý çýkýlmalý.

* Soðuk savaþtan beri güçlenen NATO silahendüstrisini güçlendirmeyi hedefliyor. NATO'nunyeni stratejisini belirleyen ekipte dünyanýn büyükpetrol, maden ve askeri endüstrilerinin liderleriyer alýyor.

* Parlamentolarýn silahlanma endüstrisininlehine kararlar almasý engellenmeli, silahsýzlan-manýn iþsizlik olacaðý yalanýna karþý çýkýlmalý,silahlanma bütçesi ile yeni iþ imkanlarý yaratýl-masý talep edilmeli.

* NATO'nun yeni stratejisinde "nükleer silahlartemel unsur olmaya devam edecek" kararlýlýðýçerçevesinde nükleer silahlarýn yarattýðý tehditgeniþ kitlelere anlatýlmalý, "Nükleersiz bir Avrupa"için mücadele edilmeli.

* Savaþ ve silahlanma dünyadaki demokrasiyive geliþmeyi engelliyor; kadýnlar yaþananlardandaha da çok etkileniyor. Kadýnlarýn durumlarýnýndüzeltilebilmesi için silahlanmanýn durdurulmasýdaha da önem kazanýyor.

* Üsler nedeniyle pek çok ülke savaþ ve iþgalile karþý karþýya kalýyor. Üslere karþý mücadele,gelecekteki savaþlarý da engelleyebilecek birmücadele olabilir.

* Dünyada 1,3 trilyon ABD dolarý silahlanmayaharcanýyor; bir milyar insan yoksulluk tehlikesiylekarþý karþýya.

* Ekonomik krize karþý mücadeleyi savaþ veNATO karþýtý mücadele ile birleþtirebilirsekkazanma þansýmýz var.

* NATO'nun yeni stratejisi savaþlarýn dünyanýnher tarafýna yayýlma tehlikesini içeriyor.

* Yeni NATO konseptiyle bölge ülkelerinin vedünyadaki büyük güçlerin yeniden þekilleniyor;ancak deðiþimlerin barýþ için deðil savaþýnyaygýnlaþmasý doðrultusunda. NATO terörist vesavaþ yanlýlarýnýn birliðidir.

* Savaþ ve iþgallerin dünyayý korkunç bir halegetirmesine ancak barýþ kültürünün geliþtirilme-siyle karþý çýkýlabilir.

Sonuç notlarý* ABD'de yapýlacak NATO zirvesi Amerikan

barýþ hareketinin NATO'yu anlamasý için iyi birfýrsat olacak.

* Gelecek Avrupa NATO Karþýtý UluslararasýKoordinasyon (ICC) 2011 Nisan ayýnda NATOüyesi olmayan Ýrlanda'da yapýlacak.

* Halen Ýran'a saldýrý tehdidi sürüyor. BatýlýBarýþ hareketleri Ýran'ýn nükleer konferansçaðrýsýný desteklemesi gerekiyor.

* Barýþ hareketlerini bir araya getirme ve koor-dine etmenin önemi silahlanmanýn dünyanýnfiziksel olarak sonunu getirdiði bir dönemdedaha da artýyor.

"NATO Savaþ Demektir, Yeni StratejiKonseptine Hayýr"Lizbon'da toplanan NATO Karþý Zirve'de 30

Ülkeden 100 savaþ karþýtýnýn 21 Kasým 2010tarihli ortak deklarasyonunun þöyle:

"NATO liderleri Lizbon Zirvesi için buluþurken,barýþ aktivistleri Nato'nun saldýrgan askeri venükleer politikalarý karþýsýnda durumlarýný göz-den geçirdiler.

Biz savaþsýz bir dünya isterken, dünya kay-naklarýnýn savaþ ve toplu imha silahlarý, þiddetve militarizasyon için kullanýlmasýný reddediy-oruz. Bu, insanlýðýn çoðunluðunun ortaklaþtýðýbir vizyondur.

Biz NATO ülkelerindeki barýþ aktivistleri olarakülkelerimiz þiddet ve vahþet için deðil tümdünyada barýþ, adalet ve eþitlik için çalýþmayabaþlayýncaya kadar birlikte mücadele edeceðiz.

NATO yeni stratejik konsepti ile gittikçe küre-selleþen dünyada hegemonyasýný korumaya veartýrmaya çalýþýrken; NATO'nun rolü ve amacýgittikçe daha çok sorgulanýyor.

NATO kendisini politik ve ekonomik parçalarýy-la insancýl bir örgütlenme olarak göstermeyeçalýþýrken; tüm dünyada askeri üsleriyle ve þid-detle gücünü korumaya çalýþan Amerika BirleþikDevletleri'nin(ABD) bir aracý olarak kalmayadevam ediyor.

Birleþmiþ Milletler ve Uluslar arasý yasalarýdikkate almayan, militarizasyonu ve askeri mas-raflarý artýran NATO ülkeleri dünya askeri harca-malarýnýn yüzde 75'ini gerçekleþtiriyor.

Global ekonomik krizin yaþandýðý birdönemde, NATO'nun bütçesini karþýlayabilmekiçin, sýradan insanlarýn yaþam standartlarýnýücretler ve sosyal haklardaki kýsýntýlarla düþürenbu harcamalar bir insanlýk suçudur.

NATO liderleri Afganistan'da çýkmaza girensavaþtan kurtulabilmek için bir yol arýyorlar. Pekçok suçsuz Afganlýnýn canýný almýþ olan buvahþi savaþ, biran önce bitmelidir.

Afganistan'daki ve bölgedeki halklar hayatlarýnýyeniden inþa etmek için beþ yýl daha bekleye-mezler. Savaþ bölgedeki sorunlarý ancak dahada derinleþtirir. Bu iþten çýkýþýn yolu tüm iþgalcigüçlerin evlerine dönmeleridir.

NATO, Avrupa'da militarizasyonun artýrýlmasýve Avrupa ülkeleri arasýndaki gerilimi artýran poli-tikalarýn kabul edilmesi için çalýþýyor. NATO'nunyeni stratejik konsepti ilk kez Avrupa Birliði'ni birortak olarak kabul ediyor.

