36
Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Mart 2010 Yıl: 4 Sayı: 39

Yıl: 4 Sayı: 39 Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Mart 2010somuncubaba.net/pdf/0113/cocuk.somuncubaba.net-2010-003-0039.pdfUnutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz!

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Mart 2010

Yıl: 4 Sayı: 39

Tezhip: Betül OKKA

(Bir Hadis)

“Dua, mü’minin silahıdır ve

dinin dire idir.

Göklerin ve yerin nurudur.”

(Ramuz El-Hadis, s.207)

(Bir Ayet)

“Rabbiniz öyle buyurdu:

Bana dua edin, kabul edeyim.

Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük

taslayanlar a a ılanarak cehenneme

gireceklerdir.”

(40/Mü’min, 60)

Musa Tektaş

Editör’den Merhaba

[email protected]

Sevgili ArkadaşlarYüce Rabbimize her zaman dua ederiz. Bizi yoktan var eden Allah’ımıza

yalvarır, yakarır, ondan maddî ya da manevî bir şeyler isteriz. Dua, Allah ile kul arasındaki iletişim ve ilişki biçiminin gelişimini sağlar.

Aslına bakılırsa genel anlamıyla bütün ibadetler birer duadır. Biz kullar, namaz kılarak, oruç tutarak zekât vererek hac yaparak dua etmiş oluruz. Dua ile Allah’ın yüceliğini, cömertliğini, zenginliğini ve kudreti karşısında, küçüklüğümüzü, çaresizliğimizi, mahrumiyetimizi ve acizliğimizi hissedip ifade ederiz. Dua bir anlamda kulun Allah ile konuşmasıdır. Çünkü Allah, insanı her zaman ve her yerde duymakta ve görmektedir. Şimdi Yüce kitabımızdan ve Sevgili Peygamberimizin yaptığı dualardan örnekler vererek biz de “Âmin” diyelim:

Kur’an’dan Dua Örnekleri:

• “Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ate azabından koru.” (2/Bakara, 201) • “Rabbim! lmimi arttır.” (20/Tâ-Hâ, 114)

• “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle. Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları ba ı la.” (14/ brahim, 40-41) • “Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yükledi in gibi a ır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmedi i eyleri yükleme! Bizi affet, bizi ba ı la, bize acı! Sen bizim

Mevlâmızsın. Kâfirler toplulu una kar ı bize yardım et.” (2/Bakara, 286)

Hz. Peygamberimiz (s.a.v)’den Dua Örnekleri:

• “Allah’ım! Yaratılı ımı güzel yaptı ın gibi ahlâkımı da güzelle tir.” • “Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden

yaptıklarımı, haddimi a arak i ledi im kusurlarımı,benden daha iyi bildi in bütün suçlarımı ba ı la.”• “Allah’ım! Kendimi Sana teslim ettim. Yüzümü Sana çevirdim. imi Sana ısmarladım. Sırtımı Sana dayadım.Ümit ba ladı ım Sen, korktu um da Sen’sin.” • “Ya Rabbi! Sen affedicisin. Affetmeyi seversin.Bütün insanları affet.” • “Allah’ım! Acizlikten, tembel-likten, korkaklıktan cimrilikten, ihtiyarlayıp ele muhtaç

olmaktan ve kabir azabından Sana sı ınırım. Allah’ım!Bana Sana kar ı gelmekten sakınma duygusu kazandır.

Nefsimi günahlardan arındır; çünkü onu en iyi arındıracakolan Sen’sin. Nefsimin sahibi ve efendisi Sen’sin. Allah’ım!

Faydasız bilgiden, ürpermeyen kalpten, doymak bilmez nefisten, kabul olmayacak duadan Sana sı ınırım.”

Dualarınız makbul olsun…

“Rabbim!

Gönlüme ferahlık

ver. İşimi bana

kolaylaştır.

Dilimdeki tutukluğu

çöz ki sözümü

anlasınlar.”

(20/Tâ-Hâ, 25-28)

İçindekilerSomuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir.

İmtiyaz Sahibi ve

Genel Yayın Yönetmeni

Sebahaddin ATEŞ

Basım Tarihi: Mart 2010

Yazı İşleri Müdürü

Hulûsi YAYLA

Yayın Editörü

Musa TEKTAŞ

Grafik Tasarım ve Uygulama

Şenol GÜRSOY

Korhan ŞENOL

Yapımartworks-tr.com

Dağıtım

K.D.D

CTP - Kalıp Çıkış

Bizim Repro: 0 (312) 341 10 20

Baskı & Üretim

Korza Yayıncılık

Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 İskitler / ANKARA

Tel: 0 (312) 342 22 08

Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama

VİSAN İktisadi İşletmesiZaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.

No: 71 (44700) Darende / MALATYA

Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79

www.somuncubaba.net - [email protected]

Somuncu Baba Çocuk Dergisi Mart 2010 Yıl: 4 Sayı: 39

Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve

çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

Ne Dilersen Allah’tan Dile .................... 4

Sırrı ER

Kurnaz Papağan ....................................... 7

Ahmet EFE

Yalnızca Allah’a Dua Edilir .................... 8

Hidayet BEYZA

Bilgin ile Kayıkçı Masalı ......................... 10

Sadık YALSIZUÇANLAR

Yardımlaşmanın Güzelliği .................... 12

Raziye SAĞLAM

Enbiya Suresi ................................................................15

Ali BÜYÜKÇAPAR

Somuncu Baba ve Gül Çocuk .............. 16

Musa TEKTAŞ

24

3Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

12

18

Şiirler ............................................................ 18

Bilgi Hazinesi ............................................ 20

Abdullah DOĞAN

Yardım Ediyorum .................................... 23

Dua .............................................................. 24

Erdal KARASU

Siz Bilirsiniz ................................................ 26

Zeki GÜREL

Bunları Biliyor musunuz? ...................... 29

Yusuf HALICI

Güvercin Postası ...................................... 30

Çocukça Bulmaca ................................... 31

22

4

Sırrı ER

Sevgili çocuklar, Çevremizde ki varlıkları incelediğimiz zaman, canlı veya can-sız birçok varlık görüyoruz. Birbirinden farklı özelliklere sahip bu varlıklar, bizleri hayretler içerisinde bırakıyor.

