EKĠM 2011
HAZIRLAYANLAR
MELEK KÖKSALAN
ÜMĠT YÜCEL
ESĠN ALPER
EDĠTÖRZEYNEP ENGĠN
Aylık bültenlerimizde;
6 yaĢ grubumuzda uyguladığımız aylık programımız ile
ilgili etkinliklerimizi, okul yaĢantımızdan örnekleri ve
okulumuz ile ilgili duyurularımızı sizlerle paylaĢacağız.
EYLÜL AYINDA NELER YAPTIK?
EKĠM AYI ETKĠNLĠK ÖRNEKLERĠ
GEZĠ GÖZLEM ETKĠNLĠKLERĠ
MUTFAK ETKĠNLĠKLERĠ
AYIN PARTĠSĠ
BRANġ ETKĠNLĠKLERĠ
ĠngilizceMüzik-OrffBilgisayar
Beden EğitimiSatranç
Bale/Modern Dans
AĠLE KATILIMI
SEVGĠLĠ ÇOCUKLAR LÜTFEN UNUTMAYALIM!
SEVGĠLĠ VELĠLER LÜTFEN UNUTMAYALIM!
DOĞUMGÜNLERĠMĠZ
KĠTAP ÖNERĠLERĠ
REHBERLĠK BĠRĠMĠ
SEVGĠ MENÜSÜ
EYLÜL AYINDA NELER YAPTIK?
Çocuklarımızı sosyal hayatın birer parçası yaptığımız ve ilk sosyal ortamları olan
anaokuluna baĢladıkları Ģu günlerde hem siz değerli ebeveynler hem de bizler için
hoĢgörülü ve saygılı ve barıĢ içerisinde yaĢayabilen bireyler yetiĢtirebilmek çok
önemidir. Bu nedenle de eğitim öğretim yılımıza baĢlarken yola “BarıĢ” teması ile çıktık.
Temamız için çalıĢmalarımızı yıl boyunca sürdüreceğiz…
Temamızı gerçekleĢtirmek adına en önemli amacımız uyum dönemi boyunca okul
içerisindeki rutin düzenimizi, günlük program akıĢımızı, sınıf düzenlerimizi, sınıfımızda
ve okulumuzun iç ve dıĢ mekânlarında uymamız gereken önemli kurallarımızı ve rutin
faaliyetlerimizi öğrencilerimize tanıtmaktı.
Çocuklarımıza kendimizi eğlenceli oyunlarla tanıttık, ailelerimizden bahsettik. Onlar da
kendilerini bizlere ve arkadaĢlarına oyunlarla, müzik aletleriyle ritim tutarak tanıttılar.
Binamızın iç ve dıĢ mekanlarını, birbirimizi ve ailelerimizi tanıdıktan sonra sıra
çocuklarımıza büyük bir kampus içerisindeki baĢlangıç noktası olduğumuzu ve
kampusumuz içerisinde büyük abla ve ağabeylerimizin olduğunu anlattık. Ġlköğretim, lise,
üniversite, Doğa Parkı, Botanik Bahçe derken kampüste adım atılmadık alan
bırakmadığımızı fark ettik.
Öncelikle sınıfımızı tanıdık. Sınıfımızı tanıdıktan
sonra, okulumuzdaki diğer sınıfları, ortak kullanım
alanlarımız olan bahçeleri, yemek salonunu, çok
amaçlı salonları, lavaboları, bilgisayar laboratuarı,
deneylik ve kitaplığı, sanat odasını, idari katımızı
ve okulumuzun tüm alanlarını tek tek gezdik,
tanıdık ve inceledik.
EKĠM AYI ETKĠNLĠK ÖRNEKLERĠ
AYLIK TEMAYA ĠLĠġKĠN ETKĠNLĠKLER
•Ağaç evler hakkında ne biliyorum, ne
öğrenmek istiyorum, ne öğrendim?
posterlerinin hazırlanması
•Ağaçlar hakkında sohbet
•Ağaçlarla ilgili power point sunum izlenmesi
•Bahçedeki ağaçların incelenmesi
•Ağaç gövdelerinin dokusu nasıl?
YumuĢak mı, sert mi?
•Bahçeden yaprak toplanması ve incelenmesi
•Yapraklarla sınıflandırma çalıĢmasının
yapılması
•Ağaç dallarının toplanması
•Ağaç dallarını uzunluklarına göre sıralama
•Ağaçtan yapılan eĢyalar
“AĞAÇ EVLER/ZIT KAVRAMLAR/ARKADAġLIK”
•Büyütecin tanıtılması. Ne iĢe yaradığı hakkında
bilgilendirme. Büyüteçle yaprak ve ağaçların
incelenmesi
•Ağaç ev modelinin yapılması
•Ağaç yoga etkinliği
•Yaprak baskısı
•Dokuları keĢfediyorum
•Hangi hayvanların evi ağaçlar?
•Kimler uyumuĢ? KıĢ uykusuna yatan hayvanlar
•Göçmen kuĢlar
•Ayıcıklar
KAVRAMLAR•Renk kavramı (Kırmızı, mavi)
•ġekil kavramı (Daire)•Sayı kavramı (1’den 10’a kadar
ritmik sayma)•Hızlı-yavaĢ•Önce-sonra
•BoĢ-dolu
OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK•Ağaç evler hakkında ne biliyorum, ne
öğrenmek istiyorum, ne öğrendim? Posterlerinin hazırlanması•Ağaçlar hakkında sohbet
SOSYAL BECERĠLER•Atatürk konulu Zaman ġeridi
•Demokrasi Oyunu(Kırmızı Beyaz Partisi’nde pastamız nasıl olsun?)