Bu yaklaþým, NATO'nun Avrupa Birliði'niLizbon Anlaþmasý sonucu, yeni bir askeri ittifakolarak gördüðünü gösteriyor. Lizbon anlaþ-masýndaki maddeler, üye devletlereNATO'nunkinden daha fazla askeri sorumlulukyüklüyor.

ABD, Avrupa ülkelerinin karþý çýkmasýna rað-men NATO maskesi altýnda Avrupa'da nükleeristasyonlar kurmaya devam ediyor.

ABD, Avrupa'daki nükleer silah dayatmasýnason vermelidir. Obama yönetimi, NATO vasý-tasýyla Bush'un füze savunma programýnýn birçeþidini dayatmaya baþladý. Bu öneri ÇekCumhuriyeti halký tarafýndan ret edilmiþti. Çek-lerin ret ettiði radar sistemi bu sefer Türkiye'yedayatýlýyor.

Savunma adý altýndaki bu füze sistemi birtehdit oluþturuyor, uluslar arasý iliþkileri destabi-lize ediyor ve yeni bir silahlanma yarýþý baþlatýy-or.

Biz her çeþit füze savunma sistemine karþýçýkýyoruz. NATO ülkelerine sesleniyoruz, bu sis-temler yerine dýþ iliþkilerin barýþ kültürü ilegeliþtirilmesini öneriyoruz.

Biz halklar arasýndaki iliþkileri demokratik-leþtirmeliyiz ve militarizasyondan uzaklaþtýr-malýyýz. Daha güvenlikli ve adaletli bir dünyayýbarýþçýl bir iþbirliði ile kurmalýyýz.

Adil bir dünya vizyonumuzda NATO yok.NATO demokrasi karþýtlýðý ile tanýnýyor. HemAfganistan'daki yozlaþmýþ ve savaþ taciri Karzaihükümetini destekleyen, hem de NATO zirvesiniprotesto edenlere anti demokratik uygulamalar-da bulunan NATO demokrasi düþmanýdýr.

NATO saldýrgan, yayýlmacý, militarist ve eþitsi-zliði savunan politikalara sahip. Biz tüm insanlýk-tan bu politikalarý ret etmelerini istiyoruz.NATO'yu ve deðerlerini ret etmelerini istiyoruz.

NATO'suz barýþ içinde bir dünya kurma dabize katýlmalarýný istiyoruz.

Nato'ya Hayýr"

(ANF) Portekiz'de sendikalar hükümetinbütçe açýðýný kapatmak için ilan ettiði kemersýkma politikasýna karþý 20 yýl sonra ilk kez 24Kasým tarihinde genel greve gitti.

Ülkenin en büyük iki sendikasýna baðlý iþçi-lerin greve gitmesi sonucu, toplu ulaþým,eðitim, sanayi, saðlýk ve banka sektöründebüyük aksaklýklar meydana geldi. Yüzlerceuçak seferi iptal edilirken, özel sektörde geniþkatýlýmýn olduðu gözlendi.

Grevin baþlamasýyla birlikte ülkenin enbüyük ithalat firmalarýndan, Volkswagen araçüreticisi Autoeuropa þirketi üretimi durdurdu.Autoeuropa günde ortalama 550 araç üretiy-or.

CGTP sendikasý Lizbon ana havaalanýndatüm giriþlerin kapatýlarak, havaalanýnýn boþolduðunu bildirdi. Ulusal Hava Yollarý TAPuçuþlarýnýn çoðunluðunu iptal ettiðini açýkladý.

Toplu ulaþýmdaki grev nedeniyle baþkentLizbon'da büyük trafik kuyruklarý meydana

geldi. Kamu binalarýnda hizmetler hemenhemen tümden dururken, okullarýn boþolduðu gözlendi.

Ýþçiler genel grevle hükümetin maaþ veücretlerdeki kesinti planlarý yanýsýra artan iþsi-zlik sorununu da protesto ediyorlar. Genelgrev, hükümetin kemer sýkma programýnýnparlamento tarafýndan onaylanacaðý oturu-mun iki gün öncesine rastlýyor.

Ýrlanda ve Yunanistan'an sonra AB'nin kur-tarma planýný devreye koymasý gerektiðiyönünde spekülasyonlarla karþý karþýya olanBaþbakan Jose Socrates hükümeti, bütçeaçýðýný kamu çalýþanlarýnýn maaþlarýndakesintiye giderek, emeklilik maaþlarýný don-durarak ve vergileri arttýrarak kapatmayýhedefliyor. Euro bölgesinin en zayýf ekonomi-lerinden biri olan Portekiz, yýllardýr düþükekonomik büyüme oraný ile boðuþuyor.Hükümet, kemer sýkma politikasý ile 2011yýlýnda bütçe açýðýnýn gayrisafi yurtiçi hasýlaya

oranýný yüzde 7,3'ten 4,6'ya indirerek, ulus-lararasý yatýrýmcýlarý, Ýrlanda ve Yunanistangibi kurtarma paketine ihtiyacý olmadýðýný iknaetmeye çalýþýyor.

Ekonomistler, hükümetin yapmak istediðikesintilerin gerçekleþmesi durumunda 2011yýlýnda tekrardan resesyona girebileceðindenendiþe ediyor. Bununla birlikte, mevcutdurumda yüzde 10.9 ile 1980 yýlýndan buyana en yüksek seviyede olan iþsizlikoranýnýn da daha da yükselmesi bekleniyor.Gözlemciler, muhalefetteki Sosyal DemokratParti'nin kamu maliyetsindeki ciddi sorunlarnedeniyle hükümetin sunacaðý kesinti pake-tinin parlamento oylamasýnda çekimser kala-caðýný açýklamýþ olmasý, yapýlan grevlerinpakette ciddi bir deðiþikliðe yol açmayacaðýgörüþünde. Buna raðmen 20 yýl aradan sonrasendikalarýn ortak grevinin hükümeti bazýkesintileri daha uzun zamana yaymasýna zor-lamasý bekleniyor.

