SMMM STAJ BAŞLATMA
MALİYE TEKRAR NOTU Düzenleyen ŞÜKRÜ BURAK ARAFAT
KAMU MALİYESİNE İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR
Maliye Devlet faaliyetlerinin iktisadi, mali, sosyal etkilerini inceleyen bilim dalıdır.
Kamu Maliyesi Kamu gelirlerinin toplanması, giderlerin yapılması, açıkların finansmanı, devlet borç, varlık ve hükümlülüklerinin yönetimidir.
KAMU MALİYESİNDE KLASİK VE MODERN ANLAYIŞ
MALİ GELENCİLER MODERN MALİ ANLAYIŞ 1.devlet ekonomiye müdahale etmemeli
2.ekonomide tam rekabet koşulları geçerli
3.devlet Jandarma Devlet olmalı (savunma, adalet, güvenlik)
4.görünmez el teorisi geçerli (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler)
5.denk bütçe ilkesi geçerli
6.borçlanmaya sıcak bakmazlar, olağanüstü gelirdir. Borçlanma yapılacaksa sermaye piyasasından,
uzun vadeli, yatırımların finansmanı için borçlanılacak
7.dolaylı vergiyi savunurlar. Dolaysız vergi, geliri direkt olarak etkilediği için ekonomide verginin
ikame etkisine yol açarak tam istihdamda sapmalara neden olup görünmez elin işlerliğini
yitirmesine neden olacaktır.
8.dışlama etkisi vardır.(crowding out)
1.devlet ekonomiye müdahale etmeli, çünkü ekonomi her zaman tam istihdamda
değildir.(müdahaleci, sosyal devlet)
2.süzgeç devlet teorisi geçerli (ikincil dağılım): Piyasada oluşan birincil gelir
dağılımına vergi ve sübvansiyonlarla müdahalede bulunup geliri yeniden dağıtmasıdır.
3.maliye politikası araçlarından kamu harcamaları ve kamu gelirlerini kullanarak
ekonomiyi dengeye getirmeli.(fonksiyonel maliyeyi savunur)
4.önemli olan bütçe dengesi değil ekonomik dengedir.
5.borçlanma olağan bir kamu geliridir.
6.ekonomide çarpan etkisi vardır.
KAMU EKONOMİSİNDE ÜRETİLEN MAL VE HİZMETLER
SERBEST MALLAR 1.Doğada hazır olarak bulunurlar. 2.kişilerin bu malları aşırı kullanmalarından doğan soruna ORTAKLARIN TRAJEDİSİ denir.
Bu durumda devlet bir takım kurallar koyarak serbest malların zarar görmemesini sağlamaya çalışır. Ancak kişiler birbirlerine
güvenmediklerinden dolayı MAHKUM AÇMAZI sorunu karşımıza çıkar
TAM KAMUSAL MAL VE HİZMETLER
(SAVUNMA – ADALET – DİPLOMASI –
ZORUNLU EĞİTİM)
1.Faydası bölünemez 2.fiyatlandırılamaz. 3.pazarlanamaz. 4.tüketimi engellenemez
5.piyasa konusu olamaz. 6. gelir dağılımına etkileri nötrdür. 7.dışlama İLKESİ söz konusu değil
8.politik fiyatlandırma yapılır 9.finansmanı zorunlu vergilerle karşılanır
YARI KAMUSAL MAL VE HİZMETLER
(EĞİTİM – SAĞLIK)
(SAMUELSON)
1.bireysel tüketim ve faydanın yanı sıra toplumsal fayda sağlar.(pigovyendışşallık) 2.yarı politik fiyatlandırma yapılır
3.hizmetin bölünebilen kısmı resim, harç şerefiye gibi gelirlerle, bölünemeyen kısmı vergilerle finanse edilir. 4.tüketiminde
rekabet vardır. 5.tüketiminde dışsallık söz konusudur.
ÖZEL MAL VE HİZMETLER
1.yalnızca satın alana fayda sağlayan mallardır. 2. tüketiminde rekabet vardır.
3.hizmetten yaralanmak için bedel ödenmesi lazımdır.(mahrum bırakma ilkesi geçerli)
Devlet neden üretir; 1) özel sektörün gücü yetmez. 2) özel sektörün karlı bulmaması 3) sanayiye ucuz ara malı sağlamak 4) istihdam
yaratmak istemesi
A)DOĞALTEKEL: Stratejik öneme sahip, büyük ölçekli sabit maliyet isteyen ve azalan maliyetlerin geçerli olduğu mal ve
hizmetlerde devletin bizzat üretici olması (su,elektrik, barajlar, doğalgaz, demiryolları…)
B)YASALTEKEL: Bu mal ve hizmetler piyasa tarafından talep edilmekle birlikte üretimi ve tüketimi topluma zarar verebilir. Bu
mal ve hizmetlerin üretimi tekelleşme yoluyla devlet tarafından yapılır. (tütün, alkol,…)
ERDEMLİ MALLAR
(YEŞİL KART , HALK EKMAK , BURS)
(MUSGRAVE)
Bazı kişi ya da grupların ekonomik durumlarını düzeltmek için
bedelsiz ya da çok az bir bedel karşılığı devlet tarafından sunulan
mal ve hizmetlerdir.
Erdemsiz(Demerit) Mallar: erdemli mallar içerisinde yer
alır. Bireysel tüketimi söz konusu olan ancak toplumsal
anlamda zararlı olan mallardır.
(sigara, alkol, genelev, uyuşturucu..)
Bu malların üretim ve tüketiminde devlet müdahalede
bulunur.
KULÜP MALLAR
(OLSON – BUCHANAN)
Benzer zevklere sahip üyelerine yönelik olarak kuruluşların sunduğu hizmetlerdir. Finansmanı aidatlarla sağlanır. Çeşitli kurumları
sosyal tesisleri.
YEREL SOSYAL MALLAR
TIEBOT
Bu malların faydası, hizmetin sunulduğun bölgelere yakın yerleşimde bulunanlara dokunur. Yerel yönetimler bu hizmetlerin
finansmanını “yerel vergilerle” finanse ederler. Tiebout 1956da yapmış olduğu çalışmada insanların neden tercihlerine uygun hizmet
ve fayda sunan yerlerde yaşamayı tercih ettiklerini açıklar. Yapılan çalışmada “votingbyfeet” (ayaklarıyla oy verme) kavramını
ortaya atmıştır. Bu kavram bireylerdeki bedavacılık sorununa bir çözüm olarak önerilmiştir. Bu teze göre eğer her bölgesel topluluğa
kamusal hizmetlerin maliyetlerini kendilerinin karşılaması şart koşulursa topluluk üyesi bireyler kendi tercihlerine en uygun
toplulukları seçerek kendi menfaatlerini en iyi şekilde gözeteceklerdir. Böylece örneğin sporseverler, sportif aktivite alanlarının
müzikseverler konser salonunun vb. finansmanına katılmak isteyen diğer müzikseverlerle aynı bölgede yaşamak isteyeceklerdir.
GLOBAL KAMUSAL MALLAR
(küresel barışın sağlanması, ulusal
bağımsızlığa saygı, global güvenliğin
sağlanması, AIDS gibi bulaşıcı hastalıklarla
mücadele…)
Faydaları tüm ülkelere, insanlara ve kuşaklara yayılan, olumsuz etkileri yine sınırlar ve kuşaklar ötesi olan mallardır.
En büyük sorun bu mal ve hizmetleri kim sunacak? Finansmanı nasıl karşılanacak?
Dışlama ilkesi (mahrum bırakma ilkesi) geçersizdir.
DIŞSALLIKLAR (KNUT WICKSELL) 1.Dışsallık:
Bir ekonomik birimin
faaliyetlerinden dolayı, diğer
ekonomik birimlerin fayda ya
da zarar görmesidir.
2.Özellikleri
-Daha çok üretim faaliyetlerinde ortaya çıkar.
-olumsuz dışsallık durumunda aşırı üretim söz konusu olup
dışsal maliyetler yüksektir.
-olumlu dışsallıklarda ise eksik üretim vardır.
3.Türleri:
- Negatif ( Ü-Ü, Ü-T, T-T, T-Ü)
- Pozitif (Ü-Ü, Ü-T, T-T, T-Ü) Dışsallık olarak 8’e ayrılır
4. Dışsallık Tipleri
1.marjinal dışsallık: Bir üretim veya tüketim faaliyetindeki ilave değişiklikten dolayı ekonomik birimlerin fayda ya da maliye fonksiyonlarındaki olumlu ya da olumsuz değişmelerdir.
2.İnfra – marjinal dışsallık: etkinin belli bir noktadan sonra ortaya çıktığı durumdur.(çevre kirliliği)
3. parasal dışsallık: olumlu ya da olumsuz dışsallık diğer ekonomik birimler üzerindeki etkilerini piyasa mekanizmasından geçerek gösterir.
4.teknolojikdışsallık: üretim ya da fayda fonksiyonunda kaymalara neden olarak reel etkiler meydana getirirler
İKTİSADİ EKOLLERDE DEVLET ANLAYIŞI 1.MERKANTALİZM(zenginlik=ticaret)
(güçlü ulus devlet)
*güçlü ulus devlet için güçlü hazine
*güçlü hazine için de altın, gümüş gibi kıymetli
madenler şart.
*bunun sağlanması için devlet ihracatı özendirici,
ithalatı kısıtlayıcı politikalar uygulamalı
2.FİZYOKRASİ (zenginlik=üretim)
(Laissezfaire, laissezpasser)
(liberal ekonominin öncüleri)
*ürün yaratan tek üretim dalı tarımdır.
*daha fazla üretim ve bununla birlikte
yaratılan artık üretim için devlet
müdahalesinin olmadığı ekonominin
kendiliğinden dengeye geleceği doğal
düzene inanmaktadırlar
3.KLASİK EKOL (jandarma devlet)
*ekonomi her zaman dengededir.
*bu denge fiyat mekanizması ile sağlanır.(görünmez el)
**piyasada rekabet olacak kiii üretim olsun. Bu sebeple devlet ekonomiye müdahale
etmeyecek
*jandarma devlet olarak adalet, savunma ve güvenliği sağlayacak.
*UNUTMAKİ devlet verimsiz özel sektör verimlidir.
*devlet ekonomiye müdahil olmazsa fiyat ve ücretler esnek olduğu için ekonomi
kendiliğinden dengeye gelebilecektir.
4.KEYNES (müdahaleci devlet)
(24 ekim 1929, kara Perşembe, Büyük Buhran)
*Keynes, klasiklerin aksine ekonominin her zaman
tam istihdamda dengede değil, eksik istihdamda da
dengeye gelebilir.
*öylekiiii eksik istihdamdan tam istihdama
ulaşıncaya kadar devlet ekonomiye müdahale
edecek.
*yapılan müdahale ise eksik istihdama neden olan
talep yetersizliğini giderici GENİŞLETİCİ MALİYE
POLİTİKASIDIR.
5.SOSYAL REFAH DEVLETİ
*Keynes’in ekonomiye müdahalesinin
sebebi ekonomik dengeyi sağlamak iken,
sosyal refah devletinde amaç sosyal
refahın arttırılmasıdır.
*bu nedenledir ki devlet artık temel mal
ve hizmetlerin yanı sıra sosyal refahı
arttırabilmek için özel mal ve hizmetler
de üretmeye başlamıştır.