Ağaç ev modelinin yapılmasıAğaç yoga etkinliği
Yaprak baskısıDemokrasi Oyunu
Kırmızı Beyaz Partisi’ nde pastamız nasıl olsun?
EKĠM AYI ETKĠNLĠK ÖRNEKLERĠ
FEN VE MATEMATĠK•Ağaçların gözlemleyeceğiz.
•Yapılan gözlemler sonucundan elde edilen veriler hakkında konuĢacak, ve bu verilerle sınıflandırma, gruplama, eĢleĢtirme çalıĢmalarını yapacağız.
•Ağaçlardan yola çıkarak büyük-küçük gibi zıt kavramları çalıĢacağız.
•Sonbahar mevsimine iliĢkin gözlemler yapacağız.
EKĠM AYI ETKĠNLĠK ÖRNEKLERĠ
AĠLE KATILIMI
•Genel Veli Toplantısı
•Aile katılımı etkinliği hazırlıkları
EĞĠTĠM RUTĠNLERĠ
•100 Gün Etkinliği
•Özel Gün Etkinlikleri
(Oyuncak günü, Kitap Günü, Göster Anlat Günü,
Haber Günü, Enstürüman-Dans günü)
•Duygu Panoları
GELENEKSEL TÜRK ÇOCUK OYUNLARI
• Aç Kapıyı Bezirgan BaĢı
YAġAYAN DEĞERLER
• Eller kollar ne içindir?
• BarıĢçı çocuklar
• BaĢka bir yol daha var
• BarıĢ kuklaları
GELĠġĠMSEL ARġĠV (PORTFOLYO)
•Ben ve Ailem
•ArkadaĢlık Sertifikası
•Ayın Sorusu
•Çok DeğiĢtim Ben
•Okul DıĢında Yaptıklarım
•Okulumuzun açılıĢını kutladık.
•Hayvanları Koruma Günü (4 Ekim-Doğa Parkı’nı ve serayı ziyaret edeceğiz.)
•29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
(28 Ekim günü Cumhuriyet Bayramı Töreni ve
Cumhuriyet YürüyüĢü yapacağız.)
•Dünya Çocuk Günü (Ekim ayının ilk Pazartesi günü-”Çocuk olmak ne demek”?
üzerine beyin fırtınası yapacağız.)
ÖNEMLĠ GÜN VE KUTLAMALAR
•Florya Atatürk KöĢküne geziye gideceğiz.
GEZĠ GÖZLEM ETKĠNLĠKLERĠ
•Eylül ayında okulumuzu adım adım gezerek tanıdık.
MUTFAK ETKĠNLĠĞĠ
Ayran yapacağız.
•NiĢantaĢı kampüsümüzde “Çizmeli Kedi’nin Komedisi” adlı tiyatro gösterisini
izlemeye gideceğiz.
26 Ekim 2011 ÇarĢamba günü “Kırmızı-Beyaz Parti”si yapacağız.
(Öğrencilerimizin bu partide kırmızı ve beyaz renk kıyafetler giymelerini rica ediyoruz.)
AYIN PARTĠSĠ
30 Eylül 2011 Cuma günü “Okulumuza HoĢ geldin Partisi” yaptık.
The first month of school has passed smoothly and we are settling into
lessons. The six year olds have spent this month getting to know their
English teacher and having fun revising: Classroom instructions, Daily
routine, classroom objects, colours and emotions.
They have also reenacted a story called The Sun and the Cloud
where they learned about the elements for making a rainbow along
with the concept of working together to make friends happy.
The children have been enjoying singing new songs: I’m a
policeman, if you are happy and hello how are you as well as
dancing to an action song called the wheels on the bus.
Eylül ayında, piyano ve ritim çalgıları eĢliğiyle müzik araç gereçleri ve kullanımı
hakkında çalıĢtık. (Çikolata Ģarkısı)
Piyano eĢliğinde hayatımızda hareket ve ses çalıĢmaları yaptık. (Ayı Ģarkısı)
Orff metodu ile Ayı Ģarkısı öğrendik.
Ekim ayında, “Çocuk Kalbimle Atatürk” adlı Ģarkı (Piyano eĢliği ile);
“Atatürk” (Ritim çalgıları ve piyano eĢliği ile);
“Cumhuriyet” (Piyano eĢliği ile) Ģarkılarını öğreneceğiz.
Eylül ayındaki ilk dersimizde, öğrencilerimizle bilgisayar laboratuarının kuralları
hakkında konuĢtuk. Bilgisayarın temel parçalarını tanıdık.
Kasa ve monitörün nasıl açılıp kapandığını, bilgisayardaki bir dosyanın nasıl açılacağını ve
kapatılacağını öğrendik.
Ekim ayında ise öğrencilerimizin “mouse kullanma becerilerini “ arttırmaya yönelik
boyama oyunları oynayacağız.
Paint programının nasıl açıldığını ve bilgisayarın doğru bir Ģekilde nasıl kapatılacağını
öğreneceğiz.
Eylül ayında; ilk derslerimize tanıĢma oyunlarıyla baĢladık.
Sıraya geçme, sırayla hareket edebilme, sırayla koĢabilme çalıĢmaları yaptık.
Temel ısınma hareketleri yaptık.
Vücut bölümlerini tanımaya yönelik oyunlar oynadık
Ekim ayında her dersimize ısınma hareketleriyle baĢlayacağız.
Temel jimnastik yürüyüĢleri (taklidi hareketler) yapacağız.