Portekiz'de 20 yýl sonra ilk genel grev...

Karþý Zirve Dünyayý NATO'yla Mücadeleye Çaðýrýyor...

Page 14: Yeniçağ 261110

HABER14 26 KASIM 2010 CUMA

Adres: Bedreddin Demirel Cad. No:13 Kat 1 Daire 3,GÝRNE, DERYA BUTÝK üzeri Ofis Tel: 816 1087

Fax: 815 7144 Ev: 815 4418 Cep: 0533 861 2004

ÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝKÞÝVKAN MÜHENDÝSLÝK

u Sýhhi Tesisatu Isýtmau Soðutma

u Havalandýrmau Yüzme Havuzuu Altyapý Projeleri

Her türlü mekanik proje iþlerinizde hizmetinizde

Yaþadýðýmýz dönemin güncelleþtirdiði bir kelime,bir duruþ ya da bir davranýþ biçimi.

Gerek yerel ve gerekse de genel mahiyette olsun;siyasetin vazgeçilmezi olan "ittifak" bugün; uluslararasý boyutta güncele ulaþmýþ ve alt anlatýmbiçimiyle de ilgili olarak da; tek tek devletlerin ekono-mi politikalarýna ve bununla ilintili olarak siyasetdavranýþlarýnda ilk sýralarda yer almaya baþlamýþtýr.

Devletler arasý/uluslar arasý önceliðe ulaþan "ittifak-lar" olgusu ne günümüzün yeni bulmasýdýr, ne desadece geçmiþte kalan bir buluþmadýr. O, dündenberi var olan ve gelecekte de varlýðýný devam ettire-cek olan, ancak; devlet sönümlenmesi/devletlersönümlenmesi süreci ile birlikte bir taraftan anlamsaldönüþümlere uðrayacaktýr, bir taraftan da dilimizdenuzaklaþacaktýr.

Tarih aklýmýzýn bir yanýnda hala tazeliðini koruyan"Haçlý" seferleri/savaþlarý baþta olmak üzere, büyükpaylaþým savaþlarý ve savaþ sonrasý müzakerelerindöþeme taþlarý olan düzenleme biçimlerine bak-týðýmýzda burada gizli ya da açýk olarak ittifak ve itti-faklar olgusu karþýmýza çýkmaktadýr.

Özellikle 1. ve 2. büyük savaþlar; uzun dönemamaçlarý ve etkinliði anlamýyla farklý bir yerde dur-maktadýr. Bu da, kapitalizmin hegomonik olarakdünyasal karaktere ulaþmasý ve bununla ilintiliolarak da kapitalizmin kendi iç geliþim þekli ve bunaparalel olarak yeniden güncellenen ittifakduruþlarýdýr. Ve buna denk düþen kapitalizm karþýtýbirliktelikler.

Ýttifaklarýn ana karakteri ya var olan ekonomiimkanlarýnýn korunmasý ve buna denk düþen siyasi-askeri ortaklaþmalar ya da ekonomiye yapýlan gele-cek planlamasýnda ortak paydalar yaratýlmasý veyine bunun olmazsa olmazý olan siyasi-askeri duruþortaklýklarýdýr.

Dünya kapitalist ekonominin bugünkü ana karak-teri; petrol/doðalgaz,maden havza kontrolü vebunun vazgeçilmez paydaþý olan silah üretimi yanisilah sanayidir.

Bugün; güncelde bulunan Lizbon görüþmeleri,Lizbon antlaþmalarý tam da bu vaziyeti anlatan birdurumdur.

Dünya kapitalizmine hala yön veren üç tane ana

dal, sanayi dalý vardýr. Bunlar; petrol, maden vesilah sanayidir. Bunlarýn üstünlüðüne sahipolan ülkeler/tekeller dünya siyasetinde de anaaktör konumundadýrlar.

Eskiden oluþturulan Nato ve Varþovapaktý/ittifaklarýna baktýðýmýz zamanda olguyubesleyen ana taþlarýn petrol,maden ve silahsanayi olduðu açýklýkla gözlemlenebilmekteydi.Varlýk nedenlerini, diðerinin var olmasýüzerinden anlatan bu ittifak özneleri; ne zaman

ki birinin -Varþova pakt/ittifakýnýn- yok olmasý ile bir-likte amaç boþluðuna düþmüþlerdir. Bu durum sonuçolarak yeni bir dönüþüm olayýný da beraberindegetirdi. Tekellerin/devletlerin yer altý zenginliklerinikontrolleri altýnda tutma anlaþmalarý, bunlarýngüvencesini saðlayan silahla müdahale anlaþmalarýve bunun derininde olan silah satýþý ve üretiminindevamýný saðlayan düzenlemeler; oluþumlarýngerçek anlatýmlarýdýr.

Lizbon antlaþmasýnýn ortaklýðýna bakýldýðýnda, nük-leer teknoloji ve bunun devamý olan nükleersilahlara sahip olan ülkeleri görmekteyiz.Antlaþma/ittifakýn ana sürükleyicileri olan nükleerteknolojiye sahip ülkeler bu üstünlüklerine devamlýlýksaðlamak için; bu teknolojiye ulaþmak isteyendevletlere ve becerilere sahip olamamalarý ya damümkün olduðunca geç sahip olmalarý için yarat-maya çalýþtýklarý birlikteliktir.

Lizbon antlaþmasýnýn ruhunu; G20 ülkelerinin/kapi-talizminin; dünyayý, yer altý ve yer üstü zenginlikler-ine göre yeni siyasal planlamalara tabi tutarkendevamýný da nükleer teknoloji/silah tekelleriningüvencelerine kavuþturmasýdýr.

Açýk olduðu üzre; silah tekellerinin ilk alýcýsý silahüreten ülkelerin kendisidir. Yapýlan güvenlik ittifaklarýile üretilen silahlarýn ittifaka satýlmasýný saðlamak,ittifaktaki ana ülkenin esas görevi olmaktadýr.