Dağları, denizleri, yeryüzünü, kısacası tabiatı görüp tanıdığımız zaman hepsi-nin görevlerinin ayrı ayrı olduğunu anlıyoruz. Güneşe, aya, dünyaya baktığımızda hepsinde mükemmel bir denge görüyoruz. Hele canlıların en harikası olan insanı incelediğimiz zaman, şaşkınlık içinde kalıyoruz. Varlıklardaki bu ahenk ve denge bize birçok şey düşündürüyor.

Hiçbir varlık kendiliğinden meydana gelemeyeceğine göre bütün varlıkları yaratan yüce bir yaratıcının olduğunu anlıyoruz. Aklımız ve duygularımız bizi böyle bir sonuca götürüyor.

Bütün âlemleri, bütün canlıları yaratan, güç ve kudret sahibi olan varlığa “Allah” diyoruz. Allah ismi, yüce yaratıcımıza ait özel bir isimdir.

Müslüman olmanın birinci şartı, Allah’a inanmaktır. Allah’a inanan insanlar, Ondan başka bir ilâha tapmazlar. Ona inanmaktan dolayı mutlu

olurlar, gönülleri huzurla dolar. Bizleri yaratan Yüce Allah, sığını-lacak ve huzur bulunulacak tek varlıktır. Allah’a dua ile sığını-

rız. Bu sığınma duygusu, bizlere manevî açıdan huzur ve güven verir.

Sevdiklerimizin korunması, işlerimizin güzel ve hayırlı biçimde sonuçlanması, sağlıklı ve huzurlu

bir ömür gibi isteklerimiz için Allah’a dua eder, Ona sığınırız. Dualarımız yalnızca sözde

kalmaz, çalışma ve davranışlarımızla da niyetimizi dile getirmiş oluruz.

Bazen görevimizi yapamadığımız za-manlar olur. Yanlışlıklar yapar, hare-

ketlerimizden pişmanlık duyarız. Bu pişmanlığımız bizi yine Allah’a sı-ğınmaya götürür. Allah’tan af di-

leriz, ellerimizi açıp yalvarırız. Her ne istersek Allah’tan isteriz. O’nun her şeye gücü yeter.

NE DILERSENNE DILERSENALLAH’TAN DILE…ALLAH’TAN DILE…

4Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Hiçbir şey O’na zor gelmez. Allah’a, içimizden geldiği gibi, samimi olarak yalvarır-sak, Allah da dualarımızı kabul eder.

Her işe başlarken Allah’ın adını anarak başlayalım ve O’na bol bol dua edelim.

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “(Ey Muhammed!) Kullarım sana benden sorarlarsa, muhakkak ki Ben çok yakınımdır. Benden isteyenin duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşmış olsunlar.” (2/Bakara, 186)

Allah, bizi çok güzel yaratmıştır. Bize üstün özellikler vermiştir ki, bu mükemmel-liği beğenmemek mümkün değildir. Bugün çok gelişmiş laboratuarlar olmasına rağmen, yine de göz, kalp, böbrek gibi organların hiçbiri yapılamıyor. Bu organla-rın yenisi yapılamadığı için sık sık “organ bağış kampanyaları” açılmaktadır.

Bize bu kadar önemli ve faydalı organlar veren Allah’a şükretmemiz gerekir. Çünkü O bize sağlık vermiştir, mutluluk vermiştir. Çevremizi bin bir türlü nimetler-le donatmıştır. Biz de bir kul olarak, üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz.

Allah, bize “kendisine ibadet etmemizi” emrediyor. Allah’a ibadet eden insanlar, gönül rahatlığı içinde yaşarlar. Kendilerini güçlü ve güvende hissederler. Borçlarını ödemiş bir insanın rahatlığı içinde olurlar.

Biz Müslümanlar, yalnızca Allah’a ibadet ederiz. Bütün isteklerimizi O’ndan is-teriz. İslâm dini, Allah’tan başka bir varlığa tapmayı ve ibadet etmeyi yasaklamış-tır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah’la beraber başka bir tanrıya tapıp yalvarma, O’ndan başka ilâh yoktur...” (28/Kasas, 88)

Sevgili çocuklar, bizler, Allah’ın emirlerini yerine getirirsek, hem bu dünyada hem de öbür dünyada mutlu oluruz.

5Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

6Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

engin bir tüccarın, kafes içinde beslediği değerli bir papağanı vardı.

Günlerden bir gün Hindistan’a gitmek isteyen tüccar, ev ahalisinin her birine bir hediye getirmek istedi. Neler arzuladıklarını öğrendi ve nihayet papağana dönüp:

- Sana ne getireyim? diye sordu.

Papağan:

- Ben hiç bir şey istemem. Yalnız o diyarda benim akrabalarımı görürsen halimi anlat. Bir kafes içinde hapis hayatı yaşadığımı, bu halden kurtulmam için ne yapmam gerektiği-ni sor. Onlardan bir söz, bir hareket görürsen, geldiğinde bana anlat dedi.

Tüccar yola çıktı. Günlerce, haftalarca gittikten sonra Hindistan’a ulaştı. Bir ormanda neşeyle uçuşan papağanları görünce onlara, kendi papağanının halini anlattı. Tam bu sırada papağanlardan biri çırpınarak daldan düşüp öldü! Tüccar:

- Eyvahlar olsun, galiba benim papağanımın akrabasıydı. Onun acısına dayanamayıp öldü. Keşke bir şey anlatmasaydım diye hayıflandı.

Günler sonra memleketine dönen tüccar herkesin hediyesini dağıttıktan sonra kafesin içindeki papağanının yanına geldi ve olup bitenleri anlattı.

Yine umulmadık bir şey oldu ve güzel papağan ah çekerek yere düştü. Kaskatı olmuş, sanki bir anda son nefesini verip ölmüştü.

Tüccar bu işe daha çok üzüldü. Çaresiz, değerli papağanı kafesinden çıkarıp bir kenara attı, Papağan tüccarın elinden kurtulur kurtulmaz neşeyle uçup yüksek bir ağacın dalına kondu. Sonra da olanları anlamaya çalışan tüccara dönüp şunları söyledi:

- Hindistan’daki arkadaşım o hareketiyle bana öğüt vermiş, kendisi gibi ölü numarası yaparsam kafesten kurtulacağımı anlatmıştır. Çünkü bir papağanın kafese konulma-sına sebep güzelliği, konuşması ve neşesidir. Onlar olmadığı zaman kimse yüzüne bile bakmaz, işte sen bile beni ölü zannedip kafesten çıkardın. Akıllıca bir oyunla özgürlüğüme kavuştum. Şimdi gidiyorum, kal sağlıcakla...

