146

Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Mevlana_dan Altın Öğütler

Citation preview

Page 1: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 2: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MEVLANA' DAN

ALTIN ÖÔÜTLER

KOZMİK KİTAPLAR

Page 3: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MEVLANA'DAN ALTIN ÖGÜTLER

Derleyen: Ziya Elitez

Yayın Yönetmeni: Ali Dündar

• Basın ve Halkla İlişkiler: Alev Aksakal

•Bilgisayar Uygulama: Adem Şenel • Kapak Tasarımı: Onur Gökalp

Baskı-Cilt: Melisa Matbaası

ISBN: 975-8973-10-X

© Kozmik Kitaplar

KOZMİK KIT APLAR Büyükdere Cad. Tevfik Erdönmez Sok.

Diker Apt. No: 26/5 Esentepe/İSTANBUL

Tel: O 212 273 22 34 Fax: O 212 273 25 19

[email protected]

GENEL DAGITIM: Yeni Çizgi Yayın Dağıtım Ltd. Şti.

Gürsel Mah. Alaybey Sok. No:7 Kağıthane-İstanbul

0212 220 57 70 (pbx) Fax: 0212 222 61 55 İnternet adresi ve online alışveriş: www.yenisayfa.com

Page 4: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MEVLANA' DAN

ALTIN ÖÔÜTLER

Derleyen: Ziya Elitez

KOZMİK KİTAPLAR

Page 5: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 6: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Bu kitabı Bugünlere gelmemde pay sahibi olan, beni yetiştiren Anne

ve Babama şükran ve minnet hislerimle ithaf ediyorum

Page 7: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 8: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MEVLANA MUHAMMED CELALEDDİN-İ RUMİ

Büyük Türk-İslam şairi ve mutasavvufu Mevlana, 30 Eylül 1207' de bugünkü Afganistan topraklarında bulu­nan Belh-Horasan' da doğdu. Belh'in önde gelen alimle­rinden olan babası Bahaddin Veled, Melameti felsefesini benimsemiş bir sufiydi. (Bahaddin Veled'in babası da se­vilen ve sayılan bir din bilgini olan Hüseyin Hatibi'ydi.) Mevlana'nın babası Veled, engin bilgisi ve görüsü nede­niyle "Bilginlerin Sultanı (sultan-ül ulema)" olarak ün sal­mıştı. Annesi ise, Belh emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'du (Mümine Hatun'un annesi de Harzemşahlar­dan bir prenses olan Melike-i Cihan Emetullah Sultan' dı) . Bir emirin kızıyla evli olmasına rağmen Bahaddin Ve­led'in devrin yöneticileriyle arası pek iyi değildi. O yıllar­da Belh' de İslam, en katı kurallar ve yaptırımlarla uygu­lanmaya çalışılıyordu. Gerek derslerde gerek bilimsel tar­tışmalarda karşısında her zaman katı İslami yaptırımı uy­gulamaya çalışan ama İslamla ilgisi olmayan bu kesimi buluyordu. Bahaddin Veled bu hoşgörüsüzlüğe muhale­fet oluyordu. Ama kendisine Belh' de yer olmadığını anla­yan Veled, 1212' de (bazı kaynaklara göre 1218) yaklaşan

-7

Page 9: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

8 -

Moğol istilasını da bahane edip ailesi ve yakınlarını da yanına alarak Belh' den ayrıldı.

İran üzerinden Anadolu'ya uzanan göç yolculuğunda Mevlana, ilk öğretmeni babası sayesinde Ferideddin-i At­tar, Şihabeddin Sühreverdi, Muhyiddin-i Arabi gibi dev­rin en önemli sufileri ile tanışma fırsatı buldu. 1222' de Anadolu'ya ulaştılar. O zamanki adı Larende olan Kara­man'a gelip, Subaşı Emir Musa'nın yaptırdığı medreseye yerleştiler. Mevlana burada 1225'te Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Banu ile evlendi (Gevher den iki oğlu oldu: Sultan Veled ve Alaaddin Çelebi). Annesi Mümine Hatun da burada öldü. İlk oğlu ve ileride Mevleviliğin kurucusu olacak olan Sultan Veled de burada doğdu.

1 228' de Anadolu Selçuklu sultanı Alaaddin Keyku­bat'ın çağrısıyla aile, başkent Konya'ya geldi. Mevlana ve ailesi Altunapa (İplikçi) medresesine yerleşti. Konya o yıl­larda Anadolu'nun en önemli kültür merkeziydi. Hem başkent olmasından hem de daha önce buralara göçmek zorunda olan Hristiyanların getirdiği kültürel ve dini mi­raslardan dolayı şehrin görkemli yapıları, medreseleri, sa­rayları vardı. Bu da şehri kültür düzeyi yüksek sanatçı, düşünür ve bilim adamları tarafından çok sık ziyaret edi­len bir yer haline getirmişti. Ayrıca Moğol istilasından ka­çan Doğu'lu bilgin ve sanatçıların da uğrak yeriydi; ki İs­lam'ı Batıya taşıyan etmenler bu dönemdeki hareketlen­melerle gerçekleşmişti. Bu kozmopolit yapı, Konya' da Rumca, Türkçe, İbranice ve Farsça konuşan insanları bira­raya getirmiş ve Mevlana' daki sonsuz hoşgörünün temel­lerini atmıştı.

Page 10: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Mevlana'nın babası Bahaddin Veled, Konya'ya geldik­lerinde kısa sürede kıymeti bilinen, hatırı sayılır, sözü dinlenir bir insan olarak ün saldı. Medereselerde vaazlar vererek bir çok öğrenci yetiştiriyordu. Mevlana da bu şansı değerlendiriyor, babasından dersler almayı sürdü­rüyordu. 1231'de babasının ölümüyle birlikte, mistik eği­timine, babasının da eski öğrencisi olan derviş Seyyid Burhaneddin Muhakkik ile devam etti. Eğitiminin deva­mı ve derinliği için Burhaneddin'in talebiyle Halep ve Şam'a gitti. Yedi yıl süren gezilerini (eğitimini), dönemin önemli sufilerinin yanı sıra, farklı inanışlara sahip derviş, gezgin ya da felsefecileriyle yakın tartışmalar, sohbetler ve fikir alışverişleri yaparak değerlendirdi. Hem babası­nın hem de Seyyid Burhaneddin'in teşvikleriyle, hem de kendi istek ve arzusuyla Arap, Hint ve Yunan düşünürle­rinin yapıtlarını okudu. Engin bilgisi ve davranışlarıyla çevresinde çok sevilen ve aranan biri haline geldi. Böyle­likle medreselerde herkesin ilgisini ve arzusunu çeken dersler vermeye başladı.

Bir gün medresedeki vaazını bitirdikten sonra evine gitmek üzere dışarı çıktığında dikkatini celbeden birine rastladı. (1244 yılında gerçekleşen bu karşılaşma, kimine göre Ekim ayının sonları, kimilerine göre ise Kasım ayı­nın sonlarıdır.) Aralarında geçen ilginç bir diyalogtan sonra Şemseddin Tebrizi ile tanışan Mevlana'nın yaşamı o vakit değişti. Hangi tarikata mensup olduğu ya da kim­den el aldığı bilinmeyen Şems, İran, Irak, Suriye ve Ana­dolu'yu dolaşmış gezgin bir Türk dervişi idi. Agresif ve kırıcı bir konuşma tarzı olan Şems, uzun boylu, yapılı, ga-

- 9

Page 11: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

10 -

rip kıyafetler ve serpuşlar (ki bunlardan biri Konya Mev­lana Müzesi'nde bulunmaktadır) giyen, kendine özgü dü­şünceleri olan biriydi. Bir çok yer dolaşmış, sonunda dö­nemin en önemli ilim irfan merkezi olan Konya'ya gel­mişti. Şems'in kişiliği, bakış açıları, tarzı Mevlana'yı çok etkiledi. Onunla tanıştıktan sonra sık sık sohbet eden, ne­redeyse hiç ayrılmayan, çok yakın iki dost oldular. O sıra­larda yazdığı gazellerde Şems'e olan sevgisini sık sık dile getirdi. ("Senden başka başım varsa yok olsun. Sen_siz yaşar­sam varlığımı yak. Kabe' de de sevgilim sensin, kilisede de", "Aşkımın ateşleri Arş' ı da geçti, ferşi de. Bu ateş içinde Şem­seddin'in yüzünü gizleyemiyorum.") Mevlana, Şems'le olan uzun sohbetlerinden sonra, o güne dek öğrendiği, yaptığı herşeyin Allah yolunda birer araç olduğunu idrak etti. Al­tı ay kadar süren bu yakınlıktan sonra Mevlana' nın çevre­si bu birliktelikten rahatsız olmaya başladı. Mevlana medresesini kapatmış, ailesi, öğrencileri ve yakınları ile çok az ilgilenir olmuştu. Bu nedenle Şems'e karşı muhalif bir çoğunluk oluştu. Mevlana'nın engin bilgisinden, vaaz­larından ve sevgisinden yararlanamadığını düşünen ve başını küçük oğlu Alaaddin'in çektiği bir grup Şems'i Mevlana' dan uzaklaştırmak için bir takım entrikalara gi­riştiler. Sonunda Şems bir gece Mevlana'ya haber verme­den Konya'yı terk etti. Ama bu Mevlana'yı daha da içine kapattı. Derin translarına bu dönemlerde başladı. Ayrılık şiirleri yazıyor, çevresiyle, sevdikleriyle yine daha az gö­rüşüyordu. Mevlana Şems diyor, başka bir şey dilemiyor­du. Mevlana'nın büyük oğlu (ki Şems ve Mevlana ilişki­sinden rahatsız olmayan hatta sohbetlerine katılmaktan

Page 12: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

zevk alan) Sultan Veled, Şam'a gidip Şems'i buldu. Şems tekrar Konya'ya geldi. En önde Mevlana olmak üzere, bü­yük bir törenle karşılandı.

Mevlana, Şems'in dönmesiyle ona daha çok bağlandı. Bu ilgi çevresindekileri yine çok rahatsız ediyordu. Üstü­ne Mevlana, küçük oğlu Alaaddin Çelebi'nin aşık olduğu bir kızı Şems ile evlendirince oğlunu daha da öfkelendir­di. Çelebi bir gece Şems'i arkadaşlarıyla birlikte sıkıştırıp öldürdü. Olayı öğrenen büyük oğlu Sultan Veled, Şems' in cesedini kuyudan çıkartıp bir bahçeye gömdü. Babasının öğrenmesini istemiyordu. (Şems'in öldürülmediği; orta­lıkta dolaşan dedikodular ve entrikalardan çok rahatsızlık duyan Şems'in, nereye gittiğini kimseye söylemeden izirii kaybettirdiği de söylenir.) Şems'in aniden ortadan kay­bolması Mevlana'yı çok derinden etkiledi. Şems'i bulmak umuduyla iki kez Şam'a gittiyse de, Mevlana Konya'ya üzgün ve bitkin döndü.

Şems'siz geçen günlerin ardından, mütevazı bir ku­yumcu olan Selahaddin Feridun ile tanıştı. Şems'e duy­duğu gönül dostluğunu Selahaddin'e de gösterdi. Çevre­nin kıskançlığı ve dedikodular yine başlamıştı. Ama dost­lukları 1259' da Selahaddin Feridun ölene dek tam on yıl sürdü. Artık belirli bir ruh olgunluğuna erişen Mevlana, Selahaddin' den sonra Ahi Türk olan Çelebi Hüsameddin ile karşılaştı (Çelebi adını Mevlana vermiştir). Hüsamed­din'in babası da bir Ahi şeyhiydi. Hüsameddin ve Mevla­na arasındaki mistik doygunluk, Ahilerin de Mevleviliğe olan ilgilerini arttırdı.

- 11

Page 13: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

12 -

Mesnevi'nin yazılmasında Çelebi Hüsameddin'in et­kisi olduğu bilinir. Çelebi'nin ısrarları, Mevlana'yı müthiş eserini yazmaya yöneltti. Mevlana ölene dek (15 yıl ka­dar) süren dostlukları bu sefer kimseyi rahatsız etmemiş­ti. Mevlana'nın ünü yayıldıkça yayıldı, bir çok arif ve der­viş ona geldi.

Ve bir gün hastalandı, yatağa düştü. Ölüm gününü, yeniden doğuş günü olarak gören

Mevlana, 1 7 Aralık 1273'te Konya' da öldü.

Page 14: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

ÖN SÖZ

MEVLANA OKYANUSUNDAN ...

Mevlana (30 Eylül 1207, Belh-1 7 Aralık 1273, Konya) büyük mutasavvıf, gönül eğitimcisi, bir alim, eşsiz bir sa­natkardır. Manzum eserleri Mesnevi ve Divan-ı Kebiri bin­lerce beyit tutar.

Mevlana'nın beş eseri vardır. 6 ciltlik Mesnevi; kaside, gazel, rubai ve şiirlerini içine alan Divan-ı Kebiri; 61 bö­lümden oluşan tasavvufi düşüncelerini anlatan Fihi Mafih; yedi vaazından oluşan Mecalis-i Seb' a; yüz elli mektuptan oluşan Mektt1bat.

Mevlana bir gönül eğitimcisidir. Mesnevi' de insanlara sevgiyi, gerçek aşkı, örnek insan olmayı, güzel ahlak, dü­rüstlük, cömertlik, çalışkanlık, alçak gönüllülük, sabır, iyi­lik etmek, doğru sözlü olmak, başkalarının iyiliğini işle­mek, helal lokma yeır.ek, Hakk'a şükretmek, ibadet konu­larını işleyen yüzlerce hikayeden oluşıır. Kıssadan Hisse alınması gerekir.

Mevlana'mn tasavvufu güzel ahlaktan ibarettir. Di­van-ı Kebiri 21 divan olup, kaside, gazel, rubai ve şiirleri­ni kapsar. Şiirlerinde Mevlana'nın duygu yüklü alemi gö-

- 13

Page 15: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

14 -

rülür; gazellerinde ilahi aşkı ifade eder. Divan' daki ruba­iler, Divan-ı Rubaiyyet adıyla bir kitapta toplanmıştır. Toplam 1725 rubaiyi içine alan tercüme Abdülbaki Gölpı­narlı'ya aittir.

Mevlana'nın tasavvufunda yaradılışın, hayatın ma­

nası aşktır. 61 bölümde toplanmış, meclislerdeki sohbet­

lerinden oluşan .Fihi Mafih adlı eserinde; tasavvufi dü­

şünceleri, şiir telakkisi, dünya ve ahiret, cennet ve cehen­nem, insan, din, iman, aşk, ibadet gibi konular ele alın­

mıştır.

Mevlana'nın tasavvufunda gaye, kulluk ve yokluktur.

Mecalis-i Seb' a adlı eseri 7 vaazından oluşur. Gerçek zen­ginlik mal değil, gönül zenginliğidir. Hakk aşıkları hırs, kibir, kinden uzak, akıllarıyla gafletten kurtulup imana yönelirler. Gönlü temiz, gösterişten arınmış, dünya ve ahirette değil, Hakk'a tapan Allah'ın sevgili kullarıdır.