6.PATERNALİST DEVLET(baba devlet):
*aile yönetimi, devlet yönetiminin bir modelidir prensibine dayanan ve halk
içerisindeki doğruyu seçme yetisine sahip olan 'yetkinlerin' verecekleri kararlarla
siyasal yönetimin gerçekleşmesine dayanan bir sistemdir.
*Sokrat ve Platon'a göre; toplum içinde, yönetilmeye ihtiyacı olan aciz kimseler için
rehberlik edecek bir grubun bulunması gereklidir. Aynı şekilde, aile içinde de ailenin
bekası için doğru kararları alan bir merciinin bulunması gereklidir. Keza bu aile içinde
ancak bir birey olabilir. İdeal kararları alabilecek olan kişi, aile içinde yönetilmeye
ihtiyacı bulunan bireyler adına ve aile için en doğru kararları alacak tek otorite
olmalıdır.
(not: iktisadi bir ekol değildir. Felsefi bir akımdır.)
KAMU GİDERLERİ 1.TANIMI
Kamu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yetkili kişilerce gerçekleştirilen zaman içerisinde sürekli artma
eğilimi içersinde olan ve para şeklinde yapılan ödemelerdir.
2.Kamunun Ekonomi içindeki Payı
(Kamu harcamaları )/(GSMH)
3.ÖZELLİKLERİ-SINIRLARI
-kamu harcamalarının üst sınırı MG’dir. Kamu harcMG’yi
AŞAMAZ
-amaç toplumsal ihtiyacın karşılanmasıdır
-özel fayda ve kar amacı yok, amaç toplumsal fayda
-kamu harcamaları BÜTÇE KANUNU ile yapılır
-Klasiklere göre kamu harcamaları VERİMSİZDİR ve
Kamu harcamalarında SADECE kurumsal sınıflandırma
yapılır
-Modern Maliyecilere göre kamu harcamaları verimli olup,
talep yaratıcı özelliğe sahiptir, Fonksiyonel Sınıflandırma
yapılır.
-Kamu harcamalarıyla ilgili evrensel bir sınır saptanamaz.
Ülkeden ülkeye göre değişken bir yapı içerisindedir. Bunu
n sebebiyse; toplumun anlayışı, benimsenen devlet biçimi,
toplumun vergiye bakış açısı ve ülkelerin gelişmişlik
düzeyidir.
4.KAMU HARCAMALARININ ARTIŞ NEDENLERİNİN SINIRLANDIRILMASI
4.1. GÖRÜNÜŞTE ARTIŞ
Kamu harcamaları sadece parasal olarak arttığı ve bu
artışa rağmen kamu hizmetindeki miktar olarak bir
artışın olmadığı durumlardır.
NEDENLERİ
1.para ekonomisinin yaygınlaşması
2.paranın satın alma gücünün düşmesi (enflasyon)
3.ülke sınırlarının ve nüfusun büyümesi
(kamu harcamalarına paralel şekilde artacak)
4.kamulaştırma, devletleştirme
5.bütçe usullerinin değişmesi
(safi usulden gayrisafiden usule geçiş)
4.2.GERÇEKTE ARTIŞ
Kamu harcamalarının hem parasal hemde hizmet miktarı
olarak arttığı durumlardır.
NEDENLERİ
1.Askeri (savaş ve savunma giderlerinin artışı)
2.siyasi ( liberal veya sosyalist bir iktidarın gelmesi,
partilerin taahhütlerini yerine getirmeleri)
3.ekonomik (ekonomik istikrarı sağlama çabaları, krizler)
4.teknoloji (yeni buluş ve gelişmeler. Hızlı tren
uygulamaları gibi)
5.sosyal (sosyal yardımlar)
KAMU GİDERLERİNİN ARTIŞ TEORİSİ 1.WAGNER (YASA)
“Devlet Faaliyetlerinde Sürekli
Artış Kanunu”
Bireylerin sosyal ilerleme
istekleri kamu harcamalarını
sürekli arttırır. Kamu harc
artmasının nedeni;
1.sanayileşme
2.kentleşme, sos. Yapıdaki
değişme
3.yerel yönetimlerin artması,
sundukları hizmetin
genişlemesi
2. HENRY CARTER (SANAYİ +
SAVAŞ) (Wagner’i Onaylar)
Kamu harcamalarının artışı
ülkeden ülkeye değişir. Wagner’e
katılır (sanayileşme) bununla
birlikte savaşlar kamu
harcamalarını arttırdığını söyler.
3.NITTI (SAVAŞ+SAVUNMA)
(Wagner’e karşı)
Kamu harcamalarının artış nedeni
1.savaş ve savunma
2. büyük bayındırlık harcamaları
3.devlet borçlanması
**kamu harcamalarından savaş ve
savunmayı çıkardığında kamu
harcamaları HİÇ ARTMAZZZZ.
4.MUSGRAVE (KALKINMA –
BÜYÜME)
Savaş ve Savunma harcamalarını
çıkardığında kamu harcamaları
MG ile aynı oranda artar.(Ülkede
MG artışı sosyal refahı arttırır
(eğitim, sağlık, sosyal transferler
artar dolayısıyla sosyal gelişmelere
bağlı olarak kamu harcamaları
artar)
5. ROSTOW (5 AŞAMALI
KALKINMA TEORİSİ)
Kamu harcamalarının artışı ekonomik
gelişmeye bağlıdır.
1.geleneksel toplum
2.kalkışa hazırlık
3.kalkış
4.olgunlaşma
5. tüketim toplumu
Aşama ilerledikçe kamu harcamaları
artar.
6. PEACOCK – WISEMAN
(SIÇARAMA TEZİ)
(yerini alma)
Savaş, doğal afet, kriz
dönemlerinde kamu harc artar.,
sıçrama yapar. Kamu harc
finansmanı için vergi yükünü
arttırır. (toplumda tepkiye
neden olmaz).
Bunalım sonrasında toplum
vergi yüküne alıştığından vergi
oranlarında indirime gidilmez.
Kamu harcamaları eski
düzeyine inmez.
7. PIGUE VE DALTON
(SOSYAL REFAHIN
ARTTIRILMASI)
Amaç sosyal refahın max edilmesi
olduğundan kamu harcaması artar.
Bu artış MSF=MSM olana kadar
devam eder.
8.BAUMOL (DENGESİZ
BÜYÜME)
Kamu genel olarak verimsiz alanlarda
üretim yapar.( emek-yoğun) Bu
nedenle artan hizmet talebini
karşılamak için daha fazla maliyete
katlanır ve kamu harcamaları artma
eğilimi girer. Bu da kamunun özel
sektöre göre hızlı ve dengesiz
büyüğünü gösterir.
9. NISKANEN (BÜROKRASİ
MODELİ)
Bürokratlar kamu işletmesini özel
bir işletme gibi görür ve işletmenin
karını maksimizasyon çabasını
devlet bütçesini maksimize ederek
karşılar. Bunun sonucunda kamu
harcamaları artar.
Bürokrasi hükümete hizmet sunan
monopol gücüne sahip bir hizmet
sektörüdür isteyen bürokratlar
maaşlarını arttırmak isteyerek
kamu harcamalarının artmasına
neden olabilir
10. CLARK
Kamu harcamaları MG’nin %25’ini
geçmemelidir.
%25’İ geçen durumda kamu
harcamalarının finansı olan vergilere
başvurulur. Bu da işçilerde ikame
etkisine yol açar ve MG düşme
eğilimine girer.
14.PYLE
Kamu harcamalarının bazı dönemlerde belli bir süre MG’den hızlı artar.
Bu da ülkeden ülkeye göre değişir ve kamu harcamalarının sürekli arttığını savunur.
KAMU HARCAMALARININ TASNİFİ (SINIFLANDIRILMASI) 1.ORGANİK
(KURUMSAL) TASNİF
2.FONKSİYONEL
(İŞLEVSEL) TASNİF
3.BİLİMSEL-EKONOMİK ve DİĞER TASNİFLER
Harcamayı yapan idari
birimler itibari ile
harcamalara sınıflandırma
yapılmasıdır.
Örn; MEB, SAĞLIK BAK,
MALİYE BAK
Harcamanın amacı
önemlidir.
—hizmet tekrarı
engellenir, harcamalar
azalır, tasarruf sağlanır.
—sosyal fayda sağlar
—etkinlik ve verimlilik
artar
—3’e ayrılır;
1.genel hzmt
2.sosyal hzmt
3.ekonomik hzmt
2.1.ADİ-OLAĞANÜSTÜ 2.2.REEL-TRANSFER
“PIGOU”
2.3.VERİMLİ-VERİMSİZ 2.4.ZORUNLU-İHTİYARİ
Adi(olağan); her yıl
tekrarlanır nitelikte olanlar.
örn: cari harcamalar
Reel; karşılığında bir mal veya
hizmet alınan harcamalardır
Verimli; MG’de artış yaratan
harcamalardır.
Örn; reel harcamalar verimli
harcamalardır.
Zorunlu; mutlaka yapılması gereken ve
kanunlara dayalı olan harcamalardır.
Örn;eğitim, savunma vb harcamalarının
düzenli olarak yapılması hem sosyal hemde
ekonomik büyüme ve kalkınma açısından
zorunludur.
Olağanüstü; uzun süreli
aralıklarla yapılan
harcamalardır.
örn: yatırım harcamaları,
doğal afetler
Transfer; Karşılığında bir mal
veya hizmet alınmayan
harcamalardır. Transfer
harcamaları gelirin yeniden
dağılımında kullanılır.
Verimsiz; MG’de artış
yaratmayan harcamalardır.
Örn; sosyal Transfer
harcamaları MG’yi arttırmaz,
gelir dağılımında adaleti
sağlamaya yöneliktir.
İhtiyari; ertelenebilecek esnekliğe sahip
olan harcamalardır.
Her yıl kaldırım taşı döşemek ihtiyaridir.
2.2.1.REEL (GERÇEK) HARCAMALAR 2.2.2.TRANSFER HARCAMALARI
2.2.1.1.CARİ
Bir bütçe dönemi içinde tüketilen ve aynı
dönemde faydası sağlanan ve genellikle her
yıl tekrarlanan giderlerdir. Üretimi arttırıcı
etkisi yoktur.
Mevcut üretim kapasitesini işler durumda
tutan harcamalardır.
Örn; personel,memur,işçi maaşları,
tazminatları,
ödüller,kırtasiyegiderleri,demirbaşalımı,küçük
onarım giderleri,yolluklar…
2.2.1.2.YATIRIM
Üretim kapasitesini arttıran
kaynakların daha etkin
kullanımını sağlayan ve
MG’yi arttıran, faydası
sonraki yıllara sarkan
harcamalardır.
Sermaye birikimine yönelik
harcamalardır.(maddi
sermaye-beşeri olmayan
sermaye)
Örn;etüt proje giderleri,taşıt
alımı, büyük onarım giderleri,
2.2.2.1.İKT-SOS-MALİ
İktisadi(verimli); üretimin arttırılması yönelik
yapılan harcamalarörn; sübvansiyonlar, üreticilere
verilen krediler,
Mali; kamu kurum ve kuruşların finansman
açıklarının kapatılması amacıyla yapılan
harcamalarÖrn; özel bütçeli ve DDKB açıklarının
kapatılması için genel bütçeden yapılan hazine
yardımları,borç faiz ödemeleri, KİT açıklarının
kapatılması
Sosyal(verimsiz); düşük gelir gruplarına yönelik
olarak yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla
yapılan harcamalarÖrn: emekli maaşları, işsizlik
sigortası, öğrenci bursları, yeşil kart, ayni
yardımlar…
2.2.2.2.GELİR-SERMAYE
Gelir: transfer harcamasının
ülke içinde yapılmasıdır
Sermaye; genel bütçe
dışındaki kurumlara yatırım
maksadıyla yapılan
transferler.
