4
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ sebebiyle bu yıl 10.su düzenlenecek olan gece yürüyüşü; 8 MART PERŞEMBE akşamı Saat: 19.30’da Galatasaray Lisesi’nin önünden başlayacakr. Fındıklı kampüsünde rektörlük tarandan hazırlanan 8 mart etkinliğine kalıp ardından MSGSÜ’lü hocalar,öğrenciler ve kalımcılarla bir- likte dövizlerimiz, şarkılarımız ve sloganlarımızla hep berbaber Taksim Meydanı’na yürüyeceğiz. DÜNYA YERİNDEN OYNAR, KADINLAR ÖZGÜR OLSA! Gazetenin genelinde göreceğiniz gibi kendimizden ve yaşananlardan bahsederken sık sık değinmek durumunda kaldığımız üniversitede tacizin her türlüsüne karşı mücadelenin önünü kayan yönetmeliklere dair çalışmalar son zamanlarda hız kazandı. Msgsü’den,Boğaziçi’nden, Galatasaray’dan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ve İstanbul üniversitesinden kadın hocalar ve öğrencilerin çalışmalarıyla var olan yönetmelikleri yeniden tarşmaya başladık.Yaşanan süreçleri, bu süreçlerde karşılaşılan zorlukları,zamanla ihyacı karşılamaz hale gelen yönetmelikleri inceleyerek üniversitede cinsel tacize ve cinsel saldırıya karşı polika belgelerini yeniden yazıyoruz. Bu seneki 8 mart etkinliklerimizde, bu yönetmeliğin yazımı,neleri içermesi gerekği ve bu aşamada izlenecek yollara dair tarşmaları içermesini umut ediyoruz. “Üniversitenin kapısından girdiğimizde “gerçek” dünyanın, tacizin, her türlü saldırının dışarıda kaldığına, cinsel taciz ve cinsel saldırının “eğimsizliğin, cahilliğin” bireysel bir ürünü olduğuna inanmamızı isteyenlerin sözünü karşı koymaksızın kabul ederiz. Çünkü ark ‘arınmış,temiz dünyanın’ akademinin içindeyizdir. Yüksek tahsil, çerçevelerinden duvarların görünmediği diplomalar, temiz kıyafetler.. Korkulacak hiçbir şey yoktur. Sanıyoruz ki kapı erkekliğimizi,erkekliklerini, ikdarı, ezen ve ezilen olma praklerimizi dışarıda bırakacak. Sanıyoruz ki üniversite sokaktan soyut, sokaktan başka..Sokak değişir,üniversite değişir. Ya da belki de üniversite değişir sokak değişir! Üniversite değişir dünya değişir..!” 5 mart’ta düzenleyeceğimiz atölyede zihinlerimizde ayrıcalıklı bir mekan olarak kurguladığımız üniversitenin, dünyadan sokaktan ayrı olamayacağını, bu sebeple tacizin ve saldırının her türlüsünü yaşadığımızı ve bunlarla nasıl yüzleşğimizi konuşacağız. Her türlü taciz ve saldırıya karşın nasıl bir mücadele verilmesi gerekğini, nasıl başaçıkacağımızı, susmadan sesimizi nasıl duyurabileceğimizi anlamaya çalışarak; kendinin küçük ama faydasının büyük olacağına inandığımız tacizle mücadele el kitapçığının içeriğini tarşacağız. Etkinlik;kadın ve kadınlık durumu yaşayan tüm öğrenci arkadaşlarımıza açıkr. 6 mart’ta gerçekleşecek ikinci atölyede ise üniveristelerdeki cinsel tacize ve cinsel saldırıya karşı polika belgelerini kadın ve kadınlık durumu yaşayan tüm öğrenci,akademik ve idari personel ile tarşacağız. ŞUBAT 2012 SAYI:2

yırtmaç 2.sayı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

YIRTMAÇ, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü'nün 2009 yılından itibaren erkek dünyaya, cinsiyetçiliğe, ataerkiye, militarizme karşı isyanı evde,sokakta,iş yerinde,üniversitede,otobüste ayak bastığımız her yerde yükseltmeye çalışarak yayınladığı dergidir. Mimar sinan deneyimi tekil mücadelelerin yanı sıra üniversitede örgütlü bir feminist mücadeleyi, üniversitenin, akademinin erkek halini dönüştürmeyi ve ortadan kaldırmayı önüne koyan, bu uğurda kendi sözünü üretmeye çalışan feminist politik bir müdahalenin ürünüdür.