Mevlana'nın tasavvufunda esas gaye, Gönül sahibine

erişmek ve Cevher olmaktır. MektUbat adlı eseri, çeşitli kimselere yazdığı 150 mektuptan oluşur. Mektupları ayet,

hadis, hikaye ve şiirler süsler. Mektuplar üçe ayrılır: Dev­

let adamlarına nasihatlar, sıkıntıda olanlara maddi-mane­

vi yardım, kendisine sorulan dini ve ilmi konularda ver­

diği yanıtlar.

Mevlana'nın en belirgin özelliği hoşgörüdür. Kimse­

nin hatası dolayısıyla incitilmesini istemez, kendi fikrini

kabul etmeyenleri mahçup etmemek için cevap vereme­

miş görünmeyi tercih ederdi. Dostlarınız .kötülüklerini size anlatırsa, 'bunun sırrını o bilir,' deyip konuyu kapatınız ki

Page 16: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

dünyada dostsuz kalmayasınız; çünkü ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.

Mevlana'nın alçak gönüllü oluşu, gurur ve kibirden uzak oluşu ve bütün düşüncelerine tevazunun hakim ol­

ması, diğer bir özelliğidir. Gtinüller sultanı olması da ayrı bir özelliğidir.

Mevlana, cömertliğini ne dünya hayatına ne de dünya

malına değer vermeyerek ortaya koyardı. Kendisine hedi-_ 15

ye edilen para ve eşyaları muhtaçlara dağıtır; maddi sı­

kıntıdakilere yardım ederken bunu karşısındakini incit-

meden, başkalarına sezdirmeden yapardı. Hazreti Mevlana'mn tasavvufunda gaye, kulluk ve yok­

luktur. Hazreti Mevlana'nın tasavvufunda yaratılışın, hayatın

manası aşktır.

Hazreti Mevlana'nın tasavvufunda esas, gönül sahibi­

ne erişmek ve cevher olmaktır Hazreti Mevlana'nın bir Kamil mürşit olarak manevi

vazifesi, yaratılışın gayesi çerçevesinde, insanların hida­

yetine ve ebedi saadetine vesile olmaktır. Hazreti Mevlana'nın tasavvufu da güzel ahlaktan iba­

rettir. Mevlana'nın nazarında insan son derece değerli bir

varlıktır. Alemden maksat, insandır (Mecalis-i Seb'a, s.45). Mevlana eserlerinde insanı bu üstünlüğünü vurgula­

yarak ele alır; ama "canında bir can var, o canı ara . . . ama dışarda değil, aradığını kendinde ara" (Rubailer 22) bu­yurmuştur.

Page 17: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

16 -

Mevlana, Yaratıkları üçe ayırır: Melekler, hayvanlar, insanlar. Melekler yalnızca akıldır, ibadet ve kulluk onla­rın yaradılışında vardır; hayvanlarda akıl yok yalnız şeh­vet vardır. İnsan ise akıl ve şehvetten mürekkeptir, ibadet ve kulluk sorumluluğu taşır. Yalnız insan, kendisine ayak bağı olan vasıflarından kurtulmalıdır: Şehvete düşkün ol­mak ve karga gibi uzun ömre tamah etmek. Aklın çarmıhı olan bu huylar, insanlık şuuruna yükselmeye manidir.

Mevlana'nın bütün eserleri aşka dairdir. Aşk, hayatın aslıdır, özüdür, kainatın yaradılış sebebidir. Bu düşünce­den hareketle, binlerce beyitte ilahi aşktan söz etmiştir: Aşkın üstünlüğü ve değeri, aşktan nasibi olmayanların zavallılığı.

Mevlana'nın tasavvuf düşüncesinde akıl ve ilim, me­tafizik gerçekleri kavramada yetersizdir. Bunlar insanı bir noktaya götürür ama hedefe ulaştırmaz. İnsan aşktan ka­natlara sahipse, ilmin ve aklın hayal edemeyeceği kadar yücelir.

Mevlana'ya göre; ancak aşkla sevgiliye, Hakk'a bağla­nan gönül muteberdir. İnsan, akıl ile Allah'a ulaşamaz; yarı yolda kalır. İnsan ile Allah arası bir deniz mesafesi ise, yolculuk için yetmez; insan yüzerken yorulur ama ge­miye binen hedefe ulaşır.

Mevlana'ya göre; güneşe delil, yine güneştir. Sana de­lil lazımsa güneşten yüzünü çevirme, buyurmuştur (Mes­nevi I/117). Aşk yüzünden elbisesi yırtılanın hırstan ve ayıptan temizlendiğini; aşkın bütün hastalıkların heki­mi, kibir ve azametin ise ilacı olduğunu buyurmuştur (Mesnevi 1/22).

Page 18: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Mevlana'ya göre, insan dünyadaki geçimi için sanat öğrenir; ahireti kazanmak için de bir sanat öğrenmelidir. Bu din sanatının kazancının da aşk olduğunu öğütler (Mesnevi Il/2618).

Mevlana'ya göre, Allah aşkının dışındaki sevgiler aşk değildir; Aşk, renge ve kokuya bağlı olursa, o aşk değil­dir; kişiye bir utançtır (Mesnevi 1/214).

Mevlana, yaradılışın özünü ve insanın fani benliğin­den yükselişini aşkta bulur; aşksız geçen ömür, ömür sa­yılmaz. "Bu aşka bende kabiliyet yok," deme. Mevlana' ya göre; küll'e aşık olanlar, cüz'e itibar etmez. Cüz'e meyle­den, küllün müştakı değildir (Mesnevi 1/2903).

Mevlana, Mesnevi' deki hikayelerin görünürdeki şe­killerini değil, asıl manasını, gayesini anlamamız gerekti­ğini ifade ederek, "Maksat kıssadan hisse almaktır, yoksa sana hikaye anlatmak değildir," buyurmuştur (Mesnevi 1/ 108).

Mevlana'ya göre, insanlar için bir imtihan yeri olan bu geçici dünyada Allah sevgisiyle yanıp tutuşanların hepsi aynı yollardan geçmiştir; bu aynı zamanda çetin, ıs­tırap ve dertlerle dolu, ama vermeyen bir yoldur. Herke­sin hedefi birdir.

Mevlana, Hakk aşığı insanlara Mesnevi ile mesaj ve­rir, yol gösterir, yürüdükleri yolda yalnız olmadıklarını, onlara rehberlik ettiğini belirtir.

Mevlana'ya göre; toprağa mensup olan vücut yerde kalır, Ruh ise yüce göklerin süsüdür (Mesnevi Il/3811 ) . İnsan ne­rede olursa olsun, görünüşü neye benzerse benzesin; Al­lah aşkına sahipse, onun değeri göklerden yücedir.

- 17

Page 19: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

18 -

Mevlana'ya göre; nasıl ki ayna tozlanınca suretleri gös­termezse, gönül de dünyevi arazlarla kirlenince Hakk' ın teza­hürü gerçekleşmez. O nedenle gönül temiz olmalı, samimiyet ve aşkla dolmalı; hırs, kin, riya gibi duygulara izin verilme­

melidir. Allah suretlerinize, mallarınıza bakmaz; fakat ancak gönüllerinize, amellerinize bakar, buyurmuştur. Velilerin gön­lü, temiz kişilerin secde ettiği bir mescittir (Mesnevi II/31). Allah sevgisiyle dolu gönül, Hakk güneşinin nurunu aksettirir (Mesnevi 1/35). İhlas sahibinin kurtarıcısı, gönül sağlığıdır (Mesnevi II/1329).

Mevlana'ya göre Akıl ikiye ayrılır: Cüz'i Akıl ve Küll-i

Akıl. Cüz'i akıl, ferde akıldır; her zaman öğrenmeye muh­taçtır. Küll-i akıl ise yaratıcı kudretindir; faal olarak yer­yüzündeki herşey küll-i aklın gölgesidir. Akıl, aşk muka­yesesinde aşkın üstünlüğünden yanadır.

Mevlana'ya göre Aklın hususiyeti, neticeyi düşün­

mektir. Nefis ise akıbeti düşünmez. Akıl galip olursa, nef­

sin zayıflar.

Hasta, aklıyla hekime gider; ama aklı, tedavisinde işe

yaramaz. İnsanların akılları birbirinden farklıdır; nasıl ki, güzel­

lerin görünüşleri de başka başkadır (Mesnevi 111/1542). Bazı

akıl, ışıksız yanmayan bir mum gibidir. Bir başkasında ise yıldız gibi parlar (Mesnevi V /762).

Aklı ilim ve tecrübe artırır, böylece insanlar birbirle­

rinden daha tecrübeli olurlar; ancak yaradılıştan olan üs­tünlük, çalışmakla artar (Mesnevi 111/1546).

Page 20: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Hasılı, ilacın faydasının içinde gizli olduğu gibi, her görünen şeyin de hikmeti içinde gizlidir (Mesnevi iV /2900).

Mevlana'ya göre iyi de, kötü de senden yetişmiştir.

Çirkin de, güzel de kendi elinle kazandığındır (Mesnevi.

IIl/3458); Hayat imanla ebedidir. Yoldaşın iman olursa öl­mezsin (Mesnevi IIl/3311). İradi ölüm, zaruri ölüm, ölüm

korkusu, ölüme hazırlık için; "Aşksız olma ki ölmeyesin;_ 19

Aşkla öl ki diri kalasın!" diye buyurmuştur (Rubailer 181).Mevlana'ya göre; insan cüz'i aklıyla ve şahsi görüşle­

riyle gerçek bilgi sahibi olamaz. Herkesin görüş açısı ve derinliği farklıdır. Herkesin kendine has bir görüşü oldu­ğu ve tek olan gerçeğe farklı yönlerden baktığı için, haki­kati bir bütün halinde göremeyip yanılmaya mahkum ol­duklarını belirtir.

Mevlana'ya göre; ilim, Hz. Süleyman'ın mührü gibi­

dir. Dünya bir suret, ilimse onun canıdır; insanlık, ilimle itibar kazanır (Mesnevi 1/1071). Allah sevgisi ilimle elde edilir. İlimden nasibi olmayanlar ve akılsızlar bu sevgiden uzaktır (Mesnevi il /1545). İlim, insana rehberdir. İnsan, ilmiyle bü­tün varlıklardan üstün olmuştur (Mesnevi 11/3361).

Mevlana' ya göre bilgi, gaye değildir; insanı Hakk' a

götüren bir araçtır. "Nefsini bilen, Rabb'ini bilir," hük­

münce asıl olan, insanın nereden gelip nereye gideceğini

idrak etmesidir.

Mevlana'ya göre; fikir odur ki, insanı bir yola ulaştırır. Yol o yoldur ki, yolcusu padişah olur (Mesnevi Il/3237).

Page 21: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

20 -

Mevlana'ya göre insanı aslına ulaştırmayan, yaratıcı­sına itaati öğretmeyen ilmi yorgunluk olmak niteler. İlim, sahibine yük değil, yar olandır. Gönüldeki ilmi, sahibine dost; zahirdekileri de yük telakki eder (Mesnevi 1/2552). İlim olmak yetmez (Fihi mafih, s.93).

Mevlana'ya göre; yalancıların yeminine inanılmaz, doğruların ise yemine ihtiyacı yoktur (Mesnevi 11/2902). Çünkü yalan gönülde şüphe uyandırır, doğru söz kalbe huzur verir (Mesnevi II/2762).

Mevlana'ya göre, alçak gönüllülük insanı yücelten bir değerdir (Mesnevi III/ 457).

Mevlana'ya göre; sabır, ferahlığın anahtarıdır. Sabırla her güçlük ortadan kalkar (Mesnevi III/1848).

Mevlana'ya göre; kızdığı zaman öfkesine hakim olan, Hakk'ın hışmından korunur (Mesnevi IV /114).

Mesnevi'nin 18'inci beyitinde belirtildiği gibi; "Söz uzar, kesmek gerekir vesselam!" Bir okyanus, zamana karşı dayanabilen bir beyin ve zamanın aşındıramadığı bir şahsiyet olan Mevlana, satırlara sığmaz. Herkesin Hazretin Rubailerini, Şiirlerini, Gazellerini derlediği ve yorumladığını fakat sözlerinin topluca derlenmediğini gördüm. Bu konuda bir ilk olmanın haklı gururu ile eli­nizdeki derlemeyi gerçekleştirdim. Benden sonra iyi, da­ha iyi, en iyi ve mükemmeli mutlaka yapılacaktır. Bu ça­lışmanın özelliği bir ilk olmasında yatar. Bu çalışmanın hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen;

• Konya İl Kültür Turizm Müdürü ABDÜSSETTAR YA­RAR' a,

Page 22: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

.............................. --

• Konya İl Kültür Müdürlüğü Kültür ve Sosyal İşler Daire­sinden Sn. FAHRİ ŞAHİN' e,

• Mevlana Müzesi Müdürü Dr. ERDOGAN EROL ve Md.

Yrd. Dr. Naci BAKIRCI'ya, •Konya İl Özel İdare Müdürü Sayın MUAFAK ÖZSOY 'a, • Konya Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürü SÜ­

LEYMAN SAYAN'a,

• Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü'ndenALİ BEKTAŞ, Mümin TEMİZYÜREK, Mehmet BİREKUL'a te­

şekkürlerimi sunarım.

Ziya Elitez Kasım,2004

- 21

Page 23: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 24: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

RUBAİLER'DEN SEÇMELER

Yoklukla kavuş varlığa, dünyayı bırak, Vuslatla yolun ahreti, ukbayı bırak, Tanrıysa muradın düşünüp durma derin, Dünyayı unut, maddeyi, manayı bırak.

Gece üstadıma sordum kaç kez; "Bana bildir bu cihan sırrını, tez." Gülerek verdi cevap üstadım; "O ki ancak bilinir, söylenemez."

Çiğnenen salkım-üzüm eştir bana, Aşk beni çekmektedir dört bir yana. Döndüğüm gerçek, fakat çevren değil, Kendi çevrem döndüğüm yer, baksana!

Ansızın girdi kapımdan o güzel, İçti mey, bekledi bir an o güzel. Seyredip tutmak için sa'çlarını, Oldu tekmilce yüzüm göz, gözüm el.

Çekemem el, nicedir sırlardan, Konuşup açmama hiç imkan yok. Seni memnun edecek sır bende; Diyebilsem ama hiç imkan yok.

- 23

Page 25: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

24 -

Mest iken bir gün varıp üstadıma, Söyledim; "varlık nedir, yokluk nedir?" "şöyle dur, halkın ezasından uzak," Var ve yok, insan için bir perdedir.

Hep O' dur, varlık ve yokluk, haz, keder, Neyse istek, hep O yoktan var eder. Can gözün ah olsa candan görmeğe, Sen o' sun, bil, böyledir kutsal kader!

Sevgilim tekmil cihandan gizlidir. Duygudan, her türlü zandan gizlidir. Aşikar gönlümdedir bir ay gibi, Can ve tendir, ten ve candan gizlidir.

Ben miyim ben, sen misin sen, ben mi sen? Ben miyim, sen sensin elbet, sen de ben. Ey hatemli yar, seninle bir hoşum, Sen mi bensin, ben mi sen, geç şüpheden.

Biz öyle harabız, yine yok olmaya bak! Gam verme aman, haydi rebab çalmaya bak! Irtıyla güzel yar, sana mihrap kesilir,Var bunca rüku, secde; namaz kılmaya bak!