Papağan bunları söyledikten sonra daldan dala uçarak gözden kayboldu.

KURNAZ PAPAGANKURNAZ PAPAGANYazan ve Çizen: Ahmet EFE

Z

7Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

YaY zaann veveveveeveveeeeevevevevee ÇÇÇÇÇÇiiiizzziiii enn Ahhmeett EFEFEE

Hidayet BEYZA

YALNIZCA ALLAH’A DUA ED L RDua, yakınlık ve sevgi temeli üzerine kurulan, insan ile Allah arasında iletişimi sağla-

yan en önemli ibadettir. Dua; insanın, Yüce Allah’a seslenmesi, ondan dilekte bulunma-sı, sevincini, üzüntüsünü onunla paylaşması, ondan yardım dilemesi ve ona sığınmasıdır. Bu durum onu Allah’a yakınlaştırır. Dua, insanın Allah ile arasındaki iletişimi daha canlı ve sürekli hale getirir.

Yüce Rabb’imiz Kur’an’da “Gerçek dua ancak onadır...” (13/Ra’d, 14) buyurmaktadır. Dua yalnızca Allah’a edilir. Dinimizde dua bir ibadettir. Ve ibadetlerin özü ve en değerlisi-dir. Allah kendisine dua edilmesini ve dua edildiğinde duyacağını bildirmiştir. Çünkü O, insana hayat damarlarından daha yakındır. Sonsuz güç ve şefkat sahibi olan Allah, insanlar için bir yardımcı, destekleyici, koruyucu ve kollayıcıdır. Ona hangi dilde ve ne şekilde dua edersek edelim, o bizi duyar ve dualarımızı kabul eder. O güçsüzlerin, çaresizlerin, yardıma ihtiyacı olanların yardımcısı ve en büyük dostudur.

Sabah evden çıkarken, bir işe başlarken Allah´a dua eder ve ona sığınırız. Annemizin, ba-bamızın, sevdiklerimizin ve kendimizin sağlıklı olması için dua ederiz. Sınavlarımızın iyi geçmesi, vatanımızın, milletimizin ilerlemesi, barış ve huzurun olması, işlerimizin iyi gitme-si için Allah´a dua eder ve ondan yardım dileriz. Verdiği nimetlerden dolayı ona şükreder ve sahip olmayı istediklerimiz için istekte bulunuruz. Örneğin; Sınava girerken “Allah’ım bana yardım et” diyerek dua ederiz. Yolculuğa çıkan birisi için “Allah kazadan, beladan ko-rusun” deriz. Sabah okula giderken annemize, babamıza veya diğer aile bireylerine “Allah’a ısmarladık” deriz. Onlar da bize güle güle git, “Allah zihin açıklığı versin” diyerek dua ede-ler. Bir hastaya geçmiş olsuna gittiğimizde “Allah acil şifalar versin” diyerek iyileşmesi için dua ederiz. Ölen bir kimse için “Allah rahmet eylesin” deriz. Sınava girecek için “Başarılar dilerim” deriz. Ayrıca;

Allah’a yakın olmak, onun sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için,

Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek için,

Kötülüklerden, bela ve afetlerden korunmak için,

İyi bir insan olmak, güzel ahlak ve davranışlara sahip olmak, doğru yoldan ayrılmamak için, Dileklerimizi ve isteklerimizi gerçekleştirmesi için Allah’a dua ederiz.

Dua etmenin bir diğer faydası da Rabbimizin anıldığı yere rahmet meleklerinin inmesi-dir. Camilerde hissettiğimiz huzurun sebebi budur. Bizleri dua eder gören melekler günah-larımızın bağışlanması için Allah’a yalvarırlar. Ayrıca dua ederken tahmin edemeyeceğimiz kadar çok sevap kazanırız. Çünkü “Dua bir ibadettir.” İbadetlerimiz bizleri Allah’ın sevgisini kazanmaya ve cennete götürür.

8Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

9Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Yazan: Sadık YALSIZUÇANLAR

B LG N LE KAYIKÇIMASALI

10Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Kibirli olduğu her halin-den belli olan ünlü dilbilgini, sahile geldi. Sandalla karşı-ya geçecekti. Müşteri bek-lemekte olan Kayıkçı’ya ses-lendi. Kayık yaklaştı ve bin-di. Biraz yol aldıktan sonra, Kayıkçı’ya, ‘dilbilgisinden an-lar mısın?’ diye sordu. ‘Ben’ dedi Kayıkçı, ‘cahil bir

kayıkçıyım efendim, dilden de bilgisinden de anlamam.’

Bilgin, ‘vah vah’ dedi, ‘senin adına çok üzüldüm, ömrü-nün yarısı boşa geçmiş.’Acıyarak bakıyordu ona.

Biraz daha yol aldılar. Denizin tam ortasındaydılar, sahil gözden yitmişti. Kayıkçı telaşlandı, sık sık göğe bakı-yor, toplanan kara bulutlar-dan kaygılanıyordu.Öteki, ‘hayrola’ dedi, ‘bir so-

run mu var?’Kayıkçı, ‘şimdilik yok ama sa-

nırım olacak’ dedi.‘Nasıl yani?’ diye sordu

Bilgin.

Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri artık Rabbi ve O’nun Re-sulü tarafından çağrılıyordu. İnsanları irşad etme emane-tini Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’ne tes-lim etti. Ertesi gün her zamanki gibi Kur’an-ı Kerim okuy-

11Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

‘Beyim’ diye sordu Kayıkçı, ‘yüzme bilir misin?’ ‘Hayır’ dedi Bilgin.‘Az sonra’ dedi Kayıkçı, ‘ömrünün hepsi boşa çıkabilir.’Kekeleyerek, ‘ne demek istiyorsun?’ diye sordu Bilgin.Kayıkçı, istifini bozmadan, ‘demek istediğim şu ki, dil bilgisiyle bu

fırtınaya karışı konulmaz. Bu konuşulan dilin bilgisini öğrenmekten-se, yüreğindeki dilin bilgisine erseydin senin için daha hayırlı olurdu.’