Örülmeye çalýþýlan füze perdelemesi de , nükleerteknoloji sahibi tekellerin ürettiði silahlarý bu ittifakülkelerine satýlmasý/konuþlandýrmasýný da doðalolarak beraberinde getirecektir.

Ve tüm söylemlerine raðmen bu tür ittifaklar; kendi-lerini yeniden-yeniden üretecek petrol/doðalgaz,maden havzalarýný kontrol altýnda tutmak ve busanayi ile iç içe olan silah sanayine devamlýlýkkazandýrmaktýr.

Bu tür antlaþmalar, tek-tek nükleer tehtid(!)lervesilesiyle, ihtiyaç duyulan antlaþmalar/ittifaklardeðillerdir. Petrol/doðalgaz, maden ve silah tekel-lerinin siyasi ve ekonomik hegemonyasýnýn güvencealtýna alýnmasýdýr.

Örtülenen gerçek budur.

AliSarýtepe

ÝTTÝFAK YA DAÝTTÝFAKLAR

[email protected]

(ANF) Ýtalya'damerkez sað koal-isyonun üniversit-ede reform tasarýsýöðrencilerin þiddetlitepkisiyle karþýlaþtý.Birçok kentteöðrenciler üniver-siteleri iþgalederken, 24Kasým'da Roma'daöðrencilerinSenato'yu basma giriþimine sertmüdahale edildi.

Bir grup öðrencinin Senato'yubasma giriþimi üzerine polis ileþiddetli çatýþmalar yaþandý.Polisin sert müdahalesinde 20öðrenci yaralandý.

Ýtalya, Eðitim Bakaný MariaStella Gelmini tarafýndan hazýr-lanan, yüksek öðretim kurum-larýnda bütçe kýsýtlamasýnýnyanýsýra özelleþtirmeye de kapýaralayan tasarýnýn TemsilcilerMeclisi'nde ele alýndýðý gündebirçok kentte öðrenciler protestoeylemleri düzenledi.

Roma'da Senato ve TemsilcilerMeclisi'nin önünde oturma eyle-mi yapan öðrenciler, öðretimüyelerinin de desteðiyle Milano,Roma, Floransa, Torino,Perugia, Salerno ve Palermogibi kentlerde de tasarýyýprotesto ettiler.

Roma ve Pisa gibi kentlerde,þehir merkezine de taþan göster-iler sýrasýnda öðrencilerin yollarýkesmeleri sonucunda trafikte dezaman zaman aksamalaryaþandý.

Protesto amacýyla pek çokkentte üniversiteleri iþgal etmiþdurumdaki öðrenciler adýnayapýlan yazýlý açýklamada"Hükümetin yasa tasarýsý,üniversiteyi de araþtýrmacýlýðý damahvetmeyi amaçlamaktadýr.

Biz öðrencileri de ülkeyi dedüþünmeden hazýrlanan butasarýya karþýyýz. Milano,Floransa, Roma, Napoli veCatania da dahil olmak üzereTorino'dan Palermo'ya varanadek üniversiteleri iþgal edenarkadaþlarýmýz, okul ve fakültel-erde yönetime el koymuþ durum-dadýrlar. Gelmini tasarýsý, üniver-sitenin üzerine yerleþtirilmekistenen bir mezar taþýdýr. Ýstik-balimizle oynanmasýna izin ver-meyeceðiz" ifadelerine yer veril-di.

Öte yandan Temsilciler MeclisiBaþkaný Gianfranco Fini, SenatoGüvenlik Müdürü FrancescoCapelli'nin yaralanmasýna daneden olan Senato'yu basmagiriþimini "kabul edilemez bir þid-det olayý" diye niteledi.

Eðitim Bakaný Gelmini, anamuhalefet lideri olan DemokratikParti Genel Baþkaný PierluigiBersani'yi öðrencileri istismaretmekle suçladý.

Gelmini, Bersani'nin Roma LaSapienza Üniversitesi'ndekiprotestocularý ziyaret etmesinieleþtirerek, "Sol kesimler öðren-cileri istismar ediyorlar. Tasarýyýprotesto edenler, esas itibarýylahalihazýrdaki üniversite sistemi-nin baronlarýný, ayrýcalýklarýný vede statükoyu desteklemiþ oluyor-lar" diye konuþtu.

Ýtalya'da öðrencilerüniversiteleri iþgal etti

Page 15: Yeniçağ 261110

Avrupa ülkeleri birer birer zorunluaskerliðe son veriyor. Son olarakAlmanya da askerlik hizmetinizorunlu olmaktan çýkaran ülkelerarasýna girdi. Almanya SavunmaBakaný Karl zu Guttenberg yaptýðý açýklamada zorunluaskerliðin gelecek yazdanitibaren kaldýrýlacaðýný duyurdu.Savunma Bakaný Guttenberg,zorunlu askerliðin askýya alýnmasý konusunda ilk kez bir

tarih verirken, ordunun bundanböyle daha çok yurtdýþý görevlereyoðunlaþacaðýný belirtti..

Karar, askerlerini yurtdýþýnagöndermekte genellikle isteksizdavranan Almanya açýsýndanönemli bir adým olarak görülüyor.Reform kapsamýnda ordudakiasker sayýsý 240 binden 163 bin500'e indirilecek ancak yabancýgörevlere gönderilen birlik sayýsý7 binden ikiye katlanarak 14 bineçýkarýlacak.

SÝVÝL GÖREV DEOLMAYACAKAlman hükümeti bu sayede

savunma harcamalarý bütçesinde8 milyar avroluk tasarruf yapmayýumuyor. Guttenberg Dresdenkentinde bir askeri konferanssýrasýnda yaptýðý açýklamadareformlar sayesinde Almanordusunun, Ýkinci Dünya Savaþýsonrasý ihtiyaçlarý daha iyi yansý-tacaðýný belirtti.

