Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
YILDIZ SARAYINI KONU ALAN DIŞ KAYNAKLI ENTRİKALAR
Yıldız Sarayı denilince ilk akla gelen isim hiç şüphesiz Sultan II. Abdülhamid Han olmaktadır. Osmanlının zor bir döneminde 31 Ağustos 1876’da tahta çıkmış ve 27 Nisan 1909’a kadar görevde kalmıştır. Tahta çıktığı günden itibaren de hem içten hem de dıştan kendisinle uğraşan çevreler olmuştur. Ne yazıktır ki kendisi ülkesine ve milletine bağlı olmasına rağmen çeşitli eleştirilerden kurtulamamış, acımasızca eleştirilmiştir. Kendisine karşı olan cephe eleştiri ile de kalmamış pek çok kez canına da kastetmiştir. Bu suikastlerin en bilineni bilindiği gibi “Yıldız Suikasti” olarak bilinen uzakdan kumandalı bombalı eylemdir. Sultan Allah’ın takdiri ile bu suikastten yara almadan kurtulmuştur. Bu konuyu günümüzle ilişkilendirerek farklı bir boyutuyla Sayın Murat Bardakçı bir yazısında işlemiştir.1
Yıldız Sarayı’nı konu alan entrikaları Sultan II. Abdülhamid’in nasıl bir durumda vazife yaptığını göstermesi açısından önemli bilgiler içermektedir. Başlıktaki konuyu anlatabilmek ve anlaşılabilmesini sağlamak için Osmanlı Arşivinde bulunan “Yıldız Sarayı” başlığı altındaki belgeler içinden seçilenlerin alınan sayısal (dijital) görüntüleri alınarak okunmuştur.
İncelenen belgelerde Ön plana çıkan devlet İngiltere ve İngiliz basını olmaktadır. Basın
bilinçli haberlerle günümüzdeki deyimiyle aspargas haberlerle Yıldız Sarayı’nı baskı altında tutmaya çalışmıştır. Bunun yanında saraya da kendi hizmetlerinde olan bazı şahısları
1 http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1213794-bombali-teroru-bize-kim-ogretmisti-
bilir-misiniz-belcikalilar
yerleştirdiklerine yönelik de iddialar bulunmaktadır. Sultanın bu duruma müdahale etmesini de yanlış bir şeymiş gibi eleştirmişlerdir. Onların bu kadar etkin olabilmelerinin nedeni ne olabilir diye konuya yaklaşıldığında Osmanlı’nın güçsüzleşmesi gibi bir sonuca ulaşılabilmektedir. Bunlarda mücadele edilmekte zorlanışdığı görülmektedir. Ermeni olayları dahil, savaş riski de olmak üzere her türlü tehdit Osmanlı ve özellikle Sultan II. Abdülhamid aleyhinde kullanılmıştır.
Belgelerin okunmasındaki katkılarından dolayı Osmanlıca Tarih Edebiyat Grubu üyeleri
Hüseyin Dağ, Zafer Şık, Zeki Özkan, Mehmet Kahramanoğlu, Haydar Enes Egesel, Mustafa Demirel, Ersin Üçdemir, İnci Abaroğlu, Abdülkerim Satuk Buğra Karahan, Ömer Faruk Gedik, Tuba Uyar, Şule İyigönül Atasagun, Mahire Yazar Kiremitçi ve Rümeysa Odabaş’a çok teşekkür ederim.
Bu konudaki ilk belge 1881 tarihlidir. Belgede Yıldız Sarayı’nda bir yangının yaşanmış
olduğu belirtilmektedir. Sultan II. Abdülhamid’in 1876’da tahta çıktığı ve 1877’de Yıldız sarayı’na yerleştiği dikkate alındığında yaklaşık 1881’de yaşanmış yangın manidardır. Bu konuda İnternet ortamında pek bilgi de bulunmamaktadır. Ancak belgede belirtilen Saray’da bulunan arabalardan birinin çalınmış olması olayın büyük bir panik oluşturduğunu ve tam bir keşmekeş yaşandığını göstermektedir. Bu da büyük bir düzensizlik olduğunu ve sarayın güvenliğini sağlayan sorumluların işlerini yapmakta acze düştüklerine de işaret etmektedir.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.ZB.. Dosya No: 1, Gömlek No: 97, Tarihi: 15 (Z) Zilhicce 1298 (8
Kasım 1881), Konusu: Istabl-ı Amire'nin yandığı gece kaçırılan arabanın Yıldız Sarayı'na
gönderilmesi.
Hû
Saadetlü Efendim Hazretleri
Istable-i Âmîrenin yandığı gice kaçırılub muahharen taraf-ı aciziye verilen haber üzerine
Azabkapusunda celb olunan arabanın Yıldız Saray-ı Hümâyûnuna götürülmesi hakkında bir
kıt’a tezkire-i âlîyyelerini aldım. Ol-vechile mezkûr araba vürud eden ikinci arabacı Halil Ağa’ya
teslimen taraf-ı âli-i kerimânelerine gönderilmiş olmakla ol-babda emr ü irade hazret-i men-
lehü’l-emrindir.
Fi 27 Teşrin-i-evvel Sene (12)97 (8 Ocak 1882)
Bende Me’mur-i Zabıta-i Beşiktaş Ferik Hasan
Bir basın belgesi ve Yıldız Sarayı’nın itibarını düşürmek için basit bir olayı bile mevzu
edip, üstelik doğru mu yanlışmı diye araştırmayıp, daha da ötesi ne zaman olmuş veya
olmamışmı buna bakmayıp gazetelerinde haber yapmaları belgenin tarihi itibarıyla ileride
nelerin yapılabileceğinin de göstergesi olmaktadır.
Arşiv Fon Kodu: HR.SYS. Dosya No: 39, Gömlek No: 30, Tarihi: 16 Mayıs 1299 (28 Mayıs
1883), Konusu: Yıldız Sarayı'ndan bir kız kaçırıldığı iddiası ile ilgili eski fantastik bir rivayeti Local
Anzeiger'in yeniden yayınlaması.
Bâb-ı Âlî Terceme Odası
Nezârete fi 16 Mayıs Sene (12)99 (28 Mayıs 1883) Berlin sefaret-i seniyyesinden telgrafname
Local Ancaiger Gazetesi bugünki nüshasına Saray-ı Hümâyûn’dan güya bir kız
kaçırıldığına dair olan eski bir rivayet-i mel’anet-kârâneyi nakl ve derc etmiştir.
1899 tarihli bir belgede iddia olunduğu şekliyle Yıldız Sarayı’nda tutuklu bulunan
müslümanlara işkence yapıldığı belirtilmiştir. İddia İngiliz kaynaklıdır. Dış basında yer almış
ve çevirisi yapılmıştır. İngiltere’nin böyle bir haberi yaptırmasındaki amacın Sultan II.
Abdülhamid’in müslümanlar nezdindeki itibarını düşürmeye çalışmak olduğu
değerlendirilebilir. Neticede her şekilde Sultan II. Abdülhamid Han’a baskı uygulanmaya
çalışılmıştır.
Arşiv Fon Kodu: Y..A...HUS. Dosya No: 363, Gömlek No: 56, Tarihi: 11 (B) Receb 1314
(13 Mart 1899), Konusu: İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda tevkif olunan Müslümanlara işkence
yapıldığı, Sadeddin Paşa'nın Girid'den çıkması için büyük devletlerin bir takrir verdikleri ve saire
hakkında İngiliz gazetelerinin yaptığı neşriyat.
Bâb-ı Âlî Nezâret-i Umur-ı Hariciye Tercüme Odası
Hariciye Nezâretine 14 Kanun-i-evvel Sene (12)96 (1889) tarihiyle Londra sefaret-i
seniyyesinden varid olan 1020 numerolu telgrafnamenin tercemesidir.
Bi’l-cümle gazeteler hâkân-ı sabıka dair olan eracifi (yalanları) tekzib ediyorlar.
“Morning Post” müstesna olmak üzere evrak-ı havadisin kaffesi ve ale’l-husus Yıldız Saray-ı
Hümâyûnunda tevkif kılınan müslümanlar hakkında işkence icra olunduğundan bahs olan
Times Gazetesi bed hahan (kötü amaçlı) makalat derc etmişlerdir. “Deily News“ Gazatesi
Ermenilerin ale’t-temadi (sürekli olarak) tevkif kılınmakda ve Der-saadeti işgal içün Rus
donanmasınca tedarikat icra edilmekde olduğunu yazıyor. “Deily Kronikıl” Gazetesinde düvel-
i muazzama süferasının Saadeddin Paşa Hazretlerinin kırksekiz saat zarfında Girid’den Der-
saadet’e celbi hakkında Bâb-ı Âlî’ye bir takrir i’ta etmiş olduklarını beyan etmiş ve Mösyö
“Ankın”ın natık (söylenen) mel’anet-kârânesini nakl-i derc etmiştir.