2.2.2.3.DOLAYLI-DOLAYSIZ
Dolaysız; kişilerin gelirlerinin direk
arttırmaya yönelik yapılan
harcamalardır. Örn: öğr bursları, dul
yetim aylıkları, borç faizi ödemeleri
Dolaylı: kişilerin gelirlerini fiyat
mekanizması vasıtasıyla dolaylı
yoldan arttıran harcamalardır. Örn:
yeşil kart uygulamaları, kömür, gıda
yardımları…
-KalkınmaCarisi (yatırımcarisi): üretime katkı yapan cari harcamaları ifade eder. Beşeri sermayeye yönelik yapılan cari harcamalardır.(eğitim, sağlık alanlarında yapılan CARİ HARCAMALAR ) =>
doktor, öğretmen maaşı, okul için sıra, ısınma giderleri, hastane için yatak, ısınma giderleri…)
-SermayeTeşkiliTransferHarcaması: karşılığında mal alınan ancak cari üretim ve toplam talep düzeyine hiçbir katkısı olmayan harcamalardır(eski bina(ikinci el) alımı, faaliyette bulunan bir işletmeyi satın
alması(devletleştirme) , arsa arazi alımı( kamulaştırma)
-Sübvansiyon: fiyat hareketlerini kontrol için yapılan mali yardımlardır. Üretim ve tüketim sübvansiyonları olarak 2’ye ayrılır. Üretim sübvansiyonları üretimi teşvik etmek için üretici kesime yapılan
yardımlardır. Tüketim sübvansiyonları ise piyasa fiyatını aşağı çekmek için kullanılır
KAMU GELİRLERİ
KAMU GELİRLERİNİN ÇEŞİTLERİ 1.VERGİLER
— Kamuhzmti finansmanı için toplanır
— cebridir
— karşılıksızdır(kişinin şahsına yönelik özel ve
doğrudan bir karşılık vaadi ve taahhüdü
olmamasıdır.)
—nakdi olarak alınır.
— GELİR(GV-KV)
SERVET(MTV, EV,
VİV)HARCAMA(KDV, ÖTV, DV, BSMV,
ÖİV) üzerinden alınır.
2.HARÇLAR
- kamusal nitelikli bir hizmetten bazı
kişilerin özel yarar elde etmeleri
karşılığında ödenilen paradır.
—Katkı payı
— Kamuhzmtinden yoğun
yararlananlardan alınır
—cebridir
—karşılığı vardır
—Harçla ödenen bedel hizmetin
maliyetini tamamen karşılamaz
—harç> yararlanılan hzmt => aradaki
fark vergi sayılır.
**yargı harçları, noter harcı, pasaport
harcı…
3.RESİMLER
— bir işin yapılması için kamudan
izin alınması karşılığında ödenen
bedel.
— genellikle yerel yönetimler
tarafından toplanır
— cebridir.
— karşılığı vardır.
** inşat izni almak, eğlence
mekânı açmak, avlanma ruhsatı…
4.ŞEREFİYELER(değerlendirme resmi)
—kamu bayındırlık hzmti yaptığı bölgedeki
gayrimenkullerin değerinin artması
düşüncesinden hareketle alınan bedeldir.
—cebridir.
—karşılığı vardır.
*Katılma payı: bayındırlık hzmti sonucu
bölgedeki emlakların değeri artmadığı halde
alınan bedeldir. Öngörülen harcamayı
finanse etmek için toplanır.
Örn; yol harcamalarına katılma payı
Kanalizasyon harcamalarına katl. Payı
Su tesisleri harcamalarına katılma p.
5.PARAFİSKAL GELİRLER(vergi benzeri)
—Kamu-yarı kamu niteliğine haiz ekonomik-
sosyal-mesleki kuruluşların üyelerine
sundukları hzmtlrdndolayı, üyelerinden
aldıkları aidatlardır.
—cebridir(vergiye benzer)
—karşılığı vardır ( harca benzer)
— genel bütçe içerisinde yer almaz.
—söz konusu kuruluşun bütçesinde yer alır.
**sigorta primleri, tic sanayi odalarına ödenen
aidatlar, avukatların barolara ödedikleri
aidatlar…
6. PARA VE VERGİ CEZALARI
—Amaç gelir elde etmek değil, bireylerin
yasalara uymasını sağlamaktır
-ki toplumda illa uymayan olacağı için
devlette buradan kamu geliri elde eder.
7.MÜLK VE TEŞEBBÜS
GELİRLERİ
(mamelek geliri, patrimium geliri)
—kamunun taşınır-taşınmaz mal
ve haklarını;
satması/kiralaması/işletmesi
karşılığında gelir elde etmesi
—cebri değil.
**Arazi, bina, taş ocakları, KİT
karları…
8.BORÇLANMA GELİRLERİ
8.1 zorunlu borçlanma
—cebridir.
—memur maaşlarından yapılan kesintidir
***tasarruf bonoları
8.2.ihtiyari borçlanma
—cebri değildir.
**devletin piyasaya hazine bonosu devlet
tahvili satması..
9.FONLAR
— belirli bir amaç için kenarda tutulan ve lazım
olduğunda kullanılan paralardır
—Âdem-i Tahsis ilkesine ters
*TR’deki fonlar
1.özelleştirme f.
2.savunma sanayi teşvik f.
3.sosyal yardım f.
4.türk tanıtma f.
5.TMSF
10.ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ
— devlete ait işletmelerin özel sektöre
devredilmesinden sağlanan gelirlerdir.
— Cebri değil.
— amacı; rekabeti arttırmak, teknolojik
ilerleme, kar elde etme
11. SENYORAJ GELİRLERİ
(ENFLASYON VERGİSİ)
— MB’nin para basması sonucu
devletin gelir elde etmesidir
12.DEVALÜASYON GELİRLERİ
— Yerli paranın hükümet eliyle yabancı
para karşısında değerinin düşürülmesidir.
— bu durumda dışa açık ekonomide ihracat
artar, ithalat azalır. Devlette buradan gelir
elde etmiş olur.
— aynı zamanda hazinedeki döviz stoku
değerlenir.
13 MALİ TEKEL GELİRLERİ
—devlet, talep esnekliği düşük bazı malların
üretimini ve satışını kamu tekeline alıp bunların
fiyatlarını çok yüksek karlar sağlayacak şekilde
belirleyerek gelir sağlar.
**sigara, alkol…
14.DİĞER
— savaş tazminatları
— ganimetler
— yardım ve bağışlar
—mirasçı bulunamayan gelirler
VERGİYLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
1.VERGİNİN KONUSU
—verginin kaynağını
oluşturan ekonomik unsurdur.
3’e ayrılır;
Gelir-Servet-Harcama(Gider)
2.VERGİNİN MATRAHI
—verginin hesaplanmasında teşkil olan MİKTAR
VE DEĞER —Advalorem: Parasal değer esas alınır
**GV, KV, EV
—Spesifik: Miktar esas alınır (hacim, kg, yaş,
lt...)
**MTV, ÖTV(sadece 1 sayılı tarifesi: petrol )
2.1.MATRAH BELİRLEME USULLERİ
—Götürü: vergi hesaplamasına konu olan değer ve miktarın tek tek
hesaplanması yerine tüm konu ve mükellef için toptan belirlenmesi
-Karine-Dış Gösterge: Bazı dış göstergelere bakılarak matrahın
tespit edilmesidir.(kapı, pencere sayısı)
—İdarece Takdir: Vergi idaresi tarafından matrahın tespiti.
—Basit: Gelir – Gider = Matrah
—Beyan: Mükellefin beyannameyle matrahını tespit etmesi
3.VERGİ MÜKELLEFİ
—üzerinev.borcu düşen GK –TK
-Kanunimük: Kanunlara göre
üzerine v borcu düşen kişi
-Fiili Mükellef: Vergi yükünü
üzerinde hisseden kişi
-Aracımük: ödediği vergiyi
3.kişilere aktaran kişi
4.VERGİYİ DOĞURAN
OLAY
— Verginin konusu ile
mükellefin bağ kurması
5.VERGİ SORUMLUSU
—Başkasına ait bir vergi nedeniyle, v idaresine
karsı muhatap olan ve vergi borcunu ödemekle
yükümlü olan kişi.
6. VERGİNİN TARHI
—Mükellefin ödemesi gereken vergi borcunun hesaplanmasıdır.
6.1.Tarh Yöntemleri
—Beyana Dayalı: mükellefin beyanı esas alınır
---Basit Usulde: basit usuldekilerin vergisi basit usulde tarh edilir.
—ikmalen: Tarhiyat sonrası kanuni usullere uyulmaması
durumunda ikinci defa tarhiyat yapılması
—Re’sen: Matrahın tamamen veya bir kısmının tespit edilmemesi
durumunda vergi dairesinin belirlediği matrah üz. Tarh edilmesi.
— İdarece: mükellefinkanuni süre içinde matrahını beyan etmezse
vergi dairesinin kendi matrahı belirler ve tarhiyat yapar.
7.VERGİNİN TAHAKKUKU
—verginin ödenecek aşamaya
gelmesidir.
NOT: Verginin kesinleşmesi ile
verginin tahakkuku farklı
kavramlardır. Verginin
kesinleşmesi; mükellefin tarh
edilen vergiye karşı tüm dava
yollarının tükenmesidir. Bu
aşamadan sonra vergide
değişiklik yapılamaz.
10.VERGİ YÜKÜ
-vergiyi ödeyen kişinin üzerindeki yüklerdir.ikiye ayrılır;
—Maddi yükler(objektif)
Toplam = ödenen v
VergiY.MG
Bireysel= bireyin ödediği vergi
Vergi Y. bireyin geliri
Net = ödenen vergi - KHSF
VergiY MG
Gerçek = (ÖV+YV)-(KHSF+YT.V)
VergiY. MG
NOT:
KHSF= kamu hizmetinden sağlanan fayda
YV= Yansıyan Vergi
YT.V=Yansıtılan Vergi
-Manevi Yükler(subjektif) : mükellefin üzerinde psikolojik etki
(verginin karar, ikame, gelir etkisi)
ÖDEME GÜCÜNE ULAŞMADA KULLANILAN TEKNİKLER
1. EN AZ GEÇİM İNDİRİMİ
Mükellefin kendisinin ve
ailesinin yaşamının asgari
düzeyde sağlamak için gerekli
olan gelirin
vergilendirilmemesidir
1.1 Matrahtan İndirim
Sistemi:
mükellefin matrahından en
az geçim indirimi tutarının
düşülmesinden sonra kalan
kısmın
vergilendirilmesidir.
1.2.Vergiden İndirim Sistemi
(Dekot): Önce mükellefin geliri
vergilendirilir daha sonra en az
geçim indirimi tutarı hesaplanır
ve vergiden indirilerek
mükellefin ödeyeceği vergi
bulunur(TR)
1.3Bölme (katsayı) Sistemi:
Aile gelirinin, aile bireyleri arasında bölünmesinden sonra vergilendirilmesini öngören
sistemdir. İki şekildedir;
1.3.1.Splitting: ailenin gelirini sanki karı-koca kazanıyormuş gibi 2’ye bölünür. Daha sonra
bölünen gelirler ayrı ayrı artan oranlı tarifeye göre vergilendirilir. Son olarak ailenin ödemesi
gereken toplam vergi bulunur.