Guardian gazetesine göre

Almanya, silahlý kuvvetlerindeÝkinci Dünya Savaþý'ndan buyanaki en radikal deðiþikliðegiderken Alman toplumundabüyük bir deðiþim yaratacak birkarar aldý. Silahlý Kuvvetleri'ningelecek temmuz ayýndan itibarentamamen profesyonel savunmabirliklerinden oluþmasý planlanýy-or.

Ordudaki asker sayýsýný daazaltmaya yönelik deðiþiklikler,askeri uzmanlarýn silahlý kuvvet-lerin "etkisiz olduðu" ve "ciddiþekilde modernleþmeye ihtiyaçduyduðu" yolundaki görüþlerinitakip ediyor.

Guardian'a göre karar sadeceorduyu deðil sosyal refah sistemi-ni de etkileyecek. Þimdiye kadargerek saðlýk sorunlarý gereksesavaþ karþýtlýðý nedeniyle askere gitmeyen 18 yaþýndakierkekler, bakýmevleri ya da has-tanelerde görevlendiriliyordu vebu da ucuz iþ gücü oluþturuyordu.

HABER 1526 KASIM 2010 CUMA

ISI METAL

Nereden bakarsanýz bakýnýz eðer ormaný sadece bir"aðaç" olarak görürseniz... her bir olayda hiç farketmiyor,bir "odun" olmaktan öte bir yol kat etmeniz söz konusubile olamaz! Hem suçlu ve hem de "güçlü" olduklarýnýsananlar için bu özellik tabiatýyla daha da katmerleþiyor.Newyork'ta geçtiðimiz günlerde yer alan Ban Ki Moon -Hristofyas - Eroðlu üçlü zirvesi, bakýþ açýsýna göre,taraflarý bir þekilde memnun eder görüntüsü belkimümkün ancak bizim Kýbrýslýlar açýsýndan genelinebakýldýðý zaman bir milim ilerleme kaydedilmediði deortadadýr. 40-50 yýllýk dava/mesele... taraflar deyincekim(ler)in anlaþýlmasý gerektiði çok önemlidir; oyunda yeralanlar eðer Kýbrýslýrum ve Kýbrýslýtürkler olsa tamamdiyecek ve yola devam edecektik. Ancak "kazýn ayaðý"öyle deðil, esas aktör "kahramanlar" sahne / perdegerisinde rol alan baþkalarý olunca, tartýþma dahi kabuletmez!

Kýbrýs Cumhuriyeti, BM Güvenlik Konseyinde tescilli -uluslararasý anlaþmalara baðlý olmasýna karþýn kolaylýklayýk(týr)ýlmadý mý? Daha neyin nesini tartýþýyoruz, ha"garantiler" derseniz, onlarý "taraf" yapan da bu deðilmi!Hele þimdi bir de AB üyeliði olduðu halde bir "þey"yapýlabiliyor mu? Demek ki AB üyeliði sözde ve"lüküs/rüküþ" olmasý dýþýnda bir ehemmiyeti bulunmuyor.Sorun, öyle ise seyrettiði baþka yerlerde ve onun"bölgedeki büyük çýkarlarýn kol gezdiði" dümen suyundaaranmalýdýr. Ortadoðu, Kafkas ve Ortaasya enerji (petrol-doðal gaz) kaynaklarý ile güvenliði buna yön verdiðinianlamak durumundayýz. Yoksa toplumlararasý müzakereveya görüþmeler bir/iki defalýðýna Lefkoþa'dan Newyork'akanalize edildi diye, sadece buna bakarak fazla "umut"baðlamanýn alemi yoktur. Yani esasta deðiþen veya

deðiþecek bir þey olmayacaktýr. Geçtiðimiz günlerde yine gerçekleþtirilen baþka bir

zirvede bizleri yakýndan ilgilendiren konuda çnemli karar-lar üretildi. Tabii bu toplantýda Kýbrýslýlar yoktu (olsa nefarkeder diyeceksþnþz, ki haklýsýnýz) ama"anavatan/babavatan"larý tümden vardý... bunlar, yukarý-da bahsettiðimiz "taraflar"dan baþkalarý deðildi?Lizbon'da yer alan NATO toplantýsýndan söz ediyorumtabiatýyla! Burada , sona erdiðini sandýðýmýz "soðuksavaþýn" yeniden baþka bir örneði hotlatýldý. Adý "füzegüvenlik kalkaný" sistemi, peki kime karþý? Herkessusuyor ama kim(ler)e karþý olduðu açýk deðil mi?Türkiye, bölgedeki Batý çýkarlarýnýn bekçiliðini Ýsrail ilebirlikte, bugüne kadar gizlenmeye çalýþýldýðý gibi, yinekorumaya devam edeceði ortadadýr. Kýbrýs'a gelince;söylermisiniz böyle bir misyon yüklenen ülke - anglo-amerikan iþbirliði el verdikçe - çözüme ulaþmak imkanýkalýr mý? Olsa kendi ülkelerindeki sorunlarý hallederlerdi!

Yapýlan ve kafa karýþýllýðýna neden olan bir diðer yanlýþ;sanki yakýn zamanda "genel seçim" olmazsa, taraflar(yani Kýbrýslýlar ve anavatanlarý) siyasi irade gösterecekve "babavatanlarý" hilafýna 50 yýllýk davayý sonlandýra-caklar? Yapmayýn allahaþkýna, o kadar kolay mý yani...büyük güçler stratejilerine uygun düþmeyecek "meyvayý"yedirirler mi, olsa olsa bugüne kadarki "ayvayý" belki!Neden yazdým? Çünkü efendim "Mayýs'ta Rumlarýn,Haziran'da Türkiye'de genel seçimler var, bekleyelim"deniyor da falan filan! Maksat "üzüm" yemek olmayýnca,habire baðcýnýn (Kýbrýslýlar) yarým yüzyýldýr açýktandövülmesi bundan kaynaklanmýþ olabileceði isedüþünülemiyor.