Avrupa ülkelerinin basın yoluyla Osmanlı ile “yakından ilgilenmeleri” ilginç bilgileri
de içermektedir. Bunlardan birisi de Yıldız Sarayı’nda bir fesat cemiyetinin keşfedildiğinin
haber edilmesidir. Her ne kadar bu tekzip edilmiş ise de daha sonra okuyacağımız belgeler
böyle bir cemiyetin varlığını doğrular niteliktedir. Anlaşılan odur ki Sultan II. Abdülhamid bu
meseleleri suhuletle halletmek ve yaşanan olumsuzlukları kendi usulünce yönetmek
istemektedir. Bu nedenle de bazı olguları var da yokmuş gibi göstermek istemektedir. Bazı
şeyleri kabul etmemek ve var olanı yok göstermek neticeyi değiştirmemektedir.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.EŞA. Dosya No: 9, Gömlek No: 47, Tarihi: 23 (Ş) Şaban 1306 (24
Nisan 1899), Konusu: Yıldız Sarayı'nda bir fesat cemiyeti keşfine dair Times Gazetesi'nde çıkan
haberin tekzibine dair yazı tercümesinin takdimi.
Hû
“Peşti Naplu” nam Macar Gazetesinde görülen tekzibname tercemesidir.
Saray-ı Hümâyûnda ve nezd-i şâhânede esliha bulunduğuna ve inde’l-icab isti’mal
olunduğuna dair giçen hafta Londra’da bir rivayet-i şayia olmuş idi. Times Gazetesi’nin
İstanbul’daki muharriri tarafından saray-ı hümâyûnda keşf edildiği söylenilen cem’iyet-i
fesadın tekzib olunduğu (yalanlandığı) gibi bu şayianın dahi bi-asl ve esas olduğu ilan
olunmuştur. Muhbir-i mezkûr zat-ı hazret-i tacdârinin bir hal-i şâdimânide bulunduklarını ve
şaibenin ubudiyet ve sadakati günden güne tezayüd eylemekde olduğunu ve viladet-i
hümâyûn gicesinde en bu’id mahaller bile fevkalade bir suretde tezvir olunduğunu ilave
eyliyor.
İncelenen belgeler gerçekten birbirinden ilginç. İstanbullu bir müslüman olarak
tanıtılan bir şahsın Yıldız Sarayı’ndaki işleyiş ve Sultan II. Abdülhamid’in yaklaşımlarıyla ilgili
yazılanları okuyunca bu kişi kimin tarafından olaylara bakıyor diye anlamakta zorluk
çekiliyor.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.EŞA. Dosya No: 10, Gömlek No: 56, Tarihi: 04 (C) Cemaziye’l-
ahir 1307 (26 Ocak 1890), Konusu: İstanbullu bir müslümanın Yıldız Sarayı ve Osmanlı Devleti
hakkındaki mektubunun tercümesi.
Hû
25 Kanun-i-sâni Sene 1890 tarihiyle çıkan bugünk, Daily News Gazetesinde münderic
İstanbullu müslüman mektubunun tercemesidir.
Zat-ı Şâhâne ile Matbuat
Gazete kesret-i tatili içün cânib-i Bâb-ı Âlî’den teşebbüsler olunduğu maddesine dair
geçen ayın yirmi altısı tarihiyle Deily News’a gönderdiğim mektub hülasa-i mündericatı Rüstem
Paşa tarafından telgrafla saraya arz olunduğu gibi tamamen Türkçe’ye tercemesi de Bâb-ı
Âlî’ye gönderilmiştir. Bu mektub mevadd-ı nariyyesini Yıldız’a ilka etmek üzere düşüb patlamış
bir kale gibi zat-ı hazret-i padişâhiye te’sir ettiğinden muhbir kızın namını tahkik zımnında
casuslar kemal-i sür’at ve istical ile (cabuk ve acele olarak) harekete ibtidar ettiler (harekete
geçtiler). Londra’daki sefirimiz ihbarat-ı vakıamı tekzib eylediğini de Bâb-ı Âlî’ye iş’ar etmiş ve
beyana hacet olmayacağı üzere memleketimiz gazetelerine de Rüstem Paşa’nın bu terkisi aks
etmiştir. Benim vaki olan ihbaratımın hitamına gelince şurasını bildirmeliyim ki ben anları en
alî ve en ziyade şâyân-ı i’timad bir maniadan telakki etmişidim. Elbette Rüstem Paşa sizin
devletinize emr-i şâhâneyi suret-i mahsusada bir tevazu’ ve nezaketle tebliğ etmiş olmak lazım
gelüb çünki Rüstem an-asl İtalyalı bir Kont olduğu halde kemal-i ehliyet ve liyakatla muttasıf
(vasıflı) bir diplomat olduğundan her ne kadar metbu’ı muazzamının bu emrini münasib
görmeyeceği tabi ise de kendisinin Devlet-i Âlîyye’nin en sadık ve müstakim me’murlarından
ve kırk seneden beri büyük ve mühim me’muriyetlerde müstelzim (gerekli) zevatdan olduğu
içün yine o emri icra etmeğe mecburiyeti vardır. Devletimizin Petersburg ve Roma
sefaretlerimizde bulunub en sonraki me’muriyeti Cebel-i Lübnan mutasarrıflığı olmuş ve orada
Fransa’nın hilaf-ı arzusu olarak ruhban nüfuzunun (gücünün) kesrini (kırılmasını) dai (sebep)
harekâtta bulunduğu cihetle hitam-ı müddetden sonra mutasarrıflıkda ibkası (bırakılması)
Fransa tarafından kabul olunmadığı içün bekası mümkün olamamış idi. Ve infisalinden
(görevinden ayrılmasından) sonra Mısır mes’elesinden dolayı İngiltere ile devletimiz
beynindeki münasebete biraz gerginlik ârız olmuş (ortaya çıkmış) olması sebebine mübteni
(dayanan) Sen Cems Kabinetosunun hubb u müvalatını (dostluğunu) tecdide (yenilemeye) sa’y
etmek (çalışmak) üzere Londra’ya i’zamı cânib-i bâb-ı âlî’den hâk-i pây-i şâhâneye bir suret-i
mültezimânede arz ve tevcih kılınmıştı. Rüstem iki devlet münasebetini te’yid ve tahkime
çalıştı ise de devletimizin politikasına taraf-ı padişâhiden edilen müdahelat sebebiyle sefirin
emel ve niyetine ma-at-teessüf sekte ariz oldu. Eğet padişâhımız Bâb-ı Âli’nin işlerine okadar
çok müdahale buyursalar vükela iki devlet beyninde muallak olan ve fasıl olunamayan bir hayli
mesaili hal edebilirler idi. Şu ciheti de ilave etmeliyim ki Rüstem Paşa Kürd Beğ’i Musa Beğ’in
nefy ve te’bidi gibi bir harekâtla parlementonun küşadından evvel İngiltere efkâr-ı
umumiyesine bir sükûnet verilmesi hususunu gerek atabe-i ulyâya ve gerek Bâb-ı Âlî’ye tevcih
etmiş ise de bu tevcih dahi hükümsüz kalmıştır. Malumat almakta olduğum zat te’min ediyor
ki Amerika’da neşr olunan ve Yıldız’daki rivayata nazaran Ermenistana istiklal verilmesi
lüzumundan bahs ettiği ve bu fikrin buraya da aks ve sirâyet edebileceği içün nezd-i
şâhânede pek menfur bulunan “Serhantaç” nam Ermeni gazetesinin lağvını Amerika ve
Londra’dan talep etmesi Wasington sefirine de emr ve tenbih olunmuş ihbarat-ı vakıam içün
Rüstem Paşa’nın tekzibini okuyanlar müşarün-ileyh tarafından memalik-i mahrusada esaret
olmadığı hakkında Londra’nın bir telgraf acentesi marifetiyle ilan ettirilen tekzib üzerine iki üç
gün sonra Brüksel’deki Esaret Kongresi’nin Osmanlı azası cânibinden ol-babda verdiğim
haberin tasdik olunduğunu görerek elbette buna hak verirler. Deily News Gazetesi günden