‘Siz dua etmeye başlayın beyim’ dedi Kayıkçı, dümeni daha sıkı kavradı. Çok geçmeden siyah bulutlar çoğaldı, göğü büsbütün kapladı. Rüzgâr şiddetlendi, yağmur başladı. Fırtına büyüdükçe kayık sallanıyor, Kayıkçı sandalın selametle yürümesi için çabalayıp duruyordu. Çabalıyordu ya, Kayıkçı’nın çırpınması boşaydı, kayık batmak üzereydi. Bilgin’in korkudan beti benzi atmış, tir tir titriyordu.

YARDIMLA MANIN GÜZELL

Kedi Camgöz’ün Günlügü

12Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Sevgili Çocuk Dostlarım

Hafta sonu Ömer’in babası hepimizi gezmeye götürdü. Birkaç gündür kar yağdıktan sonra Pazar Günü hava açınca Abant’a gittik. Oralarda hala çok kar vardı ama etraf çok güzel görünüyordu. Akşama kadar kayak yaptık, karlarda bata çıka yürüdük, arada arabaya binip ısındık ve en güzeli de mangalda sucuk yedik. Çok güzel bir gün geçirdik.

Dönüşte İstanbul’a yaklaşırken birden bardaktan boşanırcasına yağmur yağ-maya başladı. Narlıbahçe’ye geldiğimizde neredeyse sokaktan aşağı doğru sel gidiyordu. Aşağı mahallede ise o sırada gerçekten sel gitmiş. Dört ailenin evini su basmış ve aileler sokakta kalmış.

Hafize Teyze bunu duyunca hiç durur mu? Birlikte hemen aşağı mahalleye gittik. İnsanların durumu içler acısıydı. Çok üzüldük. Evlerini su basan ailelerin üstleri başları ve eşyaları çamur içindeydi. Çok üzgün bir şekilde bir kenarda oturuyorlardı. Orada Pamuk adında ev kedisi bir arkadaşımız vardı. Durumu-nu merak ediyorduk. Hafize Teyze sel yüzünden sokakta kalan bir ailenin yanına vardı ve “Geçmiş olsun.” diyerek onları kendilerinde kalması için davet etti. Bütün eşyaları çamur içinde kalmıştı. Hepsi çok üzgündü. Hafize Teyze’nin bu davetine çok sevinerek hemen kabul ettiler.

Onlar hep birlikte giderken biz Pamuk’u aramaya başladık. Biraz sonra gördük ki Pamuk bir ağacın dibinde uzanmış, yorgunluk ve korkudan gözlerini açamaya-cak haldeydi. Bembeyaz ve her zaman taranmış tüyleri şimdi çamurlu ve karma-karışıktı. Sarı ile yanına yaklaşıp bizimle gelmesini söyledik. Çok sevindi. Üçümüz Hafize Teyze’nin arkasından yürümeye başladık. Hafize Teyze dönüp de Pamuk’un o halini görünce yanımıza geldi. Islak tüylerini okşayarak “Yavrucuğum ne kadar da ıslanmış ve üşümüşsün. Şimdi bize gidelim de bir güzel tüylerini temizleyelim.” dedi.

Narlıbahçe’ye girerken, sokağın diğer kedileri Pamuk’un haline bakıp gülme-ye başladılar. Sarı ile ben onlara öyle bir baktık ki, onlar yaptıklarından utanıp sessizce “miyavlayarak” geri döndüler.

Raziye SAĞLAM

13Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

O gün ve daha sonraki bir hafta Hafize Teyze’de kaldılar. Bu arada komşular birlik olup su basanların evlerini ve eşyalarını temizlediler. Bütün mahalle iyilik yapma yarışındaydı sanki. Hafize Teyze ise onların içinde en çok gayret edeni, belki de en mutlusuydu. Zor durumda olan herkese yardım etmekten ayrı bir keyif alıyordu sanki. Bunu onlar için çeşit çeşit yemek yaparken, hafif bir şarkı mırıldan-masından anlıyorduk.

Hoşçakalın

13

Ali BÜYÜKÇAPAR

ENB YA SURESSevgili Çocuklar!

Kur’an-ı Kerim’in yirmi birinci suresi Enbiya Suresidir, yüz on iki ayettir.

Enbiya isminin çocuklara ad olarak verildiğini hatırladınız değil mi? Milletimiz dinine işte böyle değer vermiş orada gördüğü güzel-likleri yaşatmak için neler yapmış neler.

Lut, İshak, Yakup, Nuh, Davut, Süleyman, Eyup, İsmail, İdris, Zül-küf peygamberlerin yapıp ettikleri hakikat hep aynı idi. Dillerinde Allah’ın adı, gönüllerinde dinin sevgisi vardı.

14Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Arkadaşlar!

İnsanlar, bitkiler, hayvanlar, canlı cansız maddeler boş yere yaratılmamıştır. Hayat tesadüfen süren, rast gele devam eden bir sistem değildir. Onun bir var edicisi ve yaratanı vardır.

Yaratılmış olduğumuz hakikatini unutmayalım.

Aklımız, duygularımız, sosyal çevremiz bize hayatın gerçekle-ri hususunda bilgi vermekle beraber bizleri yaratan yüce Mevlâ’da peygamberleri vasıtasıyla yaratılış sebebini hatırlatmakta, İslâm’a davetini tekrarlamaktadır. Çevremizdeki düzen ve intizam bunun bir sahibi olduğunu söyler.

Bütün insanlar ölümlüdür. Kur’an-ı Kerim bu hakikate bu sure-de bir kere daha işaret ederek, ölüm hakikatinin unutulmaması ve insanların bu gerçeğe her zaman hazırlıklı olmaları gerektiğine vur-gu yapılmaktadır.

Hz. Muhammed (s.a.v) âlemlere rahmettir. O’nun getird-ği Kur’an çağlar üstü, evrensel bir kitaptır; soy sop, ırk veya kültürel çevre farkı gözetmeksizin insanlığa hitap edip birlik, kardeşlik, adalet, eşitlik ve yardımlaşmaya çağırmaktadır.

Dinimizin kıymetini bilelim, kelimeyi şehadeti dilimizden düşürmeyelim.

15Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

V

16Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Yazan: Musa TEKTAŞÇizen: Çağrı CEBECİ

Gül Çocuk, Somuncu Baba’dan dua ilgili bilgiler öğreniyordu.

SOMUNCU BABAve

GÜL ÇOCUK

DUA

Dua nedir?

Dua, insanınbütün benli iyle Allah’a yönelerek maddi ve manevi isteklerini O’na arz etmesidir.