1.3.2.Katsayı:ailede yaşayan her bireye birer katsayı verilir. Ailenin geliri bu katsayıya
bölünür. Katsayı başına gelen gelire artan oranlı tarifedeki vergi oranıyla katsayı basına düşen
vergi hesaplanır. En son ailedeki kaç katsayı varsa onla çarpılıp toplam ödenecek vergi
bulunur.
Bölme Sistemindeki AMAÇ; artan oranlı tarifede mükellefin bir üst dilime geçip daha fazla
vergilemenin önüne geçmektir.
2. TARİFELERDEN
YARARLANILMASI
Ödenecek vergi tutarının
belirlenmesi için vergi
matrahına uygulanacak olan
oran ya da ölçülerdir
2.1.Sabit (Eşit, Düz, Tek)
Oranlı Tarife:
Vergi matrahındaki artış
ya da azalışa karşın vergi
oranı aynı kalır. KDV,
KV, EV
(MVO=OVO)
2.2.Azalan Oranlı Tarife:
2.2.1.Matrahın ve vergi
oranının aynı doğrultuda
azalması ( artan tarifenin tersi)
2.2.2.Matrah artarken vergi
oranının azalması.amaç: yatırım
ve tasarrufların artması.
(MVO<OVO)
2.3. Artan Oranlı Tarife:
Vergi oranlarındaki artma ya da azalmaya bağlı olarak vergi oranının artması veya azalmasıdır.
. Yatırım, tasarruf gibi istekleri kırdığı düşünülse de, gelir dağılımını düzenlemesi ve vergi
adaletini sağlar. 4 tiptir.
2.3.1.Sınıf Usulü: Vergi oranı diliminin değişmesine bağlı olarak artıp-azalmaktadır. Sınıf
değiştikçe vergi oranı SIÇRAMA gösterir
2.3.2.Dilim Usulü: Matrah tarifenin öngördüğü dilimlere bölünüp ve her dilim için ayrı bir
vergi oranının uygulanması yoluna gidilmektedir.(TR)
2.3.3. Gizli Artan Oran:Artan oranlı Tarife DEĞİL.Bir verginin yapılan bazı indirim ve
eklemeler sonucu artan oranlı bir vergi haline gelmesidir.
2.3.4. Tersine Artan Oran: Tarife DEĞİL. Matrah arttıkça ortalama vergi oranının
azaldığı durum.(örn HARCAMA VERGİLERİ.) Gelir düzeyi farklı olan bireylerin AYNI
MİKTARDA mal ve hizmet satın aldığında aynı miktarda vergi öder. ANCAK,
KATLANDIKLARI VERGİ YÜKÜ FARKLIDIR.
3.AYIRMA İLKESİ
Emek gelirleri ile sermaye
gelirlerinin farklı şekilde
vergilendirilmesini savunur
4. MUAFİYET VE
İSTİSNALAR
Bazı kişilerin vergi dışı
bırakılması muafiyet, bazı
konuların vergi dışı
bırakılması istisnadır.
VERGİ YANSIMASI 1.TANIM
Ödenmiş bir verginin
piyasa mekanizmasından
yararlanmak suretiyle
diğer birimlere
aktarılmasıdır.(verginin
bir mükelleften alındığı
halde başka birisi
tarafından ödenmesi)
2.YANSIMA SÜREÇLERİ
*Ödeme: ilk aşama verginin
herhangi bir şekilde
ödenmesiyle başlar
*Vurgu: Vergi ödendikten
sonra vergi mükellefinin vergi
ödenmesinden dolayı üzerinde
hissettiği psikolojik baskıdır
*Aktarma: Üzerine vergi
yükünün devredildiği kişi yine
fiyat mekanizması aracılığı ile
bu yükü başkalarına, onlar da
diğerlerine parça parça
devretme yönüne gitmeleriyle
oluşan aşamalardır
*Yerleşme: Fiili ve son
olarak, diğer bir birey üzerine
yeni transfer ümidi
bulunmaksızın, "vergi yükü"
son mükellefte kalmıştır
3.YANSIMA ŞEKİLLERİ
3.1.İleriye – Geriye Yansıma:
—İleri: verginin yüksek fiyat içerisinde nihai tüketicilere yansımasıdır.
—Geri: verginin üretim faktörlerine doğru yansımasıdır. ( burada üretici bundan kurtulmak için ya ara malının fiyatında
indirim talep eder ya da iş gücü ücretini aşağı çeker)
3.2.Kanuni – Fiili Yansıma:
—Kanuni: verginin kanuni sınırlar içerisinde kanunun öngördüğü biçimde yansıması.(KDV ve BSMV )
— Fiili: verginin piyasa koşullarında yansıtılmasıdır. (bina sahibinin kirayı artırmak suretiyle vergiyi kiracıya ödetmesi gibi)
3.3.Sınırlı – Sınırsız Yansıma:
—Sınırlı: yansımanın belirli bir yönde olacağını, bununda belli kişiler üzerinde toplanacağını söyler. (bir kere de yansıtılır
olay biter)
—Sınırsız: yansımanın her yönde olacağını, belli bir toplumda değil bütün ekonomik bireylere yansımasıdır. Bunun sonunda
ise vergi yükü iyiden iyiye hafifler.
3.4.Biçimsel – Efektif Yansıma:
--Biçimsel: vergiyi kim ödemiş;?
—Efektif: vergiyi ödeyen mükellefin tepkisi?
3.5.Mutlak – Diferansiyel Yansıma:
—Mutlak: herhangi bir verginin oranındaki artışın gelir dağılımı üzerindeki etkisidir. Yapılan artış sonucu bu vergiyi
ödemek zorunda olanların gelirlerini azaltarak toplumun gelir dağılımını değiştirir. Vergilerdeki artış dolayısıyla gelir
dağılımında meydana gelen değişmedir.
—Diferansiyel: kamu harcamaları sabit varsayıldığındayürürlükteki herhangi bir verginin kaldırılarak yerine başka bir vergi
konulması suretiyle gelir dağılımında meydana gelen değişmelerdir.
DEVLET BÜTÇESİ 1.TANIM
5018’e göre; belli bir dönemdeki gelir ve
gider tahminleri ile bunların uygulanmasına
ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun
olarak yürürlüğe konulan belgedir.
2. BÜTÇEYLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER
*1215 Magna Carta -> dünyada bütçe hakkının gelişimi
*1876 Kanuni Esasi -> TR’de ilk bütçe hakkı
*1908 -> II. Meşrutiyetle birlikte Sayıştay’ın yeniden
düzenlenmesi
*1909 -> TR’de modern anlamda ilk bütçe
*1927-2006 -> 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye
*2006-…-> 5018 sayılı KMYKK
*Bütçe Hakkı: Halkın bütçe yapma yetkisini kendi seçtiği
temsilcileri aracılığıyla kullanmasıdır.
*bütçe hükümet tasarruf değil, TBMM (yasama)
tasarrufudur.
* özel bir kanundur. (her yıl hazırlanır)
3.BÜTÇENİN TEMEL ÖĞELERİ (4T)
1.TAHMİN: bütçede gelir-gider tahmini
2.TASDİK: Yürütmenin hazırladığı bütçeyi yasama onaylar
3.TEVZİN: Bütçede gelir ve giderlerin birbirine denk olması
4.TAHDİT: Bütçenin belli bir süre geçerli olması.
BÜTÇE TEORİLERİ 1. KLASİK BÜTÇE
*Denk bütçe esastır.
*Kamu harcamaları sınırı olacak
*vergiler düşük oranlı dolaylı vergi olacak
*borçlanma yapmayacaksın.(yapacaksan uzun
vadeli, yatırımları finanse etmek için, sermaye
piyasalarından borçlanacaksın)
2.DEVRİ BÜTÇE TEORİSİ(ALVIN HANSEN)
*Bütçenin yıllık olarak düşünülmesi yerine uzun süreli dönemler
dikkate alınarak uygulanacak
*Bütçe bazı dönemlerde açık/fazla verebilir.(sorun değil) Bunun
için devlet bütçesi içerisinde bir FON oluştur, fazla verdiği
dönemlerde FONA at, açık verdiği dönemlerde FONDAN kaynak
aktar, dengeye gel
* Unutma ki!!! Önemli olan bütçe dengesi değil MALİ
DENKLİKTİR.
Örn;
Ekonomide genişleme varken 3 yıl bütçe fazlası ver.
Ekonomide daralma var. O zaman 3 yıl bütçe açığı ver.
6 yılda bütçe denkliğini sağla
3. TELAFİ EDİCİ BÜTÇE TEORİSİ
(WILLIAM BEVERIDGE)
*Keynes’ten fikir almış ve demiş ki ;
Özel kesimin harcamalarının azalması sonucu ortaya çıkan
eksik istihdam durumunun giderilerek ekonominin tam
istihdamda dengeye gelmesi için eksik olan özel kesim
harcamalarının kamu harcamaları ile telafi edilmesidir
Önemli olan tam istihdam sağlanıncaya kadar devletin
açık verme derdine düşmeden harcamalara
girişebilmesidir.
Tam istihdam sağlandıktan sonra bütçe denkliğine yeniden
riayet eder.
*** Burada da bütçe denkliği değil, önemli olan
EKONOMİNİN DENGESİ sağlanmalı.
BÜTÇENİN FONKSİYONLARI
KLASİK FONKSİYONLARI ÇAĞDAŞ FONKSİYONLARI 1.İktisadi ve Mali Fonksiyonu: kamu hizmetlerinin bir plan dâhilinde olması, en az
maliyetle yapılması iktisadi fonksiyonunu, bütçenin denk olması ise mali fonksiyonu
olarak ifade edilir.
1.Yönetsel Fonksiyonu: bütçe günümüzde özellikle devlet yönetiminde verimlilik ve
etkenliği geniş ölçüde etkilediğinden ve kamu yönetiminde karşılaşılan güçlüklerin
çözümlenmesinde yöneticilere yardımcı olduğundan kamu yönetimin verim ve etkinliğini
artırma aracı olarak kabul etmektedir.
2.Hukuki Fonksiyonu: Bütçe bir kanundur. Bu kanun, yürütme organına yasama
organı tarafından gelirlerin toplanmasına yetki ve giderlerin yapılmasına da izin veren
bir kanundur. Özel bir kanundur. Her yıl yapılır
2. Planlama Fonksiyonu: kamu kesiminin iktisadi bir planı niteliğindedir. Bütçeyle
kamunun geleceğe ait ekonomik gelişmelerini belli bir sistem içerisinde yapılmasını sağlar
3.Siyasi Fonksiyonu: Kamu ekonomisi içinde üretilecek mal ve hizmetlerin ne miktarda
ve ne şekilde üretileceğine siyasi süreç içerisinde karar verilir. Bütçe bu siyasi süreçte
oluşan tercihleri şekillendirip uygulamasına olanak sağlar.