güne tezayüd-i vesvese-i hümâyûnu istilzam etmektedir (gerektirmektedir). Mezkûr gazetenin
burada İngiliz postasına müsadere-i neshiyle kanaat olunmayarak gerek kara ve gerek
denizden vürud etmekde olan siyahilerin sandık ve cüzdanları dikkatle araştırılub Deily News
gazetesi çıkarsa ahz ve zabt olunması hususu saray-ı hümâyûndan gerek me’murlarına emr ü
tenbih buyrulmuş ve bununla dahi iktifa edilemeyerek (yetinilmeyerek) kitap gazete resim ve
sair evrak-ı matbua-i musavvire (çizili şeyler) el-hasıl ne gelirse evvelce alınub li-ecli’l-muayene
maarif nezaretine götürülmekde bulunmuştur. Hâlâ gayr-i matbu’ şeyler dinamit raddelerinde
mühlik (öldürücü) ve hatarnâk (korkunç) add olunub memâlik-i Osmaniyenin Yıldız nokta-i
nazarınca merdud (reddolunmuş) olacak suretde tarifat-ı mevkiye ve tarihiyesini mutazammın
olan evrak dahi men’ ve tevkif edilmektedir. Bu mühim kitap ve kâğıtlar ve saire her ay
nihayetinde ihrak olunur (yakılır) ve bu suretle bila sebeb muayyen (sebepsiz olarak kesinlikle)
ihrak olunmada (yakılmakta) bulunan evrak-ı matbu’anın mikdarı yevmen fe-yevmen (günden
güne) artub çoğalıyor. Eğer rüsumat me’murları bu hususda tekâsül (gevşeklik) gösterirler ise
casuslar marifetiyle Yıldıza şikâyet olunduklarından artık artık bu vazifede kusur edenlerin vay
haline maarif-i umumiye yahud maarif-i umumiye nezâretinde dahi bu korku mevcud olub
kitab-ı Osmaniyenin tab’ ve neşrine de güç hal ile müsaade olunmakda ve bu suretle her bir
me’mur sükûn ve itaat halinde bulunan tebasına Yıldız Köşkündeki altun kafesten ilka-yı havf-
ı (korku salmakla) istibdad (keyfi idare, baskı) eden padişahımıza olan hulus u sadakatini
(safiyane bağlılığını) izhar (açığa vurmak) içün elinden geldiği mertebede müstebid (despod)
ve cebbar (gaddar) görünmeğe mecbur olmaktadır. Bu dür istibdad (keyfi idare, baskı) ne
zamana kadar sürecektir. Her kesin hatta Bâb-ı Âlî me’murlarının bile dair-i efvahı (ağızlarında)
olduğuna mebni Berlin Muahedesini imza eden devletlerin câlib-i dikkatlerine seza (münasib)
olarak çünki böyle vasi ve mahsüldar bırakılmak muti’ (itaatkâr) ve sakin bulunan ahalisiyle
beraber asrımız medeniyetine yakışmayacak vadilerde idare idare olunmasından dolayı bir
dereceye kadar anlar dahi mesuldür.
İstanbul fi 19 Cemadiye’l-evvel Sene 1308 ve fi 10 Kanun-i-sâni Sene 1890 (11 Ocak 1890)
1891 tarihli incelediğimiz belge son derece önemlidir. İtalya’nın Bari kentinden Narini
isimli bir muhbir tarafından bir haber (ihbar) ulaştırılmıştır. Bu haberde bazı mahfillerce
sultanın hal’ edilmesinin kararlaştırıldığı, bunun için sarayın içinde gizli komite
oluşturulduğu belirtilmiştir. Yıldız Sarayı’nda konuşlanmış komitenin varlığının belirtilmiş
olması dikkat çekicidir. Bu bilgiyi tarihi itibarıyla daha sonra inceleyeceğimiz bir belgeyle
birlikte okumak değerlendirmek gerekmektedir.
O belgede de dış unsurlar sultanın mabeyncilerinin kendisine yakın kişiler olmasını
eleştirmektedir. Bir ülkenin iç işlerine karışmanın ne boyutlara varmış olduğu gösteren ilginç
belgelerdir. Bu belgedeki yazılanları okuyunca sultanı hal edenlerin bu işi tamamen kendi öz
iradeleriyle yapmış olduklarını düşünmek mantıklı bir değerlendirme olmayacaktır. Belki de
onlar öyle zannediyorlar, olayların bu yönde gelişiminin nedenlerini sorgulamakdan uzak
kalıyorlardı. Manipülasyon böyle bir şey olsa gerek…
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.TKM. Dosya No: 23, Gömlek No: 8, Tarihi: 15 (Ra) Rebiü’l-evvel
1309 (19 Ekim 1891), Konusu: Saray-ı Hümayun'daki komitenin Padişah'ı hal edecekleri
ihbarını havi Narini tarafından gönderilen mektubun takdimi.
Hû
Bari’de (İtalya’da bir kent) Narini’den varid olan fi 12 Teşrin-i-evvel (12)91 tarihli mektubun
tercemesidir.
Hem sizin menfaatleriniz hem de zat-ı fazret-i şerh-i yârinin yarayacak malumat-ı
muvazzaha (ayrıntılı bilgi) vermek içün son defa olarak bu mektubu yazıyorum. Atina’dan
oğluma gönderilen bir mektupda birkaç gün akdem bir sefaret tercümanıyla birlikde
ziyaretinize gelen bir zatı kabul eylediğiniz ve zatın saray-ı hümâyûndaki komitenin
adamlarından olduğu iş’ar edildiğinden bu mektubu irsale lüzum gördüm. Siz bu adamın kim
olduğunu bilmediğinizden hulus-ı niyetle kabul eylediğiniz derkârdır. Bu adam Tarabya’da
hususi sayfiyede sakin olub oradan yazmıştır. Verdiğim bu malumat üzerine ne yapmak lazım
geleceğini ve komitenin ne kadar cesur ve müteşebbis olduğunu teemmül edebilirsiniz
(değerlendirebilirsiniz). Bu mülabese ile tekrar ederim ki saray-ı hümâyûn komitesi kemal-i
ikdam ile çalışmaktadır. Ve kariben semerat-ı fiiliyesi görülecektir. Eğer asılsız olsa idi bu
maddede bu kadar ısrar edebilir miydim.
Şimdiki halde komite adığı emirlere mebni ve yeni tertibat-ı siyasiye sebebiyle
muvakkaten icra-yı maksadı te’hir eylemiştir. Bazı devletlerin Der-saadet’deki sefirleri
vasıtasıyla meslek-i siyasiyeleri zat-ı hazret-i padişâhi lehinde gibi gösterilmektedir.
Fakat bu gösterişler riyakârlıkdan ibaret olub verilen karar baki ve icrası ancak zamana
mütevakkıf bir keyfiyettir. Taht-ı hümâyûnları münhedim oluncaya (yıkılıncaya) kadar bu
sefirler zat-ı hazret-i şehr-i yâri’ye dostluk göstereceklerdir. Son gicede ise saray-ı a’zam
me’murlarından biri zat-ı hazret-i şehr-i yâriye hal’ olunduklarını (tahttan indirildiğini) ihbar
(haber) edecek ve amucaları sultan cennet-mekânın akıbetine temsil-i ahval olunacaktır.
Alakadar olan devletlerle komite erkânı zat-ı hazret-i padişâhi yerine sultan-ı mahlu’
(hal edilmiş sultan) Mahmud’u geçirmeyüb veliahd-ı saltanat Mehmed’i geçirmeğe karar
vermişlerdir. İşte zat-ı hazret-i padişâhiye dostluk iddiasında olan devletlerin kararları bu
vechiledir. Daha söyleyecek şeylerim var ise de tanımadığım rical-i Osmaniyeyi itham eylemek
istemediğimden sükûtu münasip görüyorum. Belki zat-ı hazret-i şehr-i yâri’de sözüme i’timad
buyurmazlar.