Page 26: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Dört cihette saklanan esrar, dolun-ay nerdedir? .Nerdedir, can-dost, hayatta özlenen "hay" nerdedir? Şurda, burda söylemek elbet muhal, alem O hep, Görmeğe bir canlı göz, yetmez O'nu "vay" nerdedir?

Bir canım, gel gör ki var yüz bin tenim, Neyleyip, netsem ki ağzım sır benim.Bunca insan var, "benim" hep "ben" diyen, Yok ki bir er, söylesin tek "ben senim."

Bize yetmez ki denizler, bize ırmak netsin? İstemezken gülü hiç, ıtrına canlar yetsin. Sevgilim can sıkacak şeyleri yapsın, hoştur, Bize mahsus bu sabır, yar ne ederse etsin.

İnsaf ederek söyle a dost, aşk iyi bir şey, Artarsa verir aşka evet, bunca zarar, mey. Sen şehvete aşk ismini vermişsin ayıptır, Aşk dendi mi bir dur, bu asil duyguya baş eğ!

A güzel huylu, gören hep senin aşkınla yaşar, Bunca varlık ve mekandan hani taştıkça taşar. Ne zuhaldir, ne de ay, yok ki güzellikten eser, Bütün alem güneşin nuruna bin aşkla koşar.

- 25

Page 27: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

26 -

Ey susuz, yorgun gönül, ırmak ara; Koş, ayaksız gelme, kan-ter, öyle gel! Dil-damak olmaksızın düş yollara; Neyse gerçek, haydi bir şey söyle gel!

Eşi yok sevgili bir tatlı oyun sundu cana, "tek mi, çift mi dileğin neyse, hemen söyle bana!" Gülerek, çift olalım, gel güzelim, haydi" dedim, "çift olup tek kalalım sevdiceğim, anlasana . . . "

Şu zaman renklerinin burcuna bir düş olsam, O güzel huyluya can ıtrını örmüş olsam Ona baktıkça görüp kendimi bir ayna gibi, Bakarak kendime her an onu görmüş olsam.

Aynı ruhtan yücelen bir nice unsur gibiyiz, İki can-içre biriz, sonsuza yansır gibiyiz. Bir güzel anlamı elbet olacak sevgimizin; Bil ki sen bende ve ben sende birer sır gibiyiz.

Can kuşum bir güzel iş etti de yemden geçti, Erce bir iş yaparak sürdüğü demden geçti. Geçti bir andan gönülden, uzatıp dost eli yar, Yare baş eğdi hemen bunca elemden geçti.

Page 28: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

O erin ben kuluyum, hoş ve güzel bunca sefa, O erin derdi benimdir, doludur gönlü vefa. Ayrı tat, ayrı ıhr, başka da yok bir haberim, Sade derdiyle hoşum, can gibidir onda cefa.

Gün gelir, mahşere solgun nice erkek ve kadın, Toplanır sorguya, bin ah ile, bir velvele-kim. Ben senin aşkını dört elle koyup dizlerime, "bir suçum varsa sorun, işte budur suçlu," derim.

Yürü yum gözlerini, gönlün olur bir nice can, Ki o gözlerde ışıldar sana bir başka cihan! Uyarak nefsine olmazsan eğer sen mağrur, Sevilen bir er olursun, can olursun o zaman!

Ağla candan, ağla ey dost, komşudur bir tek duyan, Bir .çocuk ağlarsa içten, annedir istek duyan. Anne serbesttir, evet iş güç yapar, sen ağla dur, Ağlayış sermayedir dost, aşk deyip artık uyan!

O sema şahı sunar her gece bir başka sema, O ki gül bahçesisin rüzgarı bir başka eser. Bu sema şavkına kanmaz nice bülbül, kuş ama; Bu semada dal, ağaç yepyeni bir aşka eser.

- 27

Page 29: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

28 -

Öyle mest olduk bu akşam yar ile, Gönlümüzden ah neler çekmekteyiz. Sevgiden dermekteyiz gül, durmadan, Bir kamışlık; hep şeker ekmekteyiz.

Mansur ki aşkla dillenir yaprak yaprak, Toplar durur kirpikleriyle toz, toprak. Yokluk sedası güllenir derya-deniz, Bir bengi-candan seslenir: "Enelhak!"

"Altı iklimde de hak nurları var" der, yine dost, "Nerdedir nur," soruyor halk bize, bildirsene dost. Göz dener görmeği lakin yücelir bir nice ses; "Sağ veya sol demeden bakmayı bir kez dene, dost!.."

Seslenir dost, gülüşün bulmalı son, çöz bağrını; Aşıver zevki sefa devrini, efkar çağını! Bir örümcek gibi düşman öre-dursun ağını; Zümrüdü anka bilir ancak güzelim kaf dağını.

Salınan sevgili bak bunca tuzak, Sana olsun; emi, kem gözler uzak! Canısın yeryüzünün, gökyüzünün, Senin olsun bu huzur, keyfine bak!

Page 30: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Gün bitti fakat mutluluğun can sesiyiz. Baştanbaşa bir çengi-gönül bahsiyiz. Hem aşığı, hem maşuğuyuz kendimizin, Hem meclisiyiz, bülbülü, gül bahçeyiz.

Sevgilim, gitse de herkes ne olur sen gitme! Bekle dert arkadaşım, bekle otur, sen gitme! Gül-şeker örneği doldur kadehim taze şarap; İşte meclis, güzelim mührünü vur, sen gitme!

Bir savaş vermektesin, karşında korkunç bir gece, At da gönlünden bir ok vur, yar karanlık çevreni! Kabesin aşıkların, her gün tavaf et öylece, Kabe gelsin aşkınan, her gün tavaf etsin seni!

Bugün sema ne hoş, sema ne hoş, sema, Işıklı gün, ışık güzel, ışık yalın. Bu aşk güzel, derin, derince daima, Veda akıl, bu yol uzun, esen kalın!

Ten için elbet haram mey, ademe, Ten, kayıttan kurtulur, kalmaz haram. Sun güzel dost, yok şarap artık deme, Durmadan iççek te olsak ah tamam!..

- 29

Page 31: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 32: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MESNEVi'NİN İLK ONSEKİZ BEYTİ

Duy şikayet etmede her an bu ney, Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki, feryad!m kamışlıktan gelir; Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parçalanmış bir yürek, İsterim ben, derdimi dökmem gerek.

Şayet aslından biraz ayrılsa can, Öyle bekler, vuslata ersin zaman.

Ağladım yer yerde hep ah eyledim, Gördüğüm her kul için "dostum" dedim.

Herkesin zannında dost oldum ama, Kimse talip olmadı esrarıma.

Hiç değil feryadıma sırrım uzak, Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.

Aşikardır can-beden, gör insanı, Yok izin, görmez fakat insan, canı.

- 31

Page 33: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

32 -

Ney sesi tekmil hava oldu ateş, Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!

Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney' e, Cezbesi aşkın karışmıştır mey' e.

Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem, Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

Kanlı yoldan ney sunar hep arzıhal, Hem verir mecnunun aşkından misal.

Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var, Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?

Sırrı bu aklın, bilinmez akl-ile, Tek kulaktır müşteri ancak dile.

Sırf keder, gam, gitti kaç gün, kaç gece, Geçti yanlışlarla günler, öylece.

Geçse günler, korku yok, herşey masal, Ey temizlik örneği, sen gitme kal!

Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan, Gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.

Anlamaz olgun adamdan bil ki ham, Söz uzar, kesmek gerektir vesselam!

Page 34: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

MEVLANA' DAN AL TIN ÖCÜTLER

- 33

Page 35: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 36: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol Şefkat ve merhamette güneş gibi ol Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol Hoşgörülükte deniz gibi ol Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol

- 35

Page 37: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

36 -

Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Gel, gel, gel, ne olursan ol yine gel! İster kafir, ister putperest, ister mecusi ol, gel Bizim dergahımız Ümitsizlik dergahı değildir. Yüz bin kere tövbeni bozmuş olsan da Yine gel. . .

Page 38: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Alemin bal şerbetinden bana ne! İşte önümde benim ayran tasım, Ne malım mülküm var benim ne azığım, Ben gene de senin malın mülkün olsun diye çalışırım Senin başını sokacak bir yerin olsun diye, Senin bir dikili ağacınını. AMA HÜRRİYETİ KULLUCA, TAŞ ÇATLASA SATMAM Yalnız sayıda çoktur onlar alabildiğine Hani şu bademler gibi, bademler gibi. Ama hepsindeki yağ bir. Dünyada nice diller var, nice diller, Ama hepsinde anlam bir. SEN KAPILARI TESTİLERİ HELE BİR KIR, SULAR NASIL BİR YOL TUTAR GİDER

- 37

Page 39: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

38 -

Mümkün mü bu, olsun ruhumuz ilgisiz? Sen bende ve ben sende doğar, gizleniriz. Sen ben deyişim anlatabilmek için, Sen ben aramızda yok ki gerçekte biliriz.

Her ne istiyorsan kendinde ara! Senin canının içinde bir can var, o canı ara! Senin dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara! Eğer yürüyen dervişi arıyorsan; ONU SENDEN DIŞARIDA DEGİL, KENDİ NEFSİNDE ARA!

Page 40: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Gönül O'nu ister, herşey bahane ...

Başımı koyduğum her yerde, secde edilen O' dur. Dört köşe ve altı bucakta tapılan O' dur. Bağ-bahçe, gül-bülbül, sema, sevgili; Bütün bunlar hep bahane; asıl maksat olan O' dur.

Sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır.

İyiler gittiler. Güzel usül ve adetleri kaldı; kötü adamlardan da zulümler ve lanetler!

Can konağını aramadıysan, işi biliyorsun demektir: NEYİ ARIYORSAN O'SUN SEN.

ÖRT DE SENİN DE AYIBINI ÖRTSÜNLER . . .

- 39

Page 41: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

40 -

Keseyle dağarcığın değeri altındadır. İçinde altın olmayan keseyle dağarcığın ne kıymeti

var.

Ne kutludur o kişi ki, yoldaşı hased değildir.

Altın ne oluyor, Can ne oluyor; İnci, Mercan danedir, bir sevgiliye harcanmadıktan, bir güzele feda edilmekten sonra.

Hiddet ve Şehvet insanı şaşı yapar; Ruhu doğruluktan ayırır. .. Zalimlerin Zulmü de karanlık bir kuyudur.

Ben şu dünyada güzel huydan daha iyi bir haslet ve ehliyet görmedim.

Ayran kasem önümde oldukça, vallahi kimsenin balı­nı düşünmem bile. Azıksızlık, ölümle kulağımı bursa bile,

HÜRRİYETİ KULLUGA SATMAM BEN!

Page 42: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hakk'tan mı? Ne boş zahmet!

Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız kuş gibidir, Vah Ona!

Sevgili, her�cıya lezzet verir . . .

TESTİDE NE VARSA DIŞINA O SIZAR.

Rüşvet alan, Para pul padişahı değiliz; Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, Yamarız biz.

- 41

Page 43: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

42 -

Demedim mi sana gitme oraya; seni tanıyan, bilen be­nim ancak; şu yokluk serabında yaşayış kaynağın benim ancak.

Kızsan da, bin yıllı yola gitsen de sonunda gene bana

gelirsin; varacağın yer benim ancak.

Toprağıma, mezarıma söyleyeceğin o sözleri, şu gamlı

kulağıma saç; şimdi söyle bana.

Kon . . . Biz Pergel gibiyiz. Bir ayağımız Şeri' at' de sağ­lamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır.

Keseyle dağarcığın değeri altındadır. İçinde altın ol­

mayan keseyle dağarcığın ne kıymeti var? Gökten yağ­

mur veren, rahmetiyle de can vermeye kadirdir.

Sana Allah bu canı bedava verdi de o yüzden canının

kıymetini bilmiyorsun. Hangi hoş vardır ki nahoş olma­mıştır? Hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilme­miş. İlim gönüle yansırsa, insanlığın iyiliğine kullanılırsa

Page 44: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

yardım olur; amma tene, maddeye yansırsa, bu bir yük, bir ağırlık, bir felaket olur.

Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak ha­

zırlıyorsun. Ey başkalarına ağlayan göz! Gel, bir müddet-

cik otur da kendine ağla! Mum, ağlamakla daha aydın bir _ 43

hale gelir.

Cenab-ı Hakk, yüzbinlerce kimya, ilaç yarattı; amma insanoğlu sabır gibi bir kimya görmüş değil.

Denizi bir testiye döksen ne kadar sığar? Bir günlük kısmet! Harislerin göz testileri dolmaz;

halbuki sedef kanaat etmedikçe içi inci dolu olmaz.

Hayvan otla semirir, insan da yücelikle, şerefle gelişir.

Güzel ne iyi suret; bil ki kötü huyla beraber olunca bir

kalp, akça bile etmez. Aşk o yalımdır ki, parladı mı sevgi­liden başka ne varsa hepsini yakar.

Page 45: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

44 -

Bir sofranın çevresine yüz tane adam oturur, yer. Fa­kat baŞ olmak isteyen iki adam, dünyaya sığamaz.

Bizden sonra Mesnevi şehlik edecek ve arayanlara doğ­ru yolu göstererek onları yönetecek ve onlara önderlik ede­cektir.

Sema aşıkların gıdasıdır; çünkü semada Allah'la bu­

luşma hayali vardır. Cübbe ve sarık ile insan alim olmaz. Alimlik insanın zatında olan bir hünerdir. Bu hüner ister

ipekli bir kaba, ister yünden bir aba içinde olsun.

Allah, insana şah damarından daha yakındır. Halbu­

ki sen ok gibi olan düşünceni uzaklara fırlatmadasın. Ey

yayını çekip oku atan! Av yakında, sense uzağa bakmak­

tasın.

İnsan herşeyi göremez; Sevdiğin şeyler, seni kör ve sa­

ğır eder.

Page 46: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Kitaptan maksat içindeki bilgilerdir; ama dilersen sen

onu yastık yapıp başının altına da koyabilirsin. Bu, kılıcı

çivi yerine duvara çakıp mağlubiyeti baştan kabul etmeye

benzer.

Nice toprak gibi mezarda yatanlar var ki faydaları, fe- - 45

yizleri bakımından yüzlerce diriden iyidir, üstündür. Göl-

gesini gizlemiş, ölmüş; anıca toprağı gölge vermekte. Fikir,

ona derler ki, bir yol açsın. Yol, ona derler ki, önüne bir

padişah çıkagelsin. Padişah, ona derler ki, kenliğinden

padişah olsun; hazinelerle, askerlerle değil. Hangi kova

kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı; can Yusufu ne diye

kuyudan feryad etsin? Bu yanda ağzını yumdun mu, aç

o yanda; artık senin hay huyun, mekansızlık aleminin ha­

valarındadır.

Ölüydüm, dirildim; ağlayıştım, gülüş oldum; aşk dev­

leti geldi; durup duran geçip gitmeyen devlet kesildim.

Tek bir gönlüm var, pek bir yüreğim; aslanların ödü

var bende; doğup parlayan zühre oldum ben.