Cenabı-ı Allah Bakara suresinin 186. ayetinde, “Bana dua edince dua edenin

duasına cevap veririm. O halde, do ru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”

buyuruyor.

Peygamberimiz ise “Allah katında

duadan daha kıymetli bir ey yoktur.”

buyuruyor.

Duainsana

nasıl biretki

yapar?

Dua,insanımaneviaçıdan

geli tirir,psikolojikolarak

rahatlatır.

Peygamberi-miz duanın

önemihakkında ne

buyuruyor?

Ki i sadecekendi için midua eder?

Ki i kendisi için duaetti i gibi ba kaları için de dua

etmelidir. Üstelik sadece insanlar için de il, canlı cansız bütün

varlıklar için dua edebilir.

YüceAllah, dua etmemiziçin ne

buyuruyor?

17Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Duainsananeyi

ö retir?

Duaetmeninbir vaktivarmıdır?

Sadece sıkıntılı zaman-larda mı dua edilir?

nsan, geni lik ve darlıkta, zenginlik ve fakirlikte, gençlik ve ihtiyarlıkta,

sevinç ve üzüntüde, sa lık ve hastalıkta, kısacası her durumda dua etmelidir.

Her zaman dua edilebilir. nsan

Allah’a her zaman yönelmeli, ondan

her zaman istekte bulunmalıdır.

Dualarkabulolur

de il mi?

Harami ler için

duaedilir mi?

Hayır. Helal ve temiz eyler için dua edilir. Allah’tan haram,

yasak ve kötü eyler dile-mek, hem duanın ruhuna ve

amacına hem de kullu a aykırıdır.

Allah’tan samimi olarak bir ey istendi inde bunun mutlaka

kabul edilece i dü üncesi kaybedilmemelidir. “Ben

dua ettim ama kabuledilmedi.” gibi yanlıdü ünceler eytanın

kandırmacasıdır.

Dua eden kimse alçak gönüllü olmayı, eytanın en önemli özelli i olan kibir ve büyüklenmekten uzak

durmayı ö renir.

ÇANAKKALE Topçular dizilecek

Hendekler kazılacak

Bindokuzyüz onbeş de

Destanlar yazılacak

Kan içmeye hazırdı, batılı uygar dünya

Bu amaçla kuruldu, dehşetli muhasara

Demir attı boğaza, on sekiz zırhlı gemi

İtilafçılar Rusya, İngiltere Fransa

Çanakkale ilini, zırhlılarla vurdular

Cehennem toplarıyla, vurdukça kudurdular

Donanma yaklaşınca, şaha kalktı Tabyalar

Marmara’nın dibine, taş gibi batırdılar

Nusret’in Mayınları

Şaşırttı düşmanları

Kahramanca patlayıp

Bozmuştu oyunları

Ezanlar okunacak

Tekbirler duyulacak

Türkün şanlı bayrağı

Göklere konulacak

Turan Ufuktan

18Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

DUALARI KABUL EDEN SEN’SİN SEN

Duaları kabul eden Sen’sin Sen,N’olur kabul et bu dualarımı da!

UçurtmamTüm uçurtmalardan yüksek olsun

ipini saldığımda.Zihin açıklığı ver bana,

Matematik daha kolay girsin aklıma.

Annem daha çok zencefilli kurabiye yapsın

Ve babaannem daha uzun masallar anlatsın bana.Sağıma yatıp gözlerimi

yumduğumdaPeygamberimi göreyim rüyamda.

Ve daha iyi bir çocuk olayım,“Öf” bile demeyeyim anneme ve

babama.Duaları kabul eden Sen’sin Sen,N’olur kabul et bu dualarımı da!

Ahmethan Yılmaz

19Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Abdullah DOĞAN

Mevsimlerden yakınanlara

BiRAZ TEBESSÜM

20Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Bir toplulukta soğuklardan yakınanlar olmuş. İçlerinden biri:- Şu insanoğlu haline şükretmesini hiç bilmez; kışın soğuktan,

yazın sıcaktan yakınırlar, demiş.

Konuşmaya kulak misafiri olan Hoca: - Öyle deme bre cahil, bak bahara kimsenin bir şey dediği var mı? demiş.

Öğüt: Olayları bir bütün olarak değerlendirebilmek olgunluk belirtisi dir. Dünyayı insanlar için sonsuz güzelliklerde ve sonsuz bir ilâhi sanatla yaratan ve her an varlıkta tutan Rabbimize teşekkür etmeyi, şükretmeyi unutmayalım.

BiLGi HAZiNESibni Hatip: (1313 - 1374) Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu ilk

olarak ilmi yoldan açıklayan doktor.

Lagarî Hasan Çelebi: ( 17. yüzyıl ) Füzeciliğin atası, Osmanlılarda ilk defa füze ile uçan bilgin.

Mesudi: (? - 956) Büyük tarihçi ve coğrafyacı. Mesudi günü-müzden 1000 sene önce depremlerin oluş sebebini açıklamıştır. Mesudi’nin eserlerinden

yel değirmenlerinin de müslümanların icadı bir olduğu anlaşılmıştır.

Piri Reis: (1465 - 1554) 400 sene önce bu günküne çok yakın dünya haritasını çizen büyük coğrafyacı. Amerika kıtasının varlığını Kristof Kolomb’dan önce bilen ünlü denizci.

Saliha - Betül Tı lı

21Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

KISSADAN H SSE

Baltayı BilemekBir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erken-

den kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.

İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelen-miş:

- Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?

İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş:

- Ortada bir sır yok... Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.

“Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için caba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmaz-sa olmaz bir koşuldur. Her zaman başarılı, mutlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.”

22Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

YARDIM ED YORUMYaşlı TeyzeFerda, okul dönüşü apartmanın giriş kapısında yaşlı bir teyze ile

karşılaştı. Teyze, üst kattaki komşuya gelmişti. Elinde de ağır bir çanta vardı. Zavallı kadın çantayı taşımakta zorlanıyordu. Ferda, yaşlı teyzenin merdivenleri bu çantayla çıkmasına razı olamadı. “Teyzeciğim, onu bana verin isterseniz. Ben taşıyayım.” dedi.

Teyze gülümseyerek cevap verdi: “Yok kızım, sen yorulursun.” Ferda yine de, “Ben yorulmam teyzeciğim.” diyerek çantayı dör-düncü kata kadar çıkardı. Yaşlı teyze çok memnun olmuştu. “Güzel kızım benim. Günün birinde senin de belin böyle bükülürse yardım edenlerin çok olsun.” dedi.