Citation preview

Page 1: yırtmaç 2.sayı

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ sebebiyle bu yıl 10.su düzenlenecek olan gece yürüyüşü; 8 MART PERŞEMBE akşamı Saat: 19.30’da Galatasaray Lisesi’nin önünden başlayacaktır. Fındıklı kampüsünde rektörlük tarafından hazırlanan 8 mart etkinliğine katılıp ardından MSGSÜ’lü hocalar,öğrenciler ve katılımcılarla bir-likte dövizlerimiz, şarkılarımız ve sloganlarımızla hep berbaber Taksim Meydanı’na yürüyeceğiz. DÜNYA YERİNDEN OYNAR, KADINLAR ÖZGÜR OLSA!

Gazetenin genelinde göreceğiniz gibi kendimizden ve yaşananlardan bahsederken sık sık değinmek durumunda kaldığımız üniversitede tacizin her türlüsüne karşı mücadelenin önünü tıkayan yönetmeliklere dair çalışmalar son zamanlarda hız kazandı. Msgsü’den,Boğaziçi’nden, Galatasaray’dan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ve İstanbul üniversitesinden kadın hocalar ve öğrencilerin çalışmalarıyla var olan yönetmelikleri yeniden tartışmaya

başladık.Yaşanan süreçleri, bu süreçlerde karşılaşılan zorlukları,zamanla ihtiyacı karşılamaz hale gelen yönetmelikleri inceleyerek üniversitede cinsel tacize ve cinsel saldırıya karşı politika belgelerini yeniden yazıyoruz. Bu seneki 8 mart etkinliklerimizde, bu yönetmeliğin yazımı,neleri içermesi gerektiği ve bu aşamada izlenecek yollara dair tartışmaları içermesini umut ediyoruz.

“Üniversitenin kapısından girdiğimizde “gerçek” dünyanın, tacizin, her türlü saldırının dışarıda kaldığına, cinsel taciz ve cinsel saldırının “eğitimsizliğin, cahilliğin” bireysel bir ürünü olduğuna inanmamızı isteyenlerin sözünü karşı koymaksızın kabul ederiz. Çünkü artık ‘arınmış,temiz dünyanın’ akademinin içindeyizdir. Yüksek tahsil,

çerçevelerinden duvarların görünmediği diplomalar, temiz kıyafetler.. Korkulacak hiçbir şey yoktur. Sanıyoruz ki kapı erkekliğimizi,erkekliklerini, iktidarı, ezen ve ezilen olma pratiklerimizi dışarıda bırakacak. Sanıyoruz ki üniversite sokaktan soyut, sokaktan başka..Sokak değişir,üniversite değişir. Ya da belki de üniversite değişir sokak değişir! Üniversite değişir dünya değişir..!” 5 mart’ta düzenleyeceğimiz atölyede zihinlerimizde ayrıcalıklı bir mekan olarak kurguladığımız üniversitenin, dünyadan sokaktan ayrı olamayacağını, bu sebeple tacizin ve saldırının her türlüsünü yaşadığımızı ve bunlarla nasıl yüzleştiğimizi konuşacağız. Her türlü taciz ve saldırıya karşın nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğini, nasıl başaçıkacağımızı, susmadan sesimizi nasıl duyurabileceğimizi anlamaya çalışarak; kendinin küçük ama faydasının büyük olacağına inandığımız tacizle mücadele el kitapçığının içeriğini tartışacağız. Etkinlik;kadın ve kadınlık durumu yaşayan tüm öğrenci arkadaşlarımıza açıktır.

6 mart’ta gerçekleşecek ikinci atölyede ise üniveristelerdeki cinsel tacize ve cinsel saldırıya karşı politika belgelerini kadın ve kadınlık durumu yaşayan tüm öğrenci,akademik ve idari personel ile tartışacağız.

ŞUBAT 2012 SAYI:2

Page 2: yırtmaç 2.sayı

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Hayır! msgsü kadın araştırmaları kulübü’nden kadınlar olarak kadına yönelik şiddete,tacize,tecavüze karşı ,isyanımız var dedik ve bu isyanı okulumuz-da da çeşitli eylemlerle dile getirdik.

kadın cinayetleri ve kadına yönelik her türlü şiddet, tesadüfi ve bireysel değil, politiktir.Bizde şiddettin öznesi erkeği görünmez kılan medya ve onu bilinçliolarak üreten devlet politikalarına karşı çıkarak şiddeti uygulayan erkektir,şiddet erkektir dedik.

25 kasım öncesi eğitim-sen’de diğer üniversi-telerden kadınlarla bir araya geldik.