Page 47: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

46 -

Canım tenimde oldukça Kur'an'ın kölesiyim. Ben Hakk'ın seçkin peygamberi Muhammed (a.s)'in yolunun toprağıyım. Her kim bundan başka benden bir söz nakle­derse, ona çok üzülür ve o sözden de çok üzüntü duyarım.

Acı, mutlaka acılara katılır. Batıl söz, nasıl olur da Hakk' a eş olur?

Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka . . . Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen! Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete geçirir. Fakat ne şaşılacak şey ki, SEN KÖPÜGÜ GÖRÜ­YORSUN DA DENİZİ GÖRMÜYORSUN.

Bu yoldaki köşkü, sayvanı, şöhreti, şanı terk et. Kıla­vuzun hareket etmedikçe hareket etme. Başsız hareket eden, kuyruk olur. Böyle adamın hareketi, akrebin hare­ketine benzer.

Takdir haktır; ama, kulun çalışması da hak! Kendine gel de koca şeytan gibi kör olma.

Page 48: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Suçu kendinde bul, tohumu sen ektin. Allah'ın cezalan­dırmasıyla, adaletiyle uzlaş! Zahmetin sebebi, kötülük et­mektir. Kötülüğü yaphğın işlerde gör; "talihimden" deme.

Yüce Allah, iyiliğin-kötülüğün karşılığını kıyamette vermeyi vadetmiştir ama peşin olarak da onun örneği, dünya yurdunda soluktan-soluğa, bakıştan bakışa belirip durmadadır. Bir insan gönlüne bir neş'e, bu sevinç, birisi­ni neşelendirmesine, sevindirmesine karşılıktı!. Sıkılır, gamlanırsa da birisini sıkmıştır, birisini gamlandırmıştır. Bunlar, öbür dünyanın armağanlarıdır; ceza gününü gös­terir; şu azıcık şeyler o çok şeyi anlatır; hani buğday dolu bir ambardan bir avuç buğday gösterirler ya, tıpkı onun gibi.

Yoksulların gönüllerini de kırmamak gerek. Cenab-ı Hakk, "Yetimi horlama; isteyeni boş çevirme," buyur­muştur. Duvar, çiviye, "Ne diye beni deliyor, incitiyor­sun ?" dedi. Çivi de ona "Beni çakana bak!" diye cevap verdi.

Ey Allah! Ölüm çağında, can kuşumuzun, beden kafe­sinden çıkacağı zaman, ona yemyeşil kutluluk ağacının

- 47

Page 49: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

48 -

dallarını göster de onları dilesin, istesin; o dilekle, o istek­le bir hoşça kanat çırpsın, ürkmeden, sevinçle kafesten uçup gitsin.

Piş, ol da bozulmaktan kurtul. . . Yürü, Burhan-ı Mu­hakkık gibi nU:r ol. Kendinden kurtuldun mu, tamamıyla Burhan olursun. Kul olup yok oldun mu, sultan kesilirsin.

Allah ile oturup kalmak isteyen kişi, veliler huzurun­da otursun. Velilerin huzurundan kesilirsen helak oldun gitti. Çünkü sen külli olmayan bir cüz' sün. Şükretmek, surat ekşitmekse; sirkeden çok şükreden yok.

Vesveseli düşüncelerden sakın. İnsanın kalbi, sazlık ve orman gibidir. Orada aslan gibi de, yaban eşeği gibi de fikirler bulunur.

Sel, selliğini yapmaya, gürleyip akmaya başladı mı, başınan kes seli; yoksa her yanı rezil eder, yıkar gider.

Page 50: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Büyük Allah'tan bizler neden terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah'ın lütfundan mahrumdurlar. Terbiye­siz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler.

Allah için ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır. Çünkü ateş, seni değil, İbrahimleri tanır ve yakmaz.

·

Çarpık ayakkabı, çarpık ayağa uyar.

Ümitsizlik köyüne gitme; ümitler var, Karanlığa doğru yürüme; Güneşler var.

Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarası­na, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez.

Ecel, verileni almadan önce, verilmesi gereken herşeyi vermek gerekir.

- 49

Page 51: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

50-

Birlikte olduğum insanlardan yalnızlığı öğrendim. Perhizler, gerçekten de ilacın temelidir; perhiz et de, ca­nındaki gücü kuvveti seyret.

Sen zulümle bir kuyu kazmadasın, ama şunu bil ki o kuyuyu kendin için kazıyorsun. İpekböceği gibi kendi çevreni örme; kendin için bir kuyu kazacaksan, bari bo­yunca kaz.

Demirci Zenci olursa, duman onun yüzünde bir iz bı­rakmaz.

Taş yeşermez geçmiş olsa da nevbahar, Toprak ol da bak nasıl güller açar. Taş gibi idin çok gönül kırdın yeter, Toprak ol üstünde hoş güller biter.

Bütün kainat birbirine sevgi ile bağlanmış, sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki, hepsine yer varmış, Sevgisiz insandan dünya korkarmış.

Page 52: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

İnsanlar sevgiye tutkun olmasalardı tekamüle erişe­mezlerdi.

İşle öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir.

YA HZ. MEVLANA HAK DOST, Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benze­

yen nefsini yakadur.

Akıl, bir başka akılla çift oldu mu; ışık çoğaldı, yol be­lirdi demektir. Fakat nefs, bir başka nefsle sevindi mi; ka­ranlık artar, yol belirsiz olur.

Hamdım, piştim, yandım.

Keskin kılıç, yumuşak ipeği kesmez.

Öfke ile istek, insanı şaşı eder; canı doğruluktan ayı­rır; garez geldi mi hüner örtülür; gönülden yüzlerce per­de gelir de gözün önüne çekiliverir.

- 51

Page 53: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

52 -

Şunu bil ki ölmedikçe, can çekişmen bitmez. Ölümde­n evvel ölmediğin için, can çekişmen uzayıp gitti.

Gelmez sana bir ziyan bu aşktan gönlüm! Can gitse de korkma başka bir candır ölüm.

Varlıkta eğer dostu dilersen bulmak Kurtul görünüşten, özü keşfetmeye bak! Kat kat örtüyüle saklıdır varlığı, Kendinde o, ondaysa cihandır tutsak.

Gümüşün dışı aktır, berraktır, ama onun yüzünden el de kararır, elbise de. Ateşin kıvılcımlarıyla al-al bir yüzü vardır, ama yaptığı kötü işe bak, sonundaki karalığı seyret.

Ey Akıllı! Sakın aklın başına gelince, pişman olacağın bir sarhoşluğa düşme!

Page 54: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Meydan geniş amma ortalarda er yok, Bir öyle zaman ki bildiğin haller yok. Herkes görünüşte sanki bir evliya! İslam olarak ruhta ateş yok, fer yok.

Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır.

Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Tanrı, hangi eserini sev­ginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucak­lamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edersin?

Sevgiden acılar tatlilaşır; sevgi yüzünden bakırlar, al­tın olur; sevgi yüzünden tortular durulur, arınır; sevgiden dertler şifa bulur; sevgi yüzünden padişah kul kesilir.

Mest etti beni gözlerinin nergisi, Kovdun çağırıp, doğru olan hangisi? Kanmam dudağım ıslanarak ben öyle, At sen beni ırmağında boğ en iyisi.

- 53

Page 55: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

54 -

İnsanların sıkınhlarına katlanmak, Allah-ü Teala'nın beğendiği, ve Resulullah'ın sevdiği ve evliyanın özendiği bir ahlaktır.

Ağır yükün altına giren hammal, başkalarından yükü kapar.

Büyüklerin söz verişleri, yürüyüp duran bir definedir; ehil olmayanların söz verişleri ise akıp giden bir zahmet­tir, bir eziyettir.

Mert insanı isteğince gönlünce öv; söz erleri her övgü­ye layık elbet.

Su, ateşe galiptir. Ancak bir kaba girerse, ateş o suyu kaynahr yok eder.

Su arama! Susuzluğu elde et ki, yukarıdan ve aşağı­dan sana gelecek su coşsun.

Page 56: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Ateşe benzeyen şehvet, yanıp durdukça eksilmez; o, ona dileğini vermemekle eksilir. Bir ateş, odun attıkça hiç söner mi? Hiç odunu yakmaz mı?

Sen, sudan ibaretsin; fakat kendini testi sanıyorsun.

Bu dünya bir ağaca benzer; biz de bu ağaçta yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz.

İnsanları iyi tanıyın! Her insanı kötü bilip kötüleme­yin, her insanı da iyi bilip övmeyin.

Dile, özle; fakat ölçülü dile, özle; bir saman çöpü bir dağı kaldıramaz. Dünyayı aydınlatan güneş, birazcık yaklaşsa herşey yanar gider.

Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız, ariflerin gönüllerindedir.

İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz.

-55

Page 57: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

56 -

Yürek yanmadıkça, göz yaşarmaz.

Kanaat etmekten hiçkimse ölmemiştir, hırs besleyerek hiçkimse padişah olmamıştır.

Ayakkabım yok diye üzülüyordum, yolda karşımdan gelen ayaksız bir adam gördüm.

Maşrabamız küçük ise deryayı suçlamaya hakkımız olmaz.

Ne kadar zengin olsan, Ancak yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan, Alabileceği kadar su alır, gerisi kalır.

Kitaplardan önce, kendimizi okumaya çalışalım.

Page 58: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Ne bahtiyardır o kişi ki, yoldaşı hased değildir.

Bizler bir oyuncağız onundur kudret; Zenginlik onun, fakir olan biziz elbet! Bizler niye üstünlük arar kendinde; Hep bir kapının yoldaşı herkes nihayet.

İnsan dünyayı zapteder, ama ağzını zaptedemez.

Dünyada diken tohumunu eken kişi; kendine gel, onu gül bahçesinde arama sakın.

Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan; fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.

Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.

- 57

Page 59: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

58-

Hem gam çağında, hem esenlik çağında Tanrı'ya da­yanmadan, tümden ona teslim olmadan başka herşey dü­zendir, tuzaktır.

Kırmak, kırılanı onaran kişinin harcıdır. Dikmeyi bi­len, yırtar da; neyi satarsa, yerine daha iyisini alır.

Eli görmeyen kişi, yazıyı kalem yazdı sanır!

Bil ki görünen şekil, yok olur gider; mana alemidir ölümsüz olan. Niye bir testinin şekliyle oynayıp duracak­sın? Bırak testinin şeklini, suyu ara.

Yüce mevkiler elde etsen bile, gene kaybetmek korku­sundan can çekişirsin.

Deniz gibi mal kazan, fakat sen üzerinde gemi ol.

Page 60: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.

Dünyada herşey bir şeyi çekmiştir; sıcak sıcağı çek­miştir, soğuk soğuğu. Aslı olmayanlar, aslı olmayanları çeker durur.

Ancak fikirdir varlığın, Gerisi et ve kemiktir bir yığın.

Gece neye gebeyse onu doğurur.

Gençlerin aynada gördüklerinin daha fazlasını, ihti­yarlar bir tuğla parçasında görürler.

Hiç el gönülden gizli bir iş yapabilir mi?

Gönül kimin elinden tutarsa, o kimse, kirli arzuların çamuruna düşmez.

- 59

Page 61: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

60 -

Gönlünü vermedikçe, gönül bulamazsın.

Çocuk, elmayı görmeden kokulu soğanı elinden bıra-kır mı?

·

Tavus kuşunun düşmanı ayaklarıdır. Nice padişah vardır ki; gücü, kuvveti öldürmüştür onu.

Güneşin varlığına delil yine güneştir. Delil ararsan güneşten yüz çevirme.

Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.

Kah cüzdanı, keseni para ile doldurmak kaygısı ile, kah iyi yemek içmek endişesi ile, bu aziz ömür geçip git­mekte, sayı ile verilen her nefes de eksilmekte.

Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar.

Page 62: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Savaşçı aslanın peşine düşen kişinin kebabı, gece gündüz eksik olmaz.

Adamın, birgün evine ulaşabilmesi için, birçok konak­ları bırakıp gitmesi gerek.

Dostların ziyaretine eli boş gelmek, değirmene buğ­daysız gitmektir.

Hırsı bırak, kendini boş yere harcama, Su toprak altında, çırak da bir ustada.

Çoban ol dedik, kurt oldu. Bekçi ol dedik, hırsız oldu.

Yıllardır gönüller tırmalayan taş oldun; denemek için bir zamancağız da toprak kesil.

- 61

Page 63: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

62 -

Kötü huyu adet edinme; kökleşir, yerleşir.

Çoban uyudu mu, kurt emin olur.

Akıllı o kişidir ki, çekilen beladan, dostların ölümün­den ibret alır.

Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o, yine dilsiz sayılır.

Her rüzgarla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar bile olsan bir ota değmezsin.

İlaç, alemde dertten başka birşey aramaz

Ey ekmek uğruna iman cevherini atan, Ey bir arpaya bir hazineyi satan zavallı! Nemrit, gönlünü İbrahim' e kaptırmadı, Ama canını bir sivrisineğe teslim etti.

Page 64: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Bilip inanmada konaklama. Yanmadıkça gözle görüp inanmaya erişemezsin. Kulak da görmeye başlarsa göz kesilir; yoksa söz, ancak kulakta kalır.

İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir.

Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başı­nın gitmemesini istiyorsan ayak ol.

Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkiyanın eline kılıç ver­mektir.

Dostun dostlarla birleşmesi hoştur; sen mana eteğini tut; görünüş inatçıdır, baş çeker. İnatçı görünüşü eziyet­lerle erit gitsin de onun altında defineye benzeyen birliği seyret.

Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır.

- 63

Page 65: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

64 -

Sen cansın, öyle olduğu halde kendini beden san­maktasın.

Can da ne oluyor, inci mercan da ne oluyor, canan için harcanmadıktan sonra?

Mecliste bulunan edepsiz, olmayanlardan daha hoş­tur; halka da eğridir, ama kapıda değil mi ki?

Sual de bilgiden doğar, cevap da.

Irmak kıyısında suyu sakınan, suyu görmeyen kişidir.

Körler çarşısında ayna satma; sağırlar çarşısında gazel atma.

Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez.

Page 66: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Dert, daima insana yol gösterir.

Dertli bir adamın tereddüt ve dumanlarla dolu bir gö­nülevi vardır. Derdini dinlersen o evde bir pencere açmış olursun.

Dinin aslını anlamaya imkan yoktur, ona ancak hay­ran olunur.

Dini, babandan bedava miras olarak buldun; o yüz­den başını diktin, şükretmiyorsun. Mirasa konan adam mı malın değerini bilecek?

Şarkı söyleyenin duraklaması sesine ses katmıyor mu?

Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek. Sen de söze, dinlemek yolundan gir.

- 65

Page 67: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

66 -

İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.

Dua ve ibadet, Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur.

Duanın şekilleri vardır, seslisi, sessizi vardır; dudak­lardan döküleni, ruhlarda filizleneni vardır; mabedleri vardır, seccadesi vardır. Fakat duanın en yücesi, hayatın dua mayası ile yoğrulabilmiş olmasıdır. Kin ve hased, hırs ve adaletsizlik, gurur ve kibir, bu niyaz bedeninin içi­ne sızamaz ve gönül ferahı ile yeryüzünün kiri yıkanır.