1950 yýllarý baþýnda lisede öðrenciyken Kore savaþývardý... hani Türkiye'nin de, dünyalarýndan habersiz safgençleri / Mehmetçikleri, Batýlý emperyalistlerin çýkarýnýkorumak için ölmeye gönderdiði! Ki, yýllarca süren busevkiyatta geriye dönemeyen büyük çoðunluk içincehalet yumaðýndaki millete "kahramanca savaþarakþehit oldular. Türklüðün þanýný, bayraðýný dünyayatanýtýrken dosta güven, düþmana da korku saldýlar" yut-turdular. Bir kaç yýl sonra yüksek tahsile gittiðimizde,limanlardan kalkan gemilere Amerikan savaþ gemilerirefakatinde hala daha askeri birliklerin gönderildiðine

tanýklýk eden biri olarak, bugün zihniyette herhangi birdeðiþiklik yaþanmadýðýný görmekten cidden bir yerdeüzüntü duymaktayým! Aklýma nereden mi geldi? Ýþte1950'li yýllarýn "o" Kore'si yine haber kanallarýna Kuzey -Güney Kore karýþtý, sýnýrda top atýþlarý oldu... BMGüvenlik Konseyi toplantýya çaðrýldý falan! Bizim mesele1955/58/63 veya 74 yýlý ele alýndýðýnda, Kore demekoluyor ki bizden eskiye dayanýr. Çin ile Tayvan da vartabii ki... Acaba neden bitirilemiyor. Afganistan ve Irak daNATO ile birlikte buna dahil edilirse, ortaya çýkacak"kombinezon" bize astarýn yüzünden büyük ve pahalýolabileceðine dair bir fikir verebilmeli diye düþünüyorum.

NACÝ TALAT DOSTUMBugün, 26 Kasým Cuma günü saat 17.00'de Lefkoþa'da

Selimiye bölgesi Ýdadi Sokak'ta açýlýþý yapalacak NaciTalat Evi için birkaç gün önce bilgilendirildiðimde, öðren-ciliðini yakinen bildiðim ve daha sonra Kýbrýs'ta CTPiçinde birlikte hareket ettiðimiz dostum Naci Talat;gözümün önünde bir film þeridi gbi þekillenirken kafamdaen öncelikle yer bulan ne olabilir diye düþündüm. "NaciTalat Evi" Naci Talat için sadece Lefkoþa'nýn bir semti vesokaðýyla sýnýrlanamayacak denli büyük deðerlere sahipolduðudur. Adýna açýlýþý yapýlan "evi"n çok yönlü birsembol olmasý dileðiyle, Kýbrýslýtürklere esin kaynaðýyaratmalýdýr.

Çünkü, son günlerine kadar ailece iyi iliþkiler içindebulunduðum Naci Talat, ne yazýk ki ölümünden sonrapartinin - hükümet olmak uðruna - düþtüðü durumuonaylamayacak çok köklü ilkelere baðlýydý. Miting alan-larýnda "kim be bunlar!" derken çoðu neyi anlatmak iste-diðini algýlamaktan uzak... Her þeyden önce Kýbrýs'lýydýve Kýbrýs'ý bir bütün olarak görerek mücadele stratejisiniona göre çizmiþti! Son görüþmelerimizden birinde; Siyasimücadelesinin neredeyse yaþamýnýn bütününü almasýný"dostum en büyük hatam galiba aileme, çocuklarýmagereken zamaný ayýramamaktý" þeklinde ifade etmiþti.

Son diyebileceðim; Naci Talat'ýn düþlediði Karpaz'danBaf'a ve Girne'den Limasol'a kadar birleþik bir Kýbrýs'ýnvar olmasý! Bu uðurda mücadele etmek de sanýrýmKýbrýs için deðer.

Said

Ýlhan

[email protected]

ARA-YORUMARA-YORUM

FAZLA UMUTBAÐLAMANIN

ALEMÝ YOKTUR

ASKERE ‘ZORUNLU’ GÝDÝLMEZ

Page 16: Yeniçağ 261110

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t e

TALÝMATLA

YÖNETÝLME

YE

HAYIR!

h a f t a l ý k s i y a s i g a z e t eTALÝM

ATLA

YÖNETÝLME

YE

HAYIR!

ACENTALARA KARÞI

SOSYALÝST SEÇENEK!

ADRES: Hüseyin Tahir Apt. No: 174/4 Tanzimat Sok. Lefkoþawww.yenicag.com.cy

TEL : 227 4917

FAX: 228 8931

e-mai l :

yen icag@yen icag.com.cy

Erkeklerin dost sohbetlerinde anlata anlatabitiremedikleri askerlik anýlarýnýn pek de hoþolmayan bir yönü daha var. Askerlik muhab-betlerine konu olmayan bu anýlarýn yazýldýðýbir internet blog'unda erkekler 'vatani görev'ingerçekte ne olduðunu sorguluyor

Türkiye, askerliðin zorunlu olduðu ülkeler-den biri. Her ne kadar uluslararasý sözleþmel-erde Türkiye'de de vicdani reddin tanýnmasýgerektiði ifade edilse de askerlik yapmak iste-meyenler kendilerini hapishanede buluyorlar.Bu nedenle yaþýný dolduran erkekler birerbirer vatani görevlerini yapmak üzere yurdunçeþitli yerlerine gidiyorlar.

Ancak bir grup var ki onlarýn seslerini duy-muyoruz, çünkü konuþmak zor onlar için.Ayrýca varlýklarýndan haberdar olmamamýz davatanýn iyiliði için daha hayýrlý. Öbür türlü biziaskerlikten soðutabilirler.

Onlar askerliklerini yapýp bitirenler…Evlerine geri dönenler… Ancak askerlik mac-

eralarýný dost sohbetlerinde fýkra haline getir-erek anlatamýyorlar çünkü yaþadýklarýný hiçyaþamamýþ olmayý diliyorlar.