Ayı yürüyüĢü, yengeç yürüyüĢü, tavĢan sıçraması, ördek yürüyüĢü, timsah yürüyüĢü
öğreneceğiz
Tek ayak, çift ayak üzerinde sıçrama ve balans çalıĢmaları yapacağız
Kurt-kuzu eğitsel oyununu oynayacağız
Eylül ayında, birbirimizle tanıĢtık. Satrancın tanıtımını dinledik.
Satranç tahtasının özelliklerini, taĢların isimlerini, taĢların tahtaya dizilimini,
kalenin hareketini ve özelliklerini öğrendik.
Ekim ayında, filin hareketi ve özelliklerini, piyonun hareketi ve özelliklerini, vezirin
hareketi ve özelliklerini öğreneceğiz.
Karma alıĢtırmalar yapacağız.
Eylül ayında, tatilde neler yaptım,
ben ve arkadaĢlarım temalı çalıĢmalar yaptık.
Ekim ayında, boyama çalıĢmaları, hayvanat bahçesi, evler,
Atatürk ve Atatürkçülük temalarını iĢleyeceğiz.
Eylül ayında birbirimizle tanıĢtık.
Farklı müzik türleri eĢliğinde ritmik figürlerle dans ettik.
Ders içerisinde uyulması gereken kurallardan bahsettik.
Eylül ayının sonunda dünya danslarına geçiĢ yapılarak ritim farklılıkları üzerinde durduk.
Ekim ayında geriye dönük görsel algı ve hafızaya yönelik uygulamalar yapacağız.
Müziğin farklı ritim hızlarının farklılıklarını vurgulayarak müzikte ritim algısına dikkat
çekeceğiz.
Temel dans teknikleri kapsamında partnerli danslarda kapalı tutuĢ pozisyonu ve bu pozisyonu
koruyarak dans edebilmeyi öğreneceğiz.
Mind Lab dersimizde,tanıĢmanın ardından “Rush Hour”isimli ilk oyunumuzun hikayesini
anlattık. Hikayeyi öğrencilerin katılımı ile soru-cevap Ģeklinde aktardık. Ardından oyun
tahtasını gösterdik ve oyun tahtası üzerinde öğrencilerimizden satırları, sütunları ve
kareleri saymalarını istedik. Daha sonra öğrenciler oyunda kullanacakları arabaları tanıdılar
ve oyunun amacının, kurallarının ne olduğunu öğrendiler. Dersin sonuna doğru oyun
kartlarında yer alan pozisyonları oluĢturmaya çalıĢtılar. Bu çalıĢmadaki hedefimiz görsel
algılama ve doğru konumlandırma becerilerini geliĢtirmekti.
Ekim ayında ilk olarak öğrencilerimiz kurallarını ve amacını öğrendikleri “Rush Hour” isimli
oyunu oynadılar. Ardından “Problem Çözme” ünitesinin ikinci oyunu olan “Safari” isimli oyunla
tanıĢtılar. Öncelikle “Safari”nin ne olduğunu öğrendiler ve sınıfta hayvanları tanımaya yönelik
hayal etme becerisini geliĢtirmeyi hedefleyen bir aktivite yaptılar. Oyunun tanıtılması,
amacının ve kurallarının açıklanmasının ardından sınıflandırma ve sayma becerilerini
geliĢtirmeye yönelik bir çalıĢma yapıldı.
Oyunun ikinci dersinde yerleĢtirme ile ilgili kavramlar tekrar edildi.Satır –sütun
kavramlarının üzerinden geçildi. Oyunun uygulaması yaptırıldı.Etkinliğin amacı sondan baĢa
doğru problem çözme becerisini geliĢtirmekti.
Öğrenciler bu oyunun ardından “Problem Çözme” ünitesinin son oyunu
olan“Hoppers”isimli oyunu öğrendiler ve oynadılar. Oyunun ilk dersinde,
kurbağaların zıplayarak hareket etmesi sınıfta oluĢturduğumuz bataklıkta
nilüfer yapraklarının üzerinde örneklendi. Ardından anlatılan hikayedeki gibi
Kral ve Kraliçe Kurbağalar olarak üzerinden zıplayıp diğer kurbağaları
kurtardılar. Oyunda satır, sütun ve çapraz çizgiler boyunca kurbağaların
birbirini kurtarması gerekiyordu.
Öğrendikleri kuralları oyuna aktararak oynadılar.
AĠLE KATILIMI
Ebeveynlerin eğitime katılımı ve çocukların deneyimlerini paylaĢmak için sizleri anaokulumuza davet ediyoruz. Bu yolla sizler, kendi çocuklarınızın arkadaĢları ve diğer yetiĢkinlerle olan iliĢkilerini gözlemleyebilme Ģansını elde etmiĢ olacaksınız. Ayrıca çocuk yetiĢtirme ve onlarla iletiĢim kurmada yeni yollar öğrenebileceksiniz. Anaokulumuzdaki
çalıĢmalara katılım süreniz bir ders saati (40 dakika) ile sınırlı olup, katılım tarihiniz sizlere öğretmeniniz tarafından bildirilecektir. Aile katılımı uygulamasında çocuğunuz ile birlikte daha önceden hazırlayacağınız bir proje çalıĢmasını
sınıfta sunmanızı rica ediyoruz. Proje tabanlı eğitim programımız ile aile katılımı uygulamamızı birleĢtirdiğimiz bu etkinlikte, öncelikle çocuğunuzla birlikte bir proje konusu belirlemeniz ve bu çerçevede çeĢitli bilgiler/materyaller
hazırlayarak sınıfta paylaĢmanız gerekmektedir. Bu nedenle sizlere aĢağıda örnek olarak proje konuları belirtilmiĢtir. Proje konusuna çocuğunuzla birlikte karar vermeniz
önemlidir. Çocuğunuza aĢağıdaki listeyi okumadan önce, ilgi duyduğu, araĢtırmak ve öğrenmek istediği hangi konular olduğunu sorabilirsiniz. Ayrıca belirlediğiniz proje temasını 28 Ekim 2011 tarihine kadar sınıf öğretmeninize iletmenizi
rica ederiz.Örnek Proje Konuları:
•Evde hangi hayvanı beslemek isterdin? Neden? Ona hangi ismi verirdin?•Ağaçların yaprakları sonbaharda neden dökülür?