Geminin yüzmesi için, suya ihtiyaç vardır. Ama su, geminin içine girerse, onu batırır. Gemi için su ne ise, mü'min için dünya odur.

Dünya mıknatıs gibidir, bütün samanları çeker; ancak özlü buğdayı, onun çekişinden kurtulur.

Page 68: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Düşüncen gül ise, gül bahçesisin; diken ise, külahına atılacak od unsun.

Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.

Edepsiz, yalnız kendine kötülük etmez; bütün çevreye ateş salar. Şu gök, edep yüzünden ışıklarla dopdolu bir hale gelmiştir; melek edep yüzünden suçtan arınmıştır, temiz olmuştur.

İnsanla hayvan arasındaki fark, edepdir.

Aç gözlülük ve dünya nimetlerini elde etme hırsı, in­sanı hakkı olmayan şeylere el uzatmaya zorlar.

Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Di­keni sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır; her su çeken tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yere koymaktır.

- 67

Page 69: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

68 -

İnsanların ölümlerine değil, doğumlarına ağlayın.

Birisi ağladı mı, merhamet denizi kabardı, dalgalandı demektir.

Hangi dere toprağı gömüldü de tekrar çıkmadı? Niqin iman edenin hakkında şüphe ediyorsun?

Bütün cihanı araştırdım. Güzel ahlaktan daha üstün bir liyakat bulamadım.

Demir gibi cahili, altın gibi bilginden daha kıymetli yapan şey, ahlaktır.

Akıl, akıl olduğundadır ki işlerin sonunu görür; sonu görmeyen akıl, nefs kesilir.

İnsan, akılla pir olur; saçı sakalı ağarmakla değil.

Page 70: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpekle­re değil.

Bak hele, ok uçuyor, yay gizli; canlar ortada da, canla­ra can olan gizli.

Ateş ile yanmaz dilimiz . . . ancak O! Eksik olan menzilimiz . . . ancak O! Hali edilemez müşkilimiz . . . ancak O!

Her var olanın, var daha mükemmeli; madem ki değil o en güzel, sevmemeli. Gönlündeki sevgi putlarındankurtul; süret ve şekilsiz olarak gör güzeli.

Altın definesini çıkarmak için yıkmıştır evi; o definey­le de evi daha sağlam yapar.

Sende ne var, sen ne elde ettin? Denizin dibinden na­sıl bir inci çıkardın? Ölüm gününde bu duygu kalmaz;

- 69

Page 71: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

70 -

can ışığının var mı ki gönlüne dost olsun? Mezarda bu göze toprak dalar. Körün bile gözünü aydınlatacak ışığın var mı?

Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşısındakinin anlayabildiği kadardır.

Herşeye doğru demek, aptallıktır; herşeye yanlış di­yen zorbadır.

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak de­mektir.

Araştırma yolunda yetişmiş olmak, cihandan eteğini çekmek gerekir. Sen gözündeki körlüğü iyileştirmeye bak. Yoksa alem hep O' dur, ama görecek göz gerek.

Kuş, ancak kendi cinsinden kuşlarla uçar.

Page 72: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Elden geldiği kadar kaç kötü arkadaştan; kötü ahbap, kötüdür en zehirli yılandan; yılan zehir akıtıp, insanı can­dan eder; ama kötü arkadaş, can ve imandan eder.

Bin bahar görse de taş yeşermez.

Aşık altına benzer, bela ateşe; halis altın ateş içinde hoştur.

Aşkı, ateşten başka hiçbir şey söndüremez.

Gerçek aşkta, ne vefa vardır ne de cefa.

Aşk, altın değildir, saklanamaz; aşığın bütün sırları meydandadır.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin yoksa, davayı kazanamazsın ki.

- 71

Page 73: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

72 -

Aşkın beni sarmış, nasihatlar boşuna; içtim o zehri ben, bu çeker boşuna.

Y ücelere bakmak önce göz kamaştırır, ama göze ışık verir, aydınlık bağışlar. Gözünü aydınlığa alıştır; yarasa değilsen o yana bak. İşin sonunu görmek, senin ışığının belirtisidir.

Rüzgar ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur; küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.

Gözlerini kamaştıran renkli camları kır da öyle bak ki, gözüne çarpan şeyin ne olduğunu anlayabilesin.

Denizden bile yerine konmamak şart ıyla su alsan, de­nizi kurutur çöl haline getirirsiniz.

Gam, olmayacak dileklerden meydana gelir.

Page 74: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Dil, hem tükenmeyen bir hazine, hem dermanı olma­yan bir derttir.

Dili ve sözü bir olmayan kişinin, yüzü dili bile olsa, o gene dilsizdir.

Putların anası, nefsinizin putudur.

Eşeğin başını boş bırakma, yularını tut, çünkü o yeşil­liğe gitmeyi sever.

Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur.

Körler görmese de yıldızlar vardır.

Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yü­rünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.

- 73

Page 75: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

74 -

Huzur arıyorsan; dost ol, çabuk pişmanlık getir, işe güce koyul.

İnsan özden ibarettir; geri kalan deridir. Göz de, dostu gören göze derler.

İyi dostu olanın, aynaya ihtiyacı yoktur.

Duygu akla, akıl da ruha esirdir.

Dünyayı görmek için gerçek göze ihtiyaç vardır.

Düşünmeden söyleyen, nişan almadan atan avcıya benzer.

Her diken gül vermez.

Page 76: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez.

Fare huylulara, kedi bey olur.

Kalemin rüzgardan, kağıdın sudan olursa, ne yazar­san derhal yok olur.

Yüzün renginde, gönül halinden bir nişan vardır.

Kaşığa bir çok ağaçları kökten sökerse de alçacık bir ota ihsanda bulunur.

Eğri karga, kendi çirkinliğini anlasaydı, derdinden kar gibi erirdi.

Ayakkabının biri ayağına dar gelirse, ikiside işe yaramaz.

- 75

Page 77: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

76 -

Çıplak geldik; giyindik, soyunduk, gidiyoruz.

Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibaret­tir. Biz de çocuklarız.

Diken ekersen nasıl gül biçebilirsin? Toprak olmayın­ca nar çiçeği nasıl meyve verebilir? Senin işlerin birer to­hum, cihan bir değirmendir; değirmene koyup götürür­sen tepip getirirsin.

Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.

Hakk' tan bahar fermanı gelmedikçe toprak sırrını aç­maz.

İçteki kiri su değil ancak gözyaşı temizler.

Page 78: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Rüzgarlar, çok zaman gemilerin istemedikleri bir isti­kamette eser.

Kötüyü adet etme; kökleşir, yerleşir.

Kainat birbirine, sevgi ile zincirleme bağlanmış. Sev­gini vermesini öğren; çünkü gönlün de anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan, dünya, unutma ki korkar­mış. Ya korkudan yana kaçar ya düşman olur kovalarmış.

Gizli olan şeyler zıddı ile açığa çıkar. Hakk'ın zıddı ol­madığından gizlidir.

Herkes herkese bir lokma bir şey verebilir ama boğaz bağışlamak ancak Allah' ın işidir.

Yürek yanmayınca göz yaşarmaz.

- 77

Page 79: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

78 -

Ahmakların işgal ettiği makama yaptığı kötülüğü, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz.

Aklın yoksa yandın. Ya kalbin yoksa, o zaman zaten sen yoksun ki.

Yeşilliklerden, çiçeklerden oluşan bahçe geçici; akıl­dan oluşan gül bahçesi, hep yeşil ve ebedidir.

Eşek müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham ka­vunu alırdı.

Bir güzel pençesine bir çirkini takıyorsa, onunla alay ediyor demektir.

Anlamak bilmek; bilmek affetmektir.

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşan­lar, anlaşabilir.

Page 80: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Altın değmesi, bilinmeyen yerlere gizlenir.

Aşk, saygıya sığmaz, ölçüye gelmez sevgidir.

Benliği hor ve hakir kılıp insanı yükselten, aşk ve sev­gidir. Onsuz bütün beden tamahtan ibarettir. Tamah ise alçaltandır. Sevgi ve şefkat insanın, öfke ve şefkat hayva­nın hasletleridir. Sevgide güneş gibi; kusurları örtmekte gece gibi ol.

Sevenle sevileni ayrı varlıklar sanıyordum. Meğer on­lar bir imişler; bense biri, iki görmüşüm.

Sevgi acıları tatlandırır; bakırları altına çevirir. Sevgi­den bulanık sular arınır. Dertler şifa bulur. Sevgi ölüleri diriltir, padişahları kul ve köle yapar.

Sevgi ve acıma, insanlığın niteliğidir.

- 79

Page 81: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

80 -

Sevgi; bilmenin, anlamanın meyvesidir.

Ayrılık içindeki insanın gözünü açıp kapayıncaya ka­dar geçen zaman, bir yıl gibi gelir.

Rüzgar ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur; küçük bir aşkı öldürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.

Tatlı suyun başı, kalabalık olur.

Dünyayı görmek için gerçek göze ihtiyaç vardır.

Nasıl bakarsan öyle görürsün.

Ayna bir şeye tamah etseydi, bizim gibi münafık olur, herşeyi olduğu gibi göstermezdi.

Page 82: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Güneş batınca kandiller parlar.

İnsanın kanadı, gayretidir.

Taklitten doğan bilgi, canımızın vebalidir.

Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır.

Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür .

İnsan, aradığı şeye bakarak değer biçilir.

Tavus kuşunun kanadı kendisine düşmandır.

Terazide arpa altınla eş olmuştur, fakat bununla arpa­nın da altın gibi kıymetlenmesi icap etmez.

- 81

Page 83: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

82 -

Öfkenizden vazgeçebilirseniz, hak da gazabını sizin üzerinizden alır. İhsanın karşılığı ihsandan başka ne ola­bilir ki?

İçinden gelmeyene, dışarıdan verilen nasihatın fay­dası yoktur.

Hayatı tatlı olanın, ölümü acı olur; tenine tapanın ru­hu için kurtuluş yoktur.

Hakk'la bir olunca ömür de hoştur, ölüm de.

Ben ölüp de tabutumu getirdikleri zaman, benim bu cihan derdiyle uğraştığımı zannetme.

Cenazemi görünce feryad edip ağlama! Benim vuslat ve milakatım (sevdiğimle buluşmam) asıl o zamandır!

Bu ağaçlar toprak altındaki insanlara benzerler; elleri­ni topraktan çıkarıp halka doğru yüz türlü işarette bulu­nurlar. Duyana söz söylerler. . . yeşil dilleriyle, uzun elle­riyle, toprağın içindeki sırları anlatırlar!

Page 84: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Bir zalimin, kötü bir kişinin övülmesinden gökler tit­rer. Allah'tan korkan bu işe cür'et edemez.

Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeylerde, kusur ve yanlışların arasında bulu­nurlar.

Eğer insan cismiyle, cesediyle insan olsaydı, Hz. Mu­hammed ile Ebu cehil arasında fark olmazdı!

Hatırımız için birkaç gün daha sabrediniz; çünkü Sabır, sevincin anahtarıdır.

Herkes, herkese bir lokma birşey verebilir; ama boğaz bağışlamak, ancak Allah'ın işidir.

Kişinin kendi miktarı, sözünden belli olur.

- 83

Page 85: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

84 -

Su, hiçbir zaman ateşten korkmaz.

Suyun yüzlerce kerem ve ihtişamı vardır ki; kirlileri kabul eder ve kirlerini temizler vesselam.

Hayatının gidişi, Hz. Muhammed'in sünnetinden sapmasın. Onu bırakma! Aklına ve hünerine az güven!

Her kanat denizi aşamaz.

Kar ancak takvada, dinde ve güzel ameldedir ki, iki alemde kurtuluş bunlarla olacaktır.

Bir kimseyi tanımak istiyorsan; düşüp kalktığı arka­daşlarına bak.

Akıl, sonradan ah çekmek için değil; düşünüp tedbir almak içindir.

Page 86: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Köpek bile atılan bir kemiği veya ekmeği koklamadan yemez.

Eğer düşündüğün gül ise; sen bir gül bahçesisin; yok diken düşünüyorsan külhan kütüğüsün.

Salihlerin tembelliği, fasıkların hakimeyitini sağlar.

Cenab-ı Hakk kafir için "necis" dedi. Fakat dikkat et ki; kafirlerin dışı pis değildir. O pislik onların din ve ahla­kındadır.

Zahiri pislik, su ile temizlenir; fakat batıni pislik, gü­nahlar, su ile temizlenmez, belki artar.

Sopayla kilime vuran, kilimi dövmez, tozlarını silke­ler.

- 85

Page 87: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

86 -

Sıkıntılı zamanlarında sakın ümidini kesme; çalış, gayret göster. Göreceksin ki bir gün güneşli, neşeli günler sizi kucaklayacaktır. Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendi­ne gel, ümidini kesme.

Ümitsizlik tarafına gitme, ümitler vardır; karanlık ta­rafa gitme, güneşler vardır.

Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan azabı­na, ne ilacın şifası deva olur, ne mazeretin duası kar eder.

Alçak insanlar vefa gördüler mi, cefakar olurlar.

Sende en iyi ne ise, dostuna ondan ver.

Aşağılık adam yüksekliğe düşmandır; her şeyin bir müşterisi vardır.

Page 88: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Yüzün rengi kalplerin casusudur.

O verdiğin zekat, senin kesen için bir bekçidir. Kıldı­ğın namaz da zekatın çobanıdır.

Zekat vermeyen bir kavmin üzerine bulut gelmez, yağmur yağmaz. Zinaya müptela olan bir topluluğun içinde de, çeşitli bulaşıcı hastalıklar belirir.

İnsanların düşünceleri havada uçuşan kuşlar gibi öz­gürdür. Tutulup hapsedilemez.

Her günah içki gibi sarhoşluk verseydi, kimseyi ayık göremezdin.

Kanaat etmekten hiç kimse ölmedi; hırs da hiç kimse­yi zengin etmedi.

- 87

Page 89: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

88 -

Uzun sözü, maksadını anlatamayan söyler.

En büyük israf, ömrün boş yere harcanmasıdır. Çünkü bir saatlik ömür, yüz bin dinarla geri çevrilemez.

Her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey bi­çemezsin.

Uzanan her eli tutmak doğru değildir. Çünkü insan yüzlü şeytan pek çoktur.

Kalplerin büyüklüğü aslında birdir, lakin onlardaki marifetlerin büyüklüğü başka başkadır.

Yıkılmış bir kalbin gönül kubbesini tamir etmek, yüz defa hacca gitmekten hayırlıdır.

Page 90: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Köpek, kalp kıran insanlardan daha vefalı ve şerefli­dir.

Bizim tarikatımızda kin tutmak küfürdür; kalbimizi ayna gibi saf ve temiz tutmak ayinimizdir.

Kitap ruhun gıdası, aklın ilacıdır.

Testi taştan korkar.

Kötü söyleme, kötü düşünme, kötü teşvik ve telkinde bulunma; ancak o zaman dünyadaki kötülüklerin sana gelmesinden kurtulursun.

Eğer müslümanca yaşamak istersen, Kur'an'a sarıl; çünkü, O'nsuz islami hayat mümkün değildir.

- 89

Page 91: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

90 -

Sevgi ve merhamet insanlığın; hiddet ve şehvetse hay­vanlığın vasıflarıdır.