3.Gelir ve Kaynak Tahsisi Fonksiyonu: bütçe kamu ve özel sektör arasında kaynak
kullanımını düzenlemesi kaynak tahsisi fonksiyonunu,milli geliri yeniden dağıtma fonksiyonu
(piyasada oluşan birincil gelir dağılımına VERGİ ve SÜBVANSİYONLARLA müdahalede
bulunarak geliri yeniden dağıtması) ise geliri tahsis fonksiyonunuifade eder.
4.Denetim Fonksiyonu: kamu maliyesinin ve mali işlemlerin belirtilen esas ve
hedeflere uyumlu şekilde yürütülmesinin denetlenmesi şeklinde ortaya çıkar.
4. Makroekonomik Fonksiyonu:
4.1.Konjonktürel Fonksiyonu: ekonomideki genel iniş çıkışları yani konjonktürel
dalgalanmaları inceler ve genel iktisadi konjonktürü ayarlama görevi görür.
4.2. Telafi Edici Fonksiyonu: ekonominin eksik istihdamda olduğu dönemlerde bütçe açığı,
talep arttırıcı ve işsizliği azaltıcı bir işleve sahiptir.
4.3.Kalkınma Fonksiyonu: Bütçe kamu ekonomisinin tasarruf ve yatırım tercihlerini
yönlendiren bir plandır. Bu anlamda kalkınma hamleleri açısından üzerine bazı işlevler
düşmektedir.
4.4.İstikrarı Sağlama Fonksiyonu: bütçenin fiyat istikrarı ve tam istihdamı sağlamasıdır.
BÜTÇE İLKELERİ
I.KLASİK İLKELER Genellik İlkesi:
Bütçede yer alacak tüm gelir ve gider tahminlerinin cinsi, tutarı ve
kullanılmasında uygulanacak yöntem ile ilgilidir. Genellik ilkesi, üç
noktada ağırlık kazanır:
1.Tüm gelir ve giderlerin bütçede gösterilmesi,
2.Bütçe yer alan gelir ve giderlerin gayri safi olarak belirtilmesi,
3.Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilememesidir (Adem-i tahsis).
Döner sermayeli işletme bütçeleri, şartlı bağış ve yardımlar, özel bütçeli
kuruluşlar, düzenleyici denetleyici kuruluşlar, sgk, fon uygulamaları, bu
ilkeden sapma gösterir.
Birlik İlkesi:
Bir kamu tüzel kişiliğinin bütçe yaparken tüm gelir ve
giderlerini tek bir bütçe içinde toplanmasına birlik ilkesi
denir.
YANİ; DEVLETİN BÜTÇESİ TEK OLACAK
Yeknesaklık İlkesi:
Bütçede birlik ilkesinin devletin tüm gelir ve
giderlerinin tek bir bütçede toplanmasını ifade
etmektedir. Ancak uygulamada birlik ilkesinden
sapmalar olduğunu görülmektedir.
Yeknesaklık ilkesi ise, bütçelerde benzer
nitelikteki gelir ve giderlerin
gruplandırılarakbir arada gösterilmesini ifade
eden bir ilkedir. Birlik ve genellik ilkesinin daha
esnek bir uygulamasıdır.
Toplama İlkesi:
Kamu idarelerinin tüm gelir ve giderleri bütçelerinde
gösterilmesi ve benzer nitelikteki bütçelerin bir araya
toplanmasıdır. Merkezi Yönetim Bütçesi, Mahalli İdare
Bütçeleri ve Sosyal Güvenlik Bütçeleri ayrımı toplama
ilkesini ifade etmektedir.
Ön İzin ve Bölümler İtibariyle Onaylanması İlkesi:
Yürütme organının bütçenin mali yıla girmeden önce yasama organından
bütçeyi hazırlamak için izin alması ÖN izin, yürütme tarafından hazırlanan
bütçenin mali yıla girmeden önce yasama tarafından onaylanmasına ise
bölümler itibariyle onaylama ilkesini ifade eder.
Yıllık Olma İlkesi: Bütçe esas itibariyle hemen her
ülkede bir yıl için geçerlidir. Günümüzde 3 yıllık
hazırlanır. Yıllık olarak uygulanır.
Denklik İlkesi: Bütçenin gelir ve gider
kalemlerinin birbirine denk olmasıdır.
BÜTÇE DENK BAĞLANMAK ZORUNDA
AKTİF = PASİF
Fiskalite İlkesi (Mali Olma):
Bu ilke bütçede mali anlamda sınırları ifade etmektedir.
1.Yürütme organı bütçede yer alan ödenek miktarından fazla harcama
yapamaz,
2.Bütçede belirtilmeyen bir kaleme harcama yapılamaz,
3.Bütçede sadece mali hükümlere yer verilir. Mali hüküm dışında bir
hüküm koyulamaz.
4.Bütçede, ödenekler belirli amaçları gerçekleştirmek üzere tahsis edilir ve
başka bir amaca harcanamaz (giderlerde tahsis).
Doğruluk ve Samimilik İlkesi:
Bütçe öngörülerinin elden geldiği ölçüde gerçek durumu
yansıtması ve mevcut koşulların ortaya konulması
doğrulukilkesini, gerek gider gerekse gelir tahminlerinin
ortaya konulmasında, doğruluğuna inanılan hususların
içtenlikle ortaya konmasına ise samimilik ilkesi denir.
Açıklık ve Alenilik İlkesi:
Bütçe ile tüm belge ve hesapların kamu
tarafından eleştiriye olanak sağlayacak şekilde
açık bulundurulmasını ifade eder. Bütçenin
tümüne ve özellikle gelir ve gider cetvellerine
açıklık getirmektir. Alenilik ilkesi, bütçe ile ilgili
tüm işlem ve uygulamaların, herkesin gözü
önünde, herhangi bir gizlemeye
başvurulmaksızın gerçekleştirilmesini
öngörmektedir.
II.ÇAĞDAŞ İLKELER Makroekonomikİstikrarilkesi:
Bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında,
makroekonomik istikrarla birlikte
sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak esastır.
PerformansveMaliKontrolİlkesi: Bütçeler
kalkınma planı ve programlarda yer alan
politika, hedef ve önceliklere uygun şekilde,
idarelerin stratejik planları ile performans
ölçütlerine ve fayda-maliyet analizine göre
hazırlanır, uygulanır ve kontrol edilir.
Planlamaİlkesi:
Bütçeler, stratejik planlar dikkate
alınarak izleyen iki yılın bütçe
tahminleriyle birlikte görüşülür ve
değerlendirilir.
UluslararasıStandartlaraUygunlukİlkesi:
Bütçeler kurumsal, işlevsel ve ekonomik
sonuçların görülmesini sağlayacak şekilde
Maliye Bakanlığınca uluslararası standartlara
uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya
tabi tutularak hazırlanır ve uygulanır.
5018’E GÖRE BÜTÇE TÜRLERİ
“GENEL YÖNETİM BÜTÇESİ” MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ MAHALLİ İDARELER BÜTÇESİ SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞLARI BÜTÇESİ
1.GENEL BÜTÇE
2.ÖZEL BÜTÇE
3.DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUM BÜTÇESİ
1.İL ÖZEL İDARESİ
2.BELEDİYELER
3.MAHALLİ BİRLİKLER
1.SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
2.TÜRKİYE İŞ KURUMU
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ
1.GENEL BÜTÇE 2.ÖZEL BÜTÇE 3.DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUM BÜTÇESİ *tek bir nakit idaresine sahiptir.
*DEVLET TÜZEL KİŞİLİĞİNE sahiptir. (kendilerine
ait KTK’si YOK)
*kendilerine ait malvarlığı ve gelirleri YOKTUR.
*ağırlıklı olarak tam kamusal mal ve hzmtüretrler
*****Ödenekleri yetmezse; YEDEK ÖDENEK
kaleminden ödenek alabilirler.
*genellik ve birlik ilkesine uygundur.
*I Sayılı Cetvelde yer alırlar; TBMM,
CB,BAŞBAKANLIK,BAKANLIKLAR, YÜKSEK
MAHKEMELER, MÜSTEŞARLIKLAR(SAVUNMA
SANAYİ MÜSTAŞARLIĞI HARİÇ, …TAYLAR
(sayıştay, danıştay…), …KOMUTANLIĞI,…
* bir bakanlığa veya belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere
kurulur.
*kendilerine ait KTK’leri vardır.
*kendilerine ait nakit idareleri vardır.
*Kendilerine ait mal varlıkları ve gelirleri vardır.
*genellikle yarı kamusal mal ve hizmet üretirler.
*ödenekleri yetmezse genel bütçedenHAZİNE YARDIMI alırlar
( yedek ödenekten de pay alabilirler)
*Aynı zamanda yedek ödenekten pay alabilirler.
*genellik ve birlik ilkesine aykırıdır.
*II Sayılı Cetvelde yer alırlar.YÖK, ÖSYM,ÜNİVERSİTELER,
DİĞER İDARELER (TÜBİTAK, GSGM,OGM,VGM,
SAVUNMA SANAYİ MÜSTEŞARLIĞI……)
*Özel kanunla kurulurlar.
*mal ve hizmet üretmez, kural ve norm koyar.Bunların
uygulanmasını izler ve denetlerler.
*Kendi KTK’leri vardır.
*kendilerine ait mal varlığı ve gelirleri vardır.
*ödenekleri yetmezse genel bütçeden HAZİNE YARDIMI alırlar
*genellik ve birlik ilkesine aykırıdır.
*III Sayılı Cetvelde yer alırlar;
RTÜK, SPK, BDDK, EPDK, KİK, RK, BTK, KGK, KİŞİSEL
VERİLERİ KORUMA KURUMU
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ = GENEL BÜTÇE + ÖZEL BÜTÇE + DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUM BÜTÇESİ – HAZİNE YARDIMLARI
MAHALLİ İDARELER BÜTÇESİ
1.İL ÖZEL İDARELERİ 2.BELEDİYE BÜTÇELERİ 3.KÖYLER 4.MAHALLİ BİRLİKLER
1.VALİ bütçeyi hazırlar
2.hazırlanan bütçe İL DAİMİ ENCÜMENİ’NE ve İL
GENEL MECLİSİ’NE sevk edilir.
3.İL GENEL MECLİSİ tarafından onaylana bütçe
VALİ tarafından İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
gönderilir.
4.İÇİŞLERİ BAKANLIĞI bütçeyi konsolide eder.
1.bütçeye hazırlık aşaması BELEDİYE BAŞKANININ
talimatıyla başlar.
2.BELEDİYE DAİRELERİ ve BELEDİYE HESAP İŞLERİ
MÜDÜRÜ tarafından hazırlanır.
3.hazırlanan bütçe BELEDİYE BAŞKANI tarafından
BELEDİYE ENCÜMENİNE gönderilir.
4.ENCÜMEN 2AY bütçeyi inceler ve BELEDİYE
BAŞKANI tarafından BELEDİYE MECLİSİNE sevk edilir.
5.BELEDİYE MECLİSİ onayı basar.
6.onaylanan bütçe 7 gün içerisinde VALİ ya da
KAYMAKAMA gönderilerek bütçe yürürlüğe girer
(5018 KAPSAMINDA
YER ALMAZLAR)
1.Bütçe MUHTAR VE
İHTİYAR HEYETİ
tarafından hazırlanır.
2. VALİ ya da
KAYMAKAM tarafından
onaylanır.