•Denizlerde niçin dalga olur?•Yanardağlar niçin patlar?
•Her zaman kıĢ mevsimi olsa neler olurdu?•Kulağımız olmasaydı, onun yerine nasıl bir alet tasarlardın?
•Mevsimler olmasaydı neler olurdu?•Bir oyun parkı tasarlamak istesen nasıl bir oyun parkı yapardın?
•Büyüyünce ne olmak istersin ve neden?•Uzaylı bir aĢçı olsan nasıl bir yemek yapardın?
•Her zaman gece olsa hayatımızda neler değiĢirdi?•Ġnsanlar neden gazete okurlar? Sen de onlar için kendi gazeteni hazırlayabilir misin?
•Hayvanların yavruları annelerine benzer mi?•Kirlenen Dünyamızı nasıl temizlersin?
•Doğayı çok seven bir fabrikan var, orada nasıl bir taĢıt üretirdin?•Balıklar suda nasıl boğulmuyorlar?
•Zebralar gibi çizgili baĢka hangi hayvanlar var?•Müzeler neden var, ne çeĢit müzeler vardır?
•Japonlar/Hintliler/Eskimolar….vb. kimlerdir? Nerede yaĢarlar?
SEVGĠLĠ ÇOCUKLAR LÜTFEN UNUTMAYALIM!
OYUNCAK GÜNÜ; yıl boyunca her hafta Pazartesi günü, taĢınması güç olmayan, hiçbir tehlike
unsuru içermeyen oyuncaklarından birini okulumuza getirebilir ve arkadaĢlarınla birlikte oynayabilirsin
(Sevgili anne babalar; tabanca, kılıç türü vurucu kırıcı nitelikteki eylemleri çağrıĢtıran hiçbir oyuncağın
kesinlikle okulumuzda kullanılmasına izin vermiyoruz. Çocuklarımızın oyuncak seçiminde bu konuya
titizlik göstereceğinizden eminiz, teĢekkür ederiz.)
KĠTAP GÜNÜ; yıl boyunca her hafta Salı günü, evindeki kütüphanenden seçtiğin bir öykü
kitabını okulumuza getirerek hafta boyunca bu kitaplarla ilgili çalıĢmalara katılabilirsin.
GÖSTER ANLAT GÜNÜ; yıl boyunca her hafta ÇarĢamba günü, sana ilginç gelen ve merak ettiğin
bir bilgi, resim veya nesneyi okula getirerek onu her türlü özelliği ile arkadaĢlarına anlatabilirsin.
HABER GÜNÜ; yıl boyunca her hafta PerĢembe günü ailenle birlikte sana ilginç gelen haberleri
dergi ve gazetelerden bulup okula getirebilirsin. (Ayrıca evinde de okula duyurmak istediğin bir
yaĢantın olursa onu da haber olarak getirebilirsin.)
ENSTRÜMAN / DANS GÜNÜ; yıl boyunca her hafta Cuma günü, öğretmeninin senin için seçtiği
özgün müzikler eĢliğinde kendi yarattığın figürleri gösterebilir aynı zamanda kendi oluĢturduğun
enstrüman ile çalan müziğe eĢlik edebilir ya da kendi ritmini oluĢturabilirsin.
Sevgili Anne Babalar,
Bu özel etkinlik günlerini düzenlememizin sebebi; çocuklarımıza sorumluluk kazandırma,
paylaĢma, bir iĢi takip edebilme ve kendine ait eĢyayı, nesneyi koruyabilme becerisinin
geliĢimine yardımcı olmaktır.
Aynı zamanda bu etkinlikleri gerçekleĢtirebilmek için çocuklarımız sizlerden yardım
isteyeceklerinden, anne babalar olarak okul programının içinde yer
almak, sizleri bizlerle daha da yakınlaĢtıracaktır.
Yardımlarınız için Ģimdiden teĢekkür ederiz.
SEVGĠLĠ VELĠLER LÜTFEN UNUTMAYALIM!
EYLÜL AYINDA DOĞANLAR EKĠM AYINDA DOĞANLAR
CAN CENGĠZ ÇAĞLAYANPĠA SELEKLER
ĠREM KARAHALLIEYLÜL TURANADA ALEMDARDENĠZ ġENGEÇSILA KATRANCI
AKSEL NASĠSELĠN GÖKSOYKEREM AKSOY
CAN ĠNANDENĠZ CEREN GÜVENÇ
BORA KĠTAPÇIKAYA CAN PEKER
SELEN JAKOPALĠ PEKKOÇ
DOĞUMGÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
ALĠ EKBER BASRĠTOPRAK YANKI KULAK
ELĠF ECE ÖZERDENĠZ ARSLANDEFNE FĠDANCIASLI ÇĠÇEKDAĞIAHMET YÖRÜK
MĠNA ÇAĞANLAREYTAN HODARA
MEHMED EREN ÇAVUġOĞLUMENEVġE CEREN METĠNMĠCHAEL CEM FEENEY
NAZ GÜNDOĞDU OZAN TĠBET DĠġLĠ
KEREM KULABER
BĠR MĠLYON NE KADAR BÜYÜK? / HOW BIG IS A MILLION?