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramak değildir.

Gökler kadar ağız isterim ki; O, meleklerin bile kıs­kandığı Peygamberimizi öveyim.

Ben sağ olduğum müddetçe Kur'an'ın kulu, kölesi­yim, o seçkin Hz. Muhammed'in yolunun tozuyum! Hz. Ahad' a (Allah' a) ve Cenab-ı Ahmed' e iyi sarıl;

Ey kardeş, tez Ebu Cehl'inden kurtul! İman ve itaat

yolunda bir nefes alır da, bir kimse, eğer ziyan ederse ben

kafirim.

Musiki, aşıkın aşkını, fasıkın fıskını, dertlinin derdini,

sevinçlinin sevincini artırır.

Musiki, Allah aşıklarının ruhlarının gıdasıdır. Zira, musikide Allah' a ulaşma ümidi vardır.

Page 92: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Düşmanlarım üzerime köpekler salar. O köpekler be­ni ısırır. Ben köpek değilim, ısıramam; fakat ısırırım du­daklarımı.

Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar.

Yapacağın işte nefsinle fikir alışverişinde bulun ve ne derse aksini yap.

Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır.

Okuyan, aklı miktarınca anlar.

Ayna ve terazi yalan söyler mi?

Sağ ayağım ezeli gerçekler nizamının (İslam'ın) merke­zinde olmak üzere, sol ayağımla bütün insanlarla beraberim.

- 91

Page 93: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

92 -

Beyaz ve siyah iki bayrak dikildi; biri Adem tarafın­dan, diğeri iblis.

Ey delikanlı! Çok yüce yolculukta, maksada vuslat için, hizmet kemerini bağlayıp, sabahlara kadar, mihrab yanındaki mum gibi, huzı1r-u Hakk'ta kıyamda bulun.

İyadet (hasta ziyareti) , nafile ibadetten hayırlıdır.

Mey gibi her biri haramın sarhoşluğu olsaydı eğer, Ol zaman ma'lum olurdu mest kim, ayık kim?

Tamah yüzünden hak, sana batıl görünür. Tamah yü­zünden sende yüzlerce körlükler artar, durur.

Vakıf sabununu (mescidin mumunu) yiyen farenin gözleri, kör olur.

Anbarında hırsız bir fare yoksa, kırk yıllık kulluk buğ­dayın nerde?

Page 94: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Ey akıllı! Aklın başına gelince pişman olacağın bir sar­hoşluğa düşme.

Şarap, zaten edepsiz olanı edepsiz eder.

Bazı insanlar gösteriş ve kazanç için ilim tahsil eder­ler. Bunlar fareye benzerler; her tarafı talan ederler ama, vuslat nurundan habersizdirler!

Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir­şey kaybetmez.

İlim akılla, amel iradeyle olur. İlim aklın, ibadet kalbin gıdasıdır. İlim kalbe aksederse, sahibine yar olur. Kalıpta kalırsa sahibine pas olur.

Bir kimse iman ve itaat yolunda yürüyüp de bir an bi­le ziyan etmişse, kafirim.

- 93

Page 95: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

94 -

Her iki cins arı da aynı yerden gıda alırlar, Fakat birinde zehir, diğerinde bal hasıl olur. Her iki cins ceylan da, ot ve su ile beslenir, Fakat birinde gübre, diğerinde ise saf misk hasıl olur. Her iki cins kamış da aynı yerden sulanır, Fakat biri boş olur, diğeri şeker ile dolar. Bunlar gibi yüz bin misal bulabilirsin, Fakat her iki şey yetmiş yıllık yol kadar birbirinden

farklı ve uzaktır. Biri yer ahmak olur, O'ndan (Allah' tan) uzak düşer, Diğeri ise yer, baştan ayağa Allah'ın nuru ile dolar.

tF=: :=;ı

Bu dünya bir ağaca benzer; biz de bu ağaçta yarı ham yarı olmuş meyvalar gibiyiz.

İnsanların çoğu insan yiyicidir; onların selam verme­lerine aldanma!

İnsanoğlu bir hamur teknesi boyundadır; ama, tabiat­tan da üstündür, kainattan da.

Page 96: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Para dağıtmak, cömert için şereftir. Aşkın cömertliği ise canını feda etmektir.

Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?

Davul sesinden tilkiler korkar; fakat akıllı kişi onu öy­le döver ki, deme gitsin.

Suyun susuzu kandırması gibi, doğru söz de kalbe te­mizlik getirir.

Dost yüzü görmeden geçen günler ya ölümdür, ya uyku.

Dosttur, çöp değildir; Onu kırma.

- 95

Page 97: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

96 -

Bu dünya zindandır; biz de içindeki mahbuslar. Del zindanın duvarını, kurtar kendini.

Dünya, velinin kıymetsiz oyuncağı; gafillerin değerli salıncağıdır.

Düşman, her ne kadar dostça söylerse de, her ne ka­dar taneden, yemden bahsederse de, sen onu tuzak bil.

Gözünüzü açıp Kur'an'a bakınız. Allah kelamı olan Kur'an'ın bütün ayetleri edep öğretmektir.

İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır; eskimez, çürümez, kaybolmaz.

Nice insanlar gördük üstlerinde elbise yok! Nice elbiseler gördük içlerinde insan yok!

Page 98: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Ağaçlara su vermek adalet, dikene su vermekse zu­lümdür. Adalet bir nimeti yerine koymaktır. Her köke su vermeyi nimet sanma!

Fakirlik ve zarüret beni ölümle korkutsa da, ben bu hürriyeti esirliğe değişmem.

Belalardan çoğu peygamberlere gelir. Çünkü ham adamları yola getirmek, zaten beladır.

Felsefenin bana çok faydası oldu, ama ben şimdi on­dan birkaç dünya uzaktayım.

Filozofların felsefesi, insanoğlunun zan ve şüphesini artırır. İslamın hikmeti ise, insanı yücelere ulaştırır.

Cenabetler elinde madem ki hamam taşı Artırmaz kıymetini altundan yapılması.

- 97

Page 99: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

98 -

Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.

Ey aşık! Uykudan sıçrayıp kalk, ıstırap çek! Bir tarafta su sesi duyulurken, öte tarafta susuzun uyumasına imkan var mıdır?

İnsana, kimse gözü gibi lalalık edemez.

Çok uzağı gören göz, yolundaki tuzağı göremiyorsa n'eyleyim?

Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerede gözyaşı dökü­lürse oraya rahmet yağar.

Gel de birbirimizin kadrini bilelim, çünkü ansızın öle­ceğiz, ayrılacağız birbirimizden.

Page 100: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Ululanmak zehirdir; kafana kibir yerleşince, kim seni kırarsa onu ezeli düşman sayarsın; birisi düşünceye aykı­rı söz söylerse ona kinlenirsin.

Alelade otlar, iki ay içinde yetişir; fakat kırmızı gül ancak bir yılda yetişir.

Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde? Dikenin itibarı ancak gül sayesinde!

Acele, bir çok işi bozar; qilediğin şeyi yavaş yavaş fa­kat sağlam bir şekilde yapmalısın. Unutma ki Allah insa­nı yavaş yavaş tam kırk yılda olgunlaştırır.

Toprağa hani tohum atılmıştır da bitmemiştir? İnsan­ların tekrar dirileceklerinden niçin şüphe ediyorsun?

Tohum toprağa düşse öldü denebilir mi?

- 99

Page 101: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

100 -

İyi bil ki; kötü ahlaklı güzel yüz, beş para etmez.

Mutlak hakikati aramada tek başına akıl, çamura sap­lanmış merkep gibidir.

Kötü huylarından her birini bir çalı farzet ki, onun di­kenleri kaç kere senin ayağına battı.

İlim, ucu bucağı bulanmayan sahilsiz bir deryadır. İlim sahibi ise, o kenarsız sahile dalmış bir dalgıç.

Nice bilgin vardır ki, hakiki bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdir. Böyle bir bilgin bilgi ezbercisidir; bilgi sevgilisi değildir.

Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.

Page 102: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Allah'ım! Senin ayrılığından daha acı bir şey yoktur. Sana sığınmaktan gayrı hareket beyhude dönüp dolaş­mak ve kördüğüm olmaktan başka bir şey değildir.

Herkes kulluktan kölelikten kurtulunca sevinir. Ben ise en büyük saadeti Allah'a kullukta bulurum.

Bugün sevinirsin benim altunum, akçem var deyu, Anmaz mısın ol günü kim, muhtaç olasın bir pula.

Ne kadar anlatırsan anlat, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.

Irz ve namustan mahrum olanlar, millet ve vatan hissi taşımazlar; böylelerinden sakınılmalıdır.

Bal yiyen arısından gocunmaz.

- 101

Page 103: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

102 -

Kötü yılan insanın yalnız canını alır; kötü arkadaşsa insanı cehenneme sürer.

Kuşlar bile, cinsi cinsiyle uçar; güvercin güvercinle, doğan doğanla!

Bu dünya tuzaktır; tanesi de arzular!

Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.

Biz süt taşıyan memeye benzeriz. Bizi çeken ele göre süt veririz.

Gülün annesi dikendir.

Bugün üstüne bastığın çimenler, yarın toprağın üze­rinde bitecek.

Page 104: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan habire, Abdest alıp durmaktan fayda bekleme.

İyi ağaçtan talihli dal çıkar.

Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıl­dayan ay gibi belli olur.

Ah aşktan ve aşkın hallerinden! Gönlümü ateşi yaktı kavurdu!

Seven, sevdiğinden gözünü ayırmaz, bir dediğini iki ettirmez. Seven, sevdiğini unutmaz; onu anar, zikreder.

Aşkın nesi var ise ma' şuka fedadır.

Herkes bir zaman, hayvani aşk çemberinden geçer.

- 103

Page 105: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

104 -

Siz şehvetin adını aşk koymuşsunuz; Eğer öyle olsaydı, eşek, insanların şahı sayılırdı.

Aşk, hiçbir felaketten ders almaz.

Oltaya et takanlar, bu işi cömertliğinden değil; balık avlamak için yaparlar.

Balığa denizden başkası azaptır.

Hayatta başarılı olmak için üç şey lazımdır: Dikkat, intizam ve çalışmak.

Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.

Bir adamın camilere alıştığını görürseniz, imanlı oldu­ğuna şahitlik ediniz.

Page 106: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Din düşmanlarının başına kılınç ol, kurt gibilere ateş saç; çünkü onlar, Yusuf düşmanıdırlar.

Başkalarına imrenme; çok kimseler var ki, senin haya­tına imreniyorlar.

Münafıkın tövbesi, günahından beterdir.

Muhabbet ve merhamet insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.

Resim, ressama pençe vurmaya kalkarsa, kendi saçını sakalını yolmuş olur.

Sen, anılması güzel olan bir söz ol . Çünkü insan, ken­di hakkında söylenilen güzel sözlerden ibarettir.

- 105

Page 107: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

106 -

Bu dünya bir tuzaktır; faresi de istek.

Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkarsa, her

yırtıcı kedinin lokması olur.

Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan fena

söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.

Kötü adın çirkinliği harften, deniz suyunun acılığı kaptan değildir.

Herşey "Kader" ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin.

Açgözlüyü minnettar edemezsin; doymaz ki.

Page 108: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Kadı kalben rüşvet almaya karar verirse, zalimi maz­lumdan ayırt edemez.

Mahzunluk zamanında dost, can aynasıdır.

Yirmi dört makamda çalgı çalan çalgıcıya, dinleyen yoksa çalgı yük olur. Aklına ne yanık bir nağme gelir ne de on parmağını çalgı çalarken oynatası gelir.

Ateşi daima su ile korkuturlar fakat suyu hiç ateşle korkutabilirler mi?

Bir insanın başkalarının kusurunu görmesi ve onları ayıplaması gerçekte kendi kusurunu görmesi demektir.

Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim.

- 107

Page 109: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

108 -

Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini, Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil.

Bir damla olma, kendini deniz haline getir Madem ki denizi özlüyorsun, damlalığı yok et gitsin.

Mal ve para, başta külah gibidir, külaha sığınan kel­dir.

Nice kuş vardır ki uçup tane arar. Boğazı boğazının kesilmesine sebep olur.

Naz için gül gibi bir yüz gerek, öyle bir yüzün yoksa kötü huyun etrafında dönüp dolaşma.

Nefis üç köşeli bir dikendir. Ne tarafa koysan o tarafa batar.

Page 110: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Yapacağın işte nefsine danışmak ve ne derse aksini yapmak, olgunluktur.

Her nimetin bir gamı vardır.

Taklit eden papağandır. İnsan ise daima iyiyi, doğru­yu ve güzel olanı seçer. Seçicilik, insanın en önemli özelli­ğidir.

Ecel verileni almadan önce, verilmesi gereken şeyi vermek gerekir.

Adam uyur, ruhu güneş gibi gökyüzünde parlar. Be­dense yorgan altındadır. Beden, canın ayağında bir ipe benzer; onu gökyüzünden yere çeker durur.

Sabır, arıdır ama tatlı bir meyvesi vardır.

- 109

Page 111: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

110 -

Sabır önceleri zehirdir; huy edersen bal olur.

Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.

Geveze birine sır söylemek, çatlak testiye su koymaya benzer.

İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır, yayılır.

Bülbüller ötmeye başlayınca, kargalar susar.

Manasız söz, su yüzüne yazılan yazıdır.

Tereddüt etmek, bir bakıma kudrete delalet eder.

Denizden bile yerine konmamak şartıyla su alsan, de­nizi kurutur çöl haline getirirsin.

Page 112: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Eğer bir Türk seslenirse, Tanrı Korusun, köpek değil erkek aslan bile kan kusar.

Her ne kadar Farsça konuşuyorsam da aslım Türk' tür.

Çarpık ayakkabı nasıl çarpık ayağa uyarsa, şeytanın tılsım ve efsanesi de doğru olmayan gönüllere uyar.

Ömür altın kesesi ise geceyle gündüz de para soyan adamdır.

Her ne istiyorsan kendinde ara! Senin canının içinde bir can var, o canı ara! Dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara! Eğer yürüyen dervişi arıyorsan; Onu senden dışarıda değil, kendi nefsinde ara !

Bardağımız küçükse, deryayı suçlamaya hakkımız ol­maz.

- 111

Page 113: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

112 -

Doğrudan nasihat, kişiyi yaralar. Bir taş, bin bahar görse de yeşermez.

Bir bakışla çalıyor gönlünü her bir görenin, Vermezler ona elbette tabibler de ilaç. Görseler çünkü onun gül yüzünü bir kere, O tabibler de olur başka tabibe muhtaç.

Yaşam sanatını yaşlılar elinde tutar.

Her kime aşkın sırlarını öğretirlerse, onun ağzını söz söylememesi için dikerler.

Karınca, güzelim harmanları görmez de, bir tanecik buğdayın üzerine titrer.

Örümceğin sofrasındaki kebap, ancak sinek olur.

Page 114: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Aşk, hiçbir af etten öğüt almaz.

Mevlana'ya aşk nedir diye sormuşlar: "Ben ol da bil," demiş.

Aşkın yedi şehrini geçtikten sonra hala ilk caddenin ilk sokağındaydık.

Bal, her ağızda tatlıdır.