*Mahalli birliklerin ve BİT’lerin bütçelerini
kapsar.(unutma!!!BİT’lerin denetimini
SAYIŞTAY YAPAR)
*EGO, Halk Ekmek, İETT…
BİT=Belediye İktisadi Teşebbüsü)
SOSYAL GÜVENLİK KURULUŞLARI BÜTÇESİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU *Sosyal güvenlik hizmeti sunmak üzere kanunla kurulan ve IV. Sayılı cetvelde yer alan idarelerin bütçesidir.
*giderlerini üyelerinden toplamış oldukları kendi gelirleriyle karşılarlar.( BÜTÇELERİNİ KENDİ HAZIRLARLAR) (genellik ve birlik ilkesinin İSTİSNASIDIR)
*ANCAK; gelir gider açığı ortaya çıkması halinde genel bütçeden yapılacak TRANSFER HARCAMALARIYLAbu açık kapatılır. Bunların ayrıntılı harcama programları TBMM’de Bütçeyle
birlikte görüşülür.
GİDER BÜTÇESİNİN HAZIRLANMASI – GÖRÜŞÜLMESİ – UYGULANMASI (TABLO I)
EYLÜL’ÜN İLK
HAFTASINA KADAR
1.KALKINMA BAKANLIĞI “ORTA VADELİ PROGRAM”ı hazırlar.
2.Bunu BAKANLAR KURULU onaylar.(bütçenin hazırlık
aşaması başlangıcı)
15 EYLÜL’E KADAR
1.MALİYE BAKANLIĞI orta vadeli programa uygun
olarak “ORTA VADELİ MALİ PLANI”
HAZIRLAR
2.YPK onaylar 3. RG’DE YAYIN
1.MALİYE BAKANLIĞI “BÜTÇE ÇAĞRISI YAPAR VE BÜTÇE
HAZIRLAMA REHBERİNİ ilgili kuruluşlara gönderir.
2.KALKINMA BAKANLIĞI tarafından “YATIRIM
GENELGESİ VE YATIRIM PROGRAMI HAZIRLAMA
REHBERİNİ” kuruluşlara gönderir.
EYLÜL SONUNA
KADAR
1. Hazırlanan bütçe teklifleriMALİYE BAKANLIĞINA 2.Hazırlanan yatırım teklifleriKALKINMA BAKANLIĞI’NA
gönderilir
3.MALİYE BAKANLIĞINCA kuruluşlara ait bütçe tekliflerinin kuruluşlarla
KARŞILIKLI olarak görüşülür-incelenip birleştirilerek BÜTÇE KANUN
TASARISI hazırlanır.
4.Düz. Den. Kur.-TBMM-SAYIŞTAY’A ait bütçe teklifleri
doğrudan TBMM’YE gönderilir.(bir örneğini de MALİYE
BAKANLIĞINA gönderirler)
01-17 EKİM 1.1.Makroekonomik göstergeler ve bütçe
büyüklükleri en geç ekim ayının ilk haftası içinde
YPK’ da görüşülür.
1.2.MALİYE BAKANLIĞINCA Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hazırlanır
2.Merkezi Yönetim Bütçe
Tasarısını Bakanlar
Kuruluna Sunulur.
3.BAKANLAR KURULU Bütçe
Kanun Tasarısını TBMM’YE verir.
4. TBMM’ye gelen Bütçe
Kanun Tasarısı BÜTÇE
KOMİSYONUNA
VERİLİR.
17 EKİM – 10 ARALIK
(55 GÜN)
BÜTÇE KOMİSYONU 55 gün içerisinde BÜTÇE KANUN TASARISINI görüşerek TBMM GENEL KURULUNA SEVK EDER.
(BÜTÇE KOMİSYONU en az 40 kişiden oluşur, 25i iktidar, 15 i muhalefet partisinden)
(komisyona üye olmayanlar toplantıya katılabilir lakin görüş bildiremezler)
10 – 31 ARALIK
(20 GÜN)
TBMM GENEL KURULU 20 GÜN içinde Bütçe Kanun Tasarısını görüşerek ONAYLAR VE CUMHURBAŞKANINA gönderir.
(Genel kurulda milletvekilleri gider arttırıcı veya gelir azaltıcı önerilerde BULUNAMAZLAR)
31 ARALIK 1.BÜTÇE CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ONAYLANIR (VETO EDEMEZ, İPTAL DAVASI AÇABİLİR)
2.RG’ de yayınlanarak yürürlüğe girer.(1.OCAK)
GEÇİCİ BÜTÇE(12’de 1 Bütçe) 1.GEREKÇESİ
Eğer bütçe genel kurulda kabul edilmezse hükümet DÜŞMEZZZZZ!!(düşmüş sayılır, güven
oylamasına tabi tutulur. Eğer güvenoyu alamazsa DÜŞER). Mali yılbaşında ilgili yılın bütçe
kanunu çeşitli sebeplerden dolayı yürürlüğe giremezse GEÇİCİ BÜTÇE hazırlanır.
( geçici bütçe 6 aydan fazla uygulanamaz)
2.SAKINCALARI
2.1.Yeni hizmetlere başlanamaz
2.2.Yatırımlar aksar.
2.3. hesaplar birbirine karışır.
2.4.meclis denetimi zayıflar
BÜTÇENİN UYGULANMASI 1.GELİRLERİN TOPLANMASI
*kamu gelirlerinin TARH-TEBLİĞ-TAHAKKUK-
TAHSİL işlemleridir. (gelirlerin toplanmasına BÜTÇE
KANUNU ile mümkündür)
*gelir bütçesinin hazırlanmasında görev ve sorumluluk
Maliye Bakanlığı’na aittir.
*gelir bütçesini hazırlayan ve Gelirleri toplamak için yetkili
kuruluş “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığıdır”
2.GİDERLERİN YAPILMASI
1.Bütçede belirtilen ödeneklerin
kullanılması ancak MB’nin ödenekleri
serbest bırakmasıyla mümkün.
2.ödenekler yılın ilk 6ayı ve ikinci 6 aylık
dönemi için AYRI AYRI SERBEST
bırakılır. İkinci 6aylıkdönem, ikişer dönem
olarak da serbest bırakılabilir.
**BÜTÇE EMANETİ
—Ödeme emri belgesine bağlandığı
halde yıl içerisinde ödenmeyen
giderler bütçede emanet hesabına
alınarak gider yazılır ve buradan
ödenir.
—mali yılsonundan başlanarak 5yıl
boyunca alacaklıları tarafından
mazeret gösterilmeyen borçlar
zamanaşımına uğrar ve kamu kurumu
lehine gelir olarak yazılır.
**AVANS VE KREDİ İŞLEMLERİ
--Harcama yetkilisinin uygun görmesi,
sözleşmede belirtilmesi, sözleşme tutarının
%30’u geçmemek şartıyla ve benzeri
nedenlerle bazı giderler için avans
verilebilir ya da kredi açılabilir.
1.Bütçe içi avans ve kredi işlemleri;
mutemet avansları, mutemet kredileri ve
akreditifler, yolluklar.
2.Bütçe dışı avans ve kredi işlemleri;
müteahhit avansları ve özel yasalara
dayanılarak yapılan ödemeler
1.1.Gelirlerin Tahmin Yöntemleri
a.Otomatik Yöntemler: uygulanması biten son bir ya da
birkaç yılın kesinleşen rakamları yeni yılın tahmini olarak
kabul edilir.
b.Serbest TakdirYöntemi: otomatik yöntemlerin aksine
tahminlerin yapılmasında geçmiş dönemlerdeki
uygulamalardan faydalanılmakla beraber bunlara bağlı
kalınmaksızın; konjonktürdeki değişmeler değerlendirilerek
gelir bütçesi tahminleri yapılır.
3.ÖDENEKLERLE İLGİLİ İŞLEMLER
3.1.Yedek Ödenek:
Bütçe kanunu hazırlanırken öngörülen harcama
tertiplerinin yeterli olmaması ya da öngörülmeyen
hizmetlerin ortaya çıkması halinde sadece GENEL ve
ÖZEL BÜTÇEDEKİ kamu idarelerine aktarılmak üzere,
cari yıl bütçe giderlerinin %2’sini aşmamak kaydıyla
Maliye Bakanlığı bütçesine konulan ödenektir.
-ödenek aktarımında yetkili Maliye Bakanlığı
-mali yıl içinde yapılan aktarmalar mali yıl bitimini takip
eden 15 gün içinde Maliye Bakanlığınca ilan edilir.
3.2. Ödenek Aktarması
3.2.1.Kurumlar arası Ödenek Aktarması
Merkezi Yönetim kapsamındaki kamu
idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek
aktarımı ödeneğin %10’ u kadar olabilir.
3.2.2.Kurum içi Ödenek Aktarması:
Merkezi Yönetim kapsamındaki kamu
idareleri aktarma yapılacak tertipteki
ödeneğin %20’sine kadar kendi bütçeleri
içerisinde aktarma yapmaya yetkilidir.
3.3.Ek Ödenek (Ek Bütçe)
Yıl içerisinde ödeneği yetmeyen
kuruluşlara yedek ödenekten aktarma
yapılır. Ancak yedek ödeneğin
yetmediği hallerde ek ödenek talebi
ile ek bütçe hazırlanır. Kanunlaşarak
yürürlüğe girer.
3.4. Olağanüstü Ödenek
Genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı
veya BK kararıyla zorunlu askeri
hazırlıkların yapıldığı olağanüstü
dönemlerde MSB, JANDARMA GENEL
KOMUTANLIĞI, SAHİL GÜV. KOM.,
bütçelerindeki ödenekler
BİRLEŞTİRİLEREK kullanılır. Bu
durumda mevcut ödenekler yeterli olmazsa
toplam ödenek tutarının %15’ine kadar
ek harcama yapılabilir.
3.5.ÖRTÜLÜ ÖDENEK
Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin
milli güvenliği ve yüksek menfaatleri vb nedenlerle
BAŞBAKANLIK ve CUMHURBAŞKANLIĞI
BÜTÇESİNE konulan eklerdir. Bu ödenek, genel bütçe
başlangıç toplamının %0,5’ini geçemez.
Örtülü ödeneği kullanma yetkilisi;
*başbakan+maliyebakanı+ ilgilibakan
Tarafından imzalanan ORTAK kararname ile olur.
DEVLET BORÇLANMASI
BORÇLANMANIN NEDENLERİ 1. MALİ 2. EKONOMİK 3.DİĞER
1.Bütçe açıklarını kapatmak
2. kalkınmanın finansmanı saplamak
3. savunma giderlerinin finansmanını sağlamak
4. Enflasyonun finansmanı
5.refinansman
1.tasarrufların yatırımlara dönüştürülmesi için
2. ekonomik dengenin sağlanmasına yönelik etkiler yaratılması
3. kaynak dağılımında etkinliğin sağlanmasına yönelik etkiler
yaratılması
4.ekonomik istikrarsızlıkları gidermek
1.savurganlık
2.doğal afet
3.kamu harcamalarının denetiminde yetersizlik
BORÇ YÖNETİMİ 1.OLAĞAN BORÇ YÖNETİMİ Devlet borçlarının sözleşmede yer alan
hükümlere göre uygun şekilde yerine
getirmesidir.
2.OLAĞAN ÜSTÜ BORÇ YÖNETİMİ Bir ekonomideki çeşitli istikrarsızlıkların giderilmesi amacıyla devlet,
borçlarının miktar ve bileşiminde değişlik yapmaktadır.