ANNA MILBOURNE / TÜBĠTAK YAYINLARI
Milyon çok büyük bir sayı.
Peki ama tam olarak ne kadar büyük?
Penguen Pipkin de iĢte bunu merak ediyor.
KeĢif yolculuğunda ona eĢlik edin ve bir milyonun ne
kadar büyük olduğunu kendi gözlerinizle görün.
ĠNSANI ARARKEN DAMDAN DÜġEN PSĠKOLOG
DOĞAN CÜCELOĞLU / ALFA YAYINLARI
Afrika kabilelerinden birinde bir bebek doğduğunda kabilenin
kadınları hep birlikte ormana çekilir, o bebeğe bir Ģarkı
yaparlarmıĢ. Dikkatle gözlemledikleri bebeğin karakteristik
özelliklerini ve gücünü ona anlatan bir Ģarkı...Sonra, çok sonra bir
gün, hayatla baĢa çıkmakta zorlanıp da kolu kanadı kırılacak olursa
o Ģarkıyı, yani kendini hatırlasın diye... Afrikalı bebek o Ģarkıyı
dinleyerek buyurmuĢ...
Günün birinde o Ģarkıyı tekrarlayamayacak kadar kendine inancını
yitirdiğinde, onu tanıyan biri ona Ģarkısını çalarmıĢ ıslıkla. Kendini,
gücünü, öz hâlini hatırlar, kendine gelirmiĢ... Doğan Cüceloğlu
aramızda bir ıslık gibi dolaĢıyor...
Kendi Ģarkısına gelince...
Annelerimiz yaĢarken ayrıca bu Ģarkıyı duymaya ihtiyacımız yoktur. Annemiz, o
Ģarkının ta kendisidir zaten. Ama Cüceloğlu, sadece on yaĢındaymıĢ annesi "gitti de
gelecek" sandığında... SöyleĢimiz boyunca içinde yakaladığı, annesinin bıraktığı
boĢlukta büyüyen kocaman bir ağıt oldu; kalabalıklar içinde ürkek, mahcup, çekingen
bir çocuk...
Kendi çocukluğuna el uzatır gibi uzatıyor Ģimdi elini bütün çocuklara; o çocukların
anne-babaları, öğretmenleri hınca hınç dolduruyorlar seminerlerini. Kitapları baskı
üzerine baskı yapıyor. Çünkü Nasrettin Hoca topraklarının çocukları olarak biliyorlar
ki damdan düĢtüklerinde çarenin hasını kendisi de daha önce damdan düĢmüĢ olan
bilir. Hele de damdan düĢüp de doğrulan üstüne üstlük bir de doktorsa...
Gizlisiz saklısız anlattı bütün hayatını. Bu kitap, damdan düĢen doktoralı bir
psikologun, düĢtüğü yerden doğrulurken kendine mırıldandığı kendi Ģarkısının gözyaĢı
ve kahkaha dolu öyküsü...
Beslenme çocuk için bir yaĢam kaynağıdır. Çocuk, doğumdan birkaç saat sonra acıkır ve ağlamaya baĢlar. Güzel yiyen
ve sindiren çocuk, sağlıklı, dengeli, organizması ve çevresiyle uyum içinde olan çocuktur. Fakat zaman içinde bazı
nedenlerle bu durum bozulur ve beslenme sorunu halini alabilir. Anne-baba, sebebini anlayamadığı bu durum
karĢısında endiĢelenir. Özellikle anne-baba sabırsız ve deneyimsiz ise, sorunun düzelmesini beklemeden sürekli
müdahale etmeyi denerler. Aile endiĢeli, korkulu ve otoriter ise, durum daha karmaĢık hale gelebilir.
“Yemek yeme”, çocuğun kendi kendini yönetebilmesi yolunda attığı önemli adımlardan biridir. Çocuğun yemeğini tek
baĢına yiyebilmesi, onun özerk olabilmesi ve kendi kendini yönetebilir duruma gelmesi için zorunludur. Ancak, anneler
çoğu kez çocuğun tek baĢına yemek yemesini; etrafı kirletmemesi, hızlı ve kontrollü olabilmesi gibi gerekçelerle
engellerler. Çocuğun kendi kendini yönetebilmesi, bir bakıma ailesinin kendisine tanıdığı fırsatlara bağlıdır. Yemek
yeme konusu çocuğun yaĢamında büyük bir önem taĢır. BaĢlangıçta önemsiz gibi görünen bu konu, önlem alınmadığı
takdirde ciddi bir sorun haline dönüĢebilir.
Çocukluk dönemindeki yemek yeme problemleri, yetersiz beslenme ve çocuğun fiziksel durumunun bozulmasıyla
sonuçlandığı gibi, çocuk için toplumsal bir engel olarak da karĢımıza çıkabilir. ArkadaĢlarıyla yemeğe çıkan veya
okulda arkadaĢlarıyla yemek yiyen çocuk, diğerlerinin yediğini yemediği için, kendisinin farklı olduğunu anlamaya
baĢlar. Çocuk, evin dıĢında yemek yiyemeyecek kadar sıkıntı duyabilir, hatta evin dıĢında yemek yemesi gerektiği için
çok zevk alacağı davetleri reddedecek kadar aĢırı davranıĢlar gösterebilir.