Her halde tekrar ederim ki zat-ı hazret-i padişâhinin halleri (tahttan indirilmeleri)
mukarrerdir (kararlaştırılmıştır) ve behemahal (ne olursa olsun) icra edilecektir. Şimdiye kadar
adem-i icrasına sebebde alakadar olanların hal’i müteakib icra edecekleri şeylere ve
hükümdar-ı cedidin şahsına henüz karar vermemeleri maddeleri olabilir. Doğru söylediğime
Cenâb-ı Hak şahiddir. Heman Allah zat-ı hazret-i şehr-i yâri’ye tevfik ve ilham ihsanıyla hüsn-i
hatime nasib eyleye daima emr şehr-i yâri’ye ve emrinize muntazırım. Ol-babda.
Mütercim Hakkı Kulları
1892 tarihli iki farklı belgede Yıldız Sarayı’nda Sultan II. Abdülhamid’e suikast
düşüncesinde olan silahlı şahısların yakalandığı belirtilmektedir. Bu iddialar dış basında yer
almıştır.
Arşiv Fon Kodu: Y..A...HUS. Dosya No: 257, Gömlek No: 124, Tarihi: 25 (Ş) Şaban 1309
(25 Mart 1892), Konusu: Paris'te münteşir National gazetesinde, Yıldız Sarayı'na gizlice
girmeye muvaffak olan ve saray memurları tarafından yakalanan iki şüpheli hakkında derc
olunan makale tercümesinin takdimi.
Bâb-ı Âlî Nezaret-i Umur-ı Hariciye Matbuat-i Ecnebiye Kalemi Müdiriyeti
Paris’de tab’ ve neşr olunan Nasyonal Gazetesi efrenci 16 Mart Sene (12)92 (24 Mart
1876) tarihli nüshasında Der-saadet’den ahz etdiğini bi’l-beyan zirde tercemesi muharrer
telgrafnameyi neşr eylemiştir.
Yıldız Sarayı şevket ihtivasını muhafazaya me’mur olan zat daimi şüphe-i eşhasdan
bulundukları halde bu kere hafiyyen saray-ı mezkûre duhule cür’et eden iki nefer şahsı tevkif
etmişdir. Merkûmanın üzerlerinde Rovelver ve Hançer gibi esliha bulunmasına nazaran saray-
ı hümâyûna duhulleri bir niyet-i fesede-i cinâyet-kârâneye mebni idiğü zann olunmaktadır.
Kalemin Mütelaası
Bâlâda muharrer olub eracif (uydurma sözler) kabilinden görünen ve her halde tekzibi
lazımeden bulunan havadisin muamele-i tekzibiyesi der-dest-i icra idiğü ma’ruzdur, ferman.
Fi 9 Mart Sene (1)308 (21 Mart 1892)
Yine bir gazete iddiasında Yıldız Sarayı’ndaki bekçilerin izinsiz olarak saray
müştemilatına girmiş iki kişinin yakalandığı iddia edilmiştir. Böyle bir olay yaşanmadığı
şeklinde tekzib yayınlanmıştır. Ancak yukarıda incelediğimiz ve sarayın durumunu gösteren
belgede behsedildiği şekliyle padişahın eninde sonunda hal’ edileceği iddiası ve sarayda
olduğu belirtilen komitenin varlığı bu olayın da yaşanmış olabileceğini düşündürmektedir.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.EŞA. Dosya No: 15, Gömlek No: 55, Tarihi: 25 (Ş) Şaban 1309 (25
Mart 1892), Konusu: Yıldız Sarayı'nda su-i kasd fikrinde olan iki şahsın tutuklandığı haberinin
aslı olmadığına dair tekzib-namenin neşr edildiği.
Hû
“Pasternod” Gazetesinin 23 Mart Sene 1892 tarihli ve 68 numerolu akşam nüshasında
münderic tekzibnamenin tercemesidir.
Yıldız Kasr-ı Hümâyûnu bekçilerinin iki şahsı tevkif ettiğine birinin üzerinde “Rovelver”
diğerinde bir bıçak bulunub bunların su-i kasd fikrinde olduklarına dair gazetelerin geçende
neşr ettikleri havadisin aslı ve esası olmadığını Ajans dö Konstantinipol mevsukan (sağlam
delile dayalı olarak) aldığı malumat üzerine tekzib eylemiştir.
1893 tarihli belge, İngiltere’nin Osmanlı devletine karşı olan tutumunu gösterdiği gibi
Anadolu’da yapılacak şimendüfer hattının bir kısmının Alman şirketine verilmesinden
rahatsızlık duymalarını yansıtmıştır. Üstelik bir kısım hat imtiyazının İngiliz şirketinde olduğu
da anlaşılmaktadır.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.EŞA. Dosya No: 16, Gömlek No: 82, Tarihi: 06 (B) Receb 1310
(24 Ocak 1893), Konusu: İngiltere'nin Mısır'daki kuvvetini artırmayı planladığı. Konya
şimendifer hattı imtiyazının Almanlara ihalesini İngilizlerin hoş karşılamadığı.
Hû
Mısır’da hal-i asayiş meskün bir derecede olduğu beyanıyla Londra gazetelerinin
oradaki İngiliz kuvve-i askeriyesini tezyide lüzum gösterdikleri dünki ariza-i mülükânemle arz
olunmuş idi. Fi’l vaki hey’et-i vükela Bu kere yine ictima’ ile hin-i iktizada muhafaza-i asayişe
kifayet etmek içün kuvve-i mezkûre-i askeriyenin birazcık daha teksirine (artırılmasını) karar
verilmiştir. Lord Cromer’in (Kromer’in) Mısır’dan vuku’bulan ihtarı üzerine verilen bu kararı
gazeteler bi’t-tabi takdir ü senâ ederek bunun şu günlerde nazarlarından düşmüş olan Hidiv
Abbas Paşa’ya bir ders-i kâfi olacağını dermeyan eylemektedirler. Bu tedbire zamime olarak
ileride icab ederse İskenderiye pişgâhında bir küçük nümayiş-i bahri (deniz gösterisi) icrası da
mutasavver (düşünülmüş) bulunduğu ima ve inba ediliyor. Hidivin Riyaz Paşa’yı riyaset-i umura
getirmesi Bâb-ı Âlî’ce müstelzim-i muktedir olmuş olduğuna ve İngiltere’nin bu meseledeki
hareketine karşı hükümet-i seniyyenin bir güna tebligatta bulunmamış idiğüne dair Der-
saadet’den bir telgrafname neşr olunmuş ise de bugünki Times’de münderiç olduğu üzere
Kahire’den Paris’e keşide kılınmış olduğu beyanıyla derc edilen bir telgrafda Hidiv Abbas
Paşa’nın İngiliz nüfuzuna mukavemet yolunda olan harekât-ı mahzuziyet-i seniyyeyi istilzam
eylediği kendisine ba-telgraf tebşir (müjde) ve altı res atdan müretteb hediye-i seniyye tesyir
buyrulmuş olduğu yazılub Standard’ın Der-saadet muhbiri Konya şimendüferi imtiyazının
tensib-i âlî ile bir Alman şirketine i’tası takarrür ettiğinden ve Aydın şimendüferi kumpanyası
olan İngiliz şirketine zehabınca (yanlış düşüncesiyle) gadr eylediğinden bahisle Mösyö
Kaybar’ın sözüne kapılubda memalik-i mahrusada şimendüfer inşası hevesine düşmüş İngiliz
sermayedarlarının bundan ibret almalarını tavsiye etmiş ve asr-ı celil-i hazret-i padişâhide
Yıldız Saray-ı Hümâyûnunun der u divanda “İngiliz mukareneti (yakınlaşması) kabul olunamaz”
sözü daima mastur (yazılmış) bulunacağı fikrini sarf eylemiştir. Heman Cenâb-ı Hak örm ü
şevket ve iclal hazret-i hilâfet-penâhilerini müzdad buyursun amin. Bi-hürmeti seyyidi’l
mürselin.
Londra fi 12 Kanun-i-sâni Sene 1308 ve fi 24 Kanun-i-sâni Sene 1893 (24 Ocak 1893)
Abd-i memlükleri Abdü’l-hak Hamid (Tarhan 1852-1937)
Altta bulunan belgeler Rusyalı Baron Nolda tarafından Londradan yollanmıştır.
Kendisinin Sultan II. Abdülhamid’e olan hayranlığı kelimelerine yansımıştır. Belgelerin
Osmanlıca olanlarının transkripsyonları çıkartılmış, Fransızca olanları ise mealen tercüme
ettirilmiştir. Belgelerin tamamı daha önce de kullanılmıştır.2 Sultan II. Abdülhamid’e suikast
düzenlenmek isteyenlerin olduğunu belirterek tedbir almasını istemiştir.