Akıl zorunludur; ama insanda, ancak aklın sınırlı ol­duğunu anlayacak kadar akıl olmalıdır.

Altına düşman olan var mı?

Aşık adam için başköşe, sevgilisinin kucağıdır.

- 113

Page 115: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

114 -

Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.

Gece neye gebeyse onu doğurur.

Dert daima insana yol gösterir.

Dert, Allah'ı gizlice çağırmana sebep olduğundan, bü­tün dünya malından iyidir.

Dertsiz dua soğuktur, bir işe yaramaz; dertli dua gö­nülden, aşktan gelir.

Ey Akıllı! Sakın aklın başına gelince pişman olacağın bir sarhoşluğa düşme!

Nice balık vardır ki, su içinde her şeyden eminken, boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur.

Page 116: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

İnsan sevinçliyse, birini sevindirmiştir; üzüntülüyse, birini üzmüştür.

Konuşmayı çok süslersen, amacından uzaklaşırsın.

Hakiki ahlak, samimiyetin başlangıcıdır.

Ne akarsu balığa doyar, ne balık akarsuya; ne dünya­nın canı aşıklardan bıkar ne de aşık dünyanın canına do­Ttr

Tuzağa koyduğun yem taneleri cömertlik sayılmaz.

Çıkacağım makama sabrı merdiven yaparım.

Sabırlı kuş bütün kuşlardan daha iyi uçar.

- 115

Page 117: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

116 -

Sevgi, bilmekten doğar.

İnsanların en kötüsü, sevmeyen ve sevilmeyendir.

Kişinin sözü, kalbindekini haber verir.

Aç karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi, onun hilesine ve düzenine manidir.

Önce fareyi def et, sonra buğday topla!

Elbiseleriniz eski de olsa, kalpleriniz yeni ve temiz ol­sun.

Terbiye, aklın görünüşüdür.

Page 118: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Yüksekliği isterdim, onu alçak gönüllülükte buldum.

Tövbesiz bir ömür, baştan başa can çekişmedir.

Sağırlar çarşısında gazel atma, körler çarşısında ayna satma.

Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksi­zin yumuşak ol.

Bozuk olunca maya ne ar tanır ne de haya!

İnsanlar uykudadırlar; öldükleri zaman uyanırlar.

İstenmeden veren kimse, "Kerim" sıfatım kazanır.

- 117

Page 119: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

118-

Kötü bir işin en güçlü şahidi, vicdanımızdır.

Vicdanını hırstan koru.

Zenginlik, gurbeti vatan; fakirlik, vatanı gurbet yapar.

Çok ziyaret usandırır, az ziyaret dostluğa zarar verir.

Bin zulme uğrasan da bir zulüm yapma.

Cihan bir dağdır; yapıp ettiklerimiz ise bir ses. Dağa ne kadar kuvvetli bağırsanız, size yankısı da aynı nispette olur.

Selam, kelamdan öncedir.

Page 120: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Sevgi, varlığın özüdür.

Aşk, ilahi sırrı keşfeden bir alettir.

Davul çalınmazsa, bayramdan ne eksilir?

İnsanların kalp birliği, dil birliğinden yeğdir.

Halk kime secde ederse, onun canını zehirliyor de­mektir.

Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara.

Bir beste gibi ol; ardından özlemle söz etsinler.

- 119

Page 121: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

120 -

Aşık ol Aşık, aşkı seç ki sen de seçilmiş olasın.

ı :==: ::=:; ı

Aşk öyle bir saltanat ki, vakti yoktur.

Boş bir testiyi gürül gürül akan bir pınarın başına koysalar; orada kırk yıl da bıraksalar, yine de kendi ken­dine dolmaz.

Dünya ve ahiret, kişinin iki karısı gibidir: Koca, birisi­ni ne kadar razı etse, öbürünü o kadar kızdırır.

Dövüşmeden önce konuşmayı denemek daha hayıdıdır.

Öz varlığını öldürdünse, özür dilemeden kurtuldun demektir; artık ülkede sana düşman kimse kalmamıştır.

Ne aklını beğenmeyeni gördüm, ne talihini beğeneni.

Page 122: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Dilin aşkı yorumlaması gerçi aydınlatıcı olur; ama, di­le düşmeyen aşk daha aydındır.

Halife, Leyla'ya dedi ki: "O sen misin ki Mecnun sana tutularak perişan oldu ve kendini kaybetti? Sen başka gü­zellerden daha güzel değilsin ki!"

Leyla, "Sus, çünkü sen Mecnun değilsin ki!" diye ce­vap verdi.

Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir.

Dostun yumruğu acıdır.

Tatlı dili olanların dostları her gün daha da artar.

Bütün ırmaklar denize akıyor; yine de deniz dolmadı.

Ekmeğini, terine banıp yiyeceksin.

- 121

Page 123: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Cömertliğin dibi yoktur.

Sağırın kulağı duymaz, aptalın hiçbir yanı.

122 - İlim öğrenmek, her Müslüman' a farzdır.

Bazı yanlışlar zaferin taksitleridir.

Suçundan emin olmadığın kişiyi padişaha şikayet et­me, canından olursun.

Hatalar, keşfin giriş kapılarıdır.

Her kitaplık, bir cezaevi kapatır.

Kitapsız bir ev, ruhsuz vücuttur.

Page 124: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Size en çok yardım eden kitaplar, sizi en çok düşün­düren kitaplardır.

Kitaplar hiç solmayan bitkilerdir.

Kitap, istikbale yollanan bir mektup.

Canlı ve cansız her varlık, bir kitaptır.

Ümitle açılıp kazançla kapanan bir kitap, iyi bir kitaptır.

Hayatta komşunun haber almasından korkacağın hiç­bir şeyi yapma.

Gönül O'nu ister, her şey bahane . . . Başımı koyduğum her yerde, secde edilen O' dur Dört köşe ve altı bucakta tapılan O' dur. Bağ-bahçe, gül-bülbül, sema, sevgili; Bütün bunlar hep bahane; asıl maksat olan O' dur.

- 123

Page 125: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 126: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

H Z. MEVLANA D İYO R Kİ . . .

1- Allah ile olmayan kimse yalnızdır: Eğer herkesleysen ve Bensiz isen, hiç kimseyle değilsin Eğer benimleysen ve hiç kimseyle değilsen herkeslesin .

(Mesnevi 1/1614)

2- Ey oğul hür ol, maddenin esiri olma: Ey oğul bağlanma hür olmaya bak, Ne zamana kadar altın ve gümüşün esiri kalacaksın? Denizi bir kovaya boşaltmaya çalışsan da, Kova, b ir günlük ihtiyacını alır ancak.

(Mesnevi III /9-20)

3- Aşırı madde sevgisi insanı batırır: Gemiye su girince gemi batar, Altına su verilince gemi yüze r.

4- Dünya uyanıklığı aldatıcıdır:

(Mesnevi I/985)

Uyanık görünen kişi aslında derin uyku dadır, Uyanıklılığı, uykusundan daha beterdir. Varlığın Tanrı ile uyanık değilse, Uyanıklığın, hapishanedeki uyanık lık gibidir.

(Mesnevi I / 409-410)

- 125

Page 127: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

126 -

5-Diken (maddeci bir insan) için bu dünya yeterlidir: Bir diken için sonbahar bahardır, hayattır. Onun gözünde yakut da, taş da hep aynıdır.

(Mesnevi I/2924)

6-İyi niyetler, gül bahçesine benzer: Ey kardeşim! sen tepeden tırnağa kadar düşüncesin, Gerisi kemikler ve dokulardan ibarettir. Eğer düşüncelerin gül gibiyse sen gül bahçesisin, Eğer dikenler gibiysen sen diken bahçesisin.

(Mesnevi Il/277-278)

7- İnsanın gerçek gıdası, Allah sevgisidir: Allah aşıklarının dışındaki halk, çocuk gibidir, insanın gerçek gıdası, Allah'ın nurudur. O'nu hayvan gıdası ile beslemek doğru mudur? Üstün kişinin gıdası yüceliktir, ululuktur, O ne bir vasıta, ne de bir boğazın kuludur.

(Mesnevi II / 1083-1086)

8-İnsan edindiği dostlarla tanınır: Eğer bir yarasa güneşten beslenmeye başlarsa, Belli ki artık o güneş, güneş değildir. Eğer yarasa güneşten nefret ederse, Belli ki güneş, parlayan gerçek güneştir.

(Mesnevi II /2074-2075)

Page 128: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

9- Bir insanda Allah'ın lanetinin belirtisi: Allah' ın lanetlediği insan her şeyi ters görür, Allah onun gönlünü haset, bencillik ve kin ile doldurur.

(Mesnevi II/2513)

10- Günahların affı için Allah' a ağla: Bulutların ağlamasıyla dallar gelişir, yeşerir, Mumlar ağladıkça parlar, parladıkça alevlenir.

(Mesnevi il/ 480)

11-Allah aşkı idrakın dışındadır: Aşkı çok kısa olarak dile getirdim, açıklamadım, Yoksa dilim de, aklım da yanar kül olurdu.

(Mesnevi 1/ 1758)

12- Allah sevgisi her şeyin üstündedir: Aşk milleti, bütün milletlerden ayrıdır, Aş.ıkların milleti de, dini de Allah'tır.

(Mesnevi 11/ 1770)

13-0lgun olmayan insan çocuk gibidir: Gösterişten kurtulamayan kişi olgun değildir. İnsanların savaşı, çocukların savaşına benzer, Hepsi de anlamsız, saçma ve iğrençtir.

(Mesnevi 1/3430-3435)

- 127

Page 129: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

128 -

14-Kibirli insan kabahati başkalarında arar: K ibirli k işi başkalarının günahını gördüğünde, Cehennem ateşi gibi alevlenir, kendinden geçer. K ibirliliğini, din koruculuğu olarak algılar, Kendi kötü nefsine hiç bakmaz, kibri seçer.

(Mesnevi 1/ 3347-3348)

15- İstekle Allah' a yönel: İsteyerek her işe iki elinle sarıl, Zira hayırlı işlerde istek, sana rehberdir. İster topalla, ister uyuşuk ol, ister edepsiz, Yine de O'na yönel, O'nu dinle , O'na gel.

(Mesnevi Ill/979-980)

16- Manevi pislik, ancak gözyaşlarıyla silinebilir: Zahiri pislikler, suyla temizlenebilir, Ama içteki pislik arttıkça artar. İç teki pislik ortaya çıkmaya başlayınca, Ancak göz yaş ları o pisliği silebilir.

(Mesnevi III / 2092-2093)

17- Dünyalık insan, hep korku içinde yaşar: Dünyalık insan, yoksul ve korkaktır, Hırsızlardan korkması anlamsızdır, bak ! Çıplak gelip, çıplak gittiği halde dünyadan, Ciğeri kan ağlar, hep hırsızların korkusundan.

(Mesnevi III /2633-2634)

Page 130: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

18-Maddi akıl, insanı yanıltır: Dünyalık akıl, duygu ve heveslerin esiridir, Allah yolunda seni alı koyan, yol kesicidir. Kargaların peşine takılıp giden canlar, Yol alsalar bile ancak mezara varırlar.

(Mesnevi iV /1246-1310)

19- Dünyalık hileler boştur: Dünya kazancı için yapılan hileler boştur, pünya sevgisini azaltan hileler hoştur. Bu dünya zindandır, biz ise esiriyiz, Bu zindanı delip kendimizi kurtarmalıyız.

(Mesnevi I / 980-981 )

20- İlim, maddi hevesler için yüktür: İlim, gönüle geçerse dost olur, Bedene kul olursa yük olur.

(Mesnevi I/3447)

21- Allah'ım! Damla kadar aklımı deniz yap: Bir damla akıl verdin bana huzurundan, Denizlerine ulaştır, kurtar beni bu damlalıktan.

(Mesnevi 1/1 882)

22- Kadın doğurduğu için Allah'ın nurudur: Kadın Allah'ın nurudur, sadece sevgili değil, O, yaratıcı olduğundan yalnızca yaratılmış değil.

(Mesnevi I/2437)

- 129

Page 131: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

130 -

23- Herşey Allah'ın aşkıyla hareket halindedir: Değirmen taşı gibi evren dönmekte, Gece gündüz ağlayıp inlemekte. Mademki evrende aşktan dolayı huzur yok, Ey gönlüm! Yıldızlar gibi dön, sana rahat yok.

(Mesnevi Vl/911-914)

24- Manevi gıdaya yönel: Kim ki arpa ve ot yerse, kurbanlık olur, Kim ki Allah'ın nurunu yerse, Kur'an olur.

(Mesnevi V /2478)

25- Allah aşkı kalıcıdır: Başkalarının aşkı geçer halden hale Benim aşkım ve sevgilim gelmez zevale.

(Divan-ı Kebir, s.1412)

26- Gerçekte var olan sevgilidir: Her şey sevgilidir ve aşık ise bir perdedir, Sevgili canlıdır, seven ise ölüdür. Aşka karşı duygusuz kalan bir insan, Kanatsız bir kuş gibi kalır, inan.

27- Şu dört kuşun kafalarını kes: Ördek hırstır, horoz ise şehvet,

(Mesnevi 1/29-30)

Tavus kuşu gösterişlidir, makamlara heves, Karga nefsindir, kafalarını kes.

Page 132: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

28- İlim, Allah'ın sarayıdır: Cehalete düşmek, Allah'ın zindanına girmektir, İlme dalmak, Allah'ın sarayına girmektir.

(Mesnevi IIl/510)

29- İyi ahlak dinlerin anasıdır: Ben bu istek ve arayış aleminde, İyi ahlaktan üstün bir şey görmedim.

(Mesnevi II/810)

30- Yere yapışıp kalma: Goncayı sakla, damdaki basit otlar gibi ol. Güneş, hilal ve dolunay gibi, Gel de kanatsız, kolsuz gökte dön,·dolaş. Gonca olursan, çocuklar ezer koparır.

(Mesnevi 1/ 1105) 31- Saygısızlık, gafletten doğar: Benim sevgilime kavuşma anımdır, o an. Küstahlık, daima gafletten doğar, Saygı ise manevi gözünü açar.

(Mesnevi V / 4096)

32- Allah, mütevazi insanları sever: Rahmet suyu gerekiyorsa alçak gönüllü ol, Sonra Allah'ın rahmet şarabını iç sarhoş ol.

(Mesnevi 1/1940)

- 131

Page 133: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

33- Allah' a yakın olan için kaygı yok: Binlerc�·tuzak yemleri vardır, hayat yolunda, Ve biz heves içinde zavallı kuşlar gibiyiz. Binlerce tuzak olsa her adım başı, yolda, Sen bizimle olduktan sonra kaygı yoktur, yolda.

(Mesnevi 1/374-377)

34- Varlığın özü Allah'tır: 132 _

Biz neyiz, içimizdeki nefes Sensin. Biz dağız, buna yansıyan ses Sensin. Varlığımız da, havamız da armağanındır Senin. Mevcutiyetimiz de icatlarındandır Senin.

(Mesnevi 1/590-605)

35- Gösterişten kaçın: Tane olursan, kuşlar seni yer bitirir, Taneleri sakla ve tuzak gibi gizli ol.