ĠLK TEMEL ALIġKANLIKLAR
YEMEK YEME
REHBERLĠK BĠRĠMĠ
Yemek yeme sorunlarının çoğu baĢlangıçta önemsizdir, eğer bunlar denetim altına alınmazsa, gittikçe artarak
ciddi bir hal alırlar. En önemlisi, çocuğun bunlardan kolay kolay vazgeçemeyeceğinin bilinmesidir.
Yemek konusunda çok erken aksaklıklar çıkabilir. Çok hızlı yedirmek, ortamın rahatsız ve gürültülü olması,
sevmediği bir Ģeyi yedirmek zararlı olabilir. Zamanla çocuk bu durumunu protesto etmeye baĢlar. Yemek sorununun
dolayları nedenleri olabilir. Örneğin, çocuk yemez, çünkü mutsuzdur, hoĢnut değildir, isyan etmek ister, kendini
güvensiz, bırakılmıĢ hisseder.
Çocukların çoğu zor yemek yedikleri bir evreden geçerler, bu evreyi kolaylıkla atlatabilmeleri için, öncelikle
bu zorluğun nedenleri araĢtırılmalıdır. Bu nedenlerin en sık rastlananı, zorla yemek yedirmektir. Sevmediği yemeği
yemesi için zorlanan çocuk, yemeğe karĢı olumsuz bir tutum takınır. Bu olumsuz tutumun oluĢması, çocuğun
iĢtahsızlığından çok, istemediği bir Ģeyi yaptırmanın hoĢnutsuzluğundan kaynaklanmaktadır. Diğer bir neden de,
çocuğun tabağına gereğinden fazla yemek konulmasıdır.
Çocuk, sindirim sistemi reaksiyonları ile duygu ve heyecanlarını gösterebilir. Buna yetiĢkinlerde de sık
rastlanır. Çocuk, yetiĢkin karĢısında zayıf ve kaygılıdır. Gereksinimleri karĢılanmadığında yetiĢkinin sevgisinin eksik
olduğunu düĢünür. Bu durum da yemek sorunu olarak ortaya çıkabilir.
Anneler tarafından iĢtahsızlık olarak adlandırılan “yemek yememe”, belki de tüm davranıĢ sorunları arasında
en sık rastlanılanıdır. Aslında anneler, hiçbir çareye baĢvurmasalardı, çocuk normal olarak yemek yemeye devam
ederdi. ĠĢtahsız çocuğun yemeği reddetmesinin temel sebebi, annesinin çok uğraĢmasından baĢka bir Ģey değildir.
Çocuk dikkatleri kendi üzerine çekmek ve baĢkalarının kendi önemini anlayabilmeleri için fevkalade bir yol
keĢfetmiĢtir. Bir lokma yemek yedirmek için tüm ev halkını çevresinde dolaĢtırmayı baĢarmıĢtır. Tabii bunu da sevmiĢtir. O,
annesinin yemek problemini evde arkadaĢlarıyla tartıĢmasını dinler. Kendisinin aĢırı iĢtahsızlığı, onun her zaman duyduğu
konuĢmaların merkezini oluĢturur.
Çocuk, artık her yemek saatinin olaylı geçmesinden zevk almaya baĢlamıĢtır. Bunun dıĢında, yaygara yaptığı
zaman annesinden yemek için istediği her türlü yiyeceğin alınabileceğinin, bu yolla her türlü isteğini yaptırabileceğinin
bilincindedir.
Bu sorunla karĢı karĢıya kalan annelerin çoğu, çocuğa rüĢvet uygulamayı denerler. Yediği takdirde çocuğa
para verebileceklerini söylerler. ġeker almayı, otobüs ya da park gezilerini veya yeni oyuncak almayı teklif ederler.
Yemek yeme sorununun sebepleri arasında; çocuğun olay yaratma, dikkatleri üzerine çekme ve kendi
kendini önemli hissetme isteğiyle, 9 aylıkla 3 yaĢ arasında anormal olan olumsuz tutum ve direnci önde gelen faktörler
arasındadır. Bütün bunlar, iradesinin dıĢında ona zorla bir Ģeyler kabul ettirmeyi güçleĢtirir.
En yaygın baĢarısız yöntemlerden biri; zorla yemek yeme giriĢimleridir. Sevmediği yemeği yemesi için ya
da yeterli derecede yediği halde, tabağını sıyırması için zorlanan çocukta yemeğe karĢı olumsuz bir tutum meydana getirilir.
Bu olumsuzluğun temelinde, “istenmeyen bir Ģeyin zorla yaptırılması” yatmaktadır.
Çocuğu yemek yemesi için zorlamak, ister istemez onda tam tersi bir tepkiye yol açar. Çocuk, yemek yemeyi
reddeder. Zorlamak ne kadar büyük bir olay haline gelirse çocuk da yemeği o kadar Ģiddetle reddedecektir.
Bu sorunun diğer bir önemli sebebi; iĢtahsızlığın kiĢiden kiĢiye değiĢmesidir. Bazı çocukların yetiĢkinlerde
olduğu gibi, iĢtahları az olur. Fakat bu durum onların ortalama ağırlığın altında olacakları anlamına gelmez.
Çocuğun iĢtahının az olması sonucu, anne ve babalar, onu yemeğe zorlar, o da reddeder. Bunun üzerine, anne ve
baba daha da ileri giderek, yemeye zorlama, yalvarma, kandırma, ceza ile tehdit etme ya da cezalandırma
yoluna baĢvurarak yemek zamanı hoĢ olmayan birçok Ģeye sebep olabilirler. Bütün bu tür davranıĢlar, çocuğu
yemeye karĢı olumsuz bir Ģekilde Ģartlandırır. Böylelikle yiyecek ve yemek zamanı ile hoĢnutsuzluk arasında
kurulan çağrıĢım zamanla gerçekten iĢtahın azalmasına sebep olabilir.