*Miktarda yapılacak değişiklikler; anapara ve faiz ödemesinin
azaltılması
*.Bileşimde yapılacak değişiklikler; borcun vadesinin ve kaynağının
değiştirilmesidir.
2.1.KONSOLİDASYON(TAHKİM) Kısa süreli borçların uzun süreli veya süresiz hale
getirilmesidir. Devletin faiz yüküARTAR, dolayısıyla borç
yüküARTAR.
AMAÇ; kısa dönemde kamu dengesini rahatlatma.
DEZAVANTAJI; Alacaklılarda güvensizlik yaratır, ilerdeki
borçlanma miktarını sekteye uğratır.
—İkiye ayrılır;
1)isteğe bağlı konsolidasyon: tahvil sahiplerinin onayı alınır
2)cebri konsolidasyon: mali itibar çok düşerse başvurulur
2.2. KONVERSİYON Borç yükünü hafifletmek amacıyla devletin
faiz oranlarında indirim yapmasıdır.
Yüksek faizli tahvillerin düşük faizli
tahvillerle değiştirilmesidir.
2.2.2.KONVERSİYONUN ETKİLERİ *Devletin borç yükü azalır
*gelir dağılımı olumlu etkilenir.
*borç günün koşullarına uydurularak borcun gizli amortismanı
sağlanır.
*alacaklılarda güvensizlik yaratır ve ilerideki borçlanma
imkânını sekteye uğratır.
BORCU AZALTAN VEYA ORTADAN KALDIRAN HALLER 1.BORCUN ÖDENMESİ(BORCUN İTFASI – BORCUN
AMORTİSMANI)
-süresiz veya müeccel haldeki borçların ödenmesine
İHTİYARİ AMORTİSMAN (rachat) denir.
-süreli veya vadesi gelmiş borçların ödenmesine zorunlu
amortisman denir.
2.BORCUN REDDİ VE MORATORYUM
-Devletin tek taraflı bir kararla mevcut borcunun tamamını veya bir kısmını
ortadan kaldırdığını ilan etmesi BORCUN REDDİDİR.
-devletin borçlarını zamanında ödeyememesi durumunda borcun temerrüde
düşmesi ve devletin mevcut koşullarda borcunu ödeyememesine
MORATORYUM denir.
NOT: Moratoryumda borç sona ERMEZZZZZ.
3.BORCUN SİLİNMESİ
—Alacaklı ülkelerin veya uluslar arası
kuruluşların bir ülkenin dış borçlarını
silmesidir.
4. MONETİZASYON
Para basarak borcun kapatılmasıdır.
5. ENFLASYON
Sözleşme tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen sürede enflasyon reel olarak
borçların ödenmesine yardımcı olur.
6. KONVERSİYON
Yüksek faizli borç senetlerinin düşük faizli
borç senetleriyle değiştirilmesi borç
yükünü azaltır.
MALİYE POLİTİKASI
AMAÇLARI ARAÇLARI 1.Kaynak kullanımında etkinlik 2.Gelir Dağılımında Adalet
3.Ekonomik İstikrar 4. Ekonomik Büyüme ve Kalkınma
3.1.Fiyat istikrarı
3.2.Tam istihdam
1. VERGİLER
2.BÜTÇE
3.KAMU HARCAMASI
4.BORÇLANMA
MALİYE POLİTİKASININ AMAÇLARININ ÇATIŞMASI- AMAÇLARIYLA ARAÇLARININ ÇATIŞMASI
AMAÇLARIN ÇATIŞMASI AMAÇLARIYLA ARAÇLARININ ÇATIŞMASI 1. Gelir ve Servet Dağılımında Adaleti Sağlama ile Ekonomik Büyüme Kalkınma
Arasındaki Çatışma
Gelişmekte olan ülkeler büyüme sürecine girebilmeleri için kamu gelirleri ihtiyaç duyarlar
ve bu toplumdaki bireylerde vergi bilinci ve ahlakı tam olarak yerleşmediğinden dolayı
gelir ve servet üzerinden alınan vergilerde bir kaçakçılık yaşanacaktır. Bu davranışlardan
dolayı devlet büyümeyi sağlamak için dolaylı vergilere başvururr. Sonuçta büyüme ve
kalkınmayı sağlamak için gelir dağılımında adalet bozulmuş olur.
1.iktisadi kalkınma amacının gerçekleştirilebilmesi için yatırım yapılması gerekir.
Yatırımlar maliye politikası araçlarından biri olan borçla finanse edilirse borç yükü artar bu
durumda kalkınma amacı gerçekleştirilirken borç yükünün artmasına sebep olunur
2.Fiyat istikrarı ve tam istihdam arasındaki çatışma
Ekonomi tam istihdam düzeyine yaklaştıkça azalan verimler kanun nedeniyle fiyatlar genel
düzeyi yükselmeye başlar(çalıştırılan marjinal işçilerin verimi düşük olduğundan)
2.devlete borç veren kesim çoğunlukla yüksek gelir grubuna dahildir. Borçlanmanın
getirilerinden bu kesim yararlanır. Bu durum gelir dağılımının bozulması anlamına gelir.
Bu nedenle maliye politikası araçlarından biri olan borçlanma ile gelir dağılımının adaletli
hale getirilmesi amacı arasında bir çatışma olur
3. Ekonomik İstikrar ve Ekonomik Büyüme Arasındaki Çatışmalar
İktisadi
3.maliye politikası araçlarından biri olan enflasyonun önlenmesi için toplam talebi kısacak
dolaylı vergilere başvurulur. Dolaylı vergiler gelir dağılımının bozulmasına neden olur. Bu
durumda gelir dağılımında adaletin sağlanması amacıyla maliye politikası araçları arasında
yer alan vergiler arasında çatışma ortaya çıkar.
MALİYE POLİTİKALARININ UYGULANMA YÖNTEMLERİ
İRADİ (İHTİYARİ)
MALİYE POLİTİKASI
OTOMATİK STABİLİZATÖRLER FORMÜL ESNEKLİĞİ
YÖNTEMİ
Politika belirleyicilerin ve
uygulayıcıların, ekonominin
içinde bulunduğu
konjonktürel durumu tespit
ederek önlem almaları ve
uygulamalarını, bu politika ve
uygulamalarının hiçbir yasal
veya hukuki bir norma tabi
olmaksızın belirlenmesidir.
Ekonomide oluşan dengesizliklerin giderilmesinde hiçbir müdahaleye gerek kalmaksızın ekonominin kendi içinde var olan
kurum veya mekanizmalarla dengeye gelmesidir. Otomatik Stabilizatörler;
Ekonomiye müdahalenin
bazı kanunlarda belirlenerek
belirli şartların oluşması
halinde uygulamaya
girmesidir.
Bu yöntem iradi maliye
politikasının taşıdığı
sakıncaları önlemek ve
otomatik stabilizatörlerin
yetersizliğini gidermek
amacıyla getirilmiştir.
Örnek; enflasyonun %... ‘yı
geçmesi halinde talebin
kısılması amacıyla
KDV’nin %... artırılmasının
kanunda yer bulması.
1)Vergi Hasılatındaki Otomatik Değişmeler:
Ekonominin genişleme dönemlerinde artan oranlılık dolayısıyla vergi hasılatı da artmaktadır. Dolaysız vergilerin en önemlisi
gelir vergisidir. Kişiler gelirleri arttıkça artan oranlılık dolayısıyla daha fazla oranda vergi öderler. Vergi hasılatı, matrahtaki
artıştan daha hızlı arttığı için kişiler harcamalarını kısma yoluna giderler. (Gelirleri artmasına rağmen) Tüketim ve yatırım
harcamalarını artırmazlar. Böylece devletin vergi hasılatı artışı yanında kişilerin harcamaları düşeceğinden artan oranlı vergi
tarifesi enflasyonu düşürücü etki oluşturacaktır.
Ekonominin daralma dönemlerinde ise, vergi yükümlüleri, gelirlerin azalmasına karşın, ortalama vergi oranı düştüğü için,
ödedikleri vergiler, gelirlerindeki düşmeden daha büyük bir oranda düştüğü için (artan oranlı tarife dolayısıyla) tüketim ve
yatırım harcamalarını azaltmamakta, büyük ölçüde devam ettirebilmektedirler
Şahsi gelir vergisinin otomatik stabilizatörlük fonksiyonunu yerine getirebilmesi için;
1.her türlü kazancı vergilendirilen genel bir vergi olacak 2.kaçakçılık olmayacak
3.tarifesi dik artan oranlı olacak (dik müterakki) 4.geniş ölçüde kaynakta kesme usulüne göre alınmalı.
5.vergiyi ödeyenlerin çoğunluğu yüksek gelir grubunda olmalıdır. 6.vergi götürü usulde tahsil edilmemeli
2) İşsizlik Sigorta Primleri ve İşsizlik Yardımları:
Ekonominin refah dönemlerinde işsiz sayısı az olduğundan işsizlik sigorta primleri birikmekte ve bunlar bir fonda
biriktirilmektedir. Buna karşılık ekonominin deflasyonist eğilimler içersinde olduğu durumlarda da işsizlik sayısı artacaktır ve
refah dönemlerinde biriken işsizlik sigorta fonuyla bu kesim sübvanse edilerek işçilerin gelirlerinin kesintiye uğraması
önlenmekte, talep yetersizliği beklenenden daha AZ gerçekleşmektedir.
3)Toprak Mahsullerine Ödenen Mali Yardımlar:
Tarım ürünlerinin fazla ve noksan olduğu zamanlarda fiyat dalgalanmalarına karşı üreticiler zarar görür.Bu durumu önlemek
üzere mahsulün bol olduğu yıllarda devlet ürün fazlasını üreticiden satın alarak stoklarına atar. Ürünün kıt olduğu yıllarda da
stokları piyasaya sürerek fiyat dalgalanmalarının önüne geçilir.
4)Kurum ve Aile Tasarrufları:
Ekonominin duraklama hatta gerileme dönemlerinde, kurum kazançları azalmasına rağmen dağıtılan kar payları eski
seviyelerini korur. Şirketlerin bu politikaları sayesinde hisse senedi sahiplerinin satın alma güçlerinin düşmesi önlenir.
Ekonominin genişlediği dönemlerde ise dağıtılan kar payları arttırılmaz, otofinansmana gidilir. Bu şekilde bir yandan
kurumlar daha çok yatırım yaparak toplam arzı arttırırlar.
Aileler ise ekonominin refah dönemlerinde gelirlerinin artmasıyla birlikte tasarrufa yönelirler. Deflasyonist dönemlerde ise
bu tasarrufları tüketerek, talepteki düşüşün etkisini yavaşlatır.
5)Ekonomi Stoklarındaki Artış ve Azalmalar:
Rekabetçi piyasa ekonomisinde imalatçı ve üreticiler belirsiz alıcılar için üretim yaparlar. Bu nedenle en az düzeyde de olsa
stok halinde mal bulundurulmaktadır. Dolayısıyla piyasada söz konusun mala talep fazla artış gösterirse artan talep stoklardan
karşılanır. Böyle bir durumda üretici daha fazla mal üretme çabasında olmadığı gibi mevcut stoklar artan talebi
karşıladığından bu sırada malın fiyatında da yükselme gözlenmez.