üniversitelerde,kadına yönelik şiddet haberleri derle- yip astığı-mız bir pano yaptık ve ortasına,herkesin kendiy-le yüzleşmesini sağlayabilmek için ayna yerleş-tirdik.herkes kendi şiddet tanımını yazdı başka bir panoda,kimi megafonu alıp isyanını dile ge-tirdi.biz kadınlar okulda da 25 kasımda yapılan akşam yürüyüşünde alanda da hep beraberdik. ‘Kadın cinayetleri politiktir.’ Diye hep beraber bağırdık. Şiddeti uygulayanın bir grup denge-siz, sapık, cani, barbar,kıro,cahil,okumamış, maganda, suça yatkın adam olduğu dillerden düşürülmüyor. Oysa biz biliyoruz ki, ‘erkek şiddeti münferit veya tesadüfi değildir’ , erkek egemen sistemin bir ürünüdür.Haykırıyoruz: erkek olan şiddet,gücünü adalet sisteminden ve yasalardan alıyor. “erkek vuruyor,devlet ko-ruyor.”

Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz erkek egemen sistem ortadan kalkana kadar devam edecek.

YaŞaSıN KaDıN DaYaNıŞmAsI!!!

Bütün bölümleri cinsiyetçi ifadeler içeren BKM Mutfak tarafından yılbaşı programı için hazırlanan reklam fragmanı ve yayınlanan bölümde yine aynı söylemleri işittik ve bunun üzerine sosyal medyada bu konuyla ilgili bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Face-bookta oluşturduğumuz “BKM Mutfak tara-fından taciz edildim” sayfamızda konuyla ilgili tepkilerimizi dile getirdik.

“BKM MUTFAK TARAFINDAN TACİZ EDİLDİM! Bugüne kadar oynanan, BKM Mutfak ekibi tarafından yazılmış neredeyse tüm skeçlerde karşılaştığımız kadına ve kadınlığa yönelik aşağılayıcı tavır “Çok Güzel Hareket-ler Bunlar 2012 Yılbaşı Özel” fragmanıyla beraber ta-hammül sınırımızı aşmıştır. Ekibin espri anlayışı, cinsiyet-çi şakalar ve kadına yönelik şiddetten ibarettir. Böylesine hassas bir konuda gösterilen yaklaşım, yazılan skeçler çözüm üretmek yerine tacizi güldürü ögesi haline getirip meşrulaştırmaktadır. Tacizin ayyuka çıktığı bu günlerde tacizcilerin deşifre edilmesinden yanayız! Reyting uğru-na kadın üzerinden yapılan bu primler, ekibin derbeder olmaması adına(!), son bulmalıdır. BKM Mutfak ekibi tüm kadınlardan özür dilemelidir!”

“BİZİM SOKAK KİMİN?” “ Kendi adınızla var olmak ne zaman önemlidir? Eğer adınız yasak-lanan bir dildeyse, eğer adınızla var olmak yerine lanetlenmekten kurtulmak için adınızı gizlemeniz dayatılıyorsa, eğer kimliksizleşti-rilmeye karşı kimlik mücadelesiyse, eğer varlığınız unutturulmaya çalışılıyorsa, görünmezliğe itiliyorsanız...Yoksa adınızın ne olduğu önemsiz bir detay olduğu gibi, elbette kim olduğunuzun cevabını da vermeyecektir.”* Şiddet, sokakta egemen olandır. Sokağa çıkılmaz, sokaklar iktidarın cümlelerini taşır. Sokakların başları tutulmuştur; sokaklardan giril-mez dahası çıkılmaz da.”

Geçtiğimiz aylarda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu sosyolog Pınar Selek’in aynı zamanda yüksek lisans tezi de olan Maskeler, Süvariler, Gacılar’ı Esmeray, sosyoloji bölümü hocaları, öğrencileri ve konuklarıyla birlikte tartışıldı. “Nasıl bir sosyolojinin?” konuşulduğu atölye oldukça keyifli geçti.

Page 3: yırtmaç 2.sayı

Gelsin baba, gelsin koca gelsin devlet gelsin cob!

İnadına İSYAN, inadına İSYAN,İnadına ÖZGÜRLÜK!!

Mimar Sinan GSÜ’de Kadınlar neler yapıyor temalı bu yazıya gi-rizgah yapmak ister idik ama, yerimiz dar, söyleyeceğimiz çok. Geçtiğimiz yıl 8 mart dünya kadınlar günü kapsamında yaptığımız, toplantılar, sonucunda Mor Baykuş Etkinlikleri ortaya çıktı. Bir dizi atölye, panel ve film gösteriminden oluşan çalışmalar , temelde bir “farkındalık” yaratma amacı taşıyor. Sürecin kolay olmadığını kimsecikler inkar edemez tabi; bürokrasi yuvası olan üniversiteler-de, “özgür” çalışmalar yapabilmek için epeyce çaba sarf ettik. Hem erkek dünyayla hem de kendi içlerindeki erkekle mücadeleye tutu-şan kadın öğrenciler olarak, konuyu üniversite gündemine getirttik ve de bu çoktan seçmeli “kadın etkinlikleri haftası”na başladık.