Yine de aralarýnda olanlarý anlatmakisteyenler de var. Bu nedenle de "askerleranlatýyor" ([email protected])adlý bir blog kurmuþlar. Üyeler, askerlikleriniyaparken yaþadýklarýný bu platform üzerindenduyuruyorlar. Biz de sitenin iletiþim sorumlusuile Birgün Gazetesi sohbet etti.

Böyle bir blog açma fikri ilk nasýlortaya çýktý?Askerlik Türkiye'de özellikle son dönemde

çok tartýþýlan bir konu. Ancak bu tartýþmagenellikle vatan savunmasý, ülkenin bölün-mez bütünlüðü gibi soyut argümanlarýn birkýsým teknik hesaplarla desteklenmesi þek-linde yürüyor. Taraflar ne söylerse söylesin'her Türk asker doðar' inancý gücünden birþey kaybetmiyor. Halbuki biz hem kendi

deneyimlerimizden hem de çevremizde duy-duðumuz hikayelerden biliyorduk ki hiç kimseasker olarak doðmuyor. Ama bu ülkeninerkekleri bir þekilde asker yapýlýyor. Ýþte bizbu sitede erkeklerden bize ve birbirlerinenasýl asker olunduðunu anlatmalarýný istedik.

Çünkü bu ülkede nasýl asker olunduðu,nasýl erkek olunur ve nasýl makbul vatandaþolunur sorularýnýn da cevaplarýný içeriyor.Ülke nüfusunun yarýsýný tornasýndan geçirenaskerlik mekanizmasý cinsiyet iliþkilerindenfarklý olanla yaþamaya, dini inançlardansosyal statüyle baþ etmeye kadar gündelikyaþamýn pek çok alanýný etkiliyor. Ancakaskerliðin teknik bir konu gibi konuþulmasý vekaç ay olacaðý üzerinden pazarlýk yapýlmasýesnasýnda ne askerlik kurumunun ideolojiktemelleri ne de biraz önce saydýklarým gibisosyal etkileri üzerine söz söylenmiyor.

Halbuki askerliðini yapmýþ veya askerliklebir þekilde karþýlaþmýþ olanlarýn anlattýklarý

tüm bunlarý daha yakýndan ve derinden anla-manýn yolunu açýyor. Tartýþma, muktediradamlarýn alaný olmaktan çýkýp askerliklekarþýlaþmýþ olanlarýn, yani ülke erkeklerininçoðunun katýlacaðý bir mecraya doðru kayýy-or.

Siteyi kurarken aklýmýzda olan ikinci bir soruda bu deneyimlerin nasýl ve neden sessi-zleþtirildiðiydi. Türkiye'de hakim olan erkeklikalgýsýnýn kurulmasýnda bu kadar etkili olan birkurumun, aslýnda erkekleri hakkýnda konuþa-mayacaklarý kadar yaralýyor olabileceðinidüþünüyorduk. Dolayýsýyla asker anýlarýnýnkomik olanlarý dýþýndaki kýsmýnýn anlatýlmýyoroluþunda konuþulmasý zor olan bir utancýn vehayal kýrýklýðýnýn saklý olduðunu tahmin ediy-orduk. Gelen yazýlar bu tahminlerimizin doðruolduðunu gösterdi. Maalesef gördük ki askerlik erkeklerde hakkýnda kolayca konuþamadýklarý yaralar açan travmatik birdeneyim.

“Kimse asker doðmaz, asker yapýlýr”

Ünlü edebiyatçý ve emektarkomünist Vedat Türkali, KCKdavasýnda anadilde savunmahakkýnýn reddedilmesini asimilasy-on politikasýnýn devamý olarak nite-lendirerek, 'korkunun' hâkim olduðusiyaset sahnesine yeni çýkan CHPGenel Baþkaný KemalKýlýçdaroðlu'nýn 'Kemalist' olmasýnedeniyle Kürt sorunununçözümüne katký sunamayacaðýnýsöyledi. Türkali, Kürtçenin talepedilen bir dil olmaktan çýkarýlarak,artýk aðýrlýðýný koyan, kullanýlýr birdile dönüþtürülmesi konusundaKürt aydýnlarýna da çaðrýda bulundu.

Romanlarý ve senaryolarýylaTürkiye'deki siyasal, toplumsal vesosyal hayatý en iyi þekilde yansý-tan edebiyatçýlardan olan VedatTürkali, Türkiye siyasetinde sondönemde geniþ yer tutangeliþmeleri DÝHA'ya deðerlendirdi.KCK duruþmasýnda tutuklu siyasi-lerin kendi anadillerinde savunmayapma haklarýnýn devlete egemenolan karanlýk güçlerin hala Kürtsorununu pek de çözmek yanlýsýolmadýklarýnýn göstergesi olarakgördüðünü ifade etti. Bir yandan"dillerini kullanabilirler, haklar ver-iliyor" söylemi kullanýlýrken, diðeryandan yargýlamalarda en insanýhak olan anadilde savunmakhakkýnýn engellenmesiyle birlikteKürtçenin hala 'bilinmeyen bir dil'olarak tanýmlanmasýna anlam ver-mediðini dile getiren Türkali, ortayaçýkan bu çeliþki için "Eðer bir devletve yargý, 25 milyon Kürdün

yaþadýðý bir ülkede Kürtçeyi bilin-meyen bir dil olarak görmekte ýsrarediyorsa orada bir iyi niyetten sözedilemez. Demek ki ayný asimilasy-on politikasý sürdürülmek isteniliy-or" dedi. Türkali, halklarýn artýktahammülü kalmadýðýnýn anlaþýl-masý gerektiðinin de altýný çizerek,"aksi halde eski kanlý süreçleredönülebilir" uyarýsýnda bulundu.