(Mesnevi l/1833-1835)

36- İnsan yok olabilir, özü yok olmaz: Cenazemi gördüğünde "aynlık" diye feryat etme, Neden güneşin ve ayın batışından şikayetçisin? Mademki mezara indirilişimi seyrettin, çıkışımı da gör. Hangi tohum yere döküldü de çıkmadı gitti?

(Divan-ı Kebir, s.367)

37- Olgun olmanın sözlerini ancak olgun kişi anlar: Olgun kişinin halinden hiç anlayamaz, ham.

(Mesnevi 1/18)

Page 134: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

İ N SAN LIG I N AYNAS I H Z. MEVLANA İ Ç İ N SÖYL E N E N SÖZLER

Mustafa Kemal Atatürk - Mevlana, Müslümanlığı

Türk Ruhuna intibak ettiren büyük bir reformatördür.

Müslümanlık, aslında geniş manası ile müsamahalı ve

modern bir dindir. İlahi bir musikinin ahengi içinde dö­

nerek Allah'a yaklaşma fikri, Türk dehasının, ileri görüş

ve düşüncesinin tabii bir ifadesidir.

Şibli Numani - Mevlana'nın şiirindeki ihtişam, yüce­

lik, korkusuzluk ve şiirselliği başka bir mistik şairde bul­

mak mümkün değildir.

Molla Cami - Biz ömrümüzün sonuna geldik, hala

Mevlana'nın vasfının başındayız. O maneviyat cihanının

padişahı ki şahsiyetinin delili Mesnevi' sidir.

- 133

Page 135: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

134-

Şeyh Galip - Hazreti Mevlana' dır Mazhar-ı Aşk-ı Huda,

Hazreti Mevlana' dır Menba-ı Sıdk-u Safa,

Hazreti Mevlana' dır.

Muhammed İkbal - Mevlana'nın marifet aşılayan

sözlerinden kutsal varlığın sevincini aldım. Pir'i Rum'u

(Mevlana) feyzi ile bilim sırlarının gizli, kapalı defterini

yeniden okuyayım. Onun Canı alevler saçıcıdır. Bense -

O'nun yanında - kıvılcım gibi bir nefeslik parıltıyım . . .

Mevlana, toprağı kimya yaptı; benim tozumdan cilveler

onardı.

Prof. Dr. Hani Fauk (Pakistan) - Mevlana'nın şiiri, de­

linmez Semavi karanlıkta şen bir ışıktır. Aynı şekilde haya­

tın karışıklıkları ve huzursuzluklannda onun şiiri bir huzur

kaynağıdır.

Anne Marie Schimmel - Mevlana sadece İslam tasav­

vufunun değil, genel olarak mistisizmin de en büyük şa­

iridir

Yunus Emre - Mevlana Hüdavendigar bize nazar kı­

lalı, Anın görklü nazarı gönlümüz aynasıdır.

Page 136: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Nabi - Gören kitab-ı "Fih-i ma fih" bilir ki Hakk-ı be­yandır beyan-ı Mevlana.

Abdülbaki Gölpınarlı - Mevlana yüksek bir bilgin,

eşsiz bir şair ve derin bir hakim olmakla beraber; fikriyle,

gayesiyle, sözüyle tam bir halk adamıdır.

Prof. Dr. Neşet Çağatay - Mevlana düşünce ve bilim - 135

yönleriyle büyük bir mistik, dini ve edebi alanlarda yete-

nekli bir düşünür oluşunun yanında; Divan edebiyatının

da en iyi temsilcilerindendir.

Lois Doncet (Fransız Yazar) - Mevlana, İslam alemine

aydınlık bir dönemi getirmiştir. O iyiliği yalnız müsbet

yoldan aramış, köleliğe karşı çıkmış ve herkesin alın te­

riyle hayatını kazanmasını tavsiye etmiştir. O'na göre in­

san hür ve mukaddes bir varlıktır. Sema O'nun felsefesi­

nin sembolik bir ifadesidir. Sema ile O; "Döndüğün za­

man Allah'ı görürsün. En mesut olduğun gün Onu gör­

düğün, yani öldüğün gündür," demektedir.

Aliya İzzetbego.viç - Mevlana'nın eserleri dillerin ve

ideolojilerin üstündedir. Onun üslubundaki gibi; karınca

ile güneşi, çiçek ile okyanusu, çığ ile dağları insanın göz­

bebeği ile gökteki ayı aynı kolaylıkla anlatan başka bir şa­

ir bulmak zordur.

Page 137: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

136 -

Muhammed İkbal - Allah önümüze bir merdiven

koydu, onu basamak basamak çıkmak gerekir.

Prof Dr. Ferid Kam - Cenab-ı Mevlana, Allah'ın bir

ayetidir. Herkes O'nu okudum, anladım zanneder; hey­

hat! O, bizim için yetmiş kat örtü, yahut bulut altından

görünen bir güneştir. Biz o güneşi değil, yalnız örten bu­

lutların ardından, aydınlathğı sahanın bir kısmını görebi­

liriz; bu görüşle onu gördüğümüzü sanırız.

Prof. Dr. İrene Melikoff - Mevlana, insan kitlelerini

parçalayan, insan ruhlarını zincirleyen, insan gönüllerini

esir eden bütün bağları ve insanları bir tek varlığın ateşin­

de eritmek için yaşadı. Kendisi de o ateşte eriyerek kendi­

sinden sonra gelenlerin gönüllerine sindi.

Dr. Afzal İkbal - Mevlana kendi zamanında yegane

bir ışıktı ve günümüze kadar o ışığın parıltısı olduğu gibi

cihanda parlamaktadır. Eserleri her çağa uyan dünyanın

bu en büyük st1fi şairinin ilim nurunu saçan ismj, gün

geçtikçe daha çok parıldamaktadır.

Muhammed İkbal - Parlak gönüllü Pir Rumi . . . Aşk

ve Sarhoşluk kafilesinin rehberi . . . Onun menzili ay ve

güneşten yüksektir. O, samanyolunu, kendi çadırının ipi

diye kullanıyor. . .

Page 138: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Prof. Dr. Said Nefisi (İranlı edebiyat Tarihçisi) -

Mevlana Celaleddin, İslam tasavvufunun ve dünyanın en

önde gelen şahsiyetlerinden biridir. Ufkunun genişliği,

düşüncelerinin yüksekliği, ifadesinin sadeliği ve insani

meziyetlere sahip oluşu ile dünyanın büyük dahileri ara­

sında yerini almıştır.

Marcel Schneider - Semazenlerin dönüşü insana ka­

inatın boşluğunda gezegenlerin dönüşünü hatırlatıyor.

Müziğin ritmine uyarak ve gittikçe artan bir hızla, vecd

halinde dönen semazenlerin hallerinde bir huzur ve asa­

let göze çarpıyor. Mevlevi semazenleri dönerken adeta

tek bir vücut haline geliyorlar. Bu düşünce ve duygu bir­

liği onlara manevi bir güç kazandırıyor ve onlar böylece

günlük hayatın maddi dert ve endişelerini unutup kendi­

lerini onlardan sıyırabiliyorlar.

Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak - Mevlana'yı fikir ve felsefe

bakımından yetişilmez çok büyük bir şair ve ilmi içeriği

bakımından onu bu derece müstesna kılan; zamanın aşın­

dıramadığı bir şahsiyet olmasıdır. Çünkü bir şahsiyetin

altı asır aşınmaması tarihin çok ender kaydettiği bir hadi­

sedir ve O, zalim zamana karşı dayanabilen bir beyindir.

- 137

Page 139: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

A. Scrima - Mevlana'nın düşünce sisteminde sema

daha yüksek bir bilgiye, daha büyük bir hürriyete ve da­

ha derin bir aşka doğru bir ilerleyiştir. Beyazlara bürün­

müş semazenlerin seması sanki bize aşkın, "Kainatın

amin deyişi" olduğunu açıklamaktadır.

Dr. Celaleddin B. Çelebi - Hz. Mevlana dünya tari-

138 - hinde bir eşi olmayan, Türk dehasının gerçekleştirdiği

kansız, sessiz sedasız vuku bulan ve günümüze kadar et­

kisini sürdüren, fikri ve manevi en büyük fethin sahibidir.

Prof. Dr. Amil Çelebioğlu - Hakiki büyük insanları

yakından tanırsak onlarda, Peygamber ve velilerde daima

yanan insanlık sevgisi ateşinin kıvılcımlarını buluruz. O kı­

vılcımlar ki, düştüğü çadırın ateşine göre, küçük veya bü­

yük yangınlar çıkarır.

Aliya İzzetbegoviç - Hz. Mevlana'nın felsefesi eserleri­

nin ve şiirlerinin yüzyıllardır gücünü koruyarak yaşatılma­

sı, gururumuzu artırmaktadır. O'nun ilmi çalışmaları doğu­

da ve batıda çok sayıda insanın gönlünü fethetıniştir.

R. A. Nicholson - Mevlana, Dante'nin doğumundan

sadece birkaç yıl sonra öldü. Fakat bu Hıristiyan şair,

müslüman çağdaşının ulaştığı sevgi ve müsameha sevi­

yesinin çok daha aşağısında kalır.

Page 140: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Prof. Dr. A. J. Alberry - Rumi, yedi yüzyıl evvel dün­

yayı büyük bir kargaşalıktan kurtarmıştır. Bugün Avru­

pa'yı kurtaracak tek şey O'nun eserleridir.

Maurice Barres (Fransız yazar) - O, öyle bir şairdir ki,

sevimli, ahenkdar, ateşin ve müfrittir. O öyle bir dehadır

ki, ondan ıtır, nur ve biraz da garabet intişar eder. Bana

göre şevk, ışık ve neşe aleminin habercileri olan şairlerin,

bu ilahi insanların hiçbirinin hayatı Mevlana'nınki ile öl­

çülemez. O'nun sema ve teganni yüklü şiirini ve mektebi­

ni gördükten sonra Dante'nin, Shakespeare' in, Goet­

he'nin, Hugo'nun eksik kalan taraflarını fark ettim.

Mevlana ışığından bir kez nurlanan, başka nur iste­

mez.

- 139

Page 141: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler
Page 142: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

KAYNAKLAR

Can, Şefik, Destegül, Konya B. Şehir Bld. Yay., Konya 2001

Can, Şefik, Hz . Mevlana Rubafleri, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara 2001

Çalışkan, Hasan, Evrensel Sözler Atlası, Nüve Kültür Merkezi, Konya 2001

Çelebi, Dr. Celalettin, Hz. Mevlana Okyanusundan, Konya Valiliği İl Kültür Turizm Merkezi, Konya 2003

Çelebi, Dr. Celalettin, Hz. Mevlana' da İlim, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya

Eyüboğlu, Cansever, Altın Sözler Antolojisi, Simge Yay. Antalya 2003

Eva de Vitray, Hz. Mevlana ve Sema, Çev: Yrd . Doç. A. Öztürk, Konya Valiliği İl Kültür Turizm Md., Konya 2003

Güldeste, Konya Büyükşelir Bld. Yay., Konya 1996 Güney, Doç. Salih, Özlü Sözler, Siyasal Kitabevi, Anka­

ra 2002 Halıcı, Feyzi, Mevlana- Rubailer, Konya 1985 Karakaya, Tayyip, Güzel Sözler Antolojisi, Nesil Yay. İs­

tanbul 2002

- 141

Page 143: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

142 -

Köroğlu, Nuri, Hz. Mevlana'nın İrşadı, Konya 2003 La Rochefeucauld, Özdeyişler, Varlık Yay. İstanbul Melek, Suat, Anlamlı ve Güzel Sözler, Ankara 2003 Mevlana /Can, Şefik, Divan-ı Kebir - Seçmeler (4 cilt),

Ötüken Neşriyat, 2000 Mevlana, Gökyüzüne Merdiven, Om Yayınevi, 2002 Mevlana, Mesnevi (6 cilt), Ötüken Neşriyat, 2001Mevlana, trc . :Abdülbaki Gölpmarlı, Divan-ı Kebir,

Remzi Kitabevi, 1955 Mevlana, trc.: Abdülbaki Gölpınarlı, Mektuplar, İnkı­

lap ve Aka Ktb., 1963 Mevlana, trc. : M.N. Gençosmanoğlu, Rubailer,

M.E.G.S.B. Yay., 1986 Mevlana, trc.: M.Ü. Anbarcıoğlu, Fihi Ma'Fih, Kültür

Bak. Yay., 1974 Mevlana İnsanlığın Aynası, B. Şehir Bld. Kültür Yay.

Konya 2004 Mevlana, Mesnevi, Türkçesi: Feyzi Halıcı, Ankara 1992 Osmay, Nüvit, Düşünce Atlası, Öncü Kitap, Ankara

2000 Osmay, Nüvit, İnsan Mühendisliği, İstanbul 2004 Özcan, İsmail, Büyüklerin Sözleri, Timaş Yay., İstanbul

2004 Özcan, İsmail, Özlü Sözler, Erkam Yay., İstanbul 1992 Özcan, Doç. Dr. Mustafa, Refik Cevad Ulunay'ın Mevla­

na, İhtifaller ve Konya Yazıları, Konya Val. İl Kültür Turizm Md. Konya 2003

Özmen, İsmail, Dünya Düşünce Antolojisi, Saypa Yay., Ankara 1994

Page 144: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

Şafak, Yakup, Divan-ı Kebir' den Seçmeler, Konya B. Şe­hir Bld. Yay. Konya 2000

Şafak, Yrd. Doç. Yakup, Mesnevi' den Seçmeler, Konya B. Şehir Bld. Yay., Konya 2003

Şahinler, Necmettin, Tarihe Adımmış Sözler, Beyan Ya­yınları, İstanbul

Şimşek, M. Selahattin, Özdeyişler, Zafer Yayınevi İstan­bul 1999

Taşçı, Mustafa, Sözler Hazinesi, Düşünce Kitabevi, İst. 2004

Türkmen, Özcan, Özden Söze Alp Yayınevi, Ank. 2004 Ünlü, Ali, Vecizeler, Öğütler, Şule Yay. İstanbul 2003 Yağcı, Ömer, Düşünce Atlası, Deniz Kitaplar Yay.

İst.1994 Yalçın, Halit, İnsanlığın Ortak Aklı, Kent Yay. İst. 2004 Yeniterzi, Prof. Emine, Mevlana, Türkiye Diyanet Vakfı

Yayınları Ankara 2004 Yılmaz, Burhan, Bilinmeyen Mevlana, Nüve Kültür

Merkezi Konya 2004

- 143

Page 145: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

144 -

K O Z M İ K K İ T A P L A R ' D A N YAKINDA ÇIKACAK OLAN

ALTIN ÖGÜTLER

� Yunus Emre' den Altın Öğütler

� Muhyiddin-i Arabi' den Altın Öğütler

� Eflatun' dan Altın Öğütler

� Montaigne' den Altın Öğütler

� Konfiçyus' dan Altın Öğütler

� Hayyam' dan Altın Öğütler

� Mevlana' dan Altın Öyküler

Page 146: Ziya Elitez - Mevlana_dan Altın Öğütler

'f i'ııl'TI"T' 9 7 9 9 7 5 8 9 7 3 1 9 3

venisayfag 'Ofl-.,....,....'. ::::::com.tr