Arkadaşlar;Yaşlı teyze yardıma gerek olmadığını söylediği hâlde, Ferda

ısrarla çantayı aldı. Sizce Ferda teyzenin çantasını neden taşımak istedi? Ferda’nın böyle davranması, onun yardımsever biri olduğu-nu gösterir. O, insanlara yardım etmeyi sever. Biz, yardıma muhtaç kimseler için böyle gayret göstermeye ‘yardımseverlik’ diyoruz.

23Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

DUAErdal KARASU

24Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

“Her şeyi yaratan, yoktan var eden ulu Allah; güç ve kudretinin büyüklüğünü hayal bile edemeyiz. Ozanın söylediği gibi, senin gücünü ve büyüklüğünü görüyoruz, baktığımız her şeyde…”

Bir yıl önce yeğenimin adını Kahraman koydu babası. Şu sıralar odanın içinde tay tay durmakta. Sevimli mi sevimli… Neşeli sesler çıkarıyor, konuşmaya başlayacak gibi bu günlerde. Akşamları ise karyolasında mışıl mışıl uyuyor. Canım benim, sonra da dişleri çıkacak. Yıllar geçecek, büyüye-cek, üniversiteye gidecek, hayata atılıp evlenecek…

Odanın bir köşesinde kafes içindeki sarı kanarya, dört yumurta yumurtladı yuvalığına. Üstüne yattı günlerce ve yavruları çıktı yumurta-dan. İlkin yavruların gözleri kapalı ve tüysüzdü. Ne çirkin şeylerdi öyle. Anne ve baba kanarya ses verince gagalarını kocaman açıyorlardı. Baba kuş yediği şeyleri sıvı olarak çıkarıp, yavruların gagasına koyarak besledi. Yavru kuşların gözleri açıldı, tüylendiler şimdi. Bir zaman sonra da koca kafeste uç-maya başlayacaklar.

Apartman bahçesinin duvar tarafına bir sıra ceviz fidanı diktirmişti yönetici, ben küçükken. Fidanları suladık, gübreli toprak koyduk. Yemyeşil yapraklı dalları ile büyük ağaç oldu bir sıra ceviz. Yere düşen cevizleri topla-yan çocuklar pek sevindi. Tabi, kargalar da bayram etti. Bahçenin o bunaltan sıcağını da kesti uzun dallarındaki yapraklar. Allah’ım boyum kadar fidanlar-dı bunlar, şimdi meyve veriyor.

Çiçek tarhının içinde, düşen bir simit kırıntısını almış yuvasına doğru taşıyan bir karınca… Kırıntıyı düşürüyor, tekrar alıp taşıyor. Kim bilir toprağın altında nereye götürecek.

25Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Zaman akıp gidiyor süreç içinde, belki bir tanıdığımızı kaybediyoruz o gün, bir yakınımızdan da doğum müjdesi geliyor o esnada… Bugüne kadar nice insanlar yaşamış yeryüzünde. Bilginler, ozanlar, krallar, padişahlar, seyyah-lar, yapı ustaları, savaşçılar, sanatçılar, hattatlar gelmiş geçmiş. Ve kıyamete kadar nice insanlar yaşayacak… Yaşayıp gelip geçecek.

Bizim ve diğer canlıların yaşadığı yeryüzünde dağlar, ovalar, vadiler, çöl-ler, okyanuslar, buzullar, aysbergler var. Tarım alanları, akarsular, yerleşim yerleri ve ormanlarla kaplı… Her gün yeniden doğan, aydınlatan, ısıtan Güneş… Dünya onun etrafında dönüyor ve mevsimler meydana geliyor. Sabah ve akşam oluyor. Sınırları belli olmayan koskoca evrende Güneş, Dünya, gezegenler ve nice yıldızlar var. Henüz keşfedilmemiş gezegenler Dünya’mıza belki de milyonlarca ışık yılı uzaklıkta. Koskoca evrende yaşa-dığımız Dünya; içindekibiz insanlar ve diğer canlılar… İnsanın hayal gücüne sığmayan bir şey bu… Ozanın söylediği gibi, “Allah senin güç ve kudretinin büyüklüğünü görüyoruz baktığımız her şeyde…”

Her şeyi sen yarattın. Ellerimi açtım, gönlüm sana yönelik, dua edi-yorum. “Yüce Allah’ım, ne olur bizleri affet, günahlarımız vardır, bağışla. Allah’ım, dileklerimizi kabul eyle. Ailemi, yakınlarımı, çevremdeki ve uzağımdaki tüm insanları koru ve gözet. Nimetlerinden esirgeme ve bizleri doğru yoldan ayırma… Savaşlar olmasın, insanlar kardeşçe yaşasın, yüreklerinde dostluk filizleri yeşersin. Keyifli bir çocuğun gülücüğü gibi herkes mutlu olsun…”

24 Aralık 1761 tarihinde İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda doğmuşum. Babam Sultan III. Mustafa, annem ise Mihrişah Sultan’dır.

Doğumumda, yedi gün yedi gece şehrayin düzenlenmiş, büyük şenlikler yapılmış. Doğumuna bu kadar çok sevinilen bir şehzadenin eğitimine de ona göre önem verilir değil mi? Çocukluğumda sarayda çok mükemmel bir eğitim-öğretim görme şansım oldu. Yüksek din ve fen ilimleri yanında iyi derecede Arapça ve Farsça da öğrendim.

Osmanlı-Rus Harbi’nde cepheden gelen açı haberlere dayanamayarak üzüntüsün-den vefat eden amcam I. Abdülhamit Han’ın yerine Osmanlı tahtına oturduğum 7 Ni-san 1789’da henüz 28 yaşında idim.

Padişahlığımın ilk günlerinde, 16 Mayıs 1789’da büyük bir divan topladım. Bu toplantıya yüksek derecedeki devlet memurlarının katılmalarını özellikle istedim; çünkü ortak akıl, istişare şarttı. İçteki ve dıştaki meselelerin halli için herkes fikrini söylemeliydi. Toplantıda alınan kararları hemen uygulamaya başladım. İdarî, askerî, siyasî ve ekonomik meselelerin çözüme kavuşturulması için harekete geçildi.