Arşiv Fon Kodu: Y.PRK.TŞF. Dosya No: 4, Gömlek No: 2, Tarihi: 11 (S) Safer 1312 (14 Ağustos 1894), Konusu: Ermeni ve Rumların yıkıcı faaliyetleri, gizli örgütleri ve Oniki ada'yı ilhak planları.
2 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2016/03/06/ermeni-olaylarinin-gelisimi-ve-sebinkarahisarda-yasananlar/s-559
Yıldız Sarayı Hümayunu Teşrifat-ı Umumiye Dairesi
Londra’da bulunan Rusya’lı Baron Nolda tarafından kullarına varid olan mektubun tercümesi
Hâk-i pây-i hümâyun Hazret-i Padişâhiye li-ecli’t takdim taraf-ı aliyyelerine bir arize
göndermekle iktisab-ı fahr ve şeref duyarım. Işk-ı zat-ı şevket-simat cenab-ı şehriyarinin temin-
i selamet-i şahs-ı hümâyûnlarına müteallik olduğunu nazar-ı dikkate alarak keyfiyeti canib-i
devletlerine iş’ar ettiğim sırada evvela arize-i mezkurenin muhtevi olduğu maddenin begayet
(son derece) mahrem tutulmasını ve saniyen işbu arizanın mümkün olduğu kadar teehhür-i
vukûa getirmeksizin (geciktirmeksizin) atabe-i ulyâ-yı şahâneye takdim kılınmasını ve salisen
(ücüncü olarak) bunun arzı esnasında emniyet ve itimad-ı mülükâneyi haiz
(padişâhın güvendiği) bir adam (adem) tarafından tercüme edilmesi lüzumunun hâk-pay-i
şahâneye arz olunmasını zat-ı devletlerinden bilahare rica eder ve bu vesileden bi’l-istifade
hakkı alilerinde ki ihtiramat (hürmet ve saygı) ve tanzimat muhalif-kârânemden emin
olmalarını istirham eylerim.
Fi 10 Ağustos sene (18)94
Londra’da bulunan Rusya’lı Baron Nolda tarafından hâk-pay-i hümâyun cenab-ı
padişâhiye irsal ve takdim olunan arıza-i mahrumânenin (gizli dilekçe, arzuhal) tercümesidir.
Hidemad-ı seniyye-i mülükânelerinde bulunduğum ve zaten asilzâdegân bulunmam
sebebiyle gammazlık mahiyetini haiz olacak her türlü hususatdan tenfir ettiğim cihetlerle bu
gün hâk-pay-i hümâyun-ı şahânelerine arzına mecbur olduğum maslahattan dolayı zat-ı
şevket-simat cenab-ı padişâhilerine maruzatda bulunmak benim içün kolay değil ise de
malum-ı meali melzum cenab-ı şehriyârileri olduğu vechile hidmed-i seniyye-i şahânelerine
duhul içün nice sene izhar ettiğim arzu ve bu babda mesruf olan mesai ve ikdamatım hiçbir
neticeye muhacir olmamış ve mücerred hak Hümayun mülükânelerinde olan ihramat ve
ta’zimatıma ve zat-ı şevket-simat ve hazret-i tacidârilerine bir hidmetde bulunmak arzu-yı
samîmîsine mebni son mektubumda dahi şikâyet etmiş olduğum vechile amelim muvaffak
olamamak bence pek ziyade mucib teessür olmuş olduğu halde hakk-ı ehakk-ı şahânelerinde
ibraz asarından hali kaldığım ta’zimat ve tekrimat-ı faikam bu sebeble halelpezir olmadığı gibi
taraf-ı eşref mülükânelerine bendeleri hakkında lütfen şâyan buyurulan eltaf ve inayeti dahi
hiçbir vakit hiçbir sebeble unudamayacağım.
Ermeniler hususuyla bunları idare eden merkez komiteleri eyyam-ı âhirede bi’n-nisbe
pek sakin görünüyorlar fakat merkûmunun bilhassa bu sırada eser-i faaliyet izhar etmekte
oldukları ve harekât-ı azimeye teşebbüsü tasmim ettikleri nazar-ı dikkate alınır ise bunların
zahiren görülen hal-i sükûnları aldatıcı bir şeydir. Şimdiden geçen Mart zarfında Ermeni işlerini
idare eden eşhas tarafından memalik-i şâhânede bulunan Ermenilerin zat-ı hümâyun
mülükâneleri taht-ı âl-i baht-ı saltanat-ı seniyye de daim oldukça hiçbir şey ümit
edemeyecekleri ve bu sebeple Ermenilerin lehinde masruf olacak mesai ve teşebbüsatın
Dersââdet’de icrası ve hepsinden mukaddem zat-ı şevket-simat hazret-i padişâhileri aleyhinde
ifası lazım geleceği mealinde bir karar verilmiştir.
Zaten nezd-i hümâyun-ı şâhânelerinde malûm olduğu vechile Ermenilerin eski
proğramları Anadolu’da ve Kürdistan’da mümkün olduğu kadar isyan çıkarmak ve o cihetle
de imkân müsaid olduğu mertebe sevk-i dimaya (kan dökücülük) sebebiyet vererek havali-i
merkûmede Bulgaristan meselesi mahiyetinde bir mesele mevcud olduğuna ve bi’l ahire
ortaya nâ-kâbil hesâp ve tahminen bir takım tertîbât çıkarması mümkünattan bulunan bu
meselenin şimdiden nazar-ı dikkate alınması lâzımeden idüğüne Avrupa hükümatını ikna’
etmek hususlarından ibaret idi. Anadolu’da müşkülat ikaına (vuku’) devamı tavsiye eden bu
askeri program terk edilmemiş ise de muharrikler (karıştırıcılar, provakatörler) Dersââdette
isyan çıkartarak bizzat nefsi nefis-i hümayunu mülükânelerini tehdit etmeği tasmim ile
programı ikinci derecede haiz-i ehemmiyet bir şey suretinde telakki etmiştir. Gerek Der-
saadet gerek Atina komitesi tarafından gayri mahdud iktidar ve selahiyeti haiz olarak geçen
Mart’ın otuzunda Anadolu’ya müteveccihen buradan hareket eden bir Ermeni ile bir İngiliz
Anadolu’da yalnız imkânın son derecesinde arbede (gavga, gürültü) ve şuriş (kargaşa, fitne)
ikaı (vukua gelmesi) değil Der-saadet’e her şeyi gözüne almış birçok eşhası dahi celbi
vazifeyle mükellef idiler. Eşhas-ı merkûme ile ruesanın içtimai zamanı olmak üzere kanun-i
evvelin birinci günü yakin olunmuş olduğu içün anladığıma göre hareket fevkâlade icrasına
yalnız o tarihden sonra tesbit olunacakdır. işte ıtla-yı hümâyun mülükânelerine isal etmek
istediğim tehlike bundan ibaret olub bu derece müdhiş bir tesbite karşı şahs-ı mukaddes
hümâyun-ı şahanelerinin te’min-i selâmeti içün tedabir-i ciddiye ittihazını bilhassa rica ederim.
Zat-ı hümâyûn mülükânelerince muceb-i havf olacak olan şu teşebbüsü haber
vermezden evvel malumat-ı mukemmele istihsaline sa-i ve gayret ettiğim cihetle şahs-ı âli-i
şahânelerini tehdid eden tehlike hakkında evvelki şüphe tam teyid olduğundan bu babda
ittihaz-ı tedabire müsaraat edilmesini yine suret-i mahsusada istirham eylerim.
Dersaadet’den müfarakat (ayrılmak) ettiğim günden beri hal ve mevkiim ve bütün
tertibatım kâmilen tebeddül (başkalaşmış, değişmiş) etmiştir. Birkaç haftaya kadar Londra’yı
dahi terk ile Afrika dâhilinde büyük bir seyahat icrası içün istihzaratta (zorluk, güçlük)
bulunurum. Üç sene imtidad (uzamak) edeceği ind-el hesab anlaşılan şu seyahatten belki de
avdet edemez isem de gitmezden evvel zat-ı şevket-simat hazret-i padişâhilerini tehlikeye ika’
edebilecek olan bir teşebbüsten hak-paye-i hümâyun-u mülükânelerine arz-ı mâlûmat ederek
elimden geleni yapmış olduğuma cenab-ı hak şahiddir.