Çocuklarda zaman kavramının yerleĢmemesi sebebiyle, en küçük bir aceleye ihtiyaç duymazlar ve annelerinin
bulaĢık yıkadıktan sonra baĢka iĢlere geçmekte niçin acele ettiklerini anlayamazlar.
Çocuklar, yemekle oynamayı severler. Özellikle 1 yaĢ çocukları, elleriyle yiyeceği avuçlayarak yiyeceklerin
parmakları arasından akmasını seyrederler. Bu durumu gören anne, çocuğun yemek istemediği için oyun
oynadığını sanır. Bunun için de, onu hızlandırmaya ve kaĢıkla yedirme giriĢimlerinde bulunmaya çabalar.
Çocuğa istediğini, istediği miktarda vermek gereksinimi gereğidir. Yemek için imkanı varsa, neĢeli ve hoĢ bir ortam
yaratılmalıdır. Zaman zaman isterse çocuğun yalnız baĢına yemek yemesine izin verilmelidir. Çocuk bazen bu iĢi yalnız,
bazen de yardımla yapmak isteyecektir. Bu, bir gereksinimdir. Yalnız yemesi için fırsat verilmelidir. (Küçük kaĢık,
derin tas, yeterli yükseklikte masa) Çocuk 4 yaĢlarında aile bireyleriyle birlikte yemeğe baĢlamalıdır. O, ailesiyle
yediğinde, kendini denetleme olanağı bulur, bu yetiĢkinlerin yemek yeme davranıĢını taklit edebilme fırsatını ve
uyulması gereken görgü kurallarını öğreteceğinden, bazı yanlıĢ yemek yeme eğilimleri alıĢkanlık haline gelmeden
değiĢtirilebilir. Aile ile birlikte yemek, çocuğa ailenin bir üyesi olduğu duygusunu verecektir. Tabağını yiyecekle aĢırı
bir Ģekilde doldurmak yerine, azar azar koyma yoluna gidilmelidir. Çocuk doymamıĢsa, daha fazla yemek
isteyebilmelidir.
Yemeğe oturduğu zaman çocuğun çok yorgun olmasına ve yemek saatinden önce sürtüĢmeden kaçınmaya dikkat
etmek de gereklidir. Elden geldiğince her öğünde onun sevdiği yiyeceklerden biri bulunmalıdır.
Yemek öncesi temizlik, çocuğun yemeğe psikolojik açıdan hazırlanması bakımından önem taĢır. Çocuğun yemeğe
oturmadan önce, temiz el, yüz, elbise ve iyi taranmıĢ saç gibi hazırlıklarına önem verilmelidir. Psikolojik hazırlık, önce
çocuğun zihinsel bakımdan yemeğe hazırlıklı olmasıdır. Bu hazırlık, çocuğun yemek yeme isteğini uyarır. Her Ģeyden
önce çocuk, gergin olmayan, rahat bir durumda olmalıdır.
Yiyecekleri çekici bir Ģekilde sunmak, akılcı bir yoldur. Parlak renkli bir tabak veya masa örtüsü gibi
çocuğun hoĢlandığı Ģeylerin kullanılması, yemeği zevkle yemesini sağlayabilir.
YEMEK YEMEME SORUNU KARġISINDA NELER YAPILABĠLĠR?
Yemek yemekte zorluk çıkaran bir çocuğa uygulanacak en iyi yöntem, çocuk yemediği zaman ona ilgi
göstermemektir. Yemek, çocuğa ister ye ister yeme tavrı içinde verilmeli ve anne, çocuğun ne yediğiyle hiçbir
zaman ilgilenmemelidir. Tabağa en ufak bir endiĢeli ifadeyle bakılmamalı, hiçbir gözlemde bulunulmamalı, yese de
yemese de hiç kimsenin kendisiyle ilgilenmediği izlenimi bırakılmalıdır. Ona yemek yemediği zaman huysuz olduğu
söylenmemeli, öfkeyle bakılmamalıdır. Eğer yemeği bırakırsa bu görmezlikten gelinmelidir. Fakat yemediği
takdirde öğünler arasında bir Ģey verilmemelidir. Ġsterse yemeği olduğu gibi tabağında bırakabilir, ama kendisine
bundan baĢka bir Ģey verilmeyecektir. Çocuk bu durumu çabukça kavrar. Bundan sonraki yemek zamanı da aynı
tutum içinde devam ettirilmelidir. Ġsterse yemeğini bırakabilir, hiç kimse ilgilenmeyecektir. Çocuğun açlıktan
hiçbir zarar görmeyeceği akıldan çıkarılmamalıdır. Yemek yemede güçlük çıktığında, annenin en uygun davranıĢı
Ģu olmalıdır: “Hepsini yemek zorunda değilsin, Ģimdi aç değilsen bir sonraki yemekte yersin.” Böylece çocuk
direnmekten vazgeçer. Sorunun sürmesi halinde anne, sadece çocuğa: “Bu böyle ne kadar sürecek” Ģeklinde bir
soru yönetebilir. Hiçbir çocuk, yemek yemeden uzun bir süre dayanamaz. Çocuğun yemeği reddetmesine hiçbir
Ģekilde ilgi göstermemek son derece önemlidir. Bu arada her türlü rüĢvetten kaçınılmalı ve yukarıda sözü edilen
önerilerin tümüne uyulmalıdır.