Sevgili çocuklar, bakınız burası önemli: Ekonomik krizin düzelmesi için paraya ihtiyaç vardı. Sarayda bulunan altın ve gümüş eşyanın büyük bir kısmı para yapılmak üzere darphaneye gönderildi. Sarayın bu hareketi ve samimiyeti halk tarafından da desteklendi. Halkımız da altın ve gümüşlerini devlete teslim etti. O zamanlar paramız altın ve gümüştendi ve çok değerliydi. Halkımızın bu fedakârlığı

BilirsinizSiZ

26Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

hakikaten takdire şayandır ve ben bunu hiçbir zaman unutmadım. Müslüman-Türk milletinin devletine güvendiği zaman yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Buna bizzat yaşayarak şahit oldum.

O toplantıda Avusturya ve Rusya ile harplerin devamına karar verilmişti. Rusya ile 1787’den beri Kafkasya ve Balkanlarda devam eden harp, 9 Aralık 1792’de Yaş Anlaşması’yla neticelendi. Böylece savaşın malî külfetinden kurtulmuştuk. Avrupa’da da Fransız İhtilali olmuştu (1789). İhtilal sonrası ülkelerinde meydana gelen hadiselerle uğraşmak zorunda kalan Avrupa da Osmanlıyı bir müddet rahat bırakmak durumundaydı.

Bu barış ortamını iyi değerlendirmek gerekiyordu. Veliahtlığımdan beri düşündüğüm ıslahatları (yenilikleri) gerçekleştirmenin tam zamanıydı. Devlet adamlarından aldığım görüşler doğrultusunda önce askeriyenin ıslahına giriştim. 24 Şubat 1793 tarihinde modern tarzda yeni bir ordu kurdurttum ve adına da Nizam-ı Cedid dedik. Orduya yeni askerler kazandırmak için Ankara, Kayseri ve Konya’da teşkilatlar kurdurttum. Askerin modern tarzda giyinmesi için kılık kıya-fetlerini değiştirdik. Avrupa’dan eğitim yaptırmak üzere subaylar da getirtmiştik. Yeniçerileri de Nizam-ı Cedid askerleriyle birlikte bu yeni eğitime tabi tuttuysak da onlar, bu yenilik ve talimleri kabul etmeyerek birkaç ay sonra eğitimi terk ettiler. Ordumuzun teknik sınıflarını da takviye ettik. Hunbaracı, lağımcı ve topçu ocak-ları için yeni kanunlar yapıldı. Bugün sizleri teknik üniversite dediğiniz bir eğitim kurumunu o zaman İstanbul’da Mühendishane-i Beri-i Hümayun adıyla açtık.

Yeniliklerimiz orduyla sınırlı kalmadı elbette. Mülkî idarede de yenilikler ya-tık. Anadolu ve Rumeli topraklarımızı yirmi sekiz eyalete ayırarak idareye pratiklik kazandırmaya ve halkın yönetime ortak olmasını sağlamaya çalıştık. Ayanların eskiden olduğu gibi yine halk tarafından seçilmesini kanun haline getirdik. Resmî dairelere talimat göndererek halkın işlerini hızlandırmalarını sağladık. İlim sahasında ve ticarette de yenilikler yaptık.

Bir de Avrupa devletlerinde Osmanlı Daimî Elçilikleri kurduk (1793). Elçilerimiz, bulundukları memleketlerin yalnız siyaseti ve diğer ülkelerle olan münasebetle-ri hakkında bilgi toplamakla kalmadılar. Aynı zamanda o ülkelerdeki sosyal ve kül-türel hareketleri, ilmî çalışmaları, teknolojik gelişmeleri ve siyasî yapılanmaları da yakından takip ederek topladıkları bilgileri düzenli bir şekilde raporlar halinde İstanbul’a (Saraya) iletiyorlardı. Biz de oluşturduğumuz millî bilgi bankamızda bu bilgileri biriktiriyor, yeri geldiğinde değerlendirerek yeni politikalar geliştiriyorduk.

Çıkan bu isyanlar sonucunda şehit edildim (28 Temmuz 1808). Laleli Camii yanında babam III. Mustafa Han’ın Türbesine defnedildim.

İyi bir şair, tamburi, neyzen ve hanende olduğumu biliyorsunuz. Kudretli de bir bestekârdım. Güzel sanatlara düşkünlüğüm, açık fikirli oluşum iyi, hoş güzel de; zaaf sayılacak derecede yumuşak karakterli idim.

Beni tanıdınız değil mi? (III. Selim)

27Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Yusuf HALICI

Küçük Okuyucularımıza

Şeymanur ile Bilal birbirini çok seven iki kardeş... Anne ve babalarıyla gittikleri bir misafirliğin ardından yılınher gününe dua armağan etme kararı alıyorlar.

Bazen yedikleri güzel bir yemek, bazen gördükleri güzel bir çek, bazen de tanıştıkları fa-kir bir çocuk ettikleri duanın konusu oluyor.

Sevgili çocuklar! Bu kitapta 365 gün süren bir dua yolculuğuna çıkacaksınız. Şeymanur ve Bilal’le birlikte kedi ve balıkları sevecek, gökyüzüne bakarak hayallere dalacaksınız. Yeni doğacak kardeşleri Burak Emin’i bekleme heyecanı sizi de saracak.

Ne dersiniz? Ellerimizi gökyüzüne doğru açıp bu güzel ailenin ettiği dualara hep birlikte âmin diyelim mi?

Anne-Babalara

Dua çağırmaktır, istemektir, yalvarmaktır. İbadetin özü, imanın gıdası, ruhun cilasıdır. Kulluk vazifesi ve insanlık borcudur. Allah’tan yardım dilemektir. İstekleri

Rabb’ine bildirmektir. Verilen nimetlere teşekkür etmektir. Hayır, yardım ve merhamet dileğinde bulunmaktır. Dua güzel bir ibadettir.

İşte böylesine önemli bir ibadet olan duayı çocuklarımıza eğlenceli bir yolla öğretmek hepimizin görevi... Bu kitap duayı çocuklara en güzel şekilde anlatmak için

yazıldı. Kitabı okuyan bütün çocukların hayatlarının her anına duayı yerleştirmeleri amaçlandı. Amacımızın güzel neticeler doğurması duasıyla…

Yazarı: Ali Karaçam - Hasibe Şahin Resimleyen: Sevgi İçigen Nesil YayınlarıEbad: 22,5 x 22,5 cm. Sayfa Sayısı: 384 Özellikler: 1. Hamur, Ciltli, Büyük boy, Resimli, Renkli.