Buradaki sefaret-i seniyyenin istihbaratı mükemmel olmuş olsa idi Londra’dan Mart’ın
otuzunda hareket eden mâruzzikr tehlikeli eşhasın azimetinden haberdar olur ve bu halde
bunların ahvali ve harekâti vakt u zamanıyla taht-ı teşebbüs ve takibde bulundurulsaydı şimdi
dahi suret-i mahiranede icra edilmek şartıyla bu yolda tecessüsat ve takibat icrasıyla serrişte
(ipucu, delil) elde edilerek netayici (neticesi) pek vahim olabilecek olan şu teşebbüsat vukuu
men’ edilebilir idi.
Hükümet-i seniyyelerinin umur-ı siyasiye ve zabıtasına müdahaleye selahiyetdâr vekil
isem de bu babda nazargâh-ı hümayun mülükânelerine mütalaata aptalca arz-ı cesaret
ediyorum. Şayed bu su-i kasdin zahire ihracı zat-ı hümayun şahânelerince arzu buyurulduğu
takdirde bu babda icra olunacak teşebbüsatın Londra sefareti seniyyesi vasıtasıyla yapılması
lâzımedendir. Çünki sefaret-i müşarünileyha her suretle vukua gelen yanlışlıkları esas alarak
bura memuriyetine veya istihdamı icab eden eşhas-ı saireye karşı emniyet ve i’timaddan ve
düşmüşdür. Bu vechile zat-ı şevket-simat cenab- tacidârilerinin bu işin zahire ihracını bizzat
deruhde buyurmaları hatta buraya emniyet ve i’timad-ı mülükânelerini haiz ve gayrette mahir
bir zatı tayin igram eylemeleri daha haberli olur. Bu halde dahi Londra’da Garbisi Guret?
tarafında 9 numarada mûkim Mösyö Fuk’u tavsiye ederim. Mukaddema İngiltere zabıta-i
hafiyesinde hidmed etmiş olan bu adam şimdi her kesin ahvali hakkında malûmât istihsâline
mahsus bir idare teşkil etmiş ve bu iş içün mahsus polis memurları yakin etmiştir. Kendisini
hayli zamandan beri tanıdığım içün şimdi arz ettiğim malûmâtın hakikat-i mukarenetini
anlamak üzere mumaileyhin vesatatına (vasıta, araya girme) müracaat ettim maharet-i
kâmileyi haiz ve her dürlü hud’a (hile oyun) istihsâline muktedir olan Mösyö Fuk dahi benim
gibi eşhas-ı mezkûreyi tanımakta olduğu cihetle fikrimce merkûmun zahire ihracı ve
Anadolu’da vukuu bulacak hal ve hareketlerin keşf ve tahkiki ve bu sebeble Dersaadet’de tertib
edebilen şeylerin tesbiti hususlarında mumaileyh istihdam olunur ise pek iyi olur. Gerçi
bendeniz pek korkak ve hayatını sakınır bir adam değil isem de şahsi hümâyun-u
mülükânelerini tehdid eden su-i kasd hakkında zat-ı şevket-simat hazret-i pâdişâhilerine arz-ı
malümat eden bendeniz olduğumun pek ziyade hafi tutulmasını suret-i mahsusada rica
ederim. Çünkü eksi halde tertibatlarının tarafımdan ihlal edildiğini anlayacak olan eşhasın
adavet ve intikamından kurtulamam. Gerçi birkaç haftaya kadar Londra’dan hareket
edeceğim. Fakat o vakte kadar bana ne yegâne melce’ (sığınılacak yer) ve istinadgâhım taraf-ı
eşref cenâb-ı pâdişâhilerinden ahbarımın hafî (gizli) tutulması suretiyle şayan buyurulacak
latif-i âlidir ki bunu da temin-i selâmet nefsi nefis-i hümâyun-u şâhâneleri uğurunda sebk eden
hidmetime mükâfata makamında istirham ederim.
Fi 10 Ağustos sene (18)94 (belgenin orijinalindeki tarih)
Londra, Longs Hotel, New-bond sokak 10 Agustos 1899 Ekselans!
Sayın imparatora verilmek üzere mektubumu size iletiyorum. Kanaatimce İmparator Hazretlerinin güvenliğini ilgilendiren bilgiler oluştuğu için, sizlerden bazı taleplerde bulunacağım: -İmparator hazretlerine ulaştırrmak için sizlere ulaştırdığım bu mektubun özellikle gizli kalmasını, -Mümkün olduğu kadar ivedilikle bu mektubu İmparator hazretlerine ulastırmanızı -Göndermiş olduğum bu mektubun içeriğinin imparator hazretlerinin şahsi güvenliğiyle ilgili olup bu mektubun çevirisinin sadece İmparator hazretlerinin kesinlikle güvendiği kişiler tarafindan yapılmasını talep ettiğimi o'na bildirmenizi, bu vesileyle her zamanki gibi sadakatimden ve dostluğumdan emin olmanızı sizlere arz ederim.
Sayın İmparator! Sayın İmparatorun hizmetlerinde bulunmadığım için ve bir beyefendi olarak hertürlü
ihbarlardan iğrendiğim için bugün acele ile imparator hazretlerine yazmakta olduğum meselenin yazılması benim için hiç de kolay olmadı. Ancak imparator hazretlerinin güvende
olmasını istediğim için İmparator hazretlerinin güvenliğini ve iyiliğini sağlamak için öğrenmiş bulunduğum bilgileri sizlerle paylaşmaktan baska çarem kalmadı. Her şeyden önce yanlış algılamalar olmaması için İmparator hazretlerine şu anda bu mektubu yazarak ona yaklaşmak ve ondan bir af ve ödül almak amacından uzak bulunmakta olduğuma inancının tam olmasını istemekteyim.
İmparator hazretlerinin kendisinin hizmetine girmek istediğimi hatırlamasını dilemekte birlikte geçen sene bu amaçla yapmış olduğum tüm girişimlerimin basarısız olduğunu hatırlatmaktayım. İmparator hazretlerine olan büyük hayranlıklarımın devam ettiğini ve bu yüzden onun gibi büyük, derin ve kurnaz bir politikacının hizmetinde bulunmayı (faydalı olmayı) özellikle istiyorum. Geçen seneki beklentilerimin basarızlıkla sonuçlanması beni kalpten hüzünlendirdi. Bu başarısızlık ki İmparator hazretlerine son yazdığım mektupta acı bir sekilde ifade ettim, benim için çok doğal ve birçok insan içinde İmparator hazretlerinin hizmetine girememenin ve güvenini alamamanın ne kadar önemli bir kayıp olduğunu biliyorum.
Sultan II. Abdülhamid’e suikast düzenlenmek istendiğine yönelik bir ihbar da 1896
tarihlidir. Faaliyetlerin kaynağı Bulgaristan’dır.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.BŞK. Dosya No: 45, Gömlek No: 40, Tarihi: 10 (N) ramazan 1313
(24 Şubat 1896), Konusu: Sultan II. Abdülhamid'e Ermenilerce suikast düzenleneceğinin ihbar
olunduğu.
Hû
Baş Kitabete Bulgaristan Komiserliğine Şifre
Şimdi Mösyö İstovilof nezd-i çakerâneme gelerek Der-saadet’deki Ermeni komiteleri
efradına gönderilen ta’limatda Ramazan’ın onbeşinci günü veli-ni’met bi-minnetimiz
efendimiz hazretlerinin hırka-i saadeti li-ecli’z-ziyare azimet-i hümâyûn hilâfet-penâhileri
esnasında maza-Allahû Te’âlâ zât-ı akdes veli-ni’met-i uzmâya su-i-kasd itmelerinin tavsiye
olunduğunu ifade ve bu havadisin menba-i mevsukdan (sağlam Kaynakdan) kendisüne
bildirildiğini ve bunu kullarınızdan başka kimseye söylemediğini ve söylemeyeceğini te’min
etmiş olduğu marûzdur. Ferman.
Fi 24 Şubat Sene (12)96 (8 Mart 1881) Niyazi
27 Ocak 1897 tarihli belgede Yıldız Sarayı civarında bulunan Ermeni mahallesinden
saraya doğru tünel kazıldığının ve Bulgaristan’da bulunan firari Ermenilerden bazıların kaçak yollarla Der-saadet’e (İstanbul’a) gelerek olay çıkarmak istedikleri belirtilmektedir. Tünelin açılmak istenmesindeki gaye Sultan Abdülhamid’e suikast düzenlemektir. Bu nedenle Yıldız Sarayının yakın çevresindeki bazı yerler padişahın özel hazinesinden ödenen paralarla satın alınarak saray müştemilatına ilave edilmiştir.3
Arşiv Fon kodu: HR.SFR.04. Dosya No: 755, Gömlek No: 54, Tarihi: 27. 01.1897, Konusu:
Müteferrik: Yıldız Sarayı civarında bulunan Ermeni mahallesinden Saray'a doğru bir tünel açılmakta olduğu ve Bulgaristan'a firar etmiş Ermenilerden bazılarının İstanbul'a gitmeye çalıştıklarının duyulduğu.