‘HATALARINI SONRADANANLIYORLAR'Bunun önüne geçilebilmesi

konusunda temel görevin iktidaradüþtüðünü vurgulayan Türkali'yegöre, Türkiye'de bu güne kadargelmiþ, geçmiþ bütün iktidarlarýnortak noktasý, "bir yanlýþý ancak ikti-dardan düþtükten sonra anlýyorolmalarý." Türkali, bunun en son vegülünç örneði olarak da KenanEvren'i iþaret etti. Evren'in kýsasüre önce 'Biz dillerini ve türküleriniyasaklamak ile yanlýþ yaptýk.Bunlarý serbest býrakmalýydýk' söz-lerini sarf ettiðini hatýrlatan Türkali,"Þimdi düþünün bu adam bunusöylüyor. Ama iktidardayken bukonuda ýsrarla yanlýþ yaptýlar.Þimdi de ayný kafa devam ediyor.Ahmet Kaya Avrupa'da öldü.Bunlarda iktidardan düþtüklerizaman biz yanlýþ yaptýk diyecekler"diye konuþtu.

'ÇÖZÜN DE BÝR OHDÝYELÝM'Türkali, bu açýdan Türkiye'nin çok

baþlý bir ejderhaya benzediðini deaktardý. Türkiye egemen güç-

lerindeki bu parçalanma nedeniyleherkesin birbirinden korktuðunukaydeden Türkali, bu yüzden deTürkiye'yi aslýnda 'korkunun' yönet-tiðini vurguladý.

Türkali, bu konudaki sözlerineþöyle devam etti:"Bu yüzden yap-týklarý bazý olumlu iþlere bile taminanamýyorlar, çünkü korkularýnayeniliyorlar. Baþbakan'a yazdýðýmmektup da bunlara deðinmekamacýylaydý. Korkma bu iþi çözdedim. Çözüm artýk çok ileri birpartiden de gelmek zorunda dadeðil. Çünkü o kadar olgunlaþmýþki, bunun çözümsüzlüðü Türkü de,Kürdü e, hatta bir anlamda devletide zararlý çýkartýr. Çözün de bir 'oh'diyelim hep beraber. Ama yok,yapamýyorlar. Çünkü yüreklerimüsait deðil. Birbirlerinden korktuk-larý kadar kendilerinden de korkuy-orlar. Böyle acayip bir durum varTürkiye'de."

'KEMALÝSTKILIÇDAROÐLU,SORUNU ÇÖZEMEZ'CHP'nin baþýna geçen Kemal

Kýlýçdaroðlu'nun Kürt sorunununçözümüne katký sunup, sunamaya-caðýný sorusuna Türkali'nin cevabý"yapsýn da görelim" oldu. Türkali,vardýðý bu kanýyý ise, "Bir zamanlarda 'umudumuz Ecevit' vardý.Hâlbuki Ecevit en yapamayacakadamdý. Çünkü Kemalist'ti. HemKemalist olacaksýnýz, hem de Kürt sorununu tam çözümevardýracaksýnýz, bu mümkün deðil"cümleleriyle destekledi.

‘ATATÜRK DE ÇÖZÜMÜÖZERKLÝKTE BULMUÞTU'Kemalizm'in temelde Türk

toplumuna yarar saðladýðýnýgörmezden gelmemekle birlikte,topluma Kemalizm ile verilenbiçimin ayný vatan topraklarýndayaþayan öteki halklara aðýr baskýlargetirdiðini belirten Türkali, 1925'lerde Mustafa Kemal'e 'Kürt sorunununasýl çözeceksiniz?' diye soranAhmet Emin Yalman'a MustafaKemal'in 'Anadolu'nun her yerindeKürt var. Biz sýnýrlarý ayýramayýz.Yeni anayasa var. 1924 Anayasasýeyalet sistemine dayanacak bir tür'cevabýný vermesinin son dereceönemli olduðunun da altýný çizdi.Atatürk'ün bu sözlerinin itirafedilmemiþ bir özerk idare olduðunadikkat çeken Türkali, "Bu kadar çokhalkýn bir arada olduðu bir yerdeebetteki en akla yakýn olan þey deböyle bir sistemin olmasý. BugünKürtler baðýmsýz devlet demiyorlar.Böyle bir ortamda, böyle birkardeþlik havasý içerisinde endemokratik sistemi savunuyorlar.Baþka çaremiz de yok zaten. Ozaman biz bu ülkede Türk, Kürt,Laz, Arnavut, Yahudi, Çingene vs.herkes tam bir özgürlük tutkusuiçerinde, ülkesine ve hatta ortakdevletine sahip, vatanýna layýkinsanlar olarak yaþamaya devameder" dedi.

Talep edeceðine Kürtçeroman yazTürkali, kendi anadillerini öðren-

meyi ve kullanmayý talep edenKürtlere, Kürtçe konusunda datavsiyelerde bulundu. Kürtçenintalep edilmesinin ötesinde artýk kul-lanýlmasýnýn gerektiðini ifade edenTürkali, "Eðer bir Kürt, kendi diliylekitap yazmýyorsa, sinema, tiyatro,þiir ya da çeviri yapmýyorsa, illa daÝran dilini ya da Türkçeyi kullanýyor-sa, o Kürt halkýna yabancý demek-tir. Efendim Kürtlere dil hakkýnýverin deniliyor. O dil hakkýnýyazarlar isterse söke söke alýr.Kürtçede 40 bin kelime var.Ahmedê Xâni, üç yüz yýl evvelMêm u Zin'i yazmýþ. Bugün dünya-da belli milletler var. Rusya deninceakla Gogol, Tolstoy, Dostoyevski,Cehov, Gorki geliyor. Türk deyinceakla Nazým Hikmet, Oktay Rýfat,Fazýl Hüsnü Daðlarca geliyor.Bunlar çok önemli þeylerdir.Fransa'da öyle. Fransa'nýn romaný,edebiyatý, þiiri olmasa nedirFransa? Onun için Kürtlere çokönemli bu görev düþüyor. Benbirçok Kürt gencine telif hakký daalmadan kitaplarýmý Kürtçeyeçevirin diyorum. Kürt tiyatrosu, Kürtsinemasý, Kürt romaný artýkKürtçeyi kendini aðýrladýðýnýkoyarak kabul ettirmeli" diye konuþtu.

“Anadilde savunmayý

reddetmek asimilasyondur”