Baskı: Eylül – 2009

Hikâyelerle 365 Gün DuaHikâyelerle 365 Gün Dua

BunlarıBiliyor musunuz ?

ÖNEMLİ GÜN VE HAFTALAR

Çanakkale Savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istiyorlardı.

Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı’nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır.

Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen İngiliz ve Fransız gemileri ilk olarak 3 Kasım 1914’de boğazın iki yakasındaki birliklerimize ateş açtılar. Günlerce süren çok şiddetli deniz savaşları sonucunda büyük bir bölümü sulara gömülen düşman donanması, geri çekilmek zorunda kaldı.

Çanakkale Boğazı’nı gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşmanlar, toprak-larımıza karadan girmeyi denediler. İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait askerler karadan çıkarma yapmaya

başladılar. Yaklaşık sekiz ay boyunca süren şiddetli kara savaşları sonucunda da başarılı olamayan düşmanlar Çanakkale’yi terk etmek zorunda kamlaştır.

ÇANAKKALE SAVAŞI

Mart Ayınınİlk Haftası

Yeşilay Haftası

12 Martİstiklal Marşı’nın

Kabulü ve Mehmet Akif ERSOY’u Anma Günü

18 MartÇanakkali Zaferi

(Kahramanlık Günü) ve Şehitler Günü

18-24 MartYaşlılara

Saygı Haftası

Mart Ayının Son Pazartesi Günü

Kütüphaneler Haftası

29Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

İlginç Bir HayırseverlikAli annesinden iki lira ister.

Annesi: - Dün verdiklerimi ne yaptın? diye sorar.

Ali: - htiyar zavallı bir kadına verdim, der.

Annesi bu duruma sevinir:

- Çok iyi yapmı sın. Al sana iki lira daha.

Sonra merakla sorar:

- Peki, bu ihtiyar kadınla neden bu kadar ilgileniyorsun Ali’ci im?

- Sokakta elma ekeri satıyor da...

Sevgili Arkadaşlar!...- Balın bozulmayan tek gıda oldu unu

- Karınca iki hafta su altında ya ayabildi ini

- Parmak izi gibi herkesin dil izinin de farklı oldu unu

- Venüs’ün saat yönünde dönen tek gezegen oldu unu

- nsanın kalça kemi inin betondan daha sa lam oldu unu

- Hiçbir ka ıdın 7 defadan fazla 2’ye katlanamadı ını

- Sabahları elmanın kahveden daha fazla uykunuzu açtı ını

- Bir bardak sıcak suyun buzdolabında so uk sudan daha çabuk dondu unu

- Günde 24 saat sayı saysanız 1 trilyona ula manızın 31 bin 688 yıl alaca ını

- Bir yılanın 3 yıl uyuyabildi ini Biliyor muydunuz…

30Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

31Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

32Somuncu Baba Çocuk Dergisi - MART 2010

Hazırlayan: Hamidullah HalıcıÇengel Bulmaca Mart

Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulundu u karelerdeki harfleri a a ıdaki kutucuklara yazarak ifreyi bulun

(Tersi) Bir marangoz ale

(Tersi) lave

Gözleri görmeyenAllah’ın sübûsıfatlarından,

dilemesiBir eker çe idi

Salatada kullandı-ımız bir ye illik

Kuma kesmek için kullanılan

alet

Hira’nın ilk hecesi

Bir bayan ismi

Çocuk bakıcısı

Büyükbaba

6. Sure

(Tersi) Beyaz

(Tersi) Su ta ı-mada kullanılan

bir alet

Vak nde kılınannamaz

Yır cı ku ların en büyüklerinden

Hamurun içine kıyma konularak

yapılan bir yemek.

Hasta üzerinde kesme ve dikme yoluyla yapılan

müdahale,operasyon.

itme organımız

Borçlunun borcu-na kar ılık verdi i

resmi belge

Avuç içi

Bozulan bazı iba-detlerin (yemin, oruç gibi) a edil-mesi için Allah’a vesile kıldı ımız

eylerden biri

Kuzey Amerika Kıtasın’da bir ülke

109. Sure

Bir göz rengi

(Tersi) Vilayet

Türkiye’nin Asya kıtasında bulunan

bölümü

Demir’in ilk hecesi

Sodyum’un simgesi

Tabanın kar ı

Dar ve kalınca tahta

Bilgisayarda belli aralıklarla sekme (atlama) görevi

yapan tu

Kulak al ndaolu an i lik

eklinde görülen bir hastalık

Arıların ballarıdepoladıkları

düzgün al gen yuvacıklar

MüslümanlarınMekke’de toplan-

dıkları ev

Çayı da yapılanbir bitki

Rastgele resim yapma

5 4

3

4

11

1 2 4 6

12

73

8 104 11 73 10 109

3

4

5

6

7

88888888888888889

10

11

12

2

1

Almanya’dan ba -layıp Karadeniz’e dökülen bir ırmak

UBAT Çengel Bulmacanın ÇözümüFRE:

Y L K, NSANLIK SANATIDIR

Albümü

Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde vesikalık fotoğraflarınızın yayınlanmasını istiyorsanız [email protected] adresimize gönderiniz.

Hulusi Çetin

K. Nur Kul M. Enes Kul R. Tayyip Kul Umur Kural

Ünal Afşar

Büşra Ercan

Yahya Çetin

A. Fatma Aktar

Ceren Yiğittürk

Ela Atabek Mustafa AydemirKürşad Atabek Melih Kaçar

O. Hulusi Çetin Ecrin Baykoz H. Arif Kütük

A. Turan Yükçeker Ahmet KalaycıHamza KuşdalZeynep Ercan

Hulusi Kural

Yusuf AfşarCansu Karaaslan Cihan Karaaslan

Som

uncu

Bab

a D

ergi

si’n

in Ü

cret

siz

Eki’d

ir.

“İnsanlar için İslâm dininden daha temiz,

daha mükemmel bir ahlak müessesesi bulmak

mümkün değildir. İnsanlar ne zaman ki İslâmî

kurallara göre yaşamlarını düzenlerler,

İslâm ahlakına uyarlar işte o zaman gerçek

manada olgun bir insan ve gerçek manada

mutlu olurlar.”

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)