Çocukların hiçbir yiyeceğe tutkun, aĢırı düĢkün olmalarına izin verilmemelidir. Her ne kadar belli bir yiyeceği
yedirmek için çaba sarf etmek gerekmezse de, bazı küçük hilelere baĢvurulabilir. Örneğin, süt içmek istemeyen
bir çocuk, eğer sütü bardağa kendisinin koymasına izin verilirse çok miktarda süt içebilir.
Kaynakça : “Ana - Baba ve Çocuk “
Haluk YAVUZER
Sevgili Veliler,
Okulumuzda “Sevgi Menüsü” adlı etkili iletiĢim temeline dayalı bir program
uygulamaktayız. Özellikle çocuklarınızla ve eĢlerinizle baĢ baĢa kaldığınızda
uygulayabileceğiniz etkinliklerden oluĢan bu program, aynı zamanda okul-aile iĢbirliğini
destekleyici niteliktedir. Geçtiğimiz yıllarda velilerimizden aldığımız olumlu geri bildirimlere
dayanarak, yeni eğitim öğretim döneminde de bu programı sizlerle paylaĢmak istiyoruz.
“Sevgi Menüsü” programı, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ġlköğretim Bölümü,
Okulöncesi Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belma TUĞRUL tarafından
geliĢtirilmiĢtir ve aynı üniversitenin “Uygulama Anaokulu”nda kullanılmaktadır.
AĢağıdaki metin Prof. Dr. Belma TUĞRUL’un “Sevgi Menüsü” isimli yazısından
alınmıĢtır.
“Sevgi henüz dünyaya gelmeden önce, anne karnında oluĢtuğumuz andan itibaren bizi etkisi
altına alan, tanıĢtığımız ilk duygudur. Sevgi yaĢamla buluĢtuğumuz an beslenmeye baĢlar ve
yaĢam boyu temel gereksinim olarak önemini sürdürür.
“Sevgi alanı da vereni de besleyen sihirli bir güçtür.”
SEVGĠ MENÜSÜ
“Sevgi Menüsü” çocukların, ailelerin ve eğitimcilerin kendilerine ve birbirlerine ait duyarlılıklarını arttırma gereksiniminden doğmuĢtur.
Özünde, aile içinde anne- çocuk, baba-çocuk, kardeĢ ve anne baba ile okul-aile arasındaki iliĢkiyi güçlendirmek için daha kaliteli ve sağlıklı
iletiĢim ortamları sağlamayı hedeflemektedir.
“Sevgi Menüsü” aracılığıyla ailelerin, eğitimcilerin ve çocukların aĢağıda belirtilen alanlarda kazançları olacağı düĢünülmektedir.
”Sevgi Menüsü”, anaokulu ile ev arasında güçlü, yoğun ve karĢılıklı bir trafik oluĢturmaktadır,
Aileler, çocuklarıyla daha verimli nasıl vakit geçirebileceklerinin cevabını bulurlar,
Aileler, bireysel yada ailece oynanabilecek oyunlar ve bunların kendilerine ve çocuklarına katkısı konusunda bilgilenirler,
Sevgilerini daha genel anlamda, duygularını ifade etmenin yollarını öğrenirler,
Daha etkin, anne-baba, eĢ ve veli olmanın ipuçlarını alırlar,
Tek tek bireyler (ebeveynler, çocuklar ve okul) kendi gereksinimleri konusunda duyarlı hale gelirler, Aileler çocuklarıyla iletiĢim kurmanın
farklı boyutları hakkında bilinçlenirler,
Ailelerin, eğitimcilerle paylaĢacakları konuların boyutları değiĢir ve geniĢler,
Eğitimciler “Sevgi Menüsü” etkinlikleriyle, aileleri farklı yönleri ile tanıma fırsatı bulurlar,
Ailelerin çocuğun geliĢimi ve eğitimi üzerindeki sorumluluklarına farklı bir bakıĢ açısı getirir.
“Sevgi Menüsü” günlük hayatta sıklıkla karĢılaĢtığımız, baktığımız fakat göremediğimiz birçok tanıdık duygu, davranıĢ ilgi ve gereksinimle
bizi yüz yüze getirmeyi hedeflemektedir.
Her ayın menüsünde o aya ait bir slogan vardır. Bu sloganlar ailelerimize birbirleriyle iliĢkilerinde olumlu destekler verecek mesajlar
içermektedir. Örn; “Biz Birbirini Çok Seven .........Ailesiyiz” gibi. Menüdeki etkinlikler çocukların çok yönlü geliĢimine destek
sağlayacak Ģekilde seçilmektedir. Örn; ailece yapılacak mutfak etkinlikleri, geziler, koleksiyonlar, sohbetler, sanat çalıĢmaları,
araĢtırmalar, fotoğraf çekimleri, okuma çalıĢmaları, spor-müzik
çalıĢmaları, oyunlar, akademik çalıĢmalar vb.
Genel olarak “Sevgi Menüsü” etkinlikleri çocuklara anne ve babalara ve çocuk-aile ve aile-okul-çocuk iĢbirliğini teĢvik eden bireysel ve
grup çalıĢmalarını destekleyen öğretim, eğitim, iletiĢim, paylaĢma deneyimlerini içermektedir.
Önümüzdeki ay uygulamaya baĢlayacağımız bu programımızda, siz sevgili velilerimizin desteğini göreceğimizden eminiz.
Sevgiyle kalın........
NEDEN SEVGĠ MENÜSÜ?