Ruscuk Tüccar Vekili Halid Beğ / Hariciye Nezaret-i Celilesine
Fi 15 Kanun-i Sâni Sene (1)312 (27 Ocak 1897)
Numero 417
Şumnu kasabası ahalisinden olub Der-saadet’e hicret eden Bıçkıcı Salih Ağa bin Ahmed
ile Ruscuklu Salim Ağa ve muma-ileyh Salih Ağa’nın refiki Kazak Petro dün gice saat ikide
vekâlethaneye müracaatla Yıldız Saray-ı Hümâyûnu civarında vaki Ermeni mahallesinden
saray-ı saadet-ihtiva-yı cenâb-ı cihândariye doğru taht-el-arz (toprak altından) bir yol (tünel)
açılmakda olduğunu ve bu yolun hitamı kuvve-i karyeye açıldığı Mart evailinde.............üzere
Bulgaristan’a firar etmiş olan Ermenilerden bir kısmının Der-saadet’e ferce-yab duhul
olacaklarını (fırsat bulup gireceklerini) Petro’nun hanesinde müstean cebren (yardım isteyerek
3 https://muratdursuntosun.wordpress.com/2016/03/22/yildiz-sarayina-goturulen-kagithane-ayazma-suyu/
zorla) ikâmet eden anarşist Ermenilerden birisinin zevcesi merkûm Petro’nun zevcesine
söylediğini beyan ve ifade etmiş olmalarıyla maa el-müsaraat arz olunur ol-babda.
Yabancı basın kesintisiz olarak olur olmaz konularda asılsız haberler yaparak Osmanlı
devletini her alanda sıkıştırmaya çalışmıştır. Bu tür haberler her ne kadar takip edilerek
tekzib edilmeye (yalanlamaya) çalışılsa da bunda çok başarılı olunamamıştır. Onlar yine
bildiklerini yapmaya devam etmişlerdir.
Arşiv Fon Kodu: HR.SYS. Dosya No: 195, Tarihi: 21 Şubat 1900, Konusu: Extra Illustre'nin
Yıldız Sarayı'nda cereyan eden ahval başlıklı münasebetsiz yazısı.
Bâb-ı Âlî Terceme Odası
Fi 17 Kanun-i-sâni Sene 1315 (29 Ocak 1900)
Nezârete 29 Kanun-i-sâni Sene (1)900 Viyana sefaret-i seniyyesinden telgraf
Zaten idhali men’ edilmiş olan Extra Illustre Gazetesi Yıldız Saray-ı Hümâyûnu'nda
cereyan eden ahval ser-namesi altında Der-saadet’den mevrud münasebetsiz bir mektubi bu
ahşamki nüshasına derc etmiştir.
Basın yoluyla Sultan II. Abdülhamid’in ve Osmanlı’nın kötülenmesine ilişkin örnek
teşkil edecek bir gazete de Hindistan’ın Madras kentinde basılıp üstelik ücretsiz
dağıtılmaktaymış. Osmanlı ve sultan aleyhinde yalan yanlış haberler yapan bu gazeteyle
şehbenderlik vasıtasıyla mücadele edilmek istenilmiş ise de ticari bir yanı olmadığı belirli bir
amaç için finanse edildiği için çok da başarılı olunamamıştır. Hindistan’ın o tarihlerde İngiliz
sömürgesi olduğu ve çok sayıda müslümanın yaşadığı düşünüldüğünde bu yapılanların
amacı daha iyi anlaşılacaktır. İngiltere’nin en büyük müslüman topluluk benin
hükümranlığım altında yaşamaktadır, dolayısıyla hilafetin de burada olmalıdır tezini de
hatırlamak gerekmektedir.4 Hiç şüphesiz buradaki amacı Osmanlının gücünü ve
müslümanlar üzerindeki etkisini azaltmak olduğu gibi bir anlamda kendi etki alanı içerisine
almaktı.
Arşiv Fon Kodu: Y..PRK.EŞA. Dosya No: 35, Gömlek No: 35, Tarihi: 18 (Z) Zilhicce 1317
(19 Nisan 1900), Konusu: Bazı İngiliz gazetelerinde Osmanlı Devleti aleyhinde çıkan haberlerin
meni için tedbir alınması.
Bâb-ı Âlî Nezâret-i Daire-i Umur-ı Hariciye Terceme Odası
Hariciye Nezâretine 19 Nisan Sene (1)900 tarihiyle Madras şehbenderliğinden varid olan 337
numerolu tahriratın tercemesidir.
“El-Halife” Gazetesine dair 26 Mart Sene (1)900 tarihli ve yedi yüz elli numerolu
tahrirat-ı aliyye-i nezâret-penâhileri reside-i dest-i tazim oldu. Makâlât-ı melânet-kârânenin
burada çıkan diğer gazeteler tarafından nakl ve derc olunması men’ içün mesai-i mümküne
sarf olunacak ise de marru’z-zikr “El-Halife” Gazetesinin meccanen (ücretsiz) tevzi edilmekde
(dağıtılmakda) olmasına nazaran bunun men’-i intişarı (dağıtımının önlenmesi) gayri
4http://www.isam.org.tr/documents%5C_dosyalar%5C_pdfler%5Cislam_arastirmalari_dergisi%5Csayi02%5C049_071.pdf
mümkündür. Bu gazete taraf-ı acizanemden taleb olunmadığı halde bendenize meccanen
(ücretsiz) gönderilmektedir. Makalat-ı bedbinane-i mezkûreyi ale’l-umum hükümsüz
bırakmak içün tedabir-i lazıme ittihaz etmiş isem de bu babda bendenizce ma-bihi-l-istinad
(delil sebebi) olacak malumat mefkud (gayr-ı mevcud) olduğundan “El-Halife” Gazetesinde
münderiç makale-i sahifeye karşu red ve tekzibi havi Der-saadet’de çıkan Arabice, Farsice ve
Fransızca gazetelerin taraf-ı acizaneme irsal buyrulmasını rica ider ve Hindistan’da neşr olunub
hükümet-i seniyye aleyhinde bir takım makalat-ı melânet-kârâneyi havi bulunan bazı
gazeteleri berâ-yı malumat leffen takdim ile beraber Madras’da (Hindistan’da büyük bir şehir)
İngilizce intişar eden “Madras Times” Gazetesinde münderic bir bend hakkında nazar-ı dikkat-
i aliyye-i asâfânelerini celb eylerim. Mezkûr “Madras Times” Gazetesinin bazı mahallerini maî
(mavi) kalemle işaret eylediğim 13 Nisan Sene (1)900 tarihli nüshası dahi leffen takdim kılındı.
Havi olduğu bir bend müsadif-i nazar-ı dikkat-i acizanem olur olmaz muhteviyatını nereden ahz
ve iktibas eylediğini muharririnden istifsar etmekliğim (sormam) üzerine muma-ileyh bend-i
mezkûru Londra’da çıkan “Daily Telegraf” Gazetesinin 17 Mart Sene (1)900 tarihli nüshasının
beşinci sahifesinden iktibas eylediğini (alıntı yaptığını) cevaben bendenize beyan eyledi. Emr u
ferman men-lehül-emrindir.
Melfuf gazetede münderic fıkranın hulasaten (özet olarak) tercemesidir.
Der-saadet’den telgrafla ber-vech-i ati iş’ar olunuyor. Zat-ı şevket-simat hazret-i
padişahinin sevgili kerimeleri “Nadişda” sultan şaire “Nigâr” ile bu kere ferceyab-ı firar
olmuştur. Birden bire Yıldız Saray-ı şevket ihtivasından firar eden sultan-ı müşarün-ileyhanın
refakatında Osman Paşa’nın kerimelerinden biri var idi bunun ismi “Rıza”dır. Zat-ı şevket-
simat-ı hazret-i padişâhi vakıa-i mezkûreden bi-gayet (sonsuz derecede) müte’essif olmuştur
(kederlenmiştir).