8 mart’ı kutlamakla birlikte neden bir isyan günü olarak kabul ettiğimizi, Kadın Hareketi’nin tarihini,neden feminist olduğumu-zu ya da neden olmadığımızı Kürt Kadın Hareketini, Tacizi ve her türlü şiddeti, sanatta cinsiyeti, kentte kadını konuştuğumuz bol sohbetli, bol beyin fırtınalı ve paylaşımlı atölyeler gerçekletirdik. Atölyeler kadınlık deneyimi yaşayan herkeslere açık geçti. Öyle alanında uzman profesörler ordinaryuslar falan da beklenilmesin; konu üzerine çalışan genç kadın araştırmacılarla karşılıklı deneyim paylaşımında bulunduk.

Peki neydi bizim bir araya gelmemizi sağlayan şeyler? kadın olmak-tan ötürü sokakta, işte, otobüste, evde yaşadığımız maruz bırakıl-dığımız taciz, üniversitelerde çok daha “akademik” bir üslupla ya-şandı, yaşanıyor. Bir yaptırımın olmaması, üniversite yönetiminin, öğrencilerin iktidarın ezdiği bir pozisyona mahkum edilmeye çalışılmasından sebep sessiz kalması; “tacizci” “AMA” akademik insanları daha da cesaretlendiriyor. AMA diyoruz çünkü akademik güç tacizin üstünün örtülmesine, tacize karşı ses çıkarılmasına kar-şı gerçek bir GÜÇ. Taciz, kadının suçu, utancı değildir! Aksine, ta-cizciler afişe edilmelidir. Biz mimar sinan’dan kadınlar, böylesi bir meselenin üzerine bir araya geldik. paylaşarak ve çoğalarak, bütün bunların üstesinden birlikte gelmeye çalışıyoruz.

Bu çalışmalar yapılırken sanılmasın ki; asık suratlı, ciddiyetle ça-lışan kişilere dö- nüşüyoruz. Hele çirkin hiç değiliz. (!) ( vodka fantezili atasözlerine hiç kulak asmıyoruz) Tam aksine, bi şeyleri başarabilmemizin nedeni; birlikte eğlenerek, söyleşerek ve paylaşarak dayanışıyor ol-mamız. Bu süreçte diğer üniversitelerdeki kadın arkadaşlarla iletişebilirsek, çok daha şahane bir çalış- ma, çok daha “farkında” bir dizi kadın et- kinlikleri gerçekleştirmiş oluruz. Atölyelere, film gösterimlerine, kadın-ların “sıkıştırılmaya çalışıldıkları dünya”dan, “başka bir dünya” için mücadele etmeye hep birlikte katkı sunmak ümidiyle der, yazıyı da bu duygusallıkla noktalarız.

MSGSÜ KADIN ARAŞTIRMALARI KULÜBÜN’den KADInLAR

...VE EVET DÜNYAYI İSTİYORUZ!

Üniversitelerde, akademilerde son zamanlarda gittikçe yaygınlaşarak ar-tan cinsiyetçi, ırkçı söylemlerin son örneği geçen hafta yapılan “Toplum-sal Etkileşim Analizi” dersinde vuku buldu. En basit haliyle, kadınlardan şair olamayacağını, kadınlarda şiir yazma yetisinin bulunmadığını derste verdiği bir örnekle ifade eden, sınıftan verilen kadın

şair örneklerini “Ben onları tanımıyorum.” diye ‘komik’ bir şekilde cevaplayan, bir sonraki dersinde “Kadına yönelik şiddetin olmadığını, şiddetin sadece giderek artan bir eğiliminin olduğunu, feministlerin bunu ‘abarttığını’ “ söyleyen örtmen bi in-sana 28 Şubat tarihinde yapılan “Toplum-sal Etkileşim Analizi” dersinde bir grup Kadın Araştırmaları Kulübü öğrencisi kadın tarafından bir protesto gerçekleştirildi. Ders başlamadan önce sınıfın duvarlarını ve tahtayı kadın şairlerin şiirleri ve şiir kitaplarının kapaklarıyla donatan, bildirilerini dağıtan kadınlar, öğretim üyelerinin ‘öğretici olmanın arkasına sığınarak’ derslerde sarfettikleri cinsiyetçi, ırkçı söylemlerine karşı bu protestoyu gerçekleştirdiklerini, bu eylemlerin uzun süreli, mücadelenin sonucunu alana kadar devam edeceğini belirtip, “Artık üniversitelerde kadının aşağılanmasına (yanlış anlaşılmasın, yüceltin de demi-yoruz!), kadın düşmanlığına, cins ve cinsiyet ayrımcılığına, ırkçılığa ve faşizme karşı;size inat susmuyoruz,SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ, başkaldırıyoruz!” diyerek eylemlerini sona erdirerek derslerini karşılıklı(!) bir dikkatle tamamladılar.

Page 4: yırtmaç 2.sayı