Diğer yandan söz konusu malın talebi piyasada düştüğünde üretici üretimi kısmaz ya da kesmez, normal üretimine devam
eder. Sadece stoklarda bir yükselme gözlenir. Mevcut stok düzeyindeki artış ve azalışlar kendiliğinden istikrarı koruyucu ve
ekonomik dengeyi sağlayıcı bir etki yaratmaktadır.
6) Kendiliğinden Meydana Gelen Bütçe Açık ve Fazlaları
1.ENFLASYON
Bir ekonomide belirli bir süre için fiyatlar genel düzeyinin devamlı yükselmesidir.
2.DEFLASYON Ekonomide üretimin talep yetersizliğine bağlı olarak artmaması ve hatta
azalmasıdır. Talebin daralması nedeni ile fiyatlarda sürekli olarak gerilmektedir.
SONUÇLARI;
1.kaynak dağılımının bozulması
2.devlet gelirlerinin reel olarak gerilemesine
3.kamu harcamalarının yeterli boyutta yapılamamasına
4.kamu harcamaları artarken hizmet miktarında artışın olmamasına (görünüşte artış)
5.gelir dağılımının bozulmasına neden olur.
SONUÇLARI;
1.işsizlik artar
2.fiyatlar genel düzeyi seviyesi geriler
3. yatırımlar donar.
4.MG’de negatif büyüme yaşanır.
5.firmaların kar marjı düşer.
1.1.ENFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 2.1.DEFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI
1.1.1.HARCAMA POLİTİKASI
— Genel olarak harcamalar kısılır, ancak cari ve transfer harcamalarının kısılması zor olacağı için yatırım harcamalarının kısılmasına gidilir.
— Bu dönemde gelir dağılımı daha da bozulacağı için transfer harcamaları kısılamaz.
— Yatırımların süreleri uzatılarak yıllara yayılabilir, kamu harcamalarının verimliliği artırılabilir, lüks tüketime yönelik kamu harcamaları daraltılabilir.
2.1.1.HARCAMA POLİTİKASI
— Harcamalar arttırılır.
— Ekonomi de en çok girdi sağlayan ve ekonomiyi daha hızlı canlandıran bayındırlık - yatırım harcamalarına daha fazla önem verilmelidir.
— Transfer harcamalarının çarpan etkisi diğer harcamalara göre (cari ve yatırım) daha azdır.
1.1.2.VERGİ POLİTİKASI
— Vergiler açısından talebi kısıcı arzı artırıcı önlemler alınmalı.
— Bireysel talebi kısmada gelir vergileri, toplumsal talebi kısmada ve kamu gelirlerini artırarak bütçe fazlası yaratmada gider vergileri daha etkilidir. Çünkü gider vergilerinin tabanı gelir vergilerine kıyasla daha geniştir.
Servet vergileri çok fazla etkili olmamakla birlikte, lüks mallar üzerindeki servet vergileri artırılarak lüks
tüketime yönelim engellenebilir.
2.1.2.VERGİ POLİTİKASI
— Vergi oranları indirilip, vergi indirim, istisna ve muafiyetler daha da genişletilerek kullanılabilir gelir dolayısıyla talep arttırılmaya çalışılır.
— Bireysel talep açısından gelir vergileri, toplam talep açısından gider vergileri daha etkindir. Bu nedenle her ikisi de kullanılmalıdır.
Özel tüketim ve yatırım harcamalarını arttıracak şekilde vergi yükü indirilmeli,
tam istihdama ulaşınca özel tüketim ve yatırım harcamalarını kısıcı vergi
politikası uygulanmalıdır.(kısmazsan ekonomide enflasyona neden olursun)
1.1.3.BORÇLANMA POLİTİKASI — Uzun vadeli borçlanma tercih edilir. özellikle yurt içi kaynaklar tercih edilerek ekonomideki fazla fon çekilmelidir. Yurt dışı borçlanma daha da fazla fon oluşturacağı için enflasyonu daha da azdırabilir. — Düşük faizli uzun vadeli borçlanılmalıdır. Yüksek faiz likitideyi daha da artırır. — Bankaların yaratacağı kaydi para ve Merkez Bankasının yaratacağı emisyon nedeniyle para arzının artacağı için Bankalar ve Merkez Bankasından Borçlanmamalıdır.
2.1.3.BORÇLANMA POLİTİKASI — Kısa vadeli, yüksek faizli iç borçlanmalıdır. Diğer bir ifade ile likiditeyi artırıcı borçlanma seçilmelidir. — Merkez Bankasından borçlanılarak emisyonun, Bankalardan borçlanılarak kaydi para mekanizmasının para arzını artırıcı etkileri kullanılmalıdır.
Yada uzun vadeli, mümkün olduğunca düşük faizli, dış borçlanmaya gidilmeli
ve bunların verimli alanlarda kullanılması gerekmektedir.
1.1.4.BÜTÇE POLİTİKASI
Toplam talebi düşürücü etki yaratmak adına bütçe fazlası politikası izlenerek ekonomide daraltıcı etki
yaratılmalıdır.
2.1.4.BÜTÇE POLİTİKASI
Ekonomide yaşanan daralmadan sıyrılmak, toplam talepte artış sağlamak
amaçlanır bu sebepten bütçe açığı ile genişletici etki yaratılmalıdır.
EKONOMİK BÜYÜME VE KALKINMA 1.MALİYE POLİTİKASI VE EKONOMİK BÜYÜME 2.MALİYE POLİTİKASI VE EKONOMİK KALKINMA
Bir ekonomide zaman içinde mal ve hizmet üretimi miktarında artış olmasıdır ve para yaratımında artış olmasına bağlıdır.
İktisadi büyüme;
1.yüksek istihdam düzeyini sağlar. 2.yapısal değişimi kolaylaştırır.
3.gelir dağılımında oluşan farklılıkları yumuşatır.
4.kaynak tasarrufuna yol açan yatırımlar için uygun koşullar sağlar.
Ekonominin gösterdiği belirtilere göre tanımlanabilen,bundan
da anlaşılabileceği gibi kesin sınırları belli olmayan,ancak bazı
paritelerin(milli gelir,yurtiçi hasıla vb..)belirli seviyelerde
seyretmesiyle kendini gösteren bir olgudur.
1.1.MALİYE POLİTİKASININ EKONOMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 2.1.EKONOMİK KALKINMANIN KOŞULLARI
1.1.1.Emek Arzı Üzerine Etkisi
*en önemli maliye politikası aracı
vergilerdir.(böylelikle emek arzını arttırıp
azaltabilir.) böylelikte 2 etkiyle karşılaşılır;
-ikame etkisi: uygulamaya konulan vergiyle
birlikte kişinin çalışmak yerine dinlenmeyi tercih
etmesine yol açar.
-gelir etkisi: uygulamaya konulan vergiyle
birlikte kişinin daha fazla çalışarak eski gelir
düzeyini yakalamasıdır.
1.1.2.Teknolojik Gelişme Üzerine Etkisi
Üretim faktörleri verimliliğinin ve buna bağlı olarak MG’yi arttırması,
yeni teknolojik gelişmelerin izlenmesi ve kullanmasıyla
sağlanabilmektedir.
Devlet teknolojinin gelişmesi için kamu harcaması ve kamu gelirlerine
başvurur. Kamu harcamasıyla teknolojiyi ülkeye yayabilir.
Vergi yoluyla da; özel araştırmalar vergiden muaf tutulmak yoluyla
teşvik etmek gibi
-iç tasarrufların arttırılması (burada amaç tasarrufları yatırıma
dönüştürmek)
-kamu yönetiminde etkinliği arttırıcı politikalar izlemek
-teknoloji ithaline yönelik politikalar izlenmelidir.
İhracatı geliştirici politikalar izlenmelidir.
MALİYE POLİTİKASI VE GELİR DAĞILIMI
Bir toplumda milli gelirin çeşitli gruplar arasındaki dağılım şekline gelir dağılımı denir.
1.FONKSİYONEL GELİR DAĞILIMI
Üretim faktörlerinin üretime katılmaları sonucu milli
gelirden aldıkları payı gösterir.
Q= emek + sermaye + toprak + girişimci
Y= ücret + faiz + rant + kar
2.SEKTÖREL GELİR DAĞILIMI
Tarım, hizmet ve sanayi sektörlerinin milli
gelire olan katkılarıdır yada üretim
faktörlerinden aldıkları paydır.
3.BÖLGESEL GELİR DAĞILIMI
Bir ülkenin çeşitli bölgeleri arasında kişi
başına düşen gelir farklılıklarını ortaya
koymak için kullanılır.
4.KİŞİSEL GELİR DAĞILIMI
Milli gelirin bireyler arasında dağılımını
gösterir.
GELİR DAĞILIMINI SAĞLAMAK İÇİN KULLANILACAK MALİYE POLİTİKASI ARAÇLARI
HARCAMA POLİTİKASI
1.Transfer harcamaları arttırılmalı
2.Eğitim, sağlık gibi altyapı yatırım harc
arttırılmalı
3.Faiz harcamaları gelir dağılımını
bozucu etkisi vardır.
4.cari harc gelir dağılımını enflasyonist
ortamda bozucu, deflasyonist ortamda
düzenleyici bir fonk.a sahiptir.
VERGİ POLİTİKASI
1.gelir vergileri artan oranlı, geniş tabanlı, muafiyet ve istisnalar politik
kaygı taşımadan adaletli bir şekilde olacak
2.gider vergileri tersine artan oranlı özellikle nedeniyle gelir dağılımını
bozucu etkisi vardır.bu sebeple zorunlu tüketim harcamalar üzerinden
düşük, lüks tüketime yönelik harcamalardan yüksek vergi alınmalıdır.
3.servet vergileri yansıtmaları zor, subjektif ve gelir dağılımı açısından
en önemli vergilerdir. Ancak gelir ve gider vergilerine göre tabanı daha
dar olduğundan çok fazla etkin değildir.
BORÇLANMA POLİTİKASI
1. borç veren kesimle borç anapara ve faizlerini öden kesimler arasında
farklılık var ise gelir dağılımı bozulmaktadır.
2özellikle borç tahvil ve bono faiz gelirlerinin vergi dışı bırakılması, başa
başın altında konversiyon… gibi sağlanan faydalar gelir dağılımında
adaleti bozar.
3.uzun vadeli borçlanma nesiller arası borç yükü aktarımına neden
olmakta ve borcu ödeyen nesil üzerinde gelir dağılımını bozucu bir etki
yaratır
GELİR DAĞILIMININ ÖLÇÜMÜ (LORENZ EĞRİSİ - GİNİ KATSAYISI)
G ELİR DÜZEYİ (%)
GELİR SAHİBİ KİŞİLER (%)
Lorenz eğrisi gelir dağılımındaki eşitsizliği gösterir. Mutlak eşitlik doğrusu
herkesin eşit gelir dağılımına sahip olduğu doğrudur. Bu durumda Lorenz
Eğrisi, Mutlak Eşitlik doğrusuna ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar
adildir.
Gini Katsayısı(E); Lorenz Eğrisinde 45 derecelik doğru ile Lorenz eğrisi
kavisi arasında kalan alanın tüm üçgenin alanına oranı olarak hesaplanır.
Gini Katsayısı = (ALAN A) / (ALAN A+B)
E=1 => mutlak adaletsiz gelir dağılımı
E=0 => mutlak adil gelir dağılımı
0<E<1 arasındadır.
0<E<0,5 adil
0<E<1 adaletsiz
LorenzE
ğrisi
Mutlak Eşitlik Doğrusu
A
B