Memâlik-i Ecnebiyede Muhaddarât-ı İslâmiye (Müslüman Kadınları)
Gerek erkek ve gerek kadın seniyyi hindiler? maskat-ı re’slerini (doğum yerlerini,
vatanlarını) terkden men eylediği halde böyle bir memnu’iyet (yasak) memâlik-i şâhânede
müslüman kadınları hakkında cari (geçerli) olduğu belki herkise (herkese) malum değildir.
Muhaddarât-ı İslamiyenin memâlik-i şâhâneden müfarakatlerine (ayrılmalarına) mani’ olan
usul-i şedide-i atikaya icabat-ı zamana tevfikan riayet olunub olunmayacağını el-yevm Der-
saadet’de cây-ı su’aldir. Süferâ-yı saltanat-ı seniyyeden müslüman olanlar memâlik-i ecnebiye
gittikleri zaman haremleri halkından birini bile beraber alub götüremiyorlar. Bundan birkaç ay
mukaddem (önce) saltanat-ı seniyyenin (İ)Stocholm sefiri ancak bir hile ile işbu kaideye
mugayir-i hareketde bulunulabilmiştir. Müşarün-ileyhin zevcesi Mısır Prenseslerinden
olduğundan Türk kadınlarından ziyade serbestiye haizdir. Muhaddarât-ı İslâmiyenin
(müslüman kadınların) Avrupa’ya gitmelerine müsaade edilmediği cihetle sefir-i müşarün-
ileyhin zevcesi doğrudan doğruya Der-saadet’den (İ)Stocholm’e gidemeyüb fakat akrabasını
ziyaret bahanesiyle İskenderiye’ye gitmek üzere yola çıkmış ve ba’dehu (İ)Stocholme doğru
seyahate devam etmiştir.
Aşağıdaki belge bir hariciye belgesinin tercümesi olup, muhteviyatı açısından hem
düşündürücü hem de üzüntü vericidir. Yabancı unsurların Osmanlı Devletine bakış açısını da
göstermesi açısından oldukça manidardır. Sultan II. Abdülhamid Han için görünürdeki sultan
ifadesi kullanılmış ve yakın ekibinin kendine yakın ve sadık olması kötü bir şeymiş gibi
eleştirilmiştir.
Üstelik sarayda irtica hakim oldu gibi bir değerlendirme yapılmıştır ki aynı zamanda
bir İslam Halifesi de olan Sultan Abdülhamid için yapılabilecek en lüzumsuz yorum olsa
gerektir. Bu işin bir yönü olmakla birlikte Osmanlıya ne kadar müdahil oldukları ve dış ve iç
kamuoyunu nasıl provoke ettikleri de görülmektedir.
Arşiv Fon Kodu: HR.SYS. Dosya No: 43, Gömlek No: 18, Tarihi: 08 Kasım 1908, Konusu:
Yıldız Sarayı'nda irticanın hakim olduğu yolunda Berliner Tageblatt'ın yayını.
Hû
Lasviç tarafından Berlin’de “Berl Bilat” Beyoğlu telgraf merkezinden 5 Teşrin-i-sâni
Sene (1)908 tarihinde yazılan telgrafname tercemesi ber-vech-i atidir.
İstihbar ettikleri nazaran el-haletü hazihi Yıldız’da efkâr-ı irticaiye hüküm-fermadır.
Görünürdeki Sultan yeni mabeyncilerini tamamıyla kendi menafii (menfaati) içün elde etmeğe
muvaffak oldu. Bir çok ma’hud (bilinen) evvelki hafiyeler evvelce de yazdığım vechile
me’muriyetlerine tekrar ta’yin edilmiştir.
Şu kadar ki bunlar hafiyeliğe müteallik olan ihbaratına artık “jurnal” denilmiyor
“mektub” deniliyor. Diğer bir telgrafnamesinde dahi “Sultanın karibü’l-vuku’ (yakın zamanda
gerçekleşecek) olan azli rivayeti ale’l-umum şayiadır” (herkes tarafından konuşulmaktadır)
denilmiştir.
Hû
Posta ve Telgraf Nezâreti
Lasviç tarafından Berlin’de “Berl Bilat” da Beyoğlu telgraf merkezinden 5 Teşrin-i-sâni
Sene (1)908 tarihinde yazılan telgrafname tercemesi ber-vech-i atidir.
İstihbar ettiğime nazaran el-haletü hazihi Yıldız’da efkâr-ı irticaiye hüküm-fermadır.
Görünürdeki Sultan yeni mabeyncilerini (saray görevlilerini) tamamıyla kendi menafii
(menfaati) içün elde etmeğe muvaffak oldu. Bir çok ma’hud (bilinen) evvelki hafiyeler evvelce
de yazdığım vechile me’muriyetlerine tekrar ta’yin edilmiştir.
Şu kadar ki bunlar hafiyeliğe müteallik olan ihbaratına artık “jurnal” denilmiyor
“mektub” deniliyor. Diğer bir telgrafnamesinde dahi “Sultanın karibü’l-vuku’ (yakın zamanda
gerçekleşecek) olan azli rivayeti ale’l-umum şayiadır” denilmiştir (herkes tarafından
konuşulmaktadır).
Sultan II. Abdülhamid’in 27 Nisan 1909’da hal’ edildiği hatırlandığında 14 Nisan’da
Yıldız Sarayı’nın haberleşmesinin aksatılması için telgraf tellerinin kesilmiş olması nasıl bir
komplo ile karşı karşıya olunduğunu da göstermektedir.
Arşiv Fon Kodu: BEO, Dosya No: 3535, Gömlek No: 265078, Tarihi: 23 (Ra) Rebiü’l-evvel
1327 (14 Nisan 1909), Konusu: Yıldız Sarayı Telgrafhanesi merkezine merbut tellerin atılan
kurşunların tesiriyle kesildiği ve muhaberatın tamamen durduğu anlaşıldığından gereken
tamiratın yapılması. (Telgraf ve Posta)
Hû
Telgraf ve Posta Nezâreti Vekâletine telgraf
Fi 1 Nisan Sene (1)325 (14 Nisan 1909)
Yıldız Saray-ı Hümâyûnu telgrafhanesi merkezine merbut (bağlı) bi’l-cümle tellerin
atılan kurşunların te’siriyle münkatı’ olarak (kesilerek) muhaberat külliyen (haberleşmenin
tamamen) düçar-ı tatil olduğu (ortadan kalktığı) anlaşıldığından ta’mirat ve ıslahat-ı lazımenin
(gerekli tamiratın) serian icrası.
31 Mart vak’asını yukarıda belgesini incelediğimiz Yıldız Sarayı’nın telgraf hatlarının
Sultan II.Abdülhamid’in hal’ edilmesi (tahttan indirilmesi) olayından bir süre önce kesilmesi
hadisesiyle birlikte değerlendirdiğimizde daha iyi anlaşılabilmektedir. Keza altta belgede
Yıldız Sarayı’ndan kaçırıldığı belirtilen bir kısım evrakın varlığı sarayın ne gibi bir yağmaya
maruz kalmış olabileceğini de göstermektedir.
Arşiv Fon Kodu: DH.EUM.THR. Dosya No: 11, Gömlek No: 22, Tarihi: 26 (L) Şevval 1327
(10 Kasım 1909), Konusu: Otuz Bir Mart Vakası'nda Yıldız'dan jandarmalar tarafından alınıp
Sirkeci'de bir otelciye verilen evrakın alındığına dair istihbarat raporu.
Hû
Aded
I Zenci Server Ağa namına nüfus tezkiresi
I Zenci Server Ağa namına Yunan Bankasının dört kıt’a Mısır tahvilatı tesellüm (kayıt-
teslim) senedi
IV İbrahim Hakkı namına Kredi Liyon Bankasının on bir kıt’a Mısır tahvilatı tesellüm (kayıt-
teslim) senedi
Otuz bir (Mart) vak’a-i gailesinde Yıldız’a girildiği esnada jandarma zabitanından veya
efradından birinin yedine (eline) geçirüb Sirkeci otelcilerinden birine teslim edilmiş olan ve
teferruatı bâlâda muharrer bulunan evrakın mazbata mukabilinde otelciden ahz edildiği
(alındığı) istihbar me’muru Mustafa Beğ’in raporundan anlaşılmış ve mezkûr evrak leffen
takdim kılınmıştır.
Fi 6 Teşrin-i-evvel Sene (1)325 (19 Ekim 1909)